T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı METAL DESTEKLİ PORSELEN RESTLORASYONLAR İÇİN METAL ALAŞIMLARI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Aman MUHAMMETGELDİYEV Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Gökhan YILMAZ İZMİR-2013 1.ÖNSÖZ ‟Metal destekli porselen restorasyonlar için metal alaşımları” başlıklı tez çalışmamda beni yönlendiren ve bilgilerini benimle paylaşan değerli hocam Prof. Dr. Gökhan YILMAZ’ a ve eğitim sürecim boyunca bana maddi ve manevi destek olan ailem ve arkadaşlarıma teşekkür ederim. 2013-İZMİR Stj. Diş Hekimi Aman MUHAMMETGELDİYEV GİRİŞ Günümüzde altın ve diğer değerli metallerin yüksek fiyatları karşısında birçok alternatif alaşım diş hekimliği mesleğine kazandırılmıştır. Bu alternatif alaşım sistemlerinin geliştirilmesi büyük ölçüde ekonomik olarak rahatlık sağlamıştır. Ayrıca bu sistemlerin klinik özellikleri değerli metal alaşımlarının özelliklerinden daha iyidir. Sabit protezler için kullanılacak en uygun alaşım seçimi, alaşımın özeliklerinin rasyonel bir değerlendirilmesine dayandırılmalıdır. (8) Alaşım sistemlerinin çoğalması, metal destekli porselen kron-köprü yapımında diş hekimlerinin alaşım sistemi seçimini zorlaştırdı. Dolayısıyla çoğu diş hekimleri diş laboratuvarların tavsiye ettiği alaşımları tercih etmektedirler. Laboratuvarların çoğunda ise malzeme seçiminde malzemenin özelliklerinden çok maliyetine önem verilmektedir. Ayrıca, diş hekimleri malzeme seçerken, çok daha az önemli kriterleri dikkate alıyorlar. Örnek olarak: alaşımın rengi, değerli olması, yüksek maliyetli olup olmaması, görünüşü ve dökümü altına benzer olması vs. Metal destekli porselen (MDP) restorasyonlar için döküm alaşımının doğru seçimi aşağıdaki özelliklere göre olmalıdır: 1. Biyouyumluluk 2. Fiziksel özellikler 3. Kimyasal özellikler 4. Laboratuvarda işlenme kolaylığı 5. Döküm hassaslığı 6. Porselenle uyumluluğu 7. Ekonomikliği Sonuç olarak malzeme seçiminde dengeli ve doğru karar vermek için bu özelliklerin dikkate alınması gerekir. Tek kullanımlık veya çok kullanımlık, metal okluzal yüzeyinin olup olmaması, boşluk mesafesi ve porselenin markası gibi faktörler sık sık farklı alaşım seçimine neden olurlar. Sadece bir alaşım kullanan pratisyenlerin farklı klinik vakalarında en uygun seçimi yapması ve başarılı olması olanaksızdır. (9) İÇİNDEKİLER 1.GİRİŞ 2.PORSELEN ALT YAPI ALAŞIMLARINDA ARANILAN ÖZELLİKLER …. 2-3 3.SINIFLANDIRMA……………………………………………………………… 4-5 4.FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLER…………………………………… 6-7 5.PORSELEN-METAL UYUMLULUĞU………………………………………... 8 6.DİĞER ÖZELLİKLER………………………………………………………...... 9 7.YÜKSEK ALTIN İÇERİKLİ ALAŞIMLAR………………………………….... 10-11 8.ALTIN-PALADYUM-GÜMÜŞ ALAŞIMLARI……………………………….. 12 9.PALADYUM-GÜMÜŞ İÇERİKLİ ALAŞIMLARI …………………………… 13-14 10.ALTIN- PALADYUM İÇEREN ALAŞIMLAR …………………………….. 15-16 11.PALADYUM-BAKIR İÇERİKLİ ALAŞIM GRUBU………………………....... 17 12.PALADYUM-KOBALT İÇERİKLİ ALAŞIMLARI ………………………….. 18 13.BAZ METAL ALAŞIMLARI…………………………………………………… 19-23 14.TİTANYUM ALAŞIMLARI…………………………………………………….. 24 15.ALAŞIM SEÇİMİ İÇİN KRİTERLER…………………………………………... 25-28 16.KAYNAKLAR …………………………………………………………………... 29 17.ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………. 30 1 2.PORSELEN ALT YAPI ALAŞIMLARINDA ARANILAN ÖZELLİKLER 1. Mutajen, konserojen ve allerjen olmamalı. Galvanik akım oluşturmamalı. 2. Ağızda kararmamalı, korozyona uğramamalı ve çözünmemelidir. 3. Biyoinert veya biyouyumlu olmalı. 4. Metalin erime derecesi porselenin pişme derecesinden yüksek olmalıdır.En az 100 ◦c olmalı, porselen pişerken metal deforme olmasın diye. 5. Metalin ısıl (termal) genleşmesi porselenden biraz yüksek olabilir. Köprü soğurken metal porselenden biraz daha fazla büzülür, porselende basma gerilimi oluşur. Porselen basma gerilimine dayanıklı olduğu için porselenin dayanıklılığı artar. Metalin ısıl genleşme katsayısını ayarlamak pek mümkün değildir. Ancak erime derecesi düşük olan metaller oda sıcaklığına ininceye kadar biraz daha az büzülürler. Kobalt-krom gibi erime derecesi yüksek olan metaller oda sıcaklığına ininceye kadar daha çok büzülürler. Porselen ve metalin ısıl genleşme uyumunu sağlamak için metal destekli porselen tozlarının içine sodyum gibi büyük atomlar ilave edilerek ısıl genleşme katsayıları arttırılır. 6. Porselen pişerken yüksek sıcaklıkta iç gerilim nedeniyle metal alt yapı deforme olabilir (çarpılabilir). Bazı alaşımlar deforme olmaz. 