Araştırma Raporu/8 03.12.2014 İNOVASYONUN RİSK BOYUTLARI İLE DEĞERLENDİRİLMESİ Suat Atan1 ÖZET İnovasyonun ekonomik gücünün ortaya çıkmasıyla birlikte inovasyon kavramı işletmeler hatta ülkeler için, itici bir güç olabilmesi bakımından sihirli değnek olarak algılanmaya başlamıştır. Oysa inovasyon da hemen her ekonomik olgu gibi risk barındırmaktadır ve bu risk yönetilmelidir. İşletmeler açısından inovasyon riskinin yönetilmesi, işletmeyi beklenmeyen zararlardan koruyacaktır. Aynı şekilde inovasyon riskinin anlaşılması ülke bazında inovasyonun arttırılmasına dönük teşviklerin daha rasyonel dağılmasına yardımcı olabilir. Anahtar Kelimeler: Risk, İnovasyon, Teknoloji, Araştırma-Geliştirme I-GİRİŞ Gerek firmalar gerekse ülkeler için ekonomik büyüme için inovasyon en kritik alandır (Turanlı & Sarıdoğan, 2010). Günümüzde gittikçe yaygınlaşan inovasyon kavramı Türkçe’ye ’yenilik’ olarak çevrilmekle birlikte, literatürdeki tanımı ve pratikteki uygulamaları bakımından ekonomik fayda yaratma özelliğinden bağımsız olarak salt yenilik olarak algılanma riskine sahiptir. Oysa inovasyon yenileme çabaları ile birlikte yeniliğin ticarileşmesini de ifade etmektedir(Mercan, Göktaş, & Gömleksiz, 2011). İnovasyonu salt yenilikten ibaret olarak gören bir algı çerçevesinde sadece tasarımsal olarak ya da üretim akışındaki bir yenilikten ötürü bir ürünü inovatif kabul etmek mümkün hale gelecektir. Bu algı inovasyon için firma ve ülke düzeyinde yapılacak yatırımların ve harcanacak çabaların efektif olmamasına neden olabilir. Bu yüzden belki de inovasyonla ilgili olarak pratikteki durumu yansıtacak bir tanımla başlamakta fayda vardır. 1 Hazine Müsteşarlığı-Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürülüğü, MİSAM Kıdemli Araştırmacı Avrupa Komisyonunca yayınlanan Green Papers’teki tanımda inovasyon, bir fikrin pazarlanabilir bir ürün veya hizmete ya da dağıtım veya hizmet yöntemine dönüştürülmesini ifade eder (Anonim, 1995). Fikrin pazarlanabilir somut bir varlığa dönüşmesi inovasyonun anahtar kavramıdır. Buna göre, inovasyon, kavramsal olarak "yenilenme" sürecini ile birlikte (özellikle de) süreç sonunda ortaya çıkan sonucu anlatmaktadır (Atik, 2005'ten aktaran Örücü, Kılıç, & Savaş, 2011). Tabiatiyle bu sonucun ekonomiye konu olması itibariyle ekonomik değer arz eden bir nitelikte olması beklenecektir. İnovasyonun uygulanma zorunluluğu yeni bir teknolojiyi uygulama zorunluluğundan daha fazlasını ifade etmektedir. Nitekim bazı sektörlerin büyük çoğunluğu ’inovasyona dayalı’ hale gelmiştir. Bu artık inovasyon yapma kavramının bizahiti kendisinin bile neredeyse ’gelenek’ haline geldiğinin bir göstergesidir. Malerba ve Orsenigo’nun 2002 yılında ilaç sektörü üzerinde yaptıkları çalışmada, yenilikçi ürünlerin pazar payının hiçbir zaman %60’ın altına düşmediğini, firmaların genellikle inovasyonda en karlı alan olan terapatik ilaç sektörüne dönük çalıştıklarını (daha az kara sahip ürün kategorisinde inovasyonun az olduğunu), inovasyon sayesinde firma ürünlerine karşı yüksek talep sonucunda firmanın daha da güçlendiğini dolayısıyla pazar konsantrasyonun arttığını tespit etmişlerdir (Malerba & Orsenigo, 2002). Bu çalışma inovasyonun artık işletmeler için hayati önemini vurgulamakla beraber, inovasyon ile talep, kar ve pazar payı ilişkisini incelemesi bakımından önemlidir. Ancak Türkiye’nin inovasyon bakımından durumu Avrupa Ülkelerine nazaran iyi bir noktada değildir. Bu noktada Avrupa İnovasyon Skoru (European Innovation Scoreboard-EIS) indeksine2 göre Türkiye 2007 ila 2013 yılları arasında indekste son iki ülke arasından çıkamamıştır. 