Teknoloji Şirketleri ve Topluma Katkı Programları Sevda Kılıçalp

Teknoloji Şirketleri ve Topluma Katkı Programları
Sevda Kılıçalp, TÜSEV Sosyal Yatırım Programı Direktörü
Şubat 2014
Günümüzde kurumsal sosyal sorumluluk (KSS), sürdürülebilir ve başarılı bir işletme yaratmanın
temelini oluşturuyor. Oldukça kapsamlı bir kavram olan ve ekonomik, hukuksal, ahlaki boyutları
bulunan KSS’nin önemli bir bileşeni de kurumsal bağışçılık (corporate giving) ya da diğer bir deyişle
topluma katkı. Şirketler topluma katkı programlarına daha fazla yönelmelerinin ardında tüketici
beklentileri de var. 28 Ocak’ta TTGV’nin meet@ideaport sohbet dizisi kapsamında düzenlenen Dijital
Teknolojiler ve Topluma Katkı Programları toplantısında teknoloji şirketlerinin en fazla değer
katabilecekleri alanlarda, uzmanlıklarını kullanarak, nasıl daha fazla sosyal etki yaratabileceklerini
konuştuk.
Tüketiciler şirketlerden ne bekliyor?
Küresel bir anket çalışması olan 2013 Cone Communications/Echo Global CSR Study sonuçlarına göre
KSS artık “yapılsa hoş duracak bir şey” ya da bir seçenek değil, şirketlerin itibarı için bir zorunluluk.
Tüketiciler şirketlerden sosyal ve çevresel sorunların çözümünde aktif rol almalarını bekliyor. Ankete
yanıt verenlerin %6’sı “şirketlerin tek sorumluluğu paydaşları için kar üretmektir” derken, %91’i
şirketler kanunların getirdiği asgari standartların ötesine gitmesi gerektiğine inanıyor. Tüketicilerin
%93’ü kullandıkları ürün ve yararlandıkları hizmetlerin daha fazlasının KSS’yi desteklemesini istiyor.
10 kişiden sekizi nerede çalışacağına (%81), nereden ne alacağını
(%87)ve hangi hizmet ve ürünleri başkalarına tavsiye edeceklerine
(%85) karar verirken şirketin KSS angajmanını göz önünde
bulunduruyor. Tüketicilerin %91’i aynı fiyat ve kalitedeki iki ürün
arasında tercih yapmaları gerekirse sosyal bir sorunun çözümü için
çalışan şirketin ürününü tercih etme eğilimindeler.
Reputation Institute araştırması da yukardaki verileri destekler
nitelikte. Tüketicilerin satın alma, çalışma, tavsiye etme ve yatırım
yapma kararlarının şekillenmesinde şirket hakkındaki algıları (itibar)
%60, ürün veya hizmetler hakkındaki algıları ise %40 oranında
etkili. Hangi şirketlerin itibarının en yüksek olduğunu bulma
amacıyla yapılan küresel araştırmada kurumsal itibarın bileşenlerini çalışma yeri koşulları, yönetişim,
vatandaşlık, mali performans, liderlik, ürün ve hizmetler ile inovasyon oluşturuyor. Bu yedi
bileşenden üçü (vatandaşlık, yönetişim ve çalışma yeri) doğrudan KSS ile bağlantılı. 2013 itibar
listesinin tepesinde aralarında teknoloji şirketlerinin de bulunduğu şu dörtlü yer alıyor: Microsoft,
Walt Disney, Google, BMW.
Küçük-büyük tüm teknoloji şirketlerinin yapabileceği bir şey var!
