Türeli “İncirle ilgili sorular havada kaldı!”

Türeli “İncirle ilgili sorular havada kaldı!”
C
HP İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli,
Küçük Menderes
havzasında incirde yaşanan
kalite düşüklüğüne ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'e
yönelttikleri yazılı soru
önergesine yanıt geldiğini
söyledi.
Türeli, Eker'in cevabına
ilişkin, “Cevaba bakılırsa
bakanlığın soruna çözüm
üretmekten epeyce uzakta
olduğunu söyleyebiliriz”
değerlendirmesinde bulundu.
Küçük Menderes
havzasında incir üretimi ile
dikkati çeken İrimağzı
bölgesinde olumsuz hava
koşulları nedeniyle kalite
düşüklüğü yaşandığına dikkati
çeken Türeli, uzmanların, İzmir
ve Aydın illerindeki incir
üretiminde yaşanan kalite
düşüklüğünün bölge
ekonomisini olumsuz
etkilediğini belirttiğini kaydetti.
“PROJELER YÜRÜTÜLÜYOR DA
SONUÇ NE?”
Türeli, şöyle devam etti:
“Gıda Bakanı'na incirde
yaşanan kalite düşüklüğünü
sorduk. Gelen yanıtta, incirin
kalitesine yönelik projeler
yürütüldüğü bildiriliyor. Sürekli
aynı cevabı alıyoruz. Projeler
yürütülüyor da sonucunda ne
oluyor? Üreticilerimizin
sorunlarına çare üretilemiyor,
onların mağduriyetleri
giderilmiyor. Bölgede ürünün
kalitesine ilişkin yaşanan
sorunlara çözüm
üretilememesi nedeniyle
üretici büyük sıkıntı yaşıyor. Asıl
olan üreticinin yaşadığı
kayıpların telafi edilmesidir.
Üreticinin kayıplarının telafi
edilmesine ilişkin bir çalışma
var mıdır? Bize yürütüldüğü
belirtilen projeler bu kayıpların
telafisine ilişkin çözümler de
içeriyor mu? Bu soruların
cevaplarını bekliyoruz.”
Haber Merkezi
Kiraz'dan Selçuk'a Küçükmenderes'in sesi / 30 Kuruş (KDV Dahil)
08 Aralık 2014 Pazartesi / Sayı: 3604
Zeytinlik'te doğa yürüyüşü:
“ALTIN MADENİNE HAYIR”
Ödemiş'in Zeytinlik (Gölcük)
beldesinde, Küçükmenderes
Havzası Tarih ve Doğa
Katliamına Hayır Platformu
(Havza-Plat) tarafından
düzenlenen “Altın Madenine
Hayır Doğa Yürüyüşü” Pazar
günü büyük bir katılımla
yapıldı.
Belde meydanında köy muhtarı Ferit Aynalı'nın kahvesinde
toplanan çok sayıda vatandaş
Zeytinlik köyünden Oğuzlar
köyü üzerindeki maden arama
ruhsatı istenen bölgeye yürüdü.
1500'e yakın vatandaşın katıldığı yürüyüş harmandalı oynayarak sona erdi. 4-5'te
Güvercin
2'de
2
Güvercin!
Gündemden düşmeyen seçim, aday…
Siyaseti bir müddetliğine bırakalım.
Nasılsa onlar bizi bırakmaz… Bu gün de
güvercin üzerinde kalem yürütelim.
Güvercine ait anonim bir türküyü
yazalım önce:
“Güvercin uçuverdi,
Kanadını açıverdi,
Ben onu sevmiştim,
O bırakıp kaçıverdi!”
Burada seven, sevdiğinin kaçışını
güvercine veriyor ama onun pek suçu
yok, çünkü güvercinin “kötü kuş” diye
eve melekler inmez diye bir kez adı
çıkmıştır.
Güvercinin uğurlu mu, uğursuz mu,
beslendiği eve melekler gelir mi gelmez
mi konusunun cevabını yazımızın
sonlarına doğru yazalım.
Yine bir kuştan, hatta iki kuştan
yazalım.
Baykuş..
Yaratılırken o, çirkin yaratılmış. Bunun
için yaradana küsmüş..
Yaradan da onun gönlünü almak için:
“Sana her gün yemeklik bire serçe
ayırdım!” demiş.
Baykuş insanla dalga geçer...
Başınızı eğdiğiniz zaman o da eğer,
kaldırdığınız zaman o da kaldırır,
gözlerini açar korkutmak ister. Çocuksa
karşındaki korkar.
Baykuş'un kralı vardır. Ulukuş!
8 Aralık
9 Aralık
10 Aralık
08 Aralık 2014 / Pazartesi
Mustafa
ERDAL
Karanlık kış gecelerinin kuşudur o...
Guluu, Gulu diye ses çıkarır.
Çocukluğumuzda sanki duyacakmış
gibi ebeveynimiz “git uğursuz ulukuş!”
diye kovalarlardı.
Baykuş familyasından Ulukuş
uğursuz, güvercin uğursuz mu?
Sürgit zaman duyarım, uğursuz diye.
Ama böyle batıl deyişlere inanmam,
çünkü modern dinimiz İslamiyet bunları,
böyle şeyleri kabul etmez!
Buna rağmen merhum Bülent Ecevit
hayatı boyunca dağlara taşlara Karaoğlan
Ecevit yazıldığı zamanlarda seçim
otobüsünden, miting meydanlarından ak
güvercini eksik etmedi..
Daha ilk kelimesi ağzından çıkmadan
ak güvercinleri uçururdu!
Cumhuriyet partisi genel başkanı iken
Ecevit Torbalı-Atalan köyüne geldi, orada
Ak güvercinleri uçururken; “Toprak
işleyenin su kullanın!” dedi. Ters
tepmişti deyişi, şimşekleri üzerine çekti,
partisi puan kaybetti!
Gelindi 12 Eylül 1980 askeri
darbesine. Diğer partilerde olduğu gibi
partisi kapandı.
Galiba yine ak güvercin uçurmuştu!
Sonra efendim Sosyal Demokrat
Partisi'ni kurdu. Daha doğrusu kendi
yasaklıydı eşi Rahşan Ecevit kurdu. Ak
güvercinler yine yanında!
Ağır olsun, temiz olsun dedi, çok
TUTKUN Eczanesi
BATI Eczanesi
GÖNÜL Eczanesi
544 22 22
599 08 03
544 66 85
Kayıp İlanı
Evlilik cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
Hüseyin Kara
bekledi, siyasi yasağı kalktı tek başına
iktidar olacak gibi oy aldı. Mitinglerde
uçurduğu Ak güvercinler yine kendisine
onun istediği gibi yar olmadı!
Tek başına doyum-döküm iktidar
olamadı..
Olamadı ama o yine Zati Sungur
illüzyonisti gibi ak güvercinler çıkardı
üzerinden ama, boşuna.
Görülen kötü gidiş güvercinden mi
gelme?
Hiç de değil! Her kuş masumdur. Ters
gidişatı güvercine vermek hiç doğru
değil!
Atınız üzerine suçu.
Savunamaz ki kendisini.
Gu-guguk diye ses çıkarması onun
savunması olamaz ki..
Demokrat Parti zamanında Lüpbey
(Çamyayla) köyüne kongreye gitmişim,
parti reisi Baki Marmara ile.
Yolun her iki yönü uzun-mevzun çam
ağaçları ile doluydu.
Belleri balta, tahra ile kesilmiş çıra
alınmıştı!
Baki bey köylülere sordu:
“Kim kesti bu çam ağaçlarını?”
“Feti bey, Feti bey kesti!”
Feti bey köyün mecnunu.
Kuşlar masumdur!
Kendi suçumuzu sevgili, masum
kuşlarımızın üzerine atmayalım!
Saygılarımla.
Osmanlıca!
“Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi
bilmezem / Yâ muhît olmış gözümden
günbed-i devvâra su”
“Ağacın eyisi özünden olur / Yiğidin
eyisi sözünden olur / El için ağlayan
gözünden olur / Ağlama hey gözü yaşın
sevdiğim”
“Uyur idik uyardılar / Diriye saydılar
bizi / Koyun olduk, ses anladık / Sürüye
saydılar bizi”
Yukarıdaki alıntı dizelerden hangisini
daha rahat anladınız desem doğal olarak
'son ikisini' diyeceksiniz.
Buraya döneceğim yine.
Son dönemde, Milli Eğitim Şurası
kaynaklı tartışmaları izliyorsunuzdur ya
da başlıklar halinde okuyorsunuzdur.
Tartışmalarla ilgili söylenecek çok şey ve
ele alınacak çok konu başlığı var ama
ben dilimin döndüğünce, sizin de anlayacağınız şekilde 'Osmanlıca' konusuna
açıklık getirmeye çalışacağım.
Türkçe, Orta Asya kökenli bir dildir ve
eldeki en eski belgeler MS 7 ve 8. yüzyıllara aittir. Bugünkü Mogolistan sınırları
içinde yer alan Orhun bölgesinde bulunduğu için bu anıt yazılar Orhun Yazıtları
olarak bilinir. Türkçe'nin tarih sahnesinde
ilk adının duyulduğu yerlerde Ural ve
Altay dağları bulunduğu için, Türkçe UralAltay dil ailesinde yer alır. Türkçe'nin o
dönemdeki yazı dili de Göktürk ve Uygur
yazısıdır.
Türkler genel kabul gördüğü üzere
bu yüzyıllardan itibaren dünyanın birçok
bölgesine göç etmişler, kültürlerini de
beraberinde götürmüşlerdir. Götürmüşlerdir ama gittikleri yerlerde de içine
girdikleri kültürlerden etkilenmişlerdir. Bu
etkileşim, en çok dilde görülmüştür.
Zaman içinde farklı bölgelerde yeni
yeni devletler kuran Türk'lerin bir
bölümü, Muş'un Malazgirt ovasında 1071
yılında yapılan savaşın ardından Anadolu'ya yerleşmişlerdir.
Beylikler döneminin ardından Osmanlı devletinin kuruluşu, Türk soyunun
Anadolu'da yerleşmesi ve kalıcılaşması
açısından önemli bir gelişme olmuştur.
Bu sıralarda İslamiyet'in de dünyanın
dört bir yanına yayılması söz konusudur.
Türk'lerin Anadolu'ya gelmesi, Arap
yarımadasında doğan İslam ordularının
da doğuya doğru ilerlemesi nedeniyle
Türk kültürü zaman içinde İslam ve Arap
kültürünün etkisi altında kalmıştır.
Göktürkçe, Uygurca ve Karahanlı
Türkçesi'nin ardından Anadolu'ya
yerleşen Türkler, Arap alfabesi ile
karşılaşmışlar ve yazı dillerini de Arap
alfabesi olarak belirlemişlerdir. Fakat
konuşma dili Türkçe'dir.
Bu değişim, dünyanın farklı
bölgelerinde farklı biçimlerde yaşanmış,
zaman içinde devletleşen Özbekistan,
Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan
gibi yeni Türk devletleri farklı yazı dillerini
benimsemişlerdi. Kuzeyde devletleşen
Türk devletlerinin kimileri Slav kökenli
Kiril alfabesini yazı dili olarak kabul
etmişlerdir.
Adını andığım Türk devletlerinde
konuşulan dil birbirinden çok değişik ve
kullanılan alfabeler farklı olsa da köken
olarak Türkçe'dir.
600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu
bünyesinde konuşulan dil de Anadolu
Türkçesi'dir. Fakat özellikle edebiyatta
ikili bir yol izlenmiş, halk bugün de
rahatlıkla anlayabildiğimiz Türkçe'yi
konuşurken, saray çevresinde Arap
edebiyatının etkisiyle üretilen edebi
eserlerde kullanılan dil Arapça ve Farsça
kökenli sözcüklerin ağırlıklı olarak
kullanıldığı zorlama ve karma bir dil
haline gelmiştir.
Yazımın girişinde üç şairden yaptığım
alıntı Osmanlı döneminde yazılan
şiirlerden yapılan alıntıdır. Bunların
hemen hemen hepsi bugün Latin
harflerine çevrilmiştir ve okuma yazması
olan bütün vatandaşlar tarafından
rahatlıkla okunmaktadır. Yani “dedemizin
mektubunu okuyamıyoruz” sızlanması
haklı bir gerekçe değildir.
Kaldı ki dedemizin okuma yazması
da büyük ölçüde yoktu!
Dedemizin mektubu olsa bile eğer
içinde Arapça ve Farsça sözcükler
çoğunlukta ise yine anlamakta oldukça
zorluk çekeceğimiz kesin. İlk alıntı
Fuzuli'nin Su Kasidesi'nden alınmış bir
ikiliktir. Kaçınız anladınız? İkinci alıntı
Karacaoğlan'dan son alıntı da Şeyh
Bedreddin'dendir.
Sizce hangisi millidir!
Ve ille de millilik aranıyorsa o zaman
yeniden Göktürk alfabesine dönmemiz
gerekir.
Bana göre, yabancı dil öğrenimi,
ülkenin gerçeklerine, ekonomik ve sosyal
ilişkilerine göre değişmeli, isteyen
öğrenciler Arapça, Farsça, Rusça, Yunanca
hatta Kürtçe öğrenebilmelidir. Bu dilleri
konuşan ülkelerle işbirliği içinde olmamız
nedeniyle ülkemizin bu dilleri konuşan
yetkin uzmanlara ihtiyacı vardır.
Ama dünyada Osmanlıca konuşan bir
ülke yoktur. Olmadığı gibi böyle bir dil de
yoktur. Burada arzulanan Arap harfleridir.
Arap harflerini okuyunca da okuduğunu
kavrama hemen olacak iş değildir. Arap
harflerini okuyabiliyoruz diye eski
metinleri hemencecik anlayacak değiliz.
Hele hele okusak bile Arapça'yı anlamak
hiç mümkün değildir. Bu durum, aynı
Latin harfleri ile yazılan
İngilizce/Almanca/Fransızca metinleri
okuyup anlayamamak gibidir.
Korkularımızdan dolayı adını andığım
dilleri öğretememiş, halkımızı İngilizce'ye
bağlı kılmışız.
Hadi canım sende demeyin, üç-beş
yıl sonra neler istenir bilemiyorum ama
Latin harflerinden Arap harflerine dönüş,
Türkiye'nin Batı'dan kopması Ortadoğu
kargaşasına katılması demektir.
Sonra; Türkçe, aynı konuşma ve yazı
diline sahip olmasa da bugün dünyanın
en çok konuşulan dilleri arasındadır. Belki
de yapılması gereken işlerden biri, bu
farklı şiveleri merkezileştirmek ve tek bir
yazı diline kavuşmaktır.
Şimdilik bu kadar yetsin…
Dağıtım
Yayın Hakkı Sahibi
Şükran Berber
Sor. Yazı İşl. Müdürü
foto: studyo35mm
Sermin Akçakmak
Genel Koordinatör
Osman Berber
0 505 648 03 72
Haber koordinatörü
Başar Uçar
0 530 781 24 58
Muhabir
Kerem Karamanlıoğlu
0 544 975 50 98
Sayfa editörü
Şakir Keskin
0 535 456 45 24
YÖNETİM YAZIŞMA ADRESİ
Cumhuriyet Cad. 2 / Ödemiş
3
08
21Aralık
Ekim 2014
2014 // Salı
Pazartesi
TORBALI ESNAFINA
İZBAN UYARISI!
Bayındır Ülfet Onart Anadolu
Lisesi'ndeki “Sosyal Etkinlikler”
dersi çerçevesindeki ilçedeki
tarihi ve kültürel varlıkları
tanıma gezileri düzenleniyor.
