KEMİK PORSELEN ÜRETİMİNİN İNCELENMESİ, SANATSAL ÇALIŞMALARDA UYGULANABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI VE ESTETİK NİTELİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ A.Feyza ÇAKIR Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Seramik Anasanat Dalı için öngördüğü SANATTA YETERLİK ESERİ ÇALIŞMASI RAPORU olarak hazırlanmıştır. Ankara Mayıs, 2004 105 3. 2. Sanatsal Uygulamalar Sanatsal uygulamaların biçimsel ve kavramsal çerçevesi, kemik porselenin estetik olanakları doğrultusunda biçimlenmiştir. Teknik ve estetik özellikleri incelenen bu bünyenin seramik sanatına sunduğu yeni değerler, uygulamalarda çeşitli arayışlarla yansıtılmaya çalışılmıştır. Sanatsal uygulamalar sürecinde izlenen aşamalar şöyledir: - Kemik porselen çalışmaların biçimsel ve kavramsal temelini önceki bölümde ifade edilen beyazlık, doku, ışık-gölge ilişkileri, yarı şeffaflık ve hacim duygusu oluşturmuştur. - Sanatsal uygulamalara çıkış noktası oluşturması için, bu değerleri taşıyan kağıt malzemeyle deneysel uygulamalar yapılmıştır. - Maket niteliğindeki bu uygulamalarla elde edilen biçim, ışık ve leke değerleri, kemik porselen çalışmalara kaynak oluşturmuştur. - Sanatsal uygulamaların öncesinde, kemik porselen bünye ile küçük boyutlu çalışmalar yapılmış, ısı değerlerine göre biçimlerin deformasyon ve ışık geçirgenlik özellikleri gözlenmiştir. - Ulaşılan sonuçlara göre sanatsal uygulamalar ortaya koyulmuştur. Aşağıda görülen çalışmalar, sanatsal uygulamalara çıkış noktası oluşturan maketler olmanın ötesinde, aynı zamanda daha önce bahsedilen akarilerin ve kağıt duvarların estetik prensibini somutlaştırarak analiz etmeyi sağlamıştır. 106 Resim 65 Resim 66 Biçimlendirme yöntemlerine yönelik denemelerde, sanatsal uygulamalar için en uygun yöntemin plastik presle plakalar ile çalışmak olduğu görülmüştürBu nedenle plakalar ile çalışılacağı tasarlanarak maketler aynı tarzda biçimlenmiştir. Kağıt yapraklar katlanılarak prizma biçiminde maketler elde edilmiştir. Resim 67 107 Resim 68 Resim 69 Kâğıt prizmalar farklı ışık ortamlarında son derece özgün leke değerleri sunmuştur. İnce bir kemik porselen yüzeyde olduğu gibi, kâğıt maketlerde de ışık geçirgenliği ile farklı ton değerleri elde edilebilmiştir. Kemik porselen ile yapılan sanatsal uygulamalarda bu değer geçişlerinin vurgulanması olanaklıdır. Resim 70 108 Prizmatik yapılarda gözlenen plan ilişkilerinin izleyiciye belirli bir derinlik duygusu hissettirmesi amaçlanmıştır. Resim 71 Görülebileceği gibi, deneysel aşamalar ışık geçirgenliğinin sınırlarını ve gölge ilişkilerini incelemeye dayanmaktadır. Gölge, başlı başına bir değer olarak, sanat eserlerinde planlanan vurguyu güçlendirmek için kullanılır. Çalışma kapsamında yapılan uygulamalarda ise bu öğe, kompozisyonu oluşturan bir konu olarak seçilmiştir. 109 Günlük yaşamda karşılaşılan en tanıdık gölge kompozisyonlarını, içinde yaşanılan mekan ve mimari doku belirlemektedir. İç ya da dış mekanda insanı içine alan bu kompozisyonların, kemik porselen çalışmalara alegorik olarak konu olması tasarlanmıştır. Resim 72 Aşağıda sanatsal uygulamalar için hazırlık niteliğindeki kemik porselen uygulamalar görülebilir. Döküm yöntemi ve plastik biçimlendirmeyle çalışılan uygulamalarda kontrollü olarak deformasyon güçlendirmektedir. sağlanabilmektedir. Bu etkiler çalışmalardaki plastik dili 110 Resim 73 Resim 75 Resim 77 Resim 74 Resim 76 Resim 78 111 Kemik porselen bünyeyle yapılan sanatsal araştırmalar, bu malzemenin estetik bağlantı içinde uygulama olanaklarını deneme fırsatını sağlamıştır. Malzemenin teknik güçlükleri, uygulamalarda özel ve hassas biçimlendirme yöntemlerinin uygulanmasını gerekli kılmıştır. Bünyenin plastik olmayan yapısı, biçimlendirmede fazla girift olmayan plaka hareketleriyle, modüler konstrüksiyonların çalışılmasını önermektedir. Porselenin saf beyazlığı, yalın dokusu çalışmalarda renk ve sır tabakasının tercih edilmemesine neden olmuştur. Bünyenin pürüzsüz yarı mat yüzey dokusu, ışık-gölge ilişkilerini etkili olarak yansıtır. Bu nedenle, bazı çalışmalarda kompozisyonlar çeşitli derinliklerde rölyefler şeklinde uygulanmıştır. Sanatsal uygulamalarda, plastik ve döküm ile biçimlendirme yöntemlerinin kullanımı, kemik porselen uygulamalar için de geçerlidir. Çalışmalarda göz önünde tutulması gereken, özgün sonuçlar için bu bünye yapısının sunduğu yeni estetik fonksiyonları vurgulamaktır. Bu uygulamaların çıkış noktasını kağıt maketler oluşturmuştur. Çeşitli oranlardaki prizmaların yalın etkisi kemik porselen uygulamalara taşınmak istenmiştir. Bu nedenle biçimlendirilen kemik porselen plakalar, bisküvi pişiriminden sonra zımparalanıp mümkün olduğunca inceltilmiştir. İncelik için ulaşılabilecek sınır, kontrollü olarak izlenmiştir. Uygulamaların görsel etkisi, mimari yapıları anımsatır. Duvar ve pencere elemanlarına benzer biçimler, plan ilişkileri, uygulamaların konstrüksiyonunu ve yüzeysel kompozisyonunu oluşturur. 112 - “Perili Ev 1” “Perili Ev” serisindeki her bir prizmatik yapı, farklı boyut ve leke değerlerine sahip birer „ev‟ formudur. Bu yapılar yalnızca dışarıdan görüldüğü gibi değil aynı zamanda içerden yansıdığı gibidir. Resim 79 “Perili Ev I ” 10 x 10 x 20 cm Doğal ışık ortamında „kağıt gibi‟ olan evlerin ince yapısı ve beyaz dokusu, yarattığı etki, yapay ışıklandırmayla tamamıyla değişir. Yapay ışık, bünyenin yarı şeffaflığını ortaya çıkarır. Duvarlara yansıyan gölgeler bu yapılara dair görsel ve kavramsal derinlik kazandırır. 113 Mimari yapı, içinde sakladığı plan ilişkileri ile birlikte, aynı zamanda yaşama özgü ipuçları da verir. Resim 80 Andrew R. Wagner Resim 81 114 - “Perili Ev 2” Resim 82 “Perili Ev II ” 9 x 10 x 20 cm “Perili Ev 2” de yüzeysel kompozisyonu oluşturan lekeler,mimari yapılardaki iç ve dış mekan duvarlarına yansıyan gölge kompozisyonları simgelemektedir. Resim 83 115 - “Perili Ev 3” Kompozisyonu oluşturan çizgi, leke ve doku değerleri mimari yapıları anımsatır. Işık geçirgenliğine dikkat çekilmesi istenen alanlarda rölyefler çeşitli derinliklerde çalışılmıştır. Bu çalışmalarda doğal ışıkla yalın ton geçişleri sağlanmış ve yapay ışıkla daha vurgulu ışıkgölge ilişkilerinin yaratılması amaçlanmıştır. Resim 84 “Perili Ev III” 8 x 8 x 17 cm Bu çalışmalarda bünyenin beyazlığının ve pürüzsüz dokusunun vurgulanması istendiği için renk öğesi ya da sır dokusu uygulanmamıştır. 116 - “Manzara” „Manzara‟ isimli çalışma, sert porselen ve kemik porselenin birlikte kullanıldığı plaka biçiminde bir uygulamadır. Çalışmanın ana yapısını oluşturan sert porselen dikey plakada dikey bir şerit halinde pencere yer alır. Oldukça ince bir yapıya sahip gövde, boşlukta plexiglas bir ayağa sabitlenerek dikey olarak ayakta durur. Pencere biçimindeki açıklık kompozisyona arka planı da dâhil eder. Resim 85. “Manzara” 8 x 11.5 x 37 cm Dikdörtgen biçimin üst köşesi, dörtgen bir kemik porselen plaka ile tamamlanır.”Manzara” da kemik porselenin ışık geçirgenliği özelliğine dair yaratılmak istenen vurgu, sert porselenin yoğun ve sağlam etkisiyle karşılaştırıldığında ön plana çıkar. Resim 86‟ da arka planda yaratılan yapay ışığın -çalışmanın sol üst köşesinde olduğundaki gibi- ışık ve gölge değerlerini ortaya çıkardığı görülebilir. 117 İki bünye karşılaştırıldığında renk farkları oldukça belirgindir. Sert porselenin griye yakın beyazının yanında, kemik porselenin beyazlığı karakteristik bir ton değeri sunar. Resim 86 “Manzara” nın her iki yüzeyinde kobalt oksitle suluboya tekniğinde lekeler uygulanmış ve çeşitli alanlarda indirgen pişirimden ileri gelen kırmızı kahverengi renk değerleri kompozisyonun diline uygun alanlar yaratmıştır. 118 - “Mekan” Resim 87 Resim 88 “Mekan” 10 x 17 x 31 cm “Mekân” isimli uygulama , “Manzara”da ki anlayışla benzer boyut ve kalınlığa sahip bir uygulamadır. Yüzeyde çeşitli değerlerde çizgi ve dokular uygulanmıştır. Tasarımın arka planında yatan kavram, iç mekânda oluşan doğal gölge kompozisyonlarıdır. (Resim 89, 90) Resim 89 Resim 90 119 “Mekan” ın her iki yüzeyinde duvar- zemin ilişkileri ve -mimari örneklerde görülengölge etkilerinin oluşturduğu yatay ve dikey hareketler sezilir. “Manzara” ve “Mekan” ın özellikle vurgulamaya çalıştığı duygu „incelik‟tir. Bu nedenle plakalar, boşlukta en yalın halde algılanmaları için şeffaf pleksiglas ayaklara sabitlenmişlerdir. Mimariye özgü plan ilişkilerinin ve incelik kavramının sorgulanması için yapılan benzer karakterdeki çalışmalar “Kağıt Duvarlar” , “Ay” ve “Gölge” dir. Bu çalışmalarda kemik porselenin izin verdiği oranda inceliğe ulaşılmaya çalışılmıştır. Böylece biçimlerin kabuksu yapılarındaki kırılganlık duygusu daha vurgulu kılınmıştır. Resim 91 “Kâğıt Duvarlar” 120 - “ Kağıt Duvarlar” Resim 92 “Kağıt Duvarlar” 9 x 20 x 32 cm „Kâğıt Duvarlar‟, iki ince plakadan oluşan bir çalışmadır. Biçimlerin yüzeyinde çalışmaların genelinde olduğu gibi- mimari öğeleri anımsatan karakterler yer alır. Kompozisyonda, rölyefler ve kazıma ile sağlanan düzensiz dokular vardır. Plakaların kendi aralarında oluşturdukları gölge değerleri vurgulanmıştır. Resim 92‟ de bu gölge değerleri yapay ışıkla daha görünür kılınmıştır. - “ Ay” 121 Resim 93 “ Ay” 8.5 x 23 x 24 cm “Ay”, iç bükey bir yapıya sahip, kontrollü incelikte çalışılmış bir çalışmadır. Çalışmanın çerçevesini alt planda bulunan bir başka plaka dikey olarak ortalar. Uygulamanın belirli bölgelerindeki açıklıklar sayesinde fondaki koyu leke değerleri de kompozisyona dâhil olabilmektedir. 122 Resim 94 “ Ay” Detay Tasarımın çıkış noktasını oluşturan ay görüntüsü, ışık-gölge ilişkisine dair bilinen bir örnektir. Ayın yüzeyindeki oluşumların yarattığı gölgelerin tonları ve kompozisyonu, kemik porselen uygulamalardaki doku özelliklerine ve ışık ilişkilerine benzer karakter taşır. Çalışmanın et kalınlığındaki farklar ışığı çeşitli tonlarda süzerek, ayın yüzeyini anımsatan dokular yaratır. Resim 95. Ay 123 - “ Gölge” Resim 96 “Gölge” 9 x 22 x 23 cm „Gölge‟, yüzeyinde aşamalı derinliklerle amorf bir dokunun oluşturulduğu dikdörtgen plaka biçiminde bir çalışmadır. Kemik porselen bünyenin karakteristik pürüzsüz yüzeyi izleyiciye „buz dokusu‟ duygusunu hissettirir. Bu özellik dikkate alınarak yapılan kazıma dokularıyla „buz yontusu‟ etkisi verilmeye çalışılmıştır. Resim 97 Buzdağı (Iceberg) - “ Piramit I”, “ Piramit II” Resim 98 Buz kütlesi (Detay) 124 Resim 99 Kemik porselen dokuların sert porselen malzemeyle kullanıldığı bir başka dizi, “Piramit I” ve “Piramit II” dir. Döküm yöntemiyle biçimlendirilen piramitlerin yüzeylerinde uygulanan rölyeflerde kobalt oksit uygulanmış, indirgen pişirime bağlı olarak demir oksit lekelerinin oluştuğu görülmüştür. Piramitlerin belirli alanları pencereler halinde açık bırakılmış, bu bölümlere kemik porselen parçalar monte edilmiştir. 125 Resim 100 “Piramit I ” 10 x 10 x 29 cm Bu biçimler üzerinde de çalışmaların genelinde uygulanan iç-dış mekana ait gölge biçimleri yorumlanarak uygulanmıştır. Gölgeler, biçimin yüzeyine yansıdığı gibi, yüzeylerin yönüne göre çalışmayı çevreler. Resim 101. “Piramit II ” 9.5 x 10 x 29 cm 126 -“Ev I”, “ Ev II” “Ev serisi biçim ve oran bakımından benzer karakterdeki çalışmalardır. “Ev I” ve “Ev II” sert porselenden döküm yöntemiyle dörtgen prizma yapısında biçimlendirilmiştir. Statik alt yapıya karşılık çalışmaların üst bölümünde amorf biçimli kemik porselen parçalar kullanılmıştır. Resim 102 Resim 103 “Ev I” 8.5 x 10 x 22 cm Resim 104 “Ev II” 8.5 x 9.5 x 19 cm 127 -“Ev III” “Ev III”, döküm yöntemi ile biçimlendirilmiş üç parçadan oluşan bir düzenlemedir. Kübik yapıdaki parçanın bir yüzeyi açıktır ve diğer yüzeyler kazıma tekniği ile inceltilmiştir. Resim 105‟ te, üst parçanın iç boşluğu görülebilmektedir. Üçgen iç yüzeyde bünyenin ışık geçirgenliği özelliği fark edilebilmektedir. Kübik parçanın iç boşluğuna yerleştirilmiş üçüncü parça, üçgen prizma ile aynı biçimdedir. Resim 105 “ Ev III” 9 x 10 x 20 cm Düzenleme, sembolik bir ev görüntüsüne benzemesi nedeni ile bu ismi almıştır. Dış yüzeylerdeki geometrik rölyefler, belirli derinliklerdeki farklı ton değerlerini oluşturur. 128 -“ Ağaç I” Resim 106 “Ağaç I” 6 x 12 x 36 cm “Ağaç I” isimli çalışma, plastik presle kalıpta şekillendirilen kabuksu kemik porselen birimlerin, içbükey bir hareketle bir araya getirilerek silindirik bir yapı oluşturmasıyla biçimlenmiştir. Malzemenin yalın yarı mat dokusunun ışığı yumuşak bir biçimde taşıması, silindirik yapı üzerinde doğal gölge geçişlerine olanak vermektedir. Kabuksu birimlerin birleştiği dikey hatlar, silindirik biçim üzerinde ritmik bir hareket yaratmıştır. Birbirleriyle kucaklaşan kabuksu birimler, doğaya ait değişim ve oluşumlara gönderimde bulunur. Biçim değiştirme, yeni bir yapıya sahip olma ve tekrar yaşanan değişim, doğadaki canlı ve cansız her varlık için geçerlidir. 129 „Kabuk‟ kavramı ise bu değişimde sembolik bir anlama sahiptir. Çalışmanın esin kaynağını oluşturan ağaç figürü, doğadaki değişimin izlenebildiği bir yaşam biçimidir. Ağacın canlı içyapısı, zamanla işlevini yitirir. İçyapı zamanla, dış yapı karakterini kazanır, gövdeden ayrılacak biçimde kavlar. Resim 107 Resim 108‟ de detayı görülen çalışma, değişim sürecinin bu aşamasını ifade eder. Gövdeden soyularak ayrılan dirençli ve ince porselen kabukların yüzeyi ağaç kabuğuna benzer dokulara sahiptir. Yapay ışıklandırmayla sağlanan yarı saydam etki, “Ağaç”ın canlı yapısına dikkati çeker. Resim 108 130 - “Koza” Resim 109 “Koza” 8.5 x 15 x 27 cm Ağaç formunun zamanla kabuk biçimini yaratmasına benzer olarak, içinde canlı formunun oluştuğu „dış kabuk‟ imgesi, “Koza”nın dayandığı fikirdir. Bir bitki tohumunun kabuğu, yumurta kabuğu ya da bir deniz kabuğu, canlının meydana gelişini hazırlayan, onu dış etkilerden koruyan bir „korunak‟ işlevi görür. “Koza”daki yapı, tabandan yukarıya doğru genişleyen amorf bir prizma şeklindedir. Plaka ile biçimlendirilen porselen bünye deforme edilmiş ve belirli bölgeler serbest biçimde yırtılarak plastik bir etki kazandırılmaya çalışılmıştır. 131 Tabandan sağlanan ışıklandırma ile yüzeyde ve yarı şeffaf et kalınlığında vurgulu ton geçişleri ortaya çıkmıştır. “Koza”nın görsel şeffaf dokusunun yanı sıra, pürüzsüz dokunsal dokusu kemiksi bir niteliğe sahiptir. Bünyenin özündeki kemik karakteri uygulamalarda kendiliğinden ortaya çıkar. Pişmiş bünye, renk, doku ve incelik olarak özündeki kemik karakterini vurgular, izleyiciye „deniz kabuğunun inceliği‟ duygusunu yaşatır. Resim 110 132 - Dalga Resim 111 “Dalga” 10 x 16 x 21 cm “Dalga”, kalıba basılarak biçimlendirilmiş kabuksu bir harekete sahip iki birimden oluşur. Aynı harekete sahip, farklı oranlardaki iki birim, önlü-arkalı olarak yerleştirilmiştir. „Dalga‟, kavram olarak „yüzeysel bir hareketlenmeyi‟ çağrıştırır. Durgun bir suyun yüzeyinde oluşan dalgalanma yüzeysel bir ritim oluşturur. Kemik porselen çalışmadaki iki yalın hareket ile mekâna ait ışığın çalışmaya yansıması ve yüzeyde ve boşlukta sağlanan etkinin ise daha sonra izleyiciye ulaşması amaçlanmıştır. Dalga ile sağlanan ritmik ışık-gölge ilişkisi, çalışmayı çevreleyen izleyiciye göre yumuşak bir biçimde değişir. Konturlar yatay ve dikeyler halinde hareket eder. Beyaz bünye ortamın ışığına ve ışığın önerdiği renge duyarlıdır. 133 - “Işık” Resim 112 Resim 113 “Işık” 10 x 13 x 15 cm Son çalışma, altta kübik biçimli bir parça ve üst kısımda plastik bir biçimde deforme edilmiş, amorf bir yapıya sahip ikinci parçadan oluşan bir düzenlemedir. Çalışmada özellikle bünyenin ışık geçirgenliğine dikkat çekilmesi amaçlanmış, yapay ışıklandırmayla alt parça daha da görünür kılınmıştır. Kemik porselen bünyenin teknik belirleyicilikten uzak olarak görsel ve dokunsal dokusu, tasarımların dilinde kendini ortaya koymuştur. Doğa biçimleri, doğal dokular, hacim duygusu ve sınırları, ton vurguları gibi belirli imgeler yaratım sürecinde çalışmaların karakterinin etkilemiştir. 134 SONUÇ Kemik porselen, Türkiye porselen endüstrisinde üretimi yapılmayan ve çağdaş seramik sanatında kullanımı diğer porselen tipleri kadar yaygın olmayan bir bünye türüdür. Yüksek beyazlık, pürüzsüz doku ve ışık geçirgenliği gibi karakteristik özellikler, bu porseleni seramik sanatında kullanılan diğer geleneksel bünyelerden ayırır. Kemik porselenin yaygın kullanım alanına sahip olmayışının nedenleri, çoğunlukla özel hammadde temini ve üretim işlemleri gerektirmesine dayanır. Bunun yanında biçimlendirmede ve pişirim işleminde sıklıkla karşılaşılan sorunlar, bu bünyenin seri üretimde özel ürünler için kullanılmasına neden olur. Kemik porselen hakkında yapılan bu çalışma, sanatsal amaçlar doğrultusunda kullanılabilecek bir bünye kompozisyonunun oluşturulmasını, biçimlendirme özelliklerini, pişirim koşullarının araştırılması ve kemik porselenin ve sahip olduğu sanatsal niteliklerin incelenmesini sağlamıştır. Çalışma kapsamında, kemik porselen bünyenin üretiminde yaşanabilen güçlükler incelenmiş, önerilen çamur reçeteleri ile deneme pişirimleri yapılmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre, bu bünyenin estetik özelliklerini ön plana çıkaran sanatsal çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, kemik külünün üretimi için, kontrollü ve titiz bir işlemin gerekli olduğunu göstermektedir. Bunun yanında, bünyenin beyazlığı ve ışık geçirgenlik kalitesi için kullanılan kaolen ve feldspat saflığının yüksek olmasının gerekliliği anlaşılmıştır.Yapılan deneylerde, plastik olmayan bir bünyenin sanatsal amaçlarla biçimlendirilebilmesi için, çeşitli katkılarla kullanışlılığın sınırlı oranda arttırılabildiği görülmüştür. Pişirim işlemlerinde sinterleme derecesi arttıkça, deformasyon da artmıştır. Bu nedenle pişirim hızı, derecesi ve sinterleşme süresinin arasındaki dengenin kontrollü olması gereklidir. Aynı zamanda kemik porselen ürünlerin biçimlerini koruyabilmeleri için uygun kasetlerin kullanılması zorunludur. 135 Araştırmanın sonunda yapılan sanatsal uygulama sürecinde, kemik porselenin karakteristik niteliklerini taşıyan özgün biçimler ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Hedeflenen estetik sonuçlar, renk, doku, ışık-gölge, hacim ve ışık geçirgenliği başlıkları altında incelenmiştir. Biçimler, beyazlık, incelik duygusu, yarı şeffaflık özelliği gibi bünyenin dilinin desteklediği estetik kavramlara dayanır. Bu çalışmalarla varılan sonuç; malzemenin teknik ve estetik karakterinin, tasarımların diline yön verici olduğudur. Kemik porselenin beyaz rengi, satensi dokusu, ince et kalınlığı ve ışık geçirgenliği tasarımladaki arayışları yalın biçimlere yöneltmiştir. Seramik sanatının teknolojiye dayanan arka planı nedeniyle, bilimsel dinamik süreçten etkilenmemesi kaçınılmazdır. Temel hammadde ve üretim teknolojisi bilgisi, seramik sanatçısının sanatsal yeterliliğini sergilemesi için gereksinim duyduğu gereçlerdir. Bu bilgilerin araştırılıp geliştirilmesi, kullanılan malzemenin dilini ve dolayısıyla sanatçının imgelemini de genişleteceği düşünülmektedir. Seramik sanatında malzemeye ilişkin sanatsal araştırmaların yapılmasının gerekliliği ve ileride kemik porselen konusunda yapılacak araştırmalarla, sanatsal uygulamaların ifade diline farklı boyutlar kazandırılacağı sonucuna varılmıştır. 