kelebeğin fırtınası retorik

marketing europe & anatolia
Tarih: Kasım 2014 Sayı: 35
retorik
Geri zekalı
zenginlerin ülkesi...
kelebeğin
fırtınası
Göğüs gösteren
çorap reklamı!
ş
a
3y
a
d
ın
.
.
.
yız
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı: 35 Tarih: Kasım 2014
Kısa Kısa
04 - 07
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Yeni Ürünler
10 - 11
Medya Dünyası
12 - 13
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Ekim Sölemez
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
Röportaj
14 - 19
kelebeğin fırtanası
21
Röportaj
22 - 25
Reklam Dünyası 26 - 27
Röportaj
28 - 33
Retorik
35
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.
Deniz Ap. No: 21 /15
Kadıköy - İstanbul - Tr.
Tel: +90 555 233 24 41
e-mail: [email protected]
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
mobil: http://m-mea.eksantrik.com
http://www.facebook.com/meadergi
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
Kampanyalar
37 - 43
Gezi
44 - 49
Game On
50 - 53
Kültür Sanat
54 - 55
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / [email protected]
( editörden)
3 yaşındayız...
Merhaba
marketing europe & anatolia 3 yaşında.
Ne denir bilmiyorum. Üç yıldır dışarıdan tek kuruş girdi olmadan yayın hayatında
ayakta kalan başka bir süreli yayın var mı doğrusu bilmiyorum. Buradan bu mucizeyi gerçekleştirmede katkısı bulunan bugün aramızda olan ya da olmayan tüm
dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum.
marketing europe & anatolia, üç yıl boyunca hiçbir güç odağına bağımlı olmadan, kalemini satmak bir yana kiraya dahi vermeden, bağımsız, tarafsız, korkusuz, doğrudan
yana bir yayın politikasını sürdürdü. Birçok sermaye grubu tarafından desteklenen
yayın organlarının bağımsızlığını koruyamadığı, hatta yayın hayatını sürdüremediği
ülkemizde tamamen kendi imkanlarımızla dimdik durmanın önemli olduğunu
düşünüyorum.
Yapılması gereken, yapılabilecek daha çok şey olduğunu biliyoruz. Fırsat buldukça
süreklilik sağlayabileceğimize inandığımız yenilikleri yapmaya devam ediyoruz. Ancak bunların hepsi maliyetleri olan çalışmalar. İlanlarla bizi desteklerseniz daha çok
yenilikler yapmak istiyoruz.
marketing europe & anatolia, hiçbir cemaate, partiye hizmet etmeyen, sektörün tam
bağımsız tek dergisidir. Sizin için buradayız, bizi okuduğunuz için teşekkürler.
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
2014 ‘Perakende Günleri’ Başlıyor...
Türkiye’nin en önemli perakende buluşması Perakende
Günleri, bu yıl 26 – 27 Kasım 2014 tarihlerinde Lütfi Kırdar
Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. Perakende
temsilcileri tarafından her yıl heyecanla beklenen organizasyon, ilgi çekici konu ve unutulmayacak konuklarıyla 14.
yılında da sektöre damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Çalışmalarıyla ülkemiz perakende sektörüne yön
veren Soysal tarafından, bu yıl 14’üncüsü düzenlenecek olan Perakende Günleri, 26-27 Kasım 2014 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda
gerçekleştirilecek. Dünyada ve
Türkiye’de perakende sektörüne
yön veren duayen isimler, iki gün
boyunca katılımcılara yol gösterecek sunum ve paylaşımlarıyla
sektörün geleceğine ışık tutacak.
Multi Development Türkiye, CardFinans ve morhipo.com’un ana
sponsorluğunda hayata geçecek
Perakende Günleri’14’te, perakende sektörünün önümüzdeki dönem yol haritası çizilecek.
22 farklı oturumda 32 ayrı konuşmacıyla sektörün yol
haritalarının belirleneceği Perakende Günleri’14, İstanbul
Perakende Fuarı ve sektörün en prestijli ödülleri olan Perakende Güneşi Ödülleri’ne de ev sahipliği yapacak. İki gün
boyunca binlerce sektör profesyonelini ağırlayacak olan
Perakende Günleri’14’ün konferans moderatörlüğünü ise
sektörün genç ismi; Kiğılı CEO Yardımcısı Sena Suerdem
üstlenecek.
2014 yılının ‘En Yenilikçi Firmaları’...
The Boston Consulting Group (BCG) 2014 yılının ‘En Yenilikçi Firmaları’nı açıklarken, Apple zirvedeki yerini korudu.
Bu yıl 10. Kez yapılan listede geçtiğimiz yıllarda olduğu
gibi ağırlıklı olarak teknoloji ve telekomünikasyon şirketleri
yer aldı.
Dünyanın lider yönetim danışmanlığı firmalarından The
Boston Consulting Group (BCG) bu yıl 10.’su hazırlanan
“The Most Innovative Companies 2014 –En Yenilikçi
Şirketler 2014” raporunu açıkladı. BCG’nin 2004 yılından
bu yana 1.500’den fazla global şirket üst düzey yöneticisinin katılımı ile gerçekleştirdiği ve ‘inovasyon’ kavramının
4 / marketing europe & anatolia
değerlendirildiği araştırmada yöneticilerin seçimine göre
şirket sıralamasına ek olarak, inovasyonda öne çıkmayı
sağlayan ipuçları da yer alıyor.
Apple, 2014 yılında da, en yenilikçi firma sıralamasında
sahip olduğu lider konumunu korurken, listede geçtiğimiz
yıllarda olduğu gibi teknoloji ve telekomünikasyon
şirketlerinin ağırlığı devam etti.Apple’ı Google, Samsung,
Microsoft ve IBM’in izlerken, bu yıl ilk ellide toplam yirmi
bir teknoloji ve telekomünikasyon şirketi yer aldı. Otomotiv
şirketlerinin inovasyon önceliğinde düşüş gözlenirken, ilk
ellide sadece dokuz otomotiv şirketi listeye girebildi.
Kısa Kısa
Pegasus Havayolları
3. Çeyrek açıklaması...
Türk Telekom
3. Çeyrek açıklaması…
Türk
Telekom,
2014
yılı
üçüncü çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı.
Grup gelirleri yıldan yıla yüzde 4,4 büyüyerek 3,5 milyar
TL’yi aştı. Konsolide FAVÖK
yüzde 4,4 artarken FAVÖK
marjı yüzde 38’in üzerinde
gerçekleşti. Mobilde 447 bin
net abone kazanımı ile 16,2 milyon aboneye ulaşılırken, son 1
yılda kazanılan net abone sayısı 2,1 milyonu aştı. Genişbantta
toplam 7,5 milyon aboneye ulaşıldı; fiber abone sayısı 715
bine çıkarken, fiber altyapı üzerinden yüksek hız alan abone
sayısı 1 milyonu geçti. Türk Telekom CEO Rami Aslan 2014
üçüncü çeyrek sonuçları hakkında şöyle konuştu: Türk Telekom Grubu’nun güçlü finansal ve operasyonel performansı
2014 yılının üçüncü çeyreğinde de devam etti. Grup gelirleri
yıldan yıla yüzde 4,4 büyüyerek 3,5 milyar TL’yi aştı. Geride
bıraktığımız 12 ayda ölçek yaratma stratejimizi başarılı bir
şekilde uygularken kârlılığımızı da koruduk.
Pegasus
Hava
Yolları,
2014
yılı Ocak – Eylül dönemi trafik
verilerini
Kamuyu
Platformu’na
Aydınlatma
(KAP)
açıkladı.
Pegasus’un, geçen yılın aynı dönemine göre iç hatlardaki toplam
misafir sayısı yüzde 19,3 büyüme ile 9,06 milyona; dış hatlardaki toplam misafir sayısı yüzde 19,5 büyüme ile 5,96 milyona
yükseldi. 2013 yılının ilk 9 ayında 12,58 milyon olan toplam
misafir sayısı, 2014’ün ilk dokuz ayında yüzde 19,4 artışla
15,02 milyon olarak gerçekleşti. Aynı dönem içerisinde toplam
koltuk kapasitesini yüzde 19,4 artışla 18,63 milyona yükselten
Pegasus’un doluluk oranı iç hatlarda yüzde 82,7, dış hatlarda
yüzde 77,7 olmak üzere toplam yüzde 80,6 olarak gerçekleşti.
Havacılık sektörünü ve büyüme rakamlarını değerlendiren
Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç Haybat şunları
söyledi: “Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) verilerine
göre havacılık sektörü 2013 yılına kıyasla ilk dokuz ayda yüzde 11,5 artış gösterdi. Pegasus Hava Yolları olarak biz de aynı
dönemde yüzde 19,4 artışla sektörün 1,7 katı büyüdük. ”
Brisa 3. Çeyrek
açıklaması...
Brisa, yurtiçi araç üretiminin
yüzde 0,5 oranında gerilediği 3. Çeyrekte, özellikle ticari
orijinal ekipman lastikleri satış adedinde geçen yılın aynı
dönemine göre %40 oranında büyüme kaydetti. Brisa’nın
uluslararası satış adetleri de
%22 oranında arttı.
2014 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Brisa Genel
Müdürü Hakan Bayman şunları söyledi: “2014 yılı Ocak – Eylül döneminde, tüm satış kanallarımızdaki toplam satış performansımıza bakıldığında, 2014 yılı ilk 3 çeyrek döneminde geçen yılın aynı dönemine göre satış adetlerinde %6,7 oranında
ve toplam satış gelirlerinde ise yaklaşık %10,7’lik bir artış elde
etmeyi başardık. Türkiye’deki araç üretiminin azaldığı bir dönemde ticari orijinal ekipman lastikleri satış adedinde %40’lık
artış sağlamamız önemli bir performans göstergesi.
Yapı Kredi 3. Çeyrek
açıklaması...
Yapı Kredi 2014 yılının 9 aylık
dönemini 1 milyar 442 milyon
TL net kârla tamamladı. Aktif
büyüklüğü 182 milyar liraya
ulaşan bankanın toplam gelirleri yüzde 6 artışla 6 milyar
288 milyon liraya yükseldi.
Yılın ilk dokuz ayında sergilenen başarılı performansın
müşteri odaklı Akıllı Büyüme
stratejisinin bir sonucu olduğunu söyleyen Yapı Kredi
CEO’su Faik Açıkalın, sözlerine şöyle devam etti: “Yapı
Kredi olarak 2014 yılında başlattığımız ve 2020 yılı için
belirlediğimiz bir vizyonumuz var. Buna göre bir büyüme
stratejisi izliyoruz. Bu çerçevede 2020 yılında sektörümüzde ‘Tartışmasız Liderlik’ hedefine ulaşmak üzere
planlar ve yatırımlar yapıyoruz. Büyüme hamlemizin
henüz ilk yılında belirlediğimiz alanlarda 3 çeyrek üst
üste, sektör ortalamasının üzerinde kredi ve mevduat
hacmi büyümesi gösterdik.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Kliksa’ya yeni
Operasyon Direktörü…
Sabancı
Topluluğu’nun
online
alışveriş platformu Kliksa’nın Operasyon Direktörlüğü görevine Tolga Ertam getirildi. Ertam, Kliksa’nın müşteri
operasyonları, müşteri hizmetleri ve
lojistik alanları dâhilinde; merkezi
müşteri operasyonları, çağrı merkezi,
müşteri hizmetleri birimleri ile depolama ve nakliye hizmetlerini sunan tüm grup içi ve dışı tedarikçilerin yönetiminden sorumlu olacak.
1994
yılında
Orta
Doğu Teknik
Üniversitesi
Endüstri
Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Ertam, aynı yıl
Arçelik’te Montaj Hattı Mühendisi olarak profesyonel kariyerine başladı. Ardından DHL’de Operasyon Yöneticisi, Operasyon Geliştirme Müdürü, Tedarik Zinciri Projeler Müdürü ve
Proje Optimizasyon Müdürü olarak görev yaptı. 2008-2010
yılları arasında Best Buy’da Tedarik Zinciri Direktörü olarak
görev alan Ertam, 2011’de HAVI Lojistiğe geçerek sırasıyla İş
Geliştirme Direktörlüğü ve Operasyon Direktörlüğü görevlerini
üstlendi. 2014 yılında Kliksa İç ve Dış Tic. A.Ş.’ye Operasyon
Direktörü olarak geçen Ertam, evli ve 2 çocuk sahibidir.
kurumsal
Nissan Türkiye’de 2005 yılında Pazarlama Müdürü olarak göreve başlayan ve 2007 yılında Satış Müdürlüğü
görevini üstlenen İbrahim Anaç, 2013
yılından itibaren sürdürdüğü İş Birimi
Koordinatörlüğü’nün
ardından
1
Ekim 2014 itibari ile Nissan’ın yeni Satış, Servis, Yedek Parça ve Aksesuar,
Pazarlama ve Lojistik Merkezi’nden Sorumlu Genel Müdür
Yardımcılığı’na getirildi. Ankara Polis Koleji’nde lise eğitimini,
Ankara Polis Akademisinde üniversite eğitimini tamamlayan,
İbrahim Anaç, ABD’nin Minnesota eyaletindeki Saint Thomas
Üniversitesi’nde MBA ve Uluslararası İşletme alanında master yaptı. Harvard Business School’da General Management
Program’ını bitirdi. İş hayatına Emniyet Genel Müdürlüğünde
Komiser Yardımcısı olarak başlayan İbrahim Anaç ABD’ deki
eğitiminin ardından özel sektöre geçerek EF Johnson Company ve National Computer Systems firmalarının ürün geliştirme bölümlerinde çalıştı. 1997 yılında Türkiye’ye dönerek
Hyundai Assan’da Ürün Sorumlusu olarak görev yaptı. Anaç,
evli ve iki çocuk babasıdır.
Vestel’in kurumsal
iletişimine yeni soluk...
Vestel,
Nıssan’da genel müdür
yardımcılığına İbrahim Anaç
getirildi...
Avantgarde İletişim’e
yeni Genel Müdür...
iletişim
de-
10 yıldır birçok farklı sektörden
yenilenmeye
gi-
Türkiye’nin önde gelen markalarına
derek Vestel Kurumsal İletişim
hizmet veren AVANTGARDE İletişim
Müdürlüğügörevini
Danışmanlığı’nda Genel Müdürlük
partmanında
Aslı
Evren
Eskibatman’a emanet etti.
görevine Mert Birdoğan getirildi.
Vestel Kurumsal İletişim Müdürü-
İletişim Danışmanlığı ve Pazarlama
Aslı EvrenEskibatman, Hacettepe
İletişimi sektöründe yaklaşık 15 yıllık
Üniversitesi Mütercim Tercüman-
deneyimi bulunan Birdoğan, bugüne
lık Bölümü’nden mezun olduktan
kadar ağır sanayi, ICT, FMCG, fi-
sonra International Data Group
nans ve bankacılık, havaalanı işletmeciliği, yerel yönetimler
Türkiye bünyesindeki Computerworld’de gazetecilik hayatına
gibi birçok sektörden dünya ve Türkiye’nin önde gelen
başladı. Informationweek’in Ankara Temsilciliği sonrasında 6
markalarına hizmet verdi. Mert Birdoğan 2001 yılından bu
yıl Interpromedya Ankara Bölge Müdürlüğü ve BT Haber An-
yana sırası ile Allmedia Inc.’de Medya Planlama ve Satınalma
kara Temsilciliği görevini yürüttü. 2004-2008 yılları arasında
Uzmanılığı, Tribeca İletişim Danışmanlık’ta Müşteri İlişkileri
Türkiye Bilişim Derneği Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevini
Direktörlüğü, C2A IMC Agency(Call to Action)’da Stratejiden
üstlenen Eskibatman, iletişimalanında verdiği özel danışman-
Sorumlu Başkan Yardımcılığı, ABL Group’da Stratejik iletişim
lıkların ardından Zarakol İletişim’de HP, TeliaSonera, Yandex
ve pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevler-
ve Sony Ericsson markalarından sorumlu direktör olarak ça-
inde bulundu. Mert Birdoğan Kurumsal iletişim, kriz iletişimi,
lıştı.Eskibatman, 2013-2014 yıllarında desiBel Ajans’ta Türk
lider iletişimi, marka iletişimi, KSS iletişimi, Sosyal Medya Paz-
Telekom, Digitürk, TeknoSA ve Microsoft’tan sorumlu direktör
arlama ve İletişimi alanlarında tecrübe sahibi
olarak görev aldı.
36 Yaşındaki Mert Birdoğan evli ve bir çocuk babası.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Türkiye siber tehditte dünyada altıncı sırada...
Trend Micro 2014 İkinci Çeyrek Raporu’nu açıkladı. Türkiye online bankacılığa yönelik en çok saldırıya uğrayan
ülkeler arasında Avrupa’da birinci, dünyada ise altıncı
sırada.
Veri güvenliğinde küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro,
2014 yılında gerçekleşen siber saldırıları takibe devam
ediyor. Yayınlanan 2014 İkinci Çeyrek Raporu ile hem
Türkiye hem de dünyada meydana gelen siber saldırıları istatistikleriyle gözler önüne seriyor.
Türkiye, online bankacılıkta en çok saldırıya uğrayan
Avrupa’da birinci, dünyada ise altıncı ülke oldu.
Raporda Türkiye ile ilgili verilere yer veren Trend Micro,
Türkiye’de veri güvenliğine yönelik tehdit potansiyelinin
yüksek olduğunu belirledi. Ülkedeki bilişim altyapısı ge-
liştikçe tehdit potansiyelinin de artacağına dikkat çekildi.
