Türeli “İncirle ilgili sorular havada kaldı!” C HP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Küçük Menderes havzasında incirde yaşanan kalite düşüklüğüne ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'e yönelttikleri yazılı soru önergesine yanıt geldiğini söyledi. Türeli, Eker'in cevabına ilişkin, “Cevaba bakılırsa bakanlığın soruna çözüm üretmekten epeyce uzakta olduğunu söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Küçük Menderes havzasında incir üretimi ile dikkati çeken İrimağzı bölgesinde olumsuz hava koşulları nedeniyle kalite düşüklüğü yaşandığına dikkati çeken Türeli, uzmanların, İzmir ve Aydın illerindeki incir üretiminde yaşanan kalite düşüklüğünün bölge ekonomisini olumsuz etkilediğini belirttiğini kaydetti. “PROJELER YÜRÜTÜLÜYOR DA SONUÇ NE?” Türeli, şöyle devam etti: “Gıda Bakanı'na incirde yaşanan kalite düşüklüğünü sorduk. Gelen yanıtta, incirin kalitesine yönelik projeler yürütüldüğü bildiriliyor. Sürekli aynı cevabı alıyoruz. Projeler yürütülüyor da sonucunda ne oluyor? Üreticilerimizin sorunlarına çare üretilemiyor, onların mağduriyetleri giderilmiyor. Bölgede ürünün kalitesine ilişkin yaşanan sorunlara çözüm üretilememesi nedeniyle üretici büyük sıkıntı yaşıyor. Asıl olan üreticinin yaşadığı kayıpların telafi edilmesidir. Üreticinin kayıplarının telafi edilmesine ilişkin bir çalışma var mıdır? Bize yürütüldüğü belirtilen projeler bu kayıpların telafisine ilişkin çözümler de içeriyor mu? Bu soruların cevaplarını bekliyoruz.” Haber Merkezi Kiraz'dan Selçuk'a Küçükmenderes'in sesi / 30 Kuruş (KDV Dahil) 08 Aralık 2014 Pazartesi / Sayı: 3604 Zeytinlik'te doğa yürüyüşü: “ALTIN MADENİNE HAYIR” Ödemiş'in Zeytinlik (Gölcük) beldesinde, Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu (Havza-Plat) tarafından düzenlenen “Altın Madenine Hayır Doğa Yürüyüşü” Pazar günü büyük bir katılımla yapıldı. Belde meydanında köy muhtarı Ferit Aynalı'nın kahvesinde toplanan çok sayıda vatandaş Zeytinlik köyünden Oğuzlar köyü üzerindeki maden arama ruhsatı istenen bölgeye yürüdü. 1500'e yakın vatandaşın katıldığı yürüyüş harmandalı oynayarak sona erdi. 4-5'te Güvercin 2'de 2 Güvercin! Gündemden düşmeyen seçim, aday… Siyaseti bir müddetliğine bırakalım. Nasılsa onlar bizi bırakmaz… Bu gün de güvercin üzerinde kalem yürütelim. Güvercine ait anonim bir türküyü yazalım önce: “Güvercin uçuverdi, Kanadını açıverdi, Ben onu sevmiştim, O bırakıp kaçıverdi!” Burada seven, sevdiğinin kaçışını güvercine veriyor ama onun pek suçu yok, çünkü güvercinin “kötü kuş” diye eve melekler inmez diye bir kez adı çıkmıştır. Güvercinin uğurlu mu, uğursuz mu, beslendiği eve melekler gelir mi gelmez mi konusunun cevabını yazımızın sonlarına doğru yazalım. Yine bir kuştan, hatta iki kuştan yazalım. Baykuş.. Yaratılırken o, çirkin yaratılmış. Bunun için yaradana küsmüş.. Yaradan da onun gönlünü almak için: “Sana her gün yemeklik bire serçe ayırdım!” demiş. Baykuş insanla dalga geçer... Başınızı eğdiğiniz zaman o da eğer, kaldırdığınız zaman o da kaldırır, gözlerini açar korkutmak ister. Çocuksa karşındaki korkar. Baykuş'un kralı vardır. Ulukuş! 8 Aralık 9 Aralık 10 Aralık 08 Aralık 2014 / Pazartesi Mustafa ERDAL Karanlık kış gecelerinin kuşudur o... Guluu, Gulu diye ses çıkarır. Çocukluğumuzda sanki duyacakmış gibi ebeveynimiz “git uğursuz ulukuş!” diye kovalarlardı. Baykuş familyasından Ulukuş uğursuz, güvercin uğursuz mu? Sürgit zaman duyarım, uğursuz diye. Ama böyle batıl deyişlere inanmam, çünkü modern dinimiz İslamiyet bunları, böyle şeyleri kabul etmez! Buna rağmen merhum Bülent Ecevit hayatı boyunca dağlara taşlara Karaoğlan Ecevit yazıldığı zamanlarda seçim otobüsünden, miting meydanlarından ak güvercini eksik etmedi.. Daha ilk kelimesi ağzından çıkmadan ak güvercinleri uçururdu! Cumhuriyet partisi genel başkanı iken Ecevit Torbalı-Atalan köyüne geldi, orada Ak güvercinleri uçururken; “Toprak işleyenin su kullanın!” dedi. Ters tepmişti deyişi, şimşekleri üzerine çekti, partisi puan kaybetti! Gelindi 12 Eylül 1980 askeri darbesine. Diğer partilerde olduğu gibi partisi kapandı. Galiba yine ak güvercin uçurmuştu! Sonra efendim Sosyal Demokrat Partisi'ni kurdu. Daha doğrusu kendi yasaklıydı eşi Rahşan Ecevit kurdu. Ak güvercinler yine yanında! Ağır olsun, temiz olsun dedi, çok TUTKUN Eczanesi BATI Eczanesi GÖNÜL Eczanesi 544 22 22 599 08 03 544 66 85 Kayıp İlanı Evlilik cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Hüseyin Kara bekledi, siyasi yasağı kalktı tek başına iktidar olacak gibi oy aldı. Mitinglerde uçurduğu Ak güvercinler yine kendisine onun istediği gibi yar olmadı! Tek başına doyum-döküm iktidar olamadı.. Olamadı ama o yine Zati Sungur illüzyonisti gibi ak güvercinler çıkardı üzerinden ama, boşuna. Görülen kötü gidiş güvercinden mi gelme? Hiç de değil! Her kuş masumdur. Ters gidişatı güvercine vermek hiç doğru değil! Atınız üzerine suçu. Savunamaz ki kendisini. Gu-guguk diye ses çıkarması onun savunması olamaz ki.. Demokrat Parti zamanında Lüpbey (Çamyayla) köyüne kongreye gitmişim, parti reisi Baki Marmara ile. Yolun her iki yönü uzun-mevzun çam ağaçları ile doluydu. Belleri balta, tahra ile kesilmiş çıra alınmıştı! Baki bey köylülere sordu: “Kim kesti bu çam ağaçlarını?” “Feti bey, Feti bey kesti!” Feti bey köyün mecnunu. Kuşlar masumdur! Kendi suçumuzu sevgili, masum kuşlarımızın üzerine atmayalım! Saygılarımla. Osmanlıca! “Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem / Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su” “Ağacın eyisi özünden olur / Yiğidin eyisi sözünden olur / El için ağlayan gözünden olur / Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim” “Uyur idik uyardılar / Diriye saydılar bizi / Koyun olduk, ses anladık / Sürüye saydılar bizi” Yukarıdaki alıntı dizelerden hangisini daha rahat anladınız desem doğal olarak 'son ikisini' diyeceksiniz. Buraya döneceğim yine. Son dönemde, Milli Eğitim Şurası kaynaklı tartışmaları izliyorsunuzdur ya da başlıklar halinde okuyorsunuzdur. Tartışmalarla ilgili söylenecek çok şey ve ele alınacak çok konu başlığı var ama ben dilimin döndüğünce, sizin de anlayacağınız şekilde 'Osmanlıca' konusuna açıklık getirmeye çalışacağım. Türkçe, Orta Asya kökenli bir dildir ve eldeki en eski belgeler MS 7 ve 8. yüzyıllara aittir. Bugünkü Mogolistan sınırları içinde yer alan Orhun bölgesinde bulunduğu için bu anıt yazılar Orhun Yazıtları olarak bilinir. Türkçe'nin tarih sahnesinde ilk adının duyulduğu yerlerde Ural ve Altay dağları bulunduğu için, Türkçe UralAltay dil ailesinde yer alır. Türkçe'nin o dönemdeki yazı dili de Göktürk ve Uygur yazısıdır. Türkler genel kabul gördüğü üzere bu yüzyıllardan itibaren dünyanın birçok bölgesine göç etmişler, kültürlerini de beraberinde götürmüşlerdir. Götürmüşlerdir ama gittikleri yerlerde de içine girdikleri kültürlerden etkilenmişlerdir. Bu etkileşim, en çok dilde görülmüştür. Zaman içinde farklı bölgelerde yeni yeni devletler kuran Türk'lerin bir bölümü, Muş'un Malazgirt ovasında 1071 yılında yapılan savaşın ardından Anadolu'ya yerleşmişlerdir. Beylikler döneminin ardından Osmanlı devletinin kuruluşu, Türk soyunun Anadolu'da yerleşmesi ve kalıcılaşması açısından önemli bir gelişme olmuştur. Bu sıralarda İslamiyet'in de dünyanın dört bir yanına yayılması söz konusudur. Türk'lerin Anadolu'ya gelmesi, Arap yarımadasında doğan İslam ordularının da doğuya doğru ilerlemesi nedeniyle Türk kültürü zaman içinde İslam ve Arap kültürünün etkisi altında kalmıştır. Göktürkçe, Uygurca ve Karahanlı Türkçesi'nin ardından Anadolu'ya yerleşen Türkler, Arap alfabesi ile karşılaşmışlar ve yazı dillerini de Arap alfabesi olarak belirlemişlerdir. Fakat konuşma dili Türkçe'dir. Bu değişim, dünyanın farklı bölgelerinde farklı biçimlerde yaşanmış, zaman içinde devletleşen Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan gibi yeni Türk devletleri farklı yazı dillerini benimsemişlerdi. Kuzeyde devletleşen Türk devletlerinin kimileri Slav kökenli Kiril alfabesini yazı dili olarak kabul etmişlerdir. Adını andığım Türk devletlerinde konuşulan dil birbirinden çok değişik ve kullanılan alfabeler farklı olsa da köken olarak Türkçe'dir. 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde konuşulan dil de Anadolu Türkçesi'dir. Fakat özellikle edebiyatta ikili bir yol izlenmiş, halk bugün de rahatlıkla anlayabildiğimiz Türkçe'yi konuşurken, saray çevresinde Arap edebiyatının etkisiyle üretilen edebi eserlerde kullanılan dil Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerin ağırlıklı olarak kullanıldığı zorlama ve karma bir dil haline gelmiştir. Yazımın girişinde üç şairden yaptığım alıntı Osmanlı döneminde yazılan şiirlerden yapılan alıntıdır. Bunların hemen hemen hepsi bugün Latin harflerine çevrilmiştir ve okuma yazması olan bütün vatandaşlar tarafından rahatlıkla okunmaktadır. Yani “dedemizin mektubunu okuyamıyoruz” sızlanması haklı bir gerekçe değildir. Kaldı ki dedemizin okuma yazması da büyük ölçüde yoktu! Dedemizin mektubu olsa bile eğer içinde Arapça ve Farsça sözcükler çoğunlukta ise yine anlamakta oldukça zorluk çekeceğimiz kesin. İlk alıntı Fuzuli'nin Su Kasidesi'nden alınmış bir ikiliktir. Kaçınız anladınız? İkinci alıntı Karacaoğlan'dan son alıntı da Şeyh Bedreddin'dendir. Sizce hangisi millidir! Ve ille de millilik aranıyorsa o zaman yeniden Göktürk alfabesine dönmemiz gerekir. Bana göre, yabancı dil öğrenimi, ülkenin gerçeklerine, ekonomik ve sosyal ilişkilerine göre değişmeli, isteyen öğrenciler Arapça, Farsça, Rusça, Yunanca hatta Kürtçe öğrenebilmelidir. Bu dilleri konuşan ülkelerle işbirliği içinde olmamız nedeniyle ülkemizin bu dilleri konuşan yetkin uzmanlara ihtiyacı vardır. Ama dünyada Osmanlıca konuşan bir ülke yoktur. Olmadığı gibi böyle bir dil de yoktur. Burada arzulanan Arap harfleridir. Arap harflerini okuyunca da okuduğunu kavrama hemen olacak iş değildir. Arap harflerini okuyabiliyoruz diye eski metinleri hemencecik anlayacak değiliz. Hele hele okusak bile Arapça'yı anlamak hiç mümkün değildir. Bu durum, aynı Latin harfleri ile yazılan İngilizce/Almanca/Fransızca metinleri okuyup anlayamamak gibidir. Korkularımızdan dolayı adını andığım dilleri öğretememiş, halkımızı İngilizce'ye bağlı kılmışız. Hadi canım sende demeyin, üç-beş yıl sonra neler istenir bilemiyorum ama Latin harflerinden Arap harflerine dönüş, Türkiye'nin Batı'dan kopması Ortadoğu kargaşasına katılması demektir. Sonra; Türkçe, aynı konuşma ve yazı diline sahip olmasa da bugün dünyanın en çok konuşulan dilleri arasındadır. Belki de yapılması gereken işlerden biri, bu farklı şiveleri merkezileştirmek ve tek bir yazı diline kavuşmaktır. Şimdilik bu kadar yetsin… Dağıtım Yayın Hakkı Sahibi Şükran Berber Sor. Yazı İşl. Müdürü foto: studyo35mm Sermin Akçakmak Genel Koordinatör Osman Berber 0 505 648 03 72 Haber koordinatörü Başar Uçar 0 530 781 24 58 Muhabir Kerem Karamanlıoğlu 0 