indirmek için tıklayınız

IRAK’IN KUZEYÝNDEKÝ
MUHTEMEL
GELÝÞMELERÝN
TÜRKÝYE’YE ETKÝLERÝ
E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL
MÝT Eski Müsteþarý
75
IRAK’IN KUZEYÝNDEKÝ MUHTEMEL GELÝÞMELERÝN
TÜRKÝYE’YE ETKÝLERÝ
E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL
MÝT Eski Müsteþarý
GÝRÝÞ
Kuzey Irak, Cumhuriyet’in kuruluþu aþamasýndan bu yana ülkemiz
için her zaman önemli bir coðrafya parçasý oldu. “Musul” davasý diye
adlandýrýlan dosya, aslýnda büyük ölçüde, ülkenin toprak bütünlüðünün muhafazasýna dönük stratejik bir bakýþ açýsýnýn ifadesidir. Amaç,
Musul’u da Misak-ý Milli sýnýrlarý içine alarak, Cumhuriyet sýnýrlarý dýþýnda bir “Kürt antitesi”nin yapýlanmasýný önlemekti. Böyle bir olasýlýðýn, Anadolu’da yaþayan Kürt kökenli vatandaþlar için bir cazibe merkezi olacaðý düþünülüyordu. Buna mukabil, Musul Vilayeti Cumhuriyet
topraklarýna katýldýðý takdirde, sorun ülke içine alýnarak hazmedilebilecek ve ayrýlýkçý hareketler bir bakýma kontrol altýnda tutulabilecekti.
Milletler Cemiyeti sürecinde 1925 yýlýnýn Eylül ayýnda Dýþiþleri Bakaný Tevfik Rüþtü, Kuzey Irak’ý Türkiye’ye vermeyen Londra’ya dönük
olarak Ankara’nýn duyduðu kuþkularý (Acaba Ýngiltere’nin niyeti)…
“Kürtlerin ufak bir bölümünü (Musul) elde bulundurarak, bunlarý Kürtlerin çoðunluða sahip olduðu ülke (Türkiye) aleyhinde… kullanmak
mý?” sorusuyla dile getirmiþti. 83 yýl sonra bugün de ayný kuþkular Türkiye’nin Kuzey Irak’a dönük politikalarýnýn ana çerçevesini oluþturmaya devam ediyor. Bu çalýþmada, Türkiye’nin bu fasit daireyi kýrarak
uluslararasý koþullarda ve özellikle bölgede ve ABD’nin iþgali sonrasý
Irak’ta meydana gelen deðiþikliklerin ýþýðýnda yeni bir yaklaþým benimsemesinin mümkün olup olamayacaðýný tartýþmaya açýyoruz.
Son derece karmaþýk, global ve bölgesel aktörlerin çok önemli çýkarlarýný doðrudan ilgilendiren bir sorunsal ile karþý karþýyayýz. Uluslararasý politikanýn doðasý gereði, böylesine karmaþýk bir sorunsalýn gelecekte hiçbir zaman önceden kaðýda döküldüðü þekilde geliþmesinin
76
beklenemeyeceði, deðiþik dinamiklerin olaylarý öngörülemeyen þekilde
etkileyebileceði peþinen kabul edilmelidir. Burada söz konusu olan ulusal çýkar doðrultusunda belirli hedeflerin ortaya konmasý ve kontrolümüz dýþýndaki dýþ faktörleri de göz önünde bulundurarak ülkemizin
elindeki bütün ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri araçlarýn bu hedeflere ulaþacak þekilde yönlendirilmesidir.
Þubat 1925’te Þeyh Sait ile baþlayan isyanlardan sonra, Ankara, her
türlü Kürtçü harekete þiddetle karþý çýktý. Yurt içinde çýkanlarla tek baþýna, bu hareketler yurt dýþýnda vuku bulduðunda ise duruma göre,
Ýran ve/veya Irak’la ikili veya üçlü ortak iþbirliði halinde engellemeye
çalýþtý. Siyasi yaklaþým böyle olmakla beraber, insani iliþkiler açýsýndan
Ankara, her dönem sýnýra mücavir bölgelerde yaþayan “Kürtlere” karþý
- bazen Tahran ve Baðdat’ýn tepkisini çekecek þekilde- olumlu, koruyucu, müþfik bir politika izlemekten de geri kalmadý. Ýran-Irak savaþý sýrasýnda Halepçe katliamý sonrasý yüzbinlerce Iraklý Kürde kucak açýlmasý;
Körfez Harekâtý sonrasý uygulamaya konulan Kuzey Irak’ý Saddam rejiminden baþta kurtarmaya, sonra korumaya yönelik politikalar bu yaklaþýmýn en bariz uygulamalarýdýr. Günümüze yaklaþtýkça bu uygulamalarda demokratik Türkiye için ön plana çýkan en önemli mülahaza,
Güneydoðu’da yaþayan Kürt kökenli vatandaþlarýmýzýn Kuzey Irak’taki
her türlü uygulamadan etkilenme olasýlýðýnýn siyaseten göz ardý edilmesinin artýk gittikçe zorlaþmasýdýr. Ýþgal sonrasý yeni koþullar ve iletiþimin bu ölçüde arttýðý günümüzde, demokratik yapýdaki bir ülke için
bu etkileþimi göz ardý etmek daha da güç hale gelmiþtir. Zaten Irak’la 5
Mayýs 1925 anlaþmasýyla çizilen þimdiki sýnýrlarýmýz da hem fiziki, hem
de insani nedenlerle her zaman için geçirgenliðini korudu ve gene siyasi nedenlerle bu duruma gerek Ankara gerekse Baðdat genellikle göz
yumdu.
