Otomobil bakımı tasarruf sağlıyor Fiyatı 25 Kr www.yedigungazetesi.com 1 Kasım 2014 Cumartesi Araçların 10 bin kilometre bakımlarının yapılmasının, yakıt tüketiminde yaklaşık yüzde 20 oranında tasarruf sağladığı belirtildi. Konya Torna, Kaynak ve Oto Tamircileri Odası Başkanı Emin Baranok, araç bakımının konforlu sürüş ve tasarruf sağlamada önemli olduğunu söyledi. HABERİ 7’DE CANLA-BASLA AFAD, Ermenek’teki faciada, canla-başla çalışan 606 kişiyle arama-kurtarma faaliyeti yürütüyor. Yüreklerdeki Ermenek yangını sürerken bir acı haber de Yalvaç’taki trafik kazasından geldi… ACI ÜSTÜNE ACI 15 ÖLÜ Türkiye, Karaman’daki maden felaketiyle yanarken, trafik canavarı Isparta Yalvaç'ta can aldı. Gelendost ilçesine elma toplamaya giden işçilerin bulunduğu minibüs, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada 15 kişi öldü, 27 işçi de yaralandı. Şarampole yuvarlanan midibüsü çıkarmak ve yaralıları kurtarmak için olay yerine ambulans ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaralılar çevredeki hastanelere kaldırıldı. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, "Su tahliyesi ve arama kurtarma çalışmaları, 606 kişilik bir ekip ile 2 uçak, 3 helikopter, 23 ambulans ve 22'si AFAD arama kurtarma aracı olmak üzere 126 araçla aralıksız sürüyor" denildi. “AFAD arama kurtarma birliklerinden 4 deneyimli dalgıç da çalışmalara katıldı. Alana çok sayıda motopomp, 3 seyyar aydınlatma cihazı, 10 büyük çadır, seyyar mutfak, mobil yatakhaneler, 700 battaniye, kumanya ve içecek sevk edildi. 7 mobil baz istasyonu kuruldu, kumanya ve içecek sağlandı. Çalışmalar AFAD Mobil Koordinasyon Merkezi'nden yönetiliyor. Gelişmeler 7/24 takip edilmektedir." HABERİ 12’DE Bakanlar ocakta... ELVAN: ‘İlerleme koşulları iyi değil’ Diyanet Heyeti de ERMENEK’TE Diyanet İşleri Başkanlığınca, mahsur kalan 18 işçinin aileleri ve yakınlarına destek vermek amacıyla heyet gönderildi. 12’DE HABERİ 12. SAYFADA Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, kaza yaşanan ocaktaki incelemenin ardından, “Özellikle yer altında kaza sonrası müthiş bir yıpranma söz konusu. Özellikle tahkimatlarda ve su patlaması neticesinde oluşan çok yoğun bir çamur tabakasının toplanması, bunun yüksek mertebelerde olması tabii bu çalışmaların biraz daha uzayacağını gösteriyor. Ve bu koşullarda gitmesi halinde ilerlemelerin biraz daha yavaş olacağını görüyoruz açıkçası" dedi. SİYASET dünyasının PESMERGE SAVASI! ALEV TOPU KÜRŞAD TÜZMEN ziraatçilerle IŞİD terör örgütü ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmalar Kobani'nin doğu ve iç kesimlerinde yoğunlaştı. AÜ Ziraat Fakültesi Eski Bakan Kürşad Tüzmen’i ağırladı. Tüzmen, Ziraat Fakültesi’nde öğrencilerle buluştuğu prog- IŞİD, Kürt grupların kontrolündeki sınır kapısına ağır silahlarla saldırdı. Tarafların birbirine zaman zaman havan topu atışları gerçekleştirdiği bölgede sokak çatışmaları da şiddetlendi. Kobani'deki sınır kapısı civarında şiddetlenen çatışmalar sonrası bölgeden zaman zaman alev topu yükseldi. Türk güvenlik güçlerinin sınır hattındaki önlemleri de arttırıldı. IŞİD’i desteklemekle suçlanan AK Parti hükümeti, IŞİD ile savaşan uluslar arası güce, bu savaşın bir parçası haline gelen Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusuna yardımcı olmaya başlayınca siyaset arenası iyice karıştı. Özellikle de Peşmergenin Türk topraklarından geçişiyle… CHP VE MHP NE DİYOR? CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Bugün topraklarımızda Peşmerge geçişi nedeniyle yaşanan manzaraların siyasi sorumluluğunun da MHP ve iktidar partisinin omuzlarında olduğu çok açıktır" değerlendirmesinde bulunurken; MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Peşmergenin Türkiye üzerinden Suriye'ye geçişiyle ilgili, "Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde içinde PKK'lıların da olduğu peşmergeye Türk askerinin eskortluk ettiğine şahit olduk. Bu tarihin kasıtlı olarak seçildiği açık ve net" dedi. Kobani’de sadece Kürtler savaşmıyor Fecru'l Hurriyye Tugayları Komutanı Hatib, "Kobani'de 400'den fazla askerimiz IŞİD'e karşı savaşıyor" dedi. HABERİ 12’DE M.Nuri Parmaksız ‘Kobani, bir kaos planının parçası’ Bencileyin Sözler 8. Sayfada Hayrettin İvgin 8. Sayfada Fehmi Koru Alavere, dalavere... Bilin bakalım nöbette kim var? 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada Suriye fiilen 4 bölge oldu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Kobani üzerinden gelişen hadise Türkiye'ye dönük 2013 yılından itibaren zamam zaman çeşitli fırsat ve bahanelerle uygulanmaya çalışılan bir kaos planının parçası" diye konuştu. Kültürel Boyut HABERİ 12. SAYFADA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ’ü ’dan takip edebilirsiniz Gazetemizi https://www. .com/YediGün-Gazetesi Gazetemizi https://www. /yedigun.gazetesi Suriye'de çatışmaların dördüncü yılında ülke, Esed rejimi, muhalifler, IŞİD ve PYD arasında fiilen 4 bölgeye ayrıldı. Savaşın ilk dönemlerinde Esed yönetimine karşı ilerleme kaydeden muhalifler, terör örgütü IŞİD faktörünün ortaya çıkmasıyla durmak zorunda kaldı. HABERİ 12. SAYFADA 2“İncir Reçeli 2” filminin Anadolu galası Adana'da yapıldı SINEMA 1 Kasım 2014 Cumartesi ADANA - Yönetmenliğini ve senaristliğini Aytaç Ağırlar'ın üstlendiği "İncir Reçeli 2" filminin Anadolu galası Adana'da gerçekleşti. Bir alışveriş merkezinin sinema salonunda düzenlenen galaya Vizyona yeni girecek filmler filmin yönetmen ve senaristi Aytaç Ağırlar'ın yanı sıra başrol oyuncusu Halil Sezai Paracıkoğlu da katıldı. Halil Sezai Paracıkoğlu'nun sinema salonuna girmesiyle kendisini bekleyen hayranları, sanatçıyla Kenan Işık Türkiye'ye GERİ DÖNÜYOR İSTANBUL - Ekranların sevilen sunucusu ve tiyatrocu Kenan Işık gittiği bir saunada düşüp beyin kanaması geçirmişti. Işık, olayın yaşandığı 21 Mart tarihinden bu yana eski sağlığına kavuşmak için mücadele veriyor. Geçirdiği kafa travması nedeniyle Almanya'da özel bir özel bir rehabilitasyon merkezinde tedavi gören Kenan Işık, İstanbul'a geri dönüyor. Almanya’da özel bir rehabilitasyon merkezinde tedavi gören tiyatro sanatçısı Kenan Işık, 1 hafta sonra Türkiye’ye getirilecek. Geçen 21 Mart’ta geçirdiği kafa travması nedeniyle yoğun bakıma alınan Işık’ın tedavisine Almanya’nın Freidrichshafen kentindeki özel bir sağlık merkezinde devam edilmesine karar verilmişti. Gözleriyle iletişim kurabilen ve vücudunu dik tutabilen Işık’ın bakımına evde devam edilecek. Ancak sanatçının bilincinin hala kapalı olduğu öğrenildi. New York'a Hoşgeldiniz" "Pompeii" "Sümela'nın Şifresi" ve "Moskova'nın Şifresi" filmlerinin yönetmeni Adem Kılıç'ın yeni filmi "Oflu Hoca'nın Şifresi" komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday. Başrollerinde Çetin Altay, Ahmet Varlı, Köksal Engür, Didem Balçın ve Başak Daşman'ın yer aldığı filmde; Tarık Papuççuoğlu, Mehtap Bayrı, Eser Eyüboğlu, Asena Ongan, Onur Dilber, Deha Beşyıldız, Timur Ölkebaş, Ali Demirel, Ceyhun Gen ve Emin Albayrak rol aldı. T Gerard Depardieu, Jacqueline Bisset, Marie Moute ile Pamela Afesi'nin oynadığı "New York'a Hoşgeldiniz" filminin yönetmen koltuğunda Abel Ferrara var. İlk uzun metrajlı filmi "The Driller Killer"ı 1979 yılında çeken Abel Ferrara, yeni filminde, dünyayı kurtarmayı hayal eden ancak kendini kurtaramayan bir adamın düşüşünü anlatıyor. Dünyanın tepesindeki Bay Devereaux'nun düşüş hikayesine yer verilen film, 2011'de, New York'ta bir otelde bir kadına tecavüz ve saldırı suçlarıyla yargılanan Uluslararası Para Fonu (IMF) Eski Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın bütün dünyada izlenen mahkeme sürecinden esinleniyor. Paul W. S. Anderson'un yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Kit Harington, Kiefer Sutherland, Emily Browning ile Carrie-Anne Moss yer alıyor. MÖ 79 yılında geçen filmin konusu özetle şöyle: "Vesuvius volkanı şiddetli bir patlamaya sahne olur ve bulunduğu antik Pompeii şehrini tehdit altına alır. Gemilerde köle olarak çalışan Milo, Naples'e gidecek gemide çalıştığı esnada bu patlama anına tanık olur. 09:10 Adanalı 11:40 Yahşi Cazibe 14:00 Alemin Kıralı 16:10 Yerli Dizi 18:45 Hafta Sonu atv Ana Haber 20:00 Kertenkele 22:30 Kim Milyoner Olmak İster? 23:45 Yerli Dizi 01:45Bitmeyen Şarkı 03:10 Aşk ve Ceza 04:40 Beyaz Gelincik 20:00 MUMYA O'Connell ailesi bu kez iki bin yıllık uykusundan uyanan dehşetli Ejder İmparatoru'nun mumyasıyla baş etmeye çalışıyor. Ejder İmparatoru Han'ı yenmenin tek yolu, imparatorun düşmanlarından oluşan, Çin Seddi'nin yapımı sırasında enkaz altında kalan acımasız orduyu canlandırıp savaşmaktır. Brendan Fraser'ı üçüncü kez Rick O'Connell rolünde gördüğümüz filmde, Rachel Weisz'ın yerini Mario Bello alırken olaylar 10 yıl sonrasında geçtiği için 20 yaşındaki Alex rolüne de Luke Ford getirilmiş. gösterdiği yoğun ilginin de bunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Filmi izlemeye gelenlere teşekkür eden Halil Sezai Paracıkoğlu, sinemada bulunanları arkasına alarak özçekim yaptı. (AA) Oflu Hoca'nın Şifresi" 09:50 Muharrem Klip 09:55 Yabancı Sinema "Macera Adası" 11:30 Muharrem Klip 11:35 1'de Bugün 11:50 6 Mantı 13:00 On Muharrem 13:15 Savaşta Barışta Türk Ordusu 13:45 PTT 1. Lig Futbol Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş. - Bucaspor" 14:45 Devre Arası 15:00 PTT 1. Lig Futbol Karşılaşması "Antalyaspor A.Ş. - Bucaspor" 16:00 Gezelim Görelim 16:35 Muharrem Klip 16:40 On Muharrem 16:55 Şimdi Onlar Düşünsün 18:45 1'de Bugün 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Hayat Ağacı Mumya: Ejder İmparatoru'nun Mezarı'nda hatıra fotoğrafı ve özçekim yapabilmek için yoğun çaba harcadı. Filmin gösterileceği salona alkışlar eşliğinde giren Halil Sezai Haracıkoğlu ve Aytaç Ağırlar, güzel bir filme imza attıklarına inandıklarını belirterek, insanların TV / MAGAZIN 07:00 DÜNYAYI GEZİYORUM 08:30 GAGGUK 09:30 2.SAYFA 11:00 HAFTASONU 12:00 BURADA NE YENİR? 13:10 SON TREND 14:15 GAGGUK 15:00 GÜRKAN ŞEF İLE MANGAL ZAMANI 15:50 5 ÇAYI 16:45 DOLU DOLU ANADOLU 18:15 EMRE BUGA İLE ANA 19:00 SUÇ KRALLARI 20:00 YABANCI SİNEMA GÖRÜNMEZ SAVAŞÇI 22:15 YABANCI SİNEMA KAR CANAVARI 00:00 KICKBOKS GECESİ 02:10 SUÇ KRALLARI Yabancı 02:40 YABANCI SİNEMA KAR CANAVARI-TEKRAR 04:15 YABANCI SİNEMA 06:00 Dila Hanım 07:30 Akasya Durağı 09:30 Yerli Dizi 12:00 Yerli Dizi 14:00 Yerli Dizi 16:30 Yerli Sinema 18:30 Star Haber 19:15 Star Life 20:00 Yerli Dizi 22:00 Sil Baştan 00:30 Yerli Dizi 03:00 Yerli Sinema 04:30 Yerli Sinema 20:00 ÖLÜM VURUŞU Orjinal İsmi:Kill Shot Yönetmen:John Madden Oyuncular:Mickey Rourke, Diane Lane, Thomas Jane Yapım Yılı:2008 Tür:Polisiye/Aksiyon Carmen Colson ve demirci eşi Wayne tesadüfen bulundukları bir emlakçı dükkanında azılı katillerin hedefi haline gelirler. Michigan’ın bu tenha yerinde, polisler bile Carmen ve Wayne’e yardım konusunda çaresizdirler. Federal Polis de çifte Tanık Koruma Programı’nı önermekten başka bir katkıda bulunamaz. 01:00 Bay Tahmin 02:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar) 03:30 Aramızda Kalmasın 04:45 Ver Fırına (Tekrar) 06:00 Oynat Bakalım (Tekrar) 07:00 Batman (Tekrar) 07:15 Casper (Tekrar) 07:30 Disney Kuşağı 08:45 Oynat Bakalım (Tekrar) 09:30 Ver Fırına (Kolaj) 11:00 Belgesel 12:00 Ardanın Mutfağı 13:00 Kaçak Gelinler (Tekrar) 15:30 Aileler Yarışıyor (Tekrar) 17:00 Chelsea - QPR 19:00 Akademi (Tekrar) 19:15 Kel Alaka (Tekrar) 20:45 Yetenek Sizsiniz 06:00 Kanal D Çocuk Kulübü 07:15 Akasya Durağı 09:30 Magazin D 12:15 Çok Güzel Hareketler Bunlar 13:15 Urfalıyam Ezelden 16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Güllerin Savaşı 23:00 Arkadaşım Hoşgeldin 01:00 Tehlikeli Misafir 02:30 Çok Güzel Hareketler 20:30 SİL BAŞTAN Yiğit ve Gizem yakınlaşıyor! Sergen’i kararından kim vazgeçirecek? Liseler arası yapılacak futbol turnuvası için Çetin, çocukları çalıştırması için Sergen'den yardım ister fakat Sergen kabul etmez. Milli Eğitim Bakanı hakkında Oktay'ın elindeki belgeleri almaya okula bir danışman gelmiştir. Bunun karşılığında Oktay, Müdür Çetin'in tayinle başka bir okula gönderilmesini ister. Haberi gizlice duyan Yelda, çare aramak için diğer arkadaşlarına olayı anlatır. Maya, Mete'yi elde etmek için bir plan hazırlar ve bunun içine Tunç'u da dahil eder. 1 Kasım 2014 Cumartesi Tokat Valisi Cevdet Can'ın talimatıyla İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğince "Alo Köyüm Çağrı Merkezi" kuruldu. Tokat’ta “Alo Köyüm Çağrı Merkezi” kuruldu TOKAT - İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Fikret Atılır, 26 Haziran Atatürk Kültür Sarayı'nda oluşturulan çağrı merkezinin tanıtım toplantısında yaptığı açıklamada, vatandaşların bu uygulama sayesinde özel idareye istek, dilek ve şikayetlerini iletebileceklerini söyledi. Kırsal kesimde yaşayan vatandaşların telefonla halledebileceği işler için özel idareye geldiğini belirten Atılır, "Bu durum haliyle vatandaşlarımız için zaman ve ekonomik kayba neden olmaktadır. Bu durumun ilimiz ekonomisine ve genel manada ülkemiz ekonomisine zarar verdiği kanaatine varıldığından sayın Valimiz Cevdet Can'ın talimatları doğrultusunda Alo Köyüm Çağrı Merkezi'nin kurulması kararlaştırıldı" dedi. Çağrı merkezinde haftanın 7 günü, bayram ve tatil günleri dahil 24 saat hizmet vermeyi hedeflediklerini ifade eden Atılır, şunları kaydetti: "Dört mevsimi tam anlamıyla yaşayan ilimiz coğrafyasında her an bir doğal felaketle karşılaşılması mümkün olabiliyor. Heyelan, kar, su taşkını yolları kapatabiliyor. Zamanında hızlı bir şekilde olay yerine ulaşılması can ve mal kaybını önleyebiliyor. Vatandaşlarla yapılan tüm görüşmelerin, hizmet kalite standartları ve iletişim güvenliği nedeniyle kayıt altına alındığı çağrı merkezince, her işlem mutlaka sonuçlandırılacak. Süreçler ve sonuçlar hakkında ilgili vatandaş talepleri doğrultusunda telefonla geri aranarak ya da belgegeçer, e-posta veya resmi yazıyla en kısa zaman içerisinde bilgilendirilecek." Atılır, vatandaşların 444 8 569 numaralı telefondan Alo Köyüm Çağrı Merkezi'ne ulaşabileceklerini sözlerine ekledi. (AA) Sefalet içinde ölen kadın milyoner çıktı Ordu’da ulaşıma 1 milyar 400 milyon liralık yatırım yapıldı ORDU - GÖKHAN GÜCÜKLÜOĞLU - Coğrafi yapısı gereği yol ağı üzerinde çok sayıda tünelin yer aldığı, Türkiye'de deniz yüzeyi doldurularak inşa edilen ilk havalimanının yapıldığı Ordu'da dört ayrı ulaşım projesi için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nca yaklaşık 1 milyar 400 milyon liralık yatırım yapıldı. Son yıllarda hava ve karayolu ulaşımı noktasında Türkiye'de en fazla yatırım yapılan illerden biri olan Ordu'da bazı projeler tamamlanarak hayata geçirilirken bazı projelerin ise yapım çalışmaları devam ediyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devasa yatırımlarla Ordu'nun devlet ve hükümet nezdinde ulaşım noktasında önemli bir yere sahip il konumuna geldiğini söyledi. Türkiye'nin en uzun tünelinin Ordu'da yer aldığını anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Ulaşım ağımızda 400 milyon liralık maliyetli Ünye Çevre yolumuz tamamlanarak hizmete açıldı. Ordu Çevre Yolu projemiz devam ediyor, orası bittiğinde 600 milyon liralık bir yatırım hayata geçecek. Ordu-Giresun Havalimanı projemiz, deniz yüzeyi doldurularak yapılıyor. Bu özelliğiyle Türkiye'de ve Avrupa'da bir ilk olacak. İnşallah bitmesiyle 270 milyon liralık bir yatırım ülkemiz Ordu ile buluşacak. Karadeniz-Akdeniz Yolu projesinin Ordu sınırları içerisinde yer alan bölümünün yapım çalışmaları devam ediyor. Oranın da yaklaşık maliyeti 65 milyon lira." Yılmaz, söz konusu rakamlar yan yana getirildiğinde ortaya çok önemli bir yatırım çıktığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Tahmin ediyorum Türkiye'de İstanbul dışında en fazla ulaşım hizmetinin yapıldığı il Ordu. Bu araştırıldığında doğru çıkacaktır. Zira Ordu, Ünye çevre yolları, havalimanı projesi, Karadeniz-Akdeniz Yolu projesi bunlar ele alındığı takdirde yola en çok paranın ayrıldığı il olacaktır. Bu, Ordulular olarak ne kadar şanslı olduğumuzun bir göstergesi." Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın yanı sıra Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak 309 milyon liralık ulaşım yatırımının da kendileri tarafından yapılacağını vurgulayan Yılmaz, "Bu yollar yapılırken eş değer olarak iç bağlantı yollarının asfaltlanması lazım. Biz de yaptığımız çalışmayla bin kilometrelik yani Ordu'dan Edirne'ye kadar bir mesafeyi düşünün, sıcak asfalt kampanyası başlattık. Üç yılın sonunda 309 milyon liralık bir yatırımla Ordu'nun gidilebilecek dağını taşını sıcak asfaltla kaplayacağız" ifadelerini kullandı. (AA) BURSA - İznik'te geçen ay çöp dolu evinde ölü bulunan 72 yaşındaki kadının, ilçedeki iki banka hesabında 3 milyon 270 bin lirası, Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesinde 4 dairesi, Mudanya ilçesinde bir villası, İstanbul Bakırköy'de ise bir iş yeri olduğu ortaya çıktı. İlçedeki Selçuk Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden gelen kötü kokular üzerine geçen ay cesedi bulunan Habibe Irız'ın (72), ölümünün ardından ortaya çıkan serveti şaşırttı. Çocuğu olmayan yaşlı kadının, ilçedeki iki banka hesabında 3 milyon 270 bin lirası, Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesinde 4 dairesi, Mudanya ilçesinde bir villası ve İstanbul Bakırköy'de bir iş yeri olduğu belirlendi. Yaşlı kadının evinin bulunduğu mahallenin muhtarı Selim Sarıkaya, ''Sürekli yardıma muhtaç olduğunu dile getiriyordu. Muhtarlık olarak her ay Habibe teyzeye para yardımında bulunuyorduk. Son zamanlarda akli melekeleri çok yerinde değildi'' diye konuştu. Komşuları ise yaşlı kadının varlıklı biri olduğunu bildiklerini, kendisinin bu konuda hiçbir zaman konuşmadığını belirterek, Irız'a devamlı yemek götürdüklerini söyledi. Geçen ayın 15'inde Kutalmışoğlu Süleyman Şah Caddesi üzerindeki evinde yalnız yaşayan Habibe Irız'ın evinden kötü kokular geldiğini fark eden komşuları, durumu polise bildirmişti. Olay yerine gelen ekipler, açık olan kapıdan içeri girdiklerinde çöp dolu evde Irız'ın cansız bedeniyle karşılaşmıştı. Yıllar önce evlenip boşandığı belirtilen yaşlı kadının cenazesi, belediye ekiplerince çıkarılıp, İstanbul'da yaşayan iki kız ve bir erkek kardeşi tarafından teslim alınarak, İstanbul'da toprağa verilmişti. (AA) Fehmi KORU [email protected] 3 [email protected] yurt haberlerİ Alavere, dalavere... Bilin bakalım nöbette kim var? IRAK’tan gelip Kobani’de savaşmak için Türkiye üzerinden Suriye’ye giden peşmergelerin konvoyuna, etraftan, “Biji Serok Obama” sloganlarıyla tezahürat yapanlar çıkmış... Kürtçede “biji” sözcüğü “çok yaşa”, “serok” ise “lider/önder” anlamına geliyor... Tezahüratçılar böylece bir gerçeğin farkına vardıklarını belli etmiş oluyor: Şu anda sınırımızın öte yanında devam eden kapışma ve çatışmaların aslında bir vekâlet savaşı olduğu gerçeğinin... ABD’nin 1991 ve 2003’te bu bölgeye gelişleri sonrasında yaşanılan yer sarsıntıları cepheleşmelere yol açtı; birbirine düşman hale dönüşen cepheler, şimdi, Washington’un fazlaca ortalıkta görünmesine gerek olmayan bir savaşı sürdürüyorlar. Bölgenin insanları ölüyor ve her ölenle birlikte cephelerin birbirlerine düşmanlığı biraz daha pekişiyor... Uğruna vekâleten savaşlar yürütülen ülke, sadece bu durumun keyfini çıkarmakla kalmıyor, geleceği istediği gibi dizayn etmesine imkân verecek etkinliklerle de meşgul olabiliyor. Hep unutulan bir gerçeği hatırlatayım: Birinci Körfez Savaşı (1991) sonrasında, ABD, bir süreliğine bölgeye ilgisini kaybeder göründü; kendisine saldırılan 11 Eylül (2001) eylemlerine kadar... Peki, o arada ABD bölgeye olan ilgisini gerçekten kaybetti mi? Hayır. 1996’da Irak’ın kuzeyinden çok sayıda genç, Türkiye’deki üslerden kalkan uçaklarla, Guam Adası’ndaki Amerikan üssüne taşındı. İlk eğitimlerini orada alan Kürt gençlerinden yetenekliler eğitimlerine ABD’de devam ettiler. İkinci kez (2003) askerleriyle bölgeye yeniden geldiğinde, ABD, Irak’ın kuzeyinde çeşitli alanlarda uzmanlaşmış kendi dilini konuşan bir kadroyu hazır buldu. “Geleceğe yatırım” işte budur... Bizler bugünle ve etrafımızdaki çoğu ABD tarafından kapısı aralanmış sorunlarla boğuşurken, Washington’dakilerin gelişmelerin hep bir adım önünde bulunmalarının sebebini herhalde anladınız: Kendi ürünü sorunları da, onlara dönük çözümleri de çok önceden hazırlıyor Washington; biz onlarla meşgul olurken yeni sorunlar ve yeni çözümler arayışı içerisine giriyor. “Nobel Barış Ödülü” sahibi Barack Obama’yı bile “savaşkan başkan” haline dönüştürmeyi başarmadılar mı? Yaklaşan ara seçimlerde, savaş çıkarmada geciktiği için, rakip partiye (Cumhuriyetçi Parti) Kongre’nin iki bölümünde de (Temsilciler Meclisi ve Senato) çoğunluğu kazandırarak Obama’yı ve partisini (Demokrat Parti) cezalandırma yolunda Washington’da ipleri ellerinde tutanlar... Hep gelecek hesabı yapılır Washington’da... Şimdi ne yapıyor, hangi geleceğe hazırlanıyorlar? ABD’nin Ankara’daki büyükelçiliğinin Twitter’daki takipçilerine dün gönderdiği mesajlardan bu soruya kısmi cevap teşkil edecek ipuçları alınabiliyor. Ortadoğu’daki gelişmeler onun sorumluluğuna bırakıldığı için Obama’nın yardımcısı Joe Biden’ın, gelişmeleri, Washington’da, Beyaz Saray’ın “operasyon merkezi”nde izlediğini tahmin ediyorsanız, yanılıyorsunuz. Fas’ın Marakeş kentinde yapılacak “2014 Global İş Dünyası Zirvesi”ne katılıyor Biden... Bir diğer haber de şu: ABD’nin dünyanın dört bir tarafındaki büyükelçilikleri ve konsoloslukları birer salonlarını internet üzerinden üniversite eğitimi almak isteyen yerel gençlere açmış... MOOC (Massive Open Online Course) programıyla, ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarına devam eden gençler, bir Amerikan üniversitesinden diploma almaya hak kazanır hale getiriliyor... Durmak yok, yola devam... Kıssadan hisse şu: Dünyanın bir yerlerinde insanlar ABD’nin sebep olduğu savaşlarda ölürken, Washington’dakiler, bir yandan onların tepesine bombalar yağdırırken bir yandan da geleceği dizayn etmenin peşinde... 