t-14r-25 rektor_Layout 2 3/24/15 6:43 PM Page 1 25. 3. 2015 ÇARŞAMBA Rektörler konuşuyor 14 Doç. Dr. Süleyman DOĞAN sordu, rektörler cevapladı [email protected] 29 e Gümüşhan törü si rek üniversite n GünayDın: sa Prof.Dr.ih MODEL VE MARKA OLDUK Gümüşhane üniversitesi Künyesi Genç ve Dinamik “Üniversitemiz; Gümüşhane’nin ekonomik, sosyal, kültürel gelişimi ve dönüşümü; ilin en değerli markası ve tüm şehrin ortak bir paydası olmayı başardığı için her vilayete üniversite projesinin örnek bir modelidir. GÜ, 15 bin 500 öğrenciye Türkiye standartlarında yükseköğrenim sunan, binlerce nitelikli işgücünü ülkemize kazandıran, ilin ve bölgenin potansiyelini değerlendirmeye yönelik çalışmalar yapan, projeler geliştiren ve tüm bu yönleri ile ülkemize katma değer üreten bir üniversitedir.” A hmet Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretlerinin doğduğu yer olan Gümüşhane, bugün Türkiye’nin neredeyse en pahalı vilayetlerinden biridir. İl’de yükselen Gümüşhane Üniversitesi halka maddi ve manevi önemli katkı sağlamaktadır. Her vilayete bir üniversite projesi ile kurulan Gümüşhane Üniversitesinin (GÜ) Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın ile GÜ ve Türkiye’de üniversite eğitimini konuştuk. Rektör Günaydın, genç, dinamik, enerjik, ekip ruhlu ve çalışkan bir yönetici profili çiziyor. Özellikle Karadeniz Teknik Üniversitesi menşeili hocalardan oluşan başta Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, Prof. Dr. M. Muhsin Kalkışımve Prof. Dr. Murat Küçük’ten oluşan rektör yardımcılarıyla birlikte geceli gündüzlü çalışarak adeta “Dağa tırmanan bir üniversite” inşa etmişler. Ferhat’ın Şirin için dağı deldiği gibi dağları delerek üniversite kampüsünü gerçekleştirmişler. Zor coğrafi şartlara rağmen 6 yılda yüksek standartlarda bir üniversiteyi hayata geçiren Rektör Prof. Dr. İhsan Günaydın gazetemize GÜ hikâyesini anlattı. Söyleşi ile baş başa bırakmadan önce mülakata katkıda bulunan rektörlük iletişim koordinatörü Doç. Dr. Hasan Güllüpunar’a teşekkür ediyorum. Türkiye’de üniversite sayısının hızla artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu nicel artışın nitel artışa etkisi ne olur? Üniversite sayısını artırmak amacıyla başlatılan her vilayete üniversite projesi, yeni kurulan üniversitelerin geldikleri noktaya bakıldığında bu projenin ne kadar isabetli ve önemli olduğunu görmek mümkün. Hiç kuşku yok ki bu üniversiteler bugün olduğu gibi gelecekte de Türkiye için önemli katma değer oluşturacaktır. Ülkemizde yükseköğretim talep eden milyonlarca gencimiz olmasına rağmen, uzun yıllar üniversite sayısında artış olmadı. Bu nedenle gençlerimizin bir kısmı yurt dışına gitmiş, önemli bir kısmı ise yükseköğrenimden mahrum kalmıştır. Dolayısıyla Türkiye’de yükseköğretim mezunlarının nüfus içindeki oranı uzun yıllar Avrupa ülkelerinin altında kalmıştır. Son yıllarda üniversite sayısındaki artışla birlikte daha fazla gencimiz yüksek öğrenime erişme imkanına kavuştu. Üstelik iki milyondan fazla gencimizin yükseköğrenim talep ettiği bugünün şartlarında ülkemizin daha fazla