2003 yýlýnda ABD’nin Irak’ý iþgali arifesinde yaþanan geliþmeler Türkiye açýsýndan 1925’de kaçýrýlmýþ fýrsatýn yeniden yakalanmasý olanaðýný yaratabilir miydi? En doðru cevabý gelecek on yýllarda tarih verecek.
Bugün terörle mücadelede sadece o tarihten bu yana insani, maddi ve
manevi kayýplar hesaba katýlýrsa, tezkerenin reddi için ileriye sürülmüþ
77
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
olan nedenlerin büyük bir kýsmýnýn geçersiz kaldýðý görülür. 1 Mart
2003 tezkeresinin TBMM’de reddedilmesiyle Türkiye’nin yukarýda kýsaca özetlenen tarihi süreç bakýmýndan önemli bir þansý kaçýrdýðý yaygýn bir görüþtür. Bu, özellikle, 1984’ten bu yana yaþanan ayrýlýkçý PKK
terörü ile mücadele edebilmek için gerekli olan fiziki sýnýr güvenliðinin
saðlanmasý için mücavir bölgenin kontrol altýna alýnmasý açýsýndan
doðru olduðu kadar, Kuzey Irak’ýn þekillenmesinde önemli bir rol üstlenme olanaðý bakýmýndan da doðrudur.
Ancak, tarihi ters çevirmek mümkün olmadýðýna göre, kaçýrýlan fýrsatlara hayýflanmak yerine bugünkü koþullarda mevcut gerçeklerden
hareketle oluþturulabilecek yeni politikalar ve yaklaþýmlar üzerinde durulmalýdýr. Eski, geçerliliðini kaybetmiþ verilere göre oluþturulacak politikalar, muhtemelen Türkiye’nin sadece yeni fýrsatlar kaçýrmasýna neden olabilecektir. Bu yaklaþýmýn ilk adýmý, ABD’nin iþgalinden sonra
Irak’a iliþkin bütün verilerin alt üst olduðunu, ortaya çýkan yeni bir Irak
gerçeðinin bulunduðunu kabul etmekten; bulara gözümüzü kapayarak
yok farz etmemekten ve bu gerçeklerle uyumlu politikalar geliþtirmekten geçiyor. Bu doðrultuda gecikmeksizin Türkiye’nin en geniþ anlamda güvenliðini (ulusal birlik, kamu güvenliði ve ekonomik/enerji güvenliði) saðlamak, ayný zamanda bölgesindeki nüfuzunu daha da pekiþtirmek için bugüne kadarki kalýplarýn dýþýnda -ama uygulanabilir- ne
tür yeni stratejiler geliþtirebileceði üzerine beyin fýrtýnalarýna gerek duyuluyor.
BUGÜNKÜ IRAK
Ýþgal ile birlikte Saddam’ýn oluþturmaya çalýþtýðý ulus-devlet süreci
tersyüz edilmiþ ve bugün artýk Irak’ta referandumla kabul edilmiþ -uygulanmasý ne kadar sorunlu olursa olsun- federal yapýyý öngören bir
Anayasal düzen söz konusudur. Irak’ýn önemli sayýlabilecek bazý yeni
gerçeklerini kýsaca þöylece sýralayabiliriz:
1. Saddam dönemi için þikâyet edilen otoriter, totaliter güçlü merkezi hükümet modeli aksine, Federal devlet modeli çerçevesinde ülke
78
E. Büyükelçi, MÝT Eski Müsteþarý Sönmez KÖKSAL
üç bölgesel yönetime ayrýlmýþ, merkezi otorite ile bölgesel yönetim yetkilerinin sýnýrlarý bir türlü çizilememiþ, bakanlýklarý etnik ve mezhep
ayýrýmýna göre paylaþtýrýlmýþ; her biri kendi baþýna buyruk bakanlýklar
ve yerel yönetimler üzerinde otoritesini tesiste büyük güçlükleri olan
merkezi bir hükümet söz konusudur. Hükümet, baþkanlýk yönetimi ve
parlamento adeta “nasýl olur da etkin kararlar alýp uygulamayý yavaþlatýrýz” þiarý üzerine inþa edilmiþ gibi görünüyor.
2. Bütçeden bölgelerin belli kýstaslara göre pay alýmýný da öngören
petrol yasasýnýn kabul edilememesi nedeniyle petrol sektörüne yapýlmasý gereken yabancý yatýrýmlar sürekli ertelenmektedir. Suudi Arabistan ve Kanada’dan sonra Irak dünyanýn üçüncü büyük kanýtlanmýþ
petrol rezervlerine sahip (115 milyar varil civarýnda). Günlük üretimi 2
milyon varil; hedef bunu en kýsa zamanda 5 milyon varile çýkartmak.
