View/Open

VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI
Hasan GÜNERİ
Hayır müesseselerinin en ulvisi h i ç
şüphe yok k i cemiyette tefrik yapılmaksızın herkesin y a r a r ı n a vâkıfı tarafın­
dan hasr ve tahsis e d i l m i ş olan ve böy­
lece bugün dilimize doladığımız sosyal
adaletin yüzyıllar ö n c e emri hayra (ve
özellikle su gibi aziz o l , duasına nail
cimak için) k o ş a r a k giden ecdadımız
tarafından kurulan su yollarında, çeş­
melerde, ş a d ı r v a n l a r d a , kuyularda, su
kemerlerinde, menba sularında, su
bendlerinde ve su havuzlarında abide­
leştirildiğini gösteren su vakıflarıdır.
Vakıf yolu ile vücut bulan su hay­
ratları ve bu h a y r a t l a r ı n yaşatılması
için onlara gelir getiren vakıflara Mem­
leketimizin
her yerinde rastlamak
mümkündür.
Vakıfların
nizamnamesi
demek
olan vakfiyelerde bu vakıf sular hak­
kında da evvelâ vâkıfı tarafından gös­
terilen ş a r t l a r a riayet edilmesi gerekir.
Böyle b i r ş a r t yoksa o takdirde team­
üle göre hareket edilir. Yani vakıf su­
dan yararlanmada veya suya
tahsis
edilmiş bulunan gelirlerinin ne şekilde
sarfedileceğı konusunda b u g ü n e kadar
o yerde süregelmiş örf ve â d e t e bakı­
larak o yolda işlem yapılır.
c ü n u n Nazarî ve Amelî Hukuk Dâva­
ları adlı (1944 Baskı tarihli) Birin­
ci Kitabının 401 nci sahifesinde dc
belirtildiği ü z e r e ; "vâkıfın şartı, şariğin
nassı gibidir. B u ş a r t , â m m e c e ve bil­
hassa Vakıflar İdaresince m u t a ğ bir
kanun gibi tanınmalıdır. Çünkü, vâkıfın
ş a r t l a r ı n ı d e ğ i ş t i r m e k t e n büyük mah­
zurlar doğan. B i r defa şartın muhafaza
edileceğine emin olarak gözlerini kapa­
yıp giden hayırsever b i r vâkıfın arzu­
larına hürmetsizlik ve tecavüzdür.
Saniyen b i r kimse bir yeri elinyan her t ü r l ü ş a r t l a r a b a ğ l a m a k t a ha­
y a t ı n d a ilişilemez iken vefatından son­
ra o ş a r t l a n ihlâl etmek vebaldir. En
m ü h i m mahzur ise içtimaî b i r mahzur­
dur k i ş a r t l a r ı n her vakit kolayca tağ­
yir edilebileceğini
fiilen
müşahade
edenler hiç b i r vakit vakıf dediğimiz
emri hayra rağbet etmezler ve hayır
müesseselerine vakıf tarikiyle muave­
netten el çekerler. Binaenaleyh vâkıfın
ş a r t ı n a riayet en b ü y ü k amacımız ol­
malıdır."
Su vakıflarına ait müstakil vakfi­
yeler mevcut ise veya b u vakıflar diğer
vakıfları ihtiva eden vakfiyelerde gös­
terilmiş ise her i k i halde de vâkıfın bu
vakfiyelerdeki ş a r t l a r ı n a göre hareket
edilir.
Hatta a d ı geçen Profesör
anılan
Eserinin 401 - 402 nci sahifelerinde;
vakfın şartlarının tevliyet hali müstes­
na olmak üzere, vâkıfın bile h a y a t ı n d a
değiştiremiyeceğine işaret ettikten son­
ra devamla "vakfiyesinde tebdil salâhi­
yetini muhafaza ettiğini yazmış olduğu
takdirde dahi eski esaslara göre b i r de­
fa tebdil etmekle tağyir salâhiyeti bi­
ter; b i r daha kendisi bile tebdil ede­
mez. (Meğer k i merreten bade uhra)
kaydile ta'mim e t m i ş ola", demektedir.
Nitekim Yargıtay Eski Başkanlanndan Profesör Cevat A b d ü r r a h i m Gü­
Biz burada su vakıfları ile ilgili
olarak Vakıflar K ü t ü ğ ü n d e kayıtlı bu-
68
HASAN GUNCR*
lunan Sultan Abdülmecidin anneleri
Salihatı Nisvandan Bezmiâlen^ Valide
S u l t a n ı n Vakfiyesini bildirmekle ve Ka­
raman Beylerbeyi Murat Paşanm halen
Antalyada kâin Vakfma ait Vakfiyesi­
n i n î s t i d o s (Manavgat) ve Dodcn (Dü­
den) Nehirlerinin ıslahı ile ilgili kısmın­
dan ve son olarak Lâleli Sultan Mustafanın tstanbulda kâin Vakıflarına ve
H a y r a t ı n a getirilen sularla ilgili bulu­
nan Vakfiyesinin bazı
kısımlarından
bahsetmekle iktifa edeceğiz.
Kendisiyle iftihar ettiğimiz Bczmiâlem Valide Sultanın, Vakıflar Genel
Müdürlüğü Arşivinde 174/1464 kasa nu­
m a r a s ı n d a muhteşem bir cilt halinde
14 orijinal Vakfiyesi vardır. Bunlardan
H i c r i 1263 yılı Şubatının birinci günü
tarihile tanzim ve tescil edilen Bczmiâlem Guraba Hastahanesinin Vakfiye­
sinin 288 nci sahifesinde; Hastahane ve
müştemilâtının suyu ve su yolları hak­
kında aynen şunlar
söylenmektedir.
"
ve kanavâtına tebaiyetle üç masu­
ra mailezizi carii havi b i r bap Hasta­
hane ve ittisalinde kâin Camii şerifi
ve yekta kârgir hamam ve 9 bap dük­
kân
" denilmiştir.
Karaman Beylerbeyi Murat Paşa­
nm Vakıflar Arşivinde müsecccl (596
Numaralı Deflerin 67 nci sahife 57 nci
sıra Numarasında ve dolapla mahfuz
214/60 Numarada kayıtlı) cvasıtı Cemaziyel ulâ 982 tarihli Vakfiyesinin b a ş
taraflarında " müşarünileyh merhum
ve mağfur Murat Paşa Antalya Kasaba­
sında... b i r i Karahisar Kazasile Ma­
navgat Kazası arasında cari îstidos
namile m e ş h u r Nehrin
ve diğeri
Dizdar Alanı ortasından akan Doden
Nehrinin ıslahı için (bıraktığı) nukut
ve akardan sülüsü malinde tasarrufatı
nafiz
müebbet bir Vakıf olmak üze­
re vasiyyet etti
" denilmekte ve Vak­
fiyenin sonlarına doğru da
Vâkıf
....vakfedip m ü l k ü n d e n ihraç eylediği
dokuz bin g ü m ü ş dirhem mebaliğ (...
in) nemasmdan
Antalya Tevabiinden
tstanos beldesinde Camii Kebirin önün­
de Vâkıfın bina eylediği ve insanlar ara­
sında şadırvan denilen mahallin su mec­
rasını termim eden kimseye ü ç y ü z e l l i
dirhem tayin etti. Vc bundan artan faz­
layı ihtiyaç hasıl olursa m e z k û r su yo­
lunun tamirine sarf edilmesini... ş a r t
eyledi " denilmektedir.
