Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri • Educational Sciences: Theory & Practice • 14(4) • 1439-1465 © 2014 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. www.edam.com.tr/kuyeb DOI: 10.12738/estp.2014.4.2114 Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve Çocuk Yetiştirme Tutumları Üzerindeki Etkileri* a b Haktan DEMİRCİOĞLU Esra ÖMEROĞLU Bozok Üniversitesi Gazi Üniversitesi Öz Bu araştırmada, eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim yaklaşımlarının, annelerin aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumlarına etkileri üzerinde durulmuştur. Ankara’da, 2010-2011 eğitim öğretim yılı içerisinde gerçekleştirilen araştırma; ön test, son test kontrol gruplu deneysel desene göre modellenmiştir. Araştırma, 28’i eğitici anne eğitimi grubunda, 28’i anneden anneye eğitim grubunda ve 40’ı kontrol grubunda olmak üzere toplam 96 anne ile yürütülmüştür. Eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim gruplarında bulunan annelerin aile işlevleri ile çocuk yetiştirme tutumlarını geliştirmek amacıyla 16 hafta boyunca aile eğitimi programı uygulanmıştır. Araştırmanın verileri, Aile Değerlendirme Ölçeği ve Aile Tutum Envanteri ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde Wilcoxon işaretli sıralar testi ve Kruskall-Wallis H testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, deney grubunda yer alan annelerin aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumlarının olumlu yönde değiştiği görülmüştür. Gruplararası karşılaştırmalarda eğitici anne eğitimi alan grup lehine anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Anahtar Kelimeler Aile Eğitimi, Aile İşlevleri, Anneden Anneye Eğitim, Çocuk Yetiştirme Tutumları, Eğitici Anne Eğitimi. Çocuk yetiştirme tutumları toplumdan topluma, kültürden kültüre farklılıklar gösterdiği gibi aynı toplumdaki aileler arasında da farklılıklar gösterebilir. Çocuğa karşı yapılan davranışlar bir ebeveynden diğerine de farklılık gösterir. Çocuğa karşı gösterilen farklı yetiştirme biçimlerinin ortak ve ağır basan tarafları ele alınarak tutumlar sınıflandırılabilir (Demiriz ve Öğretir, 2007; Şendil, 2003). Anne babaların çocuk yetiştirme tutumlarına genel olarak * bakıldığında bu tutumların; baskıcı-otoriter, aşırı koruyucu, aşırı izin verici, dengesiz-kararsız, ilgisiz ve demokratik tutum olarak sınıflandırıldığı görülmektedir (Demir, 2007; Horowitz, 1995; Mansager ve Volk, 2004; Şanlı, 2007; Von Der Lippe, 1999). Anne baba ve çocuk arasındaki ilişki temelde anne ve babanın tutum ve davranışlarına bağlıdır. Anne ve babalar bu tutum ve davranışlarıyla çocukları Bu çalışma, Prof. Dr. Esra ÖMEROĞLU danışmanlığında Haktan DEMİRCİOĞLU’nun Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde hazırladığı “Altı Yaşında Çocuğu Olan Annelere Uygulanan Aile Eğitimi Programının Aile İşlevleri ve Anne Baba Tutumları ile Çocuğun Gelişimi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi” isimli doktora tezinden üretilmiştir. a Sorumlu Yazar: Dr. Haktan DEMİRCİOĞLU Okul Öncesi Eğitim alanında yardımcı doçenttir. Çalışma alanları arasında, aile eğitimi ve rehberliği, önleyici ve koruyucu rehberlik, psikososyal müdahale hizmetleri, çocuk koruma kanunu uygulamaları yer almaktadır. İletişim: Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Yerleşkesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Yozgat. Elektronik posta: [email protected] b Dr. Esra ÖMEROĞLU Okul Öncesi Eğitim alanında profesördür. İletişim: Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Beşevler, Ankara. Elektronik posta: [email protected] KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ için bir özdeşim modeli olmaktadırlar (Alrehaly, 2011; Zöhrap, 2004). Anne babaların çocuklarını yetiştirirken hangi tutumu benimseyeceklerini etkileyen faktörlerden biri de ebeveynler tarafından aile işlevlerinin yerine getirilip getirilmemesidir. Toplumun en küçük parçasını oluşturan ailenin, hem kendi bütünlüğünü koruyabilmesi hem de üyelerinin sağlıklı gelişebilmesi için yerine getirmesi gereken bazı işlevleri vardır. Ogburgn (1963), ailenin işlevlerini ekonomik ihtiyaçları karşılamak, statü sağlamak, çocukların eğitimini planlamak, din eğitimi vermek, boş zaman faaliyetlerini gerçekleştirmek, aile üyelerinin birbirini koruması ve karşılıklı sevgi ortamı yaratmak olmak üzere yedi grup altında toplamıştır (akt., Conger ve Galambos, 1997). Fitzpatrick (2005) aile işlevlerini; kapasitelerini geliştirmek, çocukların sosyalizasyonunu gerçekleştirmek, üyelerin işlevselliklerini sürdürmelerini sağlayan etkinlikleri gerçekleştirmelerine yardımcı olmak, ailenin refahı için gerekli olan fiziksel ve ruhsal çevreyi oluşturarak üyelerin doyum sağlamasını temin etmek şeklinde gruplandırmıştır. Aile işlevlerinin bilincinde olan ve yerine getiren aileler ile bu işlevleri önemsemeyen ve yok sayan aileler arasında tutum ve davranış bakımından farklılıklar olduğu belirtilmektedir (Fitzpatrick, 2005). Aileyi işlevlerine göre sınıflandıranlar, ailenin işlevlerini yerine getirip getirmemesine göre “sağlıklı-işlevsel aile” ve “sağlıksız-işlevsel olmayan aile” olmak üzere ikiye ayırmaktadırlar (Chan, 2002; Duyan, 2000; Epstein, Bolwin ve Bishop, 1983; Schrodt, 2005). Ailelerin sağlıklı işlevlere sahip olabilmelerine yardımcı olmak ve sağlıksız işlevleri onlara fark ettirmek amacıyla aile eğitimi çalışmaları yapılabilir. Aile eğitimi çalışmalarında farklı yaklaşımlar kullanılmaktadır. Son yıllarda erken çocukluk döneminin önemi ile ilgili olarak ebeveynlerin bilinçlendirilmesi için pek çok aile eğitimi programı uygulanmaktadır. Aile eğitimi programlarının temel amaçları birbirine çok benzemekle birlikte, uygulamada farklı yöntemler kullanıldığı görülmektedir (Tezel Şahin ve Özyürek, 2010). Aile eğitimi programları, ev merkezli aile eğitimi, kurum merkezli aile eğitimi, kurumsal okul öncesi eğitimle bütünleştirilmiş aile eğitimi ve uzaktan öğretim yoluyla aile eğitimi olmak üzere genel olarak dört grupta toplanmaktadır (Üstünoğlu, 1991). Bunlara çocuktan çocuğa, gezici mobil hizmetler (Axelrod, Swartz, Weinstein ve Buch, 1982; Jackson, Robey, Watjus ve Chadwick, 1991; Shirah, Hewitt ve Mcnair, 1993) ve aileden aileye eğitim modeli de eklenmektedir (Dixon ve ark., 2004). 1440 Anne babanın birlikte ya da sadece bir ebeveyn tarafından, benzer özelliklere sahip diğer anne babalara yönelik olarak gerçekleştirilen, sınırları danışman ya da paket program ile belirlenen, sistematik bir eğitim yöntemi olarak tanımlanabilecek aileden aileye yaklaşımı, diğer aile eğitim yöntemleri ile kıyaslandığında dünyada çok fazla kullanılmamaktadır (Baxter, 2001). Aileden aileye eğitim yönteminin, hem akademik hem de psikososyal destek amacıyla kullanıldığı görülmektedir. Okuma yazma bilmeyen anne babalara ve çocuğu özel eğitim gereksinimi duyan anne babalara aileden aileye eğitim yöntemi ile eğitim verilmektedir. Ayrıca, anne babaların çocuk gelişimi ile ilgili bilgi almalarını sağlamak ve iletişim becerilerini güçlendirmek gibi amaçlara ulaşmayı hedefleyen aileden aileye eğitim grupları bulunmaktadır (Swenson, 2007). Bunlarla birlikte zihinsel, travmatik ya da süreğen ruhsal sorunlara yönelik de aileden aileye eğitim uygulamalarını gerçekleştirilmektedir (Baxter, 2001; Dixon ve ark., 2004). Aileden aileye eğitim ile hedeflenen, anne ve babaların akran grupları tarafından eğitim alarak kendilerini daha rahat hissetmelerine yardımcı olmaktır. Her ne kadar eğitimin profesyonel eğitimcilerin işi olduğu savunulsa da bireylerin öğrenme baskısını azaltma olasılığı yüksek olan bu yöntemin kullanılması, eğitimi alan anne babalar için büyük önem taşımaktadır (Baxter, 2001; Lang, 1998). Türkiye’de henüz denenmemiş bir metot olan aileden aileye eğitim, yurt dışında genellikle; çocuğunda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan, çocuğu özel eğitime gereksinim duyan, çocuğu travma sonrası stres bozukluğu yaşayan ya da kronik ruh sağlığı problemi yaşayan, çocukları benzer sorunlar yaşayan, çocuk gelişimi ve aile içi ilişkiler gibi konularda bilgi ve beceri kazanmak isteyen anne babalara yönelik verilmektedir (Dixon ve ark., 2001). Anne babaların ya da çocuğa bakım verenlerin, kendi akranlarının bilgi ve deneyimlerini öğrenmesini sağlamak ve sorunu yalnızca kendisinin yaşamadığını fark ettirmek amacıyla onlara yönelik destek ve eğitim grupları oluşturulmaktadır. Bu destek ve eğitim gruplarında, tecrübe sahibi anne babalar tarafından yapılandırılmış ya da yarı yapılandırılmış bir program çerçevesinde uygulamalar gerçekleştirilmektedir (Baxter, 2001; Dennis, 1999; Mayeux, 1995). Aileden aileye eğitim yöntemi kullanılarak; çocuk gelişimi ve eğitimi, ailenin kendini tanıması, aile- DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... nin çocuğu tanıması, bireysel, ailesel ve toplumsal riskler, anne baba tutumları, aile içi iletişim, çatışma ve uzlaşma, güvenli annelik, krize müdahale ve aile yaklaşımları, özel eğitime gereksinim duyan çocuklar ve aile yaklaşımları, karar verme stratejileri ve geleceği planlama becerisi gibi bilgi ve beceriler anne ve babalara kazandırılmaya çalışılmaktadır (Goddart, 2006). Aileden aileye eğitim yöntemi, aileyi merkeze alan ve mahalle temelli uygulamaları ön planda tutan bir niteliğe sahiptir. Çocukların yararını gözeten bu yaklaşım; toplumsal ortak hareket alanı oluşturma, bilgilendirme, farkındalık sağlama, izleme ve değerlendirme olmak üzere dört aşamayı barındırmaktadır (Zetlin, Weinberg ve Shea, 2008). Aileden aileye eğitiminde eğitim ve destek çalışmaları akran grubunda yer alan anne babalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak bu çalışmanın gerçekleştirilmesi aşamasında kullanılan yönergeler, kılavuzlar ve rehber kitaplar, spesifik ihtiyaçlara göre konuların uzmanları tarafından hazırlanmaktadır (Baxter, 2001; Zetlin ve ark., 2008). Aileden aileye eğitim uygulamaları incelendiğinde programın içeriği ve etkinliklerin niteliğine bağlı olarak oturum sayılarının ve sürelerinin değişiklik gösterdiği; bununla birlikte genellikle 8–16 oturumda çalışmaların tamamlandığı görülmektedir (Baxter, 2001; Dennis, 1999; Dixon ve ark., 2001; Dixon ve ark., 2004). Aileden aile eğitim yöntemini güçlü kılan özellikler; eğitim ya da destek alan ailelerin kendilerini daha rahat hissetmeleri, ailelerin eğitimci-kolaylaştırıcı ile ortak yaşantı ve özelliklere sahip olmaları, paylaşım aşamasında kendilerini olduğu gibi ifade edebilmeleri, ortak yaşantı ve özelliklerin varlığından ötürü eğitimci-kolaylaştırıcı tarafından dile getirilen katkı ve önerilerin daha hızlı özümsenmesi ve uygulanması şeklinde sıralanabilir (Gardner, 2003). Bu araştırmada, eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim yaklaşımları kullanılarak aile eğitimi programı hazırlanmış ve uygulanmıştır. Aile eğitimi programı hazırlanırken eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim yaklaşımlarının benimsenmesinin nedeni, alternatif eğitim programlarına duyulan ihtiyaçtır. Bu eğitim modellerinin benimsenmesinin diğer nedenleri arasında, okul öncesi eğitim almayan çocukların ebeveynlerine erişimi kolaylaştırıcı bir niteliğe sahip olmalarıdır. Bu araştırmanın temel amacı, altı yaşında çocuğu olan annelere uygulanan aile eğitimi programının aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumları üzerin- deki etkisini belirlemektir. Bu temel amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır. 1. Aile eğitimi yöntemlerinden eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim modellerinin altı yaşında çocuğu olan annelerin aile işlevlerine ve çocuk yetiştirme tutumlarına etkisi nedir? 2. Aile eğitimi yöntemlerinden eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim modelleri arasında aile işlevlerine ve çocuk yetiştirme tutumlarına etkisine göre fark var mıdır? Yöntem Model Araştırmada, eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim yaklaşımları temel alınarak hazırlanan aile eğitimi programı, altı yaşında çocuğu olan annelere uygulanarak bu eğitim programının annelerin aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu amaçla eğitim öncesi ve sonrası kontrol ve deney gruplarında ölçme yapılmasını gerektiren, ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır (Karasar, 2000). Çalışma Grubu Bu araştırmanın çalışma evrenini, Pursaklar Halk Eğitim Merkezi’nde kayıtlı; altı yaşında çocuğu olan, daha önce aile eğitimi almamış ve çocuğu okul öncesi eğitimden yararlanmamış olduğu belirlenen 420 anne oluşturmuştur. Bu araştırma evreninden 96 anne çalışma grubunu oluşturmuştur. Çalışma grubunda yer alacak anne sayısı, %5 hata payı ve %95 duyarlılıkla hesaplanmıştır. Eğitici annelerin eğitileceği grupta 25-35 yaş grubu içerisinde yer alan, çalışmayan ve lise mezunu olan 28 anne yer almıştır. Anneden anneye eğitim alacak olan 28 annenin ve kontrol grubundaki 40 annenin tespitinde ise yaş ve öğrenim durumu kriterleri aranmamıştır. Eğitici anne eğitimine dâhil olacak annelerin temel kriterleri, altı anne ile gerçekleştirilen pilot uygulamalar sırasında gözlemlenen motivasyon kaynakları üzerinden belirlenmiştir. Her bir deney ve kontrol grubunda yer alacak anneler sistematik örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Veri Toplama Araçları Annelerin aile işlevleri ile ilgili verilerin toplanmasında Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ) ve annelerin çocuk yetiştirme tutumları ile ilgili verilerin toplanmasında Aile Tutum Envanteri (ATE) kullanılmıştır. 