DÜNYA YAfiAMI Dünya yaflam›, insan›n dünya hayat›ndaki yaflam› süresince yapt›¤› faaliyetlerdir. ‹nsan, bu faaliyetlerini hür iradesiyle yapmaktad›r. ‹nsan›n bu faaliyetlerini düzenlemek ve toplumun di¤er fertlerini haks›zl›klardan korumak için, bu faaliyetleri kurallara ba¤lamak gerekmektedir. Kuran bu konuda ö¤üt ve uyar›lar›yla insanlara, bu faaliyetlerinde yön vermektedir. Yaflam boyunca insanlar›n yapmakta olduklar› faaliyetlerin hemen hemen tümü için önerilen ve emredilen bu kurallar, afla¤›da s›ralanm›flt›r. Kuran ayetlerinde, bu kurallarla ilgili bilgiler aç›k anlaml› bilgilerdir. Bu bak›mdan konularla ilgili bilgiler, Kuran ayetlerinin bir tercümesi fleklinde, bazen de mealin metni fleklinde verilecektir. Kurallarla ilgili olarak verilen bu ö¤ütler, her devirde ve her ortamda uygulanabilen ahlak kurallard›r. A-SOSYAL YAfiAM Aille hayatt› Kuran, aile hayat›n› her yönü ile düzenlemektedir. Kuran’›n aile hayat› için verdi¤i ö¤ütlerin bir k›sm›, Kuran’›n indirildi¤i devirdeki örf ve adetlere yönelik ö¤ütlerdir. Bu ö¤ütlerin amac› da kad›n haklar›n› korumak ve kad›nlar› güvenceye almakt›r. Günümüzde örf ve adetler de¤iflmifltir. Yine de Kuran’›n bu ö¤ütlerini günümüz flartlar›nda göz önüne almak, kad›n haklar›n› korumak bak›m›ndan önemli misaller teflkil etmektedirler. 343 Evllillik k için yard d›m • ‹çinizden bekâr olanlar›, emrinizde olan köle ve cariyelerden iyi olanlar›yla evlendirin. Bunlar fakir olsalar bile Allah, onlara fazl›ndan verecektir. Allah genifl nimetlere sahiptir ve ihtiyac› olanlar› bilendir. Nikâh imkân› bulamayanlar, bu imkân› buluncaya kadar iffetlerini korusunlar. Sahip oldu¤unuz kölelerinizden hür kalmak için sizinle sözleflme yapmak isteyenler varsa, siz de bu sözleflmenin onlar›n yarar›na olaca¤›na inan›yorsan›z onlarla sözleflme yap›n. Allah’›n size verdi¤i maldan onlara verin! Dünya hayat›n›n geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli kalmak isteyen cariyelerinizi fuhufla zorlamay›n. Fuhufla zorlanan bu cariyeler için Allah ba¤›fllay›c› ve merhamet edicidir.(24/32-33) Evllenecek k eflllerd de uygunlluk k (Evllillik kte tercih h) • Evlilik hayat›nda temiz kad›nlar, temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kad›nlara yarafl›r. Kötü erkek ve kötü kad›nlara da kötü olanlar yarafl›r. (24/26) • ‹man etmedikçe putperest kad›nlarla evlenmeyin. Be¤enseniz bile putperest bir kad›ndan, imanl› bir cariye kesinlikle daha iyidir. ‹man etmedikçe putperest erkekleri de k›zlar›n›zla evlendirmeyin. Be¤enseniz bile, putperest bir kifliden, inanm›fl bir köle kesinlikle daha iyidir. Müflrikler sizi cehenneme ça¤›r›r. Allah ise cennete ve ma¤firete ça¤›r›r. (2/221) • Sizden önceki peygamberlerin uyard›¤› kimselere helal edilen yiyecekler, size de helaldir. ‹man eden kad›nlardan namuslu olanlar ile önceki peygamberlerin getirmifl olduklar›na inanan ve iffetlerini koruyan kad›nlarla evlenmeniz, mehirlerini vermek kayd›yla (nikâh sözleflmesi ile tespit edilen ve boflanma halinde kad›na ödenecek tazminat) evlenebilirsiniz. (Ayette kendi peygamberlerine ve onun getirdi¤ine inanan kimseler aras›nda evlilik münasebetlerinde bir fark gözetilmemektedir.) (5/5) Dull eflllerlle evllenmek k 344 • Efli ölen bir kad›n, evinde dört ay on gün beklemelidir. Bu süre sonunda kendi iradesi ile karar verme hakk›na sahiptir. Bu süreyi tamamlayan kad›na evlilik teklif etmek ve nikâhlamakta bir sak›nca yoktur. Onlar› kand›racak sözlerden sak›n›n onlarla aç›kça konuflun ve iddet süresi (bekleme süresi) bitmeden nikâh için kesin karar vermeyin. (2/234-235) Yettimllerlle evllenmek k (Çok evllillik k) • Nisa süresinin üçüncü ayeti, do¤ru olarak yorumlanmas› gereken bir ayettir. Bu ayet, ondan önceki, bir ve iki numaral› ayetlerle ba¤lant›l›d›r. Bu ayetler, yetim ve akraba haklar›n› koruma amac›n› tafl›maktad›rlar. Ayetlerle, sadece Müslümanlara de¤il, bütün insanlara hitap edilmektedir. Muhtelif müfessirler taraf›ndan yorumlanan evlilik ile ilgili üçüncü ayet için yanl›fl anlamlar ortaya at›lm›fl ve ‹slam dininin çok evlili¤i emretti¤i söylenmifltir. Bu nedenle ayet istismar edilmifl ve haks›z yere birden fazla evlilik yap›larak kad›nlara kölelik hayat› yaflat›lm›flt›r. Asl›nda ayet, yetim kad›nlar› koruma amac›n› tafl›maktad›r. Ayet bir bütün olarak yorumland›¤›nda bu durum aç›kça ortaya ç›kmaktad›r. Ayetin son bölümünde: “Adaleti sa¤layamazsan›z, kad›nlardan bir tanesiyle veya sahip oldu¤unuz cariyelerle iktifa ediniz” ifadesi bize, cinsel bak›mdan yetim kad›nlar›n taciz edilmemesi için, aralar›nda adaleti sa¤lamak kayd›yla bir, iki, üç, dört tanesiyle nikâh yap›labilece¤ini tavsiye etmektedir. Sa¤duyu ile düflünüldü¤ünde bu ayetin, yetim kad›nlar› korumak amac›n› tafl›d›¤› görülecektir. Bu konudaki ayetler flunlard›r. • Ey bütün insanlar! Sizi tek bir candan yaratan, ondan da eflini yaratan ve ikisinden de pek çok erkek ve kad›n üretip yayan ve onun yard›m›yla hayat›n›z› devam ettirdi¤iniz Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n; akrabal›k ba¤lar›n›z› koparmay›n. Allah bütün insanlar üzerinde denetçidir. (4/1) • Güzel ve do¤ru olan ifli, yanl›fl ve çirkin olan fleyle 345 de¤ifltirmeyin ve yetimlere mallar›n› verin ve yetimlerin mallar›n›, mallar›n›za katarak yemeyin. Çünkü bu gerçekten büyük bir günah olur. (4/2) • Yetimler konusunda adaleti yerine getiremeyece¤inizi bilmeniz halinde, yetim kad›nlardan, aralar›nda adaleti sa¤laman›z kayd› ile bir, iki, üç, dört tanesini nikâhlayabilirsiniz. Adalet sa¤layamayaca¤›n›zdan korkarsan›z, sadece bir tanesini nikâhlay›n veyahut ta cariyelerinizle iktifa etmeniz, yanl›fl yola sapmaman›z bak›m›ndan sizin için en hay›rl›s› olan›d›r. (4/3) • Ey Muhammed! Kad›nlar hakk›nda senden fetva is- terler, de ki: “Onlar hakk›ndaki fetvay› Allah veriyor. Bu fetva fludur: Kitapta size yetim kad›nlarla ilgi bildirilen haklar› yerine getirmeniz, be¤endi¤iniz yetim kad›nlar› nikâhlaman›z, çaresiz çocuklara do¤rulukla bakman›zd›r. Yetimlere hakça davranman›zd›r. Hay›r, ad›na ne yaparsan›z, flüphesiz Allah onu bilir. (4/127) Cariyellerlle Evllenme ‹çinizden inanm›fl hür kad›nlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse ellerinizde bulunan Müslüman cariyelerden als›n. Allah sizin iman›n›z› daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise, iffetli yaflamalar›, zina etmemek ve gizli dost da tutmamalar› flart›yla, velilerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhufl yaparlarsa onlara hür kad›nlara verilen cezan›n yar›s›n› verin. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden evlenmedi¤i takdirde ahlâkî s›k›nt›ya düflmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allah ba¤›fllayan, esirgeyendir. (4/25) 346 Kad d›n eflin hak klar› • Kad›nlar› arzular› d›fl›nda tutmay›n. Sözleflme ile tespit edilmifl mahirlerini, aç›kça bir fuhufl yapmad›kça al›koymay›n. Kad›nlar›n›zdan hofllanmazsan›z bile onlara bask› yapmay›n ve iyi davran›n. Çünkü hoflunuza gitmeyen baz› fleylerde Allah, onlarda sizin için çok hay›r k›lar. (4/19) Eflller için vasiyett • ‹çinizden geride efl b›rakacak olanlar, ölümlerinden sonra efllerinin evlerinden ç›kar›lmamalar› ve b›rakt›klar› mallardan faydalanabilmeleri için vasiyet b›raks›nlar. Ancak efl, kendi iste¤i ile ve meflru flekilde (miras hakk›n› alarak) ayr›lmak hakk›na sahiptir. (2/240) Evllillik k yasak klar› • Kad›nlardan babalar›n›z›n nikâhlad›klar›n› nikâhlamay›n. Çünkü bu çirkin bir hayâs›zl›kt›r ve öfke duyulan bir i¤rençliktir. Cahiliye devri geçmiflte kalm›flt›r. (4/22) • Anneleriniz, k›zlar›n›z, k›z kardeflleriniz, halalar›n›z, teyzeleriniz, erkek kardefllerinizin k›zlar›, k›z kardefllerinizin k›zlar›, sizi emziren sütanneleriniz, gerde¤e girdi¤iniz kad›nlar›n›z›n koruyuculu¤unuz alt›nda bulunan üvey k›zlar›, sizin sulbünüzden olan o¤ullar›n›z›n eflleri ve iki k›z kardefli bir araya getirdi¤iniz evlilik size haram k›l›nd›. Cahiliye devriden kalanlar geçmiflte kalm›flt›r. Allah ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (4/23) • Sahip oldu¤unuz cariyeler d›fl›nda, evli kad›nlarla evlenmeniz yasaklanm›flt›r. Bunlar, Allah’›n üzerinize farz k›ld›¤› hükümlerdir. Bunlar›n d›fl›nda, iffetli davranman›z ve zina yapmaman›z için, fuhufl yapmayan namuslu kad›nlardan be¤endi¤inizle, mallar›n›zla mehir vererek sözleflme yapman›z size helal k›l›nm›flt›r. Ayr›lman›z halinde, onlardan faydaland›¤›n›za mukabil, kararlaflt›r›lm›fl olan mehirlerini ödeyin. Mehir miktar›n›n tespitinden sonra, karfl›l›kl› olarak hoflnut olaca¤›n›z bir konuda anlaflman›zda size bir sorumluluk yoktur. Allah her fleyi 347 bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (4/24) Eflller ve çocuk klar • Allah efllerinizi, anneleriniz gibi, kendinize haram sayman›z için yaratmam›flt›r (bir k›zg›nl›k an›nda söyledi¤iniz söz nedeniyle eflinize s›rt›n›z› dönmeyiniz). Evlatl›klar›n›z› da öz o¤ullar›n›z olarak tan›mad›. Evlat edindiklerinizi, babalar›na nispet ederek ça¤›r›n. E¤er babalar›n› bilmiyorsan›z, bu takdirde onlar› din kardeflleri ve dostlar›n›z olarak kabul edin. Kas›tl› olarak yapt›klar›n›z hariç olmak üzere yan›lmalar›n›zdan dolay› yapt›¤›n›z hatalardan size bir sorumluluk yoktur. Allah ba¤›fllar ve merhamet eder. (33/4-5) • Ey iman edenler! Efllerinizde ve çocuklar›n›zdan baz›lar› size düflman olabilirler. Buna haz›rl›kl› olun. Böyle durumlarda, affedici, hoflgörülü olun ve kusurlar›n› örtün. Buna karfl›l›k Allah sizin de kusurlar›n›z› örtecektir. (64/14) Çocuk klar›n› öldürenller • Çocuklar›n› hiç bir bilgiye dayanmaks›z›n öldürenler (gerekli sebep var olmad›kça çocuklar›n cahilce öldürenler) ile Allah’a karfl› yalan iftira düzüp Allah’›n kendilerine r›z›k olarak verdiklerini haram k›lanlar, elbette hüsrana u¤ram›fllard›r. Onlar, gerçekten flafl›r›p sapm›fllard›r ve do¤ru yolu bulamam›fllard›r. (6/140) • Rabbin, diledi¤ine r›zk›n› geniflletir, diledi¤ine de r›zk›n› s›n›rl› tutar. O, kullar›ndan haberi oland›r. Kullar›n›n yapt›klar›n› görendir. Yoksulluk endiflesiyle çocuklar›n›z› öldürmeyin; onlara da size de Biz r›z›k veririz. Onlar› öldürmek büyük bir suçtur (günaht›r). (Ayetler, geçim endiflesiyle çocuklar›n› öldürenler için bir uyar›d›r. Bu ayn› zamanda, geçim endiflesiyle çocuklar›n› ald›rmak isteyenlere de bir uyar› mahiyetindedir.) (17/30-31) Bo oflanmad da kad d›n›n hak klar› • Ey peygamber! Kad›nlar› boflayaca¤›n›zda, onlar›, iddetlerini gözeterek boflay›n ve iddeti say›n; onlar›, apaç›k 348 bir hayâs›zl›k yapmalar› hali hariç, evlerinden ç›karmay›n, onlar da ç›kmas›nlar. Bunlar Allah’›n s›n›rlar›d›r. Allah’›n s›n›rlar›n› kim aflarsa, flüphesiz kendine yaz›k etmifl olur. Bilemezsin, olurki Allah, bundan sonra bi durum ortaya ç›kar›verir. Kad›nlar›n bekleme süresi bitti¤inde, ya onlara güzel davranarak, onlarla geçinmeye devam ediniz ya da güzellikle b›rak›n›z. ‹çinizden iki flahitle durumu belgeleyiniz. Bunlar Allah’›n ö¤ütleridir, bu ö¤ütlere dikkat ediniz. Kim Allah’tan korkup sak›n›rsa, Allah onun için bir ç›k›fl yolu gösterir ve onu, hesaba katmad›¤› bir yönden r›z›kland›r›r. Allah’a güvenen kimseye O, yeter. Allah buyru¤unu yerine getirendir. Allah her fley için bir ölçü var etmifltir. Kad›nlar›n›z içinde ay hali görmekten kesilenler ile henüz ay hali görmemifl olanlar›n iddetleri hususunda flüpheye düflerseniz, bilin ki, onlar›n iddet beklemesi üç ayd›r. Gebe olanlar›n iddeti, do¤urmalar› ile tamamlan›r. Allah, buyru¤una karfl› gelmekten sak›nan kimseye iflinde kolayl›k verir. Bunlar, Allah’›n size indirdi¤i emirlerdir. Allah, bu emirlere uyanlar›n kötülüklerini örter ve onun mükâfat›n› artt›r›r. Boflad›¤›n›z kad›nlar› mümkün ise, kendinizin oturdu¤unuz yerde tutun. Onlar› bask› alt›nda tutmak için, kendilerine bir tak›m dayatmalarda bulunmay›n. Hamile iseler, do¤umlar›n› yapana kadar nafakalar›n› verin. Bebe¤inizi emzirirlerse, onlara ücretlerini verin ve ücret konusunu aran›zda güzellikle halledin. Anlaflmazl›k durumunda, çocu¤u baflka bir kad›n emzirsin. Durumu müsait olan özveride bulunsun. Darda olan da yapabildi¤ini yaps›n. Allah, bir insan›, kendisine verdi¤i kadar›yla sorumlu tutar. Allah, her zora bir kolayl›k getirecektir. (65/1-7) • Kad›nlar›n mehirleri bir hakt›r, mehirleri tam olarak verin. fiayet onlar gönül hofllu¤u ile size bir fley ba¤›fllarlarsa, onu kabul edebilirsiniz. (4/4) • Boflanm›fl kad›nlar›n, hakkaniyet ölçülerinde, 349 kocalar›ndan menfaat sa¤lamak haklar›d›r; bu, Allah korkusu tafl›yanlar üzerine bir borçtur. Düflünüp gerçe¤i anlaman›z için Allah, ayetlerini böylece size aç›klamaktad›r. (2/241-242) Ak krab ba ve dostt iliflk killeri • Sizin için kendi evlerinizden, babalar›n›z›n, annelerinizin, erkek kardefllerinizin, k›z kardefllerinizin, amcalar›n›z›n, halalar›n›z›n, day›lar›n›z›n, teyzelerinizin, anahtarlar›n›nde uhdenizde bulundurdu¤unuz yerlerden (anahtarlar› elinizde bulunan yerlerden) veya dostlar›n›z›n evlerinden topluca veya ayr› ayr› yemek yemenizde bir sak›nca yoktur. Evlere girdi¤iniz zaman, ev halk›na, Allah taraf›ndan kutlu ve güzel bir yaflam dile¤i ile selam verin. Bu ayet, güzel davran›fllarda bulunman›z için Allah’›n indirdi¤i ayetlerdendir. Akl›n›z› kullan›n ve gerekti¤i flekilde davran›n. (24/61) Ak krab ball›k k ba¤llar› • ‹man edip iyi ifller yapanlar cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yan›nda