ALKOL BAĞIMLILIĞI Adnan Ziyalar İstanbul Üniversitesi

Psikofarm akolojide Yenilikler Sempozyumu 1991 İstanbul
ALKOL BAĞIMLILIĞI
Adnan Ziyalar
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Dünyamız alkol tarihi inclendiğinde insan- alkol ilişkisinin bundan yaklaşık 7-8.000 yıl öncesinden başlamış olduğu,
önce tabii fermentasyona uğrayan bitki ve meyvelerin içindeki alkolün bir zevk verici içki olarak kullanılmaya başlandığı
görülür. Alkole ait ilk yazılı belgelerin M.Ö. 2.000 yıllarinda Mısır papirüslerinde bulunduğu ve bu maddenin toplumla ve
kişi davramışlan ile ne ölçüde ters düştüğünün daha bu devrelerde kavranmağa başlandığı dikkati çeker. Bu yazıda aynen
şöyle denilmektedir. "İçki içerek kendini kötü duruma düşürme. Çünkü ağzından çıkarılan kulakların duymayacak, söyledik­
lerini kimse anlamayacaktir. Sözlerin başka 51 nın ağzında değişik dediko dulara dönüşecektir. Elin ayağın tutmaz olacak ,
sana kimse yardım elini uzatmayacak , atın şu sarhoşu dışarı diyeceklerdir .
Günümüzden 4.000 yıl önce bir alkoliğin geçireceği fizik ve psikolojik patolojiyi bize bu gün bile ancak bu kadar
güzel ve anlamlı bir şekilde tarif edebilir.
Babil kralı Hamurabi M.Ö.1728-1686, Şarabın elde ediliş, satılış ve içimini belirleyen ve sınırlayan kurallar ortaya
koymuş ve bu maddenin mutlaka sıkı bir denetim altında tu tulması gerektiğine işaret etmiştir.
Bunun yanısıra bazı toplumlar alkole karşı dost ve sıcak bir tavn benimsemişlerdir. Eski Roma ve yunan devrinde
Bağ, Üzüm ve Şarap kutsal sayılmış, Bacchus ve Dionisos içki ve şarap tannsı olarak kabul edilmiş ve büyük hürmet gör­
müştür. Bu mitolojik inanışta tanrı Dionisos cinsiyet değiştirebilen her çeşit canimin kişiliğini alabilen bir güçte kabul edil­
miştir. Bu inamş alkolün oluşturduğu zengin hayal dünyasının yaşansıması olsa gerektir.
İlk çağ dinleri alkolü benimsemiş ve korumuşlardır. Birçok dinde törenlerin vazgeçilmez bir maddesi olarak alkol
itibar görmüş ve kutsal bir simge olarak kabul edilmiştir. Bu inanış şeklinin daha sonra Hiristiyan dininde de sürdürülmüş
olduğunu ve özelikll e şaraba büyük önem verildiğini ve yeni doğanı takdis için kullanıldığını görüyoruz.
Musevilik bu tarihi geleneğe bir ölçüde sadık kalmış , içki içilmesi dini bir gelenek olarak sürdürlümüş, ancak sarloşluk hoş görülmemiş ve sarhoşlara toplumda yer verilmemiştir. Dünya istatistikleri bu gün için de en düşük kronik alko­
lik oranlamanın musevi toplumunda görüldüğünü bildirmektedirler.
İslam dini doğuşundan itibaren alkole karşı tavrını ortaya koymuş ve kısa sürelerle gelen ayetlerle önce kısmen son­
ra tamamen alkolü yasaklamış, büyük ve affedilmez bir günah olarak tanımlamıştır. Şarabın içinde üzüm suyundan başka,
tavuskuşu, maymun ve aslan kanınm bulunduğunu varsayar bir eski inanış günümüze kadar gelmiştir. Burada tavus kuşu al­
kolün verdiği neş’e keyif ve hoşluğu maymun, düşüncede ve isteklerdeki değişkenliği, aslan da öfke hiddet, büyüklük fikir­
leri ve saldıganlığı ifade etse gerektir.
Baraka suresi 219 ayette "sana içki ve kuman soruyorlar, iki de büyük günahtır. Zaran faydasmdan çok daha fazla­
dır. Nisa suresi 43. ayette "sarhoş iken namaza yaklaşmayın, ta ki ne dediğinizi bilene kadar. Maide suresi 90 3yette " ey
iman edenler, içki, kumar ve şaytan oklan şüphesiz şeytan işi olan pisliklerdir. Bunlardan kaçın ki selamete eresiniz" şek­
linde
olan emirlerle alkolün kişi biolojisi,
ve toplumsal yaşam ile nasıl uyuşmaz olduğu
anlatılmış ve alkolün SOSYAL BİR İÇME ŞEKLİNİN OLAMAYACIĞI açık bir şekilde belirtilmiştir.
Günümüzde insanların yeşamlannda alkole verdikleri yer ve değer ne yazıktır ki giderek artmakta ve yaygınlaşmak­
tadır. Bu sayısal ve kullanım miktar artışı ile paralel olarak alkolün getirdiği bireysel ve kitlesel sorunlar da artmakta, bir
taraftan bu günün yaşayanlarını diğer taraftan da gelecek nesilleri şimdiden tehdid etmekte ve zarara uğratmaktadır. Çeşit­
li ülkelerden gelen istatistik bilgi! er, alkole bağlı bireysel ölümlerin , bunamalann , önemli ölçülerde ve sürücü ölümleri­
nin ve kazalarının, çok çeşitli suçların ve suç yatkın lıklarının cinayet ve intiharlann ürkütücü boyutlara ulaştığını göster­
mektedir.