Son olarak Lâleli Sultan Mustafanın Vakıflar K ü t ü ğ ü n d e mukayyet (642
Numaralı Defterin 5-6 sahifclerinde ka­
yıtlı 15 Muharrem 1178 t a r i h l i Vakfiye­
sinde " E d i m e k a p ı s ı haricinde Bay­
r a m p a ş a nam mahalde n ^ r h u m
vc
mağfurunleha Hatice Sultan
Çiftliği
kurbinde m ü c e d d e d e n hafrı abar ve.,
taşrasında paşa k ü n k ü t â b i r o l u n u r b i n
yüz elli adet k ü n k ve., y i r m i adet k u r ­
şun boru ile bostan derununda
vâki
merhum Mahmut Paşa Camii
Şerifi
Vakfı suyu... (na)... idhal ve canibi Vak­
fı h ü m a y u n l a r ı n d a n Vakfı m e r k u m e
yevmi dokuz b u ç u k akça mukataa hak­
kı mecra verilmek üzere ba'izni m ü t e ­
velli., icra ve dahili surda eski o d a l a r
mukabilinde S a d r ı â z a m esbak m e r h u m
Elhaç Ahmet Paşa Sarayı k a r ş ı s ı n d a kâ­
in Teraziden ifraz k a n a v â t ı n a tebaiyyet
ile mülkleri olan dokuz b u ç u k m a s u r a
ma'ilezizi (tatlı suyu) salifüzzikir L â l e ­
li Çeşme kurbinde kâin Camii Şerif şa­
dırvanına ve m u s l u k l a r ı n a vc
sebili
mezkûre ve imareti merkumeye i c r a
b u y u r d u k l a r ı n d a n sonra..." denilmek­
te ve devamla
Mcdinei Ü s k ü d a r d a
Ayazma Sarayı arazisinde k â i n C a m i i
Şerifin haremi ittisalinde k ö ş e d e i r v a y ı
atşân için mânendi aynı c i n a n ı ihya buyıırduklan çeşmei ruhu efzâ ve mrthalli
mezkûr İskelesi kurbinde Ayazma n a m
çeşmei ranâ ve m e n b a ı hayat
saffeti
nemalarını ve medinei merkume k u r ­
binde Çamlıca nam mahal havalisinde
mebu'edip hafrı abar ve k a n zeminden
inficâr vc.. kanavâtı m ü s e n n â t ile m u h rcz olup mesbuküzzikir Ayazma S a r a y ı
sahnında kâin Camii Şerif m u s l u k l a r ı '
na ve çeşmei mezbureyc ve zikricai Ha­
mamı rahat fezaya icra b u y u r d u k l a r ı
kanavâtına tebaiyyet vc sekiz masura
VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI
mai'lezizi memlukelerini.. ve yine Ev­
kaf» h ü m a y u n l a n m ü l h a k a t ı n d a n ol­
mak üzere medinei I s l â m b o l d a Valde
Hanı demekle ârif Han
mukabilinde
köşede Saka Çeşmesi ... ve ... Bogaziçinde... Paşabahçesi nam mahalde dahi ..
bir çeşmei ruhu efza icra ve bina ve...
itmam b u y u r d u k l a r ı .... asıl esası Ev­
kafı h ü m a y u n l a r ı olan sabtküzzikir Kızıltaş Mahallesinde Lâleli Çeşme kurbinde kâin Camii Şerif ve Medresei münife.. bermucibi hücceti şer'iye ve senedatı mer'iyye dahil emlâki sahibi hü­
mayunlarından olup..." denilmektedir.
— Memleketimizde ve Yavru Vatan
Kıbnstaki Su Vakıfları —
Vakıflar s a h a s ı n d a Otorite olan
Yargıtay Eski Daire
Başkanlarından
Ali Himmet Berki ile Eski Adalet Ba­
kanlarından Sedat Ç u m r a l ı Üstadın bir­
likte neşrettikleri Su H a k l a n adlı (1959
Baskı tarihli) Eserin Vakıf Sular başlı­
ğım taşıyan 40-41
nci
sahifelcrinde
Memleketimizde ve Yavru Vatan Kıbrısta k u r u b n u ş su vakıflarıyle ilgili olarak
şu izahat veriliyor. " B u bahisdc Padi­
şahların, saray m e n s u p l a r ı n m , Şeyhült s l â m l a n n ve Vezir ve Emirlerin su va­
kıfları zikre şayandır. İ s t a n b u l ' d a Fa­
tih Sultan Mehmet, K a n u n î Sultan SüAhmet Paşa ve K e t h ü d a Osman Ağa vaBeylerbeyi havalisinde Kavas Ahmet
Ağa çeşmeleri, Beykoz'da
Karakulak
Ahmet Ağa Suyu ve Alemdag'mda Nurbânu Sultanın ' t a ş delen suyu', Anka­
ra'da Şeyhül - İ s l â m Mehmet Efendi,
Bursa'da Şeyhül - İ s l â m
Kara-Çelebi
Zade Abdül-Aziz Efendi sulan ve çeş­
meleri; İ z m i r ' d e K ö p r ü l ü Zade Fazıl
Ahmet Paşa ve Kethude Osman Ağa va­
kıf sulan; K ı b r ı s ' d a E b û - Bekir Paşa,
Pertev Paşa. Ahmet Paşa ve S i l â h d a r
Ağa su vakıfları bu kabildendir. Bun­
ların bazıları diğer vakıfları ihtiva eden
vakfiyetlerde m ü n d e r i c ve bazılarının
müstakil vakfiyeleri mevcuttur."
" K a n u n î Sultan Süleyman'ın zama­
nında m ü s t a k i l b i r halde tanzim olunan
69
ve b a ş ı n d a tuğrası bulunan su vakfiye­
si; Vakıflar arşivinde 1388 numarada
kayıtlıdır."
"Her şeyden önce
delim k i asıl vakıf olan
ları,), çeşme, şadırvan,
gayrimenkullerdir. Su,
fiindcn m a d û d d u r . "
şu ciheti kayde­
kanavât (su yol­
kuyu ve benzerî
bunların mena-
"Su vakıflarından b a ş k a bazı yer­
lerde vakıf sıcak su, hamam ve kaplı­
caları v a r d ı r . "
"Vakıf Sular bahsinde Padişahla­
rın, Vezirlerin, Şcyhül-lslamların, Em i r l c r i n ve Saray mensubu ağaların su
vakıfları zikr ve tetkike şayandır."
— Sular ve S u l a r ı n t d â r e s l —
Yine aynı Müelliflerin sözü edilen
Su H a k l a r ı adlı Eserinin Sular ve Su­
ların İ d a r e s i başlığını taşıyan kısmında
(sahife 75-76 da) şu izahat verilmekte­
d i r " Â m m e menfaatine devlet tarafın­
dan temin ve akıtılan sulardan maada
İ s t a n b u l ' d a vakıf ve m ü l k olmak üzere
i k i nevi su mevcuttur. Bent suları, menba s u l a r ı " .
"Vaktiyle bu sulardan yarım masu­
ra veya daha ziyade alıp evlerine akıt­
mak isteyenlere muayyen bedel muka­
bilinde verilir ve suya mâlik olanlar bu­
nu ahare bey ve ferağ edebilirdi. Vakıf
sulara lemessüklerle ve m ü l k sulara
E y ü p Şer'iye mahkemesinden alman
Hüccet-i Şer'iyelerle tasarruf
olunur
ve ferağ ve intikal E y ü p Şer'iye mahke­
mesince icı-a edilirdi. 1252 tarihinden
sonra bu muameleler yâni ferağ ve in­
tikal muameleleri evkaf senedat daire­
sine havale o l u n m u ş t u r . "
"Vakıf sulara Vakıflar idaresince.
Belediyeye ait sulara Belediyelerce tâ­
yin olunan memur ve su yolcuları tara­
fından nezaret ve icabı halinde tamir
ve ıslah olunurdu. P a d i ş a h vakıflarının
su yolculanna Bölükbaşı vesair hayrat
su yolcularına Usta n a m ı verilir ve işin
b ü y ü k l ü ğ ü n e g ö r e lüzumu kadar su yol-
HASAN CtJNERl
70
cusu ve çırak kullanılırdı. Taşrada Be­
lediyelere ve Vakıflara ait sularda bu
kabil m ü s t a h d e m i n vasıtasiyle muha­
faza ve tamir ve ıslah edilmekte i d i .
Bunlardan başka İstanbul ve t a ş r a d a
suların muntazaman cereyanını temin
için mühendisler, keşif m e m u r l a r ı , ko­
rucular, çavuşlar, bent memurları var­
dı."
" İ s t a n b u l ' d a su memur vc müstah­
demlerine merci olmak üzere bir Su
Nezareti mevcuttu. (Sadi Nazım Nirven'in 1946 tarihinde neşrolunan İstan­
bul Suları adlı Eseri.)"
"1252 tarihinde Evkaf Nezareti teş­
k i l olunarak Su Nezareti Evkafa bağ­
lanmıştı. 1293 tarihinde Belediye Kanu­
niyle bu nezaret, masrafı Evkafa ait ol­
mak üzere Şehremaneti idaresine geç­
miş ve 1325 tarihine kadar Su Nezareti
Şehremanetine bağlı kalmış iken 1326
senesi Evkaf Nezaretine devr ve unva­
nı "Meyâh-ı Vakfiyye" (Vakıf Sular)
müdüriyetine tahvil o l u n m u ş t u r . "
— Vakıf Kırkçeşme Suyu —
Aynı Müellifler İstanbul Kırkçeş­
me suyu adiyle anılan Vakıf su hakkın­
da da sözü edilen Eserin 76 ncı sahifesinde şu bilgiyi vermektedirler. "Kırk­
çeşme suyu Sultan Süleyman cvkafındandır. Sultan Süleyman Han İstanbul'­
da bidayette kırk çeşme yaptırarak Büyükdere, Ortadere, Bakraç ve Belgrad
dere sularını bendler ve mecralar vası­
tasiyle çeşmelere akıtmış olması müna­
sebetiyle Kırkçeşme namını almıştır.
