İsrail pisliği temizleniyor

Dr. Hakan Şatıroğlu: Tüp bebek için
merkez ve doktor iyi araştırılmalı
8 Kasım 2014 Cumartesi
Fiyatı 25 Kr
www.yedigungazetesi.com
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre;
Dr. Şatıroğlu
Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkmenistan ziyaretinde
Devlet Başkanı Gurbangulı
Berdimuhamedov ile birlikte heyetlerarası
görüşmelere başkanlık etti.
İmza töreninin ardından
ortak basın açıklaması
yapıldı. Görüşmelerde ve
anlaşmalarda kardeşlik
örneği sergilendi.
Erdoğan, Türkmenistan
Devlet Başkanlığı
Hipodromu'ndaki Ahal
Teke atları gösterisinin
ardından, Saparmurat
Türkmenbaşı'nın anıt
mezarına ve Bağımsızlık
Anıtı'na çelenk bıraktı,
Kıpçak Camisini
ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail askerlerinin Mescid-i
Aksa baskınıyla ilgili, "1967'den bu yana Mescid-i Aksa'da böyle bir
olay olmamıştı. Bu tür bir olayın olması, burada birçok sıkıntıları aslında
dile getiriyor. Bu, tamamen tahrike dayalı bir olay. Mescid-i Aksa biliyorsunuz, bizim için iki kıbleden bir tanesidir. Dünya Müslümanlarını
ilgilendiren bir olay olması hasebiyle İsrail'in şu anda yönetim olarak yapmış olduğu bu barbarca girişim, alçakça girişim, affedilir bir girişim olamaz. Bütün bu gelişmeler karşısında tabii bizim sessiz kalmamız da
mümkün değil" dedi.
Erdoğan, "Temenni ediyorum ki İsrail yönetimi aklıselim ile bu işe el
koyar ve tekrar süratle Mescid-i Aksa'nın, Müslümanlara kapıları açılır
ve Müslümanlar kendi ibadethanelerine rahatlıkla girme imkanını bulurlar.
Aksi takdirde bu tahrikler sadece Filistin veyahut da Kudüs'te, o bölgede
kalmaz, yeniden intifada hareketleri başlayabileceği gibi dünyanın değişik
yerlerinde de farklı sıkıntıları yaşayabiliriz" diye konuştu.
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’ya baskın
düzenleyerek postallarla içeri girip etrafı yakıp
yıkması, gaz bombaları ile içerideki sivillere ölümcül
saldırılarda bulunması dünyanın tepkisini çekerken,
Türkiye başta olmak üzere birçok yerde protesto
edildi. Özellikle Cuma Namazı sonrası sloganlar
atarak tepkisini dile getiren öfkeli kabalıklar İsrail’e
lanet yağdırdı.
İsrail pisliği
temizleniyor
Bu arada, Hamas’ın, Filistin halkını Kudüs kenti
ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için harekete
geçmeye çağırması da etkisini gösterdi ve
Filistinliler büyük kalabalıklar halinde protesto gösterileri düzenledi. Batı Şeria'nın Ramallah kentinde,
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini Ofer
Hapishanesi yakınlarında
protesto etmek amacıyla
yürüyüş düzenlemek
isteyen Filistinli gençlere,
İsrail güvenlik güçleri göz
yaşartıcı gaz ve plastik
mermilerle müdahalesine
göstericiler, taş atıp lastik
yakarak karşılık verdi.
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa içindeki
Filistinlilere müdahalesine ait yeni görüntüler ortaya çıktı. Fotoğraflarda Mescid-i
Aksa'ya verilen tahribat görülüyor.
Fotoğraflarda Mescid-i Aksa'ya verilen
tahribat görülüyor. Fotoğraflarda İsrail
askerlerinin saldırısı sonrası Mescid-i Aksa'yı
temizleyen Filistinli kadınlar görülüyor.
BABACAN:
‘Büyüme
programa
endeksli’
Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacan,
“Başbakanımızın açıkladığı 9 dönüşüm programı, daha sonra açıklayacağı ilave 16
dönüşüm programı
eğer uygulanırsa bu
büyüme rakamları
gerçekleşecektir.
Bunların uygulanmaması senaryosunda
yüzde 4-5'lik büyüme
rakamlarına ulaşmamız
zor olabilir" dedi.
HABERİ
12. SAYFADA
1PROGRAM2CHP!
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
açıkladığı dönüşüm programı CHP
içinde farklı yorumlarla karşılandı.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Başbakan'ın bugün açıkladığı programda
beni en çok sevindiren, insan odaklı büyümeden bahsetmesi oldu. Aynı noktaya
geldiğimiz için mutluluk duyuyorum" derken, CHP Kocaeli Milletvekili Güneş,
"Bugün açıkladıkları Dönüşüm Programları bühtannın belgesidir, itirafıdır. 12 yıldır iktidarlarında başarısızlıklarının hangi noktalarda olduğunu tespit etmişler" dedi. 12’DE
Ermenek ilçesinde cansız
bedenlerine ulaşılan 2
işçi, madenden çıkarılarak
ambulanslarla Ermenek
Devlet Hastanesine
götürüldü.
M.Nuri Parmaksız
Bencileyin Sözler
8. Sayfada
Hayrettin İvgin
Kültürel Boyut
8. Sayfada
Fehmi Koru
Yeni partilere
siyasette
yer var mı?
3. Sayfada
Prof.Dr. Nurullah Çetin
Türkçe Bakış
9. Sayfada
Tüp bebek tedavisi için ile ilgili yazı
dizimizin 2. bölümünde, Tülay
Canpolat’a yine önemli açıklamalarda
bulunan Dr. Hakan Şatıroğlu, “Tüp bebek
ya da sağlık hizmeti için bütün merkezler
ve doktorla araştırılmalı, web sitelerinden
doktor ve hastane detaylıca araştırılmalı”
diyerek vatandaşları uyardı.
RÖPORTAJ 4. SAYFADA
www.
gazetesi.com.tr
gazetemizi bu adresten
takip edebilirsiniz
’ü
’dan
takip edebilirsiniz
Gazetemizi
https://www.
.com/YediGün-Gazetesi
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın iki
işçinin cansız bedenine
ulaşıldığını açıklamasından
kısa bir süre sonra, maden
sahası ve ErmenekDevlet
Hastanesi önünde
hareketlilik başladı, güvenlik
tedbirleri artırıldı. Ocaktaki
arama kurtarma çalışmaları
ise aralıksız sürüyor.
Gazetemizi
https://www.
/yedigun.gazetesi
Eski başbakanlardan
Bülent Ecevit, vefatının
8'nci yıl dönümünde
mezarı başında anıldı.
Törene CHP Genel
Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ve DSP
Genel Başkanı Masum
Türker de katıldı.
‘Hepimiz ulusalcıyız’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
ulusalcılığı belli bir kesimin tekeline vermek
gibi bir lüksleri olmadığını söyledi. 12’DE
2Altın Koza ödüllü filmler Hollywood’da gösterilecek...
SINEMA
TV / MAGAZIN
8 Kasım 2014 Cumartesi
21. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nde ödül alan kısa
filmler, Hollywood'da sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.
ADANA - Adana Büyükşehir
Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre,
Altın Koza Film Festivali aracılığıyla Türk
sineması, 100. yılında, dünya sinemasının
merkezi olan Hollywood'da temsil edilecek.
Büyükşehir belediyesince 15-21
Eylül'de gerçekleştirilen "21. Uluslararası
Adana Altın Koza Öğrenci Filmleri
Yarışması"nda ödül alan filmler,
Hollywood'da 8-9 Kasım'da gerçekleştirilecek Kısa Film Festivali'nde sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Altın Koza Film
Festivali Öğrenci Filmleri Yarışması'nda
ödül alanlar, Hollywood'da yer almanın
gururunu yaşıyor.
Beverly Garland Hotel-Beverly
Garland's Theater'da 8 Kasım'da saat
08.15 ile 09.20 arasında 64 dakika sürecek
olan gösterimde Hollywood izleyicisiyle
buluşacak olan ödüllü filmler şöyle:
"En İyi Kurmaca Film: Tatmin Yönetmen: Mahmut Telci - Marmara
Üniversitesi
En İyi Belgesel Film: Benden Önce Yönetmen: Mehmet Emre Gül - Selçuk
Üniversitesi
En İyi Deneysel Film: O2 (Oksijen) Yönetmen: Naci Anil Konya - Selçuk
Üniversitesi
En İyi Canlandırma Film: Salkım Sögüt Yönetmen: Ethem Onur Bilgiç - Mimar
Sinan Üniversitesi
Jüri Özel Ödülü - Heykel AŞ Yönetmen: Tuna Tetik - Bahçeşehir
Üniversitesi"
Sarah Brightman, İstanbul'da konser verecek...
Dünyanın
önde gelen
sopranolarından Sarah
Brightman, 9
Kasım'da
Ülker Sports
Arena'da
müzikseverlerle buluşacak.
Map
İletişim'den yapılan
açıklamaya göre
Sarah Brightman,
Yapı Kredi'nin ana
sponsorluğunda
Map İletişim ve SA
Organizasyon'un
düzenlediği "Good
Music In Town"
konserleri kapsamında konser
verecek.
Opera baladlarını, klasik müzik
eserlerini kendine
özgü yorumla
Vizyona
yeni
girecek
filmler
sanatseverlerle
buluşturan, tüm
zamanların en çok
satan İngiliz sopranosu, aktris, şarkı
sözü yazarı ve
dansçı
Brightman'a,
İstanbul konserinde 60 kişilik
senfoni orkestrası
eşlik edecek.
Sarah
Brightman konserinin biletleri,
Biletix'ten satın
alınabiliyor. (AA)
"Serena"
"Düzenbaz" ve "Umut Işığım"
filmlerinde kimyaları fazlasıyla
tutan Jennifer Lawrence ve Bradley
Cooper ikilisi, bu hafta yeni filmleri
"Serena" ile izleyicinin karşısına
çıkıyor. Amerikalı yazar Ran
Rash'ın aynı adlı romanından
uyarlanan yapımın yönetmenliğini
Susanne Bier üstlendi. Jennifer
Lawrence ile Bradley Cooper'ın
başrollerini üstlendiği dram türündeki filmde; 1929 yılında Kuzey
Carolina'ya yerleşmek için yaşadıkları Boston kentinden ayrılan genç
bir çiftin hikayesi anlatılıyor.
09:50 Muharrem Klip
09:55 Yabancı Sinema "Macera
Adası"
11:30 Muharrem Klip
11:35 1'de Bugün
11:50 6 Mantı
13:00 On Muharrem
13:15 Savaşta Barışta Türk
Ordusu
13:45 PTT 1. Lig Futbol
Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş.
- Bucaspor"
14:45 Devre Arası
15:00 PTT 1. Lig Futbol
Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş.
- Bucaspor"
16:00 Gezelim Görelim
16:35 Muharrem Klip
16:40 On Muharrem
16:55 Şimdi Onlar Düşünsün
18:45 1'de Bugün
19:00 Ana Haber Bülteni
19:45 Spor
19:50 Hava Durumu
19:55 Hayat Ağacı
09:10 Adanalı
11:40 Yahşi Cazibe
14:00 Alemin Kıralı
16:10 Yerli Dizi
18:45 Hafta Sonu atv Ana
Haber
20:00 Kertenkele
22:30 Kim Milyoner Olmak
İster?
23:45 Yerli Dizi
01:45Bitmeyen Şarkı
03:10 Aşk ve Ceza
04:40 Beyaz Gelincik
04:00 ÖLÜMÜN EL YAZISI
Bir iş adamları derneği olan
YAKAD amacından sapmıştır.
Çıkarları yüzünden yönetim
kurulu üyesi ünlü iş adamı
Recep Solmaz’ın öldürülmesine karar verilmiş bunun için
de bir kiralık katil tutulmuştur.
Çifti takip eden kiralık katil, iş
adamının karısı Nazan (H.
Avcı) ile bir uçak yolculuğunda göz göze gelince kendini
ele verir. Nazan, katili daha
önceden tanımaktadır. Nazan
öldürüleceğini anlar. Paniğe
kapılan Nazan uçakta bir not
yazar ve bunu gazeteci Erol
Doğan’ın (M. Damian) cebine
gizlice atar. Erol, yarı
Amerikalı yarı Türk bir
gazetecidir.
"Kirli Para"
"Bullhead" filmiyle Oscar'a aday olan
Yönetmen Michael R. Roskam, yeni
polisiye dramı "Kirli Para" ile sinema
severlerin karşısına çıkacak.
Dennis Lehane'ın kısa hikayesinden
beyaz perdeye uyarlanan filmin başrol
oyuncusu Tom Hardy, "Bob
Saginowski" karakteri ile yer altı
dünyasında gangsterlerin kirli para
transferini yaptıkları bir barmeni canlandırıyor.
Tom Hardy'a; Noomi Rapace, geçen yıl
hayatını kaybeden James Gandolfini,
Matthias Schoenaerts, John Ortiz, Ann
Dowd, Michael Aronov, James
Frecheville, Elizabeth Rodriguez,
Tobias Segal ve Michael Esper eşlik
ediyor.
07:00 DÜNYAYI GEZİYORUM
08:30 GAGGUK
09:30 2.SAYFA
11:00 HAFTASONU
12:00 BURADA NE YENİR?
13:10 SON TREND
14:15 GAGGUK
15:00 GÜRKAN ŞEF İLE
MANGAL ZAMANI
15:50 5 ÇAYI
16:45 DOLU DOLU
ANADOLU
18:15 EMRE BUGA İLE ANA
20:00 YABANCI SİNEMA
TİTANİK 2
22:15 YABANCI SİNEMA
KAR CANAVARI
00:00 KICKBOKS GECESİ
02:10 SUÇ KRALLARI
02:40 YABANCI SİNEMA
KAR CANAVARI-TEKRAR
04:15 YABANCI SİNEMA
06:00 Dila Hanım
07:30 Akasya Durağı
09:30 Yerli Dizi
12:00 Yerli Dizi
14:00 Yerli Dizi
16:30 Yerli Sinema
18:30 Star Haber
19:15 Star Life
20:00 Açlık Oyunları 2
22:00 Sil Baştan
00:30 Yerli Dizi
03:00 Yerli Sinema
04:30 Yerli Sinema
20:00 TİTANİK 2
Orjinal İsmi:Titanic 2
Yönetmen:Shane Van Dyke
Oyuncular:Shane Van Dyke,
Marie Westbrook, Bruce
Davison
Yapım Yılı:2010
Tür:Aksiyon/Macera
İlk Titanik’in denize açılmasının 100. yılında, modern
ve lüks “Titanik 2” adında bir
gemi daha yolculuğuna başlamak üzeredir. Her şey güvenli
görünmektedir. Ancak kimsenin hesaba katamayacağı bir
felaket olur ve Tsunami
buzulları harekete geçirir. İlk
Titanik’in kaderini tekrar
yaşamamak için herkes seferber olur.
Yılın ilk Oscar
ödülleri, bugün günü
sahiplerini bulacak
LOS ANGELES- Sinema dünyasının en
prestijli ödüllerinden Oscar'ı dağıtan Sinema
Sanatları ve Bilimleri Akademisi, yılın ilk
ödüllerini bugün vermeye hazırlanıyor.
Bugün düzenlenecek ödül töreninde
aktris Maureen O'Hara, senaryo yazarı JeanClaude Carriere ve Japon animasyon yapımcısı Hayao Miyazaki'ye onur ödülleri verilecek.
Törende ünlü müzisyen ve oyuncu Henry
Belafonte'ye de Jean Hersholt İnsaniyet
Ödülü takdim edilecek.
Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi,
2009 yılından bu yana "Governors Ödülleri"
olarak da bilinen onur Oscarlarını dağıtıyor.
Onur Oscarına layık görülenler arasında
Lauren Bacall, Angelina Jolie, Oprah Winfrey
ve Steve Martin de bulunuyor. (AA)
"Yıldızlararası"
Christopher Nolan'ın yönettiği
filmin oyuncu kadrosunda Matthew
McConaughey, Anne Hathaway,
Jessica Chastain, Bill Irwin, Ellen
Burstyn, Michael Caine, Wes
Bentley, Casey Affleck, David
Gyasi, Mackenzie Foy ile Topher
Grace var.
Macera ve bilim-kurgu türündeki
filmde; dünya üzerindeki yaşam
sona ererken; bir grup araştırmacının bulunduğumuz galaksinin ötesine yolculuk edererek, insanların
yıldızların ötesinde yaşamını
sürdürmesinin mümkün olup olmayacağını keşfe çıkması konu ediniyor.
01:00 Bay Tahmin
02:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar)
03:30 Aramızda Kalmasın
04:45 Ver Fırına (Tekrar)
06:00 Oynat Bakalım (Tekrar)
07:00 Batman (Tekrar)
07:15 Casper (Tekrar)
07:30 Disney Kuşağı
08:45 Oynat Bakalım (Tekrar)
09:30 Ver Fırına (Kolaj)
11:00 Belgesel
12:00 Ardanın Mutfağı
13:00 Kaçak Gelinler (Tekrar)
15:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar)
17:00 Chelsea - QPR
19:00 Akademi (Tekrar)
19:15 Kel Alaka (Tekrar)
20:45 Yetenek Sizsiniz
06:00 Kanal D Çocuk Kulübü
07:15 Akasya Durağı
09:30 Magazin D
12:15 Çok Güzel
Hareketler Bunlar
13:15 Urfalıyam Ezelden
16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir
19:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Güllerin Savaşı
23:00 Arkadaşım Hoşgeldin
01:00 Tehlikeli Misafir
02:30 Çok Güzel Hareketler
04:00 Ölümün El Yazısı
20:30 AÇLIK OYUNLARI 2
Katniss ve yoldaşı Peeta 74. Açlık
Oyunları'nı kazandıktan sonra sorunsuz bir şekilde evlerine dönmeyi
başarırlar. Ancak bu galibiyet her
şeyden önce zafer turu yapmalarını
gerektirmektedir. Her bölgeyi ayrı
ayrı ziyaret ettikleri bu yolculuk
sırasında Katniss, büyük bir ayaklanmanın ilk işaretlerine şahit olur.
Başkaldırmanın ilk ipuçlarını gören
Başkan Snow ise direnişi engelleyecek çareler aramaya başlar. Yeni
Açlık Oyunları ile ilgili beklenmedik
'sürprizler' tasarlayan Snow 75.
yılını kutlayacak Açlık Oyunları'nda,
25 yılda bir düzenlenen Çeyrek Asır
Oyunları'nın (Quarter Quell)
üçüncüsünün yapılacağını duyuracaktır
8 Kasım 2014 Cumartesi
Şeker ve tuza
savaş açan valiye
esnaftan destek
Fehmi KORU
[email protected]
Yeni partilere siyasette yer var mı?
Şeker ve tuz tüketimini azaltmak
için yaptığı çalışmalarla dikkati
çeken Vali Dursun Ali Şahin'i esnaf
da destekliyor.
EDİRNE - Kafeterya ve çay servis edilen
iş yerlerinde "tek şeker" uygulaması başlatan
Şahin, İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla aşırı tuz
kullanımına karşı da mücadele başlattı.
Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
amacının şeker ve tuzu tamamen yasaklamak olmadığını söyledi.
Türkiye'de insanların ihtiyacından fazla
şeker ve tuz tükettiğinin tespit edildiğini ve
bunun sağlık açısından zararlı olduğunu
belirten Şahin, şöyle konuştu:
"Sağlık için şekerin azaltılması amacıyla
yaptığımız çalışmaya tuzu da ekledik.
Şekerden sonra tuzla ilgili de kararlar aldık.
Karar, ekmek yapımında ve lokantalarda kullanılan tuz oranının üçte bir oranında azaltılmasını kapsıyor. Uygulama çerçevesinde
zamanla lokantalardaki tuzluklar kaldırılacak.
Bir iki numune bırakılabilecek. Bu tuz da
istek halinde müşteriye verilecek."
Adınıza telefon
alınmış olabilir
ESKİŞEHİR - Tüketiciyi Koruma
Derneği (TÜKODER) Eskişehir Şube
Başkanı Sülahi Özalp, vatandaşların
haberi olmadan üzerine GSM hattı ve
cep telefonu alındığı yönünde şikayetler
aldıklarını söyledi.
Özalp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüketicilerin bazen kendi hatalarından mağdur olduğunu bazen de
habersizce mağdur edildiğini bildirdi.
Tüketicilerin alışverişleri sırasında
dikkatli olması gerektiğini anlatan
Özalp, şöyle konuştu:
"Vatandaşların haberi olmadan üzerine GSM hattı ve cep telefonu alındığı
yönünde şikayetler alıyoruz. Dolayısıyla
tüketicilerimizin bilgilerini her aşamada
art niyetli insanlar kullanabiliyor.
Tüketicilerimizin mutlaka dikkatli olması,
öncelikle savcılığa suç duyurusunda
bulunulması gerekiyor. Yani bizim bir
cep telefonumuz var. Bu hattı kullanıyoruz ama e-Devlet şifresi alarak sorgulama yaptığımızda birden fazla hat olduğu
görülüyor. Yine aynı şekilde sizin adınıza
cep telefonu da alınmış. Bu çok tehlikeli
bir şey. Bu durum e-Devlet şifresi üzerinden araştırma yaptığınızda ortaya
çıkıyor. Burada çok ciddi mağduriyetler
söz konusu. Tüketicilerimizin yapması
gereken en önemli şeylerden biri bu
araştırmayı yapmak olacaktır."
Özalp, tüketicinin kendi tedbirini
kendisinin alması gerektiğini belirterek,
şöyle devam etti.
"Bunların şöyle olduğunu düşünüyoruz. Bir yere abone olunurken kimlik
fotokopisi isteniyor. Kimlik fotokopisi
verirken mutlaka ne için verildiğini, el
yazısıyla fotokopinin üzerine belirtmek
gerekir. Nereye hangi evrakı verecekse
o evrakın üzerine mutlaka ne için kullanıldığını yazması gerekir. Art niyetli
insanlar tüketicinin bu iyi niyetini fırsat
bilip fotokopi üzerinden sizin adınıza hat
ve cep telefonu alabiliyor. Kendisine ait
olmayan bir telefon alınmış, hat alınmış
bunu kimler ne amaçla kullanıyor bilmiyoruz. Mağdur edilen vatandaşımızın
öncelikle savcılıktan bunun araştırmasını talep etmesi lazım."
Özalp, vatandaşları daha dikkatli
olmaları konusunda uyararak,
"Tüketicilerimiz üzerine hat olup olmadığını, cep telefonu alınıp alınmadığını
e-Devlet şifresi alarak 'mobil hat sorgulama' kısmına girip sık sık kontrol etsin"
ifadelerini kullandı. (AA)
Şahin, bilim
adamlarının, 30
yaşından sonra tuzun daha
zararlı olduğu belirttiğini, lokantacılar
ve ciğercilere tebliğ ettikleri kararlarla az tuz
kullanmayı alışkanlık haline getireceklerini
kaydetti.
Edirne Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği
(EDESOB) Başkanı Emin İnağ da Vali
Şahin'in uygulamalarını yerinde bulduklarını
söyledi.
Bu kararların yakında Sağlık Bakanlığı
nezdinde de uygulamaya konulacağını
öğrendiklerini belirten İnağ, "Bana göre çok
önemli bir karar. Hatta geç kalınmış bir karar.
Tedaviler için harcanan bir sürü masraf var.
Tuzun da şekerin de fazlası zarar" diye
konuştu.
Edirne'yi Tanıtma ve Tava Ciğer Lezzetini
Koruma Derneği Başkanı Bahri Dinar ise Vali
3
[email protected]
yurt haberlerİ
Şahin'in aldığı kararın çok yerinde olduğunu
ve esnaf olarak uygulamaya geçtiklerini söyledi.
Ürünlerini daha az tuzla pişirerek ve tuzluklara daha az tuz koyarak tuz kullanımını
azaltmaya yönelik mücadeleye destek verdiklerini ifade eden Dinar, şunları kaydetti:
"Üç beyazdan ömür boyu kaçının derler.
Sayın Valimizin şeker uygulamasından çok
memnunuz. Şimdi de tuzla ilgili bir uygulama
var. Kampanyaya destek olmak için tuzun
zararlarını anlatan broşürler bastırdık.
Tuzlukları daha az dolduruyoruz. Sağlığa
zararlı bir beyazdan bahsediyoruz, o yüzden
esnaf olarak bunu canı gönülden destekliyoruz." (AA)
Zigana Tüneli, Karadeniz'e
nefes aldıracak
GÜMÜŞHANE - Doğu Karadeniz'i, Orta
Doğu'ya bağlayan tarihi İpek Yolu güzergahında
yapılması planlanan 12,9 kilometrelik Zigana
Tüneli için 10 Kasım'da ihaleye çıkılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
geçen ay kente yaptığı ziyaret sırasında projesinin
tamamlanarak 10 Kasım'da ihaleye çıkılacağı
müjdesini verdiği Zigana Tüneli, özellikle kış aylarında sürücülerin en çok zorlandığı yerlerin başında geliyor.
Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 Kasım'ın
Gümüşhane için bir milat olduğunu belirterek,
"Gümüşhanemizin dev projelere öncülük etmesini
sağlayan başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere,
Başbakanımıza, bakanlarımıza, milletvekillerimize,
Karayolları Bölge Müdürlüğü ekiplerine teşekkür
ediyoruz" diye konuştu.
Çimen, yeni Zigana Tüneli'nin tamamlanmasıyla Gümüşhane'nin denize uzaklığının 30 dakikaya ineceğini dile getirerek, projeye göre yeni
Zigana Tüneli'nin giriş ve çıkışında köprülü kavşaklar, viyadükler ve tünelin çift tüp olacak şekilde yapılacağını anlattı.
Tünelde ayrıca iki adet tahliye dönüşü ve
kaçış tünelinin bulunacağını belirten Çimen, şunları kaydetti:
Ufukta yeni partiler görünüyor...
Ak Parti’den ayrılan bir grup partileşme sürecini başlattı; CHP’den ayrılan ve ayrılacakların da aynı yolu izleyeceği sanılıyor...
Dikkat çeken yön şu: Ak Parti yönetimi şimdi partileşme
yolunda olanların ayrılmalarını âdeta teşvik etmişti; CHP
yönetimi de ‘ulusalcı’ bir partinin kuruluşuna sanki kendisi
ebelik ediyor...
Neden acaba?
Galiba sebep şu: Yerleşik partilerden ayrılanların kurdukları partiler kalıcı olamıyor; halk onlara pek iltifat
etmiyor... Bunun tek istisnası CHP’den ayrılan DP’dir;
istisna oluşunun o döneme ait özelliklerden kaynaklanan
sebepleri var.
Buna karşılık, DSP gibi, Ak Parti gibi sıfırdan oluşturulan partiler daha şanslı. Bir yerlerde kökleri olsa da,
başarılı olmak isteyenin, o köklere fazla takılmaması
gerekiyor.
Politik arenada kendilerine yer açmaya çalışanların bazı
ülkelerde şimdilerde meydana gelen gelişmelerden etkilendikleri anlaşılıyor. “Orada olan, neden bizde de tekrarlanmasın?” diye düşünüldüğü çok belli.
İngiltere’de bizdekine benzeyen bir siyasi ortam var;
daha doğrusu vardı. Muhafazakâr ve İşçi partileri arasında
gidip gelen iktidarın şimdi yeni bir tâlibi bulunuyor:
United Kingdom Independent Party; kısa adıyla UKIP...
Geçen ay yüzde 15 olan desteği UKIP’in, bugün seçim
olsa yüzde 19 oy alabilecek bir düzeye çıktı ve orada da
durmayacağa benziyor. Avrupa Parlamentosu için mayıs
ayında yapılan seçimlerden birinci parti olarak çıktı
UKIP...
Unutmayalım: Yeni bir parti bu ve kısa süre önce
yapılan ara-seçimde kazandığı tek milletvekiliyle
Parlamento’da temsil ediliyor...
İspanya’da yükselen yıldız Podemos Partisi... Televizyon
programı da yapan genç bir profesör kurdu Podemos’u:
Pablo Iglesias... Iglesias’ın Avrupa Parlamentosu seçimleri
(mayıs) öncesinde kurduğu Podemos o seçimde oyların
yüzde 8’ini almayı başardı. Şu anda halk desteği sıralamasında İspanya’nın ikinci partisi durumunda ve ilk genel
seçimde iktidara gelme şansı olduğundan söz ediliyor.
