Dr. Hakan Şatıroğlu: Tüp bebek için merkez ve doktor iyi araştırılmalı 8 Kasım 2014 Cumartesi Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre; Dr. Şatıroğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan ziyaretinde Devlet Başkanı Gurbangulı Berdimuhamedov ile birlikte heyetlerarası görüşmelere başkanlık etti. İmza töreninin ardından ortak basın açıklaması yapıldı. Görüşmelerde ve anlaşmalarda kardeşlik örneği sergilendi. Erdoğan, Türkmenistan Devlet Başkanlığı Hipodromu'ndaki Ahal Teke atları gösterisinin ardından, Saparmurat Türkmenbaşı'nın anıt mezarına ve Bağımsızlık Anıtı'na çelenk bıraktı, Kıpçak Camisini ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskınıyla ilgili, "1967'den bu yana Mescid-i Aksa'da böyle bir olay olmamıştı. Bu tür bir olayın olması, burada birçok sıkıntıları aslında dile getiriyor. Bu, tamamen tahrike dayalı bir olay. Mescid-i Aksa biliyorsunuz, bizim için iki kıbleden bir tanesidir. Dünya Müslümanlarını ilgilendiren bir olay olması hasebiyle İsrail'in şu anda yönetim olarak yapmış olduğu bu barbarca girişim, alçakça girişim, affedilir bir girişim olamaz. Bütün bu gelişmeler karşısında tabii bizim sessiz kalmamız da mümkün değil" dedi. Erdoğan, "Temenni ediyorum ki İsrail yönetimi aklıselim ile bu işe el koyar ve tekrar süratle Mescid-i Aksa'nın, Müslümanlara kapıları açılır ve Müslümanlar kendi ibadethanelerine rahatlıkla girme imkanını bulurlar. Aksi takdirde bu tahrikler sadece Filistin veyahut da Kudüs'te, o bölgede kalmaz, yeniden intifada hareketleri başlayabileceği gibi dünyanın değişik yerlerinde de farklı sıkıntıları yaşayabiliriz" diye konuştu. İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek postallarla içeri girip etrafı yakıp yıkması, gaz bombaları ile içerideki sivillere ölümcül saldırılarda bulunması dünyanın tepkisini çekerken, Türkiye başta olmak üzere birçok yerde protesto edildi. Özellikle Cuma Namazı sonrası sloganlar atarak tepkisini dile getiren öfkeli kabalıklar İsrail’e lanet yağdırdı. İsrail pisliği temizleniyor Bu arada, Hamas’ın, Filistin halkını Kudüs kenti ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için harekete geçmeye çağırması da etkisini gösterdi ve Filistinliler büyük kalabalıklar halinde protesto gösterileri düzenledi. Batı Şeria'nın Ramallah kentinde, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini Ofer Hapishanesi yakınlarında protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenlemek isteyen Filistinli gençlere, İsrail güvenlik güçleri göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle müdahalesine göstericiler, taş atıp lastik yakarak karşılık verdi. İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa içindeki Filistinlilere müdahalesine ait yeni görüntüler ortaya çıktı. Fotoğraflarda Mescid-i Aksa'ya verilen tahribat görülüyor. Fotoğraflarda Mescid-i Aksa'ya verilen tahribat görülüyor. Fotoğraflarda İsrail askerlerinin saldırısı sonrası Mescid-i Aksa'yı temizleyen Filistinli kadınlar görülüyor. BABACAN: ‘Büyüme programa endeksli’ Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Başbakanımızın açıkladığı 9 dönüşüm programı, daha sonra açıklayacağı ilave 16 dönüşüm programı eğer uygulanırsa bu büyüme rakamları gerçekleşecektir. Bunların uygulanmaması senaryosunda yüzde 4-5'lik büyüme rakamlarına ulaşmamız zor olabilir" dedi. HABERİ 12. SAYFADA 1PROGRAM2CHP! Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı dönüşüm programı CHP içinde farklı yorumlarla karşılandı. CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Başbakan'ın bugün açıkladığı programda beni en çok sevindiren, insan odaklı büyümeden bahsetmesi oldu. Aynı noktaya geldiğimiz için mutluluk duyuyorum" derken, CHP Kocaeli Milletvekili Güneş, "Bugün açıkladıkları Dönüşüm Programları bühtannın belgesidir, itirafıdır. 12 yıldır iktidarlarında başarısızlıklarının hangi noktalarda olduğunu tespit etmişler" dedi. 12’DE Ermenek ilçesinde cansız bedenlerine ulaşılan 2 işçi, madenden çıkarılarak ambulanslarla Ermenek Devlet Hastanesine götürüldü. M.Nuri Parmaksız Bencileyin Sözler 8. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 8. Sayfada Fehmi Koru Yeni partilere siyasette yer var mı? 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada Tüp bebek tedavisi için ile ilgili yazı dizimizin 2. bölümünde, Tülay Canpolat’a yine önemli açıklamalarda bulunan Dr. Hakan Şatıroğlu, “Tüp bebek ya da sağlık hizmeti için bütün merkezler ve doktorla araştırılmalı, web sitelerinden doktor ve hastane detaylıca araştırılmalı” diyerek vatandaşları uyardı. RÖPORTAJ 4. SAYFADA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın iki işçinin cansız bedenine ulaşıldığını açıklamasından kısa bir süre sonra, maden sahası ve ErmenekDevlet Hastanesi önünde hareketlilik başladı, güvenlik tedbirleri artırıldı. Ocaktaki arama kurtarma çalışmaları ise aralıksız sürüyor. Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, vefatının 8'nci yıl dönümünde mezarı başında anıldı. Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve DSP Genel Başkanı Masum Türker de katıldı. ‘Hepimiz ulusalcıyız’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ulusalcılığı belli bir kesimin tekeline vermek gibi bir lüksleri olmadığını söyledi. 12’DE 2Altın Koza ödüllü filmler Hollywood’da gösterilecek... SINEMA TV / MAGAZIN 8 Kasım 2014 Cumartesi 21. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nde ödül alan kısa filmler, Hollywood'da sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. ADANA - Adana Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, Altın Koza Film Festivali aracılığıyla Türk sineması, 100. yılında, dünya sinemasının merkezi olan Hollywood'da temsil edilecek. Büyükşehir belediyesince 15-21 Eylül'de gerçekleştirilen "21. Uluslararası Adana Altın Koza Öğrenci Filmleri Yarışması"nda ödül alan filmler, Hollywood'da 8-9 Kasım'da gerçekleştirilecek Kısa Film Festivali'nde sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Altın Koza Film Festivali Öğrenci Filmleri Yarışması'nda ödül alanlar, Hollywood'da yer almanın gururunu yaşıyor. Beverly Garland Hotel-Beverly Garland's Theater'da 8 Kasım'da saat 08.15 ile 09.20 arasında 64 dakika sürecek olan gösterimde Hollywood izleyicisiyle buluşacak olan ödüllü filmler şöyle: "En İyi Kurmaca Film: Tatmin Yönetmen: Mahmut Telci - Marmara Üniversitesi En İyi Belgesel Film: Benden Önce Yönetmen: Mehmet Emre Gül - Selçuk Üniversitesi En İyi Deneysel Film: O2 (Oksijen) Yönetmen: Naci Anil Konya - Selçuk Üniversitesi En İyi Canlandırma Film: Salkım Sögüt Yönetmen: Ethem Onur Bilgiç - Mimar Sinan Üniversitesi Jüri Özel Ödülü - Heykel AŞ Yönetmen: Tuna Tetik - Bahçeşehir Üniversitesi" Sarah Brightman, İstanbul'da konser verecek... Dünyanın önde gelen sopranolarından Sarah Brightman, 9 Kasım'da Ülker Sports Arena'da müzikseverlerle buluşacak. Map İletişim'den yapılan açıklamaya göre Sarah Brightman, Yapı Kredi'nin ana sponsorluğunda Map İletişim ve SA Organizasyon'un düzenlediği "Good Music In Town" konserleri kapsamında konser verecek. Opera baladlarını, klasik müzik eserlerini kendine özgü yorumla Vizyona yeni girecek filmler sanatseverlerle buluşturan, tüm zamanların en çok satan İngiliz sopranosu, aktris, şarkı sözü yazarı ve dansçı Brightman'a, İstanbul konserinde 60 kişilik senfoni orkestrası eşlik edecek. Sarah Brightman konserinin biletleri, Biletix'ten satın alınabiliyor. (AA) "Serena" "Düzenbaz" ve "Umut Işığım" filmlerinde kimyaları fazlasıyla tutan Jennifer Lawrence ve Bradley Cooper ikilisi, bu hafta yeni filmleri "Serena" ile izleyicinin karşısına çıkıyor. Amerikalı yazar Ran Rash'ın aynı adlı romanından uyarlanan yapımın yönetmenliğini Susanne Bier üstlendi. Jennifer Lawrence ile Bradley Cooper'ın başrollerini üstlendiği dram türündeki filmde; 1929 yılında Kuzey Carolina'ya yerleşmek için yaşadıkları Boston kentinden ayrılan genç bir çiftin hikayesi anlatılıyor. 09:50 Muharrem Klip 09:55 Yabancı Sinema "Macera Adası" 11:30 Muharrem Klip 11:35 1'de Bugün 11:50 6 Mantı 13:00 On Muharrem 13:15 Savaşta Barışta Türk Ordusu 13:45 PTT 1. Lig Futbol Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş. - Bucaspor" 14:45 Devre Arası 15:00 PTT 1. Lig Futbol Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş. - Bucaspor" 16:00 Gezelim Görelim 16:35 Muharrem Klip 16:40 On Muharrem 16:55 Şimdi Onlar Düşünsün 18:45 1'de Bugün 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Hayat Ağacı 09:10 Adanalı 11:40 Yahşi Cazibe 14:00 Alemin Kıralı 16:10 Yerli Dizi 18:45 Hafta Sonu atv Ana Haber 20:00 Kertenkele 22:30 Kim Milyoner Olmak İster? 23:45 Yerli Dizi 01:45Bitmeyen Şarkı 03:10 Aşk ve Ceza 04:40 Beyaz Gelincik 04:00 ÖLÜMÜN EL YAZISI Bir iş adamları derneği olan YAKAD amacından sapmıştır. Çıkarları yüzünden yönetim kurulu üyesi ünlü iş adamı Recep Solmaz’ın öldürülmesine karar verilmiş bunun için de bir kiralık katil tutulmuştur. Çifti takip eden kiralık katil, iş adamının karısı Nazan (H. Avcı) ile bir uçak yolculuğunda göz göze gelince kendini ele verir. Nazan, katili daha önceden tanımaktadır. Nazan öldürüleceğini anlar. Paniğe kapılan Nazan uçakta bir not yazar ve bunu gazeteci Erol Doğan’ın (M. Damian) cebine gizlice atar. Erol, yarı Amerikalı yarı Türk bir gazetecidir. "Kirli Para" "Bullhead" filmiyle Oscar'a aday olan Yönetmen Michael R. Roskam, yeni polisiye dramı "Kirli Para" ile sinema severlerin karşısına çıkacak. Dennis Lehane'ın kısa hikayesinden beyaz perdeye uyarlanan filmin başrol oyuncusu Tom Hardy, "Bob Saginowski" karakteri ile yer altı dünyasında gangsterlerin kirli para transferini yaptıkları bir barmeni canlandırıyor. Tom Hardy'a; Noomi Rapace, geçen yıl hayatını kaybeden James Gandolfini, Matthias Schoenaerts, John Ortiz, Ann Dowd, Michael Aronov, James Frecheville, Elizabeth Rodriguez, Tobias Segal ve Michael Esper eşlik ediyor. 07:00 DÜNYAYI GEZİYORUM 08:30 GAGGUK 09:30 2.SAYFA 11:00 HAFTASONU 12:00 BURADA NE YENİR? 13:10 SON TREND 14:15 GAGGUK 15:00 GÜRKAN ŞEF İLE MANGAL ZAMANI 15:50 5 ÇAYI 16:45 DOLU DOLU ANADOLU 18:15 EMRE BUGA İLE ANA 20:00 YABANCI SİNEMA TİTANİK 2 22:15 YABANCI SİNEMA KAR CANAVARI 00:00 KICKBOKS GECESİ 02:10 SUÇ KRALLARI 02:40 YABANCI SİNEMA KAR CANAVARI-TEKRAR 04:15 YABANCI SİNEMA 06:00 Dila Hanım 07:30 Akasya Durağı 09:30 Yerli Dizi 12:00 Yerli Dizi 14:00 Yerli Dizi 16:30 Yerli Sinema 18:30 Star Haber 19:15 Star Life 20:00 Açlık Oyunları 2 22:00 Sil Baştan 00:30 Yerli Dizi 03:00 Yerli Sinema 04:30 Yerli Sinema 20:00 TİTANİK 2 Orjinal İsmi:Titanic 2 Yönetmen:Shane Van Dyke Oyuncular:Shane Van Dyke, Marie Westbrook, Bruce Davison Yapım Yılı:2010 Tür:Aksiyon/Macera İlk Titanik’in denize açılmasının 100. yılında, modern ve lüks “Titanik 2” adında bir gemi daha yolculuğuna başlamak üzeredir. Her şey güvenli görünmektedir. Ancak kimsenin hesaba katamayacağı bir felaket olur ve Tsunami buzulları harekete geçirir. İlk Titanik’in kaderini tekrar yaşamamak için herkes seferber olur. Yılın ilk Oscar ödülleri, bugün günü sahiplerini bulacak LOS ANGELES- Sinema dünyasının en prestijli ödüllerinden Oscar'ı dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, yılın ilk ödüllerini bugün vermeye hazırlanıyor. Bugün düzenlenecek ödül töreninde aktris Maureen O'Hara, senaryo yazarı JeanClaude Carriere ve Japon animasyon yapımcısı Hayao Miyazaki'ye onur ödülleri verilecek. Törende ünlü müzisyen ve oyuncu Henry Belafonte'ye de Jean Hersholt İnsaniyet Ödülü takdim edilecek. Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, 2009 yılından bu yana "Governors Ödülleri" olarak da bilinen onur Oscarlarını dağıtıyor. Onur Oscarına layık görülenler arasında Lauren Bacall, Angelina Jolie, Oprah Winfrey ve Steve Martin de bulunuyor. (AA) "Yıldızlararası" Christopher Nolan'ın yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Matthew McConaughey, Anne Hathaway, Jessica Chastain, Bill Irwin, Ellen Burstyn, Michael Caine, Wes Bentley, Casey Affleck, David Gyasi, Mackenzie Foy ile Topher Grace var. Macera ve bilim-kurgu türündeki filmde; dünya üzerindeki yaşam sona ererken; bir grup araştırmacının bulunduğumuz galaksinin ötesine yolculuk edererek, insanların yıldızların ötesinde yaşamını sürdürmesinin mümkün olup olmayacağını keşfe çıkması konu ediniyor. 01:00 Bay Tahmin 02:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar) 03:30 Aramızda Kalmasın 04:45 Ver Fırına (Tekrar) 06:00 Oynat Bakalım (Tekrar) 07:00 Batman (Tekrar) 07:15 Casper (Tekrar) 07:30 Disney Kuşağı 08:45 Oynat Bakalım (Tekrar) 09:30 Ver Fırına (Kolaj) 11:00 Belgesel 12:00 Ardanın Mutfağı 13:00 Kaçak Gelinler (Tekrar) 15:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar) 17:00 Chelsea - QPR 19:00 Akademi (Tekrar) 19:15 Kel Alaka (Tekrar) 20:45 Yetenek Sizsiniz 06:00 Kanal D Çocuk Kulübü 07:15 Akasya Durağı 09:30 Magazin D 12:15 Çok Güzel Hareketler Bunlar 13:15 Urfalıyam Ezelden 16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Güllerin Savaşı 23:00 Arkadaşım Hoşgeldin 01:00 Tehlikeli Misafir 02:30 Çok Güzel Hareketler 04:00 Ölümün El Yazısı 20:30 AÇLIK OYUNLARI 2 Katniss ve yoldaşı Peeta 74. Açlık Oyunları'nı kazandıktan sonra sorunsuz bir şekilde evlerine dönmeyi başarırlar. Ancak bu galibiyet her şeyden önce zafer turu yapmalarını gerektirmektedir. Her bölgeyi ayrı ayrı ziyaret ettikleri bu yolculuk sırasında Katniss, büyük bir ayaklanmanın ilk işaretlerine şahit olur. Başkaldırmanın ilk ipuçlarını gören Başkan Snow ise direnişi engelleyecek çareler aramaya başlar. Yeni Açlık Oyunları ile ilgili beklenmedik 'sürprizler' tasarlayan Snow 75. yılını kutlayacak Açlık Oyunları'nda, 25 yılda bir düzenlenen Çeyrek Asır Oyunları'nın (Quarter Quell) üçüncüsünün yapılacağını duyuracaktır 8 Kasım 2014 Cumartesi Şeker ve tuza savaş açan valiye esnaftan destek Fehmi KORU [email protected] Yeni partilere siyasette yer var mı? Şeker ve tuz tüketimini azaltmak için yaptığı çalışmalarla dikkati çeken Vali Dursun Ali Şahin'i esnaf da destekliyor. EDİRNE - Kafeterya ve çay servis edilen iş yerlerinde "tek şeker" uygulaması başlatan Şahin, İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla aşırı tuz kullanımına karşı da mücadele başlattı. Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, amacının şeker ve tuzu tamamen yasaklamak olmadığını söyledi. Türkiye'de insanların ihtiyacından fazla şeker ve tuz tükettiğinin tespit edildiğini ve bunun sağlık açısından zararlı olduğunu belirten Şahin, şöyle konuştu: "Sağlık için şekerin azaltılması amacıyla yaptığımız çalışmaya tuzu da ekledik. Şekerden sonra tuzla ilgili de kararlar aldık. Karar, ekmek yapımında ve lokantalarda kullanılan tuz oranının üçte bir oranında azaltılmasını kapsıyor. Uygulama çerçevesinde zamanla lokantalardaki tuzluklar kaldırılacak. Bir iki numune bırakılabilecek. Bu tuz da istek halinde müşteriye verilecek." Adınıza telefon alınmış olabilir ESKİŞEHİR - Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Eskişehir Şube Başkanı Sülahi Özalp, vatandaşların haberi olmadan üzerine GSM hattı ve cep telefonu alındığı yönünde şikayetler aldıklarını söyledi. Özalp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüketicilerin bazen kendi hatalarından mağdur olduğunu bazen de habersizce mağdur edildiğini bildirdi. Tüketicilerin alışverişleri sırasında dikkatli olması gerektiğini anlatan Özalp, şöyle konuştu: "Vatandaşların haberi olmadan üzerine GSM hattı ve cep telefonu alındığı yönünde şikayetler alıyoruz. Dolayısıyla tüketicilerimizin bilgilerini her aşamada art niyetli insanlar kullanabiliyor. Tüketicilerimizin mutlaka dikkatli olması, öncelikle savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekiyor. Yani bizim bir cep telefonumuz var. Bu hattı kullanıyoruz ama e-Devlet şifresi alarak sorgulama yaptığımızda birden fazla hat olduğu görülüyor. Yine aynı şekilde sizin adınıza cep telefonu da alınmış. Bu çok tehlikeli bir şey. Bu durum e-Devlet şifresi üzerinden araştırma yaptığınızda ortaya çıkıyor. Burada çok ciddi mağduriyetler söz konusu. Tüketicilerimizin yapması gereken en önemli şeylerden biri bu araştırmayı yapmak olacaktır." Özalp, tüketicinin kendi tedbirini kendisinin alması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti. "Bunların şöyle olduğunu düşünüyoruz. Bir yere abone olunurken kimlik fotokopisi isteniyor. Kimlik fotokopisi verirken mutlaka ne için verildiğini, el yazısıyla fotokopinin üzerine belirtmek gerekir. Nereye hangi evrakı verecekse o evrakın üzerine mutlaka ne için kullanıldığını yazması gerekir. Art niyetli insanlar tüketicinin bu iyi niyetini fırsat bilip fotokopi üzerinden sizin adınıza hat ve cep telefonu alabiliyor. Kendisine ait olmayan bir telefon alınmış, hat alınmış bunu kimler ne amaçla kullanıyor bilmiyoruz. Mağdur edilen vatandaşımızın öncelikle savcılıktan bunun araştırmasını talep etmesi lazım." Özalp, vatandaşları daha dikkatli olmaları konusunda uyararak, "Tüketicilerimiz üzerine hat olup olmadığını, cep telefonu alınıp alınmadığını e-Devlet şifresi alarak 'mobil hat sorgulama' kısmına girip sık sık kontrol etsin" ifadelerini kullandı. (AA) Şahin, bilim adamlarının, 30 yaşından sonra tuzun daha zararlı olduğu belirttiğini, lokantacılar ve ciğercilere tebliğ ettikleri kararlarla az tuz kullanmayı alışkanlık haline getireceklerini kaydetti. Edirne Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (EDESOB) Başkanı Emin İnağ da Vali Şahin'in uygulamalarını yerinde bulduklarını söyledi. Bu kararların yakında Sağlık Bakanlığı nezdinde de uygulamaya konulacağını öğrendiklerini belirten İnağ, "Bana göre çok önemli bir karar. Hatta geç kalınmış bir karar. Tedaviler için harcanan bir sürü masraf var. Tuzun da şekerin de fazlası zarar" diye konuştu. Edirne'yi Tanıtma ve Tava Ciğer Lezzetini Koruma Derneği Başkanı Bahri Dinar ise Vali 3 [email protected] yurt haberlerİ Şahin'in aldığı kararın çok yerinde olduğunu ve esnaf olarak uygulamaya geçtiklerini söyledi. Ürünlerini daha az tuzla pişirerek ve tuzluklara daha az tuz koyarak tuz kullanımını azaltmaya yönelik mücadeleye destek verdiklerini ifade eden Dinar, şunları kaydetti: "Üç beyazdan ömür boyu kaçının derler. Sayın Valimizin şeker uygulamasından çok memnunuz. Şimdi de tuzla ilgili bir uygulama var. Kampanyaya destek olmak için tuzun zararlarını anlatan broşürler bastırdık. Tuzlukları daha az dolduruyoruz. Sağlığa zararlı bir beyazdan bahsediyoruz, o yüzden esnaf olarak bunu canı gönülden destekliyoruz." (AA) Zigana Tüneli, Karadeniz'e nefes aldıracak GÜMÜŞHANE - Doğu Karadeniz'i, Orta Doğu'ya bağlayan tarihi İpek Yolu güzergahında yapılması planlanan 12,9 kilometrelik Zigana Tüneli için 10 Kasım'da ihaleye çıkılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen ay kente yaptığı ziyaret sırasında projesinin tamamlanarak 10 Kasım'da ihaleye çıkılacağı müjdesini verdiği Zigana Tüneli, özellikle kış aylarında sürücülerin en çok zorlandığı yerlerin başında geliyor. Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 Kasım'ın Gümüşhane için bir milat olduğunu belirterek, "Gümüşhanemizin dev projelere öncülük etmesini sağlayan başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımıza, bakanlarımıza, milletvekillerimize, Karayolları Bölge Müdürlüğü ekiplerine teşekkür ediyoruz" diye konuştu. Çimen, yeni Zigana Tüneli'nin tamamlanmasıyla Gümüşhane'nin denize uzaklığının 30 dakikaya ineceğini dile getirerek, projeye göre yeni Zigana Tüneli'nin giriş ve çıkışında köprülü kavşaklar, viyadükler ve tünelin çift tüp olacak şekilde yapılacağını anlattı. Tünelde ayrıca iki adet tahliye dönüşü ve kaçış tünelinin bulunacağını belirten Çimen, şunları kaydetti: Ufukta yeni partiler görünüyor... Ak Parti’den ayrılan bir grup partileşme sürecini başlattı; CHP’den ayrılan ve ayrılacakların da aynı yolu izleyeceği sanılıyor... Dikkat çeken yön şu: Ak Parti yönetimi şimdi partileşme yolunda olanların ayrılmalarını âdeta teşvik etmişti; CHP yönetimi de ‘ulusalcı’ bir partinin kuruluşuna sanki kendisi ebelik ediyor... Neden acaba? Galiba sebep şu: Yerleşik partilerden ayrılanların kurdukları partiler kalıcı olamıyor; halk onlara pek iltifat etmiyor... Bunun tek istisnası CHP’den ayrılan DP’dir; istisna oluşunun o döneme ait özelliklerden kaynaklanan sebepleri var. Buna karşılık, DSP gibi, Ak Parti gibi sıfırdan oluşturulan partiler daha şanslı. Bir yerlerde kökleri olsa da, başarılı olmak isteyenin, o köklere fazla takılmaması gerekiyor. Politik arenada kendilerine yer açmaya çalışanların bazı ülkelerde şimdilerde meydana gelen gelişmelerden etkilendikleri anlaşılıyor. “Orada olan, neden bizde de tekrarlanmasın?” diye düşünüldüğü çok belli. İngiltere’de bizdekine benzeyen bir siyasi ortam var; daha doğrusu vardı. Muhafazakâr ve İşçi partileri arasında gidip gelen iktidarın şimdi yeni bir tâlibi bulunuyor: United Kingdom Independent Party; kısa adıyla UKIP... Geçen ay yüzde 15 olan desteği UKIP’in, bugün seçim olsa yüzde 19 oy alabilecek bir düzeye çıktı ve orada da durmayacağa benziyor. Avrupa Parlamentosu için mayıs ayında yapılan seçimlerden birinci parti olarak çıktı UKIP... Unutmayalım: Yeni bir parti bu ve kısa süre önce yapılan ara-seçimde kazandığı tek milletvekiliyle Parlamento’da temsil ediliyor... İspanya’da yükselen yıldız Podemos Partisi... Televizyon programı da yapan genç bir profesör kurdu Podemos’u: Pablo Iglesias... Iglesias’ın Avrupa Parlamentosu seçimleri (mayıs) öncesinde kurduğu Podemos o seçimde oyların yüzde 8’ini almayı başardı. Şu anda halk desteği sıralamasında İspanya’nın ikinci partisi durumunda ve ilk genel seçimde iktidara gelme şansı olduğundan söz ediliyor. Henüz bir yılını bile doldurmamış bir parti olduğunu hatırlatayım Podemos’un... Podemos, ‘Evet, yapabiliriz’ anlamına geliyor... Kurucusu Pablo Iglesias böyle bir girişimde bulunma cesaretini komşu İtalya’ya bakarak üstlenmiş olabilir. Hayatını şaklabanlık yaparak kazanan biriydi Beppe Grillo. İtalya’da, dört yıl önce, ‘Beş Yıldız Hareketi’ (MoVimento Cinque Stelle) adıyla ve ‘biraraya gelip fikir alış-verişinde bulunmak, siyasetin keyfini çıkarmak’ amacıyla oluşturduğu siyasi hareket partiye dönüştü, girdiği ilk genel seçimde yüzde 25’in üzerinde oy almayı başardı. Demokrasisi oturmuş üç Avrupa ülkesindeki herbiri farklı siyasi zeminde oluşmuş üç örnekten söz ediyorum. UKIP, Podemos ve Beş Star’ın tek ortak özellikleri, yerleşik düzene ve hazır kabullere karşı çıkmaları... Ak Parti çatısı altında buluşanlar Türkiye’de o şansı 2002’de yakalamışlardı. Yeni oluşum peşinde olanlar, o anlamda, hayli geç kalmış görünüyorlar. Türkiye’de iktidara gelebileceği görüntüsünü veren bir muhalefete ihtiyaç var. Ak Parti hiç iktidardan gitmeyecekmiş görüntüsünü veriyor; 2023’ü bıraktı, 2071’i planlıyor. Buna karşılık, CHP ne yaparsa yapsın iktidarı yakalayamayacak bir parti görüntüsünde; kendisini geleneksel tabanı dışına açma girişimlerine rağmen... Yeni partiler kurmak kolay; zor olan, kurulan partileri halka benimsetebilmek... 