09.Dunyayasami - Abdurrahman EREN

DÜNYA YAfiAMI
Dünya yaflam›, insan›n dünya hayat›ndaki yaflam›
süresince yapt›¤› faaliyetlerdir. ‹nsan, bu faaliyetlerini hür
iradesiyle yapmaktad›r. ‹nsan›n bu faaliyetlerini düzenlemek ve toplumun di¤er fertlerini haks›zl›klardan korumak
için, bu faaliyetleri kurallara ba¤lamak gerekmektedir.
Kuran bu konuda ö¤üt ve uyar›lar›yla insanlara, bu faaliyetlerinde yön vermektedir. Yaflam boyunca insanlar›n yapmakta olduklar› faaliyetlerin hemen hemen tümü için
önerilen ve emredilen bu kurallar, afla¤›da s›ralanm›flt›r.
Kuran ayetlerinde, bu kurallarla ilgili bilgiler aç›k anlaml›
bilgilerdir. Bu bak›mdan konularla ilgili bilgiler, Kuran
ayetlerinin bir tercümesi fleklinde, bazen de mealin metni
fleklinde verilecektir. Kurallarla ilgili olarak verilen bu
ö¤ütler, her devirde ve her ortamda uygulanabilen ahlak
kurallard›r.
A-SOSYAL YAfiAM
Aille hayatt›
Kuran, aile hayat›n› her yönü ile düzenlemektedir.
Kuran’›n aile hayat› için verdi¤i ö¤ütlerin bir k›sm›,
Kuran’›n indirildi¤i devirdeki örf ve adetlere yönelik
ö¤ütlerdir. Bu ö¤ütlerin amac› da kad›n haklar›n› korumak
ve kad›nlar› güvenceye almakt›r. Günümüzde örf ve adetler
de¤iflmifltir. Yine de Kuran’›n bu ö¤ütlerini günümüz flartlar›nda göz önüne almak, kad›n haklar›n› korumak
bak›m›ndan önemli misaller teflkil etmektedirler.
343
Evllillik
k için yard
d›m
• ‹çinizden bekâr olanlar›, emrinizde olan köle ve cariyelerden iyi olanlar›yla evlendirin. Bunlar fakir olsalar bile Allah, onlara fazl›ndan verecektir. Allah genifl nimetlere
sahiptir ve ihtiyac› olanlar› bilendir. Nikâh imkân› bulamayanlar, bu imkân› buluncaya kadar iffetlerini korusunlar. Sahip oldu¤unuz kölelerinizden hür kalmak için sizinle sözleflme yapmak isteyenler varsa, siz de bu sözleflmenin
onlar›n yarar›na olaca¤›na inan›yorsan›z onlarla sözleflme
yap›n. Allah’›n size verdi¤i maldan onlara verin! Dünya
hayat›n›n geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli
kalmak isteyen cariyelerinizi fuhufla zorlamay›n. Fuhufla zorlanan bu cariyeler için Allah ba¤›fllay›c› ve merhamet edicidir.(24/32-33)
Evllenecek
k eflllerd
de uygunlluk
k (Evllillik
kte tercih
h)
• Evlilik hayat›nda temiz kad›nlar, temiz erkeklere;
temiz erkekler de temiz kad›nlara yarafl›r. Kötü erkek ve
kötü kad›nlara da kötü olanlar yarafl›r. (24/26)
• ‹man etmedikçe putperest kad›nlarla evlenmeyin.
Be¤enseniz bile putperest bir kad›ndan, imanl› bir cariye
kesinlikle daha iyidir. ‹man etmedikçe putperest erkekleri
de k›zlar›n›zla evlendirmeyin. Be¤enseniz bile, putperest bir
kifliden, inanm›fl bir köle kesinlikle daha iyidir. Müflrikler
sizi cehenneme ça¤›r›r. Allah ise cennete ve ma¤firete
ça¤›r›r. (2/221)
• Sizden önceki peygamberlerin uyard›¤› kimselere
helal edilen yiyecekler, size de helaldir. ‹man eden
kad›nlardan namuslu olanlar ile önceki peygamberlerin
getirmifl olduklar›na inanan ve iffetlerini koruyan kad›nlarla evlenmeniz, mehirlerini vermek kayd›yla (nikâh
sözleflmesi ile tespit edilen ve boflanma halinde kad›na ödenecek tazminat) evlenebilirsiniz. (Ayette kendi peygamberlerine ve onun getirdi¤ine inanan kimseler aras›nda evlilik
münasebetlerinde bir fark gözetilmemektedir.) (5/5)
Dull eflllerlle evllenmek
k
344
• Efli ölen bir kad›n, evinde dört ay on gün beklemelidir. Bu süre sonunda kendi iradesi ile karar verme
hakk›na sahiptir. Bu süreyi tamamlayan kad›na evlilik teklif etmek ve nikâhlamakta bir sak›nca yoktur. Onlar›
kand›racak sözlerden sak›n›n onlarla aç›kça konuflun ve
iddet süresi (bekleme süresi) bitmeden nikâh için kesin
karar vermeyin. (2/234-235)
Yettimllerlle evllenmek
k (Çok evllillik
k)
• Nisa süresinin üçüncü ayeti, do¤ru olarak yorumlanmas› gereken bir ayettir. Bu ayet, ondan önceki, bir ve iki
numaral› ayetlerle ba¤lant›l›d›r. Bu ayetler, yetim ve akraba haklar›n› koruma amac›n› tafl›maktad›rlar. Ayetlerle,
sadece Müslümanlara de¤il, bütün insanlara hitap edilmektedir. Muhtelif müfessirler taraf›ndan yorumlanan evlilik ile
ilgili üçüncü ayet için yanl›fl anlamlar ortaya at›lm›fl ve
‹slam dininin çok evlili¤i emretti¤i söylenmifltir. Bu nedenle ayet istismar edilmifl ve haks›z yere birden fazla evlilik
yap›larak kad›nlara kölelik hayat› yaflat›lm›flt›r. Asl›nda ayet,
yetim kad›nlar› koruma amac›n› tafl›maktad›r. Ayet bir
bütün olarak yorumland›¤›nda bu durum aç›kça ortaya
ç›kmaktad›r. Ayetin son bölümünde: “Adaleti sa¤layamazsan›z, kad›nlardan bir tanesiyle veya sahip oldu¤unuz
cariyelerle iktifa ediniz” ifadesi bize, cinsel bak›mdan yetim
kad›nlar›n taciz edilmemesi için, aralar›nda adaleti
sa¤lamak kayd›yla bir, iki, üç, dört tanesiyle nikâh
yap›labilece¤ini
tavsiye
etmektedir.
Sa¤duyu
ile
düflünüldü¤ünde bu ayetin, yetim kad›nlar› korumak
amac›n›
tafl›d›¤› görülecektir. Bu konudaki ayetler
flunlard›r.
• Ey bütün insanlar! Sizi tek bir candan yaratan,
ondan da eflini yaratan ve ikisinden de pek çok erkek ve
kad›n üretip yayan ve onun yard›m›yla hayat›n›z› devam
ettirdi¤iniz Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n; akrabal›k
ba¤lar›n›z› koparmay›n. Allah bütün insanlar üzerinde
denetçidir. (4/1)
• Güzel ve do¤ru olan ifli, yanl›fl ve çirkin olan fleyle
345
de¤ifltirmeyin ve yetimlere mallar›n› verin ve yetimlerin
mallar›n›, mallar›n›za katarak yemeyin. Çünkü bu gerçekten büyük bir günah olur. (4/2)
•
Yetimler konusunda adaleti yerine getiremeyece¤inizi
bilmeniz halinde, yetim kad›nlardan, aralar›nda adaleti
sa¤laman›z kayd› ile bir, iki, üç, dört tanesini nikâhlayabilirsiniz. Adalet sa¤layamayaca¤›n›zdan korkarsan›z, sadece
bir tanesini nikâhlay›n veyahut ta cariyelerinizle iktifa etmeniz, yanl›fl yola sapmaman›z bak›m›ndan sizin için en
hay›rl›s› olan›d›r. (4/3)
•
Ey Muhammed! Kad›nlar hakk›nda senden fetva is-
terler, de ki: “Onlar hakk›ndaki fetvay› Allah veriyor. Bu
fetva fludur:
Kitapta size yetim kad›nlarla ilgi bildirilen
haklar› yerine getirmeniz, be¤endi¤iniz yetim kad›nlar› nikâhlaman›z, çaresiz çocuklara do¤rulukla bakman›zd›r. Yetimlere hakça davranman›zd›r. Hay›r, ad›na ne yaparsan›z,
flüphesiz Allah onu bilir. (4/127)
Cariyellerlle Evllenme
‹çinizden inanm›fl hür kad›nlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse ellerinizde bulunan Müslüman cariyelerden
als›n. Allah sizin iman›n›z› daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise, iffetli yaflamalar›, zina etmemek ve
gizli dost da tutmamalar› flart›yla, velilerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra
bir fuhufl yaparlarsa onlara hür kad›nlara verilen cezan›n
yar›s›n› verin. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden evlenmedi¤i
takdirde
ahlâkî
s›k›nt›ya
düflmekten
korkanlar
içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allah
ba¤›fllayan, esirgeyendir. (4/25)
346
Kad
d›n eflin hak
klar›
• Kad›nlar› arzular› d›fl›nda tutmay›n. Sözleflme ile
tespit edilmifl mahirlerini, aç›kça bir fuhufl yapmad›kça
al›koymay›n. Kad›nlar›n›zdan hofllanmazsan›z bile onlara
bask› yapmay›n ve iyi davran›n. Çünkü hoflunuza gitmeyen
baz› fleylerde Allah, onlarda sizin için çok hay›r k›lar.
(4/19)
Eflller için vasiyett
• ‹çinizden geride efl b›rakacak olanlar, ölümlerinden
sonra efllerinin evlerinden ç›kar›lmamalar› ve b›rakt›klar›
mallardan faydalanabilmeleri için vasiyet b›raks›nlar. Ancak
efl, kendi iste¤i ile ve meflru flekilde (miras hakk›n› alarak)
ayr›lmak hakk›na sahiptir. (2/240)
Evllillik
k yasak
klar›
• Kad›nlardan babalar›n›z›n nikâhlad›klar›n› nikâhlamay›n. Çünkü bu çirkin bir hayâs›zl›kt›r ve öfke duyulan
bir i¤rençliktir. Cahiliye devri geçmiflte kalm›flt›r. (4/22)
• Anneleriniz, k›zlar›n›z, k›z kardeflleriniz, halalar›n›z,
teyzeleriniz, erkek kardefllerinizin k›zlar›, k›z kardefllerinizin
k›zlar›, sizi emziren sütanneleriniz, gerde¤e girdi¤iniz
kad›nlar›n›z›n koruyuculu¤unuz alt›nda bulunan üvey
k›zlar›, sizin sulbünüzden olan o¤ullar›n›z›n eflleri ve iki
k›z kardefli bir araya getirdi¤iniz evlilik size haram k›l›nd›.
Cahiliye devriden kalanlar geçmiflte kalm›flt›r. Allah
ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (4/23)
• Sahip oldu¤unuz cariyeler d›fl›nda, evli kad›nlarla
evlenmeniz yasaklanm›flt›r. Bunlar, Allah’›n üzerinize farz
k›ld›¤› hükümlerdir. Bunlar›n d›fl›nda, iffetli davranman›z
ve zina yapmaman›z için, fuhufl yapmayan namuslu
kad›nlardan be¤endi¤inizle, mallar›n›zla mehir vererek
sözleflme yapman›z size helal k›l›nm›flt›r. Ayr›lman›z
halinde, onlardan faydaland›¤›n›za mukabil, kararlaflt›r›lm›fl
olan mehirlerini ödeyin. Mehir miktar›n›n tespitinden
sonra, karfl›l›kl› olarak hoflnut olaca¤›n›z bir konuda
anlaflman›zda size bir sorumluluk yoktur. Allah her fleyi
347
bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (4/24)
Eflller ve çocuk
klar
• Allah efllerinizi, anneleriniz gibi, kendinize haram
sayman›z için yaratmam›flt›r (bir k›zg›nl›k an›nda
söyledi¤iniz söz nedeniyle eflinize s›rt›n›z› dönmeyiniz).
Evlatl›klar›n›z› da öz o¤ullar›n›z olarak tan›mad›. Evlat
edindiklerinizi, babalar›na nispet ederek ça¤›r›n. E¤er
babalar›n› bilmiyorsan›z, bu takdirde onlar› din kardeflleri
ve dostlar›n›z olarak kabul edin. Kas›tl› olarak yapt›klar›n›z
hariç olmak üzere yan›lmalar›n›zdan dolay› yapt›¤›n›z hatalardan size bir sorumluluk yoktur. Allah ba¤›fllar ve merhamet eder. (33/4-5)
• Ey iman edenler! Efllerinizde ve çocuklar›n›zdan
baz›lar› size düflman olabilirler. Buna haz›rl›kl› olun. Böyle
durumlarda, affedici, hoflgörülü olun ve kusurlar›n› örtün.
Buna karfl›l›k Allah sizin de kusurlar›n›z› örtecektir.
(64/14)
Çocuk
klar›n› öldürenller
• Çocuklar›n› hiç bir bilgiye dayanmaks›z›n öldürenler
(gerekli sebep var olmad›kça çocuklar›n cahilce öldürenler) ile Allah’a karfl› yalan iftira düzüp Allah’›n kendilerine r›z›k olarak verdiklerini haram k›lanlar, elbette hüsrana
u¤ram›fllard›r. Onlar, gerçekten flafl›r›p sapm›fllard›r ve
do¤ru yolu bulamam›fllard›r. (6/140)
• Rabbin, diledi¤ine r›zk›n› geniflletir, diledi¤ine de
r›zk›n› s›n›rl› tutar. O, kullar›ndan haberi oland›r.
Kullar›n›n yapt›klar›n› görendir. Yoksulluk endiflesiyle
çocuklar›n›z› öldürmeyin; onlara da size de Biz r›z›k veririz. Onlar› öldürmek büyük bir suçtur (günaht›r). (Ayetler,
geçim endiflesiyle çocuklar›n› öldürenler için bir uyar›d›r.
Bu ayn› zamanda, geçim endiflesiyle çocuklar›n› ald›rmak
isteyenlere de bir uyar› mahiyetindedir.) (17/30-31)
Bo
oflanmad
da kad
d›n›n hak
klar›
• Ey peygamber! Kad›nlar› boflayaca¤›n›zda, onlar›,
iddetlerini gözeterek boflay›n ve iddeti say›n; onlar›, apaç›k
348
bir hayâs›zl›k yapmalar› hali hariç, evlerinden ç›karmay›n,
onlar da ç›kmas›nlar. Bunlar Allah’›n s›n›rlar›d›r. Allah’›n
s›n›rlar›n› kim aflarsa, flüphesiz kendine yaz›k etmifl olur.
Bilemezsin, olurki Allah, bundan sonra bi durum ortaya
ç›kar›verir.
Kad›nlar›n bekleme süresi bitti¤inde, ya onlara güzel
davranarak, onlarla geçinmeye devam ediniz ya da güzellikle b›rak›n›z. ‹çinizden iki flahitle durumu belgeleyiniz.
Bunlar Allah’›n ö¤ütleridir, bu ö¤ütlere dikkat ediniz. Kim
Allah’tan korkup sak›n›rsa, Allah onun için bir ç›k›fl yolu
gösterir ve onu, hesaba katmad›¤› bir yönden r›z›kland›r›r.
Allah’a güvenen kimseye O, yeter. Allah buyru¤unu yerine
getirendir. Allah her fley için bir ölçü var etmifltir.
Kad›nlar›n›z içinde ay hali görmekten kesilenler ile
henüz ay hali görmemifl olanlar›n iddetleri hususunda
flüpheye düflerseniz, bilin ki, onlar›n iddet beklemesi üç
ayd›r. Gebe olanlar›n iddeti, do¤urmalar› ile tamamlan›r.
Allah, buyru¤una karfl› gelmekten sak›nan kimseye iflinde
kolayl›k verir.
Bunlar, Allah’›n size indirdi¤i emirlerdir. Allah, bu emirlere uyanlar›n kötülüklerini örter ve onun mükâfat›n›
artt›r›r.
Boflad›¤›n›z
kad›nlar›
mümkün
ise,
kendinizin
oturdu¤unuz yerde tutun. Onlar› bask› alt›nda tutmak için,
kendilerine bir tak›m dayatmalarda bulunmay›n. Hamile
iseler, do¤umlar›n› yapana kadar nafakalar›n› verin.
Bebe¤inizi emzirirlerse, onlara ücretlerini verin ve ücret
konusunu aran›zda güzellikle halledin. Anlaflmazl›k durumunda, çocu¤u baflka bir kad›n emzirsin.
Durumu müsait olan özveride bulunsun. Darda olan da
yapabildi¤ini yaps›n. Allah, bir insan›, kendisine verdi¤i
kadar›yla sorumlu tutar. Allah, her zora bir kolayl›k getirecektir. (65/1-7)
• Kad›nlar›n mehirleri bir hakt›r, mehirleri tam olarak
verin. fiayet onlar gönül hofllu¤u ile size bir fley ba¤›fllarlarsa, onu kabul edebilirsiniz. (4/4)
• Boflanm›fl
kad›nlar›n,
hakkaniyet
ölçülerinde,
349
kocalar›ndan menfaat sa¤lamak haklar›d›r; bu, Allah
korkusu tafl›yanlar üzerine bir borçtur. Düflünüp gerçe¤i
anlaman›z için Allah, ayetlerini böylece size aç›klamaktad›r.
(2/241-242)
Ak
krab
ba ve dostt iliflk
killeri
• Sizin için kendi evlerinizden, babalar›n›z›n,
annelerinizin, erkek kardefllerinizin, k›z kardefllerinizin, amcalar›n›z›n, halalar›n›z›n, day›lar›n›z›n, teyzelerinizin,
anahtarlar›n›nde uhdenizde bulundurdu¤unuz yerlerden
(anahtarlar› elinizde bulunan yerlerden) veya dostlar›n›z›n
evlerinden topluca veya ayr› ayr› yemek yemenizde bir
sak›nca yoktur. Evlere girdi¤iniz zaman, ev halk›na, Allah
taraf›ndan kutlu ve güzel bir yaflam dile¤i ile selam verin.