Henüz bir yılını bile doldurmamış bir parti olduğunu
hatırlatayım Podemos’un...
Podemos, ‘Evet, yapabiliriz’ anlamına geliyor...
Kurucusu Pablo Iglesias böyle bir girişimde bulunma
cesaretini komşu İtalya’ya bakarak üstlenmiş olabilir.
Hayatını şaklabanlık yaparak kazanan biriydi Beppe
Grillo. İtalya’da, dört yıl önce, ‘Beş Yıldız Hareketi’
(MoVimento Cinque Stelle) adıyla ve ‘biraraya gelip fikir
alış-verişinde bulunmak, siyasetin keyfini çıkarmak’
amacıyla oluşturduğu siyasi hareket partiye dönüştü,
girdiği ilk genel seçimde yüzde 25’in üzerinde oy almayı
başardı.
Demokrasisi oturmuş üç Avrupa ülkesindeki herbiri
farklı siyasi zeminde oluşmuş üç örnekten söz ediyorum.
UKIP, Podemos ve Beş Star’ın tek ortak özellikleri, yerleşik düzene ve hazır kabullere karşı çıkmaları...
Ak Parti çatısı altında buluşanlar Türkiye’de o şansı
2002’de yakalamışlardı. Yeni oluşum peşinde olanlar, o
anlamda, hayli geç kalmış görünüyorlar.
Türkiye’de iktidara gelebileceği görüntüsünü veren bir
muhalefete ihtiyaç var. Ak Parti hiç iktidardan gitmeyecekmiş görüntüsünü veriyor; 2023’ü bıraktı, 2071’i planlıyor. Buna karşılık, CHP ne yaparsa yapsın iktidarı
yakalayamayacak bir parti görüntüsünde; kendisini
geleneksel tabanı dışına açma girişimlerine rağmen...
Yeni partiler kurmak kolay; zor olan, kurulan partileri
halka benimsetebilmek...
7 Kasım 2014/ HABER TÜRK
"Zigana'ya yapılacak tünel, Türkiye'nin
en uzun tünellerinden biri olacak. Bu
tünel sayesinde ulaşım daha kolay hale
gelecek ve daha güvenli yolculuk yapma
imkanı sağlanacak. Zigana Dağı'na yapılan harcamalar önemli oranda azalacak.
İlimizin ekonomisi canlanacak. İlimizin
turizmine canlılık gelecek, sanayimiz canlanacak. Her nereden bakarsak bakalım
ilimizin ekonomisi 50 kat canlanacak."
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası (TSO)
Başkanı İsmail Akçay ise 10 Kasım'da,
Gümüşhane'nin hayali olan Zigana Tüneli'nin
ihale edileceğini belirterek, bunu Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'dan duymanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Ulaşımın, uluslararası standartlarda olması için
yıllarca talepte bulunduklarını vurgulayan Akçay,
bölünmüş yolların bitme aşamasına geldiğini
ifade etti.
Akçay, bunun sevincini yaşarken, tek engellerinin Zigana Dağı'nın aşılması olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız ilimizi ziyaretinde Zigana
Dağı'nın yeni bir tünelle geçileceği müjdesini
verdi. Çok mutlu olduk. Zigana Tüneli'ni sadece
Gümüşhane ve bölge ile irtibatlandırmak doğru
bir karar olmaz. Zigana Tüneli, Türkiye'nin ve
uluslararası karayolu taşımacılığının tamamına
hitabeden çok önemli stratejik geçiş noktasıdır.
Bugün itibariyle Zigana Dağı'ndan geçen taşıt
sayısı yıllık 1 milyon 200 bindir."
Tünelin yapılmasıyla Gümüşhane-Trabzon arasında yarım saatlik bir kısalmanın olacağını vurgulayan Akçay, bu kısalmanın geçen araç sayısı dikkate alındığında milli ekonomiye katkısını önemli
oranda artıracağını kaydetti.
Akçay, Türkiye'nin akaryakıtın tamamına yakınını dışarıdan alan bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Dış açığımızı önemli ölçüde etkileyen de
petrol ithalatıdır. Bu nedenle 1 milyon 200 bin
araçta tüketilen yakıtı yarım saat daha az harcamayı düşünürsek yeni Zigana Tüneli kendisini beş
yılda amorti edecektir" dedi. (AA)
Diyanet Vakfı her ilde "öğrenci evleri" açacak
ANKARA - Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yükseköğrenim görenlerin barınma ihtiyacını karşılamak için ülke genelinde öğrenci evleri açmak için
çalışma başlattı.
TDV Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tutkun,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakıf olarak
10 ilde 12 yükseköğrenim öğrenci yurduyla hizmet verdiklerini, yurt sayısını 20'ye çıkarmak için
çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Türkiye'de 2003'te 70 olan üniversite sayısının
2014 yılında 184'e çıktığını anımsatan Tutkun,
üniversitede okuyan öğrenci sayısının 5 milyon
439 bine ulaştığını belirtti.
Tutkun, üniversite öğrencileriyle ailelerinden
konaklama ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik
yoğun talep aldıklarını dile getirdi.
Üniversite öğrencilerinin konaklama sorununu
çözmek için farklı projeler geliştirdiklerini vurgulayan Tutkun, her ilde öğrenci evleri açılması
yönünde çalışma başlattıklarını aktardı.
Tutkun, şu an yurtların toplam kapasitesinin 4
bin 878 olduğunu ifade ederek, "Bütün yurtlarımız
dolmuş durumda. Bursa, Muğla ve Sakarya yurt-
larımızda biraz yer kaldı. Vakıf olarak yükseköğrenim gençliğine huzur içinde kalabilmeleri için din
görevlilerimiz gözetiminde öğrenci evleri açıyoruz.
İstanbul Kadıköy'de 20, Yozgat Boğazlıyan'da 3,
Samsun'da 3, Edirne'de 3, Antalya-Manavgat'ta
2 öğrenci evi açtık. Evlerde şu an yaklaşık 230
öğrenci kalıyor. Güvenilir, sağlıklı, modern evlerle
öğrencinin başarı çıtasını yükseltmek istiyoruz"
şeklinde konuştu.
Projeyi, son yıllarda yurtların yetersiz kalması
ve öğrencilerin mağduriyet yaşamasından dolayı
geliştirdiklerine işaret eden Tutkun, öğrenci evlerinin sorumluluğunu illerdeki TDV şubelerinin yürüteceğini kaydetti.
Vakfın her ilde bir yurt projesiyle yurt yapımını
teşvik ettiğine dikkati çeken Tutkun, şöyle devam
etti:
"Öğrenci evlerini buna alternatif olarak değil,
tamamlayıcı bir unsur olarak görmekteyiz. İlde
yurt açılması durumunda öğrenciler açılan yurda
yönlendirilebilecektir. Evlerimizi il ve ilçelerde
gönüllü din görevlilerinin bulunduğu yerlerde açacağız. Her ev için gönüllü din görevlilerinden
sorumlu bir kişi görevlendireceğiz. Bayan evleri
için bayan, erkekler için de erkek görevlilerimiz
olacak. Evlerde öğrencilerimizin maddi manevi
gelişimlerine destek vereceğiz. Öğrenci evleri
vakıf şubemizce kiralanacak. Kira kontratı şube
adına yapılacak, kirası da şubemiz tarafından
ödenecek. Evlerin iç donanımı yine şubelerimizce
yapılacak."
Tutkun, evlere alınacak öğrencilerin vakıf başkanı, şube yönetim kurulundan bir üye ve şube
yöneticisi tarafından oluşturulan komisyonca
seçileceğini anlattı.
Tutkun, evlerde, bütün giderlerinin vakıf tarafından karşılanmayacağını, öğrencilerin de
yükümlülükleri bulunacağını belirtti. (AA)
4
ANKARA
8 Kasım 2014 Cumartesi
Tüp bebek uzmanları YediGün’e konuştu-2
Dr. Hakan Şatıroğlu:
“Tüp bebek için merkez
ve doktor iyi araştırılmalı”
Tüp bebek tedavisi için ile ilgili yazı dizimizin 2. bölümünde yine önemli
açıklamalarda bulunan Dr. Hakan Şatıroğlu, “Sağlık hizmeti bütün dünyada
endüstrileşmeye gidiyor ve bu hiç onayladığım bir şey değil. Böyle bir sistemde
dikkat edilecekler: Tüp bebek ya da sağlık hizmeti için bütün merkezler ve
doktorlar, web sitelerinden detaylıca araştırılmalı” diyerek vatandaşları uyardı.
RÖPORTAJ
TÜLAY CANPOLAT
-Sayın Şatıroğlu, tüp bebek
tedavisinin masrafları neden artıyor, etkili olan sebepler neler?
Sertifiye olmadıkları için. Örneğin
Maraş’taki bir hasta Ankara’ya geliyor;
Ankara’da kalıyor otel masrafı, diğer ücretler
katlıyor. Halbuki orada eğitimli bir doktorunuz
olsa buraya gelmesine ve o masrafları yapmasına hiç gerek kalmayacak. Hem oradaki doktorda “Hastam gitti” diye bir para telafi yoluna gitmez; hem de hasta yıpranmamış olur.
-Tüp bebek merkezleri tercih edilirken
hastalar nelere dikkat etmeli, ne gibi şartlar
aramalı?
Sağlık hizmeti bütün dünyada endüstrileşmeye gidiyor ve bu hiç onayladığım bir şey değil.
Şimdi zincir hastaneleri o yüzden çıktı. Zincir
hastane dünyanın hiçbir yerinde yok bir tek
Türkiye’de var. Çok paran vardır çok hasta
açmak istersin tamam ama her birinin adı farklı
olmak zorunda. Zincir tüp bebek merkezlerinin
önüne geçmek için her kurumun içine bir tüp
bebek merkezi zorunlu kılınmalı. Tüp bebek
merkezlerinin zincir halinde endüstri haline
gelmesini istemem.
Böyle bir sistemde dikkat edilecekler: Tüp
bebek ya da sağlık hizmeti için bütün merkezler
ve doktorla araştırılmalı, web sitelerinden doktor
ve hastane detaylıca araştırılmalı. Ama şu andaki
şartlarda kendi şehir ve yaşadıkları yerlerdeki tüp
bebek merkezlerini tercih etsinler bu birincisi.
İkincisi eğere denemiş ya da başarılı olamamışlarsa birkaç tane merkezi denesinler.
Canları çünkü gelecek ve paraları söz konusu.
Üçüncüsü ilk gittikleri yerde hadi sana tüp
bebek yapalım diyen yerlerden uzak dursunlar.
Sağlık bakanlığı düzenli olarak tüp bebek
merkezlerinin başarı oranlarını yayınlasın yurt
dışında yayınlanıyor. Aylık tüp bebek merkezlerinin resmi ve özel kurumların başarılarını
yayınlasınlar. İnsanlarda gebelik, tercihlerini
düzgünce yaparlar...
-Bir hasta için ne zaman tüp bebek kararı
verilir, belirli bir aralık var mıdır?
Eskiden 20’li yaşlar için biz bir yıl beklerdik
şimdi 30’lu yaşlar için ilk defa deniyorlarsa bütün
dünyada 3-6 ay bekleniyor. Ama bilinen bir
sıkıntı varsa mesela yapılan sperm tahlilinde tüp
bebek tek seçenekse fazla beklemeye gerek
yoktur. Bu bekleme sürecini ayırt etmenin yolu
şu; çiftler çocuk sahibi olmak istediklerinde
bebek sahibi olmak istedikleri aydan 3-4 ay
önce bir hekime gidip sperm tahlili, kadının
muayenesi, kadının gebelik yaşı ve bedenin
gebeliği kaldırıp kaldıramayacağı şeklinde basit
bir muayeneden geçerlerse süreç kısalır. Ama
erkekte hiç sperm yoktur ya da sayısal olarak
sıkıntılıdır o zaman 6 ay boşuna beklememiş olur
ön muayenenin faydasıdır bu. Veya hanımefendinin bir polikistik overi (yumurtlama problemi)
varsa bunun sonucuna bakılabilir. Bütün çiftlere
şiddetle öneriyorum ikinci bebeklerine
niyetlenseler bile mutlaka bu küçük kontrolü
yaptırmalılar.
GEBELİKTEN 3-4 AY ÖNCE
ÖN MUAYENE ŞART
Özellikle taşıyıcı olan kadının bu kontrolden
geçmesi gerek. İkincisi bir tüp bebek için gittiğiniz yerde “Sizinle konuşuluyor mu?” derdiniz.
“Sağlıklı bir şekilde dinleniyor mu, artı hemen ilk
tedavi olarak size tüp bebek önerilip önerilmiyor
mu?” Bazı durumlarda önerilir mesela tüpleri
tıkalıdır buna başka bir şey yapamazsınız fakat
bunun netliği oluşmadan ilk karar tüp bebekse
orada düşünmelisiniz.
Ama yıllarca “Bir sıkıntı yok” denmiş.
“Kanallar açık gelin size tüp bebek yapalım”
deniyor hayır tercih edilmemeli. Oradan biraz
uzaklaşmalarını öneririm. Nasıl bir ayakkabı
alırken dükkan dükkan geziyoruz bu konuda da
tüm merkezler incelenmeli.
-Tüp bebek tedavisinin riskleri nelerdir,
çoğul gebelik riski var mıdır?
-Çoğul gebelik riski vardır; ama uygulamayla
bir parça daha artar. Aşılamada bile daha tüp
bebeğe gitmeden çoğul gebelik riski vardır.
Örneğin bir değil de iki tane üç tane yumurta
üretilirse ki bazen kontrol edemezsiniz; bu
durumda o döngüyü iptal etmek gerekir. Tüp
bebekte de yönetmeliğimiz gereği belli kriterler
içerisinde belli yaş gruplarında ya da tedavide
daha önce başarısızlıklar varsa bir değil de iki
tane aşılama olabilir.
Bir embriyo transferi yaptığınızda ihmal
edilebilir bir ikiz gebelik ihtimali vardır fakat iki
embriyo transfer ettiğiniz de yüzde 8-10 civarında bir ikiz gebelik olma ihtimali vardır. Üç tane
embriyo transfer edildiğinde bu oran yüzde 1015’lere çıkar. Bunları doğacak bebekler için risk
ve anne adayları için risk olduğu için sevmeyiz.
Yani bir tane embriyo verdiğiniz de 35 yaşım
altında yüzde 40’ken iki tane verdiğinizde bunu
55, üç tane verdiğinizde maksimum yüzde 60’a
çıkarabilirsiniz. Ama aradaki 10 puanlık fark
oluşturacağınız tehlikeye değmez.
Tüp bebek tedavisinin bilinen bir yan etkisi
yok. Kullanılan ilaçlar kısa süreli kullanıldığı için
kanser falan yapmaz. Yumurtalıklardan incecik
bir iğneyle de olsa yumurta toplandığı için
yumurtalıklarda kanama enfeksiyon riskleri
vardır; ama bilinen o ki yeryüzünde yapılan bir
çok uygulamadan daha risksizdir.
-Yaş tüp bebek tedavisini nasıl etkiliyor,
hangi yaşlara kadar tedavi alınabilir?
-Etkiler şöyle ki kadının kromozomlarındaki
genetik şifreler çoğunlukla bozuluyor.
Bozulmasının sebebi de şu; anne karnında 6
haftalıkken yumurtaların oluşturulması ve 40’lı
yaşlara kadar muhafaza edilmesi. 50 sene içinde
her doku gibi tabiat, yediğimiz içtiğimizden
etkilenip eskiyorlar. İçyapılarında farklılıklar
oluşuyor. Kendiliğinden gebelikler 40 yaşlarla
birlikte yüzde 5’lere iniyor. 35 yaşın üzerinde
yüzde 30’lara iniyor aylık gebelik oranları. 35
yaşın altında yüzde 40’lara kadar çıkar. 40’lı
yaşlarda çok dramatik biçimde gebe kalma
oranı düşüyor 45 yaşından sonra pratik olarak
gebe kalmıyor diyoruz. Bir başka sebep de
erkek spermi.
-Gelecekte Türkiye ve dünyada nasıl olacak tüp bebek ve doğum oranları artacak mı?
Ekonomik anlamda bu denli müdahale
edilirse insanların yaşamlarına, karı maksimize
edelim diye insanlar doğal yollarla gebe kalmayı
unutacaklar. Kaba bir istatistik olarak
söyleyeyim; Hollanda da doğan her 5 bebekten
biri tüp bebek, Amsterdam’da doğan her 3
bebekten biri tüp bebektir. Bu çok ciddi bir
rakam işte bunu dünyaya teşmil edin.
GELECEKTE NORMAL GEBELİKLERİN
YERİNİ ÜREME ODALARI ALACAK
Bu şekilde bir ekonomik sistemin varlığı
belki de eşeysiz yani kadın erkek olmadan
kadının rahmini kullanmadan dışarıdan üreme
odalarında ki atlantis mitolojisinde vardır; dışarıda üreme odalarında başka hücrelerden kılımızdan, tüyümüzden, kolumuzdan, dirseğimizden
vs. üretmek zorunda kalacağız. Esasen gelecekte kadın yumurtası kısmen kullanılacak; ama
erkeklerde çekirdek kullanılacak.
Gelecek yüzyıl tüp bebeklerin çağı olacak
eğer dengeleri bu hızla bozarsak belki de 1 yıl.
Sadece tüp bebek değil adını değiştireceğiz
üreme odası olacak. Ve bunun temel sebebi
ekonomik sistem.
-Gebelik ihtimalini düşüren alışkanlıklar
nelerdir? Sağlıklı bebekler için nasıl
beslenmeliyiz?
-Endüstriyel beslenmemeliyiz yani fabrikadan
çıkmış hiçbir ürünü kullanmamalıyız. Üzerinde ‘e’
yazanlara iyi bakmalıyız. Mısır, glikoz şurubu kullanılan ürünler ucuzda olsa almayın.
Televizyonlarda izliyoruz hamburger etlerinin
nasıl oluşturulduğunu öyleyse ona göre davranın
yani endüstriyel ürünlerden uzak durun.
Mümkün olduğu kadar el emeğiyle çıkarılmış
sanayi olmamış ürünleri kullanalım. Çocuk sahibi
olmak için özel kürlere gerek yok normal
beslenelim yeter. Soğan yememezlik yapmayın
salatayla da olsa yiyin.
-SGK’nın Tüp bebek tedavisindeki 23 yaş
sınırını nasıl değerlendiriyorsunuz, aşağı
çekilmeli mi?
Bence 21’e çekilmeli 20 erken olur. 23 yaş
tüpü tıkanmış bir hasta için oldukça geç bir yaş.
Bir hasta geldi 18 yaşında 3 yıllık evliymiş bir
ameliyatta bir tüpü alınmış ne yapacak bu hasta
3 yıl daha mı bekleyecek? 5 yıl daha mı beklesin? Dolayısıyla 20’li yaşlara çekilmeli ve
endikasyonlara göre hareket edilmeli. İleri
yaşlara artırılmalı mesela 39 yaşın üzerine
ödemiyor halbuki esas problem orada. Bu
nedenle üst sınırı biraz daha yükseltilmeli.
Özellikle 43-45 yaş bir kurulun karar vererek
yapması gereken yaşlar.
-Peki gelecekte böyle bir karar alınabilir
mi, normal gebelikler azalacak diyorsunuz o
halde yaş üst sınırı düzenlenebilir mi?
DEĞİŞEN İKLİM KOŞULLARINDAN
-Çok rahatlıkla alınabilir. Normal doğumlar
EN FAZLA ERKEKLER ETKİLENİYOR
azalacak, gelecek tüp bebek yüzyılı olacak fakat
-Erkek spermi giderek iklim koşulları ve diğer bunun içinde yüzyıl beklemeyelim. Benim hasta
nedenlerden dolayı azalıyor. Son 10 yılı tez
grubum 35 ve 40 yaş üzeri ve bu insanların bir
olarak çalıştırdım gerçek anlamda bir azalma
iki hakkı bitti mi bitiyor. Halbuki bu hastalarda
var. Ama bu durum erkeklerin yaşıyla değil
tekrar etmek gerekiyor. Üç sınırı iyi bir rakam
fakat bunu başka türlü de desteklemek
yaşam biçimiyle ilgili. Yeryüzündeki değişimlere
gerekiyor; yaygınlaştırmak, harcamaları
erkekler daha hızlı ayak uyduruyorlar yediğimiz
düşürmek gerek. Adam Türkiye’nin öbür ucuniçtiğimiz, giydiğimiz pantolonlar. Bu çağ ve
dan gelip de bir ay burada otel parası vermesin.
yaşam biçimi erkekleri daha fazla etkiliyor.
Yaygınlaştırmak sorunları çözecek fakat yaygınEskiden bu kadar fazla yoktu; erkek faktörü
laştırma ticareten değil eğitim kurumları içinde
fakat şimdilerde yüzde 45-50’lere çıktı. Erkek
olmalı.
(Devamı Pazartesi)
faktörüyle daha fazla uğraşır olduk.
Tarımsal yatırımcıya hibe desteği
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre
tarımsal sanayiye yatırım yapacak girişimcilere %50 hibe desteği verilecek.
HABER MERKEZİBu yıl destekleme kapsam ve
miktarlarının illere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ankara İl
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürü Muhsin Temel, bununda
üretim planlaması ve yetişen
ürünlerin bölgede işlenerek,
pazarlanması açısından taşıdığı
öneme dikkat çekti.
Ankara’da bitkisel ürünlerin
işlenmesi, paketlenmesi ve
depolanması, soğuk hava deposu, çelik silo, hayvansal orijinli
gübre işlenmesi, paketlenmesi ve
depolanması, alternatif enerji kullanan yeni sera ve alternatif enerji
üretim tesislerine destek verileceğini ifade eden İl Müdürü
Temel, bu konularda kısmen
yapılmış yatırımların tamamlanmasına yönelik, kapasite artırımı
ve teknoloji yenilenmesine yönelik ile yeni tesis yapılmasına
yönelik %50 hibe desteği verile-
ceğini, bu desteğin de beş yüz
bin TL’ye kadar çıkabileceğini
söyledi. 2006 yılından bu yana
uygulanan bu projede şimdiye
kadar 84 girişimciye destek ver-
ildiğini kaydeden Temel, verilen
destek miktarının ise 18 milyon
TL olduğunu belirtti.
Ankara’nın önemli bir tarımsal
üretimi olduğunun altını çizen
Temel, üretilen ürünlerin istenilen
formda tüketiciye sunulması için
tarımsal sanayiye yatırım yapılması gerektiğini ve yatırım için bu
desteğin çok önemli olduğunu
kaydederek, “Çiftçilerimizin alın
terinin korunması ve ürünlerin
değerlerinin korunması için tarımsal sanayiyi çok önemsiyoruz.
Tarımsal sanayinin gelişmesi için
Bakanlığımız bu projeyi ortaya
koydu. Yapılan yatırımların yarısı
Bakanlığımızca karşılanıyor. Bu
önemli bir oran. Yatırım yapmak,
kapasitesini artırmak veya yarım
kalmış tesisini tamamlamak
isteyen Ankaralı girişimcileri bu
destekten faydalanmaya
çağırıyoruz” dedi.
Başvuruların www.tarim.gov.tr
adresinden internet üzerinden
yapılacağını ifade eden İl Müdürü
Temel, 24 Aralık’ın başvurular için
son tarih olduğunu sözlerine
ekledi.
Etimesgut’un parklarında
% 80 elektrik tasarrufu
HABER MERKEZİİlçedeki parkların aydınlatılmasında ledli aydınlatma sistemine geçen Etimesgut Belediyesi, enerjide 5 kata varan
tasarruf sağladı. 2012 yılında 50 olan ledli direk sayısı
2013’te 650’ye 2014 yılında ise 1350’e çıkarıldı. Kullanılan
eski direkler ledli direklerle değiştirildi. Ledli direk kullanımına geçilmesinin ardından belediyenin elektrik faturalarında
ciddi düşüşler yaşandı.
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, park aydınlatması alanında tasarruf sağlamak için LED teknolojisine
geçildiğini belirterek, “Hızla gelişen, yaygınlaşan verimi
artırırken maliyetleri düşüren LED teknolojisini belediyemizin
park aydınlatmasında 2012 yılından itibaren uygulamaya
başladık. Her yıl led aydınlatmasını daha geniş alanlara yaydık. Şu anda 1350 ledli aydınlatma ile parklarımızın gece
aydınlatmasını sağlıyoruz. Parklarımız ışıl ışıl.
MÜSİAD ve KOSGEB’ten
kobilere destek
HABER MERKEZİMüstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD)
Ankara Şubesi, üyelerinin kişisel ve ticari gelişimlerini arttırmak
için KOSGEB ile yapılan anlaşma neticesinde bilgilendirme
toplantılarına devam ediyor.
MÜSİAD Ankara Şube Başkanı İlhan Erdal ve KOSGEB
Ostim Merkez Müdürü Mehmet Tezyetiş’in katıldığı toplantıda
MÜSİAD Ankara Şube üyesi KOBİ işletmecileri KOSGEB’in
faaliyetleri hakkında bilgi aldı.
MÜSİAD Ankara Şubesi ve KOSGEB’in ortaklaşa düzenlediği toplantılar hız kesmeden devam ediyor. KOSGEB ile
yapılan anlaşma sonrasında KOBİ’lerin destek ve hibeler
hakkında bilgi sahibi olmasını amaçlayan MÜSİAD Ankara
Şubesi, KOSGEB tarafından açılan hibe ve destek programlarının detaylarını ve bürokratik süreci üyelerine anlatmak için
bilgilendirme toplantıları düzenliyor.
81 ilden 81 öğretmen
Kızılcahamam’da buluşacak
HAKKI MURAT SÖBÜTAYMilli Eğitim Bakanlığı tarafından, ‘Öğretmenlik
Mesleğinde Fark Yaratanlar’ başlığı altında24 Kasım
Öğretmenler günü etkinliği olarak bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan etkinliğe 81 ilden 81 başarılı öğretmen temsilci olarak katılacak. 24 Kasım 2014 tarihinde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuğu olarak
katılacak ve Ankara iliyle birlikte tüm öğretmenleri temsil
edecek olan öğretmen, bu yıl Kızılcahamam Mesleki ve
Teknik Anadolu Lisesi’nden.
Kızılcahamam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bilişim
Teknolojileri Alanı öğretmeni Serkan Savaş, temsile layık
görüldü. Ankara’daki tüm okullardan ve ilçelerden çeşitli
kriterler çerçevesinde gerçekleştirilen puanlamaya dayalı
değerlendirme sisteminde ilçe Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi öğretmeni Serkan Savaş, gerçekleştirmiş olduğu
çalışmaların karşılığında bu temsile hak kazandı.
Okulundaki mesleki eğitim öğretim faaliyetlerindeki çalışmalarının yanı sıra, alanında yüksek lisansını tamamlamış
olup, Gazi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Doktora
Programı’nda doktorasını yapıyor. Yabancı dil becerisi iyi
düzeyde olan öğretmen, Kızılcahamam Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesi tarafından yürütülen Avrupa Birliği
Projelerinden biri Comenius Okul Ortaklığı Projesi ve diğeri
Türkiye’de bir ilk olan Leonardo da Vinci Yenilik Transferi
Projesi olarak Interaktif 3 Boyutlu Mesleki Eğitim
Projelerinin her ikisinin de koordinatörü. Öğretmen Serkan
Savaş’ın ayrıca yüksek lisans ve doktora çalışmaları
sırasında yayınlanmış olan ulusal ve uluslararası bilimsel
makaleleri olup, halihazırda değerlendirme sürecinde olan
ve yayınlanmayı bekleyen başka makaleleri de bulunmakta. Savaş, Kızılcahamam’da hizmet verdiği süre içerisinde,
İlçe Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve görev
yaptığı kurum olan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden
pek çok başarı belgesi de bulunuyor.
ANKARA
ASO 1. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya:
“Rekor üstüne rekor kırıyoruz”
ASO 1. OSB
Başkanı
Ahmet Kaya;
Türkiye’nin
2023 yılı
hedeflerine
ulaşması
yönünde yapılan
çalışmaların
ihracat
rakamlarına da
yansıdığını
belirtti.
