Kemik Yapisi ve Kemik Metabolizmasinda Osteoprotegerin, RANKL ve RANK İlişkisi Utku Kuyucu, Şeyhmus Alpağat, Onur Mert Bender, Emir İlkerli, Şükran İdil Köstem, Nazmiye Tansu Güler Danışman: Yrd. Doç. Dr. Sacide Nur Coşar ÖZET Kemik kütlesi, iskeletin bütünlüğünü ve hareket yeteneğini sağlaması; kaslar için destek görevi görmesi ve kalsiyum hemostazını temin etmesi bakımından önemlidir. Kemik dokusu makroskopik olarak kortikal ve trabeküler kemikten oluşur. Kemik dokunun yaklaşık %30’unu kapsayan organik kısımını; başlıca tip 1 kollajen, kollajen olmayan proteinler ve lipidlerin oluşturduğu matriks ve kemik hücreleri meydana getirirken, inorganik bölümün çoğunluğunu kalsiyum hidroksi apatit kristalleri ve daha az oranda amorf kalsiyum fosfat kristalleri oluşturur. Kemik döngüsü, osteoblastların kemik oluşturucu hücresel aktivitesi ile ve kemik resorbe eden osteoklastların ilişkisi aracılığıyla hayat boyu devam eder. Bu yeniden yapılanma, kemik yapım ve yıkımı ile hücreler arasındaki bağlantılar tarafından sağlanır. Reseptör aktivatör nükleer kapa B ligand preosteoklastların üzerindeki reseptörü reseptör aktivatör nükleer kapa B’ e bağlanarak, preosteoklastların osteoklastlara dönüşmesini uyarır ve kemik resorpsiyonu oluşur. Osteoprotegerin ise reseptör aktivatör nükleer kapa B ligand için çözünebilir tuzak reseptör görevi görür ve kemik resorpsiyonunu inhibe eder. Kemiğin yeniden yapılanması sistemik hormonlar, osteoklast ve osteoblast kök hücrelerini etkileyen lokal faktörler tarafından düzenlenir. Dolaşımdaki hormonlar, sırasıyla kemik oluşumunu veya kemik rezorpsiyonunu uyaran veya baskılayan lokal büyüme faktörlerinin sentezini veya etkilerini değiştirerek iskelet hücreleri üzerinde ya doğrudan ya da dolaylı olarak etki edebilirler. GİRİŞ İskelet durmaksızın değişim ve rejenerasyona uğrayan dinamik bir organdır. Kemik, özelleşmiş hücreler, mineralize ve mineralize olmayan bağ dokusu matriksi ve kemik iliği kavitesi, vaskülar kanallar, kanalikuli ve osteositler içeren lakuna gibi boşluklar tarafından oluşturulur. İskelet hem yapısal hem de metabolik fonksiyonlara sahiptir: İskeletin yapısal fonksiyonu lokomosyon, respirasyon ve iç organların korunması için kritiktir. İskelet ve hematopoetik sistem arasındaki yapısal bağlantı iç içedir; bu iki sistem hem hücreleri hem de lokal regülatuar faktörleri paylaşır. İskeletin metabolik fonksiyonu ise kalsiyum, fosfor ve karbonat gibi bileşiklere depo olmaktır. İskelet ayrıca hidrojen iyonu 1 konsantrasyonundaki sağlayabilir. tamponlayıcı değilikliklere de katkı İSKELET BİLEŞENLERİ Omurga iskeleti aksiyel ve apendiküler alt bileşenlere ayrılmaktadır. Aksiyel bileşen kafatası, omurga, sternum ve kaburgalardan oluşmaktadır. Apendikülar bileşen ise uzun kemiklerden oluşmaktadır. Yetişkin iskeletinde iki major tip kemik bulunur (Şekil 1): • Kortikal kemik yoğun ve kompaktır. Bütün iskelet yapılarının en dış kısmını oluşturur. Kortikal kemik iskelet ağırlığının yüzde 80’nini oluşturur. Kortikal kemiğin major fonksiyonu mekanik