Yenilikçi girişimlerin yükselişi, girişim sermayesi akışı ile atağa kalkan teknoloji endüstrisinin hem çapı
hem başarıları devleşirken, büyüklüğüne bakılmaksızın tüm teknoloji şirketlerinin topluma katkı
yapma fırsatları ve sorumlulukları da artıyor. Şirketlerin filantropi çalışmalarının topluma olduğu
kadar kendilerine de faydasının olduğunu yukarıda sıralanan araştırmalar ve daha birçoğu ortaya
koyuyor. Kişisel, profesyonel ve filantropik ideallerin hepsine birlikte hitap eden işlerde çalışmak
isteyen kişilerin sayısı arttıkça, teknoloji şirketleri arasındaki yetenek savaşlarında filantropi
kültürünün etkili bir silah olabileceği söyleniyor (Chuck Dietrich, Forbes, 3/18/2012).
Teknoloji şirketleri arasında diğerlerine ilham olabilecek pek çok filantropik lider bulunuyor. Bunların
başında, teknoloji endüstrisinde edindiği başarılar karşılığında 1994 yılından beri 26 milyar dolar hibe
etmiş olan Bill ve Melinda Gates geliyor. Michael ve Susan Dell Vakfı’nın verdiği hibelerin toplam
tutarı 700 milyon doları aşıyor. Elbette tüm teknoloji şirketleri bu kadar büyük katkılarda
bulunamayabilir. Netscape kurucusu ve girişim yatırımcısı Marc Andreessen’ın eşi Laura ArrillagaAndreessen, her büyüklükteki teknoloji şirketinin topluma katkı yapmak konusunda öncü
olabileceğini SV2 (Silicon Valley Social Venture Fund) isimli sosyal yatırım fonunu kurarak gösterdi. Bu
bağış grubu katkılarını bir havuzda birleştiriyor ve ortak fonlarla hibe desteği sağlıyorlar. Geçtiğimiz 13
yıl içinde, 175 bağışçının katıldığı havuzdan 30’dan fazla sivil toplum kuruluşu desteklendi.
Topluma katkı programlarının şirketler açısından faydaları neler?
Dünyada kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) departmanlarının topluma katkı programları ile iki tür etki
yaratmaları bekleniyor: birincisi projelerin doğrudan ortaya çıkardığı sosyal etki, ikincisi projeler
sayesinde şirket hedeflerinin yerine getirilmesi sonucu oluşan dolaylı faydalar. KSS departmanları
sosyal etki ile şirket faydalarını birbirine ve şirketin genel hedeflerine bağlamak gibi bir gereklilik ile
karşı karşıyalar. Topluma katkı programları şirketlere şöyle faydalar sağlıyor:
Çalışan bağlılığı
• şirketin çalışanlarının ilgi ve ihtiyaçlarına karşı duyarlı olduğunu, çalışanların girişimlerine
alan tanıdığını gösterir;
• şirket kültürünü yaygınlaştırmaya yardım eder;
• şirket içi iletişim ve ortak ideal hissini geliştirir;
• ekip kurma süreçlerine yardım eder;
• liderlik ve iletişim becerilerinin geliştirir, yönetim ve delegasyon deneyimi kazandırır;
• çalışanların yeni fikirler ve sosyal hareketlere açılmasını sağlar;
• çalışanlara yeni bağlantılar kurma fırsatları yaratır;
• toplumsal duyarlılığı olan ve işyeri aracılığı ile sosyal çalışmalara katılmak isteyen kişiler için
uygun bir çalışma ortamı yaratır.
Marka bilinirliği
• yapılan sosyal katkılar hakkında çıkan olumlu haberler sayesinde şirket itibarını yükseltir;
• yeni bir piyasaya giren şirketlerin varlığının kabullenilmesini kolaylaştırır;
• sosyal konuları önemseyen tüketiciler arasında müşteri bağlılığını artırır.
Paydaş ilişkileri
• şirketlerin operasyonlarını yürüttükleri yerlerde yerel halkla ve kamu yöneticileri ile olan
ilişkilerini geliştirmelerini sağlar;
• STK’lar ile birebir çalışarak toplumsal soruların çözümü için çalışmalarına ve toplumsal gelişim için
yeni fırsatlar yaratmalarına destek olur.