136 KAYNAKÇA AKPINAR,S. ve A.KARTAL. “Kemik Porselen Üretimi.”, V. Uluslararası Katılımlı Seramik Kongresi Bildiriler Kitabı, İstanbul: Türk Seramik Derneği Yayınları No: 21, 1991. ARCASOY, Ateş. Seramik Teknolojisi, İstanbul, Marmara Üniversitesi G.S.F. Yayınları No.1, 1983. ARNHEIM,Rudolf .Art and Visual Perception, University of California Press.USA, 1974. ASE, Arne Watercolour On Porcelain, Norveç, Norwegian University Press, 1952. BROMFIELD,David.” Timeless Light”, : Art and Perception No. 44, 2001. BUDWORTH,D.W. ve Smith M.S. “Some investigations into the Firing of Bone China Glazes”Transections of British Ceramic Society, 73. 1974. CUFF, Yvonne H. Ceramic Technology For Potters And Sculptors, USA, University of Pennsylvania Press, 1995. DINSDALE, A. “Science Of Ceramics” , Cilt 3, 2. Baskı, 1967. “The constitution of Bone China”Science of Ceramic Vol. 3, 1990. DORMER, Peter. The New Ceramics, London, Thames and Hudson, 1985. ERKALFA, H. ve S. TAŞAR. Kemik Porselen Üretim Yöntemlerinin Geliştirilmesi, Gebze, Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Sonuç Raporu, 1990. 137 FLIGHT, Graham. Introduction To Ceramics, USA, Prentice-Hall Inc.,1990. GERMAN W.L. “Bone- It’s Preparation and Use In theBone China Body” Ceramics Vol.4 (43)1973 GOFFER, Z. “Archeological Chemistry: A sourcebook on the aplications” GOLDWATER, Robert “Primitivism in Modern Art”Harvard.,1986. GRATTON, Don. “Replacing Bone Ash In China.”, Canadian Ceramics Quarterly. HEYBELİ, N. ve R. VAROL. “Biyoseramikler.”, Bilim ve Teknik 6.Tübitak Yayınları, 2002. HOBSON,R.L. Chinese pottery and Porcelain:An account of the potter’s art in China from primitive times to the present day, NewYork.1976. HOME, Ruth M.Ceramics for the Potter, Toronto, University of Toronto Press. HOPPER, Robin. The Ceramic Spectrum, Pennsylvania, Chilton Book Company, 1984. JOBLING, A. “Effect of Calcining Conditions on some Physical Properties of Calcined Bone” Transections of British Ceramic Society, 67, 1984 KAYA, Meltem. “Sert Porselen Çamur ve Sır Araştırmaları.” Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması. MSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Sanatlar Ana Sanat Dalı, Seramik- Cam Programı. İstanbul, 1990. KOCH, Peter. “Paula Bastiaansen,Translucency and Immateriality.”,Ceramics: Art and Perception, No: 38, 1999. 138 KURA, Hande. “Endüstriyel Seramik Tasarımında Biçim Üretim Yöntemleri” Yayımlanmamış Sanatta Yeterlilik Eser Çalışması, 1981. LEWENSTEIN, E. “Angela Verdon- Light Fantastic.”, Ceramic Review, sayı 142, 1993. MC TWIGAN, Michael. “Ruth Duckworth.”, American Ceramics 10/2 , 1992. MELLOR, J.W. “Recent Research on the Bone China Body” Transections of Ceramic Society 18.1984. NELSON, Glenn C. Ceramics, A Potter’s Handbook, USA, CBS College Publishing, 1984. NOGUCHI, Isamu. “Isamu Noguchi, space of akari & stone” Chronicle Books San Francisco, 1986. NORTON, F. H. “Elements of Ceramics” USA, Addison-Wesley Publishing Company,Inc., 1953. Ceramics For The Artist Potter, Addison-Wesley Readings, 1956. OKTAR, F. N. ve G. GÖLLER. “İnsan Dişi Kullanılarak Gözenekli Biyoseramik Üretimi.”, Journal Of Arthroplasy and Arthrosopic Surgery, 2002. O’RORKE, Margaret. “Spectacular Porcelain Illuminations.”, Ceramic Review, 175, 1999. ÖZ, İhsan. “Kemik Porselen.” Yayımlanmamış Lisans Çalışması, İstanbul, İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi, 1984. ÖZKAN, Semih. Kemik Porselen Çamur ve Sırlarının Uygulamalı Olarak Araştırılması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması, İstanbul, MSÜ 139 Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Sanatlar Ana Sanat Dalı Seramik Programı, 1991. PHELPS. G.W. “Theory and Practice in Slipcasting.” CeramicAge 78(17), 1983. RADO, Paul. “Ceramics Monographs-Handbook of Ceramics(Bone China).”, Freiburg, Verlag Schmid GMBH, 1981. An Introduction To The Technology of Pottery, NewYork, Pergamon Press, 1988. RHODES,Daniel. Clay and Glazes For the Potter, USA, Chilton Book, Company,1973. RICE, Prudence M. Pottery Analysis A Source Book, USA, The University of Chicago Press, 1990. RYAN, W. ve C. RADFORD. Whiteware Production, Testing and Quality Control Pergamon Press,1987. SINGER, F. ve S.S. SINGER. “Industrial Ceramics.”, London, .Chapman and Hall. Ltd., 1979. SOLON “Porcelain”, Trans.English Ceram.Soc.7 ,1953 SPEIGHT, Charlotte,TOKI, John, Hands in Clay An Introduction To Ceramics, USA,.Mayfield Publishing Company, 1989. St.PIERRE “Constitution of Bone China:III,High Temperature Phase Equilibrum Studies in the System Tricalcium Phosphate-Anorthite-Silica” Journal of American Ceramics Society 39 (4) 1956. 140 SÜMER, Güner. Seramik Sanayii El Kitabı, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 1988. Endüstriyel Seramikler, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları Cilt II,1992. WARDELL, Sasha “Slipcasting” .A & C Black Publication,1997. WATCHMAN, John B., Ceramic Innovations in the 20th Century American Ceramic Society Westerville, Ohio 1999. WEYL,W.A.Phosphates in Ceramics 2.Role of Phosphorus in bone china Journal of the American Ceramic Society 24(8),1992. “ Dünya Seramikçilerinin Diliyle.”, IAC’92 Sergi Kataloğu , 1990. “Isamu Noguchi Space of Akari and Stone.”, Sergi Kataloğu. Seiku Museum of Art, Chronicle Books, 1985. http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html (20 Mayıs 2004). http://www.ruffordceramicccentre.org.uk/ceramic/artists/display.asp?select=2 63(20 Mayıs 2004). http://www.angelamellor.com.au (20 Mayıs 2004). http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm(20 Mayıs 2004). http://www.ceramics.nist.gov/srd/summary/ftluca.htm(20 Mayıs 2004). http://www.mete.metu.edu.tr/people/faculty/ctas.orig/biyoseramik.htm (20 Mayıs 2004). 141 http://www.spode.co.uk(20 Mayıs 2004). http://digitalfire.com/material/m-01a1v0.htm(20 Mayıs 2004). http://digitalfire.com/material/m-01k151.htm(20 Mayıs 2004). http://digitalfire.com/oxide/p2o5.htm(20 Mayıs 2004). http://www.uiah.fi/kll/gallery/maarit99.html(20 Mayıs 2004). http://www.biltek.tubitak.gov.tr/postervekitapciklar/kitapciklar/biyomalzemel er.pdf(20 Mayıs 2004). http://www.ceramics.de/kunstler/ hayashi/hayashi.htm(20 Mayıs 2004). http://www.photosgratis.com/ categorie/Texture/(20 Mayıs 2004). http://www.votawphotography.com/photo/Landscapes/538Sculpted%20Iceberg,%20Newfoundland.jpg(20 Mayıs 2004). http://www.geophys.washington.edu/.../ bardb96/mypic.html(20 Mayıs 2004). http://www.smaxx.com/images/big/bark.jpg. (20 Mayıs 2004). i TEŞEKKÜR Bu raporun oluşumunda, gereksinim duyduğum çalışma olanağını sağlayan Çanakkale Seramik Fabrikaları İzolatör Fabrikası yönetici ve çalışanlarına, MTAMAT dairesine, Tübitak Seramik Araştırma Merkezi‟ ne, Sn. Hilkat Erkalfa‟ ya, bölüm hocalarıma ve sevgili arkadaşlarıma yardım ve destekleri için teşekkür ederim. ii ÖZET “Kemik Porselen Üretiminin İncelenmesi, Sanatsal Çalışmalarda Uygulanabilirliğinin Araştırılması ve Estetik Niteliklerinin Değerlendirilmesi” başlıklı çalışma raporu üç bölümden oluşmuştur. „Kemik Porselen‟ başlıklı birinci bölümde, porselen ve kemik porselenin tanımı yapılmış, teknik özellikleri ve tarihçesi anlatılmış, kemik porselen hammaddeleri tanıtılmıştır. İkinci bölüm, endüstriyel kemik porselen üretimini fabrika işleyişi içinde anlatılmaktadır. Teknolojik boyutu incelenen kemik porselenin, çamur hazırlama, biçimlendirme ve pişirim olanakları örneklenmiştir Kemik porselenin sanatsal nitelikleri, bu konuda çalışan sanatçıların sanatsal uygulamaları ile açıklanmıştır. Deneysel ve sanatsal uygulamalar bölümünde, kemik porselenin karakteristik teknolojik ve estetik niteliklerini taşıyan bünyeyi hazırlamaya yönelik deneyler yapılmıştır. Bu bölümde, sanatsal amaçlar doğrultusunda biçimlendirme ve pişirim koşulları araştırılmış ve elde edilen veriler sonuç kısmında sunulmuştur. Sanatsal uygulamalara yönelik estetik araştırmalar sonucunda, sanatsal kemik porselen uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında yapılan teknolojik ve estetik araştırmalar, elde edilen veriler ve yapılan uygulamalar sonuç bölümünde değerlendirilmiştir. iii SUMMARY This study report, namely “ A Study on the Production of Bone China, the Investigation of its Artistic Applications and the Evaluation of its Aesthetic Qualities” comprises of three chapters. The first chapter titled as “Bone China” includes some definitions concerning porcelain and Bone China along with their technical properties and historical development. Besides,in this chapter, some raw materials of bone china have been introduced. The second chapter concerns with the industrial production of bone china within factory processing. Apart from the investigation of the technological aspects of bone china, this chapter presents examples of such processes such as clay preparation and shaping and firing conditions. Moreover, artistic properties of bone china have been dealt with through the artistic applications of some artists. In the third chapter involving experimental and artistic applications, some experiments have been dwelled on concerning the preparation of the body which exhibits the characteristic, technological and aesthetic properties of bone china. This chapter also provides an investigation on shaping and firing conditions of bone china from an artistic point of view and the data provided have been presented in the “Result” section. Furthermore, some artistic works of bone china have been created in the light of investigations concerning the aesthetical and artistic applications. All the technological and aesthetic investigations and the data provided have been evaluated in the final section along with the artistic bone china works. iv İÇİNDEKİLER Sayfa No TEŞEKKÜR.......................................................................................................i ÖZET................................................................................................................ii SUMMARY.....................................................................................................iii İÇİNDEKİLER................................................................................................iv RESİM DİZİNİ................................................................................................vi ÇİZİM DİZİNİ................................................................................................xii GRAFİK DİZİNİ............................................................................................xiv TABLO DİZİNİ..............................................................................................xv GİRİŞ................................................................................................................1 1.BÖLÜM KEMİK PORSELEN 1.1. Porselen......................................................................................................4 1.2. Kemik Porselen........................................................................................17 1.3. Kemik Porselenin Tarihçesi.....................................................................18 1.4. Kemik Porselenin Teknik Özellikleri......................................................20 1.5. Kemik Porselen Hammaddeleri...............................................................25 1.5.1. Kemik Külü...............................................................................25 1.5.2. Korniş Taşı................................................................................29 1.5.3. Kaolin........................................................................................31 1.5.4. Yardımcı Maddeler...................................................................31 v 2.BÖLÜM ENDÜSTRİYEL ve SANATSAL KEMİK PORSELEN UYGULAMALAR 2.1. Endüstriyel Kemik Porselen Üretimi.......................................................33 2.2. Sanatsal Kemik Porselen Uygulamalar....................................................57 3. BÖLÜM DENEYSEL VE SANATSAL UYGULAMALAR 3.1. Deneysel Uygulamalar.............................................................................83 3.2. Sanatsal Uygulamalar.............................................................................105 SONUÇ.........................................................................................................134 KAYNAKÇA................................................................................................136 vi RESİM DİZİNİ Sayfa No: Resim 1 Sert Porselen Süs Eşyası…….........................................................…….…..7 www.artlex.com/ArtLex/ p/porcelain.html Resim 2 Tünel Fırın………………………………………..........................................9 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 3 Medici Porseleni……………………………...............................................14 Resim 4 Belleek Porseleni…………………….....................................................….16 http://www.porcelaingalleryinc.com/images/images_porcelain_accessories/belleek _plates/belleek_xmas_1976.JPG Resim 5 Parian porseleni…………………………………….……...........................15 Resim 6 Filter presten çıkmış plaka çamur.....……………………….......................39 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 7 Preslenmiş Plakaların Pug-mill‟de vakumlanma aşaması............................39 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 8 Otomatik Presleme İşlemi…………………………………..……………..40 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 9 Otomatik Presleme İşlemi......................................................……………..40 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 10 Yarı otomatik rötüşleme makinesinde ağız kısmı düzeltilen ürünler.........45 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 11 Yarı otomatik rötüşleme makinesinde dip kısmı düzeltilen ürünler....….45 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 12 Kasetlere Yerleştirilen Tabaklar……………………………………….....47 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 13 Kasetlere Yerleştirilen Fincanlar…........................................................…47 vii http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 14 Tünel fırın girişi………………………………………………………….48 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 15 Kaset Örnekleri.....................................................................…………….49 Resim 16 Araştırma kapsamında yapılan pişirimde kullanılan sagar………………50 Çanakkale Seramik Fabrikası, Kamara Fırın. Resim 17 Taşlama İşlemi…………………………………………………………...53 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 18 Taşlanmış Ürün…………………………………………………………..53 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 19 Sırlama öncesi ön ısıtma işlemi………………………………………......53 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 20 Otomatik sırlama işlemi………………………………………………….53 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 21 Sır fırınına giren ürünler………………………………………………….55 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 22 Sırlanmış ürünler…………………………………………………………55 http://home.howstuffworks.com/lenox11.htm Resim 23 Jeroen Bechtold.Limoges porselen formlar………………….…………..62 www.euronet.nl/users/ bbvbbv/2001.html Resim 24 Angela Mellor “Lunar Light”Kemik porselen çanak…………………....62 http://www.angelamellor.com.au Resim 25 Ruth Duckworth. Porselen form…………………………...………….….63 Resim 26 Arne Ase. Porselen çanak.............……………………………...………...64 Watercolour On Porcelain. Norwegian University Press.Norveç. Resim 27 Jeroen Bechtold. Porselen form……………………………...…………..65 www.euronet.nl/users/ bbvbbv/2001.html Resim 28 Rembrand. “Landscape with a Castle”1640-1642……………………....66 viii www.abcgallery.com/R/rembrandt/ rembrandt71.html Resim 29 Ruth Duckworth.Porselen form………………………………………….67 Michael Mc Twigan “Ruth Duckworth”American Ceramics10/2,1992. Resim 30 Jeroen Bechtold.Porselen form……………………………………..……67 www.euronet.nl/users/ bbvbbv/2001.html Resim 31 Sesshu tekniği ile yapılmış manzara...............................………..……….68 www.river-moon-j.net/sesshu/ sesshu-ga/gazou6.html Resim 32 Rembrandt. “Scholar in Interior”……………………...………………....68 www.digital-brilliance.com/ kab/link.htm Resim 33 Martin Smith”Baroque Interior Piece” 1982……………………….....….69 Resim 34 Geometrik biçimler üzerinde gölge etkileri……………………………...69 Rudolf Arnheim, “Art and Visual Perception” University of California Press.USA 1954 Resim 35 Ben Nicholson “White Relief” 1939………..……………………..……..70 http://www.nortonsimon.org/collections/browse_culture.asp?culture=English&page= 3 Resim 36 Ruth Duckworth.Porselen form. 1992…………………………………...71 Resim 37 Arne Ase. Porselen çanak……………………….……………………….71 Resim 38 Dan Fischer.Kemik porselen çanak……………………………………...72 http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html Resim 39 Terez Borza. Kemik porselen form……………………………………....73 http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html Resim 40 Yasuo Hayashi.Porselen Form…………………...…………….………. 73 “ Dünya Seramikçilerinin Diliyle”IAC‟92 Sergi Kataloğu.İstanbul. Resim 41 Yasuo Hayashi. Porselen Form………………………………………......73 http://www..ceramics.de/kunstler/hayashi/hayashi.htm Resim 42 PaulaBastiaansen.Kemik porselen form…………………………….…... 74 http://www.sjgalerie.nl/20035%20white%20porcelain.html Resim 43 Antony Gormley “Field” Detay…….…………………………………....76 www.georgetown.edu/.../visualarts/ Image-Library/ Resim 44 Peter Voulkos. “Stoneware Tabak” (Detay)……………..……………....76 http://www.voulkos.com/ ix Resim 45 Kemik porselen form…………..………………………………………...77 Araştırma kapsamında yapılan örnek bir uygulama. Resim 46 Hanneke Verhey.Kemik porselen çanak……….………………………...78 www.vromansgallery.com/.../ verhey/0289.html Resim 47 Geleneksel Japon konutu iç görünümü……………………..…………....78 Resim 48 Isamu Noguchi “Akari”………………………………………….……….79 “Isamu Noguchi Space of Akari and Stone”Sergi Kataloğu.Seiku Museum of Art. Chronicle Books. 1984. Resim 49 Angela Mellor “Sake Takımı” Kemik porselen….……………………...80 http://www.angelamellor.com.au Resim 50 Jaana Brinck “Holly Family”1999. Kemik porselen düzenleme……......81 http://www.uiah.fi/kll/gallery/maarit99.html Resim 51 Jaana Brinck “Holly Family” detay…………………………….………..81 http://www.uiah.fi/kll/gallery/maarit99.html Resim 52 Margaret O‟Rorke “Light Sculpture”1988……………………………....81 “Spectacular porcelain illuminations”Ceramic Review 175.1999. Resim 53 Angela Verdon. .................................................………………………....82 http://www.royal-crown-derby.co.uk/visit/window.html. Resim 54 Ayelet Kaduri “Şeffaflık” Porselen……………………………….……...82 Resim 55 Merdane ile açılmış kemik porselen plaka…………………………….....90 Resim 56 Şablon çanak……………………………………………………………..90 Resim 57 Şablon çanak içine yerleştirilmiş kemik porselen plaka……….………...90 Resim 58 Biçimlendirilmiş kemik porselen çanak……………………………….....90 Resim 59 Alüminyum oksit içine gömülmüş kemik porselen çanak……...