marketing europe & anatolia Tarih: Kasım 2014 Sayı: 35 retorik Geri zekalı zenginlerin ülkesi... kelebeğin fırtınası Göğüs gösteren çorap reklamı! ş a 3y a d ın . . . yız İçindekiler marketing europe & anatolia Sayı: 35 Tarih: Kasım 2014 Kısa Kısa 04 - 07 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. e-mail: [email protected] P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Yeni Ürünler 10 - 11 Medya Dünyası 12 - 13 Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: [email protected] P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu Röportaj 14 - 19 kelebeğin fırtanası 21 Röportaj 22 - 25 Reklam Dünyası 26 - 27 Röportaj 28 - 33 Retorik 35 İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad. Deniz Ap. No: 21 /15 Kadıköy - İstanbul - Tr. Tel: +90 555 233 24 41 e-mail: [email protected] marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. mobil: http://m-mea.eksantrik.com http://www.facebook.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur. Kampanyalar 37 - 43 Gezi 44 - 49 Game On 50 - 53 Kültür Sanat 54 - 55 marketing europe & anatolia / 1 Köşe Elvin Ekşioğlu / [email protected] ( editörden) 3 yaşındayız... Merhaba marketing europe & anatolia 3 yaşında. Ne denir bilmiyorum. Üç yıldır dışarıdan tek kuruş girdi olmadan yayın hayatında ayakta kalan başka bir süreli yayın var mı doğrusu bilmiyorum. Buradan bu mucizeyi gerçekleştirmede katkısı bulunan bugün aramızda olan ya da olmayan tüm dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. marketing europe & anatolia, üç yıl boyunca hiçbir güç odağına bağımlı olmadan, kalemini satmak bir yana kiraya dahi vermeden, bağımsız, tarafsız, korkusuz, doğrudan yana bir yayın politikasını sürdürdü. Birçok sermaye grubu tarafından desteklenen yayın organlarının bağımsızlığını koruyamadığı, hatta yayın hayatını sürdüremediği ülkemizde tamamen kendi imkanlarımızla dimdik durmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Yapılması gereken, yapılabilecek daha çok şey olduğunu biliyoruz. Fırsat buldukça süreklilik sağlayabileceğimize inandığımız yenilikleri yapmaya devam ediyoruz. Ancak bunların hepsi maliyetleri olan çalışmalar. İlanlarla bizi desteklerseniz daha çok yenilikler yapmak istiyoruz. marketing europe & anatolia, hiçbir cemaate, partiye hizmet etmeyen, sektörün tam bağımsız tek dergisidir. Sizin için buradayız, bizi okuduğunuz için teşekkürler. marketing europe & anatolia / 3 Kısa Kısa 2014 ‘Perakende Günleri’ Başlıyor... Türkiye’nin en önemli perakende buluşması Perakende Günleri, bu yıl 26 – 27 Kasım 2014 tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. Perakende temsilcileri tarafından her yıl heyecanla beklenen organizasyon, ilgi çekici konu ve unutulmayacak konuklarıyla 14. yılında da sektöre damgasını vurmaya hazırlanıyor. Çalışmalarıyla ülkemiz perakende sektörüne yön veren Soysal tarafından, bu yıl 14’üncüsü düzenlenecek olan Perakende Günleri, 26-27 Kasım 2014 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek. Dünyada ve Türkiye’de perakende sektörüne yön veren duayen isimler, iki gün boyunca katılımcılara yol gösterecek sunum ve paylaşımlarıyla sektörün geleceğine ışık tutacak. Multi Development Türkiye, CardFinans ve morhipo.com’un ana sponsorluğunda hayata geçecek Perakende Günleri’14’te, perakende sektörünün önümüzdeki dönem yol haritası çizilecek. 22 farklı oturumda 32 ayrı konuşmacıyla sektörün yol haritalarının belirleneceği Perakende Günleri’14, İstanbul Perakende Fuarı ve sektörün en prestijli ödülleri olan Perakende Güneşi Ödülleri’ne de ev sahipliği yapacak. İki gün boyunca binlerce sektör profesyonelini ağırlayacak olan Perakende Günleri’14’ün konferans moderatörlüğünü ise sektörün genç ismi; Kiğılı CEO Yardımcısı Sena Suerdem üstlenecek. 2014 yılının ‘En Yenilikçi Firmaları’... The Boston Consulting Group (BCG) 2014 yılının ‘En Yenilikçi Firmaları’nı açıklarken, Apple zirvedeki yerini korudu. Bu yıl 10. Kez yapılan listede geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi ağırlıklı olarak teknoloji ve telekomünikasyon şirketleri yer aldı. Dünyanın lider yönetim danışmanlığı firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) bu yıl 10.’su hazırlanan “The Most Innovative Companies 2014 –En Yenilikçi Şirketler 2014” raporunu açıkladı. BCG’nin 2004 yılından bu yana 1.500’den fazla global şirket üst düzey yöneticisinin katılımı ile gerçekleştirdiği ve ‘inovasyon’ kavramının 4 / marketing europe & anatolia değerlendirildiği araştırmada yöneticilerin seçimine göre şirket sıralamasına ek olarak, inovasyonda öne çıkmayı sağlayan ipuçları da yer alıyor. Apple, 2014 yılında da, en yenilikçi firma sıralamasında sahip olduğu lider konumunu korurken, listede geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi teknoloji ve telekomünikasyon şirketlerinin ağırlığı devam etti.Apple’ı Google, Samsung, Microsoft ve IBM’in izlerken, bu yıl ilk ellide toplam yirmi bir teknoloji ve telekomünikasyon şirketi yer aldı. Otomotiv şirketlerinin inovasyon önceliğinde düşüş gözlenirken, ilk ellide sadece dokuz otomotiv şirketi listeye girebildi. Kısa Kısa Pegasus Havayolları 3. Çeyrek açıklaması... Türk Telekom 3. Çeyrek açıklaması… Türk Telekom, 2014 yılı üçüncü çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı. Grup gelirleri yıldan yıla yüzde 4,4 büyüyerek 3,5 milyar TL’yi aştı. Konsolide FAVÖK yüzde 4,4 artarken FAVÖK marjı yüzde 38’in üzerinde gerçekleşti. Mobilde 447 bin net abone kazanımı ile 16,2 milyon aboneye ulaşılırken, son 1 yılda kazanılan net abone sayısı 2,1 milyonu aştı. Genişbantta toplam 7,5 milyon aboneye ulaşıldı; fiber abone sayısı 715 bine çıkarken, fiber altyapı üzerinden yüksek hız alan abone sayısı 1 milyonu geçti. Türk Telekom CEO Rami Aslan 2014 üçüncü çeyrek sonuçları hakkında şöyle konuştu: Türk Telekom Grubu’nun güçlü finansal ve operasyonel performansı 2014 yılının üçüncü çeyreğinde de devam etti. Grup gelirleri yıldan yıla yüzde 4,4 büyüyerek 3,5 milyar TL’yi aştı. Geride bıraktığımız 12 ayda ölçek yaratma stratejimizi başarılı bir şekilde uygularken kârlılığımızı da koruduk. Pegasus Hava Yolları, 2014 yılı Ocak – Eylül dönemi trafik verilerini Kamuyu Platformu’na Aydınlatma (KAP) açıkladı. Pegasus’un, geçen yılın aynı dönemine göre iç hatlardaki toplam misafir sayısı yüzde 19,3 büyüme ile 9,06 milyona; dış hatlardaki toplam misafir sayısı yüzde 19,5 büyüme ile 5,96 milyona yükseldi. 2013 yılının ilk 9 ayında 12,58 milyon olan toplam misafir sayısı, 2014’ün ilk dokuz ayında yüzde 19,4 artışla 15,02 milyon olarak gerçekleşti. Aynı dönem içerisinde toplam koltuk kapasitesini yüzde 19,4 artışla 18,63 milyona yükselten Pegasus’un doluluk oranı iç hatlarda yüzde 82,7, dış hatlarda yüzde 77,7 olmak üzere toplam yüzde 80,6 olarak gerçekleşti. Havacılık sektörünü ve büyüme rakamlarını değerlendiren Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç Haybat şunları söyledi: “Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) verilerine göre havacılık sektörü 2013 yılına kıyasla ilk dokuz ayda yüzde 11,5 artış gösterdi. Pegasus Hava Yolları olarak biz de aynı dönemde yüzde 19,4 artışla sektörün 1,7 katı büyüdük. ” Brisa 3. Çeyrek açıklaması... Brisa, yurtiçi araç üretiminin yüzde 0,5 oranında gerilediği 3. Çeyrekte, özellikle ticari orijinal ekipman lastikleri satış adedinde geçen yılın aynı dönemine göre %40 oranında büyüme kaydetti. Brisa’nın uluslararası satış adetleri de %22 oranında arttı. 2014 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman şunları söyledi: “2014 yılı Ocak – Eylül döneminde, tüm satış kanallarımızdaki toplam satış performansımıza bakıldığında, 2014 yılı ilk 3 çeyrek döneminde geçen yılın aynı dönemine göre satış adetlerinde %6,7 oranında ve toplam satış gelirlerinde ise yaklaşık %10,7’lik bir artış elde etmeyi başardık. Türkiye’deki araç üretiminin azaldığı bir dönemde ticari orijinal ekipman lastikleri satış adedinde %40’lık artış sağlamamız önemli bir performans göstergesi. Yapı Kredi 3. Çeyrek açıklaması... Yapı Kredi 2014 yılının 9 aylık dönemini 1 milyar 442 milyon TL net kârla tamamladı. Aktif büyüklüğü 182 milyar liraya ulaşan bankanın toplam gelirleri yüzde 6 artışla 6 milyar 288 milyon liraya yükseldi. Yılın ilk dokuz ayında sergilenen başarılı performansın müşteri odaklı Akıllı Büyüme stratejisinin bir sonucu olduğunu söyleyen Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın, sözlerine şöyle devam etti: “Yapı Kredi olarak 2014 yılında başlattığımız ve 2020 yılı için belirlediğimiz bir vizyonumuz var. Buna göre bir büyüme stratejisi izliyoruz. Bu çerçevede 2020 yılında sektörümüzde ‘Tartışmasız Liderlik’ hedefine ulaşmak üzere planlar ve yatırımlar yapıyoruz. Büyüme hamlemizin henüz ilk yılında belirlediğimiz alanlarda 3 çeyrek üst üste, sektör ortalamasının üzerinde kredi ve mevduat hacmi büyümesi gösterdik. marketing europe & anatolia / 5 Kısa Kısa Kliksa’ya yeni Operasyon Direktörü… Sabancı Topluluğu’nun online alışveriş platformu Kliksa’nın Operasyon Direktörlüğü görevine Tolga Ertam getirildi. Ertam, Kliksa’nın müşteri operasyonları, müşteri hizmetleri ve lojistik alanları dâhilinde; merkezi müşteri operasyonları, çağrı merkezi, müşteri hizmetleri birimleri ile depolama ve nakliye hizmetlerini sunan tüm grup içi ve dışı tedarikçilerin yönetiminden sorumlu olacak. 1994 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Ertam, aynı yıl Arçelik’te Montaj Hattı Mühendisi olarak profesyonel kariyerine başladı. Ardından DHL’de Operasyon Yöneticisi, Operasyon Geliştirme Müdürü, Tedarik Zinciri Projeler Müdürü ve Proje Optimizasyon Müdürü olarak görev yaptı. 2008-2010 yılları arasında Best Buy’da Tedarik Zinciri Direktörü olarak görev alan Ertam, 2011’de HAVI Lojistiğe geçerek sırasıyla İş Geliştirme Direktörlüğü ve Operasyon Direktörlüğü görevlerini üstlendi. 2014 yılında Kliksa İç ve Dış Tic. A.Ş.’ye Operasyon Direktörü olarak geçen Ertam, evli ve 2 çocuk sahibidir. kurumsal Nissan Türkiye’de 2005 yılında Pazarlama Müdürü olarak göreve başlayan ve 2007 yılında Satış Müdürlüğü görevini üstlenen İbrahim Anaç, 2013 yılından itibaren sürdürdüğü İş Birimi Koordinatörlüğü’nün ardından 1 Ekim 2014 itibari ile Nissan’ın yeni Satış, Servis, Yedek Parça ve Aksesuar, Pazarlama ve Lojistik Merkezi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na getirildi. Ankara Polis Koleji’nde lise eğitimini, Ankara Polis Akademisinde üniversite eğitimini tamamlayan, İbrahim Anaç, ABD’nin Minnesota eyaletindeki Saint Thomas Üniversitesi’nde MBA ve Uluslararası İşletme alanında master yaptı. Harvard Business School’da General Management Program’ını bitirdi. İş hayatına Emniyet Genel Müdürlüğünde Komiser Yardımcısı olarak başlayan İbrahim Anaç ABD’ deki eğitiminin ardından özel sektöre geçerek EF Johnson Company ve National Computer Systems firmalarının ürün geliştirme bölümlerinde çalıştı. 1997 yılında Türkiye’ye dönerek Hyundai Assan’da Ürün Sorumlusu olarak görev yaptı. Anaç, evli ve iki çocuk babasıdır. Vestel’in kurumsal iletişimine yeni soluk... Vestel, Nıssan’da genel müdür yardımcılığına İbrahim Anaç getirildi... Avantgarde İletişim’e yeni Genel Müdür... iletişim de- 10 yıldır birçok farklı sektörden yenilenmeye gi- Türkiye’nin önde gelen markalarına derek Vestel Kurumsal İletişim hizmet veren AVANTGARDE İletişim Müdürlüğügörevini Danışmanlığı’nda Genel Müdürlük partmanında Aslı Evren Eskibatman’a emanet etti. görevine Mert Birdoğan getirildi. Vestel Kurumsal İletişim Müdürü- İletişim Danışmanlığı ve Pazarlama Aslı EvrenEskibatman, Hacettepe İletişimi sektöründe yaklaşık 15 yıllık Üniversitesi Mütercim Tercüman- deneyimi bulunan Birdoğan, bugüne lık Bölümü’nden mezun olduktan kadar ağır sanayi, ICT, FMCG, fi- sonra International Data Group nans ve bankacılık, havaalanı işletmeciliği, yerel yönetimler Türkiye bünyesindeki Computerworld’de gazetecilik hayatına gibi birçok sektörden dünya ve Türkiye’nin önde gelen başladı. Informationweek’in Ankara Temsilciliği sonrasında 6 markalarına hizmet verdi. Mert Birdoğan 2001 yılından bu yıl Interpromedya Ankara Bölge Müdürlüğü ve BT Haber An- yana sırası ile Allmedia Inc.’de Medya Planlama ve Satınalma kara Temsilciliği görevini yürüttü. 2004-2008 yılları arasında Uzmanılığı, Tribeca İletişim Danışmanlık’ta Müşteri İlişkileri Türkiye Bilişim Derneği Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevini Direktörlüğü, C2A IMC Agency(Call to Action)’da Stratejiden üstlenen Eskibatman, iletişimalanında verdiği özel danışman- Sorumlu Başkan Yardımcılığı, ABL Group’da Stratejik iletişim lıkların ardından Zarakol İletişim’de HP, TeliaSonera, Yandex ve pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevler- ve Sony Ericsson markalarından sorumlu direktör olarak ça- inde bulundu. Mert Birdoğan Kurumsal iletişim, kriz iletişimi, lıştı.Eskibatman, 2013-2014 yıllarında desiBel Ajans’ta Türk lider iletişimi, marka iletişimi, KSS iletişimi, Sosyal Medya Paz- Telekom, Digitürk, TeknoSA ve Microsoft’tan sorumlu direktör arlama ve İletişimi alanlarında tecrübe sahibi olarak görev aldı. 36 Yaşındaki Mert Birdoğan evli ve bir çocuk babası. 