7 Kasım 2014/ HABER TÜRK "Zigana'ya yapılacak tünel, Türkiye'nin en uzun tünellerinden biri olacak. Bu tünel sayesinde ulaşım daha kolay hale gelecek ve daha güvenli yolculuk yapma imkanı sağlanacak. Zigana Dağı'na yapılan harcamalar önemli oranda azalacak. İlimizin ekonomisi canlanacak. İlimizin turizmine canlılık gelecek, sanayimiz canlanacak. Her nereden bakarsak bakalım ilimizin ekonomisi 50 kat canlanacak." Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı İsmail Akçay ise 10 Kasım'da, Gümüşhane'nin hayali olan Zigana Tüneli'nin ihale edileceğini belirterek, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan duymanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Ulaşımın, uluslararası standartlarda olması için yıllarca talepte bulunduklarını vurgulayan Akçay, bölünmüş yolların bitme aşamasına geldiğini ifade etti. Akçay, bunun sevincini yaşarken, tek engellerinin Zigana Dağı'nın aşılması olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımız ilimizi ziyaretinde Zigana Dağı'nın yeni bir tünelle geçileceği müjdesini verdi. Çok mutlu olduk. Zigana Tüneli'ni sadece Gümüşhane ve bölge ile irtibatlandırmak doğru bir karar olmaz. Zigana Tüneli, Türkiye'nin ve uluslararası karayolu taşımacılığının tamamına hitabeden çok önemli stratejik geçiş noktasıdır. Bugün itibariyle Zigana Dağı'ndan geçen taşıt sayısı yıllık 1 milyon 200 bindir." Tünelin yapılmasıyla Gümüşhane-Trabzon arasında yarım saatlik bir kısalmanın olacağını vurgulayan Akçay, bu kısalmanın geçen araç sayısı dikkate alındığında milli ekonomiye katkısını önemli oranda artıracağını kaydetti. Akçay, Türkiye'nin akaryakıtın tamamına yakınını dışarıdan alan bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Dış açığımızı önemli ölçüde etkileyen de petrol ithalatıdır. Bu nedenle 1 milyon 200 bin araçta tüketilen yakıtı yarım saat daha az harcamayı düşünürsek yeni Zigana Tüneli kendisini beş yılda amorti edecektir" dedi. (AA) Diyanet Vakfı her ilde "öğrenci evleri" açacak ANKARA - Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yükseköğrenim görenlerin barınma ihtiyacını karşılamak için ülke genelinde öğrenci evleri açmak için çalışma başlattı. TDV Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakıf olarak 10 ilde 12 yükseköğrenim öğrenci yurduyla hizmet verdiklerini, yurt sayısını 20'ye çıkarmak için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Türkiye'de 2003'te 70 olan üniversite sayısının 2014 yılında 184'e çıktığını anımsatan Tutkun, üniversitede okuyan öğrenci sayısının 5 milyon 439 bine ulaştığını belirtti. Tutkun, üniversite öğrencileriyle ailelerinden konaklama ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yoğun talep aldıklarını dile getirdi. Üniversite öğrencilerinin konaklama sorununu çözmek için farklı projeler geliştirdiklerini vurgulayan Tutkun, her ilde öğrenci evleri açılması yönünde çalışma başlattıklarını aktardı. Tutkun, şu an yurtların toplam kapasitesinin 4 bin 878 olduğunu ifade ederek, "Bütün yurtlarımız dolmuş durumda. Bursa, Muğla ve Sakarya yurt- larımızda biraz yer kaldı. Vakıf olarak yükseköğrenim gençliğine huzur içinde kalabilmeleri için din görevlilerimiz gözetiminde öğrenci evleri açıyoruz. İstanbul Kadıköy'de 20, Yozgat Boğazlıyan'da 3, Samsun'da 3, Edirne'de 3, Antalya-Manavgat'ta 2 öğrenci evi açtık. Evlerde şu an yaklaşık 230 öğrenci kalıyor. Güvenilir, sağlıklı, modern evlerle öğrencinin başarı çıtasını yükseltmek istiyoruz" şeklinde konuştu. Projeyi, son yıllarda yurtların yetersiz kalması ve öğrencilerin mağduriyet yaşamasından dolayı geliştirdiklerine işaret eden Tutkun, öğrenci evlerinin sorumluluğunu illerdeki TDV şubelerinin yürüteceğini kaydetti. Vakfın her ilde bir yurt projesiyle yurt yapımını teşvik ettiğine dikkati çeken Tutkun, şöyle devam etti: "Öğrenci evlerini buna alternatif olarak değil, tamamlayıcı bir unsur olarak görmekteyiz. İlde yurt açılması durumunda öğrenciler açılan yurda yönlendirilebilecektir. Evlerimizi il ve ilçelerde gönüllü din görevlilerinin bulunduğu yerlerde açacağız. Her ev için gönüllü din görevlilerinden sorumlu bir kişi görevlendireceğiz. Bayan evleri için bayan, erkekler için de erkek görevlilerimiz olacak. Evlerde öğrencilerimizin maddi manevi gelişimlerine destek vereceğiz. Öğrenci evleri vakıf şubemizce kiralanacak. Kira kontratı şube adına yapılacak, kirası da şubemiz tarafından ödenecek. Evlerin iç donanımı yine şubelerimizce yapılacak." Tutkun, evlere alınacak öğrencilerin vakıf başkanı, şube yönetim kurulundan bir üye ve şube yöneticisi tarafından oluşturulan komisyonca seçileceğini anlattı. Tutkun, evlerde, bütün giderlerinin vakıf tarafından karşılanmayacağını, öğrencilerin de yükümlülükleri bulunacağını belirtti. (AA) 4 ANKARA 8 Kasım 2014 Cumartesi Tüp bebek uzmanları YediGün’e konuştu-2 Dr. Hakan Şatıroğlu: “Tüp bebek için merkez ve doktor iyi araştırılmalı” Tüp bebek tedavisi için ile ilgili yazı dizimizin 2. bölümünde yine önemli açıklamalarda bulunan Dr. Hakan Şatıroğlu, “Sağlık hizmeti bütün dünyada endüstrileşmeye gidiyor ve bu hiç onayladığım bir şey değil. Böyle bir sistemde dikkat edilecekler: Tüp bebek ya da sağlık hizmeti için bütün merkezler ve doktorlar, web sitelerinden detaylıca araştırılmalı” diyerek vatandaşları uyardı. RÖPORTAJ TÜLAY CANPOLAT -Sayın Şatıroğlu, tüp bebek tedavisinin masrafları neden artıyor, etkili olan sebepler neler? Sertifiye olmadıkları için. Örneğin Maraş’taki bir hasta Ankara’ya geliyor; Ankara’da kalıyor otel masrafı, diğer ücretler katlıyor. Halbuki orada eğitimli bir doktorunuz olsa buraya gelmesine ve o masrafları yapmasına hiç gerek kalmayacak. Hem oradaki doktorda “Hastam gitti” diye bir para telafi yoluna gitmez; hem de hasta yıpranmamış olur. -Tüp bebek merkezleri tercih edilirken hastalar nelere dikkat etmeli, ne gibi şartlar aramalı? Sağlık hizmeti bütün dünyada endüstrileşmeye gidiyor ve bu hiç onayladığım bir şey değil. Şimdi zincir hastaneleri o yüzden çıktı. Zincir hastane dünyanın hiçbir yerinde yok bir tek Türkiye’de var. Çok paran vardır çok hasta açmak istersin tamam ama her birinin adı farklı olmak zorunda. Zincir tüp bebek merkezlerinin önüne geçmek için her kurumun içine bir tüp bebek merkezi zorunlu kılınmalı. Tüp bebek merkezlerinin zincir halinde endüstri haline gelmesini istemem. Böyle bir sistemde dikkat edilecekler: Tüp bebek ya da sağlık hizmeti için bütün merkezler ve doktorla araştırılmalı, web sitelerinden doktor ve hastane detaylıca araştırılmalı. Ama şu andaki şartlarda kendi şehir ve yaşadıkları yerlerdeki tüp bebek merkezlerini tercih etsinler bu birincisi. İkincisi eğere denemiş ya da başarılı olamamışlarsa birkaç tane merkezi denesinler. Canları çünkü gelecek ve paraları söz konusu. Üçüncüsü ilk gittikleri yerde hadi sana tüp bebek yapalım diyen yerlerden uzak dursunlar. Sağlık bakanlığı düzenli olarak tüp bebek merkezlerinin başarı oranlarını yayınlasın yurt dışında yayınlanıyor. Aylık tüp bebek merkezlerinin resmi ve özel kurumların başarılarını yayınlasınlar. İnsanlarda gebelik, tercihlerini düzgünce yaparlar... -Bir hasta için ne zaman tüp bebek kararı verilir, belirli bir aralık var mıdır? Eskiden 20’li yaşlar için biz bir yıl beklerdik şimdi 30’lu yaşlar için ilk defa deniyorlarsa bütün dünyada 3-6 ay bekleniyor. Ama bilinen bir sıkıntı varsa mesela yapılan sperm tahlilinde tüp bebek tek seçenekse fazla beklemeye gerek yoktur. Bu bekleme sürecini ayırt etmenin yolu şu; çiftler çocuk sahibi olmak istediklerinde bebek sahibi olmak istedikleri aydan 3-4 ay önce bir hekime gidip sperm tahlili, kadının muayenesi, kadının gebelik yaşı ve bedenin gebeliği kaldırıp kaldıramayacağı şeklinde basit bir muayeneden geçerlerse süreç kısalır. Ama erkekte hiç sperm yoktur ya da sayısal olarak sıkıntılıdır o zaman 6 ay boşuna beklememiş olur ön muayenenin faydasıdır bu. Veya hanımefendinin bir polikistik overi (yumurtlama problemi) varsa bunun sonucuna bakılabilir. Bütün çiftlere şiddetle öneriyorum ikinci bebeklerine niyetlenseler bile mutlaka bu küçük kontrolü yaptırmalılar. GEBELİKTEN 3-4 AY ÖNCE ÖN MUAYENE ŞART Özellikle taşıyıcı olan kadının bu kontrolden geçmesi gerek. İkincisi bir tüp bebek için gittiğiniz yerde “Sizinle konuşuluyor mu?” derdiniz. “Sağlıklı bir şekilde dinleniyor mu, artı hemen ilk tedavi olarak size tüp bebek önerilip önerilmiyor mu?” Bazı durumlarda önerilir mesela tüpleri tıkalıdır buna başka bir şey yapamazsınız fakat bunun netliği oluşmadan ilk karar tüp bebekse orada düşünmelisiniz. Ama yıllarca “Bir sıkıntı yok” denmiş. “Kanallar açık gelin size tüp bebek yapalım” deniyor hayır tercih edilmemeli. Oradan biraz uzaklaşmalarını öneririm. Nasıl bir ayakkabı alırken dükkan dükkan geziyoruz bu konuda da tüm merkezler incelenmeli. -Tüp bebek tedavisinin riskleri nelerdir, çoğul gebelik riski var mıdır? -Çoğul gebelik riski vardır; ama uygulamayla bir parça daha artar. Aşılamada bile daha tüp bebeğe gitmeden çoğul gebelik riski vardır. Örneğin bir değil de iki tane üç tane yumurta üretilirse ki bazen kontrol edemezsiniz; bu durumda o döngüyü iptal etmek gerekir. Tüp bebekte de yönetmeliğimiz gereği belli kriterler içerisinde belli yaş gruplarında ya da tedavide daha önce başarısızlıklar varsa bir değil de iki tane aşılama olabilir. Bir embriyo transferi yaptığınızda ihmal edilebilir bir ikiz gebelik ihtimali vardır fakat iki embriyo transfer ettiğiniz de yüzde 8-10 civarında bir ikiz gebelik olma ihtimali vardır. Üç tane embriyo transfer edildiğinde bu oran yüzde 1015’lere çıkar. Bunları doğacak bebekler için risk ve anne adayları için risk olduğu için sevmeyiz. Yani bir tane embriyo verdiğiniz de 35 yaşım altında yüzde 40’ken iki tane verdiğinizde bunu 55, üç tane verdiğinizde maksimum yüzde 60’a çıkarabilirsiniz. Ama aradaki 10 puanlık fark oluşturacağınız tehlikeye değmez. Tüp bebek tedavisinin bilinen bir yan etkisi yok. Kullanılan ilaçlar kısa süreli kullanıldığı için kanser falan yapmaz. Yumurtalıklardan incecik bir iğneyle de olsa yumurta toplandığı için yumurtalıklarda kanama enfeksiyon riskleri vardır; ama bilinen o ki yeryüzünde yapılan bir çok uygulamadan daha risksizdir. -Yaş tüp bebek tedavisini nasıl etkiliyor, hangi yaşlara kadar tedavi alınabilir? -Etkiler şöyle ki kadının kromozomlarındaki genetik şifreler çoğunlukla bozuluyor. Bozulmasının sebebi de şu; anne karnında 6 haftalıkken yumurtaların oluşturulması ve 40’lı yaşlara kadar muhafaza edilmesi. 50 sene içinde her doku gibi tabiat, yediğimiz içtiğimizden etkilenip eskiyorlar. İçyapılarında farklılıklar oluşuyor. Kendiliğinden gebelikler 40 yaşlarla birlikte yüzde 5’lere iniyor. 35 yaşın üzerinde yüzde 30’lara iniyor aylık gebelik oranları. 35 yaşın altında yüzde 40’lara kadar çıkar. 40’lı yaşlarda çok dramatik biçimde gebe kalma oranı düşüyor 45 yaşından sonra pratik olarak gebe kalmıyor diyoruz. Bir başka sebep de erkek spermi. -Gelecekte Türkiye ve dünyada nasıl olacak tüp bebek ve doğum oranları artacak mı? Ekonomik anlamda bu denli müdahale edilirse insanların yaşamlarına, karı maksimize edelim diye insanlar doğal yollarla gebe kalmayı unutacaklar. Kaba bir istatistik olarak söyleyeyim; Hollanda da doğan her 5 bebekten biri tüp bebek, Amsterdam’da doğan her 3 bebekten biri tüp bebektir. Bu çok ciddi bir rakam işte bunu dünyaya teşmil edin. GELECEKTE NORMAL GEBELİKLERİN YERİNİ ÜREME ODALARI ALACAK Bu şekilde bir ekonomik sistemin varlığı belki de eşeysiz yani kadın erkek olmadan kadının rahmini kullanmadan dışarıdan üreme odalarında ki atlantis mitolojisinde vardır; dışarıda üreme odalarında başka hücrelerden kılımızdan, tüyümüzden, kolumuzdan, dirseğimizden vs. üretmek zorunda kalacağız. Esasen gelecekte kadın yumurtası kısmen kullanılacak; ama erkeklerde çekirdek kullanılacak. Gelecek yüzyıl tüp bebeklerin çağı olacak eğer dengeleri bu hızla bozarsak belki de 1 yıl. Sadece tüp bebek değil adını değiştireceğiz üreme odası olacak. Ve bunun temel sebebi ekonomik sistem. -Gebelik ihtimalini düşüren alışkanlıklar nelerdir? Sağlıklı bebekler için nasıl beslenmeliyiz? -Endüstriyel beslenmemeliyiz yani fabrikadan çıkmış hiçbir ürünü kullanmamalıyız. Üzerinde ‘e’ yazanlara iyi bakmalıyız. Mısır, glikoz şurubu kullanılan ürünler ucuzda olsa almayın. Televizyonlarda izliyoruz hamburger etlerinin nasıl oluşturulduğunu öyleyse ona göre davranın yani endüstriyel ürünlerden uzak durun. Mümkün olduğu kadar el emeğiyle çıkarılmış sanayi olmamış ürünleri kullanalım. Çocuk sahibi olmak için özel kürlere gerek yok normal beslenelim yeter. Soğan yememezlik yapmayın salatayla da olsa yiyin. -SGK’nın Tüp bebek tedavisindeki 23 yaş sınırını nasıl değerlendiriyorsunuz, aşağı çekilmeli mi? Bence 21’e çekilmeli 20 erken olur. 23 yaş tüpü tıkanmış bir hasta için oldukça geç bir yaş. Bir hasta geldi 18 yaşında 3 yıllık evliymiş bir ameliyatta bir tüpü alınmış ne yapacak bu hasta 3 yıl daha mı bekleyecek? 5 yıl daha mı beklesin? Dolayısıyla 20’li yaşlara çekilmeli ve endikasyonlara göre hareket edilmeli. İleri yaşlara artırılmalı mesela 39 yaşın üzerine ödemiyor halbuki esas problem orada. Bu nedenle üst sınırı biraz daha yükseltilmeli. Özellikle 43-45 yaş bir kurulun karar vererek yapması gereken yaşlar. -Peki gelecekte böyle bir karar alınabilir mi, normal gebelikler azalacak diyorsunuz o halde yaş üst sınırı düzenlenebilir mi? DEĞİŞEN İKLİM KOŞULLARINDAN -Çok rahatlıkla alınabilir. Normal doğumlar EN FAZLA ERKEKLER ETKİLENİYOR azalacak, gelecek tüp bebek yüzyılı olacak fakat -Erkek spermi giderek iklim koşulları ve diğer bunun içinde yüzyıl beklemeyelim. Benim hasta nedenlerden dolayı azalıyor. Son 10 yılı tez grubum 35 ve 40 yaş üzeri ve bu insanların bir olarak çalıştırdım gerçek anlamda bir azalma iki hakkı bitti mi bitiyor. Halbuki bu hastalarda var. Ama bu durum erkeklerin yaşıyla değil tekrar etmek gerekiyor. Üç sınırı iyi bir rakam fakat bunu başka türlü de desteklemek yaşam biçimiyle ilgili. Yeryüzündeki değişimlere gerekiyor; yaygınlaştırmak, harcamaları erkekler daha hızlı ayak uyduruyorlar yediğimiz düşürmek gerek. Adam Türkiye’nin öbür ucuniçtiğimiz, giydiğimiz pantolonlar. Bu çağ ve dan gelip de bir ay burada otel parası vermesin. yaşam biçimi erkekleri daha fazla etkiliyor. Yaygınlaştırmak sorunları çözecek fakat yaygınEskiden bu kadar fazla yoktu; erkek faktörü laştırma ticareten değil eğitim kurumları içinde fakat şimdilerde yüzde 45-50’lere çıktı. Erkek olmalı. (Devamı Pazartesi) faktörüyle daha fazla uğraşır olduk. Tarımsal yatırımcıya hibe desteği Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre tarımsal sanayiye yatırım yapacak girişimcilere %50 hibe desteği verilecek. HABER MERKEZİBu yıl destekleme kapsam ve miktarlarının illere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, bununda üretim planlaması ve yetişen ürünlerin bölgede işlenerek, pazarlanması açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Ankara’da bitkisel ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması, soğuk hava deposu, çelik silo, hayvansal orijinli gübre işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması, alternatif enerji kullanan yeni sera ve alternatif enerji üretim tesislerine destek verileceğini ifade eden İl Müdürü Temel, bu konularda kısmen yapılmış yatırımların tamamlanmasına yönelik, kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik ile yeni tesis yapılmasına yönelik %50 hibe desteği verile- ceğini, bu desteğin de beş yüz bin TL’ye kadar çıkabileceğini söyledi. 2006 yılından bu yana uygulanan bu projede şimdiye kadar 84 girişimciye destek ver- ildiğini kaydeden Temel, verilen destek miktarının ise 18 milyon TL olduğunu belirtti. Ankara’nın önemli bir tarımsal üretimi olduğunun altını çizen Temel, üretilen ürünlerin istenilen formda tüketiciye sunulması için tarımsal sanayiye yatırım yapılması gerektiğini ve yatırım için bu desteğin çok önemli olduğunu kaydederek, “Çiftçilerimizin alın terinin korunması ve ürünlerin değerlerinin korunması için tarımsal sanayiyi çok önemsiyoruz. Tarımsal sanayinin gelişmesi için Bakanlığımız bu projeyi ortaya koydu. Yapılan yatırımların yarısı Bakanlığımızca karşılanıyor. Bu önemli bir oran. Yatırım yapmak, kapasitesini artırmak veya yarım kalmış tesisini tamamlamak isteyen Ankaralı girişimcileri bu destekten faydalanmaya çağırıyoruz” dedi. Başvuruların www.tarim.gov.tr adresinden internet üzerinden yapılacağını ifade eden İl Müdürü Temel, 24 Aralık’ın başvurular için son tarih olduğunu sözlerine ekledi. Etimesgut’un parklarında % 80 elektrik tasarrufu HABER MERKEZİİlçedeki parkların aydınlatılmasında ledli aydınlatma sistemine geçen Etimesgut Belediyesi, enerjide 5 kata varan tasarruf sağladı. 2012 yılında 50 olan ledli direk sayısı 2013’te 650’ye 2014 yılında ise 1350’e çıkarıldı. Kullanılan eski direkler ledli direklerle değiştirildi. Ledli direk kullanımına geçilmesinin ardından belediyenin elektrik faturalarında ciddi düşüşler yaşandı. Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, park aydınlatması alanında tasarruf sağlamak için LED teknolojisine geçildiğini belirterek, “Hızla gelişen, yaygınlaşan verimi artırırken maliyetleri düşüren LED teknolojisini belediyemizin park aydınlatmasında 2012 yılından itibaren uygulamaya başladık. Her yıl led aydınlatmasını daha geniş alanlara yaydık. Şu anda 1350 ledli aydınlatma ile parklarımızın gece aydınlatmasını sağlıyoruz. Parklarımız ışıl ışıl. MÜSİAD ve KOSGEB’ten kobilere destek HABER MERKEZİMüstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Ankara Şubesi, üyelerinin kişisel ve ticari gelişimlerini arttırmak için KOSGEB ile yapılan anlaşma neticesinde bilgilendirme toplantılarına devam ediyor. MÜSİAD Ankara Şube Başkanı İlhan Erdal ve KOSGEB Ostim Merkez Müdürü Mehmet Tezyetiş’in katıldığı toplantıda MÜSİAD Ankara Şube üyesi KOBİ işletmecileri KOSGEB’in faaliyetleri hakkında bilgi aldı. MÜSİAD Ankara Şubesi ve KOSGEB’in ortaklaşa düzenlediği toplantılar hız kesmeden devam ediyor. KOSGEB ile yapılan anlaşma sonrasında KOBİ’lerin destek ve hibeler hakkında bilgi sahibi olmasını amaçlayan MÜSİAD Ankara Şubesi, KOSGEB tarafından açılan hibe ve destek programlarının detaylarını ve bürokratik süreci üyelerine anlatmak için bilgilendirme toplantıları düzenliyor. 81 ilden 81 öğretmen Kızılcahamam’da buluşacak HAKKI MURAT SÖBÜTAYMilli Eğitim Bakanlığı tarafından, ‘Öğretmenlik Mesleğinde Fark Yaratanlar’ başlığı altında24 Kasım Öğretmenler günü etkinliği olarak bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan etkinliğe 81 ilden 81 başarılı öğretmen temsilci olarak katılacak. 24 Kasım 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuğu olarak katılacak ve Ankara iliyle birlikte tüm öğretmenleri temsil edecek olan öğretmen, bu yıl Kızılcahamam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden. Kızılcahamam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bilişim Teknolojileri Alanı öğretmeni Serkan Savaş, temsile layık görüldü. Ankara’daki tüm okullardan ve ilçelerden çeşitli kriterler çerçevesinde gerçekleştirilen puanlamaya dayalı değerlendirme sisteminde ilçe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmeni Serkan Savaş, gerçekleştirmiş olduğu çalışmaların karşılığında bu temsile hak kazandı. Okulundaki mesleki eğitim öğretim faaliyetlerindeki çalışmalarının yanı sıra, alanında yüksek lisansını tamamlamış olup, Gazi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Doktora Programı’nda doktorasını yapıyor. Yabancı dil becerisi iyi düzeyde olan öğretmen, Kızılcahamam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından yürütülen Avrupa Birliği Projelerinden biri Comenius Okul Ortaklığı Projesi ve diğeri Türkiye’de bir ilk olan Leonardo da Vinci Yenilik Transferi Projesi olarak Interaktif 3 Boyutlu Mesleki Eğitim Projelerinin her ikisinin de koordinatörü. Öğretmen Serkan Savaş’ın ayrıca yüksek lisans ve doktora çalışmaları sırasında yayınlanmış olan ulusal ve uluslararası bilimsel makaleleri olup, halihazırda değerlendirme sürecinde olan ve yayınlanmayı bekleyen başka makaleleri de bulunmakta. Savaş, Kızılcahamam’da hizmet verdiği süre içerisinde, İlçe Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve görev yaptığı kurum olan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden pek çok başarı belgesi de bulunuyor. ANKARA ASO 1. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya: “Rekor üstüne rekor kırıyoruz” ASO 1. OSB Başkanı Ahmet Kaya; Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşması yönünde yapılan çalışmaların ihracat rakamlarına da yansıdığını belirtti. HABER MERKEZİSon zamanlarda artan provokasyon eylemleri ilgili de değerlendirmede bulunan ASO 1. OSB Başkanı Ahmet Kaya, Yapılan provokasyonların, ülkemize, huzurumuza, istikrarımıza, barışımıza, inancımıza, birlik ve beraberliğimize yönelik bir komplo olduğunu ifade ederek,” Millet olarak bu oyuna gelmemeli, uyanık olmalı ve sağduyulu davranmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. ASO 1. OSB Başkanı Ahmet Kaya; Yeni Türkiye sloganıyla çıkılan yolda, emin adımlarla yürümeye ve ihracat rakamlarında rekor kırmaya devam ediyoruz. Rakamlara bakacak olursak, Türkiye 12 yıl içinde 36 milyar dolardan, 157milyar dolar ihracat yapabilen ülke haline geldi. TİM verilerine göre, Eylül ayı ihracat rakamı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 oranında artarak 13 milyar 294 milyon dolar seviyesine ulaştı. Ocak-Eylül döneminde ihracat yüzde 5,7 artışla 118 milyar 225 milyon dolara, son 12 aylık ihracat ise yüzde 4,2 artarak 157 milyar 654 milyon dolara yükseldi. Yaşanan bu artışla Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru kırılmış oldu. Son 10 yıllık süreçte Türkiye'nin milli geliri önemli oranda artış gösterdi. 2002'de 232 milyar dolar olan milli gelir, bugün 3,5 kat artarak 820 milyar dolara ulaştı. İhracat yapmadığımız ülke neredeyse kalmadı. 2003'te yüzde 11 seviyesindeki işsizlik, Temmuz 2014 itibarıyla yüzde 9 oldu. Bu rakamlar da Ülkemizde ki istihdamın yaklaşık yüzde 20'sini karşılayan sanayi sektörünün de çok büyük bir payı vardır. Yeni Türkiye ihracata dayalı büyüme modeline geçiş yapmıştır. Ünlü bir söz vardır; “Büyük bir iş başarmak isteyenin, öncelikle büyük bir hayali olması gerekir” diye. Yeni Türkiye’nin hedeflerini yakalaması bizler için artık hayal değil gerçeğin ta kendisidir. Ülkemizde bir taraftan üretimi ve istihdamı geliştirecek çalışmalar devam ederken, diğer taraftan da Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını destekleyici adımlar atılmaktadır. Dışarıda yaratılmaya çalışılan algı ne olursa olsun, bizler üretim yapmaya ve üretimimizi artırmaya devam ettiğimiz sürece ekonomimizi de güçlendirmeye devam ederiz. Ankara’mızın sanayi ve ticari hayatına liderlik eden ve 34.yılını kutlayacağımız, ASO Sincan 1.OSB olarak yıllık 6 milyar dolar olan çıtamızı 2023 yılında 20 milyar dolara çıkararak, Yeni Türkiye yolunda her geçen gün daha fazla büyümeye ve üretmeye devam edeceğiz” dedi. Kurban Bayramında üç gün süren eylemlerin, kimsenin öngörmediği bir çevrimle devreye giren iç ve dış kaynaklı provokatörlerin tahrikiyle bir anda Türkiye genelinde bir kampanyaya, ardından da giderek bir kalkışma ve isyan provasına dönüştüğünü dile getiren Başkan Kaya,”Donanımlı, maskeli profesyonel provokatörlerle şehirleri, binaları, araçları önlerine gelen her şeyi yakıp, yıkarak, insan- ları canice katlederek, kırıp, dökerek, taşlayarak millet malına milyonlarca lira zarar vererek hiçbir hak aranamaz ve bu tablo kabul edilemez. Bu provokasyon, ülkemize, huzurumuza, istikrarımıza, barışımıza, inancımıza, birlik ve beraberliğimize yönelik bir komplodur. Peki, bu komplo neden yapılıyor? Çünkü; Ekonomik yönden; Türkiye’nin IMF’ye borcu bitti. Türkiye borç alan değil kredi veren hibe yapan bir ülke konumuna geldi. Dış ticaret hacmi 400 milyar dolara tırmanıyor, GSYH 1 trilyon dolara yaklaşıyor. Kişi başı milli gelir 12.000 dolara dayanmış. MB döviz rezervi 135 milyar doları bulmuş, ihracat 150 milyar doları aşmış, faizler tek basamaklı rakamlara gerilemiş, enflasyon %7’lerde. Son yıllarda Çin ve Hindistan’dan sonra en yüksek büyümeyi başarmış yeni bir Türkiye var. Bu Yeni Türkiye, Avrupa’nın 6.,Dünya’nın 16. ekonomisi ve G-20 içinde yükselen güçlerin popüler aktörlerinden birisidir. 8 Kasım 2014 Cumartesi 5 ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus: “Şehrin kimliğini esnaflar oluşturur” HABER MERKEZİHalka sağlanan olanakların, esnafa da uygulanmasını isteyen ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus, “Şehirlerin çehrelerini değiştiren, hava sirkülasyonunu engelleyen TOKİ yapılaşmaları, kent dokusunu koruyan esnaf mahalleleri ile dengelenmelidir. Uygun fiyat ve avantajlarla halkımızın ev almasını sağlayan TOKİ, kayıtlara geçen sayısal bilgilere göre 8 yılda 81 ilin 800 ilçesinde 2 bin 992 şantiyede 633 bin 336 konut üretti. Bu rakam, 100 bini aşkın nüfuslu 25 şehre denk geliyor. Şehirlerin karakteristiğini en iyi esnaf dokusundan anlarız. TOKİ şehir gibi kurduğu mahallelerde halka hizmet verecek esnafımızı da unutmamalıdır. Yapılacak olan esnaf mahalleleri ile ekonominin kılcal damarı olan esnafımız da düşünülmelidir. TOKİ, esnafımızı avantajlı ve uygun fiyatlarla dükkan sahibi yaparak, onları ekonomiye kazandırmalıdır. Bu uygulama ile şehrin dokusu bozulmadan, ekonomik kültürü geleceğe taşımak için esnafımız dükkan sahibi olurken, istihdam artışı da sağlamış olacaktır” diye konuştu. Altındağlı 8 bin kadın okuma yazma öğrendi HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi, Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri’nde açtığı okuma-yazma kurslarıyla, tam 8 bin kadının hayatını değiştirdi. Altındağ Belediyesi Kadın Eğitim Kültür Merkezleri sayesinde tam 8 bin kadın, okuma yazma öğrendi. 2014-2015 eğitim öğretim döneminde ise yaklaşık 600 kadın, okuma yazma öğrenebilmek için kültür merkezlerinin kapısını çaldı. Karapürçek -1 Kadın Eğitim Kültür Merkezi üyelerinden 70 yaşındaki Selvinaz Günerkaya, okuma yazma kursuna katılan en yaşlı isimlerden… 2 yıldır okuma yazma kursuna geldiğini söyleyen Selvinaz Teyze, hiçbir dersi kaçırmadığını dile getirdi. Selvinaz Teyze, derslerin çok keyifli geçtiğini ve her geçen gün okuma yazma konusunda daha çok mesafe kat ettiğini belirtti. Daha düne kadar okuma yazma bilmediğini hatırlatan Selvinaz Teyze, artık takvim yapraklarını, faturaları ve çok sayıda kitap okuyabildiğini kaydetti. Selvinaz Teyze, 52 yıldır Altındağ’da oturduğunu ve bu süre içinde birçok belediye başkanı gördüğünü ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha Evde boş boş oturacaklarına bu merkezlere gelip bir harf öğrensinler. Burada kendileri için önemli işler yapabilirler.” dedi. Ayfer Çelik ise Karapürçek-1 Kadın Eğitim Kültür Merkezi’nde okuma yazma kursuna katılan en genç üye... 2 çocuk annesi olan Ayfer Çelik 25 yaşında… Çelik, kalemle defterle ilk kez Kadın Eğitim Kültür Merkezi’nde tanıştığını ve okuma yazma kursuna henüz 1 haftadır geldiğini söyledi. Okuma yazma bilmediği için çocuğunun derslerine önce bize böyle bir imkân sunulyardımcı olamadığını belirten madı. Bize değer veren bir belediye başkanına sahibiz. Benim Çelik, bu durumun kendisini çok üzdüğünü ve böylece kursa için Altındağ Belediyesi’nin yeri ayrı. Veysel Tiryaki’ye minnettarız.” katılma ihtiyacı duyduğunu vurguladı. Birkaç gün öncesine Okuma yazma bilmeyen kadar harfleri bile bilmediğini Altındağlı kadınlara da seslenen kaydeden Çelik, şimdiyse Selvinaz Teyze “Günü televizyon heceleri yan yana getirebildiğini karşısında geçirmesinler. Sokak dile getirdi. dedikodularıyla uğraşmasınlar. Cengizhan’daki iki binanın yıkımı yapıldı Pursakların hanımları TV programına katıldı HABER MERKEZİKanal 7 televizyonunda yayınlanan “Dr. Feridun Kunak Show”a konuk olan Pursaklar Belediyesi Nezaket Hanımevi üyelerine “Barsak düzensizliğinin nedenleri ve çözüm yolları” konusunda bilgi verildi. Programa katılan 30’un üzerindeki hanım başta barsak düzensizliği olmak üzere cilt maskeleri, sağlıklı beslenme, çocuklardaki yürüyüş bozuklukları gibi birçok konuda bilgilenerek sağlıklı yaşamın püf noktalarını öğrendi. Programda sağlıklı beslenmeden güzel olmaya kadar birçok konuda hanımları bilgilendiren Dr. Kunak, hanımlara belediyede sunulan sportif ve sağlık faaliyetlerin önemini de hatırlatarak “Sürekli spor yapın. Beslenmenize ve sağlığınıza dikkat edin” mesajı verdi. Programa katılan hanımlar memnuniyetlerini Belediye Başkanı Selçuk Çetin ve Dr. Feridun Kunak’a teşekkür ederek ifade ettiler. HABER MERKEZİCengizhan Mahallesi’nde zemin kayması nedeniyle hasar gören iki binanın yıkım çalışmaları tamamlandı. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül kaymanın başladığı ilk günden itibaren bölgeyi kontrol edip hem çalışmaları yönetti hem de vatandaşları bilgilendirdi. Tamamlanan yıkım çalışmaları için bölgeye giden Akgül incelemelerde bulundu. Vatandaşların sorularını da cevaplayan Akgül; “Çözüm için hızlı adımlar attık ve bugün gelinen nokta ortada. Buradaki en büyük temennimiz ise kimsenin burnu bile kanamadan yıkımları tamamladık” dedi. Kaymanın gerçekleştiği günden itibaren bölgede adeta seferberlik yaşandığını dile getiren Akgül; “İlk olarak kayan bina ve yakınında bulunan riskli binalarda yaşayan vatandaşlar tahliye edildi. Yıkımın gerçekleşmesinin ardından diğer binalarda şu an itibariyle risk en düşük seviyeye çekildi. İlk aşama olan yan yatmış binaların üst kısmının yıkımı tamamlandı. İkinci kısımda kotun altın kalan kısımların yıkımı bulunuyor. Son olarak ta istinat duvarlarının ortadan kaldırılacak” dedi. Kayan binaların altında yer altı suyu bulunduğunu dile getiren Akgül; “Burada hiçbir vatandaşımızı mağdur etmedik. Evini kaybeden vatandaşlar için aynı bölgeye yakın bir yerde mahallelerinden uzaklaşmayacakları şekilde çalışma yapacağız. Bu konu üzerine Büyükşehir Belediyesi ile görüştüm, kimse hak kaybına uğramayacak. Boşaltılan binalardaki vatandaşlara kira yardımı yapılıyor. Ayrıca kalacak yeri olmayan vatandaşlar çeşitli otellere de yerleştirilerek oluşacak mağduriyetin önüne geçtik” dedi. Ayaş Belediyesi’nin ilk altı ayını anlattı HABER MERKEZİAyaş Belediye Başkanı Bülent Taşan, seçimlerinden bu güne geçen altı aylık süre içerisinde yapmış olduğu projeleri, faaliyetleri anlattı. Belediye Başkan Yardımcısı, Birim Amirleri ve Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarların katılımıyla yapmış olduğu istişare toplantısında anlattı. Ayaş Belediyesine ait Düğün Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Ayaş halkının yoğun ilgisi oldu. Ayaş’ta ilk defa gerçekleştirilen Halk Günü-İstişare toplantısında Başkan Taşan, “Mahalli idareler seçimlerinden önce vermiş olduğumuz sözleri tutarak şeffaf belediyecilik anlamında ilk altı aylık sürede geçen çalışmalarımız hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledik. Bu toplantılarımıza 3’er aylık periyotlar şeklinde devam edeceğiz. Altı aylık süreyi doldurduk. Ayaş Belediye Başkanlığı görevini devraldıktan sonra karşılaştığımız tablo Ayaşın gelişiminin 20-30 yıl geriden gittiği idi. Bu nedenle 5 yıllık zamanın çok çabuk geçeceği bilinciyle çok çalışarak bu açığı kapatmamız gerekiyor. Belediye Meclis Üyelerimiz, bürokratlarımız çalışmalarımızda bizlere yardımcı oluyorlar. Ankara Büyükşehir Belediyemizin Fen İşleri Daire Başkanlığı Ayaş için tüm desteğini vermekte. Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Gökçek tüm çalışmalarımıza katkı sağlıyor. Halkımız hemen kepçe vurulsun istiyor ancak önemli projelerimizin gerçekleşmesi için zamana ihtiyacımız var. Sabırla söz vermiş olduğumuz hizmetlerin hepsini gerçekleştirerek başarıya ulaşacağız. Halkımızdan gelen tüm teklif ve önerilere açığız” dedi. Başkan Taşan, Ayaş halkına vermiş olduğu sözlerin hepsini beş yıllık dönem içerisinde tutacağının altını çizerek; projelerin tüm ayrıntılarını hangi aşamada olduklarını ve bu güne kadar yapılan kültür, sanat, eğitim faaliyetlerini halkla paylaştı. İlçenin öncelikle kalkınma, büyüme, gelişme, tanıtım kapsamında en önemli projelerinden olan; Ayaş Deresi Islah çalışmaları, İmam Hatip Lisesi ve Yurt binası çalışmaları, Sağlık Meslek Lisesi ve Meslek Yüksekokulu, 30 yataklı hastane yapımı, TOKİ II. ve TOKİ III. Etap Çalışmaları, Yaşlı Köyü ,Çöp Aktarma İstasyonu, Ulaşım, altyapı Hizmetleri, Karadere-Gölet Mevkii Rekreasyon çalışmaları, köylere yapılacak ışıklı meydan ve park çalışmaları, Ayaşın Merkez dahil parselasyon ve imar çalışmaları, Belediye hizmet binasının sağlıklaştırılması çalışmaları, hanımlarımızın,beylerimizin ve yabancı konuklarımızın tarihi bir mekanda soluklanacağı misafirhane yapımı çalışmaları ,Ayaş Merkezde bulunan enerji hatlarının yeraltına alınması ve en önemli bölgenin hayati projelerinden Nallıhan,Beypazarı,Güdül ve Ayaş’ı kapsayan Ulaştırma Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek olan Kayaş-Çayırhan Raylı Sistem çalışmaları hakkında tek tek tüm ayrıntılarıyla bilgi verdi. Başkan Taşan soru cevap şeklinde sürdürdüğü toplantıda halkın tüm sorularına ayrıntılı cevaplar verdi. Ayaş halkı bu güne kadar yapmış olduğu çalışmalardan dolayı Başkan Taşan’a teşekkür etti. 6 EKONOMİ 8 Kasım 2014 Cumartesi Akkuyu'da kurulacak nükleer santral projesinde yer almak üzere Rusya'da nükleer uzmanlık eğitiminde olan Türk öğrenciler, Akkuyu projesine uygun bir programla yoğun eğitimden geçiyor. Türkiye'nin “nükleer geleceği” eğitiliyor MOSKOVA- Hakan Ceyhan Aydoğan Türkiye'nin nükleer geleceğinde aktif rol alacak öğrenciler, Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi'ndeki beş buçuk yıllık eğitimleri boyunca 20 bin saatin üzerinde ders alıp, 500 saati aşkın pratik yapma imkanı bulacak. 2011 yılında başlayan eğitim programı çerçevesinde, Moskova'da 257 Türk öğrenci nükleer enerji alanında eğitim alıyor. Bunlardan 83'ü hazırlık, 71'i birinci sınıf, 62'si ikinci sınıf ve 41'i de üçüncü sınıfta öğrenim görüyor. Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi Obninsk Enstitüsü Direktörü Natalya Ayrapetova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk öğrencilerden memnun olduklarını söyledi. Türk öğrencilerin nükleer alanda Rusya standartlarına uygun eğitim aldıklarını ifade eden Ayrapetova, "Türk öğrencilerin eğitimlerini başarıyla tamamlayarak, ülkelerinin nükleer geleceğinde söz sahibi olacaklarından eminim" dedi. Ayrapetova, öğrencilerine öncelikle nükleer alanda güvenlik kültürünü aşıladıklarını belirterek, "Böylelikle çevre ve toplum önündeki sorumluluklarının farkına varıyorlar. Eğitimde teorik derslerin yanı sıra nükleer santrallerde gerçek objelerle pratik eğitim de önemli yer tutuyor" diye konuştu. Hocalardan Profesör Sergey Leskin de Türk öğrencileri fizik, kimya ve diğer ana bilim dallarının yanı sıra Akkuyu projesine uygun bir şekilde yoğun eğitimden geçirdiklerini belirtti. Leskin, Türk öğrencilerin motivasyonunun oldukça yüksek olduğuna vurgu yaparak, "Gençlerin buraya bir amaç için geldiklerini ve bu alanın uzmanı olmak için gayret ettiklerini görüyoruz. Bu nedenle Türk öğrencilerle iyi ilişkiler içindeyiz, onları en iyi şekilde yetiştirmeye gayret ediyoruz" ifadesini kullandı. Öğrencilerin teorik bilgi kadar pratik yapmalarının da büyük önem taşıdığına işaret eden Rus profesör, "Böylelikle öğrenciler nükleer santralin ne olduğunu ve çalışma prensiplerini teorik bilginin yanı sıra pratikte de öğreniyorlar" diye konuştu. Türk öğrenciler hakkında eğitmenlerin dışında Rus arkadaşları da övgüyle bahsediyor. Sergey Zuyev isimli genç, "Türkler arkadaş ortamımıza hemen adepte oldular. Konuşacak ortak konularımız var, bu çok önemli. Onları herkes seviyor" dedi. (AA) Pamuk üreticileri Kaplama lastik üreten destek artışı istiyor firmalar sınıfı geçemedi GAZİANTEP - ADEM YILMAZ - Güneydoğu Pamukçular ve Tarım Ürünleri Derneği Başkanı Burhan Cahit Bingöl, Türk pamuk üreticisinin üretime devam edebilmesi için kilogram başına verilen 22 sent desteğin, 40 sente çıkarılması gerektiğini söyledi. Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hem rekolte hem de kalitenin yüksek olacağına dair öngörülerinin dünya pamuk ticaretinin sanal oynamalarıyla altüst olduğunu belirtti. Uluslararası piyasalarda fiyatların aşağılarda olacağını tahmin ettiklerini aktaran Bingöl, buna rağmen hem verimin, hem de kalitenin yüksek olmasının, Türk çiftçisini ve Türk sanayicisini uluslararası piyasada ayakta tutacağını öngördüklerini ifade etti. Bu öngörünün çeşitli nedenlerle değiştiğine dikkati çeken Bingöl, ülkelerin pamuk üreticisini uluslararası dış pazarlara karşı koruduğunu vurguladı. Hem iç, hem de dış pazarların bu şekilde organize edildiğini dile getiren Bingöl, "Ülkeler çiftçisini korumasa, tamamen açık piyasa olsa, kurallar Dünya Ticaret Örgütü'nün önerdiği şekilde olsa ülkeler ortak rekabet ortamına girecek ve doğal olarak bu rekabette hiç kimseyi suçlama gereği hissetmeyeceğiz" dedi. Pamuğun para etmediği dönemlerin ardından pamuk ekiminin yapılmadığını hatırlatan Bingöl, bunun da yanlış olduğunu, bu düşünceyle hareket eden çiftçinin zarar ettiğini kaydetti. Pamuk çiftçisinin planlamadan tohumlamaya kadar desteklenmesi gerektiğine işaret eden Bingöl, şöyle konuştu: "Türk pamuk çiftçisinin para kazanmadığı senelerde ne tüccar, ne sanayici, ne de Türk tekstilcisi para kazanabilir. Bu nedenle Türk pamuk üreticisinin üretime devam edebilmesi için kilogram başına verilen 22 sent desteğin 40 sente çıkarılmasını istiyoruz." (AA) ÇORUM- İSMAİL ÇİMEN - Kaplama lastik üreten firmalara yapılan denetimlerde 184 firmadan 170'i, uygunluk şartlarını taşımadığı gerekçesiyle üretimlerinin durdurulmasına karar verildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Muhsin Dere, AA muhabirine yaptığı açıklamada, araç güvenliğinde lastiklerinin büyük önem taşıdığını anlattı. Bu nedenle Türkiye'de kaplama lastik üretimi yapan firmalara yönelik yoğun bir denetim kampanyası başlattıklarını belirten Dere, denetimlerin "ürkütücü bir tablo" ortaya koyduğunu ifade etti. Dere, kaplama lastik üretimi yapan 184 firma tespit ettiklerini belirterek, bunlardan da sadece 14'ünün "Tip" onay belgesinin bulunduğunu kaydetti. Motorlu araç ve römorklarının aksam, parça, sistemlerinin ilgili yönetmelik veya regülasyonlara uygun olduğunu ve gerekli bütün uygunluk değerlendirme faaliyetlerinden geçtiğini gösteren belgelendirme sistemine "Tip" denildiğine işaret eden Dere, denetimlerde, Tip onay belgesi almayan firmaların üretiminin durdurulduğunu söyledi. Dere, denetlenen 184 firmanın 170'inin üretiminin durdurulmasına karar verildiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Türkiye'de kaplama lastik üretimi yapan firmalara yönelik yoğun bir denetim kampanyası başlattık. Sadece 14 firma Tip onay belgesini almış, standartlara uygun üretim yapıyordu. Bu korkunç bir durumdu. Bunun üzerine Tip onay belgesi bulunmayan firmaların tamamının üretimini durdurduk." "Amacımız üretimin tamamen güvenli hale gelmesi" Yaşanan zorlu sürecin sonucunda bazı firmaların güvenli üretim standartlarını yakaladığını ve yeniden üretime başladığını anlatan Dere, şu anda 101 firmanın Tip onay belgesini alarak üretimini standartlara uygun hale getirdiğini belirtti. Dere, diğer firmaların ise halen üretim yapmadığına işaret ederek, "Onların da istenilen standartları yakalayıp üretime başlaması için gerekli desteği veriyoruz. Amacımız üretimin tamamen güvenli hale gelmesi. Bunun için var gücümüzle çalışıyoruz" dedi. (AA) Kanatlı sektörünü Rusya uçurdu İZMİR- ALİ RIZA KARASU - Rusya'nın ABD ve Avrupa Birliği'ne koyduğu ithalat yasağı, beyaz et sektörüne yaradı. Türk kanatlı sektörü, son 3 ayda Rusya'ya 13 milyon doların üzerinde ihracat yaptı. AA muhabirinin ihracat verilerinden derlediği bilgilere göre, Rusya'nın Batı'ya uyguladığı "gıda ambargosu" ile birlikte heyecanlanan beyaz et sektörü, bu pazardan beklediği neticeleri almaya başladı. Yürürlükteki yüksek vergi oranları sebebiyle Rusya'ya doğrudan kanatlı eti ve salam-sucuk-sosis gibi ileri işlenmiş ürünler satmakta zorluk çeken Türk kanatlı sektörü, başka ülkelerin kotalarını kullanarak bu pazarda hızla yer almaya başladı. Türkiye'den Rusya'ya beyaz et ihracatı Batı'ya ambargonun başladığı Ağustos ayından bu yana hızlı artış gösterdi. 1 Ağustos- 30 Ekim 2013 tarihlerinde 201 bin dolar olan Rusya'ya beyaz et ihracatı, bu yılın aynı döneminde 13 milyon 237 bin dolara çıktı. Aynı dönemlerde tonaj bazında 67 bin 108 ton olan ihracat miktarı, 13 bin 139 tona ulaştı. İhracatın büyük bölümünü Türkiye'de kullanımı yasak olan "mekanik ayrılmış et" oluşturuyor. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Başkanı Sait Koca, kanatlı sektöründe ithalatçı konumda olan Rusya'nın beyaz eti "altın gibi" talep ettiğini söyledi. Yüksek vergilere rağmen Rusya'ya ihracatın ağustos ayından bu yana hızlı bir artış sürecine girdiğini belirten Koca, bu ülkede kişi başına 24.5 kiloyu aşan beyaz et tüketimi bulunduğuna dikkati çeken Koca, Batıya ambargo uygulayan Rusya, bizden beyaz eti altın gibi alıyor. İhracat her geçen ay artıyor. Ağırlık mekanik ettir ama geçtiğimiz ay itibariyle bütün ve parça piliç de gitmeye başladı. Ağustos ayından bu yana hızlı bir talep var" dedi. Bütün ve parça piliç, sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş ürünlerin de son bir aydır ihracatının başladığını kaydeden Sait Koca, pazardan beklentilerinin yüksek olduğunu ifade etti. Koca, yüksek vergiler sebebiyle şu anda başka ülkelerin kotasını kullanarak ihracat gerçekleştirdiklerini ifade ederek "Şu anda yüzde 85 vergi uygulanıyor. Bu vergi oranına rağmen ihracat hızla artıyor. Girmeye başladığımız bu pazarda uzun soluklu ve kalacı olacağımızı umuyoruz. Rusya'dan önümüzdeki yıl için 150 bin ton kota talep ettik" diye konuştu. Kanatlı Ürünler Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu üyesi Bedri Girit, Rusya'nın Türkiye'den ithalat için 39 firmaya onay verdiğini, bu onayın Rusya tarafında resmi olarak yayımlanmasından sonra ihracatın çok hızlı artacağını söyledi. Türkiye tarafının tamamladığı resmi prosedürlerin Rusya tarafında gecikmesinin bürokratların ağır davranmasından kaynaklandığını kaydeden Girit, şöyle konuştu: "Rusya'ya kotasız ihracatta yüzde 85 gümrük vergisi var. Şu anda 3. ülkelerin kotalarını kullanıyoruz. Türkiye'nin tamamladığı prosedürleri Rusya'da tamamlarsa ihracat daha hızlı artar. Yumurta ihracatı da eli kulağında, izinleri bekliyor. Bize özgü kota vermezlerse mali açıdan ileride sıkıntı olur." (AA) İngiltere'de konut fiyat artışı hız kesti LONDRA - İngiltere'de konut fiyatları ekim ayında yıllık bazda yüzde 9 arttı. İngiltere'de inşaat ve konut sektörüne ilişkin araştırmalar yapan ve ülkenin en büyük kredi mortgage kredisi sağlayıcılarından Nationwide'ın verilerine göre, eylül ayı itibariyle yıllık bazda yüzde 9,4 olan konut fiyat artışı, ekim ayında yüzde 9'a geriledi. Nationwide'ın Başekonomisti Robert Gardner konuya ilişkin açıklamasında, "İngiltere'de birçok veriye göre konut fiyatlarının artış hızı, ivme kaybetti. Fiyatlardaki artış hızının azalması trendi önümüzdeki dönemde de devam edebilir. Özellikle Londra'da..." bilgisini verdi. Gardner, ayrıca eylül ayı itibariyle kabul edilen konut kredisi başvurularının ise yılın ilk aylarına kıyasla yaklaşık yüzde 20 daha düşük olduğunu vurguladı. Nationwide verilerine göre, İngiltere'de ekim ayında aylık bazda konut fiyatları bir önceki aya kıyasla yüzde 0,5 oranında artış kaydederken,İngiltere'de ortalama bir konut fiyatı yaklaşık 189 bin 333 sterline yükseldi. Dün İngiltere Merkez Bankası, geçen ay itibariyle onaylanan konut kredisi başvurularının son 14 ayın en düşük seviyesine gerilediğini açıklamıştı. İngiliz Hükümeti tarafından açıklanan tapu kayıt verilerine göre ise eylül ayında ülkedeki konut fiyatları yıllık yüzde 7,2 artarken, ağustos ayına göre ise yüzde 0,2 azalış kaydetmişti. İngiltere'nin toplam 10 bölgesi içerisinde 7 bölgede konut fiyatlarının da hız kestiği açıklanmıştı. Konut fiyatlarının hızla arttığı Londra'da ise fiyatlarda eylül ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0,7 düşüş kaydedilirken, yıllık bazda ise Londra'da ortalama bir konutun fiyatı geçen yılın ekim ayına kıyasla yüzde 18,4 artarak 460,521 sterline ulaşmıştı. İngiltere'de, artan konut fiyatlarının ülkenin finansal istikrarı için en büyük içsel riski oluşturduğu uyarısında bulunulmuştu. (AA) EKONOMİ 8 Kasım 2014 Cumartesi Sanayi alanında Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere Türkiye'nin itici gücü haline gelen Gaziantep, kalifiye eleman bulmakta sıkıntı yaşıyor. İşveren ‘kalifiye işçi’ bulamıyor GAZİANTEP - KEREM KOCALAR Yoğun talep nedeniyle 5. bölgede yer tahsisini kurayla gerçekleştirilen Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'ne (OSB), 3 yeni bölgenin daha açılması için çalışmalar sürüyor. Geçen yıl yaklaşık 6,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Gaziantep, 2023 hedeflerine emin adımlarla ilerliyor. Cumhuriyetin 100. yılında kendilerine 30 milyar dolar ihracat hedefi koyan kentteki işadamlarının en büyük sıkıntısı ise kalifiye eleman bulabilmek. "İşçi olmadan hedefe koşamayız" diyen sanayi ve ticaret erbapları, bu noktada destek bekliyor. Gaziantep OSB Başkanı Cahit Nakıboğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehrin sanayi alanında her geçen gün büyüdüğünü, özellikle son 10 yılda adeta başarı hikayesi yazdığını söyledi. Bir yandan üretim kapasitesini geliştirirken, diğer yandan da ihracat miktarını artırmak için çalıştıklarını anlatan Nakıboğlu, şöyle konuştu: "Şu an için çevremizdeki birçok ülkede sıkıntı olsa bile 2023 hedeflerimizde herhangi bir sapma yok ama endişelerimizi her geçen gün artıran bir konu var. O da kalifiye işçi sıkıntısı. Şu an çeşitli nedenlerle işten çıkan çalışanlarımızın yerini doldurmak sıkıntı oluyor. Bunu şu an için bir şekilde telafi edebiliyoruz ancak gelecek adına endişelenmemek elde değil. Çünkü sürekli büyük hedefler koyarak hareket ediyoruz. Bu doğrultuda da işadamlarımız gecesini gündüzüne katarak çaba harcıyor. Fakat sanayinin en önemli ayağı olan işçi temini sıkıntısı, bizim açımızdan masanın en önemli ayağını yok ediyor." Nakıboğlu, Gaziantep OSB'de 800'den fazla firmanın faaliyet gösterdiğini ve yaklaşık 120 bin kişinin istihdam edildiğini söyledi. Yeni OSB'lerin kurulması için çalışmaların sürdüğüne işaret eden Nakıboğlu, "Önümüzdeki süreçte kentimizdeki OSB sayısı 8'e yükselecek. O yüzden şu an çektiğimiz işçi bulma sıkıntısı ilerleyen günlerde daha da büyüyecek. Bu da tüm hedefleri alt üst edebilir. O yüzden yetkililerden işçi desteği istiyoruz. Kalifiye eleman desteği sağlanırsa işimize daha çok adapte olup büyümemizi daha hızlı gerçekleştirebiliriz" dedi. İŞKUR Gaziantep İl Müdürü Şiraç Ekin de işverenlerden yoğun şekilde işçi talebiyle karşılaştıklarını belirterek, "Bu yıl 113 bin 608 kişiyi işverenle buluşturduk ancak bunlardan 10 bin 346'sı işe yerleşti" diye konuştu. İşverenle görüşen kişilerin genellikle "iş beğenmeme" gerekçesiyle teklifi kabul etmediğini dile getiren Ekin, "İŞKUR olarak iş ve işçi arayanların arasında güzel birliktelik kurulmasını sağlıyoruz ama ne yazık ki insanımız iş beğenmekte zorlanıyor" dedi.(AA) Otomotiv, istihdamda tekstili bile solladı gitti Kocaeli'nin ihracatı 10 milyar doları aştı KOCAELİ - Türk imalat sanayisinin yaklaşık yüzde 15'ini barındıran Kocaeli, yılın 10 aylık döneminde 10,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, geçen yılın ocak-ekim dönemindeki 10 milyar 537 milyon 41 bin dolarlık ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 2,6 azalarak 10 milyar 261 milyon 713 bin dolar oldu. İstanbul ve Bursa'nın ardından en fazla ihracat yapan üçüncü şehir olan Kocaeli, ülke genelindeki ihracatın yüzde 8,2'sini karşıladı. Kent ihracatının yüzde 74'ünü "kimyevi maddeler ve mamulleri" ile "taşıt araçları ve yan sanayi" sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar gerçekleştirdi. Bu sektörlerden söz konusu dönemde 7 milyar 600 milyon 494 bin dolar gelir sağlandı. En fazla ihracat 4 milyar 7 milyon 242 bin dolarla kimya sektöründe yapıldı. İkinci sıradaki taşıt araçları ve yan sanayi sektörünün ihracatı ise 3 milyar 593 milyon 252 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Kentten yılın 10 aylık döneminde en fazla dış satım yapılan ülke, 1 milyar dolarla İngiltere oldu. İngiltere'yi 739 milyon 336 bin dolarla Mısır, 738 milyon 179 bin dolarla Almanya, 661 milyon 740 bin dolarla Malta ve 492 milyon 423 bin dolarla Fransa izledi. (AA) BURSA- HALUK YÜKSEL - Bursa'da, son yıllarda üretim ve ihracatta ağırlığını hissettiren otomotiv sektöründe, "istihdam deposu" olarak bilinen tekstil sektörünün yaklaşık iki katı kişiye iş imkanı sağlanıyor. "Bursa'nın 250 Büyük Firma Araştırması"nda, 2013 yılı verilerine göre, 250 firma 125 bin 434 kişiye istihdam sağlarken bunun 25 bin 112'sini tekstil ve konfeksiyon, 49 bin 422'sini ise otomotiv ana ve yan sanayi karşıladı. AA muhabirinin, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlanan araştırmanın 2013 verilerinden derlediği bilgilere göre, sıralamada yer alan 250 firmadan 65'i otomotiv ana ve yan sanayi, 54'ü ise tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde faaliyet gösteriyor. İlde geçen yılın 250 büyük firmasının iç ve dış satış (ciro) tutarları 58 milyar 576 milyon 446 bin lira, ihracatları 10 milyar 697 milyon 147 bin dolar, ücretle çalışan kişi sayısı ise 125 bin 434 kişi oldu. Araştırmaya konu 250 firmanın toplam cirosunun sadece 6 milyar 495 milyon 482 bin lirasını, ihracatın 997 milyon 108 bin dolarını ve ücretle çalışanlar toplamının 25 bin 112 kişisini tekstil ve konfeksiyon sektörleri sağladı. Otomotiv ana ve yan sanayi sektörleri ise toplam cironun 27 milyar 342 milyon 304 bin lirasını, dış satımın 7 milyar 940 milyon 91 bin dolarını, ücretle çalışanlar toplamının ise 49 bin 422 kişisini karşıladı. Bursa'daki "250 Büyük Firma"nın 125 bin 434 olan toplam istihdamının yüzde 39,40'ını otomotiv ana ve yan sanayi, yüzde 20,02'sini ise tekstil ve konfeksiyon sektörü taşıdı. (AA) 7 Kredi kartıyla borç cazip hale geliyor SAKARYA - ONUR ORHAN - Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, ülke ekonomisinin en büyük sorunu cari açığın kredi kartıyla kolay borçlanma sebebiyle büyüdüğünü belirterek, Merkez Bankasının (MB) kredi kartı faiz oranlarını otomatiğe bağlamasıyla gelecek süreçte kart faiz oranının daha cazip hale gelebileceğini söyledi. Ağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MB'nin son yayımladığı tebliğe göre, kredi kartı akdi faiz oranlarının sabitleneceğini anlattı. Bu oranların, altına veya üstüne geldiğinde değiştirileceğini belirten Ağaoğlu, şöyle konuştu: "Kredi Kartları Kanunu'nun 24. maddesi, faiz artışının en az 30 gün önce bildirilmesi ve tüketiciye 60 gün zarfında borcunu eski faiz oranıyla kapama imkanı tanımış olduğundan borçlu, yeni faizi reddedebilecek, artıştan etkilenmeyebilecektir. Oysa tüketici kredisi faiz oranı 1,15'in altına indiğinde kart faiz oranı da düşmüş olacak ve kredi kartıyla borçlanma daha cazip hale gelebilecektir. Bu, şu demek oluyor. Bankalar ve kart çıkaran kuruluşlarca kredi kartlarına uygulanabilecek azami akdi faiz oranı, tüketici kredilerine uygulanan faiz oranının azami yüzde 77'si kadar yüksek olabilecek. Tüketici kredisi faiz oranları arttıkça, tüketici kredisiyle kredi kartı faiz makası da kapanacak. Hızlı ve kolay sağlanması nedeniyle nakit ihtiyacındaki tüketicileri kartla borçlanmaya özendirebilecektir." Ağaoğlu, ülke ekonomisinin en büyük sorunu cari açığın kredi kartıyla kolay borçlanma sebebiyle büyüdüğünü öne sürerek, "MB'nin kredi kartı faiz oranlarını otomatiğe bağlamasıyla önümüzdeki süreçte kart faiz oranı daha cazip hale gelebilecek" ifadesini kullandı. Bugüne kadar insanları kartla borçlandıran bankaların, kredi kartına MB tarafından belirlenen faiz oranını yeterli bulmadıklarından "nakit çekim ücreti" adı altında ek ücret tahakkuk ettirdiğini vurgulayan Ağaoğlu, tüketicilerin de faiz dışında bu bedeli ödemek zorunda kaldığına dikkati çekti. Ağaoğlu, tüketicilerin finans bilgisi eksikliği yanında, ekonomik sıkıntılarını en hızlı ve pratik yoldan gidermek için kullandıkları kredi kartıyla borçlanma yöntemini artık terk etmesi gerektiğini aktararak, bankaların kişilere gelir düzeyini gözetmeden limit tanımladığını, buna karşı dikkatli olunması gerektiğini sözlerine ekledi.(AA) Kamudaki sigortalı sayısı 4 milyon civarı TBMM - Kamuda 948 bin 739'u 4-a, 2 milyon 852 bini 4-c'li olmak üzere yaklaşık 4 milyon sigortalı istihdam ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, kamuda istihdam edilen sigortalı sayısını açıkladı. Buna göre, 2002'de 702 bin 402 4-a, 2 milyon 123 bin 839 4-c; 2003'te 686 bin 157 4-a, 2 milyon 155 bin 499 4-c; 2004'te 661 bin 380 4-a, 2 milyon 151 bin 868 4-c; 2005'te 680 bin 500 4a, 2 milyon 150 bin 362 4-c; 2006'da 659 bin 899 4-a, 2 milyon 166 bin 911 4-c, 2007'de 722 bin 15 4-a, 2 milyon 188 bin 198 4-c, 2008'de 731 bin 704 4-a, 2 milyon 205 bin 676 4-c; 2009'da 852 bin 248 4-a, 2 milyon 241 bin 418 4-c; 2010'da 868 bin 753 4-a, 2 milyon 282 bin 511 4-c; 2011'de 806 bin 374 4-a, 2 milyon 554 bin 200 4-c; 2012'de 875 bin 122 4-a, 2 milyon 662 bin 608 4-c; 2013'te 800 bin 638 4-a, 2 milyon 823 bin 400 4-c; 2014'te haziran itibariyle 948 bin 739 4-a, 2 milyon 852 bin 87 4-c statüsünde çalışan istihdam edildi.(AA) Otomotiv ihracatında ‘parite’ molası İSTANBUL - Orhan Sabuncu- Otomotiv endüstrisi, 18 aydır devam eden ihracat artışına Ekim ayında mola verdi. 2013‘ün aynı ayına göre yüzde 2 daralan ihracatta Euro/dolar paritesi de rol oynuyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, Ekim ayı ihracatı gerilese de 2014’te sektör olarak 22 milyar doları aşacaklarını vurguladı. Sabuncu, ihracatın gerilemesinde iki unsurun etkili olduğunu kaydederken; “Bunlardan biri Rusya Federasyonu ve eski Doğu Bloğu ülkelerine yönelik büyük oranlı kaybımız idi. Diğeri de Ekim ayında Euro/ dolar paritesi kaynaklı 96 milyon dolar ihracat kaybı idi. Parite 2013’ün aynı dönemi ile aynı seviyede bulunsaydı Ekim’i yüzde 2 gerileme ile değil, yüzde 3,4 artışla kapatacaktık.” dedi. Ekim ayında binek otomobiller dışında diğer ürünlerin tümünde gerileme olduğu görüldü. Yan sanayide yüzde 3 inişle 746 milyon dolar, mal taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ürün grubunda yüzde 12 inişle 305 milyon dolar, otobüs-minibüsmidibüs ürün grubunda yüzde 22 inişle 76 milyon dolar, diğer ürünlerde yüzde 23 inişle 28 milyon dolar ihracat yapıldı. Buna karşın binek otomobillerde dış satış yüzde 12 büyüyerek 563 milyon dolar oldu. (CHA) 8 KÜLTÜR-SANAT 8 Kasım 2014 Cumartesi KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN [email protected] ANKARA’DA YAĞMUR DUALARI Yağmur duasına yağmur yağmadığı ve kuraklık baş gösterdiği zamanlarda çıkılmaktadır. Yağmur duası, kapalı yerlerde değil; açık havada hatta şehrin, köyün, kasabanın yüksek tepelerinde gerçekleştirilir. Türkiye’nin ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de uygulanan yağmur duasına ilişkin pratikler birbirine benzemekle birlikte, farklılıklar da gösterir. Ankara’da yağmur duası uygulamalarına ve geleneklerine “Çalı Gezme” adı verilir. Halk inanışına göre yağmuru Allah vermektedir. Yağmur Onun hikmetidir. O yüzden yapılacak dua Allaha’dır. Ankara’nın merkezinde, kazalarında ve köylerinde yağmur duası gelenekleri farklılıklar göstermekle birlikte; Ankara Yağmur Duası Geleneği konusunda benzerlikler ve ayrılıklar dikkate alınarak şunlar söylenebilir. Ankara halkı yağmur yağmamasına bazı sebebler gösterirler. Bu sebeplerden en önemlisi olarak; insanların Allah’a ve emirlerine karşı işledikleri suçların ve günahların çoğalmış olmasını gösterirler. Yağmur duasının çıkışının ay olarak bir zamanı bulunmamaktadır. Kuraklığın olabilme ihtimali olduğunda, tarıma uygun yağışların gecikmesi durumunda yağmur duasına çıkılır. Bu da Ankara için genellikle mart ve nisan aylarına denk düşer. Kuraklığın olduğu yıllarda her ay ve her mevsim duaya çıkılır. Yağmur duasının yapılacağı gün için Cuma günü özellikle seçilir. Bu zamanın seçilmesinin sebebi, öğle vaktinde topluca yemek yenmesi ve öğle namazının da topluca kılınmasına imkân vermek içindir. Ankara’nın şehir, kasaba ve köylerinin önde gelen yaşlıları, ziraatla uğraşan deneyimli kişileri, din adamları; yağmur duasının gerekli olduğuna karar verirler. Bir araya gelerek hangi gün yağmur duasına çıkılacağını çevreye duyururlar. Hatta bu duyuru esnaf aracılığıyla ve de öğretmenleri devreye sokarak ailelerin haberi olsun diye öğrenciler aracılığıyla duyurulur. Ayrıca; koyun, sığır sahiplerine haber verilir. Bazı Ankaralılar, yağmur duasından önce üç gün oruç tutarlar. Halk camilerde toplanır namaz sonrası dualarda bulunurlar. İmam efendiler yağmur duası gününü cemaate duyurur, neler yapılması gerektiği anlatırlar. Bunlardan en önemlisi, yağmur duasına çıkılacağını zamanını hatırlatma, yağmur duasında kullanılmak üzere nohut, ve fasulye büyüklüğünde taş toplanacağının bildirilmesidir. Taş toplama ve sayma şu şekilde gerçekleştirilir. Taş toplama faaliyetini çevrenin esnafı ve ustabaşılar idare ederler. 70.000 taş toplanması konusunu organize ederler. Taş toplamak üzere görevlendirilenler, fındık büyüklüğünü geçmeyen çakıl taşlarını derelerden, tarlalardan toplarlar. Taş sayıcılar yüzer yüzer taşları torbalara doldururlar. Taş toplayıcıların, bu taşların ayak basılmadık ve temiz yerlerden toplanmasına dikkat ederler. Bu taş toplama işi, en az 35 veya 70 kişiye toplattırılır. Her taş toplayıcı 1000 veya 2000 taş toplar. Bu taşlar 7 ayrı çuvala konur. Her çuvalda 10.000 tane taşın olması gerekmektedir. Taş toplayıcılar topladıkları taşlarla birlikte camide bir araya gelirler. Bir gün önce toplanması tamamlanan taşlar, 7 çuval halinde caminin bahçesine konur. Namaz kılınır. Dualar edilir. Cemaat toplanan 70.000 taşın bulunduğu 7 çuvalın önünde bir araya gelir. İmam efendi, “Vel hüvellezi yünezzidül” ayetini okur. Torbalardan aldığı birkaç taşı yalar gibi yapar ve ıslatır. Dişlerini taşlara değdirmez. “Ey büyük Allahım! Kulların kederlidir. Yağmur indir. Bütün mahlukata rahmetini dağıt…” diyerek dua eder. Bu taş toplama ve taşların okunması bir gün önce bitirilir. Eskiden bir at kafatasına dua yazıldığını, dua yazılan bu atın kurukafasının bir iplikle bir kazığa bağlandığını, yağmur duası gününde suya, göle veya dereye atıldığını kaynaklardan öğreniyoruz. Yağmur duasının yapılacağı gün şehrin, köyün en yüksek tepelerine, gruplar halinde belirtilen kuşluk vakti çıkılır. Ankara merkezde eskiden Hacettepesi denilen yerde yağmur duaları yapılırdı. Önceki günlerde yapılan hazırlıklar, sadece taş toplamak değildir. Yağmur duasının yapılacağı gün, duadan sonra yemek de yenir. Bu yemek pişirilmesi ve dağıtımı ile ilgili de hazırlıklar yapılır. Halktan yağ, un, bulgur, et, odun, tuz ve bazen de para toplanarak tedarikli olunur. Kap-kaçak, tencere, kazan, kepçe, kaşık vs. malzemeleri kimlerin nasıl ve ne zaman, duanın yapılacağı yere önceden getirileceği organize edilir. Görevlendirilecek kişiler arasında, özellikle gençler arasında işbirliği gerçekleştirilir. Yemekte kullanılacak et, yağmur duasının yapılacağı gün kesilecek olan kurban veya kurbanların etlerinden temin edilir. Genelde pişirilen yemek çeşidi, etli pilavdır. Tabi ki ayran ve su da ihmal edilmez. Bunu bazen kadınlar, bazen erkekler pişirirler ancak daha çok erkek aşçıların bulunmasına özen gösterirler. (DEVAM EDECEK) "Çağdaş Yunan Filmleri" gösterimleri, 14 Kasım'da başlıyor İSTANBUL - Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu ve Yunan Film Merkezi işbirliğiyle Kasım 2014-Mayıs 2015 arasında Sismanoglio Megaro'da düzenlenecek "Çağdaş Yunan Filmleri" gösterimleri, 14 Kasım'da yönetmen Nikos Panayotopoulos'un "Atinaİstanbul" filmiyle başlayacak. Sismanoglio Megaro'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, 14 Kasım, 12 Aralık ile 23 Ocak 2015, 20 Şubat 2015, 20 Mart 2015, 18 Nisan 2015 ve 8 Mayıs 2015'te Türkçe alt yazılı gösterimlere, giriş ücretsiz olacak. Yönetmen Nikos Panayotopoulos'un "Atinaİstanbul" filmiyle başlayacak programda gösterilecek filmler ve tarihleri şöyle: "Syllas Tzoumerkas'ın yönettiği 'Ana Yurt' 12 Aralık, Filippos Tsitos'un yönettiği 'Adaletsiz Dünya' 23 Ocak 2015, Giorgos Tsemberopoulos'un yönettiği 'İçimizdeki Düşman' 20 Şubat 2015, Tassos Boulmetis'in yönettiği 'Bir Tutam Baharat' 20 Mart 2015, Babis Makridis'in yönettiği 'L' 17 Nisan 2015,Pantelis Vulgaris'in yönettiği 'Gelinler' 8 Mayıs." (AA) Mısırlı öğrenciler Türkçe öğreniyor Yunus Emre Kültür Merkezi'nde Türkçe öğrenen Mısırlı öğrenciler bölüm sertifikalarını aldı. KAHİRE - Yunus Emre Kültür Merkezi'nde Türkçe öğrenen Mısırlı öğrenciler bölüm sertifikalarını aldı. Merkezin, Türkiye'nin Kahire Büyükelçiliği rezidansının bahçesinde düzenlediği törende, bölümlerini başarıyla bitiren Mısırlı öğrencilere sertifikaları teslim edildi. Yunus Emre Kültür Merkezi Kahire Müdürü Süleyman Sezer, törende yaptığı konuşmada, bugüne kadar 3 bin öğrenciye Türkçe öğrettiklerini belirterek, her dönem, bin kişiye varan başvuru yoğunluğu yaşadıklarını, bunların 550-600 kadarını kursa kabul edebildiklerini söyledi. Sezer ayrıca 3 Mart 2010'da açılan merkezin, faaliyetlerini Mısır'da bulunan 14 Türkoloji merkezinde de sürdürdüğünü sözlerine ekledi. Sertifika alan öğrencilerden Mey Aşur, Çin dili ve edebiyatı mezunu olduğunu ve Türkçe'nin Çin dilinden çok daha kolay olduğunu Türkiye'ye yaptığı turistik gezinin ardından Türkçe öğrenmeye karar Sahne sanatlarında "mahalli idarelerin" rolü artırılacak ANKARA - Görsel, işitsel ve sahne sanatları başta olmak üzere kültür sanat faaliyetlerin gelişiminde ve sunumunda mahalli idarelerin, özel ve sivil girişimlerin rolü artırılacak. Bu kapsamda, 2015'in aralık ayı sonuna kadar "kültür merkezlerinin kademeli olarak mahalli idarelere ve üniversitelere devredilmesi", "özel tiyatrolara verilen desteklere yönelik objektif göstergeler içeren bir mekanizma geliştirilmesi ve desteklerin artırılması" ile "sahne sanatlarının gelişimi için Türkçe Telif Eser Destek Projesi'nin hayata geçirilmesi" planlanıyor Hükümetin 2015 Yılı Programı'nda sahne sanatlarının durumuna, alınacak tedbirler ve yürütülecek politikalara yer verildi. Buna göre, sahne sanatlarına yönelik destekler son yıllarda artarak devam ederken, özel tiyatrolara verilen destek miktarı bu yıl 2013'e kıyasla yüzde 8 arttı. Aynı sezonda destek verilen özel tiyatro sayısı 178'den 221'e yükseldi. İlk defa yeni girişimlerin projelerine öncelik verilmesi ve desteklerin İstanbul ve diğer büyükşehirlerle sınırlı kalmayıp küçük kentlere doğru yaygınlaşması dikkati çekti. Tiyatro sayısı ve verilen desteklerin artışına paralel, seyirci sayılarında da artış meydana geldi. Böylece, tiyatro sayısı 2012 yılı itibarıyla 600'ü, seyirci sayısı ise 5,5 milyonu aştı. Özel tiyatrolara verilen destek miktarının artırılması, destek mekanizmasının mümkün olduğunca şeffaf ve nesnel kriterlere göre işlemesi ile Devlet Tiyatroları tarafından sahneye konan yerli oyunların sayısının artırılması ihtiyacının devam ettiği belirtildi. Bu ihtiyacı gidermek, yeni ve özgün yerli oyun üretimi konusunda bir açılım sağlamak üzere ilk defa bu yıl Devlet Tiyatroları tarafından yerli oyun yazarlarını teşvik uygulaması başlatıldı. Önümüzdeki yıllarda bu teşviklerle yeni yazarların ve oyunların sayısında artış bekleniyor. Öte yandan, programda, kültür ve sanat faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ile milli kültür ve ortak değerler etrafında toplumsal bütünlüğün ve dayanışmanın güçlendirilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda, "Görsel, işitsel ve sahne sanatları başta olmak üzere kültürel ve sanatsal faaliyetlerin gelişiminde ve sunumunda mahalli idarelerin, özel ve sivil girişimlerin rolü artırılması" politikası benimseniyor. Böylece, kültür merkezleri kademeli olarak mahalli idarelere ve üniversitelere devredilecek. Özel tiyatrolara verilen desteklere yönelik objektif göstergeler içeren bir mekanizma geliştirilecek ve bu kapsamda destekler artırılacak. Sahne sanatlarının gelişimi için Türkçe telif eserlerin nitelik ve nicelik olarak zenginleşmesi sağlanacak, Türkçe Telif Eser Destek Projesi hayata geçirilecek. (AA) verdiğini ifade etti. Aşur, Türkçe'yi, medeniyet ve tarih alanlarında çeviriler yaparak kullanmak istediğini