12 Aralık haftalık rapor için tıklayınız.

12 Aralık 2014
Haftanın Gündemi-Beklentiler
Küresel piyasalarda
16-17
Aralık
Fed
toplantısı bekleniyor...

Bu hafta küresel piyasalarda gündem petrol fiyatlarındaki düşüş ve etkileri,
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) uzun vadeli yeniden finansman ihaleleri,
Yunanistan’da ve Japonya’daki seçim süreçleri oldu. Fed’in haftaya
düzenlenecek olan FOMC toplantısı da beklenmekte.
 Petrol fiyatlarındaki düşüş bu hafta hızlanarak devam etti. Bu bir
yandan dünya ekonomik büyümesini teşvik edebilecek bir unsur olurken,
diğer yandan özellikle gelişmiş ülkelere deflasyonist etkileri de
konuşulmaya başlandı. Fiyatlardaki düşüşün sürmesi durumunda, AB
ülkelerinde zaten düşük olan enflasyonun daha da gerilemesi söz konusu
olacak. ABD’de durum çok farklı değil. Deflasyon riski bu ülkelerdeki
ekonomik toparlanma sürecini de olumsuz etkileyebilir. Petroldeki düşüş
bir yandan da ABD’deki kaya petrolü üreticilerine olumsuz yansımakta
ve bu ülkedeki borsalarda da enerji şirketleri hisseleri üzerinden
dalgalanmayı artırmakta.
 Petrol fiyatlarındaki düşüş başta Rusya olmak üzere ihracatçı ve
finansal açıdan petrol ihracatına bağlı olan ülkeleri olumsuz etkilemeye
devam etmekte. Rus Merkez Bankası’nın müdahalelerine rağmen ruble
düşmeye devam etmekte.
 ECB’nin uzun vadeli finansman ihalelerinde bu yıl için hedef 400 milyar
euro olmasına rağmen ikinci ihaleyle birlikte sağlanan toplam
finansman 212 milyar euro düzeyinde kaldı. Bankaların ihalelere
talebinin az olması ECB’nin kredi piyasalarında istediği genişleme
etkisinin görülmesini zorlaştırmakta.
 Japonya’da bu hafta sonu erken genel seçimler var. Abe hükümetinin
seçimleri kazanması bekleniyor. Bu Pazar günü yapılacak olan genel
seçimler sonrasında, Liberal Demokrat Parti (LDP) ve Yeni Komeito
Partisi (NKP) koalisyonunun, alt meclis olan Temsilciler Meclisi’nde
üçte ikilik çoğunluğu sağlaması bekleniyor.
 Yunanistan’da da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 17 Aralık’a alınması
yeni bir siyasi kriz riski yarattı ve ülkeye yönelik kurtarma
programlarının geleceği hakkında endişeler yarattı. Cumhurbaşkanlığı
seçiminde hükümet adayının kazanamaması ülkeyi yeniden bir erken
genel seçime sürükleyebilir ve bu da reform programına karşı çıkan sol
Syriza partisinin zaferi ile sonuçlanabilir.
 Haftaya 16-17 Aralık’ta Fed’in FOMC toplantısı var. Burada Fed’in
kullanacağı dil gelecekteki faiz artırım süreci hakkında daha iyi bir
ipucu verebilir.
1
 Bu hafta dolar yılsonu ve kar realizasyonlarının da etkisiyle euro ve
yene karşı hafif değer kaybına uğradı. Ancak gelişmekte olan para
birimlerine karşı değer kazanmaya devam etti. Euro/dolar paritesi
1.2450 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 118.90 dolaylarında.
 Brent ham petrolünün varili 62.50 dolar; ABD hafif ham petrolünün
varili ise 58.60 dolar civarında. Altında ise fiyatlar biraz yükseldi.
Altının onsu 1220 dolar düzeyinde.

Türkiye piyasalarında bu hafta Türk lirasındaki değer kaybı devam ederken,
faizlerde de çıkış eğilimi vardı. Türk Lirası diğer gelişmekte olan para
birimlerine göre petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte daha iyi performans
göstermesine rağmen, dolar karşısında özellikle haftanın son gününde değer
kaybını hızlandırdı. Burada önümüzdeki hafta yapılacak Fed toplantısının
yarattığı gerginliğin gelişmekte olan para birimlerine yönelik olumsuz etkisinin
öne çıkmakta olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca özellikle Rus rublesindeki
düşüşün durdurulamamasının da lira üzerinde olumsuz etkisi olmakta.

Türkiye’de bu hafta büyüme ve cari açık verileri açıklandı. Üçüncü çeyrek
büyümesi %1.7 ile oldukça düşük geldi ve yılsonu büyümesinin %3’ün altında
kalma olasılığı yükseldi. Ekim ayı cari açık verileri ise 2 milyar dolarla
beklenilen bir düzeydeydi ve cari açıktaki daralma sürecinin devam etmekte
olduğu görüldü. Haftaya Eylül dönemi işsizlik verileri ve Kasım ayı bütçe
verileri açıklanacak.

Merkez Bankası 2015 para ve kur politikasını açıkladı. Burada önemli olan
unsur Başkan Başçı’nın petrol fiyatlarındaki düşüş hesaba katıldığında gelecek
yıl enflasyon oranının %6’lara hatta %5’lere düşmesi konusunda oldukça
iyimser konuşmasıydı.

Sonuçta, haftaya piyasalar 17 Aralık Çarşamba akşamı sonuçlanacak Fed
toplantılarına odaklanmış durumda. Fed’in yapacağı açıklamalar merakla
beklenirken, Başkan Yellen’in de konuşma yapması ve Fed’in projeksiyonlarını
güncellemesi bekleniyor. Küresel deflasyon riskleri ve küresel büyümedeki
sorunlar gözönüne alındığında Fed’in piyasaları ürkütmeyecek açıklamalar
yapmasını bekliyoruz. Burada bankanın faizleri “uzun bir süre düşük” tutma
sözünü tekrarlayıp tekrarlamayacağı önem taşıyacak. Küresel piyasalar
haftaya ayrıca petrol fiyatlarındaki düşüşün etkilerini ve Japonya seçimlerinin
sonuçlarını izleyecek. Türkiye’de ise açıklanacak olan yurtiçi verilerin piyasaya
fazla etkisinin olacağını sanmıyoruz.

Piyasalarda dolar/TL paritesi bugün itibariyle 2.30’u görmüş durumda. Bu
çerçevede, Fed’den gelebilecek faiz artırımına dönük açıklamaların dolar/TL’yi
yukarı yönlü etkileyebileceğini ve bu takdirde paritenin 2.30’u geçebileceğini
düşünmekteyiz. Bu koşulların gerçekleşmesi halinde ise Merkez Bankası döviz
satım ihalelerindeki miktarı artırabilir. Fed’den gelebilecek daha piyasa dostu
açıklamaların ise dolar/TL paritesinin 2.25-2.30 aralığında kalmasını
sağlayabileceğini düşünüyoruz. Gösterge tahvilin bileşik faizinin %8.00-8.40
aralığında hareket edeceğini öngörmekteyiz.