544 975 50 98 Sayfa editörü Şakir Keskin 0 535 456 45 24 YÖNETİM YAZIŞMA ADRESİ Cumhuriyet Cad. 2 / Ödemiş 3 08 21Aralık Ekim 2014 2014 // Salı Pazartesi TORBALI ESNAFINA İZBAN UYARISI! Bayındır Ülfet Onart Anadolu Lisesi'ndeki “Sosyal Etkinlikler” dersi çerçevesindeki ilçedeki tarihi ve kültürel varlıkları tanıma gezileri düzenleniyor. Bayındır Ülfet Onart Anadolu Lisesi öğretmenleri Hülya Öz ve Zeynep Sakine Tekbaş'ın yıllık çalışma planlarına aldıkları Tarihi ve Kültürel varlıkları tanıtma amacına uygun olarak 70 kişilik bir genç grubuyla Bayındırdaki kültürel varlıklar gezildi. Bayındır Gençlik Merkezi işbirliğiyle düzenlenen gezide öğrenciler ilçelerini farklı bir açıdan inceleme fırsatı buldu. Geziye Bayındır Gençlik Merkezi Müdürü Erdal İnce ve Gençlik liderleri katıldı. Bayındır Gençlik Merkezi Müdürü Erdal İnce “Gençlerin tarihi, sosyal ve kültürel varlıklarımız konusunda bilgi alıyor olması onların geleceğe hazırlanması konusunda oldukça önemlidir. Var gücümüzle gençlik için çalışmaya ve onları bilgilendirmeye devam etmeliyiz” dedi. Tire, altyapısı tamamlanan cadde ve sokakları yeniliyor Haber Merkezi - Tire Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. 6360 sayılı yasa ile mahalleye dönüşen köylerde yapılan çalışmalar sonrasında ekipler ilçe merkezine de el attı. Gediz Elektrik ve İZSU'nun alt yapısını tamamladığı cadde ve sokaklarda çalışma yapan ekipler birçok noktada da parke taşı, kaldırım ve bordür düzenlemeleri yaptı. “ESNAF ÇALIŞMALARDAN MEMNUN” İlçenin en uzun caddelerinden biri olan Atatürk Caddesi'nde yapılan çalışmalar esnafı memnun etti. Elektrik kablolarının yer altına alınması nedeniyle bozulan kaldırım ve bordürlerin sil baştan yenilenmesi çarşı esnafı tarafından memnuniyetle karşılandı. Çarşı esnafı adına çalışmalar hakkında açıklamalar yapan CHP'li Belediye Meclis Üyesi Nazmi Bezci, “Yapılan çalışmalar biz çarşı esnafını memnun etti. Elektrik alt yapı çalışmaları nedeniyle kaldırımlarımız delik deşik olmuş ve bordürlerimiz sökülmüştü. Çoğu esnaf arkadaşımız bozulan yerlerde geçici tamiratlar yapılacağını düşünüyordu. Belediyemiz tamirat yerine komple yenilemeye gitti. Kaldırımlarımız tamamen yenilenecek. Hem belediye meclis üyesi olarak hem de çarşı esnafı olarak, esnaf arkadaşlarım adına, belediye başkanımıza ve çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. HER YERDE ÇALIŞMA VAR Ekipler gece, gündüz, hafta sonu demeden ilçenin farklı noktalarında çalışmalarına devam ediyor. Yapılan çalışmalar neticesinde Tire Asri Kabristanlığı komple elden geçirildi. Baştan sonra temizlenen mezarlıkta, ağaçların etrafı çim bordürlerle döşenirken, mezarlık girişinde parke taşı düzeltme işi yapıldı. Cumhuriyet Meydanı'nda asfalt yamama, 1. ve 2. Göçmenler Sokak, 1. ve 2. Dere Sokak ve Buğdaydede mevkiinde beton ve kilit parke tamir işlemleri tamamlandı. Ayrıca Atatürk Mahallesi'nde devam eden çalışmalarda şu ana kadar 3500 metrekarelik alana sıcak asfaltlama yapıldı. (İHA) - Torbalı Ticaret Odası'nın meslek gruplarına yönelik olarak gerçekleştirdiği toplantılar devam ediyor. Her hafta bir meslek grubunu toplayan ve üyelerin sorunlarını dinleyen Torbalı Ticaret Odası, hafta sonu Merve Restaurant'ta 'Dayanıklı Tüketim Malları ve Perakende Tekstil'satışı yapan işletme sahipleriyle gerçekleştirdi. Meclis Başkanı Erkan Aksoy'un açılış konuşması ile başlayan toplantıda ilçe esnafının durumu ele alındı. Herkesin markalaşmak zorunda olduğu ve ortaklıkların artması gerektiğine değinen Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun; “Esnafımız, kaliteli hizmet ile vatandaşın ilçe dışına gitmesini engelleyebilir. Çok yakında İZBAN seferleri başlayacak. İzmir daha da yakınlaşacak. 12 dakikada Gaziemir'e, 28 dakikada ise Basmane'ye varılabilecek. Tepeköy İstasyonu'ndan trene binen vatandaş Aliağa'ya kadar gidebilecek. İZBAN, aslında bir nimetken esnaf için dezavantaja dönüşebilir. Eğer işletmelerimiz kendini geliştirir, ürün kalitesini ve çeşitliliğini arttırırsa hiçbir sorun yaşanmaz. Aksi halde, vatandaş alış veriş için İzmir'i tercih eder” dedi. İZMİR YAKINLAŞACAK İZBAN seferlerinin çok kısa bir süre içerisinde başlayacağını da sözlerine ekleyen Başkan Olgun, “Bu yatırım ile İzmir çok daha yakınlaşacak. İZBAN'ın bir yandan nimet bir yandan da külfet olduğunu daha önce belirtmiştik. Gerçekten de İZBAN ulaşım açısından ilçe halkı için büyük bir nimet. Ancak gerek ilçeyi ikiye ayırması gerekse de araç üst geçitleri Torbalı için bir külfet konumunda. Seferler 3 dakikada bir olacak. Eğer, esnafımız kendini geliştirmez, ürün çeşitliliğini ve kalitesini arttırmazsa, halk da alış veriş için ilçe dışına kaçar. Artık yakınmayı ve hayıflanmayı bir kenara bırakacağız. İlçe halkı, alış veriş için 'Karşıyaka'ya, Gaziemir'e gitmeliyim' dememeli. Ticaretimizi geliştiremezsek, hepimiz kepenk kapatır ve Torbalı'daki bu fabrikalarda işçi oluruz. Gerekli alt yapıyı oluşturun ve gelecek için adımlar atın. Yerel markalarımız oluşmalı, küçük esnaf birleşip ortaklıklar kurmalı” ifadelerini kullandı. MARKA KENT OLMALIYIZ Oda üyelerinin en büyüğünden en küçüğüne kadar hepsinin sorunlarına vakıf olduklarını da sözlerine ekleyen Abdulvahap Olgun, esnafla her fabrikaya hizmet temini için görüşmeye gidebileceğini söyledi. İnsanların aradığı her şeyi burada bulması gerektiğine de değinen Olgun, kalite noktasında istenen düzeye ulaşılamadığını belirtti. Artık ülkelerin değil marka şehirlerin birbiriyle yarıştığını söyleyen TTO Başkanı Olgun: “Bu yüzden hem işletmemizi markalaştıracağız hem de Torbalı'yı. 150 bin kişinin yaşadığı bir kentte esnafımız bu vatandaşı dışarı kaçırtmamalı. Alış veriş, hizmet alımı, yemek yeme gibi konularda Torbalı'nın parası Torbalı'da kalmalı. Bu prensibe el birliği ile sarılıp, işimizi geliştirecek çalışmalara imza atmalıyız. Yenilik, inivasyon, teşebbüs ruhu başucu kelimelerimiz olmalı ” dedi. Konuşmaların ardından, üyeler sorunlarını dile getirdi. Genellikle personel sıkıntısı yaşadıklarını ifade eden üyeler, kurs açılarak perakende satış elemanının yetiştirilmesini istedi. 