31 Ekim 2014/ HABER TÜRK Kaçak avcıların lüks Fikirtepe’de araçlarına el konuldu kumalaştırma yapılacak SİVAS - Sivas'ın Koyulhisar ilçesinde gece far ve projektör tutarak tavşan avı yaptığı iddia edilen 2 kişinin içerisinde bulunduğu lüks araca el konuldu. Koyulhisar'da gece far ve projektör tutarak tavşan avı yaptığı ileri sürülen 2 kişi, İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince yakalandı. Bu kişilerin avda kullandığı lüks cip ile av tüfeği, şarjlı lamba ve iki projektöre el konuldu. Jandarma ekipleri, aracı ve ele geçirilen av malzemelerini Orman ve Su İşleri Sivas Şube Müdürlüğüne teslim etti. Şüphelilere idari para cezası uygulanacağı belirtildi. Orman ve Su İşleri Şube Müdürü Selami Şahinbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de avcılık faaliyetlerinin Kara Avcılık Kanunu kapsamında gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu kanun kapsamında avın ava açık günlerde, ava açık alanlarda ne şekilde yapılacağı net olarak belirtilmiştir, avcılık belgesine sahip insanların belirli usul ve esaslar dahilinde bu faaliyetleri yürütmeleri mümkündür" diye konuştu. Sivas'ta kaçak avlanan kişilere yönelik denetimlerinin sürdüğünü belirten Şahinbay, şunları kaydetti: "Gerek jandarma ekipleri olsun gerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı Sivas Şube Müdürlüğümüz av koruma görevlileri olsun, av koruma faaliyetleri yaparak usulsüz avcılıkla mücadele ediyor. Koyulhisar İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı ekiplerinin yaptığı denetimde tavşan avı, far avı yapıldığı tespit edilmiştir. Bu usulsüz avcılıkta kullanılan aracın mülkiyeti, Müdürlüğümüzce kamuya geçirilecek." (AA) ANKARAÇevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Fikirtepe'de yüzde 100 anlaşma sağlanamayan proje adalarında Hazine adına kamulaştırma yoluna gidiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakan İdris Güllüce'nin talimatıyla hızlanan Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm çalışmalarına yeni çözümlerin getirildiği belirtildi. Proje adalarında 2/3 çoğunluğu sağlamış olan firmalarca anlaşmaya katılmayan malikler için Bakanlık tarafından gereğinin yapılması için İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün görevlendirildiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: "İl Müdürlüğü, bu kapsamda yüzde 90 ve üzeri anlaşma sağlanmış proje adaları başta olmak üzere söz konusu başvurular değerlendirilerek anlaşmaya katılmayan maliklere karara katılmaması halinde acele kamulaştırma yoluna gidileceğine dair yazılı bildirimler yapıyor. Taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması adına kendisine tebligat yapılan malikler ve ilgili firmalar İl Müdürlüğü koordinatörlüğünde bir araya getirilerek tarafların anlaşmama noktasındaki sorunlarını dile getirmek üzere toplantılar düzenleniyor. Toplantılar sonrasında yapılan yeni anlaşmalara ilişkin sözleşmeler ve tapu kayıtları ile anlaşmaya hala katılmayan maliklerin güncel listesi acele kamulaştırma sürecinin başlatılması için İl Müdürlüğüne iletiliyor. Son durumda anlaşma sağlanamayan maliklerin bilgileri acele kamulaştırma işlemleri başlatılmak üzere Defterdarlık kanalıyla Mahkemeye iletiliyor." (AA) 4 ANKARA 1 Kasım 2014 Cumartesi Beşiktaşlılar Başkan Ak’ı yılın belediye başkanı seçti Dört çocuklu galerici anne OTONOMİ’den showroom aldı Başkent Ankara'da 2. el oto galericilerin şehir dışına taşınması ile ilgili genelgeninin yayınlanmasının ardından yapımına başlanan OTONOMİ projesinden otomobil showroom satın alan Satı Eke isimli iş kadını, projenin tamamlanmasının ardından 2. el oto galerici olmayı planlıyor. BETÜL SÜSLEN-1990 yılında eşini kaybettikten sonra 4 çocuğuyla birlikte geçimini sağlayabilmek için ticarete atılan Satı Eke isimli iş kadını Türkiye'nin ilk kadın oto galericilerinden biri olmaya aday. 22 yıldır sigorta ve aracılık hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren Satı Eke, OTONOMİ projesinden haberdar olur olmaz, faaliyetlerini otomotiv sektörüne kaydırmak üzere tereddütsüz bir şekilde showroom satın aldı. Türkiye'nin ve Dünya'nın en büyük otomobil yaşam merkezi olan OTONOMİ projesinin içerisinde yer almanın önemli bir ayrıcalık olduğunu düşünen Eke, çok kazandıracak bir yatırım yaptığını açıkladı. Satı Eke, genellikle erkek egemen bir sektör olan 2. el oto galericilikte kadın bir yatırımcı olmanın deavantaj değil avantaj olduğunu düşünüyor. 375.000 metrekare alan üzerine kurulan dev proje; otomobil showroomları, otel, benzinlik, alışveriş merkezi, ticaret merkezi, yaşam ve donatı alanları ile birlikte 2015 yılında hizmete açılacak. Başkentin kadın galericisi Eke, 5000 kişiye istihdam sağlanacak OTONOMİ'de yer alacak kadın yatırımcıların sektörün hizmet kalitesini olumlu etkileyeceğine inanıyor. HABER MERKEZİ - Beşiktaş Platformu Genç Profesyoneller’ce düzenlenen “Süleyman Seba Ödülleri” kapsamında Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “ Yılın Belediye Başkanı” verildi. Beşiktaş’ın efsanevi başkanı merhum Süleyman Seba adına dağıtılan “Beşiktaş Platformu Yılın En İyileri Ödülleri”, yılın belediye başkanı, siyasetçisi, bürokratı, akademisyeni gibi birçok farklı kategorilerde yapılan değerlendirmeler sonucu başarılı bulunan isimlere verildi. Belediye başkanları kategorisinde yapılan değerlendirmede “Yılın Belediye Başkanı” ödülüne layık görülen Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “Keçiörenlilerin büyük desteği ile ikinci dönemde de hizmetlerimi yapmaya devam edeceğim. Göreve geldiğim günden bugüne kadar herkesin başkanı oldum. Hizmetlerimi yaparken ‘halka hizmet hakka hizmettir’ anlayışını düstur edindim. Bana bu ödülü verenlere yürekten teşekkür ediyorum. Keçiören’i Türkiye’nin parlayan yıldızı yapma yolundaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Çevre Çiçekleri Hareketi TÜRKİYE’YE YAYILIYOR Çankaya’nın eğitim yardımı sınırları aştı HABER MERKEZİ - Keçiören Belediyesi “Çevre Çiçekleri Hareketi beşinci yılına girerken, çevre eğitimi alarak “Çevre Müfettişi” olan öğrenci sayısı 60 bine ulaştı. Keçiörenli çocuklardan oluşan en büyük çevre hareketi tüm Türkiye’ye örnek oluyor. Proje kapsamında her yıl yaklaşık 15 bin ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisine çevre ve geri dönüşüm konulu eğitim veriliyor ve sergilenen tiyatro gösterisiyle eğitim görsel olarak destekleniyor. Eğitim sonrası “Fahri Çevre Müfettişi” ilan edilen öğrencilere eğitim konularının işlendiği bir “Çevre Müfettişi El Kitabı” verilirken, araçlara yapıştırılmak üzere hazırlanan “Bu araçtan dışarıya çöp atılmaz” etiketleri de dağıtılıyor. Eğitim ve tiyatro programının devamında öğrencilerin motivasyonunu artırmak ve çalışmaların sürekliliğini sağlamak amacı ile “Çevre ve Geri Dönüşüm” konulu resim, afiş ve fotoğraf yarışması düzenleniyor. 2009 yılında başlattıkları Çevre Çiçekleri Hareketi’ni İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği içinde yürüttüklerini hatırlatan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “Çocuklarımızın küçük yaşta çevre bilinci edinmesini, Keçiören, Ankara ve Türkiye için çevresine duyarlı bir nesil yetiştirmeyi istiyoruz.” Tarımsal yatırımcıya hibe desteği Çankaya Belediyesi yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla birlikte okullara yaptığı kırtasiye yardımlarını ilçe sınırları dışına taşıdı. HABER MERKEZİ Yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla öğrenim hayatlarına devam eden öğrencilerin ihtiyaçlarını giderecek kırtasiye seti hediye dağıtımını sürdüren Çankaya Belediyesi, son olarak Ankara’nın Haymana ilçesindeki Bahçecik İlköğretim Okulu ile Atatürk Ortaokulu’nda 260 öğrenciye HABER MERKEZİElmadağ Belediyesi Zabıta ekipleri okullarda kantin denetimi başlattı. Genel temizlik ve sağlıklı gıda maddesi satışı konusunda Zabıta Müdürlüğü ekiplerince denetlemeler çerçevesinde, okul kantini işletmecilerine uyulması gereken kurallar hakkında bilgiler verildi. Denetimlerin ceza kesmek için değil, öğrencilerin sağlığını korumak maksadıyla yapıldığını ifade eden Zabıta yetkilileri, eksiklikleri bulunan işyerlerini uyararak, mevzuatlara uygun çalışmayan kantin işletmecilerine işlem yapılacağını bildirdi. Zabıta ekipleri Belediye sınırlarında kantin ve kafeteryaya sahip okullarda yapılan denetim de, genel temizlik, sağlık karnesi, iş kıyafeti, kaliteli gıda malzemesi, ürünlerin son kullanma tarihi gibi konularda denetim yaptıklarını, olumsuz herhangi bir durumla karşılaşmadıklarını kaydetti. kırtasiye seti hediye etti. İlçe genelinde yer alan kırsal kesimdeki başta Karataş, Yeşilkent, İmrahor olmak üzere ekonomik yönden geri kalmış bölgelerde kırtasiye dağıtımına öncelik veren Çankaya Belediyesi, Haymana ilçesindeki okullara da kayıtsız kalmadı. Haymana Atatürk Ortaokulu’nda görevli Sosyal Bilgiler Öğretmeni Gamze Durmaz aracılığıyla çocukları bir nebze olsun sevindiren Çankaya Belediyesi’ne yardımlarından dolayı teşekkür eden Okul Müdürü Ümit Sevin, başta Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz şükranlarını sunduklarını ifade etti. HABER MERKEZİGıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre tarımsal sanayiye yatırım yapacak girişimcilere %50 hibe desteği verilecek. Bu yıl destekleme kapsam ve miktarlarının illere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, bununda üretim planlaması ve yetişen ürünlerin bölgede işlenerek, pazarlanması açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Ankara’da bitkisel ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması, soğuk hava deposu, çelik silo, hayvansal orijinli gübre işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması, alternatif enerji kullanan yeni sera ve alternatif enerji üretim tesislerine destek verileceğini ifade eden İl Müdürü Temel, bu konularda kısmen yapılmış yatırımların tamamlanmasına yönelik, kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik ile yeni tesis yapılmasına yönelik %50 hibe desteği verileceğini, bu desteğin de beş yüz bin TL’ye kadar çıkabileceğini söyledi. 2006 yılından bu yana uygulanan bu projede şimdiye kadar 84 girişimciye destek verildiğini kaydeden Temel, verilen destek miktarının ise 18 milyon TL olduğunu belirtti. Ankara’nın önemli bir tarımsal üretimi olduğunun altını çizen Temel, üretilen ürünlerin istenilen formda tüketiciye sunulması için tarımsal sanayiye yatırım yapılması gerektiğini ve yatırım için bu desteğin çok önemli olduğunu kaydederek, “Çiftçilerimizin alın terinin korunması ve ürünlerin değerlerinin korunması için tarımsal sanayiyi çok önemsiyoruz.” ANKARA 1 Kasım 2014 Cumartesi Engellileri toplumla kaynaştıran merkez: 5 ENGELLİ DANIŞMA MERKEZİ Keçiören Belediyesi Engelli Danışma Merkezi, engelli vatandaşların ihtiyaç duyduğu her alanda yanlarında olduğunu gösteriyor. HABER MERKEZİ - “Herkes için ulaşılabilirlik” sloganıyla yola çıkan Keçiören Belediyesi öncelikle, Ankara Üniversitesi, TÜBİTAK ve ÖZEV’in işbirliği ile ilçedeki 334 parkı yeniden düzenleyip gerek bedensel gerekse görme engeli vatandaşlar için ulaşılabilir hale getirdi. Kurduğu Engelli Danışma Merkezi ile engelli vatandaşların yardımına koşan Keçiören Belediyesi, merkez bünyesinde verdiği hizmetler ile engelli vatandaşların gözdesi oldu. Engelli hakları konusunda bilgilendirme, bil- Sincan’da herkese göre bir kurs var Sincan Belediyesi ve İlçe Halk Eğitim Merkezi’nin düzenlediği hobi ve meslek kursları için kayıtlar kayıtlar sürerken, Sincanlılar kurslara yoğun ilgi gösteriyor. inçlendirme, yönlendirme, rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren merkez, bugüne kadar uzman psikologları aracılığıyla bin 191 engelli ve aile yakınına psikososyal destek hizmeti verdi. Engelli nakil araçlarını da üyelerinin kullanımına sunan Danışma Merkezi, engellilerin gün içinde hastane, banka gibi yerlere götürülüp tekrar evine bırakılmalarını sağlıyor. Sosyal güvencesi olmayan engelli vatandaşlara yardım elini uzatan merkez, sosyal hizmet uzmanlarının yaptıkları incelemelerin ardından tekerlekli sandalye, bez, beyaz baston gibi özel ihtiyaçları da karşılıyor. Başvuruda bulunan engelli vatandaşların Keçiören Belediyesi’ne bağlı Aile Eğitim Merkezi’nde görevli avukatlardan hukuk hizmeti almalarına da aracılık eden Danışma Merkezi, konut iyileştirme birimi sayesinde engelli vatandaşların evlerinin bakım ve onarımını da gerçekleştiriyor, ayrıca evlerinde rahat hareket edebilmeleri için gerekli düzenlemeleri hayata geçiriyor. Kendi kişisel bakımını yapamayan engellileri de düşünen Danışma Merkezi, bu vatandaşların Güçsüzler Yurdu’na getirilerek kişisel bakıma alınmalarına imkan tanıyor. Okullardaki fiziki koşulların iyileştirilmesi amacıyla “Aramızdaki Fark Engel Olmasın Projesi”ni uygulamaya koyan merkez, proje kapsamında okul girişlerine rampa yaptırılmasını, okullardaki bütün ekipmanlar ile klozetlerin engelli öğrencilerin kullanımına uygun hale getirilmesini sağladı. Çöp konteynırları yıkama aracı İSMAİL YILDIZ-Kızılcahamam Belediyesi'nde faaliyet gösteren 3K İnşaat ve Turizm Ltd.Şti. Kızılcahamam'da bir ilki gerçekleştirdi. Konteynır yıkama ve dezenfekte aracı ile ilçemizde bulunan çöp konteynırlarının yıkanması ve dezenfekte çalışmalarına başladı. Bu özel araç sayesinde konteynırlar aracın içine giriyor, özel dezenfektanlar, köpük, parfüm ve tazyikli su ile steril bir hale kavuşturuluyor. Özellikle yaz aylarında daha çok hissedilen ve şikayete neden olan konteynırların kötü koku ve mikroplardan arınması, çöp konteynırı yıkama ve dezenfekte aracının yaptığı dezenfekte işlemi sayesinde halk sağlığına da olumlu yönde katkısı bulunuyor. Çalışmalara katılan Belediye Başkan Yardımcısı Fahrettin İlhan çalışmalar hakkında, "Termal Turizm Cenneti olan ilçemizde insan ve çevre sağlığı bizim için önemli konulardan biri. Bu tür çalışmalarla vatandaşlarımızı ve ilçemizi ziyaret eden misafirlerimizi daha temiz bir Kızılcahamam'da ağırlamaktan mutluluk duyacağız." diyerek bu tür faaliyetlerin devam edeceğini belirtti. Elmadağ Belediyesi’nin 2015 bütçesi onaylandı HABER MERKEZİ Elmadağ Belediye Meclisi, belediyenin 2015 mali bütçesini onayladı. Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin başkanlığında toplanan meclis, gündem maddelerini görüşerek karara bağladı. 2015 yılı Belediye bütçesi 01.10.2014 tarihinde yapılan toplantı sonucunda plan ve bütçe komisyonuna havale edildi. Plan ve bütçe komisyonunun raporu 10.10.2014 tarihli 19.birleşiminde meclise okundu. Rapor Meclis üyelerince incelenerek 11-24.10.2014 tarihlerinde yapılacak birleşimlerde görüşülmesine oy birliği ile karar verildi. Yukarıda belirtilen tarihlerde 2015 yılı bütçe kararnamesi madde madde okunarak mecliste oylandı ve Belediye Meclis Üyeleri tarafından oy birliği ile kabul edildi ve bütçe görüşmeleri sona erdi. Belediye Başkanı Gazi Şahin; Meclis Üyelerine, 2014 yılında yapılanlar ve 2015 yılı yapılacak çalışmalar hakkında bilgiler sundu. 2015 yılı bütçesi hakkında açıklamalarda bulundu, Bütçenin titizlikle hazırlandığı ve gerçekleşme oranının yüksek olacağı kanısıyla, hazırlayanlara ve Belediye Meclisine teşekkür etti. Başkan Şahin “2015 yılı bütçemizin İlçemize, halkımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.”dedi. HABER MERKEZİSincan Belediyesi hobi ve meslek edindirme kurslarına kayıtlar devam ediyor. Sincan Belediyesi ve İlçe Halk Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen ücretsiz hobi ve meslek kurslarına kayıt yaptırmak ise artık daha kolay… www.sincan.bel.tr adresine girip kayıt yaptırabilen vatandaşlar istediği kursu ve saati seçebiliyor. Ayrıca isteyen vatandaşlar 444 4 762 numaralı telefondan da kurslara kayıt yaptırabiliyor. Kurslara olan katılımı ve ilgiyi artırmayı amaçlayan Sincan Belediyesi bu hizmet ile vatandaşa büyük bir kolaylık da sağlıyor. Yerel Yönetimlerin sosyal ve kültürel faaliyetlere de önem vermesi gerektiğini vurgulayan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna “Vatandaşımız bu kurslar sayesinde hem yeteneklerini geliştiriyor hem de yeni beceriler kazanabiliyor. Hobi meslek edindirme kurslarına olan ilgi de bizleri oldukça memnun ediyor. 7’den 70’e herkesin ilgisini çekecek olan kurslar tüm yıl boyunca da vatandaşımıza hizmet vermeye devam edecek.” dedi. Uzman eğitmenler tarafından verilen kurslar 22 farklı alandan oluşuyor. Kursiyerler; Bilgisayar, İngilizce, diksiyon, resim, ebru, bağlama, gitar, takı tasarımı, aşçılık, beden ve işaret dili, Arapça, giyim, voleybol gibi birçok alanda eğitim görebiliyor. Kursların neticesinde ise başarılı olan kursiyerler Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikaya sahip oluyor. Sincan Belediyesi, engelliler içinde özel kurslar açıyor. Takı tasarım, işaret dili, ahşap boyama gibi kurslar açan Belediye, engellileri ailelerinden de tam not alıyor. Engellileri evlerinden araçla aldırıp araçla bırakan Belediye, engellilere yeni bir sosyal ortam oluşturuyor. Herkesin bir engelli adayı olduğunu söyleyen Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, “Engelli vatandaşlarımız için özel kurslar veriyoruz. Engellilerimizin hem akranları ile zaman geçirmesini amaçlıyor hem de ailelerin bir nebze soluklanmasına vesile oluyoruz. Engelli Semazen grubumuz geçen yıl gerçekten büyük bir başarı sağladı. Yine engellilerimiz için farklı ve özel kurslar vermeyi sürdüreceğiz.” dedi. Altındağlı kadınlar KONYA YOLCUSU Çocuk Meclisi’nde seçim takvimi işliyor HABER MERKEZİ- 23 Nisan 1995 yılında kurulan Çocuk Meclisi, 20. döneme hazırlanıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, dünyada kendi binasına sahip olan tek Çocuk Meclisi’nin bu yılki seçim takvimi başladı. 9 - 14 yaşlarındaki (Kasım 2005 Kasım 2000 doğumlular) ilk ve orta öğrenimdeki çocukların başvuruları; başta Çocuk Meclisi olmak üzere; Büyükşehir Belediyesi’ne ait 10 ayrı adreste gerçekleştiriliyor. Çocuk Meclisi için 8 Ekim Çarşamba günü başlayan başvurular, 16 Kasım Perşembe gününe kadar devam edecek. 16 Kasım tarihine kadar başvuru yapabilecek olan çocuklar, 22 Kasım Cumartesi günü yapılacak olan Meclis üyeliği seçimlerinde oy kullanacaklar. Çocuklar, meclis üyelerini seçmek için başvuru yaptıkları merkezlerde oy verecekler. Başvuru formları, Çocuk Meclisi’nden, okullardan, başvuru adreslerinden, Çocuk Meclisi’nin resmi WEB Sitesi’nden (www.cocukmeclisi.ankara.bel.tr) alınabilecek. Çocuklar, Ankara çocuklarının sesi olmak, kendilerini ilgilendiren kararlara katkı sağlamak amacıyla, 20. Dönem Çocuk Meclisi asil üyesi olarak seçilmek için ilk adımı atmış olacaklar. Çankaya’da tango rüzgarı esti HABER MERKEZİ Swingturk Akademisi ile Uluslararası Arjantin Tango Federasyonu (IFAT)’nun düzenlediği Avrupa Tango Şampiyonası, Ankara'da yapıldı. Şampiyona öncesi yaptığı açıklamada federasyonlarının dünyanın 3 ülkesinde şampiyona düzenlediğini belirten Uluslararası Arjantin Tango Federasyonu (IFAT) Başkanı Yuri Deyev, Türk dansçılarının dünya ölçeğinde olduklarını, Türkiye’de dansa ilginin ise umut verici olduğunu belirtti. HABER MERKEZİ- Altındağ Belediyesi, Altındağlı kadınlar için Konya gezilerini başlattı. 8 yıldır düzenli olarak her yıl Altındağlıları Konya’ya götüren Altındağ Belediyesi, 2014 yılı Konya gezisinin startını verdi. Konya’ya hızlı trenle giden Altındağlı kadınların sevinci görülmeye değerdi. Her sabah hareket eden hızlı trenin 100 koltuğunu dolduran Altındağlı kadınlar, hem hızlı trenle seyahat etmenin hem de Konya’yı ziyaret etmenin keyfini yaşadı. Yıldıztepe ve Alemdağ Kadınlar Eğitim ve Kültür Merkezleri ile başlayan Konya gezileri, Kasım ayının sonunda Altınpark ve Seyfi Demirsoy Kadınlar Eğitim ve Kültür Merkezleri ile son bulacak. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, bu gezilerin kültürel mirası tanıma açısından büyük rol oynadığını söyledi. Kültür gezilerinin birlik ve beraberlik adına önem taşıdığını söyleyen Tiryaki, Altındağ’daki değişimin zihinlerde de gerçekleştiğini vurguladı. Tiryaki, Altındağ’da sevgi ve hoşgörü çatısı altında giderek güçlenen bir gönül bağı oluştuğunun altını çizdi. Başkan Tiryaki, bu zamana kadar binlerce Altındağlıyı kültür gezileriyle buluşturduklarını hatırlatarak, gezilere ara vermeden devam edileceğini müjdeledi. Hızlı trenle 1 saat 45 dakikada Konya’ya varan Altındağlı kadınlar, Konya’da yapılan sabah kahvaltısının ardından Mevlana Türbesi, Dergah, Müze ve Kubbe-i Hadra’yı, ardından ise İnce Minare ve Üçler Mezarlığı’nı geziyor. Öğle yemeğinin ardından ise kadınları Alaaddin Cami, Selçuklu Sultanlar Türbesi, Selçuklu Köşkü, Meram, Tavus Baba ve Ateş Baz-ı Veli Türbesi, Şems-i Tebrizi Türbesi ve Camii gezileri bekliyor. Tüm bu noktaları rehberler eşliğinde gezen Altındağlı kadınlar, bol bol dua ediyor. 