1441 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ): ADÖ, Amerika Birleşik Devletleri’nde Brown Üniversitesi ve Buttler Hastanesi tarafından, Aile Araştırma Programı çerçevesinde ailenin işlevlerini hangi konularda yerine getirip getirmediğini ortaya çıkarmak amacıyla kullanmak üzere 1983 yılında geliştirilmiş, geçerlik ve güvenilirlik çalışmaları Epstein ve Bishop tarafından aynı yılda yapılmıştır. Ölçeğin Türkiye’deki geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Bulut tarafından 1989’da gerçekleştirilmiştir (Çakıcı, 2006). Aile Değerlendirme Ölçeği, problem çözme (PÇ), iletişim (İ), roller (R), duygusal tepki verebilme (DTV), gereken ilgiyi gösterme (GİG), davranış kontrolü (DK), genel işlevler (Gİ) olmak üzere yedi alt boyuttan ve toplam 60 maddeden oluşmaktadır (Bulut, 1990). Her madde için cevap seçenekleri dört grupta toplanmıştır. Değerlendirmede, seçeneklere 1’den 4’e kadar puan verilmektedir. “Aynen katılıyorum” seçeneğine 1 puan, “büyük ölçüde katılıyorum” seçeneğine 2 puan, “biraz katılıyorum” seçeneğine 3 puan ve “hiç katılmıyorum” seçeneğine ise 4puan verilmektedir. Ölçek sağlıklılık ve sağlıksızlık gösteren ifadelerden oluşmaktadır. Ölçekten en yüksek 240 en düşük 60 puan alınmaktadır. Ölçekten yüksek puan alınması aile işlevleri bakımından daha sağlıksız işlevde bulunulduğunu göstermektedir (Bulut, 1990). Aile Tutum Envanteri (ATE): Öner ve Torun (1990) tarafından geliştirilmiş, ebeveynlerin çocuk bakımı tutumlarını belirlemek amaçlanmıştır. Ölçek, Demokratik/Otoriter Çocuk Yetiştirme Yöntemleri, Çocuklarla Özdeşleşme, Uyma Davranışı, Sosyal Hareketlilik bölümlerden meydana gelmektedir (Tezel Şahin ve Özyürek, 2008). Ölçek dört alanda 45 maddeden oluşmuştur. Yetişkinlerin çocuk yetiştirme tutumları ifade edilmeye çalışılmıştır. Ölçeğin bölümleri kuvvetle reddetmeden kabul etmeye doğru düzenlenmiş dört şıklı Likert ölçeğiyle değerlendirilmiştir. On iki farklı ölçekten demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri, çocukla özdeşleşme, uyma davranışı ve sosyal hareketlilik değişkenlerinin kuramsal tanımlarına uyan maddeler, doğrudan ya da uyarlanarak alınmıştır. Ayrıca birçok madde araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. İlk aşamada 88 maddelik bir ölçek oluşturulmuştur. Torun (1989), Aile Tutum Envanteri’nin güvenirlik ve geçerlik çalışmalarını yapmıştır. Yaptığı analizlerde en iyi sonucu, alfa katsayısı .81 ve ortanca madde bırakma korelasyon katsayısı .34 olan 30 maddelik kısa anne formundan elde etmiştir (akt., Öner, 1996). Daha sonra Öner (1992), geçerlik ve güvenirliği düşük olan bazı 1442 maddeleri yeniden elden geçirerek 90 maddelik bir form elde etmiştir. Bir anne grubuna uygulanan bu maddelerden en güvenilir ve geçerli olan 45 tanesi son envanter formunu oluşturmuştur (akt., Öner, 1996). Aile Tutum Envanteri, ebeveynlerin çocuklarına karşı otoriter veya demokratik tutumlarını yansıtan Demokratik/Otoriter Çocuk Yetiştirme Yöntemleri (DEMO-8 madde), ebeveynlerin bir yetişkin olarak çocuklarına karşı tahammül etme motivasyonlarının temelini yansıtan Çocukla Özdeşleşme (ÖZDEŞ-15 madde), aile düzeni ve yapısının geleneksel ahlak ve temel terbiyeye uygun sosyal normlarını yansıtan Uyma Davranışı (UYMA-7 madde) ve ebeveynlerin toplumdaki hızlı sosyal değişiklik ve modernleşme sürecine uyumunu yansıtan Sosyal Hareketlilik (SOSHAR-15 madde) alt boyutlarından oluşan bir ölçektir. Ölçek maddelerine en düşük 1, en yüksek 4 puan verilmektedir. Aile Tutum Envanteri puanlarının yüksek olması, alt gruplara göre; daha demokratik, çocuğuyla daha iyi özdeşim kuran, sosyal normlara daha fazla uyan ve uyumlu bir sosyal hareketlilik özelliğine sahip ebeveyn tutumu olarak yorumlanmaktadır (akt., Öner, 1996). Deney Gruplarına Yönelik Gerçekleştirilen Aile Eğitimi Programı Uygulamaları Aile eğitimi uygulamalarına başlamadan önce programın hazırlıkları gerçekleştirilmiştir. Aile eğitimi programı, altı yaşında çocuğu olan, daha önceden aile eğitimine katılmamış ve çocuğu okul öncesi eğitimden yararlanmayan annelerin ebeveynlik becerilerini desteklemeyi esas almıştır. Bunun için öncelikle ihtiyaç belirleme çalışmaları yapılmıştır. Araştırmacı tarafından, literatürde yer alan konu başlıklarına göre geliştirilen ihtiyaç analizi formu, Ankara Merkez ilçe halk eğitim merkezlerine kayıtlı 194 anneye uygulanmıştır. Sonuçta, annelerin duyduğu eğitim gereksinimini karşılamak amacıyla 12 konu başlığı belirlenmiştir. Bunlar; çocuk gelişimi, çocuk sağlığı, anne baba çocuk iletişimi, kendini ifade etme, aşırı duygular, anne baba tutumları, çocuğuna ve aile fertlerine gereken ilgiyi gösterme, aile içi problemler ve çözümleri, çocuklara olumlu davranış kazandırma, aile fertlerinin görev, rol ve sorumlulukları, çocuğunu risklerden koruma ve geleceği planlanma şeklinde sıralanmıştır. Daha sonra, belirtilen 12 konu başlığını kapsayan eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim programları hazırlanmıştır. Eğitim verecek annelerin bilgi ve becerilerini artırmayı amaçlayan eğitici anne eğitimi tamamlanmıştır. Eğitimin içeriği, be- DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... lirlenen 12 konunun haftada bir gün ve 90 dakika olmak üzere 16 haftada tamamlanabileceği şekilde geliştirilmiştir. Eğitici anne eğitimi programı hazırlanırken; annelerle birebir çalışacak olan eğitici annelerin, verecekleri eğitimlerde zorlanmaları ve sorun yaşamaları riskini azaltmak amacıyla kullanılan dilin sade, açık, anlaşılır ve net olmasına özen gösterilmiştir. Eğitici anne eğitimi programında uygulamaya başlama, bilgi paylaşımı, etkinlik, spot mesajlar, ev ödevi ve uygulamayı sonlandırma bölümleri yer almıştır. Hazırlanan program, görsel materyalle de desteklenmiştir. Aile eğitimi programı uygulamalarına başlamadan önce eğitici anne eğitimine ve anneden anneye eğitime katılacak olan annelerle ayrı ayrı toplantı yapılmıştır. Eğitici anne eğitimine katılacak annelere bu eğitimin içeriği ile ilgili bilgi verilmiş, 12 konu başlığında 16 hafta ve her bir oturum 90 dakika sürecek eğitimle eş zamanlı gerçekleştirilecek anneden anneye eğitim hakkında açıklamalar yapılmıştır. Anneden anneye eğitime katılacak annelere de alacakları eğitimin içeriği aktarılmış 16 hafta boyunca haftada bir gün 40 dakikalık bir uygulama gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Eğitici anne eğitimi programı, kullanılan dilde dikkat edilmesi gereken hususlar ve konu içerisinde yer alan konuların açık bir şekilde işlenip işlenmediğinin tespit edilebilmesi için altı anneye uygulanmıştır. Alınan geri bildirimler ışığında eğitim programı yeniden düzenlenmiştir. Aile eğitimi programı uygulamaları öncesinde deney ve kontrol gruplarında yer alan annelere aile değerlendirme ölçeği ve aile tutum envanteri uygulanmıştır. 16 hafta süren uygulama kapsamında, anne baba çocuk iletişimi, kendini ifade etme, aşırı duygular ve çocuğunu risklerden koruma başlıklı konular ikişer hafta, diğer konular ise birer hafta işlenmiştir. Bu uygulama sonrasında “anneden anneye eğitim”i gerçekleştirecek eğitici annelerin kriterlerinin tespiti üzerinde durulmuştur. Bu çalışmadan yola çıkarak eğitici annelerin kriterleri “En az lise ve dengi eğitim kurumundan mezun olmak”, “İkinci ya da üçüncü çocuğu altı yaşında olmak”, “Daha önceden aile eğitimine katılmamış olmak”, “Çalışmıyor olmak”, “Çocuğu okul öncesi eğitim almamış olmak” ve “25-35 yaş grubu içerisinde yer almak” şeklinde belirlenmiştir. Hazırlanan eğitici anne eğitimi programı, “amaç ve kazanımlar”, “aktarılan bilgiler”, “kullanılan dil”, “sorulan sorular”, “spot mesajlar”, “slaytlar”, “grup çalışmaları/etkinlikleri”, “ev ödevleri” ve “sunulan ekler” ölçütlerine göre beş uzman tarafından değerlendirilmiştir. Uzmanlardan alınan geri bildirimler doğrultusunda program tekrar gözden geçirilmiştir. Eğitici anne eğitimi programının tamamlanmasının ardından ihtiyaç analizinde belirlenen 12 konuyu kapsayan “Eğitici Anne El Kitabı” hazırlanmıştır. El kitabında, 12 başlığa yer verilmiştir. Bununla birlikte, eğitici annelerin uygulamalarında kolaylık sağlaması açısından “40 Dakikalık Uygulama Planı” hazırlanmıştır. Bu uygulama planında, oturumda işlenecek konular, uygulama ile ulaşılması hedeflenen amaçlar, oturumun süresi, -varsa- kullanılması gereken materyal, oturumda karşılaşılabilecek problemler, bu problem durumlarında nasıl davranmaları gerektiği ve ekler hakkında bilgiler yer almıştır. Ayrıca kitapta “Eğitici Annelere Öneriler” bölümüne yer verilmiştir. Hazırlanan Eğitici Anne El Kitabı da, değerlendirilmek üzere beş uzmana gönderilmiştir. Alınan geri bildirimler ışığında kitap gözden geçirilmiştir. Araştırmacı tarafından, eğitici annelere 16 hafta boyunca 90 dakikalık eğitimler gerçekleştirilmiştir. Eğitimde, belirlenen konu başlıkları ile ilgili temel bilgilere ek olarak eğitici annelik becerilerine de ayrıca yer verilmiştir. Araştırmacı tarafından tasarlanan demo uygulamalar ve süpervizyon desteği ile eğitici annelerin bire bir uygulamalarda karşılaşabilecekleri güçlükleri ve alınabilecek olası tedbirleri fark etmeleri sağlanmıştır. Eğitici anneler, eğitimi aldıkları günden sonra, en geç üç gün içerisinde -yeni konuya geçmeden- anneden anneye eğitim uygulamasını gerçekleştirmişlerdir. Özellikle anneden anneye eğitim uygulamalarında yaşanabilecek aksaklıkların minimalize edilmesi ve kontrolün sağlanması amacıyla, bir sonraki hafta, yeni konuya geçmeden önce eğitici annelerin uygulama örnekleri üzerinde durularak uygulamalardaki güçlü ve güçlendirilmesi gereken noktalar tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu faaliyet ile geçen her hafta içerisinde eğitici annelerin daha az geri bildirim istedikleri gözlenmiştir. Aile eğitimi programı uygulamalarının tamamlanmasının ardından, eğitici anne eğitimini alan ve eğitici anneden eğitim alan anneler ile kontrol grubunda yer alan annelere Aile Değerlendirme Ölçeği ve Aile Tutum Envanteri son test olarak uygulanmıştır. Verilerin Analizi Aile eğitimi programı uygulamaları öncesinde ve sonrasında toplanan veriler, SPSS 15.0 programı ile analiz edilmiştir. Grup içi ön test-son test karşılaştırmaların- 1443 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ da Wilcoxon işaretli sıralar testi, gruplararası karşılaştırmalarda ise Kruskall-Wallis H testi kullanılmıştır. Bulgular ve Tartışma Bu bölümde, araştırmada cevap aranan sorulara yönelik toplanan verilerin çözümlenmesi ile elde edilmiş olan bulgulara yer verilmiştir. Eğitici anne eğitimi alan annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği ön test ve son test puanlarına ilişkin bulgular Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1 incelendiğinde, eğitici anne eğitimini alan annelerin ADÖ problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü ve genel işlevler alt boyutları ile toplam ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p<0,001). ADÖ roller alt boyutu ön test-son test puan ortalamalarında ise bir farka rastlanmamıştır (z=1,932, p>0,05). Bu bulgulara göre, eğitici anne eğitiminin, annelerin problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü ve genel aile işlevleri üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Bu durum eğitici annelerin, aldıkları eğitimden hemen sonra öğrendiklerini kendi aileleri içerisinde uygulamaları ve eğitimde aldıkları bilgileri anneden anneye eğitim verirken pekiştirmeleri ile açıklanabilir. Ayrıca bu fark, annelerin “eğitici anne” statüsünde yapacakları uygulamalarda başarılı olma isteklerinden kaynaklanmış olabilir. Eğitici anne eğitimi alan annelerin roller alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında herhangi bir farkın olmaması; eğitimde kazandırılan görev, rol ve sorumluluk bilincinin yalnızca annelerle sınırlı kalmasından kaynaklanmış olabilir. Ayrıca, diğer aile üyelerinin bu konuya yönelik gösterdiği direnç ile ya da annelerin roller ile ilgili eşleri üzerinde herhangi bir değişimin olmayacağına yönelik inançları ile açıklanabilir. Lee (2001), 3-6 yaş grubu içerisinde çocuğu olan annelere yönelik hazırlanan 12 haftalık aile eğitimi çalışmasının aile işlevleri üzerindeki etkisini incelemiştir. Araştırma sonucunda, eğitim alan annelerin eşlerine daha rahat açılabildikleri, aile içi sorunları daha etkili yöntemlerle çözmeye başladıkları, kendilerini ifade etmede yaşadıkları problemleri fark ettikleri ve çocuklarına verdikleri tepkilerde daha kontrollü davranmaya başladıkları tespit edilmiştir (akt., Halford ve Moore, 2002). Tuijl ve Leseman (2004) tarafından gerçekleştirilen araştırmada, dört-altı yaş grubu içerisinde yer alan risk altındaki çocuklar için, anne çocuk etkileşimini güçlendirmeye dayalı bir ev merkezli müdahale programı olan Opstap Opnieuw’un bilişsel ve dil gelişimine etkileri incelenmiştir. Araştırma sonucunda, programın anne-çocuk iletişimini güçlendirdiği, anne-çocuk arasındaki iletişimin de çocukların bilişsel ve dil gelişimlerinde etkili olduğu bulunmuştur. Alacahan (2010) tarafından gerçekleştirilen araştırmada, 67 ailenin katılımı ile aile birliğini oluşturan Tablo 1 Eğitici Anne Eğitimi Alan Annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği Ön Test-Son Test Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları Alt Boyutlar Problem Çözme İletişim Roller Duygusal tepki verebilme Gereken ilgiyi gösterme Davranış kontrolü Genel işlevler Toplam Puan p < 0,001 1444 Ön Test- Son Test Ön Test s X Ortanca Min. Max. ss 28 18,8 19,0 12,0 24,0 3,7 Son Test 28 11,7 11,5 6,0 18,0 3,5 Ön Test 28 25,6 26,0 16,0 34,0 5,4 Son Test 28 16,9 16,5 9,0 29,0 5,0 Ön Test 28 34,0 36,0 24,0 42,0 5,1 Son Test 28 33,6 36,0 22,0 42,0 5,1 Ön Test 28 19,8 19,5 15,0 24,0 2,7 Son Test 28 12,7 12,5 8,0 16,0 2,1 Ön Test 28 23,0 23,0 18,0 27,0 2,3 Son Test 28 13,2 14,0 9,0 17,0 2,1 Ön Test 28 29,8 30,0 25,0 34,0 2,5 Son Test 28 18,6 18,5 15,0 23,0 2,1 Ön Test 28 40,0 39,5 34,0 45,0 2,9 Son Test 28 26,9 27,0 20,0 32,0 3,0 Ön Test 28 190,9 191,5 161,0 212,0 12,7 Son Test 28 133,5 134,5 114,0 150,0 9,5 z 4,642 4,630 1,932 4,635 4,675 4,643 4,681 4,626 DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... Tablo 2 Anneden Anneye Eğitim Alan Annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği Ön Test-Son Test Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları Gruplar Problem Çözme İletişim Roller Duygusal tepki verebilme Gereken ilgiyi gösterme Davranış kontrolü Genel işlevler Toplam Puan Ön Test- Son Test s X Ortanca Min. Max. ss Ön Test 28 16,7 17,0 8,0 24,0 4,3 Son Test 28 11,9 12,0 6,0 18,0 3,3 Ön Test 28 26,9 27,0 19,0 33,0 4,1 Son Test 28 20,6 22,0 11,0 27,0 4,4 Ön Test 28 34,6 36,0 28,0 42,0 4,3 Son Test 28 34,2 35,0 28,0 42,0 3,8 Ön Test 28 20,2 20,5 16,0 24,0 2,4 Son Test 28 14,8 15,0 11,0 19,0 2,4 Ön Test 28 22,4 22,5 18,0 27,0 2,6 Son Test 28 14,8 15,0 9,0 20,0 3,1 Ön Test 28 29,0 29,0 24,0 34,0 2,3 Son Test 28 21,0 21,0 16,0 26,0 2,6 Ön Test 28 39,1 38,0 34,0 45,0 2,9 Son Test 28 29,0 29,0 23,0 34,0 3,1 Ön Test 28 188,9 191,0 168,0 203,0 10,0 Son Test 28 146,4 149,5 124,0 161,0 9,8 z 4,489 4,639 1,962 4,687 4,723 4,701 4,670 4,631 p < 0,001 faktörler ve işlevleri incelenmiştir. Sonuçta, aile işlevlerinden iletişim alt boyutunun artışına bağlı olarak duygusal tepki verebilme alt boyutunun da artış gösterdiği bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda da görüldüğü gibi; aile eğitimi uygulamaları, aile üyelerinin aile işlevlerinin problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme ve davranış kontrolü alt boyutlarını olumlu etkilemektedir. Bu sonuçlar, araştırmanın problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme ve davranış kontrolü alt boyutlarına ait bulgularıyla benzerlik göstermektedir. Anneden anneye eğitim alan annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği ön test ve son test puanlarına ilişkin bulgular Tablo 2’de verilmiştir. Tablo 2’ye bakıldığında, anneden anneye eğitim alan annelerin ADÖ problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü ve genel işlevler alt boyutları ile toplam ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p < 0,001). ADÖ roller alt boyutu ön test-son test puan ortalamalarında ise bir farka rastlanmamıştır (z=1,962, p > 0,05). Bu bulgulara göre, anneden