RÖPORTAJ / TARKAN KADOOĞLU Köksal BAYRAMOĞLU [email protected] TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE MÜTHİŞ BİR FIRSAT VAR Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, hükümet tarafından 1,5 yıldır devam eden ‘barış sürecinin’ başarıya ulaşmasıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin hızla kalkınacağını belirtiyor. Kadooğlu, “Bölgenin ekonomiye kazandırılması müthiş bir fırsat olarak Türkiye’nin önünde duruyor” diyor. 118 EKOV‹TR‹N TEMMUZ 2014 D oğu ve Güneydoğu sorunu Türkiye’nin en önemli ve çözüm bekleyen sorunlarından biri olarak gündemdeki yerini koruyor. Bu sorun Türkiye’nin kalkınmasındaki en önemli engellerden biri olarak gösteriliyor. Hükümet, bu sorunu ‘barış süreci’ ile çözüme kavuşturmak amacıyla yoğun bir çaba gösteriyor. Diğer yandan yatırımcılar ve iş adamları bu önemli sorunun çözüme kavuşmasını bekliyor. İş dünyası sürecin başarıya ulaşmasıyla bölge başta olmak üzere Türkiye’nin çok önemli kazanımlar elde edeceğine vurgu yapıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde önemli yatırımları bulunan ve bölgeyi en iyi tanıyan iş adamlarımızdan biri olan Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Türkiye’nin son bir buçuk yılda geldiği nokta çok önemlidir. Bu huzur ortamının sürdürülebilir olması ve gelecek nesillere aktarılması için de bizlerin çok çalışması gerekiyor” diyor. Aynı zamanda TUSİAD Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası ile İlişkiler Komisyon Başkanlığı görevini sürdüren Kadooğlu, bölgesel kalkınma için yatırım kültürünün oluşturulması gerektiğine dikkat çekiyor. Kadooğlu, ‘barış süreci’, bölgenin ekonomik yapısı, yatırımlar ve Irak’taki son gelişmelerin ekonomiye etkileri ile ilgili Ekovitrin’e önemli açıklamalarda bulundu. “HUZUR ORTAMI SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI” H ü k ü me t , T ü r k i y e ’ n i n e n önemli sorunlarından birini ‘barış süreci’ ile çözüme kavuşturmak için yoğun bir çaba gösteriyor. Sürecin başlangıcından bu yana 1,5 yıl geçti. Bu zaman zarfında gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Elbette bu sorunun çözümü için atılan en küçük adımı bile önemsiyoruz. Zira sorunun boyutu öyle büyük ki, çözüm için yapılan her çalışma, her girişim değerlidir. Sizin de kalkınmadan, yatırım imkanlarından, ticaretten, sosyal hayattan bahsetmeniz çok kolay değil. Dolayısıyla artık şükür ki can kayıpları yaşanmadığı için son bir buçuk yıldır her açıdan çok hızlı bir değişim süreci yaşıyoruz. Normalleşiyoruz, birbirimizi daha çok dinliyoruz, ticaret yapıyoruz, daha çok seyahat ediyoruz ve normal bir ülkede olması gereken gibi bir hayat yaşamaya çalışıyoruz. Birden bire büyük bir değişimden bahsetmek çok zor. Dünyada bunun örneği yok. Ancak Türkiye’nin son bir buçuk yılda geldiği nokta çok önemlidir. Bu huzur ortamının sürdürülebilir olması ve gelecek nesillere aktarılması için de bizlerin çok çalışması gerekiyor. “Birden bire büyük bir değişimden bahsetmek çok zor. Türkiye’nin son bir buçuk yılda geldiği nokta çok önemlidir. Bu huzur ortamının sürdürülebilir olması ve gelecek nesillere aktarılması için de bizlerin çok çalışması gerekiyor.” değindiğiniz gibi bir buçuk yılı aşkın bir süredir barış süreci yaşıyoruz. Bu gelişme öncelikle can kayıplarının artık yaşanmaması gibi