2
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...


Sanayi üretimi dördüncü çeyreğin ilk ayında hem arındırılmış hem de
arındırılmamış bazda tarım ve ihracat odaklı üretimin zayıf performansına
paralel beklentilerin altında bir artış gösterdi. Takvim etkisinden
arındırılmış sanayi üretim endeksi Ekim'de bir önceki yılın aynı ayına
göre yüzde 3.7 olan beklentilerin altında yüzde 2.4 arttı. Arındırılmamış
sanayi üretimi Ekim'de bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5 olan
beklentilerin altında yüzde 4.45 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden
arındırılmış sanayi üretimi Ekim'de bir önceki aya göre ise yüzde 1.8
azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminde sanayinin alt
sektörleri incelendiğinde; Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre
madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 6.6, imalat sanayi
sektörü endeksi yüzde 2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2.9 arttı.
Ekim ayında aylık cari işlemler açığı 2 milyar dolar olarak gerçekleşti ve
geçen yılın aynı ayına göre azalma kaydedildi. Cari işlemler açığı 2013
yılının aynı ayında 3.3 milyar dolar olmuştu. Ocak-Ekim dönemine
bakıldığında ise cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre 52.4 milyar
dolardan 33.1 milyar dolara indiğini görmekteyiz. Yıllık kümülatif açık ise
Eylül ayındaki 46.9 milyar dolardan Ekim ayında 45.7 milyar dolara
geriledi.
Başçı,
enflasyonda Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı enflasyonun bu yıl sonu için yüzde
düşüş
beklediğini 8.9'luk gelecek yıl sonu için ise yüzde 6.2'lik tahminin altında kalabileceğini; yılın
söyledi...
ilk 4 ayında enflasyonun kuvvetli düşeceğini ve petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki
düşüşün de desteğiyle yıl sonunda yüzde 5'e ulaşabileceğini söyledi. 2015 yılı para
ve kur politikalarına ilişkin metnin sunumunda konuşan Başçı, "Mevcut şartlar
önümüzdeki yıl için verdiğimiz yüzde 6.2'lik enflasyon tahmininin dahi altında
gerçekleşme olabileceğine işaret ediyor" dedi. Enflasyon için 2014 sonu
öngörüsünün yüzde 8.9 olduğunu hatırlatan Başçı, "Arkadaşların bizzat
toparladığı veriler ilk intiba yüzde 8.9'un altında bir gerçekleşme olacağına işaret
ediyor" dedi. Başçı, bütüncül bir yaklaşımla enflasyon odaklı bir çalışma
sonucunda enflasyonun önümüzdeki yıl özellikle emtia, petrol fiyatlarındaki son
gelişmeler sonucunda yüzde 5'e oldukça yakın bir seviyede gerçekleşmesinin
mümkün olduğunu da belirtti. Başçı enflasyon beklentilerini, fiyatlama
davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyerek ve
enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini
yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşunu sürdürüleceğini
de yineledi. Çekirdek enflasyonda trendin yüzde 5-6 aralığına geldiğini belirten
Başçı, bu trendinde 5'in altına indirilmesi gerektiğini de belirtti. TCMB 2015
yılında, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesinin, gıda enflasyonunun
geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve başta petrol olmak üzere düşen emtia
3
fiyatlarının katkıları ile enflasyonda kayda değer bir düşüş süreci yaşanması
öngörüyor. Gelecek yıl dış dengede belirgin iyileşme beklediğini belirten Başçı,
OVP öngörülerinin de ötesinde bir iyileşmenin petrol fiyatlarındaki düşüşle
birlikte mümkün olduğunu söyledi. Emtia fiyatlarıdaki sert düşüşün ve dünyadaki
düşük faiz ortamının da Türkiye için avantaj olduğunu belirten Başçı, emtia
fiyatlarındaki düşüşün kalıcı olup olmayacağının ise izlenmesi gerektiğini
belirtti.Başçı 2015 yılındaki zorluklar için ise Fed'in politika normalleştirme
adımlarının nasıl atacağı ve tarım/gıda fiyatları olarak nitelendirdi. Ancak Fed'in
sıkılaştırma adımlarının erken ya da geç olmasına karşın hazırlıklarımın da
yapıldığını belirtti.
Türkiye'nin kısa vadeli dış borç yükünü aşağı çekmek için bankaların uzun vadeli
borçlanmalarını teşvik edecek çalışmaların bir ay içinde açıklanması beklenirken,
TCMB Başkanı Erdem Başçı, vade farkından kaynaklanan maliyetleri eşitlemeye
çalışacaklarını, kısa vadeli zorunlu karşılıkları bir miktar yukarı çekerek uzun
vadeli borçlanmaya teşvik edeceklerini söyledi. Başçı, uygulamaya 2015 yılında
geçilmesi beklenen düzenlemeler için yürütülen çalışmaların Finansal İstikrar
Komitesi'ne sunulmasının ardından ayrıntıların açıklanacağını belirtti. Türkiye'de
kısa vadeli borcun büyük bir bölümünün bankalardan kaynaklandığını hatırlatan
Başçı, bankalar için alınacak tedbirlerin 2015 yılında hızlı şekilde kısa vadeli dış
borç stokunu aşağı çekebileceğini vurguladı.
IMF Türkiye’yi “Orta Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'de tasarruf ve rekabeti artırıcı reformların
Gelir
Tuzağı” yapılmaması halinde ekonomik büyümenin orta vadede düşük seviyede
konusunda uyardı...
seyredeceğini ve ülkenin "orta gelir tuzağına" düşeceğini belirtti. IMF tarafından
Kasım ayında hazırlanan yıllık değerlendirme raporunda mevcut politikaların
devam etmesi halinde gelecek beş yılda büyümenin yıllık yüzde 3.5 oranında
kalacağı ve gelişmiş ülkeleri yakalamasının zorlaşacağı ifade edildi. Raporda
"Mevcut uluslararası ortamın gereken ayarlamaların yapılması için kısa bir fırsat
penceresi oluşturmakta olmasından dolayı bu düzenlemeler geciktirilmemelidir"
denildi. IMF Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 25'i kadar olan
brüt finansman ihtiyacı duyduğuna dikkat çekerek gelişmekte olan ülkelere
sermaye girişlerindeki keskin bir yavaşlamanın ekonomik görünüm üzerindeki
temel riski oluşturduğunu belirtti. Raporda, "Dengesizliklerin büyümesine izin
verildiği ve yetkililerin şoklara cevap verebilmek için politika çerçevesi
oluşturmakta yavaş kaldığı sürece meydana gelecek ayarlamaların maliyeti
artacak" uyarısında bulunuldu.