üniversiteye ihtiyacı olduğu aşikârdır. Sayı olarak artışın üniversite kalitesine etkisi olmuyor mu? Üniversiteler çok boyutlu kurumlar olduğu için başlangıçta bazı yetersizlikler olabilir. Ancak her şey ilk adımla başlar. Zaman içerisinde gerekli fiziki ve teknolojik altyapı ile uygulama imkanları artırılır. Olmazsa olmaz olan yeterli ve kaliteli öğretim üyelerine zamanla sahip olunur. Zira kaliteli üniversiteler geçmişi ile övünür. Dünya’da ilk yüz içinde olan üniversitelere bakarsanız hemen hepsinin 150-200 yıllık geçmişleri olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla kalite hemen sağlanacak bir durum değildir. Son yıllarda üniversiteleşme hamlesi ile birlikte, daha önceleri yurt dışına okumak için giden öğrencimizle birlikte dışarıya akan paralar ülkemizde kalmaya başlamış ve ülkemizin üniversite altyapısı güçlü bir şekilde oluşmaktadır. Bu alt yapının faydaları kısa zamanda ortaya çıktığı, asıl önemi Kimdir? Prof.Dr.İhsan Günaydın 1969 yılında Trabzon’un Tonya ilçesi Melikşah köyünde doğdu. İlkokulu Melikşah İlkokulunda, orta ve lise öğrenimini ise Tonya İmam Hatip Lisesinde tamamladı. 1991 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini “pekiyi” derece ile bitirdi. Yüksek lisans ve doktoramı Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde ta- gelecek on yıl içinde çok daha iyi anlaşılacaktır. Üniversite sayısı arttıkça rekabet artacak, bu rekabet ise kaliteyi artıracaktır. Sizce üniversitelerin temel sorunları ve çözüm yolları nelerdir? Üniversitelerin temel fonksiyonlarını eğitim-öğretim faaliyetleri, bilimsel araştırmalar ve üretilen bilginin ticari etkinlik haline getirilmesi oluşturmaktadır. Temel sorunlar bu fonksiyonların yeterince yerine getirilememesinden kaynaklanmaktadır. Daha açık bir ifadeyle eğitim-öğretim kaynaklı sorunlar, yeterli ve nitelikli akademisyen eksikliği, öğrencilerin Türkçeyi yeterli kullanamaması sebebiyle ifade yetersizliği ve analitik düşünme düşüklüğü yanında, temel düzeyde de olsa yabancı dil bilinmemesi, müfredattan kaynaklanan problemler, uygulama ve uzmanlaşma eksikliğini üniversitelerimizin temel sorunları arasında sayılabilir. Üniversite sanayi iş birliğinin için özellikle eski üniversitelerin bütçelerinin yüzde 3540’ını yaptıkları projelerden ve ürettikleri bilgiden veya aldıkları yabancı öğrencilerden sağlanması uygulamasına geçilmelidir. Alt yapısı yeterli üniversitelerimize ülkemizin önemli ihtiyacı olan enerji gibi alanlarda proje üretme gibi performans ölçütleri getirilmelidir. Üniversitelerin bilim ve teknik konularda diğer unsur ve yapılarla iş birliğini yeterli buluyor musunuz? Açıkça söylemek gerekirse yeterli bulmuyorum. Günümüzde dünyayı yönetenlerin mamladı. 1998 yılında yardımcı doçent, 2000 yılında doçent ve 2006 yılında profesör oldu. Anabilim dalı başkanlığı, bölüm başkanlığı, fakülte yönetim kurulu üyeliği, teknokent denetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi diplomalarının sahibidir. 