…….....90 Resim 60 Düşük dereceli pişirim sonrası zımpara ile inceltme işlemi……………...91 Resim 61 Zımpara ile inceltilmiş çalışmalar…………....………………...………...91 Resim 62 Kaset içinde alüminyum okside gömülerek pişirilen çalışma kapsamında uygulanmış kemik porselen çalışmalar (Çanakkale Seramik)………....93 Resim 63 Sagar içinde alüminyum okside gömülerek pişirilmiş ürün……………...93 Resim 64 Çanakkale Seramik Fabrikası Kamara fırınında yapılan pişirime ait görünüş.…………………………………………………………...……………...94 x Resim 65 Deneysel çalışmalar kapsamında yapılan kağıt maket örneği………..…106 Resim 66 Aydınlatma etkilerinin denendiği kağıt maket örneği…………...……...106 Resim 67 Kağıt prizmalarla yapılmış düzenleme……………………………….....106 Resim 68 Kağıt maket……………………………………………………………..107 Resim 69 Kağıt maket……………………………………………………………..107 Resim 70 Kağıt maket……………...……………………………………………...107 Resim 71 Kağıt maket……………………………………………………………..108 Resim 72 Kağıt maket……………………………...……………………………...109 Resim 73 Kemik porselen deneme örneği………………………………...……….110 Resim 74 Kemik porselen deneme örneği……………………………...………….110 Resim 75 Kemik porselen deneme örneği…………………………...…....……….110 Resim 76 Kemik porselen deneme örneği………………………………...……….110 Resim 77 Kemik porselen deneme örneği………………………………...……….110 Resim 78 Kemik porselen deneme örneği………………………………....…...….110 Resim 79 “Perili Ev I”……………………………………………………………..112 Resim 80 Andrew R. Wagner.Mimari proje……………………………………....113 http://www.geophys.washington.edu/…/bardb96/mypic.html Resim 81 “Perili Ev I” (Yan görünüm).....……………….…………………..……113 Resim 82 “Perili Ev II”………………………………………………………….....114 Resim 83 Mimari detay gölge örneği............................................................……...114 www.cavanna.de/images/ greece/ersteseite.htm Resim 84 “Perili Ev III”……………………………………...…………………....115 Resim 85 “Manzara” Ön görünüş………………………….….…………………...116 Resim 86 “Manzara” Arka Görünüş……………….……………………...…….....117 Resim 87 “ Mekan” Ön Görünüş………………………..…………………………118 Resim 88 “Mekan” Arka Görünüş…………………………………...……....…...118 Resim 89 İç mekan gölge görüntüleri……………………………………………..118 Resim 90 İç mekan gölge görüntüleri…………..…………………………………118 Resim 91 “Kağıt Duvarlar” ( Arka görünüm).. …………………….………..…....119 Resim 92 “Kağıt Duvarlar” (Ön Görünüm)... …………………………….....…....120 Resim 93 “ Ay”…………………………………………………………………....121 xi Resim 94 “Ay” Detay………………...…………………………………….……..122 Resim 95 Ay……………………………………………………………………....122 www.cavanna.de/images/ greece/ersteseite.htm Resim 96 “ Gölge”………………………………………………………………....123 Resim 97 Buzdağı....……………………………………………………………....123 www.ifca.unican.es/~caniego/ chile1/iceberg.jpg Resim 98 Buz kütlesi, detay görünüm…………………………………………....123 www.ifca.unican.es/~caniego/ chile1/iceberg.jpg Resim 99 “Piramit I” (Ön görünüm) …………………….......…………………....124 Resim 100 “Piramit I” (Arka görünüm)....………………………………………...125 Resim 101 “Piramit II”…………………………………………………………….125 Resim 102 “Ev I”…………………………………………………………………..126 Resim 103 “Ev I” Detay…………………………...……...……………………….126 Resim 104 “Ev II”…………………………………………………………………126 Resim 105 “Ev III”……………...……………………………………………..…..127 Resim 106 “Ağaç”……………………………………………………………..…..128 Resim 107 Ağaç gövdesi detayı……………………………………...…………...129 http://www.smaxx.com/images/big/bark.jpg. Resim 108 “Ağaç ” Detay………………………………………………………....129 Resim 109 “Koza”Ön görünüş …………………………………………………...130 Resim 110 “ Koza” Yan görünüş………………………………………………….131 Resim 111“Dalga”…………………….……………………………………….…..132 Resim 112 “Işık”………………………………………………………...…....…...133 Resim 113 “Işık”…………………………………………………………...……..133 xii ÇİZİM DİZİNİ Sayfa No: Çizim 1 Japon Yamaç Fırını........................................................................................9 Charlotte Speight, Hands in Clay, An Introduction To Ceramics. Mayfield Publishing Company.USA.1989 Çizim 2 Değirmen dönme Hızları…………………………………………………..36 Ateş Arcasoy, Seramik Teknolojisi.Marmara Üniversitesi GSF.Yayınları No.1. İstanbul.1983 Çizim 3 Filter pres…………………………………………………………………..36 Paul Rado, An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press. NewYork. USA.1988. Çizim 4 Pug-mill……………………………………………………….…………..37 Paul Rado, An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press. NewYork. USA.1988. Çizim 5 İç şablon-dış şablon torna………………………………………………….38 Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve SırlarınınUygulamalı OlarakAraştırılması Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması.MSÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Sanatlar Ana Sanat Dalı Seramik Programı.İstanbul.1991. Çizim 6 Otomatik Şablon Torna…………………………………………………….39 Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve SırlarınınUygulamalı Olarak Araştırılması Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması Çizim 7 Alçı kalıp içinde döküm çamuru…………………………………………..44 Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve Sırlarının Uygulamalı OlarakAraştırılması Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması xiii Çizim 8 Dolu döküm tekniği………………………………………………………..44 Semih Özkan, Kemik Porselen Çamur ve SırlarınınUygulamalı Olarak Araştırılması Yayımlanmamış Yüksek Lisans Eser Çalışması Çizim 9 Sagar hazne içine yerleştirilmiş tabaklar…………………………………..50 Sasha Wardell, Slipcasting, A&C Publications. Çizim 10 Halka biçiminde kasete yerleştirilmiş tabak………………………….…..51 Sasha Wardell,Slipcasting, A&C Publications. xiv GRAFİK DİZİNİ Sayfa No: Grafik 1 Porselen bünye pişirim grafiği…………………………………………..…24 Paul Rado,An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press. NewYork. USA.1988. Grafik 2 Döküm çamuru akma eğrisi…………………………………………..……42 Seramik Teknolojisi.Marmara Üniversitesi GSF.Yayınları No.1. İstanbul.1983. Grafik 3 Standart porselen ve kemik porselen bünyenin gözeneklilik ve sıcaklık ilişkisi………………………………………………………………………………..52 Paul Rado, An Introduction To The Technology of Pottery. Pergamon Press. NewYork. USA.1988. Grafik 4 Çeşitli elektrolitlerin viskoziteye etkisi……………………..……………..87 Hilkat Erkalfa, Sadık Taşar, “ Kemik Porselen Üretim Yöntemlerinin Geliştirilmesi” Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Sonuç Raporu. Gebze.1990. Grafik 5 Cone 7 Pişirim grafiği………………………………………...…….….....99 Grafik 6 Cone 8 Pişirim grafiği (SAM)…..……………………………...………...100 Grafik 7 Cone 8 Pişirim grafiği (Kamara Fırın, Çanakkale Seramik)………..........101 Grafik 8 Cone 9 Pişirim grafiği (MTA)………………………………...………….102 Grafik 9 Cone 10 Pişirim grafiği (SAM).…..…………..………………………….103 Grafik 10 Cone 11 pisirim grafigi (SAM)………………..………………………..104 xv TABLO DİZİNİ Sayfa No: Tablo 1 Kil cevheri,feldspat ve kuvars mineralojik yapılı porselen türleri…………12 Ateş Arcasoy, Seramik Teknolojisi. Marmara Üniversitesi GSF.Yayınları .No.1. İstanbul.1983. Tablo 2 Kemik porselen bünye kompozisyonları…………………………………...17 Tablo 3 Korniş taşının kimyasal analizi……………………………………………..30 Hilkat Erkalfa, Sadık Taşar “ Kemik Porselen Üretim Yöntemlerinin Geliştirilmesi” Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Sonuç Raporu. Gebze.1990. Tablo 4 Kemik porselen üretim şeması………………………...……………...……34 Hilkat Erkalfa, Sadık Taşar.1990. Tablo 5 Kemsan kemik unu analiz değerleri………………..………………………84 Tablo 6 Çalışmada kullanılan reçeteler………………….………………………...85 Tablo 7 Grolleg kaolini mineralojik analizi …………....…………………………...86 Tablo 8 Çalışmada kullanılan bünye reçeteleri ve cone değerlerine göre görsel özellikleri…………………………………………………………………...……….98 1 GİRİŞ Çağdaş seramik sanatı, geçmişi 20. yüzyılın başlarına tarihlendirilen genç bir plastik sanat dalıdır. Kilin Avrupa’ da kendi başına bir sanat malzemesi olarak kullanımı 1920’ lerde geleneksel sanat söylemlerinden ayrılmak isteyen radikal heykelcilere dayanır. Grande Epoque heykelcileri için kil, çağdaş heykelciyi, mermer, bronz gibi klasik malzemelerden uzaklaştıran ve dolayısıyla bu sanatçıları klasik söylemden ayıran radikal bir malzemedir. (Goldwater, 1986) Seramik sanatında kil, sanatçısı için etkileşim içinde olduğu görsel dünyayı ifade etmede özgün bir dil sunan plastik bir malzemedir. Bu malzemeyi diğer sanat malzemelerinden ayıran niteliği ise öncelikle teknolojik bir arka plana sahip olmasıdır. Seramiğin ana malzemesi olan kilin doğada bulunuş çeşitleri, farklı hazırlanış ve pişirim işlemleri seramiğe dinamik bir nitelik kazandırır. Seramik malzeme 21. yüzyıl teknolojisinde günlük kullanım işlevinin ötesinde mühendislik dalları, tıp ve endüstri teknolojisinde farklı alanlarla ilişki içinde gelişen bilimsel bir disiplindir. Seramik teknolojisinin içerdiği malzeme ve işlev çeşitliliği, özellikle bu konuyla ilgilenen seramik sanatçısı için uygulamalarda farklı estetik değerlere ulaşma fırsatı anlamına gelir. Yapılan bu çalışma; çağdaş seramik sanatında yaygın olarak kullanılan malzeme ve uygulanan işlemleri ileriye taşımak ve genişletmek amacıyla, kemik porselen örneğiyle yeni bir araştırma metodu önermek, teknolojik ve estetik olanakları incelemek ve sonuçları sanatsal çalışmalarla ortaya koymak hedefini taşımaktadır. 2 Sofra porseleni üretiminde kullanılan endüstriyel bir çamur türü olan kemik porselen, yüksek beyazlığa sahip, pürüzsüz ve ışık geçirgen bir bünye türüdür. Araştırmanın ana konusu, çağdaş seramik sanatındaki geleneksel plastik değerlerin yanında, kemik porselen malzemenin önerdiği farklı renk, doku ve ışık niteliklerini incelemektir. Hammaddelerinin sağlanmasında yaşanan güçlükler, plastik olmayan yapı ve pişirim işlemlerinde yaşanan deformasyon sorunları nedeniyle kemik porselenin sanatsal çalışmalarda kullanımı yaygın değildir. Üretimde yaşanan sorunları saptamak ve çözüm yollarını araştırmak üzere ortaya koyulan bu çalışma, kemik porselenin teknolojik özellikleri ile sanatsal çalışmalardaki estetik ifade dilini incelemek üzere nesnel ve kavramsal araştırma etkinliği üzerine kuruludur. Kemik porselenin üretim işlemlerinin anlaşılabilmesi için, bölümler içinde temel mineralojik ve kimyasal açıklamalar yer almaktadır. Olanak ve sınırlılıkların öğrenilmesi açısından, kemik porselen hammaddelerinin ve üretim işlemlerinin incelenmesi gerekli görülmüştür. Malzemeye hakim olmak, biçimlendirme ve pişirim niteliklerinde belirleyici rol oynamaktadır. Bu sonuçlar dolaylı olarak sanatsal yorumun sınırlarını da belirlemektedir. Çalışmanın sonucunda örneklenen uygulamalar, estetik değeri olan bu yeni malzemenin ve önerdiği yeni tekniklerin sanatsal yorumlarını içermektedir. Kemik porselen üretim yöntemlerinin araştırılması, sanatsal uygulamalardaki estetik niteliklerinin değerlendirilmesi amacını taşıyan bu çalışma ileride yapılacak olan özgün uygulamalar için kaynak olmayı amaçlayan sanatsal bir araştırma karakterindedir. 3 1.BÖLÜM KEMİK PORSELEN Üzerinde yaşanılan toprak, yeryüzünü oluşturan ve en kolay bulunabilen maddedir. İnsanoğlu yerleşik hayata geçtiği dönemlerde üzerine bastığı, eline aldığı toprağı incelemeye başlamış ve bu maddenin biçimlendirilebileceğini fark etmiştir. Kilin en önemli özelliği olan plastisitesi, seramiğin temelini oluşturan anahtar niteliktir. Seramiğin, insanın ortaya koyduğu ilk sentetik malzeme olduğu söylenebilir (Rice 1990). Biçimlendirildikten sonra yapısını koruması, kuruduktan sonra sertleşmesi ve piştikten sonra mekanik bir direnç kazanması önemli bir niteliktir. Seramik teknolojisi, tarih öncesi dönemlerden günümüz uzay teknolojisine kadar geniş bir gelişim süreci geçirmiş, çeşitli uygulama ve inceleme alanları bulmuştur: Arkeolojik araştırmalarda seramik buluntular radyokarbon ve diğer yöntemlerle tarihlendirmelerde en önemli veri kaynakları olmaktadır. Bunun yanında yüksek aşınma ve termal direnç özellikleri nedeniyle çeşitli teknik malzemelerin üretiminde seramik kaplamalar uygulanır. Elektrik ve elektronik teknolojisi için de kullanılmak üzere özel elektrik seramikleri geliştirilmiştir. Bu mühendislik alanlarının yanısıra seramik aynı zamanda modern tıpta da kullanılan bir malzemedir: İnsan vücudunda çeşitli nedenlerle zarar görmüş kemik yapılarına ve yaşayan dokuya uyumlu biyoseramik protez uygulamaları ve diş protezleri yapılmaktadır. Cam, çelik ve çimento endüstrisinde refrakter özellikleri nedeniyle yüksek derecelerde termal direnci yüksek seramik kalıplar da kullanılmaktadır (Watchman 1999). Yukarıda verilen örnekler, seramik kavramının geleneksel ve sanatsal kullanımlarının yanısıra, yöntem ve malzeme teknolojisi yönünden 21. yy. bilim ve 4 teknolojisinde dinamik bir mühendislik alanı olduğunu gösterir. Bu kadar çeşitli alanları kapsayan seramiğin, kullanım ve araştırma alanları arasındaki bağlantılar birbirine uzak görünse de, bu alanların hepsi seramik biliminin içinde yer almaktadır. 1.1 Porselen Seramik bünyeler içinde porselen plastik bir malzeme olmanın ötesinde bir önem ve fonksiyon taşır. Bir uzakdoğu seramik türü olan porselen, günümüzde teknolojik ve estetik özellikleri geliştirilmiş bir seramik türüdür. Avrupa‟ da üretimi için sayısız araştırmalar yapılmış olan Çin seramiği, tarihte pek çok kültürü etkilemiştir. Porselenin bu gizemi ve estetik yönü bu türü çok daha değerli kılmış ve çeşitli toplumlarda aristokrat sınıf için bir prestij varlığı haline getirmiştir. Kültür tarihinde estetik özellikleri ve teknolojik yönüyle çok az sayıda malzeme ve ürünün porselen gibi sosyolojik etkisi olduğu söylenebilir. Günümüz modern seramik teknolojisine dek porselen sayısız araştırmalarla çeşitlilik kazanmıştır. Beyaz, ince, yarı şeffaf yalın Çin porselenlerinin nitelikleri Avrupa seramikçileri için ulaşılmak istenen estetik değerler olmuş, araştırmalar pek çok porselen çeşidinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra porselen ürünün beyazlığına yakın ürünler başka bölgelerde de yapılmaya çalışılmış ve farklı seramik gelenekleri oluşmuştur (İtalyan mayolikaları ve İznik çinileri gibi). Porselenin estetik özelliklerinin yanı sıra 20.yy. ve 21.yy. da bu malzeme sağladığı teknolojik olanaklarıyla bilimsel alanda büyük önem taşır. Günümüzde bu kaliteli malzeme aynı zamanda nitelikli bir endüstri ve sanat malzemesidir. “Porselen genelde gözeneksiz, ince, beyaz ve saydam kırığı ile tanımlanır "(Arcasoy, 1984:130). Seramik ürünler içinde teknolojik bilgi ve yüksek bir estetik beğeninin ürünü olan porselenin seramik biliminin bir başarısı olduğu söylenebilir. 5 Porselen; kaolen, kuvars, feldspat ve beyaz kilin belli oranlardaki karışımıyla hazırlanan, sıvı ve gazları geçirmeyen, yarı saydam, genel olarak beyaz renkli, vitrifiye seramik ürünlerin genel adıdır (Özkan 1991). Porselen terimi yaygın kullanımda ve teknik kullanımda anlam ve kapsadığı alanlar bakımından nitelendirmelerde farklılıklar taşıyabilir: Avrupa' da ' porselen ' ve 'china' farklı ya da aynı anlamda kullanılabilen iki farklı terimdir. "Teknolojik tanımlara göre porselen, sert porselen anlamına gelirken, 'china' kemik porselenin (bone china) eşanlamlısıdır. Amerika'da ise porselen ve china terimlerinin anlamları, kullanıldıkları alanlar temeline dayanır. Porselen; teknik amaçlar için kullanılan (elektrik porselen, kimyasallar için kullanılan porselen malzeme gibi) sırlı ya da sırsız vitrifiye seramiklerdir. ASTM (American Society For Testing And Materials) C 242 'ye göre 'china' teknik amaçlar için kullanılan sofra eşyası, seniteri malzemeleri gibi sırlı ya da sırsız vitrifiye seramikler için kullanılır (Rado 1988:197). Porselenin tanımıyla ilgili farklı kaynaklarda yapılan tanımlar, porselenin beyazlığı ve vitrifiye özelliği gibi iki ana karakteristiğini vurgulamaktadır. Bünyesinde hangi maddeler olursa olsun ya da hangi amaçlar için kullanılırsa kullanılsın sonuç olarak porselen beyaz ve yarı şeffaf olan tüm seramik eşyalar için kullanılan ortak bir terimdir. Porselenin tarihi kökeni çok kesin olarak bilinememektedir, en erken örneklerinin görüldüğü Çin' de porselen için kullanılan farklı bir terim yoktur. Ancak yazılı kaynaklarda, Han Hanedanı döneminde (MÖ.206 -MS. 220) , diğer seramik türlerinden farklı bir üründen bahsedilir (Hobson 1976). Büyük bölümü yüksek pişirim stoneware olan seramik türlerinin bu dönemde üretilmeye başlandığı bilinir. Fakat, bahsedilen bu yeni ürün karakteristik porselenin beyazlığından ve yarı şeffaflığından biraz uzaktır. Mezarlardaki buluntularda beyaz porselenlere ancak en erken MS. 6. yy. sonlarında rastlanmaktadır (Rice 1990 :16). Yarı şeffaf porselen ilk kez T'ang hanedanı zamanında (MS. 618- 906) yapılmıştır ve bu 6 tarihten önce Çin dışında böyle bir ürünün karakteristik nitelikleri aranmış ya da fark edilmiş değildir. Rice (1990) , Japonya' da Nara hanedanına (MS.649-794) ait bir mezarlıkta yapılan kazıda otuz tane porselen mezar başlığı bulunduğunu ve aynı zamanda Samarra'da M.S.836-883 yılları arasına tarihlendirilen porselen buluntulara rastlandığını belirtir. Porselenin, beyaz, dayanıklı, yarı şeffaf ve rezonant özellikleriyle Song hanedanı (M.S. 960- 1279) zamanında en karakteristik özelliklerine eriştiği bilinir (Hobson,1976). Bu dönemden sonra Çin porselenleri Jingdezhen şehrindeki kraliyet fırınları ile kimlik bulur ve bu şehir dünyanın en önemli seramik merkezlerinden biri haline gelir. Çin porselenleri deniz yoluyla Avrupa‟ya ve daha sonra Amerika'ya bu şehirden ithal edilmiştir. İthal edilen en eski seramikler Asya aristokrasisinde Çin porselenlerinin popüler olduğu T'ang Hanedanı dönemidir. Çin porselenleri, diğer ülkelerin seramik gelenekleri üzerinde bin yıldan fazla bir süre etkili olmuştur: Porselenin ışığı geçiren yarı şeffaf dokusu, Avrupa' daki seramikçilere, kile cam tozu katarak şeffaflık kazandırma fikrini vermiştir. İlk olarak Fransa' da 16.yy. boyunca, kile ince öğütülmüş cam ya da şeffaf frit katılarak başarılı sonuç alınır. Bu çalışma Medici ailesinin himayesinde yapıldığı için bu porselen türü 'Medici porseleni' olarak da bilinir. Porselen yapımıyla ilgili bir sonraki deneme önceki gibi kile belli bir miktar camsı frit katılarak yapılmıştır. Fransa' da 1673' de pate tendre olarak bilinen porselen türü düşük dereceli ( yaklaşık 1100 Cº) ve plastik olmayan bir malzemedir. Yumuşak porselen denilen bu fritli porselen İngiltere' de ilk olarak 1744' de Chelsea ve Bow' da üretilmiştir. Yumuşak porselen 18. yy.' ın ilk yarısında İngiltere ve Fransa 'da geliştirilmeye çalışılmıştır. Fakat bünyesindeki plastik olmayan cam, ürünün pişmeden önceki kuru direncinin düşük olmasına ve aynı zamanda pişirim 7 sırasında deforme olmasına yol açmıştır. Bunun yanında pişmiş ürünün termal şok direnci düşük olması daha dayanıklı bir porselen bünye arayışının devam etmesine neden olmuştur. 1768' de Fransa 'da çin porseleninin ana hammaddeleri olan kaolin (china clay) ve petunse (feldspat) Limoges yakınlarında bulunmuş ve yüksek dereceli çok daha plastik sert porselen üretilmeye başlanmıştır. 