2.7.2014 İ.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ MİRAS HUKUKU BÜTÜNLEME SINAVI (tek numaralı öğrenciler ve ikinci öğretim için) OLAY Bay M 1.12.2013 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile kızı K'nın mahkeme kararı ile sabit olduğu üzere kendisine iftira attığını, bu nedenle K’nın mirasından pay almasını istemediğini, aynı vasiyetnamede O2’nin çocuklarından T1'e X bankasındaki parasını, T2’ye ise İzmir’de bulunan 80.000 TL değerindeki arsasını bıraktığını, yardımcıları H'ye maddi yardıma muhtaç olduğu için 240.000 TL değerindeki çiftlik evini verdiğini, H'nin ölümünden sonra bu çiftlik evinin eşiyle birlikte evlat edindiği B'ye kalmasını arzu ettiğini beyan eder. M, bir süre sonra, çok sevdiği oğlu O2’ye kendi işini kurabilmesi için 160.000 TL para verir ve bu paranın diğer kardeşlere iade edilmeyeceğini, O2'den hesap sorulmayacağını ifade eder. M, oğlu O1’in tasvip etmediği bir kadınla evlendiğini ileri sürerek düğününe katılmasa da, kendisine 250.000 TL değerinde bir daireyi düğün hediyesi olarak alır. M’nin eşi E, M’nin ailesine yardım etmesine izin vermemektedir. Bu duruma üzülen Bay M, eşinden ve çocuklarından saklı olarak yeğeni Y’ye 150.000 TL’lik dairesini satmış gibi gösterir ama gerçekte Y’den para almaz. Yine M ölümünden 8 ay evvel ağabeyi A'ya 60.000 TL değerindeki arabasını karşılık almadan devreder. Bay M 1.5.2014 tarihinde vefat ettiğinde geride eşi Bayan E, kızı K, oğlu O1 ve O2, oğlu O2’nin oğulları T1 ve T2,; ayrıca M’nin eşi E ile birlikte evlat edindiği B, yeğeni Y, ağabeyi A, küçük kardeşi N ve yardımcısı H hayattadır. M’nin ölümünde 740.000 TL değerindeki evi ve X bankasında 120.000 TL mevduatı bulunmaktadır. M’nin bankaya 120.000 TL borcu bulunmaktadır. M’nin cenazesi için 20 000 TL harcanmış, M’nin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçimi için 60.000 TL gerektiği hesaplanmıştır. Babası ile ilişkisi iyi olmayan O1, M’nin ölümünden iki ay sonra mirası reddeder. Çocukları arasında malların idaresi hususunda sürekli uyuşmazlık çıktığını gören Bayan E mahkemeye başvurur. Mahkeme terekenin idaresi için N'yi görevlendirir. 1 SORULAR 1- M’nin ölümünde ona kimlerin mirasçı olduğunu, miras paylarını ve saklı payları tespit ediniz. Soru 2K mirastan çıkarılmıştır. Ancak yine de saklı pay hesaplanacak ve M'nin tasarruf nisabına eklenecektir. O1 mirası reddettiğinden mirasbırakandan önce ölmüş gibi hesap yapılacaktır. 2- M’nin tasarruf nisabını bularak, tenkise ve/veya denkleştirmeye tabi ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmalar olup olmadığını; var ise ne miktarda tenkis edileceğini ve/veya denkleştirmeye tabi tutulacağını hesaplayınız. Tasarruf nisabı= 1-Saklı paylar toplamı Tasarruf nisabı= 1-1/4+1/8+1/8+1/8 Tasarruf nisabı=1-5/8 Tasarruf nisabı=3/8 Çıkarılan mirasçı K'nın saklı payı da tasarruf nisabına eklenecek. Buna göre; Tasarruf nisabı=3/8+1/8=4/8=1/2 Tereke: Mevcut: 740.000,TL ev 120.000 TL X Bankası mevduat 80.000 TL İzmir'de arsa 240.000 TL çiftlik evi 150.000 TL Y'ye verilen daire 1.330.000,00 TL Eklenecekler: 160.000 TL O2'ye verilen ev (MK m. 565/I nedeniyle tenkise tabi) 2 250.000 TL O1'e hediye edilen daire (MK m. 565/I nedeniyle tenkise tabi) 60.000 TL Ağabeyi A'ya verilen araba (MK m. 565/III nedeniyle tenkise tabi) 