HABER MERKEZİSon zamanlarda artan provokasyon eylemleri ilgili de değerlendirmede bulunan ASO 1. OSB
Başkanı Ahmet Kaya, Yapılan provokasyonların, ülkemize, huzurumuza, istikrarımıza, barışımıza,
inancımıza, birlik ve beraberliğimize
yönelik bir komplo olduğunu ifade
ederek,” Millet olarak bu oyuna
gelmemeli, uyanık olmalı ve sağduyulu davranmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
ASO 1. OSB Başkanı Ahmet
Kaya; Yeni Türkiye sloganıyla çıkılan
yolda, emin adımlarla yürümeye ve
ihracat rakamlarında rekor kırmaya
devam ediyoruz. Rakamlara bakacak olursak, Türkiye 12 yıl içinde 36
milyar dolardan, 157milyar dolar
ihracat yapabilen ülke haline geldi.
TİM verilerine göre, Eylül ayı ihracat
rakamı, geçen yılın aynı ayına göre
yüzde 6,5 oranında artarak 13 milyar 294 milyon dolar seviyesine
ulaştı. Ocak-Eylül döneminde ihracat yüzde 5,7 artışla 118 milyar 225
milyon dolara, son 12 aylık ihracat
ise yüzde 4,2 artarak 157 milyar
654 milyon dolara yükseldi.
Yaşanan bu artışla Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru kırılmış oldu.
Son 10 yıllık süreçte Türkiye'nin
milli geliri önemli oranda artış gösterdi. 2002'de 232 milyar dolar olan
milli gelir, bugün 3,5 kat artarak 820
milyar dolara ulaştı. İhracat yapmadığımız ülke neredeyse kalmadı.
2003'te yüzde 11 seviyesindeki işsizlik, Temmuz 2014 itibarıyla yüzde 9
oldu. Bu rakamlar da Ülkemizde ki
istihdamın yaklaşık yüzde 20'sini
karşılayan sanayi sektörünün de
çok büyük bir payı vardır.
Yeni Türkiye ihracata dayalı
büyüme modeline geçiş yapmıştır.
Ünlü bir söz vardır; “Büyük bir iş
başarmak isteyenin, öncelikle
büyük bir hayali olması gerekir”
diye. Yeni Türkiye’nin hedeflerini
yakalaması bizler için artık hayal
değil gerçeğin ta kendisidir.
Ülkemizde bir taraftan üretimi ve
istihdamı geliştirecek çalışmalar
devam ederken, diğer taraftan da
Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü
istihdamının artırılmasını destekleyici adımlar atılmaktadır. Dışarıda
yaratılmaya çalışılan algı ne olursa
olsun, bizler üretim yapmaya ve
üretimimizi artırmaya devam
ettiğimiz sürece ekonomimizi de
güçlendirmeye devam ederiz.
Ankara’mızın sanayi ve ticari
hayatına liderlik eden ve 34.yılını
kutlayacağımız, ASO Sincan 1.OSB
olarak yıllık 6 milyar dolar olan
çıtamızı 2023 yılında 20 milyar
dolara çıkararak, Yeni Türkiye yolunda her geçen gün daha fazla
büyümeye ve üretmeye devam
edeceğiz” dedi.
Kurban Bayramında üç gün
süren eylemlerin, kimsenin
öngörmediği bir çevrimle devreye
giren iç ve dış kaynaklı provokatörlerin tahrikiyle bir anda Türkiye
genelinde bir kampanyaya, ardından da giderek bir kalkışma ve
isyan provasına dönüştüğünü dile
getiren Başkan Kaya,”Donanımlı,
maskeli profesyonel provokatörlerle
şehirleri, binaları, araçları önlerine
gelen her şeyi yakıp, yıkarak, insan-
ları canice katlederek, kırıp, dökerek, taşlayarak millet malına
milyonlarca lira zarar vererek hiçbir
hak aranamaz ve bu tablo kabul
edilemez. Bu provokasyon,
ülkemize, huzurumuza, istikrarımıza,
barışımıza, inancımıza, birlik ve
beraberliğimize yönelik bir komplodur. Peki, bu komplo neden
yapılıyor? Çünkü; Ekonomik yönden; Türkiye’nin IMF’ye borcu bitti.
Türkiye borç alan değil kredi veren
hibe yapan bir ülke konumuna
geldi. Dış ticaret hacmi 400 milyar
dolara tırmanıyor, GSYH 1 trilyon
dolara yaklaşıyor. Kişi başı milli gelir
12.000 dolara dayanmış. MB döviz
rezervi 135 milyar doları bulmuş,
ihracat 150 milyar doları aşmış, faizler tek basamaklı rakamlara gerilemiş, enflasyon %7’lerde. Son yıllarda Çin ve Hindistan’dan sonra en
yüksek büyümeyi başarmış yeni bir
Türkiye var. Bu Yeni Türkiye,
Avrupa’nın 6.,Dünya’nın 16.
ekonomisi ve G-20 içinde yükselen
güçlerin popüler aktörlerinden birisidir.
8 Kasım 2014 Cumartesi
5
ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus:
“Şehrin kimliğini
esnaflar oluşturur”
HABER MERKEZİHalka sağlanan olanakların, esnafa da uygulanmasını
isteyen ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus,
“Şehirlerin çehrelerini değiştiren, hava sirkülasyonunu
engelleyen TOKİ yapılaşmaları, kent dokusunu koruyan
esnaf mahalleleri ile dengelenmelidir. Uygun fiyat ve
avantajlarla halkımızın ev almasını sağlayan TOKİ, kayıtlara geçen sayısal bilgilere göre 8 yılda 81 ilin 800
ilçesinde 2 bin 992 şantiyede 633 bin 336 konut üretti.
Bu rakam, 100 bini aşkın nüfuslu 25 şehre denk geliyor.
Şehirlerin karakteristiğini en iyi esnaf dokusundan
anlarız. TOKİ şehir gibi kurduğu mahallelerde halka
hizmet verecek esnafımızı da unutmamalıdır. Yapılacak
olan esnaf mahalleleri ile ekonominin kılcal damarı olan
esnafımız da düşünülmelidir. TOKİ, esnafımızı avantajlı
ve uygun fiyatlarla dükkan sahibi yaparak, onları
ekonomiye kazandırmalıdır. Bu uygulama ile şehrin
dokusu bozulmadan, ekonomik kültürü geleceğe taşımak için esnafımız dükkan sahibi olurken, istihdam artışı
da sağlamış olacaktır” diye konuştu.
Altındağlı 8 bin kadın okuma yazma öğrendi
HABER MERKEZİAltındağ Belediyesi, Kadın
Eğitim ve Kültür Merkezleri’nde
açtığı okuma-yazma kurslarıyla,
tam 8 bin kadının hayatını
değiştirdi.
Altındağ Belediyesi Kadın
Eğitim Kültür Merkezleri sayesinde
tam 8 bin kadın, okuma yazma
öğrendi. 2014-2015 eğitim öğretim
döneminde ise yaklaşık 600 kadın,
okuma yazma öğrenebilmek için
kültür merkezlerinin kapısını çaldı.
Karapürçek -1 Kadın Eğitim
Kültür Merkezi üyelerinden 70
yaşındaki Selvinaz Günerkaya,
okuma yazma kursuna katılan en
yaşlı isimlerden… 2 yıldır okuma
yazma kursuna geldiğini söyleyen
Selvinaz Teyze, hiçbir dersi kaçırmadığını dile getirdi. Selvinaz
Teyze, derslerin çok keyifli geçtiğini ve her geçen gün okuma yazma
konusunda daha çok mesafe kat
ettiğini belirtti. Daha düne kadar
okuma yazma bilmediğini hatırlatan Selvinaz Teyze, artık takvim
yapraklarını, faturaları ve çok sayıda kitap okuyabildiğini kaydetti.
Selvinaz Teyze, 52 yıldır
Altındağ’da oturduğunu ve bu
süre içinde birçok belediye
başkanı gördüğünü ifade ederek
sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha
Evde boş boş oturacaklarına bu
merkezlere gelip bir harf öğrensinler. Burada kendileri için önemli
işler yapabilirler.” dedi.
Ayfer Çelik ise Karapürçek-1
Kadın Eğitim Kültür Merkezi’nde
okuma yazma kursuna katılan en
genç üye... 2 çocuk annesi olan
Ayfer Çelik 25 yaşında… Çelik,
kalemle defterle ilk kez Kadın
Eğitim Kültür Merkezi’nde
tanıştığını ve okuma yazma kursuna henüz 1 haftadır geldiğini
söyledi. Okuma yazma bilmediği
için çocuğunun derslerine
önce bize böyle bir imkân sunulyardımcı olamadığını belirten
madı. Bize değer veren bir
belediye başkanına sahibiz. Benim Çelik, bu durumun kendisini çok
üzdüğünü ve böylece kursa
için Altındağ Belediyesi’nin yeri
ayrı. Veysel Tiryaki’ye minnettarız.” katılma ihtiyacı duyduğunu vurguladı. Birkaç gün öncesine
Okuma yazma bilmeyen
kadar harfleri bile bilmediğini
Altındağlı kadınlara da seslenen
kaydeden Çelik, şimdiyse
Selvinaz Teyze “Günü televizyon
heceleri yan yana getirebildiğini
karşısında geçirmesinler. Sokak
dile getirdi.
dedikodularıyla uğraşmasınlar.
Cengizhan’daki iki
binanın yıkımı yapıldı
Pursakların hanımları
TV programına katıldı
HABER MERKEZİKanal 7 televizyonunda yayınlanan “Dr. Feridun
Kunak Show”a konuk olan Pursaklar Belediyesi
Nezaket Hanımevi üyelerine “Barsak düzensizliğinin nedenleri ve çözüm yolları” konusunda
bilgi verildi. Programa katılan 30’un üzerindeki
hanım başta barsak düzensizliği olmak üzere cilt
maskeleri, sağlıklı beslenme, çocuklardaki yürüyüş
bozuklukları gibi birçok konuda bilgilenerek sağlıklı
yaşamın püf noktalarını öğrendi.
Programda sağlıklı beslenmeden güzel olmaya
kadar birçok konuda hanımları bilgilendiren Dr.
Kunak, hanımlara belediyede sunulan sportif ve
sağlık faaliyetlerin önemini de hatırlatarak “Sürekli
spor yapın. Beslenmenize ve sağlığınıza dikkat
edin” mesajı verdi. Programa katılan hanımlar
memnuniyetlerini Belediye Başkanı Selçuk Çetin ve
Dr. Feridun Kunak’a teşekkür ederek ifade ettiler.
HABER MERKEZİCengizhan Mahallesi’nde zemin kayması nedeniyle hasar gören iki binanın
yıkım çalışmaları tamamlandı. Mamak
Belediye Başkanı Mesut Akgül kaymanın
başladığı ilk günden itibaren bölgeyi
kontrol edip hem çalışmaları yönetti hem
de vatandaşları bilgilendirdi. Tamamlanan
yıkım çalışmaları için bölgeye giden Akgül
incelemelerde bulundu. Vatandaşların
sorularını da cevaplayan Akgül; “Çözüm
için hızlı adımlar attık ve bugün gelinen
nokta ortada. Buradaki en büyük temennimiz ise kimsenin burnu bile kanamadan
yıkımları tamamladık” dedi.
Kaymanın gerçekleştiği günden itibaren
bölgede adeta seferberlik yaşandığını dile
getiren Akgül; “İlk
olarak kayan bina ve
yakınında bulunan
riskli binalarda
yaşayan vatandaşlar
tahliye edildi. Yıkımın
gerçekleşmesinin
ardından diğer binalarda şu an itibariyle risk
en düşük seviyeye
çekildi. İlk aşama olan
yan yatmış binaların
üst kısmının yıkımı
tamamlandı. İkinci
kısımda kotun altın
kalan kısımların yıkımı
bulunuyor. Son olarak ta istinat duvarlarının ortadan kaldırılacak” dedi.
Kayan binaların altında yer altı suyu
bulunduğunu dile getiren Akgül; “Burada
hiçbir vatandaşımızı mağdur etmedik.
Evini kaybeden vatandaşlar için aynı bölgeye yakın bir yerde mahallelerinden
uzaklaşmayacakları şekilde çalışma
yapacağız. Bu konu üzerine Büyükşehir
Belediyesi ile görüştüm, kimse hak kaybına uğramayacak. Boşaltılan binalardaki
vatandaşlara kira yardımı yapılıyor. Ayrıca
kalacak yeri olmayan vatandaşlar çeşitli
otellere de yerleştirilerek oluşacak mağduriyetin önüne geçtik” dedi.
Ayaş Belediyesi’nin
ilk altı ayını anlattı
HABER MERKEZİAyaş Belediye Başkanı Bülent Taşan, seçimlerinden
bu güne geçen altı aylık süre içerisinde yapmış olduğu
projeleri, faaliyetleri anlattı.
Belediye Başkan Yardımcısı, Birim Amirleri ve Belediye
Meclis Üyeleri, Muhtarların katılımıyla yapmış olduğu
istişare toplantısında anlattı. Ayaş Belediyesine ait Düğün
Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Ayaş halkının yoğun
ilgisi oldu.
Ayaş’ta ilk defa gerçekleştirilen Halk Günü-İstişare
toplantısında Başkan Taşan, “Mahalli idareler seçimlerinden önce vermiş olduğumuz sözleri tutarak şeffaf
belediyecilik anlamında ilk altı aylık sürede geçen çalışmalarımız hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledik.
Bu toplantılarımıza 3’er aylık periyotlar şeklinde devam
edeceğiz. Altı aylık süreyi doldurduk. Ayaş Belediye
Başkanlığı görevini devraldıktan sonra karşılaştığımız
tablo Ayaşın gelişiminin 20-30 yıl geriden gittiği idi. Bu
nedenle 5 yıllık zamanın çok çabuk geçeceği bilinciyle
çok çalışarak bu açığı kapatmamız gerekiyor. Belediye
Meclis Üyelerimiz, bürokratlarımız çalışmalarımızda
bizlere yardımcı oluyorlar. Ankara Büyükşehir
Belediyemizin Fen İşleri Daire Başkanlığı Ayaş için tüm
desteğini vermekte. Büyükşehir Belediye Başkanımız
Melih Gökçek tüm çalışmalarımıza katkı sağlıyor. Halkımız
hemen kepçe vurulsun istiyor ancak önemli projelerimizin
gerçekleşmesi için zamana ihtiyacımız var. Sabırla söz
vermiş olduğumuz hizmetlerin hepsini gerçekleştirerek
başarıya ulaşacağız. Halkımızdan gelen tüm teklif ve
önerilere açığız” dedi.
Başkan Taşan, Ayaş halkına vermiş olduğu sözlerin
hepsini beş yıllık dönem içerisinde tutacağının altını
çizerek; projelerin tüm ayrıntılarını hangi aşamada olduklarını ve bu güne kadar yapılan kültür, sanat, eğitim
faaliyetlerini halkla paylaştı.
İlçenin öncelikle kalkınma, büyüme, gelişme, tanıtım
kapsamında en önemli projelerinden olan; Ayaş Deresi
Islah çalışmaları, İmam Hatip Lisesi ve Yurt binası çalışmaları, Sağlık Meslek Lisesi ve Meslek Yüksekokulu, 30
yataklı hastane yapımı, TOKİ II. ve TOKİ III. Etap
Çalışmaları, Yaşlı Köyü ,Çöp Aktarma İstasyonu, Ulaşım,
altyapı Hizmetleri, Karadere-Gölet Mevkii Rekreasyon
çalışmaları, köylere yapılacak ışıklı meydan ve park
çalışmaları, Ayaşın Merkez dahil parselasyon ve imar
çalışmaları, Belediye hizmet binasının sağlıklaştırılması
çalışmaları, hanımlarımızın,beylerimizin ve yabancı konuklarımızın tarihi bir mekanda soluklanacağı misafirhane
yapımı çalışmaları ,Ayaş Merkezde bulunan enerji hatlarının yeraltına alınması ve en önemli bölgenin hayati
projelerinden Nallıhan,Beypazarı,Güdül ve Ayaş’ı kapsayan Ulaştırma Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek olan Kayaş-Çayırhan Raylı Sistem
çalışmaları hakkında tek tek tüm ayrıntılarıyla bilgi
verdi.
Başkan Taşan soru cevap şeklinde sürdürdüğü
toplantıda halkın tüm sorularına ayrıntılı cevaplar verdi.
Ayaş halkı bu güne kadar yapmış olduğu çalışmalardan
dolayı Başkan Taşan’a teşekkür etti.
6
EKONOMİ
8 Kasım 2014 Cumartesi
Akkuyu'da kurulacak nükleer
santral projesinde
yer almak üzere
Rusya'da nükleer
uzmanlık eğitiminde olan Türk
öğrenciler, Akkuyu
projesine uygun
bir programla
yoğun eğitimden
geçiyor.
Türkiye'nin “nükleer
geleceği” eğitiliyor
MOSKOVA- Hakan Ceyhan Aydoğan Türkiye'nin nükleer geleceğinde aktif rol alacak öğrenciler, Rusya Ulusal Nükleer
Araştırma Üniversitesi'ndeki beş buçuk yıllık
eğitimleri boyunca 20 bin saatin üzerinde
ders alıp, 500 saati aşkın pratik yapma imkanı
bulacak. 2011 yılında başlayan eğitim programı çerçevesinde, Moskova'da 257 Türk
öğrenci nükleer enerji alanında eğitim alıyor.
Bunlardan 83'ü hazırlık, 71'i birinci sınıf, 62'si
ikinci sınıf ve 41'i de üçüncü sınıfta öğrenim
görüyor.
Rusya Ulusal Nükleer Araştırma
Üniversitesi Obninsk Enstitüsü Direktörü
Natalya Ayrapetova, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Türk öğrencilerden memnun
olduklarını söyledi. Türk öğrencilerin nükleer
alanda Rusya standartlarına uygun eğitim
aldıklarını ifade eden Ayrapetova, "Türk
öğrencilerin eğitimlerini başarıyla tamamlayarak, ülkelerinin nükleer geleceğinde söz
sahibi olacaklarından eminim" dedi.
Ayrapetova, öğrencilerine öncelikle nükleer
alanda güvenlik kültürünü aşıladıklarını
belirterek, "Böylelikle çevre ve toplum önündeki sorumluluklarının farkına varıyorlar.
Eğitimde teorik derslerin yanı sıra nükleer
santrallerde gerçek objelerle pratik eğitim de
önemli yer tutuyor" diye konuştu.
Hocalardan Profesör Sergey Leskin de
Türk öğrencileri fizik, kimya ve diğer ana bilim
dallarının yanı sıra Akkuyu projesine uygun bir
şekilde yoğun eğitimden geçirdiklerini belirtti.
Leskin, Türk öğrencilerin motivasyonunun
oldukça yüksek olduğuna vurgu yaparak,
"Gençlerin buraya bir amaç için geldiklerini ve
bu alanın uzmanı olmak için gayret ettiklerini
görüyoruz. Bu nedenle Türk öğrencilerle iyi
ilişkiler içindeyiz, onları en iyi şekilde
yetiştirmeye gayret ediyoruz" ifadesini kullandı.
Öğrencilerin teorik bilgi kadar pratik yapmalarının da büyük önem taşıdığına işaret
eden Rus profesör, "Böylelikle öğrenciler
nükleer santralin ne olduğunu ve çalışma
prensiplerini teorik bilginin yanı sıra pratikte
de öğreniyorlar" diye konuştu.
Türk öğrenciler hakkında eğitmenlerin
dışında Rus arkadaşları da övgüyle
bahsediyor. Sergey Zuyev isimli genç,
"Türkler arkadaş ortamımıza hemen adepte
oldular. Konuşacak ortak konularımız var, bu
çok önemli. Onları herkes seviyor" dedi.
(AA)
Pamuk üreticileri Kaplama lastik üreten
destek artışı istiyor firmalar sınıfı geçemedi
GAZİANTEP - ADEM YILMAZ - Güneydoğu
Pamukçular ve Tarım Ürünleri Derneği Başkanı
Burhan Cahit Bingöl, Türk pamuk üreticisinin üretime devam edebilmesi için kilogram başına verilen
22 sent desteğin, 40 sente çıkarılması gerektiğini
söyledi.
Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hem
rekolte hem de kalitenin yüksek olacağına dair
öngörülerinin dünya pamuk ticaretinin sanal oynamalarıyla altüst olduğunu belirtti.
Uluslararası piyasalarda fiyatların aşağılarda olacağını tahmin ettiklerini aktaran Bingöl, buna rağmen
hem verimin, hem de kalitenin yüksek olmasının, Türk
çiftçisini ve Türk sanayicisini uluslararası piyasada
ayakta tutacağını öngördüklerini ifade etti.
Bu öngörünün çeşitli nedenlerle değiştiğine dikkati
çeken Bingöl, ülkelerin pamuk üreticisini uluslararası
dış pazarlara karşı koruduğunu vurguladı.
Hem iç, hem de dış pazarların bu şekilde organize
edildiğini dile getiren Bingöl, "Ülkeler çiftçisini korumasa, tamamen açık piyasa olsa, kurallar Dünya
Ticaret Örgütü'nün önerdiği şekilde olsa ülkeler ortak
rekabet ortamına girecek ve doğal olarak bu rekabette hiç kimseyi suçlama gereği hissetmeyeceğiz"
dedi.
Pamuğun para etmediği dönemlerin ardından
pamuk ekiminin yapılmadığını hatırlatan Bingöl,
bunun da yanlış olduğunu, bu düşünceyle hareket
eden çiftçinin zarar ettiğini kaydetti.
Pamuk çiftçisinin planlamadan tohumlamaya kadar
desteklenmesi gerektiğine işaret eden Bingöl, şöyle
konuştu:
"Türk pamuk çiftçisinin para kazanmadığı senelerde
ne tüccar, ne sanayici, ne de Türk tekstilcisi para
kazanabilir. Bu nedenle Türk pamuk üreticisinin üretime devam edebilmesi için kilogram başına verilen
22 sent desteğin 40 sente çıkarılmasını istiyoruz."
(AA)
ÇORUM- İSMAİL ÇİMEN - Kaplama
lastik üreten firmalara yapılan denetimlerde 184 firmadan 170'i, uygunluk şartlarını taşımadığı gerekçesiyle üretimlerinin durdurulmasına karar verildi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi
Genel Müdürü Muhsin Dere, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, araç
güvenliğinde lastiklerinin büyük önem
taşıdığını anlattı.
Bu nedenle Türkiye'de kaplama
lastik üretimi yapan firmalara yönelik
yoğun bir denetim kampanyası başlattıklarını belirten Dere, denetimlerin
"ürkütücü bir tablo" ortaya koyduğunu
ifade etti.
Dere, kaplama lastik üretimi yapan
184 firma tespit ettiklerini belirterek,
bunlardan da sadece 14'ünün "Tip"
onay belgesinin bulunduğunu kaydetti.
Motorlu araç ve römorklarının
aksam, parça, sistemlerinin ilgili yönetmelik veya regülasyonlara uygun
olduğunu ve gerekli bütün
uygunluk değerlendirme
faaliyetlerinden geçtiğini
gösteren belgelendirme sistemine "Tip" denildiğine işaret
eden Dere, denetimlerde, Tip
onay belgesi almayan firmaların
üretiminin durdurulduğunu
söyledi.
Dere, denetlenen 184 firmanın 170'inin üretiminin durdurulmasına karar verildiğine
dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de kaplama lastik üretimi
yapan firmalara yönelik yoğun bir denetim kampanyası başlattık. Sadece 14
firma Tip onay belgesini almış, standartlara uygun üretim yapıyordu. Bu
korkunç bir durumdu. Bunun üzerine
Tip onay belgesi bulunmayan firmaların
tamamının üretimini durdurduk."
"Amacımız üretimin tamamen
güvenli hale gelmesi"
Yaşanan zorlu sürecin sonucunda
bazı firmaların güvenli üretim standartlarını yakaladığını ve yeniden üretime
başladığını anlatan Dere, şu anda 101
firmanın Tip onay belgesini alarak üretimini standartlara uygun hale getirdiğini
belirtti.
Dere, diğer firmaların ise halen üretim yapmadığına işaret ederek, "Onların
da istenilen standartları yakalayıp üretime başlaması için gerekli desteği
veriyoruz. Amacımız üretimin tamamen
güvenli hale gelmesi. Bunun için var
gücümüzle çalışıyoruz" dedi. (AA)
Kanatlı sektörünü
Rusya uçurdu
İZMİR- ALİ RIZA KARASU - Rusya'nın ABD ve
Avrupa Birliği'ne koyduğu ithalat yasağı, beyaz et
sektörüne yaradı. Türk kanatlı sektörü, son 3 ayda
Rusya'ya 13 milyon doların üzerinde ihracat yaptı.
AA muhabirinin ihracat verilerinden derlediği bilgilere göre, Rusya'nın Batı'ya uyguladığı "gıda
ambargosu" ile birlikte heyecanlanan beyaz et sektörü, bu pazardan beklediği neticeleri almaya başladı.
Yürürlükteki yüksek vergi oranları sebebiyle Rusya'ya
doğrudan kanatlı eti ve salam-sucuk-sosis gibi ileri
işlenmiş ürünler satmakta zorluk çeken Türk kanatlı
sektörü, başka ülkelerin kotalarını kullanarak bu
pazarda hızla yer almaya başladı.
Türkiye'den Rusya'ya beyaz et ihracatı Batı'ya
ambargonun başladığı Ağustos ayından bu yana hızlı
artış gösterdi. 1 Ağustos- 30 Ekim 2013 tarihlerinde
201 bin dolar olan Rusya'ya beyaz et ihracatı, bu yılın
aynı döneminde 13 milyon 237 bin dolara çıktı. Aynı
dönemlerde tonaj bazında 67 bin 108 ton olan ihracat
miktarı, 13 bin 139 tona ulaştı. İhracatın büyük
bölümünü Türkiye'de kullanımı yasak olan "mekanik
ayrılmış et" oluşturuyor.
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği
(BESD-BİR) Başkanı Sait Koca, kanatlı sektöründe
ithalatçı konumda olan Rusya'nın beyaz eti "altın
gibi" talep ettiğini söyledi. Yüksek vergilere rağmen
Rusya'ya ihracatın ağustos ayından bu yana hızlı bir
artış sürecine girdiğini belirten Koca, bu ülkede kişi
başına 24.5 kiloyu aşan beyaz et tüketimi bulunduğuna dikkati çeken Koca, Batıya ambargo uygulayan
Rusya, bizden beyaz eti altın gibi alıyor. İhracat her
geçen ay artıyor. Ağırlık mekanik ettir ama geçtiğimiz
ay itibariyle bütün ve parça piliç de gitmeye başladı.
Ağustos ayından bu yana hızlı bir talep var" dedi.
Bütün ve parça piliç, sosis, salam, sucuk gibi
işlenmiş ürünlerin de son bir aydır ihracatının
başladığını kaydeden Sait Koca, pazardan beklentilerinin yüksek olduğunu ifade etti.
Koca, yüksek vergiler sebebiyle şu anda başka
ülkelerin kotasını kullanarak ihracat gerçekleştirdiklerini ifade ederek "Şu anda yüzde 85 vergi uygulanıyor. Bu vergi oranına rağmen ihracat hızla artıyor.
Girmeye başladığımız bu pazarda uzun soluklu ve
kalacı olacağımızı umuyoruz. Rusya'dan önümüzdeki
yıl için 150 bin ton kota talep ettik" diye konuştu.
Kanatlı Ürünler Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu
üyesi Bedri Girit, Rusya'nın Türkiye'den ithalat için 39
firmaya onay verdiğini, bu onayın Rusya tarafında
resmi olarak yayımlanmasından sonra ihracatın çok
hızlı artacağını söyledi.
Türkiye tarafının tamamladığı resmi prosedürlerin
Rusya tarafında gecikmesinin bürokratların ağır
davranmasından kaynaklandığını kaydeden Girit,
şöyle konuştu:
"Rusya'ya kotasız ihracatta yüzde 85 gümrük vergisi var. Şu anda 3. ülkelerin kotalarını kullanıyoruz.
Türkiye'nin tamamladığı prosedürleri Rusya'da
tamamlarsa ihracat daha hızlı artar. Yumurta ihracatı
da eli kulağında, izinleri bekliyor. Bize özgü kota vermezlerse mali açıdan ileride sıkıntı olur." (AA)
İngiltere'de konut
fiyat artışı hız kesti
LONDRA - İngiltere'de konut fiyatları ekim ayında
yıllık bazda yüzde 9 arttı.