Bu kısa tarihçeden sonra alkole ve onun içme patemlerindeki değişikliklere ve özellikle bir sosyal içme kavramının
kabul edilip edilemeyeceği görüşlerine yer verelim.
Pek çok kültürde alkolün erkeğe yakışan, onun erkeksi vasıflarını belirgin hale getiren,, mahçubiyetini, ürkekliğini,
tutuk luğunu ortadan kaldıran, cinsel güç kazandıran, yaratıcı, kavgacı ve cesur yapan, gururunu okşayan bir madde ola­
rak kabul edilmiş ve bir kısım meslekler tarafından adeta korunmuş ve bir erkeklik simgesi olarakk abul edilmiştir. Özellik­
le denizciler, askerler bir çok ülkede bu maddenin vazgeçmez tutkunlan olmuşlardır. Terfii etmek , ise girmek, işten ayrıl­
ma, işten ko vulmak , evlenmek , boşanmak., düğün, nişan, doğum, ölüm ve benzeri her tür bireysel
toplumsal olay­
da alkolün ısıtıcılığına kişileri biribirine yakınlaştıncılığına , havayı renklendireceğine ve şenlendireceğine inanılmış, aksi
düşünen 1er horlanmış ve guruplara alınmamıştır.
Alkolün toplumsal bir kullanım maddesi olup olmadığinin araştınlması fikri 1960 yıllarında önem kazanmıştır. 1961
yılında Hoff adlı bir çalışmacı, Marazi içme-Pathological drinkig ile Social drinking-sosyal içme kavramlanna eğildi ve "marazi alkol alınmasını içme ye karşı psikolojik tahammülsüzlük " olarak tanımlamak istedi. Hoff bu tanımlamasında bireysel
ve ki tlesel psikolojik ve sosyal faktörleri dikkate almamıştı. Aslmda bu tarihe gelinceye kadar Birleşik Amerikada Alkolün
sosyal arazlann tanımlama ve sın ırlama gayretinde olan çok ciddi çalışmalar y apılmaktaydı. Bunlar sırasıyle:
-1930 yıllarında bizzat alkoliklerin kendi durumlannı beğenmemeleri sonucu aralarında kurduklan ve isimsiz alkolik­
ler olarak büinen AA. teşkilatı,
-1930 yılında kurulan "Research Council on the problems of Alcohol" bu kruruluş Birleşik devletlerde alkol prob­
lemlerini araştırmak ve karşı tedbirler almakla görevlendirilmişti.
-29-
Psikofarm akolojide Y en ilikler Sempozyumu 1991 İstan b u l
-1939 yılların d a m arazi sarhoşluk ve sosyal içm e konularında büyük b ir açıklık g etirm iş o lan E .M . J e llin e k in çalış­
m alarını b aşla tm a sı,
-1940 yılında Y ale Ü n iv ersitesin in "Journal o f Studies on alcohol" adlı b ir dergiyi yaym a sokm ası,
-1944 yılında Y ale Ü niversitesinin A n tia lk o lik b ir milli kültü r geliştirm esi g ö rev in i üslenm esi.
-1944 yılında A m e rik a n ın birçok ey aletin d e alkole karşı m ücadele p ro g ra m la rın ın hazirlan m ası ,
-1963yılında ey a letlerd e alkol h a sta n e le rin in ve servislerinin kurulm ası için b ü tç e d e n fon ayrılm ası,
yılın d a A m e rik a n Cumhurre:->i L .B .Jo h n so n ’un devlet radyosı m lan alk o le karşı b ir m ü cad e 1: ıçılm asını iste­
yen k o n u şm asın ın yayınlanm ası
1965 yılında K essel ve W a lto n adlı iki araştırıcı, "compulsive d rinker" o la ra k b ilin en
b ir tü r m a razi içkicinin d iğer
içicilerden ayrım ının yapılm ası çalışmalarım ı b a ş la ttıla r ve nihayet bu k av ram ın b u g ü n k ü açıklığına k av u ştu ru lm ası şerefi
1960 yılında J e llin e k ’e nasip oldu.
Je llin e k A lk o l alm a p a te rn le rin ia İti an a g ru p ta topladı, bun lar sırasıy la:lA lk o l bağım lı içim şekli. A lfa alk o lizm .