4 08 Aralık 2014 / Pazartesi HAVZA-PLAT YÜRÜYÜŞ ÖNCESİNDE SİYASİ PARTİLERİ ZİYARET ETTİ “BU TOPRAKLAR HEPİMİZİN” Kerem Karamanlıoğlu Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu üyeleri Gölcük ve Oğuzlar bölgesinde aranmak istenen altın madenine karşı YAPILACAK DOĞA yürüyüşü öncesinde siyasi patileri ziyaret etti. Platform üyesi Özkan Akgün, Elvan Boz, Av. Erdem Boyacı, Selami Sönmez, Ömer Akşahan Cumartesi günü saat 10.30'da Ödemiş Ak Parti ilçe merkezine öğleden sonra saat 15.00'te de MHP ilçe merkezini ziyaret ettiler. Ak Parti Ödemiş'in yeni ilçe başkanı Halil Demir'e yeni görevinde başarılar dileyen Havza-Plat üyeleri, Gölcük ve Oğuzlar bölgesinde altın aramalarına karşı yapılacak doğa yürüyüşü öncesinde yürüyüşle ilgili bilgi vererek Ak Parti Ödemiş'ten destek olmalarını isteyip Ödemiş için birlikte olmaya çağrı yaptılar. Platform üyesi Özkan Akgün şunları söyledi: “Bizler doğamızı, tarihimizi seven sahip çıkan insanlar olarak Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu adı altında bir aradayız. Daha önceki yıllarda Birgi'nin üzerindeki alanda aranmak istenen altın madenine hayır dedik ve durdurduk. Geçtiğimiz günlerde Koza Altın firmasının altın arama istemine karşı olduk. Bugün de farklı bir firma yine bölgemizde aramak yapmak istiyor. Biz dün olduğu gibi bugün de topraklarımızın dokunulmamasını, kirletilmemesini, tarım alanlarımızın zarar görmemesi için karşı duruyoruz. Hepimizin ideolojileri farklı olabilir ancak bu konuda hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. Bunun için toprağımıza, suyumuza, havamıza, doğamıza, tarımımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Pazar günüde Zeytinlik'te herkesin katılacağı bir doğa yürüyüşümüz var sizleri de bekliyoruz” dedi. Ak Parti İlçe Başkanı Halil Demir, “Bu konuyu bizler de takip ediyoruz. Geçen hafta bizim de kongre hazırlığımız ve yoğunluğumuz vardı. Bu yüzden eksikliklerimiz olabilir bugün karşılıklı bilgi alışverişinde bulunalım. Dediğiniz gibi herkesin ideolojisi farklı olabilir ancak burada hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. Toprağımıza elbette hep birlikte sahip çıkacağız. Başka Ödemiş ya da başka Gölcük yaylası yok. Tabi ki yer altı kaynaklarımızı da farklı bölgelerimizde zararı minimuma indirerek kullanmamız gerekiyor. Bu bölge tarım bölgesi hayvancılık bölgesidir. Dağlarımızda da tarım yoğun yapılmaktadır. Bizde bu konuyu kendi içimizde değerlendiriyoruz. Gerekli çalışmalarda buradayız” dedi. Havza Plat Üyeleri daha sonra MHP Ödemiş İlçe Başkanı Metin Kırlı'yı makamında ziyaret etti. Özkan Akgün burada da konuyu MHP İlçe Başkanı Metin Kırlı ile paylaştı. Metin Kırlı da destek vereceklerini altın arama istemine karşı olduklarını belirtti. Kırlı, “Bizim ovamız dağlarımız dünyadaki 3 verimli ovadan bir tanesi. Yerüstü zenginliklerimiz oldukça fazla. Bizim burası tarımsal anlamda altın yumurtlayan bir tavuk gibi. Bu yüzden MHP olarak biz de Ödemiş'imizin ve yaylalarımızın dokunulmasına kirletilmesine zarar görmesini istemiyoruz. Bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz. Bizde sizlerin destekçisiyiz” dedi. Zeytinlik'te doğa yürüyüşü: “ALTIN MADENİNE HAYIR” Ö demiş'in Zeytinlik (Gölcük) beldesinde, Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu (Havza-Plat) tarafından düzenlenen “Altın Madenine Hayır Doğa Yürüyüşü” Pazar günü büyük bir katılımla yapıldı. Belde meydanında köy muhtarı Ferit Aynalı'nın kahvesinde toplanan çok sayıda vatandaş Zeytinlik köyünden Oğuzlar köyü üzerindeki maden arama ruhsatı istenen bölgeye yürüdü. 1500'e yakın vatandaşın katıldığı yürüyüş harmandalı oynayarak sona erdi. Saat 11.00'de başlayan 'altın madenine hayır doğa yürüyüşü'ne Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu üyeleri, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Dr. Ülkümen Rodoplu, CHP İlçe Başkanı Mehmet Birlik, CHP Kadın Kolları Başkanı Emine Barut, CHP Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Dalar, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ali Demirel, CHP'li Ödemiş Belediye Meclis üyeleri, Ödemiş Baro Temsilcisi Av. Erdem Boyacı ve avukatlar, Eğitim Sen Ödemiş Temsilcisi Selim Şahan, Ödemiş Eğitim İş Temsilcisi Ümran Akça Ateş ve öğretmenler, ADD Ödemiş Şubesi üyeleri, ÇYDD Ödemiş Şube Başkanı Ömer Akşahan ve üyeleri, İzmir, İstanbul ve Ankara'dan yürüyüş için gelen Ödemişliler, mahalle muhtarları ve vatandaşlar katıldı. Kent Konseyi başkanı Mesut Ekmekçi de yürüyüş öncesi köy meydanına gelerek, başarı diledi. Yaklaşık binbeşyüz kişinin katıldığı yürüyüşün bitiminde alanda toplananlara hitaben bir konuşma yapan Havza-Plat sözcüsü Özkan Akgün Küçükmenderes Havzasının tarihi, turistlik ve tarımsal değeri bulunduğuna dikkate çekerek bölgede yaşayan vatandaşlar olarak bu tür girişimlerin her zaman