Mevcut üretimin sadece 400.000 varili ülkenin kuzeyinden geliyor. Oysa 2003 öncesinde bu bölgeden ihraç edilen petrol hacmi 800.000 varil
idi. Bölgesel Yönetim, Kuzey Irak’taki petrol rezervlerinin 45 milyar varil, doðalgaz rezervlerinin ise 100 trilyon feet küp (Irak’ýn toplam gaz
rezervlerinin yarýsý) olduðunu tahmin ediyor. Üretiminin yeterli yatýrým
olmasý ve ihracat altyapýsý inþa edilmesi halinde günlük 2 milyon varile
çýkabileceði de öne sürülüyor.
3. Hedef, petrol üretimini ilk aþamada 2010 yýlýna kadar günlük 5
milyon varile çýkartmak. Ancak mevcut sýkýntýlar nedeniyle önümüzdeki on yýllýk sürede üretim ve ihracat yetenekleri sýnýrlý olmaya devam
edecek gibi görünüyor.
4. Derin ayýrýþým nedeniyle her etnik grup ve mezhep hem kendi
içinde, hem de birbiriyle önemli çeliþkiler yaþayan, zaman zaman þiddetli þekilde çatýþan çok sayýda silahlý milis yapýsýna dönüþmüþtür. Bu
durum çok ciddi güvenlik sorunlarý doðurmaktadýr. Mevcut yapýsýyla
yasal güvenlik kuvvetlerinin ülkenin tümünde güvenliði saðlamasý
uzak bir ihtimaldir. Ulusal barýþýn tesisi büyük ölçüde milislerin silahsýzlandýrýlmasýna, sivilleþtirilmesine ve topluma tekrar entegre edilmesine baðlý görünüyor. Bu ise bugünden yarýna gerçekleþebilecek bir ge79
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
liþmeye benzemiyor.
5. Ýþgal sonrasýnda yurt dýþýna çýkmýþ/kaçmýþ Iraklýlarýn ülkelerine
dönüþlerinin saðlanmasýnýn yaratacaðý ve eski Baas mensuplarýnýn tekrar topluma entegre edilmesinin yol açacaðý sorunlar çözüm beklemektedir.
6. Kerkük’ün yönetimi konusunda bir uzlaþý çok uzak görünmektedir.
7. Son dönemlerde geriletilmiþ olan faaliyetlerine raðmen El Kaide
terör örgütü için ülke üs olmaya devam etmekte ve yeraltý yapýsý ile zarar verme kapasitesini sürdürmektedir.
Bu tablo, kestirilmesi güç bir zaman diliminde de Irak’ýn kaotik iç
yapýsýnýn devam edeceðini göstermektedir. Tekrar üniter devlet yapýsýna dönüþtürülmesi mevcut koþullarda imkânsýz gibi görülmektedir. (Bu
amaca dönük askeri bir lider senaryosu, iç savaþa dönüþüp parçalanmayý daha da derinleþtirebilir. Kaldý ki, ABD’nin böyle bir olasýlýða yeþil
ýþýk yakmasý da iþgal amacýyla çeliþki oluþturur.) Bu durumda, bölgede
çýkarý olan güçler ayný süre içinde etnik, mezhep vb. gibi unsurlarý kullanarak Irak’ýn kaderini etkilemeye devam edeceklerdir.
Gerçeðe en yakýn bu varsayýmdan hareket edilince Kuzey Irak’taki
muhtemel geliþmeler neler olabilir?
1. Bölgesel Kürt Yönetimi (BKY) ve Irak’ýn bir bütün olarak ana politikalarýný etkileme gücüne eriþmiþ olan Talabani ve Barzani mevcut
politikalarýný ve bölgesel kurumsallaþmayý, iç ve dýþ koþullar elverdiði
ölçüde güçlendirmeye devam ederler. Bölgede Kerkük üzerinde yaþanmakta olan gerginliðe raðmen kalkýnma projelerini uygulayarak refah
düzeyini ve yönetim kapasitesini arttýrmaya devam ederler.
2. Merkezi Hükümetin veya mevcut Anayasa yapýsýnýn sürdürülebilir olmaktan çýkmasý veya Þii-Sünni çatýþmasýnýn boyutlanarak bir iç
80
E. Büyükelçi, MÝT Eski Müsteþarý Sönmez KÖKSAL
savaþa dönüþmesi halinde bölge muhtariyetinin sýnýrlarýný daha da geniþleterek, kendi kaderini tayin etmeye doðru yönelirler.
3. Ülkemizin geliþtireceði politikalarla da baðlantýlý olarak, Türkiye’nin daha fazla destek ve güvenini aramaya çalýþýrlar.