6 EKONOMİ 1 Kasım 2014 Cumartesi Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Ahiler Kalkınma Ajansı tarafından Dünya Gıda Günü dolayısıyla Nevşehir'in Göreme beldesinde etkinlik düzenlendi. Doğal kaynakların asıl koruyucusu aile çiftçileri NEVŞEHİR- FAO Türkiye Temsilcisi Yuriko Shoji, Göreme Belediyesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte yaptığı konuşmada, açlık ve yoksullukla mücadele, gıda güvenliğinin ve beslenmenin sağlanması, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, doğal kaynakların yönetimi, çevrenin korunması ve özellikle de kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınma açısından aile çiftçiliğini ve küçük ölçekli çiftçiliği öne çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Aile çiftçiliği konusunda farkındalık oluşturmak istediklerini belirten Shoji, doğal kaynakların asıl koruyucularının aile çiftçileri olduğunu kaydetti. Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan da FAO'nun 2014'ü "Aile Çiftçiliği Yılı" ilan etmesini ve Dünya Gıda Günü kutlamalarında aile çiftçiliğinin önemine vurgu yapmasını son derece anlamlı bulduğunu belirtti. Kapadokya'nın doğal güzellikleriyle harika bir yer olduğunu vurgulayan Ceylan, şunları söyledi: "Bölgeyi her yıl milyonlarca turist ziyaret etmektedir. Bölge için birinci öncelik tabii ki turizm. Bundan yana şikayetimiz olmamakla beraber, bölgemizin diğer kaynaklarının turizmin gölgesinde kalmasından endişe taşımıyor da değiliz. Özellikle tarımsal üretimimiz, kültürel değerlerimiz, kırsal alanda yaşayan insanlarımız ve modern üretim baskısının arasında sıkışmış yöresel üretim sistemimizi, doğal güzelliklerimiz kadar önemli ve korunması gereken değerler olarak düşünüyoruz." Ceylan, Nevşehir'in Orta Anadolu'nun kalbi olduğunu ifade ederek, "Bu bölgelerde tarım, Türkiye'de giderek büyüyen ve gelişen tarım işletmelerinin aksine, küçük aile işletmelerinde, sadece ekonomik kazanımlar için değil, ayı zamanda aile bireylerinin de şehirde yaşayan yakınlarının da gıda ihtiyacını karşıla- mak için yapılır. Bundan dolayı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 66. oturumunda 2014 yılının Uluslararası Aile Çiftçiliği yılı olarak ilan edilmesi, ülke ve bölge tarımı açısından çok büyük bir önem arz etmektedir" diye konuştu. Göreme Belediye Başkanı Nuri Cingil ise turizmle beraber aile çiftliğinin de desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Cingil, "Belediye olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzle yürüttüğümüz çalışma sonucunda yaklaşık 4 yıldır belediyemiz ziraat mühendisi, çiftçilerimize hizmet vermektedir. Bu da aile çiftçiliğinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması açısından çok önemlidir" dedi. Etkinlik sonunda, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine plaket verildi. Davetliler, daha sonra, yöresel ürünlerin sergilendiği stantları gezdi. (AA) Türkiye’den AB’ye organik tarım daveti ROMA - TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine organik tarım konusunda Türkiye'de kimyasal ve ilaçların kullanılmadığı çok sayıdaki alanı işaret ederek, Türkiye'ye davet etti. İtalya'nın AB Dönem Başkanı olması sebebiyle Cumhuriyet Senatosu'nda ev sahipliği yaptığı; "Tarım, Endüstriyel Kalkınma ve Küçük ölçekli Teşebbüsler Komitesi Başkanlar Toplantısı"na katılan Kılıç, organik tarım için yer arayan AB'yi Türkiye'ye davet etti. Roma'daki toplantının ana konularından birinin organik tarım olduğunu ve bu konuda "Türkiye'nin, AB'ye göre daha şanslı olduğunu" ifade eden Kılıç, "Ben bugünkü toplantıda bunu vurguladım ve hatta davet ettim. Organik tarım alanı arıyorsanız Türkiye bunu ziyadesiyle 10 yıldır artırıyor. Gelin, hem aday bir ülkeye destek olun hem de AB, organik tarım ürünlerini Türkiye'den alsın. Hem sizin aradığınız ürünü biz sunmuş olalım hem de sizin bize desteğiniz olsun diye bir davette bulunduk. Ben hoş karşılandığını düşünüyorum" diye konuştu. Kılıç, Türkiye'nin tarım devrimini Avrupa'dan çok sonra başlattığını, bunun üretim konusunda bir dezavantaj olsa da bugün bu geç başlamanın avantaja dönüştüğünü belirterek, "Bence bugün avantaj çünkü dünya artık, organik tarım yapacağı alan arıyor. Bu alanlar nasıl alanlar; Türkiye'deki gibi alanlar. Kimyasalın, ilacın az kullanıldığı alanlar. Bu gelişmiş ülkelerde hiç kalmadı gibi. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ki Türkiye bunların en önemlilerinden birisi, yeterince var. Türkiye avantaj sunuyor" dedi. Yunus Kılıç, Türkiye'yi bu hususta AB'nin pazarı haline getirebilirlerse Avrupa'nın tecrübe ve ekonomik desteğini alarak ilerisi için ciddi bir kapı açabileceklerini de söyledi. Kars Milletvekili Yunus Kılıç, Türkiye'nin bu toplantılara katılarak Avrupa'ya kendini unutturmadığını dile getirerek, "Türkiye, AB'ye aday bir ülke ve mümkün olduğu kadar müktesebata olan alanlarda ona uymaya, müktesebatı olmayan alanlarda da onun yapmış olduğu, öngörmüş olduğu geleceğe daha uygun hareket etmek için bu toplantılar bizim için önemli" dedi. Toplantının bir diğer gündem maddesinin küçük ölçekli işletmeler olduğunu anlatan Kılıç, Türk ekonomisinin ve iş gücünün önemli bir kolunu oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, "Bizim açımızdan önemli bir sektör. AB bu sektörle alakalı gelecekte destek alanlarını, katkı koyacağı alanları oluşturmaya çalışıyor. Bizim de burada bulunmakla hem bu sektörlerin nerelerde destekleneceğini daha önceden öngörmek, hem kendi ülkemize katkı sunmak, hem de AB'nin aday ülkelere; üçüncü ülkelere vereceği hem tecrübe hem ekonomik desteklerden yararlanmaya çalışıyoruz" dedi. (AA) TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç Bankacılık sektörü mevduatları arttı İSTANBUL - Bankacılık sektöründeki toplam mevduat, 17 Ekim ile biten haftada yüzde 0,76 artarak 1 trilyon 37 milyar 277 milyon 658 bin liraya yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka istatistiklerine göre, bankacılık sektöründeki toplam mevduat 17 Ekim ile biten haftada yüzde 0,76 arttı. Söz konusu haftada 1 trilyon 37 milyar 277 milyon 658 bin liraya yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatları, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 16,03 yükseldi. Bankalardaki TL cinsi mevduat 17 Ekim ile biten haftada yüzde 0,59 azalarak 610 milyar 156 milyon 212 bin lira oldu. Yabancı para (YP) cinsinden mevduat da yüzde 2,16 artarak 371 milyar 778 milyon 399 bin liraya ulaştı. Yıllık bazda bakıldığında, 17 Ekim ile biten haftada bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 7,32 ve yabancı para mevduat yüzde 28,79 arttı. Bankalararası mevduat ise yüzde 6,90 artışla 55 milyar 343 milyon 47 bin liraya ulaştı. Yurt içi yerleşiklerin mevduat bankalarındaki toplam TL mevduatı 17 Ekim ile biten haftada yüzde 0,64 azalarak 564 milyar 997 milyon 480 bin liraya geriledi. Yurt içi yerleşiklerin mevduat bankalarındaki toplam YP mevduatı ise yüzde 2,39 artarak 316 milyar 617 milyon 458 bin lira oldu. Bankalardaki TL mevduatının 573 milyar 593 milyon 71 bin lirası mevduat bankalarında, 36 milyar 563 milyon 141 bin lirası katılım bankalarında bulunuyor. YP mevduatın ise 345 milyar 406 milyon 228 bin lirası mevduat bankalarında, 26 milyar 372 milyon 171 bin lirası da katılım bankalarında tutuluyor. (AA) Sosyal güvenlik açığı azalacak ANKARA - ÖZCAN YILDIRIM - Kalkınma Bakanlığının planlamalarına göre 2015'te Türkiye'nin sosyal güvenlik açığı 2014'e göre 2 milyar lira azalarak yaklaşık 18 milyar lira olacak. AA muhabirinin Kalkınma Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, 2015'te sosyal güvenlik kuruluşlarının gelirleri 198 milyar 886 milyon lira olarak hesaplandı. Buna karşılık gelecek yıl giderlerin, 152 milyar 212 milyon lirası sigorta ödemeleri, 57 milyar 73 milyon lirası sağlık giderleri ve 264 milyon lirası yatırım harcamaları olmak üzere toplam 217 milyar 5 milyon lira olacağı planlandı. Bakanlık, söz konusu tablo karşısında sosyal güvenlik kuruluşlarının 2015'teki gelir-gider farkını 18 milyar 119 milyon lira olarak programa aldı. Sosyal güvenlik kuruluşlarının 2012'de 22 milyar 309 milyon, 2013'te 19 milyar 675 milyon lira olarak gerçekleşen açığının bu yıl ise 20 milyar 443 milyon lirayı bulması bekleniyor. Bakanlığın bu planlamaları gerçekleşirse 2015'te Türkiye'nin sosyal güvenlik açığı 2014'e kıyasla yaklaşık 2 milyar lira azalarak, 18 milyar 119 milyon lira olarak. (AA) Patates rekoltesi yüzde 5,4 artacak ANKARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, patates rekoltesinin bu yıl yüzde 5,4 artışla 4 milyon 160 bin tona çıkacağının tahmin edildiğini bildirdi. Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, patates hasadının devam ettiği şu günlerde, planlı ve sürdürülebilir bir üretimin gerçekleşmesinin üreticilerin en büyük beklentisi olduğunu belirtti. Türkiye'de patates üretiminde meydana gelen dalgalanma ve pazarlama sorunlarının üreticiden tüketiciye tüm tarafları derinden etkilediğini ifade eden Bayraktar, pazarlama sorunlarının yaşandığı dönemde düşük fiyat nedeniyle üretici mağdur olurken, arzın daraldığı dönemde ise yüksek fiyat nedeniyle tüketicilerin mağdur duruma düştüğüne dikkati çekti. Patatesin, tahıllardan sonra insan beslenmesinde önemli bir paya sahip olduğuna işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti: "Ucuzluğu, birim alandan fazla verim sağlanması, besin değerinin yüksek oluşu, sindirim kolaylığı, endüstride farklı şekillerde kullanılması ve her çeşit iklimde yetişmesi nedeniyle patates bugün hemen hemen bütün dünya milletleri tarafından yetiştiriliyor ve tüketiliyor. Dünyada üretilen patatesin yaklaşık yarısı taze olarak tüketilirken, geri kalanı ise işlenmiş gıda ürünü, hayvan yemi, endüstriyel nişasta ve tohumluk olarak kullanılıyor. Taze tüketim daha çok fırında pişirme, haşlama, kızartma şeklinde olurken, işlenmiş gıda dondurulmuş parmak patates ve cips şeklinde üretiliyor. Patates nişastası ise ilaç, tekstil ve kağıt endüstrilerinde yapışkan, tutkal şekillerinde kullanılıyor. Patates kabuğu ve işlendikten sonra kalan diğer değersiz atıklar nişasta yönünden zengin olduklarından sıvılaştırılabiliyor ve yakıt olarak kullanılan etanol yapılmak üzere mayalanabiliyor. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) tarafından da taşıdığı ekonomik önem, besin değeri, dünyadaki açlığın ve kırsal yoksulluğun azaltılmasına sağladığı katkı dolayısıyla patates, 'gizli hazine' olarak tanımlandı. Dünya nüfusunun giderek arttığı dikkate alındığında, doğal kaynakların korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların gıda güvencesinin sağlanmasında patates önemli bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2005 yılında 1 milyon 528 bin dekar alandan 4 milyon 60 bin ton patates elde edildiğini, 2000 yılı ile karantina tedbirlerinin uygulandığı 2005 yılları kıyaslandığında, Türkiye'nin patates ekim alanlarının yüzde 25 daraldığını kaydetti. Üretimin yoğun yapıldığı Nevşehir ve Niğde gibi illerden diğer illere yayılmasıyla patates ekim alanının 2012 yılında yeniden 1 milyon 720 bin dekar alana yükseldiğini, üretimin de 4 milyon 795 bin tonu geçtiğini ifade eden Bayraktar, 2012 yılında üretim bu kadar artınca, yurt içinde ve ihracatta yaşanan pazarlama sorunlarıyla iç piyasada patates fiyatlarının kilogramda 15 kuruşa kadar gerilediğini hatırlattı. Zarar eden üreticilerin ekimden vazgeçmesi sonucunda 2013 yılında bir önceki yıla göre ekim alanlarının yüzde 27 dolaylarında daraldığına dikkati çeken Bayraktar, bu alanların 1 milyon 250 bin dekara indiğini, üretimin de 3 milyon 948 bin tonla uzun yıllar sonra ilk kez 4 milyon tonun altına gerilediğini belirtti. (AA) EKONOMİ 1 Kasım 2014 Cumartesi Araçların 10 bin kilometre bakımlarının yapılmasının, yakıt tüketiminde yaklaşık yüzde 20 oranında tasarruf sağladığı belirtildi. Otomobil bakımı tasarruf sağlıyor KONYA - ABDULLAH YILDIZ - Araçların 10 bin kilometre bakımlarının yakıt tüketiminde yüzde 20 oranında tasarruf sağladığı belirtildi. Konya Torna, Kaynak ve Oto Tamircileri Odası Başkanı Emin Baranok, AA muhabirine yaptığı açıklamada, araç bakımının konforlu sürüş ve tasarruf sağlamada önemli olduğunu söyledi. Havaların soğuduğu bugünlerde kışlık bakımların mutlaka yapılması gerektiğini dile getiren Baranok, bakımda dikkat edilecek hususların başında antifriz, motor bakımı, lastikler, akü ve ön düzenin geldiğini vurguladı. Araçların 10 bin kilometre bakımlarında mevsimine göre kışlık ya da yazlık bakımların da eklendiğine işaret eden Baranok, zamanında yapılan bakımların büyük hasarların da önüne geçtiğini aktardı. Baranok, araç bakımın yakıt tüketimine etkisine de dikkati çekerek, "10 bin kilometre bakımları aracın yakıt tüketimini etkiler. Filtre grubu, motor, yağ ve benzinli araçlarda buji bakımı, aracın yakıtında yüzde 20 tasarruf sağlar. Bakımlarda filtre grubu hayati önem taşıyor. Tarımsal yatırım projelerine hibe desteği yüzde 50 ANKARA - Tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin bazı yatırımlara yüzde 50 hibe desteği geldi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımladı. Tebliğ ile doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi entegrasyonunun sağlanması için küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Ekonomik yatırımlar destekleme programı kapsamında, tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni tesislerin yapımı, tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesi, tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik kısmen yapılmış yatırımların tamamlanması, alternatif enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımı, tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal ve biyogazdan ısı veya elektrik üreten tesisler ile güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üreten tesislerin yapımı, tarımsal üretime yönelik modern sabit yatırımlar, hayvansal orjinli gübre işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması hibe desteği kapsamında değerlendirilecek. Hibeye esas proje tutarının yüzde 50'sine hibe desteği verilecek. Diğer yüzde 50'si oranındaki tutarı başvuru sahipleri kendi kaynaklarından temin etmekle yükümlü kılındı. (AA) Benzin, mazot filtresi, polen filtresi, LPG filtreleri değiştirilmeli. Bunlar yakıtı birebir etkiler" diye konuştu. Aracını servise götürenlerin mutlaka şarj dinamosuna da bakılmasını istemelerini tavsiye eden Baranok, aküyü bitiren en önemli etkenin şarj dinamosunun bozulması olduğuna aktardı. Baranok, şunları kaydetti: "Aküyü besleyen şarj dinamosunun içindeki diyotlar ve kömür bitmişse akünün şarjını bitirir. Şarj dinamosu her periyodik bakıma gidildiğinde kontrol edilmeyen bir parçadır. Servisteki usta, aracın 10 binlik bakımını yaptıktan sonra akünün şarjını ölçmeli. 14 ila 11 derece arasında akü şarjı varsa o şarj dinamosu mükemmeldir. 11'in altında veya 14'ün üstündeyse sorun vardır. Akünün elektriğini bitiriyor demektir. Bir akünün ömrü maksimum 6 sene. Şarj dinamosunun kontrolü yapılmamışsa ve şarj etmiyorsa akü ömrü bir ayda biter." Akünün en fazla kış aylarında sorun çıkardığına değinen Baranok, şöyle koruştu: "Sürücüler, araçlarının yağına suyuna baktıkları gibi arada aküye de baksın. Akünün ne zaman ne şekilde biteceği belli olmaz. Üzerinde kuru kapaklar vardır. Ancak servistekiler açar. Genellikle yeşil, bazen beyaz ya da siyah görünen bölüm bulunur. Siyah olduğu zaman akü ölü demektir. Beyaza döndüğünde su eksikliğini ifade eder. Yeşil ise normaldir." Oto tamir ustası Mehmet Güner de antifrizin dört mevsim araçta olması gerektiğini belirterek, "Antifriz olup olmaması çürümeyi de koruyuculuğu da etkiler. Batı ve güney illerinden alınan araçlara kesinlikle antifriz konulmalıdır. Oralar sıcak olduğu için antifriz pek konulmuyor. Uzun süre konulmayınca bazı araçların radyatörü, kaloriferi ve su hortumları zarar görebiliyor" ifadelerini kullandı. Lastik havasının da kış ve yaz aylarına göre değiştiğini anlatan Güner, "Hafif ticari araçlar ve otomobillerde lastik havası yazın 28 ila 30 arasında olmalı. Kışın 2 puan artırılır. Lastikteki hava az olduğu zaman, kışın kayganlığı daha çok artırır. Fren tutmayabilir. Kışın lastik havası otomobil ve hafif ticari araçlar için 30 ila 32 arasında olmalı" şeklinde konuştu. (AA) Yalova'da üretilen kiviler dalında satıldı YALOVA - İSMAİL ERSAN - Türkiye'nin önemli kivi üretim merkezlerinden Yalova'da çiftçiler, ürünlerini dalındayken satıp iyi bir gelir elde etmenin memnuniyetini yaşıyor. Yalova Kivi Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Tunalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl kivi üreticisinin ürünü daha dalındayken sattığını ve durumdan memnun olduklarını söyledi. Türkiye'de üretilen kivinin önemli miktarının Yalova'da yetiştiğine dikkati çeken Tunalı, şöyle devam etti: "Kivi üretimi kentte 25 yıldır devam ediyor. 21 yıldır hasat yapıyoruz. Türkiye'de yaklaşık 25 bin ton kivi üretimi yapılmaktadır. Bunun 5 bin tonu Karadeniz Bölgesi'nde, 20 bin tonu da Yalova bölgesinde üretiliyor. Yani kivi üretimi Yalova'da yaklaşık Türkiye'nin yüzde 70-75'i civarındadır. Türkiye'de yaklaşık 70 bin ton kivi tüketilmektedir. Bunların bir kısmı İran'dan, bir kısmı Yeni Zelanda'dan, Şili'den gelmektedir. Yalova'da yaklaşık dönümden 4 ton ürün almaktayız. Şu anda bölgemizdeki tüm ürünler tüccarlara satılmış durumda. Genel olarak üreticilerimiz memnun, satış fiyatlarımız da iyi. Ürün dalında satıldı." Tunalı, Avrupa Birliği ülkelerine gıda ithalatı ambargosu kararı alan Rusya'nın da Türkiye'den kivi ithal etmek isteyeceğini anlattı. Türkiye'ye, ürettiği 70 bin ton kivinin yetmediğini ve ithalat yoluna gidildiğini dile getiren Tunalı, "Bu kivicilik gelişebilirse, yetiştirilirse, bu ürün 6 ay depolanan bir ürün, bunu 200 bin, 300 bin tona çıkarabilirsek KAYIP Kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. Cesim ÇALAR SİTELER BİLARDO SEVENLER DERNEĞİNDEN OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI DUYURU İLANI 06-050-061 Kütük numaralı Derneğimizin Olağan Genel Kurul Toplantısı 23.11.2014 günü saat 12:00’de Siteler Çamlıtepe Caddesi No:192/C (Dernek-Lokali) Altındağ/Ankara adresinde yapılacaktır. Çoğunluğun sağlanamaması halinde 2. Toplantı 30.11.2014 günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Dernek üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM : 1. Yoklama ve açılış ve Saygı duruşu, 2. Divan Başkanlığı oluşturulması, 3. Yönetim ve Denetim kurulu raporlarının okunması ve görüşülmesi, 4. Gelir ve Gider Hesaplarının okunması görüşülmesi ve kabulü, 5. Yönetim ve Denetim Kurulunun ibrası, 6. Dernek üyelik aidatlarının belirlenmesi, 7. Yeni Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi, 8. Dilek ve temenniler kapanış. Yedigün- 7 oralara da satma şansımız var" ifadesini kullandı. Tunalı, Türkiye genelinde yaşanan kuraklığın yanı sıra Yalova'da da ciddi su sıkıntısı yaşandığını hatırlattı. Meyve bahçelerinde kullandıkları suyu sondajla temin ettiklerini bildiren Tunalı, şunları kaydetti: "Kivi, Türkiye'de 40'ıncı paralelde yetişen, dünyada da 40'ıncı paralelde yetişen bir ürün. Yalova'da, toplam alanların yüzde 30'unda ancak ziraat yapılabiliyor. Geri kalan alanlar dağlık. Bu alanlarda da katma değeri yüksek ürünler üretmek lazım. Kivi de burayı çok sevdi. Bununla uğraşan insanların yüzü gülüyor, kazançları da güzel. Türkiye'deki kivi üretiminin bu yıl artması gerekiyordu ancak Karadeniz Bölgesi'nde 29 Mart gecesi yaşanan kırağı, üründe verimi düşürdü." Kivi hasadının 1 Kasım'da başlayacağını bildiren Tunalı, "Kivi, çok kaliteli bir meyve. 4 portakal, bir kiviye bedel. C vitamini yüksek bir ürün. Tarladaki ürünle pazardaki ürün aynı değil. Kiviyi iyi paraya sattık diyoruz ama araya tüccar, depo kiraları, nakliyeler giriyor. Tahmin ediyorum kivi, kilogramı 4,5-5 liradan satılır" dedi. (AA) 7 Tahıl ambarından 55 ülkeye ıslah edilmiş buğday KONYA ABDULLAH YILDIZ Osmanlı Devleti'nin son yıllarında orduya at yetiştirilmesi amacıyla kurulan, geçen sürede tarım ve hayvancılık araştırmalarına yönelen Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, ıslah ederek geliştirdiği 28 buğday çeşidini dünya gıda güvenliğine katkı sağlamak amacıyla 55 ülkeye gönderiyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi (CIMMYT) ve Uluslararası Kuru Alanlar Araştırma Merkezi (ICARDA) arasında yürütülen Uluslararası Kışlık Buğday Geliştirme Programı'nın (IWWIP) Türkiye koordinatörlüğünü yürüten enstitünün geliştirdiği buğday ve diğer tahıl ürünlerinden 28 farklı çeşit bulunurken, IWWIP programından geliştirilen 62 buğday çeşidi, Türkiye ve dünyada 2 milyon 500 bin hektar alanda ekiliyor. Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı olan ve 1914 yılında kurulan kurumun 1986'dan beri IWWIP programının koordinatörlüğünü Bakanlık adına yürüttüğünü söyledi. Günümüzün yeni Türkiye'sine uygun olarak, enstitünün uluslararası arenada çok büyük işler başardığını ifade eden Özdemir, gıda güvenliğine katkı amacıyla buğday alanında sıkıntı yaşayan ya da yaşama riski bulunan ülkelere hizmet verdiğini dile getirdi. Özdemir, gelişmiş ülkelerle kışlık buğday yetiştiren ve ıslah programlarına ihtiyaç duyan ülkeler arasında köprü vazifesi gördüklerini ifade etti. Türkiye'nin geniş coğrafyasını kullanan programdan, ıslah çalışmaları kapsamında Tükiye için 28, dünyada ise 62 ayrı çeşit geliştirildiğine işaret eden Özdemir, programdaki diğer enstitülerle işbirliği kapsamında Erzurum'da soğuğa, başka bir ilde hastalığa dayanıklılık testleri ile ıslah materyalinin belli özellikler açısından karakterizasyonunu yaptıklarını anlattı. Kışlık buğday çeşitlerinin tamamen Ar-Ge çalışmalarıyla elde edildiğine dikkati çeken Özdemir, şunları kaydetti: "Partner ülkelerin ıslah ve araştırma geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla Türkiye'den, koordinasyonunu yaptığımız program kapsamında her yıl 55 ülkeye tohum gönderiyoruz. Afganistan'ın hemen hemen tamamında bizim programdan geliştirilmiş çeşitler ekiliyor. Afganistan'da bizim programımızdan seçilip geliştirilmiş 5 çeşit var. Yine Gürcistan'ın yüzde 65'i bizim programdan geliştirilmiş çeşitlerden ekiliyor. Türkmenistan'da 3, İran'da 6 buğday çeşidimiz bulunuyor. Bu program sadece Konya'ya ve Türkiye'ye değil, bütün dünyaya hizmet eden, dünyada örneği olmayan bir program. Uluslararası toplantılarda da bunlar gündeme geliyor." Özdemir, ıslah edilmiş buğday tohumlarını OrtaBatı Asya'dan, Kuzey Afrika'ya, Balkanlar'dan, Kafkasya'ya kadar ilgili kuruşlara gönderdiklerini belirterek, şöyle konuştu: "Bu çerçevede eğitim programlarımız, partneri olduğumuz kurumlardan gelenler oluyor. Ektiğimiz materyali burada görebiliyor, seçebiliyorlar. IWWIP'in sitesinden de talep edebiliyorlar. İstedikleri materyali istedikleri özelliklerde gönderiyoruz. Ülkelerinde adaptasyon çalışmaları yapıp memleketlerinde tescil ettirebiliyorlar." (AA) Tapu harçlarına kredi kartı kolaylığı ATAPARK DOĞULULAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI İLANI 06-113-066 Kütük numaralı Atapark Doğulular Yardımlaşma Derneğimizin Dernek Tüzüğünün 1. Maddesinin ve ihtiyaç duyulması halinde değişmesi gereken diğer maddelerinin değişikliğinin yapılmasını görüşmek üzere 18/11/2014 tarihinde saat 17:00’de Ufuktepe Mahallesi Gazeller Caddesi No:10/10 Keçiören/ ANKARA adresinde Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapılacaktır. Yasal Çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantımız ise 25/11/2014 tarihinde çoğunluk aranmaksızın aynı adres ve saatte yapılacaktır. İlgililere ve üyelere duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM : 1. Yoklama ve açılış ve Saygı duruşu, 2. Divan Başkanlığı oluşturulması, 3. Dernek Tüzüğünün bazı maddeleri üzerinde değişiklik yapılmasının görüşülüp, karara bağlanması, 4. Dilek ve öneriler kapanış. Yedigün- 6 ANKARA- Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin talimatıyla elektronik ortamda tapu ve kadastro harçlarının kredi kartıyla ödenebilmesi için çalışma başlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü maliye hesabına aktarılmak üzere, kamu kaynaklarının daha etkin ve verimli kullanılabilmesi için elektronik ortamda tapu harçlarının kredi kartı kullanılarak tahsil edilebilmesi için çalışmalara başladı. Bu kapsamda kredi kartıyla, döner sermaye tahsilatı işlemlerinin 1 ay içerisinde, tapu ve kadastro harçlarının ise 2015 yılı başlangıcı itibariyle ödenebilmesi için çalışmalar sürdürülüyor. (AA) 8 KÜLTÜR-SANAT 1 Kasım 2014 Cumartesi KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN [email protected] MUSTAFA KEMAL PAŞA ANKARA’DA Büyük Atatürk, 27 Aralık 1919 tarihinde Sivas-Kayseri-Kırşehir yolu ile Ankara ve etraf halkın büyük sevgi gösterileri içinde Dikmen sırtlarından Ankara’ya geldi. Yola çıktığı otomobilinin lastiği bile patlaktı. Şambryelin içine bez, kağıt, keçe, yün doldurulmuş halde Ankara’ya zorlukla ulaştı. Ankara seymenleri ve halkı, büyük coşku ile Mustafa Kemal’i karşıladı. Kendisini karşılayanlara bir söylevle seslendi. Mondros Mütarekesi’nin hükümlerinin, Türklüğü ve Osmanlı’yı ortadan kaldırıcı nitelikte olduğunu, İtilaf Devletlerinin (İngiltere, Fransa, İtalya) kasıtlı ve haksız uygulamalarını, İstanbul Hükümeti’nin acizliğini anlattı. “Milli kuruluşlarımızın bugün takip ettiği amaç; vatanın bölünme ve parçalanması ile milletin esaretten kurtarılmasına yöneliktir.” dedi. Ankara’ya gelir gelmez dört gün sonra 01 Ocak 1920 milleti aydınlatmak ve milli ülkü etrafında toplamak üzere bir gazete yayımlanmaya başladı. Bu gazetenin adı “Hâkimiyet-i Milliye” adını taşıyordu. Daha sonraları bu gazetenin adı “Ulus” olarak yayın hayatına devam edecektir. Mustafa Kemal, İstanbul’a giden milletvekillerine “Misak-ı Milli” adını verdiği bir çalışma programı verdi. Mustafa Kemal kendisi de seçilmiş bir milletvekili idi. İstanbul’a gitmek istemiyordu. Ama, milletvekillerine kendisinin Meclis Başkanı seçilmesi için gayret göstermelerini istedi. Meclis-i Mebusan 10 Ocak 1920’de açıldı. Ancak Anadolu’dan giden bazı milletvekilleri sözlerinde durmadı. Mustafa Kemal, Meclis Başkanı seçilemedi. Ayrıca Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu da mecliste kurulamadı. Anadolu’dan İstanbul’a giden milletvekillerinin büyük bir bölümü “Fellah-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) Grubu”na dahil oldu. Ancak, Meclis-i Mebusan tarafından, Mustafa Kemal’in askerlikten tart kararı, “kendisi istemiş ve istifa etmiş” şeklinde düzeltildi. 28 Ocak 1920 tarihli oturumda ise Misak-ı Milli kabul edildi. Mustafa Kemal, Ankaraya gelir gelmez 7 Ocak 1920 tarihli bir mektup hazırladı ve bu mektubu Ali Fuat Paşa’ya gönderdi. Bu mektubunda Mustafa Kemal, Ocak 1936 (1920) yılının sonuna kadar siyasi durumumuzun muhakemesini yaptı. Ve neler yapılması gerektiğini Sadrazam’a tek tek anlattı. Yabancı ülkelerin ve işgal güçlerinin Türklerin karşı koyma gücünü yok etmek için çalıştıklarını, bunun için mutlaka tedbir alınması gerektiğini dile getirdi. Bu mektubu; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi adına imzalayarak gönderdi. Meclis, Ali Rıza Paşa Hükümetine güven oyu verdi. İşgal güçleri ve Müttefik Devletler, Anadolu’daki milliyetçilerin görüşünün Türk görüşü olarak kabul edilmesinin ilan edilmesine ve Mecliste Misak-ı Milli’nin kabul edilmesine karşı çıktıklar, telaşa düştüler. Ayrıca 1920 Şubatında Maraş’ın Kuvayı Milliyeciler tarafından Fransızlardan kurtarılmasından üzüntü duydular. Hem meclise, hem hükümete ve de Padişah’a baskı yapmaya başladılar. Hatta, Harbiye Nazırını ve Genel Kurmay Başkanını görevden aldırdılar, Meclis Başkanını da tutukladılar. Bu arada İzmir Cephesi’ndeki Yunanlı güçlerin takviyesini sağladılar. Ali Rıza Paşa Hükümeti çekildi ve yerine Salih Paşa, 8 Mart 1920 tarihinde Sadrazam (Başbakan) oldu. Müttefikler 16 Mart 1920’de İstanbul’daki işgali ağırlaştırdılar. Salih Paşa bu işgal üzerine istifa etti. 5 Nisan 1920 tarihinde Damat Ferit Paşa yeniden hükümet kurdu. İtilaf Devletleri’nin amacı; Misak-ı Milli’yi, Meclisin geri bir kararla ortadan kaldırılmasıydı. 16 Mart günü Meclis, işgal güçleri tarafından basıldı ve 17 Mart 1920’den sonra Meclis, Padişah Vahdeddin tarafından feshedildi. Misak-ı Milli, bugünkü Türkiye sınırlarının Meclis-i Mebusan tarafından kabulü anlamı taşımaktadır. Ayrıca Misak-ı Milli, Osmanlı Mebusan Meclisinin Anadolu hareketine yönelmesinin de bir belgesidir. Meclisin feshedilmesinden bir süre sonra, İstanbul’dan kaçan meclis üyeleri ve Anadolu’da yeniden seçilen üyeler Ankara’da TBMM’nin üyeleri olacaklardır. Bu durumlar karşısında Mustafa Kemal Paşa; yeni bir meclis seçimlerinin yapılarak Ankara’da bu meclisin açılması çalışmalarına hız verdi. Padişah Vahdeddin, Ankara’da toplanacak bir meclisin yeni bir devlet kurabileceğini ve kendisinin otoritesinin azalabileceğini anlamıştı. Bunun için Mustafa Kemal Paşa’nın faaliyetleriyle ilgili önlemler almaya başladı. 11 Nisan 1920 tarihinde Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’tan bir fetva aldı. Bu fetvada Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları için; “Bu hainlerin, devlete ayaklandığı, böylece öldürülmelerinin dini kurallara uygun olduğu” yazılıydı. Bu fetva çoğaltılarak bütün yurda yayıldı. İngiliz ve Yunan uçakları da bu fetvayı bastırarak havadan şehirler üzerinde halka dağıttı. Bundan amaç, Türk halkını Mustafa Kemal Paşa’ya karşı kışkırtmaktı. Artık Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulmasına sadece günler ve saatler kalmıştı. Evet, 23 Nisan 1920 tarihinde bu meclis kurularak çalışmalarına başladı. Büyük Mustafa Kemal Paşa, artık tamamen Ankaralı oldu.. 2. İstanbul Tasarım Bienali bugün başlıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından "Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil" başlığıyla düzenlenen 2. İstanbul Tasarım Bienali, bugün başlayacak. İSTANBUL - Bienalin ortak alanı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu'nda düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, Karaman'ın Ermenek ilçesindeki maden ocağında su baskını sonucu mahsur kalan 18 işçiden iyi haber alabilme dileklerini iletti. Taner, bu yıl ikincisi gerçekleşen tasarım bienalinin, yerel ve uluslararası arena için önemli buluşma yeri haline geldiğini ifade ederek, bienale, yurt içi ve dışından 800 civarında projeyle başvurulduğuna dikkati çekti. Bienalin iki yıllık çalışma sonucunda gerçekleştirildiğini kaydeden Taner, bienalin her açıdan gün geçtikçe önemi artan tasarımın yansımalarını araştırmayı, izlemeyi ve bunu izleyenlerle paylaşmayı hedeflediğini anlattı. Bunu gerçekleştirmek için önemli adımlar atıldığını aktaran Taner, "Hedefimiz bienali gezerken birçok soru sormanız. Birçok şeyi düşünüp, sorgulamaya başlamak, bienalin yapmak istediği en önemli şeylerden biri" dedi. 2. İstanbul Tasarım Bienali'nin küratörü Zoe Ryan, bienalin gerçekleşmesinden duyduğu mutluluğu dile getirerek, dünyadan müthiş tasarımlarla bu eserlerin sahiplerini bienalde ağırlamanın onur ve mutluluk verici olduğunu kaydetti. Bienalin bir son değil, tartışma başlatıcı olmayı hedeflediğini vurgulayan Ryan, "İstanbul, gelişmekte olan yaratıcı potansiyeliyle tasarım İKSV Genel Müdürü Görgün Taner konusunda düşünmek için özellikle uygun bir şehir. Türkiye'deki gündelik yaşamı birebir etkileyen konulara odaklanan bienal, mevcut zengin diyaloğa katkı sağlamak üzere, dünyanın dört bir yanında üretilmiş ve yeni doğan koşullara odaklanan çeşitli tasarım fikirlerini bir araya getiriyor" diye konuştu. Günümüzün yetenekli tasarımcılarının pro- "Kibarlık Budalası" ve "Kanlı Nigar" seyirciyle buluştu ANKARA - Moliere'in "Kibarlık Budalası" isimli eseri İzmir Devlet Tiyatrosu'nda, eskiyi günümüzle buluşturan şarkılı, çalgılı, gülmeceli bir oyun olan "Kanlı Nigar" Bursa Devlet Tiyatrosu'nda seyirciyle buluştu. Devlet Tiyatrolarından (DT) yapılan yazılı açıklamaya göre, küçük burjuvanın sapkınlıklarını, halkın çelişkili davranışlarını, saraya mensup insanların sarayı nasıl istismar ettiklerini açık bir biçimde gözler önüne seren "Kibarlık Budalası", zamanının ötesine geçmiş klasik bir eser olarak günümüze de ışık tutuyor. Sahnelendiği ilk gün saraya karşı olarak algılanan ünlü Fransız yazarın kaleme aldığı eser, insanları güldüren komik bir oyundan ziyade, yaşadığımız çağın sosyal ve ekonomik düzenine göz atan hicivlerle dolu acımasız bir toplumsal eleştiri niteliği taşıyor. Moliere'nin daha önce de sahneye taşınan eserlerinden biri olan "Kibarlık Budalası", İzmir Devlet Tiyatrosu'nda ilk kez sahneleniyor. Geniş bir oyuncu kadrosuna sahip olan oyunun yönetmeni ise Bozkurt Kuruç. Yeni sezonda Bursa Devlet Tiyatrosu'nun yeni eseri "Kanlı Nigar" ise gelenekseli günümüzle buluşturan son derece eğlenceli bir oyun olarak seyirci karşısına çıktı. Demet Oran, Ali Volkan Çetinkaya, Cem Arabacıoğlu ile Kemal Okur'un rol aldığı Sadık Şendil'in yazdığı "Kanlı Nigar" oyununu rejisör Ali Düşenkalkar sahneye taşıdı. (AA) jelerinin bienalde yer aldığını belirten Ryan, bienalin günlük hayatta karşılaşılan objeler, binalar ve çevreyi sorgulamada tasarımın oynadığı önemli rolün altını çizerek, çözüm oluşturma ve çözümleri hayata geçirme olanağı sunduğunu vurguladı. Toplantının ardından küratör Zoe Ryan ve yardımcı küratör Meredith Carruthers, bienalde yer alan 53 projeyi katılımcılara tanıttı. Bienalin ortak alanı olan Galata Özel Rum İlköğretim Okulu'nda, Avustralya, Çin, Fransa, Japonya, Meksika, Hollanda, Amerika Birleşik Devletleri dahil 20'den fazla ülkeden, 200'ün üzerinde tasarımcının, tasarım, grafik tasarım, teknoloji, moda, şehircilik, ürün tasarımı, film ve yemek gibi alanları kapsayan 53 projesi yer alacak. Bienalin etkinlik alanı Antrepo 7'de ise sergi, seminer, söyleşi ve atölye çalışmalarının da yer aldığı çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Telif Hakları Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi tarafından da desteklenen bienal, 14 Aralık'a kadar ücretsiz gezilebilecek. (AA) İstanbul Kitap Fuarı, 8 Kasım'da kapılarını açıyor İSTANBUL - Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 8 Kasım'da 33. kez TÜYAP İstanbul Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde kitapseverlere kapılarını açacak. TÜYAP tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen ve 9 gün sürecek kitap fuarı bu yıl 8-16 Kasım 2014 tarihleri arasında yapılacak. Türkiye ve yurt dışından 850 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nda söyleşi, panel, çocuk programları ve dinletilerle birlikte 270 etkinlik gerçekleştirilecek. Fuarda ayrıca uluslararası konuklar da katılacak. Fuar süresi boyunca yurt dışından ünlü yazarlar da konuk olacak. Senarist ve yazar Petros Markaris, Polonyalı yazar Janusz Glowacki, eleştirmen ve sinema tarihçisi Philip Kemp, roman yazarları Tess Geritsen ile Gleen Meade, ve yazar Maureen Freely öne çıkan isimlerden. (CHA) çağlayanlar sana akıyor; bazen işte o bir gün için yaşıyorum. Ellerim ayrılığı boşa mı akıyor zaman, fuzuli kucaklıyor üşüyerek; yüreğim titriyor seni mi nefesler diye düşünmüyor kırarım diye; üzerine titriyorum yâr; gücendeğilim… İsyana düşmekten meyesin, hep huzurlu ve mutlu olasın diye… korkuyorum yâr ama hep senin Dünyadaki kadere teslimim ben ama mahşerde uçurumunun kenarında yüreğim sınırsızı; sonsuzu yaşama iştiyakımı büyütüyomütemadiyen titriyor işte… rum içimde gizli gizli. Hayallerimin ateşinde BENCİLEYİN Nasıl gemiler yaşlanınca bir ısınıyor sana ait yüreğim. İçimde sana dâir birikSÖZLER limana çekilir ve parçalara tirdiklerimi almayacak dünya artık; vazgeçmek ayrılacağı günü beklerse; ben istesem de hayattan, gülüşünle bağlanıyorum de dünyada aşk ve teslimiyetle tekrar tekrar yaşama. Seviyorum ben seni yâr; çekileceğim limanı bekliyorum Rabbimden sonra en çok… çok’tan da çoklardan işte. da çok… Dünya, içinde hasreti ve Bu gece yine ağlayasım var… Kırıldı içimdeacıyı barındıran bir diyar… ki hayaller ve sükûtu soludu düşüncelerim… GÜVERCİN KANADI… Sonlu bir âmâ; görmüyor bende- ama ben sana değil; kendime kırıldım yâr… ki aşkı ve harareti… Sadece kendime… Ben sana değil; kendime kırıldım yâr… Yanardağlar benden alıyor sıcakYine aşka serenat yapasım var; yine kırılgan lığını ve gemiler sevda yüreğim şimdilerde; yine aklım ikindilerde… GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ denizinde benim esmemi bekliyHayallerim mahşere dâir dünyalık değil; orlar sabırsızca. Bilmiyorlar beni dünyalık ne kaldı ki ben de? Aşkı bekleye beklYârim benim gönlümün aşktaki miracısın, yâr; bilmiyorlar… Kimseler eye vazgeçtim heveslerden; susa susa sükûta bilmiyor beni. İçimde kopuyor Gönül tahtıma sultan başımın da tacısın. gerdim hayatımı ve bekliyorum ölümü, kaderimi fırtınalar; içim senle ve tevekkülle… Bütün hasretler bende toplasın ne fark eder Rabbimle dolu… Hep şükürdeyGüvercin kanadı gibi narin içim; kırılgan, im lakin bende de bir nefis var Yeter ki gönlüm senle her nefeste acısın. küskün ama hep tebessüme meyilli... Kadere tes- işte… limim ben sonsuzluk arzusuyla. İçimdeki Bir gün… bir gün diyorum; MEHMET NURİ PARMAKSIZ YAŞAM-ÇEVRE BULMACA 1 Kasım 2014 Cumartesi Bitki envanterine her yıl 70 yeni tür ekleniyor ERZURUM - FAHRETTİN GÖK - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatma Neriman Özhatay, Türkiye'nin endemik bitki türü bakımından çok zengin bir floraya sahip olduğunu belirterek, "Yılda 70 tane yeni tür Türkiye bitkilerine ilave oluyor. Bunun yüzde 80'i bilim için yeni tür" dedi. Özhatay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, bitki örtüsü bakımından endemik türler barındırdığını ve bu türlerin korunması gerektiğini anımsattı. Türkiye'de 10 bin tür çiçekli bitki bulunduğunu ve bunların 3 bin 400'ünün endemik tür olduğunu vurgulayan Özhatay, "Bu çok ciddi bir rakam, bu yüzde 34 demek. Dünyada başka bir yerde yetişmiyor. Bunların bir kısmı endemik türdür ve sadece Türkiye'de yetişir ama yayılışı geniştir. Birkaç ili ve kap- sar, birkaç dağda ama bazıları çok lokal, çok dar yayılışlı" diye konuştu. Özhatay, dar yayılışlı bitki türlerinin çok ciddi risk altında olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Bunların tanıtılması lazım, tanımadan koruyamazsınız. Hangi türler böyle, bunların tehditleri nelerdir. Erzurum'dayız ve Erzurum'un bitki envanteri çıkartılarak fotoğraflı bunun tanıtımı yapılmalıdır. Yetiştiği yerler ve tehditleri hakkında kitaplar geliştirmeliyiz. Bu bitki türlerinin büyük bir kısmı başka bir ülkede yetişmediği için Türkiye tabii ki cazibe merkezi. Çok güzel oldukları için çiçekçilik sektöründe dekoratif amaçlı cazibe merkezi. Soğanlı bitkiler zaten öyle. Çünkü bu türler erken ilkbaharda veya geç sonbaharda çiçek açıyor. Bahçelerde çiçek olmadığı zamanlarda bunlar çiçek açtığı için süs bitkisi sektöründe çok önemli.” (AA) Su kabağı hayatını değiştirdi Hatay'ın Yayladağı ilçesinde inşaat işlerinde çalışarak geçimini sağlayan Alparslan İnanç'ın hayatı, evinin önünde kendiliğinden yetişen su kabağı sayesinde değişti. Bahçede kendiliğinden çıkan 2 kökten 50 kabağı toplayıp satarak başladığı işini geliştiren İnanç, yılda yetiştirdiği 20 bin kabağı yurt içi ve dışına da satarak kendi işinin patronu oldu. HATAY - ERDAL TÜRKOĞLU Hatay'ın Yayladağı ilçesinde inşaat işlerinde çalışarak geçimini sağlayan Alparslan İnanç'ın hayatı, evinin önünde kendiliğinden yetişen su kabağı sayesinde değişti. Bahçede kendiliğinden çıkan 2 kökten 50 kabağı toplayıp satarak başladığı işini geliştiren İnanç, yılda yetiştirdiği 20 bin kabağı yurt içi ve dışına da satarak kendi işinin patronu oldu. Antakya ilçesindeki bir beton firmasında işçi olarak çalışan Alparslan İnanç, boş zamanlarında gittiği Yayladağı ilçesindeki çiftlik evinin önünde, halk arasında "kernep" olarak bilinen su kabağı yetiştiğini fark etti. Kendiliğinden yetişen bitkiden 50 su kabağı toplayan İnanç, birkaçını hediye ettikten sonra kalanını değerlendirmeyi düşündü. İnternetten su kabağıyla ilgili bilgi toplayan İnanç, bazı kişilere su kabağı sattı. İnanç, şimdi eşi ve 3 çocuğuyla 5 dekarlık alanda su kabağı yetiştiriciliği yapıyor. Alparslan İnanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rastgele yetişen kabakları iyi fiyata sattıktan sonra daha fazla yetiştirmeye karar verdiğini söyledi. Bir bankadan 120 bin lira kredi çekip arazi aldığını belirten İnanç, piyasa araştırması yapmadan, müşteri bulmadan bu işe girmeye karar verdiğini ifade etti. 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 - "Tarlayı kazma kürekle işledim" İşe başladığında cebinde hiç parası olmadığını kaydeden İnanç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karar verdim ama imkanlarım çok kısıtlıydı. Derken internetten tanıştığım İzmirli bir kişi bana bedava tohum gönderdi. Tohumlar bedavaya gelince 'Ya Allah' dedik, başladık. Tarlayı sürdürecek paramız yoktu. Tarlayı eşimle kazma ve kürek yardımıyla işledik. Tam bir haftada işi bitirebildik. Askılık yapacak imkanımız olmadığından bölgede yanan orman ağaçlarının dallarını kullandık. Gübre atmak gerekiyordu ancak gübre de pahalıydı. Köyden eşeklere yüklediğim hayvan gübresini tarlaya taşıdım. Çok şükür, şimdi 2 bin su kabağı yetiştirdim." Kendisine bu konuda en çok eşi ve çocuklarının yardım ettiğini belirten İnanç, kısıtlı imkanlarla başladığı çalışmada kaliteli kabak üretmeyi başardığını kaydetti. - Yunanistan, İtalya ve KKTC'ye de satıyor İnternetten tanıdığı kişiler sayesinde pazar sıkıntısı da yaşamadığını ifade eden İnanç, şunları söyledi: "Türkiye'nin en güzel su kabağını yetiştireceğimize sonuna kadar inandık. Çok şükür beklediğimiz gibi de oldu. 7 8 9 10 Bu yıl 20 bin lira kazandım. Önümüzdeki yıl dünyanın en büyük su kabağını yetiştirmek istiyorum. Ülkemizde hemen her ile su kabağı gönderiyoruz. Ayrıca Yunanistan, İtalya ve KKTC'den istek geldi ve oralara da ilk sevkıyatımızı yaptık. Şu an dünyanın en büyük su kabağı Çin'de. Turistler onun yanına gidip, fotoğraf çektiriyor. Ben de bir su kabağını büyütüp Çin'in rekorunu geçeceğim." - "Siparişlere yetişemiyoruz" Kabağın boyutu ve kalitesi nedeniyle yoğun talep geldiğini belirten İnanç, siparişlere yetişemediklerini, bu nedenle isteyenlere 50'den fazla kabak gönderebildiğini kaydetti. Kargo ile gönderdiği kabakları 5 ila 20 liraya sattığını vurgulayan İnanç, "Su kabağı kaliteli olduğunda pazar sıkıntısı yaşanmıyor. Kimi süs eşyası kimi kemençe yapmak için alıyor. İnternetten tanıştığım onlarca kişi, başka illerden gelerek tarlayı geziyor" dedi. Gelecek yıl 20 dönüme daha su kabağı ekeceğini belirten İnanç, boş zamanlarında eşiyle süs kapağı işleme kursuna gittiğini de sözlerine ekledi.