Bayındır Ülfet Onart
Anadolu Lisesi öğretmenleri
Hülya Öz ve Zeynep Sakine
Tekbaş'ın yıllık çalışma
planlarına aldıkları Tarihi ve
Kültürel varlıkları tanıtma
amacına uygun olarak 70 kişilik
bir genç grubuyla Bayındırdaki
kültürel varlıklar gezildi.
Bayındır Gençlik Merkezi
işbirliğiyle düzenlenen gezide
öğrenciler ilçelerini farklı bir
açıdan inceleme fırsatı buldu.
Geziye Bayındır Gençlik
Merkezi Müdürü Erdal İnce ve
Gençlik liderleri katıldı.
Bayındır Gençlik Merkezi
Müdürü Erdal İnce “Gençlerin
tarihi, sosyal ve kültürel
varlıklarımız konusunda bilgi
alıyor olması onların geleceğe
hazırlanması konusunda
oldukça önemlidir. Var
gücümüzle gençlik için
çalışmaya ve onları
bilgilendirmeye devam
etmeliyiz” dedi.
Tire, altyapısı tamamlanan
cadde ve sokakları yeniliyor
Haber Merkezi - Tire Belediyesi
ve İzmir Büyükşehir
Belediyesi'nin ortaklaşa
yürüttüğü çalışmalar tüm hızıyla
devam ediyor. 6360 sayılı yasa
ile mahalleye dönüşen köylerde
yapılan çalışmalar sonrasında
ekipler ilçe merkezine de el
attı.
Gediz Elektrik ve İZSU'nun
alt yapısını tamamladığı cadde
ve sokaklarda çalışma yapan
ekipler birçok noktada da parke
taşı, kaldırım ve bordür
düzenlemeleri yaptı.
“ESNAF ÇALIŞMALARDAN
MEMNUN”
İlçenin en uzun
caddelerinden biri olan Atatürk
Caddesi'nde yapılan çalışmalar
esnafı memnun etti. Elektrik
kablolarının yer altına alınması
nedeniyle bozulan kaldırım ve
bordürlerin sil baştan
yenilenmesi çarşı esnafı
tarafından memnuniyetle
karşılandı.
Çarşı esnafı adına çalışmalar
hakkında açıklamalar yapan
CHP'li Belediye Meclis Üyesi
Nazmi Bezci, “Yapılan
çalışmalar biz çarşı esnafını
memnun etti. Elektrik alt yapı
çalışmaları nedeniyle
kaldırımlarımız delik deşik
olmuş ve bordürlerimiz
sökülmüştü. Çoğu esnaf
arkadaşımız bozulan yerlerde
geçici tamiratlar yapılacağını
düşünüyordu. Belediyemiz
tamirat yerine komple
yenilemeye gitti.
Kaldırımlarımız tamamen
yenilenecek. Hem belediye
meclis üyesi olarak hem de
çarşı esnafı olarak, esnaf
arkadaşlarım adına, belediye
başkanımıza ve çalışmalarda
emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum” dedi.
HER YERDE ÇALIŞMA VAR
Ekipler gece, gündüz, hafta
sonu demeden ilçenin farklı
noktalarında çalışmalarına
devam ediyor. Yapılan
çalışmalar neticesinde Tire Asri
Kabristanlığı komple elden
geçirildi. Baştan sonra
temizlenen mezarlıkta,
ağaçların etrafı çim bordürlerle
döşenirken, mezarlık girişinde
parke taşı düzeltme işi yapıldı.
Cumhuriyet Meydanı'nda
asfalt yamama, 1. ve 2.
Göçmenler Sokak, 1. ve 2. Dere
Sokak ve Buğdaydede
mevkiinde beton ve kilit parke
tamir işlemleri tamamlandı.
Ayrıca Atatürk Mahallesi'nde
devam eden çalışmalarda şu
ana kadar 3500 metrekarelik
alana sıcak asfaltlama yapıldı.
(İHA) - Torbalı Ticaret Odası'nın
meslek gruplarına yönelik
olarak gerçekleştirdiği
toplantılar devam ediyor. Her
hafta bir meslek grubunu
toplayan ve üyelerin sorunlarını
dinleyen Torbalı Ticaret Odası,
hafta sonu Merve Restaurant'ta
'Dayanıklı Tüketim Malları ve
Perakende Tekstil'satışı yapan
işletme sahipleriyle
gerçekleştirdi. Meclis Başkanı
Erkan Aksoy'un açılış
konuşması ile başlayan
toplantıda ilçe esnafının
durumu ele alındı. Herkesin
markalaşmak zorunda olduğu
ve ortaklıkların artması
gerektiğine değinen Ticaret
Odası Başkanı Abdulvahap
Olgun; “Esnafımız, kaliteli
hizmet ile vatandaşın ilçe
dışına gitmesini engelleyebilir.
Çok yakında İZBAN seferleri
başlayacak. İzmir daha da
yakınlaşacak. 12 dakikada
Gaziemir'e, 28 dakikada ise
Basmane'ye varılabilecek.
Tepeköy İstasyonu'ndan trene
binen vatandaş Aliağa'ya kadar
gidebilecek. İZBAN, aslında bir
nimetken esnaf için
dezavantaja dönüşebilir. Eğer
işletmelerimiz kendini geliştirir,
ürün kalitesini ve çeşitliliğini
arttırırsa hiçbir sorun
yaşanmaz. Aksi halde, vatandaş
alış veriş için İzmir'i tercih eder”
dedi.
İZMİR YAKINLAŞACAK
İZBAN seferlerinin çok kısa
bir süre içerisinde başlayacağını
da sözlerine ekleyen Başkan
Olgun, “Bu yatırım ile İzmir çok
daha yakınlaşacak. İZBAN'ın bir
yandan nimet bir yandan da
külfet olduğunu daha önce
belirtmiştik. Gerçekten de
İZBAN ulaşım açısından ilçe
halkı için büyük bir nimet.
Ancak gerek ilçeyi ikiye
ayırması gerekse de araç üst
geçitleri Torbalı için bir külfet
konumunda. Seferler 3
dakikada bir olacak. Eğer,
esnafımız kendini geliştirmez,
ürün çeşitliliğini ve kalitesini
arttırmazsa, halk da alış veriş
için ilçe dışına kaçar. Artık
yakınmayı ve hayıflanmayı bir
kenara bırakacağız. İlçe halkı,
alış veriş için 'Karşıyaka'ya,
Gaziemir'e gitmeliyim'
dememeli. Ticaretimizi
geliştiremezsek, hepimiz
kepenk kapatır ve Torbalı'daki
bu fabrikalarda işçi oluruz.
Gerekli alt yapıyı oluşturun ve
gelecek için adımlar atın. Yerel
markalarımız oluşmalı, küçük
esnaf birleşip ortaklıklar
kurmalı” ifadelerini kullandı.
MARKA KENT OLMALIYIZ
Oda üyelerinin en
büyüğünden en küçüğüne
kadar hepsinin sorunlarına
vakıf olduklarını da sözlerine
ekleyen Abdulvahap Olgun,
esnafla her fabrikaya hizmet
temini için görüşmeye
gidebileceğini söyledi.
İnsanların aradığı her şeyi
burada bulması gerektiğine de
değinen Olgun, kalite
noktasında istenen düzeye
ulaşılamadığını belirtti. Artık
ülkelerin değil marka şehirlerin
birbiriyle yarıştığını söyleyen
TTO Başkanı Olgun: “Bu yüzden
hem işletmemizi
markalaştıracağız hem de
Torbalı'yı. 150 bin kişinin
yaşadığı bir kentte esnafımız
bu vatandaşı dışarı
kaçırtmamalı. Alış veriş, hizmet
alımı, yemek yeme gibi
konularda Torbalı'nın parası
Torbalı'da kalmalı. Bu prensibe
el birliği ile sarılıp, işimizi
geliştirecek çalışmalara imza
atmalıyız. Yenilik, inivasyon,
teşebbüs ruhu başucu
kelimelerimiz olmalı ” dedi.
Konuşmaların ardından, üyeler
sorunlarını dile getirdi.