1789 Fransız Devrimi‟ nden sonra burjuva sınıfı tarafından talep edilen abartılı ve gösterişli stile uygun çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde özellikle Fransa' da kraliyet himayesi ve gösteriş düşkünü aristokrat sınıfın ilgisini çekmek ve desteğini sağlamak için aşırı süslü ve dekoratif porselenler üretilmiştir. Resim 1 (Royal Porcelain Factory, 18.yy) 18.yy.' ın sonlarında Fransa' da sert porselen, yumuşak porselenin (pate tendre) yerini alır. Buna rağmen İngiltere' de yumuşak porseleni kemik külüyle daha dirençli hale getirmek için çeşitli araştırmalar devam eder. 8 Kemik külünün seramik bünyede katkı olarak kullanılabileceğine dair geçmişte denemeler yapılmış olsa da bu araştırmalar üzerinde fazla çalışılmamıştır. Kemik külü, seramik çamurlarının içeriklerine bakıldığında kökeni mineral olmayan tek hammaddedir. Bu maddeyi oluşturup, seramik bünyeye katma fikri, üzerinde farklı şekillerde düşünülüp bulunmuş olmalıdır: Kemik külünün, yumuşak porselenin dirençsiz olan yapısını güçlendirmek amacıyla bir katkı hammaddesi olarak kullanılmaya başladığı düşünülebilir. Kemik külü fikrinin temeli ne olursa olsun, 18.yy.' ın ortalarında önemi fark edilen bu hammadde, dayanıklı ve yarı şeffaf bünyenin keşfedilmesinde önemli rol oynar. 1700' lerin ortasında Thomas Frye' ın patentiyle kemik külü, porselen bünyede kullanılmaya başlar. 1747' de kemik külü katkılı yumuşak porselen Bow fabrikasında üretilmeye başlanır. Bugün günümüzde de aynı formülle üretilen orjinal kemik porseleninin reçetesi ise 18.yüzyılın sonlarında Josiah Spode II tarafından bulunur ve Spode fabrikası tarafından üretilmeye başlanır. Kemik porselenle ilgili araştırmalar devam ederken, yarı şeffaf porselenle ilgili farklı çalışmalar da devam eder. 1750' lerde bünyesini ana olarak talkın oluşturduğu, pürüzsüz, açık renkli porselen, Spode porseleni duyulana dek bir süre üretilmiştir. Bu tarihlerden sonra günümüze dek geliştirilen porselen bünyeler farklı fonksiyon ve teknik özelliklerle çeşitlenirler. Porselenle ilgili belirtilmesi gereken bir özellik; diğer seramik türleri ile karşılaştırıldığında porselenin oldukça yeni bir tür olduğudur. Dünyada ilk çömlek yapımının Çin' de yapılan porselenden 6000 yıl önce başladığı söylenebilir. Bu yüksek dereceli porselenin Avrupa' da üretilmesi ise Almanya' da ancak 1708' de başarılmıştır (Rice 1990). Bilindiği kadarıyla , porselen yapımı hiçbir zaman basit bir yöresel üretim biçimi olmamıştır. Porselen hammaddeleri yöresel olarak çıkarılmadığı gibi çömlekçiler tarafından doğrudan kullanılamaz, diğer türlerde olduğu gibi basit yapılmış düşük dereceli fırınlarda da pişirilmezler. 9 Çizim 1 Çizim 1‟ de Sung hanedanına ait bir yamaç fırını görülmektedir. Porselen pişirimi için gerekli yüksek derecelere ulaşabilen bu fırınların yakılması ve kontrolü uzmanlık gerektirir. Resim 2. Tünel fırın (Lenox) Porselen bünye özel bir bilgi birikimi , dikkat ve zaman gerektirir. Daha plastik çamurlarla karşılaştırıldığında , biçimlendirme ve pişirimde kontrolü çok zor bir çamurdur. Bunun yanında bünyenin gelişmesi için ısısının kontrollü olarak çıkması gerekir. Bu nedenle porselen çamurunun oluşturulması ve pişirilmesi teknik uzmanlık ve titiz bir işlem gerektirir. Günlük kullanımda yaygın olarak kullanılan 10 diğer seramik türleriyle karşılaştırıldığında, bu özellikler porseleni daha maliyetli bir ürün haline getirir . Porselen bünyenin geliştirilmesi için 18. yy. dan günümüze kadar yapılan araştırmalar çok çeşitli porselen türlerinin geliştirilmesini sağlamıştır. Dodd' un önceki bölümdeki ifadesindeki gibi günümüzde teknolojik alanda çok farklı porselen türleri bulunur. Bu türler başlı başına özel bünyelerdir ve yaygın kullanımda 'porselen' terimi genelde sofra eşyası ya da sanat malzemesi olarak kullanılan belirli bünyeleri çağrıştırır. Çeşitli araştırmacılar tarafından yapılan farklı porselen türler belirli başlıklar altında aşağıdaki şekillerde belirtilebilir. Rado (1988)' ya göre porselen bünyeler aşağıdaki şekilde gruplanabilir: 1-Yarı vitrifiye ve vitrifiye porselen (Semi-vitreous ,vitreous china):Bu grup çoğunlukla vitrifiye sofra eşyasını tanımlar. Kompozisyon olarak ergitici katkısıyla vitrifiye edilmiş earthenware bünyelerdir. 2- Yumuşak porselenler: Genel olarak yalnızca tarihsel bir dönemin araştırmalarını altında toplayan benzer özelliklerin olduğu bir gruptur ve günümüzde de çeşitli şekillerde üretimi yapılmaya devam edilmektedir. -Frit porselen, -Magnezyumlu porselen , -Yüksek feldspatlı porselen, -Amerikan ev porseleni, -İngiliz şeffaf porseleni, -Parian porseleni, -Yarı vitrifiye porselen. 3- Sert porselen, 4- Kemik porselen 11 Radford ve Ryan (1987), bünyesini kaolen ve feldspatın oluşturduğu orjinal Çin porselenini ve 17. ve 18. yy.' da Avrupa' da üretilen yumuşak porselen türlerini genel porselen başlığı altına alır. Kaolin, kuvarsın yanında bünyesinde feldspatın da bulunduğu porselen bünye Avrupa porseleni olarak bilinir. Bunun yanında İngiltere sofra porselen endüstrisinin geliştirdiği İngiliz sofra porseleni English Translucent China (ETC), 'Fine China' olarak bilinir. Kemik porselen ise bu türlerden farklı bir porselen çeşidi olarak tanımlanır. Sümer (1988), porselen türlerini sert porselen ve yumuşak porselen olarak iki grupta toplar: 1-Sert Porselen 2-Yumuşak porselen -Seger porseleni -Amerikan sofra porseleni -İngiliz elektrik porseleni -Frit porseleni -Belleek porseleni -Amerikan ince çinisi -Diş porseleni -Jaspar porseleni -Bazalt porseleni -Kemik porselen "Porselen grubunun sert ve yumuşak oluşu , mekanik direncini belirlemeyip başta pişme sıcaklığı olmak üzere bileşimine verilen addır. Aşağıdaki tablodaki değerler, sert ve yumuşak porselen gruplarının içinde yer alan farklı porselen türlerinin mineral yapılarını ve pişme sıcaklıklarını göstermektedir. Çoğu zaman bu değerler birbirlerinden kesin sınırlar ile ayrılmazlar ve bir türden diğer bir türe geçişe ve ara değerlere sahip ürünlere seramik teknolojisinde sık rastlanır (Arcasoy 1984). 12 ÜRÜNÜN KİL ADI CEVHERİ SERT 50 FELDSPAT 25 KUVARS 25 PİŞME SICAKLIK SIR SP Cº TÜRÜ 14 1400 SERT PORSELEN SOFRA POR. 47-50 23- 20 27-30 13-14 1380-1400 PORSELENİ OTEL POR. 50-55 22-23 27-30 13-14 1400-1430 PORSELENİ LAB. ve SERT SERT POR. 60-70 20 20-10 14-15 1400-1430 TEKNİK SERT POR. PORSELEN KUVARSSIZ 70 30 - 14 1400 PORSELEN BİSKÜVİ SERT POR. 45 28 27 12-13 1350-1380 - 40 20 40 12-13 1350-1380 SERT PORSELEN (SERT) ELEKTROPORSELEN POR. (YÜKSEK GERİLİM) ELEKTRO 50 25 25 12-13 1350-1380 PORSELEN SERT POR. (ALÇAK GERİLİM) YUMUŞAK 35-42 35-30 23-30 8-9 1250-1280 PORSELEN VİTREOUS YUM. POR. 45 30 25 8-9 1250-1280 AKÇİNİ CHINA (YUM. (SIHHİ POR.) GEREÇLER) DİŞ 5-10 70-80 20-10 9-10 1250-1280 - 35 35-40 30-25 7-8 1230-1250 AKÇİNİ 35 35-40 30-25 7-8 1230-1250 - PORSELENİ PARIAN PORSELENİ BİSKÜVİ PORSELEN (YUMUŞAK) Tablo 1. Kil cevheri (kaolin) , feldspat ve kuvars mineralojik yapılı porselen türleri (Arcasoy 1983) 13 "Gerçek porselen ya da sert porselen bünyeyi petunze ve kaolin mineralleri oluşturur.Petunze, bünyeye yarışeffaflık veren ve ergitici görevi gören feldspatik bir mineraldir. Kaolin (china clay), petunzenin ayrışmış halidir. Çin porseleni gerçek porselen olarak tanımlanabilir, çünkü bu türün ilk ürünüdür. Avrupa seramikçileri ise yalnızca bu porselenin benzerini üretmeye çalışmışlardır (Ryan ,Radford 1987: 56).” Frit porselen, Avrupa seramikçilerinin Çin porselenine benzer bünye elde etmek için denedikleri ilk yumuşak porselen türüdür. 16.yy.' da Floransa‟da Medici ailesinin himayesinde yapılan araştırmalarla geliştirilmiş bir porselendir. 'Medici Porseleni' olarak da bilinen bu porselen batı dünyasında denenen ilk porselendir. Bu bünyenin yapısını Rado şu şekilde açıklamaktadır: "Kum ve güherçile fritlenip (eritilip), deniz tuzu karıştırılıp, kalsine soda, kalsine jips (kalsiyum) ve alüminyum ile karıştırılmıştır.Bu karışım tekrar fritlenmiş ve buna kil ve kalsiyum ilave edilmiştir.”(Rado 1988: 181). Medici porseleninin teknolojik bir başarı olduğu söylenebilir. Bu porselen yapısı bir anlamda cam-seramiktir ve görünümü sütlü- cam (milky - glass) olarak ifade edilir. 14 Resim 3 Medici Porseleni Francesco de Medici' nin ölümünden sonra İtalya'da frit porselen üretimi devam etmemiştir. Yaklaşık 100 yıl sonra 1673' te Fransa'da frit porselen üretimi yeniden yapılmaya başlamıştır. 1700' lerin ortalarında kaolinin porselen yapımında kullanılmaya başlanmasıyla, bünyesindeki düşük kil miktarı nedeniyle biçimlendirme zorluğu olan ve pişirimde oldukça deforme olan frit porselenin üretimi yavaş yavaş terk edilmiştir. Günümüzde frit porselen türünün tek üretimi, Kuzey İrlanda'da 'Belleek china' adıyla yapılır. Resim 4. Belleek Porseleni.1976. İrlanda 15 Parian porseleni, bünyesini büyük oranda feldspatın oluşturduğu bir türdür. Kompozisyonunun % 70' ini oluşturan feldspatın ergitici etkisini artırmak için feldspat fritlenir. Parian bünye cone 3-4 ' te gelişir ve hafif parlak, saten benzeri bir dokusu, beyaz bir rengi ve yarı şeffaf bir yapısı vardır. Düşük plastisitesi nedeniyle genellikle dökümle şekillendirilir. Geçmişte süs eşyası yapımında kullanılan parian porseleninin üretimi günümüzde yaygın değildir. Resim 5. Parian porseleni Feldspatlı porselen, çeşitli kaynaklarda yumuşak porselenin tam karşılığı olarak ifade edilen ve Norton' un (1956) siyenit porselen olarak tanımladığı bir bünyedir. Bu gruba Seger porseleni ve Japon porseleni girer. "Avrupa'da özellikle Almanya' da Seger tarafından yapılan yumuşak porselenlerde uzakdoğu porselenlerinin yapısına uyulmuştur. Ancak kullanılan hammaddeler tamamen yöresel hammaddelerdir. Seger ürettiği yumuşak porselende %30- 35 kil cevheri kullanmıştır. Bu kil cevherini ise özlü ve beyaz 16 pişen kaolinden alır. Feldspatı % 30 oranında ve kuvarsı da daha yüksek ölçüde kullanır. Pişme küçülmesi çok az olan bu porselenin pişme sıcaklığı SP 8- 10 ( 1250 ºC -1300 ºC) arasındadır. Çamur indirgen veya yükseltgen atmosferde pişebilir (Arcasoy 1984:142).” Amerikan yumuşak porseleni, vitreous china olarak da bilinir (Arcasoy 1984 ). Sert porselenle karşılaştırıldığında daha düşük derecede pekiştiği için çeşitli kaynaklarda İngiliz şeffaf porseleniyle aynı grupta, yumuşak porselen olarak nitelendirilebilmektedir (Singer&Singer 1963). Bisküvi pişirimi yaklaşık 1230 Cº1280Cº arasında, sır pişirimi ise 1000Cº - 1100Cº arasında yapılır. Diş porseleni, bünyesinde büyük oranda feldspat bulunduran, çok düşük miktarda kaolin içeren ya da hiç içermeyen bir porselendir. "Genel olarak diş porseleni çamuru şu yapıdadır: % 70- 90 feldspat, % 15- 25 kuvars, % 2-8 kalk veya kaolin ya da her ikisi. Şekillendirme, rutubetli çamurun bronz kalıplara basılması ile yapılır. Dişin doğal rengini anımsatan bir porselen elde etmek için Fe2O3, MnO2, TiO2 ve SnO2 gibi bazı renk verici katkılardan yararlanılır. Bu oksitlerin çok duyarlı ölçülerde tartılıp porselen çamuru ile birlikte öğütülmesine özen gösterilir. Diş porseleni çamuru çok az özlü madde içerdiğinden veya hiç içermediğinden, pişirim çok kısa sürede tamamlanabilir, bu süre yaklaşık 20- 30 dakikadır (Arcasoy1984:143).” Kemik porselen, İngiltere'de en fazla kullanılan seramik üründür. En karakteristik özelliği ışık geçirgenliğidir. Avrupa' daki seramik ürünler içinde en sinter ve en dirençli üründür. Geleneksel bünye kompozisyonu ise şöyledir; Kemik külü % 50, China clay %25, Cornish Stone %25 (Singer& Singer 1963). 17 1.2. Kemik Porselen Kemik porselen; bünyesini kemik külü, feldspat ve kuvarsın oluşturduğu, yarı şeffaf ve son derece beyaz bir porselen türüdür. Bilinen karakteristik formülü 1797' de Josiah Spode II tarafından İngiltere' de geliştirilmiş ve Staffordshire' da Spode fabrikasında üretilmeye başlanmıştır. Kemik porselen görsel özelliklerinin yanısıra, yüksek mekanik direnci ve termal şok direnci nedeniyle kullanımda büyük avantajlar sağlamış, 1800' lerin başlarında İngiltere' de kısa sürede pek çok fabrikada üretilmeye başlanmıştır. Kemik porselenin çeşitli araştırmacılar tarafından farklı tanımları yapılmaktadır : ASTM (American Society for Testing and Materials) - C242' ye göre kemik porselen " En az % 25 kemik külü içeren şeffaf seramik eşya " dır. Dinsdale (1967) kemik porseleni , İngiliz standardına göre " En az % 30 hayvan kemiğinden üretilen tri- kalsiyum fosfat bulunduran bileşim" olarak tanımlar. Çeşitli araştırmacılara göre kemik porselenin üç ana maddesinin farklı oranlardaki bileşimleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. Kemik külü China Clay Cornish Stone % % % Dodd 45- 50 25- 30 25- 30 Rieke 40- 50 20- 30 20- 30 Schüller 25- 50 20- 30 25-30 Searle 27- 46 20- 30 20- 32 Bourry 41- 50 23- 30 7- 30 Hecht 30- 60 20- 45 7- 30 Berdel 10- 40 25- 40 25- 60 Tablo 2. Kemik porselen bünye kompozisyonları. 18 Kemik porselen geleneksel olarak bu üç hammaddeden oluşuyor olsa da, çeşitli özelliklere göre hammadde çeşidi ve bileşim oranları farklı olan çok sayıda kemik porselen bünye geliştirilmiştir (Bkz. Singer&Singer 1963: 460 - 461). Kemik porselen sert porselenle karşılaştırıldığında daha beyaz ve şeffaftır. Daha düşük derecelerde vitrifiye olmasına karşın bünyesinde kil miktarının az olması nedeniyle plastisitesi ve kuru direnci düşüktür. Dar vitrifikasyon aralığından dolayı kolay deforme olması ve pişme küçülmesinin çok fazla olması gibi olumsuzlukları vardır. Günümüzde kemik porselen İngiltere dışında başta Amerika olmak üzere, Japonya ve İsveç gibi ülkelerde de üretilmektedir. Kemik porselenin üretim süreci titiz ve uzmanlaşılmış bir işlemi gerektirdiğinden bu ürün, maliyeti diğer porselen türlerine göre daha yüksek olan, nitelikli bir porselen türüdür. 1.3. Kemik Porselenin Tarihçesi Erken Çin porselenlerinin estetik niteliklerine duyulan hayranlık nedeniyle, porselen benzeri seramiklerin yapılmaya çalışılması ilk olarak Ortadoğu kültürlerinde görülür (Rice 1990). Rönesans ve sonrası antikite beğenisinin geçerli olduğu dönemlerde, Yunan ve Roma seramiklerinin derlenmesine çalışılmış ve eski kültürlerin eserleri ile ilgilenilmeye başlanmıştır. Daha sonraları Uzakdoğu porselenlerine benzer ürün geliştirmeye çalışan Avrupalı seramikçiler ve bilim adamları tarafından yapılan mineralojik ve kimyasal deneylerle kemik porselen gibi Avrupa' ya özgü porselen türleri geliştirilmiştir. 18.yy., Avrupa seramik endüstrisinin pek çok keşfe sahne olduğu bir dönemdir: Genel olarak 1700' lerin sonuna bakıldığında sert porselen bünyenin Almanya' da geliştirildiği görülür. Fransa' da ise yumuşak porselen yaygın olarak, 19 sert porselen ise az oranda üretilmektedir. Bunun yanında Almanya' nın yanısıra Rusya, Hollanda ve Danimarka„ da sert porselen kullanılmaktadır. İngiltere seramik endüstrisi ise bu dönemlerde yumuşak porselen bünyeler üzerinde çalışmaya devam eder ve kendi özel porselen türünü geliştirmeye çalışır. Sert porselen, İngiltere' de dikkate alınacak ölçüde üretilmemiştir. Bunun nedenlerinden biri, İngiltere' de sert porselen pişiriminde kullanılan fırın kasetlerinin yapımına uygun çamurun olmamasıdır. İngiltere' de kasetler için kullanılabilecek ateş killeri yüksek demir oranına sahip çamurlardır ve pişirim boyunca deforme olmaktadır. Bir başka neden ise pişirim için uygun yakıtın olmamasıdır : İngiltere' de bulunan kömür, redüksiyon ortam yaratmak için yeterli değildir. Fakat daha önemli bir neden, (kaolin hariç) porselen için uygun hammaddenin bulunamamasıdır: İngiltere' de bulunan en uygun feldspat çeşidi olan korniş taşı, (redüksiyon nedeniyle) bünyede çok açık gri bir rengin oluşmasına yol açar (Rado 1988). Sonuç olarak, yukarıda belirtilen nedenler, kemik porselenin bulunuşunun ve üretiminin önemini artırmıştır. Porselen üretiminde kemik külü kullanımı için yapılan araştırmalar 1700' lerin ortalarında gündeme gelmiştir. Bow, Chelsea ve Worcester gibi fabrikalarda kimyasal analizi yapılmış ve seramik bünyede etkisi saptanmış olan kemik külü, porselen yapımında belirli oranlarda kullanılmıştır. Josiah Spode II' nin karakteristik kemik porseleni üretmeye başlamasıyla bu porselen kısa sürede yaygınlaşmıştır ve böylece, İngiltere' de sert porselen üretimi için araştırmalara ihtiyaç kalmamıştır. Günümüzde İngiltere' de Spode fabrikasının yanısıra çoğu fabrika kemik porselen üretmektedir İngiltere dışında ilk kemik porselen fabrikası Gustavberg' de kurulmuş, 19.yy.ın sonlarında Amerika Birleşik Devletleri' nde de kemik porselene ilgi duyulmuştur. Binns ve Watts' ın çalışmalarından sonra Lenox® fabrikası kemik porselen üretimine başlamıştır. Kanada' da küçük bir fabrika bu konuda çalışmaktadır. Almanya' da Villeroy-Boch, Mettlach ve Wallerfangen 1920 20 yıllarında kemik porselen üretmiş, İngiltere ve İsveç' ten sonra en önemli üreticilerden biri de Japonya olmuştur. Türkiye' de şimdiye kadar kemik porselen üretimi yapılmamıştır (Erkalfa 1990). Ancak Yıldız Porselen fabrikasında küçük çaplı bir araştırma yapıldığı bilinmektedir (Özkan 1991). Ancak seri üretimde karşılaşılan güçlükler ve yüksek maliyet bu porselen türünün Türkiye‟ de üretilmeyiş nedenleri arasında gösterilebilir. 1.4. Kemik Porselenin Teknik Özellikleri Seramik türlerinin belirli direnç özellikleri, bu türlerin çeşitli özelliklerine göre farklılık gösterir: Bünyelerin teknik özellikleri mekanik, termal , aşınım, kimyasal dayanım ve optik özelliklerine göre değerlendirilir. Seramik bünyelerde, bünye ve yapı özellikleri seramik ürünün mekanik dayanımını etkiler. Seramik bünyelerin mekanik direnci genellikle, gözeneklilik (porosity), kristal:cam oranı, kristal büyüklüğü ve kristal tipine bağlıdır. Örneğin; gözenekli yapıya sahip earthenware çamurlarının ve cam oranı yüksek yumuşak porselenlerin mekanik dayanımı düşüktür.1 "Kemik porselen yaklaşık % 71 oranda kristal ( %44 betatrikalsiyum fosfat ve % 25 anortit) ve % 29 cam içerir. Sert porselende ise bu oran tam tersidir" ( Rado 1988: 204). Cam çoğu kristal yapısından zayıf olduğundan yüksek mekanik direnç için, kristal : cam oranının mümkün olduğunca yüksek olması istenir. Kemik porselende kristal oranı oldukça yüksektir. 1 Mekanik dayanım ile ilgili değişkenlerin ilişkisini Rado (1988: 198) ayrıntılı olarak açıklamaktadır. 