470.000 TL Çıkarılacaklar: 120.000 TL Banka'ya borç 20.000 TL cenaze masrafı 60.000 TL bakmakla yükümlü olduğu kimselerin 3 aylık geçimi için takdir edilen değer 200.000 TL Tereke: Mevcut+Eklenecekler-Çıkarılacaklar Tereke=1.330.000+470.000-200.000= 1.600.000 Tasarruf nisabı: 800.000 TL Tenkise tabi ÖBT'ler: 120.000 TL X Bankası mevduat T1'e 80.000 TL İzmir'de arsa T2'ye 240.000 TL çiftlik evi H'ye 440.000 TL Tenkise tabi SAT'lar: 160.000 TL O2'ye verilen ev (MK m. 565/I nedeniyle tenkise tabi) 250.000 TL O1'e hediye edilen daire (MK m. 565/I nedeniyle tenkise tabi) 60.000 TL Ağabeyi A'ya verilen araba (MK m. 565/III nedeniyle tenkise tabi) 470.000 TL Tenkise tabi işlemler toplamı= Tenkise tabi öbtler+Tenkise tabi satlar Tenkise tabi işlemler toplamı= 440.000+470.000=910.000 TL Tenkis edilecek miktar= Tenkise tabi işlemler toplamı-Tasarruf nisabı Tenkis edilecek miktar= 910.000-800.000= 110.000 TL M tasarruf nisabını 110.000 TL aşmıştır. Bu durumda söz konusu oranda tenkis yapmak gerekecektir. Tenkiste, kanun koyucu öncelikle ölüme bağlı tasarruflardan başlanılması, ancak yetmez ise tenkise tabi sağlararası kazandırmalara gidilmesi yönünde hüküm koymuştur. Bu nedenle olayda evvela ölüme bağlı tasarruflara gidilecektir. Somut olayda tenkise tabi ölüme bağlı tasarrufların toplamı 440.000 TL’dir. Bu durumda sağlararası kazandırmalara gitmeye gerek yoktur. Ölüme bağlı tasarruflar orantılı olarak tenkis edilecektir. Ölüme bağlı tasarrufların tenkis oranı: Saklı payı aşan kısım Ölüme bağlı tasarruflar toplamı Ölüme bağlı tasarrufların tenkis oranı: 110.000.TL= 1 440.000 TL 2 Bu durumda her ölüme bağlı tasarruf 1/4 oranında tenkis edilecektir. 3 T1'e yapılan X Bankası'ndaki 120.000 TL değerinde mevduat 30.000 TL miktarında tenkis edilecektir. T2'ye yapılan 80.000 TL değerindeki İzmir'de bulunan arsanın bırakılması yönünde öbt 20.000 TL miktarında tenkis edilecektir. H'ye yapılan 240.000 TL değerindeki çiftlik evinin bırakılması yönünde öbt 60.000 TL miktarında tenkis edilecektir. SAĞLAMA: 400.000 TL E’nin saklı payı 200.000 TL O2’nin saklı payı 160.000 TL O2'ye verilen sermaye (SAT) 200.000 TL B’nin saklı payı 60.000 TL T2'ye daire (1/4 ü tenkis edildi) ÖBT 90.000 TL T1'e X Bankası'ndaki mevduat (1/4 ü tenkis edildi) ÖBT 180.000 TL H'ye (1/4 ü tenkis edildi) ÖBT 60.000 TL Ağabeyine araba bağışı (SAT) 250.000 TL O1'e daire bağışı (SAT) 1.600.000 TL 3- M'nin vasiyetnamesinde yapmış olduğu maddi anlamda ölüme bağlı tasarrufları, söz konusu tasarrufların niteliğini ve hukuki sonuçlarını da dikkate alarak açıklayınız. Vasiyetname ile yapılan hukuki işlemlerin ifasından kim veya kimlerin sorumlu olduğunu açıklayınız M, vasiyetnamesinde saklı paylı mirasçısı K’nın mirasından pay almaması istediği belirtmek suretiyle K’yı mirasçılıktan çıkarmıştır (mirastan ıskat). Iskat vasiyetname yolu ile yapılan bir maddi anlamda ölüme bağlı tasarruf olup vasiyetnamede MK m. 510’da sayılan (i) mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işleme veya (ii) mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmeme sebepleri oluşturan somut bir eylemin sebep olarak gösterilmesi gereklidir. Nitekim somut olayda da vasiyetnamede K’nın M’ye iftira attığı hususu gösterilmiştir. Mirasçılıktan çıkarma iradesi gösterilmekle birlikte, sebep