KUZEY IRAK VE DÝÐER ÖNEMLÝ BÖLGESEL
VE GLOBAL AKTÖRLER
Kuzey Irak’taki geliþmeler ne sadece Irak içi güç savaþýmý ne de
ABD ve Ýngiltere’nin baþýný çektiði koalisyon güçlerinin politikalarý tarafýndan belirlenmektedir. Komþu bölgesel güçler de ciddi þekilde hesaba katýlmaz, denklemde yer almazsa beklenmedik sonuçlar doðabilir:
Ýran: Ýþgal sonrasý koþullardan azami ölçüde yararlanarak, güneyinden kuzeyine, orta Sünni bölgesi de dâhil çeþitli örgütler ve dini yapýlanmalar aracýlýðýyla ile Irak sahnesinde en etkin aktörlerden birisi konumuna gelmiþtir. Kuzey Irak ile iliþkilerinin de ne kadar boyutlanabileceðini deðerlendirmek için, Ýran-Irak savaþý sýrasýnda Tahran-Barzani-Talabani iþbirliðini anýmsamak yeterlidir. Irak’taki geliþmeleri doðrudan etkileyen ana unsur Tahran-Washington iliþkilerinin izlediði seyirdir. Ýran’ýn, Irak’ýn tümünde ve bu arada Kuzey Irak’ta, Ýsrail-Filistin ihtilafýnda, Lübnan ve Suriye’de, Körfez ülkelerinde, Afganistan ve
Pakistan’da devlet altý örgütler aracýlýðý ile yürüttüðü faaliyetlerini ve
nükleer ihtiraslarýný bir bütün olarak Washington’la uzlaþýya baðladýðý
takdirde, baþta Irak ve diðer bölgesel geliþmelerin istikrara kavuþmasý
beklenir. Þimdilik böylesine bir büyük uzlaþý gündem dýþý gibi görünüyor. Ancak, bugün ne kadar gerçek dýþý olarak deðerlendirilse de böylesine bir olasýlýðý her zaman akýlda tutmak yararlý olacaktýr. Bu boyutta
dramatik bir geliþme, Þah dönemindeki Washington-Tahran ittifakýnýn
bölgede yarattýðý sýkýntýlarýn çok ötesinde sorunlarý ülkemiz açýsýndan
da gündeme sokabilecektir.
Ýsrail: Mutlak güvenlik anlayýþýna sahip olduðundan, kendi güvenliðini saðlamak için, herhangi bir ülkenin veya bölgenin güvenliðini teh81
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
likeye düþürmekten kaçýnmaz. Kuzey Irak periferisindeki ülkeleri etkileme yeteneði nedeniyle Ýsrail’in yakýn ilgi alanýndadýr. Saddam’ýn
Irak’ýnýn yarattýðý tehdidi ABD’yi bölgeye çekerek bertaraf etmiþ görünüyor. Kuzey Irak, özellikle Ýran’a ve Suriye’ye dönük bazý faaliyetleri
için ideal bir üs konumundadýr. Parçalanmýþ bir Irak, Ýran tehdidi de
bertaraf edilebildiði takdirde kendisi açýsýndan ideal çözümü oluþturacaktýr.
Suriye: Irak’taki geliþmeleri deðiþik þekillerde etkileyebilecek araçlara sahiptir. Etnik açýdan Kuzey Irak’taki geliþmelerle; mezhep yapýsý itibarýyla ise orta ve güney Irak’taki geliþmelerle ilgili bir ülkedir. Lübnan’daki çýkarlarý, Ýsrail’le iliþkileri, Arap Dünyasý içindeki dengeler yanýnda, Körfez ülkeleriyle, ABD ve AB ülkeleriyle iliþkileri itibarýyla
Ýran’la sürdürmeye çalýþtýðý stratejik iliþkileri ve devlet altý örgütleri kullanma yeteneði bu ülkeyi imkânlarý ötesinde önemli kýlmaktadýr. Zarar
verme potansiyeli nedeniyle, genelde Irak’a ve özelde Kuzey Irak’a yönelik geliþtirilecek politikalar için desteðini saðlamak yararlý olacaktýr.
Körfez Ülkeleri: Özellikle önemli Þii nüfusu olan Suudi Arabistan,
Bahreyn, Katar, Kuveyt gibi ülkeler için Irak’ýn Þii bir devlete dönüþmesi ve Ýran etkisine girmesi önemli bir tehdit olarak algýlanmaktadýr. Bunun ötesinde, Saddam Irak’ýnýn hissettirdiði baskýdan kurtulmuþ ve
nükleer teknolojiyi sahiplenmeye çalýþan Ýran’ýn bütün Basra Körfezi’ni
kontrol etmesinin yaratacaðý tehditlerin farkýndalar. O nedenle de,
Tahran’ýn etkinliðini ve ihtiraslarýný frenleyebilmek için Irak’ta mezhepler üzerinden by proxy mücadele yürütüyorlar. Bu ülkeler için,
Irak’ýn bütünlüðünün korunmasý, Sünni ve Arap karakterinin üst kimlik oluþturmasý stratejik bir gereksinimdir. Bu kapsamda Türkiye’ye yakýnlaþmalarý tamamen güçler dengesi politikasý ile ilgili gibi gözüküyor.
