kemik porselen üretiminin incelenmesi, sanatsal

KEMİK PORSELEN ÜRETİMİNİN İNCELENMESİ,
SANATSAL ÇALIŞMALARDA UYGULANABİLİRLİĞİNİN
ARAŞTIRILMASI VE ESTETİK NİTELİKLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
A.Feyza ÇAKIR
Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin
Seramik Anasanat Dalı için öngördüğü
SANATTA YETERLİK ESERİ ÇALIŞMASI RAPORU
olarak hazırlanmıştır.
Ankara
Mayıs, 2004
105
3. 2. Sanatsal Uygulamalar
Sanatsal uygulamaların biçimsel ve kavramsal çerçevesi, kemik porselenin estetik
olanakları doğrultusunda biçimlenmiştir. Teknik ve estetik özellikleri incelenen bu bünyenin
seramik sanatına sunduğu yeni değerler, uygulamalarda
çeşitli
arayışlarla yansıtılmaya
çalışılmıştır.
Sanatsal uygulamalar sürecinde izlenen aşamalar şöyledir:
-
Kemik porselen çalışmaların biçimsel ve kavramsal temelini önceki bölümde
ifade edilen beyazlık, doku, ışık-gölge ilişkileri, yarı şeffaflık ve hacim duygusu
oluşturmuştur.
-
Sanatsal uygulamalara çıkış noktası oluşturması için, bu değerleri taşıyan kağıt
malzemeyle deneysel uygulamalar yapılmıştır.
-
Maket niteliğindeki bu uygulamalarla elde edilen biçim, ışık ve leke değerleri,
kemik porselen çalışmalara kaynak oluşturmuştur.
-
Sanatsal uygulamaların öncesinde, kemik porselen bünye ile küçük boyutlu
çalışmalar yapılmış, ısı değerlerine göre biçimlerin deformasyon ve ışık
geçirgenlik özellikleri gözlenmiştir.
-
Ulaşılan sonuçlara göre sanatsal uygulamalar ortaya koyulmuştur.
Aşağıda görülen çalışmalar, sanatsal uygulamalara çıkış noktası oluşturan maketler
olmanın ötesinde, aynı zamanda daha önce bahsedilen akarilerin ve kağıt duvarların estetik
prensibini somutlaştırarak analiz etmeyi sağlamıştır.
106
Resim 65
Resim 66
Biçimlendirme yöntemlerine yönelik denemelerde, sanatsal uygulamalar için
en
uygun yöntemin plastik presle plakalar ile çalışmak olduğu görülmüştürBu nedenle plakalar
ile çalışılacağı tasarlanarak maketler aynı tarzda biçimlenmiştir. Kağıt yapraklar katlanılarak
prizma biçiminde maketler elde edilmiştir.
Resim 67
107
Resim 68
Resim 69
Kâğıt prizmalar farklı ışık ortamlarında son derece özgün leke değerleri sunmuştur.
İnce bir kemik porselen yüzeyde olduğu gibi, kâğıt maketlerde de ışık geçirgenliği ile farklı
ton değerleri elde edilebilmiştir. Kemik porselen ile yapılan sanatsal uygulamalarda bu değer
geçişlerinin vurgulanması olanaklıdır.
Resim 70
108
Prizmatik yapılarda gözlenen plan ilişkilerinin izleyiciye belirli bir derinlik duygusu
hissettirmesi amaçlanmıştır.
Resim 71
Görülebileceği gibi, deneysel aşamalar ışık geçirgenliğinin sınırlarını ve gölge
ilişkilerini incelemeye dayanmaktadır.
Gölge, başlı başına bir değer olarak, sanat eserlerinde planlanan vurguyu
güçlendirmek için kullanılır. Çalışma kapsamında yapılan uygulamalarda ise bu öğe,
kompozisyonu oluşturan bir konu olarak seçilmiştir.
109
Günlük yaşamda karşılaşılan en tanıdık gölge kompozisyonlarını, içinde yaşanılan
mekan ve mimari doku belirlemektedir. İç ya da dış mekanda insanı içine alan bu
kompozisyonların, kemik porselen çalışmalara alegorik olarak konu olması tasarlanmıştır.
Resim 72
Aşağıda sanatsal uygulamalar için hazırlık niteliğindeki kemik porselen uygulamalar
görülebilir. Döküm yöntemi ve plastik biçimlendirmeyle çalışılan uygulamalarda kontrollü
olarak
deformasyon
güçlendirmektedir.
sağlanabilmektedir.
Bu
etkiler
çalışmalardaki
plastik
dili
110
Resim 73
Resim 75
Resim 77
Resim 74
Resim 76
Resim 78
111
Kemik porselen bünyeyle yapılan sanatsal araştırmalar, bu malzemenin estetik
bağlantı içinde uygulama olanaklarını deneme fırsatını sağlamıştır.
Malzemenin teknik güçlükleri, uygulamalarda özel ve hassas biçimlendirme
yöntemlerinin
uygulanmasını
gerekli
kılmıştır.
Bünyenin
plastik
olmayan
yapısı,
biçimlendirmede fazla girift olmayan plaka hareketleriyle, modüler konstrüksiyonların
çalışılmasını önermektedir. Porselenin saf beyazlığı, yalın dokusu çalışmalarda renk ve sır
tabakasının tercih edilmemesine neden olmuştur. Bünyenin pürüzsüz yarı mat yüzey dokusu,
ışık-gölge ilişkilerini etkili olarak yansıtır. Bu nedenle, bazı çalışmalarda kompozisyonlar
çeşitli derinliklerde rölyefler şeklinde uygulanmıştır.
Sanatsal uygulamalarda, plastik ve döküm ile biçimlendirme yöntemlerinin kullanımı,
kemik porselen uygulamalar için de geçerlidir. Çalışmalarda göz önünde tutulması gereken,
özgün sonuçlar için bu bünye yapısının sunduğu yeni estetik fonksiyonları vurgulamaktır.
Bu uygulamaların çıkış noktasını kağıt maketler oluşturmuştur. Çeşitli oranlardaki
prizmaların yalın etkisi kemik porselen uygulamalara taşınmak istenmiştir. Bu nedenle
biçimlendirilen kemik porselen plakalar, bisküvi pişiriminden sonra zımparalanıp mümkün
olduğunca inceltilmiştir.
İncelik için ulaşılabilecek sınır, kontrollü olarak izlenmiştir. Uygulamaların görsel
etkisi, mimari yapıları anımsatır.
Duvar ve pencere elemanlarına benzer biçimler, plan
ilişkileri, uygulamaların konstrüksiyonunu ve yüzeysel kompozisyonunu oluşturur.
112
- “Perili Ev 1”
“Perili Ev” serisindeki her bir prizmatik yapı, farklı boyut ve leke değerlerine sahip
birer „ev‟ formudur. Bu yapılar yalnızca dışarıdan görüldüğü gibi değil aynı zamanda içerden
yansıdığı gibidir.
Resim 79
“Perili Ev I ” 10 x 10 x 20 cm
Doğal ışık ortamında „kağıt gibi‟ olan evlerin ince yapısı ve beyaz dokusu, yarattığı
etki, yapay ışıklandırmayla tamamıyla değişir. Yapay ışık, bünyenin yarı şeffaflığını ortaya
çıkarır. Duvarlara yansıyan gölgeler bu yapılara dair görsel ve kavramsal derinlik kazandırır.
113
Mimari yapı, içinde sakladığı plan ilişkileri ile birlikte, aynı zamanda yaşama özgü
ipuçları da verir.
Resim 80 Andrew R. Wagner
Resim 81
114
- “Perili Ev 2”
Resim 82 “Perili Ev II ”
9 x 10 x 20 cm
“Perili Ev 2” de yüzeysel kompozisyonu oluşturan lekeler,mimari yapılardaki iç ve dış
mekan duvarlarına yansıyan gölge kompozisyonları simgelemektedir.
Resim 83
115
- “Perili Ev 3”
Kompozisyonu oluşturan çizgi, leke ve doku değerleri mimari yapıları anımsatır. Işık
geçirgenliğine dikkat çekilmesi istenen alanlarda rölyefler çeşitli derinliklerde çalışılmıştır.
Bu çalışmalarda doğal ışıkla yalın ton geçişleri sağlanmış ve yapay ışıkla daha vurgulu ışıkgölge ilişkilerinin yaratılması amaçlanmıştır.
Resim 84
“Perili Ev III” 8 x 8 x 17 cm
Bu çalışmalarda bünyenin beyazlığının ve pürüzsüz dokusunun vurgulanması istendiği
için renk öğesi ya da sır dokusu uygulanmamıştır.
116
- “Manzara”
„Manzara‟ isimli çalışma, sert porselen ve kemik porselenin birlikte kullanıldığı plaka
biçiminde bir uygulamadır. Çalışmanın ana yapısını oluşturan sert porselen dikey plakada
dikey bir şerit halinde pencere yer alır. Oldukça ince bir yapıya sahip gövde, boşlukta
plexiglas bir ayağa sabitlenerek dikey olarak ayakta durur. Pencere biçimindeki açıklık
kompozisyona arka planı da dâhil eder.
Resim 85. “Manzara”
8 x 11.5 x 37 cm
Dikdörtgen
biçimin
üst
köşesi,
dörtgen
bir
kemik
porselen
plaka
ile
tamamlanır.”Manzara” da kemik porselenin ışık geçirgenliği özelliğine dair yaratılmak
istenen vurgu, sert porselenin yoğun ve sağlam etkisiyle karşılaştırıldığında ön plana çıkar.
Resim 86‟ da arka planda yaratılan yapay ışığın -çalışmanın sol üst köşesinde olduğundaki
gibi- ışık ve gölge değerlerini ortaya çıkardığı görülebilir.
117
İki bünye karşılaştırıldığında renk farkları oldukça belirgindir. Sert porselenin griye
yakın beyazının yanında, kemik porselenin beyazlığı karakteristik bir ton değeri sunar.
Resim 86
“Manzara” nın her iki yüzeyinde kobalt oksitle suluboya tekniğinde lekeler
uygulanmış ve çeşitli alanlarda indirgen pişirimden ileri gelen kırmızı kahverengi renk
değerleri kompozisyonun diline uygun alanlar yaratmıştır.
118
- “Mekan”
Resim 87
Resim 88
“Mekan”
10 x 17 x 31 cm
“Mekân” isimli uygulama , “Manzara”da ki anlayışla benzer boyut ve kalınlığa sahip
bir uygulamadır. Yüzeyde çeşitli değerlerde çizgi ve dokular uygulanmıştır. Tasarımın arka
planında yatan kavram, iç mekânda oluşan doğal gölge kompozisyonlarıdır. (Resim 89, 90)
Resim 89
Resim 90
119
“Mekan” ın her iki yüzeyinde duvar- zemin ilişkileri ve -mimari örneklerde görülengölge etkilerinin oluşturduğu yatay ve dikey hareketler sezilir. “Manzara” ve “Mekan” ın
özellikle vurgulamaya çalıştığı duygu „incelik‟tir. Bu nedenle plakalar, boşlukta en yalın
halde algılanmaları için şeffaf pleksiglas ayaklara sabitlenmişlerdir.
Mimariye özgü plan ilişkilerinin ve incelik kavramının sorgulanması için yapılan
benzer karakterdeki çalışmalar “Kağıt Duvarlar” , “Ay” ve “Gölge” dir. Bu çalışmalarda
kemik porselenin izin verdiği oranda inceliğe ulaşılmaya çalışılmıştır. Böylece biçimlerin
kabuksu yapılarındaki kırılganlık duygusu daha vurgulu kılınmıştır.
Resim 91
“Kâğıt Duvarlar”
120
- “ Kağıt Duvarlar”
Resim 92
“Kağıt Duvarlar” 9 x 20 x 32 cm
„Kâğıt Duvarlar‟, iki ince plakadan oluşan bir çalışmadır. Biçimlerin yüzeyinde çalışmaların genelinde olduğu gibi- mimari öğeleri anımsatan karakterler yer alır.
Kompozisyonda, rölyefler ve kazıma ile sağlanan düzensiz dokular vardır. Plakaların kendi
aralarında oluşturdukları gölge değerleri vurgulanmıştır. Resim 92‟ de bu gölge değerleri
yapay ışıkla daha görünür kılınmıştır.
-
“ Ay”
121
Resim 93
“ Ay” 8.5 x 23 x 24 cm
“Ay”, iç bükey bir yapıya sahip, kontrollü incelikte çalışılmış bir
çalışmadır.
Çalışmanın çerçevesini alt planda bulunan bir başka plaka dikey olarak ortalar. Uygulamanın
belirli bölgelerindeki açıklıklar sayesinde fondaki koyu leke değerleri de kompozisyona dâhil
olabilmektedir.
122
Resim 94 “ Ay” Detay
Tasarımın çıkış noktasını oluşturan ay görüntüsü, ışık-gölge ilişkisine dair bilinen bir
örnektir. Ayın yüzeyindeki oluşumların yarattığı gölgelerin tonları ve kompozisyonu, kemik
porselen uygulamalardaki doku özelliklerine ve ışık ilişkilerine benzer karakter taşır.
Çalışmanın et kalınlığındaki farklar ışığı çeşitli tonlarda süzerek, ayın yüzeyini anımsatan
dokular yaratır.
Resim 95. Ay
123
- “ Gölge”
Resim 96 “Gölge”
9 x 22 x 23 cm
„Gölge‟, yüzeyinde aşamalı derinliklerle amorf bir dokunun oluşturulduğu dikdörtgen
plaka biçiminde bir çalışmadır. Kemik porselen bünyenin karakteristik pürüzsüz yüzeyi
izleyiciye „buz dokusu‟ duygusunu hissettirir. Bu özellik dikkate alınarak yapılan kazıma
dokularıyla „buz yontusu‟ etkisi verilmeye çalışılmıştır.
Resim 97 Buzdağı (Iceberg)
- “ Piramit I”, “ Piramit II”
Resim 98 Buz kütlesi (Detay)
124
Resim 99
Kemik porselen dokuların sert porselen malzemeyle kullanıldığı bir başka dizi,
“Piramit I” ve “Piramit II” dir. Döküm yöntemiyle biçimlendirilen piramitlerin yüzeylerinde
uygulanan rölyeflerde kobalt oksit uygulanmış, indirgen pişirime bağlı olarak demir oksit
lekelerinin oluştuğu görülmüştür. Piramitlerin belirli alanları pencereler halinde açık
bırakılmış, bu bölümlere kemik porselen parçalar monte edilmiştir.
125
Resim 100
“Piramit I ” 10 x 10 x 29 cm
Bu biçimler üzerinde de çalışmaların genelinde uygulanan iç-dış mekana ait
gölge biçimleri yorumlanarak uygulanmıştır. Gölgeler, biçimin yüzeyine yansıdığı gibi,
yüzeylerin yönüne göre çalışmayı çevreler.
Resim 101. “Piramit II ” 9.5 x 10 x 29 cm
126
-“Ev I”, “ Ev II”
“Ev serisi biçim ve oran bakımından benzer karakterdeki çalışmalardır. “Ev
I” ve “Ev II” sert porselenden döküm yöntemiyle dörtgen prizma yapısında
biçimlendirilmiştir. Statik alt yapıya karşılık çalışmaların üst bölümünde amorf
biçimli kemik porselen parçalar kullanılmıştır.
Resim 102
Resim 103
“Ev I” 8.5 x 10 x 22 cm
Resim 104 “Ev II”
8.5 x 9.5 x 19 cm
127
-“Ev III”
“Ev III”, döküm yöntemi ile biçimlendirilmiş üç parçadan oluşan bir
düzenlemedir. Kübik yapıdaki parçanın bir yüzeyi açıktır ve diğer yüzeyler kazıma
tekniği ile inceltilmiştir. Resim 105‟ te, üst parçanın iç boşluğu görülebilmektedir.
Üçgen iç yüzeyde bünyenin ışık geçirgenliği özelliği fark edilebilmektedir. Kübik
parçanın iç boşluğuna yerleştirilmiş üçüncü parça, üçgen prizma ile aynı biçimdedir.
Resim 105 “ Ev III”
9 x 10 x 20 cm
Düzenleme, sembolik bir ev görüntüsüne benzemesi nedeni ile bu ismi
almıştır. Dış yüzeylerdeki geometrik rölyefler, belirli derinliklerdeki farklı ton
değerlerini oluşturur.
128
-“ Ağaç I”
Resim 106
“Ağaç I”
6 x 12 x 36 cm
“Ağaç I” isimli çalışma, plastik presle kalıpta şekillendirilen kabuksu kemik
porselen birimlerin, içbükey bir hareketle bir araya getirilerek silindirik bir yapı
oluşturmasıyla biçimlenmiştir. Malzemenin yalın yarı mat dokusunun ışığı yumuşak
bir biçimde taşıması, silindirik yapı üzerinde doğal gölge geçişlerine olanak
vermektedir. Kabuksu birimlerin birleştiği dikey hatlar, silindirik biçim üzerinde
ritmik bir hareket yaratmıştır.
Birbirleriyle kucaklaşan kabuksu birimler, doğaya ait değişim ve oluşumlara
gönderimde bulunur. Biçim değiştirme, yeni bir yapıya sahip olma ve tekrar yaşanan
değişim, doğadaki canlı ve cansız her varlık için geçerlidir.
129
„Kabuk‟ kavramı ise bu değişimde sembolik bir anlama sahiptir. Çalışmanın
esin kaynağını oluşturan ağaç figürü, doğadaki değişimin izlenebildiği bir yaşam
biçimidir. Ağacın canlı içyapısı, zamanla işlevini yitirir. İçyapı zamanla, dış yapı
karakterini kazanır, gövdeden ayrılacak biçimde kavlar.
Resim 107
Resim 108‟ de detayı görülen çalışma, değişim sürecinin bu aşamasını ifade
eder. Gövdeden soyularak ayrılan dirençli ve ince porselen kabukların yüzeyi ağaç
kabuğuna benzer dokulara sahiptir. Yapay ışıklandırmayla sağlanan yarı saydam etki,
“Ağaç”ın canlı yapısına dikkati çeker.
Resim 108
130
-
“Koza”
Resim 109
“Koza”
8.5 x 15 x 27 cm
Ağaç formunun zamanla kabuk biçimini yaratmasına benzer olarak, içinde
canlı formunun oluştuğu „dış kabuk‟ imgesi, “Koza”nın dayandığı fikirdir. Bir bitki
tohumunun kabuğu, yumurta kabuğu ya da bir deniz kabuğu, canlının meydana
gelişini hazırlayan, onu dış etkilerden koruyan bir „korunak‟ işlevi görür.
“Koza”daki yapı, tabandan yukarıya doğru genişleyen amorf bir prizma
şeklindedir. Plaka ile biçimlendirilen porselen bünye deforme edilmiş ve belirli
bölgeler serbest biçimde yırtılarak plastik bir etki kazandırılmaya çalışılmıştır.
131
Tabandan sağlanan ışıklandırma ile yüzeyde ve yarı şeffaf et kalınlığında vurgulu ton
geçişleri ortaya çıkmıştır.
“Koza”nın görsel şeffaf dokusunun yanı sıra, pürüzsüz dokunsal dokusu
kemiksi bir niteliğe sahiptir. Bünyenin özündeki kemik karakteri uygulamalarda
kendiliğinden ortaya çıkar. Pişmiş bünye, renk, doku ve incelik olarak özündeki
kemik karakterini vurgular, izleyiciye „deniz kabuğunun inceliği‟ duygusunu yaşatır.
Resim 110
132
-
Dalga
Resim 111
“Dalga” 10 x 16 x 21 cm
“Dalga”, kalıba basılarak biçimlendirilmiş kabuksu bir harekete sahip iki
birimden oluşur. Aynı harekete sahip, farklı oranlardaki iki birim, önlü-arkalı olarak
yerleştirilmiştir. „Dalga‟, kavram olarak „yüzeysel bir hareketlenmeyi‟ çağrıştırır.
Durgun bir suyun yüzeyinde oluşan dalgalanma yüzeysel bir ritim oluşturur.
Kemik porselen çalışmadaki iki yalın hareket ile mekâna ait ışığın çalışmaya
yansıması ve yüzeyde ve boşlukta sağlanan etkinin ise daha sonra izleyiciye ulaşması
amaçlanmıştır. Dalga ile sağlanan ritmik ışık-gölge ilişkisi, çalışmayı çevreleyen
izleyiciye göre yumuşak bir biçimde değişir. Konturlar yatay ve dikeyler halinde
hareket eder. Beyaz bünye ortamın ışığına ve ışığın önerdiği renge duyarlıdır.
133
-
“Işık”
Resim 112
Resim 113
“Işık”
10 x 13 x 15 cm
Son çalışma, altta kübik biçimli bir parça ve üst kısımda plastik bir biçimde
deforme edilmiş, amorf bir yapıya sahip ikinci parçadan oluşan bir düzenlemedir.
Çalışmada özellikle bünyenin ışık geçirgenliğine dikkat çekilmesi amaçlanmış,
yapay ışıklandırmayla alt parça daha da görünür kılınmıştır.
Kemik porselen bünyenin teknik belirleyicilikten uzak olarak görsel ve
dokunsal dokusu, tasarımların dilinde kendini ortaya koymuştur. Doğa biçimleri,
doğal dokular, hacim duygusu ve sınırları, ton vurguları gibi belirli imgeler yaratım
sürecinde çalışmaların karakterinin etkilemiştir.
134
SONUÇ
Kemik porselen, Türkiye porselen endüstrisinde üretimi yapılmayan ve
çağdaş seramik sanatında kullanımı diğer porselen tipleri kadar yaygın olmayan bir
bünye türüdür. Yüksek beyazlık, pürüzsüz doku ve ışık geçirgenliği gibi karakteristik
özellikler, bu porseleni seramik sanatında kullanılan diğer geleneksel bünyelerden
ayırır.
Kemik porselenin yaygın kullanım alanına sahip olmayışının nedenleri,
çoğunlukla özel hammadde temini ve üretim işlemleri gerektirmesine dayanır. Bunun
yanında biçimlendirmede
ve pişirim işleminde sıklıkla karşılaşılan sorunlar, bu
bünyenin seri üretimde özel ürünler için kullanılmasına neden olur.
Kemik porselen hakkında yapılan bu çalışma, sanatsal amaçlar doğrultusunda
kullanılabilecek bir bünye kompozisyonunun oluşturulmasını, biçimlendirme
özelliklerini, pişirim koşullarının araştırılması ve kemik porselenin ve sahip olduğu
sanatsal niteliklerin incelenmesini sağlamıştır. Çalışma kapsamında, kemik porselen
bünyenin üretiminde yaşanabilen güçlükler incelenmiş, önerilen çamur reçeteleri ile
deneme pişirimleri yapılmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre, bu bünyenin estetik
özelliklerini ön plana çıkaran sanatsal çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Elde edilen sonuçlar, kemik külünün üretimi için, kontrollü ve titiz bir
işlemin gerekli olduğunu göstermektedir. Bunun yanında, bünyenin beyazlığı ve ışık
geçirgenlik kalitesi için kullanılan kaolen ve feldspat saflığının yüksek olmasının
gerekliliği anlaşılmıştır.Yapılan deneylerde, plastik olmayan bir bünyenin sanatsal
amaçlarla biçimlendirilebilmesi için, çeşitli katkılarla kullanışlılığın sınırlı oranda
arttırılabildiği görülmüştür. Pişirim işlemlerinde sinterleme derecesi arttıkça,
deformasyon da artmıştır. Bu nedenle pişirim hızı, derecesi ve sinterleşme süresinin
arasındaki dengenin kontrollü olması gereklidir. Aynı zamanda
kemik porselen
ürünlerin biçimlerini koruyabilmeleri için uygun kasetlerin kullanılması zorunludur.