karşısında duracaklarını söyledi. Yürüyüş kolunun önünde altın madeni konusunda yazılan pankart ve dövizleri taşıyan çocuklar da yürüyüş boyunca, 'Altın Madeni İstemiyoruz', 'Gerçek Altın Biziz', 'Gelecek Bizim, Biz Geleceğiz' gibi sloganlar attılar. Zaman zaman patika yollardan geçen yürüyüşçüler, bölgenin bol bol fotoğrafını çekmeyi de ihmal etmediler. Türk bayraklarının da taşındığı yürüyüş boyunca, katılımcılar, bu tür doğa yürüyüşlerinin düzenlemesi gerektiğini ve bölgede altın aramak isteyen firmalara karşı devamlı olarak zinde olunası gerektiğini söylediler. “KENDİNİZİ ALKIŞLAYIN” Akgün yaklaşık 1 saat süren yürüyüşün sonunda yaptığı konuşmada, “Sevgili çevre dostları yaşadığı coğrafyanın devamlılığını isteyen duyarlı insanlar üzerinde bulundunuz özel toprak etrafınızda sizi çevreleyen bitkiler soluduğunuz hava yolda yudumladığınız su ve onların geleceğe sürdürülmesi adına katkılarınız için öncelikle kendinizi alkışlayın” diyerek, alanda toplanan kabalığın coşmasını sağladı. Zafer Mah. Şehit Turan Emeksiz Cad. No: 24 ( Şeker Camii Karşısı) ÖDEMİŞ Türkmen Mahallesi Ordu Caddesi No: 156/1 ÖDEMİŞ 5 08 Aralık 2014 / Pazartesi 08.12.2014 05:36 07:04 12:07 14:35 16:58 18:20 Minikler göz kontrolünde Akgün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “26077 DEKARLIK ALAN TEHLİKEDE” “Bulunduğumuz nokta, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden 14 Kasım 2014 tarihli izinle, altın ve gümüş madeni ocağı işletilmesi için, Çevresel Etki Değerlendirme, yani ÇED sürecinin başlatıldığı, 216 dekarlık dikdörtgen alanın alt köşesidir. Aynı kişiye ait olan, 26077 dekarlık, Zeytinlik, Günlüce, Çobanlar, Gölcük dikdörtgenindeki Maden İşleri Genel Müdürlüğünden alınan arama ruhsatı, ayrı bir potansiyel tehlike olarak durmaktadır. Aslında Alaşehir'den, Kemalpaşa'ya kadar ulaşan Bozdağlar üzerindeki 17 ayrı arama ruhsatı, bundan sonrada olası tehditlerin devam edeceğini gösteriyor. Zira bundan 3 yıl önce Bozdağ zirve güneyinde Kemer Yılanlı üzerinde arama ruhsatı, 3 ay önce ise hemen karşımızda, Avcılar çeşmesi altındaki ÇED süreci, gerek halkın ve Havzaplat'ın tepkisi, gerekse duyarlı atanmış seçilmişlerin katkısıyla geri püskürtülmüştü. Bilimsel ve resmi istatistikler ışığında ülkemiz tarım alanlarının binde dördünü oluşturmasına karşın ülke tarımsal hâsılasının %5'ini katkı koyan, yani Türkiye birim getiri ortalamasının 12 katı getiriye sahip, dünya incir üretiminin%8'ini, patates üretiminde İzmir'in yüzde %98'ini Türkiye'nin %10'unu ülke aşılı meyve fidanının yarısını, park bahçe bitkilerinin şimdilik %20'sini, İzmir tarımsal hâsılasının %70'ini, Türkiye büyükbaş hayvan varlığının %4'ünü süt üretiminin %10'unu Küçükmenderes toprakları karşılıyor. Bozdağlar sıradağları üzerinde 70 tür endemik bitki bir arada yaşıyor ve 3 tür endemik bitki dünyada tek bu ekosistem de yaşayabiliyor.” “YER ÜSTÜ DEĞERLER HİÇ BİR MADENLE KIYASLANAMAZ” “Yani 500 bin insanın alın teriyle bereketlenen, 1,7 milyon dekarlık Küçükmenderes topraklarının yer üstü değerleri, hiçbir altın madeniyle kıyaslanamaz. Dolayısıyla, ideolojik, etnik, dini, mezhepsel, ekonomik ya da kişisel nedenlerden dolayı bir anlık adam sendeciliğe ayrılığa ve gerçeklerden uzaklaşmaya lüksümüz yoktur. Her anımızda sahip olduklarımızı unutmayıp gelecek kuşaklara taşıma sorumluluğunda olmalıyız.” “HAVZA PLAT BU SORUMLULUĞU ÖZÜMSEMİŞTİR” Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu, kısaca Havzaplat ise bu sorumluğu özümsemiş insanların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Evrensel değerler idealinden, siyaset üstü yapısı, ortak kesişmemiz doğanın devamlılığında, hepimizin birlikteliği ile oluşan bu örgütlenme, sürdürülebilir de olmalıdır.” “BU TOPRAKLAR DÜNYANIN EN ÖZEL TARIM HAVZASI” “Altını çizerek söylemeliyiz ki en başta atanmış ve seçilmişler sonrada dünyanın en özel tarım havzalarından biri olan bu toprakların üzerindeki herkes sahip olunan değerler bütününün sorumluluğunu özümserler ve bu bilinçle kararların altına imza atarlar. Bugün yürüyüşümüze katılan herkese çok teşekkür ederiz altın madenine hayır.” “BU TÜR GİRİŞİMLERİN HER ZAMAN KARŞISINDAYIZ” Çevre köylerin muhtarları ve Ödemiş'teki çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve üyelerinin destek verdiği doğa yürüyüşünün güzel bir duyarlılık oluşturduğunu söyleyen Zeytinlik Köyü Muhtarı Ferit Aynalı da “Toprağımız, suyumuz ve havamız değerlidir. Bu bölgede kesinlikle altın madeni istemiyoruz ve her zaman bu tür girişimlerin karşısında duracağız” dedi. Aynalı, kendilerine destek veren sivil toplum kuruluşu üyelerine teşekkür etti. Vatandaşlar maden aranması için izin alınmak isteyen bölgede harmandalı oynadı ve ellerindeki pankartları bölgede bırakarak Zeytinlik'e geri döndü. Yanbastı Kardeşler Anaokulu 4 Yaş A ve B sınıfları Üç Eylül Tıp Merkezine göz taramasına gitti. Göz doktoru Ayhan Önal anaokulu öğrencilerine göz hakkında bilgiler verdi. Dr. Önal, göze faydalı olan gıdaların neler olduğunu ve televizyon bilgisayar ve benzeri aletlerle gözün yorulmaması gerektiğini anlattı. Daha sonra öğrencileri tek tek muayene eden Dr. Önal çocuklara muayenehanesindeki cihazları tanıttı. Okul Müdürü Süleyman Arslan da bu yaşta göz muayenelerinin önemli olduğunu eğer bir kusur varsa erken yaşta önlem alınması gerektiğini belirtti. Arslan bu fırsatı sundukları için Üç Eylül Tıp Merkezine Göz doktoru Ayhan Önal ve öğrenci velisi Sevil Sevgican'a teşekkür