kaydetti. Sertifika alan bir diğer öğrenci Ayet Buhari ise önceleri Türkçe'yi hobi olarak gördüğünü ancak daha sonra bu dili sevdiği için Türkiye'yi de sevdiğini ifade etti. Mısır'da az sayıda kişinin Türkçe bildiğini söyleyen Ayet, farklı bir şey yapmak istediği için Türkçe'yi seçtiğini belirtti. Daha sonra sertifikalarını alan öğrenciler hep bir ağızdan "Yaşasın Yunus Emre" diyerek, Türkçe öğrenmiş olmanın mutluluğunu yaşadılar. (AA) Türk edebiyatında "dışa açılıma" 13 milyon lira destek ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk edebiyat eserlerini yabancı dillere tercüme ederek dünya okurlarıyla buluşturmak amacıyla 2005'ten bugüne 13 milyon lira kaynak tahsis etti. Hükümetin 2015 yılı programında yer alan bilgilere göre, Türk Edebiyatının Dışa Açılımı (TEDA) Programı kapsamında, 2005 yılında 39 esere mali destek sağlanırken, 2014'te bu sayı toplamda bin 251'e ulaştı. Ayrıca geçen yıl toplam 229 eser yabancı dillere çevrilerek 44 farklı ülkede yayınlandı. Türk kültür, sanat ve edebiyatının yurt dışında tanıtılması ve Türkçe'nin yazı dili birikiminin dünya dillerine kazandırılması amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığınca TEDA Projesi çerçevesinde desteklenerek yayınlanan eser sayısı 2014 yılı eylül sonu itibarıyla bin 251'e çıktı. Sadece 2014'ün ilk döneminde destek verilen eser sayısı da 100'ü aştı. Bakanlık, projeye 9 yılda yaklaşık 13 milyon lira kaynak aktardı. Bunun yanı sıra Türk edebiyatının gelişimine katkı sağlayacak özgün edebiyat eserlerinin nitelik ve nicelik olarak çoğalması amacıyla da bu yıl ilk kez Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Projesi başlatıldı. TEDA programı kapsamında, Türk edebiyatının seçkin eserleri İngilizce, Almanca, Portekizce, İspanyolca, Hollandaca, İtalyanca, Macarca, Sırpça, Slovakça, Yunanca, Boşnakça, Çince, Fransızca, Korece, Rumence, Bulgarca, Fince, Farsça, Kazakça, İtalyanca, Rusça, Arapça, Arnavutça, Estonca, Lehçe başta olmak üzere çok sayıda dile çevrildi. Son yıllarda sağlanan desteklerle, programın sınırları Türkiye'nin sosyal ve kültürel etkileşime öncelik verdiği coğrafyalara doğru genişledi. Dünya dillerine kazandırılan eserler incelendiğinde, içerik ve tür bakımından da Türkiye'nin tarihi ve kültürel birikimini ön plana çıkaran eserlerde önemli bir artış olduğu görülüyor. En çok destek verilen ülkeler Programın ilk gününden bu yana en çok destek verilen ülkeler sıralamasında 231 destekle Almanya ilk sırada yer aldı. Almanya'yı 231 destekle Bulgaristan, 113 destekle Makedonya, 80 destekle İran takip etti. Orhan Kemal'in Avare Yıllar ve Baba Evi, Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı, Pınar Kür'ün Bir Deli Ağaç, Elif Şafak'ın Bit Palas, Tuna Kiremitçi'nin Bu İşte Bir Yalnızlık Var, Zülfü Livaneli'nin Engereğin Gözündeki Kamaşma, Sadık Yalsızuçanlar'ın Gezgin, Perihan Mağden'in İki Genç Kızın Romanı, Elif Şafak'ın Mahrem, Nazım Hikmet'in Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim, Sait Faik Abasıyanık'ın Seçme Hikayeler ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur adlı eserleri başta olmak üzere çok sayıda esere TEDA desteği verildi. Süreli yayın sayısında artış Diğer yandan 2013 yılında yayın basım sayısında da artış kaydedildi. ISBN verilen yayın sayısı geçen yıl 47 bin 352, ISSN verilen süreli yayın sayısı ise 721 oldu. Bir önceki ISBN ve ISSN verilerinin sırasıyla 42 bin 626 ve 741 olduğu dikkate alındığında, ağırlıklı olarak kitap olmak üzere sürekli yayın sayısında kayda değer bir artış gözlenirken, süreli yayınlarda bir miktar azalma olduğu görülüyor. Beşyılda ISBN verilen eser sayısındaki artışeğilimi, Türkiye'deki yayımcılık ve bilgi üretimi faaliyetlerinin gelişimi açısından da önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor. 28 ülkede 35 kültür merkezi Öte yandan ortak tarihi geçmişimiz bulunan ülkeler başta olmak üzere dünya ülkeleriyle kültürel ilişkilerin geliştirilmesine yönelik önemli adımlar da atılıyor. 2009 yılında faaliyetlerine başlayan Yunus Emre Enstitüsü, 2014 yılı itibariyle 28 ülkede 35 kültür merkeziyle hizmet veriyor. (AA) sonra… Hasret, mutluluk ve huzurun ilk gayrı her şeye lâl oldu gönlüm ve basamağıymış anladım ve şikâyetçi değilim artık dilim. MEHMET NURİ ondan. Vuslat; sonsuzluğa gerilen bir örümcek Gecemde parlayan yıldızsın; PARMAKSIZ günümü ışıtan güneş… ve kalbim- ağıymış herkesin göremediği… Ey Sevgili… Aşk denizinde şükür ve tevekkülle sin yüzünle aynalarda gülümseyen. Ben aşka ulaşmakla mutluluk yol almayı ben senden öğrendim… şükrün, sarhoşu olan ve sevdanla çıldırmış şükrümü büyüttü; tevekkülün teslimiyetimi... bir âşığım artık. Fırtına ya da bora da çıksa artık deryanda, şükür BENCİLEYİN Derin bilinen deryalardan daha kayığım ve tevekkül küreklerimle yol alacağım vusSÖZLER derin senin derinliğin… Ateşinin lata bundan sonra... içindeki kor bilinmezler ülkesinden Hedefim belli artık; sonucum belli… Sonlu olanı lakin serinliğin de benzersiz senin. öldürdüm içimde lakin sonsuz olana iştiyakım daha Adını zikreden dudaklarım ismi- da arttı sonuçta... Biliyorum sevmekle açılır kapılar ni her söyleyişte yeniden râm oluy- ve şükürle yakın olur uzaklar. İşte bu yüzden or aşkına… Gözlerim seni Rabbimi de, seni de çok seviyorum yâr... ÇOK’LAR AZ OLDU SENLE AZ’LAR ÇOK… gördüğünden beri âmâ… Şu an bilsen hâlimi şaşarsın sevgili… Bir uçurtEy Sevgili! Eğer bir gün sana ma gibi hissediyorum kendimi; rüzgârım sensin... Yaşadığımız dünya bir rüya... Ben gerçeğe bu verdiğim sözü bile unutma ihtimalim geçerse Seninle coştum ve hasret ırmağından şükür denizine rüyanın en güzel tarafı ile yürüyorum şimdi; payıma kalbimden hiç düşünmeden as beni aşkın darağacıseninle vardım ben; seninle aktım... düşen neyse razıyım ona... Beklemekse beklemek; na; idamım ibret olsun aşkta yalan söyleyen Seninle var'ım; sensiz yokluğa mahkûm hasret susmaksa susmak; gülmekse gülmek; ağlamaksa gönüllere… ama sen beni unutur veya sözünden çeken çok’um… Çoklar az oldu senle; az'lar çok... ağlamak… vazgeçecek olursan, aşka boynumu eğerim bir daha ve öyle hissediyorum ki aşkta senin tarifin yok... Ölmeden kaç defa ölür bir insan... Ben bunu kaldırmamasıya; susarım, küserim dünyaya ve Sonsuzluğum dediğim yâr; sahibimsin işte; hâkimtecrübe ediyorum şimdi. Bir sayısı var mı bilemem; ukbaya; sonrada senin olan gözlerimi dağlar, rûhuimsin... Sensin beni güzelleştiren diyar... lakin bildiğim sonsuzluğa ulaşmak için ölmekten de mu da asarım mahşerin giriş korkmuyorum; razı olmanın tüm sorumluluğunu kapısına... GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ hissediyorum iliklerimde... Ömrüme Allah’ın izniyle sonÖmrüme açan ve solmayacak olan en güzel suzluk olarak işlenmiş yârim... Hasret vurdu mu ruhum oluyor darmadağın, çiçeksin yâr… Seninle nefes alıyorum ben ve de Varlığım, aşkınla şen; ruhum senin nefesinde yaşamak bilsen ne güzel; düşten de ruhunla mutlu. Beni ne kadar Sözümde duracağım vebali var adağın. güzel... seveceksin dersen vereceğim Ferhat azimle kazdı aldı mükâfatını, Yüreğime ve ömrüme yazılmış ismini silecek bir cevap, ruhumun ömrü kadar… silgi yok dünya üzerinde… Kâinat ikimizin Aşk seninle güzel… Beni Hakkından geleceğim vuslata engel dağın. etrafınızda döner bir hâl aldı kalbim için... Senden güzelleştiren de sensin Rabbimden YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 8 Kasım 2014 Cumartesi Muharrem ayında aşure bereketi Hicri takvimin ilk ayı olan ve Müslümanlar için kutsal kabul edilen Muharrem ayında ön plana çıkan aşure geleneği devam ediyor. İSTANBUL - Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan ayrı bir önem taşıyan Muharrem ayında, bereketin, dostluğun ve paylaşımın simgesi olan aşure, hemen her evde sofralarda yerini alıyor. Bu ayda evlerde hazırlanan aşurenin yanı sıra bazı iş yerleri de çeşitli kampanyalarla aşureyi müşterilerinin beğenisine sunuyor. Faruk Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muharrem ayında yapılan aşurenin güzel bir gelenek olduğunu ve bu lezzetin İslamiyet'ten önce de bilindiğini söyledi. Güllü, "Sonrasında da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesiyle de üzüntülü bir güne ama sonunda da birlik ve beraberliğin tüm dünyaya yapılması adına güzel bir geleneğimiz. Biz de firma olarak aşurenin daha çok yaygınlaşması, birlik ve beraberliğin, kardeşliğin, hediyeleşmenin daha verimli hale gelmesi ve özellikle gençlerimizin bunu çok iyi bilmesi adına mağazalarımızda 10 günlük kampanya yapıyoruz. İnsanlara bugünün özelliğini anlatıp, aşurenin dağıtılması ve bereketinin tüm toplumumuza yayılması için bir çalışmamız var" diye konuştu. Aşurenin yapılmasının püf noktaları Aşure yapılmasında kendilerine özgü püf noktalar olduğunu anlatan Güllü, ev kadınlarının daha kolay kıvam tutturmaları için önerilerde bulundu. Güllü, bütün malzemelerin her evde bulunamayabileceğini ancak aşurenin temel ana maddelerinin kullanılması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Aşure malzemeleri bölgelere göre farklılıklar da gösterebilir. Aşurenin en temel maddeleri buğday, fasulye ve nohut. Tabii o dönemdeki tatlandırıcılar ya bal ya da pekmez olmuş. Ancak biz şeker kullanacağız. Yine içine kuru üzüm, kuru kayısı ve kuş üzümü dediğimiz siyah üzüm, aşureyi tamamlayan malzemelerdir. Vatandaşlarımız evlerindeki misafire göre, keselerinin bolluğuna ve dağıtmak istedikleri yere göre artırabilirler." "Şekerin kaynatılırken katılaşması için sulandırılmış pirinç unu kullanılabilir" Güllü, aşure yapımında 5 bardak su, 3 bardak şekerin yanı sıra, 1 su bardağı buğday, birer buçuk su bardağı da nohut ve fasulye kullanılabileceğini vurgulayarak, diğer malzemeleri şöyle sıraladı: "Yine ölçekleri ve kendi tercihlerine bağlı olmak üzere, yarımşar çay bardağı kuru kayısı, kuru incir, fındık ve kuş üzümü kullanılabilir. Aşurenin tadını çok değiştirmemek adına çok az da kuş üzümü kullanıyoruz. Şekerin kaynatılırken katılaşması adına nişasta kullanılıyor. Ancak biz bunu çok tercih etmiyoruz. Pirinç ununu sulandırarak kullanmalarını istiyoruz. Tencereye ilk önce suyu koyuyoruz. Ardından içerisine şeker ilave edip eritiyoruz. Daha sonra tencereye önce kuru meyveleri koyuyoruz. Bu işlem, meyvelerin daha iyi açılması, tadını ve lezzetini karışıma geçirsin diye yapılıyor." Kurubakliyatların ayrı tencerelerde haşlanıp ya da bir gece önceden ıslatıp yumuşatılmasını önerdiklerini ifade eden Güllü, şöyle devam etti: "Böyle yapılırsa daha kıvamlı ve güzel sonuç alırlar. Ardından kurubakliyatı tencereye ilave ediyoruz. Malzemeler kaynamaya devam edecek biraz içini çektikten sonra da diğer kuru meyvelerden daha yumuşak olanları içine ilave edeceğiz. Son olarak da tencere pirinç sübyesini koyulaşması adına tencereye yavaş yavaş aktaracağız. Karışımın koyulaşması için pirinç unu kullanılacaksa ayrı bir kapta çok az suyla karıştırılıp miks haline getirilmeli. Eğer pirinç unu direkt eklenirse karışım topaklanır ve dağılmaz. Yaklaşık 45 dakika, 1 saat arasında pişirme süremiz olacak. Kaselere aldıktan sonra evde bulunan ürünlerle doğru orantılı olarak süslemesini yapacağız ve misafirimize ikram edip dua kazanacağız." (AA) “Pastırma Ayazı” 12 gün sürecek İSTANBUL - Meteoroloji Mühendisleri Odası 2. Başkanı Ahmet Köse, halk arasında "Pastırma Yazı" olarak bilinen sıcaklıkların başladığını ve 12 gün süreceğini söyledi. Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Pastırma Yazı"nın, ekim ayının son haftasıyla kasımın ortalarında yaşandığını, esas isminin ise "Pastırma Ayazı" olduğunu vurguladı. Bu mevsimde gündüzlerin sıcak, geceleri ise ayaz olduğunu ifade eden Köse, ayazın etkisiyle sıcaklığın özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde sıfır derecenin altına düştüğünü belirtti. Pastırma sıcaklarının dün itabarıyla başladığını anlatan Köse, şöyle devam etti: "Atalarımız yaklaşık 400 yıl önce seyahatlere, heybelerinde bozulmasın diye kurutulmuş etlerle çıkmışlar. Ayazlı havadan dolayı bu mevsimde kuruttukları et çok lezzetli olduğu için ismi 'Pastırma Ayazı' demişler. Ama biz 'Pastırma Yazı' diyoruz. Aslında 'Pastırma Ayazı'ndan geliyor. Sebebi de şu; yazı anımsatan günler yaşanıyor. Gündüzleri oldukça güneşli, sabah ilk saatlerde sis ve pus hadisesi gözüküyor. Bu tarz havaların belirgin özelliğidir. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Rüzgar hafif, insanları rahatsız etmiyor. Bu da ekim ayının sonu ile kasımın ortaları arasında görülüyor. Bazen yılda bir defa da oluşabilir. Üç gün yaşanıyor, arada bir iki gün hava tekrardan bozuyor, sonrasında bir 10 gün daha yaşanabiliyor. Bu sene de 'Pastırma Yazı'na dün itibarıyla başladık, 12 gün sürecek." İstanbul'da hava sıcaklığnın 20 dereceye kadar yükseleceğini ifade eden Köse, bu dönemden sonra sıcaklığın azalacağını dile getirdi. "Antalya ile Anamur arasında hortum oluşma riski devam ediyor" Türkiye'nin adım adım kışa yaklaştığını, bu yıl El Nino'nun etkisiyle bol yağış görüldüğünü anımsatan Köse, "Hortumlar gördük yurdumuzun birçok noktasında. Hala görmeye devam ediyoruz. Akdeniz'de, özellikle Antalya ile Anamur arasında hortum oluşma riski devam ediyor" diye konuştu. Bu yıl hortumun sık görülmesinin sebebinin El Nino'nun tetiklemesiyle deniz suyunun sıcaklığının yükselmesi olduğunu söyleyen Köse, Karadeniz'de bile deniz suyu sıcaklığının 28 dereceye kadar çıktığına işaret etti. (AA) 10 BULMACA Soldan sağa: 1.Kesilen hayvanın iç organları ile baş ve ayakları. – Berilyumun simgesi. 2. Öncecilik. 3. İnce yapılı. – Satrançta bir taş. 4. Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek. – Başarısız olmuş kimse. 5. Tanrı. – Ağzı geniş, tek kulplu su kabı. 6. ERSİN ……. ( Ünlü fotoğraf sanatçısı ). – Ensiz. 7. Samsun ilinin bir ilçesi. – Uzaklık anlatır. 8. Bezekçilikte kullanılan yeşil ve pembe dalgalı sedef. – Çölde esen rüzgâr. 9. İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü. 10. Yanıcı, renksiz, az kokulu bir karbon ve hidrojen birleşimi. 11. Top biçiminde toplanmış saç. – Güzel, hoş, sevimli. 12. Bir işte emir verme yetkisi olan kimse. – Taze olmayan. 13. Dilenciye verilir. – Arapçada birinci tekil şahıs, ben. 14. Bir göz rengi. – Yumurtanın bir bölümü. 15. Erkek veya dişi üreme hücresi. – Tokat ilinin bir ilçesi. 16. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonunun kısaltması. – Madeni ip. 17. Soru sözü. – İyilik, ihsan, lütuf. 18. Yılan. – Evcil bir geyik türü. 19. At tüyünün rengi. – Yağı alınmış sütten yapılan peynir. 20. Birim. – Tahılın tarladaki adı. Yukarıdan aşağıya: 1.Üç boyutlu sinema tekniği. – Eski Türklerde kutsal hekim. – Tavlada bir sayı. 2. Sermaye, kapital. – Romanya’nın plaka işareti. – Kalça kemiği. – Dağ lalesi. 3. Arıların kovan deliğini kapamak için kullandıkları sarı ve yumuşak madde. – Salgın hastalık. – Bir anda oluveren, apansız. 4. Soylu. – Süngü gibi tüfeğe takılan ve belde taşınan bir tür uzun bıçak. – Eski dilde sevap. 5. Ruh. – Yerkabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. – Bir kumaş türü. – Bir cetvel türü. 6. Tembel hayvan. – Kökten, köktenci. – Tatlı bir besin. – Kemirgen bir hayvan. 7. Alacak, borç. – Çalgıç, mızrap. – Gerekenden eksik. – At, aslan gibi hayvanların ensesindeki uzun tüyler. 8. Posta sürücüsü. – Bir zaman birimi. – Piston. 9. Para ile alınan, konser, sinema, tiyatro gibi yerlere girme, ulaşım araçlarına binme veya bir ÇÖZÜMÜ talih oyununa katılma imkânını veren belge. – Bir BUGÜN halk sazı. – Küçük kanal. – Bir nota. 10. Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. – Rus Kazaklarda başkan. – İnhisar, 11. SAYFADA monopol. – Japonya’nın para birimi. Hazırlayan: Ercan BostaNCıoĞlu 9 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin [email protected] TÜRKLÜK DÜŞMANI İSLAMCILARIN ŞAPA OTURDUĞU BEYANINDADIR. Son günlerde Batının Türk düşmanlı- nerin 1908’deki şu sözlerinde açıkça ğına dayalı Nasyonalist projelerinin görebilirler. Tabii “gözleri var görmezyerli uygulama memuru olan dahilî ler, kulakları var duymazlar” kümesinbedhahlar, İslamcılık adına Türk düşden değillerse. James L. Barton adlı bu manlığını temel politikaları haline getir- misyoner anlarında şöyle diyor: diler ve söylemlerinin merkezine oturt“İmparatorluk içinde sadece tek bir tular. Bunlara göre “Türklük ırkçılıktır, birleştirici güç vardır ve o da İslam’dır. etnik bir grup adıdır. Türkiye’de 36 ayrı Geldikleri ırka bakmaksızın İslam’ı etnik grup vardır, Türkler de bunlardan benimsemiş herkes yönetici kesimin biridir. aslî bir unsuru haline gelir. Böylece derhal Türkçe ya da Arapça’yı kullanDolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti, millî bir Türk devleti olmaktan maya başlar ve Türk olarak anılmaya başlar.” (s.38) çıkarılmalı, Türklük yok edilmeli, devYine bir Haçlı-Siyon projesi olan let, kozmopolit bir yapı içinde 36 millî Türk Devletini yok edip “Yeni kavim çorbasına döndürülmelidir.” Türkiye” inşa etme işinin bir boyutu da Halbuki Türklük, tarih boyunca önce bir kavim adıyken, zamanla bir millet adı Türk milletine Türk dememek, Türkiye’yi Türksüzleştirmek, Türk milhaline gelmiştir. Bu bağlamda Müslüman olan herkese Türk denilmiştir. letini yok saymak için hep Osmanlıyı gündeme getirmeleri, Osmanlıyı örnek En eski Batı kaynaklarında bile olarak göstermeleridir. Türklükle Müslümanlığın eşdeğerde Bu işbirlikçi taşeronlara göre olduğu, Türk deyince Müslüman anlaOsmanlı Devleti Türk devleti değil, şıldığı yani Türklüğün bir ırk ve etnik kozmopolit bir kalabalık güruhun devköken aidiyeti olmaktan çıkıp sosyolojik anlamda bir üst toplumsal yapı olan leti imiş. Osmanlıda Türk yokmuş, Osmanlı vatandaşları ve Osmanlı millet adı olduğu açıkça tarihî bir gerDevleti varmış. Herkes Osmanlı imiş, çekliktir. Bu meseleye bir örnek verTürk mürk değilmiş, “Türk” lafı hatta mek istiyorum. Türkiye’de uzun süre bulunmuş batılı “Türkiye” adı sonradan; Cumhuriyetten sonra çıkmış filan. Dolayısıyla şimdi de bir misyonerin 1908 yılında basılan bir Türk demezsek Osmanlı gibi olabilireserinde , Türklükle Müslümanlığın mişiz ve barışı sağlayabilirmişiz. aynı şey olduğu açıkça belirtiliyor. Bunlar tabii cehaletten öte bir ihaneYazar, kitabının bir yerinde “Türkler” tin yansımaları. Türk’ün milliyetini, alt başlıklı bölümde şunları yazıyor: Türklük ruh ve şuurunu yok etmek için “Türkiye’de Türk kelimesi emperyalist batının talimatları ile piyaMüslümanları tarif etmek için kullanılır. İslam’ı kabul eden bir Rum’a derhal saya sürülmüş, PKK zihniyetine dayalı bir Kürtçülüğü hâkim kılmak için üreTürk denilir. Ve ondan da “kendini tilmiş bir projenin yansımasıdır. Türkleştirdi” şeklinde söz edilir. Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşSıradan kullanımında Türkiye’de bu larımızın kimlik adı olan “Türk millekelime sadece dinî bir inancı işaret ti”ni, devletimizin adı olan “Türk eder. Bu noktada Muhammedî (Hz. Devleti”ni anayasadan ve diğer bütün Muhammed’in dinine mensup olanlar) kurumlardan silmek için Osmanlı kelimesini kullanmak yerine, konunun Devleti’ni referans olarak alanlar şapa bu kısmını Türkler başlığı altında otururlar. Zira yukarıda sözünü ettiğideğerlendireceğiz. Böylece dinî ve miz batılı misyonerin 1908 yılında millî paralelliği bozmamış olacağız. basılan bu eserinde Osmanlı Devleti bir Türkiye’nin Türkleri, bu topraklarda “Türk İmparatorluğu“ olarak anılır. yaşamış ve İslam’ı kabul etmiş her ırkı Eser boyunca misyoner, hep böyle içerir. Farklı ırkların insanları İslam’ı der. Mesela: “Türk İmparatorluğu’nun benimserken derhal Muhammedî kitmevcut sınırları şöyle ifade edilebilir. leyle karşılaşır ve büyük ölçüde devleAvrupa’da Makedonya, batıda tin ve dinin aşıladığı ortak geleneklerle Yunanistan’a uzanan, kuzeyde bu kitleyle birleşir. Bu asimile olmuş ırklar arasında evlilikler vardır. Bu yüz- Sırbistan, Bulgaristan ve Edirne’yi içeden, ırkların karışımdan uzak tutulduğu ren topraklar, doğuda Rusya ve İran’a kadar bütün Küçük Asya, Suriye ve Arabistan hariç, Türkler arasında açık Arabistan, Afrika’daki iki küçük bölge bir ırk tipi bulmak güçtür.” (s.60-61) ve Akdeniz’deki birkaç küçük ada. Şimdi bu ifadeler, Türklükle Türkiye’nin direkt hâkimiyeti altında Müslümanlığın bir olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bugün Türk düşmanlı- bulunan bölgenin büyüklüğü ve bu bölğına dayalı Kürt ırkçılığı yapan İslamcı gedeki nüfus şöyledir:” (s.8) Bu ifadelerde batılı bir misyonerin görünümlü; ama aslında Haçlı-Siyon bile Osmanlı Devleti’nin bir “Türk batı emperyalizminin yerli işbirlikçi İmparatorluğu”, hatta ülkenin adının da taşeronları, ısrarla Türklüğü etnik bir “Türkiye” olduğu açıkça belirtiliyor. grup seviyesine indirgemeye ve Türk Dolayısıyla Osmanlıda Türk sözü millet birliğini 36 etnik gruba bölüp yoktu, herkese Osmanlı deniyordu, o parçalamaya ve Türkiye’yi kavimler yüzden barış ve kardeşlik vardı. Şimdi kargaşasına sürüklemeye, Türk adını de Türk demezsek barış ve kardeşlik silmeye çalışıyorlar. gelir safsataları tamamen Türk’ü silmeTürklüğü İslam dışı bir şey olarak ye dönük manevralardır. Türk milleti, gösterip her türlü milliyetçiliği ve bu kendi üzerinde oynanan oyunları fark arada Türk milliyetçiliğini; hatta din milliyetçiliğini yani bu kapsamda İslam etme feraset ve basiretine sahiptir. İslamcı görünümlü ama ne idüğü bizim milliyetçiliğini de ayakları altına alan tarafımızdan bilinen uyanık “Türkiyeli” Türkiyeli siyasetçiler, Müslümanlıkla Türklüğün Osmanlı Devleti’nde en eski siyaset esnafı, Türk milletinin adını da kendini de Allah’ın izniyle yok edemedevirlerden son zamanlara kadar nasıl yecektir. Biz sadece sabırlıyız. özdeş iki kavram olduğunu; bu misyo- Bakanlıktan "katı yakıt" uyarısı ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, ısınma amaçlı kullanılan yakma tesislerinden kaynaklı, is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halinde dış havaya atılan kirleticilerin hava kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltacaklarını bildirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, katı yakıtların kullanımı ve bunların denetimine ilişkin uyarılarda bulundu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, özellikle ısınma amaçlı katı yakıtların özellikleri ile üretimi, torbalanması, dağıtımı, satışı ve bunların kullanıldığı yakma tesisleriyle ilgili esaslar Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirleniyor. Isınma amaçlı tüm katı yakıtlar, vatandaşın kullanımına sunulmadan önce, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince standartlara uygun numune alınmasının ardından Bakanlıkça yetkilendirilen laboratuvarlarda analiz ettiriliyor. İthalatçılar ve yerli üreticiler, kömürün üretiminden tüketimine kadar tüm işlemlerden sorumlu tutuluyor. Isınmada kullanılan ithal ve yerli, briket ve belde ile köyler için özellikleri belirlenen kömürlerin torbalanarak satışa sunulması gerekiyor. Isınma amaçlı yakıtların denetimi, katı yakıtın üretildiği, torbalandığı, depolandığı, taşındığı ve satışının yapıldığı yerlerde rutin olarak veya şikayet üzerine, Çevre ve Şehircilik İl müdürlükleri ya da yetki devri yapılan belediyelerce gerçekleştiriliyor. Mineral yağ, araba plastiği parçası, tezek, kablo, ıslak ve boyalı odun, plastik, ev eşyası ve yemek artıkları gibi evsel atıklar, tıbbi atıklar, asfalt ve boya ise ısınmada kullanılması yasak maddeler arasında yer alıyor. Sobaların ise şu şekilde kurulması gerekiyor: "Soba, tahta ve boyalı kısımlara zarar vermeyecek şekilde, altına metal kaplı tabla, mermer veya benzeri malzeme konularak kurulmalı. Zorunlu olmadıkça iki dirsekten fazla kullanılmamalı. Soba boruları birleştirilirken baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı. Soba bağlanmadan önce bacanın çekişi kontrol edilmeli. Soba borusu bacaya fazla sokulmamalı. Bacalara, yabancı maddelerin girmesini engellemek için başlık takılmalı. Soba boruları ve bacalar temizlenmeli. Mutlaka baca başlığı kullanılmalı." Kömür yakılırken dikkat edilmesi gereken unsurlar ise şöyle: "Sobaya üçte iki yakıt doldurulmalı. Soba mutlaka üstten tutuşturulmalı. Yanan kömürün üzerine ilave kömür dökülmemeli. Üst bölümde tam yanma gerçekleşip kömür kor haline gelmeden alt ve üst hava alma kapakları kapatılmamalı. Lodoslu havalarda gece uyumadan soba söndürülmeli." Kalorifer yakarken ise ehliyetli ateşçi çalıştırılması, kömürün kalorifer kazanında yastıklama yöntemiyle yakılması önem taşıyor. Ayrıca kazanın, su sıcaklığı dış ortam sıcaklığına göre ayarlanarak yakılması, geceleri kazan uyutma sistemi uygulanması, ısınma sezonu başlamadan önce kalorifer sisteminin bakımının yaptırılması gerekiyor. (AA) 10 8 Kasım 2014 Cumartesi ÖZEL GÜVENLİK HİZMETİ ALINACAKTIR ADNAN ÖTÜKEN İL HALK KÜTÜPHANESİ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK 9 Kişi İle 12 Aylık Özel Güvenlik hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/146660 1-İdarenin a) Adresi : Namık Kemal mahallesi Kumrular caddesi 3 Kızılay ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3124109006 - 3124109011 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi ve Bağlı Mehmet Akif Ersoy Edebiyat Müze Kütüphanesinin hizmet binaları ve çevresinin 9 kişi ile 12 aylık Özel Güvenlik hizmet alımı işi Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü Kumrular Caddesi No:3 Kızılay ANKARA c) Süresi: İşe başlama tarihi 01.01.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2015 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Kumrular Caddesi No:3 Kızılay Çankaya ANKARA b) Tarihi ve saati : 04.12.2014 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3. İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, - 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun çerçevesinde alınmış Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet İzin Belgesi - 5188 Sayılı kanun ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte belirtilen şartların taşınması ve koruma ve güvenlik hizmeti verebilmek için Bakanlıklarca yetkili kılınmış valiliklerden alınmış Özel Güvenlik Alarm İzleme Merkezi Kurma ve İşletme YeterlilikBelgesi , Özel Güvenlik Görevlilerinin 3. kişilere verecekleri zararların tazmini amacıyla, 5188 sayılı kanunun 21. maddesi hükmü gereğince Hazine Müsteşarlığınca belirlenecek esas ve usullere göre, Türkiye de ilgili branşta çalışmaya yetkili sigorta şirketleri tarafından verilen ve sigorta şirketinin bağlı olduğu bölge müdürlüğü tarafından teyit yazısı ile onaylanan ‘ ÖZEL GÜVENLİK MALİ SORUMLULUK SİGORTASI’ nı yaptıracağına dair sigorta şirketlerinden alınmış 9 kişi üzerinden 12 aylık proforma fatura veya teklif yazısı aslını vermek zorundadır 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.2.1 Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir. 4.2.2. İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması, c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir. 4.2.3. İş hacmini gösteren belgeler: a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %25'inden , taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %15'inden az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Yurt Binası, Hastane Okul, Otel, Resmi Kurum ve Kuruluşlarında yapılan Özel Güvenlik Hizmetleri benzer iş olarak kabul edilecektir. Bu işler ayrı ayrı kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Derfterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi İdari Kat Muhasebe Bölümü adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Atmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Basın - 14552 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de EKMEKLİK UN ALIMI SİNCAN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU İŞYURDU DİĞER ÖZEL BÜTÇELİ KURULUŞLAR CEZA VE İNFAZ KURUMLARI İLE TUTUKEVLERİ İŞ YURTLARI KURUMU EKMEKLİK UN ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/146497 1-İdarenin a) Adresi : ADALET MAHALLESI CEZA INFAZ KURUMLARI KAMPÜSÜ YENİKENT SİNCAN/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3125895022 - 3122540008 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde bulunan fırın biriminde kullanılmak üzere 50 KG'lık olmak üzere 450.000 KG ekmeklik un alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Fırın birimi ambar depoları c) Teslim tarihi : Malların teslimi sözleşme imzalanması müteakip başlayıp İdare ihtiyacı kadar malı 5 gün önceden yükleniciye bildirmek suretiyle 30/06/2014 tarihine kadar isteyecektir. Yüklenici idarenin talep ettiği malları belirtilen günde mal teslim yerine teslim etmek zorundadır 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Ziyaret kabul Kafeterya Adalet Mahallesi Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Yenikent Sincan/ANKARA b) Tarihi ve saati : 01.12.2014 - 14:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. Her türlü un taahhüdü benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Tahakkuk Birimi adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Adalet Mah. Ceza İnf. Kur. Kampüsü Yenikent Sincan/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 14561 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de GATA KLIĞI 4(DÖRT) KALEM TIBBİ CİHAZIN YILLIK BAKIM, ONARIM VE KALİBRASYONU GATA K.LIĞI MİLLİ SEVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK GATA KLIĞI 4(DÖRT) KALEM TIBBİ CİHAZIN YILLIK BAKIM, ONARIM VE KALİBRASYONU hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/142997 1-İdarenin a) Adresi : GN.DR.TEVFİK SAĞLAM CD. 06010 ETLİK KEÇİÖREN/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3123042421 - 3123042250 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : GATA K.LIĞI 4(DÖRT) KALEM TIBBİ CİHAZIN YILLIK BAKIM, ONARIM VE KALİBRASYONU Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : (1) ve (2)nci kalemler GATA K.lığı Radyoloji AD Bşk.lığında, (3 )ncü kalem GATA K.lığı Radyasyon Onkolojisi AD Bşk.lığında, (4) ncü kalem ise GATA K.lığı Nükleer Tıp AD Bşk.lığında yapılacaktır. c) Süresi: İşe başlama tarihinden itibaren 365((ÜÇYÜZALTMIŞBEŞ) ) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : GATA K.lığı 2 Nolu İhale Komisyon Başkanlığı General Tevfik Sağlam Cad. Etlik / ANKARA b) Tarihi ve saati : 02.12.2014 - 09:30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. İhale konusu işin alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işlere ait listeyi, teklif eki olarak tekliflerine dahil edeceklerdir. 4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi. 4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: 4.4.1. (1) ve (2) nci kalemler için Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme cihazlarının, (3) nci kalem için Bilgisayarlı Tomografi veya Bilgisayarlı Tomografi Simülatör cihazlarının, (4)ncü kalem için Gama Kamera cihazlarının bakım veya onarımı benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Maliye Bakanlığı GATA Saymanlık Müdürlüğü?ne şartname bedeli yatırılarak alınan makbuzu GATA K.lığı 2 Numaralı İhale Komisyon Başkanlığına ibraz etmek şartı ile temin edilecektir adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar GATA K.lığı 2 Nolu İhale Komisyon Başkanlığı General Tevfik Sağlam Cad. Etlik / ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIŞ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Basın - 14550 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de dış dünya 8 Kasım 2014 Cumartesi "İsrail bölgeyi tehdit ediyor" Filistin İslami Cihad Hareketi Siyasi Birim Üyesi ve Gazze Sorumlusu Muhammed el-Hindi, İsrail'in bölgeyi tamamen tehdit ettiğini ve Türkiye'nin de İsrail tehdidi altında bulunduğunu belirtti. İSTANBUL - Filistin İslami Cihad Hareketi Siyasi Birim Üyesi ve Gazze Sorumlusu Muhammed el-Hindi, İsrail'in bölgeyi tamamen tehdit ettiğini ve Türkiye'nin de İsrail tehdidi altında bulunduğunu belirtti. AA'ya konuşan Hindi, İsrail'in düzenlediği son saldırıların çok ağır olduğunu ve 1948'den beri yaşananların hiçbirine benzemediğine dikkati çekerek, "Gazze Şeridi'ndeki her bir ferdin payına yaklaşık 15 kilogram patlayıcı düşüyordu. Hastaneleri, okulları, evleri, ambulansları dünyanın gözleri önünde vurdular. Dünya televizyonlarının çoğunda saldırılar canlı yayınlandı ancak uluslararası toplum buna sessiz kaldı" dedi. Uluslararası toplum nezdinde İsrail'in "terör kurbanı" imajının bu savaşta değiştiğini vurgulayan Hindi, şu değerlendirmede bulundu: "İsrail'in yenilmez ordusu, savaş ahlakı, yüksek teknoloji ürünü silahları var (!) Filistin direniş örgütleri ise terörist ve sivillere karşı güç kullanıyor. Son savaşta bu imaj değişti. İsrail sivilleri, kadınları çocukları, evlerinde, hastanelerde, okullarda vurdu. İsrail yüksek teknoloji ürünü güdümlü silahlar kullanmasına rağmen yalnızca sivilleri vuruyor. İsrail'in terörist dediği, IŞİD'e benzettiği Filistin direniş örgütlerinin ise basit güdümsüz, yerli silahları yalnızca askerleri, çarpışma hattında vuruyor. İsrail tarafının istatistiklerine göre Gazze Şeridi'nde öldürülenlerin yüzde 86'sı sivil. Yine onların verilerine göre 72 İsrailli öldürüldü ve bunların sadece 3'ü sivil. Belki de bu imajın değişmesi uluslararası kamuoyunun Filistin'in yanında yer almasını sağladı. Amerika, Londra ve Paris'te gibi birçok batılı başkentte büyük gösteriler yapıldı" "İsrail ahlaki olarak başarısız oldu" İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamını yok edecek güce sahip olduğunu ancak savaşı kaybettiğini söyleyen Hind, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşa yüzde 86 halk desteğiyle girdiğini ancak savaştan yüzde 34 destekle çıkarak, ciddi düşüş yaşadığını kaydetti. İslami Cihad ve Hamas'a bağlı milislerin karadan tünelleri kullanarak İsrail askerlerinin arkalarından çıkarak, görüntü kaydı bulunan operasyonlar yaptığına değinen Hindi, "Bütün dünya ceberrut ve yenilmezliğin sim- gesi olan İsrail askerinin, operasyon sırasında ağlayarak yardım arayan görüntülerini seyretti. İsrail buna karşı hiçbir şey yapamadı. İsrail Gazze'yi vurdu, yıktı ancak İsrail askeri olarak bir şey elde edemedi" ifadelerini kullandı. İsrail'in son savaşta her yönüyle başarısız olduğunu savunan Hindi söyle konuştu: "İstatistiklere göre, İsrail'in üçte biri ülkelerinden ayrılmak istiyor. İsrail askeri, siyasi ve ahlaki olarak başarısız oldu. Askerlerinin savaş ilkeleri olduğunu, etik bir savaş yürüten, sivilleri hedef almadıklarını söylüyorlardı. Şimdi İsrail'in gerçek yüzü dünya kamuoyu önünde açıldı. İsrail ordusunun şiddet, öldürme ve sınırsız terör üzerine kurulu katiler, suçlulardan oluşan bir çete olduğu artık belli oldu" İsrail'in 1967'deki Savunma Bakanı Moşe Dayan'ın "İsrail kuduz köpek gibi olmak zorunda. Böylelikle bölgenin geri kalanı yanına yaklaşmaya korksun" sözüne atıfta bulunan Hindi, "İsrail fiili olarak kuduz köpek gibiydi. Her yere saldırabiliyordu. Mısır'a, Tunus'a, Irak'a, Lübnan'a, Sudan'a saldırdı. Ancak İsrail bu defa korunmaya ihtiyaç duydu. Hem de abluka altındaki küçük direniş gruplarına karşı" değerlendirmesinde bulundu. Filistin direniş gruplarının son saldırılarda elde ettiği başarılara ilişkin konuşan Hindi, Gazze'nin çevresinde bulunan İsrail'in kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan Yahudilerin Çok sayıda Suriyeli mülteci, vatansızlık riskiyle karşı karşıya" CENEVRE - Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, Suriye ve Irak'taki krizin "vatansızlık" sorununu artırabileceğine dikkati çekerek "Çok sayıda Suriyeli mülteci vatansızlık riskiyle karşı karşıya" dedi. BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) hazırladığı "Vatansızlığı 10 Yılda Bitirme" raporu hakkında konuşan BM Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres, küresel kampanya başlatarak herhangi bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmayan milyonlarca kişinin "vatansızlık" sorununu, 10 yılda çözmeyi amaçladıklarını söyledi. Gutterres, "Dünyada vatandaşlığı bulunmayan 10 milyon kişi var" dedi. Listenin başındaki ülke Myanmar. Ülkede vatandaşlığı bulunmayanlar arasında üst sırada Rohingya Müslümanları bulunuyor. Guterres, "Myanmar'da 1 milyondan fazla kişinin, etnik kimlik ve dini nedenlerle vatandaşlığı yok" ifadesini kullandı. Listede Myanmar'ı, sırasıyla Fildişi Sahili, Tayland, Litvanya, Estonya ve Dominik Cumhuriyeti izliyor. Guterres, 27 ülkede kadınların çocuklarına vatandaşlıklarını erkeklerle eşit düzeyde geçirmesine izin verilmediğini söyledi. Öte yandan rapora göre, son 10 yılda, vatandaşlığı bulunmayan 4 milyon kişi, bir ülkenin vatandaşlık hakkını elde etti. BM rakamlarına göre, Suriye'ye komşu ülkelerde 3 milyondan fazla Suriyeli mülteci var ve Suriye içinde 6,5 milyon yerinden edilmiş kişi bulunuyor. Suriye ve Irak'taki krizin "vatansızlık" sorununu artırabileceğine dikkati çeken Guterres, "Çok sayıda Suriyeli mülteci vatansızlık riskiyle karşı karşıya" diye konuştu. Guterres, "Suriye mülteci kamplarında 50 binden fazla çocuk dünyaya geldi. Birçoğu, Suriyeli olarak kayda alındı. Ama doğum sertifikası bulunmayan Suriyeli çocuklar ileriki yıllarda vatandaşlık konusunda ciddi sorun yaşayabilirler" uyarısında bulundu. Lübnan ve Ürdün'deki mülteci kamplarında kalan Suriyeli çocuklar hakkında Guterres, "Biz Lübnan ve Ürdün'deki Suriyeli çocukların vatandaşlık işlemlerinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapıyoruz" bilgisini verdi. Guterres, "Komşu ülkelerde yeni doğan Suriyeli mülteci çocukların yüzde 70'i kayıt altında değil ve resmi bir doğum belgeleri yok" dedi. Filistinlilerin "vatansızlık" ile ilgili istatistiklerde yer almama nedeni hakkında ise Guterres, "Çünkü oradaki sorun biraz karışık ve özel bir durumu var. Oradaki çözüm açık bir şekilde politik bir çözüm olmalı. Umarım Filistin sorunu çözülür" diye konuştu. Kırım Tatarlarının da listede olduğunu ifade eden Guterres, "Kırım Tatarlarının vatandaşlık hakkı elde etmesi için daha önce büyük bir çalışma vardı. Büyük çoğunluğu Ukrayna vatandaşlığı aldı" ifadesini kullandı. AA muhabirinin BMMYK'dan aldığı bilgiye göre, Sovyetler Birliği tarafından 1940'lı yıllarda Almanya, Bulgaristan, Ermenistan ve Yunanistan'a gönderilen 266 bin Kırım Tatarı 1980'li yılların sonlarında Kırım'a geri döndü ve birçoğu Ukrayna vatandaşlık haklarını kullanmaya devam etti. Ukrayna hala Kırım'da yaşayanları Ukrayna vatandaşı olarak kabul ediliyor. BMMYK'ya göre, Ocak 2014 verilerine göre, Kırım'da yasal oturma izni bulunmasına rağmen herhangi bir vatandaşlığı olmayan 450'den fazla kişi yaşıyor. (AA) BERLİN - Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldüren ve bombalı saldırılar ile soygunlar gerçekleştiren Neonazi terör örgütü NSU'nun karanlık bağlantıları 3 yıldır çözülemiyor. Köln'de terör örgütü NSU üyelerince 9 Haziran 2004'te düzenlenen bombalı saldırıda yaralananların avukatı Adnan Menderes Erdal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, NSU terör hücresinin 4 Kasım 2011'de ortaya çıkarılmasının ardından Başbakan Angela Merkel'in her şeyin açıklığa kavuşacağı sözünü verdiğini ancak bugüne kadar bu sözün yerine getirilmediğini söyledi. NSU davasının 1,5 yıldır devam ettiğini ancak 2000-2007 yıllarında işlenmiş cinayetlerin arka planının aydınlatılamadığını kaydeden Erdal, "NSU cinayetlerinin aydınlatılmasında bugüne kadar ilerleme olmadı, bundan sonra da olacağını pek tahmin etmiyorum. Karamsarım. Olacağını da pek tahmin etmiyorum" ifadelerini kullandı. Yalnızca 2 tutuklu sanığın yargılandığı NSU davasında zanlıların savcının talep ettiği şekilde ceza alacağını tahmin ettiğini ancak terör örgütünün ve cinayetlerin tüm boyutlarıyla aydınlatıla- BEYRUT Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, "Ortadoğu'da yaşanan savaş siyasidir, mezhebi değil" dedi. Nasrallah, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen "Aşurayı ihya gecesinde" yaptığı konuşmada, Ortadoğu'da yaşanan savaş ve krizlere ilişkin, yaşananların Şii-Sünni çatışması olmadığını ve bölgedeki krizin yanlış yorumlandığını belirtti. Bölgede devam eden savaşın halkın kaderini ve geleceğini belirleyeceğini söyleyen Nasrallah, "Savaşımız Sünnilerle değil, herkesi yok etmek, ezmek isteyen tekfirciler ve İsrail'ledir" diye konuştu. Nasrallah ayrıca Sünnileri, "yaşananları idrak ederek dikkatli davranmaya" çağırdı. Lübnan'ın kuzeyindeki Trablus kentinde ordu ile silahlı gruplar arasında çıkan ve onlarca kişinin ölümüne neden olan çatışmalara da değinen Nasrallah, "Bu musibeti Lübnan'ın başına saran esas etken, genel olarak kuzeydekiler ve saygın İslam ekolü Ehli Sünnet mensubu siyasi ve dini mercilerinin duruşudur" ifadesini kullandı. (AA) BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 2 3 4 bileceğini düşünmediğini belirten Avukat Erdal, şöyle konuştu: "Almanya devletinin bazı kurumları NSU cinayetlerinin aydınlanmasını istemiyor. Mesela Anayasayı Koruma Teşkilatı istemiyor. Almanya'nın politikacıları ve sorumlu kişileri ve kilit noktasında oturan kişileri aydınlanmasını istemiyorlar. Başbakan Merkel'in verdiği sözün sonunda bir boş laf olarak kalacağını düşünüyorum. Olan bitenden ders çıkarıldığını da düşünmüyorum." NSU terör hücresi tarafından öldürülen Enver Şimşek'in ailesinin avukatı Seda Başay Yıldız da iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın bazı bilgileri sakladığını düşündüklerini vurgulayarak, gerçeklerin ortaya çıkabilmesi için Meclis'te yeni bir soruşturma komisyonu kurulması gerektiğini kaydetti. Geçen yasama döneminde çalışma yapan NSU Araştırma Komisyonu'nu önemli bulduklarını ancak bunun yetersiz olduğunu kaydeden Yıldız, "Bu komisyondan sonra, son yıllarda birçok yeni şey ortaya çıktı. Meclis'te yeniden bir komisyon kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü ortaya çıkan bazı şeyler, geçen dönemdeki komisyonun çalışmalarının yetersiz olduğunu gösteriyor" dedi. Meclis araştırma komisyonlarının tüm devlet kurumlarından dosyaları isteme ve ifade alma yetkisi bulunduğunu kaydeden Yıldız, "NSU ile ilgili iç istihbarat teşkilatında yaşananlar konusunda bugüne kadar sadece yüzeysel bir araştırma yapıldı. Bunlarla ilgili yeni bir araştırma komisyonu kurulması gerekir. Vakit kaybedilmemeli. Zaman geçtikçe bazı şeylerin açığa çıkarılması daha da zorlaşıyor" şeklinde konuştu. NSU cinayetlerinin aydınlatılması konusunda verilen sözlerin tutulmasını isteyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet cinayetlerin çözülmesi için sonuna kadar gitme sözü verdi ancak gidilmedi. Verilen sözler unutuldu. Hukuk devleti, şeffaflık sözleri unutuldu. Bazı istihbarat çalışanlarının mahkemeye gelip, bizim bunları söyleme yetkimiz yok demeleri, verilen sözlerin yerine getirilmediğini gösteriyor. Bir hukuk devletinde, kimsenin kafasında soru işareti kalmamalı." (AA) İlk kez bu savaşta İsrail'in bölgede müttefikleri olduğunu ve bazı Arap ülkelerinin İsrail'in yanında yer aldığını gördüklerini ifade etti. (AA) Nasrallah: "Ortadoğu'da yaşanan savaş siyasidir, mezhebi değil" 1 Terör örgütü NSU'nun karanlık bağlantıları çözülemiyor gerilime alışkın olduğunu ve olaylarda hemen sığınaklara kaçtıklarını aktararak, bu defa roketlerin Tel Aviv'e, Hayfa'ya kadar ulaştığını ve İsrail'de hayatı felç ettiğini belirtti. Hindi, "1948'den beri Araplar Tel Aviv'i vurmaya hatta "yan gözle bakmaya" dahi cesaret edemediler. Direniş örgütlerinin bu kentteki Ben Gurion Havalimanı'nı hedef aldı. İsrail'de sosyal hayat ve ekonomi felç oldu" diye konuştu. İsrail saldırılarının sonlandırması için yürütülen müzakere sürecine yönelik bazı bilgileri paylaşan Hindi, "Türkiye ve Katar'ın arabulucu olması durumu vardı. Ancak biliyorsunuz ki coğrafi koşullar nedeniyle Mısır'ı aşamayız. Sonra Mısır'ın arabulucu olması konusunda anlaşıldı. Ateşkes sağlandı ve bazı konuların görüşülmesi ertelendi" dedi. Ateşkesin ardından Gazze'ye liman yapılması, İsrail saldırılarında kullanılamaz hale gelen havaalanının tamir edilmesi ve yine bu ülkenin elindeki Filistinlilere ait cesetlerin ailelerine teslim edilmesi gibi konuların bir takvim içinde sonra müzakere edilmesine karar verildiğini hatırlatan Hindi, ancak son olarak Mısır'daki emniyet sorunu nedeniyle 27 Ekim'de yapılmasına karar verilen müzakerelerin 2 hafta ileri atıldığına işaret etti. 