6 / marketing europe & anatolia Kısa Kısa Türkiye siber tehditte dünyada altıncı sırada... Trend Micro 2014 İkinci Çeyrek Raporu’nu açıkladı. Türkiye online bankacılığa yönelik en çok saldırıya uğrayan ülkeler arasında Avrupa’da birinci, dünyada ise altıncı sırada. Veri güvenliğinde küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro, 2014 yılında gerçekleşen siber saldırıları takibe devam ediyor. Yayınlanan 2014 İkinci Çeyrek Raporu ile hem Türkiye hem de dünyada meydana gelen siber saldırıları istatistikleriyle gözler önüne seriyor. Türkiye, online bankacılıkta en çok saldırıya uğrayan Avrupa’da birinci, dünyada ise altıncı ülke oldu. Raporda Türkiye ile ilgili verilere yer veren Trend Micro, Türkiye’de veri güvenliğine yönelik tehdit potansiyelinin yüksek olduğunu belirledi. Ülkedeki bilişim altyapısı ge- liştikçe tehdit potansiyelinin de artacağına dikkat çekildi. Rapordaki verilerde Türkiye’deki en büyük tehditlerin başında online bankacılığa yönelik saldırıların olduğu belirtildi. Türkiye Avrupa’da bu alanda en fazla saldırıya uğrayan ülke oldu. Dünyada ise Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Brezilya ve Vietnam’ın ardından altıncı sıraya yükseldi. Türkiye’de son üç ayda güvenlik tehditleri arttı. Türkiye’de zararlı online bankacılık yazılımı sayısı özellikle son üç ayda artarak online bankacılık yazılımı kurbanı bilgisayar sayısı 4 bin 567’e yükseldi. Ayrıca Türkiye’deki birçok bilgisayar son 3 ayda Botnet ağına dahil oldu Raporda Türkiye 1 milyon 873 bin Botnet bağlantılı bilgisayarla tüm dünyada dördüncü sırayı aldı. Son 3 ay için Türkiye’ye yönelik bir saptama da hedefli saldırılar konusunda. En çok hedef alınan ülkeler arasında Türkiye yedinci sırada. Raporda Türkiye’de Adware’lerin malwarelerden daha etkin bir tehdit olduğuna dikkat çekiliyor. Türk yapı sektörü Kasım’da İzmir’de... Bölgesinin en büyük yapı fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir, 6 - 9 Kasım tarihleri arasında İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda sektördeki en son yenilik ve teknolojileri sergileyecek. Ege Bölgesi’nin yapı sektörü dışında da en büyük ticari buluşmalarından olan Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir’de, en yeni teknolojiler, yenilikler ve gelişmeler sergilenerek yeni iş bağlantıları için fırsatlar gündeme gelecek. Türkiye ekonomisinin yükselen değeri yapı sektöründe, yılın en önemli organizasyonlarından biri olan bu fuarın uluslararası boyutuna da dikkat çeken YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu ediyoruz.” Başer şunları söyledi: Başer, şu bilgileri verdi:“TÜİK verilerine göre bölgede yaklaşık “Sırasıyla önce İstanbul sonra da Ankara’da düzenlediğimiz 2,5 milyon adet konut stoku bulunuyor. 2013 yılında İzmir’de fuarlarımızın ardından Kasım ayında İzmir’de düzenleyeceği- 39.561, bölgede 96.990 adet yeni konut yapı ruhsatı alındı ve miz, Ege ve Akdeniz Bölgesi’ndeki yapı profesyonellerini bir bölgenin Türkiye içindeki payı yüzde 11,9 oldu. Bölgede ko- araya getireceğimiz Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’i heyecanla nut dışı bina yatırımlarında da hareketlilik görülüyor. 920 adeti bekliyoruz. YEM Fuarcılık’ın 37 yıllık tecrübesiyle başarısını İzmir’de olmak üzere toplam 3.928 bina yatırımı için yapı ruh- her yıl daha da ileriye taşıyan fuarımızın bu yıl da yarataca- satı alınmıştır. Bunların 482’si otel, 470’i ofis, 663’ü ticaret ve ğı yeni iş ve işbirliği olanakları ile öncelikle düzenlendiği Ege 430’u sanayi binası. Türkiye genelinde konut dışı bina ruhsatın- Bölgesi’ne ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağına dan alınan pay yüzde 22,9 oranında. 2013 yılında İzmir’de 72 inanıyoruz. Tüm sektör profesyonellerini bu önemli buluşmada bin, bölgede ise 157 bin konut satışı gerçekleşmiştir ve Türkiye yerlerini almaya ve sektörün heyecanına ortak olmaya davet içindeki payı yüzde 13,61’e karşılık gelmektedir.” marketing europe & anatolia / 7 Yeni Ürünler Sony Xperia Z3 Türkiye’de... Sony Xperia Z3 ve Sony Xperia Z3 Compact’ın öne çıkan özellikleri Akıllı telefonda bir ilk: PS4 uzaktan oynatma özelliği 2 gün süren batarya ömrü ISO 12800 ile düşük ışıkta fotoğraf çekimi Full HD’nin dört katı olan 4K çözünürlüklü video çekimi ile detaylı ve yüksek çözünürlüklü görüntü kalitesi Yeni akıllı sosyal kamera uygulamaları (Live on Youtube, Sound Photo, Multi-Camera, Movie Creator, AR Fun) Sony’nin eşsiz kamera deneyimini şimdiye kadarki en yüksek suya dayanıklılık özelliği ile birleştiren ve 2 gün süren batarya ömrü ile dünyanın ilk ve tek PS4 Remote Play (PS4 uzaktan oynama) özellikli akıllı telefonu Sony Xperia Z3 2.299 TL’den satışa sunuldu. Sony Xperia Z3’ün tüm özelliklerini taşıyan sadece boyutuyla farklılık gösteren Sony Xperia Z3 Compact aiyah, beyaz, yeni gümüş yeşili ve bakır renk seçenekleri 1.799 TL’den raflardaki yerini aldı. ViewSonic’ten Yeni Projeksiyon... Dünyanın önde gelen görüntü teknolojileri üreticilerinden ViewSonic’in, LED tabanlı projeksiyon cihazı ailesine iki yeni ürün eklendi. PLED-W600 ve PLED-W800 ürünleri, hafifliği, parlaklık seviyeleri ve opsiyonel kablosuz görüntü aktarım imkânlı ile ev, iş ve eğlence kullanımı için yüksek kalite sunuyor. ViewSonic projeksiyon ailesine yeni katılan 798 gram ağırlığındaki PLED-W600, 600 lümen parlaklık değeri, 898 gram ağırlığındaki PLED-W800, 800 lümen değeriyle yüksek parlaklık seviyelerine ulaşabiliyor. Hafif ve kolay taşınabilir olmasının yanında Microsoft® Office™ Word, Excel ve PowerPoint, PDF gibi farklı formattaki dosyaları SD kart veya USB bellek üzerinden çalıştırabilen PLED-W800, HDMI/ MHL girişleri ile Miracast™ ve DLNA® özellikleri sayesinde akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolları ve dijital kameralar gibi pek çok mobil cihazla birlikte kullanılabiliyor. Eco-Mode teknolojisi ile çevre dostu bu iki projeksiyon cihazı, 20 bin saati aşan çalışma süresine sahip. SuperColor Teknolojisi ile daha canlı ve net görüntü kalitesine sahip cihazlar 2x dijital zoom özelliği ile video kaynağından gelen 10 / marketing europe & anatolia görüntüyü 4:3, 16:9 ya da 16:10 oranına otomatik olarak dönüştürerek WXGA görüntü sunabiliyor. Ayrıca saniyede 120Hz desteklerken, görüntünün kalitesini bozmadan 33 inçten 100 inçe kadar görüntüyü oluşturabiliyor. Yeni Ürünler Tunçmatik kesintisiz güç kaynakları... Tunçmatik, ev ve işyerleri için ürettiği yeni kesintisiz güç kaynağı ürünü Lite II 1000 ile dikkat çekiyor. Lite II 1000, bilgisayarları elektrik kesintilerinden korumayı amaçlarken, en yeni teknolojilerle veri kaybını sıfıra indiriyor. Mikro işlemci kontrolü sayesinde ise yüksek güvenilirliği garanti ediyor. Lite II serisinin en önemli özellikleri arasında akıllı düğme teknolojisi bulunuyor. UPS çalışırken elektrik kesilmesi durumunda UPS akü moduna geçerek sesli alarm veriyor. Sessiz bir ortamda çalışmak isteyen kullanıcılar, akıllı düğmeye bir kez basarak UPS alarmını susturuyor. Akıllı düğmeye tekrar basıldığında sesli alarm aktif olabiliyor. 650 VA - 850 VA olarak iki farklı kapasitede kullanıcıyla buluşan Lite II’nin en yeni üyesi Lite II 1000 VA’da tüm Lite II serisi KGK’ler gibi; kısa devre-aşırı yük koruması ve otomatik voltaj regülasyon özellikleri bulunuyor. Light II 1000 VA, otomatik voltaj regülasyonu özelliği sayesinde bilgisayarınızı şebeke voltajındaki dalgalanmalardan korur. Lite II 1000 VA’nın sahip olduğu USB portu ve KGK izleme yazılımı sayesinde, elektrik kesintilerinde siz yanında olmasınız bile açık programları kapatarak bilgisayarınızın veri kaybına uğramasına engel oluyor. Son kullanıcı satış fiyatı: 98 dolar+kdv’dir. Toshiba’dan Yeni 2’si Bir Arada... kolay takma-çıkarma mekanizması ile kullanıcılar diledikleri ortamda, diledikleri formu kullanarak içeriklerin keyfine varabiliyorlar. Standart klavye veya gelişmiş klavye seçenekleri farklı kullanıcı gereksinimlerine yanıt veriyor. Standart klavye arda arda film izlemek veya hareket halindeyken uzun saatler çalışabilmek için altı saate kadar uzun pil ömrü sunarken, gelişmiş klavye tüm gün çalışma için dokuz saate kadar pil ömrü sunuyor ve entegre 500 GB HDD ile geniş depolama alanı sağlıyor. Toshiba yeni premium Ultrabook modeli olan Satellite Click 2 Pro P30W’yu tanıttı. Bu üstün ultra- taşınabilir 2’si 1 arada model kolayca notebook’tan tablete dönüşebiliyor ve farklı kullanım amaçları için tam donanımlı bir UltrabookTM ve medya zengini bir tablet seçenekleri sunuyor. Kolayca ayrılabilen aydınlatmalı, çerçevesiz, tam boyutlu klavye kullanıcılara başka bir cihaza gereksinim duymadan yaratıcı ve üretken olmanın özgürlüğünü veriyor. Tek elle marketing europe & anatolia / 11 Medya Dünyası Görev değişiklikleri... Yazılı Basın Görev Değişiklikleri •Daha önce de BirGün de köşe yazıları yazan Enver Aysever, Ekim ayında tekrar okuyucuyla buluşacak. •Usta çizer Zafer Temoçin’in Cumhuriyet Gazetesi ile yolları ayrıldı. •Hazırladığı özel dosya ve haberlerle tanınan Milli Gazete muhabiri Mustafa Kılıç’ın yayından ayrıldı. Kılıç, bundan böyle Milat Gazetesi’nde politika editörlüğü ve köşe yazarlığı yapacak. •Avrupa Sabah’ta görev alan İlan Müdürü Mesut Çakar, Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı İsmail Erel ve Haber Merkezi sorumlusu Seyfi Alp’in yayınla ilişiği kesildi. •Vatan Gazetesi yazarlarından Ruşen Çakır, son yazıdığı yazısıyla gazeteye veda etti. •Cumhuriyet Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, Habertürk Gazetesi’nin spor yazarları kadrosuna katıldı. •İpek Medya Grubu’nun Ekim ayında yayına başlaması beklenen ‘Millet’ gazetesinin Ekonomi Müdürlüğü’ne deneyimli gazeteci Ufuk Şanlı getirildi. •Akşam Gazetesi’nin deneyimli ismi Mete Yılmaz, Memorial Hastanesi Medya ve İletişim Birimi’ne transfer oldu. •Cumhuriyet Gazetesi’nde Ekonomi Müdürü Hasan Eriş’in yerine Olcay Büyüktaş Akça ekonomi haberlerinin başına getirildi. •Sabah Gazetesi hafta sonu ve Günaydın eklerine Ahu Yağtu ve Özge Ulusoy’u transfer etti. Ahu Yağtu life style ve moda yazılarıyla Cumartesi Sabah’ta, Özge Ulusoy da yazılarıyla Günaydın okuruyla buluşacak. •İpek Medya’nın yeni gazetesi ‘Millet’in Magazin Müdürü Başak Çokan oldu. •Cumhuriyet Gazetesi’nde yazan ve yazılarına bir süre ara veren Mine Söğüt, 14 Ekim Salı günü yazdığı yazısıyla okuyucularına merhaba dedi •Artı Bir TV’den ayrıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde basın kampanyası yürüten Özlem Gürses, Sözcü Gazetesi ile anlaştı. •Taraf’tan ayrıldıktan sonra T24 haber sitesinde köşe yazıları kaleme alan GülengülAltınsay, Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarları arasına katıldı. •Deneyimli gazeteci Bülent Ceyhan, İpek Medya Grubu’nun yeni gazetesi Millet Gazetesi’nin Haber Müdürü oldu. •Alevi haber gazetesi ONİKİ yayın hayatına merhaba dedi. Görsel Basında Görev Değişiklikleri •Bir süre önce yayını durdurulan Kanal Sokak’ın genel yayın yönetmenliği görevine Yurt Gazetesi Yazarı İdris Akyüz geldi. •Uzun süredir Kanaltürk’te görev yapan Seyhan 12 / marketing europe & anatolia Soygür’ün kanalla yolları ayrıldı. •TGRT Haber Ankara Diplomasi muhabiri Burak Alganatay, 24 televizyonu kadrosuna katıldı. •TGRT Haber’den bir süre önce ayrılan deneyimli muhabir Akın Altay TVNET kadrosuna katıldı. •İhlas Haber Ajansı (İHA) İzmir Bölge Müdürü Yusuf Kahraman’ın görevinden ayrılması sebebiyle yerine Zonguldak Bölge Müdürü Özcan Aydın getirildi. •Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nda Eylül ayında İbrahim Şahin’den boşalan (TRT) Genel Müdürlüğüne Şenol Göka atandı. •Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Erhan Çelik, Ankara temsilciliği görevine başarılı ekran yüzü Veyis Ateş’i getirdi. •NTV’de Dış Haber Koordinatörlüğü görevine 10 yıldır Amerika’da görev yapan NTV New York Temsilcisi Selim Atalay getirildi. •CNN Türk ekranlarında 5N1K programını sunan ünlü gazeteci Cüneyt Özdemir artık Kanal D Ana Haber’i sunacak. Özdemir, Kanal D’deki görevine 3 Kasım Pazartesi günü başlayacak. Elektronik Basında Görev Değişiklikleri •Özgür Yici’nin ayrılığıyla boşalan sabah.com.tr Genel Yayın Yönetmenliği görevine Sabah Gazetesi’nde Pazartesi röportajları gerçekleştiren İsa Tatlıcan getirildi. Tatlıcan’ın sabah.com. tr Genel Yayın Yönetmeni olmasının ardından yenisafak.com.tr’de görev yapan Yunus Göksu da Genel Yayın Yönetmeni Yardımcılığına getirildi. •www.ortasayfa.net yayın hayatına başladı. Sitenin yazar kadrosunda; gazeteci-yazar Eren Erdem, oyuncu Fırat Tanış, bir dönem CHP’de danışmanlık yapan iletişim bilimci-gazeteci Ali Haydar Fırat gibi isimler bulunuyor. İşitsel Basında Görev Değişiklikleri •Şubat 1993’de yayın hayatına başlayan Best FM, 21 senedir kurumda çalışan Heytem Dağıstanlı ile yollarını ayırdığını yayınladığı basın açıklamasıyla duyurdu. •Medya FM’de hafta içi her gün 16.00 ila 18.00 saatleri arası yayın yapan Emrah Ay görevinden ayrıldı. • Best FM, Heytem Dağıstanlı ile yollarını ayırdığını yayınladığı basın açıklamasıyla duyurdu. •Medya FM’de hafta içi her gün 16.00 ila 18.00 saatleri arası yayın yapan Emrah Ay görevinden ayrıldı. Ajansta Görev Değişiklikleri 8 yıldır gazetecilik yapan, son olarak da İHA’da özel haber muhabirliği yapan Emin Genç, inşaat şirketi ViaProperties’te Kurumsal İletişim Uzmanı olarak göreve başladı. Medya Dünyası marketing europe & anatolia / 13 Hedef; En Sevile Röportaj en Marka Olmak... Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü Hüseyin Erel Samsung olarak Türkiye’de hedefimiz, tüm ürün gruplarında pazar liderliğine ulaşmak, daha da önemlisi Samsung’u Türkiye’nin en sevilen markası yapmak. Bu amacımıza yönelik olarak Türkiye yatırımlarını artırırken, Türk kullanıcısının gerçek ihtiyaçlarına uygun ürünleri de pazara sunmaya devam ediyoruz. Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / [email protected] - Hüseyin Erel kimdir? Kendinizden kısaca bahseder misiniz? Boğaziçi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü 1998 mezunuyum. Profesyonel iş yaşamına, 1999 yılında Procter & Gamble’da başladım ve 2010 yılına kadar farklı görevlerde devam ettim. 