VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI Hasan GÜNERİ Hayır müesseselerinin en ulvisi h i ç şüphe yok k i cemiyette tefrik yapılmaksızın herkesin y a r a r ı n a vâkıfı tarafın dan hasr ve tahsis e d i l m i ş olan ve böy lece bugün dilimize doladığımız sosyal adaletin yüzyıllar ö n c e emri hayra (ve özellikle su gibi aziz o l , duasına nail cimak için) k o ş a r a k giden ecdadımız tarafından kurulan su yollarında, çeş melerde, ş a d ı r v a n l a r d a , kuyularda, su kemerlerinde, menba sularında, su bendlerinde ve su havuzlarında abide leştirildiğini gösteren su vakıflarıdır. Vakıf yolu ile vücut bulan su hay ratları ve bu h a y r a t l a r ı n yaşatılması için onlara gelir getiren vakıflara Mem leketimizin her yerinde rastlamak mümkündür. Vakıfların nizamnamesi demek olan vakfiyelerde bu vakıf sular hak kında da evvelâ vâkıfı tarafından gös terilen ş a r t l a r a riayet edilmesi gerekir. Böyle b i r ş a r t yoksa o takdirde team üle göre hareket edilir. Yani vakıf su dan yararlanmada veya suya tahsis edilmiş bulunan gelirlerinin ne şekilde sarfedileceğı konusunda b u g ü n e kadar o yerde süregelmiş örf ve â d e t e bakı larak o yolda işlem yapılır. c ü n u n Nazarî ve Amelî Hukuk Dâva ları adlı (1944 Baskı tarihli) Birin ci Kitabının 401 nci sahifesinde dc belirtildiği ü z e r e ; "vâkıfın şartı, şariğin nassı gibidir. B u ş a r t , â m m e c e ve bil hassa Vakıflar İdaresince m u t a ğ bir kanun gibi tanınmalıdır. Çünkü, vâkıfın ş a r t l a r ı n ı d e ğ i ş t i r m e k t e n büyük mah zurlar doğan. B i r defa şartın muhafaza edileceğine emin olarak gözlerini kapa yıp giden hayırsever b i r vâkıfın arzu larına hürmetsizlik ve tecavüzdür. Saniyen b i r kimse bir yeri elinyan her t ü r l ü ş a r t l a r a b a ğ l a m a k t a ha y a t ı n d a ilişilemez iken vefatından son ra o ş a r t l a n ihlâl etmek vebaldir. En m ü h i m mahzur ise içtimaî b i r mahzur dur k i ş a r t l a r ı n her vakit kolayca tağ yir edilebileceğini fiilen müşahade edenler hiç b i r vakit vakıf dediğimiz emri hayra rağbet etmezler ve hayır müesseselerine vakıf tarikiyle muave netten el çekerler. Binaenaleyh vâkıfın ş a r t ı n a riayet en b ü y ü k amacımız ol malıdır." Su vakıflarına ait müstakil vakfi yeler mevcut ise veya b u vakıflar diğer vakıfları ihtiva eden vakfiyelerde gös terilmiş ise her i k i halde de vâkıfın bu vakfiyelerdeki ş a r t l a r ı n a göre hareket edilir. Hatta a d ı geçen Profesör anılan Eserinin 401 - 402 nci sahifelerinde; vakfın şartlarının tevliyet hali müstes na olmak üzere, vâkıfın bile h a y a t ı n d a değiştiremiyeceğine işaret ettikten son ra devamla "vakfiyesinde tebdil salâhi yetini muhafaza ettiğini yazmış olduğu takdirde dahi eski esaslara göre b i r de fa tebdil etmekle tağyir salâhiyeti bi ter; b i r daha kendisi bile tebdil ede mez. (Meğer k i merreten bade uhra) kaydile ta'mim e t m i ş ola", demektedir. Nitekim Yargıtay Eski Başkanlanndan Profesör Cevat A b d ü r r a h i m Gü Biz burada su vakıfları ile ilgili olarak Vakıflar K ü t ü ğ ü n d e kayıtlı bu- 68 HASAN GUNCR* lunan Sultan Abdülmecidin anneleri Salihatı Nisvandan Bezmiâlen^ Valide S u l t a n ı n Vakfiyesini bildirmekle ve Ka raman Beylerbeyi Murat Paşanm halen Antalyada kâin Vakfma ait Vakfiyesi n i n î s t i d o s (Manavgat) ve Dodcn (Dü den) Nehirlerinin ıslahı ile ilgili kısmın dan ve son olarak Lâleli Sultan Mustafanın tstanbulda kâin Vakıflarına ve H a y r a t ı n a getirilen sularla ilgili bulu nan Vakfiyesinin bazı kısımlarından bahsetmekle iktifa edeceğiz. Kendisiyle iftihar ettiğimiz Bczmiâlem Valide Sultanın, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde 174/1464 kasa nu m a r a s ı n d a muhteşem bir cilt halinde 14 orijinal Vakfiyesi vardır. Bunlardan H i c r i 1263 yılı Şubatının birinci günü tarihile tanzim ve tescil edilen Bczmiâlem Guraba Hastahanesinin Vakfiye sinin 288 nci sahifesinde; Hastahane ve müştemilâtının suyu ve su yolları hak kında aynen şunlar söylenmektedir. " ve kanavâtına tebaiyetle üç masu ra mailezizi carii havi b i r bap Hasta hane ve ittisalinde kâin Camii şerifi ve yekta kârgir hamam ve 9 bap dük kân " denilmiştir. Karaman Beylerbeyi Murat Paşa nm Vakıflar Arşivinde müsecccl (596 Numaralı Deflerin 67 nci sahife 57 nci sıra Numarasında ve dolapla mahfuz 214/60 Numarada kayıtlı) cvasıtı Cemaziyel ulâ 982 tarihli Vakfiyesinin b a ş taraflarında " müşarünileyh merhum ve mağfur Murat Paşa Antalya Kasaba sında... b i r i Karahisar Kazasile Ma navgat Kazası arasında cari îstidos namile m e ş h u r Nehrin ve diğeri Dizdar Alanı ortasından akan Doden Nehrinin ıslahı için (bıraktığı) nukut ve akardan sülüsü malinde tasarrufatı nafiz müebbet bir Vakıf olmak üze re vasiyyet etti " denilmekte ve Vak fiyenin sonlarına doğru da Vâkıf ....vakfedip m ü l k ü n d e n ihraç eylediği dokuz bin g ü m ü ş dirhem mebaliğ (... in) nemasmdan Antalya Tevabiinden tstanos beldesinde Camii Kebirin önün de Vâkıfın bina eylediği ve insanlar ara sında şadırvan denilen mahallin su mec rasını termim eden kimseye ü ç y ü z e l l i dirhem tayin etti. Vc bundan artan faz layı ihtiyaç hasıl olursa m e z k û r su yo lunun tamirine sarf edilmesini... ş a r t eyledi " denilmektedir. Son olarak Lâleli Sultan Mustafanın Vakıflar K ü t ü ğ ü n d e mukayyet (642 Numaralı Defterin 5-6 sahifclerinde ka yıtlı 15 Muharrem 1178 t a r i h l i Vakfiye sinde " E d i m e k a p ı s ı haricinde Bay r a m p a ş a nam mahalde n ^ r h u m vc mağfurunleha Hatice Sultan Çiftliği kurbinde m ü c e d d e d e n hafrı abar ve., taşrasında paşa k ü n k ü t â b i r o l u n u r b i n yüz elli adet k ü n k ve., y i r m i adet k u r şun boru ile bostan derununda vâki merhum Mahmut Paşa Camii Şerifi Vakfı suyu... (na)... idhal ve canibi Vak fı h ü m a y u n l a r ı n d a n Vakfı m e r k u m e yevmi dokuz b u ç u k akça mukataa hak kı mecra verilmek üzere ba'izni m ü t e velli., icra ve dahili surda eski o d a l a r mukabilinde S a d r ı â z a m esbak m e r h u m Elhaç Ahmet Paşa Sarayı k a r ş ı s ı n d a kâ in Teraziden ifraz k a n a v â t ı n a tebaiyyet ile mülkleri olan dokuz b u ç u k m a s u r a ma'ilezizi (tatlı suyu) salifüzzikir