Sonra çeşmelerin adedi artmış padişah­
lar daha b a ş k a menbalar bularak ve
müteaddit bendler yaptırarak buralar­
daki sular aynı mecraya verilmiş ve
çeşme adedi çoğalmış ise de ismi değiş­
memiştir."
— Vakıf Menba Sulan —
Istanbulda Vakıf Menba Suları ola­
rak da bugün Vakıflar İdaresinin (kira­
ya vermek suretiyle çJdç ettiği) gelirle-
ri arasında önemli b i r y e k û n tutan b a ş ­
ta Taşdelen Vakıf Menba Suyu o l m a k
üzere, Karakulak ve Defneli Menba Su­
ları vardır.
— Sularla İlgili Kanun ve Nizam­
name ile Bunların T a t b i k a t ı n d a n Do­
ğan—
İHTİLAFLAR
10/5/1926 Tarihinde R e s m î Gaze­
tede neşredilmekle y ü r ü r l ü ğ e
girmiş
bulunan 831 sayılı Sular H a k k ı n d a Ka­
nun ile b ü t ü n suların ve bu arada yu­
karıda izahına çalıştığımız vakıf sula­
rın da doğrudan d o ğ r u y a Belediyelere
ve Belediyesi b u l u n m ı y a n yerlerde ise
Köy İhtiyar Meclislerine d e v r e d i l m i ş
bulunduğunu belirtmek isteriz. Y a l n ı z
bu devir keyfiyetiyle suyun ve b u suya
vakfedilen a k a r â t ı n vakfiyeti b e r t a r a f
edilmiş değildir. Ş u halde
yukarıda
açıklandığı üzere bu sular ü z e r i n d e de
vâkıfın şartına, şart yoksa t e a m ü l e gö­
re işlem yapılacaktır. Tekrar b e l i r t e l i m
ki anılan Kanun ile y a p ı l a n devir sade­
ce suların idaresine matuftur. N i t e k i m
Danıştay 5 nci Dairesinin 940/1847 sa­
yılı bir karan da bu g ö r ü ş ü m ü z ü te­
yit etmektedir.
Sonradan 12/8/1928 tarihinde Su­
lar Kanununun Sureti T a t b i k i y e s i n i
Mübeyyin (29/8/1928 t a r i h l i R e s m î Ga­
zetede neşredilmekle y ü r ü r l ü ğ e g i r e n )
7044 sayılı bir Nizamname ç ı k a r ı l m ı ş
olduğu gibi 1/1/1935 tarihinde de Sular
Kanununa ek olarak 2659 sayılı b i r K a ­
nun neşredilmiş ve keza
(22/2/1946
tarihinde) anılan Nizamnamenin 8 n c i
maddesini değiştiren (6/3/1946 t a r i h l i
Resmî Gazetede neşredildigi g ü n ü n er­
tesi günü yürürlüğe giren) 3/3819 sayılı
b i r Nizamname n e ş r e d i l m i ş bulunmak­
tadır.
Sayın Ali Himmet Berki ve Sedat
Çumralı, Su Hakları adlı Eserinde( sa­
hife 77 de) 831 n u m a r a l ı Sular K a n u ­
niyle suların idaresinin Belediyeye ve
Belediye olmıyan yerlerde ihtiyar mec-
VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI
Üslerine d e v r o l u n m u ş b u l u n d u ğ u n d a n
bahsile senclerdenberi Belediye ile Va­
kıflar İdaresi a r a s ı n d a devam edegelen
ihtilâfm böylece h a l l o l u n m u ş bulundu­
ğunu bildirmekte iseler de hakikatte b u
yöne değinen ihtilâflar( anılan i k i İ d a r e
arasında) h i ç b i r zaman son b u l m a m ı ş
ve anlaşmazlık Sular Kanununun neş­
rinden hemen sonra başlıyarak b u g ü n e
kadar b ü t ü n şiddetiyle devam etmiştir.
Hatta İ s t a n b u l ve Ankarada ayrı birer
tüzel kişiliği haiz olarak (yine Beledi­
yelere bağlı b i r şekilde) kurulan Sular
İdaresi daha da ileri giderek 1962 yılın­
da Istanbulda mevcut Vakıflara ait
(önceden 171 adet iken sonradan) 101
adet olarak belirtilen hayrat ve akarla­
rın sularını kesmek üzere harekete geç­
miş (Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü Hukuk
Müşavirliğinin V . M . 25 sayılı Dosyasıdır.) ve keza yeni Valde Hanı ile 4. Va­
kıf Hanın sulan kesilmiş ve m e z k û r
Hanlar ile Vakıf Guraba Hastahanesi
ve Tavaşî Süleyman Ağa, Kaliçeli Ha­
san Paşa, Çıracı Hasan ve Mahmut Paşa
Camilerinin de 1960 yılından beri su
bedelleri ö d e n m e d i ğ i n d e n ,
şimdilik
Hanların sularının kesildiği ve b i l â h a r a
Hastahane ve Camilerin de sularının ke­
sileceği tebarüz ettirilmek suretiyle i k i
İdare a r a s ı n d a mevcut anlaşmazlık had
safhaya getirilmiş b u l u n m a k t a d ı r .
İki İ d a r e a r a s ı n d a s ü r ü p gelen bu
su sorununa b i r ç ö z ü m yolu bulmak
amaciyle iş, evvelâ Danıştay Genel K u ­
rulunda g ö m ş ü l ü p 28/1/1937 tarihli ve
3/3 sayılı istişarî b i r karara b a ğ l a n m ı ş
ve bilâhara da (1962 yılında m e z k û r
vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n suları mev­
zuunda beliren anlaşmazlığın gideril­
mesi için) 3/11/1966 tarihinde İçişleri
Bakanlığında b u i k i İ d a r e ilgililerinin
de iştirakiyle m ü ş t e r e k b i r toplantı ya­
pılmış ise de b u soruna yine de kat'î
bir çözüm yolu b u l u n a m a m ı ş t ı r . Zira,
bu t o p l a n t ı d a (Belediyeler ve Sular
İdaresi y ö n ü n d e n ) v a r ı l m a s ı
istenen
anlaşmaya göre, kadim suyu olan vakıf
hayrat ve akarlara, kadim su m i k t a r ı
71
kadar bedelsiz su verilecek, bu miktar­
dan fazlası için bedel alınacaktır. An­
cak bu hususa Vakıflar İdaresi (aşağı­
da izah edileceği üzere Nizamnamenin
değişik 8 nci maddesinde yer alan açık
h ü k ü m k a r ş ı s ı n d a ) haklı olarak muha­
lefette b u l u n m u ş ve kadim suyu bulu­
nan vakıf hayrat ve akarlara ne kadar
su sarfedilirse edilsin, t a m a m ı n ı n bedel­
siz verilmesi tezini s a v u n m u ş t u r .
Kanaatimize göre; Vakıflar İdaresi
ile Belediyeler (ve Sular İdaresi) ara­
sında yıllarca süregelen bu su ihtilâfı­
nın böyle b i r prensip kararma varıla­
rak kesin şekilde halli (yine aşağıda
verilen izahat da nazara a l ı n a r a k )
m ü ı n k ü n değildir. Ancak Sular Hak­
kındaki Kanunun neşrinden bu yana
geçen 44 seneden beri t a h a d d ü s eden
bu ihtilâflardan da yararlanarak Ka­
nun yeni b a ş t a n ele alınıp anılan bu
İ d a r e l e r arasmdaki su sorununa sarih
olarak cevap verebilecek nitelikte, Ya­
sama Organınca çıkarılacak b i r Kanun­
la m ü m k ü n olacaktır.