2008 yılında Gümüşhane Üniversitesi’ne kurucu rektör olarak atandı. Bu görevi hâlen ikinci dönemde sürdürmektedir. Evli ve biri kız biri erkek olmak üzere iki çocuk sahibidir. bilgi ve sermaye sahipleri olduğunu görüyoruz. Üniversitelerin altyapılarının çok etkin kullanılması ve sanayi ile işbirliği yoluna gidilmesi halinde bilgi üretilmesi ve üretilen bilginin sermayeye dönüşmesi sağlanmış olacaktır. Unutulmamalıdır ki, her teknoloji yeni teknolojiyi getirmektedir. Bunun içinde teknoloji üretmeye yatırım yapılmalı ve buna yönelik altyapı oluşturulmalıdır. Gümüşhane Üniversitesi (GÜ) Türkiye için ne ifade ediyor? Gümüşhane Üniversitesi 2008 yılında kurulan yeni bir üniversitedir. Üniversiteler için çok kısa sayılabilecek bir sürede önemli bir yükseköğretim kurumu haline gelmiştir. Gümüşhane Üniversitesi, 15 bin 500 öğrenciye Türkiye standartlarında yükseköğrenim sunan, binlerce nitelikli işgücünü ülkemize kazandıran, ilin ve bölgenin potansiyelini değerlendirmeye yönelik çalışmalar yapan, projeler geliştiren ve tüm bu yönleri ile ülkemize katma değer üreten bir üniversitedir. Geri kalmış illerde Üniversite açmanın dengeli büyümeyi sağlamanın bir yolu olduğunu ortaya koymasının önemli olduğu açıktır. Ayrıca, nüfus azlığının ve zor coğrafi şartların neden olduğu kısıtlara rağmen tabela üniversitesi değil yarışan bir üniversite haline geldiği; kuruluşundan bugüne geçen sürede toplam 345 milyon TL bütçe kullanarak spor, sosyal, kültürel, araştırma ve eğitim öğretim altyapısını başarıyla tamamladı. Gümüşhane’nin ekonomik, sosyal, kül- türel gelişimi ve dönüşümü; ilin en değerli markası ve tüm şehrin ortak bir paydası olmayı başardığı için her ile üniversite projesinin örnek bir modelidir. Yeni kurulan üniversiteler içerisinde Gümüşhane Üniversitesi olarak geldiğiniz noktayı nasıl değerlendirirsiniz? Ülkemizde 2007 yılında on dört üniversite, 2008’de ise GÜ’de içinde bulunduğu dokuz yeni üniversite kurulmuştur. Bu 23 üniversitenin rektörü Eylül 2008’de atanmıştır. Kurucu Rektörü olduğum Gümüşhane Üniversitesi, gerek öğrenci sayısı, gerek akademisyen sayısı ve kullandığı bütçe ve gerekse oluşturduğu fiziki altyapı itibariyle 23 üniversite içerinde hep üst sıralarda yer almıştır. İki dönemdir Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürütüyorsunuz. Gümüşhane Üniversitesi olarak geldiğiniz noktayı yeterli buluyor musunuz? Görev süremin tamamlanmasına bir buçuk yıllık bir süre kaldı. Geçen altı buçuk yıllık süreçte Üniversitemizde gerek fiziki ve teknolojik altyapı, gerek akademik ve idari personel sayısı ve gerekse öğrenci sayısı itibariyle önemli mesafeler kaydedilmiştir. Üniversitemizin fiziki altyapısı 2016 yılının sonunda tamamlanacak olan Merkezi Kütüphane ve Kongre Merkezi ile tamamlanmış olacaktır. Akademisyen sayısını mümkün olduğu kadar artırmaya çalışıyoruz. Öğrenci sayısı itibariyle ise şehrin kaldırma kapasitesi de dikkate alınarak ideal rakama ulaştığımızı düşünüyorum. Bundan sonra bu alandaki temel hedefimiz niteliğin mümkün olduğunca artırılması olacaktır. Üniversiteler dinamik kurumlardır. Değişimin öncüsü olmalıdır. Çünkü bilim daima önde gitmelidir. Geldiğimiz nokta çok