Haziran 2014 Sayı:407 - Diyanet İşleri Başkanlığı

İNSAN OLUR MU?
Koşup vefa bahçesine
Gelmeyen insan olur mu?
Ekmeğini kardeşiyle
Bölmeyen insan olur mu?
Bırak dünya telaşını,
Okşa yetimin başını.
Öksüzlerin gözyaşını
Silmeyen insan olur mu?
Haziran 2014 Sayı:407
Eksik etme hürmetini,
Hak lütfeder cennetini;
Anne baba kıymetini
Bilmeyen insan olur mu?
Tatlı sözü, bal dilleri
Bekler sevgi sahilleri.
Güler yüzle gönülleri
Almayan insan olur mu?
Eksilirse merhametin,
Kalır mı kadr ü kıymetin?
Denizine muhabbetin
Dalmayan insan olur mu?
Bestami Yazgan
Derginizle birlikte
“Tatil Arkadaşım”
kitabını almayı unutmayın!
Merhaba........................................... 1
Kur’ân ile Buluşmak........................ 2-3
Misafir Başımızın Tacı................... 4-5
Ödüllü Koşu...................................... 6-7
Zehra................................................ 8-9
Yaramaz............................................ 10-11
Hangi Ay Berat Kandili’ni Gösteriyor.... 12-13
Nur’un Düşünce Serüveni............. 14-15
Küçük Evliya Çelebi........................ 16-17
Yolculuk............................................ 18-19
Gülce................................................. 20-21
Kül ve Köz......................................... 22-23
Burçin ile Burhan............................ 24-27
Bugün Evde Şenlik Var.................. 28-29
Hazine Sandığı................................ 30-31
Çivisiz mi?........................................ 32-33
Allame Nine...................................... 34-35
Raptiye............................................. 36-38
Artan Kelime................................... 39
Çözmece........................................... 40-41
Neşeli Fıkralar................................ 42
Neşeli Karikatürler........................ 43
Bulmaca............................................ 44-45
Sizden Gelenler.............................. 46-47
Posta Kutusu.................................... 48
Kimi zaman sevinçli kimi zaman hüzünlü günler yaşarız. Tıpkı birkaç hafta önce
Soma’da meydana gelen felaketin bıraktığı hüzünlü günler gibi. Yakınlarını kaybeden
arkadaşlarımızın ve ailelerinin sabrını artırmasını Allah’tan niyaz ediyor, böyle
felaketlerden Allah’ a sığınıp Sevgili Peygamberimizin şu duasını dualarımıza ekliyoruz:
“Allah’ım! Bizleri önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve üstümüzden
(gelebilecek her türlü bela ve musibete karşı) muhafaza eyle!”
Tatil, Ramazan ayı ve bayram ile birlikte ziyaretlerin artacağı günlere yaklaşırken
biraz da misafirperverlikten konuşalım sizlerle. Misafirdir başımızın tacı, evimizin
bereketi. Kimisi davetli gelir, hazırlıklar yapılır heyecanla; kimisi çat kapı gelir, sevindirir
bizleri, tebessüm sarar yüzleri. Evin en güzel köşesi onlarındır, en güzel yemekler onların.
Onlar da boş gelmezler elbet, hoş sohbettir hediyeleri, berekettir hanemize bıraktıkları.
İçinde bulunduğumuz zamanın en güzel misafiri olan Recep ve Şaban aylarını,
yaklaşmakta olan Ramazan ayını da unutmayalım. Onlar için kalbimizin en güzel köşesini
açalım. Bu üç misafirimizi memnun edelim. Hoş ayrılsınlar bizden, hayırla ansınlar adımızı.
Bu ay dergimiz, siz çocuklar için yine dopdolu. Bu ay bir yenilik de var. Severek
okuyacağınız, düşünmeden edemeyeceğiniz güzel mi güzel bir sayfa, Çocukça Düşünmek…
Ayrıca yavaş yavaş tatilin yaklaştığı, karne heyecanının sizleri sardığı bu ay, dergimiz
Tatil Arkadaşım ekiyle yine sizleri yalnız bırakmıyor. Önümüzdeki ay Ramazan sevinciyle
buluşmak üzere. Keyifli okumalar hepinize…
Dr. Faruk Görgülü
Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Yüksel Salman
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr. Faruk Görgülü
Mali İşler ve Dağıtım Sorumlusu: Mustafa Bayraktar (Döner Sermaye İşletme Müdürü)
Yayın Koordinatörleri: Esma GÜNER - Pınar Melike DEMİRALAY - Serap ÇAKMAK
Dizgi: Bayram Uçakoğlu Tashih: Said Şan
İllüstrasyonlar: Orhan AKCAN Tasarım: Bedirhan AKCAN
İdare Yeri: Diyanet İşleri Başkanlığı Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya / Ankara
Tel: (0312) 295 86 24/61 86 Faks: (0312) 284 72 88 e-posta: [email protected] Milli Eğitim Temel Kanunu (16.6.1983 gün ve 28442
sayılı Kanunu'nun 15'inci Madde ile Değişik 55'inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince) Başkanlığımız yayınlarının öğrencilere tavsiyesinde bir
sakınca yoktur. Abone İşleri Tel: (0312) 295 71 96-97 Faks: (0312) 285 18 54 e-posta: [email protected]
Abone Şartları Yurt içi yıllık: 42 TL. Yurt dışı yıllık: ABD için 25 ABD Doları, Avrupa Birliği ülkeleri için 24 Euro, Avustralya için 40 Avustralya
Doları, İsveç ve Danimarka için 200 Kron, İsviçre için 40 İsviçre Frangı. Abone kaydı için, ücretin Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün
T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesindeki
IBAN: TR 08 000 1 00 25 330 599 4308-5019 No'lu hesabına yatırılması ve makbuzun
fotokopisi ile aboneliğin hangi sayıdan başlayacağını bildirir bir mektubun, "Diyanet İşleri Başkanlığı - Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü
Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya / Ankara" adresine gönderilmesi gerekir.