2013 yılı itibariyle EIS indeksi Şekil 1’de gösterilmektedir (Hollanders & Es-Sadki, 2013). II. İNOVASYON ALGISI Direkt veya dolaylı olarak inovasyonun bireyin yaşamında, kolaylık, rahatlık, hız ve güvenlik artışı yaratacağı bilinen bir durumdur hatta inovasyonun icra edilmesi ile direkt olarak anılan faydaların temin edileceği beklentisi oluşmaktadır. Bu beklenti somut olarak belirlenemese dahi inovasyonun kendisi sayesinde algısal olarak bu özelliklerin varolduğu sanısı ortaya çıkabilmektedir. 2 EIS indeksi Avrupa Birliği üyesi ve çevre ülkelerin inovasyon bakımından durumunu izlemek için ortaya çıkarılmış bir indekstir. Ayrıntılı bilgi için: http://ec.europa.eu/enterprise/policies/innovation/files/ius-2013_en.pdf 2 Örneğin karlı bir havada bisiklet veya motosiklete göre bir otomobil daha çok tercih edilmektedir. Nitekim kapalı ve dört tekerlekli bir araç daha fazla güven vermektedir. Hatta insanlar kara rağmen güven duygusu ile otomobillerin hızlarını azaltma gereği bile duymayabilirler. Oysa istatistikler dört tekerlekli araçların mil başına ölümlü kazalar bakımından iki tekerlekli araçlara göre daha çok önde olduğunu göstermektedir. Buna göre bireyler risk ile performans arasında ödünleşme (trade-off) yapmaktadır (Merton, 2013). Bu durum inovasyonun gerçekte olmadığı halde sanrı olarak ortaya çıkarabildiği imgeleri ortaya koymaktadır. Bu benzetme zengileştirilebilir. Sözgelimi bir kobi büyük bir yatırım yaparak hiç bir zaman tüm özelliklerini kullanmayacağı pahalı iş yazılımları satın alarak, sadece basit özelliklerinin ortaya çıkardığı faydalara binaen inovasyondan istifade ettiğini düşünebilir, belki gerçekten istifade de etmektedir ancak yaptığı yatırımın büyüklüğü rasyonel olmayabilir. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde Standish Group adlı bir şirketin yaptığı bir araştırmaya göre yazılımsal sistemlerin özelliklerinin %45’i hiç kullanılmamaktadır (Analyst, 2013). 2.1. İnovasyonların Müşteri Düzeyinde Az Kullanılma Durumu: Akıllı Telefonlar İşletmeler için inovasyon kullanımında işletmelerin maliyetleri azaltma isteği ile sezgisel olarak riskli inovatif yatırımlara karşı ihtiyatlı yaklaşması beklenir bir durum ise bireyler için maliyetinden bağımsız olarak fayda yanılsaması ile inovasyona rasyonel olmayan şekilde yaklaşarak kullanmayacakları bir çok özelliği de satın almak durumunda kalmaları muhtemeldir. Sutterfield 2012 yılında üniversite öğrencileri arasında yapmış olduğu ankete dayanan çalışmasında dokunmatik ekran, GPS, MP3, Qwerty klavye ve Swype klavye gibi günümüz telefonlarında önemli olduğu düşünülen özelliklerden hangisinin arandığı, hangisinin ise aranmayan özellik olduğunu incelendiği çalışmasında anılan özelliklerin Swype klavye 3 özelliği haricindeki özellikşerin en az %67 oranında arandığı görülmüştür, bu tercih edilen inovasyona iyi bir örnektir ancak anılan özelliklere göre en yeni teknoloji olan ve Qwerty klavyelere göre çok daha hızlı ve kolay yazı yazmayı sağlayan Swype klavye sadece %49 oranda aranmaktadır (Sutterfield & McKinley-Floyd, 2012). 