anneye eğitimin, annelerin problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü ve genel aile işlevleri üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Anneden anneye eğitim alan annelerin ADÖ problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme, ge- reken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü ve genel işlevler alt boyutları ile toplam ön test son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın oluşması; annelerin yaş grubu, aile yapısı, çocuk sayısı ve yaşı, yaşam tarzı gibi noktalarda benzer özelliklere sahip olan eğitici annelerden, eğitim almasından kaynaklanmış olabilir. Ayrıca bu fark, eğitici annelerin konuları programın yönergelerine bağlı kalarak aktarmaları ile açıklanabilir. Anneden anneye eğitim alan annelerin roller alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında herhangi bir farkın olmaması, eğitici annelerin içselleştiremedikleri bir konuyu aktarmada yüzeysel kalmaları ile açıklanabilir. Ayrıca bu durum, eğitim alan annelerin bilgi boyutunda öğrenmelerine rağmen bu öğrendiklerini beceri boyutuna aktaramamaları ile açıklanabilir. Tablo 1’de de görüldüğü gibi eğitici anne eğitimi alan annelerin roller alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında da herhangi bir farklılık yoktur. Eğitici anneler üzerinde herhangi bir farklılık yaratmayan aile eğitimi programının, bu annelerden eğitim alan anneler üzerinde de fark yaratmaması, ardıl bir uygulama olduğu için beklenen bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Leamson (2002) aile içi iletişim problemi yaşayan eşler arasındaki sorunu gidermek için oluşturulan 24 kişilik kadın destek gruplarının var olan sorunların aşılmasında ne kadar etkili olduğunu araştırmıştır. Araştırmada, daha önce bir uzmandan eğitim almış olan kadınların akran grubunda yer alan di- 1445 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Tablo 3 Kontrol Grubunda Yer Alan Annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği Ön Test-Son Test Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları Gruplar Problem Çözme İletişim Roller Duygusal tepki verebilme Gereken ilgiyi gösterme Davranış kontrolü Genel işlevler Toplam Puan Ön Test- Son Test s X Ortanca Min. Max. ss Ön Test 40 17,2 17,0 13,0 24,0 2,7 Son Test 40 17,0 17,0 13,0 23,0 2,6 Ön Test 40 25,8 26,5 18,0 33,0 4,0 Son Test 40 25,3 26,0 18,0 31,0 3,4 Ön Test 40 33,2 33,0 21,0 43,0 5,4 Son Test 40 32,9 33,0 21,0 42,0 5,3 Ön Test 40 19,4 19,0 15,0 24,0 2,2 Son Test 40 19,2 18,5 15,0 23,0 2,1 Ön Test 40 22,3 22,5 18,0 26,0 2,3 Son Test 40 22,0 22,0 17,0 26,0 2,3 Ön Test 40 29,4 29,0 23,0 34,0 2,7 Son Test 40 29,0 29,0 23,0 32,0 2,6 Ön Test 40 38,6 39,0 33,0 42,0 2,5 Son Test 40 38,3 38,5 33,0 42,0 2,5 Ön Test 40 185,9 187,0 153,0 205,0 9,9 Son Test 40 183,6 184,5 153,0 202,0 9,4 z 1,719 1,816 1,915 1,724 1,704 1,694 1,748 1,760 p < 0,05 ğer kadınlara yönelik destek uygulamaları incelenmiştir. Sonuçta, kadınların yaşantılarını ve çözüm önerilerini birbirlerine aktarmalarının, eşleri ile olan iletişimlerini olumlu yönde etkilediği, eşlerin kadınlara yönelik olarak daha empatik bir yaklaşım benimsemeye başladıkları tespit edilmiştir. Augiana (2002) özel eğitime gereksinim duyan çocuğa sahip ailelerin yaşadıkları zorlukları ve üstesinden gelme yollarını birbirleriyle paylaşmalarına olanak tanıyan aileden aileye eğitim yaklaşımının etkilerini incelemiştir. Araştırma sonucunda, bu eğitimi alan anne babaların çocuklarıyla daha sağlıklı iletişim kurabildikleri, yeterli düzeyde ilgi gösterdikleri, duygu ve davranışları kontrol etmede daha başarılı oldukları saptanmıştır (akt., Wang, Mannan, Poston, Turnbull ve Summers, 2004). Yapılan çalışmalarda da görüldüğü gibi; anneden anneye eğitim uygulaması, aile üyelerinin aile işlevlerinin iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme ve davranış kontrolü alt boyutlarını olumlu etkilemektedir. Bu sonuçlar, araştırmanın iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme ve davranış kontrolü alt boyutlarına ait bulgularıyla benzerlik göstermektedir. Kontrol grubunda yer alan annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği ön test ve son test puanları analizine ilişkin bulgular Tablo 3’te verilmiştir. Tablo 3 incelendiğinde, kontrol grubunda yer alan annelerin ADÖ problem çözme (z=1,719, p > 0,05), iletişim (z=1,816, p > 0,05), roller (z=1,915, p > 0,05), duygusal tepki verebilme (z=1,724, p > 0,05), gereken 1446 ilgiyi gösterme (z=1,704, p > 0,05), davranış kontrolü (z=1,694, p > 0,05), genel işlevler (z=1,748, p > 0,05) alt boyutları ile toplam (z=1,760, p > 0,05) ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Kontrol grubunda herhangi bir farklılığın olmaması, bu gruba yönelik bir eğitimin gerçekleştirilmemesi ile açıklanabilir. Eğitici anne eğitimi alan annelerin uygulama sonrası çocuk yetiştirme tutumlarında bir fark olup olmadığı test edilmiştir. Bu amaçla, eğitici anne eğitimi alan annelerin Aile Tutum Envanteri ön test ve son test puanları analiz edilmiş ve bu analize ilişkin bulgular Tablo 4’te verilmiştir. Tablo 4’e bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin Aile Tutum Envanteri demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO) ve çocuklarla özdeşleşme (ÖZDEŞ) alt boyutları ile toplam ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p < 0,001). Aile Tutum Envanteri uyma davranışı (UYMA) (z=1,728, p > 0,05) ve sosyal hareketlilik (SOSHAR) (z=1,718, p > 0,05) alt boyutları ön test son test puan ortalamalarında ise bir farka rastlanmamıştır. Bu bulgulara göre, eğitici anne eğitiminin, annelerin çocuk yetiştirme yöntemleri ve çocuklarla özdeşleşme üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Eğitici anne eğitimi alan annelerin Aile Tutum Envanteri demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO) ve çocuklarla özdeşleşme (ÖZDEŞ) alt boyutları ile toplam ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... Tablo 4 Eğitici Anne Eğitimi Alan Annelerin Aile Tutum Envanteri Ön Test-Son Test Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları Gruplar Demokratik/Otoriter Çocuk Yetiştirme Yöntemleri (DEMO) Çocuklarla Özdeşleşme (ÖZDEŞ) Uyma Davranışı (UYMA) Sosyal Hareketlilik (SOSHAR) Toplam Puan Ön Test- Son Test s X Ortanca Min. Max. ss Ön Test 28 14,0 14,0 10,0 20,0 2,5 Son Test 28 25,1 25,0 19,0 30,0 2,7 Ön Test 28 30,8 32,0 26,0 35,0 2,7 Son Test 28 42,0 42,0 35,0 51,0 3,8 Ön Test 28 24,3 24,0 21,0 27,0 1,7 Son Test 28 24,8 25,0 21,0 27,0 1,7 Ön Test 28 28,2 28,0 23,0 33,0 3,0 Son Test 28 28,6 28,0 23,0 33,0 2,9 Ön Test 28 97,9 98,0 82,0 109,0 5,7 Son Test 28 124,5 124,5 112,0 138,0 6,2 z 4,646 4,640 1,728 1,718 4,633 p < 0,001 oluşması; eğitimde verilen iletişim, kendini ifade etme, anne baba tutumları konularının anneler tarafından içselleştirilmesi ile açıklanabilir. Bu fark ayrıca, annelerin aldıkları eğitimden hemen sonra öğrendiklerini kendi aileleri içerisinde uygulamalarından ve eğitimde aldıkları bilgileri anneden anneye eğitim verirken pekiştirmelerinden kaynaklanmış olabilir. Araştırmanın gerçekleştirildiği bölgenin ve bu bölgede yaşayan ailelerin özellikleri dikkate alındığında, toplumsal değişim ve modernleşme sürecinin hızının diğer bölgelere göre daha yavaş olacağı varsayılabilir. Bu varsayımdan hareketle, ilçe olarak görünse de kırsal alandan göç edenlerin yoğunlukta olduğu Pursaklar’da yaşayan ailelerin sosyal hareketliliğinde hızlı bir değişimin olmayacağı söylenebilir. Tablo 4 incelendiğinde, eğitici anne eğitimi alan annelerin uyma davranışı ön test puan ortalamalarının yüksek olduğu, aile eğitimi sonrasında ise son test puan ortalamalarında değişim olmadığı görülmektedir. Eğitici anne eğitimi alan annelerin uyma davranışı (UYMA) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında herhangi bir farkın olmaması; aile düzeni ve yapısının geleneksel ahlak ve temel terbiyeye uygun sosyal kuralları yerine getirme olarak açıklanan uyma davranışının, annelerde zaten var olması ile açıklanabilir. Kim ve Yoo (2001) yaptıkları araştırmada, 6-12 yaş arasında çocuğa sahip 40 ebeveyne yönelik gerçekleştirdikleri sekiz haftalık bir aile eğitimi çalışmasının etkisini incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, ebeveynlerin eşler arası ve aile içi sorunları çözmede daha fazla işbirliğine önem vermeye başladıkları, çocuklarına yönelik daha demokratik bir tutum sergiledikleri bulunmuştur. Eğitici anne eğitimi alan annelerin aile yapılarına ve araştırma bulgularına bakıldığında, aile büyüklerine saygının, kurallara uymanın, alınan kararları olduğu gibi uygulamanın, kendilerine söyleneni itiraz etmeden yerine getirmenin önemli olduğu ve bu annelerin kendilerinden küçüklerden de bu davranışları beklediği görülmektedir. Bu noktadan hareketle annelerin, uyma davranışı ne kadar fazla olursa ilişkilerin de o düzeyde korunacağı düşüncesine sahip oldukları düşünülebilir. Bu nedenle son test puan ortalamalarında herhangi bir farklılığın olmaması beklenen bir sonuçtur. Eğitici anne eğitimi alan annelerin sosyal hareketlilik (SOSHAR) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında herhangi bir farkın olmaması; annelerin toplumdaki hızlı sosyal değişiklik ve modernleşme sürecinden etkilenmemeleri ile açıklanabilir. Evirgen (2002), 6 yaş çocuklarının annelerine yönelik olarak kendi geliştirdiği okul destekli anne eğitim programının etkisini incelemiştir. Araştırma sonucunda; çocukları ile ilişkilerinde olumlu tutum geliştiren annelerin çocukları ile daha çok etkileşime girdikleri, onları daha çok dinledikleri, onlarla empati kurmaya başladıkları, onlara öyküler okudukları, oyunlar oynadıkları, basit kavramları öğrettikleri ve kendilerini daha olumlu algıladıkları saptanmıştır. Wagner, Spiker, Linn, Gerlach-Downie ve Hernandez (2003) gerçekleştirdikleri araştırmada, okul öncesinde aile katılımını sağlamada ev ziyareti programlarının etkisini incelemişlerdir. Araştırmada, yapılan ev ziyaretleri esnasındaki bilgilendirmelerin ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları arasındaki çatışmayı gidermede olumlu etki yarattığı, anne babaların problem çözme sürecinde daha demokratik bir tutum sergilemeye başladıkları ve gereken ilgiyi gösterme ile ilgili daha fazla çaba gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır. 1447 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Tablo 5 Anneden Anneye Eğitim Alan Annelerin Aile Tutum Envanteri Alt Boyutları ve Toplam Ön Test-Son Test Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları Gruplar Demokratik/Otoriter Çocuk Yetiştirme Yöntemleri (DEMO) Çocuklarla Özdeşleşme (ÖZDEŞ) Uyma Davranışı (UYMA) Sosyal Hareketlilik (SOSHAR) Toplam Puan Ön Test- Son Test s X Ortanca Min. Max. ss Ön Test 28 14,4 14,0 11,0 20,0 2,2 Son Test 28 21,8 21,5 18,0 28,0 2,3 Ön Test 28 30,4 32,0 26,0 35,0 2,6 Son Test 28 41,8 42,0 35,0 51,0 3,7 Ön Test 28 23,5 23,0 19,0 28,0 2,2 Son Test 28 24,0 24,0 19,0 28,0 2,1 Ön Test 28 29,2 30,0 24,0 33,0 2,8 Son Test 28 29,8 31,0 25,0 34,0 2,9 Ön Test 28 97,9 96,0 87,0 107,0 5,3 Son Test 28 117,5 118,0 104,0 128,0 6,8 z 4,720 4,640 1,724 1,728 4,628 p < 0,001 Yapılan çalışmalarda da görüldüğü gibi; aile eğitimi uygulamaları, aile üyelerinin anne baba tutumlarını ve çocuklarıyla özdeşleşmelerini olumlu etkilemektedir. Bu sonuçlar, araştırmanın demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri ve çocuklarla özdeşleşme alt boyutuna ait bulgularıyla benzerlik göstermektedir. Anneden anneye eğitim alan annelerin uygulama sonrası çocuk yetiştirme tutumlarında bir fark olup olmadığı test edilmiştir. Bu amaçla, anneden anneye eğitim alan annelerin Aile Tutum Envanteri ön test ve son test puanları analiz edilmiş ve bu analize ilişkin bulgular Tablo 5’te verilmiştir. Tablo 5 incelendiğinde, anneden anneye eğitim alan annelerin Aile Tutum Envanteri demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO) ve çocuklarla özdeşleşme (ÖZDEŞ) alt boyutları ile toplam ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p < 0,001). Aile Tutum Envanteri uyma davranışı (UYMA) (z=1,724, p > 0,05) ve sosyal hareketlilik (SOSHAR) (z=1,728, p > 0,05) alt boyutları ön test-son test puan ortalamalarında ise bir farka rastlanmamıştır. Bu bulgulara göre, anneden anneye eğitimin, annelerin çocuk yetiştirme yöntemleri ve çocuklarla özdeşleşme üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Anneden anneye eğitim alan annelerin Aile Tutum Envanteri demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO) ve çocuklarla özdeşleşme (ÖZDEŞ) alt boyutları ile toplam ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılığın oluşması; annelerin eğitimde gördükleri iletişimde temel ihtiyaçlar, iletişim engelleri, ben dili, anne baba tutumları gibi konulardan öğrendiklerini özümsemeleri ile açıklanabilir. Bu fark ayrıca, annelerin kendileri ile yaş, aile yapısı, çocuk sayısı ve yaşı, yaşam tarzı gibi noktalarda benzer özellikler taşıyan annelerden eğitim almalarından kaynaklanmış olabilir. 