Moody's Türkiye'nin Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin "negatif" görünüm ile Baa3
kredi
notunu düzeyinde olan kredi notunu güncellemedi ve kredi notuna dair bir değerlendirme
güncellemedi...
yayımlamadı. Moody's tarafından 5 Aralık’ta yayımlanan ülke kredi notu
değerlendirme takviminde, Türkiye "5 Aralık tarihinde kredi notu güncellenmeyen
ihraççılar" arasında yer aldı. Derecelendirme kuruluşu bunun dışında bir açıklama
veya değerlendirme yayımlamadı. Moody's bu yıla ait ülke notu değerlendirme
takviminde Türkiye'nin notuna dair gözden geçirme yayımlayabileceği tarihleri 11
Nisan, 8 Ağustos ve 5 Aralık olarak belirlemiş, ancak sadece 11 Nisan tarihinde
görünümde değişiklik yapmıştı. Derecelendirme kuruluşu 11 Nisan'da Türkiye'nin
kredi notunu teyit etmiş, görünümü ise "durağan"dan "negatif"e çevirmişti.
4
TCMB günlük döviz
satım ihale tutarı en
az
20
milyon
dolardan, en az 40
milyona
dolara
yükseltti...
Merkez Bankası (TCMB), son günlerde döviz kurlarındaki oynaklıkta görülen artış
nedeniyle günlük döviz satım ihale tutarının itibaren en az 20 milyon dolardan en
az 40 milyon dolara yükseltileceğini açıkladı.TCMB, Kasım sonunda yaptığı
açıklamada, ödemeler dengesinde beklenen olumlu gelişmeler dikkate alınarak
döviz satım ihale tutarını 1 Aralık'tan itibaren en az 40 milyon dolardan en az 20
milyon dolara indirmişti.
Türkiye
ve
AB
Komisyonu
heyeti
müzakere
sürecini
canlandırma
yollarını görüştü...
Avrupa Komisyonu'nun 1 Kasım'da göreve başlayan üç yeni üst düzey yetkilisi
Ankara'yı ziyaret ederek üst düzey yetkililerle görüşürken, görüşmelerde
Türkiye'nin AB üyelik sürecine ivme kazandırma yolları ve Suriye'ye Türkiye
üzerinden giden yabancı savaşçılar konusunda nasıl işbirliği yapılabileceği
konuları görüşüldü. Avrupa Komisyonu'nun dış politika yüksek temsilcisi Federica
Mogherini, genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn ve insani yardımlardan
sorumlu üyesi Christos Stylianides Ankara temasları kapsamında Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştü; Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu ve AB Bakanı Volkan Bozkır ile görüşmelerinin ardından bir basın
toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, basın toplantısında ilişkilerin ileriye götürülmesi
için AB tarafına yeni öneriler sunduklarını, Türkiye'nin AB toplantılarına düzenli
olarak davet edilmesi beklentisini dile getirdiklerini ve üçüncü ülkelerle olduğu
gibi Türkiye ile AB zirveleri düzenlenmesini de rica ettiklerini söyledi. Hükümet
2014 yılını AB yılı olarak ilan etmişti, ancak bu yıl içinde herhangi bir yeni fasıl
açılamadı. En son geçen yıl 22. fasıl müzakerelere açılmıştı. Mogherini göreve
başlamalarından kısa bir süre sonra Türkiye'yi geniş bir heyet olarak ziyaret
ettiklerine vurgu yaparak işbirliğini ve ortak çalışmaları, ortak çıkarlar ve karşı
karşıya olunan ortak zorluklar nedeniyle her zamankinden çok artırmaları
gerektiğini; sadece üyelik sürecini değil, karşı karşıya olunan bölgesel zorlukları
da ele aldıklarını belirtti. Mogherini, Türkiye ile AB'nin dış politikada
birbirlerinden uzaklaştığını ve İslam Devleti ile benzer tehditlere karşı durabilmek
için aynı çizgiye gelmeleri gerektiğini söyledi. Mogherini, AB'nin Rusya ile
Türkiye'yi etkileme konusunda bir çekişmeye girmeyeceğini söyledi.
Genişlemeden ve komşuluk politikasından sorumlu üye Hahn ise müzakere
sürecinde gelecek yıl bir fasıl açılabileceğini belirtti. Hahn, temel haklar ve
özgürlükler gibi alanlarda hala reformlar yapılmasına ihtiyaç olduğuna vurgu
yaptı. Görüşmelerin diğer gündem maddesini ise Suriye'deki kriz ve bu ülkedeki
radikal örgütlere gitmek üzere AB ülkelerinden gelen ve Türkiye sınırını geçerek
bu ülkeye giden yabancı savaşçılar konusunda nasıl işbirliği yapılabileceği
oluşturdu.
5
DÜNYA EKONOMİSİ
BIS gelişmekte olan
ülkelerin banka dışı
şirket borçlanmaları
hakkında
"sıcak
para" uyarısı yaptı...
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), gelişmekte olan ülke şirketlerinin kurulu
oldukları ülke dışında piyasadan yaptıkları borçlanmaların bu şirketlerin ülke
dışındaki iştiraklerinin giderek artan rolü nedeniyle görünenden daha zayıf
olabileceğini belirtti. BIS tarafından yayımlanan çeyrek dönem raporunda
gelişmekte olan ülkelerde bankalar dışında kalan şirketlerin 2009 ile 2013
arasında yaptığı toplam borçlanmanın yaklaşık yarısını oluşturan 252 milyar
dolarlık tutarın bu şirketlerin ülke dışındaki iştiraklerince ihraç edildiği belirtildi.
Raporda, ülke dışındaki iştiraklerin yaptığı borçlanmaların şirket bilançosuna
şirketlerarası kredi olarak yansıtıldığı ve bunun ana şirket bilançosuna doğrudan
yabancı yatırım olarak kaydedilerek verilen istikrar görüntüsünün yanıltıcı olduğu
belirtildi. Raporu hazırlayanlardan Hyun Song Shin, ülke dışındaki iştiraklerden
ana şirkete verilen kredilerin büyük sermaye yatırımları gibi doğrudan yabancı
yatırım olarak sınıflandırılmaması gerektiğini belirtti. BIS verilerine göre geçen
yılın ilk çeyreğinde sadece Brezilya, Çin ve Rus şirketleri kendi iştirakleri
üzerinden 35 milyar dolar borç akımı sağladı. BIS'in parasal ve ekonomik işlerden
sorumlu bölümün başında bulunan Claudio Borio ayrıca yerel para biriminin
doların karşısında değer kaybetmesi nedeniyle dolar cinsi yüksek tutarda dış borç
taşıyan şirketlerin borçlarını geri ödemekte zorlanabileceğini ifade etti.
Petrole olan talebin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) kendi ürettiği petrole olan talebin,
2015’de zayıf olacağı ABD'de kaya petrolü arzında devam eden artış ve küresel tüketimdeki zayıf
öngörülüyor...
büyüme nedeniyle gerileyeceğini belirterek petrol piyasasındaki arz fazlasının
gelecek yıl da devam edeceğine işaret etti. OPEC tarafından yayımlanan aylık
raporda, gelecek yıl üye ülkelerin ürettiği petrol olan talebin 280,000 varil
azalarak günde 28.92 milyon varile düşeceği tahmini yer aldı. OPEC dünya petrol
tüketim artışını tahminini de 70,000 varil azaltarak günde 1.12 milyon varile
düşürdü. Kuruluş ayrıca Kasım ayında ürettiği petrolün Libya kaynaklı olarak
Ekim ayına göre günde 390,000 varil azaldığını belirtti. OPEC'in geçen ayki
toplantısında üretim azaltmama kararı almış, örgütün en büyük üreticisi Suudi
Arabistan, diğer üyelerden OPEC'in pazar payı kaybetmesine neden olan ABD'de
kaya petrolü üretimi ile mücadele etmelerini istemişti.