Rapordaki verilerde Türkiye’deki en büyük tehditlerin başında online bankacılığa yönelik saldırıların olduğu belirtildi. Türkiye Avrupa’da bu alanda en fazla saldırıya uğrayan
ülke oldu. Dünyada ise Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Brezilya ve Vietnam’ın ardından altıncı sıraya yükseldi.
Türkiye’de son üç ayda güvenlik tehditleri arttı.
Türkiye’de zararlı online bankacılık yazılımı sayısı özellikle
son üç ayda artarak online bankacılık yazılımı kurbanı bilgisayar sayısı 4 bin 567’e yükseldi.
Ayrıca Türkiye’deki birçok bilgisayar son 3 ayda Botnet
ağına dahil oldu Raporda Türkiye 1 milyon 873 bin Botnet
bağlantılı bilgisayarla tüm dünyada dördüncü sırayı aldı.
Son 3 ay için Türkiye’ye yönelik bir saptama da hedefli
saldırılar konusunda. En çok hedef alınan ülkeler arasında
Türkiye yedinci sırada.
Raporda Türkiye’de Adware’lerin malwarelerden daha etkin bir tehdit olduğuna dikkat çekiliyor.
Türk yapı sektörü Kasım’da İzmir’de...
Bölgesinin en büyük yapı fuarı olan Yapı Fuarı – Turkeybuild
İzmir, 6 - 9 Kasım tarihleri arasında İzmir Uluslararası Fuar
Alanı’nda sektördeki en son yenilik ve teknolojileri sergileyecek.
Ege Bölgesi’nin yapı sektörü dışında da en büyük ticari buluşmalarından olan Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir’de, en yeni
teknolojiler, yenilikler ve gelişmeler sergilenerek yeni iş bağlantıları için fırsatlar gündeme gelecek.
Türkiye ekonomisinin yükselen değeri yapı sektöründe, yılın
en önemli organizasyonlarından biri olan bu fuarın uluslararası
boyutuna da dikkat çeken YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu
ediyoruz.”
Başer şunları söyledi:
Başer, şu bilgileri verdi:“TÜİK verilerine göre bölgede yaklaşık
“Sırasıyla önce İstanbul sonra da Ankara’da düzenlediğimiz
2,5 milyon adet konut stoku bulunuyor. 2013 yılında İzmir’de
fuarlarımızın ardından Kasım ayında İzmir’de düzenleyeceği-
39.561, bölgede 96.990 adet yeni konut yapı ruhsatı alındı ve
miz, Ege ve Akdeniz Bölgesi’ndeki yapı profesyonellerini bir
bölgenin Türkiye içindeki payı yüzde 11,9 oldu. Bölgede ko-
araya getireceğimiz Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’i heyecanla
nut dışı bina yatırımlarında da hareketlilik görülüyor. 920 adeti
bekliyoruz. YEM Fuarcılık’ın 37 yıllık tecrübesiyle başarısını
İzmir’de olmak üzere toplam 3.928 bina yatırımı için yapı ruh-
her yıl daha da ileriye taşıyan fuarımızın bu yıl da yarataca-
satı alınmıştır. Bunların 482’si otel, 470’i ofis, 663’ü ticaret ve
ğı yeni iş ve işbirliği olanakları ile öncelikle düzenlendiği Ege
430’u sanayi binası. Türkiye genelinde konut dışı bina ruhsatın-
Bölgesi’ne ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağına
dan alınan pay yüzde 22,9 oranında. 2013 yılında İzmir’de 72
inanıyoruz. Tüm sektör profesyonellerini bu önemli buluşmada
bin, bölgede ise 157 bin konut satışı gerçekleşmiştir ve Türkiye
yerlerini almaya ve sektörün heyecanına ortak olmaya davet
içindeki payı yüzde 13,61’e karşılık gelmektedir.”
marketing europe & anatolia / 7
Yeni Ürünler
Sony Xperia Z3 Türkiye’de...
Sony Xperia Z3 ve Sony Xperia Z3 Compact’ın öne çıkan
özellikleri
Akıllı telefonda bir ilk: PS4 uzaktan oynatma özelliği
2 gün süren batarya ömrü
ISO 12800 ile düşük ışıkta fotoğraf çekimi
Full HD’nin dört katı olan 4K çözünürlüklü video çekimi ile
detaylı ve yüksek çözünürlüklü görüntü kalitesi
Yeni akıllı sosyal kamera uygulamaları (Live on Youtube,
Sound Photo, Multi-Camera, Movie Creator, AR Fun)
Sony’nin eşsiz kamera deneyimini şimdiye kadarki en yüksek suya dayanıklılık özelliği ile birleştiren ve 2 gün süren
batarya ömrü ile dünyanın ilk ve tek PS4 Remote Play (PS4
uzaktan oynama) özellikli akıllı telefonu Sony Xperia Z3
2.299 TL’den satışa sunuldu. Sony Xperia Z3’ün tüm özelliklerini taşıyan sadece boyutuyla farklılık gösteren Sony
Xperia Z3 Compact aiyah, beyaz, yeni gümüş yeşili ve bakır
renk seçenekleri 1.799 TL’den raflardaki yerini aldı.
ViewSonic’ten Yeni Projeksiyon...
Dünyanın önde gelen görüntü teknolojileri üreticilerinden
ViewSonic’in, LED tabanlı projeksiyon cihazı ailesine iki yeni
ürün eklendi. PLED-W600 ve PLED-W800 ürünleri, hafifliği,
parlaklık seviyeleri ve opsiyonel kablosuz görüntü aktarım
imkânlı ile ev, iş ve eğlence kullanımı için yüksek kalite sunuyor.
ViewSonic projeksiyon ailesine yeni katılan 798 gram ağırlığındaki PLED-W600, 600 lümen parlaklık değeri, 898 gram
ağırlığındaki PLED-W800, 800 lümen değeriyle yüksek
parlaklık seviyelerine ulaşabiliyor. Hafif ve kolay taşınabilir
olmasının yanında Microsoft® Office™ Word, Excel ve PowerPoint, PDF gibi farklı formattaki dosyaları SD kart veya
USB bellek üzerinden çalıştırabilen PLED-W800, HDMI/
MHL girişleri ile Miracast™ ve DLNA® özellikleri sayesinde akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, oyun konsolları ve dijital kameralar gibi pek çok mobil cihazla birlikte
kullanılabiliyor.
Eco-Mode teknolojisi ile çevre dostu bu iki projeksiyon cihazı, 20 bin saati aşan çalışma süresine sahip. SuperColor
Teknolojisi ile daha canlı ve net görüntü kalitesine sahip cihazlar 2x dijital zoom özelliği ile video kaynağından gelen
10 / marketing europe & anatolia
görüntüyü 4:3, 16:9 ya da 16:10 oranına otomatik olarak
dönüştürerek WXGA görüntü sunabiliyor. Ayrıca saniyede
120Hz desteklerken, görüntünün kalitesini bozmadan 33
inçten 100 inçe kadar görüntüyü oluşturabiliyor.
Yeni Ürünler
Tunçmatik kesintisiz güç kaynakları...
Tunçmatik, ev ve işyerleri için ürettiği yeni kesintisiz güç
kaynağı ürünü Lite II 1000 ile dikkat çekiyor. Lite II 1000,
bilgisayarları elektrik kesintilerinden korumayı amaçlarken,
en yeni teknolojilerle veri kaybını sıfıra indiriyor. Mikro işlemci kontrolü sayesinde ise yüksek güvenilirliği garanti ediyor.
Lite II serisinin en önemli özellikleri arasında akıllı düğme
teknolojisi bulunuyor. UPS çalışırken elektrik kesilmesi durumunda UPS akü moduna geçerek sesli alarm veriyor. Sessiz bir ortamda çalışmak isteyen kullanıcılar, akıllı düğmeye
bir kez basarak UPS alarmını susturuyor. Akıllı düğmeye
tekrar basıldığında sesli alarm aktif olabiliyor. 650 VA - 850
VA olarak iki farklı kapasitede kullanıcıyla buluşan Lite II’nin
en yeni üyesi Lite II 1000 VA’da tüm Lite II serisi KGK’ler
gibi; kısa devre-aşırı yük koruması ve otomatik voltaj regülasyon özellikleri bulunuyor. Light II 1000 VA, otomatik voltaj
regülasyonu özelliği sayesinde bilgisayarınızı şebeke voltajındaki dalgalanmalardan korur. Lite II 1000 VA’nın sahip
olduğu USB portu ve KGK izleme yazılımı sayesinde, elektrik kesintilerinde siz yanında olmasınız bile açık programları
kapatarak bilgisayarınızın veri kaybına uğramasına engel
oluyor. Son kullanıcı satış fiyatı: 98 dolar+kdv’dir.
Toshiba’dan Yeni 2’si Bir Arada...
kolay takma-çıkarma mekanizması ile kullanıcılar diledikleri
ortamda, diledikleri formu kullanarak içeriklerin keyfine varabiliyorlar. Standart klavye veya gelişmiş klavye seçenekleri
farklı kullanıcı gereksinimlerine yanıt veriyor. Standart
klavye arda arda film izlemek veya hareket halindeyken
uzun saatler çalışabilmek için altı saate kadar uzun pil ömrü
sunarken, gelişmiş klavye tüm gün çalışma için dokuz saate
kadar pil ömrü sunuyor ve entegre 500 GB HDD ile geniş
depolama alanı sağlıyor.
Toshiba yeni premium Ultrabook modeli olan Satellite Click
2 Pro P30W’yu tanıttı. Bu üstün ultra- taşınabilir 2’si 1 arada
model kolayca notebook’tan tablete dönüşebiliyor ve farklı
kullanım amaçları için tam donanımlı bir UltrabookTM ve
medya zengini bir tablet seçenekleri sunuyor.
Kolayca ayrılabilen aydınlatmalı, çerçevesiz, tam boyutlu
klavye kullanıcılara başka bir cihaza gereksinim duymadan
yaratıcı ve üretken olmanın özgürlüğünü veriyor. Tek elle
marketing europe & anatolia / 11
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basın Görev Değişiklikleri
•Daha önce de BirGün de köşe yazıları yazan Enver Aysever, Ekim ayında tekrar okuyucuyla buluşacak.
•Usta çizer Zafer Temoçin’in Cumhuriyet Gazetesi ile
yolları ayrıldı.
•Hazırladığı özel dosya ve haberlerle tanınan Milli Gazete muhabiri Mustafa Kılıç’ın yayından ayrıldı. Kılıç,
bundan böyle Milat Gazetesi’nde politika editörlüğü ve
köşe yazarlığı yapacak.
•Avrupa Sabah’ta görev alan İlan Müdürü Mesut Çakar,
Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı İsmail Erel ve Haber
Merkezi sorumlusu Seyfi Alp’in yayınla ilişiği kesildi.
•Vatan Gazetesi yazarlarından Ruşen Çakır, son yazıdığı yazısıyla gazeteye veda etti.
•Cumhuriyet Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni
İbrahim Yıldız, Habertürk Gazetesi’nin spor yazarları
kadrosuna katıldı.
•İpek Medya Grubu’nun Ekim ayında yayına başlaması
beklenen ‘Millet’ gazetesinin Ekonomi Müdürlüğü’ne deneyimli gazeteci Ufuk Şanlı getirildi.
•Akşam Gazetesi’nin deneyimli ismi Mete Yılmaz, Memorial Hastanesi Medya ve
İletişim Birimi’ne transfer oldu.
•Cumhuriyet
Gazetesi’nde
Ekonomi
Müdürü
Hasan
Eriş’in yerine Olcay Büyüktaş
Akça ekonomi haberlerinin
başına getirildi.
•Sabah Gazetesi hafta sonu
ve Günaydın eklerine Ahu
Yağtu ve Özge Ulusoy’u transfer etti. Ahu Yağtu life style ve
moda yazılarıyla Cumartesi
Sabah’ta, Özge Ulusoy da yazılarıyla Günaydın okuruyla buluşacak.
•İpek Medya’nın yeni gazetesi ‘Millet’in Magazin Müdürü
Başak Çokan oldu.
•Cumhuriyet Gazetesi’nde yazan ve yazılarına bir süre
ara veren Mine Söğüt, 14 Ekim Salı günü yazdığı yazısıyla okuyucularına merhaba dedi
•Artı Bir TV’den ayrıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde basın kampanyası yürüten Özlem Gürses, Sözcü Gazetesi ile anlaştı.
•Taraf’tan ayrıldıktan sonra T24 haber sitesinde köşe
yazıları kaleme alan GülengülAltınsay, Cumhuriyet
Gazetesi’nin yazarları arasına katıldı.
•Deneyimli gazeteci Bülent Ceyhan, İpek Medya
Grubu’nun yeni gazetesi Millet Gazetesi’nin Haber Müdürü oldu.
•Alevi haber gazetesi ONİKİ yayın hayatına merhaba
dedi.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
•Bir süre önce yayını durdurulan Kanal Sokak’ın genel
yayın yönetmenliği görevine Yurt Gazetesi Yazarı İdris
Akyüz geldi.
•Uzun süredir Kanaltürk’te görev yapan Seyhan
12 / marketing europe & anatolia
Soygür’ün kanalla yolları ayrıldı.
•TGRT Haber Ankara Diplomasi muhabiri Burak Alganatay, 24 televizyonu kadrosuna katıldı.
•TGRT Haber’den bir süre önce ayrılan deneyimli muhabir Akın Altay TVNET kadrosuna katıldı.
•İhlas Haber Ajansı (İHA) İzmir Bölge Müdürü Yusuf
Kahraman’ın görevinden ayrılması sebebiyle yerine
Zonguldak Bölge Müdürü Özcan Aydın getirildi.
•Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nda Eylül ayında
İbrahim Şahin’den boşalan (TRT) Genel Müdürlüğüne
Şenol Göka atandı.
•Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Erhan Çelik,
Ankara temsilciliği görevine başarılı ekran yüzü Veyis
Ateş’i getirdi.
•NTV’de Dış Haber Koordinatörlüğü görevine 10 yıldır
Amerika’da görev yapan NTV New York Temsilcisi Selim
Atalay getirildi.
•CNN Türk ekranlarında 5N1K programını sunan ünlü
gazeteci Cüneyt Özdemir artık Kanal D Ana Haber’i sunacak. Özdemir, Kanal D’deki görevine 3 Kasım Pazartesi günü başlayacak.
Elektronik Basında Görev
Değişiklikleri
•Özgür Yici’nin ayrılığıyla
boşalan sabah.com.tr Genel Yayın Yönetmenliği görevine Sabah Gazetesi’nde
Pazartesi röportajları gerçekleştiren İsa Tatlıcan getirildi. Tatlıcan’ın sabah.com.
tr Genel Yayın Yönetmeni
olmasının ardından yenisafak.com.tr’de görev yapan
Yunus Göksu da Genel Yayın Yönetmeni Yardımcılığına getirildi.
•www.ortasayfa.net yayın hayatına başladı. Sitenin yazar kadrosunda; gazeteci-yazar Eren Erdem, oyuncu Fırat Tanış, bir dönem CHP’de danışmanlık yapan iletişim
bilimci-gazeteci Ali Haydar Fırat gibi isimler bulunuyor.
İşitsel Basında Görev Değişiklikleri
•Şubat 1993’de yayın hayatına başlayan Best FM, 21
senedir kurumda çalışan Heytem Dağıstanlı ile yollarını
ayırdığını yayınladığı basın açıklamasıyla duyurdu.
•Medya FM’de hafta içi her gün 16.00 ila 18.00 saatleri
arası yayın yapan Emrah Ay görevinden ayrıldı.
• Best FM, Heytem Dağıstanlı ile yollarını ayırdığını yayınladığı basın açıklamasıyla duyurdu.
•Medya FM’de hafta içi her gün 16.00 ila 18.00 saatleri
arası yayın yapan Emrah Ay görevinden ayrıldı.
Ajansta Görev Değişiklikleri
8 yıldır gazetecilik yapan, son olarak da İHA’da özel
haber muhabirliği yapan Emin Genç, inşaat şirketi
ViaProperties’te Kurumsal İletişim Uzmanı olarak göreve başladı.
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 13
Hedef; En Sevile
Röportaj
en Marka Olmak...
Samsung Electronics Türkiye Tüketici
Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü
Hüseyin Erel
Samsung olarak Türkiye’de hedefimiz,
tüm ürün gruplarında pazar liderliğine ulaşmak,
daha da önemlisi Samsung’u Türkiye’nin en sevilen
markası yapmak. Bu amacımıza yönelik olarak
Türkiye yatırımlarını artırırken, Türk kullanıcısının
gerçek ihtiyaçlarına uygun ürünleri de
pazara sunmaya devam ediyoruz.
Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
- Hüseyin Erel kimdir? Kendinizden
kısaca bahseder misiniz?
Boğaziçi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü 1998
mezunuyum. Profesyonel iş yaşamına,
1999 yılında Procter & Gamble’da başladım ve 2010 yılına kadar farklı görevlerde devam ettim. 2010 – 2012 yılları
arasında L’Oréal’de Tüketici Ürünleri
Bölümü Satış Direktörü olarak görev
aldıktan sonra, 2012 yılı Mart ayında
Telpa Telekomünikasyon’da Satış ve
Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı olarak devam ettim. Eylül
2013’ten bu yana, Samsung Electronics Türkiye’de, Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevini
sürdürüyorum.
- Samsung Electronics’in Türkiye’deki marka konumlandırması hakkında
biraz bilgi verir misiniz?
Samsung, Türkiye’de var olduğu dönemden itibaren çok önemli bir büyüme
gerçekleştirdi. Türk halkının Samsung
ürünlerine gösterdiği ilgiyle birçok segmentte pazar liderliğine yükseldik.Samsung olarak Türkiye’de hedefimiz,tüm
ürün gruplarında pazar liderliğine ulaşmak, daha da önemlisi Samsung’u
Türkiye’nin en sevilen markası yapmak.