İngiltere'de inşaat ve konut sektörüne ilişkin araştırmalar yapan ve ülkenin en büyük kredi mortgage kredisi sağlayıcılarından Nationwide'ın verilerine göre,
eylül ayı itibariyle yıllık bazda yüzde 9,4 olan konut
fiyat artışı, ekim ayında yüzde 9'a geriledi.
Nationwide'ın Başekonomisti Robert Gardner
konuya ilişkin açıklamasında, "İngiltere'de birçok
veriye göre konut fiyatlarının artış hızı, ivme kaybetti.
Fiyatlardaki artış hızının azalması trendi önümüzdeki
dönemde de devam edebilir. Özellikle Londra'da..." bilgisini verdi.
Gardner, ayrıca eylül ayı itibariyle kabul edilen
konut kredisi başvurularının ise yılın ilk aylarına kıyasla
yaklaşık yüzde 20 daha düşük olduğunu vurguladı.
Nationwide verilerine göre, İngiltere'de ekim ayında
aylık bazda konut fiyatları bir önceki aya kıyasla yüzde
0,5 oranında artış kaydederken,İngiltere'de ortalama
bir konut fiyatı yaklaşık 189 bin 333 sterline yükseldi.
Dün İngiltere Merkez Bankası, geçen ay itibariyle
onaylanan konut kredisi başvurularının son 14 ayın en
düşük seviyesine gerilediğini açıklamıştı. İngiliz
Hükümeti tarafından açıklanan tapu kayıt verilerine
göre ise eylül ayında ülkedeki konut fiyatları yıllık
yüzde 7,2 artarken, ağustos ayına göre ise yüzde 0,2
azalış kaydetmişti.
İngiltere'nin toplam 10 bölgesi içerisinde 7 bölgede
konut fiyatlarının da hız kestiği açıklanmıştı. Konut fiyatlarının hızla arttığı Londra'da ise fiyatlarda eylül ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 0,7 düşüş
kaydedilirken, yıllık bazda ise Londra'da ortalama bir
konutun fiyatı geçen yılın ekim ayına kıyasla yüzde
18,4 artarak 460,521 sterline ulaşmıştı.
İngiltere'de, artan konut fiyatlarının ülkenin finansal
istikrarı için en büyük içsel riski oluşturduğu uyarısında
bulunulmuştu. (AA)
EKONOMİ
8 Kasım 2014 Cumartesi
Sanayi
alanında
Güneydoğu
Anadolu
Bölgesi başta
olmak üzere
Türkiye'nin
itici gücü
haline gelen
Gaziantep,
kalifiye
eleman bulmakta sıkıntı
yaşıyor.
İşveren ‘kalifiye
işçi’ bulamıyor
GAZİANTEP - KEREM KOCALAR Yoğun talep nedeniyle 5. bölgede yer tahsisini kurayla gerçekleştirilen Gaziantep
Organize Sanayi Bölgesi'ne (OSB), 3 yeni
bölgenin daha açılması için çalışmalar
sürüyor. Geçen yıl yaklaşık 6,5 milyar
dolar ihracat gerçekleştiren Gaziantep,
2023 hedeflerine emin adımlarla ilerliyor.
Cumhuriyetin 100. yılında kendilerine
30 milyar dolar ihracat hedefi koyan kentteki işadamlarının en büyük sıkıntısı ise
kalifiye eleman bulabilmek. "İşçi olmadan
hedefe koşamayız" diyen sanayi ve
ticaret erbapları, bu noktada destek bekliyor.
Gaziantep OSB Başkanı Cahit Nakıboğlu,
AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehrin
sanayi alanında her geçen gün büyüdüğünü,
özellikle son 10 yılda adeta başarı hikayesi
yazdığını söyledi.
Bir yandan üretim kapasitesini geliştirirken,
diğer yandan da ihracat miktarını artırmak için
çalıştıklarını anlatan Nakıboğlu, şöyle konuştu:
"Şu an için çevremizdeki birçok ülkede
sıkıntı olsa bile 2023 hedeflerimizde herhangi
bir sapma yok ama endişelerimizi her geçen
gün artıran bir konu var. O da kalifiye işçi sıkıntısı. Şu an çeşitli nedenlerle işten çıkan çalışanlarımızın yerini doldurmak sıkıntı oluyor. Bunu
şu an için bir şekilde telafi edebiliyoruz ancak
gelecek adına endişelenmemek elde değil.
Çünkü sürekli büyük hedefler koyarak hareket
ediyoruz. Bu doğrultuda da işadamlarımız
gecesini gündüzüne katarak çaba harcıyor.
Fakat sanayinin en önemli ayağı olan işçi temini sıkıntısı, bizim açımızdan masanın en önemli
ayağını yok ediyor."
Nakıboğlu, Gaziantep OSB'de 800'den
fazla firmanın faaliyet gösterdiğini ve yaklaşık 120 bin kişinin istihdam edildiğini
söyledi.
Yeni OSB'lerin kurulması için çalışmaların sürdüğüne işaret eden Nakıboğlu,
"Önümüzdeki süreçte kentimizdeki OSB
sayısı 8'e yükselecek. O yüzden şu an
çektiğimiz işçi bulma sıkıntısı ilerleyen
günlerde daha da büyüyecek. Bu da tüm
hedefleri alt üst edebilir. O yüzden yetkililerden işçi desteği istiyoruz. Kalifiye eleman desteği sağlanırsa işimize daha çok
adapte olup büyümemizi daha hızlı
gerçekleştirebiliriz" dedi.
İŞKUR Gaziantep İl Müdürü Şiraç Ekin de
işverenlerden yoğun şekilde işçi talebiyle
karşılaştıklarını belirterek, "Bu yıl 113 bin 608
kişiyi işverenle buluşturduk ancak bunlardan 10
bin 346'sı işe yerleşti" diye konuştu.
İşverenle görüşen kişilerin genellikle "iş
beğenmeme" gerekçesiyle teklifi kabul
etmediğini dile getiren Ekin, "İŞKUR olarak iş
ve işçi arayanların arasında güzel birliktelik
kurulmasını sağlıyoruz ama ne yazık ki
insanımız iş beğenmekte zorlanıyor" dedi.(AA)
Otomotiv, istihdamda
tekstili bile solladı gitti
Kocaeli'nin ihracatı
10 milyar doları aştı
KOCAELİ - Türk imalat sanayisinin yaklaşık
yüzde 15'ini barındıran Kocaeli, yılın 10 aylık
döneminde 10,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden
derlenen bilgiye göre, geçen yılın ocak-ekim
dönemindeki 10 milyar 537 milyon 41 bin dolarlık ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 2,6
azalarak 10 milyar 261 milyon 713 bin dolar
oldu.
İstanbul ve Bursa'nın ardından en fazla ihracat yapan üçüncü şehir olan Kocaeli, ülke
genelindeki ihracatın yüzde 8,2'sini karşıladı.
Kent ihracatının yüzde 74'ünü "kimyevi maddeler ve mamulleri" ile "taşıt araçları ve yan
sanayi" sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar
gerçekleştirdi. Bu sektörlerden söz konusu
dönemde 7 milyar 600 milyon 494 bin dolar gelir
sağlandı.
En fazla ihracat 4 milyar 7 milyon 242 bin
dolarla kimya sektöründe yapıldı. İkinci sıradaki
taşıt araçları ve yan sanayi sektörünün ihracatı
ise 3 milyar 593 milyon 252 bin dolar olarak
kayıtlara geçti.
Kentten yılın 10 aylık döneminde en fazla dış
satım yapılan ülke, 1 milyar dolarla İngiltere
oldu.
İngiltere'yi 739 milyon 336 bin dolarla Mısır,
738 milyon 179 bin dolarla Almanya, 661 milyon
740 bin dolarla Malta ve 492 milyon 423 bin
dolarla Fransa izledi. (AA)
BURSA- HALUK YÜKSEL - Bursa'da, son yıllarda üretim ve ihracatta ağırlığını hissettiren otomotiv
sektöründe, "istihdam
deposu" olarak bilinen tekstil sektörünün yaklaşık iki
katı kişiye iş imkanı
sağlanıyor.
"Bursa'nın 250 Büyük
Firma Araştırması"nda,
2013 yılı verilerine göre,
250 firma 125 bin 434
kişiye istihdam sağlarken
bunun 25 bin 112'sini tekstil ve konfeksiyon, 49 bin
422'sini ise otomotiv ana ve
yan sanayi karşıladı.
AA muhabirinin, Bursa
Ticaret ve Sanayi Odası
tarafından hazırlanan araştırmanın 2013 verilerinden
derlediği bilgilere göre,
sıralamada yer alan 250 firmadan 65'i otomotiv ana ve
yan sanayi, 54'ü ise tekstil
ve konfeksiyon sektörlerinde
faaliyet gösteriyor.
İlde geçen yılın 250 büyük
firmasının iç ve dış satış
(ciro) tutarları 58 milyar 576
milyon 446 bin lira, ihracatları 10 milyar 697 milyon 147
bin dolar, ücretle çalışan kişi
sayısı ise 125 bin 434 kişi
oldu.
Araştırmaya konu 250 firmanın toplam cirosunun
sadece 6 milyar 495 milyon
482 bin lirasını, ihracatın 997
milyon 108 bin dolarını ve
ücretle çalışanlar toplamının
25 bin 112 kişisini tekstil ve
konfeksiyon sektörleri
sağladı.
Otomotiv ana ve yan
sanayi sektörleri ise toplam
cironun 27 milyar 342 milyon 304 bin lirasını, dış
satımın 7 milyar 940 milyon
91 bin dolarını, ücretle
çalışanlar toplamının ise 49
bin 422 kişisini karşıladı.
Bursa'daki "250 Büyük
Firma"nın 125 bin 434 olan
toplam istihdamının yüzde
39,40'ını otomotiv ana ve
yan sanayi, yüzde 20,02'sini
ise tekstil ve konfeksiyon
sektörü taşıdı. (AA)
7
Kredi kartıyla borç
cazip hale geliyor
SAKARYA - ONUR ORHAN - Tüketici
Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı
Aydın Ağaoğlu, ülke ekonomisinin en büyük
sorunu cari açığın kredi kartıyla kolay borçlanma
sebebiyle büyüdüğünü belirterek, Merkez
Bankasının (MB) kredi kartı faiz oranlarını
otomatiğe bağlamasıyla gelecek süreçte kart faiz
oranının daha cazip hale gelebileceğini söyledi.
Ağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
MB'nin son yayımladığı tebliğe göre, kredi kartı
akdi faiz oranlarının sabitleneceğini anlattı.
Bu oranların, altına veya üstüne geldiğinde
değiştirileceğini belirten Ağaoğlu, şöyle konuştu:
"Kredi Kartları Kanunu'nun 24. maddesi, faiz
artışının en az 30 gün önce bildirilmesi ve tüketiciye 60 gün zarfında borcunu eski faiz oranıyla
kapama imkanı tanımış olduğundan borçlu, yeni
faizi reddedebilecek, artıştan etkilenmeyebilecektir. Oysa tüketici kredisi faiz oranı 1,15'in altına
indiğinde kart faiz oranı da düşmüş olacak ve
kredi kartıyla borçlanma daha cazip hale
gelebilecektir.
Bu, şu demek
oluyor.
Bankalar
ve kart
çıkaran
kuruluşlarca
kredi
kartlarına
uygulanabilecek azami akdi
faiz oranı, tüketici kredilerine uygulanan faiz
oranının azami yüzde 77'si kadar yüksek olabilecek. Tüketici kredisi faiz oranları arttıkça, tüketici
kredisiyle kredi kartı faiz makası da kapanacak.
Hızlı ve kolay sağlanması nedeniyle nakit ihtiyacındaki tüketicileri kartla borçlanmaya özendirebilecektir."
Ağaoğlu, ülke ekonomisinin en büyük sorunu
cari açığın kredi kartıyla kolay borçlanma sebebiyle büyüdüğünü öne sürerek, "MB'nin kredi
kartı faiz oranlarını otomatiğe bağlamasıyla
önümüzdeki süreçte kart faiz oranı daha cazip
hale gelebilecek" ifadesini kullandı.
Bugüne kadar insanları kartla borçlandıran
bankaların, kredi kartına MB tarafından belirlenen
faiz oranını yeterli bulmadıklarından "nakit çekim
ücreti" adı altında ek ücret tahakkuk ettirdiğini
vurgulayan Ağaoğlu, tüketicilerin de faiz dışında
bu bedeli ödemek zorunda kaldığına dikkati
çekti.
Ağaoğlu, tüketicilerin finans bilgisi eksikliği
yanında, ekonomik sıkıntılarını en hızlı ve pratik
yoldan gidermek için kullandıkları kredi kartıyla
borçlanma yöntemini artık terk etmesi gerektiğini
aktararak, bankaların kişilere gelir düzeyini
gözetmeden limit tanımladığını, buna karşı
dikkatli olunması gerektiğini sözlerine ekledi.(AA)
Kamudaki sigortalı
sayısı 4 milyon civarı
TBMM - Kamuda 948 bin 739'u 4-a, 2 milyon
852 bini 4-c'li olmak üzere yaklaşık 4 milyon sigortalı istihdam ediliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelik, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin
yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, kamuda
istihdam edilen sigortalı sayısını açıkladı.
Buna göre, 2002'de 702 bin 402 4-a, 2 milyon 123 bin 839 4-c; 2003'te 686 bin 157 4-a, 2
milyon 155 bin 499 4-c; 2004'te 661 bin 380 4-a,
2 milyon 151 bin 868 4-c; 2005'te 680 bin 500 4a, 2 milyon 150 bin 362 4-c; 2006'da 659 bin
899 4-a, 2 milyon 166 bin 911 4-c, 2007'de 722
bin 15 4-a, 2 milyon 188 bin 198 4-c, 2008'de
731 bin 704 4-a, 2 milyon 205 bin 676 4-c;
2009'da 852 bin 248 4-a, 2 milyon 241 bin 418
4-c; 2010'da 868 bin 753 4-a, 2 milyon 282 bin
511 4-c; 2011'de 806 bin 374 4-a, 2 milyon 554
bin 200 4-c; 2012'de 875 bin 122 4-a, 2 milyon
662 bin 608 4-c; 2013'te 800 bin 638 4-a, 2
milyon 823 bin 400 4-c; 2014'te haziran itibariyle
948 bin 739 4-a, 2 milyon 852 bin 87 4-c
statüsünde çalışan istihdam edildi.(AA)
Otomotiv ihracatında
‘parite’ molası
İSTANBUL - Orhan Sabuncu- Otomotiv
endüstrisi, 18 aydır devam eden ihracat artışına
Ekim ayında mola verdi. 2013‘ün aynı ayına göre
yüzde 2 daralan ihracatta Euro/dolar paritesi de rol
oynuyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları
Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, Ekim ayı ihracatı gerilese de 2014’te sektör olarak 22 milyar
doları aşacaklarını vurguladı. Sabuncu, ihracatın
gerilemesinde iki unsurun etkili olduğunu kaydederken; “Bunlardan biri Rusya Federasyonu ve eski
Doğu Bloğu ülkelerine yönelik büyük oranlı kaybımız idi. Diğeri de Ekim ayında Euro/ dolar paritesi
kaynaklı 96 milyon dolar ihracat kaybı idi. Parite
2013’ün aynı dönemi ile aynı seviyede bulunsaydı
Ekim’i yüzde 2 gerileme ile değil, yüzde 3,4 artışla
kapatacaktık.” dedi.
Ekim ayında binek otomobiller dışında diğer
ürünlerin tümünde gerileme olduğu görüldü. Yan
sanayide yüzde 3 inişle 746 milyon dolar, mal taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ürün grubunda
yüzde 12 inişle 305 milyon dolar, otobüs-minibüsmidibüs ürün grubunda yüzde 22 inişle 76 milyon
dolar, diğer ürünlerde yüzde 23 inişle 28 milyon
dolar ihracat yapıldı. Buna karşın binek otomobillerde dış satış yüzde 12 büyüyerek 563 milyon
dolar oldu. (CHA)
8
KÜLTÜR-SANAT
8 Kasım 2014 Cumartesi
KÜLTÜREL
BOYUT
Prof. Dr. Hayrettin İVGİN
[email protected]
ANKARA’DA YAĞMUR DUALARI
Yağmur duasına yağmur yağmadığı ve kuraklık
baş gösterdiği zamanlarda çıkılmaktadır. Yağmur
duası, kapalı yerlerde değil; açık havada hatta
şehrin, köyün, kasabanın yüksek tepelerinde
gerçekleştirilir.
Türkiye’nin ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de
uygulanan yağmur duasına ilişkin pratikler birbirine
benzemekle birlikte, farklılıklar da gösterir.
Ankara’da yağmur duası uygulamalarına ve
geleneklerine “Çalı Gezme” adı verilir.
Halk inanışına göre yağmuru Allah vermektedir.
Yağmur Onun hikmetidir. O yüzden yapılacak dua
Allaha’dır.
Ankara’nın merkezinde, kazalarında ve köylerinde yağmur duası gelenekleri farklılıklar göstermekle birlikte; Ankara Yağmur Duası Geleneği
konusunda benzerlikler ve ayrılıklar dikkate alınarak şunlar söylenebilir.
Ankara halkı yağmur yağmamasına bazı sebebler
gösterirler. Bu sebeplerden en önemlisi olarak;
insanların Allah’a ve emirlerine karşı işledikleri
suçların ve günahların çoğalmış olmasını gösterirler. Yağmur duasının çıkışının ay olarak bir zamanı
bulunmamaktadır. Kuraklığın olabilme ihtimali
olduğunda, tarıma uygun yağışların gecikmesi
durumunda yağmur duasına çıkılır. Bu da Ankara
için genellikle mart ve nisan aylarına denk düşer.
Kuraklığın olduğu yıllarda her ay ve her mevsim
duaya çıkılır. Yağmur duasının yapılacağı gün için
Cuma günü özellikle seçilir. Bu zamanın
seçilmesinin sebebi, öğle vaktinde topluca yemek
yenmesi ve öğle namazının da topluca kılınmasına
imkân vermek içindir.
Ankara’nın şehir, kasaba ve köylerinin önde
gelen yaşlıları, ziraatla uğraşan deneyimli kişileri,
din adamları; yağmur duasının gerekli olduğuna
karar verirler. Bir araya gelerek hangi gün yağmur
duasına çıkılacağını çevreye duyururlar. Hatta bu
duyuru esnaf aracılığıyla ve de öğretmenleri devreye sokarak ailelerin haberi olsun diye öğrenciler
aracılığıyla duyurulur. Ayrıca; koyun, sığır sahiplerine haber verilir.
Bazı Ankaralılar, yağmur duasından önce üç gün
oruç tutarlar. Halk camilerde toplanır namaz sonrası
dualarda bulunurlar. İmam efendiler yağmur duası
gününü cemaate duyurur, neler yapılması gerektiği
anlatırlar. Bunlardan en önemlisi, yağmur duasına
çıkılacağını zamanını hatırlatma, yağmur duasında
kullanılmak üzere nohut, ve fasulye büyüklüğünde
taş toplanacağının bildirilmesidir.
Taş toplama ve sayma şu şekilde gerçekleştirilir.
Taş toplama faaliyetini çevrenin esnafı ve
ustabaşılar idare ederler. 70.000 taş toplanması
konusunu organize ederler. Taş toplamak üzere
görevlendirilenler, fındık büyüklüğünü geçmeyen
çakıl taşlarını derelerden, tarlalardan toplarlar. Taş
sayıcılar yüzer yüzer taşları torbalara doldururlar.
Taş toplayıcıların, bu taşların ayak basılmadık ve
temiz yerlerden toplanmasına dikkat ederler.
Bu taş toplama işi, en az 35 veya 70 kişiye
toplattırılır. Her taş toplayıcı 1000 veya 2000 taş
toplar. Bu taşlar 7 ayrı çuvala konur. Her çuvalda
10.000 tane taşın olması gerekmektedir.
Taş toplayıcılar topladıkları taşlarla birlikte
camide bir araya gelirler. Bir gün önce toplanması
tamamlanan taşlar, 7 çuval halinde caminin bahçesine konur. Namaz kılınır. Dualar edilir. Cemaat
toplanan 70.000 taşın bulunduğu 7 çuvalın önünde
bir araya gelir. İmam efendi, “Vel hüvellezi
yünezzidül” ayetini okur. Torbalardan aldığı birkaç
taşı yalar gibi yapar ve ıslatır. Dişlerini taşlara
değdirmez. “Ey büyük Allahım! Kulların kederlidir.
Yağmur indir. Bütün mahlukata rahmetini dağıt…”
diyerek dua eder.
Bu taş toplama ve taşların okunması bir gün önce
bitirilir.
Eskiden bir at kafatasına dua yazıldığını, dua
yazılan bu atın kurukafasının bir iplikle bir kazığa
bağlandığını, yağmur duası gününde suya, göle
veya dereye atıldığını kaynaklardan öğreniyoruz.
Yağmur duasının yapılacağı gün şehrin, köyün en
yüksek tepelerine, gruplar halinde belirtilen kuşluk
vakti çıkılır. Ankara merkezde eskiden Hacettepesi
denilen yerde yağmur duaları yapılırdı.
Önceki günlerde yapılan hazırlıklar, sadece taş
toplamak değildir. Yağmur duasının yapılacağı gün,
duadan sonra yemek de yenir. Bu yemek pişirilmesi
ve dağıtımı ile ilgili de hazırlıklar yapılır.
Halktan yağ, un, bulgur, et, odun, tuz ve bazen de
para toplanarak tedarikli olunur. Kap-kaçak,
tencere, kazan, kepçe, kaşık vs. malzemeleri kimlerin nasıl ve ne zaman, duanın yapılacağı yere
önceden getirileceği organize edilir.
Görevlendirilecek kişiler arasında, özellikle gençler
arasında işbirliği gerçekleştirilir.
Yemekte kullanılacak et, yağmur duasının yapılacağı gün kesilecek olan kurban veya kurbanların
etlerinden temin edilir.
Genelde pişirilen yemek çeşidi, etli pilavdır. Tabi
ki ayran ve su da ihmal edilmez. Bunu bazen
kadınlar, bazen erkekler pişirirler ancak daha çok
erkek aşçıların bulunmasına özen gösterirler.
(DEVAM EDECEK)
"Çağdaş Yunan Filmleri"
gösterimleri, 14 Kasım'da başlıyor
İSTANBUL - Yunanistan İstanbul
Başkonsolosluğu ve Yunan Film Merkezi işbirliğiyle Kasım 2014-Mayıs 2015 arasında
Sismanoglio Megaro'da düzenlenecek "Çağdaş
Yunan Filmleri" gösterimleri, 14 Kasım'da
yönetmen Nikos Panayotopoulos'un "Atinaİstanbul" filmiyle başlayacak.
Sismanoglio Megaro'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, 14 Kasım, 12 Aralık ile 23 Ocak
2015, 20 Şubat 2015, 20 Mart 2015, 18 Nisan
2015 ve 8 Mayıs 2015'te Türkçe alt yazılı gösterimlere, giriş ücretsiz olacak.
Yönetmen Nikos Panayotopoulos'un "Atinaİstanbul" filmiyle başlayacak programda gösterilecek filmler ve tarihleri şöyle:
"Syllas Tzoumerkas'ın yönettiği 'Ana Yurt'
12 Aralık, Filippos Tsitos'un yönettiği 'Adaletsiz
Dünya' 23 Ocak 2015, Giorgos
Tsemberopoulos'un yönettiği 'İçimizdeki
Düşman' 20 Şubat 2015, Tassos Boulmetis'in
yönettiği 'Bir Tutam Baharat' 20 Mart 2015,
Babis Makridis'in yönettiği 'L' 17 Nisan
2015,Pantelis Vulgaris'in yönettiği 'Gelinler' 8
Mayıs." (AA)
Mısırlı öğrenciler
Türkçe öğreniyor
Yunus Emre Kültür Merkezi'nde Türkçe öğrenen
Mısırlı öğrenciler bölüm sertifikalarını aldı.
KAHİRE - Yunus Emre Kültür
Merkezi'nde Türkçe öğrenen Mısırlı
öğrenciler bölüm sertifikalarını aldı.
Merkezin, Türkiye'nin Kahire
Büyükelçiliği rezidansının
bahçesinde düzenlediği törende,
bölümlerini başarıyla bitiren Mısırlı
öğrencilere sertifikaları teslim edildi.
Yunus Emre Kültür Merkezi
Kahire Müdürü Süleyman Sezer,
törende yaptığı konuşmada, bugüne
kadar 3 bin öğrenciye Türkçe öğrettiklerini belirterek, her dönem, bin
kişiye varan başvuru yoğunluğu
yaşadıklarını, bunların 550-600
kadarını kursa kabul edebildiklerini
söyledi.
Sezer ayrıca 3 Mart 2010'da
açılan merkezin, faaliyetlerini
Mısır'da bulunan 14 Türkoloji
merkezinde de sürdürdüğünü sözlerine ekledi.
Sertifika alan öğrencilerden Mey
Aşur, Çin dili ve edebiyatı mezunu
olduğunu ve Türkçe'nin Çin dilinden çok daha kolay olduğunu
Türkiye'ye yaptığı turistik gezinin
ardından Türkçe öğrenmeye karar
Sahne sanatlarında "mahalli
idarelerin" rolü artırılacak
ANKARA - Görsel, işitsel ve
sahne sanatları başta olmak üzere
kültür sanat faaliyetlerin gelişiminde ve sunumunda mahalli idarelerin, özel ve sivil girişimlerin rolü
artırılacak. Bu kapsamda, 2015'in
aralık ayı sonuna kadar "kültür
merkezlerinin kademeli olarak
mahalli idarelere ve üniversitelere
devredilmesi", "özel tiyatrolara
verilen desteklere yönelik objektif
göstergeler içeren bir mekanizma
geliştirilmesi ve desteklerin artırılması" ile "sahne sanatlarının gelişimi için Türkçe Telif Eser Destek
Projesi'nin hayata geçirilmesi"
planlanıyor
Hükümetin 2015 Yılı
Programı'nda sahne sanatlarının
durumuna, alınacak tedbirler ve
yürütülecek politikalara yer verildi.
Buna göre, sahne sanatlarına
yönelik destekler son yıllarda artarak devam ederken, özel tiyatrolara verilen destek miktarı bu yıl
2013'e kıyasla yüzde 8 arttı. Aynı
sezonda destek verilen özel tiyatro
sayısı 178'den 221'e yükseldi.
İlk defa yeni girişimlerin projelerine öncelik verilmesi ve desteklerin İstanbul ve diğer büyükşehirlerle sınırlı kalmayıp küçük kentlere
doğru yaygınlaşması dikkati çekti.
Tiyatro sayısı ve verilen desteklerin artışına paralel, seyirci sayılarında da artış meydana geldi.
Böylece, tiyatro sayısı 2012 yılı itibarıyla 600'ü, seyirci sayısı ise 5,5
milyonu aştı.
Özel tiyatrolara verilen destek
miktarının artırılması, destek
mekanizmasının mümkün olduğunca şeffaf ve nesnel kriterlere
göre işlemesi ile Devlet Tiyatroları
tarafından sahneye konan yerli
oyunların sayısının artırılması ihtiyacının devam ettiği belirtildi.
Bu ihtiyacı gidermek, yeni ve
özgün yerli oyun üretimi konusunda bir açılım sağlamak üzere ilk
defa bu yıl Devlet Tiyatroları tarafından yerli oyun yazarlarını teşvik
uygulaması başlatıldı. Önümüzdeki
yıllarda bu teşviklerle yeni yazarların ve oyunların sayısında artış
bekleniyor.
Öte yandan, programda, kültür
ve sanat faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ile milli kültür ve ortak
değerler etrafında toplumsal
bütünlüğün ve dayanışmanın güçlendirilmesi amaçlanıyor.
Bu kapsamda, "Görsel, işitsel
ve sahne sanatları başta olmak
üzere kültürel ve sanatsal faaliyetlerin gelişiminde ve sunumunda
mahalli idarelerin, özel ve sivil girişimlerin rolü artırılması" politikası
benimseniyor.