7. Platin gibi alt yapı metali hiç oksitlenmez ise porselen tutunamaz. Platin folyodan yapılmış başlık üzerinde porselen jaket kron pişirildikten sonra platin folyo jaket kron içinden kolaylıkla çıkartılır. Tutucu oksit tabakası 2 kalın olursa, oksit kendi içinden koheziv olarak kırılır. Oksit kalın olursa porselenin rengini de bozabilir. 8. Metal esnememeli; elastiklik modülü yüksek olmalı, yoksa porselen atar. 9. Mukavemeti yüksek olmalı. Dayanıklılığı yüksek olan alaşımı inceltebiliriz (yaklaşık altın alaşımlarında 0.4, krom-kobalt alaşımlarında 0.2 mm). Dolayısıyla porselene yer kazanabiliriz. 10. Özgül ağırlığı düşük olmalı. Büyük boşluklu ve desteği zayıf olan metal özgül ağırlığının düşük olması dişlere gelen yükleri hafifletir. 11. Isıl iletim katsayısı düşük olmalıdır. Yüksek olursa sıcak ve soğuk besinlerde dişte termal şoka neden olabilir. 12. Dökümü kolay olmalı, fazla araç gereç gerektirmemeli. Yontması, işlenmesi kolay olmalı. 13. Hassas döküm vermeli. Boyutsal hassasiyeti iyi olmalı. Ağıza oturtulduğunda problem olmamalı. Metalin akıcılığı iyi olmalı, ince ve zayıf kenarlar eksiksiz çıkmalı. 14. Dökümde gaz emmemeli. Dökümde metal gaz emerse yüksek sıcaklıkta vakum altında porselen pişirilirken metalde oluşan gaz kabarcıkları porselenin içinde boşluklar oluşturur. Her pişirmede bu gaz kabarcıkları büyüyerek porselen bozulur. 15. Oksit tabakası kararıp porselenin rengini bozmamalıdır; Cr yeşil, Cosiyah renk oksit yapar. 16. Ekonomik olmalı. 3 3.SINIFLANDIRMA Alaşımların özelliklerini tartışmadan önce soy, değerli, yarı değerli ve değersiz gibi terimlerin geçirilmesi yararlı olacaktır. Soy metaller oksidasyona dirençleri ve asitlerden etkilenmemeleri gibi özellikleriyle bilinirler. Bu güne kadar bilinen tüm metallerin arasından sadece yedi tane metal bu özellikleri taşımaktadır. Ancak, diş hekimliğinde sadece üçü yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlar: altın, paladyum ve platin. Bu metaller ağız içinde soy metal alaşımlarına kendi özelliklerini kazandırırlar. (1) “Değerli” terimi sadece maliyeti ifade edip, arz ve talep üstüne yönetilir. Bilinen yedi soy metal dahil olmak üzere periyodik çizelgedeki çoğu elemen bugünün standartlarına göre değerlidir. Genelde diş reklamlarında “değerli” terimi gümüş için kullanılır. Gümüş değerli ama soy olmayan bir metaldir; genellikle gümüş “değerli” ilan edilen alaşımların en önemli maddesidir. (1) “Yarı kıymetli” terimi başlangıçta önemli oranda gümüş içeren soy metal alaşımları için kullanılmış ve ardından bazı değerli ve değersiz maddeler içeren çeşitli metal alaşımları için de kullanılmaya başlanmış. Yeterince tanımlanmamış olması ve çok karışıklığa sebep olduğu için “yarı kıymetli” teriminin diş hekimliği sözlüğünden çıkartılması uygun görülmüştür. (1) Kıymetsiz alaşımlar, genel içeriğin %1 ile %3 oranında olan, kıymetli ama soy olmayan Berilyum dışında kıymetsiz maddelerden oluşur. Kobalt–krom ve demir bazlı alaşımların da mevcut olmasıyla beraber kıymetsiz alaşımlar nikel ve krom kombinasyonuna dayanmaktadır. Çizelge-1’de MDP restorasyonları için kullanılan alaşımların bileşimleri gösterilmiştir. 4 Çizelge 16‐1 MDPrestorasyonlar için kullanılan metal alaşımların kompozisyonu Alaşımlar Yüzdeler AuPt Pd AgSnInGa Diğer metaller Yüksek altın içerikli 74-88 0-20 0-16 0-15 0-3 0-4 _ Zn˂2; Fe˂0.5; Ta˂1 Altın-paladyum 45-53 0-1 36-45 _ 0-5 2-10 0-3 Zn˂4 Altın-paladyum- 42-55 _ 25-32 6-16 0-4 0-3 _ Zn 0-3 Paladyum-bakır 0-2 0-1 66-81 _ 0-8 0-8 3-9 Cu 4-20; Zn 0-4 Paladyum-gümüş 0-6 0-1 50-65 1-40 0-9 0-8 0-6 Zn 0-4; Mn 0-4 gümüş Nikel-krom Ni 64-68; Cr 10-22 Nikel-krom-berilyum Ni 70-80; Cr 12-15; Be 0.6-2 Kobalt-krom Co 54-65; Cr 24-32 Titanyum C.P. Gradienti 2 ve 4 Titanyum alaşımları Ti-6Al-4V; Ti-Nb-Al Bir alaşım, belirli bir klinik durum için seçildiyse, bu alaşımın bütün klinik özellikleri çok önemlidir dolayısıyla dikkatlice incelenmelidir. Bu özelliklerin en önemlileri arasında fiziksel ve kimyasal özellikler, döküm kalitesi ve metal-porselen uyumluluğu vardır. (7) 5 4.FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLER Bir alaşımın en belirgin fiziksel özelliklerinden biri renktir. Rengin her hangi bir biyolojik önemi olmamasına rağmen çoğu diş hekimleri kalite belirleyici olarak rengi kabul ederler. Hatta bazen renk faktörü hastadan daha çok diş hekimi için bir sorun faktörü olarak ortaya çıkmaktadır. Bir alaşımın altın içeriği azaltılıp yerine daha düşük maliyetli paladyum gibi metallerin eklenmesi sonucunda sarı renk ortadan kaldırılmış olur. Batı ülkelerinde dışarıdan görünen altın ve kıymetsiz metal alaşımlar istenmemektedir. Bazı üçüncü dünya ülkelerinde sarı renkteki altın alaşımları şu anda oldukça popülerdir. Alaşımın