Yayın Türü: Aylık, Yerel, Süreli Yayın Diyanet Çocuk Dergisi (Türkçe) Basım Tarihi: 25.05.2014 Basım Yeri: Ankara
Baskı: EVOS BASIM YAYIN LTD. ŞTİ. İstanbul Yolu 7.Km Necdet Evliyagil Cad. No.24 Batıkent / ANKARA
Tel: (0312) 278 08 24 Fax: (0312) 278 49 62 e-mail: [email protected]
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
1
ak
n tar
K
ni
ur
i
K e’ a n h a z i n e sz
sfe
Clklyoru
yr
Ba ha
a
m
Fat Kara
Kur’ân İle
Buluşmak
K
öydeki kadınlar ha
rıl harıl çalışıyorlard
ı. Onbir ayın sultan
önce köyde hazırlık
ı gelmeden bir ay
lar başlardı. Hamur
yoğrulur, yufkalar aç
lir, dikkatle üst üste
ılır, saçta pişiriistiflenirdi. Mehmet
zan coşkusu daha ge
lerin köy işte böyle
lmeden başlar, bütü
bir yerdi. Raman bir köy bu mutlu
hazırlanırdı. Çocukl
lu
k ayına hep birlikte
ar ve erkekler de ge
ri kalmazdı hazırlık
boyunca sahurda ve
lardan. Ramazan
iftarda yenilecek ye
mekler kadar, Ram
edilecekler, tarlası
azan öncesi evi tam
sürülecekler, sevind
ir
irilecekler hep köyl
Sahipsiz ya da hast
ün
ün işlerindendi.
a olup tarlasını süre
meyenlerin tarlasın
işleri yola koyardı
ı sürer, ekinini topl
köylüler. Yetim kala
ar,
nları, öksüz olup bo
lendirmek ahalinin
yn
u bükülenleri neşe
göreviydi. Yaşlıların
, darda olanların, ev
Ramazan’a öyle girm
i barkı yıkılanların
elerine izin verilmez
di. Ne de olsa Ram
mının misafiriydi, sa
azan, köyün tamadece bir kaç aileni
n sevinmesi olmazdı
toplanmış yufkalar
. Şimdi de kadınlar
ı, mantıları, makar
naları hazırlıyorlard
sarmıştı. Göz hakk
ı. Köyü lezzetli bir
ı diye çocukların, ya
koku
şlıların, kadın erke
sıcak yufkalara tere
k herkesin yemesi
yağı sürülmüş, dürü
için
mler ellerde, Ramaz
birlikte kutlanıyordu
an’ın gelişi sanki he
.
p
2 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
ğı bu
yiyor, herkesin katıldı
ı
ay
fk
yu
ki
de
in
el
de
Mehmet
ı yapan
rdu. Ramazan hazırlığ
ıyo
ar
çık
nı
dı
ta
lin
ha
ız
neşeli
iğini düşünüyordu ki cıl
ed
nz
be
ra
la
ca
rın
ka
ptın
bu kalabalığın
ehmet, sen hazırlık ya
“M
u:
yd
du
s
se
r
bi
k
dı
ama tanı
, Mehmet’e
rdu karınca. Bu karınca
so
ye
di
?”
’a
an
az
m
ldü
Ra
mı
et tutamadı kendini, gü
hm
Me
i.
işt
tm
re
öğ
i
ki?”
Neml sûresin
lık var, ben ne yapayım
zır
ha
r
da
ka
u
“B
:
sle
se
alçak
kırığını yere
rdu, yüklendiği ekmek
nler,
deyiverdi. Karınca du
185. âyeti: “O sayılı gü
si
re
sû
ra
ka
Ba
u
ud
ok
bıraktı ve
ve hak ile
t rehberi, doğru yolun
ye
dâ
hi
r
bi
n
içi
ar
nl
sa
in
ık delilleri olarak Kur’
aç
ap
ın
an
ırm
ay
en
nd
batılı birbiri
ur’ân ayı
ği Ramazan ayıdır.” “K
di
ril
di
in
e
nd
isi
nd
ke
a?”
ân’ın
mı Kur’ân ile buluşmay
ın
pt
ya
lık
zır
ha
,
et
geliyor Mehm
ca.
diye tekrar sordu karın
tam anlaluşmanın ne olduğunu
bu
ile
n
r’â
Ku
,
et
hm
Me
Beni
eti okudu: “Kullarım,
ây
i
ak
nr
so
r
bi
,
ca
rın
mamıştı. Ka
ım. Bana
n Ben onlara çok yakın
te
ek
rç
ge
rsa
rla
ra
so
senden
im. O halde,
in duasına cevap verir
en
ed
a
du
,
ce
in
ed
na
a
du
davetime uysunlar, Ba
m
ni
Be
n
içi
ı
ar
al
lm
bu
doğru yolu
iman etsinler.”
lanmak
nerek Ramazan’a hazır
“İşte bu âyetleri düşü
et.” dedi karınca
da senin görevin Mehm
yla uzaklaşıryüklendiği ekmek kırığı
buluşmanın ne
ken. Mehmet Kur’ân ile
nüyordu ki fark
demek olduğunu düşü
mazan’da Kur’ân
etti. “Allah’ım, bu Ra
lamam için
ile buluşmam ve onu an
dua edebilirdi,
bana yardım et” diye
ak için.
Ramazan’a hazırlanm
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
3
İ
kc pek
an
e
P
ey
v
k ug a m b e r l m l z t l
cuk
umme
ce
ati A
n:H
n
a
z
a
Y
rha
n:O
Çize
Ooo,
mutfaktan mis
gibi kokular geliyor.
Annem döktürmüş
yine!
Misafir,
Başımızın
tacı
Misafirlerimiz
geliyor kızım,
onlara hazırlık
yapıyorum.
Ne
şanslı
misafirler!
Sevgili Peygamberimiz; “Allah’a
ve ahiret gününe iman eden
kimse misafirine ikram etsin.”
buyurmuştur.
Hz. Aişe, Peygamberimizin; “Melekler,
sofranız kurulu oldukça size dua eder.”
buyurduğunu söyleyerek misafir ağırlamanın
ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Ya
anne, ne çok
misafir geliyor
bize!