Böylece, kültür merkezleri
kademeli olarak mahalli idarelere
ve üniversitelere devredilecek.
Özel tiyatrolara verilen desteklere yönelik objektif göstergeler
içeren bir mekanizma geliştirilecek
ve bu kapsamda destekler artırılacak.
Sahne sanatlarının gelişimi için
Türkçe telif eserlerin nitelik ve
nicelik olarak zenginleşmesi sağlanacak, Türkçe Telif Eser Destek
Projesi hayata geçirilecek. (AA)
verdiğini ifade etti. Aşur, Türkçe'yi,
medeniyet ve tarih alanlarında
çeviriler yaparak kullanmak istediğini kaydetti.
Sertifika alan bir diğer öğrenci
Ayet Buhari ise önceleri Türkçe'yi
hobi olarak gördüğünü ancak daha
sonra bu dili sevdiği için Türkiye'yi
de sevdiğini ifade etti. Mısır'da az
sayıda kişinin Türkçe bildiğini
söyleyen Ayet, farklı bir şey yapmak
istediği için Türkçe'yi seçtiğini
belirtti.
Daha sonra sertifikalarını alan
öğrenciler hep bir ağızdan "Yaşasın
Yunus Emre" diyerek, Türkçe öğrenmiş olmanın mutluluğunu yaşadılar.
(AA)
Türk edebiyatında "dışa
açılıma" 13 milyon lira destek
ANKARA - Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Türk edebiyat eserlerini
yabancı dillere tercüme ederek
dünya okurlarıyla buluşturmak
amacıyla 2005'ten bugüne 13 milyon lira kaynak tahsis etti.
Hükümetin 2015 yılı programında yer alan bilgilere göre, Türk
Edebiyatının Dışa Açılımı (TEDA)
Programı kapsamında, 2005 yılında 39 esere mali destek sağlanırken, 2014'te bu sayı toplamda bin
251'e ulaştı. Ayrıca geçen yıl toplam 229 eser yabancı dillere çevrilerek 44 farklı ülkede yayınlandı.
Türk kültür, sanat ve edebiyatının yurt dışında tanıtılması ve
Türkçe'nin yazı dili birikiminin
dünya dillerine kazandırılması
amacıyla Kültür ve Turizm
Bakanlığınca TEDA Projesi çerçevesinde desteklenerek yayınlanan
eser sayısı 2014 yılı eylül sonu itibarıyla bin 251'e çıktı. Sadece
2014'ün ilk döneminde destek
verilen eser sayısı da 100'ü aştı.
Bakanlık, projeye 9 yılda yaklaşık 13 milyon lira kaynak aktardı.
Bunun yanı sıra Türk edebiyatının
gelişimine katkı sağlayacak özgün
edebiyat eserlerinin nitelik ve nicelik olarak çoğalması amacıyla da
bu yıl ilk kez Edebiyat Eserlerinin
Desteklenmesi Projesi başlatıldı.
TEDA programı kapsamında,
Türk edebiyatının seçkin eserleri
İngilizce, Almanca, Portekizce,
İspanyolca, Hollandaca, İtalyanca,
Macarca, Sırpça, Slovakça,
Yunanca, Boşnakça, Çince,
Fransızca, Korece, Rumence,
Bulgarca, Fince, Farsça, Kazakça,
İtalyanca, Rusça, Arapça,
Arnavutça, Estonca, Lehçe başta
olmak üzere çok sayıda dile çevrildi.
Son yıllarda sağlanan desteklerle, programın sınırları Türkiye'nin
sosyal ve kültürel etkileşime öncelik verdiği coğrafyalara doğru
genişledi. Dünya dillerine kazandırılan eserler incelendiğinde, içerik
ve tür bakımından da Türkiye'nin
tarihi ve kültürel birikimini ön plana
çıkaran eserlerde önemli bir artış
olduğu görülüyor.
En çok destek verilen ülkeler
Programın ilk gününden bu
yana en çok destek verilen ülkeler
sıralamasında 231 destekle
Almanya ilk sırada yer aldı.
Almanya'yı 231 destekle
Bulgaristan, 113 destekle
Makedonya, 80 destekle İran
takip etti.
Orhan Kemal'in Avare Yıllar ve
Baba Evi, Orhan Pamuk'un Benim
Adım Kırmızı, Pınar Kür'ün Bir Deli
Ağaç, Elif Şafak'ın Bit Palas, Tuna
Kiremitçi'nin Bu İşte Bir Yalnızlık
Var, Zülfü Livaneli'nin Engereğin
Gözündeki Kamaşma, Sadık
Yalsızuçanlar'ın Gezgin, Perihan
Mağden'in İki Genç Kızın Romanı,
Elif Şafak'ın Mahrem, Nazım
Hikmet'in Yaşamak Güzel Şey Be
Kardeşim, Sait Faik Abasıyanık'ın
Seçme Hikayeler ve Ahmet Hamdi
Tanpınar'ın Huzur adlı eserleri
başta olmak üzere çok sayıda
esere TEDA desteği verildi.
Süreli yayın sayısında artış
Diğer yandan 2013 yılında
yayın basım sayısında da artış
kaydedildi. ISBN verilen yayın
sayısı geçen yıl 47 bin 352, ISSN
verilen süreli yayın sayısı ise 721
oldu.
Bir önceki ISBN ve ISSN verilerinin sırasıyla 42 bin 626 ve 741
olduğu dikkate alındığında, ağırlıklı olarak kitap olmak üzere
sürekli yayın sayısında kayda
değer bir artış gözlenirken, süreli
yayınlarda bir miktar azalma
olduğu görülüyor.
Beşyılda ISBN verilen eser
sayısındaki artışeğilimi,
Türkiye'deki yayımcılık ve bilgi üretimi faaliyetlerinin gelişimi açısından da önemli bir gösterge olarak
değerlendiriliyor.
28 ülkede 35 kültür merkezi
Öte yandan ortak tarihi
geçmişimiz bulunan ülkeler başta
olmak üzere dünya ülkeleriyle
kültürel ilişkilerin geliştirilmesine
yönelik önemli adımlar da atılıyor.
2009 yılında faaliyetlerine başlayan
Yunus Emre Enstitüsü, 2014 yılı itibariyle 28 ülkede 35 kültür merkeziyle hizmet veriyor. (AA)
sonra… Hasret, mutluluk ve huzurun ilk
gayrı her şeye lâl oldu gönlüm ve
basamağıymış anladım ve şikâyetçi değilim artık
dilim.
MEHMET NURİ
ondan. Vuslat; sonsuzluğa gerilen bir örümcek
Gecemde parlayan yıldızsın;
PARMAKSIZ
günümü ışıtan güneş… ve kalbim- ağıymış herkesin göremediği…
Ey Sevgili… Aşk denizinde şükür ve tevekkülle
sin yüzünle aynalarda gülümseyen.
Ben aşka ulaşmakla mutluluk
yol almayı ben senden öğrendim… şükrün,
sarhoşu olan ve sevdanla çıldırmış
şükrümü büyüttü; tevekkülün teslimiyetimi...
bir âşığım artık.
Fırtına ya da bora da çıksa artık deryanda, şükür
BENCİLEYİN
Derin bilinen deryalardan daha
kayığım ve tevekkül küreklerimle yol alacağım vusSÖZLER
derin senin derinliğin… Ateşinin
lata bundan sonra...
içindeki kor bilinmezler ülkesinden
Hedefim belli artık; sonucum belli… Sonlu olanı
lakin serinliğin de benzersiz senin.
öldürdüm içimde lakin sonsuz olana iştiyakım daha
Adını zikreden dudaklarım ismi- da arttı sonuçta... Biliyorum sevmekle açılır kapılar
ni her söyleyişte yeniden râm oluy- ve şükürle yakın olur uzaklar. İşte bu yüzden
or aşkına… Gözlerim seni
Rabbimi de, seni de çok seviyorum yâr...
ÇOK’LAR AZ OLDU SENLE AZ’LAR ÇOK… gördüğünden beri âmâ…
Şu an bilsen hâlimi şaşarsın sevgili… Bir uçurtEy Sevgili! Eğer bir gün sana
ma gibi hissediyorum kendimi; rüzgârım sensin...
Yaşadığımız dünya bir rüya... Ben gerçeğe bu
verdiğim sözü bile unutma ihtimalim geçerse
Seninle coştum ve hasret ırmağından şükür denizine
rüyanın en güzel tarafı ile yürüyorum şimdi; payıma kalbimden hiç düşünmeden as beni aşkın darağacıseninle vardım ben; seninle aktım...
düşen neyse razıyım ona... Beklemekse beklemek;
na; idamım ibret olsun aşkta yalan söyleyen
Seninle var'ım; sensiz yokluğa mahkûm hasret
susmaksa susmak; gülmekse gülmek; ağlamaksa
gönüllere… ama sen beni unutur veya sözünden
çeken çok’um… Çoklar az oldu senle; az'lar çok...
ağlamak…
vazgeçecek olursan, aşka boynumu eğerim bir daha ve öyle hissediyorum ki aşkta senin tarifin yok...
Ölmeden kaç defa ölür bir insan... Ben bunu
kaldırmamasıya; susarım, küserim dünyaya ve
Sonsuzluğum dediğim yâr; sahibimsin işte; hâkimtecrübe ediyorum şimdi. Bir sayısı var mı bilemem; ukbaya; sonrada senin olan gözlerimi dağlar, rûhuimsin... Sensin beni güzelleştiren diyar...
lakin bildiğim sonsuzluğa ulaşmak için ölmekten de mu da asarım mahşerin giriş
korkmuyorum; razı olmanın tüm sorumluluğunu
kapısına...
GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ
hissediyorum iliklerimde...
Ömrüme Allah’ın izniyle sonÖmrüme açan ve solmayacak olan en güzel
suzluk olarak işlenmiş yârim...
Hasret vurdu mu ruhum oluyor darmadağın,
çiçeksin yâr… Seninle nefes alıyorum ben ve de
Varlığım, aşkınla şen; ruhum
senin nefesinde yaşamak bilsen ne güzel; düşten de
ruhunla mutlu. Beni ne kadar
Sözümde duracağım vebali var adağın.
güzel...
seveceksin dersen vereceğim
Ferhat azimle kazdı aldı mükâfatını,
Yüreğime ve ömrüme yazılmış ismini silecek bir cevap, ruhumun ömrü kadar…
silgi yok dünya üzerinde… Kâinat ikimizin
Aşk seninle güzel… Beni
Hakkından geleceğim vuslata engel dağın.
etrafınızda döner bir hâl aldı kalbim için... Senden
güzelleştiren de sensin Rabbimden
YAŞAM-ÇEVRE
BULMACA
8 Kasım 2014 Cumartesi
Muharrem ayında
aşure bereketi
Hicri takvimin ilk ayı olan ve Müslümanlar için kutsal kabul edilen
Muharrem ayında ön plana çıkan aşure geleneği devam ediyor.
İSTANBUL - Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan ayrı bir önem taşıyan Muharrem ayında, bereketin,
dostluğun ve paylaşımın simgesi olan aşure, hemen her
evde sofralarda yerini alıyor. Bu ayda evlerde hazırlanan
aşurenin yanı sıra bazı iş yerleri de çeşitli kampanyalarla
aşureyi müşterilerinin beğenisine sunuyor.
Faruk Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Muharrem ayında yapılan
aşurenin güzel bir gelenek olduğunu ve bu lezzetin
İslamiyet'ten önce de bilindiğini söyledi.
Güllü, "Sonrasında da Hz. Hüseyin'in şehit edilmesiyle de
üzüntülü bir güne ama sonunda da birlik ve beraberliğin tüm
dünyaya yapılması adına güzel bir geleneğimiz. Biz de firma
olarak aşurenin daha çok yaygınlaşması, birlik ve beraberliğin, kardeşliğin, hediyeleşmenin daha verimli hale gelmesi
ve özellikle gençlerimizin bunu çok iyi bilmesi adına
mağazalarımızda 10 günlük kampanya yapıyoruz. İnsanlara
bugünün özelliğini anlatıp, aşurenin dağıtılması ve bereketinin tüm toplumumuza yayılması için bir çalışmamız var"
diye konuştu.
Aşurenin yapılmasının püf noktaları
Aşure yapılmasında kendilerine özgü püf noktalar
olduğunu anlatan Güllü, ev kadınlarının daha kolay kıvam
tutturmaları için önerilerde bulundu.
Güllü, bütün malzemelerin her evde bulunamayabileceğini ancak aşurenin temel ana maddelerinin kullanılması
gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Aşure malzemeleri bölgelere göre farklılıklar da gösterebilir. Aşurenin en temel maddeleri buğday, fasulye ve nohut.
Tabii o dönemdeki tatlandırıcılar ya bal ya da pekmez
olmuş. Ancak biz şeker kullanacağız. Yine içine kuru üzüm,
kuru kayısı ve kuş üzümü dediğimiz siyah üzüm, aşureyi
tamamlayan malzemelerdir. Vatandaşlarımız evlerindeki misafire göre, keselerinin bolluğuna ve dağıtmak istedikleri yere
göre artırabilirler."
"Şekerin kaynatılırken katılaşması için sulandırılmış pirinç
unu kullanılabilir"
Güllü, aşure yapımında 5 bardak su, 3 bardak şekerin
yanı sıra, 1 su bardağı buğday, birer buçuk su bardağı da
nohut ve fasulye kullanılabileceğini vurgulayarak, diğer
malzemeleri şöyle sıraladı:
"Yine ölçekleri ve kendi tercihlerine bağlı olmak üzere,
yarımşar çay bardağı kuru kayısı, kuru incir, fındık ve kuş
üzümü kullanılabilir. Aşurenin tadını çok değiştirmemek
adına çok az da kuş üzümü kullanıyoruz. Şekerin kaynatılırken katılaşması adına nişasta kullanılıyor. Ancak biz
bunu çok tercih etmiyoruz. Pirinç ununu sulandırarak kullanmalarını istiyoruz. Tencereye ilk önce suyu koyuyoruz.
Ardından içerisine şeker ilave edip eritiyoruz. Daha sonra
tencereye önce kuru meyveleri koyuyoruz. Bu işlem,
meyvelerin daha iyi açılması, tadını ve lezzetini karışıma
geçirsin diye yapılıyor."
Kurubakliyatların ayrı tencerelerde haşlanıp ya da bir
gece önceden ıslatıp yumuşatılmasını önerdiklerini ifade
eden Güllü, şöyle devam etti:
"Böyle yapılırsa daha kıvamlı ve güzel sonuç alırlar.
Ardından kurubakliyatı tencereye ilave ediyoruz. Malzemeler
kaynamaya devam edecek biraz içini çektikten sonra da
diğer kuru meyvelerden daha yumuşak olanları içine ilave
edeceğiz. Son olarak da tencere pirinç sübyesini koyulaşması adına tencereye yavaş yavaş aktaracağız. Karışımın
koyulaşması için pirinç unu kullanılacaksa ayrı bir kapta çok
az suyla karıştırılıp miks haline getirilmeli. Eğer pirinç unu
direkt eklenirse karışım topaklanır ve dağılmaz. Yaklaşık 45
dakika, 1 saat arasında pişirme süremiz olacak. Kaselere
aldıktan sonra evde bulunan ürünlerle doğru orantılı olarak
süslemesini yapacağız ve misafirimize ikram edip dua
kazanacağız." (AA)
“Pastırma Ayazı” 12 gün sürecek
İSTANBUL - Meteoroloji Mühendisleri Odası 2.
Başkanı Ahmet Köse, halk arasında "Pastırma Yazı"
olarak bilinen sıcaklıkların başladığını ve 12 gün süreceğini söyledi.
Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Pastırma
Yazı"nın, ekim ayının son haftasıyla kasımın ortalarında
yaşandığını, esas isminin ise "Pastırma Ayazı" olduğunu
vurguladı.
Bu mevsimde gündüzlerin sıcak, geceleri ise ayaz
olduğunu ifade eden Köse, ayazın etkisiyle sıcaklığın
özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde sıfır derecenin altına
düştüğünü belirtti.
Pastırma sıcaklarının dün itabarıyla başladığını anlatan
Köse, şöyle devam etti:
"Atalarımız yaklaşık 400 yıl önce seyahatlere, heybelerinde bozulmasın diye kurutulmuş etlerle çıkmışlar.
Ayazlı havadan dolayı bu mevsimde kuruttukları et çok
lezzetli olduğu için ismi 'Pastırma Ayazı' demişler. Ama
biz 'Pastırma Yazı' diyoruz. Aslında 'Pastırma Ayazı'ndan
geliyor. Sebebi de şu; yazı anımsatan günler yaşanıyor.
Gündüzleri oldukça güneşli, sabah ilk saatlerde sis ve pus
hadisesi gözüküyor. Bu tarz havaların belirgin özelliğidir.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Rüzgar hafif, insanları rahatsız etmiyor. Bu da ekim ayının
sonu ile kasımın ortaları arasında görülüyor. Bazen yılda
bir defa da oluşabilir. Üç gün yaşanıyor, arada bir iki gün
hava tekrardan bozuyor, sonrasında bir 10 gün daha
yaşanabiliyor. Bu sene de 'Pastırma Yazı'na dün itibarıyla
başladık, 12 gün sürecek."
İstanbul'da hava sıcaklığnın 20 dereceye kadar yükseleceğini ifade eden Köse, bu dönemden sonra sıcaklığın
azalacağını dile getirdi.
"Antalya ile Anamur arasında hortum oluşma riski
devam ediyor"
Türkiye'nin adım adım kışa yaklaştığını, bu yıl El
Nino'nun etkisiyle bol yağış görüldüğünü anımsatan
Köse, "Hortumlar gördük yurdumuzun birçok noktasında.
Hala görmeye devam ediyoruz. Akdeniz'de, özellikle
Antalya ile Anamur arasında hortum oluşma riski devam
ediyor" diye konuştu.
Bu yıl hortumun sık görülmesinin sebebinin El
Nino'nun tetiklemesiyle deniz suyunun sıcaklığının yükselmesi olduğunu söyleyen Köse, Karadeniz'de bile deniz
suyu sıcaklığının 28 dereceye kadar çıktığına işaret etti.
(AA)
10
BULMACA
Soldan sağa:
1.Kesilen hayvanın iç organları ile baş ve ayakları. – Berilyumun simgesi. 2.
Öncecilik. 3. İnce yapılı. – Satrançta bir taş. 4. Gerçekleştirilmesi zamana
bağlı istek. – Başarısız olmuş kimse. 5. Tanrı. – Ağzı geniş, tek kulplu su
kabı. 6. ERSİN ……. ( Ünlü fotoğraf sanatçısı ). – Ensiz. 7. Samsun ilinin bir
ilçesi. – Uzaklık anlatır. 8. Bezekçilikte kullanılan yeşil ve pembe dalgalı
sedef. – Çölde esen rüzgâr. 9. İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü. 10.
Yanıcı, renksiz, az kokulu bir karbon ve hidrojen birleşimi. 11. Top biçiminde
toplanmış saç. – Güzel, hoş, sevimli. 12. Bir işte emir verme yetkisi olan
kimse. – Taze olmayan. 13. Dilenciye verilir. – Arapçada birinci tekil şahıs,
ben. 14. Bir göz rengi. – Yumurtanın bir bölümü. 15. Erkek veya dişi üreme
hücresi. – Tokat ilinin bir ilçesi. 16. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım
Fonunun kısaltması. – Madeni ip. 17. Soru sözü. – İyilik, ihsan, lütuf. 18.
Yılan. – Evcil bir geyik türü. 19. At tüyünün rengi. – Yağı alınmış sütten
yapılan peynir. 20. Birim. – Tahılın tarladaki adı.
Yukarıdan aşağıya:
1.Üç boyutlu sinema tekniği. – Eski Türklerde kutsal hekim. – Tavlada bir
sayı. 2. Sermaye, kapital. – Romanya’nın plaka işareti. – Kalça kemiği. – Dağ
lalesi. 3. Arıların kovan deliğini kapamak için kullandıkları sarı ve yumuşak
madde. – Salgın hastalık. – Bir anda oluveren, apansız. 4. Soylu. – Süngü gibi
tüfeğe takılan ve belde taşınan bir tür uzun bıçak. – Eski dilde sevap. 5. Ruh.
– Yerkabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su
kütlesi. – Bir kumaş türü. – Bir cetvel türü. 6. Tembel hayvan. – Kökten, köktenci. – Tatlı bir besin. – Kemirgen bir hayvan. 7. Alacak, borç. – Çalgıç,
mızrap. – Gerekenden eksik. – At, aslan gibi hayvanların ensesindeki uzun
tüyler. 8. Posta sürücüsü. – Bir zaman birimi. –
Piston. 9. Para ile alınan, konser, sinema, tiyatro
gibi yerlere girme, ulaşım araçlarına binme veya bir
ÇÖZÜMÜ
talih oyununa katılma imkânını veren belge. – Bir
BUGÜN
halk sazı. – Küçük kanal. – Bir nota. 10. Batı Anadolu
köy yiğidi, zeybek. – Rus Kazaklarda başkan. – İnhisar, 11. SAYFADA
monopol. – Japonya’nın para birimi.
Hazırlayan: Ercan BostaNCıoĞlu
9
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof. Dr. Nurullah Çetin
[email protected]
TÜRKLÜK DÜŞMANI İSLAMCILARIN ŞAPA
OTURDUĞU BEYANINDADIR.
Son günlerde Batının Türk düşmanlı- nerin 1908’deki şu sözlerinde açıkça
ğına dayalı Nasyonalist projelerinin
görebilirler. Tabii “gözleri var görmezyerli uygulama memuru olan dahilî
ler, kulakları var duymazlar” kümesinbedhahlar, İslamcılık adına Türk düşden değillerse. James L. Barton adlı bu
manlığını temel politikaları haline getir- misyoner anlarında şöyle diyor:
diler ve söylemlerinin merkezine oturt“İmparatorluk içinde sadece tek bir
tular. Bunlara göre “Türklük ırkçılıktır,
birleştirici güç vardır ve o da İslam’dır.
etnik bir grup adıdır. Türkiye’de 36 ayrı Geldikleri ırka bakmaksızın İslam’ı
etnik grup vardır, Türkler de bunlardan benimsemiş herkes yönetici kesimin
biridir.
aslî bir unsuru haline gelir. Böylece
derhal Türkçe ya da Arapça’yı kullanDolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, millî bir Türk devleti olmaktan maya başlar ve Türk olarak anılmaya
başlar.” (s.38)
çıkarılmalı, Türklük yok edilmeli, devYine bir Haçlı-Siyon projesi olan
let, kozmopolit bir yapı içinde 36
millî Türk Devletini yok edip “Yeni
kavim çorbasına döndürülmelidir.”
Türkiye” inşa etme işinin bir boyutu da
Halbuki Türklük, tarih boyunca önce
bir kavim adıyken, zamanla bir millet adı Türk milletine Türk dememek,
Türkiye’yi Türksüzleştirmek, Türk milhaline gelmiştir. Bu bağlamda
Müslüman olan herkese Türk denilmiştir. letini yok saymak için hep Osmanlıyı
gündeme getirmeleri, Osmanlıyı örnek
En eski Batı kaynaklarında bile
olarak göstermeleridir.
Türklükle Müslümanlığın eşdeğerde
Bu işbirlikçi taşeronlara göre
olduğu, Türk deyince Müslüman anlaOsmanlı Devleti Türk devleti değil,
şıldığı yani Türklüğün bir ırk ve etnik
kozmopolit bir kalabalık güruhun devköken aidiyeti olmaktan çıkıp sosyolojik anlamda bir üst toplumsal yapı olan leti imiş. Osmanlıda Türk yokmuş,
Osmanlı vatandaşları ve Osmanlı
millet adı olduğu açıkça tarihî bir gerDevleti varmış. Herkes Osmanlı imiş,
çekliktir. Bu meseleye bir örnek verTürk mürk değilmiş, “Türk” lafı hatta
mek istiyorum.
Türkiye’de uzun süre bulunmuş batılı “Türkiye” adı sonradan; Cumhuriyetten
sonra çıkmış filan. Dolayısıyla şimdi de
bir misyonerin 1908 yılında basılan bir
Türk demezsek Osmanlı gibi olabilireserinde , Türklükle Müslümanlığın
mişiz ve barışı sağlayabilirmişiz.
aynı şey olduğu açıkça belirtiliyor.
Bunlar tabii cehaletten öte bir ihaneYazar, kitabının bir yerinde “Türkler”
tin yansımaları. Türk’ün milliyetini,
alt başlıklı bölümde şunları yazıyor:
Türklük ruh ve şuurunu yok etmek için
“Türkiye’de Türk kelimesi
emperyalist batının talimatları ile piyaMüslümanları tarif etmek için kullanılır. İslam’ı kabul eden bir Rum’a derhal saya sürülmüş, PKK zihniyetine dayalı
bir Kürtçülüğü hâkim kılmak için üreTürk denilir. Ve ondan da “kendini
tilmiş bir projenin yansımasıdır.
Türkleştirdi” şeklinde söz edilir.
Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşSıradan kullanımında Türkiye’de bu
larımızın kimlik adı olan “Türk millekelime sadece dinî bir inancı işaret
ti”ni, devletimizin adı olan “Türk
eder. Bu noktada Muhammedî (Hz.
Devleti”ni anayasadan ve diğer bütün
Muhammed’in dinine mensup olanlar)
kurumlardan silmek için Osmanlı
kelimesini kullanmak yerine, konunun
Devleti’ni referans olarak alanlar şapa
bu kısmını Türkler başlığı altında
otururlar. Zira yukarıda sözünü ettiğideğerlendireceğiz. Böylece dinî ve
miz batılı misyonerin 1908 yılında
millî paralelliği bozmamış olacağız.
basılan bu eserinde Osmanlı Devleti bir
Türkiye’nin Türkleri, bu topraklarda
“Türk İmparatorluğu“ olarak anılır.
yaşamış ve İslam’ı kabul etmiş her ırkı
Eser boyunca misyoner, hep böyle
içerir. Farklı ırkların insanları İslam’ı
der. Mesela: “Türk İmparatorluğu’nun
benimserken derhal Muhammedî kitmevcut sınırları şöyle ifade edilebilir.
leyle karşılaşır ve büyük ölçüde devleAvrupa’da Makedonya, batıda
tin ve dinin aşıladığı ortak geleneklerle
Yunanistan’a uzanan, kuzeyde
bu kitleyle birleşir. Bu asimile olmuş
ırklar arasında evlilikler vardır. Bu yüz- Sırbistan, Bulgaristan ve Edirne’yi içeden, ırkların karışımdan uzak tutulduğu ren topraklar, doğuda Rusya ve İran’a
kadar bütün Küçük Asya, Suriye ve
Arabistan hariç, Türkler arasında açık
Arabistan, Afrika’daki iki küçük bölge
bir ırk tipi bulmak güçtür.” (s.60-61)
ve Akdeniz’deki birkaç küçük ada.
Şimdi bu ifadeler, Türklükle
Türkiye’nin direkt hâkimiyeti altında
Müslümanlığın bir olduğunu açıkça
ortaya koyuyor. Bugün Türk düşmanlı- bulunan bölgenin büyüklüğü ve bu bölğına dayalı Kürt ırkçılığı yapan İslamcı gedeki nüfus şöyledir:” (s.8)
Bu ifadelerde batılı bir misyonerin
görünümlü; ama aslında Haçlı-Siyon
bile Osmanlı Devleti’nin bir “Türk
batı emperyalizminin yerli işbirlikçi
İmparatorluğu”, hatta ülkenin adının da
taşeronları, ısrarla Türklüğü etnik bir
“Türkiye” olduğu açıkça belirtiliyor.
grup seviyesine indirgemeye ve Türk
Dolayısıyla Osmanlıda Türk sözü
millet birliğini 36 etnik gruba bölüp
yoktu, herkese Osmanlı deniyordu, o
parçalamaya ve Türkiye’yi kavimler
yüzden barış ve kardeşlik vardı. Şimdi
kargaşasına sürüklemeye, Türk adını
de Türk demezsek barış ve kardeşlik
silmeye çalışıyorlar.
gelir safsataları tamamen Türk’ü silmeTürklüğü İslam dışı bir şey olarak
ye dönük manevralardır. Türk milleti,
gösterip her türlü milliyetçiliği ve bu
kendi üzerinde oynanan oyunları fark
arada Türk milliyetçiliğini; hatta din
milliyetçiliğini yani bu kapsamda İslam etme feraset ve basiretine sahiptir.