Bu amacımıza yönelik olarak Türkiye
yatırımlarını artırırken, Türk kullanıcısının gerçek ihtiyaçlarına uygun ürünleri
de pazara sunmaya devam ediyoruz.
2010 yılında resmi satış ofisi olarak
Türkiye’de faaliyete başlamamızdan
itibaren, yıllık bazda her yıl çift hanelibüyüdük. Diğer yandan, Türkiye’de
sadece büyümek için değil, sosyal sorumluluk açısından hizmet vermek, kazandığımızı paylaşmak için de çalışmalar yapıyoruz.
- Türkiye’de hangi ürün gruplarını
satışa sunuyorsunuz?
Tüketici ürünleri grubunda; mobil cihazlar, ses ve görüntü sistemleri, fotoğraf
makineleri, kameralar, bilgisayar veyan
ürünleri,yazıcılar, veri depolama çözümleri vebeyaz eşyaürünlerimizle pazarda yer alıyoruz. Kurumsal pazarda
iseeğitim, sağlık hizmetleri, perakende,
konuk ağırlama, büyük ekran profesyonel görüntüleme çözümleri (LFD), mobil
çözümler ve LED aydınlatma çözümleri
marketing europe & anatolia /15
Röportaj
sunuyoruz.
- Markanın ev elektroniği ve beyaz
eşya grubunda 2015 Türkiye hedefleri nelerdir?
Samsung Beyaz Eşya olarak, son yıllarda en fazla büyüyen marka konumundayız. Son durumda büyük beyaz
ürünlerde pazar payı olarak, Türkiye’de
ilk 5 marka içindeyiz. Beyaz Eşya alabüyük bir pazardır. Nüfusun ortalama
nında sürekli yatırım yaparak, daha
yaşı 32, yani ülke çok genç bir nüfusa
kaliteli ve daha inovatif ürünlerle Türk
sahip. Dolayısı ile potansiyeli de çok
halkının beğenisini kazanmayı hedeflibüyük. Bu nedenle de Türkiye pazarını
yoruz. Ürün gamımıza eklenen “Türkiye
çok önemsiyor ve stratejik bakıyoruz.
pazarına uygun yeni buzdolabı serisi”
2015’te de tüketicileri, inovasyon odaklı
ile pazar payımızı daha da artırmayı
ürünlerle buluşturmayı hedefliyoruz.
hedefliyoruz. Samsung olarak, girdiği- Samsung Electronics’in amiral gemiz pazarlardaki tüketici ihtiyaçlarını
misi hangi ürünler?
göz önüne alarak ürünler geliştiriyoruz.
Samsung Beyaz Eşya olarak; tüketicileBeyaz Eşya pazarında değişim, diğer
rin tercih ve alışkanlıklarını algılayıp bu
pazarlara göre daha yavaş gerçekleşiyönde öneriler geliştirmeyi önemsiyoyor. Bu sektördeki stratejimizi, daha çok
ruz mobil olarak kontrol edilebilen, farkinovasyon ile tüketicimize daha fazla
lı renk ve tasarımlar sunan farklılaşmış
konfor sağlayarak, yaşam kalitesini arürün gamımız ile yenilikçi “smart”(akıllı
tırmak olarak belirledik. Kültürel zenginürün) özelliklerimizi ön plana çıkarıyoliği, ticari anlamdaki hareketliliği ve 75
ruz.
milyonluk nüfusu ile Türkiye bizim için
Beyaz eşya pazarı bünyemizde yer
Kültürel zenginliği,
ticari anlamdaki
hareketliliği ve 75 milyonluk
nüfusu ile Türkiye
bizim için büyük bir pazardır.
16 / marketing europe & anatolia
alan diğer elektronik ürün gruplarından
farklı. Yemek alışkanlıkları, günlük yaşam alışkanlıkları ve mutfakların boyutlarına bağlı olarak, ürün boyutları çeşitlilik gösteriyor. Beyaz eşyada başarılı
olmanın en önemli kriteri, bulunduğunuz ülkeye göre tüketici ihtiyaçlarını
karşılayacak ürün gamı üretmektir. Yeni
buzdolabı serimiz, sadece Türkiye’ye
özel olarak tasarlandı. Bu benzersiz
buzdolabı, geliştirilen işlevselliği ve iç
tasarımıyla, tüketicilerin enerjiden tasarruf etmelerini ve yiyeceklerini daha
iyi organize edip saklayabilmelerini
sağlıyor.
10 yıllık garanti ile sunulan yeni serimiz, kompresörlerin performansını
büyük ölçüde arttıran Digital Inverter
Teknolojisi’ne sahip. Buzdolabının kalbi olan kompresör, sezgisel olarak soğuk hava besleme hızını kontrol ederek daha az enerji harcıyor. Bu şekilde
standart buzdolaplarına oranla yüzde
47 daha az enerji harcayan kompresörü, çevreye olan olumsuz etkiyi azaltırken, aynı zamanda tüketicinin tasarruf
etmesini de sağlıyor. Samsung’un özel
Digital Inverter Teknolojisi, buzdolabının gürültüsünü 39 dB’ye kadar düşürerek bir kütüphane ortamı kadar sessiz çalışmasını sağlıyor. Aynı zamanda
voltaj dalgalanmalarına karşı da kendisini koruyor.
2014’de yeni seri buzdolabımıza ek
olarak, Crystal Blue çamaşır makinemizi de tüketicilerimize tanıttık.Bu ürünümüz, kolay açılıp kapanabilmesi için
ekstra büyük bir kapak ile birlikte; yarı
saydam, şık koyu mavi kaplamaya ve
makinenin kolay kullanımını sağlayan
geniş 5 inç’lik renkli tam dokunmatik
ekrana sahip. Crystal Blue çamaşır makinemiz aynı zamanda, çamaşır yükü
ve giysilerin kirlilik derecesine göre, en
ideal yıkama programını, sıcaklık, yıkama süresi, durulama ve dönme devir
hızını belirleyen 4 algılama teknolojisinden yararlanan “Otomatik İdeal Yıka-
Röportaj
ma” seçeneğini de barındırıyor.
Akıllı özelliklerinin yanı sıra, son derece de hızlı olan yeni çamaşır makinemiz, “Süper Hızlı Yıkama” özelliği ile
varsayılan ayarlarla 5 kg’lık çamaşırı,
kazanını çift su girişiyle hızla doldurarak yıkamayı 60 dakikada tamamlıyor.
Bununla birlikte, kullanıcıların karmaşık
ayarlarla uğraşmaksızın, gerekli yıkama ayarını seçmelerine olanak tanıyan,
önceden programlanmış 6 farklı özel
yıkama programınasahip. Crystal Blue
çamaşır makinemiz, çamaşır yıkama
süresinin azaltılmasına yardımcı olurken, deterjanı daha hızlı çözerek, giysilere hassas bir şekilde nüfuz etmesini
sağlayan benzersiz köpük teknolojisi
“Eco Bubble™” sayesinde enerji tüketimini de azaltıyor.
Hem Crystal Blue çamaşır makinemiz
hem de yeni seri buzdolabımızda bulunan “Samsung Dijital Inverter” teknolojisi, makinenin beynini oluşturan motor
ve kompresör sistemlerinin en etkin
performansta çalışmasını sağlıyor. Bu
sayede tüketiciler, motor ve kompresörlere verilen 10 yıllık garantiyle birlikte,
uzun süre dayanıklılık, daha az gürültü
ve daha fazla enerji tasarrufu elde ediyor.
-Türkiye’de smart TV pazarında kıran
kırana bir mücadele var. Samsung
ne kadar süredir.
Türkiye pazarında ve bugün geldiğimiz noktada pazar payı nedir?
Samsung olarak görüntüleme ve ses
ürün gamlarında geliştirdiğimiz teknolojiler ile sektöre yön veren bir firmayız.
Son 8 yılda dünyada ve Türkiye’de TV
pazarında lider olmamız da bunun en
açık göstergesi. 2006 yılında Bordeux
modelimizi, 2009’da LED TV’yi, 2014’te
ise Curved UHD TV’yi pazara sunduk.
Kısa sürede kullanıcıların kavisli TV
formunu daha fazla benimseyeceğini
ve kavisli TV’lerin pazar payının, önümüzdeki 2 yıl içinde yüzde 20’ye ulaşacağını düşünüyoruz. Dünya çapında
Samsung olarak
görüntüleme ve ses ürün
gamlarında geliştirdiğimiz
teknolojiler ile sektöre
yön veren bir firmayız.
da 3 yıl içinde televizyon satışlarımızın
yüzde 90’ının kavisli olacağını öngörüyoruz. Bu ürünün Türkiye’de sevilen ve
tercih edilen bir ürün olacağına eminiz.
Bu oran gelecekteki kavisli ekran satışlarıyla ilgili önemli ipuçları veriyor.
Smart TV sayesinde internet bazlı farklı
uygulamalara ulaşma imkânı, uyumlu
cihazlar arasında dosya ve içerik transferi yapma, USB den resim/film ve müzik dosyalarını oynatma gibi bazı ekstra
avantajları da beraberinde tüketiciye
sunmakta.
Smart teknolojiler tüm tüketici elektroniği alanlarını da olduğu gibi görüntü ve
ses sistemini de domine etmeye devam
edecek. Tasarımın ön plana çıktığı, 3D
içeriklerin çoğaldığı, var olan 2D içeriği
3D’ye dönüştürebilen, zengin lokal içeriklerin daha da zenginleştirildiği akıllı
trend daha da güçlenerek varlığını hissettirecek.
-Teknoloji geliştikçe kafamız iyice
karışıyor. OLED ekranlarla, LED ekranlar arasındaki farklar nelerdir?
Curved ekran teknolojisinden de biraz bahseder misiniz?
OLED, LED TV’lerin arkadan aydınlatma sisteminden tamamen farklı olarak her pikselin tek tek aydınlatılması
teknolojisidir. Samsung olarak her iki
teknolojiye sahip ürünlerimiz bulunmaktadır. Tüketicilerimiz ise çok daha
marketing europe & anatolia / 17
Röportaj
ekonomik olan LED teknolojisini tercih
ediyor.
Samsung Curved TV kategorisindeki kavisli televizyonlar, insan gözünün
ergonomisiyle tamamen uyumlu olarak tasarlandı. İzleyiciler bu ekranda
düz değil, panoramik bir çevre görüyor.
Samsung Curved TV’lerin kavis açısı,
izleyicileri görüntünün tam merkezine
alıyor.
Kavisli televizyon modellerimizde otomatik derinlik algoritması bulunuyor.
Bu özellik, yan bölgedeki görüntüleri
izleyiciye yaklaştırırken, ortadakileri ise
geriye alıyor. Böylece sarmalayıcı bir
görüntüyle, gözlüksüz 3 boyut etkisi alınabiliyor. Basit ve yalın ama bir o kadar
da güçlü bir tasarım anlayışını yansıtan
kavisli ürünlerimiz, izleme deneyimini
ve algıyı önemli ölçüde iyileştirip zenginleştiriyor. Bu ürün gamı içinde; FHD
ve UHD seçeneklerine sahip, 48 inç’ten
105 inç’e uzanan farklı boyutlarda 17
kavisli LED TV seçeneği yer alıyor.
Curved ekranlardan sonra yakın zamanda bizi şaşırtacak sürpriz bir ürününüz var mı?
IFA 2014 etkinliğinde, tüketicilerimizi
18 / marketing europe & anatolia
Beyaz eşya pazarı, bünyemizde
bulunan diğer elektronik
ürünlerden kanal, satış ve servis
hizmetleri olarak tamamen
farklı bir konumda yer alıyor.
dünyanın ilk ve en büyük kavisli televizyonu olan devrim niteliğindeki “Bendable (Bükülebilir) UHD TV” ile de tanıştırdık. 105 inç UHD ekranı ve 21:9
görüntü oranına sahip dünyanın ilk bükülebilir televizyonu, geleceğin TV teknolojisi hakkında ipuçları veren bir ürün.
En son ekran teknolojisi kullanılan bu
yenilikçi TV’de kullanıcılar, isteklerine
göre TV’yi hem kavisli hem de düz ekranolarak kullanabilecek ve kavisin eğriliğini de ayarlayabilecek. Samsung’un
bükülebilir TV’si tek tuşla kavisli ya da
düz ekran formuna dönüşebiliyor.
- Satın aldığımız smart TV’ye sonra
ev sinema sistemi almak istersek,
aynı markanın ses sistemini mi tercih etmeliyiz? Farklı bir marka alırsak ses performansını nasıl etkiler?
Tüketici tercihlerine tamamen saygılı-
yız. Samsung olarak tüm ürünlerimizin
en iyi uyumu gösterecek şekilde tasarladık ve sonrasında da tüketici tercihlerine göre geliştirdik.
- Samsung beyaz eşyanın Türk pazarındaki hedef kitlesi kimlerdir? Türk
tüketicisinin geleneksel çeyiz alışverişine girmek için çalışmalarınız
olacak mı?
Beyaz eşya pazarı, bünyemizde bulunan diğer elektronik ürünlerden kanal,
satış ve servis hizmetleri olarak tamamen farklı bir konumda yer alıyor.
Türkiye’de çok köklü beyaz eşya firmaları var. Ayrıca, üretim ve rekabet gücü
çok yüksek bir pazardan söz ediyoruz.
Tüketici memnuniyeti kriterleri, beyaz
eşya pazarında çok yüksek. Bu kriterleri tüketicilerimize aynı oranda sunmak
en önemli başarı faktörlerimiz içinde
yer alıyor.
Evlilik sezonunda özel olarak kurguladığımızve farklı fırsatlar içeren kampanya
paketlerimizle tüketicilerimizin yanında
oluyoruz. Evlilik hazırlığında olan çiftler
için, uygun bütçe seçeneklerine sahip
üçlü beyaz eşya ürünlerine yönelik bir
kampanya ile bu yaz döneminde de
avantajlı kampanyalar gerçekleştirdik.
Birçok çeyiz alışverişinde; Samsung
buzdolabı, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesinden oluşan paketlerimizin
tercih edildiğini de memnuniyetle gözlemledik.
- Küresel mevsim değişikliği, kavurucu yaz sıcakları olarak Türkiye’yi
de etkisi altına almaya başladı. Samsung Electronics’in Klima kategorisinde daha çok pazar payı hedefi var
mı?
2014 yılında tüketicilerimize; geçmiş
yıllarda satılan ürünlerden oldukça farklı ‘Üçgen Tasarımlı’ Samsung klimaları
sunduk. Sezonsal enerji verimliliğine
geçiş sürecinde on/off klimaların üretimi ve ithalatının yasaklanması sonucu, bütün ürünlerde inverter kompresör
kullanımı ile split ve salon tipi olmak
Röportaj
üzere 4 farklı seri lanse ettik. Bu seriler split klimalar için AR9000, AR7000
ve AR5000 serisi, salon tipi klima için
ise Q9000. Üçgen tasarım sayesinde,
klima iç ünitesine daha fazla hava girişi sağlanıyor, alınan hava iklimlendirilerek, daha yoğun ve güçlü bir şekilde odaya tekrar veriliyor. Böylece
aynı süre zarfında daha fazla miktarda
havayı iklimlendirerek çok daha hızlı,
verimli ve konforlu bir serinleme sunuyor. Ürün gamımızda bulunan tüm
split klimalar, sezonsal enerji verimliliğine uyumlu olarak tasarlandı. Premium serimiz olan AR9000 serisi, Wi-Fi
özelliği ile uzaktan kontrol edilebiliyor.
Bununla birlikte, üst segment ürünlerimizden AR7000 ve AR9000 seri klimalarımız, Virus Doctor (virüsleri-bakteri
ve alerjenleri etkisiz hale getirme özelliği) fonksiyonu ile tüketicilerimize daha
sağlıklı bir serinleme ortamı sağlıyor.
Ayrıca klimalarımız; nem alma, iki aşamalı hızlı soğutma, solo kullanıcı modu
ve ses seviyesini 16 dB’e kadar azaltan
sessiz mod’u ile tüketicilerimizin farklı
ihtiyaçlarına çözümler sunuyor.
Türkiye’de klima pazarı büyüme vaat
eden pazarlardan biri. Gerek iklim
koşullarının değişmesi,gerek tüketicilerin konfor beklentilerinin yükselmesi, pazarı büyütecek en önemli iki
unsur olarak göze çarpıyor.Akdeniz
ülkelerinde penetrasyon oranı %15-20
civarındayken,ülkemizde bu oran %10
civarında.Benzer iklim ve yaşama alışkanlıkları olan ülkelere göre bu oran
çok düşük ve yakın gelecekte klima
ihtiyacının ve sonucunda kullanımının
artmasını öngörüyoruz.Bunun yanı sıra
hibrit ve kapalı devre iklimlendirme sistemleri de yakın gelecekte büyüyecek
pazarlar arasında yer alıyor. Bu ürünler,
aynı zamanda çevreye duyarlı yapılarıyla dikkat çekiyor.
- Şirket, marka ya da ürünlerinizle ilgili ulaştırmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
Samsung olarak teknolojinin,
hayal gücüyle bir araya
geldiğinde insanların
hayatına anlam kazandırdığına
inanıyoruz.