altın renkli olması için altın yüzdesinin yüksek olması gerekir. Ancak, bir alaşım sarı rengin belli olmayacağı kadar az oranda altın içerebilir. Bu bariz çelişkiye örnek olarak beyaz altın ve MDP restorasyonları için kullanılan popüler altın alaşımlar gösterilebilir (Degudent U, DegussaDental, SMG-3, J.M. Ney Co gibi). Son ürünlerde %80 altın içermelerine rağmen paladyum ve platinin güçlü beyazlatıcı etkisi sarı rengi kamufle eder. Az miktarda platin, altının erime derecesini yükseltir; sertliğini ve rijitliğini arttırır; rengini açar. Paladyumun bu etkileri platine göre daha etkindir. (4,5) Renk, alaşımın içeriği hakkında yanıltıcı fikir verebilir; Döküm için alaşım seçiminde Diş Hekimleri mutlaka renkten daha önemli diğer fiziksel ve kimyasal özelliklere önem vermelidir. Döküm için alaşım seçerken dikkat edilmesi gereken bazı önemli fiziksel ve kimyasal özellikler şunlardır: 6 1. Soy metal içeriği: Bir alaşımda yer alan yedi soy metalin toplam yüzdesi. Minimum %75 (18 ayar) olmalıdır. 2. Sertlik: Metalin çizilmeye ve yüzeyine sert bir cismin batırılmasına karşı direncidir. 3. Elastiklik modülü (Young modülü): Kalıcı deformasyon oluşturmak için gereken stres ölçümü. Metalin yaylanmaya karşı direncini yani rijitliğini belirtir. 4. Erime noktası: Bir metalin katı halden sıvı hale geçtiği sıcaklık noktası veya sıcaklık aralığı porselenin pişirilme derecesinden yüksek olmalıdır. Bu özelliklerin hepsi klinik bir öneme sahiptir. Soy metal içeriği büyük ölçüde korozyona direnci ve alaşımın atıl özelliklerini belirler. Sertlik, okluzal aşınma direnci ve parlatma olaylarında etkili özelliktir. Elastiklik modülü PMD alaşımlarında çok önemlidir. Elastiklik modülü yeteri derecede yüksek olmazsa çiğneme sırasında metal yaylanır. Metal yaylanınca üzerindeki porselen esneyemediği için kırılır. (9) Erime noktası: metalin erimeye başladığı sıcaklık porselenin pişirilmesi derecesinden en az 100°c yüksek olmalıdır. Bütün alaşımsistemlerinde sertliğin artmasıyla elastiklik modülü de artar. Erime aralığı lehim erime sıcaklığı aralığında çok önemlidir ve akma direnci ile ilişkilidir. 7 5.PORSELEN-METAL UYUMLULUĞU Isıl genleşme, bağlanma gücü ve alaşımın içeriği de MDP restorasyonları için alaşım seçiminde göz önünde bulundurulması gereken önemli özelliklerdir. Bu özellikler metal-porselen uyumluluğunu belirler. Kalıcı gerilmenin sıfıra inmesi porselenin son şekillendirmesinde arzu edilen bir durum olduğundan ısıl genleşme önemlidir. Bu durum ancak porselen ve metalin,porselenin pişirilme sıcaklığındaki toplamgerilme ve genleşmesinin oda sıcaklığındaki ile kıyaslandığında elde edilir. Uyarılmış termal gerilmeler oldukça yüksek olabilir. Bu durumlarda ağız ortamında ve ısıl işlem sırasında porselenin tutunmasını porselen-metal bağlanma gücü sağlar. Alaşımın içeriğindeki bazı bileşimleri porselenin rengini etkileyebilir ve restorasyonun estetik açıdan kaybına neden olabilir. Bu nedenle alaşımın içeriği porselen-metal uyumluluğunda kilit bir faktördür. Alternatif alaşımların arasında gümüş içerenleri genellikle porselenin renk değişimine neden olurlar. Hatta, bazı porselen markalarında “yeşilimsi” renk görünümü yaratırlar. Bu renk değişiminin mekanizması alaşımdaki gümüş ve porselendeki sodyum arasında değişimle açıklanıyor. (7) 8 6.DİĞER ÖZELLİKLER MDP restorasyonları için kullanılan metal çeşitlerinin seçenekleri genellikle tüm-metal restorasyonlarınkinden daha az olduğu için, MDP olgularında alaşımın rijitliği gibi fiziksel özellikleri tasarımda daha önemlidir. Çiğneme kuvvetlerinden oluşan stres de bağlanma noktaları gibi kritik alanlarda izin verilen minimum boyutları belirler. Metalin rijitliğini belirlediğinden elastiklik modülü de aynı derecede önemlidir. Esneklik, elastiklik modülü ile ters orantılıdır; elastiklik modülü yüksek olan alaşım düşük elastiklik modülüne sahip alaşıma göre kuvvetler altında daha az yaylanır. (6) Kararmaya direnci, korozyona direnci ve termal kararlılığı etkilediği için kimyasal özelliklerin de çok önemi vardır. Termal özellikleri MDP restorasyonlarda kullanılan alaşımlar için kritik önem taşımaktadır. Bunun nedeni ise porselenin pişirilmesi sırasında metal alt yapının şeklini korumak için alaşımın yüksek erime sıcaklığı aralığına sahip olması gerekir. Termal deformasyon sabit protezlerde sarkmaya ve porselenin pişirilmesi esnasında kole kenarlarının açılmalarına neden olur. Döküm hassasiyeti, klinik olarak kabul edilebilir bir döküm alt yapı elde etmek için yeterli olmalıdır. Ek olarak boyutsal hassasiyeti ve döküm esnasındaki akıcılığı da döküm hassasiyetine