(AA) BULMACA Soldan sağa: 1. Kullanılmamış olan, eski olmayan. – Kırsal kesimlerde sözü geçen kimselere verilen unvan. 2. Bir gezegen. – Ekmek, peynir gibi organik maddelerin üzerinde, ısı ve nemin etkisiyle oluşan, çoğu yeşil renkli mantar. 3. Lanet okuma, lanetleme. – Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. 4. Cereyan. – Örnek, kalıp. 5. Taneli bir meyve. – Kelem. 6. Duman karası. – Düzgün ve akıcı söz söyleme kolaylığı. 7. İçtenlik. 8. Soluk borusu. – Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, aşama, merhale. 9. İsviçre’de bir akarsu. – Köpek. – Arapçada su. 10. Kemiklerin iç boşluklarını dolduran yağlı madde. – Alınıp satılabilen her türlü eşya. 11. Yabani hayvan barınağı. – Orta Amerika’da bir ülke. 12. Gelenek. – İlave. 13. Lityumun simgesi. – Bir sayı. – Kaz Dağlarına mitolojik devirlerde verilen ad. 14. İstanbul’un eski adlarından biri. – İridyumun simgesi. 15. Parça, lokma. – İhtar, dikkat çekme, uyarı. 16. Dünyanın uydusu. – Bir nota. – Yanağın alt kısmı. 17. Yurtluk. 18. Çabuk hareket eden, çevik. – Bel bağı. 19. Pasak. – Bir alet veya taşıtın hareket sağlayan mekanizması. 20. Yoksul, fukara. – Jimnastik ayakkabısı Yukarıdan aşağıya: 1. Avrupa’da komşu bir ülke. – Kamufle etmek. 2. Mısır’ın plaka işareti. – Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte. – Öncecilik. 3. Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın. – Yat limanı. – Parola. – Para birimimiz. 4. Cennet. – Cüzi, kısmi. – Kalite. 5. Vilayet. – Gümüş parlaklığı verilmiş deri veya kumaş. – Altın kökü. – Bir renk. – Bir nota. 6. İstanbul ilinde bir semt. – Yapma, etme. – Kayınbirader. – Kiraya verilerek gelir getiren mülk. 7. Son. – Soru sözü. – Düzenli ekilen yer. 8. Yumurtanın bir bölümü. – İçinde çeşitli eşya bulunan ve elde taşınabilecek büyüklükte nesne. – Akdeniz bölgesi bitki örtüsü. – Kansız. 9. Bir harekâtın yürütülebilmesi için merkez ÇÖZÜMÜ olarak seçilen yer. – Bitmemiş, eksik, tamamlanBUGÜN mamış. – Mısra. – Arapçada birinci tekil şahıs, ben. 10. Hastalıktan kurtulup, iyileşme. – Gemileri 11. SAYFADA iskele ya da şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat. – Büyük ve derin karavana. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU 9 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin [email protected] BALIKLARIN OLTAYI FARK ETMESİYLE BAŞLAYACAK HER ŞEY 1071’de Malazgirt gazasıyla leriyle geldiler. Anadolu’nun Müslüman Türk vatanı Ayarladıkları avcı keklikleriyle her yapılmasını ve burayı merkez üs gün gazete ve televizyonlardan miledinerek İslâm’ı batıya doğru taşıma letimizi etraflarına topladılar. Kitleler cihadımızı bir türlü hazmedemediler. halinde onları dinliyoruz, onları okuy1095’ten itibaren önce doğrudan oruz, onları seyrediyoruz. Milyonlarca doğruya Haçlı ordularıyla geldiler. Türk, her gün televizyon karşısında Her seferinde geri püskürtüldüler. Türk’e Türk düşmanlığı propaganSon Haçlı istilası, Birinci Dünya dalarını dinliyor. Türk’ün yer altı yer Paylaşım Savaşı sonrası, 30 Ekim üstü bütün zenginliklerinin gâvura 1918 Mondros Mütarekesi sonucuydu. satılmasının ekonomik bir başarı Büyük Türk Atatürk’ün önderliğinde olduğu yalanıyla afsunlanıyor. yine aynı akıbete maruz kaldılar. Haçlı-Siyon emperyalizminin Anladılar ki Türk’ü doğrudan işgal, taşeron örgütü olan PKK ile müzakere istila, saldırı ve savaşla tasfiye etmek edilerek Türk vatanının bölünmesi ve mümkün değil. vatan topraklarında Türk millî Bu sefer taktik değiştirdiler. İçerdeki hâkimiyetinin eşkıya ile paylaşılması, uşaklarıyla zehirleyip öldürdükleri toplumsal bir barış projesi olarak Atatürk’ten sonra, 1938’den hemen sunuluyor. Türk-İslam millî kültür ve sonra, taktik değiştirip modern Haçlı medeniyet birikimimizin yok edilerek saldırı planlarını devreye koydular. ve itibarsızlaştırılarak, onun yerine Dışardan bodoslama saldırmak yerine gâvur kültür ve medeniyetinin dayatıliçerden ayarlanmış yerli işbirlikçiler, masını ilericilik, çağdaşlık, modernlik taşeron hainler, mankurtlaştırılmış adı altında uygarlık başarısı olarak ihanet odakları eliyle Türk’ü bu yutturmaya çalışıyorlar. coğrafyadan tasfiye projelerini hemen Milletimiz bugün maalesef, teleuygulamaya soktular. vizyonlarda gördüğü kendi cinsinden Projeleri çok basitti. Türk’ü Türk balıkların etrafına toplanmış, balık yapan millî ve dinî değerleri yani dili, istifine döndürülmüştür. Bugün biz, kültürü, edebiyatı, tarihi, gelenekleri, Emperyalizmin sözcüleri ve temsilcigörenekleri, bayramları, törenleri, leri olan Türk’ü avlama görevlileri sembolleri, düşünme, duyma ve yaşatarafından balık hafızalı, balık beyinli ma biçimlerinden oluşan Türklük bir sürüye dönüştürülerek kolayca değerleri ile dini olan İslam itibarsıgüdülebilir, yönlendirilebilir bir zlaştırılacaktı. Bunların içi boşaltılasömürge kalabalığına ve yığınına cak, alaya alınacak, unutturulacak ve döndürüldük. yok edilecekti. Türk, haricî bedhâh olan bütün Hatta Türk, kendi millî ve dinî Haçlı-Siyon emperyalistlerine, değerlerinden, önce utanacak, sonra Amerika’sına, Avrupa’sına, İsrail’ine, bunlara küfür edecek, hatta inkâr edeÇin’ine, Rusya’sına, İran’ına, şununa cek hale getirilecekti. Bundan sonra bununa ve dahilî bedhâh olan onların ancak düşünemez hale getirilmiş, içerdeki laikçi, liberal ve İslamcı beyni boşaltılmış, kişiliksizleştirilmiş, sözcülerine karşı şu irade beyanında mankurtlaştırılmış bir kitleye Büyük bulunmalıdır: Orta Doğu Projesi, Dinlerarası “Biz, televizyon oltasıyla içimizden Diyalog, Hoşgörü, Küreselcilik, PKK çıkardığınız hainler eliyle avlanacak ile müzakere edilerek Türkiye’yi balık değiliz. Biz, kendi kendisini Türksüzleştirme gibi istedikleri her idare etme becerisine, tecrübesine, türlü projeyi kabul ettirip uygulatabile- aklına, yetkisine ve kapasitesine sahip ceklerdi. bağımsız bir milletiz.” Bu proje, 1938’den günümüze kadar Türk, önce başını kaldırıp tepesinde gerek ayarlanmış ve seçime sokularak, gemisine, gemiciğine oturmuş dış bin türlü alavere dalavere ile, aldatemperyalist odakları ve onların sözcümaca, kandırmaca ile iktidara getirlerini görecek ve farkına varacak. ilmiş Amerika’nın ve Avrupa’nın yerli Sonra elinde olta olarak tuttuğu propasömürge valiliği görevine talip sivil ganda araçları olan televizyonu, siyaset esnafı, gerekse yine ayarlangazeteyi, karanlık aydınları, hain mış, Türk milletinin ordusu ve siyasetçileri, taşeron akademisyenleri Atatürk’ün subayı olmak yerine, görecek, onların kim olduğunun ve Amerika Haçlı ordusunun bir birmisyonlarının farkına varacak. liğinin çavuşu olmayı en yüksek rütbe Sonra bu ikisinin yani dış ve iç bilen darbeci NATO generalleri eliyle emperyalist odakların işbirliği içinde yürütülmeye çalışılmaktadır. kendisini nasıl bir avlama, yok etme Amerikancı sivil iktidarlar ve tezgâhı kurduğunu fark edecek. Ondan Amerikancı NATO generallerinin sonra da kendi vatanında, kendi Türk milleti üzerindeki tasallutlarını, devletinde, kendi milleti için tam istikAmerika lehine ve Türk aleyhine olan lali sağlayarak şerefli, haysiyetli, başlı iktidarlarını meşrulaştırmak, bu dik, müstakil Türk millet varlığını emperyalizmin taşeronlarının koruyacaktır. reklamını, propagandasını yapmak Biz, bugün baştan başa bütün Türk için bir takım kişileri kullanıyorlar. milleti olarak bu istiklalci iradeyi Bunlar, gazeteci, televizyoncu, yazar, haykırma ve siyasi, kültürel, çizer, aydın, sanatçı, akademisyen gibi ekonomik ve askerî anlamda tam sanal unvanlar kullanan, ama aslında istiklâl mücadelesini kararlılıkla tek gerçek unvanları olan “Türk’ü sürdürme konumunda olan kritik bir mankurtlaştırma memuru” olan kesim- süreçteyiz. lerdir. Bunlar, her gün bombardıman Millî Mücadele süreci başlarında edercesine Türk milletinin millî olduğu gibi Amerika, Avrupa, İsrail, hafızasını, tarihini, atalarını, dünya PKK ve Barzani tarafından kuşatılmış Türk birliği kardeşliğini, değerlerini, durumdayız. O zaman şimdikinden kimlik ve kişiliğini iğdiş edecek çalış- daha zor durumda olmamıza rağmen malar yapıyorlar. bu kuşatmayı yardık ve bağımsız Türk milletini yeni avlama ve yok Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi kuretme yöntemleri şu: Gemileriyle, duk. Şimdi de ya bu mevcut kuşatuçaklarıyla, arabalarıyla, bankalarıyla, mayı yararak, modern Haçlı çok uluslu şirketleriyle, sinemalarıyla, Ergenekon kıskacından çıkış özgürideolojileriyle, felsefeleriyle, siyasetlüğüyle var olacağız, ya da yok. “Kadir Baba”nın sesini duydular MUĞLA Marmaris'te yakınları ilgilenmediği için arkadaşı tarafından bakılan 72 yaşındaki alzheimer hastası, bakımevine yerleştirildi. Kemeraltı Mahallesi 105 Sokak'ta arkadaşı Yıldıray Karayiğit tarafından bakılan ve "Kadir Baba" ismiyle tanınan Kadir Taş ile ilgili basında yer alan haberler üzerine Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri harekete geçti. Yapılan görüşmeler sonunda Taş'ın Fethiye ilçesindeki bir bakımevine yerleştirilmesine karar verildi. Marmaris'e gelen bakımevi görevlileri, Taş'ın kaldığı eve gitti. İlk başta arkadaşının yanından ayrılmak istemeyen Taş'a bakımevi görevlileri, doktorlar gözetiminde kendisine daha iyi bakılacağını anlattı. İkna olan Taş, bakımevinin minibüsüne bindirilerek Fethiye'ye götürüldü. Bakımevi yetkilisi Fatma Güngör, gazetecilere yaptığı açıklamada, Taş'ın sağlık durumuyla ilgili basında yer alan haberler üzerine Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkililerinin kendileriyle temasa geçtiğimi söyledi. Yaşlı adama bakım evinde daha konforlu bir yaşam imkanı sunacaklarını anlatan Güngör, "Kadir amca bundan sonra bize emanet. Ona iyi bakacağız. Ayrıca böyle bir hayırlı işe vesile olan gazetecilere de teşekkür ediyoruz" dedi. İlçe merkezinde uzun yıllar garsonluk yaparak hayatını sürdürdükten sonra emekli olan Taş, hastalanmıştı. Yürümekte güçlük çeken Taş'a daha önce aynı iş yerinde birlikte çalıştığı arkadaşı Karayiğit sahip çıkmış, dairesini hasta arkadaşıyla paylaşmaya başlamıştı. Karayiğit, durumu kötüye giden Taş için basın mensupları aracılığıyla yardım istemişti. (AA) 10 SAĞLIK 1 Kasım 2014 Cumartesi Prof.Dr. Turgut: “MERS ve Ebola’yı griple karıştırmayın” DENİZLİ - Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turgut, Ebola hastalığı ile MERS virüsü belirtilerinin griple hemen hemen aynı olduğunu, Suudi Arabistan ve Batı Afrika ülkesine seyahat edenlerde görülen ateş yüksekliği, boğaz, kas, eklem ağrısı olanların bir uzmana gözükmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Hüseyin Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada MERS-CoV virüsünün 2012 yılından bu yana Suudi Arabistan'da görülen bir enfeksiyon tipi olduğunu belirterek, virüsün üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olduğunu ifade etti. MERS virüsü ile sonbahar mevsiminde görülen grip ve nezle belirtileri ile aynı olduğuna dikkati çeken Turgut, "Ebola hastalığı ile MERS virüsünün belirtileri grip ve nezle ile hemen hemen aynı. Ancak belirtiler MERS virüsünün olması için yeterli değil. Bu virüsün belirtilerini nezle ve griple karıştırmamak lazım. Her haca gidip gelende bu hastalığın olması söz konusu değil. Ama gelenlerde klinik belirtiler varsa tabi MERSCoV olarak düşünülmeli. Çünkü, bunlar benzer klinik tablolarıyla geliyor" dedi. Ölüm oranı yüksek Ebolo virüsünün KırımKango kanamalı virüsü ile aynı aileden geldiğine işaret Turgut, Türkiye'ye gelenlerde 2014-2015 MALİ YILI KORONER ANJIYOGRAFİ VE ELEKTROFİZYOLOJİ LABORATUVARI 14 KALEM SARF MALZEME ALIMI İŞİ İHALESİ T.C SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2014-2015 MALİ YILI KORONER ANJIYOGRAFİ VE ELEKTROFİZYOLOJİ LABORATUVARI 14 KALEM SARF MALZEME ALIMI İŞİ İHALESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/138231 1-İdarenin a) Adresi : PLEVNE CADDESİ ULUCANLAR ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : 3125953048 - 3123624933 c) Elektronik Posta Adresi : [email protected] ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : KORONER ANJIYOGRAFİ VE ELEKTROFİZYOLOJİ LABORATUVARI 14 KALEM SARF MALZEME ALIMI / MAL ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ SARF DEPOSU c) Teslim tarihi : Yüklenici malı 2(İki)Aylık periyotlar halinde teslim edecektir.İdarenin ihtiyacı durumunda 2(iki)aylık periyoda bağlı kalınmaksızın Telefon veya faks ile yapılan siparişler en geç 5(Beş)iş günü içerisinde Hastane Tıbbi Malzeme Deposunun göstereceği yere teslim edilecektir. Sözleşme süresi 30.06.2015 Tarihine kadardır.Malzemenin tamamı 30.06.2015 Tarihine kadar teslim alınacaktır.Yüklenici kendi isteği doğrultusunda idarenin talebi olmadan herhangi bir malı teslim edemez.(Malzeme teslimatı sırasında firma yetkilisi veya firma tarafından görevlendirilen sorumlu kişi tarafından teslimat yapılacaktır.) 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DÖNER SERMAYE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI/Ulucanlar/ANKARA b) Tarihi ve saati : 24.11.2014 - 10:00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; 4.1.1.1. Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, 4.1.1.3. İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler: Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2010/11 sayılı genelgesince Tıbbi Cihaz Yönetmeliğinin kapsamında olan ürünlerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB) kayıtlı ve onaylı olması zorunludur. 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5 İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: 4.3.1. 4.3.1.1. Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2010/11 sayılı genelgesince Tıbbi Cihaz Yönetmeliğinin kapsamında olan ürünlerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB) kayıtlı ve onaylı olması zorunludur. İhale teklif zarfında isteklilerin teklif ettikleri ürünlerin İhale tarihi itibarı ile; a) TİTUBB’da kayıtlı ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olduğunu gösterir, her kaleme ait Ulusal Bilgi Bankası internet sitesinden alınmış onaylanmış ürün numarasını gösteren çıktıyı belgelendirecektir. b)İstekli ithalatçı veya üretici ise firmasının, T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (TİTUBB) kayıtlı olduğunu, yetkili satıcı ise bayi olduğunu gösteren Ulusal Bilgi Bankası internet sitesinden alınmış çıktıyı belgelendireceklerdir. (Sundukları belge, ana bayi tanımlayıcı numarasını gösteren internet çıktısı olacaktır.) NOT: Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamı dışındaki ürünler teklif edilecekse, bu ürünlerin söz konusu yönetmeliklerin kapsamı dışında olduğuna dair üreticinin/ithalatçının yazılı beyanı olacaktır. Bu beyan olan ürünler için “a” ve “b” maddelerindeki belgeler aranmayacaktır. Kapsam dışında olduğu belirtilmeyen malzemeler UBB kapsamında sayılacağından UBB ile ilgili istenen belgelerin verilmesi zorunludur. 4.3.2. Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: İstekliler ihale konusu her kalem için teknik şartnamede belirtilen miktarlarda numune getirecektir.(İhale saatine kadar) Teknik şartnamede numune sayısı belirtilmemiş ise en az 1(bir) adet numune getirilecektir. Gerek duyulduğu takdirde değerlendirme aşamasında numune sayısı yetersiz kalırsa tekrar numune istenebilecektir. Numuneler orijinal paketleri içerisinde olacaktır. Numune teslim etmeyen isteklilerin, numune vermedikleri kalem/kalemler için teklifleri değerlendirmeye alınmayacaktır. Katalog ve/veya broşür gibi tanıtıcı belgeler, numune olarak değerlendirilmeyecektir Her bir numunenin üzerine ihale sıra numarası, firma ve malzemenin adı etiketlenecek veya okunaklı biçimde yazılacaktır. İhale kalem sırası ile numune üzerindeki sıra numarası arasındaki uyumsuzluktan firma sorumludur. Bütün numuneler firma adının ve ihale bilgilerinin yazılı olduğu bir paket içerisinde Ankara Eğitim Ve Araştırma Hastanesi "tıbbi sarf deposuna" teslim edilecektir.Numuneler için 3adet numune teslim tutanağı hazırlanacak ve firma temsilcisi ile idarenin yetkili personelince imzalanmış olacaktır.Bir nüshası teklif zarfı içinde olacaktır.Birer nüshası teslim alan idarede ve istekli firmada kalacaktır. İhale komisyonunca teslim edilen ürünün teknik şartname hükümlerini karşılayıp karşılamadığı kontrol edilecek olup, teknik şartname hükümlerini karşılamayan ürünlere ait teklifler değerlendirmeye alınmayacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DÖNER SERMAYE İHALE KOMİSYON BAŞKANLIĞI adresinden satın alınabilir. 7.2. İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar T.C SAĞLIK BAKANLIĞI T.K.H.K ANKARA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DÖNER SERMAYE İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI/Ulucanlar /ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIŞ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın - 14187 (www.bik.gov.tr) Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr.de bazı şüpheli olguların olduğunu ancak bunların henüz kanıtlanmadığını söyledi. Türkiye'de Ebola virüsünün tanısının koyulamadığını, hastadan alınan numuneleri Avrupa'ya Dünya Sağlık Örgütü referanslı laboratuvarlara gönderildiğini dile getiren Turgut, Ebola ve MERS virüsünden korunmak için neler yapılması gerektiği konusunda şu bilgileri verdi: "Çok acil bir durum yoksa salgın olan ülkelere seyahat edilmemelidir. Seyahat ediliyorsa şunlara dikkat etmek gerekiyor: Bu tür hastalarla temas etmemek, yabani hayatta yarasalar, şempanzeler ve gorillerle temasa geçmemek, yiyeceklerden etlere dikkat etmek gerekiyor. En önemlisinde pişmiş et yemek çiğ et tüketilmemiş olması gerekiyor. Belirtiler arasında boğaz ağrısı, kas, eklem ağrıları, ishal, kusmadır. Ebola'nın ağır olgularda bağırsak, diş eti, burun, bağırsak kanamalarına ve ölüme neden oluyor. O zaman bunlar belirtileri olan sağlık kuruluşuna gitmeli ve orada gerekirse karantina alınmalıdır. Ebola hastalığının görüldüğü ülkelere seyahat eden, ateş yüksekliği, boğaz, kas, eklem ağrısı olanlar ve MERS virüsünün görüldüğü ülkelere seyahat eden, ateş yüksekliği ve solunum sıkıntısı çekenler muhakkak kendileri hastanelere başvurmalıdır." (AA) Aerobik, kalp ve akciğerleri kuvvetlendiriyor ADANA - HAKAN ŞAHİN - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü Spor Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Dilek Sevimli, ''Yürüyüş, bisiklet, yüzme, tenis gibi aerobik aktiviteleri kalp ve akciğerleri kuvvetlendirir. Bolca oksijen kullandırır ve kalori yaktırır'' dedi. Sevimli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda insanlarda spor yapma alışkanlığının arttığını belirterek sporun sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi olduğunu söyledi. Belirli bir program dahilinde ve profesyonel yardım almadan spor yapmak isteyen kişilerin sağlıkları açısından bazı kurallara uyması gerektiğini vurgulayan sevimli, konuşmasına şöyle devam etti: ''Daha önce hiç egzersiz yapmamış olanlar gün aşırı 10 dakika gibi sürelerle başlamalı ve bunu zaman içinde en az 30 dakika olacak şekilde arttırmalıdırlar. Egzersiz öncesinde kaslar, kuvvetlendirdiğini söyledi. İyi planlanmış bir egzersiz programında, aerobik, kuvvetlendirme, ağırlık, denge ve germe hareketlerinin bulunması gerektiğini vurgulayan Sevimli, şunları söyledi: ''Örneğin, yürüyüş, bisiklet, yüzme, tenis gibi aerobik aktiviteleri kalp ve akciğerleri kuvvetlendirir. Bolca oksijen kullandırır ve kalori yaktırır. Yürüyüş, çocuk taşıma, serbest ağırlıklar kullanma gibi kuvvetlendirme ve ağırlık hareketleri, bacaklar, kollar, göğüs ve karın bölgesine ait geniş kas gruplarını çalıştırır. Yoga ve hafif germe egzersizleri ise kas boyunu uzatır ve uzanma-germe ve eğilmeye yönelik eklemlerinizin hareketlerini artırır, kas gerginliğini azaltır ve yaralanmaları önler .Aerobik egzersizler, bu programın merkezinde yer almalıdır, çünkü kalp ve kan yumuşak ve yavaş hareketlerle gererek ısıtılmalıdır. Ani hareketler ve aşırı yüklenme, özellikle daha önceden alışık olmayan bireylerde spor yaralanmalarına neden olabilir. Bilinçsizce yapılan aşırı egzersiz ise sağlık için hareketsizlik kadar zararlıdır. Bilinen bir kronik hastalığı olanlar, egzersiz programlarına başlamadan önce kendilerini izlemekte olan hekime başvurmalıdır. Egzersizle birlikte gelen şiddetli göğüs ağrısı ve nefes darlığının kalp hastalığı belirtisi olabileceği bilinmelidir. Açık havada yapılacak sporlar için hava kirliliğinin yoğun olmadığı ortamları seçmek, dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktadır. Bedenimiz, var olma aracımızdır. Egzersiz sırasında olduğu kadar gündelik yaşamımız sırasında da onu, yanlış hareketlerle gelecek zararlardan korumamız gerekir.'' -''Ağrı hissettiğinizde spor yapmayı bırakın'' Sevimli, sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi sporun, doğru zamanda ve doğru aletlerle yapılması gerektiğini, aksi takdirde spor adına yanlış yapılan hareketlerin, vücut sağlığına zarar verebileceğini vurguladı. Özellikle kronik hastalığı olan kişilerin spora başlamadan önce bir hekime başvurması gerektiğini anlatan Sevimli, ''Kronik rahatsızlık varsa erkeklerde 40, kadınlarda ise 50 