1448 Anneden anneye eğitim alan annelerin uyma davranışı (UYMA) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında herhangi bir farkın olmaması; uygulamanın gerçekleştirildiği grupta yer alan annelerin uyarlı olma düzeylerinin çalışmaya başlarken zaten yüksek olması ile açıklanabilir. Tablo 5 incelendiğinde, anneden anneye eğitim alan annelerin uyma davranışı ön test puan ortalamalarının yüksek olduğu, aile eğitimi sonrasında ise son test puan ortalamalarında değişim olmadığı görülmektedir. Anneden anneye eğitim alan annelerin sosyal hareketlilik (SOSHAR) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında herhangi bir farkın olmaması, annelerin toplumdaki hızlı sosyal değişiklik ve modernleşme sürecinden etkilenmemeleri ile açıklanabilir. Tablo 4’te de görüldüğü gibi eğitici anne eğitimi alan annelerin uyma davranışı (UYMA) ve sosyal hareketlilik (SOSHAR) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında da herhangi bir farklılık yoktur. Eğitici anneler üzerinde herhangi bir farklılık yaratmayan aile eğitimi programının, bu annelerden eğitim alan anneler üzerinde de fark yaratmaması beklenebilecek bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Dolayısı ile anneden anneye eğitim alan anneler üzerinde de anlamlı bir farkın çıkmaması varsayılabilecek bir durum olarak betimlenebilir. Johanson (2002), klasik eğitim anlayışının çağın gerekliliklerini karşılamada yetersiz kaldığını, bu ihtiyaçların giderilmesi için yeni, alternatif modellerin üretilmesinin önemi üzerinde durmuştur. Özellikle benzer akademik, ekonomik ve sosyo-kültürel özellikler taşıyan kitlenin birbirini etkileme düzeylerinin yüksek olduğunu vurgulayarak akran eğitiminin beklenen gelişimi sağlayacağını dile getirmiştir (akt., Baxter ve Bethke, 2009). DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... Tablo 6 Kontrol Grubunda Yer Alan Annelerin Aile Tutum Envanteri Alt Boyutları ve Toplam Ön Test-Son Test Puanlarının Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları Gruplar Demokratik/Otoriter Çocuk Yetiştirme Yöntemleri (DEMO) Çocuklarla Özdeşleşme (ÖZDEŞ) Uyma Davranışı (UYMA) Sosyal Hareketlilik (SOSHAR) Toplam Puan Ön Test- Son Test s X Ortanca Min. Max. ss Ön Test 40 14,4 14,0 11,0 20,0 2,1 Son Test 40 14,6 14,0 11,0 20,0 2,1 Ön Test 40 32,5 33,0 27,0 39,0 2,8 Son Test 40 33,3 33,0 28,0 41,0 2,7 Ön Test 40 24,1 25,0 19,0 27,0 2,1 Son Test 40 24,4 25,0 19,0 27,0 1,7 Ön Test 40 29,1 28,5 24,0 34,0 2,5 Son Test 40 29,5 29,0 24,0 35,0 2,6 Ön Test 40 100,0 100,0 84,0 111,0 5,0 Son Test 40 101,7 102,0 86,0 113,0 4,5 z 1,792 1,720 1,736 1,748 1,719 p < 0,05 Sierra (2004), yetişkin eğitiminde, ortak yaşantılara ve yakın deneyimlere sahip kişilerden yararlanmayı, eğitimi amacına ulaştırmada önemli bir faktör olarak değerlendirmiştir. Literatürde de görüldüğü gibi anneden anneye eğitim, annelerin çocuk yetiştirme tutumları ve özdeşim kurma alt boyutlarını olumlu etkilemektedir. Bu literatür, araştırmanın demokratik-otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO) ve çocuklarla özdeşleşme (ÖZDEŞ) alt boyutlarına ait bulgularıyla benzerlik göstermektedir. Kontrol grubunda yer alan annelerin çocuk yetiştirme tutumlarında bir fark olup olmadığı da deney grupları ile eş zamanlı olarak test edilmiştir. Bu amaçla, kontrol grubundaki annelerin Aile Tutum Envanteri ön test ve son test puanları analiz edilmiş ve bu analize ilişkin bulgular Tablo 6’da verilmiştir. Tablo 6’ya bakıldığında, kontrol grubunda yer alan annelerin Aile Tutum Envanteri demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (z=1,792, p > 0,05), çocuklarla özdeşleşme (z=1,720, p > 0,05), uyma davranışı (z=1,736, p > 0,05), sosyal hareketlilik (z=1,748, p > 0,05) ile toplam (z=1,719, p > 0,05) ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Kontrol grubunda yer alan annelerin Aile Tutum Envanteri alt boyutları ve toplam puan son test puan ortalamalarında herhangi bir farklılığın olmaması, bu gruba yönelik herhangi bir eğitimin gerçekleştirilmemesi ile açıklanabilir. Tablo 7’ye bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin ADÖ problem çözme alt boyutu son test puan ortalamalarının X =11,7 ve sıra ortalamalarının 44,4; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =11,9 ve sıra ortalamalarının 46,3; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =17,0 ve sıra ortalamalarının 95,3 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ problem çözme alt boyutu son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ve anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında deney grupları lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001). Eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup arasında ise anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p > 0,01). Eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim ile kontrol grubu arasında ADÖ problem çözme alt boyutu son test puan ortalamalarına göre anlamlı bir farklılığın olması, aile eğitimi programının etkisi ile açıklanabilir. Eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim grupları arasında ADÖ problem çözme alt boyutu son test puan ortalamalarına göre anlamlı bir farklılığın olmaması; eğitim programının her grupta yakın düzeyde farkındalık yaratmış olmasından kaynaklanmış olabilir. “Aile içi problemler ve çözümleri” konusunun eğitici anneler tarafından özümsenmesi, ardından içselleştirilen bu bilgilerin diğer annelere de yönergelere bağlı kalınarak verilmesi; eğitici anne eğitimi ile anneden anneye eğitim alan gruplar arasında anlamlı düzeyde bir farklılığın görülmemesini açıklayabilir. Annelerin ADÖ iletişim alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annele- 1449 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Tablo 7 Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Annelerin Aile Değerlendirme Ölçeği Son Test Puanlarının Kruskall-Wallis H Testi Sonuçları s X Ortanca Min Max ss Sıra Ort EAE 28 11,7 11,5 6,0 18,0 3,5 44,4 AAE 28 11,9 12,0 6,0 18,0 3,3 46,3 Toplam Genel işlevler Davranış kontrolü Gereken ilgiyi gösterme Duygusal tepki verebilme Roller İletişim Problem çözme Gruplar K 40 17,0 17,0 13,0 23,0 2,6 95,3 EAE 28 16,9 16,5 9,0 29,0 5,0 30,5 AAE 28 20,6 22,0 11,0 27,0 4,4 54,5 K 40 25,3 26,0 18,0 31,0 3,4 90,0 EAE 28 33,6 36,0 22,0 42,0 5,1 66,5 AAE 28 34,2 35,0 28,0 42,0 3,8 68,5 K 40 32,9 33,0 21,0 42,0 5,3 59,6 EAE 28 12,7 12,5 8,0 16,0 2,1 26,5 AAE 28 14,8 15,0 11,0 19,0 2,4 50,0 K 40 19,2 18,5 15,0 23,0 2,1 100,4 EAE 28 13,2 14,0 9,0 17,0 2,1 27,6 AAE 28 14,8 15,0 9,0 20,0 3,1 44,2 K 40 22,0 22,0 17,0 26,0 2,3 105,5 EAE 28 18,6 18,5 15,0 23,0 2,1 24,6 AAE 28 21,0 21,0 16,0 26,0 2,6 45,1 K 40 29,0 29,0 23,0 32,0 2,6 105,3 EAE 28 26,9 27,0 20,0 32,0 3,0 27,8 AAE 28 29,0 29,0 23,0 34,0 3,1 42,7 K 40 38,3 38,5 33,0 42,0 2,5 106,3 EAE 28 133,5 134,5 114,0 150,0 9,5 19,5 AAE 28 146,4 149,5 124,0 161,0 9,8 43,5 K 40 183,6 184,5 153,0 202,0 9,4 107,2 H İkili Karşılaştırma 43,4 EAE-K* AAE-K* 45,7 EAE-K* AAE-K* 1,1 71,9 85,5 EAE-AAE)* EAE-K* AAE-K* EAE-K* AAE-K* 88,8 EAE-AAE* EAE-K* AAE-K* 88,3 EAE-K* AAE-K* 103,7 EAE-AAE* EAE-K* AAE-K* p < 0,01 (EAE) Eğitici Anne Eğitimi grubu (AAE) Anneden Anneye Eğitim grubu (K) Kontrol grubu rin puan ortalamalarının X =16,9 ve sıra ortalamalarının 30,5; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =20,6 ve sıra ortalamalarının 54,5; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =25,3 ve sıra ortalamalarının 90,0 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ iletişim alt boyutu son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ve anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında deney grupları lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001). Eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup arasında ise anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p > 0,01). 1450 ADÖ iletişim alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; her bir yaklaşımda farklı yöntem ve tekniklerden yararlanılması ile açıklanabilir. Gerek eğitici anne eğitiminde gerekse anneden anneye eğitimde iletişim ve kendini ifade etme konuları bire bir, yüz yüze çalışılmıştır. İletişimi başlatırken ve devam ettirirken nelere dikkat edilmesi gerektiği, yapılması ve yapılmaması gerekenler örneklerle ve rol oynama yöntemi kullanılarak paylaşılmıştır. Her iki grupta da eğitim alan annelerin aktif katılımı sağlanmıştır. ADÖ iletişim alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, eğitici anne eğitimi ile anneden anneye eğitim alan gruplar arasında anlamlı bir farklılığın olmaması, eğitici anne eğitimi alan annelerin iletişim becerilerini geliştirmeleri ve bu beceriyi diğer annelere başarılı bir şekilde aktarabilmeleri ile açıklanabilir. Bu nedenden ötürü, aldıkları ve verdikleri eğitim arasında herhangi bir farklılığın olmadığı söylenebilir. DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... Annelerin ADÖ roller alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =33,6 ve sıra ortalamalarının 66,5; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =34,2 ve sıra ortalamalarının 68,5; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =32,9 ve sıra ortalamalarının 59,6 olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ roller alt boyutuna ilişkin son test puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p = 0,770, p > 0,01). Tablo 1’de ve 2’de de görüldüğü gibi, eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim alan annelerin ADÖ roller alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak gruplar arasında, ikili karşılaştırmalarda bir farklılığın ortaya çıkması beklenemez. Bu nedenle bu bulgu, tahmin edilebilir bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Annelerin ADÖ duygusal tepki verebilme alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =12,7 ve sıra ortalamalarının 26,5; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =14,8 ve sıra ortalamalarının 50,0; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =19,2 ve sıra ortalamalarının 100,4 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ duygusal tepki verebilme alt boyutu son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup (p = 0,002), ve kontrol grubu (p = 0,001) arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine; anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında anneden anneye eğitim alan grup lehine (p = 0,001) anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. ADÖ duygusal tepki verebilme alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, eğitici anne eğitimi grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; duygusal tepki verebilme becerisini kazandırmada eğitimci tarafından gerçekleştirilen etkinlikler ile açıklanabilir. Duygusal tepki verebilme, kendi duygularını fark edebilme, karşısında- kinin duygularını anlayabilme ve anladığını ifade edebilme gibi becerileri barındırmaktadır. Eğitici anne eğitiminde, en az iki kişilik küçük gruplarda gerçekleştirilen, kendi duygu ve düşüncelerini anlamlandırabilme, kendini ifade edebilme, ben dilini kullanabilme gibi becerilerin gelişmesini sağlayan etkinliklerin bu farklılığa neden olduğu düşünülebilir. Annelerin ADÖ gereken ilgiyi gösterme alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =13,2 ve sıra ortalamalarının 27,6; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =14,8 ve sıra ortalamalarının 44,2; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =22,0 ve sıra ortalamalarının 105,5 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ gereken ilgiyi gösterme alt boyutu son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup, anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında deney grupları lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001). Eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup arasında ise anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p > 0,01). ADÖ gereken ilgiyi gösterme alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup arasında anlamlı bir farklılığın olmaması; eğitici anne eğitimi alan annelerin gereken ilgiyi gösterme becerilerini geliştirmeleri ve bu becerileri diğer annelere başarılı bir şekilde aktarabilmeleri ile açıklanabilir. Annelerin ADÖ davranış kontrolü alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =18,6 ve sıra ortalamalarının 24,6; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =21,0 ve sıra ortalamalarının 45,1; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =29,0 ve sıra ortalamalarının 105,3 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ davranış kontrolü alt boyutu son test puan 1451 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01 ). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine (p = 0,0001); anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu (p = 0,0001) arasında anneden anneye eğitim alan grup lehine; anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Davranış kontrolü becerisi, kişinin kendini tanıması, aşırı duyguların olumsuz sonuçlarını bilmesi ve olumsuz sonuçlarla karşılaşmamak için duygularını aşırıya kaçmadan yaşaması, duyguları kontrol etmede kullanılan yöntemleri bilmesi gibi özellikleri barındırmaktadır. Kişilerin bu özelliklere sahip olabilmesi için verilen eğitimin içeriği kadar bu eğitimin nasıl verildiği de önemlidir. ADÖ davranış kontrolü alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, eğitici anne eğitimi alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; annelerin en az ikişerli olmak üzere küçük gruplarda davranışlarını kontrol edememe nedenleri hakkında farkındalık kazanmaları ve nefes egzersizleri, gevşeme egzersizleri gibi duygu kontrolü yöntemlerini bir uzmandan öğrenmeleri ile açıklanabilir. Davranış kontrolünün sağlatılabilmesi için duygu kontrolünün öğretilmesi en temel gerekliliktir. Bu nedenle, eğitici anne eğitiminde, özellikle küçük grup uygulamaları sayesinde, duygu kontrolünün, dolayısı ile davranış kontrolünün sağlanamadığı durumlarda ne gibi olumsuz sonuçların yaşanabileceği ile ilgili birçok örnek paylaşılmıştır. Paylaşılan bu örnek durumlar üzerinden uzman tarafından toparlama ve değerlendirme yapılmıştır. Annelerin ADÖ genel işlevler alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =26,9 ve sıra ortalamalarının 27,8; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =29,0 ve sıra ortalamalarının 42,7; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =38,3 ve sıra ortalamalarının 106,3 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ genel işlevler alt boyutu son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01 ). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğiti- 1452 ci anne eğitimi alan grup ile kontrol grubu arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine (p = 0,0001); anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu (p = 0,0001) arasında anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. ADÖ genel işlevler alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup arasında anlamlı bir farklılığın olmaması; eğitici annelerin, edindikleri bilgileri özümsemeleri ve bu bilgileri diğer annelere yönergelere bağlı kalarak aktarabilmeleri ile açıklanabilir. Eğitici anne eğitimi alan annelerin ADÖ toplam son test puan ortalamalarının X =133,5 ve sıra ortalamalarının 19,5; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =146,4 ve sıra ortalamalarının 43,5; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =183,6 ve sıra ortalamalarının 107,2 olduğu görülmektedir. En düşük puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci düşük puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en yüksek puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ADÖ toplam son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01 ). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine; ayrıca iki deney grubu ile kontrol grubu arasında deney grupları lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001). ADÖ toplam son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, eğitici anne eğitimi alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; eğitimin bir uzman tarafından verilmesi ile açıklanabilir. Eğitimde, uzmanın kullandığı yöntem ve teknikler aracılığıyla anneler, konuları içselleştirerek kazandırılmak istenen becerileri geliştirmişlerdir. Anneler, edindikleri bilgi ve becerileri, anneden anneye eğitim sırasında pekiştirerek daha kalıcı hale getirmişlerdir. ADÖ toplam son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; annelerin yaş grubu, aile yapısı, çocuk sayısı ve yaşı, yaşam tarzı gibi noktalarda benzer özelliklere sahip eğitici annelerden yüz yüze eğitim almasından kaynaklanmış olabilir. ADÖ alt boyutları ve toplam son test puan ortalamalarına göre, deney grupları lehine anlamlı bir farklılığın olması; gerçekleştirilen aile eğitimi programının etkisi ile açıklanabilir. İster bir uzman ta- DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... rafından verilsin, ister anneden anneye aktarılsın, aile eğitimi programına katılan annelerin aile işlevlerinde bir farklılık oluşmuş fakat kontrol grubunda anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Bu sonuçlardan yola çıkarak, eğitimden sonra deney ve kontrol gruplarında yer alan annelerin roller alt boyutunda benzer özelliklere sahip olduğu; problem çözme, iletişim, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü, genel işlevler konularında ise farklı özelliklere sahip olduğu söylenebilir. Cameron (2004), 3–11 yaş grubunda çocuğu olan anne babalara yönelik hazırlanan 13 haftalık bir eğitim programının aile içi ilişkilere etkisini araştırmıştır. Bir uzman tarafından verilen eğitimden geçen anne babaların kendi aralarında ve çocuklarıyla yaşadıkları iletişim sorunlarını uygun problem çözme teknikleri ile gidermeye başladıkları, aşırıya kaçan duygularını daha iyi kontrol edebildikleri bulunmuştur. Gittins (2001), özel eğitime gereksinim duyan çocukların ailelerinden oluşan grupların, sosyal destek algısını incelemiştir. Bir uzmandan edindikleri bilgileri grupta paylaşan ailelerin sorun odaklı değil çözüm odaklı hareket ettikleri ve başvuru kaynakları hakkında diğer ailelere göre daha fazla bilgi sahibi oldukları tespit edilmiştir (akt., Conyers, 2003). Çalışmalara bakıldığında, farklı yöntem ve tekniklerden yararlanılarak, bir uzman tarafından verilen eğitim ile birlikte aileden aileye eğitimin de anne babaların aile işlevlerini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Bu sonuçlar, yapılan araştırmada ortaya çıkan eğitici anne eğitiminin ve anneden anneye eğitimin fark yarattığını ortaya koyan bulgular ile benzerlik göstermektedir. Tablo 8’de deney ve kontrol gruplarında yer alan annelerin Aile Tutum Envanteri alt boyutları ve toplam son test puanlarına göre Kruskall-Wallis H Testi sonuçları verilmiştir. Tablo 8 incelendiğinde, eğitici anne eğitimi alan annelerin Aile Tutum Envanteri Demokratik/ otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO) alt boyutu son test puan ortalamalarının X =25,1 ve sıra ortalamalarının 107,4; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =21,8 ve sıra ortalamalarının 83,3; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =14,6 ve sıra ortalamalarının 22,9 olduğu görülmektedir. En yüksek puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci yüksek puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en düşük puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait oldu- ğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin Aile Tutum Envanteri “Demokratik/ otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri” (DEMO) son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine; anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001). Aile Tutum Envanteri “Demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri” (DEMO) alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, eğitici anne eğitimi alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; eğitimin rol oynama, küçük grup, büyük grup, soru-cevap gibi yöntem ve teknikler kullanılarak gerçekleştirilmesi ile açıklanabilir. Bu yöntem ve tekniklerden yararlanılarak aktarılan konular, annelerin demokratik çocuk yetiştirme tutumunu benimsemelerini sağlamıştır. Eğitici anne eğitiminde benimsenen bu tutum, annelerin verdikleri eğitimlerle pekişmiştir. Aile Tutum Envanteri “Demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri” (DEMO) alt boyutu son test puan ortalamalarına göre kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; anneden anneye eğitimin duygu, düşünce ve yaşantıların karşılıklı paylaşımına dayalı olması ile açıklanabilir. Anneden anneye eğitim alan anneler her hafta, edindikleri bilgi ve becerileri birlikte değerlendirmişlerdir. Annelerin Aile Tutum Envanteri “Çocuklarla özdeşleşme” (ÖZDEŞ) alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =46,1 ve sıra ortalamalarının 108,1; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =42,0 ve sıra ortalamalarının 85,9; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =33,3 ve sıra ortalamalarının 27,4 olduğu görülmektedir. En yüksek puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci yüksek puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en düşük puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin ATE “Çocuklarla özdeşleşme” (ÖZDEŞ) son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yö- 1453 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Gruplar s X Ortanca Min Max ss Sıra Ort EAE 28 28 25,1 25,0 19,0 30,0 2,7 AAE 28 28 21,8 21,5 18,0 28,0 2,3 K 40 14,6 14,0 11,0 20,0 2,1 22,9 EAE 28 28 46,1 46,0 40,0 52,0 3,3 AAE 28 28 42,0 42,0 35,0 51,0 3,8 27,4 33,3 33,0 28,0 41,0 2,7 28 24,8 25,0 21,0 27,0 1,7 73,4 28 24,0 24,0 19,0 28,0 2,1 57,1 K 40 24,4 25,0 19,0 27,0 1,7 66,6 UYMA 40 AAE SOSHAR K EAE AAE Toplam ÖZDEŞ DEMO Tablo 8 Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Annelerin Aile Tutum Envanteri Son Test Puanlarının Kruskall-Wallis H Testi Sonuçları EAE 28 124,5 124,5 112,0 138,0 6,2 107,1 AAE 28 117,5 118,0 104,0 128,0 6,8 85,9 K 40 101,7 102,0 86,0 113,0 4,5 24,5 EAE 28 28,6 28,0 23,0 33,0 2,9 56,1 28 29,8 31,0 25,0 34,0 2,9 72,0 K 40 29,5 29,0 24,0 35,0 2,6 66,1 H İkili Karşılaştırma 95,7 EAE-AAE* EAE-K* AAE-K* 90,9 EAE-AAE* EAE-K* AAE-K* 3,3 2,7 93,8 EAE-AAE* EAE-K* AAE-K* p < 0,01(EAE) Eğitici Anne Eğitimi grubu (AAE) Anneden Anneye Eğitim grubu (K) Kontrol grubu nünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine; anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001). Aile Tutum Envanteri “Çocuklarla özdeşleşme” (ÖZDEŞ) alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, eğitici anne eğitimi alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; özdeşim kurabilmek için gerekli olan iletişim ve empati becerilerinin; uzman tarafından rol oynama, soru cevap, küçük grup, büyük grup gibi yöntem ve teknikler aracılığıyla annelere kazandırılmasından kaynaklanmış olabilir. Anneler, kazandıkları bu becerileri, diğer annelere eğitim verirken pekiştirerek içselleştirmişlerdir. Aile Tutum Envanteri “Çocuklarla özdeşleşme” (ÖZDEŞ) alt boyutu son test puan ortalamalarına göre, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; anneden anneye eğitimde, bilgi aktarımlarının ve deneyim paylaşımlarının yüz yüze gerçekleşmesi ile açıklanabilir. Haber mektupları yoluyla gerçekleştirilen eğitimde kazandırılmak istenen beceriler yalnızca yazılı olarak annelere verilmiştir. En az iki kişilik küçük gruplarda gerçekleştirilen karşılıklı alıştırmalar, bu becerilerin daha iyi kazandırılmasını sağlamıştır. Annelerin Aile Tutum Envanteri “Uyma davranışı” (UYMA) alt boyutu son test puanlarına bakıldığın- 1454 da, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =24,8 ve sıra ortalamalarının 73,4; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =24,0 ve sıra ortalamalarının 57,1; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =24,4 ve sıra ortalamalarının 66,6 olduğu görülmektedir. Buna göre, deney ve kontrol gruplarındaki annelerin ATE “Uyma davranışı” (UYMA) alt boyutuna ilişkin son test puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p = 0,343, p > 0,01). Tablo 4’te ve 5’te de görüldüğü gibi, eğitici anne eğitimi alan annelerin ve anneden anneye eğitim alan annelerin Aile Tutum Envanteri “Uyma davranışı” (UYMA) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak gruplar arasında, ikili karşılaştırmalarda bir farklılığın ortaya çıkması beklenemez. Bu nedenle bu bulgu, beklenen bir sonuçtur. Annelerin Aile Tutum Envanteri “Sosyal hareketlilik” (SOSHAR) alt boyutu son test puanlarına bakıldığında, eğitici anne eğitimi alan annelerin puan ortalamalarının X =28,6 ve sıra ortalamalarının 56,1; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =29,8 ve sıra ortalamalarının 72,0; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =29,5 ve sıra ortalamalarının 66,1 olduğu görülmektedir. Buna göre, deney ve kontrol gruplarındaki annelerin Aile Tutum Envanteri “Sosyal hareketlilik” (SOSHAR) alt boyutuna ilişkin son test puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p = 0,438, p > 0,01). DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Eğitici Anne Eğitimi ve Anneden Anneye Eğitim Yaklaşımlarının Annelerin Aile İşlevleri ve... Tablo 4’te ve 5’te de görüldüğü gibi, eğitici anne eğitimi alan annelerin ve anneden anneye eğitim alan annelerin Aile Tutum Envanteri “Sosyal hareketlilik” (SOSHAR) alt boyutu ön test-son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak gruplar arasında, ikili karşılaştırmalarda bir farklılığın ortaya çıkması beklenemez. Bu nedenle bu bulgu, beklenen bir sonuçtur. Eğitici anne eğitimi alan annelerin Aile Tutum Envanteri toplam son test puan ortalamalarının X =124,5 ve sıra ortalamalarının 107,1; anneden anneye eğitim alan annelerin puan ortalamalarının X =117,5 ve sıra ortalamalarının 85,9; kontrol grubunda yer alan annelerin ise puan ortalamalarının X =101,7 ve sıra ortalamalarının 24,5 olduğu görülmektedir. En yüksek puan ortalamasının eğitici anne eğitimi grubuna, ikinci yüksek puan ortalamasının anneden anneye eğitim grubuna ait olduğu, en düşük puan ortalamasının ise kontrol grubuna ait olduğu görülmektedir. Buna göre, eğitici anne eğitimi, anneden anneye eğitim ve kontrol gruplarındaki annelerin Aile Tutum Envanteri toplam son test puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p < 0,01 ). Bu farkın hangi gruptan kaynaklandığı yönünde ikili karşılaştırmalar incelendiğinde; eğitici anne eğitimi alan grup ile anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu arasında eğitici anne eğitimi alan grup lehine; anneden anneye eğitim alan grup ile kontrol grubu arasında anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılık bulunmaktadır (p = 0,0001 ). Aile Tutum Envanteri toplam son test puan ortalamalarına göre, anneden anneye eğitim alan grup ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, eğitici anne eğitimi alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; eğitimin bir uzman tarafından verilmesi ile açıklanabilir. Eğitimde konular aktarılırken, küçük grup, büyük grup, rol oynama, soru cevap gibi farklı yöntem ve tekniklerin kullanılması, bilgi ve becerilerin anneler tarafından özümsenmesine neden olmuştur. Ardından anneler, diğer annelere verdikleri eğitim ile bilgi ve becerilerini içselleştirmişlerdir. Aile Tutum Envanteri toplam son test puan ortalamalarına göre, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, anneden anneye eğitim alan grup lehine anlamlı bir farklılığın olması; annelerin, kendileri ve aileleri ile ilgili yaşantıları ve deneyimleri karşılıklı paylaşmalarından kaynaklanmış olabilir. Anneden an- neye eğitimde her bir hafta, anneler, uygulamaları hakkında yüz yüze konuşabilmiştir. Aile Tutum Envanteri alt boyutları ve toplam son test puan ortalamalarına göre, deney grupları lehine anlamlı bir farklılığın olması; gerçekleştirilen aile eğitimi programının etkisi ile açıklanabilir. İster bir uzman tarafından verilsin, ister anneden anneye aktarılsın, aile eğitimi programına katılan annelerin tutumlarında bir farklılık oluşmuş fakat kontrol grubunda anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Bu sonuçlardan yola çıkarak, aile eğitiminden sonra deney ve kontrol gruplarında yer alan annelerin uyma davranışı (UYMA), sosyal hareketlilik (SOSHAR) alt boyutlarında benzer özelliklere sahip olduğu; demokratik/otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri (DEMO), çocuklarla özdeşleşme (ÖZDEŞ) alt boyutlarında ise farklı özelliklere sahip olduğu söylenebilir. Diaz (2001), geliştirdiği eğitim programının anne babaların çocuk yetiştirme tutumları üzerindeki etkisini incelemiştir. Sonuçta, anne babaların otoriter tutum düzeylerinde azalma olduğu, demokratik tutum düzeylerinde ise artış olduğu tespit edilmiştir (akt., Meeker ve Johnson, 2005). Mead ve Mcneil (2004), kendileri ile benzer özelliklere sahip kişilerin birbirlerini etkileme olasılıklarının daha yüksek olduğunu, bu nedenle özellikle sosyal sorunların çözümüne yönelik akran eğitimlerinin ve destek gruplarının artması gerektiğini belirtmiştir. Çalışmalara bakıldığında, farklı yöntem ve teknikler aracılığıyla bir uzman tarafından verilen eğitimin anne babaların çocuk yetiştirme tutumlarını olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Diğer taraftan alternatif olarak akran eğitimleri ve destek gruplarının artması gerektiği ifade edilmektedir. Bu sonuçlar, yapılan araştırmada ortaya çıkan eğitici anne eğitiminin ve anneden anneye eğitimin fark yarattığını ortaya koyan bulgular ile benzerlik göstermektedir. Sonuç olarak, Türkiye’de gerçekleştirilen aile eğitimi programlarına alternatif olarak hazırlanan ve test edilen eğitici anne eğitimi ve anneden anneye eğitim programının annelerin aile işlevleri ve çocuk yetiştirme tutumları üzerinde bir fark yarattığı ortaya konmuştur. Bu programlardan birinin diğerinden daha olumlu bir fark yaratıp yaratmadığı incelendiğinde ise eğitici anne eğitiminin daha etkili olduğu görülmüştür. 