Neler yapılabilir?
Teknoloji şirketleri ürün ve hizmet sunarken benimsedikleri yenilikçi yöntem ve yaratıcı düşünceleri
filantropi alanına da uygulayarak olumlu sosyal etkilerini arttırmaya çalışıyorlar. Bazı şirketler
misyonlarıyla örtüşen alanlarda dezavantajlı gruplara, genç liderlere veya yeni kurulan işletmelere
çeşitli eğitim ve kapasite geliştirme olanakları sunarken, bazıları
ürün ve hizmetlerinden sivil toplum kuruluşlarının ücretsiz olarak
yararlanmasını sağlıyor. Hibe, bağış ve gönüllü gücü ile STK
projelerini desteklemenin yanı sıra teknoloji şirketleri oyunlar,
akıllı telefon uygulamaları gibi araçlarla da günlük hayatın
içerisine girerek sosyal kampanyalara katkıda bulunuyorlar.
Uzmanlık aktarımı
Teknoloji şirketleri vizyonları ve uzmanlık alanları ile örtüşen, fark
yarabileceğiniz alanlarda topluma katkı programları
oluşturabilirler. IBM “Neyi biliyorsan onu aktar” düşüncesiyle
uzmanlığı olan konularda projeler üretiyor. Bir yandan ele aldığı
toplumsal sorunların giderilmesi için teknoloji çözümleri
tasarlarken diğer yandan da işbirliği yaptığı kuruluşların kapasitesini geliştirmek için onlara know-how
transferi yapıyor. IBM müşterilerine yeni bir teknoloji sunuyorsa topluma katkı programı ortaklarının
da aynı şekilde o teknolojiden yararlanmalarını sağlıyor ve projelerini bu temelde geliştiriyor. İş alanı
ağ kurma ve yöneltici cihazları olan CISCO ise okullara bu cihazları bağışlamak ve ağ kurulumuyönetimi konusunda eğitim vermek ile başladığı topluma katkı çalışmalarına kendi geliştirdiği uzaktan
öğrenme müfredatını da ekleyerek derinlik kazandırdı. Bu müfredatın içeriği ve kapsam alanı zamanla
genişletilerek CISCO Networking Academy ismiyle bir program kuruldu. Öğrenci ve gençlerin ICT
becerini geliştirme ve meslek kazandırma amacını taşıyan akademide 1997’den bu yana 4 milyon
öğrenci yetiştirildi.
Çalışan bağışçılığı
Çalışanların yaptıkları bağışlar aynı oranda şirket fonları ile eşleştirilerek seçilen STK’lara toplu olarak
verilebilir. Microsoft çalışanlarının bağışladığı her 1 dolar karşılığında 3 dolarlık bağış yapıyor.
Microsoft’ta eşleştirme kapsamına gire en küçük bağış miktarı 25 dolarken en büyüğü 30.000 dolar.
RealNetwork ve Oracle ile 1’e 1 oranında çalışanların bağışlarına eşleştirme yapıyor. Her ay bordro
üzerinden kesinti yapılarak çalışanların seçtikleri STK’lara düzenli olarak bağış yapmalarını teşvik
edilebilir. Çalışanların STK’lara bağış yapmaya teşvik etmek için şirket içinde ve dışında çeşitli kaynak
geliştirme faaliyetleri düzenlenebilir ve STK’ların şirket içinde ürün satış standı açmalarına izin
verilebilir.
Çalışan gönüllüğü
Teknoloji şirketleri çalışanların yer aldığı gönüllü girişimleri geliştirebilirler. Bunun için belli günlerle
STK’lar ile işbirliği halinde gerçekleştirilen sosyal çalışmalara çalışanların katılımını teşvik edebilir veya
çalışanların kendi seçtikleri STK’larda mesai saatleri içinde gönüllülük yapmalarına imkan
tanıyabilirler. Örneğin Western Digital çalışanları öğrencilere STEM mentörlüğü yapıyor. HP ise 10
saati dolduran gönüllülere Global Giving isimli kitlesel destek platformunda (Crowdfunding) 50 dolar
bağış yapma imkanı tanıyor gönüllülüğü teşvik ediyor.