135
Araştırmanın sonunda yapılan sanatsal uygulama sürecinde,
kemik
porselenin karakteristik niteliklerini taşıyan özgün biçimler ortaya koyulmaya
çalışılmıştır. Hedeflenen estetik sonuçlar, renk, doku, ışık-gölge, hacim ve ışık
geçirgenliği başlıkları altında incelenmiştir. Biçimler, beyazlık, incelik duygusu, yarı
şeffaflık özelliği gibi bünyenin dilinin desteklediği estetik kavramlara dayanır. Bu
çalışmalarla varılan sonuç; malzemenin teknik ve estetik karakterinin, tasarımların
diline yön verici olduğudur. Kemik porselenin beyaz rengi, satensi dokusu, ince et
kalınlığı ve ışık geçirgenliği tasarımladaki arayışları yalın biçimlere yöneltmiştir.
Seramik sanatının teknolojiye dayanan arka planı nedeniyle, bilimsel dinamik
süreçten etkilenmemesi kaçınılmazdır. Temel hammadde ve üretim teknolojisi
bilgisi, seramik sanatçısının sanatsal yeterliliğini sergilemesi için gereksinim
duyduğu gereçlerdir. Bu bilgilerin araştırılıp geliştirilmesi, kullanılan malzemenin
dilini ve dolayısıyla sanatçının imgelemini de genişleteceği düşünülmektedir.
Seramik sanatında malzemeye ilişkin sanatsal araştırmaların yapılmasının
gerekliliği ve ileride kemik porselen konusunda yapılacak araştırmalarla, sanatsal
uygulamaların ifade diline farklı boyutlar kazandırılacağı sonucuna varılmıştır.
136
KAYNAKÇA
AKPINAR,S. ve A.KARTAL. “Kemik Porselen Üretimi.”, V. Uluslararası Katılımlı
Seramik Kongresi Bildiriler Kitabı, İstanbul: Türk Seramik Derneği Yayınları
No: 21, 1991.
ARCASOY, Ateş. Seramik Teknolojisi, İstanbul, Marmara Üniversitesi G.S.F.
Yayınları No.1, 1983.
ARNHEIM,Rudolf .Art and Visual Perception, University of California Press.USA,
1974.
ASE, Arne Watercolour On Porcelain, Norveç, Norwegian University Press, 1952.
BROMFIELD,David.” Timeless Light”, : Art and Perception No. 44, 2001.
BUDWORTH,D.W. ve Smith M.S. “Some investigations into the Firing of Bone
China Glazes”Transections of British Ceramic Society, 73. 1974.
CUFF, Yvonne H. Ceramic Technology For Potters And Sculptors, USA, University
of Pennsylvania Press, 1995.
DINSDALE, A. “Science Of Ceramics” , Cilt 3, 2. Baskı, 1967.
“The constitution of Bone China”Science of Ceramic Vol. 3, 1990.
DORMER, Peter. The New Ceramics, London, Thames and Hudson, 1985.
ERKALFA, H. ve S. TAŞAR. Kemik Porselen Üretim Yöntemlerinin
Geliştirilmesi, Gebze, Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma
Enstitüsü Sonuç Raporu, 1990.
137
FLIGHT, Graham. Introduction To Ceramics, USA, Prentice-Hall Inc.,1990.
GERMAN W.L. “Bone- It’s Preparation and Use In theBone China Body”
Ceramics Vol.4 (43)1973
GOFFER, Z. “Archeological Chemistry: A sourcebook on the aplications”
GOLDWATER, Robert “Primitivism in Modern Art”Harvard.,1986.
GRATTON, Don. “Replacing Bone Ash In China.”, Canadian Ceramics Quarterly.
HEYBELİ, N. ve R. VAROL. “Biyoseramikler.”, Bilim ve Teknik 6.Tübitak
Yayınları, 2002.
HOBSON,R.L. Chinese pottery and Porcelain:An account of the potter’s art in China
from primitive times to the present day, NewYork.1976.
HOME, Ruth M.Ceramics for the Potter, Toronto, University of Toronto Press.
HOPPER, Robin. The Ceramic Spectrum, Pennsylvania, Chilton Book Company,
1984.
JOBLING, A. “Effect of Calcining Conditions on some Physical Properties of
Calcined Bone” Transections of British Ceramic Society, 67, 1984
KAYA, Meltem. “Sert Porselen Çamur ve Sır Araştırmaları.” Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Eser Çalışması. MSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı
Sanatlar Ana Sanat Dalı, Seramik- Cam Programı. İstanbul, 1990.
KOCH, Peter. “Paula Bastiaansen,Translucency and Immateriality.”,Ceramics: Art
and Perception, No: 38, 1999.
138
KURA, Hande. “Endüstriyel Seramik Tasarımında Biçim Üretim Yöntemleri”
Yayımlanmamış Sanatta Yeterlilik Eser Çalışması, 1981.
LEWENSTEIN, E. “Angela Verdon- Light Fantastic.”, Ceramic Review, sayı 142,
1993.
MC TWIGAN, Michael. “Ruth Duckworth.”, American Ceramics 10/2 , 1992.
MELLOR, J.W. “Recent Research on the Bone China Body” Transections of
Ceramic Society 18.1984.
NELSON, Glenn C. Ceramics, A Potter’s Handbook, USA, CBS College Publishing,
1984.
NOGUCHI, Isamu. “Isamu Noguchi, space of akari & stone” Chronicle Books
San Francisco, 1986.
NORTON, F. H. “Elements of Ceramics” USA, Addison-Wesley Publishing
Company,Inc., 1953.
Ceramics For The Artist Potter, Addison-Wesley Readings, 1956.
OKTAR, F. N. ve G. GÖLLER. “İnsan Dişi Kullanılarak Gözenekli Biyoseramik
Üretimi.”, Journal Of Arthroplasy and Arthrosopic Surgery, 2002.
O’RORKE, Margaret. “Spectacular Porcelain Illuminations.”, Ceramic Review, 175,
1999.
ÖZ, İhsan. “Kemik Porselen.” Yayımlanmamış Lisans Çalışması, İstanbul, İTÜ
Kimya Metalurji Fakültesi, 1984.
ÖZKAN, Semih. Kemik Porselen Çamur ve Sırlarının Uygulamalı Olarak
Araştırılması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması, İstanbul, MSÜ
139
Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Sanatlar Ana Sanat Dalı Seramik
Programı, 1991.
PHELPS. G.W. “Theory and Practice in Slipcasting.” CeramicAge 78(17), 1983.
RADO, Paul. “Ceramics Monographs-Handbook of Ceramics(Bone China).”,
Freiburg, Verlag Schmid GMBH, 1981.
An Introduction To The Technology of Pottery, NewYork, Pergamon Press,
1988.
RHODES,Daniel. Clay and Glazes For the Potter, USA, Chilton Book,
Company,1973.
RICE, Prudence M. Pottery Analysis A Source Book, USA, The University of
Chicago Press, 1990.
RYAN, W. ve C. RADFORD. Whiteware Production, Testing and Quality Control
Pergamon Press,1987.
SINGER, F. ve S.S. SINGER. “Industrial Ceramics.”, London, .Chapman and Hall.
Ltd., 1979.
SOLON “Porcelain”, Trans.English Ceram.Soc.7 ,1953
SPEIGHT, Charlotte,TOKI, John, Hands in Clay An Introduction To Ceramics,
USA,.Mayfield Publishing Company, 1989.
St.PIERRE
“Constitution of Bone China:III,High Temperature Phase Equilibrum
Studies in the System Tricalcium Phosphate-Anorthite-Silica”
Journal of American Ceramics Society 39 (4) 1956.
140
SÜMER, Güner. Seramik Sanayii El Kitabı, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, 1988.
Endüstriyel Seramikler, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları Cilt
II,1992.
WARDELL, Sasha “Slipcasting” .A & C Black Publication,1997.
WATCHMAN, John B., Ceramic Innovations in the 20th Century American Ceramic
Society Westerville, Ohio 1999.
WEYL,W.A.Phosphates in Ceramics 2.Role of Phosphorus in bone china
Journal of the American Ceramic Society 24(8),1992.
“ Dünya Seramikçilerinin Diliyle.”, IAC’92 Sergi Kataloğu , 1990.
“Isamu Noguchi Space of Akari and Stone.”, Sergi Kataloğu. Seiku Museum
of Art, Chronicle Books, 1985.
http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html (20 Mayıs 2004).
http://www.ruffordceramicccentre.org.uk/ceramic/artists/display.asp?select=2
63(20 Mayıs 2004).
http://www.angelamellor.com.au (20 Mayıs 2004).
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm(20 Mayıs 2004).
http://www.ceramics.nist.gov/srd/summary/ftluca.htm(20 Mayıs 2004).
http://www.mete.metu.edu.tr/people/faculty/ctas.orig/biyoseramik.htm
(20 Mayıs 2004).
141
http://www.spode.co.uk(20 Mayıs 2004).
http://digitalfire.com/material/m-01a1v0.htm(20 Mayıs 2004).
http://digitalfire.com/material/m-01k151.htm(20 Mayıs 2004).
http://digitalfire.com/oxide/p2o5.htm(20 Mayıs 2004).
http://www.uiah.fi/kll/gallery/maarit99.html(20 Mayıs 2004).
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/postervekitapciklar/kitapciklar/biyomalzemel
er.pdf(20 Mayıs 2004).
http://www.ceramics.de/kunstler/ hayashi/hayashi.htm(20 Mayıs 2004).
http://www.photosgratis.com/ categorie/Texture/(20 Mayıs 2004).
http://www.votawphotography.com/photo/Landscapes/538Sculpted%20Iceberg,%20Newfoundland.jpg(20 Mayıs 2004).
http://www.geophys.washington.edu/.../ bardb96/mypic.html(20 Mayıs
2004).
http://www.smaxx.com/images/big/bark.jpg. (20 Mayıs 2004).
i
TEŞEKKÜR
Bu raporun oluşumunda, gereksinim duyduğum çalışma olanağını sağlayan
Çanakkale Seramik Fabrikaları İzolatör Fabrikası yönetici ve çalışanlarına, MTAMAT dairesine, Tübitak Seramik Araştırma Merkezi‟ ne, Sn. Hilkat Erkalfa‟ ya,
bölüm hocalarıma ve sevgili arkadaşlarıma yardım ve destekleri için teşekkür
ederim.
ii
ÖZET
“Kemik
Porselen
Üretiminin
İncelenmesi,
Sanatsal
Çalışmalarda
Uygulanabilirliğinin Araştırılması ve Estetik Niteliklerinin Değerlendirilmesi”
başlıklı çalışma raporu üç bölümden oluşmuştur.
„Kemik Porselen‟ başlıklı birinci bölümde, porselen ve kemik porselenin
tanımı yapılmış, teknik özellikleri ve tarihçesi anlatılmış, kemik porselen
hammaddeleri tanıtılmıştır.
İkinci bölüm, endüstriyel kemik porselen üretimini fabrika işleyişi içinde
anlatılmaktadır. Teknolojik boyutu incelenen kemik porselenin, çamur hazırlama,
biçimlendirme ve pişirim olanakları örneklenmiştir Kemik porselenin sanatsal
nitelikleri, bu konuda çalışan sanatçıların sanatsal uygulamaları ile açıklanmıştır.
Deneysel ve sanatsal uygulamalar bölümünde, kemik porselenin karakteristik
teknolojik ve estetik niteliklerini taşıyan bünyeyi hazırlamaya yönelik deneyler
yapılmıştır. Bu bölümde, sanatsal amaçlar doğrultusunda biçimlendirme ve pişirim
koşulları araştırılmış ve elde edilen veriler sonuç kısmında sunulmuştur. Sanatsal
uygulamalara yönelik estetik araştırmalar sonucunda, sanatsal kemik porselen
uygulamalar gerçekleştirilmiştir.
Çalışma kapsamında yapılan teknolojik ve estetik araştırmalar, elde edilen
veriler ve yapılan uygulamalar sonuç bölümünde değerlendirilmiştir.
iii
SUMMARY
This study report, namely “ A Study on the Production of Bone China, the
Investigation of its Artistic Applications and the Evaluation of
its Aesthetic
Qualities” comprises of three chapters.
The first chapter titled as “Bone China” includes some definitions concerning
porcelain and Bone China along with their technical properties and historical
development. Besides,in this chapter, some raw materials of bone china have been
introduced.
The second chapter concerns with the industrial production of bone china
within factory processing. Apart from the investigation of the technological aspects
of bone china, this chapter presents examples of such processes such as clay
preparation and shaping and firing conditions. Moreover, artistic properties of bone
china have been dealt with through the artistic applications of some artists.
In the third chapter involving experimental and artistic applications, some
experiments have been dwelled on concerning the preparation of the body which
exhibits the characteristic, technological and aesthetic properties of bone china. This
chapter also provides an investigation on shaping and firing conditions of bone
china from an artistic point of view and the data provided have been presented in
the “Result” section. Furthermore, some artistic works of bone china have been
created in the light of investigations concerning the aesthetical and artistic
applications.
All the technological and aesthetic investigations and the data provided have
been evaluated in the final section along with the artistic bone china works.
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
TEŞEKKÜR.......................................................................................................i
ÖZET................................................................................................................ii
SUMMARY.....................................................................................................iii
İÇİNDEKİLER................................................................................................iv
RESİM DİZİNİ................................................................................................vi
ÇİZİM DİZİNİ................................................................................................xii
GRAFİK DİZİNİ............................................................................................xiv
TABLO DİZİNİ..............................................................................................xv
GİRİŞ................................................................................................................1
1.BÖLÜM
KEMİK PORSELEN
1.1. Porselen......................................................................................................4
1.2. Kemik Porselen........................................................................................17
1.3. Kemik Porselenin Tarihçesi.....................................................................18
1.4. Kemik Porselenin Teknik Özellikleri......................................................20
1.5. Kemik Porselen Hammaddeleri...............................................................25
1.5.1. Kemik Külü...............................................................................25
1.5.2. Korniş Taşı................................................................................29
1.5.3. Kaolin........................................................................................31
1.5.4. Yardımcı Maddeler...................................................................31
v
2.BÖLÜM
ENDÜSTRİYEL ve SANATSAL KEMİK PORSELEN
UYGULAMALAR
2.1. Endüstriyel Kemik Porselen Üretimi.......................................................33
2.2. Sanatsal Kemik Porselen Uygulamalar....................................................57
3. BÖLÜM
DENEYSEL VE SANATSAL UYGULAMALAR
3.1. Deneysel Uygulamalar.............................................................................83
3.2. Sanatsal Uygulamalar.............................................................................105
SONUÇ.........................................................................................................134
KAYNAKÇA................................................................................................136
vi
RESİM DİZİNİ
Sayfa No:
Resim 1 Sert Porselen Süs Eşyası…….........................................................…….…..7
www.artlex.com/ArtLex/ p/porcelain.html
Resim 2 Tünel Fırın………………………………………..........................................9
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 3 Medici Porseleni……………………………...............................................14
Resim 4 Belleek Porseleni…………………….....................................................….16
http://www.porcelaingalleryinc.com/images/images_porcelain_accessories/belleek
_plates/belleek_xmas_1976.JPG
Resim 5 Parian porseleni…………………………………….……...........................15
Resim 6 Filter presten çıkmış plaka çamur.....……………………….......................39
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 7 Preslenmiş Plakaların Pug-mill‟de vakumlanma aşaması............................39
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 8 Otomatik Presleme İşlemi…………………………………..……………..40
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 9 Otomatik Presleme İşlemi......................................................……………..40
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 10 Yarı otomatik rötüşleme makinesinde ağız kısmı düzeltilen ürünler.........45
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 11 Yarı otomatik rötüşleme makinesinde dip kısmı düzeltilen ürünler....….45
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 12 Kasetlere Yerleştirilen Tabaklar……………………………………….....47
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 13 Kasetlere Yerleştirilen Fincanlar…........................................................…47
vii
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 14 Tünel fırın girişi………………………………………………………….48
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 15 Kaset Örnekleri.....................................................................…………….49
Resim 16 Araştırma kapsamında yapılan pişirimde kullanılan sagar………………50
Çanakkale Seramik Fabrikası, Kamara Fırın.
Resim 17 Taşlama İşlemi…………………………………………………………...53
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 18 Taşlanmış Ürün…………………………………………………………..53
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 19 Sırlama öncesi ön ısıtma işlemi………………………………………......53
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 20 Otomatik sırlama işlemi………………………………………………….53
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 21 Sır fırınına giren ürünler………………………………………………….55
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 22 Sırlanmış ürünler…………………………………………………………55
http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm
Resim 23 Jeroen Bechtold.Limoges porselen formlar………………….…………..62
www.euronet.nl/users/ bbvbbv/2001.html
Resim 24 Angela Mellor “Lunar Light”Kemik porselen çanak…………………....62
http://www.angelamellor.com.au
Resim 25 Ruth Duckworth. Porselen form…………………………...………….….63
Resim 26 Arne Ase. Porselen çanak.............……………………………...………...64
Watercolour On Porcelain. Norwegian University Press.Norveç.
Resim 27 Jeroen Bechtold. Porselen form……………………………...…………..65
www.euronet.nl/users/ bbvbbv/2001.html
Resim 28 Rembrand. “Landscape with a Castle”1640-1642……………………....66
viii
www.abcgallery.com/R/rembrandt/ rembrandt71.html
Resim 29 Ruth Duckworth.Porselen form………………………………………….67
Michael Mc Twigan “Ruth Duckworth”American Ceramics10/2,1992.
Resim 30 Jeroen Bechtold.Porselen form……………………………………..……67
www.euronet.nl/users/ bbvbbv/2001.html
Resim 31 Sesshu tekniği ile yapılmış manzara...............................………..……….68
www.river-moon-j.net/sesshu/ sesshu-ga/gazou6.html
Resim 32 Rembrandt. “Scholar in Interior”……………………...………………....68
www.digital-brilliance.com/ kab/link.htm
Resim 33 Martin Smith”Baroque Interior Piece” 1982……………………….....….69
Resim 34 Geometrik biçimler üzerinde gölge etkileri……………………………...69
Rudolf Arnheim, “Art and Visual Perception” University of California Press.USA
1954
Resim 35 Ben Nicholson “White Relief” 1939………..……………………..……..70
http://www.nortonsimon.org/collections/browse_culture.asp?culture=English&page=
3
Resim 36 Ruth Duckworth.Porselen form. 1992…………………………………...71
Resim 37 Arne Ase. Porselen çanak……………………….……………………….71
Resim 38 Dan Fischer.Kemik porselen çanak……………………………………...72
http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html
Resim 39 Terez Borza. Kemik porselen form……………………………………....73
http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html
Resim 40 Yasuo Hayashi.Porselen Form…………………...…………….………. 73
“ Dünya Seramikçilerinin Diliyle”IAC‟92 Sergi Kataloğu.İstanbul.
Resim 41 Yasuo Hayashi. Porselen Form………………………………………......73
http://www..ceramics.de/kunstler/hayashi/hayashi.htm
Resim 42 PaulaBastiaansen.Kemik porselen form…………………………….…... 74
http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html
Resim 43 Antony Gormley “Field” Detay…….…………………………………....76
www.georgetown.edu/.../visualarts/ Image-Library/
Resim 44 Peter Voulkos. “Stoneware Tabak” (Detay)……………..……………....76
http://www.voulkos.com/
ix
Resim 45 Kemik porselen form…………..………………………………………...77
Araştırma kapsamında yapılan örnek bir uygulama.
Resim 46 Hanneke Verhey.Kemik porselen çanak……….………………………...78
www.vromansgallery.com/.../ verhey/0289.html
Resim 47 Geleneksel Japon konutu iç görünümü……………………..…………....78
Resim 48 Isamu Noguchi “Akari”………………………………………….……….79
“Isamu Noguchi Space of Akari and Stone”Sergi Kataloğu.Seiku Museum of Art.
Chronicle Books. 1984.
Resim 49 Angela Mellor “Sake Takımı” Kemik porselen….……………………...80
http://www.angelamellor.com.au
Resim 50 Jaana Brinck “Holly Family”1999. Kemik porselen düzenleme……......81
http://www.uiah.fi/kll/gallery/maarit99.html
Resim 51 Jaana Brinck “Holly Family” detay…………………………….………..81
http://www.uiah.fi/kll/gallery/maarit99.html
Resim 52 Margaret O‟Rorke “Light Sculpture”1988……………………………....81
“Spectacular porcelain illuminations”Ceramic Review 175.1999.
Resim 53 Angela Verdon. .................................................………………………....82
http://www.royal-crown-derby.co.uk/visit/window.html.
Resim 54 Ayelet Kaduri “Şeffaflık” Porselen……………………………….……...82
Resim 55 Merdane ile açılmış kemik porselen plaka…………………………….....90
Resim 56 Şablon çanak……………………………………………………………..90
Resim 57 Şablon çanak içine yerleştirilmiş kemik porselen plaka……….………...90
Resim 58 Biçimlendirilmiş kemik porselen çanak……………………………….....90
Resim 59 Alüminyum oksit içine gömülmüş kemik porselen çanak……...…….....90
Resim 60 Düşük dereceli pişirim sonrası zımpara ile inceltme işlemi……………...91
Resim 61 Zımpara ile inceltilmiş çalışmalar…………....………………...………...91
Resim 62 Kaset içinde alüminyum okside gömülerek pişirilen çalışma
kapsamında uygulanmış kemik porselen çalışmalar (Çanakkale Seramik)………....93
Resim 63 Sagar içinde alüminyum okside gömülerek pişirilmiş ürün……………...93
Resim 64 Çanakkale Seramik Fabrikası Kamara fırınında yapılan pişirime
ait görünüş.…………………………………………………………...……………...94
x
Resim 65 Deneysel çalışmalar kapsamında yapılan kağıt maket örneği………..…106
Resim 66 Aydınlatma etkilerinin denendiği kağıt maket örneği…………...……...106
Resim 67 Kağıt prizmalarla yapılmış düzenleme……………………………….....106
Resim 68 Kağıt maket……………………………………………………………..107
Resim 69 Kağıt maket……………………………………………………………..107
Resim 70 Kağıt maket……………...……………………………………………...107
Resim 71 Kağıt maket……………………………………………………………..108
Resim 72 Kağıt maket……………………………...……………………………...109
Resim 73 Kemik porselen deneme örneği………………………………...……….110
Resim 74 Kemik porselen deneme örneği……………………………...………….110
Resim 75 Kemik porselen deneme örneği…………………………...…....……….110
Resim 76 Kemik porselen deneme örneği………………………………...……….110
Resim 77 Kemik porselen deneme örneği………………………………...……….110
Resim 78 Kemik porselen deneme örneği………………………………....…...….110
Resim 79 “Perili Ev I”……………………………………………………………..112
Resim 80 Andrew R. Wagner.Mimari proje……………………………………....113
http://www.geophys.washington.edu/…/bardb96/mypic.html
Resim 81 “Perili Ev I” (Yan görünüm).....……………….…………………..……113
Resim 82 “Perili Ev II”………………………………………………………….....114
Resim 83 Mimari detay gölge örneği............................................................……...114
www.cavanna.de/images/ greece/ersteseite.htm
Resim 84 “Perili Ev III”……………………………………...…………………....115
Resim 85 “Manzara” Ön görünüş………………………….….…………………...116
Resim 86 “Manzara” Arka Görünüş……………….……………………...…….....117
Resim 87 “ Mekan” Ön Görünüş………………………..…………………………118
Resim 88 “Mekan” Arka Görünüş…………………………………...……....…...118
Resim 89 İç mekan gölge görüntüleri……………………………………………..118
Resim 90 İç mekan gölge görüntüleri…………..…………………………………118
Resim 91 “Kağıt Duvarlar” ( Arka görünüm).. …………………….………..…....119
Resim 92 “Kağıt Duvarlar” (Ön Görünüm)... …………………………….....…....120
Resim 93 “ Ay”…………………………………………………………………....121
xi
Resim 94 “Ay” Detay………………...…………………………………….……..122
Resim 95 Ay……………………………………………………………………....122
www.cavanna.de/images/ greece/ersteseite.htm
Resim 96 “ Gölge”………………………………………………………………....123
Resim 97 Buzdağı....……………………………………………………………....123
www.ifca.unican.es/~caniego/ chile1/iceberg.jpg
Resim 98 Buz kütlesi, detay görünüm…………………………………………....123
www.ifca.unican.es/~caniego/ chile1/iceberg.jpg
Resim 99 “Piramit I” (Ön görünüm) …………………….......…………………....124
Resim 100 “Piramit I” (Arka görünüm)....………………………………………...125
Resim 101 “Piramit II”…………………………………………………………….125
Resim 102 “Ev I”…………………………………………………………………..126
Resim 103 “Ev I” Detay…………………………...……...……………………….126
Resim 104 “Ev II”…………………………………………………………………126
Resim 105 “Ev III”……………...……………………………………………..…..127
Resim 106 “Ağaç”……………………………………………………………..…..128
Resim 107 Ağaç gövdesi detayı……………………………………...…………...129
http://www.smaxx.com/images/big/bark.jpg.