yaş üzerindeyseniz bir hekime başvurun. Hedef kalp hızınızı belirleyin. Günleri belirleyerek, haftada 2 gün yürümeye başlayın. Her hafta yürüyüş sayınızı dereceli olarak artırın. Daha sonra yürüyüş mesafenizi artırın. Yorulmadan uzun mesafeleri yürüyebildiğiniz zaman ısınma ve soğuma egzersizleri ekleyin. Dereceli olarak bazı kas kuvvetlendirme egzersizlerini ekleyin. Fiziksel uygunluğunuzu geliştirin. Ağrı hissettiğinizde spor yapmayı bırakın. Alet kullanımından sonra yine soğuma egzersizleri veya yavaş tempo koşu ile çalışmaları bitirin'' diye konuştu. (AA) - ''Aerobik aktiviteleri kalp ve akciğerleri kuvvetlendirir'' Sevimli, yürüyüş, bisiklet, tenis ve yüzme gibi aerobik egzersizlerinin kalp ve akciğeri damarlarınızı iyi durumda tutar. Her aerobik egzersiz seansı, 5-10 dakikalık ısınma (yürüyüş ve germe) ve onu takiben 2030 dakikalık aerobik egzersizini ve daha sonra da 10-12 dakikalık soğuma periyodunu içermelidir.'' Kangren tedavisinde balon-stent dönemi ANKARA - Çoğunlukla 50 yaş üstü erkeklerde görülmüş olan ve erken tanı konulmazsa kangrene dönüşerek hastanın bacağını kesilmek mecburiyetinde bırakan damar tıkanıklığı, Kartal Koşuyolu Hastanesi'nde uygulanan balon stent yöntemi sayesinde giderilebiliyor. Konuya ait gercekleşen açıklamada, tüm damar tıkanıklığı problemlerinde olduğu gibi bacaklardaki damak tıkanıklığının da başlıca sorumlularının sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol ve genetik faktörler olduğu açıklandı . Önlem alınmadığı takdirde damar tıkanıklığının bacaklarda kangrene sebep olup kesilmesine yol açtığı, her hastada ilerleme süreci değişiklik gösteren bu hastalığın özellikle yaşlılarda kireçlenmeyle karıştırıldığı için tanı koyma sürecinin talep eder istemez uzadığı kaydedildi. Beyanatta görüşlerine yer verilmekte olan Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Selçuk Pala, hafif bir damar tıkanıklığının hiçbir belirtisi olmayacağı gibi damar kan akışını mühim derecede etkileyen tıkanıklığın yürüyüşlerde kendisini gösterdiğini, hastaların bacaktaki ağrının ve tıkanıklığın derecesine göre bazen bin metrede bir, çok fazla ileri düzeydeki hastalıkta ise 10-20 metrede bir dinlenme gereksinimi hissettiğini belirtti . Ağrı şikayeti olmayan hastalarda da damarların birden bire tıkanabildiğini, köprü damar oluşmasına vakit olmadığından, bacakların beslenemeyeceği için saatler içinde kangren meydana gelebildiğini aktaran Pala, bacaklardaki damar tıkanıklığının ayakta soğukluk, renk değişikliği, kıllarda dökülme, tırnaklarda büyüme problemi, deride parlaklaşma gibi belirtileri olduğunu bildirdi. Pala, sigara bağımlılığı, hareketsiz yaşam ve hata beslenmeden binaen damar tıkanıklığı olan hastaların sayısının her önceki gün arttığını aktararak, "Bu durum da damar tıkanıklığı hastalarının sayısında yükselmeye sebep oluyor. Damar tıkanıklığının tedavisindeki ilk aşama, hastalığı meydana getiren risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu yüzden de hastanın sigaradan, şekerden ve tekrar hipertansiyonu ve kolesterolü tetikleyen yiyeceklerden uzak tutulması gerekmektedir. Düzenli egzersiz mühim . Şayet her ne kadar sağlıklı bir yaşam sürdürülse de hastalar bazen tedaviye yanıt verememekte. Böyle durumlarda ise hastaya köprü damarlarda kan akımını artıran ilaç tedavisi uygulanmaktadır" ifadelerini kullandı. (AA) 11 dış dünya 1 Kasım 2014 Cumartesi Malala, Gazze’ye 50 bin dolar bağışladı LONDRA - Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, Gazze'deki okulların yeniden inşası için 50 bin dolar bağışladığını açıkladı. İsveç'te düzenlenen törenle "Dünya Çocukları Ödülüne" layık görülen 17 yaşındaki Malala, buradaki konuşmasında, yaptığı bağışın Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) aracılığıyla Gazze'deki 65 okulun yeniden inşası için kullanılacağını kaydetti. "Dünya Çocukları Ödülü'nden aldığım para ödülünün hepsinin Gazze'deki öğrencilere ve okullara gideceğini açıklamaktan onur duyarım" diyen Malala, Gazze'deki nüfusun yarısından fazlasının 18 yaşın altında olduğuna dikkati çekti. Malala, şöyle konuştu: "Bu çocuklar kaliteli bir eğitim ve gelecek inşa etmek için gerçek umutlar ile fırsatlar istiyor ve bunları hak ediyor. Bu bağış, 65 okulun yeniden inşa edilmesine yardımcı olacaktır. Masum Filistinli çocuklar çok uzun süredir acı çekiyor. Filistinli çocukların ve dünyanın diğer bölgelerindeki çocukların güvenli bir ortamda kaliteli bir eğitim almalarını sağlamalıyız. Çünkü eğitim olmadan, barış olmaz." Malala Yusufzay, Hindistanlı çocuk hakları savunucusu Kailash Satyarthi ile birlikte Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştü. Pakistanlı Malala Yusufzay, 9 Ekim 2012'de okula gitmek için bindiği otobüste saldırıya uğramıştı. Otobüse binen bir Taliban militanı Malala'ya adını sormuş, daha sonra genç kıza üç kez ateş etmişti. Başından yaralanan Malala, saldırıdan 6 gün sonra tedavi için İngiltere'ye getirilmiş, Birmingham'daki Kraliçe Elizabeth Hastanesinde yaklaşık 3 ay kalmış ve kafatasına metal bir plaka yerleştirilmişti. Mart 2013'te taburcu edilen Malala, ailesiyle Birmingham'a yerleşmiş ve tekrar okula başlamıştı. (AA) Napolitano: “Mafya devlete Afganistan’da 21 ton uyuşturucu imha edildi şantaj yapmak istiyordu” ROMA - İtalya'da bir dönem mafyanın yaptığı suikast ve sabotajlarla gündemde olan Palermo kentinde süregelen ve 1990'lı yılların başında "devlet ile mafyanın görüştüğü"ne dair davada devletin zirvesindeki isim bir ilke imza atarak ifade verdi. Napolitano'nun halen görevde olması ve yasalara göre başka bir yerde ifade verememesinden ötürü Cumhurbaşkanlığı Sarayı Quirinale'nin "sağır salonu" olarak tabir edilen Branzino Salonu'nda gerçekleşen bu tarihi olaya ilişkin saraydan yapılan açıklamada, oturumun üç saat sürdüğü belirtildi. Savcı, hakim ve davaya müdahil avukatların bulunduğu tarihi oturumun ardından İtalyan basını, bu konuyu geniş şekilde işledi. La Repubblica gazetesi, Cumhurbaşkanı Napolitano'nun savcılara söylediği iddia edilen, "Anlaşma var mı bilmiyorum ama mafya devlete şantaj yapmak istiyordu" sözlerini manşetine taşıdı. Il Messaggero gazetesi de "Cumhurbaşkanı: Anlaşmaları hiç bilmiyorum" ifadesini başlığa çekerken, Napolitano'nun bu davada ifade vermesi gerektiğine dair haberleriyle bilinen "Il Fatto Quotidiano" gazetesi ise "Napolitano, sonunda konuştu ve mafyanın şantajını onayladı" manşetini attı. Basında yer alan haberlere göre, davanın kamuoyunda bilinen adıyla "devlet-mafya görüşmesi" ifadesinin, Cumhurbaşkanı'nın ifadesinin alındığı oturumda hiçbir şekilde taraflar tarafından zikredilmediği, ancak savcılığın bu konunun etrafında sorular yönelttiği belirtildi. Haberlere göre, İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano'nun aktif görevdeyken bir davada ifade vermesi ülkede ana gündem konusu oldu. La Repubblica gazetesi, Cumhurbaşkanı Napolitano'nun savcılara söylediği iddia edilen, "Anlaşma var mı bilmiyorum ama mafya devlete şantaj yapmak istiyordu" sözlerini manşetine taşıdı. "Il Fatto Quotidiano" gazetesi ise "Napolitano, sonunda konuştu ve mafyanın şantajını onayladı" manşetini attı. Cumhurbaşkanı Napolitano da sorular karşısında devlet ile mafyanın görüşüp bazı gizli anlaşmalara vardığına dair bir bilgisi olmadığını vurguladı. Tarihi oturuma katılan savcıların basınla paylaştığı bilgiler uyarınca Napolitano'nun oturum sırasında son derece uyumlu ve bütün sorulara cevap verme eğiliminde olduğu aktarıldı. Cumhurbaşkanı Napolitano'nun tanık olarak ifade vermesine ilişkin hükümet kanadından Başbakanlık Müsteşarı Graziano Del Rio'dan açıklama geldi. Del Rio, Napolitano'nun kurumsal bir saygı örneği vererek, büyük bir ağırbaşlılık ve ciddiyetle vatandaşlık görevini yerine getirdiğini belirtti. Müsteşar Del Rio, Napolitano'nun kanunlar önünde herkesin eşit olduğunu davranışlarıyla gösteren bir devlet adamı olduğunu ifade etti. İtalya'da 1990'lı yılların başında Sicilya'daki hakim mafya örgütü Cosa Nostra ile mücadele eden savcılar Giovanni Falcone ile Paolo Borsellino'nun peş peşe suikastlara kurban gitmesi ve o dönem artan bombalama olaylarının önüne geçilmesi için devlet yetkililerinin mafya ile görüştükleri ve bu saldırıların durması karşılığında mafya ile mücadelenin yavaşlatıldığı anlaşması yapıldığı iddia ediliyor. O dönemde parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi Başkanı olan Napolitano'nun bu görüşmelerden haberdar olabileceği dönem dönem gündeme gelmişti. Napolitano'nun hukuk müşaviri Loris D'Ambrosio'nun, dönemin İçişleri Bakanı Nicola Mancino tarafından arandığı ve konuşmanın bir mafya babasının korunması üstüne olduğu 2012 yılında ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine, kamuoyunda bir kesimde Napolitano'nun davanın gidişatını değiştirebileceğine dair kanaatler oluştuğu basına yansımıştı. Napolitano, dünkü oturumda 2012 yılında kalp krizinden yaşamını yitiren eski müşaviri D'Ambrosio'yu devletin sadık hizmetkarı olarak tanımlamıştı. Yaklaşık 20 yıldır zaman zaman ülke gündeminin ilk sıralarına gelen soruşturma ve takibinde açılan davada, eski bakanlar Nicola Mancino, Calogero Mannino, eski Senatör tutuklu Marcello Dell'Utri'nin yanı sıra Cosa Nostra mafya örgütünün lideri Toto Riina gibi isimler sanıklar arasında geçiyor. Davanın karara bağlanmasının birkaç yıl sürebileceği ifade ediliyor. (AA) eğitimde yükselme olanağını vermeyi başaramıyoruz" dedi. Yabancı çocukların hayal kırıklığına uğrayarak toplumun dışında kalabileceği konusunda uyaran Özoğuz, çocukların okulda başarılı olması için velilerin de ülkedeki eğitim sistemini anlamaları gerektiğini kaydetti. Almanya'da 20 ila 29 yaşları arasında olan 1,3 milyon gencin meslek sahibi olmadığını ve bunların istihdam edilme perspektiflerinin düşük olduğuna işaret eden Özoğuz, mesleği olmayan yabancıların oranın yüzde 30 olduğunu kaydetti. "Almanya'nın göç ülkesinden, göç toplumuna geçişini yavaş yavaş yaşamaya başlıyoruz" diyen Özoğuz, 1 Aralık'ta yapılacak Uyum Zirvesi'nde meslek eğitimi ağırlıklı konu olarak ele alınacağını belirterek, şirketlerin bilinçli veya bilinçsiz şekilde istihdam piyasasında yaptıkları ayrımcılığın da masaya yatırılacağını belirtti. Almanya'da yaşanan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile ilgili de Özoğuz, ülkeye göçün artmasıyla yabancı düşmanlığının arttığını kaydetti. Özoğuz, Almanya'da son olarak camilere, sinagoglara ve kiliselere saldırılar yapıldığını hatırlatarak, bunları kınadığını ifade etti. Toplumun yabacı düşmanlığı konusunda duyarlı hale gelmesini ÜSKÜP - Türkiye'nin Makedonya Ordusu'na yaptığı 2 milyon dolar değerindeki bot üniforma ve teçhizat yardımı için Makedonya Genelkurmay Başkanlığında tören düzenlendi. Makedonya Savunma Bakanı Zoran Yolevski, burada yaptığı açıklamada, Makedonya'nın bağımsızlığından bugüne kendilerine dost elini uzatan ve başta savunma olmak üzere toplumsal hayatın her alanında işbirliğine hazır olduğunu belirten ilk ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Yolevski, 1996 yılından günümüze 700'den fazla Makedonya Ordusu mensubunun Türkiye'deki prestijli askeri okullarda eğitim aldığını belirterek, Türkiye'nin Makedonya Ordusu'nun modernizasyonuna önemli katkı sağladığını ifade etti. İki ülke arasındaki son derece iyi ilişkilerin, bölgede çok iyi bir örnek teşkil ettiğini anlatan Yolevski, Türkiye'nin, Makedonya'nın NATO üyeliği konusunda verdiği desteğe de teşekkür etti. Türkiye'nin Üsküp Büyükelçisi Ömür Şölendil de iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin eğitim yardımları ve Makedonya Ordusu'nun lojistik anlamda desteklenmesi alanlarında yapılan hibelere yoğunlaştığını vurguladı. Şölendil, bu yardımların teslimiyle BM şemsiyesi altında bazı uluslararası barış gücü faaliyetlerinde başarıyla yer alan Makedonya Ordusu'nun daha da güçleneceğine ve çoktan hak ettiği NATO üyeliği yolunda kısa sürede önemli mesafeler kaydedeceğine yürekten inandığını ifade etti. (AA) BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 isteyen Özoğuz, saldırıya uğrayanlara destek vermek gerektiğini, bu kapsamda bir ay önce söz konusu cami derneklerinin yetkililerini Başbakanlığa davet ettiğini ve onları dinlediğini anımsattı. Söz konusu raporun sadece yabancılarla ilgili olmadığına dikkati çeken Özoğuz, raporda iki ve üç kuşaktan beri ülkede yaşayanların durumunu da içerdiği için bu raporun ismini değiştirmek istediğini kaydetti. Avrupa Adalet Divanı'nın aile birleşiminde Türk vatandaşları için Almanya'nın ülkeye gelmeden önce dil şartı aramasının, AB hukukuna aykırı olduğu yönündeki kararıyla ilgili bir soru üzerine de Özoğuz, "Bu karar, birçok yolu açık bırakıyor. Alman hükümeti de bu kararı nasıl uygulayacağı konusuna bakıyor" dedi. (AA) ile mücadele için uğraştığını söyledi. Afgan hükümetinin verdiği bilgiye göre, Afganistan'ın istikrarsız olan 16 kentinde uyuşturucu üretiliyor. Ülke içindeki uyuşturucu bağımlısı sayısı ise 1,6 milyon. Son rakamlara göre, dünyada satılan uyuşturucunun yüzde 90'ı Afganistan'da üretiliyor. Afganistan'ın güneydeki Helmand kenti, ülkede uyuşturucu üretiminin en büyük merkezi olarak biliniyor. ABD, geçen 13 yılda Afganistan'da uyuşturucu üretimi ile mücadele için yaklaşık 7 milyar dolar harcadı ancak uyuşturucu üretimi gittikçe arttı. Yapılan tüm çabalar ve masraflara rağmen Afgan hükümeti tek başına uyuşturucu ile mücadele edemeyeceğini ve dünyanın bu sorunun çözülmesi için ciddi destek vermesi gerektiği belirtiyor. (AA) Türkiye’den, Makedonya’ya askeri yardım 1 Almanya’da yabancı düşmanlığı arttı BERLİN - Almanya Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Özoğuz, yabancıların topluma uyumu konusunda "hala yapacak çok şeylerin olduğunu" söyledi. Almanya'da yaklaşık 9 ay önce bakanlık görevine getirilen Özoğuz, başkent Berlin'deki Federal Basın Evi'nde yabancıların ülkedeki durumunu ele alan 10. Yabancılar Raporu'nu tanıttı. Özoğuz, Almanya'nın, uzun bir zaman göç ülkesi olduğunu kabul etmek istemediğini, bundan dolayı on yıllar önce yapılmayanları şimdi telafi etmekle geçirdiklerini ifade etti. Bunun özellikle uyum kurslarında ve eğitim sisteminde görüldüğünü belirten Özoğuz, "Bu konuda yapacak daha çok şeyimiz var" dedi. Son 15 yılda ülkede çok şeyin değiştiğini savunan Özoğuz, 2000'de Vatandaşlık Yasası kapsamında yapılan tartışmalarla ülkede göçle ilgili yeni bir anlayışın geldiğini kaydetti. Özoğuz, 2005'te yürürlüğe giren Göç Yasasıyla uyum kurslarının başladığını ve 1,4 milyon yabancının bu kurslara katıldığını kaydetti. Yabancıların topluma entegrasyonu konusunda eğitimin önemine değinen Özoğuz, "Almanya'da sosyal durum ve kültürel kökenden bağımsız olarak gençlere hala yeteneklerine göre KABİL - Afganistan'ın başkenti Kabil'de değişik operasyonlarda polisin ele geçirdiği 21 ton uyuşturucu imha edildi. İçişleri Bakanlığı Uyuşturucu ile Mücadele Departmanı Başkanı Baz Mohammad Ahmedi, imha edilen uyuşturucu maddelerin son dokuz ayda Kabil'in değişik bölgelerinde yakalandığını bildirdi. Afganistan'da üretilen uyuşturucunun terör örgütlerinin gelir kaynağı olduğunu belirten Ahmedi, "Yeni hükümetimiz uyuşturucu ile mücadeleyi önceliği olarak seçmeli. Bu alanda görevli olan polis sayısı artırılmalı ve uyuşturucu üretimine son vermek için hükümetin ciddi iradesi olmalı" dedi. Ahmedi, Afganistan'da 3 milyon kişinin uyuşturucu üretimi ve ticareti alanında çalıştığını dile getirerek, sadece 2 bin 500 polisin uyuşturucu 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2 3 4 5 6 7 8 9 10 12 haber 1 Kasım 2014 Cumartesi Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, "Su tahliyesi ve arama kurtarma çalışmaları, 606 kişilik bir ekip ile 2 uçak, 3 helikopter, 23 ambulans ve 22'si AFAD arama kurtarma aracı olmak üzere 126 araçla aralıksız sürüyor" denildi. YAZIHANE Aydın UZKAN [email protected] DEFORME OLMUŞ HAYATLAR AFAD, 606 kişi ile çalışıyor ANKARA - Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ermenek'te kömür ocağında işçilerin mahsur kalmasına ilişkin su tahliyesi ve arama kurtarma çalışmalarının, AFAD koordinasyonunda toplam 606 kişilik bir ekip ve 126 araçla gece boyu devam edeceğini bildirdi. AFAD'dan yapılan açıklamada, Ermenek'te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Karaman Valisi Murat Koca ve AFAD Başkanı Fuat Oktay'ın, arama kurtarma çalışmalarını yerinden koordine ettiği belirtildi. Arama kurtarma çalışmalarında su tahliyesinin, AFAD koordinasyonunda toplam 606 kişilik bir ekip ve 126 araçla gece boyu devam edeceği kaydedildi. Açıklamada, görüşlerine yer verilen AFAD Başkanı Fuat Oktay, alanda bir tahlisiye, bir de destek ekibi olmak üzere 269 kişilik arama kurtarma ekibinin görev yaptığını belirterek, şunları ifade etti: "Bugünden itibaren önceliğimiz suyun çekilmesi değil, su çekildikten sonra alanda çamur boyutunda olan o malzemenin dışarı çekilmesi, basıncın etkisiyle tavanda ve yan duvarda oluşan malzeme dolgularının dışarı alınması. Ayrıca oranın da ikinci bir kazaya sebebiyet vermeyecek ve çalışma yapılabilecek şekilde güvenli alana dönüştürülmesi. Dolayısıyla orası temizlendikçe pompalar daha aşağıya indiriliyor. Bu aşamalı bir şey." Açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu: "Arama kurtarma operasyonu, toplam 606 kişilik bir ekip ile 2 uçak, 3 helikopter, 23 ambulans ve 22'si AFAD arama kurtarma aracı olmak üzere 126 araçla aralıksız sürüyor. AFAD arama kurtarma birliklerinden 4 deneyimli dalgıç da çalışmalara katıldı. Alana çok sayıda motopomp, 3 seyyar aydınlatma cihazı, 10 büyük çadır, seyyar mutfak, mobil yatakhaneler, 700 battaniye, kumanya ve içecek sevk edildi. 7 mobil baz istasyonu kuruldu, kumanya ve içecek sağlandı. Çalışmalar AFAD Mobil Koordinasyon Merkezi'nden yönetiliyor. Gelişmeler 7/24 takip edilmektedir." (AA) Bakanlar ocağa indi KÜRŞAD TÜZMEN Ziraatçilerle buluştu ANKARA- Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Türk siyasetinin renkli kişiliği ve sportmenliğe ile tanınan ismi, Dış Ticaretten ve Ekonomiden Sorumlu eski Bakanlardan, Ak Parti Milletvekili Kürşad Tüzmen’i ağırladı. “Tarım ve Dış Ticaret” konulu panelin konuşmacısı olarak Ziraat Fakültesi öğrencileri ile bir araya gelen Bakan Kürşad Tüzmen, öğrencilere bürokrat ve Siyasi hayatı boyunca elde ettiği tecrübelerini aktardı. Dekan Prof. Dr. Ahmet Çolak’ın daveti üzerine gerçekleşen panele 300’ün üzerinde öğrenci katıldı. Dünya Çocuk ve Gençlik Hareketi Başkanı Ercan Akpınar’ında katıldığı etkinlikte Bakan Tüzmen öğrenci ve Hocalardan gelen soruları da cevaplandırdı. Konuşmasında ihracat ve dış ticaret ile bilgiler aktaran Tüzmen, Türkiye’de tarımın ancak ürünsel bazda markalaşarak ihracatı artırabileceklerini söyledi. Tarım ürünlerinin kendi aralarında tanıtım grupları kurarak Dünya piyasasına çıktıklarını ve böylece ihracat rakamlarının arttığını açıkladı. Türkiye’de siyaset ve ekonomi denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Kürşad Tüzmen’i ağırlamaktan onur duyduklarını ifade eden Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak da, Ziraat Mühendisliği öğrencilerinin dünya ile entegre olara başarıya koşabileceklerini ve ülkemiz tarımını kalkındırabileceklerini söyledi. Kobani’de sadece Kürtler savaşmıyor İSTANBUL - Suriyeli muhalif gruplardan Fecru'l Hurriyye Tugayları Komutanı Nizar el-Hatib, 400'den fazla askerlerinin Kobani'de IŞİD'e karşı savaştığını söyledi. Hatib, İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, Suriye'nin diğer kentlerinde savaştıkları gibi Kobani'de de IŞİD'e karşı mücadele verdiklerini belirterek, "Esed rejimi, dışarıdan gelen militanlardan destek aldı. Bu nedenle Peşmerge'nin savaşmak için gelmesi doğal. Ayrım yapmadan ülkenin her kentini savunuyoruz" dedi.Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) komutanlarından Abdulcebbar el-Akidi'nin, Kobani'ye asker gönderme kararına tepki gösteren Hatib, "Esed rejimi, Halep'i kuşatmak için muhalif gruplara baskı yapıyor. Bu nedenle kentin, muhalif askerlerin güçlü sayısına rağmen daha çok savaşçıya ihtiyacı var" diye konuştu. Fecru'l Hurriyye Tugayları askerlerinin, IŞİD'in saldırılarından önce de Kobani'de bulunduğunu dile getiren Hatib, IŞİD saldırılarından sonra bölgedeki asker sayısını 200'den 400'e çıkardıklarını aktardı. IŞİD'e karşı savaşan ÖSO ile Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG), kentin üçte ikisinin kontrolünü elinde tuttuğunu anlatan Hatib, "Hafif silahlara sahip olmalarına rağmen komşu ülkelerden destek gelinceye kadar direndiler. IŞİD, Irak'tan gelen çok sayıda militanına rağmen başarısız oldu" ifadesini kullandı.