Suç duyurusu ve tazminat dava dilekçesi için tıklayınız…

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ
: Umut ORAN
CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Bakanlıklar/ ANKARA
VEKİLİ
: Av. Haluk PEKŞEN (Adres antettedir.)
ŞÜPHELİ
: Egemen BAĞIŞ
AK Parti İstanbul Milletvekili, TBMM B Blok ÜZ kat 4 No’lu Banko
Oda: 6 Bakanlıklar/ ANKARA
SUÇ
: TCK.md.125 (Hakaret)
KONU
: Şüphelinin eylemine uyan suçlar gereğince cezalandırılması için
kamu davası açılmasına ilişkin şikâyetlerimizin sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Şüpheli Egemen Bağış, 22 ve 23’üncü dönemde Adalet Ve Kalkınma
Partisi’nden milletvekili olarak seçilmiştir. 60’ıncı hükümet döneminde Devlet Bakanı
ve Baş müzakereci olan ve 61’inci hükümette Avrupa Birliği Bakanlığı görevini
üstlenen Egemen BAĞIŞ, söz konusu konumu gereği sürekli medyada yer alan ve attığı
her adım halk tarafından yakından takip edilen bir kişidir.
Şüpheli Egemen BAĞIŞ ve M. Fatih SARAÇ ( Alo Fatih ) isimli şahıs arasında
geçen telefon konuşması “ Youtube ” adlı video paylaşım sitesinde “ Haramzadeler
333 ” kod adlı kullanıcı tarafından paylaşılmıştır. Söz konusu telefon konuşması
esnasındaki diyalogda şüpheli Egemen BAĞIŞ, müvekkil Umut ORAN
hakkında ağır hakaret içeren sözler sarf etmektedir.
Şüpheli Egemen BAĞIŞ ve M. Fatih SARAÇ isimli şahıs arasında geçen söz
konusu telefon konuşması, müvekkil Umut ORAN’a karşı AĞIR HAKARETLER ihtiva
ettiği gibi, kamu düzeni ve kamu güvenliği gibi Anayasa’nın çeşitli maddelerinde
koruma altına alınmış değerlere de saldırı içermektedir.
Esasen konuşmanın içeriğinden daha önemli olan Bakan koltuğunda oturan bir
şahısla ülkenin önemli bir yayın kuruluşu başında bulunan şahsın amaca uygun
planlamalarıdır. Müvekkile karşı kurgulanmaya çalışılan planın ne hukuk devleti ve
devlet adamlığı etiği, ne de standart bir seviyedeki gazetecilik etiği ilkeleriyle bağdaşır
yanı yoktur.
Üstelik, bu bakan koltuğunda oturan zat Türkiye’nin en önemli çağdaşlaşma
projesi olan Avrupa Birliği üyeliği sürecinin üstlenmiş kişidir. Böylesi bir kişilikten
uygar bir projenin akıbetini öngörmek hiç de zor olmamıştır. Nitekim siyasal
rakiplerine türlü çirkinlikler sergilemekten devlet işleriyle de ne derece haşır neşir
olduğu TBMM gündemine sunulan “Fezleke”lerden anlaşılmaktadır.
Siyaset adamlığı nutuk atma pozisyonunu kullanmak adamlığı değildir. Siyaset
adamlığı, en basit tanımıyla toplumsal refahın ve barışın sağlanması yolunda kamu
düzeni, kamu güvenliği ve kamu yararını en üst düzeyde tutabilme adamlığıdır.
Siyasal rakiplerine tuzak kurmaya kalkışmanın hangi siyasal saygınlıkla izah
edilebileceğini öngörebilmek mümkün değildir.
Aşağıda ayrıntısıyla yer verilen diyalogdan açıkça anlaşılacağı üzere, ana
muhalefet partisi olan CHP’nin genel başkan yardımcısı Umut ORAN’a karşı MEDYA
marifetiyle TUZAK kurulmak istenmekte, halkın gözü önünde küçük düşürülmeye
çalışılmakta, çirkin ve yakışıksız bir tartışmanın içine sürüklemek ve müvekkilin adeta
omuzlarına basarak yükselme çabası içerisine girilmek istenmektedir. Bu çabanın
sahiplerinden birinin iktidar partisi milletvekili, eski bakan, AB sürecinde baş
müzakereci gibi sıfatları haiz Egemen BAĞIŞ ve bir diğerinin medyanın önde gelen
televizyon kanallarından birinin patronu olan bir gazeteci olması da durumun
vahametini gözler önüne sermektedir.
