AB KOMİSYONU 2014 İLERLEME RAPORUNDA ANAYASA MAHKEMESİ 2. SİYASİ KRİTERLER VE ARTIRILMIŞ SİYASİ DİYALOG 2.1. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü Anayasa Mahkemesi, tutuklu yargılanan altı seçilmiş milletvekilinin seçilme haklarının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Bu vekiller tahliye edilmiş ve Mecliste yemin etmişlerdir. Terörle mücadele mevzuatındaki eksiklikler ve Anayasa’nın 14. maddesinin sınırlayıcı yorumu milletvekillerinin ifade özgürlüğü için risk teşkil etmeyi sürdürmektedir. (s. 7) … Ekim ayında Yargıtay, Balyoz davasında 237 davalının 2003 yılında hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle mahkûmiyetlerini onamıştır. Ancak Haziran ayında Anayasa Mahkemesi davalıların adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve bunun sonrasında 99 davalı tahliye edilmiştir. Mahkemenin kararı yeniden yargılamanın yolunu açmıştır. (s. 12) … Nisan ayında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Ergenekon davasında gerekçeli kararını yayınlamıştır. Ancak, ömür boyu hapis cezasına mahkûm edilen eski genelkurmay başkanı Anayasa Mahkemesinin “kanunsuz olarak özgürlüğünden mahrum bırakıldığına” ilişkin kararı ile Mart ayında tahliye edilmiştir. Mahkemenin kararı sonucunda, Ergenekon davasında 52 hükümlü tahliye edilmiştir. (s. 12) … Anayasa Mahkemesi kararları, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki soruşturmalarda ve müteakip yargılamalarda ele alınıştaki yanlışlıklara dikkati çekmiştir. Başlangıçtaki ciddi iddiaların gerçek olup olmadığının tespit edilmesi fırsatı kaçırılmıştır. (s. 12) … Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununda yapılan değişiklikler ve sonrasında personelin görevden alınması ve çok sayıda hâkim ve savcının görev yerinin değiştirilmesi yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve güçler ayrılığı konularında ciddi endişe yaratmıştır. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları kabul etmeye devam etmiştir. Mahkeme YouTube ve Twitter yasakları ve Hrant Dink’in öldürülmesi davaları gibi bir dizi önemli davada kararlar vermiştir. Bu kararlar 2010 anayasa değişikliği ile getirilen bireysel başvuru uygulamasının önemini göstermiştir. Mahkeme aynı zamanda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununda yapılan bir dizi değişikliği de iptal etmiştir. Bu kararlar Türk anayasal sisteminin kendini toparlama/kriz çözme gücünü ortaya koymuştur. (s. 13) … 2.2. İnsan hakları ve azınlıkların korunması İnsan Hakları İhlallerine İlişkin Eylem Planının kabulü ve tutukluluk süresinin azaltılması ile birlikte olumlu adımlar atılmış ve bunun sonrasında birçok gazeteci tahliye edilmiştir. Ancak, internet ile ilgili düzenleme de dâhil olmak üzere, ifade özgürlüğünü daha da sınırlandıran düzenlemeler kabul edilmiş ve ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün etkin bir şekilde uygulanması pratikte kısıtlanmıştır. Her ne kadar daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olsa da, YouTube ve Twitter’ın tamamen yasaklanması ciddi endişelere yol açmıştır. Siyasetçilerin tehditkâr açıklamaları ve eleştirel gazetecilere açılan davalar, medya sektörünün mülkiyet yapısı ile birleştiğinde, medya sahipleri ve gazetecilerin yaygın oto-sansürüne ve gazetecilerin kovulmasına neden olmuştur. (s. 15) … 2011 yılında 34 sivilin Uludere/Roboski’de öldürüldüğü davada Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, hava operasyonuna katılan askerlerin hatasının olmadığı gerekçesiyle, Ocak ayında takipsizlik kararı vermiştir. Kurbanların aileleri Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. (s. 17) … 4.23. Bölüm 23: Yargı ve temel haklar Türk Anayasa Mahkemesi HSYK Kanunu’nun bazı hükümlerini anayasaya aykırı bulmuş ve yasama organına yeni bir düzenleme yapması için üç aylık süre tanımıştır. Bu hükümler arasında personelin görevine son verilmesi de bulunmaktaydı, ancak, Mahkemenin kararlarının geriye dönük işlerliği bulunmamaktadır. Sonuç olarak, işten çıkarılan personelin birçoğu yeniden işe alınmadı ve yeni tayin edilen personel görevde kaldı. Haziran ayında Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamak için meclis yeni bir yasa çıkarmıştır. Bu yasa ile 2010 yılında getirilen yasal hükümler yeniden yürürlüğe konmuş ve genel kurulun rolü eski haline getirilmiştir. Ancak, bu düzenleme her bir hâkim veya savcının seçilecek HSYK üyesi sayısınca