etti. internet sitemize göz attınız mı? www.kucukmenderes.com.tr 1962'den beri hizmetinizdeyiz 0850 22 18 14 Facebook.com/ozsanal Twitter.com/ozsanal www.ozsanal.com.tr Hastane Caddesi Ödemiş Öğretmenevi Karşısı 6 08 Aralık 2014 / Pazartesi Konfüçyus, “DUYARSAM UNUTURUM, GÖRÜRSEM HATIRLARIM, YAPARSAM ÖĞRENİRİM,” diyor. Biz de bu tarhana yapmasını “yaparak öğrendik. Bizden alıp başkaları da yaparsa mutlu oluruz.” Araştıran- Derleyen-Yazan Ramazan ARAS Yaz sonu, sonbaharın ilk günlerinde kış hazırlıkları başlar. Evlerimizde kışlık yiyecekler tarhana, makarna, kuskus, yufka, turşu, çeşitli reçeller ve çeşitli konserveler yapılır. Bunlar arasında tarhana önemli bir yer tutar. Çevremizde tarhana yapılmadan asla olmaz. Tarhananın yapılması pek kolay bir iş değildir. Bunu yapanlar bilir. Biz de ve çevremizdeki komşular her yıl muhakkak kışlık tarhanamızı yaparız. Bu da ailemizden, büyüklerimizden, çevremizden gördüğümüz, getirdiğimiz bir alışkanlıktır, gelenektir, adettir. Tarhana yapamazsak kendimizde bir eksiklik hissederiz. Bizim tarhana nasıl yapılır? Ülkemizin çeşitli yörelerinde tarhana yapılır. Tahıl ve yoğurt kullanılır. Bizde ise UN, BİBER, DOMATES, YOĞURT, SOĞAN gibi temel ürünler kullanılır. Buna UN TARHANA, UNLU TARHANA, MUHACİR TARHANASI, TRAKYA TARHANASI gibi adlar verilmektedir. Tarhana ev yapımı olduğu gibi, bazı yerlerde fabrikasyon olarak da yapıldığını gördük. Şimdi biz, sizinle yaparak-yaşayarak öğrendiğimiz tarhanayı yapalım. TARHANA NASIL YAPILIR? Malzemeler 1. 3 kg UN (temeldir) 2. 4 kg BİBER (koyu kırmızı yuvarlak biber) 3. 1 kg DOMATES 4. 1 kg SOĞAN (beyaz değil) 5. 2 kg YOĞURT (süzülmüş) Bunlara ilaveten irmik, tuz, ekmek mayası (evde yapılmış), geçen yıldan kalan tarhanadan bir miktar, fırından alınmış ekmek hamuru ve buna benzer maddeler tarhana hamuruna katılır. Bazı aileler evin nüfusuna göre 4050 kg undan tarhana yaparlar. Siz de istediğiniz kadar tarhana yapmak için, verilen rakamların 2, 3, 4, 5,...,10 gibi katlarını alarak tarhananızı yapabilirsiniz. Bir örnek verecek olursak: UN :3 kg x 5 katı = 15 kg BİBER :1 kg x 5 katı = 20 kg DOMATES :1 kg x 5 katı = 5 kg SOĞAN :1kg x 5 katı = 5 kg YOĞURT :2 kg x 5 katı = 10 kg gibi ölçüler kullanılabilir. MALZEMENİN HAZIRLANMASI VE TARHANANIN YOĞRULMASI Biberler, yıkanır, çekirdekleri ayıklanır, doğranır. Domatesler, yıkanır, bazıların çekirdekleri ayıklar, doğranır, kabuklarda soyulabilir. Soğan, kabukları soyulur, yıkanır, doğranır. Yoğurt, bir torbada süzülür. Biberler, tencereye konur kısık ateşte yumuşatılır, tam pişirilmez. Ateşten indirilir bir kevgirden suyu süzdürülür. Biberler sıcak iken üzerine doğranmış domates ve soğanlar dökülür, karıştırılır. Onlar da bu sıcaklıktan etkilenerek yumuşarlar. Bazıları da şöyle yapıyorlar; biber ve domatesleri hamur haline gelene ve suyunu çekene dek pişiriyor ve ılınınca kevgirden geçirip salça haline getirip una katıyor. Soğan çiğden ilave edilebilir. Burada önemli olan malzemenin çıkardığı suyu akıtmaktır. Una karıştığı zaman hamur çok cıvık olur. Tarhana istenilen kıvama gelmez. Komşular, birbirlerine “sen malzemeyi çiğden mi kattın, pişirip mi kattın?” diye sorarlar konuşurlar. Bazıları da “ben anamdan gördüğüm, bildiğim gibi yaptım” der. Bu şekilde analarını da anmış, yadetmiş olurlar. Yukarıdaki işlemler biraz zaman alır. Malzeme hazır olduktan sonra, artık tekneye geçilir. TEKNEYE, leğene, tencereye veya herhangi bir kaba un eklenerek konur, ortası havuz gibi açılır. Biber, domates, soğanlar yani hazır olan malzeme dökülür. Bazıları da salça haline getirdikleri malzemeyi koyarlar. Hepsi aynı yola çıkar. Sonra az miktarda tuz ilave edilerek, hijyen eldivenler giyilir. Unla malzeme karıştırılır, yoğurulur. Bu safha çok zevklidir. Artık tarhana tekneye girmiştir. Tarhanaya hiçbir evrede su katılmaz. Sakın su katıp yoğurmayın. Teknedeki tarhanayı karıştırıp yoğurduktan sonra, üzeri temiz bir bezle örtülür ekşimeye- mayalanmaya bırakılır. Bir iki gün içinde kabarır, hatta tekneden bile taşabilir. Kabarmaya başlayınca yumruklanıp yoğurulur. Bundan sonra her gün sabah akşam elle, kaşıkla eldivenleri giyerek yoğurulur. Teknede tarhananın kalma süresi bizde onbir gündür. Bunun artısı-eksisi olur. 9,10,12 gün olur. Bazıları yirmibir güne dek teknede tutarlarmış. Tarhanayı çıkarmadan bir gün önce fazla tuz karıştırılır. Ovalanma kolaylaşır… TARHANANIN ÇIKARILMASI (SERİLMESİ) Çok önemlidir. Hava; poyraz, rüzgarlı, güneşli, ılık olmalıdır. Tarhananın havası bile önemlidir. Çıkarılacağı gün erkenden kalkılır. Tel kapılar üzerine çarşaf serilir. Teknedeki tarhana kaşık kaşık veya elle kıvamına bağlı, parça parça bez üzerine serilir. Gölge yer güneş yer farketmez. Gölge olması tercih edilir. Dışarda-içerde olabilir. Serili tarhana suyunu çektikten sonra ters çevrilmeye başlanır. Daha sonra küçük parçalara bölünür. Kurumaya yüz tutar. Sakın çok kurutmayın. Kıvamına gelince yani övelenecek (ovalanacak) duruma gelince, tüm komşular imece olarak tarhananın başına geçer, ovalamaya ve tarhanayı çıkarmaya başlarlar. Sabah erkenden serilen tarhana akşama ambara girer. ÖVELENMESİ (OVALAMA) Çok kurumadan kıvama geldikten sonra, övelenmeye başlanır. Bazıları daha çabuk ve kolay olması için robottan geçirir ve geçirdikten sonra, istenirse elenebilir. Elle övelemeye devam edilir. Övelenir ve kevgirden ve elekten elenir. Tam bu arada imece başlar. Komşular tarhananın başına toplanır, övelenir, elenir