güç ve koruma sağlamaktır. • Trabekülar (süngerimsi) kemik uzun kemiklerin, özellikle uç kısımlarının içerisinde, omurların gövdesinde, pelvisin iç kısımlarında ve diğer büyük yassı kemilerde bulunur. Trabekülar kemik, özellikle omurlarda olmak üzere mekanik desteğe önemli katkılar yapar. Ayrıca trabekülar kemik, kortikal kemikten metabolik olarak daha aktiftir ve mineral desteğini sağlar. Şekil 1 Kompakt (Kortikal) Kemiğin Osteonu ve Süngerimsi (Süngerimsi) Kemiğin Trabekülasının Şematik Görünümü Osteoblastlar Ostoblastlar mineralize olan ve kemiği oluşturan bağ dokusu matriksini yaparlar. Ostoblastların prekörsorleri, kemik iliği stromal hücreleri, kondrositler, kas hücreleri ve adipositleri de oluşturan multipotent mezenşimal kök hücrelerdir [1, 2, 3]. Osteoblast progenitörleri sadece kemik iliğinin stromal mezenşimal progenitörlerinden değil, ayrıca perisitlerden (damarların endoteliyal katmanına bağlı mesenşimal hücrelerden) de köken alabilirler [4]. Kan damarlarının dış yüzeyinde 2 bulunan osteoblastların mezenşimal kök hücre progenitörleri kan damarı oluşumu için de kritiktir. Osteositler Osteositlerin minezalize matriksin içerisine gömülmesi prosesinde, osteositler hücre gövdesinden yayılan ve osteositlere nöron hücresi görüntüsü veren yaklaşık 50 ince sitoplazmik proçes geliştirdiği dramatik bir morfolojik değişime uğrar [5]. Bu proçesler gap junction’lar tarafından komşu osteositlere, astar hücreleri gibi kemik yüzeyinde bulunan hücrelere ve kemik iliğinin hücresel elemanları ve endotel hücrelerine bağlanırlar. Osteositler kemik gelişimini regüle eden büyüme faktörlerini salgılar. Erişkin osteositler kemik oluşumunun inhibisyonunun devamlılığının sağlanması için tonik olarak Sklerostin salgılar fakat mekanik güçler kemiğe uygulandığı zaman osteositler sklerostin salgılamayı bırakır ve kemik yüzeyinde kemik oluşumu başlar. Osteositler ve onların dendritik proçesleri periferal dolaşım ile devamlılık gösteren jel yapısındaki bir matriks ile çevirlidir [6, 7]. Osteoklastlar Ostoklastlar eşsiz bir şekilde kasifiye kemik matriksini sindirme kapasitesi olan özelleşmiş multi-çekirdekli hücrelerdir. Mononüklear monosit/makrofaj soyu prekorsörlerinin füzyonu sonucunda oluşurlar [8]. Receptor activator factor kappa B (NF-kB) ligandı (RANKL) ve makrofaj koloni stimüle edici faktör (M-CSF) osteoklastların gelişimi, fonksiyonu ve hayatta kalması için esansiyel olan iki sitokindir [9, 10]. Osteoklastlar trabeküler yüzey üzerinde yada kortikal kemik içerisinde belli bir derinlik limitine kadar mineral ve matriksi ortadan kaldırır. Bu prosesi neyin durdurduğu bilinmemektedir fakat matriksten salınan kalsiyum ve diğer maddelerin yüksek lokal konsantrasyonları bu proseste görev alıyor olabilir [11, 12]. KEMİK MİNERAL MATRİKSİNİN BİYOKİMYASI Kemik, kalsiyum ve fosfatın hidroksiapatit formunu ve kollajen yapıyı içeren matriksten oluşmaktadır. Matriks ayrıca mineralizasyonun regülasyonu ve kolajen iskeletinin güçlenmesinde önemli olan non-kolajen proteinler içerir [13]. Kalsiyum