VAKIFLAR TARİHÎNDE: TOSYA HÜSEYİN SIDKI KÖKER Sanayi Bakanlığı Enerji" Dairesi Reisliğinde Uzraan r • T o s y a » vakıflar tarihî için zenbir melerdir. Yerüstü ve yeraltı âbi«e şâhideleri boldur. R o m a ve ft i t « n s kalmtılanndan epeycelcri ilBVCUttur. Fakat, sosyal ve ekonomik şğlşOKktde, tabiî âfetler sebebiyle sık f» (ok değişiklikler olmuştur. B u yüz| | K <k tarihî vakıfların yerlerini tesHt^ ^ gttçfeşmiştir. Yazımızda görıUecek jgli)dAlttU hükümlerde, bir zaruret amllid^ gerektir.. zuu o l m u ş l a r d ı r . 1914 ( R u m î 1330) da ş e h r i n b i r t a r a f ı , 2 yıl sonra da o b i r gecesinin y a n m ı ş ve 1943 deki büyük m ı n t ı k a v î depremde de k a l a n ı n ı n tama m e n denecek derecede y ı k ı l m a s ı , netice de ş e h r i n yeniden t e ş k i l â t l a n m a s ı , arzett i ğ i m değişikliği u m u ı n î l e ş t i r m i ş t i r . I T o s y a'daki vakıfların önemi, ç©. bolluğuyla t s f e n d i y a r Ogulirı devrini takip eden O s m a n l ı tttÂi ululanndan bir haylisinin eserler tjmdomş olmasındadır. Bunların da ço1^ ya yok ohnuş, ya hüviyyet degiştirınİş olduklan için, tam birer tarih mev t Bu itibarla tetkik yazılanmızda T o s y a vakıfları t a r i h i eşelenirken, ş e h r i n evvelki d u r u m u da dile g e l m i ş ola c a k t ı r , î m k â n ve k a y n a k l a r ı m ı z m ü s a i t o l d u ğ u nisbette h a t â d a n k a ç ı n m a ğ a ça lıştığımızı, b u n u yaparken de en k ü ç ü k k a y ı t ve vesiKalan i h m a l etmediğimizi i ş a r e t etmek isteriz. O k u y u c u l a r ı n , b u ş a r t l a r a g ö r e emek ve eseri değerlendireceklerini umuyo ruz. Tosy&'da A b h â n e ve S a k a h  n e lenin, a d ı n ı t a ş ı m a k t a o l m a s ı , i n ş a s ı ta rihi ve k a y ı t l a n b u l u n a m ı y a c a k kadar eskiliği, şehrin göbeğini doldurması. P ı n a r M e s c i d i v u k û ' â l ı , b u te' sisin t a h r i r tablosuna i ş l e n m e s i (*), ger e k b u , gerek A ş a ğ ı ve Kuyumc u a d l a r ı y l a a n ı l ı p t a n ı n a n digeı i k i pı n a r ı n t a h r i r ve vakıf k a y ı t l a n n d a m ü s t a ' t cValrfkı Vtlid Mukbil b»r&-yı 'Abhin» ve k i l b i r i ş a r e t almamalan... g i b i deliller bizi Mİnlılıı» ¥• tmam v* mOmziıvI Mncid-i Pınar b ö y l e b i r h ü k m e sevk etmektedir. Gern Çtrtğ-ı Ctmi' «*• «*vllyy»t v* nnint v» ta'am MM ııkf* vtkt MOb Pın«rbatı MMCİCU İmamı « «NafeJ Tosya'da Pınar Matcidl dlmoklo «• «flaaM U i w hatim iilâvar IdOb m ^ l « » ı ma'rOf masctdin bazı vakıf yiriori» varmıj. «Ka •MUnum ribhlndan kıricar ak«* virlIOb v« 6». dimden vakfiyyct Ozro tasarruf olagalml$ v* on Uıtaa iMrammltına on <ba| akç* v* f*rrâta lwk dec* «» mOftavallly» ytts b»t akga v» cSml'd* pir« baS 'SyO vakf4 fcadtnv4 m«8cId-4 meıkOr VMiM Bd ftrISa kırk ak«« v ta'âma doktan baş tmlf. H&llyS imam mavISna Nu'man İmam. 'Attk» •ki» ta>)|| IdOb Ramazanda vaya Kadtr «Icosin. B W B M «ultlnt bor mftcolM MfrA (Sabife: 118). 4» la'Im IdOb ttcl Hatim dıCası Idolar diyO şart S e f a H a 11 f «: Sahife 122 de 1000 akçe; I M | A r . Bor^nOeab-i vakıfnâma faar^nöoabl ^ Kayıtlarda bir «Abhâne ve Sakahâ^ » görülür. Bu, nerededir, hangi tarih te kim veya kimler yaptırmıştır? Açık bir bejnnı yok. tstidlâl ettiğimiz ba'zı vasıf lın (') gözönüne ahrsak. bu te'sisin T a ş l ı P ı n a r denen anıt olabilecel^e hükmedebiliriz. Bulunduğu mahal- 'attb» (Tapu K. U. Md. Kuyûâ-t kadime *n. Det No: 078,«. 122 Tttttı: H. 967 - M. 1879 • m.) 'A y n t K a d ı : lOOOp akçe. P e r i K a d ı : Salıife 122 d« 2000 akfie vakf etmişler. Şsrtlannı almıyoruz. 258 HÜSEYİN SIDKI SÖKER çi bu gün P ı n a r M e s c i d i de yoktur (»). İleride bundan da aynca bahsedeceğiz. Yukandaki Abhftne ve Sakahâneyi biz. Taşlı Pınar, Yukan Pınar denen pv nar olarak kabul ediyoruz. Gür olan SUP yu bir çok yerlere hususi mecralarından dağıldığı gibi. mahalle halkı kaplannı dol durarak ve gelip gidenler içerek istifade ederlerdi. îsfendiyar oğullanndan ikind İbrahim Bey'in yaptırdığı çarşı içindeki Büyük Hamamm, Abdürrezzak Câmi'i önünde iken şhndi cümle kapısı önüne nakledihniş olan şadırvan ile Pazar Câr mi'i yanındaki şadırvamn sulan bu pı nardan gelirdi. Bu sebeple, bu ad, ancak bu pınara yakışıyor. Şehrin güneyinde Aşağı Pınar, bir kaç kilometre doğusunda da Kuyumcu Pman denen iki pınar daha varsa da, ge rek sulan, gerek hizmetleri ölçülemiyecek derecede kısır ve bakımsızdırlar. Şimdi şehir dışma kaldırılmış olan Tabakhânenin su ihtiyacı da Tash Pı nardan karşılanırdı. Tabakhâne, Pmarla Kuru Çay ve Pı narbaşı Cami'i arasında sıra dükkânlar ve iş yerleri halinde çarşı içine kadar di zili idi. Cami'in kıblesinin solunda dış tarafta taş bir oluk, iki büyük çeşmesin den bol bol su saçar. Onun da solunda tek çeşmedk işliklere su akıtırdı. Ayn mecralarla pmardan aynca giden sular da vardı. Taş oluktan ve işliklerden boşa lan sular, ayaklar halinde Kuru Çaya dö külürdü. Pmann ön tarafmda bir Çamaşırhânesi vardı. Etrafı yüksek ve kalın duvarlarla çevrili, kapısı ağzında Kara göz türbesi, içeride uzun bir müstatil şeklinde yontulmuş mermer taşlardan ya pılmış yıkama yeri, dışanda pmann su yunu Çamaşırhâneye veren bir hayvan sulağı bulunuyordu. . Pmann, Çamaşırhâ- ne kısmı bu gün, şehrin Termik santralı olmuştur. Hayvan sulağı ile Çamaşırh&ne duvannda dikkati çeken bir de kitâbe var dı. Şekillerden ibaret, yazıdan yoksun^ anlanu henüz meçhul olan bu kitâbe, şimdi Kastamonu müzesinde imiş. Eskilerin deyimiyle T a ş l ı p ı. n a r'm hudutlarım belirtmeye lüzunu yoktur. Gurr©.i Safer. 1174 (M. 1760) tarihli bir kayıtta (Hurufat: 1127 V . K . Arş.) şöyle deniyor: Ulemâ ve sulehâ Şer'iye Mahkeme^ sinde. Kadı huzurunda toplandı. Debbaghane çeşmeleri kimsenin malı değildir. Bu çeşmelerden sular, boşa ve ç a y a akı yor. Halbuki, Musallâ ve civarında ç e ş me yok. Halk, abdest v.s. ihtiyaçlan için su bulamıyorlar. Kendi güzel m a l l a n m ı z dan harcayarak, bu ihtiyacı karşılamak istiyonız. H a c ı H a s a n , b i r ç e ş m e yaptı. MütevelliÜğinl de ona vermeliyiz. Buraya pmardan ve Debbaghane ç e ş m e lerinden su verilmesini dilemişler. K ar dı M e h m e t E m i n arzı ile be rat veriUniş. Bu kayıtta geçen (Musallâ) neresi dir, bu gün ne haldedir?: Musallâ, «Namazgâh» diye anıhrdı. 40 sene önceye kadar Cum'a, Bayram na mazları kılmdjğı, hattâ vaazlar verildiği oluyordu. îçinde hem taş minber, hem ce naze taşı (Musalîâsı) vardı. Etrafı yük sek duvarlarla çevriliydi. Saha, t b n i S e l i m M a h a l l e s inin Çarşıya inen yol sağındaki eski Rüşdiye, şimdi Fevzi P a ş a O k u l u önünden Demirciler dükkânlanna kadar uzayan müstatil şekilli, üstü açık genişçe bir yer dir. Şimdi minber ve musalîâsı k a l k m ı ş , okulun spor alam hizmetine tahsis edil miştir. Kayıtta sözü geçen çeşme veya çeş melerin kitâbe veya başka işaretleri olma » P 1 n a r ve Ko t % a. a MescJdlert. dığı için, gördüğüm çeşmeleri kaydediveve iJciooiaia bir de mektebi ü«. 'A t â veya receğim: A t a b e y C t m i'i iki tarafmda yer A Eski Rüşdiye mektebi, Hıdırlık ö n ü n misti. Mescid ve CimV 13^6. <H. 1914) de l^yttk de, Demirciler ve Musallâ ( N a m a z g â h ) ü s yangmda yanmış kalan yıkümiR yerleri ftnar tünde, bu iki yer arasındaydı, harapçaydı^ pUmy]» meskenlere »tılmiff, satılmı» n evl» yapılmıyttr. -.m Yanından çarşıya inen yol tarafında ü s t ü V A K I F L A R TARÎKİNDE TOSYA : 2 259 apk bir toprak koridor, yol tarafında iki d i ğ e r b i r c a m i ve i k i s i n i n a r a s ı n d a Kara l ı p ı hdA, karşısında mektebin birinci ka b a ş ş e y h tekye ve t ü r b e s i v a r d ı . H e r üçü tma çıkan beş basamaklı bir merdiven, n ü n de vakfiyeleri y o k t u r , k a y ı p t ı r ve tes ^okak düvannda açık küçük yalaklı bir, c i l de e t t i r i l m e m i ş t i r . î n ş a , tamir, yenile duvarın dış tarafında da iki ahşap oluğa me t a r i h l e r i g i b i v u k û a t k a y ı t l a n da bu Fiİekeden akan iki su, bağlara giden l u n m a m a k t a d ı r . Diğer v u k û ' a t k a y ı t l a n ^ u n Hıdırhk tarafında ve mahalle yolu ise d o y u r u c u değildir ( ' ) • B u i k i cami'den köşesinde de bir küçük taşoluga akan ç e ^ b i r i s i ( K â r g i r ve T a ş Minareli o l a n ı ) . Ma g^e vardır. halle Cami'i, ö t e k i Tabakhane Cami'i ve Tahminen 50 yıl kadar önce. Namaz- ya Mescid'i diye anılırdı. Son 50 yıl için jftb ayaklanması olmuştu. Orada oyun ver de, b ü t ü n cihetlerini ü z e r i n e a l m ı ş oldu mekte olan bir trup veya gurup, k a p ı l a n ğ u için. Mahalle Cami'ine, «Dereli H o c a » kapatmış, seyircilere bilet satmaya başla- Hasan E f e n d i Cami'i diye a d l a n d ı r ı l m ı ş t ı . mışü. Parasız cünbüş seyretmeğe alışmış Ü s t ü mektep olan c a m i ' i n b â n i s l , bir kısım insanlar, «Orası ibadet yeri. Da vul çalınıp Zuma öttürülmez.» yaygaırasıy- A t a b e ğ Gazi (*) olduğu anlaşılıyor. ftı şehre yayılıp halkı ve sözerlerini topla B u zat, eski Kastamonu «Beğ» lerinmışlar, önlerine katmışlar, Namazgâh ka- dendir. B u zatın Sazovasında, K u ş ç u l a r ptlannı zorlayıp yüksek duvarlardan aşıp k ö y ü ile K a l ' a denilen harabe ( • ) arasınfi S i 1 1 _ « S T h U t l e r g e l m i ş , olayla i l p l i olanC T e v k t f e d e « k Kastamonu'ya lan . _gönderlan ıcv*.