Samsung olarak teknolojinin, hayal gücüyle bir araya geldiğinde insanların
hayatına anlam kazandırdığına inanıyoruz. Samsung’un teknolojideki bu
yaklaşımı, tüketiciye fayda sağlayan
yepyeni ürün ve hizmetler olarak geri
dönüyor. Samsung, özellikle Ar-Ge alanında çok önemli yatırımlar yapan bir
şirket. Bu nedenle de bugün son kullanıcıların ürünlerde görmek istediği tüm
teknolojik ve tasarımsal yenilikler ile en
yeni ve en ilgi çekici çözümleri, sektöre en hızlı şekilde sunabiliyor. Tasarım
alanında birçok ödül alırken, kullanıcılardan da büyük ilgi ve kabul görüyor.
Yenilikçi ve yüksek kaliteli ürünlerin
müşterilerde yarattığı memnuniyet demarka imajımızın hızla yukarı çıkması-
nı sağlıyor. Bu değerler doğrultusunda
sunduğumuz ürün ve hizmetlerle bir
süredir, birçok farklı kategoride pazar
lideri olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Samsung olarak sürekli inovasyon
yapan; insanların hayat kalitelerini ve
deneyimlerini zenginleştirmeyi, yaşamlarını renklendirmeyi ana hedefimiz yapan bir markayız. Samsung
Electronics’in gelecek on yıl için vizyonu, “Dünyaya İlham Ver, Geleceği
Şekillendir.” Samsung‘un bu amaçla
geliştirdiği cihazlar, sunduğu çözüm ve
teknolojiler, insanların hayata dair yenilikleri keşfetmelerini ve deneyimlemelerini mümkün kılıyor.
2015 için ajandamızın en önemli maddelerinden biri, hatta en önemlisi tüketici
nezdinde “lovemark” olarak konumlanmak. Geleceğe dair hedeflerimizi oluştururken; insanları ve kültürleri derinlemesine anlamaya çalışıyor; büyümeyi,
iş gelişimini ve yeni pazar oluşumlarını
yönlendiren teknolojinin etkisini her zaman göz önünde bulunduruyoruz.
marketing europe & anatolia / 19
Sita İletişim’de markanız değerlidir...
Sita İletişim 1993 yılından beri tam
ajan hizmeti vermeye devam ediyor.
• Reklam kampanyaları
• Reklam/tanıtım filmi yapımı
• Konsept oluşturma
• Etkinlik organizasyonu
• Fuar ve etkinlik için stant tasarımı
• Medya planlama ve satın alma
Tel: (0212) 274 85 75
[email protected]
www.sitailetisim.com
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
( kelebeğin
fırtınası)
Göğüs gösteren çorap reklamı!...
Her geçen gün artan saygı ve sevgiyle...
10 Kasım, Ulu Önder Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 76. Yılı. Kurduğu Cumhuriyet ve çağdaş bir ülke olma hayalini
korumak için her geçen gün daha fazla çaba harcıyoruz. Atam belki de yattığın yerde çok huzurlu değilsin,
ama bil ki yılmadık. Bu ülkede milyonlarca seveninle devrim ve ilkelerinin yılmaz bekçileriyiz...
Hüzün ayından herkese merhaba...
Burnumuzun dibinde yaşanan ve her gün izlediğimiz
savaş vahşeti, üst üste gelen maden faciaları, işçi ölümleri,
ülkemizin pek çok yerinde yaşanan karışıklık, güzel günler
yaşayacağımız konusundaki umudumuzu sarssa da,
güçlü olmaya çalışıyoruz. Etrafımız kararmaya başlasa
bile yüreğimizdeki umut çiçeğini öldürmemek lazım. Halen
madenden çıkarılamayan 18 vatandaşımıza bir an önce
sağ salim ulaşmalarını umut ediyorum. Umarım benim gibi
düşünen milyonlarca yüreğin bu dileği gerçek olur.
Geçen yıl Koç Grubu'nun 10 Kasım için hazırladığı
"Olmazsan olmazdık" reklamı çok beğenilmiş ve sosyal
medyada günlerce paylaşılmıştı. Bu yıl da Sabancı
Topluluğu'nun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için
hazırladığı güzel bir reklam filmi izledik. Kutluyorum.
Yemeksepeti'nin yeni reklamına bayıldım. Filmde evin
duvarına monte edilmiş onlarca telefon görüyoruz. Bunlar
nedir diye bakarken anlıyoruz ki her biri farklı bir restoran
için ayarlanmış. Oysa şimdi yemeksepeti.com sayesinde
tek bir yerden yüzlerce restorana anında ulaşıp sipariş
verebiliyoruz. Eskiden telefonla yemek sipariş etmenin ne
kadar zahmetli ve pahalı bir iş olduğunu anlatan filmde
adamın ropdöşambr detayı olayı daha da taçlandırmış :)
Güzel fikir, güzel yapım, güzel reklam. Tebrikler...
Türkiye'ye geldiğinden beri en iyi fiyatların kendisinde
olduğu mesajını iletmeye çalışan Media Markt bu kez
güzel bir kampanyaya imza atmış. Özellikle telefon,
bilgisayar, televizyon gibi teknolojik ürünler alırken kırk
yerden fiyat baktığımız halde hep ''acaba pahalı mı
aldım'' endişesi yaşarız. Media Mark bu hislerimize
tercüman olmuş. Reklamda 1 kadın + 1 erkek dizisinin
erkek kahramanı Emre Karayel teknoloji konusunda bize
yol gösteren #birdost olarak karşımıza çıkıyor. Emre
Karayel'in sempatik ve pozitif enerjisi, oynadığı dizideki
teknolojiden anlayan adam profili, bana hep soğuk gelen
Media Markt markasına sıcak ve dost bir hava katmayı
başarmış. Ne diyim beğendim valla:) Tebrikler...
Böyle güzel örneklerin ardından Penti'nin reklam Hadise'si
Ekim ayının en kötü reklamlamlarından biriydi bence.
Bir çorap reklamı için uzun boylu olmayan, kalın bacaklı
bir ünlüyü kullanmak kimin fikriydi çok merak ediyorum.
Reklamın müziğinde sürekli Penti sözcüğü geçmese bu
reklamı Hadise'nin yeni albüm lansmanı zannedebilirdik.
Penti çoraplarının sonbahar kış koleksiyonunu
göreceğimizi zannederken, sadece Hadise'nin kötü
oyunculuğunu ve nedense göğüs dekoltesini görmüş
olduk. Çorap reklamında neden daha çok sadece belden
üstü görüntüler var hiç anlayamadım. Reklamda ünlü
filmlerden akıllarda yer eden sahneler Hadise'yle yeniden
canlandırılmış. Örneğin Marilyn Monroe'nun Yaz Bekarı
filmindeki havalandırmayla uçuşan beyaz elbiseli efsane
sahnesinin Hadise'li versiyonu çekilmiş. Elbisenin uçuştuğu
bölümde çok kısa bir an bacaklar görünüyor. Ama özellikle
bacakların üst kısmının kalınlığı sahnenin bütün büyüsünü
yok ediyor. Tomb Raider Lara Croft canlandırması daha da
kötü. En başta da dediğim gibi prodüksiyon için uğraşılmış
ama reklam amacına ulaşmamış, gereksiz para harcanan
bir yapım olmuş.
Bu sayıdaki yazım Atatürk ile aynı günde, 10 Kasım'da
yaşamını yitiren, iyilik, güzel ahlak ve dürüstlük gibi
erdemlere sahip olmamızı sağlayan,canım babam için.
İyiki senin gibi bir babanın evladı olmuşuz.
Teşekkürler bize doğruları öğrettiğin için...
marketing europe & anatolia / 21
Röportaj
Schwarzkopf sekt
Schwarzkopf Professional
Genel Müdür
Viki Motro
Schwarzkopf ta Eczacıbaşı’na çok benzer şekilde
bir aile şirketi olarak küçük bir eczaneden doğdu.
1898 yılında Hans Schwarzkopf tarafından Berlin’de açılan bu
eczane daha sonra saçta uzmanlaşan büyük bir
kozmetik kuruluşu haline geldi ve bu uzmanlığının da etkisi ile
1995 yılında Henkel tarafından satın alındı.
Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
- Viki Motro kimdir, biraz kendinizden bahseder misiniz?
Eski adıyla Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ve ardından Boğaziçi Üniversitesi
İşletme Bölümünü bitirdim.
Üniversitedeyken arkadaşlarım arasında trend ya bankacı ya da reklamcı olmaktı. O dönem bu meslekler çok
revaçta ve yükselişte idi. Okuldaki son
senemde bir reklam ajansında part
time çalıştım. Bu tecrübe ne istediğimi
keşfetmemde faydalı oldu ve pazarlama konusunda kariyer yapmaya karar
verdim. Üniversiteden mezun olur olmaz da Eczacıbaşı İpek Kağıt’ta ürün
yöneticisi olarak işe başladım. İlerleyen
yıllarda önce Uzman Ürün Yöneticisi ve daha sonra hem İpek Kağıt hem
de Eczacıbaşı Girişim Pazarlama’da
pek çok farklı markadan sorumlu Pazarlama Müdürlüğü görevlerini üstlendim. Son olarak 7 yıl önce Eczacıbaşı
Schwarzkopf Genel Müdürlüğü görevine atandım. Ailem ve işim hayatımdaki
en önemli unsur. Bunun dışında kalan
zamanlarımda pilates ve yürüyüş yaparak spor yapmaya çalışıyorum. Arka
22 / marketing europe & anatolia
planda hafif tarih işleyen romanlar okumayı severim.
Hayata olumlu bakarım. Dolayısıyla
genelde epey neşeliyimdir. Çok sabırlıyımdır. Kolay pes etmem. Yeni şeyleri
denemeyi severim. Bu özel hayatımda
yeni yerler görmek, seyahat etmek olarak yerini buluyor. İşimde ise hep farklı
ne yapılabilirimi ararım.
- Schwarzkopf’un kuruluş hikayesini
kısaca anlatır mısınız?
Schwarzkopf ta Eczacıbaşı’na çok benzer şekilde bir aile şirketi olarak küçük
bir eczaneden doğdu. 1898 yılında
Hans Schwarzkopf tarafından Berlin’de
açılan bu eczane daha sonra saçta uzmanlaşan büyük bir kozmetik kuruluşu
haline geldi ve bu uzmanlığının da etkisi ile 1995 yılında Henkel tarafından
satın alındı.
Eczacıbaşı
ile
Schwarzkopf
Professional’ın yolları ne zaman keşişti, nasıl bir işbirliğiniz var?
Schwarzkopf ürünlerinin Türkiye’de
çok köklü bir geçmişi var. Eczacıbaşı
1950’li yıllarda Alman Schwarzkopf ile
lisans anlaşması yaparak İgora boya-
törünün öncüsü...
Röportaj
ları Türkiye’de üretip pazarlamaya başladı. Uzun yıllar boyunca yapılan yatırımlar ve doğru yaklaşımlarla Kuaför
ürünleri pazarında liderliğini sürdürdü.
Dolayısıyla Türk kuaförleri uzun yıllar
İgora markasını kullandı ve kalitesinden
memnun kaldı. Yıllar içinde bu başarılı
işbirliği gelişerek bir ortaklığa dönüştü. 1999 yılında Eczacıbaşı ve Henkel
Schwarzkopf arasında %50-50 ortaklığa dönüşen bu işbirliği markanın pazardaki yerini daha da sağlamlaştırdı. Bugün artık Türkiye’de üretim yapılmıyor
ama gelişen iş ortaklığı ile İgora boya
yanı sıra Bonacure saç bakım ürünleri, Osis şekillendiriciler gibi bir kuaförün
gereksinimi olan pek çok marka ve ürün
kuruluşumuz tarafından Almanya’dan
ithal edilerek satışa sunuluyor.
Schwarzkopf
Professional’ın
Türkiye’de satışa sunduğu ürünler
nelerdir?
Schwarzkopf Professional markası, sadece kuaförlerin kullanımı ya da salondan satışı için tasarlanmış profesyonel
ürünleri kapsamaktadır. Markamızın
en önemli özelliği sadece saç üzerine uzmanlaşmış olmasıdır. Kuaförler
için kuaförler tarafından geliştirilmiş bir
ürün portföyümüz vardır. Başlıca kate24 / marketing europe & anatolia
Schwarzkopf sadece saçtaki
uzmanlığı ile sektöre pek çok
ilkler sunan bir kuruluş
olmuştur.
gorilerimiz salondaki teknik uygulamalara yönelik boya, açıcı ve uygulamayı
tamamlayan teknik ürünler, perma ve
saç düzleştirme ürünleri, saç şekillendirme ile saç bakım ürünleridir. İşimizin
yoğunluğu kadın kuaförlerini içermekle
birlikte, erkek kuaförlerinin kullanımına
yönelik, saç renk karma, şekillendirme
ve erkek saç bakımına yönelik özel serimiz de bulunmaktadır.
- Schwarzkopf’un sektöre kazandırdığı ilkler nelerdir?
Schwarzkopf sadece saçtaki uzmanlığı
ile sektöre pek çok ilkler sunan bir kuruluş olmuştur. Daha 1908’lerde ilk toz
formatında şampuan ile bu pazarın liderliğine soyunmuş, daha sonra ilk sıvı
şampuan, ilk bitkisel saç bakımı, soğuk
perma, alkali içermeyen şampuan gibi
pek çok buluşa imza atmıştır. Profesyonel saç bakımı alanında da ilk kuaförlere yönelik araştırma ve danışma
merkezini 1927’de kurmuştur.
- Rekabet açısından çok fazla oyuncunun bulunduğu saç bakımı ve
renklendirme sektöründe markanızın konumunu değerlendirir misiniz?
Schwarzkopf Professional olarak kuaför ürünleri sektöründe uzun yıllardır
liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu başarıda kuaförün ürün kullanımında büyük
payı olan renklendirme konusundaki
başarılı ürün ve çalışmalarımız önemli
rol oynuyor. Tabii bizim sektördeki başarımız sadece üstün kaliteli ve öncü
ürünler sunmaktan geçmiyor. Bu ürünleri kullanırken gerekli salon ekipmanını da temin ediyoruz. Tasarım ödüllü
ekipmanlar ile işin kalitesinin artmasına yardımcı oluyoruz. Sektörün ve
kuaförlerimizin gelişimine yönelik pek
çok teknik, işletme bazlı ya da kişisel
gelişim içerikli eğitim programları sunuyoruz. Saç ve moda ve trendlerini
izliyor, kuaförlerimizle buluşturuyoruz.
Her yıl sonbahar-kış ve ilkbahar-yaz
olmak üzere iki dönem yayınlanan çok
kapsamlı Essential Looks çalışmamız
kuaförlerimize ilham kaynağı oluyor.
Yurtdışı organizasyonlarımız ile dünya
kuaförleri ile buluşup bilgi ve deneyim
paylaşımına olanak sağlıyoruz.
Röportaj
- Kurumsal iletişimin başarıya ulaşması için sizce en önemli faktör nedir?
Kurumsal iletişimin altın kuralının samimiyet olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarınız ve yaptığınız işler ile iletişim
stratejinizi yaşatıyorsanız müşterileriniz
bunu anlar ve hedeflediğiniz kitle peşinizden gelir.
- Tüketici güveni ve sadakatini sürdürülebilir şekilde sağlamak için nelere özen gösteriyorsunuz?
Biz kuaförlerimiz ile saça olan tutkumuzu paylaşıyoruz. Kuaförü odağa olan
bir iş modeli ile çalışıyoruz
En başta ürünlerimizin kalitesine güveniyoruz. Kuaförlerimizin bu üstün
ürünleri en iyi şekilde kullanmalarını
sağlamak birinci hedefimiz. Bu amaçla
Istanbul merkezli Akademimizde teknik
uzmanlarımız kuaförlere yönelik pek
çok eğitimi veriyor. Bu uzmanlar tüm
Türkiye’yi dolaşarak kuaförlerimizi ziyaret ediyor, onlara salonlarında destek
oluyor. Bu yakın iletişim ve destek bizi
rakiplerimizden farklılaştırarak müşteri
sadakati sağlamamızda önemli rol oynuyor. Her tür kanalı açık tutarak müşterilerimizin sorularını en kısa sürede
cevaplamak ana prensibimiz.
- Schwarzkopf Professional’ı Türkiye
pazarında başarıya taşıyan kişisel altın kurallarınız var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
Eczacıbaşı Schwarzkopf pazardaki
köklü geçmişi, yaygın dağıtım gücü ve
ürünlerinin kalitesi ile yıllardır kuaför
sektörünün saç boyası lideri oldu. Ne
yazık ki pazar payında lider olmak müşterileriniz tarafından lider olarak algılanmanızı garantilemiyor. Biz bunu dikkate
alarak yola çıktık. Sektörün ileri gelen
kuaförlerini müşteri portföyümüze kattık. Dünya trendlerini etkileyici tanıtım
ve eğitimlerle Türk kuaförünün ayağına
getirdik. Boyanın yanısıra bakım kategorisindeki konumumuzu da güçlendirdik ve işimizi büyüterek profesyonel saç
Biz kuaförlerimiz ile saça olan
tutkumuzu paylaşıyoruz.
Kuaförü odağa olan bir iş
modeli ile çalışıyoruz.
bakım ürünleri kategorisinde liderliği
ele geçirdik.
Bundan sonraki hedefimiz ürünleri, ekibi ve hizmetleri ile kuaförlere ilham ve
heyecan veren bir kuruluş olmak. Bu
da bizi sektörün öncüsü ve imaj lideri
koltuğuna sağlam bir şekilde oturtacak,
hedeflediğimiz daha hızlı büyümeleri
gerçekleştirmemizi sağlayacak. Herşeyin çok hızlı değiştiği, ürün ve hatta
hizmetlerin birbirinden farksız hale geldiği yeni iş ortamında değil müşteri, çalışanları bile elde tutmak çok zorlaştı.
