05. yarat_l - Abdurrahman EREN

YARATILIfi
Kuran, yarat›l›fl konusu hakk›nda bize k›sa ve özet bilgiler vermektedir. Hatta baz› bilgileri tafl›yan ayetler, ancak
bilim kültürü ile yorumlanabilmektedirler. Yaklafl›k bin befl
yüz sene öncesi için manas› anlafl›lmayan baz› ayetler, günümüzde, yarat›l›fl konusunda bizlere baz› ipuçlar›n› vermektedirler. Ça¤›m›zdan yüzy›llar sonra bu ayetlerin bize
verdi¤i bilgiler flüphesiz daha büyük bir önem kazanacakt›r. Kuran’›n bize, akl›m›z› kullanmam›z için s›k s›k öneride bulunmas› bunun bir iflaretidir.
K‹NAT
Kuran, kâinat›, yer gökler ve bunlar›n aras›ndakiler, bazen de, yerler ve gökler ve her ikisi aras›ndakiler, fleklinde tarif etmektedir. Afla¤›daki konularda kâinat›n neden,
nas›l ve hangi zaman dönemleri içerisinde yarat›ld›¤› anlat›lmaktad›r.
Kainat›n Yarat›l›fl Nedeni
Allah, Kuran’da bize kâinat› neden yaratt›¤›n› afla¤›daki
ayetlerle bildirmektedir.
Allah, gökleri ve yerleri hak ile ve her can, kazand›¤›yla ödüllendirilsin diye yaratt›. Onlar haks›zl›¤a u¤rat›lmazlar (45/22).
71
Gökleri ve yerleri ve aralar›ndakini oyun olsun diye yaratmad›k. Biz onlar› ancak ve ancak gerekti¤i için yaratt›k.
Ama insanlar›n ço¤u bunu bilmezler (44/38-39).
Gökleri ve yerleri ve aralar›ndakini oyun olsun diye yaratmad›k. E¤er biz, oyun ve oyalanma isteseydik, bunu,
kendi kat›m›zda yapard›k. Ancak bundan gaye, hak ve bat›l› birbirinden ay›rmak ve Hakk’› üstün k›lmakt›r(21/1618).
Evren bir su kütlesi halinde iken, insanlar› en güzel ifl
yapma yar›fl›na sokmak için gökler ve yerler 6 aflamada yarat›lm›flt›r. Yer, belirli say›daki nesillerin yaflamas›na imkân
sa¤lad›ktan sonra flekil de¤ifltirecek ve bütün canl›lar öleceklerdir (11/7-8).
Biz, gökleri, yerleri ve aralar›ndakileri gerekti¤i için, süresi belirlenmifl bir zaman aral›¤› için yaratt›k (46/3).
Kuran bize, yukar›daki ayetlerde Allah’›n kâinat› yaratmas›n›n bir amac› oldu¤unu, bu amac›n, insanlar› Hak ve
Bat›l (Burada hak ve bat›l, do¤rular ve yanl›fllar, meflru ve
gayri meflru davran›fllar, adalet ve zülüm vs. anlam›ndad›r)
konusunda e¤itmek Hakk’› üstün k›larak, Bat›l’› yok etmek
için oldu¤unu bildirmektedir. Bu nedenle Allah, bafllang›çta su halinde bulunan kâinat› alt› günde (Alt› farkl› zaman periyodunda) yaratm›flt›r. Allah, kâinat›n yarat›l›fl›n›n
bir oyun ve e¤lence için olmad›¤›n›, bunu istenmesi halinde kendi kat›nda yapabilece¤ini buyurmaktad›r. Göklerin
ve yerlerin belirli bir gaye için ve belirli bir zaman aral›¤› için yarat›ld›klar› anlat›lmaktad›r. Kâinatta yer alan yerin, belli say›daki nesillerin yaflamas›ndan sonra flekil de¤ifltirece¤i ve bütün canl›lar›n yok olaca¤› kaydedilmektedir.
Bunun sonucunda haks›zl›k yap›lmadan herkese yapt›¤›n›n
karfl›l›¤› verilece¤i de anlat›lmaktad›r.
Kâinat›n yarat›l›fl›
Gökler ve yerler bitiflik iken biz onlar› birbirinden ay›rd›k ve her fleyi sudan canland›rd›k (21/30).
Allah, yerdeki her fleyi sizin için yaratt›ktan sonra gö¤e
72
yöneldi ve gö¤ü iç içe yedi kat haline getirdi. Her fley Allah’›n bilgisi dâhilinde geliflti (2/29).
Allah gökleri uyum içerisinde ve düzenli bir flekilde yedi kat olarak yaratm›flt›r. Ne kadar incelerseniz inceleyin
göklerin düzeninde bir kusur bulamazs›n›z (67/3-4).
Gökler, Allah taraf›ndan infla edilmifllerdir ve Allah taraf›ndan geniflletilmektedirler (51/47).
Allah gökleri, yerleri ve aralar›ndakini alt› günde (alt›
farkl› zaman periyodu) yaratt›, sonra onlar› kararl› hale
soktu. (25/59; 32/4)).
Allah gökleri ve yerleri alt› günde (alt› farkl› zaman periyodu) yaratt›. Sonra yönetim makam›na yöneldi. Dünyan›n dönüflünü sa¤layarak gece ve gündüzün birbirini çabucak örtmesini sa¤lad›. Günefl, ay ve y›ld›zlar› bir düzene
soktu. Yarat›lan ve kurulan bu düzen sadece Allah’a aittir
(7/54).
Rabbiniz olan Allah, gökleri ve yerleri alt› günde(alt›
farkl› zaman periyodu) yaratt›. Sonra yönetim makam›na
geçti. Kâinat› yönetti. O’nun izni olmadan hiçbir fley kurulan bu düzene müdahale edemez (10/3).
Biz, gökleri, yerleri ve aralar›ndakilerin gerekti¤i için,
süresi belirlenmifl bir zaman aral›¤› için yaratt›k (46/3).
Biz, Gökleri, yerleri ve aralar›ndakileri alt› günde (alt›
farkl› zaman periyodu) hiçbir yorgunluk duymadan yaratt›k (50/38).
Kâinatta olan her olay kaydedilmektedir (78/29).
K›yametin bilgisi onun tekelindedir. Kâinat düzeninin
nas›l sa¤land›¤› ve nas›l son bulaca¤›n› kendisinden baflkas› bilemez. O’nun ilmi olmaks›z›n, hiçbir meyve tomurcu¤undan ç›kmaz, hiç bir difli gebe kalmaz ve do¤urmaz
(41/47).
Göklerin ve yerlerin dengesi Allah taraf›ndan sa¤lanmaktad›r. Bu dengenin bozulmas› halinde O’dan baflka bu
dengeyi sa¤layacak kimse yoktur (35/41).
73
Allah, yedi gök ve onlar›n say›s›nca yer (Canl› gezegen)
yaratt›. Allah’›n her fleye güç yetirdi¤ini ve gerçekten Allah’›n ilmiyle her fleyi kuflatt›¤›n› bilmeniz için, Allah’›n
emirleri, bunlar›n aras›nda cereyan etmektedir (65/12).
Buraya kadarki bölümde, bafllang›çta s›v› bir kütle halinde bulunan bir maddenin, gök cisimlerine ve bunlar›
kuflatan bir dumandan (gaz bulutundan) oluflan gö¤e dönüfltürüldü¤ü ve bu cisimlerden oluflan yerküre üzerinde
insanlar›n yaflamas› için gerekli olan her fleyin sudan canland›r›ld›¤›, bu oluflumun dört günde (dört periyodik zaman aral›¤›nda) meydana geldi¤i anlat›lmaktad›r. Bundan
sonra tek olan gök, iç içe yedi kat haline dönüfltürüldü¤ü
ve bu olay›n iki günde (iki farkl› zaman periyodunda) oluflturuldu¤u bildirilmektedir. Gökler düzenli ve kusursuz bir
flekilde yarat›lm›fllard›r. Gökler geniflletilmektedirler.
Yönetim makam›na yerleflen Allah, günefl, ay ve y›ld›zlar› düzene soktu. Gece ve gündüzün ard arda gelmesini
sa¤lad›. Kâinata düzen verdi. O’nun izni olmadan hiç kimse bu düzene müdahale edemez. Gökler ve yerler, gerekti¤i için belirli bir süre için yarat›lm›fllard›r. Kâinatta vuku
bulan her olay izlenmekte ve kaydedilmektedir. Allah’›n yaratt›¤› her fley bir bilimsel temele dayanmaktad›r. Göklerin
ve yerlerin dengesi Allah taraf›ndan sa¤lanmaktad›r. Allah,
her gök kat›nda, yer gibi canl› gezegen yaratm›flt›r. Kâinat›n yönetilmesinde, Allah’›n emirleri bu gezegenler aras›nda cereyan etmektedir.
Bafllang›çta bir su kütlesi olan bir maddenin, günefl sistemi ve tek bir gökten oluflmas› ve sonradan gö¤ün yedi
kat haline dönüfltürülmesi, günefl sisteminin evrenin merkezi olabilece¤ini akla getirmektedir. Çünkü evrende flekillenme küreseldir ve di¤er göklerin, mevcut olan bir gökten oluflmas›, ilk gö¤ün merkezde kalmas› anlam›n› tafl›r.
Ayr›ca evrenin oluflmas›nda, ilk teflekkül eden cisimlerden
birisi de yerküredir. Bu durumda yerkürenin yafl›n›n, kâinat›n yafl›n› da verebilece¤ini akla getirmektedir.
Göklerin Yarat›l›fl›
74
Gök yükseltildi ve dengeye oturtuldu (55/7).
Biz, dünyan›n semas›n› y›ld›zlarla süsledik, her sayg›s›z
fleytandan koruduk. O fleytanlar art›k semadaki melekleri
dinleyemezler ve her yandan kovulur at›l›rlar. Uzaklaflt›r›l›rlar ve onlar için kesintisiz bir azap vard›r. Ancak bir söz
kapan olursa, onu da delip geçen yak›c› bir alev izler
(37/6-10).
And olsun ki yak›n gö¤ü kandillerle donatt›k, onlarla
fleytanlar›n tafllanmas›n› sa¤lad›k ve fleytanlara ç›lg›n alev
azab›n› haz›rlad›k(67/5).
And olsun, biz gökte burçlar oluflturduk, izleyenler için
süsledik. Onlar› kovulmufl her fleytandan koruduk. Ancak
kulak h›rs›zl›¤› yapan müstesna. Onun da pefline ›fl›n düfler
ve yakar (15/16-18).
Sizin üstünüze sapasa¤lam yedi kat gök infla ettik Orada alev alev yanan bir kandil yaratt›k (78/12-13).
Gökte burçlar› var eden, onlar›n içinde ›fl›k saçan günefl ve nurlu ay bar›nd›ran Allah, yüceler yücesidir
(25/61).
Gökte ve yerde olan›, Allah’›n bildi¤ini bilmez misin?
Bunlar›n hepsi bir kitapta yaz›l›d›rlar ve flüphesiz bunlar
Allah’a kolayd›r (22/70).
Allah günefli sizin için bir ayd›nl›k, ay› da bir nur k›lm›flt›r. Y›llar›n say›s›n› ve hesab›n› bilmeniz için aya yörüngeler takdir etmifltir. Allah bunlar› bir gaye için yaratm›flt›r (10/5).
Geceyi ve gündüzü, günefli ve ay› yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler (21/33).
Allah, gece ve gündüzün birbirini takip etmesini, günefl
ve ay›n kararl› bir flekilde hareketini sa¤layand›r. Bunlar›
hareketi, takdir edilmifl bir süreye kadar devam edecektir
(35/13).
Allah, gökleri ve yerleri kusursuz bir flekilde ve bir amaç
için yaratm›flt›r. Gece ve gündüzün birbirini takip etmesini sa¤layan, günefle ve aya kararl› bir hareket verendir.
Hepsi ad› konulmufl bir ecele kadar ak›p gitmektedir
75
(39/5).
Günefl ve ay hesaplanm›fl bir harekete sahiptirler
(55/5).
Tan yerini a¤artan, geceyi dinlenme vakti k›lan, günefl
ve aya hesaplanm›fl hareket veren Allah’t›r (6/96).
Rabbinin gölgeyi nas›l uzatt›¤›n› görmez misin? ‹steseydi onu durdururdu. Sonra biz günefli, ona delil k›l›p yavafl yavafl kendimize çekmiflizdir (25/45-46)
Allah, karan›n ve denizin karanl›klar›nda yolunuzu bulman›z için size y›ld›zlar› var edendir. Bilebilen bir topluluk için ayetleri genifl genifl aç›klad›k (6/97).
Sana, ay›n görünüfl safhalar›n› soruyorlar. De ki: “Onlar
insanlar için zaman ve hac zaman› göstergeleridir
(2/189).”
Kur’an bize, dünya gö¤ünün teflekkülü ve daha sonra
bu ¤ö¤ün yedi kat haline dönüflmesini, yak›n gö¤ün görevi hakk›nda afla¤›daki özet bilgileri vermektedir.
Allah, yerleri ve gökleri bir amaç için ve kusursuz olarak yaratm›flt›r. Yak›n gök içerisinde kararl› bir flekilde yüzen dünya, günefl ve ay, belirli bir süreye kadar konumlar›n› koruyacaklard›r. Bafllang›çta yerler ve gökler tek bir
parça halinde iken, birbirlerinden ayr›lm›fl ve gök yükseltilerek dengeye oturtulmufltur. Dünya gö¤ü y›ld›zlarla süslendi ve dünyay› koruyacak bir konuma sokuldu. Gökte, izleyenler için güzel görüntüler veren burçlar oluflturuldu.
fieytanlar›n (yarat›l›fl kanunlar›na uymayan varl›klar›n) bu
gök içerisindeki hareketleri önlendi. Burada kurals›z hareket eden cisimler ya tafllan›r veya yanarlar. San›r›m burada gök tafllar›ndan ve kozmik ›fl›nlardan bahsedilmektedir.
Gökte sürekli yanan bir kandil (günefl) yarat›mas›, nurlu bir ay›n varl›¤› ve konumu, burçlar›n (y›ld›z topluluklar›) var edilmesi, düya semas›n› yedi kat gök haline gertirilmesi, Allah’›n kudretinin delillerindendir.
Yerde ve gökte olan her fleyin Allah taraf›ndan bilindi¤i ve bunlar›n tümünün bir kitapta yaz›l› oldu¤u bildirilmektedir. Her fleyin bir kitapta yaz›l› olarak bulunmas›, her
76
fleyin programlanarak ve planlanarak bir düzen içinde yarat›ld›¤› ve yönetildi¤i anlam›n› tafl›maktad›r. Yani kainatta
her fley bir bilgi çerçevesinde oluflmufltur.
Kur’an bize, güneflin bir ayd›nl›k saçan, ay›n da, ald›¤›
›fl›¤› yans›tan birer gök cismi olduklar›n›, insanlar›n y›l hesab›n› ve y›llar›n say›s›n› bilmeleri için, aya yörüngeler takdir edildi¤i bildirilmektedir. Dünya, günefl ve ay›n Allah taraf›ndan bir gaye için yarat›ld›klar› ve her birinin ayr› birer yörüngede döndükleri ve hepsinin, ad› konulmufl (süresi belirlenmifl) bir ecele kadar yörüngelerinde kararl› bir
bir flekilde kalacaklar› bildirilmektedir.
Kur’an bize, y›ld›zlar›n yak›n gö¤ü süsledikleri gibi, karalar›n ve denizlerin karanl›klar›nda (engiliklerinde) bulunanlar için yol bulma imkan› sa¤lad›klar›n›, ay›n görünme
flekli safhalar›n›n da insanlar için zaman göstergeleri olduklar›n› bildirmektedir.
Günefl, dünya ve ay›n hareketlerinin bir hesap sonucuna göre belirlendi¤ini, böylece oluflan gecenin insanlar
için bir dinlenme zaman› olarak k›l›nd›¤›n›, bunu takib
eden gündüzün insanlar için bir emek harcama zam›n› olduklar› belirtilmektedir. Cisim gölgelerinin muntazam bir
flekilde uzay›p k›salmas›, günefl ›fl›nlar›n›n canl›lara zarar
vermeyecek flekilde planlad›¤›n› göstermektedir. Ku’an bize, gökcisimlerinin bu düzgün ve kararl› hareketlerinin ve
fonksiyonlar›n›n Allah’›n kudret delilleri olduklar›n› hat›rlatmaktad›r.
Dünyan›n Yarat›l›fl›
Allah, sizin yarat›l›fl›n›zdan daha güç olan gö¤ü yaratt›.
Onu yükseltti ve dengeledi. Yeri, gece ve gündüzle ayd›nlatt› ve karartt›. Bundan sonra yeryüzünü döfledi. Suyunu
ve otla¤›n› yerden ç›kard›. Da¤lar› sabitlefltirdi. Bütün bunlar› sizin ve hayvanlar›n›z›n geçimi için yapt› (79/27-33)
Allah yeri iki günde (farkl› iki zaman periyodu) yaratt›. Kutuplardan geçen eksenini sabitlefltirdi. Topraklar›n›
bereketli k›ld›, ihtiyac› olanlar için g›dalar takdir etti. Bun77
lar dört günde (dört farkl› periyodik zamanda) meydana
geldi (41/9-10).
Sonra Allah, duman halinde olan gö¤e yöneldi. Gö¤e
ve gö¤ün kaplad›¤› sisteme uyum sa¤lamalar›n› emretti. ‹kisi de uyum sa¤layacak konuma geçtiler (41/11).
Gökler yedi kat olarak iki günde (iki farkl› zaman periyodunda) infla edildi. Her gö¤ün dengesi sa¤land›. Dünyan›n gö¤ü y›ld›zlarla süslendi ve koruma alt›na al›nd›
(41/12).
Allah, gökleri ve yeri alt› günde (allt› periyodik zamanda) yaratt›. Sonra yönetim merkezine yerleflti. Yere giren
ve yerden ç›kan her fleyi biliyor. Gökten ineni ve gö¤e yükseleni de biliyor. O, nerede olursan›z olun sizinledir. Allah yapt›¤›n›z her fleyi görmektedir(57/4).
Allah bize, yart›l›fl›n bafllang›c›nda, yarat›lan birinci gö¤ün, insan›n yarat›l›fl›ndan daha güç oldu¤unu bildirmektedir. Bu gö¤ün ve içerisindeki sistemin oluflmas›ndan sonra, dünyan›n ekseni etraf›nda sabitlefltirildi¤i ve dönüflünün
sa¤land›¤›n›, da¤lar›n teflekkül etti¤i ve yeryüzünün düzenlendi¤i ve bu ifllemlerin iki günde (iki periyodik zaman
aral›¤›nda) yap›ld›¤› anlat›lmaktad›r.
Bu yarat›l›fltan sonra yeryüzünün topraklar›n›n bereketli
k›l›nd›¤›, yeryüzündeki canl›lar›n ihtiyaçlar› için g›da miktarlar›n›n takdir edili¤ini ve bütün bu ifllemlerin dört günde (dört periyodik zaman aral›¤›nda) meydana geldi¤i ve
bunlar›n, insanlar›n ve hayvanlar›n geçinebilmesi için yap›ld›¤› bildirilmektedir.
Bu durumda yerkürenin iki günde flekillendi¤i ve bitkilerin oluflmas›na haz›r hale geldi¤i ve bitkilerin de dört
günde olufltu¤u anlafl›lmaktad›r. (Burada gün, bir priyodik
zaman aral›¤› anlam›ndad›r.)
Bundan sonra duman halinde olan gök, yedi kat haline dönüfltürülüyor. Yarat›lan ilk sisteme ait gö¤ün geniflleyerek yedi kat gök halini almas› ve di¤er sistemlerin oluflmas›, dünya üzerindeki bitkilerin yarat›l›fl safhas›n›n bitiminden sonra meydana geldi¤i anlafl›lmaktad›r.