onlara diledikleri her fley vard›r. ‹flte büyük lütuf budur. Allah’›n, iman eden ve iyi ifller yapan kullar›na müjdeledi¤i nimet budur. De ki: “Ben buna karfl›l›k sizden akrabal›k sevgisinden baflka bir ücret istemiyorum.” Kim bir iyilik ifllerse onun sevab›n› fazlas›yla veririz. fiüphesiz Allah ba¤›fllayan, flükrün karfl›l›¤›n› verendir. (Ayetlerde ‹man eden ve iyi ifller yapanlara cennet bahçelerinde yer verilece¤i ve buna karfl›l›k bir ücret istemeyece¤i, ama akrabal›k sevgisinin karfl›l›¤›n›n ayr›ca de¤erlendirilece¤i anlat›lmaktad›r). (42/23-24) Ak krab ball›k k hak kk› • Do¤ru ve iyi ifller yapmayan bir kimsenin, akrabalar› üzerinde bir akrabal›k hakk› yoktur. (Ayetlerde Nuh a.s. ve ona itaat etmeyen o¤lu misal verilmektedir). (11/45-46) Erk ke¤in özelllik kleri ve görevlleri 350 • Allah, kad›n ve erke¤i farkl› özelliklerde yaratm›flt›r. Erkekler, kad›nlar›n geçimini sa¤layacak ve onlar› aile hayat›nda yönetecek özelliklere sahiptirler ve kad›nlar için koruyucudurlar. (4/34) Kad d›n›n görevi • ‹yi kad›nlar, kendilerine nikâhla sa¤lanan güvenceler gibi aile içinde uyumlu olmal›d›rlar ve erke¤in yoklu¤unda, ailenin flerefini korumal›d›rlar. Serkefllik etmelerinden endiflelendi¤iniz kad›nlara ö¤üt verin, yataklar›nda onlar› yaln›z b›rak›n, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramay›n. Do¤rusu Allah yücedir, büyüktür. (4/34) Kar› koca aras›nd da anllaflmazll›k k • Kar› kocan›n aras›n›n aç›lmas›ndan endiflelenirseniz, bunlar›n aras›n› düzeltmek için erke¤in ailesinden bir hakem ve kad›n›n ailesinden bir hakem gönderin. Anlaflmak isterlerse, Allah onlar›n aralar›n› buldurur. Do¤rusu Allah, her fleyi bilen, her fleyden haberdar oland›r. (4/35) • fiayet bir kad›n, kocas› taraf›ndan eziyet görmekte ise veya kocas› taraf›ndan terk edilme endiflesi tafl›yorsa, o takdirde aralar›nda anlaflma yap›p bar›fl› sa¤lamal›d›rlar. Bar›fl, aile içinde en hay›rl› yoldur. Zira insan nefsi doyumsuzdur bu bak›mdan karfl›l›kl› fedakârl›k en iyi yoldur. Kumalar aras›nda ne kadar özen gösterirseniz gösterin adaleti sa¤layamazs›n›z. Sadece bir tanesine meylederek öbürünü ihmal etmeyin. Taraf tutmadan bar›fl› sa¤lay›n. fiayet ayr›l›k kaç›n›lmazsa, Allah’›n nimetlerinden herkese pay vard›r (ayr›l›n ve üzülmeden yaflam›n›z› sürdürün Allah r›zk›n›z› verecektir). (4/128-130) • Eski Arap adetleri sebebiyle, erkek ve kad›n aras›nda vuku bulan anlaflmazl›klar, flu ayetlerle kald›r›lm›flt›r. Eski Arap adetlerinde bir koca kar›s›na: “seni annem yerine koyuyorum” derse, o kad›n›n yata¤›na bir daha girmezdi. Bunun üzerine Allah’tan gelen emirle, zevcelerin erkekler 351 için anne yerine geçemeyece¤i, annelerin, kendilerini do¤uranlar olduklar›n› bildirilmifltir. Böyle bir yeminde bulunanlar›n, kad›nlar›n›n yata¤›na girmeden önce bir köleyi azat ederek yeminlerini bozabileceklerini, bu imkâna sahip olmayanlar›n, birbirini takip eden iki ay boyunca oruç tutarak yeminlerini bozmalar›n›, buna da gücü yetmeyenlerin atm›fl fakiri doyurmalar› gerekti¤i ve bu flartlara uymayanlar›n Allah’›n koymufl oldu¤u hududu aflmalar› nedeniyle ahirette cezaland›r›lacaklar› ihtar edilmektedir. (58/1-4) Kad d›nd da ay halli • Ay hali kad›nlar için bir rahats›zl›kt›r. Ay halindeki kad›nlar› rahats›z etmeyin. Temizleninceye kadar onlar› iliflkiye zorlamay›n. Temizlendikleri zaman, Allah’›n size buyurdu¤u yoldan yaklafl›n. fiüphesiz Allah, tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever. (2/222) Kad d›n erk kek k iliflk kisi • Ey Muhammed! Sana kad›nlar›n aybafl› hakk›nda da sorarlar, de ki: “O bir ezad›r.” Aybafl› halinde iken kad›nlardan el çekin temizlenmelerine kadar onlara yaklaflmay›n. Temizlendikleri zaman, Allah’›n size buyurdu¤u yoldan yaklafl›n. Allah daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever. Kad›nlar›n›z sizin tarlan›zd›r, tarlan›za istedi¤iniz zaman gelin, efllerinizi nefisleriniz için haz›rlay›n ve Allah’tan sak›n›n ve biliniz ki O’nunla karfl› karfl›ya geleceksiniz, müminleri de müjdele. (2/222-223) Kocas› ölen kad›n›n durrumu • ‹çinizden ölenlerin geride b›rakt›klar› efller, kendi kendilerine dört ay on gün beklerler. Bu bekleme süresi dolduktan sonra kendi meflru haklar›n› kullanabilirler. Bu haklar›n› kullanmalar›ndan dolay› size bir sorumluluk yoktur. (2/234) • ‹ddeti beklemekte olan kad›nla evlenmek isterseniz, onunla evlenme konusundaki iste¤inizi aç›klayabilirsiniz. Fakat meflru bir söz söylemeniz d›fl›nda onlarla gizlice 352 anlaflmay›n! Bekleme süresi bitinceye kadar onlar› nikâhlamay›n. Bilin ki Allah kalbinizden geçeni bilmektedir. O’ndan sak›n›n. Ve bilin ki, Allah ba¤›fllayand›r, kullar›na yumuflak davranand›r. (2/235) Beb be¤i emzirme • Emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, anneler çocuklar›n› iki tam y›l emzirirler. Anne ile çocu¤un örfe göre uygun olarak beslenmesi giyimi baba taraf›na aittir. Bir insan ancak gücü yetti¤inden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocu¤u sebebiyle, hiçbir baba da çocu¤u yüzünden zarara u¤rat›lmamal›d›r. Baba öldü¤ü zaman mirasç›n›n üzerine de bunlar›n ayn›s› borçtur. E¤er anne ile baba anlaflarak çocu¤u memeden kesmek ve çocu¤u bir sütanneye vermek isterlerse, kendilerine bir günah yoktur. E¤er çocuklar›n›z› bir sütanneye emzirtmek isterseniz, verece¤iniz ücreti güzellikle teslim ediniz. Allah’tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklar›n›z› görendir.(2/233) Eb beveynllerin yan›na girifl izni • Ey iman edenler! Hizmetinizde bulunanlar, sizden bulu¤ ça¤›na ermemifl çocuklar ve ergenlik ça¤›na girmifl çocuklar›n›z, huzurunuza girmek üzere üç vakit için izin istesinler. Bu vakitler, mahrem halde bulunabilece¤iniz vakitlerdir. Bunlar sabah namaz› öncesi; giysilerinizi ç›karm›fl olabilece¤iniz ö¤len vakti ve yats› namaz› sonras›d›r. Bu vakitlerin d›fl›nda birbirinizin yan›na izinsiz girmenizde bir mahzur yoktur. (24/58-59) Ana bab ba hak kk› • Rabbimiz, sadece kendisine kulluk etmemizi, anababam›za iyi davranmam›z› kesin bir flekilde emretti. Allah flöyle buyurmaktad›r: “Onlardan biri veya her ikisi sizin yan›n›zda yafllan›rlarsa kendilerine “of” bile demeyin. Onlar› azarlamay›n, ikisine de güzel söz söyleyin. Onlar› koruyun, alçakgönüllülükle onlar›n üzerlerine kanatlar›n›z› 353 gerin ve: ‘Rabbimiz! Küçüklü¤ümüzde onlar beni nas›l yetifltirmifllerse, flimdi de sen onlara rahmet et’ diyerek dua ediniz.” (17/23-24) • Biz insana anne ve babas›na iyilikle davranmas›n› tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle tafl›d› ve onu güçlükle do¤urdu. Onu hamilelikte tafl›mas› ve sütten kesilmesi, otuz ayd›r. ‹nsan bunu unutmamal› ve Rabbine flükretmelidir. ‹nsan bulu¤ ça¤›na erdi¤inde ve en güçlü duruma eriflti¤i k›rk yafllar›nda Allah’›n kendisine verdi¤i nimetleri unutmamal› ve Rabbine flöyle yakarmal›d›r: “Rabbim, bana, anne ve babama verdi¤in nimete flükretmemi ve senin raz› olaca¤›n Salih bir amelde bulunmam› bana ilham et; benim için soyumdan da salah› ver. Gerçekten ben tövbe edip sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardan›m” diyerek dua edenlere; yapt›klar›n› en güzel flekilde kabul ederiz, günahlar›n› ba¤›fllar›z ve onlar, vaat edilen cennetin halk›ndan olacaklard›r. Anne ve babas›n› azarlayanlar ve kendilerini imana davet ettikleri için onlara k›zanlar, daha önce azab› hak etmifl olan cinler ve insanlar gibi azab› hak edeceklerdir. (46/1518) • Biz insana, anne-babas›na iyi davranmas›n› tavsiye etmiflizdir. Çünkü anas› onu nice s›k›nt›lara katlanarak tafl›m›flt›r. Sütten ayr›lmas› da iki y›l içinde olur. ‹flte bunun için önce Bana, sonra da ana-babana flükret diye tavsiyede bulunmufluzdur. Dönüfl ancak Banad›r. (31/14) Anne ve bab baya itaattsizllik k • Biz insana, anne ve babas›na karfl› güzelli¤i ilke edinmesini tavsiye ettik. E¤er onlar, hakk›nda bilgin olamayan fleyle Bana ortak koflman için çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüflünüz Banad›r. Art›k yapmakta olduklar›n›z› size Ben haber verece¤im. (29/8) • Biz insana, anne-babas›na iyi davranmas›n› tavsiye etmiflizdir. Çünkü anas› onu nice s›k›nt›lara katlanarak tafl›m›flt›r. Sütten ayr›lmas› da iki y›l içinde olur. ‹flte bunun için önce Bana, sonra da ana-babana flükret diye tavsiyede bulunmufluzdur. Dönüfl ancak Banad›r. Buna 354 ra¤men e¤er onlar sana hakk›nda bilgin olmayan bir fleyi, Bana flirk koflman için seni yönlendirmeye kalkarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüflünüz ancak Banad›r. O zaman yapm›fl olduklar›n›z› haber veririm. (31/14-15) Evllillik kte durum) özell durum (Peygamb ber için özell • Ey peygamber! Mehirlerini verdi¤in efllerin, cariyelerin, amcan›n, halan›n, day›n›n, teyzenin seninle beraber göç eden k›zlar›, evlenmen için sana helal k›l›nd›. Ayr›ca kendisini sana adamak isteyen mümin kad›n› da, sen de istiyorsan nikâhlayabilirisin. Bunlar, di¤er müminler haricinde sadece sana helal k›l›nm›flt›r. Bu konu ile ilgili olarak zor durumda kalmaman için, müminlerin evlenebilece¤i kimseleri ayr›ca aç›klad›k. (33/50) Efllerinden diledi¤ini erteler, diledi¤ini evine alabilirsin. Bunda senin için bir sak›nca yoktur. Ancak uygun olan davran›fl, erteledi¤in efllerinden, arzu etti¤ini de evine almand›r. Bu durum onlar›n hüzne kap›lmalar›n› önleyecek ve onlar› sevindirecektir ve onlara verdiklerinle mutlu olacaklard›r (Efllerinden diledi¤ine öncelik ver ama di¤erlerini de ihmal etme). (33/51) Bu evliliklerden sonra, güzellikleri hofluna gitse bile baflka kad›nlarla evlenmen veya efllerini boflay›p baflka kad›nlar› alman sana helal olmaz. Malik oldu¤un cariyeler hariçtir. Allah her fleyi denetleyendir. (33/52) Yukar›daki ayetlerde Peygambere özel evliliklerin tan›nd›¤› belirtilmektedir. Ancak bu evliliklere hicret durumunda ve Peygamberin hicret eden akrabalar›n› korumak amac›yla müsaade edildi¤i anlafl›lmaktad›r. Evllillik kte kan ba¤› • Peygambere, kan ba¤› bulunmayan ve meflru olmak kayd› ile evliliklerin yap›labilece¤i, bu konuda aç›k davran›lmas› gerekti¤i bildirilmektedir. Bu konudaki ayet mealen flöyledir: (Resülüm!) Hani Allah’›n nimet veridi¤i, 355 senin de kendisine iyilik etti¤in kimseye: Eflini yan›nda tut, Allah’tan kork! diyordun. Allah’›n a盤a vuraca¤› fleyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa as›l korkmana lay›k olan Allah’t›r. Zeyd, o kad›ndan ilifli¤ini kesince biz onu sana nikahlad›k ki evlatl›klar›, kar›lar›yla iliflkilerini kestiklerinde (o kad›nlarla evlenmek isterlerse) mü’minlere bir güçlük olmas›n. Allah’›n emri böylece yerine getirilmifltir. (33/37) Halkla ‹liflflk kiler Nezak kett kuralllar› • Kullar›m›n aras›n›n aç›lmamas› için birbirlerine en güzel sözlerle hitap etmelerini söyle. Çünkü fleytan onlar›n düflman›d›r ve aralar›n› açmak istemektedir. (17/53) • Güzel söz söyleyin ve ba¤›fllay›n. Bu, yüze kak›lan sadakadan daha hay›rl›d›r. (2/263 • Güzel bir söz (Allah’a iman ve güzel ifllerle ilgili konuflmalar), dallar› gö¤e yükselen ve meyve veren güzel bir a¤aç gibidir. (14/24-25) • Ey iman edenler, evlerinizin d›fl›ndaki evlere izinsiz girmeyiniz. E¤er orada kimse yoksa size izin verilinceye kadar o eve girmeyiniz. Girmek istedi¤iniz yere, size: “dönün” denilirse, dönünüz. ‹çerisinde oturulmayan ve sizin için meta bulunan evlere girmenizde bir sak›nca yoktur. (24/27-29) • Evlerinize kap› d›fl›nda baflka bir yerden girmeyin. (2/189) • Ey iman edenler! Peygamberlerin evlerine, yemeye ça¤›r›lmaks›z›n vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilirseniz girin ve yeme¤i yedikten sonra da¤›l›n. Sohbet etmek için de girip oturmay›n. Bu haliniz peygamberi üzüyor. O da size bir fley söylemeye çekiniyordu. Allah gerçe¤i söylemekten çekinmez. Peygamberin efllerinden bir fley isteyece¤inizde, onu perde arkas›ndan isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de, onlar›n gönülleri de daha temiz kal›r. Peygamberin zevceleri; babalar›, o¤ullar›, erkek kardefllerinin o¤ullar›, k›z kardefllerinin o¤ullar›, mümin 356 kad›nlar, cariyeleri ile yüz yüze görüflmelerinde bir sak›nca yoktur. Bundan sonra ne Allah’›n peygamberini üzmeniz ve ne de onun efllerinizi nikâhlaman›z asla caiz de¤ildir. Do¤rusu bu, Allah kat›nda pek büyük bir günaht›r. Ey takva sahipleri, bir fleyi aç›klasan›z da onu gizleseniz de fark etmez, çünkü Allah, her fleyi tam olarak bilendir. (33/53-55) • Ey iman edenler! Allah’tan ve peygamberinden öne geçmeyin; Allah’tan sak›n›n. Ey inananlar! Seslerinizi Peygamberin sesini bast›racak flekilde yükseltmeyin. Seslerini Peygamberin yan›nda k›san kimseler, Allah’›n gönüllerini takva ile s›nad›¤› kimselerdir. Onlara ma¤firet ve büyük bir ecir vard›r. Ey Muhammed! Sana odalar›n ötesinden seslenenlerin ço¤u ak›l etmeyen kiflilerdir. E¤er onlar, sen yanlar›na ç›k›ncaya kadar sabretselerdi flüphesiz onlar için daha iyi olurdu. Allah ba¤›fllayan ve merhamet edendir. (Bu ayetler, insanlar için nezaket kurallar›n›n örnekleridir) (49/1-5). • Ey iman edenler, bir toplum baflka bir toplumla alay etmesin. Kad›nlar da baflka kad›nlarla alay etmesinler. Birbirinizle alay edip, birbirinizi küçük düflürmeyin, birbirinize kötü lakap takmay›n. Alay ettiklerinizin sizden daha hay›rl› kimseler olabilece¤ini unutmay›n. (49/11) • Bir selam ile selamland›¤›n›z zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlay›n; yahut ayn› ile karfl›l›k verin. fiüphesiz Allah, her fleyin hesab›n› arayand›r. (4/86) ‹hanet • Ey iman edenler Allah’a ve Resulüne ihanet etmeyin ve bile bile size verilen emanetlere ihanet etmeyin. (8/27) Mall varll›¤› • Ey iman edenler! Dünya mal›na kanmay›n ve Allah yolunda yard›mlaflmak için seferber olun. Zira dünya hayat›n›n yarar›, ahiret hayat›n›n yarar›na göre pek azd›r. (9/38) • Dünya hayat›nda size verilen her fley, yaln›zca dünya 357 hayat›n›n geçim kaynaklar› ve dünya hayat›n›n süsüdür. Allah kat›nda olanlar ise, daha güzel ve kal›c›d›r. Akl›n›z› kullan›n ve dünya hayat›n›n geçici menfaatlerine kanarak, k›yamet gününde azap için, Allah huzuruna getirilenlerden olmay›n. (28/60-61) • ‹brahim a.s.’dan, Musa a.s.’a kadar indirilen Kitap’larda, insanlara ahiret hayat›n›n, dünya hayat›ndan daha hay›rl› ve daha kal›c› oldu¤u bildirilmifltir. (87/1619) Musib bett • ‹nsanlara isabet eden musibetler (bela, felaket), kendi günahlar› nedeniyledir. Bu hatalar›n birço¤unu da Allah affetmektedir. (42/30) • Gerek yeryüzünde ve gerekse bafl›n›za gelen herhangi bir musibet (bela, felaket) Allah’›n izni ile olmaktad›r. Bunun içindir ki elinizden ç›kana karfl› üzüntü duymay›n›z ve Allah’›n size verdikleriyle böbürlenmeyiniz. Allah böbürlenip büyüklük taslayanlar› sevmez. (22/23) • Hiçbir musibet, Allah’›n izni olmadan kimseye isabet etmez. Allah’›n her fleyden haberi vard›r ve Allah, iman edenlerin kalplerini hidayete yöneltir. (64/11) Merak k Ey iman edenler! Cevab› sizi üzecek soru sormay›n. Kuran indirildikçe merak etti¤iniz sorular›n›z cevapland›r›lacakt›r. Sizden önce meraklar›n› gidermek için böyle soru soran bir toplum, ald›klar› cevap karfl›s›nda (cevap hofllar›na gitmeyince) inkâra sapm›flt›. (Bu ayetler bize flunu göstermektedir. Kuran’da indirilen baz› ayetlerin gerekçesi, sonradan indirilen ayetlerle aç›klanm›flt›r. Bu bak›mdan Kuran’›n baz› ayetlerini münferit olarak de¤erlendirmemek gerekmektedir. Bu ayetlerin, konu ile ilgili di¤er ayetlerle birlikte yorumlanmas› gerekti¤i iflaret edilmektedir). (5/101-102) Arab bulluculluk k Kim iyi bir iflte arac›l›k ederse, onun sevab›ndan kendi358 sine bir hisse vard›r. Kim de kötü bir fleye arac›l›k yaparsa, ondan dolay› kendisine bir sorumluluk vard›r. Allah her fleyin karfl›l›¤›n› verir. (4/85) Sözlleflme yapmak k Ahitleflti¤iniz zaman Allah’›n ahdini yerine getirin. Allah’› kendinize kefil k›larak sa¤lama ba¤lad›¤›n›z yeminleri bozmay›n. Allah, yapt›klar›n›z› flüphesiz bilir. Bir ümmetin di¤erinden daha çok varl›kl› olmas›ndan ötürü, aran›zdaki yeminleri bozarak, ipli¤ini iyice e¤irip katlad›ktan sonra bozan kad›n gibi olmay›n. Yeminleriniz sizin için bir imtihand›r. ‹htilafa düfltü¤ünüz fleyler hakk›nda k›yamette sorumlu tutulacaks›n›z. (16/91-92) Ba¤›flllamak k ve bar›fl • Kötülü¤ün karfl›l›¤›, onun ayn›s› bir kötülüktür. Affetmek ve bar›fl› sa¤lamak ise Allah’›n mükâfatland›raca¤› konulard›r. Allah, zalimleri sevmez. (42/40) • ‹brahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel örnekler vard›r. Onlar, puta tapan kavimlerine demifllerdi ki, biz sizden ve Allah d›fl›nda tapt›klar›n›zda uza¤›z. Sizi tan›m›yoruz. Siz, tek bir Allah’a inan›ncaya kadar, sizinle bizim aram›zda öfke ve düflmanl›k olacakt›r. Onlar, Rablerinden flöyle bir dilekte bulunmufllard›: “Rabbimiz sana güvendik, sana yöneldik, dönüfl sanad›r. Rabbimiz, bizi, inkâr edenlerle deneme, bizi ba¤›flla, do¤rusu Sen güçlü olan, hâkim olans›n” demifllerdi. Allah ve ahiret gününü uman kimseler onlar› örnek almal›d›r. Olur ki Allah sizinle düflman olduklar›n›z aras›nda yak›nda bir dostluk meydana getirir. (Toplumlarla ba¤› kopuk bir düflmanl›k sergilemeyin ve düflmanlar›n›za bar›fltan yana oldu¤unuzu göstermek için çaba harcay›n). (60/4-7) Cimrillik k ve israf • Eli s›k› olma ve elini büsbütün de aç›k tutma! Sonra s›k›nt› içinde kal›r ve (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun. (17/29) • Ey iman edenler, sizi ac›kl› bir azaptan kurtaracak bir 359 ticaret yapmak isterseniz, Allah’a ve Resulüne iman ediniz, mallar›n›zla ve canlar›n›zla Allah yolunda cihad ediniz. Buna karfl›l›k Allah sizin günahlar›n›z› ba¤›fllayacak, sizi güzel meskenleri bulunan adn cennetlerine yerlefltirecektir. Ayr›ca müminleri dünya hayat›nda yard›m ve baflar› ile müjdeleyin. (61/10-13) • Cimrilik eden, kendini Allah’tan müsta¤ni (Allah’ ihtiyaç duymayan) sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin, güçlü¤e u¤ramas›n› kolaylaflt›r›r›z. O kimse ölüp atefle yuvarland›¤› zaman, mal› ona fayda vermez. (92/811) • Allah taraf›ndan kendilerine ihsan edilen fleylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hay›rl› oldu¤unu sanmas›nlar. Hay›r; bu, onlar için flerdir; k›yamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmaland›r›lacaklard›r. Göklerin ve yerin miras› Allah’›nd›r. Allah, yapt›klar›n›zdan haberi oland›r. (3/180) • Cimrilik edenler ve insanlara cimrili¤i emredenler ve Allah’›n fazl›ndan kendilerine verilenleri gizleyenler kâfirdirler (inkârc›d›rlar) ve bunlara afla¤›lay›c› bir azap vard›r. (4/37) • Cimrilik yapanlar ve insanlara da cimrilik yapmalar›n› söyleyenler ve Allah’›n buyru¤undan yüz çevirenler bilsinler ki, Allah›n hiçbir fleye ihtiyac› yoktur ve övülmeye lay›kt›r. (57/24) Köttü söz • Allah, zulme u¤rayanlar d›fl›nda, kötü sözün aç›kça söylenmesini sevmez. Allah iflitendir, bilendir. (4/148) • Kötü söz, topra¤›n üstünden kopar›lm›fl faydas›z bir a¤ac›n durumu gibidir. (14/26) Dürüstt olmak k Ey iman edenler, ifllerinizin do¤ru gitmesi, günahlar›n›z›n ba¤›fllanmas› için do¤ru sözlü olun. (33/7071) 360 Çall›flma hed defi Ahiret hayat›n› kazanmak için ekin ekene, hasad›n› bol veririz. Sadece dünya hayat› için ekin eken de hasad›n› al›r, ama ahiret hayat›nda bir alaca¤› olmaz. (42/20) Namusllu davran›fl Ey Resulüm! Mümin erkeklerin gözlerini harama dikmemelerini, ›rzlar›n› korumalar›n› söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davran›flt›r. fiüphesiz Allah, onlar›n yapt›klar›ndan haberdard›r. (24/30) Çall›flma hayatt› ‹nsanlar›n sahip oldu¤u imkânlar birbirinden Baflkas›n›n sahip oldu¤u imkânlar› k›skanmay›n. fazl›n› (ihsan›n›) çal›flarak aray›n. Her erkek, eme¤inin karfl›l›¤›n› kazans›n, her kad›n da eme¤inin karfl›l›¤›n› kazans›n. (4/32) farkl›d›r. Allah’›n çal›flarak çal›flarak Ho oflgörü Size düflman›n›zdan gelecek bir kötülü¤ü en güzel bir iyilikle savarsan›z, aran›zdaki düflmanl›k, s›cak bir dostlu¤a dönüflecektir. Bu güzel haslete, ancak sabredenler ve hay›rseverler eriflebilir. fiayet fleytandan gelecek bir vesvese sizi dürtecek olursa, Allah’a s›¤›n›n. Çünkü O, iflitendir, bilendir. (41/34-36) Güzell iflller yapmak k • ‹man ederek Allah’a yönelenler ve iyi ifller yapanlar, sürekli cennette kalacaklard›r. (11/23) • Takvaya yönelmeden önce iyi ifller yapmayanlar, Sonradan Allah’a iman ederek ve eskiden yapt›klar› kötü iflleri b›rakarak iyi ifllere yapanlar, eskiden yapm›fl olduklar›ndan sorumlu tutulmazlar. (5/93) • ‹man ederek, iyi ifller yapan erkek ve kad›nlara güzel bir hayat yaflat›r›z ve yapt›klar›ndan daha güzeliyle mükâfatland›raca¤›z. (16/97) • ‹man edip iyi ifller yapanlar›, alt›ndan ›rmaklar akan cennetlere sokaca¤›z. Bu Allah’›n gerçek bir vadi’dir. 361 Allah’tan daha do¤ru sözlü kim vard›r? (4/122) • ‹man ederek iyi ifller yapan kad›n ve erkekler en ufak bir haks›zl›¤a u¤rat›lmaks›z›n cennete gireceklerdir. (4/124) • Allah, iman edenler ve güzel ifl yapanlara, kazand›klar› sevaplar›n›n karfl›l›¤›n› eksiksiz verecek ve kendi fazl›ndan da ilave edecektir. Allah’a kulluk konusunda çekimser davrananlar ve büyüklük taslayanlar için ac›kl› bir azap vard›r. Onlar Allah’tan baflka bir dost ve yard›mc› da bulamazlar. (4/173) • Yararl› ifl iflleyen kimseler kendileri için rahat bir yer haz›rlam›fl olurlar; kim inkar ederse, inkar› kendi aleyhine olur, çünkü Allah, inan›p yararl› ifl iflleyenlere lutfundan karfl›l›k verecektir. Do¤rusu O, inkârc›lar› sevmez. (30/4445) Hay›r yapmak k • Sana da, daha önceki kitab› do¤rulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitap’› (Kuran’›) gönderdik. Art›k aralar›nda Allah’›n indirdi¤i ile hükmet; sana gelen gerçe¤i b›rak›p da onlar›n arzular›na uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir fleriat ve bir yol verdik. Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet k›lard›. Fakat size verdikleriyle sizi denemektedir. O halde hay›rlarda yar›fl›n. Tümünüzün dönüflü Allah’ad›r. Hakk›nda ihtilafa düfltü¤ünüz fleyleri size hat›rlatacakt›r. (5/48) • Her toplumun din bak›m›ndan yöneldi¤i bir yön vard›r. ‹nanç yönünüz hangi istikamette olursa olsun, hay›rl› ifller yapmada yar›fl›n›z. Çünkü sonunda Allah’›n huzurunda toplanacaks›n›z. (2/148) • Allah, gizli ya da aç›k olarak yap›lan bir hay›rl› ifli, veya kendilerine yap›lan bir kötülü¤ü ba¤›fllayanlar› sever. (4/149) Yettim ve dillencillere davran›fl Yetimi sak›n ezme. El aç›p isteyeni de sak›n azarlama ve Rabbinin nimetini flükranla an. (93/9-11) 362 ‹ttaatt • Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; peygambere itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. E¤er bir fleyde anlaflmazl›¤a düflerseniz, art›k onu Allah’a ve Resulüne döndürün. fiayet Allah’a ve ahiret gününe inan›yorsan›z, bu sizin için daha hay›rl› ve daha güzel bir yoldur. (4/59) • Ey inananlar! Toplant›larda size, “yer aç›n” denildi¤i zaman yer aç›n ki Allah’ta size genifllik versin; “kalk›n” denildi¤i zaman da, hemen kalk›n ki, Allah, içinizden inanm›fl olanlar› ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah ifllediklerinizden haberdard›r. (58/11) Fittne • Fitne (Yalan haber yayarak bozgunculuk yapmak), öldürmekten daha kötüdür. (Fitne huzursuzlu¤un, kavgalar›n, cinayetlerin kayna¤›n› teflkil etmektedir. Fitne toplumun her kesimine sirayet etti¤inden, toplu kargaflalara ve y›k›mlara sebebiyet vermekte, kin ve düflmanl›k tohumlar›n› ekmektedir). Fitne ç›karanlarla, bu huylar›ndan vazgeçinceye kadar ve din yaln›zca Allah’›n oluncaya kadar savafl›n. Fitne son bulursa art›k, düflmanl›k ve zulüm olmas›n. (2/191-193); (2/217) • ‹çinizden sadece zulüm yapm›fl olanlara dokunmakla kalmayacak bir fitneden sak›n›n. Ve sizlerden yaln›zca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup sak›n›n. Bilin ki, gerçekten Allah, ceza ile sonuçland›rmas› pek fliddetli oland›r. (8/25-26) Rib ba (tefecillik k) (Peflin ve faiz karfl›ll›¤› verillen borç) • Allah, ticareti helal, ribay› ise haram k›lm›flt›r. Riba yiyenler, k›yamette kabirlerinden fleytan çarpm›fl gibi çarp›lm›fl olarak kalkacaklard›r. Cezalar› sonsuza dek cehennem ateflidir. Allah ribay› tüketir (Riba kar›flan mal›n bereketini giderir), sadakalar› ise bereketlendirir. (2/275363 276) • Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve geriye kalan riba alacaklar›n›zdan vazgeçin. fiayet böyle yapmazsan›z, Allah’a ve Resulüne karfl› savafl açt›¤›n›z› biliniz. Eyer tövbe eder ve ribadan vazgeçerseniz, bu takdirde ne zulmetmifl olursunuz ne de zulme u¤rars›n›z. Ana sermayeleriniz sizindir. E¤er borçlu darl›k içinde ise, eli geniflleyinceye kadar, ana sermayeyi ödemesi için ona mühlet vermek gerekir. Alaca¤›n›z›, sadaka veya zekât olarak kabul ederseniz, sizin için en hay›rl›s› olur. Allah’a dönece¤iniz günü unutmay›n. O gün herkese kazand›¤› eksiksiz ödenecek ve onlara haks›zl›k yap›lmayacakt›r. (2/278-281) • Ey iman edenler! Ribay› kat kat artt›r›lm›fl olarak yemeyin (ribadan kazand›¤›n›z› tekrar ribaya vererek katlamay›n). Kurtuluflunuz için bundan sak›n›n. (3/130) • Mallar›n›z artt›rmak için ribaya (faize) verdi¤iniz mal›n›z›n getirisi, Allah kat›nda size bir fayda sa¤lamaz. Oysa Allah r›zas› için verilen zekât ise, Allah kat›nda artarak sahibine ulaflacakt›r. (30/39) Gizlli faalliyettler (Kullis) • Göklerde olanlar› da, yerde olanlar› da Allah bilmektedir. Üç kiflinin gizli bulundu¤u yerde dördüncüsü mutlaka O’dur; befl kiflinin gizli bulundu¤u yerde alt›nc›s› mutlaka O’dur; bunlardan az veya çok, ne olursa olsun, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, mutlaka onlarla beraberdir. Gizli toplant›lardan men edildikten sonra, günah ifllemek, düflmanl›k etmek ve peygambere karfl› gelenlerin yeri cehennemdir. Ey insanlar! Gizli konufltu¤unuz zaman, günah iflleyenlerin, düflmanl›k edenlerin ve peygambere karfl› gelmeyi konuflmay›n. ‹yilik yapmak ve Allah’a karfl› gelmekten sak›nmay› konuflun. K›yamet günü huzurunda toplanaca¤›n›z Allah’tan sak›n›n. Gizli toplant›lar, insanlar› üzmek için fleytan›n istedi¤i fleydir. (58/7-10) Giyim ve davran›fl • Mümin erkekler hain bak›fllardan sak›n›p, zerafetleri364 ni koruyarak önlerine baks›nlar, ›rzlar›n› namuslar›n› korusunlar, bellerine sahip olsunlar. Bu, kendileri için daha nezih, günahtan ve haramdan daha ar›nm›fl bir davran›flt›r. (24/30) • Mümin kad›nlar da hain bak›fllardan sak›n›p, zerafetlerini koruyarak önlerine baks›nlar. Namus ve iffetlerini muhafaza etsinler, bellerine sahip olsunlar. Örtünme zarureti olmayan ve görünen k›s›mlar hariç, cezp edici yerlerini ve güzelliklerini teflhir etmesinler. Baflörtülerini; gerdanl›klar›n› aç›kta b›rakmayacak flekilde gö¤üslerinin üzerine sark›tarak örtsünler. Kocalar›, babalar›, kocalar›n›n babalar›, o¤ullar› erkek