Dış çevre ne kadar değişse de, müşteriler de çalışanlar da başarı ve büyüme
arzusunun işe yansıtılabildiği kuruluşlarla birlikte olmak istiyor. Biz o yüzden
büyümeyi önceliğimize aldık. Bu tutkumuzu işimize yansıtmaya çalışıyoruz.
Zaten severek ve tutku ile yapılan işlerin başarıya ulaşmaması mümkün değil. Bir de tabii fark yaratmak için neyi,
nasıl daha farklı yaparızı sürekli sorgulamak önemli.
Eczacıbaşı Schwarzkopf için çizdiğimiz
vizyon ‘’kuaförün en heyecan verici iş
ortağı olmak’’. Hedefimiz müşterileri-
mizi taraftarlara dönüştürmek. Yani sadece akıllarını değil kalplerini de fethetmek istiyoruz.
Bunu gerçekleştirmek için müşteri merkezli iş ortaklığı yaklaşımımızı kullanıyoruz. Beş alanda müşterilerimizle
beraber çalışıyor onları destekliyoruz.
İnovatif ürünler ve hizmetler, kuaförün
satış ya da hizmetini geliştirecek destekler, kapsamlı ve kolay ulaşılabilir
eğitim programları, ilham veren moda
trendler ve müşterilerle beraber başarının kutlanması.
- Son olarak malum kış ayları başlamak üzere, saçlarımızı kışın soğuk
ve rüzgarına karşı nasıl koruyabiliriz? Okuyucularımız için küçük ipuçları alabilir miyiz?
Kışın soğuğu ve rüzgar saçlarımızı
kurutabilir. Bu durumda BC Bonacure
nem serisini kullanmanın faydası görülecektir. Kış mevsiminin dış etkenleri özellikle boyalı saçlarda da olumsuz
etkiler yaratabilir. Yine BC Bonacure
renk koruma serisinin kullanımı rengin
korunmasında destek olacaktır. Soğuk
rüzgar hava kirliliği gibi dış etkenlere
maruz kalan saç canlılığını ve parlaklığını yitirebilir. Saçın doğal parlaklığını vermek rengi korumak için BC renk
koruma ışıltı serumunu öneririm. Ayrıca
her saç tipine uygun farklı çeşidi ile BC
oil miracle saçın matlaşmasını engelleyerek ağırlık yapmadan parlaklık verir.
marketing europe & anatolia / 25
Reklam Dünyası
Reklam Özdenetim Kurulu 20.yılında...
Avrupa Reklam Standartları Birliği (EASA) çatısı altında
Türkiye reklam sektörünü Avrupa’da başarıyla temsil eden
Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK), kuruluşunun 20’nci yıldönümünü düzenlenen bir gala gecesiylekutladı. Ayrıca, 20.
kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında, 22-23 Ekim tarihlerinde
EASA Toplantısı’naİstanbul’da ev sahipliği yaptı.
Reklam Özdenetim Platformu Başkanı Ahmet Pura,
RÖK’ün, Türkiye’de 20 yıldır varlık gösteren, birçok Avrupa
ülkesinden önce bu alanda bir özdenetim yapılması gereğine inanmış bir kurul olduğunu vurguladı.
Pura, şu değerlendirmeyi yaptı:
“RÖK kuruluşundan bu yana reklam sektörünün tüketicinin
korunması yolunda sorumluluk bilinciyle hareket etmesini
sağlayan etik bir platform olarak hizmet veriyor. Pazarlama
iletişiminin evrensel bir anlayışa dayanarak yürütülmesi,
özdenetim bilincinin yerleştirilmesi konusunda çaba sarf
ediyor. Türkiye’nin görüşlerini, Türk reklamcılık sektörünü
ve özdenetim mekanizmasının işleyişini RÖK vasıtasıyla
bulunduğumuz her platformda aktarmayı görev kabul edinetimin Avrupa çatı kuruluşu olan EASA’nın bir üyesi olarak
yoruz. RÖK, EASA platformunda önde gelen üyelerden birimisafirlerimizi evimizde ağırlamanın mutluluğunu yaşıyodir. 2004’te Best Practice Award ödülüne layık bulunmuştur.
ruz.”
Hem kuruluşumuzun 20nci yılını kutlamanın hem de özde-
ING Emeklilik konkuru sonuçlandı...
Türkiye’nin önde
gelen
bireysel
emeklilik ve hayat sigortası şirketlerinden ING
Emeklilik,yoğun
bir
sürecin
ardından,reklam
faaliyetleri
için
McCannİstanbul,
medya
planlama ve satın almaçalışmaları
içinise Universal
McCann şirketleriyle iş birliği yap-
ma kararı aldı.
Global ajansların davet edildiği ve üçaşamalı olarak gerçekleşen reklam ajansı konkuruna 7 ajans katıldı. Bir ay boyunca devam eden süreçte ikinci aşamaya 4,finale ise 2 ajans
kaldı. Finale kalan ajanslar arasından seçilen McCannİstanbul, ING Emeklilik’inmarka konseptinin yaratılması ve gelişti26 / marketing europe & anatolia
rilmesi, marka stratejisinin belirlenmesinden sorumlu olacak.
Ayrıca şirkete, çizgi altı ve çizgi üstü reklam hizmeti verecek.
ING Emeklilik, medya planlama ve satın alma konkurunuiseiki aşamalı olarak gerçekleştirdi. 2,5 ay süren ve 4 ajansın
katıldığı konkurda finale kalan 2 ajans arasından iş ortaklığı
için Universal McCanntercih edildi. Universal McCann, önümüzdeki dönemde medya ve planlama stratejilerinin geliştirilip medya satın alma faaliyetlerinin yürütülmesi konusunda
ING Emeklilik’edestek verecek.
ING Emeklilik’in önümüzdeki dönemde müşterilerine NN Hayat ve Emeklilik markasıyla hizmet vereceğini hatırlatan Marka ve İletişim Müdürü Gökçe Kaya, bu dönüşüm sürecini en
doğru ve verimli şekilde geçirmek amacıyla yeni reklam ve
medya planlama şirketleriyle devam etme kararı aldıklarını
söyledi. Kaya, “Konkur sürecinde tüm ajansların bizimle birlikte aynı heyecanı paylaştığını ve çok başarılı projeler dinlediğimizi ifade etmek isterim. Seçilen ajanslar ise stratejik ve
kreatif açıdan markamızı en iyi şekilde anlayan ve önümüzdeki marka dönüşüm sürecini en doğru şekilde yürüteceğine
inandığımız ajanslar oldu. Yeni ajanslarımızla birlikte marka
değerlerimizi en uygun biçimde yansıtacak çalışmalara imza
atacağımıza inanıyoruz.” dedi.
Reklam Dünyası
Metin Arayo desiBel Ajans’ta...
Bir süre önce Cohn&Wolfe İstanbul’un Genel Müdürü Etel
Aelyon’u PR’dan sorumlu Genel Müdür olarak transfer eden
desiBel Ajans, reklam departmanını da güçlendiriyor. Reklam ve tasarım dünyasının 16 yıllık deneyimli ismi Metin Arayo, desiBel Ajans Reklam Genel Koordinatörü olarak çalışmaya başladı. Profesyonel hayatında son olarak M.A.R.K.A.
Ajans’ta Sanat Yönetmeni olarak çalışan Metin Arayo, 16
yıllık meslekhayatında bugüne kadar çok sayıda yaratıcı çalışmaya imza attı. Mimar Sinan Üniversitesi MimarlıkFakültesi mezunu olan Arayo’nun geliştirdiği ve tasarladığı web
siteleri ve mobil uygulamalar dışında, Loreal, Vichy, Turkpetrol, Turkcell, Özdilek, Fructis, Superonline, E-kolay, Vestel,
Yataş, Porsche, Audi, Siemens, Net Mimarlık, Alpet, Harvey
Nichols, Atlas Jet, Kızılay, Aromel, Derimod gibi pek çok
marka için yaptığı başarılı reklam ve kampanya çalışmaları
bulunuyor. Arayo, ileri derecede İngilizce ve orta düzeyde
İspanyolca biliyor. 2013 yılıbaşında Mustafa Kutlay, GökayÇako, Burak Korucu ve Atıl Ünal tarafından kurulandesi BelAjans, etkinlik, reklam ve PR’dan oluşan ‘360 derece’ yaklaşımı ve 60’a yakın çalışanı ile kısa süredeTürkiye’nin önde
gelen iletişim ajanslarıarasına girdi.
Felis Ödülleri’nde geri sayım başladı...
Yaratıcılık, Dijital, Medya ve PR bölümlerine toplam 1.800
projenin başvurduğu Felis Ödülleri için heyecanlı bekleyiş
sürüyor. Ödüller, 4- 5 Kasım 2014 Salı ve Çarşamba akşamı
İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak törenle sahiplerini
bulacak.
Projeler; Yaratıcılık/ TBWA\ISTANBUL CCO’su İlkay Gürpınar, Dijital/ C-Section Ajans Başkanı Enis Orhun, Medya/ P&G Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu ve PR/ Zarakol
İletişim Ajans Başkanı Necla Zarakol’un jüri başkanlığında
olmak üzere toplam 77 kişilik ekip tarafından titizlikle değerlendirildi.
Bu yıl dokuzuncu kez düzenlenen Felis Ödülleri; reklam endüstrisinde gerek medya planlama ve satın alma fonksiyonunun, gerekse yaratıcılığın önemini, reklamın başarısındaki
rolünü vurgulamak, bu fonksiyonun gelişmesine, ilerlemesine katkı sağlamak, bu alanda faaliyet gösteren tüm ajansların ekiplerini motive etmek ve başarılarını belgelemek, ödüllendirmek ve onurlandırmak amacıyla düzenleniyor.
marketing europe & anatolia /27
Röportaj
Aslolan bilgi ve tec
te
Reklam Filmi Yönetmeni
Orhan Cesur
Sinema sanatınının tüm tekniğini, anlatım tarzlarını,
sinema dilini, sinemanın uzamını reklam filminde de kullanırız
doğal olarak, buraya kadar herşey tamam
ama en önemli fark reklamın bir sanat dalı
olmadığından dolayı “edilgen” bir yapıda olmasıdır...
Ve tabii ki bu işin içinde olan herkes ve yönetmen de dahil olmak
üzere “edilgen” durumdadır...
Röportaj Elvin Ekşioğlu / [email protected]
- Reklam filmi yönetmenliğinin genel
olarak film yönetmenliğinden farkları
neler?
Aslında film ve yönetmenlik dediğimizde
oldukça geniş bir üst kavramdan
sözetmiş oluyoruz çünkü çok değişik
film türleri var ve hepsindeki yaklaşım,
işleme düzeneği oldukça farklı tabii ki..
Ama illa bir genelleme yapacak olursak “reklam” mantık olarak bu genellemenin oldukça uzak uçlarında durmakta bence. Sinema sanatınının tüm
tekniğini, anlatım tarzlarını, sinema dilini, sinemanın uzamını reklam filminde
de kullanırız doğal olarak, buraya kadar herşey tamam ama en önemli fark
reklamın bir sanat dalı olmadığından
dolayı “edilgen” bir yapıda olmasıdır..
Ve tabii ki bu işin içinde olan herkes
ve yönetmen de dahil olmak üzere
“edilgen” durumdadır. Çünkü reklam
reklamveren diye adlandırdığımız mal
veya hizmet üretenlerin malını veya
hizmetini satabilmek,markasını daha
geniş kitlelere duyurabilmek için tercih ettikleri pazarlama stratejilerinden
biridir,haliyle reklam filmi de bu strate28 / marketing europe & anatolia
jini içerisinde yer alan mecralardan
biridir... Yani kısaca reklam en baştan
somut, reel, iktisadi faydalar gözetilerek
konuşlandırılan bir faaliyettir... Sinema
sanatına değinecek olursak tam tersi
bir gözlem mevcuttur burada, filmcilikle
ilgili saydığımız tüm unsurlar “edilgen”
değil belirleyen, stratejyi oluşturan ve
insanlara bir mal ya da hizmet değil bir
duygu ve an-ı duyumsatmaya çalışan
kişiler durumundadırlar... Bu da daha
baştan 180 derece farkı zaten bize göstermektedir.
- İşinizi yaparken, reklam mesajı ve
sanatsal kaygı arasındaki dengeyi
nasıl sağlıyorsunuz?
Sanat yaparken taşıdığınız estetik
kaygı aynı zamanda biçemlediğiniz
eserin sanatsal etiğini de taşımaktadır
ister istemez. Reklamda ise böyle
bir kaygı mevcut değildir, nedeni de
reklamın daha en baştan somut bir ürün
ya da hizmetin algı yönetimine ilişkin
stratejiler üzerinden oldukça kısıtlı
bir
emprovizasyon alanı bırakarak
(hatta çoğunlukla hiç bırakmadan)
salt bir sonuç beklentisinin olmasıdır...
crübedir...
ecrübedir...
Röportaj
Tabii ki bir reklam filmi çekerken size
verilmiş conseptin içerisinde kısıtlı da
olsa emrovizasyonunuzu yaparsınız
yönetmen olarak, en iyi estetiği, ışığı,
kurguyu, special effecti kullanmayı
tercih edersiniz mesele burda değildir
zaten, mesele dediğim gibi işin ta en
başındaki kavram farklılığındadır. Burada yönetmenin sinemasal duyumu,
eğer çektiği reklam filminin consepti
ve senaryosu da uygunsa biraz daha
değer kazanabilir ve en azamide sanatsal kaygı gözeterek çekebilir filmini,
ama bu da nadiren olabilen tüm stratejilerin ve conseptin bu yönde olması
halinde geçerli birşeydir...(Baksanıza
soruya cevap verirken bile bir özlem
olarak ifade etmişim :)) )
- Teknolojinin hızlı gelişiminin
ardından piyasada yoğunlaşmaya
başlayan yetkin olmayan yönetmenler ve ekip tercihleri sektörü nasıl
etkiler?
Olumsuz etkilemiyor bence, çünkü giderek compact bir hal almaya başlayan
30 / marketing europe & anatolia
Yönetmenin
sinemasal duyumu,
eğer çektiği
reklam filminin consepti
ve senaryosu da
uygunsa biraz daha
değer kazanabilir.
teknolojik düzen ciddi bir zaman
kazanımı getiriyor en başta, birşeylerle
ilgili çalışırken zaman eskiye göreceli daha fazla yanınızda şimdilerde..
Örneğin yıllar öncesinde film, sonraları
kaset, dvd, harddisk olarak çalıştığınız
formatlar (iş yapma ya da yayın sürecinde) artık yok ve bir şeyi masada
tamamladığınız anda internet üzerinden digital veri olarak anında herkese
ve her yere gönderebiliyorsunuz... Bu
muhteşem bir kazanım bence... Aynı
şey sette çalışırken, post production
aşamasında ya da sound aşamasında
da geçerli, müthiş bir zaman kazanımı
var buralarda da... Teknolojinin zamansal yönden kazanımının yanı sıra bir
de yaratıcı noktalarda inanılmaz katkısı
var bence. Ham olarak çekip elinize aldığınız bir görüntünün üzerinde
sınırsız oynama imkanları oluşması,
compositing işinin süper boyutlara
gelmesi, geçmişte kafanızda düşünüp
de yapması imkansız uçmayalım
dediğiniz hemen hemen herşeyin
yapılabilir olması yaratıcılığa katkısıdır
teknolojinin...
Ama burada atlamamamız gereken
çok önemli bir nokta, bu sınırsız işlem
yapabilme olanakları içerisinde en iyisini, güzelini, yakışanınını, doğru mesaj
iletenini bulma yeteneği ve deneyimi
tabii ki... Teknolojinin getirileriyle birlikte doğal olarak çok daha fazla genç
insan sektöre yöneliyor ve burada bir
mücadelenin içerisine giriyor... Bu normal birşey ama biraz önce belirttiğim
yetenek ve özellikle deneyim bu noktada onanmaz bir biçimde kendini
Röportaj
gösteriyor tabii ki, bunun eksikliğinin
getirmiş olduğu handikaplar yapılan
iş sonuç olarak ortaya çıktığında ciddi şekilde alarmlar verebiliyor çoğu
zaman...Önemli olan bu handikaplı
durumların reklam sektörü içerisinde
işveren konumunda bulunan yetkinler tarafından algılanmasıdır bence...
Yaratıcı genç insanların deneyimli ama
belli bir doygunluğa ya da algı kapasitesine varmış insanlardan çağı algılama
noktasında mutlaka bir farkları, artıları
vardır, bunu da destekliyorum ayrıca
ama bu “genç, şahane, canavar gibi,
acaip tarzı var v.s şeklinde içi doldurulmadan tezahüratla desteklenip insanlar gaz verilerek içi doldurulmadan
ortaya sürüldüklerinde hüsran sonuçlar
görüyoruz çoğunlukla (gençler beni
mimleyecek :))) )..
Tüm bu lafazanlığı şöyle noktalayalım
isterseniz; genç, çağı bizlerden
daha fazla algılayan, buna göre tarzlar oluşturan, teknolojiye çok hakim
arkadaşlar bir şeyi unutmamalı bu
olanakları onlara sunanlar kendilerin-
Sakın dinazor yerine
koymayın tam tersi usta çırak
ilşkisine girmeye çalışın.
den bir önceki jenerasyondur... Sakın
dinazor yerine koymayın tam tersi
usta çırak ilşkisine girmeye çalışın ki
bu müthiş zekanız ve dinamizminiz
güzel deneyimlerle pekişsin :))))
- Mesleğe başlama ve bugünlere
geliş öykünüzü kısaca anlatabilir
misiniz?