Ne
güzel işte yavrum!
Bol bol sevap kazanma
fırsatı yakalıyoruz.
Anne,
şu muzları
misafire ikram
etmesen de, biz
sonra yesek
olmaz mı?
Misafirlerimize
en güzel şekilde
ikram etmeliyiz
oğlum. Onlar da
yesin, sen de
ye. Hepimize
yeter!
llah’ın kereminden
Yüce Allah bir âyette: “A inde cimrilik
ler
dik
kendilerine ver
ki, o kendileri
gösterenler, sanmasınlar onlar için pek
bu
e
için hayırlıdır, tersin
Peygamberimiz ise
fenadır…” buyurmuştur. ız.” tavsiyesinde
bize; “Cimrilikten sakının
bulunmuştur.
4 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Peygamberimiz; “Kim
namazını dosdoğru kılar,
Ramazan orucunu tutar,
misafiri ağırlarsa, cennete
girer.” buyurmuştur.
Rahatsız
olmayın, girin
siz içeri. Her şey
için teşekkür
ederiz!
Oğlum,
gel
kenara, kapıyı
çalarken öyle tam
kapının karşısında
beklenmez. Kenarda
beklemek
gerek.
Yolcu
etmeden olur
mu? Her zaman
buyurun gelin!
Ayaklarınıza
sağlık!
Peygamberimiz birisinin kapısına vardığı
zaman, kapıya bakarak durmaz; kapının
sağ ve sol tarafında beklerdi. Bize
de ev sahiplerinin rahatsız olmaması
için misafirlik adabına uygun olarak bu
şekilde davranmamızı tavsiye ederdi.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Bir
kimsenin, misafirini evin kapısına kadar
çıkıp uğurlaması sünnettendir.”
Beğenmedin
mi yemekleri,
neden
yemiyorsun?
Ben
sevmedim.
Bu yemeği
yemeyeceğim!
Hepsi
çok güzel
olmuş, ellerinize
sağlık. Siz oğluma
bakmayın, o
evde de böyle
yapıyor!
Sevgili Peygamberimiz; “İnsana
kötülük olarak, misafir gittiği
yerde önüne konulanı beğenmemesi
yeterlidir.” buyurmuştur.
Bunu
sana alalım,
bunu da amcanın
oğlu Burak’a alalım,
yarın bize gelecekler.
Ona da hediyemiz
olsun. Beraber
oynarsınız.
Ona
alma
baba. Tek
bana al!
iniz
Peygamberimiz; “Sizden bir
bir
iği
kendi nefsi için isted
şeyi, mümin kardeşi için de
istemedikçe, gerçek mümin
olamaz.” buyurmuştur.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 5
Ku l up
Yll dlzl
rt
e
aM
s
u
M
ÖDÜLLÜ
KOŞU
A
sr-ı saadette çocuklar, birbirinden güzel oyunlar oynardı. Ama hiçbir
oyun, Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) katıldığı oyunlar kadar heyecan
verici ve doyumsuz olmuyordu.
Asr-ı saadet çocukları arasında Abdullah, Ubeydullah ve Kesir de yer
alıyordu. Yaşları birbirine yakın, birbirinden tatlı bu üç küçük çocuk,
Peygamber Efendimizin (s.a.s.) amcası Hz. Abbas’ın (r.a.) çocukları idi.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), onları yan yana sıralardı. Adil bir yarış için ne
biri önde ne de diğeri geride olurdu. Namazdaki gibi tam bir hizada dururdu
ayakları. Sabırla beklerlerken, Peygamberimiz (s.a.s.) onlardan uzaklaşır ve
belli bir mesafede durur,
—Kim bana doğru koşup önce gelirse ona şu kadar ödül var, diye seslenirdi.
6 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Üç kardeş, nefeslerini tutar, kâküllerini ve elbiselerini savuran
rüzgâra rağmen kıpırdamadan beklerdi. Üç güzel göz, sonuna kadar
gerilmiş yaydan fırlamaya hazır üç ok gibi Peygamberimizin vereceği
işarete kilitlenirdi. Asıl önemli olan birinci gelip ödül almak değil, Sevgili
Peygamberimize önce dokunmak, sarılmaktı.
Nihâyet, Peygamber Efendimizin işaretiyle yarışma başlardı. Birbirine
karışan ayak sesleri ve nefesleriyle çocuklar, beyaz tüylü güvercinler
gibi adeta uçarak gelirlerdi. Kimi Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sırtına, kimi
göğsüne zıplayıp çıkmaya çalışırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de onları
kucaklar, öperdi. Tatlı gülücükler ve neşe yükselirdi yerden göğe. Elbette
şampiyon, söz verildiği gibi ayrıca bir ödül de alırdı büyük bir keyifle.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 7
8 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 9
ye
Ruki
LA
N
Bir a y e t
Bir Hikaye
OK
-Anneee! Olamaz yaaa!
Sema’nın canhıraş feryadı annesini jet
hızıyla odasına getirmişti.
-Sema, n’oldu kızım?
-Anne şuna baksana, Meryem ödevimi
karalamış.
Sema’nın gözünden pınarlar fışkırıyordu adeta. Annesi çaresiz kızını
teselli etmeye çalışıyordu:
-Tamam kızım üzülme, olan olmuş.
Öğretmenine anlatırsın durumu. O da
anlayışla karşılar inşallah.
-Hayır anne, puan kırar.
-O zaman yeniden yap sen de.
-Ama anne kaç saat uğraştım. Tekrar
nasıl yapacağım. Keşke kardeşim olmasaydı.
-Bu kardeşinin suçu değil ki yavrucuğum. Kapını açık bulunca kalemle oynamış
kendince. Hem sen de yapardın böyle
yaramazlıklar küçükken.
-Ben de yaparmışım yaramazlıklar, hiç
de bile anne! Sanki benim ödevini karalayacak ablam vardı.
