Erkekte Erektil bozukluk ve Organik Nedene I3ağıl Erektil

Klinik P sikofarm ak oloji B ü lten i / Cilt 8: Sayı 3, 1 9 9 8
Erkekte Erektil bozukluk ve Organik
Nedene I3ağıl Erektil Bozuklukların
Ayrımı
Dr. Aytekin 5IR1, Dr. Hayrettin Şahin2, Dr. Şakir Özen1, Dr. M ustafa Özkan2,
Dr. Abdullah GEDİK, Dr. Kamuran E3İRCAN2
ÖZET
Erekti! disfonksiyonun patogenezinde organik veya psikiyatrik faktörler rol oynar. Bu çalışm anın am acı erkekte erektil bozuklükluğun (EB) organik nedene bağlı erektil bozukluktan (OEB) ayırt edici özelliklerini araştırm aktır. Çalışm aya alınanların ay­
rıntılı tıbbi ve cinsel öyküleri alındı, fizik m uayene, nokturnal penil tum esans (NPT), renkli D oppler ultrasonografi, vakum tes­
ti yapıldı; Beck D epresyon Envanteri (BDE), DSM için Yapılandırılm ış Klinik Görüşm e (SCID II), Liebow itz Sosyal A nksiyete
Skalası (LSAS) ve C oopersm ith Benlık-Saygısı Envanteri (CBSE) uygulandı. Erektil disfonksiyon nedeniyle gelen 52 hastadan
35'i çalışm aya alındı. 35 erektil disfonksiyon hastasının 17'sinde (7.58.62) OEB ve 12 sinde (7c 41.38) EB tanısı konuldu. OEB gru­
bunda venöz kaçak en sık konulan tanıydı.iki grubun BDE, LSAS, CBSE puanları, yaş ve sabah sertliği arasında istatistiksel ola­
rak anlamlı fark vardı. Basam aklı multipl regresyon analizi LSAS, CBSE ve yaşın ereksiyon derecesinin yordayıcıları old ukları­
nı ortaya koydu. O bsesif-kom pulsif, bağım lı ve çekingen kişilik bozukluğu ve eğilim leri EB grubunda sıklıkla rastlandı. Y aşlan­
mayla birlikte OEB sıklığının artm ası literatürle uyum ludur. Fakat EB da LSAS skorlarının yüksekliği ve bununla uyum lu ola­
rak çekingen kişilik bozukluğunun sık görülm esi yeni bir bulgudur. Bu bulgu bizim kültürüm üzle ilişkili olabileceği gibi, birbiriyle örtüşen utanm a, suçluluk ve başarısızlık duygularının bir ifadesi de olabilir. Daha fazla sayıda hastayla bu çalışm anın tek­
rar edilmesi bu bulguların doğruluğunu ortaya koyacaktır.
A n ah tar K elim e ler : Erkekte erektil bozukluk, kişilik, benlik saygısı, sosyal fobi.
B u ll.C lin .P sy ch o p h arm aco l. 8:3 (163-167), 199S
SU M M A RY
DISCRIM INATION BETW EEN M ALE ERECTILE DISORDER AND M ALE ERECTILE DISORDER DUE TO
ORGANIC ETIO LO G Y
Organic and psychiatric factors are im portant in the pathogenesis of erectile dysfunction. The purpose of this study is to rese­
arch distinguishing aspects of male erectile disorder from organic erectile disorder. Each man was evaluated for erectile d ysfunc­
tion with a detailed m edical and sexual history, physical exam ination, nocturnal penile tum escence (N PT), color D oppler ultra­
sonography, vacuum test, and Beck Depression Inventory (BDI), Liebowitz Social Anxiety Scale (LSAS), Coopersm ith Self-Este­
em Inventory (CSEI). Structured Clinical Interview for the DSM (SCID II) was perform ed. 35 of the 52 consecutive erectile
dysfunction patients w ere included in the study. M ale Erectile D isorder Due to O rganic Etiology (EDOE) w as determ ined at 17
(58.627c) and M ale Erectile D isorder (ED) was determ ined at 12 (41.387c) of the 35 erectile dysfunction patients. V enous leakage
was the most com m on diagnosis in EDOE group. BDE, LSAS, CSEI scores and age, m orning erection w ere statistically different
between the two groups. Stepw ise m ultiple regression analysis revealed that LSAS, CSEI, and age w ere predictors of erection
degree. O bsessive-com pulsive, dependent and avoidant personality disorders and traits were frequent betw een ED group. Inc­
reasing of organic erectile dysfunction frequency with aging is conform ing to literature. But increased LSAS score and approp­
riately this, frequent avoidant personality disorder in ED is a new finding. This finding may be related with our culture or exp­
ression of overlapping feelings of shame, guilt, and failure. R eplication of this study with excess subjects w ill reveal the accu­
racy of these findings.