Genellikle personel sıkıntısı
yaşadıklarını ifade eden üyeler,
kurs açılarak perakende satış
elemanının yetiştirilmesini
istedi.
4
08 Aralık 2014 / Pazartesi
HAVZA-PLAT YÜRÜYÜŞ ÖNCESİNDE
SİYASİ PARTİLERİ ZİYARET ETTİ
“BU TOPRAKLAR
HEPİMİZİN”
Kerem Karamanlıoğlu Küçükmenderes Havzası Tarih
ve Doğa Katliamına Hayır
Platformu üyeleri Gölcük ve
Oğuzlar bölgesinde aranmak
istenen altın madenine karşı
YAPILACAK DOĞA yürüyüşü
öncesinde siyasi patileri ziyaret
etti.
Platform üyesi Özkan
Akgün, Elvan Boz, Av. Erdem
Boyacı, Selami Sönmez, Ömer
Akşahan Cumartesi günü saat
10.30'da Ödemiş Ak Parti ilçe
merkezine öğleden sonra saat
15.00'te de MHP ilçe merkezini
ziyaret ettiler.
Ak Parti Ödemiş'in yeni ilçe
başkanı Halil Demir'e yeni
görevinde başarılar dileyen
Havza-Plat üyeleri, Gölcük ve
Oğuzlar bölgesinde altın
aramalarına karşı yapılacak
doğa yürüyüşü öncesinde
yürüyüşle ilgili bilgi vererek Ak
Parti Ödemiş'ten destek
olmalarını isteyip Ödemiş için
birlikte olmaya çağrı yaptılar.
Platform üyesi Özkan
Akgün şunları söyledi: “Bizler
doğamızı, tarihimizi seven sahip
çıkan insanlar olarak
Küçükmenderes Havzası Tarih
ve Doğa Katliamına Hayır
Platformu adı altında bir
aradayız. Daha önceki yıllarda
Birgi'nin üzerindeki alanda
aranmak istenen altın madenine
hayır dedik ve durdurduk.
Geçtiğimiz günlerde Koza Altın
firmasının altın arama istemine
karşı olduk. Bugün de farklı bir
firma yine bölgemizde aramak
yapmak istiyor. Biz dün olduğu
gibi bugün de topraklarımızın
dokunulmamasını,
kirletilmemesini, tarım
alanlarımızın zarar görmemesi
için karşı duruyoruz. Hepimizin
ideolojileri farklı olabilir ancak
bu konuda hepimiz bu
topraklarda yaşıyoruz. Bunun
için toprağımıza, suyumuza,
havamıza, doğamıza, tarımımıza
sahip çıkmamız gerekiyor. Pazar
günüde Zeytinlik'te herkesin
katılacağı bir doğa yürüyüşümüz
var sizleri de bekliyoruz” dedi.
Ak Parti İlçe Başkanı Halil
Demir, “Bu konuyu bizler de
takip ediyoruz. Geçen hafta
bizim de kongre hazırlığımız ve
yoğunluğumuz vardı. Bu yüzden
eksikliklerimiz olabilir bugün
karşılıklı bilgi alışverişinde
bulunalım. Dediğiniz gibi
herkesin ideolojisi farklı olabilir
ancak burada hepimiz bu
topraklarda yaşıyoruz.
Toprağımıza elbette hep birlikte
sahip çıkacağız. Başka Ödemiş
ya da başka Gölcük yaylası yok.
Tabi ki yer altı kaynaklarımızı da
farklı bölgelerimizde zararı
minimuma indirerek
kullanmamız gerekiyor. Bu
bölge tarım bölgesi hayvancılık
bölgesidir. Dağlarımızda da
tarım yoğun yapılmaktadır.
Bizde bu konuyu kendi içimizde
değerlendiriyoruz. Gerekli
çalışmalarda buradayız” dedi.
Havza Plat Üyeleri daha
sonra MHP Ödemiş İlçe Başkanı
Metin Kırlı'yı makamında ziyaret
etti.
Özkan Akgün burada da
konuyu MHP İlçe Başkanı Metin
Kırlı ile paylaştı.
Metin Kırlı da destek
vereceklerini altın arama
istemine karşı olduklarını
belirtti.
Kırlı, “Bizim ovamız
dağlarımız dünyadaki 3 verimli
ovadan bir tanesi. Yerüstü
zenginliklerimiz oldukça fazla.
Bizim burası tarımsal anlamda
altın yumurtlayan bir tavuk gibi.
Bu yüzden MHP olarak biz de
Ödemiş'imizin ve yaylalarımızın
dokunulmasına kirletilmesine
zarar görmesini istemiyoruz. Bu
konuda hepimiz aynı fikirdeyiz.
Bizde sizlerin destekçisiyiz”
dedi.
Zeytinlik'te doğa yürüyüşü:
“ALTIN MADENİNE HAYIR”
Ö
demiş'in Zeytinlik
(Gölcük) beldesinde,
Küçükmenderes Havzası
Tarih ve Doğa Katliamına Hayır
Platformu (Havza-Plat) tarafından düzenlenen “Altın Madenine Hayır Doğa Yürüyüşü” Pazar günü büyük bir katılımla
yapıldı.
Belde meydanında köy muhtarı Ferit Aynalı'nın kahvesinde
toplanan çok sayıda vatandaş
Zeytinlik köyünden Oğuzlar köyü üzerindeki maden arama
ruhsatı istenen bölgeye yürüdü.
1500'e yakın vatandaşın katıldığı yürüyüş harmandalı oynayarak sona erdi.
Saat 11.00'de başlayan 'altın
madenine hayır doğa yürüyüşü'ne Küçükmenderes Havzası
Tarih ve Doğa Katliamına Hayır
Platformu üyeleri, CHP İzmir İl
Başkan Yardımcısı Dr. Ülkümen
Rodoplu, CHP İlçe Başkanı
Mehmet Birlik, CHP Kadın
Kolları Başkanı Emine Barut,
CHP Gençlik Kolları Başkanı
Mehmet Dalar, CHP İzmir
Büyükşehir Belediye Meclis
Üyesi Ali Demirel, CHP'li
Ödemiş Belediye Meclis üyeleri,
Ödemiş Baro Temsilcisi Av.
Erdem Boyacı ve avukatlar,
Eğitim Sen Ödemiş Temsilcisi
Selim Şahan, Ödemiş Eğitim İş
Temsilcisi Ümran Akça Ateş ve
öğretmenler, ADD Ödemiş
Şubesi üyeleri, ÇYDD Ödemiş
Şube Başkanı Ömer Akşahan ve
üyeleri, İzmir, İstanbul ve
Ankara'dan yürüyüş için gelen
Ödemişliler, mahalle muhtarları
ve vatandaşlar katıldı. Kent
Konseyi başkanı Mesut Ekmekçi
de yürüyüş öncesi köy
meydanına gelerek, başarı
diledi.
Yaklaşık binbeşyüz kişinin
katıldığı yürüyüşün bitiminde
alanda toplananlara hitaben bir
konuşma yapan Havza-Plat
sözcüsü Özkan Akgün
Küçükmenderes Havzasının
tarihi, turistlik ve tarımsal değeri
bulunduğuna dikkate çekerek
bölgede yaşayan vatandaşlar
olarak bu tür girişimlerin her
zaman karşısında duracaklarını
söyledi.
Yürüyüş kolunun önünde
altın madeni konusunda yazılan
pankart ve dövizleri taşıyan
çocuklar da yürüyüş boyunca,
'Altın Madeni İstemiyoruz',
'Gerçek Altın Biziz', 'Gelecek
Bizim, Biz Geleceğiz' gibi
sloganlar attılar.
Zaman zaman patika
yollardan geçen yürüyüşçüler,
bölgenin bol bol fotoğrafını
çekmeyi de ihmal etmediler.
Türk bayraklarının da
taşındığı yürüyüş boyunca,
katılımcılar, bu tür doğa
yürüyüşlerinin düzenlemesi
gerektiğini ve bölgede altın
aramak isteyen firmalara karşı
devamlı olarak zinde olunası
gerektiğini söylediler.