Resim 108 “Ağaç ” Detay………………………………………………………....129
Resim 109 “Koza”Ön görünüş …………………………………………………...130
Resim 110 “ Koza” Yan görünüş………………………………………………….131
Resim 111“Dalga”…………………….……………………………………….…..132
Resim 112 “Işık”………………………………………………………...…....…...133
Resim 113 “Işık”…………………………………………………………...……..133
xii
ÇİZİM DİZİNİ
Sayfa No:
Çizim 1 Japon Yamaç Fırını........................................................................................9
Charlotte Speight,
Hands in Clay, An Introduction To Ceramics. Mayfield
Publishing Company.USA.1989
Çizim 2 Değirmen dönme Hızları…………………………………………………..36
Ateş Arcasoy, Seramik Teknolojisi.Marmara Üniversitesi GSF.Yayınları
No.1.
İstanbul.1983
Çizim 3 Filter pres…………………………………………………………………..36
Paul Rado, An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press.
NewYork. USA.1988.
Çizim 4 Pug-mill……………………………………………………….…………..37
Paul Rado, An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press.
NewYork. USA.1988.
Çizim 5 İç şablon-dış şablon torna………………………………………………….38
Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve SırlarınınUygulamalı OlarakAraştırılması
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması.MSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü
Uygulamalı Sanatlar Ana Sanat Dalı Seramik Programı.İstanbul.1991.
Çizim 6 Otomatik Şablon Torna…………………………………………………….39
Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve SırlarınınUygulamalı Olarak Araştırılması
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması
Çizim 7 Alçı kalıp içinde döküm çamuru…………………………………………..44
Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve Sırlarının Uygulamalı OlarakAraştırılması
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması
xiii
Çizim 8 Dolu döküm tekniği………………………………………………………..44
Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve SırlarınınUygulamalı Olarak Araştırılması
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması
Çizim 9 Sagar hazne içine yerleştirilmiş tabaklar…………………………………..50
Sasha Wardell, Slipcasting, A&C Publications.
Çizim 10 Halka biçiminde kasete yerleştirilmiş tabak………………………….…..51
Sasha Wardell,Slipcasting, A&C Publications.
xiv
GRAFİK DİZİNİ
Sayfa No:
Grafik 1 Porselen bünye pişirim grafiği…………………………………………..…24
Paul Rado,An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press.
NewYork. USA.1988.
Grafik 2 Döküm çamuru akma eğrisi…………………………………………..……42
Seramik Teknolojisi.Marmara Üniversitesi GSF.Yayınları No.1. İstanbul.1983.
Grafik 3 Standart porselen ve kemik porselen bünyenin gözeneklilik ve sıcaklık
ilişkisi………………………………………………………………………………..52
Paul Rado, An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press.
NewYork. USA.1988.
Grafik 4 Çeşitli elektrolitlerin viskoziteye etkisi……………………..……………..87
Hilkat Erkalfa, Sadık Taşar, “ Kemik Porselen Üretim Yöntemlerinin Geliştirilmesi”
Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Sonuç Raporu. Gebze.1990.
Grafik 5 Cone 7 Pişirim grafiği………………………………………...…….….....99
Grafik 6 Cone 8 Pişirim grafiği (SAM)…..……………………………...………...100
Grafik 7 Cone 8 Pişirim grafiği (Kamara Fırın, Çanakkale Seramik)………..........101
Grafik 8 Cone 9 Pişirim grafiği (MTA)………………………………...………….102
Grafik 9 Cone 10 Pişirim grafiği (SAM).…..…………..………………………….103
Grafik 10 Cone 11 pisirim grafigi (SAM)………………..………………………..104
xv
TABLO DİZİNİ
Sayfa No:
Tablo 1 Kil cevheri,feldspat ve kuvars mineralojik yapılı porselen türleri…………12
Ateş Arcasoy, Seramik Teknolojisi. Marmara Üniversitesi GSF.Yayınları .No.1.
İstanbul.1983.
Tablo 2 Kemik porselen bünye kompozisyonları…………………………………...17
Tablo 3 Korniş taşının kimyasal analizi……………………………………………..30
Hilkat Erkalfa, Sadık Taşar “ Kemik Porselen Üretim Yöntemlerinin Geliştirilmesi”
Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Sonuç Raporu. Gebze.1990.
Tablo 4 Kemik porselen üretim şeması………………………...……………...……34
Hilkat Erkalfa, Sadık Taşar.1990.
Tablo 5 Kemsan kemik unu analiz değerleri………………..………………………84
Tablo 6 Çalışmada kullanılan reçeteler………………….………………………...85
Tablo 7 Grolleg kaolini mineralojik analizi …………....…………………………...86
Tablo 8 Çalışmada kullanılan bünye reçeteleri ve cone değerlerine göre görsel
özellikleri…………………………………………………………………...……….98
1
GİRİŞ
Çağdaş seramik sanatı, geçmişi 20. yüzyılın başlarına tarihlendirilen genç bir
plastik sanat dalıdır. Kilin Avrupa’ da kendi başına bir sanat malzemesi olarak
kullanımı 1920’ lerde geleneksel sanat söylemlerinden ayrılmak isteyen radikal
heykelcilere dayanır. Grande Epoque heykelcileri için
kil, çağdaş heykelciyi,
mermer, bronz gibi klasik malzemelerden uzaklaştıran ve dolayısıyla bu sanatçıları
klasik söylemden ayıran radikal bir malzemedir. (Goldwater, 1986)
Seramik sanatında kil, sanatçısı için etkileşim içinde olduğu görsel dünyayı
ifade etmede özgün bir dil sunan plastik bir malzemedir. Bu malzemeyi diğer sanat
malzemelerinden ayıran niteliği ise öncelikle teknolojik bir arka plana sahip
olmasıdır.
Seramiğin ana malzemesi olan kilin doğada bulunuş çeşitleri, farklı
hazırlanış ve pişirim işlemleri seramiğe dinamik bir nitelik kazandırır. Seramik
malzeme 21. yüzyıl teknolojisinde günlük kullanım işlevinin ötesinde mühendislik
dalları, tıp ve endüstri teknolojisinde farklı alanlarla ilişki içinde gelişen bilimsel bir
disiplindir.
Seramik teknolojisinin içerdiği malzeme ve işlev çeşitliliği, özellikle bu
konuyla ilgilenen seramik sanatçısı için uygulamalarda farklı estetik değerlere
ulaşma fırsatı anlamına gelir.
Yapılan bu çalışma; çağdaş seramik sanatında yaygın olarak kullanılan
malzeme ve uygulanan işlemleri ileriye taşımak ve genişletmek amacıyla, kemik
porselen örneğiyle yeni bir araştırma metodu önermek, teknolojik ve estetik
olanakları incelemek ve sonuçları sanatsal çalışmalarla ortaya koymak hedefini
taşımaktadır.
2
Sofra porseleni üretiminde kullanılan endüstriyel bir çamur türü olan kemik
porselen, yüksek beyazlığa sahip, pürüzsüz ve ışık geçirgen bir bünye türüdür.
Araştırmanın ana konusu, çağdaş seramik sanatındaki geleneksel plastik değerlerin
yanında, kemik porselen malzemenin önerdiği farklı renk, doku ve ışık niteliklerini
incelemektir. Hammaddelerinin sağlanmasında yaşanan güçlükler, plastik olmayan
yapı ve pişirim
işlemlerinde yaşanan deformasyon sorunları nedeniyle
kemik
porselenin sanatsal çalışmalarda kullanımı yaygın değildir. Üretimde yaşanan
sorunları saptamak ve çözüm yollarını araştırmak üzere ortaya koyulan bu çalışma,
kemik porselenin teknolojik özellikleri ile sanatsal çalışmalardaki estetik ifade dilini
incelemek üzere nesnel ve kavramsal araştırma etkinliği üzerine kuruludur.
Kemik porselenin üretim işlemlerinin anlaşılabilmesi için, bölümler içinde
temel mineralojik ve kimyasal açıklamalar yer almaktadır. Olanak ve sınırlılıkların
öğrenilmesi açısından, kemik porselen hammaddelerinin ve üretim işlemlerinin
incelenmesi gerekli görülmüştür. Malzemeye hakim olmak, biçimlendirme ve pişirim
niteliklerinde belirleyici rol oynamaktadır. Bu sonuçlar dolaylı olarak sanatsal
yorumun sınırlarını da belirlemektedir.
Çalışmanın sonucunda örneklenen uygulamalar, estetik değeri olan bu yeni
malzemenin ve önerdiği yeni tekniklerin sanatsal yorumlarını içermektedir. Kemik
porselen üretim yöntemlerinin araştırılması, sanatsal uygulamalardaki estetik
niteliklerinin değerlendirilmesi amacını taşıyan bu çalışma ileride yapılacak olan
özgün uygulamalar için kaynak olmayı amaçlayan sanatsal bir araştırma
karakterindedir.
3
1.BÖLÜM
KEMİK PORSELEN
Üzerinde yaşanılan toprak, yeryüzünü oluşturan ve en kolay bulunabilen
maddedir. İnsanoğlu yerleşik hayata geçtiği dönemlerde üzerine bastığı, eline aldığı
toprağı incelemeye başlamış ve bu maddenin biçimlendirilebileceğini fark etmiştir.
Kilin en önemli özelliği olan plastisitesi, seramiğin temelini oluşturan anahtar
niteliktir. Seramiğin, insanın ortaya koyduğu ilk sentetik malzeme olduğu
söylenebilir (Rice 1990). Biçimlendirildikten sonra yapısını koruması, kuruduktan
sonra sertleşmesi ve piştikten sonra mekanik bir direnç kazanması önemli bir
niteliktir.
Seramik teknolojisi, tarih öncesi dönemlerden günümüz uzay teknolojisine
kadar geniş bir gelişim süreci geçirmiş, çeşitli uygulama ve inceleme alanları
bulmuştur: Arkeolojik araştırmalarda seramik buluntular radyokarbon ve diğer
yöntemlerle tarihlendirmelerde en önemli veri kaynakları olmaktadır. Bunun yanında
yüksek aşınma ve termal direnç özellikleri nedeniyle çeşitli teknik malzemelerin
üretiminde seramik kaplamalar uygulanır. Elektrik ve elektronik teknolojisi için de
kullanılmak üzere özel elektrik seramikleri geliştirilmiştir.
Bu mühendislik alanlarının yanısıra seramik aynı zamanda modern tıpta da
kullanılan bir malzemedir: İnsan vücudunda çeşitli nedenlerle zarar görmüş kemik
yapılarına ve yaşayan dokuya uyumlu biyoseramik protez uygulamaları ve diş
protezleri yapılmaktadır. Cam, çelik ve çimento endüstrisinde refrakter özellikleri
nedeniyle yüksek derecelerde termal direnci yüksek seramik kalıplar da
kullanılmaktadır (Watchman 1999).
Yukarıda verilen örnekler, seramik kavramının geleneksel ve sanatsal
kullanımlarının yanısıra, yöntem ve malzeme teknolojisi yönünden 21. yy. bilim ve
4
teknolojisinde dinamik bir mühendislik alanı olduğunu gösterir. Bu kadar çeşitli
alanları kapsayan seramiğin, kullanım ve araştırma alanları arasındaki bağlantılar
birbirine uzak görünse de, bu alanların hepsi seramik biliminin içinde yer almaktadır.
1.1 Porselen
Seramik bünyeler içinde porselen plastik bir malzeme olmanın ötesinde bir
önem ve fonksiyon taşır. Bir uzakdoğu seramik türü olan porselen, günümüzde
teknolojik ve estetik özellikleri geliştirilmiş bir seramik türüdür.
Avrupa‟ da
üretimi için sayısız araştırmalar yapılmış olan Çin seramiği, tarihte pek çok kültürü
etkilemiştir.
Porselenin bu gizemi ve estetik yönü bu türü çok daha değerli kılmış ve
çeşitli toplumlarda aristokrat sınıf için bir prestij varlığı haline getirmiştir. Kültür
tarihinde estetik özellikleri ve teknolojik yönüyle çok az sayıda malzeme ve ürünün
porselen gibi sosyolojik etkisi olduğu söylenebilir.
Günümüz modern seramik teknolojisine dek porselen sayısız araştırmalarla
çeşitlilik kazanmıştır. Beyaz, ince, yarı şeffaf yalın Çin porselenlerinin nitelikleri
Avrupa seramikçileri için ulaşılmak istenen estetik değerler olmuş, araştırmalar pek
çok porselen çeşidinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra porselen
ürünün beyazlığına yakın ürünler başka bölgelerde de yapılmaya çalışılmış ve farklı
seramik gelenekleri oluşmuştur (İtalyan mayolikaları ve İznik çinileri gibi).
Porselenin estetik özelliklerinin yanı sıra 20.yy. ve 21.yy. da bu malzeme
sağladığı teknolojik olanaklarıyla bilimsel alanda büyük önem taşır. Günümüzde bu
kaliteli malzeme aynı zamanda nitelikli bir endüstri ve sanat malzemesidir.
“Porselen genelde gözeneksiz, ince, beyaz ve saydam kırığı ile tanımlanır
"(Arcasoy, 1984:130). Seramik ürünler içinde teknolojik bilgi ve yüksek bir estetik
beğeninin ürünü olan porselenin seramik biliminin bir başarısı olduğu söylenebilir.
5
Porselen; kaolen, kuvars, feldspat ve beyaz kilin belli oranlardaki karışımıyla
hazırlanan, sıvı ve gazları geçirmeyen, yarı saydam, genel olarak beyaz renkli,
vitrifiye seramik ürünlerin genel adıdır (Özkan 1991).
Porselen terimi yaygın kullanımda ve teknik kullanımda anlam ve kapsadığı
alanlar bakımından nitelendirmelerde farklılıklar taşıyabilir: Avrupa' da ' porselen '
ve 'china' farklı ya da aynı anlamda kullanılabilen iki farklı terimdir.
"Teknolojik tanımlara göre porselen, sert porselen anlamına gelirken, 'china'
kemik porselenin (bone china) eşanlamlısıdır. Amerika'da ise porselen ve china
terimlerinin anlamları, kullanıldıkları alanlar temeline dayanır. Porselen; teknik
amaçlar için kullanılan (elektrik porselen, kimyasallar için kullanılan porselen
malzeme gibi) sırlı ya da sırsız vitrifiye seramiklerdir. ASTM (American Society
For Testing And Materials) C 242 'ye göre 'china' teknik amaçlar için kullanılan
sofra eşyası, seniteri malzemeleri gibi sırlı ya da sırsız vitrifiye seramikler için
kullanılır (Rado 1988:197). Porselenin tanımıyla ilgili farklı kaynaklarda yapılan
tanımlar, porselenin beyazlığı ve vitrifiye özelliği gibi iki ana karakteristiğini
vurgulamaktadır.
Bünyesinde hangi maddeler olursa olsun ya da
hangi amaçlar için
kullanılırsa kullanılsın sonuç olarak porselen beyaz ve yarı şeffaf olan tüm seramik
eşyalar için kullanılan ortak bir terimdir.
Porselenin
tarihi kökeni çok kesin olarak bilinememektedir, en erken
örneklerinin görüldüğü Çin' de porselen için kullanılan farklı bir terim yoktur.
Ancak yazılı kaynaklarda, Han Hanedanı döneminde (MÖ.206 -MS. 220) , diğer
seramik türlerinden farklı bir üründen bahsedilir (Hobson 1976). Büyük bölümü
yüksek pişirim stoneware olan seramik türlerinin bu dönemde üretilmeye başlandığı
bilinir. Fakat, bahsedilen bu yeni ürün karakteristik porselenin beyazlığından ve
yarı şeffaflığından biraz uzaktır. Mezarlardaki buluntularda beyaz porselenlere
ancak en erken MS. 6. yy. sonlarında rastlanmaktadır (Rice 1990 :16). Yarı şeffaf
porselen ilk kez T'ang hanedanı zamanında (MS. 618- 906) yapılmıştır ve bu
6
tarihten önce Çin dışında böyle bir ürünün karakteristik nitelikleri aranmış ya da
fark edilmiş değildir.
Rice (1990) , Japonya' da Nara hanedanına (MS.649-794) ait bir mezarlıkta
yapılan kazıda otuz tane porselen mezar başlığı bulunduğunu ve aynı zamanda
Samarra'da M.S.836-883 yılları arasına tarihlendirilen porselen buluntulara
rastlandığını belirtir.
Porselenin, beyaz, dayanıklı, yarı şeffaf ve rezonant özellikleriyle Song
hanedanı (M.S. 960- 1279) zamanında en karakteristik özelliklerine eriştiği bilinir
(Hobson,1976).
Bu dönemden sonra Çin porselenleri Jingdezhen şehrindeki
kraliyet fırınları
ile kimlik bulur ve bu şehir dünyanın en önemli seramik
merkezlerinden biri haline gelir. Çin porselenleri deniz yoluyla Avrupa‟ya ve daha
sonra Amerika'ya bu şehirden ithal edilmiştir. İthal edilen en eski seramikler Asya
aristokrasisinde Çin porselenlerinin popüler olduğu T'ang Hanedanı dönemidir.
Çin porselenleri, diğer ülkelerin seramik gelenekleri üzerinde bin yıldan fazla
bir süre etkili olmuştur: Porselenin ışığı geçiren yarı şeffaf dokusu, Avrupa' daki
seramikçilere, kile cam tozu katarak şeffaflık kazandırma fikrini vermiştir.
İlk olarak Fransa' da 16.yy. boyunca, kile ince öğütülmüş cam ya da şeffaf frit
katılarak başarılı sonuç alınır. Bu çalışma Medici ailesinin himayesinde yapıldığı
için bu porselen türü 'Medici porseleni' olarak da bilinir.
Porselen yapımıyla ilgili bir sonraki deneme önceki gibi kile belli bir miktar
camsı frit katılarak yapılmıştır. Fransa' da 1673' de pate tendre olarak bilinen
porselen türü düşük dereceli ( yaklaşık 1100 Cº) ve plastik olmayan bir malzemedir.
Yumuşak porselen denilen bu fritli porselen İngiltere' de ilk olarak 1744' de
Chelsea ve Bow' da üretilmiştir. Yumuşak porselen 18. yy.' ın ilk yarısında İngiltere
ve Fransa 'da geliştirilmeye çalışılmıştır. Fakat bünyesindeki plastik olmayan cam,
ürünün pişmeden önceki kuru direncinin düşük olmasına ve aynı zamanda pişirim
7
sırasında deforme olmasına yol açmıştır. Bunun yanında pişmiş ürünün termal şok
direnci düşük olması daha dayanıklı bir porselen bünye arayışının devam etmesine
neden olmuştur.
1768' de Fransa 'da çin porseleninin ana hammaddeleri olan kaolin (china
clay) ve petunse (feldspat) Limoges yakınlarında bulunmuş ve yüksek dereceli çok
daha plastik sert porselen üretilmeye başlanmıştır.
1789 Fransız Devrimi‟ nden sonra burjuva sınıfı tarafından talep edilen
abartılı ve gösterişli stile uygun çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde özellikle
Fransa' da kraliyet himayesi ve gösteriş düşkünü aristokrat sınıfın ilgisini çekmek
ve desteğini sağlamak için aşırı süslü ve dekoratif porselenler üretilmiştir.
Resim 1 (Royal Porcelain Factory, 18.yy)
18.yy.' ın sonlarında Fransa' da sert porselen, yumuşak porselenin (pate
tendre) yerini alır. Buna rağmen İngiltere' de yumuşak porseleni kemik külüyle
daha dirençli hale getirmek için çeşitli araştırmalar devam eder.
8
Kemik külünün seramik bünyede katkı olarak kullanılabileceğine dair
geçmişte denemeler yapılmış olsa da bu araştırmalar üzerinde fazla çalışılmamıştır.
Kemik külü, seramik çamurlarının içeriklerine bakıldığında kökeni mineral
olmayan tek hammaddedir. Bu maddeyi oluşturup, seramik bünyeye katma fikri,
üzerinde farklı şekillerde düşünülüp bulunmuş olmalıdır: Kemik külünün, yumuşak
porselenin dirençsiz olan yapısını güçlendirmek amacıyla bir katkı hammaddesi
olarak kullanılmaya başladığı düşünülebilir. Kemik külü fikrinin temeli ne olursa
olsun, 18.yy.' ın ortalarında önemi fark edilen bu hammadde, dayanıklı ve yarı
şeffaf bünyenin keşfedilmesinde önemli rol oynar.
1700' lerin ortasında Thomas Frye' ın patentiyle kemik külü, porselen
bünyede kullanılmaya başlar. 1747' de kemik külü katkılı yumuşak porselen Bow
fabrikasında üretilmeye başlanır. Bugün günümüzde de aynı formülle üretilen
orjinal kemik porseleninin reçetesi ise 18.yüzyılın sonlarında Josiah Spode II
tarafından bulunur ve Spode fabrikası tarafından üretilmeye başlanır.
Kemik porselenle ilgili araştırmalar devam ederken, yarı şeffaf porselenle
ilgili farklı çalışmalar da devam eder. 1750' lerde bünyesini ana olarak talkın
oluşturduğu, pürüzsüz, açık renkli porselen, Spode porseleni duyulana dek bir süre
üretilmiştir. Bu tarihlerden sonra günümüze dek geliştirilen porselen bünyeler farklı
fonksiyon ve teknik özelliklerle çeşitlenirler.
Porselenle ilgili belirtilmesi gereken bir özellik; diğer seramik türleri ile
karşılaştırıldığında porselenin oldukça yeni bir tür olduğudur. Dünyada ilk çömlek
yapımının Çin' de yapılan porselenden 6000 yıl önce başladığı söylenebilir. Bu
yüksek dereceli porselenin Avrupa' da üretilmesi ise Almanya' da ancak 1708' de
başarılmıştır (Rice 1990).
Bilindiği kadarıyla , porselen yapımı hiçbir zaman basit bir yöresel üretim
biçimi olmamıştır. Porselen hammaddeleri yöresel olarak çıkarılmadığı gibi
çömlekçiler tarafından doğrudan kullanılamaz, diğer türlerde olduğu gibi basit
yapılmış düşük dereceli fırınlarda da pişirilmezler.
9
Çizim 1
Çizim 1‟ de Sung hanedanına ait bir yamaç fırını görülmektedir. Porselen
pişirimi için gerekli yüksek derecelere ulaşabilen bu fırınların yakılması ve kontrolü
uzmanlık gerektirir.
Resim 2. Tünel fırın (Lenox)
Porselen bünye özel bir bilgi birikimi , dikkat ve zaman gerektirir. Daha
plastik çamurlarla karşılaştırıldığında , biçimlendirme ve pişirimde kontrolü çok zor
bir çamurdur. Bunun yanında bünyenin gelişmesi için ısısının kontrollü olarak
çıkması gerekir. Bu nedenle porselen çamurunun oluşturulması ve pişirilmesi teknik
uzmanlık ve titiz bir işlem gerektirir. Günlük kullanımda yaygın olarak kullanılan
10
diğer seramik türleriyle karşılaştırıldığında, bu özellikler porseleni daha maliyetli bir
ürün haline getirir .
Porselen bünyenin geliştirilmesi için 18. yy. dan günümüze kadar yapılan
araştırmalar çok çeşitli porselen türlerinin geliştirilmesini sağlamıştır. Dodd' un
önceki bölümdeki ifadesindeki gibi günümüzde teknolojik alanda çok farklı
porselen türleri bulunur. Bu türler başlı başına
özel bünyelerdir ve yaygın
kullanımda 'porselen' terimi genelde sofra eşyası ya da sanat malzemesi olarak
kullanılan belirli bünyeleri çağrıştırır.