L â l e li Çeşme kurbinde kâin Camii Şerif şa dırvanına ve m u s l u k l a r ı n a vc sebili mezkûre ve imareti merkumeye i c r a b u y u r d u k l a r ı n d a n sonra..." denilmek te ve devamla Mcdinei Ü s k ü d a r d a Ayazma Sarayı arazisinde k â i n C a m i i Şerifin haremi ittisalinde k ö ş e d e i r v a y ı atşân için mânendi aynı c i n a n ı ihya buyıırduklan çeşmei ruhu efzâ ve mrthalli mezkûr İskelesi kurbinde Ayazma n a m çeşmei ranâ ve m e n b a ı hayat saffeti nemalarını ve medinei merkume k u r binde Çamlıca nam mahal havalisinde mebu'edip hafrı abar ve k a n zeminden inficâr vc.. kanavâtı m ü s e n n â t ile m u h rcz olup mesbuküzzikir Ayazma S a r a y ı sahnında kâin Camii Şerif m u s l u k l a r ı ' na ve çeşmei mezbureyc ve zikricai Ha mamı rahat fezaya icra b u y u r d u k l a r ı kanavâtına tebaiyyet vc sekiz masura VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI mai'lezizi memlukelerini.. ve yine Ev kaf» h ü m a y u n l a n m ü l h a k a t ı n d a n ol mak üzere medinei I s l â m b o l d a Valde Hanı demekle ârif Han mukabilinde köşede Saka Çeşmesi ... ve ... Bogaziçinde... Paşabahçesi nam mahalde dahi .. bir çeşmei ruhu efza icra ve bina ve... itmam b u y u r d u k l a r ı .... asıl esası Ev kafı h ü m a y u n l a r ı olan sabtküzzikir Kızıltaş Mahallesinde Lâleli Çeşme kurbinde kâin Camii Şerif ve Medresei münife.. bermucibi hücceti şer'iye ve senedatı mer'iyye dahil emlâki sahibi hü mayunlarından olup..." denilmektedir. — Memleketimizde ve Yavru Vatan Kıbnstaki Su Vakıfları — Vakıflar s a h a s ı n d a Otorite olan Yargıtay Eski Daire Başkanlarından Ali Himmet Berki ile Eski Adalet Ba kanlarından Sedat Ç u m r a l ı Üstadın bir likte neşrettikleri Su H a k l a n adlı (1959 Baskı tarihli) Eserin Vakıf Sular başlı ğım taşıyan 40-41 nci sahifelcrinde Memleketimizde ve Yavru Vatan Kıbrısta k u r u b n u ş su vakıflarıyle ilgili olarak şu izahat veriliyor. " B u bahisdc Padi şahların, saray m e n s u p l a r ı n m , Şeyhült s l â m l a n n ve Vezir ve Emirlerin su va kıfları zikre şayandır. İ s t a n b u l ' d a Fa tih Sultan Mehmet, K a n u n î Sultan SüAhmet Paşa ve K e t h ü d a Osman Ağa vaBeylerbeyi havalisinde Kavas Ahmet Ağa çeşmeleri, Beykoz'da Karakulak Ahmet Ağa Suyu ve Alemdag'mda Nurbânu Sultanın ' t a ş delen suyu', Anka ra'da Şeyhül - İ s l â m Mehmet Efendi, Bursa'da Şeyhül - İ s l â m Kara-Çelebi Zade Abdül-Aziz Efendi sulan ve çeş meleri; İ z m i r ' d e K ö p r ü l ü Zade Fazıl Ahmet Paşa ve Kethude Osman Ağa va kıf sulan; K ı b r ı s ' d a E b û - Bekir Paşa, Pertev Paşa. Ahmet Paşa ve S i l â h d a r Ağa su vakıfları bu kabildendir. Bun ların bazıları diğer vakıfları ihtiva eden vakfiyetlerde m ü n d e r i c ve bazılarının müstakil vakfiyeleri mevcuttur." " K a n u n î Sultan Süleyman'ın zama nında m ü s t a k i l b i r halde tanzim olunan 69 ve b a ş ı n d a tuğrası bulunan su vakfiye si; Vakıflar arşivinde 1388 numarada kayıtlıdır." "Her şeyden önce delim k i asıl vakıf olan ları,), çeşme, şadırvan, gayrimenkullerdir. Su, fiindcn m a d û d d u r . " şu ciheti kayde kanavât (su yol kuyu ve benzerî bunların mena- "Su vakıflarından b a ş k a bazı yer lerde vakıf sıcak su, hamam ve kaplı caları v a r d ı r . " "Vakıf Sular bahsinde Padişahla rın, Vezirlerin, Şcyhül-lslamların, Em i r l c r i n ve Saray mensubu ağaların su vakıfları zikr ve tetkike şayandır." — Sular ve S u l a r ı n t d â r e s l — Yine aynı Müelliflerin sözü edilen Su H a k l a r ı adlı Eserinin Sular ve Su ların İ d a r e s i başlığını taşıyan kısmında (sahife 75-76 da) şu izahat verilmekte d i r " Â m m e menfaatine devlet tarafın dan temin ve akıtılan sulardan maada İ s t a n b u l ' d a vakıf ve m ü l k olmak üzere i k i nevi su mevcuttur. Bent suları, menba s u l a r ı " . "Vaktiyle bu sulardan yarım masu ra veya daha ziyade alıp evlerine akıt mak isteyenlere muayyen bedel muka bilinde verilir ve suya mâlik olanlar bu nu ahare bey ve ferağ edebilirdi. Vakıf sulara lemessüklerle ve m ü l k sulara E y ü p Şer'iye mahkemesinden alman Hüccet-i Şer'iyelerle tasarruf olunur ve ferağ ve intikal E y ü p Şer'iye mahke mesince icı-a edilirdi. 1252 tarihinden sonra bu muameleler yâni ferağ ve in tikal muameleleri evkaf senedat daire sine havale o l u n m u ş t u r . " "Vakıf sulara Vakıflar idaresince. Belediyeye ait sulara Belediyelerce tâ yin olunan memur ve su yolcuları tara fından nezaret ve icabı halinde tamir ve ıslah olunurdu. P a d i ş a h vakıflarının su yolculanna Bölükbaşı vesair hayrat su yolcularına Usta n a m ı verilir ve işin b ü y ü k l ü ğ ü n e g ö r e lüzumu kadar su yol- HASAN CtJNERl 70 cusu ve çırak kullanılırdı. Taşrada Be lediyelere ve Vakıflara ait sularda bu kabil m ü s t a h d e m i n vasıtasiyle muha faza ve tamir ve ıslah edilmekte i d i . Bunlardan başka İstanbul ve t a ş r a d a suların muntazaman cereyanını temin için mühendisler, keşif m e m u r l a r ı , ko rucular, çavuşlar, bent memurları var dı." " İ s t a n b u l ' d a su memur vc müstah demlerine merci olmak üzere bir Su Nezareti mevcuttu. (Sadi Nazım Nirven'in 1946 tarihinde neşrolunan İstan bul Suları adlı Eseri.)" "1252 tarihinde Evkaf Nezareti teş k i l olunarak Su Nezareti Evkafa bağ lanmıştı. 1293 tarihinde Belediye Kanu niyle bu nezaret, masrafı Evkafa ait ol mak üzere Şehremaneti idaresine geç miş ve 1325 tarihine kadar Su Nezareti Şehremanetine bağlı kalmış iken 1326 senesi Evkaf Nezaretine devr ve unva nı "Meyâh-ı Vakfiyye" (Vakıf Sular) müdüriyetine tahvil o l u n m u ş t u r . " — Vakıf Kırkçeşme Suyu — Aynı Müellifler İstanbul Kırkçeş me suyu adiyle anılan Vakıf su hakkın da da sözü edilen Eserin 76 ncı sahifesinde şu bilgiyi vermektedirler. "Kırk çeşme suyu Sultan Süleyman cvkafındandır. Sultan Süleyman Han İstanbul' da bidayette kırk çeşme yaptırarak Büyükdere, Ortadere, Bakraç ve Belgrad dere sularını bendler ve mecralar vası tasiyle çeşmelere akıtmış olması müna sebetiyle Kırkçeşme namını almıştır. Sonra çeşmelerin adedi artmış padişah lar daha b a ş k a menbalar bularak ve müteaddit bendler yaptırarak buralar daki sular aynı mecraya verilmiş ve çeşme adedi çoğalmış ise de ismi değiş