Kitlesel destek
“Kitlesel destek” anlamına gelen crowdfunding, çevirimiçi veya çevirimdışı faaliyet gösteren
platformlar üzerinden çok sayıda bireyin, para ve diğer kaynaklarını bir havuzda birleştirerek ve ağ
kurarak başka kişiler ve kuruluşlar tarafından başlatılmış sosyal değişim çalışmalarının veya yaratıcı
projelerin hayata geçirilmesine katkıda bulunmalarıdır. Turkcell’in TİSVA ve Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı ortaklığı ile yürüttüğü Ekonomiye Kadın Gücü sosyal borçlanma portalında kadın
girişimcilerin projeleri tanıtılıyor; bireylerin bu girişimlere bağış yapmaları veya borç vermelerini n
yanı sıra destekledikleri projenin gelişimini site üzerinden izlemelerine de imkan sağlıyor. İntel’in,
Galata Bussiness Angles, Endeavor ve Ashoka işbirliği ile hayata geçirdiği, sosyal medya kullanımına
dayanan bir sosyal inovasyon projesi olan Çözüm Kumbarası ise gençlerin geliştirdiği projelere
görünürlük kazandırmak ve bu projelerin ihtiyaçlarını duyurmak amaçlanıyor. Yatırımcılar, mentörler,
destekçiler inovatif fikirler üreten gençlerle bu platformda buluşarak projelerin topluma daha fazla
değer katmasını sağlayacak çözümler bulmalarına yardımcı oluyorlar.
Topluma katkı programlarında başarı için bunlar önemli!
Strateji: Topluma katkı programınızı periyodik olarak gözden geçirin, bu değerlendirmenin
sonuçlarına göre gerekliyse programınızı yeniden yapılandırın. Stratejinizin bir parçası olarak
hedeflerinizi belirleyin ve bunları önceliklendirin. Hedeflere bağlı olarak program yapısını, destek
türlerini ve STK’larla işbirliğinin çerçevesini oluşturun.
Odak alanı: Markanızla eşleşen ve şirket misyonuyla uyumlu alanları
destekleyin. Şirket kaynakları ve uzmanlıkları ile örtüşen, ihtiyacın
olduğu ve fark yaratabilecekleri alanlara odaklanın. Danışma
toplantıları ve araştırmalarla paydaşlarınızın fikrini alın, bunun
üzerine toplumsal gelişim vizyonlarını katarak topluma katkı
programının yoğunlaşacağı alanları belirleyin.
Destek mekanizmaları: STK projelerini desteklemeye yönelik, seçim
kriterleri, hedefler, öncelik alanları belli olan hibe programları
oluşturun. Çalışanların gönüllülük ve bağış yapmaya teşvik etmek
için bordro bağışçılığı, bağış eşleştirmesi gibi çeşitli mekanizmalar
kullanabilirsiniz.
STK’larla işbirliği: Bir defaya mahsus etkinlik sponsorlukları ve kısa süreli projeler yerine sistematik
hibe tahsisine geçmeyi düşünün. Hibe desteğinin yanı sıra STK’ların kapasitesini gelişimlerine yatırım
yapabilir veya uzmanlıklarınızı aktarabilirsiniz. Uzmanlık temelli, eşit temsile dayanan, rol ve
sorumlulukların en baştan net şekilde belirlendiği şirket-STK işbirlikleri kurulmasına gayret edin. Farklı
STK’ları tanımak için fırsatlar yaratın ve var olan fırsatlardan yararlanın.
Profesyonel ekipler: Programlar, uzmanlık alanı ve esas işi topluma katkı olan, hem iş dünyası hem
sivil toplum bilgisine sahip olan, profesyonel ekipler tarafından yürütülmeli. Topluma katkıya şirket
liderliğinin parçası olan, önemli, profesyonel bir alan olarak bakılmalı.