Bu ayet, güzel davran›fllarda bulunman›z için Allah’›n indirdi¤i ayetlerdendir. Akl›n›z› kullan›n ve gerekti¤i flekilde
davran›n. (24/61)
Ak
krab
ball›k
k ba¤llar›
• ‹man
edip
iyi
ifller
yapanlar
cennet
bahçelerindedirler. Rablerinin yan›nda onlara diledikleri
her fley vard›r. ‹flte büyük lütuf budur. Allah’›n, iman eden
ve iyi ifller yapan kullar›na müjdeledi¤i nimet budur. De
ki: “Ben buna karfl›l›k sizden akrabal›k sevgisinden baflka
bir ücret istemiyorum.” Kim bir iyilik ifllerse onun sevab›n›
fazlas›yla veririz. fiüphesiz Allah ba¤›fllayan, flükrün
karfl›l›¤›n› verendir. (Ayetlerde ‹man eden ve iyi ifller
yapanlara cennet bahçelerinde yer verilece¤i ve buna
karfl›l›k bir ücret istemeyece¤i, ama akrabal›k sevgisinin
karfl›l›¤›n›n ayr›ca de¤erlendirilece¤i anlat›lmaktad›r).
(42/23-24)
Ak
krab
ball›k
k hak
kk›
• Do¤ru ve iyi ifller yapmayan bir kimsenin, akrabalar›
üzerinde bir akrabal›k hakk› yoktur. (Ayetlerde Nuh a.s. ve
ona itaat etmeyen o¤lu misal verilmektedir). (11/45-46)
Erk
ke¤in özelllik
kleri ve görevlleri
350
• Allah, kad›n ve erke¤i farkl› özelliklerde yaratm›flt›r.
Erkekler, kad›nlar›n geçimini sa¤layacak ve onlar› aile
hayat›nda yönetecek özelliklere sahiptirler ve kad›nlar için
koruyucudurlar. (4/34)
Kad
d›n›n görevi
• ‹yi kad›nlar, kendilerine nikâhla sa¤lanan güvenceler
gibi aile içinde uyumlu olmal›d›rlar ve erke¤in yoklu¤unda,
ailenin flerefini korumal›d›rlar. Serkefllik etmelerinden
endiflelendi¤iniz kad›nlara ö¤üt verin, yataklar›nda onlar›
yaln›z b›rak›n, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramay›n. Do¤rusu Allah yücedir, büyüktür.
(4/34)
Kar› koca aras›nd
da anllaflmazll›k
k
• Kar› kocan›n aras›n›n aç›lmas›ndan endiflelenirseniz,
bunlar›n aras›n› düzeltmek için erke¤in ailesinden bir
hakem ve kad›n›n ailesinden bir hakem gönderin.
Anlaflmak isterlerse, Allah onlar›n aralar›n› buldurur.
Do¤rusu Allah, her fleyi bilen, her fleyden haberdar
oland›r. (4/35)
• fiayet bir kad›n, kocas› taraf›ndan eziyet görmekte ise
veya kocas› taraf›ndan terk edilme endiflesi tafl›yorsa, o
takdirde aralar›nda anlaflma yap›p bar›fl› sa¤lamal›d›rlar.
Bar›fl, aile içinde en hay›rl› yoldur. Zira insan nefsi doyumsuzdur bu bak›mdan karfl›l›kl› fedakârl›k en iyi yoldur.
Kumalar aras›nda ne kadar özen gösterirseniz gösterin
adaleti sa¤layamazs›n›z. Sadece bir tanesine meylederek
öbürünü ihmal etmeyin. Taraf tutmadan bar›fl› sa¤lay›n.
fiayet ayr›l›k kaç›n›lmazsa, Allah’›n nimetlerinden herkese
pay vard›r (ayr›l›n ve üzülmeden yaflam›n›z› sürdürün Allah
r›zk›n›z› verecektir). (4/128-130)
• Eski Arap adetleri sebebiyle, erkek ve kad›n aras›nda
vuku bulan anlaflmazl›klar, flu ayetlerle kald›r›lm›flt›r. Eski
Arap adetlerinde bir koca kar›s›na: “seni annem yerine koyuyorum” derse, o kad›n›n yata¤›na bir daha girmezdi. Bunun üzerine Allah’tan gelen emirle, zevcelerin erkekler
351
için anne yerine geçemeyece¤i, annelerin, kendilerini do¤uranlar olduklar›n› bildirilmifltir. Böyle bir yeminde bulunanlar›n, kad›nlar›n›n yata¤›na girmeden önce bir köleyi
azat ederek yeminlerini bozabileceklerini, bu imkâna sahip
olmayanlar›n, birbirini takip eden iki ay boyunca oruç
tutarak yeminlerini bozmalar›n›, buna da gücü yetmeyenlerin atm›fl fakiri doyurmalar› gerekti¤i ve bu flartlara
uymayanlar›n Allah’›n koymufl oldu¤u hududu aflmalar›
nedeniyle ahirette cezaland›r›lacaklar› ihtar edilmektedir.
(58/1-4)
Kad
d›nd
da ay halli
• Ay hali kad›nlar için bir rahats›zl›kt›r. Ay halindeki
kad›nlar› rahats›z etmeyin. Temizleninceye kadar onlar›
iliflkiye zorlamay›n. Temizlendikleri zaman, Allah’›n size
buyurdu¤u yoldan yaklafl›n. fiüphesiz Allah, tövbe edenleri
sever, temizlenenleri de sever. (2/222)
Kad
d›n erk
kek
k iliflk
kisi
• Ey Muhammed! Sana kad›nlar›n aybafl› hakk›nda da
sorarlar, de ki: “O bir ezad›r.” Aybafl› halinde iken
kad›nlardan el çekin temizlenmelerine kadar onlara
yaklaflmay›n. Temizlendikleri zaman, Allah’›n size buyurdu¤u yoldan yaklafl›n. Allah daima tövbe edenleri sever,
temizlenenleri de sever. Kad›nlar›n›z sizin tarlan›zd›r, tarlan›za istedi¤iniz zaman gelin, efllerinizi nefisleriniz için
haz›rlay›n ve Allah’tan sak›n›n ve biliniz ki O’nunla karfl›
karfl›ya geleceksiniz, müminleri de müjdele. (2/222-223)
Kocas› ölen kad›n›n durrumu
• ‹çinizden ölenlerin geride b›rakt›klar› efller, kendi
kendilerine dört ay on gün beklerler. Bu bekleme süresi
dolduktan sonra kendi meflru haklar›n› kullanabilirler. Bu
haklar›n› kullanmalar›ndan dolay› size bir sorumluluk yoktur. (2/234)
• ‹ddeti beklemekte olan kad›nla evlenmek isterseniz,
onunla evlenme konusundaki iste¤inizi aç›klayabilirsiniz.
Fakat meflru bir söz söylemeniz d›fl›nda onlarla gizlice
352
anlaflmay›n! Bekleme süresi bitinceye kadar onlar› nikâhlamay›n. Bilin ki Allah kalbinizden geçeni bilmektedir.
O’ndan sak›n›n. Ve bilin ki, Allah ba¤›fllayand›r, kullar›na
yumuflak davranand›r. (2/235)
Beb
be¤i emzirme
• Emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, anneler
çocuklar›n› iki tam y›l emzirirler. Anne ile çocu¤un örfe
göre uygun olarak beslenmesi giyimi baba taraf›na aittir.
Bir insan ancak gücü yetti¤inden sorumlu tutulur. Hiçbir
anne, çocu¤u sebebiyle, hiçbir baba da çocu¤u yüzünden
zarara u¤rat›lmamal›d›r. Baba öldü¤ü zaman mirasç›n›n
üzerine de bunlar›n ayn›s› borçtur. E¤er anne ile baba
anlaflarak çocu¤u memeden kesmek ve çocu¤u bir sütanneye vermek isterlerse, kendilerine bir günah yoktur. E¤er
çocuklar›n›z›
bir
sütanneye
emzirtmek
isterseniz,
verece¤iniz ücreti güzellikle teslim ediniz. Allah’tan
korkun.
Bilin
ki
Allah,
yapmakta
olduklar›n›z›
görendir.(2/233)
Eb
beveynllerin yan›na girifl izni
• Ey iman edenler! Hizmetinizde bulunanlar, sizden
bulu¤ ça¤›na ermemifl çocuklar ve ergenlik ça¤›na girmifl
çocuklar›n›z, huzurunuza girmek üzere üç vakit için izin
istesinler. Bu vakitler, mahrem halde bulunabilece¤iniz vakitlerdir. Bunlar sabah namaz› öncesi; giysilerinizi ç›karm›fl
olabilece¤iniz ö¤len vakti ve yats› namaz› sonras›d›r. Bu
vakitlerin d›fl›nda birbirinizin yan›na izinsiz girmenizde bir
mahzur yoktur. (24/58-59)
Ana bab
ba hak
kk›
• Rabbimiz, sadece kendisine kulluk etmemizi, anababam›za iyi davranmam›z› kesin bir flekilde emretti. Allah
flöyle buyurmaktad›r: “Onlardan biri veya her ikisi sizin
yan›n›zda yafllan›rlarsa kendilerine “of” bile demeyin.
Onlar› azarlamay›n, ikisine de güzel söz söyleyin. Onlar›
koruyun, alçakgönüllülükle onlar›n üzerlerine kanatlar›n›z›
353
gerin ve: ‘Rabbimiz! Küçüklü¤ümüzde onlar beni nas›l
yetifltirmifllerse, flimdi de sen onlara rahmet et’ diyerek dua
ediniz.” (17/23-24)
• Biz insana anne ve babas›na iyilikle davranmas›n›
tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle tafl›d› ve onu güçlükle
do¤urdu. Onu hamilelikte tafl›mas› ve sütten kesilmesi, otuz
ayd›r. ‹nsan bunu unutmamal› ve Rabbine flükretmelidir.
‹nsan bulu¤ ça¤›na erdi¤inde ve en güçlü duruma eriflti¤i
k›rk yafllar›nda Allah’›n kendisine verdi¤i nimetleri unutmamal› ve Rabbine flöyle yakarmal›d›r: “Rabbim, bana,
anne ve babama verdi¤in nimete flükretmemi ve senin raz›
olaca¤›n Salih bir amelde bulunmam› bana ilham et;
benim için soyumdan da salah› ver. Gerçekten ben tövbe
edip sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardan›m”
diyerek dua edenlere; yapt›klar›n› en güzel flekilde kabul
ederiz, günahlar›n› ba¤›fllar›z ve onlar, vaat edilen cennetin
halk›ndan olacaklard›r.
Anne ve babas›n› azarlayanlar ve kendilerini imana davet
ettikleri için onlara k›zanlar, daha önce azab› hak etmifl
olan cinler ve insanlar gibi azab› hak edeceklerdir. (46/1518)
• Biz insana, anne-babas›na iyi davranmas›n› tavsiye
etmiflizdir. Çünkü anas› onu nice s›k›nt›lara katlanarak
tafl›m›flt›r. Sütten ayr›lmas› da iki y›l içinde olur. ‹flte
bunun için önce Bana, sonra da ana-babana flükret diye
tavsiyede bulunmufluzdur. Dönüfl ancak Banad›r. (31/14)
Anne ve bab
baya itaattsizllik
k
• Biz insana, anne ve babas›na karfl› güzelli¤i ilke edinmesini tavsiye ettik. E¤er onlar, hakk›nda bilgin olamayan
fleyle Bana ortak koflman için çaba harcayacak olurlarsa, bu
durumda, onlara itaat etme. Dönüflünüz Banad›r. Art›k
yapmakta olduklar›n›z› size Ben haber verece¤im. (29/8)
• Biz insana, anne-babas›na iyi davranmas›n› tavsiye
etmiflizdir. Çünkü anas› onu nice s›k›nt›lara katlanarak
tafl›m›flt›r. Sütten ayr›lmas› da iki y›l içinde olur. ‹flte
bunun için önce Bana, sonra da ana-babana flükret diye
tavsiyede bulunmufluzdur. Dönüfl ancak Banad›r. Buna
354
ra¤men e¤er onlar sana hakk›nda bilgin olmayan bir fleyi,
Bana flirk koflman için seni yönlendirmeye kalkarlarsa,
onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüflünüz ancak Banad›r. O
zaman yapm›fl olduklar›n›z› haber veririm. (31/14-15)
Evllillik
kte
durum)
özell
durum
(Peygamb
ber
için
özell
• Ey peygamber! Mehirlerini verdi¤in efllerin,
cariyelerin, amcan›n, halan›n, day›n›n, teyzenin seninle
beraber göç eden k›zlar›, evlenmen için sana helal k›l›nd›.
Ayr›ca kendisini sana adamak isteyen mümin kad›n› da,
sen de istiyorsan nikâhlayabilirisin. Bunlar, di¤er müminler
haricinde sadece sana helal k›l›nm›flt›r. Bu konu ile ilgili
olarak zor durumda kalmaman için,
müminlerin
evlenebilece¤i kimseleri ayr›ca aç›klad›k. (33/50)
Efllerinden diledi¤ini erteler, diledi¤ini evine alabilirsin.
Bunda senin için bir sak›nca yoktur. Ancak uygun olan
davran›fl, erteledi¤in efllerinden, arzu etti¤ini de evine
almand›r. Bu durum onlar›n hüzne kap›lmalar›n› önleyecek ve onlar› sevindirecektir ve onlara verdiklerinle mutlu
olacaklard›r (Efllerinden diledi¤ine öncelik ver ama
di¤erlerini de ihmal etme). (33/51)
Bu evliliklerden sonra, güzellikleri hofluna gitse bile
baflka kad›nlarla evlenmen veya efllerini boflay›p baflka
kad›nlar› alman sana helal olmaz. Malik oldu¤un cariyeler
hariçtir. Allah her fleyi denetleyendir. (33/52)
Yukar›daki ayetlerde Peygambere özel evliliklerin
tan›nd›¤› belirtilmektedir. Ancak bu evliliklere hicret durumunda ve Peygamberin hicret eden akrabalar›n› korumak
amac›yla müsaade edildi¤i anlafl›lmaktad›r.
Evllillik
kte kan ba¤›
• Peygambere, kan ba¤› bulunmayan ve meflru olmak
kayd› ile evliliklerin yap›labilece¤i, bu konuda aç›k
davran›lmas› gerekti¤i bildirilmektedir. Bu konudaki ayet
mealen flöyledir: (Resülüm!) Hani Allah’›n nimet veridi¤i,
355
senin de kendisine iyilik etti¤in kimseye: Eflini yan›nda tut,
Allah’tan kork! diyordun. Allah’›n a盤a vuraca¤› fleyi,
insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa as›l korkmana lay›k olan Allah’t›r. Zeyd, o kad›ndan ilifli¤ini kesince
biz onu sana nikahlad›k ki evlatl›klar›, kar›lar›yla iliflkilerini kestiklerinde (o kad›nlarla evlenmek isterlerse) mü’minlere bir güçlük olmas›n. Allah’›n emri böylece yerine getirilmifltir. (33/37)
Halkla ‹liflflk
kiler
Nezak
kett kuralllar›
• Kullar›m›n aras›n›n aç›lmamas› için birbirlerine en
güzel sözlerle hitap etmelerini söyle. Çünkü fleytan onlar›n
düflman›d›r ve aralar›n› açmak istemektedir. (17/53)
• Güzel söz söyleyin ve ba¤›fllay›n. Bu, yüze kak›lan
sadakadan daha hay›rl›d›r. (2/263
• Güzel bir söz (Allah’a iman ve güzel ifllerle ilgili
konuflmalar), dallar› gö¤e yükselen ve meyve veren güzel
bir a¤aç gibidir. (14/24-25)
• Ey iman edenler, evlerinizin d›fl›ndaki evlere izinsiz
girmeyiniz. E¤er orada kimse yoksa size izin verilinceye
kadar o eve girmeyiniz. Girmek istedi¤iniz yere, size:
“dönün” denilirse, dönünüz. ‹çerisinde oturulmayan ve
sizin için meta bulunan evlere girmenizde bir sak›nca yoktur. (24/27-29)
• Evlerinize kap› d›fl›nda baflka bir yerden girmeyin.
(2/189)
• Ey iman edenler! Peygamberlerin evlerine, yemeye
ça¤›r›lmaks›z›n vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilirseniz girin ve yeme¤i yedikten sonra da¤›l›n. Sohbet etmek
için de girip oturmay›n. Bu haliniz peygamberi üzüyor. O
da size bir fley söylemeye çekiniyordu. Allah gerçe¤i söylemekten çekinmez. Peygamberin efllerinden bir fley
isteyece¤inizde, onu perde arkas›ndan isteyin. Bu sayede
sizin gönülleriniz de, onlar›n gönülleri de daha temiz kal›r.
Peygamberin
zevceleri;
babalar›,
o¤ullar›,
erkek
kardefllerinin o¤ullar›, k›z kardefllerinin o¤ullar›, mümin
356
kad›nlar, cariyeleri ile yüz yüze görüflmelerinde bir sak›nca
yoktur. Bundan sonra ne Allah’›n peygamberini üzmeniz
ve ne de onun efllerinizi nikâhlaman›z asla caiz de¤ildir.
Do¤rusu bu, Allah kat›nda pek büyük bir günaht›r. Ey
takva sahipleri, bir fleyi aç›klasan›z da onu gizleseniz de
fark etmez, çünkü Allah, her fleyi tam olarak bilendir.
(33/53-55)
• Ey iman edenler! Allah’tan ve peygamberinden öne
geçmeyin; Allah’tan sak›n›n. Ey inananlar! Seslerinizi
Peygamberin sesini bast›racak flekilde yükseltmeyin.
Seslerini Peygamberin yan›nda k›san kimseler, Allah’›n
gönüllerini takva ile s›nad›¤› kimselerdir. Onlara ma¤firet
ve büyük bir ecir vard›r. Ey Muhammed! Sana odalar›n
ötesinden seslenenlerin ço¤u ak›l etmeyen kiflilerdir. E¤er
onlar, sen yanlar›na ç›k›ncaya kadar sabretselerdi flüphesiz
onlar için daha iyi olurdu. Allah ba¤›fllayan ve merhamet
edendir. (Bu ayetler, insanlar için nezaket kurallar›n›n
örnekleridir) (49/1-5).