2010 – 2012 yılları arasında L’Oréal’de Tüketici Ürünleri Bölümü Satış Direktörü olarak görev aldıktan sonra, 2012 yılı Mart ayında Telpa Telekomünikasyon’da Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak devam ettim. Eylül 2013’ten bu yana, Samsung Electronics Türkiye’de, Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevini sürdürüyorum. - Samsung Electronics’in Türkiye’deki marka konumlandırması hakkında biraz bilgi verir misiniz? Samsung, Türkiye’de var olduğu dönemden itibaren çok önemli bir büyüme gerçekleştirdi. Türk halkının Samsung ürünlerine gösterdiği ilgiyle birçok segmentte pazar liderliğine yükseldik.Samsung olarak Türkiye’de hedefimiz,tüm ürün gruplarında pazar liderliğine ulaşmak, daha da önemlisi Samsung’u Türkiye’nin en sevilen markası yapmak. Bu amacımıza yönelik olarak Türkiye yatırımlarını artırırken, Türk kullanıcısının gerçek ihtiyaçlarına uygun ürünleri de pazara sunmaya devam ediyoruz. 2010 yılında resmi satış ofisi olarak Türkiye’de faaliyete başlamamızdan itibaren, yıllık bazda her yıl çift hanelibüyüdük. Diğer yandan, Türkiye’de sadece büyümek için değil, sosyal sorumluluk açısından hizmet vermek, kazandığımızı paylaşmak için de çalışmalar yapıyoruz. - Türkiye’de hangi ürün gruplarını satışa sunuyorsunuz? Tüketici ürünleri grubunda; mobil cihazlar, ses ve görüntü sistemleri, fotoğraf makineleri, kameralar, bilgisayar veyan ürünleri,yazıcılar, veri depolama çözümleri vebeyaz eşyaürünlerimizle pazarda yer alıyoruz. Kurumsal pazarda iseeğitim, sağlık hizmetleri, perakende, konuk ağırlama, büyük ekran profesyonel görüntüleme çözümleri (LFD), mobil çözümler ve LED aydınlatma çözümleri marketing europe & anatolia /15 Röportaj sunuyoruz. - Markanın ev elektroniği ve beyaz eşya grubunda 2015 Türkiye hedefleri nelerdir? Samsung Beyaz Eşya olarak, son yıllarda en fazla büyüyen marka konumundayız. Son durumda büyük beyaz ürünlerde pazar payı olarak, Türkiye’de ilk 5 marka içindeyiz. Beyaz Eşya alabüyük bir pazardır. Nüfusun ortalama nında sürekli yatırım yaparak, daha yaşı 32, yani ülke çok genç bir nüfusa kaliteli ve daha inovatif ürünlerle Türk sahip. Dolayısı ile potansiyeli de çok halkının beğenisini kazanmayı hedeflibüyük. Bu nedenle de Türkiye pazarını yoruz. Ürün gamımıza eklenen “Türkiye çok önemsiyor ve stratejik bakıyoruz. pazarına uygun yeni buzdolabı serisi” 2015’te de tüketicileri, inovasyon odaklı ile pazar payımızı daha da artırmayı ürünlerle buluşturmayı hedefliyoruz. hedefliyoruz. Samsung olarak, girdiği- Samsung Electronics’in amiral gemiz pazarlardaki tüketici ihtiyaçlarını misi hangi ürünler? göz önüne alarak ürünler geliştiriyoruz. Samsung Beyaz Eşya olarak; tüketicileBeyaz Eşya pazarında değişim, diğer rin tercih ve alışkanlıklarını algılayıp bu pazarlara göre daha yavaş gerçekleşiyönde öneriler geliştirmeyi önemsiyoyor. Bu sektördeki stratejimizi, daha çok ruz mobil olarak kontrol edilebilen, farkinovasyon ile tüketicimize daha fazla lı renk ve tasarımlar sunan farklılaşmış konfor sağlayarak, yaşam kalitesini arürün gamımız ile yenilikçi “smart”(akıllı tırmak olarak belirledik. Kültürel zenginürün) özelliklerimizi ön plana çıkarıyoliği, ticari anlamdaki hareketliliği ve 75 ruz. milyonluk nüfusu ile Türkiye bizim için Beyaz eşya pazarı bünyemizde yer Kültürel zenginliği, ticari anlamdaki hareketliliği ve 75 milyonluk nüfusu ile Türkiye bizim için büyük bir pazardır. 16 / marketing europe & anatolia alan diğer elektronik ürün gruplarından farklı. Yemek alışkanlıkları, günlük yaşam alışkanlıkları ve mutfakların boyutlarına bağlı olarak, ürün boyutları çeşitlilik gösteriyor. Beyaz eşyada başarılı olmanın en önemli kriteri, bulunduğunuz ülkeye göre tüketici ihtiyaçlarını karşılayacak ürün gamı üretmektir. Yeni buzdolabı serimiz, sadece Türkiye’ye özel olarak tasarlandı. Bu benzersiz buzdolabı, geliştirilen işlevselliği ve iç tasarımıyla, tüketicilerin enerjiden tasarruf etmelerini ve yiyeceklerini daha iyi organize edip saklayabilmelerini sağlıyor. 10 yıllık garanti ile sunulan yeni serimiz, kompresörlerin performansını büyük ölçüde arttıran Digital Inverter Teknolojisi’ne sahip. Buzdolabının kalbi olan kompresör, sezgisel olarak soğuk hava besleme hızını kontrol ederek daha az enerji harcıyor. Bu şekilde standart buzdolaplarına oranla yüzde 47 daha az enerji harcayan kompresörü, çevreye olan olumsuz etkiyi azaltırken, aynı zamanda tüketicinin tasarruf etmesini de sağlıyor. Samsung’un özel Digital Inverter Teknolojisi, buzdolabının gürültüsünü 39 dB’ye kadar düşürerek bir kütüphane ortamı kadar sessiz çalışmasını sağlıyor. Aynı zamanda voltaj dalgalanmalarına karşı da kendisini koruyor. 2014’de yeni seri buzdolabımıza ek olarak, Crystal Blue çamaşır makinemizi de tüketicilerimize tanıttık.Bu ürünümüz, kolay açılıp kapanabilmesi için ekstra büyük bir kapak ile birlikte; yarı saydam, şık koyu mavi kaplamaya ve makinenin kolay kullanımını sağlayan geniş 5 inç’lik renkli tam dokunmatik ekrana sahip. Crystal Blue çamaşır makinemiz aynı zamanda, çamaşır yükü ve giysilerin kirlilik derecesine göre, en ideal yıkama programını, sıcaklık, yıkama süresi, durulama ve dönme devir hızını belirleyen 4 algılama teknolojisinden yararlanan “Otomatik İdeal Yıka- Röportaj ma” seçeneğini de barındırıyor. Akıllı özelliklerinin yanı sıra, son derece de hızlı olan yeni çamaşır makinemiz, “Süper Hızlı Yıkama” özelliği ile varsayılan ayarlarla 5 kg’lık çamaşırı, kazanını çift su girişiyle hızla doldurarak yıkamayı 60 dakikada tamamlıyor. Bununla birlikte, kullanıcıların karmaşık ayarlarla uğraşmaksızın, gerekli yıkama ayarını seçmelerine olanak tanıyan, önceden programlanmış 6 farklı özel yıkama programınasahip. Crystal Blue çamaşır makinemiz, çamaşır yıkama süresinin azaltılmasına yardımcı olurken, deterjanı daha hızlı çözerek, giysilere hassas bir şekilde nüfuz etmesini sağlayan benzersiz köpük teknolojisi “Eco Bubble™” sayesinde enerji tüketimini de azaltıyor. Hem Crystal Blue çamaşır makinemiz hem de yeni seri buzdolabımızda bulunan “Samsung Dijital Inverter” teknolojisi, makinenin beynini oluşturan motor ve kompresör sistemlerinin en etkin performansta çalışmasını sağlıyor. Bu sayede tüketiciler, motor ve kompresörlere verilen 10 yıllık garantiyle birlikte, uzun süre dayanıklılık, daha az gürültü ve daha fazla enerji tasarrufu elde ediyor. -Türkiye’de smart TV pazarında kıran kırana bir mücadele var. Samsung ne kadar süredir. Türkiye pazarında ve bugün geldiğimiz noktada pazar payı nedir? Samsung olarak görüntüleme ve ses ürün gamlarında geliştirdiğimiz teknolojiler ile sektöre yön veren bir firmayız. Son 8 yılda dünyada ve Türkiye’de TV pazarında lider olmamız da bunun en açık göstergesi. 2006 yılında Bordeux modelimizi, 2009’da LED TV’yi, 2014’te ise Curved UHD TV’yi pazara sunduk. Kısa sürede kullanıcıların kavisli TV formunu daha fazla benimseyeceğini ve kavisli TV’lerin pazar payının, önümüzdeki 2 yıl içinde yüzde 20’ye ulaşacağını düşünüyoruz. Dünya çapında Samsung olarak görüntüleme ve ses ürün gamlarında geliştirdiğimiz teknolojiler ile sektöre yön veren bir firmayız. da 3 yıl içinde televizyon satışlarımızın yüzde 90’ının kavisli olacağını öngörüyoruz. Bu ürünün Türkiye’de sevilen ve tercih edilen bir ürün olacağına eminiz. Bu oran gelecekteki kavisli ekran satışlarıyla ilgili önemli ipuçları veriyor. Smart TV sayesinde internet bazlı farklı uygulamalara ulaşma imkânı, uyumlu cihazlar arasında dosya ve içerik transferi yapma, USB den resim/film ve müzik dosyalarını oynatma gibi bazı ekstra avantajları da beraberinde tüketiciye sunmakta. Smart teknolojiler tüm tüketici elektroniği alanlarını da olduğu gibi görüntü ve ses sistemini de domine etmeye devam edecek. Tasarımın ön plana çıktığı, 3D içeriklerin çoğaldığı, var olan 2D içeriği 3D’ye dönüştürebilen, zengin lokal içeriklerin daha da zenginleştirildiği akıllı trend daha da güçlenerek varlığını hissettirecek. -Teknoloji geliştikçe kafamız iyice karışıyor. OLED ekranlarla, LED ekranlar arasındaki farklar nelerdir? Curved ekran teknolojisinden de biraz bahseder misiniz? OLED, LED TV’lerin arkadan aydınlatma sisteminden tamamen farklı olarak her pikselin tek tek aydınlatılması teknolojisidir. Samsung olarak her iki teknolojiye sahip ürünlerimiz bulunmaktadır. Tüketicilerimiz ise çok daha marketing europe & anatolia / 17 Röportaj ekonomik olan LED teknolojisini tercih ediyor. Samsung Curved TV kategorisindeki kavisli televizyonlar, insan gözünün ergonomisiyle tamamen uyumlu olarak tasarlandı. İzleyiciler bu ekranda düz değil, panoramik bir çevre görüyor. Samsung Curved TV’lerin kavis açısı, izleyicileri görüntünün tam merkezine alıyor. Kavisli televizyon modellerimizde otomatik derinlik algoritması bulunuyor. Bu özellik, yan bölgedeki görüntüleri izleyiciye yaklaştırırken, ortadakileri ise geriye alıyor. Böylece sarmalayıcı bir görüntüyle, gözlüksüz 3 boyut etkisi alınabiliyor. Basit ve yalın ama bir o kadar da güçlü bir tasarım anlayışını yansıtan kavisli ürünlerimiz, izleme deneyimini ve algıyı önemli ölçüde iyileştirip zenginleştiriyor. Bu ürün gamı içinde; FHD ve UHD seçeneklerine sahip, 48 inç’ten 105 inç’e uzanan farklı boyutlarda 17 kavisli LED TV seçeneği yer alıyor. Curved ekranlardan sonra yakın zamanda bizi şaşırtacak sürpriz bir ürününüz var mı? IFA 2014 etkinliğinde, tüketicilerimizi 18 / marketing europe & anatolia Beyaz eşya pazarı, bünyemizde bulunan diğer elektronik ürünlerden kanal, satış ve servis hizmetleri olarak tamamen farklı bir konumda yer alıyor. dünyanın ilk ve en büyük kavisli televizyonu olan devrim niteliğindeki “Bendable (Bükülebilir) UHD TV” ile de tanıştırdık. 105 inç UHD ekranı ve 21:9 görüntü oranına sahip dünyanın ilk bükülebilir televizyonu, geleceğin TV teknolojisi hakkında ipuçları veren bir ürün. En son ekran teknolojisi kullanılan bu yenilikçi TV’de kullanıcılar, isteklerine göre TV’yi hem kavisli hem de düz ekranolarak kullanabilecek ve kavisin eğriliğini de ayarlayabilecek. Samsung’un bükülebilir TV’si tek tuşla kavisli ya da düz ekran formuna dönüşebiliyor. - Satın aldığımız smart TV’ye sonra ev sinema sistemi almak istersek, aynı markanın ses sistemini mi tercih etmeliyiz? Farklı bir marka alırsak ses performansını nasıl etkiler? Tüketici tercihlerine tamamen saygılı- yız. Samsung olarak tüm ürünlerimizin en iyi uyumu gösterecek şekilde tasarladık ve sonrasında da tüketici tercihlerine göre geliştirdik. - Samsung beyaz eşyanın Türk pazarındaki hedef kitlesi kimlerdir? Türk tüketicisinin geleneksel çeyiz alışverişine girmek için çalışmalarınız olacak mı? Beyaz eşya pazarı, bünyemizde bulunan diğer elektronik ürünlerden kanal, satış ve servis hizmetleri olarak tamamen farklı bir konumda yer alıyor. Türkiye’de çok köklü beyaz eşya firmaları var. Ayrıca, üretim ve rekabet gücü çok yüksek bir pazardan söz ediyoruz. Tüketici memnuniyeti kriterleri, beyaz eşya pazarında çok yüksek. Bu kriterleri tüketicilerimize aynı oranda sunmak en önemli başarı faktörlerimiz içinde yer alıyor. Evlilik sezonunda özel olarak kurguladığımızve farklı fırsatlar içeren kampanya paketlerimizle tüketicilerimizin yanında oluyoruz. Evlilik hazırlığında olan çiftler için, uygun bütçe seçeneklerine sahip üçlü beyaz eşya ürünlerine yönelik bir kampanya ile bu yaz döneminde de avantajlı kampanyalar gerçekleştirdik. Birçok çeyiz alışverişinde; Samsung buzdolabı, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesinden oluşan paketlerimizin tercih edildiğini de memnuniyetle gözlemledik. - Küresel mevsim değişikliği, kavurucu yaz sıcakları olarak Türkiye’yi de etkisi altına almaya başladı. Samsung Electronics’in Klima kategorisinde daha çok pazar payı hedefi var mı? 2014 yılında tüketicilerimize; geçmiş yıllarda satılan ürünlerden oldukça farklı ‘Üçgen Tasarımlı’ Samsung klimaları sunduk. Sezonsal enerji verimliliğine geçiş sürecinde on/off klimaların üretimi ve ithalatının yasaklanması sonucu, bütün ürünlerde inverter kompresör kullanımı ile split ve salon tipi olmak Röportaj üzere 4 farklı seri lanse ettik. Bu seriler split klimalar için AR9000, AR7000 ve AR5000 serisi, salon tipi klima için ise Q9000. Üçgen tasarım sayesinde, klima iç ünitesine daha fazla hava girişi sağlanıyor, alınan hava iklimlendirilerek, daha yoğun ve güçlü bir şekilde odaya tekrar veriliyor. Böylece aynı süre zarfında daha fazla miktarda havayı iklimlendirerek çok daha hızlı, verimli ve konforlu bir serinleme sunuyor. Ürün gamımızda bulunan tüm split klimalar, sezonsal enerji verimliliğine uyumlu olarak tasarlandı. Premium serimiz olan AR9000 serisi, Wi-Fi özelliği ile uzaktan kontrol edilebiliyor. Bununla birlikte, üst segment ürünlerimizden AR7000 ve AR9000 seri klimalarımız, Virus Doctor (virüsleri-bakteri ve alerjenleri etkisiz hale getirme özelliği) fonksiyonu ile tüketicilerimize daha sağlıklı bir serinleme ortamı sağlıyor. Ayrıca klimalarımız; nem alma, iki aşamalı hızlı soğutma, solo kullanıcı modu ve ses seviyesini 16 dB’e kadar azaltan sessiz mod’u ile tüketicilerimizin farklı ihtiyaçlarına çözümler sunuyor. Türkiye’de klima pazarı büyüme vaat eden pazarlardan biri. Gerek iklim koşullarının değişmesi,gerek tüketicilerin konfor beklentilerinin yükselmesi, pazarı büyütecek en önemli iki unsur olarak göze çarpıyor.Akdeniz ülkelerinde penetrasyon oranı %15-20 civarındayken,ülkemizde bu oran %10 civarında.Benzer iklim ve yaşama alışkanlıkları olan ülkelere göre bu oran çok düşük ve yakın gelecekte klima ihtiyacının ve sonucunda kullanımının artmasını öngörüyoruz.Bunun yanı sıra hibrit ve kapalı devre iklimlendirme sistemleri de yakın gelecekte büyüyecek pazarlar arasında yer alıyor. Bu ürünler, aynı zamanda çevreye duyarlı yapılarıyla dikkat çekiyor. - Şirket, marka ya da ürünlerinizle ilgili ulaştırmak istediğiniz bir mesajınız var mı? Samsung olarak teknolojinin, hayal gücüyle bir araya geldiğinde insanların hayatına anlam kazandırdığına inanıyoruz. Samsung olarak teknolojinin, hayal gücüyle bir araya geldiğinde insanların hayatına anlam kazandırdığına inanıyoruz. Samsung’un teknolojideki bu yaklaşımı, tüketiciye fayda sağlayan yepyeni ürün ve hizmetler olarak geri dönüyor. Samsung, özellikle Ar-Ge alanında çok önemli yatırımlar yapan bir şirket. Bu nedenle de bugün son kullanıcıların ürünlerde görmek istediği tüm teknolojik ve tasarımsal yenilikler ile en yeni ve en ilgi çekici çözümleri, sektöre en hızlı şekilde sunabiliyor. Tasarım alanında birçok ödül alırken, kullanıcılardan da büyük ilgi ve kabul görüyor. Yenilikçi ve yüksek kaliteli ürünlerin müşterilerde yarattığı memnuniyet demarka imajımızın hızla yukarı çıkması- nı sağlıyor. Bu değerler doğrultusunda sunduğumuz ürün ve hizmetlerle bir süredir, birçok farklı kategoride pazar lideri olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Samsung olarak sürekli inovasyon yapan; insanların hayat kalitelerini ve deneyimlerini zenginleştirmeyi, yaşamlarını renklendirmeyi ana hedefimiz yapan bir markayız. Samsung Electronics’in gelecek on yıl için vizyonu, “Dünyaya İlham Ver, Geleceği Şekillendir.” Samsung‘un bu amaçla geliştirdiği cihazlar, sunduğu çözüm ve teknolojiler, insanların hayata dair yenilikleri keşfetmelerini ve deneyimlemelerini mümkün kılıyor. 