İNSAN OLUR MU? Koşup vefa bahçesine Gelmeyen insan olur mu? Ekmeğini kardeşiyle Bölmeyen insan olur mu? Bırak dünya telaşını, Okşa yetimin başını. Öksüzlerin gözyaşını Silmeyen insan olur mu? Haziran 2014 Sayı:407 Eksik etme hürmetini, Hak lütfeder cennetini; Anne baba kıymetini Bilmeyen insan olur mu? Tatlı sözü, bal dilleri Bekler sevgi sahilleri. Güler yüzle gönülleri Almayan insan olur mu? Eksilirse merhametin, Kalır mı kadr ü kıymetin? Denizine muhabbetin Dalmayan insan olur mu? Bestami Yazgan Derginizle birlikte “Tatil Arkadaşım” kitabını almayı unutmayın! Merhaba........................................... 1 Kur’ân ile Buluşmak........................ 2-3 Misafir Başımızın Tacı................... 4-5 Ödüllü Koşu...................................... 6-7 Zehra................................................ 8-9 Yaramaz............................................ 10-11 Hangi Ay Berat Kandili’ni Gösteriyor.... 12-13 Nur’un Düşünce Serüveni............. 14-15 Küçük Evliya Çelebi........................ 16-17 Yolculuk............................................ 18-19 Gülce................................................. 20-21 Kül ve Köz......................................... 22-23 Burçin ile Burhan............................ 24-27 Bugün Evde Şenlik Var.................. 28-29 Hazine Sandığı................................ 30-31 Çivisiz mi?........................................ 32-33 Allame Nine...................................... 34-35 Raptiye............................................. 36-38 Artan Kelime................................... 39 Çözmece........................................... 40-41 Neşeli Fıkralar................................ 42 Neşeli Karikatürler........................ 43 Bulmaca............................................ 44-45 Sizden Gelenler.............................. 46-47 Posta Kutusu.................................... 48 Kimi zaman sevinçli kimi zaman hüzünlü günler yaşarız. Tıpkı birkaç hafta önce Soma’da meydana gelen felaketin bıraktığı hüzünlü günler gibi. Yakınlarını kaybeden arkadaşlarımızın ve ailelerinin sabrını artırmasını Allah’tan niyaz ediyor, böyle felaketlerden Allah’ a sığınıp Sevgili Peygamberimizin şu duasını dualarımıza ekliyoruz: “Allah’ım! Bizleri önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve üstümüzden (gelebilecek her türlü bela ve musibete karşı) muhafaza eyle!” Tatil, Ramazan ayı ve bayram ile birlikte ziyaretlerin artacağı günlere yaklaşırken biraz da misafirperverlikten konuşalım sizlerle. Misafirdir başımızın tacı, evimizin bereketi. Kimisi davetli gelir, hazırlıklar yapılır heyecanla; kimisi çat kapı gelir, sevindirir bizleri, tebessüm sarar yüzleri. Evin en güzel köşesi onlarındır, en güzel yemekler onların. Onlar da boş gelmezler elbet, hoş sohbettir hediyeleri, berekettir hanemize bıraktıkları. İçinde bulunduğumuz zamanın en güzel misafiri olan Recep ve Şaban aylarını, yaklaşmakta olan Ramazan ayını da unutmayalım. Onlar için kalbimizin en güzel köşesini açalım. Bu üç misafirimizi memnun edelim. Hoş ayrılsınlar bizden, hayırla ansınlar adımızı. Bu ay dergimiz, siz çocuklar için yine dopdolu. Bu ay bir yenilik de var. Severek okuyacağınız, düşünmeden edemeyeceğiniz güzel mi güzel bir sayfa, Çocukça Düşünmek… Ayrıca yavaş yavaş tatilin yaklaştığı, karne heyecanının sizleri sardığı bu ay, dergimiz Tatil Arkadaşım ekiyle yine sizleri yalnız bırakmıyor. Önümüzdeki ay Ramazan sevinciyle buluşmak üzere. Keyifli okumalar hepinize… Dr. Faruk Görgülü Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Yüksel Salman Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr. Faruk Görgülü Mali İşler ve Dağıtım Sorumlusu: Mustafa Bayraktar (Döner Sermaye İşletme Müdürü) Yayın Koordinatörleri: Esma GÜNER - Pınar Melike DEMİRALAY - Serap ÇAKMAK Dizgi: Bayram Uçakoğlu Tashih: Said Şan İllüstrasyonlar: Orhan AKCAN Tasarım: Bedirhan AKCAN İdare Yeri: Diyanet İşleri Başkanlığı Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya / Ankara Tel: (0312) 295 86 24/61 86 Faks: (0312) 284 72 88 e-posta: [email protected] Milli Eğitim Temel Kanunu (16.6.1983 gün ve 28442 sayılı Kanunu'nun 15'inci Madde ile Değişik 55'inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince) Başkanlığımız yayınlarının öğrencilere tavsiyesinde bir sakınca yoktur. Abone İşleri Tel: (0312) 295 71 96-97 Faks: (0312) 285 18 54 e-posta: [email