Anılan diyalog aşağıdaki gibidir;
M. Fatih SARAÇ : Birisine konuşma yaptıralım dedik ama kimseyi bulamıyoruz,
yani çok önemli bir şey. Bununla ilgili biz de haber kanalıyız. Kimi çıkartalım, ne
yapalım bilemiyoruz.
Egemen BAĞIŞ : Vallahi abi bu dönemde bayramda konuşmayacaksın.
Konuşana şimdi şey damgası vururlar ha. Bence CHP’li birini konuştur.
Ondan sonra bak bu bayramda bile çıktı falan filan Türkiye’nin de
değerleriyle barışık değil diye biz de çakalım ona.
M. Fatih SARAÇ : Çıkarayım CHP’den bir en kafası çalışmayan kimse onu
bulayım, onu çıkarayım o zaman.
Egemen BAĞIŞ : Vallahi Umut ORAN falan meraklıdır. YIRTIK DONDAN
FIRLAR GİBİ HER ŞEYE ÇIKAR.
M. Fatih SARAÇ : Tamam çıkartıyorum, Umut’u bağlatıyorum.
……
M. Fatih SARAÇ : Umut ama bizim aleyhimize şey vermiş.
Egemen BAĞIŞ : Hep veriyor, hep veriyor. ŞEREFSİZİN TEKİDİR.
Şüpheli; “ en kafası çalışmayan CHP’li ” atfına müvekkilin adı ile karşılık vermek,
“ yırtık dondan fırlar gibi her şeye çıkar ” ve “ şerefsizin tekidir ” demek
suretiyle müvekkile ağır hakaret etmiş bulunmaktadır. Hakaret ise Türk Ceza Kanunu
açısından başlı başına suç teşkil etmekte olup, Sayın Savcılığınızca şüpheli hakkında
iddianame tanzim edilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
1. ŞÜPHELİNİN “ YOUTUBE ” ADLI VİDEO PAYLAŞIM SİTESİNDE
PAYLAŞILAN TELEFON KONUŞMASI İLE MÜVEKKİLİN KİŞİLİK
HAKLARINI AĞIR BİÇİMDE ZEDELEMİŞTİR.
“Youtube ” adlı video paylaşım sitesinde paylaşılan ve şüpheli Egemen BAĞIŞ’ın,
M. Fatih SARAÇ isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesini ihtiva eden kayıtta
müvekkil Umut ORAN hedef alınmış ve son derece çirkin bir üslupla yakıştırmalarda
bulunulmuştur. Müvekkil hakkında “ kafası çalışmayan ”, “ yırtık dondan çıkar
gibi çıkan ” ve “ şerefsizin tekidir ” gibi sözler sarf edilmiştir. Söz konusu hitabın
müvekkil Umut ORAN’ı hedef aldığı, şüphelinin sözlerini ihtiva eden anılan
paylaşımın incelenmesi sonucunda kolaylıkla ve açıkça görülebilecektir.
Şerefsiz kelimesi Türk Dil Kurumuna göre “ Şereften yoksun, onursuz ”
anlamına gelmektedir. Bunun yanında sarf edilen diğer sözlerle de müvekkilin kişilik
haklarına saldırılmış ve müvekkil; “ yırtık dondan fırlar gibi çıkar”, “ en kafası
çalışmayan ” denilmek sureti ile rencide edilmiş, küçük düşürülmeye çalışılmıştır.
Yargıtay 2. CD T. 10.11.2005, E. 2004/7267, K. 2005/24555 sayılı kararında da;
“Sanık sıfatıyla beyanı saptanırken müştekiyi kastederek "bu kadın akıl hastası olup
beni devamlı rahatsız etmektedir." sözlerinin savunma sınırlarını aştığı
gözetilmeden atılı suçtan mahkûmiyeti yerine yetersiz gerekçelerle beraat kararı
verilmesi bozmayı gerektirir.” şeklinde ibareler yer almaktadır.
Müvekkil 17-18 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan CHP 34. Olağan
Kurultayında Parti Meclisi Üyeliğine seçilmiş, 30 Temmuz itibariyle İdari ve Mali
İşlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. Halen CHP Genel
Başkan Yardımcılığının yanı sıra Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu ve AB
Uyum Komisyonu Başkanvekilliği görevlerini sürdürmektedir.
