sıradışı uyumsuz muhalif

Editörler: İncilay CANGÖZ, Özgül BİRSEN
SIRADIŞI UYUMSUZ MUHALİF:
BİR ENTELEKTÜELİ YİTİRMEK
Vakur Kayador’un ardından..
Makaleler:
Barış DOSTER
Cüneyt AKALIN
Elif ERAL
Elif ŞAHİN HAMİDİ
Güzin KIYIK KICIR
Hakan ERGÜL
İncilay CANGÖZ
Kurtuluş KAYALI
Onur SAKARYA
Özden CANKAYA
Özgül BİRSEN
Serpil KIREL
Sibel NART
İstanbul - 2014
Beta
Yayın No
: 3082
Armağan Dizisi :
17
1. Baskı - Mart 2014 - İSTANBUL
ISBN 978 - 605 - 333 - 109 - 4
Cop­yright© Bu ki­ta­b›n bu ba­s›­s›­n›n Tür­ki­ye’de­ki ya­y›n hak­la­r› BE­TA Ba­s›m Ya­y›m Da­€›­t›m
A.fi.’ye ait­tir. Her hak­k› sak­l›­d›r. Hiç­bir bö­lü­mü ve pa­rag­ra­f› k›s­men ve­ya ta­ma­men ya da özet
ha­lin­de, fo­to­ko­pi, fak­si­mi­le ve­ya bafl­ka her­han­gi bir fle­kil­de ço­€al­t›­la­maz, da­€›­t›­la­maz. Nor­mal
öl­çü­yü aflan ik­ti­bas­lar ya­p›­la­maz. Nor­mal ve ka­nu­nî ik­ti­bas­lar­da kay­nak gös­te­ril­me­si zo­run­lu­dur.
Dizgi
: Ahmet Yunus Tabakoğlu
Bask›-Cilt
: Net K›rtasiye Tan. ve Matbaa San. Tic. Ltd. fiti.
Taksim Cad. Yo€urtçu Faik Sok. No: 3 Taksim Beyo€lu/‹ST.
Tel: (0-212) 249 40 60 (Sertifika No. 13723)
Kapak Resmi : Levent Oyluçtarhan
Beta BASIM YAYIM DA∕ITIM A.Ş. (Sertifika No. 16136)
Narl›bahçe Sokak No. 11
Ca¤alo¤lu - ‹STANBUL
Tel : (0-212) 511 54 32 - 519 01 77
Fax: (0-212) 513 87 05 - 511 36 50
www.betayayincilik.com
Sıradışı uyumsuz muhalif: Bir entelektüeli yitirmek
Vakur Kayador’un ardından..
İÇİNDEKİLER
VAKUR KAYADOR’UN ARDINDAN
9.
Önsöz
Özden CANKAYA
1. Vakur ağıt
Onur SAKARYA
2.
Vakur Kayador diye bir üslup ustası...
Kurtuluş KAYALI
5. Hep vakur ve hep yalnızdı...
Elif ŞAHİN HAMİDİ
7. Yalnız ve devrimci
Cüneyt AKALIN
BİR ZOR ADA: ENTELİJANSİYA
11. Her şeye karşın onlar
Vakur KAYADOR
16.
Yara: Bedenin bir komplocu olarak portresi
Hakan ERGÜL
23. Hilmi Ziya Ülken’in düşünsel serüveninde Marksist Dönem ve marksizmden
esinlenmenin yazdıkları üzerine silinmeyen izleri
Kurtuluş KAYALI
32. Bilimin toplumcu işlevi ve aydın sorumluluğu
Barış DOSTER
43.
Organik entelektüeller olarak gazeteciler: İktidarın kalelerini veya
dezavantajlıların haklarını savunma
İncilay CANGÖZ
57. Ergenekon davasında basının oynadığı rol
Elif ERAL
TÜRKİYE’DE YAYINCILIK VEYA ZOR SERÜVEN
69. Aşk-ı Memnu 100 yaşında
Vakur KAYADOR
75. Medya tarihimizde bir kurumun onarılamayan yıkımı (101’ler Olayı)
Özden CANKAYA
86. Kamu yayıncılığı, özerklik ve radyo
Sibel NART
94. Boyalı kuş
Özgül BİRSEN
100. Türkiye’de özel radyo yayıncılığının gelişimine eleştirel bir bakış
Güzin KIYIK KICIR
DÜŞLE GERÇEĞİN BEYAZ PERDEDE BULUŞMASI: SİNEMA
115. Arkadaşla yeniden buluşma
Vakur KAYADOR
122. Seksenlerin İffet’inin peşinde: Popüler sinemanın eril yüzünü tartışmak
Serpil KIREL
VAKUR KAYADOR’UN ARDINDAN
Önsöz
“Vakur Kayador: Ayrıksı Duruşlu Bir Aydının Ardından”
Vakur Kayador’un ardından bir yazı yazı yazmak bana çok zor geldi. Aramızdan erken yaşta ayrılışı, sağlık sorunlarının ölümün gölgesini hep hissettirmesine
karşın yine de ansızın sonsuzluğa kayıp gidişi duyulan acıyı arttırdı.
Bu dünyaya eleştirileri ve hüzünlü yalnızlığı sanki hep sürecekti. Onun anısına hazırlanan bu kitap için bir konu seçmek de uzun uzun düşündürdü beni.