Böylece bu su ihtilâfı İstanbul ve
Ankara Şehirlerinde; Vakıflar. İdaresi
ile (Belediye ve) Sular İdaresi arasın­
da ve sair Şehirlerimizde ise Vakıflar
İdaresi ile Belediyeler arasında (akıtıl­
makta olan suya vâki m ü d a h a l e n i n
men'i şeklinde) ya Mahallî Hakemler­
de ve Mahkemelerde veya akıtıl­
makta olan suyun
(Belediyelerce
veya Sular İ d a r e s i n c e ) kesilmesine
ilişkin olan işbu eylem ve işlem­
lerine karşı da bunların iptali dile­
ğiyle Danıştayda gerekli davalar açıl­
m a k t a d ı r . Açılan bu davaların (netice
itibariyle) b ü y ü k b i r kısmı Vakfın le­
hine s o n u ç l a n m a k l a beraber yine de bu
İ d a r e l e r a r a s ı n d a k i su ihtilâfı tamamen
halledilmiş değildir. Biz, burada Sular
H a k k ı n d a k i Kanunun neşrinden sonra
vukubulan su ihtilâflarının bazıların­
dan ve keza y u k a r ı d a sözü edilen Danış­
tay Genel Kurulunun 28/1/1937 tarihli
istişarî mahiyetteki k a r a r ı n d a n ve son
olarak İ s t a n b u l ' d a 101 adet vakıf hay-
72
rat ve akarlarının suyu ile ilgili ihtilâf­
tan kısaca bahsetmekle iktifa edeceğiz.
Şöyle k i :
ö r n e k — a) Ankara Belediyesi (o
zamanki adiyle Ş e h r e m e n e t i ) 1929 yı­
lında ( Ş e y h ü l - î s l â m Mehmet Efendi
Vakfından) Mazbut Şengül Hamamı­
nın suyu olmadığı iddiasiyle Hamama
akan suya m ü d a h a l e ve onu keserek
Vakıflar İdaresini ızrâr ettiğinden aley­
hine Ankara Asliye 2 nci Hukuk Daire­
sine (Hâkimliğine) vâki müracaat üze­
rine yapılan yargılama sonunda verilen
ve Temyiz tetkikatından da geçerek ke­
sinleşmiş bulunan 22/10/1930 tarih ve
929/1324 Esas, 388 Karar sayılı ilâm ile;
davalı Belediyenin, m e z k û r H a m a m ı n
suyuna vâki müdahalesinin men'ine ka­
rar verilmiştir k i kararın hülâsası şöy­
ledir : "
Mevzuu bahis h a m a m ı n vakfiyeti mübrcz ilâm ve Tapu senediyle
ve öteden beri suyun mevcudiyetide şahâdetle müsbet ve müeyyet olmasına
ve Sular Kanununun 7 nci ve bunun
suveri tatbikiyesini mübeyyin Nizam­
namesinin 8 nci maddeleri ahkâmına
binaen müddeialcyhin (yani Belediye­
nin) mezkûr hamamın suyuna vâki mü.
dahalesinin mcni'ne .... 22/10/1930 ta­
rihinde ... karar verilerek usulen tefhim
kılındı." denilmektedir.
ö r n e k — b ) Keza bu defa Ankara
Belediyesine bağlı olarak k u r u l m u ş olan Ankara Sular İdaresi de yine yuka­
rıda ö r n e k (a) daki mezkûr Vakıf Şen­
gül H a m a m ı n a akmakta olan suya saat
takmak ve bu suyun bedelini talep et­
mek suretiyle tekrar müdahalede bu­
lunduklarından Sular İdaresinin işbu
suya vâki müdahalesinin men'ine karar
verilmesi için Vakıflar İdaresi tarafın­
dan Sular İdaresi aleyhine Mahalli Ha­
kemde dava açılmış ve Hakemlikçe ya­
pılan tetkikat ve tahkikat sonunda (An­
kara 12 nci Asliye Hukuk Hâkimligincc Hakem sıfatiyle) verilen 19/10/1967
tarih ve 1965/94 Esas, 1967/64 Karar
sayılı ilâm ile "... 831 sayılı Kanunun 7
nci ve Sular Kanununun tatbik şeklini
gösteren Nizamnamenin 8 nci maddesinin açık hükümlerine göre d a v a c ı İda­
reye ait ve akar olarak işletilen hama­
mın suyunun parasız olarak verilmesi
icap etmesine,... Belediyece (Sular İda­
resince) getirtilen suyun h a m a m ı n ka­
dim suyuna karıştırılması veya k a d i m
su yerine sair menbalardan ve kuyular­
dan tedarik olunarak ş e h r e getirilen su­
lardan hamama su verilmesi d a v a c ı n ı n
Kanun ve Tüzükle muhafaza a l t ı n a alı­
nan hakkına halel getirmiyecegine... bi­
naen davalı Sular İ d a r e s i n i n . . . " Vakıf­
lar İdaresi adına kayıtlı Ş e n g ü l Hama­
mı namı ile anılan h a m a m ı n suyuna sa­
yaç takmak ve su p a r a s ı istemek sure­
tiyle vâki haksız m ü d a h a l e s i n i n men'i­
ne karar verilmiştir. B u karara k a r ş ı
Sular İdaresinin vukubulan itirazı da
keza aynı Hakemin 5/2/1968 t a r i h ve
aynı Esas ,Kaıar sayılı ilâmiyle redde­
dilmiştir.
ö r n e k — c) Vakıf A k a r l a r a para­
sız su verilmesi işi h a k k ı n d a V a k ı f l a r
İdaresi ile İçişleri Bakanlığı a r a s ı n d a
meydana gelen görüş farkı dolayisiylc
Resmî Gazetenin 15.3.1937 t a r i h ve 3554
sayılı nüshasında neşredilen D a n ı ş t a y
Genel Kuı-ulunun 28/1/1937 t a r i h
ve
3/3 sayılı olup istişari mahiyette bulun;!n kararına gelince D a n ı ş t a y , b u ko­
nuda o tarihlerdeki t e ş k i l â t ı n d a mev­
cut Tanzimat Dairesinin 3 noktada top­
lanan Mazbatasını kabul e t m i ş t i r k i iş­
bu kararın mesnedini teşkil eden Tanzi­
mat Dairesinin Mazbatası k ı s a c a şöyle­
dir. "... (Sular) Kanunun ( u n ) 7 nci
maddesi tahlil edilince g ö r ü l ü r k i kul­
lanılan suların muhassasuntehleri tâbi­
ri mutlak olup bundan yalnız h a y r a t ı n '
kasd edildiğini iddiaya i m k â n o l m a d ı ğ ı
ve suların muhassasunlehleri t â b i r i meyanına vakfa mensup a k a r â t ı n da dahil
olduğunu kabul etmek z a r u r î bulundu­
ğu cihetle Dahiliye Vekâletinin istinad
e t m i ş olduğu k e m a k â n k a y d ı n ı n birleş­
mesiyle maddeden ç ı k a r ı l a c a k
mâna
kanunun neşri tarihinde b u sulardan is­
tifade eden hayrat olsun, akar olsun va-
VAKIF SULAR VE SU VAKlRJKRI
kıf mahallerden para istenilmeksizin
s u İ a n n m temini isalesi nıctburiyctinin
belediyelere teveccüh edeceği merkezin­
de olacağı şüphesizdir. Ancak nizamna­
mede kabul edilen vaziyete nazaran b u
pek açık h ü k m ü n haricinde kalan ü ç
nokta v a r d ı r k i b u n l a r ı n kanunun ru­
huna muvafık olup olmadığmı tetkik
etmek icab eder.
1 — Yeniden yapılacak hayrat —
Hayrat mefhumunda umumun istifade­
sine açık b u l u n m a s ı şartı m ü n d e m i ç tc
lâkki olunabileceğine ve belediyeler
belde sakinlerinin m ü ş t e r e k ve n-ıcdenî
ihtiyaçlarını tanzim ve tesviye ile mü­
kellef bulunduklanna ve vakıf sular
bütün müessesesat ve menabii varidatile birlikte belediyelere devredildiği ci­
hetle vâkıf t a r a f ı n d a n yeniden yaptırı­
lacak hayratın s u l a r ı n ı n temini aynı
zamanda belediyeye müteveccih bir va­
zife mahiyetini iktisap edeceğine bina­
en yeniden y a p t ı r ı l a c a k hayrat hakkın­
da nizamnameye k o n u l m u ş olan hük­
mün kanunun ruhuna aykırı olmadığı
neticesine v a r ı l m ı ş t ı r .
2 — Evvelce mevcud ve vakıf su­
lardan müstefid iken harab olan ve b i lâhara vakıf t a r a f ı n d a n ihyacn v ü c u d a
getirilen akarlar — Bu nevi a k a r l a r ı n
esasen mamuriyet vakitlerinde vakıf su­
lardan istifade etmekle b u l u n d u k l a r ı n a
göre b i l â h a r a harab o l d u k l a r ı s ı r a d a
buralara su a k ı t ı l m a m ı ş olması b u ka­
bil vakıf m ü e s s e s e l e r için kanunen ka­
bul edilen h ü k m ü n iptalini m ü c d d i olamıyacağı cihetle b u n l a r ı n da k e m a k â n
kaydına dahil t e l â k k i edilerek belediye­
lerce sularının temini icabedeceği ka­
naati hası! o l m u ş t u r .