çok önemli bir sonucu doğuruyor. En önemli konu elbette ki bu. Zira gencecik insanların öldüğü bir ülkede, ekonomik “KALKINMA İÇİN YATIRIM KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMALI” TUSİAD Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası ile İlişkiler Komisyon Başkanlığı görevini sürdürüyorsunuz. Güneydoğu Anadolu bölgesini ekonomik yatırımlar açısından nasıl değerlendirmek gerekiyor? Bölgenin kalkınması için öncelikle hangi adımlar atılmalı? TÜSİAD olarak bölgede birçok toplantı yapıyoruz. Sürekli görüş alışverişlerde bulunuyoruz. Toplumun tüm kesimleri ile bir araya geliyoruz. Ekonomiden, sosyal yaşama, sanattan kültürel çalışmalara kadar her alanda çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. TÜSİAD olarak bu değişime kayıtsız kalmak bir yana elimizden geldiğince bu normalleşmeye yardım etmeye çalışıyoruz. Cizre ve Batman’da çok önemli toplantılar gerçekleştirdik. Bu toplantılar öncelikle bölge imajının normalleşmesi açısından çok önemliydi. Elbette ki bir günde yatırım kararları almak kolay değil ancak birçok yatırımcı için Doğu bölgesi artık çok uzak değil. TÜSİAD olarak BORGİP adında bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bölgedeki yatırımları EKOV‹TR‹N TEMMUZ 2014 119 RÖPORTAJ / TARKAN KADOOĞLU nasıl arttırabiliriz, bu konuda neler yapabiliriz diye bölge halkı ile bir araya geliyoruz. Bölgenin kalkınması için öncelikle yatırım kültürünün ve ortamının oluşması şart. Bunlar zaman isteyen konular ancak Türkiye her alanda olduğu gibi bu konuda da çok hızlı gelişecektir eminim. DoğuGüneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ihracata yönelik üretim üsleri haline gelmesi çok önemli. Irak, İran, Suriye ve Ortadoğu’nun tüm ülkeleri hatta Körfez ülkelerine kadar olan bölgenin üretim rolü çok büyük olabilir. Bu fırsatları ön plana çıkarmamız gerekir. Bu konu sadece devletin ya da TÜSİAD’ın işi değil. Hep söylüyorum, Diyarbakır’ın kalkınması, İzmir’in kalkınması demektir. Hepimiz elimizi taşın altına koyup bu sorunlara kafa yormalıyız. “SÜRECİN BAŞARIYA ULAŞMASI EKONOMİYİ OLUMLU ETKİLER” Sürecin başarıya ulaşmasıyla bölge ve Türkiye ekonomisine sağlayacağı katlılar nelerdir? Sürecin başarıya ulaşması sonrasında Türkiye’nin ekonomik açıdan çok önemli kazanımlar elde edeceğini düşünüyorum. Öncelikle çatışmasızlık ortamı hem iş gücünün hem de yatırım ortamlarının iyileşmesi anlamına gelecektir. Bölgenin tümden ekonomiye kazandırılması müthiş bir fırsat olarak ülkenin önünde duruyor. Az önce de değindim bu bölge dünyanın en önemli lojistik hatlarından birinde konumlanmış durumda. Tüm Ortadoğu ve Körfez bu Bölge ile ticaret yapabilir. TÜSİAD olarak bu konuda bir çalışma yaptırdık ve bölgede yatırımların yaygınlaşmasının, bölge ekonomisi büyümesine katkısının yıllık ortalama yüzde 9.7, Türkiye ekonomisine katkısının ise yüzde 1,3 olacağını ortaya koyduk. Çatışma sürecinin son bulması ile birlikte toplumsal psikoloji de ekonomiyi olumlu yönde etkileyecektir. Tüketim ve buna bağlı olarak yatırımlar da artacaktır diye düşünüyorum. 120 EKOV‹TR‹N TEMMUZ 2014 Enerji yatırımlarıyla adından söz ettiriyor Kadooğlu Holding’in bölgedeki yatırımları nelerdir? 