İÇİNDEKİLER AYIN KONUSU 50 TARIM BAĞ-KUR SİGORTALILARININ TESCİL İŞLEMLERİ HABERLER 52 SGK İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR 6 TZOB YÖNETIM KURULU BAKAN EKER’I ZIYARET ETTI İmtiyaz Sahibi TZOB Adına Genel Başkan Ş. Şemsi Bayraktar Genel Yayın Müdürü Bekir Şinasi Özdemir Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ebru Mine Esen Yayın Kurulu M. Hikmet Yavuzyiğit Metin Türkyılmaz Ömer Kaya Dr. M. Fethi Güven Hasan Hüseyin Coşkun Prof. Dr. Mevhibe Albayrak Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Prof. Dr. Erdoğan Güneş Dr. Özden Hiçbirol 26 İLKBAHARDA YAŞANAN DON AFETİ KİVİ ÜRETİMİNİ DE VURDU 13 BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI 14 TARIMDA ÇALIŞAN SOYOLOGLARA TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI 15 BAYRAKTAR "BITLIS GÜNLERI" NE KATILDI 16 BAYRAKTAR "NİĞDE GÜNLERI" NE KATILDI 17 AİLE ÇİFTÇİLİĞİ SEMPOZYUMU T ZOB DİYOR Kİ! 18 SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ BAŞLIYOR 22 İHRACATIN LOKOMOTİFİ NARENCİYEDE REKOLTE İYİ 24 KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİNİN GELECEĞİ PARLAK Görsel Katkı 28 İSTANBULUN 8 KATI ALAN NADASA BIRAKILIYOR 54 SOSYAL GÜVENLİKTE TARIMIN ÖNEMİ 30 KIRMIZI ET ÜRETİMİNE DİKKAT 57 TARIMSAL KESİNTİ (TARIM TEVKİFAT) UYGULAMASI 32 FINDIKTA ALAN BAZLI DESTEK MÜJDESİ 36 TARIMDA SİGORTA SÜRELERİNE DİKKAT ODALARIMIZDAN 61 YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI 42 GIDA İTHALATININ ÜÇTE BİRİ YAĞLI TOHUMLARDAN 63 SULUSARAY’A HİZMET BİNASI 44 TARIMDA İHRACAT DA İTHALAT DA ARTIYOR 63 ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI NARMAN’DA TOPLANDI Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı "Tarım ve İnsan" fotoğraf yarışmasından alınmıştır. Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Basım Tarihi 08.12.2014 Dağıtım MNG Kargo Yönetim Yeri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü GMK Bulvarı No: 25 Demirtepe/ANKARA Tel: 312 231 63 00 Fax: 312 229 65 38 - 231 30 77 e-mail:[email protected] Baskı Dorukkaya Matbaacılık Yayıncılık Reklamcılık Madencilik Enerji ve İnşaat A.Ş. Macun Mahallesi 195. Cadde No: 2 Yenimahalle - ANKARA Tel: 0312 397 11 97-98 Çiftçi ve Köy Dünyası dergisi basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir. Gönderilen yazılar iade edilmez. TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ BAŞKANDAN BAŞKANDAN SESLENİŞ Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım, Sektörümüzün yılların birikimiyle oluşmuş temel yapısal sorunlarını her platformda ve her fırsatta dile getiriyor; çözümü noktasında da Türkiye Ziraat Odaları Birliği ailesi olarak geceli gündüzlü gayret sürdürülen emekle çaba harcıyoruz. Sorunlarımızı olduğu kadar çözüm önerilerimizi ve beklentilerimizi; çiftçilerimiz ve ülkemiz adına atılması gereken adımları ortaya koyuyor ve bu doğrultudaki çalışmalarımızı her platformda ve her kademede sürdürüyoruz. Hep dile getirdiğimiz gibi, tarımın sorunları, çiftçimizin, üreticimizin olduğu kadar aslında ülkemizin de bir sorunu vasfını taşıyor. Zira üreticimizin bir sorunu varsa o sorundan mutlaka tüketicilerimiz de ülkemiz de etkileniyor. Sorunlar çözüldükçe sadece çiftçilerimiz değil, tüketicilerimiz, dolayısıyla ülkemiz de kazançlı çıkıyor. Değerli dostlarım, Hem Ankara’da hem Başkent dışında hem de bu köşede her fırsatta vurguladığımız gibi, gıda sektörü, enerjiyle birlikte dünyanın en öncelikli sektörlerinden biri haline geldi. Gıda güvenliğini sağlayan ülkelerde sadece o ülkenin çiftçileri değil, o ülkeler de zenginleşecek. Bu açıdan tarım, ülkemizde için de fevkalade önemli, stratejik bir sektördür. Gayri Safi Yurtiçi Hasılada tarımın payı azalmakla birlikte Haziran ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 7,2 olmuştur. İstihdam içinde de tarımın payı yüzde 22,1’dir. Tarım, son 9 yılın 8’inde reel olarak büyüse de bu sektörde çalışanlar büyümeden yeterince pay alamamaktadır. Tarımdaki nüfusun geliri, ülke ortalamasının üçte birini ancak bulmaktadır. Yapısal sorunları bulunan tarımda potansiyelimizin tamamının kullanıldığından bahsetmek de mümkün değildir. Ekonominin istikrarı için sektörümüz mutlaka desteklenmelidir. Sektörümüz, 5,8 milyon kişiye istihdam sağlıyor, 60,7 milyar dolarlık hasıla üretiyor, 17 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 77 milyon ülke nüfusunu, 35 milyon turisti besliyor. Fakat hedeflerimizi dikkate aldığımızda daha çok çalışmamız, sektörün bütün paydaşlarının el ele vererek, gecemizi gündüzümüze katarak almamız gereken daha çok yolumuz var. Yapısal sorunların çözümü bağlamında, öncelikle 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunla ilgili yönetmeliğin bir an evvel çıkarılması sağlanmalıdır. Ş. Şemsi BAYRAKTAR Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı 6552 sayılı Kanun ile üreticilerin TEDAŞ’a ait olan elektrik borçları yapılandırılmıştır. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerine ait olan borçların yapılandırılması ihtiyari bir karar olarak yer almıştır. Kanundan beklenen faydanın sağlanması bakımından özel dağıtım şirketlerine ait olan elektrik borçları yapılandırılmalıdır. Seralar ve hayvancılık işletmelerinin daha düşük fiyatla elektrik temin edecekleri bir abone grubu oluşturularak indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır. Tarımda destekler artırılmalıdır. Desteklerden, geçmişte doğrudan gelir desteğinde uygulandığı gibi yüzde 4 stopaj kesilmemelidir. Desteklerden yararlanması için tarımsal faaliyette bulunan tüm çiftçilerin, çiftçi kayıt sistemine girmesi sağlanmalıdır. Sulanamayan alanların büyüklüğü 2,6 milyon hektarı, yani Belçika’ya yakın bir alanı bulmaktadır. Bu büyüklükte alanın sulanamaması ülkemiz için çok büyük bir kayıptır. Üreticiler, sigorta maliyetlerinin yüksek olması, kuraklık gibi bazı risklerin kapsamda olmaması, kredi kullandıran şubelerin yeterli bilgiyi vermemesi gibi nedenlerle ürünlerini sigorta yaptırmamaktadır. Düşük faizli kredi kararının amacına ulaşabilmesi için sigorta yaptırma zorunluluğu olmamalıdır. Örgütlenme yetersizliği, çiftçinin istikrarlı bir gelir elde edebilmesine engel teşkil ediyor. Üretim planlaması yapılamıyor. Mevcut üretici örgütlerin, mali yönden güçlendirilmesi, profesyonelce yönetilmesi ile etkinliklerinin artırılması için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Üreticilerin yaşadığı afetlerin etkilerini azaltmak için yayınlanan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine yönelik Kararın amacına ulaşması için, afet yaşayan tüm çiftçilerin kredi borçlarının tamamını kapsamalıdır. Tarımda üretim maliyetinin düşürülmesi için girdi destekleri artırılmalı, özellikle gübre, mazot, ilaç ve elektrik gibi temel girdilerdeki KDV oranları ve mazottan alınan ÖTV miktarı düşürülmelidir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla kullanılan düşük faizli kredi, diğer kamu bankalarını da kapsamalıdır. Finansman yetersizliği üreticilerin yatırım imkânlarını sınırlamıştır. Bu nedenle yatırımların daha fazla teşvik edilerek faizsiz veya düşük faizli krediyle desteklenmesine ihtiyaç vardır. Lisanslı depoculuk, özellikle fındık, pamuk, buğday gibi depolanabilir ürünler başta olmak üzere diğer ürünlerde yaygınlaştırılmalıdır. Toprak Koruma Kurulları etkin bir şekilde faaliyet göstermeli, tarım arazilerini, meraları imara açılmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştur. Zeytinciliğimizin geleceğinin ve son yıllarda yapılan büyük yatırımların heba olmaması açısından, söz konusu kanun tasarısı geri çekilmelidir. Doğal afetler yaşayan çiftçi açısından finansman sorunu yeni üretim sezonunda hayati bir hal almıştır. Çiftçinin yeniden üretime dönmesi ve tarlada kalabilmesi için finansman giderleri karşılanmalıdır. Bu konularla ilgili atılacak her adım hem sektörümüz hem çiftçimiz hem de ülkemiz açısından çok önemli ve olumlu sonuçları beraberinde getirecektir. Bu konuda elbirliğiyle sürdürülecek çabalarla sonuca ulaşılacağına olan inancımı vurguluyor, hepinize işlerinizde başarılar, bereketli kazançlar, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 5 HABERLER HABERLER TZOB YÖNETİM KURULU BAKAN EKER'İ ZİYARET ETTİ Bayraktar: Bakanlığın hazırladığı, gerekli desteği sağladığımız Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun önümüzdeki yıllarda sektöre faydalarını hep beraber göreceğiz likle transit ticaret kapsamında yurtdışına çıkarılması gereken etlerin yüzde 225 vergisini de ödemeden ülke içine kaçak olarak sokulduğu iddiaları var. Bunu çok ciddi buluyoruz. Son operasyonu da memnuniyetle karşıladık. Ama bu konuda devletimizin, kurum ve kuruluşların fevkalade dikkatli olması gerekir. Sadece sektörümüze değil, ülkemize zarar verecek bir etkisi olduğunu görüyoruz. Önlenmesi gereken bir durum.” ÇKS başvurularında süre uzatılsın 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek, 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularının uzatılması yönünde hem üreticilerden, hem de odalardan talep olduğunu vurgulayan Bayraktar, zamanın kısaldığını, Aralık sonuna kadar yetiştirilemeyeceğinin anlaşıldığını bildirerek, bu sürenin uzatılmasını istedi. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas Bayraktar: "Bakanlığımızla çiftçi menfatine, tarım sektörüne katkı sağlayan kanunların çıkarılmasında iş birliği yapıyoruz." Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığındaki Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyeleriyle görüştü. Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker, hem de bakanlık yetkilileriyle uyum içinde çalıştıklarını, bundan dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Bakanlığın kanun ve diğer çalışmalarına destek verdiklerini, sevgiye, saygıya ve güvene dayalı ilişki kurduklarını, TZOB’un çalışmalarına da bakanlıktan büyük destek aldıklarını belirten Bayraktar, olumlu ilişkilerin devam edeceğine inandığını bildirdi. Ziraat Odalarında, Aralık ayı içinde tüm Türkiye'de bütün köy ve mahallelerde delege seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Bayraktar, seçimlerin şimdiden hayırlı olmasını temenni etti. 6 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Toprak Koruma Kanunu ve Et ve Süt Kurumu Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını bildiren Bayraktar, “bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Yüzde 400 farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Bu manada bakanlığımızın da bir çalışması olduğunu biliyoruz ama bizim de bu konuda bir katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bayraktar: "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'na ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz." İşin tarafı olarak, mağdur olan kesim olarak. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farktan mağdur olan üreticidir. Tüketici de mağdur oluyor” dedi. Bütçe imkanlarını bildiklerini ama girdiler üzerinde vergilerin yüksek olduğunu belirten Bayraktar, girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini talep etti. Bakan Eker Ziraat odalarının ve üreticilerin sorunlarını TZOB Yönetim Kurulu üyelerinden tek tek dinleyen Bakan Eker, konuşmasında, enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, "Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir" dedi. Sektör temsilcilerinin desteklerinin kendileri için önemli olduğunu ifade eden Eker, enflasyonun asıl sebebinin tarım ürünleri olarak gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirtti. Gıda ürünlerinde üretici ve tüketici fiyatları arasındaki fiyat farkına da değinen Eker, şunları kaydetti: "Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda bu konuyu Merkez Bankası Başkanı’na aktardım. Kışın git enflasyonda biberi, soğanı dikkate al, çekirdek enflasyonu dikkate alma, sonra enflasyonun sebebini gıda ürünleri olarak göster. Burada tarıma haksızlık yapılıyor. Asıl problem şu; gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir. Bu durumu ben ilgili kurumlara anlattım. Bunun üzerine Bakanlığımız Müsteşarlığı Başkanlığında 'Tarım Ürünleri Piyasayı İzleme Değerlendirme Kurulu' oluşturuldu. Bu kurul, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın nereden geldiği ve bunların hangi aşamada ne şekilde denetleneceği yönünde çalışacak." Tarımda sigortanın önemini çok iyi anlatmalıyız Üreticilere sigortanın önemini başta Bakanlık ve sektör temsilcileri olmak üzere çiftçilere her platformda bıkmadan, usanmadan, defalarca anlatmak gerektiğini belirten Eker, TARSİM kapsamında üreticiye sigorta priminin yarısını hibe şeklinde verdiklerini, bu kapsamda 1 milyar 300 milyon liralık sigorta prim desteği ödemesi yaptıklarını, bir sınır bulunmadığını, üretici ne kadar sigorta yaptırırsa onun yarısını ödediklerini, amaçlarının tarımda sigortacılık kültürünü yerleştirmek olduğunu belirtti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hazırladığı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nu gerekli desteği sağladıklarını, kanunun devrim niteliğinde bir kanun olduğunu ifade eden Bayraktar, “önümüzdeki yıllarda bunun sektöre faydalarını hep beraber öreceğiz. Buna ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine Et ve Süt Kurumu’nun devreye girmiş olmasından da sektör adına büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kanuna da TZOB olarak gerekli desteği verdik. Kanunu çıkardınız. Çok teşekkür ediyoruz. Tarımsal Destekleme Kurumu’nun da sektöre zamanında müdahale etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Kaçak et Bugünlerde gündemde olan kaçak et meselesinin de kendilerini üzdüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi: “Özel◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 7 HABERLER HABERLER TZOB Yönetim Kurulu üyeleri Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yapılan ziyaretin ardından, Bakan Eker’e aktardıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundular. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu için önümüzdeki günlerde ilgili yönetmeliğin çıkarılacağını bildiren Eker, bundan sonra üreticilerin ÇKS’de her yıl kayıt yaptırmasına gerek kalmayacağını, sadece arazi büyüklüğü, farklı ürün ekimi gibi hususlar olduğunda üreticilerin bildirim yapması gerekeceğini ifade etti. Ege Bölge Temsilcisi Sorman Lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini hatırlatan Eker, "Bundan sonra üretici lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceğiz. Üretici lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabilecek" ifadesini kullandı. Eker, sertifikalı tohumun üretimini ve kullanımını kendi hükümetleri zamanında destekleme kapsamına aldıklarını hatırlatarak, "Göreve geldiğimiz günden bu yana sertifikalı tohum üretimini 150 bin tondan 750 bin tona çıkardık. Bu başarı verdiğimiz desteklerle oldu. Tohum satan bayiler ile ilgili şikayetleri bana aktarın. Eğer yanlış yapan bayiler varsa biz gerekeni yaparız” ifadesini kullandı. Sığır eti üretimi konusunda Hollanda, Fransa, Yeni Zelanda gibi ülkelerle rekabet etme şansının olmadığını vurgulayan Bakan Eker, “Bu ülkelerde yağış miktarı çok fazla. İklim müsait. Bu nedenle çayır alanı da fazla. Hayvanlar devamlı otlu- yor. Bu ülkelerdeki üreticilerin yem maliyeti yok. Ancak bizim ülkemizde hayvancılık maliyetlerinin yüzde 70’i yem. Bu nedenle bu ülkelerle rekabet etme şansımız yok. Türkiye coğrafyası koyun coğrafyası. Bu dezavantajlı durumu lehimize çevirmek için öncelikle koyun, keçi sayısını artırmalıyız. İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gereken şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz” şeklinde konuştu. Hayvancılıkta ülkelerle rekabet edebilmek için öncelikle koyun ve keçi sayısının artırılması gerektiğini belirten Eker, "İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını ço- ğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gerek şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu. Görüşmede TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Nuri Şeyda Sorman, Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Şinasi Özdemir, Mehmet Latif Maskan, Tuncer Başoğlu, Hasan Kozoğlu, Ahmet Bahadır Sezgin, Mehmet Cevat Delil, Nejat Gamzeli hazır bulundu. M. Nuri Şeyda Sorman TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili TZOB Yönetim Kurulu üyeleri, görüşmede bölgeleriyle ilgili sorunları Bakan Eker’e aktardı. M.Nuri Şeyda Sorman, maliyetlerin, özellikle girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini zorladığını, bunlarda indirime gidilmesini talep ettiklerini bildirdi. Bölgede sulama birliklerinin yer altı sularına dekar başına 7-8 lira para talep etiklerini belirten Sorman, şöyle devam etti: “Oysa, ülkemizde damlama sulamaya teşvik verirken adam zaten sondaj yatırımı, elektrik yatırımı yapıyor. Üreticilerimiz, hiçbir hizmet sağlamadan sulama birliklerinin bu parayı talep etmelerini kabul etmiyor. Bu uygulamaya son verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, geçmiş yıllarda 2015’e ertelenen yer altı sularına saat takma olayı vardı. Üreticilerimiz, bu saat takma olayının 2015’te yeniden ertelenmesi veya tamamen ortadan kaldırılmasını talep ediyor.” TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, başbakanlığı döneminde dağıtılan primlerde vergi kesintisi yapıldığını arz ettiğini, Erdoğan’ın da Maliye Bakanlığı’na kesintinin kaldırılması için talimat verdiğini ama hala uygulamanın sürdüğünü bildiren Sorman, “Maalesef 2 senedir hiçbir gelişme yok. Üreticilerimiz dağıtılan prim- lerden stopaj adı altında vergi kesilmemesini istiyor. Ayrıca, dekara verimin uydu sistemiyle belirlenmesi hatalara yol açıyor. Üreticimiz, dekara verimlerin komisyonlar tarafından belirlenmesini istiyor” dedi. Sorman ayrıca, bölgelerinde hatta Türkiye’nin çoğu yerinde domuz salgının büyük mesele haline geldiğini; üreticilerin üretim planlaması, stok müessesesi, müdahil kurum istediğini; Ziraat Odalarının kırsal kalkınma olanaklarından faydalanmasını talep etiklerini vurguladı. “Bölgemizdeki pamuk üreticileri yağışlardan etkilenip ürün kaybına uğramalarından dolayı kredi borçlarını ödeyemeyecekler” diyen Sorman, şunları kaydetti: Üreticimiz, kredi borçlarının yalnız faizinin alınmasını ve tekrar yenilenmesini İstiyor. Toplulaştırma çalışması yapılıyor ama maalesef desteklerde ekim sınırlaması var. Bu sınırın artmasını talep ediyoruz. Ayrıca bir de vergi usul kanununa göre, bir traktörden fazla sahiplik olunca üretici deftere tabi oluyor. Bunun da değişmesini arzu ediyoruz. Desteklerde ekim arazi sınırlandırılmasını istemiyor üreticilerimiz, çünkü bu usulsüzlüklere teşvik ediyor. Arazisini başka kişi adına gösteriyor.” Orta Güney Anadolu Bölge Temsilcisi Hepokur Mustafa Hepokur TZOB Yönetim Kurulu Muhasip Üye 8 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Mustafa Hepokur, Konya Ovası ve İç Anadolu’nun tohumda sıkıntı çektiğini bildirerek, “Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı” dedi. Bakan Eker’e, tarımın sorunlarını aktardıklarını bildiren Hepokur, Konya Ovası’nın İç Anadolu Bölgesi’nin tohumda sıkıntı çektiğini belirtti. Bakanlığın tohumu bayilere verdiğini vurgulayan Hepokur, şunları kaydetti: “Ekim zamanı biliyorsunuz, gübre, mazot, tohum bunlar para olarak artıyor. Bunların önleminin alınmasını talep ediyoruz. Hakikaten biz kaliteyi yakalamak istiyorsak, gen olayını kontrol etmek istiyorsak bu değişiklikleri yapmamız şart. Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, Ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçi- lerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı.” Türkiye’nin baklagillerde açık verdiğine dikkati çeken Hepokur, şöyle dedi: “Baklagillerle ilgili bir çalışma istiyoruz. Baklagillerin toprak açısından ne kadar verimli olduğunu biliyoruz. Bu konuda oturup düşünmemiz lazım. Gübreye dünyanın parasını veriyoruz. Toprak açısından baklagiller gübre gibi. Fakat baklagil fiyatlarında üreticiden tüketiciye arada bir uçurum var. Üreticide 2 lire 70 kuruş, paketlenip markette 6 liradan satılıyor. Yüzde 100’ün üzerinde kar. Bütün ürünlerde böyle. Bunların önleminin alınması gerekiyor. Dışa bağımlı olduğumuz baklagilde üretim teşvik edilmeli. Modern fabrikası olanlar ikinciyi, üçüncüyü açıyor ama tarlada çiftçi, üretici mağdur durumda. Önlem alınmalı.” ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 9 HABERLER HABERLER Orta Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Özdemir Bekir Şinasi Özdemir TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Malatya ve Elazığ bölgesinde kayısıda alan bazlı destek, kayısı taban fiyatının belirlenmesi için bir kayısı birliği veya lisanslı depoculuk talep ettiklerini bildirdi. Özdemir, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar başkanlığında TZOB Yönetim Kurulu olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yaptıkları ziyareti değerlendirdi. Bakan Eker’e, tarımın sorunlarını aktardıklarını bildiren Özdemir, üreticinin tarım sigortalarına prim ödeyecek güçleri olmadığını ilettiğini, tarım sigortası yaptırmayanların da borçlarının ertelenmesi gerektiğini belirtti. Amasya, Tokat ve Sivas’ta büyükbaş hayvan alımında hibe desteği kredisi talep ettiklerini bildiren Özdemir, şunları kaydetti: “İntikal işlemleri yapılmayan ama işlenen tarım arazilerinde de arazileri kullananlara destek verilmesini istiyoruz. GAP Master Acil Eylem Planı kapsamında büyük tarım arazisi olan Adıyaman’da en büyük sıkıntı sulanamayan tarım arazileridir. Adıyaman ilinde acilen sulama projelerinin hayata geçirilmesini, sulama yatırımlarına ağırlık verilmesini bekliyoruz. Genel olarak hayvancılık ve arıcılık yapılan Tunceli ilimizde güvenlik sorunu nedeniyle mera, yaylalar yeterince kullanılamıyor. Bunun çözülmesi gerekiyor. Tarım alanında verilen hibe desteklerinin tarımın tüm alanlarına yayılmasını talep ediyoruz. Soğuk haya deposu, silo yatırımlarına verilirken, biçer döver traktör alımlarına verilmiyor. Malatya ve Elazığ bölgesinde kayısıda alan bazlı destek istiyoruz. Kayısı taban fiyatının belirlenmesi için bir kayısı birliği veya lisanslı depoculuk talep ediyoruz.” Elazığ bölgesinde öküzgözü, boğazkere gibi dünya çapında tanınan üzüm çeşitleri bulunduğuna dikkati çeken Özdemir, bu üzümlerin desteklenmesi, milli ürünler kapsamına alınması gerektiğini sözlerine ekledi. Marmara Bölge Temsilcisi Başoğlu Tuncer Başoğlu TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Latif Maskan TZOB Yönetim Kurulu Üyesi 10 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI siliyor. Bu haksızlığın önüne geçilmesini istiyoruz. Başta Erzincan olmak üzere bölge olarak sulamanın pahalı olması vatandaşımızın şikayetine neden olmaktadır. Sulama maliyetleri makul seviyeye çekilmelidir. 