3 Swype, akıllı telefonlarda bilinen dokunmatik ekrandaki tuşlu klasik klavyede harflere tek tek basılması yerine, doku bir metnin parmak kaldırılmadan harfler arasında hızlıca gezinmek suretiyle yazının yazılması ve yazılımsal olarak parmak hareketlerinden girilen metnin algılanması teknolojisidir. Swype ile dakikada 40 adet kelime yazılabilir. Bu yazılımsal inovasyon hakkında ayrıntılı bilgi için: http://www.swype.com/category/about/ 3 Bu durum kullanılmayan yahut aranmayan inovasyonun hatırı sayılır bir örneği olarak değerlendirilebilir. İnovasyonun tercih edilmeme ya da çok az miktarda tercih edilme riski yanlızca anketlerle değil deneysel olarak kullanıcı davranışlarını anonim yolla izlemek için yapılan çalışmalarda, gerçek kullanıcıların telefon özelliği kullanım istatistiklerinde de görülebilmektedir. Falaki ve arkadaşlarının, direkt olarak gönüllü kullanıcıların telefonları üzerinden telefon uygulamalarının kullanımını özel bir uygulama ile kayıt altına almak suretiyle yaptıkları çalışmaya göre telefon kullanıcıların yarısına yakını telefonu telefon görüşmesi, SMS ve anlık mesajlaşma yazılımları için (Bkz. Şekil 2) kullanmaktadır (Falaki vd., 2010). İnovasyon denilince ilk akla gelen ve sesli görüşme özelliği sadece bir özelliği olarak azımsanan akıllı telefonlarda uygulama bazında en inovatif özelliklere sahip, akıllı telefonları bilgisayar gibi kullanabilmek için ofis programları, takvimler, pdf okuyucular gibi uygulamaları barındıran, üretkenlik (productivity) kategorisindeki uygulamaların sadece %15 ila %19 arasında popülerliğe sahip olması, buna karşın iletişime dayanan görece daha az inovatif yazılımların daha popüler olması anılan duruma güzel bir örnek teşkil etmektedir. Bu durum en büyük uygulama marketleri olan Google Play ve Iphone AppStore’deki en popüler uygulamalar listesinde tüm zamanlarda iletişim kategorisine giren Facebook, WhatsApp,Line,Viber ve Tango gibi programların başı çekmesinden de anlaşılabilir. Bir akıllı telefon sadece inovatif özelliklerinden ötürü mü satın alınmaktadır? Bødker, Gimpel ve Hedman akıllı telefon kullanıcıları üzerinde yapmış oldukları saha çalışması ve odak görüşmelerde akıllı telefon satın alma davranışının fonksiyonel değer boyutunun yanında, sosyal, duygusal, epistemik ve duygusal değer boyutlarının olduğunu değerlendirmişlerdir (Bødker, Gimpel, & Hedman, 2009). 2.2. İnovasyonun Müşteri Düzeyinde Sahip Olduğu Güvenlik Riskleri Bir inovasyon tek başına güvenlik riski teşkil etmesi beklenen bir durum olmayacaktır ancak teknoloji alanında günlük yaşamda önemli yer edinen akıllı cihazların hafıza, veri işleme ve veri paylaşma kapasitelerinin çeşitli mahremiyet problemlerinin ötesinde başka güvenlik risklerine sahip olduğu bilinmektedir. Örneğin, akıllı telefonların günlük hayata bilgisayarlardan daha fazla entegre olması, boş zamanları değerlendirme amacı ile sıklıkla kullanımı sayesinde daha fazla kullanıcı verisinin yazılımsal olarak derlenmesi ve analizi tıpkı yukarıda anılan Falaki’nin çalışmasında olduğu gibi olanaklı hale gelmiştir. Ancak verilerin izlenmesi sadece bilimsel amaçlarla gönüllülük esasına dayalı olmamaktadır. 