ıı . . . . mişler. orada muhakemeleri yapılmıştır *. Tash Pmar, hem bulunduğu mahalle ye, hem pek yakınındaki bir cami'e adını vermiştir (•). Tash Pmar'ın kuzey batısına ve Tabakhftnenin baş taraflannda bulunan ah şap, üst katı mektep olan cami, (•) ile, aym pmar'ın kuzey doğusundaki kârgir n » » " " ™ " Ç e l e b . Mahallesmde b a h ç e l e n n d=n Kastamonu da vak.f a r a ^ ı s m d e „ bahseden k a y ı t ve vesikalar ( " ) gorduk. Sozu geçen c a m i ve S a k a h â n e için İ m a m i y e t i K a s t a m o n u k a z a s ı n d a , «Karye-i Kuzyaka'da G ö n ç y e r i « l u çiftlik» i n i vakfetmiş » Fakat; Sıbyan mektepleri o zamanlarda. a«ıl vakfa uyularak, Kadı veya Nâiblerln teklifi Üzerine Mu'allimlik tevcih olunan bir veya bir kaç kişi (Hoca) tarafından İdare edilirdi. Vak « Namaı^fth ayapklanması den«n bu olayda, fın geliri yeterliyse gündelik akça da bağlanırdı. ba Mtırltfı yazan, «nerhum amucası Abdttlkadir , Hurûfat: 1127 No. lu defterin Tosya kıs. Btendiniu kucağında oyunu seyre gitmiş, hacum mmda Şevval 1172 (M. 1759) ve §a'baa. H72 urumda yine Sylece h&kûmet bisasmın o za (M. 1759) «Debbaghâne kuıtinde Atabeğ Gâzi>; man Mescit, «imdi NıOfus Dairesi olan odssmm «Debbaglar sllkunda Atabey binası C&mi'». penseresinden vak'ayı takip etmişti. • Kale'nin harabelerinden izler vardır. Tos • iPınaıbası Mahallesi, Pınftrbaşı Cdıni'i. ya'nın Arkeolojik durumunu incelemiş olan Kas • Mektep, «ıbyan ve Kur'an içindi. V. K . tamonu Müzesinin değerli ve gayrelli Müdürü Arı. H. 1129 No. da, Gurre-i Ramazan. 1175 (M. Ahmet Gökoğlu'ndan ricada bulunmuştuk. Bir 1762) tarihi İle kayıtlıdır. Kur'an Mu'alivmi Musseri makale ile dileğimizi yerine getirdi. Bu Ca(a b. Receb'in vazifesine vUcûh ile çalışmakta makalelerinden birinde, inşa tarzı ve kullanılmış ve fakat beratsız oMuğu anlatıldıktan sonra, vâ olan malzeme i'tib^riyle çok eski zamanlara ait kıfın vakfı nemasından yevmi Uç akça ve berat olduğunu belirtmişti. Belki Kale denilen harabe, verilmesi Kadı nâibl MUftl zade Mehmed mücedAtabeğ Gâzi'nin Câml'inindir. deden (ilk) berata bağlandığı yazılmıştır. H. 10 Esas: 1/10 No. 2384 Vakıf kayıtlar Arş. i m (M. 1762) tarihli kayda ğöre, Mekteb'I Ko " Başb. Arş. Cevdet tasnifi 2 No. lu Evkaf tana oğlu Hacı İbrahtm Efendi yaptırmış. Daha defterinin 8106 sura No. takrir özeti: Safer. •well belU degü. Burada bir not koymak is.e1267 (M. 1850) ve aym defterin 15789 sıra No. rtm: Tedrisatı birleyen ve Devlet elinde topla da vakıf arazi ve bahçeleri. yan kanun çıkıncaya kadar, bu gibi mekteplerde Htt'alllmler haftalık kOçflk ücret karşılığı çocuk it Gâzi Beğ'in Câmi'ine ait vukûat : Esas: ları okuturlar, Devletten bir şey* almazlardı. 1/10 sıra No. 1042 de Pınarbaşı Mahallesi Câral'l 260 HÜSEYİN SIDKI KÖKEB B u vakfiın geliriyle kendi tüj-besinin Tür» bedan da geçinecektir. Türbesi Tosya'da dır. Bunu biraz önce verdiğimiz kayıttakı şu tafsilâttan anlıyoruz: «Türbedar Ha cı İbrahim veledi 'Abd ül-Kerim evlâdmdau Hacı-Baba oğlu İshak vakfiyçt üzere bâ-berat mutasarrıf. Mezkûr tshak fevt, evlâdından Mehmed bâ-berat mutasarrıf.» Bu kaydın saydığı bu aile, meşhur îslâm ûlirn ve müelliflerinden Hacı Baba b. İb rahim Efendi evlâdıdır, Tosya'da b i r Zâviyelcri vardı. Şimdi cami'dir. Hazîreşi Kabristandır. Atabeğ Gazinin Türbesi, bu cami hazîresinde olmalıdır. Her halde va zifeli veya Timarlı olarak yaşamış ve öl m ü ş olacaktır, yük baş hayvan derilerinin t a b a k l a n m ı ş planlan yumuşatılır, terbiye olunurdu! Dedirmenin kaydı b u l u n a m a m ı ş t ı r . Rumî 1330 un 30 A ğ u s t o s u n d a ( M . 1914) k i büyük yangın, T a s l ı p ı n a r , Yuka rı Pınar denen p ı n a r d a n b a ş k a yazıda adı geçen her yeri kül etti, Abdi Çelebi Mescidi : Bu mescid, H . 986 ve 987 ( M . 15781579) yılları E m l â k ve Evkaf t a h r i r i n d e (Tapu: Kuyud-ı k a d î m e ) ve 438 N o . Ta pu ve Vakıf tahrir ( B a ş b, a r ş . ) defterinde yeralmıştır. B u defterlere, « bemtuccb - i defter-i afiJ(» geçmiştir. O zaman da vak fiyesi yokmuş. Bu def terlerdeki (Sayf^ No: 121 ve 41) dir. Vâkıfın biyografisi. Bezlrhâne ve Tetîr- Palamut Değir Mescidin inşa tarihi b u l u n a m a m ı ş t ı r . Tah meni : r i r defterlerinde zamanı vergi m ü k e l l e f l e Tab?.khâne sahası, şehrin en kalaba r i 18, müstesnaları da b i r i k a d ı , b i r i i m a m lık ve hareketli kısımlarındandı. Tabak, olarak 2, cem'an 20 kişi olarak g ö s t e r i l hâne dcniace esnafın orta malı bir sergi, miştir k i , pek kalabalık o l m ı y a n b i r ma satış ve alış yeri, bir bezirhânesi, b i r de hallede inşa edilmiş olduğu a n l a ş ı l m a k t a Tetiri, Palamut ezen atla çekilir değirmen dır. Kayıtlarda vâkıfın «Hacı» o l d u ğ u n a vardı. Bezirhâne ( " ) de daha ziyade bü- işaret yoksa da, böyle b i r h a y r ı yapabile cek gelire mâlik olanın o devirlerde ö n c e «Hacc» etmesi din ve â d e t i c a b ı y d ı . D ü n , vukû'atı da Eras: 2/10: 1862 dedir. H. 927 (M. Ş e h r e k ü s d ü M a h a l l e s i'nde 1521) tarihli ve 291 No, lu Tapu Uhrir defteri. Bu defterin II cisi: Başb. Arş.) 4 «ncü sahifes! « H a c ı Abdî M e s c i d i » denen solunda: <Vakf-ı Mescid-i Sakrhâas; «merhum ve «M e s c i d ö n ü » mevkiinde b u l u Gâzi Beğ kendi türbesine karye-i Kuıyaks'da nan ibadethanenin i l k b â n i s i b u zat o l Gönç yeri ulu çiftlik vakfelmij... «Türbedar Ha mak gerekir. Zira, H a c ı H ü s e y i n cı İbrahim veledi 'A. Kerim evlâdmdan Hacıbsba oğlu H a c ı A b d î isminde sonra oğlu İshak vakfiyet üzere bâ-berat mutasarrıf..> dan vâkıflar arasına k a r ı ş a n z a t ı n Gurre-i dendiğine göre, o tarihte dahi vakfiyyesi mevcut Muharrem 1056 ( M . 1646) t a r i h l i v a k f i degJmiş. Bezirhâne tahrir Jcaydını da aynı defte yesinde bir mescid i n ş a ve v a k f e t t i ğ i n e rin 12 ci sshifesi solunda buluyoruz: Asıl Bezir dair işaret ve başka k a y ı t l a r d a da delâ hâne, o tarihte harapmış. Kadı ma'rifeti ile satıl let yoktur. Bununla beraber, d e ğ e r l i ü s t a mış. 900 akça e^mis. Bu paranın nbhioden 60 ak- dım B. M e h m e t R i f a t Urkaçasmm tmam'a, 60 akçasının MUezzine, 15 akça y a, 21/3/1949 tarihli m e k t u b u n d a bu sının Mütevelliye verilmesi HOccet'e bağlanmışı mescidin D a m g a c ı oğlu M u ş t aBu cihetlere kimlerin mutasarrıf oldukları da f a (Tevfik beyin b a b a s ı , 1056 H , t a r i h l i Hüccet'te yazılmıştır. Ayni Tahrir defterinin 6 meısmda da şöyle vakfiye sahibi Hacı Abdî Efendinin ahfa dı) idaresinde b u l u n d u ğ u devrenin uzak bir kayıt var : «Nefs-i Tosya'da Pınar Mescidi dlmekle ma'ruf mescidin bazı vakıf yerleri var olmadığına telmih ederek, a y n ı mescidin imiş kadimden vakfiyyet üzre tasarruf olagelmiş bu ikinci zatın vakfı o l d u ğ u n u k a b u l et ve on pâre bağ öşrü Vakf-ı kadîm-i mescid-i mez mektedirler. Aynı zamanda mescid arsa kûr imiş, İmem Mevl&na Nu'man. tmam bâ-besının Vakıflar idaresince tasfiye e d i l m i ş rat-ı sultani beısmuclb-i defter-l 'atik.» «Bezirhâne : Vakf-ı jnescld-i mczbur: 80 Hâ olduğunu da ilâve ediyorlar. sıl: 220» Bu kayda göre Bezirhânenîn yıllık i'tibari geliri 220, vakf içitt »denecek kira, yahut icare veya mukata'ası 80 akta demektir. Yukarıda kaydettiğim defterlerde b u mescidin imam ve m ü e z z i n i n e vâkıf. VAKIFLAR TARİHÎNDE TOSYA : 2 231 «D e r y a-y 1 O r t a P ı n a r » (butevliyyeti oğlu M u s t a f a Ç e l e b i gün aşağı p ı n a r ) mevkiinde 6 k i l e l i k zeye ve ö l ü m ü n d e n sonra nesli kesilinceye m i n (yer) i olan. b i r b a ğ v a k f e t m i ş t i r , kadar oğullarında kalacak, nesli kesiMırs Yine A b d i F e y z î ve F a t ı m a h â k i m , tevliyyeti caiz g ö r d ü ğ ü n e , vakfî800 a k ç e vakf ve aynı mescitte rlbhinden n m gelirini de M e d i n e fakfrlenre birer^ Ç e r a ğ y a k ı l m a s ı n ı ş a r t etmişler, verecektir. Vakfının meremmcti de g?HrBunlar da «Defter-i âtîk» den geçirilmiş, lerinden k a r ş ı l a n a r a k , vakıf, idame ed'îyB u isimler,, ü ç vâkıf k a r d e ş olsa gerektir, çektir. Abdî Ç e l e b i ve k a r d e ş l e r i n i n Vakıf, b i r ( H a n ) dır. Halk dilinde k i m l i k l e r i , mescidin i n ş a t a r i h i , yanma- a d ı « S u l u H a n» i d i . B u adın vcrildan ö n c e k i istihaleleri belli değildir, m e ş i n e sebep, içinde su ve havuz bıılunMescidin c i h â t ve tevliyyeline ait tevm a ş ı d ı r . Y u k a r ı diye a n ı l m a s ı da çarşının cihler, Z. ka'de. 1136 ( M . 