ergenlikte sınırlar ve kural koyma

Rehberlik Bilgi Bülteni
Mart 2014
“IŞIK”LI ANNE BABA REHBERİ
ERGENLİKTE
SINIRLAR
VE
KURAL KOYMA
1
Sevgili Velilerimiz,
Ergenlik dönemi çocuklarımızın hayatında ve kişiliğinde büyük
değişimler getirdiği gibi siz anne babaların hayatında da bazı
farklılıklar oluşturan bir dönemdir.
Bu dönem çocuklarımızı kim olduklarına dair sorularla meşgul
ederken, anne babaları da çok önemli bir soru ile karşı karşıya
bırakır:
Ergenlik döneminde çocuğuma nasıl davranmalıyım?
Nasıl kural koyup, nasıl sınırlandırmalıyım?
Bu ay Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi olarak
bültenimizi ergenlik dönemi yaklaşımları ve kural koymaya
ayırdık.
Ergenlik dönemi 11-12 yaşlarında
başlayan bedensel, ruhsal ve davranışsal
değişimlerin oldukça hızla gerçekleştiği
bir gelişim dönemi olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Bu dönemde anne babalar tarafından
kabullenilmesi gereken bir olgu daha
ortaya çıkmıştır, artık çocuğunuz
özerkleşmekte ve bireyselleşme yolunda bağımlı ilişkiden
çıkıp size daha az gereksinim duyan bir birey haline
gelmektedir. Bu kabul edilmesi zor olgu ile hayatına yeni bir
farklılık giren anne baba, çocuğu ile yaşadığı ilk isyan ve ilk
çatışmayla birlikte, bu durumla karşı karşıya gelmiştir.
Evet, o hala kaç yaşına gelirse gelsin sizin çocuğunuzdur.
Fakat artık bir ‘çocuk’ değil büyümeye çalışan bir ‘genç’tir.
Uyumlu, söz dinleyen ve dengeli ilkokul çocuğunuzun yerini
daha kaygılı, dalgın, kararsız ve zaman zaman hırçınlıklar
gösterebilen bir ergen alır.
2
Bu dönemde duygulanımlar anlık değişimleri beraberinde
getirmekte ve ergenin tepkileri önceden kestirilememektedir.
İşte tam da bu noktada akıllardaki o önemli soru
belirivermiştir:
Çocuğuma nasıl davranmalı ve ona nasıl sınır koymalıyım?
Son zamanlarda çok sık duyduğumuz
çocuğun özgürlüğünü ilke edinen
‘demokratik’ ve çocuğun paylaşımını
yüreklendirmeyi hedefleyen ‘arkadaş’
gibi davranan anne baba tutumları ön
plana çıkmaktadır.
Acaba bu noktada sınırı tam olarak nerede çizmek gereklidir?
Her çocuk önündeki bilinmeyen dünyada yol gösterici bir
ebeveynin varlığını arzular. Dünyayı güvenli bir yer olarak
algılamaları için öncelikle anne babaları ile güvenli bir
birliktelik ve ayrışmayı temellendirebilmeleri gerekmektedir.
Bu ayrışmada çocuk içinde bulunduğu eylemlerin ne kadar
güvenli olup ne kadar güvenli olmadığının, ebeveyn otoritesi
tarafından çerçeve içine alınmasına gereksinim duyar.
Yani kimliğini aradığı bu karmaşık dönemlerde yolunu
şaşırdığında onu tutacak bir yetişkin ve tehlikeli bir durumla
karşılaştığında nedenini açıklayarak ona ‘hayır’ veya ‘dur’
diyebilecek bir anne baba beklemektedir.
Çocukluğun çok erken dönemlerinde temelleri atılan kontrol
ve sınırlandırma düzenekleri yeniden gündeme geldiği ergenlik
döneminde de bu gereksinimi barındırmayı sürdürmektedir.
Çocukluk döneminde yaşanan güvenli bir sınır koyma eylemi
daha sonra ergenlikte bu süreci kolaylaştırmaya yarayan bir
hazırlık dönemi olmuş olacaktır.
3
Neden sınıra gereksinim vardır?
Kim olduğuna dair soruların ortaya çıktığı, kimlik
gelişiminin önemli evrelerinden biri olan bu
dönemde çocuk kendi öz benliğini oluşturmaya
çalışmakta ve kendilik imgesini inşa etmektedir.
Kendini yeniden tanımlamak durumunda kaldığı bu
evrede çocuk yaslandığında dağılmayan güvenli ve sınırlı bir
ebeveyn figürü görmek isteyecektir.
O yüzden arkadaş ilişkilerinin de oldukça arttığı bu dönemde
ihtiyacı olan birer arkadaş değil, onu güvenle sınırları belli bir
çerçevede tutabilecek birer yetişkin anne baba imgesidir.