memiştir." — Vakıf Menba Sulan — Istanbulda Vakıf Menba Suları ola rak da bugün Vakıflar İdaresinin (kira ya vermek suretiyle çJdç ettiği) gelirle- ri arasında önemli b i r y e k û n tutan b a ş ta Taşdelen Vakıf Menba Suyu o l m a k üzere, Karakulak ve Defneli Menba Su ları vardır. — Sularla İlgili Kanun ve Nizam name ile Bunların T a t b i k a t ı n d a n Do ğan— İHTİLAFLAR 10/5/1926 Tarihinde R e s m î Gaze tede neşredilmekle y ü r ü r l ü ğ e girmiş bulunan 831 sayılı Sular H a k k ı n d a Ka nun ile b ü t ü n suların ve bu arada yu karıda izahına çalıştığımız vakıf sula rın da doğrudan d o ğ r u y a Belediyelere ve Belediyesi b u l u n m ı y a n yerlerde ise Köy İhtiyar Meclislerine d e v r e d i l m i ş bulunduğunu belirtmek isteriz. Y a l n ı z bu devir keyfiyetiyle suyun ve b u suya vakfedilen a k a r â t ı n vakfiyeti b e r t a r a f edilmiş değildir. Ş u halde yukarıda açıklandığı üzere bu sular ü z e r i n d e de vâkıfın şartına, şart yoksa t e a m ü l e gö re işlem yapılacaktır. Tekrar b e l i r t e l i m ki anılan Kanun ile y a p ı l a n devir sade ce suların idaresine matuftur. N i t e k i m Danıştay 5 nci Dairesinin 940/1847 sa yılı bir karan da bu g ö r ü ş ü m ü z ü te yit etmektedir. Sonradan 12/8/1928 tarihinde Su lar Kanununun Sureti T a t b i k i y e s i n i Mübeyyin (29/8/1928 t a r i h l i R e s m î Ga zetede neşredilmekle y ü r ü r l ü ğ e g i r e n ) 7044 sayılı bir Nizamname ç ı k a r ı l m ı ş olduğu gibi 1/1/1935 tarihinde de Sular Kanununa ek olarak 2659 sayılı b i r K a nun neşredilmiş ve keza (22/2/1946 tarihinde) anılan Nizamnamenin 8 n c i maddesini değiştiren (6/3/1946 t a r i h l i Resmî Gazetede neşredildigi g ü n ü n er tesi günü yürürlüğe giren) 3/3819 sayılı b i r Nizamname n e ş r e d i l m i ş bulunmak tadır. Sayın Ali Himmet Berki ve Sedat Çumralı, Su Hakları adlı Eserinde( sa hife 77 de) 831 n u m a r a l ı Sular K a n u niyle suların idaresinin Belediyeye ve Belediye olmıyan yerlerde ihtiyar mec- VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI Üslerine d e v r o l u n m u ş b u l u n d u ğ u n d a n bahsile senclerdenberi Belediye ile Va kıflar İdaresi a r a s ı n d a devam edegelen ihtilâfm böylece h a l l o l u n m u ş bulundu ğunu bildirmekte iseler de hakikatte b u yöne değinen ihtilâflar( anılan i k i İ d a r e arasında) h i ç b i r zaman son b u l m a m ı ş ve anlaşmazlık Sular Kanununun neş rinden hemen sonra başlıyarak b u g ü n e kadar b ü t ü n şiddetiyle devam etmiştir. Hatta İ s t a n b u l ve Ankarada ayrı birer tüzel kişiliği haiz olarak (yine Beledi yelere bağlı b i r şekilde) kurulan Sular İdaresi daha da ileri giderek 1962 yılın da Istanbulda mevcut Vakıflara ait (önceden 171 adet iken sonradan) 101 adet olarak belirtilen hayrat ve akarla rın sularını kesmek üzere harekete geç miş (Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü Hukuk Müşavirliğinin V . M . 25 sayılı Dosyasıdır.) ve keza yeni Valde Hanı ile 4. Va kıf Hanın sulan kesilmiş ve m e z k û r Hanlar ile Vakıf Guraba Hastahanesi ve Tavaşî Süleyman Ağa, Kaliçeli Ha san Paşa, Çıracı Hasan ve Mahmut Paşa Camilerinin de 1960 yılından beri su bedelleri ö d e n m e d i ğ i n d e n , şimdilik Hanların sularının kesildiği ve b i l â h a r a Hastahane ve Camilerin de sularının ke sileceği tebarüz ettirilmek suretiyle i k i İdare a r a s ı n d a mevcut anlaşmazlık had safhaya getirilmiş b u l u n m a k t a d ı r . İki İ d a r e a r a s ı n d a s ü r ü p gelen bu su sorununa b i r ç ö z ü m yolu bulmak amaciyle iş, evvelâ Danıştay Genel K u rulunda g ö m ş ü l ü p 28/1/1937 tarihli ve 3/3 sayılı istişarî b i r karara b a ğ l a n m ı ş ve bilâhara da (1962 yılında m e z k û r vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n suları mev zuunda beliren anlaşmazlığın gideril mesi için) 3/11/1966 tarihinde İçişleri Bakanlığında b u i k i İ d a r e ilgililerinin de iştirakiyle m ü ş t e r e k b i r toplantı ya pılmış ise de b u soruna yine de kat'î bir çözüm yolu b u l u n a m a m ı ş t ı r . Zira, bu t o p l a n t ı d a (Belediyeler ve Sular İdaresi y ö n ü n d e n ) v a r ı l m a s ı istenen anlaşmaya göre, kadim suyu olan vakıf hayrat ve akarlara, kadim su m i k t a r ı 71 kadar bedelsiz su verilecek, bu miktar dan fazlası için bedel alınacaktır. An cak bu hususa Vakıflar İdaresi (aşağı da izah edileceği üzere Nizamnamenin değişik 8 nci maddesinde yer alan açık h ü k ü m k a r ş ı s ı n d a ) haklı olarak muha lefette b u l u n m u ş ve kadim suyu bulu nan vakıf hayrat ve akarlara ne kadar su sarfedilirse edilsin, t a m a m ı n ı n bedel siz verilmesi tezini s a v u n m u ş t u r . Kanaatimize göre; Vakıflar İdaresi ile Belediyeler (ve Sular İdaresi) ara sında yıllarca süregelen bu su ihtilâfı nın böyle b i r prensip kararma varıla rak kesin şekilde halli (yine aşağıda verilen izahat da nazara a l ı n a r a k ) m ü ı n k ü n değildir. Ancak Sular Hak kındaki Kanunun neşrinden bu yana geçen 44 seneden beri t a h a d d ü s eden bu ihtilâflardan da yararlanarak Ka nun yeni b a ş t a n ele alınıp anılan bu İ d a r e l e r arasmdaki su sorununa sarih olarak cevap verebilecek nitelikte, Ya sama Organınca çıkarılacak b i r Kanun la m ü m k ü n olacaktır. Böylece bu su ihtilâfı İstanbul ve Ankara Şehirlerinde; Vakıflar. İdaresi ile (Belediye ve) Sular İdaresi arasın da ve sair Şehirlerimizde ise Vakıflar İdaresi ile Belediyeler arasında (akıtıl makta olan suya vâki m ü d a h a l e n i n men'i şeklinde) ya Mahallî Hakemler de ve Mahkemelerde veya akıtıl makta olan suyun (Belediyelerce veya Sular İ d a r e s i n c e ) kesilmesine ilişkin olan işbu eylem ve işlem lerine karşı da bunların iptali dile ğiyle Danıştayda gerekli davalar açıl m a k t a d ı r . Açılan bu davaların (netice itibariyle) b ü y ü k b i r kısmı Vakfın le hine s o n u ç l a n m a k l a beraber yine de bu İ d a r e l e r a r a s ı n d a k i su ihtilâfı tamamen halledilmiş değildir. Biz, burada Sular H a k k ı n d a k i Kanunun neşrinden sonra vukubulan su ihtilâflarının bazıların dan ve keza y u k a r ı d a sözü edilen Danış tay Genel Kurulunun 28/1/1937 tarihli istişarî mahiyetteki k a r a r ı n d a n ve son olarak İ s t