• Ey iman edenler, bir toplum baflka bir toplumla alay
etmesin. Kad›nlar da baflka kad›nlarla alay etmesinler.
Birbirinizle alay edip, birbirinizi küçük düflürmeyin, birbirinize kötü lakap takmay›n. Alay ettiklerinizin sizden
daha hay›rl› kimseler olabilece¤ini unutmay›n. (49/11)
• Bir selam ile selamland›¤›n›z zaman siz de ondan
daha güzeli ile selamlay›n; yahut ayn› ile karfl›l›k verin.
fiüphesiz Allah, her fleyin hesab›n› arayand›r. (4/86)
‹hanet
• Ey iman edenler Allah’a ve Resulüne ihanet etmeyin
ve bile bile size verilen emanetlere ihanet etmeyin. (8/27)
Mall varll›¤›
• Ey iman edenler! Dünya mal›na kanmay›n ve Allah
yolunda yard›mlaflmak için seferber olun. Zira dünya
hayat›n›n yarar›, ahiret hayat›n›n yarar›na göre pek azd›r.
(9/38)
• Dünya hayat›nda size verilen her fley, yaln›zca dünya
357
hayat›n›n geçim kaynaklar› ve dünya hayat›n›n süsüdür.
Allah kat›nda olanlar ise, daha güzel ve kal›c›d›r. Akl›n›z›
kullan›n ve dünya hayat›n›n geçici menfaatlerine kanarak,
k›yamet gününde azap için, Allah huzuruna getirilenlerden
olmay›n. (28/60-61)
• ‹brahim a.s.’dan, Musa a.s.’a kadar indirilen
Kitap’larda, insanlara ahiret hayat›n›n, dünya hayat›ndan
daha hay›rl› ve daha kal›c› oldu¤u bildirilmifltir. (87/1619)
Musib
bett
• ‹nsanlara isabet eden musibetler (bela, felaket),
kendi günahlar› nedeniyledir. Bu hatalar›n birço¤unu da
Allah affetmektedir. (42/30)
• Gerek yeryüzünde ve gerekse bafl›n›za gelen herhangi bir musibet (bela, felaket) Allah’›n izni ile olmaktad›r.
Bunun içindir ki elinizden ç›kana karfl› üzüntü duymay›n›z
ve Allah’›n size verdikleriyle böbürlenmeyiniz. Allah böbürlenip büyüklük taslayanlar› sevmez. (22/23)
• Hiçbir musibet, Allah’›n izni olmadan kimseye isabet
etmez. Allah’›n her fleyden haberi vard›r ve Allah, iman
edenlerin kalplerini hidayete yöneltir. (64/11)
Merak
k
Ey iman edenler! Cevab› sizi üzecek soru sormay›n.
Kuran
indirildikçe
merak
etti¤iniz
sorular›n›z
cevapland›r›lacakt›r. Sizden önce meraklar›n› gidermek için
böyle soru soran bir toplum, ald›klar› cevap karfl›s›nda (cevap hofllar›na gitmeyince) inkâra sapm›flt›. (Bu ayetler bize flunu göstermektedir. Kuran’da indirilen baz› ayetlerin
gerekçesi, sonradan indirilen ayetlerle aç›klanm›flt›r. Bu bak›mdan Kuran’›n baz› ayetlerini münferit olarak de¤erlendirmemek gerekmektedir. Bu ayetlerin, konu ile ilgili di¤er ayetlerle birlikte yorumlanmas› gerekti¤i iflaret edilmektedir). (5/101-102)
Arab
bulluculluk
k
Kim iyi bir iflte arac›l›k ederse, onun sevab›ndan kendi358
sine bir hisse vard›r. Kim de kötü bir fleye arac›l›k yaparsa,
ondan dolay› kendisine bir sorumluluk vard›r. Allah her
fleyin karfl›l›¤›n› verir. (4/85)
Sözlleflme yapmak
k
Ahitleflti¤iniz zaman Allah’›n ahdini yerine getirin.
Allah’› kendinize kefil k›larak sa¤lama ba¤lad›¤›n›z yeminleri bozmay›n. Allah, yapt›klar›n›z› flüphesiz bilir. Bir
ümmetin di¤erinden daha çok varl›kl› olmas›ndan ötürü,
aran›zdaki yeminleri bozarak, ipli¤ini iyice e¤irip
katlad›ktan sonra bozan kad›n gibi olmay›n. Yeminleriniz
sizin için bir imtihand›r. ‹htilafa düfltü¤ünüz fleyler
hakk›nda k›yamette sorumlu tutulacaks›n›z. (16/91-92)
Ba¤›flllamak
k ve bar›fl
• Kötülü¤ün karfl›l›¤›, onun ayn›s› bir kötülüktür.
Affetmek ve bar›fl› sa¤lamak ise Allah’›n mükâfatland›raca¤›
konulard›r. Allah, zalimleri sevmez. (42/40)
• ‹brahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel örnekler vard›r. Onlar, puta tapan kavimlerine
demifllerdi ki, biz sizden ve Allah d›fl›nda tapt›klar›n›zda
uza¤›z. Sizi tan›m›yoruz. Siz, tek bir Allah’a inan›ncaya
kadar, sizinle bizim aram›zda öfke ve düflmanl›k olacakt›r.
Onlar, Rablerinden flöyle bir dilekte bulunmufllard›:
“Rabbimiz sana güvendik, sana yöneldik, dönüfl sanad›r.
Rabbimiz, bizi, inkâr edenlerle deneme, bizi ba¤›flla,
do¤rusu Sen güçlü olan, hâkim olans›n” demifllerdi. Allah
ve ahiret gününü uman kimseler onlar› örnek almal›d›r.
Olur ki Allah sizinle düflman olduklar›n›z aras›nda yak›nda
bir dostluk meydana getirir. (Toplumlarla ba¤› kopuk bir
düflmanl›k sergilemeyin ve düflmanlar›n›za bar›fltan yana
oldu¤unuzu göstermek için çaba harcay›n). (60/4-7)
Cimrillik
k ve israf
• Eli s›k› olma ve elini büsbütün de aç›k tutma! Sonra
s›k›nt› içinde kal›r ve (kaybettiklerinin) hasretini çeker
durursun. (17/29)
• Ey iman edenler, sizi ac›kl› bir azaptan kurtaracak bir
359
ticaret yapmak isterseniz, Allah’a ve Resulüne iman ediniz,
mallar›n›zla ve canlar›n›zla Allah yolunda cihad ediniz. Buna
karfl›l›k Allah sizin günahlar›n›z› ba¤›fllayacak, sizi güzel
meskenleri bulunan adn cennetlerine yerlefltirecektir. Ayr›ca
müminleri dünya hayat›nda yard›m ve baflar› ile müjdeleyin.
(61/10-13)
• Cimrilik eden, kendini Allah’tan müsta¤ni (Allah’
ihtiyaç duymayan) sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin, güçlü¤e u¤ramas›n› kolaylaflt›r›r›z. O kimse ölüp
atefle yuvarland›¤› zaman, mal› ona fayda vermez. (92/811)
• Allah taraf›ndan kendilerine ihsan edilen fleylerde
cimrilik edenler, bunun kendileri için hay›rl› oldu¤unu
sanmas›nlar. Hay›r; bu, onlar için flerdir; k›yamet günü,
cimrilik ettikleriyle tasmaland›r›lacaklard›r.
Göklerin ve
yerin miras› Allah’›nd›r. Allah, yapt›klar›n›zdan haberi oland›r. (3/180)
• Cimrilik edenler ve insanlara cimrili¤i emredenler ve
Allah’›n fazl›ndan kendilerine verilenleri gizleyenler kâfirdirler (inkârc›d›rlar) ve bunlara afla¤›lay›c› bir azap vard›r.
(4/37)
• Cimrilik yapanlar ve insanlara da cimrilik yapmalar›n› söyleyenler ve Allah’›n buyru¤undan yüz çevirenler bilsinler ki, Allah›n hiçbir fleye ihtiyac› yoktur ve övülmeye
lay›kt›r. (57/24)
Köttü söz
• Allah, zulme u¤rayanlar d›fl›nda, kötü sözün aç›kça
söylenmesini sevmez. Allah iflitendir, bilendir. (4/148)
• Kötü söz, topra¤›n üstünden kopar›lm›fl faydas›z bir
a¤ac›n durumu gibidir. (14/26)
Dürüstt olmak
k
Ey
iman
edenler,
ifllerinizin
do¤ru
gitmesi,
günahlar›n›z›n ba¤›fllanmas› için do¤ru sözlü olun. (33/7071)
360
Çall›flma hed
defi
Ahiret hayat›n› kazanmak için ekin ekene, hasad›n› bol
veririz. Sadece dünya hayat› için ekin eken de hasad›n›
al›r, ama ahiret hayat›nda bir alaca¤› olmaz. (42/20)
Namusllu davran›fl
Ey Resulüm! Mümin erkeklerin gözlerini harama dikmemelerini, ›rzlar›n› korumalar›n› söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davran›flt›r. fiüphesiz Allah, onlar›n
yapt›klar›ndan haberdard›r. (24/30)
Çall›flma hayatt›
‹nsanlar›n sahip oldu¤u imkânlar birbirinden
Baflkas›n›n sahip oldu¤u imkânlar› k›skanmay›n.
fazl›n› (ihsan›n›) çal›flarak aray›n. Her erkek,
eme¤inin karfl›l›¤›n› kazans›n, her kad›n da
eme¤inin karfl›l›¤›n› kazans›n. (4/32)
farkl›d›r.
Allah’›n
çal›flarak
çal›flarak
Ho
oflgörü
Size düflman›n›zdan gelecek bir kötülü¤ü en güzel bir
iyilikle savarsan›z, aran›zdaki düflmanl›k, s›cak bir dostlu¤a
dönüflecektir. Bu güzel haslete, ancak sabredenler ve
hay›rseverler eriflebilir. fiayet fleytandan gelecek bir vesvese
sizi dürtecek olursa, Allah’a s›¤›n›n. Çünkü O, iflitendir,
bilendir. (41/34-36)
Güzell iflller yapmak
k
• ‹man ederek Allah’a yönelenler ve iyi ifller yapanlar,
sürekli cennette kalacaklard›r. (11/23)
• Takvaya yönelmeden önce iyi ifller yapmayanlar,
Sonradan Allah’a iman ederek ve eskiden yapt›klar› kötü
iflleri b›rakarak iyi ifllere yapanlar, eskiden yapm›fl olduklar›ndan sorumlu tutulmazlar. (5/93)
• ‹man ederek, iyi ifller yapan erkek ve kad›nlara güzel
bir hayat yaflat›r›z ve yapt›klar›ndan daha güzeliyle mükâfatland›raca¤›z. (16/97)
• ‹man edip iyi ifller yapanlar›, alt›ndan ›rmaklar akan
cennetlere sokaca¤›z. Bu Allah’›n gerçek bir vadi’dir.
361
Allah’tan daha do¤ru sözlü kim vard›r? (4/122)
• ‹man ederek iyi ifller yapan kad›n ve erkekler en
ufak bir haks›zl›¤a u¤rat›lmaks›z›n cennete gireceklerdir.
(4/124)
• Allah, iman edenler ve güzel ifl yapanlara,
kazand›klar› sevaplar›n›n karfl›l›¤›n› eksiksiz verecek ve
kendi fazl›ndan da ilave edecektir. Allah’a kulluk konusunda çekimser davrananlar ve büyüklük taslayanlar için ac›kl›
bir azap vard›r. Onlar Allah’tan baflka bir dost ve yard›mc›
da bulamazlar. (4/173)
• Yararl› ifl iflleyen kimseler kendileri için rahat bir yer
haz›rlam›fl olurlar; kim inkar ederse, inkar› kendi aleyhine
olur, çünkü Allah, inan›p yararl› ifl iflleyenlere lutfundan
karfl›l›k verecektir. Do¤rusu O, inkârc›lar› sevmez. (30/4445)
Hay›r yapmak
k
• Sana da, daha önceki kitab› do¤rulamak ve onu
korumak üzere hak olarak Kitap’› (Kuran’›) gönderdik.
Art›k aralar›nda Allah’›n indirdi¤i ile hükmet; sana gelen
gerçe¤i b›rak›p da onlar›n arzular›na uyma. (Ey
ümmetler!) Her birinize bir fleriat ve bir yol verdik. Allah
dileseydi, sizi tek bir ümmet k›lard›. Fakat size verdikleriyle
sizi denemektedir. O halde hay›rlarda yar›fl›n. Tümünüzün
dönüflü Allah’ad›r. Hakk›nda ihtilafa düfltü¤ünüz fleyleri
size hat›rlatacakt›r. (5/48)
• Her toplumun din bak›m›ndan yöneldi¤i bir yön
vard›r. ‹nanç yönünüz hangi istikamette olursa olsun,
hay›rl› ifller yapmada yar›fl›n›z. Çünkü sonunda Allah’›n
huzurunda toplanacaks›n›z. (2/148)
• Allah, gizli ya da aç›k olarak yap›lan bir hay›rl› ifli,
veya kendilerine yap›lan bir kötülü¤ü ba¤›fllayanlar› sever.
(4/149)
Yettim ve dillencillere davran›fl
Yetimi sak›n ezme. El aç›p isteyeni de sak›n azarlama ve
Rabbinin nimetini flükranla an. (93/9-11)
362
‹ttaatt
• Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; peygambere itaat
edin ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. E¤er
bir fleyde anlaflmazl›¤a düflerseniz, art›k onu Allah’a ve
Resulüne döndürün. fiayet Allah’a ve ahiret gününe
inan›yorsan›z, bu sizin için daha hay›rl› ve daha güzel bir
yoldur. (4/59)
• Ey inananlar! Toplant›larda size, “yer aç›n” denildi¤i
zaman yer aç›n ki Allah’ta size genifllik versin; “kalk›n”
denildi¤i zaman da, hemen kalk›n ki, Allah, içinizden
inanm›fl olanlar› ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle
yükseltsin. Allah ifllediklerinizden haberdard›r. (58/11)
Fittne
• Fitne (Yalan haber yayarak bozgunculuk yapmak),
öldürmekten daha kötüdür. (Fitne huzursuzlu¤un, kavgalar›n, cinayetlerin kayna¤›n› teflkil etmektedir. Fitne
toplumun her kesimine sirayet etti¤inden, toplu kargaflalara
ve y›k›mlara sebebiyet vermekte, kin ve düflmanl›k tohumlar›n› ekmektedir). Fitne ç›karanlarla, bu huylar›ndan
vazgeçinceye kadar ve din yaln›zca Allah’›n oluncaya kadar
savafl›n. Fitne son bulursa art›k, düflmanl›k ve zulüm
olmas›n. (2/191-193); (2/217)
• ‹çinizden sadece zulüm yapm›fl olanlara dokunmakla
kalmayacak bir fitneden sak›n›n. Ve sizlerden yaln›zca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup
sak›n›n. Bilin ki, gerçekten Allah, ceza ile sonuçland›rmas›
pek fliddetli oland›r. (8/25-26)
Rib
ba (tefecillik
k) (Peflin ve faiz karfl›ll›¤› verillen
borç)
• Allah, ticareti helal, ribay› ise haram k›lm›flt›r. Riba
yiyenler, k›yamette kabirlerinden fleytan çarpm›fl gibi
çarp›lm›fl olarak kalkacaklard›r. Cezalar› sonsuza dek
cehennem ateflidir. Allah ribay› tüketir (Riba kar›flan mal›n
bereketini giderir), sadakalar› ise bereketlendirir. (2/275363
276)
• Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve geriye kalan
riba alacaklar›n›zdan vazgeçin. fiayet böyle yapmazsan›z,
Allah’a ve Resulüne karfl› savafl açt›¤›n›z› biliniz. Eyer tövbe
eder ve ribadan vazgeçerseniz, bu takdirde ne zulmetmifl
olursunuz ne de zulme u¤rars›n›z. Ana sermayeleriniz
sizindir. E¤er borçlu darl›k içinde ise, eli geniflleyinceye
kadar, ana sermayeyi ödemesi için ona mühlet vermek
gerekir. Alaca¤›n›z›, sadaka veya zekât olarak kabul ederseniz, sizin için en hay›rl›s› olur. Allah’a dönece¤iniz günü
unutmay›n. O gün herkese kazand›¤› eksiksiz ödenecek ve
onlara haks›zl›k yap›lmayacakt›r. (2/278-281)
• Ey iman edenler! Ribay› kat kat artt›r›lm›fl olarak
yemeyin (ribadan kazand›¤›n›z› tekrar ribaya vererek katlamay›n). Kurtuluflunuz için bundan sak›n›n. (3/130)
• Mallar›n›z artt›rmak için ribaya (faize) verdi¤iniz
mal›n›z›n getirisi, Allah kat›nda size bir fayda sa¤lamaz.