78
Yerdeki her hareketin Allah taraf›ndan bilindi¤i ve izlendi¤ini nerede olursak olal›m Allah’›n bizimle oldu¤u bidirilmektedir.
Gökler yarat›ld›ktan sonra Allah’›n Makam›na yerleflti¤i
bildirildi¤ine göre; Allah’›n her yerde bizimle olmas›, insan nefsi ile ilgili olmal›d›r. Bu da insan›n içindeki ruh’tur.
Dünyan›n Özellikleri
Dünya, canl›lar›n yaflamas›na imkan sa¤layan baz› özelliklere sahiptir. Kur’an bu özellikleri bize afla¤›daki ayetlerle bildirmektedir.
Bitkiler
Taneyi ve çekirde¤i yaran flüphesiz Allah’t›r; ölüden diriyi ve diriden ölüyü ç›kar›r. ‹flte Allah budur, nas›l yüz çevirirsiniz (6/95).
Allah’›n gökten su indirdi¤ini görmezmisin? Biz onunla
türlü türlü renkte ürünler yetifltirmifl; da¤larda da beyaz,
k›rm›z›, siyah ve türlü renkte yollar varetmiflizdir (35/27).
Bitkiler ve a¤açlar O’nun kanunlar›na göre hareket etmektedirler (55/6).
Bitki ve taneli ürünleri ç›karmak için, bulutlardan sa¤anak ya¤murlar indirildi (78/14-15).
Yeryüzünde yeflertilen ve güzel çiftlerden oluflan ürünleri görmüyor musunuz? Bunlarda, Allah’›n kudretinin apaç›k delilleri vard›r. Buna ramen ço¤u kimse iman etmez
(26/7-8).
Kur’an bize, bitkilerin tohumlardan olufltu¤unu ve bu
bitkilerin ölümünden sonra geriye b›rakt›klar› tohumlar›n,
ya¤an ya¤murlar sonucunda, tekrar canlanarak yeniden bitkileri oluflturdu¤unu, bu ifllemin sürüp gitti¤ini ve bu ifllemlerin Allah taraf›ndan konulan kanunlara göre yürüdü¤ünü; bütün bunlar›n Allah’›n kudretiyle mümkün oldu¤unu bildirmektedir.
Da¤lar
79
Sen da¤lar› görürsün de, onlar› yerinde durur san›rs›n.
Oysa onlar bulutlar›n yürümesi gibi yürümektedirler. Bu
her fleyi sapasa¤lam yapan Allah’›n sanat›d›r (27/88).
Biz, Yeryüzünü bir döflek, Da¤lar› da birer kaz›k yapmad›km› (78/6-7)?
Kur’an bize, hareketsiz gibi duran da¤lar›n asl›nda bir
ortam içerisinde yüzdüklerini ve hareket halinde olduklar›n› bildirmektedir. Günümüzde bu ortam›n ma¤ma oldu¤u
ve yerkabu¤unun ma¤ma üzerinde yüzmekte oldu¤unu bilmekteyiz. Yeryüzünün insanlar için bir yaflam yeri yap›ld›¤›, da¤lar›n da, insanlar›n üzerinde yaflad›klar› kara parçalar›n› sabit tuttu¤unu ve sars›lmalar›n› önledi¤ini belirtmektedir. Nitekim Jeofizik verileri bize, da¤lar›n bir kökü oldu¤unu ve köklerin ma¤ma içerisine dald›¤›n› göstermektedirler. fiu halde da¤lar hem dünyan›n balans›n› (dengesini) sa¤lamakta, hem de ma¤ma üzerindeki yer kabu¤unun hareketini frenlemektedirler.
Bulutlar
Bulutlardan sa¤anak ya¤murlar indirilmektedir (78/14).
Bulutlar›n su deposu oldu¤u ve ya¤mur için oluflturulduklar› anlat›lmaktad›r.
Ya¤mur
Allah’›n
gökten
su
indirdi¤ini
görmezmisin? Biz onunla türlü türlü renkte ürünler yetifltirmifl;
da¤larda da beyaz, k›rm›z›, siyah ve yollar varetmiflizdir
(35/27).
Biz gökten miktar› belirlenmifl su indiriyoruz. Biz bu ifllemi durdurmaya kadiriz. O su ile size içinde hurmal›klar,
üzümlükler ve sebzeler bulunan cennetler infla etmekteyiz.
Siz onlardan yemektesiniz. Ve daha çok Tur-i Sina’da yetiflen ve meyvesinden ya¤ üretilen ve kat›k olarak yenen
bir a¤aç da ürettik (23/18-20).
Ve kendi rahmetinin önünde rüzgarlar› müjdeciler olarak gönderen de O’dur. Rüzgarlar›n getirdikleriyle size
80
gökten temiz su indirmekteyiz. Bu suyu, ölü bir alan› canland›rmak ve yaratt›¤›m›z hayvanlardan ve insanlardan birço¤unu sulamak için indirmekteyiz (25/48-49).
Rüzgarlar›n hareketiyle sürüklenerek bir araya getirilen
bulutlardan miktar› belirlenmifl bir su indirilmektedir. Bu
su ile hurmal›klar, üzümlükler zeytinlikler ve renkleri türlü türlü olan ürünler üretilmektedir. Ayr›ca gökten indirilen bu temiz su ile insanlar›n ve hayvanlar›n su ihtiyac› giderilmektedir. Bu sular da¤larda muhtelif renkli su yollar›
açacakt›r. ‹nen ya¤mur sular› yeryüzünün muhtelif k›s›mlar›nda depolanmaktad›rlar. Burada bize anlat›lmak istenen
fley; bulut hareketlerinin, ya¤mur miktar›n›n ve g›da üretiminin planl› bir flekilde meydana geldi¤i ve bunun insan
ve hayvanlar›n yaflamas› için yap›ld›¤›d›r.
Denizler
‹ki denizi birbirine kavuflmak üzere sal›vermifltir. Aralar›nda bir engel vard›r, birbirine geçip kar›flmazlar. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
‹kisinde de inci ve mercan ç›kar (55/19-22)
Rabbiniz, lütfuna nail olabilmeniz için denizde gemileri sizin için yürütendir. Do¤rusu o, sizin için çok merhametli idi (17/66).
Allah, insanlar›n yararlanmas› için sulara özellik vermifltir. Sular›n ayn› denizde olduklar› halde birbirine kar›flmamas›, gemilerin kolayca hareket imkan› sa¤lanmas› bu özelliklerdendir.
Kur’an genellikle k›z›l deniz çevresindeki kavim ve olaylardan bahsetmektedir. Bu bak›mdan sular› kar›flmayan denizin k›z›ldeniz olabilece¤i akla gelmektedir. Bu denizde
tatl› bir suyun bulunmas› muhtemeldir. Burdan da Arabistan’›n bu sulardan istifade edebilece¤i anlam› ç›kmaktad›r.
Gece ve Gündüz
Gündüzü bir geçim zaman› k›ld›k. Geceyi bir örtü yapt›k (78/10-11).
Tan yerini a¤artan, geceyi dinlenme zaman›, günefl ve
81
ay› vakit ölçüsü k›land›r. Bu, güçlü olan›n bilenin nizam›d›r (6/96).
Gece ile gündüzün birbiri ard›nca gelmesinde, Allah’›n
göklerde ve yerde yartt›klar›nda, O’na karfl› gelmekten sak›nanlar için ö¤renilecek fleyler vard›r (10/6).
O, dinlenmeniz için geceyi, görmeniz (çal›fl›p, kazanman›z)
için de gündüzü oluflturand›r. Kulak veren top-
lum için bunlardan ö¤renilecek fleyler vard›r
(10/67).
Gece ve gündüz kudretimizi gösteren delillerden ikisidir. Gecenin yok oluflunu takip eden gündüz size, Allah’›n
verdi¤i nimetlerden yararlanman›z için görme imkan› sa¤lamaktad›r. Ayr›ca gece ve gündüz size, y›llar›n say›s›n› bilmenizi ve hesab›n›n›z› yapman›z› sa¤lamaktad›r. Her fleyi
detay› ile aç›klam›fl olduk (17/12).
Gece ve gündüzü, günefli ve ay› yaratan O’dur; hepsi
bir sistem içerisinde yüzmektedirler (21/33).
Allah, geceyi dinlenmeniz için bir örtü; gündüzü de r›zk›n›z› arama zaman› k›lm›flt›r (25/47).
Uyar› almak isteyen veya flükretmek dileyen kimseler
için gece ile gündüzü birbiri ard›nca getiren o’dur
(25/62).
Birbirini takip eden gece ve gündüz, belirlenmifl bir süreye kadar birbirini takip edeceklerdir (35/13); (39/5).
Allah, geceyi dinlenmeniz karanl›k, gündüzü ise çal›flman›z için ayd›nl›k k›land›r. Bu, insanlara Allah’›n bir lütfudur (40/61).
Geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar, O, kalplerde olan› bilendir (57/6).
82
Mevsimler ve Aylar
Göklerin ve yerlerin yarat›ld›¤› günden beri Allah taraf›ndan tesbit edilen aylar›n say›s› onikidir (9/36).
Bu ayet bize, dünya üzerinde yarat›lan canl›lar›n bafllang›c›ndan bugüne kadar günefl sisteminin hareketinde bir
de¤ifliklik olmad›¤›n› bildirmektedir. Canl›lar›n yaflam bafllang›c›n›n jeolojik verilere göre yaklafl›k olarak alt›yüz milyon y›l oldu¤u bilinmektedir. Bu duruma göre dünyam›z
ve güneflin hareketi alt›yüz milyon y›ldan beri hiç de¤iflmemifltir.
Enerji Kaynaklar›
Yarat›p düzene koyan, takdir edip yol gösteren, topraktan yeflil otu ç›kart›p sonra onu kapkara bir sel art›¤›na
çeviren yüce Rabbinin adlar›n› tesbih et (87/1-5).
Ayette toprakta yefleren yeflil otlar›n sonradan kapkara
bir sel art›¤›na dönüfltü¤ü anlat›lmaktad›r. Ayet bize, hidrokarbonlar›n nas›l olufltuklar›n›, hidrokarbonlar›n nerede
teflekkül etti¤ini, bundan sonra nas›l ve nereye gittiyi konusunda yerbilimcilere ipuçlar› vermektedir.
Kur’an bize, maden ve enerji konular›nda sadece “Demir ve Petrol” ürünleri hakk›nda bilgi vermektedir. Bunlar
insan yaflam›nda ençok kullan›lan ve vaz geçilemeyen ürünlerdir. Ayet bunlar›n aranmas› ve bulunmas› için yerbilimcilere önemli ipuçlar› vermektedir.
Madenler
Andolsun, biz peygamberlerimizi apaç›k belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitab› ve mizan› indirdik. Ve kendisinde çetin bir
sertlik ve insanlar için yararlar bulunan demiri de indirdik; öyle ki Allah, kendisini görmedikleri halde, kendisine
ve peygamberlerine kimin yard›mc› olaca¤›n› bilmesi içindir. fiüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün oland›r
(57/25).
Ayete göre demir cevheri, yerkürenin teflekkülünden
83
sonra yeryüzüne indirilmifltir. Demir cevheri yeryüzüne meteorlar vas›tas›yla indirilmifl olmal›d›r. Ayet bize, demir cevherini nerede bulabilece¤imizi bildirmekte ve Allah kudretini göstermektedir.
Dünyan›n fiekli
O, iki do¤unun da Rabbidir, iki bat›n›n da Rabbidir.
fiu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz
(55/17-18)?
Ayet bize, endirekt olarak dünyan›n yuvarlak oldu¤unu
ve döndü¤ünü bildirmektedir. fiöyle ki: Yeryüzü üzerindeki bir noktada bulunan bir kifli için güneflin do¤uflu, bu
noktadan geçen ve dünya eksenini dik olarak kesen bir
düzleme göre simetrik olan kifli için güneflin bat›fl› izlenecektir. Bu durumda bir kifli için gerçekleflen do¤u ya da
bat›, yukar›da tarif edilen düzleme göre bunun simetrisinde bulunan kifli için bat› ve do¤u olacakt›r. Bu da bize
dünyan›n yuvarlak oldu¤unu gostermektedir. Do¤u ve bat›
kavramlar› ise dünyan›n dönüflünü ifade etmektedirler.
Dünyada ve Allah kat›ndaki zaman boyutlar›
(Resülüm!) Onlar senden, azab›n çabucak getirilmesini
istiyorlar. Allah’›n verdi¤i süreden kesinlikle bir sapma olmaz. Rabbinin kat›nda bir gün, sizin saymakta olduklar›n›zda bin y›l gibidir (22/47).
Ayet bize, dünya yaflam›m›zdaki her bin y›l›m›z›n, Allah’›n hesab›nda bir gün olarak ifllendi¤ini belirtmektedir.
K›yamet gününe inanmayanlar, peygamberimize: “söylediklerinde do¤ru ise k›yameti getir de görelim” diyenlere,
Allah buyuruyor ki: “Rabbinin kat›nda bir gün, sizin saymakta olduklar›n›zdan bin y›l gibidir”. Ayet bize, dünya
yaflam›m›zdaki her bin y›l›m›z›n, Allah’›n hesab›nda bir
gün olarak ifllendi¤ini belirtmektedir. Bu bize insan hayat›n›n evrensel boyutta ne kadar k›sa oldu¤unu da ifade etmektedir.
Yukar›daki ayet, matematiksel boyutta bize oldukça
84
önemli bir bilgiyi vermektedir. Buda fludur: Düya hesab›yla bin y›l, 365 000 gündür. Bir dünya günü de 24 saattir.
Bu 24 saat, dünyam›z›n kendi ekseni etraf›ndaki dönüfl zaman›d›r. Yani dünya üzerindeki bir noktan›n (Ekvator noktas›nda) 24 saate (bir günde) ald›¤› yolu, Allah kat›ndaki
bir nokta bu yolu 1/365 000 günde almaktad›r. Bu da flu
demektir, Allah kat›ndaki h›z, dünyadaki h›zdan 365 000
defa daha büyüktür.
Bu da ›fl›k h›z›n› ifade etmektedir. Yani, dünyada madde h›z› Rabbimiz kat›nda enerji h›z›na dönüflmektedir.
Dünyan›n Yönetilmesi
Gökten yere kadar olan bütün iflleri Allah düzenler,
sonra, ifller sizin hesab›n›za göre bin y›l kadar tutan bir
gün içinde O’na yükselir (32/5).
Gayb›n (gelece¤in) anahtarlar› O’nun kat›ndad›r, onlar› ancak O bilir. Karada ve denizde olan› bilir. Düflen her
yapraktan ve toprak alt›ndaki her taneden, her kuru ve yafl
fleyden haberi vard›r. Bunlar›n hepsi bir kitapta yaz›l›d›r
(6/59).
Bizim yeryüzüne gelip üzerinden baz› eksiltmeleri yapt›¤›m›z›
görmüyorlarm›? Allah’›n verdi¤i hükmü sorgulayacak kimse yoktur. O,
hesab› pek çabuk görendir (13/41).
Ayetlere göre Allah, dünyan›n düzenini sa¤layan program›, dünyaya gökten göndermektedir. Düyan›n zaman birimine göre her bin y›lda bu program›n sonuçlar› Allah’a
geri gitmekte ve yenisi ile de¤ifltirilmektedir.
Ayetler bize, dünyada bulunan canl› ve cans›z her fleyin
bir kitapta yaz›l› oldu¤unu bildirmektedir. Herfleyin bir kitapta yaz›l› olmas›, o fleyin planl› yap›ld›¤›, izlendi¤i ve
kontrol alt›nda oldu¤u anlam›n› tafl›maktad›r. Bu da bize,
herfleyin bir bilgi program› dahilinde bulundu¤unu ve gerçeklefltirildi¤ini ve kontrol alt›nda tutuldu¤unu göstermektedir.
Ayetlerde, Allah’›n, baz› konularda kararlar ald›¤› ve bu
85
kararlar› icra etti¤i anlat›lmaktad›r. (Bunlardan baz›lar›n›,
kavimleri yok etmek veya uyarmak için oluflan do¤al afetler oldu¤u Kur’an’›n di¤er ayetlerinde belirtilmifltir.)
Dünyan›n Yok Oluflu
Yerin baflka bir yere, göklerin de baflka göklere dönüfltürüldü¤ü gün, onlar tek olan kahhar olan Allah’›n huzuruna ç›kar›lacaklard›r (14/48).
Ayet bize, gelecekte yerin ve göklerin flekil de¤ifltirece¤ini bildirmektedir. Bu zaman k›yametin kopaca¤› zamand›r. Bu, gökteki cisimlerin birleflece¤i ve yerinde bir tak›m y›ld›zlarla bütünleflece¤i anlam›n› taflimaktad›r. Bu konuda “Kainat›n Yok Oluflu-K›yamet- Mahfler- Ahiret” bölümünde genifl yer verilmifltir.
Yeryüzü Nizam›nda Allah’›n Varl›¤›n›n Delilleri
Kur’an bize, yeryüzü nizam›n›, yeryüzünde bulunan varl›klar›, Allah’›n varl›¤›n› ve kudretinin delilleri için misal
vermektedir. Bunlar; Göklerin ve yerin yarat›l›fl›, Gök ve yerin O’nun buyru¤u ile ayakta durmas›, gece ve gündüzün
muntazam bir flekilde ard arda gelmesi, Gemilerin hareketine imkan sa¤layan suyun yap›s›; rüzgarlar›n bulutlar› yönlendirmesi; bulutlar›n teflekkülü ve tonlarca suyu ya¤mur
fleklinde ve ölçülü miktarda gerekli bölgelere b›rakmalar›,
bu sular›n yeryüzünün muhtelif kesimlerinde depolanmas›;
her nevi canl›n›n çift olarak üremesi ve yeryüzüne, insanlara benzer toplumlar halinde da¤›lmas›; insanlar›n ve hayvanlar›n muhtelif renklerde yarat›lm›fl olmas›; davarlar›n
varl›¤› ve bunlar›n insanlara sa¤lam›fl oldu¤u g›da, fayda,
ürünlerini kullanma ve ulafl›m imkanlar›; dünyan›n dönüflü
nedeniyle yeryüzünün sars›lmamas› için da¤lar›n oluflturulmas› ve yer kürenin balans›n›n sa¤lanmas›; günefl sisteminin bir enerjiye gerek duymaks›z›n dengesini korumas›, günefl ve ay’›n vakit ölçüsü k›l›nmalar›, dünyan›n
güneflin ve ay’›n bir sistem içerisindeki kararl› yüzüflü, dünyan›n gök taraf›ndan korunmas›, insanlar ve hayvanlar için
86
var olan ürünler, temiz ak›l sahipleri için, Allah’›n varl›k
delilleri olarak belirtilmifllerdir.
Göklerin ve yerin yarat›lmas›nda, gece ile gündüzün
ardarda gelmesinde, denizlerde insanlar›n faydalanmas› için
gemilerin kolayca yüzebilmesinde, gökten indirilen su ile
ölü topra¤›n dirilmesinde, yeryüzü üzerinde her indirilen
türlü canl›n›n üreyip da¤›lmas›nda, rüzgarlar›n yerle gök
aras›nda bulutlar› yönlendirmesinde, ak›llar›n› iflletebilen
toplumlar için deliller vard›r (2/164).
fiüphesiz göklerin ve yerin yarat›l›fl›nda, gece ve gündüzün ardarda geliflinde ak›l sahipleri için deliller vard›r
(3/190).
‹nsanlar nas›l bir ümmetse, yeryüzünde bulunan bütün
canl›lar ve havada uçan bütün kufllar sizin gibi birer ümmettir. Yarat›l›flta hiçbirfley eksik b›rak›lmam›flt›r. Sonuçta
hepsi Rablerine toplanacaklard›r (6/38).