a n b u l ' d a 101 adet vakıf hay- 72 rat ve akarlarının suyu ile ilgili ihtilâf tan kısaca bahsetmekle iktifa edeceğiz. Şöyle k i : ö r n e k — a) Ankara Belediyesi (o zamanki adiyle Ş e h r e m e n e t i ) 1929 yı lında ( Ş e y h ü l - î s l â m Mehmet Efendi Vakfından) Mazbut Şengül Hamamı nın suyu olmadığı iddiasiyle Hamama akan suya m ü d a h a l e ve onu keserek Vakıflar İdaresini ızrâr ettiğinden aley hine Ankara Asliye 2 nci Hukuk Daire sine (Hâkimliğine) vâki müracaat üze rine yapılan yargılama sonunda verilen ve Temyiz tetkikatından da geçerek ke sinleşmiş bulunan 22/10/1930 tarih ve 929/1324 Esas, 388 Karar sayılı ilâm ile; davalı Belediyenin, m e z k û r H a m a m ı n suyuna vâki müdahalesinin men'ine ka rar verilmiştir k i kararın hülâsası şöy ledir : " Mevzuu bahis h a m a m ı n vakfiyeti mübrcz ilâm ve Tapu senediyle ve öteden beri suyun mevcudiyetide şahâdetle müsbet ve müeyyet olmasına ve Sular Kanununun 7 nci ve bunun suveri tatbikiyesini mübeyyin Nizam namesinin 8 nci maddeleri ahkâmına binaen müddeialcyhin (yani Belediye nin) mezkûr hamamın suyuna vâki mü. dahalesinin mcni'ne .... 22/10/1930 ta rihinde ... karar verilerek usulen tefhim kılındı." denilmektedir. ö r n e k — b ) Keza bu defa Ankara Belediyesine bağlı olarak k u r u l m u ş olan Ankara Sular İdaresi de yine yuka rıda ö r n e k (a) daki mezkûr Vakıf Şen gül H a m a m ı n a akmakta olan suya saat takmak ve bu suyun bedelini talep et mek suretiyle tekrar müdahalede bu lunduklarından Sular İdaresinin işbu suya vâki müdahalesinin men'ine karar verilmesi için Vakıflar İdaresi tarafın dan Sular İdaresi aleyhine Mahalli Ha kemde dava açılmış ve Hakemlikçe ya pılan tetkikat ve tahkikat sonunda (An kara 12 nci Asliye Hukuk Hâkimligincc Hakem sıfatiyle) verilen 19/10/1967 tarih ve 1965/94 Esas, 1967/64 Karar sayılı ilâm ile "... 831 sayılı Kanunun 7 nci ve Sular Kanununun tatbik şeklini gösteren Nizamnamenin 8 nci maddesinin açık hükümlerine göre d a v a c ı İda reye ait ve akar olarak işletilen hama mın suyunun parasız olarak verilmesi icap etmesine,... Belediyece (Sular İda resince) getirtilen suyun h a m a m ı n ka dim suyuna karıştırılması veya k a d i m su yerine sair menbalardan ve kuyular dan tedarik olunarak ş e h r e getirilen su lardan hamama su verilmesi d a v a c ı n ı n Kanun ve Tüzükle muhafaza a l t ı n a alı nan hakkına halel getirmiyecegine... bi naen davalı Sular İ d a r e s i n i n . . . " Vakıf lar İdaresi adına kayıtlı Ş e n g ü l Hama mı namı ile anılan h a m a m ı n suyuna sa yaç takmak ve su p a r a s ı istemek sure tiyle vâki haksız m ü d a h a l e s i n i n men'i ne karar verilmiştir. B u karara k a r ş ı Sular İdaresinin vukubulan itirazı da keza aynı Hakemin 5/2/1968 t a r i h ve aynı Esas ,Kaıar sayılı ilâmiyle redde dilmiştir. ö r n e k — c) Vakıf A k a r l a r a para sız su verilmesi işi h a k k ı n d a V a k ı f l a r İdaresi ile İçişleri Bakanlığı a r a s ı n d a meydana gelen görüş farkı dolayisiylc Resmî Gazetenin 15.3.1937 t a r i h ve 3554 sayılı nüshasında neşredilen D a n ı ş t a y Genel Kuı-ulunun 28/1/1937 t a r i h ve 3/3 sayılı olup istişari mahiyette bulun;!n kararına gelince D a n ı ş t a y , b u ko nuda o tarihlerdeki t e ş k i l â t ı n d a mev cut Tanzimat Dairesinin 3 noktada top lanan Mazbatasını kabul e t m i ş t i r k i iş bu kararın mesnedini teşkil eden Tanzi mat Dairesinin Mazbatası k ı s a c a şöyle dir. "... (Sular) Kanunun ( u n ) 7 nci maddesi tahlil edilince g ö r ü l ü r k i kul lanılan suların muhassasuntehleri tâbi ri mutlak olup bundan yalnız h a y r a t ı n ' kasd edildiğini iddiaya i m k â n o l m a d ı ğ ı ve suların muhassasunlehleri t â b i r i meyanına vakfa mensup a k a r â t ı n da dahil olduğunu kabul etmek z a r u r î bulundu ğu cihetle Dahiliye Vekâletinin istinad e t m i ş olduğu k e m a k â n k a y d ı n ı n birleş mesiyle maddeden ç ı k a r ı l a c a k mâna kanunun neşri tarihinde b u sulardan is tifade eden hayrat olsun, akar olsun va- VAKIF SULAR VE SU VAKlRJKRI kıf mahallerden para istenilmeksizin s u İ a n n m temini isalesi nıctburiyctinin belediyelere teveccüh edeceği merkezin de olacağı şüphesizdir. Ancak nizamna mede kabul edilen vaziyete nazaran b u pek açık h ü k m ü n haricinde kalan ü ç nokta v a r d ı r k i b u n l a r ı n kanunun ru huna muvafık olup olmadığmı tetkik etmek icab eder. 1 — Yeniden yapılacak hayrat — Hayrat mefhumunda umumun istifade sine açık b u l u n m a s ı şartı m ü n d e m i ç tc lâkki olunabileceğine ve belediyeler belde sakinlerinin m ü ş t e r e k ve n-ıcdenî ihtiyaçlarını tanzim ve tesviye ile mü kellef bulunduklanna ve vakıf sular bütün müessesesat ve menabii varidatile birlikte belediyelere devredildiği ci hetle vâkıf t a r a f ı n d a n yeniden yaptırı lacak hayratın s u l a r ı n ı n temini aynı zamanda belediyeye müteveccih bir va zife mahiyetini iktisap edeceğine bina en yeniden y a p t ı r ı l a c a k hayrat hakkın da nizamnameye k o n u l m u ş olan hük mün kanunun ruhuna aykırı olmadığı neticesine v a r ı l m ı ş t ı r . 2 — Evvelce mevcud ve vakıf su lardan müstefid iken harab olan ve b i lâhara vakıf t a r a f ı n d a n ihyacn v ü c u d a getirilen akarlar — Bu nevi a k a r l a r ı n esasen mamuriyet vakitlerinde vakıf su lardan istifade etmekle b u l u n d u k l a r ı n a göre b i l â h a r a harab o l d u k l a r ı s ı r a d a buralara su a k ı t ı l m a m ı ş olması b u ka bil vakıf m ü e s s e s e l e r için kanunen ka bul edilen h ü k m ü n iptalini m ü c d d i olamıyacağı cihetle b u n l a r ı n da k e m a k â n kaydına dahil t e l â k k i edilerek belediye lerce sularının temini icabedeceği ka naati hası! o l m u ş t u r . 