önemli, fakat nihai bir hedef değildir. Biz şu anda zamanla büyüyecek ve kökleşecek bir üniversitenin temelini sağlam bir şekilde attık. Bundan sonrası daha kolay olacak. Temelleri sağlam bir üniversite kurduk dediniz. Şu an Gümüşhane Üniversitesi öğrencilerin beklentilerini karşılıyor mu? Yeni bir üniversite olmasına rağmen GÜ gerek akademik ve idari kadrosu, gerekse fiziki yapılanması ve eğitim-öğretim altyapısı ile Türkiye standartlarında öğrenim vermektedir. Üniversitenin eğitim-öğretim altyapısı son teknoloji ile donatılmıştır. Akademik kadrosu genç ve dinamik bir yapıdadır. Günümüzde hemen her ülkede yükseköğrenim programları büyük ölçüde örtüşmektedir. Bu sebeple biz de diğer üniversitelerle benzer dersler ve programlar izlenmekteyiz. Öğrencilerimizin bedensel ve ruhsal gelişimini önemsediğimiz için buna ilişkin altyapımızı da tamamlanmış durumdayız. Spor altyapımız açık-kapalı sahalardan yüzme havuzu ve fitness salonlarına kadar eksiksiz tamamlanmıştır. Sosyal tesisler ile toplantı ve aktivite salonlarından oluşan sosyal ve kültürel altyapımız da ihtiyacı karşılayacak hale getirilmiştir. Hazırlık bölümleriniz var mı? Bölüm veya programlar açarken nelere dikkat ediyorsunuz? Üniversitemizde İngilizce ve Arapça hazırlık programları bulunmaktadır. Acil yardım ve Afet Yönetimi bölümümüz ile bir Meslek Yüksek Okulumuzda İngilizce hazırlık, İlahiyat Fakültemizde de Arapça hazırlık programı bulunmaktadır. Üniversitemizde fakülte, bölüm veya program açarken özellikle ilin ve ülkenin ihtiyacını ve istihdam potansiyelini dikkate alıyoruz. Bu nedenle her yıl öğrenci yerleştirmede üniversitemizin tercih edilme oranı yüzde yüzlere yaklaşmaktadır. Üniversitenizin vermiş olduğu diploma AB ülkeleri tarafından tanınmakta mı? Üniversitemiz yeni kurulan üniversiteler içinde AB Diploma Eki etiketini alan birkaç üniversiteden birisidir. Bu etiketin alınması altı yıllık bir üniversite olan GÜ için büyük önem arz etmektedir. Çünkü bu belge ile GÜ Türkiye’nin sayılı üniversiteleri arasına girmiştir ve üniversitemizin diploması Avrupa eğitim alanında geçerli hâle gelmiştir. Kuruluş: 2008 Fakülte sayısı: 6, yüksekokul sayısı: 2 Meslek yüksekokulu sayısı: 8, enstitü sayısı: 2 Uygulama ve araştırma merkezi: 5 Akademik personel: 627, idari personel: 297 Öğrenci sayısı: 15 bin 500 Kampüs sayısı: 6 (Gümüşhane Merkez, Kelkit, Şiran, Köse, Torul ve Kürtün). Öğrenci kulübü sayısı: 32 Slogan: Gelişen ve geliştiren üniversite. Misyon: İlimizin, bölgemizin ve ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesine destek olmak; girişimci, üretken, sorgulayıcı, rekabetçi, ulusal ve uluslararası mesleki yeterliliğe sahip gençler yetiştirmek, bilimsel veri, bilgi ve teknoloji üretmek, yaymak, ulusal ve uluslararası paydaşlarla iş birliği yaparak bölgesel, ulusal ve evrensel gelişmeye katkı sağlamaktır. Vizyon: Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk üç yükseköğretim merkezinden biri olmak. Bilimsel ve mesleki yeterliliğe sahip ulusal/uluslararası kuruluşlarca akredite edilmiş yükseköğretim sistemiyle yetkin