Bulunduğu görevleri layığı ile yerine getiren ve ulusal kamuoyu tarafından yakinen
tanınan müvekkil Sayın Umut Oran, üstlendiği tüm görevlerde ülke saygınlığı ve
onurunu özenle taşımayı ilke edinmiş bir devlet adamı ve siyasetçi olarak
bilinmektedir.
Siyasi ve kişisel kin ve garezinin etkisinde kalan ve müvekkilin popülaritesinden
yararlanmak isteyen bazı şahıslar, ağır hakaret içeren beyanları ile müvekkilin politik
kariyerini lekeleme amacını ortaya koymakta ve müvekkilin şeref ve haysiyeti ile
kamuoyu nezdindeki itibarını zedeleme kastı ile hareket etmektedirler. Kaldı ki
şüpheli şahsın kendisi de milletvekilidir. Üstlendiği görevler gereği halkın yakından
takip ettiği bir kişi olup, televizyon ve radyoda pek çok programa sürekli bir biçimde
konuk olarak katılmaktadır. Bu itibarla da hareket ve sözlerinde özenli davranması
gerekmekte, halkı yanıltıcı, gerçek dışı, kışkırtıcı, hakaretamiz beyanlarda
bulunmaktan kaçınması gerekmektedir. Ancak şüpheli bu belirtilenlerin tam
aksi yönünde hareket ederek müvekkile hakaret etmekten, kişilik
haklarını zedelemekten kaçınmamıştır.
Sarf edilen sözlerin halkın ortalama konuşma dili içerisinde sıradan sözcüklerden
çok öte ar duygusu olmayan çirkin saldırılardır. Zira, Ceza hukuku, kişiyi; onuruna,
şeref ve haysiyetine dokunan fiillere karşı korumaktadır. Bu nedenle hakaret suç
olarak düzenlenmiştir. Hakaret etmek sureti ile müvekkilin kişilik haklarını zedeleyen
şüphelinin cezalandırılması gerekmektedir.
2. ŞÜPHELİ
EGEMEN
BAĞIŞ
SÖZ
KONUŞMASINI İNKAR ETMEMİŞTİR.
KONUSU
TELEFON
Şüpheli Egemen BAĞIŞ, Türkiye ve dünyada yaşanan hiçbir olaya kayıtsız
kalmayan, Türkiye ve dünya basınında yer bulan her habere gerek “ Twitter ” ve
“ Facebook ” gibi sosyal paylaşım siteleri üzerinden, gerekse de medya kanallarıyla
yorum yapan, fikrini paylaşan bir kişidir. Bunun yanında, kendi şahsıyla ilgili çıkan
her paylaşıma ve habere de aynı hassasiyeti göstermektedir.
Ancak, “ 17 Aralık Operasyonları ” adıyla anılan hukuki sürecin başlama
tarihinden bu güne kadar sessizliğe bürünmüştür. Paylaşılan hiçbir ses kaydına
herhangi bir yorum yapmadığı gibi kendi şahsını ilgilendiren ve işbu suç
duyurusunun konusunu oluşturan ses kaydı hakkında da herhangi bir yorumda
bulunmamış, basın toplantısı düzenlememiş, medya enstrümanları vasıtasıyla konu
hakkında bir beyanda bulunmamıştır. Sosyal medyada var olan her paylaşıma yorum
yapan, çıkan her haber için kendi fikrini beyan eden bir kişi için bu sessizliğin
İKRARDAN başka bir açıklaması olmadığı tartışmasızdır.
Nitekim, müşteki Umut ORAN, söz konusu ses kaydıyla ilgili basın toplantısı
yapmış, şüpheli Egemen BAĞIŞ ve M. Fatih SARAÇ arasında geçen konuşmanın
“ Büyük Rüşvet Ve Yolsuzluk Soruşturması ” kapsamında yapılan dinlemeler
sırasında kaydedildiğini, şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunacağını ve manevi
tazminat davası açacağını belirtmiştir. Şüpheli Egemen BAĞIŞ, müvekkilin yapmış
olduğu bu basın toplantısından sonra dahi sessizliğini bozmamış, herhangi bir cevap
vermemiş ve dolayısıyla ses kaydının kendisine ait olduğunu açıkça KABUL etmiştir.