“Allah sizi annelerin
izin karnından hiçbir
şey
bilmezken çıkardı ve
umulur ki şükredersin
iz diye
size işitme, görme du
yuları ve gönüller ve
rdi.”
(Nahl sûresi,
78. âyet)
10 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Küçük Meryem yolunda gitmeyen bir
şeyler olduğunu anlamış, şaşkın şaşkın bir
annesine bir ablasına bakıyordu. Sema’yı
sakinleştiremeyeceğini anlayan annesi
Meryem’i de alıp sessizce odadan çıktı.
Sema bir taraftan söyleniyor, bir taraftan
da ödevini yeniden yapmaya hazırlanıyordu.
İkindi ezanı
başladığında
ödevini eskisinden de güzel
olmuş bir halde
tamamlamıştı
bile. Nasıl da
kısa sürmüştü.
Ayrıca pek çok
hatasını fark
edip düzeltmişti. Eksiklikleri
tamamlamıştı.
İşte şimdi iyi
bir not alabilirdi. Annesine müjdeli haberi
vermek için
mutfağa
yöneldi.
Mutfak
kapısında
annesini
seyre daldı.
Akşamki
misafirler
için poğaça
yapıyordu. Bir
parça hamur da Meryem’e vermişti. O da
gülücükler saçarak hamurla oynuyordu.
Birden kendi küçüklüğünü hatırladı:
Yine böyle bir misafir hazırlığında bütün
unu kaşıkla halıya saçtığını hatırlıyordu.
Annesi hiç kızmamıştı. Sonra babasının
telefonuyla balkonda oynarken telefonun
elinden kayıp balkondan aşağıya düşüşünü
ve paramparça oluşunu dün gibi hatırlıyordu. Babası çok üzülmüştü. Daha geçen yaz
köye gittiklerinde dedesinin domates fidelerini ot sanıp çiğnemişti. Artık domatesin
bitkisini çok iyi tanıyordu. Düşündükçe
aklına o kadar
çok şey geliyordu ki:
-Anneciğim,
ben de çok yaramazdım değil
mi?
-Yani… Her
çocuk kadar…
-Peki, sen nasıl sabrediyorsun
bizim yaramazlıklarımıza? Ben
çok sinirlendim
Meryem’e mesela.
-Çünkü insan
küçükken oyunla
gerçeği; doğruyla yanlışı ayırt
edemez çoğunlukla. Daha çok hata
yapar yani. Eğer
sabreder incitmezsek büyüdükçe o da öğrenecek,
anlayacak. İnsan
emekle büyür,
sevgiyle yaşarmış
unutma!
-Unutmam anneciğim, ben de yardım
edeyim mi?
-Ne iyi olur vallahi. Meryem hamurdan
sıkılıp unla oynamaya başlamadan şu işi
bitirelim.
Anne kız kahkahalarla gülüşüyorlardı.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 11
ER
Hangi Ay Berat Kandili’ni
Gösteriyor?
ÜN
Esma G
Arkadaşlar, bu ay Berat
Kandili’ni karşılayacağız.
Biliyorsunuz güneş takvimi ile ay
ayı
takvimi arasındaki farklılıktan dol
günler
mübarek gecelerin denk geldiği
r. Bu
iyo
de yıldan yıla farklılık göster
z
sebeple mesela iki yıl önce temmu
yıl
ayına denk gelen Berat Kandili bu
ay
haziran ayına denk geliyor. Ama
r. Bu
takvimindeki günü hiç değişmiyo
ortasına
kandili her yıl Şaban ayının tam
denk gelen gecede kutlarız.
?
Bu arada ay takviminde
ayın bazen 29 bazen 30
çektiğini biliyorsunuz deği
l
mi? Evdeki takviminizden
bu yıl Şaban ayının kaç gü
n
çektiğini öğrenebilirsiniz.
Yan s
ayf
halle
rini g ada ayın
ö
bunla
rdan receksini
Gece
z
hang
si’ni
isi Be . Sizce
tems
il edi rat
yor?
12 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Beratın
ı:
kelime anlam
Kurtuluş, af
n af ve bağışlanma
Bu gecede Allah’ ta
ha çok dua ederek
dileyerek, O’ na da
izi ümit ederiz. Bu
kurtuluşa ereceğim
irdiği bir diğer yönü
gecenin bizi sevind
iyice yaklaşıldığını
de Ramazan ayına
Kandiliniz mübarek
haber vermesidir.
olsun!
i
r
e
l
l
a
H
n
ı
Ay
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 13
ĞA
N
l
l
l
l
l
l
l
Coc ca
Du u k k
sunme
O
lu D
Mut
NUR'UN DÜŞÜNCE
SERÜVENİ
N
ur, beyaz v
e sevimli
bir güverc
yavrusuyd
in
u. Meraklı
gözlerle
çevresinde
ki nesnele
onların isim
ri keşfetm
lerini öğre
eye ve
n
m
Bazen ürke
k adımlarla eye çalışıyordu.
dışarı çıkıy
fazla uzak
laşmadan
or ama
y
u
vasına ger
Nur, masm
i dönüyord
avi gökyüz
u.
ünde oyun
arkadaşlar
lar oynaya
ını imrene
n
r
ek izliyor,
arkadaşlar
o da
ı gibi uçsu
z bucaksız
kanat çırp
ma
mak, tarih
i yerleri gö viliklere
yeni arkad
r
mek ve ye
aşlarla
ni
tanışmak
istiyordu.
Ama
bir süre ka
nat
çırptıktan sonra ne yazık ki
ağaçların dallarına
çarpıyor ve yere düşüyord
u. Bir türlü uçamıyordu
Nur. Bir daha asla uçamay
acağını düşünen Nur
üzüntüsünü güvercinlerin
bilge filozofu Hikmet
dedeyle paylaşmaya ve on
dan fikir almaya karar
verdi.
Nur: Hikmet dede, arkadaşl
arım gökyüzünde
oyunlar oynuyor ve hepsi ço
k mutlu. Ben
ise ya ağaçların dallarına
çarpıyorum ya da
birkaç metre uçunca yere
düşüveriyorum. Hiç
uçamayacak mıyım yoksa?