Key W ords: M ale erectile disorder, personality, self-esteem , social phobia.
B u ll.C lin .P sy ch o p h arm aco l. 8:3 (163-167), 1998
L reksiyon bozuklukları psikolojik faktörlere, tıb■*—»bi nedenlere, ilaçlara, veya madde kullanımına
bağlı olabilir. Ereksiyon bozuklukları yaşam boyu
v^ya edinsel olabileceği gibi, durumsal veya sadece
belirli bir partnerla ilişkili de olabilir. DSM IV'e gö­
re erkekte erektil bozukluk (EB) sürekli olarak ya da
yineleyici bir biçimde yeterli bir ereksiyon sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe şeklinde tanımlanmaktadır (1). EB erkekler
arasında en sık rastlanan cinsel fonksiyon bozuklu-
1 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD, 2 Üroloji A BD -D IYA RBA KIR
163
E rk e k te E rek til B o zu k lu k ve O rganik Nedene Bağlı E rek til... / A y te k in S ır v e a r k .
TABLO 1: Erkekte Erektil Bozukluk ve O rganik Nedene Bağlı Erektil Bozukluk Gruplarına
Ait Özelliklerin Karşılaştırılması
Organik Nedene
Bağlı Erektil
Bozukluk
Ort±SD
Erkekte Erektil
Bozukluk
Ort+SD
Yaş
Eğitim
Süre
Ereksiyon derecesi
BDE
LSAÖ
CBSE
HADÖ
M edeni hal *
6 ,5 0 ± 0 ,9 0
Performans * *
anksiyetesi
Bekar
Evli
Var
Yek
Var
Yek
Var
Yok
ad: anlamlı değil
P<0,05
P<0,01
P<0,001
BDE: Beck Depresyon Envanteri
LSAÖ: Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği
C BS E : Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri
H AD Ö : Hamilton Anksiyete Derecelendirme Ölçeği
Sabah
Sertliği * * *
Cinse! istek ad
ğudur (2). Çeşitli toplum taramalarında %3-9 ara­
sında değişen rakamlar bildirilmiştir (3). Yaşlandık­
ça ereksiyon bozukluklarının sıklığı artar. Kinsey ve
arkadaşları (4) EB prevelansmm 60 yaşına kadar
%7'nin altında olduğunu ve 70 yaşında bu oranın
%27'ye çıktığını bildirmişlerdir.
Yakın zamanlara kadar ereksiyon bozuklukları­
nın büyük bölümünün psikojenik etkenlerden kay­
naklandığı düşüncesi hakimdi. Ancak yapılan son
çalışmalarda olguların %70'ine yakınının organik
etiolojileri aydmlatılabilmektedir.
Ereksiyon bozukluğuna neden olan psikojenik
faktörler arasında performans anksiyetesi, depres­
yon, anksiyete ve çeşitli yaşam olayları sayılabilir.
Tıbbi hastalıklar arasında en iyi bilineni diyabettir.