“KENDİNİZİ ALKIŞLAYIN”
Akgün yaklaşık 1 saat süren
yürüyüşün sonunda yaptığı
konuşmada, “Sevgili çevre
dostları yaşadığı coğrafyanın
devamlılığını isteyen duyarlı
insanlar üzerinde bulundunuz
özel toprak etrafınızda sizi
çevreleyen bitkiler soluduğunuz
hava yolda yudumladığınız su
ve onların geleceğe
sürdürülmesi adına katkılarınız
için öncelikle kendinizi
alkışlayın” diyerek, alanda
toplanan kabalığın coşmasını
sağladı.
Zafer Mah. Şehit Turan Emeksiz Cad.
No: 24 ( Şeker Camii Karşısı) ÖDEMİŞ
Türkmen Mahallesi Ordu Caddesi No: 156/1 ÖDEMİŞ
5
08 Aralık 2014 / Pazartesi
08.12.2014
05:36
07:04
12:07
14:35
16:58
18:20
Minikler göz kontrolünde
Akgün yaptığı açıklamada
şunları söyledi:
“26077 DEKARLIK ALAN
TEHLİKEDE”
“Bulunduğumuz nokta, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden 14 Kasım 2014 tarihli izinle,
altın ve gümüş madeni ocağı
işletilmesi için, Çevresel Etki
Değerlendirme, yani ÇED sürecinin başlatıldığı, 216 dekarlık
dikdörtgen alanın alt köşesidir.
Aynı kişiye ait olan, 26077
dekarlık, Zeytinlik, Günlüce,
Çobanlar, Gölcük
dikdörtgenindeki Maden İşleri
Genel Müdürlüğünden alınan
arama ruhsatı, ayrı bir
potansiyel tehlike olarak
durmaktadır. Aslında
Alaşehir'den, Kemalpaşa'ya
kadar ulaşan Bozdağlar
üzerindeki 17 ayrı arama
ruhsatı, bundan sonrada olası
tehditlerin devam edeceğini
gösteriyor. Zira bundan 3 yıl
önce Bozdağ zirve güneyinde
Kemer Yılanlı üzerinde arama
ruhsatı, 3 ay önce ise hemen
karşımızda, Avcılar çeşmesi
altındaki ÇED süreci, gerek
halkın ve Havzaplat'ın tepkisi,
gerekse duyarlı atanmış
seçilmişlerin katkısıyla geri
püskürtülmüştü. Bilimsel ve
resmi istatistikler ışığında
ülkemiz tarım alanlarının binde
dördünü oluşturmasına karşın
ülke tarımsal hâsılasının %5'ini
katkı koyan, yani Türkiye birim
getiri ortalamasının 12 katı
getiriye sahip, dünya incir
üretiminin%8'ini, patates
üretiminde İzmir'in yüzde
%98'ini Türkiye'nin %10'unu
ülke aşılı meyve fidanının
yarısını, park bahçe bitkilerinin
şimdilik %20'sini, İzmir tarımsal
hâsılasının %70'ini, Türkiye
büyükbaş hayvan varlığının
%4'ünü süt üretiminin %10'unu
Küçükmenderes toprakları
karşılıyor. Bozdağlar sıradağları
üzerinde 70 tür endemik bitki
bir arada yaşıyor ve 3 tür
endemik bitki dünyada tek bu
ekosistem de yaşayabiliyor.”
“YER ÜSTÜ DEĞERLER HİÇ
BİR MADENLE KIYASLANAMAZ”
“Yani 500 bin insanın alın
teriyle bereketlenen, 1,7 milyon
dekarlık Küçükmenderes
topraklarının yer üstü değerleri,
hiçbir altın madeniyle
kıyaslanamaz. Dolayısıyla,
ideolojik, etnik, dini,
mezhepsel, ekonomik ya da
kişisel nedenlerden dolayı bir
anlık adam sendeciliğe ayrılığa
ve gerçeklerden uzaklaşmaya
lüksümüz yoktur. Her anımızda
sahip olduklarımızı unutmayıp
gelecek kuşaklara taşıma
sorumluluğunda olmalıyız.”
“HAVZA PLAT BU
SORUMLULUĞU
ÖZÜMSEMİŞTİR”
Küçükmenderes Havzası
Tarih ve Doğa Katliamına Hayır
Platformu, kısaca Havzaplat ise
bu sorumluğu özümsemiş
insanların bir araya gelmesiyle
oluşmuştur. Evrensel değerler
idealinden, siyaset üstü yapısı,
ortak kesişmemiz doğanın devamlılığında, hepimizin birlikteliği ile oluşan bu örgütlenme,
sürdürülebilir de olmalıdır.”
“BU TOPRAKLAR DÜNYANIN
EN ÖZEL TARIM HAVZASI”
“Altını çizerek söylemeliyiz ki
en başta atanmış ve seçilmişler
sonrada dünyanın en özel tarım
havzalarından biri olan bu
toprakların üzerindeki herkes
sahip olunan değerler
bütününün sorumluluğunu
özümserler ve bu bilinçle
kararların altına imza atarlar.
Bugün yürüyüşümüze katılan
herkese çok teşekkür ederiz
altın madenine hayır.”
“BU TÜR GİRİŞİMLERİN HER
ZAMAN KARŞISINDAYIZ”
Çevre köylerin muhtarları ve
Ödemiş'teki çok sayıda sivil
toplum kuruluşu temsilcisi ve
üyelerinin destek verdiği doğa
yürüyüşünün güzel bir duyarlılık
oluşturduğunu söyleyen Zeytinlik Köyü Muhtarı Ferit Aynalı
da “Toprağımız, suyumuz ve
havamız değerlidir. Bu bölgede
kesinlikle altın madeni istemiyoruz ve her zaman bu tür girişimlerin karşısında duracağız” dedi.
Aynalı, kendilerine destek
veren sivil toplum kuruluşu
üyelerine teşekkür etti.
Vatandaşlar maden aranması
için izin alınmak isteyen bölgede harmandalı oynadı ve ellerindeki pankartları bölgede bırakarak Zeytinlik'e geri döndü.
Yanbastı Kardeşler Anaokulu 4
Yaş A ve B sınıfları Üç Eylül Tıp
Merkezine göz taramasına gitti.
Göz doktoru Ayhan Önal
anaokulu öğrencilerine göz
hakkında bilgiler verdi.
Dr. Önal, göze faydalı olan
gıdaların neler olduğunu ve
televizyon bilgisayar ve benzeri
aletlerle gözün yorulmaması
gerektiğini anlattı.
Daha sonra öğrencileri tek
tek muayene eden Dr. Önal
çocuklara muayenehanesindeki
cihazları tanıttı. Okul Müdürü
Süleyman Arslan da bu yaşta
göz muayenelerinin önemli
olduğunu eğer bir kusur varsa
erken yaşta önlem alınması
gerektiğini belirtti. Arslan bu
fırsatı sundukları için Üç Eylül
Tıp Merkezine Göz doktoru
Ayhan Önal ve öğrenci velisi
Sevil Sevgican'a teşekkür etti.
internet sitemize göz attınız mı?
www.kucukmenderes.com.tr
1962'den beri hizmetinizdeyiz
0850 22 18 14
Facebook.com/ozsanal
Twitter.com/ozsanal
www.ozsanal.com.tr
Hastane Caddesi Ödemiş Öğretmenevi Karşısı
6
08 Aralık 2014 / Pazartesi
Konfüçyus,
“DUYARSAM UNUTURUM,
GÖRÜRSEM HATIRLARIM,
YAPARSAM ÖĞRENİRİM,” diyor.
Biz de bu tarhana yapmasını
“yaparak öğrendik. Bizden alıp
başkaları da yaparsa mutlu oluruz.”
Araştıran- Derleyen-Yazan
Ramazan ARAS
Yaz sonu, sonbaharın ilk
günlerinde kış hazırlıkları başlar.