Bu arada, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) gelecek yıl için petrol talebindeki artış
tahminlerini azaltarak petrol fiyatlarının düşüş baskısında kalmaya devam
edeceğini belirtti. Gelişmiş ülkelerin enerji politikalarında eşgüdümlü gitmesini
sağlayan IEA, Rusya ve diğer petrol ihraç eden ülkelerde petrol tüketiminin
azalacağını öngörerek gelecek yıl için petrol talebinde artış tahminini günde 0.23
milyon varil indirerek günde 0.9 milyon varil seviyesine indirdi. IEA petrol
fiyatlarındaki düşüşün Kuzey Amerika'da patlama yapan üretim artışının hızını
kesip kesmeyeceğine dair değerlendirmede bulunmak için henüz erken olduğunu
belirtti. IEA'nın yayımladığı aylık raporda, "Üretimin düzensiz bir tepki
6
görülmeyeceği varsayıldığında arz ve talebin fiyatlardaki düşüşe tepki vermesi
zaman alabilir" denildi. Petrol fiyatları talep tarafında yavaş büyüme ve Kuzey
Amerika'da kaya petrolü üretiminden kaynaklanan arz patlaması nedeniyle
Haziran ayından bu yana geriliyor. Fiyatlardaki düşüş pazar payını kaybetmek
istemeyen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) geçen ay aldığı üretimi
kısmama kararının ardından hızlandı.
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...





ABD'de Temsilciler Meclisi, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler'in üzerinde
anlaştıkları ve federal hükümetin kapanmasının önüne geçmeyi amaçlayan
1,1 trilyon dolar büyüklüğündeki harcama tasarısını
onayladı.
Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada tasarı 206'ya karşı 216 oyla
kabul edildi. Tasarının yasalaşması için Senato'da da oylanması gerekiyor.
Senato'dan da geçeceği kesin görünen tasarı için oylamanın zamanı ise
henüz netleşmiş değil. Tasarı Senato'dan da onay aldığında ABD'de, Ulusal
Güvenlik Bakanlığı hariç federal hükümetin tüm kurumları Eylül 2015'e
kadar finansman imkanı bulacaklar. Buna karşın, bütçede ABD Ulusal
Güvenlik Bakanlığına ayrılan kaynakların kurumun giderlerini şubat ayına
kadar karşılayabileceği belirtilmekte. Cumhuriyetçilerin, bu durumu Beyaz
Saray'ın göçmenlik reformu konusunda geri adım atması için bir koz olarak
kullanabileceği öngörülüyor.
ABD’nin bütçe açığı, istihdamdaki artışın gelirlerin yükselmesi ve
harcamaların düşmesine yardımcı olması ile Kasım ayında bir yıl önceye
göre tahminlerin üzerinde daraldı. Harcamalar gelirleri geçtiğimiz ay 56.8
milyar dolar aştı. Bir yıl önce ise 135.2 milyar dolar açık verilmişti.
Tahminler 64 milyar dolar açık verileceği yönündeydi. İşe alımların artış
göstermesi, ülkenin yıllık bütçe açığının 2009 yılındaki 1.42 trilyon dolarlık
rekor seviyeden gerilemesini sağladı. Maliye Bakanlığı, Ekim ayında yaptığı
açıklamada, 30 Eylül’de sona eren 12 aylık dönemde açığın 483 milyar
dolar veya gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2.8’i olduğunu belirtmişti.
Kongre Bütçe Ofisi ise Ağustos’ta bütçe açığının bu mali yılda veya gayri
safi yurt içi hasılanın yüzde 2.6’sına gerilemesini beklediğini açıklamıştı.
Atlanta Merkez Bankası Fed Başkanı Dennis Lockhart, faiz artışı ve
sıkılaşmanın hızı gibi konularda sabırlı davranılması gerektiğini
belirtti. Atlanta Fed'in düzenlediği bir konferansta konuşma yapan
Lockhart, faiz artışının 2015 ortasında veya daha sonra gelmesini
beklediğini ifade etti. Fed'in karar mercii Açık Piyasa Komitesi'nde (FOMC)
2015 yılı boyunca oy hakkına sahip olan Lockhart, merkez bankasının
verilere dayalı bir karar vereceğini söylerken, 2014 için büyüme
beklentisini yüzde 2.2 olarak açıkladı. 2015 büyüme tahmininin yüzde 3
olduğunu ifade eden Lockhart, maaş tarafındaki hafif baskıların istihdamda
durgunluğa işaret ettiğini dile getirdi. Lockhart, Avrupa ve Japonya'daki
zayıflığın da görünümü tehdit ettiğini söyledi.
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 6 Aralık'ta sona eren haftada 294,000
ile beklentiler doğrultusunda gerçekleşti. İşsizlik maaşı başvurularının
295,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 297,000 olarak açıklanan
işsizlik maaşı başvuru sayısı revize edilmedi.
ABD'de perakende satışlar Kasım'da yüzde 0.7, otomotiv dışındaki
çekirdek satışlar yüzde 0.5 artarak beklentilerin üzerinde yükseldi.
7


AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...





Perakende satışların yüzde 0.4 ve çekirdek endeksin ise yüzde 0.1
yükselmesi bekleniyordu. Daha önce Ekim ayında yüzde 0.3 olarak
açıklanan perakende satışlardaki artış yüzde 0.5'e, yüzde 0.3 olarak
açıklanan çekirdek endeksteki artış ise yüzde 0.4'e revize edildi.
ABD'de üretici fiyatları Kasım'da yüzde 0.2 ile beklentilerden hızlı düşüş
kaydederken, çekirdek endeks artış beklentisine karşılık değişim
kaydetmedi. Kasım'da ÜFE'nin yüzde 0.1 azalması, çekirdek endeksin
yüzde 0.1 yükselmesi bekleniyordu. ABD'de Ekim'de üretici fiyatları için
açıklanan yüzde 0.2 artış ve çekirdek endeks için açıklanan yüzde 0.4
artışta revizyon yapılmadı.
ABD'de Michigan Üniversitesi ve Thomson Reuters tarafından hazırlanan
tüketici güven endeksi Aralık'ta 93.8 öncü seviyesine yükselerek
beklentilerin üzerinde açıklandı. Endeks bu değerle 8 yılın en yükseğine
ulaştı. Kasım'da 88.8 nihai değerini alan endeksin 89.5 seviyesine
gerilemesi bekleniyordu.
Avrupa Birliği'nin değeri 1.3 trilyon euroyu (1.59 trilyon dolar )bulan
yaklaşık 2,000 projeden oluşan bir listeyi, ekonomiyi canlandırma amaçlı
yatırım planı için potansiyel aday olarak değerlendirdiği bildirildi.