Hikmet Dede: Evladım, All
ah kullarına ömür olduğu için o yetenekleri aynı
boyu kullanacakları yeten
ekleri bahşetmiştir.
anda kullanamamaları gâyet
Ama herkesin yapısı ve mi
zacı farklı
doğal. Kanatların çok güçsüz
olduğu için uçamıyor, ileri görüşlü
bir güvercin olmadığın için de
ağaçlara çarpıyorsun. Kanatlarının
güçlenebilmesi için daima kitap
okumalısın, okuduğun kitaplar
üzerinde sürekli düşünmelisin ki
ileri görüşlü bir güvercin olabilesin.
Allah’ın yarattığı varlıkları, onların
var olma nedenlerini düşünmelisin.
Nurcağızım, bilgeliği ve düşünmeyi
çok sevmelisin ki gökyüzünde hiçbir
güvercinin uçamadığı âlemlere kanat
çırpabilesin.
14 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
iyice düşünen
Hikmet dedenin öğütlerini
ap okumaya
Nur, bulduğu her fırsatta kit
niçin yarattığını,
başladı. Allah’ın kendisini
nasıl bir düzen
tabiatta var olan varlıkların
düşündü. Nur
içerisinde hareket ettiğini
, düşündükçe
okudu, okudukça düşündü
kanat çırptı.
gökyüzünde özgürlüğe doğru
rda daha önce
Çevresinde bulunan varlıkla
rebiliyor ve onlara
göremediği güzellikleri gö
bulutların arasında
hayranlıkla bakıyordu. Nur,
izleyebiliyordu. Okul
bütün bir şehri kuş bakışı
çocukları, caddede
bahçesinde oyun oynayan
çalışan aksakallı
karşıdan karşıya geçmeye
şarkıları söyleyen
dedeyi ve ağaçlarda bahar
kit kaybetmeden
güvercin arkadaşlarını… Va
koştu Nur.
aksakallı dedenin yardımına
yapmak onun
Karşılık beklemeden iyilik
r sadece
ahlak felsefesi olmuştu. Nu
düklerini
düşünmekle kalmıyor, düşün
arkadaşlarına
hayata geçirerek ailesine,
yordu aynı
ve tüm insanlara faydalı olu
ın barış ve
zamanda. Dünyada insanlar
için kanat
huzur içerisinde yaşaması
Düşünce
çırpacaktı hayatı boyunca.
adımın
yolculuğunda attığı hiçbir
an Nur,
karşılıksız kalmadığını anlay
şabilmenin
yıllardır aradığı bilgeliğe ula
mutluluğunu yaşıyordu.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 15
M
ŞE
K
Kal p
aynasL
Şİ
sa
y
e
Rum
Küçük
Evliya
Çelebi
Ç
ok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi? Kim daha çok bilir orasını bilemem ama bence gezmek çok daha eğlenceli. Hele ki benim gibi yerinde
duramayan biri için. Geçen gün haberlerde kayıkla dünyayı gezen bir
adam gördüm. Kim bilir kaç kere fırtınalarla çarpışmış, köpek balıklarıyla
burun buruna gelmiştir? Gerçekten de maceraperest bir adammış. Bir de yaşadıklarını oturup yazdığını düşünsenize. Uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında
köpek balığıyla baş başa! Ne manşet ama. Hiçbir kitabı okurken hissedemeyeceğiniz bir duygu. Ama gidemeyenler ne yapsın. Oturup gezip görenlerin yazılarını okusun. Oradaki çocuklar ne oynar, oynarken mızıkçılık mı yapar, annelerinin yaptıkları yemekleri burun kıvırmadan yerler mi? Bunları da yazarlar mı ki?
Sanırım yazmazlar. Bana sorsalar ki, sormazlar… Daha markete bile annemden
izinsiz gidemiyorum.
16 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Tam elli yıl hiç durmadan gezmek
isterdim. Soluklanırken yorulduğumda alırdım
elime kalemi
kağıdı başlardım yazmaya:
Bugün çok
enteresan biriyle tanıştım.
Değişik yemekler yiyordu
ve giyimi de
oldukça farklıydı. Burası
yemyeşil bir
ova ve insanlar çeşitli
şeyler ekiyorlar
toprağa. Sonra düşman
ordusu yaklaşırdı. Ve ben
cesurca çarpışırdım orada.
Yolda karşılaştığım o kocaman ayıyla
nasıl mücadele ettiğimi anlatırdım.
Her gün yeni bir olay yeni bir yer…
Harika! Yine kendimi birden hayallere
kaptırdım. Evet, ne yapıyordum. Hımm,
hatırladım. Yapılması gereken ödevler
ve okunacak kitaplar... Ne kadar da
sıkıcı bir hayatım var. Bir dakika bir
dakika! Masamın üzerindeki kitapta ne
yazıyor öyle. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi! Nasıl yani benim hayalimi
benden önce başka biri mi yaşadı?
Alacağı olsun Evliya Çelebi’nin.
Acaba neler yazmış defterine? Şöyle bir göz gezdirelim.
Kişinin fikri ne ise zikri de o olur ya:
Evliya Çelebi’nin içinde seyahat isteği o kadar
çokmuş ki rüyasında Peygamber Efendimizi
gördüğünde
“Seyahat ya
Rasûlallah!”
deyivermiş. O
günden sonra dur durak
bilmeksizin
gezmeye başlamış. Bir çıkmış
İstanbul’dan,
Doğu ve Güney
Doğu Anadolu şehirleri…
Oradan ver elini
Ege kıyıları, Adalar…
Balkanlar… Almanya,
Avusturya, İspanya,
Danimarka, Hollanda ve dahası. İşte
en çok merak ettiğim yerler… Gezdiği
yerleri ne kadar da dikkatli incelemiş.