Tüm iyi niyetleriyle onların kendi fikirlerini ortaya
koyabilmeleri ve özgüvenlerini oluşturabilmelerini
desteklemeye çalışan anne babalar, sınır koymayı çocuklarını
engelleyen ve durduran bir eylem olarak
nitelendirebilmektedir. Hâlbuki sınır koymak engellemek
değil, çocuğun uçsuz bucaksız doğasında onlara bir yol
göstermek, sağlıklı ve güvenli kişilik oluşumunda rehber
niteliği taşımak demektir.
Çocuklar tıpkı birer ördek yavrusu gibi anne babasının eylem
ve davranışlarını, ebeveynin güvenli yolundan gitme yönelimi
ile sürdürmektedir.
Birey olma çabası içinde olan çocuk net sınırlara ve kurallara
gereksinim duyar. Bu ihtiyacını da zaman zaman sınırlarını
zorlayarak dile getirmeye çalışır.
Bazı anlarda çocuk ebeveynin görmesi için
‘biri beni durdursun’ dercesine bazı uç eylemlerde
bulunmakta, bu eylemleri defalarca tekrar
etmekte ve güvenli olarak var olabilmek için
sınırlara duyulan gereksinimi göstermektedir.
4
Her ne kadar çocuk anne babaya bu evrede ‘beni bırak’
diyerek dış dünyaya açılma eğiliminde olsa da aslında anne
baba tarafından görülmek ve fark edilmek istemenin sessiz
sinyallerini vermektedir.
Demokratik aile ne demektir?
Çocuğun ergenlik evresinde belki de en hassas olarak
üzerinde durulması gereken demokratik aile anlayışının yanlış
yorumlanmasıdır. Demokratik aile yapısı anne-baba-çocuğun
eşit haklara sahip olup, eşit olarak karar verme anlamı
taşımamakta, tüm aile bireylerinin düşüncelerini ve
hissettiklerini paylaşabilecekleri fakat nesil farkının
korunacağı bir sistem olmalıdır. Yani çocuk alınan kararlar ve
konulan sınırlamalar üzerine fikrini söyleyip, eleştirisini
yapabilmeli ama yinede bu kurallara uymak durumunda olduğu
bilmelidir.
Bu noktada ebeveynlerin ‘tutarlı’ ve ‘kararlı’ duruşu oldukça
önemli bir yer almakta ve davranışın güvenli ortamda
şekillenmesinde anahtar görevi üstlenmektedir.
Akran İlişkilerinin Anlamı?
Bu dönemde, akranlarla olan iletişimin öneminin artığı ve
verilecek güncel kararlarda arkadaş fikirlerinin ön plana
çıkması görülen değişimlerin başında gelmektedir.
5
Kendi duyuş ve yaşam biçimlerini anlamlandırabilmek için
çocuğun evden ayrışması sağlıklı gelişimin bir parçası olarak
görülmektedir. Bu süreçte aile iletişiminde zorluklar
çıkabilmekte ve anne baba zaman zaman evle bağları gevşeyen
genç için endişelenebilmektedir. Bu dönemde kendisi gibi
ortak endişeleri olan, onu anlayabilen ve aile dışında da
aidiyeti yaşayabileceği bir akran grubuna gereksinimi vardır.
Bu anlamda davranış olarak yoğun bir sınırsızlık içerisinde var
olmayan gruplar birbirlerini destekleyici ve çocuğun
bağımsızlığını kazanmasında önemli rol üstlenen bir
toplumsallaşma aracı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Güvenli ve Sınırlı Bir İlişki İçin
Çocuğun içinde bulunduğu bu
evrenin getirdiği zorlukları ve
özgürlüğünü yok saymayan bir
tutunma ihtiyacını ve bu noktada
gereksinim duyduğu sınırlandırılma
eylemini unutmamak,
Çocuğun karşısına anne baba
olarak tutarlı ve tek bir söylem ile çıkmak,
Çocuğa neyin niçin yasaklandığını ve neyin niçin hoş
karşılanmayacağını açıklamak,
Çocuğu başkalarının önünde eleştirmemek,
Çocuğun kişiliğine yönelik değil onun davranışına yönelik olarak
ithamda bulunmak,
Kısacası çocuğa ergen olma yolunda bireyselleşmesi adına yol
göstermek ve özgürleşme çabasına güvenli sınırlar eşliğinde
destek olmak oldukça önemli bir yer almaktadır.
6
Çocuğumuzun sağlıklı ve potansiyelinin farkında olan güvenli
bireyler olarak gelişebilmesinde yetişkin ve sağlam anne baba
imgelerine gereksinimleri vardır.
Bu anne baba figürleri çocuklarının kendi kişilik oluşumlarında
onlara katabilecekleri en kıymetli değer olacaktır.
Çocuğunuza sonunda ‘evet’ diyeceğiniz bir şey için baştan
‘hayır’ demeyin.
Büşra DAĞISTAN
Psikolojik Danışman
Ispartakule Işık Okulları
Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisi
Kaynakça
Yard. Doç. Dr. Neslihan Zabcı: Projektif Testler Eğitimi –
Hizmetiçi Eğitim Notları
Cornelia Nitzch, Cornelia von Schelling, Çocuklara Sınır
Koymak, Hayat yayınları. İstanbul, 2004
7
8