Çeşitli araştırmacılar tarafından yapılan farklı porselen türler belirli başlıklar
altında aşağıdaki şekillerde belirtilebilir.
Rado (1988)' ya göre porselen bünyeler aşağıdaki şekilde gruplanabilir:
1-Yarı vitrifiye ve vitrifiye porselen (Semi-vitreous ,vitreous china):Bu grup
çoğunlukla vitrifiye sofra eşyasını tanımlar. Kompozisyon olarak ergitici
katkısıyla vitrifiye edilmiş earthenware bünyelerdir.
2- Yumuşak porselenler: Genel olarak yalnızca tarihsel bir dönemin
araştırmalarını altında toplayan benzer özelliklerin olduğu bir gruptur ve
günümüzde de çeşitli şekillerde üretimi yapılmaya devam edilmektedir.
-Frit porselen,
-Magnezyumlu porselen ,
-Yüksek feldspatlı porselen,
-Amerikan ev porseleni,
-İngiliz şeffaf porseleni,
-Parian porseleni,
-Yarı vitrifiye porselen.
3- Sert porselen,
4- Kemik porselen
11
Radford ve Ryan (1987), bünyesini kaolen ve feldspatın oluşturduğu orjinal
Çin porselenini ve 17. ve 18. yy.' da Avrupa' da üretilen yumuşak porselen türlerini
genel porselen başlığı altına alır. Kaolin, kuvarsın yanında bünyesinde feldspatın da
bulunduğu porselen bünye Avrupa porseleni olarak bilinir. Bunun yanında İngiltere
sofra porselen endüstrisinin geliştirdiği İngiliz sofra porseleni English Translucent
China (ETC), 'Fine China' olarak bilinir. Kemik porselen ise bu türlerden farklı bir
porselen çeşidi olarak tanımlanır.
Sümer (1988), porselen türlerini sert porselen ve yumuşak porselen olarak iki
grupta toplar:
1-Sert Porselen
2-Yumuşak porselen
-Seger porseleni
-Amerikan sofra porseleni
-İngiliz elektrik porseleni
-Frit porseleni
-Belleek porseleni
-Amerikan ince çinisi
-Diş porseleni
-Jaspar porseleni
-Bazalt porseleni
-Kemik porselen
"Porselen grubunun sert ve yumuşak oluşu , mekanik direncini
belirlemeyip başta pişme sıcaklığı olmak üzere
bileşimine verilen
addır. Aşağıdaki tablodaki değerler, sert ve yumuşak porselen
gruplarının içinde yer alan farklı porselen türlerinin mineral yapılarını
ve pişme sıcaklıklarını göstermektedir. Çoğu zaman bu değerler
birbirlerinden kesin sınırlar ile ayrılmazlar ve bir türden diğer bir türe
geçişe ve ara değerlere sahip ürünlere seramik teknolojisinde sık
rastlanır (Arcasoy 1984).
12
ÜRÜNÜN
KİL
ADI
CEVHERİ
SERT
50
FELDSPAT
25
KUVARS
25
PİŞME
SICAKLIK
SIR
SP
Cº
TÜRÜ
14
1400
SERT
PORSELEN
SOFRA
POR.
47-50
23- 20
27-30
13-14
1380-1400
PORSELENİ
OTEL
POR.
50-55
22-23
27-30
13-14
1400-1430
PORSELENİ
LAB.
ve
SERT
SERT
POR.
60-70
20
20-10
14-15
1400-1430
TEKNİK
SERT
POR.
PORSELEN
KUVARSSIZ
70
30
-
14
1400
PORSELEN
BİSKÜVİ
SERT
POR.
45
28
27
12-13
1350-1380
-
40
20
40
12-13
1350-1380
SERT
PORSELEN
(SERT)
ELEKTROPORSELEN
POR.
(YÜKSEK
GERİLİM)
ELEKTRO
50
25
25
12-13
1350-1380
PORSELEN
SERT
POR.
(ALÇAK
GERİLİM)
YUMUŞAK
35-42
35-30
23-30
8-9
1250-1280
PORSELEN
VİTREOUS
YUM.
POR.
45
30
25
8-9
1250-1280
AKÇİNİ
CHINA
(YUM.
(SIHHİ
POR.)
GEREÇLER)
DİŞ
5-10
70-80
20-10
9-10
1250-1280
-
35
35-40
30-25
7-8
1230-1250
AKÇİNİ
35
35-40
30-25
7-8
1230-1250
-
PORSELENİ
PARIAN
PORSELENİ
BİSKÜVİ
PORSELEN
(YUMUŞAK)
Tablo 1. Kil cevheri (kaolin) , feldspat ve kuvars mineralojik yapılı porselen türleri (Arcasoy 1983)
13
"Gerçek porselen ya da sert porselen bünyeyi petunze ve kaolin
mineralleri oluşturur.Petunze, bünyeye yarışeffaflık veren ve
ergitici görevi gören feldspatik bir mineraldir. Kaolin (china
clay), petunzenin ayrışmış halidir. Çin porseleni gerçek porselen
olarak tanımlanabilir, çünkü bu türün ilk ürünüdür. Avrupa
seramikçileri ise yalnızca bu porselenin benzerini üretmeye
çalışmışlardır (Ryan ,Radford 1987: 56).”
Frit porselen, Avrupa seramikçilerinin Çin porselenine benzer bünye elde
etmek için denedikleri ilk yumuşak porselen türüdür. 16.yy.' da Floransa‟da Medici
ailesinin himayesinde yapılan araştırmalarla geliştirilmiş bir porselendir. 'Medici
Porseleni' olarak da bilinen bu porselen batı dünyasında denenen ilk porselendir.
Bu bünyenin yapısını Rado şu şekilde açıklamaktadır: "Kum ve güherçile fritlenip
(eritilip), deniz tuzu karıştırılıp, kalsine soda, kalsine jips (kalsiyum) ve alüminyum
ile karıştırılmıştır.Bu karışım tekrar fritlenmiş ve buna kil ve kalsiyum ilave
edilmiştir.”(Rado 1988: 181).
Medici porseleninin teknolojik bir başarı olduğu söylenebilir. Bu porselen
yapısı bir anlamda cam-seramiktir ve görünümü sütlü- cam (milky - glass) olarak
ifade edilir.
14
Resim 3 Medici Porseleni
Francesco de Medici' nin ölümünden sonra İtalya'da frit porselen üretimi
devam etmemiştir. Yaklaşık 100 yıl sonra 1673' te Fransa'da frit porselen üretimi
yeniden yapılmaya başlamıştır. 1700' lerin ortalarında kaolinin porselen yapımında
kullanılmaya
başlanmasıyla,
bünyesindeki
düşük
kil
miktarı
nedeniyle
biçimlendirme zorluğu olan ve pişirimde oldukça deforme olan frit porselenin
üretimi yavaş yavaş terk edilmiştir. Günümüzde frit porselen türünün tek üretimi,
Kuzey İrlanda'da 'Belleek china' adıyla yapılır.
Resim 4. Belleek Porseleni.1976. İrlanda
15
Parian porseleni, bünyesini büyük oranda feldspatın oluşturduğu bir türdür.
Kompozisyonunun % 70' ini oluşturan feldspatın ergitici etkisini artırmak için
feldspat fritlenir.
Parian bünye cone 3-4 ' te gelişir ve hafif parlak, saten benzeri bir dokusu,
beyaz bir rengi ve yarı şeffaf bir yapısı vardır. Düşük plastisitesi nedeniyle genellikle
dökümle şekillendirilir. Geçmişte süs eşyası
yapımında kullanılan parian
porseleninin üretimi günümüzde yaygın değildir.
Resim 5. Parian porseleni
Feldspatlı porselen, çeşitli kaynaklarda yumuşak porselenin tam karşılığı
olarak ifade edilen ve Norton' un (1956) siyenit porselen olarak tanımladığı bir
bünyedir. Bu gruba Seger porseleni ve Japon porseleni girer.
"Avrupa'da özellikle Almanya' da Seger tarafından yapılan
yumuşak porselenlerde uzakdoğu porselenlerinin yapısına
uyulmuştur. Ancak kullanılan hammaddeler tamamen yöresel
hammaddelerdir. Seger ürettiği yumuşak porselende %30- 35
kil cevheri kullanmıştır. Bu kil cevherini ise özlü ve beyaz
16
pişen kaolinden alır. Feldspatı % 30 oranında ve kuvarsı da
daha yüksek ölçüde kullanır. Pişme küçülmesi çok az olan bu
porselenin pişme sıcaklığı SP 8- 10 ( 1250 ºC -1300 ºC)
arasındadır. Çamur indirgen veya yükseltgen atmosferde
pişebilir (Arcasoy 1984:142).”
Amerikan yumuşak porseleni, vitreous china olarak da bilinir (Arcasoy
1984 ). Sert porselenle karşılaştırıldığında daha düşük derecede pekiştiği için çeşitli
kaynaklarda İngiliz şeffaf porseleniyle aynı grupta, yumuşak porselen olarak
nitelendirilebilmektedir (Singer&Singer 1963). Bisküvi pişirimi yaklaşık 1230 Cº1280Cº arasında, sır pişirimi ise 1000Cº - 1100Cº arasında yapılır.
Diş porseleni, bünyesinde büyük oranda feldspat bulunduran, çok düşük
miktarda kaolin içeren ya da hiç içermeyen bir porselendir.
"Genel olarak diş porseleni çamuru şu yapıdadır: % 70- 90 feldspat, %
15- 25 kuvars, % 2-8 kalk veya kaolin ya da her ikisi. Şekillendirme, rutubetli
çamurun bronz kalıplara basılması ile yapılır. Dişin doğal rengini anımsatan
bir porselen elde etmek için Fe2O3, MnO2, TiO2 ve SnO2 gibi bazı renk
verici katkılardan yararlanılır. Bu oksitlerin çok duyarlı ölçülerde tartılıp
porselen çamuru ile birlikte öğütülmesine özen gösterilir. Diş porseleni
çamuru çok az özlü madde içerdiğinden veya hiç içermediğinden, pişirim çok
kısa
sürede
tamamlanabilir,
bu
süre
yaklaşık
20-
30
dakikadır
(Arcasoy1984:143).”
Kemik porselen, İngiltere'de en fazla kullanılan seramik üründür. En
karakteristik özelliği ışık geçirgenliğidir. Avrupa' daki seramik ürünler içinde en
sinter ve en dirençli üründür. Geleneksel bünye kompozisyonu ise şöyledir;
Kemik külü
% 50,
China clay
%25,
Cornish Stone
%25
(Singer& Singer 1963).
17
1.2. Kemik Porselen
Kemik porselen; bünyesini kemik külü, feldspat ve kuvarsın oluşturduğu, yarı
şeffaf ve son derece beyaz bir porselen türüdür. Bilinen karakteristik formülü 1797'
de Josiah Spode II tarafından İngiltere' de geliştirilmiş ve Staffordshire' da Spode
fabrikasında üretilmeye başlanmıştır. Kemik porselen görsel özelliklerinin yanısıra,
yüksek mekanik direnci ve termal şok direnci nedeniyle kullanımda büyük avantajlar
sağlamış, 1800' lerin başlarında İngiltere' de kısa sürede pek çok fabrikada
üretilmeye başlanmıştır.
Kemik
porselenin
çeşitli
araştırmacılar
tarafından
farklı
tanımları
yapılmaktadır :
ASTM (American Society for Testing and Materials) - C242' ye göre kemik
porselen " En az % 25 kemik külü içeren şeffaf seramik eşya " dır. Dinsdale (1967)
kemik porseleni , İngiliz standardına göre " En az % 30 hayvan kemiğinden üretilen
tri- kalsiyum fosfat bulunduran bileşim" olarak tanımlar.
Çeşitli araştırmacılara göre kemik porselenin üç ana maddesinin farklı
oranlardaki bileşimleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Kemik külü
China Clay
Cornish Stone
%
%
%
Dodd
45- 50
25- 30
25- 30
Rieke
40- 50
20- 30
20- 30
Schüller
25- 50
20- 30
25-30
Searle
27- 46
20- 30
20- 32
Bourry
41- 50
23- 30
7- 30
Hecht
30- 60
20- 45
7- 30
Berdel
10- 40
25- 40
25- 60
Tablo 2. Kemik porselen bünye kompozisyonları.
18
Kemik porselen geleneksel olarak bu üç hammaddeden oluşuyor olsa da,
çeşitli özelliklere göre hammadde çeşidi ve bileşim oranları farklı olan çok sayıda
kemik porselen bünye geliştirilmiştir (Bkz. Singer&Singer 1963: 460 - 461).
Kemik porselen sert porselenle karşılaştırıldığında daha beyaz ve şeffaftır.
Daha düşük derecelerde vitrifiye olmasına karşın bünyesinde kil miktarının az olması
nedeniyle plastisitesi ve kuru direnci düşüktür. Dar vitrifikasyon aralığından dolayı
kolay deforme olması ve pişme küçülmesinin çok fazla olması gibi olumsuzlukları
vardır.
Günümüzde kemik porselen İngiltere dışında başta Amerika olmak üzere,
Japonya ve İsveç gibi ülkelerde de üretilmektedir. Kemik porselenin üretim süreci
titiz ve uzmanlaşılmış bir işlemi gerektirdiğinden bu ürün, maliyeti diğer porselen
türlerine göre daha yüksek olan, nitelikli bir porselen türüdür.
1.3. Kemik Porselenin Tarihçesi
Erken Çin porselenlerinin estetik niteliklerine duyulan hayranlık nedeniyle,
porselen
benzeri
seramiklerin
yapılmaya
çalışılması
ilk
olarak
Ortadoğu
kültürlerinde görülür (Rice 1990).
Rönesans ve sonrası antikite beğenisinin geçerli olduğu dönemlerde, Yunan
ve Roma seramiklerinin derlenmesine çalışılmış ve eski kültürlerin eserleri ile
ilgilenilmeye başlanmıştır. Daha sonraları Uzakdoğu porselenlerine benzer ürün
geliştirmeye çalışan Avrupalı seramikçiler ve bilim adamları tarafından yapılan
mineralojik ve kimyasal deneylerle kemik porselen gibi Avrupa' ya özgü porselen
türleri geliştirilmiştir.
18.yy.,
Avrupa seramik endüstrisinin pek çok keşfe
sahne olduğu bir
dönemdir: Genel olarak 1700' lerin sonuna bakıldığında sert porselen bünyenin
Almanya' da geliştirildiği görülür. Fransa' da ise yumuşak porselen yaygın olarak,
19
sert porselen ise az oranda üretilmektedir. Bunun yanında Almanya' nın yanısıra
Rusya, Hollanda ve Danimarka„ da sert porselen kullanılmaktadır.
İngiltere seramik endüstrisi ise bu dönemlerde yumuşak porselen bünyeler
üzerinde çalışmaya devam eder ve kendi özel porselen türünü geliştirmeye çalışır.
Sert porselen, İngiltere' de dikkate alınacak ölçüde üretilmemiştir. Bunun
nedenlerinden biri, İngiltere' de sert porselen pişiriminde kullanılan fırın kasetlerinin
yapımına uygun çamurun olmamasıdır. İngiltere' de kasetler için kullanılabilecek
ateş killeri yüksek demir oranına sahip çamurlardır ve pişirim boyunca deforme
olmaktadır. Bir başka neden ise pişirim için uygun yakıtın olmamasıdır : İngiltere' de
bulunan kömür, redüksiyon ortam yaratmak için yeterli değildir. Fakat daha önemli
bir neden, (kaolin hariç) porselen için uygun hammaddenin bulunamamasıdır:
İngiltere' de bulunan en uygun feldspat çeşidi olan korniş taşı, (redüksiyon
nedeniyle) bünyede çok açık gri bir rengin oluşmasına yol açar (Rado 1988).
Sonuç olarak, yukarıda belirtilen nedenler, kemik porselenin bulunuşunun ve
üretiminin önemini artırmıştır. Porselen üretiminde kemik külü kullanımı için
yapılan araştırmalar 1700' lerin ortalarında gündeme gelmiştir. Bow, Chelsea ve
Worcester gibi fabrikalarda kimyasal analizi yapılmış ve seramik bünyede etkisi
saptanmış olan kemik külü, porselen yapımında belirli oranlarda kullanılmıştır.
Josiah Spode II' nin karakteristik kemik porseleni üretmeye başlamasıyla bu
porselen kısa sürede yaygınlaşmıştır ve böylece, İngiltere' de sert porselen üretimi
için araştırmalara ihtiyaç kalmamıştır.
Günümüzde İngiltere' de Spode fabrikasının yanısıra çoğu fabrika kemik
porselen üretmektedir İngiltere dışında ilk kemik porselen fabrikası Gustavberg' de
kurulmuş, 19.yy.ın sonlarında Amerika Birleşik Devletleri' nde de kemik porselene
ilgi duyulmuştur. Binns ve Watts' ın çalışmalarından sonra Lenox® fabrikası kemik
porselen üretimine başlamıştır. Kanada' da küçük bir fabrika bu konuda
çalışmaktadır. Almanya' da Villeroy-Boch,
Mettlach ve Wallerfangen 1920
20
yıllarında kemik porselen üretmiş, İngiltere ve İsveç' ten sonra en önemli
üreticilerden biri de Japonya olmuştur.
Türkiye' de şimdiye kadar kemik porselen üretimi yapılmamıştır (Erkalfa
1990). Ancak Yıldız Porselen fabrikasında küçük çaplı bir
araştırma yapıldığı
bilinmektedir (Özkan 1991). Ancak seri üretimde karşılaşılan güçlükler ve yüksek
maliyet bu porselen türünün Türkiye‟ de üretilmeyiş
nedenleri arasında
gösterilebilir.
1.4. Kemik Porselenin Teknik Özellikleri
Seramik türlerinin belirli direnç özellikleri, bu türlerin çeşitli özelliklerine
göre farklılık gösterir: Bünyelerin teknik özellikleri mekanik, termal , aşınım,
kimyasal dayanım ve optik özelliklerine göre değerlendirilir.
Seramik bünyelerde, bünye ve yapı özellikleri seramik ürünün mekanik
dayanımını etkiler. Seramik bünyelerin mekanik direnci genellikle, gözeneklilik
(porosity), kristal:cam oranı, kristal büyüklüğü ve kristal tipine bağlıdır. Örneğin;
gözenekli yapıya sahip earthenware çamurlarının ve cam oranı yüksek yumuşak
porselenlerin mekanik dayanımı düşüktür.1
"Kemik porselen yaklaşık % 71 oranda kristal ( %44 betatrikalsiyum fosfat
ve % 25 anortit) ve % 29 cam içerir. Sert porselende ise bu oran tam tersidir" ( Rado
1988: 204). Cam çoğu kristal yapısından zayıf olduğundan yüksek mekanik direnç
için, kristal : cam oranının mümkün olduğunca yüksek olması istenir. Kemik
porselende kristal oranı oldukça yüksektir.
1
Mekanik dayanım ile ilgili değişkenlerin ilişkisini Rado (1988: 198) ayrıntılı olarak
açıklamaktadır.
21
Aynı zamanda kemik porselen kristallerinin boyutu, sert porselenden çok
daha küçüktür. Bu özellikler kemik porselenin, sert porselenden daha sağlam bir
yapıya sahip olmasını sağlar. Kemik porselenin çarpma dayanımı ve kırılma modülü
ise sert porselenin iki katıdır.
Termal dayanım; ani sıcaklık değişikliklerine karşı maddelerin fiziksel
yapılarını koruma yeteneğidir. Bu dayanım, özellikle pişirim ve sofra kullanımı
amaçlı seramiklerde önemli bir özelliktir.
Termal şok dayanımını etkileyen faktörler, termal genleşme, esneklik
(elasticity) modülü, termal iletkenlik ve gözeneklilik (porosity) gibi fiziksel
karakteristiklerdir.
"Gözeneksiz bünyeler için termal genleşme çok önemlidir.
Earthenware
gibi
gözenekli
bünyeler
porselenler
ile
karşılaştırıldıklarında nispeten yüksek genleşme katsayısına
sahiptir. Dolayısıyla bu ürünler pişirim amacıyla kullanılabilirler,
bunun yanında (gözeneksiz ya da çok düşük oranda gözenekli
yapıya sahip) kemik porselenin diğer porselen bünyelerden farklı
olarak gözenekli bünyelerden de daha yüksek termal genleşme
katsayısına sahip olduğu görülür ( Rado 1988: 206).”
Aşınma dayanımı, bünyenin yüzeyini etkileyen bir faktör olduğu için sırların
özellikleriyle belirlenir.
"Kemik porselen sırının çizilme sertliği kurşun-bor-silikat
sırlarıyla karşılaştırılabilir düzeyde olmakla birlikte güçlü
bağlara sahip sert porselen sırlarından önemli ölçüde daha
düşüktür ( Rado 1981: 6).”
Seramik ürünlerin kimyasal dayanımları oldukça yüksektir. Oksitlerden
meydana gelmeleri nedeniyle oksitlenmezler ve rutubetten etkilenmezler. Yağmur
22
suyundaki ve topraktaki kimyasallara dayanıklıdırlar. Hidroklorür, sülfür ve nitrik
asitler gibi güçlü mineral oksitlerden bile etkilenmezler.
Ancak kemik porselen tüm türlerden farklı olarak, bünyesindeki fosfat
bileşimleri nedeniyle hidroklorik asit tarafından çözünebilir. Ancak bünyeyi
kaplayan sır bu olumsuz etkileri önler. Fakat günlük kullanımda bu asitle
karşılaşılmayacağı için bu etki bir önem taşımaz (Erkalfa 1990, Rado 1988) .
Seramik
bünyelerin
görsel
özellikleri
renk
ve
ışık
geçirgenliği
karakteristikleri ile nitelendirilir. Seramik bünyenin rengi hammaddelerin saflığına
bağlıdır. Safsızlığı belirleyici en yaygın madde, demiroksittir. Bu oksit bünyede ve
sırda sarıdan kahverengiye kadar renk tonlarının oluşmasına neden olabilir.
Seramik tarihinde porselen bünyelerin safsızlaştırılması için çok sayıda
araştırmalar yapılmıştır. Beyaz bir bünye elde etmek için belirli dönemlerde astarlar
ya da beyaz opak sırlar kullanılmış ve porselen karakteri elde edilmeye çalışılmıştır.
Beyaz bünyelerin üretilmesini sağlayan ana faktör beyaz kaolinin (china clay)
keşfidir. Sert porselenin beyazlığı kompozisyonunun büyük kısmını oluşturan
kaolinden ileri gelir. Ancak , kaolinin yanısıra bünyesindeki diğer hammaddelere
(çok az da olsa) karışabilen demiroksit, redüktif pişirilen sert porselende açığa çıkar.
Bu etki sert porselenin griye yakın ya da mavimsi bir renk kazanmasına yol açar.
Bünyenin beyazlığı için kemik porselenin kompozisyonunda yer alan kemik
külü, özellikle demir oranı en düşük kemiklerden elde edilir. Bunun yanında, kemik
külündeki fosfat (P2O5) içeriğinin ise beyazlatıcı bir etkisi olduğu ve fosforik asitin,
bünyeye karışmış olabilen demiroksiti renksizleştirdiği saptanmıştır (Weyl 1992).
Kemik porselenin tüm seramik türleriyle karşılaştırıldığında beyazlığının yüksek
olmasının nedeni fosfordur.
Işık geçirgenliği (yarı şeffaflık, translucency), porseleni diğer tüm seramik
türlerinden ayıran estetik başarıdır. Cam fazı iki şekilde ışık geçirgenliğini sağlar:
23
a)
Frit porselenlerde ve Belleek porseleninde olduğu gibi kendisi camı
oluşturur ve diğer hammaddelerle birleşir,
b) Veya kemik porselende ya da sert porselende olduğu gibi feldspat ve
kemik külünü etkileyerek ışık geçirgenliği sağlanır. (Rado 1988).
Kompozisyondaki kaolin oranı da ışık geçirgenliği üzerinde etkendir. Kaolin
pişirim sırasında mullit kristallerini oluşturur. Mullit ışık geçirgenliğini azaltır.