3 — Vakfın bütjin yeniden yaptıra cağı akarlar — Gerçi sular evkafın elin de k a l m ı ş olsa i d i bu kabil a k a r â t için de vakıfın su p a a r s ı tediyesine mecbur kalmaksızın istifade edebileceği düşünülebilirse de bunlar â m m e n i n ihtiya cına matuf o l m a y ı p evkafa varidat te dariki gayesini istihdaf ettiklerine göre 73 bunlara lâzımgelen suların teminine be lediyeyi mecbur etmek doğru olamıyacağı kanaatma varılmıştır. Şu izahattan anlaşılacağı üzere vak fın yeniden yaptıracağı a k a r l a r ı n kanu nun yedinci maddesinin h ü k m ü haricin de olacağı düşüncesine göre nizamna menin sekizinci maddesinin b u dairede değiştirilmesi muvafık olacağından Da hiliye Vekâleti ile (Evkaf) Umum Mü d ü r l ü k ( ğ ü ) a r a s ı n d a bu nokta üzerin de bir a n l a ş m a temini ile (7044 s a y ı h ) nizamnamenin sekizinci maddesinin de ğiştirilmesi yolunda b i r teklif yapıldığı takdirde u s u l ü n e tevfikan neticelendirilmesi tabiî olup bu vaziyete göre işin Büyük Millet Meclisine şevkine de ma hal kalmıyacagı d ü ş ü n ü l m ü ş t ü r . " şek lindedir. Her ne kadar sonradan Nizam namenin sekizinci maddesi 1946 yılın da değiştirilmiş ise de bu değişikUk da hi gerek y u k a r ı d a ve gerekse aşağıda verilen izahata binaen i k i İ d a r e arasın da s ü r ü p gelen ihtilâfı çözmeğe kâfi gelmemiştir. ö r n e k — d ) Vakıflara ait îstanbulda mevcut olup (önce 171 adet iken sonradan) 101 adet olarak belirtilen va kıf hayrat ve a k a r l a r ı n sularını kesmek üzere İ s t a n b u l Belediyesi ile Sular İda resinin giriştiği işlem ve bu işlemle ilgi li olarak yapılan g ö r ü ş m e ve b u (ey lem ve) işlemlerin iptali dileğiyle açı lan davalar dolayisiyle Danıştayca ve rilen kararlara gelince. 1962 yılında (Istanbulda mevcut) 171 adet vakıf h a y r a t ı n (camiin) ve a k a r l a r ı n suyunun kesilmesine m ü n c e r olacak şekilde İ s t a n b u l Belediyesi ve Sular İdaresi ile Vakıflar Genel Müdür lüğü a r a s ı n d a d o ğ a n ihtilâfla ilgili ola rak işbu vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n sula rı için 3/11/1966 tarihinde İçişleri Ba kanlığında ilgili İdarelerin yetkili tem silcilerinin de iştirakiyle m ü ş t e r e k b i r toplantı yapılmış ise de Vakıflar İdare si anılan vakıf hayrat ve akarlara şim diye kadar olduğu gibi bundan sonra da 831 sayılı Kanunun 7 nci ve Nizam namenin değişik 8 nci maddesine daya nılarak işbu vakıf hayrat ve akarların sularının miktariylc bağlı olmaksızın parasız olarak su verilmesi gerektiğini; (Belediye ve) Sular îdaresi ise bahis konusu 171 adet vakıf hayrat ve akarlan n ancak 70 adedinin vakıf suyunun mevcut olduğunu ve bu itibarla da ge riye kalan ve evvelce suyu olmadığı be lirtilen 101 adet vakıf hayrat ve akarla ra ise su verilebilmesi için abonman mukavelesi akdedilmesi gerektiğini ve öte yandan bedelsiz verilecek su mik tarlarının sadece (muhassas su mikta riylc) mukayyet bulunması icap ettiği ni; aksi takdirde bu yerlere ait suların derhal kesileceğini ifade etmişlerdir. letmekle vazifeli İstanbul Sular î d a r e s i . nin su imkânı b a k ı m ı n d a n daha m ü s a i t bir duruma gelmiş b u l u n d u ğ u n u a y r ı c a belirtmek isteriz. Burada şunu arzetmek isteriz k i 831 sayılı Sular Hakkındaki Kanunun 2 ve 7 nci maddeleriyle bu Kanunun uy gulanışını gösteren Nizamnamenin (Tü züğün) değişik 8 nci maddesi birlikte tetkik edilince görülür k i , bu maddele rin getirdiği hükümlerin hiç birinde, vakıf hayrat ve akarata verilecek su, miktarla takyit edilmemiştir, özellikle İ94Ö yılında vukubulan Tüzük tadilinde (Madde 8'de); vakıf hayrat ve akarlara verilecek su, sadece (vakfın evvelce mevcut) vakıf sularına münhasır ol maktan çıkarılmış ve bu itibarla Mad dede (ister değişiklik yapılmak veya düzenlenmek suretiyle olsun, ister es kileri bırakılarak yenileri meydana ge tirilmek suretiyle olsun akıtılacak su lardan... vakıflar yine parasız olarak faydalanırlar.) denilmekle bu faydala nışın bir miktarla kayıtlı olmadığı açık ça belirtilmiştir. İhtilâfa konu 101 adet vakıf hayrat vc akarların hepsi 831 sayılı K a n u n u n yayımından evvel mevcut olan hayrat vc akarlardır. Bu husus tapu k a y ı t l a r ı , vakfiyeler vcsair vesaik ile s a b i t t i r . Ke za bunların hepsi; 831 sayılı K a n u n ile Belediyeye devredilen vakıf sulardan is tifade etmekte olan hayrat ve akarlar dır. Bu konudaki cn b ü y ü k d e l i l , bahsi geçen vakıf hayratın ( c a m i l e r i n ) vc akarların hemen hepsinde mevcut o l a n çeşmeler ve helalardır k i b u n l a r i ş b u hayratın vc akarların suyu olduğuna kat'î birer delil teşkil eder. Z i r a , suyu olmasa idi ne çeşme ve ne de h e l â y a p ı lırdı. Esasen susuz vakıf cami y a p ı l m a s ı da mutat değildir. Sular K a n u n u n u n 7 nci ve Tüzüğün değişik 8 nci maddesi; Kanunun yayımından önce mevcut o l u p da Belediyelere devredilen vakıf sular dan faydalanan vakıf hayrata ve akarla ra parasız su verilmesi m ü k e l l e f i y e t i n i Belediyelere tahmil e t m i ş t i r . İ s t a n b u l Belediyesi bu sulan bizzat idare etmese ve kendisine bağlı olarak k u r d u ğ u Su lar İdaresine tevdi e t m i ş olsa d a h i , b u kanunî mükellefiyetten kurtulamaz. Esasen Vakıfların elinde bulunan suların bunlara mahsus gelir kaynaklariyle birlikte Belediyeye devredilmesi ile Belediyeler daha avantajlı bir duru ma girmişlerdir. Biz burada sadece yukanda adından bahsettiğimiz Bczmiâlem Valide Sultan Vakfından olan Tcrkos Gölü suyunun da Belediyeye devre dilmiş olduğunu ve böylece bu suyu iş- 101 adet vakıf hayrat ve a k a r l a r l a ilgili ihtilâfta Vakıflar İ d a r e s i n i n sure ti iddiası şöyledir. Tüzüğün 8 nci mad desinden açıkça anlaşıldığına g ö r e b i r vakıf hayrat veya akara Belediye vc Köyleıcc parasız su verilebilmesi için iki şart aranır. Bunlardan b i r i n c i s i ; b u vakıf ve hayrat veya a k a r ı n . 831 sayılı Sular Kanununun y a y ı m ı n d a n cvvci mevcut olması, ikinci şart ise; 831 sayı lı Kanun ile Belediye ve K ö y l e r e dev redilen vakıf sulardan f a y d a l a n m ı ş o l masıdır. İzah edilen sebeblerle ( V a k ı f l a r İdaresinin iddiası) zikredilen 101 adet vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n hepsinin 831 sayılı Kanunun y a y ı m ı n d a n evvel mev- 75 cut olup, m e z k û r Kanun ile Belediyeye devredilen vakıf sulardan faydalandıklarmm sabit b u l u n d u ğ u yolundadır. 