protected] Abone Şartları Yurt içi yıllık: 42 TL. Yurt dışı yıllık: ABD için 25 ABD Doları, Avrupa Birliği ülkeleri için 24 Euro, Avustralya için 40 Avustralya Doları, İsveç ve Danimarka için 200 Kron, İsviçre için 40 İsviçre Frangı. Abone kaydı için, ücretin Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesindeki IBAN: TR 08 000 1 00 25 330 599 4308-5019 No'lu hesabına yatırılması ve makbuzun fotokopisi ile aboneliğin hangi sayıdan başlayacağını bildirir bir mektubun, "Diyanet İşleri Başkanlığı - Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Üniversiteler Mahallesi Dumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya / Ankara" adresine gönderilmesi gerekir. Yayın Türü: Aylık, Yerel, Süreli Yayın Diyanet Çocuk Dergisi (Türkçe) Basım Tarihi: 25.05.2014 Basım Yeri: Ankara Baskı: EVOS BASIM YAYIN LTD. ŞTİ. İstanbul Yolu 7.Km Necdet Evliyagil Cad. No.24 Batıkent / ANKARA Tel: (0312) 278 08 24 Fax: (0312) 278 49 62 e-mail: [email protected] Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 1 ak n tar K ni ur i K e’ a n h a z i n e sz sfe Clklyoru yr Ba ha a m Fat Kara Kur’ân İle Buluşmak K öydeki kadınlar ha rıl harıl çalışıyorlard ı. Onbir ayın sultan önce köyde hazırlık ı gelmeden bir ay lar başlardı. Hamur yoğrulur, yufkalar aç lir, dikkatle üst üste ılır, saçta pişiriistiflenirdi. Mehmet zan coşkusu daha ge lerin köy işte böyle lmeden başlar, bütü bir yerdi. Raman bir köy bu mutlu hazırlanırdı. Çocukl lu k ayına hep birlikte ar ve erkekler de ge ri kalmazdı hazırlık boyunca sahurda ve lardan. Ramazan iftarda yenilecek ye mekler kadar, Ram edilecekler, tarlası azan öncesi evi tam sürülecekler, sevind ir irilecekler hep köyl Sahipsiz ya da hast ün ün işlerindendi. a olup tarlasını süre meyenlerin tarlasın işleri yola koyardı ı sürer, ekinini topl köylüler. Yetim kala ar, nları, öksüz olup bo lendirmek ahalinin yn u bükülenleri neşe göreviydi. Yaşlıların , darda olanların, ev Ramazan’a öyle girm i barkı yıkılanların elerine izin verilmez di. Ne de olsa Ram mının misafiriydi, sa azan, köyün tamadece bir kaç aileni n sevinmesi olmazdı toplanmış yufkalar . Şimdi de kadınlar ı, mantıları, makar naları hazırlıyorlard sarmıştı. Göz hakk ı. Köyü lezzetli bir ı diye çocukların, ya koku şlıların, kadın erke sıcak yufkalara tere k herkesin yemesi yağı sürülmüş, dürü için mler ellerde, Ramaz birlikte kutlanıyordu an’ın gelişi sanki he . p 2 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 ğı bu yiyor, herkesin katıldı ı ay fk yu ki de in el de Mehmet ı yapan rdu. Ramazan hazırlığ ıyo ar çık nı dı ta lin ha ız neşeli iğini düşünüyordu ki cıl ed nz be ra la ca rın ka ptın bu kalabalığın ehmet, sen hazırlık ya “M u: yd du s se r bi k dı ama tanı , Mehmet’e rdu karınca. Bu karınca so ye di ?” ’a an az m ldü Ra mı et tutamadı kendini, gü hm Me i. işt tm re öğ i ki?” Neml sûresin lık var, ben ne yapayım zır ha r da ka u “B : sle se alçak kırığını yere rdu, yüklendiği ekmek nler, deyiverdi. Karınca du 185. âyeti: “O sayılı gü si re sû ra ka Ba u ud ok bıraktı ve ve hak ile t rehberi, doğru yolun ye dâ hi r bi n içi ar nl sa in ık delilleri olarak Kur’ aç ap ın an ırm ay en nd batılı birbiri ur’ân ayı ği Ramazan ayıdır.” “K di ril di in e nd isi nd ke a?” ân’ın mı Kur’ân ile buluşmay ın pt ya lık zır ha , et geliyor Mehm ca. diye tekrar sordu karın tam anlaluşmanın ne olduğunu bu ile n r’â Ku , et hm Me Beni eti okudu: “Kullarım, ây i ak nr so r bi , ca rın mamıştı. Ka ım. Bana n Ben onlara çok yakın te ek rç ge rsa rla ra so senden im. O halde, in duasına cevap verir en ed a du , ce in ed na a du davetime uysunlar, Ba m ni Be n içi ı ar al lm bu doğru yolu iman etsinler.” lanmak nerek Ramazan’a hazır “İşte bu âyetleri düşü et.” dedi karınca da senin görevin Mehm yla uzaklaşıryüklendiği ekmek kırığı buluşmanın ne ken. Mehmet Kur’ân ile nüyordu ki fark demek olduğunu düşü mazan’da Kur’ân etti. “Allah’ım, bu Ra lamam için ile buluşmam ve onu an dua edebilirdi, bana yardım et” diye ak için. Ramazan’a hazırlanm Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 3 İ kc pek an e P ey v k ug a m b e r l m l z t l cuk umme ce ati A n:H n a z a Y rha n:O Çize Ooo, mutfaktan mis gibi kokular geliyor. Annem döktürmüş yine! Misafir, Başımızın tacı Misafirlerimiz geliyor kızım, onlara hazırlık yapıyorum. Ne şanslı misafirler! Sevgili