2007 yılından beri Bayburt’ta bulunan MASAT Sulama çalışmıyor. Maliyetlerin pahalı oluşundan dolayı faaliyetler durdurulmuş. Buna çözüm bulunmalıdır. Sulama birliğinin devlete 700 bin lira borcu bulunuyor. Bölgede hazine adına büyük ölçekli araziler bulunuyor. Hazine adına kayıtlı bu araziler bir an önce vatandaşa satılmalıdır. Arazilerin tapusu vatandaşa verilmelidir.” Maskan, Erzurum’da Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü hizmet binasının çok yetersiz kaldığını, günün şartlarına göre yeni bina yapılması gerektiğini bildirdi. masını istiyoruz. Torba kanunda yer alan traktör muayenesinde sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. Hasat döneminde Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) piyasaya girmesini istiyoruz. Geçen yıl ayçiçeğinde yaşanan sıkıntı TMO piyasaya girmediği için bu yıl buğdayda meydana geldi. Tarımda kullanılan makine ve ekipmanlar, mekanizasyon büyük ölçüde ithal. Bundan dolayı maliyeti artırıyor. İthal olan bu ürünler üzerindeki vergilerin kaldırılmasını veya yerli imalatın teşvik edilmesini istiyoruz. TARSİM ile ilgili sorunların çözülmesini talep ediyoruz.” Başoğlu, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredilerinin faizlerin yüksek olduğunu, sübvansiyon oranlarının yükseltilerek, faizlerin düşürülmesi gerektiğini bildirdi. Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Delil Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Maskan Mehmet Latif Maskan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde şeker pancarı tarımının geçmişte önemli bir geçim kaynağı olduğunu bildirerek, “Ağrı ve Kars şeker fabrikaları kapalı. Bu fabrikalar bir an önce açılmalıdır” dedi. Maskan, Tarım Bakanlığı’nın veteriner hekimleri nokta tayinle ilçelerde atamasını yapması gerektiğini, veteriner hekimler ile ziraat mühendislerinin sahada olmasının çok yararlı olacağını belirtti. Bölgede hayvan sayısı ve arazi varlığı fazla olduğundan çiftçiden çok para alan özel veteriner hekimlerin eline bırakılmaması zorunluluğu bulunduğunu vurguladı. Erzurum’a, çevre illere de hizmet edecek bir TARSİM Bölge Müdürlüğü kurulmasının çok yararlı olacağını belirten Maskan, şunları kaydetti: “Suni tohumlama için devletin gönderdiği kaynağın çoğu damızlık birlikleri tarafından ke- Tuncer Başoğlu, ayçiçeğinde destekleme priminin yetersiz kaldığını bildirerek, “kilogramda 23 kuruş olan prim en az 40 kuruşa çıkarılmalı” dedi. Başoğlu, Türkiye’nin en yoğun nüfuslu bölgesi olan Marmara’nın buğdayda, ayçiçeğine, pirince kadar çok çeşitli bitkisel ürünü, meyveciliği, sebzeciliği, büyükbaş, küçükbaş hayvancılığı ve balıkçılığı ile tarımda da büyük önem taşıdığını ama bölgesel desteklerden yararlanamadığını belirtti. Bölge olarak IPARD, GAP, KOP gibi desteklerin ve projelerin Marmara’da da uygulanmasını istediklerini bildiren Başoğlu, şunları kaydetti: “Süt başta olmak üzere hayvancılık desteklerinin artırılmasını istiyoruz. Toplulaştırmayı destekliyoruz. Ayçiçeği destekleme priminin kilogramda 23 kuruştan en az 40 kuruşa çıkarıl- Mehmet Cevat Delil TZOB Yönetim Kurulu Üyesi M.Cevat Delil, Güneydoğu Anadolu Projesi’nde (GAP) enerji santrallarına ağırlık verildiği için sulama yatırımlarının hala tamamlanamadığını bildirerek, “GAP’ta sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla bölgenin kaderi değişecek” dedi. Delil, Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarımıyla ilgili olarak GAP’taki sulama yatırımlarının çok önem taşıdığını vurguladı. Delil, şunları kaydetti: “GAP’ta enerji santrallerine ağırlık verildiği için sulama yatırımları hala tamamlanamadı. Sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla GAP bölgesinin kaderini değiştirecek. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülkemizin en önemli tarım alanı haline gelecek. Sulama yatırımlarını tamamlarken arazi toplulaştırmasını da bitirmek gerekir. Arazi toplu- laştırması bölgemiz açısından büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın yürüttüğü arazi toplulaştırma projesi bölgemizin büyük bir sorununu çözecek. Projede kısmen sıkıntılar var. Bunlar da giderilirse, proje çiftçimiz açısından, tarımımız açısından çok yararlı olacak. Silvan Barajı da bölge açısından çok önemlidir. İnşaat bir an önce tamamlanmalı ve baraj hizmete alınmalıdır.” Delil, sulamada kullanılan elektrik enerjisi sorununun kökten çözülmesi gerektiğini bildirerek, “Çiftçimizin kullandığı elektrik enerjisinden yüzde 18 KDV ve diğer paylar alınmamalı. Maliyetler düşürülmeli. Borç sorununa çiftçimizin ödeyebileceği şekilde bir çözüm getirilmeli” dedi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 11 HABERLER HABERLER Orta Kuzey Anadolu Bölge Temsilcisi Gamzeli Nejat Gamzeli TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Gamzeli, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) dosyalarının teslim edilirken, mazot, gübre destekleri için de 3-4 ay sonra ayrı dilekçe istendiğini bildirerek, “Çiftçilerimiz bu dilekçeleri verme süresini kaçırıyor. ÇKS dosyası veren herkes mazot, gübre desteklerinden de yararlanmak istiyor. Analiz yaptırmak da 50 dekar üzerinde zorunlu. 50 dekarın üzerinde tarlası olan çok az çiftçimiz var. Ayrıca dilekçe istenmemeli” dedi. Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak istediklerini ifade eden Gamzeli, nohutu bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira 30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında satıldığını belirtti; Gamzeli, Bunun sonucu tüketici enflasyonunun yüksek çıktığını, ancak bunun sorumlusunun üretici olmadığını, bu yüksek fiyatlardan bir kazancı olmadığını da vurguladı. Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak için dosyalar hazırladıklarını, bölge yetkililerini hareket geçirdiklerini fakat destekleme yapılan iller arasına giremediklerini bildiren Gamzeli, “Çankırı olarak kalkınmada öncelikli yörelerde 5’nci bölgedeyiz ama Ankara ve İstanbul’a yakın olduğumuz için hibe desteklerinden yararlanamıyoruz. Biz de bu kapsama alınmak istiyoruz” dedi. Nohutu bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira 30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında fiyatla tüketiciye sunulduğunu belirten Gamzeli, şunları kaydetti: “Bunun sonucu tüketici enflasyonu yüksek çıkıyor. Gıdada enflasyon rakamları yüksek deniyor. Ama bizim ürettiğimiz nohutun fiyatı 1 lira 30 kuruş. Paketleniyor fiyat bir anda 6 liraya çıkıyor. Markette vatandaşa bu fiyattan satılıyor. Üretici kazanmıyor. İç Anadolu Bölgesi’nde şekerpancarındaki polar oranının düşük kalmasını üreticimiz tohuma bağlıyor. Çiftçimizi şekerpancarı üretiminden soğutmamak gerekiyor.” Gamzeli, desteklemelerin özellikle mazot, gübre analiz desteklerinin bir takvime bağlanması gerektiğini, böyle olması halinde çiftçinin önünü görebileceğini, planlamasını daha rahat yapabileceğini söyledi. Karadeniz Bölge Temsilcisi Kozoğlu Hasan Kozoğlu TZOB Yönetim Kurulu Üyesi 12 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Hasan Kozoğlu, 29-30 Mart 2014’de fındıkta yaşanan donun ürüne büyük zarar verdiğini belirterek, “fındıkta dondan zarar gören üretici şehirlere göç ediyor. Üretimin sürdürülebilirliği için 2014 yılı alan bazlı desteği erken ödenmeli” dedi. Kozoğlu, görüşmede Tarım Bakanı’nın 2014’te sona erecek alan bazlı desteklerinin 2015’den itibaren devam edeceği müjdesini verdiğini belirtti. Lisanslı depo ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi gerektiğini bildiren Kozoğlu, şunları kaydetti: “Tarım Bakanımız Mehmet Mehdi Eker, lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini söyledi. Sayın Eker, bundan sonra üreticinin lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceklerini, üreticinin lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabileceğini ifade etti. 85 bin dekar fındık alanının ruhsatlandırılması gerekiyor. Bu alanlara ruhsat verilmeli. 18-19 Aralık 2013’de sektör paydaşlarıyla gerçekleşti- rilen Fındık Çalıştayı kararları gereği ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmeli. Kivide soğuk hava depoları kurulmalı. Bu depolar olmadığı için üretici ürünü planlı bir şekilde pazara süremiyor. Kısa zamanda satmak zorunda kalıyor. Bu da zarar etmesine sebep oluyor. Çayda Çaykur’un alım kotası artırılmalı. Şu andaki kotalar yetersiz, üretici sıkıntı yaşıyor. Çay Kanunu hazırlanırken sektördeki en büyük paydaş TZOB’un da görüşü alınmalı. Rize başta olmak üzere bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan çayda, Çaykur’un tartışmasız bir önemi var. Kesinlikle özelleştirilmemelidir. Özelleştirilmesi büyük sorunlara yol açar. Fındıkta olduğu gibi çayda da ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmelidir.” Kozoğlu, Doğu Karadeniz Projesi’ne (DOKAP) benzer bir projenin Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak illerini de kapsayacak şekilde “Batı Karadeniz Projesi” şeklinde uygulanmasının bölgenin geleceği açısından yararlı olacağını vurguladı. Akdeniz Bölge Temsilcisi Sezgin Ahmet Bahadır Sezgin TZOB Yönetim Kurulu Üyesi A.Bahadır Sezgin, 2013 yılında 120-130 bin ton olan Antep fıstığı üretiminin 2014 yılında 3040 bin ton dolaylarına gerilediğini, kuru kabuklu Antep fıstığı kilogram fiyatının ise 14-15 liradan 23-24 liraya yükseldiğini bildirerek, “Fiyatların istikrarlı seyretmesi ve üreticinin desteklenmesi için Antepfıstığına ürün desteği verilmesi ve sulama kanallarının bir an evvel hizmete alınarak sulu tarıma geçilmesini talep ediyoruz” dedi. Sezgin, Hatay’da kuraklık nedeniyle mağduriyet olduğunu, buğdayda iyi verim alınamadığını belirtti. Üreticilerin, Reyhanlı Barajı’nın en kısa sürede tamamlanıp faaliyete geçmesini beklediğini bildiren Sezgin, pamuk ve zeytinde yaşanan sıkıntılara değindi. Traktör muayenesinde sürenin en az 6 ay daha uzatılması gerektiğini vurgulayan Sezgin, Çiftçi Mallarını Koruma Kanunu’nun faal ve Ziraat Odalarının ise bu kanun kapsamında aktif hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekti; tarım sigortalarında prim oranlarının düşürülmesini, tek bir paket altında her türlü riskin satın alınabileceği bir sistem oluşturulmasını istedi. Hayvancılık desteklerinde çiftçi belgesi istenmemesinin Anayasaya Mahkemesi kararına aykırı olduğunu, bu yönetmeliğin iptali için ivedi- likle hukuki işlem başlatılmasını isteyen Sezgin, narenciyede satışların iyi gitmediğini vurguladı; limonun zamanından önce hasat edilmesinden dolayı ihracat sorunları olduğunu, depolama için hibe desteği verilmesi gerektiğini anlattı. Mersin’de sulamanın pompajla yapıldığını, enerji bedellerinin düşürülmesi gerektiğini belirten Sezgin, arıcılıktaki sorunların giderilmesini, organik tarım ve iyi tarım uygulamalarına yeterli ödenek ayrılmasını istedi. Sezgin, “Kahramanmaraş’ta baraj, gölet ve kanalet yatırımlarının bir an önce tamamlanmalıdır. Bütün zirai kredilerin, çiftçilerin BağKur, SGK, vergi ve benzeri borçlarının, tarımsal elektrik borçlarının ertelenmesi, tarımsal sulama borcu olan çiftçilerin sözleşmelerinin iptal edilmemesi, destekleme miktarlarının artırılması gerekir. Adana’da pamuk üretimi, hem üretim hem de ürün prim desteği dünya ölçülerinde desteklenmelidir. Tarımsal girdilerde önemli kalem teşkil eden mazot, gübre, makine, teçhizat ve yedek parçada aşırı vergilerin kaldırılması şarttır. Hayvan üreticilerini korumak için sınırlar çok iyi denetlenmeli, et ve canlı hayvan girişlerine izin verilmemelidir. Kaçak zeytinyağı girişlerine yönelik önlem alınmalıdır” görüşlerini iletti. BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın ve CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay’dan oluşan CHP heyetini makamında kabul etti. Bayraktar, CHP Heyeti ile tarımla ilgili konularda görüş alışverişinde bulundu. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 13 HABERLER HABERLER TARIMDA ÇALIŞAN SOSYOLOGLARA TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI Bayraktar: Sosyologların tarıma katkısı büyük olacak BAYRAKTAR "BITLIS GÜNLERI" NE KATILDI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Bitlis Tanıtım Günleri’ni ziyaret etti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı’nda görevli sosyologların araştırmalarını elektronik ortamda da yapmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan özel tasarımlı tablet bilgisayarlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın da katıldığı törenle dağıtıldı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen tablet dağıtım töreninde, sosyologların tarım sektörüne büyük katkıları olacağına inandığını belirtti. Kırsal kalkınmaya çok büyük önem verdikle- at mühendisinin sahadan aktaracağı verileri de kendi bilgisayarları üzerinden alabileceğini, değerlendirebileceğini ve yeni veriler oluşturabileceğini anlattı. Tarım için “milletlerin kalıcı servetleri” tanımını yapan Bakan Eker, “zahmeti çok, geliri az” faaliyeti yerine getiren üreticilerin bu faaliyetlerini sürdürebilmelerinin sağlanması; onların bulundukları yerde mutlu ve huzurlu şekilde çalışmaları gerektiğini de sözlerine ekledi. rini ifade eden Bayraktar, kırsalda üretim yapan insanların orada tutulabilmeleri için şartların mutlaka oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kırsal alanın farklı bilimsel bir gözle analiz edilebilmesi, tarımın sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi ve bu bilgilerin ışığında gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret eden Bayraktar, bu konuda emeği geçen başta Bakan Eker olmak üzere herkese teşekkür etti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da bu yıl ikincisi düzenlenen “Bitlis Tanıtım Günleri” kapsamında açılan standları ziyaret etti. Tatvan Ziraat Odası Başkanı Şefik Kızılca, Hizan Ziraat Odası Başkanı Erkan Durmaz, Mutki Ziraat Odası Başkanı Ali Akın, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Genel Başkan Bayraktar’a sergilenen ürünler, el işlemeleri ve yöresel lezzetler hakkında bilgi sundu. Tatvan Belediyesi’nin açtığı standı ziyaret eden Bayraktar’a, Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy kitap hediye etti, anı fotoğrafı çektirdi. Şemsi Bayraktar’a TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cevat Delil de eşlik etti. Bakan Eker de törende yaptığı konuşmada, tarım faaliyetinin multidisipliner yapısına dikkati çekerek, bu disiplinler arasına sosyolojiyi de dâhil ettiklerini belirtti. Tarım faaliyetlerinin merkezinde insan unsurunun bulunduğunu, bu bakımdan tarım ve hayvancılık projelerinde mutlaka sosyoloji disiplinin bakışının da gerekli olduğunu kaydeden Eker, Bakanlık bünyesinde 81 ilde görevlendirdikleri sosyologların, şu anda köylerde görev yapan 10 bin zira- 14 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 15 HABERLER HABERLER BAYRAKTAR "NIĞDE GÜNLERI"NE KATILDI AILE ÇIFTÇILIĞI SEMPOZYUMU TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Tanıtım Günleri organizasyonları söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağlıyor" TZOB’un da katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda çeşitli yönleriyle aile çiftçiliği ele alındı Sempozyumda temel tartışma alanları ve öneriler Birleşmiş Milletler, açlık - yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması, kırdan-kente göçün azaltılması ve sürdürülebilir tarımsal üretim açısından “Aile Çiftçiliği”nin öneminin vurgulanması amacıyla 2014 yılını “Uluslararası Aile Çiftçiliği” yılı olarak ilan etti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da “Niğde Tanıtım Günleri” çerçevesinde açılan stantları ziyaret etti. Bayraktar, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Niğde Tanıtım Günleri’ne gelişinde Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, Bor Ziraat Odası Başkanı Nurettin Eriç, Ulukışla Ziraat Odası Başkanı Ali Emin Uğurlu, Çiftlik Ziraat Odası Başkanı Arif Dinçsoy tarafından karşılandı. Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan ve Oda başkanlarıyla birlikte stantları ziyaret eden Bayraktar’a, Niğde’ye özgü ürünlerle hakkında bilgi sunuldu. 16 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI İlk olarak Niğde Ziraat Odası’nın düzenlediği standı gezen Bayraktar, burada ilin önemli ürünlerinden patates ve elmanın yetiştirilmesi ve pazarlanmasıyla ilgili oda başkanlarıyla görüş alışverişinde bulundu. Bayraktar, Niğde Belediyesi’nin açtığı stantta TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Nevzat Pakdil, Niğde Valisi Necmeddin Kılıç ve Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, ilin diğer yöneticileriyle bir süre sohbet etti. Kemerhisar, Bor, Çiftlik belediyelerinin yanı sıra Niğde Esnaf ve Sanatkarlar ile Ticaret ve Sanayi odalarının stantlarında da incelemelerde bulunan ve bilgiler alan Bayraktar’a ziyaretlerinin sonunda Niğde’nin yöresel ürünleri ikram edildi. Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağladığına da dikkati çekerek, bu tür faaliyetlerin diğer metropollerde de yapılmasının yararlı olacağına işaret etti. Aile çiftçiliği, aile temelinde tüm tarımsal faaliyetleri içermekte ve aile tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, bütün aile bireylerinin işgücüne dayalı bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık-su ürünleri ve el sanatları alanlarındaki üretim faaliyetlerini kapsıyor. Aile Çiftçiliği konusuna ve sürdürülebilirliğine ilgi çekmek ve daha yoğun biçimde gündeme getirmek amacıyla Ankara’da “Ulusal Aile Çiftçiliği Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyum; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi-AKÇAM, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, PANKOBİRLİK, KÖY-KOOP Merkez Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Şekerbank işbirliğinde gerçekleştirildi. Sempozyuma Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına katılan ve açılışta bir konuşma yapan Danışman H.Hüseyin Çoşkun, son yıllarda yaşanan gelişmelerin dünyanın çok zor bir süreçten geçtiğini açıkça ortaya koyduğuna işaret ederek, “Dünyada beslenme ihtiyacı artarak devam ediyor. Tarım alanlarının giderek daraldığı, küresel ısınmanın önemli bir tehdit olduğu günümüz dünyasında, yeterli ve güvenli gıdaya erişim tüm ülkelerin öncelikleri arasında bulunuyor. Bu noktada temel amaç, her insanın, kaliteli ve yeterli miktarda sağlıklı gıdaya ulaşabilmesidir” dedi. Coşkun, ülkemizde çok sayıdaki küçük ölçekli işletmenin varlığının, tarımsal faaliyetlerin aile çiftçiliği şeklinde yapılmasının, BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından bu bağlamda belirlenen temanın Türkiye için de ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı; bu açıdan sempozyumun çok önemli olduğunu belirtti. Aile çiftçiliği Türkiye için vazgeçilmez üretim ve gelirgeçim alanıdır. İnsanlığın ve tüm canlıların geleceği ve gereksinimleri için aile çiftçiliği önemlidir. Biyoçeşitliliğin korunmasında aile çiftçiliği önemli misyonlar üstenmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımında aile çiftçiliğinin fonksiyonu önemlidir. Aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği için örgütlenme şart olup burada “kooperatifçilik” temelli örgütlenme önem taşımaktadır. Karar vericiler aile çiftçiliği konusunda daha rasyonel, sürdürülebilir politikalar izlemek durumundadır. Endüstriyel tarım aile çiftçiliğinin tehdit etmektedir. Bunun için küçük çiftçilerin özellikle pazarlama temelli örgütlenmeleri gereklilik göstermektedir. Sanayi, enerji, turizm politikaları ve yatırımları aile çiftçiliğinin ve tarımı tehdit etmektedir. Aile çiftçiliği ile uğraşanların eğitim-yayım, örgütlenme, kredi ve yerinde kalkınma konularında desteğe gereksinimleri vardır. Aile çiftçiliği ürünlerinin pazarlanması ve değerlendirilmesi için yerel yönetimlerle işbirliği önem taşımakta ve bu konuda üretici örgütleri ve özellikle de Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne önemli roller düşmektedir. Tarımda kayıt dışı çalışma koşulları ortadan kaldırılmalıdır. Mevsimlik tarım işçiliği Türkiye’ni önemli bir sorunu olup, sorunun çözümü için tarafların bir araya gelip izlenebilir, denetlenebilir stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Kırsal alanda ve tarımda alt ve üstyapı hizmetlerinin niteliğine yönelik yatırımlara daha fazla ağırlık verilmelidir. Kadınlara ve gençlere yönelik özel istihdam ve kredi sistemleri geliştirilmelidir. Tarımdan kopan her nüfus diğer sektörlerde çok daha zor ve ucuz koşullarda iş bulabilmektedir. Bu bazen maden kazalarında görüldüğü gibi ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. Bunun için aile çiftçiliğinin yaşatılması önemlidir. Büyükşehir Yasası’nın tarım ve kırsal yaşa üzerinde getireceği etkiler iyi analiz edilmeli ve özellikle aile çiftçiliği ile uğraşanların çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirici uygulamalara gidilmesi gereklilik göstermektedir. Aile çiftçiliği Türkiye’nin vaz geçilmez gerçeğidir. Sürdürebilirliği daha fazla gündemde yer almalıdır. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 17 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Sosyal güvenlik bilgilendirme seminerleri başlıyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar, sosyal güvenlikte çiftçilere ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli düzenlemelerini çıkarılmasını sağladıklarını bildirerek, “Çiftçilerimizin mağduriyetlerini gideriyoruz. Konuyla ilgili sosyal güvenlik bilgilendirme seminerlerine de başlıyoruz” dedi. Bayraktar, 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan, kamuoyunda torba kanun olarak adlandırılan, “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 Sayılı Kanun”un çiftçinin birçok mağduriyetini giderdiğini belirtti. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu üyesi olarak da görev yaptığını, SGK’da kendi nam ve hesabına çalışanları temsil ettiğini bildiren Bayraktar, bu görevi dolayısıyla, çiftçilere ve Ziraat Odalarımıza yönelik çok önemli düzenlemelerin çıkarılmasına katkıda bulunma fırsatı olduğunu vurguladı. 18 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Çiftçilerimize ve Ziraat Odalarımıza yönelik çok önemli düzenlemelerin çıkarılmasını sağladık." Çiftçilerimize yönelik sosyal güvenlik düzenlemeleri Bayraktar, şunları kaydetti: “6111 sayılı kanunla sattıkları ürün bedelleri üzerinden 1994 yılından bu yana BAĞKUR prim kesintisi yapılan, Ziraat Odası’na da kayıtlı çiftçilerimize geriye yönelik yapılandırma hakkı getirildi. Ancak kadın çiftçilerimiz, 2003 yılından önceki dönemler için aile reisi olmamaları nedeniyle borçlanamadılar. 2012 yılında bu mağduriyet giderildi. Kadınlarımız 2003 yılından önceki dönemler için de aile reisi olmasalar bile geriye yönelik borçlanabildiler. SGK nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda, düzenlemeye istinaden tescil tarihlerindeki değişiklik nedeniyle sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı ödemediler. Yine çabalarımız sonucu yapılan düzenlemeyle, ilgili maddeye “tarımsal faaliyette çalışanlar hariç” ibaresi eklenmesi dolayısıyla tarımda kendi nam ve hesabına çalışan çiftçilerimizin aylıklarından, ta- rımsal faaliyete devam etseler bile yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmıyor. Diğer taraftan çiftçilerimizin sattıkları ürün bedelleri üzerinden, borcu olsun olmasın, 1994 yılından itibaren yüzde 1 oranında BAĞKUR prim kesinti yapılmaya başlandı. 