Bunun yanında, şüphelinin bu sessizliği genel anlamda bir sessizlik değildir. Ülke
ve dünya gündemine dair başkaca konular hakkında yorum yapmaya ve fikirlerini
paylaşmaya devam etmektedir. Keza, kendi şahsı ve M. Fatih SARAÇ isimli şahıs
arasında geçen telefon konuşmasının video paylaşım sitesi marifetiyle
paylaşılmasından sonra vuku bulan Berkin ELVAN’ın vefatı olayı hakkında “ Twitter ”
hesabı üzerinden yorum yapması sessizliğinin genel anlamda bir sessizlik olmadığına
dair açık bir örnektir.
3. ŞÜPHELİ
EGEMEN
BAĞIŞ,
5237
SAYILI
TÜRK
CEZA
KANUNU’NUN 125. MADDESİNDE TANIMLANAN “ HAKARET ”
SUÇUNU İŞLEMİŞTİR.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “ Hakaret ” başlıklı 125/1 maddesinde;
“ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte
somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya
sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. ” hükmü
yer almaktadır.
Bu hüküm gereğince ve yukarıda da açıklandığı üzere, şüphelinin sarf ettiği
hakaretamiz söz nedeni ile müvekkilin onur, şeref ve saygınlığı rencide edildiği
gibi; kişilik haklarına yapılan saldırı ile de zarara uğramıştır.
Ceza hukuku kişiyi; onuruna, şeref ve haysiyetine dokunan fiillere karşı
korumaktadır. Bu nedenle de bir kimsenin başka bir kimseyi aşağılamak hakkının
varlığından söz edilebilmesi mümkün değildir. Zira Anayasanın 17. maddesinin 1.
fıkrasına göre, “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme
hakkına sahiptir.” Bu itibarla haksız olarak bir kimsenin onuruna, şeref ve haysiyetine
saldırıda bulunulması veya bir kimsenin daha az şerefli olduğunun ima edilmesi Türk
Ceza Kanunu anlamında hakaret suçunu oluşturacaktır.
Şüpheli ise yayınlanan telefon konuşmasında “ yırtık dondan fırlar gibi çıkan ”
ve “ şerefsiz ” olarak nitelendirdiği müvekkilin kişilik haklarına saldırmış, onurunu ve
saygınlığını incitmeye yönelik davranışlarda bulunmuştur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.03.2003 tarih ve
2003/4-37 E., 2003/25 K. sayılı kararında da, “Hakaret ve sövme suçlarında
korunan hukuki yarar, kişilerin onur ve sosyal saygınlıklarıdır. Hukuk düzeni her
insanın ve ayrıca gösterdiği diğer varlıkların saygın ve onur sahibi olduklarını kabul
eder. Kişinin manevi tamlığını ifade eden onur kavramı sübjektif anlamda, ferdin
kendi onuru hakkında beslediği düşünceyi (şeref ve haysiyet ), objektif anlamda ise
diğer insanların o kişi hakkındaki düşüncelerini (şöhret) içerir. Ferdin sosyal değerini
belirleyen koşulların bütününü oluşturan şeref ve şöhret kavramları, iç hukukta
olduğu gibi uluslararası sözleşmelerle de korunmuştur.” şeklinde ibarelere yer
verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, şüpheli ağır hakaret içeren beyanları ile
müvekkilin toplum içindeki yerini ve önemini hiçe saymış, müvekkilin şeref ve
haysiyeti ile kamuoyu nezdindeki itibarını zedelemiş ve bu suretle kişilik haklarını
rencide etmiştir. Bu nedenle, Türk Ceza Kanunu açısından suç teşkil eden
söylemlerde bulunan şüpheli Egemen BAĞIŞ aleyhinde, Savcılığınızın nezdinde suç
duyurusunda bulunma zaruretimiz hâsıl olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER
: TCK ve ilgili tüm mevzuat.
DELİLLER
: “ www.youtube.com ” adlı video paylaşım sitesinde
yayınlanan paylaşım ( CD halinde ), bilirkişi, tanık ve her türlü yasal delil.