1724) tarihleriya ş a ğ ı t a r a f ı n d a b i r de « A ş a ğ ı S u 1 ıı ]e kayda g e ç m e ğ e b a ş l a m ı ş t ı r . ( V . K . H a n» b u l u n m a s ı sebebiyleydi. Buıj-irj, Arş. H u r û f a t : 544, 1091, 1119, 1120, i k i s i de yoktur, 1123, 1124. 1126. 1130 Tı-Tosya). K a s «Y u k a r ı S u 1 u H a n», vâkit a m o n u M ü z e s i ndeki (Tosf m vakfiyesindeki b e y a n ı n a göre, M e hya Şer'iyye Mahkemesi mahfuz sicillin- m e d P a ş a H a n ı » karşısında, deki No. 586 sayfa : 28, s. 103) Zil-ka'de. y a n m ı ş b i r han yerine yapılmıştır. M e iı1136 ( M . 1724) t a r i h l i b i r k a y ı t t a , Mescid m e d Paşa; M e h m e d N â m i vakıf p a r a s ı n d a n 2 a k ç e ile H â f ı z P a ş a . B o y a l ı , C e d i d NişanM e h m e d m ü c e d d e d e n Mütevelli nasc ı diye muhtelif tavsiflerle bilinen ııatr b e d i l m i ş t î r . B u ferman ( V . K . Arş. 1119 tır. « Y u k a r ı S u l u Han» m No. h defterde de var) k a y ı t h tevcih vu- « Y e n i C a m i » , ve Ç i f t e Tl ak u a t ı n m en esklsidir. E n yenisi de Zîl'ka- m a m » ö n ü n d e n çarşıya inen sokağın de 1216 ( M . 1802) tarihîisidir. Mescidin d o ğ u s u n a ve « Ç i f t e H a m a m» ın eski tarihinden önce de cihetlerinde hiz- a l t ı n d a n geçen sokağın da güneyine dümet edenlerin mutlaka mevcut olması lâ- ş e n adada han, mescid, kahvehane v.s. zım geleceği gibi, en sonraki tarihten beri v a k ı f l a n mevcuttu. de m e v c u t m u ş t u r ve tescilde ihmalleri Kıymetli tetkikleriyle b u oymağa ait defter ve k a y ı t l a r ı n tamamiyle konmama- vakıfların yerierini tesbitte b ü y ü k yavm ı ş olması, mahalleli bakim.imn mahalle d ı m l a n n ı g ö r d ü ğ ü m M , R, U r k a v a, mescitleri giderieri için kaynak teşkil etvakfiyedeki y a n m ı ş han'm «K ü r t ö §mesi gibi sebeplerle b u eski mescidin ta1 u H a n » ı ve daha sonra B o d u r rihî k a y ı t l a n n d a eksiklik bulmakta olduoğlu H a s a n veya « H a s a n E oğumuza kaani'im. dur H a n» ı olan yer diye tahmin H a c ı Abdî ( b . H a c ı H ü s e y i n ) ve Yu- ediyoriar. Vakfiyede «Mehmed Pof o Ham k a n Suluhan : mukabelesinde ba'âsl-ihrak tecdiden bina Hacı A b d î , vakfiyesinde ve ka- ^ ^ î ^ f f » d e n m i ş olması, vâkıfın i l k in^^^ yularda Ş e h r e k ü s d ü Mahalettiği h a n ı n b i r defa y a n m ı ş ve yine vakıf 1 e 1 1 olarak yazıhdır. Vakfiyesi gurre-i t a r a f ı n d a n ı k m c ı defa yap ı n l ı p vakfıyeMuharrem. 1056 ( M . 1646) t a r i h l i d i r ve b a ğ l a n m ı ş olduğu a n l a ş ı l m a k t a d ı r , bunu Kadiasker H ü s e y i n b. Ş e y h Vakfiyede yazılı hudutlar : Mehmed Efendi tescili ( V , K , a r ş . 1962 tasdik e t m i ş t i r , No: deft, s. 221) «Mehmed Paşa kabelesinde, dört ve tarafı Cendere, Hanı mu- tarik-i âmm tahtan! fevkanî oda ve yapılmıştır. E v l â d a m e ş r u t a vakıflardan- 27 oda dır. Cendere... » 27 Şartlan : Kendisi hayatta k a l d ı k ç a vakfının idaresi ve gailesi de kendisine ait olacak, Şu kayıt, H a n ' ı n genişliğini ve derinl i g i n i , ta'rif olunan yer itibariyle b u g ü n muhtelif esnaf d ü k k â n l a r m ı kapsayan 262 HÜSEYİN SIDKl KÖKEB muazzam adayı gözönünde canlandırmak la kalmıyor, aynı zamanda Han'ın, b ü y ü k şehirlerimizde çeşitli san'at, ticaret kollan n m barmdıgı büyük hanlar gibi Tosya'n m b i r hayli ticaret ve hele san'at meta'ı yapılıp satılan b i r yeri olduğunu da anla tıyor. lannın medfun kapısıdır. Han'ın her i k i katında da Cendere ( " ) n i n bulunması, o devirlerde bu handa ve emsalinde Tosya'nın en meşhur ihraç emtialan bulunan Muhayyer ( " ) . kumaş, alaca ve beyaz yün k u ş a k l a n n dokunup ter biye edilerek satıldığım anlatmaktadır. Vakıf şartlarından b i r i de yılda i k i hatim indirilip r û h u n a bağışlanmasıdır. Kendisinin T o s y a'ya gelip yer leşmiş seyyahinden olduğu ve ö l ü m ü n d e n sonra da kerametleri görülegeldiği söyle nir. Zâviye ve tekkesi, t ü r b e s i , 1936 da zaptedilmiştir. Esas kaydı ( K a s t a m o n u : 5/10. s. 630, V . K . a r ş . ) dedir. Vâkıfın evlâdı. Damgacı oğullan lâkabıyla anılırlardı. Bugün de soyadlan «Damgacı» dır. Vâkıfın, sözü geçen vakıf hanında veya şehre şâmil olarak «Damga resmi» mültezim ( " ) liği yapmış olduğu için, bu lâkabı almış ve miras b ı r a k m ı ş olduğu düşünülebilir. Han, R. 1330 ( M . 1914) büyük yangınmda yandı. Evlâdı yenilememiş, bazı kı sımlarını satmış, mülkleştirmişler ve bu yüzden hissedar mirasçılar arasmda vakfm vakfiyyetini muhafaza için dâvalar doğmuştur. Arsası üzerinde kimisi salaş, kimisi d ü k k â n , kimisi mesken binalar vardır. Abdülsafûr ( H a c ı Mehmed) Zaviye, Dergâhı : Efendi K a r g ı Mahallesinin H a v u z a 1 t 1 Sokağının 26 numarah kapısı, A b d ü l g a f û r E f e n d i adlı zatm münderis olan Zâviye ve Nakşî Dergâ hı ile kendisinin ve mensuplanndan bazı- bulundukları hazirenin Zâviye ve dergâhı, evlere inkıl&p et miştir. Evlâdından b a z ı l a n b u meyandadır. Doğum tarihi bilinmemekte, vefat ta rihi kitabesinde 1252 ( M . 1836-1837) ola rak okunabilmektedir. Hazîrede H a c ı H a l i l , M e hm e d A r i f efendiler g i b i zevat da yatmaktadır. Kabristan, pek bakımsız haldedir. Hazîrede medfun H a c > M e h m e d A r i f E f e n d i b. Süley m a n b. H ü s e y i n ' i n cami, med rese ve k ü t ü p h a n e vakfı mevcut ve v a k f i yesi (Anadolu b a ş l a r : 1255, s. 96 Esas: 1/10 1123 ve 1392 V. K . a r ş . ) de m ü s e c c e l dir H a c ı M e h m e d Arif, Hâlidî kolu Nakşîsidir. Vakfına tescil için Kaadirîşeyhi H a c ı N u r î Efendiyi mütevelli seçmiştir. Cami'ini, İ s t a n b u l ' d a K ü A y a s o f y a M e d r e s e s i sâkin «kıdvet ül-Ulema iî-âmilin» yaptırmıştır. Kendisi, T o s y a K a r g ı M a h a l l e s i'ndendi. ç ü k 'nde iken 'nın Cami'in yerini hoca o ğ l u H ü s e y i n A ğ a ' d a n satın almıştır. K a r g ı M a h a l l e s i'nde, b i r taraftan Ş a m îz â d e vakfından H a c ı A b d î ba ğı, bir taraftan S a r a ç A h m e d " A l i Şeydi «aeıftum «kesimli kamusal 'Os- A ğ a evi, bir taraftan tarîk-i hass, b i r maııl> sinde Cendere'yl söyle anlatıyor: Yunanca^ taraftan tarîk-i â m m . Cami'in m i h r a b ı ar dan Arapçalaşhrılmıjlır; FargçaJaştırılmıjlır. Ma'kasında bitişik b i r bab k ü t ü p h a n e , cami' nası : Mengene silindir, aıkı$ürıcı alet. » Muhayyer, 11 Aı^tn boyunda, siyah yün- in sol tarafında 8 bab h ü c r e , yine m i h r a den donluk kumaj. bın arkasında 60 hatve terbi'inde t a h m i n »• Yjllık verimi, kendisine «it olmak tlzre olunur bahçe ve cami'in s a ğ tarafında Devleîc maktu' (kesişme) bir miktar eWemek alth üstlü 6 bab harem odalan, m a l û m tısûlü. Toprak mahsuHerinden «A'sar» adıyla 40 zira'da bahçe ve D e b b a g h â n e bitişiği yıl önceye kadar bu usulle ver^ toplantfdı. Bele Taşlı Ç e ş m e denen ç e ş m e d e n ca diyelerin Kantar, Zebhiyye gibi huı resimleri de rî vc kunuvatma tebeiyetle salm a l ı n m ı ş . Myle toplanırdı. VAKIFLAR TARÎHÎNDE TOSYA : 2 m ü l k ü m olan 2 masura su ve k ü t ü p h a n e de 55 c i l t k i t a p ve 2000 k u r u ş para vak fetmiştir. Şartlan şunlardır : Her Cum'a ve Pazartesi geceleri ca mide hatm-i h â c e g â n ( Y a t s ı n a m a z ı n ı m ü teakip), sabah n a m a z l a r ı n d a n sonra usûl-i n a k ş i b e n d î v e ç h i l e teveccüh, ayda b i r K u r ' a n h a t m edilecek, ş e y h mevcut fuka ra ile b i r l i k t e gizlice dua edecektir. Ha t i m l e r i n s e v a b ı ö l ü m ü n d e n sonra ruhuna, â b a , ve e c d a d ı n ı n ve ü m m e h â t m m ve meşayihinin ve b ü t ü n m ü ' m i n l e r l e m ü ' m i n a t m r u h l a n n a hibe o l u n a c a k t ı r . Hücrelerde, z i k i r ehli talebe otura cak. H a r e m odalannda, hayatta ç a kendisi, k a r ı s ı , erkek ve kız kendisi ö l d ü k t e n sonra erkek k o l m u n k a n z olursa k a r ı s ı ve oturacaklardır. 