Oradaki insanlar ne yer, ne içer, ne
giyer, nasıl konuşur, neye inanır? Bazı
şeyleri o kadar komik anlatmış ki okudukça okuyasım geliyor. Erzurum’un
soğuğundan bahsediyor ve ben üşüyorum niyeyse. Oralara gitmiş kadar oldum sanki. Ben de büyüyüp, başımı alıp
gideceğim yaşa gelene dek oturup
seni okuyacağım. On ciltlik büyük
eserini okumak zaten bayağı vaktimi alacak. Bu sırada
seyahat planlarımı da yapmış
olurum hem.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 17
N
l
Tİ
l
l
KUSAGL
l
GOK
ası.
rdi bur
e
y
i
ğ
i
t
yal et
ti.
meyi ha
r
ö
istemiş
g
i
r
y
ı
e
d
r
m
a
r
l
i
y
utlu
llend
lıydı. A
ayı ödü görmek onu m narlarına
l
o
eyecan
d
n
a
iz ke
rısınd
re
lığını
nu başa şmasının karşı olarak hep denyamadı. Bir ke
o
i
s
e
l
i
A
ğ elimi
ine çalı
ın tatil
an alıko
Dersler. Arkadaşların i kararlılığınd rıldandığı, “Sa Mevlana
m
ı
etmişti nu bu konudakle iki de bir m dirdim, döndü
o
olması
işti.
kalbe in
ekti. He
gidiyor ermişti, gidec ldırdım, dilim i iyice pekişm
kti
ğ
k vermeerle
a
l
karar v m, sol elimi da ya gitme iste
u
k
a
ı
’
nel
ğrıy
kaldırd hisi ile Konya
n bir çaefa. Konya’ da
e
y
i
d
!”
a
l
l
çd
“Ge
gibi.” i
ı vardı. um, dedi birka etti.
t
r
ı
p
ı
k
r
r
o
am
bi
İçinde el dedin, geliy yolculuğa dev
vlana
büs Me ğü, parlaklığı
G
n
o
.
e
t
e
d
o
d
e
i
a
m
l
k
d
i
l
b
be
ı.
gördü
adığın
acağını
ye başl k etmişti. İlk kendini alamad
e
m
karşılaş
e
s
par
ülüm
tan
şıkları g rafına çoktan eydi. Bakmak
ı
ş
e
n
ü
G
ta
bb
yeşil ku
i’nin yan
Türbes alan etkileyici
gözünü
a
Dur
nÇ
E
H
uk
l
cu
l
o
Y
18 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Babası:
- 16 dilimli, dedi. Emrah daha
dikkatli baktı. Dilimlerin ne
kadar güzel durduğunu seyretti.
Üzerindeki yazıyı merak ettiğini
anlayan babası:
- Âyetü’l-kürsî, dedi. Birlikte
türbeye girdiler. Türbede birçok
mezar vardı.
- Onlar da misafirdi, dedi
babası. Dünya yolculuğunu
tamamlayanlar buradalar…
Emrah, babasının ne demek
istediğini anlamıştı. Dualar okudu.
Bir tarih yolculuğu içinde Mevlana
zamanındaki yaşamı merak etti.
İnsanların birbirlerine davranışları
ve ikramları aklına geldi.
Dışarı çıktıklarında geniş bir
meydan kendilerini karşıladı.
Etraftaki dükkânlar dikkatini
çekti. Babası ile birlikte
dükkânlara yürüdüler. Her dükkâna
girdiklerinde hoş geldiniz, nasılsınız,
diyen insanlarla karşılaştılar.
Dükkânda ikram edilenleri aldı.
Kendisinin çocuk olması belki de
ikramları artırıyordu. Hele “Konya
lokması ye!” diyenlerin çokluğu onu
çok sevindirdi. Babasına:
Misafirlikleri
bitince toprağın
bağrındaki yerlerine
gömülmüşler. Şimdi oradalar…
Emrah merak etti. Babasına:
-Hemen gidelim oraya, dedi.
Birlikte yürüdüler. Alâeddin
Camii’ni ve avlusundaki türbeleri
görünce heyecandan ne diyeceğini
bilemedi. Hele dünyaya hükmeden
hükümdarları görünce sessizliğe
gömüldü.
Yolculuk, dedi sadece…
- Bu amcalar ne kadar iyi insanlar,
diyecek oldu. Babası:
- Bizim inancımızda bu var.
Kültürümüz bunun üzerine bina
edilmiş. Bu dünyada herkes
yolcudur. Misafire ikram etmek
peygamberimizin tavsiyesidir, dedi.
- Misafire ikram önemlidir, dedi
yaşlı bir dede. Bir de Alâeddin
Tepesi’ne gidin, orada Selçuklu
hükümdarlarının mezarları
var. Misafir olmuşlar dünyaya,
nam salmışlar bu coğrafyaya…
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 19
20 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 21
FE
aylN
Siiri
E
et
Ahm
L
Ü
K
ve
KÖZ
Kulağın var, gözün var,
Tertemiz bir özün var...
Şükür elin, ayağın,
Pek sevimli yüzün var...
Yurdun, yuvan, ocağın,
Baharın var, yazın var...
Yüce dağlar aşarsın,
Gördüm, orda izin var!
Başardın zor işleri,
Bir ok gibi hızın var...
Hep iyilik dilersin,
Niyazın var, nazın var...
Yoksullara acırsın,
Yüreğinde sızın var...
Tek yalan söylemezsin,
Buna kesin sözün var...
Sönmez senin ocağın,
Kül altında közün var...
22 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 23
24 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 25
26 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 27
ba
n
konusan
esyalar
Ço
ye
i
k
Ze
Bugün Evde
S
e
n
l
ik Var
.
Az önce zilin sesine uyandım. Gelen,
ev halkından biri değil. Zili çalışından
anladım, gelenler başka. Evdekilerin her
birinin zile basınca çıkardığı melodi farklı
geliyor. Nasılsa herkesin kendine has
bir tarzı var. Mesela iki kere uzun uzun
basıldı; bu gelen Müfit Bey. Kısa kısa üç
kere basan Hamdi, bir kere kısacık çalan
zil de Elif’e ait. Öteki yumurcak, henüz
düğmeye ulaşacak boya gelmedi. Nesrin
Hanım’ın da zile bastığını pek duymadım.
