17.10.2014 Cenaze ve Taziye Adabı

İLİ
TARİHİ
: HAKKARİ
: 17.10.2014
CENAZE VE TAZİYE ADABI
Muhterem Müslümanlar!
Ölüm yok olmak değil, yeniden
dirilmektir. Ölüm maddi şartların çevrelediği fani
hayattan ebediyete geçiş sağlamak için işleyen bir
mekanizmadır. Buna göre ölüm, Allah ile
münasebetleri kesmeyen insanlar için mutluluklar
dolu yeni ve ebedi bir hayatın başlangıcıdır. Bu
sebeple ölen bir müslümanı yıkamak, kefenlemek,
cenaze namazını kılıp dua etmek ve bir kabre
gömmek farz-ı kifayedir. Söz konusu işlemleri ise
yakınları, komşu, dost ve arkadaşları tarafından
tamamlanmalıdır. Geçerli bir mazeretin dışında,
genel olarak bu tür işlemlerin bir an önce yerine
getirilmesini peygamberimiz tavsiye etmiştir.(1)
Cenazenin taşınmasına yardımcı olmak ve
kabristana kadar eşlik etmek sünnettir. Bu hususta
peygamberimiz
şöyle
buyurmaktadır:”
Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir;
selamı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazenin
ardından gitmek, davete icabet etmek ve aksırana
Allah rahmet etsin demek.”(2)
Değerli Müslümanlar!
İslam’a göre insan kainatın küçük bir
parçasını oluşturmasına rağmen, büyük bir değer
taşır. Allah’ın mükerrem kıldığı insan, hayatta
saygıya layık olduğu gibi öldükten sonra da tazim
ve hürmete layıktır. Dolayısıyla cenazeye saygıyı
rencide edecek hareketlerden kaçınılmalıdır.
Cenazeyi uğurlama esnasında, alkış tutmak, ıslık
çalmak, slogan atmak, meşale yakmak doğru bir
davranış olmadığı gibi isyan anlamına gelen yaka
paça yırtmak, saç baş yolmak, dövünmek, ağıt
yakmak gibi davranışlar da dinimizce uygun
değildir. Hüzün ve teessürden dolayı ağlamak,
gözyaşı dökmek ise caiz görülmüştür.(3)
Aziz kardeşlerim
Cenazenin başında, cenazenin defninde,
dünya kelamı konuşmamak, ölümü düşünmek,
ölen kişiden ibret almak, kendisinin de bir gün
öleceğini derin bir teslimiyetle tefekkür etmek
cenaze merasimin adaplarındandır. Sad b. Muaz bu
konuda şöyle demiştir: “Katıldığım bütün
cenazelerde
ölüye
ne
yapılacağını
düşünmüşümdür.” Seleften biri cenazede gülen
birini görmüş ve şöyle demiştir: “Cenazeye
katıldığın halde gülüyor musun? Seninle ebediyen
konuşmayacağım.” (4)
Değerli kardeşlerim!
Şüphesiz ölüm, geride kalanları üzüntü içinde
bırakan bir olaydır. Böyle bir musibete duçar olan
kardeşimize taziyede bulunmak sünnettir. Taziye;
sabretmek, sabrı tavsiye etmek, aile fertlerini teselli
etmek, vefat edene dua etmek, Allah’tan mağfiret
dilemektir.
Dinimize
göre,
taziye
cenaze
defnedildikten sonra kabristandan ayrılmadan mezarın
başında başlar ve üç gün içinde sona erer. Mazeretsiz
üç günden fazla devam etmesi ve tekrar tekrar
gidilmesi dinimizce uygun değildir.(5) Vefat eden
zatın ruhunu rahatsız eden davranışlardan sakınmalı,
kendisine faydalı olacak, sevap kazandıracak ve
ruhunu
şad
edecek
hayırlı
davranışlarda
bulunulmalıdır. Cenaze ailesinin, taziyeye gelenlere
yemek vs. ikramda bulunması ve taziyeye gelenlerin
bu aileden ikram beklemeleri cahiliye döneminin
adetlerindendir ve dinimizce uygun değildir. Sevgili
Peygamberimiz (sav.)’in bu konudaki tavsiyesi cenaze
sahibi ailenin yemek vermesi değil, bu aileye yemek
verilmesidir.
Günümüzde
taziyeler,
altından
çıkılamayacak bir külfet haline gelmiştir. Bu ise taziye
adabına aykırıdır. Nitekim Peygamber efendimiz
(sav.) amcaoğlu Hz. Cafer şehit olunca yakınlarına şu
tavsiyede bulunur: “Cafer ailesine yemek yapın,
çünkü
onların
başına,
yeme
ve
içmeye
bakamayacakları büyüklükte bir felaket gelmiştir.”
dedi. (6)
O halde aziz Müslümanlar!
İslam dininin cenazeye karşı gösterdiği bu
ihtimamın geride kalan yakınları, komşu ve dostlarına
yönelik teselli edici yanları da vardır. Ölülere saygı
göstermek, yaşayanlara karşı saygılı olmanın bir
başka ifadesidir. Musibetzedelere yük olmadan onlara
gereken desteği vermek dini bir vecibedir. Taziyeye
gelenler, merhumun iyi tarafından bahsetmeli, güzel
hatıralarından söz etmelidirler: “Hutbemi bir ayet
meali ile bitiriyorum; “Her canlı, ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de
deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.”7
__________________
1. Buhari Cenaiz 51
2. Müslim Selem 4(2162)
3. Buhari Cenaiz 43 c.2 s.85
4. İslam Fıkhı Ansiklopedisi c.3 s.67
5. Buhari Cenaiz 31
6. İbni Mace Cenaiz 59
7. Enbiya 35
Hazırlayan: Mahmut EYĞİN
Görevi ve yeri: Ulu Cami İ.H/Hakkari
Redaksiyon : İl Hutbe Komisyonu