Oysa Allah r›zas› için verilen zekât ise, Allah kat›nda
artarak sahibine ulaflacakt›r. (30/39)
Gizlli faalliyettler (Kullis)
•
Göklerde olanlar› da, yerde olanlar› da Allah
bilmektedir. Üç kiflinin gizli bulundu¤u yerde dördüncüsü
mutlaka O’dur; befl kiflinin gizli bulundu¤u yerde alt›nc›s›
mutlaka O’dur; bunlardan az veya çok, ne olursa olsun,
nerede bulunurlarsa bulunsunlar, mutlaka onlarla beraberdir. Gizli toplant›lardan men edildikten sonra, günah
ifllemek, düflmanl›k etmek ve peygambere karfl› gelenlerin
yeri cehennemdir. Ey insanlar! Gizli konufltu¤unuz zaman,
günah iflleyenlerin, düflmanl›k edenlerin ve peygambere
karfl› gelmeyi konuflmay›n. ‹yilik yapmak ve Allah’a karfl›
gelmekten sak›nmay› konuflun. K›yamet günü huzurunda
toplanaca¤›n›z Allah’tan sak›n›n. Gizli toplant›lar, insanlar›
üzmek için fleytan›n istedi¤i fleydir. (58/7-10)
Giyim ve davran›fl
•
Mümin erkekler hain bak›fllardan sak›n›p, zerafetleri364
ni koruyarak önlerine baks›nlar, ›rzlar›n› namuslar›n›
korusunlar, bellerine sahip olsunlar. Bu, kendileri için
daha nezih, günahtan ve haramdan daha ar›nm›fl bir
davran›flt›r. (24/30)
• Mümin kad›nlar da hain bak›fllardan sak›n›p, zerafetlerini koruyarak önlerine baks›nlar. Namus ve iffetlerini muhafaza etsinler, bellerine sahip olsunlar. Örtünme
zarureti olmayan ve görünen k›s›mlar hariç, cezp edici yerlerini ve güzelliklerini teflhir etmesinler. Baflörtülerini; gerdanl›klar›n› aç›kta b›rakmayacak flekilde gö¤üslerinin üzerine sark›tarak örtsünler. Kocalar›, babalar›, kocalar›n›n
babalar›, o¤ullar› erkek kardeflleri, erkek kardefllerinin
o¤ullar›, k›z kardefllerinin o¤ullar›, hemcinsleri olan
kad›nlar, meflru flekilde sahip olduklar›, üzerlerinde meflru
haklar› ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insani münasebetleri olan cariyeler, kad›na ihtiyac› kalmam›fl cinsi güçten
düflmüfl erkek hizmetkârlar yahut henüz kad›nlar›n
mahrem yerleriyle ilgilenmeyen, fark›nda olmayan çocuklardan baflkas›na cezp edici yerlerini ve güzelliklerini
göstermesinler,
aç›k
b›rakmas›nlar,
aç›k
saç›k
bulunmas›nlar. Gizlemekte olduklar› güzellikleri, tak›lar›
anlafl›ls›n diye ayaklar›n› yere vurarak erkekleri tahrik
etmesinler. (24/31)
•
Ey iman edenler, meflru flekilde sahip oldu¤unuz,
üzerlerinde meflru haklar›n›z ve otoriteniz ve kendileriyle
düzgün insani münasebetleriniz olan köle ve cariyeleriniz,
sizden henüz ergenlik ça¤›na girmemifl olanlar, sabah namaz›ndan önce, ö¤leyin soyundu¤unuz vakit ve yats› namaz›ndan sonra, yan›n›za girmek istediklerinde, sizden üç defa izin istesinler. Bu vakitler, mahrem halde bulunabilece¤iniz üç vakittir. Bu vakitler d›fl›nda ne sizin nede onlar
için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yan›na girip ç›kabilirsiniz. (24/58)
• Çocuklar›n›z ergenlik ça¤›na girdiklerinde kendilerinden öncekilerin (büyüklerin) izin istedikleri gibi onlar da
yan›n›za girmek için izin istesinler. (24/59)
• Evlenmekten ümidi kesmifl, çocuktan kesilmifl yafll›
365
kad›nlar›n, teflhir niyeti tafl›mayarak cezp edici yerlerini ve
güzelliklerini yabanc› erkeklere göstermeksizin baz› elbiselerini, d›fl elbiselerini ç›karmalar›nda kendilerine bir vebal
yoktur. ‹ffetli davranmalar› kendileri için daha hay›rl›d›r.
(24/60)
• Kör, topal ve hasta olanlar bu kurallardan dolay› mazur görülebilirler. Sizin de, gerek kendi evlerinizde,
gerekse babalar›n›z›, annelerinizin, erkek kardefllerinizin,
k›z
kardefllerinizin,
amcalar›n›z›n,
halalar›n›z›n,
day›lar›n›z›n, teyzelerinizin, dostlar›n›z›n ve anahtarlar›n›
uhdenizde bulundurdu¤unuz yerlerden yemenizde de bir
sak›nca yoktur. Evlere girdi¤iniz zaman birbirinize selam
verin. (24/61)
• Ey Peygamber han›mlar›! Siz, kad›nlardan herhangi
biri gibi de¤ilsiniz, e¤er Allah’tan korkuyorsan›z, çekici eda
ile konuflmay›n; sonra kalbinde hastal›k bulunan kimse
ümide kap›l›r. Sözü bilinmifl flekliyle söyleyin. Evlerinizde
oturun, eski cahiliye adetlerinde oldu¤u gibi aç›l›p
saç›lmay›n. Namaz› k›l›n, zekat› verin, Allah’a ve resulüne
itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, (Resülullah’›n ev halk›)! Allah sizden, sadece günah› gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. (33/32-33)
• Gerçek flu ki, Allah’a ve Resulü’ne eziyet edenler;
Allah, onlara dünyada da, ahirette de lanet etmifl ve onlar
için afla¤›lat›c› bir azap haz›rlanm›flt›r. Mümin erkeklere
ve mümin kad›nlara irtikap etmedikleri (bir suç) sebebiyle
eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve aç›k günah yüklenmifllerdir. Ey Peygamber, efllerine, k›zlar›na ve müminlerin kad›nlar›na d›fl elbiselerinden (cilbablar›ndan) üstlerine giymelerini söyle; onlar›n (özgür ve iffetli) tan›nmas›
ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah,
çok ba¤›fllayand›r, çok esirgeyendir. (33/57-59)
• Mescitlere gidece¤iniz zaman güzel ve temiz
elbiselerinizi giyin. (7/31)
Göstterifl ve sah
htek
kârll›k
k
•
fieytana arkadafl olup inkârc› olmay›n. Allah’a ve
366
ahiret gününe inan›n. Mallar›n›z› gösterifl yapmak için harcamay›n. (4/38)
• Allah’›n indirdi¤i kitaplar› gizlemeyin, onlar› insanlara aç›klay›n. Ç›kar amac›yla de¤ifltirmeyin. (3/187)
• Ettiklerine sevinen ve yapmad›klar›yla övünenleri
sak›n ha, onlar›n azaptan kurtulacaklar›n› sanma! Onlara
pek elemli bir azap vard›r. (3/188)
Süsller
Ey Muhammed! De ki: “Allah’›n kullar› için yaratt›¤›
ziynet eflyalar›n› ve temiz r›z›klar› haram k›lan kimdir?
Bunlar dünya hayat›nda iman edenler içindir. Özellikle k›yamet gününde de öyledir. Bu ayetler, bilinçli toplumlar
için detayland›r›lm›fllard›r. (7/32)
G›d
dallar
Kuran bize, haram ve helal olan g›dalar› belirtmekte ve
g›dalar için getirilen yasaklar›n Tevrat’ta da bulundu¤unu
bildirmektedir.
G›dalar konusunda uydurulan yalanlara itibar edilmemesi tavsiye edilmektedir. Ayr›ca zorunlu hallerde yasak
g›dalardan, hayat› devam ettirecek miktarda ve afl›r› gitmemek kayd› ile yenilebilinece¤i belirtilmektedir. Bu
durumda zorunlu hallerde yenilebilecek maddelerin insanlara yasaklanmas›nda, sa¤l›k sebeplerinin neden oldu¤u
ortaya ç›kmaktad›r. Nitekim afla¤›da s›ralanan yasak maddelerin günümüzde de sa¤l›¤a ayk›r› olduklar› bilinmektedir.
Baz› g›da yasaklar› ise, Allah’a sayg›, insan›n takvaya yönlendirilmesi ve ahlaki nedenlerle al›nd›¤› anlafl›lmaktad›r.
Bunlar, Allah’a ortak koflulan putlar ad›na kesilen hayvan
etleri, ihraml› iken yap›lan avlar›n etleri ve kumarda
kazan›lan hayvan etleridir.
Yenilebilir G›dalar
–
–
–
Temiz ve helal olan g›dalar
Dört ayakl› ot yiyici bütün hayvanlar.
Deniz mahsulleri
367
– Tah›l, meyve ve sebzeler
Yasak g›dalar
– Ölü eti
– Kan
– Bo¤ulmufl hayvan
– Y›rt›c› hayvan taraf›ndan parçalanm›fl hayvan
– Vurulmufl, yüksek yerden düflmüfl, boynuzlanm›fl
(ölmeden kestikleriniz hariç)
– Domuz eti
G›dalarla ‹lgili Ayetler
Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal fleylerden yiyin,
fleytana ayak uydurmay›n, zira o sizin için apaç›k bir
düflmand›r. (2/168)
Ey iman edenler! Size verdi¤imiz r›zklar›n temiz olanlar›ndan yiyin, e¤er siz yaln›z Allah’a kulluk ediyorsan›z
O’na flükredin. (2/172)
Allah size ancak ölüyü (lefli), kan›, domuz etini ve
Allah’tan baflkas› ad›na kesilmifl olan (hayvan)› kesin olarak
haram k›ld›. Fakat kim bunlardan yemeye mecbur kal›rsa,
taflk›nl›k yapmamak ve haddi aflmamak flart›yla (ölmeyecek
oranda) bir miktar yemesinde günah yoktur. fiüphesiz ki
Allah çokça ba¤›fllayan, çokça esirgeyendir. (2/173)
Tevrat indirilmeden önce, ‹srail’in (Yakup’un) kendine
haram k›ld›klar›ndan baflka, ‹srailo¤ullar›na bütün yiyecekler helal idi. De ki: “E¤er do¤ruysan›z, o zaman Tevrat’›
getirip onu okuyun.” Art›k bundan sonra kim Allah’a karfl›
yalan uydurursa, iflte bunlar, zalimlerin ta kendileridir.
(3/93-94)
Ey iman edenler! Akitleri titizlikle yerine getirin. Size
dört ayakl› tüm otlayan hayvanlar helal k›l›nd›, ancak size
okunanlar ve ihraml›yken avlad›klar›n›z hariç. fiüphesiz
Allah diledi¤i hükmü koyar.
Ey iman edenler! Allah’›n koydu¤u flartlara, haram olan
aya, kurbanl›k hayvanlara, gerdanl›klara ve Rablerinden bir
fazl ve hoflnutluk isteyerek Beyt-› Haram’a gelenlere sak›n
sayg›s›zl›k etmeyin. ‹hramdan ç›kt›n›z m› art›k avlan368
abilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan al›koyduklar›ndan
dolay› bir toplulu¤a olan kininiz, sak›n sizi haddi aflmaya
sürüklemesin. ‹yilik ve takva konusunda yard›mlafl›n, günah
ve haddi aflmada yard›mlaflmay›n ve Allah’tan korkup
sak›n›n. Gerçekten Allah ceza ile sonuçland›rmas› pek
fliddetli oland›r.
Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan baflkas› ad›na kesilen,
bo¤ulmufl, vurulmufl, yüksek bir yerden düflmüfl, boynuzlanm›fl, y›rt›c› bir hayvan taraf›ndan yenmifl, henüz canl›yken
yetiflip kestikleriniz hariç, dikili tafllar üzerine (putlar) bo¤azlanan hayvanlar ve fal oklar›yla k›smet araman›z kumarda kazand›klar›n›z size haram k›l›nd›. Bunlar f›skt›r
(yoldan ç›kmakt›r). Bugün kâfirler, sizin dininizi yok
etmekten ümit kesmifllerdir. Art›k onlardan korkmay›n,
benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize
nimetimi tamamlad›m ve sizin için din olarak ‹slam’›
be¤endim. Kim, gönülden günaha yönelmemifl olmak
üzere açl›k halinde dara düflerse haram k›l›nan etlerden
yiyebilir. Çünkü Allah çok ba¤›fllay›c› ve esirgeyicidir.
Kendileri için nelerin helal k›l›nd›¤›n› sana soruyorlar;
de ki: “Bütün iyi ve temiz fleyler size helal k›l›nm›flt›r.”
Allah’›n size ö¤retti¤i gibi ö¤retip yetifltirdi¤iniz avc› hayvanlar›n›n yakalay›verdiklerinden de üzerlerine Allah’›n
ad›n› anarak yiyin. Allah’tan korkup sak›n›n. fiüphesiz
Allah hesab› çabuk görendir.
Bugün size temiz olan fleyler helal k›l›nd›. Kendilerine
kitap verilenlerin yeme¤i size helal, sizin de yeme¤iniz
onlara helaldir. Müminlerden özgür ve iffetli kad›nlar ile
sizden önce kendilerine kitap verilenlerden özgür ve iffetli
kad›nlar da, namuslu, fuhuflta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemifller olarak mehirlerini (evlilik teminat›n›)
ödedi¤iniz takdirde size helal k›l›nd›. Kim iman› tan›may›p
küfre saparsa, elbette onun yapt›¤› bofla ç›km›flt›r. O
ahirette hüsrana u¤rayanlardand›r. (5/1-5)
Deniz av› ve onu yemek size ve yeryüzünde dolaflanlara
bir yarar sa¤lamak üzere helal k›l›nm›flt›r. ‹hraml›
oldu¤unuz sürece kara av› ise size haram k›l›nm›flt›r.
369
Huzurunda toplanaca¤›n›z Allah’tan korkup sak›n›n.
(5/96)
O, gökten su indirendir. ‹flte biz her çeflit bitkiyi onunla bitirdik. O bitkiden de kendisinde üst üste binmifl taneler bitirece¤imiz bir yeflillik (baflakl› bitkiler); hurman›n
tomurcu¤undan sarkan salk›mlar; üzüm ba¤lar›; bir k›sm›
birbirine benzeyen, bir k›sm› da benzemeyen zeytin ve nar
bahçeleri meydana getirdik. Meyve verirken ve olgunlaflt›¤›
zaman her birinin meyvesine bak›n! Kuflkusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vard›r. (6/99)
Çardakl› ve çardaks›z (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeflit
çeflit hurmalar›, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez
biçimde zeytin ve narlar› yaratan O’dur. Her biri meyve
verdi¤i zaman meyvesinden yiyin. Devflirilip topland›¤› gün
hakk›n› (zekât ve sadakas›n›) verin, fakat israf etmeyin;
çünkü Allah israf edenleri sevmez. (6/141)
E¤er O’nun ayetlerine inan›yorsan›z, art›k üzerinde
yaln›zca Allah’›n ismi an›larak kesilenlerden yiyin. Üzerine
Allah’›n ad› an›l›p kesilenlerden yememenize sebep ne?
Oysa Allah, çaresizce yemek zorunda kald›¤›n›z d›fl›nda,
haram k›ld›¤› fleyleri size aç›klam›flt›r. Do¤rusu birçoklar›
bilgisizce kendi kötü arzular›na uyarak sapt›r›yorlar. fiüphesiz ki Rabbin, haddi aflanlar› çok iyi bilir.
Günah›n a盤›n› da gizlisini de b›rak›n! Çünkü günah
iflleyenler, yapt›klar›n›n cezas›n› mutlaka çekeceklerdir.
Üzerlerine Allah’›n ad› an›lmadan kesilen hayvanlardan
yemeyin. Kuflkusuz bu büyük günaht›r. Gerçekten, fleytanlar dostlar›na, sizinle mücadele etmeleri için telkinde
bulunurlar. E¤er onlara uyarsan›z flüphesiz siz de Allah’a
ortak koflanlardan olursunuz. (6/118-121)
O, size ancak ölüyü, kan›, domuz etini ve Allah’tan
baflkas› ad›na kesilmifl olan hayvan› haram k›ld›. Fakat kim
mecbur kal›rsa, sald›rmamak s›n›r› aflmamak üzere yiyebilir.
Çünkü gerçekten Allah, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir.
Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolay›s›yla: “fiuna
haram, fluna helal” demeyin. Çünkü Allah’a karfl› yalan
uydurmufl olursunuz. fiüphesiz Allah’a karfl› yalan uydu370
ranlar, kurtulufla eremezler. Bunlar›n dünyadaki hayatlar›
az ama cezalar› ac›kl› olacakt›r.
Yahudi olanlara da, bundan önce, sana aktard›klar›m›z›
onlara da haram k›ld›k. Biz onlara zulmetmedik, ancak
onlar kendi nefislerine zulmediyorlard›. (16/115-118)
Durum böyle. Her kim, Allah’›n emir ve yasaklar›na
sayg› gösterirse, bu, Rabbinin kat›nda kendisi için daha
hay›rl›d›r. Size haram oldu¤u okunanlar›n d›fl›nda kalan
hayvanlar size helal k›l›nd›. O halde, pislikten, putlardan
sak›n›n; yalan sözden sak›n›n. (22/30)
Gökten uygun bir ölçüde ya¤mur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbette gücümüz yeter.
Böylece onun sayesinde sizin yarar›n›za hurma bahçeleri ve
üzüm ba¤lar› meydana getirdik. Bunlarda sizin için birçok
meyveler vard›r ve siz onlardan yersiniz. Tur-i Sina’da da
yetiflen bir a¤aç daha meydana getirdik ki, bu a¤açtan hem
ya¤ hem de yiyenlerin ekme¤ine kat›k edecekleri (zeytin)
verir.
Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ders (ibret)
vard›r. Onlar›n kar›nlar›ndakinden (süt) size içiririz.
Onlarda sizin için birçok faydalar daha vard›r; etlerinden
de yersiniz. (23/18–21)
‹ki deniz bir de¤ildir. Biri tatl› susuzlu¤u keser ve içimi
kolay; di¤eri de tuzlu ve ac›d›r. Ancak her ikisinden de
taze et yersiniz ve tak›nmakta oldu¤unuz süs eflyalar›n›
ç›kar›rs›n›z. Gemilerle denizi yararak O’nun fazl›n› aramaktas›n›z. Umulur ki flükredersiniz. (35/12)
Güvenillmez kifliller
Ey iman edenler! Güvenilmeyen bir kifli taraf›ndan size
getirilen haberlerin, haks›zl›k yapmaman›z ve sonunda
piflman olmaman›z için, do¤rulu¤unu araflt›r›n. Biliniz ki,
Allah’›n elçisi içinizdedir. Pek çok konuda gerçe¤i
araflt›rmadan dediklerinize uysayd›, s›k›nt›ya düflerdiniz.
Müminler, Allah’›n iman› sevdirdi¤i ve onunla kalplerini
süsledi¤i olgun insanlard›r. Allah, müminlere inkâr›, bozgunculu¤u ve isyankârl›¤› çirkin göstermifltir. Bu,
371
Müminlere Allah’›n bir lütfü ve nimetidir. Allah hüküm ve
hikmet sahibidir.(49/6-8)
Hak
ks›zll›k
k
Rabbinize yalvara yakara gizlice dua edin. Haks›zl›k yapmay›n. Allah, haks›zl›k yapanlar› sevmez.(7/55)
Bo
ozgunculluk
k (Fesatt)
• Bar›fl sa¤lanm›fl olan yeryüzünde bozgunculuk yapmay›n. Allah’›n rahmetini umarak iyilik edin. ‹yilik edenlere Allah’›n rahmeti çok yak›nd›r. (7/56)
• ‹nsanlar›n elleriyle iflledikleri yüzünden, karada ve
denizde fesat ç›kar; Allahta belki dönerler diye
yapt›klar›n›n bir k›sm›n› da böylece kendilerine tatt›r›r.