O, kapıyı her zaman anahtarıyla açar.
Bu sıralar öğle uykusu, adeta tutkuya
dönüştü. Oysa sabaha kadar uykumu
almış oluyorum. Kimseden ses seda
çıkmayınca bazen saatlerce uyuyorum.
İyi mi yapıyorum sanki? Yok, yok bu
kadarı fazla. Uykunun da fazlası
zarar. Keşke bu kadar uyumasam. Ama
sessizlikten dalıp gidiyorum işte. Sadece
ben değilim elbette. Nerdeyse bütün
arkadaşlar aynı durumdalar. Mışıl mışıl
mı desem horul horul mu? Uyusun da
büyüsün ninni. Öğle vakti, hep çocuklar
uyuyacak değil ki! Gülmeden edemedim
yine.
Evin çocukları bir de temizlik işleri
olmasa uyanmak zor doğrusu. Afacanlar,
bu esrarlı odaya girmek için fırsat
kolluyor. Kapı açılınca anneleri Nesrin
Hanım, hemen arkalarından sesleniyor:
-Çocuğum, kirleteceksiniz! Çabuk çıkın
salondan. Ne zorluklarla temizliyorum.
Burası misafir odası. Temiz ve düzenli
kalsın, ne olur.
28 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Evin bu bölümü, çocukların gözünde
misafirden misafire açılan gizemli
bir oda. Bir fırsatını bulunca define
avcılarını aratmıyorla
r. Odanın altını üstüne
getiriyorlar. Define fa
lan yok tabii. Koltuk
minderleri, yastıkları
havada uçuşuyor. Süs
eşyaları sanki yerlerin
den sıkılmış, oradan or
aya
alınıp konuluyorlar. Kı
rılmasalar bari. Çekm
ec
e ve
dolaplarda neler var ne
ler yok, gözden geçir
iliyor.
Olsun, ben onları bu ha
liyle de seviyorum. Bu
küçük, sevimli avcılar
bir gün mutlaka uslan
,
ırlar. Nasıl olsa buranı
n
mi
safirler için ayrılmış
özel bir oda olduğunu
n farkındalar.
-Ooo, misafirler gelm
iş!
Odanın kapısı neşeyle
açıldı. Selamlar, hatır
sormalar ve
çocuklar, hepsi coşkuy
la birbirine karıştılar
. Salondaki şenliği
görmeliydiniz. Herkes
birbirini çok özlemiş.
Misafir eve bereket ge
tirirmiş. Baksanıza on
lar için her şey
özelmiş. En güzelinde
n hazırlanmış; başört
üsü, seccadesi, terliği
havlusu, tabak çatalı…
,
Misafir, başımızın tacı.
Kabul olurmuş duası.
Ona ikram etmek, ibad
ettenmiş. Misafirsiz ev
den, bereket gidermiş.
Nesrin Hanım’dan daha
önce duyduklarım çın
ladı kulaklarımda. Ah
bu kıymetli misafirler,
iyi ki gelmişler, safa
getirmişler.
O gün salondaki herk
esin neşesi, eve sığma
yacak kadar büyüktü.
Saatler nasıl geçti bi
lmiyorum. Vaktin akşa
ma yaklaştığını fark
etmemişim. Bir de ba
ktım ki gitmeye hazırla
nıyor misafirlerimiz.
Peşlerinden bağırdım
:
-Ayaklarınızın altında
halı olmak şereftir be
nim için, ey
kıymetli misafirler. Ço
k mutlu olduk. Yine ge
lin, yine buyurun.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 29
30 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 31
ne
r
KuB
BEDEN
AVL UYA
ü
aG
m
s
E
ÇİVİSİZ Mİ?
Ahşabı boyamayı hiç denediniz mi? Peki boyamanız ahşapta ne kadar süreyle
kalabilir? Ben altı yüzyıldan fazla kalabilen bir yer biliyorum: Kastamonu’nun
Kasaba köyündeki Mahmut Bey Camii.
p üstüne yapılan
şa
ah
ve
ı
n
va
ta
Ahşap
gi çeken
minin en çok il
ca
ri
le
e
m
e
.
sl
sü
ış gibi işlenmiş
ak
n
ta
e
ad
p
şa
h
yönü. A
şik
sarı rengin deği
ve
ı
ız
rm
kı
i,
Mav
emelere sahip.
sl
sü
ış
m
ıl
p
ya
e
kıtonları il
ayan, pürüzlü
lm
o
n
ü
zg
ü
d
ın
Ahşab
tmek ne
slemeleri nakşe
sü
u
b
a
n
rı
la
m
?
sı
ir düşünsenize
b
r,
u
şt
u
lm
o
r
kadar zo
Caminin tarihi Candaroğulla
rı’na kadar
gidiyor. Candaroğulları’nı
hatırlamak
için Tarih kitaplarını karıştır
maya ne
dersiniz?
E
N
Ü
T
S
Ü
L
İ
F
H
A
M
MAHFİL
Yapılan mahfillerle cami üç katlı
hale gelmiş. Mahfilin ne demek olk
duğunu merak ediyorsanız gelece
sayıyı bekleyin derim.
Yaz Kur’ân kurslarına
gidiyorsunuz değil mi?
Size bir soru: Ahmet
kursta günde 2 sayfa;
Ali günde 1 sayfa; Mur
at ise iki günde
bir sayfa ilerlemektedi
r. Elifba cüzü 30
sayfadan oluşmaktadır.
Kursun bir kuru üç
hafta sürdüğüne göre
Murat Elifba
kurun içindeyken bitiri ’yı kaçıncı
r?
32 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
rı Çivisiz
Bu camiyi bazıla
or. Niye
Cami olarak biliy
şlerinde
mi? Tavan ve kiri
herhanmetal veya ağaç
lmadığı
gi bir çivi kullanı
n bazı
için. Anadolu’nu
Çivisiz
yerlerinde böyle
ilere
olarak anılan cam
rastlayabilirsiniz.