NETİCE VE TALEP
: Yukarıda arz ve izah edilen ve Savcılığınızca resen
gözetilecek nedenlere istinaden; Şüpheli hakkında atılı suçtan gerekli kovuşturmanın
yapılarak cezalandırılması için kamu davası açılması için Fezleke
düzenlenerek TBMM başkanlığına gönderilmesine karar verilmesini
saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Müşteki Umut ORAN
Vekili
Av. Haluk PEKŞEN
Ek: www.youtube.com adlı video paylaşım sitesindeki paylaşım ( CD Halinde )
1. Onaylı Vekaletname Sureti
ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE DAVACI : Umut ORAN CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Bakanlıklar/ ANKARA VEKİLLERİ : Av. Haluk PEKŞEN ( Adres Antettedir. ) DAVALI : Egemen BAĞIŞ AK Parti İstanbul Milletvekili, TBMM B Blok ÜZ kat 4 Nolu Banko Oda: 6 Bakanlıklar/ ANKARA KONU : Müvekkile hakaret edilmesi nedeni ile, müvekkilin uğramış olduğu manevi zararları teminen 15.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinden ibarettir. HARCA ESAS DEĞER : 15.000 TL AÇIKLAMALAR : 1‐MÜVEKKİL UMUT ORAN, CUMHURİYET HALK PARTİSİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ OLUP KAMUOYU TARAFINDAN DA DİKKATLE İZLENEN BAŞARILI VE ETKİN BİR SİYASETÇİDİR. Ulusal kamuoyu tarafından yakinen tanınan ve bilinen müvekkil Sayın Umut ORAN, üstlendiği tüm görevlerde ülke saygınlığı ve onurunu özenle taşımayı ilke edinmiş bir devlet adamı ve siyasetçi olarak bilinmektedir. Müvekkilin milletvekilliği döneminde adı hiçbir olumsuz hareket içerisinde anılmadığı gibi, gerek kişiliği gerekse de ilkeli, tutarlı çizgisiyle siyasetin başarılı şahsiyetleri arasında yer aldığı tüm kamuoyunun takdiridir. Davalı Egemen Bağış ise, 22 ve 23’üncü dönemde Adalet Ve Kalkınma Partisi’nden milletvekili olarak seçilmiştir. 60’ıncı hükümet döneminde Devlet Bakanı ve Başmüzakereci olan ve 61’inci hükümette Avrupa Birliği Bakanlığı görevini üstlenen Egemen BAĞIŞ, söz konusu konumu gereği sürekli medyada yer alan ve attığı her adım halk tarafından yakından takip edilen bir kişidir. Davalı Egemen BAĞIŞ ve M. Fatih SARAÇ ( Alo Fatih ) isimli şahıs arasında geçen telefon konuşması “ Youtube ” adlı video paylaşım sitesinde “ Haramzadeler 333 ” kod adlı kullanıcı tarafından paylaşılmıştır. Söz konusu telefon konuşması esnasındaki diyalogda davalı Egemen BAĞIŞ, müvekkil Umut ORAN hakkında ağır hakaret içeren sözler sarf etmektedir. Şüpheli Egemen BAĞIŞ ve M. Fatih SARAÇ isimli şahıs arasında geçen söz
konusu telefon konuşması, müvekkil Umut ORAN’a karşı AĞIR HAKARETLER ihtiva
ettiği gibi, kamu düzeni ve kamu güvenliği gibi Anayasa’nın çeşitli maddelerinde
koruma altına alınmış değerlere de saldırı içermektedir.
Esasen konuşmanın içeriğinden daha önemli olan Bakan koltuğunda oturan bir
şahısla ülkenin önemli bir yayın kuruluşu başında bulunan şahsın amaca uygun
planlamalarıdır. Müvekkile karşı kurgulanmaya çalışılan planın ne hukuk devleti ve
devlet adamlığı etiği, ne de standart bir seviyedeki gazetecilik etiği ilkeleriyle bağdaşır
yanı yoktur.
Üstelik, bu bakan koltuğunda oturan zat Türkiye’nin en önemli çağdaşlaşma
projesi olan Avrupa Birliği üyeliği sürecinin üstlenmiş kişidir. Böylesi bir kişilikten
uygar bir projenin akıbetini öngörmek hiç de zor olmamıştır. Nitekim siyasal
rakiplerine türlü çirkinlikler sergilemekten devlet işleriyle de ne derece haşır neşir
olduğu TBMM gündemine sunulan “Fezleke”lerden anlaşılmaktadır.
Siyaset adamlığı nutuk atma pozisyonunu kullanmak adamlığı değildir. Siyaset
adamlığı, en basit tanımıyla toplumsal refahın ve barışın sağlanması yolunda kamu
düzeni, kamu güvenliği ve kamu yararını en üst düzeyde tutabilme adamlığıdır.
Siyasal rakiplerine tuzak kurmaya kalkışmanın hangi siyasal saygınlıkla izah
edilebileceğini öngörebilmek mümkün değildir.