ABD/AB: Baþkanlýk seçim platformunda Obama ve McCain’in Irak
politikalarý henüz tam netleþmemiþ olmakla beraber, hangisi seçilirse
seçilsin, ABD’nin Irak’ý tümüyle terk etmesi beklenmemelidir. Adaylar
arasý farklýlýk, olsa olsa, Amerikan ordusunun hangi sürede, ne kadar
ve hangi süratte azaltýlacaðýnda ve çekilme sonrasýnda Irak’la iliþkilerin
82
E. Büyükelçi, MÝT Eski Müsteþarý Sönmez KÖKSAL
þekillenmesinde yaþanabilir. Bölgedeki petrol kaynaklarýnýn ve ulaþýmýnýn güvenliðinin saðlanmasý için her þart altýnda, ABD’nin Irak’ta çok
uzun bir süre kalýcý olacaðýný varsaymak gerekir. ABD ile Irak arasýnda
iþgal sonrasý dönemi kapsayacak ve bu arada ABD ordusunun hangi
þartlarda nerelerde konuþlanacaðý, bu kuvvetlerin statüsünün ne olacaðý konusunda müzakerelerin yapýldýðý biliniyor. Amerikan kuvvetlerinin hangi bölgede kalýcý üs kuracaðý Türkiye açýsýndan önemli bir sorundur. Bir senaryoya göre, Amerikan kuvvetlerinin Kuzey Irak’ta kalýcý
üs edinmeleri muhtemeldir. Bu, -Ýncirlik üssünün önemini azaltma yanýnda- Türkiye’nin Irak’a ve özellikle Kuzey Irak’a dönük politikalarý
açýsýndan yakýndan izlenmesi gereken stratejik önemde bir geliþme
teþkil edecektir. AB’nin bölgeye ilgisi özellikle enerji güvenliði açýsýndan yadsýnamaz. Ancak, ABD ile ters düþmeden ve büyük Batý âlemi
çýkarlarý doðrultusunda bazý politikalar geliþtirmesi mümkündür. AB
ülkelerinden, Ýngiltere, Almanya, Fransa baþta olmak üzere Ýspanya,
Ýtalya gibi diðer önemli ülkelerin Kuzey Irak’a ilgilerinin ikili düzeyde
yoðun biçimde sürmesi beklenir.
RF/Çin/Hindistan: Bölge Rusya için tarihsel ve stratejik önemdedir.
Çin ve Hindistan’ýn geleceðin enerji tüketici devleri olarak bölgeye ilgi
duymalarý normaldir. Çin’in Humeyni devrimi aþamasýnda Komala denen illegal örgüt aracýlýðý ile özellikle Ýran Kürdistan’ýnda son derece faal olduðu anýmsanacaktýr. Bu ülkeler, bölge ülkeleriyle gelecek enerji
ihtiyaçlarýný güvence altýna almak için uzun vadeli satýn alma anlaþmalarý ve kamu þirketleri aracýlýðý ile petrol arama mukaveleleri imzalama
arayýþý içindeler.
TÜRKÝYE AÇISINDAN DEÐERLENDÝRME
Ülkemizin 1984’ten bu yana yaþadýðý terör aslýnda “Kürt sorunu”
diye adlandýrýlan sosyal, kültürel, ekonomik ve etnik bir olgunun dýþa
vuran þiddet unsurudur. Çeyrek asýrdýr yaþanan terör, zaten var olan
ancak varlýðýný kabullenmediðimiz etnik olguya derinlik ve boyut kazandýrmýþ, sorunu uluslararasý düzeye taþýmýþtýr. Ülkemizin önündeki
sorunsal bölgede ve özellikle Irak’ýn kuzeyinde, ulusal ve toprak bütün83
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
lüðümüze tehdit diye algýladýðýmýz ve son tahlilde görülebilir bir gelecekte kalýcý olmasý muhtemel bu geliþmelerin ýþýðýnda, acaba ülkemizin
refahý ve bütünlüðü için bir fýrsat penceresine dönüþtürülebilir mi? Bu
amaçla Devlet olmanýn gereði olarak teröre karþý her türlü önlem alýnýrken, geleneksel/tarihsel savunma reflekslerimiz, geliþmeleri yönlendirici proaktif bir yaklaþýma dönüþtürebilir mi? Bu çerçevede akla gelen
bazý yaklaþým ve önlemler þöylece sýralanabilir:
Yurt içinde alýnabilecek önlemler
Bu önlemlerle ilgili dosyalar devlet arþivinde fazlasýyla bulunmaktadýr. Sorun, bu önlemleri bir bütünlük ve süreklilik içinde yürürlüðe koyabilecek güçlü bir siyasi iradenin þimdiye kadar kendini göstermemiþ
olmasýdýr. Bu önlemlerden ilk akla gelen bazýlarý þöylece sýralanabilir:
1. Terörle silahlý mücadele ederken, yýllardan beri tartýþýlan terör sivil kesim- halk kitleleri baðýnýn kesilmesine, daðdaki militanlarý -silahsýzlandýrma, silah býraktýrma ve sivil hayata entegre etmeye yönelikyeni inandýrýcý ve uygulanabilir önlemler demeti geliþtirmek.
2. Terörü sivil kesimden koparmaya yönelik çabalara hýz ve yoðunluk kazandýrmak.
3. Ülke içinde AB uyum paketleri çerçevesinde eðitim, saðlýk ve hukuk sistemlerine bölgedeki vatandaþlara güven verecek nitelik kazandýrmak.