bağlanma proteinleri gamma karboksiglutamik asit içeren osteokalsin (kemik Gla proteini) ve matriks gla proteinini içerir ve pıhtılaşma faktörlerine benzer bir şekilde K vitamini bağımlıdır. Bu proteinler mineralizasyonu geciktirir ve kemik matriksinin olgunlaşmasına izin verir. Kemik sialoprotein ve osteopontin ise hem kalsiyuma hem de kollajene bağlanır ve osteoklastların kemik yüzeyine bağlanmasında rol alabilirler. Kemik minerali kompleks ve genellikle tamamlanmamış hidroksiapatit kristallerinden oluşur. Kristaller iskeletin geliştiği çevreye bağlı olarak karbonat, flor, ve birçok diğer mineralleri barındırabilir. 3 KEMİK “MODELİNG”İ VE “REMODELİNG”İ Gelişim ve büyüme sırasında, iskelet “modeling” diye isimlendirilen bir proses ile kemiğin bir bölgesinden kemiğin kaldırılması ve başka bir bölgesinde deposite edilmesi ile şeklini ve büyüklüğünü kazanmak için yontulur. İskelet olgunluğa eriştikten sonra, rejenerasyon, eski kemiğin yeni kemikle aynı lokasyonda periodik olarak replesyonu ile devam eder [14]. Bu prosese “remodeling” denir ve her 10 yılda yetişkin iskeletinin tamamen rejenerasyona uğramasından sorumludur. Kemik remodelingi iskelet gelişiminin erken dönemlerinde başlar. Resorpsiyon osteoklastların görevidir. Yeni kemik oluşumu osteoblastların görevidir. Her iki proses de osteositler tarafından kontrol edilir [15]. Resorpsiyon Kemik remodeling döngüsü osteoklast jenerasyonu ve belli bir bölgeye gitmesi ile başlar. Fizyolojik şartlarda bu bölgenin onarım ihtiyacı olabilirken, patolojik durumlarda rasgele ya da uygunsuzca hedeflenebilinir. Reversal Osteoklastik resorpsiyon tamamlandıktan sonra, muhtemelen monosit/makrofaj soyundan gelen mononuklear hücrelerin kemik yüzeyinde belirdiği reversal faz başlar. Bu hücreler yeni osteoblastların kemik oluşumuna başlaması için kemik yüzeyini hazırlayabilirler. Resorbe olan yüzey üzerine yeni osteoblastların tutunacağı, glikoprotein bakımından zengin materiyal içeren bir katman oluşturulur [16]. Reversal bölgesinde bulunan hücreler ayrıca osteoblast farklılaşması ve göçü için sinyal sağlayabilir. Formasyon Peşpeşe osteosit dalgalarının, resorbe kemik tamamen replase olana kadar ve yeni kemik yapısal birimi tamamen oluşana kadar kemik üretmesinin gerçekleştiği formasyon fazı reversal fazı takiben başlar. Bu faz tamamlandığında, yüzey yassı astar hücreleri tarafından kaplanır ve yeni remodeling döngüsü başlayana kadar kemik yüzeyinde hücresel aktivitenin az olduğu, uzun dönemli bir dinlenme periyoduna geçilir. Mineralizasyon Yeni oluşmuş osteoid, yaklaşık iki hafta sonra mineralize olmaya başlar. Bu proses matriks moleküllerinin akümülasyonunu kapsar. Mineralizasyon ilk olarak hızlı başlar ve sonrasında yavaşlar. Kemik yapısal biriminin tamamen mineralize olması birkaç yıl alır. KEMİK HÜCRELERİNİN SİSTEMİK VE LOKAL REGÜLATÖRLERİ Bir çok sistemik hormon, sitokin, büyüme faktörü ve lokal sinyal kemik hücrelerinin doğumunu, ölümünü ve fonksiyonunu etkiler. Majör sistemik 4 regülatörler kalsiyum-regüle edici