Tanyerini a¤artan, geceyi dinlenme zaman›, günefl ve ay›
vakit ölçüsü k›land›r. Bu, güçlü olan›n, bilenin nizam›d›r
(6/96).
Küçük ve büyükbafl hayvanlar›n iç organlar›nda üretilen
sütü içmektesiniz, onlardan faydalanmaktas›n›z ve etlerinden yemektesiniz. Ayn› zamanda onlar› yük arac› olarak ta
kullanmaktas›n›z. Bu, size yarat›l›fl konusunda bir ö¤üt olmal›d›r (23/21-22).
‹nsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan muhtelif renkte olanlar vard›r. Bu oluflumu ancak bilginler de¤erlendirebilirler ve Allah’›n hikmetini takdir edebilirler (35/28).
Allah, davarlar›, baz›s›na binmeniz baz›s›ndan da yemeniz için var etmifltir. Ayr›ca onlarla hofl vakit geçirmekte,
onlar›n üzerinde ve çektikleri araçlarla tafl›nmaktas›n›z
(40/79-80).
Allah’› inkar yoluna sapanlar, yer ve gök bitiflik iken onlar› ay›rd›¤›m›z› ve her canl›y› sudan yaratt›¤›m›z› görmüyorlar m›? Yeryüzü üzerinde yaflayanlar›n sars›lmamas› için
yeryüzü üzerinde da¤lar oluflturduk ve aralar›nda vadiler
düzenledik. Gö¤ü koruyucu bir tavan yapt›k. Allah gece ve
87
gündüzü (Dünyan›n dönüflünü), günefli ve ay› yaratan ve
onlar› bir sistem içerisinde yüzdürendir. Hala buna inanm
›
y
o
r
l
a
r
m›? (21/30-33)
Gö¤ün ve yerin O’nun buyru¤u ile ayakta durmas›
O’nun varl›¤›n›n belgelerindendir. Sonra sizi kabirlerinizden bir ça¤›rmaya görsün, hemen ç›k›verirsiniz (30/25).
Allah gökleri, gördü¤ünüz gibi bir deste¤e ihtiyaç duymadan dengede duracak flekilde yartm›flt›r. Sars›lmaman›z
için yeryüzü üzerinde da¤lar oluflturdu. Yeryüzüne her nevi canl›y› yayd›. Gökten indirdi¤i su ile her nevi bitkiden
güzel çiftler yeflertti. Bütün bunlar Allah’›n yaratt›klar›d›r.
O’nun d›fl›nda bunlar›n benzerini yaratabilecek yoktur. Hay›r, zülmetmekte olanlar, aç›kça bir sap›kl›k içindedirler
(31/10-11).
Gece ve gündüzün birbirini takip ederek geldiklerini
g
ö
r
m
ü
y
o
r
musunuz? Günefl ve ay kararl› bir flekilde ve süresi belirlenmifl bir zamana kadar bir yörüngede dönmektedirler
(31/29).
Yeryüzünü döfledik, üzerine da¤lar yerlefltirdik ve herfleyden ölçüsü belirlenmifl ürünler bitirdik. Oray› sizin için ve
sizin, kendilerine r›z›k verenler olmad›¤›n›z kimseler için
yaflam yeri yapt›k. Her fleyin kaynaklar› yan›m›zdad›r. Biz,
o hazinelerden ancak belirlenmifl bir miktar›n› size indirmekteyiz. Rüzgarlar› afl›lay›c› olarak gönderir, gökten su indiririz. O su ile su ihtiyac›n›z› karfl›lamaktas›n›z. O suyu da
yeryüzünde depolayan siz de¤ilsiniz(15/19-22).
Biz, yeryüzünü döfleyip yayd›k. Ne güzel döfleyicileriz
(51/48).
Biz üzerinde yüce da¤lar oluflturdu¤umuz size tatl› sular içirdi¤imiz yeryüzünü diriler ve ölüler için bir toplanma yeri yapmad›k m›? (77/25-27).
Biz, yeryüzünü döflek yapmad›k m›?(78/6).
Biz, insanlar›n hangisinin daha güzel amel edece¤ini deneyelim diye yeryüzündeki her fleyi, insanlar için, yeryüzü88
nün süsü yapt›k. fiüphesiz Biz, yeryüzünde olanlar› kupkuru bir toprak haline getirebiliriz (18/7-8).
Yer onlar› sarsmas›n diye onun üstünde da¤lar yerlefltirdik; rahat gidebilsinler diye aralar›nda genifl yollar varettik.
Gö¤ü koruyucu bir tavan yapt›k; oysa onlar bu delillerden
yüz çevirmektedirler. Geceyi, gündüzü, günefl, ve ay› yaratan O’dur. Hepsi bir sistem içerisinde yüzmektedirler
(21/31-33).
‹nsanlara ve atalar›na yeryüzünde güzel bir yaflam sa¤lad›k. Hatta bu yaflam› sürenler, bunun hiç bitmeyece¤ini
sand›lar. Oysa yeryüzüne inip her yaflam›n sonunu getirdi¤imizi görmüyorlar m›? Yaflam›n sonunun gelmeyece¤ini sananlar yan›lanlard›r (21/44).
Allah, Yarat›l›fl bak›m›ndan sizin yarat›l›fl›n›zdan daha
güç olan gökyüzünü belirli bir düzen içerisinde infla etti.
Ayd›nlanmas›n› ve kararmas›n› sa¤lad›. Bundan sonra yeryüzünü serip döfledi. Ondan da suyunu ve otla¤›n› ç›kard›. Da¤larla dengeledi. ‹nsanlara ve hayvanlara geçim yeri
yapt› (79/27-33).
Allah, üzerinde meyveler, salk›ml› hurmal›klar, kabuklu
meyveler ve kokulu bitkiler bulunan yeri canl›lar için yaratm›flt›r. Peki Rabbinizin nimetlerini nas›l yalanl›yorsunuz?
(55/10-13).
Allah yeryüzünü emrinize amade k›lm›flt›r. Üzerinde dolafl›n, r›z›klar›ndan yiyin. Dönüflünüz onad›r. Allah’›n, yeri
sarsarak sizi yerin dibine bat›rmayaca¤›ndan emin misiniz?
(67/15-16).
Allah’›n gökten indirdi¤i suyu yeralt› kaynaklar›nda biriktirdi¤ini, sonra o su ile muhtelif renkli bitkiler yeflertti¤ini sonra onlar› sarartt›¤›n› ve sonunda kurumufl çöplere
dönüfltürdü¤ünü
görmüyormusun? fiüphesiz bu oluflumda, temiz ak›l sahibi olanlar
için al›nacak ö¤ütler vard›r (39/21).
Allah ile ilgili kan›tlardan biri de, rüzgarlara hareket kabiliyetinin sa¤lanmas›d›r. Allah’›n, gönderdi¤i rüzgarlar, bize kullanaca¤›m›z su için ya¤muru müjdelemesi, gemileri89
mize seyir imkan› vermesi ve ya¤murun yeflertti¤i ürünleri
istifademize
sunmas›kan›tlard›r. Umulur ki flukredersiniz (30/46).
Allah, rüzgarlar› gönderir. Bunlarla bulutlar› kald›r›r ve
gökyüzünde diledi¤i flekilde da¤›tarak yayar. Bulutlar›n aras›ndan ç›kan ya¤muru diledi¤i yere düflürür ve ya¤murdan
umut kesmifl insanlar› sevindirir (30/48-49).
Yukar›daki ayetler bize, Allah’›n varl›¤›n› gösteren bir k›s›m delilleri bildirmektedirler. Bunlar; gökleri ve yerin yarat›l›fl›, Gök ve yerin O’nun buyru¤u ile ayakta durmas›,
gece ve gündüzün muntazam bir flekilde ardarda gelmesi,
gemilerin hareketine imkan sa¤layan suyun yap›s›; rüzgarlar›n bulutlar› yönlendirmesi; bulutlar›n teflekkülü ve tonlarca suyu ya¤mur fleklinde ve ölçülü miktarda gerekli bölgelere b›rakmalar›, bu sular›n yeryüzünün muhtelif kesimlerinde depolanmas›; her nevi canl›n›n çift olarak üremesi ve yeryüzüne insanlara benzer toplumlar halinde da¤›lmas›; davarlar›n varl›¤› ve bunlar›n insanlara sa¤lam›fl oldu¤u g›da, kullanma ve ulafl›m imkanlar›; Dünyan›n dönüflü nedeniyle yeryüzünün sars›lmamas› için da¤lar›n oluflturulmas› ve yer kürenin balans›n›n sa¤lanmas›; Günefl sisteminin bir enerjiye gerek duymaks›z›n dengesini korumas›, Günefl ve ay’›n vakit ölçüsü k›l›nmalar›, Dünyan›n Güneflin ve ay’›n bir sistem içerisindeki kararl› yüzüflü, Dünyan›n gök taraf›ndan korunmas›, ‹nsanlar ve hayvanlar için
var olan ürünler, temiz ak›l sahipleri için Allah’›n varl›k
delilleri olarak belirtilmifltir.
‹NSAN
‹nsan, üstün bir yarat›l›fla sahip olan ve iradesini serbestçe kullanabilen bir varl›kt›r. Bu özelliklere karfl›n, insana büyük sorumluluklar yüklenilmifltir. ‹nsan Allah taraf›ndan dünyan›n yöneticisi olarak k›l›nm›flt›r. ‹nsana dünyada belirli bir süre yaflama imkan› verilmifltir.
‹nsan›n Yarat›l›fl Nedeni
Allah’›n vadetti¤i mutlaka gerçekleflecektir ve dönüflü90
müz O’na olacakt›r. Allah, iman eden ve iyi ifller yapanlar› belirlemek ve onlara adaletle haketiklerinin karfl›l›¤›n›
vermek için yaratmay› bafllatt› ve onu bafllang›ca iade edecektir. Kafir olanlara gelince, inkar etmekte olduklar› fleylerden ötürü, onlar için kaynar sudan içki ve elem verici
bir azap vard›r (10/4).
Ayette Allah’›n, yaratmay› bir gaye için bafllatt›¤›n›, yarat›l›fl›n bir sonu olaca¤›n› ve son dönüflün de Allah’a olaca¤› bildirilmektedir. Ayetteki ifadeye göre, bir noktada
bafllayan yarat›l›fl safhas›, ölüme kadar devam etmektedir.
Yani dünyadaki yaflam süresinin de, yart›l›fl›n bir safhas› oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Bu yarat›l›fl›n sebebi de dünyada iyi
ve kötü ifl yapanlar› ay›rmak, onlar› Allah’a dönüflünde iyileri adaletle mükafaatland›rmak ve kötü ifl yapanlar› cezaland›rmak oldu¤u bildirilmektedir. Ayet, bunun Allah’›n
bir vaadi oldu¤unu ve bunun mutlaka gerçekleflece¤ini bildirmektedir. Kaba bir tabirle ifllem, tarlada yetiflen bir ürünün sa¤lam ve çürük meyvelerinin ay›klanmas› gibidir.
Ben cinleri de insanlar› da, yaln›zca bana ibadet etsinler diye yaratt›m. Ben onlardan bir r›z›k istemiyorum ve
ben, onlar›n beni yedirmelerini de istemiyorum. Hiç flüphesiz, r›z›k veren O’dur. Metin olan ve güç sahibi olan
O’dur. (51/56-58)
Allah’›n söyledikleri mutlaka gerçekleflecektir. Dönüflünüz O’nad›r. Allah, iman eden ve salih amel iflleyenleri belirlemek ve onlara adaletle hakettiklerinin karfl›l›¤›n› vermek için, yaratmaya bafllatt› ve yaratt›klar›n› bafllang›ca iade edecektir. Kafir olanlara gelince, inkar etmekte olduklar› fleylerden ötürü, onlar için kaynar sudan bir içki ve
elem verici bir azap vard›r. (10/4)
‹nsan›n Yarat›l›fl›
Allah’› nas›l inkar edersiniz? O, ölü iken sizi diriltti,
sonra vefat ettirecek, sonra yine diriltecek, en sonunda
O’na döndürüleceksiniz (2/28).
Rabbin, Meleklere: “Ben, yeryüzüne hakim olup yönete91
cek bir halife yarataca¤›m” dedi. Onlar da: “Orada bozgunculuk yapacak, kanlar ak›tacak birini mi var edeceksin? Oysa biz Seni överek yüceltiyor ve Seni devaml› takdis ediyoruz” dediler. Allah, “Ben flüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi (2/30).
Allah, Adem’e bütün varl›k isimlerinin hepsini ö¤retti.
Sonra ayn› nesneleri meleklere gösterdi ve: “fiayet insanla
ilgili düflüncelerinizde hakl› iseniz, haydi bana bu nesnelerin adlar›n› say›n›z” dedi (2/31).
Melekler: “Ya Rab! Seni noksan s›fatlardan tenzih ederiz, Senin bize ö¤rettiklerinden baflkas› için bizim bir bilgimiz yoktur” dediler (2/32).
Bunun üzerine Allah, Adem’den eflyalar› meleklere tan›tmas›n› istedi. Adem, nesnelerin tan›t›m›n› meleklere yap›nca, Allah meleklere dedi ki: “Ben size, göklerin ve yerin s›rlar›n›, gizlediklerinizi ve a盤a vurduklar›n›z› da bildi¤imi size söylememifl miydim?” dedi (2/33)
Meleklere, “Adem’e secde edin” demifltik, ‹blis müstesna hepsi secde ettiler, o ise kaç›nd›, büyüklük taslad› ve
inkar edenlerden oldu (2/34).
“Ey Adem! Eflin ve sen cennette kal, orada olandan istedi¤iniz yerde bol bol yiyin, yaln›z flu a¤aca yaklaflmay›n;
yoksa zalimlerden olursunuz” dedik (2/35).
fieytan orada ikisinin de aya¤›n› kayd›rd›, onlar› bulunduklar› yerden ç›kard›. Onlara “Birbirinize düflman olarak
inin, yeryüzünde bir müddet için yerleflip geçineceksiniz”
dedik (2/36).
Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eflini
var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kad›n meydana
getiren Rabbinize hürmetsizlikten sak›n›n. Ad›n› kullanarak
birbirinizden dilekte bulundu¤unuz Allah’tan ve akrabal›k
haklar›na riayetsizlikten de sak›n›n. fiüphesiz Allah sizin
üzerinizde gözetleyicidir (4/1).
92
Allah yükümlülüklerinizi hafifletmek ister çünkü insan
zay›f bir varl›k olarak yart›lm›flt›r (4/28).
Sizi çamurdan yaratan sonra size ecel takdir eden, ayr›ca kendi kat›nda da size bir ecel belirleyen O’dur. Siz hala flüphe ediyorsunuz (6/2).
Allah sizi tek bir nefisten (bir hücreden) yaratt›, sizin
için depo özelli¤i gösteren ve dengeli flartlara haiz bir yerde infla etti (6/98).
Rabbin, hiçbir fleye ihtiyac› olmayan rahmet sahibidir,
dilerse sizi giderir ve sizin yerinize, sizi infla etti¤i gibi, sizden sonraki baflka bir kavmin zürriyetinden bir baflkas›n›
getirir (6/133).
Biz, sizi yaratt›k, sonra size flekil verdik, sonra meleklere: “Ademe secde edin” dedik. ‹blis haricinde hepsi secde
etti (7/11).
Allah, sizi tek nefisten (tek hücreden) yaratt›. Nefsin
huzur bulmas› için, kendisinden eflini üretti. Bunlar birleflince efli hafif bir yük yüklendi. Onu bir müddet tafl›d›.
Hamileli¤i a¤›rlafl›nca, bunun kusursuz bir çocuk olmas›
için Allah’a dua ederek: “E¤er bize salih bir çocuk verirsen, andolsun flükredenlerden olaca¤›z” dedi. Ama Allah,
onlara salih çocuk verince onlar, Allah›n kendilerine verdi¤ini Allah’a ortak ettiler. Allah ise, onlar›n ortak kofltu¤u fleyden yücedir (7/189-190).
Her diflinin neye gebe kalaca¤›n›, rahimlerin neyi eksik,
neyi ziyade edece¤ini Allah bilir. O’nun kat›nda her fley
ölçü iledir (13/8).
Andolsun, insan› balç›k halinde dönüflmüfl kuru bir çamurdan yaratt›k (15/26).
Hani Rabbin meleklere demiflti ki: “Ben kara bir topraktan oluflan bir balç›ktan insan yarataca¤›m, Ona flekil
verip ruhumdan üfleyerek can verdi¤inde secde edin” demiflti. Melekler topluca secde etti. ‹blis secde etmeye itiraz
etti. Allah, iblise itiraz›n›n nedenini sordu. ‹blis, “ben balç›ktan meydana gelmifl bir çamurdan yarat›lan insana secde etmem” dedi. (15/28-33)
93
Allah sizin kendi nefislerinizden çiftler oluflturdu. Bu
çiftlerden de size çocuk ve torunlar meydana geldi. Sizi
güzel nimetlerle r›z›kland›rd›. fiimdi onlar bat›la m› inan›yorlar ve Allah’›n nimetini inkar m› ediyorlar (16/72)?
Allah sizi annelerinizin karn›ndan, hiç bir fley bilmez
halde ç›kard›. Size flükretmeniz için kulaklar, gözler ve
kalpler verdi (16/78).
Ey insanlar! Diriliflten yana bir kuflku içindeyseniz, gerç
e
k
flu ki biz sizi önce topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir canl› hücreden, sonra baz› organlar› teflekkül etmifl
baz›s› da belirsiz bir et parças›ndan yaratt›k ki, size kudretimizi gösterelim ve diledi¤imizi belirli bir süreye kadar
rahimlerde tutal›m. Sonra sizi bebek olarak ç›kar›yoruz,
sonra baz›n›z en güçlu duruma eriflir, baz›n›z ölür baz›n›z
ise ö¤rendiklerini unutacak kadar yafll› bir hale gelir. Sen,
yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat
biz, üzerine ya¤mur indirdi¤imizde o, k›p›rdan›r, kabar›r
ve her çiftten iç aç›c› bitkiler verir (22/5).
Andolsun ki biz insan›, süzme bir çamurdan yaratt›k.
Sonra onu bir su damlas› olarak uygun bir ortama yerlefltirdik. Sonra o su damlas›ndan bir sülük yaratt›k. Sonra o
sülükten bir çi¤nemlik et yaratt›k. Daha sonra o çi¤nemlik etten kemik yaratt›k ve kemikleri etle kaplad›k. Sonra
bir baflka yarat›l›flla onu infla ettik. Yarat›c›lar›n en güzeli
olan Allah, ne yücedir. Bundan sonra siz öleceksiniz. Sonra k›yamet günü dirileceksiniz. Andolsun ki biz, sizin üstünüzde yedi yol yaratt›k. Biz yaratmadan habersiz de¤iliz
(23/12-17).
Ve insan› bir sudan yarat›p onu, soylar ve boylar haline getiren O’dur. Rabbin güç yetirendir (25/54).
Allah yarat›l›fl› topraktan bafllat›r sonra yaratt›¤›n› ona
iade eder. Sonra O’na dündürülürsünüz (30/11).
Sizin yarat›lman›z da, ölümünüzden sonra dirilmeniz de,
bir nefsin yarat›l›fl› gibidir (31/8).
O, Allah ki, yaratt›¤› her fleyi güzel yapm›fl ve insan›n
94
yarat›l›fl›n› çamurdan bafllatm›flt›r. Sonra onun soyunu dayan›ks›z bir suyun özünden üretmifltir. Sonra da onu tamamlay›p flekillendirmifl, ona kendi ruhundan üflemifltir. Ve sizin için duyma, görme ve duygu kabiliyeti vermifltir. Ne kadar da az flükrediyorsunuz (32/7-9).
Allah sizi önce topraktan, sonra bir damla sudan(yumurta)yaratt›, sonra sizi çift yapt›. O’nun bilgisi olmadan hiçbir difli ne gebe kal›r, ne de do¤urur. Bir canl›ya ömür
verilmesi de, onun ömründen azalt›lmas› da mutlaka belirlenmifltir. fiüphesiz bunlar, Allah’a kolayd›r (35/11).