Almanya Maliye Bakanlığı sözcüsü ise, Avrupa Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker'in büyümeyi destekleme planının bir parçası olarak Alman
hükümetinin toplam büyüklüğü 89 milyar euro olan 58 yatırım projesi
belirlediğini söyledi. Juncker geçen ay, kamu borçlarını yükseltmeden
yatırımları artırmasını beklediği 300 milyar euroluk bir plan açıklamıştı.
Euro bölgesinde sanayi üretimi Ekim'de yüzde 0.1 ile beklentilerin altında
artış kaydetti. Sanayi üretiminin Ekim'de yüzde 0.2 artması bekleniyordu.
Daha önce yüzde 0.6 olarak açıklanan Eylül ayı sanayi üretimindeki artış
yüzde 0.5'e revize edildi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) yönetim kurulu üyesi Ewald Nowotny,
Almanya dahil olmak üzere euro bölgesi ülkelerindeki ekonomik yavaşlama
nedeniyle euro bölgesi genelinde ekonominin geniş kapsamlı olarak
yavaşladığını söyledi. Aynı zamanda Avusturya Merkez Bankası'nın başında
bulunan Nowotny, ECB Başkanı Mario Draghi'nin geçen hafta yaptığı
açıklamaları tekrar ederek ECB'nin bilançosunu şu anki seviyelere kıyasla
yaklaşık 1 trilyon euro büyütmeyi amaçladığını ifade etti.
Euro bölgesi ekonomisini canlandırmak için bankalara dört yıl vadeli kredi
veren Avrupa Merkez Bankası (ECB), düzenlediği ikinci uzun vadeli
yeniden finansman (TLTRO) ihalesinde 129.8 milyar euro ile piyasa
beklentilerine paralel finansman sağladı. Bankaların, ECB'nin Eylül ayında
yaptığı ilk TLTRO ihalesiyle birlikte sağladığı toplam finansman 212.4
milyar euroya yükselirken, bu tutar ECB'nin bu yıl için bankalara ayırdığı
400 milyar euronun altında gerçekleşti.
ECB geçtiğimiz hafta varlık alımlarını yavaşlatarak politika yapıcıların
kurumun bilanço tablosunu genişletmede zorlandıkları sinyali verdi. ECB,
varlık alım programının ilk haftasında 368 milyon euro harcamasının
ardından 5 Aralık’ta sona eren haftada 233 milyon euroluk (286 milyon
8
dolar) varlığa dayalı menkul kıymet alımı (VDMK) gerçekleştirdi. Frankfurt
merkezli banka ayrıca 3.126 milyar euro tutarında teminatlı tahvil alımı
yaptı. Geçtiğimiz hafta bu miktar 5.078 milyar euro idi. İki yetkilinin
açıklamalarına göre ECB, 22 Ocak’taki toplantıda karar verilmek üzere ülke
tahvillerini de içeren geniş tabanlı bir varlık alımı yapmaya yönelik hazırlık
içerisinde.
Almanya:
 Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel, Rusya ile Ukrayna
arasındaki gerilimin hafiflemesiyle birlikte Rusya'nın iptal ettiği Güney
Akım doğalgaz boru hattının tekrar hayat bulacağını umduğunu söyledi
 Almanya'da sanayi üretimi Ekim'de yüzde 0.2 ile beklentilerin altında
artış kaydetti. Sanayi üretiminin Ekim'de yüzde 0.3 artması bekleniyordu.
Daha önce Eylül için yüzde 1.4 artış olarak açıklanan sanayi üretimi verisi
yüzde 1.1 artışa revize edildi.
 Almanya'da enflasyon Kasım'da yıllık bazda nihai yüzde 0.6 ile beklentiler
seviyesinde açıklandı. Tüketici fiyatlarının Kasım'da yüzde 0.6 ile öncü veri
seviyesinde kalması bekleniyordu. Almanya'da enflasyon Ekim'de de yıllık
bazda nihai yüzde 0.8 seviyesinde açıklanmıştı.
İngiltere:
İngiltere'de sanayi üretimi Ekim'de artış beklentisinin aksine yüzde 0.1 düşüş
kaydetti. Sanayi üretiminin Ekim'de yüzde 0.2 artması bekleniyordu. Daha önce
Eylül ayı için yüzde 0.6 olarak açıklanan sanayi üretimindeki artış yüzde 0.7'ye
revize edildi.
İtalya:
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, İtalya'nın kredi notunu bir
kademe indirerek BBB düzeyinden, yatırım yapılabilir seviyenin sadece bir
kademe üzerinde bulunan BBB- seviyesine düşürdü. Kredi notunu geçen Cuma
günü indiren S&P, karara gerekçe olarak zayıf rekabetçilik ve ekonomik büyüme
başta olmak üzere ülkenin yüksek kamu borcunun sürdürülebilirliği önündeki
engelleri gösterdi. Kredi notunun görünümünü "durağan" olarak açıklayan S&P,
İtalya ekonomisinin gelecek yıl sadece yüzde 0.2, 2014-2017'de ise ortalama
yüzde 0.5 büyüyeceğini tahmin ediyor. S&P Haziran ayında İtalya'nın üç yıllık
dönemde ortalama yüzde 1 büyüyeceğini tahmin ediyordu.
Yunanistan:
 Yunan hükümeti Salı günü aldığı kararla cumhurbaşkanlığı seçimlerini
iki ay erkene alarak ülkedeki aylardır devam eden siyasi belirsizliği
giderecek bir karar alırken, Atina borsası yüzde 10 düştü, tahvil faizleri
yükseldi.Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin
erkene
alınma
kararı,
Yunanistan'ın şu anda devam ettiği AB mali yardım programının sadece iki
ay daha uzatılması kararının euro bölgesi maliye bakanlarından destek
bulmasının ardından alındı. Yunan kamuoyunu son derece rahatsız eden
tasarruf programının altı ay yerine sadece iki ay daha uzaması,
programının bir an önce bitmesi için çaba gösteren Başbakan Antonis
Samaras'a verilen desteği artırabilir. Samaras ilk turu 17 Aralık'ta yapılacak
9

olan seçimlerde parlamentoya kendi adayını seçtiremez ise ülkede genel
seçimlerin de erkene alınma olasılığı bulunuyor. Samaras 300 üyeli
parlamentoda kendi adayını seçtirmek için gereken 180 oya sahip değil.
Yunan yasalarına göre cumhurbaşkanının seçilememesi halinde
parlamentonun fesh edilmesi gerekiyor. Seçimlerin erkene alınma
kararının ardından Atina borsası ülkenin mali yardım programından
çıkışına dair belirsizliklerin arttığı endişesiyle yüzde 10.2 düştü. Ülkenin
tahvil faizleri sürpriz kararın etkisiyle yükselirken, mali açıdan zor
durumda bulunan euro bölgesi ülkelerinin de devlet tahvil faizleri yukarı
yönlü hareket etti.
Euro Bölgesi ekonomi ve maliye bakanları bu yıl sonunda dolan
Yunanistan'ı kurtarma programının vadesini 2 ay uzatma kararı aldı.