2015 için ajandamızın en önemli maddelerinden biri, hatta en önemlisi tüketici nezdinde “lovemark” olarak konumlanmak. Geleceğe dair hedeflerimizi oluştururken; insanları ve kültürleri derinlemesine anlamaya çalışıyor; büyümeyi, iş gelişimini ve yeni pazar oluşumlarını yönlendiren teknolojinin etkisini her zaman göz önünde bulunduruyoruz. marketing europe & anatolia / 19 Sita İletişim’de markanız değerlidir... Sita İletişim 1993 yılından beri tam ajan hizmeti vermeye devam ediyor. • Reklam kampanyaları • Reklam/tanıtım filmi yapımı • Konsept oluşturma • Etkinlik organizasyonu • Fuar ve etkinlik için stant tasarımı • Medya planlama ve satın alma Tel: (0212) 274 85 75 [email protected] www.sitailetisim.com Köşe Nurgül Eryıldır Günay / [email protected] ( kelebeğin fırtınası) Göğüs gösteren çorap reklamı!... Her geçen gün artan saygı ve sevgiyle... 10 Kasım, Ulu Önder Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 76. Yılı. Kurduğu Cumhuriyet ve çağdaş bir ülke olma hayalini korumak için her geçen gün daha fazla çaba harcıyoruz. Atam belki de yattığın yerde çok huzurlu değilsin, ama bil ki yılmadık. Bu ülkede milyonlarca seveninle devrim ve ilkelerinin yılmaz bekçileriyiz... Hüzün ayından herkese merhaba... Burnumuzun dibinde yaşanan ve her gün izlediğimiz savaş vahşeti, üst üste gelen maden faciaları, işçi ölümleri, ülkemizin pek çok yerinde yaşanan karışıklık, güzel günler yaşayacağımız konusundaki umudumuzu sarssa da, güçlü olmaya çalışıyoruz. Etrafımız kararmaya başlasa bile yüreğimizdeki umut çiçeğini öldürmemek lazım. Halen madenden çıkarılamayan 18 vatandaşımıza bir an önce sağ salim ulaşmalarını umut ediyorum. Umarım benim gibi düşünen milyonlarca yüreğin bu dileği gerçek olur. Geçen yıl Koç Grubu'nun 10 Kasım için hazırladığı "Olmazsan olmazdık" reklamı çok beğenilmiş ve sosyal medyada günlerce paylaşılmıştı. Bu yıl da Sabancı Topluluğu'nun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için hazırladığı güzel bir reklam filmi izledik. Kutluyorum. Yemeksepeti'nin yeni reklamına bayıldım. Filmde evin duvarına monte edilmiş onlarca telefon görüyoruz. Bunlar nedir diye bakarken anlıyoruz ki her biri farklı bir restoran için ayarlanmış. Oysa şimdi yemeksepeti.com sayesinde tek bir yerden yüzlerce restorana anında ulaşıp sipariş verebiliyoruz. Eskiden telefonla yemek sipariş etmenin ne kadar zahmetli ve pahalı bir iş olduğunu anlatan filmde adamın ropdöşambr detayı olayı daha da taçlandırmış :) Güzel fikir, güzel yapım, güzel reklam. Tebrikler... Türkiye'ye geldiğinden beri en iyi fiyatların kendisinde olduğu mesajını iletmeye çalışan Media Markt bu kez güzel bir kampanyaya imza atmış. Özellikle telefon, bilgisayar, televizyon gibi teknolojik ürünler alırken kırk yerden fiyat baktığımız halde hep ''acaba pahalı mı aldım'' endişesi yaşarız. Media Mark bu hislerimize tercüman olmuş. Reklamda 1 kadın + 1 erkek dizisinin erkek kahramanı Emre Karayel teknoloji konusunda bize yol gösteren #birdost olarak karşımıza çıkıyor. Emre Karayel'in sempatik ve pozitif enerjisi, oynadığı dizideki teknolojiden anlayan adam profili, bana hep soğuk gelen Media Markt markasına sıcak ve dost bir hava katmayı başarmış. Ne diyim beğendim valla:) Tebrikler... Böyle güzel örneklerin ardından Penti'nin reklam Hadise'si Ekim ayının en kötü reklamlamlarından biriydi bence. Bir çorap reklamı için uzun boylu olmayan, kalın bacaklı bir ünlüyü kullanmak kimin fikriydi çok merak ediyorum. Reklamın müziğinde sürekli Penti sözcüğü geçmese bu reklamı Hadise'nin yeni albüm lansmanı zannedebilirdik. Penti çoraplarının sonbahar kış koleksiyonunu göreceğimizi zannederken, sadece Hadise'nin kötü oyunculuğunu ve nedense göğüs dekoltesini görmüş olduk. Çorap reklamında neden daha çok sadece belden üstü görüntüler var hiç anlayamadım. Reklamda ünlü filmlerden akıllarda yer eden sahneler Hadise'yle yeniden canlandırılmış. Örneğin Marilyn Monroe'nun Yaz Bekarı filmindeki havalandırmayla uçuşan beyaz elbiseli efsane sahnesinin Hadise'li versiyonu çekilmiş. Elbisenin uçuştuğu bölümde çok kısa bir an bacaklar görünüyor. Ama özellikle bacakların üst kısmının kalınlığı sahnenin bütün büyüsünü yok ediyor. Tomb Raider Lara Croft canlandırması daha da kötü. En başta da dediğim gibi prodüksiyon için uğraşılmış ama reklam amacına ulaşmamış, gereksiz para harcanan bir yapım olmuş. Bu sayıdaki yazım Atatürk ile aynı günde, 10 Kasım'da yaşamını yitiren, iyilik, güzel ahlak ve dürüstlük gibi erdemlere sahip olmamızı sağlayan,canım babam için. İyiki senin gibi bir babanın evladı olmuşuz. Teşekkürler bize doğruları öğrettiğin için... marketing europe & anatolia / 21 Röportaj Schwarzkopf sekt Schwarzkopf Professional Genel Müdür Viki Motro Schwarzkopf ta Eczacıbaşı’na çok benzer şekilde bir aile şirketi olarak küçük bir eczaneden doğdu. 1898 yılında Hans Schwarzkopf tarafından Berlin’de açılan bu eczane daha sonra saçta uzmanlaşan büyük bir kozmetik kuruluşu haline geldi ve bu uzmanlığının da etkisi ile 1995 yılında Henkel tarafından satın alındı. Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / [email protected] - Viki Motro kimdir, biraz kendinizden bahseder misiniz? Eski adıyla Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ve ardından Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken arkadaşlarım arasında trend ya bankacı ya da reklamcı olmaktı. O dönem bu meslekler çok revaçta ve yükselişte idi. Okuldaki son senemde bir reklam ajansında part time çalıştım. Bu tecrübe ne istediğimi keşfetmemde faydalı oldu ve pazarlama konusunda kariyer yapmaya karar verdim. Üniversiteden mezun olur olmaz da Eczacıbaşı İpek Kağıt’ta ürün yöneticisi olarak işe başladım. İlerleyen yıllarda önce Uzman Ürün Yöneticisi ve daha sonra hem İpek Kağıt hem de Eczacıbaşı Girişim Pazarlama’da pek çok farklı markadan sorumlu Pazarlama Müdürlüğü görevlerini üstlendim. Son olarak 7 yıl önce Eczacıbaşı Schwarzkopf Genel Müdürlüğü görevine atandım. Ailem ve işim hayatımdaki en önemli unsur. Bunun dışında kalan zamanlarımda pilates ve yürüyüş yaparak spor yapmaya çalışıyorum. Arka 22 / marketing europe & anatolia planda hafif tarih işleyen romanlar okumayı severim. Hayata olumlu bakarım. Dolayısıyla genelde epey neşeliyimdir. Çok sabırlıyımdır. Kolay pes etmem. Yeni şeyleri denemeyi severim. Bu özel hayatımda yeni yerler görmek, seyahat etmek olarak yerini buluyor. İşimde ise hep farklı ne yapılabilirimi ararım. - Schwarzkopf’un kuruluş hikayesini kısaca anlatır mısınız? Schwarzkopf ta Eczacıbaşı’na çok benzer şekilde bir aile şirketi olarak küçük bir eczaneden doğdu. 1898 yılında Hans Schwarzkopf tarafından Berlin’de açılan bu eczane daha sonra saçta uzmanlaşan büyük bir kozmetik kuruluşu haline geldi ve bu uzmanlığının da etkisi ile 1995 yılında Henkel tarafından satın alındı. Eczacıbaşı ile Schwarzkopf Professional’ın yolları ne zaman keşişti, nasıl bir işbirliğiniz var? Schwarzkopf ürünlerinin Türkiye’de çok köklü bir geçmişi var. Eczacıbaşı 1950’li yıllarda Alman Schwarzkopf ile lisans anlaşması yaparak İgora boya- törünün öncüsü... Röportaj ları Türkiye’de üretip pazarlamaya başladı. Uzun yıllar boyunca yapılan yatırımlar ve doğru yaklaşımlarla Kuaför ürünleri pazarında liderliğini sürdürdü. Dolayısıyla Türk kuaförleri uzun yıllar İgora markasını kullandı ve kalitesinden memnun kaldı. Yıllar içinde bu başarılı işbirliği gelişerek bir ortaklığa dönüştü. 1999 yılında Eczacıbaşı ve Henkel Schwarzkopf arasında %50-50 ortaklığa dönüşen bu işbirliği markanın pazardaki yerini daha da sağlamlaştırdı. Bugün artık Türkiye’de üretim yapılmıyor ama gelişen iş ortaklığı ile İgora boya yanı sıra Bonacure saç bakım ürünleri, Osis şekillendiriciler gibi bir kuaförün gereksinimi olan pek çok marka ve ürün kuruluşumuz tarafından Almanya’dan ithal edilerek satışa sunuluyor. Schwarzkopf Professional’ın Türkiye’de satışa sunduğu ürünler nelerdir? Schwarzkopf Professional markası, sadece kuaförlerin kullanımı ya da salondan satışı için tasarlanmış profesyonel ürünleri kapsamaktadır. Markamızın en önemli özelliği sadece saç üzerine uzmanlaşmış olmasıdır. Kuaförler için kuaförler tarafından geliştirilmiş bir ürün portföyümüz vardır. Başlıca kate24 / marketing europe & anatolia Schwarzkopf sadece saçtaki uzmanlığı ile sektöre pek çok ilkler sunan bir kuruluş olmuştur. gorilerimiz salondaki teknik uygulamalara yönelik boya, açıcı ve uygulamayı tamamlayan teknik ürünler, perma ve saç düzleştirme ürünleri, saç şekillendirme ile saç bakım ürünleridir. İşimizin yoğunluğu kadın kuaförlerini içermekle birlikte, erkek kuaförlerinin kullanımına yönelik, saç renk karma, şekillendirme ve erkek saç bakımına yönelik özel serimiz de bulunmaktadır. - Schwarzkopf’un sektöre kazandırdığı ilkler nelerdir? Schwarzkopf sadece saçtaki uzmanlığı ile sektöre pek çok ilkler sunan bir kuruluş olmuştur. Daha 1908’lerde ilk toz formatında şampuan ile bu pazarın liderliğine soyunmuş, daha sonra ilk sıvı şampuan, ilk bitkisel saç bakımı, soğuk perma, alkali içermeyen şampuan gibi pek çok buluşa imza atmıştır. Profesyonel saç bakımı alanında da ilk kuaförlere yönelik araştırma ve danışma merkezini 1927’de kurmuştur. - Rekabet açısından çok fazla oyuncunun bulunduğu saç bakımı ve renklendirme sektöründe markanızın konumunu değerlendirir misiniz? Schwarzkopf Professional olarak kuaför ürünleri sektöründe uzun yıllardır liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu başarıda kuaförün ürün kullanımında büyük payı olan renklendirme konusundaki başarılı ürün ve çalışmalarımız önemli rol oynuyor. Tabii bizim sektördeki başarımız sadece üstün kaliteli ve öncü ürünler sunmaktan geçmiyor. Bu ürünleri kullanırken gerekli salon ekipmanını da temin ediyoruz. Tasarım ödüllü ekipmanlar ile işin kalitesinin artmasına yardımcı oluyoruz. Sektörün ve kuaförlerimizin gelişimine yönelik pek çok teknik, işletme bazlı ya da kişisel gelişim içerikli eğitim programları sunuyoruz. Saç ve moda ve trendlerini izliyor, kuaförlerimizle buluşturuyoruz. Her yıl sonbahar-kış ve ilkbahar-yaz olmak üzere iki dönem yayınlanan çok kapsamlı Essential Looks çalışmamız kuaförlerimize ilham kaynağı oluyor. Yurtdışı organizasyonlarımız ile dünya kuaförleri ile buluşup bilgi ve deneyim paylaşımına olanak sağlıyoruz. Röportaj - Kurumsal iletişimin başarıya ulaşması için sizce en önemli faktör nedir? Kurumsal iletişimin altın kuralının samimiyet olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarınız ve yaptığınız işler ile iletişim stratejinizi yaşatıyorsanız müşterileriniz bunu anlar ve hedeflediğiniz kitle peşinizden gelir. - Tüketici güveni ve sadakatini sürdürülebilir şekilde sağlamak için nelere özen gösteriyorsunuz? Biz kuaförlerimiz ile saça olan tutkumuzu paylaşıyoruz. Kuaförü odağa olan bir iş modeli ile çalışıyoruz En başta ürünlerimizin kalitesine güveniyoruz. Kuaförlerimizin bu üstün ürünleri en iyi şekilde kullanmalarını sağlamak birinci hedefimiz. Bu amaçla Istanbul merkezli Akademimizde teknik uzmanlarımız kuaförlere yönelik pek çok eğitimi veriyor. Bu uzmanlar tüm Türkiye’yi dolaşarak kuaförlerimizi ziyaret ediyor, onlara salonlarında destek oluyor. Bu yakın iletişim ve destek bizi rakiplerimizden farklılaştırarak müşteri sadakati sağlamamızda önemli rol oynuyor. Her tür kanalı açık tutarak müşterilerimizin sorularını en kısa sürede cevaplamak ana prensibimiz. - Schwarzkopf Professional’ı Türkiye pazarında başarıya taşıyan kişisel altın kurallarınız var mı? Bizimle paylaşır mısınız? Eczacıbaşı Schwarzkopf pazardaki köklü geçmişi, yaygın dağıtım gücü ve ürünlerinin kalitesi ile yıllardır kuaför sektörünün saç boyası lideri oldu. Ne yazık ki pazar payında lider olmak müşterileriniz tarafından lider olarak algılanmanızı garantilemiyor. Biz bunu dikkate alarak yola çıktık. Sektörün ileri gelen kuaförlerini müşteri portföyümüze kattık. Dünya trendlerini etkileyici tanıtım ve eğitimlerle Türk kuaförünün ayağına getirdik. Boyanın yanısıra bakım kategorisindeki konumumuzu da güçlendirdik ve işimizi büyüterek profesyonel saç Biz kuaförlerimiz ile saça olan tutkumuzu paylaşıyoruz. Kuaförü odağa olan bir iş modeli ile çalışıyoruz. bakım ürünleri kategorisinde liderliği ele geçirdik. Bundan sonraki hedefimiz ürünleri, ekibi ve hizmetleri ile kuaförlere