kardeflleri, erkek kardefllerinin o¤ullar›, k›z kardefllerinin o¤ullar›, hemcinsleri olan kad›nlar, meflru flekilde sahip olduklar›, üzerlerinde meflru haklar› ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insani münasebetleri olan cariyeler, kad›na ihtiyac› kalmam›fl cinsi güçten düflmüfl erkek hizmetkârlar yahut henüz kad›nlar›n mahrem yerleriyle ilgilenmeyen, fark›nda olmayan çocuklardan baflkas›na cezp edici yerlerini ve güzelliklerini göstermesinler, aç›k b›rakmas›nlar, aç›k saç›k bulunmas›nlar. Gizlemekte olduklar› güzellikleri, tak›lar› anlafl›ls›n diye ayaklar›n› yere vurarak erkekleri tahrik etmesinler. (24/31) • Ey iman edenler, meflru flekilde sahip oldu¤unuz, üzerlerinde meflru haklar›n›z ve otoriteniz ve kendileriyle düzgün insani münasebetleriniz olan köle ve cariyeleriniz, sizden henüz ergenlik ça¤›na girmemifl olanlar, sabah namaz›ndan önce, ö¤leyin soyundu¤unuz vakit ve yats› namaz›ndan sonra, yan›n›za girmek istediklerinde, sizden üç defa izin istesinler. Bu vakitler, mahrem halde bulunabilece¤iniz üç vakittir. Bu vakitler d›fl›nda ne sizin nede onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yan›na girip ç›kabilirsiniz. (24/58) • Çocuklar›n›z ergenlik ça¤›na girdiklerinde kendilerinden öncekilerin (büyüklerin) izin istedikleri gibi onlar da yan›n›za girmek için izin istesinler. (24/59) • Evlenmekten ümidi kesmifl, çocuktan kesilmifl yafll› 365 kad›nlar›n, teflhir niyeti tafl›mayarak cezp edici yerlerini ve güzelliklerini yabanc› erkeklere göstermeksizin baz› elbiselerini, d›fl elbiselerini ç›karmalar›nda kendilerine bir vebal yoktur. ‹ffetli davranmalar› kendileri için daha hay›rl›d›r. (24/60) • Kör, topal ve hasta olanlar bu kurallardan dolay› mazur görülebilirler. Sizin de, gerek kendi evlerinizde, gerekse babalar›n›z›, annelerinizin, erkek kardefllerinizin, k›z kardefllerinizin, amcalar›n›z›n, halalar›n›z›n, day›lar›n›z›n, teyzelerinizin, dostlar›n›z›n ve anahtarlar›n› uhdenizde bulundurdu¤unuz yerlerden yemenizde de bir sak›nca yoktur. Evlere girdi¤iniz zaman birbirinize selam verin. (24/61) • Ey Peygamber han›mlar›! Siz, kad›nlardan herhangi biri gibi de¤ilsiniz, e¤er Allah’tan korkuyorsan›z, çekici eda ile konuflmay›n; sonra kalbinde hastal›k bulunan kimse ümide kap›l›r. Sözü bilinmifl flekliyle söyleyin. Evlerinizde oturun, eski cahiliye adetlerinde oldu¤u gibi aç›l›p saç›lmay›n. Namaz› k›l›n, zekat› verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, (Resülullah’›n ev halk›)! Allah sizden, sadece günah› gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. (33/32-33) • Gerçek flu ki, Allah’a ve Resulü’ne eziyet edenler; Allah, onlara dünyada da, ahirette de lanet etmifl ve onlar için afla¤›lat›c› bir azap haz›rlanm›flt›r. Mümin erkeklere ve mümin kad›nlara irtikap etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve aç›k günah yüklenmifllerdir. Ey Peygamber, efllerine, k›zlar›na ve müminlerin kad›nlar›na d›fl elbiselerinden (cilbablar›ndan) üstlerine giymelerini söyle; onlar›n (özgür ve iffetli) tan›nmas› ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok ba¤›fllayand›r, çok esirgeyendir. (33/57-59) • Mescitlere gidece¤iniz zaman güzel ve temiz elbiselerinizi giyin. (7/31) Göstterifl ve sah htek kârll›k k • fieytana arkadafl olup inkârc› olmay›n. Allah’a ve 366 ahiret gününe inan›n. Mallar›n›z› gösterifl yapmak için harcamay›n. (4/38) • Allah’›n indirdi¤i kitaplar› gizlemeyin, onlar› insanlara aç›klay›n. Ç›kar amac›yla de¤ifltirmeyin. (3/187) • Ettiklerine sevinen ve yapmad›klar›yla övünenleri sak›n ha, onlar›n azaptan kurtulacaklar›n› sanma! Onlara pek elemli bir azap vard›r. (3/188) Süsller Ey Muhammed! De ki: “Allah’›n kullar› için yaratt›¤› ziynet eflyalar›n› ve temiz r›z›klar› haram k›lan kimdir? Bunlar dünya hayat›nda iman edenler içindir. Özellikle k›yamet gününde de öyledir. Bu ayetler, bilinçli toplumlar için detayland›r›lm›fllard›r. (7/32) G›d dallar Kuran bize, haram ve helal olan g›dalar› belirtmekte ve g›dalar için getirilen yasaklar›n Tevrat’ta da bulundu¤unu bildirmektedir. G›dalar konusunda uydurulan yalanlara itibar edilmemesi tavsiye edilmektedir. Ayr›ca zorunlu hallerde yasak g›dalardan, hayat› devam ettirecek miktarda ve afl›r› gitmemek kayd› ile yenilebilinece¤i belirtilmektedir. Bu durumda zorunlu hallerde yenilebilecek maddelerin insanlara yasaklanmas›nda, sa¤l›k sebeplerinin neden oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Nitekim afla¤›da s›ralanan yasak maddelerin günümüzde de sa¤l›¤a ayk›r› olduklar› bilinmektedir. Baz› g›da yasaklar› ise, Allah’a sayg›, insan›n takvaya yönlendirilmesi ve ahlaki nedenlerle al›nd›¤› anlafl›lmaktad›r. Bunlar, Allah’a ortak koflulan putlar ad›na kesilen hayvan etleri, ihraml› iken yap›lan avlar›n etleri ve kumarda kazan›lan hayvan etleridir. Yenilebilir G›dalar – – – Temiz ve helal olan g›dalar Dört ayakl› ot yiyici bütün hayvanlar. Deniz mahsulleri 367 – Tah›l, meyve ve sebzeler Yasak g›dalar – Ölü eti – Kan – Bo¤ulmufl hayvan – Y›rt›c› hayvan taraf›ndan parçalanm›fl hayvan – Vurulmufl, yüksek yerden düflmüfl, boynuzlanm›fl (ölmeden kestikleriniz hariç) – Domuz eti G›dalarla ‹lgili Ayetler Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal fleylerden yiyin, fleytana ayak uydurmay›n, zira o sizin için apaç›k bir düflmand›r. (2/168) Ey iman edenler! Size verdi¤imiz r›zklar›n temiz olanlar›ndan yiyin, e¤er siz yaln›z Allah’a kulluk ediyorsan›z O’na flükredin. (2/172) Allah size ancak ölüyü (lefli), kan›, domuz etini ve Allah’tan baflkas› ad›na kesilmifl olan (hayvan)› kesin olarak haram k›ld›. Fakat kim bunlardan yemeye mecbur kal›rsa, taflk›nl›k yapmamak ve haddi aflmamak flart›yla (ölmeyecek oranda) bir miktar yemesinde günah yoktur. fiüphesiz ki Allah çokça ba¤›fllayan, çokça esirgeyendir. (2/173) Tevrat indirilmeden önce, ‹srail’in (Yakup’un) kendine haram k›ld›klar›ndan baflka, ‹srailo¤ullar›na bütün yiyecekler helal idi. De ki: “E¤er do¤ruysan›z, o zaman Tevrat’› getirip onu okuyun.” Art›k bundan sonra kim Allah’a karfl› yalan uydurursa, iflte bunlar, zalimlerin ta kendileridir. (3/93-94) Ey iman edenler! Akitleri titizlikle yerine getirin. Size dört ayakl› tüm otlayan hayvanlar helal k›l›nd›, ancak size okunanlar ve ihraml›yken avlad›klar›n›z hariç. fiüphesiz Allah diledi¤i hükmü koyar. Ey iman edenler! Allah’›n koydu¤u flartlara, haram olan aya, kurbanl›k hayvanlara, gerdanl›klara ve Rablerinden bir fazl ve hoflnutluk isteyerek Beyt-› Haram’a gelenlere sak›n sayg›s›zl›k etmeyin. ‹hramdan ç›kt›n›z m› art›k avlan368 abilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan al›koyduklar›ndan dolay› bir toplulu¤a olan kininiz, sak›n sizi haddi aflmaya sürüklemesin. ‹yilik ve takva konusunda yard›mlafl›n, günah ve haddi aflmada yard›mlaflmay›n ve Allah’tan korkup sak›n›n. Gerçekten Allah ceza ile sonuçland›rmas› pek fliddetli oland›r. Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan baflkas› ad›na kesilen, bo¤ulmufl, vurulmufl, yüksek bir yerden düflmüfl, boynuzlanm›fl, y›rt›c› bir hayvan taraf›ndan yenmifl, henüz canl›yken yetiflip kestikleriniz hariç, dikili tafllar üzerine (putlar) bo¤azlanan hayvanlar ve fal oklar›yla k›smet araman›z kumarda kazand›klar›n›z size haram k›l›nd›. Bunlar f›skt›r (yoldan ç›kmakt›r). Bugün kâfirler, sizin dininizi yok etmekten ümit kesmifllerdir. Art›k onlardan korkmay›n, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamlad›m ve sizin için din olarak ‹slam’› be¤endim. Kim, gönülden günaha yönelmemifl olmak üzere açl›k halinde dara düflerse haram k›l›nan etlerden yiyebilir. Çünkü Allah çok ba¤›fllay›c› ve esirgeyicidir. Kendileri için nelerin helal k›l›nd›¤›n› sana soruyorlar; de ki: “Bütün iyi ve temiz fleyler size helal k›l›nm›flt›r.” Allah’›n size ö¤retti¤i gibi ö¤retip yetifltirdi¤iniz avc› hayvanlar›n›n yakalay›verdiklerinden de üzerlerine Allah’›n ad›n› anarak yiyin. Allah’tan korkup sak›n›n. fiüphesiz Allah hesab› çabuk görendir. Bugün size temiz olan fleyler helal k›l›nd›. Kendilerine kitap verilenlerin yeme¤i size helal, sizin de yeme¤iniz onlara helaldir. Müminlerden özgür ve iffetli kad›nlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden özgür ve iffetli kad›nlar da, namuslu, fuhuflta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemifller olarak mehirlerini (evlilik teminat›n›) ödedi¤iniz takdirde size helal k›l›nd›. Kim iman› tan›may›p küfre saparsa, elbette onun yapt›¤› bofla ç›km›flt›r. O ahirette hüsrana u¤rayanlardand›r. (5/1-5) Deniz av› ve onu yemek size ve yeryüzünde dolaflanlara bir yarar sa¤lamak üzere helal k›l›nm›flt›r. ‹hraml› oldu¤unuz sürece kara av› ise size haram k›l›nm›flt›r. 369 Huzurunda toplanaca¤›n›z Allah’tan korkup sak›n›n. (5/96) O, gökten su indirendir. ‹flte biz her çeflit bitkiyi onunla bitirdik. O bitkiden de kendisinde üst üste binmifl taneler bitirece¤imiz bir yeflillik (baflakl› bitkiler); hurman›n tomurcu¤undan sarkan salk›mlar; üzüm ba¤lar›; bir k›sm› birbirine benzeyen, bir k›sm› da benzemeyen zeytin ve nar bahçeleri meydana getirdik. Meyve verirken ve olgunlaflt›¤› zaman her birinin meyvesine bak›n! Kuflkusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vard›r. (6/99) Çardakl› ve çardaks›z (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeflit çeflit hurmalar›, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narlar› yaratan O’dur. Her biri meyve verdi¤i zaman meyvesinden yiyin. Devflirilip topland›¤› gün hakk›n› (zekât ve sadakas›n›) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. (6/141) E¤er O’nun ayetlerine inan›yorsan›z, art›k üzerinde yaln›zca Allah’›n ismi an›larak kesilenlerden yiyin. Üzerine Allah’›n ad› an›l›p kesilenlerden yememenize sebep ne? Oysa Allah, çaresizce yemek zorunda kald›¤›n›z d›fl›nda, haram k›ld›¤› fleyleri size aç›klam›flt›r. Do¤rusu birçoklar› bilgisizce kendi kötü arzular›na uyarak sapt›r›yorlar. fiüphesiz ki Rabbin, haddi aflanlar› çok iyi bilir. Günah›n a盤›n› da gizlisini de b›rak›n! Çünkü günah iflleyenler, yapt›klar›n›n cezas›n› mutlaka çekeceklerdir. Üzerlerine Allah’›n ad› an›lmadan kesilen hayvanlardan yemeyin. Kuflkusuz bu büyük günaht›r. Gerçekten, fleytanlar dostlar›na, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. E¤er onlara uyarsan›z flüphesiz siz de Allah’a ortak koflanlardan olursunuz. (6/118-121) O, size ancak ölüyü, kan›, domuz etini ve Allah’tan baflkas› ad›na kesilmifl olan hayvan› haram k›ld›. Fakat kim mecbur kal›rsa, sald›rmamak s›n›r› aflmamak üzere yiyebilir. Çünkü gerçekten Allah, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolay›s›yla: “fiuna haram, fluna helal” demeyin. Çünkü Allah’a karfl› yalan uydurmufl olursunuz. fiüphesiz Allah’a karfl› yalan uydu370 ranlar, kurtulufla eremezler. Bunlar›n dünyadaki hayatlar› az ama cezalar› ac›kl› olacakt›r. Yahudi olanlara da, bundan önce, sana aktard›klar›m›z› onlara da haram k›ld›k. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlard›. (16/115-118) Durum böyle. Her kim, Allah’›n emir ve yasaklar›na sayg› gösterirse, bu, Rabbinin kat›nda kendisi için daha hay›rl›d›r. Size haram oldu¤u okunanlar›n d›fl›nda kalan hayvanlar size helal k›l›nd›. O halde, pislikten, putlardan sak›n›n; yalan sözden sak›n›n. (22/30) Gökten uygun bir ölçüde ya¤mur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbette gücümüz yeter. Böylece onun sayesinde sizin yarar›n›za hurma bahçeleri ve üzüm ba¤lar› meydana getirdik. Bunlarda sizin için birçok meyveler vard›r ve siz onlardan yersiniz. Tur-i Sina’da da yetiflen bir a¤aç daha meydana getirdik ki, bu a¤açtan hem ya¤ hem de yiyenlerin ekme¤ine kat›k edecekleri (zeytin) verir. Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ders (ibret) vard›r. Onlar›n kar›nlar›ndakinden (süt) size içiririz. Onlarda sizin için birçok faydalar daha vard›r; etlerinden de yersiniz. (23/18–21) ‹ki deniz bir de¤ildir. Biri tatl› susuzlu¤u keser ve içimi kolay; di¤eri de tuzlu ve ac›d›r. Ancak her ikisinden de taze et yersiniz ve tak›nmakta oldu¤unuz süs eflyalar›n› ç›kar›rs›n›z. Gemilerle denizi yararak O’nun fazl›n› aramaktas›n›z. Umulur ki flükredersiniz. (35/12) Güvenillmez kifliller Ey iman edenler! Güvenilmeyen bir kifli taraf›ndan size getirilen haberlerin, haks›zl›k yapmaman›z ve sonunda piflman olmaman›z için, do¤rulu¤unu araflt›r›n. Biliniz ki, Allah’›n elçisi içinizdedir. Pek çok konuda gerçe¤i araflt›rmadan dediklerinize uysayd›, s›k›nt›ya düflerdiniz. Müminler, Allah’›n iman› sevdirdi¤i ve onunla kalplerini süsledi¤i olgun insanlard›r. Allah, müminlere inkâr›, bozgunculu¤u ve isyankârl›¤› çirkin göstermifltir. Bu, 371 Müminlere Allah’›n bir lütfü ve nimetidir. Allah hüküm ve hikmet sahibidir.(49/6-8) Hak ks›zll›k k Rabbinize yalvara yakara gizlice dua edin. Haks›zl›k yapmay›n. Allah, haks›zl›k yapanlar› sevmez.