oy kullanma hakkının olduğu çoklu oy sistemini geri getirmiştir. Bu sistemde oyların çoğunluğunu alan adaylar bütün sandalyeleri alarak diğer oy kullananların desteklediği adayları saf dışı bırakabilmekte, böylelikle Türk yargısının tümünü daha iyi temsil edecek çoğulcu bir HSYK’ya mani olmaktadır. İdarenin HSYK’ya katılımı ve rolü azaltılmalıdır. Yargı denetimi, hâkim ve savcıların bağımsızlığı, tarafsızlığı veya bireysel haklarına müdahale potansiyeli olan bütün Kurul kararlarını kapsayacak şekilde genişletilmelidir. (s. 43-44) … Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları kabule devam etmiştir. Mahkemenin insan kaynakları artmıştır. 2014 Temmuz itibariyle Mahkemeye yapılan başvuru sayısı 22677’dir. Mahkeme 9683 başvuruyu karara bağlamış olup 12845 başvurunun incelemesi devam etmektedir. Twitter’a erişim yasağı konusundaki kararında mahkeme, yetkili makamların mahkeme kararını tam vaktinde uygulamamsına atıfta bulunarak, olağan hukuk yollarının etkisiz olduğunu belirtmiştir. Mahkeme Mayıs ayında verdiği kararda, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın Mart ayında getirilen Youtube erişim yasağının kullanıcıların haklarını ve ifade özgürlüklerini ihlal ettiğine hükmetmiştir. Temmuz ayında Mahkeme Hrant Dink’in ölüdürülmesi davasında soruşturmanın etkin bir biçimde yapılmadığını ve yetkili makamların aileyi yürütülen soruşturmaya ilişkin uygun bir biçimde bilgilendirmediğini tespit etmiştir. Diğer kararlar özgürlük ve güvenlik hakkını ve adil yargılanma hakkını teminat altına almış ve bazı yüksek profilli davalarda yeniden yargılamanın yolunu açmıştır. Bu kararlar 2010 yılında getirilen bireysel başvurunun önemini göstermiş ve Türk anayasal sisteminin kendini toparlama/kriz çözme gücünü ortaya koymuştur. (s. 44) … Aralık ayında Ergenekon davasında Anayasa Mahkemesi şüphelilerden ikisinin tutukluluk süresinin makul süreyi aştığına ve bu kişilerin milletvekili seçilme haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir. Bu kişiler tahliye edilerek Meclise girmişlerdir. Diğer davalarda benzer kararlar devam etmiş ve sonuç olarak seçilmiş milletvekillerinin tamamı tahliye edilmiştir. (s. 45) … Mayıs ayında Anayasa Mahkemesi ilk kez cinsel yönelim gerekçesiyle nefret söyleminin ceza gerektiren bir suç olduğuna hükmetmiştir. (s. 51) … Mart ayında TİB Twitter ve YouTube’a erişimi yasaklamıştır. Türk Anayasa Mahkemesi bu yasakların her ikisinin de ülkenin anayasasında teminat altına alınan özgürlükleri ihlal ettiğine karar vermiştir. Bu karar TİB’in hem Twitter hem de YouTube’a erişimi açmasını sağlamıştır. Anayasa Mahkemesi ayrıca, TİB’e verilen erişimi engelleme yetkisinin hukuki dayanağının kapsam ve sınırlarının kanunilik ilkesinin asgari koşulu olan kanunun açık, anlaşılır ve net olması gerekliliğini karşılamadığını tespit etmiştir. Eylül ayında çıkarılan ve TİB’in internet sitelerine erişimi engelleme ve veri tutma konusunda yetkilerini genişleten internet ile ilgili kanunun hükümleri Anayasa Mahkemesi tarafından Ekim 2014’te iptal edilmiştir. (s. 51-52) … Kadının evlendikten sonra kendi kızlık soyadını tek başına kullanmasını yasaklayan mevzuat hükmünde, AİHM’in bu yöndeki kararına rağmen, herhangi bir değişiklik yapılmamıştı. Ocak ayında Anayasa Mahkemesi de evli kadınların kendi kızlık soyadını tek başına kullanabileceğine karar vermiştir.(s. 56) … Temmuz ayında Anayasa Mahkemesi Hrant Dink’in öldürülmesi davasında soruşturmanın etkin bir biçimde yapılmadığını ve yetkili makamların aileyi yürütülen soruşturmaya ilişkin uygun bir biçimde bilgilendirmediğini tespit etmiştir. (s. 60) … Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyu uygulamaya devam etmiştir. Mahkeme, Türkiye’de temel hakların korunmasını güçlendiren bir dizi önemli karar almıştır. (s.62) … 4.27. Bölüm 27: Çevre İklim Değişimi Türkiye, Ekim 2013’te Çevresel Etki Değerlendirmesine (ÇED) ek istisnalar getirilmesi suretiyle, çevre konusundaki yatay mevzuatını Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliğinin gerekleri ile uyumlu olmayan bir biçimde değiştirmiştir. Mikro hidroelektrik santralleri ve üçüncü Boğaz köprüsü gibi bazı büyük altyapı projeleri ulusal ÇED prosedürlerinden istisna tutulmuştur. Anayasa Mahkemesi, yatırımlara AB müktesebatı ile uyumlu olmayan biçimde çevre mevzuatından istisnalar getiren iki değişikliği iptal etmiştir. (s. 68)
© Copyright 2024 Paperzz