Finans Kuruluşları Risk Yönetiminde Çıtayı Yükseltiyor Tuba İnci Ortak Kurumsal Risk Hizmetleri Finans sektörü özellikle son dönemde arka arkaya yaşanan krizlerin de etkisiyle her zamankinden daha yoğun bir şekilde yasal düzenlemeler ile karşı karşıya kalmış durumda. Her geçen gün yeni kurallar ve otoritelerin yeni rapor beklentileri ortaya çıkıyor. Türkiye de bu konuda dünyadaki örneklerin pek gerisinde değil. Ülkemizdeki finans sektörü de yasal düzenlemelerin en yoğun olduğu sektörlerin başında geliyor. Son yıllarda yaşanan krizler piyasalardaki oyuncuların bir bölümünü değiştirirken, kalanların da kendilerine ve stratejilerine bir kez daha sorgulayıcı bir bakış açısıyla bakmalarına neden oldu. Amerika ve Avrupa ülkelerindeki farklı düzenleyici otoriteler bu krizlere karşı finansal sistemi güçlendirecek büyük yasal reformlar yaptılar, bireysel kuruluşların gelecek krizlere dayanabilecek yeterli sermaye ve likiditelerinin olmasına yönelik ciddi önlemler almayı hedeflediler. Ülkemiz de bu rüzgârı yakından takip eder durumda ve ilişkide olduğu piyasalara uyum sağlayacak düzenlemeleri arka arkaya çıkartıyor. Artık hiçbir kurum hele finans sektöründeki oyuncular yalnızca ortaklarına karşı sorumlu değiller; müşteriler, rakipler, doğrudan veya dolaylı tüm yatırımcılar, yani tüm paydaşlar alınan kararlar ve uygulanan stratejilerin sonuçlarından etkileniyor. Dolayısıyla, yönetimler atılan her adımda tüm paydaşlarını etkiledikleri bilinciyle daha hassas ve sorumlu davranmak durumundalar. Son birkaç yıldaki belirsiz piyasa ve ekonomi koşulları finansal kuruluşlar için yeni ve dinamik bir ortam yarattı. Bu ortamda kurumların karar alma sırasındaki en önemli destekleyicisi olarak risk yönetimi uygulamaları öne çıkıyor. Deloitte tarafından iki yılda bir gerçekleştirilen Global Risk Yönetimi Anketinin sekizincisi 2012 yılının ikinci yarısında tamamlandı. Anket sonuçları dünyanın farklı bölgelerinden ve farklı sektörlerden aktif toplamları 18 trilyon dolar olan 86 finansal hizmet kuruluşunun cevaplarına dayanmakta. Anket sonuçlarına göre bireysel ve ticari bankalar, sigorta 1 şirketleri, varlık yönetimi şirketleri gibi finansal kuruluşlar son dönemde risk yönetimi organizasyonları ve sorumlulukların belirlenmesi konusunda ciddi bir gelişim gösterseler de, risk yönetimi süreçlerinin ve bu amaçla kullandıkları araçların güçlendirilmesine ihtiyaç duyduklarını belirtiyorlar. Risk Yönetimi Yönetim Kurullarının Gündeminde Üst Sıralara Yükseldi Yasal düzenleyiciler risk yönetiminde kurumların yönetim kurullarının rolünü her zamankinden daha fazla önemsiyorlar. Kurumlar da düzenli toplantılar dışında yönetim kurullarının bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri ve daha fazla bilgi sahibi olabilmeleri için çeşitli çalışmalar ve eğitim programları düzenliyor. Bazı yönetim kurulları kendilerine iletilen riskle ilgili bilgilerin zaman zaman anlamak için fazla zor, kullanmak için fazla detaylı olduğu ya da karar almak için gerekli detayı içermediği yorumlarında bulunabiliyorlar. Yönetim kurullarına risk yönetimi ile ilgili hangi bilgilerin ne detayda ve ne zaman sunulacağı finansal kurumların önünde oldukça zorlu bir karar olarak durmakta. Finansal kurumlar tüm bu yasal düzenlemeler ve kendilerinden beklenen yükümlülükler nedeniyle risk yönetiminin organizasyondaki yeri ve yönetimin bu konudaki sorumlulukları konusunda son on yılda ciddi bir gelişim gösterdi. Finansal kuruluşlar risk yönetimi konusunda nasıl bir yapılanma içindeler, biraz buna göz atalım. Ankete katılan kuruluşlardaki yönetim kurullarının yaklaşık % 80’i risk politikasını, kurumsal risk yönetimi çerçevesini ve risk iştahını gözden geçirip onaylamaktadır. Finansal kurumların % 43’ü risk yönetimi sorumluluğunu ayrı bir risk komitesine verirken, % 24’ü tüm yönetim kurulunu sorumlu tutmaktadır. Büyük ölçekteki kurumların % 67’sinin risk komitelerinde en az bir bağımsız üye bulunurken küçük ölçekteki kurumların sadece % 29’unda bağımsız üye bulunmaktadır. Farklı komite oluşumları olsa da önemli olan tüm yönetim kurulu ve üst yönetimin risk konuları hakkında yeterli bilgiye sahip