(AA) KARAMAN - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Ermenek'teki maden ocağında mahsur kalan işçilerin kurtarılması için yapılan çalışmaları incelemek üzere sık aralıklarla tünelden ocağa girerek çalışmaları denetledi. Aralıksız süren çalışmaları alanda denetleyen Yıldız, Çelik ve Elvan, madendeki suyun tahliyesi ve tahkimatlar kurularak işçilere ulaşılması için yapılan çalışmaları takip etti. Tünel girişinden suyun en yukarı kısmında bulunan bölüme kadar inen Yıldız, Çelik ve Elvan, teknik çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Bakanlar Yıldız, Çelik ve Elvan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının gönderdiği "Ahtapot" olarak tabir edilen su tahliye aracının tünelden indirilmesi sırasında da incelemeler yaptı. (AA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, sık sık kurtarma çalışmalarının yapıldığı tünelden içeri girerek çalışmaları inceledi. ‘Kobani, bir kaos planının parçası’ di ne zamanki Türkiye IMF borçlarını BAYBURT - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Türkiye bitirdi ne zamanki Türkiye 3. boğaz köprüsünün temelini attı ne zamanki Cumhuriyeti olarak yanı başımızda Marmaray'ı açtı ne zamanki 77 milyon gelişen ve büyüyen yangınlara seyirci insan kim varsa hepsi kardeştir, hepsi kalmamız, gözümüzü yummamız bir arada yaşar, biz 77 milyon arasında kulağımızı kapatmamız mümkün değil" barışı, kalıcı bir şekilde tesis edeceğiz dedi. dedik ve bunun gözle görülür somut Eker, partisinin Bayburt il teşkilatı tarafından Şair Zihni Kültür Merkezi'nde adımları atıldı, bundan rahatsız olundüzenlenen il danışma kurulu toplantısı- maya başlandı. Paralel yapılar da dikey yapılar da Gezi eylemleri de 17 Aralık'lar na katıldı. da hepsi, sözüm ona Kobani olayları da Bakan Eker, burada yaptığı konuşaslında hepsi bu tür olayların farklı mada, adı barış olan bir dinin mensuboyutlardaki tezgahlarından ibarettir." plarının maalesef gözyaşı içinde olduğunu ifade ederek, "Yanı başımızda, (AA) Orta Doğu'da Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de, Mısır'da, Müslüman'ların yaşadığı bu coğrafyada bu hadiseler vuku buluyor. Bunların hepsinden ibret almamız gerekiyor. Bunların hiçbirisi bugün olan, bugün ortaya çıkan sebepler değil. Hepsinin tarihi sebepleri var. Buralar, uluslararası güç devşirmek isteyenlerin hep oyun sahası, oyun alanı oldu" dedi. IŞİD bahanesiyle gerçekleştirilen eylemlere de değinen Bakan Eker, şöyle devam etti: "Kobani üzerinden gelişen hadise, Türkiye'ye dönük 2013 yılından itibaren zaman zaman Eker, "Kobani üzerinden gelişen hadise çeşitli fırsatlar ve bahanelerle uygulanmaya çalışılan bir kaos Türkiye'ye dönük 2013 yılından itibaren zamam zaman çeşitli fırsat ve bahanelerle uygulanmaya planının parçası. Ne zamanki Türkiye ekonomisini güçlendir- çalışılan bir kaos planının parçası" diye konuştu. Diyanet Heyeti de ERMENEK’TE ANKARA - Diyanet İşleri Başkanlığınca, Karaman'ın Ermenek ilçesindeki bir madende su kaynağının patlaması sonucu meydana gelen su baskınında mahsur kalan 18 işçinin aileleri ve yakınlarına destek vermek amacıyla heyet gönderildi. Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre heyet, maden kazasının ardından Ermenek ilçesine gitti. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz'ın başkanlığındaki 8 kişilik heyet, bölgeye giderek madende mahsur kalan işçilerin ailelerine ve yakınlarına destek verdi. Bölgede görev yapan il, ilçe müftüleri, vaizler ve din görevlilerinin de eşlik ettiği heyet, işçilerin aileleri ve yakınlarına destek vererek, işçilerin sağ salim çıkarılmaları için dua etti.(AA) Her insan idealindeki hayatı yaşamak ister. Oysa ki yaşanan çağda herkes idealindeki hayata öyle bir yerinden asılmaya başladı ki idealler hayattan koptu ve tutacak yeri kalmadı. Gelenekten uzaklaştıran , hayatın hikmetini ve ahengini yok eden bir deformasyon başladı. Bu deformasyon hayatın her alanına bulaştı. Hayatın huzur veren bütün zenginliklerini kovan ve derinliği olmayan bu postmedern kültür, her yaştan insanı safına almaya başladı. Çağdaş(!) insanın bugün yüzyüze geldiği nihai ve ürkütücü bir tehlikeydi bu. Öyle ki, hayat sadece maddi yönüyle öne çıkarıldı. Eşya ile münasebetler mana ve ruhtan arındırılmış bir zemine kaydı. Eşyalara’’ kullan at’’ tarzı bir düşünceyle yaklaşmaya başlayan insan içinde yaşadığı dünyayı çöplüğe çevirdi. Bıkkınlık verecek derecede sürekli güncellenen vitrinler zihinlere modayı aşıladı. Bunca çeşitliliğin arasında kalan insanın gözü döndü. Mahalle bakkalından süper marketlere, oda kesmeyince hipermarketlere hücum başladı. Huzur, rengarenk poşetlerin doluluğunda arandı ama olmadı. Dayanıklı tüketim mallarını alıp dayanmadığını görenler kendilerini yeniden israfın girdabında buldu. Kanaat evin kapısından uğurlanırken depresyon içeriye buyur edildi. İnsanlar beslenmek için değil zevk için yemeye başladı. Rengarenk ambalajlı gıdalar buzdolaplarında arzı endam etti. İçinde annemizin terinin gölgesinin düştüğü tarhana çorbasının yerini buzu çözüldüğünde bozuluveren gıdalar aldı. Ninelerimizin tel dolaplarının yerini üç kapılı donduruculara bıraktı. Doymak bilmeyen nefis ve sonu gelmeyen iştah sonunda da etrafı gözlerin bir türlü alışamadığı obez çocuklar sardı. Bedenler beslenerek büyürken ruhlar küçük kaldı. Su dahi bozulmadan nasibini aldı. Samimiyet kokan mahalle çeşmelerinden getirilen su akıp gitti . Ruhsatlı damacanayı omuzlayan sucu kapıya yığdı aziz eden suyu. Her damlası aziz bilinen suyun, tonlarcası zelil edildi. Su tabancaları ile su savaşı yapan küçükler , Ortdoğu’nun büyüklerine örnek sahneler çıkardı. Deformasyon kutsal aile bağlarını da etkiledi. Geniş aileden çekirdek aileye dönüşen toplum, çekirdek aileden de bireye doğru eğilmeye başladı. Sobada pişen yemeği buğusu sinmiş kardeşliklerin yerini, birbirine kablosuz bağlanan aile bireyleri aldı . Kardeşlerin birbirine alelade ve kof bakışları aradaki mesafe daha da uzattı. Her fert etrafına kalın duvarlar ördü. Biri diğerine’’ acaba yine bir şey ister mi diye yaklaşmaktan ve ‘’sırrımı başkasına ifşa eder’’ diye açılmaktan korkar hale geldi. Bozulmalar sosyal hayatın içinde komşuluk ilişkilerine de bulaştı. Ev alırken en çok kazandıracak semt, komşu seçerken en az kaybettirecek insanlar tercih edildi. Yusuf Has Hacip’in ‘’ Ev almak istersen komşunu sor, yer almak istersen suyunu sor.’’ sözü yabana atıldı. Haliyle de, memlekete giderken emanet ettiğimiz komşudaki güven, yerini sigorta şirketlerine ve alarmlara terk etti. Yaşamın damarlarına birlik değil benlik yerleşti. Aynı bina da yaşayıp daha adını bilme bilmedikleri komşulara sahip olundu. Komşuluk can çekiştirirken insanlar birbirine daha da yabancılaştı. Sımsıcak sohbetlerin yapıldığı misafirlikler yerini, ayak üstü kaldırım sohbetlerine ve bir çay içimliği kafelere bıraktı. Demin çökmesi dahi beklenmedi ve sallama çaylar tercih edildi. Bu vurdumduymazlık ve mahcubiyet en acil durumlarda yardım için komşuya başvurmaya yüz bırakmadı. Sonunda da içi tıka basa yardımlaşma kokan mahalleler , tersiz caddeler ve popülist kalabalıkların yaşam mekanları oldu. Samimiyet ve güvenden mahrum kalan yaşam alanları, birer taş ormanına dönüştü. İnsanlar içine düştükleri bu vahim manzaradan rahatsızlık duymak bir yana, bu duruma ünsiyet bile peyda etti. İnsanı diğer varlıklardan ayıran, sorgulama yetisidir . Bu yetiyi kullanarak deforme olan hayata acilen bir akort yapmak gerekmektedir. Artık bu büyünün bozulması elzemdir . Aksi halde insanlar, içinde yaşadığı dünyayı anlamaktan mahrum kalacak ve kendini değersizleştirecektir. Haydi bir an önce yola çıkın, aminler ardınızdan gelecektir ! Suriye fiilen 4 bölgeye ayrıldı İSTANBUL - BÜLENT ŞAHİN ERDEĞER - İç savaşın 4 yıldır sürdüğü Suriye, gruplar arası çatışmaların ardından fiilen Esed rejimi, muhalifler, IŞİD ve PYD öncülüğündeki Kürt gruplar arasında fiilen 4 bölgeye ayrıldı. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, yaklaşık 45 yıldır Suriye'de hüküm süren Esed yönetimi, 2011 Mart'ında başlayan muhalif gösterileri dağıtmak için ağır silahlarla müdahale etmesi, aynı yılın temmuz, ağustos aylarında muhaliflerin de silahlı direnişe geçmesine neden oldu. Ordudan ayrılan askerlerin de direniş gruplarına katılmasıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kurulurken, ilerleyen süreçte çatışmalar, iç savaşa dönüştü. Bu gelişmelerin ardından muhalifler, irili ufaklı gruplar arasındaki parçalanmışlığı bitirmek için çatı yapılanmalar altında toplanmaya başladı. 2013'e gelindiğinde bu çerçevede, Özgür Suriye Ordusu, İslami Cephe ve Nusra Cephesi ön plana çıktı. - Muhalifler kıskaca alındı Muhaliflerden kontrol alanı en geniş olan İslami Cephe, Halep kent merkezinin doğusunu, vilayetin kırsalının ise batısını elinde bulunduruyor. Azez, Maarratul Numan, Cisr eş-Şuğur kırsalı gibi Türkiye sınırına yakın bölgelerin güvenliğini de İslami Cephe sağlıyor. İslami Cephe'nin yanı sıra ÖSO ve Nusra Cephesi ise Humus kırsalındaki Hula ve Rastan bölgelerini, Golan Tepeleri sınırında yer alan Kuneytra ve Der'a kırsalını elinde bulunduruyor. Suriye Genel Devrim Konseyi (SRGC), ÖSO ve Nusra Cephesi'nin, İdlib kent merkezine düzenlediği ani taarruz ile şehir merkezini ele girdiğini duyurdu. İdlib kent merkezindeki, çatışmalar ise devam ediyor. Muhalifler İdlib'i tamamen ele geçirebilirse Esed güçleri bölgedeki önemli bir kalesini kaybetmiş olacak. Muhalif gruplar ayrıca başkent Şam şehir merkezinin doğu kısmı ile Şam kırsalındaki banliyölerde de hakim konumlarını koruyor. Muhalifler ayrıca Suriye-Lübnan sınırındaki Kalamun bölgesinde Esed güçlerine ağır kayıplar verdiriyor. (AA) 13 TURİZM 1 Kasım 2014 Cumartesi Turizmde sezon sona eriyor ANTALYA - LEYLA ATAMAN KOYUNCUOĞLU - Turizm sezonunun sona ermesi ve tatil bölgelerindeki otellerin büyük bölümünün kasım ayından itibaren kapanacak olması nedeniyle, sektörde yaklaşık 700 bin kişi 5 ay işsiz kalacak. AA muhabirine açıklamalarda bulunan Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Ali Kızıldağ, sezonun yavaş yavaş sonuna yaklaşıldığını, bölgesel olarak değişmekle birlikte bugünlerde tatil yörelerindeki doluluk oranlarının yüzde 60, 70 civarında bulunduğunu, şehir merkezine yakın otellerde ise daha yüksek dolulukların söz konusu olduğunu söyledi. Geçen yıla oranla turizmde bu yıl ortalama yüzde 7'lik bir artış gerçekleşeceğini ifade eden Kızıldağ, yatak kapasitesinde artış ve geceleme sayılarına bakıldığında artışın yeterli olmadığını ifade etti. Kızıldağ, Avrupa'da yaşanan ekonomik durgunluk, Avrupa ülkeleri ve ABD'nin Rusya'ya yaptırım kararının önümüzdeki dönemde Türk turizmini negatif etkileyebileceği uyarısında bulundu. Turizm sektöründe yaklaşık 1,5 milyon kişinin istihdam edildiğini, yan sektörlerle bu sayının çok daha yukarılara çıktığını bildiren Kızıldağ, özellikle sahil bölgelerinde kasım ayından itibaren turizm sezonunun sona ermesiyle çok fazla personelin işsiz kaldığını kaydetti. Kasım-nisan döneminde sektörde yaklaşık 700-750 bin kişinin işsiz kalacağını belirten Kızıldağ, şöyle konuştu: "Kış aylarında birçok otel kapanıyor, personelini de yarıya indiriyor. İstihdamdaki vergi kış aylarında kaldırılsa, ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler indirilse veya hiç alınmasa kış aylarında da otelleri açık tutarız. Zaten otelleri kapattığımızda ekonomik faaliyetlerden tamamen uzak kalıyoruz, hiç vergi ödemiyoruz. İnsanlar işsiz kalıyor, alışveriş yapılmıyor, piyasa daralıyor. Vergi anlamında bazı avantajlar getirilse personelimizi istihdam etmeye devam ederiz. Ben yine sesleniyorum; Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri bu konuyu ele alsalar, bizler de sivil toplum örgütleri olarak buna katkıda bulunuruz. Özel bir takım teşvikler getirilse, bu insanlar işinden olmaz. Aileleriyle 1 milyonun üzerinde insan etkileniyor, yazık değil mi?" Kızıldağ, seyahat yapan insanların büyük bölümünde coğrafya bilgisinin yeterli olmadığını, Antalya'ya 800 kilometre uzakta olan Suriye sınırında yaşanan olayları bile anlatmakta zorlandıklarını dile getirdi. (AA) Selanik Atatürk Evi, Cumhuriyet Bayramı'nda düzenlenen törenle yeni sunumuyla ziyaretçilere açıldı. Selanik Atatürk Evi yeni sunumuyla ziyaretçilere açıldı SELANİK - Atatürk Evi bahçesinde yapılan törende, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gaziler için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Törene Türkiye'nin Selanik Başkonsolosluğu mensupları, Selanik'te görevli Türk subaylar, THY Selanik ofisi çalışanları, vatandaşlar ve Batı Trakyalı soydaşlardan oluşan kalabalık bir grup katıldı. Açılışı Türkiye'nin Selanik Başkonsolosu Tuğrul Biltekin, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Salman Ünlügedik ile yaptı. Başkonsolos Biltekin, açılıştaki konuşmasında katılımcıların bayramını kutlarken, Ulu Önder Atatürk'ün yeni sergilenmeye başlayan kişisel eşyalarının belirlenmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü aktardı. Biltekin, Atatürk Evi'in bu haliyle Atatürk'ün sadece anılması değil, değerlerinin anlaşılması, yaşatılması ve yurt dışında tanıtılması bakımından da özel bir konuma getirildiğini belirtti. Başkonsolos Biltekin, ilgili Yunan makamlarının da desteğiyle çalışmaların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesinde sonuçlandırılması için büyük gayret gösterildiğini, evin 16 Ağustos 2013'te restorasyonunun ardından açılmasıyla ziyaretçi sayısının katlanarak arttığını, yıllık 100 bin kişinin üzerine çıkıldığını hatırlattı ve yaşayan bir müze anlayışıyla geliştirilmeye devam edileceğini belirtti. Selanik Atatürk Evi'nde, Türkiye'deki çeşitli müzelerin katkılarıyla derlenen Mustafa Kemal Atatürk'e ait eşyalar sergileniyor. Bu eşyalar arasında Atatürk'ün Cumhuriyet Balosu'nda giydiği smokinin yeleği gibi sivil ve askeri malzemeleri içeren orijinal kişisel eşyaları, ayrıca Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı mührü ile okul karneleri gibi bazı dikkat çekici materyallerin replikaları bulunuyor. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ve kendisinin gençlik dönemine ait ilk defa hazırlanan silikon heykelleri de ziyaretçilere sunuldu. Bu arada, aynı yerleşke içinde bulunan başkonsolosluk binasının da Atatürk Evi ile uyumlu hale getirilmesi amacıyla yaklaşık bir aydır süren dış cephe restorasyonu tamamlandı. (AA) Kültürel mirası, evindeki müzede gençlerle buluşturuyor BARTIN - SELİM BOSTANCI - Merkeze bağlı Arıt köyünde yaşayan Aydın, deposunda sakladığı aile yadigarı eşyanın çoğalması nedeniyle evinin 80 metrekarelik zemin katını müzeye dönüştürdü. Yaklaşık 200 yıllık eşyanın bulunduğu müzede, aile büyüklerinden yadigar kıyafetlerden, bir asır öncesinde kullanılan iplik çıkrığına, pekmez oluğundan ibriğe, kandilden antika fotoğraf makinelerine kadar bine yakın parça sergileniyor. Geçmiş dönemin geleneksel yaşamı hakkında Aydın'dan bilgi alan gençler, iplik sarmak için kullanılan çıkrık, harmanda ekin tanelerini saplarından ayırmaya yarayan düven, çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümeleri amacıyla boyunlarına geçirilen boyunduruk gibi unutulmaya yüz tutan el aletlerini görme fırsatı yakalıyor. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aile büyüklerine ait eşyayı bir araya getirmenin ve bunları genç nesillere aktarmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. ISSN 1308-7622 Bartın'da yaşayan 70 yaşındaki Güllü Aydın'ın, ailesinden miras kalan bine yakın antika parçayı sergilediği evi, üniversite öğrencilerinden yoğun ilgi görüyor. Yıl: 44 Sayı: 15015 1 Kasım 2014 Cumartesi GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ Yazı İşleri Müdürü Ayşegül BALDEMİR İstihbarat Şefleri Şenol GÜNÜÇ - Kenan ERGEN Görsel Yönetmen Şebnem ÜNAL Sayfa Editörleri Yasemin AYDOĞDU - Emine ÖZCAN İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi İsmail Yıldız, Hakkı Murat SÖBÜTAY, Tülay CANPOLAT, Gazi BOZKURT, Burcu KERİM, Betül SÜSLEN İdari Merkez Macun Mah. 195. Cadde No: 2 Yenimahalle/ANKARA Yazı İşleri Tel: 397 91 40 (PBX) Fax: 397 41 54 [email protected] Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT İstanbul Temsilciliği Ankara Temsilciliği Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. Rüzgarlı Cd. Plevne Sk. No: 14 No: 2 K.1 Sefaköy/Küçükçekmece/İSTANBUL Ulus/ANKARA Tel: (0212) 540 40 45 Tel: (0312) 310 35 53 Dağıtım: TURKUVAZ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. Yayın Türü: Yaygın Süreli (Pazar hariç) Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: 397 11 97 Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. www.yedigungazetesi.com.tr Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Kırsal turizm projeleri TKDK ile hayat buluyor KAHRAMANMARAŞKahramanmaraş'ta, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından "Kırsal Turizm Programı" kapsamında onaylanan 17 projeden 5'i turizm faaliyetine başladı. TKDK İl Koordinatörü Ömer Süha Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kırsal alanlarda yapılacak turizme dönük yatırımlara hibe yoluyla destek verdikleri pansiyon, apart otel, restoran, dağ ve yayla evleri projelerinin tamamlanarak hizmet vermeye başladığını söyledi. Kahramanmaraş'ta kırsal turizmin canlanması amacıyla yatırımcılarla sürekli fikir alışverişinde bulunduklarını dile getiren Uslu, şartları yerine getiren yatırımcılara 15 ila 500 bin avro arasında yüzde 50 geri ödemesiz hibe desteği sağlandığını ifade etti. Hayata geçirilen projelerle kentin doğal güzelliklerinin ortaya çıkmaya başladığını belirten Uslu, "Kahramanmaraş'ta önemli doğa turizmi zenginliği bulunuyor. Şu ana kadar faaliyete geçirilen projelerden genellikle çevre illerden gelenler faydalanıyor. Bu kapsamda Çağlayancerit'te 10 dağ evi ve Onikişubat ilçesine bağlı Tekir Mahallesi'ndeki yatırımlar tam kapasiteli olarak çalışmaya başladı" dedi. Uslu, kentin zengin su kaynaklarına sahip olduğunu belirterek, bu alanlara yapılacak yatırımların sadece Kahramanmaraş'a değil, tüm bölge illerine hizmet edeceğini ifade etti. Çalışmalarla kentin termal turizm merkezlerinden biri olabileceğine işaret eden Uslu, şöyle konuştu: "Kahramanmaraş'ta 17 proje sahibiyle sözleşme imzaladık. Bunlardan 5'i aktif olarak hizmet veriyor. 10'u ise bu yıl içinde faaliyete geçecek. Özellikle termal turizmin ağırlıklı olarak görüldüğü Ilıca ve Döngele Mahallesi'ndeki tesislere verilen destekler sayesinde termal turizmin merkezi olabiliriz" Her alanda faaliyetlerini olduğunu vurgulayan Uslu, hayvancılık, balıkçılık, beyaz et ve kırmızı et üretimi başta olmak üzere süt ve süt ürünleri, soğuk hava deposu ve kesimhane gibi alanlarda da yatırımcılara ciddi destekler sağlandığını sözlerine ekledi. (AA) Oluşturduğu kişisel müzesinde, aile büyüklerinin giydiği kıyafetlerden, gündelik hayatta kullandıkları eşyaya kadar bini aşkın eser bulunduğunu belirten Aydın, "Müzede, tabak, bardak, kepçe ve kaşıktan, bağ ve bahçede kullanılan tarım aletlerine kadar her şey var. Müzeyi ziyaret eden gençlere atalarımızın kullandığı eşyanın özelliklerini anlatıyorum" diye konuştu. Bazı gençlerin yakın zamana kadar kullanılan siyah ilkokul önlüklerini dahi bilmediğine dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti: "Bunun yanında iplik çıkrığı, pekmez oluğu, yayık ve idare gibi eşyanın adını da ilk kez duyuyorlar. Özellikle 50 yıl önce gelinlik olarak giydiğim ve cansız mankenin üzerinde sergilediğim elbise, kızların ilgisini çekiyor. Yine antika fotoğraf makinesi, el terazisinin yanı sıra eski yazı ve mühürlü belgeler, paralar dikkati çekiyor. Burada büyüklerimin eşyasını sergilerken aynı zamanda kültürümüzün gelecek nesillere taşınmasına da öncülük ediyorum. Bundan da mutluluk duyuyorum." (AA) Halilhodzic, "eski Trabzonsporlulara" karşı kazanamadı 1 Kasım 2014 Cumartesi TRABZON - Trabzonspor Teknik Direktörü Vahid Halilhodzic, bordo-mavili takımda daha önce futbol oynamış ve teknik direktörlük yapmış isimlerin ligde çalıştırdığı takımları karşısında galibiyet yaşayamadı. Halilhodzic yönetimindeki bordo-mavili takım, bu sezon ilk olarak kulüpte futbolculuk ve teknik direktörlük yaşantısında önemli başarılara imza atan Şenol Güneş'in çalıştırdığı Bursaspor ile karşılaştı. Hüseyin Avni Aker Stadı'nda 20 bini aşkın taraftarı önünde sezon açılış töreninde yeşil-beyazlı takım ile hazırlık karşılaşması oynayan karadeniz ekibi, bu karşılaşmadan golsüz beraberlikle ayrıldı. Bordo-mavililer, daha sonra ligin 4'üncü haftasında, daha önce bordo-mavili takım formasıyla gol krallığı yaşayan Shota Arveladze'nin takımı Kasımpaşa ile karşılaştı. Hüseyin Avni Aker Stadı'ndaki oynanılan bu karşılaşma da 1-1'lik beraberlikle sonuçlandı. (AA) Başkan Orman’dan UYARILAR Derbide ilk golü atan zor yeniliyor İSTANBUL- Spor Toto Süper Lig'de Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında yarın yapılacak derbi öncesi iki takım arasında oynanan son 17 karşılaşmada ilk golü atan takım sadece 2 kez yenildi. Rekabette 15'i Süper Lig, 1'i TFF Süper Kupa, 1'i de Türkiye Kupası olmak üzere son 17 randevuda öne geçen takım sahadan 2 kez mağlup ayrıldı. Bu karşılaşmalarda skorda öne geçen taraf 11 kez kazandı, 4 kez berabere kaldı. Bu süre içinde sadece 2011-2012 sezonu Süper Final Şampiyonluk Grubu'nda Kadıköy'de yapılan maçta Beşiktaş, Egemen Korkmaz'ın golüyle öne geçmesine rağmen, Stoch ve Egemen Korkmaz'ın kendi kalesine attığı gollerle 2-1 yenildi. 