Evlerimizde kışlık yiyecekler tarhana,
makarna, kuskus, yufka, turşu, çeşitli
reçeller ve çeşitli konserveler yapılır.
Bunlar arasında tarhana önemli bir yer
tutar. Çevremizde tarhana yapılmadan
asla olmaz. Tarhananın yapılması pek
kolay bir iş değildir. Bunu yapanlar bilir.
Biz de ve çevremizdeki komşular
her yıl muhakkak kışlık tarhanamızı
yaparız. Bu da ailemizden,
büyüklerimizden, çevremizden
gördüğümüz, getirdiğimiz bir
alışkanlıktır, gelenektir, adettir. Tarhana
yapamazsak kendimizde bir eksiklik
hissederiz.
Bizim tarhana nasıl yapılır?
Ülkemizin çeşitli yörelerinde tarhana
yapılır. Tahıl ve yoğurt kullanılır. Bizde
ise UN, BİBER, DOMATES, YOĞURT,
SOĞAN gibi temel ürünler kullanılır.
Buna UN TARHANA, UNLU TARHANA,
MUHACİR TARHANASI, TRAKYA
TARHANASI gibi adlar verilmektedir.
Tarhana ev yapımı olduğu gibi,
bazı yerlerde fabrikasyon olarak da
yapıldığını gördük. Şimdi biz, sizinle
yaparak-yaşayarak öğrendiğimiz
tarhanayı yapalım.
TARHANA NASIL YAPILIR?
Malzemeler
1. 3 kg UN (temeldir)
2. 4 kg BİBER
(koyu kırmızı yuvarlak biber)
3. 1 kg DOMATES
4. 1 kg SOĞAN (beyaz değil)
5. 2 kg YOĞURT (süzülmüş)
Bunlara ilaveten irmik, tuz, ekmek
mayası (evde yapılmış), geçen yıldan
kalan tarhanadan bir miktar, fırından
alınmış ekmek hamuru ve buna benzer
maddeler tarhana hamuruna katılır.
Bazı aileler evin nüfusuna göre 4050 kg undan tarhana yaparlar. Siz de
istediğiniz kadar tarhana yapmak için,
verilen rakamların 2, 3, 4, 5,...,10 gibi
katlarını alarak tarhananızı
yapabilirsiniz.
Bir örnek verecek olursak:
UN :3 kg x 5 katı = 15 kg
BİBER :1 kg x 5 katı = 20 kg
DOMATES :1 kg x 5 katı = 5 kg
SOĞAN :1kg x 5 katı = 5 kg
YOĞURT :2 kg x 5 katı = 10 kg gibi
ölçüler kullanılabilir.
MALZEMENİN HAZIRLANMASI VE
TARHANANIN YOĞRULMASI
Biberler, yıkanır, çekirdekleri
ayıklanır, doğranır.
Domatesler, yıkanır, bazıların
çekirdekleri ayıklar, doğranır,
kabuklarda soyulabilir.
Soğan, kabukları soyulur, yıkanır,
doğranır.
Yoğurt, bir torbada süzülür.
Biberler, tencereye konur kısık
ateşte yumuşatılır, tam pişirilmez.
Ateşten indirilir bir kevgirden suyu
süzdürülür. Biberler sıcak iken üzerine
doğranmış domates ve soğanlar
dökülür, karıştırılır. Onlar da bu
sıcaklıktan etkilenerek yumuşarlar.
Bazıları da şöyle yapıyorlar; biber
ve domatesleri hamur haline gelene ve
suyunu çekene dek pişiriyor ve ılınınca
kevgirden geçirip salça haline getirip
una katıyor.
Soğan çiğden ilave edilebilir.
Burada önemli olan malzemenin
çıkardığı suyu akıtmaktır. Una karıştığı
zaman hamur çok cıvık olur. Tarhana
istenilen kıvama gelmez.
Komşular, birbirlerine “sen
malzemeyi çiğden mi kattın, pişirip mi
kattın?” diye sorarlar konuşurlar.
Bazıları da “ben anamdan gördüğüm,
bildiğim gibi yaptım” der. Bu şekilde
analarını da anmış, yadetmiş olurlar.
Yukarıdaki işlemler biraz zaman
alır. Malzeme hazır olduktan sonra,
artık tekneye geçilir.
TEKNEYE, leğene, tencereye veya
herhangi bir kaba un eklenerek konur,
ortası havuz gibi açılır. Biber, domates,
soğanlar yani hazır olan malzeme
dökülür. Bazıları da salça haline
getirdikleri malzemeyi koyarlar. Hepsi
aynı yola çıkar. Sonra az miktarda tuz
ilave edilerek, hijyen eldivenler giyilir.
Unla malzeme karıştırılır, yoğurulur. Bu
safha çok zevklidir. Artık tarhana
tekneye girmiştir.
Tarhanaya hiçbir evrede su
katılmaz. Sakın su katıp yoğurmayın.
Teknedeki tarhanayı karıştırıp
yoğurduktan sonra, üzeri temiz bir
bezle örtülür ekşimeye- mayalanmaya
bırakılır.
Bir iki gün içinde kabarır, hatta
tekneden bile taşabilir. Kabarmaya
başlayınca yumruklanıp yoğurulur.
Bundan sonra her gün sabah akşam
elle, kaşıkla eldivenleri giyerek
yoğurulur.
Teknede tarhananın kalma süresi
bizde onbir gündür. Bunun artısı-eksisi
olur. 9,10,12 gün olur. Bazıları yirmibir
güne dek teknede tutarlarmış.
Tarhanayı çıkarmadan bir gün önce
fazla tuz karıştırılır. Ovalanma
kolaylaşır…
TARHANANIN ÇIKARILMASI
(SERİLMESİ)
Çok önemlidir. Hava; poyraz,
rüzgarlı, güneşli, ılık olmalıdır.
Tarhananın havası bile önemlidir.
Çıkarılacağı gün erkenden kalkılır.
Tel kapılar üzerine çarşaf serilir.
Teknedeki tarhana kaşık kaşık veya elle
kıvamına bağlı, parça parça bez
üzerine serilir. Gölge yer güneş yer
farketmez. Gölge olması tercih edilir.
Dışarda-içerde olabilir.
Serili tarhana suyunu çektikten
sonra ters çevrilmeye başlanır. Daha
sonra küçük parçalara bölünür.
Kurumaya yüz tutar.
Sakın çok kurutmayın. Kıvamına
gelince yani övelenecek (ovalanacak)
duruma gelince, tüm komşular imece
olarak tarhananın başına geçer,
ovalamaya ve tarhanayı çıkarmaya
başlarlar.
Sabah erkenden serilen tarhana
akşama ambara girer.
ÖVELENMESİ (OVALAMA)
Çok kurumadan kıvama geldikten
sonra, övelenmeye başlanır.
Bazıları daha çabuk ve kolay olması
için robottan geçirir ve geçirdikten
sonra, istenirse elenebilir.
Elle övelemeye devam edilir.
Övelenir ve kevgirden ve elekten
elenir.
Tam bu arada imece başlar.
Komşular tarhananın başına toplanır,
övelenir, elenir ve tarhana yerine
yerleşir. Evin bir köşesinde kurumaya
bırakılır.
KURUTULMASI
Kevgirden, elekten elenmiş bu
tarhana içerde veya dışarda gölge bir
yerde temiz bir çarşaf üzerine serilir.
Ara-sıra karıştırılır ve kurutulur. Beş altı
gün sürebilir kurutma işi.
SAKLANMASI (Muhafazası)
İyice kuruduktan sonra, BEZ
TORBAYA konup kış için saklanır. Cam
kavanoza da konabilir. Evde serin bir
yerde güneş görmeyecek şekilde
korunur.
PİŞİRİLMESİ
Tarhana, ocaktaki tencereye su
konur. Tarhana üzerine dökülerek
karıştırılır, pişirilir. Kaynayıncaya kadar
karıştırılır. Karıştırılmazsa topak olur
topaklanır.