P sikolojik
içm e alışkanlığı o larak k ab u l edilir. Kişi ya b ir em o sy o n el gerg in lik veya sık ın tıd an k u rtu lm a k v e­
ya fizik b irh u z u rsu z lu k ve y orgunluk gidericisi olarak alkole m üracaat ed er. A lkol alın m ası m iktarı
sa b ittir. İç­
me sü rele ri kısa ve aralıklıdır. K endisini ra h a tla ta n m ikdardan fazla alm am aya çok d ik k at ed er. Y ıllar boyu alışm ış o ld u ğ u
ölçüleri d eğiştirm ez. İn toksikasvon ve kesilm e b elirtileri kişi bu alışkanlığını arazi b ir s eb ep le ak satm assa hiç g ö rü lm ez. Bir
kısım içicilerde alkol alını m iktarı çok yüksek seviyelerde olm asına rağm en b u k işilerd e sosyal p ro b le m le r g ö rü lm ez. A lk o ­
lün sistem ik z a ra rla rın a ait siroz veya periferik nevrit gibi ilerleyici hastalık lar d ışın d a d iğ e r alkol i! e b ağ lan tılı h a sta lık la ­
ra veya k o m p lik asy o n la ra raslanılm ası çok n adirdir. Ç ok uzun devreler so n u n d a bu k işilerd e de
bir psişik ve fizik de-
te rio rasy o n u n oluşm ası kaçınılm azdır.
2-B eta alkolizm , Bu şekil d aha çok şarap içen ülkelerde görüldüğü için 'V in e alcoholism " o lrak da b ilin ir. G en elik le k o n tro llü içm eleri
k asd ed er. A lfa alkolizm den farkı istisnasız h er gün iç m elerid ir. Bir gün alkol a la m a d ık la rı za m an
şiddetli h u zu rsu zlu k , öfke ve taşkınlık g ö sterir, ve kesilm e sem ptom ları o rtaya çık arirla r. Bu k im se lerd e b irk a ç g ü n için d e
delirium
geliştiği g ö rü lü r. A rtık psişik bağım lılık yanısıra fizik bağım lılığın d a b e ra b e r olduğu b ir içm e şek lid ir.
Fizik bağım lılık ile b e ra b e r to laran sm da oluşm ası sonucu giderek artan m k d a rla rd a alk o i alm aya b aşla rlar. T o p lu m g e n e ­
linde alkol a lim in in fazla olduğu ü lk e lerd e özellikle F ran sad a bu tür alışkanlık tip i yaygındır.
3 -G a m a alkolizm , K o n tro l edilm eyen, k o m pulsif içme şekli o larak bilinir. Ş id d etli fizik bağım lılık, çok a rtm ış to le ­
rans, şiddetli alkol alm a açlığı, m en tal d ep riv atio n tarzında kesilm e sem p to m la rı, k o n tro l kaybı, içmevi istem li o la ra k d urd u ra m a m a k , iç m en in ancak şu u r kaybı d erec esin d e zehirlenm e, bir kaza ile içm en in b itm esi veya adli b ir d a v la s o n la n m a ­
sı sonucu d u rd u ru la b ilm e si şeklinde g ö rü lü r. K an ad a , A m erikanın bazı ey aletleri ve A v u straly a d a bu içm e şek lin e sıklıkla
raslandığı b ild irlm ek te d ir.
4 -D e ita alkolism , S em p to m atik içme şekli,
N ö ro tik ,p sik o tik ,p sik o p a tik veya o rganik b ir has talığa bağlı olarak o rta y a çık an b ir içm e tipidir.
Kişi sık ın tı, d e p ­
resyon veya p sik o tik b e lirtile rd e n k u rtu lm a k veya fobik anksiteden sıyrılm ak için içkiye sığınır Z a m an la fizik b ağ ım lılık g e­
lişm esine rağ m e n , şiddeti kişid en kişiye fark ed er. Ç özüm ü tem el psikolojik a k sam ad a a ram ak ve bu y ö n d e te d av iy e çalış­
m aktır.
5-B out d rin k in g adı v erilen b ir p erio d ik içm e şeklidir. D ipsom ani o la rak ta n ım lan m ası d ah a yaygındır. A ra d a b e lir­
li alk o ld en arın m ış d e v re le r b ıra k a n kişi, içm eye başladığında günler boyu hiç a ra v erm ek sizin b u lab ild iğ i h e r çeşit içkiyi
içer ve ağır b ir en toksikaskyon dev resin e g irm ed en alkolden ayrilam az . Bu içm e şekli b ir k
ısım a lk o lik lerd e h a fta sonu
içm esi şek lin d e gelişm iştir. H a fta n ın diğer g ü n leri ta m bir sosyal uyum içinde o lan ve g ü n lü k ak tivitesini n o rm a l b ir şekil­
de y ü rü te n ıçicnin hafta sonu gelince iki g ü n hiç evinden çıkm adan sürekli o la ra k içki aldığı g ö rü lü r.
6- K ronik alkolism , Bu alkolism şeklinde kro n ik ve sürekli içiciler çok değişik kişisel, k ü ltü rel ö ze llik ler g ö s te re re k
hayat boyu içerler. K ronik alk o zm d e alk o d en olm a ve alkol b eraberliğ in d e g ö rü le n h asta lık ların b ü tü n d e ğ işk e n le rin i g ö r­
m ek m ü m k ü n d ü r. Bu k im se lerd e içm e hazzı., içm e n eş’esi ve içme ritüelleri b ü tü n ü ile k ay b o lm u ş olu p am aç sa d e c e e n k ı­
sa s ü re d e ihtiyaç d u y dukları alkol k an k o n san trasy o n ların a ulaşm aktadır.
Z a m a n içinde d a h a ucuz , daha zararlı alkol çeşitlerin e g eç m ele ri sebebiyle b ir sü re s o n ra p a r a n o ­
id psikoz, halusinasyonlu ve ıllüzyonlu toksik ta b lo la r, epilepsi ve d em an s gibi p ro g re s if irrev ersib il h a s ta lık la rın k u rb a n ı
olurlar.