Sektöre girişim ‘80 lerin ilk yıllarında
çok genç yaşlarda oldu. Eski
zamanların adamıyım ben 35 mm nin
o güzel, dokunaklı, organik dünyasının
içerisinden geldim bugünlere...Ve bunu
yaşamış olduğum için kendimi çok iyi
hissediyorum...Kurgudan
geldim,o
zamanlar birkaç tane film stüdyosu vardı sadece, elde olan şeylere
teknoloji denemezdi bile çünkü çok
eski yıllardan kalmış bir yapıydı...
Fakat bu hengamenin içerisinde işte o
ustalık, kişinin bir işe % 100 katlısı gibi
şeyler sözkonusuydu ve bu da benim
meslekte yetişme döneminde çok
önemli şeyleri öğrenmemiş keşfetmemi
sağladı... 7-8 yıllık bir kurguculuk
serüveninin ardından yönetmenliğe
marketing europe & anatolia /31
Röportaj
geçtim, yani estetik algım ve biçemlemem kurgudan gelişti... Kurguculuğun
son birkaç yılında artık setlerde süpervizor olarak bulunuyor ve setleri çözmeye çalışıyordum... Önemli insanlardan önemli kazanımlarım oldu ki
en başta Sayın Alinur Velidedeoğlu
gelmektedir. Rejiye geçtiğimde sektörde piyasa tabiriyle bu işin babaları
vardı çoğunlukla ve ortaya çıktığımda
bu şahane adamların arasında buldum
kendimi, bu size yaptığınızı hep bir-iki
adım önde yapmaya zorlayan bir durumdur ki ben bunu hala şans olarak
adlediyorum...Uzun yıllardır süregelen
reklam film yönetmenliği sürecimin
yanısıra dizi yönetmenliği, akademi
hocalığı, bir dönem de tiyatro yaptım...
Hepsi bir katkı ve deneyim bence bir
yönetmende olması gereken... Çok
sayıda çekilen reklam filmi, iyi olan
32 / marketing europe & anatolia
Yönetmen bilinen reel dünyayı
filmin uzamsal anlatımı
içerisinde “yeniden çizer”,
bu da o reel dünyayı
olabildiğince çok yönüyle
bilebilmekten geçer...
bazılarına ödüller v.s gibi bugüne kadar
süregelen ve halen devam eden bir akış
benimkisi, çok heyecen verici, çok renkli bir iş benim için reklam filmleri çekmek..Ta ilk baştan bugünlerde yayına
giren Keskinoğlu Lansmanlarına kadar
hep aynı coşkuyu yaşadım açıkçası...
Her zaman keyif alarak yaptım ve şükür
ki bugüne kadar hiç bir işim reklamcı
tabiriyle “ çöpe atılmadı”..:))
- Yönetmen olmak isteyen gençlere
tavsiyeleriniz nelerdir?
Filmci ve özellikle yönetmen olmak
isteyen gençlere şunu söyliim özellikle,
set biter herkes gider aradan uzun
süreler geçer yönetmen hala elindeki
işle uğraşmaktadır, iyi düşünün bir derim :))..Espri bir yana yönetmenlik ister
sinemada iste reklamda çok ciddi bir
bilgi birikimi, mesleki birikim ve müthiş
bir özveri istiyor...Unutmamak lazım ki
bir sete girdiğinizde onlarca belki yüzlerce kişi sizin kafanızda oluşturup
ağzınızdan çıkartacağınız bir kelimeye
endekslidir.. Böylesi bir sorumluluk da
çok önemli özellikler taşımayı gerektirir...Yönetmen bilinen reel dünyayı
filmin uzamsal anlatımı içerisinde
“yeniden çizer”, bu da o reel dünyayı
olabildiğince çok yönüyle bilebilmekten geçer... Biriktirecekler hem de çok
fazla,okuyacaklar,s inema birikimi yapacaklar, en önemlisi deneyim kazanacaklar... yoksa bir iki tesdüfi başarıyla
kaybolup giderler. Özellikle profesyonel
sektörler acemilik ve hata kaldırmaz...
Salt reklamcılık açısından da ayrıca
bakacalk olursak çok ciddi bir işletme,
pazarlama ve strateji bilgisi gibi dallar,
sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlerden
haberdar olmaları gerekiyor. Çünkü
en başta dediğim gibi reklam filmi ve
reklamcılık tamamiyle profesyonel bir
iş ve ciddi bilgi birikimi gerektiriyor..
- Sizce bir yönetmen nelerden beslenir?
Yönetmen, olan herşeyden beslenmek zorundadır ayırdetme lüksüne
girmeden...Çünkü her an her türlü senaryo ya da consept gelebilir önüne...
Günü ve çağı çok iyi takip etmek,
örnekleri önemsemek, olan biten
herşeyden haberdar olmak gerekliliktir..
Bunu da hem kendi profesyeneyonelliği
açısından mesleki takip, hem de iş
profesyenelliği açısından kültürel takip
yaparak sağlayabilir...
- Sizi en çok heyecanlandıran işlere
örnek verebilir misiniz?
Uzun yıllar ve çok sayı olunca isim
Röportaj
vermek biraz zor tabi ama genelde
imaj filmleri, iyi consepte sahip lansman kampanyaları, senaryo akışında
doğal insan ilişkileri olan filmler benim
için daha keyif verici olmuştur...Aklıma
gelenler uzun yıllar çektiğim ve ödüller aldığım Beko kampanyaları, Dünya
altın konseyinin ilk sırada tercih ettiği
yönetmen olduğum Atasay altın ve
diğer mücevher filmleri, Keskinoğlu
kampanyaları geliyor aklıma...
- Yapım şirketi, ajans, müşteri ve
yönetmen denkleminde ideal denge
ve iş süreci sizce nasıl olmalı?
Öncelikle reklamveren dediğimiz eski
tanımıyla reklam müşterisi birşey yapacak ki geri sayılanlara iş gelsin...Ajans
çok önemli burada çünkü reklamverene
karşı masanın bu tarafında, ama yapım
ve yönetmene karşı da öbür tarafında
yer almak gibi bir aksiyonu sözkonusu
dolayısıyla bu dengeyi en çok tutturmak
İmaj filmleri,
iyi consepte sahip lansman
kampanyaları, senaryo akışında
doğal insan ilişkileri olan
filmler benim için daha keyif
verici olmuştur...
zorunda olan nokta ajans...Ajansta bilgi
birikimine sahip, yaratıcı ve müşterisini
iyi analiz etmiş kişilerin varlığı işin
işleyişini kolaylaştırarak, kargaşadan
keyifli bir çalışmaya çeviriyor bence...
Yapım şirketi için de geçerli aynı ekip
anlayışı ajansı ve müşteriyi tartmış,
çözümlerini üretmiş, algısı ve enerjisi yüksek, birikimli insanların olduğu
bir noktadır yapı firması kanımca...
Yönetmenin ne olması gerektiğini bir
çok yerde ifade ettim zaten...İşin olma
sürecinde konunun yapısından dolayı
yaratıcı insanların bazı içiçe geçişler
yaşanaması oldukça doğal bir şey, işte
bu noktada profesyonellik devreye giriyor ve bütün bu geçişleri yumuşatıyor
bence...Ama izlenmesi gereken yol
derseniz evet; reklamveren gereken
açıklıkta brifini verdikten sonra çok
da ters birşey olmadığı sürece ajansa
inanmak ve istediği işi bilenlere teslim
etme durumundadaır... Aynı şekilde
ajans da gereken açıklıkta brifini verdikten sonra yönetmenin yorum ve insiyatifine çok da müdahil olmamalıdır
bence, işin sağlığı açısından çok önemli
bu..Gereken önlem ve bilgi akışları zaten onlarca defa yapılan ve çok şeyin
çözüldüğü ppm lerde belirlenmiş oluyor, sonraki aşamada yapım ve yönetmeni işlerini yapmaları için biraz rahat
bırakmak lazım diyorum, yoksa bazen
setler ajansların oyun alanı haline gelebiliyor, nadiren de olsa :))...
marketing europe & anatolia /33
Köşe
( retorik)
Abdullah Ekşioğlu / [email protected]
Geri zekalı zenginlerin ülkesi...
Ortalıkta birsürü zengin, bol paralı geri zekalı var.
Nereden mi biliyorum, anlatayım:
Şimdi bütün bunların tüketiciyi neden ilgilendirdiğini
sorabilirsiniz.
Şu anda ülkemizin heryerinde lüks gökdelenler, konutlar,
ofisler harıl harıl inşa edilmiyor mu, ediliyor. Peki bu
daireler, ofisler milyon dolarlık bedellerle peynir ekmek
gibi satıyor mu, satıyor. İşte bu binaların çoğundan
daire ya da ofis alarak yatırım yapan geri zekalılardan
bahsediyorum. Kurallara uygun üretilmiş binaları, onların
müteahhitlerini ve müşterilerini ayrı tutarak yazıyorum.
Eğer, bir müteahhit iş güveenliğinden, işçi maliyetinden
insan hayatını hiçe sayarak çalıyorsa, o milyon dolarlar
ödeyerek aldığın dairenin malzemesinden çalmadığını
düşünmek tam anlamıyla geri zekalılıktır.
Yazının başında da belirttim. İnsan hayatını hiçe sayarak
tasarruf edeceğim diye işçiden çalan bir müteahhidin,
binanın malzemesinde de aynı tasarruf endişesiyle
çalmadığını düşünmek mümkün değildir.
Bu geri zekalılar bir daire alacakları zaman ne kadar rant
getireceği dışında hiç bir kriteri ele almazlar.
- Bu bina ne şartlarda yapıldı?
- Taşeron işçiler mi kullanıldı?
- Sigortalı işçiler mi kullanıldı?
- Ne sıklıkta denetlendi?
- Mühendis, mimar yapım aşamasında operasyonu
denetledi mi?
- İşçilerin sosyal hakları, paraları ödendi mi?
- Ne tür malzeme kullanıldı?
- Hangi yapım teknikleri uygulandı?
- İş güvenliği yatırımları yapıldı mı?
- Proje hangi labratuvarlarda denetlendi?
- Yapım aşamasında kaç kaza meydana geldi?
- Yapım sürecini hangi bağımsız kurumlar denetledi?
- İşçiler hangi sendikada örgütlüydü?
- Binanın yapımında çalışan işçilerin sosyal, ekonomik
durumları hangi seviyede?
Bugün belki parası çok olduğu için o işçinin hakkını,
güvenliğini hiç düşünmeyen bu paralı geri zekalıların,
yaşamlarını aynı vicdansız hırsıza emanet ettiklerini
unutmamaları gerekir.
Çok parası olmak tabii ki kötü birşey değil. Lüks daireler
satın alınmasına da bir diyeceğim yok. Ancak tüketici
bir ürünü alırken tüm bunlara dikkat etmiyorsa kendi
güvenliğini de riske atıyor demektir.
Üstelik bu sadece lüks konutlar alanlar için geçerli değil.
Gıdada, tekstilde, otomobilde aklınıza gelen her tüketim
maddesinde aynı hassasiyeti göstermiyorsak, işçiler
benim sorunum değil diyorsak kendi kendimize gol
attığımızı da unutmamamız gerekir.
Ne yasal düzenleme, ne denetim hiçbir tedbir tüketicinin
bilinçli davranışından daha etkili olamaz. İşçi ölümlerini
engellemenin en önemli kalemi tüketici bilincini
oluşturmakla mümkün olacaktır. Yoksa kimse kusuruma
bakmasın. Bu duyarsızlığa söylenebilecek en hafif
tanımlama geri zekalı tanımlamasıdır.
Ben hafif olanı yazdım. Ağır olanı siz takdir edin.
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Bien, doğayı evinize taşıyor...
Ürünlerini doğadan ilham alarak tasarlayan Bien yeni reklam
filminde de vahşi doğanın güzelliklerine yer veriyor. Çekimleri Güney Afrika’da gerçekleştirilen reklamın yıldızı bir Bengal kaplanı.
Vak’a reklam ajansının imzasını taşıyan spotun şarkısınıAylin Aslım seslendirdi. Ekim ayı itibarıyla televizyon kanalları
ve sosyal medyada yayınlanmaya başlayan reklamın radyo
versiyonu da hazırlandı.
Kampanya Künyesi
Reklam Kampanyası: Benim Bien’im
Reklam Veren: Bien
Reklam Veren Temsilcisi: Ali Naci Ülkü
Reklam Ajansı:Vak’a
Kreatif Direktör: Serpil Karaçaylı
Metin Yazarı: Ege Erim Dündar
Yönetmen: Michael Buckley
Prodüktör: Engin Eranıl
Yapım Şirketi: Oksijen İstanbul
Medya Satın Alma Ajansı: Virtus Media
Fotoğraf: Alexa Singer
Müzik: Çikolata Müzik Fabrikası
Vokal: Aylin Aslım
marketing europe & anatolia / 37
Kampanyalar
Hamarat Anneler...
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Keskinoğlu
Ürün: Keskinoğlu Tavuk Suyu-Hamarat Anneler
Reklam Ekibi: Eylem Şenel Ok, Akli Kartal Özkan,
Tayfun Aser, Simge Aygör
Reklam Ajansı: Akset Tanıtım Danışmanlık Ltd.
Yaratıcı Ekip: Can Tekmen, Alper Gökoğlu, Cem Akman
Yapım Firması: Yarasa Yapım
Yapımcı: Emre Gökdeniz /Sedef Gökdeniz
Yönetmen: Orhan Cesur
Görüntü Yön.: Aras Demiray
Penti’yle star sensin...
İç giyim ve bacak giyimin markası Penti, yeni reklam filmi yayında. Movida Plus MAP tarafından hazırlanan kampanyada
reklam filminin yönetmenliğini Metin Arolat üstlendi.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Penti
Reklamveren Yetkilisi: Can Dilek, Sıla Yiğit Toklu
Reklam Ajansı: Movida Plus MAP
Yaratıcı Yönetmen: Oğuzhan Akay
Yaratıcı Grup: Erdal Güngör, Deniz Akyıldız, Kubilay Şenyiğit, Hüseyin Gençer, Meriç Küçükal, Hilal Beydilli
Müşteri İlişkileri Direktörü: Gaye Ayık
Müşteri Temsilcileri: Ulviye Yılmaz, Ekim Sölemez
Yönetmen: Metin Arolat
Görüntü Yönetmeni: Mehmet Aksın
Yapım: Completework
Yapımcı: Esen Yeşilırmak
Post: İmaj
Müzik/Beste: Volga Tamöz
Müzik/ Söz: Oğuzhan Akay
Fotoğraf: PPR / Emre Ünal
Mecra: TV, Dergi, Açıkhava, İnternet
38 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Çay Tarımı Projesi...
Lipton, 4 yıldır Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi ile Türk çayının geleceğine gösterdiği duyarlılığı çay içen herkese anlatmak için viral bir kampanyaya başladı.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Lipton Türkiye
Reklamveren Yetkilileri: Sanem Karacan, Burcu Solak
Reklam Ajansı: Titrifikir
Kreatif Direktör: Özgür Akpınar
Kreatif Ekip: Necati Kaya, Bora Adalı, Lina Nil Gürdal,
Gökçe Akın, Oğuzhan Dilek
Müşteri İlişkileri Direktörü: Melda Doyduk
Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Seray Hut Demirel
Müşteri Temsilcisi: Sahra Ofluoğlu
Stratejik Planlama Direktörü: Kerem Sabuncu
Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin
Yapım Şirketi: Vana Film
Yönetmen: Enes Erkan
Medya Planlama/Satınalma: Mindshare
Mecra: Dijital
İletişim Danışmanlığı: Excel İletişim
Cimri Patron...
Reklam Yazarı: Nergiz Herdem, Şenil Topçu
Sanat Yönetmeni: Emrah Doğru, Burcu Dayanıklı
Stratejik Planlama: Arda Kuş
Müşteri İlişkileri Direktörleri: Cihan Sel
Müşteri İlişkileri Yöneticisi: Bahan Ersen
Yapım Evi: Filmisarcan
Yönetmen: Can Sarcan
Yardımcı Yönetmen: Koray Taşan Yapım Sorumlusu: Abdullah Taylan
Ses&Müzik: Ses Sanayii
Avansas.com, reklam filmi Faik Öztürk’ün “cimri patron” karakteriyle yayında.
Filmisarcan yapımevinin çektiği ve yönetmenliğini Can
Sarcan’ın üstlendiği reklam filminin künyesi şu şekilde:
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Avansas.com
Pazarlama Direktörü: Sedat Anak
Marka Müdürü: Yavuz Öner
Yaratıcı Yönetmen: Tolga Hirsova
marketing europe & anatolia / 39
Kampanyalar
İstikbal, yeni halı koleksiyonu...
İstikbal, yeni halı koleksiyonunu tanıtan yeni reklam filmi
ekranlarda. Oluşturma sürecinin Havas İstanbul tarafından,
prodüksiyon sürecinin Film Colony tarafından gerçekleştirildiği yeni reklam filmi Can Evrenol yönetmenliğinde seyirciyle
buluştu.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: İstikbal
Reklamveren Yetkilisi: Murtaza Durmuş,
Mehmet Emin Çakıcı, Fadime Özcan,
Reklam Ajansı: Havas Worldwide İstanbul
Yaratıcı Grup: Ergin Binyıldız, Merve Selamet, Özlem Ateş,
Özlem Özel
Müşteri İlişkileri: Mali Erdoğan, Sibel Yeşileker,
Merve Haşimoğlu
Prodüksiyon: Dilan Davutoğlu, Sıla Salgın
Prodüksiyon Şirketi: Film Colony
Yönetmen: Can Evrenol
Düzenleme: Magic Post
Mecralar: TV, sinema, internet, basın, açıkhava
Halil Sezai’nin Alışveriş İsyanı...
n11.com, Market11 kategorisi için “Zahmetsiz Alışveriş” mottosuyla çektiği yeni reklam filmini yayına soktu. 41? 29! reklam ajansı tarafından hazırlanan yeni reklam filminde Halil
Sezai rol alıyor.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamveren: n11.com
Reklamveren Yetkilisi: Bilgen Aldan, Ömürden Sezgin
Reklam Ajansı: 41? 29!