Ayrıca vasküler, endokrin, nörojenik pek çok faktör
de ereksiyon bozukluğuna neden olur (5,6,7). Son
zamanlarda ereksiyon bozukluklarını psikojenik
veya organik ağırlıklı olarak değerlendirme ve ola­
yı multifaktöriyel olarak görme eğilimi ağırlık ka­
zanmaktadır. Biz de ereksiyon bozukluğunda etkili
olan faktörleri araştırmayı planladık. Bu amaçla EB
tanısı alanlarla, organik nedenlere bağlı erektil bo­
zukluk tanısı alanların özellikleri ile, aralarında ne
gibi farkların bulunduğu araştırıldı.
M ETO D
Ereksiyon bozukluğu yakınmasıyla Şubat-Kasım 1997 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Psiki­
164
4 2 , 1 8 ± 14,1 1 * *
7 ,7 6 ± 6 ,2 2 a d
3,1 1 ± 2 , 8 4 ad
2 7 ,7 5 ± 8 ,9 0
9 ,8 3 ± 6 , 2 2
2 , 5 6 ± 3 ,0 4
7 ,8 8 ± 1 ,3 2 * *
3 1 , 8 3 ± 1 1,3 2
1 0 5 ,6 7 ± 2 7 ,2 8
5 0 , 0 0 ± 1 3 ,8 0
3 0 , 4 2 ± 6,1 1
7
5
12
0
8
3
11
1
1 3 ,9 4 ± 6 , 4 7 * * *
6 9 ,8 2 ± 2 1 ,0 9 * *
7 0 ,1 2 ± 1 7 ,4 4 * *
2 6 , 8 8 ± 6 , 0 0 ad
3
14
4
13
8
6
4
13
yatri ve Üroloji Kliniklerine başvuran 52 hastad,
35'i çalışmaya alındı. 17 hasta ise gerekli inceler
ve testlere uyum sağlayamaması, kontrollere g<
memesi ve ereksiyon bozukluğunu daha iyi açık]
yabilecek başka bir psikiyatrik tanının konulm;
nedeniyle çalışmaya dahil edilmediler. Çalışma
dahil edilen hastaların tümü her iki klinik tarafı
dan görüldü ve her iki kliniğe ait tüm testler uyg
landı.
Ü rolojik İncelem e:
Öyküde sabah sertliği, mastürbasyona yan
görsel uyarana yanıt, alışkanlıklar, geçirilmiş op
rasyonlar soruldu; genitoüriner sistem muayen(
yapıldı; hemogram, ALT, AST, total protein, alb
min, BUN, kreatinin, FSH, LH, Prolaktin, testosi
ron, T3, T4, TSH gibi laboratuar tetkikleri istem
Ayrıca ürolojik tanı için intrakavernozal papaveı
testi, Penil RDS, sağ ve sol arter çapı ölçümü, eı
diastolik basınç ölçümü, kavernozografi, kaverr
zometri ve vakum testi yapıldı.
Sabah sertliği, mastürbasyona ve görsel uyara
yanıtın kötü olması 3, orta derecede olması 2 ve :
olması ise 1 puan olarak değerlendirildi. Topla
puan ereksiyon derecesi olarak belirlendi. Bu
göre en düşük puan 9 ve en yüksek puansa 3 olar
değerlendirildi.
Psikiyatrik İncelem e:
Bir psikiyatrist tarafından (AS) hasta ve var
M in ik P sikofarm akoloji B ü lten i / Cilt 8: S ayı 3 , 1 9 9 8
TABLO 2 : O rganik Ağırlıklı Ereksiyon Bozukluğu
Tanısı
Alan 17 Kişinin Medikal ve Ürolojik Nedenlerinin Dağılımı
Tıbbi Nedenler
(N= 17)
n*
Diabetes M e l itus
Aort yetmezliği
Kronik karaciğer hastalığı
Hipertansiyon
Venöz kaçak
Arterial yetmezlik
Hormonal
Hipogonadizm
2
1
2
1
7
3
3
1
* Bir kişiye birden fazla tanı konulabildıği için toplam sayı 17'nin
üzerindedir.