katkıda bulunmaktadır. Biyouyumluluk, biyotoksisite ve doku irritasyonu gibi birçok faktörü kapsamaktadır. Baz metallerin özellikle nikel ve berilyumun biyolojik olarak tehlikeli oldukları tartışılır. Bu potansiyel tehlikeler sadece hastayı değil, aynı zamanda restorasyonu yapan diş hekimi veya teknisyeni de etkileyebilir. (4) 9 7.YÜKSE EK ALTIN İÇERİKL Lİ ALAŞIM MLAR D hekimliğ Diş ğinde metall destekli porselen tekn nolojisi 19558 yılında Ceramco C No. 1 alaaşımının tan nıtımı ile oortaya çıkm mıştır. Bu alaşım bugünn piyasada bulunan Jelenko (JJ.F. JELEN NKO &Co) ggibi yüksek altın içerik kli alaşımlarrın öncüsüdü ür. Y Yüksek altıın içerikli alaşımlar esas olarak k altın ve platin gru ubundaki metaller olmak üzerre az miktaarda kalay, indiyum ve v demirdenn oluşmaktadır. Bu alaşımlarıın altın içerrikleri ağırlııkça %78 deen %87 kad dar değişir vve toplam so oy metal içeriği yaaklaşık %97. Az miktarrdaki kalay, indiyum vee demir dayyanıklılık kaazanmak ve iyi birr porselen-m metal oksit bağı oluşturmak amaaçlı ilave eddilir. Yükseek soylu olmalarınnın nedeni, ons maliyyeti ve ağırr döküm ile sonuçlanm nmasına seb bep olan yüksek yoğunluğu y açısından pahalı olm ma eğilimlleridir. Yükksek altın içerikli alaşımlarıın genelliklle hafif sarıı renkte olm malarına rağ ğmen beyazz renkte olaanları da vardır. Çook sarı olan n alaşımlarıın özelliklerri gruptaki diğer ürünleerin özellik klerinden kötüdür. Sarı renkteki bu alaşım mların düşü ük gerilme direnci, onnların sabit protezin g (1) yapımındda kullanımllarını şüpheeli duruma getirir. 10 0 B gruptakii alaşımlarıın sertliği, çalışma özzellikleri vee bitirme kolaylığı Bu k açısındann ideal olaraak kabul ediilir. Çok sarrı ürünler dıışında tüm aalaşımlardaa gerilme direnci iyyidir. Yüüksek soy metalli olm ması neden niyle bu grruptaki alaşşımların ko orozyona dirençlerii mükemmeeldir. Başka bir özelliklleri daha, ço ok az miktar arda veya hiç gümüş içermemeeleri nedeniy yle porselennde renk deeğişimine yo ol açmazlar.. M Maliyetinin yanı y sıra, yüüksek altın alaşımlarını a ın dezavantaajı porselen n pişirme sırasında düşük elaastiklik moodülü ve düşük d sarkm ma direnciinin olmasııdır. Bu ğından alte ternatif alaaşımların faktörlerinn de sabiit protezleerde sıkıntıı yaratacağ kullanılm ması önerilm mektedir. 11 1 8.ALTIN-PALADYUM-GÜMÜŞ ALAŞIMLARI Altın-paladyum-gümüş alternatif sistemleri ilk olarak 1970 senesinde Will-Ceram W ismiyle tanıtılan ürün ile ortaya çıkmıştır. Bu sistem günümüz piyasasında da bulunmaktadır. Az miktarda (%10 ila %15) gümüş ilavesi ve gümüşe nazaran biraz fazla (%20 ila %30) paladyum ilavesi bu alaşım sisteminin fiyatını yüksek altın içerikli alaşımlardan daha ucuza indirir. Elastiklik modülü daha yüksek olduğundan bu alaşımlar, porselen pişirme esnasında boyutsal değişikliklere yüksek altın grubuna göre daha az duyarlıdır. Korozyona dirençleri ve klinik çalışma özellikleri genellikle iyidir. (8) Bu alaşımların dezavantajı içerdikleri gümüşün etkisiyle porselende renk değişikliğine neden olmasıdır. Porselenin markasına bağlı olarak gümüş, porselende sarı- yeşil renk değişimine neden olur. Porselendeki renk değişimini ortadan kaldırmak amacıyla altın-paladyumgümüş içerikli alaşımlar gümüş içermeyen altın–paladyum alaşımlarıyla büyük ölçüde değiştirilmiştir. Altın–paladyum-gümüş içerikli alaşımları, onların birçok uygulayıcıları tarafından kullanılmasına ve mükemmel ticari başarısının olmasına rağmen, gümüş içermeyen, maliyeti daha uygun olan alaşımların ortaya çıkmasıyla daha az kullanılmaktadır. 12 9.PALADYUM-GÜMÜŞ İÇERİKLİ ALAŞIMLARI İlk paladyum-gümüş alaşımı 1970’lerde diş hekimliğine tanıtıldı. Ancak piyasada Will-Ceram W-1 (William Dental A.Ş) isimli tek ürünü uzun süreli kalmıştır. Bu alaşım 1975 yılında tanıtılmış ve bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok satan olmuştur. Paladyum-gümüş alaşımları genellikle %50 ila %60 paladyum içerirler ve kalan kısmın çoğunu gümüş oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özellikleri MDP restorasyonları için elverişlidir ve diğer değerli alaşımlarla karşılaştırılabilir. %50 ila %60’nın soy olması kararma, korozyona direnç ve iyi klinik çalışma özelliklerinin olmasını sağlar. (9) Bu gruptaki alaşımların elastiklik modülü diğer tüm kıymetli alaşımlarınkinden daha uygundur. Bu nedenle daha rijit dökümler elde edilir. Sadece değerli olmayan alaşımlar, yüksek elastiklik modülüne sahiptirler. Paladyum-gümüş içerikli alaşımlar lehimleme işleminde iyidirler ve kıymetli alaşımlar arasında en düşük akma özelliği gösterirler. Porselene bağlanma kuvvetleri de mükemmeldir. Bu grubun dezavantajı porselenin yeşil renk almasıdır. Renk değişimi en çok bu grupta görülmüştür. Renk sorunu porselen markasına bağlı olarak önemli ölçüde değişir. Bazı markalarda bu dezavantaj ortadan kaldırılmıştır. Will-Ceram ve İvoclar (İvoklar A6) gibi porselenler diğerlerine göre gümüşe bağlı renklenmeye daha dirençlidirler.