4 Akıllı telefon uygulamalarının özellikle de ücretsiz uygulamaların çok büyük popülariteleri sayesinde ulaştıkları milyonlarca kullanıcının kişisel verisini, gerek ticari gerekse istihbari anlamda şüpheli amaçlarla kullandıkları güncel olarak tartışılagelen bir konudur (Ignatzi, 2014). Şekil 1: EIS indeksine göre 2013 yılı itibariyle ülkelelerin inovasyon durumları Şekil 2: Akıllı Telefon uygulamalarının kullanımlarına göre nispi popülerliği, Dataset1 Andoid, Dataset2 Windows Mobile işletim sistemi kullanan iki ayrı deney grubudur. Ayrıca Dataset1 sınırsız internet ve sesli görüşme paketine sahipken, Dataset2’nin kullanımı sınırsız paket değildir. 5 Tablo 1: İnovasyonun Firma Düzeyinde Riskleri (Wu & Wu, 2013) Teknolojik risk: Piyasa riski Acele planlama Tedarikçilerin değişimi Birbiri ile uyuşmayan özellikler Müşteri beğenisinin değişimi Gerçekçi olmayan tasarım İkame ürünler Etkin olmayan proje liderleri Tamamlayıcı ürünlerin ender bulunması Teknoloji geliştiriciler arasında iletişimsizlik Finansal risk Kurumsal/düzenleyici riskler: Ürün geliştirmede sınırlı finansman imkanları Endüstriyel politikalar Yeni müşterilerle iletişim problemi Kaynak gereksinimleri Ortak çalışma riski Zayıf entelektüel varlıkları koruma mevzuatı Aldatma Bozucu bilgi 2.3. İnovasyonun Firma Düzeyindeki Riskleri İnovasyon, ekonomi düzlemde artık en az üretim unsurları kadar önemli bir yere sahiptir. Bireysel tüketim açısından gerek duyulandan fazla teknlojiye maruz kalmak olarak nitelendirilebilecek risk, endüstriyel tüketimde de benzer riskler barındırmaktadır. Bu durum henüz tedarik ve üretim araçları ile ilgilidir. Firma endüstriyel satın alım davranışında inovasyon riskleri ile karşı karşıya kalabileceği gibi, pekala üretim aşamasında da inovasyon riskleri ile karşı karşıya kalabilir. Bu riskler Wu ve Wu’nun çalışmasında (Tablo 1: İnovasyonun Firma Düzeyinde Riskleri) ortaya konmaktadır (Wu & Wu, 2013). Zayıf entelektüel varlıkları koruma mevzuatı bilhassa patente dönüştürümeye değmeyecek ya da patente dönüştürülse bile ciddi koruma gerektiren inovasyonlar için geçerli olmaktadır. Bu noktada inovasyonun kendisi firma için değerli olmakla birlikte, taklit edilebilirliği nedeniyle firma için risk teşkil eder hale gelmektedir. İnovasyon ciddi bir araştırma-geliştirme çabasını gerektirir ve bu yatırım her zaman inovasyonla sonuçlanmayabilir. Bu noktada işletme stratejileri bakımından tasarruf stratejilerini uygulayan işletmeler için uygun olmayacaktır. 6 Yine risk unsurları arasında sayılan, birbiri ile uyuşmayan özellikler firmanın ürettiği/sunduğu ürünlerin piyasada genel olarak aranan özelliklerle uyuşmama ihtimalidir. Sözgelimi yazılım sektöründe, daha güncel ve gittikçe artan bir yazılım dili olan Python gibi diller ile Node.js gibi teknolojiler ülkemizde, PHP,ASP gibi daha eski ancak halihazırda yaygın kullanılan teknolojilere göre henüz daha az kullanılmaktadır. Bu durumda örneğin Python ve Node.js gibi diller için web barındırma hizmetleri sunacak bir hosting firması, eski teknlojiler kadar rağbet görmeyebilir. Burada anılan riskler elbette fırsata dönüştürülme potansiyeline sahiptirler ancak yukarıda anıldığı üzere, yapılan inovasyonun belirli düzeye kadar, ölçülebilir ve