eşiyle psikiyatrik görüşme yapıldı. Ereksiyon bo­
zuklukları bulunanların DSM-IV e göre tanıları ko­
nuldu. Görüşmede psikoseksüel anamneze ağırlık
verildi ve bir form dolduruldu. Formda yaş, meslek,
hastalığın süresi, başlangıç şekli, sünnet yaşı, eşinin
tavrı, performans anksiyetesi, cinsel isteğin olup ol­
madığı soruldu. Beck Depresyon Envanteri (BDE)
(8,9), Structured Clinical Interview for the DSM
(SCID II) (10), Liebowitz sosyal anksiyete ölçeği
(LSA O Xll), Coopersmith benlik saygısı envanteri
(CBSE) (12,13), Hamilton anksiyete derecelendirme
ölçeği (HADÖ) (14) uygulandı.
H astaların G ruplandınlm ası:
Hastalar multidisipliner inceleme bulgularına
dayanarak bir psikiyatrist (AS) ve bir ürolog (HŞ)
tarafından iki etiolojik gruba ayrıldı. Bunlar 1- Or­
ganik bir nedene bağlı erektil bozukluk (OEB), 2- EB
şeklindeydi. Psikolojik faktörlerin ön planda oldu­
ğu olgulardan DSM-IV e göre EB tanı kriterlerini
karşılanmayanlar çalışmaya alınmadı. Çalışmaya alı­
nanların EB nu daha iyi açıklayabilecek başka bir
eksen I bozukluğu olmamasına özen gösterildi.
58.62), EB 12 (% 41.38). Bu iki grubun özellikleri ve
karşılaştırma sonuçları Tablo 1 de sunulmuştur. EB
ve OEB arasında impotansm süresi, cinsel istek, eği­
tim ve HADÖ düzeyleri yönünden farklılık bulun­
madı.İki grubun yaş, medeni hal, sabah sertliği, per­
formans anksiyetesi, BDE, LSAÖ ve CBSE sonuçları
arasında anlamlı fark saptandı.
OEB olanların medikal ve ürolojik tanılarının
dağılımları Tablo 2'de verilmiştir. Buna göre en çok
karşılaşılan etiolojik neden venöz kaçaktı. EB tanısı
alanların kişilik bozukluğu ve kişilik eğilimlerinin
dağılımı Tablo 3'de verilmiştir. Buna göre çekingen
ve bağımlı kişilik bozuklukları ve çekingen kişilik eğilimi daha fazla saptandı.
OEB ve EB ile değişkenlerin ilişkilerini değerlen­
dirmek için korelasyonları incelendi. Buna göre
BDE'nin yüksekliği (rs=0,721, p=0,000), CBSE dü­
şüklüğü (rs=-0,539, p=0,003), LSAÖ'nin yüksekliği
(rs=0,609,p=0,000) ve yaşın yüksekliği (rs=0,515,
p=0,004) ile ereksiyon derecesi arasında korelasyon
saptandı.
Ereksiyon derecesine etki eden faktörleri ayırt
etmek için yaş, LSAÖ, eğitim düzeyi, HADÖ, CBSE
ve BDE ni içeren altı değişken ile ereksiyon derece­
si arasında çoklu regresyon analizi uygulandı.
LSAÖ, CBSE ve yaşın ereksiyon derecesinin yordayıcıları olduğu saptandı (Tablo 4).