belirtilmemiş yahut sebep ıskata dayanak oluşturmayacak nitelikte ise bu işleme karşı iptal davası açılabilir. Iskat ile mirastan çıkarılan kişi, mirasa ilişkin tüm haklarını (ıskat işlemine karşı başvuru hakları saklıdır.) kaybeder. Iskat edilen kişinin miraspayı, miras bırakan başka bir tasarrufta bulunmamış ise mirasbırakandan önce ölmüş gibi mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Ancak ıskat edilenin alt soyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir. T1 ve T2, B ve H lehine yapılan kazandırmalar ise vasiyettir. M, terekesi üzerinde oransal bir kazandırmada bulunmamış, belirli malvarlığı unsurunu bırakmaktadır. Böylece T1, T2, H ve B vasiyet 4 alacaklısı sıfatını kazanırlar ve mirasçı olmazlar. Külli halef olmadıkları için, mirasçılara karşı bir alacak hakkı elde ederler. MK m. 600/II uyarınca vasiyet alacaklıları T1, T2, H ve B yasal mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur. Çiftlik evine ilişkin vasiyetler bakımından ise, art vasiyet alacaklısı atama (olağanüstü ikame) söz konusudur (MK m. 521/III). Zira öncelikle H, haksahibi olurken H’nin ölümüyle B bu sıfatı kazanacaktır. Bu itibarla B, vasiyet alacağını vadeye bağlı şekilde kazanmaktadır. H ise olağan bir vasiyet alacaklısı gibi kazanmaktadır. . 4- Mahkemenin terekenin idaresi hususunda N'yi görevlendirmiş olmasının hukuki sonuçlarını açıklayınız. Şayet M vasiyetnamesinde N'yi terekeyi idare etmekle görevlendirmiş olsaydı, bu durumda N'nin hak ve yetkileri bakımından ne tür farklılıklar olurdu? Açıklayınız. Şayet vasiyeti yerine getirme görevlisi yok ise, o takdirde mirasçıların terekeyi elbirliğiyle yönetmesi ve terekeyi ilgilendiren her işlemi birlikte yapmaları gerekmektedir. Bundan dolayı çıkacak sorunlar bakımından miras ortaklığına temsilci atanması bir çözümdür. MK m. 640/III uyarınca temsilci mirasçılardan birinin talebiyle sulh hakimi atar. Hakim başvuru olmadan atama yapamaz. Öte yandan tüm mirasçılar anlaşarak da temsilci atayabilirler. Bu talebi sadece mirasçılar yapabilir. Vasiyet alacaklılarının yetkisi yok. Hakim tarafsız ve güvenilir bir kimseyi ya da mirasçılardan birini atayabilir. Hakim bu atamayı yapmaya mecbur değildir. Ancak menfaat görürse yapar. Bu şekilde atanan temsilci her bir mirasçının temsilcisi gibidir. Yetkileri bakımından vasiyeti yerine getirme görevlisi ve tereke memurlarına ilişkin hükümler kıyasen uygulanır. BK. m. 32 vd. hükümler de uygulanır. Bu yetki sadece terekeyi ilgilendiren işlemlerle sınırlıdır. Temsilcinin görevine ancak hakim son verebilir. Temsilci terekenin idaresi ve korunması için gerekli işlemleri yapar. Bunun dışında tereke mallarına el atanlara dava açmaya, tereke alacaklarını tahsil etmeye ve bunun için dava açmaya, tereke borçlarını ifaya yetkilidir. Ancak bunun dışında tereke malını borcun ifası amacı dışında elden çıkarmaya, paylaştırma yapmaya, vasiyetin ifasını sağlamaya yetkili değildir. Bu kişinin sorumluluğu örnekseme yoluyla vekilinki gibidir. Şayet M vasiyetnamesinde N'yi terekeyi idare etmekle görevlendirmiş olsaydı, bu durumda N vasiyeti yerine getirme görevlisi olurdu. MK m. 552/I uyarınca, mirasbırakan tasarrufunda aksini öngörmüş veya sınırlı bir görev vermiş olmadıkça vasiyeti yerine getirme görevlisi mirasbırakanın son arzularını yerine