Brüksel'de toplanan Euro Grubu'ndan yapılan açıklamada, Yunanistan'ın
mali programında 5'inci gözden geçirmenin yıl sonuna kadar
tamamlanamayacağından hareketle Atina'dan yapılan 2 ay uzatım talebinin
uygun görüldüğü belirtildi. 2010'dan beri Euro Bölgesi ve IMF'nin
ortaklığında 240 milyar euroluk iki kurtarma paketini uygulamakta olan
Yunanistan, 2015'le birlikte piyasalara geri dönmeyi hedefliyordu.
Yunanistan hükümetinin ekim ayında bu niyetini açıklaması piyasalarda
olumsuz karşılanmış, Yunan tahvil faizleri yükselmişti.
Diğer ekonomilerde İsviçre:
gelişmeler...
İsviçre Merkez Bankası (SNB) politika faizini beklendiği gibi sıfır ile yüzde 0.25
aralığında tuttu ve euro/frank kuru taban seviyesini değiştirmedi. Yatırımcılar
tarafından güvenli liman olarak görülen frankın euro karşısında aşırı değer
kazanmasını önlemeye çalışan SNB, euro/frank kurunda 1.2 olan taban seviyesini
korudu. SNB euro/frank kuru için belirlediği taban seviyesini korumak için
sınırsız döviz alımı yapmaya hazır olduğunu ve gerekmesi halinde ek önlemler
alabileceğini belirtti. SNB, 2011 Eylül'den bu yana euro/frank kurunun 1.2'nin
altına inmesine izin vermiyor. Merkez bankası gelecek yıl için yüzde 2 civarı olan
ekonomik büyüme tahminini korurken, yüzde 0.2 olan enflasyon tahminini ise
eksi yüzde 0.1'e indirdi.
Japonya:
 Japonya ekonomisinde üçüncü çeyrekteki daralma, beklentilerin ve daha
önce açıklanan seviyenin üzerinde gerçekleşirken, bu veri Başbakan Shinzo
Abe'nin satış vergisinde ikinci kez yapılacak artırımı erteleme kararını da
destekliyor. Japonya ekonomisinde üçüncü çeyrekteki daralma
yatırımlardaki düşüşün de etkisiyle daha önce açıklanan yüzde 1.6
seviyesinden yüzde 1.9'a revize edildi. Daralmanın yüzde 0.5'e revize
edilmesi bekleniyordu.
 Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Japonya'nın A+ olan kredi notunu
negatif izlemeye aldı. Fitch tarafından yapılan açıklamada, kredi notuna
yön veren temel etkenin "yüksek ve artmakta olan devlet borcu oranı"
olduğu belirtildi. Fitch, Japonya'da kamu gelirlerini artıracak olan satış
vergisindeki artışın ertelenmesi nedeniyle yoğun borç yükü bulunan
ülkenin kredi notunu indirebileceğini söyledi. Fitch, kredi notu hakkında
karar almadan önce gelecek yılın bütçesinin hazırlanmasını bekleyeceğini,
10
ancak hükümetin giderlerini ertelenen vergiden kaynaklanan gelir
kayıplarını telafi edecek derecede azaltmasının beklenmediğini belirtti.
Fitch, ülkeyi en üst düzey olan AAA'nın dört kademe altında A+ düzeyinde
değerlendiriyor.
Çin:



Çin'de yıllık enflasyon Kasım ayında beş yılın en düşük seviyesi olan
yüzde 1.4'e gerileyerek ekonomideki zayıf seyrin sona ermediğini gösterdi.
Hükümet kaynakları Çin Merkez Bankası'nın Kasım ayındaki sürpriz faiz
indiriminin deflasyon endişelerinden kaynaklandığını ifade ediyorlar. Yıllık
enflasyonun yüzde 1.6 ile Ekim ayına kıyasla yatay kalmasını bekleniyordu.
Tüketici fiyatları aylık bazda ise Ekim ayına göre yüzde 0.2 düşüş kaydetti.
Çin’in sanayi üretimi, fabrika kapanışlarının sanayi imalatındaki düşüşü
hızlandırması ile Kasım ayında 3 ayın en düşük artışını gösterdi. Fabrika
üretimi, bir yıl önceye göre yüzde 7.2 yükseldi. Tahminler üretimin yüzde
7.5 yükseleceği yönündeydi.
Çin'de ihracatın son yedi aydaki en yavaş artışı göstermesi ve faiz
swaplarındaki artışın ülke ekonomisinin görünüme yönelik endişeleri
iyice artırması sonrasında, yuan altı yılın en sert düşüşünü gerçekleştirdi.
Çin Döviz İşlemleri Sistemi fiyatlarına göre yuan yüzde 0.55 kadar
gerileyerek kapanış seviyeleri baz alındığında Aralık 2008'den bu yana en
sert düşüşü kaydetti. Yuan dolar karşısında hafta içinde 6.1980'den işlem
gördü ve bu düzey Temmuz'dan bu yana en düşük seviye oldu. Kur hafta
içinde yüzde 0.8 kaybederek 2008'den bu yana en önemli kayıpları yaşadı.
Çin'in düşük kredi notuna sahip tahvillerin artık kısa vadeli krediler için
teminat olarak kullanılmayacağını açıklaması sonrasında faiz swapları üç
ayın zirvesine çıktı. İhracat Kasım'da bir yıl önceye göre yüzd 4.7 artarken,
ithalat ise yüzde 6.7 geriledi, ticaret açığı 54.47 milyar dolar ile rekor
seviyede kaldı.
Rusya:
 Rusya Merkez Bankası politika faizini beklentiler doğrultusunda 100
baz puan artırarak yüzde 10.5'e yükseltti. Merkez bankası rublenin dolar
karşısında Haziran ayından bu yana yüzde 40 değer yitirmesi ve Kasım
ayında yüzde 9.1'e yükselen enflasyonu kontrol altında tutmak için para
politikasını sıkılaştırma baskısı altında bulunuyordu.
 Rusya'nın beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti
beş buçuk yılın zirvesine yükseldi. Rusya'nın beş yıllık kredi iflas takası
primi (CDS) Markit verilerine göre 442 baz puana yükseldi. Rus devlet
tahvillerinin faizleri yükselirken, ülkenin 10 yıllık dolar cinsi tahvilleri ile
benzer vadeli ABD tahvilleri arasındaki getiri farkı ve Rusya'nın 10 yıllık
devlet tahvilinin getirisi en son 2009 yılında görülen seviyelere çıktı. Tahvil
faizlerindeki yükseliş rublenin dolar karşısında yeni bir tarihi düşük
seviyeye inmesiyle eş zamanlı gerçekleşiyor. Merkez bankasının rublede
değer kaybının devam etmesi üzerine dolar satarak piyasaya müdahale
ettiği belirtiliyor.
 Dünya Bankası, Rusya ekonomisinin düşen petrol fiyatlarının da
etkisini göstermesiyle 2015'te yüzde 0.7 küçüleceğini öngördü.