21 Aynı zamanda kemik porselen kristallerinin boyutu, sert porselenden çok daha küçüktür. Bu özellikler kemik porselenin, sert porselenden daha sağlam bir yapıya sahip olmasını sağlar. Kemik porselenin çarpma dayanımı ve kırılma modülü ise sert porselenin iki katıdır. Termal dayanım; ani sıcaklık değişikliklerine karşı maddelerin fiziksel yapılarını koruma yeteneğidir. Bu dayanım, özellikle pişirim ve sofra kullanımı amaçlı seramiklerde önemli bir özelliktir. Termal şok dayanımını etkileyen faktörler, termal genleşme, esneklik (elasticity) modülü, termal iletkenlik ve gözeneklilik (porosity) gibi fiziksel karakteristiklerdir. "Gözeneksiz bünyeler için termal genleşme çok önemlidir. Earthenware gibi gözenekli bünyeler porselenler ile karşılaştırıldıklarında nispeten yüksek genleşme katsayısına sahiptir. Dolayısıyla bu ürünler pişirim amacıyla kullanılabilirler, bunun yanında (gözeneksiz ya da çok düşük oranda gözenekli yapıya sahip) kemik porselenin diğer porselen bünyelerden farklı olarak gözenekli bünyelerden de daha yüksek termal genleşme katsayısına sahip olduğu görülür ( Rado 1988: 206).” Aşınma dayanımı, bünyenin yüzeyini etkileyen bir faktör olduğu için sırların özellikleriyle belirlenir. "Kemik porselen sırının çizilme sertliği kurşun-bor-silikat sırlarıyla karşılaştırılabilir düzeyde olmakla birlikte güçlü bağlara sahip sert porselen sırlarından önemli ölçüde daha düşüktür ( Rado 1981: 6).” Seramik ürünlerin kimyasal dayanımları oldukça yüksektir. Oksitlerden meydana gelmeleri nedeniyle oksitlenmezler ve rutubetten etkilenmezler. Yağmur 22 suyundaki ve topraktaki kimyasallara dayanıklıdırlar. Hidroklorür, sülfür ve nitrik asitler gibi güçlü mineral oksitlerden bile etkilenmezler. Ancak kemik porselen tüm türlerden farklı olarak, bünyesindeki fosfat bileşimleri nedeniyle hidroklorik asit tarafından çözünebilir. Ancak bünyeyi kaplayan sır bu olumsuz etkileri önler. Fakat günlük kullanımda bu asitle karşılaşılmayacağı için bu etki bir önem taşımaz (Erkalfa 1990, Rado 1988) . Seramik bünyelerin görsel özellikleri renk ve ışık geçirgenliği karakteristikleri ile nitelendirilir. Seramik bünyenin rengi hammaddelerin saflığına bağlıdır. Safsızlığı belirleyici en yaygın madde, demiroksittir. Bu oksit bünyede ve sırda sarıdan kahverengiye kadar renk tonlarının oluşmasına neden olabilir. Seramik tarihinde porselen bünyelerin safsızlaştırılması için çok sayıda araştırmalar yapılmıştır. Beyaz bir bünye elde etmek için belirli dönemlerde astarlar ya da beyaz opak sırlar kullanılmış ve porselen karakteri elde edilmeye çalışılmıştır. Beyaz bünyelerin üretilmesini sağlayan ana faktör beyaz kaolinin (china clay) keşfidir. Sert porselenin beyazlığı kompozisyonunun büyük kısmını oluşturan kaolinden ileri gelir. Ancak , kaolinin yanısıra bünyesindeki diğer hammaddelere (çok az da olsa) karışabilen demiroksit, redüktif pişirilen sert porselende açığa çıkar. Bu etki sert porselenin griye yakın ya da mavimsi bir renk kazanmasına yol açar. Bünyenin beyazlığı için kemik porselenin kompozisyonunda yer alan kemik külü, özellikle demir oranı en düşük kemiklerden elde edilir. Bunun yanında, kemik külündeki fosfat (P2O5) içeriğinin ise beyazlatıcı bir etkisi olduğu ve fosforik asitin, bünyeye karışmış olabilen demiroksiti renksizleştirdiği saptanmıştır (Weyl 1992). Kemik porselenin tüm seramik türleriyle karşılaştırıldığında beyazlığının yüksek olmasının nedeni fosfordur. Işık geçirgenliği (yarı şeffaflık, translucency), porseleni diğer tüm seramik türlerinden ayıran estetik başarıdır. Cam fazı iki şekilde ışık geçirgenliğini sağlar: 23 a) Frit porselenlerde ve Belleek porseleninde olduğu gibi kendisi camı oluşturur ve diğer hammaddelerle birleşir, b) Veya kemik porselende ya da sert porselende olduğu gibi feldspat ve kemik külünü etkileyerek ışık geçirgenliği sağlanır. (Rado 1988). Kompozisyondaki kaolin oranı da ışık geçirgenliği üzerinde etkendir. Kaolin pişirim sırasında mullit kristallerini oluşturur. Mullit ışık geçirgenliğini azaltır. Porselen bünyeler içinde en az kaolin içeriğine sahip kemik porselenin yarı şeffaflığında bu faktör de etkilidir. Işık geçirgenliği ile ilgili genel yargı, bünyedeki camın şeffaflığı artt ırdığı yönündedir. Bu nedenle, earthenware gibi cam oranı yarı şeffaf bünyelerden daha fazla olan bir bünyenin geçirgenliğinin olmaması fikir vericidir. Cam oranı yüksek olan bünyelerin gözeneklilik nedeniyle ışık geçirgenlikleri yoktur. Vitrifiye ürünlerde belli bir oranda gözeneklilik her zaman mevcuttur. Bu gözenekliliğin ortadan kaldırılabilmesi ile ışık geçirgenliği çok daha artırılabilir : Alüminyum seramikler ya da zirkon seramikler gibi tek kristalli seramiklerde pişirim süresince özel atmosfer kontrolüyle tüm gözenekler kapatılabilir. " Kemik porselende sinterleme rejimi, saydamlık ve gözenek miktarı ile birbirlerine bağlantılıdır: Kemik porselende gözenek miktarı en az düzeye düşünceye kadar saydamlık artar. Belirli bir sıcaklıktan sonra sıcaklık artarsa kabarcıkların oluşması ile gözenek miktarı da artar. Bu durumda saydamlığın azalması beklenirken tersine bir durum ortaya çıkar. Bunun nedeni büyük gözenekler oluşarak küçüklerin sayısının azalması ve ışığın daha az kırılmasıdır. Dinsdale' e (Rado 1981) göre uzun süre düşük sıcaklıkta sinterleme yapılarak daha saydam bir ürün elde edilir (Erkalfa 1990: 26).” 24 Kemik porselen bünyede gözeneklilik ile ışık geçirgenlik arasındaki ilişki Grafik1‟ de verilmiştir. Grafik 1. (Erkalfa 1990) " Ürünün kalınlığı, hammaddelerin tane iriliği ve yapıda bulunan safsızlıklar da saydamlığı etkileyen diğer etmenlerdir. Kemik porselenin saydamlığını artırmak için yapılabilecek değişiklikler aşağıda özetlenmiştir. - Ürün ne kadar ince olursa saydamlık o kadar fazla olur, - Karışımın öğütme süresi arttıkça saydamlık da artmaktadır. - Korniş taşı miktarının artışı ile saydamlık da artar. - Ball clay saydamlığı azaltır ( Erkalfa 1990: 26).” 25 1.5.Kemik Porselen Hammaddeleri Kemik porselen bünyenin kompozisyonunu kemik külü, korniş taşı veya feldspat ve kaolin (china clay) oluşturur. Ancak kil oranı oldukça düşük olan bu bünyenin plastikliğini ve kuru direncini artırmak için az miktarda bentonit ya da ball kili de eklenebilir. 1.5.1. Kemik Külü Kemik külü, kemik porselen bünyelerde ve sırlarda ergitici amaçla kullanılır fakat sanılanın aksine kemik külünün kemik porselen bünyedeki rolü büyük ölçüde bağlayıcı olmasıdır. Kemik külü, jelatinden temizlenmiş kemik ununun kalsinasyonu sonucu elde edilen bir maddedir. Bu madde, seramik üretiminde kullanılan hammaddeler içinde mineralojik kökenli olmayan tek hammaddedir. " Kemik külü, çok eski zamanlardan beri refrakter özelliği bilinen bir hammaddedir. Kemik unu büyük oranda kemikten zamk üreten fabrikaların yan ürünüdür. Kemik, kaynatılarak ve uygun çözücülerle işlem görerek et ve yağdan temizlenir. Daha sonra kalan yağ ve jelatin buharla alınır. Yıkanan kemikler kalsine edilerek kemik külü elde edilir. Kemik porselende kullanılacak olan kemik külünün özellikleri tüm bu ön işlemlerle değişebileceğinden kemik külünün kontrollü olarak hazırlanması gerekir (Erkalfa 1990: 7).” Kemik külü tamamı ile kemik porselene özgü bir hammadde değildir. Solon (1953) ; kemiklerin kalsinasyonuyla elde edilen ve refrakter güce sahip kalsiyum fosfatın seramik sanatına ilk uygulanışının izlerinin takip edilemeyecek kadar gerilere gitmekte olduğunun bilindiğini belirtir. Schuen 1700' lerde Becher tarafından 26 porselen çamuruna kemik külü ilavesiyle ' porselen' cam olarak tanımlanan bir ürün elde edildiğini ifade eder. Porselen üretimi için kullanılan kemik külü özellikle az demir oranı içeren sığır kemiklerinden elde edilir. Avrupa porselenlerinde kullanılan kemik 19. yy. ve 20. yy.' ın başlarında Arjantin' den getiriliyordu. Fakat I. Dünya savaşından sonra, kemik külünün hazırlanma metodları yetersiz bulunan Güney Amerika' dan hammadde alımı yapılmamış, bu nedenle kemik külü o tarihlerde büyük oranda İngiltere‟ den temin edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ise, kemik külünün büyük kısmı Hollanda ve İsviçre' den karşılanmakta ve bunun yanında porselen üretiminde kemik külü yerine apatit minerali ve saf trikalsiyum fosfat da kullanılabilmektedir.1 "Kemik organik ve inorganik maddeler içeren karmaşık bir malzemedir. Organik maddeler kemiğin işlenmesi ve kalsinasyonu sırasında kaybolduğundan seramikçileri ilgilendirmez. İnorganik kısım x- ışınları kırınım yöntemine göre hidroksi-apatit [Ca10(PO4)6(OH)2] olarak Posner tarafından saptanmıştır. Gassman ve Hendricks ana mineralin karbonat-apatit Ca6(PO4)2(HPO)0.4(CO3)0.6 olduğunu belirtirler. Bu sonuç kemikte bulunan Ca:P oranına ve karbonat oranına uymaktadır. 19 çeşit kemikte yapılan kimyasal analize göre CaO: P2O5 oranı ağırlıkça 1.312 olarak bulunmuştur. Bu değer hidroksi-apatitteki Ca:P 1 Apatit' in kimyasal formülü, Singer (1967) tarafından; Ca4(CaF)(PO4)3 veya Ca4(CaCl)(PO4)3 olarak tanımlanan doğal kalsiyum fosfattır. Kanada, Kuzey Afrika ve Avrupa' da bazı kireçtaşı ve volkanik yataklarda yaygın olmamakla birlikte elde edildiği belirtilmektedir(Gratton,1996). Trikalsiyumfosfat (sentetik kemik külü), sodyum fosfat ve kalsiyum klorit çözeltilerinin çökelmesiyle hazırlanır. Kimyasal formülü; Ca3(PO4)2' dir. Kemik külü yerine kullanılabilecek minerallerle ilgili, Don Gratton (1996)' ın çalışması fikir vericidir. 27 (1.67) molar oranına çok yakındır. Kemikte bulunan eser elementler ise hayvanların bulunduğu arazinin jeolojik durumuna göre değişmektedir (Erkalfa 1990:8).” - Kemik Külünün Hazırlanması: Kemiğin bünye içinde kullanılır duruma gelmesi için aşağıdaki ön işlemlerden geçirilmesi gerekir. -kemiğin temizlenmesi -kalsinasyon -öğütme -yaşlandırma (ageing) -kurutma Kemik unu, zamk yapımı ve hayvan yemi üretimi için kullanılan bir hammaddedir. Kemik unu, kemiklerin uygun bir çözücü içinde kaynatılıp, et ve yağından temizlendikten sonra sıcak su ya da buharla jelatininden arındırılmasıyla elde edilir. " Kalsinasyon işlemi kemiğe uygulanan en önemli işlemdir, kemik külünün özelliklerini belirler. Endüstriyel uygulamalarda kalsinasyon 800 Cº -1000 Cº arasında yapılır" (Erkalfa, 1990: 8). 500 Cº' ye kadar olan süreçte kemik unundaki organik maddeler yanarak ayrışır, CO2 ve su buharının çıkışı ile hızlı bir ağırlık kaybı oluşur. Kalsinasyon fırınlarının ısı dağılımı homojen olmadığı için pişirimde sert ve yumuşak kalsine kül elde edilir. Bu da kemik külünün özelliğini olumlu etkiler (Budworth 1974) . Hızlı kalsinasyon sonucu bünyede bulunan karbon, parçalanması zor karbonik maddeler oluşturur. Bunu engellemek için hızlı kalsinasyondan 28 kaçınılır. Yanması güç olan sert karbon parçaları porselen içinde demir fosfatın (Phelps 1983) oluşması ile bünyede istenmeyen yeşilimsi rengin ortaya çıkmasına neden olur. Bunun için oksitleyici ortamda 100Cº / saat gibi düşük ısıtma hızında ve en yüksek sıcaklıkta 1 saat bekletilerek kalsinasyon işlemi yapılmalıdır (Mellor 1984) . "Kemik külü, kemik porselen hamuruna bir miktar plastiklik sağlar, bu muhtemelen artık organik maddelerin bağlayıcı rol oynaması ile olur, ancak plastikliğin kolloidal dağılımda çok daha ince tane iriliğine ulaşılması ile olması muhtemeldir (Rado 1981).” Öğütme işlemi bilyalı değirmende ve sulu ortamda yapılır. Tane iriliğinin ince olması plastikliği artırsa da, porselende fazla küçülmeye ve çatlamalara neden olur. Az öğütülmüş ince taneli kemik külü de plastikliği azaltarak yaş direnci düşürür. Öğütmenin bir yararı da, kalsinasyon sırasında aşırı büyümüş kristalleri kırmasıdır. Öğütme zamanı, öğütme koşullarına ve kemiğin kalsinasyon sıcaklığına göre 8- 24 saat arasında değişir (German 1973) . İstenen tane boyutuna göre öğütülen kemik, elekten geçirildikten sonra, içinde bulunabilen en az miktardaki demirden uzaklaştırılmak için manyetik ayırıcıdan geçirilir. Yaklaşık 4-6 hafta karbondioksit almayacak şekilde tanklarda sulu ortamda dinlendirilmeye bırakılır. Bu işlemin amacı, kemik külünde belirli kimyasal ve fiziksel değişikliklerin oluşmasını sağlamaktır: Diğer seramik hammaddelerinin aksine, kemik külünün kimyasal değişimi sulu ortamda da devam eder. Malzemenin plastikliğini olumlu yönde etkileyen bu işlemde; fosfatların hidrolizi, hidroksiapatitten çözünen bir miktar kalsiyumoksitin bir bölümünün yeniden hidroksiapatite dönüşmesi gibi bir seri reaksiyonun gerçekleşmesiyle hammadde yaşlandırılır (Öz 1984). Yaşlandırma işleminden sonra kemik külü, nem oranı % 10- 15 olacak şekilde etüvde kurutulur. 29 1.5.2. Korniş Taşı (Cornish Stone) Korniş taşı, Çin porselenlerinde kullanılan petunzeye benzer bir cins pegmatitdir ve bünyede ergitici olarak kullanılır. Bu madde, granitin hidrotermal değişimi sonucu oluşur. "Günümüzde, büyük oranda İngiltere' de Devon - Cornwal yarımadasındaki St. Austell yatağından, açık işletmecilik yöntemleriyle üretilir. Bu cevhere kırma, öğütme ve nadiren de manyetik ayırma işlemleri uygulanır ( Öz 1984: 16).” Bu maddenin karakteristiğine benzer bir maden, A.B.D. ' de Carolina bölgesinde bulunmuştur ve ' Carolina Stone' adıyla da bilinir. "Korniş taşı, içinde feldspat, kuvars, kaolin, mika ve az bir miktar fluospar bulunan kısmen kaolinize olmuş feldspatik sodyum ve potasyum kayasıdır. Feldspatın kaolinize olma derecesine göre: Koyu mor (Hard purple), beyaz (Drye white), açık kahverengi (Buff) gibi isimler alır. Mor renk içinde bulunan fluospardan ileri gelmektedir (Özkan 1991: 28)." Fluospar (flor), porselen üretiminde pişirim sırasında fırının içini ve pencerelerini korozyona uğratdığından istenmeyen bir malzemedir (Erkalfa 1990). "Korniş taşının kaolinizasyonu, yapısındaki alkali feldspatlara ve albitlere bağlıdır. En çok tercih edilen cinsleri, en fazla kaolinizasyona uğramış olanlarıdır. Ancak bu tür korniş taşında yüksek oranda bulunan florit (CaF2), ergime sıcaklığını 1100 Cº yapar ve zehirli, korozif flor gazı yayar. Floritin bir etkisi de, porselen yapısını modifiye ederek daha akıcı bir cam oluşturmasıdır; bunun sonucu porselenin pişirim işlemi sırasındaki deformasyonu artar. Bu yüzden, korniş taşının 30 feldspata oranla daha az deformasyona yol açtığı düşüncesi yanlıştır (Jobling 1984, 511-513).” Feldspatlar gibi, korniş taşının da farklılık gösteren kompozisyonları vardır. Kompozisyonundaki kuvars, potasyum, sodyum ve diğer içeriklerin yüzdeleri değişebilmektedir. "Korniş taşının homojen bir yapısı ve bileşimi olmaması nedeniyle kemik porselende bunun yerine feldspat ve az miktarda kuvars kullanılmaktadır (Erkalfa 1991: 12).” Korniş taşının karakteristik formülü ve kimyasal analizi aşağıda verilmiştir. K2O 0.4453 Al2O3 1.0847 Na2O 0.2427 CaO SiO2 7.796 Fe2O3 0.065 0.1873 MgO 0.0821 CaF2 0.0421 Mol. Ağırlığı:652 SiO2 71.10 Al2O3 16.82 Fe2O3 0.16 CaO 1.60 MgO 0.05 K2O 6.57 Na2O 2.29 CaF2 0.50 Kızdırma 1.25 kaybı 100.34 Tablo 3 ( Erkalfa1990: 13). 31 1.5.3. Kaolin (China clay) Kaolinler, sedimanter kil oluşumlarıdır ve oluşum yatakları içinde herhangi bir metal oksit ve başka yabancı maddelerle karışmadıkları için saf killer olarak bilinirler. "Kaolinin oluştuğu ana kayaç, kompleks alümina silikatlardan oluşmaktadır. Bu alümina silikatlar ise aşınma sırasında hidrolize olmaktadır. Hidrolize olayı şöyle gelişmektedir: Alkali ve toprak alkali iyonlar çözünür tuzları oluşturarak uzaklaşırlar. Geri kalan madde, alüminyum silik ve değişken bileşik ve strüktürlü silisyum dioksittir. Bu kalan ürtik madde, eruptif ana kayaçtan daha refrakterdir. Feldspat, glimmer, kuvars gibi henüz ayrışmamış olan kayaç artıkları da kaolinin bünyesinde kalırlar (Jobbling 1984, 511-513).” Kaolinin kullanılır hale gelmesi için bu maddelerin temizlenmesi gerekir. Kaolinler havuzlarda sulandırılarak süspansiyon hale getirilirler. Karışım içindeki en ince taneli madde olan kaolin su içinde süspansiyon olarak kalırken diğer iri taneli maddeler dibe çökerler. Kaolin süspansiyonu karıştırılıp filterpresten geçirilir daha sonra kurutularak oldukça saf bir kaolin elde edilir. Bu işleme 'kaolinin yıkanması' adı verilir. Yıkanmış kaolinlerin porselen çamuruna katılması plastiklik derecesini ve mukavemetini artırır (Kaya 1990) . 1.5.4. Yardımcı Maddeler Plastikliği oldukça düşük olan kemik porselen bünyenin şekillendirilebilirliğini ve yaş direncini artırmak için bünyeye bentonit ve ball kili gibi maddeler katılabilir. 32 "Bentonit, volkanik küllerden oluşmuş oldukça yaygın bir kil çeşididir. Bentonitin ana minerali montmorillonittir. Bu kilin çok fazla su alması kuru hacminin 4- 5 katı kadar şişmesini sağlar. Bentonit haddinden fazla plastik bir kildir, ancak pişmiş şekli renklidir (Erkalfa 1990: 14).” Bentonitin, yüksek plastikliği nedeniyle kuruma küçülmesi fazladır ve bu nedenle tek başına kil yerine kullanılamaz. Plastik olmayan çamurların içine %1- 5 oranında katılır. Ball kilinin (ball clay) büyük bir kısmını kaolinit minerali oluşturur. Bu kil, genellikle kaolinit tabakalarının kenar kısımlarındaki montmorillonit minerali ile bağlanmıştır ve saf olmayan bir kaolin tipidir. Ball kili, tane iriliği kaolinden daha küçük olduğu için daha plastiktir. Ball kili, bentonit ile karşılaştırıldığında, bentonitin çok daha plastik bir yardımcı malzeme olduğu söylenebilir (Erkalfa 1990). 33 2.BÖLÜM ENDÜSTRİYEL ve SANATSAL KEMİK PORSELEN UYGULAMALAR 2.1.Endüstriyel Kemik Porselen Üretimi Kemik porselen, endüstriyel bir porselen bünye türü olması nedeniyle, hammaddelerinin hazırlanması, çamurunun oluşturulması, ürünün biçimlendirilmesi, pişirimi, sırlanması ve dekorlanması özel bir süreci gerektirir. Bu bölümde, açıklanacak ve örneklenecek endüstriyel üretim işleyişi, A.B.D.' de kaliteli kemik porselen ürünleriyle bilinen Lenox® fabrikasının üretim aşamalarını da örnekleyecektir. Türkiye' de kemik porselenin üretimi yapılmadığı için, bu çalışmada fabrika işleyişinin aşamalarının detaylı olarak açıklanmasının yararlı olacağı düşünülmüştür. Porselen üretiminde yapılan işlemler, çeşitli işletmelerde genel olarak birbirine benzer. Hammaddelerin üretimde kullanılmadan önceki ön işlemleri, özel hammaddelerin hazırlanması için gereksinim duyulan (kemik külünün hazırlanması, kaolenin yıkanması gibi) işlemler aynı işletme içinde yapılabilir ya da bu hammaddeler hazır olarak sağlanabilir. " Kemik porselen üretimi geleneksel porselen üretimine benzer. Ancak düşük plastisiteye ve dar bir vitrifikasyon aralığına sahip olması nedeniyle, hammaddelerin hazırlanışında ve üretim aşamasında hassas bir kontrol gerekir (Erkalfa 1990: 16).” Kemik porselen üretiminde izlenen genel akım şeması aşağıda verilmiştir. 34 Tablo 4. Kemik Porselen Üretim Şeması Erkalfa (1990) 35 - Çamur Hazırlama Kemik porselende kullanılacak kemik külü önceki bölümlerde açıklandığı gibi, tüm önemli ön işlemlerden geçtikten sonra, feldspat, kaolin, kuvars ve kompozisyona göre ball clay veya bentonit ile birlikte karışımın hazırlanacağı değirmenlere taşınırlar ve bilyalı değirmenlerde sulu olarak öğütülürler. İşletmelerde kullanılan çeşitli değirmen tipleri vardır. Değirmenlerdeki işlem, hızla dönen değirmenin içindeki sulu karışımın, alümina bilyaların yarattığı darbe ve sürtünmelerle aşınması prensibine dayanır . Çamur ve sır hazırlamada kullanılan çeşitli değirmen türleri vardır (Tüp değirmenler, silindirik bilyalı değirmenler, konik değirmenler gibi). Bu değirmenlerin seçiminde karışımın tane büyüklüğü ve bazı kimyasal özellikleri etkili olur (Sümer 1992). Değirmende öğütülecek karışımın miktarı ve su oranı önemli bir etkendir. "Sulu öğütmede değirmenin içinde, iç hacmin yaklaşık 1/3' ü kadar boşluk kalmalıdır. Değirmene yaklaşık öğütülecek kuru madde ağırlığı kadar bilya koyulması gerekir. Bilya büyüklüğü seçimi önemlidir. Büyük-orta-küçük boy bilyaları hacmin yaklaşık 1/3‟ü oranında olacak şekilde tamamlanmalıdır. Değirmenlerin büyüklüğüne göre bilyaların çapları yaklaşık 7-53 cm olabilir. Değirmen dönme hızı, bilyaların hareketini belirlediği için öğütmeyi ve dolayısıyla çamur veya sırın tane iriliğini etkiler. Çizim 2‟ de bilyalı değirmen hızı ve karışımın hareketi görülmektedir ( Arcasoy 1983: 59).” 