‹nsan görmez mi ki, biz onu bir damla sudan yaratt›k.Bir de bak›yorsun ki, apaç›k düflman kesilmifl (36/77).
fiimdi sor onlara! Yaratma bak›m›ndan onlarm› daha zor, yoksa bizim yaratt›¤›m›z insanlar m›? fiüphesiz biz kendilerini yap›flkan bir çamurdan yaratt›k
(37/11).
Rabbin meleklere demiflti ki: Ben muhakkak çamurdan
bir insan yarataca¤›m.” Onu tamamlay›p, içine de ruhumdan üfürdü¤üm zaman derhal ona secdeye kapan›n! Bütün melekler toptan secde ettiler. Yaln›z ‹blis secde etmedi. O büyüklük taslad› ve kafirlerden oldu.
Allah ‹blise: Ey ‹blis! ‹ki elimle yaratt›¤›ma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerdenmisin?, dedi.
‹blis: “Ben ondan daha iyiyim! Beni ateflten yaratt›n,
onu çamurdan yaratt›n,”dedi.
Allah: Ç›k oradan (cennetten)! Sen art›k kovulmufl birisin, ceza gününe kadar lanetim senin üzerindedir!, buyurdu.
‹blis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne
kadar bana mühlet ver, dedi.
Alah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu.
‹blis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlardan, ihlasa erdirilmifl kullar›n bi yana, hepsini mutlaka azd›raca¤›m, dedi.
95
Allah: Do¤rudur; iflte ben hakikati söylüyorum, sen ve
sana uyanlar›n hepsiyle cehennemi dolduraca¤›m, dedi
(38/71-85).
Sizi tek bir nefisten yaratm›fl, sonra ondan eflini varetmifltir. Sizin için hayvanlardan sekiz çift indirmifltir. Sizi annelerinizin kar›nlar›nda üç karanl›k içinde, yarat›l›fltan yarat›l›fla geçirerek yaratm›flt›r. ‹flte bu Rabbiniz olan Allah’t›r. Hükümranl›k O’nundur, O’ndan baflka tanr› yoktur. Öyleyken nas›l olur da O’u b›rak›p baflkas›na yönelirsiniz (39/6).
Sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (afl›lanm›fl yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak ç›karan
O’dur. Sonra en güçlü hale gelirsiniz, sonra yafllan›rs›n›z.
Bir k›sm›n›z size takdir edilmifl bir ecele kadar yaflar, bir
k›sm›n›z ise size takdir edilen bu ecel süresinden önce vefat edersiniz (40/67).
Göklerin ve yerin yarat›c›s› Allah, sizi kendi cinsinizden
efller, sa¤mal havvanlardan da kendilerine efller k›lm›flt›r.
Bu flekilde sizin ço¤alman›z› sa¤l›yor. O’nun benzeri olan
hiç bir fley yoktur. O, iflitendir, görendir (42/11).
Allah insan› piflmifl kuru bir çamurdan yaratt› (volkanik
tafllardan) (55/14).
Gökleri ve yerleri gerekli oldu¤u için yaratm›flt›r. Sizi de
en güzel bir fizyonomi ile yaratt›. Dönüfl de O’nad›r
(64/3).
‹nsano¤lu kendisini bafl›bofl b›rak›lacak m› san›r? O, ak›t›lan bir meni damlas› de¤il miydi? Sonra bir sülük fleklinde yarat›ld› ve sekillendi. Ondan erkek ve difli çiftler meydana gelir. Öyleyse Allah, ölüleri ayn› flekilde diriltmeye kadir
de¤ilmidir? (75/36-40).
Hiç flüphesiz biz insan›, karmafl›k bir damla sudan yaratt›k. Onu denemekteyiz. Bundan dolay› onu ifliten ve gören yapt›k(76/2).
Sizi baya¤› bir sudan yarat›p onu belli bir süreye kadar
emin bir ortama yerlefltirmedik mi (77/20-22)?
96
Sizi çift çift yaratt›k (78/8).
Gökyüzüne ve tar›ka (sabah y›ld›z›na) yemin ederim.
Tar›k›n ne oldu¤unu nereden bileceksin? O, karanl›¤› delen y›ld›zd›r. Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu,
bir denetleyici bulunmas›n. ‹nsan, neden yarat›ld›¤›na bir
baks›n! At›lan bir sudan yarat›ld›. O su, s›rt ile gö¤üs kafesi aras›ndan ç›kar. Kesin O, ölümden sonra insan› döndürmeye kadirdir. (86/1-8).
Habibim! Yaratan, insan› afl›lanm›fl bir yumurtadan yaratan Rabbinin ad›yla oku! (96/1-2)
Rabbimiz meleklere, yeryüzüne ( burada yeryüzünden
maksat, Allah kat›nda bulunan ve üzerinde yaflama imkan›
bulunan
baflkabir gezegendir. Çünkü insan yarat›ld›ktan sonra dünyaya
indirilmifltir.) hakim olup yeryüzünü yönetecek bir halife
yarataca¤›n› bildirir. Melekler; yarat›lacak bu kiflini yeryüzünde bozgunculuk yapaca¤›n› ve kan dökece¤ini, kendilerinin yeteri kadar Allah’a ba¤l› olduklar›n› söyleyerek
endiflelerini ifade ederler. Allah onlara insan›, kendilerinin
bilmedikleri bir amaçla yarataca¤›n› söyler.
Allah, çamurdan bir insan yarataca¤›n› ve ruhundan üfleyerek ona can can verdi¤inde, yaratt›¤› beflere secde etmelerini söyler. Allah insan›, kara topraktan oluflan çamurdan süzülmüfl bir sudan yap›lm›fl bir hücreyle yarat›r.
(Kara toprak organik bir toprakt›r. Bu bak›mdan bu topraktan süzülen su, organik bileflimleri içeren bir su olmal›d›r.) Kararl› özellikleri olan bir depoda hücreyi flekillendirir ve ruhundan üfleyerek ona can verir. Yaratt›¤› befler
için bir ecel (bir yaflam süresi) takdir eder. Bu ecel sonunda insan topra¤a iade edilecektir. Yarat›lan insana ‹blis hariç, bütün melekler secde ederler.
Kur’an bize insan›n yarat›l›fl safhalar›n› flöyle anlatmaktad›r: Balç›k halinde bulunan bir çamurdan süzülen bir su
damlas›ndan uygun bir ortamda bir canl› hücre üretilir.
Ço¤alan canl› hücre bir küçük et parças›na dönüflür. Bu
etten kemikler yarat›l›r. Kemikler etle kaplan›r. Sonra bafl97
ka bir yarat›l›flla flekillenir ve insan flekline sokulur.
Buradan anlafl›lan fludur. Çamurdan süzülen su, topraktaki baz› mineralleri eriyik halinde ihtiva eden bir sudur.
Allah’›n kudreti ile bu su damlas› programlanarak canl› bir
hücreye dönüfltürülüyor. Canl› hücrede, hücreye flekil verecek bütün programlar yüklenmifltir. Hücrenin kendisinden
efli de yarat›lm›flt›r. Bu hücrelerin birleflmesiyle insan›n safhalar halinde teflekkülü sa¤lanm›flt›r.
Ayetlerden anlafl›ld›¤›na göre insan birçok kademeden
geçerek yarat›lm›flt›r. Bu kademeler önce topraktan, sonra
topraktan elde edilen bir sudan, sonra bu sudan elde edilen bir hücreden, sonra bu hücreden yarat›lan eflinden, sora bu efllerin birleflmesinden üreyen etten, sonra etten yarat›lan kemiklerden, sonra kemiklerin etle kaplanmas›ndan
ve sonra son fleklini almas›ndan ve Allah’tan üflenen ruh
ile canlanmas›ndan oluflmufltur. Bu aflamalardan geçerek
meydana gelen insan, üstün bir bilgi ile yarat›lm›flt›r. ‹lk
insan veya insanlar yukar›da anlat›lan safhalarla uygun bir
ortamda yani labratuvarda yarat›lm›fl olmal›d›rlar. Allah’›n
laboratuvar›nda yarat›lan bu insanlar, bundan sonra anne
karn›nda üreyerek ço¤almaktad›rlar.
Allah, yaratt›¤› bu insana bütün varl›klar›n isimlerini ö¤retir. Yani yarat›lan insan›n bir bilgi kapasitesi vard›r. ‹nsan› ve melekleri huzuruna ça¤›r›r ve onlar› imtihan eder.
Allah, meleklere nesneleri göstererek, nesneler hakk›nda
bilgi ister. Melekler; kendilerine ö¤retilenlerden baflka bir
fley
bilmediklerini,
ve
bukonuda fikir beyan edemeyeceklerini söylerler. Bunun üzerine Allah, Adem’den bilgi ister. Adem nesnelerin tan›t›m›n› yap›nca, Allah meleklere: “Ben size, bilmediklerinizi,
göklerin ve yerlerin s›rlar›n›, gizlediklerinizi ve a盤a vurduklar›n›z› bildi¤imi söylememifl miydim?” der. Bu bize,
meleklerin sadece kendilerine ö¤retileni bildiklerini ve kendiliklerinden bir muhakeme kabiliyetine sahip olmad›klar›n› göstermektedir. ‹nsan ise, bilgileri depolayabilmekte, bu
bilgileri de¤erlendirerek yorum yapma özelli¤ine sahiptir.
98
Allah, Adem’e secde etmekten kaç›nan iblise: “Ey iblis,
elimle yapt›¤›ma secde etmekten seni men eden nedir?”
diye sorar. ‹blis: “Ben ondan daha iyiyim, beni ateflten,
onu topraktan yaratt›n” der. Allah iblisi lanetler. Lanetlenen iblis Allah’tan, yaratt›¤› insan›n Allah’a ba¤l› kalmayaca¤›n›, bunu ispatlamak için kendisine k›yamet gününe kadar süre verilmesini talep eder.
Allah, yaratt›¤› Ademe efliyle cennete yerleflmesini, orada bulunan bir a¤aç d›fl›nda istedikleri yiyebileceklerini bildirir.
fieytan onlar› kand›r›r ve yasak a¤açtan yemelerini sa¤lar ve cennetten kovulmalar›na neden olur.
‹nsan›n Dünyaya indirilifli
“Ey Adem! Sen ve eflinle birlikte cennete yerlefl ve diledi¤iniz yerden yiyin, ama bu a¤aca yaklaflmay›n. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz.” Derken fleytan, birbirine kapal› ay›p yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: “Rabbiniz size bu a¤ac› s›rf melek olursunuz
veya ebedi kalanlardan olursunuz diye yasaklad›” dedi. Ve
onlara: “Ben gerçekten size ö¤üt verenlerdenim” diye yemin etti. Böylece onlar› hile ile aldatt›. A¤ac›n meyvesini
tatt›klar›ndan ay›p yerleri kendilerine göründü. Ve cennet
yapraklar›ndan üzerlerini örtmeye bafllad›lar. Rableri onlara: “Ben size o a¤ac› yasaklamad›m m› ve fleytan size apaç›k bir düflmand›r demedim mi?” diye nida etti. Adem ile
efli dediler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. E¤er
bizi ba¤›fllamaz ve ve bize ac›mazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. Allah: “Birbirinize düflman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleflme ve faydalanma vard›r.” buyurdu. “Orada yaflayacaks›n›z, orada öleceksiniz ve oradan (diriltip) ç›kar›lacaks›n›z.” (7/19-25)
Ve dedik ki: “Ey Adem sen ve eflin cennete yerlefl. ‹kiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama flu
a¤aca yaklaflmay›n, yoksa zalimlerden olursunuz.” Fakat fieytan, oradan ikisinin aya¤›n› kayd›rd› ve böylece onlar› için99
de bulunduklar› durumdan ç›kard›. Biz de: “kiminiz kiminize düflman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir
vakte kadar bir yerleflim ve meta vard›r” dedik. Bu durum
devam ederken Adem, Rabbinden birtak›m ilhamlar ald›
ve derhal tövbe etti. Çünkü Allah tövbeleri kabul eden ve
merhameti bol oland›r. Allah dedi ki: “Hepiniz cennetten
inin! E¤er benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tabi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve
onlar üzüntü çekmezler. ‹nkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennem halk› olacaklar ve orada ebediyyen kalacaklard›r.”(2/35-39)
Allah, yaaratt›¤› Adem ve efline cennete yerleflmelerini
söyler. Gösterdi¤i a¤aç haricinde, istedikleri yerden ve istedikleri fleylerden yiyebileceklerini bildirir. O a¤açtan yemeleri halinde de nefislerine zülmedeceklerini hat›rlat›r. Derken fleytan, Allah’›n emirlerine karfl› gelmeleri ve cennetten kovulmalar›n› sa¤lamak için, onlar› kand›r›r. Yenildi¤inde, vücutta besin art›¤› b›rakacak bir besin maddesi yemelerini sa¤lar. Bu besin maddesi de onlara yasaklanm›fl olan
a¤açt›r. Güç durumda kalan Adem ve efli, Allah’tan af dileyerek tövbe ederler. Allah, onlar› affeder ama kendilerinin ve fleytan›n cennetten ç›karak yeryüzüne inmelerini
emreder. Allah, Adem ve efline yeryüzünde yaflamalar›n›
sa¤layacak imkanlar›n olaca¤›n›, orada belirli bir yaflam süresi boyunca kalacaklar›n› bildirir. Allah, onlara, fleytan›n
kendilerine düflman oldu¤unu ona uymamalar›n› söyler.
Kendilerine
yolgösterici ve uyar›c› peygamberler gönderilece¤ini, onlara
uyduklar› takdirde, onlar için bir korku ve üzüntü olmayaca¤›n› da söyler. Buna karfl›l›k Allah’tan gelecek hidayetleri (uyar›c› ve yol gösterici kitaplar›) yalanlayanlar›n, cehennemin halk›ndan olacaklar›n› da bildirir ve onlar› cenneten ç›kararak dünyaya gönderir.
Ayetlerden, cenetteki (Allah kat›ndaki) fizyolojik özelliklerin ve oradaki besin kaynaklar›n›n, dünyam›zdakilerden
farkl› oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Besin maddelerinin, yasaklan100
m›fl olan haricinde bir sindirim art›¤› b›rakmad›klar› anlafl›lmaktad›r. Ayr›ca Adem ve eflinin ö¤rendikleriyle Allah’tan af dilemeleri, insanlar›n yeryüzüne geldiklerinde,
bilim ve lisan bilgilerine sahip olduklar›n› göstermektedir.
‹nsan›n Yarat›l›fl›nda Allah’›n Delilleri
Sizi topraktan yaratmas›, O’nun varl›¤›n›n delillerindendir. Sonra siz, her tarafa yay›lan insanlar oluverdiniz. Kaynaflman›z için size kendi cinsinizden efller yarat›p aran›zda
sevgi ve merhamet oluflturmas› da O’nun varl›¤›n›n delillerindendir. Do¤rusu bunda, iyi düflünen bir kavim için ibretler vard›r. O’nun delillerinden biri de; gökleri ve yeri
yaratmas›, lisanlar›n›z›n ve renklerinizin de¤iflik olmas›d›r.
fiüphesiz bunda bilenler için dersler vard›r (30/20-23).
Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlü¤ün ard›ndan kuvvet
veren ve sonra kuvvetin ard›ndan güçsüzlük ve ihtiyarl›k
veren, Allah’t›r. O, diledi¤ini yarat›r. O, hakk›yla bilendir,
üstün kudret sahibidir (30/54).
‹nsan topraktan ve zay›f bir varl›k ve çift olarak, aflamalardan geçerek yarat›lm›flt›r. Zay›f yarat›lan insan, en
güçlü olaca¤› bir duruma geçtikten sonra, güç kaybederek
ihtiyarl›k safhas›na geçmektedir. ‹nsan›n, yaflamas›na elveriflli olan dünyan›n, dünyan›n yüzünün ve bunlar› koruyan
göklerin yarat›lmas›; insanlar›n de¤iflik renk ve de¤iflik lisan bilgilerine sahip olmalar›, Allah’›n varl›k delillerindedir.
‹nsan›n özellikleri
‹nsan hayr› istedi¤i kadar flerri de ister. ‹nsan pek acelecidir! (17/11)
‹nsanlar bir darl›¤a u¤ray›nca Rablerine dönerek O’na
yalvar›rlar, sonra Allah, kat›ndan onlara bir rahmet tatt›r›nca içlerinde baz›lar›, kendilerine verdiklerimize nankörlük
ederek Rablerine ortak koflarlar. Kendilerine verdiklerimize nankörlük edenler, hata yapt›klar›n› anlayacaklard›r.
Yoksa onlara ortak koflmalar›n› söyleyen bir delil mi indir101
dik? ‹nsanlara bir rahmet tatt›rd›¤›m›z zaman ona sevinirler, ama kendi kusurlar› nedeniyle bafllar›na bir kötülük
gelirse hemen ümitlerini kaybediverirler. (30/33-36)
Andolsun, biz bir rüzgar göndersek de yefliliklerin sarard›¤›n› görseler, rüzgar›n kendilerine zarar verdi¤ini sanarak hemen nankörlü¤e bafllarlar (30/51).
Gemideki insanlar› da¤lar gibi dalgalar kuflatt›¤› zaman,
Allah’a içten yalvar›rlar, onlar salimen karaya vard›klar›nda, içlerinden bir k›sm› do¤ru yolda kal›r, hain nankörler
ise ayetlerimizi yalanlamaya devam ederler (31/32).
‹nsan s›k›nt›ya düflünce içtenlikle Rabbine s›¤›n›r. Sonra Allah, kat›ndan bir nimet verince de daha önce yalvard›¤› rabbini unutur, insanlar› Allah yolundan sapt›rmak
için, Allah’a ortaklar koflar. Bu tip kimseler ateflin halk›ndan olacaklard›r (39/8).
‹nsan›n bafl›na bir s›k›nt› gelince bize yalvar›r, sonra ona
kat›m›zdan bir nimet verdi¤imiz zaman: “Bunu kendi bilgi
gücümle kazand›m” der. Asl›nda insanlar imtihan edilmektedirler, fakat ço¤u bunu bilmez. Kendilerinden önceki insanlar da böyle söylamifllerdi ama söyledikleri kendilerine
bir fayda sa¤lamam›flt› (39/49-50).
Gerçek flu ki, insan kendini kendine yeterli görerek
azar. Kuflkusuz dönüfl Rabbinedir. (96/6-8)
Gerçek flu ki, biz emaneti göklere, yere ve da¤lara arz
ettik de onu yüklenmekten çekindiler ve korktular. ‹nsan
ise onu yükleniverdi. ‹nsan bunun sorumlulu¤unu idrak
edemeyecek kadar zalim ve cahildir (33/72).
fiayet onlar, s›rt çevirecek olurlarsa, art›k biz seni onlar›n üzerine bir gözetleyici olarak göndermifl de¤iliz. Sana
düflen yaln›zca tebli¤dir. Gerçek flu ki, biz insana taraf›m›zdan bir rahmet tatt›rd›¤›m›z zaman, ona sevinç duyar. E¤er
onlara kendi elleriyle kazand›klar› dolay›s›yla bir kötülük
isabet ederse, bu durumda da insan bir nankör kesiliverir
(42/48).