makul düzeyde olması gerekmektedir. III- SONUÇ İnovasyon kişisel tüketim ve firma düzeyinde çeşitli riskler barındırmaktadır. Ancak tüm bu risklere rağmen, ana akım endüstriyel trendlerle, yapılması zorunlu gibi algılanabilmektedir. İnovasyona olan ilginin makul olmaktan çıkarak bir balona dönüştüğü (Dot-Com Balonu olarak anılmaktadır) 90’lı yıllarda melek yatırımcılar ana faliyet konusu sadece yeni teknolojiler olan şirketlere ciddi yatırımlar yaptılar. Ancak NASDAQ borsasında 2000 yılı Martında bu şirketlerin hisse değerleri bir anda değer kaybı yaşadığında bu büyümenin gerçekçi olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu kriz de inovasyonun sihirli değnek olmadığı noktasında önemli vakalardan biri olarak kabul edilebilir. Araştırma-Geliştirme yatırımlarının ölçülebilirliği ise firma düzeyinde bir risk olmasının yanında, hibe sağlayıcı kuruluşlar için yerindeliği ve maliyetinin gerçeğe uygunluğu anlamında da farklı bir araştırma konusudur. Araştırma-Geliştirme desteklerinin temel amacı, katma değeri yüksek ürün ve teknolojilerin ortaya çıkması ise, bunun ne derece gerçekleştiği bu anılan riskler çerçevesinde değerlendirilmeli ve daha efektif yaklaşımlar geliştirilmelidir. 7 KAYNAKLAR Anonim. (1995). Green Paper on Innovation. Retrieved from http://europa.eu/documents/comm/green_papers/pdf/com95_688_en.pdf Bødker, M., Gimpel, G., & Hedman, J. (2009). The user experience of smart phones: a consumption values approach. 8th Global Mobility Roundtable, GMR. Falaki, H., Mahajan, R., Kandula, S., Lymberopoulos, D., Govindan, R., & Estrin, D. (2010). Diversity in smartphone usage. In Proceedings of the 8th international conference on Mobile systems, applications, and services (pp. 179–194). Hollanders, H., & Es-Sadki, N. (2013). Innovation Union Scoreboard 2013. Retrieved from http://ec.europa.eu/enterprise/policies/innovation/files/ius-2013_en.pdf Ignatzi, C. (2014). Apps a gold mine for data thieves. Retrieved from http://www.dw.de/apps-a-gold-mine-for-data-thieves/a-17422753 Malerba, F., & Orsenigo, L. (2002). Innovation and market structure in the dynamics of the pharmaceutical industry and biotechnology: towards a history-friendly model. Industrial and Corporate Change, 11(4), 667–703. Mercan, B., Göktaş, D., & Gömleksiz, M. (2011). Arge Faliyetleri ve Girişimcilerin İnovasyon Üzerindeki Etkileri: Patent Verileri Üzerinde Bir Uygulama. Paradoks: The Journal of Economics, Sociology and Politics, 7(2), 29–43. Merton, R. C. (2013). Innovation Risk. Harvard Business Review, 91(4), 48–56. Örücü, E., Kılıç, R., & Savaş, A. (2011). Kobilerde İnovasyon Yapmayı Etkileyen Faktörler: Bir Uygulama. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 12(1), 58–73. Sutterfield, J. S., & McKinley-Floyd, L. A. (2012). Using Taguchi methods in a marketing study to determine features for a Smartphone.(Report). Academy of Marketing Studies Journal, 16(1), 53. Turanlı, R., & Sarıdoğan, E. (2010). Bilim-teknoloji-inovasyon temelli ekonomi ve toplum. İstanbul: İstanbul Ticaret Odası. Wu, J., & Wu, Z. (2013). Integrated risk management and product innovation in China: The moderating role of board of directors. Technovation, 1–11. doi:10.1016/j.technovation.2013.11.006 8
© Copyright 2024 Paperzz