İslamcı görünümlü ama ne idüğü bizim
milliyetçiliğini de ayakları altına alan
tarafımızdan bilinen uyanık “Türkiyeli”
Türkiyeli siyasetçiler, Müslümanlıkla
Türklüğün Osmanlı Devleti’nde en eski siyaset esnafı, Türk milletinin adını da
kendini de Allah’ın izniyle yok edemedevirlerden son zamanlara kadar nasıl
yecektir. Biz sadece sabırlıyız.
özdeş iki kavram olduğunu; bu misyo-
Bakanlıktan "katı yakıt" uyarısı
ANKARA - Çevre ve Şehircilik
Bakanı İdris Güllüce, ısınma amaçlı
kullanılan yakma tesislerinden kaynaklı, is, duman, toz, gaz, buhar ve
aerosol halinde dış havaya atılan kirleticilerin hava kalitesi üzerindeki
olumsuz etkilerini azaltacaklarını bildirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, katı
yakıtların kullanımı ve bunların denetimine ilişkin uyarılarda bulundu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya
göre, özellikle ısınma amaçlı katı
yakıtların özellikleri ile üretimi, torbalanması, dağıtımı, satışı ve bunların
kullanıldığı yakma tesisleriyle ilgili
esaslar Çevre ve Şehircilik
Bakanlığınca belirleniyor.
Isınma amaçlı tüm katı yakıtlar,
vatandaşın kullanımına sunulmadan
önce, Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüklerince standartlara uygun
numune alınmasının ardından
Bakanlıkça yetkilendirilen laboratuvarlarda analiz ettiriliyor.
İthalatçılar ve yerli üreticiler,
kömürün üretiminden tüketimine
kadar tüm işlemlerden sorumlu tutuluyor. Isınmada kullanılan ithal ve
yerli, briket ve belde ile köyler için
özellikleri belirlenen kömürlerin torbalanarak satışa sunulması gerekiyor.
Isınma amaçlı yakıtların denetimi,
katı yakıtın üretildiği, torbalandığı,
depolandığı, taşındığı ve satışının
yapıldığı yerlerde rutin olarak veya
şikayet üzerine, Çevre ve Şehircilik İl
müdürlükleri ya da yetki devri yapılan
belediyelerce gerçekleştiriliyor.
Mineral yağ, araba plastiği parçası, tezek, kablo, ıslak ve boyalı odun,
plastik, ev eşyası ve yemek artıkları
gibi evsel atıklar, tıbbi atıklar, asfalt ve
boya ise ısınmada kullanılması yasak
maddeler arasında yer alıyor.
Sobaların ise şu şekilde kurulması
gerekiyor:
"Soba, tahta ve boyalı kısımlara
zarar vermeyecek şekilde, altına
metal kaplı tabla, mermer veya benzeri malzeme konularak kurulmalı.
Zorunlu olmadıkça iki dirsekten fazla
kullanılmamalı. Soba boruları birleştirilirken baca gazı sızdırmazlığı sağlanmalı. Soba bağlanmadan önce bacanın çekişi kontrol edilmeli. Soba borusu bacaya fazla sokulmamalı.
Bacalara, yabancı maddelerin girmesini engellemek için başlık takılmalı.
Soba boruları ve bacalar temizlenmeli. Mutlaka baca başlığı kullanılmalı."
Kömür yakılırken dikkat edilmesi
gereken unsurlar ise şöyle:
"Sobaya üçte iki yakıt doldurulmalı. Soba mutlaka üstten tutuşturulmalı. Yanan kömürün üzerine ilave
kömür dökülmemeli. Üst bölümde
tam yanma gerçekleşip kömür kor
haline gelmeden alt ve üst hava alma
kapakları kapatılmamalı. Lodoslu
havalarda gece uyumadan soba söndürülmeli."
Kalorifer yakarken ise ehliyetli
ateşçi çalıştırılması, kömürün kalorifer
kazanında yastıklama yöntemiyle
yakılması önem taşıyor. Ayrıca kazanın, su sıcaklığı dış ortam sıcaklığına
göre ayarlanarak yakılması, geceleri
kazan uyutma sistemi uygulanması,
ısınma sezonu başlamadan önce
kalorifer sisteminin bakımının yaptırılması gerekiyor. (AA)
10
8 Kasım 2014 Cumartesi
ÖZEL GÜVENLİK HİZMETİ ALINACAKTIR
ADNAN ÖTÜKEN İL HALK KÜTÜPHANESİ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK
9 Kişi İle 12 Aylık Özel Güvenlik hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre
açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2014/146660
1-İdarenin
a) Adresi : Namık Kemal mahallesi Kumrular caddesi 3 Kızılay ÇANKAYA/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3124109006 - 3124109011
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı : Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi ve Bağlı Mehmet Akif Ersoy Edebiyat Müze
Kütüphanesinin hizmet binaları ve çevresinin 9 kişi ile 12 aylık Özel Güvenlik hizmet alımı işi
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer : Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü Kumrular Caddesi No:3 Kızılay ANKARA
c) Süresi: İşe başlama tarihi 01.01.2015, işin bitiş tarihi 31.12.2015
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Kumrular Caddesi No:3 Kızılay Çankaya ANKARA
b) Tarihi ve saati : 04.12.2014 - 10:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk
ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.3. İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler,
- 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun çerçevesinde alınmış Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet
İzin Belgesi
- 5188 Sayılı kanun ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte belirtilen şartların taşınması ve koruma ve güvenlik hizmeti verebilmek için Bakanlıklarca yetkili kılınmış valiliklerden alınmış Özel Güvenlik
Alarm İzleme Merkezi Kurma ve İşletme YeterlilikBelgesi ,
Özel Güvenlik Görevlilerinin 3. kişilere verecekleri zararların tazmini amacıyla, 5188 sayılı kanunun 21.
maddesi hükmü gereğince Hazine Müsteşarlığınca belirlenecek esas ve usullere göre, Türkiye de ilgili branşta çalışmaya yetkili sigorta şirketleri tarafından verilen ve sigorta şirketinin bağlı olduğu bölge müdürlüğü
tarafından teyit yazısı ile onaylanan ‘ ÖZEL GÜVENLİK MALİ SORUMLULUK SİGORTASI’ nı yaptıracağına dair sigorta şirketlerinden alınmış 9 kişi üzerinden 12 aylık proforma fatura veya teklif yazısı aslını
vermek zorundadır
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel
kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının
bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil
Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5 İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6 Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla
hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret
sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın
korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.2.1 Bankalardan temin edilecek belgeler:
Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki
kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir
banka referans mektubu,
Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir.
4.2.2. İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri:
a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya
bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini,
b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu
veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar,
Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde;
a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması,
b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması,
c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç
kriter birlikte aranır.
Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde,
son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.
Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç
defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla
ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya
da vergi dairesince onaylı olması gerekir.
4.2.3. İş hacmini gösteren belgeler:
a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu,
b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar,
Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir.
Toplam cironun teklif edilen bedelin %25'inden , taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının
veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %15'inden az olmaması gerekir. Bu kriterlerden
herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir.
Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki
yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin
% 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler
veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1. Yurt Binası, Hastane Okul, Otel, Resmi Kurum ve Kuruluşlarında yapılan Özel Güvenlik Hizmetleri
benzer iş olarak kabul edilecektir. Bu işler ayrı ayrı kabul edilecektir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Derfterdarlığı
Muhasebe Müdürlüğü adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak
indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi İdari Kat Muhasebe Bölümü adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle,
her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam
bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat
vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Atmış) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir.
Basın - 14552 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
EKMEKLİK UN ALIMI
SİNCAN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU İŞYURDU DİĞER ÖZEL
BÜTÇELİ KURULUŞLAR CEZA VE İNFAZ KURUMLARI İLE
TUTUKEVLERİ İŞ YURTLARI KURUMU
EKMEKLİK UN ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale
usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2014/146497
1-İdarenin
a) Adresi : ADALET MAHALLESI CEZA INFAZ KURUMLARI KAMPÜSÜ YENİKENT
SİNCAN/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3125895022 - 3122540008
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu malın
a) Niteliği, türü ve miktarı : Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde bulunan fırın biriminde kullanılmak üzere 50 KG'lık olmak üzere 450.000 KG ekmeklik un alımı
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Teslim yeri : Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Fırın birimi ambar depoları
c) Teslim tarihi : Malların teslimi sözleşme imzalanması müteakip başlayıp İdare ihtiyacı kadar malı 5 gün
önceden yükleniciye bildirmek suretiyle 30/06/2014 tarihine kadar isteyecektir. Yüklenici idarenin talep
ettiği malları belirtilen günde mal teslim yerine teslim etmek zorundadır
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Ziyaret kabul Kafeterya Adalet Mahallesi Ceza İnfaz
Kurumları Kampüsü Yenikent Sincan/ANKARA
b) Tarihi ve saati : 01.12.2014 - 14:00
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası
belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine
göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir
belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi
Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel
kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili
Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.
4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından
fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali
müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen
ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge,
standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen
bedelin % 25 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren
belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1. Her türlü un taahhüdü benzer iş olarak kabul edilecektir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Sincan Açık Ceza
İnfaz Kurumu Tahakkuk Birimi adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Adalet Mah. Ceza İnf. Kur.
Kampüsü Yenikent Sincan/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü
posta vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim
fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
Basın - 14561 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
GATA KLIĞI 4(DÖRT) KALEM TIBBİ CİHAZIN YILLIK BAKIM,
ONARIM VE KALİBRASYONU
GATA K.LIĞI MİLLİ SEVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY
BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK
GATA KLIĞI 4(DÖRT) KALEM TIBBİ CİHAZIN YILLIK BAKIM, ONARIM VE KALİBRASYONU
hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:
İhale Kayıt Numarası : 2014/142997
1-İdarenin
a) Adresi : GN.DR.TEVFİK SAĞLAM CD. 06010 ETLİK KEÇİÖREN/ANKARA
b) Telefon ve faks numarası : 3123042421 - 3123042250
c) Elektronik Posta Adresi : [email protected]
ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/
2-İhale konusu hizmetin
a) Niteliği, türü ve miktarı :
GATA K.LIĞI 4(DÖRT) KALEM TIBBİ CİHAZIN YILLIK BAKIM, ONARIM VE KALİBRASYONU
Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.
b) Yapılacağı yer : (1) ve (2)nci kalemler GATA K.lığı Radyoloji AD Bşk.lığında, (3 )ncü kalem GATA
K.lığı Radyasyon Onkolojisi AD Bşk.lığında, (4) ncü kalem ise GATA K.lığı Nükleer Tıp AD Bşk.lığında
yapılacaktır.
c) Süresi: İşe başlama tarihinden itibaren 365((ÜÇYÜZALTMIŞBEŞ) ) gündür
3- İhalenin
a) Yapılacağı yer : GATA K.lığı 2 Nolu İhale Komisyon Başkanlığı General Tevfik Sağlam Cad. Etlik /
ANKARA
b) Tarihi ve saati : 02.12.2014 - 09:30
4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler:
4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler:
4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi;
4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge,
4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu
gösterir belge,
4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri;
4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi,
4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel
kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret
Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,
4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.
4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat.
4.1.5. İhale konusu işin alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işlere ait listeyi, teklif eki olarak tekliflerine dahil edeceklerdir.
4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından
fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan
ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk
ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu
şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge,
4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.
4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:
4.3.1. İş deneyimini gösteren belgeler:
Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren
belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.
4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:
4.4.1. (1) ve (2) nci kalemler için Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme cihazlarının,
(3) nci kalem için Bilgisayarlı Tomografi veya Bilgisayarlı Tomografi Simülatör cihazlarının,
(4)ncü kalem için Gama Kamera cihazlarının bakım veya onarımı benzer iş olarak kabul edilecektir.
5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.
6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.
7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması:
7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Maliye Bakanlığı
GATA Saymanlık Müdürlüğü?ne şartname bedeli yatırılarak alınan makbuzu GATA K.lığı 2 Numaralı
İhale Komisyon Başkanlığına ibraz etmek şartı ile temin edilecektir adresinden satın alınabilir.
7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur.
8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar GATA K.lığı 2 Nolu İhale Komisyon Başkanlığı General Tevfik
Sağlam Cad. Etlik / ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta
vasıtasıyla da gönderilebilir.
9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan
toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.
Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir.
10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.
11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIŞ) takvim günüdür.
12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.
13.Diğer hususlar:
Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir.
Basın - 14550 (www.bik.gov.tr)
Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de
dış dünya
8 Kasım 2014 Cumartesi
"İsrail bölgeyi tehdit ediyor"
Filistin İslami Cihad Hareketi Siyasi Birim Üyesi ve Gazze Sorumlusu Muhammed el-Hindi, İsrail'in bölgeyi tamamen tehdit ettiğini ve
Türkiye'nin de İsrail tehdidi altında bulunduğunu belirtti.
İSTANBUL - Filistin İslami Cihad Hareketi
Siyasi Birim Üyesi ve Gazze Sorumlusu
Muhammed el-Hindi, İsrail'in bölgeyi tamamen tehdit ettiğini ve Türkiye'nin de İsrail
tehdidi altında bulunduğunu belirtti.
AA'ya konuşan Hindi, İsrail'in düzenlediği
son saldırıların çok ağır olduğunu ve
1948'den beri yaşananların hiçbirine benzemediğine dikkati çekerek, "Gazze
Şeridi'ndeki her bir ferdin payına yaklaşık 15
kilogram patlayıcı düşüyordu. Hastaneleri,
okulları, evleri, ambulansları dünyanın gözleri
önünde vurdular. Dünya televizyonlarının
çoğunda saldırılar canlı yayınlandı ancak
uluslararası toplum buna sessiz kaldı" dedi.
Uluslararası toplum nezdinde İsrail'in
"terör kurbanı" imajının bu savaşta değiştiğini vurgulayan Hindi, şu değerlendirmede
bulundu:
"İsrail'in yenilmez ordusu, savaş ahlakı,
yüksek teknoloji ürünü silahları var (!) Filistin
direniş örgütleri ise terörist ve sivillere karşı
güç kullanıyor. Son savaşta bu imaj değişti.
İsrail sivilleri, kadınları çocukları, evlerinde,
hastanelerde, okullarda vurdu. İsrail yüksek
teknoloji ürünü güdümlü silahlar kullanmasına rağmen yalnızca sivilleri vuruyor. İsrail'in
terörist dediği, IŞİD'e benzettiği Filistin direniş örgütlerinin ise basit güdümsüz, yerli
silahları yalnızca askerleri, çarpışma hattında
vuruyor. İsrail tarafının istatistiklerine göre
Gazze Şeridi'nde öldürülenlerin yüzde 86'sı
sivil. Yine onların verilerine göre 72 İsrailli
öldürüldü ve bunların sadece 3'ü sivil. Belki
de bu imajın değişmesi uluslararası kamuoyunun Filistin'in yanında yer almasını sağladı.
Amerika, Londra ve Paris'te gibi birçok batılı
başkentte büyük gösteriler yapıldı"
"İsrail ahlaki olarak başarısız oldu"
İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamını yok
edecek güce sahip olduğunu ancak savaşı
kaybettiğini söyleyen Hind, İsrail Başbakanı
Binyamin Netanyahu'nun savaşa yüzde 86
halk desteğiyle girdiğini ancak savaştan
yüzde 34 destekle çıkarak, ciddi düşüş yaşadığını kaydetti.
İslami Cihad ve Hamas'a bağlı milislerin
karadan tünelleri kullanarak İsrail askerlerinin
arkalarından çıkarak, görüntü kaydı bulunan
operasyonlar yaptığına değinen Hindi,
"Bütün dünya ceberrut ve yenilmezliğin sim-
gesi olan İsrail askerinin, operasyon sırasında ağlayarak yardım arayan görüntülerini
seyretti. İsrail buna karşı hiçbir şey yapamadı. İsrail Gazze'yi vurdu, yıktı ancak İsrail
askeri olarak bir şey elde edemedi" ifadelerini kullandı.
İsrail'in son savaşta her yönüyle başarısız
olduğunu savunan Hindi söyle konuştu:
"İstatistiklere göre, İsrail'in üçte biri ülkelerinden ayrılmak istiyor. İsrail askeri, siyasi
ve ahlaki olarak başarısız oldu. Askerlerinin
savaş ilkeleri olduğunu, etik bir savaş yürüten, sivilleri hedef almadıklarını söylüyorlardı.
Şimdi İsrail'in gerçek yüzü dünya kamuoyu
önünde açıldı. İsrail ordusunun şiddet, öldürme ve sınırsız terör üzerine kurulu katiler,
suçlulardan oluşan bir çete olduğu artık belli
oldu"
İsrail'in 1967'deki Savunma Bakanı Moşe
Dayan'ın "İsrail kuduz köpek gibi olmak
zorunda. Böylelikle bölgenin geri kalanı yanına yaklaşmaya korksun" sözüne atıfta bulunan Hindi, "İsrail fiili olarak kuduz köpek
gibiydi. Her yere saldırabiliyordu. Mısır'a,
Tunus'a, Irak'a, Lübnan'a, Sudan'a saldırdı.
Ancak İsrail bu defa korunmaya ihtiyaç
duydu. Hem de abluka altındaki küçük direniş gruplarına karşı" değerlendirmesinde
bulundu.
Filistin direniş gruplarının son saldırılarda
elde ettiği başarılara ilişkin konuşan Hindi,
Gazze'nin çevresinde bulunan İsrail'in kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan Yahudilerin
Çok sayıda Suriyeli mülteci, vatansızlık
riskiyle karşı karşıya"
CENEVRE - Birleşmiş Milletler
(BM) Mülteciler Yüksek Komiseri
Antonio Guterres, Suriye ve Irak'taki
krizin "vatansızlık" sorununu artırabileceğine dikkati çekerek "Çok sayıda
Suriyeli mülteci vatansızlık riskiyle
karşı karşıya" dedi.
BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen
basın toplantısında, BM Mülteciler
Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK)
hazırladığı "Vatansızlığı 10 Yılda
Bitirme" raporu hakkında konuşan BM
Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres,
küresel kampanya başlatarak herhangi
bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmayan milyonlarca kişinin "vatansızlık"
sorununu, 10 yılda çözmeyi amaçladıklarını söyledi.
Gutterres, "Dünyada vatandaşlığı
bulunmayan 10 milyon kişi var" dedi.
Listenin başındaki ülke Myanmar.
Ülkede vatandaşlığı bulunmayanlar
arasında üst sırada Rohingya
Müslümanları bulunuyor. Guterres,
"Myanmar'da 1 milyondan fazla kişinin, etnik kimlik ve dini nedenlerle
vatandaşlığı yok" ifadesini kullandı.
Listede Myanmar'ı, sırasıyla Fildişi
Sahili, Tayland, Litvanya, Estonya ve
Dominik Cumhuriyeti izliyor.
Guterres, 27 ülkede kadınların
çocuklarına vatandaşlıklarını erkeklerle
eşit düzeyde geçirmesine izin verilmediğini söyledi.
Öte yandan rapora göre, son 10
yılda, vatandaşlığı bulunmayan 4 milyon kişi, bir ülkenin vatandaşlık hakkını elde etti.
BM rakamlarına göre, Suriye'ye
komşu ülkelerde 3 milyondan fazla
Suriyeli mülteci var ve Suriye içinde
6,5 milyon yerinden edilmiş kişi bulunuyor.
Suriye ve Irak'taki krizin "vatansızlık" sorununu artırabileceğine dikkati
çeken Guterres, "Çok sayıda Suriyeli
mülteci vatansızlık riskiyle karşı karşıya" diye konuştu.
Guterres, "Suriye mülteci kamplarında 50 binden fazla çocuk dünyaya
geldi. Birçoğu, Suriyeli olarak kayda
alındı. Ama doğum sertifikası bulunmayan Suriyeli çocuklar ileriki yıllarda
vatandaşlık konusunda ciddi sorun
yaşayabilirler" uyarısında bulundu.
Lübnan ve Ürdün'deki mülteci
kamplarında kalan Suriyeli çocuklar
hakkında Guterres, "Biz Lübnan ve
Ürdün'deki Suriyeli çocukların vatandaşlık işlemlerinin iyileştirilmesi için
çalışmalar yapıyoruz" bilgisini verdi.
Guterres, "Komşu ülkelerde yeni
doğan Suriyeli mülteci çocukların
yüzde 70'i kayıt altında değil ve resmi
bir doğum belgeleri yok" dedi.
Filistinlilerin "vatansızlık" ile ilgili
istatistiklerde yer almama nedeni hakkında ise Guterres, "Çünkü oradaki
sorun biraz karışık ve özel bir durumu
var. Oradaki çözüm açık bir şekilde
politik bir çözüm olmalı. Umarım
Filistin sorunu çözülür" diye konuştu.
Kırım Tatarlarının da listede olduğunu ifade eden Guterres, "Kırım
Tatarlarının vatandaşlık hakkı elde
etmesi için daha önce büyük bir çalışma vardı. Büyük çoğunluğu Ukrayna
vatandaşlığı aldı" ifadesini kullandı.
AA muhabirinin BMMYK'dan aldığı
bilgiye göre, Sovyetler Birliği tarafından 1940'lı yıllarda Almanya,
Bulgaristan, Ermenistan ve
Yunanistan'a gönderilen 266 bin Kırım
Tatarı 1980'li yılların sonlarında Kırım'a
geri döndü ve birçoğu Ukrayna vatandaşlık haklarını kullanmaya devam etti.
Ukrayna hala Kırım'da yaşayanları
Ukrayna vatandaşı olarak kabul ediliyor.
BMMYK'ya göre,
Ocak 2014 verilerine
göre, Kırım'da yasal oturma izni
bulunmasına rağmen herhangi bir
vatandaşlığı olmayan 450'den fazla
kişi yaşıyor. (AA)
BERLİN - Almanya'da 8'i Türk 10
kişiyi öldüren ve bombalı saldırılar ile
soygunlar gerçekleştiren Neonazi terör
örgütü NSU'nun karanlık bağlantıları 3
yıldır çözülemiyor.
Köln'de terör örgütü NSU üyelerince 9 Haziran 2004'te düzenlenen bombalı saldırıda yaralananların avukatı
Adnan Menderes Erdal, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, NSU terör hücresinin 4 Kasım 2011'de ortaya çıkarılmasının ardından Başbakan Angela
Merkel'in her şeyin açıklığa kavuşacağı
sözünü verdiğini ancak bugüne kadar
bu sözün yerine getirilmediğini söyledi.
NSU davasının 1,5 yıldır devam ettiğini ancak 2000-2007 yıllarında işlenmiş cinayetlerin arka planının aydınlatılamadığını kaydeden Erdal, "NSU cinayetlerinin aydınlatılmasında bugüne
kadar ilerleme olmadı, bundan sonra
da olacağını pek tahmin etmiyorum.
Karamsarım. Olacağını da pek tahmin
etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Yalnızca 2 tutuklu sanığın yargılandığı NSU davasında zanlıların savcının
talep ettiği şekilde ceza alacağını tahmin ettiğini ancak terör örgütünün ve
cinayetlerin tüm boyutlarıyla aydınlatıla-
BEYRUT Hizbullah Genel
Sekreteri Hasan
Nasrallah,
"Ortadoğu'da yaşanan
savaş siyasidir, mezhebi
değil" dedi.
Nasrallah, Lübnan'ın
başkenti Beyrut'ta
düzenlenen "Aşurayı
ihya gecesinde" yaptığı
konuşmada,
Ortadoğu'da yaşanan
savaş ve krizlere ilişkin,
yaşananların Şii-Sünni çatışması olmadığını ve bölgedeki krizin yanlış
yorumlandığını belirtti.
Bölgede devam eden savaşın halkın kaderini ve geleceğini belirleyeceğini söyleyen Nasrallah, "Savaşımız Sünnilerle değil, herkesi yok
etmek, ezmek isteyen tekfirciler ve İsrail'ledir" diye konuştu.
Nasrallah ayrıca Sünnileri, "yaşananları idrak ederek dikkatli davranmaya" çağırdı.
Lübnan'ın kuzeyindeki Trablus kentinde ordu ile silahlı gruplar arasında çıkan ve onlarca kişinin ölümüne neden olan çatışmalara da değinen Nasrallah, "Bu musibeti Lübnan'ın başına saran esas etken, genel
olarak kuzeydekiler ve saygın İslam ekolü Ehli Sünnet mensubu siyasi
ve dini mercilerinin duruşudur" ifadesini kullandı. (AA)
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
2
3
4
bileceğini düşünmediğini belirten
Avukat Erdal, şöyle konuştu:
"Almanya devletinin bazı kurumları
NSU cinayetlerinin aydınlanmasını istemiyor. Mesela Anayasayı Koruma
Teşkilatı istemiyor. Almanya'nın politikacıları ve sorumlu kişileri ve kilit noktasında oturan kişileri aydınlanmasını
istemiyorlar. Başbakan Merkel'in verdiği sözün sonunda bir boş laf olarak
kalacağını düşünüyorum. Olan bitenden ders çıkarıldığını da düşünmüyorum."
NSU terör hücresi tarafından öldürülen Enver Şimşek'in ailesinin avukatı
Seda Başay Yıldız da iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın bazı
bilgileri sakladığını düşündüklerini vurgulayarak, gerçeklerin ortaya çıkabilmesi için Meclis'te yeni bir soruşturma
komisyonu kurulması gerektiğini kaydetti.
Geçen yasama döneminde çalışma
yapan NSU Araştırma Komisyonu'nu
önemli bulduklarını ancak bunun yetersiz olduğunu kaydeden Yıldız, "Bu
komisyondan sonra, son yıllarda birçok
yeni şey ortaya çıktı. Meclis'te yeniden
bir komisyon kurulması gerektiğini
düşünüyoruz. Çünkü ortaya çıkan bazı
şeyler, geçen dönemdeki komisyonun
çalışmalarının yetersiz olduğunu gösteriyor" dedi.
Meclis araştırma komisyonlarının
tüm devlet kurumlarından dosyaları
isteme ve ifade alma yetkisi bulunduğunu kaydeden Yıldız, "NSU ile ilgili iç
istihbarat teşkilatında yaşananlar
konusunda bugüne kadar sadece
yüzeysel bir araştırma yapıldı. Bunlarla
ilgili yeni bir araştırma komisyonu
kurulması gerekir. Vakit kaybedilmemeli. Zaman geçtikçe bazı şeylerin
açığa çıkarılması daha da zorlaşıyor"
şeklinde konuştu.
NSU cinayetlerinin aydınlatılması
konusunda verilen sözlerin tutulmasını
isteyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet cinayetlerin çözülmesi
için sonuna kadar gitme sözü verdi
ancak gidilmedi. Verilen sözler unutuldu. Hukuk devleti, şeffaflık sözleri
unutuldu. Bazı istihbarat çalışanlarının
mahkemeye gelip, bizim bunları söyleme yetkimiz yok demeleri, verilen sözlerin yerine getirilmediğini gösteriyor.
Bir hukuk devletinde, kimsenin kafasında soru işareti kalmamalı." (AA)
İlk kez bu savaşta İsrail'in bölgede müttefikleri olduğunu ve bazı Arap ülkelerinin
İsrail'in yanında yer aldığını gördüklerini ifade
etti. (AA)
Nasrallah: "Ortadoğu'da yaşanan
savaş siyasidir, mezhebi değil"
1
Terör örgütü NSU'nun karanlık bağlantıları çözülemiyor
gerilime alışkın olduğunu ve olaylarda hemen
sığınaklara kaçtıklarını aktararak, bu defa
roketlerin Tel Aviv'e, Hayfa'ya kadar ulaştığını ve İsrail'de hayatı felç ettiğini belirtti.
Hindi, "1948'den beri Araplar Tel Aviv'i
vurmaya hatta "yan gözle bakmaya" dahi
cesaret edemediler. Direniş örgütlerinin bu
kentteki Ben Gurion Havalimanı'nı hedef aldı.
İsrail'de sosyal hayat ve ekonomi felç oldu"
diye konuştu.