2014 ve sonrası için bölgede planladığınız yeni yatırımlar nelerdir? Kadoil olarak Türkiye’de homojen bir biçimde, hızlı ve seçici bayi yatırımları yapıyoruz. Bugün ülke genelinde 320’yi aşkın bayi ve 14 bölge müdürlüğü ile bayi ve müşterilerimize hizmet veriyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise 70 bayiimiz var. Tabii bölgenin ekonomisindeki hareketlilik ile birlikte istasyon sayılarımız da artacak. Irak’ı konuştuğumuzda da Kadoil markasıyla şu anda 5 istasyonumuz var. Bölgenin Irak’ta faaliyet gösteren ilk ve tek Türkiye merkezli akaryakıt dağıtım firmasıyız. Ayrıca petrol ürünlerinin ithalat-ihracat ve transit ticaretini gerçekleştirmek amacıyla 148 bin metreküp depolama kapasitesine sahip Kadoil Akdeniz Dolum Tesisleri de faaliyetlerini sürdürüyor. Kadooğlu Yağ bünyesinde ise Bizce, Miyra, Azime ve Brinto yağ markalarımızla günlük 550 ton kapasiteyle yüksek standartlarda üretim yapıyoruz. 40 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu markalarımız Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın bayi ve distribütörlük ağımız sayesinde her geçen gün daha fazla talep ediliyoruz. Yağın dışında 40 çeşide yakın gıda ürünü de ayrıca bu bayi ağımız sayesinde ihracatımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde bu çeşitliliği de arttırmayı hedefliyoruz. Kadooğlu Enerji olarak da biz de bu alanda farklı yatırımlar ve projeleri hayata geçiriyoruz. Halihazırda Doğu Anadolu Bölgesi’nde Aras Nehri üzerinde Kars’ta 50 milyon kwh üreten bir HES projemiz devreye girmiş bulunuyor. Benzer şekilde enerji yatırımları için araştırmalarımız ve fizibilite çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemlerde enerji alanında da Kadooğlu Holding’in Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yatırımları olacak. “IRAK’TAKİ GELİŞMELER TÜRKİYE’Yİ ETKİLİYOR” Irak’ta yaşanan son gelişmel e r i n a s ı l d e ğ e r l e n d i r i yo r s u n u z ? Türkiye bu durumdan nasıl etkilenir? Irak, biliyorsunuz uzun zamandır istikrarsız bir ülkeydi. Yaşanan gelişmeler de bir anda olan gelişmeler değildi. Irak’ın Kürt Bölgesel Yönetimi bölgesi hariç ne yazık ki ülkede sorunlar devam ediyordu. Son yaşanan olaylar Irak’ın geleceğini derinden etkileyecek düzeyde gelişiyor. Küresel aktörlerin bu bölgeyle ya- kından ilgilendikleri ve bu sorunu uzun süre sürüncemede bırakmayacaklarını düşünüyorum. Irak’ın bir an önce istikrara kavuşması tek dileğimiz. Elbette Irak ile yoğun siyasi ve ticari ilişkileri olan Türkiye’nin de bu krizlerden etkilenmemesi mümkün değil. Ancak Türkiye gerçekten de altyapısı sağlam bir ülke. Gerek ekonomik altyapısı gerekse de sosyal ve siyasal altyapısı, hemen yanıbaşımızdaki krizlerden çok az hasarla etkilenmemizi sağlıyor. “Ekonominin itici gücünü ihracat oluşturuyor” “Dış alemde özellikle gelişmiş ülkelerde görülen büyüme ve TL’nin nispeten değer kaybetmesi ihracatımızın artmasında oldukça etkili oldu. İç talebin değil dış talebin sürüklediği ekonomimizin kırılganlığını artıracak önemli küresel ve bölgesel riskler de mevcut. Özellikle yanı başımızda Irak’ta meydana gelen olaylar oldukça endişe verici. Mezhep savaşına dönme riski taşıyan bu çatışmanın ülke ekonomimize sirayet etmemesi imkansız. Gerek Irak’ın petrol tedarikindeki rolü gerekse en büyük ihracat partnerlerimizden biri olması dolayısıyla bu olaylar bizim için çok önem taşıyor.” EKOV‹TR‹N TEMMUZ 2014 121
© Copyright 2024 Paperzz