TA RTIŞM A
Ereksiyon bozukluğunun temel olarak psikojenik faktörlere bağlı olduğu düşüncesi son yapılan
çalışmalarla değişmeye başladı. Olguların çoğu da­
ha önce psikojenik olarak değerlendirilirken, yeni
çalışmalarda gelişmiş inceleme yöntemlerinin kul­
lanılmaya başlanmasıyla olguların çoğunun orga­
nik etiolojisi ayırt edilebilmektedir. Bizim çalışma­
mızda da olguların 7o48.7'sinin organik etiolojisi
ayırt edilebilmiştir. OA ve EB grupları arasında yaş
bakımından anlamlı fark bulunmaktaydı. Yapılan
diğer çalışmalarda da organik ve psikojenik ereksi­
yon bozuklukları arasında belirgin yaş farkı saptan­
mıştır (15). Feldman ve arkadaşları (16) 40-70 yaşla-
İstatistiksel A naliz:
Nümerik değerlerin karşılaştırılmasında student
t testi, kategorik değerlerin karşılaştırılmasında kikare testi kullanıldı. Hücre sayısının beşin altında ol­
duğu ki-kare analizlerinde Eisher testi kullanıldı.
Korelasyonları değerlendirmek için Spearman ve
Pearson testleri kullanıldı. İlişkileri ortaya koymak
!Çin Multivariate regresyon analizi kullanıldı.İstatis­
tiksel analiz için SPSS/PC programı kullanıldı. Tüm
değerlendirmelerde iki uçlu sonuçlar esas alınmıştır.
bu lg u la r
Çalışmaya alman ereksiyon bozukluğu bulunan
^5 hastanın tanı dağılımı şöyleydi: OEB 17 (%
TABLO 3 : Erektil Bozukluk Tanısı Konulan 12 Hastanın
SCID-II Sonuçları
Kişilik
Bozukluğu
n
Kişilik
Eğilimi
n
0
Narsislik
2
1
0
Çekin gen
2
4
Bağımlı
2
2
2
Kişilik Tipi
Paranoid 0
Hislrionik
Obsesif-Kompulsif
1
E rk e k te E rek til B o zu k lu k ve O rganik Nedene Bağlı E rek til... / A y tekirı S ır v e a r k .
Tablo 4 . Lineer Regresyon Analizi Sonucuna Göre
Ereksiyon Derecesi Yordayıcıları
Değişken
Beta
T
Yaş
LSAÖ*
CBSE* *
0 ,9 0 3
0 ,5 1 4
-0 ,3 5 9
8 ,4 2 4
3 ,6 3 2
-2,364
P
0 ,0 0 0 0
0 ,0 0 1 3
0 ,0 2 6 1
*
Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği
* * Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri
rı arasındaki erkeklerin %52'sinde çeşitli dereceler­
de impotans saptamışlar ve ereksiyon güçlüğü ile
en kuvvetli ilişkisi bulunan faktörün yaş olduğunu
bildirmişlerdir. Yaş kontrol edildiğinde, impotans
ile kalp hastalığı, hipertansiyon, diabet, kullanılan
ilaçlar, yüksek dansiteli lipoprotein, kolesterol ile
direkt korelasyon olduğunu göstermişlerdir. Bizim
çalışmamızda da ereksiyon derecesine etki eden
faktörler içinde en yüksek ilişki katsayısı yaşla sap­
tandı.
İki grup arasında önemli farklardan birisi de sa­
bah sertleşmesinin olup olmaması ile ilgiliydi. Bi­
zim çalışmamızda iki grup arasında sabah sertliği
yönünden anlamlı fark bulunmuş ve sabah sertliği­
nin bulunması ile EB grubu arasında korelasyon
saptanmıştır. Sabah sertleşmesinin olup olmaması­
nın psikojenik impotansı organikten ayırt etmede
basit, fakat önemli bir gösterge olduğu çeşitli çalış­
malarda gösterilmiştir (17,18).
EB ile arasında anlamlı korelasyon saptanan de­
ğişkenlerden birisi de performans anksiyetesiydi.