4. Aþiret etkisini azaltýcý yapýsal reformlarý yürürlüðe koymak.
5. Ulusal kaynaþmayý, ulusal kimliði güçlendirici politika ve söylemleri geliþtirmek.
Bu önlemler geliþtirilirken amaç, terörü mümkün olduðunca marjinalize etmektir. Yoksa “terörün kökü kazýnacak” gibi gerçek dýþý söylemlerle yürürlüðe konulmasý gerekli bazý önlemlerin geciktirilmesinin
84
E. Büyükelçi, MÝT Eski Müsteþarý Sönmez KÖKSAL
bahanesi yaratýlmamalýdýr. Ülkemiz için öncelik, terörü tahammül edilebilir bir çizgiye çekmek, Güneydoðu da dâhil ülke insanýmýzýn refah
ve zenginliðini arttýrarak vatandaþlýk ve mensubiyet duygusunu geliþtirmek olmalýdýr. Bazý siyasi parti ve örgütlerin söylem ve eylemlerine
demokratik sabýr ve tahammül göstermek, siyasetçilerin, kanaat önderlerinin ve medyanýn, kitleleri provoke etmeyen, ayrýþýmý körüklemeyen bir söylem ve tutum geliþtirmeleri gerekmektedir
Bu mücadelede özellikle AB ülkelerinin desteðini kazanmak yaþamsaldýr. Zira PKK Kuzey Irak’tan çok, gücünü özellikle AB ülkelerinden
ve özellikle Almanya, Fransa, Ýngiltere gibi ülkelerdeki yapýlanmalarýndan almaktadýr. Bu ülkeler için (uyuþturucu, yeraltý yapýlanmasý, yasadýþý göç, organize suç vb.) gibi nedenlerle kamu güvenliði sorununa
dönüþen bu yapýlarýn sökülmesini ortak çýkar haline dönüþtürmek gerekir. Bu iþbirliði ancak, güvenlik kuvvetlerinin ayný hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmeleri ile saðlanabilir. Bu durum, doðal olarak bazý
örgüt mensuplarýnýn gene bazý yabancý servislerce manipüle edilmeye
devam etmesini haliyle ortadan kaldýrmayacaktýr.
Kuzey Irak bölgesel yönetiminin iki tarihsel lider kontrolünde, Batýlý
anayasa ve diðer hukuk sisteminin geçerli olmadýðý, kamu ve özel yaþamý daha çok aþiret kurallarýnýn þekillendirdiði antidemokratik bir yapýlanma içinde olduðu biliniyor. Buna mukabil, ülkemizin her yöresinde
AB hukuk normlarýnýn her gün daha kuvvetle uygulama bulmasý, bireysel hak ve özgürlüklerin teminat altýna alýnmasý, Kuzey Irak’taki sistemle var olan çeliþkiyi ülkemiz lehine daha da avantaja dönüþtürebilecektir. Bu farkýn gittikçe açýlmasý ve lehimize kullanýlmasý bölge insanýnýn mensubiyet ve vatandaþlýk baðlarýný daha da kuvvetlendirecektir.
Irak’a dönük alýnabilecek önlemler
Yukarýda da vurgulandýðý gibi, Irak uygulanmaya çalýþýlan anayasal
sistem çerçevesinde, görülebilir bir gelecekte üç parçalý olmaya devam
edecektir. Genel bölgesel dengeler ve özellikle Ýran’ýn dengelenmesi
açýsýndan bütünlüðünü muhafaza eden, güçlü bir Irak tarihte olduðu
85
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
gibi günümüzde de stratejik olarak Türkiye için yaþamsaldýr. O itibarla,
bu politikalarýn vurgulanmasý önemlidir. Ancak, þimdilik Türkiye’nin
tek baþýna veya baþka aktörlerle kolektif olarak uygulama olanaðý bulunmayan bu soyut söylemin, fiili durumu perdelememesi ve deðiþik
platformlarda ve düzeylerde deðiþik politikalar geliþtirilmesini engellememesi gerekir.
Güney Irak: Petrol potansiyeli itibarýyla ülkenin en zengin bölgesidir. Etnik açýdan Arap, mezhep açýsýndan da Þii çoðunluðun egemen
olduðu bölgedir. Irak’ýn, Þattülarap da dâhil (Ýran-Irak arasýnda þimdilik uykuda tutulan bir ihtilaf) Körfez’e ve okyanuslara açýlýþýný saðlayan,
petrol ihracat güvenliðini ve Körfez’in genel güvenliði yanýnda, Sünni
Körfez rejimlerinin güvenliðini doðrudan etkileyen en yaþamsal bölgedir. Bu bölgenin kontrolü için, Ýran’ýn ciddi bir mücadele yürütmesi
beklenir. Irak’ýn bütününü kontrol açýsýndan önemi nedeniyle, ülkemizin bu geliþmeleri izlemesi, bu çerçevede sözü edilen ve II. Dünya savaþý sonrasý kapatýlmýþ olan Basra Baþkonsolosluðu’nun bir an önce açýlmaya çalýþýlmasý yararlý olacaktýr.