36 (A) (B) (C) (Katarakt etkili öğütme) Çizim 2. Değirmen Dönme Hızları (Arcasoy 1983: 60) İstenen tane boyutuna erişen bünye karışımının dökümle şekillendirmede kullanılacak bölümü, büyük tanklarda saklanır ve kullanılmadan önce homojen bir karışım için pervaneli karıştırıcılarla karıştırılır. Presle biçimlendirilecek ürünler için çamurun ayrı bir işlemden geçmesi gerekir: Sulu karışım nem oranı % 20 olacak şekilde filter presten geçirilir. Çamur filterpresten plakalar halinde belli oranda sıkıştırılmış olarak çıkar (Çizim 3). Çizim 3. Filter pres (Rado 1988) 37 Resim 6 ve 7‟de filterpresden çıkan kemik porselen çamurlar görülmektedir. Resim 6 Resim 7 Bünyedeki havayı daha etkili bir şekilde almak ve homojen bir nem sağlamak için bu plakalar vakum pres (pug-mill) denilen makinada vakumlanırlar (Çizim 4). Çizim 4. Pug-mill Vakum pres ile vakumlama, kemik porselen gibi düşük plastikliğe sahip bünyeleri sıkıştırmanın güçlüğü nedeniyle son derece gerekli bir işlemdir. - Şekillendirme Kemik porselen gibi plastik olmayan bünyelerin şekillendirilmesi için genel olarak kullanılan yöntemler, plastik şekillendirme ve döküm yöntemi olarak ikiye 38 ayrılabilir. Plastik şekillendirme, vakum pres (pug mill) ile vakumlanan , yaklaşık% 20 oranda neme sahip çamurun , şablon torna ya da otomatik torna ile biçimlendirilmesidir. Tasarıma göre torna ile biçimlendirilemeyen ürünler, alçı kalıp içine, özel olarak hazırlanmış akışkan çamurun dökümü yapılarak elde edilir. Şablon tornada şekillendirme genellikle tabak ve küçük çanaklar gibi dairesel biçimlerin üretiminde kullanılır. Vakum presten tüp şeklinde çıkan çamur bloklar, belirli aralıklarla kesilerek diskler haline getirilir. Bu diskler tornalarda preslenerek istenilen biçimi kazanırlar. Şablon torna tiplerinden birincisi, dönen alçı şablona çamuru sıvayarak yayma ve sabit bıçak başlık ile biçimin verilmesi prensibine dayanır. Plaka halindeki çamur, alçı şablon üzerinde biçimlendirilirken iç veya dış şablon üzerine oturtulur. Günümüz otomatik tornaları ile karşılaştırıldığında daha eski sayılabilecek bıçaklı tornalarda alçı kalıp içine veya üzerine sıvanan çamur, metal bıçaklarla biçimlendirilirken (şablona göre) ürünün iç veya dış şeklini alır (Çizim 5). Çizim 5. İç şablon- Dış Şablon Torna( Özkan 1990:31-32) Bu mekanik üretim biçimi günümüzde seri üretimde yerini otomatik tornalara bırakmıştır. 39 "Şablon tornada üretilebilen bazı formlar döner başlı tornalarda daha seri ve kaliteli olarak şekillendirilebilmektedir. Şablon tornada, üretilen formun kesiti şeklindeki metal bıçak, plastik çamuru döner kalıba sıvarken; döner başlı tornada bu işlem çok düzgün yüzeyli bir çelik başlık tarafından yapılmaktadır (Özkan 1991: 32).” Çizim 6. Otomatik Şablon Torna ( Özkan 1991:31-32) Resim 8 ve 9‟da Lenox fabrikasının üretim süreci içinde, vakumlanan çamurdan kesilen diskin alçı kalıp üzerine yerleştirilişi görülmektedir. Alçı kalıp üzerinde bulunan çamur çelik başlık ile preslenirken aynı zamanda ısıtılıp, nem oranı yaklaşık % 0.5' e düşürülür. Böylece ürün kalıptan çıkmadan önce deforme olmadan belli oranda kurumuş olur. Böylelikle üretim hızı artırılır. 40 Resim 8 Resim 9 Döküm yöntemi (slip-casting), Avrupa' da 1730' lardan beri bilinen, genellikle tornada biçimlendirilemeyen ürünler için kullanılan bir yöntemdir. Akıcı çamurla biçimlendirmeye dayanan bu teknik, modelin alçı kalıbının içine sıvı çamurun dökülmesi, sıvının kalıba temas eden yüzeyinde belirli bir et kalınlığının elde edilmesi ve daha sonra içte kalan sıvı çamurun geri boşaltılması esasına dayanır. Dökümle şekillendirme, yarı şeffaf kemik porselen bünyenin üretiminde istenilen inceliği sağlamak açısından son derece önemli bir tekniktir. Fabrika üretiminde dökümle biçimlendirme şablonla biçimlendirme ile karşılaştırıldığında her ürün için bir kalıbın yer kaplaması ve döküm işleminin otomatik tornaya göre daha uzun süre gerektirmesi nedeniyle çok pratik olmasa da, fincan, çanak gibi tornada biçimlendirilemeyen ürünler için uygulanır. Bünyenin plastik olmayan yapısı nedeniyle küçük işletmelerde ve sanatsal çalışmalarda tercih edilen bir tekniktir. Dökümle şekillendirme tekniği, düşük dereceli seramik ürünlerden, kemik porselene ve iri taneli refrakter malzemelere kadar çeşitli bünyelerin üretiminde kullanılır. Aynı zamanda, bünyesinde kil barındırmayan zirkonya, alümina, magnezit, titan, silisyum karbür ve titanatlar gibi (Sümer 1992) saf oksit seramiklerin uygun bağlayıcı maddelerle dökümü de yapılabilmektedir. 41 "Yaş yöntemle şekillendirmede en önemli aşamayı çamurun hazırlanması oluşturur. Çok önemli bazı temel bilgilere sahip olmakla başarılı bir döküm çamuru hazırlanabilir : - Döküm çamurunu oluşturacak hammaddelerin kimyasal, fiziksel, mineralojik ve reolojik özelliklerini bilmek gereklidir. Hammaddelerin kimyasal olarak bileşimi, fiziksel olarak tane yapısı ve tane büyüklüğü, içerdiği mineraller ve kristal yapı, reolojik olarak akışkan olabilme yeteneği ve bunu sağlayan etkenler, - Döküm çamurunda olması istenen mineralojik yapının, çamuru oluşturacak olan tüm hammaddelerin kimyasal bileşiminden hesaplanması, - Çamura katılacak olan suyun oranı, fiziksel ve kimyasal yapısı, - En uygun elektrolitin seçimi, kullanılacak elektrolitin katkı oranı, - Döküm çamurunu oluşturan sert ve suda dağılmayan maddelerin öğütülme süresi, tüm çamurun tane büyüklüğü, - Döküm çamurunun litre ağırlığı ve viskozitesi gibi etkenler önemlidir (Arcasoy 1983 :75- 76) .” Döküm çamurlarının mineralojik bileşiminin, tane boyutunun saptanması gibi analizleri laboratuvar koşullarında yapılır ve kullanılacak çamur işletmelerde bu standartlar doğrultusunda üretilir. "Döküm çamurlarında kullanmaksızın elde etmek istenen akışkanlığı, fazla su gerekir. Fazla sulu (% 50' nin üzerinde) bir döküm çamuru kalıbı ıslatır, kalıptan çıkma süresini uzatır ve kalıp içinde çatlamalara yol açar. Bu nedenlerle döküm çamurundaki akıcılığı, suyu artırarak elde etmek olanaksızdır (Arcasoy 1983: 76).” 42 Döküm çamurlarına eklenen su oranı, çamurun türüne göre değişir. Ancak bu oranın karışımın % 40' ından fazla olmaması gerektiği söylenebilir. Bu oran kemik porselen döküm çamurunda daha düşüktür. Minimum su oranıyla hazırlanan döküm çamuruna 'elektrolit' denilen ve taneciklerin elektrik yüklerine etki ederek, onları hareketlendiren kimyasal maddeler katılır. " Bu maddelerin bazıları şunlardır: Amonyak, kalsine soda, sodyum hidroksit, cam suyu (sodyum silikat), humus ve tanik asit. Genel olarak çamurlar ‰ 3- 7 arasında uygun elektrolit katkısı ile akıcı kıvama gelirler" ( Arcasoy 1983: 76). Çamurlarda elektrolit ile sağlanan akışkanlık, elektrolit oranı arttıkça azalmaya başlar ve çamurda pelteleşme gözlenir. Çamurlarda bulunan elektrolit miktarı ve akışkanlık süresi ilişkisi denemelerle gözlenir ve uygun elektrolit saptanır (Grafik 2). Grafik 2. Akma eğrisi (Arcasoy 1983) ve miktarı 43 Döküm çamurlarının hareketsiz durdukları zaman akışkanlıklarını yitirip, durgun hale gelmesi ve karıştırdıktan sonra tekrar eski özelliklerini kazanmaları özelliğine 'tiksotropi' denir. Tiksotropisi yüksek çamurlar döküm sonrası çamuru boşaltırken sorunlar yaşatır ve sıvı çamuru boşaltmak için kalıbı sarsmak gerekir. Bu olay döküm ürünün et kalınlığının farklı olmasına ya da kalıptan çıkmamasına yol açabilir." Hiç tiksotrop olmayan çamurlar alçı içinde çok zor kalınlık alırlar. Bu nedenlerle döküm çamurlarında tiksotropinin varlığı az da olsa gereklidir " (Arcasoy 1983: 78) . " Döküm çamurlarının içindeki kuru madde ile su oranlarının en anlaşılır şekilde belirlenmesi ve standartlara uygunluğunun kontrolü, çamurun ' litre ağırlığı' nın ölçülmesi ile yapılır" (s.79). Dökümle şekillendirmede, istenilen akıcılıktaki döküm çamurunun litre ağırlığının mümkün olduğunca yüksek olması (az su oranı ve en fazla kuru karışımla istenilen yoğunluğun elde edilmesi) gerekir. Kemik porselen için uygun litre ağırlığı yaklaşık 1750 -1770 gr. dır. Seri üretimde alçı kalıbın yıpranmasına da dikkat edilir. Bu nedenle, bir kalıptan belli sayıda döküm ürün alınır. Dökümü yapılacak biçime göre, döküm işlemi boş döküm ve dolu döküm yöntemi olmak üzere ikiye ayrılır. Boş dökümle şekillendirme işlemi, alçı kalıbın parçalarının sınırladığı boşluğa, sıvı çamurun doldurulması, alçı kalıbın karışımın suyunu emmesiyle kenarlarda plastik bir et kalınlığının oluşması ve fazla sıvı çamurun boşaltılması ile biçimin elde edilmesi esasına dayanır (Çizim 7). 44 Çizim 7 Dolu dökümle şekillendirmede, alçı kalıp parçaları arasındaki boşluk biçimin hacmi kadardır. Kalıba sıvı çamurun boşaltılmasıyla boşluk plastik çamur ile dolar. Bu yöntemle genellikle, dairesel olmayan tabaklar, kulp, plaka gibi biçimler elde edilir (Çizim 8). Çizim 8 Kemik porselen ürünün rötüşlenmesi, diğer çamurlarla karşılaştırıldığında daha büyük bir dikkat gerektirir. Düşük plastisite nedeniyle kuru ürün kolayca kırılır. Bu nedenle kemik porselen ürününün rötüşlenmesi deri sertliğinde büyük bir beceriyle yapılır. Parça kurumadan önce fincan ve benzeri ürünlere yapıştırılacak kulp parçaları için sıvı çamur yapıştırıcı olarak kullanılır. Kalıp birleşim yerlerinde oluşan çizgiler bıçak ve sünger yardımıyla silinir. 45 Kurumuş ürünün ağız ve dip kısımları elde sünger yardımıyla silinip düzeltilebileceği gibi, bu işlem yarı otomatik rötüşleme makinaları ile de yapılabilmektedir (Resim 10, 11). Resim 10 Resim 11 Şekillendirme aşamasından sonra elde edilen yarı ürünün yapısındaki serbest suyun uzaklaşması için kurutma işlemi yapılır. Pişirim öncesi iyi bir kurutma yapılmazsa, gözeneklerdeki suyun ısınıp ani genleşmesi sonucu ürün çatlayabilir ya da tamamen parçalanır. Ürünün et kalınlığı, bünye yapısının özellikleri, kurutma ortamının şartları kurutmayı etkileyen faktörlerdir. Ürün biçim, malzeme yapısı ve şekillendirme yöntemine göre değişik şartlarda kurutulur. Kurumayı etkileyen özellikler; - Kurutmaya giren ürünlerin boyut, biçim ve su oranlarındaki beraberlik, - Ortamdaki hava sıcaklığı ve rutubet koşulları, - Bünyedeki hammaddelerin mineral türleri ve eriyen tuzların olup olmadığı, - Çamurun tane büyüklüğü ve bunun dağılımı, - Moleküler yapısal düzendir. (Kura 1989) Seramik bünyede yoğrulma suyu üç durumda bulunur: 46 - Yüzey suyu; kil taneciklerinin yüzeyini film şeklinde saran su, -Por suyu; taneciklerin arasında bulunan sudur.Çamurdaki suyun büyük kısmını oluşturur, -Emme suyu: Kil taneciklerinin yüzeyinden içine emilme yolu ile giren sudur. Böylelikle bu su, seramik çamurunun plastikliğinde söz sahibi olur. Kurutma sırasında çamurdan en güç ayrılan sudur ( Arcasoy 1983). "Kuruma ilk olarak yüzeyde başlar gözeneklerden gelen su yüzeyden buharlaşarak uzaklaşır. Bu sırada kurutma sıcaklığı arttırılmaktadır. Aksi halde , yüzey çabuk kuruyacak, içeriden gelen suyun geçmesini engelleyecek şekilde küçülecektir. Sonuçta, gerilimler oluşarak kuruma çatlakları ve deformasyonlar ortaya çıkacaktır. Gözeneklerden uzaklaşan su ile birlikte küçülme görülür, çünkü kil tanecikleri birbirlerine yaklaşırlar. Daha sonra tanecik, yüzey ve emme suyu uzaklaşır (Kaya 1990 : 58).” Kurutmada kullanılan çeşitli yöntemler vardır: Plastik olmayan ve özel kurutma gerektiren ( kemik porselen, izolatör çamurları gibi) bünyelerin kurutulması için kontrollü kurutma odaları içinde ' dobbins' adı verilen sıcak hava jetleri ile kurutma yapılır. Kurutması yapılan kemik porselen bünyeler fırına girmeden önce özel kasetlere yerleştirilirler. Resim 12 ve 13‟ de yerleştirilişleri görülmektedir. tabakların ve fincanların özel kasetlere 47 Resim 12 Resim 13 -Pişirim Süreci Genel olarak kemik porselenin pişirimi yaklaşık 1220 Cº- 1260Cº arası yapılır. Bünyenin kasetlerle desteklenmesi durumunda, ışık geçirgenliğini artırmak için, bünyenin kompozisyonuna göre bu derece 1280 Cº 'ye kadar ulaşabilir. Kemik porselenin diğer bünyelerden farkı bisküvi pişiriminin, bünyenin tamamen vitrifiye olduğu derecede yapılmasıdır. Sır pişirimi ise yaklaşık 1050 Cº 1100 Cº ' de yapılır. Bisküvi pişiriminin(+,- 10 º) hassasiyetle kontrol edilmesi gerekir. Düşük sıcaklıklarda yapılan bisküvi pişirimi, gözenekler tamamen kapanmadığı için ışık geçirgenliğinin tam oluşmamasına yol açar. Yüksek sıcaklıklarda ise üründe kabarmalar ve deformasyonlar görülür (Özkan 1991: 42). Kemik porselenin pişirildiği fırın atmosferi oksidasyonlu olmalıdır. Yetersiz havalandırmada redüksiyon oluşabilir ve bu durum ürünün rengini olumsuz etkiler. Fırın içindeki havanın homojen dağılması gerekir. İdeal fırın içi ortamı % 6- 9 CO2 ve % 9- 11 O2 içerir. 48 Resim 14‟de görülen tünel fırın, Lenox® ' da kullanılan 41 metre uzunluğundaki gazlı fırındır. Kasetler içinde raylar üzerinde hareket eden parçaların fırın içindeki pişirimi 9 saatte tamamlanır. Fırın içindeki en yüksek sıcaklık bölgesi 1254 Cº ' dir. Resim 14 Bisküvi pişiriminin sır pişiriminden yüksek olduğu bazı durumlarda seramik ürünün biçimini koruyabilmesi açısından kasetli pişirim gereklidir. Kemik porselen gibi yüksek derecelerde biçimini kaybetme riski yüksek bünyeleri kontrol edebilmek için ' kaset' denilen fırın içi özel ekipmanlar kullanılır. Kasetlerin görevi kemik porselen biçimin deforme olabilecek yüzeylerini desteklemektir (Resim 15 ). 49 Resim 15 Diğer türlerle karşılaştırıldığında, kemik porselen üretim maliyetinin yüksek olmasının nedenleri; düşük plastisite nedeniyle ürün kaybının fazla olması, ürünlerin pişirimde kaset gerektirmesi ve bunun fırın içinde yer kaybına yol açmasıdır. Endüstride, yassı biçimli kemik porselen biçimleri pişirmek için kullanılan geleneksel yöntemlerden biri refrakter özellikli 'sagar'lardır. Sagarlar, % 50 ateş kilinden (plastisitesi çok düşük bir kil tipi) ve % 50 oranında grogdan ( pişmiş ve daha sonra parçalanıp ufalanmış refrakter kil kumu) oluşur. Grogun görevi pişirim süresinde, saggarın çatlamasını önlemek ve biçimini korumasını sağlamaktır. Sagarların geleneksel fonksiyonu, pişirimlerin katı yakıtla yapıldığı dönemlerde pişen ürünü, fırın içersinde uçan kül ve direk alevin etkisinden korumaktır. Daha sonra gazlı ve elektrikli fırınların kullanılmaya başlanmasıyla böyle bir ihtiyaca gerek kalmamıştır. Kemik porselen gibi bisküvi pişiriminde desteklenmesi gereken bazı bünyeler dışında sagarlara ve diğer kasetlere ihtiyaç duyulmamaktadır. 50 Sagarlar (genelde 20 mm et kalınlığında) dökümle ya da şablonla biçimlendirilmiş, oval, dairesel, kare veya dikdörtgen tabanlı haznelerdir. Sagarların içi kalsine alümina (Al2O3) ile doldurulur ve pişecek ürün alümina içine gömülür. Ürün böylelikle tüm yüzeylerinden desteklenir.( Çizim 9) (Resim 16). Çizim 9 Resim 16 Bu yöntem bünyelerin deforme olmasını belli oranda önleyemediği ve saggarların birbirine yapışmasına neden olduğu için yerini daha fonksiyonel kasetlere bırakmıştır. 'Profil kasetler', pişirim boyunca bünyeye en fazla desteği sağlayan biçimlerdir. Bu refrakter halkalar, kemik porselen bünyenin pişirimde en zayıf olan yan yüzeyleriyle temas eder. 51 Kaset ve bünyenin birbirine yapışmasını önlemek için ara katmana 'arap zamkı' ile alümina sürülür. Alümina yapışmayı önlediği gibi, büyük küçülme oranına sahip kemik porselen bünyenin rahat hareket etmesini sağlar. Kemik porselen biçimin ve kasetin aynı eğimde olması (daha geniş ya da daha dar olmaması) gerekir (Çizim 10). Çizim 10 Pişirimde hidroksiapatit' den (Ca(OH)2.3Ca3(PO)4)2) oluşan kemik 1000 Cº ' de beta-trikalsiyum fosfat' a, kalsiyum oksite( CaO) ve suya ayrışır. Ca(OH)2.3Ca3(PO4)2---------------------> 3Ca3(PO4)2+CaO+H2O Hidroksi apatit Trikalsiyum fosfat Kemik porselen bünye ısıtılmaya devam edilirse şu 3 süreç gerçekleşir: 1- Kemikten gelen bir kısım CaO kaolin ile birleşir ve anortit oluşturur ( CaO.Al2O3.2SiO2) 2- CaO betatrikalsiyum' u oluşturur. 3- Geriye kalan P2O5 (fosfor pentoksit) diğer maddelerle cam oluşturmak için birleşir. Pişmiş kemik porselen bünyede şu fazlar bulunur: % - Anortit-------------------------- 25 - Beta-trikalsiyumfosfat------– 45 - Cam ---------------------------- 30 52 Kemik porselenin kimyasal analizi aşağıdaki gibidir (Rado1988) : % SiO 2 --------------- 65 Al2O3 -------------- 15 P2O5 --------------- 5 K2O5 -------------- 15 - Sert porselen 1200 Cº' da vitrifiye olurken kemik porselen bu sıcaklıkta % 20 gözenek içerir. Sert porselen en yüksek pişirim derecesinden 200 Cº aşağıda vitrifiye olur. Kemik porselen ise ulaşacağı en yüksek derecenin ancak 30 Cº aşağısında vitrifiye olur, bu grafik kemik porselenin dar bir vitrifikasyon aralığı olduğunu gösterir (Grafik 3). Grafik 3 Bisküvi pişiriminden sonra, ürünler titreşimli makinalara yerleştirilirler. Su ve ince granüller içinde sarsılarak aşınıma uğrarlar ve böylece ürünün üzerine yapışan alümina zımparalanır (Resim 17,18). Zımpara işleminden sonra ürünler yıkama 53 makinalarında yıkanır ve kurutulurlar. Daha sonra hata kontrolü yapılır ve ürünler sırlama işlemine hazır olurlar. Resim 17. Taşlama (Stoning) Resim 18. Taşlanmış ürün Kemik porselen çok az gözenekli olduğu için emici değildir. Bu nedenle sırın pekişmiş bünyeye tutunmasını sağlayacak cmc veya benzeri selülozik bağlayıcılar katılabilir. Sırın büyeye tutunmasını kolaylaştırmak için bünyeyi ısıtmak da işlemi kolaylaştırır (Resim 19, 20). Daha sonra ürünler pistolelerle sırlanırlar. Resim19.Ön ısıtma Resim 20. Sırlama İşlemi 54 "Kemik porselende, kurşun- bor- silikat sırçası ve bunu askıda tutmak için az miktarda kaolin kullanılır. Bazen kalsiyum karbonat, feldspat, nefelin syenit katılır. Kemik porselen sırının molekül formülü şöyledir: 0,3 PbO 0,1 MgO 0,4 CaO 0,1 K20 0,1 Na2O 0,3 3,0 SiO2 0,4 B2O3 Al2O3 Sır pişirim sıcaklığı en fazla 1060 Cº - 1120 Cº 'ler arasıdır. Eğer sır kalınlığı çok ince ise bünyeden iğne tipi fışkırmalar olur. Sırın çok kalın olması durumunda ise kabarcıklar oluşur. Bu nedenle sır kalınlığı çok önemlidir. Bunun için de sırın tane dağılımı viskozite ve yoğunluk kontrolleri sık sık yapılmalıdır. Tanelerin % 75'i, 144 µm 'dan küçük olmalıdır (Erkalfa 1990:20- 21).” Sır pişirimi tünel fırınlarda yapılır. 56 m uzunluğundaki fırında pişirim süresi yaklaşık 8.5 saat ve pişirim ısısı 1104 Cº' dir. Gazlı bisküvi fırınlarından farklı olarak bu fırın hem gazlı hem de elektriklidir. Sır pişirimi üç aşamadan oluşur: - Yaklaşık 3 saat yavaş ısınma süreci - 2.5 saat bekletme süresi - 3 saat soğuma süresi. Bekletme aşamasında gazlı fırının içinde çok fazla türbülans vardır. Sırın viskoz olduğu aşamada bu akımdan etkilenmemesi için bekletme aşamasında ısıtma 55 elektrikli yapılır. Resim 21 ve 22'de Lenox® fabrikasındaki sır fırını ve sırlanmış kemik porselen ürünler görülmektedir. Resim 21 Resim 22 "Kemik porselen sırının yumuşak oluşu (oldukça düşük sıcaklıkta sırın gelişmesi) nedeniyle çok çeşitli renkler uygulanabilir. Sır altı ve sır üstü dekor yapılabilir. Sır üstü dekorlar 740Cº - 840Cº arasında yumuşadığında sıra yapışır (Erkalfa 1990: 21).” Sırlı ürün üzerine dekor çeşitli yöntemlerle yapılır: - Sır üstü dekor pigmentlerle uygulanır ve yaklaşık 870 Cº' de pişer ve pişirim süresi yaklaşık 2.5 saattir. - Altın ya da platin lüster uygulamaları gibi, sıvı haldeki metaller fırça ile uygulanır. 1.5 saatte, 760 Cº' de pişirim yapılır. - Emaye boyaları oldukça özen gerektiren, ürün üzerinde rölyef etkisi veren bir dekor çeşididir. Pişirim 1.5 saatte 760 Cº' de yapılır. 