Y akın ça lışm a lar J e llin e k ta ra fın d a n tanım lanm ış ve sınıflandırılm ış olan bu altı şeklin dışında yed in ci b ir a lk o l al­
ma alışkanlığının varlığını o rta y a k o y m ak tad ır. Bu şekil "Alcohol polydrug abuse" o la ra k bilinir.
H a y a tla rın d a alkol alışkanlığı geliştirm iş olan bir kısım alışkının alk o lle y etin m e d ik leri ve alk o lü n y an ısıra b ir kısım
uyuşturucu ve uyarıcı m a d d e le ri d e aldıkları g örülm ektedir. Bu m ad d eler A m fe ta m in le r , b a rb itü ra tla r, C h lo rd ia z e p o x id e
tü revleri. C o c a in e , e s ra r , nik o tin ve m orfin tü rev leri olrak sıralanabilir. 1970-74 y ılları arasın d a G la tt , B re c h e r, G o o d m a n
ve G ilm an ta ra fın d a n yapılm ış o lan çalışm alard a alkolik toplum un % 2 k a d a rın d a b u p o lid ru g alkol alm ak tip in in m e v cu d
o ld uğunu o rta y a çıkarm ıştır. Ö zellik le çocuk yaş alkoliklerinde esrarla b e ra b e r alkol alınım ı, d ep resy o n lu k işile rd e alk o lle
b e ra b e r o p iu m tü re v leri ve s e d a tifle r alım itiyadı, inhibisyonlu kim selerde b a rb itü ra tla rla alk o lü n eşle n d irılm esi g ö rü lm e k ­
tedir.
A lk o lizm a ve alkoliğin ta rif ve tanımlanması,* Bu gün alkol litera tü rü n ü çok iyi ta k ip ed e n uzm an b ir k im se b ile a l­
koliği ve alkozim i kolaylıkla ve y eterin ce ta rif ed e m ez ve tanım layam az. Bu se b e p le b u g ü n e k a d a r yap ılm ış o la n ta n ım la ­
m a d e n e m e le ri çeşitli y ö n le rd e n ele ştirile b ilir ve eksik veya hatalı ta rafları o rtay a k o n ab ilir. Bu seb ep le biz ta rifle ri kısaca
b e lirtip m a razi ve sosyal içki k av ram ların ı b elirliyecek olan kritlerlere ağırlık vereceğiz.
-30-
P sik o fa rm a k o lo jid e Y en ilik ler Sem pozyum u 1991 İstan b u l
G e re k W H O ’n u n g e re k alk o l p ro b le m le ri ile u ğ raşan o to rite le rin sosyal içm e v e p a to lo jik içm e k a v ra m la rın a g e tir­
d ik leri ta rifle r özellikle sosyal y apısı hızla değişen to p lu m la rd a y etersiz k a lm a k ta v e A frik a, G ü n e y A m e rik a , A v u straly a
gibi ü lk e le r in s a n ın d a b irb irin d e n ayırd ed ilm e z ve k o rk u tu c u b ir g ö rü n ü m a lm ak tad ır, b u n d a n d o la y ıd ır ki W H O "C o m b i­
n ed a p p ro ac h " adı v e rile n y en i b ir g ö rü ş ve yaklaşım la alkol p ro b le m le rin e eğ ilm e k ted ir. Bu g ö rü ş te alk o lü n b ire y se l etki
ve z a ra rla rın d a n to k k itle se l z a ra rla rı ve te s
irleri d ik k a te alın m a k tad ır. A lk o l bağım lılığı k av ram ı g id e re k y erin i A L K O L
P R O B L E M L E R İ k a v ra m ın a b ıra k m a k ta d ır. Ö n em li olan te k te k b irey lerin değil b ü tü n b ir to p lu m u n A L K O L E H A N G İ
G Ö Z L E B A K T IĞ IN IN A N L A Ş IL M A S ID IR . H e m e n b ü tü n ü lk e ler insanı b u g ü n için P A N D E M İK B İR A L K O L T E H L İ ­
K E S İ İL E K A R Ş I K A R Ş IY A B U L U N M A K T A D IR . A rtık so ru n b ir y erd e k im in alk o lik o ld u ğ u şek lin d e o lm a k ta n çıkm ış
H A N G İ T O P L U M U N A L K O L İK O L D U Ğ U m eselesin e d ö n ü şm ü ştü r. Bu k o n u y a açıklık g e tirm e k için v erec eğ im iz ö r ­
n ek ler çok ça rp ıcıd ır.
K E N Y A ’d a d o k to rla r, işad a m la rı, m ahalli id areciler, ra h ip le r ü lk e n in çok hızlı b ir alk o l b u n a lım ın a g ird iğ in i r a p o r ­
larla h ü k ü m e tle rin e b ild irm iş ve çok acil te d b irle r alınm asını istem işlerd ir. H ü k ü m e t ilk te d b ir o la ra k yen i içki d a ğ ıta n b a r
ve b e n z e ri m e y h a n e le rin açılm asın ı y asak lam ıştır.
W o o d ve G e e rm a n adlı iki araştırıcı U G A N D A ve k o m şu la rın d ak i d oğu A frik a p sik o zların ın h a s ta n e le ri d o ld u rd u ­
ğ u n u b ild irm işlerd ir.