Ölçü olarak, bir litre suya takriben
3-4 yemek kaşığı tepeleme tarhana
konur.
Pratik olarak, tencereye tarhanayı
koy üzerine suyu ilave et. Ocağa koy
durmadan karıştır, kaynayıncaya dek
pişir ve sonra indir.
SERVİS
Her insan, her aile durumuna göre
tepsi, kase, bardak, kupa, tabak vb.
kaplara koyar, tüketir.
Tarhananın yenmesi-tüketilmesi;
kuru ekmek doğranır, üzerine kıyma,
kavurma, sucuk, tereyağı vb.
gezdirilerek dökülür.
Tarhananın yanında turşu, kuru
soğan, pırasa, turp vb. yenir.
Tarhananın üzerine nane, pulbiber,
zencefil sepelenir kupa ile içilir.
Tarhanaya fasulye, nohut vb.
yemekleri karıştırılır, yenir. Biz size
şunu diyebiliriz, tarhana harika bir
yiyecektir. Tepside üzerine buğday
ekmeği doğranmış ve üzerine kavurma
serilmiş bir tarhana yemeğine ne
dersiniz?
Afiyet olsun.
TARHANA VE ÜRETİM
Biz daha ziyade üretim üzerinde
durduk. Mesleğimiz gereği (fen bilgisi)
öğrencilerimize yaparak yaşayarak,
deneyler yaparak öğretmeye çalıştık.
Ezber bilgiler zamanla yok oluyor.
İlkemiz; “öğretilen bilgilerin pratik
ve uygulanabilir olması… işe
yaramayanlar üzerinde durmadık. Hep
üretim hep üretim…”
TARHANA OSMAN (Tarhanacı Osman)
Eğer tarhanadan bahsedecek
olursak TARHANA OSMAN'ı
hatırlamadan geçemeyiz. Büyük bir
haksızlık olur. 1964 yılında Doç. Dr.
Osman N. KOÇTÜRK- TARHANA Ankara
Veteriner Hekimler Odası Yayınları,
kitabını yayınlıyor.
Bakın ne diyor: “Tahıllar ve
onlardan hazırlanan makarna, bulgur
ve erişte gibi yiyecekler, fakir besinleri
teşkil ederler. Bunun yanında
TAHILLARLA YOĞURDUN karıştırılması
ve EKŞİTİLMESİYLE (mayalanma)
hazırlanan ve içine BÖLGELERE GÖRE
çeşitli lezzet maddeleri katılan
TARHANA her bakımdan mükemmel ve
dengeli bir besin maddesidir.
Türklerin Orta Asya'dan beri
kullanageldikleri bu harika besin
bugün de Türk köylüsünün bir enerji
kaynağıdır ve yabancı gıda
uzmanlarının da dikkatini çekmiştir.
BESİN ve BESLENME- O.N. KOÇTÜRK
Devam edelim aynı kitabın 156.
Sayfasında: “Beğenmediğimiz ve
kınadığımız tarhana, yapılan
tetkiklerden öğrenildiğine göre, yoğurt
ve tahıllardan yapılan EN İYİ, EN
BESLEYİCİ bir yiyecek, bunu köylülere
bırakarak şehirde SUPANGLE yiyen
şehir çocuğu hem parasını, hem
sağlığını kaybetmekte ve MUHALLEBİ
ÇOCUĞU dediğimiz yağlı ve soluk
çocuk tipi ortaya çıkarmaktadır.” diyor.
TARHANA OSMAN, Pazar 16 Kasım
2014 SÖZCÜ GAZETESİ, Soner YALÇIN,
GÜNDEM başlığı altında yazdı.
“TARHANA OSMAN”
“CİA'nın hedefindeki gıda uzmanı
TARHANA OSMAN”
“Büyük yalanlara karşı mücadele
vermiş bir isim. Okyanus ötesinden
pompalanan gıda üretimi ve
beslenmeyle ilgili, ezberi bozan bir
akademisyen. O yıllarda gıda
yönünden kendi kendine yeter ender
ülkelerden olan Türkiye'nin yanlış
Takım politikalarıyla ithal tarım pazarı
haline getirileceğini ilk kaleme alan
yazar. Kimyasal yiyeceklerin insan
sağlığını nasıl perişan ettiğini
yazdığında kara listelere alınan bir
beslenme uzmanı. Ülkesinde dışlanan,
aç bırakılan, suikaste uğrayan,
vatansever bir aydının portresi… ” diyor
Soner Yalçın.
Biz de yeri gelmiş, gündemdeyken
1994 yılında hakkın rahmetine kavuşan
Doç. Dr. O.N. KOÇTÜRK'ü rahmet ve
minnetle anıyoruz. Ruhu şadolsun.
1967 yılında yayınlanan ve o tarihte
aldığımız BESİN ve BESLENME eseri
hala elimizde bulunmakta ve bize
ilham veren bir kaynak eser olmuştur.
Kendisine dua ediyoruz. Mekanın
cennet olsun.
1964-65-66 yıllarında köyde ilk
öğretmenliğimiz yıllarında çocuklara
akşamüzeri süttozundan yapılmış süt
verdik. Amerikan yardımıydı. O güç
koşullarda o görevi mecburen
yapardık. Amerikan süt tozu.
O.N. KOÇTÜRK, süt tozu içersinde
kanser yapabilen aflatoksin, mantarını
ortaya çıkardı ve yıllar sonra
yasaklanmasını sağladı.
O'na ne kadar teşekkür etsek azdır.
Nur içinde olsun. Selam olsun.
KAYNAKLAR:
1. BESİN ve BESLENME O.N.
KOÇTÜRK
1967 Varlık Yayını
2. SÖZCÜ GAZETESİ-Soner YALÇIN
Sayfa 16 “TARHANA OSMAN”
Pazar 16 Kasım 2014 tarihli
77
08 Aralık 2014 / Pazartesi
ÖDEMİŞ'TE TEK
TOPLU SMS
GÖNDERME
Büyükşehir'den
üretim yolu
operasyonu
Başlıklı-başlıksız
toplu SMS
gönderme paketi
satın almak
isteyenler
0 542 638 56 50
www.anadolu35.com
DEVREN
SATILIK
börek,
pizza salonu
Çalışır durumda börek,
pizza salonu devren satılıktır.
Tel: 0544 330 04 90
Başar Uçar - İzmir Büyükşehir
Belediyesi'nin 30 ilçe genelindeki 4 milyon metrekarelik
üretim yolu sathi kaplama
çalışması çerçevesinde Küçük
Menderes Ovası'nın birçok
farklı noktasında çalışmalar
devam ediyor.
Toplam 85 milyon liraya
mal olan çalışmalar
çerçevesinde Ödemiş, Tire,
Bayındır ve Beydağ'daki üretim
yollarında hummalı bir çalışma
gerçekleştiriliyor. Bayındır'ın
Yeşilova köyü ile Tire'nin Işıklar
köyü arasındaki üretim
yolunda, Tire Fen Lisesi
yakınlarında ve Ödemiş'in
Seyrekli köyü yakınlarında sathi
kaplama için zemin hazırlığı
yapılıyor. Zemin hazırlığının
ardından üretim yollarında
kaplama yapılarak programdaki
diğer köylere geçilecek.
Yazın tozdan, kışın
çamurdan koruyarak üreticinin
hayatını kolaylaştırması ve ürün
kalitesini de artırması
hedeflenen çalışmalar
çerçevesinde İzmir Büyükşehir
Belediyesi, 2014 sezonunda
Ödemiş, Tire, Bayındır ve
Beydağ'da toplam 250 bin
metrekare sathi kaplama
yapacak.
300 BİN METREKARE
İzmir Büyükşehir
Belediyesi Genel Sekreter
Yardımcısı ve dönemin Fen
İşleri Daire Başkanı Dr. Buğra
Gökçe'nin bölgedeki ilçeleri
ziyaretinin ardından
programlanan çalışmalar
kapsamında 2015 sezonunda
da toplam 300 bin metrekare
sathi kaplama çalışması
gerçekleştirilecek.