Gerçek flu ki, insan, bencil yarat›ld›. Kendisine bir fler
(kötülük) dokundu¤u zaman feryad› basar. Ona bir hay›r
102
dokundu¤unda engelleyici olur (cimrilik eder). Ancak namaz k›lanlar ve namazlar›nda devaml› olanlar, mallar›nda
yoksul ve yoksun olanlar için belirli bir hak bulunduranlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’›n azab›n› güvence
d›fl› kabul ederek Allah’›n azab›ndan korkanlar, kendi eflleri ya da sahip olduklar› cariyelerine karfl› olan münasebetleri d›fl›nda ›rzlar›n› koruyanlar ve bunun ötesini aramayanlar, kendilerine verilen emanetlere ve verdikleri sözlere sad›k kalanlar, flahitliklerinde dosdo¤ru davrananlar,
namazlar›n› muhafaza edenler, cennette a¤arlanacak olanlard›r.(70/19-35)
‹nsan pek cimridir, e¤er Rabbinizin rahmet hazinelerine sahip olsayd›n›z, tükenir korkusuyla harcamada cimrilik
ederdiniz (17/100)
Tek olarak yaratt›¤›m o insan› bana b›rak›n. Ona alabildi¤ine mal verdim. Çocuklar verdim. Önüne say›s›z imkan ve f›rsatlar döfleyip verdim. Buna ramen istekleri bitmeyen bir doyumsuzdur. Çünkü o, bizim ayetlerimize karfl› kesin bir inatç›d›r. Onu alabildi¤ine sarp bir yokufla sard›r›p sürece¤im. Çünkü o, düflündü ve bir ölçü tesbit etti. Kahrolas› nas›l bir ölçü koydu? Yine kahrolas›, nas›l bir
ölçü koydu? Sonra bir bakt›. Sonra kafllar›n› çatt› ve yüzünü ekflitti. Sonra s›rt çevirdi ve büyüklük taslad›. Nihayet:
“Bu Kur’an ötedenberi anlat›lagelen bir sihirden baflkas›
de¤ildir” dedi. Onu yak›nda sakara (Cehennem vadisi) ataca¤›m. Sakar›n ne oldu¤unu bilir misin? O, insan›n içinden ç›kam›yaca¤› ve orada ölmeyece¤i bir cehennem yeridir. Burada susuzluk had safhadad›r. Üzerinde ondokuz cehennem bekçisi vard›r. Ateflin bekçileri meleklerdir. Meleklerin say›s›, inkarc›lar›n kafas›n› kar›flt›rmak, müminleri yüreklendirmek için verilmifltir. Kötü niyetlilerin ve inkarc›lar›n, bu say›n›n verilifl sebebiyle kafalar› kar›flmakta ve sürekli korku yaflamaktad›rlar. Rabbinin ordular›n› kendisinden baflkas› bilemez. Bu anlat›lanlar, ahiret hayat› hakk›nda befler için bir ö¤üttür. Hay›r! Yemin olsun aya ve döndü¤ü vakit geceye hem a¤ard›¤› zaman sabaha ki, o ce103
hennem vadisi en büyük belalardan biridir ve içinizden
hay›rlarda ileri gitmek veya geri kalmak isteyen befler için
bir uyar›d›r. Her nefis kendi kazand›¤›na karfl›l›k olmak
üzere bir rehinedir. Ancak ashab-› Yemin ehli hariç. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular› sorarlar. Onlar›
cehenneme sürükleyen sebebi sorarlar. Cehennemdekiler:
“Biz, namaz k›lanlardan de¤ildik. Yoksula da yedirmezdik.
Bat›la dalanlarla dal›p giderdik. K›yamet gününü yalanl›yorduk. Sonunda kesin gerçek olan ölüm gelip bize çatt›” derler. (74/11-47)
‹nsanlardan öyleleri de vard›r ki, Allah’›n r›zas›n› almak
için kendini ve mal›n› feda eder. Allah, kullar›na flefkatlidir
(2/207).
Hay›r, siz çarçabuk gelip geçen dünya hayat›n› seviyorsunuz ve ahireti ise b›rak›yorsunuz. (75/20-21)
Kur’an bize insan›n baz› özelllik
klerini flöylle anllattmak
ktad
d›r:
‹nsanlardan baz›lar› darl›¤a düfltüklerinde, bu darl›ktan
kurtulmak için Allah’a yalvar›rlar. Allah, bunlara kat›ndan
bir rahmet tatt›r›nca da nankörlük ederler. Baz›s› da Allah’›n kendilerine verdi¤i rahmete sevinirler, ama kendi kusurlar› nedeniyle kendilerine bir zarar dokundu¤u zaman
hemen ümitlerini kaybederler. Baz›lar› da herhangi bir do¤al olay› bahane ederek gödükleri zarar› Allah’ a malederler. Bu tip insanlar, hata yapt›klar›n› sonra anlayacaklard›r.
Bir tehlike an›nda Allah’a s›¤›nanlar, tehlike geçtikten
sonra Allah’›n ayetlerini yalanlayarak nankörlüklerine devam ederler. Baz›lar› da bir s›k›nt›ya düflünce, s›k›nt›dan
kurtulmak için Rablerine yalvar›rlar; Allah, onlara kat›ndan bir nimet verince de: “Bu benim zaten haketti¤imdi”
der.
Baz› insanlar varl›klar›na güvenerek azarlar. Baz› insanlar da alt›ndan kalkamayacaklar› sorumluluklar alt›na girecek kadar zalim ve cahildirler. Baz›lar› da Allah’›n kendilerine verdi¤i nimetlere doymazlar, namaz k›lmazlar, yoksula yedirmezler, Kur’an’a inanmazlar, gayrimeflru ifl yapar104
lar, K›yamet gününe inanmazlar, ‹flte bunlar›n yeri cehennem vadisidir. Orada ölmezler ve oradan ç›kamazlar.
‹nsanlar›n ço¤u çarçabuk gelip geçen dünya hayat›n› seviyorlar ve ahireti unutuyorlar.
‹nsanlardan öyleleri de vard›r ki, Allah r›zas›n› almak
için kendilerini ve mallar›n› feda ederler.
Asl›nda insanlar imtihan edilmektedirler. Muntazam bir
flekilde namaz k›lanlar, mallar›ndan yoksul ve yoksunlar
için pay ay›ranlar, ahiret gününe inananlar, Allah’›n emirlerine karfl› gelmekten sak›nanlar, ›rzlar›n›
koruyanlar,
emanete ve sözlerine sad›k kalanlar, do¤ru flahitlik yapanlar, cennette a¤arlanacak olanlard›r.
Uyku
Uyku, insanlar için bir dinlenme zaman›d›r (78/9).
Ayet bize, isan vucudunun dinlenmeye ihtiyac› oldu¤unu, bu bak›mda dinlenme zaman›n›n gece olarak seçilmesini tavsiye etmektedir.
Ecel
E¤er Allah insanlara, hayr› çarçabuk istedikleri gibi flerri de acele verseydi, elbette onlar›n ecelleri bitirilmifl olurdu. Fakat bize kavuflmay› beklemeyenleri biz, azg›nl›klar›
içinde bocalar bir halde b›rak›r›z. (Allah, insanlara bir ecel
süresi takdir etmifltir. Allah’›n takdiri haricinde, herkese
ecelini bekleme süresi verilmifltir.) (10/11)
Her ümmet (millet, devlet) için bir ecel vard›r. Onlar›n ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de
öne al›nabilirler (tam zaman›nda çökerler).(7/34)
105
Ölüm
Allah’›n izni olmaks›z›n hiç bir nefis için ölmek yoktur.
O, süresi belirtilmifl bir yaz›d›r. Kim dünyan›n yarar›n› (sevab›n›) isterse ona ondan veririz, kim de ahiret sevab›n›
isterse ona da ondan veririz. Biz flükredenleri pek yak›nda
ödüllendirece¤iz. (3/145)
Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de flüphesiz Allah’a
(var›p) toplanacaks›n›z. (3/158)
Her nefis ölümü tad›c›d›r. K›yamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateflten uzaklaflt›r›l›r ve
cennete sokulursa, art›k o gerçekten kurtulufla ermifltir.
Dünya hayat›, aldat›c› metâdan baflka bir fley de¤ildir.
(3/185)
Her nerede olursan›z, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmifl flatolarda olsan›z bile. Onlara bir iyilik
dokunsa: “Bu Allah’tand›r” derler; onlara bir kötülük dokunsa: “Bu sendendir” derler. De ki: “Tümü Allah’tand›r.”
Fakat, ne oluyor ki bu toplulu¤a, hiç bir sözü anlamaya
çal›flm›yorlar? (4/78)
Senden önce hiç bir beflere ölümsüzlü¤ü vermedik; flimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar? Her nefis ölümü tad›c›d›r. Biz sizi, flerle de, hay›rla da deneyerek imtihan etmekteyiz ve siz bize döndürüleceksiniz. (21/34-35)
Andolsun, biz insan›, süzme bir çamurdan yaratt›k. Sonra onu bir su damlas› olarak, savunmas› sa¤lam bir karar
yerine yerlefltirdik. Sonra o su damlas›n› bir alak (embriyo) olarak yaratt›k; ard›ndan o alak’› (hücre toplulu¤u) bir
çi¤nem et parças› olarak yaratt›k; daha sonra o çi¤nem et
parças›n› kemik olarak yaratt›k; böylece kemiklere de et
giydirdik; sonra bir baflka yarat›flla onu infla ettik. Yarat›c›lar›n en güzeli olan Allah, ne yücedir. Sonra bunun ard›ndan siz gerçekten ölecek olanlars›n›z. (23/12-15)
Her nefis ölümü tad›c›d›r; sonra bize döndürüleceksiniz. (29/57)
Dediler ki: “Biz yer (topra¤›n için)de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeni bir yarat›l›flta bulacak106
m›fl›z?” Hay›r, onlar Rablerine kavuflmay› inkâr edenlerdir. De ki: “Size vekil k›l›nan ölüm mele¤i, sizin hayat›n›za son verecek, sonra da Rabbinize döndürülmüfl olacaks›n›z.” (32/10-11)
Allah, ölümleri vaktinde canlar› al›r; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakk›nda
ölüm karar› verilmifl olan›n (ruhunu) tutar, öbürüsünü ise
ad› konulmufl bir ecele kadar sal›verir. fiüphesiz bunda, düflünebilmekte olan bir kavim için gerçekten ayetler vard›r.
(39/42)
(Yer) Üzerindeki her fley yok olucudur. (55/26)
‹nsana uyar›lar
Allah insanlara küçüklü büyüklü misaller vermifltir. ‹man
etmifl olanlar, bu misallerin Allah taraf›ndan belirtilmifl gerçekler oldu¤unu bilmektedirler. Ama inkar edenler, “Allah
bu misalle neyi kasdetmektedir” diyerek olay› sapt›r›rlar. Allah bu misallerle bir ço¤unu sapt›r›r bir ço¤unu da hidayete erdirir. O, bunlarla ancak fas›klar› sapt›r›r. ‹man ettikten sonra Allah’a verdikleri sözden dönenler, Allah’›n
kendisiyle birlefltirmelerini istedi¤i fleyi kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk ç›karanlar iflte kayba u¤rayanlar bunlard›r. (2/26-27)
Ana rahminde sizi diledi¤i gibi flekillendiren O’dur.
O’ndan baflka tanr› yoktur, güçlüdür hakimdir (3/6).
Size rabbinizden yol gösterici ve ayd›nlat›c› bir kitap geldi. Ona uyarak gerçe¤i görenler ve do¤ruyu seçenler, kendi nefisleri için bir fayda temin etmifl olurlar, görmezden
gelenler de kendi nefislerini zarara u¤ratanlard›r. Bu konuda sizi zorlayan yoktur. (6/104)
Allah’›n söyledikleri mutlaka gerçekleflecektir. Dönüflünüz O’nad›r. Allah, iman eden ve salih amel iflleyenleri belirlemek ve onlara adaletle hakettiklerinin karfl›l›¤›n› vermek için, yaratmay› bafllatt› ve yaratt›klar›n› bafllang›ca iade edecektir. Kafir olanlara gelince, inkar etmekte olduklar› fleylerden ötürü, onlar için kaynar sudan bir içki ve
107
elem verici bir azap vard›r. (10/4)
Ey Muhammed de ki: “Gökten ve yerden size r›z›k veren kimdir? Kulak ve gözlerin sahibi kimdir? Diriyi ölüden
ç›karan, ölüyü de diriden ç›karan kimdir? Her ifli düzenleyen kimdir?” Onlar: “Allah’t›r” diyecekler. “O halde O’na
karfl›
gelmekten
sak›nmazm›s›n›z?” de. ‹flte gerçek Rabbiniz olan Allah budur. Gerçe¤in d›fl›nda sadece sap›kl›k vard›r. Allah gerçek Rabbinizdir. Allah, hakk› emredendir, haktan ayr›lmak ise sap›kl›kt›r. Allah’›n sözü hakt›r (mutlaka gerçektir). Fas›klar ise
iman etmezler. De ki: “Allah, yaratmay› bafllatan ve sonra
iade edendir, O’ndan baflka bunu gerçeklefltirebilecek yoktur.” De ki: “‹nsanlar› hakka ulaflt›racak olan Allah’t›r. Allah’a flirk kofltuklar›n›z›n kendilerine bir faydalar› olmad›¤› gibi, kimseye de faydalar› yoktur. Bunu anlam›yor musunuz?” Müflrikler hayal peflinde koflmaktad›rlar. Hayal ise,
kimseyi bir yere ulaflt›rmaz. (10/31-36)
Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eflini
var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kad›n meydana
getiren Rabbinize hürmetsizlikten sak›n›n. Ad›n› kullanarak
birbirinizden dilekte bulundu¤unuz Allah’tan ve akrabal›k
haklar›na riayetsizlikten de sak›n›n. fiüphesiz Allah sizin
üzerinizde gözetleyicidir (4/1).
Andolsun, biz Zikir’den sonra Zebur’da da: “Hiç flüphesiz Arz’a salih kullar›m varisçi olacakt›r” diye yazd›k.
Gerçek flu ki kulluk eden bir topluluk için bunda
(Kur’an’da) ‘aç›k bir mesaj’ (veya gerçek bir ç›k›fl yolu)
vard›r. (21/105-106)
Sizi tek bir nefisten yaratm›fl, sonra ondan eflini varetmifltir. Sizin için hayvanlardan sekiz çift indirmifltir. Sizi annelerinizin kar›nlar›nda üç karanl›k içinde, yarat›l›fltan yarat›l›fla geçirerek yaratm›flt›r. ‹flte bu Rabbiniz olan Allah’t›r. Hükümranl›k O’nundur, O’ndan baflka tanr› yoktur. Öyleyken nas›l olur da O’u b›rak›p baflkas›na yönelirsiniz (39/6)?
Ben cinleri de insanlar› da, yaln›zca bana ibadet etsin108
ler diye yaratt›m. Ben onlardan bir r›z›k istemiyorum ve
ben, onlar›n beni yedirmelerini de istemiyorum. Hiç flüphesiz, r›z›k veren O’dur. Metin olan ve güç sahibi olan
O’dur. (51/56-58)
Sizleri biz yaratt›k. Ç›kard›¤›n›z meniyi de siz de¤il biz
yaratt›k. Ölümünüzü de takdir eden biziz ve bunu kimse
önleyemez. Sizi, sizin bilmedi¤iniz flekilde infla eden (flekil
veren) ve sizi benzerlerinizle de¤ifltiren ve sizi, bilemeyece¤iniz baflka bir flekilde var etmeyi dilesek kimse önümüze
geçemez. Bildi¤iniz ilk yarat›l›fl›n›z size uyar› olmal›d›r.
(56/57-62)
Söyleyin
ektiklerinizi
yerden
bitirenler
sizlermisiniz, yoksa biz mi bitiriyoruz? Dilersek biz onu çerçöp
yapar›z, flaflar kal›rs›n›z de flöyle dersiniz: “Do¤rusu borç alt›na girdik, hatta yoksun kald›k”. (56/63-67)
Söyleyin; içti¤iniz suyu buluttan indirenler sizlermisiniz yoksa onu Biz mi indiririz? Dileseydik onu ac›laflt›r›rd›k; hala flükretmez misiniz? (56/68-70)
Söyleyin; yakt›¤›n›z ateflin a¤ac›n› var eden sizler misiniz, yoksa onu Biz mi var ederiz? Biz onu bir ibret ve çolde konaklayanlar için yararl› k›ld›k. O halde, Azim (pek
yüce olan) Rabbinin ismini (“Sübhane Rabbiyel azim” diyerek ) tesbih et. (56/71-74)
Hay›r; y›ld›zlar›n yerleri üzerine yemin ederim ki - bunun ne büyük yemin oldu¤unu bir bilseniz!- Do¤rusu bu
Kitap, sadece ar›nm›fl olanlar›n dokunabilece¤i, sakl› bir
Kitap’ta mevcutken alemlerin Rabbi taraf›ndan indirilmifl
olan Kur’an’› Kerim’dir. Siz, bu sözü mü hor görüyorsunuz? R›zk›n›za flükredece¤iniz yere onu vereni mi yalanl›yorsunuz? (56/75-82)
Öyle ise, de¤ilmi ki can bo¤aza geldi¤inde art›k siz, o
s›rada can çekiflen kimseye çaresizlikle bakar durursunuz.
Halbuki biz, ona sizden daha yak›n›z, fakat siz bizi göremezsiniz. ‹flte o vakit, e¤er siz ceza görmeyecek iseniz, ve
e¤er do¤ru sözlüler iseniz, ç›kmakta olan can› durdurunuz.
E¤er ölecek kifli, yak›n k›l›nanlardan ise, bu durumda ra109
hatl›k ve güzel r›z›klarla donat›lm›fl cennetler onundur. Ve
e¤er ölen kifli ashab-› Yemin’den ise, ona ashab-› Yemin’den selam vard›r. E¤er o, yalanlayan sap›klardan ise,
art›k onun için ona kaynar sudan bir flölen ve ç›lg›nca yanan bir atefle at›lma vard›r. Hiç flüphesiz bu, kesin bilgi
ifade eden bir gerçektir.
Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et. (56/83-96)
Konu: Din-‹nsan›n sorumlulu¤u vard›r
Fakat o ne do¤rulmam›fl ne de namaz k›lm›flt›. Ancak
o, yalanlam›fl ve yüz çevirmiflti. Sonra da çal›m satarak yak›nlar›na gitmiflti. Sen buna müstahaks›n, dahas›na da müstahaks›n. Yine buna müstahaks›n, dahas›na da müstahaks›n.
‹nsano¤lu kendisini bafl›bofl b›rak›lacak m› san›r? O, ak›t›lan
bir
meni
damlas›
de¤ilmiydi? Sonra bir sülük fleklinde yarat›ld› ve sekillendi.
Ondan erkek ve difli çiftler meydana gelir. Öyleyse Allah,
ölüleri
ayn›
flekilde
diriltmeye
kadir
de¤ilmidir? (75/31-40).
Kahrolas› insan! Ne inkarc›d›r! Allah onu neden yaratt›? Bir nütfeden yarratt› da ona flekil verdi. Sonra ona yolu kolaylaflt›rd›. Sonra onun can›n› ald› ve kabre soktu.
Sonra diledi¤i bir vakitte onu yeniden diriltir. (80/17-22).
Gökyüzüne ve tar›ka(sabah y›ld›z›na) yemin ederim. Tar›k›n ne oldu¤unu nereden bileceksin? O, karanl›¤› delen
y›ld›zd›r. Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir
denetleyici bulunmas›n. ‹nsan, neden yarat›ld›¤›na bir baks›n! At›lan bir sudan yarat›ld›. O su, s›rt ile gö¤üs kafesi
aras›ndan ç›kar. Kesin O, ölümden sonra insan› döndürmeye kadirdir. (86/1-8).
Günefle ve onun ›fl›¤›na. Ard›ndan gelmekte olan aya.
Güneflin a盤a ç›kard›¤› gündüze. Onu bürüyen geceye.