getirmekle yükümlüdür. Son arzuların yerine gelmesi için gerekli tüm iş ve işlemler N'nin görevi olurdu. Vasiyeti yerine getirme görevlisi tereke üzerinde yönetim yetkisinin kapsamına girdiği ölçüde hem aktif hem pasif dava ehliyetine sahiptir. Tereke alacaklarını tahsil için dava açabilir. Tereke ile ilgili dava ve takiplerde miras ortaklığını temsil eder. Mirasçılar tarafından açılmış davalardan görevi ile ilgili olanlara müdahil olarak katılabilir. N bu kapsamda terekenin alacaklarını tahsil edebilir ve borçları ifa edebilirdi. Ayrıca vasiyetin ifasını sağlayabilirdi. N'nin bu durumda terekenin paylaşılması için plan hazırlaması da mümkün olurdu. Vasiyeti yerine getirme görevlisi görevini sulh mahkemesi hakimi denetiminde yapar (MK m. 555). Onun görevini ifa ederken gerekli özeni göstermemesinden doğan zararlardan vekil gibi sorumlu olması söz konusudur. Ancak gerekli özeni 5 gösterdiğini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Görevi görevin tamamlanması ile kendiliğinden sona erer. Ölümle veya kendi atamasına ilişkin tasarruf geçersiz ise yine kendiliğinden sona erer. İstifa etmek isterse sulh hâkimliğine uygun olmayan zamanda olmamak şartıyla istifa edebilir (MK m. 554). 5- M'nin ölümünden sonra H'nin 10.11.2013 tarihinde oynadığı at yarışı kuponundan 1.000.000,00 TL kazandığı ve fakat bunu herkesten sakladığı ortaya çıkar. Bu durum karşısında H'ye yapılan tasarrufa karşı başvurulabilecek hukuki bir imkân olur muydu? Bu imkâna kim veya kimlerin başvurabileceğini, şartlarını ve hukuki sonuçlarını açıklayınız. M, H lehine vasiyetname ile yaptığı ölüme bağlı kazandırma sırasında H’nin maddi yönden zayıf olduğu saiki ile hareket etmiştir. Nitekim bu durum ilgili kazandırmaya ilişkin metne de yansımıştır. Oysa gerçekte, H’nin maddi yönden bir sıkıntısı olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla M’yi bu tasarrufu yapmaya iten saik gerçek olgularla bağdaşmadığı için M, saik hatasına düşmüştür. Vasiyetnamelerde, mirasbırakanın adi saik hatası, işlemin hata ile sakat olması için yeterlidir; ayrıca saik hatasının temel hatası ağırlığında olması aranmaz. Bu durumda somut olayda, H lehine yapılan ölüme bağlı tasarruf iptal davasına konu edilebilir (MK m. 557/ b. 2). İptal davasını H’ye karşı, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçılar ve vasiyet alacaklıları açabilir. (MK m. 558) Bu dava, davacılar tarafından ölüme bağlı tasarrufun, iptal sebebinin ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrenildiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl yıl içinde açılmak gerekir. Bu süreler hak düşürücüdür. İptal davası açılmadığı sürece, M’nin saik hatasına düşmüş ve vasiyetnamenin bu nedenle sakat olması, tasarrufun hüküm ifade etmesine engel olmaz. Tasarruf, ancak iptal davasının açılıp iptale ilişkin bir kesin hüküm elde edilmesiyle hukuken geçmişe etkili olarak sonuç doğurmaz. Verilen iptal hükmü, davanın taraflarında hüküm ifade eder. Bir tek iptal kararı işlemi her mirasçı bakımından tasarrufun sonuçlarını ortadan kaldırmaz. 