ve tarhana yerine yerleşir. Evin bir köşesinde kurumaya bırakılır. KURUTULMASI Kevgirden, elekten elenmiş bu tarhana içerde veya dışarda gölge bir yerde temiz bir çarşaf üzerine serilir. Ara-sıra karıştırılır ve kurutulur. Beş altı gün sürebilir kurutma işi. SAKLANMASI (Muhafazası) İyice kuruduktan sonra, BEZ TORBAYA konup kış için saklanır. Cam kavanoza da konabilir. Evde serin bir yerde güneş görmeyecek şekilde korunur. PİŞİRİLMESİ Tarhana, ocaktaki tencereye su konur. Tarhana üzerine dökülerek karıştırılır, pişirilir. Kaynayıncaya kadar karıştırılır. Karıştırılmazsa topak olur topaklanır. Ölçü olarak, bir litre suya takriben 3-4 yemek kaşığı tepeleme tarhana konur. Pratik olarak, tencereye tarhanayı koy üzerine suyu ilave et. Ocağa koy durmadan karıştır, kaynayıncaya dek pişir ve sonra indir. SERVİS Her insan, her aile durumuna göre tepsi, kase, bardak, kupa, tabak vb. kaplara koyar, tüketir. Tarhananın yenmesi-tüketilmesi; kuru ekmek doğranır, üzerine kıyma, kavurma, sucuk, tereyağı vb. gezdirilerek dökülür. Tarhananın yanında turşu, kuru soğan, pırasa, turp vb. yenir. Tarhananın üzerine nane, pulbiber, zencefil sepelenir kupa ile içilir. Tarhanaya fasulye, nohut vb. yemekleri karıştırılır, yenir. Biz size şunu diyebiliriz, tarhana harika bir yiyecektir. Tepside üzerine buğday ekmeği doğranmış ve üzerine kavurma serilmiş bir tarhana yemeğine ne dersiniz? Afiyet olsun. TARHANA VE ÜRETİM Biz daha ziyade üretim üzerinde durduk. Mesleğimiz gereği (fen bilgisi) öğrencilerimize yaparak yaşayarak, deneyler yaparak öğretmeye çalıştık. Ezber bilgiler zamanla yok oluyor. İlkemiz; “öğretilen bilgilerin pratik ve uygulanabilir olması… işe yaramayanlar üzerinde durmadık. Hep üretim hep üretim…” TARHANA OSMAN (Tarhanacı Osman) Eğer tarhanadan bahsedecek olursak TARHANA OSMAN'ı hatırlamadan geçemeyiz. Büyük bir haksızlık olur. 1964 yılında Doç. Dr. Osman N. KOÇTÜRK- TARHANA Ankara Veteriner Hekimler Odası Yayınları, kitabını yayınlıyor. Bakın ne diyor: “Tahıllar ve onlardan hazırlanan makarna, bulgur ve erişte gibi yiyecekler, fakir besinleri teşkil ederler. Bunun yanında TAHILLARLA YOĞURDUN karıştırılması ve EKŞİTİLMESİYLE (mayalanma) hazırlanan ve içine BÖLGELERE GÖRE çeşitli lezzet maddeleri katılan TARHANA her bakımdan mükemmel ve dengeli bir besin maddesidir. Türklerin Orta Asya'dan beri kullanageldikleri bu harika besin bugün de Türk köylüsünün bir enerji kaynağıdır ve yabancı gıda uzmanlarının da dikkatini çekmiştir. BESİN ve BESLENME- O.N. KOÇTÜRK Devam edelim aynı kitabın 156. Sayfasında: “Beğenmediğimiz ve kınadığımız tarhana, yapılan tetkiklerden öğrenildiğine göre, yoğurt ve tahıllardan yapılan EN İYİ, EN BESLEYİCİ bir yiyecek, bunu köylülere bırakarak şehirde SUPANGLE yiyen şehir çocuğu hem parasını, hem sağlığını kaybetmekte ve MUHALLEBİ ÇOCUĞU dediğimiz yağlı ve soluk çocuk tipi ortaya çıkarmaktadır.” diyor. TARHANA OSMAN, Pazar 16 Kasım 2014 SÖZCÜ GAZETESİ, Soner YALÇIN, GÜNDEM başlığı altında yazdı. “TARHANA OSMAN” “CİA'nın hedefindeki gıda uzmanı TARHANA OSMAN” “Büyük yalanlara karşı mücadele vermiş bir isim. Okyanus ötesinden pompalanan gıda üretimi ve beslenmeyle ilgili, ezberi bozan bir akademisyen. O yıllarda gıda yönünden kendi kendine yeter ender ülkelerden olan Türkiye'nin yanlış Takım politikalarıyla ithal tarım pazarı haline getirileceğini ilk kaleme alan yazar. Kimyasal yiyeceklerin insan sağlığını nasıl perişan ettiğini yazdığında kara listelere alınan bir beslenme uzmanı. Ülkesinde dışlanan, aç bırakılan, suikaste uğrayan, vatansever bir aydının portresi… ” diyor Soner Yalçın. Biz de yeri gelmiş, gündemdeyken 1994 yılında hakkın rahmetine kavuşan Doç. Dr. O.N. KOÇTÜRK'ü rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şadolsun. 1967 yılında yayınlanan ve o tarihte aldığımız BESİN ve BESLENME eseri hala elimizde bulunmakta ve bize ilham veren bir kaynak eser olmuştur. Kendisine dua ediyoruz. Mekanın cennet olsun. 1964-65-66 yıllarında köyde ilk öğretmenliğimiz yıllarında çocuklara akşamüzeri süttozundan yapılmış süt verdik. Amerikan yardımıydı. O güç koşullarda o görevi mecburen yapardık. Amerikan süt tozu. O.N. KOÇTÜRK, süt tozu içersinde kanser yapabilen aflatoksin, mantarını ortaya çıkardı ve yıllar sonra yasaklanmasını sağladı. O'na ne kadar teşekkür etsek azdır. Nur içinde olsun. Selam olsun. KAYNAKLAR: 1. BESİN ve BESLENME O.N. KOÇTÜRK 1967 Varlık Yayını 2. SÖZCÜ GAZETESİ-Soner YALÇIN Sayfa 16 “TARHANA OSMAN” Pazar 16 Kasım 2014 tarihli 77 08 Aralık 2014 / Pazartesi ÖDEMİŞ'TE TEK TOPLU SMS GÖNDERME Büyükşehir'den üretim yolu operasyonu Başlıklı-başlıksız toplu SMS gönderme paketi satın almak isteyenler 0 542 638 56 50 www.anadolu35.com DEVREN SATILIK börek, pizza salonu Çalışır durumda börek, pizza salonu devren satılıktır. Tel: 0544 330 04 90 Başar Uçar - İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 30 ilçe genelindeki 4 milyon metrekarelik üretim yolu sathi kaplama çalışması çerçevesinde Küçük Menderes Ovası'nın birçok farklı noktasında çalışmalar devam ediyor. Toplam 85 milyon liraya mal olan çalışmalar çerçevesinde Ödemiş, Tire, Bayındır ve Beydağ'daki üretim yollarında hummalı bir çalışma gerçekleştiriliyor. Bayındır'ın Yeşilova köyü ile Tire'nin Işıklar köyü arasındaki üretim yolunda, Tire Fen Lisesi yakınlarında ve Ödemiş'in Seyrekli köyü yakınlarında sathi kaplama için zemin hazırlığı yapılıyor. Zemin hazırlığının ardından üretim yollarında kaplama yapılarak programdaki diğer köylere geçilecek. Yazın tozdan, kışın çamurdan koruyarak üreticinin hayatını kolaylaştırması ve ürün kalitesini de artırması hedeflenen çalışmalar çerçevesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2014 sezonunda Ödemiş, Tire, Bayındır ve Beydağ'da toplam 250 bin metrekare sathi kaplama yapacak. 