Yaratıcı Yönetmen: Seren Köroğlu
Yaratıcı Grup Başkanı: İlyas Eralp
Proje Yöneticisi: Aslı Nur Ergüzel
41?29! Ekip: Alperen Altınöz, Ahmet Terzioğlu,
Elif Kavalcı, Emre Telci, Baybars Umur
Sanat Yönetmenleri: Emir Anarat, Deniz Dayıoğlu,
Fahri Güçlü
Prodüksiyon: Autonomy
Yönetmen: Turgut Akaçık
Jingle: nil’in işleri
Mecra: TV, radyo, internet, açıkhava ve sinema
40 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Ariston Thermo...
Isıtma ve kullanım suyu sistemleri sektörünün lideri
AristonThermo’un yeni ürün serisi CARES PREMIUM’un
reklam filmi gösterilmeye başlandı. Türkiye’nin önde gelen
reklam ajanslarından Alametifarika’nın çektiği ve oyuncu
Larissa Gacamer ile model eşi Burak Gacamer’in oynadığı
reklamın müzikleri Nil Karaibrahimgil’e ait.
Reklam Filmi Künyesi
Reklamın Başlığı: Ariston Kombi
Reklam veren: AristonThermo
Reklamveren Yetkilisi: Işıl Aksoy
Reklam Ajansı: Alametifarika
Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal
Yaratıcı Grup: Ozan Özüm Özbey, Handan Tepe
Müşteri İlişkileri Grubu: Dilek Sezen
Stratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel
Ajans Prodüktörü: Özgür Dağgez, Berkay Tahmaz
Yapım Şirketi: Ter Film
Yönetmen: Barış Berberoğlu
Müzik: Nil Karaibrahimgil
Aranjman: Nilinişleri
İşe Katıl Hayata Atıl...
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın önderliğinde, Garanti Bankası’nın desteğiyle başlatılan “İşe Katıl Hayata
Atıl” projesinin Kramp Reklam Ajansı tarafından çekilen
tanıtım filmi, sosyal medyada yayınlanıyor. Yönetmenliğini Can Evrenol’un yaptığı 1 dakika 15 saniyelik filmde,
engelli bireyler, “Ben de yapabilirim.” diyerek iş dünyasının klişelerini eğlenceli bir şekilde vurguluyor
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Garanti Bankası
Reklam Ajansı: Kramp
Yaratıcı Yönetmen: Serkan Balak
Yaratıcı Ekip: Metehan Yılmaz, Umut Kısa,
Janset Karaerkek, Serbay Sivrikaya
Müşteri Grubu: Anıl Nazım Çebi, Selin Suri Hafif
Yönetmen: Can Evrenol
Yapım Şirketi: Filmcolony
Yapımcı: Tolga Erener
Post Prodüksiyon: Post 43
marketing europe & anatolia / 41
Kampanyalar
Bir Dost” ile Media Markt...
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Media Markt Türkiye
Reklamveren Yetkilileri: Nurçin Koçoğlu,
Çağanur Atay Uçtu, Volkan Çevik
Ajans: Saatchi & Saatchi İstanbul
Kreatif Direktör: Tarkan Barlas
Yaratıcı Ekip: Barış Sinsi (Reklam Yazarı), Sedef Karakaş
(Sanat Yönetmeni), Zeynep Yalçınkaya (Reklam Yazarı),
Serhan Yürük (Sanat Yönetmeni), Emre Altundağ (Reklam
Yazarı)
Müşteri İlişkileri Ekibi: Mehmet Kaptan (Müşteri Direktörü),
Bahar Öztürk (Müşteri Temsilcisi), Bahar Dikmen
(Müşteri Temsilcisi)
Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Deniz Meray Dengiz
Yapım Şirketi: Jaguar Projects
Yönetmen: Özgür Baltaoğlu
Media Markt’ın yeni reklam kampanyasında “Bir Dost” ka- Müzik Yapım Şirketi: Jinglehouse
Beste: Ömer Ahunbay, Hakan Özer
rakterini ise ünlü oyuncu Emre Karayel canlandırıyor.
Reklam filmi Özgür Baltaoğlu tarafından çekildi.Zekeriyaköy Düzenleme: Uğurcan Sezen
ve Mall of İstanbul Media Markt mağazasında gerçekleşen Medya Ajansı: Carat
Dijital İletişim Ajansı: Wanda Digital
çekimler 2 günde tamamlandı.
Yemeksepeti’nden habersiz adam...
Stratejik Planlama ve İş Geliştirme: Göktuğ Yücekul
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
Yapımcı: Hazer Baycan, Cenk Varcan
Yönetmen: Eralp Vardar
Yönetmen Yardımcısı: Dila Tecimer, Aylin Solakoğlu
Post Prodüksiyon: İmaj
Medya Ajansı: OMD
Kullanılan Mecralar: Televizyon, İnternet
Yemeksepeti son reklam filmi yayında.
‘Telefon Adam’ isimli yeni reklam filminde Yemeksepeti’nden
habersiz bir adamın trajikomik yaşamını izliyoruz.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Yemeksepeti.com
Reklam Ajansı: Fikr-et
Yaratıcı Ekip: Gökhan Yücel, Gökçen Yücel,
Tayga Soysaltürk, Zeynep Başay
42 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Sen De Rahatla...
DeFacto, Lowe İstanbul ile anlaşarak yepyeni bir reklam
kampanyasına imza attı.
Filmde 70 ana oyuncu ve 150 yardımcı oyuncu rol alırken,
22 farklı mekanda yapılan çekimler 4 günde tamamlandı.
Ekim ve Kasım aylarında iki farklı versiyon olarak yayınlanacak filmin yapımında Autonomy imzası bulunurken, yönetmen koltuğunda Fatih Kızılgök var.
Kampanya, yılsonuna kadar televizyon, sinema, açık hava
panoları, radyo ve internet gibi mecralarda çeşitli uygulamalarla devam edecek.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: DeFacto
Reklamveren Sorumlusu: İhsan Ateş, Kemal Ömerci,
Seçil Kayan,Elif Çiçek
Reklam Ajansı: Lowe Istanbul
Kreatif Direktör: Can Faga
Yaratıcı Ekip: Volkan Dalkılıç, Yusuf Kayhan, Eray Hökelek
Müşteri İlişkileri: Taflan Yörük, Burcu Can Akpeçe,
Duygu Karabaş, Mehmet Ali Bahçeli
Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş
Prodüksiyon Ekibi: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun
Prodüksiyon Şirketi: Autonomy
Yönetmen: Fatih Kızılgök
McDonald’s yeni reklam filmi...
düksiyonu 25 Film’e ait olan filmlerin yönetmenliğini Bora
Egemen üstlendi.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: McDonald’s
Reklamveren Yetkilisi: Bora Tanrıkulu, Pelin Börklüoğlu,
Nedim Bali, Begüm Çalışkan
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
CCO: İlkay Gürpınar
ECD: Volkan Karakaşoğlu
Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Mehmet Güney,
Deniz Ardıç, Şükran Genç
Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Başak Sarıoğlu, Kerem Sertbel
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Can Çalışkan
Prodüksiyon Ekibi: Gülşah Batıbeki, Ceren Özen
Prodüksiyon Şirketi: 25 FİLM
TBWA/ISTANBUL tarafından McDonald’s’ın yeni kampanYönetmen: Bora Egemen
yasını duyurmak için hazırlanan reklam filmleri yayında.
Post Prodüksiyon: Telesine
Reklam kampanyası iki filmden oluşuyor. Reklam filmleri,
Müzik: JINGLE JACKSON / Emre Irmak
bir aylık hazırlık aşamasının ardından iki günde çekildi. Pro- Kullanılan Mecralar: TV, Outdoor
marketing europe & anatolia / 43
Balay
Bala
Gezi
yı mekanı Ubud...
ayı
Tulamben’ den ayrılıp Ubud’ a gelince Bali’ nin çok başka bir
yüzüyle karşılaştık. Doğa harikası bir coğrafya. Balayı çiftlerinin
tercih ettikleri harika bir yer.
Ubud’ da kaldığımız otel bir yamaç üzerine kurulmuş villalardan
oluşuyor. Otelin hem aşağısında hem de yukarısında havuzu var.
Havuzlar doğa ile kucak kucağa. Manzara muhteşem :)
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]
Tulamben’ den ayrılıp Ubud’ a gelince
Bali’ nin çok başka bir yüzüyle karşılaştık. Doğa harikası bir coğrafya. Balayı
çiftlerinin tercih ettikleri harika bir yer.
Ubud’ da kaldığımız otel bir yamaç
üzerine kurulmuş villalardan oluşuyor.
Otelin hem aşağısında hem de yukarısında havuzu var. Havuzlar doğa ile
kucak kucağa. Manzara muhteşem. İlk
akşamı havuza girerek sonrasında da
kenarında bira ve bilimum kokteyllerle
kutlayarak geçirdik :)
Ertesi gün de hocamızın ayarladığı
otobüs ve rehberimizle Ubud’ u keşfe
çıktık. Sap gittiğimiz için balayı otelinde
işimiz ne :)
Ubud, Bali adasının en çok turist ziyareti olan bölgesi. Ubud’ da ahşap
işleme, altın, gümüş tasarım, batik boyama, resim gibi çeşitli el sanatlarıyla
üretim yapan yerler var. Rehberimiz bizi
önce batik boyama yapan bir atölyeye
götürdü. Burada kadınlar kumaş dokuyor, terziler dikiyor ve sonra da boyanıyorlar.
Fakat biz İstanbul çocuğu olarak, bunları çok cazip bulmadık. Netice de Eminönü ve Mahmutpaşa’ da bunlardan
bissürü var, üstelik de daha ucuz. Fazla
oyalanmadan bu sefer de gümüş ve altın atölyelerine gittik.
Burada da hanımlar el işçiliği yaparak
takı yapıyorlar. Fakat yaptıkları bana
göstermelik gibi geldi. Sade turist çek-
mek için dışarıya iki üç kişi koymuşlar,
oyalanıyorlar izlenimi var. Fiyatlar çok
yüksek ve pazarlık yapmak durumundasınız. İçerideki tasarımlar telkari tarzında. Fazlasıyla abiye takılar var.
Burada sadece takı değil, resimler de
var. Fakat resimlerin çoğu fotoğraf üzerine boyama ile yapılmış. Bir çok mağazada da bir birinin aynısını görmek
mümkün. Ama arada gerçekten resim
olanlar da var.
Amma çamur attım adamların mekanlarına :)
Oradan da ahşap işleme atölyelerine
gittik. Ahşap işçiliğine bayıldım. İnanılmaz ince ayrıntılar ve emek var tasarımlarında. Hayran olmamak mümkün
değil. Ahşap işiyle gönlümü fethettiler :)
O kadar yeri gezdikten sonra çok acıktık tabii :) Rehberimiz bizi çok cici bir
mekana götürdü. Bali’ de yedikleriniz
tüm herşey organik. Çünkü hiç gübre
kullanılmadan bahçelerde yetiştiriliyorlar. Zaten ada yemyeşil. O yüzden de
yemekler çok lezzetli. Yöresel biraları
da gayet hoş.
Yemeğimizi de yedikten sonra rehber
amca takı tasarımcılar konusundaki
memnuniyetsizliğimi gidermek için şansını bir kez daha denemek istedi. Ne de
olsa grubun yarısı bayan :)
Fakat biz içerideki tasarımlardan çok
binanın dış cephe tasarımıyla ilgilenince rehber de pes etti.
marketing europe & anatolia / 45
Gezi
Otelimize dönemeden önce meşhur
“kopi luwak” tan içmek için rehberimizi
bizi harika bir mekana götürdü. Mekanı
müze gibi yapmışlar. Fakat açık havada. Bali’ de herşey açık havada.
Kahve üretimiyle ilgili minik bir simülasyon yapmışlar. Toplanan kahve çekirdekleri Asian Palm Civet (Paradoxurus
hermaphroditus)adlı hayvan yani bir
çeşit misk kedisine yediriliyor. Sonra
bu hayvan kakasını yapıyor. Aslında
o kaka değil, dış kabuğundan ayrılmış
kahve :)
Sonra bu kahveler kurutuluyor ve ardında da kavruluyor. Kavrulduktan sonra da öğütülüp saklanıyor. Sonra da
pişirilip afiyetle içiliyor. Afiyetle dedim
ama bir çok arkadaşım içmek istemedi.
Ben kahve delisi ve meraklı olduğum
için elbetteki denedim.
Sonuç: gayet başarılı :)
Kahvemizi de içtikten sonra Ubud’ un
merkezine gidip kalabalık turistik sokaklarını gezdik. Sokaklarda rengarek
giysilerle dolu bir sürü değişik mağazalar var. Bali masajı yapan mekanlar,
dondurmacılar ve çok renkli barlar, kafeler vs. üstelik dondurmalar beklediğimden çok çok daha başarılı çıktı :)
Geceyi de Ubud’ un renkli sokaklarında
46 / marketing europe & anatolia
Bali Bali Safari & Marine
Park’ a gittik. İsmi çok
janjanlı olmasına rağmen içerik
çok zayıftı. Sanırım biz yanlış
hayvanat bahçesine gittik.
Şehirde iki tane hayvanat
bahçesi var.
kapattıktan sonra otelimize geri döndük
ve yine havuz başı etkinliklerine daldık.
Ertesi gün Bali Bali Safari & Marine
Park’ a gittik. İsmi çok janjanlı olmasına
rağmen içerik çok zayıftı. Sanırım biz
yanlış hayvanat bahçesine gittik. Şehirde iki tane hayvanat bahçesi var. Bizim
rehber bizi buraya getirdi. Asıl fantastik
olanı sanırım diğeriydi.
Parkta beni en çok etkileyen şey beyaz
Gezi
men. Hala aklıma geldikçe kızıyorum :(
Parkı da bitirdikten sonra tekrar şehir
merkezine döndük ve gezilmesi gereken yerlere bir göz attık.
Ubud Kralı Puri Saren Agung’un sarayını görelim dedik ama sarayın sadece
bahçesini gezmek nasip oldu. Geri kalan yerler kapalıymış.
Saray hakkında bilgi de edinemeden
oradan ayrıldık.
Saray, Ubud’un en işlek caddesi Jalan
Raya üzerinde yer alıyor. Merkeze ilk
defa gündüz gittiğimiz için çok farklı
geldi. Güzdüzleri sokaklar oldukça kalabalıkmış, meğer.
Bir gece dolaşırken caddenin kenarında bir bahçenin içinde dans gösterisi
vardı. Biz de göz atmak için bahçeye
kaplan oldu. Kedi burcu olmam sebebiyle bu büyük kedilere hayranlık duyduğumu düşünmekteyim :)
Bir de komodo ejderi vardı merak ettiğim. Onu da gördüm.
Parkın içi epey küçük çok fazla canlı da
yok. Arada bir küçük gösteriler yapılıyor. Fakat hava çok sıcak olduğu için
oturup onları izlemek pek mümkün değil. Biz ancak 10 dakika oturabildik.
Bali’ de enteresan bir de durum var.
Arada bir yanınıza birileri geliyor ve fotoğraf çekilebilir miyiz diye soruyor. İlk
başta yadırgamıştım ama sonra alıştım.
Hatta ben de bir ara sevimli bir maymuncukla fotoğraf çektirdim :)
Parkın içinde fillerle de gösteri yapılıyormuş ama biz çok sıcakladığımız için
onu izleyemedik.
Parkın içinde raylı sistemde giden araçlar var. Otobüs gibi. Etrafı cam. Herkes
doluşuyor içine sonra araç parkta gezerken rehber arkadaş da hayvanlar
hakkında bilgi veriyor. Parkın girişinde
bu safarinin reklamını gösteren video
vardı. Orada 4x4 araçlarla yapılıyordu
safari. Fakat içeri girip de otobüsü görünce acayip üzüldüm. Safari dediğin
4x4 ile yapılır. İçimde ukde kaldı res-
Ubud Kralı Puri Saren
Agung’un sarayını görelim
dedik ama sarayın sadece
bahçesini gezmek nasip oldu.
girip birazına bakınmıştık. Müzik o kadar iç gıdıklayıcı ki, dinlemek ve izlemek mümkün değil. Yani benim için
öyleydi. İnsanı hipnotize ediyor gidi
sürekli sabit vuruşlarla çalınan müzik.
Çok sıkıcııııı :(
Gece gördüğümüz yer meğerse Starbucks’ ın yanındaki bahçeymiş. Gece
marketing europe & anatolia /47
Gezi
çok başka gündüz çok başka görünüyor şehir.
Merkezdeki yerleri bitirince görülmesi
gereken bir tapınak daha olduğunu öğrenip yola düştük.
Tapınağın girişinde yerli kadınlar meyva satıyorlardı. Biz de dayanamayıp
muz ve snake fruit dedikleri şeyden
aldık. Muzlar minicik ve çok lezzetliydi.
Snake fruit denen meyvanın ise kabukları yılan derisi gibi. Sanırım o yüzden o
ismi almış. Öyle olmasına rağmen çabucak soyabiliyorsunuz. İçinde sarmısak gibi 3 diş var. Tadı hafiften ananası
andırıyor ama çok farklı. Tadına bayıldım desem yeridir :)
Yalnız bu tapınağın adını, gerezerken
not almayı unutmuşum :( İsmini hatırlayamadım şimdi. Bu tapınak da diğerleri
gibi açık alanda ve kapalı bir mekanı
yok. İçinde yüksek bir kule var. Oraya
çıkıp etrafı izleyebiliyorsunuz. Manzara
daha çok yeşillik içeriyor.
