(ÜNİTE-1) BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLGİ TEMELİ **Değer ve ilkelerin yanında,bireylerle sosyal hizmetin bilgi temeli bilimsel kavramlar,araçlar ve tekniklerden oluşur.Bu kavramların önemli olanlarından bazıları;bireyin yaşam deneyimi üzerinde çevrenin etkisi,temel duygusal ve fiziksel ihtiyaçların önemi,bu ihtiyaçların karşılanmamasından doğan sonuçlar,davranışların amacı ve insan hayatına sosyal ve kültürel faktörlerin etkisidir. Bireylerle sosyal hizmetin araçları ve teknikleri,pratikteki deneyimler ve davranışsal bilimlerden gelen bilgiden oluşur. **Bireylerle sosyal hizmet için görüşme önemli bir araçtır ve görüşme için etkili dinleme en önemli bileşendir. **Duyguların kabulü,empati,duyguların ifade edilmesi için teşvik,onaylama, fikirlerin ve durumların açıklığa kavuşturulması,bilgi ve tavsiye vermek kullanılan tekniklerdendir. BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN İLKELERİ **Bireyle sosyal hizmetin ilkeleri,müracaatçı ve shu arasında yakın bir ilişki kurulması için uygulanır. **Mesleki ilişki,müracaatçının kişiliği ve davranışında değişiklik yaratacak bir iletişim aracıdır.İlişki terimi ilk defa 1939 yılında yayımlanan Virginia Robinson’un “A Changing Psychology in Social Case Work-Bireyle Sosyal Hizmette Değişim Psikolojisi” adlı kitabında kullanılmıştır. 1)Bireyselleştirme İlkesi:Bireyi tek bir açıdan değil,birçok açıdan değerlendirmektedir.Her müracaatçı ayrı birer varlık olarak ele alınmalı ve sorunlarının kökten çözmek amacıyla ilişki kurmak için tam ve kapsamlı bilgi edinilmelidir. 2)Anlamlı İlişki Kurma İlkesi:İlişki kurmanın amacı müracaatçının davranışını değiştirmek veya uyumsuz durumlarını düzenlemektir.Anlamlı ilişki, müracaatçıya ilgi göstererek kurulur. 3)Kabul Etme İlkesi:Müracaatçıyla “olduğu” gibi ilgilenmeyi ve algılamayı ifade eder. (Müracaatçıların güçlü yönlerini ve sınırlılıklarını tanımlamayı ve kullanmayı,uygun olmayan özellikleri,olumlu ve olumsuz duyguları ve yapıcı-yıkıcı tutum ve davranışları içerir.) 4)İletişim İlkesi:Shu'nun temel işlevi,müracaatçının duygularını ifade ederken rahat hissetmesini sağlayacak bir ortam yaratmaktır.Bu da düzgün bir iletişim kurulabilmesine bağlıdır. 5)Duyguların Amaçlı İfade Edilmesi İlkesi:Shu,müracaatçının duygularını özgürce ifade etmesi için fırsat vermelidir çünkü özellikle olumsuz duyguların birikmesi sakıncalıdır. 6)Kontrollü Duygusal Katılım İlkesi:Müracaatçıların duygularına duyarlı olmayı,duyguların anlamını anlamayı ve onlara amaçlı ve uygun bir tepki vermeyi ifade eder. 7)Yargılayıcı Olmayan Tavır İlkesi:Bireyle sosyal hizmet ilişkisinin kalitesi, yargılayıcı olmayan tavır ile belli olur.Shu,bir kişinin suçlu veya suçsuz olduğuna karar vermek yetkisine sahip değildir. 8)Müracaatçının Özerkliği İlkesi:Sosyal hizmet uygulaması sürecinde müracaatçıların tercihlerini yaparken ve karar verirken özgür olmaları gereksinimini ve hakkını tanımlar. 9)Sosyal Hizmet Uzmanının Öz Farkındalığı İlkesi:Shu'nun,müracaatçının sorunları ile ilgilenirken kendi güçlerinin ve sınırlılıklarının farkında olmasıdır. 10)Sosyal İşlevsellik İlkesi:Bir kişinin temel gereksinimlerini karşılaması için gerekli görevleri ve aktiviteleri yerine getirebilmesi ve toplumun belirli bir alt kültürü tarafından yerine getirilmesi beklenen önemli sosyal rollerini gerçekleştirebilmesi becerisidir. 