Üst yönetimin liderliği: Şirket tepe yöneticileri ve yönetim kurulunun topluma katkının önemini
anlamasını ve programa gerekli katılımı göstermesini sağlayın. Üst yönetim KSS kurullarına katılmalı,
şirketin topluma katkı stratejisine yön vermeli, gönüllük programlarında yer almalı, programın
sözcülüğünü yapmalı ve KSS departmanın girişimlerinin arkasında durmalı.
Gönüllülük politikası oluşturarak, uygulamaya geçirin. Bu politika çalışanların gönüllülük saatlerinin,
geri bildirim ve katılım mekanizmalarının çerçevesini belirlemeli. Çalışan gönüllülüğünü personel
performans değerlendirme sistemine dahil edin.
Geleneksel iletişim mekanizmalarının yanı sıra sosyal medya, blog ve yeni teknolojileri kullanarak
şirket içi paydaşlarına topluma katkı programı ile ilgili bilgileri aktarın. Tek yönlü iletişimin ötesine
geçerek şirket-içi paydaşların geribildirim, beklenti ve taleplerini almak için interaktif sistemler kurun.
Ayrıca yüz yüze iletişimi öne plana çıkarın.
Dış iletişim sadece basın ilişkileri ile kısıtlı kalmayıp paydaş ilişkileri temellinde yürütülmeli. Dış
iletişim stratejilerini oluşturmak için paydaş analizi ile işe başlayın, farklı hedef grupların herbirine
uygun mesaj ve araçları belirleyin. Dış iletişim sadece yapılan çalışmalardan haberdar etmek için değil
aynı zamanda paydaşlarla sürekli diyalog kurmak ve katılımcı projeler tasarlamak-uygulamak için
paydaşların görüşlerini almak üzere kurgulayınr. İzleme ve değerlendirme sonuçları dış iletişim
içeriğine entegre edin.
Projelerinizim etkisini ölçün ve topluma katkı programının tamamının bütüncül bir şekilde
değerlendirin, sosyal etki raporları yayınlayın. Projelerleilgili kamuoyu ile paylaşılan değerlendirme
sonuçlar sayısal verilerin yanı sıra bu müdahaleler sonucunda insanların yaşamlarında ve
davranışlarında oluşan değişiklikleri de içermeli. Topluma katkı uygulamalarının yarattığı etkiyi çeşitli
vaka çalışmaları ve başarı öyküleri ile anlatın.
Topluma katkı programının tasarımı ve uygulamasının yanı sıra sürdürülebilirliğin üç temel sac
ayağı olan ekonomik, sosyal ve çevresel sorumlulukların ana iş stratejilerinizin içinde nasıl
konumlandıracağı konusunda uzman kuruluşlardan profesyonel destek alın.
TÜSEV hakkında
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), 1993 yılında aralarında Türkiye’nin önde gelen vakıf ve
derneklerinin bulunduğu 23 sivil toplum kuruluşu tarafından üçüncü sektörün yasal, mal, ve işlevsel
altyapısını geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Bugün vakfın 100’ü aşkın mütevellisi, TÜSEV çatısı
altında işbirliği yapmaktadır.
TÜSEV, Sosyal Yatırım Programı kapsamında sivil toplum kuruluşlarına fon aktarımının, yaratılan
sosyal etkinin ve mali sürdürebilirliğin artırılmasını desteklemeye yönelik yenilikçi filantropi ve sosyal
girişimcilik modellerini tanıtma, başarılı uygulamaları yaygınlaştırma, tematik işbirlikleri ve ağ
oluşturma faaliyetleri yürütmektedir.
www.tusev.org.tr
www.degisimicinbagis.org.
www.sosyalgirisim.org
Twitter: @tusev
Facebook: https://www.facebook.com/tusevtr