GAZİ VE ŞEHİT YAKINLARI İLE İLETİŞİMDE FAYDALI BİLGİLER Türk inanç kültüründe özel bir yeri, yüce değeri olan şehitlik ve gazilik İslam dininin de önemsediği ve teşvik ettiği bir rütbedir. İnsanlar, hayatları boyunca çalışarak pek çok rütbe ve unvan elde edebilirler. Ancak şehitlik ve gazilik unvanının diğerlerinden önemli bir farkı vardır. Şehitlik ya da gazilik unvanını elde eden kişi hayatını ortaya koymuştur. Bu rütbeler hayat karşılığında elde edilir. İnançla kazanılır. Hem hakkın hem de halkın nezdinde bu rütbelere erişmek büyük bir mazhariyettir. Gazilik unvanı belli kanunlar çerçevesinde verilir. Belirlenmiş kriterlere göre; Muharip Gazi, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe fiilen katılanları ifade eder. Malul Gazi ise TSK mensuplarından; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi ile harpte veya devletin bekasını hedef alan terör örgütlerine karşı yurt içi ve yurt dışı mücadele her çeşit düşman veya terörist silahlarının tesiriyle veya harp bölgesindeki harekat ve hizmetler sırasında, bu harekat ve hizmetlerin sebep ve tesiriyle yaralanarak tedavileri sonucunda sakatlığı rapor ile kesinleşenleri ifade eder. Malul Gazi ve şehit yakınlarına, devlet tarafından, raporlarında belirtilen derecelerine göre maaş hakkı, kendilerine veya birinci derece yakınlarına iş hakkı, faizsiz konut kredisi hakkı gibi yaşamlarını sürdürebilecekleri haklar tanınmıştır. Gazilik, doğası gereği travmatik bir yaşam içerir. Travmatik yaşamın etkileri kişiden kişiye değiştiği gibi kişinin yaşamında kalıcı bozulmalara neden olabilir. Travmaya maruz kalmış kişilerin verebileceği tepkileri anlamak ve çatışma yaşamamak için travma hakkında bilgi edinmek yararlı olacaktır; Travma sonrası stres bozukluğu, gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır yaralanma, bireyin fiziksel bütünlüğünü tehdit eden bir durumla karşılaşması, böyle bir duruma tanık olma gibi ağır travmatik olaylardan sonra ortaya çıkabilen, özgül semptomlarla kendini gösteren bir tablo olarak tanımlanmaktadır. Olağandışı bir yapıya sahip olan travmatik yaşantıların; olayın tekrar tekrar yaşanması, aşırı uyarılmışlık hali, kaçınma, öfke kontrolünde güçlük, uykusuzluk, kişiler arası ilişkilerde bozulma gibi özellikleri ile bireylerin duygu, düşünce ve davranış örüntülerini değiştirdiği bilinmektedir. Birçok insanda zorlayıcı değişimler geçici ve kısa süreli olmaktadır. Ancak, bazı bireyler için olumsuz etkiler travmadan çok sonra bile devam ederek günlük işlevselliğini, kişilerarası ilişkilerini, iş yaşamını, aile yaşamını ve yaşam kalitesini bozucu sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu süreç, zorlayıcı bir şekilde uzadığı taktirde, bireyde psikolojik rahatsızlığa ve travma sonrası stres bozukluğuna yol açmaktadır. Travmatik yaşantı ile baş etmekte zorlanan birey için, psikiyatrik tedavi, yani “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” ve bu hastalığa bağlı yakınmaları ortadan kaldırmaya, normal işlevselliğine dönmesine yardımcı olmaya yönelik çalışmalar yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Tedavi yöntemleri arasında psikiyatrik ilaç tedavileri, kognitif psikoanalitik terapi, bilişsel davranışçı terapi, göz hareketleri duyarsızlaştırma ve yeniden yapılandırma tekniği (EMDR), hipnoz bulunmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde özellikle şehit ve gazi yakınlarının tedavi ihtiyacına yönelik olarak GATA Askeri Psikoloji ve Harp Psikiyatrisi Bilim Dalı hizmet vermektedir (Tel: 0 312 304 45 01). Ayrıca, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezinde, tedavi