Gö¤e ve onu yapana. Yere ve onu yayana. Kifliye ve onu
flekillendirene. Sonra ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki: Kendini ar›tan saadete ermifltir. Kendini
fenal›klara gömen kimse de ziyana u¤ram›flt›r. (91/1-10)
Do¤rusu, biz insan› en güzel özelliklerle yaratt›k. Sonra
110
onu sefaletin en kötüsüne çevirdik. Ancak iman edip salih
amellerde bulunanlar baflka; onlar için kesintisi olmayan
bir mükafaat vard›r. (95/4-6)
Sizi geceleyin uyutan, gündüzün yap›p kazanmakta olduklar›n›z› bilen, sonra ad› konulmufl ecel doluncaya kadar yaflam›n›z› devam ettiren O’dur. En sonunda dönüflünüz O’nad›r ve yapt›klar›n›z nedeniyle sizi sorgulayacakt›r.
O, kullar› üzerinde en üstün güçtür. Ölüm zaman›n›z geldi¤inde, sizin üzerinize elçilerimizi koruyucu (gözlemci)
olarak göndeririz, onlar ifllerini kusursuz olarak görürler.
Sonra insanlar gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülürler.
Bilesiniz ki hüküm yaln›z O’nundur ve O, hesap görenlerin en çabu¤udur. (6/60-62)
O, gökleri ve yeri hak ile yaratand›r “Ol” dedi¤i gün
her fley oluverir. O’nun sözü gerçektir. Sur’a üflendi¤i gün
de hükümranl›k O’nundur. Gizlili¤i ve a盤› bilendir ve O,
hikmet sahibidir, herfleyden haberdard›r (6/73).
O, sizi yeryüzünün halifeleri k›ld› ve size verdikleriyle
sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti. fiüphesiz senin Rabbin, sonuçland›rmas› pek çabuk
oland›r ve flüphesiz O, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir (6/165).
Göklerde olan her fley ve yerde bulunan her canl› Rablerine secde etmektedirler. Melekler de büyüklük taslamadan ve Rablerinden korkarak her emrini yerine getirirler.
Allah birdir iki ilah edinmeyin. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Size ulaflan nimetlerin tümü Allah’tand›r.
(16/49-53)
Yeryüzünde hiç bir canl› ve iki kanad›yla uçan hiç bir
kufl yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmas›n. Biz Kitap’ta hiç
bir fleyi noksan b›rakmad›k, sonra onlar Rablerine toplanacaklard›r (6/38).
Biz, her insan›n yapt›klar›n› kendi boynunda kaydetmekteyiz. K›yamet günü her insan›n yapt›klar› boynundaki künyeden aç›k bir kitap haline getirilecektir. “Sicilini oku! Bugün hesap sorucu olarak nefsin yeter” denilecektir. Kim hidayete ererse, kendi nefsi için hidayete erer; kim de sa111
parsa kendi aleyhine sapar. Hiç bir günahkar, bir baflkas›n›n günah yükünü yüklenmez. Biz, peygamber (uyar›c›)
göndermedi¤imiz hiçbir toplumu cezaland›rmay›z. (17/1315)
Size denizde bir s›k›nt› (tehlike) dokundu¤u zaman,
O’nun d›fl›nda tapt›klar›n›z kaybolur gider; fakat sizi karaya ç›kar›p kurtar›nca yine s›rt çevirirsiniz. ‹nsan pek nankördür. Kara taraf›nda sizi yeri dibine geçirmeyece¤inden
veya üzerinize tafl y›¤›nlar› yüklü bir kas›rga göndermeyece¤inden emin misiniz? Sonra kendinize bir vekil de bulamazs›n›z. Andolsun, biz Ademo¤lunu yücelttik; onlar› karada ve denizde çeflitli araçlarla tafl›d›k, temiz ve güzel fleylerden r›z›kland›rd›k. Yaratt›klar›m›z›n ço¤undan üstün k›ld›k. ‹nsana bir nimet verdi¤imizde s›rt çevirir ve yan çizer; ona bir fler dokundu¤u zaman da umutsuzlu¤a kap›l›r. Herkes kendi karakterine göre davranmaktad›r. Kimin
en do¤ruyu seçti¤ini Allah bilmektedir. (17/67-84).
‹nsanlar›n davran›fllar›n› s›namak için, yeryüzündeki her
fleyi onlara süslü k›ld›k (18/7).
Andolsun, insan› biz yaratt›k ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte oldu¤unu biliriz. Biz ona flahdamar›ndan
daha yak›n›z. Onun sa¤›nda ve solunda bulunan iki kaydedici vard›r. ‹nsan›n söyledi¤i her söz kaydedilmektedir. ‹nsan›n kaçmakta oldu¤u ölüm, bir ölüm sarhofllu¤u ile vukubulacakt›r. (50/16-19)
Biz, insana anne ve babas›na iyilikle davranmay› tavsiye
ettik. Çünkü annesi onu zorluk içinde karn›nda tafl›d› ve
zorlukla do¤urdu. Annesinin onu tafl›mas›ndan ve sütten
kesmesine kadar otuz ay geçmektedir. En güçlü oldu¤u
k›rk yafl›na geldi¤inde: “Rabbim! ana ve babama verdi¤in
nimete flükretmemi ve raz› olaca¤›n yararl› ifl yapmam› temin et. Benim için ve zürriyetim için de iyili¤i devam ettir. Ben sana yöneldim ve ben müslümanlardan›m” diyenlerin, günahlar› ba¤›fllanacak ve yerleri cennet olacakt›r
(46/15-16).
Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ö¤üt vard›r; vü112
cutlar› içinde olanlar›n baz›s›nda sizi içirmekteyiz, sizler
için daha bir çok yarar sa¤lamaktad›rlar ve siz onlardan
yemektesiniz. Onlar›n üzerinde ve gemilerde tafl›n›rs›n›z.
(23/21-22)
Allah O’dur ki, kimine binmeniz, kiminden yemeniz
için size bir yarar olmak üzere davarlar› var etti. Onlarda
sizin için yararlar vard›r. Onlarda sizin için daha nice faydalar vard›r; onlarla gönüllerinizdeki arzular› giderir, onlarla ve gemilerle tafl›n›rs›n›z. (40/79-80)
‹nsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri
böyle de¤iflik olanlar vard›r. Kullar› içinde ise, Allah’tan
ancak alim olanlar ‘içleri titreyerek korkar’. Hiç flüphe yok
Allah, üstün ve güçlü oland›r, ba¤›fllayand›r (35/28).
Do¤rusu, hiçbir günahkar, bir baflkas›n›n günah yükünü
yüklenmez. ‹nsana kendi emek çabas›ndan baflkas› yoktur.
Herkes, eme¤inin karfl›l›¤›n› sonra görecektir. Sonra ona
eksiksiz karfl›l›k verilecektir. (53/38-41)
‹hsan›n karfl›l›¤› ihsandan baflkas› m›d›r (55/60)?
Hay›r, insan Allah’›n emretti¤ini yapmad›. ‹nsan yedi¤ine bir baks›n! fiöyle ki: Ya¤mur ya¤d›rd›k. Sonra topra¤›
göz göz yard›k da orada ekinler, üzüm ba¤lar›, sebzeler,
zeytin ve hurma a¤açlar›, iri ve s›k a¤açl› bahçeler, meyveler ve çay›rlar bitidik. Bütün bunlar sizin ve hayvanlar›n›z› yararland›rmak içindir.(80/23-32)
Gizlenenlerin ortaya döküldü¤ü günde insan için ne bir
güç ne de bir yard›mc› vard›r. Ayn› olaylar› tekrarlayan gö¤e ve yar›lan yere and olsun ki Kur’an, hak ile bat›l› ay›ran bir sözdür ve o, bir flaka de¤ildir. Hileli bir düzen kuranlar için, bizden de bir düzen kurulmaktad›r ve kafirler
için az bir süre tan›nmaktad›r. (86/9-17)
Allah Sizi tek bir nefisten yaratt›, sonra ondan eflini varetti, sonra ana rahminde flekillendirdi. Bunlardan da ço¤alman›z› sa¤lad›. Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. Rabbinize hürmetsizlikten sak›n›n. Akrabal›k haklar›na riayet
edin. ‹nsano¤lu kendisinin bafl›bofl b›rak›laca¤›n› sanmas›n. Allah, sizi yaratt›¤› gibi, ölümünüzden sonra tekrar di113
riltmeye kadirdir.
Sizi bir nütfeden (bir damla sudan) yaratan sonra sizi
flekillendiren, daha sonra size yaflam imkanlar›n› sa¤layan,
sonra
sizi
topra¤a
iade
edecek
olan,
dahasonra tekrar diriltecek olan Allah’› inkar etmeyin.
Kur’an bize Allah’›n yeminini flöyle iletmektedir. “Sabah
y›ld›z›na and olsun ki; her insan›n üzerinde bir koruyucu
ve bir denetleyici vard›r. Sizi s›rt ile kaburga kemikleri aras›ndaki bir sudan yaratan, elbette ölümünüzden sonra sizi
tekrar diriltmeye kadirdir. Günefle ve onun ›fl›¤›na, aya, gece ve gündüze, yere ve onu döfleyerek yayana, kifliye ve
onu flekillendirene, sonra ona iyilik ve kötülük kabiliyeti
verene and olsun ki: Kendini ar›tan saadete erecek. Kendini fenal›klara gömen de ziyana u¤rayacak.”
‹nsan en güzel özelliklerle yart›ld›. ‹man ederek iyi ifller yapanlar haricindekiler sefaletin en kötüsüne döndürüleceklerdir.
Allah, gökleri ve yeri Hak (gerekti¤i) için yaratt›. Yeryüzünde belirlenmifl bir süreye kadar yaflayacak olan insan,
ölüm zaman› geldi¤inde ruhu Allah taraf›ndan gönderilen
kuruyucu (gözlemci) elçiler taraf›ndan tutularak götürülür.
‹nsan gözlem alt›ndad›r ve yapt›¤› her fley izlenmekte
ve kaydedilmektedir. ‹nsanlar yeryüzünde yapt›klar› nedeniyle sorgulanacaklard›r.
Dünya hayat›, Allah taraf›ndan belirlenmifl bir süre sonunda Sur üfürüflüyle son bulacakt›r.
‹nsanlara yeryüzünü yönetme yetkisi verilmifl ve s›nanmalar› için birbirlerine göre fakl› imkanlar sa¤lanm›flt›r.
Göklerde olan her fley ve yerdeki canl›lar Allah’a secde
(ba¤l›l›k) göstermektedirler ve O’nun koydu¤u kanunlara
uymaktad›rlar. Yeryüzündeki canl›lar ve uçan kufllar›n tümü, insanlar gibi birer ümmettirler. ‹nsanlara verilen nimetlerin tümü de Allah’tand›r. ‹nsanlar›n yapt›klar› her fley
boyunlar›nda
kaydedilmektedir.
(Her
insan›nboynunda bir haf›za kart›n›n bulundu¤u anlafl›lmaktad›r.)
K›yamet günü bu haf›za kart› okunarak bir kitap haline
114
getirilecektir. Bu kitap insan›n eline verilecek ve onu okumas› istenecektir. Her kifli o kitaptaki bilgilere göre mükafatland›r›lacak veya cezaland›r›lacakt›r.
Peygamber (uyar›c›) gönderilmeyen hiçbir insan cezaland›r›lmayacakt›r.
‹nsan, yarat›lan varl›klar›n ço¤undan üstün k›l›nd›. ‹nsana birçok imkanlar sa¤lanarak yüceltildi. Bütün bunlara
ra¤men, insanlar›n ço¤u darl›kta Allah’a s›¤›nmakta, bollukta ise nankörlük etmektedirler. ‹nsanlar›n yapt›klar› iyi
ifller de kötülükler de Allah taraf›ndan bilinmektedir.
‹nsanlar s›nanmak için yeryüzüne gönderilmifllerdir. Yeryüzündedeki her fley insanlar için cazip (süslü) k›l›nm›flt›r.
Bunlar›n cazibesine kap›l›p do¤ru yoldan sapanlarla, iradesini
kullananlar
belirlenerek
s›nav›n
sonucuteflkil edilecektir.
‹nsan› yaratan Allah, insan nefsinin kendisine vesvese
verdi¤ini bilmektedir. Bu vesveselerin etkisinde kalan ve
kalmayan herkesin söyledi¤i her söz, insan›n sa¤›nda ve solunda kaydediciler taraf›ndan kaydedilmektedir. Allah, insan›n yapt›¤› her fleyi bilmektedir. Çünkü Allah, insana flahdamar›ndan daha yak›nd›r. Allah’ insana flahdamar›ndan
daha yak›n olmas›, insana Allah taraf›ndan verilen Ruh’un
insan›n kalbinde bulumas› demektir.
‹nsan›n kaçmakta oldu¤u ölüm mutlaka gerçekleflecek
ve insan› bir ölüm sarhofllu¤u ile yakalayacakt›r.
Allah, insana anne ve babas›na iyilikle davranmas›n› tavsiye etti. Çünkü annesi onu zolukla tafl›makta ve onu zorlukla do¤urmaktad›r. Anne, çocu¤un teflekkülünden itibaren sütten kesinceye kadar otuz ay süre ile çocu¤unun s›k›nt›lar›n üstlenmektedir.
‹nsan›n en güçlü oldu¤u yafl, k›rk yafllar›d›r. (Burada
sa¤l›kl› bir insan›n ortalama yafl›n›n seksen y›l olabilece¤i
ima edilmektedir. Çünkü insan, en zay›f durumda oldu¤u
do¤um an›ndan itibaren güçlenerek k›rk yafl›nda en güçlü
duruma gelmekte ve bu yafltan sonra ihtiyarl›¤›na kadar
güç kaybetmektedir. Yerden at›lan bir tafl›n en yüksen nok115
taya ç›kmas› ve sonra afla¤›ya düflmesi misali gibidir. K›rk
yafl›n›n insan için en verimli yafl oldu¤u da ayette ifade
edilmektedir.)
Kuran bize, insan›n kedisine güveninin en üst noktada
oldu¤u ça¤da, Rabbine ba¤l›l›¤›n› göstererek: “Rabbim!
Ana ve babama verdi¤in nimete flükretmemi ve raz› olaca¤›n ifl yapmam› temin et. Benim için ve zürriyetim için de
iyili¤i devam ettir. Ben sana yöneldim ve müslümanlardan›m” diyenlerin günahlar›n› ba¤›fllayaca¤›n› ve yerlerinin
cennet olaca¤›n› bildirmektedir.
Allah, davarlar› insanlara fayda sa¤lamalar› için varetmifltir. Kiminin sütünden, etinden ve ürünlerinden istifade
ederiz. Baz›s›na binerek tafl›n›r›z. Baz›s›yla gönül e¤lendiririz (Evcil hayvanlar› beslemek anlam›nda) Bu nimetleri bize ba¤›fllayan Allah’a karfl› gelmekten sak›nmam›z tavsiye
edilmektedir.
‹nsanlara
verilen
nimetlerin
de¤erlerinin
alimler taraf›ndan takdir edilebilece¤i ifade edilmekte ve
ilime ve alimlere verilen de¤er vurgulanmaktad›r.
Kur’an bize, hiçbir günahkar›n, baskas›n›n günah›n›
yüklenemeyeceyini, herkesin eme¤inin karfl›l›¤›n› eksiksiz
olarak alaca¤›n› bildirmektedir.
Kur’an bize, iyiliye iyilikle mukabele etmemizi söylemektedir.
Allah, ya¤mur ya¤d›rarak topra¤› canland›rmaktad›r ve
topra¤›n bize çay›rl›klar, çeflitli sebzeler ve çeflitli meyveleri vermesini sa¤lamaktad›r. Bu, bizim ve hayvanlar›m›z›n yararlanmas› içindir. Buna ra¤men nankörlük edenler bilsin
ki, kendilerine dünya hayat›ndan çok az bir süre verilmektedir, k›yamet gününde bunun hesab›n› vereceklerdir ve
kurtulufl için hiç bir yard›mc› bulamayacaklard›r.
116
Bize bu uyar›lar› yapan Kur’an, hak ile bat›l› ay›ran bir
sözden baflkas› de¤ildir. Kur’an bizi, Allah’a ortak koflmamam›z›, Allah’a karfl› gelmekten sak›nmam›z› ve Allah’›n
bize verdi¤i nimetlere flükretmemiz için uyarmaktad›r.
Uzun Yaflam
Kime uzun ömür verirsek, yarat›l›fl sürecinde onun fonksiyonlar›n› azalt›r›z. Yine de ak›llar›n› kullanmayacaklar m›?
Kur’an bize, uzun yaflam›n bir insana pek yarar getirmedi¤ini, çünkü insan›n yaflam› uzad›kça vucut fonksiyonlar›n›n azald›¤›n› bildirmektedir.
‹nsana Yüklenen sorumlulu¤un Nedeni
Biz emaneti, göklere, yere ve da¤lara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumlulu¤undan korktular). Onu insan yüklendik. Do¤rusu insan o çok zalim,
çok cahildir. Allah bu emaneti insana vermek süretiyle
insan› s›namaktad›r. S›nav sonucunda münaf›k erkeklere ve
münaf›k kad›nlara, müflrik erkeklere ve müflrik kad›nlara
azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kad›nlar›n da tevbesini kabul buyuracakt›r. Allah ba¤›fllayand›r, merhamet
edendir. (33/72-73)
Fakat
o,
ne
do¤rulmam›fl
nede namaz k›lm›flt›. Ancak o, yalanlam›fl ve yüz çevirmiflti.
Sonra da çal›m satarak yak›nlar›na gitmiflti.Ona: “Sen buna müstahaks›n, dahas›na da müstahaks›n. Yine buna müstahaks›n, dahas›na da müstahaks›n” denilecek. ‹nsan, ‘kendi bafl›na ve sorumsuz’ b›rak›laca¤›n› m› san›yor? (75/3136)
RUH
Kur’an, Ruh hakk›nda insanlara az bilgi aktarmas›na ramen, afla¤›daki ayetlerde verilen bilgiler, mant›k kullan›ld›¤›nda, Ruh hakk›nda bize kafi miktarda bilgi verdiklerini
görmekteyiz.
Ruh, Rabbimizin emrinde olan ve Rabbimiz taraf›ndan
117
yönlendirilen bir bilgi kayna¤›d›r.
Allah’›n meleklere: “‹nsana flekil verip Ruhumdan üfledi¤imde, ona secde edin” demesi, Ruh’un, melekler üstü
bir öneme sahip oldu¤unu göstermektedir. Çünkü meleklerin, sadece Allah’a secde ettiklerini bilmekteyiz.
Ruh, Allah taraf›ndan biçimlendirilmifl olan insana can
vermifltir.
Ruh, iffetini korumufl Meryem’e yüklendi, ondan mucizevi bir çocuk do¤du. Bilindi¤i gibi Ruh, Adem’e de can
vermiflti. Yani Adem ve ‹sa ayn› flekilde yarat›lm›fllard›r.
Ey Muhammed! Böylece emrimizden sana bir Ruh
(Kur’an) vahyettik. Ayet, Kur’an’›n Allah taraf›ndan peygambere indirilen bir ruh oldu¤unu bildirmektedir. Bu da
Ruh’un, Allah’ ›n bir iradesi oldu¤unu anlatmaktad›r.
Mahfler günü (kiyamette insanlar›n hesap vermek üzere
Allah huzurunda toplanacaklar› gün), Ruh ve Melekler saflar halinde topland›klar›nda: “Rahman’›n, izin verdiklerinden baflkalar› konuflamaz.” mealindeki ayet bize, Ruh’un
melekler üstü bir protokole sahip oldu¤unu bildirmektedir.
Ruh’ül kuds, Ruh’ül Emin Cebrail as’›n isimleridir. Bu sonuçlara göre Ruh, Allah’tan olan ve Allah’›n emriyle yüklendi¤i her fleye can veren, Allah’tan bize mucizevi bilgi
oldu¤u gibi, yarat›klar› hak yoluna yönlendiren Allah’›n
hikmetli sözleridir.
Habibim! Senden Ruh konusunda bilgi istiyorlar. De ki:
“Ruh Rabbimin emrindendir. Ruh hakk›nda size çok az bilgi verilmifltir (17/85).