hormonlar, PTH, kalsitriol, büyüme hormonu/IGF-1, glukokortikoidler, tiroid hormonları ve seks hormonlarıdır. IGF gibi diğer faktörler hem sistemik hem de lokal etkiye sahiptir ve ayrıca prostaglandinler, TGF-beta, kemik morfogenetik proteinler ve sitokinler gibi bazı faktörler ise temel olarak ya da yalnızca lokal etkilere sahiptir. Paratiroid Hormon Kalsiyum homeostazının en önemli regülatörüdür. Serum kalsiyum konsantrasyonlarını, kemik resorpsiyonunun stimulasyonu, renal tübülar kalsiyum reabsorbsiyonun artışı ve renal kalsitriol üretiminin artışı ile korumaktadır. PTH, aralıklarla verildiğinde kemik oluşumunu stimule eder fakat yüksek konsantrasyonlarda kolajen sentezini inhibe eder [17, 18]. Kesintisiz bir şekildiğinde verildiğinde ya da salgılandığında ise osteoklast aracılı bir prosesle kemik resorpsiyonunu stimule eder. PTH ayrıca bu hücrelerde gen ekspresyonunu stimule eder ve IL-6, IGF-1, IGF-bağlayıcı protein, IGF-BP-5 ve prostaglandinler gibi bir çok lokal faktörün üretimini arttırır. Kalsitriol: İntestinal kalsiyum ve fosfor mineralizasyonunu teşvik eder. absorpsiyonunu arttırarak kemik Seks Steroidleri Hem estrojenler hem de androgenler kemik homeostazı üzerinde önemli etkilere sahiptirler. Estrojenin hem osteoblastik hem de osteklastik soyu hücreleri üzerinde direk etkisi vardır [19, 20, 21] ve her iki cinsiyette de iskelet gelişimini etkiler. Ergenliğin geç döneminde, estrojenler kemik resorpsiyonunu inhibe ederek kemik “turnover”ini azaltırlar ve hem kadında hem de erkekte epifiz kapanması için gereklidir. Bu, estrojen reseptörünün ya da androjeni estrojene dönüştüren aromataz enziminin genetik kaybı bulunan erkeklerde gecikmiş kemik yaşı, azalmış kemik artışı ve gecikmiş epifiz kapanmasına neden olur [22]. Kalsitonin Farmakolojik dozlarda osteoklastları inhibe ederek kemik resorpsiyonunu azaltır. Yinede, yetişkin insan iskeletinde fizyolojik rolü azdır. Farmakolojik etkileri geçicidir. Bunun nedeni, muhtemelen reseptör down regülasyonudur. Büyüme hormonu ve IGFler GH/IGF-1 sistemi ve IGF-2 skeletal büyüme için, özellikle de “cartilagious end plate” bölgesindeki ve endokrondral kemik formasyonundaki büyüme için önemlidir. TGF-beta – TGF-beta ve kemik morfogenetik protein ailesi bir çok farkli hücre tarafından üretilen en az 10 tane proteinden oluşan bir ailedir ve bu proteinler, büyüme ve gelişim üzerinde birçok etkiye sahiptirler [23, 24, 5 25]. TGF-beta kemik resorpsiyonunu inhibe edebilir ve kemik oluşumunu stimule edebilir. Glukokortikoidler Kemik oluşumunun inhibisyonu glukokortikoid aracılı osteoporozun major nedenidir. Bunun nedeni osteoblastların ve osteositlerin hızlanmış apoptosizi olabilir [26]. Tiroid hormonları Tiroid hormonları hem kemik resporpsiyonunu hem de kemik oluşumunu stimule eder. Bu nedenler, hipertiroidizmde kemik “turnover”i artar ve kemik kaybı olabilir. Sikokinler Kemik hücreleri ve komşu hepatopoietik ve vasküler hücreler tarafından sentezlenen sitokinler, iskelet üzerinde bir çok regulatuar etkiye sahiptirler [27, 28, 