işgücü yetiştiren, bilimsel bilgi üretimiyle bilimsel endekslere ve teknoloji üretimine katkı sağlayan, Türkiye’nin sosyoekonomik gelişmesine ve kalkınmasına destek olan bir yükseköğretim merkezi olmak. @suleymandogan68 SÜleyMan DOĞan İZDÜŞÜMÜ Her il’e üniversite er il’e bir üniversite projesi Türkiye’nin değişim ve dönüşümüne sebep oldu. Üniversite bilgi toplumu ve bilgi ekonomisinin oluşumunda önemli rol oynayan kurumdur. Üniversitelerin görev ve sorumlulukları günümüzde giderek artmaktadır. Gelişmiş ülkeler 1960’lardan başlayarak üniversite sayılarını artırmışlardır. Bu ülkelerde üniversite düzeyindeki öğretim kurumları ülkenin bütün bölgelerine dağılmış durumdadır. Bu durum dengeli büyüme açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde de bu anlayışla hareket edilip üniversite sayısı artırılmış olsaydı ülkenin topyekûn kalkınmasına imkân sağlanmış olacaktı. Ancak ülkemizde milyonlarca öğrenci yükseköğretim talep etmesine rağmen bu konuda uzun yıllar bir gelişme olmamıştır. Bugün itibariyle her ilimizde bir üniversite bulunmaktadır. Bu ülkemiz açısından çok önemli bir gelişmedir. Bu proje ile yükseköğretimde fırsat eşitliği sağlanmış ve daha fazla gencimiz yükseköğrenim fırsatına kavuşmuştur. Yeni kurulan üniversitelerimiz kısa zamanda önemli gelişme göstermiş ve her il’e üniversite projesi meyvelerini vermiştir. Bu durumu Gümüşhane Üniversitesinde bizzat görmek mümkündür. Gümüşhane Üniversitesi zor coğrafi şartlara ve nüfus azlığının getirdiği kısıtlamalara rağmen önemli bir gelişme göstererek her il’e üniversite projesinin örnek bir modeli haline gelmiştir. Her vilayette yeni açılan üniversiteler o bölgeye önemli katkı sağlamaktadır. Üniversiteler kuruldukları ilin dünyaya açılan penceresi durumundadır. Kuruldukları bölgeye bilgi ve teknolojinin taşınması ve yerleşmesine imkân sunmaktadır. Yeni üniversitelerin kurulmasıyla illerde ekonomik, sosyal ve kültürel gelişim büyük ivme kazanmıştır. Buralarda yeni bir umut ve yeni bir heyecan oluşmuştur. Hemen her sektör olumlu etkilenmiş, istihdam artmış ve göç tersine dönmüştür. Yeni üniversitelerin kurulmasının ortaya çıkardığı toplumsal hareketlilik ülkenin büyük-küçük bütün illerine yansımıştır. Üniversitelerin nicel olarak artırılması önemli bir gelişmedir. Üniversitelerin asli unsuru şüphesiz öğretim üyeleridir. Üniversitelerin kalite ve başarısını öğretim üyesi belirler. Ancak ülkemizde öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı dünya ortalamasının dört-beş kat altındadır. Bunun yanında üniversitelerin muhtevası, akademik niteliği, bilimsel araştırmaları ve proje üretmeleri de son derece önemlidir. Her vilayete üniversite açmak son derece önemli ve yerinde bir karardır. Ancak yeterli değildir. Bundan sonra yapılacak iş üniversiteyi bitiren gençlerin istihdamıdır. Bunun için gerek devlet ve gerekse özel sektör olarak birtakım yeni plan ve programlar yapılmalıdır. Çünkü işsizlik birçok sıkıntıyı da beraberinde getirecektir. O nedenle yeni iş alanları açılmalı ve iş gücü artırılmalıdır... H
© Copyright 2024 Paperzz