Porselen bünyeler içinde en az kaolin içeriğine sahip kemik porselenin yarı
şeffaflığında bu faktör de etkilidir.
Işık geçirgenliği ile ilgili genel yargı, bünyedeki camın şeffaflığı artt
ırdığı yönündedir. Bu nedenle, earthenware gibi cam oranı yarı şeffaf
bünyelerden daha fazla olan bir bünyenin geçirgenliğinin olmaması fikir vericidir.
Cam oranı yüksek olan bünyelerin gözeneklilik nedeniyle ışık geçirgenlikleri yoktur.
Vitrifiye ürünlerde belli bir oranda gözeneklilik her zaman mevcuttur. Bu
gözenekliliğin ortadan kaldırılabilmesi ile ışık geçirgenliği çok daha artırılabilir :
Alüminyum seramikler ya da zirkon seramikler gibi tek kristalli seramiklerde pişirim
süresince özel atmosfer kontrolüyle tüm gözenekler kapatılabilir.
" Kemik porselende sinterleme rejimi, saydamlık ve gözenek
miktarı ile birbirlerine bağlantılıdır: Kemik porselende gözenek
miktarı en az düzeye düşünceye kadar saydamlık artar. Belirli bir
sıcaklıktan sonra sıcaklık artarsa kabarcıkların oluşması ile
gözenek miktarı da artar. Bu durumda saydamlığın azalması
beklenirken tersine bir durum ortaya çıkar. Bunun nedeni büyük
gözenekler oluşarak küçüklerin sayısının azalması ve ışığın daha
az kırılmasıdır. Dinsdale' e (Rado 1981) göre uzun süre düşük
sıcaklıkta sinterleme yapılarak daha saydam bir ürün elde edilir
(Erkalfa 1990: 26).”
24
Kemik porselen bünyede gözeneklilik ile ışık geçirgenlik arasındaki ilişki
Grafik1‟ de verilmiştir.
Grafik 1. (Erkalfa 1990)
" Ürünün kalınlığı, hammaddelerin tane iriliği ve yapıda bulunan
safsızlıklar da saydamlığı etkileyen diğer etmenlerdir. Kemik
porselenin saydamlığını artırmak için yapılabilecek değişiklikler
aşağıda özetlenmiştir.
- Ürün ne kadar ince olursa saydamlık o kadar fazla olur,
- Karışımın öğütme süresi arttıkça saydamlık da artmaktadır.
- Korniş taşı miktarının artışı ile saydamlık da artar.
- Ball clay saydamlığı azaltır ( Erkalfa 1990: 26).”
25
1.5.Kemik Porselen Hammaddeleri
Kemik porselen bünyenin kompozisyonunu kemik külü, korniş taşı veya
feldspat ve kaolin (china clay) oluşturur. Ancak kil oranı oldukça düşük olan bu
bünyenin plastikliğini ve kuru direncini artırmak için az miktarda bentonit ya da ball
kili de eklenebilir.
1.5.1. Kemik Külü
Kemik külü, kemik porselen bünyelerde ve sırlarda ergitici amaçla kullanılır
fakat sanılanın aksine kemik külünün kemik porselen bünyedeki rolü büyük ölçüde
bağlayıcı olmasıdır.
Kemik külü, jelatinden temizlenmiş kemik ununun kalsinasyonu sonucu elde
edilen bir maddedir. Bu madde, seramik üretiminde kullanılan hammaddeler içinde
mineralojik kökenli olmayan tek hammaddedir.
" Kemik külü, çok eski zamanlardan beri refrakter özelliği
bilinen bir hammaddedir. Kemik unu büyük oranda kemikten
zamk üreten fabrikaların yan ürünüdür. Kemik, kaynatılarak ve
uygun çözücülerle işlem görerek et ve yağdan temizlenir. Daha
sonra kalan yağ ve jelatin buharla alınır. Yıkanan kemikler
kalsine edilerek kemik külü elde edilir. Kemik porselende
kullanılacak olan kemik külünün özellikleri tüm bu ön işlemlerle
değişebileceğinden kemik külünün kontrollü olarak hazırlanması
gerekir (Erkalfa 1990: 7).”
Kemik külü tamamı ile kemik porselene özgü bir hammadde değildir. Solon
(1953) ; kemiklerin kalsinasyonuyla elde edilen ve refrakter güce sahip kalsiyum
fosfatın seramik sanatına ilk uygulanışının izlerinin takip edilemeyecek kadar
gerilere gitmekte olduğunun bilindiğini belirtir. Schuen 1700' lerde Becher tarafından
26
porselen çamuruna kemik külü ilavesiyle ' porselen' cam olarak tanımlanan bir ürün
elde edildiğini ifade eder.
Porselen üretimi için kullanılan kemik külü özellikle az demir oranı içeren
sığır kemiklerinden elde edilir.
Avrupa porselenlerinde kullanılan kemik 19. yy. ve 20. yy.' ın başlarında
Arjantin' den getiriliyordu. Fakat I. Dünya savaşından sonra, kemik külünün
hazırlanma metodları yetersiz bulunan
Güney Amerika' dan hammadde alımı
yapılmamış, bu nedenle kemik külü o tarihlerde büyük oranda İngiltere‟ den temin
edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ise, kemik külünün büyük kısmı Hollanda ve
İsviçre' den karşılanmakta ve bunun yanında porselen üretiminde kemik külü yerine
apatit minerali ve saf trikalsiyum fosfat da kullanılabilmektedir.1
"Kemik organik ve inorganik maddeler içeren karmaşık bir malzemedir.
Organik maddeler kemiğin işlenmesi ve kalsinasyonu sırasında
kaybolduğundan seramikçileri ilgilendirmez. İnorganik kısım x- ışınları
kırınım yöntemine göre hidroksi-apatit [Ca10(PO4)6(OH)2]
olarak
Posner tarafından saptanmıştır. Gassman ve Hendricks ana mineralin
karbonat-apatit Ca6(PO4)2(HPO)0.4(CO3)0.6 olduğunu belirtirler. Bu
sonuç kemikte bulunan Ca:P oranına ve karbonat oranına uymaktadır.
19 çeşit kemikte yapılan kimyasal analize göre CaO: P2O5 oranı
ağırlıkça 1.312 olarak bulunmuştur. Bu değer hidroksi-apatitteki Ca:P
1
Apatit' in kimyasal formülü, Singer (1967) tarafından; Ca4(CaF)(PO4)3 veya
Ca4(CaCl)(PO4)3 olarak tanımlanan doğal kalsiyum fosfattır. Kanada, Kuzey Afrika ve
Avrupa' da bazı kireçtaşı ve volkanik yataklarda yaygın olmamakla birlikte elde edildiği
belirtilmektedir(Gratton,1996). Trikalsiyumfosfat (sentetik kemik külü), sodyum fosfat ve
kalsiyum klorit çözeltilerinin çökelmesiyle hazırlanır. Kimyasal formülü; Ca3(PO4)2' dir.
Kemik külü yerine kullanılabilecek minerallerle ilgili, Don Gratton (1996)' ın çalışması fikir
vericidir.
27
(1.67) molar oranına çok yakındır. Kemikte bulunan eser elementler ise
hayvanların bulunduğu arazinin jeolojik durumuna göre değişmektedir
(Erkalfa 1990:8).”
- Kemik Külünün Hazırlanması:
Kemiğin bünye içinde kullanılır duruma gelmesi için aşağıdaki ön
işlemlerden geçirilmesi gerekir.
-kemiğin temizlenmesi
-kalsinasyon
-öğütme
-yaşlandırma (ageing)
-kurutma
Kemik unu, zamk yapımı ve hayvan yemi üretimi için kullanılan bir
hammaddedir. Kemik unu, kemiklerin uygun bir çözücü içinde kaynatılıp, et ve
yağından temizlendikten sonra sıcak su ya da buharla jelatininden arındırılmasıyla
elde edilir.
" Kalsinasyon işlemi kemiğe uygulanan en önemli işlemdir,
kemik külünün özelliklerini belirler. Endüstriyel uygulamalarda
kalsinasyon 800 Cº -1000 Cº arasında yapılır" (Erkalfa, 1990:
8).
500 Cº' ye kadar olan süreçte kemik unundaki organik maddeler yanarak
ayrışır, CO2 ve su buharının çıkışı ile hızlı bir ağırlık kaybı oluşur.
Kalsinasyon fırınlarının ısı dağılımı homojen olmadığı için pişirimde sert ve
yumuşak kalsine kül elde edilir. Bu da kemik külünün özelliğini olumlu etkiler
(Budworth 1974) . Hızlı kalsinasyon sonucu bünyede bulunan karbon, parçalanması
zor karbonik maddeler oluşturur. Bunu engellemek için hızlı kalsinasyondan
28
kaçınılır. Yanması güç olan sert karbon parçaları porselen içinde demir fosfatın
(Phelps 1983) oluşması ile bünyede istenmeyen yeşilimsi rengin ortaya çıkmasına
neden olur. Bunun için oksitleyici ortamda 100Cº / saat gibi düşük ısıtma hızında ve
en yüksek sıcaklıkta 1 saat bekletilerek kalsinasyon işlemi yapılmalıdır (Mellor
1984) .
"Kemik külü, kemik porselen hamuruna bir miktar plastiklik
sağlar, bu muhtemelen artık organik maddelerin bağlayıcı rol
oynaması ile olur, ancak plastikliğin kolloidal dağılımda çok
daha ince tane iriliğine ulaşılması ile olması muhtemeldir (Rado
1981).”
Öğütme işlemi bilyalı değirmende ve sulu ortamda yapılır. Tane iriliğinin
ince olması plastikliği artırsa da, porselende fazla küçülmeye ve çatlamalara neden
olur. Az öğütülmüş ince taneli kemik külü de plastikliği azaltarak yaş direnci
düşürür. Öğütmenin bir yararı da, kalsinasyon sırasında aşırı büyümüş kristalleri
kırmasıdır. Öğütme zamanı, öğütme koşullarına ve kemiğin kalsinasyon sıcaklığına
göre 8- 24 saat arasında değişir (German 1973) .
İstenen tane boyutuna göre öğütülen kemik, elekten geçirildikten sonra,
içinde bulunabilen en az miktardaki demirden uzaklaştırılmak için manyetik
ayırıcıdan geçirilir. Yaklaşık 4-6 hafta karbondioksit almayacak şekilde tanklarda
sulu ortamda dinlendirilmeye bırakılır.
Bu işlemin amacı, kemik külünde belirli kimyasal ve fiziksel değişikliklerin
oluşmasını sağlamaktır: Diğer seramik hammaddelerinin aksine, kemik külünün
kimyasal değişimi sulu ortamda da devam eder. Malzemenin plastikliğini olumlu
yönde etkileyen bu işlemde; fosfatların hidrolizi, hidroksiapatitten çözünen bir
miktar kalsiyumoksitin bir bölümünün yeniden hidroksiapatite dönüşmesi gibi bir
seri reaksiyonun gerçekleşmesiyle hammadde yaşlandırılır (Öz 1984). Yaşlandırma
işleminden sonra kemik külü, nem oranı % 10- 15 olacak şekilde etüvde kurutulur.
29
1.5.2. Korniş Taşı (Cornish Stone)
Korniş taşı, Çin porselenlerinde kullanılan petunzeye benzer bir cins
pegmatitdir ve bünyede ergitici olarak kullanılır.
Bu madde, granitin hidrotermal değişimi sonucu oluşur. "Günümüzde, büyük
oranda İngiltere' de Devon - Cornwal yarımadasındaki St. Austell yatağından, açık
işletmecilik yöntemleriyle üretilir.
Bu cevhere kırma, öğütme ve nadiren de
manyetik ayırma işlemleri uygulanır ( Öz 1984: 16).” Bu maddenin karakteristiğine
benzer bir maden, A.B.D. ' de Carolina bölgesinde bulunmuştur ve ' Carolina Stone'
adıyla da bilinir.
"Korniş taşı, içinde feldspat, kuvars, kaolin, mika ve az bir
miktar fluospar bulunan kısmen kaolinize olmuş feldspatik
sodyum ve
potasyum kayasıdır. Feldspatın kaolinize olma
derecesine göre: Koyu mor (Hard purple), beyaz (Drye white),
açık kahverengi (Buff) gibi isimler alır. Mor renk içinde
bulunan fluospardan ileri gelmektedir (Özkan 1991: 28)."
Fluospar (flor), porselen üretiminde pişirim sırasında fırının içini ve
pencerelerini korozyona uğratdığından istenmeyen bir malzemedir (Erkalfa 1990).
"Korniş taşının kaolinizasyonu, yapısındaki alkali feldspatlara
ve albitlere bağlıdır. En çok tercih edilen cinsleri, en fazla
kaolinizasyona uğramış olanlarıdır. Ancak bu tür korniş taşında
yüksek oranda bulunan florit (CaF2), ergime sıcaklığını 1100
Cº yapar ve zehirli, korozif flor gazı yayar. Floritin bir etkisi de,
porselen yapısını modifiye ederek daha akıcı bir cam
oluşturmasıdır; bunun sonucu porselenin pişirim işlemi
sırasındaki deformasyonu artar. Bu yüzden, korniş taşının
30
feldspata oranla daha az deformasyona yol açtığı düşüncesi
yanlıştır (Jobling 1984, 511-513).”
Feldspatlar gibi, korniş taşının da farklılık gösteren kompozisyonları vardır.
Kompozisyonundaki kuvars, potasyum, sodyum ve diğer içeriklerin yüzdeleri
değişebilmektedir.
"Korniş taşının homojen bir yapısı ve bileşimi olmaması
nedeniyle kemik porselende bunun yerine feldspat ve az
miktarda kuvars kullanılmaktadır (Erkalfa 1991: 12).”
Korniş taşının karakteristik formülü ve kimyasal analizi aşağıda verilmiştir.
K2O
0.4453
Al2O3 1.0847
Na2O 0.2427
CaO
SiO2 7.796
Fe2O3 0.065
0.1873
MgO 0.0821
CaF2 0.0421
Mol. Ağırlığı:652
SiO2
71.10
Al2O3
16.82
Fe2O3
0.16
CaO
1.60
MgO
0.05
K2O
6.57
Na2O
2.29
CaF2
0.50
Kızdırma
1.25
kaybı
100.34
Tablo 3 ( Erkalfa1990: 13).
31
1.5.3. Kaolin (China clay)
Kaolinler, sedimanter kil oluşumlarıdır ve oluşum yatakları içinde herhangi
bir metal oksit ve başka yabancı maddelerle karışmadıkları için saf killer olarak
bilinirler.
"Kaolinin oluştuğu ana kayaç, kompleks alümina silikatlardan
oluşmaktadır. Bu alümina silikatlar ise aşınma sırasında
hidrolize olmaktadır. Hidrolize olayı şöyle gelişmektedir:
Alkali ve toprak alkali iyonlar çözünür tuzları oluşturarak
uzaklaşırlar. Geri kalan madde, alüminyum silik ve değişken
bileşik ve strüktürlü silisyum dioksittir. Bu kalan ürtik madde,
eruptif ana kayaçtan daha refrakterdir. Feldspat, glimmer,
kuvars gibi henüz ayrışmamış olan kayaç artıkları da kaolinin
bünyesinde kalırlar (Jobbling 1984, 511-513).”
Kaolinin kullanılır hale gelmesi için bu maddelerin temizlenmesi gerekir.
Kaolinler havuzlarda sulandırılarak süspansiyon hale getirilirler. Karışım içindeki en
ince taneli madde olan kaolin su içinde süspansiyon olarak kalırken diğer iri taneli
maddeler dibe çökerler. Kaolin süspansiyonu karıştırılıp filterpresten geçirilir daha
sonra kurutularak oldukça saf bir kaolin elde edilir. Bu işleme 'kaolinin yıkanması'
adı verilir. Yıkanmış kaolinlerin porselen çamuruna katılması plastiklik derecesini ve
mukavemetini artırır (Kaya 1990) .
1.5.4. Yardımcı Maddeler
Plastikliği
oldukça
düşük
olan
kemik
porselen
bünyenin
şekillendirilebilirliğini ve yaş direncini artırmak için bünyeye bentonit ve ball kili
gibi maddeler katılabilir.
32
"Bentonit, volkanik küllerden oluşmuş oldukça yaygın bir kil
çeşididir. Bentonitin ana minerali montmorillonittir. Bu kilin
çok fazla su alması kuru hacminin 4- 5 katı kadar şişmesini
sağlar. Bentonit haddinden fazla plastik bir kildir, ancak
pişmiş şekli renklidir (Erkalfa 1990: 14).”
Bentonitin, yüksek plastikliği nedeniyle kuruma küçülmesi fazladır ve bu
nedenle tek başına kil yerine kullanılamaz. Plastik olmayan çamurların içine %1- 5
oranında katılır. Ball kilinin (ball clay) büyük bir kısmını kaolinit minerali oluşturur.
Bu kil, genellikle kaolinit tabakalarının kenar kısımlarındaki montmorillonit minerali
ile bağlanmıştır ve saf olmayan bir kaolin tipidir.
Ball kili, tane iriliği kaolinden daha küçük olduğu için daha plastiktir. Ball
kili, bentonit ile karşılaştırıldığında, bentonitin çok daha plastik bir yardımcı
malzeme olduğu söylenebilir (Erkalfa 1990).
33
2.BÖLÜM
ENDÜSTRİYEL ve SANATSAL KEMİK PORSELEN
UYGULAMALAR
2.1.Endüstriyel Kemik Porselen Üretimi
Kemik porselen, endüstriyel bir porselen bünye türü
olması nedeniyle,
hammaddelerinin hazırlanması, çamurunun oluşturulması, ürünün biçimlendirilmesi,
pişirimi, sırlanması ve dekorlanması özel bir süreci gerektirir.
Bu bölümde, açıklanacak ve örneklenecek endüstriyel üretim işleyişi,
A.B.D.' de kaliteli kemik porselen ürünleriyle bilinen Lenox® fabrikasının üretim
aşamalarını da örnekleyecektir. Türkiye' de kemik porselenin üretimi yapılmadığı
için, bu çalışmada fabrika işleyişinin aşamalarının detaylı olarak açıklanmasının
yararlı olacağı düşünülmüştür.
Porselen üretiminde yapılan işlemler, çeşitli işletmelerde genel olarak
birbirine benzer. Hammaddelerin üretimde kullanılmadan önceki ön işlemleri, özel
hammaddelerin hazırlanması için gereksinim duyulan (kemik külünün hazırlanması,
kaolenin yıkanması gibi) işlemler aynı işletme içinde yapılabilir ya da bu
hammaddeler hazır olarak sağlanabilir.
" Kemik porselen üretimi geleneksel porselen üretimine benzer.
Ancak düşük plastisiteye ve dar bir vitrifikasyon aralığına sahip
olması nedeniyle, hammaddelerin hazırlanışında ve üretim
aşamasında hassas bir kontrol gerekir (Erkalfa 1990: 16).”
Kemik porselen üretiminde izlenen genel akım şeması aşağıda verilmiştir.
34
Tablo 4. Kemik Porselen Üretim Şeması Erkalfa (1990)
35
- Çamur Hazırlama
Kemik porselende kullanılacak kemik külü önceki bölümlerde açıklandığı
gibi, tüm önemli ön işlemlerden geçtikten sonra, feldspat, kaolin, kuvars ve
kompozisyona göre ball clay veya bentonit ile birlikte karışımın hazırlanacağı
değirmenlere taşınırlar ve bilyalı değirmenlerde sulu olarak öğütülürler.
İşletmelerde kullanılan çeşitli değirmen tipleri vardır. Değirmenlerdeki işlem,
hızla dönen değirmenin içindeki sulu karışımın, alümina bilyaların yarattığı darbe ve
sürtünmelerle aşınması prensibine dayanır .
Çamur ve sır hazırlamada kullanılan çeşitli değirmen türleri vardır (Tüp
değirmenler,
silindirik
bilyalı
değirmenler,
konik
değirmenler
gibi).
Bu
değirmenlerin seçiminde karışımın tane büyüklüğü ve bazı kimyasal özellikleri etkili
olur (Sümer 1992).
Değirmende öğütülecek karışımın miktarı ve su oranı önemli bir etkendir.
"Sulu öğütmede değirmenin içinde, iç hacmin yaklaşık 1/3' ü
kadar boşluk kalmalıdır. Değirmene yaklaşık öğütülecek kuru
madde ağırlığı kadar bilya koyulması gerekir. Bilya büyüklüğü
seçimi önemlidir. Büyük-orta-küçük boy bilyaları hacmin
yaklaşık
1/3‟ü oranında olacak şekilde tamamlanmalıdır.
Değirmenlerin büyüklüğüne göre bilyaların çapları yaklaşık 7-53 cm olabilir. Değirmen dönme hızı, bilyaların hareketini
belirlediği için öğütmeyi ve dolayısıyla çamur veya sırın tane
iriliğini etkiler. Çizim 2‟ de bilyalı değirmen hızı ve karışımın
hareketi görülmektedir ( Arcasoy 1983: 59).”
36
(A)
(B)
(C)
(Katarakt etkili öğütme)
Çizim 2. Değirmen Dönme Hızları (Arcasoy 1983: 60)
İstenen tane boyutuna erişen bünye karışımının dökümle şekillendirmede
kullanılacak bölümü, büyük tanklarda saklanır ve kullanılmadan önce homojen bir
karışım için pervaneli karıştırıcılarla karıştırılır. Presle biçimlendirilecek ürünler için
çamurun ayrı bir işlemden geçmesi gerekir: Sulu karışım nem oranı % 20 olacak
şekilde filter presten geçirilir. Çamur filterpresten plakalar halinde belli oranda
sıkıştırılmış olarak çıkar (Çizim 3).
Çizim 3. Filter pres (Rado 1988)
37
Resim 6 ve 7‟de filterpresden çıkan kemik porselen çamurlar görülmektedir.
Resim 6
Resim 7
Bünyedeki havayı daha etkili bir şekilde almak ve homojen bir nem sağlamak
için bu plakalar vakum pres (pug-mill) denilen makinada vakumlanırlar (Çizim 4).
Çizim 4. Pug-mill
Vakum pres ile vakumlama, kemik porselen gibi düşük plastikliğe sahip
bünyeleri sıkıştırmanın güçlüğü nedeniyle son derece gerekli bir işlemdir.
- Şekillendirme
Kemik porselen gibi plastik olmayan bünyelerin şekillendirilmesi için genel
olarak kullanılan yöntemler, plastik şekillendirme ve döküm yöntemi olarak ikiye
38
ayrılabilir. Plastik şekillendirme, vakum pres (pug mill) ile vakumlanan , yaklaşık%
20
oranda neme sahip çamurun , şablon torna ya da
otomatik torna ile
biçimlendirilmesidir. Tasarıma göre torna ile biçimlendirilemeyen ürünler, alçı kalıp
içine, özel olarak hazırlanmış akışkan çamurun dökümü yapılarak elde edilir.
Şablon tornada şekillendirme genellikle
tabak ve küçük çanaklar gibi
dairesel biçimlerin üretiminde kullanılır. Vakum presten tüp şeklinde çıkan çamur
bloklar, belirli aralıklarla kesilerek diskler haline getirilir. Bu diskler tornalarda
preslenerek istenilen biçimi kazanırlar.
Şablon torna tiplerinden birincisi, dönen alçı şablona çamuru sıvayarak
yayma ve sabit bıçak başlık ile biçimin verilmesi prensibine dayanır.
Plaka halindeki çamur, alçı şablon üzerinde biçimlendirilirken iç veya dış
şablon üzerine oturtulur. Günümüz otomatik tornaları ile karşılaştırıldığında daha
eski sayılabilecek bıçaklı tornalarda alçı kalıp içine veya üzerine sıvanan çamur,
metal bıçaklarla biçimlendirilirken (şablona göre) ürünün iç veya dış şeklini alır
(Çizim 5).
Çizim 5. İç şablon- Dış Şablon Torna( Özkan 1990:31-32)
Bu mekanik üretim biçimi günümüzde seri üretimde yerini otomatik tornalara
bırakmıştır.