263 E ğ e r b u ş a r t l a r a ri'ayet « m ü t e a z z i r o olursa, menafi mutlaka müslümanlann fakirlerine h a s r o l u n a c a k t ı r . Hayatta iken vakfını azaltıp çoğalt mak, d e ğ i ş t i r m e k , elinde olacaktır. B u vakfiyye, vâkıfın hem i l i m , hem t a r i k a t yolunda y ü r ü m ü ş b i r âlim ve şeyh o l d u ğ u n u gösteriyor. Tarife göre, A b d ü l g a f û r M e li med E f e n d i Z â v i y e s i de b u z â t ı n v a k ı f l a n n m b u l u n d u ğ u sahada ol d u ğ u ve bundan da A b d ü l g a f û r ' ı m v e f a t ı n d a n sonra ihyaen kendi v a k ı f l a n n ı a y n ı yerde tevsi ve tesis e t m i ş pldugu anlaşılıyor. A h d ü b n e c i d Efendi ve Camİ'İ : bulunduk çocuklan; evlâdı, b u kız evlâdı K i t a p l a r ; m ü s t a ' i d talebeye âriyet ve rilecek, o k u n d u k ç a yerine konacak. K a v i rehin ve kefil o l m a d ı k ç a d ı ş a n y a verilmiyecektir. Para: 10 u 11,5 k u r u ş h e s a b ı y l a istirbah edilecek. B u gelirden : Y e v m î 4 a k ç a s ı Şeyhliğe, 4 a k ç a s ı Mütevellilige, 4 a k ç a s ı î m a m h ğ a , 2 a k ç a s ı Müezzinliğe, 2 a k ç a s ı Kayyimliğe, 2 akça sı da hâfız-ı k ü t ü p l ü ğ e ait olup hizmetle rini e d â edenlere, 30 a k ç a y ü z ü kıbleye dö n ü k hatm-i K u r ' a n edene, 30 a k ç a fukara it'amma s a r f o l u n a c a k t ı r . Hâfız-ı k ü t ü p l ü k ciheti. Şeyhe meş ruttur. Diğer cihetler, m e r s û m vazifeleriyle hayatta b u l u n d u k ç a kendi üzerinde, ölünce erkek e v l â d m m ekber, e s l â h ve e r ş e d i n d e kalacak, erkek evlâdı munka nz olursa harem o d a l a r ı n d a kız evlâdı oturup 4 a k ç a ile y a l n ı z tevliyyete muta sarrıf o l a c a k l a r d ı r . Diğer cihetler kçndi. hulefasına ve onlardan sonra da. Hâjidiyye, onlardan sonra N a k ş i y y e hulefasına ait o l a c a k t ı r . P a r a n ı n gelîf fazlası ile ebniye, kunuvat ve kitaplar t a ' m i r ve t e r m i m edile cektir. Abdülmecid Efendi K ü ç ü k ç a y ' ı n ba ş ı n d a , ş e h r i n i k i tarafını ayırdığı yerde. Ş e y h mahallesi'nin ü s t k ı s m ı n d a genişçe b i r s a h a y ı kaplayan Kabristan'a ve Kabristan'm alt tarafında, i l k defa inşa ve vakfettiği b i r cami'e ve o semte a d m ı ver m i ş t i r . B u makberenin etrafı duvarlarla çevrilidir. Dış tarafta, tepeye d o ğ r u uza nan daha eski ve geniş b i r Kabristan var dır. Halen buralara cenaze gömülmez. K ü ç ü k Kabristan ve bilhassa 'Abdül mecid Efendi ile b a b a s ı ( " ) Şeyh N a s û h î Efendilerin kabirleri, şehrin b ü t ü n semt lerinden gelen dilekçi ve d u a c ı l a r m ziya ret yeridir. B u makberenin kapısı karşısın da, içeride b i r de havuz v a r d ı . Dolu iken kendir ıslanır, l ü z u m u n d a b o ş suyu bah ç e l e r e salınırdı. Suyun ü s t ü kapalı, üze ri tavanlıdır. Baba, oğul ikisi de hem vakıflar, hem eser ve gayretleriyle tarikatlar ta rihlerinde yer a l m ı ş l a r d ı r : Ş e y h Na s û h î E f e n d i Z e y n i y y e tari katına müntesip. Ş e y h T a c ü d din-i K a r a m a n î den icazetliydi. B u r s a'da Şeyh Safiyüddin'iT Ş e y h N a s û h î E f e n d i n 1 n dedesi'nin 1 s r a f i 1, î 9 r a f 1 l'la de ş V ' b a n i y y e tarikatının kurusucu Ş e y h § a ' b a f i - » V e 1 i olduğunu bir kayıtta görmüş, not etmiştim. Bulamadım. İ s r a i l kaydı da vardır. 264 . HÜSEYİN SIDKIJCÖKER i n vefatında seccad«fsîne o t u n n u ş t u . I r şad mertebesine erişince bir miiddet B u r s a'da k a h n ı ş , sonra T o s y a'ya d ö n m ü ş , 1518 ( H . 924) de orada göçmüş t ü r ( " ) . Oğlu ile adı verilen k a b r i ş t a n ' m k a p ı s m d a n girilince, birkaç adım soldaki kavak ağacı dibinde, tepesinde yuvarlak ç a b i r (taş'ı) bulunan merkad. o'nundur. tçeriye biraz daha, havuz'un soluna doğ r u ilerlenince, kocaman bir mezar görü lür. B u da A b d ü r m e c i d Efendinindir. Bu zatın ölüm tarihi tesbit edil memiştir. Hicrî 986 dan sonra olduğu an laşılmaktadır ( " ) . Yanhş olarak 15651566 ( H . 973) de İrtihal ettiği kayde dilmiştir (-*). Her i k i zatın da doğum yıl l a n tesbit olunmamıştır. Şeyh N a s û h î E f c n d i'nin C a m i ' i ve mektep, G ü r ç e ş m e sokaj^ı başındaydı. Geçen yıl hayır sahip leri tarafından, bu günün daha dayanık lı malzemesiyle cami, i k i kat olarak ye nilendi. Eskiden hem mektep, hem ma halle H a l v e t i olan yer bina yıkıl mış, arsası yetersiz olduğu ve m ü s a i t ar sası olan k o m ş u biraz olsun satmadığı için, bu yer b o ş kalmıştır, A b d ü l m e c i d E f e n d inin G a m i ' i medfun bulunduğu kabrista nın aşağı Ş e y h M a h a 11 e s İne bitişen kısmında i d i . Oda b i r kaç yıl ön ce aynı suretle yenilenmiştir. Her i k i ma'bed de bu gün hizmet tedir. Minareleri vardır. Şey N a s û h î Efendi Cam i ' inin esas kaydı, (Kastamonu: 3/10 S. 1073 Kxrmm Ebru: 151) varsa da vak fiyesi yoktur. Tescil de edilmemiştir. Mekteb'inin i k i asır önce, ikinci defa inşa edilmiş olduğunu biliyoruz (*')• Ş e y h M a h a l l e s i nin bu kıs m ı n d a (idügünü tahmin ettiğimiz) b i r b a ş k a ma'bed, ( Y a ' k u p E f e n d i " Zeyl-i Şekayık tercemesi: M e c d I E f e n d t C. 1. s. 424 » Tahrir defteri: Tapu K. U. Kuyud-ı ka-dîme: N». »78 s. 117 H. 987 (M. 157» -1580) s» Osmaniı müellifle:!: C. 1. S. 113 «» Tarih: 9 Safer. 1186 (M. 1772) Mescidi) daha kayıtlı olup (»?) ha. len ne izi, ne bileni v a r d ı r . B u mescid için yapılmış para vakıfları (*) v a r d ı r . Vâkıf'lann Ş a h s i y e t l e r i : Ş e y h N a s û h î E f e n d i , i l m ü irfanını seccadesinden y a p t ı ğ ı t^i\kin ve terbiye ile a r k a d a ş l a r ı n a (taİeVrcsine ve dervişlerine) aşılamayı, kalem kullanmaya tercih e t m i ş t i r . B u g ü n dc aynı adı taşıyan mahallesi'ne « Ş e y h M a h a l l e s i » denmesi, k a z a n d ı ğ ı sevgi ve saygı h a k k ı n d a b i r f i k i r verebi lir. (Gerçi; bu ad'm kendisine izaf»; i\c konulmuş olduğunu g ö s t e r e n b i r k a y ı t ve vesika görmedik. Fakat; b u mahalle çevresi içinde, daha Önce t e m e y y ü z et miş b a ş k a bir Ş e y h E f e n d i ge lip göçmüş olduğunu g ö s t e r e n b i r daya nak ta b u l a m a d ı k . ) Seccâde hizmetini cami'inde veya mektep ve halvet b i n a s ı n da yapmıştır. A b d ü l m e c i d E f e n d i'den başka evlâdı ve aile kadrosu belli değil dir. Bazı müellif isimlerinin o ğ u l l a r ı n a ait olabileceği ihtimali d ü ş ü n ü l e r e k , not l a n ilâve olunmuştur. ( " ) xs«Şeyh N a s û h E f e n d i Ma h a l l e s i n d e Y a ' k u b E f e n d i'nin inja ö'-tirc'iği me.-cid»: Tapu kuyûdu kadime Arşivi, Tahrir def eri No. 578. S. 117 tarih: H . »87 (M. 1579 - 1580): Y a ' k u b E f e n d i 4300 akça vakfetmig. Günde birerden yıida 360 cüz' okıunmannı, tevliyetinin evlâdının eslahına ait olmasını ve ribhindcn 150 Akça almasın:, müezzin'e yılda 90, rogan-ı çerag'a da 45 akça verilmesini şart koşmuştur. • H a c ı H a t u n da 50 Aikça vakfederek. Parariesi ve Perşembe günlerinde İmam'm «Vâ sin okumasını ve vakfının ribbini almasını şart koşmuş. Bu iki kaydın «Defter-i 'atik'» doti ak srıldığı yazılı. a» Ş e h i t ' A l i P a ş a Jc ü t ü p h a lî e s i No. 272. <Li- 'AbdUltnecid tam» işaretiy le a — «Risa'etü fi tefsir i 'l-mOte'alllkaÜ bi'ttemessttl» b — t-4anbul Bayerid U. kütüphanesinin, Fı kıh bölümünde No. 2645/68 de «Mecmû-a', ül-ferftiz» isimli ve c — N a k l b ü l - E ş r a f E s ' a d E f e n d i Küt. de No. 3782 de «Tercih Ül-beyyinat inde le'aruz u l-berahîn ve l-beyylnat» adlı âHer eserler, H a s a n b. namına ka yıtlıda-. VAKİFLAR TAJÜHtNDE TOSYA : 2 265 lar arasındaki Y a h y a b. N a s û h i 1 - 1 s r a i l î, b u aileden ve A b d ü l m e c i d E f e n d inin kardeşi o l m a k lâzım gelir. B u zat hak k ı n d a b a ş k a b i r bilgimiz y o k t u r . raf H a m d i d e r.» A b d ü l m e c i d E f e n d i y e gelince: B a b a s ı gibi mutasavvıf, mütobahhir b i r fakîh, a y r ı c a i l i m ve kalem sa hibidir, i s t a n b u l k ü t ü p h a n e l e r i n i n kata loglarında müte'addid eserleri ka}'ithdır. T o s y a'da, ellerde ve evlerde de elyazısıyla te'lif ettiği eserler teberrük için s a k l a n ı r . Aded veçhile g ö r d ü k l e r i m i zin b a ş ve son k ı s ı m l a r ı n ı n foto-kopilerin i almak için, saklayanlardan istedik, el den k a ç ı r m a k endişesiyle olacak, yok cev a b ı y l a k a r ş ı l a d ı l a r . Ş ü p h e s i z yazık oldu. Fakat; b u n u t a k d i r edebileceklerin elin de değil. A b d ü l m e c i d Efendi, « s k i l e r a r a s ı n d a da az bulunur, az görül m ü ş u l u l a r d a n d ı r . H e m i l i m , hem tasav vuf ve t a r i k a t erenlerine «Zül-cenahayn = i k i k a n a t l ı » denirdi. Ü ç ü n c ü kalem ka n a d ı b u l u n a n l a r ı daha çok yüceltirlerdi. Nitekim; A b d ü l m e c i d Efend i n i n yüzyıllar sonra, b u g ü n dahi ma'nen y a ş a m a k t a o l d u ğ u n u , te'sirinden b i r şey k a y b e t m e d i ğ i n i g ö r ü y o r u z . Bunun açık delil'i, h â l â dertler için du'a, dilek ler için destek ve ü m i t , ümitsizlik için teselli ve ü m i t k a y n a ğ ı olarak, ş e h r i n her yerindeki h a l k ı n ziyaret ve niyaz yeri ol m a s ı d ı r . B u i n a n ç , yalnız ş a h ı s l a r d a de ğ i l d i r : H . 986 t a h r i r defterinde de kaydı ş ö y l e d i r : « Ş e y h M a h a l l e si: I. Ş e y h -i Aziz. A b d ü l m e c i d E f e n d i b. N a s û h . Seccade-nişin ve vâiz. Mu'avini n a k î b ül-eş- Resmî kayıtlarda «M e r ' a ş i» olarak gösterilen A b d u r r a h m a n Paşa, D e f t e r d a r İ b r a h i m E f e n d i tarihine g ö r e «T o s y adan zuhûr» etmiştir. Gurre-i R. âhir. 982 ( M . 