2012-2013 sezonunda BJK İnönü Stadı'ndaki son derbide ise Sow ile öne geçen Fenerbahçe, Olcay Şahan'ın santrası bile yapılmayan son saniye golüyle 3-2 mağlup oldu. İki takım arasındaki 17 karşılaşmada Fenerbahçe 11, Beşiktaş 6 maçta ilk golü atarak öne geçti. Sarı-lacivertliler öne geçtikleri maçların 8'ini kazandı, birinde yenildi, 2'sinde berabere kaldı. Siyah-beyazlılar ise öne geçtikleri derbilerin 3'ünü kazandı, 2 kez eşitliği bozamadı, bir kez de puansız ayrıldı. Rekabetteki son 4 maçın 3'ünde ilk gol Fenerbahçeli Moussa Sow'dan geldi. Sarı-lacivertlilerin Senegalli forveti, Süper Lig'deki son 4 derbiden 3'ünde ilk golü attı, bu maçlarda Fenerbahçe birer galibiyet, yenilgi ve beraberlik aldı. (AA) “Es-Es”te kupanın golcüsü: Mori Eskişehirspor'un Türkiye Kupası'nda yaptığı iki maçta attığı 10 golün 5'ini Arjantinli futbolcusu Funes Mori, kaydetti. ESKİŞEHİR- Mori, futbola ülkesi Arjantin'in en köklü kulüplerinden River Plate'de başladı. Bu forma altında çıktığı 103 maçta 17 gol kaydeden Mori, performansıyla Arjantin Milli Takımı'na seçildi. Funes Mori, Arjantin'deki futboluyla Portekiz takımlarından Benfica'nın dikkatini çekti. 2013 yılında Benfica'ya transfer olan Mori, Portekiz ekibinin B takımında çıktığı 10 maçta 13 gol attı. Mori, Benfica'nın profesyonel takımıyla da 4 maça çıktı. Sezon başında Eskişehirspor'a kiralanan Mori, siyah-kırmızılı takım forması altında çıktığı 4 hazırlık maçında 5 gol kaydetti. Hazırlık maçlarındaki iyi performansını Spor Toto Süper Lig'e yansıtamayan Mori, 6 maçta sadece 1 gol attı. Mori, takımının Türkiye Kupası'nın 2. ve 3. turlarında yaptığı iki maçta forma şansı buldu. Eskişehirspor, 2. Turu'nda Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup takımlarından Tarsus İdman Yurdu ile eşleşti. Mersin ekibini 6-1 mağlup eden Eskişehirspor'da Mori 3, Sezgin Coşkun, Diego Angelo ve Erman Kılıç da birer gol kaydetti. Mori, Eskişehirspor'un dün deplasmanda yaptığı ve 4-0 kazandığı Kırıkhan maçında da 2 gol attı. "Es-Es"in diğer golleri de Erman Kılıç ve Erkut Şentürk'den geldi. Eskişehirsporlu golcü, kupa maçlarında takımının kaydettiği 10 golün 5'ini filelerle buluşturdu. Türkiye Kupası'nda mücadele eden Bölgesel Amatör Lig takımların Tekirdağspor'un futbolcusu Birol Öztürk ile kupanın en golcü isimlerinden olan Mori, iki maçta toplam 135 dakika forma giydi. (AA) İSTANBUL - Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe ile yapılacak derbi maçın öncesinde uyarılarda bulundu. Orman, BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde düzenlendiği basın toplantısında Fenerbahçe ile oynanacak derbi maçın yanı sıra stat konusunda da açıklamalar yaptı. Beşiktaş'ın Türk sporunun en eski camiası olduğunu belirten Fikret Orman, "Beşiktaş, futbolun kamuoyundaki algısı konusunda destek verme anlamında büyük çaba sarf etmektedir. Bizler içinde bulunduğumuz sezona adını veren Süleyman Seba ağabeyimizle ve önceki başkanlar olmak üzere belli terbiye ile büyüdük. Kulübümüzü aynı terbiyeyle yönetmeye çalışıyoruz" dedi. (AA) Süper Lig'de “tecrübe” konuşuyor ANKARA - Spor Toto Süper Lig'de mücadele eden 18 kulüpten 12'sini 50 yaş üzerindeki başkanlar yönetiyor. Gençlerbirliği, Galatasaray, Fenerbahçe, Mersin İdmanyurdu, Kasımpaşa, Çaykur Rizespor, Bursaspor, Akhisar Belediyespor, Kardemir Karabükspor, Eskişehirspor, Torku Konyaspor ve Gaziantepspor kulüplerinin başkanlarının yaşları 50'nin üzerinde bulunuyor. Ligde mücadele eden kulüplerin başkanlarının yaş ortalaması ise 54,1. Gençlerbirliği Kulübü'nün "duayen" başkanı İlhan Cavcav, (üstte)başkanlar arasında en tecrübeli isim olarak dikkati çekiyor. 79 yaşındaki İlhan Cavcav, yaş sıralamasında en üstte yer alırken, 77 yaşındaki Galatasaray Kulübü'nün yeni başkanı Duygun Yarsuvat ve 62 yaşındaki Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım Cavcav'ı takip eden isimler oldu. Kuyt ve Kadlec'den 4. yıldız mesajı İSTANBUL Fenerbahçe'nin Hollandalı futbolcusu Dirk Kuyt ile Çek savunma oyuncusu Michael Kadlec, Spor Toto Süper Lig'de sezon sonu şampiyonluğa ulaşarak 4. yıldızı takmak istediklerini söylediler. Fenerbahçe Dergisi'nin kasım ayı sayısında röportajı yer alan sarı-lacivertlilerin savunma oyuncusu Kadlec, bu sezon geçtiğimiz yıla göre daha fazla şans bulduğunu belirterek, sezon sonu 4. yıldızı kazanmaları gerektiğini vurguladı. Kadlec, Torku Konyaspor ve Galatasaray maçlarında 10 kalmalarını değerlendirerek, şöyle konuştu: "Maalesef kişi kalmak hepimizi üzüyor. Bu bizim hatamız. Futbolun doğasında kırmızı kart mevcut, ancak bundan sonra bu hatalar olmayacak. Telafisi zor durumlara kendimizi sokmayacağız. Şampiyon olmak, 4. yıldızı almak bu sene bizim hedefimiz. Bunu gerçekleştirecek güçte bir takım olduğumuza herkes inansın istiyorum. İsmail hocamız için de çok önemli bir sene. Camiasının futbol kulübünün ilk kez başına geçti ve başarıyı hedefliyor. (AA) 15 SPOR 1 Kasım 2014 Cumartesi MERSİN - Suriye'deki iç karışıklık nedeniyle Türkiye'ye sığınan cimnastikçi Abdulmalek Mardinli, önce Türk vatandaşlığına geçti, daha sonra milli formayı giyerek Federasyon Kupasında şampiyon oldu. Abdulmalek Mardinli (18), Almanya'da doğduktan sonra ailesinin işleri nedeniyle yeniden memleketi Suriye'ye döndü. 2010 yılına kadar bu ülkede yaşayan ve ülkesindeki iç karışıklık baş gösterince ailesiyle Türkiye'ye sığınan Mardinli, burada da spordan vazgeçmek istemedi. Genç sporcu, annesinin Türk olmasından dolayı spor hayatını Türk Milli Takımı'nda sürdürebileceğini öğrendi ve Türk vatandaşı olmak için başvurdu. Almanya ve Suriye vatandaşlığının ardından Türk vatandaşlığını da alan genç sporcu, mili takım seçmelerine katıldı. Yapılan seçmelerde başarı göstererek ay-yıldızlı formayı sırtına geçiren Mardinli, Türkiye'nin başarısı için ter dökmeye başladı. Çalışmalarını Mersin'de “Topu bilerek auta göndermiyorum” İSTANBUL- VakıfBank Bayan Voleybol Takımı Kaptanı Gözde Sonsırma, Türkiye'nin Dünya Şampiyonası'nda istediği başarıyı elde edememesinden sonra acımasızca eleştirildiklerini belirterek, "Tabii ki insanlar eleştiri yapacak. Ancak acımasızca eleştiriden bahsediyorum. Topu bilerek fileye vurmuyorum, ya da auta göndermiyorum. Her şeyin bir sebebi var" dedi. Gözde Sonsırma, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sezonun ardından hiç dinlenmeden milli takıma gittiklerini vurgulayarak, "2003 senesinden beri A Milli Takımı'ndayım. Hiçbir yazımı tatil yaparak geçirmedim. İnsanlar bunu biraz göz önüne alarak eleştiri yapmalı. Bütün sezonu oynadıktan sonra hiç dinlenmeden milli takıma gidiyoruz. Tabii ki bu bizim işimiz ama makine değiliz, biz de insanız" diye konuştu. kendisi gibi sporcu olan ağabeyi Murat ve antrenörü eski milli cimnastikçi Manolya Akın gözetiminde sürdüren genç yetenek, Türkiye'deki ilk başarısını da Federasyon Kupasında şampiyon olarak gösterdi. Başarısı için "bu daha başlangıç" diyen Mardinli, daha büyük başarılara imza atmak için aralıksız çalışıyor. Abdulmalek Mardinli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artistik cimnastiğe bu sporu yapan babası ve ağabeyinin yönlendirmesiyle başladığını söyledi. Suriye'de başarılı olabilmek ve mili takıma katılabilmek için çaba gösterdiğini ancak iç savaş nedeniyle çalışmalarının yarım kaldığını ifade eden Mardinli, "Hayalimi gerçekleştiremeyince çok üzüldüm ama yarım kalan hayalim Türkiye'de gerçekleşiyor. Bunun için çok mutluyum. Federasyon Kupası benim için moral oldu ama bu daha başlangıç. Benim asıl hedefim ay-yıldızlı formayla olimpiyat şampiyonlukları kazanmak" diye konuştu. “Kaf Kaf” bu sezon deplasmanda farklı ULEB Avrupa Kupası F Grubu'nda deplasmanda Ventspils'i 81-72 mağlup eden Pınar Karşıyaka, geçen yıl dış sahda sadece 1 müsabaka kazanırken, bu yıl deplasmanda oynadığı 2 maçından da galibiyetle ayrıldı. Yardımcı antrenörden “süper" başlangıç” KAYSERİ - PTT 1. Lig'de sezona teknik direktör Mutlu Topçu yönetiminde şampiyonluk hedefiyle başlayan ancak alınan başarısız sonuçların ardından 4. hafta sonunda Topçu ile yollarını ayıran Kayserispor, yardımcı antrenör Cüneyt Dumlupınar yönetiminde çıktığı 3 maçta 9 puan kazanarak, zirve yarışını sürdürdü. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, bir dönem Spor Toto Süper Lig'de başarılı sonuçlarla adından söz ettiren ancak geçen sezon futbolcuların uzun süren sakatlıkları ve formsuzlukları sonucu küme düşen sarı-kırmızılı kulüp, PTT 1. Lig'de sezona "Süper Lig" hedefiyle yola çıktı. “Demir atların prensesi”nin HEDEFİ ŞAMPİYONLUK HABER MERKEZİ Sezona Türkiye Kupası elemelerinde 3'te 3 yaparak başlayan ve Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda Fenerbahçe Ülker'i yenerek mutlu sona ulaşan Pınar Karşıyaka, Türkiye Basketbol Ligi'nde de ilk 3 maçını kayıpsız geçti. Geçen yıl olduğu gibi bu sezon da Türkiye'yi ULEB Avrupa Kupası'nda temsil eden Pınar Karşıyaka, F Grubu'ndaki 3. maçında Letonya ekibi Venstpils'i deplasmanda yenerek 2. galibiyetine ulaştı. Geçen sezon Avrupa'da sadece 1 dış saha galibiyeti bulunan ve son 7 deplasman maçını kaybeden Pınar Karşıyaka, bu yıl Karadağ'da Buducnost Voli'yi mağlup ettikten sonra dün de Ventspils'te galip geldi. Yeşil kırmızılı ekip gruptaki tek mağlubiyetini Yunan ekibi PAOK karşısında İzmir'de aldı. ULEB Avrupa Kupası'nda iki sezonda 19. maç oynayan Pınar Karşıyaka, bu müsabakalarda 9 galibiyet, 10 yenilgi aldı. İzmir'deki 9 maçta, 6 galibiyet, 3 mağlubiyet elde eden İzmir temsilcisi, dış sahada ise 10 müsabakada 3 galibiyet ve 7 yenilgiyle sahadan ayrıldı. Bu sezon tek mağlubiyetini İzmir'de konuk ettiği PAOK karşısında alan Pınar Karşıyaka, grupta 3. maçların ardından 2. sıraya yükseldi. Edinho golle döndü... BALIKESİR - Motokros ve süpermotoda elde ettiği başarılarla "demir atların prensesi" olarak tanınan kız sporcu Efnan Valimaki (14), bir yandan zorlu pistlerde erkeklerle yarışarak derece elde etmeye çalışırken diğer taraftan yurt içi ve dışında şampiyonluk hedefliyor. Valimaki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının Finlandiyalı, annesinin ise Türk olduğunu belirterek, Türkiye'de doğup büyüdüğünü söyledi. Motor sporlarıyla 10 yaşından bu yana uğraştığını ifade eden Valimaki, toprak ve engelli pistlerde motokros, asfaltta ise süpermoto yarışlarına katıldığını anlattı. Geçen yıl motokros ve süpermotoda erkeklerle yarışıp üçüncü olduğunu vurgulayan Valimaki, şunları kaydetti: "Toprakta da asfaltta da rakiplerim hep erkek. Motosiklet yarışlarının tek bayanıyım. 85 cc'de mücadele ediyorum. Bir bayan olarak erkeklerle yarışmak hem sevindirici hem de üzücü. Bu sporda daha fazla bayanı görmek daha iyi olurdu. Bu sporu bir erkek kadar bayanın da yapabileceğini göstermek güzel bir duygu. Motor sporlarını, yarışlarını seviyorum. Heyecanı ve adrenalini yüksek çok özel bir sporun içindeyim. Büyük keyif alarak yapıyorum." (AA) KAYSERİ - Spor Toto Süper Lig'de geçen sezonun ikinci yarısında en çok gol atan futbolcu olan ancak bu sezon sakatlığı nedeniyle fazla forma şansı bulamayan Kayseri Erciyessporlu Edinho, lider Beşiktaş ile yaptıkları maçta oyuna girdikten 3 dakika sonra fileleri havalandırarak takımının galibiyetinde önemli rol oynadı. Kayseri Erciyesspor formasıyla geçen sezon çıktığı 15 maçta attığı 11 gol ve yaptığı 2 asistle mavi-siyahlı ekibin kümede kalmasında büyük pay sahibi olan Portekizli oyuncu Edinho, bu sezon ise sakatlığı nedeniyle çok az forma şansı bulabildi. Ligin 7. haftasında Beşiktaş ile yaptıkları maça yedek başlayan ve 86. dakikada İbricic'in yerine oyuna dahil olan Edinho, oyuna girdikten 3 dakika sonra beraberlik golünü atarak, takımının sahadan galip ayrılmasına büyük katkı sağladı. Golcü oyuncu Edihno, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sezonki ilk golünü lider Beşiktaş'a atmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Sakatlıktan kurtulduğunu ve teknik direktör Bülent Korkmaz'ın görev vermesi halinde sahada elinden gelenin en iyisini yapacağını belirten Edinho, şunları kaydetti: "Maalesef sezona şanssız başladım, sakatlıklar nedeniyle formamdan uzak kaldım. Bu yüzden ligin ilk 6 haftasında takımıma fazla katkı verememiştim. Beşiktaş'a karşı çok iyi oynadık ve sezonun ilk galibiyetine imza attık. Bu karşılaşmada ben de bu sezon ilk golümü attım. Lider Beşiktaş'ı mağlup etmek takım olarak bizi çok mutlu etti. Beşiktaş maçına kadar iyi futbol oynuyor ancak sonuca yansıtamıyorduk. Beşiktaş karşısında bu şanssızlığa son verdik. Bundan sonra takım olarak daha iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Ben de forma şansı bulursam, gollerimi atıp takımıma puanlar kazandırmak istiyorum." Sporda dopingle mücadelede yeni eylem planı Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, dopingle mücadeleye ilişkin, "İnsan sağlığına zarar verdiği tespit edilmiş olan yasaklı maddeleri yurda sokmama konusunda bir çalışma içindeyiz" dedi. HABER MERKEZİ - Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dopingle mücadelede konusunda çok hassas ve kararlı olduklarını söyledi. Doping konusunda kullanıcı ve tedarikçi olmak üzere iki taraf bulunduğunu belirten Kılıç, mücadeleyi de bu yönlerde sürdürmeleri gerektiğini anlattı. Öncelikli çalışmalarının kullanıcı tarafıyla ilgili olduğuna değinen Kılıç, "Çünkü kullanıcı bir insan ve insan sağlığına zarar veren bir unsur var. Onun için öncelikli işimiz; insana zararını bilinçlendirerek durdurmak. Amacımız bu. Bunda da belli bir mesafe almış durumdayız" ifadesini kullandı. Kılıç, dopingle mücadele ederken bazı yerlerde eksiklikler, kimi noktalarda da hata yapanlar olabileceğine dikkati çekerek, şu an için bu maddelerin kullanımının azaldığını ve kontrol altında tutulduğunu söyleyebileceklerini dile getirdi. Tedarikçilerle ilgili düşündükleri önlemleri aktaran Kılıç, şöyle devam etti: "Bu ilaçlar nedir? Bu ilaçlar, Dünya AntiDoping Ajansı tarafından kullanımı yasaklı olan maddelerdir. Bunların yurda sokulması da yasak. Kullanımı da hukuki olarak yasak. Kullanamazsınız. Dolayısıyla bunun cezai müeyyidesinin farklı olması gerekiyor. Nasıl bir narkotik madde, ceza gerektiriyorsa bunun da yurda sokulması, getirilmesi, götürülmesi, açık açık deniliyor ki bunun da cezası var. Bu, yasaklı madde. Ortada cezai yaptırım gerektiren bir unsur var. Bu maddeler ulaşılır olmamalı. İlla da gidip 'Ben bunu yapacağım' diye, vücudunu sevmeyen, kendini sevmeyen, kendine bile bile zarar verecek kişi varsa biz onun önüne önce bir set çekelim, en azından da zorlansın. Görevimiz budur. İnsan sağlığına zarar verdiği tespit edilmiş olan yasaklı maddeleri yurda sokmama konusunda bir çalışma içindeyiz.” 1 Kasım 2014 Cumartesi da, Macaristan' on vizy ulusal tele fınra kanalları ta dan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla isafir"Türkiye m la ıy likte" temas di. en gün düzenl MACAR televizyonlarında "Türkiye Günü" düzenlendi BUDAPEŞTE - Macaristan televizyonlarında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla gün boyu Türkiye'nin ekonomik durumu ve kültürüne ilişkin programlar yayınlandı. Programlarda, stüdyo konuklarının yanı sıra Türkiye'yi tanıtan filmler gösterildi. Budapeşte Yunus Emre Türk Kültür Merkezinden canlı olarak yayınlanan programlarda, Macaristan'daki Osmanlı dönemi eserlerinden Türk hamamları, Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömülü olduğu yeri bulma çalışmaları hakkında da paneller düzenlendi. Programlarda Türk el sanatları, Türk mutfağı ve Macaristan'ın onur konuğu olacağı kasım ayında yapılacak İstanbul Kitap Fuarı'nın tanıtımı yapıldı. Macar ulusal televizyonu tarafından hazırlanan bir programda ise bir dönem Türk A Milli Futbol Takımı ve Fenerbahçe'nin teknik direktörlüğünü yapan Kalman Meszöly ile söyleşi ve Türk-Macar çiftlerden oluşan beş aile hakkında hazırlanan film gösterildi. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Hayati Develi, programlara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 91. yıldönümünü kutladıklarını ifade ederek, "Bu önemli gün Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu ve yeniden yapılanmasını ifade ediyor. Demokratik bir yönetim biçimine geçişimizi ifade ediyor. Bizim halkımız için önemli olan bu günü Macaristan'da anmak, bu vesileyle Türkiye'nin yeni hamlelerini, ekonomik gelişmelerini ve bilhassa bizi ilgilendiren kültürel alanda gelişmelerini ve hamlelerini Macar dostlarımızla paylaşmak, bugünü vesile ittihaz ederek Türkiye'nin tanıtımını gerçekleştiren etkinlikler yapmaktır" diye konuştu. Türkiyenin kültürel anlamda da gelişmesini, kültürel etkisini artırmak istediklerini belirten Develi, şunları kaydetti: "Çünkü siz sadece ekonominizle, diplomasinizle bir ülkede bulunduğunuzda bu eksik bir varoluş biçimidir. Sanatınız, musikiniz, mutfak kültürünüz yani bütün kültürel değerlerinizle de tanınmalısınız ki imajınız o ülkenin, o halkın, o devletin hak ettiği kültürel imaj gerçekten anlamını ve yerini bulsun. (AA) Alp Aslan’ın kayıp mezarı her yerde aranıyor AŞKABAT - Sultan Alparslan'ın mezarını bulmak için yapılan çalışmalar devam ediyor.27 Ekim 2014 Pazartesi 13:56 Türkmenistan'ın Mari bölgesindeki tarihi Merv kentinde yaklaşık iki aydır sürdürülen çalışmalarda önemli mesafeler kat edildi. Selçuk Üniversitesi'nden Prof. Dr. Osman Eravşar ve Prof. Dr. Haşim Karpuz ile Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Halit Çal eş başkanlığında yürütülen çalışmalarda şimdiye kadar 2500 metrekarelik alandaki 42 açmada yoğunlaşıldığı açıklandı. Çalışmalar hakkında açıklamada bulunan Prof. Dr. Eravşar, tarihi kaynaklarda Türk Hükümdarı Alparslan'ın mezarının Cuma camisi avlusunda bulunduğu Türk kuaförlerden İtalya'da önemli başarı ROMA - Türk kuaförler, Dünya Kuaförler Konfederasyon'nun (CMC) İtalya'da düzenlediği uluslararası fuardaki şampiyonada ikincilik kupasının sahibi oldu. CMC'nin İtalya'nın Paestum kentinde 26-27 Ekim'de düzenlediği Dünya Kuaför ve Güzellik Fuarı'nda, İsmail Karaca, Serdar Karaca, Gökhan Hamarat, Ferdi Deren ve makyöz Türkan Ceylan'dan oluşan Türk ekibi, uluslararası yarışmada ikincilik ödülünü kazandı. Roma'da, ünlü Pantheon meydanında ikincilik kupası ve Türk bayrağı ile fotoğraf çektiren kuaförler, AA muhabirine konuştu. CMC Türkiye Başkanı Mustafa Ceylan, "Çok mutluyuz. Etkinlik gerçekten güzel geçti. 29 Ekim'de ülkemize güzel bir bayram hediyesi vermiş olduk" dedi. İkincilik kupasını kaldıran Türk ekibinde yer alan kuaför İsmail Karaca da CMC Başkanı Ceylan'a böyle bir ekibi bir aya getirdiği için teşekkür ederken, "Biz çok gururlu ve mutluyuz. Bu güzel ödülün 29 Ekim'e denk gelmesi bizi çok heyecanlandırdı. Ayrıca ekip arkadaşlarımızla çok uyumlu çalıştık, zamanla daha iyi yerlere gelebileceğimizi düşünüyorum. Çok mutluyuz" dedi. Manisa'nın Akhisar ilçesinden gelen kuaför Ferdi Deren de "Türkiye'yi yurt dışında temsil etmek çok gurur verici bir şey. Bundan mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Türk ekibinde yer alan kuaför Gökhan Hamarat da duygularını şöyle aktardı: "Çok özel bir duygu. Yaşamak gerekiyor. Bir de ekip şeklinde ülkenizin isminin burada geçmesi ve burada ülkenizi tanıtıyor olmak apayrı bir duygu. Orada elinizden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışıyorsunuz. Birbirinize kenetleniyorsunuz. Daha önce hiç yan yana çalışma yapmamış olsak da kenetlenip, ülkemizi ön plana çıkartmaya çalışıyoruz ki, başardık bunu. Uluslararası kategoride, dünya ikinciliğini almış olmamız gurur verici. Bütün meslektaşlarımın bu duyguyu yaşamasını diliyorum." (AA) yönünde bilgilerin yer aldığına işaret etti. Merv kentinde dört Cuma camisi olduğunu söyleyen Eravşar, yapılan araştırmalar sonucunda kayıp mezarın üç Cuma camisinin arasında bulunan Macan Cuma Camisi'nin avlusunda olduğunun düşünüldüğünü kaydetti. Tarihi Merv kentinin birçok kez tahrip edildiğini açıklayan Prof. Dr. Osman Eravşar, bölgedeki birçok yapının Ruslar tarafından sökülerek götürüldüğünü söyledi. Eravşar, tüm kaynaklardaki bilgileri, arkeolojik kazıları ve bulguları değerlendirerek kazıların nerede yoğunlaştırılması gerektiğine karar verdiklerini açıkladı. Prof. Dr. Haşim Karpuz, kazılar sırasında cami avlusunu bulduk- larını, elde edilen bulguların doğru yerde çalışma yapıldığı yönünde ip ucu verdiği belirtirken Prof. Dr. Halit Çal da kaynaklardaki bilgilerin nereleri işaret ettiğini bildiklerini ve bunların hepsini araştıracaklarını ifade etti. Ay sonunda ilk kazı çalışmalarının sona ereceği projeye Türkiye'den 28 araştırmacı katılıyor. Projede Türkmen bilim adamları da yer alıyor. Sultan Alparslan'ın kayıp mezarını bulmak için Türkiye ve Türkmenistan hükümetleri arasında imzalanan protokol çerçevesinde başlatılan arama çalışmaları, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından yürütülüyor. TİKA, mezarın bulunduğu mekana türbe inşa edecek.(AA) Washington'da erkeklerin "yüksek topuk" yarışması WASHİNGTON - ABD'nin başkenti Washington'da erkekler, birkaç saatliğine kadın kıyafetleri giyip, topuklu ayakkabılarla dolaştı. Başkentte, "17. Cadde Yüksek Topuk Yarışması" düzenlendi. Yarışmayı ilginç kılan ise kadınların değil erkeklerin yüksek topuklu ayakkabılarla yarışması. Başkentin artık gelenekselleşen yarışması, bu yıl da binlerce Washingtonluyu kentin merkezine topladı. Yarışmada, her yıl olduğu gibi yüzlerce erkek, günlük takım elbisesinden sıyrılıp ilginç kıyafetlere büründü. Dini kostümlerden eteklere, abiye elbiselerden siyasileri ve pop starları taklit eden giysilere kadar çeşitli kadın kıyafetleriyle boy gösteren erkek yarışmacılar, etkinliğin adına uygun olarak da en az 5 santimetrelik topuklu ayakkabılarla yürüdü. Erkeklerin alışık olmadıkları topuklu ayakkabılar ve elbiselerle 317 metre boyunca yürümeye çalışması eğlenceli görüntüler oluşturdu. Bazı kadınlar da ilginç kostümlerle yarışmacılara eşlik etti.(AA)
© Copyright 2024 Paperzz