olması ve kararlarında riski göz önünde bulundurmasıdır. Bunun gerçekleşebilmesi de sağlıklı bir iletişim ile mümkün olacaktır ki bu nedenle aynı üyelerin farklı komitelerde görev alması, ortak komite toplantıları ve tüm yönetimi bilgilendiren doyurucu raporlardan yararlanılabilir. Bünyesinde Risk Yöneticisi bulunan finansal kurumlar 2002 yılında % 65 iken 2012 yılında bu oran % 89’a çıkmıştır. Risk Yöneticisi (CRO) birçok kurumda stratejik ve üst düzey bir role sahip ve kurumların % 80’inde doğrudan CEO veya yönetim kuruluna raporladığı görülmektedir. Risk yönetiminde üç savunma hatlı yönetim modelini benimseyen kurumlar oldukça fazla, iş birimleri riski alan ve yöneten ilk hattı oluşturuyorlar, bağımsız risk yönetim fonksiyonu iş birimlerinin faaliyetlerini izliyor ve üçüncü hatta da iç denetim fonksiyonu iş birimlerinin ve risk yönetim biriminin faaliyetlerini denetliyor. Kurumlar kurumsal risk yönetimi sistemlerini ister merkezi ister dağınık yapıda kursunlar, iş birimleri, risk 2 yönetim fonksiyonu ve iç denetim bu sürecin vazgeçilmez unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle bu süreçte ilk iki grubun yani iş birimleri ve risk yönetim fonksiyonunun görev ve sorumluluklarını belirlemek en zorlayıcı noktalardan biri, kurgulanan bu yapıya göre kurumsal risk yönetimi merkezi veya dağınık bir yapı oluyor. Her ne kadar merkezi sistemde politikaların belirlenmesi ve programın gözetimi risk fonksiyonunun görevi olsa da iş birimlerinin risklerin alındığı ilk noktalar olarak riski yönetme sorumlulukları olduğunu iyi anlamaları gerekiyor. Kurumların % 62’si Kurumsal Risk Yönetimi programları olduğunu, % 21’i ise programı geliştirmekte olduklarını ayrıca kurumların % 60’ı Kurumsal Risk Yönetimi bütçelerini gelecek 3 yıl içinde arttırmayı planladıklarını belirtmişler. Risk komitelerine düzenli olarak farklı başlıklar altında çeşitli risk raporları sunulmaktadır. Kurumların büyük bir çoğunluğu yönetim kuruluna öncelikle stres testlerine ilişkin bilgiler iletmekte ve bu raporlar daha önceki yıllarla karşılaştırıldığında komitelerin gözünde oldukça önem kazanmış ve diğer raporların önüne geçmiş durumdalar. Bunun dışında risk yoğunlaşma raporları, limit – kullanım raporları, uyumla ilişkili konular, yeni ve gelişen riskler ile risk değerlendirmesi sonuçları yönetim kuruluna sunulan diğer raporlar arasında üst sıralarda olanlar. Grafik 1: Son beş yılda yönetim kurullarının riskleri gözetme konusundaki rolü Her ne kadar finansal kuruluşlar uzun yıllardır kredi riski, piyasa riski, likidite riski gibi günlük operasyonları ile doğrudan ilgisi olan ve daha uzman oldukları konularda silolar şeklinde riskleri yönetseler de kurumsal risk yönetimi anlayışı açısından değerlendirildiklerinde hala gidecek yolları olduğu anlaşılıyor. Kurumsal risk yönetimi kurumlara hedeflerine ulaşmada engel olabilecek risklerini yönetmede genel bir çerçeve ve metodoloji sağlamayı hedeflemektedir. Kurumsal risk yönetimi organizasyonların önemli risklerini belirlemesi ve yönetmesi ile risk iştahını belirlemesine yardımcı olur. Kurumsal risk yönetimi riskleri organizasyon genelinde değerlendirdiği için riskler arasındaki daha önce fark edilmeyen ilişkileri ve bağımlılıkları belirlemeye destek olur. 3 Düzenleyici otoriteler özellikle büyük ölçekli kurumları ve gelişen orta ölçekli kurumları bünyelerinde etkin bir kurumsal risk yönetim programı oluşturmaları konusunda zorlamaktalar. Bu programlar stratejik hedeflerle ilişkilendirilmeli ve etkin bir program için risk yönetimi fonksiyonu iş birimlerinden bağımsız olmalı ve doğrudan risk yöneticisine veya benzer bir pozisyona raporlamalı. Grafik 2: Kurumların yönetim kurullarına raporladıkları risk türleri Euro Bölgesi Krizi Sonrası Dönem Büyük ölçekli kurumların % 93’ü, devam eden Euro bölgesi krizine karşı önlem aldıklarını belirtmişler. Bu önlemlerin içinde açık ara öne çıkan önlem ise karşı taraf risklerinin daha yakından izlenmesi olarak görülmektedir (% 89). Farklı bölgelerdeki finansal kuruluşların krize karşı aldıkları önlemler de değişmektedir. Amerika ve Kanada’daki kurumların % 58’i Euro’daki olası kur