1574) tarihli vakfiyesinde dahi T o s y a l ı olduğu yazılı değildir. S i c i ll-i O s manî (=<) de bundan bahsetmez. ç — A ş i r K f e n d i Küt. R e i s ülk ü t t a b M u s t a f a E f . kısmında no. 397 de «Şerh-i 'Avamil i 'l-'atik> adında A r a b î.ta'Jik, yazma bir nahiv Y a h y a b. N a sûh i ' l - t s r a i l t adına kayıtlıdır. â — Bir evvelki Küt. de No. 1360 da T-ürkç e, ta'lik, yazma: «Teşrihat» adlı eser N a sûh Ç e l e b i adına yazılıdır. e — K o c a R â g ı b P a s a Küt. mecami' kısmında No. 1461 ile «El-anesail i l-müte'allikati bi-isbat i '1-vâcib ve iradat> E l ' 'All&met ö' t- Tosl lil-Kâtibi ve «Rispletü fi bdca'in-nefs i 'l İnsaniyyetî» adlı ' A r a p ç a , ta'lik, yaz ma da <Lil-'Allâmet i't- Tosî> diye kayıtlıdır. V e 1 e d-i A b d u r r a h m a n vakıfları : ( Y e n i C â m i ' ) t s k e nP a ş a ve D o ğ u m yılını kaynaklar bildirmemiş t i r , ö l ü m ü n ü n , oğlu M e h m e d Bey t a r a f ı n d a n vakfiyesinin tescil ettirildiği tarihten pekaz önce B a ğ d a t'ta vuk u ' b u l m u ş ve orada defnedilmiş bulun d u ğ u anlaşılıyor. Fakat, yılı, ayı, g ü n ü tesbit edilememiştir. «Kalem» den yetişmiş, R ü s t e m P a ş a'ya tezkirecilik, M ı s ı r'a, R um e 1 i timarlanna, B a s r a'ya def terdarlık, M e r ' a ş a , Z ü l k a d r i y e'ye, B a g d a d'a beğlerbeğilik et miştir. İ b r a h i m Efendi, Paşa'nm sert huylu, diksözlü, mu'annit ve asabi mizaçlı o l m a s ı n d a n dolayı, «Adüvvür'rahm a n » diye anıldığını söyler. Vakfiyesinde ise, m ü m t a z uzun uzun anlatılmıştır. vasıflarî Vakfının esası, T o s y a'daki «Y en i C a m i » dir. «Yeni» adı, h a l k ç a takıl m ı ş t ı r . Bazı eski k a y ı t l a r d a sadece «ca mi», «Cami'i Kebir» ve halk dilinde « U l u C a m i » olan, K u r u ç a y kıyısındaki «T â 1 i'î Bey Ca m i ' i » nden ayırdetmek için «yeni» lik katılmıştır. Vakfiyesi, kendisinin vasiyeti ve ş a r t l a n gereğince oğlu M e h m e d Bey t a r a f ı n d a n tescil ettirilmiştir. Oğ l u , tek vâris'i ve vakfının mütevellisi ola c a k t ı r . Fakat, bu vazifesine M e r ' a ş Beğlerbeğisi M e h m e d P a ş a, da ha ü s t ü n selâhiyetle iştirak edecektir. »• Sicill-i 'Osmanî cilt 3 S. 312 HÜSEYÎN SIDKI KÖKER 288 Cami'in inşaası, hayatta iken b i t i r i İememiş ve ikmali oğluna bırakılmış tır. ( » ) Vakfiyenin d i l ' i . A r a p ç a d ı r ( » ) . A n a d o l u kadiasker'i M a h m u d oğlu M e v l â n a M e h m e d tas dik ve tescil etmiştir. Vakfiyedeki Şartlan : 1) İ s t a n b u l ' d a . Soganaga M a h a 11 e s inde evliler için konutlar: ev, odalar. 2) I s t a n b u l'da E m i n b e y M a h a 11 e s i'nde kendi süknası beş ev. 3) K a 1' a c 1 k (Kalecik) kasa basında kendisinin yapUrdığı B e z a z1 a r (dokumacılar) Ç a r ş ı s m m ta m a m ı , 18 dükkân dışında, 40 dükkân içeride. 4) Mallann üçte biri olan 460.000 Osmanlı dirhemi. İlk üç paragraftaki vakıflar, T o sy a'da yaptırdığı C a m i ' e ; 4. c ü pa ragraftaki ise, hastalığı sırasında aşağı daki kısımlara m e ş r u t t u r : Ne kadar para giderse gitsin ve ne reden getirilirse getirilsin, C a m i ' e gelip gidenlerin ihtiyacı olan su getirti lecek ve bir « H a y ı r Ç e ş m e s i » akıtılacaktır. Cami'in ön tarafına, kendisinin hal ve şerefine uygun, başka Medreselerde mevcut b ü t ü n mesken, hücre ve merafikı içhıe alan güzel bir Medrese yapılacaktır. Dükkân, ev, odalar icar bedelleriyle su getirildikten sonra artacak vakıf para (10 u 11 hesabiyle) istirbah edilecek, ge lirleriyle cami ve medresenin giderleri karşılanacaktır. ' • M e h m e d Beğ'in tamamladığı «ksikler şunlardır: Medreseler, belâlar ve nere den getirilirse getirilsin, sular. «• Vakıf kayıUar Arş. Deft. 1195, S. 165, sıra 41 ve Başlar: 578 T ü r f c ç e y e tercemesi: İDeft. 1961. S. 197. sıra 35. Vakfın Bhas cedit umûmi kaydı: Kasta monu Esas: 10. s. 973 Hwûf defterlerinde, K a s t a m o n u Müzesindeki T o s y a Şer'iye mahfuz sicUlorinde tektak vukû'at ve tevcihat kayıtlan vardır*. Vakfiyede yazıh ihtiyaç ve m a s r a f l a r ı teşbite, vasiyetlerini tenfize oğlu M e med Beyle M a r ' a ş Emirulümerası M e h m e d P a ş a memurdur lar. M e h m e d P a ş a ( y u k a n d a da belirttiğim gibi) ü s t ü n y e t k i l i o l a c a k t ı r . Mehmed Paşa, M e h m e d B e y'e yetkilerini devretmeden ş u esas larda m u t a b ı k k a l m ı ş l a r d ı r ; ve b u n l a r M e h m e d Bey tarafından takrir olunmuştur: 1) Müderris, tefsir ve ehadise, v a k ı f kitapları tetkik ve m ü t a l â a y a , m ü s l ü m a n 1ar arasında geçen diğer ilimlere a i t eser leri okuyup o k u t m a ğ a muktedir, beldeli veya beldeye t â b i ' yerlerden i y i ve b i l g i n bir erkek olacak ve g ü n d e kendisine 30 Os m a n l ı dirhemi verilecektir. B u v a s ı f l a r d a b i r erkek m ü d e r r i s bulunamazsa, 50 Os manlı dirhemi vazifeli b i r Medreseden ay rılmış olan M e v l â n a Pirî Efend i , 30 Osmanlı dirhemi ile b u vazifeye alınacaktır. Bu zattan sonra M ü d e r r i s olanlar da aynı vazifeyi a l a c a k l a r d ı r . Medresede, tatil günleri d ı ş ı n d a de vamlı okuyacak birkaç talebe olacak ve bunlara günde birer G ü m ü ş dirhem verile cektir. Vakfı ve mallarını koruyacak ve ge liştirecek iffetli ve diyanetli b i r m ü t e v e l l i olacak, kendisine g ü n d e 6 O s m a n l ı dirhe m i verilecektir. Mütevelli, rehin ve k e f i l almaksızın vakfın malı için kimse ile muamele yapamıyacaktır. Vakıfların gelir ve giderlerini yaza cak bir kâtibi olacak ve buna g ü n d e 3 Os manlı dirhemi verilecektir. Vakfın gelirlerini b i r Câbi toplaya cak, günde 3 Osmanlı dirhemi a l a c a k t ı r . Cami'in b e ş vakit î m a m ı n a g ü n d e 8 Osmanlı dirhemi. Hatibine 3 O s m a n l ı dir^ hemi, beş vakit i k i müezzinine g ü n d e 2 şer Osmanlı dirhemi, Cum'a g ü n ü , Cum'a namazından biraz önce «Kuır'an » okuya cak 5 zâta g ü n d e birer O s m a n l ı d i r h e m i , «Kur'ana okunduktan sonra Devlete AUahm yardımı ve vâkıfa h a y ı r du'a edecek bir duahana g ü n d e b i r O s m a n l ı d i r h e m i . V A K I F L A R TARİHÎNDE TOSYA : 2 267 hergün sabah n a m a z ı n d a n sonra mevcut Vakfiyede vîV,f « 'ce^^atin işitebileceği sesle . Yasinsi^e. y^^UrrnlTitZtL^^^^^^^ ""^^^ ti. m okuyacak z â t a g ü n d e b i r O s m a n l ı ö n ü d ü r . 1914 yangmmdrn ö ^ ^ ^ ^ dirhemi. Cami hizmetine bakacak Kaybatı köşesinde o^aS^^ y i . e g ü n d e 2 O s m a n l ı d i r h e m i Cami' ile lanılan i k i hücreUk. C a S k u t y " Medresenin h a r î m ı n e bakacak b i r Ferra- boyunca dogu köşesine kadar uzayan i W şa günde y a n m Osmanh dirhemi, Cum'a k a t l ı m ü t e a d d i t hücreler, güney dogu I v günlerinde C u m a n a m a z ı m ilân edecek lusunda m i h r a b ö n ü n d e k i makbereye k i " 2 ayn Selâ m ü e z z i n i n e g ü n d e b i r e r Osdar varan tek katlı m ü t e a d d i t hücreS roanh dirhemi. Cam. de hergun b i r e r c ü z ' v a r d ı . C ü m l e içkapıs» k a r ş ı s m d a k i sırala okuyacak 30 kişiye g ü n d e birer O s m a n l ı r ı n ü s t kat h ü c r e l e r i n d e Müderrislere re ait dirhemi, Ramazanda minarede y a k ı l a c a k o l a n l a n v a r d ı . kandiller için her yıl 360 O s m a n l ı dirhe Yangmdan sonra b u ü ç avluya sermi, Medrese ve C a m i e ait k i t a p l a n sak p ı l m i ş olan h ü c r e l e r ve medreseler yapıllayıp koruyacak z â t a g ü n d e b i r O s m a n l ı m a d ı . Yalnız, 1916 ya kadar h ü c r e l e r d e n dirhemi ( K i t a p l a r belde h â k i m i n e asla verihniyecek ve d ı ş a r ı ç ı k a n i m ı y a c a k t ı r 1 o t u r m u ş ve Cami'in tamirine deHâlen bir tanesi k a l m a m ı ş t ı r ! ) , Okuna- '^^^^ nezaret e t m i ş olan H a c ı î sm »a M 1 i ti a K K 1 cak cüz'leri d a ğ ı t ı p tophyacak ve b u ara" ^ ^ ^ E f e n d i (menfi da teşbih edecek z â t a g ü n d e b i r O s m a n l ı hoca) için b i r h ü c r e yapıldı. B u h ü c r e , Ç i f t e H a m a m ö n ü n d e n cami av dirhemi verilecektir. lusuna ç ı k ı l a n t a ş merdivenin b a ş ı n d a Müderris, d i ğ e r m ü r t e z i k a ü z e r i n e i d i . 