Cinsel performans ve cinsel başarısızlığa ilişkin
anksiyete, EB nun en önde gelen nedenlerinden bi­
risidir. Kızgınlık, iğrenme ve uygunsuz cinsel ya­
şantılar ereksiyon bozukluğunu başlatabilir veya
devam ettirebilir. Genellikle cinsel haz ve heyecan­
lanmayı (excitement) bozan, kişinin kendisini eleş­
tirdiği düşünceler bu tabloya eşlik eder. Beklenti
(anticipatory) anksiyetesi ve erektil fonksiyonların
inhibe olması karşılıklı olarak birbirini etkileyen
ilişki içindedir (19).
Depresyon ve ereksiyon bozukluğu ile ilgili ola­
rak çok çalışma yapılmıştır. Depresyonda cinsel is­
tek azalması, penil tumesansta azalma çeşitli çalış­
malarda ortaya konmuştur (20). Çalışmamızda ma­
jor depresyon olgularını dışarıda bırakmamıza ra­
ğmen iki grubun BDE puanları arasında anlamlı
fark bulunmaktaydı. Bu durum EB a ikincil de ola­
bilir. Diğer taraftan EB grubunun benlik saygısı da
anlamlı olarak daha düşük bulundu. Bu durum
depresyonla da açıklanabilir. Ancak ereksiyon dere­
cesini belirlemede etki eden faktörleri ayırt etmek
için yaptığımız çoklu regresyon analizinde BDE
eşitliğin dışında kalırken, CBSE, yaş ve LSAÖ erek­
siyon derecesini belirlemede anlamlı bulunmuştur.
166
EB da kişilik özelliklerini araştırmak için gen
likle MMPI kullanılmış ve nörotik kişilik özellikl
önplanda bulunmuştur (21,22). Ayrıca obse;
kompulsif kişilik bozukluğunun eretkil disfonl
yonda sık olduğu bildirilmiştir (23). Bizim çalışr
mızda obsesif-kompulsif, çekingen ve bağımlı k
lik bozukluğu ve kişilik özellikleri önplanda oln
üzere daha çok C kümesi kişilik bozuklukları s.
tandı. LSAÖ'nin EB'da yüksek olması, çekingen
bağımlı kişilik özelliklerinin bulunması ile uyurr
dur.
Çekingen ve bağımlı kişiliğin EB da yük
oranda bulunması ve LSAÖ ve CBSE nin de bu t
guyu destekleyen yüksekliği literatürde yeni
bulgudur. Bu durum bizim kültürümüzle ilgili <
bileceği gibi, utanma ve suçluluk duygularının
tüşmesi de bu bulguları ön plana çıkarmış olab
LSAÖ'nin bizim toplumumuzda geçerlik ve gi
nirliğinin yapılmamış olması ve çalışma grubu;
küçüklüğü bu çalışmanın kısıtlılıklarıdır. Daha
yük bir çalışma grubuyla yapılacak bir çalışma
konuyu daha da açığa kavuşturacağını düşünn
teyiz.
K A YN A K LA R
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
Am erican Psychiatric A ssociation: D iagnostic and S
tical M anual of M ental D isorders, 4. Baskı, Ame
Psychiatric Association, W ashington, D C, 1994.
Rosen RC, Leiblum SR: Erectile disorders: an overvi(
historical trends and clinical perspectives. In: Erectil
sorders: A ssessm ent and Treatm ent, Rosen RC, Lei
SR (Eds) G uilford, New York, 1992 pp 3-26
Spector IP, Carey MP: Incidence and prevalence of tl
xual dysfunctions: a critical review of the em pirical 1
ture. Arch Sex Behav 1990, 19:389-408
Kinsey AC, Pom eroy YVB, M artin CE: Sexual Behav
the Hum an Male. VVB Saunders, Philadelphia, PA, 1
Bancroft J: Sexual aspects of m edical practice. In: H ’
Sexuality and Its Problem s, 2. Baskı, C hurchill Livir
ne, Edinburgh, 1989, pp 552-629
Krane RJ, Goldstein I, Saenz de Tejada I: Impoten
Engl J Med 19S9, 321:1648-1659,
Schiavi RC: Im pact of chronic disease and m edicati
sexual functioning. In: Sexuality Across the Life G
Rossi A (Ed) U niversity of Chicago Press, Chica^
1994, pp 313-339
Beck AT, Rush A ], Shaw BF ve ark. C ognitive ther<
depression, Guilford, N ew York, 1979
Hisli N: Beck D epresyon Envanteri'nin geçerliliği ü
bir çalışma. Psikoloji D ergisi 1988, 6 <22): 118-122.
