İLİ: ELAZIĞ AY: ŞUBAT TARİH: 07.02.2014 ِ ؤدوْا األَم َان ُّ ُإِ َّن اللّهَ َيأْم ُرُك ْم أَن ت َهلِهَا َوِا َذا َح َك ْمتُم ْ ات إِلَى أ َ ُ ِ ِ ِ ِ ِ الن َّ َب ْي َن ان َ اس أَن تَ ْح ُك ُموْا بِا ْل َع ْد ِل إِ َّن اللّهَ نع َّما َيعظُ ُكم بِه إِ َّن اللّهَ َك ِ س ِميعا ب ير ص ًا َ ً َ ه ه ه ه ه ه أحبه اس إلى ن ال إن " م ل س و ه علي َّللا ى ل ص َّللا ل ُ ُو س ر قال ُ َ ِ ِ ِ ".ٌ إما ٌم عادل،ً وأدناهُم منهُ مجلِسا،َّللاِ يو َم القيام ِة ADALET Muhterem Müslümanlar! Dinimizin önemle üzerinde durduğu konulardan birisi adalettir. Adalet; doğru ve dürüst olmak, herkesin hakkını verip haksızlıklardan uzaklaşmak, emaneti ehline vermek, herkese adil davranmaktır. Adaletin zıddı zulümdür. Zulüm; hıyanet, insafsızlık ve haksızlık etmektir. “Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.”1 Ayet-i kerimesi gereğince emaneti ehline vermek ve insanlar arasında Hakk’a göre hüküm vermek Allah’ın emridir. “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır.”2 İlahi emri gereğince Allah’ın istediği şekilde hareket etmek, her kim olursa olsun insanlar arasında ayrım yapmamak ve doğruluktan ayrılmamak gerekir. Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın.3 Emri gereğince İnsanlar arasında hüküm verirken hevâ ve heveslerimize uymamak, şahsi menfaatlerimize ve çıkarlarımıza göre hareket etmemek görevimizdir. Değerli Müminler! İslam’ın bizden istediği adalet; hukuk önünde herkese eşit davranmak, ırk, renk, dil, kültür, bilgi ve mevki farklılıklarından dolayı insanlara farklı davranmamaktır. Herkesin çalışması, bilgisi ve kabiliyetinin karşılığını alması, ezilip sömürülmemesi, aşağılanıp horlanmamasıdır. Bu şekilde adaletli davrananlara müjdeli haberler verilmiştir. Zira Peygamberimiz (s.a.s.): "Kıyamet gününde insanların Allah'u Teâlâ'ya en sevgili olanı ve Allah'a en yakın bulunanı adil devlet başkanıdır."4 "Hükmünde, yönetimi ve velâyeti altındakiler hakkında adîl davrananlar, Allah katında nurdan minberler üzerinde 5 olacaklardır." buyurmuşlardır. Muhterem müminler! İslam'ın adalet anlayışında, davacı ile davalının; etnik kökeni, inancı, siyasi düşüncesi, toplumsal statüsü, adaletin tecelli etmesinde etkin ve belirleyici ölçütler değildir. Haksızlık yapan, başkalarını mağdur eden, canımızdan çok sevdiğimiz, evladımız, anne babamız dahi olsa, imanımız gereği adalet mutlaka yerini bulmalıdır. Kureyş kabilesinden hırsızlık yapan asil bir kadını cezalandırmaması için ashaptan Hz. Üsame’yi Peygamberimize gönderdiklerinde bu duruma kızan ve üzülen Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Nasıl oluyor da bazı kimseler, Allah’ın (cc) kanunu karşısında aracı olmaya kalkışıyorlar. Sizden öncekilerin mahvolmasının sebebi şudur: İçlerinden asil ileri gelen birisi hırsızlık yapınca, onu serbest bırakıyor, zayıf ve fakir bir kimse hırsızlık yapınca, onu cezalandırıyorlardı. Allah(cc)’a yemin ederim ki “Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı, onun da cezasını verirdim.”6 Değerli kardeşlerim! Sağlıklı ve huzurlu insanların yetişmesinde adaletin önemi açıkça belirmektedir. Adaletin hüküm sürmediği milletlerde, her türlü haksızlık, zulüm, işkence ve terör hâkim olur. Toplumsal isyanlar çıkar. Mahkemelere güven kalmadığı gibi fertlerin birbirlerine olan güveni de azalır. Tarihe baktığımızda adaletle hükmeden devletlerin ömürlerinin uzun olduğu, adaletten ayrılıp halkına zulmeden devletlerin ise çok uzun yaşayamadıkları görülmüştür. Her türlü kötülükten uzak, adaleti ayakta tutan, huzurlu bir toplum olmamız duasıyla hutbemi bu konudaki bir ayet mealiyle bitiriyorum: “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin isleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” 7 Hazırlayan: Feyzullah ÇALIŞKAN Kovancılar İlçe Müftüsü Redaksiyon: İl İrşat Kurulu 1 Nisa, 4/58 Nisa, 4/135 3 Nisa, 4/135 4 Tirmizî, Ahkâm, 4 (1329) c.3 s.617 5 Müslim, İmâre, 18 2 6 7 Buhari Hudud 11,12 c.8 s. 16; Müslim Hudud, 8-9 c.2 s. 1315. Nahl, 16 /90
© Copyright 2024 Paperzz