1943 Depreminde yıkılan b u h ü c r e de hasbî ( k a r ş ı h k s ı z ) N a z ı r d ı r , Mütevelli sonradan y a p ı l m a m ı ş t ı r . ile biriikte her yıl, vakfın hesaplanna ba Vâkıfın vasiyyeti ü z e r i n e yapılan i l k kacaktır. medresenin hangisi o l d u ğ u b e l l i değildir. îSTatlr Vakıf m a l l a n , B e z z a z i y e Ç a r ş ı s ı n d a saklanacak, gerektikçe Nâzır ve K â t i b ma'rifetiyle ç ı k a r t ı l a çaktır. Bu fıkradaki Bezzaziye Çar ş ı s ı' yeri tasrîh edilmediği için mübhem k a l m ı ş t ı r . T o s y a'da A kkuş M e h m e d P a ş a vakfı b i r Bedestan v a r d ı k i , h a l k b a ğ l a r a taşınır ken değerli ev ve ticaret eşyasını oraya koyar, alırken k ü ç ü k b i r ü c r e t ö d e r d i . Bir de y u k a r ı d a gördüğümüz veçhile K a l e c i k'te vâkıfın yaptırdığı B e zzaziye Ç a r ş ı s ı vardır. Zannımca, bunlardan her ikisine de ş â m i l ola rak b u isim k u l l a n ı l m ı ş t ı r . H â l e n Cami' mazbut vakıflar ara sındadır. M e ş r u t u n l e h l e r i ü z e r i n d e tedkikat y a p ı l a m a m ı ş t ı r . Vakfiyede sözü geçen ve sonradan ya pılan Medreselerin hiçbirisi a r t ı k mevcut değildir. Bununla beraber, vakfın t a r i h î istihalelerini takibe dc mecburuz: Y e n i Cami'in, M e h m e d Bey b . /V b d'u v-r a h m a n Paşa tar a f ı n d a n y a p t ı r ı l m ı ş olan Medreselerin, 1914 y a n g ı n ı n a kadar k a l m ı ş olup olma dığını bilmiyoruz. Bununla beraber, V â k ı f P a ş a 'nın. Medreseler için Cami ö n ü n ü tensip ve vasiyet e t m i ş ol m a s ı g ö z ö n ü n e alınır, yangm'a kadar Cami'in g ü n e y doğu avlusundaki sıra sıra h ü c r e l e r ihtiva eden Medreseler mevcut o l d u ğ u ve yandığı d ü ş ü n ü l ü r s e , b u n l a r ı n sözü geçen Medreseler olabileceğini söy leyebiliriz. Cami'in cema'at kapısı karşısında ve Ş a d r a v a n ı n da b u l u n d u ğ u sahada da Med reseler v a r d ı . Bunlardan 8 k a p ı Medrese. C. â h a r 1193 ( M . 1779) tarihli b i r kayda (27) g ö r e , T o s y a e ş r a f ı n d a n ve Ka dılardan H a c ı t b r a h i m Efen d i b. M e h m e d A ğ a tarafından, m ü t e v e l l i izniyle yaptırılmağa b a ş l a n m ı ş , b i t i r i l e m e m i ş , Para vakfederek ikmali oğlu F a h r u ' l — K u d a t Çelebi at VüYıî ?:£y:t!ar erg. Hıırûfat: 1129 2P8 JIÜSEYIN SIDKl KÖKER oğlu Seyyid Abdurrahman E f e n d i'ye bırakdmıştır. Bu mütevel l i inşaatı bitirmiş, talebeye tefviz etmiş, vakıf p a r a n ı n nemasmdan günde 2 Akça vazife (**) ile A m a s y a'da oturan 'Ulemadan . Ö m e r b . t b r a h i m E f e n d i Müderris olarak getirilmiş. K a d ı H a s a n E f e n d i 'arzı ile bu zât'a Müderrislik ile hasbî müteve!lilik. H a c ı M e h m e d b . Has a n'a da Mütevelli üzerine Nâzır'lık tev cih ettirilmiştir. Cami' avlusunda Ş e r i f — z â d e A l i A ğ a M e d r e s e » i'nden de bahis vardır ( " ) : 'A b d u r-r a hman Paşa Cami'f avlusundaki b u vakfın Ders-i â m ' ı H ü s e y i n E f e n d i nin ferağı üzerine bu cihet, S e y y i d H a s a n b. Ş e y h 'A b d ' u r r e z-z a k'a ( " ) tevcih edil miştir. Abdur-rahman Paşa'nm getirmeyi oğlu Mehmed Beğ'e bıraktığı su'yu nere lerden, ne miktarda getirtip nerelere akıt mış olduğunu kayıtlardan öğrenemiyo ruz. 40 - 50 yıl öncesinden beri Cami' av lusunda bir Şadırvan, dış duvarlanndan Medreselere su veren tepme küplerden b a ş k a tesisler yoktu. Bugün aynı av luda bulunan şadırvan ile yeraltı be lâlarında su vardır. Yangından önce k i Şadırvan suyu, D ü l g e r o ğ l u H a c ı A h m e d Ağa tarafından, 2250 k u r u ş a İ b r a h i m y ü z b a ş ı «• Dinî hizmet'er karjılıgı. Bu eski terim^ hâlâ da kullanılır. *• Tö^a Şer'iye mahkemesi mahfuz sicille rinden 59» No. lısmm 122 s. No. Ramazan. 1197 (M. 1783) » Bu zat, Kaadirl (ar!ka:ı ikinci P i r i Ş e y h t s m a ' i l - i R û m i hz.nln so yundan ve T o s y a'daki vakıflsnnın cihet ve tevliyet sahipleıi. MUşarun-ileyh Pir bz. lerinden ve vakıflarından başka bir makale ve eser de bahsedeceğiz. Pir hz, ibizim de Erkek kolun dan ceddimizdir. Müceddid ve mflctehid olarak $ e y h t s m a ' l i - i ; R û m i , Kaadirl tarikatı tarihinin en ciddi ve 'ilmi taraflarını t-^rkil eden esaslar koymuş ve tarîkatlarm kat dırılmasına kadar her yer ve kolda çok canjı olarak yaşamış olduğu i$iQ, biyografisi tafsilâtlı olacaktır. A v n i E f e n d i'den aldığı 10 İ ğ n e l i k S e y i d oğlu suyu ile a r t ı r ı l m ı ş t ı r ( " ) . Hacı Ahmed Ağa'nın b a b a s ı H a c ı Mustafa Ağa, Avni Efendi'nin b a b a s ı da Osman Necîb Efendidir. Cami'inde, âdet veçhile sonradan b i r de Mekteb'e kavuştuğu g ö r ü l ü y o r C). Kıblesinde de Çifte Hamam o l d u ğ u için tahsil merkezlerinde g ö r d ü ğ ü m ü z « k ü l l i y . ye» sistemini burada da buluyoruz. Fa kat, büyük merkezlerde olduğu g i b i bir den ve bir vâkıf t a r a f ı n d a n t a m a m l a n m ı ş değildir. Diğer ilâve vakıflar da o l m u ş t u r : Eskiden ( R û m i 1318 - M . 1902/3 e ka dar) H ü k ü m e t konağı ve Mahkeme Ca m i ' yakınında ve sırasındaydı. (O'nun için bu semte «Mahkeme Mahallesi» a d ı verilmişti). Bu bina, daha ö n c e l e r i H a c ı Mehmed Menzili (evi) adıyla a n ı l ı r m ı ş . Ayda 15 k u r u ş kira ile k i r a l a n ı r m ı ş . Ge l i r i Cami'in İ m a m , H a t ı b , Müezzin, Mü derris, Mütevelli ve D e ş t b a n ' ı n a m e ş r u t imiş. H a c ı M e h m e d , kiraya 1 kuruş zammetmiş ve bu fark'ı güzel ses l i , lâtif elhanh, nüfusu k a l a b a l ı k , g e ç i m i dar İ m a m Seyyid Hacı Ha fız M a h m u d E f e n d i'ye tahsis etmiş ( " ) • V e y r a n ş e h i r ' i n Babalar kö yünden olup T o s y a'nm A h i - p i r (»*) Mahallesi'nde misafireten mukim Yusuf B e y oğlu diye m a ' r u f M u s t a f a Ağa b. İ b r a h i m , bir kepenk arsası A k k u ş M e h m e d «1 ' A v n i E f e n d i , evinin iç tarafı na aslâ küp koyamıyacak, suyu akıtamayacak. Vakfiyesi: Tosya Şer'iye M. SieiUerinren No. «05, S. 15, tarih: 24. Şubat. 132» CM. 1911). «8 V. K. Arş. Hurûfat No. 1130, Tarih: H. 1167 (1753 - 1764). (33) T o s y a Ş. M. S. No. 594 s. 19 v« 598 8. 115. Tarihler: Muharrem. 1270 (M. 1853,) 20. Şa'ban. 1274 (M.1857); kirayı 30 kuruşa kadar çıkarmış., Şa'ban (1813). « Bu gütk «Hacıpir» Mahallesi vardır. « A h i Sinan, Ahi M u s t a f a » gibi kayıt larda gSrdfîgümüz Mahallelerin şehıin bu gUnkU haline göre nerelere düşecekleri araştırılmak tadır. «Tosya .tarihi» inde bulduk'anmızı belirte ceğiz. VAKIFLAR TARJHINDE TOSYA 289 p a ş a vakfına y ı l d a 24 a k ç a maktu* y a z ı d a vermiyoruz. icarlı, U n p a z a r ı ' n d a ( " ) , b i n a s ı İ n ş a ve Onarmalar niülk g ö n c ü d ü k k â n ı İle, ( " ) Ma- C â m i ' i n i n ş a s ı H . 978 ( M . 1571) nav d ü k k â n ı ' n ı vakf ve ( " ) ş a r t e t m i ş Onarım (31) Receb. 1169 ( M . 1756) tir: = (42) H. 1285 ( M . 1868) Tahtacı Receb b. ibrahim b. Mehmed, = (43) H. 1331 ( M . 1915) de Yeni Cami tmam'tna ait vakıf <^^> tesis = (44) M. 1945 etmiitir. Vakfiye sindeki izahat ile bu gün, bu Minare yeniden. 4 k a t ı eksiltilerek. ftaktfIartn yerini tesbit ve izah mümkün de Şehrin T e k y e önü ( H o c a ğildir. Şehrin geçirdiği teşkilât değişiklikleri^ İ m a d - t b n - i S e l i m mahalleleri bu imkâttt bize vermemiştir. t a r a f ı n d a ) k ı s m ı 1. E k i m . 1333 ( M . 1917) Y e n i C a m i'inde en eski v u k û ' a t de; Ç a r ş ı 6. Eylül. 1338 ( M . 1922) de kaydını. B a ş b a k a n l ı k a r ş i - y a n m ı ş ve 26/27. K a s ı m . 1943 de de. şeh V i nde (*») b u l d u k . r i b a ş t a n b a ş a harap eden Deprem o l Türlü tevcih n o t l a n varsa da, b u m u ş ve C a m i l e r i n hemen hepsi b ü y ü k za rarlar görmüştür. Kurulan bir dernek M Bugün ' A b d ' u r - r e z z a k Câ,mi'i delilliğiyle hepsi o n a r ı l m ı ş t ı r Bnleri. M Bir taıafı S o l a k o ğ l u , bir tarafı vakıf malını yemiş. Hakkında ıtahkikaL isten K ü l â h ç ı o ğ l u dükkânları, iki tarafı miş. Muhbir: Mehmed (Başb. arş. t b n - U l iMÎk-ı âmm. E m i n tasnifi Evkaf deft. Z. hicce. 1013/M. »T Ayni v^kfa ayni mikdarda icareli binası 1604). mülk. " T a h t a c ı R e c e b b. İ b r a »» Bir tarafı S « y y i < i Ş e y h İbrahim b. M e h m e d , C â m i ' i n K u b b i m, bir tarafı Y i r k u y u l u K u r u b e kurşunlarını yeniletmiş, muhtaç yerlerini H a l i l , l>ir tarafı Şeyhlerin düJckânkn onartmıj, iç ve dışını badanalatmış, minaresi nin külâhını 600 kuruşa bir Hiriitiyana yaptır yt bir tarafı U n p a z a r ı i'e mahdud mış, ferşlerini de yenilemiş. (Tosya Ş e r ' manav dttkânı. Mütevelli S e y y i d H a iye m. m a h f u z s i c i l l e r i n d e n ci H a f ı z M e h m e d E f e n d i b. 591 No. lısı: s. 75). O s m a n , bu dükkânları §er'î icare ile *â Kaza Kaymakamı H a c ı G â 1i b icar edecek, göncü dükkânının icar bede tarafından bu ta'mir yap'.