Peygamberimiz; “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin.” buyurmuştur. Hz. Aişe, Peygamberimizin; “Melekler, sofranız kurulu oldukça size dua eder.” buyurduğunu söyleyerek misafir ağırlamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Ya anne, ne çok misafir geliyor bize! Ne güzel işte yavrum! Bol bol sevap kazanma fırsatı yakalıyoruz. Anne, şu muzları misafire ikram etmesen de, biz sonra yesek olmaz mı? Misafirlerimize en güzel şekilde ikram etmeliyiz oğlum. Onlar da yesin, sen de ye. Hepimize yeter! llah’ın kereminden Yüce Allah bir âyette: “A inde cimrilik ler dik kendilerine ver ki, o kendileri gösterenler, sanmasınlar onlar için pek bu e için hayırlıdır, tersin Peygamberimiz ise fenadır…” buyurmuştur. ız.” tavsiyesinde bize; “Cimrilikten sakının bulunmuştur. 4 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Peygamberimiz; “Kim namazını dosdoğru kılar, Ramazan orucunu tutar, misafiri ağırlarsa, cennete girer.” buyurmuştur. Rahatsız olmayın, girin siz içeri. Her şey için teşekkür ederiz! Oğlum, gel kenara, kapıyı çalarken öyle tam kapının karşısında beklenmez. Kenarda beklemek gerek. Yolcu etmeden olur mu? Her zaman buyurun gelin! Ayaklarınıza sağlık! Peygamberimiz birisinin kapısına vardığı zaman, kapıya bakarak durmaz; kapının sağ ve sol tarafında beklerdi. Bize de ev sahiplerinin rahatsız olmaması için misafirlik adabına uygun olarak bu şekilde davranmamızı tavsiye ederdi. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Bir kimsenin, misafirini evin kapısına kadar çıkıp uğurlaması sünnettendir.” Beğenmedin mi yemekleri, neden yemiyorsun? Ben sevmedim. Bu yemeği yemeyeceğim! Hepsi çok güzel olmuş, ellerinize sağlık. Siz oğluma bakmayın, o evde de böyle yapıyor! Sevgili Peygamberimiz; “İnsana kötülük olarak, misafir gittiği yerde önüne konulanı beğenmemesi yeterlidir.” buyurmuştur. Bunu sana alalım, bunu da amcanın oğlu Burak’a alalım, yarın bize gelecekler. Ona da hediyemiz olsun. Beraber oynarsınız. Ona alma baba. Tek bana al! iniz Peygamberimiz; “Sizden bir bir iği kendi nefsi için isted şeyi, mümin kardeşi için de istemedikçe, gerçek mümin olamaz.” buyurmuştur. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 5 Ku l up Yll dlzl rt e aM s u M ÖDÜLLÜ KOŞU A sr-ı saadette çocuklar, birbirinden güzel oyunlar oynardı. Ama hiçbir oyun, Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) katıldığı oyunlar kadar heyecan verici ve doyumsuz olmuyordu. Asr-ı saadet çocukları arasında Abdullah, Ubeydullah ve Kesir de yer alıyordu. Yaşları birbirine yakın, birbirinden tatlı bu üç küçük çocuk, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) amcası Hz. Abbas’ın (r.a.) çocukları idi. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), onları yan yana sıralardı. Adil bir yarış için ne biri önde ne de diğeri geride olurdu. Namazdaki gibi tam bir hizada dururdu ayakları. Sabırla beklerlerken, Peygamberimiz (s.a.s.) onlardan uzaklaşır ve belli bir mesafede durur, —Kim bana doğru koşup önce gelirse ona şu kadar ödül var, diye seslenirdi. 6 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Üç kardeş, nefeslerini tutar, kâküllerini ve elbiselerini savuran rüzgâra rağmen kıpırdamadan beklerdi. Üç güzel göz, sonuna kadar gerilmiş yaydan fırlamaya hazır üç ok gibi Peygamberimizin vereceği işarete kilitlenirdi. Asıl önemli olan birinci gelip ödül almak değil, Sevgili Peygamberimize önce dokunmak, sarılmaktı. Nihâyet, Peygamber Efendimizin işaretiyle yarışma başlardı. Birbirine karışan ayak sesleri ve nefesleriyle çocuklar, beyaz tüylü güvercinler gibi adeta uçarak gelirlerdi. Kimi Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sırtına, kimi göğsüne zıplayıp çıkmaya çalışırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de onları kucaklar, öperdi. Tatlı gülücükler ve neşe yükselirdi yerden göğe. Elbette şampiyon, söz verildiği gibi ayrıca bir ödül de alırdı büyük bir keyifle. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 7 8 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 9 ye Ruki LA N Bir a y e t Bir Hikaye OK -Anneee! Olamaz yaaa! Sema’nın canhıraş feryadı annesini jet hızıyla odasına getirmişti. -Sema, n’oldu kızım? -Anne şuna baksana, Meryem ödevimi karalamış. Sema’nın gözünden pınarlar fışkırıyordu adeta. Annesi çaresiz kızını teselli etmeye çalışıyordu: -Tamam kızım üzülme, olan olmuş. Öğretmenine anlatırsın durumu. O da anlayışla karşılar inşallah. -Hayır anne, puan kırar. -O zaman yeniden yap sen de. -Ama anne kaç saat uğraştım. Tekrar nasıl yapacağım. Keşke kardeşim olmasaydı. -Bu kardeşinin suçu değil ki yavrucuğum. Kapını açık bulunca kalemle oynamış kendince. Hem sen de yapardın böyle yaramazlıklar küçükken. -Ben de yaparmışım yaramazlıklar, hiç de bile anne! Sanki benim ödevini karalayacak ablam vardı. “Allah sizi annelerin izin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersin iz diye size işitme, görme du yuları ve gönüller ve rdi.” (Nahl sûresi, 78. âyet) 10 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Küçük Meryem yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlamış, şaşkın şaşkın bir annesine bir ablasına bakıyordu. Sema’yı sakinleştiremeyeceğini anlayan annesi Meryem’i de alıp sessizce odadan çıktı. Sema bir taraftan söyleniyor, bir taraftan da ödevini yeniden yapmaya hazırlanıyordu. İkindi ezanı başladığında ödevini eskisinden de güzel olmuş bir halde tamamlamıştı bile. Nasıl da kısa sürmüştü. Ayrıca pek çok hatasını fark edip düzeltmişti. Eksiklikleri tamamlamıştı. İşte şimdi iyi bir not alabilirdi. Annesine müjdeli haberi vermek için mutfağa yöneldi. Mutfak kapısında annesini seyre daldı. Akşamki misafirler için poğaça yapıyordu. Bir parça hamur da Meryem’e vermişti. O da gülücükler saçarak hamurla oynuyordu. Birden kendi küçüklüğünü hatırladı: Yine böyle bir misafir hazırlığında bütün unu kaşıkla halıya saçtığını hatırlıyordu. Annesi hiç kızmamıştı. Sonra babasının telefonuyla balkonda oynarken telefonun elinden kayıp balkondan aşağıya düşüşünü ve paramparça oluşunu dün gibi hatırlıyordu. Babası çok üzülmüştü. Daha geçen yaz köye gittiklerinde dedesinin domates fidelerini ot sanıp çiğnemişti. Artık domatesin bitkisini çok iyi tanıyordu. Düşündükçe aklına o kadar çok şey geliyordu ki: -Anneciğim, ben de çok yaramazdım değil mi? -Yani… Her çocuk kadar… -Peki, sen nasıl sabrediyorsun bizim yaramazlıklarımıza? Ben çok sinirlendim Meryem’e mesela. -Çünkü insan küçükken oyunla gerçeği; doğruyla yanlışı ayırt edemez çoğunlukla. Daha çok hata yapar yani. Eğer sabreder incitmezsek büyüdükçe o da öğrenecek, anlayacak. İnsan emekle büyür, sevgiyle yaşarmış unutma! -Unutmam anneciğim, ben de yardım edeyim mi? -Ne iyi olur vallahi. Meryem hamurdan sıkılıp unla oynamaya başlamadan şu işi bitirelim. Anne kız kahkahalarla gülüşüyorlardı. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 11 ER Hangi Ay Berat Kandili’ni Gösteriyor? ÜN Esma G Arkadaşlar, bu ay Berat Kandili’ni karşılayacağız. Biliyorsunuz güneş takvimi ile ay ayı takvimi arasındaki farklılıktan dol günler mübarek gecelerin denk geldiği r. Bu iyo de yıldan yıla farklılık göster z sebeple mesela iki yıl önce temmu yıl ayına denk gelen Berat Kandili bu ay haziran ayına denk geliyor. Ama r. Bu takvimindeki günü hiç değişmiyo ortasına kandili her yıl Şaban ayının tam denk gelen gecede kutlarız. ? Bu arada ay takviminde ayın bazen 29 bazen 30 çektiğini biliyorsunuz deği l mi? Evdeki takviminizden bu yıl Şaban ayının kaç gü n çektiğini öğrenebilirsiniz. Yan s ayf halle rini g ada ayın ö bunla rdan receksini Gece z hang si’ni isi Be . Sizce tems il edi rat yor? 12 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Beratın ı: kelime anlam Kurtuluş, af n af ve bağışlanma Bu gecede Allah’ ta ha çok dua ederek dileyerek, O’ na da izi ümit ederiz. Bu kurtuluşa ereceğim irdiği bir diğer yönü gecenin bizi sevind iyice yaklaşıldığını de Ramazan ayına Kandiliniz mübarek haber vermesidir. olsun! i r e l l a H n ı Ay Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 13 ĞA N l l l l l l l Coc ca Du u k k sunme O lu D Mut NUR'UN DÜŞÜNCE SERÜVENİ N ur, beyaz v e sevimli bir güverc yavrusuyd in u. Meraklı gözlerle çevresinde ki nesnele onların isim ri keşfetm lerini öğre eye ve n m Bazen ürke k adımlarla eye çalışıyordu. dışarı çıkıy fazla uzak laşmadan or ama y u vasına ger Nur, masm i dönüyord avi gökyüz u. ünde oyun arkadaşlar lar oynaya ını imrene n r ek izliyor, arkadaşlar o da ı gibi uçsu z bucaksız kanat çırp ma mak, tarih i yerleri gö viliklere yeni arkad r mek ve ye aşlarla ni tanışmak istiyordu. Ama bir süre ka nat çırptıktan sonra ne yazık ki ağaçların dallarına çarpıyor ve yere düşüyord u. Bir türlü uçamıyordu Nur. Bir daha asla uçamay acağını düşünen Nur üzüntüsünü güvercinlerin bilge filozofu Hikmet dedeyle paylaşmaya ve on dan fikir almaya karar verdi. Nur: Hikmet dede, arkadaşl arım gökyüzünde oyunlar oynuyor ve hepsi ço k mutlu. Ben ise ya ağaçların dallarına çarpıyorum ya da birkaç metre uçunca yere düşüveriyorum. Hiç uçamayacak mıyım yoksa? Hikmet Dede: Evladım, All ah kullarına ömür olduğu için o yetenekleri aynı boyu kullanacakları yeten ekleri bahşetmiştir. anda kullanamamaları gâyet Ama herkesin yapısı ve mi zacı farklı doğal. Kanatların çok güçsüz olduğu için uçamıyor, ileri görüşlü bir güvercin olmadığın için de ağaçlara çarpıyorsun. Kanatlarının güçlenebilmesi için daima kitap okumalısın, okuduğun kitaplar üzerinde sürekli düşünmelisin ki ileri görüşlü bir güvercin olabilesin. Allah’ın yarattığı varlıkları, onların var olma nedenlerini düşünmelisin. Nurcağızım, bilgeliği ve düşünmeyi çok sevmelisin ki gökyüzünde hiçbir güvercinin uçamadığı âlemlere kanat çırpabilesin. 14 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 iyice düşünen Hikmet dedenin öğütlerini ap okumaya Nur, bulduğu her fırsatta kit niçin yarattığını, başladı. Allah’ın kendisini nasıl bir düzen tabiatta var olan varlıkların düşündü. Nur içerisinde hareket ettiğini , düşündükçe okudu, okudukça düşündü kanat çırptı. gökyüzünde özgürlüğe doğru rda daha önce Çevresinde bulunan varlıkla rebiliyor ve onlara göremediği güzellikleri gö bulutların arasında hayranlıkla bakıyordu. Nur, izleyebiliyordu. Okul bütün bir şehri kuş bakışı çocukları, caddede bahçesinde oyun oynayan çalışan aksakallı karşıdan karşıya geçmeye şarkıları söyleyen dedeyi ve ağaçlarda bahar kit kaybetmeden güvercin arkadaşlarını… Va koştu Nur. aksakallı dedenin yardımına yapmak onun Karşılık beklemeden iyilik r sadece ahlak felsefesi olmuştu. Nu düklerini düşünmekle kalmıyor, düşün arkadaşlarına hayata geçirerek ailesine, yordu aynı ve tüm insanlara faydalı olu ın barış ve zamanda. Dünyada insanlar için kanat huzur içerisinde yaşaması Düşünce çırpacaktı hayatı boyunca. adımın yolculuğunda attığı hiçbir an Nur, karşılıksız kalmadığını anlay şabilmenin yıllardır aradığı bilgeliğe ula mutluluğunu yaşıyordu. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 15 M ŞE K Kal p aynasL Şİ sa y e Rum Küçük Evliya Çelebi Ç ok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi? Kim daha çok bilir orasını bilemem ama bence gezmek çok daha eğlenceli. Hele ki benim gibi yerinde duramayan biri için. Geçen gün haberlerde kayıkla dünyayı gezen bir adam gördüm. Kim bilir kaç kere fırtınalarla çarpışmış, köpek balıklarıyla burun buruna gelmiştir? Gerçekten de maceraperest bir adammış. Bir de yaşadıklarını oturup yazdığını düşünsenize. Uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında köpek balığıyla baş başa! Ne manşet ama. Hiçbir kitabı okurken hissedemeyeceğiniz bir duygu. Ama gidemeyenler ne yapsın. Oturup gezip görenlerin yazılarını okusun. Oradaki çocuklar ne oynar, oynarken mızıkçılık mı yapar, annelerinin yaptıkları yemekleri burun kıvırmadan yerler mi? Bunları da yazarlar mı ki? Sanırım yazmazlar. Bana sorsalar ki, sormazlar… Daha markete bile annemden izinsiz gidemiyorum. 16 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Tam elli yıl hiç durmadan gezmek isterdim. Soluklanırken yorulduğumda alırdım elime kalemi kağıdı başlardım yazmaya: Bugün çok enteresan biriyle tanıştım. Değişik yemekler yiyordu ve giyimi de oldukça farklıydı. Burası yemyeşil bir ova ve insanlar çeşitli şeyler ekiyorlar toprağa. Sonra düşman ordusu yaklaşırdı. Ve ben cesurca çarpışırdım orada. Yolda karşılaştığım o kocaman ayıyla nasıl mücadele ettiğimi anlatırdım. Her gün yeni bir olay yeni bir yer… Harika! Yine kendimi birden hayallere kaptırdım. Evet, ne yapıyordum. Hımm, hatırladım. Yapılması gereken ödevler ve okunacak kitaplar... Ne kadar da sıkıcı bir hayatım var. Bir dakika bir dakika! Masamın üzerindeki kitapta ne yazıyor öyle. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi! Nasıl yani benim hayalimi benden önce başka biri mi yaşadı? Alacağı olsun Evliya Çelebi’nin. Acaba neler yazmış defterine? Şöyle bir göz gezdirelim. Kişinin fikri ne ise zikri de o olur ya: Evliya Çelebi’nin içinde seyahat isteği o kadar çokmuş ki rüyasında Peygamber Efendimizi gördüğünde “Seyahat ya Rasûlallah!” deyivermiş. O günden sonra dur durak bilmeksizin gezmeye başlamış. Bir çıkmış İstanbul’dan, Doğu ve Güney Doğu Anadolu şehirleri… Oradan ver elini Ege kıyıları, Adalar… Balkanlar… Almanya, Avusturya, İspanya, Danimarka, Hollanda ve dahası. İşte en çok merak ettiğim yerler… Gezdiği yerleri ne kadar da dikkatli incelemiş. Oradaki insanlar ne yer, ne içer, ne giyer, nasıl konuşur, neye inanır? Bazı şeyleri o kadar komik anlatmış ki okudukça okuyasım geliyor. Erzurum’un soğuğundan bahsediyor ve ben üşüyorum niyeyse. Oralara gitmiş kadar oldum sanki. Ben de büyüyüp, başımı alıp gideceğim yaşa gelene dek oturup seni okuyacağım. On ciltlik büyük eserini okumak zaten bayağı vaktimi alacak. Bu sırada seyahat planlarımı da yapmış olurum hem. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 17 N l Tİ l l KUSAGL l GOK ası. rdi bur e y i ğ i t yal et ti. meyi ha r ö istemiş g i r y ı e d r m a r l i y utlu llend lıydı. A ayı ödü görmek onu m narlarına l o eyecan d n a iz ke rısınd re lığını nu başa şmasının karşı olarak hep denyamadı. Bir ke o i s e l i A ğ elimi ine çalı ın tatil an alıko Dersler. Arkadaşların i kararlılığınd rıldandığı, “Sa Mevlana m ı etmişti nu bu konudakle iki de bir m dirdim, döndü o olması işti. kalbe in ekti. He gidiyor ermişti, gidec ldırdım, dilim i iyice pekişm kti ğ k vermeerle a l karar v m, sol elimi da ya gitme iste u k a ı ’ nel ğrıy kaldırd hisi ile Konya n bir çaefa. Konya’ da e y i d !” a l l çd “Ge gibi.” i ı vardı. um, dedi birka etti. t r ı p ı k r r o am bi İçinde el dedin, geliy yolculuğa dev vlana büs Me ğü, parlaklığı G n o . e t e d o d e i a m l k d i l b be ı. gördü adığın acağını ye başl k etmişti. İlk kendini alamad e m karşılaş e s par ülüm tan şıkları g rafına çoktan eydi. Bakmak ı ş e n ü G ta bb yeşil ku i’nin yan Türbes alan etkileyici gözünü a Dur nÇ E H uk l cu l o Y 18 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Babası: - 16 dilimli, dedi. Emrah daha dikkatli baktı. Dilimlerin ne kadar güzel durduğunu seyretti. Üzerindeki yazıyı merak ettiğini anlayan babası: - Âyetü’l-kürsî, dedi. Birlikte türbeye girdiler. Türbede birçok mezar vardı. - Onlar da misafirdi, dedi babası. Dünya yolculuğunu tamamlayanlar buradalar… Emrah, babasının ne demek istediğini anlamıştı. Dualar okudu. Bir tarih yolculuğu içinde Mevlana zamanındaki yaşamı merak etti. İnsanların birbirlerine davranışları ve ikramları aklına geldi. Dışarı çıktıklarında geniş bir meydan kendilerini karşıladı. Etraftaki dükkânlar dikkatini çekti. Babası ile birlikte dükkânlara yürüdüler. Her dükkâna girdiklerinde hoş geldiniz, nasılsınız, diyen insanlarla karşılaştılar. Dükkânda ikram edilenleri aldı. Kendisinin çocuk olması belki de ikramları artırıyordu. Hele “Konya lokması ye!” diyenlerin çokluğu onu çok sevindirdi. Babasına: Misafirlikleri bitince toprağın bağrındaki yerlerine gömülmüşler. Şimdi oradalar… Emrah merak etti. Babasına: -Hemen gidelim oraya, dedi. Birlikte yürüdüler. Alâeddin Camii’ni ve avlusundaki türbeleri görünce heyecandan ne diyeceğini bilemedi. Hele dünyaya hükmeden hükümdarları görünce sessizliğe gömüldü. Yolculuk, dedi sadece… - Bu amcalar ne kadar iyi insanlar, diyecek oldu. Babası: - Bizim inancımızda bu var. Kültürümüz bunun üzerine bina edilmiş. Bu dünyada herkes yolcudur. Misafire ikram etmek peygamberimizin tavsiyesidir, dedi. - Misafire ikram önemlidir, dedi yaşlı bir dede. Bir de Alâeddin Tepesi’ne gidin, orada Selçuklu hükümdarlarının mezarları var. Misafir olmuşlar dünyaya, nam salmışlar bu coğrafyaya… Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 19 20 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 21 FE aylN Siiri E et Ahm L Ü K ve KÖZ Kulağın var, gözün var, Tertemiz bir özün var... Şükür elin, ayağın, Pek sevimli yüzün var... Yurdun, yuvan, ocağın, Baharın var, yazın var... Yüce dağlar aşarsın, Gördüm, orda izin var! Başardın zor işleri, Bir ok gibi hızın var... Hep iyilik dilersin, Niyazın var, nazın var... Yoksullara acırsın, Yüreğinde sızın var... Tek yalan söylemezsin, Buna kesin sözün var... Sönmez senin ocağın, Kül altında közün var... 22 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 23 24 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 25 26 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 27 ba n konusan esyalar Ço ye i k Ze Bugün Evde S e n l ik Var . Az önce zilin sesine uyandım. Gelen, ev halkından biri değil. Zili çalışından anladım, gelenler başka. Evdekilerin her birinin zile basınca çıkardığı melodi farklı geliyor. Nasılsa herkesin kendine has bir tarzı var. Mesela iki kere uzun uzun basıldı; bu