Aşağıda ayrıntısıyla yer verilen diyalogdan açıkça anlaşılacağı üzere, ana
muhalefet partisi olan CHP’nin genel başkan yardımcısı Umut ORAN’a karşı MEDYA
marifetiyle TUZAK kurulmak istenmekte, halkın gözü önünde küçük düşürülmeye
çalışılmakta, çirkin ve yakışıksız bir tartışmanın içine sürüklemek ve müvekkilin adeta
omuzlarına basarak yükselme çabası içerisine girilmek istenmektedir. Bu çabanın
sahiplerinden birinin iktidar partisi milletvekili, eski bakan, AB sürecinde baş
müzakereci gibi sıfatları haiz Egemen BAĞIŞ ve bir diğerinin medyanın önde gelen
televizyon kanallarından birinin patronu olan bir gazeteci olması da durumun
vahametini gözler önüne sermektedir.
Anılan diyalog aşağıdaki gibidir; M. Fatih SARAÇ : Birisine konuşma yaptıralım dedik ama kimseyi bulamıyoruz, yani çok önemli bir şey. Bununla ilgili biz de haber kanalıyız. Kimi çıkartalım, ne yapalım bilemiyoruz. Egemen BAĞIŞ : Vallahi abi bu dönemde bayramda konuşmayacaksın. Konuşana şimdi şey damgası vururlar ha. Bence CHP’li birini konuştur. Ondan sonra bak bu bayramda bile çıktı falan filan Türkiye’nin de değerleriyle barışık değil diye biz de çakalım ona. M. Fatih SARAÇ : Çıkarayım CHP’den bir en kafası çalışmayan kimse onu bulayım, onu çıkarayım o zaman. Egemen BAĞIŞ : Vallahi Umut ORAN falan meraklıdır. YIRTIK DONDAN FIRLAR GİBİ HER ŞEYE ÇIKAR. M. Fatih SARAÇ : Tamam çıkartıyorum, Umut’u bağlatıyorum. …… M. Fatih SARAÇ : Umut ama bizim aleyhimize şey vermiş. Egemen BAĞIŞ : Hep veriyor, hep veriyor. ŞEREFSİZİN TEKİDİR. Davalı; “ en kafası çalışmayan CHP’li ” atfına müvekkilin adı ile karşılık vermek, “ yırtık dondan fırlar gibi her şeye çıkar ” ve “ şerefsizin tekidir ” demek suretiyle müvekkile ağır hakaret etmiş ve mesnetsiz sözler sarf etmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 11.02.1969 tarih ve E.1968/33 K.1969/12 sayılı kararında; “ Türk Borçlar Kanunun 49. maddesine göre, kişilik hakkının hukuka aykırı şekilde ihlalinin manevi zarar doğurması halinde bu zarar tazmin edilir. ” denmektedir. Kişilik hakkının ihlalinden doğan zarar bir manevi zarardır. Bu zararın tazmini gerekmektedir. Manevi zarar, “ bir kişinin, parayla ölçülemeyen şahıs varlığındaki iradesi dışında oluşan eksilmeyi ifade etmektedir. ” ( Oğuzman/Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler ) 2. BORÇLAR KANUNU’NUN 49. MADDESİ GEREĞİNCE MANEVİ TAZMİNAT İÇİN BELİRLENEN TÜM UNSURLAR DAVA KONUSU OLAYDA GERÇEKLEŞMİŞTİR. İlgili Maddeye göre; a‐Zarar verici bir eylem b‐Eylemin hukuka aykırı olması c‐Kusur d‐Zarar e‐Nedensellik bağı unsurlarının mevcut olması gerekmektedir. OLAYDA ZARAR VERİCİ EYLEM MEVCUTTUR. Müvekkile hitaben sarf edilen “ yırtık dondan fırlar gibi çıkan ”, “ şerefsizin tekidir ” gibi ifadeler kullanılması neticesinde müvekkilin kişilik hakları ihlal edilmiş, itibarı zedelenmeye çalışılmıştır. Bu sebeple manevi zarar meydana gelmiş bulunmaktadır. DAVALININ EYLEMİ HUKUKA AYKIRIDIR. “ Youtube ” adlı video paylaşım sitesinde paylaşılan ve şüpheli Egemen BAĞIŞ’ın, M. Fatih SARAÇ isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesini ihtiva eden kayıtta müvekkil Umut ORAN hedef alınmış ve son derece çirkin bir üslupla yakıştırmalarda bulunulmuştur. Müvekkil hakkında “ kafası çalışmayan ”, “ yırtık dondan çıkar gibi çıkan ” ve “ şerefsizin tekidir ” gibi sözler sarf edilmiştir. Ağır hakaret içeren bu sözlerin hukuka aykırı olduğu tartışmaya yer olmayacak şekilde açıktır. DAVALININ KUSURU SABİTTİR. Davalı, müvekkili kast ederek bilerek ve isteyerek ağır ve haksız