1455 Educational Sciences: Theory & Practice • 14(4) • 1456-1465 © 2014 Educational Consultancy and Research Center www.edam.com.tr/estp DOI: 10.12738/estp.2014.4.2114 Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family Functions and Child-rearing Attitudes* a b Haktan DEMİRCİOĞLU Esra ÖMEROĞLU Bozok University Gazi University Abstract The effect of training from trained mothers and education from mother to mother on family functions and childrearing attitudes was examined. The study was conducted in the 2010-2011 academic year in Ankara, and was modeled based on a pre-test, post-test control group experimental pattern. The study was conducted with a total of 96 mothers, with 28 from a trained mothers group, 28 from a mother to mother education group, and 40 from a control group. A family education program was applied over a period of 16 weeks in order to develop family functions and child-rearing attitudes using trained mothers group and the mother to mother education groups. Study data were collected using Family Attitude Inventory and Family Assessment Scale. The Wilcoxon signed ranks test and the Kruskal–Wallis H test were used for analyzing the data. According to the findings, family functions and child-rearing attitudes of the mothers in the experimental group developed positively; however, significant differences were determined in favor of the group receiving training from trained mothers in inter-group comparisons. Keywords Attitudes of Child Rearing, Education from Mother to Mother, Family Education, Family Functions, Training from Trained Mothers. Attitudes toward child rearing vary depending on society and culture, but they may also vary among families in the same society. Behavior toward a child varies from parent to parent. Attitudes can be classified by analyzing common and overriding aspects of different child rearing styles (Demiriz & Öğretir, 2007; Şendil, 2003). Taking into account the overall child-rearing attitudes of parents, these attitudes can be classified as domineeringauthoritative, overprotective, over permissive, unbalanced-indecisive, indifferent, and democratic (Demir, 2007; Horowitz, 1995; Mansager & Volk, 2004; Şanlı, 2007; Von Der Lippe, 1999). The relationship between parents and the child depends mainly on the attitude and behaviors of the parents. Parents are therefore identification models * This study was produced by means of the doctoral dissertation of Haktan Demircioglu prepared at Gazi University, Institute of Educational Sciences under the supervision of Prof. Dr. Esra OMEROGLU, called “Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family Functions and Child-rearing Attitudes.” a Haktan DEMİRCİOĞLU, Ph.D., is an assistant professor in pre-school education. His areas of interest include family education and counseling, preventive and protective counseling, psychosocial intervention services, and the child protection act. Correspondence: Bozok University, Erdoğan Akdağ Campus, Faculty of Education, Department of Primary Education, Yozgat, Turkey. Email: [email protected] b Esra ÖMEROĞLU, Ph.D., is a professor in pre-school education. Contact: Gazi University, Faculty of Education, Department of Primary Education, Beşevler, Ankara, Turkey. Email: [email protected] DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family... for their children in terms of attitude and behavior (Alrehaly, 2011; Zöhrap, 2004). A factor affecting parental attitude is family function. Ogburn (1963) classified functions of a family as meeting the primary financial requirements, providing social status, planning children’s education, providing religious education, protecting other family members, and creation of an ambiance of mutual love (cited in Conger & Galambos, 1997). Fitzpatrick (2005) classified the functions of a family as developing capacities, realizing socialization of children, helping family members perform activities that enable them to sustain functionality, creating the physical and psychological environment necessary for family welfare, and procuring the satisfaction of its members. It is purported that there are differences between attitudes and behaviors of families which are conscious of and perform family functions and those which ignore and disregard these functions (Fitzpatrick, 2005). Function-based classification of family can be either as “healthy-functional family” or “unhealthydysfunctional family” depending on whether family members perform those functions (Chan, 2002; Duyan, 2000; Epstein, Bolwin, & Bishop, 1983; Schrodt, 2005). Family education studies can be conducted to help families develop healthy functions and raise awareness of unhealthy functions. Different approaches are adopted in family education. Recently, many family education programs have been employed to raise parental awareness of the significance of early development of childhood. While the primary aims of family education program are very similar, in practice, different methods are used (Tezel Şahin & Özyürek, 2010). Family education programs are classified as home-center family education, institution-center family education, family education integrated with institutional pre-school education or family education via distance education (Üstünoğlu, 1991). From child to child, mobile services (Axelrod, Swartz, Weinstein, & Buch, 1982; Jackson, Robey, Watjus, & Chadwick, 1991; Shirah, Hewitt, & Mcnair, 1993) and from family to family education models are added to family education programs (Dixon et al., 2004). A family to family approach can be described as a systematic education method, the borders of which are determined by a consultant or a package program; this approach, realized by parents recognizing another parent or parents with similar characteristics, is not excessively employed in the world compared to other family education methods (Baxter, 2001). However, the family to family education method is used for both academic and psychological support. Illiterate parents and children requiring special education are trained through the family to family education method. Moreover, family to family education groups are aimed at achieving objectives such as enabling parents to be better informed about child development and strengthening communication skills among other parents (Swenson, 2007). At the same time, family to family education programs are implemented for mental, traumatic, or chronic mental problems (Baxter, 2001; Dixon et al., 2004). The aim of family to family education is to help parents feel relaxed by receiving education from their peer group. Although it is argued that training and education is the occupation of professional educators, this method reduces the possibility of learning pressure for individuals, which is a significant factor for some parents (Baxter, 2001; Lang, 1998). Family to family education, a method has not yet been tried in Turkey, generally is given to parents whose children suffer from attention deficit disorder or attention deficit hyperactivity disorder, require special needs education, or suffer from post-traumatic stress and chronic mental health problems, a link to those suffering from similar problems or who can provide information and skills on child development and family relationships abroad (Dixon et al., 2001). Support and education groups are formed to enable parents or caregivers to share their knowledge and experiences with peers and make them realize that they are not alone in experiencing the problem. Experienced parents conduct practices in these support and education groups within the framework of structured or semistructured programs (Baxter, 2001; Dennis, 1999; Mayeux, 1995). With the use of the family to family education method, knowledge and skills concerning many areas such as the following are shared between parents: child development and education, selfknowledge, knowing the child, the individual, the family, and social risks, parents’ attitudes, family communication, conflict and agreement, safe maternity, crisis response and family approaches, children with special education needs and family approaches, decision-making strategies, and planning for the future (Goddart, 2006). 1457 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE The family to family education method has the quality of focusing on the family and prioritizing neighborhood-based practices. This approach looks after the benefits of children, and has the following four steps to creating a social conjugate movement area: informing, raising awareness, monitoring, and evaluation (Zetlin, Weinberg, & Shea, 2008). Education and support works are performed by parents in the peer group in family to family education. However, directives, guides, and guidebooks used at the stage of performance in this study are prepared by specialists based on specific requirements (Baxter, 2001; Zetlin et al., 2008). The number and time of the sessions varies depending on the content of the program and the quality of activities. Studies are completed in generally 8-16 sessions (Baxter, 2001; Dennis, 1999; Dixon et al., 2001; Dixon et al., 2004). Characteristics that promote family to family education include families’ receiving education or support such that they feel more relaxed, families have life experiences or characteristics in common with the educator- facilitator, parents can express themselves at the stage of sharing as they are, contributions and suggestions expressed by the educator-facilitator are internalized and implemented by families faster (Gardner, 2003). In this study, a family education program was prepared and applied using the training of trained mothers and the mother to mother education approaches. The reason for adopting these approaches while preparing the family education program was the requirement of alternative education programs. The other reason for adopting these education models was that it facilitates access to the parents of children not attending pre-school education. This study aimed to determine the effect of a family education program applied to mothers with sixyear-old children on family functions and attitudes toward child rearing. Answers to the following questions were sought to achieve this purpose: 1. What is the effect of the training imparted by trained mothers and mother to mother family education models on family functions and attitudes toward child rearing on mothers with six-year-old children? 2. Is there any difference between training of trained mother and mother to mother family education model in terms of their effect on family functions and attitudes toward child rearing? 1458 Method Model The family education program was prepared based on a two-pronged approach: training by trained mothers and education from mother to mother; this was applied to mothers with a six-year-old child, and the effect of these education programs on the family function and attitude of child rearing was analyzed. For this purpose, pre-test, post-test control group experimental patterns requiring a control measure and experimental groups both before and after the education were employed (Karasar, 2000). Study Group A total of 420 mothers registered at the Pursaklar Public Education Center. Those who had a sixyear-old child, had not undergone family education before, and whose child did not attend pre-school education constituted the target population of this study. Finally, 96 mothers from this target population formed the study group. The number of mothers involved in the study group was calculated with a 5% error margin and 95% precision. Furthermore, 28 mothers who were not working, were high school graduates, and aged 25-35 were incorporated into the training of trained mothers group. The mothers in the control group (40) and the mother to mother education group (28) were selected at random. The basic criteria for mothers getting involved in the training of trained mothers was determined by motivational factors observed during a pilot scheme performed with six mothers. Mothers to be involved in the experimental and control groups were selected by systematic sampling methods. Data Collection Tools The Family Assessment Scale (FAS) was used to collect data regarding the family function of the mother, and the Family Attitude Inventory (FAI) was used to collect data regarding the attitudes of mothers toward child-rearing. Family Assessment Scale (FAS): The scale was developed at Brown University and Butler Hospital in the USA to reveal the way in which family performs its functions; the scale was a part of the framework for the Family Research Program in 1983. Validity and reliability studies were conducted by Epstein and Bishop in the same year. The validity DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family... and reliability studies of the scale were conducted in Turkey by Bulut in 1989 (Çakıcı, 2006). The family assessment scale comprises seven subdimensions: problem solving, communication, roles, giving emotional response, showing necessary interest, behavior control, and general functions and a total of 60 items (Bulut, 1990). Family Attitude Inventory (FAI): This was developed by Oner and Torun and was aimed at determining parental attitudes toward child care. The scale comprised the following sections: democratic/authoritative child-rearing methods, identification with children, compatibility behavior, and social mobility (as cited in Tezel Şahin & Özyürek, 2008). The scale covered 45 items in four areas, and a measure of the attitudes of adults toward child rearing was attempted. Sections of the scale were evaluated using a four-point Likert scale ranging from strong rejection to agreement. Items complying with a variety of theoretical definitions of democratic/authoritative child-rearing methods, identification with the child, compatibility behavior, and social mobility among twelve different scales were extracted directly or by adopting. Moreover, many items were developed by the researchers. At first, a scale of 88 items was prepared. Torun (1989) performed the reliability and validity studies of the FAI and found that the best results of the analysis were obtained using a 30-item scale, which tested at an alpha coefficient of .81, with a median of the items leaving a correlation of .34 (as cited in Öner, 1996). Following this, Oner (1992) revised some items that had tested with a low reliability and validity and increased the scale to 90-items. In this study, the most reliable and valid 45 of these items were applied to the group of mothers and constituted the final inventory form (as cited in Öner, 1996). Application of Family Education Programs for Experimental Groups Before the application of family education programs, FAS and FAI were applied to the mother in both the experimental and control groups. Ninety-minute education sessions were provided to the trained mothers by the researchers over a period of 16 weeks. In addition to basic information regarding the topic titles determined, skills of trained mothers were described in the education session. Trained mothers outlined difficulties in having one-to-one sessions and possible action was suggested through demo applications designed by the researcher and supervision support. Trained mothers conducted education from mother to mother within three days at the latest before starting the new subject. To minimize failures that might occur, particularly in the education from mother to mother applications, and to provide control, application examples of the trained mothers were emphasized before starting a new subject; points to be reinforced or particular difficulties were determined in each application. It was observed that trained mothers requested less feedback with every passing week of this activity. After the application of family education programs was completed, FAS and FAI were applied to all the mothers receiving training from trainer mothers and mothers receiving education from trainer mothers in the control group as a post-test. Data Analysis Data collected before and after the application of the family education programs were analyzed using the SPSS 15.0 program. The Wilcoxon signed