Yeryüzünün tarihini incelerseniz, inançs›z toplumlar›n,
fesatlar› nedeniyle nas›l bir sona u¤rad›klar›n› göreceksiniz.
(30/41-42)
• Allah imandan yüz çeviren bozguncular› bilmektedir.
(3/63)
Köttü yönetticiller
Dünya hayat›nda, sözleri hoflunuza giden baz› insanlar
vard›r ki, kalplerinde olanlar için Allah’› tan›k gösterirler.
Oysa onlar, en az›l› düflmanlar›n›zd›r. Bunlar iflbafl›na
geçtiklerinde, yeryüzünde bozgunculuk ç›kararak, nesilleri
ve ekinleri yok etmektedirler. Allah, fesatç›lar› (bozguncular› ) sevmez.
Bunlara; “Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n” denildi¤i
zaman, dinlemezler, gönülleri onlar› günaha sürükler
(keyfi ifller yaparlar). Bunlar› ahiretteki yeri, çok kötü olan
cehennem yata¤›d›r. (2/204-206)
‹h
hanett edenller
• Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye giriflmeyin. Allah, hainli¤i meslek edinmifl günahkârlar›
sevmez. (4(107)
• Aran›zda antlaflma olan bir toplumun ihanetinden
372
korkarsan›z, onlarla aç›kça konuflun ve antlaflmay› fesih
etti¤inizi bildiriniz. Allah ihanet edenleri sevmez. (8/58)
• ‹hanet edenler, ihanetlerinin cezas›n› göreceklerdir.
(8/71)
• Allah, iman edenleri, hain ve nankörlere karfl›
müdafaa edendir. (22/38)
Hille yapanllar
Kendileri için eksiksiz tart› isteyen, ama tart›da hile
yaparak baflkalar› için ölçü ve tart›y› eksik yapanlar›n vay
haline. Onlar, bir gün öleceklerini ve sonra hesap vermek
için yeniden dirileceklerini unutmas›nlar. ‹nsanlar›n, âlemlerin Rabbi huzurunda divan duracaklar› büyük bir günde,
insan haklar›na tecavüz edenlerin yeri kesin olarak, bir
kitapta belirtilmifltir. Hesap gününü yalanlayanlar›n vay
haline. (83/1-10)
‹llim
• Seni yaratan Allah’›n ad›yla oku. O, insanlar› bir
hücreden yaratt›. Oku, Rabbin cömerttir, bilmek istedi¤ini
sana verecektir. Rabbin insanlara bilmediklerini, okuma
yazma ile ö¤retendir. (96/1-5)
• ‹limde derinleflmifl olanlar ile müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene inananlar, namaz› k›lanlar,
zekât› verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; ‹flte
onlar, Biz onlara büyük ecir verece¤iz. ‹limde ilerlemifl
olanlar, müminlerle ayn› s›n›fa konulmufltur. Bu bize,
derin ilim sahiplerinin, ulaflt›klar› delillerle Allah’a iman
ettiklerini bildirmektedir. (4/162)
• ‹nsanlara ayetlerimizle verdi¤imiz örneklere, âlimlerden baflkas› ak›l erdirmez. (29/43)
• Ayetlerimiz, kendilerine ilim verilenlerin gö¤üslerinde
apaç›k olan ayetlerdir. Zulmetmekte olanlardan baflkas›,
bizim ayetlerimizi inkâr etmez. (29/49)
• Allah taraf›ndan indirilen ayetlerin, hakk›n
(gerçe¤in) ta kendisi oldu¤u, ayetlerin, insanlar› Allah yoluna iletti¤ini âlimler bilmektedirler. (34/6)
373
• Yeryüzünde insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan
çeflitli renkte olanlar vard›r. Allah’›n kullar› içinde ancak
bilgin olanlar, bu çeflitli yarat›l›fllar› de¤erlendirebilir ve
Allah’a karfl› gelmekten sak›nabilirler. Allah, üstün güçlü
oland›r, ba¤›fllayand›r. (Allah’›n güç ve kudretini ancak
bilginler taraf›ndan anlafl›labilece¤i bildirilmekte ve bilim
yolu iflaret edilmektedir.) (35/28)
‹nsan›n sorumllullu¤u
• Allah, her flahs›, ancak gücünün yetti¤i ölçüde
mükellef k›lar. Herkesin kazand›¤› hay›r kendine, yapaca¤›
fler de kendinedir. (2/286)
• Herkes kendi günah›ndan sorumludur. Hiç kimse
baflkas›n›n
günah›ndan
sorumlu
tutulmayacakt›r.
Günahlardan ar›nanlar, ancak kendi nefislerini ar›nd›rm›fl
olurlar. (35/18)
• Kim iyi ifl yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de
kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin, kullara zulmedici
de¤ildir. (41/46)
Kib
bir
• Yeryüzünde böbürlenerek yürümeyin (kibirli olmay›n). Çünkü ne yeri yarabilir ne de da¤larla boy ölçüflebilirsiniz. (17/37)
• Hiç bir fley hakk›nda: “Ben bunu yar›n yapaca¤›m”
deme. Ancak: “Allah dilerse yapaca¤›m” de. Bunu unuttu¤un takdirde Allah’› an›n ve sizi do¤ru yola ulaflt›rmas›n›
dileyin. (18/23-24)
Yaflam› k›s›ttlamak
k
• Allah’›n size helal k›ld›¤› güzel fleyleri kendinize
haram k›lmay›n. Allah’›n size helal k›ld›¤› temiz yiyeceklerden yiyin. (5/87-88)
• Yeminleriniz dolay›s›yla Allah’›n size helal k›ld›¤›n›
kendinize haram k›lmay›n. Allah, yeminleriniz için kefaret
ödeyerek durumu düzeltmenizi meflru k›lm›flt›r. (66/1-2)
374
Kölleller
Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin,
onlar için iyi olaca¤›n› bilirseniz, bedel vermelerini kabul
ediniz. Hür olabilmeleri için, mallar›n›zdan yararland›r›n›z.
‹ffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhfla zorlamay›n. Kim
onlar› zorlarsa bilsin ki, Allah onu de¤il, zorlanan kad›n›
ba¤›fllar. (Bu hüküm, köleli¤in ortadan kald›r›lmas› için
ortaya at›lan önemli bir ad›md›r. Toplumun bu yönde
kölelere yard›mc› olmas› emredilmektedir). (24/33)
Çirk
kin davran›flllar
Bilmedi¤in fleyin ard›na düflme; do¤rusu kulak, göz ve
kalp, bunlar›n hepsi o fleyden sorumlu olur. Yeryüzünde
böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir, ne de
boyca da¤lara ulaflabilirsin. Rabbinin kat›nda bunlar›n
hepsi be¤enilmeyen kötü fleylerdir. (17/36-38)
Mall varll›¤›n›za güvenmeyin
Habibim ya Muhammed! ‹man edenle inkâr eden
aras›ndaki fark için flu misali ver: “Sulu ba¤, bahçe ve ekinleri olan biri, ald›¤› ürünlerle böbürlenerek fakir olan
arkadafl›na, malca ve evlatça kendisinden daha zengin
oldu¤unu söylemekte ve varl›klar›n›n hiç bitmeyece¤ini sanmaktad›r. K›yamet saatine inanmad›¤›n›, k›yamet gününde
yeniden dirilifl olsa bile, yeryüzünde sahip olduklar›ndan
daha iyisine sahip olaca¤›n› söyler.”
Arkadafl› ona: “Kendisini topraktan, sonra bir damla
sudan, sonra ona flekil veren Allah’› inkâr etmemesini,
Rabbinin kendisine verdi¤i imkânlar nedeniyle flükretmesi
gerekti¤ini söyler ve devam ederek; Senin ba¤lar›n felakete
u¤rayabilir veya sular› kuruyarak yok olabilirler ve Rabbim
bana onlardan daha hay›rl›s›n› verebilir” der.
Derken adam›n ba¤lar› bir afetle yok olur. Varl›kl›
adam: “Keflke Rabbime ortak koflmasayd›m” diyecek duruma düfler. Allah d›fl›nda ona yard›m edecek kimse yoktur.
Kendi kendine de yard›m edemezdi.
‹flte burada yard›m ve dostluk, hak olan Allah’a aittir.
O, sevap bak›m›ndan hay›rl›, sonuç bak›m›ndan hay›rl›d›r.
375
(Ayetlerde dünya mal› zenginli¤inin geçici oldu¤unu, mal
varl›¤›n›n münkir insan› kötü bir ak›betten koruyamayaca¤›
anlat›lmaktad›r). (18/32-44)
Hak
ks›z flek
killde mall edinmeyin
Ey iman edenler! Karfl›l›kl› anlaflarak yapt›¤›n›z bir
ticaret olmas› müstesna, mallar›n›z› aran›zda haks›z sebeplerle (haram yollarla) yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi
ve birbirinizi) öldürmeyin! fiüphesiz Allah, size karfl› çok
merhametlidir. Kim düflmanl›k ve haks›zl›kla (yasakland›¤›)
fleyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir atefle
ataca¤›z! Bu ise Allah’a göre çok kolayd›r. E¤er kendisinden yasaklamakta oldu¤umuz (günahlar›n) büyüklerinden
kaç›n›rsan›z, sizin (küçük) günahlar›n›z› örteriz. Ve sizi çok
hofl bir yere (cennete) koyar›z.
Allah, baz›n›z›, baz›n›zdan üstün k›lmaya vesile yapt›¤›
fleyleri temenni etmeyin! Erkeklere çal›flmalar›ndan bir
nasip vard›r, kad›nlara da çal›flmalar›ndan bir nasip vard›r.
Allah’tan lütfünü isteyin! Muhakkak ki Allah, her fleyi
hakk›yla bilendir. (4/29-32)
Rüflvett
Aran›zda mallar›n›z› haks›zl›kla yemeyin; bildi¤iniz halde,
günaha girerek, insanlar›n mallar›n› yemek için, o mallar›n
bir k›sm›n› hâkimlere (aran›zda hüküm verecek kiflilere)
aktarmay›n. (2/188)
Sih
hir
• Ey Muhammed! And olsun ki sana apaç›k ayetler
indirdik. Onlar› sadece yoldan ç›km›fllar inkâr eder. Onlar,
her ne zaman söz vermifllerse, içlerinden bir k›sm›, verilen
sözü bozmufllard›r. Kendilerine verilen kitab› do¤rulayan
bir kitap indirilince de görmezden geldiler.
Onlar, Süleyman’›n hükümranl›¤› hakk›nda, fleytanlar›n
söylediklerine inand›lar. Oysa Süleyman, küfre sapm›fl bir
sihirbaz de¤ildi. Fakat fleytanlar, insanlara sihir yapmay›
ö¤rettiler ve Kabildeki iki mele¤e yani Harut ve Marut’a
376
indirilen fleyleri ö¤reterek kâfir oldular. Hâlbuki o iki
melek insanlara sihri, faydal› amaçlarla kullanmalar› flart›yla
ö¤retiyorlard›. ‹nsanlara sadece kar› ile kocan›n aras›n›n
aç›lmamas›n› sa¤layan sihri ö¤retiyorlard›. (Ayetlerde sihirle
u¤raflanlar›n, peygamberleri yalanlad›klar›, Süleyman
peygamberi de sihirbaz kabul ettikleri ve fleytanla iflbirli¤i
yapt›klar› bildirilmektedir. Kar›-koca aras›n› açan sihirden
korunmak için, iki melek olan Harut ve Marut’a Babil’de
indirilen bilgiler, fleytanlar taraf›ndan çal›nd› ve insanlara
kötü amaçlar için ö¤retildi. Ayetlerde sihir yapanlar›n
ahiretten nasipleri olmayaca¤› bildirilmektedir.) (2/99-102)
• Büyücüler kurtulufla ermezler. (10/77)
• Allah bozguncular› baflar›ya ulaflt›rmaz. Yapt›klar›
sihirleri de geçersiz k›lar. (10/81)
Sab
b›r
• Ey iman edenler! Sab›rla ve namazla yard›m dileyin.
Allah, sabredenlerle beraberdir. (2/153)
• Biz, sizi biraz korku, açl›k, mal, can ve g›dalarla imtihan etmekteyiz. Sab›r gösteren ve kendilerine bir musibet
(zarar) isabet etti¤inde: “Biz Allah’a aidiz ve dönüflümüz
O’nad›r”
diyenleri
müjdele.
Onlara
Rablerinden
ba¤›fllanma ve rahmet vard›r. Onlar hidayete ermifl olanlard›r. (2/155-157)
• Size dokunan bir iyilik, düflman›n›z› üzer, kötülük ise
düflman›n›z› sevindirir. E¤er siz, sabreder ve kötülüklerden
sak›n›rsan›z, düflman›n›z›n hiçbir hileli düzeni size zarar
veremez. Allah, onlar›n yapt›klar›n› kuflatand›r. (3/120)
• Mallar›n›z ve çocuklar›n›zla imtihan edileceksiniz.
Daha önce kitap verilen ümmetlerden ve müflriklerden sizi
incitecek sözler ifliteceksiniz. E¤er sabreder ve kötülüklerden korunursan›z, azimli bir ifl yapm›fl olursunuz. (3/186)
• Sizin sahip olduklar›n›z, tükenen fleylerdir. Allah
kat›nda olanlar ise kal›c›d›r. Sabredenlerin karfl›l›¤›n›,
yapt›klar›n›n en güzeliyle biz muhakkak verece¤iz. (16/96)
• Habibim! Sabret. Senin sabr›n Allah içindir. Kurulan
hileli düzenler için s›k›lma ve hüzünlenme! (16/127)
• Habibim! Senden önce de yemek yiyen ve pazarlar377
da gezen kimselerden baflkas›n› peygamber olarak göndermedik. Biz, sizin bir k›sm›n›z›, bir k›sm› için deneme
konusu yapt›k. Bu sabr›n›z› denemek içindir. (25/20)
• Rabbin için sabret. (74/7)
• Her durumda sab›r gösterip iyi ifller yapanlar için,
Allah’tan ba¤›fllanma ve büyük ödül vard›r. (11/11)
Söz vermek
k
• Ey iman edenler! Verdi¤iniz sözleri yerine getirin.
(5/1)
• Ehli Kitap’tan öyleleri vard›r ki, kendisine bir yük
alt›n emanet edersen onu sana geri verir. Onlardan ötesi
de vard›r ki, kendisine bir dinar emanet etsen, tepesine
dikilip durmad›¤›n sürece onu sana geri vermez. Bunun
nedeni; “dinimizden olmayan›n mal›n› yemek bize helaldir”
diyerek, Allah’a iftira etmeleri nedeniyledir. Hay›r! Allah
sözünde duranlar› sever. Allah’a verdikleri sözden, bir ç›kar
karfl›l›¤› için dönenlerin ahirette bir nasipleri (bir paylar›)
olmayacakt›r. K›yamet günü Allah onlarla konuflmaz, onlara
bakmaz ve onlar› aklamaz. Onlara elem verici bir azap
vard›r. (3/75-77)
• ‹nsanlardan, Allah’a verdi¤i ahdi (sözü) yerine
getiren adamlar vard›r. Kimi bu u¤urda can›n› vermifl, kimi
de beklemektedir. Ahitlerini hiç de¤ifltirmemifllerdir. Allah
do¤rular›, do¤ruluklar›yla mükâfatland›racakt›r. ‹kiyüzlüleri
de, dilerse cezaland›r›r veya tövbelerini kabul eder. fiüphesiz Allah, ba¤›fllayand›r. (33/23-24)
• Birbirinizi kand›rmak için yemin etmeyin. Bunu
yapanlar, hem dünyada kötülük görecek hem de ahirette
büyük azap tadacaklard›r. Allah’a verdi¤iniz sözünüzden bir
ç›kar karfl›l›¤› için dönmeyin. E¤er bilirseniz, Allah kat›nda
olan, sizin için daha hay›rl›d›r (gerek insanlar ve gerekse
Allah’a verilen sözlerin tutulmas› karfl›l›¤›nda, Allah kat›nda
elde edilecek mükâfatlar, verilen sözlerden cayarak dünyada sa¤lanacak ç›karlardan çok daha hay›rl›d›r, üstelik bunlar için ceza vard›r). (16/94-95)
378
Tövb
be etmek
k
• Ey Muhammed! Bizim ayetlerimize iman edenler sana
geldiklerinde, onlara de ki: “Selam olsun size, Rabbiniz, size
rahmet etmeyi, kendi üzerine yazm›flt›r. O rahmet ki, içinizden kim cahillikle bir kötülük yapar, sonra ard›ndan tövbe
edip halini ›slah ederse, art›k flüphe yok ki Allah, Gafur
(çok ba¤›fllayand›r) Rahim (çok merhamet edendir). Buna
neden, hakk›n ortaya ç›kmas› ve günahkârlar›n tespiti
içindir.(6/54-55)
• De ki: “Yap›p edin. Allah sizin yap›p ettiklerinizi
görecektir. O’nun Resulü ve müminler de görecektir.
Sonuçta bilineni ve bilinmeyeni de bilen Allah’a
döndürüleceksiniz. O, sizin yap›p ettiklerinizi size hat›rlatacakt›r.(9/105)
• Andolsun ki Allah, Müslümanlardan bir gurubun,
kalpleri e¤rilmeye yüz tuttuktan sonra, peygamberi ve
güçlük zaman›nda ona uyan Muhacirleri ve Ensar’› effetti.
Sonra da onlar›n tövbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara
karfl› çok flefkatli, pek merhametlidir. Savafltan geri kalan
üç kifliyi de ba¤›fllad›. Öyle ki, bütün geniflli¤ine ra¤men
yeryüzü onlara dar gelmiflti, nefisleri de kendilerine dar
gelmiflti ve Allah’tan baflka s›¤›nacak yerleri kalmad›¤›n›
anlam›fllard› ve tövbe etmifllerdi. Allah tövbelerini kabul
etti. Çünkü Allah, tövbeyi kabul edendir, merhametli
oland›r. (9/117-118)
• Rabbin, cehalet soncu kötü bir ifl yapt›ktan sonra, bir
daha yapmamak üzere piflmanl›k getirenleri ba¤›fllayand›r,
esirgeyendir. (16/119)
• Allah, içinizde olan› en iyi bilendir. ‹yi kimselerseniz,
biliniz ki O, kendisine baflvuranlar› ba¤›fllar. (17/25)
• Allah’›n kabul edece¤i tövbe, ancak bilmeden
kötülük edip de sonra tez elden tövbe edenlerin tövbesidir.