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 haber 8 Kasım 2014 Cumartesi ARA-SIRA Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) 2015 yılı bütçelerinin görüşmeleri sırasında milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Nurullah AYDIN [email protected] SİNSİ-GİZLİ-HAİN PLAN İŞLİYOR Babacan: Büyüme dönüşüme bağlı TBMM - Türkiy e'nin, Orta Vadeli Program (OVP) hazırlayabilen ender ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Babacan, G20 ülkelerinin birçoğunun program dahi yapamadığını, plan yapmakta güçlük çektiklerini söyledi. Babacan, OVP'ler yapılırken o günkü dünya konjonktürü, Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktür ve ileriye doğru beklentilerin dikkate alındığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Ama 1 sene sonra güncelleme vakti geldiğinde dünya konjonktürü, bölgemizin konjonktürü, Türkiye ile ilgili göstergeler değişmiş olabiliyor. Her yıl OVP'lerin yenilenmesindeki gerekçe de bu. Kaldı ki yayınladığımız anda uluslararası kuruluşlarının, piyasa analistlerinin tahminlerine bakın, yayınladığımız rakamlarla dışarıdan Türkiye'yi gözleyip, rapor yazan kuruluşların raporları arasında çok büyük benzerlik, uyum vardır. Bugüne kadar piyasa beklentilerinin çok dışında, tamamen hayali bir program bugüne kadar açıklamadık. Ama dünyanın, Avrupa'nın büyümesiyle ilgili, Avrupa'daki enflasyonla ilgili ne tahmin ediliyordu, ne gerçekleşiyor diye baktığınızda özellikle 2008'den sonraki dönemde tahmin yapmanın çok zor olduğu bir dönemi dünyanın yaşadığını kabul etmek durumundayız. Bu programların kredibilitesinin yayımlandığı anda ne kadar gerçekçi, yayımlandığı anda tahminler, hedeflerin ne kadar samimi olduğuyla ölçülmesi lazım. Yola çıktığınızda, uygulamaya başladığınızda başta yapılan hesap kitapla, konjonktürle uygulama dönemindeki konjonktür oldukça değişmiş olabiliyor. Bu büyüme, enflasyon rakamları için geçerli. Şimdiye kadar bizim açıkladığımız OVP'lerin tümü açıklandığı an itibarıyla piyasalarda olumlu karşılanmıştır, gerçekçi, samimi bulunmuştur ve içeriğine bakıldığında Türkiye'nin ihtiyaçlarıyla örtüşen programlardır. OVP'lerin rakamsal boyutlarının bazısı hedeftir, bazısı tahmindir. Mesela enflasyona kısa vadede konulan rakamlar, bu yıl, gelecek yıl gibi rakamlar tahmindir ama 2016-2017'ye gidildiğinde bunlar hedef niteliği taşır. Büyümede de benzer bir durum vardır." Türkiye'nin yüzde 4-5'lik büyüme rakamlarının gerekli yapısal reformların yapılacağı varsayımına dayandığına dikkati çeken Babacan, "Bugün Sayın Başbakanımızın açıkladığı 9 dönüşüm programı, daha sonra açıklayacağı ilave 16 dönüşüm programı eğer uygulanırsa bu büyüme rakamları gerçekleşecektir. Bunların uygulanmaması senaryosunda yüzde 4-5'lik büyüme rakamlarına ulaşmamız zor olabilir" dedi. Enflasyon hedeflerindeki sapmalara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, "Enflasyonla mücadeledeki kararlılığımız tam. Yeni OVP'nin de temel hedeflerinden birinin enflasyonu düşürmek olduğunu zaten açıkladı. Bu sadece Merkez Bankası'nın çabalarıyla olabilecek bir şey değil. Farklı alanlardaki politikalarımızı da mutlaka enflasyona odaklanacak şekilde şekillendirmemiz gerekecek" diye konuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun madencilik sektörüne yönelik değerlendirmelerinin bazı yayın organlarınca kamuoyuna eksik aktarıldığını anlatan Babacan, madenciliğin sanki Türkiye'deki bir faaliyet alanı olmaktan çıkacağı yönündeki ifadelerin doğru olmadığını, bu alandaki mevcut faaliyetlerin yurtdışında da yürütülmesinin desteklenmesinin öngörüldüğünü söyledi. (AA) Kılıçdaroğlu: Hipimiz ulusalcıyız ABD: Mescid-i Aksa’daki olaylar rahatsız edici WASHINGTON - ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya baskıyla ilgili olarak, "Dün Mescid-i Aksa'daki çatışmalar da özel kaygı yaratıyor, caminin uğradığı hasara dair haberler derinden rahatsız edici" dedi. Psaki günlük basın toplantısında bir soru üzerine, "Doğu Kudüs'te bir kişinin aracını yayaların üzerine sürmesi sonucu bir kişinin hayatını kaybettiği terörist saldırıyı kınadıklarını" belirterek, özellikle Tapınak Tepesi, Mescid-i Haram'daki çatışma olmak üzere, Küdus genelinde artan tansiyondan "ciddi kaygı duyduklarını" kaydetti. - "Abbas uygun bir partner" İsrailliler'in olaylarla ilgili Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı suçladığının hatırlatılması üzerine Psaki, iki tarafın da bu tür olayların kabul edilemez olduğuna ve tansiyonu azaltma istekliliklerinin bulunduğuna açıklık getirebileceği değerlendirmesinde bulundu. El Fetih'in sosyal medyada paylaştığı mesajlara dair sorular üzerine Psaki, şiddeti kışkırtıcı herşeyi kınadıklarını bildirdi. Psaki, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Abbas'ı artık "uygun bir müzakere partneri" olarak görmediğini söylediği hatırlatılıp, ABD'nin düşüncesinin sorulması üzerine, kendilerinin Abbas'ı uygun bir partner olarak gördüklerini ifade etti. Mescid-i Aksa'nın avlusuna dün yaklaşık 100 Yahudi'nin girişine izin verilmesinin ardından çıkan olaylara müdahale eden İsrail askerlerinin Filistinliler'e plastik mermiyle ateş edip, ses ve gaz bombalarıyla müdahale etmesi sonucu 27 kişi yaralanmıştı. İsrail askerlerinin, olaylar sırasında 1967'den bu yana ilk kez Mescid-i Aksa külliyesinin ana mihrabının bulunduğu kubbenin altına kadar girdiği öğrenildi. (AA) İSTANBUL - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ulusalcılığı belli bir kesimin tekeline vermek gibi bir lüksleri olmadığını belirterek, "CHP bir kişinin partisi değildir. CHP halkın partisidir. Hiç bir koktuk hiç kimsenin de malı değildir. Şu da bir gerçek, 'ağaç budandıkça güçlenir'. O nedenle ufku dolanlar bizden ayrılabilirler" dedi. Kılıçdaroğlu, Halk TV'de canlı yayında soruları yanıtladı. CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın partiden istifa ettiği ve Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum'un ihraç talebiyle Yüksek Disiplin de malı değildir. CHP'de çok sayıda Kurulu'na sevk edildiği hatırlatılarak genel başkan, çok sayıda milletvekili, CHP'de ulusalcı kanadın tavsiye edilip belediye başkanı gelip geçmiştir. CHP 91 edilmediğine ilişkin sorusu üzerine yıldır ayakta duran dünyanın dört parKılıçdaroğlu, ulusalcılığın kendisine ve tisinden birisidir. Bu kadar köklü bir parCHP'lilere göre vatanseverlik olduğunu tidir. Bu nedenle kişilere bağlı olarak söyledi. olayları götürmek doğru değildir. Şu da Vatanını, ülkesini ve insanını sevdiğini bir gerçek, 'ağaç budandıkça güçlenir'. O belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: nedenle ufku dolanlar bizden ayrılabilirler. "Dolayısıyla ulusalcılığı belli bir Ama biz çağdaş uygarlık yolunda yolukesimin tekeline vermek gibi bir lükmuza devam edeceğiz." sümüz yok. Hepimiz ulusalcıyız, hepimiz Süheyl Batum'un açıklamaları ülkemizi seviyoruz, çıkarlarını nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk savunuyoruz. Emine hanım partiden edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bununayrıldı. yaptığı açıklamayı da biliyorum. la ilgili yorum yapmasının etik olarak da Gazeteci arkadaşlar sorunca 'sağlık doğru olmayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, olsun' dedim. Çünkü CHP bir kişinin par"Çünkü Yüksek Disiplin Kurulu'nu tisi değildir. CHP halkın partisidir. Kişi etkileyebiliriz. Yüksek Disiplin Kurulu nasıl olarak tanımlanacaksa CHP, Mustafa karar verecek, hep beraber bakacağız" Kemal Atatürk'ün partisidir. Herkes bunu dedi. (AA) böyle bilmeli. Hiçbir koltuk hiç kimsenin MHP’den benzetmeye tepki TBMM - MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde Marmara depreminin yaşandığı bölgeye gidemediğini söylemesine tepki göstererek, "Siz daha maden ocağındaki suyu tahliye etmekten acizken, asrın felaketiyle karşılaştırma yapıyor, geriye dönük hizmet yapanlara haksızlık ediyorsunuz" dedi. Aydın, Meclis'te eski bakanlar Yaşar Okuyan ve Hasan Gemici ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Ermenek'teki maden kazasında hükümetin ihmal, başarısızlık ve beceriksizliğinin belgelendiğini öne sürdü. Hükümetin gündem değiştirme ve geçmiş hükümetleri karalama yoluna gittiğini savunan Aydın, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dönemin Başbakan Yardımcısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 17 Ağustos 1999 depreminde bölgeye gidebilmek için günlerce beklediğini söylediğini anımsattı. Marmara depreminin birinci gününden itibaren bütün bakanların bölgeye gittiğini, dönemin bakanları Okuyan ve Gemici'nin aylarca bölgede kaldığını ve çalışmaları koordine ettiğini anlatan Aydın, "Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in madenin başında acizlik kokan açıklamalarını dinliyoruz. Marmara depreminde bakanlar yaptıklarını lütuf gibi değil, özveri ve sorumluluk anlayışıyla ve hoşgörüyle yaptılar" diye konuştu. Aydın, depremden sonra sözlerini tuttukları gibi 30 Kasım 1999'da prefabrik konutları yaptıklarını, Bahçeli'nin 18 ay sonra Bolu'da kalıcı konutların anahtarlarını teslim ettiğini belirterek, "Sayın Bahçeli sizin gibi şov yapmadı, laf üretmedi, sizin gibi algı operasyonu yapmadı. Örnek devlet adamının yapması gerekeni yaptı. Siz daha maden ocağındaki suyu tahliye etmekten acizken, asrın felaketiyle karşılaştırma yapıyor, geriye dönük hizmet yapanlara haksızlık ediyorsunuz" dedi. (AA) Çatışmacı-kavgacı, ötekileştirmeci gizli- sinsi-hain plan uygulamadadır. Türkiye içerde ve dışarda tam bir psikolojik örtülü savaş arenasıdır. Irki, dini, etnik, mezhep aidiyeti öne çıkartılarak, ortak doku parçalanmaya başlamıştır. Yalan yanlış bilgilerle, insanlar aldatılıyor, kandırılıyor, yönlendiriliyor. Gündem değiştiriliyor Toplumun ortak milli ve manevi değerlerini altüst ediyorlar. Barış, kardeşlik nutukları atıyorlar, toplumu bölüyorlar, kin nefret tohumlarını yeşertiyorlar. Pişkinlikle ahlaksızca şerefsizce yalan söylüyorlar. Çağdaş dünya gerçekliğine karşın, her konuda ortaçağ Arap dönemi kişi ve olaylarını referans alıyorlar. Onlar kim mi? Sinsi planın uygulamasında; önce Türkiye’de milli devlet algısını, Türk Milleti anlayışını, bağımsızlık düşüncesini tersyüz edecek siyasetçi, gazeteci, akademisyen, sivil toplum temsilcileri, kirli ve karanlık merkezlerde yetiştirildiler. Avrupalıların silahla bir türlü ele geçiremedikleri Anadolu toprakları, silahsız işgalle ele geçirilmiş bulunuyor. Yer altı ve yerüstü kaynakları, yabancılarca ele geçirilmiştir. Aydınlar, akademisyenler, gazeteciler; yabancı ülkelerin sözcülüğüne soyunmuşlar, zihin kirliliğinde araç haline gelmiştir. Beyinler işgal edilerek etkili ve yetkili olunmuştur. Ne yazık ki saf ve temiz inançlı Türklerin desteğini alanlar, etnik kimliklerini gizleyenler eliyle bu gizli ve sinsi ihanet yapılanması sürdürülmektedir. Türk Milleti olan bitenleri öğrenmeye çalışıyor. Vatan satılırken ve değerler altüst edilirken tepki göstermemek de, vatana ve millete ihanetin bir türüdür. Bir çok iyi niyetli kimse bile ihanet içinde olduğunu farkında değildir. Varolan savaşların teknik sahaları da geliştirilerek psikolojik yönden yıpratma ve bıktırılma yöntemi uygulanmaktadır. Bastırılmış gizli veya açık örgütler, yeniden hortlatılmıştır. Kafa karıştırıcı zehirli düşünceler, fikirler; gazete manşetlerinde, köşe yazılarında, TV’lerin ekranlarında akıtılmaya devam ediyor. Bu nedenle; anlatılmayan, eksik ya da yanlış anlatılan geçmiş tarihimize ve yakın tarihimize dair olan bitenleri hatırlamak, hatırlatmak şimdi olan bitenleri doğru anlamak ve geleceğe yönelik niyetleri netleştirmek gerekir. Olanlar ve olacak olanlar; tüm bilinenleri ile anlatılmalıdır. Bu anlatımlar insanları bilinçlendirmenin yanında, birlik ve beraberliği de güçlendirecektir. Var olan bir bilgi, halka en doğru şekli ile anlatılmazsa, halkın bu alandaki boşlukları ve arayışları yanlış ve çoğu zaman da tehlikeli bilgiler ile doldurulacaktır. Toplumlar için en tehlikeli yapı; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların görüşleridir. Bir milleti tek bir hedef doğrultusunda toplamak, vatan birliği ve gelişimi için çalıştırmasını sağlamak ancak ve ancak, vatan için mücadele vermiş kişi ve kuruluşlarla ilgili gerçekçi bilgileri ve vatan için verilen mücadeleleri en doğru şekilde anlatmaktan geçer. Sloganlar, kavramlar heyecan verir ancak amaç, strateji, kadro ile hareket başarıya ulaşır. Türk Devleti; henüz çözülmemiştir. Dimdik ayaktadır, ayakta kalmaya devam edecektir. Türk Milleti; ayrıştırma çabalarına rağmen bütün etnik unsurlarıyla birlik ve beraberlik içindedir. Demokrasi içinde, hukuk devleti kurallarına göre hareket edilmelidir. Okumalı, öğrenmeli, bilmeli ve yapılması gerekene odaklanılmalıdır. Günün Sözü: Hainin maskesi ne kadar iyi yapılırsa yapılsın bir gün düşer. 1 program 2 CHP! TBMM - Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı dönüşüm programı CHP içinde farklı yorumlarla karşılandı. CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Başbakan'ın açıkladığı programda beni en çok sevindiren, insan odaklı büyümeden bahsetmesi oldu. Aynı noktaya geldiğimiz için mutluluk duyuyorum" derken, CHP Kocaeli Milletvekili Güneş, "Açıkladıkları Dönüşüm Programları bühtannın belgesidir, itirafıdır. 12 yıldır iktidarlarında başarısızlıklarının hangi noktalarda olduğunu tespit etmişler" dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Merkez Bankası ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun 2015 bütçeleri üzerinde söz alan milletvekilleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı, öncelikli dönüşüm programlarının 1. grup eylem planlarına değindi. CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Başbakan'ın bugün açıkladığı programda kendisini en çok sevindiren hususlardan bir tanesinin, Davutoğlu'nun insan odaklı büyümeden bahsetmesi olduğunu vurgulayarak, "2011'de seçime girerken bizim yayınladığımız ekonomi programının adı da insan ve üretim odaklı ekonomiydi. Aynı noktaya geldiğimiz için mutluluk duyuyorum. Biz 2011'de söylemişiz, siz 2014'te söylediniz" şeklinde konuştu. CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Öncelikli Dönüşüm Programlarının 1. grup eylem planlarına ilişkin, "Bugün açıkladıkları Dönüşüm Programları bühtanın belgesidir, itirafıdır. 12 yıldır iktidardalar başarısızlıklarının hangi noktalarda olduğu tespit etmişler" demesi de dikkat çekti. Öte yandan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda söz alan diğer milletvekilleri de görüşlerini dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye ekonomisinin bir yol ayrımında olduğunu iddia ederek, ülkenin, yapısal önlemleri almaması halinde, yüzde 3 civarında bir büyümeyi taşımak zorunda kalacağını söyledi. MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Elazığ Alacakaya'daki krom madeninde meydana gelen kazada bir işçinin öldüğünü belirterek, işçiye Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı planı "gündemi değiştirmeye yönelik gayret" olarak algıladığını belirten Akçay, "9 madde açıklandı. 2 ya da 3 gün konuşulacak, tartışılacak. Birkaç hafta daha geçecek bir 5 madde daha açıklayacak" diye konuştu. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da plana değinerek, "Başbakan ve ekonomiden sorumlu 10 tane bakan, arıza yapmış ekonomi arabasının arkasına geçmiş itiyorlar" şeklinde konuştu. (AA) 13 8 Kasım 2014 Cumartesi TURİZM Almanya'nın doğusunda yer alan ve Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla kendini göstermeye başlayan Saksonya eyaleti, doğal güzelliklerinin yanı sıra kültür ve sanat eserleriyle de turistlerin ilgisini çekiyor. Demirel'in siyasi hayatının özeti: Isparta'da 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in memurluktan cumhurbaşkanlığının sona erdiği döneme kadar geçen sürede kullandığı eşyaların sergilendiği Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi'ndeki objeler, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. ISPARTA - Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi Müdürü Osman Siviloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzenin 26 Ekim'de törenle açıldığını söyledi. Müzenin içinde bulunduğu külliyenin yapımına 1994'te başlandığını bildiren Siviloğlu, açılışın ardından varlığının yurt içi ve dışında bilinir hale geldiğini belirtti. Müzenin kubbeli bir mimari yapısının bulunduğunu dile getiren Siviloğlu, "Müze 7 küçük, bir de büyük kubbeden oluşuyor. 7 küçük kubbe Demirel'in başbakanlıklarını, büyük kubbe ise cumhurbaşkanlığını temsil ediyor" dedi. Siviloğlu, açılışın ardından katılımcıların çoğunun müzeyi ziyaret ettiğini anlatarak, bu sayının her geçen gün arttığını ifade etti. Açılıştan bu yana müzeyi 3 bin 500 kişinin ziyaret ettiğini kaydeden Siviloğlu, müzede ziyaretçilerin ilgisini çeken ilk şeyin Demirel'in bal mumu heykeli olduğunu söyledi. Müzenin her bölümünün ilgi çektiğine işaret eden Siviloğlu, "Ziyaretçiler özellikle Demirel'in ilk başbakan olduğu yıl olan 1965'ten Cumhurbaşkanlığının sonuna kadarki süreci, belgelerle görme imkanı buluyor. Müzenin çok kısa sürede gezilebilmesi mümkün değil. Ziyaretçilerin en az 1 saatini müzeye ayırmaları gerekir" diye konuştu. Siviloğlu, müzede ziyaretçilerin ilgisinin belirli bölümlerde yoğunlaştığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Demokrasinin kesintiye uğradığı 1980 ile siyasi yasakların sona erdiği 1987 arasında 7 yıl siyasetten yasaklanan Demirel'in anlatıldığı köşe çok ilgi çekiyor. GAP ve Güneydoğu Anadolu'ya yapılan yatırım da çok ilgi çeken bölümler arasında. Müzenin büyük kubbesinin altında Demirel'in Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemin çalışmaları sunuluyor. Ayrıca hoşgörü bölümü de var. Orada karikatürler sergileniyor. Böylece ziyaretçiler müzeyi gülümseyerek terk ediyor. Bu bölümde en çok ilgiyi '6 defa gidip 7 defa gelen 9. Cumhurbaşkanı Demirel' anlamına gelen '679' karikatürü çekiyor." Siviloğlu, 1980 askeri darbesinde Kenan Evren'in Demirel'e gönderdiği mektupların, Milli Güvenlik Konseyi'nin siyasi yasaklara ilişkin karar metinlerinin en çok ilgi çeken objeler arasında bulunduğunu sözlerine ekledi. (AA) ıssN 1308-7622 Yıl: 44 Sayı: 15021 8 Kasım 2014 Cumartesi DRESDEN/İSTANBUL * Almanya'nın 16 eyaletinden birisi Saksonya, sahip olduğu yaklaşık bin yıllık zengin tarihinin yanı sıra ünlü bestekarların, mimarların ve sanatçıların izlerini taşıyor. Eyaletteki tarihi eserler ile yüzlerce müze, turistik mekanlar ve binalardaki mimari yapı, dünyanın her yerinden gelen misafirler tarafından beğeni topluyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan Berlin Duvarı nedeniyle uzun yıllar giriş-çıkışların yasak olduğu bölge, duvarın 1989'da yıkılmasıyla esaretten kurtulup, güzelliklerini sergilemeye başladı. Yaşadığı karanlık dönem ve savaşın ardından hemen hemen yerle bir olan bölge, dünyadaki tanınırlığını da gün geçtikçe arttırıyor. Eyaletin başkenti ve Elbe Nehri'nin kenarında kurulu Dresden, çok sayıda sanat eseri ve barok mimarisiyle yapılan binaları dolayısıyla "Elbe'nin Floransası" diye adlandırılıyor. Kentte, dünyanın sayılı su saraylarından Moritzburg Sarayı ve Saksonya'nın en büyük katolik yapısı Dresden Katedrali, en çok ziyaret edilen yerler arasında yer alıyor. Ayrıca, üzerinde Saksonya krallarının isimleri ve resimlerinin porselen üzerine grafiti tekniği ile çizili olduğu 102 metre uzunluğunda resmin bulunduğu Krallık Sarayı da büyük ilgi görüyor. Dünyanın önde gelen İtalyan kiliselerinden Kadınlar Kilisesi ile İkinci Dünya Savaşı'nda yerle bir olduktan sonra aslına uygun inşa edilen yapıların bulunduğu Nevmarkt ve Tiyatro meydanları da turistlerin şehrin güzelliğini seyrettikleri mekanların başında geliyor. Orta ve Doğu Almanya'da 1980'li yılların sonlarında komünist rejimlerin yıkılması- bu bölgeye, ünlü Kasım ayında Antalya’da GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış tic. a.Ş. Genel Yayın Yönetmeni ahmet tEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü abdülmecit KoYuNsaĞaN Haber Koordinatörü Dursun ERKılıÇ Yazı İşleri Müdürü ayşegül BalDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNal Sayfa Editörleri Yasemin aYDoĞDu - Emine ÖZCaN İnternet Editörü alparslan oĞuZ Haber Merkezi İsmail Yıldız, Hakkı Murat sÖBÜtaY, tülay CaNPolat, Gazi BoZKuRt, Burcu KERİM, Betül sÜslEN İdari Merkez Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/aNKaRa Yazı İşleri tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54 [email protected] Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİt İstanbul Temsilciliği Ankara Temsilciliği tevfik Bey Mah. tahsin tekoğlu Cad. Rüzgarlı Cd. Plevne sk. No: 14 No: 2 K.1 sefaköy/Küçükçekmece/İstaNBul ulus/aNKaRa tel: (0212) 540 40 45 tel: (0312) 310 35 53 Dağıtım: tuRKuVaZ DaĞıtıM saN. VE tİC. a.Ş. Yayın Türü: Yaygın süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. a.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/aNKaRa tel: 397 11 97 Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir ANTALYA - Antalya'da güneşli ve sıcak havayı fırsat bilen vatandaşlar ve yabancı turistler, kasım ayında denize girdi. AA muhabirinin Antalya Meteoroloji Bölgesel Tahmin Merkezi yetkililerinden edindiği bilgiye göre, kentte günün en yüksek hava ve deniz suyu sıcaklığı 24 na yol açan ilk hareketin başladığı Leipzig, Almanya'nın birleştirilmesinden sonra yaşadığı değişimle dikkati çekiyor. Kentte en çok ilgiyi komünist rejimin yıkılmasına yol açan barış ayininden sonra isyan hareketlerinin başladığı St. Nicolas Kilisesi görüyor. Ayrıca derece ölçüldü. Yurdun doğu illerinde soğuk hava etkiliyken, Antalya'da sıcak ve güneşli havayı fırsat bilen turistler ve vatandaşlar, Konyaaltı sahilinde sıcak havanın tadını çıkardı, bazıları denize girdi, bazıları ise sahilde güneşlenmeyi ve yürüyüş yapmayı tercih etti. (AA) Fransız Komutanı Napolyon Bonapart'ın ilerleyişinin durdurulduğu yer olması nedeniyle özel önem gösteriliyor. Kentte, Napolyon'un yenilgisiyle sonuçlanan savaşın anısına dikilen, 91 metre uzunluğundaki Avrupa'nın en yüksek anıtı "Uluslar Muharebesi Anıtı" bulunuyor. 