11
Bankanın açıklamasında, önümüzdeki yıl petrol fiyatlarının ortalama varil
başına 78 dolar olacağından hareketle, Rusya ekonomisinin yüzde 0.7
daralacağı ifade edildi. Banka'nın Eylül'de yayınladığı raporda ülke için
yüzde 0.3 büyüme tahmini yapılmıştı. Dünya Bankası'nın Rusya ekonomisti
Birgit Hansl, düşük petrol fiyatlarının, şirketlerin yatırım kararlarını
olumsuz etkileyebileceğini ve tüketimin 2009'dan bu yana ilk kez
gerileyebileceğini ifade etti. Banka'nın raporunda, petrol fiyatlarının varil
başına 80 dolara çıkması ile Rusya ekonomisinin 2016'da yüzde 0.3
büyüyeceği belirtildi.
Suudi Arabistan:
Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali el Naimi, Petrol İhraç Eden Ülkeler
Örgütü'nün (OPEC) en büyük üreticisi olan ülkesinin petrol üretimini
azaltmayacağına işaret ederek üretimlerinin geçen ay hiç değişmediğini
belirtti. Peru'nun başkentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler iklim konferansına
katılan Naimi ülkesinin iki hafta önceki OPEC toplantısında benimsediği pozisyonu
aynen yansıtıyor. Suudi Arabistan petrol piyasasının kendisi kadar büyük bir
üreticinin müdahalesi olmadan denge bulmasını istiyor. Suudi Arabistan daha
önce kendisini piyasadaki arz ve talep boşluklarını dolduran, fiyat ve piyasa
dengelerini etkileyebilen bir üretici olarak konumlandırıyordu. Ülkesinin Kasım
ayında günde 9.6 ile 9.7 milyon varil arasında petrol ürettiğini belirten Naimi'nin
verdiği rakamlar üretimin Ekim ayı ile aynı seviyede kaldığını gösteriyor.
Meksika:
Meksika Merkez Bankası, dolar satışı gerçekleştirerek iki yıldan uzun bir süreden
bu yana ilk defa pesoyu destekledi. Merkez bankası yetkilileri, geçtiğimiz ay
pesoda yüzde 8.2’lik düşüş görülmesinin ardından para birimindeki volatiliteyi
engellemeye çalışıyor. Meksika Merkez Bankası Perşembe günü 14.7544 peso
ortalama fiyattan 200 milyon dolar satışı gerçekleştirdi. İhale, piyasa döviz
kurunun resmi fiyattan yüzde 1.5’ten fazla zayıflamasının ardından bu hafta
başında açıklanan prosedürler kapsamında yapıldı. Piyasa, peso dolar karşısında
14.7772 seviyesindeyken kapandı. Pesonun söz konusu seviyesi Mart 2009’dan bu
yana en düşük seviye olarak kaydedildi. Gelişmekte olan piyasa para birimleri
arasında en çok işlem gören para birimi olan peso, petrolde fiyatlarındaki düşüş
ile zayıfladı. Düşen petrol fiyatları, ülkede gerçekleşmesi planlanan enerji
yükselişinin yabancı yatırımları çekeceği ve ekonomik büyümeyi destekleyeceği
spekülasyonlarını zayıflattı.
Güney Kore:
Kore Merkez Bankası, üst üste ikinci ayda da gösterge faiz oranından
değişikliğe gitmeme kararı aldı. Merkez Bankası S yaptığı açıklama ile Ağustos
ve Ekim aylarındaki indirimlerin ardından 7 günlük repo oranının 4 yılın en düşük
seviyesi olan yüzde 2’de sabit tutma kararı alındığını bildirdi. Von yen karşısında
bu hafta 6 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak Japon şirketleri ile rekabet eden
Güney Kore ihracatçıları üzerindeki baskının artmasına neden oldu. Gerileyen
petrol fiyatları ve yendeki düşüş Güney Kore ekonomisi için belirsizlikleri
artırıyor. Ülke ekonomisi ihracat ve sanayi üretiminde geçtiğimiz aylarda
zayıflama işaretleri göstermişti.
12
Endonezya:
Endonezya Merkez Bankası beklentilere paralel olarak politika faizini yüzde
7.75'te bıraktı. Merkez bankası hükümetin petrol fiyatlarına sürpriz zam
yapmasının ardından geçen ay olağanüstü toplanarak politika faizini 25 baz puan
artırmıştı. Merkez bankası yaptığı açıklamada faizin mevcut düzeyinin petrol
fiyatlarına zammın ardından enflasyonu kontrol altında tutma çabalarıyla uyumlu
olduğunu belirtti.
Ukrayna:
Ukrayna'nın devlet tahvillerinin getirisi ülkenin Uluslararası Para Fonu'ndan
(IMF) aldığı kredinin dış borçlarını geri ödemek için yeterli olmayacağı ve
borçların yeniden yapılandırılmasının gerekeceği kaygısıyla sert yükselişini
sürdürdü. Bu hafta Ukrayna'nın 5 yıl vadeli devlet tahvillerinin getirisi ile benzer
vadeli ABD Hazine tahvil getirileri arasındaki fark EMBI Global endeksine göre
120 baz puandan fazla artarak beş buçuk yılın en yüksek seviyesi olan 1,740
puana çıktı. Ukrayna'nın yeni Ekonomi Bakanı Aivaras Abromavicious, bozulan
ekonomik görünüm nedeniyle ülkenin IMF'den aldığı 17 milyar dolarlık
finansmanı artırmak istediğini söyledi. Söz konusu açıklama Ukrayna'nın
durumunu gözden geçiren IMF'nin 15 milyar dolarlık finansman açığı tespit ettiği
yönünde yer alan haberlerin yarattığı kaygıları güçlendirdi.
BU HAFTA PİYASALAR
Dolar/TL son iki ayın Hafta başında Fed'in faizleri daha erken artırabileceği beklentisi ile dolar/TL iki
en
yüksek ayın zirvesine yaklaşırken, dolardaki yükselişi Merkez Bankası'nın (TCMB) döviz
düzeyinde...
satım ihalesi tutarını artırması ve likiditeyi sıkıştırması yavaşlattı. ABD'de
açıklanan güçlü istihdam verisinin ardından dolarda yaşanan değer kazancı
sürecinin hafta başında da devam etmesiyle dolar/TL 2.28'in üzerine çıkarak 16
Ekim'den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Dolardaki değer kazancı eğilimi TL
gibi diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinde de değer kaybına neden olurken,
cari açık verileri beklentilerden kötü gelen Güney Afrika ve jeopolitik sorunları
devam eden Rusya'nın para birimleri gelişmekte olan ülkeler arasında en çok
değer kaybedenler oldu. Faizlerde de hafif çıkış vardı. Özellikle 10 yıllık tahvil
faizleri sert bir şekilde yükseldi. 13 Temmuz 2016 itfalı gösterge tahvilin bileşik
faizi ise %7.89 düzeyine yükseldi. Öte yandan, 24 Temmuz 2024 itfalı 10 yıllık
gösterge tahvilin faizi de %8.19 düzeyine çıktı.