‹flte Allah bunlar›n tövbesini kabul eder. Allah her fleyi
bilendir, hikmet sahibidir. (4717)
• Tövbe, kötülük yap›p da sonra ölüm çat›nca, “tövbe
ettim” diyenlerle, kâfir (inkârc›) olarak ölenler için geçerli de¤ildir. Böyleleri için ac›kl› bir azap haz›rlanm›flt›r.
379
(4/18)
• Allah, kullar›ndan tövbeleri kabul eden, kötülükleri
affeden ve yapmakta olduklar›n›z› bilendir. ‹man edip
güzel ifller yapanlar›n dualar›na cevap verir ve fazl›ndan
onlara vererek mükâfatlar›n› artt›r›r. ‹nkârc›lara ise fliddetli
bir azap vard›r. (42/25-26)
Peygamb
bere yard
d›m edenller
• Medinelilere ve çevresinde bulunan bedevilere,
savaflta Allah’›n peygamberinden geri kalmak, kendilerini
O’na tercih etmek yaraflmaz. Çünkü Allah yolunda susuzlu¤a, yorgunlu¤a, açl›¤a u¤ramak, kâfirleri k›zd›racak bir
yeri iflgal etmek ve düflmana karfl› kazanmak karfl›l›¤›nda,
onlar›n yararl› bir ifl yapt›klar›, mutlaka yaz›l›r. Allah, iyilik yapanlar›n ecrini zayi etmez. Ve büyük olsun küçük
olsun, Allah yolunda yapt›klar› her yard›m ve aflt›klar› her
vadi için Allah, onlar›n yapt›klar›na karfl›l›k, onlara daha
güzelini vaad etmifltir. (9/120-121)
Töh
hmett (zan)
• Ey iman edenler, zandan çok kaç›n›n; çünkü zann›n
bir k›sm› günaht›r. Sinsice kusur araflt›rmay›n, birbirinizi
çekifltirmeyin. Bunlar, sizden birisinin ölü kardeflinin etini
yemesi gibi i¤renç, tiksindirici fleylerdir. Allah’tan korkun
ve sak›n›n. Hiç flüphesiz Allah, tövbeleri kabul edendir, çok
esirgeyendir. (49/12)
• Ey iman edenler! Musa’ya eziyet edenler gibi
olmay›n, kimseyi töhmet alt›nda tutarak eziyet etmeyin.
(33/69)
Tan›k
kl›k
k yapmak
k
• Bir konuda tan›k olan kimse, Rabbi olan Allah’tan
sak›ns›n ve tan›kl›¤› do¤ru yaps›n. Tan›kl›¤› do¤ru yapmayan, kalpleri günahkar olan kimselerdir. Allah yap›lanlar› tam olarak bilir. (2/283)
• Ey iman edenler! Kendileriniz, ebeveynleriniz, ister
fakir ister zengin olan yak›nlar›n›z konusunda tan›kl›¤›,
380
Allah için adaletle yap›n›z. Çünkü Allah, sizin nefsinizden
de ebeveyn ve yak›nlar›n›zdan da daha önemlidir. fiu
halde, duygular›n›za kap›larak do¤ruluktan sapmay›n ve
flüphe b›rakacak flekilde konuflmay›n. Biliniz ki Allah’›n,
yapt›klar›n›zdan haberi vard›r. (4/135)
Cuma namaz›
• Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okundu¤u zaman Allah’› anmaya koflun; al›m› sat›m› b›rak›n;
biliniz ki bu sizin için daha hay›rl›d›r. Namaz bitince
yeryüzüne da¤›l›n. Ticaretinizi yap›n, iflinize bak›n, Allah’›n
lütfünden isteyin. Allah’› çok zikrederek flükredin, Allah’a
çokça ibadet edin; umulur ki kurtulufla erersiniz. E¤lence
ve ticareti, Allah ile ilgili sohbetlere tercih etmeyin. Allah
kat›nda bulunan mükafat, dünyadaki e¤lenceden de,
ticaretten de daha hay›rl›d›r. Çünkü Allah, r›z›k verenlerin
en hay›rl›s›d›r. (62/9-11)
Ticarett
• Ey iman edenler! Mallar›n›z› haks›zl›kla de¤il,
karfl›l›kl› r›za ile yap›lan ticaret’le edinin. Nefsinizi mahvetmeyin (4/29-30)
• Sak›n tart›da haks›zl›k ve taflk›nl›k yapmay›n ve tart›y›
adaletle dosdo¤ru yap›n, eksik tartarak adaletsizlik yapmay›n. (55/8-9)
Temizllik
k
• Mescitlere gidece¤iniz zaman güzel ve temiz
elbiselerinizi giyin. (7/31)
• Elbiselerinizi temiz tutunuz. Pislikten kaç›n›n›z.
(74/4-5)
Yönetticillik
k
Afla¤›daki ayette Peygamber efendimize yöneticilik
konusunda bilgiler verilmektedir. Bu ayete göre bir
yöneticinin davran›fllar flöyle olmal›d›r.
“Maiyetinizdekilere yumuflak davran›n. Kaba ve kat›
381
davran›fl, onlar›n da¤›lmas›na neden olur. ‹fl konusunda
onlarla istiflare ediniz.” (3/159)
Yemin etmek
k
‹nsanlar›n aras›n› düzeltmeniz, günahtan sak›nman›z
ve iyi olman›z için, Allah’a yapt›¤›n›z yeminleri engel
k›lmay›n. Allah iflitir ve bilir. Allah, sizi, rastgele etti¤iniz
yeminlerinizden dolay› de¤il, fakat kalplerinizin kastetti¤i
yeminlerinizden dolay› sorumlu tutar. Allah ba¤›fllayand›r,
yumuflak davranand›r. (2/224-225)
• Kad›nlar›ndan uzaklaflmaya yemin edenler, bu yeminlerinden dolay› dört ay bekleyebilirler.
E¤er bu süre
içerisinde yeminlerinden dönerlerse, bilsinler ki Allah
ba¤›fllar ve merhamet eder. (2/226)
• Allah size rastgele etti¤iniz yeminlerinizden dolay›
de¤il, bile bile etti¤iniz yeminlerinizden dolay› sizi sorumlu tutar. Etti¤iniz yeminlerin kefareti (etti¤iniz yeminlerden
dönmeniz nedeniyle ödemeniz gereken bedel), ailenize
yedirdi¤iniz miktar›n günlük ortalamas› nispetinde on
düflkün kifliyi doyurmak yahut giydirmek veyahut bir köleyi
azat etmektir. Bunlar› yapmaya gücü yetmeyen kifli, üç gün
oruç tutmal›d›r; Yeminlerinizin kefareti budur. Yemin
etti¤inizde yeminlerinizi tutun. (5/89)
• Birbirinizi aldatmak için yemin etmeyin; sonra sapasa¤lam basan ayak kayar ve Allah yolundan al›koydu¤unuz
için kötülü¤ü tadars›n›z. Ayr›ca ahirette büyük azap görürsünüz. (16/94)
Ayetlerde verilen mesaj fludur: Etti¤iniz yeminlere sad›k
kal›n›z. Gelifligüzel edilen yeminler, sizi iyilik yapmaktan
al›koymas›n. Yap›lan ciddi yeminlerden dolay› piflmanl›k
getirirseniz,
kefaret
ödeyerek
yeminlerinizden
dönebilirsiniz.
•
‹çk
ki ve kumar
• ‹çki ve kumar›n her ikisinde de büyük günah vard›r.
Bunlar›n insanlara olan faydas›na gelince, ikisinin de zarar›
................ faydas›ndan çok daha büyüktür. (2/219)
382
• Ey iman edenler, mayal› içkiler, kumar, dikili tafllar
(putlar) ve fal oklar› fleytan›n ifllerinden olan pisliklerdir.
Onlardan uzaklafl›n umulur ki kurtulufla erersiniz. fieytan
kumar ve içki ile aran›za kin ve düflmanl›k tohumlar›
atmaktad›r ve sizi Allah’› anmaktan, namaz k›lmaktan
al›koymak ister. Bu nedenlerden dolay› vazgeçmelisiniz
(bunlardan vazgeçtiniz de¤il mi?). (5/90-91)
(Ayetlerde içki ve kumar›n kademeli olarak yasakland›¤›
ve ilk ayetin (2/219) yürürlükten kald›r›ld›¤› anlafl›lmaktad›r.)
Özürllü kiflinin sorumllullu¤u
Köre, topala ve hastaya yapamayacaklar› görevleri yüklemeyiniz. Bunlar, yapamayacaklar› görevlerden dolay› sorumlu tutulamazlar. (24/61)
Yettimller
• Yetimi sak›n ezme. El aç›p isteyeni de sak›n azarlama. (93/9-10)
• Yetimlere mallar›n› verin ve güzel ifli b›rak›p kötü ifl
yapmay›n. Yetimlerin mallar›n›, kendi mallar›n›za katarak
yemeyin. Çünkü bu büyük bir suçtur. Yetimler konusunda
adaleti sa¤layamayaca¤›n›zdan korkarsan›z, yetim kad›nlardan be¤endiklerinizden, ikifler, üçer, dörder kad›n›
nikâh›n›za al›n›z. Bu nikâhlayaca¤›n›z kad›nlar aras›nda
adaleti sa¤layamayacaksan›z, sadece birini nikâhlayabilirsiniz.
Bu da olmazsa, cariyelerinizle yetinin. Bu, sizi zulümden
(haks›zl›ktan) koruyacak bir yoldur.
Kad›nlara mehirlerini cömertçe verin. E¤er gönül hofllu¤u ile o mehirin bir k›sm›n› size ba¤›fllarlarsa onu da
afiyetle yiyin. Ayakta durabilmeniz için Allah’›n size verdi¤i
mallar› sefihlere (e¤lence düflkünlerine) vermeyin. Bu tip
kiflileri r›z›kland›r›n (yiyeceklerini sa¤lay›n), giydirin ve
onlara, düzelmeleri için ö¤üt verin. Yetimler evlilik ça¤›na
gelince onlar› denemeden geçirin. E¤er olgunlu¤a erifltiklerini anlarsan›z, onlara mallar›n› veriniz. Yetimlerin olgunluk ça¤›na gelmelerini beklemeden onlar›n mallar›n›,
383
olgunluk devrelerini beklemeden yemeyin ve mallar›n› israf
etmeyin. Zengin olan›n›z bu konuda onurlu davrans›n,
yetim mal›na velayet eden fakir ise, korudu¤u maldan örf
ve adetlere göre ihtiyac›n› karfl›las›n. Yetimlere mallar›n›
verdi¤iniz zaman tan›k bulundurun. Hesap görücü olarak
ise, Allah yeter. (4/2-6)
• Öldükten sonra, arkalar›nda b›rakacaklar› zay›f
çocuklar› için endifle duyanlar, yetimlerin haklar› konusunda da gerçekleri konuflsunlar (do¤ru tan›kl›k yaps›nlar).
Yetimlerin mallar›n› zulmederek yiyenler, kar›nlar›na
sadece ve sadece bir atefl koymufl olmaktad›rlar. Onlar
yak›nda ç›lg›n alevli bir atefle gireceklerdir. (4/9-10)
• Yetim mallar›na en güzel bir yol d›fl›nda yaklaflmay›n.
Verilen söze vefa gösterin, çünkü verilen sözün bir sorumlulu¤u vard›r. (17/34)
• Yetimleri do¤ru bir yönde yetifltirmek hay›rl› bir ifltir.
Onlar› aran›za katarsan›z sizin için daha hay›rl›d›r. Çünkü
onlar, dünyada ve ahirette kardefllerinizdir. Allah, iflleri
bozanla düzelteni bilir. E¤er Allah dileseydi, sizi de zor
duruma sokard›. fiüphesiz Allah, güçlüdür, Hâkimdir.
(2/220)
Zek
katt
• ‹limde derinleflmifl olanlar, sana ve senden önceki
peygamberlere indirilenlere iman edenlere, namaz› k›lanlara, zekât› verenlere, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere büyük bir ödül verece¤iz. (Ayette zekât›n, yukar›da
say›lanlar kadar büyük bir ibadet oldu¤u ve bunun için
büyük bir mükâfat vaadedildi¤i belirtilmektedir.) (4/162)
• ‹man edenler ve iyi ifller yapanlar, namaz k›lanlar,
zekât verenler için Allah kat›nda büyük ödül vard›r. Onlar,
korku ve hüzün görmeyeceklerdir. (2/277)
• “Bize bu dünyada da ahirette de iyilik yaz, flüphesiz
ki sana yöneldik.” diyerek Allah’a dua eden Musa’ya Allah
buyurdu ki: “Azab›m› diledi¤ime isabet ettiririm, rahmetim
ise her fleyi kapsam›flt›r. Rahmetimi, Allah’a karfl› gelmekten sak›nanlara, zekat› verenlere ve bizim ayetlerimize iman
384
edenlere yazaca¤›m”. (7/156)
• Mallar›n›zda art›fl sa¤laman›z için yapt›¤›n›z tefecili¤in getirisi, Allah kat›nda, mallar›n›zda bir art›fl olarak
kabul edilmez. Allah r›zas›n› isteyerek verece¤iniz zekâta
gelince, gelirlerinizi ve sevaplar›n›z› kat kat artt›racakt›r.
(Ayette zekât›n hem ahiret için gelir (sevap) sa¤lad›¤›,
hem de dünya için bereketiyle mallar› artt›rd›¤› anlat›lmaktad›r). (30/39)
Yallan
• And olsun ki, sizi ilk defa yaratt›¤›m›z gibi teker
teker bize geleceksiniz ve dünya yaflam›nda size verdi¤imiz
fleyleri arkan›zda b›rakacaks›n›z. Size flefaat edece¤ini sand›klar›n›z yan›n›zda olmayacakt›r. Aran›zdaki ba¤lar kopup
parçalanacakt›r. Bu bak›mdan Allah’a karfl› yalan uydurmay›n. Allah’a karfl› yalan uyduran ve kendisine bir fley vahiy
edilmemiflken “Bana vahyolundu”, “Allah’›n indirdi¤i gibi
ben de indirece¤im” diyenden daha zalim kim olabilir? Bu
zalimleri can çekiflirlerken melekler elini uzatm›fl “Canlar›n›z› verin, bugün Allah’a karfl› haks›z yere söylediklerinizden, O’nun ayetlerine büyüklük taslaman›zdan ötürü
alçalt›c› bir azapla cezaland›r›lacaks›n›z”
derken bir
görsen! (6/93-94)
• Her kim, Allah’›n emir ve yasaklar›na sayg› gösterirse, bu, Rabbinin kat›nda kendisi için daha hay›rl›d›r.
Haram oldu¤u size okunanlar›n d›fl›nda kalan hayvanlar
size helal k›l›nd›. O halde, pislikten, putlardan sak›n›n;
yalan sözden sak›n›n. (22/30)
• Allah’a
karfl›
yalan
uyduranlar,
zalim
olanlard›r.(3/94)
• Sizden önce yaflam tarzlar› farkl› nice ümmetler gelip
geçmifltir. Gezip dolafl›n ve peygamberlerini yalanlayanlar›n
u¤rad›klar› sonuçlar› görün. (3/137)
• Her iftirac› ve günahkâr kimsenin vay haline!
Kendisine Allah’›n ayetleri okunurken iflitir, sonra da sanki
onlar› hiç duymam›fl gibi, büyüklük taslayarak inkâr›nda
direnir. ‹flte onu elemli bir azapla müjdele. Çünkü o, ayet385
lerimizden bir fley ö¤rendi¤i zaman onlar› alaya al›r, iflte
onlar yok mu, kendileri için afla¤›lay›c› bir azap vard›r.
Cehennem onlar› arkalar›ndan izlemektedir. Dünya
hayat›nda kazand›klar› fleyler ve Allah’tan baflka edindikleri
veliler onlara hiçbir yarar sa¤lamaz. Onlar için büyük bir
azap vard›r. (45/7-10)
Yard
d›mllaflma
• ‹yilik yolunda yapaca¤›n›z harcamalar (nafaka) mal›n›z›n ihtiyaç fazlas›ndan olmal›d›r. (2/219)
• Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmay›n. ‹yilik edin. Allah iyilik edenleri sever.
(2/195)
• Sevdi¤iniz fleylerden Allah yolunda sarf etmedikçe
gerçek iyili¤e asla eriflemezsiniz. Allah yolunda harcad›¤›n›z
her fleyi Allah bilmektedir. (3/92)
• Allah’›n bol ihsan›ndan kendilerine verdi¤i fleylerden
cimrilik edenler, bunun kendileri için hay›rl› oldu¤unu
sanmas›nlar. Hay›r; bu, onlar için flerdir; k›yamet günü,
cimrilik ettikleriyle tasaland›r›lacaklard›r. Göklerin ve yerin
miras› Allah’›nd›r. Allah, yapt›klar›n›zdan haberi oland›r.
(3/180)
• Cimriler ve cimrili€i ö€ütleyenler ve Allah’›n kendilerine
bahfletti€ini gizleyenler için afla€›lay›c› bir azap vard›r.. (4/37)
• Allah’a ve ahiret gününe inanmayarak mallar›n› gösterifl için harcayanlar, fleytan›n arkadafllar›d›rlar. (4/38)
• Allah’a ve ahiret gününe inanarak Allah’›n kendilerine verdi¤i r›z›ktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu?
Allah olanlar› iyi bilendir. (4/39)
• Çardakl› ve çardaks›z ba¤lar› infla eden Allah’t›r.
Tatlar› çeflitli ekin ve hurmalar›, zeytin ve nar› birbirine
benzer ve benzemez flekilde yaratan O’dur. Ürün verdi¤i
zaman ürününden yiyin, devflirildi¤i ve biçildi¤i gün de
hakk›n› (zekat ve sadakas›n›) verin; israf etmeyin, çünkü
Allah müsrifleri sevmez. (6/141)
• Sadaka vermekte gönülden davranan müminlere dil
uzatan ve ancak ellerinden geldi¤i kadar verebilenlerle alay
386
eden kimselere, bu davran›fllar›n›n cezas›n› Allah verir;
onlara can yak›c› azap vard›r. (9/79)
• ‹yilik yar›fl›nda önceli¤i kazanan Muhacirler ve Ensar
ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoflnut olmufltur.