6- M’nin evlatlığı B, M hayatta iken kendisine kalacağını düşündüğü mirası alacaklısı Z’ye temlik edebilir mi? Edebilirse nasıl? Z'nin M'nin ölümünden sonra bu mirası devretmesi mümkün müdür? Şartları ve hukuki sonuçlarıyla birlikte açıklayınız. Miras ölümle açılır. M ölmeden evvel B miras payını devretmek isterse burada açılmamış bir miras payının devri gündeme gelir. Kanun koyucu bu sözleşmenin geçerli olmasını, M’nin bu sözleşmeye katılması veya daha sonra onay vermesi şartına bağlamıştır (MK m. 678). Zira bu durumda mirasçının mirasçılığı henüz belli değildir. Kaldı ki mirasbırakan malvarlığı üzerinde yaşadığı sürece serbestçe tasarruf edebileceğinden bu suretle elde edilecek olan malvarlığının değeri önceden tahmin edilemez. Ayrıca bir kimsenin mirasbırakan ölmeden onun ölümüyle kazanacağı hakları devretmesi ahlaka aykırı bir tutum olarak görülmüştür. Bu nedenle de bu tür bir sözleşmenin geçerliliği mirasbırakanın sözleşmeye katılmasına veya sonran onaylanmasına bağlanmıştır. MK m. 678’de bu sözleşme herhangi bir şekil şartına bağlanmamıştır. Ancak açılmış miras payının devrinin düzenleyen MK m. 677 hükmünün kıyasen uygulanması gerektiği savunulmaktadır. Buna göre bu devir müstakbel mirasçılar 6 arasında yapılırsa adi yazılı şekilde, ancak devralan o sırada mirasçı olamayacak bir kişiyse noterde düzenleme şeklinde yapılmalıdır. Ancak bu sözleşme mirasbırakan tarafından onaylanmasına ya da mirasbırakanın katılmasına rağmen devralanı külli halef konumuna getirmez. O sadece devredene yönelik olarak açılmış olan mirastan elde ettiği hakların kendisine devredilmesi yönünde bir alacak hakkı kazanır. Devralanın paylaşmaya katılması bu nedenle mümkün değildir. B, miras payını mirasın açılmasından sonra da devredebilir. MK m. 677/I mirasçılar arasındaki pay devrini yazılı şekle bağlamıştır. Buna göre adi yazılı şekil yeterli. Terekedeki malda taşınmaz olsa bile, resmi senet düzenlemeye gerek yoktur. Mirasçı bütün miras payını ya da miras payının yalnızca bir bölümünü devredebilir. Devir mirasçı olmayan kişiye yapılacak ise, o takdirde MK m. 677/II uyarınca: "Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. ". Burada terekede yer alan mallar üzerindeki ayni veya şahsi haklar değil mirasçılık sıfatına bağlı haklar devredildiğinden, terekedeki münferit bazı mallar miras payının devrine konu olmamalıdır. Ancak Yargıtay mirasçılar arasında yapılmak şartıyla bu yönde sözleşmenin yapılabileceğini düzenlemiştir. Miras payının devri mirasçılar arasında yapılmış ise: baskın görüş uyarınca, devredenin miras payı derhal devredilen oranda azalır. Devralanın payı bu oranda artar. Devralan paylaştırmaya katılır. Devreden buna rağmen MK m. 681 uyarınca devralanla birlikte 5 yıl tereke borçlarından müteselsilen sorumlu. MK m. 677/II uyarınca üçüncü kişiye yapılan devirde sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar. Ancak devreden devir sözleşmesinde belirli bir sürede paylaşmayı sağlamayı taahhüt etmişse, devralan bu borcu yerine getirmesini ondan talep edebilir. Ancak devralan paylaşma talep edemez. Paylaşmaya katılamaz. MK m. 648 uyarınca, Açılmış mirasta bir mirasçının payını devralmış veya haczettirmiş olan ya da elinde mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklı, sulh hâkiminden bu mirasçının yerine paylaşmaya katılmak üzere bir kayyım atanmasını isteyebilir. Bu talep hakimi bağlar. Paylaştırma tamamlanmış ve miras payı devredene ifa edilmiş ise, devralan devir sözleşmesinin ifasını dava edebilir. 7
© Copyright 2024 Paperzz