Son 10 yılda toplam 17.5
milyon metrekarelik üretim
yolunu asfaltlayan İzmir
Büyükşehir Belediyesi ekipleri
sathi kaplama çalışmalarının
yanı sıra ilçe merkezlerinde de
kaldırım düzenlemeleri yapıyor.
KİRALIK DÜKKAN
Ödemiş Hastane Caddesi'nde,
müftülük ve 3 Eylül Tıp Merkezi
karşısında, pakın içinde ve
bankamatiklerin karşısında,
ön ve arka bahçeli
150+150= 300 m2 bodrum katlı
(Spor salonu, market, mağaza vb.
işlere uygun) dükkan sahibinden
kiralıktır.
0 536 766 96 19
KALORİFER
YAKILIR
MEB'den onaylı
sertifikalı,
kalorifer yakılır.
Tel: 0532 576 03 43
çevreden ulaşım
Ödemiş-İzmir-Ödemiş
Tren Saatleri
Ödemiş'ten İzmir'den
05:20
06:20
06:58
09:23
08:44
12:20
12:05
15:10
14:57
17:10
17:43
19:57
19:20
21:30
Ödemiş Gar Şefliği:
0 232 545 14 98
Ödemiş Otogarı
Tire Otogarı
Selçuk Otogarı
İzmir Otogarı
Salihli Otogarı
Alaşehir Otogarı
Aydın Otogarı
Nazilli Otogarı
İstanbul Otogarı
Ankara Otogarı
: 0 232 545 12 71
: 0 232 512 15 25
: 0 232 892 39 79
: 0 232 472 03 61
: 0 236 714 17 57
: 0 236 653 72 13
: 0 256 213 25 64
: 0 256 313 11 06
: 0 212 658 18 40
: 0 312 224 00 31
İzmir Seyahat
Ödemiş: 0 232 544 47 46
24 Kasım itibarı ile ÖDEMİŞ TİCARET BORSASI'nda
en fazla işlem gören ürünlerin en az-en çok fiyatları
SATILIK DAİRE
Anafartalar Mahallesi, Saraçoğlu Caddesi Bilgi
2
Kıraathanesi'nin üstü 5. Kat 125 m daire
satılıktır.
Ücrette pazarlık payı vardır.
Tel: 0536 561 81 76
ÜRÜNÜN
CİNSİ
EN AZ
FİYATI
EN ÇOK
FİYATI
PATATES (Ödemiş) MAHSÜL (HAZIR TORBALI)
PATATES-2
KURU SOĞAN-1 (TAZE MAHSÜL)
KURU SOĞAN-2 (TAZE MAHSÜL)
ZEYTİNYAĞI (DİZEM YAĞLAR 0-0,7 DİZEM)
ZEYTİNYAĞI (DİZEM YAĞLAR 0,7-1 DİZEM )
ZEYTİNYAĞI(1 ASİT)
ZEYTİNYAĞI (1,5 ASİT)
ZEYTİNYAĞI (2 ASİT)
ZEYTİNYAĞI(3-5 ASİT)
YAĞLI PRİNA
İNEK SÜTÜ
KURU İNCİR
KESTANE
ET KARKAS (BIÇAK) (DANA) (35 GÜN VADE)
ET KARKAS (BIÇAK) (DÜVE) (35 GÜN VADE)
ET KARKAS (BIÇAK) (İNEK) (35 GÜN VADE)
KUZU ETİ KARKAS (BIÇAK) (35 GÜN VADE)
ET KARKAS (BIÇAK) (DAN A) (30 GÜN VADE)
ET KARKAS (BIÇAK) (DÜVE) (30 GÜN VADE)
ET KARKAS (BIÇAK) (İNEK) (30 GÜN VADE)
KUZU ETİ KARKAS (BIÇAK) (30 GÜN VADE)
1,100
1,150
MTS
0,700
0,400
9,200
9,000
8,200
7,100
6,800
6,300
0,025
1,000
5,000
7.000
20,000
19,000
16,500
20,000
19,500
18,500
16,000
19,500
0,800
0,500
TTS
TTS
MTS
MTS
MTS
MTS
MTS
MTS
MTS
MTS
MTS
MTS
TTS
TTS
TTS
TTS
MTS
MTS
MTS
MTS
0,050
1,220
10,000
8,500
21,100
20,000
18,500
22,000
20,500
19,500
18,000
21,500
SATIŞ
ŞEKLİ
Not: Müstahsil (Üretici) satışları (MTS) borsa tescilli işlemlerde zirai stopaj (%2-1)
ve Tarım Bağ-Kur (%1) kesintilerine (2929 kanun kapsamı dışında olanlar hariç) tabidir.
MTS: Müstahsilden (üreticiden) Tacire (tüccara) Satış;
TTS: Tacirden (tüccardan) Tacire (tüccara) Satış.
Yukarıdaki bilgiler ÖDEMİŞ TİCARET BORSASI verilerine göre derlenmiştir
Küçük Menderes'in spor nabzı, Küçükmenderes'te atar
08 Aralık 2014 Pazartesi / Sayı: 3604
Çaybaşıspor ve
Beydağ Belediye
rakiplerine gol
yağdırdı.
Çaybaşıspor
1. Amatör'de Selçuk
Efes koptu gidiyor
1
. Amatör Lig 9.
Grup'ta 9. hafta cumartesi günü oynanan
maçlarla tamamlandı. Lider
Selçuk Efes'in yine 3 puanı
hanesine yazdırdığı haftada
ikincilik el değiştirdi. Çaybaşıspor ve Beydağ Belediye
rakiplerine gol yağdırdı. Üç
maçta 16 gol atıldı.
Selçuk Efesspor'un hiç
kaybetmeden domine ettiği
grupta heyecan Ödemiş, Tire
ve Torbalı'da oynanan
maçlarla yaşandı. Tirespor'un
ligden çekilmesi nedeniyle
Kiraz 1 Eylülspor haftayı 3-0
hükmen galip bitirdi.
Ödemiş Saraçoğlu
Stadyumu'nda oynanan
maçta Ödemiş Gençlikspor
lider Selçuk Efesspor'u konuk
etti. Konuk ekip Ubeyt (2), Ali
Bayraklı ve Ali Altay'ın
golleriyle Ödemiş Gençlik'i 14 yendi. Zirve koltuğunda
farkı 1 puan daha artıran ve
yerini iyice sağlamlaştıran
Ödemiş'teki üç özel okuldan Oluşum
Koleji ile Dünya Koleji öğretmenleri
geçtiğimiz hafta dostluk maçında bir
araya geldiler. İki kolejin öğretmenleri,
örnek bir davranış sergileyerek
eğitimdeki rekabeti bırakıp kendi
aralarında dostluk futbol maçı
gerçekleştirdiler. Oluşum Koleji ve Dünya
Koleji öğretmenleri 60 dakika sonunda
berabere kalarak dostluklarını
pekiştirdiler.
Beydağ Belediye
kırmızı-beyazlılar 9'da 9 yaptı.
Haftanın en önemli
randevusunda Çaybaşıspor
haftaya ikinci sırada giren
Çırpı Doğanspor'u ağırladı.
Kırmızı-lacivertliler, Çırpı'yı 31'le geçerek ikinci sıraya
yükseldi.
Çırpı'nın ikincilik
koltuğundan indiği haftada
Beydağ Belediyespor,
haftanın en farklı skoruna
imza attı. Tire Belediyespor'a
konuk olan Beydağ, rakibini
1-6 yenerek ligin ikinci
yarısındaki ikinci galibiyetini
elde etti.
Grubu ilk iki sırada
bitiren ekiplerin Süper
Amatör Lig'e yükselmek için
play-off oynayacağı 1.
Amatör'de Selçuk Efesspor 27
puanla liderlik koltuğunda
oturuyor. Kırmızı-beyazlıları
21 puandaki Çaybaşıspor ve
19 puandaki Çırpı Doğanspor
takip ediyor.
Spor Servisi