Onlar da Allah’tan hoflnutturlar. Allah onlara içinde temelli ve ebedi kalacaklar›, içinden ›rmaklar akan cennetler
haz›rlam›flt›r. ‹flte büyük kurtulufl budur. (9/100)
• Allah, hiçbir fleye gücü yetmeyen, baflkas›n›n mal›
olmufl bir köle ile kat›m›zdan kendisine verdi¤imiz güzel
r›z›ktan gizli ve aç›k olarak harcayan hür bir kimseyi misal
verir. Bunlar hiç eflit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur.
Fakat onlar›n ço¤u bunu bilmezler. Allah flu iki kifliyi de
misal verir. Onlardan biri dilsizdir, hiçbir fley beceremez
ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir
hay›r getiremez. fiimdi, bu adamla, do¤u yolda yürüyerek
adaletle emreden kimse eflit olur mu? (Ayetler, emek sarf
ederek kazanmay›, baflkas›na s›¤›nmamay›, cahil kalmamay›,
bilgi sahibi olmay› ve insanlar› güzel yola yönlendirmeyi
tavsiye etmektedirler). (16/75-76)
• Akrabaya hakk›n› ver, yoksula ve yolda kalm›fla da.
‹sraf ederek saç›p savurma. Çünkü saç›p savuranlar,
fleytan›n kardeflleri olmufllard›r; fleytan ise Rabbine karfl›
nankördür. (17/26-27)
• fiayet yard›m edecek imkânlara sahip de¤ilseniz, sizden yard›m talep edenlerin gönlünü güzel sözlerle al›n›z.
(17/28)
• Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir fleyi ortak
koflmay›n. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yak›n
komfluya, uzak komfluya, yak›n arkadafla, yolcuya, köle,
cariye ve hizmetçilere iyi davran›n; Allah kendini be¤enen
ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. (4/36)
• Aç›k ya da gizli olarak bir hay›r yaparsan›z veya bir
kötülü¤ü ba¤›fllarsan›z, flüphesiz Allah, affedicidir, güç yetiricidir. (4/149)
• Sizden imkân› olanlar ve zenginler, yak›nlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere yard›mda bulunmakta kusur etmesinler. Affedici ve hoflgörülü olsunlar. Al387
lah’›n günahlar›n›z› ba¤›fllamas›n› istemez misiniz? Allah,
ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (24/22)
• Yak›nlar›n›z›n, yoksullar›n ve darda kalanlar›n haklar›n› veriniz. Bu, Allah r›zas›n› isteyenler için hay›rl› bir yoldur. Bu yolu izleyenler kurtulufla erecek olanlard›r.
(30/38)
• Kim yararl› ifl ifllerse kendinedir; kim kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürülürsünüz.
(45/15)
• Sadaka veren erkekler ve kad›nlar ve Allah için güzel
ifl yapanlara, kat kat karfl›l›k verilir; ayr›ca onlar için pek
de¤erli bir mükâfat vard›r. (57/18)
• Kalplerine iman› yerlefltirerek emin beldeyi
(Medine’yi) haz›rlayanlar (Ensar), kendilerine hicret
ederek gelenleri (Muhacirleri) severek ba¤›rlar›na basanlar
ve nefislerini bencil tutkulardan ar›nd›rarak onlarla imkânlar›n› paylaflanlar, kurtulufla eren kimselerdir. (59/9)
• Birinize ölüm gelip de: “Rabbim! Beni yak›n bir süreye kadar ertelese de, sadaka versem, iyilerden olsam”
diyece¤iniz zaman gelmezden önce, size verdi¤imiz r›z›klardan sarf edin. (63/10)
• Yapt›¤›n iyili¤i çok görerek bafla kakma (yapt›¤›n›z
iyili¤in diyetini istemeyin). (74/6)
• ‹yilikle gelenin kendisine daha hay›rl›s› vard›r. Kim
bir kötülük getirirse, o kötülükleri iflleyenler, ancak
yapt›klar kadar ceza görürler. (28/84)
• Ey iman edenler! ‹yilik ve takva konusunda
yard›mlafl›n, günah ve haks›zl›k konusunda yard›mlaflmay›n.
Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n. Çünkü Allah’›n cezas›
çetindir. (5/2)
• Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmad›¤› halde mal›n› gösterifl için harcayan kimse gibi, bafla
kakmak ve incitmek suretiyle, yapt›¤›n›z hay›rlar›n›z› bofla
ç›karmay›n. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak
bulunan düz kayaya benzer; ona sa¤anak bir ya¤mur düfltü
mü, onu ç›r›lç›plak b›rak›verir. Bu flekildeki yard›m size bir
fayda getirmez. Allah, kâfirler toplulu¤una hidayet vermez.
388
(2/264)
• Cimriler ve cimrili¤i emredenler ve imkânlar› oldu¤u
halde insanlara yard›m etmekten kaç›nanlar bilsinler ki,
Allah’›n bunlara ihtiyac› yoktur. (57/24)
• Allah’a yaklaflanlar ve imkanlar›n› paylaflanlar ile
güzellikleri destekleyen ve tasdik edenler için, zorluklar,
Allah taraf›ndan kolaylaflt›r›lacakt›r. (92/5-7)
• ‹steyip dileneni azarlamay›n. (93/10)
• Allah’a karfl› gelmekten gücünüzün yetti¤i kadar
sak›n›n, buyruklar›n› dinleyin, itaat edin; kendi iyili¤inize
olarak mallar›n›zdan sarf edin; nefsin tamahkârl›¤›ndan
korunan kimseler, iflte onlar saadete erenlerdir. E¤er
Allah’a güzel bir ödünç takdiminde bulunursan›z, onu sizin
için kat kat yapar ve sizi ba¤›fllar; Allah, flükrün karfl›l›¤›n›
verendir; Halimdir. Görüneni, görünmeyeni bilendir,
güçlüdür, Hâkimdir. (64/16-18)
Malllar ve Çocuk
klar
• Bilin ki, mallar›n›z ve çocuklar›n›z ancak bir fitnedir
(imtihan konusudur). Allah yan›nda ise büyük bir mükâfat vard›r. (8/28)
• Mallar›n›z ve çocuklar›n›z sizin için ancak bir fitne
(bir denemedir). Allah ise, büyük ecir (en güzel karfl›l›k)
O’nun kat›nda oland›r. (64/15)
‹yillik
k yapanllar
Allah r›zas› için iyilik yapanlara Allah kat›nda ödül
vard›r. Onlar için orada korku ve üzüntü olmayacakt›r.
(2/112)
‹man edenlere, iyi iflleri iflleyenlere; günahlardan sak›nmalar›, iman etmeleri, iyi iflleri yapmalar› ve güzellik sergilemeleri kofluluyla daha önce tatt›klar›ndan hiçbir günah
yoktur. Allah, güzellikleri sergileyenleri sever. (5/93)
Alllah
h’a flüph
he içind
de olanllar
Allah’a flüphe içinde kulluk edenler, gördükleri iyilikler
için sevinirler, gördükleri kötülüklerde dolay› da dinden
389
ç›karlar. Onlar, dünyay› da ahireti de kaybedenlerdir.
(22/11)
‹fl yapaca¤›n›z zaman Allah
h’ttan yard
d›m dillemek
k
Hiç bir fley hakk›nda: “Ben bunu yar›n yapaca¤›m”
deme. Ancak: “Allah dilerse yapaca¤›m” de. Bunu unuttu¤unuz takdirde Allah’› an›n ve sizi do¤ru yola
ulaflt›rmas›n› dileyin. (18/23-24)
Peygamb
berlle özell görüflme
Ey inanalar! Peygamberle hususi olarak konuflaca¤›n›zda,
bu konuflman›zdan önce fakirlere sadaka veriniz; bu, sizin
daha iyi ve daha temiz olman›z içindir. E¤er sadaka verecek bir fley bulamazsan›z üzülmeyiniz. Allah flüphesiz
ba¤›fllayand›r, ac›yand›r. Hususi konuflman›zdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü ki bunu yerine getirmediniz?
Ama Allah tövbenizi kabul etmifltir. Öyleyse namaz› k›l›n,
zekât› verin Allah’a ve peygamberine itaat edin. Allah,
ifllediklerinizden haberdard›r. (58/12-3)
‹nk
kar etmek
k
Kim inkâr ederse, inkar› kendi aleyhine olur. ‹yi ifller
yapanlara gelince, onlar da kendi nefisleri için yer haz›rlamaktad›rlar. Zira Allah, iman edip iyi ifller yapanlara kendi lutfundan karfl›l›k verecektir. (30/44-45)
Alllah
h ve Resullüne sayg› ve itaatt
• Ey iman edenler Allah’›n ve Resulü’nün önüne
geçmeyin ve Allah’tan korkup sak›n›n. fiüphesiz Allah,
iflitendir, bilendir. (49/1)
• Allah’a ve Resulüne itaat edin ki merhamet olunas›n›z. (3/132
• Allah’a itaat edin ve Resule itaat edin. Biliniz ki
Resulün görevi tebli¤ etmektir. E¤er Resulün yapt›¤›
tebli¤lere yüz çevirirseniz, sonucuna katlanmaya haz›rlan›n.
(5/92)
• Allah, sizlerden iman edenlere ve iyi ifller yapanlar›,
kendisine ibadet edip ortak koflmayan nesiller gibi, kendi390
lerini yeryüzüne yönetici k›laca¤›n›, onlara uygun gördü¤ü
dini
ayakta
tutaca¤›n›
ve
korkular›n›
güvene
dönüfltürece¤ini vaad etmektedir. ‹nkâr edenler ise art›k
onlar fas›k olanlard›r. Esenli¤e kavuflman›z için namaz›
k›l›n zekât›n›z› verin ve Resule uyun (24/55-56)
• Allah ve peygamberin verdi¤i emirler, mümin erkekler ve mümin kad›nlar için kesin hüküm niteli¤indedir. Bu
emirlere uymayanlar apaç›k bir sap›kl›k içindedirler.
(33/36)
• Allah’a itaat edin, Peygamber’e de itaat edin. Yüz
çevirirseniz bilin ki, elçimize düflen apaç›k bir duyurmad›r.
Allah; O’ndan baflka bir ilah yoktur. Müminler yaln›z
Allah’a dayan›p güvensinler. (64/12-13)
• Allah’a ve peygamberlerine iman edenlerin ve
peygamberler aras›nda ay›r›m yapmayanlar›n mükafat›n›
Allah verecektir. (4/152)
• Ey iman edenler, Allah’a ve Resulüne itaat edin. Siz
de iflitiyorken, ondan yüz çevirmeyin. Ve: “Biz iflittik” dedikleri halde, gerçekte iflitmeyenler gibi olmay›n; Gerçek flu
ki, Allah kat›nda, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir
türlü) ak›l erdirmez olan sa¤›rlar ve dilsizlerdir (Allah’›n
gönderdiklerini görmezden ve duymazdan gelenlerdir).
(8/20-22)
• Ey iman edenler, size hayat verecek fleylere sizi
ça¤›rd›¤› zaman, Allah’a ve Resulüne icabet edin. Ve bilin
ki, muhakkak Allah, kifli ile kalbi aras›na girer ve siz
gerçekten O’na götürülüp toplanacaks›n›z.(8/24)
• Ey iman edenler, Allah ve Resulüne ihanet etmeyin,
bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin. Mallar›n›z ve
çocuklar›n›z sizin için bir imtihan konusudur. Yap›lacak iyi
fleyler için Allah yan›nda büyük mükâfat vard›r. Ey iman
edenler! E¤er Allah’tan korkup günahlardan sak›n›rsan›z,
Allah size, iyi ile kölü¤ü ay›rt edecek bir anlay›fl verir;
suçlar›n›z› örter ve sizi ba¤›fllar. Çünkü Allah büyük lütuf
sahibidir. (8/27-29)
• Allah ve Resulüne itaat edin ve çekiflip birbirinize
düflmeyin, çözülüp y›lg›nlafl›rs›n›z, gücünüz gider. Sabredin,
391
flüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. Kimseyi Allah yolundan al›koymay›n. Çal›m satarak insanlara gösterifl yapmay›n. Allah yap›lmakta olanlar› çepeçevre kuflatand›r (her
fleyi kontrol etmektedir). (8/46-47)
• Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun Resulü,
rükû ediciler olarak da namaz k›lan ve zekât› veren
mü’minlerdir. Kim Allah’›, O’nun Resulünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç flüphe yok, galip gelecek olanlar Allah’›n taraftarlar›d›r. Ey iman edenler, sizden önce
kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun
(konusu) edinenleri ve kâfirleri dostlar (veliler) edinmeyiniz. Ve e¤er inan›yorsan›z, Allah’tan korkup-sak›n›n.
(5/55-57)
• Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve do¤ru söz söyleyin. (Böyle davran›rsan›z) Allah ifllerinizi düzeltir ve
günahlar›n›z› ba¤›fllar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse
büyük bir kurtulufla ermifl olur. (33/70-71)
• Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat
edin; ifllerinizi bofla ç›karmay›n. ‹nkâr edip Allah yolundan
al›koyanlar›, sonradan inkârc› olarak ölenleri Allah flüphesiz ki ba¤›fllamayacakt›r. (47/33-34)
• Ey Muhammed! Do¤rusu seni insanlar üzerine
gözetleyici, müjdeci ve uyar›c› olarak gönderdik. Ey insanlar! Bu sizin Allah’a ve peygamberine inanman›z, Allah’a
yard›mc› olman›z ve O’na sayg› göstermeniz ve Allah’›
sabah akflam tesbih etmeniz içindir. (47/8-9)
• Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan
Rabbinize kulluk ediniz ki sak›nas›n›z. O, sizin için
yeryüzünü bir döflek, gökyüzünü bir bina k›ld›. Ve gökten
ya¤mur indirerek bununla sizin için (çeflitli) ürünlerden
r›z›k ç›kard›. Öyleyse (bütün bunlar›) bile bile Allah’a efller
koflmay›n. E¤er kulumuza indirdi¤imiz (Kuran)den
flüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri olan bir
sure getirin. Ve e¤er do¤ru sözlüler iseniz, Allah’tan baflka
flahitlerinizi (kendilerine güvendi¤iniz yard›mc›lar›n›z›)
ça¤›r›n. Ama yapamazsan›z -ki kesin olarak yapamayacaks›n›z- bu durumda kâfirler için haz›rlanm›fl ve yak›t›
392
insanlar ve tafllar olan ateflten sak›n›n. (2/21-24)
‹yi iflller yapmak
k
•
Allah r›zas› için iyilik yapanlara Allah kat›nda ödül
vard›r. Onlar için orada korku ve üzüntü olmayacakt›r.
(2/112)
•
‹man edenlere, iyi iflleri iflleyenlere, sak›nmalar›,
iman etmeleri, iyi iflleri yapmalar› ve güzellik sergilemeleri
kofluluyla daha önce tatt›klar›ndan hiçbir günah yoktur.
Allah, güzellikleri sergileyenleri sever. (5/93)
•
De ki: “ Ey iman eden kullar›m! Rabbinizden
korkup-sak›n›n. Bu dünyada iyilik etmekte olanlar için bir
iyilik vard›r. Allah’›n arz’› genifltir. Ancak sabredenlere ecirleri hesaps›zca ödenir.” (39/10)
fiüph
heciller
Allah’a flüphe içinde kulluk edenler, gördükleri iyilikler
için sevinirler, gördükleri kötülüklerde dolay› da dinden
ç›karlar. Onlar, dünyay› da ahireti de kaybedenlerdir.
(22/11)
393
Bar›fl
Ey iman edenler! Hep birden bar›fla girin. Sak›n
fleytan›n
peflinden
gitmeyin.
Çünkü
o
apaç›k
bir
düflman›n›zd›r. Size apaç›k belgeler (Kuran) geldikten
sonra, yine aya¤›n›z kayarsa, bar›fltan saparsan›z, bilin ki
Allah, gerçekten üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet
sahibidir. (2/208-209)
Billginller
Yeryüzünde insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan
çeflitli renkte olanlar vard›r. Allah’›n kullar› içinden ancak
bilgin olanlar, bu çeflitli yarat›l›fllar› de¤erlendirebilir ve Allah’a karfl› gelmekten sak›nabilirler. Allah, üstün güçlü
oland›r, ba¤›fllayand›r. (Allah’›n güç ve kudretini ancak bilginler taraf›ndan anlafl›labilece¤i bildirilmekte ve bilim yolu
iflaret edilmektedir.) (35/28)
Sosyall eflittlik
k
Ey Muhammed! Sabah akflam Allah’a dua için gelenleri,
sosyal durumlar› ne olursa olsun, kovma. Onlar›n yapt›klar›ndan sana bir sorumluluk yoktur. Senin yapt›klar›ndan da
onlara bir sorumluluk yoktur. Sonra zulmedenlerden olursun. Senin yan›na gelen fakir kimselerle yan›nda bulunan
zenginleri imtihan etmekteyiz. Ayetlerimize inananlar, sana
geldiklerinde, onlar› selamla ve de ki: “Rabbiniz merhamet
etmeyi kendisine yazd›”. Gerçek flu ki: Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ard›ndan tövbe eder ve kendisini düzeltirse, bilsin ki, Allah çok ba¤›fllayan çok esirgeyendir. Bu ayetler, suçlular›n yolunu belirleyen aç›k ayetlerdir. (Ayetlerde, iman edenler aras›nda zengin, fakir ay›r›m› yap›lmamas› herkese güzellikle davran›lmas› bildirilmektedir). (6/52-55)
394
Mall müllk edinmek
k
Ey iman edenler! Karfl›l›kl› anlaflarak yapt›¤›n›z bir
ticaret olmas› müstesna, mallar›n›z› aran›zda haks›z sebeplerle (haram yollarla) yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi
ve birbirinizi) öldürmeyin! fiüphesiz Allah, size karfl› çok
merhametlidir. Kim düflmanl›k ve haks›zl›kla (yasakland›¤›)
fleyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir atefle
ataca¤›z! Bu ise Allah’a göre çok kolayd›r. E¤er kendisinden yasaklamakta oldu¤umuz (günahlar›n) büyüklerinden
kaç›n›rsan›z, sizin (küçük) günahlar›n›z› örteriz. Ve sizi çok
hofl bir yere (cennete) koyar›z.