(7/55) Bo ozgunculluk k (Fesatt) • Bar›fl sa¤lanm›fl olan yeryüzünde bozgunculuk yapmay›n. Allah’›n rahmetini umarak iyilik edin. ‹yilik edenlere Allah’›n rahmeti çok yak›nd›r. (7/56) • ‹nsanlar›n elleriyle iflledikleri yüzünden, karada ve denizde fesat ç›kar; Allahta belki dönerler diye yapt›klar›n›n bir k›sm›n› da böylece kendilerine tatt›r›r. Yeryüzünün tarihini incelerseniz, inançs›z toplumlar›n, fesatlar› nedeniyle nas›l bir sona u¤rad›klar›n› göreceksiniz. (30/41-42) • Allah imandan yüz çeviren bozguncular› bilmektedir. (3/63) Köttü yönetticiller Dünya hayat›nda, sözleri hoflunuza giden baz› insanlar vard›r ki, kalplerinde olanlar için Allah’› tan›k gösterirler. Oysa onlar, en az›l› düflmanlar›n›zd›r. Bunlar iflbafl›na geçtiklerinde, yeryüzünde bozgunculuk ç›kararak, nesilleri ve ekinleri yok etmektedirler. Allah, fesatç›lar› (bozguncular› ) sevmez. Bunlara; “Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n” denildi¤i zaman, dinlemezler, gönülleri onlar› günaha sürükler (keyfi ifller yaparlar). Bunlar› ahiretteki yeri, çok kötü olan cehennem yata¤›d›r. (2/204-206) ‹h hanett edenller • Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye giriflmeyin. Allah, hainli¤i meslek edinmifl günahkârlar› sevmez. (4(107) • Aran›zda antlaflma olan bir toplumun ihanetinden 372 korkarsan›z, onlarla aç›kça konuflun ve antlaflmay› fesih etti¤inizi bildiriniz. Allah ihanet edenleri sevmez. (8/58) • ‹hanet edenler, ihanetlerinin cezas›n› göreceklerdir. (8/71) • Allah, iman edenleri, hain ve nankörlere karfl› müdafaa edendir. (22/38) Hille yapanllar Kendileri için eksiksiz tart› isteyen, ama tart›da hile yaparak baflkalar› için ölçü ve tart›y› eksik yapanlar›n vay haline. Onlar, bir gün öleceklerini ve sonra hesap vermek için yeniden dirileceklerini unutmas›nlar. ‹nsanlar›n, âlemlerin Rabbi huzurunda divan duracaklar› büyük bir günde, insan haklar›na tecavüz edenlerin yeri kesin olarak, bir kitapta belirtilmifltir. Hesap gününü yalanlayanlar›n vay haline. (83/1-10) ‹llim • Seni yaratan Allah’›n ad›yla oku. O, insanlar› bir hücreden yaratt›. Oku, Rabbin cömerttir, bilmek istedi¤ini sana verecektir. Rabbin insanlara bilmediklerini, okuma yazma ile ö¤retendir. (96/1-5) • ‹limde derinleflmifl olanlar ile müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene inananlar, namaz› k›lanlar, zekât› verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; ‹flte onlar, Biz onlara büyük ecir verece¤iz. ‹limde ilerlemifl olanlar, müminlerle ayn› s›n›fa konulmufltur. Bu bize, derin ilim sahiplerinin, ulaflt›klar› delillerle Allah’a iman ettiklerini bildirmektedir. (4/162) • ‹nsanlara ayetlerimizle verdi¤imiz örneklere, âlimlerden baflkas› ak›l erdirmez. (29/43) • Ayetlerimiz, kendilerine ilim verilenlerin gö¤üslerinde apaç›k olan ayetlerdir. Zulmetmekte olanlardan baflkas›, bizim ayetlerimizi inkâr etmez. (29/49) • Allah taraf›ndan indirilen ayetlerin, hakk›n (gerçe¤in) ta kendisi oldu¤u, ayetlerin, insanlar› Allah yoluna iletti¤ini âlimler bilmektedirler. (34/6) 373 • Yeryüzünde insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan çeflitli renkte olanlar vard›r. Allah’›n kullar› içinde ancak bilgin olanlar, bu çeflitli yarat›l›fllar› de¤erlendirebilir ve Allah’a karfl› gelmekten sak›nabilirler. Allah, üstün güçlü oland›r, ba¤›fllayand›r. (Allah’›n güç ve kudretini ancak bilginler taraf›ndan anlafl›labilece¤i bildirilmekte ve bilim yolu iflaret edilmektedir.) (35/28) ‹nsan›n sorumllullu¤u • Allah, her flahs›, ancak gücünün yetti¤i ölçüde mükellef k›lar. Herkesin kazand›¤› hay›r kendine, yapaca¤› fler de kendinedir. (2/286) • Herkes kendi günah›ndan sorumludur. Hiç kimse baflkas›n›n günah›ndan sorumlu tutulmayacakt›r. Günahlardan ar›nanlar, ancak kendi nefislerini ar›nd›rm›fl olurlar. (35/18) • Kim iyi ifl yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin, kullara zulmedici de¤ildir. (41/46) Kib bir • Yeryüzünde böbürlenerek yürümeyin (kibirli olmay›n). Çünkü ne yeri yarabilir ne de da¤larla boy ölçüflebilirsiniz. (17/37) • Hiç bir fley hakk›nda: “Ben bunu yar›n yapaca¤›m” deme. Ancak: “Allah dilerse yapaca¤›m” de. Bunu unuttu¤un takdirde Allah’› an›n ve sizi do¤ru yola ulaflt›rmas›n› dileyin. (18/23-24) Yaflam› k›s›ttlamak k • Allah’›n size helal k›ld›¤› güzel fleyleri kendinize haram k›lmay›n. Allah’›n size helal k›ld›¤› temiz yiyeceklerden yiyin. (5/87-88) • Yeminleriniz dolay›s›yla Allah’›n size helal k›ld›¤›n› kendinize haram k›lmay›n. Allah, yeminleriniz için kefaret ödeyerek durumu düzeltmenizi meflru k›lm›flt›r. (66/1-2) 374 Kölleller Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin, onlar için iyi olaca¤›n› bilirseniz, bedel vermelerini kabul ediniz. Hür olabilmeleri için, mallar›n›zdan yararland›r›n›z. ‹ffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhfla zorlamay›n. Kim onlar› zorlarsa bilsin ki, Allah onu de¤il, zorlanan kad›n› ba¤›fllar. (Bu hüküm, köleli¤in ortadan kald›r›lmas› için ortaya at›lan önemli bir ad›md›r. Toplumun bu yönde kölelere yard›mc› olmas› emredilmektedir). (24/33) Çirk kin davran›flllar Bilmedi¤in fleyin ard›na düflme; do¤rusu kulak, göz ve kalp, bunlar›n hepsi o fleyden sorumlu olur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir, ne de boyca da¤lara ulaflabilirsin. Rabbinin kat›nda bunlar›n hepsi be¤enilmeyen kötü fleylerdir. (17/36-38) Mall varll›¤›n›za güvenmeyin Habibim ya Muhammed! ‹man edenle inkâr eden aras›ndaki fark için flu misali ver: “Sulu ba¤, bahçe ve ekinleri olan biri, ald›¤› ürünlerle böbürlenerek fakir olan arkadafl›na, malca ve evlatça kendisinden daha zengin oldu¤unu söylemekte ve varl›klar›n›n hiç bitmeyece¤ini sanmaktad›r. K›yamet saatine inanmad›¤›n›, k›yamet gününde yeniden dirilifl olsa bile, yeryüzünde sahip olduklar›ndan daha iyisine sahip olaca¤›n› söyler.” Arkadafl› ona: “Kendisini topraktan, sonra bir damla sudan, sonra ona flekil veren Allah’› inkâr etmemesini, Rabbinin kendisine verdi¤i imkânlar nedeniyle flükretmesi gerekti¤ini söyler ve devam ederek; Senin ba¤lar›n felakete u¤rayabilir veya sular› kuruyarak yok olabilirler ve Rabbim bana onlardan daha hay›rl›s›n› verebilir” der. Derken adam›n ba¤lar› bir afetle yok olur. Varl›kl› adam: “Keflke Rabbime ortak koflmasayd›m” diyecek duruma düfler. Allah d›fl›nda ona yard›m edecek kimse yoktur. Kendi kendine de yard›m edemezdi. ‹flte burada yard›m ve dostluk, hak olan Allah’a aittir. O, sevap bak›m›ndan hay›rl›, sonuç bak›m›ndan hay›rl›d›r. 375 (Ayetlerde dünya mal› zenginli¤inin geçici oldu¤unu, mal varl›¤›n›n münkir insan› kötü bir ak›betten koruyamayaca¤› anlat›lmaktad›r). (18/32-44) Hak ks›z flek killde mall edinmeyin Ey iman edenler! Karfl›l›kl› anlaflarak yapt›¤›n›z bir ticaret olmas› müstesna, mallar›n›z› aran›zda haks›z sebeplerle (haram yollarla) yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi ve birbirinizi) öldürmeyin! fiüphesiz Allah, size karfl› çok merhametlidir. Kim düflmanl›k ve haks›zl›kla (yasakland›¤›) fleyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir atefle ataca¤›z! Bu ise Allah’a göre çok kolayd›r. E¤er kendisinden yasaklamakta oldu¤umuz (günahlar›n) büyüklerinden kaç›n›rsan›z, sizin (küçük) günahlar›n›z› örteriz. Ve sizi çok hofl bir yere (cennete) koyar›z. Allah, baz›n›z›, baz›n›zdan üstün k›lmaya vesile yapt›¤› fleyleri temenni etmeyin! Erkeklere çal›flmalar›ndan bir nasip vard›r, kad›nlara da çal›flmalar›ndan bir nasip vard›r. Allah’tan lütfünü isteyin! Muhakkak ki Allah, her fleyi hakk›yla bilendir. (4/29-32) Rüflvett Aran›zda mallar›n›z› haks›zl›kla yemeyin; bildi¤iniz halde, günaha girerek, insanlar›n mallar›n› yemek için, o mallar›n bir k›sm›n› hâkimlere (aran›zda hüküm verecek kiflilere) aktarmay›n. (2/188) Sih hir • Ey Muhammed! And olsun ki sana apaç›k ayetler indirdik. Onlar› sadece yoldan ç›km›fllar inkâr eder. Onlar, her ne zaman söz vermifllerse, içlerinden bir k›sm›, verilen sözü bozmufllard›r. Kendilerine verilen kitab› do¤rulayan bir kitap indirilince de görmezden geldiler. Onlar, Süleyman’›n hükümranl›¤› hakk›nda, fleytanlar›n söylediklerine inand›lar. Oysa Süleyman, küfre sapm›fl bir sihirbaz de¤ildi. Fakat fleytanlar, insanlara sihir yapmay› ö¤rettiler ve Kabildeki iki mele¤e yani Harut ve Marut’a 376 indirilen fleyleri ö¤reterek kâfir oldular. Hâlbuki o iki melek insanlara sihri, faydal› amaçlarla kullanmalar› flart›yla ö¤retiyorlard›. ‹nsanlara sadece kar› ile kocan›n aras›n›n aç›lmamas›n› sa¤layan sihri ö¤retiyorlard›. (Ayetlerde sihirle u¤raflanlar›n, peygamberleri yalanlad›klar›, Süleyman peygamberi de sihirbaz kabul ettikleri ve fleytanla iflbirli¤i yapt›klar› bildirilmektedir. Kar›-koca aras›n› açan sihirden korunmak için, iki melek olan Harut ve Marut’a Babil’de indirilen bilgiler, fleytanlar taraf›ndan çal›nd› ve insanlara kötü amaçlar için ö¤retildi. Ayetlerde sihir yapanlar›n ahiretten nasipleri olmayaca¤› bildirilmektedir.) (2/99-102) • Büyücüler kurtulufla ermezler. (10/77) • Allah bozguncular› baflar›ya ulaflt›rmaz. Yapt›klar› sihirleri de geçersiz k›lar. (10/81) Sab b›r • Ey iman edenler! Sab›rla ve namazla yard›m dileyin. Allah, sabredenlerle beraberdir. (2/153) • Biz, sizi biraz korku, açl›k, mal, can ve g›dalarla imtihan etmekteyiz. Sab›r gösteren ve kendilerine bir musibet (zarar) isabet etti¤inde: “Biz Allah’a aidiz ve dönüflümüz O’nad›r” diyenleri müjdele. Onlara Rablerinden ba¤›fllanma ve rahmet vard›r. Onlar hidayete ermifl olanlard›r. (2/155-157) • Size dokunan bir iyilik, düflman›n›z› üzer, kötülük ise düflman›n›z› sevindirir. E¤er siz, sabreder ve kötülüklerden sak›n›rsan›z, düflman›n›z›n hiçbir hileli düzeni size zarar veremez. Allah, onlar›n yapt›klar›n› kuflatand›r. (3/120) • Mallar›n›z ve çocuklar›n›zla imtihan edileceksiniz. Daha önce kitap verilen ümmetlerden ve müflriklerden sizi incitecek sözler ifliteceksiniz. E¤er sabreder ve kötülüklerden korunursan›z, azimli bir ifl yapm›fl olursunuz. (3/186) • Sizin sahip olduklar›n›z, tükenen fleylerdir. Allah kat›nda olanlar ise kal›c›d›r. Sabredenlerin karfl›l›¤›n›, yapt›klar›n›n en güzeliyle biz muhakkak verece¤iz. (16/96) • Habibim! Sabret. Senin sabr›n Allah içindir. Kurulan hileli düzenler için s›k›lma ve hüzünlenme! (16/127) • Habibim! Senden önce de yemek yiyen ve pazarlar377 da gezen kimselerden baflkas›n› peygamber olarak göndermedik. Biz, sizin bir k›sm›n›z›, bir k›sm› için deneme konusu yapt›k. Bu sabr›n›z› denemek içindir. (25/20) • Rabbin için sabret. (74/7) • Her durumda sab›r gösterip iyi ifller yapanlar için, Allah’tan ba¤›fllanma ve büyük ödül vard›r. (11/11) Söz vermek k • Ey iman edenler! Verdi¤iniz sözleri yerine getirin. (5/1) • Ehli Kitap’tan öyleleri vard›r ki, kendisine bir yük alt›n emanet edersen onu sana geri verir. Onlardan ötesi de vard›r ki, kendisine bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmad›¤›n sürece onu sana geri vermez. Bunun nedeni; “dinimizden olmayan›n mal›n› yemek bize helaldir” diyerek, Allah’a iftira etmeleri nedeniyledir. Hay›r! Allah sözünde duranlar› sever. Allah’a verdikleri sözden, bir ç›kar karfl›l›¤› için dönenlerin ahirette bir nasipleri (bir paylar›) olmayacakt›r. K›yamet günü Allah onlarla konuflmaz, onlara bakmaz ve onlar› aklamaz. Onlara elem verici bir azap vard›r. (3/75-77) • ‹nsanlardan, Allah’a verdi¤i ahdi (sözü) yerine getiren adamlar vard›r. Kimi bu u¤urda can›n› vermifl, kimi de beklemektedir. Ahitlerini hiç de¤ifltirmemifllerdir. Allah do¤rular›, do¤ruluklar›yla mükâfatland›racakt›r. ‹kiyüzlüleri de, dilerse cezaland›r›r veya tövbelerini kabul eder. fiüphesiz Allah, ba¤›fllayand›r. (33/23-24) • Birbirinizi kand›rmak için yemin etmeyin. Bunu yapanlar, hem dünyada kötülük görecek hem de ahirette büyük azap tadacaklard›r. Allah’a verdi¤iniz sözünüzden bir ç›kar karfl›l›¤› için dönmeyin. E¤er bilirseniz, Allah kat›nda olan, sizin için daha hay›rl›d›r (gerek insanlar ve gerekse Allah’a verilen sözlerin tutulmas› karfl›l›¤›nda, Allah kat›nda elde edilecek mükâfatlar, verilen sözlerden cayarak dünyada sa¤lanacak ç›karlardan çok daha hay›rl›d›r, üstelik bunlar için ceza vard›r). (16/94-95) 378 Tövb be etmek k • Ey Muhammed! Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: “Selam olsun size, Rabbiniz, size rahmet etmeyi, kendi üzerine yazm›flt›r. O rahmet ki, içinizden kim cahillikle bir kötülük yapar, sonra ard›ndan tövbe edip halini ›slah ederse, art›k flüphe yok ki Allah, Gafur (çok ba¤›fllayand›r) Rahim (çok merhamet edendir). Buna neden, hakk›n ortaya ç›kmas› ve günahkârlar›n tespiti içindir.(6/54-55) • De ki: “Yap›p edin. Allah sizin yap›p ettiklerinizi görecektir. O’nun Resulü ve müminler de görecektir. Sonuçta bilineni ve bilinmeyeni de bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O, sizin yap›p ettiklerinizi size hat›rlatacakt›r.