İLİ : TRABZON TARİH :07/11/2014 KULLUKTA İHSAN SIRRI Muhterem Mü’minler ! Okumuş olduğum Zariyat sürsi 56. ayeti kerime de yüce rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Kulluk, her zaman Allah’ın huzurunda olduğunun bilincinde olmak ve ona göre bir duruş sergilemektir. Kulluk, kişinin benlik duygusundan sıyrılması Allah’ın yüceliği, azameti karşısında duyulan saygıdan dolayı bir ürperme, bir teslimiyet, sığınma ve Allah’ın emrine boyun eğmedir. Kulluk, halis ve samimi bir niyetle, sevap kazanmak üzere Allah’a yakın olmayı düşünerek ibadet yapmaktır. Kısaca, Yüce Allah’ın emir ve yasakların bütününü yerine getirmenin adıdır kulluk. Kulluğun amacı, Allah’ın rızasına ulaşmak, takva sahibi olmak, bununla dünya hayatını düzene koymak, iyi bir insan, iyi bir Müslüman olabilmek ve öldükten sonra ebedi hayatta da cenneti kazanmaktır. Değerli Mü’minler! Yukarıda tarif ettiğimiz kulluğu yapacağımıza dair, günde kırk defa yüce rabbimize söz veriyoruz. Hergün kıldığımız beş vakit namazda , derken; “Yarabbi ancak sana kulluk eder ancak senden yardım isteriz” demiyor muyuz? Öyleyse sadece Allah(c.c)’a kulluk yapmalı, kula kul olmamalıdır. İnsan Rabbine kul oldukça özgürleşir, O’na kul olmadıkça Yani kula kul olduğunda köleleşir. Şairimiz bu hususu: “Neler kaybetti insan kula kulluk uğruna, Ah bir erebilseydik “kul” olmanın şuuruna.”dizelerinde dile getirmiştir Onun için diyoruz ki : “Sana kul olmayan, kula kul olur, Sana kul olmayan nefsine köle olur. Aziz Mü’minler! Hakiki kulluk hususunda gelin hep birlikte yine Kur’an_ı Kerime birlikte bakalım. Bakara/83 :“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin…” Ali İmran/64:“Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah’ı bırakıp ta bir kısmımız diğer bir kısmımızı Rabler edinmeyelim…” Zümer/17:“Tağut’a kulluk etmekten kaçınıp, Allah’a yönelenlere müjde vardır..” Hicr /99:“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” Değerli Mü’minler! Allah (cc), kendisine kulluk eden hakiki kullarını sevgi ve himayesine almıştır. Sevdiği bu kullarına herhangi birisinin bir kötülük yapması durumunda onları korur, himaye eder. Bizden istenilen kullukta bir derece vardır ki, kullukta asıl istenilen o dereceyi yakalamaktır. Bunun adı da ihsandır. Kullukta İhsan mertebesinin nasıl olacağını bize en güzel Rasülüllah (s.a.v)efendimiz tarif eder. Ebu Hüreyre (ra) dan nakledildiğine göre, Resulüllah (sav) şöyle buyurmuştur:“….İhsan, O’nu görüyormuş gibi Allah’a ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görmektedir…” 1 Yani nerede olursak olalım Allah hep yanımızda şuuruyla hareket edelim. Nitekim, Hadid süresi 4. Ayetinde yüce rabbimiz;” Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.” Buyurarak, daima kendisinin gözetimi altında olduğumuzu bize hatırlatır. Aziz Mü’minler! Hutbemi bir Hadis-i şerif mealiyle bitirmek istiyorum. Muaz (ra) anlatıyor: “ Ufeyr adlı bineğin üzerinde yolculuk ederken Hz. Peygamber (sav) in terkisinde idim. Resulullah, “ Ey Muaz! Allah’ın kulları üzerindeki hakkını ve kulların Allah üzerideki hakkını bilir misin?” diye sordu. Ben, “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, Allah’a kulluk/ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı ise kendisine ortak koşmayan/ ibadet eden kullarına azap etmemesidir.” Rabbim cümlemizi ,kullukta İhsan derecesine erenlerden kendisine layık kul, Resülü Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimize layık ümmet eylesin.! Hazırlayan: Yeni Kemerkaya Camii İmam-Hatibi Hamza Diktaş 1 1 Buhari, Tefsir, Lokman 2. Buhari, Cihad, 46.
© Copyright 2024 Paperzz