ilham ve heyecan veren bir kuruluş olmak. Bu da bizi sektörün öncüsü ve imaj lideri koltuğuna sağlam bir şekilde oturtacak, hedeflediğimiz daha hızlı büyümeleri gerçekleştirmemizi sağlayacak. Herşeyin çok hızlı değiştiği, ürün ve hatta hizmetlerin birbirinden farksız hale geldiği yeni iş ortamında değil müşteri, çalışanları bile elde tutmak çok zorlaştı. Dış çevre ne kadar değişse de, müşteriler de çalışanlar da başarı ve büyüme arzusunun işe yansıtılabildiği kuruluşlarla birlikte olmak istiyor. Biz o yüzden büyümeyi önceliğimize aldık. Bu tutkumuzu işimize yansıtmaya çalışıyoruz. Zaten severek ve tutku ile yapılan işlerin başarıya ulaşmaması mümkün değil. Bir de tabii fark yaratmak için neyi, nasıl daha farklı yaparızı sürekli sorgulamak önemli. Eczacıbaşı Schwarzkopf için çizdiğimiz vizyon ‘’kuaförün en heyecan verici iş ortağı olmak’’. Hedefimiz müşterileri- mizi taraftarlara dönüştürmek. Yani sadece akıllarını değil kalplerini de fethetmek istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için müşteri merkezli iş ortaklığı yaklaşımımızı kullanıyoruz. Beş alanda müşterilerimizle beraber çalışıyor onları destekliyoruz. İnovatif ürünler ve hizmetler, kuaförün satış ya da hizmetini geliştirecek destekler, kapsamlı ve kolay ulaşılabilir eğitim programları, ilham veren moda trendler ve müşterilerle beraber başarının kutlanması. - Son olarak malum kış ayları başlamak üzere, saçlarımızı kışın soğuk ve rüzgarına karşı nasıl koruyabiliriz? Okuyucularımız için küçük ipuçları alabilir miyiz? Kışın soğuğu ve rüzgar saçlarımızı kurutabilir. Bu durumda BC Bonacure nem serisini kullanmanın faydası görülecektir. Kış mevsiminin dış etkenleri özellikle boyalı saçlarda da olumsuz etkiler yaratabilir. Yine BC Bonacure renk koruma serisinin kullanımı rengin korunmasında destek olacaktır. Soğuk rüzgar hava kirliliği gibi dış etkenlere maruz kalan saç canlılığını ve parlaklığını yitirebilir. Saçın doğal parlaklığını vermek rengi korumak için BC renk koruma ışıltı serumunu öneririm. Ayrıca her saç tipine uygun farklı çeşidi ile BC oil miracle saçın matlaşmasını engelleyerek ağırlık yapmadan parlaklık verir. marketing europe & anatolia / 25 Reklam Dünyası Reklam Özdenetim Kurulu 20.yılında... Avrupa Reklam Standartları Birliği (EASA) çatısı altında Türkiye reklam sektörünü Avrupa’da başarıyla temsil eden Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK), kuruluşunun 20’nci yıldönümünü düzenlenen bir gala gecesiylekutladı. Ayrıca, 20. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında, 22-23 Ekim tarihlerinde EASA Toplantısı’naİstanbul’da ev sahipliği yaptı. Reklam Özdenetim Platformu Başkanı Ahmet Pura, RÖK’ün, Türkiye’de 20 yıldır varlık gösteren, birçok Avrupa ülkesinden önce bu alanda bir özdenetim yapılması gereğine inanmış bir kurul olduğunu vurguladı. Pura, şu değerlendirmeyi yaptı: “RÖK kuruluşundan bu yana reklam sektörünün tüketicinin korunması yolunda sorumluluk bilinciyle hareket etmesini sağlayan etik bir platform olarak hizmet veriyor. Pazarlama iletişiminin evrensel bir anlayışa dayanarak yürütülmesi, özdenetim bilincinin yerleştirilmesi konusunda çaba sarf ediyor. Türkiye’nin görüşlerini, Türk reklamcılık sektörünü ve özdenetim mekanizmasının işleyişini RÖK vasıtasıyla bulunduğumuz her platformda aktarmayı görev kabul edinetimin Avrupa çatı kuruluşu olan EASA’nın bir üyesi olarak yoruz. RÖK, EASA platformunda önde gelen üyelerden birimisafirlerimizi evimizde ağırlamanın mutluluğunu yaşıyodir. 2004’te Best Practice Award ödülüne layık bulunmuştur. ruz.” Hem kuruluşumuzun 20nci yılını kutlamanın hem de özde- ING Emeklilik konkuru sonuçlandı... Türkiye’nin önde gelen bireysel emeklilik ve hayat sigortası şirketlerinden ING Emeklilik,yoğun bir sürecin ardından,reklam faaliyetleri için McCannİstanbul, medya planlama ve satın almaçalışmaları içinise Universal McCann şirketleriyle iş birliği yap- ma kararı aldı. Global ajansların davet edildiği ve üçaşamalı olarak gerçekleşen reklam ajansı konkuruna 7 ajans katıldı. Bir ay boyunca devam eden süreçte ikinci aşamaya 4,finale ise 2 ajans kaldı. Finale kalan ajanslar arasından seçilen McCannİstanbul, ING Emeklilik’inmarka konseptinin yaratılması ve gelişti26 / marketing europe & anatolia rilmesi, marka stratejisinin belirlenmesinden sorumlu olacak. Ayrıca şirkete, çizgi altı ve çizgi üstü reklam hizmeti verecek. ING Emeklilik, medya planlama ve satın alma konkurunuiseiki aşamalı olarak gerçekleştirdi. 2,5 ay süren ve 4 ajansın katıldığı konkurda finale kalan 2 ajans arasından iş ortaklığı için Universal McCanntercih edildi. Universal McCann, önümüzdeki dönemde medya ve planlama stratejilerinin geliştirilip medya satın alma faaliyetlerinin yürütülmesi konusunda ING Emeklilik’edestek verecek. ING Emeklilik’in önümüzdeki dönemde müşterilerine NN Hayat ve Emeklilik markasıyla hizmet vereceğini hatırlatan Marka ve İletişim Müdürü Gökçe Kaya, bu dönüşüm sürecini en doğru ve verimli şekilde geçirmek amacıyla yeni reklam ve medya planlama şirketleriyle devam etme kararı aldıklarını söyledi. Kaya, “Konkur sürecinde tüm ajansların bizimle birlikte aynı heyecanı paylaştığını ve çok başarılı projeler dinlediğimizi ifade etmek isterim. Seçilen ajanslar ise stratejik ve kreatif açıdan markamızı en iyi şekilde anlayan ve önümüzdeki marka dönüşüm sürecini en doğru şekilde yürüteceğine inandığımız ajanslar oldu. Yeni ajanslarımızla birlikte marka değerlerimizi en uygun biçimde yansıtacak çalışmalara imza atacağımıza inanıyoruz.” dedi. Reklam Dünyası Metin Arayo desiBel Ajans’ta... Bir süre önce Cohn&Wolfe İstanbul’un Genel Müdürü Etel Aelyon’u PR’dan sorumlu Genel Müdür olarak transfer eden desiBel Ajans, reklam departmanını da güçlendiriyor. Reklam ve tasarım dünyasının 16 yıllık deneyimli ismi Metin Arayo, desiBel Ajans Reklam Genel Koordinatörü olarak çalışmaya başladı. Profesyonel hayatında son olarak M.A.R.K.A. Ajans’ta Sanat Yönetmeni olarak çalışan Metin Arayo, 16 yıllık meslekhayatında bugüne kadar çok sayıda yaratıcı çalışmaya imza attı. Mimar Sinan Üniversitesi MimarlıkFakültesi mezunu olan Arayo’nun geliştirdiği ve tasarladığı web siteleri ve mobil uygulamalar dışında, Loreal, Vichy, Turkpetrol, Turkcell, Özdilek, Fructis, Superonline, E-kolay, Vestel, Yataş, Porsche, Audi, Siemens, Net Mimarlık, Alpet, Harvey Nichols, Atlas Jet, Kızılay, Aromel, Derimod gibi pek çok marka için yaptığı başarılı reklam ve kampanya çalışmaları bulunuyor. Arayo, ileri derecede İngilizce ve orta düzeyde İspanyolca biliyor. 2013 yılıbaşında Mustafa Kutlay, GökayÇako, Burak Korucu ve Atıl Ünal tarafından kurulandesi BelAjans, etkinlik, reklam ve PR’dan oluşan ‘360 derece’ yaklaşımı ve 60’a yakın çalışanı ile kısa süredeTürkiye’nin önde gelen iletişim ajanslarıarasına girdi. Felis Ödülleri’nde geri sayım başladı... Yaratıcılık, Dijital, Medya ve PR bölümlerine toplam 1.800 projenin başvurduğu Felis Ödülleri için heyecanlı bekleyiş sürüyor. Ödüller, 4- 5 Kasım 2014 Salı ve Çarşamba akşamı İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak törenle sahiplerini bulacak. Projeler; Yaratıcılık/ TBWA\ISTANBUL CCO’su İlkay Gürpınar, Dijital/ C-Section Ajans Başkanı Enis Orhun, Medya/ P&G Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu ve PR/ Zarakol İletişim Ajans Başkanı Necla Zarakol’un jüri başkanlığında olmak üzere toplam 77 kişilik ekip tarafından titizlikle değerlendirildi. Bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen Felis Ödülleri; reklam endüstrisinde gerek medya planlama ve satın alma fonksiyonunun, gerekse yaratıcılığın önemini, reklamın başarısındaki rolünü vurgulamak, bu fonksiyonun gelişmesine, ilerlemesine katkı sağlamak, bu alanda faaliyet gösteren tüm ajansların ekiplerini motive etmek ve başarılarını belgelemek, ödüllendirmek ve onurlandırmak amacıyla düzenleniyor. marketing europe & anatolia /27 Röportaj Aslolan bilgi ve tec te Reklam Filmi Yönetmeni Orhan Cesur Sinema sanatınının tüm tekniğini, anlatım tarzlarını, sinema dilini, sinemanın uzamını reklam filminde de kullanırız doğal olarak, buraya kadar herşey tamam ama en önemli fark reklamın bir sanat dalı olmadığından dolayı “edilgen” bir yapıda olmasıdır... Ve tabii ki bu işin içinde olan herkes ve yönetmen de dahil olmak üzere “edilgen” durumdadır... Röportaj Elvin Ekşioğlu / [email protected] - Reklam filmi yönetmenliğinin genel olarak film yönetmenliğinden farkları neler? Aslında film ve yönetmenlik dediğimizde oldukça geniş bir üst kavramdan sözetmiş oluyoruz çünkü çok değişik film türleri var ve hepsindeki yaklaşım, işleme düzeneği oldukça farklı tabii ki.. Ama illa bir genelleme yapacak olursak “reklam” mantık olarak bu genellemenin oldukça uzak uçlarında durmakta bence. Sinema sanatınının tüm tekniğini, anlatım tarzlarını, sinema dilini, sinemanın uzamını reklam filminde de kullanırız doğal olarak, buraya kadar herşey tamam ama en önemli fark reklamın bir sanat dalı olmadığından dolayı “edilgen” bir yapıda olmasıdır.. Ve tabii ki bu işin içinde olan herkes ve yönetmen de dahil olmak üzere “edilgen” durumdadır. Çünkü reklam reklamveren diye adlandırdığımız mal veya hizmet üretenlerin malını veya hizmetini satabilmek,markasını daha geniş kitlelere duyurabilmek için tercih ettikleri pazarlama stratejilerinden biridir,haliyle reklam filmi de bu strate28 / marketing europe & anatolia jini içerisinde yer alan mecralardan biridir... Yani kısaca reklam en baştan somut, reel, iktisadi faydalar gözetilerek konuşlandırılan bir faaliyettir... Sinema sanatına değinecek olursak tam tersi bir gözlem mevcuttur burada, filmcilikle ilgili saydığımız tüm unsurlar “edilgen” değil belirleyen, stratejyi oluşturan ve insanlara bir mal ya da hizmet değil bir duygu ve an-ı duyumsatmaya çalışan kişiler durumundadırlar... Bu da daha baştan 180 derece farkı zaten bize göstermektedir. - İşinizi yaparken, reklam mesajı ve sanatsal kaygı arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Sanat yaparken taşıdığınız estetik kaygı aynı zamanda biçemlediğiniz eserin sanatsal etiğini de taşımaktadır ister istemez. Reklamda ise böyle bir kaygı mevcut değildir, nedeni de reklamın daha en baştan somut bir ürün ya da hizmetin algı yönetimine ilişkin stratejiler üzerinden oldukça kısıtlı bir emprovizasyon alanı bırakarak (hatta çoğunlukla hiç bırakmadan) salt bir sonuç beklentisinin olmasıdır... crübedir... ecrübedir... Röportaj Tabii ki bir reklam filmi çekerken size verilmiş conseptin içerisinde kısıtlı da olsa emrovizasyonunuzu yaparsınız yönetmen olarak, en iyi estetiği, ışığı, kurguyu, special effecti kullanmayı tercih edersiniz mesele burda değildir zaten, mesele dediğim gibi işin ta en başındaki kavram farklılığındadır. Burada yönetmenin sinemasal duyumu, eğer çektiği reklam filminin consepti ve senaryosu da uygunsa biraz daha değer kazanabilir ve en azamide sanatsal kaygı gözeterek çekebilir filmini, ama bu da nadiren olabilen tüm stratejilerin ve conseptin bu yönde olması halinde geçerli birşeydir...(Baksanıza soruya cevap verirken bile bir özlem olarak ifade etmişim :)) ) - Teknolojinin hızlı gelişiminin ardından piyasada yoğunlaşmaya başlayan yetkin olmayan yönetmenler ve ekip tercihleri sektörü nasıl etkiler? Olumsuz etkilemiyor bence, çünkü giderek compact bir hal almaya başlayan 30 / marketing europe & anatolia Yönetmenin sinemasal duyumu, eğer çektiği reklam filminin consepti ve senaryosu da uygunsa biraz daha değer kazanabilir. teknolojik düzen ciddi bir zaman kazanımı getiriyor en başta, birşeylerle ilgili çalışırken zaman eskiye göreceli daha fazla yanınızda şimdilerde.. Örneğin yıllar öncesinde film, sonraları kaset, dvd, harddisk olarak çalıştığınız formatlar (iş yapma ya da yayın sürecinde) artık yok ve bir şeyi masada tamamladığınız anda internet üzerinden digital veri olarak anında herkese ve her yere gönderebiliyorsunuz... Bu muhteşem bir kazanım bence... Aynı şey sette çalışırken, post production aşamasında ya da sound aşamasında da geçerli, müthiş bir zaman kazanımı var buralarda da... Teknolojinin zamansal yönden kazanımının yanı sıra bir de yaratıcı noktalarda inanılmaz katkısı var bence. Ham olarak çekip elinize aldığınız bir görüntünün üzerinde sınırsız oynama imkanları oluşması, compositing işinin süper boyutlara gelmesi, geçmişte kafanızda düşünüp de yapması imkansız uçmayalım dediğiniz hemen hemen herşeyin yapılabilir olması yaratıcılığa katkısıdır teknolojinin... Ama burada atlamamamız gereken çok önemli bir nokta, bu sınırsız işlem yapabilme olanakları içerisinde en iyisini, güzelini, yakışanınını, doğru mesaj iletenini bulma yeteneği ve deneyimi tabii ki... Teknolojinin getirileriyle birlikte doğal olarak çok daha fazla genç insan sektöre yöneliyor ve burada bir mücadelenin içerisine giriyor... Bu normal birşey ama biraz önce belirttiğim yetenek ve özellikle deneyim bu noktada onanmaz bir biçimde kendini Röportaj gösteriyor tabii ki, bunun eksikliğinin getirmiş olduğu handikaplar yapılan iş sonuç olarak ortaya çıktığında ciddi şekilde alarmlar verebiliyor çoğu zaman...