rank test was used for within-group pre- and post-test comparisons and the Kruskal–Wallis H test was used for intergroup comparisons. Results and Discussion In the Wilcoxon signed rank test results, mothers receiving training from trained mothers in FAS showed a significant difference between the total pre-test, post-test point averages and the subdimensions of general functions, problem solving, communication, giving emotional response, and showing necessary interest, and behavioral control (p < 0,001). No difference was found in the pretest, post-test point average of FAS sub-dimensions (z = 1,932, p > 0,05). According to these findings, the training of trained mothers is effective in problem solving, communication, giving emotional response, showing necessary interest, behavior control, and general family functions. This can be explained by the fact that trained mothers apply the learnt subjects in their families following the education and strengthen knowledge from mother to mother. Moreover, this difference may arise from the desire of mothers to be successful in the role of “trainer” to other mothers. The fact that there was no significant difference between the pre-test, post- 1459 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE test point averages in the sub-dimension of the role of the mother when receiving training from trained mothers may arise from a sense of duty, role, and responsibility brought about by an education limited only to mothers. Moreover, resistance of other family members to this topic, or the beliefs of the mother may explain why no change can be seen between the spouses regarding these roles. Lee (2001) analyzed the effect of a 12-week family education program on the family function of mothers with children aged 3-6. As a result of the study, it was determined that mothers receiving training could express themselves to their spouses better, had started to solve family problems by more efficient means, and had begun to realize the problems they were experiencing as they expressed themselves, and were starting to act in a more controlled way when reacting to the behavior of their children (cited in Halford & Moore, 2002). A study conducted by Tuijl and Leseman (2004) analyzed the effect of “Opstap Opnieuw” - a homebased intervention program aimed at strengthening mother-child interaction for children in a 4-6 age group who were deemed most at risk in terms of cognitive and language development. As a consequence of the study, it was found that the program had helped to strengthen mother-child communication, and that this improved communication was also effective in improving cognitive and language development among the children. A further study conducted by Alacahan (2010) analyzed the factors and functions constituting the unity of a family among 67 families. This study concluded that the sub-dimension of a controlled emotional reaction increased in line with an increase in the level of communication among family members. An analysis of the results from the Wilcoxon signed ranks test in mothers receiving education from mother to mother and the pre- and post-tests show a significant difference between the subdimensions of problem solving, communication, giving emotional reaction, showing necessary interest, behavior control, and general functions and the total pre-test, post-test point averages (p < 0,001). No significant difference was found between the pre-test post-test point averages in the various sub-dimensions highlighted in the FAS (z = 1,962, p > 0,05). According to these findings, it can be said that education from mother to mother is effective in helping with problem solving, communication, providing an emotional response, showing necessary interest, behavior control, and the overall 1460 family functions of the mothers. A significant difference between the aforementioned subdimensions in the FAS of education from mother to mother may arise from the fact that mothers receiving education from trained mothers share similarities in terms of family structure, number and age of children, and life style. Moreover, this difference may be explained by the fact that trained mothers transmitted information to the subjects on the basis of directives laid out by the program. The fact that there is no difference between the pre-test post-test point averages in these subdimensions among mothers receiving education from mother to mother can be explained by the fact that trained mothers were not competent for guiding the subjects in an area that they had not internalized. This is further evident in the fact that trained mothers were unable to transfer their learned knowledge to the subjects in the subdimension of skills. The fact that the family education program did not result in any difference in the sub-dimensional roles of trained mothers on the mothers benefitting from the program can be considered as an expected consequence since it is a sequential practice. Leamson (2002) investigated the effect of 24-person women support groups formed to solve the problem between couples suffering from interfamily communication problems on overcoming those problems. In the study, support practices of the women receiving an education from a specialist before for the other women in the peer group was examined. In conclusion, it was determined that sharing experiences and suggestions of possible solutions among members of the group positively affected women’s communication with their husbands, and the men in turn started to adopt more empathetic approaches to the women. Augiana (2002) examined the effects of education from mother to mother approaches for women who had children in need of special care or education. The approaches enabled the women to share their family difficulties and experiences as well as methods for overcoming these problems. As a result of the study, it was found that parents could communicate with their children in a more healthy way, showed necessary interest, and were more successful at controlling their emotions and behaviors (cited in Wang, Mannan, Poston, Turnbull, & Summers, 2004). When analyzed according to the Wilcoxon signed ranks test, results of the pre-test post-test regarding DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family... the scale of family education of mothers in the control group, there is no significant difference between the sub-dimensions of problem solving (z = 1,719, p > 0,05), communication (z = 1,816, p > 0,05), roles (z = 1,915, p > 0,05), giving an emotional reaction (z = 1,724, p > 0,05), showing necessary interest (z = 1,704, p > 0,05), behavior control (z = 1,694, p > 0,05), general functions (z = 1,748, p > 0,05) and the total (z = 1,760, p > 0,05) pre-test post-test point averages. The fact that there is no difference in the control group can be explained by the fact that no education was provided in this group. By contrast, the Wilcoxon signed ranks test results for the pre-test post-test regarding FAI of mothers receiving training from trained mothers indicates that there is a significant difference between the sub-dimensions of democratic/authoritative child-rearing methods and identification with children, and in the total pre- and post-test point averages (p < 0,001). No difference was found in the sub-dimensions of family attitude, adaptation behavior (z = 1,728, p > 0,05), and social mobility (z = 1,718, p > 0,05) according to the pre-test posttest point averages. On the basis of these findings, it can be said that the training of trained mothers has an effect on the methods of child rearing and identification with the children. The significant difference between the subdimensions of democratic/authoritative childrearing methods and identification with children under FAI for mothers receiving training from trained mothers and the pre- and post-test point averages can be explained by the fact that the subdimensions of communication, self-expression and parental attitude were internalized by the mothers. This difference may also arise from the mothers’ application of what they had learnt in their families and growing knowledge gained through education in contrast to that provided from mother to mother. It is seen that the pre-test point averages for adaptation behaviors among mothers receiving training from trained mothers did not change in the post-tests as a result of family education. The fact that there is no difference between these two averages in the sub-dimension of adaptation behavior for these mothers can be explained by the mothers’ reflecting behaviors that satisfy the social codes of traditional moral and basic schooling and of family order and structure. The fact that there is no difference between the pretest post-test point averages in the sub-dimension of social mobility for mothers receiving training from trained mothers can be explained by the fact that the mothers are not affected by fast-moving social change and the modernization process. Kim and Yoo (2001) analyzed the effects of an eight-week family education study with 40 parents of children aged 6-12. The study concluded that the parents had started to attach greater importance to familial cooperation when solving problems both in the family and with their peers, and were adopting more democratic attitudes toward their children. Evirgen (2002) studied the effect of a schoolsupported educational program developed for mothers with six-year olds. As a result of the study, it was determined that mothers developed a positive attitude in relation to their children by interacting more, listening to them more, beginning to establish an empathy with them, reading stories to them, playing games, teaching simple concepts, and also perceiving themselves more positively. Wagner et al. (2003) analyzed the effect of home visit programs for encouraging family participation in pre-school education. It was concluded that information exchange during home visits had a positive effect on correcting conflict between parents regarding attitudes toward child rearing, and parents began to adopt a more democratic approach to the problem-solving process, including making more of an effort to show necessary interest in the study. Analyzing Wilcoxon signed ranks test results of preand post-test points of the FAI for mothers receiving education from mother to mother, a significant difference was found between the sub-dimensions of democratic/authoritative child-rearing methods and identification with the children, and the total pre-test post-test point averages (p < 0,001). No difference was found between the pre-and post-test point averages in the sub-dimensions of adaptation of behavior in the FAI (z = 1,724, p > 0, 05) and social mobility (z = 1,728, p > 0, 05). According to these findings, education from mother to mother has an effect upon methods of child rearing and identification with the children. The significant difference between the subdimensions of identification with children and democratic/authoritative child-rearing methods of mothers receiving education from mother to mother and total pre- and post-test point averages can be explained by the fact that mothers internalized what they had learnt about basic needs, communication barriers, language, and parental attitudes toward education. This difference may also arise from mothers receiving education from peers with similar characteristics in terms of age, family 1461 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE structure, number and age of child, and life style. There is no difference between the pre-test post-test point averages in the sub-dimension of adaptation behavior for mothers receiving education from mother to mother. This can be explained by the fact that the number of adaptable mothers in the practice group was high at the beginning. The fact that there is no difference between the preand post-test point averages in the sub-dimension of social mobility for mothers receiving education from mother to mother is a result of the mothers not being affected by social change or modernization in their society. Family education programs not resulting in any difference in the sub-dimensions of social mobility and adaptation behavior for trained mothers can be considered as an expected result for mothers not receiving education from the program. Johanson (2002) elaborated that classical education was incapable of meeting the requirements of a modern era, and new alternative models should be created to meet those requirements. He emphasized that the level of interaction of the masses with similar academic, economic, and socio-cultural features was high, and also mentioned that peer education would result in expected developments (cited in Baxter & Bethke, 2009). Sierra (2004) considered the benefits gained from people who have shared knowledge and similar experiences in adult education as a significant factor in that education achieving its aim. A significant difference was not determined between democratic/authoritative child-rearing methods (z = 1,792, p > 0,05), identification with children (z = 1,720, p > 0,05), adaptation behavior (z = 1,736, p > 0,05), and social mobility (z = 1,748, p > 0,05) for mothers in the control group and for the total (z = 1,719, p > 0,05) pre-test post-test point averages. The fact that there is no difference between the subdimensions of family attitude for mothers in the control group can be explained by the fact that no education was provided for this group. The Kruskal–Wallis H test results draw comparisons between each of the experimental groups and the control groups among the sub-dimensions of problem-solving, communication in the family, role played within the family, providing an emotional reaction, showing necessary interest in the family, behavioral control and general functions. The differences between the groups in each of these subcategories are outlined below. 