İsrail saldırılarının sonlandırması için yürütülen müzakere sürecine yönelik bazı bilgileri
paylaşan Hindi, "Türkiye ve Katar'ın arabulucu olması durumu vardı. Ancak biliyorsunuz
ki coğrafi koşullar nedeniyle Mısır'ı aşamayız. Sonra Mısır'ın arabulucu olması konusunda anlaşıldı. Ateşkes sağlandı ve bazı
konuların görüşülmesi ertelendi" dedi.
Ateşkesin ardından Gazze'ye liman yapılması, İsrail saldırılarında kullanılamaz hale
gelen havaalanının tamir edilmesi ve yine bu
ülkenin elindeki Filistinlilere ait cesetlerin
ailelerine teslim edilmesi gibi konuların bir
takvim içinde sonra müzakere edilmesine
karar verildiğini hatırlatan Hindi, ancak son
olarak Mısır'daki emniyet sorunu nedeniyle
27 Ekim'de yapılmasına karar verilen müzakerelerin 2 hafta ileri atıldığına işaret etti.
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
12
haber
8 Kasım 2014 Cumartesi
ARA-SIRA
Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, Hazine
Müsteşarlığı, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme
Kurumu (BDDK), Sermaye
Piyasası Kurumu (SPK),
Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası ve
Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'nun (TMSF) 2015 yılı
bütçelerinin görüşmeleri
sırasında milletvekillerinin
soru ve eleştirilerini
yanıtladı.
Nurullah AYDIN
[email protected]
SİNSİ-GİZLİ-HAİN PLAN İŞLİYOR
Babacan: Büyüme dönüşüme bağlı
TBMM - Türkiy e'nin, Orta Vadeli Program
(OVP) hazırlayabilen ender ülkelerden biri
olduğunu vurgulayan Babacan, G20
ülkelerinin birçoğunun program dahi yapamadığını, plan yapmakta güçlük çektiklerini
söyledi.
Babacan, OVP'ler yapılırken o günkü
dünya konjonktürü, Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktür ve ileriye doğru beklentilerin
dikkate alındığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Ama 1 sene sonra güncelleme vakti
geldiğinde dünya konjonktürü, bölgemizin
konjonktürü, Türkiye ile ilgili göstergeler
değişmiş olabiliyor. Her yıl OVP'lerin yenilenmesindeki gerekçe de bu. Kaldı ki yayınladığımız anda uluslararası kuruluşlarının,
piyasa analistlerinin tahminlerine bakın, yayınladığımız rakamlarla dışarıdan Türkiye'yi gözleyip, rapor yazan kuruluşların raporları
arasında çok büyük benzerlik, uyum vardır.
Bugüne kadar piyasa beklentilerinin çok
dışında, tamamen hayali bir program bugüne
kadar açıklamadık. Ama dünyanın, Avrupa'nın
büyümesiyle ilgili, Avrupa'daki enflasyonla
ilgili ne tahmin ediliyordu, ne gerçekleşiyor
diye baktığınızda özellikle 2008'den sonraki
dönemde tahmin yapmanın çok zor olduğu
bir dönemi dünyanın yaşadığını kabul etmek
durumundayız.
Bu programların kredibilitesinin yayımlandığı anda ne kadar gerçekçi, yayımlandığı
anda tahminler, hedeflerin ne kadar samimi
olduğuyla ölçülmesi lazım. Yola çıktığınızda,
uygulamaya başladığınızda başta yapılan
hesap kitapla, konjonktürle uygulama dönemindeki konjonktür oldukça değişmiş
olabiliyor. Bu büyüme, enflasyon rakamları
için geçerli. Şimdiye kadar bizim açıkladığımız
OVP'lerin tümü açıklandığı an itibarıyla
piyasalarda olumlu karşılanmıştır, gerçekçi,
samimi bulunmuştur ve içeriğine bakıldığında
Türkiye'nin ihtiyaçlarıyla örtüşen programlardır.
OVP'lerin rakamsal boyutlarının bazısı
hedeftir, bazısı tahmindir. Mesela enflasyona
kısa vadede konulan rakamlar, bu yıl, gelecek
yıl gibi rakamlar tahmindir ama 2016-2017'ye
gidildiğinde bunlar hedef niteliği taşır.
Büyümede de benzer bir durum vardır."
Türkiye'nin yüzde 4-5'lik büyüme rakamlarının gerekli yapısal reformların yapılacağı
varsayımına dayandığına dikkati çeken
Babacan, "Bugün Sayın Başbakanımızın açıkladığı 9 dönüşüm programı, daha sonra açıklayacağı ilave 16 dönüşüm programı eğer
uygulanırsa bu büyüme rakamları gerçekleşecektir. Bunların uygulanmaması senaryosunda
yüzde 4-5'lik büyüme rakamlarına ulaşmamız
zor olabilir" dedi.
Enflasyon hedeflerindeki sapmalara ilişkin
de değerlendirmelerde bulunan Babacan,
"Enflasyonla mücadeledeki kararlılığımız tam.
Yeni OVP'nin de temel hedeflerinden birinin
enflasyonu düşürmek olduğunu zaten açıkladı. Bu sadece Merkez Bankası'nın
çabalarıyla olabilecek bir şey değil. Farklı
alanlardaki politikalarımızı da mutlaka
enflasyona odaklanacak şekilde şekillendirmemiz gerekecek" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun madencilik sektörüne yönelik değerlendirmelerinin
bazı yayın organlarınca kamuoyuna eksik
aktarıldığını anlatan Babacan, madenciliğin
sanki Türkiye'deki bir faaliyet alanı olmaktan
çıkacağı yönündeki ifadelerin doğru
olmadığını, bu alandaki mevcut faaliyetlerin
yurtdışında da yürütülmesinin desteklenmesinin öngörüldüğünü söyledi. (AA)
Kılıçdaroğlu: Hipimiz ulusalcıyız
ABD: Mescid-i Aksa’daki
olaylar rahatsız edici
WASHINGTON - ABD Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Jen Psaki, İsrail askerlerinin Mescid-i
Aksa'ya baskıyla ilgili olarak, "Dün Mescid-i
Aksa'daki çatışmalar da özel kaygı yaratıyor,
caminin uğradığı hasara dair haberler derinden
rahatsız edici" dedi.
Psaki günlük basın toplantısında bir soru üzerine, "Doğu Kudüs'te bir kişinin aracını yayaların
üzerine sürmesi sonucu bir kişinin hayatını kaybettiği terörist saldırıyı kınadıklarını" belirterek, özellikle Tapınak Tepesi, Mescid-i Haram'daki çatışma
olmak üzere, Küdus genelinde artan tansiyondan
"ciddi kaygı duyduklarını" kaydetti.
- "Abbas uygun bir partner"
İsrailliler'in olaylarla ilgili Filistin Devlet Başkanı
Mahmud Abbas'ı suçladığının hatırlatılması üzerine
Psaki, iki tarafın da bu tür olayların kabul edilemez
olduğuna ve tansiyonu azaltma istekliliklerinin
bulunduğuna açıklık getirebileceği değerlendirmesinde bulundu.
El Fetih'in sosyal medyada paylaştığı mesajlara
dair sorular üzerine Psaki, şiddeti kışkırtıcı herşeyi
kınadıklarını bildirdi.
Psaki, İsrail Başbakanı Binyamin
Netanyahu'nun, Abbas'ı artık "uygun bir müzakere
partneri" olarak görmediğini söylediği hatırlatılıp,
ABD'nin düşüncesinin sorulması üzerine, kendilerinin Abbas'ı uygun bir partner olarak gördüklerini ifade etti.
Mescid-i Aksa'nın avlusuna dün yaklaşık 100
Yahudi'nin girişine izin verilmesinin ardından çıkan
olaylara müdahale eden İsrail askerlerinin
Filistinliler'e plastik mermiyle ateş edip, ses ve gaz
bombalarıyla müdahale etmesi sonucu 27 kişi
yaralanmıştı.
İsrail askerlerinin, olaylar sırasında 1967'den bu
yana ilk kez Mescid-i Aksa külliyesinin ana
mihrabının bulunduğu kubbenin altına kadar girdiği
öğrenildi. (AA)
İSTANBUL - CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, ulusalcılığı belli bir
kesimin tekeline vermek gibi bir lüksleri
olmadığını belirterek, "CHP bir kişinin
partisi değildir. CHP halkın partisidir. Hiç
bir koktuk hiç kimsenin de malı değildir.
Şu da bir gerçek, 'ağaç budandıkça
güçlenir'. O nedenle ufku dolanlar bizden
ayrılabilirler" dedi.
Kılıçdaroğlu, Halk TV'de canlı yayında
soruları yanıtladı. CHP Ankara Milletvekili
Emine Ülker Tarhan'ın partiden istifa
ettiği ve Eskişehir Milletvekili Süheyl
Batum'un ihraç talebiyle Yüksek Disiplin
de malı değildir. CHP'de çok sayıda
Kurulu'na sevk edildiği hatırlatılarak
genel başkan, çok sayıda milletvekili,
CHP'de ulusalcı kanadın tavsiye edilip
belediye başkanı gelip geçmiştir. CHP 91
edilmediğine ilişkin sorusu üzerine
yıldır
ayakta duran dünyanın dört parKılıçdaroğlu, ulusalcılığın kendisine ve
tisinden birisidir. Bu kadar köklü bir parCHP'lilere göre vatanseverlik olduğunu
tidir. Bu nedenle kişilere bağlı olarak
söyledi.
olayları
götürmek doğru değildir. Şu da
Vatanını, ülkesini ve insanını sevdiğini
bir
gerçek,
'ağaç budandıkça güçlenir'. O
belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
nedenle ufku dolanlar bizden ayrılabilirler.
"Dolayısıyla ulusalcılığı belli bir
Ama biz çağdaş uygarlık yolunda yolukesimin tekeline vermek gibi bir lükmuza
devam edeceğiz."
sümüz yok. Hepimiz ulusalcıyız, hepimiz
Süheyl
Batum'un açıklamaları
ülkemizi seviyoruz, çıkarlarını
nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk
savunuyoruz. Emine hanım partiden
edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bununayrıldı. yaptığı açıklamayı da biliyorum.
la
ilgili yorum yapmasının etik olarak da
Gazeteci arkadaşlar sorunca 'sağlık
doğru
olmayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu,
olsun' dedim. Çünkü CHP bir kişinin par"Çünkü Yüksek Disiplin Kurulu'nu
tisi değildir. CHP halkın partisidir. Kişi
etkileyebiliriz. Yüksek Disiplin Kurulu nasıl
olarak tanımlanacaksa CHP, Mustafa
karar
verecek, hep beraber bakacağız"
Kemal Atatürk'ün partisidir. Herkes bunu
dedi.
(AA)
böyle bilmeli. Hiçbir koltuk hiç kimsenin
MHP’den
benzetmeye
tepki
TBMM - MHP Trabzon Milletvekili
Koray Aydın, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun, MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli'nin Başbakan
Yardımcısı olduğu dönemde Marmara
depreminin yaşandığı bölgeye
gidemediğini söylemesine tepki
göstererek, "Siz daha maden ocağındaki
suyu tahliye etmekten acizken, asrın
felaketiyle karşılaştırma yapıyor, geriye
dönük hizmet yapanlara haksızlık ediyorsunuz" dedi. Aydın, Meclis'te eski bakanlar Yaşar Okuyan ve Hasan Gemici ile birlikte düzenlediği basın toplantısında,
Ermenek'teki maden kazasında
hükümetin ihmal, başarısızlık ve beceriksizliğinin belgelendiğini öne sürdü.
Hükümetin gündem değiştirme ve
geçmiş hükümetleri karalama yoluna gittiğini savunan Aydın, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun dönemin Başbakan
Yardımcısı MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli'nin, 17 Ağustos 1999 depreminde
bölgeye gidebilmek için günlerce beklediğini söylediğini anımsattı.
Marmara depreminin birinci gününden
itibaren bütün bakanların bölgeye gittiğini,
dönemin bakanları Okuyan ve Gemici'nin
aylarca bölgede kaldığını ve çalışmaları
koordine ettiğini anlatan Aydın, "Enerji
Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı
Faruk Çelik'in madenin başında acizlik
kokan açıklamalarını dinliyoruz. Marmara
depreminde bakanlar yaptıklarını lütuf gibi
değil, özveri ve sorumluluk anlayışıyla ve
hoşgörüyle yaptılar" diye konuştu.
Aydın, depremden sonra sözlerini tuttukları gibi 30 Kasım 1999'da prefabrik
konutları yaptıklarını, Bahçeli'nin 18 ay
sonra Bolu'da kalıcı konutların anahtarlarını teslim ettiğini belirterek, "Sayın
Bahçeli sizin gibi şov yapmadı, laf
üretmedi, sizin gibi algı operasyonu yapmadı. Örnek devlet adamının yapması
gerekeni yaptı. Siz daha maden ocağındaki suyu tahliye etmekten acizken, asrın
felaketiyle karşılaştırma yapıyor, geriye
dönük hizmet yapanlara haksızlık ediyorsunuz" dedi. (AA)
Çatışmacı-kavgacı, ötekileştirmeci gizli- sinsi-hain plan uygulamadadır.
Türkiye içerde ve dışarda tam bir psikolojik örtülü savaş arenasıdır.
Irki, dini, etnik, mezhep aidiyeti öne çıkartılarak, ortak doku
parçalanmaya başlamıştır.
Yalan yanlış bilgilerle, insanlar aldatılıyor, kandırılıyor, yönlendiriliyor.
Gündem değiştiriliyor
Toplumun ortak milli ve manevi değerlerini altüst ediyorlar.
Barış, kardeşlik nutukları atıyorlar, toplumu bölüyorlar, kin
nefret tohumlarını yeşertiyorlar.
Pişkinlikle ahlaksızca şerefsizce yalan söylüyorlar.
Çağdaş dünya gerçekliğine karşın, her konuda ortaçağ Arap
dönemi kişi ve olaylarını referans alıyorlar.
Onlar kim mi?
Sinsi planın uygulamasında; önce Türkiye’de milli devlet
algısını, Türk Milleti anlayışını, bağımsızlık düşüncesini tersyüz
edecek siyasetçi, gazeteci, akademisyen, sivil toplum temsilcileri,
kirli ve karanlık merkezlerde yetiştirildiler.
Avrupalıların silahla bir türlü ele geçiremedikleri Anadolu
toprakları, silahsız işgalle ele geçirilmiş bulunuyor. Yer altı ve
yerüstü kaynakları, yabancılarca ele geçirilmiştir.
Aydınlar, akademisyenler, gazeteciler; yabancı ülkelerin
sözcülüğüne soyunmuşlar, zihin kirliliğinde araç haline gelmiştir.
Beyinler işgal edilerek etkili ve yetkili olunmuştur.
Ne yazık ki saf ve temiz inançlı Türklerin desteğini alanlar,
etnik kimliklerini gizleyenler eliyle bu gizli ve sinsi ihanet
yapılanması sürdürülmektedir.
Türk Milleti olan bitenleri öğrenmeye çalışıyor.
Vatan satılırken ve değerler altüst edilirken tepki göstermemek
de, vatana ve millete ihanetin bir türüdür. Bir çok iyi niyetli
kimse bile ihanet içinde olduğunu farkında değildir.
Varolan savaşların teknik sahaları da geliştirilerek psikolojik
yönden yıpratma ve bıktırılma yöntemi uygulanmaktadır.
Bastırılmış gizli veya açık örgütler, yeniden hortlatılmıştır.
Kafa karıştırıcı zehirli düşünceler, fikirler; gazete manşetlerinde, köşe yazılarında, TV’lerin ekranlarında akıtılmaya devam
ediyor.
Bu nedenle; anlatılmayan, eksik ya da yanlış anlatılan geçmiş
tarihimize ve yakın tarihimize dair olan bitenleri hatırlamak,
hatırlatmak şimdi olan bitenleri doğru anlamak ve geleceğe yönelik niyetleri netleştirmek gerekir.
Olanlar ve olacak olanlar; tüm bilinenleri ile anlatılmalıdır. Bu
anlatımlar insanları bilinçlendirmenin yanında, birlik ve beraberliği de güçlendirecektir. Var olan bir bilgi, halka en doğru şekli ile
anlatılmazsa, halkın bu alandaki boşlukları ve arayışları yanlış ve
çoğu zaman da tehlikeli bilgiler ile doldurulacaktır.
Toplumlar için en tehlikeli yapı; bilgi sahibi olmadan fikir
sahibi olanların görüşleridir.
Bir milleti tek bir hedef doğrultusunda toplamak, vatan birliği
ve gelişimi için çalıştırmasını sağlamak ancak ve ancak, vatan
için mücadele vermiş kişi ve kuruluşlarla ilgili gerçekçi bilgileri
ve vatan için verilen mücadeleleri en doğru şekilde anlatmaktan
geçer.
Sloganlar, kavramlar heyecan verir ancak amaç, strateji, kadro
ile hareket başarıya ulaşır.
Türk Devleti; henüz çözülmemiştir. Dimdik ayaktadır, ayakta
kalmaya devam edecektir.
Türk Milleti; ayrıştırma çabalarına rağmen bütün etnik
unsurlarıyla birlik ve beraberlik içindedir.
Demokrasi içinde, hukuk devleti kurallarına göre hareket
edilmelidir.
Okumalı, öğrenmeli, bilmeli ve yapılması gerekene odaklanılmalıdır.
Günün Sözü: Hainin maskesi ne kadar iyi yapılırsa
yapılsın bir gün düşer.
1 program 2 CHP!
TBMM - Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı
dönüşüm programı CHP içinde farklı yorumlarla karşılandı.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Başbakan'ın
açıkladığı programda beni en çok sevindiren, insan odaklı
büyümeden bahsetmesi oldu. Aynı noktaya geldiğimiz için
mutluluk duyuyorum" derken, CHP Kocaeli Milletvekili
Güneş, "Açıkladıkları Dönüşüm Programları bühtannın belgesidir, itirafıdır. 12 yıldır iktidarlarında başarısızlıklarının
hangi noktalarda olduğunu tespit etmişler" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Hazine
Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu,
Sermaye Piyasası Kurulu, Merkez Bankası ve Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu'nun 2015 bütçeleri üzerinde söz
alan milletvekilleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı, öncelikli dönüşüm programlarının 1. grup eylem
planlarına değindi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Başbakan'ın
bugün açıkladığı programda kendisini en çok sevindiren
hususlardan bir tanesinin, Davutoğlu'nun insan odaklı
büyümeden bahsetmesi olduğunu vurgulayarak, "2011'de
seçime girerken bizim yayınladığımız ekonomi programının
adı da insan ve üretim odaklı ekonomiydi. Aynı noktaya
geldiğimiz için mutluluk duyuyorum. Biz 2011'de
söylemişiz, siz 2014'te söylediniz" şeklinde konuştu.
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in TBMM'de
düzenlediği basın toplantısında, Öncelikli Dönüşüm
Programlarının 1. grup eylem planlarına ilişkin, "Bugün
açıkladıkları Dönüşüm Programları bühtanın belgesidir,
itirafıdır. 12 yıldır iktidardalar başarısızlıklarının hangi noktalarda olduğu tespit etmişler" demesi de dikkat çekti.
Öte yandan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda söz
alan diğer milletvekilleri de görüşlerini dile getirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Türkiye
ekonomisinin bir yol ayrımında olduğunu iddia ederek,
ülkenin, yapısal önlemleri almaması halinde, yüzde 3
civarında bir büyümeyi taşımak zorunda kalacağını söyledi.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Elazığ
Alacakaya'daki krom madeninde meydana gelen kazada
bir işçinin öldüğünü belirterek, işçiye Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı planı "gündemi değiştirmeye yönelik gayret" olarak algıladığını
belirten Akçay, "9 madde açıklandı. 2 ya da 3 gün konuşulacak, tartışılacak. Birkaç hafta daha geçecek bir 5 madde
daha açıklayacak" diye konuştu.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da plana
değinerek, "Başbakan ve ekonomiden sorumlu 10 tane
bakan, arıza yapmış ekonomi arabasının arkasına geçmiş
itiyorlar" şeklinde konuştu.
(AA)
13
8 Kasım 2014 Cumartesi
TURİZM
Almanya'nın doğusunda yer
alan ve Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla kendini göstermeye
başlayan Saksonya eyaleti,
doğal güzelliklerinin yanı sıra
kültür ve sanat eserleriyle de
turistlerin ilgisini çekiyor.
Demirel'in siyasi
hayatının özeti:
Isparta'da 9. Cumhurbaşkanı
Demirel'in memurluktan cumhurbaşkanlığının sona erdiği
döneme kadar geçen sürede kullandığı eşyaların sergilendiği
Süleyman Demirel Demokrasi ve
Kalkınma Müzesi'ndeki objeler,
ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
ISPARTA - Süleyman Demirel Demokrasi ve
Kalkınma Müzesi Müdürü Osman Siviloğlu, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, müzenin 26
Ekim'de törenle açıldığını söyledi.
Müzenin içinde bulunduğu külliyenin yapımına 1994'te başlandığını bildiren Siviloğlu, açılışın
ardından varlığının yurt içi ve dışında bilinir hale
geldiğini belirtti.
Müzenin kubbeli bir mimari yapısının bulunduğunu dile getiren Siviloğlu, "Müze 7 küçük, bir
de büyük kubbeden oluşuyor. 7 küçük kubbe
Demirel'in başbakanlıklarını, büyük kubbe ise
cumhurbaşkanlığını temsil ediyor" dedi.
Siviloğlu, açılışın ardından katılımcıların çoğunun müzeyi ziyaret ettiğini anlatarak, bu sayının
her geçen gün arttığını ifade etti.
Açılıştan bu yana müzeyi 3 bin 500 kişinin
ziyaret ettiğini kaydeden Siviloğlu, müzede
ziyaretçilerin ilgisini çeken ilk şeyin Demirel'in bal
mumu heykeli olduğunu söyledi.
Müzenin her bölümünün ilgi çektiğine işaret
eden Siviloğlu, "Ziyaretçiler özellikle Demirel'in ilk
başbakan olduğu yıl olan 1965'ten
Cumhurbaşkanlığının sonuna kadarki süreci, belgelerle görme imkanı buluyor. Müzenin çok kısa
sürede gezilebilmesi mümkün değil. Ziyaretçilerin
en az 1 saatini müzeye ayırmaları gerekir" diye
konuştu.
Siviloğlu, müzede ziyaretçilerin ilgisinin belirli
bölümlerde yoğunlaştığını dile getirerek, şöyle
konuştu:
"Demokrasinin kesintiye uğradığı 1980 ile
siyasi yasakların sona erdiği 1987 arasında 7 yıl
siyasetten yasaklanan Demirel'in anlatıldığı köşe
çok ilgi çekiyor. GAP ve Güneydoğu Anadolu'ya
yapılan yatırım da çok ilgi çeken bölümler arasında. Müzenin büyük kubbesinin altında Demirel'in
Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemin çalışmaları
sunuluyor. Ayrıca hoşgörü bölümü de var. Orada
karikatürler sergileniyor. Böylece ziyaretçiler
müzeyi gülümseyerek terk ediyor. Bu bölümde
en çok ilgiyi '6 defa gidip 7 defa gelen 9.
Cumhurbaşkanı Demirel' anlamına gelen '679'
karikatürü çekiyor."
Siviloğlu, 1980 askeri darbesinde Kenan
Evren'in Demirel'e gönderdiği mektupların, Milli
Güvenlik Konseyi'nin siyasi yasaklara ilişkin karar
metinlerinin en çok ilgi çeken objeler arasında
bulunduğunu sözlerine ekledi. (AA)
ıssN 1308-7622
Yıl: 44
Sayı: 15021
8 Kasım 2014
Cumartesi
DRESDEN/İSTANBUL
* Almanya'nın 16
eyaletinden birisi Saksonya,
sahip olduğu yaklaşık bin
yıllık zengin tarihinin yanı
sıra ünlü bestekarların,
mimarların ve sanatçıların
izlerini taşıyor. Eyaletteki
tarihi eserler ile yüzlerce
müze, turistik mekanlar ve
binalardaki mimari yapı,
dünyanın her yerinden
gelen misafirler tarafından
beğeni topluyor.
İkinci Dünya
Savaşı'ndan sonra yapılan
Berlin Duvarı nedeniyle
uzun yıllar giriş-çıkışların
yasak olduğu bölge,
duvarın 1989'da yıkılmasıyla esaretten kurtulup, güzelliklerini
sergilemeye
başladı. Yaşadığı
karanlık dönem
ve savaşın ardından hemen
hemen yerle bir olan bölge,
dünyadaki tanınırlığını da
gün geçtikçe arttırıyor.
Eyaletin başkenti ve
Elbe Nehri'nin kenarında
kurulu Dresden, çok sayıda
sanat eseri ve barok
mimarisiyle yapılan binaları
dolayısıyla "Elbe'nin
Floransası" diye
adlandırılıyor.
Kentte, dünyanın sayılı
su saraylarından Moritzburg
Sarayı ve Saksonya'nın en
büyük katolik yapısı
Dresden Katedrali, en çok
ziyaret edilen yerler
arasında yer alıyor.
Ayrıca, üzerinde
Saksonya krallarının
isimleri ve resimlerinin
porselen üzerine grafiti
tekniği ile çizili olduğu 102
metre uzunluğunda resmin
bulunduğu Krallık Sarayı da
büyük ilgi görüyor.
Dünyanın önde gelen
İtalyan kiliselerinden
Kadınlar Kilisesi ile İkinci
Dünya Savaşı'nda yerle bir
olduktan sonra aslına
uygun inşa edilen yapıların
bulunduğu Nevmarkt ve
Tiyatro meydanları da turistlerin şehrin güzelliğini
seyrettikleri mekanların
başında geliyor. Orta ve
Doğu Almanya'da
1980'li yılların sonlarında komünist rejimlerin yıkılması-
bu bölgeye, ünlü
Kasım ayında Antalya’da
GÜNLÜK SİYASİ GAZETE
Yayın Sahibi
İmaj İç ve Dış tic. a.Ş.
Genel Yayın Yönetmeni
ahmet tEKEŞ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
abdülmecit KoYuNsaĞaN
Haber Koordinatörü
Dursun ERKılıÇ
Yazı İşleri Müdürü
ayşegül BalDEMİR
İstihbarat Şefleri
Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN
Görsel Yönetmen
Şebnem ÜNal
Sayfa Editörleri
Yasemin aYDoĞDu - Emine ÖZCaN
İnternet Editörü
alparslan oĞuZ
Haber Merkezi
İsmail Yıldız, Hakkı Murat sÖBÜtaY, tülay CaNPolat,
Gazi BoZKuRt, Burcu KERİM, Betül sÜslEN
İdari Merkez
Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/aNKaRa
Yazı İşleri tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54
[email protected]
Yayın Sahibi
Temsilcisi:
Yiğit YİĞİt
İstanbul Temsilciliği
Ankara Temsilciliği
tevfik Bey Mah. tahsin tekoğlu Cad.
Rüzgarlı Cd. Plevne sk. No: 14
No: 2 K.1 sefaköy/Küçükçekmece/İstaNBul
ulus/aNKaRa
tel: (0212) 540 40 45
tel: (0312) 310 35 53
Dağıtım: tuRKuVaZ DaĞıtıM saN. VE tİC. a.Ş.
Yayın Türü: Yaygın süreli (Pazar hariç)
Basıldığı Yer:
Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. a.Ş. - İstanbul Yolu
6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/aNKaRa tel: 397 11 97
Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz.
www.yedigungazetesi.com.tr
Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez
YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir
ANTALYA - Antalya'da güneşli ve
sıcak havayı fırsat bilen vatandaşlar ve
yabancı turistler, kasım ayında denize
girdi.
AA muhabirinin Antalya Meteoroloji
Bölgesel Tahmin Merkezi yetkililerinden
edindiği bilgiye göre, kentte günün en
yüksek hava ve deniz suyu sıcaklığı 24
na yol açan ilk hareketin
başladığı Leipzig,
Almanya'nın birleştirilmesinden sonra yaşadığı
değişimle dikkati çekiyor.
Kentte en çok ilgiyi
komünist rejimin
yıkılmasına yol açan
barış ayininden
sonra isyan
hareketlerinin
başladığı St.
Nicolas
Kilisesi
görüyor.
Ayrıca
derece ölçüldü.