Önemli olan bu handikaplı durumların reklam sektörü içerisinde işveren konumunda bulunan yetkinler tarafından algılanmasıdır bence... Yaratıcı genç insanların deneyimli ama belli bir doygunluğa ya da algı kapasitesine varmış insanlardan çağı algılama noktasında mutlaka bir farkları, artıları vardır, bunu da destekliyorum ayrıca ama bu “genç, şahane, canavar gibi, acaip tarzı var v.s şeklinde içi doldurulmadan tezahüratla desteklenip insanlar gaz verilerek içi doldurulmadan ortaya sürüldüklerinde hüsran sonuçlar görüyoruz çoğunlukla (gençler beni mimleyecek :))) ).. Tüm bu lafazanlığı şöyle noktalayalım isterseniz; genç, çağı bizlerden daha fazla algılayan, buna göre tarzlar oluşturan, teknolojiye çok hakim arkadaşlar bir şeyi unutmamalı bu olanakları onlara sunanlar kendilerin- Sakın dinazor yerine koymayın tam tersi usta çırak ilşkisine girmeye çalışın. den bir önceki jenerasyondur... Sakın dinazor yerine koymayın tam tersi usta çırak ilşkisine girmeye çalışın ki bu müthiş zekanız ve dinamizminiz güzel deneyimlerle pekişsin :)))) - Mesleğe başlama ve bugünlere geliş öykünüzü kısaca anlatabilir misiniz? Sektöre girişim ‘80 lerin ilk yıllarında çok genç yaşlarda oldu. Eski zamanların adamıyım ben 35 mm nin o güzel, dokunaklı, organik dünyasının içerisinden geldim bugünlere...Ve bunu yaşamış olduğum için kendimi çok iyi hissediyorum...Kurgudan geldim,o zamanlar birkaç tane film stüdyosu vardı sadece, elde olan şeylere teknoloji denemezdi bile çünkü çok eski yıllardan kalmış bir yapıydı... Fakat bu hengamenin içerisinde işte o ustalık, kişinin bir işe % 100 katlısı gibi şeyler sözkonusuydu ve bu da benim meslekte yetişme döneminde çok önemli şeyleri öğrenmemiş keşfetmemi sağladı... 7-8 yıllık bir kurguculuk serüveninin ardından yönetmenliğe marketing europe & anatolia /31 Röportaj geçtim, yani estetik algım ve biçemlemem kurgudan gelişti... Kurguculuğun son birkaç yılında artık setlerde süpervizor olarak bulunuyor ve setleri çözmeye çalışıyordum... Önemli insanlardan önemli kazanımlarım oldu ki en başta Sayın Alinur Velidedeoğlu gelmektedir. Rejiye geçtiğimde sektörde piyasa tabiriyle bu işin babaları vardı çoğunlukla ve ortaya çıktığımda bu şahane adamların arasında buldum kendimi, bu size yaptığınızı hep bir-iki adım önde yapmaya zorlayan bir durumdur ki ben bunu hala şans olarak adlediyorum...Uzun yıllardır süregelen reklam film yönetmenliği sürecimin yanısıra dizi yönetmenliği, akademi hocalığı, bir dönem de tiyatro yaptım... Hepsi bir katkı ve deneyim bence bir yönetmende olması gereken... Çok sayıda çekilen reklam filmi, iyi olan 32 / marketing europe & anatolia Yönetmen bilinen reel dünyayı filmin uzamsal anlatımı içerisinde “yeniden çizer”, bu da o reel dünyayı olabildiğince çok yönüyle bilebilmekten geçer... bazılarına ödüller v.s gibi bugüne kadar süregelen ve halen devam eden bir akış benimkisi, çok heyecen verici, çok renkli bir iş benim için reklam filmleri çekmek..Ta ilk baştan bugünlerde yayına giren Keskinoğlu Lansmanlarına kadar hep aynı coşkuyu yaşadım açıkçası... Her zaman keyif alarak yaptım ve şükür ki bugüne kadar hiç bir işim reklamcı tabiriyle “ çöpe atılmadı”..:)) - Yönetmen olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Filmci ve özellikle yönetmen olmak isteyen gençlere şunu söyliim özellikle, set biter herkes gider aradan uzun süreler geçer yönetmen hala elindeki işle uğraşmaktadır, iyi düşünün bir derim :))..Espri bir yana yönetmenlik ister sinemada iste reklamda çok ciddi bir bilgi birikimi, mesleki birikim ve müthiş bir özveri istiyor...Unutmamak lazım ki bir sete girdiğinizde onlarca belki yüzlerce kişi sizin kafanızda oluşturup ağzınızdan çıkartacağınız bir kelimeye endekslidir.. Böylesi bir sorumluluk da çok önemli özellikler taşımayı gerektirir...Yönetmen bilinen reel dünyayı filmin uzamsal anlatımı içerisinde “yeniden çizer”, bu da o reel dünyayı olabildiğince çok yönüyle bilebilmekten geçer... Biriktirecekler hem de çok fazla,okuyacaklar,s inema birikimi yapacaklar, en önemlisi deneyim kazanacaklar... yoksa bir iki tesdüfi başarıyla kaybolup giderler. Özellikle profesyonel sektörler acemilik ve hata kaldırmaz... Salt reklamcılık açısından da ayrıca bakacalk olursak çok ciddi bir işletme, pazarlama ve strateji bilgisi gibi dallar, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlerden haberdar olmaları gerekiyor. Çünkü en başta dediğim gibi reklam filmi ve reklamcılık tamamiyle profesyonel bir iş ve ciddi bilgi birikimi gerektiriyor.. - Sizce bir yönetmen nelerden beslenir? Yönetmen, olan herşeyden beslenmek zorundadır ayırdetme lüksüne girmeden...Çünkü her an her türlü senaryo ya da consept gelebilir önüne... Günü ve çağı çok iyi takip etmek, örnekleri önemsemek, olan biten herşeyden haberdar olmak gerekliliktir.. Bunu da hem kendi profesyeneyonelliği açısından mesleki takip, hem de iş profesyenelliği açısından kültürel takip yaparak sağlayabilir... - Sizi en çok heyecanlandıran işlere örnek verebilir misiniz? Uzun yıllar ve çok sayı olunca isim Röportaj vermek biraz zor tabi ama genelde imaj filmleri, iyi consepte sahip lansman kampanyaları, senaryo akışında doğal insan ilişkileri olan filmler benim için daha keyif verici olmuştur...Aklıma gelenler uzun yıllar çektiğim ve ödüller aldığım Beko kampanyaları, Dünya altın konseyinin ilk sırada tercih ettiği yönetmen olduğum Atasay altın ve diğer mücevher filmleri, Keskinoğlu kampanyaları geliyor aklıma... - Yapım şirketi, ajans, müşteri ve yönetmen denkleminde ideal denge ve iş süreci sizce nasıl olmalı? Öncelikle reklamveren dediğimiz eski tanımıyla reklam müşterisi birşey yapacak ki geri sayılanlara iş gelsin...Ajans çok önemli burada çünkü reklamverene karşı masanın bu tarafında, ama yapım ve yönetmene karşı da öbür tarafında yer almak gibi bir aksiyonu sözkonusu dolayısıyla bu dengeyi en çok tutturmak İmaj filmleri, iyi consepte sahip lansman kampanyaları, senaryo akışında doğal insan ilişkileri olan filmler benim için daha keyif verici olmuştur... zorunda olan nokta ajans...Ajansta bilgi birikimine sahip, yaratıcı ve müşterisini iyi analiz etmiş kişilerin varlığı işin işleyişini kolaylaştırarak, kargaşadan keyifli bir çalışmaya çeviriyor bence... Yapım şirketi için de geçerli aynı ekip anlayışı ajansı ve müşteriyi tartmış, çözümlerini üretmiş, algısı ve enerjisi yüksek, birikimli insanların olduğu bir noktadır yapı firması kanımca... Yönetmenin ne olması gerektiğini bir çok yerde ifade ettim zaten...İşin olma sürecinde konunun yapısından dolayı yaratıcı insanların bazı içiçe geçişler yaşanaması oldukça doğal bir şey, işte bu noktada profesyonellik devreye giriyor ve bütün bu geçişleri yumuşatıyor bence...Ama izlenmesi gereken yol derseniz evet; reklamveren gereken açıklıkta brifini verdikten sonra çok da ters birşey olmadığı sürece ajansa inanmak ve istediği işi bilenlere teslim etme durumundadaır... Aynı şekilde ajans da gereken açıklıkta brifini verdikten sonra yönetmenin yorum ve insiyatifine çok da müdahil olmamalıdır bence, işin sağlığı açısından çok önemli bu..Gereken önlem ve bilgi akışları zaten onlarca defa yapılan ve çok şeyin çözüldüğü ppm lerde belirlenmiş oluyor, sonraki aşamada yapım ve yönetmeni işlerini yapmaları için biraz rahat bırakmak lazım diyorum, yoksa bazen setler ajansların oyun alanı haline gelebiliyor, nadiren de olsa :))... marketing europe & anatolia /33 Köşe ( retorik) Abdullah Ekşioğlu / [email protected] Geri zekalı zenginlerin ülkesi... Ortalıkta birsürü zengin, bol paralı geri zekalı var. Nereden mi biliyorum, anlatayım: Şimdi bütün bunların tüketiciyi neden ilgilendirdiğini sorabilirsiniz. Şu anda ülkemizin heryerinde lüks gökdelenler, konutlar, ofisler harıl harıl inşa edilmiyor mu, ediliyor. Peki bu daireler, ofisler milyon dolarlık bedellerle peynir ekmek gibi satıyor mu, satıyor. İşte bu binaların çoğundan daire ya da ofis alarak yatırım yapan geri zekalılardan bahsediyorum. Kurallara uygun üretilmiş binaları, onların müteahhitlerini ve müşterilerini ayrı tutarak yazıyorum. Eğer, bir müteahhit iş güveenliğinden, işçi maliyetinden insan hayatını hiçe sayarak çalıyorsa, o milyon dolarlar ödeyerek aldığın dairenin malzemesinden çalmadığını düşünmek tam anlamıyla geri zekalılıktır. Yazının başında da belirttim. İnsan hayatını hiçe sayarak tasarruf edeceğim diye işçiden çalan bir müteahhidin, binanın malzemesinde de aynı tasarruf endişesiyle çalmadığını düşünmek mümkün değildir. Bu geri zekalılar bir daire alacakları zaman ne kadar rant getireceği dışında hiç bir kriteri ele almazlar. - Bu bina ne şartlarda yapıldı? - Taşeron işçiler mi kullanıldı? - Sigortalı işçiler mi kullanıldı? - Ne sıklıkta denetlendi? - Mühendis, mimar yapım aşamasında operasyonu denetledi mi? - İşçilerin sosyal hakları, paraları ödendi mi? - Ne tür malzeme kullanıldı? - Hangi yapım teknikleri uygulandı? - İş güvenliği yatırımları yapıldı mı? - Proje hangi labratuvarlarda denetlendi? - Yapım aşamasında kaç kaza meydana geldi? - Yapım sürecini hangi bağımsız kurumlar denetledi? - İşçiler hangi sendikada örgütlüydü? - Binanın yapımında çalışan işçilerin sosyal, ekonomik durumları hangi seviyede? Bugün belki parası çok olduğu için o işçinin hakkını, güvenliğini hiç düşünmeyen bu paralı geri zekalıların, yaşamlarını aynı vicdansız hırsıza emanet ettiklerini unutmamaları gerekir. Çok parası olmak tabii ki kötü birşey değil. Lüks daireler satın alınmasına da bir diyeceğim yok. Ancak tüketici bir ürünü alırken tüm bunlara dikkat etmiyorsa kendi güvenliğini de riske atıyor demektir. Üstelik bu sadece lüks konutlar alanlar için geçerli değil. Gıdada, tekstilde, otomobilde aklınıza gelen her tüketim maddesinde aynı hassasiyeti göstermiyorsak, işçiler benim sorunum değil diyorsak kendi kendimize gol attığımızı da unutmamamız gerekir. Ne yasal düzenleme, ne denetim hiçbir tedbir tüketicinin bilinçli davranışından daha etkili olamaz. İşçi ölümlerini engellemenin en önemli kalemi tüketici bilincini oluşturmakla mümkün olacaktır. Yoksa kimse kusuruma bakmasın. Bu duyarsızlığa söylenebilecek en hafif tanımlama geri zekalı tanımlamasıdır. Ben hafif olanı yazdım. Ağır olanı siz takdir edin. marketing europe & anatolia / 35 Kampanyalar Bien, doğayı evinize taşıyor... Ürünlerini doğadan ilham alarak tasarlayan Bien yeni reklam filminde de vahşi doğanın güzelliklerine yer veriyor. Çekimleri Güney Afrika’da gerçekleştirilen reklamın yıldızı bir Bengal kaplanı. Vak’a reklam ajansının imzasını taşıyan spotun şarkısınıAylin Aslım seslendirdi. Ekim ayı itibarıyla televizyon kanalları ve sosyal medyada yayınlanmaya başlayan reklamın radyo versiyonu da hazırlandı. Kampanya Künyesi Reklam Kampanyası: Benim Bien’im Reklam Veren: Bien Reklam Veren Temsilcisi: Ali Naci Ülkü Reklam Ajansı:Vak’a Kreatif Direktör: Serpil Karaçaylı Metin Yazarı: Ege Erim Dündar Yönetmen: Michael Buckley Prodüktör: Engin Eranıl Yapım Şirketi: Oksijen İstanbul Medya Satın Alma Ajansı: Virtus Media Fotoğraf: Alexa Singer Müzik: Çikolata Müzik Fabrikası Vokal: Aylin Aslım marketing europe & anatolia / 37 Kampanyalar Hamarat Anneler... Kampanya Künyesi Reklamveren: Keskinoğlu Ürün: Keskinoğlu Tavuk Suyu-Hamarat Anneler Reklam Ekibi: Eylem Şenel Ok, Akli Kartal Özkan, Tayfun Aser, Simge Aygör Reklam Ajansı: Akset Tanıtım Danışmanlık Ltd. Yaratıcı Ekip: Can Tekmen, Alper Gökoğlu, Cem Akman Yapım Firması: Yarasa Yapım Yapımcı: Emre Gökdeniz /Sedef Gökdeniz Yönetmen: Orhan Cesur Görüntü Yön.: Aras Demiray Penti’yle star sensin... İç giyim ve bacak giyimin markası Penti, yeni reklam filmi yayında. Movida Plus MAP tarafından hazırlanan kampanyada reklam filminin yönetmenliğini Metin Arolat üstlendi. Kampanya Künyesi Reklamveren: Penti Reklamveren Yetkilisi: Can Dilek, Sıla Yiğit Toklu Reklam Ajansı: Movida Plus MAP Yaratıcı Yönetmen: Oğuzhan Akay Yaratıcı Grup: Erdal Güngör, Deniz Akyıldız, Kubilay Şenyiğit, Hüseyin Gençer, Meriç Küçükal, Hilal Beydilli Müşteri İlişkileri Direktörü: Gaye Ayık Müşteri Temsilcileri: Ulviye Yılmaz, Ekim Sölemez Yönetmen: Metin Arolat Görüntü Yönetmeni: Mehmet Aksın Yapım: Completework Yapımcı: Esen Yeşilırmak Post: İmaj Müzik/Beste: Volga Tamöz Müzik/ Söz: Oğuzhan Akay Fotoğraf: PPR / Emre Ünal Mecra: TV, Dergi, Açıkhava, İnternet 38 / marketing europe & anatolia Kampanyalar Çay Tarımı Projesi... Lipton, 4 yıldır Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi ile Türk çayının geleceğine gösterdiği duyarlılığı çay içen herkese anlatmak için viral bir kampanyaya başladı. Kampanya Künyesi Reklamveren: Lipton Türkiye Reklamveren Yetkilileri: Sanem Karacan, Burcu Solak Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Özgür Akpınar Kreatif Ekip: Necati Kaya, Bora Adalı, Lina Nil Gürdal, Gökçe Akın, Oğuzhan Dilek Müşteri İlişkileri Direktörü: Melda Doyduk Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Seray Hut Demirel Müşteri Temsilcisi: Sahra Ofluoğlu Stratejik Planlama Direktörü: Kerem Sabuncu Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin Yapım Şirketi: Vana Film Yönetmen: Enes Erkan Medya Planlama/Satınalma: Mindshare Mecra: Dijital İletişim Danışmanlığı: Excel İletişim Cimri Patron... Reklam Yazarı: Nergiz Herdem, Şenil Topçu Sanat Yönetmeni: Emrah Doğru, Burcu Dayanıklı Stratejik Planlama: Arda Kuş Müşteri İlişkileri Direktörleri: Cihan Sel Müşteri İlişkileri Yöneticisi: Bahan Ersen Yapım Evi: Filmisarcan Yönetmen: Can Sarcan Yardımcı Yönetmen: Koray Taşan Yapım Sorumlusu: Abdullah Taylan Ses&Müzik: Ses Sanayii Avansas.com, reklam filmi Faik Öztürk’ün “cimri patron” karakteriyle yayında. Filmisarcan yapımevinin çektiği ve yönetmenliğini Can Sarcan’ın üstlendiği reklam filminin künyesi şu şekilde: Kampanya Künyesi Reklamveren: Avansas.com Pazarlama Direktörü: Sedat Anak Marka Müdürü: Yavuz Öner Yaratıcı Yönetmen: Tolga Hirsova marketing europe & anatolia / 39 Kampanyalar İstikbal, yeni halı koleksiyonu... İstikbal, yeni halı koleksiyonunu tanıtan yeni reklam filmi ekranlarda. Oluşturma sürecinin Havas İstanbul tarafından, prodüksiyon sürecinin Film Colony tarafından gerçekleştirildiği yeni reklam filmi Can Evrenol yönetmenliğinde seyirciyle buluştu. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: İstikbal Reklamveren Yetkilisi: Murtaza Durmuş, Mehmet Emin Çakıcı, Fadime Özcan, Reklam Ajansı: Havas Worldwide İstanbul Yaratıcı Grup: Ergin Binyıldız, Merve Selamet, Özlem Ateş, Özlem Özel Müşteri İlişkileri: Mali Erdoğan, Sibel Yeşileker, Merve Haşimoğlu Prodüksiyon: Dilan Davutoğlu, Sıla Salgın Prodüksiyon Şirketi: Film Colony Yönetmen: Can Evrenol Düzenleme: Magic Post Mecralar: TV, sinema, internet, basın, açıkhava Halil Sezai’nin Alışveriş İsyanı... n11.com, Market11 kategorisi için “Zahmetsiz Alışveriş” mottosuyla çektiği yeni reklam filmini yayına soktu. 41? 29! reklam ajansı tarafından hazırlanan yeni reklam filminde Halil Sezai rol alıyor. Reklam Filmi Künyesi Reklamveren: n11.com Reklamveren Yetkilisi: Bilgen Aldan, Ömürden Sezgin Reklam Ajansı: 41? 29! Yaratıcı Yönetmen: Seren Köroğlu Yaratıcı Grup Başkanı: İlyas Eralp Proje Yöneticisi: Aslı Nur Ergüzel 41?29! Ekip: Alperen Altınöz, Ahmet Terzioğlu, Elif Kavalcı, Emre Telci, Baybars Umur Sanat Yönetmenleri: Emir Anarat, Deniz Dayıoğlu, Fahri Güçlü Prodüksiyon: Autonomy Yönetmen: Turgut Akaçık Jingle: nil’in işleri Mecra: TV, radyo, internet, açıkhava ve sinema 40 / marketing europe & anatolia Kampanyalar Ariston Thermo... Isıtma ve kullanım suyu sistemleri sektörünün lideri AristonThermo’un yeni ürün serisi CARES PREMIUM’un reklam filmi gösterilmeye başlandı. Türkiye’nin önde gelen reklam ajanslarından Alametifarika’nın çektiği ve oyuncu Larissa Gacamer ile model eşi Burak Gacamer’in oynadığı reklamın müzikleri Nil Karaibrahimgil’e ait. Reklam Filmi Künyesi Reklamın Başlığı: Ariston Kombi Reklam veren: AristonThermo Reklamveren Yetkilisi: Işıl Aksoy Reklam Ajansı: Alametifarika Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal Yaratıcı Grup: Ozan Özüm Özbey, Handan Tepe Müşteri İlişkileri Grubu: Dilek Sezen Stratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel Ajans Prodüktörü: Özgür Dağgez, Berkay Tahmaz Yapım Şirketi: Ter Film Yönetmen: Barış Berberoğlu Müzik: Nil Karaibrahimgil Aranjman: Nilinişleri İşe Katıl Hayata Atıl... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın önderliğinde, Garanti Bankası’nın desteğiyle başlatılan “İşe Katıl Hayata Atıl” projesinin Kramp Reklam Ajansı tarafından çekilen tanıtım filmi, sosyal medyada yayınlanıyor. Yönetmenliğini Can Evrenol’un yaptığı 1 dakika 15 saniyelik filmde, engelli bireyler, “Ben de yapabilirim.” diyerek iş dünyasının klişelerini eğlenceli bir şekilde vurguluyor Kampanya Künyesi Reklamveren: Garanti Bankası Reklam Ajansı: Kramp Yaratıcı Yönetmen: Serkan Balak Yaratıcı Ekip: Metehan Yılmaz, Umut Kısa, Janset Karaerkek, Serbay Sivrikaya Müşteri Grubu: Anıl Nazım Çebi, Selin Suri Hafif Yönetmen: Can Evrenol Yapım Şirketi: Filmcolony Yapımcı: Tolga Erener Post Prodüksiyon: Post 43 marketing europe & anatolia / 41 Kampanyalar Bir Dost” ile Media Markt... Kampanya Künyesi Reklamveren: Media Markt Türkiye Reklamveren Yetkilileri: Nurçin Koçoğlu, Çağanur Atay Uçtu, Volkan Çevik Ajans: Saatchi & Saatchi İstanbul Kreatif Direktör: Tarkan Barlas Yaratıcı Ekip: Barış Sinsi (Reklam Yazarı), Sedef Karakaş (Sanat Yönetmeni), Zeynep Yalçınkaya (Reklam Yazarı), Serhan Yürük (Sanat Yönetmeni), Emre Altundağ (Reklam Yazarı) Müşteri İlişkileri Ekibi: Mehmet Kaptan (Müşteri Direktörü), Bahar Öztürk (Müşteri Temsilcisi), Bahar Dikmen (Müşteri Temsilcisi) Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Deniz Meray Dengiz Yapım Şirketi: Jaguar Projects Yönetmen: Özgür Baltaoğlu Media Markt’ın yeni reklam kampanyasında “Bir Dost” ka- Müzik Yapım Şirketi: Jinglehouse Beste: Ömer Ahunbay, Hakan Özer rakterini ise ünlü oyuncu Emre Karayel canlandırıyor. Reklam filmi Özgür Baltaoğlu tarafından çekildi.Zekeriyaköy Düzenleme: Uğurcan Sezen ve Mall of İstanbul Media Markt mağazasında gerçekleşen Medya Ajansı: Carat Dijital İletişim Ajansı: Wanda Digital çekimler 2 günde tamamlandı. Yemeksepeti’nden habersiz adam... Stratejik Planlama ve İş Geliştirme: Göktuğ Yücekul Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Yapımcı: Hazer Baycan, Cenk Varcan Yönetmen: Eralp Vardar Yönetmen Yardımcısı: Dila Tecimer, Aylin Solakoğlu Post Prodüksiyon: İmaj Medya Ajansı: OMD Kullanılan Mecralar: Televizyon, İnternet Yemeksepeti son reklam filmi yayında. ‘Telefon Adam’ isimli yeni reklam filminde Yemeksepeti’nden habersiz bir adamın trajikomik yaşamını izliyoruz. Kampanya Künyesi Reklamveren: Yemeksepeti.com Reklam Ajansı: Fikr-et Yaratıcı Ekip: Gökhan Yücel, Gökçen Yücel, Tayga Soysaltürk, Zeynep Başay 42 / marketing europe & anatolia Kampanyalar Sen De Rahatla... DeFacto, Lowe İstanbul ile anlaşarak yepyeni bir reklam kampanyasına imza attı. Filmde 70 ana oyuncu ve 150 yardımcı oyuncu rol alırken, 22 farklı mekanda yapılan çekimler 4 günde tamamlandı. Ekim ve Kasım aylarında iki farklı versiyon olarak yayınlanacak filmin yapımında Autonomy imzası bulunurken, yönetmen koltuğunda Fatih Kızılgök var. Kampanya, yılsonuna kadar televizyon, sinema, açık hava panoları, radyo ve internet gibi mecralarda çeşitli uygulamalarla devam edecek. Kampanya Künyesi Reklamveren: DeFacto Reklamveren Sorumlusu: İhsan Ateş, Kemal Ömerci, Seçil Kayan,Elif Çiçek Reklam Ajansı: Lowe Istanbul Kreatif Direktör: Can Faga Yaratıcı Ekip: Volkan Dalkılıç, Yusuf Kayhan, Eray Hökelek Müşteri İlişkileri: Taflan Yörük, Burcu Can Akpeçe, Duygu Karabaş, Mehmet Ali Bahçeli Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş Prodüksiyon Ekibi: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun Prodüksiyon Şirketi: Autonomy Yönetmen: Fatih Kızılgök McDonald’s yeni reklam filmi... düksiyonu 25 Film’e ait olan filmlerin yönetmenliğini Bora Egemen üstlendi. Kampanya Künyesi Reklamveren: McDonald’s Reklamveren Yetkilisi: Bora Tanrıkulu, Pelin Börklüoğlu, Nedim Bali, Begüm Çalışkan Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar ECD: Volkan Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Mehmet Güney, Deniz Ardıç, Şükran Genç Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Başak Sarıoğlu, Kerem Sertbel CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Can Çalışkan Prodüksiyon Ekibi: Gülşah Batıbeki, Ceren Özen Prodüksiyon Şirketi: 25 FİLM TBWA/ISTANBUL tarafından McDonald’s’ın yeni kampanYönetmen: Bora Egemen yasını duyurmak için hazırlanan reklam filmleri yayında. Post Prodüksiyon: Telesine Reklam kampanyası iki filmden oluşuyor. Reklam filmleri, Müzik: JINGLE JACKSON / Emre Irmak bir aylık hazırlık aşamasının ardından iki günde çekildi. Pro- Kullanılan Mecralar: TV, Outdoor marketing europe & anatolia / 43 Balay Bala Gezi yı mekanı Ubud... ayı Tulamben’ den ayrılıp Ubud’ a gelince Bali’ nin çok başka bir yüzüyle karşılaştık. Doğa harikası bir coğrafya. Balayı çiftlerinin tercih ettikleri harika bir yer. Ubud’ da kaldığımız otel bir yamaç üzerine kurulmuş villalardan oluşuyor. Otelin hem aşağısında hem de yukarısında havuzu var. Havuzlar doğa ile kucak kucağa. Manzara muhteşem :) Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected] Tulamben’ den ayrılıp Ubud’ a gelince Bali’ nin çok başka bir yüzüyle karşılaştık. Doğa harikası bir coğrafya. Balayı çiftlerinin tercih ettikleri harika bir yer. Ubud’ da kaldığımız otel bir yamaç üzerine kurulmuş villalardan oluşuyor. Otelin hem aşağısında hem de yukarısında havuzu var. Havuzlar doğa ile kucak kucağa. Manzara muhteşem. İlk akşamı havuza girerek sonrasında da kenarında bira ve bilimum kokteyllerle kutlayarak geçirdik :) Ertesi gün de hocamızın ayarladığı otobüs ve rehberimizle Ubud’ u keşfe çıktık. Sap gittiğimiz için balayı otelinde işimiz ne :) Ubud, Bali adasının en çok turist ziyareti olan bölgesi. Ubud’ da ahşap işleme, altın, gümüş tasarım, batik boyama, resim gibi çeşitli el sanatlarıyla üretim yapan yerler var. Rehberimiz bizi önce batik boyama yapan bir atölyeye götürdü. Burada kadınlar kumaş dokuyor, terziler dikiyor ve sonra da boyanıyorlar. Fakat biz İstanbul çocuğu olarak, bunları çok cazip bulmadık. Netice de Eminönü ve Mahmutpaşa’ da bunlardan bissürü var, üstelik de daha ucuz. Fazla oyalanmadan bu sefer de gümüş ve altın atölyelerine gittik. Burada da hanımlar el işçiliği yaparak takı yapıyorlar. Fakat yaptıkları bana göstermelik gibi geldi. Sade turist çek- mek için dışarıya iki üç kişi koymuşlar, oyalanıyorlar izlenimi var. Fiyatlar çok yüksek ve pazarlık yapmak durumundasınız. İçerideki tasarımlar telkari tarzında. Fazlasıyla abiye takılar var. Burada sadece takı değil, resimler de var. Fakat resimlerin çoğu fotoğraf üzerine boyama ile yapılmış. Bir çok mağazada da bir birinin aynısını görmek mümkün. Ama arada gerçekten resim olanlar da var. Amma çamur attım adamların mekanlarına :) Oradan da ahşap işleme atölyelerine gittik. Ahşap işçiliğine bayıldım. İnanılmaz ince ayrıntılar ve emek var tasarımlarında. Hayran olmamak mümkün değil. Ahşap işiyle gönlümü fethettiler :) O kadar yeri gezdikten sonra çok acıktık tabii :) Rehberimiz bizi çok cici bir mekana götürdü. Bali’ de yedikleriniz tüm herşey organik. Çünkü hiç gübre kullanılmadan bahçelerde yetiştiriliyorlar. Zaten ada yemyeşil. O yüzden de yemekler çok lezzetli. Yöresel biraları da gayet hoş. Yemeğimizi de yedikten sonra rehber amca takı tasarımcılar konusundaki memnuniyetsizliğimi gidermek için şansını bir kez daha denemek istedi. Ne de olsa grubun yarısı bayan :) Fakat biz içerideki tasarımlardan çok binanın dış cephe tasarımıyla ilgilenince rehber de pes etti. marketing europe & anatolia / 45 Gezi Otelimize dönemeden önce meşhur “kopi luwak” tan içmek için rehberimizi bizi harika bir mekana götürdü. Mekanı müze gibi yapmışlar. Fakat açık havada. Bali’ de herşey açık havada. Kahve üretimiyle ilgili minik bir simülasyon yapmışlar. Toplanan kahve çekirdekleri Asian Palm Civet (Paradoxurus hermaphroditus)adlı hayvan yani bir çeşit misk kedisine yediriliyor. Sonra bu hayvan kakasını yapıyor. Aslında o kaka değil, dış kabuğundan ayrılmış kahve :) Sonra bu kahveler kurutuluyor ve ardında da kavruluyor. Kavrulduktan sonra da öğütülüp saklanıyor. Sonra da pişirilip afiyetle içiliyor. Afiyetle dedim ama bir çok arkadaşım içmek istemedi. Ben kahve delisi ve meraklı olduğum için elbetteki denedim. Sonuç: gayet başarılı :) Kahvemizi de içtikten sonra Ubud’ un merkezine gidip kalabalık turistik sokaklarını gezdik. Sokaklarda rengarek giysilerle dolu bir sürü değişik mağazalar var. Bali masajı yapan mekanlar, dondurmacılar ve çok renkli barlar, kafeler vs. üstelik dondurmalar beklediğimden çok çok daha başarılı çıktı :) Geceyi de Ubud’ un renkli sokaklarında 46 / marketing europe & anatolia Bali Bali Safari & Marine Park’ a gittik. İsmi çok janjanlı olmasına rağmen içerik çok zayıftı. Sanırım biz yanlış hayvanat bahçesine gittik. Şehirde iki tane hayvanat bahçesi var. kapattıktan sonra otelimize geri döndük ve yine havuz başı etkinliklerine daldık. Ertesi gün Bali Bali Safari & Marine Park’ a gittik. İsmi çok janjanlı olmasına rağmen içerik çok zayıftı. Sanırım biz yanlış hayvanat bahçesine gittik. Şehirde iki tane hayvanat bahçesi var. Bizim rehber bizi buraya getirdi. Asıl fantastik olanı sanırım diğeriydi. Parkta beni en çok etkileyen şey beyaz Gezi men. Hala aklıma geldikçe kızıyorum :( Parkı da bitirdikten sonra tekrar şehir merkezine döndük ve gezilmesi gereken yerlere bir göz attık. Ubud Kralı Puri Saren Agung’un sarayını görelim dedik ama sarayın sadece bahçesini gezmek nasip oldu. Geri kalan yerler kapalıymış. Saray hakkında bilgi de edinemeden oradan ayrıldık. Saray, Ubud’un en işlek caddesi Jalan Raya üzerinde yer alıyor. Merkeze ilk defa gündüz gittiğimiz için çok farklı geldi. Güzdüzleri sokaklar oldukça kalabalıkmış, meğer. Bir gece dolaşırken caddenin kenarında bir bahçenin içinde dans gösterisi vardı. Biz de göz atmak için bahçeye kaplan oldu. Kedi burcu olmam sebebiyle bu büyük kedilere hayranlık duyduğumu düşünmekteyim :) Bir de komodo ejderi vardı merak ettiğim. Onu da gördüm. Parkın içi epey küçük çok fazla canlı da yok. Arada bir küçük gösteriler yapılıyor. Fakat hava çok sıcak olduğu için oturup onları izlemek pek mümkün değil. Biz ancak 10 dakika oturabildik. Bali’ de enteresan bir de durum var. Arada bir yanınıza birileri geliyor ve fotoğraf çekilebilir miyiz diye soruyor. İlk başta yadırgamıştım ama sonra alıştım. Hatta ben de bir ara sevimli bir maymuncukla fotoğraf çektirdim :) Parkın içinde fillerle de gösteri yapılıyormuş ama biz çok sıcakladığımız için onu izleyemedik. Parkın içinde raylı sistemde giden araçlar var. Otobüs gibi. Etrafı cam. Herkes doluşuyor içine sonra araç parkta gezerken rehber arkadaş da hayvanlar hakkında bilgi veriyor. Parkın girişinde bu safarinin reklamını gösteren video vardı. Orada 4x4 araçlarla yapılıyordu safari. Fakat içeri girip de otobüsü görünce acayip üzüldüm. Safari dediğin 4x4 ile yapılır. İçimde ukde kaldı res- Ubud Kralı Puri Saren Agung’un sarayını görelim dedik ama sarayın sadece bahçesini gezmek nasip oldu. girip birazına bakınmıştık. Müzik o kadar iç gıdıklayıcı ki, dinlemek ve izlemek mümkün değil. Yani benim için öyleydi. İnsanı hipnotize ediyor gidi sürekli sabit vuruşlarla çalınan müzik. Çok sıkıcııııı :( Gece gördüğümüz yer meğerse Starbucks’ ın yanındaki bahçeymiş. Gece marketing europe & anatolia /47 Gezi çok başka gündüz çok başka görünüyor şehir. Merkezdeki yerleri bitirince görülmesi gereken bir tapınak daha olduğunu öğrenip yola düştük. Tapınağın girişinde yerli kadınlar meyva satıyorlardı. Biz de dayanamayıp muz ve snake fruit dedikleri şeyden aldık. Muzlar minicik ve çok lezzetliydi. Snake fruit denen meyvanın ise kabukları yılan derisi gibi. Sanırım o yüzden o ismi almış. Öyle olmasına rağmen çabucak soyabiliyorsunuz. İçinde sarmısak gibi 3 diş var. Tadı hafiften ananası andırıyor