11)Davranışları Ayarlama İlkesi 12)Sosyal Öğrenme İlkesi: -Fark etme ve odaklanma,dikkat etme ve ilgilenme, -Sorunu organize etme ve değerlendirme ve gelecek eylemler için plan yapma -Yeni bilgilere ihtiyaç duyma ve araştırma -Yeni bir deneyim için müracaatçıya fırsatlar sağlama aşamalarını içerir. 13)Gizlilik İlkesi:Müracaatçının mesleki ilişkide kendisiyle ilgili açıkladığı gizli bilgilerin korunması hakkına dayanır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN TEMEL VARSAYIMLARI **Hamilton'a göre bireyle sosyal hizmetin temel varsayımları: a)Birey ve toplum birbirine bağımlı ve birbirini tamamlayıcıdır b)Toplumdaki değişik faktörler birey davranışı ve tutumlarını etkiler c)Bazı sorunlar psikolojik ve bazıları ise kişiler arasıdır d)Bireyle sosyal hizmet sürecinde bilinçli ve kontrollü ilişkiler kurulması amaca hizmet eder e)Bireylerle sosyal hizmet f)Kişinin enerjisini ve kapasitesini olumlu yöne yönlendirmesine yardım ederek sorunlarının çözülmesini sağlar g)Bireyle sosyal hizmet herkese ilerlemek için eşit hak verir h)Her ihtiyaç sahibi ve engelli insan için yardım sağlar. Grace Mathew’e göre bireyle sosyal hizmetin varsayımları: (Bu varsayımlar kolektif düşünce ve geleneklerden ortaya çıkmıştır.) a)Her insan onuru ve değeri olan kişiler olarak değerlendirilmelidir. b)İnsanlar birbirine bağımlıdır ve bu durum sosyal gruplar içindeki etkileşimlerinde görülür. c)Tüm bireyler bazı özellikler açısından benzerdir ama her birey belirli özellikleri açısından tam olarak birbirinin aynı değildir. d)Her birey kendi içinde büyüme ve başarılı olma potansiyeli taşır ve bu potansiyelin farkına varmak her bireyin hakkıdır. e)Toplum,kendi potansiyellerini fark etmelerini sağlayacak araçlara sahip olmayan insanlara yardım etmekle yükümlüdür.En temel değer,tüm insanların değerli ve onurlu olması ilkesidir.2.olarak ise maddi ve manevi iyilik hâlini sağlayarak insanın iyileştirilmesi hedefine kendini adamaktır. **Bu felsefi varsayımlardan ve bireyselleştirilmiş fikirlerden çıkan bir diğer bağlılıklar seti vardır:Kabul etme,yargılayıcı olmayan tavır,gizlilik ve kontrollü duygusal katılımdır. İNSAN DAVRANIŞLARININ NEDENLERİ Bireylerin kendilerine ait baş etme yöntemlerinin neden bazı sorunlar için etkisiz kalma nedenleri: 1.Maddi Kaynakların Yokluğu:Örneğin;devlet hastanesindeki hem fakir hem hasta olan ampüte bir birey,takma uzuvlar satın alabilmek için hastanenin sosyal servisinden para yardımı alabilir. 2.Durumlar ve İlişkilerin Yanlış Anlaşılması ve Uygun Bilgilerin Yokluğu: Örneğin;baba çocuğunun epileptik krizlerinin içine şeytan girmesinden kaynaklandığına inanıyorsa eğer çocuğunun durumunu daha da kötüleştirecek tedaviler deneyebilir. 3.Hastalık veya Sağlıkla İlgili Engeller:Örneğin;ailede baba hasta ise anne fazladan sorumluluk altına girmek ve dışarıdan yardım almasını gerektirecek sorunlarla tek başına yüzleşmek zorunda kalır.Hasta ve ailesi,hastalık ile ilgili yardım kabul etmeyi düşünmeli ve şu an ve gelecek hakkında gerçekçi planlar yapmalıdır. 4.Stresli Durumlardan Kaynaklanan Duygusal Endişe:Örneğin;çocuğunun suça karıştığını öğrenen bir baba o kadar fazla üzgün hissedebilir ki çocuğunu evden atıp onunla tüm bağlarını kesebilir. 