Dolar/TL paritesi hafta içinde ise gelişmekte olan ülke para birimlerine paralel
sınırlı geriledi ve 2.26’lı düzeylere indi. Merkez Bankası’nın 2015 para ve kur
politikaları konusundaki açıklamaları piyasaları fazla etkilemedi. Bu arada iki
yıllık faizler hafta içinde %8’i geçti. Dolar/TL Perşembe günü sınırlı yükselse de
gelişmekte olan ülke para birimlerinden daha iyi bir performans gösterdi. Petrol
13
fiyatlarındaki düşüş TL’nin değer kaybını sınırlayan bir etken oldu. Ancak ABD
doları Perşembe günü açıklanan güçlü ABD perakende satış verisinin desteğiyle
başlıca para birimleri karşısında değer kazanırken, dolar/TL likiditenin düşük
olduğu gece saatlerinde en yüksek 2.2830'u test etti. Haftanın son gününde ise
dolar/TL 2.27’nin üzerinde güne başladı ve daha sonra piyasada 2.30’u aştı.
Dolar/TL, ABD Merkez Bankası'nın önümüzdeki haftaki kararı öncesi doların
küresel değer kazancı ve iç piyasada ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın faiz
indirimi isteğini yinelemesi ile en son 3 Ekim’de test ettiği 2.3020’ye kadar
yükseldi. Öte yandan euro/TL paritesi de piyasada 2.87 düzeyine yükseldi. Bugün
Türk Lirası Rus para birimi rublenin ardından dolar karşısında en çok değer
kaybeden ikinci para birimi oldu. Faizlerde ise çıkış eğilimi sürdü.
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(13.11.16 tahvili, % bileşik)
%
25
22
19
16
13
10
4
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
10.12.2014
7
Sonuçta 5 Aralık’da
Merkez
Bankası kurlarıyla 2.2398 olan
dolar/TL paritesi, 12 Aralık’ta
2.2823 TL’ye çıktı; 2.7668 TL
düzeyinde olan euro/TL paritesi
ise 2.8388 TL’ye yükseldi. 5
Aralık’da %7.67 olan gösterge
tahvilin ortalama bileşik faizi ise
bu haftanın son günü %8.28’e
yükseldi.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
Dolar ABD'de açıklanan güçlü istihdam verisinin ardından Fed'in faizleri daha
erken artırabileceği beklentisinin güçlenmesiyle hafta başında Japon yeni
karşısında yedi yılın yeni en yüksek seviyesine ulaştı. Euroda ise dolar
karşısındaki zayıf seyir hafta başında da sürdü. Euro/dolar paritesi haftaya 1.2289
seviyesinde başlarken; dolar/yen paritesi 121.44 seviyesindeydi. Dolar endeksi
89.55'e yükselerek beş yılın en yüksek seviyesini gördü. Ancak daha sonra Japon
yeni petrol fiyatlarındaki düşüş ile birlikte risk iştahının daralması ve
yatırımcıların kısa yen pozisyonlarını kapatmalarının etkisiyle hafif değer kazandı
ve dolar/yen paritesi 120’ye geriledi. Euro/dolar’da da 1.23’e doğru hafif
yükselme oldu. Hafta içinde yılsonunun yaklaşmasıyla birlikte yatırımcılar dolar
pozisyonlarında kâr realizasyonuna giderken, dolar euro ve yene karşı değer
kaybına uğradı. Euro/dolar paritesi 1.24’ü aşarken, dolar/yen paritesi 118’e
geriledi. Haftanın son gününde dolar, güçlü ABD perakende satış verisinin
desteğiyle başlıca para birimleri karşısında değerini korudu, düşüşünü sürdüren
petrol ve emtia fiyatları ile bağlantılı para birimlerinde zayıflık devam ediyor. Bu
hafta yen karşısında 117.45 yen ile iki haftanın en düşük seviyesini gören dolar,
beklentilerden güçlü perakende satış verisinin ardından 119.56 yene kadar
yükseldikten sonra 118.80 yen düzeyine geldi. Euro/dolar paritesinde ise 1.24’ün
üstündeki hareket devam etti. Emtia fiyatlarıyla bağlantılı para birimlerinden
Avustralya ve Kanada doları ise sırasıyla beş ve dört buçuk yılın en düşük
seviyesini gördü. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.2450; Dolar/yen
14
paritesi 118.90 düzeyindedir.
Petrol:
Petrol fiyatlarındaki kayıplar, hafta başında Morgan Stanley'in Brent petrolü için
fiyat tahminini düşürmesinin ardından devam etti. Brent ham petrolünün varil
fiyatı 67.73 dolara kadar gerilemesinin ardından hafta başına 68 doların üstünde
başladı. ABD hafif petrolünün varili de hafta başında 65 dolar düzeyindeydi. Brent
petrolü daha sonra değer kaybetmeye devam etti ve petrol piyasasında arz
fazlasının devam edeceği endişeleriyle 66 doların altına indi. ABD hafif petrolünün
varili de 62 dolar düzeyine geriledi.
Petrol fiyatları hafta içinde biraz
toparlandıktan sonra gerilemesini sürdürdü. Suudi Arabistan petrol bakanının
yaptığı üretimin azaltılmayacağına yönelik açıklamalar fiyatlar üzerinde baskı
yarattı. Brent petrolünün varil fiyatı, küresel çapta arz fazlası ve güçsüz talep
görünümünün etkisiyle beş buçuk yılın en düşük seviyesi olan 63 doları görürken,
kayıplar haftalık bazda yüzde 8'i aştı. ABD hafif petrolü de 60 doların altına
geriledi. Haftanın son gününde petrol değer kaybetmeye devam etti. Cuma günü
itibariyle Brent ham petrolünün varili 62.50 dolar düzeyinde; ABD hafif ham
petrolünün varili 58.60 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın hafta başında 1,200 dolar seviyesinin altında yer almaya devam etti. Spot
altının ons fiyatı hafta başına 1193 dolar düzeyinde başladı. Altın fiyatları doların
beş yılın zirve seviyesinden gerilemesine paralel olarak hafta içinde tekrar 1200
dolar seviyesinin üstüne çıktı. Fiyatlar, doların değer kaybetmesi ve küresel hisse
piyasalarından çıkan yatırımcıların altına yönelmesine paralel olarak yedi haftanın
zirve seviyesi olan 1238 dolara kadar yükseldi, daha sonra tekrar 1230 doların
altına geriledi. Petrol fiyatlarındaki düşüş de fiyatlar üzerinde baskı yaratıyor.
Altın fiyatları Perşembe günü açıklanan güçlü ABD verilerinin ardından doların
değer kazanmasına paralel olarak gerilemesine rağmen, haftalık bazda değer
kazandı. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1220 dolar
civarındadır.
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.13
28.11.14 12.12.14
%
değişim
2,1343
2,2141
2,2823
3,7
2,9397
2,7585
2,8388
-6,2
2,5370
2,4863
2,5606
-2,0
(2)/(1)
reel %
değişim
-4,5
-13,6
-9,8
(3)/(2)
%
değişim
3,1
2,9
3,0
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
paritesi
1,3774
1,2459
1,2438
-9,5
-0,2
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen
bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı
konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin
doğru ve tam olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir
bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya
dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir.
15