N A İ R O B İ’de
W 'anjiru’u n te sb itle rin d e b ö lg e insanı e rk e k le rin d e alk o lizm o ra n ın ın c7c 46 ya u la ştığ ı g ö rü lm ü ş ­
tü r. Bu nisb et aynı ara ştırıc ı ta ra fın d a n K a d ın la r için (7c 24 o la rak v erilm e ted ir. W H O bu ü lk e le rd e alk o le b ağ lı san ay in in
çok geliştiğini ve yaygınlaştığını v u rg u la m a k ta d ır.
KJENYA’da kırsal a la n ça lışm a ları alkolik o ra n la rın ı erk e k le rd e c7c 37 , k a d ın la rd a (7c 34 o lra k v e rm e k te d ir. S on
hcş yıl içinde alkol s a ta n y e rle rin sayısnıda b ire b eş n isb etin d e a rtış g ö rü lm esin in an lam ı ü rk ü tü c ü d ü r.
D ünya sağlık te şk ila tı b u hızlı a rtışın se b e p le ri a rasın d a hızlı en d ü strileşm e y e geçiş, d eğ işe n k ü ltü r p a te rn le ri,, to p V m u n e k o n o m ik ç e h re sin in değişim i gibi seb ep leri g ö rm e k te ancak en ön em li seb eb in İÇ M E P A T E R N L E R İ N D E K İ
Y A R K L IL A Ş M A o ld u ğ u n u b ild irm e k te d ir. Bizim ülkem iz için de geçerli o lan b u içm e p a te r n d eğ işik liğ in i b ir ö rn e k ile
.jçıklayalım . D a h a ö nceki y ıllard a e rk e k evine g elirk en b ir içki v e re n y erd e b ir iki k ad e h atıştırır, k im sey e g ö rü n m e d e n acec evine d ö n erd i. B öylesine b ir k aç am ak yaptığını n e çevresi, ne k o m şu la rı ve n e de ev in d ek i ço c u k ları an lam az d ı. B u olay
bir k a b a h a t ve k u s u r o la ra k b izzat içici ta ra fın d a n da b ilin ir ve bu d u ru m d a n kim seye b ah sed ilm e zd i. E v le n irk e n s o ru lu r­
du. "İçkisi, k u m a rı varm ış". Bu g ü n ise eski kuytu ve ço c u k ların ve k ad ın ları.'so k u lam ay acağ ı m e y h a n e le r y erin i " b e b e k le r
d ah il h alk a açık m o d e rn m e y h a n e le re ve b e n z e rle rin e b ıra k m ış, bu içki d a ğ ıta n y e rle rd e k o c a la r v e b a b a la r b e k le n ir v e k a r ­
şıla n ır olm uş, özellikle ta til g ü n le ri h alk ın g ire b ilm ek için sıraya dizildiği s ö z ü n 'o n a S O S Y A L m ü e ss e s e le r h a lin e g elm iştir.
A rlık aynı y e rd e , b ü yük b a b a , büyük a n n e , a n a -b a b a ev latlar, hısım ak ra b a , d o stla r
to p lu c a iç er h a le g elm işler,
e' d e y en m esi ad e t o la n ak şam y e m e k le ri to p lu m u b u ra la rd a y en ir h ale gelm iş, iş ak itle şm eleri, e v le n m e le r b o ş a n m a la r, k a ­
rı-k o c a
a ra m a la r için seçkin y e rle r a ra sın a girm iştir. B ir sü re so n ra Y A T A K L I M E Y H A N E L E R ’in k e ş fe d ile re k ev v e yuva
K u ra m la rın a son v erm esi b e k le n tisi şaşırtıcı g elm em elid ir.
B u içm e p e te rn le rin in d eğ işm esin d e g ıd a n ın eld e ediliş şek lin in k ırsal a la n la rd a d eğ işm iş o lm a sın ın d a p a n d e m ik
b u la şım d a çok etkili old u ğ u g ö rü lm ü ştü ü r. E sk id e n b ir kırsal alan sak in i gıd asın ı b a h ç e sin d e n veya ta rla s ın d a n to p la d ığ ı
h u b u b a t, seb ze ve m e y v alard a n e ld e e d e rd i. Bu ü rü n le rin so frasın a k o n m a sı için g erek li h iz m etleri d e k en d isi y ap m ak z o ­
r u n d a idi. Bu g ü n k en d isin i eli d e ğ m e d e n b ü tü n gıda ç e şitle ri h az ırlan m ış b ir şek ild e p a z a rla n a ra k ayağ ın a k a d a r g e lm e k te ­
d ir Y ap ılacak işi sad ece "bir dilim e k m ek alınır, ü ze rin e b o lc a ....... s ü rü lü r afiy etle yenir" fo rm ü lü n e in d irg e n m iştir . G erisim nasıl ta m am lay ac ağ ı da R a d y o d a n , telev izy o n y o n d an , d e rg ile rd n g a z e te le rd e n ö ğ retilm ek ted ir."B ir d ilim ek m ek alın ır...
sü rü lü r, Y A N IN A B İR Ş İŞ E ......A Ç IL IR A F İY E T L E İÇ İL İR . Bu çarp ıcı ö rn e k te n b iz e K İT L E L E R İN N A S IL O T O M A T İ Z E V E R O B O T İZ E edildiğini açık b ir şekilde g ö s te rm e k te d ir. A rtık h an g i içm e şek lin in so sy al içm e h an g isin in m a razi
içm e şekli o ld u ğ u n u ayırm ak m ü m k ü n değ ild ir. İÇ E N İN İ Ç M E Y E N D E N F A Z L A O L D U Ğ U B İR O R T A M D A işin so s­
yal v e y a p ato lo jiğ i kal m am ıştır.