5.Kişilik Özellikleri ve Yetersizlikler:Örneğin;eğer küçük bir kız,annesi tarafından kendisini terk eden babasının kötü bir adam olduğu inancı ile yetiştirilirse büyüdüğü zaman kendi eşi ile sıkıntılar yaşacaktır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET TANIMLARI Mary Richmond (1915):Hem kişinin hem de toplumun iyi halinin aynı anda sağlanması için iş birliği yaparak değişik insanlarla ve insanlar için yapılan bir sanat Mary Richmond (1917):Erkek,kadın ve çocukların sosyal ilişkilerinin iyileştirilmesi için çalışan bir sanattır. Mary Richmond (1922):İnsan ve çevresi arasında,bireysel ve bilinçli olarak kişilik gelişmesi için ayarlamalar yapan süreçlerdir. Jarret (1919):Sosyal bir bozukluğu olan bireyin çevresindeki tüm durumlarla en iyi ilişki kurmasını sağlamaktır. Taft (1920):Bireyin kişiliğini,davranışlarını ve sosyal ilişkilerini anlama ve daha iyi kişisel ve sosyal uyumu üzerinde çalışma çabası içinde sosyal tedavi uygulamaktır. Watson (1922):Bireyin çevresine daha iyi uyum sağlayabilmesi amacıyla bozulmuş kişiliğinin düzenlenmesi ve çözümlenmesi sanatıdır. Queen (1932):Bireysel ilişkilerin düzenlenmesi sanatıdır. Lee (1923):İnsan davranışlarını değiştirme sanatıdır. Taylor (1926):Bireyleri tüm kişilikleri ile anlamak ve sosyal olarak daha sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlamak çabasındaki bir süreçtir. Raynolds (1935):Sosyal ilişkilerinde zorluklara yol açan önemli sorunları için müracaatçı olan kişilere danışmanlık hizmeti verme sürecidir. Raynolds (1935):Bireyin kendisini ailesi,doğal grubu ve toplumuna uyum sağlaması ihtiyacında olan bireye yardım eden bir sosyal hizmet türüdür. Klein (1938):Sosyal hizmetin bir yöntemidir. Swift (1939): Bireylin hayat içinde karşılaştığı sorunlarının çözümü için kişisel kapasitesini kullanmak ve geliştirmek konusunda bireye yardımcı olan bir sanattır. DeSchweiinitz (1939):Sosyal kurumların temsilcileri olarak bireylerin ihtiyaçlarına politikalar çerçevesinde hizmet,finansal destek verme ya da kişisel danışma sağlayan süreçler demektir. Strode (1948):Sosyal vaka çalışması,sosyal kaynaklar ve alandan gelen tecrübe ile bireyin en olası ve iyi sosyal uyumumun sağlanmasına yardım eden bir süreçtir. Towle (1947):Karşılanmamış ihtiyaçlar alanında en uygun sosyal hizmeti sağlayan bir yöntemdir. Bowers (1949):İnsan ilişkileri bilimleri bilgisi ve insan ilişkileri becerilerini bireyin kapasitesini kullanması için;toplumdaki kaynakların müracaatçı ve çevresi arasındaki en iyi uyumun sağlanması için çalışan bir sanattır. Hollis (1954):Kendi çabaları ile etkili olarak çözemedikleri sorunların çözümü için bireylere yardım eden sosyal hizmet uzmanları tarafından kullanılan bir yöntemdir. Gordon Hamilton (1956):(Hem bir çalışma alanı hem bir yöntem),bireyin kişiliğini geliştirmesi için bilinçli olarak kişi ve çevresi arasındaki uyumun sağlanması süreçlerini kapsar. Perlman (1957):Sosyal işlevsellikle ilgili sorunlarıyla kişinin daha etkili baş edebilmesi için yardımcı olan insan refahı kurumları tarafından kullanılan bir süreçtir. Safrad:Bireylere yardımcı olmak için,kendi çabaları ile etkili olarak baş edemediği sorunların sosyal uyumunun sağlanması için kullanılan bir yöntemdir. ****1930’dan önceki tanımlarında vurgulanan özelliği,yönteminin bir sanat olduğu şeklindedir.Daha sonrakilerde yer alan yöntem ve süreç sözlükleri aynı anlamda kullanılmıştır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN AMAÇLARI VE DOĞASI **Amaçları:Sosyal yıkımı engellemek,müracaatçıyı güçlendirmek,sosyal işlevselliği sağlamak,olumlu teşvik sağlamak,gelişme ve büyüme için fırsatlar yaratmak,psikolojik zararları telafi etmek,kendi kendini yönetme kapasitesini artırmak ve sosyal katılımı artırmak,bireyin toplumla iyi bir uyum yakalaması,bireyin içsel sorunlarının bulunması, anlaşılması ve çözülmesi,bireyin ego gücünün arttırılması,sorunların önlenmesi