29, 30, 31, 32]. Fibroblast Büyüme Faktörleri Fibroblast büyüme faktörleri skeletal gelişimde görev alan bir diğer protein ailesidir. Bu faktörler için olan reseptörlerdeki mutasyonlar, akondroplazia gibi abnormal iskelet fenotiplerine yol açarlar [24]. Vasküler-endoteliyal büyüme faktörü gibi diğer büyüme faktörleri kemikte üretilir ve kemik “remodeling”de rol oynayabilir. OOSTEOKLAST OLUŞUMU ve AKTİVASYONUNUN OPG, RANKL ve RANK ARACILI REGÜLASYONU Osteoklast oluşumunu ve aktivasyonunu regüle eden moleküler mekanizmaları anlamak, RANK/RANKL sinyal sisteminin keşfi ile büyük bir iğme kazandı. Progenitör hücrelerin osteoklastlara farklılaşması için osteoblastik stromal hücreler tarafından M-CSF ekspresyonu gerekmektedir fakat sadece M-CSF ekspresyonu osteoklast farklıllaşmasını tek başına yapmaya yetmez. Osteoklast farklılaşmasının tamamlanması için osteoblastik stromal hücrelerinden RANKL eksprasyonu, osteoklast prekörsorlerinden ise RANK ekspresyonu gerekir [33]. Osteoklast farklılaşması RANK/RANKL etkileşimi ile ilişkili birçok transkripsiyon faktörleri ve sinyal yolakları tarafından regüle edilir. Osteoklast farklılaşmasının RANKL tarafından tamamlanması için NF-kB, cFos ve NFATc1 transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları gerekir [34, 35, 33]. Ayrıca, osteoklastlar kemiği efektif bir şekilde eritmek için kendilerini aktin-zengini bir yapı olan podozomlar aracılığı ile kemik yüzeyine sıkıca bağlanmalıdır. Bunu yaparken, osteoklastlar RANK sinyali aracılığı ile birleşerek multinükleer yapılar oluştururlar [30]. RANKL Homotrimerik bir protein olan RANKL, osteoblastik membran üzerinde bulunur ve aktif T-hücreleri tarafından aktive edilir yada aktif T-hücreleri 6 gibi bazı hücreler tarafından sekrete edilir [36, 37, 38]. Osteoklast oluşumunu stimule eden birçok faktörün osteoblastik stromal hücreleri tarafından RANKL eksprasyonunu tetiklemektedir [36]. RANK RANK proteini, TNF reseptör süperailesinin homotrimeric, transmembran bir üyesidir. Preosteoklastlara RANKL’ın bağlanmasını sağlayan tek reseptördür. Bugüne kadar, rank mutasyonunun insanda osteopetrosise neden olduğu saptanmamıştır. Fakat rank geninin, transgenic farede delesyonunun, farede osteopetrosise neden olduğu görülmüştür. Bu da bize, RANK’ın osteoklastogenezdeki önemini göstermektedir [39]. OPG OPG genellikle osteoblast hücrelerinden salgılanan bir proteindir. Osteoblast tarafından RANKL ekspresyonunu indükleyen faktörler, genellikle OPG ekspirasyonunu da indüklerler [15, 40]. Genellikle, RANK ekspirasyonu indüklenirken, OPG ekspirasyonu inhibe edilir. Bu da, RANKL/OPG oranını değiştirerek osteoklastogenezi tetikler. Bir başka deyişle, osteoklast populasyonu ve aktivitesi RANKL/OPG oranına bağlı olarak değişir [36]. İnsanlarda OPG’nin osteo-koruma rolü, Paget’s hastalığında opg geninin homozigot kısmı delesyonlarının neden olduğu fenotipte görülen aşırı kemik resorpsiyonu ile desteklenmiştir [41]. Şekil 2 Osteoklastogenezde RANK, RANKL ve OPG İlişkisi REFERANSLAR 1.Friedenstein AJ, Chailakhyan RK, Latsinik NV, et al. Stromal cells responsible for transferring the microenvironment of the hemopoietic 7 tissues. Cloning in vitro and retransplantation in vivo.Transplantation 1974; 17:331. 