Orta Irak: Sünni Arap aþiretlerin çoðunlukta olduðu, geniþ, henüz
teyit edilmemiþ bazý zengin petrol yataklarýna sahip olduðu biliniyor.
Hem Baðdat’ý, hem de güney ve kuzey bölgelerini kontrol etmesi, bölgesel Sünni dinamikleri etkilemesi açýsýndan stratejik önemi olan bir
bölgedir.
Kuzey Irak: Kuzey Irak denince, Türk kamuoyu ve karar alýcýlarý için
büyük ölçüde Irak Kürdistan Demokratik Partisi ile Kürdistan Yurtseverler Birliði ile bu iki kuruluþun liderlerinin egemen olduðu toprak
parçasý anlaþýlýyor. Bunun dýþýnda Yerel Yönetimler ve Petrol Yasalarý
Irak Ulusal Meclisi’nden bir türlü geçemediði için fiziki sýnýrlarý henüz
kesinleþmedi. Bunun yanýnda, Anayasa’nýn öngördüðü nüfus sayýmý da
yapýlamadýðýndan nüfusu ve yapýsý, siyasi, ekonomik, kültürel vb. gibi
veriler açýsýndan fazla bilgi sahibi deðiliz. Sadece, Kürdistan Bölgesel
Yönetimi bölgesinde 45 milyar varil petrol ile 100 trilyon kübikmetre
doðal gaz rezervlerinin varlýðý tahmin ediliyor. (Mehmet Öðütçü,
86
E. Büyükelçi, MÝT Eski Müsteþarý Sönmez KÖKSAL
OGEL 19 Ocak 2007) Bu yeraltý zenginlikleri yanýnda, konumu itibarýyla, Türkiye yanýnda, özellikle Ýran, Suriye ve Baðdat ekseninden Körfez
üzerinde etkiler yaratabilecek jeostratejik konumu olan bir coðrafya
parçasýdýr. Etrafýndaki coðrafya yanýnda, Irak’ýn yeraltý zenginliklerinin
kontrolünü etkileyebilecek böylesine bir toprak parçasýna bölgesel ve
diðer güçlerin ilgi göstermeleri kaçýnýlmazdýr. Yukarýda da ifade edildiði
gibi Türkiye Irak’ýn kuzeyine hep güvenlik gözlüðü ile bakmýþtýr. Son
geliþmelerin ulusal güvenliðimiz üzerinde yarattýðý bazý etkileri þöylece
sýralamak mümkündür.
1. Uluslararasý düzeyde Bölgesel Kürt Yönetimi bir varlýk olarak ortaya çýkmýþtýr. Liderlerinden birisi Irak Cumhurbaþkaný olarak, diðeri
tarihi ve doðal lider olarak yabancý ülkeleri resmen ziyaret etmekte ve
resmi ziyaretçileri Erbil’e kabul etmektedirler. Bölgesel Yönetimin katýlýmý olmadan federal hükümetin önemli kararlarý almasý mümkün deðildir.
2. Bölgesel yönetimin liderlerinin verdikleri beyanatlar özellikle
Kürt kökenli vatandaþlarýmýz üzerinde artan ölçüde geniþ etki yaratmaya baþlamýþtýr.
3. Kürt Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki bölgelere üslenmiþ
olan PKK teröristleri ile mücadele daha hassas bir dengeye oturmuþtur.
1998 yýlýna kadar serbestçe yapýlan hava/kara vb. askeri operasyonlarý,
yeni koþullar muvacehesinde iþgalci güç olarak ABD’den izni alýnma
yanýnda, Baðdat merkezi hükümeti ve yerel Kürt yönetiminin hassasiyetlerini de göz önünde tutma gereðini ortaya çýkarmýþtýr. Sonuç olarak, yeni koþullar Türkiye’nin bölgeye dönük faaliyetlerine önemli ölçüde “hukuki, siyasi, beþeri” sýnýrlamalar getirmiþtir.
87
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
SONUÇ
Türkiye, yaný baþýnda gelecek onyýllarýn en önemli sorunu olan
enerji güvenliði açýsýndan dünyanýn ilgi odaðý, üzerinde akraba iliþkileri
olan insanlarýn yaþadýðý bir coðrafya ile iç içe bulunuyor. Yukarýda da
ifade edildiði gibi, Cumhuriyet’in kuruluþundan bu yana bir tehdit olarak algýlanmýþ olan bu durumu Türkiye acaba stratejik bir avantaja dönüþtürebilir mi? Türkiye acaba, 1920’li yýllarda olduðu gibi þimdi de
tehdit ve güvenlik sorunlarýyla boðuþurken, yaný baþýndaki bu çeþitlilik
ve zenginliðin baþka güçlerin kontrolüne geçmesine seyirci mi býrakýlacak? Bu sorularýn yanýtlarý duygusallýða kapýlmadan, cesaretle, akýlcýlýkla tartýþýlmalýdýr.