ve içsel kaynakların geliştirilmesi **Bireylerle sosyal hizmetin paylaşılan ve duygusal olarak ortaya çıkan durumlardan doğan bir ilişki olduğu görülür.Bu ilişki kabul,beklenti,destek ve dürtü kavramlarını içerir. **Bireylerle sosyal hizmetin durumu iyileştirilme,toplumla daha fazla uyum,kapasite inşası, dışarıdan yardım gerektiren ihtiyaçları göz önünde bulundurmaya dönük doğası bulunmaktadır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMETİN BİLEŞENLERİ Bireylerle sosyal hizmetin bileşenleri:Birey,sorun,kurum,sorun çözme süreci,shu-müracaatçı ilişkisi. ##İnsan davranışını ve bireysel farklılıkları anlamak konusunda Grace Mathew'in önerileri: 1.Bireyin davranışları çevresi ve deneyimleri tarafından şekillenir. 2.İnsani gelişim ve büyüme için bazı temel ihtiyaçların karşılanması gerekir 3.Duygusal ihtiyaçlar gerçektir ve mantıksal düşünme yoluyla karşılanamazlar. 4.Davranış amaçlıdır ve insanın fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına bir cevaptır. 5.Bir diğer kişinin davranışı,onun kendi duygusal ve mantıksal yapısının anlaşılması ile anlamlandırılır. ##Sorunlar sınıflara ayrılabilir: 1.Hastalık veya engele dayalı sorunlar 2.Maddi kaynakların yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar 3.Okulla ilgili sorunlar 4.Kurumsallaşmadan kaynaklanan sorunlar 5.Davranış sorunları 6.Evlilikteki uyumsuzluktan kaynaklanan sorunlar 7.İzleme hizmeti gerektiren sorunlar 8.İnsanların rehabilite edilmesi ihtiyacından kaynaklanan sorunlar 9.Kumar,fuhuş,alkol ve madde bağımlılığı ve evlilik dışı annelik gibi sosyal sorunlar. ##Kurumlar;özel,fon alan ve kamu kurumları olmak üzere çeşitlenir.Birincil (sivil toplum örgütleri) ve ikincil kurumlar (hastane,okul gibi) vardır.Çocuk refahı,aile refahı,eğitim ve uzmanlık alanlarına dayalı olarak sınıflanırlar.Verilen desteğin çeşidine,mesleki otorite, hizmet edilen müracaatçı çeşidine göre de farklılaşır. **Hamilton’ın belirttiği süreçler iç içe dokunurlar yani bir süreç diğerine paraleldir.Ayrıca Hamilton’a göre başlangıçta belirsiz veya geçici bir tanı hatta tedavi yöntemi belirleriz. **Skidmore’a göre,müracaatçı için sorunun daha açık hâle getirilmesi ve sonunda bu anlayış doğrultusunda hayatında bir takım değişimlere yol açtığı için hazırlık yapma süreci de tedavinin bir parçasıdır. ##Kişinin sorun çözme çabalarının önünü tıkayan engeller ilk olarak ortaya konmalıdır.Bu engeller: 1.Kişinin ihtiyacı olan somut araçların ve kaynakların ulaşılabilir olmaması 2.Cahillik ve yanlış anlaşılmadan kaynaklanan sorunlar hakkındaki bilgiler 3.Kişinin fiziksel ve duygusal enerjisinin tükenmesi 4.Bazı sorunlar kişinin güçlü duygularından kaynaklanır. 5.Sorun belki de kişinin kendi içindedir. 6.Kişi;düşünme ve planlama ile ilgili düzenli alışkanlıklar geliştirmemiş olabilir. ##Bireylerle sosyal hizmet sürecinin amacı,kişinin bir veya birden çok sorunu ile kendi kendine baş etmesine yardımcı olmak ile alakalıdır.Bunu yaparak kişinin hayatına devam ederken sağlam adımlar atmasını sağlayan a)terapötik ilişki, b)sistematik ve esnek yol bulunması, c)fırsatlar ve yardımlar olmak üzere üç araç kullanılır. ##Müdahale bilgisi sorulara odaklanır:Bu durumu değiştirmek için ne yapılabilir?Bu evre, müracaatçı ve shu'nun beraber karar verdikleri hedefler ile başlar. ##Müdahale üç çeşit olabilir:Direkt müdahale,çevresel değişim ve pratik hizmetlerin yönetimi. SOSYAL HİZMET UZMANI-MÜRACAATÇI İLİŞKİSİ **Shu ile yardım talebinde bulunan birey ve aile arasında kurulan mesleki ilişki farklı yapıdadır. Sosyal ilişki olarak nitelendirilen arkadaşlık,komşuluk ilişkilerine benzemez. Mesleki ilişki süreci shu ile başvuran arasında yer aldığına göre konuya iki taraf açısından bakmak doğru olur. **Aktarım:Bireyin yaşantısında daha önceden karşılaştığı objelere (genellikle insanlara) karşı oluşturduğu savunma,tavır,duygu veya tepkilerinin bilinçsiz olarak şu anda karşılaştığı bir başka objeye yönlendirmesidir.