2012 yılı başında bu kesinti oranı yüzde 5’e çıkarıldı. Girişimlerimiz sonucu, 1 Ocak 2014 tarihinden bu yana yüzde 2 olarak, sadece borcu olan çiftçilere ve borcu oranında kesinti şeklinde uygulanıyor. Çiftçi muafiyet kapsamında, diğer bir statüde çalışıyor ise kurumdan alacağı kesinti muafiyet belgesiyle kesintiden kurtuluyor.” Torba kanunla kayıplar telafi edildi Talepleri üzerine, çiftçilerin, 6552 sayılı kanunla oda kayıtlarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluşan kayıplarının telafi edildiğine dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: “6552 sayılı torba yasada yer alan düzenlemelerle çiftçilerin oda kayıtlarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluşan kayıplar telafi edilecek. Ziraat Odaları üye kayıtlarında olması gereken; yönetim kurulu kararı, tarihi ve benzeri usul ve esaslar ile ilgili eksiklikler, üye kayıt defterlerinin noter tasdikli olmaması veya defterlerdeki yıpranmalar nedeniyle, tamamen üyenin iradesi dışında oluşan sebeplerle kişilerin sigortalılıklarının iptal edilmesi ve buna bağlı olarak hak kaybına uğramamaları engelleniyor. Ziraat odaları kayıtlarındaki uygunsuzluklar sebebiyle sigortalılıkları iptal edilen çiftçilerin; söz konusu sürelere ilişkin prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarını 31 Aralık 2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla sigortalılıkları başlangıçtan itibaren geçerli olacak. ri para cezalarının da bir defaya mahsus silinecek” ibaresiyle idari para cezalarının silinmesi sağlandı. Odalarımızın bildirilmemiş işe giriş ve çıkış bildirimlerini 11 Aralık 2014 mesai saati bitimine kadar bildirmeleri gerekiyor. Yine, kanuna eklenen “ziraat odalarına kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanları bildirmemekten dolayı kesilen ida- Çiftçilerin mağduriyetlerini gidermek için pek çok girişimde bulunduklarını hatırlatan Bayraktar, “Sosyal Güvenlik Taleplerimiz üzerine, Tarım Bağkurlu kadın çiftçilerimize 3 çocuğa kadar doğum borçlanması hakkı getirildi. Düzenlemeyle, 3 çocuğu olan kadın çiftçi, 6 yıla kadar borçlanabilecek. Yine, genel sağlık sigortası ve sigorta prim borçlarına yapılandırma hakkı getirildi. Çiftçilerimiz daha sonra mağdur olmamaları açısından borçları yapılandırma işlemleri için 31 Aralık 2014 tarihine kadar başvurmaları gerekiyor.” Kurumu ve ilgili bakanlıkların duyarlı yaklaşımlarıyla sorunları önemli ölçüde çözmeyi başarıyoruz. Çözülen bu konularda emeği geçen herkese temsil ettiğim tarım sektörü adına teşekkür ediyorum” dedi. Bilgilendirme seminerleri Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu tespit edilen 6 ilde SGK ve TZOB işbirliğiyle bilgilendirme seminerleri yapılacağına dikkati çeken Bayraktar, bilgilendirme seminerlerinin, 24 Kasım’da Konya’da, 27 Kasım’da Erzurum’da, 1 Aralık’ta Sakarya’da, 4 Aralık’ta Manisa’da, 8 Aralık’ta Şanlıurfa’da, 11 Aralık’ta Adana’da başlayacağını bildirdi. Bayraktar, seminerlerin, kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine, Ziraat Odalarının SGK ile ilgili yaşadığı iş ve işlemlerde yaşanan problemlere ilişkin olduğunu belirtti. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 19 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Üretici market fiyat farkı aynen devam Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market fiyat farkının bir türlü kapanmadığını, aynen devam ettiğini bildirerek, “Üretici market fiyatları arasındaki makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor. Üreticinin 44 kuruşa sattığı ıspanak markette 2 lira 54 kuruş, 13 kuruşa sattığı maydanoz 70 kuruş, 50 kuruşa sattığı mandalina 2 lira 33 kuruş oluyorsa bunda sorumluluğu üreticiye bağlamak yanlıştır” dedi. Bayraktar, Ekim ayı üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını değerlendirdi açıklamasında, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri, takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalar yapmaya devam ettiklerini belirtti. Ekim ayındaki, üretici ve market fiyatları arasındaki farkı incelediklerinde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 481,68 ile ıspanakta görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Ispanaktan sonra fiyat farkı sırasıyla maydanozda yüzde 434,62, mandalinada yüzde 390,4, marulda yüzde 20 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 366,67’yi buluyor. Fiyat farkı salatalıkta yüzde 279,86, kuru incirde yüzde 279, lahanada yüzde 278,29, sivri biberde yüzde 264,92, karnabaharda yüzde 234,46, limonda yüzde 229,89, pırasada yüzde 221,20, kuru üzümde yüzde 212,22, havuçta yüzde 210,61, kuru fasulyede yüzde 209,28. Bu kadar fiyat farkı olmaz. Tarlada, üreticide 44 kuruş olan ıspanak markette 2 lira 54 kuruşa, 13 kuruş olan maydanoz 70 kuruşa, 50 kuruş olan mandalina 2 lira 45 kuruşa, 50 kuruş olan marul 2 lira 33 kuruşa satılıyor. Üreticide, 48 kuruş olan salatalık markette 1 lira 84 kuruşa, 5 lira olan kuru incir 18 lira 95 kuruşa, 39 kuruş olan lahana 1 lira 48 kuruşa, 86 kuruş olan sivri biber 2 lira 7 kuruşa, 1 lira 19 kuruş olan karnabahar 3 lira 96 kuruşa fiyat buluyor. Yine üreticide 1 lira 7 kuruş olan limon markette 3 lira 51 kuruşa, 79 kuruş olan pırasa 2 lira 52 kuruş, 2 lira 85 kuruş olan kuru üzüm 8 lira 90 kuruşa, 63 kuruş olan havuç 1 lira 94 kuruşa, 3 lira olan kuru fasulye 9 lira 28 kuruşa satılıyor.” Asıl fiyat artışı halden sonra Üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını incelediklerinde asıl artışın halden sonra olduğunu gördüklerini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Ispanak üreticide 44 kuruşa, halde 87 kuruşa satılırken, fiyat pazarda 2 lira 19 kuruşa, markette 2 lira 54 kuruşa çıkıyor. Yine üreticide 13 kuruş olan maydanoz halde 23 kuruşa satılırken, pazarda 58, markette 70 kuruş. Üreticide 50 kuruş olan mandalina, halde 83 kuruşken, pazarda 1 lira 45, markette 2 lira 45 kuruş. Üretici fiyatı 50 kuruş, hal fiyatı 82 kuruş olan marul, pazarda 1 lira 56, markette 2 lira 33 kuruşa yükseliyor. Çoğu üründe böyle. Üretici hal fiyat farkı, kuru fasulyede yüzde 100’ü bulurken, diğer ürünlerde yüzde 100’ün altında. Halkımızın çok tükettiği ürünlerden biri olan domates, üreticide 1 lira 15 kuruşken, halde 1 lira 59 kuruşa satılıyor. Buna karşın domates fiyatı, pazarda 2 lira 25 kuruşu, markette 3 lira 13 kuruşu buluyor. Üretici hal fiyat farkı yüzde 38,71 iken, üretici pazar fiyat farkı yüzde 96,08’e, üretici market fiyat farkı yüzde 172,52’ye çıkıyor.” Çiftçinin, çok uygun fiyata, hatta bazen zararına ürününü elden çıkardığını, çoğunlukla emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayan Bayraktar, “bunun çaresi aradaki zincir kırılmalı, aracı sayısı azaltılmalı, çiftçi de kazanmalı, tüketici de uygun fiyata tüketmeli” dedi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Üretici market fiyatları arasındaki makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor." Market fiyatları Ekim ayında market fiyatlarında süt ve mısırözü yağı fiyatlarında değişim görülmediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “En fazla fiyat düşüşü Ekim ayında yüzde 19,99 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 16,05 elma, yüzde 12,35 ile sivri biber, yüzde 12,03 ile maydanoz, yüzde 11,14 ile kuru kayısı, yüzde 10,35 ile salatalık, yüzde 9,97 ile yeşil fasulye, yüzde 5,63 ile domates, yüzde 5,37 ile tavuk eti izledi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 17,5 oran ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat artışını yüzde 13,61 ile kuru soğan, yüzde 13,36 ile Antep fıstığı, yüzde 12,86 ile patates, yüzde 11,80 ile kuru incir, yüzde 11,62 ile fındık, yüzde 9,59 ile yeşil mercimek, yüzde 5,25 ile yumurta takip etti.” Üretici fiyatları Üretici fiyatlarında Ekim ayında kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı, süt ve zeytinyağında değişim olmadığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Fiyat düşüşü yüzde 21,94 oran ile en fazla yumurtada görüldü. Yumurtadaki fiyat düşüşünü üreticide yüzde 18,08 ile salatalık ve limon, yüzde 15,65 ile yeşil fasulye, yüzde 15,06 ile sivri biber, yüzde 14,50 ile kabak, yüzde 9,09 ile marul, yüzde 7,14 ile maydanoz, yüzde 6,25 ile kuru fasulye izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 32,8 oran ile yeşil soğanda oldu. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 18 ile kuru soğan, yüzde 16,39 ile patlıcan, yüzde 15,74 ile havuç, yüzde 14,93 ile kırmızı mercimek, yüzde 11,11 ile patates, yüzde 10,69 ile pirinç takip etti.” Artış ve düşüşlerin nedenleri Şemsi Bayraktar, üreticide yeşil soğanda arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyat artışı yaşandığını, kuru soğanda ise meydana gelen dolu ve kuraklık nedeniyle rekoltedeki düşüşe bağlı olarak fiyatların artış gösterdiğini bildirdi. Patlıcanda da yine arzdaki daralmanın fiyat artışında etkili olduğunu belirten Bayraktar, “kırmızı mercimekte de hasadın bitmesiyle birlikte piyasaya sunulan ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı. Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, yumurtada talep durumundaki değişime göre aylık bazda fiyatlar değişkenlik göstermektedir. Geçen aya göre yumurta fiyatları yüzde 21,94 düşüşle 24 kuruştan 19 kuruşa gerilemiş, Temmuz ayı seviyesine gelmiştir. Buna karşın market fiyatları yüzde 5,25 artışla 36 kuruştan 38 kuruşa çıkmıştır. Limonda ise hasat dönemi olup arzdaki artış ile birlikte fiyatlar düşüş göstermiştir. Salatalık, yeşil fasulye, sivri biber, kabak, domates gibi ürünlerde örtü altında hasat başlamış olup, arzdaki artışla birlikte fiyatlar gerilemiştir. Genel olarak değerlendirdiğimizde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiği görülmektedir.” ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 21 TZOB DİYOR Kİ! İhracatın l k m tifi narenciyede rek lte iyi yüzde 6,1 payla Hindistan, yüzde 5,1 payla Meksika, yüzde 4,2 payla İspanya izliyor. Ülkemizde narenciye üretimi, Akdeniz ve Ege Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır. 2013 yılı itibarıyla gerçekleşen 3 milyon 681 bin 159 ton üretimin iller bazında dağılımına baktığımızda Adana ilimiz yüzde 26’lık payla ilk sırada yer almaktadır. Adana ilimizi sırasıyla yüzde 22,7’lik payla Mersin, yüzde 17,5’lik payla Hatay, yüzde 16,8’lik payla Antalya, yüzde 8,4’lük payla Muğla, yüzde 4,1’lik payla İzmir, yüzde 2,4’lük payla Aydın, yüzde 1,2’lik payla Osmaniye ilimiz izlemektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ikinci tahmin verilerine göre 2014 yılında 3 milyon 786 bin 690 ton üretim bekleniyor.” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, narenciyede bu yıl rekoltenin, geçen yılın üzerinde olduğunu gördüklerini bildirerek, “bu yıl rekoltenin 3,8 milyon tona yaklaşacağı tahmin ediliyor” dedi. Bayraktar, devam eden narenciye hasadı dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaş sebze ve meyve içinde narenciye oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Narenciye taze tüketimin yanında meyve suyu, konsantre, reçel, marmelat olarak çeşitli ürünlere işlenebildiği gibi kabuklarından da esans elde edilebildiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Narenciye, içerdiği organik asitler, C ve B gibi vitaminler bakımından beslenmedeki önemi büyük. Vücutta toksinlerin atılmasında önemli rol oynuyor. Bununla birlikte gribal enfeksiyonlara dayanıklılık sağlamada, kalbi kuvvetlendirmede, kan 22 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI damarlarını ve kılcal damarları güçlendirmede, kanı temizlemede, sinirleri yatıştırarak bedeni ve zihni yorgunlukların giderilmesinde, diş etlerini güçlendirmede oldukça faydalıdır. Özellikle kışa girmeye hazırlandığımız bu dönemlerde vücut direncinin artırılmasına katkı sağlayan önemli bir ürünümüzdür.” Türkiye narenciye üretiminde yüzde 2,7 pay alıyor Türkiye’nin dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2012 yılı verilerine göre, 131,3 milyon ton olan dünya narenciye üretiminden yüzde 2,7 pay alan ülkemiz, dünya sıralamasına dokuzuncu sırada yer alıyor. Dünyada en önemli üretici ülke yüzde 24,1 payla Çin. Bu ülkeyi yüzde 15,4 payla Brezilya, yüzde 8,1 payla ABD, Türkiye’de narenciye üretiminin iç pazarın ihtiyacını karşıladığını, önemli miktarda ihracata da konu olduğunu vurgulayan Bayraktar, “2013 yılı itibarıyla gerçekleştirilen 3 milyon 346 bin 889 tonluk toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 41’ini narenciye oluşturmaktadır. Narenciye, yaş meyve sebze ihracatımızın lokomotifi konumunda. Geçen yıl yapılan ihracat karşılığında 930,9 milyon dolar döviz kazanmamızı sağladı” dedi. İhracatın yüzde 32’si Rusya’ya, yüzde 21’i Irak’a Narenciye ihracatının yüzde 32’sinin Rusya’ya yapıldığını, bu ülkeyi 21 payla Irak, yüzde 16 payla Ukrayna, yüzde 5 payla Suudi Arabistan, yüzde 4 payla Romanya’nın izlediğini belirten Bayraktar, “Narenciye ihracatında öne çıkan ve Türkiye için önemli pazar konumundaki ülkelerde yaşanan siyasi karışıklar, ihracatımızı da etkilemektedir. İhracatın daha da artırılması için marka oluşturulmalı, tanıtım faaliyetlerine önem verilmeli” dedi. Yapılması gerekenler Bayraktar, narenciye konusunda yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “İhracat iadelerinin artırılması ve ödemelerin peşin olarak yapılması, Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketimin artırılması, Dış pazarda rekabet gücümüz artırılması, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi, Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV oranlarının indirilmesi, Marka oluşturulması, yeni pazarlar bulunarak ihracatın artırılması, Şeker ve asit oranı yeterli seviyeye gelmemiş narenciyenin hasat edilmesi (erken kesim) kaliteyi düşüreceğinden bu hususta daha hassas davranılması, Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi, Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitlerin geliştirilmesi, Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmesi, soğuk hava depoları artırılması, Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmelerinin sağlanması, Bu üretim dalından menfaat elde eden tüm taraflar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması gerekir.” ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 23 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Üretimde bölgeler arasında Ege, iller arasında Aydın ilk sırada Kestane Üretimin, Doğu Karadeniz’de gürgen, kızılağaç gibi ağaçlarla karışık olarak nadiren de saf kestane toplulukları şeklinde yapılırken, batıya doğru küçük gruplar halinde bol miktarda kestaneliklere rastlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: yetiştiriciliğinin geleceği parlak “Bölgeler itibariyle kestane üretimde Ege Bölgesi, yaklaşık yüzde 70’lik payla ilk sıradadır. İller arasında, 21 bin 406 tonla Aydın birinci gelirken, bu ili 9 bin 24 tonla İzmir, 5 bin 787 tonla Kastamonu ve 4 bin 231 tonla Sinop izlemektedir. Ülkemizde kestane, doğada tamamen doğal şartlar altında yetiştirilmekte, hiçbir şekilde tarımsal ilaç, suni gübre kullanılmamaktadır. Kestane besin içeriğinin zengin olması ve tamamen doğal şartlar altında yetiştirilmesi nedeniyle, beslenme diyetlerinde hatta çocuk mamalarında yer almaktadır. Çin, dünya üretiminin yüzde 82,5’ini Türkiye yüzde 3’ünü karşılıyor İklim ve toprak özelliklerimiz nedeniyle, kestanede yıllık TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Dış alıcılar, Türkiye’de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de kestane yetiştiriciliğinin geleceğinin parlak olduğunu bildirerek, “dış alıcılar, Türkiye’de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Türkiye, kestanede önemli bir ihracat ülkesi olabilir” dedi. Bayraktar, iklim ve toprak özellikleri nedeniyle Türkiye’nin kestanede yıllık 60 24 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI bin tondan çok daha fazla üretim yapmasının mümkün olduğunu, tamamen doğal şartlarda üretilen kestanede kapama bahçecilik yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, son yıllarda talep artışı nedeniyle fiyatı artan kestanede, üretimin çok daha büyük rakamlara çıkarılabileceğini vurguladı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadı süren kestane yetiştiriciliği konusunda yaptığı açıklamada, modern üretime geçilmemesi nedeniyle kestanede üretim 60 bin tondan çok daha fazla üretim yapmamız mümkün artışının sınırlı kaldığını, 2008 yılında 55 bin 385 ton olan üretimin, 2013 yılında 60 bin 19 tona yükseldiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün (TÜİK) bu yıl kestane üretiminin yüzde 7,8 artışla 64 bin 724 tona çıkacağını tahmin ettiği bilgisini verdi. Çin, 1 milyon 998 bin 880 ton olan dünya kestane üretiminin 1 milyon 650 bin tonunu tek başına karşılamaktadır. Bu ülkenin dünya üretimindeki payı yüzde 82,5’i geçmektedir. Üretimde 70 bin tonla Güney Kore ikinci, 60 bin tonla Türkiye üçüncü sıradadır. Ülkemiz, her ne kadar 60 bin ton üretimle dünya üçüncüsü olsa da üretimi Çin’e göre yetersiz kalmaktadır. Dünya üretiminde yüzde 3 pay alan ülkemizi, Bolivya, İtalya, Yunanistan ve Japonya izlemektedir. Yaklaşık 19–20 ülkede üretilen kestanede ticari üretim yapılan ülke sayısı 5-6’yı geçmemektedir.” İşadamlarımız yatırım yapsın. Kendileri de çiftçimiz de kazansın Meyvesinin yanı sıra ağacıyla da önemli bir ekonomik değer olan kestanede markalaşmaya önem verilmesi, modern ürün işleme tesisleri kurulması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Kestanede, talepteki artış nedeniyle fiyatlar yükseliyor. 5 yıldır kestane fiyatları sürekli artıyor. Üretim çok daha büyük rakamlara çıkarılabilir. Tanıtım yapılır, üreticinin yetiştiricilik ve pazarlama konusundaki bilgi eksikliği giderilir, mürek- kep hastalığı ve kestane dal kanseriyle mücadelede başarı sağlanır ve kapama bahçelerin kurulması desteklenirse kestanede üretim de ihracat da artar. Bunun olmaması için bir sebep yok. Ülkemizin potansiyeli var. Dünyanın en lezzetli ve kaliteli kestanesini üretiyorsak, bunu değerlendirmeli, marka olmalıyız. Ürüne katma değer katan ürün işleme tesislerini kurmalıyız. Bu kadar üretimimize rağmen kestane soyma makinemiz yok. Soğuk hava tesislerini açmalıyız. Ürünü işlenmiş olarak ihraç etmeliyiz. Dış alıcılar, Türkiye’de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Yatırım yapsınlar, kendileri de kazansınlar. Çiftçimiz de kazansın.” Kestane sektöründe üretim tekniği, hasat, depolama ve pazarlama konularında üreticide bilgi eksikliği bulunduğunu bildiren Bayraktar, bu konularda gerekli çalışmalar yapılarak üreticinin aydınlatılması ve modern tarım tekniklerinin uygulamaya konulmasının ürün kayıplarını azaltacağına dikkati çekti. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 25 TZOB DİYOR Kİ! İlkbaharda yaşanan don kivi üretimini de vurdu Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son yıllarda üretimi hızla artan kivide, başlayan hasatta ürüne, 29-30 Mart 2014’te yaşanan don felaketinin önemli ölçüde hasar verdiğini bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tahminlerine göre, bu yıl kivi üretiminin yüzde 20,8 oranında azalarak 33 bin tonun altına ineceğini belirtti. Kivi üretiminin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla arttığını bildiren Bayraktar, “Kivi üretiminde uzun bir geçmişe sahip olmadığımız halde üretim yıllar itibariyle önemli artışlar gösterdi. 2000 yılında 1,4 ton olan kivi üretimimiz, 2005 yılında 8 bin tona, 2007 de 15 bin 200 tona, 2010 yılında 26 bin 500 tona, 2012 yılında ise 37 bin 200 tona 2013 yılında da 41 bin 600 tona kadar yükselmişti” dedi. İtalya birinci, Yeni Zelanda ikinci, Türkiye altıncı sırada Dünya kivi üretiminde 2012 yılında, İtalya’nın 384 bin 844 tonla birinci, Yeni Zelanda’nın 376 bin 400 tonla ikinci, Şili’nin 240 bin tonla üçüncü, Yunanistan’ın 161 bin 400 tonla dördüncü, Fransa’nın 65 bin 253 tonla beşinci sırada olduğunu bildiren Bayraktar, Türkiye’nin altıncı, İran’ın 32 bin tonla yedinci sırada yer aldığını belirtti. TZOB DİYOR Kİ! afeti İller arasında Yalova birinci, Rize ikinci, Ordu üçüncü İller arasında 17 bin 990 ton üretimde ilk sırayı Yalova’nın aldığını vurgulayan Bayraktar, bu ili 6 bin 273 tonla Rize’nin, 6 bin 70 tonla Ordu’nun, 2 bin 478 tonla Giresun’un, 2 bin 293 tonla Samsun’un, 1812 tonla Trabzon’un izlediğini dikkati çekti. Bayraktar, 2013 yılında 219 bin 785 dolarlık kivi ihracatına karşılık, 4 milyon 12 bin 647 dolarlık ithalat yapıldığını, bu ithalatın 3 milyon 110 bin 647 dolarının İran’dan, 779 bin 6 dolarının Şili’den gerçekleştirildiğini belirtti. Yapılması gerekenler Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde alternatif ürün haline gelmekte olan kivide üretimin artırılması, ülke ihtiyacının ithalat olmadan karşılanabilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “İran başta olmak üzere bazı ülkelerden yapılan düşük kaliteli ve ucuz ürün ithalatı, üreticilerimizi mağdur etmekte, ürünün elde kalmasına neden olmaktadır. Türkiye’de geleceği olan kivi üretimi, destekleme kapsamına alınmalıdır. Ürün kivi üretici birlikleri kanalıyla pazarlanmalıdır. Tekniğine uygun bahçeler kurulmalıdır. Hasat döneminde ithalatı engelleyici tedbirler alınmalıdır. Tüketimin artırılması için tanıtım yapılmalıdır. Kaliteli fidan üretimi için kivi üretim istasyonları kurulmalıdır. Kivide ambalajlama yetersizdir. Ambalajlama tesislerinin kurulması deeklenmelidir. Arzın düzenli sağlanması için soğuk hava depolarının kurulmasına destek verilmelidir.” Hasada azami dikkat gösterilmeli Üreticilerden hasadı zamanında yapma konusunda azami dikkati göstermelerini isteyen Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Kivi zamanından önce hasat yapılması ürünün tadını etkiliyor. Ekşi bir tat vermesine neden oluyor. Özellikle kivi lezzetine yeni alışan kişilerde ekşi tat nedeniyle ürün beğenilmiyor. Erken hasat edilen meyvelerde ağırlık kaybı fazla oluyor. Yeme olgunluğuna yüksek kalitede ulaşılamıyor. Çok hızlı bir yumuşama, sulanma ve renk bozulmaları görülüyor.” Bayraktar, kivi meyvesinin de ürün bazında desteklemelere dahil edilmesinin özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişmesine katkı sağlayacağını vurguladı. 