Allah Meleklere: “Ben topraktan bir befler yarat›yorum,
ona flekil verip ruhumdan üfledi¤imde, ona secde edin”
dedi (38/72).
Allah, insan› biçimlendirdi, sonra ruhundan üfleyerek
can verdi (32/9).
‹ffetini korumufl Meryem’e, Ruhumuzden üfürerek onu
ve o¤lunu alemlere mücize yapt›k (21/91).
‹sa, Allah’›n Resülü ve Meryem’e sözle yükledi¤i O’ndan
bir Ruhtur (4/171).
118
Ruh ve Melekler saflar halinde durduklar› zaman, Rahman›n izin verdiklerinden baflkalar› konuflamazlar (78/38).
MELEK
“Muhammed’e bir melek indirilmeli de¤ilmiydi?” dediler. Bir melek indirmifl olsayd›k ifl bitmifl olurdu da onlara göz bile açt›r›lmazd›. Onu e¤er bir melek k›lsayd›k, bir
insan fleklinde yapard›k da, düfltükleri flüpheye onlar› yine
düflürmüfl olurduk. (6/8-9)
Cebrail Muhammed’e flöyle dedi: “Biz, ancak Rabbin
buyru¤uyla ineriz, geçmiflimizi gelece¤imizi ve ikisinin aras›dakini bilmek O’na mahsustur. Rabbin unutkan de¤ildir
(19/64).
Mesih de, gözde melekler de Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim O’na kulluktan çekinir ve büyüklük
taslarsa, bisin ki, O, hepsini huzuruna toplayacakt›r
(4/172).
Rahman olan Allah, melekleri evlad edindi dediler. Hafla! O, bundan münezzehtir. Bilakis melekler, lütuf ve ihsana mazhar olmufl kullard›r. O’ndan emir almazdan önce konuflmazlar; onlar , sadece O’nun emriyle ifl yaparlar.
Allah, onlar›n yapt›klar›n› ve yapmakta olduklar›n› da bilir. Onlar Allah’›n hoflnud oldu¤u kimseden baflkas›na flefaat edemezler, O’nun korkusundan titrerler. Bunlar›n
içinden kim “Ben, Allah’tan baflka bir tanr›y›m derse, iflte
onu cehennemle cezaland›r›r›z. Zülmedenlerin cezas›n›
böyle veririz. (21/26-29)
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikifler, üçer,
dörder kanatl› elçiler k›lan Allah’a mahsustur. Yaratmada
diledi¤ini artt›r›r. Do¤rusu Allah, her fleye kadir oland›r
(35/1).
Melekler flöyle derler: “Bizim herbirimizin bilinen bir
makam› vard›r. fiüphesiz biz s›ra s›ra duranlar›z. fiüphesiz
biz Allah’› tesbih edenleriz. (37/164-166)
119
Arfl› yüklenen ve çevresinde bulunanlar, rablerini överek
tesbih ederler; O’na inan›rlar. Mü’minler için: “Rabbimiz!
‹lim ve rahmetin her fleyi içine alm›flt›r. Tevbe edip Senin
yoluna uyanlar› ba¤›flla; onlar› cehennem azab›ndan koru”
diye ba¤›fllanma dilerler. “Rabbimiz! Müminleri ve babalar›ndan, efllerinden, soylar›ndan iyi olanlar›, kendilerine söz
verdi¤in Adn cennetlerine koy; flüphesiz güçlü olan ancak
Sensin.” “Onlar› kötülüklerden koru! O gün kötülüklerden
kimi korursan, ona flüphesiz rahmet etmifl olursun. Bu büyük kurtulufltur.” (40/9).
Kur’an bize, meleklerin de Allah’›n lütuf ve ihsan›na
mazhar olmufl kullar› olduklar›n›, meleklerin Allah emriyle görev yapt›klar›n›, geçmiflte oldu¤u gibi gelecekte de
böyle olaca¤›n› bildirmektedir. Meleklerin insanlara ancak
insan k›l›¤›nda görünebilecekleri, aksi halde insanlar›n ölece¤i hat›rlat›lmaktad›r. Meleklerin yo¤un bir enerji tafl›d›klar› anlafl›lmaktad›r.
K›yamet
günü
meleklerde hesap vermek üzere Allah’›n huzurunda toplanacaklard›r.Melekler, Allah’tan emir almazdan önce konuflmazlar,
Allah’›n emriyle ifl yaparlar. Hata yapanlar cezaland›r›l›rlar.
Melekler, yeteneklerine göre dört guruba ayr›lmaktad›rlar.
Her bir mele¤in makam› ve görevi belirlenmifltir. Durmadan Allah’› tesbih(Allah’›n ad›n› anarak sayg›lar›n› ifade etmektedirler) etmektedirler.
Meleklerden Allah’›n Arfl’›n› (Allah Makam›) tafl›yanlar
ve Makam›n çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih
ederler ve tevbe edip Allah yoluna giren insanlar için ba¤›fllanma, Müminlerinde kötülüklerden korunmalar›n› Allah’tan dilerler.
fiEYTAN
Ve meleklere: “Adem’e secde edin” dedik de ‹blis’ten
baflka di¤erlerinin tümü secde ettiler. O ise, dayatt› ve kibirlendi ve kafirlerden oldu (2/34).
Rabbin meleklere: “Ben, kara toprak özünden oluflmufl
120
bir balç›ktan bir insan yarataca¤›m. Onu flekillendirip ruhumdan üfledi¤imde ona secdeye kapan›n” demiflti. Bunun
üzerine, ‹blis’in d›fl›nda bütün melekler hemen secde ettiler. ‹blis secde edenlerle beraber olmaktan kaç›nd›. Allah:
“Ey ‹blis! Secde edenlerle beraber olmaktan seni al›koyan
nedir?” dedi. ‹blis: “Ben, kara bir topraktan oluflmufl bir
balç›k özünden yaratt›¤›n beflere secde etmek için var de¤ilim” dedi. Allah: “Öyleyse cennetten ç›k, çünkü sen kovulmufl bulunmaktas›n. Muhakkak ki kiyamet gününe kadar lanet senin üzerinde olacakt›r!” dedi. ‹blis: “Rabbim!
Beni sapt›rd›¤›n için, and olsun ki yeryüzünde fenal›klar›
onlara güzel gösterece¤im; halis k›ld›¤›n kullar›n bir yana,
onlar›n hepsini sapt›raca¤›m” dedi. Allah flöyle dedi: “Benim gerekli k›ld›¤›m dosdo¤ru yol budur; kullar›m›n üzerinde senin nufuzun olamaz. Ancak sana uyan sap›klar bunun d›fl›ndad›r. Ve cehennem, onlar›n hepsinin toplanaca¤› yerdir.” (15/28-43)
Andolsun ‹blis, onlar hakk›ndaki tahminini do¤ruya ç›kard›. ‹nanan bir zümre d›fl›nda hepsi ona uydular. Oysa
onun, kendilerine karfl› hiç bir zorlay›c› gücü yoktu. Ancak
ahirete inanan›, flüphe içinde kalanda ay›rdedip bilelim diye ona bu f›rsat› verdik. Rabbin gerçekten her fleyi koruyand›r. (34/20-21)
Kur’an bize, fleytan›n secde etmeyen tek varl›k oldu¤unu bildirmektedir. Bunun sebebinin insan›n çamurdan
kendisinin ise ateflten yarat›lm›fl oldu¤u ve kendisini daha
üstün görmesidir. Bu nedenle Allah taraf›ndan lanetlenir
ve kendisine kiyamet gününe kadar süre verilir. fieytan ,
üstünlü¤ünü isbatlamak için Allah’a kalben ba¤l› insanlar›
Allah yolundan çevirece¤ini bidirir.
Allah, fleytan›n azg›n olanlar haricinde, kullar› üzerinde
bir hakimiyeti olam›yaca¤›n› bildirmektedir.
Kur’an bize, fleytan›n insanlar üzerinde zorlay›c› bir hakimiyeti olmad›¤›n›, ancak ahirete iman edenle etmiyenlerin belirlenmesi için, iblisin insanlar› vesvese ile etkilemesine müsaade edildi¤ini bildirmektedir.
121
Allah, insana secde etme konusunda kendisine karfl› gelen flaytan› lanetlenmifl ve kiyamet gününe kadar cezas›n›
ertelelenmifltir.
fieytan›n Adem’i Aldatmas›
Biz: “Ey Adem! Sen ve eflin beraberce cennete yerleflin.
‹kiniz de ondan, neresinden dilerseniz bol bol yiyin; ama
flu a¤aca yaklaflmay›n, yoksa zalimlerden olursunuz.” Fakat
fieytan, oradan ikisinin aya¤›n› kayd›rd› ve böylece onlar›
içinde bulunduklar› durumdan ç›kard›. Biz de: “Kiminiz kiminize düflman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir
vakte kadar bir yerleflim ve meta vard›r” dedik. Derken
Adem, Rabbinden bir tak›m ilhamlar ald› ve derhal tevbe
etti. Çünkü Allah tevbeleri kabül eden ve merhameti bol
oland›r.
Allah dedi ki: “Hepiniz cenneten inin! E¤er benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tabi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.” “‹nkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kal›rlar.” (2/35-39)
Andolsun, biz sizi yaratt›k, sonra size flekil verdik, sonra meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. ‹blis haricinde
hepsi secde ettiler. Allah ‹blise: “Sana emretti¤im halde neden secde etmedin “ dedi. ‹blis: “Ben ondan hay›rl›y›m;
beni ateflten yaratt›n onu ise çamurdan yaratt›n” dedi. Allah: “Öyleyse oradan in, senin için cennette kibirlenme
hakk› yoktur. Sen küçük düflenlerdensin” dedi. ‹blis: “Bana insanlar›n tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver”
dedi. Allah: “Haydi sen mühlet verilenlerdensin” buyurdu.
‹blis dedi ki:“Öyleyse beni azd›rmana karfl›l›k, and içerim
ki, ben de onlar› sapt›rmak için senin do¤ru yolun üstüne oturaca¤›m. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalar›ndan, sa¤lar›ndan, sollar›nda sokulaca¤›m ve sen, onlar›n
çoklar›n› flükredenlerden bulmayacaks›n” dedi.
Allah buyurdu ki: “Haydi, yerilmifl ve kovulmufl olarak
oradan ç›k! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin
122
hepinizi cehenneme dolduraca¤›m.” “Ey Adem sen ve eflin
cennete yerleflip diledi¤iniz yerden yeyin. Ancak flu a¤aca
yaklaflmay›n! Sonra zalimlerden olursunuz.” Derken fleytan,
birbirine kapal› ay›p yerlerini kendilerine göstermek için
onlara vesvese verdi ve: “Rabbiniz size bu a¤ac› yasaklamas›, yaln›zca, sizin iki melek olmaman›z veya ebedi yaflayanlardan k›l›nmaman›z içindir” dedi. Ve onlara: “Ben gerçekten size ö¤üt verenlerdenim diye yemin etti.”
Böylece onlar› hile ile aldatt›. A¤ac›n meyvesini tatt›klar›nda ay›p yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklar›ndan üzerlerini örtmeye bafllad›lar. Rableri onlara: “Ben
size o a¤ac› yasaklamad›m m› ve fleytan size apaç›k bir düflmand›r, demedim mi? Diye nida etti.
Adem ile efli dediler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize
zulmettik. E¤er bizi ba¤›fllamaz ve bize ac›mazsan mutlaka
ziyan edenlerden oluruz.” (7/11-23).
Allah Adem ve efline cennete yerleflmelerini, gösterilen
a¤aç meyveleri d›fl›nda istediklerini yiyebileceklerin bildirir.
fieytan ikisini de kand›rarak yasaklanm›fl a¤ac›n meyvelerinden yemelerini sa¤lar. Yedikleri meyve, sindirim art›¤› b›rakan bir maddedir. Adem ve efli zor durumda kal›rlar. Yasa¤› çinemeleri nedeniyle, Allah onlar› sorgular. Adem ve
efli af dilerler. Bunun üzerine Allah onlar› ba¤›fllar, fakat
fleytanla birlikte cennetten ç›kmalar›n› emreder. Allah onlara: “Oradan tümünüz inin. Art›k ne zaman size benden
bir hidayet (yol gösteren uyar›) gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, onlar için ne bir korku vard›r, ne de mahzun olacaklard›r.” Buyurdu.
fieytan›n ‹nsanlar Üzerindeki Gücü
“fiüphesiz kullar›m üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azg›nlardan sana uyanlar müstesna. Ve hiç flüphe yok, onlar›n tümünün buluflma yeri cehennemdir.
Onun yedi kap›s› vard›r; her kap› için onlardan bir gurup
ayr›lacakt›r.” (15/42-44)
‹nsanlardan, bilgisi olmaks›z›n Allah hakk›nda tart›flma123
ya giren ve her inatç› fleytana uyan birtak›m kimseler vard›r. Onun hakk›nda flöyle yaz›lm›flt›r: O kedisini dost edinen kimseyi sapt›r›r ve alevli azaba götürür. (22/3-4)
‹nsanlardan baz›s›, bir bilgisi, bir rehberi ve ayd›nlat›c›
bir kitab› olmad›¤› halde, s›rf Allah yolundan sapt›rmak
için yan›n› e¤ip bükerek (büyüklük taslayarak) Allah hakk›nda tart›flmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vard›r, kiyamet gününde ise ona yak›c› azab› tatt›raca¤›z. Ona:
“Bunlar senin yapt›klar›ndan ötürüdür” denir. Yoksa Allah,
kullar›na karfl› hiç de zalim de¤ildir. (22/8-10)
Kur’an bize, fleytan›n azg›nlar d›fl›nda, hiç kimsenin üzerinde zorlay›c› bir gücü olmad›¤›n› bildirmektedir.
fieytan› izleyerek, Allah hakk›nda bilgisizce konuflanlar,
Bilgisizce ve do¤ru yola yönelten bir rehberi olmadan, ayd›nlat›c› bir kitab› da bulunmadan, insanlar› Allah yolundan sapt›rmak isteyenler için, dünyada rezillik, kiyamet günüde yak›c› bir azap vard›r.
‹nsanlar›n görece¤i azap, kendi hatalar› nedeniyledir.
Yoksa Allah, kullar› üzerinde zülmedici de¤ildir.
fieytan›n Kardeflleri
fieytanlar›n dostlar›na gelince, fleytanlar onlar› azg›nl›¤a
sürüklerler. Sonra da yakalar›n› b›rakmazlar (7/202)
Aldatmak için birbirlerine cazip sözler f›s›ldayan cin ve
insan fleytanlar›n› her peygambere düflman yapt›k. Bu fleytanlar, ahirete inanmayanlar›n kalblerinin o sözlere yönelmesi, ondan hoflnud olmas› ve kendilerinin iflledikleri suçlar› ifllemeleri için böyle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu
yapamazlard›, sen onlar› iftiralar›yla baflbafla b›rak. (6/112113)
Kur’an bize, bu ayetlerle insanlar›n her an cinlerden ve
insanlardan oluflan fleytanlarla karfl› karfl›ya bulunduklar›
bildirmektedir.
Her pegambere düflman olarak, insanlardan ve cinlerden fleytanlar vard›r. fieytanlar birbirlerini aldatarak yoldan
ç›karmaktad›rlar. fieytanlar›n faaliyetlerine izin verilifl sebe124
bi, ahirete iman eden ve etmeyenlerin belirlenmesi içindir.
Allah dileseydi bunlar›n faaliyetlerine izin vermezdi.
fieytan›n kardeflleri, sap›kl›¤a sürükledikleri kimselerin
peflini b›rakmazlar.
‹nsana fieytan Konusunda Uyar›lar
Ey iman edenler, fleytan›n ad›mlar›na uymay›n, kim fleytan›n ad›mlar›na uyarsa, bilsin ki gerçekten o,çirkin utanmazl›klar› ve kötülü¤ü emreder. E¤er Allah’›n üzerinizde
fazl› ve rahmati olmasayd›, sizden hiç biriniz temize ç›kamazd›. Ancak Allah, diledi¤ini temize ç›kar›r. Allah, iflitendir, bilendir (24/21).
Ey ‹nsanlar! Yeryüzünde bulunan helal ve temiz olanlar›ndan yiyin, fleytan›n pefline düflmeyin, zira fleytan sizin
aç›k bir düflman›n›zd›r. O size ancak kötülü¤ü, çirkini ve
Allah hakk›nda bilmedi¤iniz fleyleri söylemenizi emreder.
(2/168-169)
Ey iman edenler! Hep birden bar›fla girin. Sak›n fleytan›n pefline gitmeyin, Çünkü o, apaç›k düflman›n›zd›r(2/208).
Allah ve ahiret gününe inanmad›klar› halde mallar›n›,
insanlara gösterifl için sarfedenler ve fleytan› arkadafl edinenler, kötü bir arkadafl seçmifl olurlar(4/38).
Allah onu lanetlemifltir. O da fiöyle dedi: “Andolsun,
kullar›ndan belirli bir pay edinece¤im” demifltir. Onlar›
mutlaka sapt›raca¤›m, muhakkak onlar› bofl kuruntulara
bo¤aca¤›m, kesinlikle onlara emredece¤im de putlara tapmalar›n› sa¤layaca¤›m (develerin kulaklar›n› yarmalar›n›
emredece¤im) , Allah’›n yaratt›¤›n› de¤ifltirmelerini emredece¤im” dedi. Kim Allah’› b›rak›p da fleytan› dost edinirse, o apaç›k bir hüsrana (zarara) u¤ram›fl demektir. fieytan›n vadetti¤i tatl› umutlar bir aldatmacadan baflka bir fley
de¤ildir. fieytana aldananlar›n dönüfl yeri, kaç›fl› mümkün
olmayan cehennemdir (4/118-121).
Hayvanlardan yük tafl›yan ve yünlerinde , tüylerinden
döflek yap›lanlar› da yaratan O’dur. Allah’›n size r›z›k ola125
rak verdiklerinden yiyin ve fleytan›n ad›mlar›na uymay›n.
Çünkü o, sizin için apaç›k bir düflmand›r(6/142).
(Bedir savafl›nda) fleytan müflriklere amellerini süslü göstererek: “Bugün, insanlardan size galip gelecek yoktur, ben
de size yard›mc›y›m” diyerek müflrikleri k›flk›rtan fleytan, iki
ordu karfl›lafl›nca: “Ben sizin görmediklerinizi görüyorum
ve ben Allah’tan korkuyorum. Allah’›n azab› fliddetlidir ”
diyerek müflrik ordular›ndan uzaklaflm›flt›r (8/48).
Kur’an okuyaca¤›n›z zaman, o kovulmufl fleytandan Allah’a s›¤›n. Gerçek flu ki, ‹man edip de yaln›z Rablerine
tevekkül edenler üzerinde fleytan›n bir hakimiyeti yoktur.
Onun zorlay›c› gücü, ancak onu dost edinenlere ve onu
Allah’a ortak koflanlarad›r. (16/98-100)
Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakk›n› ver. Gereksiz yere
de saç›p savurma. Zira böylesine saç›p savuranlar fleytanlar›n dostlar›d›rlar. fieytan ise Rabbine karfl› çok nankördür.
(17/26-27)
Kullar›ma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra fleytan aralar›n› bozar. Çünkü fleytan, insan›n apaç›k düflman›d›r (17/53)
Meleklere: Adem’e secde edin! Demifltik. ‹blisin d›fl›nda
hepsi secde ettiler. ‹blis: “Ben çamurdan yaratt›¤›n bir kimseye secde mi ederim!”dedi. “fiu benden üstün k›ld›¤›na
bir bak! Yemin ederim ki, e¤er beni k›yamete kadar yaflat›rsan, pek az› d›fl›nda, onun neslini kendime ba¤layaca¤›m.”
Allah buyurdu: “Haydi git! Onlardan kim sana uyarsa,
iyi bilin ki hepinizin cezas› cehennemdir.” Tam bir ceza.