İÇ M E P A T E R N L E R İ D E Ğ İŞ M İŞ T İR . B ü tü n d ü n y a ü lk e le rin d e bu d u ru m g ö z le n m e k te d ir. E sk id e n a ile le rin e ld e
e ttik le ri ü rü n le rin ta b ’
fo rm e ta sy o n a b ıra k a ra k e ld e e ttik le ri b elirli m ik ta
rlı, d ü şü k k o n s a n tra sy o n d a k i içk iler a rtık y e­
rini tic a ri am açlı ve çok gelişm iş e n d ü s tri ü rü n le rin e b ıra k m ıştır. E sk id e n içm e için, aileyi , sosyal v e sile le rin n işan , d ü ğ ü n
b a y ra m gibi o rta k g ü n le rin g elm esi b e k le n irk e n bu g ü n a rtık içm ek için şart ara n m a sı G Ü N Ü N H E R S A A T İN D E İÇ M E
A L IŞ K A N L IĞ I belirm iştir.
İçm e p a te rn le rin d e k i b ir b aşk a ö n em li değişikl ik sulu alkol alışk an lığ ın ın y erin i g id e re k d istile a lk o lle re b ıra k m a s ı­
d ır K ırsal k esim A frik a in san ın d a e v lerd e y ap ılan d istilasy o n la rla y ü k sek ko n scjn trasy o n lu a lk o le r e ld e ed ilm ey e b a ş la n m a şı v e b u tü r m a d d e le rin m u h a fa z a ve d e p o la n m a k o la y lık ların d an dolayı h e r ev d e iste n d iğ i a n d a alk o l b u lm a k k ab il h ale
g elm iştir. G e n e l to p lu m u n % 2 5 ’inin işsiz old u ğ u bu ü lk e d e h alk ın iç m e k te n b aşk a y a p a c a k şeyi k a lm a m a k ta d ır.
İç m e p a te rn le rin i k itlesel içm e şek lin e d ö n ü ş tü rm e k te o la n b ir d iğ e r s e b e p te a lk o lü n fizyolojik ö z lü k le rin in k asıtlı
o la ra k h a ta lı ve yanlış ta n ıtılm a sı o lm a k ta d ır. Bizim ülkem iz d e d ah il o lm ak ü z e re p e k çok ü lk e in san ı alk o lü , b e d e n i k u v ­
v e tle n d ire n , erk ek liğ i a rttıra n , b a rs a k p a ra z itle rin i zeh irley ip ö ld ü re n v e zih n i aç an b ir m a d d e o la ra k ta n ım a k ta d ır.
P ek çok ü lk e to p lu m u n d a k a d ın la rın ve ç o c u k ların alk o le tav rı d eğ işm iştir. Y a k ın z a m a n a k a d a r ö zellik le k a d ın la ­
rın ev d ışın d a içki içm esi h o ş k a rşıla n m a z v e ay ıp lan ırk en , k ü ltü re l k a v ra m la rın d eğ işm esi v e k a d ın la rın ek o n o m ik im k a n la ­
rın ın a rtm a s ı so n u cu u m u m a açık y e rle rd e rah atlık la iç eb ilm ele ri im k an ın ı sağ lam ıştır. B u y e rle re k a d ın la rın ç o c u k ların ı d a
b e r a b e r g ö tü rm e le ri olayı d a h a da iç in d en çıkılm az h ale g e tirm iş v e birey sel içm e p a te r n i y erin i F A M İL İA L İÇ M E şek li­
ne b ıra k ır h a le gelm iştir. Ç o c u k la rın alk o lle ta n ışm a yaşı p ek çok k ü ltü rd e in a n ılm az y a ş la ra inm iş, 13-19 yaş arası ço cu k v e
g e n ç le rin d e sü rek li alkol alm a alışkanlığı b aşlam ıştır. N A İ R O B İ’d e 10 y aş d üzeyi ç o c u k la rın d a y a p ıla n b ir a r a ş tırm a d a f,c
Psikofarmakolojide Yenilikler Sempozyumu 1991 İstanbul
50’sinin POLİDRUG ABUSE denilen türden alkol ve beraberinde esrar alma alışkanlığının bulunduğu tesbit edilmiştir.
Gerek bizim ülkemizde gerek Afrika ve Güney Amerika gibi ülkelerde Hızlı ekonomik değişim ve hızlı şehirleşme,
kırsal alandan endüstiel merkezlere ve büyük şehirlere yapılan göçler TRADITIONAL yaşam şeklinin değişmesine yol aç­
mış ve gerek aile içi ve gerek yerel toplumsal otorite zayıflamış ve kaybolmaya yüz tutmuştur. Lokal kültürel bağlar zayıfla­
mış yeni aile tipinde bireysel otorite dağılmış kadınlar ve yeni yetişmekte olanlar lehine bozulmuştur. Değişen alkol alma
patentleri bu otorite ve yaşam düzeni değişikliğini arttırmış, diğer taraftan da bu değişme sonucu geriye tepen bir etki i le
içme patemleri değişmiştir.