39
"Şablon tornada üretilebilen bazı formlar döner başlı tornalarda
daha seri ve kaliteli olarak şekillendirilebilmektedir. Şablon
tornada, üretilen formun kesiti şeklindeki metal bıçak, plastik
çamuru döner kalıba sıvarken; döner başlı tornada bu işlem çok
düzgün yüzeyli bir çelik başlık tarafından yapılmaktadır (Özkan
1991: 32).”
Çizim 6. Otomatik Şablon Torna ( Özkan 1991:31-32)
Resim 8 ve 9‟da Lenox fabrikasının üretim süreci içinde, vakumlanan
çamurdan kesilen diskin alçı kalıp üzerine yerleştirilişi görülmektedir. Alçı kalıp
üzerinde bulunan çamur çelik başlık ile preslenirken aynı zamanda ısıtılıp, nem
oranı yaklaşık % 0.5' e düşürülür. Böylece ürün kalıptan çıkmadan önce deforme
olmadan belli oranda kurumuş olur. Böylelikle üretim hızı artırılır.
40
Resim 8
Resim 9
Döküm yöntemi (slip-casting), Avrupa' da 1730' lardan beri bilinen,
genellikle tornada biçimlendirilemeyen ürünler için kullanılan bir yöntemdir. Akıcı
çamurla biçimlendirmeye dayanan bu teknik, modelin
alçı kalıbının içine sıvı
çamurun dökülmesi, sıvının kalıba temas eden yüzeyinde belirli bir et kalınlığının
elde edilmesi ve daha sonra içte kalan sıvı çamurun geri boşaltılması esasına dayanır.
Dökümle şekillendirme, yarı şeffaf
kemik porselen bünyenin üretiminde
istenilen inceliği sağlamak açısından son derece önemli bir tekniktir. Fabrika
üretiminde dökümle biçimlendirme şablonla biçimlendirme ile karşılaştırıldığında
her ürün için bir kalıbın yer kaplaması ve döküm işleminin otomatik tornaya göre
daha uzun süre gerektirmesi nedeniyle
çok pratik olmasa da, fincan, çanak gibi
tornada biçimlendirilemeyen ürünler için uygulanır. Bünyenin plastik olmayan yapısı
nedeniyle küçük işletmelerde ve sanatsal çalışmalarda tercih edilen bir tekniktir.
Dökümle şekillendirme tekniği, düşük dereceli seramik ürünlerden, kemik
porselene ve iri taneli refrakter malzemelere kadar çeşitli bünyelerin üretiminde
kullanılır. Aynı zamanda, bünyesinde kil barındırmayan zirkonya, alümina,
magnezit, titan, silisyum karbür ve titanatlar gibi (Sümer 1992) saf oksit seramiklerin
uygun bağlayıcı maddelerle dökümü de yapılabilmektedir.
41
"Yaş yöntemle şekillendirmede en önemli aşamayı çamurun
hazırlanması oluşturur. Çok önemli bazı temel bilgilere sahip
olmakla başarılı bir döküm çamuru hazırlanabilir :
- Döküm çamurunu oluşturacak hammaddelerin kimyasal,
fiziksel, mineralojik ve reolojik özelliklerini bilmek gereklidir.
Hammaddelerin kimyasal olarak bileşimi, fiziksel olarak tane
yapısı ve tane büyüklüğü, içerdiği mineraller ve kristal yapı,
reolojik olarak akışkan olabilme yeteneği
ve bunu sağlayan
etkenler,
- Döküm çamurunda olması istenen mineralojik yapının, çamuru
oluşturacak olan tüm
hammaddelerin kimyasal bileşiminden
hesaplanması,
- Çamura
katılacak olan suyun
oranı, fiziksel ve kimyasal
yapısı,
- En uygun elektrolitin seçimi, kullanılacak elektrolitin katkı
oranı,
- Döküm çamurunu oluşturan sert ve suda
dağılmayan
maddelerin öğütülme süresi, tüm çamurun tane büyüklüğü,
- Döküm çamurunun litre ağırlığı ve viskozitesi gibi etkenler
önemlidir (Arcasoy 1983 :75- 76) .”
Döküm çamurlarının mineralojik bileşiminin, tane boyutunun saptanması gibi
analizleri laboratuvar koşullarında yapılır ve kullanılacak çamur işletmelerde bu
standartlar doğrultusunda üretilir.
"Döküm
çamurlarında
kullanmaksızın elde etmek
istenen
akışkanlığı,
fazla
su
gerekir. Fazla sulu (% 50' nin
üzerinde) bir döküm çamuru kalıbı ıslatır, kalıptan çıkma süresini
uzatır ve kalıp içinde çatlamalara yol açar. Bu nedenlerle döküm
çamurundaki akıcılığı, suyu artırarak elde etmek olanaksızdır
(Arcasoy 1983: 76).”
42
Döküm çamurlarına eklenen su oranı, çamurun türüne göre değişir. Ancak bu
oranın karışımın % 40' ından fazla olmaması gerektiği söylenebilir. Bu oran kemik
porselen döküm çamurunda daha düşüktür.
Minimum su oranıyla hazırlanan döküm çamuruna 'elektrolit' denilen ve
taneciklerin elektrik yüklerine etki ederek, onları hareketlendiren kimyasal maddeler
katılır. " Bu maddelerin bazıları şunlardır: Amonyak, kalsine soda, sodyum hidroksit,
cam suyu (sodyum silikat), humus ve tanik asit. Genel olarak çamurlar ‰ 3- 7
arasında uygun elektrolit katkısı ile akıcı kıvama gelirler" ( Arcasoy 1983: 76).
Çamurlarda elektrolit ile sağlanan akışkanlık, elektrolit oranı arttıkça azalmaya
başlar ve çamurda pelteleşme gözlenir. Çamurlarda bulunan elektrolit miktarı ve
akışkanlık süresi
ilişkisi denemelerle gözlenir ve uygun elektrolit
saptanır (Grafik 2).
Grafik 2. Akma eğrisi (Arcasoy 1983)
ve miktarı
43
Döküm çamurlarının hareketsiz durdukları zaman akışkanlıklarını yitirip,
durgun hale gelmesi ve karıştırdıktan sonra tekrar eski özelliklerini kazanmaları
özelliğine 'tiksotropi' denir. Tiksotropisi yüksek çamurlar döküm sonrası çamuru
boşaltırken sorunlar yaşatır ve sıvı çamuru boşaltmak için kalıbı sarsmak gerekir. Bu
olay döküm ürünün et kalınlığının farklı olmasına ya da kalıptan çıkmamasına yol
açabilir." Hiç tiksotrop olmayan çamurlar alçı içinde çok zor kalınlık alırlar. Bu
nedenlerle döküm çamurlarında tiksotropinin varlığı az da olsa gereklidir " (Arcasoy
1983: 78) .
" Döküm çamurlarının içindeki kuru madde ile su oranlarının en anlaşılır
şekilde belirlenmesi ve standartlara uygunluğunun kontrolü, çamurun ' litre ağırlığı'
nın ölçülmesi ile yapılır" (s.79). Dökümle şekillendirmede, istenilen akıcılıktaki
döküm çamurunun litre ağırlığının mümkün olduğunca yüksek olması (az su oranı ve
en fazla kuru karışımla istenilen yoğunluğun elde edilmesi) gerekir. Kemik porselen
için uygun litre ağırlığı yaklaşık 1750 -1770 gr. dır.
Seri üretimde alçı kalıbın yıpranmasına da dikkat edilir. Bu nedenle, bir
kalıptan belli sayıda döküm ürün alınır. Dökümü yapılacak biçime göre, döküm
işlemi boş döküm ve dolu döküm yöntemi olmak üzere ikiye ayrılır.
Boş dökümle şekillendirme işlemi, alçı kalıbın parçalarının sınırladığı
boşluğa, sıvı çamurun doldurulması, alçı kalıbın karışımın suyunu emmesiyle
kenarlarda plastik bir et kalınlığının oluşması ve fazla sıvı çamurun boşaltılması ile
biçimin elde edilmesi esasına dayanır (Çizim 7).
44
Çizim 7
Dolu dökümle şekillendirmede, alçı kalıp parçaları arasındaki boşluk biçimin
hacmi kadardır. Kalıba sıvı çamurun boşaltılmasıyla boşluk plastik çamur ile dolar.
Bu yöntemle genellikle, dairesel olmayan tabaklar, kulp, plaka gibi biçimler elde
edilir (Çizim 8).
Çizim 8
Kemik porselen ürünün rötüşlenmesi, diğer çamurlarla karşılaştırıldığında
daha büyük bir dikkat gerektirir. Düşük plastisite nedeniyle kuru ürün kolayca
kırılır. Bu nedenle kemik porselen ürününün rötüşlenmesi deri sertliğinde büyük bir
beceriyle yapılır.
Parça kurumadan önce fincan ve benzeri ürünlere yapıştırılacak kulp parçaları
için sıvı çamur yapıştırıcı olarak kullanılır. Kalıp birleşim yerlerinde oluşan çizgiler
bıçak ve sünger yardımıyla silinir.
45
Kurumuş ürünün ağız ve dip
kısımları
elde sünger yardımıyla silinip
düzeltilebileceği gibi, bu işlem yarı otomatik rötüşleme makinaları ile de
yapılabilmektedir (Resim 10, 11).
Resim 10
Resim 11
Şekillendirme aşamasından sonra elde edilen yarı ürünün yapısındaki serbest
suyun uzaklaşması için kurutma işlemi yapılır. Pişirim öncesi iyi bir kurutma
yapılmazsa, gözeneklerdeki suyun ısınıp ani genleşmesi sonucu ürün çatlayabilir ya
da tamamen parçalanır.
Ürünün et kalınlığı, bünye yapısının özellikleri, kurutma ortamının şartları
kurutmayı etkileyen faktörlerdir. Ürün biçim, malzeme yapısı ve şekillendirme
yöntemine göre değişik şartlarda kurutulur.
Kurumayı etkileyen özellikler;
- Kurutmaya giren ürünlerin boyut, biçim ve su oranlarındaki beraberlik,
- Ortamdaki hava sıcaklığı ve rutubet koşulları,
- Bünyedeki hammaddelerin mineral türleri ve eriyen tuzların olup olmadığı,
- Çamurun tane büyüklüğü ve bunun dağılımı,
- Moleküler yapısal düzendir. (Kura 1989)
Seramik bünyede yoğrulma suyu üç durumda bulunur:
46
- Yüzey suyu; kil taneciklerinin yüzeyini film şeklinde saran su,
-Por suyu; taneciklerin arasında bulunan sudur.Çamurdaki suyun büyük
kısmını oluşturur,
-Emme suyu: Kil taneciklerinin yüzeyinden içine emilme yolu ile giren
sudur.
Böylelikle bu su, seramik çamurunun plastikliğinde söz sahibi olur.
Kurutma sırasında çamurdan en güç ayrılan sudur ( Arcasoy 1983).
"Kuruma ilk olarak yüzeyde başlar gözeneklerden gelen su
yüzeyden buharlaşarak uzaklaşır. Bu sırada kurutma sıcaklığı
arttırılmaktadır. Aksi halde , yüzey çabuk kuruyacak, içeriden
gelen suyun geçmesini engelleyecek şekilde küçülecektir.
Sonuçta,
gerilimler
oluşarak
kuruma
çatlakları
ve
deformasyonlar ortaya çıkacaktır. Gözeneklerden uzaklaşan su
ile birlikte küçülme görülür, çünkü kil tanecikleri birbirlerine
yaklaşırlar. Daha sonra tanecik, yüzey ve emme suyu uzaklaşır
(Kaya 1990 : 58).”
Kurutmada kullanılan çeşitli yöntemler vardır: Plastik olmayan ve özel
kurutma gerektiren ( kemik porselen, izolatör çamurları gibi) bünyelerin kurutulması
için kontrollü kurutma odaları içinde ' dobbins' adı verilen sıcak hava jetleri ile
kurutma yapılır.
Kurutması yapılan kemik porselen bünyeler fırına girmeden önce özel kasetlere
yerleştirilirler. Resim 12 ve 13‟ de
yerleştirilişleri görülmektedir.
tabakların ve
fincanların
özel kasetlere
47
Resim 12
Resim 13
-Pişirim Süreci
Genel
olarak kemik porselenin pişirimi yaklaşık 1220 Cº- 1260Cº arası
yapılır. Bünyenin kasetlerle desteklenmesi durumunda, ışık geçirgenliğini artırmak
için, bünyenin kompozisyonuna göre bu derece 1280 Cº 'ye kadar ulaşabilir.
Kemik porselenin diğer bünyelerden farkı bisküvi pişiriminin, bünyenin
tamamen vitrifiye olduğu derecede yapılmasıdır. Sır pişirimi ise yaklaşık 1050 Cº 1100 Cº ' de yapılır.
Bisküvi pişiriminin(+,- 10 º) hassasiyetle kontrol edilmesi gerekir. Düşük
sıcaklıklarda yapılan bisküvi pişirimi, gözenekler tamamen kapanmadığı için ışık
geçirgenliğinin
tam oluşmamasına yol açar. Yüksek sıcaklıklarda ise üründe
kabarmalar ve deformasyonlar görülür (Özkan 1991: 42). Kemik porselenin
pişirildiği fırın atmosferi oksidasyonlu olmalıdır. Yetersiz havalandırmada
redüksiyon oluşabilir ve bu durum ürünün rengini olumsuz etkiler. Fırın içindeki
havanın homojen dağılması gerekir. İdeal fırın içi ortamı % 6- 9 CO2 ve % 9- 11 O2
içerir.
48
Resim 14‟de görülen tünel fırın, Lenox® ' da kullanılan 41 metre
uzunluğundaki gazlı fırındır. Kasetler içinde raylar üzerinde hareket eden parçaların
fırın içindeki pişirimi 9 saatte tamamlanır. Fırın içindeki en yüksek sıcaklık bölgesi
1254 Cº ' dir.
Resim 14
Bisküvi pişiriminin sır pişiriminden yüksek olduğu bazı durumlarda seramik
ürünün biçimini koruyabilmesi açısından kasetli pişirim gereklidir.
Kemik porselen gibi yüksek derecelerde biçimini kaybetme riski yüksek
bünyeleri kontrol edebilmek için ' kaset' denilen fırın içi özel ekipmanlar kullanılır.
Kasetlerin görevi kemik porselen biçimin deforme olabilecek yüzeylerini
desteklemektir (Resim 15 ).
49
Resim 15
Diğer türlerle karşılaştırıldığında, kemik porselen üretim maliyetinin yüksek
olmasının nedenleri; düşük plastisite nedeniyle ürün kaybının fazla olması, ürünlerin
pişirimde kaset gerektirmesi ve bunun fırın içinde yer kaybına yol açmasıdır.
Endüstride, yassı biçimli kemik porselen biçimleri pişirmek için kullanılan
geleneksel yöntemlerden biri refrakter özellikli 'sagar'lardır.
Sagarlar, % 50 ateş kilinden (plastisitesi çok düşük bir kil tipi) ve % 50
oranında grogdan ( pişmiş ve daha sonra parçalanıp ufalanmış refrakter kil kumu)
oluşur. Grogun görevi pişirim süresinde, saggarın çatlamasını önlemek ve biçimini
korumasını sağlamaktır.
Sagarların geleneksel fonksiyonu, pişirimlerin katı yakıtla yapıldığı
dönemlerde pişen ürünü, fırın içersinde uçan kül ve direk alevin etkisinden
korumaktır. Daha sonra gazlı ve elektrikli fırınların kullanılmaya başlanmasıyla
böyle bir ihtiyaca gerek kalmamıştır. Kemik porselen gibi bisküvi pişiriminde
desteklenmesi gereken bazı bünyeler dışında sagarlara ve diğer kasetlere ihtiyaç
duyulmamaktadır.
50
Sagarlar (genelde 20 mm et kalınlığında) dökümle ya da şablonla
biçimlendirilmiş, oval, dairesel, kare veya dikdörtgen tabanlı haznelerdir. Sagarların
içi kalsine alümina (Al2O3) ile doldurulur ve pişecek ürün alümina içine gömülür.
Ürün böylelikle tüm yüzeylerinden desteklenir.( Çizim 9) (Resim 16).
Çizim 9
Resim 16
Bu yöntem bünyelerin deforme olmasını belli oranda önleyemediği ve
saggarların birbirine yapışmasına neden olduğu için yerini daha fonksiyonel kasetlere
bırakmıştır.
'Profil kasetler', pişirim boyunca bünyeye
en fazla desteği sağlayan
biçimlerdir. Bu refrakter halkalar, kemik porselen bünyenin pişirimde en zayıf olan
yan yüzeyleriyle temas eder.
51
Kaset ve bünyenin birbirine yapışmasını önlemek için ara katmana 'arap
zamkı' ile alümina sürülür. Alümina yapışmayı önlediği gibi, büyük küçülme oranına
sahip kemik porselen bünyenin rahat hareket etmesini sağlar. Kemik porselen
biçimin ve kasetin aynı eğimde olması (daha geniş ya da daha dar olmaması) gerekir
(Çizim 10).
Çizim 10
Pişirimde hidroksiapatit' den (Ca(OH)2.3Ca3(PO)4)2) oluşan kemik 1000 Cº '
de beta-trikalsiyum fosfat' a, kalsiyum oksite( CaO) ve suya ayrışır.
Ca(OH)2.3Ca3(PO4)2---------------------> 3Ca3(PO4)2+CaO+H2O
Hidroksi apatit
Trikalsiyum fosfat
Kemik porselen bünye ısıtılmaya devam edilirse şu 3 süreç gerçekleşir:
1- Kemikten gelen bir kısım CaO kaolin ile birleşir ve anortit oluşturur
( CaO.Al2O3.2SiO2)
2- CaO betatrikalsiyum' u oluşturur.
3- Geriye kalan P2O5 (fosfor pentoksit) diğer maddelerle cam oluşturmak
için birleşir.
Pişmiş kemik porselen bünyede şu fazlar bulunur:
%
-
Anortit-------------------------- 25
-
Beta-trikalsiyumfosfat------– 45
-
Cam ---------------------------- 30
52
Kemik porselenin kimyasal analizi aşağıdaki gibidir (Rado1988) :
%
SiO 2 --------------- 65
Al2O3 -------------- 15
P2O5 ---------------
5
K2O5 -------------- 15
-
Sert porselen 1200 Cº' da vitrifiye olurken kemik porselen bu sıcaklıkta % 20
gözenek içerir. Sert porselen en yüksek pişirim derecesinden 200 Cº aşağıda
vitrifiye olur. Kemik porselen ise ulaşacağı en yüksek derecenin ancak 30 Cº
aşağısında vitrifiye olur, bu grafik kemik porselenin dar bir vitrifikasyon aralığı
olduğunu gösterir (Grafik 3).
Grafik 3
Bisküvi pişiriminden sonra, ürünler titreşimli makinalara yerleştirilirler. Su ve
ince granüller içinde sarsılarak aşınıma uğrarlar ve böylece ürünün üzerine yapışan
alümina zımparalanır (Resim 17,18). Zımpara işleminden sonra ürünler yıkama
53
makinalarında yıkanır ve kurutulurlar. Daha sonra hata kontrolü yapılır ve ürünler
sırlama işlemine hazır olurlar.
Resim 17. Taşlama (Stoning)
Resim 18. Taşlanmış ürün
Kemik porselen çok az gözenekli olduğu için emici değildir. Bu nedenle sırın
pekişmiş bünyeye tutunmasını sağlayacak cmc veya benzeri selülozik bağlayıcılar
katılabilir.
Sırın büyeye tutunmasını kolaylaştırmak için bünyeyi ısıtmak da işlemi
kolaylaştırır (Resim 19, 20). Daha sonra ürünler pistolelerle sırlanırlar.
Resim19.Ön ısıtma
Resim 20. Sırlama İşlemi
54
"Kemik porselende, kurşun- bor- silikat sırçası ve bunu askıda
tutmak için az miktarda kaolin kullanılır. Bazen kalsiyum
karbonat, feldspat, nefelin syenit katılır. Kemik porselen sırının
molekül formülü şöyledir:
0,3
PbO
0,1
MgO
0,4
CaO
0,1
K20
0,1
Na2O
0,3
3,0
SiO2
0,4
B2O3
Al2O3
Sır pişirim sıcaklığı en fazla 1060 Cº - 1120 Cº 'ler arasıdır. Eğer
sır kalınlığı çok ince ise bünyeden iğne tipi fışkırmalar olur. Sırın
çok kalın olması durumunda ise kabarcıklar oluşur. Bu nedenle
sır kalınlığı çok önemlidir. Bunun için de sırın tane dağılımı
viskozite ve yoğunluk kontrolleri sık sık yapılmalıdır. Tanelerin
% 75'i, 144 µm 'dan küçük olmalıdır (Erkalfa 1990:20- 21).”
Sır pişirimi tünel fırınlarda yapılır. 56 m uzunluğundaki fırında pişirim süresi
yaklaşık 8.5 saat ve pişirim ısısı 1104 Cº' dir.
Gazlı bisküvi fırınlarından farklı olarak bu fırın hem gazlı hem de elektriklidir.
Sır pişirimi üç aşamadan oluşur:
-
Yaklaşık 3 saat yavaş ısınma süreci
-
2.5 saat bekletme süresi
-
3 saat soğuma süresi.
Bekletme aşamasında gazlı fırının içinde çok fazla türbülans vardır. Sırın viskoz
olduğu aşamada bu akımdan etkilenmemesi için bekletme aşamasında ısıtma
55
elektrikli yapılır. Resim 21 ve 22'de Lenox® fabrikasındaki sır fırını ve sırlanmış
kemik porselen ürünler görülmektedir.
Resim 21
Resim 22
"Kemik porselen sırının yumuşak oluşu (oldukça düşük
sıcaklıkta sırın
gelişmesi) nedeniyle çok
çeşitli
renkler
uygulanabilir. Sır altı ve sır üstü dekor yapılabilir. Sır üstü
dekorlar 740Cº - 840Cº arasında yumuşadığında sıra yapışır
(Erkalfa 1990: 21).”
Sırlı ürün üzerine dekor çeşitli yöntemlerle yapılır:
-
Sır üstü dekor pigmentlerle uygulanır ve yaklaşık 870 Cº' de pişer ve pişirim
süresi yaklaşık 2.5 saattir.
-
Altın ya da platin lüster uygulamaları gibi, sıvı haldeki metaller fırça ile
uygulanır. 1.5 saatte, 760 Cº' de pişirim yapılır.
-
Emaye boyaları oldukça özen gerektiren, ürün üzerinde rölyef etkisi veren bir
dekor çeşididir. Pişirim 1.5 saatte 760 Cº' de yapılır.
56
- Üretimde Karşılaşılan Güçlükler
Kemik porselen üretiminde karşılaşılan sorunlar şunlardır:
-
Bünyenin kil oranının düşük olması nedeniyle plastikliği düşüktür. Bu nedenle
düşük yaş ve kuru direnç, üretimde fazla fire verilmesine yol açar. Bünyenin
plastisitesini artırmak için bünyeye katılan ball kili ışık geçirgenliğini düşürür.
Bunun yerine düşük oranda bentonit ilavesi bünyenin dayanımını artırabilir.
-
Düşük plastisite, dikkatli bir üretim sürecini gerektir. Bu nedenle kemik porselen
üretimi için daha fazla beceri ve daha uzun bir üretim süreci gerekir.
-
Vitrifiye aralığının kısa oluşu ve deformasyonun fazla olması da bir sorundur:
Pişmiş kemik porselenin bileşimini oluşturan trikalsiyum fosfat, anortit ve silika
fazları ötektik noktasına çok yakın olduğu için çok ani sıvı faz oluşabilir ve
deformasyon artar. Düşük sıcaklıkta pişen ürünlerin saydamlığı azdır, sıcaklık
artınca da deformasyon artar. Bu nedenle pişirme sıcaklığı çok kritiktir. Kemik
porselen karakterini kaybetmeden pişirme aralığı, daha fazla kemik külü
kullanılarak sağlanabilir. Ancak bu durumda şekillendirmek çok zorlaşır. (Pierre,
1956)
-
Fırın atmosferinin oksidasyon oranı ve ısıtma hızı ürünün renginde son derece
etkilidir. Atmosferin indirgen olması durumunda, kilde bulunan % 1.5 oranındaki
demirle fosfatın birleşip, bünyenin renginin mavimsi, kahverengimsi olmasına
yol açar. Pişirim hızının yüksek oluşu, karbon parçacıklarının bünyeden
uzaklaşmasını önler.