gören gaziler için Malül Gazi Psikososyal Destek Birimi bünyesinde kurulu olan Psikososyal Destek Kısımı (Tel: 0 312 291 19 15) tarafından da gerekli destekler sağlanmaktadır. Tarihimizde ve kültürümüzde gazilik büyük önem taşırken, gazilerle zaman zaman iletişim kazalarından kaynaklanan iletişim problemleri yaşanmaktadır. Her hastalık durumunda insanların yaşadığı özel hassasiyet hali dışında, yapmış oldukları fedakarlık sonucunda gazilerimiz, yaşadıkları kayıplar nedeniyle daha fazla önemsenme ve değerli hissedilme ihtiyacı hissetmekte, bu durum onları daha kırılgan ve tepkisel hale getirebilmektedir. Bu nedenlerden dolayı gazilerle iletişimde dikkat edilmesi gereken hususları bilmek büyük önem arz etmektedir. Bu gibi durumlar ve dikkat edilmesinde fayda görülen hususlar aşağıda açıklanmıştır. Etkin iletişim kurmak: Kişiler arası iletişimin kalitesi ve verimini belirleyen en önemli husus etkili iletişim kurmaktır. Etkili iletişim kurmak için aşağıdaki hususlara ciddi şekilde özen göstermek gerekir. • Kendinizi tanıtarak iletişime başlamak, sohbetin başlamasına vesile olabileceği gibi hastanın, kim olduğunuz konusundaki merakını da gidermeye yardımcı olur. • İkinci adım olarak el sıkışmak, ancak hastanın fiziki koşulunu göz önünde bulundurmak önemlidir. Örneğin; görme engelli bir hastayla tokalaşmak için hastanın girişimde bulunmasını beklememek gerekir veya iki kolu birden olmayan bir hastayla elinizi hiç uzatmadan sözel olarak iletişime başlanması faydalı olur. • Göz teması kurmak önemlidir. Çünkü göz teması, hastaya, onu dinlediğiniz ve önemsediğiniz mesajını vermesi açısından önemlidir. • Bazı hastaların iletişimdeki sınırlara yönelik bilgi eksikliğinden dolayı, sıkıntı verici durumlar yaşanmasının önüne geçmek amacıyla siz dilini kullanarak mesafeyi kendinizin belirlemesi ve bu yolla da onlara saygı duyduğunuzu hissettirmeniz uygun olacaktır. Etkin dinlemek (önemli ve değerli hissettirmek): • Dinlediğinize dair başınızı sallayarak, takip ettiğinize dair bildiri cümleleri kullanarak geri bildirimlerde bulunmanız, hastaya, konuşmalarının önemsendiği ve değerli olduğu hissi verilmesine katkı sağlar. • Kişileri dikkatle dinlemek, onların yerine cümleleri tamamlamaktan kaçınarak konuşmalarına müsaade etmek, onların, dinlendikleri mesajını almalarını sağlar. Pozitif olmak: Travma yaşamış bireylerin durumlarını ve çevrelerini algılayış biçimleri genellikle negatif olduğundan, onlarla iletişim kuran kişilerin pozitif mesaj ve yaklaşımları, algılarını olumlu bir biçimde destekler. Bunun için aşağıdaki hususlara dikkat etmek, kurulacak iletişime pozitif katkılar sağlar. • Travma yaşamış ve herhangi bir engeli olan birey, kendini yetersiz ve eksik hissettiği için acıma duygularına daha hassas ve tepkisel hale gelmektedir. Ayrıca bu yaklaşım hastaların yoğun derecede karamsarlık yaşamalarına ve sosyal ilişkilerden kaçınmalarına neden olmaktadır. Yıkıcı etkide bulunmamak için acıma duygusunu söz ve davranışlara yansıtmamak, iletişimin kalite ve verimini arttırması açısından önemlidir. • Hastanın yeterliliğine, fiziki durumuna ve geleceğine dair negatif konuşmalar rehabilitasyon ve adaptasyon sürecini güçleştireceğinden, konuşmaların iyimser seyirde ancak, gerçeklik boyutundan uzaklaşmadan yapılmasına özen göstermek hastaya yarar sağlar. • Hastanın kendini eksik hissetmemesi ve mevcut yeni durumuna uyum sağlayabilmesi için, sağlıklı bireylerle kurulan tarzda iletişim kurmaya özen gösterilmesi hastanın kendisiyle ilgili olumlu değerlendirmeler geliştirmesine katkı sağlayacaktır. Aşırı korumacı davranmamak: • Aşırı korumacı davranışlar, hastaların yeteneklerini gerçekleştirmelerine ve duruma uyum sağlamalarına engel olacağından, bağımsız becerilerini gerçekleştirmelerine izin vermek, zorlandıkları durumlar için zaman tanımak gerekmektedir. • Fiziksel engelline bağlı olarak karşılayamadığı herhangi bir ihtiyaç durumunda, yardım etmeden önce, mutlaka izin istemek, onların kendilerini yetersiz hissetmemelerine olanak verir (Örneğin; tekerlekli sandalyeden kalkamayan bir hastanın, uzanamadığı bir yerden bir şey alma ihtiyacı olduğunda, izin isteyerek ona yardımcı olmak gibi...). • Böylelikle kendine yetebilme, becerilerini geliştirme, sosyal ortamlara katılım sıklığının artması ve kendine güven kazanmasında katkıda bulunmuş olunur. Siyasi, politik, ekonomik, dini vb. konular konuşmaktan kaçınmak: Söz konusu konular, özel bir hassasiyet içerdiğinden ve çatışmaya neden olabileceğinden mümkün olduğu kadar konuşmaktan kaçınılması gerekmektedir. • Hastaların hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak siyasi, politik, ekonomik vb. konularda tartışmalara girmekten kaçınmak, doğabilecek çatışmaların engellenmesini sağlar. • Dini konularla ilgili tartışmalara girilmesi iletişim ile ilgili ciddi problemler oluşmasına sebebiyet verebilir. • Hastanın hak ettiği maddi ve sosyal haklarla ilgili fikir beyan edilmesi, kontrol edilmesi güç öfke patlamalarına ve alınganlıklara neden olabilir. Yerine getirilemeyecek sözleri vermekten kaçınmak: • Yerine getirilemeyecek sözler vermek hastaların güvenini sarsacağı, boş yere umutlandıracağı ve hayal kırıklığı yaşatacağı gibi bu tarz durumlarla sık karşılaşmaları, durumu genellemelerine, küskünlüğe ve öfkeli yaklaşmalarına neden olabilir. Şakalara dikkat etmek: • Hastaların, engellerine vurgu yapıldığını hissettikleri şaka ve imalara yönelik algıları Daha belirgindir. Dolayısıyla alınganlıkları yüksek düzeyde olacağından engelleriyle ilgili konuşmalarda içeriğe dikkat edilmesi ve bu yönde şakalardan kaçınılması iletişimin devamı açısından önemlidir. • Kimi zaman, hastaların kendi engelleriyle ilgili şaka yapmalarıyla karşılaşılabilir. Bu durum, her zaman hastaların sorunlarıyla baş ettiği anlamına gelmeyebilir. Kendileriyle ilgili yaptıkları şakalar kimi zaman bir savunma mekanizması olarak kullanılır. Bu nedenle, hastanın bu söylemelerini destekleyici şaka ve konuşmalarda bulunmamak önemlidir. Travmayı sormayıp, dinlemek: Hastanın yaşadığı travmayı anlatması ve bunun sorgulanması önemli derece hassasiyet gerektirir: Bu nedenle; • Travma; içerik olarak yoğun bir yaşantıyı barındırdığı ve sonrasında da ciddi sıkıntılara yol açabileceği için hastanın beklenmedik ve kontrolü zor tepkiler geliştirebileceği varsayılarak olay sorgulanmaktan kaçınılmalıdır. Ancak hastanın kendisi konuyu paylaşmak istiyorsa müdahale edilmeden sadece dinlenilebilir. • Hastalara sıklıkla travma hakkında soru sorulmasının ve konunun sıkça konuşulmasının hastaları rahatsız ettiği gözlenmiştir. Hastaların iletişimden kaçınmalarına neden olmamak için yersiz soru sorulmaması uygun olacaktır. Kontrolü kaybetmemek: • Bazı hastalar, mevcut durum nedeniyle tepkisel, alıngan, hassas ve tahrik edici olabilirler. Öfkeli davranmamak, kaygılı, suçlayıcı, eleştirel yaklaşmamak tatsız durumların yaşanmasını engelleyecektir. Durumu kişiselleştirmeden mümkün olduğunca soğukkanlı olmak, iletişimin sürdürülmesi açısından büyük önem taşır. Gazilerle, belirtilen hususları göz önünde bulundurarak iletişim kurmak daha sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. İyi çalışmalar dileriz.
© Copyright 2024 Paperzz