2.Owen M, Lineage of osteogenic cells and their relationship to the stromal system. In: Bone and Mineral Research, Peck WA. (Ed), Elsevier, Amsterdam 1985. Vol 3, p.1. 3.Triffitt JT. The stem cell of the osteoblast. In: Principles of Bone Biology, Bilezikian JP, Raisz LG, Rodan GA. (Eds), Academic Press, San Diego 1996. p.39. 4.Schor AM, Canfield AE, Sutton AB, et al. Pericyte differentiation. Clin Orthop Relat Res 1995; 81. 5.Marotti G, Cane V, Palazzini S, et al. Structure-function relationships in the osteocyte. Ital J MinElectro Metab 1990; 4:93. 6.Hughes AE, Ralston SH, Marken J, Bell C, MacPherson H, Wallce RG, van Hul W, Whyte MP, Nakatsuka K, Hovy L (2000) Nat. Genet. 24, 45-48 7.Wang L, Wang Y, Han Y, et al. In situ measurement of solute transport in the bone lacunarcanalicular system. Proc Natl Acad Sci U S A 2005; 102:11911. 8.Suda T, Nakamura I, Jimi E, Takahashi N. Regulation of osteoclast function. J Bone Miner Res1997; 12:869. 9.Boyle WJ, Simonet WS, Lacey DL (2003) Nature 423, 337-342 10.Takayanagi H, Kim S, Koga T, et al. Induction and activation of the transcription factor NFATc1 (NFAT2) integrate RANKL signaling in terminal differentiation of osteoclasts. Dev Cell 2002;3:889. 11.Mentaverri R, Kamel S, Brazier M. Involvement of capacitive calcium entry and calcium store refilling in osteoclastic survival and bone resorption process. Cell Calcium 2003; 34:169.108. 12.Nielsen RH, Karsdal MA, Sørensen MG, et al. Dissolution of the inorganic phase of bone leading to release of calcium regulates osteoclast survival. Biochem Biophys Res Commun 2007; 360:834. 13.Robey, PG. Vertebrate mineralized matrix proteins — structure and function. Connect Tissue Res 1996; 34-5:185. 14.Knothe Tate ML, Niederer P, Knothe U. In vivo tracer transport through the lacunocanalicular system of rat bone in an environment devoid of mechanical loading. Bone 1998; 22:107. 8 15.Hofbauer LC, Schoppet M (2004) JAMA 292, 490-495 16.McKee MD, Nanci A. Osteopontin at mineralized tissue interfaces in bone, teeth, and osseointegrated implants: ultrastructural distribution and implications for mineralized tissue formation, turnover, and repair. Microsc Res Tech 1996; 33:141. 17.Dempster DW, Cosman F, Parisien M, et al. Anabolic actions of parathyroid hormone on bone. Endocr Rev 1993; 14:690. 18.Dobnig H, Turner RT. The effects of programmed administration of human parathyroid hormone fragment (1-34) on bone histomorphometry and serum chemistry in rats. Endocrinology 1997;138:4607. 19.Martin-Millan M, Almeida M, Ambrogini E, et al. The estrogen receptoralpha in osteoclasts mediates the protective effects of estrogens on cancellous but not cortical bone. Mol Endocrinol 2010; 24:323. 20.Nakamura T, Imai Y, Matsumoto T, et al. Estrogen prevents bone loss via estrogen receptor alpha and induction of Fas ligand in osteoclasts. Cell 2007; 130:811. 