Yurdun doğu illerinde soğuk hava
etkiliyken, Antalya'da sıcak ve güneşli
havayı fırsat bilen turistler ve vatandaşlar,
Konyaaltı sahilinde sıcak havanın tadını
çıkardı, bazıları denize girdi, bazıları ise
sahilde güneşlenmeyi ve yürüyüş yapmayı tercih etti. (AA)
Fransız Komutanı Napolyon
Bonapart'ın ilerleyişinin durdurulduğu yer olması
nedeniyle özel önem gösteriliyor. Kentte,
Napolyon'un yenilgisiyle
sonuçlanan savaşın anısına
dikilen, 91 metre uzunluğundaki Avrupa'nın en
yüksek anıtı "Uluslar
Muharebesi Anıtı"
bulunuyor.
8 Kasım 2014 Cumartesi
TFF'den ALS hastalarına destek
İSTANBUL - Türkiye Futbol
Federasyonu (TFF), amyotrofik
lateral skleroz (ALS) hastalığıyla
ilgili farkındalığı artarmak amacıyla A Milli Futbol Takımı'nın
Brezilya maçı öncesi ve sonrası
çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek.
A Milli Futbol Takımı'nın Brezilya
ile yapacağı hazırlık karşılaşması
öncesi ve sırasında ALS hastalığı
konusunda farkındalığı artırmak
için yapılacak etkinlikler hakkında
bilgi verildi. TFF'nin Riva'da bulu-
nan Hasan Doğan Milli Takımlar
Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde
düzenlenen basın toplantısına,
TFF 1. Başkan Vekili Servet
Yardımcı, Türkiye Futbol
Direktörü Fatih Terim,
Galatasaray Kaleci Antrenörü
Claudio Taffarel, eski milli futbolcular Rıdvan Dilmen ve Metin
Tekin ile ALS hastalığıyla mücadele eden eski Trabzonsporlu futbolcu İsmail Gökçek katıldı.
(AA)
TFF'den yeni
tesis atılımı
İSTANBUL- Fenerbahçe'nin
Çek futbolcusu Michal Kadlec, 8.
haftada lider olmanın mutluluğunu
yaşadıklarını ancak daha kazanmaları gereken çok maç olduğunu
söyledi.
Kadlec, FBtV'ye yaptığı açıklamada, sezonun henüz başında
liderliği ele geçirdiklerini belirterek,
"liderlik güzel ve önemlidir.
Herkes bunu ister. ancak sezonun
henüz başındayız. lider olmanın
mutluluğunu biz de yaşıyoruz
ancak bu çok da bir şey ifade
etmiyor. Derbileri geride bırakmış
olsak da önümüzde kazanmamız
gereken çok maç var" diye konuştu.
Çaykur Rizespor ile bugün
Kadıköy'de oynayacakları maçı da
değerlendiren Çek futbolcu, şunları kaydetti:
"Çaykur Rizespor ile kendi
taraftarımızın önünde ve stadımızda oynayacağız. taraftarlarımız
İSTANBUL - türkiye Futbol Federasyonu
(tFF), Riva'daki Hasan Doğan Milli takımlar
Kamp ve Eğitim tesisleri'nin devamı niteliğindeki "Futbol Vadisi"nin kuruması için başvuruda
bulunulan 145 dönümlük arazinin tFF'ye tahsisinin tamamlandığını duyurdu.
tFF'den yapılan açıklamada, "Futbol Vadisi"
kurulması hedefiyle yapılan çalışmalarda dev
bir adım atıldığı vurgulanarak, "145 dönümlük
ilave arazi için federasyonumuzun yaptığı tahsis başvurusunun kabulü, türkiye'nin en
modern futbol tesisinin 4 temmuz 2014'teki
açılışı sırasında, dönemin Başbakanı sayın
Recep tayyip Erdoğan tarafından duyurulmuştu. İlgili arazinin tahsisi bugün itibariyle tamamlandı" ifadeleri kullanıldı.
açıklamada, futbola yapılan katkı için
Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan,
Başbakan ahmet Davutoğlu, Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek ile Gençlik ve spor Bakanı
akif Çağatay Kılıç'a teşekkür edilerek, "Futbol
Vadisi" için hazırlanan projelerin kısa süre içerisinde kamuoyuyla paylaşılacağı aktarıldı. (AA)
gelsinler bizi desteklesinler. o stat
ne kadar kalabalık olursa bizim
için o kadar iyi. Bu maçtan sonra
bir milli takım arası olacak, milli
takım aralarından önce oynanan
karşılaşmalar önemlidir. Çünkü
milli takıma gitmeyen arkadaşlarımızın mutlu bir hafta geçirmelerini
sağlar. Buradaki havayı koruyabilmek için bu maçı kazanmak istiyoruz."
Michal Kadlec, gol yememenin
sadece savunma oyuncularının
performansına bağlı olmadığını
vurgulayarak, "takımın bir aradayken gösterdiği performansa bağlıdır. Biz daha önceki karşılaşmalarda nasıl savunma yaptığımız ile
ilgili görüntüler izledik. ardından
neler yapmamamız gerektiğini
daha iyi görerek çalışmalarımızı
buna göre yaptık. Defansımızı
böylece oturttuk diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
(AA)
Ibrahimovic
yeniden idmanda
Spor Toto Süper Lig'de
bu sezon sahasında
oynadığı 4 maçtan
3'ünde berabere kalan,
1'inde de yenilen
Çaykur Rizespor, evinde
galibiyet özlemini
sürdürüyor.
RİZE - Evinde yaptığı maçlarda ligin ilk
haftasında sahadan Gençlerbirliği ile 1-1'lik
beraberlikle ayrılan Karadeniz ekibi, daha
sonra Balıkesirspor ile 2-2, Suat Altın
İnşaat Kayseri Erciyesspor ile 1-1 berabere
kaldı.
Bursaspor'a ise evinde 1-0 mağlup
olan Çaykur Rizespor, iç sahada yaptığı 4
maçta 4 gol atıp kalesinde 5 gol gördü.
Süper Lig'de sahasında en az puan
toplayan ekipler, 3'er puan alan Çaykur
Rizespor ile ligin son sırasında yer alan
Balıkesirspor oldu. Balıkesirspor, sahasında
Galatasaray karşısında 2-0 galip gelerek 3
puan kazanmıştı.
Çaykur Rizespor Kulübü Başkanvekili
Halim Mete, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her geçen hafta iyiye giden form
grafiğine sahip olduklarını dile getirdi.
Son dört haftada sahalarında ve deplasmanda kaybetmediklerini belirten Mete,
deplasmanda 2 galibiyet, iç sahada da 2
beraberlik aldıklarını anlattı.
Özellikle son oynadıkları Suat Altın
İnşaat Kayseri Erciyesspor maçında galibiyete çok yaklaştıklarını ifade eden Mete,
"Kamuoyunun da tartıştığı bir hakemin
hatalı kararları, son dakikada yediğimiz
golle bizi galibiyetten etti" dedi. (AA)
ANKARA - Fransa'nın önde gelen kulüplerinden Paris Saint-Germain'in (PSG) sakatlığı
nedeniyle yeşil sahalardan haftalardır uzak
kalan yıldızı Zlatan Ibrahimovic, antrenmanlara
başladı.
PSG, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 33 yaşındaki İsveçli
golcünün uzun bir aranın ardından yeniden
antrenmanlara başladığını bildirdi.
Topuğundaki sakatlığı nedeniyle eylül ayından bu yana forma giyemeyen Ibrahimovic,
görev verilmesi halinde PSG ile Olympique
Marsilya arasında pazar günü oynanacak lig
karşılaşmasında yeniden formasına kavuşacak.
İsveçli golcü, bu sezon forma giydiği 7 karşılaşmada 7 kez fileleri havalandırmıştı. (AA)
Sagnol özür diledi
ANKARA - Fransa Birinci Futbol Ligi (Ligue
1) ekiplerinden Bordeaux'nun teknik direktörü
Willy Sagnol, Afrikalı futbolculara karşı sarf ettiği ve tepki çeken sözleri nedeniyle özür diledi.
Bordeaux kentinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Sagnol, ırkçı olarak nitelendirildiği söylemlerinin yanlış anlaşıldığını belirterek, "Yanlış veya eksik kelime kullanarak yaptığım açıklamalarla bazı insanları
üzmüş ve yaralamış olabilirim. Bu yüzden
onlardan özür diliyorum" şeklinde konuştu.
15
SPOR
8 Kasım 2014 Cumartesi
FERDİNAND
Arjantinli Lionel Messi, UEFA Şampiyonlar
Ligi'nde kırdığı rekorlarla dikkati çekiyor.
itiraz etmeyecek
Nadal taburcu
ANKARA - İngiltere Premier Lig ekiplerinden
Queens Park Rangers'da forma giyen Rio Ferdinand,
Twitter'daki mesajları nedeniyle aldığı 3 maçlık men
cezasına itiraz etmeyecek. İngiliz basınına konuşan
Ferdinand, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da attığı
mesajın şaka niyetli olmasına rağmen ceza aldığını ve
böyle durumlarda yapılan itirazın genelde reddedildiğini belirterek, "Para ve zaman kaybı olacağı için itiraz
etmeyeceğim" dedi. İngiltere Futbol Federasyonu da
Ferdinand'a geçen hafta verdiği 3 maç men ve 25 bin
sterlin para cezalarının gerekçeli nedenini açıkladı.
Açıklamada, 35 yaşındaki İngiliz futbolcunun
Twitter'da yaklaşık 6 milyon takipçisi bulunduğu vurgulanarak, "Deneyimi bir Twitter kullanıcısı olarak Bay
Ferdinand'ın daha dikkatli olması gerekirdi. O, şüphesiz gençlerin örnek aldığı bir insan. Bu nedenle sorumluluğu da daha büyük" ifadeleri kullanıldı. (AA)
ANKARA - Teniste dünya klasmanında üçüncü
sırada yer alan İspanyol raket Rafael Nadal, apandisit
ameliyatının ardından taburcu edildi.
Taburcu edilmesinin ardından basın mensuplarına
ameliyatına ilişkin bilgiler veren 28 yaşındaki tenisçi,
"Her şey yolunda geçti. Basit, sıradan bir ameliyat
oldu" dedi. Kariyerinde 14 "grand-slam" şampiyonluğu bulunan İspanyol raket, apandisti nedeniyle
ekimden bu yana antibiyotik tedavisi görmüş ve bu
sezon yer aldığı Wimbledon Tenis Turnuvası'nın ardından sadece 7 maça çıkabilmişti. Nadal, Londra'da
pazar günü başlayacak Profesyonel Erkek Tenisçiler
Birliği (ATP) Dünya Turu Finalleri'ne katılamayacak.
İspanyol tenisçinin 1-3 Ocak 2015 tarihlerinde Birleşik
Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de düzenlenecek Mubadala Dünya Tenis Şampiyonası ile kortlara dönmesi bekleniyor. (AA)
OKAN BURUK
taraftarlarla buluştu
ANKARA - Barcelona'nın Ajax'a konuk
olduğu maçta rakip ağları 2 kez havalandırarak takımına galibiyeti getiren Messi,
Real Madrid'in efsane golcüsü Raul
Gonzalez'in UEFA Şampiyonlar Ligi tarihindeki 71 gollük rekorunu da egale etti. Raul
142 karşılaşmada forma giyerek söz konusu
rekora ulaşırken, Messi sadece 90 karşılaşmada aynı başarıya ortak olmayı başarması
dikkati çekti.
Şampiyonlar Ligi'nde 4 karşılaşmada 4
kez fileleri havalandırarak gol krallığı yarışın-
Tek hedefi La Liga...
Gaziantepsporlu forvet
oyuncusu 22
yaşındaki
Muhammet
Demir, İspanya
Birinci Futbol
Ligi'nde (La
Liga) oynamak
istediğini
söyledi.
GAZİANTEP Spor Toto Süper Lig gol
krallığında Galatasaraylı
Burak Yılmaz, Beşiktaşlı
Olcay Şahan ve İstanbul
Başakşehirli Semih
Şentürk'le beraber 4 golü
bulunan Demir, yaşadığı
sakatlıklar nedeniyle zorlu iki
yılı geride bıraktı. Sezona
gollerle başlayan genç forvet,
oynadığı maçlarda kaydettiği
gollerle takımına puanlar
kazandırmaya devam ediyor.
Demir, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, sakatlıklar nedeniyle kaybettiği iki yılı
en kısa sürede telafi etmek
istediğini söyledi.
Sakatlık döneminin ardından lige adapte olmanın zor
olduğuna işaret eden Demir,
kısa sürede formunu en iyi
seviyeye getirmek için
çalıştığını belirtti.
Bunu başaracağına
inandığını dile getiren Demir,
şöyle konuştu:
"Sakatlıktan sonra süreci
iyi değerlendirmek, çok çalışmak lazım. Yönlendiren
insanların da iyi olması
gerekiyor. Geri dönüşün bu
şekilde iyi olacağını düşünüyorum. Yoksa yine sıkıntı
yaşanabilir. Ben de elimden
gelenin en iyisini yapmaya
çalışıyor ve adapte olmak için
uğraşıyorum. Tabi bu biraz
zor, açıkçası biraz zamana
ihtiyacım var."
Forma giydiği maçlarda
boş geçmek istemediğini vurgulayan Demir, gol krallığı
için konuşmanın erken
olduğunu ifade etti.
Uzun süredir sahalardan
uzak olduğuna dikkati çeken
Demir, "Elimden gelenin en
iyisini yapıp ligi en iyi şekilde
tamamlamak istiyorum.
Takımların taşların yerine
oturmaması golcüleri de etkiliyor. İstedikleri pası alamıyor
ve oyunu oynayamıyorlar.
Takımlar kendini buldukça
golcüler de kendilerini bulacaktır" dedi. Demir, futbola
başladığı yıllarda İngiltere
Premier Ligi'ni beğendiğini,
küçüklüğünden beri yurt
dışında futbol oynamak istediğini söyledi. (AA)
Eskişehir Basket'e ABD katkısı...
GAZİANTEP - Gaziantepsor Teknik Direktörü
Okan Buruk, imza gününde taraftarlarla buluştu.
Buruk ve futbolculardan Elyasa Süme, bir
alışveriş merkezindeki Gaziantep Store'da düzenlenen imza gününde, futbolseverlerle bir araya geldi.
Takımın lisanslı ürünlerini imzalayan Buruk, gazetecilere yaptığı açıklamada, taraftarla buluştukları için
mutlu olduklarını söyledi.
Sporseverlerin desteğine ihtiyaçları olduğunu
belirten Buruk, "Bu tür beraberliklerle bunu artıracağız. Başarılı sonuçlarla şehirle iç içe olmak istiyoruz. İnşallah hafta sonu kazanacağımız 3 puanla
taraftarımızı mutlu ederiz" dedi.
Süme de kırmızı-siyahlı taraftarlardan daha fazla
destek istedi. (AA)
da da iddialı konuma gelen Barcelonalı
yıldız, böylece başarılarla dolu futbol kariyerine yeni bir rekor daha yazdırdı.
Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçına 2004-05
sezonunda henüz 17 yaşında Barcelona formasıyla çıkan 27 yaşındaki yıldız, bu süre
boyunca turnuvada 4 kez üst üste gol krallığı yarşında da zirvede yer aldı. Messi öncesi sadece bir kez Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan Barcelona, başarılı futbolcunun üstün performansının ardından aynı
başarıyı 3 kez daha tekrarladı. (AA)
ESKİŞEHİR - Türkiye Basketbol Ligi'nin
yeni takımlarından Eskişehir Basket'in ABD'li
oyuncuları Craig Brackins, Matt Walsh ve
Chaz Williams, ligde geride kalan 4 maçta
rakip potaya toplam 185 sayı atarak, takımlarına önemli katkıda bulundu.
Siyah-kırmızılı takımın, profesyonelliğe
Amerikan Ulusal Basketbol Ligi (NBA) takımlarından Philadelphia 76ers'da başlayan
başarılı pivotu Craig Brackins, takımını yaptığı TOFAŞ maçında 25, Pınar Karşıyaka
maçında 19, Galatasaray Liv Hospital
karşılaşmasında 26, İstanbul Büyükşehir
Belediyespor müsabakasında da 17 sayı
kaydetti. Brackins, bu sayıların 60'ını dış
atışla elde etti.
Profesyonel basketbola NBA'ın Miami
Heat takımında başlayan Matt Walsh da
Eskişehir Basket'e sezon başında İtalya'nın
Virtus Bologna takımından transfer oldu. 32
yaşındaki guard, siyah-kırmızılı takımla çıktığı 4 lig maçında toplam 56 sayı kaydetti.
Walsh, söz konusu sayının 40'ını geçen
hafta yapılan İstanbul Büyükşehir
Belediyespor maçında attı. Başarılı gard, 3
sayılık şutlarından 26 sayı elde ederken,
takımına 21 ribaundla da katkıda bulundu.
Point guard mevkisinde oynayan Chaz
Williams da profesyonel kariyerine Eskişehir
temsilcisinde başladı. Williams, Eskişehir
Basket formasıyla çıktığı 4 maçta rakip
potaya 42 sayı bıraktı. Bu sayıların 18'ini dış
atışlarla bulan Williams, 8 de ribaund aldı.
(AA)
55 yaşında
sahalara dönmeye
hazırlanıyor
ANKARA - Galler Premier Ligi ekiplerinden Carmarthen Town'ın teknik direktörü Mark Aizlewood, 55 yaşında futbolcu
olarak sahalara dönmeye hazırlanıyor.
Galler basınına açıklamalarda bulunan
Aizlewood, takımının 8 Kasım Cumartesi
günü Rhyl ile deplasmanda yapacağı 13.
hafta maçında futbolcu olarak görev yapabileceğini belirtti. Kadro oluşturmakta
güçlük çektiğini ifade eden tecrübeli teknik
adam, "Fazla seçeneğim yok gibi
gözüküyor. İki cezalı, birçok da sakat
oyuncumuz var. İşlemler yetişirse kendimi
kadroya alabilirim. Geniş bir kadroya sahip
değiliz. Son olarak geçen hafta kadroda
yer vermek zorunda kaldığım iki
antrenörümden birisi 25 dakika görev aldı"
değerlendirmesinde bulundu.
Zorunlu oldukları için böyle bir yönteme
başvuracaklarını hatırlatan Aizlewood, "İyi,
kötü bir tanınmışlığım var. Bu yüzden
reklamımı yapmak gibi bir amacım yok. Bir
sakatlık olduğunda ya da son dakikalarda
skoru korumak amacıyla oyuna girebilir,
belki de gole giden bir topu engelleyip
takıma faydalı olabilirim" ifadelerini kullandı.
Futbolculuk kariyerini 2002'de sonlandıran Aizlewood, İngiltere liglerinde
Leeds United, Charlton Athletic ve Cardiff
City gibi takımların formasını giydi. 27 yıllık
futbolculuk döneminde savunmada görev
yapan Aizlewood, Galler Milli Takımı'nda
da 39 kez görev yaptı.
Aizlewood, takımının Rhyl ile karşılaşacağı maçta oynaması durumunda Galler
Premier Ligi tarihinde forma giyen en yaşlı
futbolcu olacak. Daha önce 2010'da
teknik direktörlüğünü yaptığı Porthmadog
formasını giyerek sahaya çıkan 53 yaşındaki Tomi Morgan, Galler ligindeki rekoru
elinde bulunduruyor.
Ligde 12 hafta sonunda 20 puan
toplayan Carmarthen Town, lider The New
Saints'in 10 puan gerisinde 5. sırada yer
alıyor. (AA)
8 Kasım 2014 Cumartesi
Zanzibar'da bir dönem cezaevi ve salgın
hastalığa düçar olanlar için karantina
merkezi olarak kullanılan "Hapishane Adası",
artık turistlerin ilgi odağı haline gelen
dev Aldabra kaplumbağalara
ev sahipliği yapıyor.
Eski “Karantina Adası”
“Kaplumbağa Adası” oldu
ZANZİBAR - Dev Aldabra
kaplumbağalarının bölgeye, Hint
Okyanusu'undaki Seyşel adalarından 1919'da
dönemin İngiliz valisinin Zanzibar sultanına
hediye olarak gönderdiği anlatılıyor.
Kaplumbağaların sayılarının zaman zaman
200'ün üzerine çıktığı belirtiliyor.
Açlığa dayanıklı, 100 ila 150 yıl kadar
yaşadığı bilinen ve adadaki doğal parkta yaşam-
larını sürdüren kaplumbağalar, genellikle sebze
ve lahana yapraklarıyla besleniyor.
SEVİMLİ ADA SAKİNLERİ,
TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI
Yaklaşık 800 metre uzunluğa ve 230 metre
genişliğe sahip ada, Zanzibar turizminin en
önemli merkezlerinden birisi haline gelmiş
durumda. Bölgeyi ziyarete gelenler sevimli ada
sakinlerinin beslenmesine katkı sunuyor.
Kaplumbağalara dokunmak, üzerilerine oturarak
resim çektirmek yasak olsa da bazı ziyaretçiler
bunu pek dikkate almıyor.
Hapishane, diğer adıyla "Karantina Adası"
olarak bilinen bölge, Zanzibar yerlilerinin dilinde
ise Çangu (Changuu) olarak adlandırılıyor.
Tanzanya'ya bağlı ve özerk yönetilen iki
adadan oluşan Zanzibar'ın merkezinde bulunan
Stone Town'ın 6 kilometre kuzeybatısında bulunan söz konusu ada, daha önce köleler sonra
tutuklular ve salgın hastalık dönemlerinde karantina altına alınanlar için kullanıldığı biliniyor.
İngiliz Komutan Lloyd Mathews, 1893 yılında
adayı satın alarak, burada bir hapishane kompleksi inşa etmiş. Söz konusu kompleks, bugün
restoran ve otel olarak kullanılıyor. (AA)
BM İklim Raporu’na göre;
iklim değişikliği dönülmez yolda
BM İklim Raporuna göre
küresel ısınma, deniz
seviyesinin yükselmesi ve
iklimsel değişiklikler
sürecek. Tüm senaryolara
göre 21. yüzyıl boyunca
yüzey ısınmasının artacağı
ve sera gazı salınımı hemen
durdurulsa bile iklim değişikliği etkilerinin yüzyıllarca
süreceği belirtildi.
KOPENHAG-İklim Değişikliği
Hükümetlerarası Panel'in 900 bilimadamının 30 bin sayfalık çalışmalarından
oluşturulan sentez 5. Değerlendirme
Raporu'nda, yaşanan iklim değişikliğinin
artarak ve geri döndürülemez şekilde
devam ettiği belirtilerek, etkiler ve
değişimin yavaşlaması için yapılması
gerekenler irdelendi.
Raporda, gözlenen değişiklikler, nedenleri, gelecekteki iklim değişiklikleri ve etki-
leri, uyum için izlenecek yol ve
sürdürülebilir kalkınma gibi konulara yer
verilirken küresel ısınmadaki insan etkisinin
açık ve net olduğu, insan kaynaklı sera
gazları emisyonlarının tarihteki en yüksek
seviyede olduğu vurgulandı.
1950'den beri gözlenenlerin daha önce
olmamış değişimler olduğu kaydedilen
raporda, atmosfer ve okyanusların ısınmakta olduğu, kar yağışı ve buzul miktarının düştüğü ve deniz seviyesinin kayda
değer şekilde yükseldiği belirtildi. Raporda,
on yıllar şeklindeki hesaplama dikkate alınarak "Son 3 on yılların her biri 1850'den
bu yanaki tüm on yıllardan daha sıcak
olmuştur. Kuzey yarım kürede 1983-2012
arasındaki 30 yıllık dönem son 1400 yılın
en sıcak dönemi oldu. 1880-2012 döneminde kıtalar ve deniz yüzeyleri birlikte
değerlendirildiğinde ortalama 0.85 derecelik bir ısınma artışı görülüyor" tespitlerine
yer verildi. (AA)
Güzelleşmeye yarım milyar dolar harcadık
KOCAELİ- ŞAHİN
OKTAY- Türkiye, ocakağustos döneminde 79
ülkeden yaklaşık 500 milyon
dolarlık kozmetik ürünü ithal
etti., ilk sırayı 87 milyon
dolarla Almanya aldı.
Özellikle kadınlar için
hayatın ayrılmaz parçası
kozmetik ürünleri yüzünden
yurt dışına giden döviz miktarı her geçen gün artıyor.
Dış ticaret verilerine göre,
geçen yılın ocak-ağustos
döneminde 451 milyon 225
bin dolar olan Türkiye'nin kozmetik ithalatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 8,4
arttı. Yılın 8 ayında 79 ülke ve 3 serbest
bölgeden alınan kozmetik ürünlerine 488
milyon 971 bin dolar ödendi.
Mal grupları bakımından kozmetik
ithalatının yüzde 60'ını cilt ve saç bakım
ürünleri oluşturdu. Söz konusu dönemde
bu mal gruplarında 294 milyon 494 bin
dolarlık ithalat gerçekleştirildi.
En fazla ithalat, 171 milyon 978 bin
dolarla güzellik, makyaj ve cilt bakımı
grubunda yapılırken, bunu 122 milyon
516 bin dolarla saç bakım grubu, 73
milyon 577 bin dolarla ağız veya diş
sağlığı grubu, 60 milyon 909 bin dolarla
traş ve banyo müstahzarları ile vücut
deodorantları grubu, 59 milyon 991 bin
dolarla parfümler ve tuvalet suları grubu
izledi.
Ürün bazında ise ilk sırayı 70 milyon
790 bin dolarla kremler,
emülsiyonlar ve yağlar aldı.
Diş macunu ve tozları 62
milyon 107 bin dolarla ikinci sırada yer alırken, şampuanlar 59 milyon 794 bin
dolarla üçüncü, saç
boyaları 36 milyon 357 bin
dolarla dördüncü, göz
makyaj ürünleri 27 milyon
595 bin dolarla beşinci
oldu.
Almanya, 86 milyon 792
bin dolarla en fazla
kozmetik ithalatı yapılan
ülke olarak kayıtlara geçti. Bu ülkeden
ithal edilen ürünlerin yüzde 36'sını saç
müstahzarları, yüzde 30'unu güzellik,
makyaj ve cilt bakımı ile manikür ve
pedikür müstahzarları, yüzde 18'ini traş
müstahzarları, vücut deodorantları, banyo
müstahzarları ve tüy dökücüler, yüzde
15'ini ağız ve diş sağlığını korumaya
mahsus müstahzarlar, yüzde 1'ini de parfümler oluşturdu. (AA)
Kars’ta rahvan at yarışı
ve cirit gösterisi ilgi gördü
KARS - Arpaçay ilçesinde
bu yıl ikincisi düzenlenen "Arpaçay Rahvan
At Yarışları Türkiye
Şampiyonası" kapsamında at yarışı ve cirit gösterileri yapıldı.
Arpaçay
Kaymakamlığı ile belediye
başkanlığınca organize
edilen etkinlik kapsamında
Erzurum ve Kars'ın
ilçelerinden gelen rahvan
at sahipleri, cirit sahasında
bir araya geldi.
Daha sonra gruplar
halinde düzenlenen rahvan at yarışı, kıyasıya
mücadeleye sahne oldu.
Yarışların ardından cirit
maçı gerçekleştirildi.
İlçede etkili olan
soğuk hava dolayısıyla
cirit maçının ikinci yarısı
oynanmadı. Yarışlar
sonunda dereceye
giren sporculara ödülleri verildi.
Kaymakam Faruk Erdem,
gazetecilere yaptığı açıklamada, belediyeyle güzel bir
etkinlik gerçekleştirdiklerini belirterek, tüm sporculara teşekkür
etti.
Rahvan at yarışı ve cirit gösterisinin soğuk havaya rağmen
ilgiyle izlendiğini ifade eden Erdem, ''At, geçmiş hafızamızda ve
yöre kültürümüzde çok önemli bir yer ediniyor. Çağ açıp çağ
kapatan, at sırtında devlet kuran ecdadımızın da atı çok yoğun
olarak kullandığını görüyoruz'' dedi.
Erdem, ecdadın at üzerindeki serüvenini çok uzun ve köklü bir
geçmişe dayandığına vurgu yaptı.
Belediye başkanı Erçetin Altay da ilçede bir geleneği daha
yaşatmanın gururunu yaşadıklarını ifade ederek, ecdadın yadigarı
olan kültürü, güzel bir organizasyonla yeniden hatırlattıklarını
kaydetti.
Etkinlik kapsamında Kafkas Halk Oyunları ekibi de gösteri
sundu. (AA)