Meşhur seyyahımız İbn-i Ba
ttûta’ya göre 14. yüzyılın
başlarında
yani cami yapıldığı tarihlerd
e Kastamonu, Anadolu’nun
en büyük,
güzel ve fiyatlar bakımınd
an en ucuz şehridir. Caminin
şu anda
Kastamonu’nun Kasaba kö
yünde olduğunu söylemişt
im
ya. Demek
ki zamanında burası bir kö
yden ziyade büyük bir yerle
şim
yeriymiş.
Bu, Mahmut Bey Camii’nde
n rahatça anlaşılabiliyor.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 33
34 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 35
36 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 37
38 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
ed
maca
mm
ha
Mu ERİN
Ç
Bul
ARTAN KELİME
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 39
zmece
n
ha
Or CA
AK
N
Co
AYNISINI
BUL!
Aşağıda verilen atasözlerinin birer
sözcüğü eksik. Dedemizin balonundan
uygun sözcükleri alarak atasözlerini
tamamlayın!
N
BİLENİN
HOROZ
MUMU KUL
AĞI AĞZI
Z
VERME TAŞ
LI
DUMAN
A
ÇOB
YAŞKEN
LABİRENT
1. KURT ................... HAVAYI SEVER.
2. HER ................... BAŞ YARMAZ.
3. SÜTTEN ................... YANAN, YOĞURDU
ÜFLEYEREK YER.
4. YALANCININ ................... YATSIYA
KADAR YANAR.
5. ÇAM SAKIZI ................... ARMAĞANI.
6. AĞAÇ ................... EĞİLİR.
7. BİR ÇÖPLÜKTE İKİ ................... ÖTMEZ.
8. İŞ ................... KILIÇ KUŞANANIN.
9. YERİN ................... VAR.
10. MUM DİBİNE IŞIK ....................
BOYAMA
Noktalı yerleri istediğin renge boya!
40 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
7 FARK
ış?
Balığı kim yakalam
Hangi daire
eksik yere a
it
?
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 41
42 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 43
Serap ÇAKMAK
44 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
1. Çin’den başlayan Anadolu üzerinden
Avrupa’ya kadar uzanan, dünyaca ünlü
ticaret yolunun adı nedir?
2. Bir yerin denizden yüksekliği.
3. Özbekistan’ın Semerkant şehrinde
yer alan, Orta Asya’nın en büyük
meydanı sayılan meydanın adı nedir?
4. Peygamberimiz hangi millettendir?
5. Elektrik akımının şiddetini ölçen
alet, ampermetre.
6. Şaban ayının 14. gecesi kutladığımız
kandil hangisidir?
7. Batı Anadolu’da yer alan ve Ege
Denizi’ne dökülen büyük nehrin adı
nedir?
8. Geniş ve derin bilgi sahibi, hakîm.
9. Tavan ve kirişlerinde hiç çivi
kullanılmadan yapılan camilere ne
ad verilir? (Kastamonu’nun Kasaba
köyünde bulunan Mahmut Bey Camii bu
tür camilere bir örnektir.)
1. Zaman içinde elde edilen bilgi ve
5. Kuzey yarımkürede yer alan,
görgü birikimi, görmüş geçirmişlik,
başkenti Oslo olan İskandinav
deneyim.
ülkesinin adı nedir?
2. Misafir ağırlamaktan memnun
6. Timur İmparatorluğu’nun sultanı
olmak, konukseverlik.
ve büyük bir matematik bilgini olan
3. Cümlenin tamamlayıcı ögesi:
Yüklemin bildirdiği işin yerini,
zamanını, durumunu belirten öge.
4. Para biriktirmek için kullanılan,
Uluğ Bey’in, Semerkant’ta kendi adına
yaptırdığı medrese.
7. Bir davayı, bir konuyu ispatlamak
için kullanılan şey, kanıt.
üzerinde para atma deliği bulunan
8. İnsanlarla iyi anlaşan, insana
küçük kap.
alışkın, insansever.
9. Bir doğruya dik doğrular çizmek
için kullanılan, üç köşesi olan alet.
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 45
Ç
Semanur KILI
Bilal SAMİ
Sevde Gül AKKURT
Nesrin NAS
r YILDIZ
Feyza Nu
46 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Sude KUBAL
İrem Nur GÜRDAL
UŞ
İlayda DOLM
Amine AKSU
AN
Özge ÇALIŞK
Merve KÖSEOĞLU
N
e OLGU
Sümeyy
Dilara ÖZEN
Sevgi AYG
ÜN
N
Zeynep YASİ
Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 47
İÇİN
R
Ü
M
Ö
K
Ç
BİR AVU
ileler,
klediler a
Önce be
.
rk ettiler
Sonra fa
nler,
uş sevile
Şehit olm
eler.
diyor ann
Feryat e
in,
l lokma iç
İşte hela
ek için,
utlu etm
m
ı
ın
r
la
Çocuk
in,
kömür iç
Bir avuç
.
verenler
Bir ömür
ZEN
Zehra Ö
e
k
li
e
M
evvalZeynep Ş
AYIN
MEKTUBU
48 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014
Sevgili Arkadaş
lar, bizlerle
paylaşacağınız m
ektuplarınızı
bekliyoruz. Hoşça
kalın.
İNSAN OLUR MU?
Koşup vefa bahçesine
Gelmeyen insan olur mu?
Ekmeğini kardeşiyle
Bölmeyen insan olur mu?
Bırak dünya telaşını,
Okşa yetimin başını.
Öksüzlerin gözyaşını
Silmeyen insan olur mu?
Haziran 2014 Sayı:407
Eksik etme hürmetini,
Hak lütfeder cennetini;
Anne baba kıymetini
Bilmeyen insan olur mu?
Tatlı sözü, bal dilleri
Bekler sevgi sahilleri.
Güler yüzle gönülleri
Almayan insan olur mu?
Eksilirse merhametin,
Kalır mı kadr ü kıymetin?
Denizine muhabbetin
Dalmayan insan olur mu?
Bestami Yazgan
Derginizle birlikte
“Tatil Arkadaşım”
kitabını almayı unutmayın!