MİYELODİSPLASTİK SENDROM

MİYELODİSPLASTİK
SENDROM
Türk Hematoloji Derneği
Tanı ve Tedavi Kılavuzu 2013
30.01.2014
İnt. Dr. Ertunç ÖKSÜZOĞLU
• Miyelodisplastik sendrom (MDS) yetersiz eritropoez ve sitopenilerin
varlığı ile ortaya çıkan heterojen bir klonal kök hücre hastalığıdır.
• Amerika Birleşik Devletlerinde tüm yaş gruplarında sıklığı 100.000’de
3-5’dir. Yetmiş yaş üstünde sıklığı 100.000’de 22-45’e çıkmakta ve yaşla
artmaktadır.
• MDS heterojen bozukluklar içerdiğinden tedavide standart bir
yaklaşım yoktur.
• Uygun tedavi seçenekleri hasta ilişkili faktörler (hasta tercihi,
hastanın performans durumu, yaş, eşlik eden morbiditeler) ve
hastalık ile ilişkili faktörlerden (sitogenetik durum, sitopenilerin
sayısı, kemik iliği blast sayısı ve transfüzyon gereksinimi) etkilenir.
PROGNOZ
Yeni tanı almış MDS hastalarının prognozunu belirlemek için Uluslarası
Prognoz Puanlama Sistemi (IPSS=International Prognostic Scoring
System) kullanılmaktadır(Tablo 2 ve 3). IPSS en geniş kabul gören ve
kullanım alanı bulan skorlama sistemidir.
Dünya Sağlık Örgütü Prognostik Puanlama Sistemi (WPSS)’nün sınıflamas
ve hastaların transfüzyon gereksinimini göz önüne alan yeni bir risk
sınıflama sistemi oluşturulmuştur(Tablo 4).
RİSKE GÖRE MDS SINIFLAMASI
Günlük pratikte yeni tanı MDS düşük risk ve yüksek risk olarak ikiye
ayrılmaktadır:
1) Düşük risk grubu
• IPSS’e göre düşük risk
• IPSS’ e göre orta I risk
2) Yüksek risk grubu
• IPSS’e göre orta II risk
• IPSS’e göre yüksek risk
• IPSS’e göre orta I risk olarak değerlendiren ancak kompleks sitogenetik
bozukluğu, tedaviye ikincil MDS, ağır sitopenisi olan ve standart tedaviye
yanıt vermeyen olgular.
Düşük Riskli MDS’de Tedavi
A. MDS’de aneminin eritropoez uyarıcı ilaçlar(EUİ) ile tedavisi
Kullanım alanı
Hastada hemoglobin düzeyine bağlı olmaksızın semptomatik anemi olması
Tedavi kararının verilmesi
EUİ kararı verilmesinde s-EPO düzeyi ve aylık transfüzyon gereksinimi
ölçüt olarak alınmaktadır(Tablo 6). Eğer hemoglobin düzeyi 10 gr/dl
üzerinde ise tedaviye sıklıkla gerek yoktur.
• Tedavide hedef hemoglobin değeri 12 gr/dl’dir.
Eritropoez uyarıcı ilaçlar(EUİ)
1. Eritropoetin(EPO) tedavisi
2. Darbopoetin tedavisi
3. G-CSF tedavisi
B.İmmunsupresif tedavi
Kullanım Alanı
Semptomatik ve transfüzyon bağımlı anemi, trombositopeni veya
enfeksiyon duyarlığında artışa yol açan nötropeninin eşlik ettiği refrakter
anemili (RA) ve çoklu dizide displazili refrakter sitopenili (RCMD)
hastalarda aşağıdaki durumlarda önerilir:
•
•
•
•
•
•
Yaş<70 yıl
IPSS düşük veya orta-1
HLA-DR15 pozitifliğinde
Kemik iliği hiposellülaritesi olan
Normal sitogenetik ve/veya +8
Paroksismal noktürnal hemoglobinüri (PNH) klonu olan hastalarda
İmmunsupresif Tedavide Kullanılacak İlaçlar
Prednisolon (1-10 gün 1 mg/kg/gün)
1. Antitimosit Globulin (ATG)
2. Siklosporin A
TMP/SMX (6 ay)
• İmmunsupresif tedaviye yanıt değerlendirmesi için 3-9 ay beklemelidir.
C.İmmunmodülatör ilaçlar
1. Lenalidomid
• Düşük/orta ı risk grubunda, semptomatik sitopenisi (tek veya çoklu dizi)
olan hastalarda
• sEPO>500 U/L olan, immunsupresif tedaviye uygun olmayan veya
immunsupresif tedaviye yanıtsız olan anemik olgularda
• İzole ve/veya diğer anormalliklerle birlikte 5 q delesyonu olan hastalarda.