Sorias S, Saygılı R, Elbi H ve ark. D SM -III-R Yapıla
mış Klinik Görüşm esi Türkçe V ersiyonu (SCID) Ku
Kılavuzu., Ege Ü niversitesi Yayınevi, İzm ir, 1990
Liebow itz MR: Social phobia. M odern problem s ol
m acopsychiatry 1987, 22:141-73.
C o op ersm ith S: Self-esteem in v en to ries, Cons
Psychologists Press, Inc, Palo A lto, California 1986
Turan N ve Tufan B: Coopersm ith benlik saygısı en
ri üzerinde geçerlik ve güvenirlik çalışm ası. 13.
Psikiyatri ve N örolojik Bilim ler Kongresi. 14-18 Ey
tanbul, 1987
Ham ilton M: The assessm ent of anxiety states by
Br J Med Psychol 1959, 32:50-55
K linik P sikofarm akoloji B ü lten i / C ilt 8: Sayı 3 , 1 9 9 8
j
er*
5İf;si-
na_
■•
iak
apve
s
)U İ-
15. Speckens AE, Hengeveld M W , Lyclama GAN ve ark.
D iscrim ination betw een psychogenic and organic erectile
dysfunction. J-Psychosom -R es 1993, 37(2): 135-45
16. Feldm an H, G oldstein I, H atzichristou D ve ark.: Impotence and its m edical and psychosocial correlates: results
of the M assachusetts M ale Aging Study. J Urol 1994,
151:54-61,
17. Segraves KA, Segraves RT, Schoenberg HYV: Use of sexu­
al history to differentiate organic from psychogenic impotence. A rch Sex Behav 1987, 16:2 125-37
18. Ackerm an M D, D 'A ttilio JP, Rham y RK, Antoni MH, Politano V A , W einstein D: Patient-reported sexual sym pto­
m atology in predicting functional and insufficient erectile capacity. U rology 1991 38:5 437-42
19. Schiavi, RC 65:M ale Erectile Disorder. Treatm ents of
Psychiatric D isorders, 2. Baskı , Cilt 1 & 2. G abbard GO,
(Ed). Am erican Psychiatric Press, W ashington, DC, 1995
20. Thase ME, Reynolds III CF, Jennings JR ve ark.: N octurnal
penile tum escence is dim inished in depressed men. Biol
Psychiatry 1988, 24:33-46.
21. Jefferson TVV, G lares A, Spevack M , Boaz TL, M urray FT:
An evaluation of the M innesota M ultiphasic Personality
Inventory as a discrim inator of prim ary organic and pri­
m ary psychogenic im potence in diabetic m ales. Arch Sex
Behav 1989, 18(2): 117-26
22. W eiss P, Kozm ikova T, Urbanek V: Personality characte­
ristics of m en with psychogenic erectile dysfunction. Cesk
Psychiatr 1995, 91(3): 162-8
23. Krause J, H erth T, M aier W , Steiger A, Schoneich S, Benkert O: An interdisciplinary study towards a m ultiaxial
classification of m ale sexual dysfunction. Acta Psychiatr
Scand 1991, 84(2): 130-6
bir
ola-
örilir.
ive-
nun
büının
iek-
tatisrican
;w of
e Diblum
ne seitera-
ior in
.948
uman
igsto-
ıce. N
on on
ourse,
;o, IL,
spy of
zerine
ndırılllanirn
: Phar-
■ulting
ivanteUlusal
■lül, İSrating-
167