Örneğin;kişi,tavır olarak eski eşine benzettiği birine güvenmez ya da çocukluk arkadaşına benzettiği birine aşırı güvenir. **Shu da aynı şekilde bilinçsizce aktarım yapma eğilimindedir.Buna karşıt aktarım denir. **Shu'nun aktarımı anlamak ( müracaatçının davranışlarını ve bilinçsiz ihtiyaçlarını anlamak),kullanmak (geçmiş ve şuan ki deneyimleri ve ilişkileri bütünleştirmek) ve yorumlamak (müracaatçının bilinçsiz savunmalarının dikkatli analizi) olarak üç önemli sorumluluğu vardır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET,PSİKOTERAPİ VE PSİKOLOJİK DANIŞMA Bireysel düzeydeki ruhsal bir sorunun,ruhsal yollarla tedavi edilmesi,ortadan kaldırılmasına psikoterapi denmektir.Genelde terapistin hastaya karşı tutumu aralarındaki ilişkinin niteliğine göre duyguları bastırıcı,destekleyici,derinliğine araştırıcı olabilir. Dinleme,eşduyum (empati) yapma,ilgi gösterme,yansız olma,esnek olma gibi teknikler sıklıkla kullanılanlar arasındadır. Psikolojik danışma,bireyin kendisini tanımasına,davranışlarını fark etmesi yönünde cesaretlenmesine ve duygusal baskıdan kurtulmasına,destek vererek başkalarıyla olan ilişkilerini,bazı tutum ve alışkanlıklarını kavrayıp değiştirmesine yardımcı olma tekniğidir. Danışmanlık yapacak kişinin içtenlik,açık sözlülük,başkalarını sevme ve sayma,empati yapma gibi özellikleri olmalıdır. >>>Bireyle sosyal hizmet ve psikolojik danışma arasındaki benzerlikler: 1.İkisi de aynı hedeflere sahiptir 2.İkisi de aynı müracaatçı çeşidi ile çalışır 3.İkisi de benzer sorunlar ile uğraşır 4.İkisinin de faydalı olması kurulan ilişkiye bağlıdır 5.İkisi de müracaatçının değerine ve onuruna inanır. 6.İkisi de ortak ilkelere sahiptir >>>Bireyle sosyal hizmet ve psikolojik danışma arasındaki farklılıklar: 1.Psikolojik danışmada yardım,müracaatçıya sosyal servisler yoluyla sunulmaz ama sosyal hizmette yönetimsel hizmetler (somut hizmetler),sorun çözme planının temelidir. 2.Psikolojik danışmada bir kurum kesin olarak gerekli değildir ama sosyal hizmet her zaman kurum ortamında yapılır. 3.Psikolojik danışmada çoğu zaman sadece bir çeşit sorun ile ilgilenilir ama sosyal hizmette müracaatçı bir bütün olarak algılanıp çalışılır. 4.Psikolojik danışmada odak nokta sorundur, kişi değildir. Ama sosyal hizmetlerde odak noktası temelde müracaatçıdır ve ne çeşit hizmetlerin sunulduğudur. 5.Psikolojik danışmada danışman, danışmanlık uygulamasında bağımsızdır ama sosyal hizmette hizmetler kurum yoluyla verilir. >>>Bireylerle sosyal hizmet ve psikoterapi arasındaki benzerlikler: 1.İkisi de duygusal sorunları olan ve acı dolu durumlarda bulunan bireylere yardım eder. 2.İkisi de yöntem olarak görüşmeyi kullanır. 3.İkisi de müracaatçı rahatlatmak ve duygularını ifade edebilmesini sağlamak için çalışır. 4.İkisi de müracaatçıya karşı bireysellik, sıcaklık ve saygı ilkelerine sahiptir. 5.İkisi de müracaatçının kendi kaderini tayin etme hakkına inanır. 6.İkisi de müracaatçının davranışları ve tavırlarını etkileyen bilinçsiz ve duygusal süreçlerin rolünün farkındadır. 7.