3 — Vakfın bütjin yeniden yaptıra­
cağı akarlar — Gerçi sular evkafın elin­
de k a l m ı ş olsa i d i bu kabil a k a r â t için
de vakıfın su p a a r s ı tediyesine mecbur
kalmaksızın istifade edebileceği düşünülebilirse de bunlar â m m e n i n ihtiya­
cına matuf o l m a y ı p evkafa varidat te­
dariki gayesini istihdaf ettiklerine göre
73
bunlara lâzımgelen suların teminine be­
lediyeyi mecbur etmek doğru olamıyacağı kanaatma varılmıştır.
Şu izahattan anlaşılacağı üzere vak­
fın yeniden yaptıracağı a k a r l a r ı n kanu­
nun yedinci maddesinin h ü k m ü haricin­
de olacağı düşüncesine göre nizamna­
menin sekizinci maddesinin b u dairede
değiştirilmesi muvafık olacağından Da­
hiliye Vekâleti ile (Evkaf) Umum Mü­
d ü r l ü k ( ğ ü ) a r a s ı n d a bu nokta üzerin­
de bir a n l a ş m a temini ile (7044 s a y ı h )
nizamnamenin sekizinci maddesinin de­
ğiştirilmesi yolunda b i r teklif yapıldığı
takdirde u s u l ü n e tevfikan neticelendirilmesi tabiî olup bu vaziyete göre işin
Büyük Millet Meclisine şevkine de ma­
hal kalmıyacagı d ü ş ü n ü l m ü ş t ü r . " şek­
lindedir. Her ne kadar sonradan Nizam­
namenin sekizinci maddesi 1946 yılın­
da değiştirilmiş ise de bu değişikUk da­
hi gerek y u k a r ı d a ve gerekse aşağıda
verilen izahata binaen i k i İ d a r e arasın­
da s ü r ü p gelen ihtilâfı çözmeğe kâfi
gelmemiştir.
ö r n e k — d ) Vakıflara ait îstanbulda mevcut olup (önce 171 adet iken
sonradan) 101 adet olarak belirtilen va­
kıf hayrat ve a k a r l a r ı n sularını kesmek
üzere İ s t a n b u l Belediyesi ile Sular İda­
resinin giriştiği işlem ve bu işlemle ilgi­
li olarak yapılan g ö r ü ş m e ve b u (ey­
lem ve) işlemlerin iptali dileğiyle açı­
lan davalar dolayisiyle Danıştayca ve­
rilen kararlara gelince.
1962 yılında (Istanbulda mevcut)
171 adet vakıf h a y r a t ı n (camiin) ve
a k a r l a r ı n suyunun kesilmesine m ü n c e r
olacak şekilde İ s t a n b u l Belediyesi ve
Sular İdaresi ile Vakıflar Genel Müdür­
lüğü a r a s ı n d a d o ğ a n ihtilâfla ilgili ola­
rak işbu vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n sula­
rı için 3/11/1966 tarihinde İçişleri Ba­
kanlığında ilgili İdarelerin yetkili tem­
silcilerinin de iştirakiyle m ü ş t e r e k b i r
toplantı yapılmış ise de Vakıflar İdare­
si anılan vakıf hayrat ve akarlara şim­
diye kadar olduğu gibi bundan sonra
da 831 sayılı Kanunun 7 nci ve Nizam­
namenin değişik 8 nci maddesine daya­
nılarak işbu vakıf hayrat ve akarların
sularının miktariylc bağlı olmaksızın
parasız olarak su verilmesi gerektiğini;
(Belediye ve) Sular îdaresi ise bahis
konusu 171 adet vakıf hayrat ve akarlan n ancak 70 adedinin vakıf suyunun
mevcut olduğunu ve bu itibarla da ge­
riye kalan ve evvelce suyu olmadığı be­
lirtilen 101 adet vakıf hayrat ve akarla­
ra ise su verilebilmesi için abonman
mukavelesi akdedilmesi gerektiğini ve
öte yandan bedelsiz verilecek su mik­
tarlarının sadece (muhassas su mikta­
riylc) mukayyet bulunması icap ettiği­
ni; aksi takdirde bu yerlere ait suların
derhal kesileceğini ifade etmişlerdir.
letmekle vazifeli İstanbul Sular î d a r e s i .
nin su imkânı b a k ı m ı n d a n daha m ü s a i t
bir duruma gelmiş b u l u n d u ğ u n u a y r ı c a
belirtmek isteriz.
Burada şunu arzetmek isteriz k i
831 sayılı Sular Hakkındaki Kanunun 2
ve 7 nci maddeleriyle bu Kanunun uy­
gulanışını gösteren Nizamnamenin (Tü­
züğün) değişik 8 nci maddesi birlikte
tetkik edilince görülür k i , bu maddele­
rin getirdiği hükümlerin hiç birinde,
vakıf hayrat ve akarata verilecek su,
miktarla takyit edilmemiştir, özellikle
İ94Ö yılında vukubulan Tüzük tadilinde
(Madde 8'de); vakıf hayrat ve akarlara
verilecek su, sadece (vakfın
evvelce
mevcut) vakıf sularına münhasır ol­
maktan çıkarılmış ve bu itibarla Mad­
dede (ister değişiklik yapılmak veya
düzenlenmek suretiyle olsun, ister es­
kileri bırakılarak yenileri meydana ge­
tirilmek suretiyle olsun akıtılacak su­
lardan... vakıflar yine parasız olarak
faydalanırlar.) denilmekle bu faydala­
nışın bir miktarla kayıtlı olmadığı açık­
ça belirtilmiştir.
İhtilâfa konu 101 adet vakıf hayrat
vc akarların hepsi 831 sayılı K a n u n u n
yayımından evvel mevcut olan hayrat
vc akarlardır. Bu husus tapu k a y ı t l a r ı ,
vakfiyeler vcsair vesaik ile s a b i t t i r . Ke­
za bunların hepsi; 831 sayılı K a n u n ile
Belediyeye devredilen vakıf sulardan is­
tifade etmekte olan hayrat ve akarlar­
dır. Bu konudaki cn b ü y ü k d e l i l , bahsi
geçen vakıf hayratın ( c a m i l e r i n ) vc
akarların hemen hepsinde mevcut o l a n
çeşmeler ve helalardır k i b u n l a r i ş b u
hayratın vc akarların suyu
olduğuna
kat'î birer delil teşkil eder. Z i r a , suyu
olmasa idi ne çeşme ve ne de h e l â y a p ı ­
lırdı. Esasen susuz vakıf cami y a p ı l m a s ı
da mutat değildir. Sular K a n u n u n u n 7
nci ve Tüzüğün değişik 8 nci maddesi;
Kanunun yayımından önce mevcut o l u p
da Belediyelere devredilen vakıf sular­
dan faydalanan vakıf hayrata ve akarla­
ra parasız su verilmesi m ü k e l l e f i y e t i n i
Belediyelere tahmil e t m i ş t i r . İ s t a n b u l
Belediyesi bu sulan bizzat idare etmese
ve kendisine bağlı olarak k u r d u ğ u Su­
lar İdaresine tevdi e t m i ş olsa d a h i , b u
kanunî mükellefiyetten kurtulamaz.
Esasen Vakıfların elinde bulunan
suların bunlara mahsus gelir kaynaklariyle birlikte Belediyeye devredilmesi
ile Belediyeler daha avantajlı bir duru­
ma girmişlerdir. Biz burada sadece yukanda adından bahsettiğimiz Bczmiâlem Valide Sultan Vakfından olan Tcrkos Gölü suyunun da Belediyeye devre­
dilmiş olduğunu ve böylece bu suyu iş-
101 adet vakıf hayrat ve a k a r l a r l a
ilgili ihtilâfta Vakıflar İ d a r e s i n i n sure­
ti iddiası şöyledir. Tüzüğün 8 nci mad­
desinden açıkça anlaşıldığına g ö r e b i r
vakıf hayrat veya akara Belediye vc
Köyleıcc parasız su verilebilmesi için
iki şart aranır. Bunlardan b i r i n c i s i ; b u
vakıf ve hayrat veya a k a r ı n . 831 sayılı
Sular Kanununun y a y ı m ı n d a n cvvci
mevcut olması, ikinci şart ise; 831 sayı­
lı Kanun ile Belediye ve K ö y l e r e dev­
redilen vakıf sulardan f a y d a l a n m ı ş o l ­
masıdır.
İzah edilen sebeblerle ( V a k ı f l a r
İdaresinin iddiası) zikredilen 101 adet
vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n hepsinin 831
sayılı Kanunun y a y ı m ı n d a n evvel mev-
75
cut olup, m e z k û r Kanun ile Belediyeye
devredilen vakıf sulardan faydalandıklarmm sabit b u l u n d u ğ u yolundadır.