(9/105) • Andolsun ki Allah, Müslümanlardan bir gurubun, kalpleri e¤rilmeye yüz tuttuktan sonra, peygamberi ve güçlük zaman›nda ona uyan Muhacirleri ve Ensar’› effetti. Sonra da onlar›n tövbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karfl› çok flefkatli, pek merhametlidir. Savafltan geri kalan üç kifliyi de ba¤›fllad›. Öyle ki, bütün geniflli¤ine ra¤men yeryüzü onlara dar gelmiflti, nefisleri de kendilerine dar gelmiflti ve Allah’tan baflka s›¤›nacak yerleri kalmad›¤›n› anlam›fllard› ve tövbe etmifllerdi. Allah tövbelerini kabul etti. Çünkü Allah, tövbeyi kabul edendir, merhametli oland›r. (9/117-118) • Rabbin, cehalet soncu kötü bir ifl yapt›ktan sonra, bir daha yapmamak üzere piflmanl›k getirenleri ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (16/119) • Allah, içinizde olan› en iyi bilendir. ‹yi kimselerseniz, biliniz ki O, kendisine baflvuranlar› ba¤›fllar. (17/25) • Allah’›n kabul edece¤i tövbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tövbe edenlerin tövbesidir. ‹flte Allah bunlar›n tövbesini kabul eder. Allah her fleyi bilendir, hikmet sahibidir. (4717) • Tövbe, kötülük yap›p da sonra ölüm çat›nca, “tövbe ettim” diyenlerle, kâfir (inkârc›) olarak ölenler için geçerli de¤ildir. Böyleleri için ac›kl› bir azap haz›rlanm›flt›r. 379 (4/18) • Allah, kullar›ndan tövbeleri kabul eden, kötülükleri affeden ve yapmakta olduklar›n›z› bilendir. ‹man edip güzel ifller yapanlar›n dualar›na cevap verir ve fazl›ndan onlara vererek mükâfatlar›n› artt›r›r. ‹nkârc›lara ise fliddetli bir azap vard›r. (42/25-26) Peygamb bere yard d›m edenller • Medinelilere ve çevresinde bulunan bedevilere, savaflta Allah’›n peygamberinden geri kalmak, kendilerini O’na tercih etmek yaraflmaz. Çünkü Allah yolunda susuzlu¤a, yorgunlu¤a, açl›¤a u¤ramak, kâfirleri k›zd›racak bir yeri iflgal etmek ve düflmana karfl› kazanmak karfl›l›¤›nda, onlar›n yararl› bir ifl yapt›klar›, mutlaka yaz›l›r. Allah, iyilik yapanlar›n ecrini zayi etmez. Ve büyük olsun küçük olsun, Allah yolunda yapt›klar› her yard›m ve aflt›klar› her vadi için Allah, onlar›n yapt›klar›na karfl›l›k, onlara daha güzelini vaad etmifltir. (9/120-121) Töh hmett (zan) • Ey iman edenler, zandan çok kaç›n›n; çünkü zann›n bir k›sm› günaht›r. Sinsice kusur araflt›rmay›n, birbirinizi çekifltirmeyin. Bunlar, sizden birisinin ölü kardeflinin etini yemesi gibi i¤renç, tiksindirici fleylerdir. Allah’tan korkun ve sak›n›n. Hiç flüphesiz Allah, tövbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir. (49/12) • Ey iman edenler! Musa’ya eziyet edenler gibi olmay›n, kimseyi töhmet alt›nda tutarak eziyet etmeyin. (33/69) Tan›k kl›k k yapmak k • Bir konuda tan›k olan kimse, Rabbi olan Allah’tan sak›ns›n ve tan›kl›¤› do¤ru yaps›n. Tan›kl›¤› do¤ru yapmayan, kalpleri günahkar olan kimselerdir. Allah yap›lanlar› tam olarak bilir. (2/283) • Ey iman edenler! Kendileriniz, ebeveynleriniz, ister fakir ister zengin olan yak›nlar›n›z konusunda tan›kl›¤›, 380 Allah için adaletle yap›n›z. Çünkü Allah, sizin nefsinizden de ebeveyn ve yak›nlar›n›zdan da daha önemlidir. fiu halde, duygular›n›za kap›larak do¤ruluktan sapmay›n ve flüphe b›rakacak flekilde konuflmay›n. Biliniz ki Allah’›n, yapt›klar›n›zdan haberi vard›r. (4/135) Cuma namaz› • Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okundu¤u zaman Allah’› anmaya koflun; al›m› sat›m› b›rak›n; biliniz ki bu sizin için daha hay›rl›d›r. Namaz bitince yeryüzüne da¤›l›n. Ticaretinizi yap›n, iflinize bak›n, Allah’›n lütfünden isteyin. Allah’› çok zikrederek flükredin, Allah’a çokça ibadet edin; umulur ki kurtulufla erersiniz. E¤lence ve ticareti, Allah ile ilgili sohbetlere tercih etmeyin. Allah kat›nda bulunan mükafat, dünyadaki e¤lenceden de, ticaretten de daha hay›rl›d›r. Çünkü Allah, r›z›k verenlerin en hay›rl›s›d›r. (62/9-11) Ticarett • Ey iman edenler! Mallar›n›z› haks›zl›kla de¤il, karfl›l›kl› r›za ile yap›lan ticaret’le edinin. Nefsinizi mahvetmeyin (4/29-30) • Sak›n tart›da haks›zl›k ve taflk›nl›k yapmay›n ve tart›y› adaletle dosdo¤ru yap›n, eksik tartarak adaletsizlik yapmay›n. (55/8-9) Temizllik k • Mescitlere gidece¤iniz zaman güzel ve temiz elbiselerinizi giyin. (7/31) • Elbiselerinizi temiz tutunuz. Pislikten kaç›n›n›z. (74/4-5) Yönetticillik k Afla¤›daki ayette Peygamber efendimize yöneticilik konusunda bilgiler verilmektedir. Bu ayete göre bir yöneticinin davran›fllar flöyle olmal›d›r. “Maiyetinizdekilere yumuflak davran›n. Kaba ve kat› 381 davran›fl, onlar›n da¤›lmas›na neden olur. ‹fl konusunda onlarla istiflare ediniz.” (3/159) Yemin etmek k ‹nsanlar›n aras›n› düzeltmeniz, günahtan sak›nman›z ve iyi olman›z için, Allah’a yapt›¤›n›z yeminleri engel k›lmay›n. Allah iflitir ve bilir. Allah, sizi, rastgele etti¤iniz yeminlerinizden dolay› de¤il, fakat kalplerinizin kastetti¤i yeminlerinizden dolay› sorumlu tutar. Allah ba¤›fllayand›r, yumuflak davranand›r. (2/224-225) • Kad›nlar›ndan uzaklaflmaya yemin edenler, bu yeminlerinden dolay› dört ay bekleyebilirler. E¤er bu süre içerisinde yeminlerinden dönerlerse, bilsinler ki Allah ba¤›fllar ve merhamet eder. (2/226) • Allah size rastgele etti¤iniz yeminlerinizden dolay› de¤il, bile bile etti¤iniz yeminlerinizden dolay› sizi sorumlu tutar. Etti¤iniz yeminlerin kefareti (etti¤iniz yeminlerden dönmeniz nedeniyle ödemeniz gereken bedel), ailenize yedirdi¤iniz miktar›n günlük ortalamas› nispetinde on düflkün kifliyi doyurmak yahut giydirmek veyahut bir köleyi azat etmektir. Bunlar› yapmaya gücü yetmeyen kifli, üç gün oruç tutmal›d›r; Yeminlerinizin kefareti budur. Yemin etti¤inizde yeminlerinizi tutun. (5/89) • Birbirinizi aldatmak için yemin etmeyin; sonra sapasa¤lam basan ayak kayar ve Allah yolundan al›koydu¤unuz için kötülü¤ü tadars›n›z. Ayr›ca ahirette büyük azap görürsünüz. (16/94) Ayetlerde verilen mesaj fludur: Etti¤iniz yeminlere sad›k kal›n›z. Gelifligüzel edilen yeminler, sizi iyilik yapmaktan al›koymas›n. Yap›lan ciddi yeminlerden dolay› piflmanl›k getirirseniz, kefaret ödeyerek yeminlerinizden dönebilirsiniz. • ‹çk ki ve kumar • ‹çki ve kumar›n her ikisinde de büyük günah vard›r. Bunlar›n insanlara olan faydas›na gelince, ikisinin de zarar› ................ faydas›ndan çok daha büyüktür. (2/219) 382 • Ey iman edenler, mayal› içkiler, kumar, dikili tafllar (putlar) ve fal oklar› fleytan›n ifllerinden olan pisliklerdir. Onlardan uzaklafl›n umulur ki kurtulufla erersiniz. fieytan kumar ve içki ile aran›za kin ve düflmanl›k tohumlar› atmaktad›r ve sizi Allah’› anmaktan, namaz k›lmaktan al›koymak ister. Bu nedenlerden dolay› vazgeçmelisiniz (bunlardan vazgeçtiniz de¤il mi?). (5/90-91) (Ayetlerde içki ve kumar›n kademeli olarak yasakland›¤› ve ilk ayetin (2/219) yürürlükten kald›r›ld›¤› anlafl›lmaktad›r.) Özürllü kiflinin sorumllullu¤u Köre, topala ve hastaya yapamayacaklar› görevleri yüklemeyiniz. Bunlar, yapamayacaklar› görevlerden dolay› sorumlu tutulamazlar. (24/61) Yettimller • Yetimi sak›n ezme. El aç›p isteyeni de sak›n azarlama. (93/9-10) • Yetimlere mallar›n› verin ve güzel ifli b›rak›p kötü ifl yapmay›n. Yetimlerin mallar›n›, kendi mallar›n›za katarak yemeyin. Çünkü bu büyük bir suçtur. Yetimler konusunda adaleti sa¤layamayaca¤›n›zdan korkarsan›z, yetim kad›nlardan be¤endiklerinizden, ikifler, üçer, dörder kad›n› nikâh›n›za al›n›z. Bu nikâhlayaca¤›n›z kad›nlar aras›nda adaleti sa¤layamayacaksan›z, sadece birini nikâhlayabilirsiniz. Bu da olmazsa, cariyelerinizle yetinin. Bu, sizi zulümden (haks›zl›ktan) koruyacak bir yoldur. Kad›nlara mehirlerini cömertçe verin. E¤er gönül hofllu¤u ile o mehirin bir k›sm›n› size ba¤›fllarlarsa onu da afiyetle yiyin. Ayakta durabilmeniz için Allah’›n size verdi¤i mallar› sefihlere (e¤lence düflkünlerine) vermeyin. Bu tip kiflileri r›z›kland›r›n (yiyeceklerini sa¤lay›n), giydirin ve onlara, düzelmeleri için ö¤üt verin. Yetimler evlilik ça¤›na gelince onlar› denemeden geçirin. E¤er olgunlu¤a erifltiklerini anlarsan›z, onlara mallar›n› veriniz. Yetimlerin olgunluk ça¤›na gelmelerini beklemeden onlar›n mallar›n›, 383 olgunluk devrelerini beklemeden yemeyin ve mallar›n› israf etmeyin. Zengin olan›n›z bu konuda onurlu davrans›n, yetim mal›na velayet eden fakir ise, korudu¤u maldan örf ve adetlere göre ihtiyac›n› karfl›las›n. Yetimlere mallar›n› verdi¤iniz zaman tan›k bulundurun. Hesap görücü olarak ise, Allah yeter. (4/2-6) • Öldükten sonra, arkalar›nda b›rakacaklar› zay›f çocuklar› için endifle duyanlar, yetimlerin haklar› konusunda da gerçekleri konuflsunlar (do¤ru tan›kl›k yaps›nlar). Yetimlerin mallar›n› zulmederek yiyenler, kar›nlar›na sadece ve sadece bir atefl koymufl olmaktad›rlar. Onlar yak›nda ç›lg›n alevli bir atefle gireceklerdir. (4/9-10) • Yetim mallar›na en güzel bir yol d›fl›nda yaklaflmay›n. Verilen söze vefa gösterin, çünkü verilen sözün bir sorumlulu¤u vard›r. (17/34) • Yetimleri do¤ru bir yönde yetifltirmek hay›rl› bir ifltir. Onlar› aran›za katarsan›z sizin için daha hay›rl›d›r. Çünkü onlar, dünyada ve ahirette kardefllerinizdir. Allah, iflleri bozanla düzelteni bilir. E¤er Allah dileseydi, sizi de zor duruma sokard›. fiüphesiz Allah, güçlüdür, Hâkimdir. (2/220) Zek katt • ‹limde derinleflmifl olanlar, sana ve senden önceki peygamberlere indirilenlere iman edenlere, namaz› k›lanlara, zekât› verenlere, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere büyük bir ödül verece¤iz. (Ayette zekât›n, yukar›da say›lanlar kadar büyük bir ibadet oldu¤u ve bunun için büyük bir mükâfat vaadedildi¤i belirtilmektedir.) (4/162) • ‹man edenler ve iyi ifller yapanlar, namaz k›lanlar, zekât verenler için Allah kat›nda büyük ödül vard›r. Onlar, korku ve hüzün görmeyeceklerdir. (2/277) • “Bize bu dünyada da ahirette de iyilik yaz, flüphesiz ki sana yöneldik.” diyerek Allah’a dua eden Musa’ya Allah buyurdu ki: “Azab›m› diledi¤ime isabet ettiririm, rahmetim ise her fleyi kapsam›flt›r. Rahmetimi, Allah’a karfl› gelmekten sak›nanlara, zekat› verenlere ve bizim ayetlerimize iman 384 edenlere yazaca¤›m”. (7/156) • Mallar›n›zda art›fl sa¤laman›z için yapt›¤›n›z tefecili¤in getirisi, Allah kat›nda, mallar›n›zda bir art›fl olarak kabul edilmez. Allah r›zas›n› isteyerek verece¤iniz zekâta gelince, gelirlerinizi ve sevaplar›n›z› kat kat artt›racakt›r. (Ayette zekât›n hem ahiret için gelir (sevap) sa¤lad›¤›, hem de dünya için bereketiyle mallar› artt›rd›¤› anlat›lmaktad›r). (30/39) Yallan • And olsun ki, sizi ilk defa yaratt›¤›m›z gibi teker teker bize geleceksiniz ve dünya yaflam›nda size verdi¤imiz fleyleri arkan›zda b›rakacaks›n›z. Size flefaat edece¤ini sand›klar›n›z yan›n›zda olmayacakt›r. Aran›zdaki ba¤lar kopup parçalanacakt›r. Bu bak›mdan Allah’a karfl› yalan uydurmay›n. Allah’a karfl› yalan uyduran ve kendisine bir fley vahiy edilmemiflken “Bana vahyolundu”, “Allah’›n indirdi¤i gibi ben de indirece¤im” diyenden daha zalim kim olabilir? Bu zalimleri can çekiflirlerken melekler elini uzatm›fl “Canlar›n›z› verin, bugün Allah’a karfl› haks›z yere söylediklerinizden, O’nun ayetlerine büyüklük taslaman›zdan ötürü alçalt›c› bir azapla cezaland›r›lacaks›n›z” derken bir görsen! (6/93-94) • Her kim, Allah’›n emir ve yasaklar›na sayg› gösterirse, bu, Rabbinin kat›nda kendisi için daha hay›rl›d›r. Haram oldu¤u size okunanlar›n d›fl›nda kalan hayvanlar size helal k›l›nd›. O halde, pislikten, putlardan sak›n›n; yalan sözden sak›n›n. (22/30) • Allah’a karfl› yalan uyduranlar, zalim olanlard›r.(3/94) • Sizden önce yaflam tarzlar› farkl› nice ümmetler gelip geçmifltir. Gezip dolafl›n ve peygamberlerini yalanlayanlar›n u¤rad›klar› sonuçlar› görün. (3/137) • Her iftirac› ve günahkâr kimsenin vay haline! Kendisine Allah’›n ayetleri okunurken iflitir, sonra da sanki onlar› hiç duymam›fl gibi, büyüklük taslayarak inkâr›nda direnir. ‹flte onu elemli bir azapla müjdele. Çünkü o, ayet385 lerimizden bir fley ö¤rendi¤i zaman onlar› alaya al›r, iflte onlar yok mu, kendileri için afla¤›lay›c› bir azap vard›r. Cehennem onlar› arkalar›ndan izlemektedir. Dünya hayat›nda kazand›klar› fleyler ve Allah’tan baflka edindikleri veliler onlara hiçbir yarar sa¤lamaz. Onlar için büyük bir azap vard›r. (45/7-10) Yard d›mllaflma • ‹yilik yolunda yapaca¤›n›z harcamalar (nafaka) mal›n›z›n ihtiyaç fazlas›ndan olmal›d›r. (2/219) • Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmay›n. ‹yilik edin. Allah iyilik edenleri sever. (2/195) • Sevdi¤iniz fleylerden Allah yolunda sarf etmedikçe gerçek iyili¤e asla eriflemezsiniz. Allah yolunda harcad›¤›n›z her fleyi Allah bilmektedir. (3/92) • Allah’›n bol ihsan›ndan kendilerine verdi¤i fleylerden cimrilik edenler, bunun kendileri için hay›rl› oldu¤unu sanmas›nlar. Hay›r; bu, onlar için flerdir; k›yamet günü, cimrilik ettikleriyle tasaland›r›lacaklard›r. Göklerin ve yerin miras› Allah’›nd›r. Allah, yapt›klar›n›zdan haberi oland›r. (3/180) • Cimriler ve cimrili€i ö€ütleyenler ve Allah’›n kendilerine bahfletti€ini gizleyenler için afla€›lay›c› bir azap vard›r.. (4/37) • Allah’a ve ahiret gününe inanmayarak mallar›n› gösterifl için harcayanlar, fleytan›n arkadafllar›d›rlar. (4/38) • Allah’a ve ahiret gününe inanarak Allah’›n kendilerine verdi¤i r›z›ktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah olanlar› iyi bilendir. (4/39) • Çardakl› ve çardaks›z ba¤lar› infla eden Allah’t›r. Tatlar› çeflitli ekin ve hurmalar›, zeytin ve nar› birbirine benzer ve benzemez flekilde yaratan O’dur. Ürün verdi¤i zaman ürününden yiyin, devflirildi¤i ve biçildi¤i gün de hakk›n› (zekat ve sadakas›n›) verin; israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez. (6/141) • Sadaka vermekte gönülden davranan müminlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldi¤i kadar verebilenlerle alay 386 eden kimselere, bu davran›fllar›n›n cezas›n› Allah verir; onlara can yak›c› azap vard›r. (9/79) • ‹yilik yar›fl›nda önceli¤i kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoflnut olmufltur. Onlar da Allah’tan hoflnutturlar. Allah onlara içinde temelli ve ebedi kalacaklar›, içinden ›rmaklar akan cennetler haz›rlam›flt›r. ‹flte büyük kurtulufl budur. (9/100) • Allah, hiçbir fleye gücü yetmeyen, baflkas›n›n mal› olmufl bir köle ile kat›m›zdan kendisine verdi¤imiz güzel r›z›ktan gizli ve aç›k olarak harcayan hür bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eflit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur. Fakat onlar›n ço¤u bunu bilmezler. Allah flu iki kifliyi de misal verir. Onlardan biri dilsizdir, hiçbir fley beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hay›r getiremez. fiimdi, bu adamla, do¤u yolda yürüyerek adaletle emreden kimse eflit olur mu? (Ayetler, emek sarf ederek kazanmay›, baflkas›na s›¤›nmamay›, cahil kalmamay›, bilgi sahibi olmay› ve insanlar› güzel yola yönlendirmeyi tavsiye etmektedirler). (16/75-76) • Akrabaya hakk›n› ver, yoksula ve yolda kalm›fla da. ‹sraf ederek saç›p savurma. Çünkü saç›p savuranlar, fleytan›n kardeflleri olmufllard›r; fleytan ise Rabbine karfl› nankördür. (17/26-27) • fiayet yard›m edecek imkânlara sahip de¤ilseniz, sizden yard›m talep edenlerin gönlünü güzel sözlerle al›n›z. (17/28) • Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir fleyi ortak koflmay›n. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yak›n komfluya, uzak komfluya, yak›n arkadafla, yolcuya, köle, cariye ve hizmetçilere iyi davran›n; Allah kendini be¤enen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. (4/36) • Aç›k ya da gizli olarak bir hay›r yaparsan›z veya bir kötülü¤ü ba¤›fllarsan›z, flüphesiz Allah, affedicidir, güç yetiricidir. (4/149) • Sizden imkân› olanlar ve zenginler, yak›nlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere yard›mda bulunmakta kusur etmesinler. Affedici ve hoflgörülü olsunlar. Al387 lah’›n günahlar›n›z› ba¤›fllamas›n› istemez misiniz? Allah, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (24/22) • Yak›nlar›n›z›n, yoksullar›n ve darda kalanlar›n haklar›n› veriniz. Bu, Allah r›zas›n› isteyenler için hay›rl› bir yoldur. Bu yolu izleyenler kurtulufla erecek olanlard›r. (30/38) • Kim yararl› ifl ifllerse kendinedir; kim kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürülürsünüz. (45/15) • Sadaka veren erkekler ve kad›nlar ve Allah için güzel ifl yapanlara, kat kat karfl›l›k verilir; ayr›ca onlar için pek de¤erli bir mükâfat vard›r. (57/18) • Kalplerine iman› yerlefltirerek emin beldeyi (Medine’yi) haz›rlayanlar (Ensar), kendilerine hicret ederek gelenleri (Muhacirleri) severek ba¤›rlar›na basanlar ve nefislerini bencil tutkulardan ar›nd›rarak onlarla imkânlar›n› paylaflanlar, kurtulufla eren kimselerdir. (59/9) • Birinize ölüm gelip de: “Rabbim! Beni yak›n bir süreye kadar ertelese de, sadaka versem, iyilerden olsam” diyece¤iniz zaman gelmezden önce, size verdi¤imiz r›z›klardan sarf edin. (63/10) • Yapt›¤›n iyili¤i çok görerek bafla kakma (yapt›¤›n›z iyili¤in diyetini istemeyin). (74/6) • ‹yilikle gelenin kendisine daha hay›rl›s› vard›r. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri iflleyenler, ancak yapt›klar kadar ceza görürler. (28/84) • Ey iman edenler! ‹yilik ve takva konusunda yard›mlafl›n, günah ve haks›zl›k konusunda yard›mlaflmay›n. Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n. Çünkü Allah’›n cezas› çetindir. (5/2) • Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmad›¤› halde mal›n› gösterifl için harcayan kimse gibi, bafla kakmak ve incitmek suretiyle, yapt›¤›n›z hay›rlar›n›z› bofla ç›karmay›n. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer; ona sa¤anak bir ya¤mur düfltü mü, onu ç›r›lç›plak b›rak›verir. Bu flekildeki yard›m size bir fayda getirmez. Allah, kâfirler toplulu¤una hidayet vermez. 388 (2/264) • Cimriler ve cimrili¤i emredenler ve imkânlar› oldu¤u halde insanlara yard›m etmekten kaç›nanlar bilsinler ki, Allah’›n bunlara ihtiyac› yoktur. (57/24) • Allah’a yaklaflanlar ve imkanlar›n› paylaflanlar ile güzellikleri destekleyen ve tasdik edenler için, zorluklar, Allah taraf›ndan kolaylaflt›r›lacakt›r. (92/5-7) • ‹steyip dileneni azarlamay›n. (93/10) • Allah’a karfl› gelmekten gücünüzün yetti¤i kadar sak›n›n, buyruklar›n› dinleyin, itaat edin; kendi iyili¤inize olarak mallar›n›zdan sarf edin; nefsin tamahkârl›¤›ndan korunan kimseler, iflte onlar saadete erenlerdir. E¤er Allah’a güzel bir ödünç takdiminde bulunursan›z, onu sizin için kat kat yapar ve sizi ba¤›fllar; Allah, flükrün karfl›l›¤›n› verendir; Halimdir. Görüneni, görünmeyeni bilendir, güçlüdür, Hâkimdir. (64/16-18) Malllar ve Çocuk klar • Bilin ki, mallar›n›z ve çocuklar›n›z ancak bir fitnedir (imtihan konusudur). Allah yan›nda ise büyük bir mükâfat vard›r. (8/28) • Mallar›n›z ve çocuklar›n›z sizin için ancak bir fitne (bir denemedir). Allah ise, büyük ecir (en güzel karfl›l›k) O’nun kat›nda oland›r. (64/15) ‹yillik k yapanllar Allah r›zas› için iyilik yapanlara Allah kat›nda ödül vard›r. Onlar için orada korku ve üzüntü olmayacakt›r. (2/112) ‹man edenlere, iyi iflleri iflleyenlere; günahlardan sak›nmalar›, iman etmeleri, iyi iflleri yapmalar› ve güzellik sergilemeleri kofluluyla daha önce tatt›klar›ndan hiçbir günah yoktur. Allah, güzellikleri sergileyenleri sever. (5/93) Alllah h’a flüph he içind de olanllar Allah’a flüphe içinde kulluk edenler, gördükleri iyilikler için sevinirler, gördükleri kötülüklerde dolay› da dinden 389 ç›karlar. Onlar, dünyay› da ahireti de kaybedenlerdir. (22/11) ‹fl yapaca¤›n›z zaman Allah h’ttan yard d›m dillemek k Hiç bir fley hakk›nda: “Ben bunu yar›n yapaca¤›m” deme. Ancak: “Allah dilerse yapaca¤›m” de. Bunu unuttu¤unuz takdirde Allah’› an›n ve sizi do¤ru yola ulaflt›rmas›n› dileyin. (18/23-24) Peygamb berlle özell görüflme Ey inanalar! Peygamberle hususi olarak konuflaca¤›n›zda, bu konuflman›zdan önce fakirlere sadaka veriniz; bu, sizin daha iyi ve daha temiz olman›z içindir. E¤er sadaka verecek bir fley bulamazsan›z üzülmeyiniz. Allah flüphesiz ba¤›fllayand›r, ac›yand›r. Hususi konuflman›zdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü ki bunu yerine getirmediniz? Ama Allah tövbenizi kabul etmifltir. Öyleyse namaz› k›l›n, zekât› verin Allah’a ve peygamberine itaat edin. Allah, ifllediklerinizden haberdard›r. (58/12-3) ‹nk kar etmek k Kim inkâr ederse, inkar› kendi aleyhine olur. ‹yi ifller yapanlara gelince, onlar da kendi nefisleri için yer haz›rlamaktad›rlar. Zira Allah, iman edip iyi ifller yapanlara kendi lutfundan karfl›l›k verecektir. (30/44-45) Alllah h ve Resullüne sayg› ve itaatt • Ey iman edenler Allah’›n ve Resulü’nün önüne geçmeyin ve Allah’tan korkup sak›n›n. fiüphesiz Allah, iflitendir, bilendir. (49/1) • Allah’a ve Resulüne itaat edin ki merhamet olunas›n›z. (3/132 • Allah’a itaat edin ve Resule itaat edin. Biliniz ki Resulün görevi tebli¤ etmektir. E¤er Resulün yapt›¤› tebli¤lere yüz çevirirseniz, sonucuna katlanmaya haz›rlan›n. (5/92) • Allah, sizlerden iman edenlere ve iyi ifller yapanlar›, kendisine ibadet edip ortak koflmayan nesiller gibi, kendi390 lerini yeryüzüne yönetici k›laca¤›n›, onlara uygun gördü¤ü dini ayakta tutaca¤›n› ve korkular›n› güvene dönüfltürece¤ini vaad etmektedir. ‹nkâr edenler ise art›k onlar fas›k olanlard›r. Esenli¤e kavuflman›z için namaz› k›l›n zekât›n›z› verin ve Resule uyun (24/55-56) • Allah ve peygamberin verdi¤i emirler, mümin erkekler ve mümin kad›nlar için kesin hüküm niteli¤indedir. Bu emirlere uymayanlar apaç›k bir sap›kl›k içindedirler. (33/36) • Allah’a itaat edin, Peygamber’e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düflen apaç›k bir duyurmad›r. Allah; O’ndan baflka bir ilah yoktur. Müminler yaln›z Allah’a dayan›p güvensinler. (64/12-13) • Allah’a ve peygamberlerine iman edenlerin ve peygamberler aras›nda ay›r›m yapmayanlar›n mükafat›n› Allah verecektir. (4/152) • Ey iman edenler, Allah’a ve Resulüne itaat edin. Siz de iflitiyorken, ondan yüz çevirmeyin. Ve: “Biz iflittik” dedikleri halde, gerçekte iflitmeyenler gibi olmay›n; Gerçek flu ki, Allah kat›nda, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) ak›l erdirmez olan sa¤›rlar ve dilsizlerdir (Allah’›n gönderdiklerini görmezden ve duymazdan gelenlerdir). (8/20-22) • Ey iman edenler, size hayat verecek fleylere sizi ça¤›rd›¤› zaman, Allah’a ve Resulüne icabet edin. Ve bilin ki, muhakkak Allah, kifli ile kalbi aras›na girer ve siz gerçekten O’na götürülüp toplanacaks›n›z.(8/24) • Ey iman edenler, Allah ve Resulüne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin. Mallar›n›z ve çocuklar›n›z sizin için bir imtihan konusudur. Yap›lacak iyi fleyler için Allah yan›nda büyük mükâfat vard›r. Ey iman edenler! E¤er Allah’tan korkup günahlardan sak›n›rsan›z, Allah size, iyi ile kölü¤ü ay›rt edecek bir anlay›fl verir; suçlar›n›z› örter ve sizi ba¤›fllar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir. (8/27-29) • Allah ve Resulüne itaat edin ve çekiflip birbirinize düflmeyin, çözülüp y›lg›nlafl›rs›n›z, gücünüz gider. Sabredin, 391 flüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. Kimseyi Allah yolundan al›koymay›n. Çal›m satarak insanlara gösterifl yapmay›n. Allah yap›lmakta olanlar› çepeçevre kuflatand›r (her fleyi kontrol etmektedir). (8/46-47) • Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun Resulü, rükû ediciler olarak da namaz k›lan ve zekât› veren mü’minlerdir. Kim Allah’›, O’nun Resulünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç flüphe yok, galip gelecek olanlar Allah’›n taraftarlar›d›r. Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kâfirleri dostlar (veliler) edinmeyiniz. Ve e¤er inan›yorsan›z, Allah’tan korkup-sak›n›n. (5/55-57) • Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve do¤ru söz söyleyin. (Böyle davran›rsan›z) Allah ifllerinizi düzeltir ve günahlar›n›z› ba¤›fllar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtulufla ermifl olur. (33/70-71) • Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin; ifllerinizi bofla ç›karmay›n. ‹nkâr edip Allah yolundan al›koyanlar›, sonradan inkârc› olarak ölenleri Allah flüphesiz ki ba¤›fllamayacakt›r. (47/33-34) • Ey Muhammed! Do¤rusu seni insanlar üzerine gözetleyici, müjdeci ve uyar›c› olarak gönderdik. Ey insanlar! Bu sizin Allah’a ve peygamberine inanman›z, Allah’a yard›mc› olman›z ve O’na sayg› göstermeniz ve Allah’› sabah akflam tesbih etmeniz içindir. (47/8-9) • Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki sak›nas›n›z. O, sizin için yeryüzünü bir döflek, gökyüzünü bir bina k›ld›. Ve gökten ya¤mur indirerek bununla sizin için (çeflitli) ürünlerden r›z›k ç›kard›. Öyleyse (bütün bunlar›) bile bile Allah’a efller koflmay›n. E¤er kulumuza indirdi¤imiz (Kuran)den flüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri olan bir sure getirin. Ve e¤er do¤ru sözlüler iseniz, Allah’tan baflka flahitlerinizi (kendilerine güvendi¤iniz yard›mc›lar›n›z›) ça¤›r›n. Ama yapamazsan›z -ki kesin olarak yapamayacaks›n›z- bu durumda kâfirler için haz›rlanm›fl ve yak›t› 392 insanlar ve tafllar olan ateflten sak›n›n. (2/21-24) ‹yi iflller yapmak k • Allah r›zas› için iyilik yapanlara Allah kat›nda ödül vard›r. Onlar için orada korku ve üzüntü olmayacakt›r. (2/112) • ‹man edenlere, iyi iflleri iflleyenlere, sak›nmalar›, iman etmeleri, iyi iflleri yapmalar› ve güzellik sergilemeleri kofluluyla daha önce tatt›klar›ndan hiçbir günah yoktur. Allah, güzellikleri sergileyenleri sever. (5/93) • De ki: “ Ey iman eden kullar›m! Rabbinizden korkup-sak›n›n. Bu dünyada iyilik etmekte olanlar için bir iyilik vard›r. Allah’›n arz’› genifltir. Ancak sabredenlere ecirleri hesaps›zca ödenir.” (39/10) fiüph heciller Allah’a flüphe içinde kulluk edenler, gördükleri iyilikler için sevinirler, gördükleri kötülüklerde dolay› da dinden ç›karlar. Onlar, dünyay› da ahireti de kaybedenlerdir. (22/11) 393 Bar›fl Ey iman edenler! Hep birden bar›fla girin. Sak›n fleytan›n peflinden gitmeyin. Çünkü o apaç›k bir düflman›n›zd›r. Size apaç›k belgeler (Kuran) geldikten sonra, yine aya¤›n›z kayarsa, bar›fltan saparsan›z, bilin ki Allah, gerçekten üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (2/208-209) Billginller Yeryüzünde insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan çeflitli renkte olanlar vard›r. Allah’›n kullar› içinden ancak bilgin olanlar, bu çeflitli yarat›l›fllar› de¤erlendirebilir ve Allah’a karfl› gelmekten sak›nabilirler. Allah, üstün güçlü oland›r, ba¤›fllayand›r. (Allah’›n güç ve kudretini ancak bilginler taraf›ndan anlafl›labilece¤i bildirilmekte ve bilim yolu iflaret edilmektedir.) (35/28) Sosyall eflittlik k Ey Muhammed! Sabah akflam Allah’a dua için gelenleri, sosyal durumlar› ne olursa olsun, kovma. Onlar›n yapt›klar›ndan sana bir sorumluluk yoktur. Senin yapt›klar›ndan da onlara bir sorumluluk yoktur. Sonra zulmedenlerden olursun. Senin yan›na gelen fakir kimselerle yan›nda bulunan zenginleri imtihan etmekteyiz. Ayetlerimize inananlar, sana geldiklerinde, onlar› selamla ve de ki: “Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazd›”. Gerçek flu ki: Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ard›ndan tövbe eder ve kendisini düzeltirse, bilsin ki, Allah çok ba¤›fllayan çok esirgeyendir. Bu ayetler, suçlular›n yolunu belirleyen aç›k ayetlerdir. (Ayetlerde, iman edenler aras›nda zengin, fakir ay›r›m› yap›lmamas› herkese güzellikle davran›lmas› bildirilmektedir). (6/52-55) 394 Mall müllk edinmek k Ey iman edenler! Karfl›l›kl› anlaflarak yapt›¤›n›z bir ticaret olmas› müstesna, mallar›n›z› aran›zda haks›z sebeplerle (haram yollarla) yemeyin ve nefislerinizi (kendinizi ve birbirinizi) öldürmeyin! fiüphesiz