İkisi de müracaatçının o andaki anksiyetesini önlemek için duygusal destek sağlar. 8.İkisi de aktarıma önem verir. >>>Bireylerle sosyal hizmet yöntemi: 1.Bireyi saygı görmeye layık,toplum içinde insan onuruna yaraşır biçimde yaşaması gereken bir varlık olarak kabul eder 2.Sorunun çözümlenebilmesi için gerektiğinde birey ve aileyi kendi olanakları yanında toplumsal kaynaklardan yararlandırma sorumluluğu taşır 3.Birey ve sosyal çevre arasındaki sorunların çözümü için karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini amaçlar ve interaksiyonlar üzerinde odaklaşır 4.Sorunlara yol açan bilinçaltı nedenlerin varlığını kabul etmekle birlikte tedavide bilinç düzeyindeki ve daha çok bugüne ait hususlar üzerinde durur 5.Bireyi ve içinde bulunduğu sosyal çevreyi birbirini tamamlayan bir bütün olarak kavrar, 6.Sorun çözmedeki amaç,birey ve aile birlikte toplumsal huzur ve refahın gerçekleştirilmesi **Ele aldığı sorunların çözümünde uygun hizmet ve kaynakları kullanma işlevi ve ideal amaç olarak sonuçta gerçekleştirmek istediği toplumsal refahı sağlama hedefi,bireylerle sosyal hizmet yöntemini psikoterapi ve psikolojik danışmadan ayırt eden başlıca özelliklerdir. ÜNİTE 2=TARİHSEL GELİŞİM Modern sosyal hizmet,temelde bireylerle sosyal hizmet, gruplarla sosyal hizmet ve toplumla sosyal hizmet olmak üzere üç yardım yöntemini kullanır.Bireylerle sosyal hizmet uygulaması sosyal kişisel çalışma,vaka çalışması olarak da tanımlanmakta,aynı anlamı ifade etmekte ve zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.Bireylerle sosyal hizmet müdahalesi bilimsel olarak Mary Richmond’un 1917 yılında yayınlamış olduğu “Sosyal Teşhis” kitabına dayanmaktadır.Genel olarak bireylerle sosyal hizmet müdahalesinin odağı fiziksel,ruhsal olarak gereksinimi olan ya da toplumsal açıdan engeli bulunan kişilerdir.Toplumsal açıdan engelli olarak kabul edilen kişilerden bazıları işsizler,evsizler,parçalanmış ailelerin üyeleri,alkolikler,madde bağımlılıkları ve istismara uğrayan ya da sorunlu çocuklar olarak sıralanabilir. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ İlk Evreler=Yoksulların Durumunu Geliştirme Topluluğu (A.I.C.P),Amerika’da 1843 yılında kurulmuş ve daha eskiden kullanılan yaklaşımların aksine yoksulluğa daha bireysel olarak yaklaşmıştır.İlk profesyonel sosyal hizmet okulu 1898 yılında kurulan New York Okulu’dur. **Hayırseverlik Organizasyonu Topluluğu ve Dost Ziyaretçiler Amerika’daki en eski organize olmuş girişim 1877 yılında kurulan Amerikan Hayırseverlik Organizasyonu Topluluğu’dur.Topluluk gönüllülerden oluşan “dost ziyaretçiler”olarak adlandırılan kişilerle çalışmaktaydı.Hayırseverlik Organizasyonu Topluluğu’nun temel planı şunları içeriyordu:İhtiyacın belirlenmesi için müracaatçıları değerlendirmek,merkezi kayıt ve belgeleme,destek verme.Dost ziyaretçilerin amacı eğitimdi ve kişisel etki yaratarak karakter geliştirmeye çalışıyorlardı.Dost ziyaretçilerinin çabaları sayesinde büyük ihtimalle hayırseverlik bilimsel bir hâle evrildi ve bireyle sosyal hizmetin temelleri atıldı.Dost ziyaretçiler kavramına zamanla “ücretli personel” eklendi.Dost ziyaretçilerin ailelerle olan ilişkileri müracaatçının durumundaki bozukluğun kendi sosyal davranışındaki tasavvurundan ötürü meydana geldiği düşüncesine dayanmaktaydı. **1908 yılında Clifford Beers’in akıl sağlığı ile ilgili olarak yayını sosyal hizmetin sadece ekonomik ve sosyal değil,aynı zamanda müracaatçıların psikolojik ve duygusal sorunlarına da yönelmesine neden olmuştur. **İlk bireyle sosyal hizmet eğitimi 1914-1917 yıllarını içeren dönemde verilmiştir.Bu dönemde bireyle sosyal hizmet daha çok tıptaki modele dayanıyordu.Bir süre bireyle sosyal hizmet,sadece hasta kişilere odaklandı ve öncelik hastalığın tedavi edilmesi oldu.