1462 In the sub-dimension of problem solving, there is a significant difference among those trained by trained mothers, those educated from mother to mother, and the control groups (p < 0,01). When analyzing paired comparisons to understand the group from which this difference arose, there is a significant difference between the group receiving training from trained mothers and that from mother to mother and control group in favor of experimental groups (p = 0,0001). There is not a significant difference between the group receiving training of trained mothers and group receiving education from mother to mother (p > 0,01). In the sub-dimension of communication in the family, there is a significant difference between training of trained mothers, education from mother to mother, and the control groups (p < 0,01). When analyzing paired comparisons to understand the group from which this difference arose, there is a significant difference between those trained by trained mothers, those educated from mother to mother, and the control group in favor of the experimental groups (p = 0,0001). There is no significant difference between the training of trained mothers group and the group receiving education from mother to mother (p > 0, 01). In the sub-dimension of the role of the family, there is no significant difference between groups (p = 0,770, p > 0,01). In terms of providing an emotional reaction, there is a significant difference between the groups (p < 0,01). A paired comparisons analysis shows a significant difference between the group receiving training from trained mothers, that receiving education from mother to mother (p = 0,002), and the control group (p = 0, 0001) in favor of the experimental groups (p = 0, 0001). In the sub-dimension of showing necessary interest, there is a significant difference among groups (p < 0,01). A paired comparison shows a significant difference between the experimental groups and the control group in favor of the experimental groups (p = 0,0001). There is no significant difference between the trained mothers group and the group receiving education from mother to mother (p > 0, 01). In the sub-dimension of behavior control, there is a significant difference between groups (p < 0,01). A significant difference between groups in favor of the trained mothers group is shown (p = 0, 0001). Between the group receiving from mother to mother education and the control group, the difference is (p = 0, 0001) in favor of the group receiving education DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family... from mother to mother. In the sub-dimension of general functions, there is a significant difference between groups (p < 0,01). There is a significant difference between the trained mothers group and the control group in favor of the trained mothers group (p = 0,0001); same is the case (p = 0,0001) in favor of the group receiving education from mother to mother over the control group. In terms of total point, there is significant difference between groups (p < 0,01). An analysis of the differences show a significant difference between the trained mothers group and the group receiving education from mother to mother, and also between both experimental and control groups in favor of experimental groups (p = 0,0001). Cameron (2004) investigated the effect of a 13week education program prepared for parents with children aged 3-11 on family relationships. It was found that parents receiving an education by a specialist started to solve communication problems they had had with their children and among themselves by applying problem solving techniques, and as a result were able to control their excessive emotions better. Gittins (2001) examined the perception of social support among groups comprised of families with children in need of special education. It was determined that families who shared the knowledge they had obtained from a specialist with the group became solution-focused rather than problemfocused, and that these families also had more information available to them about application sources than other families (cited in Conyers, 2003). In the sub-dimension of democratic/authoritative child rearing of FAI of mothers in experimental and control group, there is a significant difference between training of trained mothers, education from mother to mother, and control groups (p < 0,01). When we examine paired comparison to understand from which group this difference arose, there is a significant difference in favor of the trained mothers group between control group and trained mothers group and group receiving education from mother to mother and a significant difference in favor of the group receiving education from mother to mother between the control group and group receiving education from mother to mother (p = 0,0001). According to the Kruskal–Wallis H test results in the sub-dimension of identification with the children, there is a significant difference between those trained by trained mothers, those with education from mother to mother, and the control groups (p < 0,01). A cross-comparative analysis reveals that there is a significant difference between trained mothers group and group receiving education from mother to mother and control group in favor of the trained mothers group and between the group receiving education from mother to mother and the control group in favor of the former (p = 0, 0001). In the sub-dimensions of adaptation behavior and social mobility, there is no significant difference between groups in any category (adaptation behavior, p = 0,343, p > 0,01; social mobility, p = 0,438, p > 0,01). In the total post-test points in the Kruskal–Wallis H test, there is a significant difference between the experimental and control groups (p < 0,01). A significant difference exists in favor of the trained mothers group in comparison with the other experimental group, and again in favor of the group receiving education from mother to mother (p = 0, 0001) in comparison with the control group. Diaz (2001) analyzed the effect of an education program he developed on parental attitude toward child rearing. The conclusions determined that authoritative attitude levels of the father decreased and democratic attitude levels increased (cited in Meeker & Johnson, 2005). Mead and Mcneil (2004) point out that the possibility of having an effect on people with similar characteristics was higher and should therefore result in an increase of effectiveness among peer education and support groups. In conclusion, it was proposed that the training from trained mothers and education from mother to mother programs tested and prepared as an alternative to family education programs used in Turkey created a difference in family functions and attitude toward child rearing. When we analyzed whether either of these programs created a more positive difference than the other, it was observed that training provided by trained mothers was more effective. 1463 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE References/Kaynakça Alacahan, O. (2010). Aile birliğini oluşturan faktörler ve aile işlevleri. Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 11(1), 289-298. Alrehaly, E. D. (2011). Parental attitudes and the effects of ethnicity: How they influence children’s attitudes toward science education. Arkansas: The University of Arkansas. Axelrod, P., Swartz, P. M., Weinstein, A., & Buch, E. (1982). Mobile training for directors of day care. Young Children, 37(3), 19-24. Baxter, H. J. D. (2001). The implementation of a family education program by the British Columbia schizophrenia society (Master’s thesis). Retrieved from http://www. library.ubc.ca/ Baxter, P., & Bethke, L. (2009). Alternative education. Filling the gap in emergency and post-conflict situations. Paris: International Institute for Educational Planning. Bulut, I. (1990). Aile Değerlendirme Ölçeği (ADÖ) el kitabı. Ankara: Özgüzeliş Matbaası. Cameron, S. (2004). New parents as teachers: Evaluation of an early parent education program. Early Childhood Research Quarterly, 34(2), 26-44. Chan, O. (2002). Health and family. A medical sociological analysis. New York: The MacMillian Company. Conger, J. J., & Galambos, N. L. (1997). Adolescence and youth: Psychological development in a changing world. New York: Longman. Conyers, M. (2003). The effect of early childhood intervention and subsequent special education services: Findings from the Chicago Child-Parent Centers. Educational Evaluation and Policy Analysis, 25(1), 75-95. Çakıcı, S. (2006). Alt ve üst sosyoekonomik düzeydeki ailelerin aile işlevlerinin, anne-çocuk ilişkilerinin ve aile işlevlerinin anne çocuk ilişkilerine etkisinin incelenmesi (Yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara). https://tez. yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir. Demir, E. K. (2007). Ebeveyn Tutum Ölçeği (Yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul). https://tez.yok.gov.tr/ UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir. Demiriz, S. ve Öğretir, A. D. (2007). Alt ve üst sosyoekonomik düzeydeki 10 yaş çocuklarının anne tutumlarının incelenmesi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 15(1), 105-122. Dennis, C. L. (1999). A randomized controlled trial evaluating the effect of peer (mother to mother) support on breastfeeding duration among primiparous women (Doctoral dissertation, University of Toronto, Canada). Retrieved from http://search.library.utoronto.ca Dixon, L., Lucksted, A., Stewart, B., Burland, J., Brown, C. H., Postrado, L., McGuire, C. … Hoffman, M. (2004). Outcomes of the peer-taught 12-week family-to-family education program for severe mental illness. Acta Psychiatr, 109, 207-215. Dixon, L., Stewart, B., Burland, J., Delahanty, J, Lucksted, A., & Hoffman, M. (2001). Pilot study of the effectiveness of the Family to family education program. Psychiatric Services, 52(7), 965-967. Duyan, G. Ç. (2000). Aile işlevleri ile ailenin sosyal, demografik ve ekonomik nitelikleri ve yaşam döngüsü arasındaki ilişkiler (Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara). https:// tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir. 1464 Epstein N. B., Bolwin L. M., & Bishop, D. S. (1983). The Macmaster family assessment device. Journal of Marital and Family Therapy, 9(2), 171-180. Evirgen, S. (2002). Okul öncesi eğitim çerçevesinde okul destekli anne eğitim programının anneler üzerindeki etkilerinin incelenmesi (Yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul). https:// tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir. Fitzpatrick, M. (2005). Family communication patterns theory: Observations on its development and application. The Journal of Family Communication, 4, 295-318. Gardner, H. (2003). Father-to-father self help support group program. Retrieved from www.familytofamilyeducation/ folders/017.pdf Goddart, J. (2006). New education methods. Indianapolis: The University of Indiana Press. Halford, W. K., & Moore, E. N. (2002). Relationship education and the prevention of couple relationship problems. In A. S. Gurman & N. S. Jacobson (Eds.), Clinical handbook of couple therapy (pp. 400-419). New York: Guilford. Horowitz, F. (1995). Review of child development research. Chicago and London: The University of Chicago Press. Jackson, S. C., Robey, L., Watjus, M., & Chadwick, E. (1991). Play for all children the toy library solution. Childhood Education, Fall, 27-31. Karasar, N. (2000). Bilimsel araştırma yöntemleri (10. basım). Ankara: Nobel Yayınları. Kim, S., & Yoo, Y. (2001). The effects of family-of-origin’s emotional health and ego-identity on psy-chological wellbeing of married young adults. Journal of Family Relations, 6(1), 43-64. Lang, F. A. (1998). Parent group counseling: A counselor’s handbook and practical guide. New York: Macmillan. Leamson, N. (2002). Peer support group research. Retrieved from http://www.cdc.gov/peergroup_3.pdf. Mansager, E., & Volk, R. (2004). Parents’ prism: Three dimensions of effective parenting. Journal of Individual Psychology, 60(3), 277-293. Mayeux, D. (1995). Journey of hope: A family-to-family self help support group program. The Journal, 3, 23-24. Mead, S., & Mcneil, C. (2004). Peer support: What makes it unique? Retrieved from www.mentalhealthpeers.com/ peersupport_index. Meeker, E., & Johnson, J. L. (2005). Evidence-based parenting education programs literature search. Coordinated Care Services Inc. Retrieved from http:// www.socialwork.buffalo.edu/ebp/strategies/ documents/ ParentingEducationLiteratureSearch.pdf. Öner, N. (1996). Türkiye’de kullanılan psikolojik testler: Bir başvuru kaynağı. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Schrodt, P. (2005). Family communication Schemata and The Circumplex Model of family functioning. Western Journal of Communication, 69(4), 359-376. Shirah, S., Hewitt, T. W., & Mcnair, R. H. (1993). Preservice training fosters retention: The case for vocational training. Young Children, May, 27-31. Sierra, M. (2004). World perspectives in adult education research. Adult Education and Development, 64(2), 16-34. DEMİRCİOĞLU, ÖMEROĞLU / Effect of Training from Trained Mothers and Education from Mother to Mother on Family... Swenson, M. (2007). Family to family education method. Psychiatric Bulletin, 32, 321-329. Şanlı, D. (2007). Annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını etkileyen etmenlerin incelenmesi (Yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir). https://tez.yok.gov.tr/ UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir. Şendil, G. (2003). Çocuk, ergen ve anne baba. İstanbul: Çantay Yayınları. Tezel Şahin, F. ve Özyürek, A. (2008). 5-6 yaş grubu çocuğa sahip ebeveynlerin demografik özelliklerinin çocuk yetiştirme tutumlarına etkisinin incelenmesi. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 6(3), 395-414. Tezel Şahin, F. ve Özyürek, A. (2010). Anne baba eğitimi ve okul öncesinde aile katılımı. İstanbul: Morpa Yayınları. Tuijl C. V., & Leseman, P. P. M. (2004). Improving mother– child interaction in low-income Turkish–Dutch families: A study of mechanisms mediating improvements resulting from participating in a home-based preschool intervention program. Infant and Child Development, 13, 323-340. Üstünoğlu, Ü. (1991). Ailelerin okul öncesi dönemin önemi konusunda bilinçlendirilmesi Türkiye aile yıllığı (T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, Ailenin Eğitimi Raporu). Ankara: Yazar. Von Der Lippe, J. (1999). Family communication. Journal of Individual Psychology, 62(3), 113-128. Wagner, M., Spiker, D., Linn, M. I., Gerlach-Downie, S., & Hernandez, F. (2003). Dimensions of parental engagement in home visiting programs: Exploratory study. Topics in Early Childhood Special Education, 23, 171-187. Wang, M., Mannan, H., Poston, D., Turnbull, A. P., & Summers, J. A. (2004). Parents’ perceptions of advocacy activities and their impact on family quality of life. Research and Practice for Persons with Severe Disabilities, 29(2), 144-155. Zetlin, A. G., Weinberg, L. A., & Shea, N. M. (2008). Incorporating education into the family to family initiative. Los Angeles: Mental Health Advocacy Services. Zöhrap, D. U. (2004). Lise öğrencilerinde algılanan anababa tutumları ve aile yapısının ergen kişilik özelliklerine etkisi (Yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul). https:// tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi adresinden edinilmiştir. 1465
© Copyright 2024 Paperzz