(4) Bazı üreticiler porselendeki renk değişiminin önüne geçmek için metal yüzey birleştirme ajanlarının kullanılmasını tavsiye ediyorlar. Bu birleştirme maddelerin bazıları modifiye porselen diğerleri ise 24 karat altındır. Kolloidal altın ajanlar 13 alaşımın yüzeyinde gümüşün yüzey aktivitesini azaltmada oldukça etkili ve bu özellikleri sayesinde porselenin içine diffüzyonu önlemektedirler. Ancak, altın birleştirme ajanları aşırı miktarda kullanılırsa, porselen-metal bağı için çok önemli olan oksit tabakasının oluşmasını engeller. Renk değiştirmez bir porselen markası seçip kullanmak bağlayıcı ajanları kullanmaktan daha güvenilir bir çözümdür. Paladyum-gümüş grubu, altın içerikli grupların yerine iyi bir alternatiftir. Özellikle de alaşım seçiminde maliyetin ön planda olduğu durumlarda. Seçilen porselen gümüşün varlığında minimal renk değiştiriyorsa veya hiç değiştirmiyorsa bu gruptaki alaşımlardan kusur bulmak zordur. Mekanik özellikleri en pahalı soy metallerle kıyaslandığında bile sıklıkla üstündür. (8) 14 10.ALTIN N-PALADY YUM İÇER REN ALAŞ ŞIMLAR Güm müş içermey yen altın-palladyum alaşşımlar 1970 0’li yılların ortasında, gümüşün g oluşturduuğu renk yan nsımasını enngellemek maksadıyla m ortaya çıkaarılmıştır. İlk k gümüş içermeyenn alaşım Olimpiya O (J..F. Jelenko&Co) ismiyle 1975 yyılında tanıttıldı. Bu alaşımlarıın genelliklle yaklaşık %50 altın ve v %40 paladyum içerrir. Bunların n önemli bir ticari başarısı b olm muştur. Galvan noplasti ( Elekktrolizle ) elde edilmiş porseelen alt yapı m metali ma mukaveemeti ve seertlik elveriişli olmasın nın yanındaa elastiklik modülü, Akm yüksek altın a içerikli alaşımlaar ile karşıılaştırıldığın nda önemlii ölçüde artmıştır. a Maliyeti altın-palady a yum-gümüş grubu ile karşılaştırıla k abilir. (8) Genleşme uy yumsuzluğuu dışında her hangi bir dezavantajıı bulunmam maktadır. Yüksek altın a içerikli ve altın-paaladyum-güm müş içeriklii alaşımlarınn yerine bu u gruptan bir alaşım mın kullan nılmasında çok sayıdaa avantaj vardır. v Dökküm başına düşen 15 5 maliyet, yüksek altın içerikli alaşımlardan yaklaşık %40 daha azdır. Sertlik ve dayanıklılık özelliği uzun köprüler için geliştirilmiş ve porselen-metal bağları sağlamdır. Soy olmalarından dolayı korozyona dirençleri mükemmeldir. Sarkma eğilimleri ise altın-paladyum-gümüş alaşımları ile hemen-hemen aynı ve yüksek altın içerikli alaşımlardan çok daha iyidir. Nispeten yüksek maliyeti problem değilse altın-paladyum alaşımları mükemmel bir seçenektir. (7) Yakın zamanlarda az miktarda gümüş, farklı gümüş içermeyen bileşimlere ilave edilmiştir. Elde edilen alaşımlar gümüş içermeyen bileşimlerden daha üstün çıkmışlar. Gümüş içeriği (daha önce tartışılan altın-paladyum-gümüş grubunda %10 ila %15 ile karşılaştırıldığında %5 daha az) porselende herhangi bir renk değişimi yapmaz. Ancak, “gümüş içermeyen, sorunsuz” gibi reklamların oluşturduğu izlenim sonucunda bu ürünlerin pazarlaması eksik olabilir. Tüm yeni alaşımlarda olduğu gibi bu ürünlerin etkinliğini test etmek için de iyi bir yol, klinikte denemektir. Isıl genleşmenin artması ve döküle bilirliği gümüş içermeyen alaşımlardan daha iyi olduğundan yeni alaşımlar umut verici görünüyor. Genleşmede artış daha önce bahsedilen porselen-metal uyumsuz kombinasyonlarını eğilimindedir. (7) 16 ortadan kaldırma 11.PALADYUM-BAKIR İÇERİKLİ ALAŞIM GRUBU Paladyum-bakır içerikli alaşımlar ilk olarak 1982 yılında OPTİON isminde diş hekimliğine sunulmuştur. Paladyum-bakır alaşımları genellikle %70 ila %80 paladyumdan ve az miktarda altından oluşur veya hiç altın içermeyebilir. Bu alaşım grubu gümüş içermedikleri için porselende renk değişikliğine neden olmazlar. Bazı paladyum-bakır alaşımları opak porselen ile örtülmesi zor olan yoğun (ağır) oksit tabakasına sahiptirler. Alaşımların bazılarında yüksek sertlik düşük elastiklik modülü ile kompanse edilebiliyor. Böylece yüksek sertlikte olan alaşımlarda beklenenden daha iyi çalışma özellikleri elde edilmiş oluyor. Mukavemeti iyidir ve bazı alaşımları son derece yüksek verim gücüne sahiptir. (8) Paladyum-bakır alaşımları genellikle kolay erimez ve paladyum-gümüş alaşımları gibi kolayca dökülmezler. Buna rağmen, bu gruptaki alaşımların erime ve döküm konusundaki özellikleri kabul edilebilirdir. Ayrıca, bu grubun çoğunda akma direnci paladyum-gümüş grubundaki gibi yüksek değildir. Bu nedenle paladyumbakır alaşımlarının uzun boşluklu köprü protezlerde kullanımı konturendikedir. 