ırûmışUT. Ne linden künde 4 akçasını 'Abdur-rah- B e y releri ne nisbette onarılmış olduğu bilinmiyor. m a » P a s a C a m i ' inde mütevelü Kendisi hakkında da biyografik ma'KJmat edt olan İmam alacak ve mukabilinde ö ğ l e namaz neoıedik. Bu kayıd da, Tosya Cami' ve M«scld larından sonra cema'at huzurunda bif aşir, ikinyaptırma onarma ve koruma derneğinden alındı. di namazından sonra bir « M ü l k s û r e s i> <» Bu onarma, restore mahiyetinde olmuş okuyup rûhuna ve bUtUn mU'minlerin ervahına tur. Merhum Menfi H o c a İ s m a i l hibe edeceSt. Manav dükkânı icaresinden günde H a k k ı E f e n d i'in teşebbüs ve idaresiyle 7 akçasını. Vâkıfın Babalar Divanından K a r yapılmıştır. Daha sonraki ta'mirlerde kul'anıt a * Köyünde yeni yaptırdığı Cami' ha Istt Mermer'lerin yatağını o "bulmuştur. Ayni tibi S e y y i d ı M u s t a f a'ya verecek. zat, §ehr;n S e y y i d o ğ l u ve Kal'a su DüMtânîar yanar, yıkılır, ta'mire muhtaç olur larının kaynaklarını ve mecralarım da yaptır sa, hayat'ta kaldığı müddetçe kendisi, kendi mış. Câmi'in ve ba'zı çeşmelerin sularını ço malından yaptıracak, onai'facak. Yine sağlığın ğaltmıştır. da, vakfı'nın tevliyeti, üzerinde kalacak, ölün *4 H a c ı ' O s m a n B ö y n e r teşeb ce tevliyet, ekber ve erşed evlâdı'nm olacak. büsüyle kurulan demek üyelerinin hemen hep (Defter No. 2108, S. 123, 124: 21. Muharrem. sinin devamlı ve samimî gayreileriyle bu ona 1225/M. 1810 V. ' K . Arş.) rım, tam bir restorasyon olmuş, minaresi de (?»} «Mescid harimi: (Boyalı Mehmed Paşa yenilenmiştir. Bıu minarenin sökülen taşlarının vakfı) ve T a ş h a n ve garben yol ve cebirbirine bağlantısını teşkil eden iç demir kan n(iben Çifte Hamam hartmi ve 'Şimalen N â i b calarının üs tekinin kancası altına geçirilerek o ğ l u k e r i m e l e r i ve C i v r i z bağlanmış olduğu görülmüştür. Nasıl bir usûlle o ğ l u M e h m e d dükkânları ile mahdud böyle bir bağlantı yapılmış olduğu merak uyan fevkani Kahvehane ve odaları ve taht anî bir dır^? ıştır. bab Han ve dekâkînde olan 3/16 sebmini Yeni «» Bir rapor, 1943 depreminde camiin gör Cami' tmam'ma vakf» e'miş. (Tosya Şer'iye düğü hasan onarmak için yapılmış o'an keşfi ih m.m.s. No. 604 s. 229: 7 Z. hlcce. 1317/M. 1901). tiva etmektedir. Son tamirin nasıl yapılmış ol» M ü t e v e l l i M u s l i h u d d i n , 270 VAKDİAR TARÎHtNDE TOSyA : 2 Câmi'in cümle kapısı üzerinde ş u Sü l ü s kitabe v a r d ı r : «Abd-i Rahman Paşa ol âli^-himem» «Eyledi b i r Cami'i a'lâ binâ» «Ruhuna versin H u d â feth u zafer» «Menba-ı n û r mecma'ı ehl-i nazar» «Keşf idüb â n a cemâl-i pâkini» «Nûr-i S ü b h a n eylesün anda eser» «Oldu ilmâraı için târîh a n a : » dugunun bilinmesinde ilerisi için f«ide dUîünülebUlr. Mühim kısmılannt fcuraya özetliyoruı : Camiin dış duvarları, bir sıra muntazam kesme taç ve 4 sıra tuğla ile yapılmıştır. Pen cere, kemer yerlerinde çatlama, kemer tuğlsîannda ve kilit tajlarmda yerlerinden oynama, bazan d Üşme, sıra taslarında kırılma, pencere kemerleri içindeki ayna taşlarında yer yer çatla ma, yerlerinden oynama, pencere söve bağlık taslarında kınama; StfO cemaatin iki kubbesi ile sütun ve başlık lar:, kf mer taşları kırılmıj, yıkılmış, birisi de tehlikeli olduğu için yıkılacaklır. Kaaide ile bas lık, stttun, kemer ve kaplama taşlarının noksanı, mevcudun aynı olan somaki ve küfeki taşlarıy la yeniden yapılacak, kubbeleri dışarıdan getir tilecek luğla ve 150 ki o çimento takviyeli süz me kireç, taneli, temiz kumlu harpla yenilene cek. Son cemaatin ve Câmi'in birinci sıra taş sUmesinin, son cemaat n yıkılmasıyla mUhim bir kısmı kırılmış, zayi olmuş ve diğer kısımları yerlerinden oynamış, düşmüjUln Bunlar da ocaktan getirilecek somaki ve küfeki taşlarıy'a, hepsi elden geçirilip demir kenet ve çimento harçlarla ikmal olunacak, yerlerine tesbit edi lecektir. Câmi'in ikinci sıra ve teferruatı ve kubbe etekleri taş silmeleri de yerlerinden oynamıştır. Aynı suretle yapılacaktır. 1W4 de içine eşya ve gaz konduğu için, içi de yanan ctfmi'in kubbe kemerlerine mesnet teş kil eden iki münferit ve kesme muntazam tas larla yapılmış ayak ile duvarlara bitişik 8 plfts(nn dış aksam taşları da yanmış ve iki sene son raki tamirde bu taşların üzerleri sıva ile kapa tılmış, bu defa depremde üzerleri açı'mıştır. Kalınlığı 20 santimetreden noksan olmamak özere ocaktan getirilecek küfeki taşlarıyla kap lanıp, arkaları 200 dozajh çimento harçla dol durulacaktır. Sıvaları dökülmüş olan cami iç duvarlarıyla kubbelerinde ve yıkı'mamış olan son cemaatin İki kubbcsindeki çatlaklar İyice süpUrülecek, te mizlendikten s^onra bütün duvarlar ve bilhassa çatlaklar yangın (ulumbasıyla tazyikli su sıkılarjk yıkanacak, tozdan âri hale getirildikten sonnı yarık yerleri aşağıdan baslanrsajc sureMyle her metrede bir alçı yuva yapılmak ve alttaki ya- «Lâm lâfz-ı sadr-i saff 'ayn'i h a h e r » H . 992 ( M . 15S4) İ b r a h i m H ü s e y n B e y » Abdürrczzak Cânü'l ve Medresesi, Vakıflan : Bu cami', şehir o r t a s ı n d a n geçen K u r u ç a y ı n kuzey y a k a s ı n d a , Ç a r rıkların üzeri muvakkaten alçı ile kapatılmak özere 350 dozajh sulu çimento harçla dolduru lacaktır. Yarım kubbelerden bazıları çok harap olduğundan sökülüp tuğlaları kullanılarak, yeniden yapılacaktır. Son cemaat kubbeleri yıkılırken, son cemaate, bit'şik sol köşesine düşen kubbe de sökülüp ye niden yapılacaktır. Mihrab, somaki taşından yapılmıştır, taşla rı kırılmış, dökülmüştür, silme taşıyla müzeyyen desenli aksamı ve mihrabiye yazısı ocaktan getiriilecek aynı cins taştan yeniden yapılacak, kir lenmiş mevcut aksamı sodalı su ve vim ile yıka nıp temizlelilecektir. Minber kapısı ile kUlâhı altındaki kemer taşları çatlayıp dökülmüştür. Bunlar da aynı tas la yenilenecek ve temizlenecektir. Câmi'in dahilî duvatlarıyla kubbelerinin ve kırmızı badana sürülmüştür. Tel fırça ile temirIcnip yıkanacak, bozulacak derzler tâmir ve icap eden faşlar yenilenecektir. Camiin dış ta3 tuğlaları üzerine beyaz ve köşelerdeki kcmerciklerle yarım kubbeciklerin ve büyük yarım kubbelerle üçgen kürevîlerin ve son cemaat üçgen kürcvl ve kubbelerinin sıva lan yeniden yapılacaktır. Bu sıvalar iki kat ola cak ve gâyet ince kum ile trnik perdahı yapıla caktır. Sıvaların çok düzgün olmasına, dalgalı ol mamasına itina olunacak'.ır. Kubbe «teklerine, silme çekilecektir. Bilcümle aksama üç kat boyaz badana yapılacak, sıva harcı metre mik'abına 100 kilo çimento takviyeli kireç kullanılacaktır. Minare sakatlanmış, tehlikeli görülüp bonv ba ile yıktırılmıştır. Kaaide ve küp kısmı saglamdu:. Eıbatına yıktırılmış olsaydı, enkazınan tamamından istifade edilirdi. Şerefe altı ta^ ları, stalâktitlidir. Bunlar da harap olmuştur. Mevcudunun deseninden istifade edilerek, küp ten yukarı aksamının yeniden yapılması İcap etmektedir. Külâh da re&mine göre yapılacak tır. Mevcut alem, yaldızlanıp asılacak ve yeni den siperi saika yapılacaktır. Birinci sıra ahşap çerçeveler harap olmuşfur. Kuru kestane ağacından dahili cilâ, harici som ma'cunJu üç kat î>eyaz boya yapılacak, ve rilecek resim veçhile gizli İspanyolet takıla caktır. Üç milimetre kalınlığında yağlı ma'cunkı cam asılacak ve '.arif edileceği veçhile yer leştirilecektir. Mihrap üzerine ve aynı mahalde yan taraf lara müsadif 3 adet müzeyyen, 4 adot hendost şekilli alçı çerçeveler onarılacaktır. VAKİFLAR TARİHÎNDE TOSYA : 2 şmm, eski A r ı p a z a r ı n m arka sındadır. B ü y ü k y a n g ı n d a n sonraki teş kilâtta da yeri d e ğ i ş m e m i ş t i r . M i h r a b ı n önünde sağ tarafta. Çarşı k a l d ı n m ı üze rinde, suyu T a ş l ı P ı n a r ' dan ve S e y i d o ğ 1 u'ndan gelen muhdes b i r Şaduvam v a r d ı . B u g ü n , c ü m l e kapısı önündedir. Yangından evvel daha g e n i ş ç e olan avlusunun kuzey b a t ı s ı n d a n b a ş l a y ı p , b u günkü erkek cemaat h e l â l a f ı n m sonuna ve B ü y ü k H a m a m duvanna kadar uzayan k ı s m ı n d a a l t h ü s t l ü med rese odaları bulunuyordu. Ayni yerden başlayıp K u r u ç a y a d o ğ r u uzanan dikey al tında cemaat sebil ç e ş m e l e r i ve ü s t ü n d e de yine medrese o d a l a n v a r d ı . Y a n g ı n d a n .sonra cami' o n a r ı l m ı ş , medrese ve sebil çeşmeleri k a l k m ı ş t ı . B u ç e ş m e l e r ş i m d i , helâlann ö n ü n ü kapayan duvarlar için den musluklarla a k ı t ı l m a k t a d ı r . 1943 Depreminde cami' ve minaresi harap o l d u ğ u n d a n , minaresi yıktırılıp yaptırılmış, b i n a s ı a d e t â y e n i l e n m i ş t i r . Eski sebil ç e ş m e l e r i n b u l u n d u ğ u h a t t ı n uç köşesinde b i r oda, a l t ı n d a da i k i kapıh denilen bir kahvehane ve i k i d ü k k â n , şimdi Buğday p a z a r ı olan dış k ı s m ı n d a da dükkânlar mevcuttur. Cami, t a ş ve t u ğ l a d a n , kubbeler, mahfel ve t e f e r r u a t ı a h ş a p t ı r . Şimdiki minaresi, tuğladan y a p ı l m ı ş t ı r . Cami'in b â n i s i n i n Ş e y h A bd ü r r e z z a k E f e n d i o l d u ğ u ka yıtlardan ve halk dilinden a n l a ş ı l m a k t a dır. Fakat, inşa t a r i h i , b a n i n i n hüviyyeti, yerinin m ü l k m ü , vakıf m ı o l d u ğ u , b i r vakfiyesi bulunup b u l u n m a d ı ğ ı bilinme mekte ve tescil e d i l m i ş vakfiye buluna mamaktadır. Esas k a y d ı ( V . K . Arş. Kas tamonu Esas: 2/10 s, 3018) dedir. Son radan yapılmış i k i vakfa ait 12 Z. ka'de 1141 t a r i h l i vakfiye (Deft. 624, S. 347İkiBci ve üçüncü sıradaki ve orta kubbenin tanburundaki pencereler haricî kısımlarına yı»varlak camlı beton çerçeve ve dahlUne de basit »İÇİ çerçeve yapılacaktır. Bunların resimleri ve rilecektir. O »manın rayicine göre 140.000 lira keşif bedeli tutmuştur. İmza: (M. Y . Mi'mar A. özak^aj) tır. İmzalı ve sayfalan paralU bir nüshası. Dernek tarafından verilmiş olup dosyamızdadır. 