dalgalanmalarına karşı önlem almışken bu oran Avrupa’da % 33 ve Avrupa ile ilişkileri daha sınırlı olan Asya Pasifik’te % 22’dir. Avrupa’daki oranın nispeten daha düşük kalması Avrupa’daki kurumların AB’nin krizi çözeceğine olan inancı olarak görülmektedir. Basel II gereksinimlerine uymakla yükümlü kurumların büyük çoğunluğu bu konudaki ödevlerini yerine getirdiklerini belirtirken yaklaşık dörtte üçü Basel II’nin her üç bloğundaki (minimum sermaye yeterliliği, üst gözetim süreci ve piyasa disiplini gereksinimleri) çalışmaları tamamen veya çok büyük ölçüde tamamladıklarını belirtmiştir. Ancak kurumlar Basel III’e uyum konusunda bu kadar ileride değiller, Basel III 1. Yapısal bloğa uyum sağlayanlar % 45 civarındadır. 4 Yasal düzenlemelere ilişkin gelişmeler risk yönetimi altyapılarına olan ihtiyacı da artırdı. Risk yönetimi bilgi teknolojilerinin gelişmiş raporlar üreten, yasal sermaye yeterliliğini değerlendiren, likidite rasyosu hesaplayan ve stres testlerini yapma özelliklerine sahip olmasını bekliyor. Yasal düzenlemelerin devam edeceği beklentisi göz önünde bulundurulduğunda kurumların değişikliklere göre hızlı güncelleme yapabilecekleri esnek altyapılara ihtiyaçları olacaktır. Kurumlar kullandıkları altyapıların özellikle bazı riskler konusunda oldukça etkin olduğuna inanıyorlar. Ankete katılanların yaklaşık % 70’i risk yönetimi yazılımlarının kredi riski, piyasa riski ve likidite riskini yönetmede oldukça etkin olduğunu düşünüyor ancak konu operasyonel risk olduğunda bu oran % 38’e düşüyor, ekonomik senaryolara dayalı kurum seviyesi risklerde ise oran % 23. Düzenleyici otoriteler risk yönetimine ilişkin uyum çıtasını her geçen gün biraz daha yükseğe taşıdıkça kurumlar da organizasyonlarını, risk yönetim metodolojilerini, çalışan ve yönetici kadrolarının bilgi ve bilinç seviyesi ile bilgi işlem altyapılarını geliştirmek ve bu yeni duruma ayak uydurmak için çalışıyorlar. Kurumlar, doğru sistemler, süreçler ve kontroller oluşturarak tüm organizasyon genelinde tutarlı ve kaliteli bir risk verisine ulaşmayı ve bu sayede piyasada avantaj sağlamayı hedefliyorlar. Bu ortama ayak uydurabilmek ve piyasada kalabilmek için bazı kurumlar ciddi değişiklikler yaparken bazı kurumlar ise zaman içinde belirlenen çıtaya ulaşamadıkları için yok oluyorlar. Risk yönetiminin kendisi bugünlerde bazı kurumların devamlılığı için risk oluşturmaya devam ediyor. Çıta yükseldikçe piyasalardaki yarış da hızlanıyor. Önümüzdeki günlerde finans sektörünü bu konuda daha da hareketli günler bekliyor. Deloitte; İngiltere mevzuatına göre kurulmuş olan Deloitte Touche Tohmatsu Limited (“DTTL”) şirketine, üye firma ağındaki şirketlerden ve ilişkili tüzel kişiliklerden bir ve ya birden fazlasına ifade etmektedir.. DTTL ve her bir üye firma ayrı ve bağımsız birer tüzel kişiliklerdir. DTTL (“Deloitte Global” olarak da anılmaktadır) müşterilere hizmet sunmamaktadır. DTTL ve üye firmalarının yasal yapısının detaylı açıklaması www.deloitte.com/about adresinde yer almaktadır. Deloitte, denetim, vergi, danışmanlık ve kurumsal finansman alanlarında, birçok farklı endüstride faaliyet gösteren özel ve kamu sektörü müşterilerine hizmet sunmaktadır. Dünya çapında farklı bölgelerde 150’den fazla ülkede yer alan global üye firma ağı ile Deloitte, müşterilerinin iş dünyasında karşılaştıkları zorlukları aşmalarına destek olmak ve başarılarına katkıda bulunmak amacıyla dünya standartlarında yüksek kaliteli hizmetler sunmaktadır. Deloitte, 200.000’i aşan uzman kadrosu ile kendini mükemmelliğin standardı olmaya adamıştır. Bu belgede yer alan bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır ve Deloitte Touche Tohmatsu Limited, onun üye firmaları veya ilişkili kuruluşları (bütün olarak Deloitte Network) tarafından profesyonel bağlamda herhangi bir tavsiye veya hizm et sunmayı amaçlamamaktadır. Deloitte Network bünyesinde bulunan hiçbir kuruluş, bu belgede yer alan bilgilerin üçüncü kişiler tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir. © 2014. Daha fazla bilgi için Deloitte Türkiye, Member of Deloitte Touche Tohmatsu Limited ile iletişime geçiniz. 5
© Copyright 2024 Paperzz