8 Kasım 2014 Cumartesi TFF'den ALS hastalarına destek İSTANBUL - Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığıyla ilgili farkındalığı artarmak amacıyla A Milli Futbol Takımı'nın Brezilya maçı öncesi ve sonrası çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek. A Milli Futbol Takımı'nın Brezilya ile yapacağı hazırlık karşılaşması öncesi ve sırasında ALS hastalığı konusunda farkındalığı artırmak için yapılacak etkinlikler hakkında bilgi verildi. TFF'nin Riva'da bulu- nan Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısına, TFF 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Galatasaray Kaleci Antrenörü Claudio Taffarel, eski milli futbolcular Rıdvan Dilmen ve Metin Tekin ile ALS hastalığıyla mücadele eden eski Trabzonsporlu futbolcu İsmail Gökçek katıldı. (AA) TFF'den yeni tesis atılımı İSTANBUL- Fenerbahçe'nin Çek futbolcusu Michal Kadlec, 8. haftada lider olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ancak daha kazanmaları gereken çok maç olduğunu söyledi. Kadlec, FBtV'ye yaptığı açıklamada, sezonun henüz başında liderliği ele geçirdiklerini belirterek, "liderlik güzel ve önemlidir. Herkes bunu ister. ancak sezonun henüz başındayız. lider olmanın mutluluğunu biz de yaşıyoruz ancak bu çok da bir şey ifade etmiyor. Derbileri geride bırakmış olsak da önümüzde kazanmamız gereken çok maç var" diye konuştu. Çaykur Rizespor ile bugün Kadıköy'de oynayacakları maçı da değerlendiren Çek futbolcu, şunları kaydetti: "Çaykur Rizespor ile kendi taraftarımızın önünde ve stadımızda oynayacağız. taraftarlarımız İSTANBUL - türkiye Futbol Federasyonu (tFF), Riva'daki Hasan Doğan Milli takımlar Kamp ve Eğitim tesisleri'nin devamı niteliğindeki "Futbol Vadisi"nin kuruması için başvuruda bulunulan 145 dönümlük arazinin tFF'ye tahsisinin tamamlandığını duyurdu. tFF'den yapılan açıklamada, "Futbol Vadisi" kurulması hedefiyle yapılan çalışmalarda dev bir adım atıldığı vurgulanarak, "145 dönümlük ilave arazi için federasyonumuzun yaptığı tahsis başvurusunun kabulü, türkiye'nin en modern futbol tesisinin 4 temmuz 2014'teki açılışı sırasında, dönemin Başbakanı sayın Recep tayyip Erdoğan tarafından duyurulmuştu. İlgili arazinin tahsisi bugün itibariyle tamamlandı" ifadeleri kullanıldı. açıklamada, futbola yapılan katkı için Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan, Başbakan ahmet Davutoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gençlik ve spor Bakanı akif Çağatay Kılıç'a teşekkür edilerek, "Futbol Vadisi" için hazırlanan projelerin kısa süre içerisinde kamuoyuyla paylaşılacağı aktarıldı. (AA) gelsinler bizi desteklesinler. o stat ne kadar kalabalık olursa bizim için o kadar iyi. Bu maçtan sonra bir milli takım arası olacak, milli takım aralarından önce oynanan karşılaşmalar önemlidir. Çünkü milli takıma gitmeyen arkadaşlarımızın mutlu bir hafta geçirmelerini sağlar. Buradaki havayı koruyabilmek için bu maçı kazanmak istiyoruz." Michal Kadlec, gol yememenin sadece savunma oyuncularının performansına bağlı olmadığını vurgulayarak, "takımın bir aradayken gösterdiği performansa bağlıdır. Biz daha önceki karşılaşmalarda nasıl savunma yaptığımız ile ilgili görüntüler izledik. ardından neler yapmamamız gerektiğini daha iyi görerek çalışmalarımızı buna göre yaptık. Defansımızı böylece oturttuk diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. (AA) Ibrahimovic yeniden idmanda Spor Toto Süper Lig'de bu sezon sahasında oynadığı 4 maçtan 3'ünde berabere kalan, 1'inde de yenilen Çaykur Rizespor, evinde galibiyet özlemini sürdürüyor. RİZE - Evinde yaptığı maçlarda ligin ilk haftasında sahadan Gençlerbirliği ile 1-1'lik beraberlikle ayrılan Karadeniz ekibi, daha sonra Balıkesirspor ile 2-2, Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor ile 1-1 berabere kaldı. Bursaspor'a ise evinde 1-0 mağlup olan Çaykur Rizespor, iç sahada yaptığı 4 maçta 4 gol atıp kalesinde 5 gol gördü. Süper Lig'de sahasında en az puan toplayan ekipler, 3'er puan alan Çaykur Rizespor ile ligin son sırasında yer alan Balıkesirspor oldu. Balıkesirspor, sahasında Galatasaray karşısında 2-0 galip gelerek 3 puan kazanmıştı. Çaykur Rizespor Kulübü Başkanvekili Halim Mete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her geçen hafta iyiye giden form grafiğine sahip olduklarını dile getirdi. Son dört haftada sahalarında ve deplasmanda kaybetmediklerini belirten Mete, deplasmanda 2 galibiyet, iç sahada da 2 beraberlik aldıklarını anlattı. Özellikle son oynadıkları Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor maçında galibiyete çok yaklaştıklarını ifade eden Mete, "Kamuoyunun da tartıştığı bir hakemin hatalı kararları, son dakikada yediğimiz golle bizi galibiyetten etti" dedi. (AA) ANKARA - Fransa'nın önde gelen kulüplerinden Paris Saint-Germain'in (PSG) sakatlığı nedeniyle yeşil sahalardan haftalardır uzak kalan yıldızı Zlatan Ibrahimovic, antrenmanlara başladı. PSG, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 33 yaşındaki İsveçli golcünün uzun bir aranın ardından yeniden antrenmanlara başladığını bildirdi. Topuğundaki sakatlığı nedeniyle eylül ayından bu yana forma giyemeyen Ibrahimovic, görev verilmesi halinde PSG ile Olympique Marsilya arasında pazar günü oynanacak lig karşılaşmasında yeniden formasına kavuşacak. İsveçli golcü, bu sezon forma giydiği 7 karşılaşmada 7 kez fileleri havalandırmıştı. (AA) Sagnol özür diledi ANKARA - Fransa Birinci Futbol Ligi (Ligue 1) ekiplerinden Bordeaux'nun teknik direktörü Willy Sagnol, Afrikalı futbolculara karşı sarf ettiği ve tepki çeken sözleri nedeniyle özür diledi. Bordeaux kentinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Sagnol, ırkçı olarak nitelendirildiği söylemlerinin yanlış anlaşıldığını belirterek, "Yanlış veya eksik kelime kullanarak yaptığım açıklamalarla bazı insanları üzmüş ve yaralamış olabilirim. Bu yüzden onlardan özür diliyorum" şeklinde konuştu. 15 SPOR 8 Kasım 2014 Cumartesi FERDİNAND Arjantinli Lionel Messi, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde kırdığı rekorlarla dikkati çekiyor. itiraz etmeyecek Nadal taburcu ANKARA - İngiltere Premier Lig ekiplerinden Queens Park Rangers'da forma giyen Rio Ferdinand, Twitter'daki mesajları nedeniyle aldığı 3 maçlık men cezasına itiraz etmeyecek. İngiliz basınına konuşan Ferdinand, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da attığı mesajın şaka niyetli olmasına rağmen ceza aldığını ve böyle durumlarda yapılan itirazın genelde reddedildiğini belirterek, "Para ve zaman kaybı olacağı için itiraz etmeyeceğim" dedi. İngiltere Futbol Federasyonu da Ferdinand'a geçen hafta verdiği 3 maç men ve 25 bin sterlin para cezalarının gerekçeli nedenini açıkladı. Açıklamada, 35 yaşındaki İngiliz futbolcunun Twitter'da yaklaşık 6 milyon takipçisi bulunduğu vurgulanarak, "Deneyimi bir Twitter kullanıcısı olarak Bay Ferdinand'ın daha dikkatli olması gerekirdi. O, şüphesiz gençlerin örnek aldığı bir insan. Bu nedenle sorumluluğu da daha büyük" ifadeleri kullanıldı. (AA) ANKARA - Teniste dünya klasmanında üçüncü sırada yer alan İspanyol raket Rafael Nadal, apandisit ameliyatının ardından taburcu edildi. Taburcu edilmesinin ardından basın mensuplarına ameliyatına ilişkin bilgiler veren 28 yaşındaki tenisçi, "Her şey yolunda geçti. Basit, sıradan bir ameliyat oldu" dedi. Kariyerinde 14 "grand-slam" şampiyonluğu bulunan İspanyol raket, apandisti nedeniyle ekimden bu yana antibiyotik tedavisi görmüş ve bu sezon yer aldığı Wimbledon Tenis Turnuvası'nın ardından sadece 7 maça çıkabilmişti. Nadal, Londra'da pazar günü başlayacak Profesyonel Erkek Tenisçiler Birliği (ATP) Dünya Turu Finalleri'ne katılamayacak. İspanyol tenisçinin 1-3 Ocak 2015 tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de düzenlenecek Mubadala Dünya Tenis Şampiyonası ile kortlara dönmesi bekleniyor. (AA) OKAN BURUK taraftarlarla buluştu ANKARA - Barcelona'nın Ajax'a konuk olduğu maçta rakip ağları 2 kez havalandırarak takımına galibiyeti getiren Messi, Real Madrid'in efsane golcüsü Raul Gonzalez'in UEFA Şampiyonlar Ligi tarihindeki 71 gollük rekorunu da egale etti. Raul 142 karşılaşmada forma giyerek söz konusu rekora ulaşırken, Messi sadece 90 karşılaşmada aynı başarıya ortak olmayı başarması dikkati çekti. Şampiyonlar Ligi'nde 4 karşılaşmada 4 kez fileleri havalandırarak gol krallığı yarışın- Tek hedefi La Liga... Gaziantepsporlu forvet oyuncusu 22 yaşındaki Muhammet Demir, İspanya Birinci Futbol Ligi'nde (La Liga) oynamak istediğini söyledi. GAZİANTEP Spor Toto Süper Lig gol krallığında Galatasaraylı Burak Yılmaz, Beşiktaşlı Olcay Şahan ve İstanbul Başakşehirli Semih Şentürk'le beraber 4 golü bulunan Demir, yaşadığı sakatlıklar nedeniyle zorlu iki yılı geride bıraktı. Sezona gollerle başlayan genç forvet, oynadığı maçlarda kaydettiği gollerle takımına puanlar kazandırmaya devam ediyor. Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sakatlıklar nedeniyle kaybettiği iki yılı en kısa sürede telafi etmek istediğini söyledi. Sakatlık döneminin ardından lige adapte olmanın zor olduğuna işaret eden Demir, kısa sürede formunu en iyi seviyeye getirmek için çalıştığını belirtti. Bunu başaracağına inandığını dile getiren Demir, şöyle konuştu: "Sakatlıktan sonra süreci iyi değerlendirmek, çok çalışmak lazım. Yönlendiren insanların da iyi olması gerekiyor. Geri dönüşün bu şekilde iyi olacağını düşünüyorum. Yoksa yine sıkıntı yaşanabilir. Ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve adapte olmak için uğraşıyorum. Tabi bu biraz zor, açıkçası biraz zamana ihtiyacım var." Forma giydiği maçlarda boş geçmek istemediğini vurgulayan Demir, gol krallığı için konuşmanın erken olduğunu ifade etti. Uzun süredir sahalardan uzak olduğuna dikkati çeken Demir, "Elimden gelenin en iyisini yapıp ligi en iyi şekilde tamamlamak istiyorum. Takımların taşların yerine oturmaması golcüleri de etkiliyor. İstedikleri pası alamıyor ve oyunu oynayamıyorlar. Takımlar kendini buldukça golcüler de kendilerini bulacaktır" dedi. Demir, futbola başladığı yıllarda İngiltere Premier Ligi'ni beğendiğini, küçüklüğünden beri yurt dışında futbol oynamak istediğini söyledi. (AA) Eskişehir Basket'e ABD katkısı... GAZİANTEP - Gaziantepsor Teknik Direktörü Okan Buruk, imza gününde taraftarlarla buluştu. Buruk ve futbolculardan Elyasa Süme, bir alışveriş merkezindeki Gaziantep Store'da düzenlenen imza gününde, futbolseverlerle bir araya geldi. Takımın lisanslı ürünlerini imzalayan Buruk, gazetecilere yaptığı açıklamada, taraftarla buluştukları için mutlu olduklarını söyledi. Sporseverlerin desteğine ihtiyaçları olduğunu belirten Buruk, "Bu tür beraberliklerle bunu artıracağız. Başarılı sonuçlarla şehirle iç içe olmak istiyoruz. İnşallah hafta sonu kazanacağımız 3 puanla taraftarımızı mutlu ederiz" dedi. Süme de kırmızı-siyahlı taraftarlardan daha fazla destek istedi. (AA) da da iddialı konuma gelen Barcelonalı yıldız, böylece başarılarla dolu futbol kariyerine yeni bir rekor daha yazdırdı. Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçına 2004-05 sezonunda henüz 17 yaşında Barcelona formasıyla çıkan 27 yaşındaki yıldız, bu süre boyunca turnuvada 4 kez üst üste gol krallığı yarşında da zirvede yer aldı. Messi öncesi sadece bir kez Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan Barcelona, başarılı futbolcunun üstün performansının ardından aynı başarıyı 3 kez daha tekrarladı. (AA) ESKİŞEHİR - Türkiye Basketbol Ligi'nin yeni takımlarından Eskişehir Basket'in ABD'li oyuncuları Craig Brackins, Matt Walsh ve Chaz Williams, ligde geride kalan 4 maçta rakip potaya toplam 185 sayı atarak, takımlarına önemli katkıda bulundu. Siyah-kırmızılı takımın, profesyonelliğe Amerikan Ulusal Basketbol Ligi (NBA) takımlarından Philadelphia 76ers'da başlayan başarılı pivotu Craig Brackins, takımını yaptığı TOFAŞ maçında 25, Pınar Karşıyaka maçında 19, Galatasaray Liv Hospital karşılaşmasında 26, İstanbul Büyükşehir Belediyespor müsabakasında da 17 sayı kaydetti. Brackins, bu sayıların 60'ını dış atışla elde etti. Profesyonel basketbola NBA'ın Miami Heat takımında başlayan Matt Walsh da Eskişehir Basket'e sezon başında İtalya'nın Virtus Bologna takımından transfer oldu. 32 yaşındaki guard, siyah-kırmızılı takımla çıktığı 4 lig maçında toplam 56 sayı kaydetti. Walsh, söz konusu sayının 40'ını geçen hafta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında attı. Başarılı gard, 3 sayılık şutlarından 26 sayı elde ederken, takımına 21 ribaundla da katkıda bulundu. Point guard mevkisinde oynayan Chaz Williams da profesyonel kariyerine Eskişehir temsilcisinde başladı. Williams, Eskişehir Basket formasıyla çıktığı 4 maçta rakip potaya 42 sayı bıraktı. Bu sayıların 18'ini dış atışlarla bulan Williams, 8 de ribaund aldı. (AA) 55 yaşında sahalara dönmeye hazırlanıyor ANKARA - Galler Premier Ligi ekiplerinden Carmarthen Town'ın teknik direktörü Mark Aizlewood, 55 yaşında futbolcu olarak sahalara dönmeye hazırlanıyor. Galler basınına açıklamalarda bulunan Aizlewood, takımının 8 Kasım Cumartesi günü Rhyl ile deplasmanda yapacağı 13. hafta maçında futbolcu olarak görev yapabileceğini belirtti. Kadro oluşturmakta güçlük çektiğini ifade eden tecrübeli teknik adam, "Fazla seçeneğim yok gibi gözüküyor. İki cezalı, birçok da sakat oyuncumuz var. İşlemler yetişirse kendimi kadroya alabilirim. Geniş bir kadroya sahip değiliz. Son olarak geçen hafta kadroda yer vermek zorunda kaldığım iki antrenörümden birisi 25 dakika görev aldı" değerlendirmesinde bulundu. Zorunlu oldukları için böyle bir yönteme başvuracaklarını hatırlatan Aizlewood, "İyi, kötü bir tanınmışlığım var. Bu yüzden reklamımı yapmak gibi bir amacım yok. Bir sakatlık olduğunda ya da son dakikalarda skoru korumak amacıyla oyuna girebilir, belki de gole giden bir topu engelleyip takıma faydalı olabilirim" ifadelerini kullandı. Futbolculuk kariyerini 2002'de sonlandıran Aizlewood, İngiltere liglerinde Leeds United, Charlton Athletic ve Cardiff City gibi takımların formasını giydi. 27 yıllık futbolculuk döneminde savunmada görev yapan Aizlewood, Galler Milli Takımı'nda da 39 kez görev yaptı. Aizlewood, takımının Rhyl ile karşılaşacağı maçta oynaması durumunda Galler Premier Ligi tarihinde forma giyen en yaşlı futbolcu olacak. Daha önce 2010'da teknik direktörlüğünü yaptığı Porthmadog formasını giyerek sahaya çıkan 53 yaşındaki Tomi Morgan, Galler ligindeki rekoru elinde bulunduruyor. Ligde 12 hafta sonunda 20 puan toplayan Carmarthen Town, lider The New Saints'in 10 puan gerisinde 5. sırada yer alıyor. (AA) 8 Kasım 2014 Cumartesi Zanzibar'da bir dönem cezaevi ve salgın hastalığa düçar olanlar için karantina merkezi olarak kullanılan "Hapishane Adası", artık turistlerin ilgi odağı haline gelen dev Aldabra kaplumbağalara ev sahipliği yapıyor. Eski “Karantina Adası” “Kaplumbağa Adası” oldu ZANZİBAR - Dev Aldabra kaplumbağalarının bölgeye, Hint Okyanusu'undaki Seyşel adalarından 1919'da dönemin İngiliz valisinin Zanzibar sultanına hediye olarak gönderdiği anlatılıyor. Kaplumbağaların sayılarının zaman zaman 200'ün üzerine çıktığı belirtiliyor. Açlığa dayanıklı, 100 ila 150 yıl kadar yaşadığı bilinen ve adadaki doğal parkta yaşam- larını sürdüren kaplumbağalar, genellikle sebze ve lahana yapraklarıyla besleniyor. SEVİMLİ ADA SAKİNLERİ, TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI Yaklaşık 800 metre uzunluğa ve 230 metre genişliğe sahip ada, Zanzibar turizminin en önemli merkezlerinden birisi haline gelmiş durumda. Bölgeyi ziyarete gelenler sevimli ada sakinlerinin beslenmesine katkı sunuyor. Kaplumbağalara dokunmak, üzerilerine oturarak resim çektirmek yasak olsa da bazı ziyaretçiler bunu pek dikkate almıyor. Hapishane, diğer adıyla "Karantina Adası" olarak bilinen bölge, Zanzibar yerlilerinin dilinde ise Çangu (Changuu) olarak adlandırılıyor. Tanzanya'ya bağlı ve özerk yönetilen iki adadan oluşan Zanzibar'ın merkezinde bulunan Stone Town'ın 6 kilometre kuzeybatısında bulunan söz konusu ada, daha önce köleler sonra tutuklular ve salgın hastalık dönemlerinde karantina altına alınanlar için kullanıldığı biliniyor. İngiliz Komutan Lloyd Mathews, 1893 yılında adayı satın alarak, burada bir hapishane kompleksi inşa etmiş. Söz konusu kompleks, bugün restoran ve otel olarak kullanılıyor. (AA) BM İklim Raporu’na göre; iklim değişikliği dönülmez yolda BM İklim Raporuna göre küresel ısınma, deniz seviyesinin yükselmesi ve iklimsel değişiklikler sürecek. Tüm senaryolara göre 21. yüzyıl boyunca yüzey ısınmasının artacağı ve sera gazı salınımı hemen durdurulsa bile iklim değişikliği etkilerinin yüzyıllarca süreceği belirtildi. KOPENHAG-İklim Değişikliği Hükümetlerarası Panel'in 900 bilimadamının 30 bin sayfalık çalışmalarından oluşturulan sentez 5. Değerlendirme Raporu'nda, yaşanan iklim değişikliğinin artarak ve geri döndürülemez şekilde devam ettiği belirtilerek, etkiler ve değişimin yavaşlaması için yapılması gerekenler irdelendi. Raporda, gözlenen değişiklikler, nedenleri, gelecekteki iklim değişiklikleri ve etki- leri, uyum için izlenecek yol ve sürdürülebilir kalkınma gibi konulara yer verilirken küresel ısınmadaki insan etkisinin açık ve net olduğu, insan kaynaklı sera gazları emisyonlarının tarihteki en yüksek seviyede olduğu vurgulandı. 1950'den beri gözlenenlerin daha önce olmamış değişimler olduğu kaydedilen raporda, atmosfer ve okyanusların ısınmakta olduğu, kar yağışı ve buzul miktarının düştüğü ve deniz seviyesinin kayda değer şekilde yükseldiği belirtildi. Raporda, on yıllar şeklindeki hesaplama dikkate alınarak "Son 3 on yılların her biri 1850'den bu yanaki tüm on yıllardan daha sıcak olmuştur. Kuzey yarım kürede 1983-2012 arasındaki 30 yıllık dönem son 1400 yılın en sıcak dönemi oldu. 1880-2012 döneminde kıtalar ve deniz yüzeyleri birlikte değerlendirildiğinde ortalama 0.85 derecelik bir ısınma artışı görülüyor" tespitlerine yer verildi. (AA) Güzelleşmeye yarım milyar dolar harcadık KOCAELİ- ŞAHİN OKTAY- Türkiye, ocakağustos döneminde 79 ülkeden yaklaşık 500 milyon dolarlık kozmetik ürünü ithal etti., ilk sırayı 87 milyon dolarla Almanya aldı. Özellikle kadınlar için hayatın ayrılmaz parçası kozmetik ürünleri yüzünden yurt dışına giden döviz miktarı her geçen gün artıyor. Dış ticaret verilerine göre, geçen yılın ocak-ağustos döneminde 451 milyon 225 bin dolar olan Türkiye'nin kozmetik ithalatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 8,4 arttı. Yılın 8 ayında 79 ülke ve 3 serbest bölgeden alınan kozmetik ürünlerine 488 milyon 971 bin dolar ödendi. Mal grupları bakımından kozmetik ithalatının yüzde 60'ını cilt ve saç bakım ürünleri oluşturdu. Söz konusu dönemde bu mal gruplarında 294 milyon 494 bin dolarlık ithalat gerçekleştirildi. En fazla ithalat, 171 milyon 978 bin dolarla güzellik, makyaj ve cilt bakımı grubunda yapılırken, bunu 122 milyon 516 bin dolarla saç bakım grubu, 73 milyon 577 bin dolarla ağız veya diş sağlığı grubu, 60 milyon 909 bin dolarla traş ve banyo müstahzarları ile vücut deodorantları grubu, 59 milyon 991 bin dolarla parfümler ve tuvalet suları grubu izledi. Ürün bazında ise ilk sırayı 70 milyon 790 bin dolarla kremler, emülsiyonlar ve yağlar aldı. Diş macunu ve tozları 62 milyon 107 bin dolarla ikinci sırada yer alırken, şampuanlar 59 milyon 794 bin dolarla üçüncü, saç boyaları 36 milyon 357 bin dolarla dördüncü, göz makyaj ürünleri 27 milyon 595 bin dolarla beşinci oldu. Almanya, 86 milyon 792 bin dolarla en fazla kozmetik ithalatı yapılan ülke olarak kayıtlara geçti. Bu ülkeden ithal edilen ürünlerin yüzde 36'sını saç müstahzarları, yüzde 30'unu güzellik, makyaj ve cilt bakımı ile manikür ve pedikür müstahzarları, yüzde 18'ini traş müstahzarları, vücut deodorantları, banyo müstahzarları ve tüy dökücüler, yüzde 15'ini ağız ve diş sağlığını korumaya mahsus müstahzarlar, yüzde 1'ini de parfümler oluşturdu. (AA) Kars’ta rahvan at yarışı ve cirit gösterisi ilgi gördü KARS - Arpaçay ilçesinde bu yıl ikincisi düzenlenen "Arpaçay Rahvan At Yarışları Türkiye Şampiyonası" kapsamında at yarışı ve cirit gösterileri yapıldı. Arpaçay Kaymakamlığı ile belediye başkanlığınca organize edilen etkinlik kapsamında Erzurum ve Kars'ın ilçelerinden gelen rahvan at sahipleri, cirit sahasında bir araya geldi. Daha sonra gruplar halinde düzenlenen rahvan at yarışı, kıyasıya mücadeleye sahne oldu. Yarışların ardından cirit maçı gerçekleştirildi. İlçede etkili olan soğuk hava dolayısıyla cirit maçının ikinci yarısı oynanmadı. Yarışlar sonunda dereceye giren sporculara ödülleri verildi. Kaymakam Faruk Erdem, gazetecilere yaptığı açıklamada, belediyeyle güzel bir etkinlik gerçekleştirdiklerini belirterek, tüm sporculara teşekkür etti. Rahvan at yarışı ve cirit gösterisinin soğuk havaya rağmen ilgiyle izlendiğini ifade eden Erdem, ''At, geçmiş hafızamızda ve yöre kültürümüzde çok önemli bir yer ediniyor. Çağ açıp çağ kapatan, at sırtında devlet kuran ecdadımızın da atı çok yoğun olarak kullandığını görüyoruz'' dedi. Erdem, ecdadın at üzerindeki serüvenini çok uzun ve köklü bir geçmişe dayandığına vurgu yaptı. Belediye başkanı Erçetin Altay da ilçede bir geleneği daha yaşatmanın gururunu yaşadıklarını ifade ederek, ecdadın yadigarı olan kültürü, güzel bir organizasyonla yeniden hatırlattıklarını kaydetti. Etkinlik kapsamında Kafkas Halk Oyunları ekibi de gösteri sundu. (AA)
© Copyright 2024 Paperzz