Alkolün epidemik karakteri, bireyseliçme patem inin sabit olmayıp çevre, yaş, yaşam şekli, ekonomik durum , psi­
kolojik ve fizik has talıklar, iş çevresi ve aile yapısı ile sürekli değişmekte olması "social drinking" kavramının bütün ile de­
ğişmesine yol açmıştır. Alkol artık çok yak mımızda, evimizde, çevremizde, buzdolabamızda, cebimizde, karımızın çocuğu­
muzun ağzmda içimizdedir. Müziğe, sevgiye , öfkeye, saldırganlığa, sekse, ticarete bulaşmıştır.
Bütün dünya toplumlan giderek alkolle daha fazla kirlenmektedir.Gelecek nesillerimiz alkolü ana-babalann çocuk­
ları olarak dünyaya gelmekte ve bir çeşit toplu mutasyon olayı oluşmaktadır. Klasik kitaplarda alkoliği tarif için konulmuş
olan kriterleri bu gün için kulanmamıza imkan kalmamıştır. WHO-Dünya sağlık teşkilatının i çici ile alkoliği ayırd etmek
için öngördüğü tarifi hatırlayalım, "İçkinin işine engel olduğunu değil de işinin içmesine engel old uğunu düşünen kişi alko­
liktir". Yukarıda verilen bilg il erin ışığında bu tanımlamanın ne kadar yetersiz olduğu kolaylıkla görülebilir.
Jellinek’in alfa alkolizm kriterleri sosyal içme için belirli bir sürede uygun görülebilir ise de istatistikler içicilerin
bir süre sonra bu alfa alkolizm safhasından geçtiklerini ve patolojik devrelere girdiklerini açıkça göstermektedir.
Alkole bağlı suçlar konusu,
bu konu daha çok adli pskiyatriyi, adli mercileri, eğitimcileri, suç ve suçlu psikolojisi ile uğraşanları ilgilendirmesi­
ne rağmen bu yazımıda kısaca değinilmesinde fayda görülmüştür.
Alkole bağlı suçlar, çoğunlukla hafif ve orta şiddetteki alkol intoksikasyonlannda görülmekte, alkolün sebep oldu­
ğu. paranoid haller , artmış agresivite eğilimi, alkolik amnezik devreler, alkol epilepsisi ve alkole bağlı dikkat, motor bece­
ri azalması ve reaksiyon zamanı uzaması sonucu oluşmaktadır. Bunlannyanısıra alkole bağlı amoral kişilik değişiklikleri,
inadequat kişilik yapısı, obsesif-kompulsif kişilik yapılan, psikopatik ve sosyopatik karakter yapısı ve homoseksüel eğilimle­
rin de alkol beraberliğinde manefest hale geldiği, suç yatkınlığım arttırdığı, otokontrolü zayılattığı ve kişinin değer yargıla­
rım bozarak suça teşvik ettiği bilnmektedir.
Aşağıda verilmiş olan istatistik bilgiler alkoliklerde suç nevileri ve oranlan hakkında yeterli bilgi verir kanısındayız.
Viljo Rakkölainen’in İskandinavyada suçlu alkolikler üzerinde yaptığı bir araştırmada 79 kronik alkoliğin yaşamlan
boyunca en az onar defa polis tarafından tefkif edildiklerini, suçların çoğunluğunun sataşma, kavga çıkarma ve polise haka­
ret olduğunu tesbit etmiştir. Joan Curie Birleşik Amerika, 21 kadın alkoliğin evlerini terk edip başka erkeklerle illegal ya­
şadığım, bir kısmının identite krizine yakalandığım ve çeşitli davranış kusurlarım gösterdiğini, bir kısmının , kendilerin kar­
şı ve beraberinde yaşayanlara karşı eziyet edici, dövme ve yaralama gibi suçlarla mahkemeye düştüklerini ortaya koymuş­
tur J A. Waller, araba sürücülerinde ve özellikle ağır vasıta sürücülerinde ölümle sonuçlanan trafik kazalarının çok sık Tas­
landığına dikkati çekmiştir. Araştıncı trafik işaretlerine dikkat etmeyen yaya alkoliklerin çok yüksek oranlarda ölümcül ka­
zalara uğradıklarım tesbit etmiş, aynı şekilde en çok ceza ödeyen kimselerin Trafik işaretlerine dikkat etmeyen yaya alko­
likler olduğunu belirlemiştir. Waller vasıta sürücülerinde alkole bağlı bir "drinking behavior" oluştuğunu ve bu sürücülerin
içtikleri zaman suça yatkın ve uyumsuz bir davranış içine girdiklerini ileri sürmektedir.
Alkoliklerde suç oranlarının normal dağılım oranlarında fazla olmasını araştıncılar alkoliğin aşın toksik devrelere
kadar umuma açık yerlerde içmesinin sebep olduğu fikrindedirler. Halk m toplu olduğu yerlerdeki nizam ve kaidelere ria­
yetsizliğin suça itici önemli bir etken olduğu vurgulanmaktadır.