21.Taxel P, Kaneko H, Lee SK, et al. Estradiol rapidly inhibits osteoclastogenesis and RANKL expression in bone marrow cultures in postmenopausal women: a pilot study. Osteoporos Int 2008; 19:193. 22.Carani C, Qin K, Simoni M, et al. Effect of testosterone and estradiol in a man with aromatase deficiency. N Engl J Med 1997; 337:91. 23.Chang H, Brown CW, Matzuk MM. Genetic analysis of the mammalian transforming growth factor-beta superfamily. Endocr Rev 2002; 23:787. 24.Chen L, Li C, Qiao W, et al. A Ser(365)-->Cys mutation of fibroblast growth factor receptor 3 in mouse downregulates Ihh/PTHrP signals and causes severe achondroplasia. Hum Mol Genet 2001; 10:457. 25.Lieberman JR, Daluiski A, Einhorn TA. The role of growth factors in the repair of bone. Biology and clinical applications. J Bone Joint Surg Am 2002; 84-A:1032. 26.Weinstein RS, Jilka RL, Parfitt AM, Manolagas SC. Inhibition of osteoblastogenesis and promotion of apoptosis of osteoblasts and osteocytes by glucocorticoids. Potential mechanisms of their deleterious effects on bone. J Clin Invest 1998; 102:274. 27.Horowitz MC. Cytokines and estrogen in bone: anti-osteoporotic effects. 161. Science 1993; 260:626. 9 28.Kawaguchi H, Nemoto K, Raisz LG, et al. Interleukin-4 inhibits prostaglandin G/H synthase-2 and cytosolic phospholipase A2 induction in neonatal mouse parietal bone cultures. J Bone Miner Res 1996; 11:358. 29.Kimble RB, Bain S, Pacifici R. The functional block of TNF but not of IL6 prevents bone loss in ovariectomized mice. J Bone Miner Res 1997; 12:935. 30.Yang S, Chen W, Stashenko P, Li YP (2007) J. Cell. Sci. 120, 33623371 31.Miyaura C, Onoe Y, Inada M, et al. Increased B-lymphopoiesis by interleukin 7 induces bone loss in mice with intact ovarian function: similarity to estrogen deficiency. Proc Natl Acad Sci U S A 1997; 94:9360. 32.Onoe Y, Miyaura C, Kaminakayashiki T, et al. IL-13 and IL-4 inhibit bone resorption by suppressing cyclooxygenase-2-dependent prostaglandin synthesis in osteoblasts. J Immunol 1996; 156:758. 33.Yoshida H, Hayashi S, Kunisada T, Ogawa M, Nishikawa S, Okamura H, Sudo T, Shultz LD (1990) Nature 345 442-444 34.Takayanagi H, Kim S, Koga T, Nishina H, Isshiki M, Yoshida H, Saiura A, Isobe M, Yokochi T, Inoue J (2002) Dev. Cell 3, 889-901 35.Yamashita T, Yao Z, Li F, Zhang Q, Badell IR, Schwarz EM, Takeshita S, Wagner EF, Noda M, Matsuo K (2007) J. Biol. Chem. 282, 18245-18253 36.Kearns AE, Khosla S, Kostenuik P (2007) Endocr. Rev. 37.Takayagi H, (2007) Nat. Rev. Immunol. 7, 292-304 38.Wada T, Naskashima T, Hiroshi N, Penninger JM (2006) Tends Mol. Med. 12, 17-25 39.Karpur RP, Yao Z, Lida MH, Clarke CM, Doggett B, Xing L, Boyce BF (2004) J. Bone Miner. Res. 19, 1689-1697 40.Li Y, Toraldo G, Li A, Yang X, Zhang H, Quian WP, Weitzmann MN (2007) Blood 109, 3839-3848 41.Whyte MP, Obrecht SE, Finnegan PM, Jones JL, Podgornik MN, McAlister WH, Mumm S (2002) N. Eng. J. Med. 347, 175-184 10
© Copyright 2024 Paperzz