17 12.PALA ADYUM-KOBALT İÇ ÇERİKLİ ALAŞIMLA A ARI P Paladyum-k kobalt alaşım mların ağırllıkça %88 paladyum p ve %4 ila %5 % kobalt oluşturur.. Bu alaşımların en öneemli avantaj ajları, belirlii bir porseleen ile kullan nımı için yararlı ollan yüksek ısıl genleşşme katsayıısına sahip olmalarıdıır. Bununlaa birlikte bilinen deezavantajlarrı özellikle kenar bölg gelerde incee kısımlardaa maskelenm mesi zor olan yoğuun oksit taabakası olm masıdır. Ayrrıca bu alaşşımlar ortam mda gümüş yoksa, eritilirkenn metalin yanmasına vve karbondaan yoksun kalmaya k daaha duyarlı olabilir. Piyasada ticari palad dyum-kobaltt alaşımları Jelenko PT TM(J.E. Jeleenko&Co). (6) CAD/CAM ile fre zelenerek elde edilen me etal alt yapılaar. 18 8 13.BAZ METAL ALAŞIMLARI 1970’lerin başlarında geliştirilmiş bu grubu oluşturan baz alaşımların çoğu nikel ve krom esaslı olmasına rağmen bilinen birkaç kobalt-krom ve demir bazlı alaşımlar da mevcuttur. Bunlar soy metaller olmadığı için korozyona dirençleri diğer kimyasal özelliklerine bağlıdır. İnce ve görünmeyen krom oksit tabakası alaşımın yüzeyini pasifleştiren tam ve sızdırmaz film tabakasını oluşturur. Pasif krom-oksit tabakası metalin parlaklığını bozmayacak derecede incedir. Paslanmaz çelikte de benzer pasif krom-oksit tabakası yüzeyi korozyondan korur. Aynı zamanda da parlaklığını bozmaz. (3) Belirgin kimyasal farklarına ek olarak, değerli olmayan alaşımların soy metallerden farklı olarak çeşitli fiziksel özellikleri de vardır. Bu fiziksel özelliklerin arasında yüksek sertlik, yüksek akma direnci ve yüksek elastiklik modülü çok önemlidir. Uzama, altın alaşımları ile hemen hemen aynıdır ama metal ile çalışmayı zorlaştıran veya imkansız kılan yüksek akma direnci olduğundan bu grubun tercih edilmesi biraz zorlaşır. (4) Kapanışta yer olmadığı için okluzal yüzü metal veya okluzal yüzünde metal adacıklar bırakılarak yapılan restorasyonlar için kullanılan değerli olmayan alaşımların sadece birkaç bilinen avantajı vardır. Onlar düşük maliyetli ve aşınma direncinin gerektiği özel durumlarda önemli olan yüksek yüzey sertlik değerine sahiptirler. Bu gruptaki özellikle berilyum içeren bazı nikel-krom alaşımlar, bunları diğer gruplardan üstün kılan, akıcılık özelliğine sahiptirler. Bu akıcılık özellikleri sayesinde ince kesitli ve keskin kenarlı dökümleri eksiksiz çıkarma olanağı sağlarlar. (3) 19 Anncak, metaal okluzal rrestorasyonlarında kullanılan bazz metal alaaşımların birçok deezavantajlarrı da vardıır. Bu grup ptaki alaşım mların yüzzey sertliği okluzal düzenlem meleri, cilalaamayı, kronnun sökülm mesini ve en ndodontik ollarak girişi çok zor hale getirrir. Değerli olmayan m metal alaşımlarından yapılmış kronnların laboraatuvar iş masrafı faazladır, çün nkü onların ssertliği nedeniyle çalışma zamanı uzar. Artan n iş gücü maliyeti yapılan işiin toplam maliyetini arttırır. Döküm hasssasiyeti mü ükemmel olmasına rağmen, dökümde büzülmenin n (yaklaşık k %2.3) kkompanse edilmesi gerekmekktedir. Bu genellikle daha düşü ük bir dök küm büzülm mesine sah hip altın alaşımlarıı (1.4%) iççin kullanıllan teknikleerin modifikasyonu soonucu müm mkündür. Birleşim noktaların ve ufak tam mirlerde leehimleme işşleminin soorun yaratm mamasına rağmen, gerilmenin g olduğu böllgelerde sık kıntılıdır. Bö öyle sıkıntıılı bölgelerd de beyaz paladyum m esaslı lehim mlerin kullaanılması iyii sonuç verir. (9) DEN-TEK laaboratuvarı Lazer sinteerizasyonu ile toz metalin taabaka-tabaka kaynatılarak k elde e edilmiş kööprü alt yapı metali m ve porselen kapllanmış hali. 20 0 Metal okluzyon restorasyonlar için dezavantajlı olarak kabul edilen sertlik özelliği antagonist dişte porselen uygulamalarında avantaj sağlar. Örneklerde yüksek gerilme mukavemeti en fazla 83 MPa ve yüksek elastiklik modülü yaklaşık 200.000 MPa mevcuttur. Yüksek gerilme direnci, soy metallerden daha ince metal kalınlığına olanak verir (yüksek seviyede paladyum içerikli bazı alaşımlar hariç). Nikel-krom alaşımları bütün dental alaşımların içinde en yüksek elastiklik modülüne sahiptir. Yüksek elastiklik modülü ise esnekliği önemli derecede azaltır. Nikel-krom alaşımlarından yapılan uzun köprü protezlerinrijitliği, yüksek altın içerikli alaşımlardan aynı boyutlarda yapılan protezlerin rijitliklerinin yarı değerinden bile azdır. Nispeten full kronların aksine MDP kronları, önce elmas