“Birey ile sosyal hizmet” terimi ilk olarak Amerika’daki bir konferansta “Social casework” olarak kullanıldı.İlk profesyonel bireyle sosyal hizmet eğitim programı bir yaz okulu eğitimi ile yapılmıştır.Bu dönemde Mary Richmond ve Francis McLearn binlerce insana hizmet sundular. Bireyle sosyal hizmet alanındaki ilk kitap olan “Sosyal Teşhis” 1917 yılında Russell Sage Foundation’ın Yardım Teşkilatı Kısmı Müdürü Mary E. Richmond tarafından yayınlandı.1917 yılında yayımlanan Mary Richmond’ın Sosyal Teşhis kitabı,bu alandaki ilk kitap olarak değerlendirilir.Kitap,müracaatçıların sorunlarının değerlendirilmesi ve başa çıkılmasına sistematik yollar getiren bir metodoloji sunar. Bireylerle sosyal hizmet alanındaki ilk eğitim yaz kursu olarak ortaya çıkmıştır. **Mary Richmond,müracaatçılara yardım etmenin metodolojisi üstünde çalışmıştır.Teşhis etmenın özetini “tanımlanmış zorluklar”, “olağan faktörler” ve “değerler ve sorumluluklar” olmak üzere üç başlığa ayırmıştır.Richmond şu sorulara cevap bulmaya çalışmıştı.“Teşhisi koyan kimdir? Kararın temelinde ne vardır? Bu temellerin dayandığı gerçekler ve uzmanın hükmü ne kadar güvenilirdir? ”Richmond teşhis etmenin;sosyal hizmet uzmanının,müracaatçının sosyal durumu ve kişiliği hakkında karara varabilmesi için birçok adımdan oluşan bir süreç olduğunu belirtmektedir.Bu süreç;1.Müracaatçı ile görüşme,2 Ailesi ve yakınları ile bağlantı kurma,3.İş birliği için kullanılacak iç ve dış kaynakların araştırılması 4.Toplanan bilgilerin yorumlanması, olmak üzere dört aşamada gerçekleşir. Müracaatçı ile Görüşme: Richmond sosyal hizmet uzmanının görüşmedeki amaçlarını şu şekilde sıralar: •Müracaatçıyı adil ve sabırlı bir şekilde dinlemek •Ortak bir anlayış oluşturmak •Diğer bilgi kaynakları hakkındaki ipuçlarını güvenle saklamak •Kendine yardım ve kendine güven geliştirme sürecini yavaş yavaş başlatmak Ailesi ve Yakınları ile Bağlantı Kurma:Richmond, dikkatin ailenin bütünlüğüne ve aile üyelerinin ilgi, eğlence,sosyal gelişim, çocukların hırsları ve yetenekleri, akrabalar ile etkileşim ve farklı roller hakkındaki kapasitesine yöneltilmesi gerektiğini hissetmiştir. İş birliği İçin Kullanılacak İç ve Dış Kaynakların Araştırılması: Teşhis koyarken kullanılan dış bilgi kaynakları; eski ve yeni komşular, akrabalar,arkadaşlar, eski ve yeni işverenler, okul ve kamu kayıtları gibi kaynaklardır. İç kaynaklar ise kişinin kendi iradesi, güveni, özgüveni ve tutumları ve benzeridir. Toplanan Bilgilerin Yorumlanması:Sosyal kanıtlar Richmond tarafından şu şekilde tanımlanmıştır:“ Kişiden ve ailesinden alınan tüm geçmiş bilgilerin ışığında müracaatçının sosyal zorlukları ve bu zorlukların çözümüne dair özellikleri gösteren tüm gerçekler”.Ayrıca Richmond, müracaatçının kendi hayatı hakkındaki umutları, planları ve davranışlarının diğer bütün kaynaklardan daha önemli olduğunu fark etmiştir.Richmond, bireyle sosyal hizmet müdahale sürecini analiz etmek için ilk özel çabayı gösteren kişidir. **Bugün modern bireyle sosyal hizmet felsefesinde önemli bir yeri olan “özerklik” kavramı, Richmond’un yaklaşımı içinde bulunmaktaydı.Richmond’un ilgisi iki kavram üzerineydi.Bir elinde sosyal,diğer elinde psikolojik kavram bulunuyordu.Richmond,insanın içindeki