Onlardan gücünün yetti¤i kimseleri davetinle flafl›rt; süvarilerinle, yayalar›nla onlar› yaygaraya bo¤; mallar›na, evlatlar›na ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun.” fieytan, insanlara, aldatmadan baflka bir fley vadetmez. “fiuras› muhakkak ki, benim ihlasl› kullar›m üzerinde hiçbir a¤›rl›¤›n olmayacakt›r. Onlar› koruyucu olarak Rabbin yeter.” (17/6165)
Ey Resülüm! Senden önce gönderdi¤imiz her peygam126
ber ve her elçiye gönderilen uyar›lara fleytan mutlaka vesvese katm›flt›r. Allah, uyar›lara kat›lan vesveseleri siler ve
ayetlerini sa¤lamlaflt›r›r. Allah, fleytan›n katm›fl oldu¤u bu
vesveselerle, kalblerinde hastal›k bulunanlar› ve kalbleri kat›laflanlar› s›namaktad›r. Süphesiz zalimler derin bir ayr›l›k
içindedirler. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(22/52-53)
“fieytanlar›n kimlere inmekte olduklar›n› size haber vereyim mi?” fieytanlar, günahkar ve iftirac›lar›n hepsine inerler. Bunlar fleytanlara kulak verirler, ço¤u yalanc›d›rlar.
(26/221-223)
fieytan sizin düflman›n›zd›r, siz de onu düflman edinin.
fieytan, kendi gurubunu ancak ç›lg›nca yanan ateflin halk›ndan olma¤a ça¤›r›r (35/6).
fieytan sizin gerçek düflman›n›zd›r. Dikkat edin! Sizi Allah yolundan al›koymas›n (43/62).
Ey ‹man edenler! Gizli konuflaca¤›n›z zaman, günah iflleme konusunda, düflmanl›¤› ve peygambere isyan› gündeme getirmeyin. Fakat iyili¤i ve Allah’a yak›nlaflmay› konuflun ve huzurunda toplanaca¤›n›z Allah’a karfl› gelmekten
sak›n›n. Gizli konuflmak, müminleri üzmek için fleytan›n
telkin etti¤i fleydir. Ama, Allah’›n izni olmad›kça müminlere bir zarar gelmez. Müminler, Allah’a güvensinler. (58/910)
Kur’an bize, fleytan›n gösterdi¤i yoldan yürüyenlerin ahlak d›fl› yollara ve inkara sapacaklar›n› bildirmektedir.
Kur’an bütün insanlara hitap ederek Allah’›n sözlerini
flöyle iletmektedir: “Ey insanlar! fieytan sizin aç›kça bir düflman›n›zd›r. fieytan sizi, suç ifllemeye ve çirkin ifller yapmaya sürükler. Allah hakk›nda bilmedi¤iniz fleyleri söylemeye
teflvik eder. Yerde olan güzel ve size helal edilen fleylerden yiyin.” “Ey iman edenler! Topluca bar›fla yönelin ve
fleytan›n ad›mlar›n› izlemeyin. fieytan sizin apaç›k düflman›n›zd›r.”
“fieytan kötü bir arkadaflt›r. Ona arkadafl olanlar, Allah’a
ve ahiret gününe inanmazlar, mallar›n› gösterifl için har127
carlar.”
“Lanetlenen fleytan, insanlar› yoldan ç›kararak kendine
uflak edinece¤ini söyledi. Sizden kim Allah’› b›rak›p da fleytan› dost edinirse, bilsin ki zarara u¤ram›flt›r.”
“fieytan›n insanlara vadetti¤i tatl› umutlar, bir aldatmacadan baflkas› de¤ildir. fieytana aldananlar›n dönüfl yeri, kaç›fl› mümkün olmayan cehennemdir.”
“Allah, fleytana karfl› müminlere yard›m etmektedir. Bedir savafl›nda, müflriklere yard›m edece¤ini söyleyerek onlar› k›flk›rtan, savafl meydan›nda gördükleri nedeniyle müflrikleri terk ederek kaçan fleytan›n tavr› buna örnektir. Çünkü fleytan, müminlere yard›m için gelen melekleri görmüfltü.”
“Kur’an okuyaca¤›n›z zaman, fleytan›n etkisinden kurtulmak için: “Eüzü billahi mineflfleytanirracim” diyerek Allah’a
s›¤›n›n. fieytan›n, iman edenler ve Rablerine s›¤›nanlar üzerinde bir etkisi yoktur. Onun zorlay›c› gücü, ancak onu
dost edinenler ve onu Allah’a ortak koflanlar üzerindedir.”
“Mallar›n›zdan akrabaya, yoksula, yolda kalm›fla hakk›n› verin, israf yapmay›n, israf yapanlar fleytan›n kardeflleridir. (Mallar›m›zda baflkalar›n›n hakk› bulundu¤u belirtilmektedir).”
“Kullar›ma birbirlerine sözün en güzel olan›n› söylemelerini bildir. Çünkü fleytan aralar›n› aç›p bozmaktad›r.”
“‹nsan›n, Allah taraf›ndan fleytana üstün k›l›nmas› üzerine, fleytan kiyamet gününe kadar süre taleb etti ve insanlar›n ço¤unu sapt›rarak buyru¤u alt›na alaca¤›n› söyledi.
Allah: “Hadi git! ‹nsanlardan güç yetirdiklerin seninle
sars›nt›ya u¤rat, sana tabi olan cin ve insan fleytanlarla
üzerlerine git, mallar›nda, çocuklar›nda ortak ol ve onlara
vaadlerde bulun. Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezas› olur hem de tam bir ceza.” dedi.
“fieytan insanlara aldan›fltan baflka bir vaadde bulunamaz. ‹nsanlar üzerine de hiçbir zorlay›c› gücü olmayacakt›r. Bu konuda vekil olarak Allah yeterlidir.”
Buraya kadarki bölüme göre fieytan›n insan üzerinde
128
telkin gücü oldu¤unu ama yapt›r›m gücü bulunmad›¤› anlafl›lmaktad›r.
“Ey Resülüm! Senden önce gönderdi¤imiz her peygamber ve her elçiye gönderilen uyar›lar›n insanlara aktar›lmas›nda, uyar›lar› alan insanlar›n kalbine fleytan mutlaka
vesvese katm›flt›r. Allah, kat›lan vesveseleri siler ve ayetlerini sa¤lamlaflt›r›r. Allah, fleytan›n katm›fl oldu¤u bu vesveselerle kalblerinde hastal›k bulunanlar› ile kalbleri kat›laflanlar› s›namaktad›r. fiüphesiz zalimler derin bir ayr›l›k içindedirler. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Ayetleri alan peygamber ve elçiler, fleytan›n vesveselerinin etkisinde kalmad›klar›, Kalbi etkileyen vesveselerin de
Allah taraf›ndan silindi¤i ve ayetlerin de¤iflmeden alg›land›¤› ifade edilmektedir.
“Kur’an bize, fleytanlar›n üzerine indikleri(etkiledikleri)
kiflileri flöyle tarif etmektedir. Bunlar, tersyüz eden günahkarlar ve iftirac›lar›n tümüdür. Bunlar fleytana kulak verirler, ço¤u yalan söylemektedirler.”
“fieytan düflman›n›zd›r. Siz de onu düflman edinin. fieytan kendi gurubunu ancak ç›lg›nca yanan ateflin halk›ndan
olmaya ça¤›r›r.”
“fieytan sizin düflman›n›zd›r. Dikkat edin, sizi Allah yolundan al›koymas›n.”
“Ey iman edenler! Gizli konuflaca¤›n›z zaman günah iflleme konusunu, düflmanl›¤› ve peygambere isyan› gündeme getirmeyin. Fakat iyili¤i ve Allah’a yak›nlaflmay› konuflun ve huzurunda toplanaca¤›n›z Allah’a karfl› gelmekten
sak›n›n. Gizli konuflmalar, müminleri üzmek için fleytan›n
telkin
etti¤ifleydir. Ama Allah’›n izni olmad›kça, müminlere bir zarar
gelmez. Müminler Allah’a güvensinler.”
C‹N
Cinler, insandan önce yarat›lm›fl varl›klard›r. Kur’an’›n
anlatt›¤›na göre fiziksel olarak insanlardan daha üstün güç
ve kabiliyete sahip varl›klard›r. Organizmalar› gazdan olufl129
mufltur ve gökyüzünde hareket kabiliyetine sahiptirler. Cinler, insan gözü ile seçilemeyen varl›klard›r. Kur’an’da Cin
hakk›nda detayl› bir bilgi verilmemifltir. Kur’an’da bize verilen bilgiler ›fl›¤›nda cinlerle ilgili olarak bilgi ve yorumlar afla¤›dad›r.
Cinlerin Yarat›l›fl›
Cinleri de daha önce zehirli ateflten yaratm›flt›k (15/27)
Cinleri öz ateflten yaratt› (55/15).
Kur’an bize, cin atas›n›n insandan önce ateflten yarat›ld›¤›n› bildiriyor. Ayetlerde cin’in zehirli bir atefl özünden
yarat›ld›¤› söylenmektedir. Bunun mant›ksal yorumu fludur.
1- Cin’i teflkil eden ana maddenin kayna¤› atefltir.
2- Ateflten ç›kan madde zehirli bir maddedir.
3- Atefl flayet dünyada bilinen atefl ise, bundan ç›kan
ve gözle görünmeyen zehirli madde karbon monoksit olmal›d›r. Ama bu atefl atomik parçalanmalar›n üretti¤i atefl
te olabilir.
Cinlerin Özellikleri
Süleyman›n ölümüne hükmetti¤imiz zaman, onun öldü¤ünü, ancak de¤ne¤ini yiyen bir a¤aç kurdu gösterdi. Sonunda yere y›k›l›nca anlafl›ld› ki cinler gayb› bilselerdi, o
küçük düflürücü azap içinde kalmazlard› (34/14).
Allah ile cinler aras›nda da bir soy ba¤› uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler (37/158).
Hani cinlerden bir gurubu, Kur’an’› dinlemeleri için sana yöneltmifltik. Kur’an’› dinlemeye haz›r olunca birbirlerine: “Susun” demifller, Kur’an›n okunmas› bitince uyar›c›lar olarak kavimlerine dönmüfllerdi.
Ey kavmimiz! Do¤rusu biz Musa’dan sonra indirilen,
kendinden öncekini do¤rulayan, hakka ve do¤ru yola ileten bir kitap dinledik dediler.
Ey kavmimiz! Allah’›n davetçisine uyun Ona iman edin
ki Allah da sizin günahlar›n›z› k›smen ba¤›fllas›n ve sizi ac›
bir azaptan korusun. (46/29-31)
130
Ben , cinleri ve insanlar›, ancak bana kulluk etsinler
diye yaratt›m. Ben onlardan r›z›k istemiyorum. Beni doyurmalar›n› da istemiyorum. fiüphesiz r›z›k veren, güç ve
kuvvet sahibi olan ancak Allah’t›r. (51/56-58)
Resülüm! De ki: Cinlerden bir toplulu¤un benim okudu¤um Kur’an’› dinleyip flöyle söyledikleri vahyolunmufltur.
“Gerçekten biz, do¤ru yola ileten harikulade güzel bir
Kur’an dinledik ve ona iman ettik Art›k kimseyi Rabbimize ortak koflmayaca¤›z.” Hakikat flu ki, Rabbimizin flan› çok
yücedir. O, ne efl ne de çocuk edimifltir. Do¤rusu bizin
beyinsiz olan›m›z (‹blis veya azg›n cinler), Allah hakk›nda
pek afl›r› yalanlar uyduruyormufl. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakk›nda asla yalan söylemezler
sanm›flt›k. fiu da gerçek ki, insanlardan baz› kimseler, cinlerden baz› kimselere s›¤›n›rlard› da, onlar›n taflk›nl›klar›n› artt›r›rlard›. Onlar da, sizin sand›¤›n›z gibi, Allah’›n hiç
kimseyi tekrar diriltmeyece¤ini sanm›fllard›. Do¤rusu biz
cinler, gö¤ü yoklad›k, fakat onu sert bekçilerle alev hüzmeleriyle doldurulmufl bulduk. Halbuki daha önce biz
onun baz› k›s›mlar›nda haber dinlemek için oturacak yerler bulup oturuyorduk; fakat flimdi kim dinlemek isterse,
kendisini gözetleyen bir alev hüzmesini buluyor. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hay›r m› diledi? Gerçekten biz, kimimiz salih kifliler, kimimiz ise bunlardan afla¤›da olmak üzere türlü türlü yollar tutmufltuk. Art›k flu gerçe¤i flüphesiz anlad›k ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah’› aciz b›rakam›yaca¤›z, baflka yere kaçmakla da elinden kurtulamayaca¤›z.
Do¤rusu biz, o hidayeti (Kur’an’›) iflitince ona iman ettik.
Kim Rabbine iman ederse, art›k ne bir eksikli¤e u¤rat›lmas›ndan ne de haks›zl›k edilmesinden korkar. ‹çimiz de
Allah’a teslimiyet gösterenler de var, hak yolundan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, do¤ru yolu arayanlard›r. Hak yolundan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmufllard›r.” (72/1-15)
Allah buyuruyor ki: “fiayet do¤ru yola gitselerdi, bu hu131
susta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik.
Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, Rabbin onu gitgide
artan çetin bir azaba u¤rat›r. (72/16-17)
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birço¤unu cehennem için yaratm›fl›zd›r. Onlar›n kalbleri vard›r, onlarla kavramazlar; gözleri vard›r, onlarla görmezler; kulaklar› vard›r,
onlarla iflitmezler. ‹flte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha
flaflk›nd›rlar. ‹flte as›l gafiller onlard›r (7/179).
Kur’an bize cinlerin özellikleri hakk›nda baflka konularla ba¤lant›l› olarak bilgi vermektedir.
Cinler gizli s›rlar› bilmezler, Nitekim Süleyman peygamber öldü¤ünde, uzun süre ölü bir halde sopas›na dayal›
olarak ayakta kalm›flt›r. Ancak bir a¤aç kurdu bu sopan›n
k›r›lmas›n› sa¤lay›nca, Süleyman yere y›¤›lm›flt›r. Cinler, ancak o zaman Süleyman’›n öldü¤ünü farketmifllerdir.
Cinler de Allah’›n kullar›d›r ve mahfler günü yapt›klar›ndan dolay› hesaba çekileceklerdir.
Muhammed as. Kur’an okurken, onu dinleyen bir gurup cin, toplumlar›na giderek, Musa’n›n kitab›n› do¤rulayan ve insanlar› hak yoluna davet eden ola¤anüstü bir kitap dinlediklerini bildirdiler. Günahlar›n›n bir k›sm›n›n ba¤›fllanmas› için toplumlar›n› bu kitaba uymaya davet ettiler. Bu bize, cinlere uyar›c›lar›n gitmedi¤ini, ancak insanlar için gönderilen uyar›c› kitap ve peygamberleri dinleyerek istifade etme yoluna gittiklerini göstermektedir.
Kur’an, cinlerin de insanlar gibi Allah’a ibadet etmek
için yarat›ld›klar›n›, Allah’›n onlardan istedi¤i fleyin nefislerinin islah edilmesi(Ruhlar›n› ar›nd›rmas›) oldu¤unu bildirmektedir. Cinler aras›nda iman etmifl olanlar oldu¤u gibi,
iman etmeyenlerin de bulundu¤u ve bunlar›n indirilen kitaplardan etkilendikleri bildirilmektedir.
‹nsanlardan baz› erkeklerin, cinlerden baz› adamlara s›¤›nd›klar› ve onlar›n azg›nl›klar›n› artt›rd›klar› kaydedilmektedir. Burada baz› insanlar›n cinlerle arkadafll›k kurarak iflbirli¤i yapt›klar›, hatta cinleri yoldan sapt›rd›klar› bir
devrin gelip geçti¤i ve insanlar›n cinleri etkiledi¤i kayde132
dilmektedir.
Cinlerin, bir zamanlar gökyüzüne ç›k›p oradaki alemleri dinledikleri, ancak bu seyahatlar›n kendilerine sonradan
yasakland›¤› anlafl›lmaktad›r.
Kur’an bize baz› cin ve insanlar› flöyle tarif etmektedir:
“Kalbleri oldu¤u halde kavramazlar; Gözleri oldu¤u halde
görmezler; Kulaklar› oldu¤u halde duymazlar. Bunlar hayvanlardan da daha afla¤›l›k gafillerdir.”
Allah, cinler için: “fieyet do¤ru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik”
buyurmaktad›r. Bu ayet bizde, cinlerin muhtemel g›dalar›n›n su oldu¤unu kan›s›n› do¤urmaktad›r. Cinlerin de duyu organlar›na sahip olmalar› ve ço¤almalar›, bunlar›n beslenmeye ihtiyaçlar› oldu¤unu göstermektedir. Bunlara ait
bir sindirim art›¤›n›n görülmemesi, bu ihtimali güçlendirmektedir.
Kiyamette Cinler
Allah, onlarn hepsini bir araya toplad›¤› gün “Ey cinler
(fleytanlar) toplulu¤u! Siz insanlarla çok u¤raflt›n›z” der.
Onlar›n, insanlardan olan dostlar› ise, “Ey Rabbimiz! Biz
birbirimizden yararland›k ve bize verdi¤in sürenin sonuna
ulaflt›k.” Derler. Allah da buyurur ki:” Allah’›n diledi¤i hariç, içinde ebedi kalaca¤›n›z yer atefltir.” fiüphesiz Rabbin
hikmet sahibidir, bilendir (6/128).
Cinler, insanlar gibi ahiret hayat›nda sorgulanarak cezaland›r›lacaklard›r
ECEL
Her ümmet için bir ecel vard›r. Onlar›n ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne al›nabilirler (tam
zaman›nda çökerler). (7/34)
E¤er Allah insanlara, hayr› çarçabuk istedikleri gibi flerri de acele verseydi, elbette onlar›n ecelleri bitirilmifl olurdu. Fakat bize kavuflmay› beklemeyenleri biz, azg›nl›klar›
içinde bocalar bir halde b›rak›r›z. (Allah, insanlara bir ecel
133
süresi takdir etmifltir. Allah’›n takdiri haricinde, herkese
ecelini bekleme süresi verilmifltir.) (10/11)
De ki: “Ben kendime bile Allah’›n diledi¤inden baflka
ne bir zarar ne de bir yarar verme gücüne sahibim.” Her
ümmetin bir eceli vard›r. Ecelleri geldi¤i zaman art›k ne
bir bir saat geri kal›rlar ne de ileri giderler (10/49).
Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik ve
onlara da efller ve çocuklar verdik. Allah’›n izni olmadan
hiçbir peygamber için mucize getirme imkân› yoktur. Her
ecelin zaman› bir kitapta belirtilmifltir (13/38).
E¤er Allah, insanlar› zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsayd›, yeryüzü üzerinde canl›lardan hiç bir fley b›rakmazd›; ancak onlar› ad› konulmufl bir süreye kadar ertelemektedir. Onlar›n ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilir,
ne de öne al›nabilirler (16/61).
Oysa Allah, kendi eceli gelmifl bulunan hiç bir kimseyi
kesinlikle ertelemez. Allah, yapmakta olduklar›n›zdan haberdar oland›r(63/11).
Yukar›daki ayetlerde aç›kça belirtildi¤i gibi, Allah taraf›ndan yarat›lan her fley için bir ecel (s›n›r› belirlenmifl bir
yaflam süresi) tespit edilmifltir. Bu süre fertler için oldu¤u
gibi, milletler için de geçerlidir. Bu sürenin yarat›l›fltan önce belirlendi¤i, bu sürenin kesinlikle k›sal›p uzamayaca¤›
belirtilmektedir. Bu da bize her fleyin programlanarak yarat›ld›¤› ve o program›n yürürlükte oldu¤unu göstermektedir. T›pk› elektri¤i kesen bir programl› flar tel gibi.
134