ama çok farklı. Tadına bayıldım desem yeridir :) Yalnız bu tapınağın adını, gerezerken not almayı unutmuşum :( İsmini hatırlayamadım şimdi. Bu tapınak da diğerleri gibi açık alanda ve kapalı bir mekanı yok. İçinde yüksek bir kule var. Oraya çıkıp etrafı izleyebiliyorsunuz. Manzara daha çok yeşillik içeriyor. Tapınağın girişinde kare bir alan var. İçerisinde horoz dövüşlerini temsilen, horoz dövüşü yapan heykeller var. Belli ki horoz dövüşü dünya genelinde pek bir popüler. Bu tapınak şimdiye kadar gezdiklerimizin içinde en büyük olanı. Fakat diğer48 / marketing europe & anatolia Palmiye ağaçları ve mis kokulu çiçeklerin altında tatil yapmak çok keyifli. Huzur, dinginlik ve sessizlik arayanlara Tulamben’i tavsiye ederim. leri gibi bunun da içine girmek yasak. Sadece dışarıdan gezebiliyorsunuz. Bu da benim merakımı hiç gidermiyor ve mutsuz oluyorum :( Tapınağın içine girip havasını solumadıktan, yapılan bir ayine tanık olmadıktan sonra ne önemi var ki. Asık bir suratla oradan ayrıldıktan sonra rehberimiz bizi açık bir pazara götürdü. Kocaman bir alanda mısır çarsına benzer bir çarşı fakat bina bambu ağaçlarından. Aslında bina değil, sadece çatısı var. İçeride onlarca çeşit tropik meyva, kuruyemiş, hediyelik eşya ve giyim eşyaları satılıyor. Fakat burada da çok sıkı pazarlık yapmak zorundasınız. Çok yüksek fiyat söylüyorlar sonra onda birine satın alıyorsunuz. Ben pazarlık konusundan nefret ettiğim için pek bir şey alamadım. Baştan adam gibi fiyatını söyle, alalım. Pazarlık ne yaaa. Bali’ de enteresan bir çeşit yer fıstığı var. Boyları minicik ve tatlı. Muhtemelen şekerli bir şeylerle birlikte kavuruyorlar. Ama tadı inanılmaz güzel. Onu genelde marketlerde vakumlu poşetlerde satıyorlar. Pazardakiler normal yer fıstığıydı. Pazarlık muhabbetine kıl ol- Gezi duğum için markete gidip oradan aldım kuruyemiş.Kuruyemiş demişken; geçen yıl gittiğim bahçıvanlık kursunda, bezelye ve ıspanağında şekerle karıştıktan sonra antep fıstığına benzediğini öğrenmiştim. Hakikaten de bezelyeyi şekerli suda haşlayınca tadı çok güzel oluyor. Buradaki marketlerde üzeri hafif beyaz kıtır bezelyeler vardı. Ben o beyaz şeylerin şeker olabileceğini düşünüp bir tane aldım ve büyük bir iştahla yedim. İlk etapta surat bir buruştu çünkü o beyaz şeyler şeker değil tuzmuş. Hayal kırıklığı. Fakat biraz daha yedikten sonra onun da tadını çok sevdim. Baharatla kavrulmuş mısır gibi ama bu baharatsız ve çok lezzetli. Grubun yarısı hatun olunca böyle yerlerden ekibi toplamak da zor oluyor tabii. Hepimiz çil yavrusu gibi bir yerlere dağılıyoruz. Rehberimizin en çok şikayetçi olduğu konu buydu. Her seferinde bizi saymak zorunda kalıyordu. Hava kararmaya yakın hiç fire vermeden bizi toplamayı başardı :) Ubud’ u da gezip dolaştıktan sonra Kuta’ ya doğru yola çıktık. Yol üzerindeki resim galerilerine de uğramadan edemedik. Çünkü gruptaki en renkli Bu harika yer 1963 yılında Agung yanardağının patlaması sebebiyle 1975 yılında da deprem sebebiyle hasar görmüş ve onarılmış. kişilik bir resim öğretmeniydi. Sayesinde bu güzel resim galerisini de gezmiş olduk. Şimdiye kadar gezdiğim en güzel sanat galerisi burasıydı diyebilirim. Buradan ayrılırken ki yüz ifademiz rehberimizi bize şaşırttı. Ubud’ dan sonra sıra da var Kuta. Eleştiri ve önerileriniz için: [email protected] marketing europe & anatolia /49 Röportaj Game On Destiny... Ali Erdem Ekşioğlu Doyumsuz Bir Co-op Tecrübesi İster Crucible olsun ister hiakyeyi oynayın, arkadaşlarınızla doyamıcağınız bir oyun tecrübesi sizi bekliyor. Gezegenler Arası Seyehat Mars, Venus, Dünya ve Ay'ı keşfedip bir Gardiyan olarak sorumluluklarınızı yerine getirin. GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn Asosyal MMO Yeni Irklar ve Yeni Bir Dünya El sallamak dışında iletişime geçemiyeceğin Traveller'ın keşfi ile sıçrayış yapan insanlık yüzlerce başka Gardiyan ve bütün evrenin düzenini değiştiren yeni kanunlar. Game On Hayranlarının bir yılı aşkın süredir beklediği Bungie’nin MMO First Person Shooter oyunu, Destiny, 9 Eylül 2014 tarihinde piyasaya sürüldü. Hepimiz oyunun Beta ve Alpha sürümlerinden neler olucağını bilsek de büyük bir heyecanla oyunun kalanını oynamaya başladık. Görmediğimiz çok şey kalmamış oysaki her görev ve her kaydedilen ilerleme 1 saat öncekiyle aynı hissettiriyordu. Akıcı, çeşitli, tatmin edici ve hem mekanik hem de görsel olarak ağızları açık bırakan savaşlardan sonra oyun genel olarak aynı şeyleri tekrar ve tekrar yapmakdan oluşuyor. Buna rağmen yanınızda yol gösteren Peter Dinklage (Ghost) ve karşınızda bitmeyen uzaylı, karanlık, korkutucu düsmanlar beklerken bu oyunun size yeni birşey sumasına gerek yok. Open World hissi veren, sonsuz bir çevrede yanınızda başka Guardianlarla beraber farklı savaş stilleri benimsemiş Fallen, Vex, Cabal 52 / marketing europe & anatolia Sizin için deneyimleyip montajladığımız review videosunu http://www.youtube.com/user/meaGameOn adresinden izleyebilirsiniz. ırklarına karşı sonsuz bir savaş içinde olan oyuncu bu savaşı “grind” bölgeleri olan Patrol’lar, arkadaşlarınızla beraber geri saldırabiliceğiniz Strike’larla veya arkaplanda kalmış hikayede ilerleyebiliceğiniz Story Mission’larla verebilir. Oyun en az on yıl sürecek bir geliştirme planı olan Destiny ek paketleri, DLC’leri ve online tecrübesiyle oyuncuya uzun soluklu bir macera sunuyor. Özellikle arkadaşlarınızla güzel bir Co-op oyunu bekliyor idiyseniz Destiny tam size göre. Yeni jenerasyonun benim kanaatimde “Assassin’s Creed: Unity” çıkana kadar en güzel Co-op tecrübesi ve yalnız olsanız bile dengeyi kaybetmeyen bir oyun olarak ona harcıyacağınız her kuruşu hak eden bir çalışma. 2014’ün en çok ses getiren oyunu olarak bütün sesini hak ettiğini kanıtladı. Zaten derin ve kompleks dünyasını ilerde daha da geliştireceklerine söz verdiler. Evet doldurulması gereken boşlukları var ve bazı yönlerden hayal kırıcı ama bunlar muhteşem bir oyun olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Game On Total War™: ROME II – Emperor Edition... Total War yeni içerik ve yeni özelliklerle, ve oyunun şu anki oyuncularına ücretsiz olarak geliyor. SEGA® of America, Inc. ve SEGA® Europe, Ltd. bugün Creative Assembly’ninTotal War™ serisinin çok satan ROME II oyununun en eksiksiz versiyonunu duyurdu. Emperor Editionbugüne kadar sunulan, yenilikler ve oyun özelliklerine yapılan eklentiler gibi tüm ücretsiz içeriği bir araya topluyor ve bir de ‘ImperatorAugustus’ isminde yepyeni bir Sefer Paketi genişlemesi ekliyor. Daha da önemlisi şu anki ROME IIoyuncuları tüm bu içeriği oyun çıktığı gün otomatik güncelleme ile alabilecek ve oyunlarını ücretsiz olarak Emperor Editionversiyonuna yükseltebilecekler. Yeni ‘ImperatorAugustus’Sefer Paketi İkinci Üçlü Yönetim Savaşı’nın jeopolitik sınırlarını yansıtan yeni sefer haritasında yüzlerce saatlik kum havuzu oynanışı sunuyor. Yenilenen bina zincirleri, dengelenen savaşlar ve hem sefer, hem savaş modları için geliştirilmiş görseller de bulunuyor. http://www.aralgame.com Football Manager 2015... Dünya çapında hit olan simülasyon oyununun bu en yeni versiyonu menajer kişiliklerinin geliştirilmesi, yenilenen futbolcu etkileşimleri ve 3D Maç ekranı üzerinde yapılan büyük değişikliklerle kişisel bir dokunuş kazanıyor SEGA® Europe Ltdve Sports Interactive™ hayranlarının beklediği haberi vermekten mutluluk duyar - Football Manager™ 2015, 7 Kasım 2014’te piyasada olacak. Çok satan serinin en yeni oyunu öncekilere göre çok büyük yenilik ve geliştirmeler içerecek ve bunların büyük çoğunluğu da kulüp yönetimi deneyiminin daha kişisel ve özelleştirilebilir olmasını sağlayacak. Bu kişiselleştirme süreci santra vuruşundan önce, hatta menajer ilk işini kabul etmeden bile önce başlayacak. Günümüz futbol dünyasında menajerler farklı stillere sahipler ve Football Manager 2015 de bunu yansıtmak için oyunculara ne tür bir menajer olmak istediklerini soracak.Football Manager 2015 hakkında yeni detaylar önümüzdeki haftalarda Facebook (facebook.com/officialfootballmanager) ve Twitter’dan, hem Football Manager (@FootballManager), hem de Miles Jacobson’ın hesabından (@milesSI) duyurulacak. marketing europe & anatolia /53 Kültür - Sanat Kitap Mevsimi Başlıyor... İstanbul Kitap Fuarı 8 Kasım Cumartesi günü 33. kez kapılarını TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açmaya hazırlanıyor. Kuruluşumuz TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı bu yıl 8-16 Kasım 2014 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre MerkeziBüyükçekmece’de kapılarını açacak. Türkiye ve yurt dışından 850 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nda söyleşi, panel, çocuk etkinlikleri ve dinletilerle birlikte 270 etkinlik gerçekleştirilecek. Fuarın Uluslararası Konukları İstanbul Kitap Fuarı, dokuz gün süresince yurt dışından değerli yazarları konuk edecek. Sinema teması kapsamında senarist ve yazar Petros Markaris, Polonyalı yazar Janusz Glowacki, eleştirmen ve sinema tarihçisi Philip Kemp; gerilim romanlarının çok satan yazarı Tess Geritsen, Gleen Meade, çevirmen ve yazar Maureen Freely fuarın konukları arasında. Tüm etkinliklerde yurt dışından 40 yazar fuar süresince Tüyap’ta olacak. Kıyıya vuran kız... Urartu Takı Sergisi... Kıyıya vuran küçük bir kız, on bir oğlan, sümüklü zirzoplar, Mathilda, bir ayı, s ü p e r d o z e r l e r, Idaliek Teyze, bir Gümbürtak, hayaletler ve kendi halinde küçük bir kasabanın öyküsü. Her sayfası tatlı tuhaflıklarla, garip ama sımsıcak karakterlerle dolu olan Kıyıya Vuran Kız, okurlarını gerçek dünya ile hayali dünyalar arasında gezinebilecekleri bir yolculuğa çıkarıyor. Hiç bilmediği bir yerde tek başına bir hayat kurmaya çalışan Kazazede’nin kendine özgü gerçekliği bizi hızla sarıp sarmalıyor, hafif bir alaycılık ve mizahi yanı ağır basan diyaloglarla kurulan öykünün karakterleri sanki canlıymışçasına çıkıveriyor karşımıza. Urartu kültüründe yüzyıllar boyunca toplumsal statüyü belirleyen en önemli unsurların başında gelen, beğenilme, gösteriş gibi insani duyguları yansıtan takı ve kemerleri kapsayan, Türkiye’nin en kapsamlı koleksiyonlarından biri olan Rezan Has Müzesi Urartu Takı Koleksiyonu çok özel bir sergi ile sanatseverlerle buluşuyor. Urartu dönemi takılara ait en kapsamlı sergi olan Rezan Has Müzesi Urartu Takı Koleksiyonu Sergisi 31 Temmuz 2015 tarihine kadar Rezan Has Müzesi’nde yer alacak. 54 / marketing europe & anatolia Kültür - Sanat BKG’nin Tasarım Yarışması... BKG’nin Tasarım Yarışması’nın Başvuru Tarihi 21 Kasım’a Uzatıldı. BKültürel mirasın korunması ve yaşatılması amacıyla çeşitli kültür projelerine imza atan BKG, bu yıl dördüncüsü düzenlenecek Üniversitelerarası Kültür Ürünleri Tasarım Yarışması’nın ana temasını Çanakkale Zaferi olarak belirledi. 2015 yılında 100. yıldönümü kutla- nacak olan Çanakkale Zaferi’ni iki yıl boyunca yarışmanın ana konsepti haline getiren BKG, zaferin 99’uncu yıl dönümü temasını ‘Çanakkale Zaferi Anıları ve Mektuplardan Esinlenme’, 100’üncü yıl dönümü temasını ise ‘Zaferin 100’üncü Yılı’ olarak belirledi. Katılım tüm lisans ve lisansüstü öğrencilerine açık Çanakkale şehitlerine ve gazilerine bir saygı duruşu niteliği taşıyan yarışmaya, tasarımla ilgilenen tüm lisans ve lisansüstü üniversite öğrencileri katılabiliyor. Katılımcılar, bu seneki yarışmada ‘Çanakkale Zaferi Anıları ve Mektuplardan Esinlenme’ teması altında, ürün tasarımı ve grafik illüstrasyon olmak üzere iki farklı alanda yarışacaklar. Son Başvuru Tarihi 21 Kasım… Son başvuru tarihinin 21 Kasım’a kadar uzatıldığı yarışmada, dereceye giren öğrencilerin eserleri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzelerde faaliyet gösteren BKG Müze Mağazaları’nda satışa sunulacak. Şartname, başvuru katılım formu ve detaylı bilgiye BKG’nin internet sitesi www.bkg.com.tr’den ve +90 212 451 62 50 numaralı telefondan ulaşılabiliyor. FilmBox Live artık PlayStation®4’te... Sony, PlayStation4™ kullanıcılarına film, TV dizisi ve tematik videoları içeren zengin bir kütüphaneye sınırsız erişim sağlayan FilmBox Live’ın çıkışını duyurdu. SPI International tarafından gerçekleştirilen çok ekranlı ısmarlama video (VoD) hizmeti FilmBox Live, artık Türkiye’deki PlayStation4™ platformlarında da kullanılabiliyor. FilmBox Live, PS4™ kullanıcılarına film, TV dizisi ve tematik videoları içeren zengin bir kütüphaneye sınırsız erişim sağlıyor. Çok sayıda canlı TV kanalı ve VoD içeriğin yer aldığı FilmBox Live hizmetine bir süredir PlayStation®3 üzerinden erişilebiliyordu. Filmbox International Ltd. Mu- rahhas Azası Berk Uziyel, “FilmBox Live uygulamamızı PS4™ üzerinde de sunabilmekten ve içeriklerimizi Orta ve Doğu Avrupa ve Türkiye’nin dört bir yanında daha fazla insana ulaştırmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. FilmBox Live’a abone olmayı tercih eden PS4™ kullanıcılarına gerçekten etkileyici film ve TV dizilerinden oluşan son derece çeşitli bir yelpazenin yanı sıra diğer video ve TV içeriklerinden oluşan devasa bir kütüphane sunmaktan da son derece mutluyuz.” dedi. FilmBox Live üzerinden temin edilebilen filmler, bölgesel zevklere özel olarak ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Hizmetin yeni kullanılabildiği ülkeler arasında yer alan Polonya’da sunulan filmler arasında Matthew McConaughey’nin rol aldığı Magic Mike’ın yanı sıra Oscar ödüllü Yeni Zelandalı direktör Jane Champion’un eleştirmenlerden övgü alan televizyon dizisi Top of the Lake de bulunuyor. Macaristan’da, FilmBox Live kütüphanesinde George Clooney ve Ryan Gosling’in rol aldığı The Ides of March yer alırken Türk aboneler ise gişe rekorları kıran Hunger Games’in keyfini sürebilecekler. marketing europe & anatolia /55
© Copyright 2024 Paperzz