3/11/1966 T a r i h l i m e z k û r toplantı da ittihaz edilen m ü ş t e r e k rapor özet (ve sonuç) olarak vakıf sular için 3 noktada toplanan şu prensipleri ihtiva etmekledir. Şöyle k i : a) 831 Sayılı Sular Kanununun 7 ve Tüzüğün 8. maddesi gereğince, Ka nunun y ü r ü r l ü ğ e girdiği tarihte vakıf suyu mevcut olan her b i r vakıf müesse seye bu m i k t a r ü z e r i n d e n Belediyece (veya Sular İ d a r e s i n c e ) ücretsiz su ve rilmesini, bu miktardan fazlası için mukaveleye b a ğ l a n a r a k tarife ile su ve rilmesinin, b) 831 Sayılı Kanunun y ü r ü r l ü ğ e girdiği tarihte vakıf suyu mevcut olma yan ilgili vakıf müesseseye ancak tari fe ile mukaveleye bağlı olarak su veril mesinin, c) Vakıflar İdaresiyle mukavelesi mevcut suların da y u k a r ı d a k i a ve b fıkralarına göre işleme tabi tutulması nın, Uygun olacağı y o l u n d a d ı r . Ancak bu Rapora karşı Vakıflar Genel Müdür lüğü temsilcisi t a r a f ı n d a n "Devrolunan vakıf sulardan faydalanılan vakıf hay rat ile akarlara p a r a s ı z su verilmesinde miktar bahis mevzuu olamaz. Asıl olan o hayrat ve a k a r ı n m u h t a ç olduğu su yun verilmesidir. Binaenaleyh eskiden mevcut suyunun azlığından bahisle faz la sarfedilecek su için ü c r e t istenmeme si gerekir", denilmek suretiyle (Sular Hakkındaki Kanunun ve Tüzüğün hü kümlerine uygun b i r şekilde) haklı olarak itiraz e d i l m i ş olduğu gibi Beledi ye temsilcisi de a n ı l a n Rapora karşı "831 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile suyu bulunan vakfa ait, işlem suyun be dava verileceği kabul e d i l m i ş olması i t i bariyle, her hangi b i r sebeple suyu ke silmiş olması halinde o vakfa bedava su verlimemesi iktiza etmektedir. Kal dı k i bu mevzuda Devlet Ş û r a s ı n d a der dest b i r dava b u l u n m a k t a d ı r . " demek suretiyle Sular H a k k ı n d a k i Mevzuatla b a g d a ş m ı y a n çelişik b i r itirazda bulun muştur. Bizce; Belediyeler ve Sular İdare sinin, vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n a akan sulan kesip Vakıflar İdaresini abonman mukavelesi y a p m a ğ a ve bedel karşılı ğında su vermeğe z o r l a m a s ı n d a k i en önemli sebeblerden birisi de ihtilaflı suların Vilâyet Hıfzıssıhha Komisyonu k a r a r ı ile halkın sağlığı y ö n ü n d e n mah zurlu görülerek (bilfarz içinde koli ba sili b u l u n d u ğ u gerekçesiyle) kesilme sinden ibarettir. İşte buna dayanılarak Belediyeler ve Sular İdaresi şahıslara ve müesseselere para ile sattıkları baş ka b i r su menbamdan vakıf hayrat ve akarlara parasız su vermekle y ü k ü m l ü tutulamıyacaklarını ileri sürmektedir ler. Oysa k i 831 sayılı Sular Hakkında k i Kanuna eklenen 2659 sayılı Kanunun 8 nci maddesinin getirdiği h ü k m e göre, kaynağı belediye sınırı dışında bulunan suların kaynak ve y o l l a n n ı n b a k ı m ı , k o r u n m a s ı , sıhhat şartlarına uygun b i r halde b u l u n d u r u l m a s ı ve gö zetimi (Sular İdaresinin de bağlı bulun d u ğ u ) Belediyelere ait olduğundan (bil farz içerisinde k o l i basili b u l u n d u ğ u tesbit olunan suyun) ıslahı yoluna git mek ve hatta bu ıslah işlemi m ü m k ü n oluncaya kadar da vakıf suyunu sağla mak Belediye ve Sular İdaresinin görev leri içinde b u l u n d u ğ u d n a n bu şekilde ihtilaflı olan vakıf hayrat ve akarları na su verebilmek için Vakıflar İdaresi ni abonman mukavelesi y a p m a ğ a ve be del karşılığı su vermeğe zorlaması, su lar h a k k ı n d a k i mevzuata tamamen ay kırıdır. Netekim Danıştay 8 nci Daire sinin 19/12/1966 tarih ve 1966/442 esas 1966/3572 Karar sayılı; 17/4/1967 t a r i h ve 1966/2995 Esas, 1967/1385 Karar sa yılı İçtihatları da b u g ö r ü ş ü m ü z ü ta mamen teyit etmektedir. Ö r n e k — e) Belediyeler ve Sular İdaresinin vakıf sularla ilgili mevzuata 76 HASAN CUNEfii aykırı olarak tesis ettiği eylem ve işle min iptali için Vakıflar tdaresi tarafın dan (ve bu arada îl İ d a r e K u r u l u tara fından vakıf lehine verilen onama kara rına kai-şı bu defa alâkalı Belediye ta r a f ı n d a n ) Danıştayda açılan davalarda verilen kararlar ise sırasiyle şunlardır: 1 — Bursa Vakıflar İdaresi ile Bursa Belediyesi a r a s ı n d a görülen bir davada; Danıştay 6 ncı Dairesince veri len 26/5/1949 tarih ve 48/996 Esas. 49/993 Karar sayılı kararla "... Sular Kanununun 7 nci maddesi ve işbu ka nunun uygulanması şeklini gösteren tü züğün değişik 8 nci maddesi gereğince vakfa ait olan suların Belediyelere dev redilmelerinden sonra bu sulardan vaktilc istifade eden vakıf akar ve hayrat larının parasız olarak istifadeleri gerek tiğinden davanın kabulü ile Belediyece müesses muamelenin iptaline... karar verildi." ği yazılıdır. 2 — İstanbul Vakıflar Başmüdür lüğü ile İstanbul Sular İdaresi arasın da görülen bir davada; Danıştay 6 ncı Dairesince verilen 19/12/1966 tarih ve 1966/442 Esas. 1966/3572 Karar sayılı kararla "... İstanbul Lâleli Camiine 11 masura Kırk Çeşme ve Halkalı Suyu Vakfcdildiği 831 sayılı Sular Kanunu nun yürürlüğe girmesini müteakip bu suyun belediyeye ve sular idaresine dev redildiği Camiin altı restore edilerek çarşı haline getirildiği... anlaşılmıştır. 831 Sayılı Sular Kanununun tatbik şek line ait 7044 numaralı Tüzüğün 22 Şu bat 1946 gün ve 3/3819 sayılı kararla değişik 8 nci maddesi, kanunun yayı m ı n d a n önce mevcut olup da dcvrolunan vakıf sulardan faydalanan vakıf hayrat ile akarların sularının parasız olarak verileceğini öngörmüştür... Bu duruma göre kanunun yayımından ön ce mevcut olup. sonradan devrolunan on bir masura vakıf suyu sebebi ile, bu miktara m ü n h a s ı r olarak dâvacıya pa rasız su verilmesi gerekirken, suyun ke silmesi yolunda yapılan idari işlemde mevzuata uyarlık görülmediğinden ip taline... karar verildi", ği yazılıdır. An cak bu kararın ( y u k a r ı d a verdiğimiz izahata ve özellikle Sular H a k k ı n d a k i Kanunun 2 vc 7 nci maddeleri ile T ü z ü ğün değişik 8 nci maddesinde vazıh h ü k m e göre) vakıf hayrat vc a k a r l a r a parasız olarak verilecek suyun, m i k t a r la takyit edilmiş b u l u n m a s ı hasebiyle (Kararın sadece bu y ö n d e n ) h a t a l ı o l duğunu da burada belirtmek isteriz. 3 — İstanbul Vakıflar B a ş m ü d ü r lüğü ile İstanbul Belediyesi a r a s ı n d a g ö r ü L n bir davada; Danıştay 8 n c i Dai resince verilen 14/7/1967 tarih vc 1966/ 2995 Esas, 1967/1385 Karar sayılı Ka rarla "... 831 sayılı sular K a n u n u n u n 7 nci... Anılan kanunun uygulanma şek line ait 7044 sayılı lü/.