döner aletlerle porseleni kesilip sonra karbit separe disklerle kesilip kolayca çıkarılabilir. (4,5,9) Baz nikel-krom alaşımlarına berilyum ilave edilmesi daha iyi özelliklerin elde edilmesini sağlar. Berilyum akışkanlığı ve döküm performansını arttırır. Berilyum ayrıca, yüzey oksidasyonu kontrol eder ve porselen-metal bağlantılarının duyarsız tekniklerinde de başarılı sonuç elde etmeye olanak sağlar. Bu bağlar genellikle berilyum eksik olduğunda yetersiz kalır, tam aksine alaşım berilyum içeriyorsa tatminkardır. Berilyum içeren alaşımların tozu akut toksik olduğu için, sağlık açısından diş laboratuvarlarında kapalı çeker ocakta çalışılmalıdır. Nikel-krom alaşımları bütün soy metal alaşımlardan daha üstün akma direnci gösterirler. Yüksek sertlik ve yüksek gerilme direnci bu tür alaşımların bölümlü sabit protezlerde kullanılabilir kılar. Sabit protezlerde genellikle gerekli ön lehimleme ile ilgili ortaya çıkan sorunları Weiss ve Munyon tarafından (1980) tarif edilen dökme birleştirme teknikleri kullanılarak kolayca halledilebilir. (4) 21 Altın içerikli alaşımlarla kıyaslandığında ortaya çıkan eksikliklerin tamamlanması amacıyla bazı nikel-krom alaşımları kimyasal olarak modifiye edilmişlerdir. Genel olarak bu gruptaki daha iyi olan nikel-krom-berilyum alaşımlarına nazaran modifiye edilmiş alaşımlar mekanik ve fiziksel olarak yetersiz özellikler gösterirler. Ancak, bu modifiye edilmiş alaşımlar altından ve soy metallerden az farklılar ve bu farklar dikkate alındığında avantaj olarak kullanılabilir.(8) Baz metallerin, özellikle de nikelin alerjik ve konserojen özellikleri tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar nikelin bilinen allerjiye yatkın insanlarda bile alerjik özellik göstermediğini söylerken, diğer araştırmacılarda bu tür hastalarda allerji olma riskinin yüksek olduğunu iddia ediyorlar. Mesleki olarak nikele çok maruz kalan kişilerde akciğer kanseri olma insidansı yüksek olarak belgelenmiştir. Magnezyum, krom, bakır ve alyüminyum gibi diğer metaller yan etki yapmazken nikel sıçan kas dokusu tümörlerine neden olduğu bilinmektedir. Şimdiye kadar dental alaşımlarının tehlike potansiyelleri tam olarak bilinmediği için, bugün en azından baz metallerin tozunun içeri solunmamasına ve nikele duyarlı hastalarda nikel içeren restorasyonların kullanılmamasına dikkat etmeliyiz. (3) Özetle, baz metal alaşımları MDP restorasyonu için kullanışlı bir alternatif seçimdirler. Bu gruptaki alaşımların özellikleri soy metal alaşımların özelliklerinden oldukça farklı olmasına rağmen, bu farklılıklar çok sayıda MDP olgularında avantajlı bir şekilde kullanılabilirler. Bu alaşımlar, okluzal mesafenin az olduğu durumlarda okluzalinde metal adacıkları olan restorasyonlarda avantajlıdırlar. Hekim baz metallerle ilişkili potansiyel biyolojik tehlikeleri aklında tutmalı ve bu malzemeleri kullanırken her zaman tavsiye edilen güvenlik önlemlerini 22 uygulamaalı. Güvenliik önlem, yyontma tozu unu sıkı kon ntrol altındaa tutulmasın nı (tozun havalandıırma yolu ille emilmesi , maske tak kma vs.) ve nikele duyaarlı hasta tarramasını (örnek, kuulak delinm mesi) kapsar . (6) Wiron 88 8 metali ile d dökülmüş, kaanalları ve rezervuarı kesilmemiş 14 üüyeli metal alt yapı. Lazer sinteerzasyonu ile e elde edilmişş alt yapı 23 3 14.TİTA ANYUMAL LAŞIMLA ARI Titaanyum birr soy ya da değerlli metal olmamasına o a rağmen, yüksek biyouyum mluluğu ned deniyle diş hhekimliğind de baz metaallerle de sıınıflandırılm mamıştır. Titanyum mun MDP restorasyonu r unda kullan nımı ile ilg gili temel ssorun laboratuvarda işlenmesiininzor olm masıdır. Tittanyum yüksek dereccelerde (20000 c) erid diği için dökümü zordur. z Titaanyum özel tasarlanmışş argon atm mosferli fırınnlarda eritilir. Ti-6, AL-4V düşük d genleşme değerinne sahip özzel porselen nlerle MDPP restorasyo onlarında kullanılann titanyum çeşididir. ç Saaf titanyum m, NobelphaarmaAB’in kkendi porseeleni için geliştirdiğği mekanik şekillendirm me ve kıvıllcım erezyo onu sayesindde şekillend dirilir ve kullanılır. (9) CAD D/CAM ile frrezeleyerek m metal alt yapı elde etmektee kullanılan tiitanyum disk kler 24 4 15.ALAŞIM SEÇİMİ İÇİN KRİTERLER Belirli bir alaşımın rasyonel seçimi, alaşımın maliyetinin ve amaçlanan kullanımı ile ilgili özelliklerin dengeli bir şekilde değerlendirilmesine dayanmalıdır. Mukavemet ve akma direnci gibi özellikler tek kronlardan daha çok bölümlü sabit protezler için önemlidir. Döküm kabiliyeti, biyouyumluluk, kararma ve korozyona direnci, porselen rengi ve sertlik genellikle her iki sabit protezde de aynı derecede önemlidir. Lehim