26 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 27 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! İstanbul’un 8nadasa katı alan Bayraktar: "Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul’un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir." bırakılıyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde nadasa çok büyük tarım alanları ayrıldığını, bunun çok önemli bir ekonomik kayıp olduğunu bildirerek, “Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul’un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, kurak ve yarı kurak alanlarda toprakta yeterli suyun temini için çok büyük alanların nadasa bırakıldığını belirtti. “2000-2013 döneminde yüzde 14,1 azalmayla nadasa bırakılan alanlar, 4,83 milyon hektardan, 4,15 milyon hektara inse de hala çok büyük” diye 28 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Bayraktar, nadas alanlarının ekilen alan içindeki payının da bu dönemde yüzde 18,3’ten yüzde 17,4’e düştüğünü vurguladı. Türkiye’nin 23,81 milyon hektarlık toplam tarım alanının 15,62 milyon hektarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekimi için kullanıldığını bildiren Bayraktar, meyve alanlarına 3,23 milyon hektar, sebze alanlarına 0,81 milyon hektar, süs bitkilerine ise 4 bin 504 hektar alanın ayrıldığını, nadasa ayrılan alanın meyve, sebze ve süs bitkilerine ayrılan toplam alanı geçtiğini belirtti. Dünyada tarım alanları olağanüstü değer kazandı Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti: “Nadas alanlarında görülen bu azalma, yeterli görülmemeli. Çünkü hala nadasa bırakılan alanın büyüklüğü olağanüstü boyutlarda. Dünyada hiçbir gelişmiş ülke bu kadar tarımsal alanı, bir yıl boş tutmaz. Bir şekilde değerlendirir. Günümüzde gıda, enerjiyle birlikte gittikçe stratejik bir hal almaya başladı. Tarım alanları, olağanüstü değer kazandı. Dünya nüfusu 7,3 milyara yaklaştı. Nüfusun 2050’de 9 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan birçok ülkenin beslenme rejimleri değişti. İnsanlar, şimdi çok daha fazla gıda tüketiyor. Bu kadar nüfusu besleyebilmek için tarım ve gıda ürünü üretiminin 2050’ye kadar yüzde 60 oranında artması gere- yaklaşıyor. İsrail’in iki katı. Lübnan’ın, Kıbrıs adasının 4 katı. 50 milyona yakın nüfuslu Güney Kore’nin yarısına yakın. Gittikçe daha önemli bir hale gelen tarım ürünleri ve gıda üretiminde, tüm iç kaynaklardan olduğu gibi nadas alanlarından da yararlanma zorunluluğu var.” İllere göre nadas alanları Bayraktar, ülkemizde düşen yıllık yağış miktarının nadas alanlarının büyüklüğünde etkili olduğunu belirtti.2013 yılında Konya’da 586 bin 562, Ankara’da 332 bin 144, Sivas’ta 325 bin 657, Kayseri’de 216 bin 197, Çorum’da 190 bin 220, Şanlıurfa’da 187 bin 570, Eskişehir’de ise 184 bin 856 hektar alanın nadasa bırakıldığını belirtti. Toplam nadas alanlarının yarıya yakınını barındıran bu 7 ilin dışında, Yozgat ve Kırşehir’in nadas alanlarının 150 bin hektarı, Aksaray, Kırıkkale, Van, Ağrı ve Erzurum’un nadas alanlarının 100 bin hektarı geçtiğini vurgulayan Bayraktar, Batman’da 853, Zonguldak’ta 841, Siirt’te 822, Osmaniye’de 306, Edirne’de 273, Hatay’da 217, İstanbul’da180, Tekirdağ’da 104, Düzce’de ise 5 hektar alanın nadasa bırakıldığını, Bartın, Rize ve Trabzon’da nadasa hiç alan ayrılmadığı bilgisini verdi. Nadas alanlarının azaltılması için yapılan çalışmalar kiyor. Tarım alanları artmıyor. Dünyadaki toplam tarım alanı 1,5 milyar hektar dolaylarında. Bütün bunlara rağmen, ülkemizde 4,15 milyon hektar alanı nadasa bırakıyoruz. 130 milyona yakın nüfusu olan Japonya’nın tarım alanlarının yaklaşık 5 milyon hektar, dünyanın en büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçılarından Hollanda’nın 1,3 milyon hektar tarım alanı olduğunu göz önümüze aldığımızda nadasa ayrılan alanın büyüklüğü daha iyi ortaya çıkıyor. Nadasa bıraktığımız alan tüm topraklarıyla Hollanda, İsviçre, Danimarka büyüklüğünde. Belçika’nın, Ermenistan’ın, Arnavutluk’un 1,5 katına Nadas alanlarının azaltılmasında o bölgeye düşen yılık yağış toplamı ve sulamanın önemli rol oynadığını, Konya Ovası Projesi (KOP) ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi büyük sulama yatırımları öngören dev projelerin bir an önce tamamlanması, tarım topraklarının nadasa bırakılmaktan kurtarılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: “1980-1994 yılları arasında uygulanan Nadas Alanlarının Daraltılması (NAD) Projesi kapsamında, nadas alanları kullanılması özellikle mercimek ve nohut üretimini artırmıştır. Ancak, 1994 yılından itibaren Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yemeklik tane baklagilleri alım kapsamından çıkarması nedeniyle, mercimek ve nohutta ekim alanları ve üretimi azaldı. Proje başlangıcında 8 milyon hektar dolayında olan nadas alanları, 1994 yılı itibarıyla 5,2 milyon hektara indirildi. Burada nadas alanlarının yemeklik ve yemlik baklagil ekimi ile değerlendirilmesi amaçlanmıştı. Projeyle mercimek, fiğ ve nohutta büyük üretim artışları sağlandı. Günümüzde de tarım arazilerinin bir kısmını nadasa bırakmak zorunda kalan bazı illerimiz önemli ölçüde yer ayıran illerimiz fiğ, nohut ile yağ bitkisi aspir gibi çeşitli alternatif bitkiler üzerinde durarak bu alanları azaltmaya çalışmaktadırlar.” Bu bağlamda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, nadas alanlarında yağ bitkisi yetiştirilmesini teşvik ettiğini ve alım garantisi verdiğini bildiren Bayraktar, “Bu çerçevede aspir bitkisi önemli oranda desteklendi. Son yıllarda aspir üretimde artış sağlandı” dedi. Yıllık yağış ortalamasının düşük olduğu yarı kurak tarım alanlarında yağışa bağımlılık ve sulama suyunun yokluğunun, geleneksel nadas-buğday üretim yöntemi dışındaki ekim sistemlerini engellediğini, tarımsal ürünlere, artan nüfusa paralel olarak artan talep karsısında, nadas alanlarından her yıl ürün almanın yollarının arandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Tarım alanlarımızda uygulanan nadasın amacı, toprakta yeterli nemin sağlanabilmesi ve yabancı otların yok edilmesi yanında toprağın besin maddeleri yönünden iyileştirilmesidir. İç Anadolu bölgemizde lokal bazı bölgeler ile özel mikroklimalar hariç, özellikle Konya bölgesinde yıllık yağış ortalamasının düşük olması sonucu, toprakta yeterli nemin sağlanamıyor, üreticimiz, tarlasını nadasa bırakmak zorunda kalıyor. Nadas döneminde sürüm tekniğine uygun ve zamanında yapılırsa düşen yağışın yarısı, zamanında yapılmaz ve hatalı yapılırsa, düşen yağışın üçte biri toprakta nem olarak tutulabiliyor. Bundan dolayı nadasa bırakılacak tarlada sürüm zamanında ve tekniğine uygun yapılmalıdır. KOP, GAP gibi projelerinin bir an evvel tamamlanırsa üreticimiz, özellikle Konya bölgesinde buğday–nadas veya ayçiçeği- nadas sisteminden vazgeçip, ürün desenini de değiştirebilir.” ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 29 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Kırmızı et üretimine DiKKAT muz ayında 743 bin 232 ton, Ağustos ayında 697 bin 736 ton, Eylül ayında ise 648 bin 573 ton inek sütü aktarıldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “2013 yılında sanayiye 7 milyon 938 bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 532 bin 748 ton ile 8,5 milyon tonu aştı. Ocak-Eylül dönemlerine bakıldığında 2013 yılında 6 milyon 67 bin 908 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, 2014 yılında yüzde 9,8 artışla 6 milyon 662 bin 146 tona ulaştı.” Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 yılının 9 aylık döneminde (Ocak-Eylül) sanayiye aktarılan süt miktarının 594 bin ton, yumurta üretiminin 499 milyon, tavuk eti üretiminin 76 bin ton arttığını, buna karşın kırmızı et üretiminin aynı dönemde 22 bin ton azalarak 606 bin tona indiğini belirtti. Dış ticaret Bayraktar, 2013 yılının tamamında 406 milyon 352 bin 441 dolar yumurta, Kanatlı sektörü Bayraktar, tavuk yumurtası üre- TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının yüzde 9,1, tavuk yumurtası üretiminin yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin yüzde 4,2 arttı, Temmuz-Ağustos-Eylül dönemi kırmızı et üretiminin yüzde 1,9 azaldığını vurguladı. 2014 yılı Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1 artışla 594 bin 456 tondan 648 bin 573 tona yükseldiğini belirtti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, düşüş görülen kırmızı et üretime dikkat edilmesi gerektiğini bildirerek, “Ocak-Eylül döneminde sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 9,8, tavuk yumurtası üretimi yüzde 4,1, tavuk eti üretimi yüzde 5,6 artarken, kırmızı et üretimi yüzde 3,5 geriledi” dedi. Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 637 bin 956 ton olan sanayiye aktarılan süt miktarının, Şubat ayında 622 bin 381 ton, Mart ayında 710 bin 712 ton, Nisan ayında 733 bin 380 ton, Mayıs ayında 772 bin 785 ton, Haziran ayında 692 bin 84 ton, Temmuz ayında 675 bin 158 ton, Ağustos ayında 628 bin 996 ton, Eylül ayında 594 bin 456 ton, Ekim ayında 605 bin 194 ton, Kasım ayında 611 bin 918 ton, Aralık ayında 653 bin 490 ton olduğu bilgisini verdi. 2014 Ocak ayında sanayiye 710 bin 33 ton, Şubat ayında 684 bin 115 ton, Mart ayında 789 bin 355 ton, Nisan ayında 793 bin 573 ton, Mayıs ayında 828 bin 417, Haziran ayında 767 bin 112, Tem- 30 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 607 milyon 930 bin 13 dolar kümes hayvanı eti, sakatatı ve benzeri ürün, 285 milyon 776 bin 482 dolar süt ve süt ürünleri, 2014 Ocak-Eylül döneminde ise 295 milyon 150 bin 88 dolar yumurta, 488 milyon 140 bin 719 dolar kümes hayvanı eti, sakatatları ve benzeri ürün, 279 milyon 506 bin 438 dolar süt ve süt ürünleri ihracatı yapıldığını da kaydetti. Kırmızı et 2014 yılının ilk çeyreğinden 184 bin 975 ton, ikinci çeyrekte 218 bin 432 ton olan kırmızı et üretiminin üçüncü çeyrekte 202 bin 530 tonda kaldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “2013 yılında ilk çeyrekte 208 bin 597, ikinci çeyrekte 212 bin 885, üçüncü çeyrekte 206 bin 466 ton kırmızı et üretilmişti. Yine 2013 yılının tamamında kırmızı et üretimi 996 bin 155 tonu bulmuştu. Bu yıl üçüncü çeyrekte kırmızı et üretimi yüzde 1,9 azaldı. 9 aylık dönemdeki azalış ise yüzde 3,5’i buldu. Ocak-Eylül döneminde 2013 yılında 627 bin 948 ton olan kırmızı et üretimi, bu yıl aynı dönemde 605 bin 937 tonda kaldı. 9 aylık dönemdeki azalma 22 bin 11 tonu buldu. Kırmızı et üretimi artırılmalı. Çünkü, tüketim artışı devam ediyor.” timinin de Eylül’de yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin ise yüzde 4,2 arttığını, Ocak-Eylül döneminde yumurtada yüzde 4,1, tavuk etinde yüzde 5,6’lık yükseliş olduğunu bildirdi. Şemsi Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013 yılında 12 milyar 203 milyon 851 bin olan tavuk yumurtası üretimi, 2014 yılında yüzde 4,1 artışla 12 milyar 703 milyon 227 bine yükseldi” dedi. 2013 yılı Eylül ayında 157 bin 504 ton olan tavuk eti üretiminin, yüzde 4,2 artışla 2014 Eylül ayında 164 bin 170 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013 yılında 1 milyon 359 bin 920 ton olan tavuk eti üretimi, 2014 yılında yüzde 5,6 artışla 1 milyon 435 bin 918 tona yükseldi” bilgisini verdi. Bayraktar, 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretiminin Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 17 milyar 16 milyon 127 bin ile 17 milyar adedi aştığını, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretiminin ise Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 834 bin 359 ton olduğunu bildirdi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 31 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Gıdada Fındıkta alan bazlı destek müjdesi tüketici enflasyonu, üretici enflasyonuna 15 kat Bayraktar: "Tarım Bakanımız Eker, bakanlık olarak alan bazlı desteğin 2015’den sonra da devam edeceğini söyledi." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta alan bazlı desteğin 2015’den sonra da devam edeceğini söyledi. Bayraktar, TZOB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’i ziyaret etti. Fındık üreticisinin 29-30 Mart 2014’de yaşanan don afetinden önemli ölçüde zarar gördüğünü belirten Bayraktar, Bakan Eker’den, 2014 yılında sona erecek fındıkta alan bazlı desteğin devam etmesini, üretimi- 32 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici enflasyonunun Ekim ayında tarımda üretici enflasyonuna 15 kat fark attığını bildirerek, “Tarımda üretici fiyatları, Ekim’de sadece yüzde 0,18 arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici fiyatlarının yüzde 2,65 arttığı Ekim ayında tarım, orman ve balıkçılıkta üretici fiyatlarındaki artışın yüzde 0,18’de kalması, üreticinin fiyat artırmadığını, enflasyonun sorumlusu olarak görülemeyeceğini ortaya koyuyor” dedi. nin sürdürülebilirliği açısından 2014 yılı alan bazlı desteklerinin erken ödenmesini talep etti. Bakan Eker; “Bakanlık olarak kararımız uygulamanın devamı yönünde” Eker, fındıkta alan bazlı destek uygulamasının devam edeceğini, Bakanlık olarak görüş ve kararlarının bu yönde olduğunu bildirerek, “ilgili bakanlarımızla görüşeceğiz. 2015’den sonra da alan bazlı desteğe devam edeceğiz” dedi. Bayraktar, fındıkta alan bazlı desteği Birlik olarak çok önemsedikleri ve uzatılma kararının üreticilerin mağduriyetini gidereceğini bildirdi. Fındığın üretici açısından olduğu kadar, istihdam ve döviz girdisi dolayısıyla ülke açısından da büyük önemi bulunduğunu belirten Bayraktar, fındıkta 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında dekar alana 150 lira olarak uygulanan alan bazlı desteğin, 2013 yılında 160, 2014 yılında 170 liraya çıkarıldığını vurguladı. Bayraktar yaptığı açıklamada, Ekim ayında tarımın genelinde üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 0,18, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 0,48 arttığını, ormancılık ürünlerinde yüzde 3,11, balıkçılıkta yüzde 8 gerilediğini bildirdi. Çiftçinin enflasyonun sorumlusu olmadığına dikkati çeken Bayraktar, “Haziran’da yüzde 0,18, Temmuz’da yüzde 0,73, Ağustos’ta yüzde 0,55 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Eylül’de yüzde 2,29, Ekim’de yüzde 0,18 arttı. fark attı Gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyatlar, Haziran ayında yüzde 0,36, Temmuz ayında yüzde 0,30, Ağustos ayında yüzde 0,89, Eylül’de yüzde 0,31, Ekim ayında ise yüzde 2,65 artmıştı” dedi. Yıllık rakamlarda da üretici enflasyonu, tüketiciden düşük Üretici fiyatlarının, Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tarımın genelinde yüzde 11,57, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,48 arttığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 11,61, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,48, ormancılık ürünlerinde 28,87, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 20,18 artış oldu. Balıkçılıkta Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde fiyatlar yüzde 6,63, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 0,03 geriledi. Gıda ve alkolsüz içeceklerde, Ekim ayında tüketici enflasyonu yüzde 2,65, Ekim itibarıyla son bir yıllık enflasyon yüzde 12,56, on iki aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 12 olmuştu. Tüketici fiyatları ise Ekim ayında yüzde 1,90, Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde yüzde 8,96, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 8,65 artmıştı.” Makas açılıyor Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını bildiren Bayraktar, “bu konuda ciddi bir çalışma yapılması lazım. Bu çalışmanın Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de (TZOB) içinde bulunduğu bir kurul marifetiyle yapılması gerekir. Yüzde 400’leri geçen farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farktan mağdur olan üretici ve tüketicidir. Üretici de tüketici de mağdur. Ekim ayında üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasında 14,7 kat, 15 kata yakın bir fark oluşuyorsa bunun başka bir açıklaması olamaz. İster son bir yıllık, ister on iki aylık ortalamalara bakılsın, mağdur olan biziz. Enflasyonun sebebi kesinlikle üretici değil. Üreticide fiyatlar artmıyor” dedi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 33 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Yağışlar Üreticimizin Yüzünü Güldürdü Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ekilişlerin yapıldığı Eylül ve Ekim aylarında yağışların iyi geçtiğini, 2013-2014 üretim sezonunda kuraklıktan büyük zarar gören çiftçiyi sevindirdiğini bildirerek, “yağışlar normalin, Eylül ayında yüzde 170, Ekim ayında yüzde 20 üzerinde gerçekleşti. Sadece Karadeniz Bölgemizde 2014 Ekim ayı yağışları, geçen yılın ve normalin altında kaldı” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke çapında Eylül ve Ekim ayıyağışlarının genel olarak normalinden ve geçen yıl yağışından fazla olduğunu belirtti. Eylül ayı yağış ortalaması 73,9 milimetre (mm), normalinin 27,4 mm ve 2013 Eylül ayı yağış ortalamasının ise 29,2 mm olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları Bayraktar: "Yağışlar normalin, Eylül ayında % 170, Ekim ayında % 20 kaydetti: “Yağışlarda normaline göre yüzde 169,7, geçen yıl Eylül ayı yağışına göre yüzde 153,1’den fazla artış gözlendi. Geçen yıl Eylül ayı yağışlarının yetersiz olduğu tüm bölgelerimizde yağışlar arttı. Yağış miktarı yüzde 30 artan Karadeniz Bölgesi hariç, diğer bölgelerde geçen yıla göre artış yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti. En fazla artış son iki yıldır kuraklığın devam ettiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde meydana geldi.Bölgede Eylül ayı yağış miktarındaki artış, normalin 7,7, 2013 Eylül ayının 53,8 katını buldu. Eylül ayı yağışları Karadeniz Bölgesi’nde 131,0 mm, Marmara Bölgesinde 112,1 mm, Akdeniz Bölgesinde 71,9 mm, İç Anadolu Bölgesinde 66,2 mm, Ege Bölgesinde 48,4 mm, Doğu Anadolu Bölgesinde 42,0 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 26,9 mm olarak gerçekleşti. Bu rakam geçen yıl Eylül ayında Karadeniz Bölgesi’nde 100,8, Marmara Bölgesinde 16,8 mm, Akdeniz Bölgesinde 35,9 mm, İç Anadolu Bölgesinde 9,6 mm, Ege Bölgesinde 6,2 mm, Doğu Anadolu Bölgesinde 15,3 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sadece 0,5 mm olmuştu.” Ekim yağışları Ekim ayı yağış ortalamasının 71,7 mm, normalinin59,6 mm ve 2013 Ekim ayı yağış ortalaması ise 62,0 mm olduğunu, yağışlarda normaline göre yüzde 20,3, geçen yıl Ekim ayı yağışına göre ise yüzde 15,6 artış gözlendiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti: “Geçen yıl normalleri civarında olan ekim ayı yağışları, bu yıl daha fazla gerçekleşti. Ekim ayı yağışları, Karadeniz Bölgesi’nde geçen yıla ve normaline göre az oldu. Ege Bölgesi’nde Ekim yağışları, normalin üzerinde olmakla beraber geçen yılın altında kalırken, diğer bölgelerin tamamında artış meydana geldi. Yağışlar Ekim ayında, Karadeniz Bölgesi’nde 79,3 mm, Marmara Bölgesi’nde 89,8 mm, Akdeniz Bölgesi’nde 103,0 mm, İç Anadolu Bölgesi’nde 49,6 mm, Ege Bölgesi’nde 62,1 mm, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 58,8 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 50,2 mm oldu. Geçen yılı Ekim ayında yağışlar, Karadeniz Bölgesi’nde 132,6 mm, Marmara Bölgesi’nde 87,9 mm, Akdeniz Bölgesi’nde 62,2 mm, İç Anadolu Bölgesi’nde 27,3 mm, Ege Bölgesi’nde 82,3 mm, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 19,7 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 5,6 mmdüzeyinde gerçekleşmişti.” Kışlık hububat, kırmızı mercimek, kanola, bazı yem bitkileri ekiliyor 2014-2015 yılı tarımsal üretim ve pazarlama döneminin Ekim ayı itibariyle başladığını,bu tarihten itibaren başta kışlık hububat olmak üzere, kırmızı mercimek, kanola ve bazı yem bitkileri ekilişlerininyapılmaya başlandığına ve devam ettiğine dikkat çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Ekiliş yapılabilmesi için ülke genelinde yeterli toprak nemini sağlayacak yağışların olması iyi oldu. Eylül ve Ekim aylarında bazı il ve ilçelerimizde gerçekleşen aşırı yağışlar, hasat döneminde olan bazı ürünlere zarar verdi ama ekilişleri etkilemedi. Eylül ve Ekim ayı yağışlarıyla iyi bir başlangıç yapılan bu tarım yılının, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin yetiştirildiği bir yıl olarak tamamlanmasını temenni ediyoruz.” üzerinde gerçekleşti." 34 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 35 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Bayraktar, şunları kaydetti: etkilediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlarla, ürünlerin gelişme döneminde oluşan don, dolu, kuraklık ve benzeri hadiselerle karşı karşıya kalmaktadır. Çiftçimizin karşılaştıkları riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve risklere karşı çözüm üretilebilmesi için, ülkemize uygun devlet destekli 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu, 21 Haziran 2005 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İlk olarak 2006 yılı Haziran ayında başlanan kanun uygulamaları, halen devam etmektedir. Tarım sigortalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, üreticileri tarım sigortaları hakkında bilgilendirmek, halkla ilişkiler ve tanıtım kampanyalarını yürütme görevleri kanunla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TARSİM’e verilmiştir. Bu kapsamda TARSİM ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ortaklara her yıl yoğun şekilde eğitim faaliyetlerini devam ettirmekte, basılı ve görüntülü medya aracılığıyla tarım sigortaları tanıtılmaktadır. Ayrıca, Birlik olarak biz de ilgili kanun, yönetmelikler ve her yıl yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararını Odalarımıza göndererek Odalarımız aracılığıyla çiftçilerin bilgilendirilmesi sağlıyoruz. TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "2013-2014 üretim sezonunda çiftçimiz doğal afetlerden çok zarar gördü. Zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014 üretim sezonunda çiftçinin doğal afetlerden çok zarar gördüğünü bildirerek, “zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu. Yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Geçen üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe yaptırma süreleri konusunda üreticimiz uyarılmalı, süreler geçirilmemeli” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımsal üretimdeki üreticilerin gelirlerinde istikrarın sağlanmasının, ülkelerin en temel tarım politikası olması gerektiğini, üretici gelirle- 36 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Üreticilerle gerçekleştirilen görüşmelerden ve yaptığımız anketlerden anlaşıldığı üzere halen çiftçilerimiz, devlet destekli tarım sigortası uygulamasını genel anlamda bilmekteler ama teknik ayrıntı konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Bu nedenle sigorta konusunda çekimser davranıyorlar.” rinde meydana gelebilecek özellikle ani düşüşlerin, ülkelerin makro ekonomik dengelerini de etkileyecek sonuçlara yol açtığını belirtti. Türkiye’de son yıllarda iklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, su baskını, dolu, don, hortum, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin daha fazla yaşandığını, tarım ürünlerini daha fazla Sigorta yaptıranlar tazminatlarını alarak afetin etkilerini azalttı Son yıllarda arka arkaya yaşanan don, dolu, sel, fırtına gibi afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteği artış gösterdiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Ülkemizde tarım sigortası uygulaması 8 yıldır devam ediyor. Tarım sigortası uygulaması; Bitkisel Ürün Sigortası, Sera Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Si- TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Geçen üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe yaptırma süreleri konusunda üreticimiz uyarılmalı, süreler geçirilmemeli." gortası, Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Kümes Hayvanları Hayat Sigortası, Su Ürünleri Hayat Sigortası, Arıcılık (Arılı Kovan) Hayat Sigortası branşlarında yapılıyor. Bu yıl ülkemizde yaşanan kuraklık, don dolu, aşırı yağış, sel gibi doğal afetler tarım alanlarımızda büyük zararlara neden oldu. 29-30 Mart 2014 tarihlerinde eksi 10 derecelere düşen sıcaklıklardan meyve türlerinin hemen tamamında büyük zararlar meydana geldi. Ürünlerini sigorta yaptıran üreticilerimiz tazminatlarını alarak afetin etkilerini azaltırken, sigorta yaptıramayan üreticiler zor durumda kaldılar. 2013-2014 üretim yılında yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Yapılan açıklamalara göre, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi çerçevesinde ülke genelinde poliçe sayısının 4,4 milyon adedi geçti. Yaklaşık 72 milyon dekar alan ve 3 milyon adedin üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanın sigortalanıyor. 