-
Feldspat oranı bünyenin renginde rol oynar.
57
" Feldspat miktarının fazla olduğu bileşimlerde ürünün
renklenme tehlikesi daha azdır. Yüksek alkali miktarı fosfatın
kemik külünden demire geçmesini engeller. Diğer taraftan
bünyede uygun miktardan fazla alkali var ise bu kez de
kabarcıklar oluşur ( Erkalfa 1990: 22).”
-
Yukarıda bahsedilen üretim güçlüklerinin yanısıra, aynı zamanda kemik külü
diğer hammaddelerle karşılaştırıldığında pahalı bir malzemedir. Kemik külü
yerine kullanılabilecek diğer hammaddeler (sentetik kemik külü, apatit,
dikalsiyum fosfat gibi) ile ilgili çeşitli patentler vardır (Rado 1981). Ancak
endüstride genelde kemik külünün tercih edilmesi bu hammaddenin üretimde
daha olumlu bir sonuç verdiğini gösterir.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen kemik porselen sunduğu estetik olanaklarla
porselen türleri içinde vazgeçilmez bir yere sahiptir.
2.2. Sanatsal Kemik Porselen Uygulamalar
Kemik porselen ile ilgili yapılan bu çalışma; seramik sanatında kullanımı
yaygın
olmayan
bir
porselen
türünün
estetik
amaçlar
doğrultusunda
kullanılabilirliğini ve özelliklerini inceleyen sanatsal bir araştırmadır.
Araştırma raporunda yer alan bölümler sonuçta ulaşılması hedeflenen estetik
sonuçlara yönelik olarak biraraya getirilmiştir. Çalışmanın bütününe bakıldığında genel bir yargıyla- içeriğin, teknolojik ve sanatsal olarak ikiye ayrılmış olduğu
düşünülebilir.
Çalışmanın genelindeki teknik ve sanatsal konuların bağlantılarının uzak
görülebilmesinin çeşitli nedenleri olabilir: Plastik sanatlar ve diğer sanat dallarındaki
yaratım etkinlikleri öncelikle estetik kaygılara dayanır. Sanatsal konuyu destekleyen
yöntemsel kaygılar, teknolojik araştırmalar arka planda kalır. Bu nedenle, 'sanatsal
58
araştırma' ve 'yaratım' etkinliklerinin ayrımını ve paralelliğini kısaca incelemek
gereklidir.
Öncelikle, sanatsal yaratım bilimsel araştırma gibi 'problem çözme‟ ye
yönelik bir etkinlik değildir. Aynı zamanda sanatsal yaratımın gerçekleştirilmesinin
öncelikli amacı somut bir yarar sağlamak da değildir. Seramik bir yapıt, sanatçının
esere yüklediği soyut anlamı taşıyan bir sonuçtur, estetik ifadenin ürünüdür. Yapılan
işlemler çalışmanın sonlanmasıyla birlikte geride kalır. Yaratım sürecinde sanatçının
bir sonraki eseri ile ilgili kaygları tamamı ile kendi estetik arayışlarıdır.
Sanatçının yaratım sürecinde kullandığı -aynı zamanda sonucu da etkileyen yöntemlerin geliştirilmesine yönelik çalışmaları ise kişisel ilgi ile bağlantılı özel
araştırmalardır. Bu çalışmalar ise çoğunlukla akademik etkinliklerin temelini
oluşturur. Sanat alanında bu tür sanatsal araştırmaların yapılması yeni ve özgün
değerlere ulaşılmasını sağladığı için hem pratik hem de etik açıdan gereklidir.
Prof. Doubolt (Ase,1989), sanatsal uygulamaların, sanatsal araştırmalarla
aynı anlama gelmeme nedenini şu şekilde açıklıyor: " Sanatsal araştırma, estetik
bağlantı içinde yeni malzemelerin uygulanması ve yeni tekniklerin , gereçlerin ve
estetik arayışların geliştirilmesidir. Bunun dışındaki çalışmalar az ya da çok tanıdık
olan, bilinen tekniklerin, gereçlerin ve metodların
yeni kombinasyonlar içinde
uygulanması ve estetik fonksiyonu olan yeni çalışmaların geliştirilme becerisidir."
Bu ifadeye göre; sanatsal değeri olan yeni tekniklerin ya da malzemelerin
geliştirilmesine yönelik etkinlikler 'sanatsal araştırma' olarak düşünülmelidir. Bu
çalışmada
da
yapılmış
uygulamalar,
sanatsal
araştırmaların
sonuçlarının
görülebilmesi için gerekli bir aşamadır. Bir başka bakış açısıyla, bilimsel inceleme
bölümüne, sanatsal çalışmalara dayanak oluşturması için yer verilmiştir.
Kemik porselenle ilgili yapılan teknik araştırmalardan sonra, sanatsal
araştırmalarda sorgulanan problem şu olmuştur : Geleneksel bünye türlerinin yanında
kemik porselen çalışmaların önerdiği özgün estetik nitelikler nelerdir?
59
20. yüzyılın başlarından itibaren biçimlenmeye başlayan çağdaş seramik
sanatında, biçim ve fonksiyon anlayışlarıyla ilgili farklı dönemlerde çeşitli
yaklaşımlar ve beğeniler geçerli olmuştur. Ancak bunlar kesin ayrımları
yapılamayacak kadar birbirine bağlıdır. Seramiğin teknolojiyle doğrudan bağlantılı
olması, malzeme ve üretim yöntemlerinin çok hızlı değişebilmesini sağlamıştır. Bu
nedenle çalışılan tarzlara yönelik kesin sınıflandırmalar da yapılamamaktadır.
Seramik sanatçısı çalışmayı seçtiği bünye türünü (earthenware, stoneware,
porselen gibi) tasarımına göre biçimlendirirken, aynı zamanda bünyenin beraberinde
getirdiği teknik ve estetik özellikler de sanatçının tasarım etkinliğini biçimlendirir :
Teknik olanak bilgisi, belirli deneyim ve bilgi birikimi ile oluşur: Döküm
yöntemi ile biçimlendirmeyi kullanan bir sanatçının model hazırlama, kalıp alma
becerisi, benzer yöntemlerle kurduğu ilişkilerden yararlanma ve çözüm geliştirme
yeteneğine bağlıdır. Bu beceri tasarlanan bir ürünü ya da bir sanat yapıtını ortaya
koyarken araştırmacıya pratik özgürlük sağlar.
Seramik sanatçısı kullandığı malzemenin olanakları ve sınırlılıkları ölçüsünde
biçim ve renk özelliklerine ulaşır. Örneğin, kullandığı fırın hacmi, çalışma
boyutlarını belirler, pişirim derecesi ve hazırlanabilen sır çeşitleri üründe
kullanılabilecek renk ve doku özelliklerini etkiler.
Sanatsal yaratıcılığın sınırsız olduğu ve sonsuz çeşitlilikte biçim, renk, doku
ve boyutta çalışmaların tasarlanabileceği teorik olarak kabul edilmelidir. Uygulama
aşamasında -çeşitli alanlarda da olduğu gibi- seramik bünyelerin karakteristikleri
sanatsal çalışmaların estetik niteliklerinde belirleyici olur. Bunun yanısıra,
yaratıcısının sanat görüşü, tasarım anlayışı, sahip olduğu teknik olanakları ve fiziksel
becerisi gibi karmaşık ilişkilerin, sonuçta ortaya çıkacak ürünün estetik niteliklerinde
etkili olduğu da dikkate alınmalıdır.
60
Malzeme- yapıt ilişkisi ile ilgili vurgulanmaya çalışılan karakteristikler en
basit örnekle; bir suluboya resim ile yağlıboya bir tablonun renk, doku ve ışık
farklılıklarına yön veren olanaklar ve sonuçlardır.
İzleyicinin estetik beklentisine ve yargısına daha önce edindiği deneyimleri
yön verir. Örneğin bir çin porseleni, ince, beyaz, pürüzsüz ve yarı şeffaf olmalıdır.
Porselene ait estetik nitelikler kemik porselende diğer türlerle karşılaştırıldığında
ideal ölçütlere oturur : Kemik porselen, diğer türlerden daha beyaz ve daha şeffaftır.
Kemik
porselenin
sanatsal
nitelikleri
aşağıdaki
beş
başlık
altında
incelenecektir:
-
Renk
-
Işık-gölge
-
Hacim
-
Doku
-
Yarı şeffaflık
Renk
Kemik porselen diğer porselen türlerinin yanında en yüksek beyazlık
indeksine sahiptir. Bu yüksek beyazlık, porselenin yüzeyinde uygulanan sırlarda
kaliteli bir renk sonucunun elde edilmesini sağlar. Kemik porselenin bu özelliği
endüstriyel üretimdeki sır ve dekorda avantaj sağlamaktadır.
Seramik sanatında porselenin kullanıldığı çalışmalar değerlendirilirse;
özellikle ışık geçirgenliği vurgulanmak istendiğinde
bünyenin sırsız bırakıldığı
görülür.
Sır öğesi ne kadar ince ve şeffaf olarak uygulanıyor olsa da, bünye üzerinde
fiziksel olarak belirli bir katman oluşturur. Kemik porselen bünyelerde uygulanan sır,
61
teknik olarak ışık geçirgenliğini sınırlamakla beraber, incelik kaygısı taşıyan sanatçı
için sır maddesel ve psikolojik olarak da belirli bir kalınlık anlamına gelir.
Sanatsal uygulamalarda kemik porselende sır ve renk kullanımının arka plana
atılmasının altında farklı estetik kaygıların yattığı düşünülebilir: Bünyenin
beyazlığının, pürüzsüzlüğünün ve dokunsal çekiciliğinin sır kullanımına gereksinim
bırakmadığı hissedilir.
Sanatsal uygulamalarda, sır ve renk değerlerinin, kemik porselenin 'yarı
şeffaflık' niteliği ve 'kırılganlık' duygusu ile uyuşmadığı söylenebilir. Sır , daha kalın
ve dirençli
bünyeler
üzerinde, ışıkla beraber
farklı
bir anlatım
dilinin
oluşturulmasında yardımcı bir değerdir.
Seramik sanatında sır ve renkin estetik değerine yönelik farklı yargılar da öne
sürülmüştür: Bromfield‟ ın sır ögesinin kullanımına dair eleştirel bakış açısı, biçim
ve renk yönünden olumsuz değerlendirdiği örnekler üzerinedir. "Seramik biçimlerde
sırların genellikle ' kozmetik' işlevi vardır: Sırlar çoğunlukla, güçlü olmayan, yetersiz
formlarda ' durumu idare etmek için' sanatçılara cazip gelir. En şeffaf sır bile,
bünyeyi kaplayarak biçimden önce kendisini öne sürer." ( Bromfield 2001: 9).
Aşağıda, kemik porselenle çalışan seramik sanatçılarının uygulamalarından
örnekler yer almaktadır. Bu biçimlerin, yalın beyaz ve pürüzsüz yüzeyle vurgu
kazandığı görülebilir.Beyaz, ışığı kullanmak isteyen sanatçı için en iyi karşılık veren
zemindir.
62
Resim 23. Jeroen Bechtold
Resim 24. “Lunar Light” Angela Mellor
Kemik porselen h.6. R.12 cm
63
Resim 25. Ruth Duckworth
Porselen
Çağdaş seramik sanatında beyazı etkili şekilde kullanan sanatçılar arasında
bilinen önemli bir isim Ruth Duckworth' dur. Duckworth' un seramik heykelleri
yüksek dereceli sert porselen çalışmalardır. Sanatçı beyaz bünyenin estetik etkisini
son derece güçlü kullanır. Aşağıda yer verilen örneklerin, 'beyaz bünye' kavramını
destekleyeceği düşünülmüştür.
Bununla beraber, kemik porselen çalışmalarda sır kullanımından uzak estetik
tavrın yanında, renkle ilgili yalın arayışlar da vardır : Arne Ase' in metal klorit, nitrat
ve sülfatlarla ışık geçirgen porselen bünyeler üzerinde yaptığı denemeler seramik
sanatında çok yeni ve son derece özgün çalışmalardır.*
.
* Ase çalışmalarında kullandığı bünyeleri, belli oranda kemik porselen ve daha
plastik yarı şeffaf Limoges porseleni ile karıştırıp hazırladığını belirtmektedir. (Ase 1989)
64
Resim 26. Arne Ase
Ase, geliştirdiği bu tekniği 'porselen üzerine suluboya çalışmaları' olarak
nitelendirir.(Ase 1989). Sanatçı kendisini bu tekniğe yönelten arayış sürecinin 60' lar
ve 70' lerde Leach ve Hamada' nın stoneware geleneği ile ilgilendiği dönemlerde
başladığını ifade eder. Metal tuzlarıyla yaptığı sır araştırmaları daha sonraları
sanatçıyı porselen gibi daha rafine bir malzemeyle çalışmaya yöneltmiştir.
Ase, sanatsal becerisini uygulamak için en uygun malzemenin sırsız beyaz
porselen olduğunu belirtir. " Bu araştırma sürecinin sonucunda, kendimi seramik
kültürü ve teknolojisinde belirli bir konuda uzman bilgiye sahip bir ressam olarak
nitelendirebilirim." (Ase 1989:143).
- Işık- Gölge
Işık- gölge ilişkisi, kemik porselen gibi beyaz bir bünyede estetik bir dil
oluşturmak için önemli bir öğedir.
Işık öncelikle porselen çalışmanın boşlukta kapladığı hacim üzerinde çeşitli
görsel etkiler yaratır. Bunun yanında biçimin yüzeyi üzerine uygulanan rölyefler,
65
izleyiciyi porselenin ince et kalınlığındaki derinlik duygusunu sorgulamaya
yönlendirir.
Resim 27
Jeroen Bechtold
Işık gölge ilişkisi - özellikle Barok sanat eserlerinde- yarattığı psikolojik ve
sembolik etkilerle belirli bir sanat anlayışının temelini oluşturmuştur. Barok sanatta
ışık-gölge
vurgularıyla
biçimin
betimlenmesinden
çok,
imgesel
etkisinin
hissettirilmesi amaçlanır.
Barok
estetiğinde,
objelerin
maddesel
gerçekliklerinin
yansıtılması
istendiğinde bile betimlemeden kaçınıldığı görülür. Eserde nesnel belirlilikten uzak
durulur.
66
Resim 28 Rembrand
“Landscape with a castle” 1640-42
Ahşap üzerine yağlıboya
Barok resim anlayışının ışık-gölge ilişkileri ile ve tonların yakınlığıyla
yarattığı nesnel belirsizlik, imgesel gerçekliğin yaratılmasına yol açar. Biçimlerin
gölgede erimesi ve karanlıkta kalan bölümlerin varlığının hissedilmesi, 16.yy. sanatı
için modern bir yaklaşım olarak sayılabilir.
Sanat eserinde ışık, nesneleri belirli kılmak için aydınlatma işlevinin ötesinde,
vurgulanmak isteneni, çarpıcı kılınmaya çalışılan öğeyi öne çıkarır. Gölgede kalan
alanlar ise arka plana çekilir, kavranamayan alanlar izleyiciye bırakılır.
67
Resim 29. Ruth Duckworth
Resim 30. Jeroen Bechtold
"Resimsel objeler yalnızca karanlıkta değil, bunun yanında beyazlık içinde de
kaybolur. Uzakdoğu manzara resimlerinde, Japon ressam Sesshu' nun kullandığı
haboku tekniğinde olduğu gibi, dağlar sislerin arasında gizlenmiş görünür. Bu tür
örneklerde sanatçının belirgin olmayan alanları izleyicinin imgelemine bıraktığını
söylemek yanılgı olur. Tersine, izleyiciye sunulanın anlamında, doruğa yükseldikçe
belirsizlikten görünür hale gelen objenin sunumu planlanmıştır. 'Dağın ağırlığı' beyaz
ipek ya da kağıt zemin ile aydınlık kazanır. Zemin, resim içinde maddesel olmayan
bir figür olarak kendisini hissettirir. Bu yaklaşımla , resimdeki doğaya ait büyük,
ezici öğeler gizlenmeye çalışılır." ( Arnheim 1974: 327)
68
Resim 31
Karanlığın ya da parlak aydınlığın etkisi, insan gözünün algısıyla ilgilidir ve
sınırlı bir aralıkta gerçekleşir. Resimdeki ton değerleri, biçimleri daha görünür kılar
ya da biçimlerin birbiri içinde erimesine neden olur: Resim 32' de tonların zıtlığıyla
sağlanan gerilim açıkça hissedilir.
Resim 32 Rembrandt
“Scholar in Interior”
69
Resim 33. “ Baroque Interior Piece” Martin Smith
Earthenware.h.16 cm. 1982
Sanat eserlerindeki ışığın etkisi, gölgenin artırılmasıyla daha da öne çıkar.
"Gölgeler, ait oldukları biçimin üzerinde olabildikleri gibi, biçimden uzayan gölgeler
bir objeden diğerine düşer ya da aynı biçimin bir başka bölümüne yansır. Fiziksel
olarak her iki tür gölgenin de doğası aynıdır: Işığın az olduğu ortamda meydana
gelirler. Fakat algısal olarak oldukça farklıdırlar. Biçim üzerindeki gölge bütünün
parçasıdır, o kadar
ki
pratikte bu farkedilmez, gölge biçimin
oluşturur.(Resim 34).
Resim 34
hacmini
70
Diğer taraftan, biçimden yansıyan gölge ise, gölgeyi oluşturan obje ile,
etkilenen nesnenin karışmasına, birbirleriyle ilişkilenmesine yol açar." (Arnheim
1974 : 315). Yansıyan gölge, ait olduğu somut biçimden ayrı bir değerdir.(Resim 77,
78)
Resim 35. “ White Relief ” Ben Nicholson
Ahşap üzerine yağlıboya,1939.
Sanatsal algıda yansıyan gölgenin sembolik bir anlamı vardır : Sanat eserinde
gölge ait olduğu somut biçimden ayrı bir çizgi ve ton değeri taşır. Fakat bunun
yanında izleyicide psikolojik çağrışımlara da yol açar. Gölge boşluktaki objeye
gizemli bir etki kazandırır (Resim 35). Objeyle ilişkili fakat farklı, maddesel olmayan
bir leke değeri, objenin gerçekliğinin yanında başlı başına bir değerdir. Aydınlatma
elemanlarının desteğiyle bu etkiyi daha vurgulu kılmak sanatçının tasarısına bağlıdır.
71
Resim 36. Ruth Duckworth.1992
Resim 37. Arne Ase
72
- Hacim
Işık-gölge ilişkileriyle somut bir maddede algılanan hacim, resim, fotoğraf ya
da ekrandaki bir görüntüden farklı olarak, heykel ve mimaride izleyiciye somut,
dokunulabilir içine girilebilir ve hatta işitsel özellikler taşıyan bir deneyim sunar.
Üçüncü boyut zihindeki karşılığını bulmadan önce fiziksel gerçekliğini
dokunma duyusu ile edinir. Objenin somut hacmi; dokunularak hissedilebilendir.
İnce bir kağıt, yaş bir çamur ya da amorf bir taş parçasının somutluğu üçüncü
boyutun sağladığı bir sonuçtur.
Resim 38. Dan Fisher
Objenin somut hacminin görsel olarak algılanması, ışık, gölge ve renk
ilişkileriyle bağlantılıdır. Bu değerler, izleyicinin imgeleminde objeye dair doku,
boyut, konum, yön ve derinlik gibi özellikliklerin kavranmasını sağlar.
73
Resim 39. Terez Borza
Üç boyutlu bir biçimin uzaydaki konumu her zaman perspektif yasalarına
bağlıdır. Fakat kimi zaman görsel algıdaki yanılmalar, izleyicinin objenin uzamsal
gerçekliğini ve konumunu farklı kavramasına yol açabilir.
Resim 40 Yasuo Hayashi . Porselen.
Resim 41. Yasuo Hayashi. Porselen.
74
Aynalardaki karşılıklı yansımalar da bu farklı görünüşlere birer örnektir.
Yansıyan objenin 'gerçek' konumuna dair karşılaşılan yanılgı kimi zaman camın
şeffaflığı nedeniyle yaşanır. Şeffaf malzemenin herhangi bir görsel kırılma, yansıma
gibi varlığına dair işaret ettiği bir durumun olmaması, camın görülmemesine ya da
başka bir deyişle farkedilmemesine neden olabilir. Simülasyon görüntüler ve benzeri
deneyimler maddenin
somutluğunun ve hacminin algılanması hakkında farklı
sonuçlar yaratabilirler.
Koch (1999), Paula Bastiaansen' in kemik porselen çalışmalarını 'yarı şeffaf
ve maddesel olmayan biçimler' olarak tanımlamaktadır.
" Objeler bir anlamda; çok ince, neredeyse şeffaf, havada dalgalanan
dokunaçları andıran (fakat dokunaca benzemeyen) biçimlerdir.
Porselenler, somut bir madde olup olmadıkları ile ilgili izleyicide
kuşku uyandırır. Bastiaansen cam malzemeye bir çeşit yakınlık
duymaktadır. Fakat bu yakınlık, cama özgü herhangi bir değer
nedeniyle değil, yalnızca camın şeffaflığı ile ilgilidir." (Koch 1999:
81).
Bastiaansen' in, kemik porselen gibi kırılgan bir malzemeyi son derece ince
çalışmak için gösterdiği özen ve becerinin nedeninin,
duygusuna erişme isteği' olduğu bellidir.
Resim 42.Paula Bastiaansen
Kemik Porselen
etkilendiği 'şeffaflık
75
"Sanatçı dikkat ve sabırla, maddesel olmayışın özünü araştırıyor.
Her ne kadar çalışmaların kökleri çanak biçimlerinden geliyor olsa
da, Bastiaansen kariyerinde bu biçimlerin çok ötesinde bir
konumdadır. Bu çalışmalarla sanatçı maddesel olmayana hacim
kazandırmaya çalışır. Sanatçının çalışmalarının kolayca tarif
edilebilir olduğu söylenemez: İzleyicinin biçimin varlığını algılaması
için yalnızca görmesi yeterli olmaz, bunun yanında objelere hafifçe
dokunması da gerekebilir." (Koch 1999: 83).
- Doku
Dokunma duyuları ile ya da görsel olarak algılanabilen yüzeysel etkiler,
nesnelerin doku karakteristiklerini belirler. Doğada nesnel olarak var olan somut her
madde dokunsal bir doku yapısına sahiptir. Kağıt, metal, kumaş ya da bir taş
parçasının doku özellikleri, tanıdık duyumlardır ve karşılığı herkes tarafından bilinir
Bu algı deneyimleri çocuğun dünyaya gelmesiyle insan bilincinde kodlanmaya
başlar.
İnsan davranışında görsel olarak ilgi çeken bir objeyi tanımak için, dokunarak
algılamaya yönelik bir refleks vardır. Dokunsal özellikler, sinirler aracılığıyla beyne
sinyaller halinde gönderilirler. Objenin gerçekliğini hissetmek için görmek
ve
dokunmak ilişkili davranışlardır.
Pişmiş seramik bir malzeme değerlendirildiğinde, en karakteristik niteliği
dokunsal olarak sert oluşudur. Dokunmayla kolayca varılabilecek bu ayrım, görsel
olarak da yoğun bir hacime sahip olduğuna dair bir etki bırakır.
Pişmiş bünyenin yüzeysel yapısı, parlak bir cam ya da metalde olduğu gibi
ışığın yüzeyde yansımasını önler. Gözenekli ya da gözeneksiz sırsız bir bünyenin
mat ve ışığı belirli ölçüde emen bir yapısı vardır. Yüzeyde kullanılan sır bünyeden
ayrı bir doku ve renk tabakasıdır, bu nedenle bünyelerin dokusal özellikleri
incelendiğinde belirleyici değildir.