gelen Müfit Bey. Kısa kısa üç kere basan Hamdi, bir kere kısacık çalan zil de Elif’e ait. Öteki yumurcak, henüz düğmeye ulaşacak boya gelmedi. Nesrin Hanım’ın da zile bastığını pek duymadım. O, kapıyı her zaman anahtarıyla açar. Bu sıralar öğle uykusu, adeta tutkuya dönüştü. Oysa sabaha kadar uykumu almış oluyorum. Kimseden ses seda çıkmayınca bazen saatlerce uyuyorum. İyi mi yapıyorum sanki? Yok, yok bu kadarı fazla. Uykunun da fazlası zarar. Keşke bu kadar uyumasam. Ama sessizlikten dalıp gidiyorum işte. Sadece ben değilim elbette. Nerdeyse bütün arkadaşlar aynı durumdalar. Mışıl mışıl mı desem horul horul mu? Uyusun da büyüsün ninni. Öğle vakti, hep çocuklar uyuyacak değil ki! Gülmeden edemedim yine. Evin çocukları bir de temizlik işleri olmasa uyanmak zor doğrusu. Afacanlar, bu esrarlı odaya girmek için fırsat kolluyor. Kapı açılınca anneleri Nesrin Hanım, hemen arkalarından sesleniyor: -Çocuğum, kirleteceksiniz! Çabuk çıkın salondan. Ne zorluklarla temizliyorum. Burası misafir odası. Temiz ve düzenli kalsın, ne olur. 28 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Evin bu bölümü, çocukların gözünde misafirden misafire açılan gizemli bir oda. Bir fırsatını bulunca define avcılarını aratmıyorla r. Odanın altını üstüne getiriyorlar. Define fa lan yok tabii. Koltuk minderleri, yastıkları havada uçuşuyor. Süs eşyaları sanki yerlerin den sıkılmış, oradan or aya alınıp konuluyorlar. Kı rılmasalar bari. Çekm ec e ve dolaplarda neler var ne ler yok, gözden geçir iliyor. Olsun, ben onları bu ha liyle de seviyorum. Bu küçük, sevimli avcılar bir gün mutlaka uslan , ırlar. Nasıl olsa buranı n mi safirler için ayrılmış özel bir oda olduğunu n farkındalar. -Ooo, misafirler gelm iş! Odanın kapısı neşeyle açıldı. Selamlar, hatır sormalar ve çocuklar, hepsi coşkuy la birbirine karıştılar . Salondaki şenliği görmeliydiniz. Herkes birbirini çok özlemiş. Misafir eve bereket ge tirirmiş. Baksanıza on lar için her şey özelmiş. En güzelinde n hazırlanmış; başört üsü, seccadesi, terliği havlusu, tabak çatalı… , Misafir, başımızın tacı. Kabul olurmuş duası. Ona ikram etmek, ibad ettenmiş. Misafirsiz ev den, bereket gidermiş. Nesrin Hanım’dan daha önce duyduklarım çın ladı kulaklarımda. Ah bu kıymetli misafirler, iyi ki gelmişler, safa getirmişler. O gün salondaki herk esin neşesi, eve sığma yacak kadar büyüktü. Saatler nasıl geçti bi lmiyorum. Vaktin akşa ma yaklaştığını fark etmemişim. Bir de ba ktım ki gitmeye hazırla nıyor misafirlerimiz. Peşlerinden bağırdım : -Ayaklarınızın altında halı olmak şereftir be nim için, ey kıymetli misafirler. Ço k mutlu olduk. Yine ge lin, yine buyurun. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 29 30 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 31 ne r KuB BEDEN AVL UYA ü aG m s E ÇİVİSİZ Mİ? Ahşabı boyamayı hiç denediniz mi? Peki boyamanız ahşapta ne kadar süreyle kalabilir? Ben altı yüzyıldan fazla kalabilen bir yer biliyorum: Kastamonu’nun Kasaba köyündeki Mahmut Bey Camii. p üstüne yapılan şa ah ve ı n va ta Ahşap gi çeken minin en çok il ca ri le e m e . sl sü ış gibi işlenmiş ak n ta e ad p şa h yönü. A şik sarı rengin deği ve ı ız rm kı i, Mav emelere sahip. sl sü ış m ıl p ya e kıtonları il ayan, pürüzlü lm o n ü zg ü d ın Ahşab tmek ne slemeleri nakşe sü u b a n rı la m ? sı ir düşünsenize b r, u şt u lm o r kadar zo Caminin tarihi Candaroğulla rı’na kadar gidiyor. Candaroğulları’nı hatırlamak için Tarih kitaplarını karıştır maya ne dersiniz? E N Ü T S Ü L İ F H A M MAHFİL Yapılan mahfillerle cami üç katlı hale gelmiş. Mahfilin ne demek olk duğunu merak ediyorsanız gelece sayıyı bekleyin derim. Yaz Kur’ân kurslarına gidiyorsunuz değil mi? Size bir soru: Ahmet kursta günde 2 sayfa; Ali günde 1 sayfa; Mur at ise iki günde bir sayfa ilerlemektedi r. Elifba cüzü 30 sayfadan oluşmaktadır. Kursun bir kuru üç hafta sürdüğüne göre Murat Elifba kurun içindeyken bitiri ’yı kaçıncı r? 32 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 rı Çivisiz Bu camiyi bazıla or. Niye Cami olarak biliy şlerinde mi? Tavan ve kiri herhanmetal veya ağaç lmadığı gi bir çivi kullanı n bazı için. Anadolu’nu Çivisiz yerlerinde böyle ilere olarak anılan cam rastlayabilirsiniz. Meşhur seyyahımız İbn-i Ba ttûta’ya göre 14. yüzyılın başlarında yani cami yapıldığı tarihlerd e Kastamonu, Anadolu’nun en büyük, güzel ve fiyatlar bakımınd an en ucuz şehridir. Caminin şu anda Kastamonu’nun Kasaba kö yünde olduğunu söylemişt im ya. Demek ki zamanında burası bir kö yden ziyade büyük bir yerle şim yeriymiş. Bu, Mahmut Bey Camii’nde n rahatça anlaşılabiliyor. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 33 34 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 35 36 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 37 38 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 ed maca mm ha Mu ERİN Ç Bul ARTAN KELİME Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 39 zmece n ha Or CA AK N Co AYNISINI BUL! Aşağıda verilen atasözlerinin birer sözcüğü eksik. Dedemizin balonundan uygun sözcükleri alarak atasözlerini tamamlayın! N BİLENİN HOROZ MUMU KUL AĞI AĞZI Z VERME TAŞ LI DUMAN A ÇOB YAŞKEN LABİRENT 1. KURT ................... HAVAYI SEVER. 2. HER ................... BAŞ YARMAZ. 3. SÜTTEN ................... YANAN, YOĞURDU ÜFLEYEREK YER. 4. YALANCININ ................... YATSIYA KADAR YANAR. 5. ÇAM SAKIZI ................... ARMAĞANI. 6. AĞAÇ ................... EĞİLİR. 7. BİR ÇÖPLÜKTE İKİ ................... ÖTMEZ. 8. İŞ ................... KILIÇ KUŞANANIN. 9. YERİN ................... VAR. 10. MUM DİBİNE IŞIK .................... BOYAMA Noktalı yerleri istediğin renge boya! 40 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 7 FARK ış? Balığı kim yakalam Hangi daire eksik yere a it ? Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 41 42 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 43 Serap ÇAKMAK 44 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 1. Çin’den başlayan Anadolu üzerinden Avrupa’ya kadar uzanan, dünyaca ünlü ticaret yolunun adı nedir? 2. Bir yerin denizden yüksekliği. 3. Özbekistan’ın Semerkant şehrinde yer alan, Orta Asya’nın en büyük meydanı sayılan meydanın adı nedir? 4. Peygamberimiz hangi millettendir? 5. Elektrik akımının şiddetini ölçen alet, ampermetre. 6. Şaban ayının 14. gecesi kutladığımız kandil hangisidir? 7. Batı Anadolu’da yer alan ve Ege Denizi’ne dökülen büyük nehrin adı nedir? 8. Geniş ve derin bilgi sahibi, hakîm. 9. Tavan ve kirişlerinde hiç çivi kullanılmadan yapılan camilere ne ad verilir? (Kastamonu’nun Kasaba köyünde bulunan Mahmut Bey Camii bu tür camilere bir örnektir.) 1. Zaman içinde elde edilen bilgi ve 5. Kuzey yarımkürede yer alan, görgü birikimi, görmüş geçirmişlik, başkenti Oslo olan İskandinav deneyim. ülkesinin adı nedir? 2. Misafir ağırlamaktan memnun 6. Timur İmparatorluğu’nun sultanı olmak, konukseverlik. ve büyük bir matematik bilgini olan 3. Cümlenin tamamlayıcı ögesi: Yüklemin bildirdiği işin yerini, zamanını, durumunu belirten öge. 4. Para biriktirmek için kullanılan, Uluğ Bey’in, Semerkant’ta kendi adına yaptırdığı medrese. 7. Bir davayı, bir konuyu ispatlamak için kullanılan şey, kanıt. üzerinde para atma deliği bulunan 8. İnsanlarla iyi anlaşan, insana küçük kap. alışkın, insansever. 9. Bir doğruya dik doğrular çizmek için kullanılan, üç köşesi olan alet. Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 45 Ç Semanur KILI Bilal SAMİ Sevde Gül AKKURT Nesrin NAS r YILDIZ Feyza Nu 46 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Sude KUBAL İrem Nur GÜRDAL UŞ İlayda DOLM Amine AKSU AN Özge ÇALIŞK Merve KÖSEOĞLU N e OLGU Sümeyy Dilara ÖZEN Sevgi AYG ÜN N Zeynep YASİ Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 47 İÇİN R Ü M Ö K Ç BİR AVU ileler, klediler a Önce be . rk ettiler Sonra fa nler, uş sevile Şehit olm eler. diyor ann Feryat e in, l lokma iç İşte hela ek için, utlu etm m ı ın r la Çocuk in, kömür iç Bir avuç . verenler Bir ömür ZEN Zehra Ö e k li e M evvalZeynep Ş AYIN MEKTUBU 48 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 407 Haziran 2014 Sevgili Arkadaş lar, bizlerle paylaşacağınız m ektuplarınızı bekliyoruz. Hoşça kalın. İNSAN OLUR MU? Koşup vefa bahçesine Gelmeyen insan olur mu? Ekmeğini kardeşiyle Bölmeyen insan olur mu? Bırak dünya telaşını, Okşa yetimin başını. Öksüzlerin gözyaşını Silmeyen insan olur mu? Haziran 2014 Sayı:407 Eksik etme hürmetini, Hak lütfeder cennetini; Anne baba kıymetini Bilmeyen insan olur mu? Tatlı sözü, bal dilleri Bekler sevgi sahilleri. Güler yüzle gönülleri Almayan insan olur mu? Eksilirse merhametin, Kalır mı kadr ü kıymetin? Denizine muhabbetin Dalmayan insan olur mu? Bestami Yazgan Derginizle birlikte “Tatil Arkadaşım” kitabını almayı unutmayın!
© Copyright 2024 Paperzz