2014 yılı sonuna kadar üreticilere yapılacak olan hasar ödemesinin 1,6 milyar lirayı geçeceği ifade ediliyor. Artışa rağmen sigorta yaptırmanın henüz yeterli düzeyde olduğu söylenemez. Sigortalılık oranları hala çok düşüktür. Ziraat Odaları Birliği olarak üreticilerimizi her yıl tarım sigortası yaptırılması konusunda uyarıyoruz ve gerekliliğini ifade ediyoruz.” Sigortada istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri Tarım sigortalarındaki sıkıntıların giderilmesi, çiftçi için sigorta yaptırmanın daha cazip hale getirilmesi, kuraklığın ve tarla ürünlerinde don riskinin sigorta kapsamına alınması gerektiğini ifade eden Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, tarımsal üretimde çiftçilerimizi mağdur eden kuraklık, tarla ürünlerinde don gibi risklerin kapsamda olmaması birinci sırada gelmektedir. Bu konuda yapılmakta olan çalışmalar bir an önce tamamlanmalı, ülke genelini etkileyen kuraklık ve tarla ürünlerinde don riski kapsama alınmalıdır. Yine, bağcılıkta doğal afetlerden zarar gören yapraklar, tarım sigortası kapsamında değerlendirilmemektedir. Bağcılıkta meyvenin yanı sıra, asma yaprakları da salamura olarak değerlendirilmekte, üretici tarafından gelir elde edilmektedir. Bu amaçla asma yapraklarının da sigorta kapsamına alınması bağlamında halen sürdürülen çalışmalarının da bir an önce sonuçlandırılması sağlanmalıdır. Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının diğer nedenleri arasında; Hayvancılıkta kapsamdaki hastalıkların yeterli olmaması, Yüzde 50 prim desteğine rağmen bazı ürünlerde sigorta bedellerinin yüksek olması, Eksperlerin raporlarına yeterince güven duyulmaması, Muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yüksekliği, gibi hususlar yer almaktadır. Bu nedenle; Tarım sigortasında prim bedelleri düşürülmeli, Hayvancılıkta kapsamdaki hastalık sayısı artırılmalı, Muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmeli, Üreticilerde sigorta bilincini artırmaya yönelik çalışmalara daha fazla ağırlık verilmeli, Eksperlerin çalışmasının gözden geçirilmesi sağlanmalıdır. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 37 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Tarım kadınlarda işsizliği Mayıs’ta yüzde 21,9’a, Haziran’da yüzde 22,3, Temmuz’da yüzde 22,4’e çıktığını, Ağustos ayında yüzde 22,1’e indiğini bildirdi. rekor seviyede düşü Ağustos ayında sanayinin toplam istihdamdaki payının yüzde 20, inşaatın yüzde 7,5, hizmetlerin yüzde 50,5 olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: rdü TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2’den yüzde 12,7’ye indirdi." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında 3 milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin kadının tarımda istihdam edildiğini, “Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2’den yüzde 12,7’ye indirdi. Ağustos’ta tarım genel işsizliği 2,2 puan gerileterek yüzde 12,3’den yüzde 10,1’e” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın işsizliği erkeklerde 1,3 puan düşürerek yüzde 10,2’den yüzde 8,9 indirdi- 38 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI ğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayında 1,9, Nisan’da 1,8, Mayıs’ta 1,9, Haziran’da 2, Temmuz’da ise 2,2 puan azalttığını hatırlattı. Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında tarımda çalışan sayısının, Temmuz ayına göre 99 bin kişi azalarak 5 milyon 914 bin kişiden 5 milyon 815 bin kişiye indiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğunlaştığını hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat aylarında en düşük düzeye indiğini vurguladı. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 26 milyon 313 bin olan istihdam edilenlerin 13 milyon 277 bininin hizmetler, 5 milyon 257 bininin sanayi, 1 milyon 964 bininin inşaat, 5 milyon 815 bininin ise tarımda çalıştığını vurguladı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mart ayında tarımın istihdamda yüzde 20,8 olan payının, Nisan ayında yüzde 21,3’e, “Sıkıntılara rağmen tarım 5 milyon 815 bin kişiye istihdam sağlarken, bu rakam sanayide 5 milyon 257 binde kalıyor. Tarımda, sanayiden 558 bin kişilik daha fazla istihdam var. Teknolojik gelişmeyle birlikte tarımdaki istihdam önümüzdeki yıllarda azalacak. Bu nüfus, kırsalda korunmalı. Kırla kent arasındaki ekonomik, sosyal gelişmişlik farkları giderilmeli. Kırsal kalkınma sağlanmalı. Yeni iş sahaları açılmalı. Kırsaldaki insanlar meslek sahibi yapılmalı. 4-5 milyon insanın kentlere göç etmesi şehirlerde büyük sorunlara neden olur. Bu kadar insana kentlerde kısa zamanda, iş, aş, hizmet sağlamak, onlara altyapı hizmeti, okul, hastane götürmek mümkün değil. Kentlerde iş bulamayan, tarımda çalışma imkanı olmayan bu insanlar, kentlerde inşaatlarda, kırsalda madenlerde vasıfsız eleman olarak, çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyor. Bunun sıkıntılarını da tüm ülke çekiyor.” Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puan düşürdü Tarımın ülke ekonomisine ihracatta, üretimde, istihdamda büyük katkı sağladığını bildiren Bayraktar, “Ağustos ayında tarım, toplamda işsizliği 2,2 puan azaltarak yüzde 10,1’e çekti. Tarım erkeklerde işsizliği yüzde 10,2’den yüzde 8,9’e, kadınlarda ise yüzde 18,2’dan 12,7’ye çekti. Tarım, erkeklerde işsizliği 1,3, kadınlarda 5,5 puan düşürdü” dedi. Bayraktar, Ağustos ayında tarımın 3 milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin kadına iş ve aş yarattığını, çalışan erkeklerin yüzde 16,5’inin, çalışan kadınların yüzde 35,4’ünün, üçte birden fazlasının tarımda çalıştığını vurguladı. Şemsi Bayraktar, 5 milyon 815 bin istihdamın 46 bininin işveren, 649 bininin ücretli ve yevmiyeli, 2 milyon 201 bininin kendi hesabına çalışan, 2 milyon 920 bininin ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunduğunu bildirdi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 39 TZOB DİYOR Kİ! Traktör sayısı en çok Konya’da arttı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, traktör sayısının Eylül ayında en çok Konya’da arttığını bildirerek, “Eylül ayında Konya’da traktör sayısı 348 adet arttı. Konya’yı 202 adetle Denizli, 179 adetle Manisa, 177 adetle Bursa, 172 adetle İzmir, 160 adetle Ankara, 157 adetle Adana, 154 adetle Afyonkarahisar, 152 adetle Gaziantep izledi” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, traktör sayısının Eylül ayında Balıkesir ve Sakarya’da 144,Sivas’ta 121, Aydın ve Kayseri’de 118, Kastamonu’da 109, Yozgat’ta 108, Diyarbakır’da 107, Samsun’da 106, Şanlıurfa’da 104, Adıyaman’da 101, Erzurum’da 100 adet arttığını belirtti. Şemsi 40 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB DİYOR Kİ! Bayraktar, Mersin ve Osmaniye’de 97, Antalya ve Muğla’da 95, Kütahya’da 94, Tokat’ta 92, Niğde’de 90, Muş’ta 89, Tekirdağ’da 86, Çanakkale ve Kars’ta 81, Kahramanmaraş’ta 79, Ardahan’da 75, Edirne’de 72 adet olan traktör sayısındaki artışın, Çorum’da 69, Bolu’da 67, Isparta ve Kocaeli’nde 65, Amasya’da 63, Eskişehir ve Uşak’ta 61, Malatya ve Nevşehir’de 56, Çankırı’da 54, Hatay’da 52, Kırklareli’nde 50 adette kaldığını bildirdi. Düzce’de 48, Kırşehir, Van ve Siirt’te 41, Aksaray ve Şırnak’ta 38, Karaman’da 37, Bilecik, Elazığ ve Kilis’te 36 Batman’da 35, Burdur ve Mardin’de 34 arttığı bilgisini veren Bayraktar, “artış Bartın’da 27, Kırıkkale’de 22, Ağrı’da 20, Erzincan’da 19, Zonguldak ve Yalova’da 18, Iğdır’da 17, İstanbul ve Bitlis’te 16, Giresun’da 14, Tunceli’de 11, Bayburt’ta 10, Sinop’ta 9, Karabük’te 8, Bingöl’de 7, Artvin’de 4, Ordu ve Trabzon’da 3, Gümüşhane ve Hakkari’de 1 adette kaldı. Rize’de ise artış olmadı” dedi. Traktör sayısında Sivas’ın, Tekirdağ’ı, Muş’un, Kırşehir’i, Batman’ın, Karabük’ü geride bıraktığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Ağustos ayında Sivas’ta 27 bin 540, Tekirdağ’da 27 bin 545 traktör vardı. Sivas, Eylül ayında Tekirdağ’ı geride bırakarak 27 bin 661 traktör sayısına ulaşırken, Tekirdağ 27 bin 631 traktörde kaldı. Aynı şekilde Ağustos ayında 9 bin 747 traktörü olan Muş, Eylül’de 9 bin 836 traktörle Kırşehir’i geride bıraktı. Kırşehir’in Ağustos’ta 9 bin 755, Eylül ayında 9 bin 796 traktörü vardı. Ağustos ayında 5 bin 64 traktörü olan Batman ise 5 bin 69 traktörü bulunan Karabük’ü geçti. Eylül ayında Batman 5 bin 99 traktöre ulaşırken, Karabük 5 bin 77 traktörde kaldı.” İllerin traktör sayıları Konya, traktör sayısında Manisa ile arasındaki farkı kapatsa da hala geçemediğini bildiren Bayraktar, illerin traktör sayısıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Manisa, 77 bin 308 traktörle ilk sırada bulunuyor. Bu ili 75 bin 966 traktörle Konya, 56 bin 437 adetle Balıkesir, 55 bin 775 adetle İzmir, 55 bin 670 adetle Bursa, 47 bin 664 adetle Ankara, 46 bin 925 adetle Samsun, 46 bin 644 adetle Adana, 43 bin 129 adetle Denizli, 41 bin 802 adetle Antalya izledi. Aydın’da 38 bin 757, Tokat’ta 37 bin 606, Afyonkarahisar’da 37 bin 48, Çorum’da 36 bin 112, Şanlıurfa’da 32 bin 574, Sakarya’da 32 bin 299, Mersin’de 30 bin 392, Kütahya’da 30 bin 195 traktör var. Traktör sayısı Edirne’de 29 bin 307, Çanakkale’de 29 bin 230, Yozgat’ta 28 bin 702, Sivas’ta 27 bin 661,Tekirdağ’da 27 bin 631, Muğla’da 27 bin 13, Gaziantep’te 26 bin 469, Kastamonu’da 25 bin 919, Kayseri’de 24 bin 899, İstanbul’da 21 bin 766, Diyarbakır’da 21 bin 83, Eskişehir’de 20 bin 293, Malatya’da 20 bin 144’i buluyor. Hatay’da 19 bin 452, Burdur’da 19 bin 247, Isparta’da 19 bin 103, Nevşehir’de 19 bin 27, Bolu’da 18 bin 999, Kırklareli’nde 18 bin 811, Amasya’da 17 bin 738, Kahramanmaraş’ta 17 bin 389, Kars’ta 16 bin 783, Uşak’ta 16 bin 478, Aksaray’da 16 bin 342, Erzurum’da 15 bin 732, Niğde’de 14 bin 677, Kocaeli’nde 14 bin 647, Osmaniye’de 14 bin 532, Adıyaman’da 13 bin 529, Çankırı’da 11 bin 788 traktör var. Traktör sayısı, Karaman’da 9 bin 895, Muş’ta 9 bin 836, Kırşehir’de 9 bin 796, Bilecik’te 9 bin 631, Düzce’de 9 bin 398, Mardin’de 9 bin 344, Zonguldak’ta 8 bin 821, Elazığ’da 8 bin 560, Ardahan’da 8 bin 520, Kırıkkale’de 8 bin 292, Sinop’a 7 bin 954, Van’da 7 bin 847, Ağrı’da 7 bin 463, Erzincan’da 6 bin 75, Batman’da 5 bin 99 Karabük’te 5 bin 77 adette kalıyor.” Kilis’te 4 bin 831, Bartın’da 4 bin 694, Iğdır’da 3 bin 688, Gümüşhane’de 3 bin 186, Bitlis’te 2 bin 931, Giresun’da 2 bin 813, Bayburt’ta 2 bin 710, Yalova’da 2 bin 311, Siirt’te 2 bin 282, Ordu’da 2 bin 147, Şırnak’ta 2 bin 112 traktör bulunduğunu bildiren Bayraktar, “Tunceli’de 1317, Artvin 1081, Bingöl 982, Hakkari 766, Trabzon 189 traktörle son sıraları paylaşıyor. En az traktör 41 adetle Rize’de bulunuyor” dedi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 41 TZOB DİYOR Kİ! Gıda ithalatının üçte biri yağlı tohumlardan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdadaki 11,2 milyar dolarlık ithalatın üçte birinin yağlı tohum, ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesinden oluştuğunu bildirerek, “3,68 milyar dolarlık ithalatın 1,24 milyar doları tohum, 1,6 milyar doları ham yağ, 0,84 milyar doları küspe ve margarinden meydana geliyor” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 yılında, 643 milyon doları soya fasulyesi, 474 milyon doları ayçiçeği tohumu olmak üzere 1 milyar 245 milyon dolarlık yağlı tohum ithalatı yapıldığını belirtti. 2013 yılında, 918 milyon doları ayçiçeği tohumu ham yağı, 585 milyon doları palm yağı, 48 milyon doları mısır yağı olmak üzere 1 milyar 602 milyon dolarlık ham yağ ithal edildiğini bildiren Bayraktar, 628 milyon doları soya küspesinden, 142 milyon doları ayçiçeği küspesiden oluşmak üzere 808 milyon dolarlık yağlı tohum küspesi ithalatı olduğu bilgisini verdi. Bayraktar, 2013 yılında 28,4 milyon dolarlık da margarin ithalatı yapıldığını belirtti. TZOB DİYOR Kİ! Yağlı tohumlar ülke ekonomisinde büyük öneme sahip Yağlı tohumlu bitkilerin, gıda sanayi başta olmak üzere, yem, kozmetik, boya, enerji gibi çeşitli sektörlere ham madde sağlaması bakımından ülke ekonomisinde büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Ülkemizin hemen hemen her bölgesi yağlı tohumlar üretimine elverişli iken, halen yağlı tohumlu ürünlerde net ithalatçı ülke konumundayız. Ülkemizde üretilen yağlı tohumlardan elde edilen yağ miktarı 655 bin ton, önemli bir bölümü de ihraç edilen toplam kullanılan yağ miktarı ise 2 milyon 145 bin tondur. Ülke ihtiyacımız ve ihracatımız için gereken yağ ihtiyacının sadece yüzde 30’unu ürettiğimiz yağlı tohumlardan karşılıyoruz, kalanı ithal ediyoruz. 2013 yılında 2 milyon 12 bin 123 ton yağlı tohum, 1 milyon 391 bin 381 ton bitkisel yağ, 17 bin 124 ton margarin ve 1 milyon 722 bin 562 ton da yağlı tohumların işlenmesi sonucu arta kalan küspe ithalatı yapıldı. İthalatın toplamı 5 milyon 143 bin 191 tonu buldu. Bütün bu ithalat kalemlerine ödediğimiz döviz tutarı ise 3,68 milyar dolara ulaştı. 2013 yılında toplam tarım ve gıda ürünleri ithalatımız 11,2 milyar dolar. milyar 200 milyon dolardır. Yağlı tohum, bitkisel yağ, margarin ve yağlı tohum küspesi ithalatının toplam tarım ve gıda ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 32,9’dur.” Üretimde potansiyel büyük Ülkenin yağlı tohumlara yılda 3,68 milyar dolar döviz verecek kadar zengin olmayan Türkiye’de, yağlı tohumlu bitkiler içinde, özellikle ayçiçeği, soya, yerfıstığı, susam ve kanola gibi bitkilerin üretimlerini artırabilmek için büyük bir potansiyel bulunduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Uzun yıllardan bu yana bitkisel yağ açığı sorunumuzu çözemiyoruz. İmkanlara rağmen, ihtiyacı karşılaya- 42 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI cak bir üretim artışı sağlanamadı. Üretimi artırmak için öncelikle, ülkemizin yağ ve protein gereksinimleri göz önüne alınarak, yağlı tohumlu bitkilerin, en az tahıllar kadar stratejik öneme sahip olduğu her kesim tarafından kabul edilmeli. Üretimi teşvik edici bir fiyat politikası izlenmeli, üreticiye alım garantisi verilmeli. Primler kendinden beklenen amacı gerçekleştirecek düzeyde belirlenmelidir. Yağlı tohumlu bitkilerin üretim alanlarının başka ürünlere kaymasını önlemek bakımından, üretimi teşvik edici bir parite sistemi uygulanmalı. Ülkemizde yağlı tohumlu bitkiler üretiminde ilk sırada ayçiçeğinin olduğu dikkate alındığında bitkisel yağ açığımızın daha da artmaması için ayçiçeği-buğday fiyat paritesi 2’nin altına düşürülmemelidir. Üreticilerimizin verimli bir şekilde üretim yapabilmeleri bakımından ucuz girdi kullanımı sağlanmalı, gübre, mazot ve elektrikteki vergi oranları indirilmelidir. Girdilerin verimli bir şekilde kullanılmasının sağlanması bakımından üreticilerin eğitimi de büyük önem taşıyor. Eğitim faaliyetleri ile girdilerin doğru zamanda, doğru miktarda optimum verimi elde edecek şekilde kullanımı sağlanmalı ve tarımda teknoloji kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.” Sulama yatırımlarının tamamlanması büyük kayıp Sulama yatırımlarının tamamlanmasının yağlı tohumlar üretimi için de çok önemli olduğunu, sulamaya yönelik teşviklerin artırılması ve bu tür uygulamalar desteklenmeli, sulamada kullanılan elektrik fiyatlarının makul bir seviyeye indirilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, “teknik ve ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar alandan hala 2,6 milyon hektarının gerekli altyapı yatırımları bitirilemediği için sulanamıyor. Belçika’ya yakın büyüklükteki bir alanın sulanamaması büyük bir kayıptır. Bir an önce sulama yatırımları tamamlanmalıdır” dedi. Tohumlarda gerekli performans analizleri ve demonstrasyonlar yapılmadan piyasaya sürülmemesi gerektiğini, bunun üretimi ve verimi olumsuz etkileyeceğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Yabancı ot, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesine ağırlık verilmeli ve geliştirilen çeşitlerin performans denemeleri ve adaptasyon çalışmaları yapılarak sonuçları üreticilerimize aktarılmalıdır. Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde yağlı tohumlar ve bunların ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin üst sınırları bellidir. Bu sınırlar, dış piyasa fiyatları ile üreticimizin rekabet edebilmesi için yeteri kadar yüksek değildir. Bu nedenle özellikle üreticinin hasat ve sonrasındaki ürün pazarlama döneminde, tarife dışı engellerle ithalat kesinlikle önlenmelidir. Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar gereği, yağlı tohum ve ham yağ ithalatındaki sınırlamayı kaldıran vergi oranlarının ülkemiz lehine yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Yağlı tohumlu bitkilerin üretimin artırılabilmesi bakımından münavebe durumu gözden geçirilerek, bu yolla ekim alanında artış sağlanmalıdır. GAP’ta teşvik edilmeli GAP bölgesinde, yağlı tohumlu bitkiler için öngörülen üretim hedeflerine ulaşabilmek için, başta soya olmak üzere, ayçiçeği, kanola, yerfıstığı ve susam gibi bitkilerin üretimleri planlı bir şekilde teşvik edilmelidir.” Tarımın bir diğer önemli kayıplarından biri olan nadas alanlarında yetişebilecek başta aspir olmak üzere, uygun yağ bitkilerinin belirlenmesi ve bunların yetiştirilmeleri için gerekli teşvikler sağlanması gerektiğini belirten Bayraktar, “Ülkemizde yemeklik yağ tüketiminde en fazla ayçiçeği tercih edilmektedir. Son yıllarda kanola marketlerde yerini alırken halen tüketici tarafından tam olarak benimsenmemektedir. Yağlık bitkilerden son yıllarda aspir üretiminin de yaygınlaştırılarak tüketimde yerini alması yönünde çalışmalar artırılmalıdır” dedi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 43 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! 12,7’de kalmasını sağlayarak da işsizliğin dünyanın en önemli sorunlarından biri olduğu bir ortamda istihdama eşsiz destek sağladığını belirtti. Tarımda ihracat da ithalat da artıyor Tarım ve gıdanın 10 ayda yaptığı ihracat 14,3, ithalat 10 milyar doları aştı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda ihracatın da ithalatın da artmaya devam ettiğini bildirerek, “Tarım ve gıda 10 ayda yaptığı ihracat 14,3, ithalat 10 milyar doları aştı” dedi. Bayraktar, Ocak-Ekim döneminde gıda ve tarımda ihracatın 2013-2014 yıllarında yüzde 6,9 artışla 13,4 milyar dolardan, 14,32 milyar dolara çıktığını, ithalatın ise 9,16 milyar dolardan 10 milyar dolara yükseldiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarım ve gıdada Ekim ayında ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16,6 artarak 1 milyar 442 milyon 587 bin dolardan 1 milyar 681 milyon 341 bin dolara, ithalatın ise yüzde 41,9 artarak 746 milyon 908 bin dolardan 1 milyar 59 milyon 908 bin dolara yükseldiğini vurguladı. Bayraktar, tarım ve gıdada ihracat, Haziran ayında yüzde 0,8, Temmuz ayında yüzde 10,6 gerilediğini, Ağustos’ta 44 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI yüzde 16,1, Eylül’de yüzde 5,3 artığını hatırlattı. 10 ayda gıda ve tarımın, 4 milyar 318 milyon 487 bin dolar dış ticaret fazlası verdiğinin altını çizen Bayraktar, son 12 ayda tarım ve gıdanın 5,86 milyar dolar dış ticaret fazlasına ulaştığını belirtti. Bayraktar, tarımın Başta kuraklık ve don olmak üzere hemen bütün doğal afetleri yaşamasına rağmen tarım sektörün, Ekim itibarıyla 12 aylık ihracatın 17,9 milyar doları bulduğunu bildiren Bayraktar, son 12 aylık ithalatın ise 12 milyar doları aştığına dikkati çekti. Şemsi Bayraktar, Ekim ayında genel ihracatın yüzde 7,3 artarak 12 milyar 54 milyon dolardan 12 milyar 933 milyon dolara çıktığını, genel ithalatın ise yüzde 1,5 düşüşle 19 milyar 483 milyon dolardan 19 milyar 185 milyon dolara indiğini bildirdi. Bayraktar, kronik bir şekilde dış ticaret açığı veren Türkiye’ye tarımın 6 milyar dolara yakın dış ticaret fazlasıyla önemli bir Şemsi Bayraktar, tarımın milli gelire de önemli katkı verdiğini, gayri safi yurtiçi yüzde 7,4’ünü oluşturduğunu, gıda sanayi, tekstil konfeksiyon sanayi, ulaştırma, ticaret, finans, lokanta ve otel sektörleri başta olmak üzere çok sayıda sektörün de hammadde ve gelirinin önemli bir bölümünü tarımdan sağladığını bildirdi. katkıda bulunduğunu bildirdi. Tarımın katkısının sadece dış ticaret fazlası vermek olmadığını vurgulan Bayraktar, istihdamın yüzde 22,2’si karşılayarak, toplamda işsizliği 2,2, erkeklerde 1,3, kadınlarda 5,5 puan azaltarak, genelde işsizliğin yüzde 10,1, erkeklerde yüzde 8,9, kadınlarda Tarımdaki büyük potansiyel Bayraktar, tarımın aşırı arazi parçalanması, sulama altyapısının tamamlanamaması, güçlü örgütlenme eksikliği gibi yapısal sorunları bulunduğunu, bu sorunların aşılması halinde, tarımda çok büyük bir potansiyeli içinde barındıran Türkiye’nin, rahatlıkla 2023 yılında, 150 milyar dolarlık tarımsal hasılaya, 40 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatına ulaşabileceğini vurguladı. En fazla ihracat meyve, sebze ve bunlardan elde edilen ürünlerden Ekim ayındaki gıda ve tarım ihracatının yarısına yakınının, yüzde 47,5’inin meyve, sebze ve bunlardan elde edilen ürünlerden sağlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Ürün bazında en fazla ihracat, meyve, sebze ve hububat, en fazla ithalat hububat, yağlı tohumlar ve hayvansal ve bitkisel yağlarda yapıldı. Geçen yılın Ekim ayında 424 milyon 512 bin dolarlık olan yenilen meyveler ve yenilen sert kabuklu meyve ihracatı 2014 yılının Ekim ayında 583 milyon 10 bin dolara, 50 milyon 498 bin dolarlık yenilen sebzeler ve bazı kök yumrular ihracatı ise 60 milyon 478 bin dolara yükseldi. Sebzeler, meyveler, sert kabuklu meyveler ve bitkilerin diğer kısımlarından elde edilen müstahzarların ihracatı, Ekim ayları itibarıyla 181 milyon 588 bin dolardan 224 milyon 995 bin dolara, hububat, un nişasta veya süt müstahzarları, pastacılık ürünleri ihracatı 127 milyon 34 bin dolardan 142 milyon 103 bin dolara, tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddeler ihracatı ise 49 milyon 915 bin dolardan 95 milyon 874 bin dolara çıktı. 2014 Ekim ayında 237 milyon 925 bin dolarlık hububat ithal edildi. Bunu 199 milyon 949 bin dolarla yağlı tohum ve meyveler, muhtelif tane, tohum ve meyveler, sanayide ve tıpta kullanılan bitkiler, saman ve kaba yem takip etti. Üçüncü büyük kalem olarak bunları 175 milyon 654 bin dolarla hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar, yemeklik katı yağlar, hayvansal ve bitkisel mumlar izledi.” ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 45 TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Traktör muayenesinde süre uzatımı talebi TZOB, ÇKS başvuru süresinin uzatılmasını istedi TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Torba yasayla traktör muayenesinde gecikme bedellerindeki indirimden yararlanma süresi 31 Aralık 2014’de sona eriyor." Bu yıl kuraklık, don, dolu gibi afetler yaşayan çiftçimizin, 2015 yılı ÇKS kayıt işlemlerini 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlaması mümkün değil. Ek süre verilmeli. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıt süresinin uzatılmasını istediklerini bildirdi. Ekim ayından önce başlaması doğru olmuştur. Ayrıca tarım ürünlerini sigorta yaptırmak isteyen üreticilerimizin işlemlerine, yeni tarımsal üretim sezonu kredi başvurularına kolaylık getirdi. Bayraktar, “bu yıl kuraklık, don, dolu gibi afetler yaşayan çiftçilerin, 2015 yılı ÇKS kayıt işlemlerini 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlaması mümkün değil. Ek süre verilmeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın da bu talebimizi makul karşılayacağını tahmin ediyoruz” dedi. Ancak, bilindiği üzere bu yıl 2014 yılı ÇKS başvuruları Ekim ayına kadar devam etti. Bu nedenle 2015 yılı ÇKS başvuruları belirtilen 1 Eylül tarihinde başlatılamadı. Ayrıca yeni yönetmelik değişikliği ile önceki başvuru formlarında değişiklik yapılması, sistemde meydana gelen aksaklıklar, bu yıl işlemlerin uzamasına yol açtı. Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti: “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yeni ÇKS yönetmeliği, 27 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. ÇKS başvuru işlemlerinin yapıldığı bugünlerde Odalarımız başvurularda fazla yoğunluk yaşandığı, üreticilerin panik halinde olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenlerle 2015 yılı ÇKS başvurularının, 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanması mümkün görülmemektedir.” Yönetmelik, ‘Üretim yılına ilişkin çiftçi başvuruları bir önceki yılın 31 Aralık tarihinde sona erer’ hükmü getirdi. Konuyla ilgili genelge de yayımlandı. Buna göre, 1 Eylül 2014’de başlayan 2015 yılı ÇKS başvuruları, 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek. ÇKS başvuru tarihinin 2014-2015 tarımsal üretim sezonunun başlangıcı olan 46 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Yönetmelikte “Çiftçilerin bu tarihten sonra sahip oldukları veya kiraladıkları tarım arazileri hariç olmak üzere ÇKS’ye yeni bir çiftçi ve arazi kaydı yapılamaz. Ancak, çiftçiler içinde bulunulan üretim yılında ÇKS’ye kayıtlı tarım arazileri üzerindeki üretim bilgilerinin güncellenmesini, üretim yılının 15 Mart-15 Mayıs tarihleri arasında yapabilirler” denildiğine de dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti: “Ülkemizde tarla bitkileri ekilişleri genel olarak ürünlere göre değişmekle birlikte genel olarak Eylül ayı itibariyle başlayıp Mayıs ayı sonuna kadar devam etmektedir. Yönetmelikte yer alan bu husus da dikkate alındığında ekilişlerin devam etmesi sistemin açık olmasını zorunlu kılmaktadır. Yaşanılan sıkıntıların çözümü ve ekilişlerin Mayıs ayı sonuna kadar devam etmesi nedeniyle ÇKS başvurularının bir önceki yılın Eylül ayında başlayıp, üretim yılı içinde Haziran ayına kadar uzatılmasının önemli olduğu görülmektedir. ÇKS başvuru süresinin Haziran ayına kadar uzatılmasına ilişkin talebimiz Birliğimizce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza iletilmiştir. Talebimizin değerlendirilerek ÇKS yönetmeliğinde gerekli değişikliğin biran önce yapılması sorunu çözecektir.” TZOB Genel Başkanı Bayraktar, çiftçilerin de olası sıkışıklıkları düşünerek son günü beklemeden tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir an önce başvurusunu yapması gerektiğine dikkati çekti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkan Şemsi Bayraktar, kamuoyunda torba yasa olarak 6552 sayısı kanunla traktör muayenesinde gecikme bedellerindeki indirimden yararlanma süresinin 31 Aralık 2014’de sona erdiğini bildirerek, “Mobil istasyonların sayısının yetersizliği nedeniyle çiftçimizin 31 Aralık 2014’e kadar traktör muayenelerini yaptırmaları mümkün görünmüyor. Süre en az 6 ay uzatılmalı” dedi. Şemsi Bayraktar, sürenin uzatılması için Maliye ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlıkları nezdinde yazılı girişimde bulunduklarını bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanan, kamuoyunda torba kanun olarak adlandırılan, “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 Sayılı Kanun”un zamanında yapılmayan traktör muayenelerinde gecikme bedellerine indirim getirdiğini belirtti. Muayene süresinin uzatılması yanında gecikme bedellerinde indirim öngören düzenlemeden üreticinin son derece memnun olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Fakat traktör muayenelerinde talebin fazla olduğu illerde mobil istasyonlarının sayısı yeterli değil. Birçok üreticimiz, traktör muayenesini yaptıramamaktadır. Bu nedenle 31 Aralık 2014’te sona erecek olan gecikme bedellerindeki indirimden faydalanma süresinin en az 6 ay uzatılması büyük önem arz etmektedir. Kanunda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca araç muayenesi yaptırmaları gerektiği hâlde muayenelerini sü- resinde yaptırmamış olanların, 31 Aralık 2014 tarihi mesai saati bitimine kadar araç muayenelerini yaptırmaları halinde indirimden faydalanabiliyor. Muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için daha önce yüzde 5 ceza ödeniyordu. Şimdi, kanunun yayımlandığı tarihe kadar yurtiçi üretici fiyatları endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları uygulanıyor. Kanunun yayımlandığı tarihten (yayımlandığı ay dâhil) araç muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar ise her ay ve kesri için aylık yüzde 1 fazla para alınacak.” Buna göre, yıllık cezanın yüzde 60’dan, enflasyon oranına indirildiğini, bu oranın geçmiş yıllarda yüzde 7-9 arasında gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar, “2013-2014 üretim sezonunda yaşadığı doğal afetler yüzünden zaten ekonomik sıkıntı içindeki çiftçimiz, bu olanaktan mahrum bırakılmamalı. Süre uzatılmalı” dedi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 47 SOSYAL GÜVENLİK Radyo ve televizyonlar için ayrı ayrı hazırlanan; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun “kamu yararına yönelik spot film” onayından da geçen 45’er saniyelik spotlar hem üreticileri, hem aracı kişi ve kuruluşları, israf konusunda uyarmak ve toplumsal farkındalık ve bilinç geliştirilmesini sağlamak amacı taşıyor. AYIN KONUSU Türkiye Ziraat Odaları Birliği, doğal afetler nedeniyle bu yıl çok zor bir üretim sezonu geçirilmekte olduğuna vurgu yapan, çiftçimizin ürettiği her dilim, her salkım ve her danenin geçtiğimiz yıllardan çok daha fazla önemli hale geldiğine dikkati çeken, bu nedenle her türlü israftan kaçınılması gerektiği mesajını veren bir kamu spotu hazırladı. AYIN KONUSU AYIN KONUSU kadın sigortalılar ile 60 yaşını dolduran erkek sigortalıların, Cihangir Çakmur SGK, Şube Müdürü Ayrıca 25/02/2011 tarihi itibariyle Kurum tarafından (re’sen) tarım Bağ-Kur sigortalılığı başlatılanların tescillerinin yapıldığı tarihte 65 yaşını doldurduklarını gerekçe göstererek tescilinin iptali için talepte bulunanların, tescil tarihi itibariyle sigortalılıkları iptal edilmektedir. Yaşlarını doldurmaları nedeniyle sigortalılıkları iptal edilenlerin veya durdurulanların daha sonraki bir tarihte ziraat odasında üye kaydı olanların sigortalılıklarının yeniden başlatılması için talepte bulunmaları halinde, sigortalılıkları Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarih itibariyle yeniden başlatılır. TARIM BAĞ-KUR SİGORTALILARININ TESCİL İŞLEMLERİ Tarımsal faaliyetinden dolayı ziraat odalarında üye kaydı bulunanların, tescil işlemleri için bağlı bulundukları ziraat odalarınca veya kendilerince bir yıl içerisinde bildirilmesi halinde odaya kaydedildikleri tarihten, bu süre içerisinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin sosyal güvenlik il müdürlüklerinin kayıtlarına intikal ettiği tarihi itibariyle, Ziraat odaları tarafından bildirimi yapılan çiftçilerin, SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı kapsamında sigortalı olmaları nedeniyle tarım tescili yapılamayanların tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde, bu sigortalılıklarının son bulduğu tarihi takip eden günden itibaren, sigortalılıkları başlatılır. Ayrıca, tarımsal faaliyetinden dolayı 2926 sayılı Kanuna göre tarım bağ-kur sigortalısı olmak için tescilini yaptırmayan ancak kendilerinden, 01/04/1994 tarihinden itibaren tevkifat kesintisi yapılan çiftçilerin, tevkifat yapıldığını gösteren belgeleri eklemek suretiyle sosyal güvenlik il/ merkez müdürlüklerine yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifat yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılır ve tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde sigortalılıkları tescil tarihi itibariyle devam ettirilir. 50 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Sigortalının tarımsal faaliyetinin tespitinde ziraat odası kayıtları, ziraat odası kaydı bulunmayanların ise tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşları, kooperatif veya birlik kayıtları, bunların olmaması halinde ise sattığı ürünü elde etiği alana ilişkin tapu tescil kayıtları esas alınır. Tescili yapılanların sigortalılıklarının sona erdirilmesi 1-Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların, tarımsal faaliyetinin sona erdiği tarihten, 2-65 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle, sigortalılığını durdurmak için talepte bulunanların talepte bulunduğu tarihten, 3-Yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu “Sigortalılık Muafiyet Belgesi” ile belgelemeleri halinde,(Bu belge ziraat odalarından alınacak) belgenin düzenlendiği tarihten itibaren 10 gün içinde Kurum kayıtlarına intikal ettirenlerin sigortalılıkları belgenin düzenlendiği, bu süreyi geçirenlerin ise belgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihten, Yapılan usulsüz tesciller 4-Yaşlılık aylığı talebinde bulunanların talep ettiği tarihten, 5-Sigortalının, sigortalılığı ederken vefat ettiği tarihten, devam 6-Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihi itibariyle, Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istekte bulunduğu tarihten, 7-Bağ-Kur, SSK veya Emekli Sandığı kapsamında çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladığı tarihten önceki günden, İtibaren sigortalılıkları sona erer. İleri yaşta bulunan sigortalılar hakkında yapılacak işlemler İleri yaşta olduğu halde tescili yapılan sigortalılardan; 1-29/05/1984-02/08/2003 tarihleri arasında illerde uygulamanın başlatıldığı tarihte 50 yaşını dolduran kadın sigortalılar ile 55 yaşını dolduran erkek sigortalıların, 2-02/08/2003-30/09/2008 tarihleri arasında tarım sigortalılıkları başlayanlardan tescil tarihi itibariyle 58 yaşını dolduran Tarım Bağ-Kur tescil uygulamasının başlandığı 29.05.1984 tarihi ile 30.09.2008 tarihleri arasında tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleriyle ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31.12.2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, sigortalılıkları başlangıç tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar geçerli sayılmıştır. Sigortalının, 31.12.2010 tarihinden itibaren bağlı bulunduğu ziraat odasında usulüne uygun üye kaydının devam etmesi halinde ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı devam ettirilmektedir. içerisinde bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından idari para cezası uygulanmaktadır. Süresi içerisinde bildirimi yapılmayan üyelerden dolayı idari para cezası kapsamına giren ilgili kurum ve kuruluşların, 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 11/09/2014 tarihinden itibaren üç ay içerisinde bildirim yapmaları halinde, bildirimler kanuni süresi içerisinde yerine getirilmiş sayılarak bunlara idari para cezası uygulanmayacak, daha önce uygulanan idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın terkin edilecek, ancak tahsil edilen idari para cezalarının iade işlemi yapılmayacaktır. Doğum borçlanması 6552 sayılı Kanunla, 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yapılan değişiklikle, doğumdan önce sigortalı olan kadın sigortalılara üç defaya mahsus olmak üzere doğum yaptığı tarihten sonraki iki yıllık süreyi geçmemek ve çocukların yaşaması şartıyla doğum borçlanması hakkı verilmiştir. Sigortalının veya hak sahiplerinin doğum borçlanması için yazılı talepte bulunduğu tarihte, prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanacak, borçlanma tutarının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi halinde, borçlanma talebi geçerli sayılacaktır. Doğum borçlanması talebinde bulunan kadın sigortalı; Doğum yaptığı tarihten itibaren iki yıl içerisinde çocuğunun yaşamasıyla beraber adına prim ödemesi olmadığı takdirde iki yıllık sürenin tamamını, Birinci veya ikinci doğumunun üzerinden iki yıl geçmeden doğum yapması halinde, birinci ve ikinci doğumda geçen süre ile takip eden doğumdaki iki yıllık sürenin toplamı kadar geçen süreyi, Doğan çocuğun iki yıllık süre içerisinde ölümü halinde, çocuğun yaşadığı süreleri, Doğum yaptıktan sonra iki yıllık süre tamamlanmadan sigortalı çalışmaya başlaması halinde, doğum yaptığı tarih ile sigortalı çalışmaya başladığı tarih arasındaki süreyi, geçmemek üzere istenilen süreyi borçlanabilecektir. Aylık ödenilmesi gereken primler Tarım Bağ-Kur sigortalıları aylık prime esas kazançları üzerinden, 30 günü aşmamak şartıyla 01/10/2008 tarihinde 15 gün, takip eden her yıl bir puan artırılarak % 2 kısa vadeli, % 20 uzun vadeli sigorta kolları ile % 12,5 genel sağlık sigortası primi olmak üzere toplam %34,5 üzerinden yıllara isabet eden aylık gün sayısına göre tahakkuk eden primlerini, takip eden ayın sonuna kadar Kurumun anlaşmalı bulundu bankalara ödemeleri gerekmektedir. Ancak, 01.10.2008 tarihinden sonra tevkifat kesintisine istinaden geriye dönük tescili yapılanlardan, tescil tarihi itibariyle ziraat odası kaydı bulunmayanlara, daha sonraki bir tarihte ziraat odaları tarafından geriye dönük olarak yapılan kayıtlar geçerli sayılmamaktadır. Bildirim yükümlülüğü Ziraat odası üyeliklerinden dolayı tarım sigortalısı sayılanların, üye olduğu tarihten itibaren en geç bir ay, üyelik kaydının son bulması halinde ise 10 gün içerisinde ziraat odaları tarafından bildirimlerinin yapılması gerekmektedir. Tanınan süre ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 51 AYIN KONUSU Neşe Tezer TZOB Teknik Müşavir Yardımcısı AYIN KONUSU SGK İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR satmış olduğu kurum veya kuruluştan bilgi almaları gerekir. Tarım bağkurlusu (tarım işçisi) olarak ve SSK’lı çalışmış bir kişinin ziraat odasından ‘Muafiyet Belgesi’ alıp, SSK prim borcunu ödeyerek, yaş haddinden emekli olması mümkün müdür? Tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan; 2014 yılı için, yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, 1/1/2014 ila 30/6/2014 tarihleri arasında 749,70 TL, 1/7/2014 ila 31/12/2014 tarihleri arasında 793,80 TL ‘den düşük ise talep edilmesi halinde "Sigortalılık Muafiyet Belgesi"ni ziraat odaları düzenleyerek vermektedir. Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce ilgili odanın talebi üzerine yapılmaktadır. İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri, Zirai Kazanç Ölçülerinin Tespiti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını yapmaktadırlar. Muafiyet kapsamına giren bir çiftçi, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne talepte bulunması halinde, Ek 5 “Tarım işçi sigortalılığı”ndan faydalanabilmektedir. Kimler muafiyet kapsamına girmektedir? Muafiyet belgesi alınca ne olur? Tarım Bağ-Kuru bulunan bir kişinin SSK’lı bir işe başlamasıyla tarım Bağkuru neden sona erdirilmektedir. Ziraat Odası kaydının silinmesi gerekli midir? Sigortalıların aynı anda birden fazla sigortalılık haline tabi çalışması durumunda hangi sigortalılık durumunun esas alınacağı hususu 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kişinin 5510 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi ola- 52 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI cak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır…" hükmündedir. Çiftçilikle uğraşan ve tarım bağkuru olan bir kişinin aynı dönemde başka bir sigortalılığa tabi olarak çalışması mümkündür. Ziraat Odası kaydının silinmesine gerek yoktur. Kişi ne zaman SSK’lı işten ayrılır ise tarım bağkuru aktif olacaktır. Her odanın farklı tüzel kişiliği olduğundan, çiftçi ile ilgili işlemler kayıtlı olduğu oda tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Çiftçi tarım bağkurlu sigortalılık durumunu (sigortalı olup olmadığını),sigorta kayıt tarihini ve sattığı üründen tevkifat kesintisi yapılıp yapılmadığını nereden ve nasıl öğrenebilir? Kanun gereği, 2008 yılından itibaren ziraat odalarına kayıt olan her kişi zorunlu olarak tarım bağkur sigortalı olmaktadır. Kayıtlı olduğunuz odadan bilgi edinerek, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne başvurmanız gerekmektedir. Tarımsal ürününden tevkifat kesintisi yapılıp yapılmadığı hususu, çiftçilerimizin ürününü Kanunun Ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler, 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar, Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar, 18 yaşını doldurmamış olanlar, 4. Maddeye göre sigortalı sayılmazlar. Sigortalının sigortalılığı, “Sigortalılık Muafiyet Belgesi”ni on gün içinde Ku- ruma intikal ettirilmesi halinde belgenin düzenlendiği tarihten, bu sürenin geçirilmesi halinde ise belgenin Kuruma intikal ettirildiği tarihten itibaren sona erecektir. Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce, mülga 2926 sayılı Kanuna göre sigortalılıkları başlatılanlardan ziraat odası kaydı bulunmayanların sigortalıklarının sona ermesinde, tescilde esas alınan kayıtlara göre sigortalılık sona erdirilecektir. Muafiyet belgesi alan kişiler sigortalı sayılmazlar ve sigorta primi ödemezler. Sigorta primi ödemedikleri için de ileride emekli olamazlar. Ancak, muafiyet belgesi aldıktan sonra, Ek-5 “Tarım Sigortalılığı”na başvuruda bulunabilirler. Muafiyet sınırı nasıl belirlenir? Asgari ücret her yıl, Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra, SGK, “Günlük Kazanç Alt ve Üst Sınırlarını” bir genelge ile belirler. Birliğimiz, SGK’nın yayınlamış olduğu (Kanunun geçici 16.maddesini) dikkate alarak ilk altı ay ve ikinci altı ay için muafiyet sınırı belirler ve bir genelge ile ziraat odalarımıza duyurur. Muafiyet belgesi alarak sigortalılığını durduran bir çiftçi, daha sonra tekrar muafiyetini kaldırarak tarım Bağ-Kur primini ödemek isterse ne yapması gerekir? Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan muafiyet belgesi ile düzenlemeye göre sigortalılığını durdurup, daha sonra muafiyeti ortadan kalkanların, tekrar sigortalılıklarının başlatılması için, muafiyet halinin kalktığını gösterir belgeyi 2 nüsha düzenleyerek ziraat odalarımıza onaylatmaları gerekir. Onaylatılan bu belgelerden biri odada kalacak, diğeri ise bağlı bulunulan Sosyal Güvenlik İl/İlçe Müdürlüklerine ibraz edilecektir. Ziraat odalarımızın dikkat etmesi gereken muafiyetin neye göre kalktığını çiftçilerimizin belgelemeleridir. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 53 AYIN KONUSU Arzu Zübeyde Dikeçoğlu SGK, Sosyal Güvenlik Uzmanı AYIN KONUSU Yüzyıllardan beri tarım sektörü Anadolu’nun geçim kaynağını oluşturmuş, dönem dönem ticareti geliştirmiş, ekonomik kalkınmayı sağlamış, yaşlı genç tüm nüfusa istihdam sağlamıştır. Şimdilerde ise Gayri Safi Milli Hasıladan %7,4 (2013 yılı için) pay alan tarım sektörü, Türkiye’deki 26 milyon 4 yüz bin istihdamın yaklaşık 6 milyonunu yani neredeyse işgücünün dörtte birini kapsamaktadır. Ancak ekonomik konjonktürdeki değişmeler, artan işsizlik, yoksulluk gibi ne- SOSYAL GÜVENLİKTE TARIMIN ÖNEMİ denler tarım sektörünü diğer sektörlere oranla daha fazla etkilemektedir. Tarımda çalışan kişiler yaşadıkları topraklarda iş olanağı yakalayamadıkları için başka yerlere mevsimsel olarak göç ederek geçimini bu şekilde sağlamaya çalışmaktadırlar. Diğer taraftan teknolojik gelişmeler, bir kesime daha fazla gelir sağlarken diğer bir kesimin işsiz kalması sonucunu doğurmaktadır. Buna ek olarak anormal mevsim geçişleri, ürün yetiştirme konusunda yaşanan problemleri de eklersek tarım sektörü diğer sektörlere oranla çok daha hassas bir yapıdadır. Tarımda kayıt dışı istihdam boyutu İlk ortaya çıktığı süreçten beri sosyal güvenliğin ana amacı; kişilerin ve aile bireylerinin çalıştıkları süreçte ve gelecekte karşılaşabilecekleri riskleri telafi etme çabası olmuştur. Vatandaşların sosyal güvenlik sisteminden mahrum olması, gelecekte oluşabilecek iş kazası, hastalık, analık risklerine karşı korunamamasına, sağlık hizmetlerinden faydalanamamasına, geleceğe güvenle bakamayan bir toplumun oluşmasına sebep olmaktadır. Bir yandan işverenler arasında haksız rekabetin ortaya çıkmasına, diğer taraftan prim kaybına yol açarak sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin gelecek nesillere taşınamamasına sebep olmaktadır. Daha çok sigortasız çalışma diye tabir ettiğimiz kayıt dışı istihdam, kısaca çalışan işçilerin gün ve kazançlarının SGK’ya hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi olarak tanımlanabilir. Tarım sektörünün olumsuz etkilenmesine yol açan yukarıdaki nedenler, aynı zamanda kayıt dışı istihdamı da tetikleyen nedenlerdir. Ne yazık ki, Türkiye için önemli bir istihdam kaynağı olan ve bu kadar hassas yapıdaki tarım sektöründe istihdam edilen kişilerin büyük bir bölümü bu nedenlerle kayıt dışı çalışmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2014 yılı Ağustos ayı verilerine göre kayıt dışı istihdam oranı %36,35 olarak gerçekleşmiştir. Tarım sektöründe kayıt dışı istihdam oranı ise neredeyse % 85 dolaylarındadır. Oysa aynı dönemde sanayide kayıt dışı istihdam % 19,8, inşaat % 37,5, hizmet % 21,9 olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, son 10 yıl içinde tarım sektöründeki istihdam yapısında herhangi bir değişim de gözlenmemektedir. TÜİK’e göre 2004 yılında 5 milyon 7 yüz bin kişi tarımda çalışırken 2014 Ağustos ayında 5 milyon 9 yüz bin kişi tarım sek- 54 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI töründe çalışmaktadır. Tarım sektöründe çalışan 100 erkekten sadece 27’si, 100 kadından ise sadece 5’i sigortalı olarak çalışmaktadır. Bunun yanında ücretsiz çalışan aile işçilerini de düşünürsek, tarım sektörünün tamamına yakınının sigortasız çalıştığını söylemek yanlış olmaz. Kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında yapılan çalışmalar a)Mevzuat Düzenlemeleri Ülkemiz açısından bu kadar önemli bir sektörün daha rekabet edebilir olması ve bu sektörde çalışan kişilerin geleceğe daha güvenle bakabilmeleri için Sosyal Güvenlik Kurumunca birçok çalışma yürütülmektedir. 