3/11/1966 T a r i h l i m e z k û r toplantı­
da ittihaz edilen m ü ş t e r e k rapor özet
(ve sonuç) olarak vakıf sular için 3
noktada toplanan şu prensipleri ihtiva
etmekledir. Şöyle k i :
a) 831 Sayılı Sular Kanununun 7
ve Tüzüğün 8. maddesi gereğince, Ka­
nunun y ü r ü r l ü ğ e girdiği tarihte vakıf
suyu mevcut olan her b i r vakıf müesse­
seye bu m i k t a r ü z e r i n d e n Belediyece
(veya Sular İ d a r e s i n c e ) ücretsiz su ve­
rilmesini, bu miktardan fazlası için
mukaveleye b a ğ l a n a r a k tarife ile su ve­
rilmesinin,
b) 831 Sayılı Kanunun y ü r ü r l ü ğ e
girdiği tarihte vakıf suyu mevcut olma­
yan ilgili vakıf müesseseye ancak tari­
fe ile mukaveleye bağlı olarak su veril­
mesinin,
c) Vakıflar İdaresiyle mukavelesi
mevcut suların da y u k a r ı d a k i a ve b
fıkralarına göre işleme tabi tutulması­
nın,
Uygun olacağı y o l u n d a d ı r . Ancak
bu Rapora karşı Vakıflar Genel Müdür­
lüğü temsilcisi t a r a f ı n d a n "Devrolunan
vakıf sulardan faydalanılan vakıf hay­
rat ile akarlara p a r a s ı z su verilmesinde
miktar bahis mevzuu olamaz. Asıl olan
o hayrat ve a k a r ı n m u h t a ç olduğu su­
yun verilmesidir. Binaenaleyh eskiden
mevcut suyunun azlığından bahisle faz­
la sarfedilecek su için ü c r e t istenmeme­
si gerekir", denilmek suretiyle (Sular
Hakkındaki Kanunun ve Tüzüğün hü­
kümlerine uygun b i r şekilde) haklı olarak itiraz e d i l m i ş olduğu gibi Beledi­
ye temsilcisi de a n ı l a n Rapora
karşı
"831 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile
suyu bulunan vakfa ait, işlem suyun be­
dava verileceği kabul e d i l m i ş olması i t i bariyle, her hangi b i r sebeple suyu ke­
silmiş olması halinde o vakfa bedava
su verlimemesi iktiza etmektedir. Kal­
dı k i bu mevzuda Devlet Ş û r a s ı n d a der­
dest b i r dava b u l u n m a k t a d ı r . " demek
suretiyle Sular H a k k ı n d a k i Mevzuatla
b a g d a ş m ı y a n çelişik b i r itirazda bulun­
muştur.
Bizce; Belediyeler ve Sular İdare­
sinin, vakıf hayrat ve a k a r l a r ı n a akan
sulan kesip Vakıflar İdaresini abonman
mukavelesi y a p m a ğ a ve bedel karşılı­
ğında su vermeğe z o r l a m a s ı n d a k i en
önemli sebeblerden birisi de ihtilaflı
suların Vilâyet Hıfzıssıhha Komisyonu
k a r a r ı ile halkın sağlığı y ö n ü n d e n mah­
zurlu görülerek (bilfarz içinde koli ba­
sili b u l u n d u ğ u gerekçesiyle) kesilme­
sinden ibarettir. İşte buna dayanılarak
Belediyeler ve Sular İdaresi şahıslara
ve müesseselere para ile sattıkları baş­
ka b i r su menbamdan vakıf hayrat ve
akarlara parasız su vermekle y ü k ü m l ü
tutulamıyacaklarını ileri sürmektedir­
ler. Oysa k i 831 sayılı Sular Hakkında­
k i Kanuna eklenen 2659 sayılı Kanunun
8 nci maddesinin getirdiği h ü k m e
göre, kaynağı belediye sınırı dışında
bulunan suların kaynak ve y o l l a n n ı n
b a k ı m ı , k o r u n m a s ı , sıhhat
şartlarına
uygun b i r halde b u l u n d u r u l m a s ı ve gö­
zetimi (Sular İdaresinin de bağlı bulun­
d u ğ u ) Belediyelere ait olduğundan (bil­
farz içerisinde k o l i basili b u l u n d u ğ u
tesbit olunan suyun) ıslahı yoluna git­
mek ve hatta bu ıslah işlemi m ü m k ü n
oluncaya kadar da vakıf suyunu sağla­
mak Belediye ve Sular İdaresinin görev­
leri içinde b u l u n d u ğ u d n a n bu şekilde
ihtilaflı olan vakıf hayrat ve akarları­
na su verebilmek için Vakıflar İdaresi­
ni abonman mukavelesi y a p m a ğ a ve be­
del karşılığı su vermeğe zorlaması, su­
lar h a k k ı n d a k i mevzuata tamamen ay­
kırıdır. Netekim Danıştay 8 nci Daire­
sinin 19/12/1966 tarih ve 1966/442 esas
1966/3572 Karar sayılı; 17/4/1967 t a r i h
ve 1966/2995 Esas, 1967/1385 Karar sa­
yılı İçtihatları da b u g ö r ü ş ü m ü z ü ta­
mamen teyit etmektedir.
Ö r n e k — e) Belediyeler ve Sular
İdaresinin vakıf sularla ilgili mevzuata
76
HASAN CUNEfii
aykırı olarak tesis ettiği eylem ve işle­
min iptali için Vakıflar tdaresi tarafın­
dan (ve bu arada îl İ d a r e K u r u l u tara­
fından vakıf lehine verilen onama kara­
rına kai-şı bu defa alâkalı Belediye ta­
r a f ı n d a n ) Danıştayda açılan davalarda
verilen kararlar ise sırasiyle şunlardır:
1 — Bursa Vakıflar İdaresi ile
Bursa Belediyesi a r a s ı n d a görülen bir
davada; Danıştay 6 ncı Dairesince veri­
len 26/5/1949 tarih ve 48/996 Esas.
49/993 Karar sayılı kararla "... Sular
Kanununun 7 nci maddesi ve işbu ka­
nunun uygulanması şeklini gösteren tü­
züğün değişik 8 nci maddesi gereğince
vakfa ait olan suların Belediyelere dev­
redilmelerinden sonra bu sulardan vaktilc istifade eden vakıf akar ve hayrat­
larının parasız olarak istifadeleri gerek­
tiğinden davanın kabulü ile Belediyece
müesses muamelenin iptaline... karar
verildi." ği yazılıdır.
2 — İstanbul Vakıflar Başmüdür­
lüğü ile İstanbul Sular İdaresi arasın­
da görülen bir davada; Danıştay 6 ncı
Dairesince verilen 19/12/1966 tarih ve
1966/442 Esas. 1966/3572 Karar sayılı
kararla "... İstanbul Lâleli Camiine 11
masura Kırk Çeşme ve Halkalı Suyu
Vakfcdildiği 831 sayılı Sular Kanunu­
nun yürürlüğe girmesini müteakip bu
suyun belediyeye ve sular idaresine dev­
redildiği Camiin altı restore edilerek
çarşı haline getirildiği... anlaşılmıştır.
831 Sayılı Sular Kanununun tatbik şek­
line ait 7044 numaralı Tüzüğün 22 Şu­
bat 1946 gün ve 3/3819 sayılı kararla
değişik 8 nci maddesi, kanunun yayı­
m ı n d a n önce mevcut olup da dcvrolunan vakıf sulardan faydalanan vakıf
hayrat ile akarların sularının parasız
olarak verileceğini öngörmüştür... Bu
duruma göre kanunun yayımından ön­
ce mevcut olup. sonradan devrolunan
on bir masura vakıf suyu sebebi ile, bu
miktara m ü n h a s ı r olarak dâvacıya pa­
rasız su verilmesi gerekirken, suyun ke­
silmesi yolunda yapılan idari işlemde
mevzuata uyarlık görülmediğinden ip­
taline... karar verildi", ği yazılıdır. An­
cak bu kararın ( y u k a r ı d a
verdiğimiz
izahata ve özellikle Sular H a k k ı n d a k i
Kanunun 2 vc 7 nci maddeleri ile T ü z ü ­
ğün değişik 8 nci maddesinde
vazıh
h ü k m e göre) vakıf hayrat vc a k a r l a r a
parasız olarak verilecek suyun, m i k t a r ­
la takyit edilmiş b u l u n m a s ı hasebiyle
(Kararın sadece bu y ö n d e n ) h a t a l ı o l ­
duğunu da burada belirtmek isteriz.