ithamlarla hakaret etmiştir. Müvekkil Umut ORAN’ın davalı Egemen BAĞIŞ tarafından hedef alındığı, davalının sözlerini ihtiva eden anılan paylaşımın incelenmesi sonucunda kolaylıkla ve açıkça görülebilecektir. MÜVEKKİL MANEVİ ZARARA UĞRAMIŞTIR. Müvekkil Umut ORAN, saygın ve görevini layığı ile yerine getiren bir milletvekili olup, gerek halk gerekse de medya tarafından yakından takip edilmektedir. Video paylaşım sitesi olan Youtube’da müvekkile yönelik ağır hakaretler içeren ifadeleri ihtiva eden telefon konuşması paylaşılmıştır. Anılan telefon diyaloğunda açıkça görülmektedir ki, müvekkilin kişilik haklarını zedelemiş, manevi zarara uğramıştır. DAVALININ EYLEMİ İLE ZARAR ARASIDA NEDENSELLİK BAĞI MEVCUTTUR. Müvekkilin manevi şahsiyetinin zedelenmesine neden olan davalının söz konusu telefon konuşmasında sarf ettiği mesnetsiz ve ağır hakaret içeren sözlerdir. Bu itibarla, davalının marifeti olan hukuka aykırı fiil neticesinde müvekkilin son derece ağır hakarete maruz kaldığı, telafisi güç manevi zarara uğradığı sarihtir. İşbu zararın davalı tarafça giderilmesi hukuk, hakkaniyet ve yerleşik yargı kararları gereğidir. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2012/14953E.,2012/18228K.,29.11.2012T. kararında: “ Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının, davacının cep telefonuna mesaj çekerek hakaret ve tehdit ettiğini, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu beyan ederek maddi ve manevi tazminat istemli eldeki davayı açmıştır. Davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminat verilmesi gerekir. Davalı hakkında Marmaris 2. Sulh Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında davalının müşteki davacıya kötülük kraliçesi ve benzeri sözlerle hakaret ettiği gerekçesi ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 26.06.2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Bu kapsamda davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminat verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. ” demek sureti ile kişilik haklarına saldırı neticesinde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Siyasi ve kişisel kin ve garezinin etkisinde kalan ve müvekkilin popülaritesinden yararlanmak isteyen bazı şahıslar, ağır hakaret içeren beyanları ile müvekkilin politik kariyerini lekeleme amacını ortaya koymakta ve müvekkilin şeref ve haysiyeti ile kamuoyu nezdindeki itibarını zedeleme kastı ile hareket etmektedirler. Kaldı ki davalı şahsın kendisi de milletvekilidir. Üstlendiği görevler gereği halkın yakından takip ettiği bir kişi olup, televizyon ve radyoda pek çok programa sürekli bir biçimde konuk olarak katılmaktadır. Bu itibarla da hareket ve sözlerinde özenli davranması gerekmekte, halkı yanıltıcı, gerçek dışı, kışkırtıcı, hakaretamiz ve mesnetsiz beyanlarda bulunmaktan kaçınması gerekmektedir. Ancak şüpheli bu belirtilenlerin tam aksi yönünde hareket ederek müvekkile hakaret etmekten, kişilik haklarını zedelemekten kaçınmamıştır. Tabidir ki, kişinin onuru, şerefi ve saygınlığı onun toplum içindeki tüm manevi değerlerden oluşmaktadır. Herkesin içinde yaşadığı toplumda, ilişkiler kurduğu çevrede kişisel bir onuru, şerefi ve saygınlığı mevcuttur. Bu itibarla, kişinin şeref ve onuruna yapılan saldırılar, söz konusu hakların ihlali anlamına gelmektedir. Kişinin kamu içindeki durumu ile ilgili olan değerleri arasında “ şeref ve haysiyet ” önemli bir yer tutar. Kişinin onur, şeref ve saygınlığının ihlali, onun ahlaksal değerlerini zedeleyecek eylemlerde bulunmaktır. Kişiyi