17 Şubat 2014 Basın Akşam Yemeği 2013 YILINDA %12 BÜYÜME GERÇEKLEŞTİREN ÇİMENTO SEKTÖRÜ, 2014 YILINDA EN AZ %6’LIK BÜYÜMEYİ HEDEFLİYOR Ekonomimizin lokomotifi olan inşaat sektörünün asli unsurlarının başında gelen çimento sektörü, dünya klasmanının üst sıralarında yer almaktadır. Sektör; • 70 milyon ton klinker, 100 milyonu aşkın çimento öğütme kapasitesine ve 80 milyon tona yaklaşan satış hacmine sahiptir. Bu özellikleri ile çimento sektörümüz Avrupa’da 1, Dünya ölçeğinde 5. Sırada yer almaktadır. (27 Avrupa Birliği üyesinin 2012 yılı toplam tüketimi 157 milyon ton iken ülkemizin aynı dönemde tüketim hacmi 57 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.) Ülkemizde kişi başına düşen çimento tüketimi 2013 yılında 800 kg’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Dünya ortalamalarının 550 kg civarında olduğu düşünülürse, ülkemizin bulunduğu seviyenin önemi daha iyi anlaşılacaktır. (Çin 1.700 kg, Hindistan 200 kg, Avrupa Birliği 350 kg.dir) Türkiye çimento sektörü ulaştığı büyüklük ve tecrübe seviyesi ile artık global oyuncu olma hedefini önüne koymak durumundadır. 1- SEKTÖRÜN 2013 YILI PERFORMANSI VE 2014 YILI BEKLENTİLERİ Sektör; 2013 yılında, iç piyasaya 63,5 milyon ton satış ve 12,5 milyon ton ihracat gerçekleştirmiştir. Sektör, 2013 yılı için gerçekleşmesi beklenen yüzde 4’lük GSMH büyümesinin çok üzerinde bir performans göstererek, %12’lik bir iç piyasa büyümesi gerçekleştirmiştir. Bu oran inşaat sektörünün 2013 yılı içi beklenen %8’lik büyüme arzının da üzerindedir. 2013 yılında yaklaşık 12,5 milyon ton olarak gerçekleşen toplam ihracatımız (çimento ve klinker) geçen yıla göre %9’luk bir azalma göstermiştir. En çok ihracat yapılan ülkeler Libya 2,1 milyon ton, Irak 1,6 milyon ton ve Rusya 1,1 milyon ton olarak sıralanmaktadır. 2014 yılı beklentilerine gelince; iyimser ve kötümser açılar dikkate alındığında genel GSMH büyüme hedefinin bir miktar üzerinde, yani %6 dolaylarında bir gelişmeyi öngörmek mümkündür. Önemli altyapı projelerinin yanı sıra başta kentsel dönüşüm olmak üzere yaşam alanlarına dönük projelerin de belli bir tempoda devam edeceğini öngörmekteyiz. Hiç kuşkusuz art arda yaşanacak 3 seçim sürecinin de bu tempoya katkısı olacaktır. Ancak makro ekonomik konulardaki hassas noktalar, ve özellikle cari açık konusundaki kırılgan tablo bu tempoyu olumsuz yönde etkileyebilecek bir sonuç doğurabilir. Her şeye rağmen yıl sonunda %6’lık bir büyüme gerçekçi bir hedef olarak görünmektedir. 2- SEKTÖRÜN TEMEL KONULARI A- Hammadde Güvenliği • Sektör yapısı itibariyle istikrarlı ve güvenilir hammadde kaynaklarına sahip olmak durumundadır. • Hammadde ruhsatlarının canlı tutulması ve işletme ürünlerinin sağlanmasındaki uygulamada bazı sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Bu konudaki izin yetkilerinin Başbakanlığa devrine yönelik düzenleme de pratikle ilgili tüm sektörleri olumsuz yönde etkilemektedir. B- Sektörün Enerji Alanındaki Çabaları • Enerji sarfiyatı yoğun olan ve en temel harcama kalemi, elektrik ve katı yakıtlardan oluşan sektörümüzün bu alandaki çabaları şöylece özetlenebilir; • Sektör genel anlamda tüm üretim süreçlerinde enerji verimliliğini en üst düzeyde gerçekleştirme çabalarını öteden beri sürdürmektedir. • Sektör son yıllarda enerji tasarrufu konusunda önemli bir adım atmıştır. Atık ısıdan yararlanarak elektrik üretimini hedefleyen bu projeler giderek yaygınlaşmaktadır. Böylelikle sektördeki toplam elektrik sarfiyatının %20-25’i geri dönüştürülebilecektir. Ülkemizdeki toplam elektrik tüketiminin %3’ünü gerçekleştiren sektörün bu ölçüde bir tasarrufu gerçekleştirmesinin önemi ortadadır. Sektör, bu konudaki yatırımları özendirecek desteklerin yanı sıra bu yolla üretilen enerjinin farklı bir tarifeden değerlendirilmesini talep etmektedir. • Çimento sektörü gerek endüstriyel, gerekse de evsel atıkların berterafını yapabilecek teknik imkanlara sahip bulunmaktadır. Bu imkanların en üst düzeyde kullanılmasını mümkün kılan düzenleme ve özendirmenin yapılması önemli bir toplumsal sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır. 3- KALİTE VE ÇEVRE HEDEFLERİNE DÖNÜK ÇALIŞMALAR • Çimento sektörü ulaştığı birikim seviyesiyle artık yatırımlarında nicelik değil, niteliği gözetmek noktasındadır. (kapasite konusunda doyum noktasına gelinmiştir.) aslında kalite konusu tüm ülkenin her alanda gözetmesi gereken bir hedeftir. • Sektörde çevreye dönük yatırımlar, bu konuda başı çekmektedir. Sektör sanayi alanında “dumansız hava sahası’na” büyük katkıda bulunmaktadır. Artık kaliteyi gözeten proseslerle “kirleten çimento imajı” geride kalmıştır. • Ürün kalitesi bakımından en kritik konu şüphesiz depreme dayanıklı betondur. Bu alanda son 15 yılda çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Artık beton sınıfı ortalamaları örneğin İstanbul’da C 30’ların üzerinde gerçekleşmektedir. • Ürün kalitesi sadece deprem için değil, yakıt tasarrufu sağlanması bakımından da çok önemlidir. Konut üretiminde de artık skordan çok kaliteyi hedeflemek zorunlu hale gelmiştir. Konutlarda harcanan yakıt ve bunun CO2 emisyonuna katkısının, sanayi kuruluşlarının çok üzerinde olduğu hatırlamak gerekir. ( %18- %34 arası) • Ürün kalitesi konusu ile ilgili son nokta da beton yollar ve beton bariyerlerdir. Gerek gerek dayanım gerekse de trafik güvenliği bakımından ülke ekonomisine katkıda bulunacağına inandığımız bu projelerin sektör olarak her zaman takipçisi olacağımızı ifade etmek isteriz.
© Copyright 2024 Paperzz