300 BİN METREKARE İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve dönemin Fen İşleri Daire Başkanı Dr. Buğra Gökçe'nin bölgedeki ilçeleri ziyaretinin ardından programlanan çalışmalar kapsamında 2015 sezonunda da toplam 300 bin metrekare sathi kaplama çalışması gerçekleştirilecek. Son 10 yılda toplam 17.5 milyon metrekarelik üretim yolunu asfaltlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri sathi kaplama çalışmalarının yanı sıra ilçe merkezlerinde de kaldırım düzenlemeleri yapıyor. KİRALIK DÜKKAN Ödemiş Hastane Caddesi'nde, müftülük ve 3 Eylül Tıp Merkezi karşısında, pakın içinde ve bankamatiklerin karşısında, ön ve arka bahçeli 150+150= 300 m2 bodrum katlı (Spor salonu, market, mağaza vb. işlere uygun) dükkan sahibinden kiralıktır. 0 536 766 96 19 KALORİFER YAKILIR MEB'den onaylı sertifikalı, kalorifer yakılır. Tel: 0532 576 03 43 çevreden ulaşım Ödemiş-İzmir-Ödemiş Tren Saatleri Ödemiş'ten İzmir'den 05:20 06:20 06:58 09:23 08:44 12:20 12:05 15:10 14:57 17:10 17:43 19:57 19:20 21:30 Ödemiş Gar Şefliği: 0 232 545 14 98 Ödemiş Otogarı Tire Otogarı Selçuk Otogarı İzmir Otogarı Salihli Otogarı Alaşehir Otogarı Aydın Otogarı Nazilli Otogarı İstanbul Otogarı Ankara Otogarı : 0 232 545 12 71 : 0 232 512 15 25 : 0 232 892 39 79 : 0 232 472 03 61 : 0 236 714 17 57 : 0 236 653 72 13 : 0 256 213 25 64 : 0 256 313 11 06 : 0 212 658 18 40 : 0 312 224 00 31 İzmir Seyahat Ödemiş: 0 232 544 47 46 24 Kasım itibarı ile ÖDEMİŞ TİCARET BORSASI'nda en fazla işlem gören ürünlerin en az-en çok fiyatları SATILIK DAİRE Anafartalar Mahallesi, Saraçoğlu Caddesi Bilgi 2 Kıraathanesi'nin üstü 5. Kat 125 m daire satılıktır. Ücrette pazarlık payı vardır. Tel: 0536 561 81 76 ÜRÜNÜN CİNSİ EN AZ FİYATI EN ÇOK FİYATI PATATES (Ödemiş) MAHSÜL (HAZIR TORBALI) PATATES-2 KURU SOĞAN-1 (TAZE MAHSÜL) KURU SOĞAN-2 (TAZE MAHSÜL) ZEYTİNYAĞI (DİZEM YAĞLAR 0-0,7 DİZEM) ZEYTİNYAĞI (DİZEM YAĞLAR 0,7-1 DİZEM ) ZEYTİNYAĞI(1 ASİT) ZEYTİNYAĞI (1,5 ASİT) ZEYTİNYAĞI (2 ASİT) ZEYTİNYAĞI(3-5 ASİT) YAĞLI PRİNA İNEK SÜTÜ KURU İNCİR KESTANE ET KARKAS (BIÇAK) (DANA) (35 GÜN VADE) ET KARKAS (BIÇAK) (DÜVE) (35 GÜN VADE) ET KARKAS (BIÇAK) (İNEK) (35 GÜN VADE) KUZU ETİ KARKAS (BIÇAK) (35 GÜN VADE) ET KARKAS (BIÇAK) (DAN A) (30 GÜN VADE) ET KARKAS (BIÇAK) (DÜVE) (30 GÜN VADE) ET KARKAS (BIÇAK) (İNEK) (30 GÜN VADE) KUZU ETİ KARKAS (BIÇAK) (30 GÜN VADE) 1,100 1,150 MTS 0,700 0,400 9,200 9,000 8,200 7,100 6,800 6,300 0,025 1,000 5,000 7.000 20,000 19,000 16,500 20,000 19,500 18,500 16,000 19,500 0,800 0,500 TTS TTS MTS MTS MTS MTS MTS MTS MTS MTS MTS MTS TTS TTS TTS TTS MTS MTS MTS MTS 0,050 1,220 10,000 8,500 21,100 20,000 18,500 22,000 20,500 19,500 18,000 21,500 SATIŞ ŞEKLİ Not: Müstahsil (Üretici) satışları (MTS) borsa tescilli işlemlerde zirai stopaj (%2-1) ve Tarım Bağ-Kur (%1) kesintilerine (2929 kanun kapsamı dışında olanlar hariç) tabidir. MTS: Müstahsilden (üreticiden) Tacire (tüccara) Satış; TTS: Tacirden (tüccardan) Tacire (tüccara) Satış. Yukarıdaki bilgiler ÖDEMİŞ TİCARET BORSASI verilerine göre derlenmiştir Küçük Menderes'in spor nabzı, Küçükmenderes'te atar 08 Aralık 2014 Pazartesi / Sayı: 3604 Çaybaşıspor ve Beydağ Belediye rakiplerine gol yağdırdı. Çaybaşıspor 1. Amatör'de Selçuk Efes koptu gidiyor 1 . Amatör Lig 9. Grup'ta 9. hafta cumartesi günü oynanan maçlarla tamamlandı. Lider Selçuk Efes'in yine 3 puanı hanesine yazdırdığı haftada ikincilik el değiştirdi. Çaybaşıspor ve Beydağ Belediye rakiplerine gol yağdırdı. Üç maçta 16 gol atıldı. Selçuk Efesspor'un hiç kaybetmeden domine ettiği grupta heyecan Ödemiş, Tire ve Torbalı'da oynanan maçlarla yaşandı. Tirespor'un ligden çekilmesi nedeniyle Kiraz 1 Eylülspor haftayı 3-0 hükmen galip bitirdi. Ödemiş Saraçoğlu Stadyumu'nda oynanan maçta Ödemiş Gençlikspor lider Selçuk Efesspor'u konuk etti. Konuk ekip Ubeyt (2), Ali Bayraklı ve Ali Altay'ın golleriyle Ödemiş Gençlik'i 14 yendi. Zirve koltuğunda farkı 1 puan daha artıran ve yerini iyice sağlamlaştıran Ödemiş'teki üç özel okuldan Oluşum Koleji ile Dünya Koleji öğretmenleri geçtiğimiz hafta dostluk maçında bir araya geldiler. İki kolejin öğretmenleri, örnek bir davranış sergileyerek eğitimdeki rekabeti bırakıp kendi aralarında dostluk futbol maçı gerçekleştirdiler. Oluşum Koleji ve Dünya Koleji öğretmenleri 60 dakika sonunda berabere kalarak dostluklarını pekiştirdiler. Beydağ Belediye kırmızı-beyazlılar 9'da 9 yaptı. Haftanın en önemli randevusunda Çaybaşıspor haftaya ikinci sırada giren Çırpı Doğanspor'u ağırladı. Kırmızı-lacivertliler, Çırpı'yı 31'le geçerek ikinci sıraya yükseldi. Çırpı'nın ikincilik koltuğundan indiği haftada Beydağ Belediyespor, haftanın en farklı skoruna imza attı. Tire Belediyespor'a konuk olan Beydağ, rakibini 1-6 yenerek ligin ikinci yarısındaki ikinci galibiyetini elde etti. Grubu ilk iki sırada bitiren ekiplerin Süper Amatör Lig'e yükselmek için play-off oynayacağı 1. Amatör'de Selçuk Efesspor 27 puanla liderlik koltuğunda oturuyor. Kırmızı-beyazlıları 21 puandaki Çaybaşıspor ve 19 puandaki Çırpı Doğanspor takip ediyor. Spor Servisi
© Copyright 2024 Paperzz