56 - Üretimde Karşılaşılan Güçlükler Kemik porselen üretiminde karşılaşılan sorunlar şunlardır: - Bünyenin kil oranının düşük olması nedeniyle plastikliği düşüktür. Bu nedenle düşük yaş ve kuru direnç, üretimde fazla fire verilmesine yol açar. Bünyenin plastisitesini artırmak için bünyeye katılan ball kili ışık geçirgenliğini düşürür. Bunun yerine düşük oranda bentonit ilavesi bünyenin dayanımını artırabilir. - Düşük plastisite, dikkatli bir üretim sürecini gerektir. Bu nedenle kemik porselen üretimi için daha fazla beceri ve daha uzun bir üretim süreci gerekir. - Vitrifiye aralığının kısa oluşu ve deformasyonun fazla olması da bir sorundur: Pişmiş kemik porselenin bileşimini oluşturan trikalsiyum fosfat, anortit ve silika fazları ötektik noktasına çok yakın olduğu için çok ani sıvı faz oluşabilir ve deformasyon artar. Düşük sıcaklıkta pişen ürünlerin saydamlığı azdır, sıcaklık artınca da deformasyon artar. Bu nedenle pişirme sıcaklığı çok kritiktir. Kemik porselen karakterini kaybetmeden pişirme aralığı, daha fazla kemik külü kullanılarak sağlanabilir. Ancak bu durumda şekillendirmek çok zorlaşır. (Pierre, 1956) - Fırın atmosferinin oksidasyon oranı ve ısıtma hızı ürünün renginde son derece etkilidir. Atmosferin indirgen olması durumunda, kilde bulunan % 1.5 oranındaki demirle fosfatın birleşip, bünyenin renginin mavimsi, kahverengimsi olmasına yol açar. Pişirim hızının yüksek oluşu, karbon parçacıklarının bünyeden uzaklaşmasını önler. - Feldspat oranı bünyenin renginde rol oynar. 57 " Feldspat miktarının fazla olduğu bileşimlerde ürünün renklenme tehlikesi daha azdır. Yüksek alkali miktarı fosfatın kemik külünden demire geçmesini engeller. Diğer taraftan bünyede uygun miktardan fazla alkali var ise bu kez de kabarcıklar oluşur ( Erkalfa 1990: 22).” - Yukarıda bahsedilen üretim güçlüklerinin yanısıra, aynı zamanda kemik külü diğer hammaddelerle karşılaştırıldığında pahalı bir malzemedir. Kemik külü yerine kullanılabilecek diğer hammaddeler (sentetik kemik külü, apatit, dikalsiyum fosfat gibi) ile ilgili çeşitli patentler vardır (Rado 1981). Ancak endüstride genelde kemik külünün tercih edilmesi bu hammaddenin üretimde daha olumlu bir sonuç verdiğini gösterir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen kemik porselen sunduğu estetik olanaklarla porselen türleri içinde vazgeçilmez bir yere sahiptir. 2.2. Sanatsal Kemik Porselen Uygulamalar Kemik porselen ile ilgili yapılan bu çalışma; seramik sanatında kullanımı yaygın olmayan bir porselen türünün estetik amaçlar doğrultusunda kullanılabilirliğini ve özelliklerini inceleyen sanatsal bir araştırmadır. Araştırma raporunda yer alan bölümler sonuçta ulaşılması hedeflenen estetik sonuçlara yönelik olarak biraraya getirilmiştir. Çalışmanın bütününe bakıldığında genel bir yargıyla- içeriğin, teknolojik ve sanatsal olarak ikiye ayrılmış olduğu düşünülebilir. Çalışmanın genelindeki teknik ve sanatsal konuların bağlantılarının uzak görülebilmesinin çeşitli nedenleri olabilir: Plastik sanatlar ve diğer sanat dallarındaki yaratım etkinlikleri öncelikle estetik kaygılara dayanır. Sanatsal konuyu destekleyen yöntemsel kaygılar, teknolojik araştırmalar arka planda kalır. Bu nedenle, 'sanatsal 58 araştırma' ve 'yaratım' etkinliklerinin ayrımını ve paralelliğini kısaca incelemek gereklidir. Öncelikle, sanatsal yaratım bilimsel araştırma gibi 'problem çözme‟ ye yönelik bir etkinlik değildir. Aynı zamanda sanatsal yaratımın gerçekleştirilmesinin öncelikli amacı somut bir yarar sağlamak da değildir. Seramik bir yapıt, sanatçının esere yüklediği soyut anlamı taşıyan bir sonuçtur, estetik ifadenin ürünüdür. Yapılan işlemler çalışmanın sonlanmasıyla birlikte geride kalır. Yaratım sürecinde sanatçının bir sonraki eseri ile ilgili kaygları tamamı ile kendi estetik arayışlarıdır. Sanatçının yaratım sürecinde kullandığı -aynı zamanda sonucu da etkileyen yöntemlerin geliştirilmesine yönelik çalışmaları ise kişisel ilgi ile bağlantılı özel araştırmalardır. Bu çalışmalar ise çoğunlukla akademik etkinliklerin temelini oluşturur. Sanat alanında bu tür sanatsal araştırmaların yapılması yeni ve özgün değerlere ulaşılmasını sağladığı için hem pratik hem de etik açıdan gereklidir. Prof. Doubolt (Ase,1989), sanatsal uygulamaların, sanatsal araştırmalarla aynı anlama gelmeme nedenini şu şekilde açıklıyor: " Sanatsal araştırma, estetik bağlantı içinde yeni malzemelerin uygulanması ve yeni tekniklerin , gereçlerin ve estetik arayışların geliştirilmesidir. Bunun dışındaki çalışmalar az ya da çok tanıdık olan, bilinen tekniklerin, gereçlerin ve metodların yeni kombinasyonlar içinde uygulanması ve estetik fonksiyonu olan yeni çalışmaların geliştirilme becerisidir." Bu ifadeye göre; sanatsal değeri olan yeni tekniklerin ya da malzemelerin geliştirilmesine yönelik etkinlikler 'sanatsal araştırma' olarak düşünülmelidir. Bu çalışmada da yapılmış uygulamalar, sanatsal araştırmaların sonuçlarının görülebilmesi için gerekli bir aşamadır. Bir başka bakış açısıyla, bilimsel inceleme bölümüne, sanatsal çalışmalara dayanak oluşturması için yer verilmiştir. Kemik porselenle ilgili yapılan teknik araştırmalardan sonra, sanatsal araştırmalarda sorgulanan problem şu olmuştur : Geleneksel bünye türlerinin yanında kemik porselen çalışmaların önerdiği özgün estetik nitelikler nelerdir? 59 20. yüzyılın başlarından itibaren biçimlenmeye başlayan çağdaş seramik sanatında, biçim ve fonksiyon anlayışlarıyla ilgili farklı dönemlerde çeşitli yaklaşımlar ve beğeniler geçerli olmuştur. Ancak bunlar kesin ayrımları yapılamayacak kadar birbirine bağlıdır. Seramiğin teknolojiyle doğrudan bağlantılı olması, malzeme ve üretim yöntemlerinin çok hızlı değişebilmesini sağlamıştır. Bu nedenle çalışılan tarzlara yönelik kesin sınıflandırmalar da yapılamamaktadır. Seramik sanatçısı çalışmayı seçtiği bünye türünü (earthenware, stoneware, porselen gibi) tasarımına göre biçimlendirirken, aynı zamanda bünyenin beraberinde getirdiği teknik ve estetik özellikler de sanatçının tasarım etkinliğini biçimlendirir : Teknik olanak bilgisi, belirli deneyim ve bilgi birikimi ile oluşur: Döküm yöntemi ile biçimlendirmeyi kullanan bir sanatçının model hazırlama, kalıp alma becerisi, benzer yöntemlerle kurduğu ilişkilerden yararlanma ve çözüm geliştirme yeteneğine bağlıdır. Bu beceri tasarlanan bir ürünü ya da bir sanat yapıtını ortaya koyarken araştırmacıya pratik özgürlük sağlar. Seramik sanatçısı kullandığı malzemenin olanakları ve sınırlılıkları ölçüsünde biçim ve renk özelliklerine ulaşır. Örneğin, kullandığı fırın hacmi, çalışma boyutlarını belirler, pişirim derecesi ve hazırlanabilen sır çeşitleri üründe kullanılabilecek renk ve doku özelliklerini etkiler. Sanatsal yaratıcılığın sınırsız olduğu ve sonsuz çeşitlilikte biçim, renk, doku ve boyutta çalışmaların tasarlanabileceği teorik olarak kabul edilmelidir. Uygulama aşamasında -çeşitli alanlarda da olduğu gibi- seramik bünyelerin karakteristikleri sanatsal çalışmaların estetik niteliklerinde belirleyici olur. Bunun yanısıra, yaratıcısının sanat görüşü, tasarım anlayışı, sahip olduğu teknik olanakları ve fiziksel becerisi gibi karmaşık ilişkilerin, sonuçta ortaya çıkacak ürünün estetik niteliklerinde etkili olduğu da dikkate alınmalıdır. 60 Malzeme- yapıt ilişkisi ile ilgili vurgulanmaya çalışılan karakteristikler en basit örnekle; bir suluboya resim ile yağlıboya bir tablonun renk, doku ve ışık farklılıklarına yön veren olanaklar ve sonuçlardır. İzleyicinin estetik beklentisine ve yargısına daha önce edindiği deneyimleri yön verir. Örneğin bir çin porseleni, ince, beyaz, pürüzsüz ve yarı şeffaf olmalıdır. Porselene ait estetik nitelikler kemik porselende diğer türlerle karşılaştırıldığında ideal ölçütlere oturur : Kemik porselen, diğer türlerden daha beyaz ve daha şeffaftır. Kemik porselenin sanatsal nitelikleri aşağıdaki beş başlık altında incelenecektir: - Renk - Işık-gölge - Hacim - Doku - Yarı şeffaflık Renk Kemik porselen diğer porselen türlerinin yanında en yüksek beyazlık indeksine sahiptir. Bu yüksek beyazlık, porselenin yüzeyinde uygulanan sırlarda kaliteli bir renk sonucunun elde edilmesini sağlar. Kemik porselenin bu özelliği endüstriyel üretimdeki sır ve dekorda avantaj sağlamaktadır. Seramik sanatında porselenin kullanıldığı çalışmalar değerlendirilirse; özellikle ışık geçirgenliği vurgulanmak istendiğinde bünyenin sırsız bırakıldığı görülür. Sır öğesi ne kadar ince ve şeffaf olarak uygulanıyor olsa da, bünye üzerinde fiziksel olarak belirli bir katman oluşturur. Kemik porselen bünyelerde uygulanan sır, 61 teknik olarak ışık geçirgenliğini sınırlamakla beraber, incelik kaygısı taşıyan sanatçı için sır maddesel ve psikolojik olarak da belirli bir kalınlık anlamına gelir. Sanatsal uygulamalarda kemik porselende sır ve renk kullanımının arka plana atılmasının altında farklı estetik kaygıların yattığı düşünülebilir: Bünyenin beyazlığının, pürüzsüzlüğünün ve dokunsal çekiciliğinin sır kullanımına gereksinim bırakmadığı hissedilir. Sanatsal uygulamalarda, sır ve renk değerlerinin, kemik porselenin 'yarı şeffaflık' niteliği ve 'kırılganlık' duygusu ile uyuşmadığı söylenebilir. Sır , daha kalın ve dirençli bünyeler üzerinde, ışıkla beraber farklı bir anlatım dilinin oluşturulmasında yardımcı bir değerdir. Seramik sanatında sır ve renkin estetik değerine yönelik farklı yargılar da öne sürülmüştür: Bromfield‟ ın sır ögesinin kullanımına dair eleştirel bakış açısı, biçim ve renk yönünden olumsuz değerlendirdiği örnekler üzerinedir. "Seramik biçimlerde sırların genellikle ' kozmetik' işlevi vardır: Sırlar çoğunlukla, güçlü olmayan, yetersiz formlarda ' durumu idare etmek için' sanatçılara cazip gelir. En şeffaf sır bile, bünyeyi kaplayarak biçimden önce kendisini öne sürer." ( Bromfield 2001: 9). Aşağıda, kemik porselenle çalışan seramik sanatçılarının uygulamalarından örnekler yer almaktadır. Bu biçimlerin, yalın beyaz ve pürüzsüz yüzeyle vurgu kazandığı görülebilir.Beyaz, ışığı kullanmak isteyen sanatçı için en iyi karşılık veren zemindir. 62 Resim 23. Jeroen Bechtold Resim 24. “Lunar Light” Angela Mellor Kemik porselen h.6. R.12 cm 63 Resim 25. Ruth Duckworth Porselen Çağdaş seramik sanatında beyazı etkili şekilde kullanan sanatçılar arasında bilinen önemli bir isim Ruth Duckworth' dur. Duckworth' un seramik heykelleri yüksek dereceli sert porselen çalışmalardır. Sanatçı beyaz bünyenin estetik etkisini son derece güçlü kullanır. Aşağıda yer verilen örneklerin, 'beyaz bünye' kavramını destekleyeceği düşünülmüştür. Bununla beraber, kemik porselen çalışmalarda sır kullanımından uzak estetik tavrın yanında, renkle ilgili yalın arayışlar da vardır : Arne Ase' in metal klorit, nitrat ve sülfatlarla ışık geçirgen porselen bünyeler üzerinde yaptığı denemeler seramik sanatında çok yeni ve son derece özgün çalışmalardır.* . * Ase çalışmalarında kullandığı bünyeleri, belli oranda kemik porselen ve daha plastik yarı şeffaf Limoges porseleni ile karıştırıp hazırladığını belirtmektedir. (Ase 1989) 64 Resim 26. Arne Ase Ase, geliştirdiği bu tekniği 'porselen üzerine suluboya çalışmaları' olarak nitelendirir.(Ase 1989). Sanatçı kendisini bu tekniğe yönelten arayış sürecinin 60' lar ve 70' lerde Leach ve Hamada' nın stoneware geleneği ile ilgilendiği dönemlerde başladığını ifade eder. Metal tuzlarıyla yaptığı sır araştırmaları daha sonraları sanatçıyı porselen gibi daha rafine bir malzemeyle çalışmaya yöneltmiştir. Ase, sanatsal becerisini uygulamak için en uygun malzemenin sırsız beyaz porselen olduğunu belirtir. " Bu araştırma sürecinin sonucunda, kendimi seramik kültürü ve teknolojisinde belirli bir konuda uzman bilgiye sahip bir ressam olarak nitelendirebilirim." (Ase 1989:143). - Işık- Gölge Işık- gölge ilişkisi, kemik porselen gibi beyaz bir bünyede estetik bir dil oluşturmak için önemli bir öğedir. Işık öncelikle porselen çalışmanın boşlukta kapladığı hacim üzerinde çeşitli görsel etkiler yaratır. Bunun yanında biçimin yüzeyi üzerine uygulanan rölyefler, 65 izleyiciyi porselenin ince et kalınlığındaki derinlik duygusunu sorgulamaya yönlendirir. Resim 27 Jeroen Bechtold Işık gölge ilişkisi - özellikle Barok sanat eserlerinde- yarattığı psikolojik ve sembolik etkilerle belirli bir sanat anlayışının temelini oluşturmuştur. Barok sanatta ışık-gölge vurgularıyla biçimin betimlenmesinden çok, imgesel etkisinin hissettirilmesi amaçlanır. Barok estetiğinde, objelerin maddesel gerçekliklerinin yansıtılması istendiğinde bile betimlemeden kaçınıldığı görülür. Eserde nesnel belirlilikten uzak durulur. 66 Resim 28 Rembrand “Landscape with a castle” 1640-42 Ahşap üzerine yağlıboya Barok resim anlayışının ışık-gölge ilişkileri ile ve tonların yakınlığıyla yarattığı nesnel belirsizlik, imgesel gerçekliğin yaratılmasına yol açar. Biçimlerin gölgede erimesi ve karanlıkta kalan bölümlerin varlığının hissedilmesi, 16.yy. sanatı için modern bir yaklaşım olarak sayılabilir. Sanat eserinde ışık, nesneleri belirli kılmak için aydınlatma işlevinin ötesinde, vurgulanmak isteneni, çarpıcı kılınmaya çalışılan öğeyi öne çıkarır. Gölgede kalan alanlar ise arka plana çekilir, kavranamayan alanlar izleyiciye bırakılır. 67 Resim 29. Ruth Duckworth Resim 30. Jeroen Bechtold "Resimsel objeler yalnızca karanlıkta değil, bunun yanında beyazlık içinde de kaybolur. Uzakdoğu manzara resimlerinde, Japon ressam Sesshu' nun kullandığı haboku tekniğinde olduğu gibi, dağlar sislerin arasında gizlenmiş görünür. Bu tür örneklerde sanatçının belirgin olmayan alanları izleyicinin imgelemine bıraktığını söylemek yanılgı olur. Tersine, izleyiciye sunulanın anlamında, doruğa yükseldikçe belirsizlikten görünür hale gelen objenin sunumu planlanmıştır. 'Dağın ağırlığı' beyaz ipek ya da kağıt zemin ile aydınlık kazanır. Zemin, resim içinde maddesel olmayan bir figür olarak kendisini hissettirir. Bu yaklaşımla , resimdeki doğaya ait büyük, ezici öğeler gizlenmeye çalışılır." ( Arnheim 1974: 327) 68 Resim 31 Karanlığın ya da parlak aydınlığın etkisi, insan gözünün algısıyla ilgilidir ve sınırlı bir aralıkta gerçekleşir. Resimdeki ton değerleri, biçimleri daha görünür kılar ya da biçimlerin birbiri içinde erimesine neden olur: Resim 32' de tonların zıtlığıyla sağlanan gerilim açıkça hissedilir. Resim 32 Rembrandt “Scholar in Interior” 69 Resim 33. “ Baroque Interior Piece” Martin Smith Earthenware.h.16 cm. 1982 Sanat eserlerindeki ışığın etkisi, gölgenin artırılmasıyla daha da öne çıkar. "Gölgeler, ait oldukları biçimin üzerinde olabildikleri gibi, biçimden uzayan gölgeler bir objeden diğerine düşer ya da aynı biçimin bir başka bölümüne yansır. Fiziksel olarak her iki tür gölgenin de doğası aynıdır: Işığın az olduğu ortamda meydana gelirler. Fakat algısal olarak oldukça farklıdırlar. Biçim üzerindeki gölge bütünün parçasıdır, o kadar ki pratikte bu farkedilmez, gölge biçimin oluşturur.(Resim 34). Resim 34 hacmini 70 Diğer taraftan, biçimden yansıyan gölge ise, gölgeyi oluşturan obje ile, etkilenen nesnenin karışmasına, birbirleriyle ilişkilenmesine yol açar." (Arnheim 1974 : 315). Yansıyan gölge, ait olduğu somut biçimden ayrı bir değerdir.(Resim 77, 78) Resim 35. “ White Relief ” Ben Nicholson Ahşap üzerine yağlıboya,1939. Sanatsal algıda yansıyan gölgenin sembolik bir anlamı vardır : Sanat eserinde gölge ait olduğu somut biçimden ayrı bir çizgi ve ton değeri taşır. Fakat bunun yanında izleyicide psikolojik çağrışımlara da yol açar. Gölge boşluktaki objeye gizemli bir etki kazandırır (Resim 35). Objeyle ilişkili fakat farklı, maddesel olmayan bir leke değeri, objenin gerçekliğinin yanında başlı başına bir değerdir. Aydınlatma elemanlarının desteğiyle bu etkiyi daha vurgulu kılmak sanatçının tasarısına bağlıdır. 71 Resim 36. Ruth Duckworth.1992 Resim 37. Arne Ase 72 - Hacim Işık-gölge ilişkileriyle somut bir maddede algılanan hacim, resim, fotoğraf ya da ekrandaki bir görüntüden farklı olarak, heykel ve mimaride izleyiciye somut, dokunulabilir içine girilebilir ve hatta işitsel özellikler taşıyan bir deneyim sunar. Üçüncü boyut zihindeki karşılığını bulmadan önce fiziksel gerçekliğini dokunma duyusu ile edinir. Objenin somut hacmi; dokunularak hissedilebilendir. İnce bir kağıt, yaş bir çamur ya da amorf bir taş parçasının somutluğu üçüncü boyutun sağladığı bir sonuçtur. Resim 38. Dan Fisher Objenin somut hacminin görsel olarak algılanması, ışık, gölge ve renk ilişkileriyle bağlantılıdır. Bu değerler, izleyicinin imgeleminde objeye dair doku, boyut, konum, yön ve derinlik gibi özellikliklerin kavranmasını sağlar. 73 Resim 39. Terez Borza Üç boyutlu bir biçimin uzaydaki konumu her zaman perspektif yasalarına bağlıdır. Fakat kimi zaman görsel algıdaki yanılmalar, izleyicinin objenin uzamsal gerçekliğini ve konumunu farklı kavramasına yol açabilir. Resim 40 Yasuo Hayashi . Porselen. Resim 41. Yasuo Hayashi. Porselen. 74 Aynalardaki karşılıklı yansımalar da bu farklı görünüşlere birer örnektir. Yansıyan objenin 'gerçek' konumuna dair karşılaşılan yanılgı kimi zaman camın şeffaflığı nedeniyle yaşanır. Şeffaf malzemenin herhangi bir görsel kırılma, yansıma gibi varlığına dair işaret ettiği bir durumun olmaması, camın görülmemesine ya da başka bir deyişle farkedilmemesine neden olabilir. Simülasyon görüntüler ve benzeri deneyimler maddenin somutluğunun ve hacminin algılanması hakkında farklı sonuçlar yaratabilirler. Koch (1999), Paula Bastiaansen' in kemik porselen çalışmalarını 'yarı şeffaf ve maddesel olmayan biçimler' olarak tanımlamaktadır. " Objeler bir anlamda; çok ince, neredeyse şeffaf, havada dalgalanan dokunaçları andıran (fakat dokunaca benzemeyen) biçimlerdir. Porselenler, somut bir madde olup olmadıkları ile ilgili izleyicide kuşku uyandırır. Bastiaansen cam malzemeye bir çeşit yakınlık duymaktadır. Fakat bu yakınlık, cama özgü herhangi bir değer nedeniyle değil, yalnızca camın şeffaflığı ile ilgilidir." (Koch 1999: 81). Bastiaansen' in, kemik porselen gibi kırılgan bir malzemeyi son derece ince çalışmak için gösterdiği özen ve becerinin nedeninin, duygusuna erişme isteği' olduğu bellidir. Resim 42.Paula Bastiaansen Kemik Porselen etkilendiği 'şeffaflık 75 "Sanatçı dikkat ve sabırla, maddesel olmayışın özünü araştırıyor. Her ne kadar çalışmaların kökleri çanak biçimlerinden geliyor olsa da, Bastiaansen kariyerinde bu biçimlerin çok ötesinde bir konumdadır. Bu çalışmalarla sanatçı maddesel olmayana hacim kazandırmaya çalışır. Sanatçının çalışmalarının kolayca tarif edilebilir olduğu söylenemez: İzleyicinin biçimin varlığını algılaması için yalnızca görmesi yeterli olmaz, bunun yanında objelere hafifçe dokunması da gerekebilir." (Koch 1999: 83). - Doku Dokunma duyuları ile ya da görsel olarak algılanabilen yüzeysel etkiler, nesnelerin doku karakteristiklerini belirler. Doğada nesnel olarak var olan somut her madde dokunsal bir doku yapısına sahiptir. Kağıt, metal, kumaş ya da bir taş parçasının doku özellikleri, tanıdık duyumlardır ve karşılığı herkes tarafından bilinir Bu algı deneyimleri çocuğun dünyaya gelmesiyle insan bilincinde kodlanmaya başlar. İnsan davranışında görsel olarak ilgi çeken bir objeyi tanımak için, dokunarak algılamaya yönelik bir refleks vardır. Dokunsal özellikler, sinirler aracılığıyla beyne sinyaller halinde gönderilirler. Objenin gerçekliğini hissetmek için görmek ve dokunmak ilişkili davranışlardır. Pişmiş seramik bir malzeme değerlendirildiğinde, en karakteristik niteliği dokunsal olarak sert oluşudur. Dokunmayla kolayca varılabilecek bu ayrım, görsel olarak da yoğun bir hacime sahip olduğuna dair bir etki bırakır. Pişmiş bünyenin yüzeysel yapısı, parlak bir cam ya da metalde olduğu gibi ışığın yüzeyde yansımasını önler. Gözenekli ya da gözeneksiz sırsız bir bünyenin mat ve ışığı belirli ölçüde emen bir yapısı vardır. Yüzeyde kullanılan sır bünyeden ayrı bir doku ve renk tabakasıdır, bu nedenle bünyelerin dokusal özellikleri incelendiğinde belirleyici değildir. 