medeni yargılama hukuku ı pratik çalışma (07.11.2014)

10.11.2014 MEDENİ YARGILAMA HUKUKU I PRATİK ÇALIŞMA
İzmir’de üniversite öğrencisi olan 20 yaşındaki Umut, yaz tatili için Relax
Turizm Ltd. Şti.’nin İzmir acentesi olan Mahmut’la bir Orta Avrupa turuna
katılmak için 10.11.2014 tarihinde anlaşmış, tur bedelinin en geç 01.02.2015
tarihinde ödenmesi planlanmıştır. Umut’un bu süre içinde sözkonusu bedeli
ödememesi üzerine Umut’a karşı dava açma ihtimali gündeme gelmiştir.
1. Mahmut, bu davayı Umut’a karşı açmak istemektedir1.
a. Mahmut böyle bir dava açabilir mi? Evet ise neden ve hangi gerekçeyle, hayır ise
neden?
b. Umut’un ileri derece akıl hastalığı olduğu varsayımında cevabınız değişir miydi?
2. Davacı taraf dava dilekçesinde yalnızca sözleşme bedelinin ödenmesini talep etmiştir.
Hakim aynı zamanda acentenin zararlarını karşılamak üzere davalı aleyhine 2000 TL
tazminata karar vermiştir. Bu kararı usul hukuku bilgilerinize göre değerlendiriniz.
3. Dava dilekçesi Umut’a 16.02.2014’te tebliğ edilmek istenmiştir.
a. Dilekçeyi Umut’un ev arkadaşı Buğra teslim almıştır.
b. Dilekçeyi Umut’un üst katında oturan ve sürekli Umut’un evine girip çıkan Tarık
teslim almıştır.
c. Dilekçeyi Umut’u ziyarete gelen annesi Macide teslim almıştır.
d. Dilekçeyi Umut ile aynı evde yaşayan ve tedavi için İzmir’de bulunan bariz bir biçimde
akıl hastası 15 yaşındaki kardeşi Ümit teslim almıştır.
e. Posta memuru Polat, tebliğ için Umut’un evine geldiğinde evde kimseyi bulamamış,
kapıya ihbarname bırakıp tebligatı mahalle muhtarlığına bırakmıştır. Umut muhtarlığa
tebligatı almaya gitmemiştir.
Bu ihtimallerde tebligatların akıbetlerini tartışınız.
4. Tarık dava dilekçesini almış, Umut’a dilekçenin tebliğ edildiğini tebliğ edildiği akşam
söylemiştir.
a. Mahmut, aynı zamanda kendisinin de arkadaşı olan Tarık’tan tebligatın Umut’a
ulaştığını mahkemeye bildirmiş, bu tebliğden itibaren bir ay sonra verilen cevap
dilekçesinin süresinde verilmediğini iddia etmiştir. Umut ise dava dilekçesini, cevap
dilekçesini vermeden iki gün önce öğrendiğini iddia etmiştir. Bu durumda hakim nasıl
davranmalıdır?
b. Paniğe kapılan Umut, avukatı Veysel’e danışmış, Veysel de hakimden eski hale
getirme talebinde bulunmasını salık vermiştir. Hakim ise Umut’un eski hale getirme
talebini reddetmiştir. Veysel’in önerdiği yol sizce hukuka uygun mudur? Hakim bu talebi
niçin reddetmiş olabilir?
1
TTK m. 105/2: (2) Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava
açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Yabancı tacirler adına acentelik yapanlar
hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizdir.
Page 1 of 2
10.11.2014 MEDENİ YARGILAMA HUKUKU I PRATİK ÇALIŞMA
5. Mahmut 5000 TL tutarındaki alacağı için senet gösterememiş, zaten Umut ile
aralarında bu sözleşmeden kaynaklanacak her türlü uyuşmazlığın her türlü delille
ispatlanabileceğini konuşarak kararlaştırdıklarını belirtmiştir. Umut da Mahmut’un bu
iddiasını ikrar etmiştir. Bu husus dikkate alınıp, Mahmut alacağı için tanık dinletmek
istediğinde, gösterdiği tanıklar dinlenebilecek midir? Umut böyle bir şeyin
kararlaştırılmadığını söylese cevabınız değişir miydi?
6. Bu arada alacak davası uzamış, Umut mezun olma durumuna göre yazın evini boşaltıp,
yurt dışına dil eğitimi için gidebileceğini de Tarık’a söylemiştir. Bunu duyan Mahmut,
21.07.2015 tarihinde Umut’un evindeki eşyaya ve sahibi olduğu arabaya ihtiyati haciz
konulması talebinde bulunabilir mi?
7. Aşağıdaki Yargıtay kararlarını medeni yargılamaya hakim olan ilkeler ışığında
değerlendiriniz.
“Somut olaya bakıldığında, davalı tarafça tanık isimleri mahkemeye dilekçe ile
bildirilmiştir. Mahkemece, davalı tarafa tanıkların dinletilmesi hususunda usulüne
uygun kesin mehil verilerek tanıklarını dinletme imkanı sağlanması ve tanık
beyanlarını diğer delillerle birlikte değerlendirerek sonuca göre hüküm kurulması
gerekirken, davalı tanıklarının usul hükümlerine aykırı olarak dinlenmeyip...” (9. HD,
02.11.2011, 27613/42448)
“Dava konusu edilen ve davalının müdahalesinin önlenmesi istenilen bodrum kattaki
garaj ve kömürlüklerin sözü edilen sözleşmeyle davalının kullanımına bırakıldığı, bu
sözleşmede davacıların da taraf olup imzalarının bulunduğu gözetildiğinde belirtilen
yerleri davalının kullanmasını haksız olduğu söylenen ve bu yerlere müdahalesinin
önlenmesi konusunda davacıların dava açması ... Bu durumda bodrum katta yer alan
kömürlük ve garajla ilgili olarak müdahalenin önlenmesi isteminin yukarıda açıklanan
nedenle reddi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.” (18. HD, 13.10.2008,
6499/10282)
“Dava veraset ilamının iptaline ilişkindir. Davanın sonucu o ilamda hak sahibi
gösterilenlerin ya da külli haleflerinin haklarına etkilidir. HUMK’nun 73. Maddesi
uyarınca davanın bu kişilere tevcihi ve onlara karşı yürütülmesi zorunlu olup,
davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Yargıtay’ın yerleşmiş görüşü ve
HUMK’nun 77. Maddesi uyarınca... mecburi dava arkadaşlarından eksik
gösterilenlerin davaya katılması ve onların huzuru ile davaya devam olunması
yönündedir. Bu davada davalı gösterilmesi gerekenler arasında bulunan ST
varislerinin davaya katılması yönündeki dilekçenin muhataplarına tebliğ ile
savunmaları alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik hasımla davaya devam
olunarak karar verilmesi doğru değildir.” (2. HD, 30.05.2002, 6302/7267)
Page 2 of 2