Vakur’un doktora danışmanıydım. Doktorasını yazdığı süre içinde, teziyle ilgili sık
sık görüşürdük. Çok okuyan, düşünen, eleştiren bilgili bir aydındı. Okuduklarını
yazarak ya da tartışarak paylaşmayı severdi. Doğru bulduğu düşüncelerini sonuna
kadar savunur, karşısındakini ikna etmek için uğraşırdı. “Demokrasi” ve “özgürlükler” onun çok kafa yorduğu, tartıştığı ve yazılar yazdığı kavramlardı. Doktora tezi
bittikten sonra da sık sık telefonla arar, güncel konularda yazdıklarını ve düşündüklerini paylaşmak isterdi. Düşüncelerine katılmadığım zamanlar, yılmadan yeni
gerekçeler ileri sürerek beni ikna etmeye çalışırdı.
Toplumcuydu, toplumun çıkarlarını her zaman kendi çıkarlarından daha üstün tutardı. İdealistti, ideallerinden özveride bulunmazdı. Belki de bunun için günümüz yaşamına ve değerlerine uyum sağlayamazdı. Bu nedenle de son yıllarda
yalnızlığı ve kırılganlığı artmıştı. İdeal bulduğu değerlerden oluşturduğu dünyasının kapısını sımsıkı kapatmıştı. Bu değerlere uyumlu bulmadığı hiç kimseyi kendi
dünyasına sokmazdı. Öğrencilerine yararlı olmak için, onlara edebiyatı sevdirmeye
çalışır, kültürlü yetişkinler olması için çabalardı. Türk dilinin tüm inceliklerini bilir
ve dili çok iyi kullanırdı. Vakur Kayador, bir dil ustasıydı. Öğrencilerinden de dili
iyi kullanmalarını ister, Türkçe’nin kullanımındaki hatalar onu çok rahatsız ederdi.
Çok usta bir spikerdi. TRT’de yıllarca mikrofon önünde kusursuz bir Türkçe’yle
konuşmuştu.
Türkiye’nin ve dünyanın siyasal sorunları en çok ilgilendiği alandı. Bu alanda
yazmaya çok önem verirdi ve Cumhuriyet Gazetesi’nden sonra internetteki siyasal
ağırlıklı sitelerde yazma serüvenini sürdürdü.
Derin bir sinema bilgisi vardı. Türk sineması konusundaki yorumları çok özgün ve gerçekten ufuk açıcıydı.
Eskişehir’e her gittiğimde uzun uzun konuşur, tartışır, güncel siyaset ile ilgili
görüşlerimizi paylaşırdık. Konular yarım kalırsa, birkaç gün sonra akşamüstü telefonla arayıp tartışmayı bitirmeye uğraşırdı. Özellikle görüşünü paylaşmadığım
zamanlarda, aydın duyarlılığı içinde doğru bulduğunu yılmadan savunurdu.
Yorulmayan ve bıkmayan bir eğiticiydi. Kızım Ayşecan’ın edebiyata ilgisini
fark ettiğinde, ilkokul çağında olmasına karşın ona okuma listeleri önermiş, dünya
edebiyatından ve Türk edebiyatından atlanmaması gereken eserleri vurgulamıştı.
Sonra da önerilerini izler, telefonda Ayşecan’ın hangi eserleri daha önce okuduğunu sorar, öğrenmek isterdi. Kızımın siyaset bilimi alanında uzmanlaşma yoluna girdiğini duyunca çok sevinmişti. Yaşasaydı eminim birçok konuda onunla da
tartışmalarını sürdürmek isteyecekti. Bu yazıyı yazmadan önce Eskişehir’e bir jüri
için gittiğimde Anadolu Üniversitesinin kampüsünde çekilmiş bir fotoğraf buldum.
Kampüs bahçesinde sergilenen bir kara trenin basamaklarında henüz ilkokul çağında olan kızım çıkmış, ürkek bakıyor, Vakur bir vagona sağlamca dayanmış, iki
kuşak sanki eğitimin ve yaşamın sürekliliğini anlatır gibiler. Trenin fark etmeden
nasıl simgeleştiğini düşündüm.
Bu dünyayı terk etmeden bir hafta kadar önceydi, yine bir akşam telefonla
aramıştı, sesi heyecanlı ve memnundu. Son yazdığı yazıyı özetledi, sağlığına artık
daha fazla özen gösterdiğini söyledi. Çok sevdiği Ankara’sına gideceğini, sanat ve
yayın dünyasına daha yakın olacağından söz etti. Sevinmiştim, sesinde bir umut
vardı. Yaz aylarında eski bir okul arkadaşıyla evleneceğinin müjdesini verdi. Öfkeli, yalnız, kırgın Vakur Kayador gitmiş, sanki bir başkası gelmişti. İnanamadım,
kutladım ve mutlu haberi sabırsızlıkla beklediğimi söyledim. Sonra gene geç saatte
bir arkadaşının telefonundan ansızın bu dünyayı terk ettiğini öğrendim. Vakur, yazdıklarının ışığını ve öğrencilerine olan sevgisini bu dünyada bırakarak aramızdan
ayrıldı. Dürüstlüğünü, aydın kimliğini, okumaya ve öğrenmeye tutkusunu, toplum
sevgisini ve haksızlıklara başkaldıran, direnen kişiliğini sevgili öğrencilerine bir
örnek kişilik olarak bırakıp gitti. İzi hep kalacak, unutulmayacak.
Özden CANKAYA
X