ve akma direnci, mukavemet ve elastiklik modülü sabit parsiyal protezlerde dişsiz boşluk mesafesi arttıkça giderek daha önemli hale gelirler. Porselen termal genleşme uyumluluğunun da bu mesafe arttıkça önemi artar, çünkü bölgenin geometrisi karmaşıklaşır ve porselen-alaşım uyumsuzluğundan ortaya çıkan stres alanları mevcuttur. Maliyet önemli bir faktör olmadığı durumlarda, MDP restorasyonları için geniş bir alaşım spektrumu vardır. Belirli bir durum için en iyi alaşım seçimi, seçilen porselen markası dahil olmak üzere bir dizi faktöre bağlıdır. Yüksek altın içerikli alaşımların dezavantajı onların kullanımının rasyonalize edilmesinin zor olması, oysa altın-paladyum alaşımları birçok klinisyen tarafından ideal bir soy metal alaşımı olarak kabul edilir ve yüksek altın alaşımları üzerinde % 30 ila % 40 arasında maliyet tasarrufu sağlarlar. Klinisyen tüm MDP restorasyonlar için tek alaşım kullanmak zorunda olsaydı, altın-paladyum alaşımları muhtemelen en mantıklı seçim olacaktı. Mekanik ve fiziksel özellikleri iyi, biyolojik bir sakınca yok ve maliyeti uygundur. Altın-paladyum alaşımlarına çok az miktarda (%5 ‘den daha az) gümüşün eklenmesiyle porselen uyumu ve döküm özellikleri oldukça iyileştirilebilir. (6) Altın-paladyum-gümüş alaşımların maliyeti altın-paladyum alaşımların maliyeti ile karşılaştırılabilir, ancak, içerdikleri gümüş nedeniyle porselende renk 25 sorunlarınna neden olu urlar. Gümüüş içermeyen alaşımlar ve çok düşşük miktard da gümüş içeren palaadyum- altın alaşımlarıı çoğu duru umda daha iy yi seçim olaarak görünü ür. (8) M Maliyet öneemli bir fakttör ise, palaadyum- güm müş, paladyuum-bakır vee değerli olmayan nikeln krom m- berilyum m alaşımlarrı alternatiff adaylardırr. Emek daahil tüm faktörleri göz önünd de bulundurrarak, bu grup içinde maliyet annlamlı ölçüd de farklı değildir. Nikel-krom N m-berilyum alaşımları genellikle g büyük b açıkklıklı sabit bölümlü protezlerdde tercih ediilir. Özellikkle iyi bir dö öküm özelliiği gerektireen durumlarrda veya estetik kayygılar ön planda p olann vakalarda kullanılır. Baz metal alaşımları ile ilgili biyouyum mluluk sorusu henüz çözzülmüş değildir. (9) Paladyum-g gümüş alaşşımları mü ükemmel bir b klinik çalışma özzelliğine sahiptirlerr ve gümüş içermesinee rağmen po orselende reenk değişim mine neden olmayan o tek gruptuur. Diğer deeğerli altın aalaşımlarla kıyaslandığ ğında fazla dezavantajıı yoktur. Uzun süreeli klinik başarı paladyuum-gümüş alaşımlarınd a da görülmüşştür. Dental Labor L CAD//CAM ile frezzelenerek eld de edilmiş göv vdede freze izzleri 26 6 Porselen alt yyapısının mum m modeli ve alt yapı metalin nin dökülmüş ş hali (Vita). Metal desteekli porselen köprünün muumdan modele edilmiş alt y yapısının döküüm kanalları b bağlanmış halde ve m manşet içindekki görünüşü(Beego). Plastik ççubuktan yapılmış yatay duuran depo (re ezervuar) m manşetin ısı me erkezindedir. 27 7 Wiron n 88 metali ilee dökülmüş 3 destekli, 9 üye eli metal alt yyapı. Wiron 88 alaaşımı (BEGO) %Ni 61.2 – Cr 24 .5 – Mo 10.4 o oksi asetilen ham mlacı ile eritilirkken, oksijene hassas olan Krom metalin n etrafında oksit torbası oluştuurarak metalin eriyip erimediğ ğini gizler. Sağd an sola doğru: ısıtılmamış metal tanesi; yeterince errimemiş metal;; yeterince erim miş metal, bu aşamada dökülm melidir; aşırı ısıttıldığı için yanmış m metal. 28 8 16.KAYNAKLAR 1. Prof.Dr. Celal ARTUNÇ, Prof.Dr. Gökhan YILMAZ. Metal-Porselen Sistemlerinde Kullanılan Alaşımlar. E.D.F.D. 1982, 5, S:3 2. Anusevice K.J, et al. İnteractiveeffect of stressandtemperature on creep of PFM alloys. 1985, 64, S:1094-1099 3. Baran GR. Selectioncriteriaforbase metal alloysforusewithporcelain. 1985, 29, S:779-787 4. Bertolotti RL. Calculation of interfacialstress in porcelain-fuced-to-metal systems. 1980, 1972-1977 5. Cascone PJ. Effect of thermalproperties on porcelain in metal compatibility. 1989, 58, S:263 6. Reese JA, Valega TM (edc). RestorativeDentalMaterials. 1985,108-133 7. TuccilloJJ,Cascone PJ. Theevolution of porcelain-fused-to-metal (PFM) alloyssystems. In JW McLean(ed). DentalCeramicsProc. First IntlSymp. 1983, 347-370 8. Valega TM Sr(ed). Alternativeto Gold Alloys in Dentistry. ConfProc, 1987,77-1227; 40-67 9. WhitlockRP,et al. A Practical test toevaluatethecastability of dentalalloys. 1981, 60, S:404 29 17.ÖZGEÇMİŞ 20 Ekim 1986 yılında Türkmenistan’ın Mari şehrinde doğdum. İlköğretimimi Mari İlkokulunda, orta okulu ve liseyi Şatlık Lisesinde okudum. 2006 yılında da Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım. 30
© Copyright 2024 Paperzz