3 — İstanbul Vakıflar B a ş m ü d ü r ­
lüğü ile İstanbul Belediyesi a r a s ı n d a
g ö r ü L n bir davada; Danıştay 8 n c i Dai­
resince verilen 14/7/1967 tarih vc 1966/
2995 Esas, 1967/1385 Karar sayılı Ka­
rarla "... 831 sayılı sular K a n u n u n u n 7
nci... Anılan kanunun uygulanma şek­
line ait 7044 sayılı lü/.ügün 22/2/1946
gün ve 3/3819 sayılı kararla d e ğ i ş i k 8
inci... (ve) ... 831 sayılı Kanuna 2659 sa­
yılı kanunla eklenen 8 nci madde h ü k ­
müne göre... davalının, dava
konusu
vakfa su verebilmek için d a v a c ı idare­
yi abonman mukavelesi y a p m a ğ a
vc
bedel karşılığı su vermeye z o r l a m a s ı
mevzuata aykırı o l d u ğ u n d a n , bu sebep­
lerle dava konusu k a r a r ı n iptaline.... ka­
rar verildi." ği yazılıdır.
4 — Afyon Belediyesi ile V a k ı f l a r
Genel Müdürlüğü a r a s ı n d a g ö a i l e n b i r
davada; Danıştay 8 nci Dairseince ve­
rilen 24/5/1967 tarih ve 1966/2327 Esas, 1967/1%2 Karar sayılı
Kararla
"... 831 sayılı Kanunun 7 nci ... ve i l g i l i
tüzüğün 8 inci maddesi... h ü k ü m l e r i ge­
reğince kapanan mcvlcvihanenin suyu­
nun 831 sayılı kanun uyarınca Belediye­
ye devredilmesi üzerine, sonradan ona­
rılarak yoksul öğrencilere yemek yedir­
mek için faaliyete geçirilen m u t b a ğ ı n
ihtiyacı olan sudan ü c r e t a l ı n m a m a s ı
yolunda Belediye E n c ü m e n i n c e verilen
kararda ve bu k a r a r ı onaylıyan İl i d a r e
Kurulu kararında mevzuata
aykırılık
bulunmadığından d a v a n ı n reddine ve
İl İ d a r e Kurulu k a r a r ı n ı n
onanması­
na,... karar verildi." ği yazılıdır.
VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI
— Vakıf Sularla tIglU İhtilâfların
Ç ö z ü m ü n d e B a ş v u r u l a n En ö nemli Maddeler
Sular H a k k ı n d a k i Kanunun ko­
numuzla çok yakmdan ilgili (ve bilhas­
sa Belediyeler ve Sular tdaresi ile Va­
kıflar İdaresi a r a s ı n d a y u k a r ı d a verilen
örneklerde yazılı su ihtilâflarının çözü­
m ü n d e b a ş v u r u l a n en önemli maddele­
ri olan) 1, 2, 4 ve 7 nci maddeleriyle bu
Kanunun tatbik suretini gösteren Ni­
zamnamenin 4, 7, ve değişik 8 nci mad­
desi ile 10 uncu maddesini ve keza Su­
lar Kanununa 2659 sayılı Kanunla ekle­
nen 8 nci maddeyi de buraya aynen nakletmekde fayda m ü l â h a z a edilmiştir.
Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 1 —
Şehir ve kas&balarla köylerde ihtiyacatı
ammeyi temine mahsus suların tedarik
ve idaresi belediye teşkilâtı olan ma­
hallerde belediyelere, olmıyan yerlerde
Köy Kanunu mucibince ihtiyar meclis­
lerine aittir .
Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 2 —
Gerek vakfa ait olsun ve gerek suveri
saire ile vücuda getirilmiş bulunsun
umumun istifadesine mahsus olarak şe­
hir ve kasabalara ve köylere isale edil­
miş suların idaresi, kâffei müesserat ve menabii varidatiyle birlikte
birinci madde veçhile belediye ve köy
ihtiyar meclislerine m ü d c v v e r ve mev­
dudur. Ancak Devletçe ve mahallî ida­
relerle belediyelerce mukaveleye mer­
but suların idaresi k e m a k â n mukavelâtı m a h s u s a l a r ı a h k â m ı n a tabi olacağı
gibi su ile b i r l i k t e d i ğ e r h u s u s a t ı hayriyeye ait olan vakıflar k e m a k â n evkaf
idaresi veya mütevellileri
tarafından
idare ve varidattan sulara ait olan his­
seler her sene evkaf idareleri veya mü­
tevellileri t a r a f ı n d a n belediye ve köy
ihtiyar meclislerine teslim olunurlar.
Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 4 —
Suların tesisi, isale, idame masarifi be­
lediye ve köylerce temin ve tesviye edi­
lir.
77
Sular H a k k ı n d a Kanun Madde 7 —
Müessesatı vakfiyeye veya efrada
ait olup idarei belediyeye dcvrolunan
suların muhassasunlehleri, bu sulardan
hissei iştirak tediyesine mecbur tutul­
maksızın k e m a k â n istifade ederler.
Nizamname Madde 4 — Vakıf su­
ların ve bunlara mevkuf akar, arazi ve
sairenin imar ve ihyası için sarfedilen
paralar a r a n ı l m a z .
Nizamname Madde 7 — Âbidâttan
madut olan sebil, çeşme ve şadırvan
suları belediyelere veya ihtiyar meclis­
lerine devredilen s u l a r d a n d ı r .
Nizamname Madde 8 — (22/2/1946
T. ve 3/3819 sayılı Kararla değişik) —
Kanunun yayımından önce mevcut olup
da belediyelere veya köylere dcvrolu­
nan vakıf sulardan faydalanılan vakıf
hayrat ile a k a r l a r ı n suları, belediyeler­
ce ve köylerce parasız olarak verilir.
Eskiden mevcut olup da vakıf su­
lardan faydalanmakta iken harap olan
ve somadan Vakıf İdaresince tekrar
yapılan vakıf hayrat ve akarlar da aynı
h ü k m e bağlıdır.
Belediyeler ve köylerce ister deği­
şiklik yapılmak veya düzenlenmek sure­
tiyle olsun, ister eskileri bırakılarak ye­
nileri meydana getirilmek suretiyle ol­
sun akıtılacak sulardan yukarıdaki fık­
ralarda yazılı vakıflar yine parasız ola­
rak faydalanırlar .
Nizamname Madde 10 — Belediye
ve köylere devri icap eden suların m.;vk u f â t m d a n sular h a k k ı n d a k i kanunun
n e ş r i n d e n sonra evkafça nakte tahvil
veyahut istibdal edilmiş bulunanların
bcdcIâtı belediye ve köylere devrolunur.
Sular Kanununa 2659 Sayılı Ka­
nunla eklenen Madde 8 — Kaynağı be­
lediye sınırı dışında bulunan suların
kaynak ve yollarının bakımı, korunma­
sı, sıhhat ş a r t l a r ı n a uygun b i r halde bu­
l u n d u r u l m a s ı ve idaresi için belediyele­
rin alacakları tedbir ve kararlara ve ye­
dinci madde h ü k ü m l e r i n e göre yasakla-
HASAN OUNCftl
7S
n n a aykırı hareket edenler h a k k ı n d a
belediye ceza vermek selâhiyeli, beledi­
ye sınırına bağlı olmaksızın kaynağa ka­
dar gider. B i r l i k k u r u l m u ş ise bu selâ­
hiyeli b i r l i k kullanır.
da menfaii mahsusa temin etmekte olanlar,
— Sular Hakkındaki Kanunun 2
ncl Maddesinin Tahlili —(De­
virden Hariç ve Dahil Olanlar)
Yukarıda ( A ) fıkrasında yazılı su
vakıflarına ait akar, arazi, e ş ç a r vc tenmiyesi meşıaıt nutuk • peşin tahsil edil­
miş ve kanunun n e ş r i n d e n
muahhar
m ü d d e t e ait b u l u n m u ş bedeli i c a r l a r
da dahil olduğu halde — c ü m l e s i kontrato, deyin senedatı, tapu e v r a k ı g i b i
vesaikile ve b ü t ü n hukuk vc vecabilc
birlikte belediye veya ihtiyar meclisle­
rine Nizamnamenin 3 ü n c ü maddesine
göre dcvrolunarak gerek sular, gerek
akarât ve mücssesât ( t a m a m e n )
bu
namlara tashihan vc tedbilen
tapuya
rapdedilmişlcrdir.