76
Bu karakteristiklerin yanısıra aynı zamanda bünye türlerinin farkına dayanan
dokusal ayrımlar da vardır. Bünye türlerinin yüzeysel dokuları, iç dokunun (strüktür)
yapısı ile bağlantılıdır. Geniş gözenekli bir mikroyapıya sahip terrakotta seramiğin
yüzeysel dokusu da gözeneklidir (Resim 43)
Resim 43 .Anthony Gormley. “Field ” (Detay)
Stoneware belirli ölçüde pekişmişliğine karşın, topraksı matlığa sahip yüzey
yapısına sahiptir (Resim 44).
Resim 44. Peter Voulkos.
Stoneware Tabak. Detay.
77
Kemik porselenin temiz beyaz rengi, camsı ve pürüzsüz dokusunun
algılanmasını kolaylaştırır. Kemik porselenin yüzeyi parlak bir sır tabakası ile
karşılaştırıldığında gözeneklidir, fakat bu yapı farkedilemeyecek orandadır. Bu
özellik bünyenin ışığı belli ölçüde emmesinin yanısıra, 'satensi' bir yarı matlık ve
ışıltı kazanmasını sağlar.
Resim 45
Kemik Porselen
-Yarı Şeffaflık
Seramik bünyede yarı şeffaflık (translucency, ışıkgeçirgenliği), porselen gibi
pekişmiş bünye tiplerinin, belirli et kalınlıklarında ışığı geçirme özelliğidir. Porselen
türlerine bakıldığında standart kalınlıklarda en yüksek ışık geçirgenliğini kemik
porselenin sağladığı bilinen bir özelliktir.
78
Resim 46. Hanneke Verhey
Yarı şeffaflık, farklı dallarda ışık ile çalışan pek çok sanatçı için başlıbaşına
bir sanatsal değerdir. Işık geçirgenliğinin en bilinen örneklerinden biri geleneksel
Japon konutunda kullanılan kağıt duvarlardır. Yalın ve alçakgönüllü Japon
estetiğinde duvarlarda kullanılan kağıt malzeme - pratik amaçların yanısıra - ışık ve
gölge yansımalarını mekana sanatsal bir değer olarak katar.
Ağaç kabuklarından özel olarak hazırlanan bu yarı şeffaf kağıtlar, ışığı evin
içine süzerek yansıtır. Ayrıca bu özellik, dışarıda bulunan kişinin siluetini de içeriye
yansıtarak, gelen kişi hakkında fikir verir.(Resim 47).
Resim 47
79
Bu örneklerin yanısıra Japon sanatında yarı şeffaflığın kullanıldığı bir başka
örnek ise Japon evinin aydınlatma elemanı olan 'akariler'dir. Bu aydınlatma
elemanları heykel sanatçısı Isamu Noguchi' nin özgün çalışmalarına da konu
olmuşlardır.
Resim 48 “Akari ” Isamu Noguchi
Noguchi, akarileri 'Japon konutuna uygun bir ışık kaynağı ve bir sanat objesi'
olarak tanımlar. Japon ev geleneğinde bu aydınlatmalar statüden ayrı belirli bir
kaliteyi vurgular. Akariler belirli bir duyarlılığın yansımasıdır.(Noguchi, 1986).
Kemik porselen uygulamalarda da yarı şeffaflık özelliği, ışık-gölge
ilişkileriyle vurgulandığında çalışmalarda ayrı bir niteliktir. Angela Mellor' un
'Glacial Light' serisi özel aydınlatmalarla beraber tasarlanmış kemik porselen
çalışmalardır.
80
Resim 49 “Sake Takımı”
Kemik Porselen
h.18, R.6.5, R. 25 cm.
Resim 50 ve 51‟de Jaana Brinck' in kemik porselen plakalarla yapmış olduğu
düzenleme
yer
almaktadır.
Çıkartmayla
uygulanan
siyah-beyaz
fotoğraf
görüntülerinin netliğinin, tasarlanan vurgu nedeniyle düşürüldüğü görülmektedir.
Plaka üzerine serigrafi çıkartmalarla uygulanan görüntüler ışık geçirgenliğinin
etkisiyle gizemli bir etki taşımaktadır.
81
Resim 50. Jaana Brinck
Resim 51. Detay
“Holly Family” 1999
Margaret O'Rorke, yüksek dereceli porselen malzeme ile ışık geçirgenliğini
araştıran bir başka sanatçıdır. Resim 52‟ de yer alan porselen malzemeyle yapılan
„ışık heykelleri‟, sanatçının porselenin yanısıra aydınlatma teknolojisi ile ilgili özel
araştırmaları hakkında da fikir vermektedir.
Resim 52. O‟Rorke.“Light Sculpture” 31 x 112 cm.
Hempel Oteli Kitaplığı,Londra 1988
82
Angela Verdon, kemik porselen çalışan ve üretim teknolojisi ile ilgili çeşitli
araştırmalar yapan bir başka sanatçıdır. Verdon'un çalışmaları çoğunlukla çanak
biçimleridir. Belirli bölgeler kontrollü olarak inceltilerek, bu alanlarda ışık
geçirgenliği vurgulanabilmektedir.
Resim 53 Angela Verdon (Duvar panosu)
Resim 54
„ „Şeffaflık‟Porselen
2000-2003. 30x30x10 cm (modül)
İsrail‟ li sanatçı
Ayelet Kaduri‟ nin çalışmaları
karanlık ve aydınlık
arasındaki gölgelerin ilişkisine dayanır. Elementlerinin saflık gerektirmesi ve pişirim
işlemlerinin
titizlik gerektirmesi nedeniyle seçkin bir çamur tipi olarak bilinen
porselen, sanatçının çalışmalarında yalın, opak ve yarı şeffaf niteliklerin
uygulanmasını sağlar. Sanatçı porseleni, cam ve çeşitli metal çeşitleri ile
kombinasyon halinde kullanır.
83
3. BÖLÜM
DENEYSEL VE SANATSAL UYGULAMALAR
3.1.Deneysel Uygulamalar
Deneysel çalışmaların amacı, Türkiye’ de üretimi yapılmayan - ithal olarak maliyeti
çok yüksek olan çok beyaz, yarı şeffaf ve gözeneksiz kemik porselenin estetik niteliklerini
inceleyebilmektir. Bu nedenle sanatsal amaçlar doğrultusunda kullanılabilecek kemik
porselenin karakteristik özelliklerini taşıyan uygun bünyelerin yerel hammaddelerle
üretilebilirliği araştırılmıştır.
Kemik porselenin Türkiye' de endüstriyel üretimi ile ilgili çeşitli bilimsel araştırmalar
yapıldığı bilinmektedir.( Erkalfa 1990, Özkan 1991, Akpınar, Kartal 2001) Bu çalışmalarda
amaçlar doğrultusunda olumlu sonuçlar edinildiği ifade edilmiş, endüstriyel üretim süreci
içindeki karşılaşılan olumsuzluklar belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen araştırmalar, kemik porselenin sanatsal özelliklerini incelemek
amacıyla yapılan bu çalışma için referans çalışmalar olmuşlardır.
Dünyada ve Türkiye' de genelde yaygın olarak kullanılan geleneksel çamur tiplerinin
(earthenware, stoneware, porselen vb.) yanında kemik porselen yaygın olmayan bir türdür.
Endüstriyel üretimde kemik porseleni diğer sofra porselenlerinden ayıran estetik nitelikleri bu
bünyeyi özel kılmaktadır. Dolayısıyla deneysel çalışmalarla, kemik porselenin özgün biçim,
renk ve ışık özelliklerinin sorgulanması amaçlanmıştır.
Deneysel çalışmalarda ilk aşamada literatür çalışması yapılmış, kemik porselen
çamurunun hazırlanması ve pişirimi ile ilgili izlenen yöntemler hakkında daha önce yapılmış
çalışmalar incelenmiştir.
Edinilen sonuçlar doğrultusunda hammadde hazırlama çalışmaları yapılmıştır.
Standart reçetelerden yaralanılmış, hazırlanan denemeler, döküm yöntemi ile ve plastik olarak
84
biçimlendirilmiştir. Kurutma ve rötüş işlemlerinden sonra numuneler elektrikli ve gazlı
fırınlarda oksidasyon ortamda farklı sıcaklık değerlerinde pişirilmiştir. Sonuçların
deformasyon, renk, ışık geçirgenliği ve doku özellikleri incelenmiştir.
- Kemik Külünün Hazırlanışı
Kemik külü elde etmek için kullanılan kemik unu, Kemsan A.Ş.’den1 edinilmiştir.
Kimyasal bileşimi aşağıdadır:
Ham protein
En az-en çok
%32- 37
Ham yağ
En az-en çok
% 8- 10
Ham kül
.....................
% 45
Kalsiyum
En az-en çok
%15- 16
Fosfor
En az-en çok
% 6- 7
Hamselüloz
.....................
%2
......................
2200
Metobolojik
enerji
Tablo 5. Kemsan kemik unu analiz değerleri
Kemik unu elektrikli fırında 100 Cº/ saat hızda ısıtılmış, 900 Cº' de 1 saat bekletilerek
kalsine edilmiştir. Elde edilen kül; kül:bilya :su oranı 1:1:2 olacak şekilde 12 saat süreyle
bilyalı değirmende öğütülmüştür.
1
Kemsan.Kayseri Et Kemik Unu Yağ gıda ve Tar. Ürünl.San.Tic.Ltd.Şti.
Oruç Reis Mah.Karpuzatan Mevkii No.20 Kayseri.
85
Öğütülen kemik külü 100 mesh' lik elekten geçirilmiş ve plastiklik kazanması için 6
hafta süreyle sulu ortamda bekletilmiştir. Yaşlanma işleminden sonra kül etüv fırınında
kurutulmuştur.
-Kemik Porselen Çamurunun Hazırlanışı
Bünyenin hazırlanması aşamasında aşağıdaki reçeteler uygulanmıştır:
HAMMADDELER
REÇETE 1
REÇETE 2
REÇETE 3
REÇETE 4
KÜL / TRİKALSİYUM FOSFAT
20
40
45
45
KORNİŞ TAŞI/ POTASYUM FELD.
60
40
22.8
20
KAOLEN
20
20
30
24
KUVARS
-
-
2.2
5
ÜNYE BENTONİTİ
-
2
-
2
Tablo 6 Çalışmada Kullanılan Reçeteler
-
Reçeteler kemik külü ve trikalsiyum fosfat ile hazırlanmış, plastik ve görsel
özellikleri karşılaştırılmıştır.
-
Korniş taşının kimyasal analizi ve seger formülü hesaplanmış ve aşağıdaki reçete
oluşturulmuştur
-
Kaolin olarak plastik olduğu bilinen grolleg kaolini kullanılmış, mineralojik
analizi aşağıda verilmiştir.
86
%
SiO2
47.70
Al2O3
37.20
Fe2O3
0.60
CaO
0.10
MgO
0.25
TiO2
0.03
K2O
1.92
NaO
1.92
Tablo 7
Bu bileşimlere göre hazırlanan karışımlar, % 40
su oranıyla 6 saat süreyle bilyalı
değirmende öğütülmüştür.
Döküm çamuru hazırlamak için gerekli elektrolit araştırmaları yapılmıştır.
" Süspansiyon içinde bulunan kil parçacıkları eksi yüklü olduklarından
birbirlerini iterler. Bunların yükleri, artı yüklü katyonların elektrolit ilavesi
ile dengelenir. Elektrolit miktarı, elektrolitin cinsine ve süspansiyonda
bulunan katının değişimine bağlıdır (Erkalfa 1990:40)”.
Deneylerde 250 gr. toz, 125 ml saf su ile karıştırılarak sodyum silikat , karbonat,
fosfat, sodyum hekzametafosfat ve trietilaminin
viskoziteye etkisi incelenmiştir. Su ile
viskozitesi ölçülmüş ve elektrolit miktarına karşılık viskozite değerleri grafikte gösterilmiştir
(Grafik 7).
87
Grafik 4. Çeşitli Elektrolitlerin Viskoziteye Etkisi (Erkalfa 1990)
0) H2O
1) Na2SiO3(%6.5 )+ Na2CO3 (%3.5 )
2) Na2SiO3 (%10)
3) Trietilamin
4) + 15 ml H2O dan sonra Na3PO4 (%10' luk)
5) Sodyumhekzametafosfat (%5)
"NaSiO3 uygun gibi görülmekle birlikte sodyumhekzametafosfata göre
daha fazla su kullanımına ve dolayısı ile kalıplarda çatlamalara neden
olmaktadır. En uygun elektrolit % 5' lik sodyumhekzametafosfat
olmuştur. Bunun etkisi de belli bir yere kadar olmakta ve daha fazla
viskozite düşmesi ancak su ile sağlanmaktadır (Erkalfa 1990: 43)."
88
Bu araştırmalar doğrultusunda 1000 gr. lık kuru miktar için NaSiO3 (‰3-‰5), STPP
(‰3-‰5), sodyumhekzametafosfat (% 5 ), kalsine soda ve sodyum dispeks gibi elektrolitlerle
denemeler yapılmış, en uygun sonuç; ‰ 1' lik NaSiO3 + ‰3 sodyum dispeks2 ile alınmıştır.
Dökümle biçimlendirmenin
yanısıra serbest
sanatsal uygulamalar için plastik
biçimlendirilebilecek bünyenin geliştirilmesi amaçlanmış ve çeşitli katkılarla sonuçlar
gözlenmiştir.
Plastik biçimlendirmesi oldukça güç olan kemik porselen çamurunun ball kili ve bentonit
katkıları ile plastikliği artabileceği gibi ışık geçirgenliği büyük oranda düşürülmektedir. Bu
nedenle plastikliğin artırılması için bünyede cmc (sodium carboxmethylcellulose) ve arap
zamkı gibi selülozik katkılar kullanılmıştır.
Biçimlendirme çalışmaları döküm ve plastik presleme yöntemleriyle yapılmıştır.
Denemesi yapılan bünyelerle, ‰3, ‰4-5, ‰7 oranlarında elektrolit kullanılarak
çamurların döküm özellikleri izlenmiştir.
‰ 3 oranında denenen elektrolit ilavesiyle yeterli akıcılık elde edilmemiş ve bunun
için eklenen su oranıyla istenen akıcılığa erişilmiştir. Ancak hazırlanan bu çamurla yapılan
dökümlerde ise kalıpta çatlamalar gözlenmiştir.
‰ 7 oranında elektrolit, bir süre sonra çamurun pelteleşmesine ve dolayısıyla döküm
yeteneğini kaybetmesine yol açmıştır.
En uygun elektrolit oranı ‰ 1-2 NaSiO3 +‰ 3 sodyum dispeks ile sağlanmış, çok
kısa sürede et kalınlığı elde edildiği gözlenmiştir.
2
Sodyum dispeks Potclays Ltd.’den temin edilmiştir. Potclays Ltd. Brickkiln Lane, Etruria,Stoke-on-Trent,
England ST4 7BP
89
Ancak döküm çamuru boşaltıldıktan sonra, bazı parçalarda kalıbın nem oranı, biçimin
özellikleri , ortamın ısısı ve hava akımı gibi özelliklere bağlı olarak dökümlerin ağız ve dip
kısımlarında çatlamalar olabilmektedir.
Parçalar kalıplardan çıkarılırken çatlama görülen örneklerin büyük çoğunluğunun
cidarlarının kalıba yapışması, bünye kururken oluşan küçülme ve gerilimle çatlamaya yol
açtığı anlaşılmıştır.
Bu problemi ortardan kaldırmak için, döküm işleminden önce kalıba talk sürülmesi,
yapışmaları belli oranda önlemiştir. Ancak yine de, düşük plasisitenin çatlamalarda büyük
etken olduğu ve kuruma küçülmesi aşamasındaki hareket sırasında oluşan gerilimi bünyenin
rahat kaldıramadığı düşünülmektedir.
Bunun yanında kemik külünün korozif özelliğine ve elektrolitlere bağlı olarak döküm
yapılan alçı kalıplarda kısa sürede çürümeler gözlenmiştir. Az su oranıyla hazırlanması
gereken kalıp alçısının daha dayanıklı olabileceği görülmüştür. Fakat kemik porselen
çamuruyla yapılacak çoklu dökümlerde kalıbın ömrünün kısa olacağı dikkate alınmalıdır.
- Biçimlendirme
Deneysel çalışmalar sırasında şablon tornada biçimlendirme olanağı olmadığından,
elle ve merdaneyle açılan plakalar şablonlara ve düz yüzeylere preslenmiştir.
90
Resim 55
Resim 56
Resim 57
Resim 58
Resim 59
91
Plastikliği artırmak için kuru miktarın ‰ 5' i oranında katılan arap zamkının plastikliği
artırdığı gözlenmiştir. Literatürde plastikliği artırmak için propiselüloz türevi Klucel markalı
organik bir maddenin de kullanılabileceği belirtilmektedir.
Çamur plakaların serbest şekillendirmeyle müdahalede kolayca çatladığı ve farklı
parçaların birbirine yapıştırılmasına olanak vermediği gözlenmiştir. Bu nedenle yapılacak
uygulamaların biçimlerinde çamurun bu özelliğinin etkili olacağı ve çalışmaların bu özellik
düşünülerek tasarlanacağı sonucuna varılmıştır.
- Kurutma ve Rötüş
Biçimlendirilen parçalarda, dikkatli ve yavaş kurutma yapıldığında çatlamaların daha
az olduğu gözlenmiştir.
Kuruyan parçaların direncinin çok düşük olması rötüş işleminde kolayca kırılmalara
yol açmıştır. Bu nedenle 1000 Cº' lik ön pişirimle parçalar bir miktar dayanım kazanmış ve
zımparalama işlemi bu aşamadan sonra yapılmıştır. Böylece tasarıma göre istenilen bölgeler
zımparalanarak daha ince et kalınlığına ulaşılabilmiştir.
Resim 60
Resim 61
- Pişirim
Pişirim aşamasında iki değişken üzerinde araştırma yapılmıştır:
- Pişirim derecesi
- Pişirim hızı
Referans alınan reçetelerde belirtilen derecelerde yapılan pişirimler, Tübitak Seramik
Araştırma Merkezi ve MTA MAT Dairesi Seramik Biriminde bulunan elektrikli fırınlarda ve
Çanakkale Seramik
İzolatör fabrikasında
bulunan
kamara
tipi
gazlı
fırınlarda
gerçekleştirilmiştir.
SAM' da yapılan ön pişirimlerde, 1250 Cº, 1260 Cº,1265 Cº ve 1280 Cº' lerde
denemeler yapılmıştır.
Bünyeler, pişirimler için hazırlanan kasetlerde ve sagarlar içinde alüminyum oksite
gömülerek pişirilmiştir.
Resim 62
Resim 63
Resim 64
Kemik porselen bünyenin pişirim hızıyla ışık geçirgenliği arasındaki ilişki önemli bir
faktördür. Düşük hızla yapılan pişirimde bünyenin ışık geçirgenliği artmaktadır. Bir başka
belirleyici bekletme (soaking) süresidir. Bünyenin viskoz olduğu bu derece
hassas bir
aşamadır: Biçimin yapısına göre (özellikle kaset kullanılmadığı durumlarda ) deformayon ve
yığılmalar görülür.
-Deneysel Çalışmaların Değerlendirilmesi
Yapılan bu çalışma ile ilgili araştırma ve deneylerde karşılaşılan güçlükler ve elde
edilen sonuçlar şunlardır:
- Kemik ununun kalsine edilebilmesi için uygun havalandırmaya sahip fırın ortamının
sağlanmasının son derece önemli olduğu görülmüştür. Atölye koşullarında yapılacak
kalsinasyon işlemi için, yanan organik maddelerden kaynaklanan gaz ve kokunun
fırından direkt olarak atılabilmesi gereklidir Bunun için özel tasarlanmış bir
havalandırma sistemi tasarlanmalıdır.
- Kalsinasyon işleminde fırın hacmi:kemik unu miktarı:fırın rejimi arasındaki ilişkinin
incelenmesi başlı başına bir araştırma konusu olduğu görülmüştür. Kalsinasyon işlemi
sırasında fırın içinde yeterli oksijenin sağlanamaması ve sıcaklığın hızlı çıkışı, kül
içinde karbon parçacıklarının kalmasına ve dolayısıyla bünyenin kahverengiye yakın
pişmesine yol açmıştır. Yapılan daha kontrollü bir başka kalsinasyonda elde edilen kül
ile renkte istenilen beyazlık elde edilmiştir. Kül yerine kullanılan trikalsiyum fosfat ile
olumlu sonuç alınabileceği görülmüştür.
- Kül oranının kompozisyonda artması ile beraber plastiklik azalmakta ancak daha
yüksek bir dereceye erişilebilmekte, böylece ışık geçirgenliği artmaktadır.
- Döküm çamuru 1000 gr. lık bilyalı değirmende % 35- 40 su oranıyla 8 saat
öğütülerek hazırlanmıştır. Kullanılan elektrolitler içinde en uygun olanları NaSiO3 ve
sodyum dispekstir. Bu iki elektrolit beraber kullanıldığında (yaklaşık ‰1-2 NaSiO3
+‰3 Sodyum dispeks) istenilen yoğunluk sağlanmıştır. Döküm çamurunun
hazırlanmasında tane irilik analizleri ve viskozite testlerinin yapılması uygun
standartların saptanmasını sağlayacaktır
- Döküm çamuru alçı kalıp içinde çok kısa bir sürede et kalınlığına ulaşmaktadır
(yaklaşık 3-4 dakika). Kemik porselenin karakteristik özelliği olan inceliği sağlamak
için döküm süresini dikkate almak gereklidir.
- Döküm işleminden önce kalıbın içine talk sürülmesi yapışma ve çatlamaları belli
oranda önlemektedir. Döküm çamurunu boşalttıktan sonra, kalıp içindeki parçanın çok
yavaş kurumasını sağlamak çatlamaları azaltan bir etkendir.
- Plastikliğin artırılması için yaklaşık % 2 oranında bentonit ya da ‰ 5 oranında arap
zamkı katkısı özellikle plastik şekillendirmede çalışma kolaylığı sağlamaktadır.
- Plastik presle biçimlendirilen parçaların kuru dayanımının, dökümle şekillendirilen
parçalardan daha fazla olduğu görülmüştür. Bu nedenle kemik porselen çamurunun
vakum
presten
geçirilmesinin
bünyenin
kuru
direncine
katkısı
olacağı
düşünülmektedir.
- Rötüş işleminde bünyenin direnç kazanması için yaklaşık 1000 Cº ' de ön pişirim
yapılmış ve parçalar daha kolay zımparalanmıştır.
- Yapılan pişirimlerin grafikleri aşağıda verilmiştir.Pişirimler cone 7-8' de yapılmıştır.
Cone 10' dan sonra bünyede yığılmalar ve köpürmeler olduğu görülmüştür.
- Pişirimde bekletme süresinin artırılması, bünyenin vitrifiye olmasını olumlu
etkilemektedir. Ancak bu aşamada deformasyon ve yığılmaları önlemek için kaset
kullanılması zorunludur. Bu nedenle, çalışmalar için kaset işlevi gören (yüksek
derecede pişmiş porselenden) şablonlar kullanılmıştır.
-
Düşük plastisite ve yüksek deformasyon, çalışmaların boyutlarında ve strüktürde
belirleyici olmuştur: Düşük plastisite biçimlendirme güçlüklerine neden olmaktır,
bu nedenle en kolay plastik biçimlendirme yöntemi plaka ile çalışmaktır. Plastik
olarak biçimlendirilemeyen çalışmalar (yüksek fire verilmekle birlikte) döküm
tekniği ile üretilmiştir.
Aşağıdaki tabloda, çalışılan bünyelerin cone değerlerine göre beyazlık, deformasyon,
ışık geçirgenliği ve doku özellikleri verilmiştir. Belirtilen özellikler, ulaşılması amaçlanan
görsel değerlendirmelerdir. Bilimsel çalışmalarda beyazlık, ışık geçirgenliği, gözeneklilik
(porosity), ve deformasyon özellikleri için laboratuvar koşullarında uygulanan standart testler
vardır.1
1
Kemik porselende ışık geçirgenliği ve beyazlık indeksi ile ilgili mikroyapı ölçümleri
için Erkalfa'nın çalışması fikir vericidir.
98
99
100
101
102
103
104