Allah, baz›n›z›, baz›n›zdan üstün k›lmaya vesile yapt›¤›
fleyleri temenni etmeyin! Erkeklere çal›flmalar›ndan bir
nasip vard›r, kad›nlara da çal›flmalar›ndan bir nasip vard›r.
Allah’tan lütfünü isteyin! Muhakkak ki Allah, her fleyi
hakk›yla bilendir. (4/29-32)
Do
ostt edinmek
k
Ey iman edenler, müminleri b›rak›p kâfirleri veliler
(dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaç›k olan
kesin bir delil vermek ister misiniz? Gerçekten münaf›klar,
ateflin en alçak tabakas›ndad›rlar. Onlara bir yard›mc› da
bulamazs›n. Ancak tövbe edenler, ›slah edenler, Allah’a
s›ms›k› sar›lanlar ve dinlerini kat›ks›z olarak Allah için
(halis) k›lanlar baflka; iflte onlar müminlerle beraberdirler.
Allah, müminlere büyük bir ecir verecektir. (4/144-146)
Uyar›llab
billinen kimseller
(Resulüm!) Sen ancak zikre (Kuran’a) uyan ve görmeden Rahman’dan korkan kimseleri uyarabilirsin. ‹flte böylesi kimseleri, bir ma¤firet ve güzel bir mükâfatla müjdele.
(36/11)
395
Peygamb
beri örnek
k al›n
Andolsun, sizin için, Allah’› ve ahiret gününü umanlar
ve Allah’› çokça zikredenler için Allah’›n Resulünde güzel
bir örnek vard›r. Müminler düflman birliklerini gördükleri
zaman dediler ki: “Bu, Allah’›n ve Resulü’nün bize vaad
etti¤i fleydir; Allah ve Resulü do¤ru söylemifltir.” Bu,
onlar›n imanlar›n› ve teslimiyetlerini artt›rd›. (33/21-22)
Peygamb
beri yallanllayanllar
E¤er (size tebli¤ edileni) yalan sayarsan›z, bilin ki sizden
önce birçok milletler de (kendilerine tebli¤ edileni) yalan
saym›fllard›. Peygambere düflen, yaln›z aç›k bir tebli¤dir.
(29/18)
Tartt›d
da hille yapanllar
•
Eksik ölçüp tartanlar›n vay haline ki onlar, insanlar-
dan ölçerek ald›klar›nda noksans›z al›rlar. Kendileri onlara
ölçtüklerinde veya tartt›klar›nda eksiltirler. (83/1-3)
•
Yoksa onlar, diriltileceklerini sanm›yor mu? Büyük
bir günde insanlar›n, âlemlerin Rabbi için kalkaca¤› günde.
(83/4-6)
•
Hay›r, facir olanlar›n (günahkârlar›n) kitab› flüphesiz
“Siccin” dedir. “Siccin”in ne oldu¤unu sana ö¤reten nedir?
Yaz›l› bir kitapt›r. O günü yalanlamakta olanlar›n vay
haline. Ki onlar, din gününü yalanlamaktad›rlar. Oysa onu,
s›n›r tan›maz, sald›rgan, günahkâr olandan baflkas› yalanlamaz. Ona ayetlerimiz okundu¤u zaman: “Geçmifllerin masallar›d›r” dedi. Asla, hay›r; onlar›n kazanmakta olduklar›,
kalpleri üzerinde pas tutmufltur. Hay›r; gerçekten onlar,
Rablerinden perdelenerek-yoksun tutulmufllard›r. Sonra onlar, kuflkusuz cehenneme yollanacaklard›r. Sonra onlara:
“‹flte sizin yalanlamakta oldu¤unuz budur” denir. (83/7-17)
396
Pis fleyllerd
den sak
k›nmak
k
• De ki: “Pis ile temiz fleyler bir de¤ildir. Çoklu¤u hoflunuza gitse bile pis fleylerden sak›n›n. Kurtulufla ermeniz
için akl›n›z› kullan›n ve Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n.
(5/100)
KUR’AN’IN DÜNYA HAYATI ‹LE ‹LG‹L‹
Ö⁄ÜT VE UYARILARI
Alllah
h’›n ‹nsanllara Ça¤r›s›
• Fecre, on geceye (muhtemelen Kuran’›n indi¤i kadir
gecesini ihtiva eden ramazan ay›n›n son on gecesi), çifte
ve teke (+) ve (-) den oluflan varl›k âlemine, her fleyi
karanl›¤› ile örten geceye and olsun. Bunlarda,
düflünebilen (bunlar› yaratan kudreti anlayabilen) ak›llar
için yemin vard›r de¤il mi?
Rabbi’nin Ad kavmine ne yapt›¤›n› görmedin mi? Yüksek
sütunlar infla eden ve benzersiz flehirleri olan ‹rem halk›na,
vadilerde kayalar› oyup biçen Semud halk›na ve kaz›klar
(yüksek kuleler) sahibi Firavuna ki, bunlar flehirlerde
azg›nlaflm›fllard›, fesad› yayg›nlaflt›r›p artt›rm›fllard›. Bundan
dolay› Allah onlar› cezaland›rm›flt›. Çünkü senin Rabbin,
onlar›n yapt›klar›n› görmekteydi.
Fakat insan var ya; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, ona nimetler
verse: “Rabbim bana ikramda bulundu” der. Ama onu
s›namak için r›zk›n› daralt›p bir ölçüye göre verdi¤i zaman:
“Rabbim bana ihanet etti” der.
Hay›r! Do¤rusu siz yetime ikram etmiyorsunuz! Yoksulu
yedirmek için birbirinizi teflvik etmiyorsunuz! Helal haram
demeden miras› yiyiyorsunuz! Mal› afl›r› bir sevgiyle seviyorsunuz!
Hay›r! Yer çarp›la çarp›la unufak olarak dümdüz edildi¤i
397
zaman! Rabbin geldi¤i ve Meleklerin saf saf dizildi¤i
zaman! O gün cehennem de getirilir, insan o gün
yapt›klar›n› hat›rlar. Fakat bu hat›rlaman›n ne faydas› var!
O zaman insan: “Keflke bu hayat›m için bir fleyler yap›p
gönderseydim” der.
Art›k o gün, O’nun azab› gibi, hiç kimse azap edemez!
Ve O’nun ba¤› gibi kimse ba¤ vuramaz!
Allah’›n mümin kuluna ise: “Ey nefs-i mutmainine
(kamil bir iman sahibi olarak huzura ermifl nefis): Sen
Rabbinden hoflnut, Rabbin de senden hoflnut olarak,
Rabbine dön. Seçkin kullar›n aras›na kat›l ve cennete gir”
denilecek. (89/1-30)
• Bu, Mekke flehrine yemin ederim ki sen bu flehirde
oturmaktas›n. Do¤urana ve do¤urdu¤una da and olsun ki,
Biz, insano¤lunu büyük zorluklara dayanacak flekilde
yaratt›k. ‹nsano¤lu, kendisine kimsenin güç yetiremeyece¤ini mi san›yor? “Y›¤›n y›¤›n mal tüketmiflimdir”
diyor. O, kimsenin kendisini görmedi¤ini mi zannediyor?
Biz ona iki göz vermedik mi ve de bir dil ve iki dudak?
Biz ona e¤ri ve do¤ru iki yolu da göstermedik mi? Ama
o, zor geçidi aflmaya giriflmedi. O zor geçidin ne oldu¤unu
sen bilir misin? O geçit, bir köle ve esir azat etmektir
(bir boynu çözmektir). Veya açl›k gününde yak›n› olan bir
yetimi yahut aç ve aç›kta olan bir yoksulu doyurmakt›r.
Sonra, iman edenlerden, birbirine sabr› tavsiye edenlerden
ve ac›may› (merhametli olmay›) ö¤ütleyenlerden olmakt›r.
‹flte bunlar, amel defterleri sa¤dan verilenlerdir (ashab›
Meymene). Ayetlerimizi inkâr edenler ise, sol yan›n
adamlar›d›r (Ashab› Mefleme) (Amel defterleri sollar›ndan
verilecektir). Onlar kap›lar› kilitli bir ateflin içindedirler.
(90/1-20)
Günefl ve onun ›fl›¤›na. Ard›ndan gelmekte olan aya. Güneflin par›ldatt›¤› gündüze. Gündüzü bürüdü¤ü zaman geceye. Gökyüzüne ve onu bina edene. Yere ve onu yay›p
398
döfleyene. Nefse ve ona biçim verene. Ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki, nefsini ar›nd›r›p temizleyen kurtulufla ermifltir. Nefsini kirleten ise kaybetmifltir.
Semud kavmi, azg›nl›¤› nedeniyle peygamberlerini yalanlad›. Kavmin en zorlu bedbahtlar› deveyi kesmek için ayakland›¤›nda; Allah’›n elçisi: “Allah’›n devesine ve onun su
hakk›na dokunmay›n” dedi. Ama onlar yalanlad›lar ve
deveyi kestiler. Rableri de günahlar› dolay›s›yla onlar› yerle
bir etti, k›r›p geçirdi; oras›n› dümdüz etti. Bu iflin sonundan O’nun korkusu yoktur. (Semud kavmi Salih peygamberin uyar›lar›n› dinlemez ve ondan mucize getirmesini
isterler. Salih peygamber Allah’tan mucize ister. Allah ona
deve gönderir ve Semud kavminin sular›n› deve ile ortak
kullanmalar›n› ister, buna riayet etmedikleri takdirde, helak
edileceklerini bildirir. Semud halk› bu paylafl›ma riayet
etmezler ve deveyi keserler. Allah, onlar› helak eder).
(91/1-15)
• Karanl›¤› ile etraf› bürüyüp örttü¤ü zaman geceye.
Ayd›nland›¤› zaman gündüze. Erke¤i ve difliyi yaratana and
olsun ki: Ey insanlar! Do¤rusu amelleriniz (yapt›¤›n›z ifller)
pek çeflitlidir. Fakat elinde bulunandan verenin, Allah’a
karfl› gelmekten sak›nan›n, en güzel söz olan Allah’›n
birli¤ini do¤rulayan›n ifllerini kolaylaflt›r›r›z. Ama cimrilik
eden ve kendini Allah’tan müsta¤ni (Allah’a muhtaç
olmayan olarak görürse) sayan, en güzel sözü yalanlayan
kimsenin güçlü¤e u¤ramas›n› kolaylaflt›r›r›z. O kimse ölüp
atefle yuvarland›¤› zaman, mal› ona fayda vermez. Bize
düflen sadece do¤ru yolu göstermektir. fiüphesiz ahiret de,
dünya da bizimdir. Sizi alevler saçan ateflle uyard›m. Ona
ancak peygamberi yalanlayan ve imandan yüz çeviren o en
bedbaht kafirler girer! Ar›nmak için mal›n› veren, en çok
sak›nan kimse ise ondan uzak tutulur. O, yapt›¤› iyili¤i,
birinden karfl›l›k görmek için de¤il, ancak yüce Rabbinin
hoflnutlu¤unu gözeterek yapm›flt›r. Elbette kendisi de
399
hoflnut olacakt›r. (92/1-21)
•
‹ncir ve zeytine andolsun, Sina da¤›na da ve flu güve-
nilir
beldeye
(Mekke)
yemin
ederim
ki:
Biz
insan›
mükemmel bir flekilde yaratt›k. Sonra, afla¤›l›klar›n en
afla¤›l›¤›na çevirdik. Ancak, iman edip iyi ifller yapanlar,
bunlar›n haricindedir, onlara kesintisiz bir ecir (mükâfat)
vard›r.
400
Allah hüküm verenlerin en üstünü de¤il midir? Bu böyle
iken seni din konusunda kim yalanlayabilir? (95/1-8)
• Yaratan Rabbin ad›yla oku. O, insan› bir hücreden
yaratt›. Oku! ‹nsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmay› ö¤reten Rabbin, en büyük kerem sahibidir. Gerçek
flu ki insan, kendini kendini yeterli sanarak azar. Kuflkusuz
dönüfl Rabbinedir. Namaz k›lan, do¤ru yolda yürüyen, takvay› emreden kulu (Peygamberi) yalanlayan inkârc›y› gördün mü? Bu adam yapt›klar›n›, Allah’›n gördü¤ünü, bilmez mi? Hay›r; e¤er o, bu tutumuna bir son vermeyecek
olursa, andolsun, onu perçeminden, o yalanc› günahkâr aln›ndan tutup sürükleyece¤iz. O zaman da yak›n çevresini
ça¤›rs›n. Biz de zebanileri ça¤›raca¤›z. Hay›r; ona boyun
e¤me, secde et ve yak›nlafl. (Sure, Peygamberi yalanlayan
ve engelleyen Ebu Cahil için inmifltir.) (96/1-19)
• Har›l har›l koflanlara, nallar›yla çakarak k›v›lc›m
saçanlara, ans›z›n sabah bask›n› yapanlara, orada tozu
dumana katanlara, derken orada bir toplulu¤un ta ortas›na
girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karfl› pek
nankördür. fiüphesiz buna kendisi de flahittir ve o, mal
sevgisine de afl›r› derecede düflkündür. ‹nsan düflünmez mi
ki, kabirlerde bulunanlar, diriltilip d›flar› at›ld›¤› zaman ve
kalplerde gizlenenler ortaya kondu¤u zaman hali nice olacak! fiüphesiz Rableri o gün onlardan tamam›yla haberdard›r. (100/1-11)
• Çokluk kuruntusu (mal, mülk ve servetle övünme)
sizi o derece oyalad› ki nihayet kabirleri ziyaret ettiniz
(kabirlerdeki yak›nlar›n›z›n çoklu¤u ile övündünüz). Hay›r!
Yak›nda bileceksiniz! Elbette yak›nda bileceksiniz! Gerçek
öyle de¤il! Kesin bir bilgiyle bilmifl olsayd›n›z, orada mutlaka cehennem ateflini görürdünüz. Sonra, ahirette onu
ç›plak gözle göreceksiniz. Nihayet, o gün dünyada yararland›¤›n›z nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. (Sahip oldu¤umuz mal mülk ve gücün bize bir
401
sorumluluk yükledi¤i ve k›yametten önce kabir azab›n›n
oldu¤u anlat›lmaktad›r). (102/1-8)
• Asra (yürüyüp geçen zamana) andolsun ki insan,
gerçekten ziyan içindedir. Ama iman edip iyi ifller yapanlar, birbirlerine hakk› ve sabr› tavsiye edenler, bundan
müstesnad›r. (103/1-3)
• Arkadan çekifltirmeyi, yüze karfl› e¤lenmeyi adet edinen herkesin vay haline! Mal toplay›p y›¤an, o mal›n
kedisini ebedi k›laca¤›n› sanmas›n. Hay›r! Andolsun ki o,
Hutame’ye at›lacakt›r. Hutame’nin ne oldu¤unu bilir
misin? Allah’›n tutuflturulmufl, yand›kça t›rman›p kalplerin
ta üstüne ç›kan ateflidir. Onlar bu atefl içinde uzat›lm›fl
sütunlara ba¤lanm›fl bir halde hapsedileceklerdir. (104/19)
fieyttand
dan sak
k›nma uyar›s›
• Ey insanlar, hiç flüphesiz Allah’›n vaadi hakt›r,
öyleyse dünya hayat› sizi aldatmas›n ve aldat›c›lar da, sizi
Allah ile (Allah’›n ad›n› kullanarak) aldatmas›n. Gerçek flu
ki, fleytan sizin düflman›n›zd›r, öyleyse siz de onu düflman
edinin. O, kendi grubunu, ancak ç›lg›nca yanan ateflin
halk›ndan olmaya ça¤›r›r. O küfredenler; onlar için fliddetli
bir azap vard›r. ‹man edip Salih amellerde bulunanlar ise;
onlar için de bir ba¤›fllanma ve büyük bir ecir vard›r.
(35/5-7)
Alllah
h ve Peygamb
bere karfl› gellenller
• Allah’a ve Peygamberine karfl› gelenler, kendilerinden öncekiler nas›l alçalt›ld› ise öyle alçalt›lacaklard›r.
Biz, apaç›k ayetler indirmiflizdir. Bunlar› inkâr edene
alçalt›c› azap vard›r. Allah onlar›n hepsini diriltti¤i gün,
kendilerine ifllediklerini haber verir; Allah onlar› bir bir
saym›flt›r, fakat kendileri unutmufllard›r. Allah her fleye
flahittir. Göklerde olanlar› da, yerde olanlar› da Allah’›n
402
bildi¤ini bilmez misiniz? Üç kiflinin gizli bulundu¤u yerde
dördüncüsü mutlaka O’dur; befl kiflinin gizli bulundu¤u
yerde alt›c›s› mutlaka O’dur; bunlardan az veya çok, ne
olursa olsunlar, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, mutlaka
onlarla
beraberdir.
Sonra,
k›yamet
günü,
ifllediklerini
onlara haber verir. Do¤rusu Allah her fleyi bilendir. (58/57)
Dünya nimettlerind
den isttifad
de edin ama ink
kârc›
olmay›n uyar›s›
•
esiz
Sözünüzü ister gizleyin, ister onu a盤a vurun. fiüphO,
sinelerin
özünde
sakl›
duran›
bilendir.
O,
yaratt›¤›n› bilmez mi? O, Latif’tir; Habîr’dir. Sizin için, yeryüzüne boyun e¤diren O’dur. fiu halde onun omuzlar›nda
yürüyün ve O’nun r›zk›ndan yiyin. Sonunda gidifl O’nad›r.
Gökte olan›n sizi yere geçirmeyece¤inden emin misiniz?
Bir bakm›fls›n›z ki, o (yeryüzü) sallan›p çalkalanmaktad›r.
Yoksa gökte olan›n üzerinize ‘tafl ya¤d›ran (f›rt›nal›) bir
rüzgâr göndermeyece¤inden emin misiniz? Siz o takdirde
benim uyarmam nas›lm›fl bilip-ö¤reneceksiniz. Andolsun,
kendilerinden öncekiler de yalanlad›. Fakat beni inkâr (etmelerine karfl›l›k verdi¤im azap) nas›lm›fl? (67/13-18)
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413