Allah, size karfl› çok merhametlidir. Kim düflmanl›k ve haks›zl›kla (yasakland›¤›) fleyleri yaparsa, bunun üzerine ileride onu bir atefle ataca¤›z! Bu ise Allah’a göre çok kolayd›r. E¤er kendisinden yasaklamakta oldu¤umuz (günahlar›n) büyüklerinden kaç›n›rsan›z, sizin (küçük) günahlar›n›z› örteriz. Ve sizi çok hofl bir yere (cennete) koyar›z. Allah, baz›n›z›, baz›n›zdan üstün k›lmaya vesile yapt›¤› fleyleri temenni etmeyin! Erkeklere çal›flmalar›ndan bir nasip vard›r, kad›nlara da çal›flmalar›ndan bir nasip vard›r. Allah’tan lütfünü isteyin! Muhakkak ki Allah, her fleyi hakk›yla bilendir. (4/29-32) Do ostt edinmek k Ey iman edenler, müminleri b›rak›p kâfirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaç›k olan kesin bir delil vermek ister misiniz? Gerçekten münaf›klar, ateflin en alçak tabakas›ndad›rlar. Onlara bir yard›mc› da bulamazs›n. Ancak tövbe edenler, ›slah edenler, Allah’a s›ms›k› sar›lanlar ve dinlerini kat›ks›z olarak Allah için (halis) k›lanlar baflka; iflte onlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir ecir verecektir. (4/144-146) Uyar›llab billinen kimseller (Resulüm!) Sen ancak zikre (Kuran’a) uyan ve görmeden Rahman’dan korkan kimseleri uyarabilirsin. ‹flte böylesi kimseleri, bir ma¤firet ve güzel bir mükâfatla müjdele. (36/11) 395 Peygamb beri örnek k al›n Andolsun, sizin için, Allah’› ve ahiret gününü umanlar ve Allah’› çokça zikredenler için Allah’›n Resulünde güzel bir örnek vard›r. Müminler düflman birliklerini gördükleri zaman dediler ki: “Bu, Allah’›n ve Resulü’nün bize vaad etti¤i fleydir; Allah ve Resulü do¤ru söylemifltir.” Bu, onlar›n imanlar›n› ve teslimiyetlerini artt›rd›. (33/21-22) Peygamb beri yallanllayanllar E¤er (size tebli¤ edileni) yalan sayarsan›z, bilin ki sizden önce birçok milletler de (kendilerine tebli¤ edileni) yalan saym›fllard›. Peygambere düflen, yaln›z aç›k bir tebli¤dir. (29/18) Tartt›d da hille yapanllar • Eksik ölçüp tartanlar›n vay haline ki onlar, insanlar- dan ölçerek ald›klar›nda noksans›z al›rlar. Kendileri onlara ölçtüklerinde veya tartt›klar›nda eksiltirler. (83/1-3) • Yoksa onlar, diriltileceklerini sanm›yor mu? Büyük bir günde insanlar›n, âlemlerin Rabbi için kalkaca¤› günde. (83/4-6) • Hay›r, facir olanlar›n (günahkârlar›n) kitab› flüphesiz “Siccin” dedir. “Siccin”in ne oldu¤unu sana ö¤reten nedir? Yaz›l› bir kitapt›r. O günü yalanlamakta olanlar›n vay haline. Ki onlar, din gününü yalanlamaktad›rlar. Oysa onu, s›n›r tan›maz, sald›rgan, günahkâr olandan baflkas› yalanlamaz. Ona ayetlerimiz okundu¤u zaman: “Geçmifllerin masallar›d›r” dedi. Asla, hay›r; onlar›n kazanmakta olduklar›, kalpleri üzerinde pas tutmufltur. Hay›r; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek-yoksun tutulmufllard›r. Sonra onlar, kuflkusuz cehenneme yollanacaklard›r. Sonra onlara: “‹flte sizin yalanlamakta oldu¤unuz budur” denir. (83/7-17) 396 Pis fleyllerd den sak k›nmak k • De ki: “Pis ile temiz fleyler bir de¤ildir. Çoklu¤u hoflunuza gitse bile pis fleylerden sak›n›n. Kurtulufla ermeniz için akl›n›z› kullan›n ve Allah’a karfl› gelmekten sak›n›n. (5/100) KUR’AN’IN DÜNYA HAYATI ‹LE ‹LG‹L‹ Ö⁄ÜT VE UYARILARI Alllah h’›n ‹nsanllara Ça¤r›s› • Fecre, on geceye (muhtemelen Kuran’›n indi¤i kadir gecesini ihtiva eden ramazan ay›n›n son on gecesi), çifte ve teke (+) ve (-) den oluflan varl›k âlemine, her fleyi karanl›¤› ile örten geceye and olsun. Bunlarda, düflünebilen (bunlar› yaratan kudreti anlayabilen) ak›llar için yemin vard›r de¤il mi? Rabbi’nin Ad kavmine ne yapt›¤›n› görmedin mi? Yüksek sütunlar infla eden ve benzersiz flehirleri olan ‹rem halk›na, vadilerde kayalar› oyup biçen Semud halk›na ve kaz›klar (yüksek kuleler) sahibi Firavuna ki, bunlar flehirlerde azg›nlaflm›fllard›, fesad› yayg›nlaflt›r›p artt›rm›fllard›. Bundan dolay› Allah onlar› cezaland›rm›flt›. Çünkü senin Rabbin, onlar›n yapt›klar›n› görmekteydi. Fakat insan var ya; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, ona nimetler verse: “Rabbim bana ikramda bulundu” der. Ama onu s›namak için r›zk›n› daralt›p bir ölçüye göre verdi¤i zaman: “Rabbim bana ihanet etti” der. Hay›r! Do¤rusu siz yetime ikram etmiyorsunuz! Yoksulu yedirmek için birbirinizi teflvik etmiyorsunuz! Helal haram demeden miras› yiyiyorsunuz! Mal› afl›r› bir sevgiyle seviyorsunuz! Hay›r! Yer çarp›la çarp›la unufak olarak dümdüz edildi¤i 397 zaman! Rabbin geldi¤i ve Meleklerin saf saf dizildi¤i zaman! O gün cehennem de getirilir, insan o gün yapt›klar›n› hat›rlar. Fakat bu hat›rlaman›n ne faydas› var! O zaman insan: “Keflke bu hayat›m için bir fleyler yap›p gönderseydim” der. Art›k o gün, O’nun azab› gibi, hiç kimse azap edemez! Ve O’nun ba¤› gibi kimse ba¤ vuramaz! Allah’›n mümin kuluna ise: “Ey nefs-i mutmainine (kamil bir iman sahibi olarak huzura ermifl nefis): Sen Rabbinden hoflnut, Rabbin de senden hoflnut olarak, Rabbine dön. Seçkin kullar›n aras›na kat›l ve cennete gir” denilecek. (89/1-30) • Bu, Mekke flehrine yemin ederim ki sen bu flehirde oturmaktas›n. Do¤urana ve do¤urdu¤una da and olsun ki, Biz, insano¤lunu büyük zorluklara dayanacak flekilde yaratt›k. ‹nsano¤lu, kendisine kimsenin güç yetiremeyece¤ini mi san›yor? “Y›¤›n y›¤›n mal tüketmiflimdir” diyor. O, kimsenin kendisini görmedi¤ini mi zannediyor? Biz ona iki göz vermedik mi ve de bir dil ve iki dudak? Biz ona e¤ri ve do¤ru iki yolu da göstermedik mi? Ama o, zor geçidi aflmaya giriflmedi. O zor geçidin ne oldu¤unu sen bilir misin? O geçit, bir köle ve esir azat etmektir (bir boynu çözmektir). Veya açl›k gününde yak›n› olan bir yetimi yahut aç ve aç›kta olan bir yoksulu doyurmakt›r. Sonra, iman edenlerden, birbirine sabr› tavsiye edenlerden ve ac›may› (merhametli olmay›) ö¤ütleyenlerden olmakt›r. ‹flte bunlar, amel defterleri sa¤dan verilenlerdir (ashab› Meymene). Ayetlerimizi inkâr edenler ise, sol yan›n adamlar›d›r (Ashab› Mefleme) (Amel defterleri sollar›ndan verilecektir). Onlar kap›lar› kilitli bir ateflin içindedirler. (90/1-20) Günefl ve onun ›fl›¤›na. Ard›ndan gelmekte olan aya. Güneflin par›ldatt›¤› gündüze. Gündüzü bürüdü¤ü zaman geceye. Gökyüzüne ve onu bina edene. Yere ve onu yay›p 398 döfleyene. Nefse ve ona biçim verene. Ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki, nefsini ar›nd›r›p temizleyen kurtulufla ermifltir. Nefsini kirleten ise kaybetmifltir. Semud kavmi, azg›nl›¤› nedeniyle peygamberlerini yalanlad›. Kavmin en zorlu bedbahtlar› deveyi kesmek için ayakland›¤›nda; Allah’›n elçisi: “Allah’›n devesine ve onun su hakk›na dokunmay›n” dedi. Ama onlar yalanlad›lar ve deveyi kestiler. Rableri de günahlar› dolay›s›yla onlar› yerle bir etti, k›r›p geçirdi; oras›n› dümdüz etti. Bu iflin sonundan O’nun korkusu yoktur. (Semud kavmi Salih peygamberin uyar›lar›n› dinlemez ve ondan mucize getirmesini isterler. Salih peygamber Allah’tan mucize ister. Allah ona deve gönderir ve Semud kavminin sular›n› deve ile ortak kullanmalar›n› ister, buna riayet etmedikleri takdirde, helak edileceklerini bildirir. Semud halk› bu paylafl›ma riayet etmezler ve deveyi keserler. Allah, onlar› helak eder). (91/1-15) • Karanl›¤› ile etraf› bürüyüp örttü¤ü zaman geceye. Ayd›nland›¤› zaman gündüze. Erke¤i ve difliyi yaratana and olsun ki: Ey insanlar! Do¤rusu amelleriniz (yapt›¤›n›z ifller) pek çeflitlidir. Fakat elinde bulunandan verenin, Allah’a karfl› gelmekten sak›nan›n, en güzel söz olan Allah’›n birli¤ini do¤rulayan›n ifllerini kolaylaflt›r›r›z. Ama cimrilik eden ve kendini Allah’tan müsta¤ni (Allah’a muhtaç olmayan olarak görürse) sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlü¤e u¤ramas›n› kolaylaflt›r›r›z. O kimse ölüp atefle yuvarland›¤› zaman, mal› ona fayda vermez. Bize düflen sadece do¤ru yolu göstermektir. fiüphesiz ahiret de, dünya da bizimdir. Sizi alevler saçan ateflle uyard›m. Ona ancak peygamberi yalanlayan ve imandan yüz çeviren o en bedbaht kafirler girer! Ar›nmak için mal›n› veren, en çok sak›nan kimse ise ondan uzak tutulur. O, yapt›¤› iyili¤i, birinden karfl›l›k görmek için de¤il, ancak yüce Rabbinin hoflnutlu¤unu gözeterek yapm›flt›r. Elbette kendisi de 399 hoflnut olacakt›r. (92/1-21) • ‹ncir ve zeytine andolsun, Sina da¤›na da ve flu güve- nilir beldeye (Mekke) yemin ederim ki: Biz insan› mükemmel bir flekilde yaratt›k. Sonra, afla¤›l›klar›n en afla¤›l›¤›na çevirdik. Ancak, iman edip iyi ifller yapanlar, bunlar›n haricindedir, onlara kesintisiz bir ecir (mükâfat) vard›r. 400 Allah hüküm verenlerin en üstünü de¤il midir? Bu böyle iken seni din konusunda kim yalanlayabilir? (95/1-8) • Yaratan Rabbin ad›yla oku. O, insan› bir hücreden yaratt›. Oku! ‹nsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmay› ö¤reten Rabbin, en büyük kerem sahibidir. Gerçek flu ki insan, kendini kendini yeterli sanarak azar. Kuflkusuz dönüfl Rabbinedir. Namaz k›lan, do¤ru yolda yürüyen, takvay› emreden kulu (Peygamberi) yalanlayan inkârc›y› gördün mü? Bu adam yapt›klar›n›, Allah’›n gördü¤ünü, bilmez mi? Hay›r; e¤er o, bu tutumuna bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden, o yalanc› günahkâr aln›ndan tutup sürükleyece¤iz. O zaman da yak›n çevresini ça¤›rs›n. Biz de zebanileri ça¤›raca¤›z. Hay›r; ona boyun e¤me, secde et ve yak›nlafl. (Sure, Peygamberi yalanlayan ve engelleyen Ebu Cahil için inmifltir.) (96/1-19) • Har›l har›l koflanlara, nallar›yla çakarak k›v›lc›m saçanlara, ans›z›n sabah bask›n› yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir toplulu¤un ta ortas›na girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karfl› pek nankördür. fiüphesiz buna kendisi de flahittir ve o, mal sevgisine de afl›r› derecede düflkündür. ‹nsan düflünmez mi ki, kabirlerde bulunanlar, diriltilip d›flar› at›ld›¤› zaman ve kalplerde gizlenenler ortaya kondu¤u zaman hali nice olacak! fiüphesiz Rableri o gün onlardan tamam›yla haberdard›r. (100/1-11) • Çokluk kuruntusu (mal, mülk ve servetle övünme) sizi o derece oyalad› ki nihayet kabirleri ziyaret ettiniz (kabirlerdeki yak›nlar›n›z›n çoklu¤u ile övündünüz). Hay›r! Yak›nda bileceksiniz! Elbette yak›nda bileceksiniz! Gerçek öyle de¤il! Kesin bir bilgiyle bilmifl olsayd›n›z, orada mutlaka cehennem ateflini görürdünüz. Sonra, ahirette onu ç›plak gözle göreceksiniz. Nihayet, o gün dünyada yararland›¤›n›z nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. (Sahip oldu¤umuz mal mülk ve gücün bize bir 401 sorumluluk yükledi¤i ve k›yametten önce kabir azab›n›n oldu¤u anlat›lmaktad›r). (102/1-8) • Asra (yürüyüp geçen zamana) andolsun ki insan, gerçekten ziyan içindedir. Ama iman edip iyi ifller yapanlar, birbirlerine hakk› ve sabr› tavsiye edenler, bundan müstesnad›r. (103/1-3) • Arkadan çekifltirmeyi, yüze karfl› e¤lenmeyi adet edinen herkesin vay haline! Mal toplay›p y›¤an, o mal›n kedisini ebedi k›laca¤›n› sanmas›n. Hay›r! Andolsun ki o, Hutame’ye at›lacakt›r. Hutame’nin ne oldu¤unu bilir misin? Allah’›n tutuflturulmufl, yand›kça t›rman›p kalplerin ta üstüne ç›kan ateflidir. Onlar bu atefl içinde uzat›lm›fl sütunlara ba¤lanm›fl bir halde hapsedileceklerdir. (104/19) fieyttand dan sak k›nma uyar›s› • Ey insanlar, hiç flüphesiz Allah’›n vaadi hakt›r, öyleyse dünya hayat› sizi aldatmas›n ve aldat›c›lar da, sizi Allah ile (Allah’›n ad›n› kullanarak) aldatmas›n. Gerçek flu ki, fleytan sizin düflman›n›zd›r, öyleyse siz de onu düflman edinin. O, kendi grubunu, ancak ç›lg›nca yanan ateflin halk›ndan olmaya ça¤›r›r. O küfredenler; onlar için fliddetli bir azap vard›r. ‹man edip Salih amellerde bulunanlar ise; onlar için de bir ba¤›fllanma ve büyük bir ecir vard›r. (35/5-7) Alllah h ve Peygamb bere karfl› gellenller • Allah’a ve Peygamberine karfl› gelenler, kendilerinden öncekiler nas›l alçalt›ld› ise öyle alçalt›lacaklard›r. Biz, apaç›k ayetler indirmiflizdir. Bunlar› inkâr edene alçalt›c› azap vard›r. Allah onlar›n hepsini diriltti¤i gün, kendilerine ifllediklerini haber verir; Allah onlar› bir bir saym›flt›r, fakat kendileri unutmufllard›r. Allah her fleye flahittir. Göklerde olanlar› da, yerde olanlar› da Allah’›n 402 bildi¤ini bilmez misiniz? Üç kiflinin gizli bulundu¤u yerde dördüncüsü mutlaka O’dur; befl kiflinin gizli bulundu¤u yerde alt›c›s› mutlaka O’dur; bunlardan az veya çok, ne olursa olsunlar, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, mutlaka onlarla beraberdir. Sonra, k›yamet günü, ifllediklerini onlara haber verir. Do¤rusu Allah her fleyi bilendir. (58/57) Dünya nimettlerind den isttifad de edin ama ink kârc› olmay›n uyar›s› • esiz Sözünüzü ister gizleyin, ister onu a盤a vurun. fiüphO, sinelerin özünde sakl› duran› bilendir. O, yaratt›¤›n› bilmez mi? O, Latif’tir; Habîr’dir. Sizin için, yeryüzüne boyun e¤diren O’dur. fiu halde onun omuzlar›nda yürüyün ve O’nun r›zk›ndan yiyin. Sonunda gidifl O’nad›r. Gökte olan›n sizi yere geçirmeyece¤inden emin misiniz? Bir bakm›fls›n›z ki, o (yeryüzü) sallan›p çalkalanmaktad›r. Yoksa gökte olan›n üzerinize ‘tafl ya¤d›ran (f›rt›nal›) bir rüzgâr göndermeyece¤inden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nas›lm›fl bilip-ö¤reneceksiniz. Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanlad›. Fakat beni inkâr (etmelerine karfl›l›k verdi¤im azap) nas›lm›fl? (67/13-18) 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413
© Copyright 2024 Paperzz