2. Talidomid
D.Hipometilasyon yapıcı ajanlar
Kullanım Alanı
• Düşük/orta I risk grubunda, sitopenisi (tek veya çoklu dizi) veya
semptomatik anemisi olan hastalarda
• sEPO>500 u/L olan, diğer tedavi seçeneklerine uygun olmayan veya
yanıtsız olan anemik olgularda
• Ağır trombositopeni ve nötropenisi olan olgularda
• sEPO<500 Ü/L ve EUİ’a yanıtsız olan olgularda
1. Azasitidin
2. Desitabin
Yüksek Riskli MDS’de Tedavi
Yüksek yoğunlukta tedavi için uygun olan hastalar allogeneik hematopoetik
hücre nakli için değerlendirilmelidir.
verici varsa: Allogeneik kök hücre nakli yapılmalı.
verici yoksa veya hasta nakle uygun değilse;
Hipometilasyon yapıcı ilaç içeren rejimler
AML benzeri tedaviler uygulanabilir.
Yüksek yoğunlukta tedavi için uygun olmayan hastalara;
Hipometilasyon yapıcı ilaç içeren rejimler
Düşük doz kemoterapi
Destek tedavisi veya deneysel tedavi uygulanabilir.
Nüks eden ve/veya tedaviye yanıtsız kalan tüm hastalar klinik
çalışmalar ve/veya destek tedavilerine adaydır.
Allogeneik hematopoetik hücre nakli (Allo-HHN)
Kullanım alanları
Aşağıdaki durumlarda mümkün olduğunca erken dönemde yapılmalıdır.
• IPSS göre orta-2 veya yüksek risk
• IPSS yanı sıra diğer faktörler (örnek: dirençli sitopeni, ileri yaş) esas alınarak
yüksek riskli olan hastalar
Nakil kararı hasta, hastanın hekimi ve nakil merkezi ile birlikte
değerlendirilmelidir.
Verici seçimi
• HLA uygun akraba veya akraba dışı verici ile allo-HHN de uzun
dönem şifa sağlayıcı sonuçlar gösterilmektedir.
• Allogeneik uygun vericisi olmayanlarda iyi riskli sitogenetik
sonuçlara sahip olunması durumunda otolog HHN denenebilir.
Kök hücre kaynağı seçimi
• Düşük riskli ve HLA uygun akraba vericisi olanlarda kemik iliği ve çevre
kanı kaynaklı hematopoetik hücre nakli sonuçları benzerdir.
• Yüksek risk ve HLA uygun akraba vericisi olanlarda çevre kanı kaynaklı
hematopoetik hücre nakli daha iyi sağkalım avantajı sağlayabilir.
• Akraba dışı vericiden allo-HHN’de kök hücre kaynağı seçimi konusunda
yeterli kanıt yoktur.
DESTEK TEDAVİLERİ
1.Transfüzyon
2. Demir şelasyonu
3. Traneksamik asit kullanımı
4. Enfeksiyonlardan korunma
1.Transfüzyon
Eritrosit süspansiyonu
Kullanım alanları
• Semptomatik anemide lökositleri azaltılmış ve ışınlanmış ürünler tercih
edilmelidir.
Trombosit süspansiyonu
Kullanım alanları
• Trombositopenik orta ve ağır kanamalar için lökositleri azaltılmış ve ışınlanmış
ürünler tercih edilmelidir.
2.Demir şelasyonu
Kullanım alanları:
• DSÖ sınıflamasına göre RA, RARS ve 5q del olan hastalara eğer yaş çok
ileri değilse veya eşlik eden ağır hastalık yoksa önerilir.
• Serum ferritin>1000 mcg/L veya toplam 20 Ü eritrosit transfüzyonu
sonrası başlanmalıdır.
• Allogeneik hematopoetik kök hücre nakli adayları demir birikiminin
prognostik riski göz önüne alınarak demir yüklenmesini önleyici şelasyon
tedavisinin gerekliliği açısından dikkatle değerlendirilmelidir.
ŞELASYON TEDAVİSİNDE KULLANILAN AJANLAR
• Deferroksamin
• Deferasiroks
• Deferipron
DEMİR ŞELASYON TEDAVİSİNİN SÜRESİ
• Transfüzyon gereksiniminin devamı halinde şelasyon tedavisi
sürdürülür.
• Transfüzyon ihtiyacı kalmayan hastalarda ferritin düzeyine göre
şelatör ilaç dozu azaltılır, ferritin istenen düzeyde stabil kaldığında
şelatör ilaç kesilir.
• Yaş ve ilave hastalık olması şelasyon tedavisine engel değildir.
3.TRANSEKSAMİK ASİT KULLANIMI
Kullanım alanları
Düşük trombosit sayısı ve kanama eğilimi olanlarda 3-4x1g/gün
kullanılmalıdır.
4.ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA
• Enfeksiyonlardan korunmada rutin antibiyotik kullanım
önerilmez.
• Nötropenik hastalarda enfeksiyonlardan korunmada rutin G-CSF
kullanımı önerilmez.
TEŞEKKÜRLER