Alkolik suçluların çoğunluğunda
psikiyatrik
sosyal bir hastalık veya uyumsuzluğun bulnduğu tes­
bit edilmektedir. Hemen hepsinde "mood change" bir mizaç sıçraması ve " emotionally vulnerabilitiy" heyecan kararsızlığı­
nın bulunması ve içkisiz olduklan zaman depresif, suskun ve uysal olan , cinsel sürtüşmeleri bulunan ve saklı bir agresyonlan bulunan alkoliklerde intoksike olduklan zaman eksplosif bir davranışa girme ve suç işleme eğilimi dürtüsel ve durduru­
lamaz bir karakter almaktadır, özellikle bir alkolik kendisine yatkın bir suç işleme şeklini seçmekte ve aynı suça defalarca
işleme eğilimi göstermektedir. Obsesif-kompulsif kişlik yapılarındaki alkoliklerde bu repetitif suç işleme hali daha belirgin
olmaktadır.
Alkolizmin psikodin amiğini inceleyen araştıncılar , psödomazohistik matrisidal -anaya yönelik yalana mazohistik,
dürtülerin alkoliklerde ön planda olduğunu iddia etmektedir. Loyola Üniv. Yapılan bir çalışmada 300 alkolik incelnmiş ve
bunlardan % 91 ’inde kişilik yapısı bozukluklan , % 4’ünde psikotik değişiklik, % 57sinde belirgin sosyal uyum bozuklu­
ğu, % 22’sinde depresyon tesbit edilmiştir. Bizim yaptığımız bir çalışmada alkoliklerde % 90’ında durumlarım değişik an­
latma ve yalan söyleme hali görülmüştür. % 60’ı zaman zaman hastalık bahanesi ile işe gidemediklerini itiraf etmişlerdir.
Yansı işyerlerinde ihmal ve hatalardan dolayı suçlanmıştır. % 40’ya bir kazaya uğramış veya kazaya sebep olmuştur. % 16
sı en az bir defa karşılıksız çek imzaladığım söylemiştir. Bir kısmı bonolarını ödememiştir. % 42 si içkili olduklan zaman
başlarının derde girdiğini bildirmiştir. % 30 u kaba ve müstehcen el şakalan ile insanlan rahatsız ettiklerini, % 47si eski­
ye oranla çok daha fazla küfürlü konuştuklarım %9u kendi cinslerinden kişilerle cinsel birleşmeye girdiklerini ifade etmiş­
lerdir. % 14’ü üç defadan fazla tefkif edilidiğini, % 44 ’ ü sıklıkla şiddet ve darp’a baş vurduğunu anlatmışlardır.
Alkole bağlı suçların çeşitli Dünya ülkelerinde toplum ve konunlar karşısındaki durumlan hemen hemen aynıdır.
,İngiltere ve Birleşik Amerikada " Bir insan ken dişini sarhoş yapma sorumluluğunu kabul ettiği gibi, bu sırada işlediği su­
çun sorumluluğunu da yüklemelidir" görüşünden hareket edilir. Alkolikler için ceza ehliyeti tamdır ve bir kısmı için sorum-32-
Psikofarmakolojide Yenilikler Sempozyumu 1991 İstanbul
luluk düşünülmez. Norveç ve Danimarkada psikotik alkolikler akut intoksikasyon halinde suç işledikleri zaman ceza ehliyet­
lerinin olmadığı kabul edilir. Bu kişiler doğrudan bir akıl hastanesinde
hastane yetkilisi dok­
torlar istedikleri zaman bu alkolikleri salıverme yetkisintsahiptirler. Almanyada alkole bağlı şuur tutulması ne ölçüde olur­
sa olsun bir alkolik işlediği suçtan ötürü ccza inidirimi ve affından istifade edemez, ceza ehliyeti tam olarak kabul edilir. Isveçte de alkoliklerin suç işlemesine müsaade edilmez ve ceza ehliyetlerinden indirim yapılmaz, sadece delirium tremens ha­
li bir hastalık olarak kabul edilir. Ve bu devrede işlenmiş suçlar ceza kapsamı dışında bırakılır. Tedavisi cihetine gidilir.
İskandinav ülkelerinde kendisi ve çevresi için tehlike oluşturan ağır alkolikler bir akıl hastanesine kapatılır ve aynı
şekilde alkole bağlı marazi kıskançlık hastalığında da aile doktorların karan ile hasta bir kapalı akıl hastanesine konularak
tedavi edilir.
KAYNAKLAR
1-Alcohol Problems. A report to the nation. Thomas FA. Plaut.
2-Alkolden Eroine Kişilkten Kaçış. Prof.Dr. özcan Köknel. 3-Clinical Psychiatr. 1977. Clinical Psychiatry.
4-The Harvard Guide to Modern Psychiatry. Armand M.NicholiJR.
5- Drug Problems in the Sociocultural Context. WHO. Gençv A. G. Edwards and A. Anf
6-Psikiyatrik Semioloji ve Medikal Psikoloji Prof. Dr. Adnan Ziyalar.
7-Psikiyarri. 1980 Prof. Dr. Ayhan Songar
8- Sosyal Psikiyatri. 1980 Prof. Dr. Adnan Ziyalar
9-Year Book of Psychiatry and Applied Mental Health. 1971
10-Year Book of Psychiatry and Applied Mental Health. 1972