ügün 22/2/1946 gün ve 3/3819 sayılı kararla d e ğ i ş i k 8 inci... (ve) ... 831 sayılı Kanuna 2659 sa yılı kanunla eklenen 8 nci madde h ü k müne göre... davalının, dava konusu vakfa su verebilmek için d a v a c ı idare yi abonman mukavelesi y a p m a ğ a vc bedel karşılığı su vermeye z o r l a m a s ı mevzuata aykırı o l d u ğ u n d a n , bu sebep lerle dava konusu k a r a r ı n iptaline.... ka rar verildi." ği yazılıdır. 4 — Afyon Belediyesi ile V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü a r a s ı n d a g ö a i l e n b i r davada; Danıştay 8 nci Dairseince ve rilen 24/5/1967 tarih ve 1966/2327 Esas, 1967/1%2 Karar sayılı Kararla "... 831 sayılı Kanunun 7 nci ... ve i l g i l i tüzüğün 8 inci maddesi... h ü k ü m l e r i ge reğince kapanan mcvlcvihanenin suyu nun 831 sayılı kanun uyarınca Belediye ye devredilmesi üzerine, sonradan ona rılarak yoksul öğrencilere yemek yedir mek için faaliyete geçirilen m u t b a ğ ı n ihtiyacı olan sudan ü c r e t a l ı n m a m a s ı yolunda Belediye E n c ü m e n i n c e verilen kararda ve bu k a r a r ı onaylıyan İl i d a r e Kurulu kararında mevzuata aykırılık bulunmadığından d a v a n ı n reddine ve İl İ d a r e Kurulu k a r a r ı n ı n onanması na,... karar verildi." ği yazılıdır. VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI — Vakıf Sularla tIglU İhtilâfların Ç ö z ü m ü n d e B a ş v u r u l a n En ö nemli Maddeler Sular H a k k ı n d a k i Kanunun ko numuzla çok yakmdan ilgili (ve bilhas sa Belediyeler ve Sular tdaresi ile Va kıflar İdaresi a r a s ı n d a y u k a r ı d a verilen örneklerde yazılı su ihtilâflarının çözü m ü n d e b a ş v u r u l a n en önemli maddele ri olan) 1, 2, 4 ve 7 nci maddeleriyle bu Kanunun tatbik suretini gösteren Ni zamnamenin 4, 7, ve değişik 8 nci mad desi ile 10 uncu maddesini ve keza Su lar Kanununa 2659 sayılı Kanunla ekle nen 8 nci maddeyi de buraya aynen nakletmekde fayda m ü l â h a z a edilmiştir. Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 1 — Şehir ve kas&balarla köylerde ihtiyacatı ammeyi temine mahsus suların tedarik ve idaresi belediye teşkilâtı olan ma hallerde belediyelere, olmıyan yerlerde Köy Kanunu mucibince ihtiyar meclis lerine aittir . Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 2 — Gerek vakfa ait olsun ve gerek suveri saire ile vücuda getirilmiş bulunsun umumun istifadesine mahsus olarak şe hir ve kasabalara ve köylere isale edil miş suların idaresi, kâffei müesserat ve menabii varidatiyle birlikte birinci madde veçhile belediye ve köy ihtiyar meclislerine m ü d c v v e r ve mev dudur. Ancak Devletçe ve mahallî ida relerle belediyelerce mukaveleye mer but suların idaresi k e m a k â n mukavelâtı m a h s u s a l a r ı a h k â m ı n a tabi olacağı gibi su ile b i r l i k t e d i ğ e r h u s u s a t ı hayriyeye ait olan vakıflar k e m a k â n evkaf idaresi veya mütevellileri tarafından idare ve varidattan sulara ait olan his seler her sene evkaf idareleri veya mü tevellileri t a r a f ı n d a n belediye ve köy ihtiyar meclislerine teslim olunurlar. Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 4 — Suların tesisi, isale, idame masarifi be lediye ve köylerce temin ve tesviye edi lir. 77 Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 7 — Müessesatı vakfiyeye veya efrada ait olup idarei belediyeye dcvrolunan suların muhassasunlehleri, bu sulardan hissei iştirak tediyesine mecbur tutul maksızın k e m a k â n istifade ederler. Nizamname Madde 4 — Vakıf su ların ve bunlara mevkuf akar, arazi ve sairenin imar ve ihyası için sarfedilen paralar a r a n ı l m a z . Nizamname Madde 7 — Âbidâttan madut olan sebil, çeşme ve şadırvan suları belediyelere veya ihtiyar meclis lerine devredilen s u l a r d a n d ı r . Nizamname Madde 8 — (22/2/1946 T. ve 3/3819 sayılı Kararla değişik) — Kanunun yayımından önce mevcut olup da belediyelere veya köylere dcvrolu nan vakıf sulardan faydalanılan vakıf hayrat ile a k a r l a r ı n suları, belediyeler ce ve köylerce parasız olarak verilir. Eskiden mevcut olup da vakıf su lardan faydalanmakta iken harap olan ve somadan Vakıf İdaresince tekrar yapılan vakıf hayrat ve akarlar da aynı h ü k m e bağlıdır. Belediyeler ve köylerce ister deği şiklik yapılmak veya düzenlenmek sure tiyle olsun, ister eskileri bırakılarak ye nileri meydana getirilmek suretiyle ol sun akıtılacak sulardan yukarıdaki fık ralarda yazılı vakıflar yine parasız ola rak faydalanırlar . Nizamname Madde 10 — Belediye ve köylere devri icap eden suların m.;vk u f â t m d a n sular h a k k ı n d a k i kanunun n e ş r i n d e n sonra evkafça nakte tahvil veyahut istibdal edilmiş bulunanların bcdcIâtı belediye ve köylere devrolunur. Sular Kanununa 2659 Sayılı Ka nunla eklenen Madde 8 — Kaynağı be lediye sınırı dışında bulunan suların kaynak ve yollarının bakımı, korunma sı, sıhhat ş a r t l a r ı n a uygun b i r halde bu l u n d u r u l m a s ı ve idaresi için belediyele rin alacakları tedbir ve kararlara ve ye dinci madde h ü k ü m l e r i n e göre yasakla- HASAN OUNCftl 7S n n a aykırı hareket edenler h a k k ı n d a belediye ceza vermek selâhiyeli, beledi ye sınırına bağlı olmaksızın kaynağa ka dar gider. B i r l i k k u r u l m u ş ise bu selâ hiyeli b i r l i k kullanır. da menfaii mahsusa temin etmekte olanlar, — Sular Hakkındaki Kanunun 2 ncl Maddesinin Tahlili —(De virden Hariç ve Dahil Olanlar) Yukarıda ( A ) fıkrasında yazılı su vakıflarına ait akar, arazi, e ş ç a r vc tenmiyesi meşıaıt nutuk • peşin tahsil edil miş ve kanunun n e ş r i n d e n muahhar m ü d d e t e ait b u l u n m u ş bedeli i c a r l a r da dahil olduğu halde — c ü m l e s i kontrato, deyin senedatı, tapu e v r a k ı g i b i vesaikile ve b ü t ü n hukuk vc vecabilc birlikte belediye veya ihtiyar meclisle rine Nizamnamenin 3 ü n c ü maddesine göre dcvrolunarak gerek sular, gerek akarât ve mücssesât ( t a m a m e n ) bu namlara tashihan vc tedbilen tapuya rapdedilmişlcrdir. Su H a k l a r ı adlı m e z k û r Eserin Mü ellifleri, Sular H a k k ı n d a k i Kanunun 2 nci maddesini (sahife 78-79'da) şöyle tahlil etmektedirler:" 'Umumun istifa desine mahsus olarak' kaydından anla şıldığı üzere müstakil suyu olan