ağır hakaretler marifetiyle küçük düşürmek, onurunu kırmak kişisel varlığın ihlali anlamına gelmektedir. Yukarıda ayrıntılarıyla verilen telefon konuşmasında müvekkil Umut ORAN’ın manevi değerlerini ayaklar altına almaya ve hak etmediği ağır hakaretlere maruz bırakmaya yönelik ifadelerin kullanılmıştır. Takdir edilmelidir ki, sarf edilen sözler kesinlikle hukukun himaye etmeyeceği kadar ağır ve haksız ithamlardan ibarettir. Tüm bunların yanında, şüpheli Egemen BAĞIŞ, Türkiye ve dünyada yaşanan hiçbir olaya kayıtsız kalmayan, Türkiye ve dünya basınında yer bulan her habere gerek “ Twitter ” ve “ Facebook ” gibi sosyal paylaşım siteleri üzerinden, gerekse de medya kanallarıyla yorum yapan, fikrini paylaşan bir kişidir. Bunun yanında, kendi şahsıyla ilgili çıkan her paylaşıma ve habere de aynı hassasiyeti göstermektedir. Ancak, “ 17 Aralık Operasyonları ” adıyla anılan hukuki sürecin başlama tarihinden bu güne kadar sessizliğe bürünmüştür. Paylaşılan hiçbir ses kaydına herhangi bir yorum yapmadığı gibi kendi şahsını ilgilendiren ve işbu davanın konusunu oluşturan ses kaydı hakkında da herhangi bir yorumda bulunmamış, basın toplantısı düzenlememiş, medya enstrümanları vasıtasıyla konu hakkında bir beyanda bulunmamıştır. Sosyal medyada var olan her paylaşıma yorum yapan, çıkan her haber için kendi fikrini beyan eden bir kişi için bu sessizliğin İKRARDAN başka bir açıklaması olmadığı tartışmasızdır. Nitekim, müşteki Umut ORAN, söz konusu ses kaydıyla ilgili basın toplantısı yapmış, şüpheli Egemen BAĞIŞ ve M. Fatih SARAÇ arasında geçen konuşmanın “ Büyük Rüşvet Ve Yolsuzluk Soruşturması ” kapsamında yapılan dinlemeler sırasında kaydedildiğini, şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunacağını ve manevi tazminat davası açacağını belirtmiştir. Şüpheli Egemen BAĞIŞ, müvekkilin yapmış olduğu bu basın toplantısından sonra dahi sessizliğini bozmamış, herhangi bir cevap vermemiş ve dolayısıyla ses kaydının kendisine ait olduğunu açıkça KABUL etmiştir. Bununla birlikte, şüphelinin bu sessizliği genel anlamda bir sessizlik değildir. Ülke ve dünya gündemine dair başkaca konular hakkında yorum yapmaya ve fikirlerini paylaşmaya devam etmektedir. Keza, kendi şahsı ve M. Fatih SARAÇ isimli şahıs arasında geçen telefon konuşmasının video paylaşım sitesi marifetiyle paylaşılmasından sonra vuku bulan Berkin ELVAN’ın vefatı olayı hakkında “ Twitter ” hesabı üzerinden yorum yapması sessizliğinin genel anlamda bir sessizlik olmadığına dair açık bir örnektir. Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerden dolayı müvekkilin kişilik haklarının ve saygınlığının ağır hakarete uğradığı aşikar olup, bu hakaret sonucunda kişilik haklarının zedelendiği ve manevi zarara uğradığı bir gerçektir. Bu manevi zararın tazmin edilmesi gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle Sayın Mahkemenize başvurma zaruretimiz hâsıl olmuştur. HUKUKİ SEBEPLER mevzuat. : HMK, TBK, TMK ilgili maddeleri ve her tür yasal DELİLLER :Davalının telefon konuşmasını içeren CD, tanık, yemin, bilirkişi incelemesi ile sair her tür yasal delil. SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz edilen nedenlere istinaden; ‐Müvekkilin uğramış olduğu zararların tazminini teminen 15.000 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ‐Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, Karar verilmesini vekâleten saygılarımızla arz ve talep ederiz. Davacı Umut ORAN Vekili Av. Haluk PEKŞEN Ekler : 1. Söz konusu konuşmaları içeren CD 2. Onaylı Vekaletname Sureti