Tapınağın girişinde kare bir alan var.
İçerisinde horoz dövüşlerini temsilen,
horoz dövüşü yapan heykeller var. Belli
ki horoz dövüşü dünya genelinde pek
bir popüler.
Bu tapınak şimdiye kadar gezdiklerimizin içinde en büyük olanı. Fakat diğer48 / marketing europe & anatolia
Palmiye ağaçları
ve mis kokulu çiçeklerin
altında tatil yapmak çok keyifli.
Huzur,
dinginlik ve sessizlik
arayanlara
Tulamben’i tavsiye ederim.
leri gibi bunun da içine girmek yasak.
Sadece dışarıdan gezebiliyorsunuz. Bu
da benim merakımı hiç gidermiyor ve
mutsuz oluyorum :(
Tapınağın içine girip havasını solumadıktan, yapılan bir ayine tanık olmadıktan sonra ne önemi var ki. Asık bir
suratla oradan ayrıldıktan sonra rehberimiz bizi açık bir pazara götürdü.
Kocaman bir alanda mısır çarsına benzer bir çarşı fakat bina bambu ağaçlarından. Aslında bina değil, sadece
çatısı var. İçeride onlarca çeşit tropik
meyva, kuruyemiş, hediyelik eşya ve
giyim eşyaları satılıyor. Fakat burada
da çok sıkı pazarlık yapmak zorundasınız. Çok yüksek fiyat söylüyorlar sonra onda birine satın alıyorsunuz. Ben
pazarlık konusundan nefret ettiğim için
pek bir şey alamadım. Baştan adam
gibi fiyatını söyle, alalım. Pazarlık ne
yaaa.
Bali’ de enteresan bir çeşit yer fıstığı
var. Boyları minicik ve tatlı. Muhtemelen şekerli bir şeylerle birlikte kavuruyorlar. Ama tadı inanılmaz güzel. Onu
genelde marketlerde vakumlu poşetlerde satıyorlar. Pazardakiler normal yer
fıstığıydı. Pazarlık muhabbetine kıl ol-
Gezi
duğum için markete gidip oradan aldım
kuruyemiş.Kuruyemiş demişken; geçen yıl gittiğim bahçıvanlık kursunda,
bezelye ve ıspanağında şekerle karıştıktan sonra antep fıstığına benzediğini
öğrenmiştim. Hakikaten de bezelyeyi
şekerli suda haşlayınca tadı çok güzel
oluyor. Buradaki marketlerde üzeri hafif
beyaz kıtır bezelyeler vardı. Ben o beyaz şeylerin şeker olabileceğini düşünüp bir tane aldım ve büyük bir iştahla
yedim. İlk etapta surat bir buruştu çünkü o beyaz şeyler şeker değil tuzmuş.
Hayal kırıklığı. Fakat biraz daha yedikten sonra onun da tadını çok sevdim.
Baharatla kavrulmuş mısır gibi ama bu
baharatsız ve çok lezzetli.
Grubun yarısı hatun olunca böyle yerlerden ekibi toplamak da zor oluyor tabii. Hepimiz çil yavrusu gibi bir yerlere
dağılıyoruz. Rehberimizin en çok şikayetçi olduğu konu buydu. Her seferinde
bizi saymak zorunda kalıyordu. Hava
kararmaya yakın hiç fire vermeden bizi
toplamayı başardı :)
Ubud’ u da gezip dolaştıktan sonra
Kuta’ ya doğru yola çıktık. Yol üzerindeki resim galerilerine de uğramadan
edemedik. Çünkü gruptaki en renkli
Bu harika yer 1963 yılında
Agung yanardağının patlaması
sebebiyle 1975 yılında da
deprem sebebiyle hasar görmüş
ve onarılmış.
kişilik bir resim öğretmeniydi. Sayesinde bu güzel resim galerisini de gezmiş
olduk. Şimdiye kadar gezdiğim en güzel sanat galerisi burasıydı diyebilirim.
Buradan ayrılırken ki yüz ifademiz rehberimizi bize şaşırttı.
Ubud’ dan sonra sıra da var Kuta.
Eleştiri ve önerileriniz için:
[email protected]
marketing europe & anatolia /49
Röportaj
Game
On
Destiny...
Ali Erdem Ekşioğlu
Doyumsuz Bir Co-op Tecrübesi
İster Crucible olsun ister hiakyeyi oynayın,
arkadaşlarınızla doyamıcağınız bir oyun
tecrübesi sizi bekliyor.
Gezegenler Arası Seyehat
Mars, Venus, Dünya ve Ay'ı keşfedip bir
Gardiyan olarak sorumluluklarınızı yerine
getirin.
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn
Asosyal MMO
Yeni Irklar ve Yeni Bir Dünya
El sallamak dışında iletişime geçemiyeceğin Traveller'ın keşfi ile sıçrayış yapan insanlık
yüzlerce başka Gardiyan
ve bütün evrenin düzenini değiştiren yeni
kanunlar.
Game On
Hayranlarının bir yılı aşkın süredir beklediği Bungie’nin MMO First Person
Shooter oyunu, Destiny, 9 Eylül 2014
tarihinde piyasaya sürüldü.
Hepimiz oyunun Beta ve Alpha sürümlerinden neler olucağını bilsek de
büyük bir heyecanla oyunun kalanını
oynamaya başladık. Görmediğimiz
çok şey kalmamış oysaki her görev ve
her kaydedilen ilerleme 1 saat öncekiyle aynı hissettiriyordu. Akıcı, çeşitli,
tatmin edici ve hem mekanik hem de
görsel olarak ağızları açık bırakan
savaşlardan sonra oyun genel olarak
aynı şeyleri tekrar ve tekrar yapmakdan oluşuyor.
Buna rağmen yanınızda yol gösteren
Peter Dinklage (Ghost) ve karşınızda
bitmeyen uzaylı, karanlık, korkutucu
düsmanlar beklerken bu oyunun size
yeni birşey sumasına gerek yok.
Open World hissi veren, sonsuz bir
çevrede yanınızda başka
Guardianlarla beraber farklı savaş
stilleri benimsemiş Fallen, Vex, Cabal
52 / marketing europe & anatolia
Sizin için deneyimleyip
montajladığımız
review videosunu
http://www.youtube.com/user/meaGameOn
adresinden izleyebilirsiniz.
ırklarına karşı sonsuz bir savaş içinde
olan oyuncu bu savaşı “grind” bölgeleri
olan Patrol’lar, arkadaşlarınızla beraber geri saldırabiliceğiniz Strike’larla
veya arkaplanda kalmış hikayede
ilerleyebiliceğiniz Story Mission’larla
verebilir.
Oyun en az on yıl sürecek bir geliştirme planı olan Destiny ek paketleri,
DLC’leri ve online tecrübesiyle oyuncuya uzun soluklu bir macera sunuyor.
Özellikle arkadaşlarınızla güzel bir
Co-op oyunu bekliyor idiyseniz Destiny
tam size göre.
Yeni jenerasyonun benim kanaatimde
“Assassin’s Creed: Unity” çıkana kadar
en güzel Co-op tecrübesi ve yalnız
olsanız bile dengeyi kaybetmeyen bir
oyun olarak ona harcıyacağınız her
kuruşu hak eden bir çalışma.
2014’ün en çok ses getiren oyunu olarak bütün sesini hak ettiğini kanıtladı.
Zaten derin ve kompleks dünyasını
ilerde daha da geliştireceklerine söz
verdiler.
Evet doldurulması gereken boşlukları
var ve bazı yönlerden hayal kırıcı ama
bunlar muhteşem bir oyun olduğu
gerçeğini değiştirmiyor.
Game On
Total War™: ROME II – Emperor Edition...
Total War yeni içerik ve yeni özelliklerle, ve oyunun şu
anki oyuncularına ücretsiz olarak geliyor.
SEGA® of America, Inc. ve SEGA® Europe, Ltd. bugün
Creative Assembly’ninTotal War™ serisinin çok satan
ROME II oyununun en eksiksiz versiyonunu duyurdu.
Emperor Editionbugüne kadar sunulan, yenilikler ve oyun
özelliklerine yapılan eklentiler gibi tüm ücretsiz içeriği
bir araya topluyor ve bir de ‘ImperatorAugustus’ isminde
yepyeni bir Sefer Paketi genişlemesi ekliyor.
Daha da önemlisi şu anki ROME IIoyuncuları tüm bu
içeriği oyun çıktığı gün otomatik güncelleme ile alabilecek
ve oyunlarını ücretsiz olarak Emperor Editionversiyonuna
yükseltebilecekler.
Yeni ‘ImperatorAugustus’Sefer Paketi İkinci Üçlü Yönetim
Savaşı’nın jeopolitik sınırlarını yansıtan yeni sefer haritasında yüzlerce saatlik kum havuzu oynanışı sunuyor.
Yenilenen bina zincirleri, dengelenen savaşlar ve hem
sefer, hem savaş modları için geliştirilmiş görseller de
bulunuyor.
http://www.aralgame.com
Football Manager 2015...
Dünya çapında hit olan simülasyon oyununun bu en yeni
versiyonu menajer kişiliklerinin geliştirilmesi, yenilenen
futbolcu etkileşimleri ve 3D Maç ekranı üzerinde yapılan
büyük değişikliklerle kişisel bir dokunuş kazanıyor
SEGA® Europe Ltdve Sports Interactive™ hayranlarının
beklediği haberi vermekten mutluluk duyar - Football
Manager™ 2015, 7 Kasım 2014’te piyasada olacak.
Çok satan serinin en yeni oyunu öncekilere göre çok
büyük yenilik ve geliştirmeler içerecek ve bunların büyük
çoğunluğu da kulüp yönetimi deneyiminin daha kişisel
ve özelleştirilebilir olmasını sağlayacak.
Bu kişiselleştirme süreci santra vuruşundan önce, hatta
menajer ilk işini kabul etmeden bile önce başlayacak.
Günümüz futbol dünyasında menajerler farklı stillere
sahipler ve Football Manager 2015 de bunu yansıtmak
için oyunculara ne tür bir menajer olmak istediklerini
soracak.Football Manager 2015 hakkında yeni detaylar
önümüzdeki haftalarda Facebook (facebook.com/officialfootballmanager) ve Twitter’dan, hem Football Manager (@FootballManager), hem de Miles Jacobson’ın
hesabından (@milesSI) duyurulacak.
marketing europe & anatolia /53
Kültür - Sanat
Kitap Mevsimi Başlıyor...
İstanbul Kitap Fuarı 8 Kasım Cumartesi günü 33. kez
kapılarını TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açmaya
hazırlanıyor.
Kuruluşumuz TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.
tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı bu yıl 8-16 Kasım
2014 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre MerkeziBüyükçekmece’de kapılarını açacak.
Türkiye ve yurt dışından 850 yayınevi ve sivil toplum
kuruluşunun katılımıyla düzenlenen İstanbul Kitap
Fuarı’nda söyleşi, panel, çocuk etkinlikleri ve dinletilerle
birlikte 270 etkinlik gerçekleştirilecek.
Fuarın Uluslararası Konukları
İstanbul Kitap Fuarı, dokuz gün süresince yurt dışından
değerli yazarları konuk edecek. Sinema teması
kapsamında senarist ve yazar Petros Markaris, Polonyalı
yazar Janusz Glowacki, eleştirmen ve sinema tarihçisi
Philip Kemp; gerilim romanlarının çok satan yazarı Tess
Geritsen, Gleen Meade, çevirmen ve yazar Maureen
Freely fuarın konukları arasında. Tüm etkinliklerde yurt
dışından 40 yazar fuar süresince Tüyap’ta olacak.
Kıyıya vuran kız...
Urartu Takı Sergisi...
Kıyıya vuran küçük
bir kız, on bir oğlan,
sümüklü zirzoplar,
Mathilda, bir ayı,
s ü p e r d o z e r l e r,
Idaliek Teyze,
bir Gümbürtak,
hayaletler ve kendi
halinde küçük bir
kasabanın öyküsü.
Her sayfası tatlı
tuhaflıklarla,
garip
ama sımsıcak karakterlerle dolu olan
Kıyıya Vuran Kız, okurlarını gerçek dünya ile hayali dünyalar arasında gezinebilecekleri bir yolculuğa
çıkarıyor. Hiç bilmediği bir yerde tek başına bir hayat
kurmaya çalışan Kazazede’nin kendine özgü gerçekliği
bizi hızla sarıp sarmalıyor, hafif bir alaycılık ve mizahi
yanı ağır basan diyaloglarla kurulan öykünün karakterleri sanki canlıymışçasına çıkıveriyor karşımıza.
Urartu
kültüründe
yüzyıllar boyunca toplumsal statüyü belirleyen en
önemli unsurların başında
gelen,
beğenilme,
gösteriş
gibi
insani
duyguları yansıtan takı
ve kemerleri kapsayan,
Türkiye’nin en kapsamlı
koleksiyonlarından
biri
olan Rezan Has Müzesi
Urartu Takı Koleksiyonu
çok özel bir sergi ile sanatseverlerle buluşuyor.
Urartu dönemi takılara
ait en kapsamlı sergi
olan Rezan Has Müzesi
Urartu Takı Koleksiyonu
Sergisi 31 Temmuz 2015
tarihine kadar Rezan Has
Müzesi’nde yer alacak.
54 / marketing europe & anatolia
Kültür - Sanat
BKG’nin Tasarım Yarışması...
BKG’nin Tasarım Yarışması’nın
Başvuru Tarihi 21
Kasım’a Uzatıldı. BKültürel mirasın korunması ve yaşatılması amacıyla çeşitli kültür projelerine imza atan BKG,
bu yıl dördüncüsü düzenlenecek Üniversitelerarası Kültür
Ürünleri Tasarım Yarışması’nın ana temasını Çanakkale
Zaferi olarak belirledi. 2015 yılında 100. yıldönümü kutla-
nacak olan Çanakkale Zaferi’ni iki yıl boyunca yarışmanın
ana konsepti haline getiren BKG, zaferin 99’uncu yıl dönümü temasını ‘Çanakkale Zaferi Anıları ve Mektuplardan
Esinlenme’, 100’üncü yıl dönümü temasını ise ‘Zaferin
100’üncü Yılı’ olarak belirledi.
Katılım tüm lisans ve lisansüstü öğrencilerine açık
Çanakkale şehitlerine ve gazilerine bir saygı duruşu niteliği taşıyan yarışmaya, tasarımla ilgilenen tüm lisans ve
lisansüstü üniversite öğrencileri katılabiliyor. Katılımcılar,
bu seneki yarışmada ‘Çanakkale Zaferi Anıları ve Mektuplardan Esinlenme’ teması altında, ürün tasarımı ve grafik
illüstrasyon olmak üzere iki farklı alanda yarışacaklar.
Son Başvuru Tarihi 21 Kasım…
Son başvuru tarihinin 21 Kasım’a kadar uzatıldığı yarışmada, dereceye giren öğrencilerin eserleri, T.C. Kültür
ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzelerde faaliyet gösteren
BKG Müze Mağazaları’nda satışa sunulacak.
Şartname, başvuru katılım formu ve detaylı bilgiye BKG’nin
internet sitesi www.bkg.com.tr’den ve +90 212 451 62 50
numaralı telefondan ulaşılabiliyor.
FilmBox Live artık PlayStation®4’te...
Sony, PlayStation4™ kullanıcılarına film, TV dizisi ve tematik videoları içeren zengin bir kütüphaneye sınırsız erişim sağlayan FilmBox Live’ın çıkışını duyurdu.
SPI International tarafından gerçekleştirilen çok ekranlı
ısmarlama video (VoD) hizmeti FilmBox Live, artık Türkiye’deki PlayStation4™ platformlarında da kullanılabiliyor.
FilmBox Live, PS4™ kullanıcılarına film, TV dizisi ve tematik videoları içeren zengin bir kütüphaneye sınırsız erişim
sağlıyor. Çok sayıda canlı TV kanalı ve VoD içeriğin yer
aldığı FilmBox Live hizmetine bir süredir PlayStation®3
üzerinden erişilebiliyordu. Filmbox International Ltd. Mu-
rahhas Azası Berk Uziyel, “FilmBox Live uygulamamızı
PS4™ üzerinde de sunabilmekten ve içeriklerimizi Orta ve
Doğu Avrupa ve Türkiye’nin dört bir yanında daha fazla
insana ulaştırmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
FilmBox Live’a abone olmayı tercih eden PS4™ kullanıcılarına gerçekten etkileyici film ve TV dizilerinden oluşan
son derece çeşitli bir yelpazenin yanı sıra diğer video ve
TV içeriklerinden oluşan devasa bir kütüphane sunmaktan
da son derece mutluyuz.” dedi.
FilmBox Live üzerinden temin edilebilen filmler, bölgesel zevklere özel olarak ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Hizmetin yeni kullanılabildiği ülkeler arasında
yer alan Polonya’da sunulan filmler arasında Matthew
McConaughey’nin rol aldığı Magic Mike’ın yanı sıra Oscar
ödüllü Yeni Zelandalı direktör Jane Champion’un eleştirmenlerden övgü alan televizyon dizisi Top of the Lake de
bulunuyor. Macaristan’da, FilmBox Live kütüphanesinde
George Clooney ve Ryan Gosling’in rol aldığı The Ides of
March yer alırken Türk aboneler ise gişe rekorları kıran
Hunger Games’in keyfini sürebilecekler.
marketing europe & anatolia /55