vakıf d e ğ i r m e n ve hamam gibi vakfa ait akar ların ihtiyacına veya tarla vc bahçelerin s u l a n m a s ı n a yarayan ve irat nev'indcn sularla 'tsale' tabirinin delâleti veçhi le kapalı yerlerde örtülü bulunan sular ve keza umunvun menfaati için olup ta fakat isale suretiyle getirilmemiş olan vakıf sular ve vakıf emlâk ve arazi dcrununda olup da şehir ve kasaba ve köylere isale edilmemiş olan sular ve bunların mevkufatı; kapatılan tekke ve zaviyelerde olduğu gibi umumun istifa desi için isale edilmemiş olup hususî mahiyette ve kapalı yerlerde bulunan sular ve bunların mevkufatı devrin şü mulünden hariçtir. Yalnız Nizamname nin 7. maddesinin sarahatine nazaran â b i d â t t a n madut olan sebiller, çeşme ve şadırvanlar devrolunan sular mcyanındadır." demektedirler. — Devredilecek Vakıf Sular — 7044 Sayılı Nizamnamenin ikinci maddesi devredilecek vakıf suları baş lıca d ö r t kısma ayırmıştır. Bunlar da sırasiyle: A — Doğrudan doğruya ve müstakilen b i r vakıf suretinde yapılmış ve ihtiyacâtı âmmeyi temine mahsus olan lar, B — Başka hayrat ile a l â k a d a r bu lunanlar, C — B a ş k a hayrat ile a l â k a d a r ol makla beraber vakfın evlât ve ensabına D — Başka hayratı olmamakla be raber muayyen m i k t a r ı veya fazlası m ü tevelli veya evlâda ait b u l u n a n l a r d ı r . Yine yukarıda (yazılı Nizamname nin 2 nci maddesinin) B , C ve D fıkra larında yazılı sular da Nizamnamenin 5 nci maddesinde yazılı o l d u ğ u ü z e r e i k i hal arzeder: 1 — Vakfın u m u n ı l v â r i d â t ı n d a n veya a k a r l a r ı n d a n su ıçın muayyen b i r miktar veya bir kısmı vâkıf t a r a f ı n d a n tefrik ve tahsis e d i l m i ş o l a n l a r d ı r k i bunlar vakfın b a ş k a c a h a y r a t ı o l d u ğ u na bakılmayarak, ikinci maddenin " A " fıkrasında muharrer olanlar g i b i bilâkaydü şart devrolunurlar. Su için muayyen akar, arazi ve sa ire gösterilmemekle beraber v a r i d a t t a n muayyen b i r kısmı sulara ait olan veya vâridâtı b i r nisbet ü z e r i n d e n t a k s i m i meşrut bulunan vakıfların v â r i d â t ı n ı n , her sene gayesinde tesbitinden ve masa rifi istihsal iyenin tenzilinden sonra ba kiyesi vâkıfın tayin ettiği ş e r a i t daire sinde taksim edilerek sulara ait m i k t a rı belediyeye veya ihtiyar meclislerine verilir. 2 — Su işleri için muayyen v â r i d â t gösterilmemiş veya u m u m î v â r i d â t üze rinden m a l û m nisbette hisse a y r ı l m a mış b u l u n a n l a r d ı r k i bunlar m ü l h a k vakıflardan ise muhasebeleri, mazbut 79 VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI vakıflardan ise idarenin kuyudu esas tutularak son on sene zarfındaki vari dat ve masarifi tesbit ve masrafın sula ra ait kısmı tefrik edilerek b i r senelik miktarı vasatisi, her sene ait olduğu be lediyeye veya ihtiyar meclisine maktuan evkaf idaresinden veya mütevellisi tarafından tediye olunur. — Nizamnamenin Devir İle İlgili Olarak Getirdiği İstisna Hük mü — Nizamnamenin devir ile ilgili ola rak getirdiği ( y u k a r ı d a maruz) esasla rın bir istisnasını 10 uncu moddesinde görmekteyiz. Zira, bu maddeye göre; Belediye ve köylere devri icap eden su ların mevkufatmdan sular h a k k ı n d a k i kanunun n e ş r i n d e n sonra evkafça nakte tahvil veyahut istibdal edilmiş bulu nanların bcdelâtının belediye ve köyle re devi-olunacağı yazılıdır. Şu halde maddenin mefhumu muhalifinden Su lar H a k k ı n d a k i Kanunun n e ş r i n d e n ev vel, belediye ve köylere devri icap eden suların m e v k u f â t ı n d a n vakıflaı-ca nak le tahvil veyahut istibdal edilmiş bulu nanların bedellerinin belediye ve köyle re dcvrolunmıyacağı a n l a ş ı l m a k t a d ı r . — Devirden M ü s t e s n a Tutulan Su lar ve Müessesatı — Nizamnamenin 6 ncı maddesi (Be lediyelere veya ihtiyar meclislerine) devirden m ü s t e s n a tutulan sular ve mücssesâtını ise ü ç gurupta toplıyarak gös termiştir k i onlar da ş u n l a r d ı r : A — Müstakil suyu olan vakıf de ğirmen ve hamamlar gibi vakfa ait akarların ihtiyacına veya tarla ve bahçe lerin s u l a n m a s ı n a yanyan irat nevinden sular ile bu e m l â k , arazi veya a k a r â t ı vakfiye derununda bulunan şehir ve köylere isale e d i l m e m i ş sular ve bunla rın mevkuf âlı; B — Mesdut tekke ve zaviyelerde olduğu gibi u m u m u n istifadesi için isa le e d i l m e m i ş h u s u s î mahiyette ve kapalı yerlerde bulunan sular ve mevkuf âtı; bunlanr C — Umumun istifadesi için yapıl mış, fakat isale suretilc getirilmemiş olan kuyular, küpler ve bunların mevkufâtıdır. — Devrolunan Haklar — Sular Üzerindeki Biz, bu hususta yukarıda Belediye ler ve Sular İdaresi ile Vakıflar İdaresi a r a s ı n d a çıkan ihtilâfların tarihî seyri ni belirterek geniş izahat vermiş oldu ğ u m u z d a n , burada sadece A l i Himmet Berki ve Sedat Ç u m r a h n ı n anılan Su H a k l a n adlı Eserinin Devrolunan Su lar üzerindeki haklar: başlığını taşıyan 81-82 nci sahifelerinde verilen izahatı buraya nakletmekle iktifa edeceğiz. Eserdo: "Vakfa veya fertlere ait olup be lediyeye devrolunan suların çeşmeler, evler, bağ ve bahçeler, hamamlar, han lar gibi h ü k m î ve hakikî şahıslardan muassasünlchleri yâni tahsis edildikleri mahaller olabilir. Nitekim bu kabil su larda böyle pek çok m ü k t e s e p haklar vardır. B u haklar gerek şartı vâkıf ve gerek b i r mukavele ve gerekse teamül olsun hukuken t a n ı n m a k lâzımdır. Bu nun içindir ki Sular Kanununun 7. mad desinde b u nevi hakların mahfuz oldu ğu tasrih o l u n m u ş t u r . " "Sular Kanununun dördüncü ve ni zamnamenin sekizinci maddesi muci bince suların tesis ve idame masarifi belediye ve köylerce temin ve tesviye edileceği gibi mevcudu tâdil veya ıslah suretiyle olsun ister bunların terkiyle b a ş k a c a temin ve isale suretiyle bulun sun getirilecek sulardan kadimdenberi mevcut veya yeniden yapılacak hayrat ile vakıf a k a r l a r ı n suları bedelsiz temin olunur. Bu ameliyeler için vakıflarda olduğu gibi bu sularda hisse ve hakları olanlardan tesis tâdil ve ıslah için b i r çey istenemez. .Nitekim b i r hâdisede Devlet Şûrası bu veçhile karar vermiş tir. (Danıştay 6. Daire 947/258)" denil mektedir.
© Copyright 2024 Paperzz