271 348 Sr. 316 da ve 13 R. Ahar. 1296 ( M . 1879) tarihlisi : T â s i ' a ş e r m ü c . Anadolu 263) de k a y ı t h d ı r i a r . İ k i n c i vak fiye 25. C. Ahar 1290 ( M . 1873) tarihiy le ( T l 607, s. 15) de de yazılıdır. Camiin i n ş a t a r i h i kesin b i r rakkaml a belirtilemezse de. ( T ı : 1118) defterin de Safer. 1126 ( M . 1713) tarihinde A h m e d D e d e'ye k a y y i m l i k tevcihi ya p ı l m ı ş o l d u ğ u n a göre, i n ş a b u tarihten evvel y a p ı l m ı ş t ı r . Yaptıran Ş e y h A b d ü r r e z z a k ' m kimliğini yine ( T ı : 1124) de bulu y o r u z : T o s y a'daki Ş e y h 1 s m a ' i Svi R û m î vakfına 2 Akça ile vâkıfın e v l â d ı n d a n Ş e y h A b d ü r r e z z a k E f e n d i , N a z ı r nasbed i l m i ş t i r . ( Z . hicce. 1146 M . 1733). T o s y a Ş.m.m.s. No. 600 de ise Z. hicce. 1218 ( M . 1805) t a r i h l i b i r berat kaydı var: «Mecline-i Tosya'da.. Şeyh Abdürrez' sjafc'ın î>in« eylediği câmV » i m a m ve h a t i b i iken vefat eden C i v e k - z â d e Mehmed b. A b d u l l a h ' ı n yerine mu ayyen vazifesi ile oğlu î s m a ' i l halifeye tevcih.. M e r ' a ş î A b d u r r a h m a n P a ş a C a m i ' i n i n Ders-i â m m h ğ ı da b u z â t a tevcih e d i l m i ş o l d u ğ u n u b u ba histe g ö r m ü ş t ü k . Böylelikle b u kimse n i n ayni zamanda ulemadan ve «zülcen a h a y n » o l d u ğ u b e l i r m i ş t i r , ö l ü m tarihi de kesin olarak bilinmemekte ise de, oğ lu S e y y i d Ş e y h H a s a n'ın b e r a t ı 1171 ( M . 1757 - 1758) de, c ü l u s sebebiyle, Ş e y h î s m a ' i l - i Rû mî Z a v i y e s i çeşitli cihetleri için «tacdid» edilmiş olduğunu, orijinali elimde b u l u n a n « Tosya Şer'iyye rmhfuii sicilli.» y a p r a ğ ı n d a b u l u y o r u m k i , bun dan anlaşıldığına g ö r e Ş e y h A b d ü r r e z z a k merhum, o tarihten ev vel i n t i k a l etmiştir. Zira, beratlan yeni lenen cihetler, tevliyet, m e ş i y h a t v.s. gi b i , s a ğ o l d u ğ u takdirde kendi ü z e r i n d e k a l m a s ı m e ş r u t olan hizmetlerdir. Cami' hizmetleri için yukanda yeri n i i ş a r e t e t t i ğ i m 12. Z. Ka'de. 1141 ( M . 1729) ve 25. C. â h a r . 1290 ( M . 1873) ta- HÜSEYİN SIDKI KÖKER 272 rihîi İki vakfiye ile i k i vakıf tesis edilmiş tir: 1) İstanbul'da Hoca Hayruddin Mahallesi'nde misafireten sâkin S e y y i d H ü s e y n b. S e y y i d M u s t a f a E f e n d i b. H â f ı z H ü s e y n E f e n d i arsası mu'accel icare ve yevmî 2.5 akça müeccel icare ile Şeyh A b d ü r r e z z a k E f e n d i C a m i ' i vakfı ve cbniyesi mülkü olup hududu: b i r yönü Cami' b i r yönü Büyük hamam, i k i yönü tarik-ı â m m , biribirine bitişik 15 dükkânın ebniyeleri (kî Odun pazarmdadırlar). Şartlan : Ecr-i misil ve icare-i sahîha ile âha ra icar olunup icareden 2.5 akçası ica re-i müecceleye ayrılacak, kalanından yev mî yarım akça tevliyet ve nezarete ( k i hayatta iken kendisine, ölümünden son ra evlâd evlâdına, evlâdı munkanz olur sa cami' mütevellisine âit olacak), yevmî yanm akça cami imamına, yevmî yanra Akça cami' hatibine, fazlası akaratm onanmma ve meremmetine, bundan da artanı kendisine ve evlâd ü evlâdına aynlacak. B u şartlara riayet müteazzire olur sa, mutlaka *ifukara-yi ehli iymana » ve rilecek. 1296 ( M . 1879) t a r i h l i vakfiyeye k ö nu olan d ü k k â n ve o d a l a r ı n h u d u t l a r ı şöyle gösterilmiştir: tiAbd' ürre z-zak Cami'i civarında nehr-i yabis (Kuru f.ıy) bitişiğinde bir taraf tan Kolçak oğulları Ahmed, îsma'ilveAli'nin müşterek kahvehanesi ve btr taraftan Kuru çay, bir taraftan Cami'i kebir (Ulucami) ve Ab d ürr e z z ak Ca mi'i şeriflerine meşruta vakıf dükkânlar ye dördüncü tarafı tahrik-i âmme ile mahdut fev kani 2 kapı oda, altında bir kapı ekmekçi dükkânı, bir kapı aşçı dükkânı..* Bunların mq'tad icareleri 13 A k ç a hesabiyle ü ç e r akçası A b d u r r a h man P a ş a C a m i ' i birinci î m a mıyla ikinci i m a m ı n a , 2 ş e r Akçası b i r i n ci ve ikinci Müezzinlerine, b i r e r A k ç a s ı da Kayyimi iie Mütevellisine ve oda ve d ü k k â n l a n n ta'mir ve termimine sarfı şart kılınmıştır. Bu i k i vakıf zümresi, A b d ü r r e z z a k C a m i ' i s a h a s ı n d a oldu ğu için, ikinci vakfiye özeti de b u bahse alınmıştır. Ankara Etnografya M ü z e s i ' ndeki «Kcngrı ( Ç a n k ı r ı ) Ş e r ' 26 sr, da, 12 sr.» No. i l e 19. Receb. 1178 26 sr. da, 12 sr. »o. ile 19. Receb. 1178 ( M . 1764) tarihli b i r fermanla Müder Hayatta iken vakfının tebdil, tağyir, r i s Ö m e r E f e n d i h a k k ı n d a de taklil ve teksiri elinde olacak. niyor k i : Geçim darlığından s ı k m t ı d a d u - . 2) Kaza kaymakamı A 1 â i y e Ç a n k m mirî m u k a t a ' a s ı gelir f a z l a s ı n d a n li O s m a n N â f i z E f e n d i kendisine yevmî 120 Akça vazife verilme b. V e l i y y ü d d i n b. O s m a n si Tosya Nâibi Kcngrı Kadısı ve Mutasar E f e n d i ve kaymakam A 1 â i y e 1 i rıfı taraflarından inhâ, ş e y h ü l i s l â m tara O s m a n N â f i z E f e n d i b. fından tasvib ve işaret olundu. P â d i ş â h A b d u l l a h adıyla b i r i 1290, öteki ( i n Mustafa) bu yolda ferman b u y u r d u . 1296 tarihli i k i a y n vakfiye kaydına gö Bu para, âdet ve<;*ile « marifeti şer'ile re şu hududlarda tesbit edilen d ü k k â n l a r tahsil edilip Kengn m u k a t a ' a s ı n ı n M u da vakfedilmiştir: harrem taksitinden toptan ayınlarak «Bir tarafı Debbaghane (Tabakhane şimd, müstahikkine verile. kaîdmîmışttr) önünden gelen çay, bir tarafı K a s t a m o n u M ü z e'sindeki Akkuş Mehmed Paşa vakft arsanolup hâlen üzerinde Kolca oğlu İsmail, Al* «Tosya Şer'iye m.m. sicillerin» den N o . ve Ahmed ağaların müşterek kakoe-i atta- 599 Z. ka'de 1190 ( M . 1775) t a r i h l i b i r riye kahvehane ve câmi kapısı bitişiğindeki kayıtta da: ayni Müderrislik, yine Kengdükkânları ile mahdud Şeyh Abdürrezzak n mukata'asından verilmek ü z e r e s a b ı k merhumun arz-t vakft üzerine bâ-izn-i müteMüf ti İ b r a h i m E f e n d i'ye yev velli 7 adet Attar dükkânı inşa ve vakf mî 60 Akça vazife ile tevcih o l u n d u ğ u g ö tttiği* rülüyor. Müderrisin vazife m i k d a r l a r ı VAKIFLAR TARÎHtNDE TOSYA : 2 arasında % 50 fark mevcut. B u f a r k ı b i r yana itsek bile, Ö m e r E f c n d i'ye «mukata'a fazJastîbrahim Efend i'ye mukannen gelirden tahsis yapıl ması k a r ş ı s ı n d a üıtiyarsız Fuzûlî merhu mun mâcerası ve m e ş h u r şikâyeti h â t ı r a geliyor: <ıZ^\y<Mdür,ftasttZhrıLmaz! ». Her halde Ö m e r Efendi de az çok bu s e r e n c a m ı y a ş a m ı ş olsa gerek. Nitekim, ( K e n g n Ş. m.m.s. No. 48: 7. Receb. 1262 ( M . 1846) t a r i h l i b i r Neza ret emriyle: T o s y a ' d a A b d ü r rezzak Cami-i ş e r i f i n d e 273 El-Hacc A l i Ağa MedresesiMüderrisiAhraed RâziEfen d l ' n i n «yevmî 1£0 şer Ahşadan müterafcim iTci senelik vazifesi 5S1 kuruşun öden mesi» bildirilmiştir. Halbuki, bu vazife mukata'anm zevavd» inden değil, asimdan tahsis edil m i ş o l d u ğ u halde i k i yıl ö d e n e m e m i ş , bi rikmiş ! Vakfın esas defterindekinden gayr., h u r û f a t T ı . defterleriyle şeriye sicillerin de de yazıya konmayan tevcih k a y ı t l a n vardır. Hüseyin Sıtkı KÖKER î i -1 'i Resim : 1 — Tusyadan utnuni: bir görünüş. Resim : 2 — Taşlı Pınar - Yukan Pınar vc elektrik dizel santralı. 4 • > NT ,1 Resim : 3 — Şeyh Nasuhi Efendi medfeni - mevcut hali. Vakıflar Der^risi Hüseyin Sttkı KÖKER Rcs:m : 4 — Abdülmccicl Efendi medfı-ni . mevcut hali., Resim : 5 — Mer'aşî Abaurrchmfn Paşa cjimii: 1543 dtprcm'r.den son görünüş. Hüseyin Sttki KÖc^ Resim : 6 — 1943 depreminden sonra, cemaat kapısı. Vakıflar Dergisi Hüseyin Sttkt KÖKER Res.m : 7 — 1943 depreminden sonra, mihrap ve kubbeler. Resim : 8 — 1943 depreminden sonra_ müezzin mahfcM ve kubbeler. Vakıflar Dergisi Hüseyin Sami KÖKER Resim : 9 — 1943 depreminden Sonra, mihrap. Resim : 10 — Rcslorasyondan sonra, dıştan umumî görünüş. Vakıflar Dergisi Hüityilt Sami KÖKER Resim : 11 — Restorasyondan sonra, minber kapısı. Resim : 12 — Restorasyondan sonra, dış cemaat yeri ve kuzeybatı cümle kapısı. Vakıflar Dergisi V
© Copyright 2024 Paperzz