Su H a k l a r ı adlı m e z k û r Eserin Mü­
ellifleri, Sular H a k k ı n d a k i Kanunun 2
nci maddesini (sahife 78-79'da) şöyle
tahlil etmektedirler:" 'Umumun istifa­
desine mahsus olarak' kaydından anla­
şıldığı üzere müstakil suyu olan vakıf
d e ğ i r m e n ve hamam gibi vakfa ait akar­
ların ihtiyacına veya tarla vc bahçelerin
s u l a n m a s ı n a yarayan ve irat nev'indcn
sularla 'tsale' tabirinin delâleti veçhi­
le kapalı yerlerde örtülü bulunan sular
ve keza umunvun menfaati için olup ta
fakat isale suretiyle getirilmemiş olan
vakıf sular ve vakıf emlâk ve arazi dcrununda olup da şehir ve kasaba ve
köylere isale edilmemiş olan sular ve
bunların mevkufatı; kapatılan tekke ve
zaviyelerde olduğu gibi umumun istifa­
desi için isale edilmemiş olup hususî
mahiyette ve kapalı yerlerde bulunan
sular ve bunların mevkufatı devrin şü­
mulünden hariçtir. Yalnız Nizamname­
nin 7. maddesinin sarahatine nazaran
â b i d â t t a n madut olan sebiller, çeşme
ve şadırvanlar devrolunan sular mcyanındadır." demektedirler.
— Devredilecek Vakıf Sular —
7044 Sayılı Nizamnamenin ikinci
maddesi devredilecek vakıf suları baş­
lıca d ö r t kısma ayırmıştır. Bunlar da
sırasiyle:
A — Doğrudan doğruya ve müstakilen b i r vakıf suretinde yapılmış ve
ihtiyacâtı âmmeyi temine mahsus olan­
lar,
B — Başka hayrat ile a l â k a d a r bu­
lunanlar,
C — B a ş k a hayrat ile a l â k a d a r ol­
makla beraber vakfın evlât ve ensabına
D — Başka hayratı olmamakla be
raber muayyen m i k t a r ı veya fazlası m ü ­
tevelli veya evlâda ait b u l u n a n l a r d ı r .
Yine yukarıda (yazılı Nizamname­
nin 2 nci maddesinin) B , C ve D fıkra­
larında yazılı sular da Nizamnamenin 5
nci maddesinde yazılı o l d u ğ u ü z e r e i k i
hal arzeder:
1 — Vakfın u m u n ı l v â r i d â t ı n d a n
veya a k a r l a r ı n d a n su ıçın muayyen b i r
miktar veya bir kısmı vâkıf t a r a f ı n d a n
tefrik ve tahsis e d i l m i ş o l a n l a r d ı r k i
bunlar vakfın b a ş k a c a h a y r a t ı o l d u ğ u ­
na bakılmayarak, ikinci maddenin " A "
fıkrasında muharrer olanlar g i b i bilâkaydü şart devrolunurlar.
Su için muayyen akar, arazi ve sa­
ire gösterilmemekle beraber v a r i d a t t a n
muayyen b i r kısmı sulara ait olan veya
vâridâtı b i r nisbet ü z e r i n d e n t a k s i m i
meşrut bulunan vakıfların v â r i d â t ı n ı n ,
her sene gayesinde tesbitinden ve masa­
rifi istihsal iyenin tenzilinden sonra ba­
kiyesi vâkıfın tayin ettiği ş e r a i t daire­
sinde taksim edilerek sulara ait m i k t a ­
rı belediyeye veya ihtiyar meclislerine
verilir.
2 — Su işleri için muayyen v â r i d â t
gösterilmemiş veya u m u m î v â r i d â t üze­
rinden m a l û m nisbette hisse a y r ı l m a ­
mış b u l u n a n l a r d ı r k i bunlar m ü l h a k
vakıflardan ise muhasebeleri,
mazbut
79
VAKIF SULAR VE SU VAKIFLARI
vakıflardan ise idarenin kuyudu esas
tutularak son on sene zarfındaki vari­
dat ve masarifi tesbit ve masrafın sula­
ra ait kısmı tefrik edilerek b i r senelik
miktarı vasatisi, her sene ait olduğu be­
lediyeye veya ihtiyar meclisine maktuan evkaf idaresinden veya mütevellisi
tarafından tediye olunur.
— Nizamnamenin Devir İle İlgili
Olarak Getirdiği İstisna Hük­
mü —
Nizamnamenin devir ile ilgili ola­
rak getirdiği ( y u k a r ı d a maruz) esasla­
rın bir istisnasını 10 uncu moddesinde
görmekteyiz. Zira, bu maddeye göre;
Belediye ve köylere devri icap eden su­
ların mevkufatmdan sular h a k k ı n d a k i
kanunun n e ş r i n d e n sonra evkafça nakte tahvil veyahut istibdal edilmiş bulu­
nanların bcdelâtının belediye ve köyle­
re devi-olunacağı yazılıdır. Şu halde
maddenin mefhumu muhalifinden Su­
lar H a k k ı n d a k i Kanunun n e ş r i n d e n ev­
vel, belediye ve köylere devri icap eden
suların m e v k u f â t ı n d a n vakıflaı-ca nak­
le tahvil veyahut istibdal edilmiş bulu­
nanların bedellerinin belediye ve köyle­
re dcvrolunmıyacağı a n l a ş ı l m a k t a d ı r .
— Devirden M ü s t e s n a Tutulan Su­
lar ve Müessesatı —
Nizamnamenin 6 ncı maddesi (Be­
lediyelere veya ihtiyar
meclislerine)
devirden m ü s t e s n a tutulan sular ve mücssesâtını ise ü ç gurupta toplıyarak gös­
termiştir k i onlar da ş u n l a r d ı r :
A — Müstakil suyu olan vakıf de­
ğirmen ve hamamlar gibi vakfa ait akarların ihtiyacına veya tarla ve bahçe­
lerin s u l a n m a s ı n a yanyan irat nevinden
sular ile bu e m l â k , arazi veya a k a r â t ı
vakfiye derununda bulunan şehir ve
köylere isale e d i l m e m i ş sular ve bunla­
rın mevkuf âlı;
B — Mesdut tekke ve zaviyelerde
olduğu gibi u m u m u n istifadesi için isa­
le e d i l m e m i ş h u s u s î mahiyette ve kapalı
yerlerde bulunan sular ve
mevkuf âtı;
bunlanr
C — Umumun istifadesi için yapıl­
mış, fakat isale suretilc getirilmemiş
olan kuyular, küpler ve bunların mevkufâtıdır.
— Devrolunan
Haklar —
Sular Üzerindeki
Biz, bu hususta yukarıda Belediye­
ler ve Sular İdaresi ile Vakıflar İdaresi
a r a s ı n d a çıkan ihtilâfların tarihî seyri­
ni belirterek geniş izahat vermiş oldu­
ğ u m u z d a n , burada sadece A l i Himmet
Berki ve Sedat Ç u m r a h n ı n anılan Su
H a k l a n adlı Eserinin Devrolunan Su­
lar üzerindeki haklar: başlığını taşıyan
81-82 nci sahifelerinde verilen izahatı
buraya nakletmekle iktifa edeceğiz. Eserdo: "Vakfa veya fertlere ait olup be­
lediyeye devrolunan suların çeşmeler,
evler, bağ ve bahçeler, hamamlar, han­
lar gibi h ü k m î ve hakikî şahıslardan
muassasünlchleri yâni tahsis edildikleri
mahaller olabilir. Nitekim bu kabil su­
larda böyle pek çok m ü k t e s e p haklar
vardır. B u haklar gerek şartı vâkıf ve
gerek b i r mukavele ve gerekse teamül
olsun hukuken t a n ı n m a k lâzımdır. Bu­
nun içindir ki Sular Kanununun 7. mad­
desinde b u nevi hakların mahfuz oldu­
ğu tasrih o l u n m u ş t u r . "
"Sular Kanununun dördüncü ve ni­
zamnamenin sekizinci maddesi muci­
bince suların tesis ve idame masarifi
belediye ve köylerce temin ve tesviye
edileceği gibi mevcudu tâdil veya ıslah
suretiyle olsun ister bunların terkiyle
b a ş k a c a temin ve isale suretiyle bulun­
sun getirilecek sulardan kadimdenberi
mevcut veya yeniden yapılacak hayrat
ile vakıf a k a r l a r ı n suları bedelsiz temin
olunur. Bu ameliyeler için vakıflarda
olduğu gibi bu sularda hisse ve hakları
olanlardan tesis tâdil ve ıslah için b i r
çey istenemez. .Nitekim b i r hâdisede
Devlet Şûrası bu veçhile karar vermiş­
tir. (Danıştay 6. Daire 947/258)" denil­
mektedir.