01/10/2008 tarihinde sosyal güvenlik alanında yapılan reformla birlikte sosyal güvenlik sistemi tek çatı altında toplanarak, tüm bireylerin hizmetlerden adil ve eşit bir şekilde faydalanmaları öngörülmüştür. Bu dönemde Sosyal Güvenlik Mevzuatı yeniden revize edilmiş tarımda çalışanlara özel düzenlemeler yeni 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa eklenmiştir. Kendi adına ve hesabına veya hizmet akdiyle tarımda çalışanlara yönelik düzenlemelere yeni Kanunda yer verilmiştir. Tarımda yıl boyunca bilfiil çalışmak her zaman mümkün olmadığından; hizmet akdiyle tarım ve orman işlerinde süreksiz olarak çalışan kişilere, muhtarlık, birlik, il ilçe tarım müdürlüklerince onaylanmış belgeler ile SGK’ya başvurması halinde EK 5 inci madde ile 4/a (hizmet akdiyle çalışanlar) kapsamında sigortalısı sayılma ve primlerini kendileri ödeyebilme hakkı getirilmiştir. Bu kişiler için prim miktarı da diğer hizmet akdiyle çalışanlara göre daha düşük belirlenmiştir. Bu kapsamda, Ek 5 kapsamında çalışanlara yönelik 2014 yılı için prim miktarı 21 gün üzerinden hesaplanmakta, kişiler 30 gün üzerinden hizmet kazanabilmektedirler. Ayrıca, tarım sektörüne özel muafiyet uygulamaları bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanunun “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 6 ncı maddesinde: “Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraf- lar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar..” hükmü yer almaktadır. Hiçbir sektör dalında uygulanmayan muafiyet uygulaması tarım sektöründe çok düşük kazanç elde eden kişilere yönelik talebe bağlı olarak uygulanmaktadır. b)Teşvik uygulamaları Yapılan mevzuat düzenlemeleri dışın- da, kayıt dışılığın önlenmesi adına Sosyal Güvenlik Kurumunca yürütülen birçok teşvik uygulaması söz konusudur. Teşvik uygulamaları hem primini düzenli ödeyen işverenleri ödüllendirmekte, hem de işçi maliyetlerinin düşürülmesine katkıda bulunmaktadır. Diğer taraftan, dezavantajlı gruplara da (kadın, genç, işsiz..) bir istihdam olanağı sağlamaktadır. Ancak haksız teşvik alanlara yönelik uygulanan yaptırımlar da mevcuttur. İşverenlerin hem teşvik alıp, hem de kayıt dışı işçi çalıştırdığı tespit edilmesi halinde, işverenler ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 55 AYIN KONUSU AYIN KONUSU yapılmakta, zaman ve maliyet kayıplarının da önüne geçilmektedir. d)Veri paylaşımı Diğer taraftan, sadece denetim ile kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesinin pek mümkün olmayacağı düşüncesinden hareketle, reformla birlikte çapraz veri paylaşımı sistemi hayata geçirilmiştir. Bu yeni uygulama ile diğer kamu kurum ve kuruluşların yaptıkları işlemlerde istenen bilgiler dönemsel olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmektedir. Söz konusu veriler Sosyal Güvenlik Kurumunca kontrol edilerek kişilerin sigortasız çalışıp çalışmadığı tespit edilmektedir. Bu sayede, birçok kayıt dışı çalışan denetime gerek kalmadan sadece belgeler üzerinden tespit edilebilmektedir. Bu kapsamda, toplam 17 kurum ve kuruluştan 100 ayrı işleme yönelik alınan bilgiler düzenli olarak SGK’ya gönderilmektedir. Tarım sektöründe, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan; çiftçi kayıt sistemindeki veriler, su ürünleri, organik tarım, hayvancılık alanlarında yapılan 13 ayrı işlemden alınan veriler SGK’ya gönderilmekte ve bu veriler kontrol edilmektedir. Sadece yapılan veri paylaşımı çalışması ile 2008 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon 900 bin kişinin kayıt dışı çalıştığı, 134 bin işyerinin ise tescilsiz olduğu tespit edilmiştir. bir yıl boyunca teşvikten yararlanma hakkını kaybetmektedirler. c)Denetimde rehberlik anlayışı Ülkemizde denetim elemanlarının denetleyecek çok fazla mucip sayısına sahip olması ve denetim elamanı sıkıntısı denetim sistemlerinin en büyük sorunlarından birisidir. Yapılan reformla birlikte, sigortasız çalışmanın önüne geçmek için Sosyal Güvenlik Kurumunca denetim sistemi yeniden yapılandırılmış, denetimlerde rehberlik anlayışı benimsenmiştir. Öncelikle ilgili sektörde veya meslek grubunda detaylı analizler yapılıp, kayıt dışı istihdamın yoğun olduğu alanlar tespit edilmekte; bu alanlara yönelik bilgilendirme yapıldıktan sonra denetim aşamasına geçilerek işverenlere rehberlik yapılmaktadır. Böylece, hak ve yükümlülükleri konusunda bilgi sahibi olmayan kişiler önce bilinçlendirilmekte, daha sonra denetim 56 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI e)Bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları Kişilerin kayıt dışı çalışmasının veya işverenlerin kayıt dışı işçi çalıştırmasının ardında yatan bir sebep de kişilerin hak ve yükümlülükleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmamalarıdır. Sürekli değişen ve karmaşık mevzuat yapısı nedeniyle vatandaşlarımız sosyal güvenlik haklarını konusunda yeterli bilgiye sahip olamamaktadırlar. Bu anlamda Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan en önemli faaliyet bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır. Günümüz yeni teknolojilerini de kullanarak yapılan kamu spotları, afiş, broşür, seminer ve eğitimlerin yanı sıra, Sosyal Güvenlik İl ve Merkez teşkilatlarında oluşturulan danışma birimleri, televizyonlarda sosyal güvenlik alanında yapılan programlar, dizi ve filmlerde bu konuya yer verilmesinin sağlanması amacıyla yapılan çalışmalar vatandaşları bilinçlendirme açısından büyük öneme haizdir. f)Planlananlar Kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmaları hızlı ve yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu konuya Onuncu Kalkına Planı’nda da yer verilmiş, tarım sektöründe kayıt dışı istihdamın azaltılmasına yönelik bilgilendirici ve bilinçlendirici faaliyetler yapılmasına konusunda eylem eklenmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinesinde hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’nde de tarımda kayıt dışılığın yoğun olduğu alanlarda sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı çalıştayların düzenlenmesi, sektördeki kayıt dışılığın kaldırılmasına yönelik özel düzenlemeler ve bilinçlendirme çalışmaları konularında eylemler yer almaktadır. g)KİTUP II Projesi Tüm bu yapılan çalışmalar ek olarak, İnsan Kaynakları Operasyonel Programı kapsamında yürütülen ve Etkin Rehberlik ve Denetim Yoluyla Kayıtlı İstihdamın Teşviki II (KİTUP II) Projesi, ilkinin başarıyla tamamlanmasının ardından hayata geçirilmiştir. Bu proje kaspamında da kayıt dışılığın azaltılması amacıyla sektörel rehberlerin hazırlanması, risk analizi çalışmaları yapılması planlanmaktadır. Diğer taraftan işverenler, işçiler, köylerde muhtarlar, imamlar gibi kanaat önderlerine bilinçlendirme faaliyetleri yapılması planlanmaktadır. Sonuç Nedenlerin ve sonuçların birbirini kolayca tetiklediği kayıt dışı istihdam, Türkiye’nin öncelikle mücadele edilmesi gereken sorunları arasında yer almaktadır. Ancak, bu alanda yapılan çalışmalar yetersiz kalmakta sigortasız çalışmanın önüne geçilememektedir. Sorunla tek başına Sosyal Güvenlik Kurumu’nun mücadele etmesi pek mümkün değildir. Bu nedenle, Sosyal Güvenlik Kurumu başta olmak üzere, diğer kamu kurum ve kuruluşların özellikle sosyal tarafların etkin mücadelesi kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi, toplumun geleceğe güvenle bakabilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. TARIMSAL KESİNTİ (TARIM TEVKİFAT) UYGULAMASI Derya Bayraktar Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı Cihat Gürsoy Sosyal Güvenlik Uzmanı Tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar 2926 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmakta ve Kanunun 36.maddesi uyarınca da bu kapsamdakilerden Kurumun prim alacakları, sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılmak suretiyle tahsil edilebilmekteydi. 5510 sayılı Kanun ile 2926 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte, kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar “4/b” statüsünde sigortalı sayılmışlardır. Benzer biçimde, primlerinin ise ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil edilebileceği esası benimsenmiştir. Öte yandan, 5510 sayılı Kanun uygulamasına ilişkin konuyla ilgili tebliğ yayınlanmamış olmakla birlikte, özellikle bu kapsamdakilerin tescil ve prim ödemeleri eski mevzuatla birlikte uygulanmaktadır. Tarım Tevkifatı, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı sayılan ve tarımsal faaliyette bulunanların prim borçlarına mahsuben sattıkları ürün bedelleri üzerinden yapılan kesinti işlemini ifade eder. Örneğin, vatandaşlar resmi veya özel işletmelere süt, üzüm, fındık, tahıl, et, pancar ve buna benzer tarımsal ürünler sattığında, ürün alan gerçek ve Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı tüzel kişiler tarafından SGK adına ürün bedellerinden prim kesintisi yapılmasına tevkifat denir. 5510 sayılı Kanunun Primlerin ödenmesi başlıklı 88 inci maddesinin 10 uncu fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, sattıkları ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla %1 ila %5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir” hükmüne yer verilmiştir. 12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “Sigorta primlerinin ödenme süresi ve erken ödeme” başlıklı 108 inci maddesinin beşinci fıkrasında ise “Kurum, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, diğer tahsilat yolları dışında, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek kaydıyla %5 oranında kesinti yaptırmak suretiyle tahsil eder. Kurum bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tebliğ ile belirler.” hükmü yer almaktadır. Ancak, 17/04/2012 tarihli ve 28267 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 16 ncı maddesiyle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 108 nci maddesinin beşinci fıkrası “Kurum, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, diğer tahsilat yolları dışında, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek kaydıyla kesinti yapmaya, kesinti oranını % 5 oranına kadar belirlemeye yetkilidir. Kurum bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tebliğ ile belirler.” şeklinde değiştirilmiştir. 01/10/2008 tarihinden sonra tarımsal faaliyette bulunması nedeniyle 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı sayılanlar ile bu tarihten önce 2926 sayılı Kanun gereğince sigortalı olarak tescil edilmemiş olanlardan, sattıkları tarımsal ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapılanların, tevkifata istinaden tescilleri 22/5/2007 tarihli ve 26529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7 Seri Numaralı Tebliğ(4 Seri Nolu Uygulama Tebliği’nde değişiklik yapan tebliğ) ve 15/06/2007 tarihli ve 2007/44 sayılı Genelge hükümlerine göre yapılmaktaydı. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 57 AYIN KONUSU AYIN KONUSU mek şartıyla %5 oranında kesinti yaptırmak suretiyle tahsil eder. Kurum bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tebliğ ile belirler. Sözü edilen yeni tebliğ çalışmaları Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı tarafından tamamlanmış ve Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ 01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre; 12/05/2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 108 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, tarımsal ürün bedellerinden yapılacak tevkifata ilişkin düzenleme yapılıncaya ve tevkifatı yapan gerçek ve tüzel kişilerin Kurum bilgisayar sistemine erişimi sağlanıncaya kadar, 26/3/1994 tarihli ve 21886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği hükümlerine göre işlem yapılması hükmü 01/03/2013 tarihi itibariyle sona ermiş ve yeni tebliğ ile 26/3/1994 tarihli ve 21886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır. 1.1 2007/44 Sayılı Genelge 2007/44 sayılı Genelgede yukarıda sözü edilen, 4 Seri No’lu Uygulama Tebliğ’in (I) numaralı bendini yeniden düzenleyen 7 Seri Numaralı Tebliğ uygulaması açıklanmıştır. Buna göre SGK il müdürlükleri aşağıdaki şekilde işlem yapacaklardır: Esasen, 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin onikinci fıkrasına göre de; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir. 58 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Kurum bu yetkisini kullanmış ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin “Primlerin Ödenmesi” başlıklı 108 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre; Kurum, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, diğer tahsilat yolları dışında, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçme- 1- 2926 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu halde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan ve kendilerinden tevkifat yapılan çiftçilerin tevkifat yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle tevkifata istinaden sigortalılıklarının başlatılması için Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde, Tebliğde belirtildiği gibi, tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıklarının başlatılması, tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde sigortalılıklarının devam ettirilmesi, tarımsal faaliyetinin tespitinde ise ziraat odası kayıtlarının, ziraat odası kaydı bulunmayanların ise tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin kayıtlarının esas alınması, tescile ilişkin esas alınan bu kayıtların sona ermesi halinde ise sigortalılıklarının da aynı tarih itibariyle sona erdirilmesi, 2- Kuruma kayıt ve tescili yapılanlardan, sigortalılıkları devam edenlerin sigortalılıkları başlatılmadan önce tevkifat yapıldığına ilişkin belgeleri ibraz ederek tescil tarihlerinin geriye götürülmesini talep edenlerin tarımsal faaliyetlerinin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, tescil tarihlerinin tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılması, 3- Herhangi bir nedenle 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılıkları, sona erenlerden yeniden 2926 sayılı Kanun kapsamına girenlerin, kapsama girdikleri tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı talepte bulunmaları veya prim ödemeleri halinde sigortalılıkları başlatıldığından, yeniden sigortalılık kapsamına girdikleri tarihten sonra sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılanlardan, tevkifata istinaden yeniden sigortalılıklarının başlatılması için yazılı talepte bulunanların sigortalılıklarının tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılması, 4- Tebliğ değişikliğinin yayımlandığı 22/05/2007 tarihinden önce tevkifata istinaden tescillerinin yapılması için talepte bulunan, ancak geriye dönük tescilleri yapılamayan, tevkifata istinaden tescillerinin yapılması için dava açan ve halen bu davaları devam edenlerin, il müdürlüklerince Tebliğ değişikliği hususunda yazılı olarak bilgilendirilmesi, sigortalıların kendi istekleri haricinde davalarından feragat etmeleri istenmeksizin işlemlerinin yapılması, ancak bu konuda Kurum avukatlarının açılmış davalarla ilgili olarak “dava konusunun kalmadığı” yeni açılacak davalarda ise idarenin dava konusu işlemlerde zaten işlemi yaptığından “menfaat” olayının bulunmadığı gerekçesiyle mahkemelere bilgi vermeleri ve davanın reddini istemelerinin sağlanması, 5- Sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılan ancak Tebliğde belirtilen kurum ve kuruluşlarda kaydı bulunmayanların talepleri halinde sigortalılıklarının tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılması ve yılsonuna kadar devam ettirilmesi, tevkifat yapılmayan yıllar varsa bu yıllar atlanarak tevkifat yapılan yıllarda aynı şekilde sigortalılıklarının başlatılması ve sona erdirilmesi, 6- 5 inci maddedeki gibi tevkifata ilişkin geriye dönük sigortalılık başlatılması için başvurulduğu tarihte geriye dönük sigortalılıkları başlatılıp sona erdirilenlerden, başvuruda bulunulan tarihte 2926 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu tespit edilenlerin mevcut mevzuat hükümlerine göre Kurumca yeniden sigortalılıklarının re’sen başlatılması, 7- Kurumca tevkifata istinaden yapılan re’sen tescillerde de Tebliğde belirtilen şartları taşıyanların sigortalılıklarının tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılması gerekmektedir. 1.2 2009/35 Sayılı Genelge Yukarıda da yer verildiği üzere; 7 Seri Numaralı Tebliğ ile 2926 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu halde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan Kurumca da re’sen tescil edilemeyen ve 08/01/1994 tarihli ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince sattıkları ürün bedellerinden 01/04/1994 tarihinden itibaren tevkifat yapılan çiftçilerin tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle tevkifata istinaden sigortalılıklarının başlatılması için Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde Tebliğde belirtildiği gibi tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılmaktadır. Tebliğ gereğince çiftçilerin kendilerinin talepte bulunmaları halinde veya Kurumca re’sen sigortalılıkları başlatılmaktadır. 2926 sayılı Kanun kapsamında bulundukları halde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmadan vefat eden ve vefat etmeden önce sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılan çiftçilerin hak sahiplerinin de talepte bulunmaları halinde tevkifata istinaden tescillerinin yapılabilmesi hususu Kurum Yönetim Kuruluna sunulmuş, 26/02/2009 tarihli ve 2009/89 numaralı Kararı ile Yönetim Kurulunda görüşülmüştür. Alınan karar uyarınca, 2926 sayılı Kanun kapsamında bulundukları halde Kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayan, Kurumca da re’sen tescil edilemeyen ve vefat etmeden önce sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılan çiftçilerin hak sahiplerinin talepte bulunmaları halinde, 7 Seri Numaralı Tebliğ ve 13/06/2007 tarihli ve 2007/44 numaralı Genelge hükümleri doğrultusunda, vefat eden sigortalıların tevkifata istinaden geriye dönük tescillerinin yapılarak tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılacaktır. Ayrıca, vefat eden sigortalıların hak sahiplerinden tevkifata istinaden tescil ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 59 AYIN KONUSU ODALARIMIZDAN zuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” hükmüne amir olup, daha önce tevkifat dışında geçerli kayıtlar olmadan yapılan tesciller geçerli sayılmazken 6552 sayılı Kanunla yine tevkifat dışında geçerli kayıtlar olmadan 31/12/2010 tarihine kadar yapılan tesciller bu sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla geçerli hale getirilmiştir. 1.3 Tarımsal Kesinti Oranı 01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ ile 26/3/1994 tarihli ve 21886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği yürürlükten kaldırılmış olup, 01/03/2013 tarihinden önce eski tebliği hükümlerine göre tarımsal kesinti(tevkifat) oranı %1 olarak uygulanmaktaydı. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarını, sattıkları ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla tahsil edilmesi ile ilgili usul ve esasları belirleyen Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ, 01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. yapılması için talepte bulunan, ancak geriye dönük tescil yapılamayan, tevkifata istinaden tescillerinin yapılması için dava açan ve halen bu davaları devam edenlerin, SGK müdürlüklerince yazılı olarak bilgilendirilmesi, hak sahiplerinin kendi istekleri haricinde davalarından feragat etmeleri istenmeksizin işlemlerinin yapılması, ancak bu konuda Kurum avukatlarının açılmış davalarla ilgili olarak “dava konusunun kalmadığı” yeni açılacak davalarda ise idarenin dava konusu işlemlerde zaten işlemi yaptığından “menfaat” olayının bulunmadığı gerekçesiyle mahkemelere bilgi vermeleri ve davanın reddini istemelerinin sağlanması gerekmektedir. 6552 sayılı Kanunun 58 inci Maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54 üncü Maddesi “4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mev- 60 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI Köprübaşı Ziraat Odası Manisa'nın Köprübaşı ilçesinde, Ziraat Odası Başkanlığı'nın yeni binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuri Sorman’ın da katıldığı törenle hizmete açıldı. Sorman, açılış töreninde yaptığı konuşmada, son hizmet binasıyla Manisa’nın bütün ilçelerindeki Ziraat Odalarının hizmet binalarının tamamlandığını belirterek, “Bugün çok büyük bir gündür” dedi. Türkiye genelindeki Ziraat Odalarının yüzde 70’inin kendi hizmet binalarına sahip olduğunun altını çizen Sorman, “Son 8 yılda Sayın Genel Başkanımızın 50 yıldır çıkmayan kanunumuzu değiştirmesi neticesinde, odalarımızın aidat gelirine kavuşmasıyla her türlü hizmet çiftçimize sunulmaya çalışılmaktadırlar. Özellikle Genel Başkanımızın şiarı olan çiftçinin alın teriyle ödemiş olduğu bu aidatların yine çiftçiye götürülmesi, Ziraat Odalarımızın en büyük emel ve arzusudur” diye konuştu. Köprübaşı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çelik, törende yaptığı konuşmada, Odalarının, kayıtlı 4 bin 500 üyeye hizmet verildiğini bildirdi. Çelik, şöyle devam etti: "Devletin, tarım alanındaki plan ve programlarını uygulama noktasında Ziraat Odalarımız önemli bir sivil toplum örgütüdür. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ekonomik ve sosyal hayatta en ön sıralarda yer alma hakkını kazanmıştır. Bakanlığımız ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanımızın katkılarıyla ve Allah'ın izniyle daha güzel çalışmalar yapacağız. Bu zamana kadar hep bina kirası vermekteydik, yeni hizmet binasını yaparak kira vermekten de kurtulmuş olduk." Konuşmaların ardından yeni hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkan Vekili ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, Köprübaşı Kaymakamı Abdulkadir Çelik, Köprübaşı Belediye Başkanı Zafer Mergen, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yeni tebliğe göre uygulanacak kesinti oranı 1/1/2014 tarihine kadar %1 olarak uygulanacak ancak yeni tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kesinti yapmakla yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunanlardan satın aldıkları ürün bedelleri üzerinden prim borçlarına mahsuben ve borç tutarını geçmemek şartıyla %2 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.” Hükmüne istinaden 01/01/2014 tarihinden itibaren uygulanacak oran %2 olarak belirlenmiştir. Tarımsal kesinti (tevkifat) bildirimlerinin, kesinti yapmakla yükümlü gerçek ve tüzel kişiler tarafından “e-Kesinti” adı verilen program aracılığı ile on-line olarak gönderilmesi ve kesinti tutarlarının sigortalıların hesaplarına otomatik olarak işlenmesini sağlayacak bilgisayar programı da tebliğ çalışmalarıyla eşzamanlı olarak tamamlanmış olup Yeni Tarımsal Kesinti Uygulama Tebliğinin Resmi Gazetede yayımı ve yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmıştır. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 61 ODALARIMIZDAN TEKNO-TARIM FUARI KAPILARINI AÇTI ODALARIMIZDAN Şehzadeler Ziraat Odası bir sektör haline getirmiştir. Manisa dünya piyasasında birinci ve ikincilik unvanlarına sahip ürünlere sahiptir. Her gittiğimiz ilde hem valilerimize hem de sevgili başkanlarımıza rica ediyoruz. Lütfen tarım alanlarını sanayiye kaydırmayın. Çünkü tarım alanları Allah’ın yaratmış olduğu açık bir fabrikadır. Fabrikanın üstüne fabrika kurmak yersizdir. Onun için mutlaka tarım toprakları korunmalı ve sanayiye de açılmamalıdır.” Açılışta, Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Metin Öztürk, Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap ve Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş de birer konuşma yaptı. Manisa Valiliği öncülüğünde Manisa Büyükşehir Belediyesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, Manisa Ticaret Borsası, Şehzadeler Ziraat Odası, Manisa Veteriner Hekimler Odası, Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi ve Manisa İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ile Köy-Koop ve KOSGEB tarafından desteklenen 8’inci Uluslararası Manisa Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını açtı. Fuarda İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Denizli, Trabzon, Mersin ve Konyalı firmaların yanı sıra Almanya, Avusturya, Fransa, ABD ve Hollandalı firmaların da Türkiye distribütörleri yer aldı. SULUSARAY’A HİZMET BİNASI Sulusaray Ziraat Odası Tokat’ın Sulusaray ilçesi Ziraat Odası Başkanlığı'nın yeni binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir’in de katıldığı törenle hizmete açıldı. TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, açılışta yaptığı konuşmada, “Çiftçimizden gelen para alın teri. O halde bize gelen bu parayı hizmet olarak kuruşuna kadar çiftçimize çevirmemiz gerekir” dedi. Ziraat Odası Başkanlarının çiftçimizden gelen parayı hizmete çevirmek için büyük bir mücadele içinde olduğunun altını çizen Özdemir, “İnşallah önümüzdeki dönemlerde Odalarımız daha hızlı şekilde hizmet vermeye devam edeceklerdir” diye konuştu. Yeni hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Kaymakam Nazlı Demir, TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Tokat’ın ilçe Ziraat Odası başkanları, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Toplam 107 firmanın katıldığı fuarın açılışında konuşan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, fuarın uluslararası boyuta taşınmasının üreticiler için çok önemli olduğunu söyledi. Sorman, şöyle devam etti: “Özellikle doğal afetlerin artması ve iklim değişikliklerin meydana gelmesi, şehir planlarının tarım arazilerini azaltması ülke ve dünya nüfusunun artması tarımı önemli ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI NARMAN’DA TOPLANDI Narman Ziraat Odası Ziraat Odaları Erzurum İl Koordinasyon Kurulu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi M.Latif Maskan’ın da katılımıyla toplandı. Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda konuşan TZOB Yönetim Kurulu üyesi ve Karayazı Ziraat Odası Başkanı M.Latif Maskan, “Ziraat Odaları adına her ay bir ilçede il koordinasyon toplantıları yapmaktayız. Toplantılarda çiftçilerimizin sorunlarını tespit ederek, yerelde halledilebilecek sorunları yerelde halletmeye çalışıyoruz. Yerelde halledemediğimiz sorunları ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezine taşıyoruz. Başta Tarım Bakanlığımız olmak üzere, ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunarak çiftçilerimizin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz” dedi. Toplantıya Erzurum ve ilçe Ziraat Odası Başkanları katıldı. Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy toplantıya katılan misafirlere teşekkür etti, çiftçilerin sorunlarını dile getirdiklerini belirtti. 62 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 63 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN EMEKLİLİK PROTOKOLÜ İMZALANDI Altınordu Ziraat Odası ÜYELERE İNDİRİMLİ GÖZ MUAYENESİ Altınordu Ziraat Odası ve Ziraat Bankası arasında bireysel emeklilik planı protokolü imzalandı. Zonguldak’ın Çaycuma Ziraat Odası Başkanlığı, Kdz. Ereğli’de bulunan göz hastanesi ile anlaşma yaparak, üyelerine indirimli göz muayenesi yapılmasını sağladı.0 Altınordu Ziraat Odası’nda yapılan imza törenine Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt, Ziraat Bankası Samsun Bölge Müdürü Mahmut Şencan, Ziraat Emeklilik Bölge Yöneticisi Hakan Erten, Ordu Şube Müdürü Zeki Cabi, Akyazı Şube Müdürü Süleyman Güneş, Bireysel Emeklilik Ordu Bölge Temsilcisi Uğur Faruk Aşık ve Gülyalı Ziraat Bankası Müdürü Ercan Yıldız katıldı. Çaycuma Ziraat Odası Başkanı Rıza Çapkın, Karadeniz Ereğli ilçesinde olan bir göz hastanesi ile anlaşarak personel, üye ve 1. derece yakınlarına indirim yapılacağını kaydetti. Başkan Çapkın, “Çaycuma Ziraat Odası Başkanlığı olarak Ereğli ilçemizde olan özel bir hastanemiz ile personellerimize, üyelerimize ve 1. derece yakınlarımıza indirimli göz muayenesi yaptıracağız. Muayene ücretinde devlet katılım payı 12 TL dışında fark alınmayacak. Tüm tetkiklerde yüzde 30, genel ameliyatlarda yüzde 20, lazer ameliyatlarında yüzde 30 indirim yapılacaktır. Ayrıca katarakt ameliyatlarında fark yok. Tüm üyelerimize, üye yakınlarımıza ve personelimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi. Ziraat Bankası Samsun Bölge Müdürü Mahmut Şencan, Ziraat Bankasının Altınordu ve Gülyalı ilçesindeki çiftçilere özel bir kampanya başlattığını belirterek, “Yıllık ödemenin 6 ayda bir yapılması ciddi bir avantaj, Ordu’daki çiftçilerimizin bundan faydalanmasını istiyoruz. Emekli olduğunuzda bu size ciddi bir katkı sağlayacaktır” dedi. Başkan Uğur Cörüt de, "27 bin çiftçimizin bu sistemden faydalanmasını istiyoruz. Biz Altınordu Ziraat Odası olarak çiftçilerimizin refah seviyesini yükseltmek için, çiftçilerimizin faydasına olacak çalışmalara imza atmaya devam ediyoruz. Bugün de Ziraat Bankası Bölge Müdürümüz ve diğer şube müdürlerimizin katılımıyla bankanın çiftçilere hazırladığı özel bireysel emeklilik kampanyası protokolüne imza attık. Hayırlı olsun” diye konuştu. BAŞKANLAR BİR ARAYA GELDİ Kütahya Ziraat Odası rım Sigortası, Genel Sağlık Sigortası ile ilgili odalarımızın, çiftçilerimizin sorunlarını iştişare yapmak amacıyla SGK’dan İl Müdürü İsmail Sayar, Ahmet Özcan, Orhan Erdoğan, Ramazan Karadal katılmışlardır. Toplantıda ziraat odalarımızın, çiftçililerimizin yaşadığı sorunlar dile getirilmiştir" dedi. Kütahya İl Müdürü İsmail Sayar Kütahya Sosyal Güvenlik Kurumu olarak bütün vatandaşların kurumlarından faydalanması gerektiğini belirterek Genel Sağlık Sigortası ile ilgili geniş bilgi verdi. Kütahya ve ilçeleri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Dumlupınar'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Aylık Koordinasyon Toplantısına başkanlık eden Kütahya Ziraat Odası Başkanı Ömer Demirtaş bu tür toplantıları her ay değişik bir ilçede gerçekleştirmek suretiyle tarımın sorunlarını masaya yatırıp çözüm yolları bulmaya çalıştıklarını söyledi. Demirtaş, ”Toplantımıza Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Tarım-Bağkur, Ta- 64 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Ziraat Odası Başkanları aylık koordinasyon kurulu toplantısına Kütahya Ziraat Odası Başkanı Ömer Demirtaş, Tavşanlı Ziraat Odası Başkanı İsmail Akpınar, Aslanapa Ziraat Odası Başkanı Şaban Yel, Altıntaş Ziraat Odası Başkanı Mustafa Başbunar, Çavdarhisar Ziraat Odası Başkanı Musa Özgül, Domaniç Ziraat Odası Başkanı Ahmet Özoğul, Dumlupınar Ziraat Odası Başkanı Mehmet Işık, Emet Ziraat Odası Başkanı Sami Yüksel, Gediz Ziraat Odası Başkanı Ali Osman Aslan, Hisarcık Ziraat Odası Başkanı Yusuf Çalışkan, Şaphane Ziraat Odası Başkanı Talat Bilaloğlu, Pazarlar Ziraat Odası Başkanı Kamil Ünal ile odaların Sekreterleri katıldı. Çaycuma Ziraat Odası ÇİFTÇİYE ÜCRETSİZ EĞİTİM Erdemli Ziraat Odası Erdemli Ziraat Odası Başkanı Adnan Dölek, ilçedeki çiftçilere “narenciye’de aşı” ve “toprak örneği alma” eğitimleri verdiklerini söyledi. Odaları tarafından yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi veren Dölek, yöre çiftçisine tarımdaki teknolojik gelişme ve yeni ürün çeşitlerinin bölgeye uyumu konularında sürekli bilgi akışı sağladıklarını belirterek, çalışmaların uzman ziraat mühendisleri tarafından gerçekleştirildiğine dikkati çekti. Çiftçilere son olarak narenciyede aşı ve toprak örneği alma eğitimleri verildiğini anlatan Dölek, “Mühendislerimiz, hangi bitkiye hangi aylarda neler uygulaması gerektiği konularında da bilgiler aktarıyor. Öncelikli yapılması gereken konular üzerinde duruluyor. Zor şartlarda yetiştirilen ürünlerin kaliteli olduğu kadar bol kazanca dönüşmesini de arzu etmekteyiz. Mühendislerimizin çiftçilerimize verdiği teknik hizmetlerden kesinlikle ücret almamaktayız. Bu tür hizmetlerimiz devam edecektir” dedi. Eğitimlerle birlikte doğru uygulamalarla girdi maliyetlerinin düşeceğini de dile getiren Dölek, eğitimlerde görev alan tarım danışmanlarından Mustafa Yılmaz, Emine Tuba Ezerlegiz ile Leyla Sevda Kurt’a da teşekkür etti. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 65 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN ÇIFTÇILER TARLA GÜNÜ’NDE BULUŞTU Kırkağaç Ziraat Odası PATATESİ DON VURDU lişmeler kaydedilmektedir. İlçemizde 110 bin dekar zeytin alanı bulunmaktadır. Zeytincilikte de yeni gelişmelere öncülük eden Ziraat Odamıza da böyle bir etkinlik gerçekleştirdikleri için teşekkür ediyorum’’ dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Recai Berber de diğer zeytin üreticisi ülkelerle rekabet edebilmek için zeytincilik alanında büyük bir değişime ve yeniliğe ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, “Ziraat Odası Başkanlığımızı tebrik ediyorum. Hem yöremizin çiftçilerinin her derdine, her soruna ekibiyle birlikte koşturuyorlar hem de bizlere böyle güzel bir tarla günü düzenleyerek çiftçilerimize önemli konularda bilgilendiriyorlar” şeklinde konuştu. Bitlis’in Ahlat ilçesinde hasadı tamamlanmak üzere olan patatesin yüzde 5’lik kısmını don vurdu. Kırkağaç’ta düzenlenen Tarla Günü’nde çiftçiler bir araya geldi. Etkinliğe TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı, AK Parti Manise Milletvekili Recai Berber, Kırkağaç Kaymakamı Ali Sırmalı, Belediye Başkanı Yaşar İsmail Gedüz, Muhtarlar ve çiftçilerimiz katıldı. Ahlat Kaymakamlığı koordinasyonunda tarlalar gezilerek hasar tespiti yapıldı. İlçedeki şeker pancarı ve patates tarlalarını gezen Ahlat Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, Ahlat Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nihat Keskin ile Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, çiftçilerin sorunlarını yerinde dinledi. Yapılan incelemelerin ardından gazetecilere açıklama yapan Kaymakam Tekbıyıkoğlu, ilçede ekilen 30 bin dönüm civarındaki patatesin yüzde 5’lik kısmına don vurduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Ahlat bir tarım ilçesidir. İlçemizin en önemli tarım kalemlerinin Ziraat Odası Başkanlığı Tarım Danışmanı Berfu Boduroğlu’nun, “Zeytinde Toprakaltı Damla Sulama” hakkında bilgi vermesiyle başlayan etkinlikte Oda Başkanı Süleyman Boğaz, açılış konuşmasını yaptı. Boğaz, Kırkağaç’ta zeytine verdiği önemli katkılardan dolayı Recai Berber’e teşekkür etti. Kaymakam Sırmalı da ilçe halkının % 80’nin tarım ile geçimini sağladığını belirterek, “Kırkağacımızın en önemli değerlerinin başında kavun gelmektedir. Ancak son yıllarda zeytinde de önemli ge- KIŞLIK PATATES HASADI TAMAMLANDI Türkiye’nin en önemli patates üretim merkezlerinden biri olan Nevşehir’de kışlık patates hasadı tamamlandı. Nevşehir Ziraat Odası Başkanı Mustafa Ekiz yaptığı açıklamada, Niğde ile birlikte Türkiye’nin yıllık patates ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan Nevşehir’de yaklaşık 45 bin dekar alanda kışlık patates hasadının gerçekleştirildiğini ifade etti. Nevşehir’in Derinkuyu ve Acıgöl ilçelerinin yanı sıra Kaymaklı beldesinde yoğun olarak ekilen patatesin şu anki kg fiyatının 80 Kuruş ile 1 TL arasında değiştiğini ifade eden Ekiz, “Geçtiğimiz yıllarda Kasım ayı ortalarında yaşanan don olayları nedeniyle bu yıl söküm tarihi üreticiler tarafından biraz daha öne çekildi. Üreticiler depolarındaki patatesi ortalama 1 TL’den satışa sunuyor ve bu fiyat üreticilerimiz için son derece iyi” dedi. 66 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI KAYMAKAMDAN ZİYARET Ahlat Ziraat Odası başında ise şeker pancarı ve patates gelmektedir. Hava sıcaklıklarının bir anda düşmesiyle birlikte, özellikle 2, 3 ve 4 Kasım günlerinde çiftçilerimizin az bir kısmının etkilendiğini biliyoruz. İlçemizde toplam ekilen patates 30 bin dönüm civarındadır. Şeker pancarı ise yaklaşık 28 bin dönüm ekilmiştir. Şeker pancarının dondan çok fazla etkilenmediğini görüyoruz. Ancak patates üretimimizin yaklaşık yüzde 5’lik kısmının etkilendiğini düşünüyoruz. Bu don olayının ilçemizin toplam hasılasına olan etkisinin ise yaklaşık olarak 30 milyon civarında olduğunu kendi hesaplamalarımızda belirledik. Şimdi ürünü dondan etkilenen çiftçilerimizin de teker teker tespitlerini yapmak suretiyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın imkanları ve mevcut mevzuat dahilinde yapılacaklar elbette var. Bir borç ertelemesi gündemde olabilir. Bunların değerlendirilmesi için tespitlerimizi yapıyoruz. Etkilenen çiftçilerimize ise geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.” Alaca Ziraat Odası Nevşehir Ziraat Odası Görevine yeni başlayan Alaca Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, Alaca Ziraat Odası Başkanı İlhan Yılmaz’a iadei ziyarette bulundu. Başkan Yılmaz ziyarette, Kaymakam Ramazan Kurtyemez’e yeni görevinde başarılar diledi; ilçedeku kurum ve kuruluşların birbirleriyle irtibat ve ilişkilerinin daha sağlam olması gerektiğini vurguladı; fikir ve görüşlerin birleştiği noktada daha güzel hizmetlerin yapılabileceğine dikkati çekti. Ardından Kaymakam Kurtyemez ve Başkan Yılmaz Alaca Ziraat Odası bünyesinde çiftçimize verilen hizmetleri incelediler. Kurtyemez, bu çerçevede Oda binasındaki zirai ilaç ve gübre satış mağazası, toprak tahlil laboratuarı, selektör ve yem kırma tesisi ile tahsilat bölümlerinde bilgi aldı. Daha sonra, Ziraat Odası bünyesinde yeni kurulan ve yakın zamanda üretime başlayacak olan süt işleme, peynir, yoğurt ve tereyağı yapım tesisi ziyaret edildi. ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 67 ODALARIMIZDAN ODALARIMIZDAN MEYVE FUARINA KATILIM Mudanya Ziraat Odası Mudanya Ziraat Odası, Antalya'da düzenlenen ve Bursa'nın partner il olarak katıldığı 2. Meyve Yetiştiriciliği ve Meyve Teknolojileri Fuarı'nda Bursa'nın üç karası, incir, üzüm ve zeytin ile deveci armudu, elma, Trabzon hurması ve Hünnap gibi meyveleri sergiledi. ÇİFTÇİLERE HİBE BİLGİLENDİRMESİ Eskişehir’in hibe programından faydalanabilmesi için il milletvekillerinin katkısının büyük olduğunu belirten Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Şen, “Son yıllarda Kütahya, Bursa, Afyon gibi illerimize çok kapsamlı yapılan hibelerden Eskişehir mahrumdu. Bu konuda yapmış olduğumuz çalışmalar sonucu, il milletvekillerimiz bu konuda yardımcı oldular. Onlara teşekkür ediyorum. Çünkü 2015 - 2016 gibi beklenen bir yatırımdı. Milletvekillerimiz sayesinde daha erken faydalanabiliyoruz” şeklinde konuştu. Mudanya Ziraat Odası’nın hazırladığı stand ve meyve sepeti ziyaretçilerden büyük ilgil gördü. Mudanya standını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Vali Yardımcısı Hüseyin Eren, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürümüz Ömer Çelik de ziyarette bulundu. GÜNCELLEME UYARISI Eskişehir Odunpazarı Ziraat Odası Başkanlığı, 9. Etap Kırsal Kalkınma Yatırım Programı kapsamında hibe konularını çiftçilere anlattı. Çiftçileri bilgilendirme amaçlı toplantıya, çiftçilerin katılımı yoğun oldu. Fatsa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özgen, 2015 yılının mazot gübre desteği için güncellemeleri gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Fatsa’da üreticilerimize ait mazot ve gübre desteği için 13 bin 100 dosyamız var. Günlük 500 ile 600 arası üreticimizin işlerini şu an için Odamızda gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra cumartesi günleri de açık kalarak süreyle ilgili sıkıntıyı ortadan kaldırmayı ve üreticilerimizin işlerini halletmeye çalışacağız. Üreticilerimiz şu an için duyarlı davranıyor ve güncellemelerini gerçekleştiriyorlar. Mazot gübre desteklemesi için güncelleme yapmayan üreticiler alan bazlı destek ödemelerine müracaat edemeyecekler. Üreticilerimiz mağduriyet yaşamamaları için gerekli güncellemeleri mutlaka yaptırsınlar.” AKDENİZ SİNEĞİ SIKINTI VERİYOR İL KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI YAPILDI Afyonkarahisar’ın Bolvadin İlçesinde Türk Kızılayı, kan bağışı toplama kampanyalarına destek veren Bolvadin Ziraat Odası Başkanı Fikret Dayı’ ya teşekkür plaketi verdi. 68 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 9. Etap Kırsal Kalkınma Yatırım Programı kapsamında, büyükbaş sabit yatırımları, küçükbaş sabit yatırımları, kanatlı sabit yatırımları, çelik silo yatırımları, soğuk hava depoları, hayvansal ürünlerin işlenmesi ve bitkisel ürünlerin işlenmesi hakkında çiftçilere bilgi verildi. Fatsa Ziraat Odası Ordu’nun Fatsa ilçesinde Çiftçi Kayıt Sistemi(ÇKS) başvuruları için Fatsa Ziraat Odası önünde uzun kuyruklar oluştu. Toplantının ardından Ziraat Odası tarafından Hamamyolu’nda, Odunpazarı Kaymakamı Abdullah Selim Parlar'ın da katılımıyla vatandaşlara aşure dağıtıldı. Efeler Ziraat Odası na ve hasadı yaklaşan portakallarda ciddi çeşitlere zarar var. Üreticinin bu dönemde mücadele yapması önemlidir. Bu sinek, yurt dışında karantina uygulanan bir zararlıdır ve toleransı sıfırdır. Bu nedenle sıkıntı büyümeden gerekli önlemin alınması gerekiyor. İl Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü ve ilçe müdürlükleri konu hakkında çalışmalarda bulunduklarını, tuzaklar asarak popülasyonu takip ettiklerini belirttiler. Konunun üzerinde duruyoruz” dedi. Bolvadin Ziraat Odası Ziraat Odasında düzenlenen plaket sunumunda konuşan Başkan Fikret Dayı, kan ve kan bağışının önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Türk Kızılayımızın bu anlamlı kan toplama kampanyasını ilçemiz Bolvadin'de de yürütmeleri halkımız için yararlı görüyorum. İlçemizde olası kan ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra başka yerlerde kan ihtiyacının karşılanması için kan toplama kampanyası büyük önem arz etmektedir. Türk Kızılayının daha verimli bir çalışma sergilemesi için kan bağışında bulunulması ve kişilerin bağış konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kızılayımızın kan toplama kampanyasını, Bolvadin halkı adına destekliyor ve halkımızı da hayat kurtarabilmek adına kan vermeye davet ediyoruz." Başkan Dayı’nın plaketini Türk Kızılayı Bolvadin Şube Başkanı Faik Karagüven sundu. Odunpazarı Ziraat Odası Aydın’ın en önemli ürünlerinden biri olan narenciyede Akdeniz sineği vurgunu yaşandı. Çalışma çalışmalarına rağmen, zararın ciddi boyutlara ulaştığını belirten Efeler Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı, sorunun çözümü için çalıştıklarını ancak, şimdiden zararın ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. Konuyla ilgili açıklama yapan Aydın Efeler Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı, Akdeniz meyve sineğinin, ağırlıklı olarak şeker oranı yüksek olan mandalina ve portakalda ciddi hasar oluşturduğunu belirterek, “Özellikle hasadı başlayan mandali◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 69 ODALARIMIZDAN ÇİFTÇİLER ULUSLARARASI TEKNO TARIM FUARINI GEZDİ Sarıgöl Ziraat Odası Manisa’da, bu yıl 8’incisi düzenlenen ’’Tekno Tarım Fuarına’’ Sarıgöl ilçesinden 120 çiftçi ziyarete gitti. Manisa'da Tekno Tarım Fuarının, bu yıl 8’incisi düzenleniyor. Sarıgöl Ziraat Odası da, ilçedeki çiftçilerin tarım alanında son yapılan yenilikleri görmesi adına bir gezi düzenledi. Fuarı gezen çiftçiler, ziyaretten memnun kaldıklarını belirtti. Çiftçiler için fuarın önemine dikkat çeken Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, "Uluslararası Tekno Tarım Fuarı’na Sarıgöl’den 120 çiftçimizle ziyarete çıktık. Fuarda çiftçilerimiz tarım alanlarında yapılan son yenilikleri görecek ve hayata geçirmelerini sağlamak amacıyla bu geziyi düzenledik. Yararlı olduğunu umuyorum" diye konuştu. 3 BİN ADET ÇAM FİDANI DAĞITACAK Gercüş Ziraat Odası Batman'ın Gercüş İlçe Ziraat Odası Başkanı Şefik Öner, köylerin ortak alanlarında kullanılmak üzere 3 bin adet çam fidanı dağıtacaklarını söyledi. Diyarbakır ve Batman Çevre ve Orman İl müdürlüklerinden alınan 3 bin adet selvi, kızıl ve İran çamlarının köylerin ortak alanlarında kullanılmak üzere dağıtacaklarını belirten Öner, çam fidanlarını köylerin ortak alanları olan mezarlıklar, okul bahçesi, cami bahçesi gibi yerlere dikileceğini söyledi. 3 çeşit çam fidanının dağıtılacağını aktaran Öner, "Çevremizi yeşillendirmek için yaptığımız girişimler sonuç vermeye devam ediyor. Çiftçilerimiz ve köylerimiz için her zaman çalışmaya devam edeceğiz. Fidanlarını almak isteyen köy muhtarları, resmi kuruluş temsilcileri ve vatandaşları Gercüş Ziraat Odası Başkanlığı'na bekliyoruz. Vereceğimiz çam fidanları köyün ortak kullanım alanları dışında kullanılamaz" dedi. ÇİFTÇİLERE REFLEKTÖR DAĞITILDI Yerköy Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği, traktörlerin sebep olabileceği kazaları en aza indirmek amacıyla traktör sürücülerine reflektör dağıttı. 70 ◄ TZOB ► ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI Yerköy Ziraat Odası Yerköy Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amiri Ramazan Özdemir, Yerköy Ziraat Odası ile ortaklaşa bir çalışma yaptıklarını ve traktör sürücülerine reflektör dağıttıklarını belirterek, “Yerköy ilçesi önemli bir tarım bölgesi ve tarımsal faaliyetler oldukça fazla. Bu sebeple ilçemizde traktörler gerek köy yollarında gerekse devlet karayollarında önemli bir ağırlık teşkil ediyor. Bizler Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği olarak denetiminden sorumlu olduğumuz devlet karayollarında traktörlerin taraf olacağı muhtemel kazaların önlenmesi amacıyla pancar hasadı yapan traktörü bulunan çiftçilerimize reflektör dağıtımı gerçekleştirdik ve sürücülere reflektör takmanın önemini anlattık. Amirliğimiz ile birlikte ortak hareket eden ve reflektör dağıtımında bizlerden desteğini esirgemeyen Ziraat Odası Başkanı Yusuf Bahri Yılmaz ve oda çalışanlarına teşekkür ediyoruz” dedi. TZOB TZOB TZOB Resmi Gazete’de Yayımlanan Tarımla İlgili Kanun, Karar, Yönetmelik ve Tebliğler 12 Kasım 2014 ■ Yerli Hayvan Irk ve Hatlarının Tescili Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2004/39)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2014/50) ■ Tarımsal Faaliyetlere İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 41) Hakkında Tebliğ (Sıra No: 22)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 31) 14 Kasım 2014 ■ 1074 Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Komisyonu Kurulmasına İlişkin Karar 20 Kasım 2014 ■ Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Analiz Metotları Tebliği (No: 2014/53) 22 Kasım 2014 ■ Buzağıların Korunması ile İlgili Asgari Standartlara İlişkin Yönetmelik ■ Çiftlik Hayvanlarının Refahına İlişkin Genel Hükümler Hakkında Yönetmelik ■ Yumurtacı Tavukların Korunması ile İlgili Asgari Standartlara İlişkin Yönetmelik 27 Kasım 2014 ■ Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödenene Kadar 2014 Yılında Tarımsal Destekleme Ödemesi Yapılmayacağına Dair Bakanlar Kurulu Kararı Uygulama Tebliği (Tebliğ No: 2014/9)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2014/49) ■ Gıda İşletmelerinde Yerel, Marjinal ve Sınırlı Faaliyetlerin Düzenlenmesine Dair Tebliğ (No: 2014/52) 27 Kasım 2014 ■ Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğde (Tebliğ 2013/59) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2014/58) BAŞSAĞLIĞI Murat KALEŞ Erdek Ziraat Odası Başkanı Hasan Ali GÜL Durağan Ziraat Odası Başkanı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Kendisine Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine ve camiamıza başsağlığı dileriz. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Kendisine Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine ve camiamıza başsağlığı dileriz. Türkiye Ziraat Odaları Birliği
© Copyright 2024 Paperzz