76 Bu karakteristiklerin yanısıra aynı zamanda bünye türlerinin farkına dayanan dokusal ayrımlar da vardır. Bünye türlerinin yüzeysel dokuları, iç dokunun (strüktür) yapısı ile bağlantılıdır. Geniş gözenekli bir mikroyapıya sahip terrakotta seramiğin yüzeysel dokusu da gözeneklidir (Resim 43) Resim 43 .Anthony Gormley. “Field ” (Detay) Stoneware belirli ölçüde pekişmişliğine karşın, topraksı matlığa sahip yüzey yapısına sahiptir (Resim 44). Resim 44. Peter Voulkos. Stoneware Tabak. Detay. 77 Kemik porselenin temiz beyaz rengi, camsı ve pürüzsüz dokusunun algılanmasını kolaylaştırır. Kemik porselenin yüzeyi parlak bir sır tabakası ile karşılaştırıldığında gözeneklidir, fakat bu yapı farkedilemeyecek orandadır. Bu özellik bünyenin ışığı belli ölçüde emmesinin yanısıra, 'satensi' bir yarı matlık ve ışıltı kazanmasını sağlar. Resim 45 Kemik Porselen -Yarı Şeffaflık Seramik bünyede yarı şeffaflık (translucency, ışıkgeçirgenliği), porselen gibi pekişmiş bünye tiplerinin, belirli et kalınlıklarında ışığı geçirme özelliğidir. Porselen türlerine bakıldığında standart kalınlıklarda en yüksek ışık geçirgenliğini kemik porselenin sağladığı bilinen bir özelliktir. 78 Resim 46. Hanneke Verhey Yarı şeffaflık, farklı dallarda ışık ile çalışan pek çok sanatçı için başlıbaşına bir sanatsal değerdir. Işık geçirgenliğinin en bilinen örneklerinden biri geleneksel Japon konutunda kullanılan kağıt duvarlardır. Yalın ve alçakgönüllü Japon estetiğinde duvarlarda kullanılan kağıt malzeme - pratik amaçların yanısıra - ışık ve gölge yansımalarını mekana sanatsal bir değer olarak katar. Ağaç kabuklarından özel olarak hazırlanan bu yarı şeffaf kağıtlar, ışığı evin içine süzerek yansıtır. Ayrıca bu özellik, dışarıda bulunan kişinin siluetini de içeriye yansıtarak, gelen kişi hakkında fikir verir.(Resim 47). Resim 47 79 Bu örneklerin yanısıra Japon sanatında yarı şeffaflığın kullanıldığı bir başka örnek ise Japon evinin aydınlatma elemanı olan 'akariler'dir. Bu aydınlatma elemanları heykel sanatçısı Isamu Noguchi' nin özgün çalışmalarına da konu olmuşlardır. Resim 48 “Akari ” Isamu Noguchi Noguchi, akarileri 'Japon konutuna uygun bir ışık kaynağı ve bir sanat objesi' olarak tanımlar. Japon ev geleneğinde bu aydınlatmalar statüden ayrı belirli bir kaliteyi vurgular. Akariler belirli bir duyarlılığın yansımasıdır.(Noguchi, 1986). Kemik porselen uygulamalarda da yarı şeffaflık özelliği, ışık-gölge ilişkileriyle vurgulandığında çalışmalarda ayrı bir niteliktir. Angela Mellor' un 'Glacial Light' serisi özel aydınlatmalarla beraber tasarlanmış kemik porselen çalışmalardır. 80 Resim 49 “Sake Takımı” Kemik Porselen h.18, R.6.5, R. 25 cm. Resim 50 ve 51‟de Jaana Brinck' in kemik porselen plakalarla yapmış olduğu düzenleme yer almaktadır. Çıkartmayla uygulanan siyah-beyaz fotoğraf görüntülerinin netliğinin, tasarlanan vurgu nedeniyle düşürüldüğü görülmektedir. Plaka üzerine serigrafi çıkartmalarla uygulanan görüntüler ışık geçirgenliğinin etkisiyle gizemli bir etki taşımaktadır. 81 Resim 50. Jaana Brinck Resim 51. Detay “Holly Family” 1999 Margaret O'Rorke, yüksek dereceli porselen malzeme ile ışık geçirgenliğini araştıran bir başka sanatçıdır. Resim 52‟ de yer alan porselen malzemeyle yapılan „ışık heykelleri‟, sanatçının porselenin yanısıra aydınlatma teknolojisi ile ilgili özel araştırmaları hakkında da fikir vermektedir. Resim 52. O‟Rorke.“Light Sculpture” 31 x 112 cm. Hempel Oteli Kitaplığı,Londra 1988 82 Angela Verdon, kemik porselen çalışan ve üretim teknolojisi ile ilgili çeşitli araştırmalar yapan bir başka sanatçıdır. Verdon'un çalışmaları çoğunlukla çanak biçimleridir. Belirli bölgeler kontrollü olarak inceltilerek, bu alanlarda ışık geçirgenliği vurgulanabilmektedir. Resim 53 Angela Verdon (Duvar panosu) Resim 54 „ „Şeffaflık‟Porselen 2000-2003. 30x30x10 cm (modül) İsrail‟ li sanatçı Ayelet Kaduri‟ nin çalışmaları karanlık ve aydınlık arasındaki gölgelerin ilişkisine dayanır. Elementlerinin saflık gerektirmesi ve pişirim işlemlerinin titizlik gerektirmesi nedeniyle seçkin bir çamur tipi olarak bilinen porselen, sanatçının çalışmalarında yalın, opak ve yarı şeffaf niteliklerin uygulanmasını sağlar. Sanatçı porseleni, cam ve çeşitli metal çeşitleri ile kombinasyon halinde kullanır. 83 3. BÖLÜM DENEYSEL VE SANATSAL UYGULAMALAR 3.1.Deneysel Uygulamalar Deneysel çalışmaların amacı, Türkiye’ de üretimi yapılmayan - ithal olarak maliyeti çok yüksek olan çok beyaz, yarı şeffaf ve gözeneksiz kemik porselenin estetik niteliklerini inceleyebilmektir. Bu nedenle sanatsal amaçlar doğrultusunda kullanılabilecek kemik porselenin karakteristik özelliklerini taşıyan uygun bünyelerin yerel hammaddelerle üretilebilirliği araştırılmıştır. Kemik porselenin Türkiye' de endüstriyel üretimi ile ilgili çeşitli bilimsel araştırmalar yapıldığı bilinmektedir.( Erkalfa 1990, Özkan 1991, Akpınar, Kartal 2001) Bu çalışmalarda amaçlar doğrultusunda olumlu sonuçlar edinildiği ifade edilmiş, endüstriyel üretim süreci içindeki karşılaşılan olumsuzluklar belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen araştırmalar, kemik porselenin sanatsal özelliklerini incelemek amacıyla yapılan bu çalışma için referans çalışmalar olmuşlardır. Dünyada ve Türkiye' de genelde yaygın olarak kullanılan geleneksel çamur tiplerinin (earthenware, stoneware, porselen vb.) yanında kemik porselen yaygın olmayan bir türdür. Endüstriyel üretimde kemik porseleni diğer sofra porselenlerinden ayıran estetik nitelikleri bu bünyeyi özel kılmaktadır. Dolayısıyla deneysel çalışmalarla, kemik porselenin özgün biçim, renk ve ışık özelliklerinin sorgulanması amaçlanmıştır. Deneysel çalışmalarda ilk aşamada literatür çalışması yapılmış, kemik porselen çamurunun hazırlanması ve pişirimi ile ilgili izlenen yöntemler hakkında daha önce yapılmış çalışmalar incelenmiştir. Edinilen sonuçlar doğrultusunda hammadde hazırlama çalışmaları yapılmıştır. Standart reçetelerden yaralanılmış, hazırlanan denemeler, döküm yöntemi ile ve plastik olarak 84 biçimlendirilmiştir. Kurutma ve rötüş işlemlerinden sonra numuneler elektrikli ve gazlı fırınlarda oksidasyon ortamda farklı sıcaklık değerlerinde pişirilmiştir. Sonuçların deformasyon, renk, ışık geçirgenliği ve doku özellikleri incelenmiştir. - Kemik Külünün Hazırlanışı Kemik külü elde etmek için kullanılan kemik unu, Kemsan A.Ş.’den1 edinilmiştir. Kimyasal bileşimi aşağıdadır: Ham protein En az-en çok %32- 37 Ham yağ En az-en çok % 8- 10 Ham kül ..................... % 45 Kalsiyum En az-en çok %15- 16 Fosfor En az-en çok % 6- 7 Hamselüloz ..................... %2 ...................... 2200 Metobolojik enerji Tablo 5. Kemsan kemik unu analiz değerleri Kemik unu elektrikli fırında 100 Cº/ saat hızda ısıtılmış, 900 Cº' de 1 saat bekletilerek kalsine edilmiştir. Elde edilen kül; kül:bilya :su oranı 1:1:2 olacak şekilde 12 saat süreyle bilyalı değirmende öğütülmüştür. 1 Kemsan.Kayseri Et Kemik Unu Yağ gıda ve Tar. Ürünl.San.Tic.Ltd.Şti. Oruç Reis Mah.Karpuzatan Mevkii No.20 Kayseri. 85 Öğütülen kemik külü 100 mesh' lik elekten geçirilmiş ve plastiklik kazanması için 6 hafta süreyle sulu ortamda bekletilmiştir. Yaşlanma işleminden sonra kül etüv fırınında kurutulmuştur. -Kemik Porselen Çamurunun Hazırlanışı Bünyenin hazırlanması aşamasında aşağıdaki reçeteler uygulanmıştır: HAMMADDELER REÇETE 1 REÇETE 2 REÇETE 3 REÇETE 4 KÜL / TRİKALSİYUM FOSFAT 20 40 45 45 KORNİŞ TAŞI/ POTASYUM FELD. 60 40 22.8 20 KAOLEN 20 20 30 24 KUVARS - - 2.2 5 ÜNYE BENTONİTİ - 2 - 2 Tablo 6 Çalışmada Kullanılan Reçeteler - Reçeteler kemik külü ve trikalsiyum fosfat ile hazırlanmış, plastik ve görsel özellikleri karşılaştırılmıştır. - Korniş taşının kimyasal analizi ve seger formülü hesaplanmış ve aşağıdaki reçete oluşturulmuştur - Kaolin olarak plastik olduğu bilinen grolleg kaolini kullanılmış, mineralojik analizi aşağıda verilmiştir. 86 % SiO2 47.70 Al2O3 37.20 Fe2O3 0.60 CaO 0.10 MgO 0.25 TiO2 0.03 K2O 1.92 NaO 1.92 Tablo 7 Bu bileşimlere göre hazırlanan karışımlar, % 40 su oranıyla 6 saat süreyle bilyalı değirmende öğütülmüştür. Döküm çamuru hazırlamak için gerekli elektrolit araştırmaları yapılmıştır. " Süspansiyon içinde bulunan kil parçacıkları eksi yüklü olduklarından birbirlerini iterler. Bunların yükleri, artı yüklü katyonların elektrolit ilavesi ile dengelenir. Elektrolit miktarı, elektrolitin cinsine ve süspansiyonda bulunan katının değişimine bağlıdır (Erkalfa 1990:40)”. Deneylerde 250 gr. toz, 125 ml saf su ile karıştırılarak sodyum silikat , karbonat, fosfat, sodyum hekzametafosfat ve trietilaminin viskoziteye etkisi incelenmiştir. Su ile viskozitesi ölçülmüş ve elektrolit miktarına karşılık viskozite değerleri grafikte gösterilmiştir (Grafik 7). 87 Grafik 4. Çeşitli Elektrolitlerin Viskoziteye Etkisi (Erkalfa 1990) 0) H2O 1) Na2SiO3(%6.5 )+ Na2CO3 (%3.5 ) 2) Na2SiO3 (%10) 3) Trietilamin 4) + 15 ml H2O dan sonra Na3PO4 (%10' luk) 5) Sodyumhekzametafosfat (%5) "NaSiO3 uygun gibi görülmekle birlikte sodyumhekzametafosfata göre daha fazla su kullanımına ve dolayısı ile kalıplarda çatlamalara neden olmaktadır. En uygun elektrolit % 5' lik sodyumhekzametafosfat olmuştur. Bunun etkisi de belli bir yere kadar olmakta ve daha fazla viskozite düşmesi ancak su ile sağlanmaktadır (Erkalfa 1990: 43)." 88 Bu araştırmalar doğrultusunda 1000 gr. lık kuru miktar için NaSiO3 (‰3-‰5), STPP (‰3-‰5), sodyumhekzametafosfat (% 5 ), kalsine soda ve sodyum dispeks gibi elektrolitlerle denemeler yapılmış, en uygun sonuç; ‰ 1' lik NaSiO3 + ‰3 sodyum dispeks2 ile alınmıştır. Dökümle biçimlendirmenin yanısıra serbest sanatsal uygulamalar için plastik biçimlendirilebilecek bünyenin geliştirilmesi amaçlanmış ve çeşitli katkılarla sonuçlar gözlenmiştir. Plastik biçimlendirmesi oldukça güç olan kemik porselen çamurunun ball kili ve bentonit katkıları ile plastikliği artabileceği gibi ışık geçirgenliği büyük oranda düşürülmektedir. Bu nedenle plastikliğin artırılması için bünyede cmc (sodium carboxmethylcellulose) ve arap zamkı gibi selülozik katkılar kullanılmıştır. Biçimlendirme çalışmaları döküm ve plastik presleme yöntemleriyle yapılmıştır. Denemesi yapılan bünyelerle, ‰3, ‰4-5, ‰7 oranlarında elektrolit kullanılarak çamurların döküm özellikleri izlenmiştir. ‰ 3 oranında denenen elektrolit ilavesiyle yeterli akıcılık elde edilmemiş ve bunun için eklenen su oranıyla istenen akıcılığa erişilmiştir. Ancak hazırlanan bu çamurla yapılan dökümlerde ise kalıpta çatlamalar gözlenmiştir. ‰ 7 oranında elektrolit, bir süre sonra çamurun pelteleşmesine ve dolayısıyla döküm yeteneğini kaybetmesine yol açmıştır. En uygun elektrolit oranı ‰ 1-2 NaSiO3 +‰ 3 sodyum dispeks ile sağlanmış, çok kısa sürede et kalınlığı elde edildiği gözlenmiştir. 2 Sodyum dispeks Potclays Ltd.’den temin edilmiştir. Potclays Ltd. Brickkiln Lane, Etruria,Stoke-on-Trent, England ST4 7BP 89 Ancak döküm çamuru boşaltıldıktan sonra, bazı parçalarda kalıbın nem oranı, biçimin özellikleri , ortamın ısısı ve hava akımı gibi özelliklere bağlı olarak dökümlerin ağız ve dip kısımlarında çatlamalar olabilmektedir. Parçalar kalıplardan çıkarılırken çatlama görülen örneklerin büyük çoğunluğunun cidarlarının kalıba yapışması, bünye kururken oluşan küçülme ve gerilimle çatlamaya yol açtığı anlaşılmıştır. Bu problemi ortardan kaldırmak için, döküm işleminden önce kalıba talk sürülmesi, yapışmaları belli oranda önlemiştir. Ancak yine de, düşük plasisitenin çatlamalarda büyük etken olduğu ve kuruma küçülmesi aşamasındaki hareket sırasında oluşan gerilimi bünyenin rahat kaldıramadığı düşünülmektedir. Bunun yanında kemik külünün korozif özelliğine ve elektrolitlere bağlı olarak döküm yapılan alçı kalıplarda kısa sürede çürümeler gözlenmiştir. Az su oranıyla hazırlanması gereken kalıp alçısının daha dayanıklı olabileceği görülmüştür. Fakat kemik porselen çamuruyla yapılacak çoklu dökümlerde kalıbın ömrünün kısa olacağı dikkate alınmalıdır. - Biçimlendirme Deneysel çalışmalar sırasında şablon tornada biçimlendirme olanağı olmadığından, elle ve merdaneyle açılan plakalar şablonlara ve düz yüzeylere preslenmiştir. 90 Resim 55 Resim 56 Resim 57 Resim 58 Resim 59 91 Plastikliği artırmak için kuru miktarın ‰ 5' i oranında katılan arap zamkının plastikliği artırdığı gözlenmiştir. Literatürde plastikliği artırmak için propiselüloz türevi Klucel markalı organik bir maddenin de kullanılabileceği belirtilmektedir. Çamur plakaların serbest şekillendirmeyle müdahalede kolayca çatladığı ve farklı parçaların birbirine yapıştırılmasına olanak vermediği gözlenmiştir. Bu nedenle yapılacak uygulamaların biçimlerinde çamurun bu özelliğinin etkili olacağı ve çalışmaların bu özellik düşünülerek tasarlanacağı sonucuna varılmıştır. - Kurutma ve Rötüş Biçimlendirilen parçalarda, dikkatli ve yavaş kurutma yapıldığında çatlamaların daha az olduğu gözlenmiştir. Kuruyan parçaların direncinin çok düşük olması rötüş işleminde kolayca kırılmalara yol açmıştır. Bu nedenle 1000 Cº' lik ön pişirimle parçalar bir miktar dayanım kazanmış ve zımparalama işlemi bu aşamadan sonra yapılmıştır. Böylece tasarıma göre istenilen bölgeler zımparalanarak daha ince et kalınlığına ulaşılabilmiştir. Resim 60 Resim 61 - Pişirim Pişirim aşamasında iki değişken üzerinde araştırma yapılmıştır: - Pişirim derecesi - Pişirim hızı Referans alınan reçetelerde belirtilen derecelerde yapılan pişirimler, Tübitak Seramik Araştırma Merkezi ve MTA MAT Dairesi Seramik Biriminde bulunan elektrikli fırınlarda ve Çanakkale Seramik İzolatör fabrikasında bulunan kamara tipi gazlı fırınlarda gerçekleştirilmiştir. SAM' da yapılan ön pişirimlerde, 1250 Cº, 1260 Cº,1265 Cº ve 1280 Cº' lerde denemeler yapılmıştır. Bünyeler, pişirimler için hazırlanan kasetlerde ve sagarlar içinde alüminyum oksite gömülerek pişirilmiştir. Resim 62 Resim 63 Resim 64 Kemik porselen bünyenin pişirim hızıyla ışık geçirgenliği arasındaki ilişki önemli bir faktördür. Düşük hızla yapılan pişirimde bünyenin ışık geçirgenliği artmaktadır. Bir başka belirleyici bekletme (soaking) süresidir. Bünyenin viskoz olduğu bu derece hassas bir aşamadır: Biçimin yapısına göre (özellikle kaset kullanılmadığı durumlarda ) deformayon ve yığılmalar görülür. -Deneysel Çalışmaların Değerlendirilmesi Yapılan bu çalışma ile ilgili araştırma ve deneylerde karşılaşılan güçlükler ve elde edilen sonuçlar şunlardır: - Kemik ununun kalsine edilebilmesi için uygun havalandırmaya sahip fırın ortamının sağlanmasının son derece önemli olduğu görülmüştür. Atölye koşullarında yapılacak kalsinasyon işlemi için, yanan organik maddelerden kaynaklanan gaz ve kokunun fırından direkt olarak atılabilmesi gereklidir Bunun için özel tasarlanmış bir havalandırma sistemi tasarlanmalıdır. - Kalsinasyon işleminde fırın hacmi:kemik unu miktarı:fırın rejimi arasındaki ilişkinin incelenmesi başlı başına bir araştırma konusu olduğu görülmüştür. Kalsinasyon işlemi sırasında fırın içinde yeterli oksijenin sağlanamaması ve sıcaklığın hızlı çıkışı, kül içinde karbon parçacıklarının kalmasına ve dolayısıyla bünyenin kahverengiye yakın pişmesine yol açmıştır. Yapılan daha kontrollü bir başka kalsinasyonda elde edilen kül ile renkte istenilen beyazlık elde edilmiştir. Kül yerine kullanılan trikalsiyum fosfat ile olumlu sonuç alınabileceği görülmüştür. - Kül oranının kompozisyonda artması ile beraber plastiklik azalmakta ancak daha yüksek bir dereceye erişilebilmekte, böylece ışık geçirgenliği artmaktadır. - Döküm çamuru 1000 gr. lık bilyalı değirmende % 35- 40 su oranıyla 8 saat öğütülerek hazırlanmıştır. Kullanılan elektrolitler içinde en uygun olanları NaSiO3 ve sodyum dispekstir. Bu iki elektrolit beraber kullanıldığında (yaklaşık ‰1-2 NaSiO3 +‰3 Sodyum dispeks) istenilen yoğunluk sağlanmıştır. Döküm çamurunun hazırlanmasında tane irilik analizleri ve viskozite testlerinin yapılması uygun standartların saptanmasını sağlayacaktır - Döküm çamuru alçı kalıp içinde çok kısa bir sürede et kalınlığına ulaşmaktadır (yaklaşık 3-4 dakika). Kemik porselenin karakteristik özelliği olan inceliği sağlamak için döküm süresini dikkate almak gereklidir. - Döküm işleminden önce kalıbın içine talk sürülmesi yapışma ve çatlamaları belli oranda önlemektedir. Döküm çamurunu boşalttıktan sonra, kalıp içindeki parçanın çok yavaş kurumasını sağlamak çatlamaları azaltan bir etkendir. - Plastikliğin artırılması için yaklaşık % 2 oranında bentonit ya da ‰ 5 oranında arap zamkı katkısı özellikle plastik şekillendirmede çalışma kolaylığı sağlamaktadır. - Plastik presle biçimlendirilen parçaların kuru dayanımının, dökümle şekillendirilen parçalardan daha fazla olduğu görülmüştür. Bu nedenle kemik porselen çamurunun vakum presten geçirilmesinin bünyenin kuru direncine katkısı olacağı düşünülmektedir. - Rötüş işleminde bünyenin direnç kazanması için yaklaşık 1000 Cº ' de ön pişirim yapılmış ve parçalar daha kolay zımparalanmıştır. - Yapılan pişirimlerin grafikleri aşağıda verilmiştir.Pişirimler cone 7-8' de yapılmıştır. Cone 10' dan sonra bünyede yığılmalar ve köpürmeler olduğu görülmüştür. - Pişirimde bekletme süresinin artırılması, bünyenin vitrifiye olmasını olumlu etkilemektedir. Ancak bu aşamada deformasyon ve yığılmaları önlemek için kaset kullanılması zorunludur. Bu nedenle, çalışmalar için kaset işlevi gören (yüksek derecede pişmiş porselenden) şablonlar kullanılmıştır. - Düşük plastisite ve yüksek deformasyon, çalışmaların boyutlarında ve strüktürde belirleyici olmuştur: Düşük plastisite biçimlendirme güçlüklerine neden olmaktır, bu nedenle en kolay plastik biçimlendirme yöntemi plaka ile çalışmaktır. Plastik olarak biçimlendirilemeyen çalışmalar (yüksek fire verilmekle birlikte) döküm tekniği ile üretilmiştir. Aşağıdaki tabloda, çalışılan bünyelerin cone değerlerine göre beyazlık, deformasyon, ışık geçirgenliği ve doku özellikleri verilmiştir. Belirtilen özellikler, ulaşılması amaçlanan görsel değerlendirmelerdir. Bilimsel çalışmalarda beyazlık, ışık geçirgenliği, gözeneklilik (porosity), ve deformasyon özellikleri için laboratuvar koşullarında uygulanan standart testler vardır.1 1 Kemik porselende ışık geçirgenliği ve beyazlık indeksi ile ilgili mikroyapı ölçümleri için Erkalfa'nın çalışması fikir vericidir. 98 99 100 101 102 103 104
© Copyright 2024 Paperzz