Türkiye’nin bu fasit daireyi kýrmasý için yeni ve yaratýcý bir yaklaþýma ihtiyacý olduðu muhakkaktýr. Bunun için de diplomatik etkileme
alanýný geniþletici çok boyutlu yaklaþým ve önlemler üzerinde durulmalýdýr. Bu çerçevede alýnabilecek bazý önlemler þunlar olabilir:
1. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile iliþkileri saðlam bir temele oturtmak. Ekonomik, kültürel, sosyal her türlü iliþkiyi geliþtirmeyi amaç
edinmek. Böylece, yaný baþýmýzda yaratýlan boþluðun baþka güçler ve
özellikle Ýran tarafýndan doldurulmasýný engellemek.
2. Bu yapýlýrken güvenlik sorununun ayrý bir hýz þeridine oturtulmaya çalýþýlmasý yaþamsaldýr. Haliyle þehit olaylarý böyle bir yaklaþýmý siyaseten güç kýlmaktadýr. Ancak, terör olaylarýný, aslýnda böylesine bir
yakýnlaþmayý önleyici tuzaklar olarak da deðerlendirmek ve terör örgütünün kurduðu bu tuzaðý siyaseten aþabilmek gerektiði deðerlendirilmelidir. Haliyle burada, sorumluk gene siyasi kadrolara, kanaat önderlerine ve medyaya düþmektedir.
3. Kurulacak iliþkilerin veya yapýlacak temaslarýn önüne bunlarýn
“tanýma” anlamýna gelebileceði gibi soyut engeller koymamak ve Erbil’de süratle bir Baþkonsolosluk açarak hem olaylarý içeriden izlemek,
hem de geliþmeleri þekillendirmeye çalýþmak yararlý olacaktýr.
88
E. Büyükelçi, MÝT Eski Müsteþarý Sönmez KÖKSAL
4. Bölgesel Yönetim ve yöneticilerine karþý kullanýlan dilin ýrkçý ve
hakaretamiz nitelikte olmamasý; izlenen politikalarýn Kürt milliyetçiliðini güçlendirici sonuçlar vermemesine dikkat edilmesi önem kazanmaktadýr.
5. Yürütülen örtülü faaliyetlerin gerçekten örtülü olmasý ve faaliyetlerin görünür güç gösterisine dönüþtürülmemesini saðlamak.
6. Bölgesel ve global aktörlerle ve özellikle ABD ile mümkün mertebe çýkar örtüþmesi saðlamak. Bu ülkelerle çýkar kesiþme ve çýkar çatýþma noktalarýný doðru biçimde tespit etmek ve buna göre politikalar geliþtirmek. Bu politikalarý geliþtirmek için ABD’nin desteðine olan ihtiyacý göz önünde tutarak, kamuoyunda oluþan ABD karþýtý havanýn daðýtýlmasýna çalýþmak. Çünkü bu hava geçerli olduðu sürece, böylesine bir
iþbirliðini yürütmek siyaseten de zor olacaktýr. Kamuoyunun manipüle
edilerek bu iþbirliðinin engellenmesi veya önünün kesilmesi halinde
ABD ordusunun Kuzey Irak’ta konuþlandýrýlmasý ihtimali ve bunun yaratacaðý kalýcý olumsuzluklar üzerinde önemle durulmasý gerekir.
7. Ýngiltere ile de düzenli bir istiþare mekanizmasý oluþturulmasý ve
bu bölgenin geleceðine iliþkin olarak gerek Washington, gerek Londra,
gerek Tel Aviv Türkiye’nin Kuzey Irak vizyonuna yaklaþtýrýlmaya çalýþýlmalýdýr.
8. Türkmen olayýna yeni bir yaklaþým getirerek, bu kesimin mezhepsel ayrýþýmýný iyi çözmek, milisleþmesinin tehlikelerini deðerlendirmek yararlý olabilir. Zira, kendi kendilerini koruma durumunda kaldýklarý her olayda ciddi maddi ve manevi zarara uðradýklarý bir vakýadýr.
Türkiye’nin Türkmenlerin korunmasý ve güvenliklerinin saðlanmasý
için Baðdat ve Erbil üzerinde dolaylý sorumluluðunu hissettirmesinin
yararý üzerinde durulabilir.
9. Sadece haber toplama iþlevi yürüten bir Ýstihbarat örgütü Türkiye’nin uzun vadeli çýkarlarýný korumak açýsýndan yetersiz kalacaktýr.
89
Irak’ýn Kuzeyindeki Muhtemel Geliþmelerin Türkiye’ye Etkileri
Bölgedeki çok aktörlü, büyük çýkarlarýn söz konusu olduðu bu mücadeleden Türkiye’nin avantajlý çýkmasýnýn bir yolu da, devlet yapýsýnýn bu
oyuna güvenle girecek yapýlanmalarla, güçlü araç ve gereçlerle teçhiz
edilmesidir.
10. Kültür diplomasisi en etkin þekilde kullanýlmaya devam edilmelidir. Özel Türk televizyon kanallarý tüm Ortadoðu’da olduðu gibi Kuzey Irak’ta da popülerdir. Bölge halkýna belli mesajlarýn yansýtýlmasýnda, olumlu imajlar yaratýlmasýnda medya daha yoðun ve akýlcý þekilde
kullanýlmalýdýr.
90