güçler ve dışındaki güçlerin kişinin davranışını ve toplumdaki özelliğini etkilediği sonucuna varmıştır.Mary Richmond ile bireyle sosyal hizmetin uygulayıcıları,yardıma ihtiyacı olan bireye herhangi bir yardımda bulunmadan önce onun yaşamını,çevresini inceleyip ilgili bilgininin sağlanması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.Sosyal teşhis yolu ile elde ettikleri bilgiyi analiz edip müracaatçının sosyal ve bireysel güçlüklerinin başlıca nedenlerini belirlemeye çalışmışlardı.Bireyle sosyal hizmet uygulaması psikoloji ve psikiyatri biliminde meydana gelen gelişmelerden etkileniyordu. Birinci Dünya Savaşı’nın Etkisi Birinci Dünya Savaşı öncesinde Bireylerle sosyal hizmetin temeli insan davranışıydı.Eğitim programında tartışılan psikolojik ve psikiyatrik kavramlar,bu bilgilerin uygulamada insan davranışlarıyla insan ilişkilerini anlama açısından önemini ortaya çıkarmıştır.Söz konusu gelişmenin aşağıdaki yönleriyle bireylerle sosyal hizmet yönteminin sağlık alanında kabul edilmesini kolaylaştırdığını söyleyebiliriz 1.Hasta ve ailesinin tedavi masraflarını karşılayabilecek maddi güce sahip olup olmadıklarının belirlenmesi,2.Hekimin hasta için ayıracağı zamanı kısaltarak toplumdaki sağlık hizmetlerinden daha fazla kişinin yararlanmasının sağlanması,3.Hastalığın tekrarlanmasını ve iş gücü kaybını en aza indirerek hastane yatağının gereğinden fazla işgal edilmesinin önlenmesi,4.Hekimin, hastayı fiziksel, ruhsal ve sosyal özellikleriyle bir bütün olarak tanıyıp tedavi etmesine olanak vermesi. **Birinci Dünya Savaşı’nın etkisi sosyal hizmetlerin popüler hâle gelmesini ve sosyal hizmete aşina olmayan kişilerin bu alana aşina olmalarına neden olmasıdır.Freud ve arkadaşlarının çalışmaları, bireylerle çalışan sosyal hizmet uzmanlarının yöntemlerini etkilemiştir.Klinik çocuk rehberliği hareketi ve tedavisi,akıl hastalıklarının ve suçluluğun önlenmesi, bu yaklaşımın psikolojik yönelimini güçlendirdi. *1920’lerde bireyle sosyal hizmet müdahalesi yapan sosyal hizmet uzmanları,müracaatçı ve sorunlarını anlamak için Psikanalitik Yaklaşım’ı benimsemişlerdir.Psikanalitik Teori Freud tarafından oluşturulmuş ayrıca Freudyen psikoloji de bireyle sosyal hizmet üzerinde büyük etkiler bırakmıştır.Bu sosyal hizmetin psikiyatrik gelişme dönemiydi.1920’lerde ortaya çıkan Fruedyen psikoloji,bireylerle sosyal hizmet üzerinde çok büyük etki yapmıştır.1930’ların ekonomik kriz döneminde,sosyal hizmet uzmanları müracaatçılar için bir stres kaynağı olan ekonomik faktörleri değerlendirmişlerdir.1920’lerin sonlarına doğru müracaatçının sorun çözme sürecine katılımı bireyle sosyal hizmet için temel prensipti.1930 yılında psikanalitik gelişmeler çok önemli hâle geldi ve sosyal hizmet uzmanları bireyle sosyal hizmet müdahalesini gerçekleştirirken yeni yöntemleri kabul ettiler. Birkaç ortak özellik ve farklılıkları olan yeni düşünce okulları zamanla ortaya çıktı.Bu okullar Sigmund Freud ve Otto Rank’ın teorileri üzerine kuruldu. FREUDYEN TEORİNİN KATKILARI Freudyen teoriden etkilendikten sonra,bireyle sosyal hizmet müdahalesi yapan sosyal hizmet uzmanları bireysel terapi vermeye de başladılar.Duygular,hisler,tavırlar,bastırılmış anlaşmazlıklar ve bilinçdışı ile olan çatışma, bireyle sosyal hizmet müdahalesinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Freudyen Teorinin Etkisi: 1918 yılında ilk psikanalitik odaklı sosyal hizmet okulu Smith Koleji Sosyal Hizmet Okulu kurulmuştur.Bu okul öğrencilerine Sigmund Freud’un fikirleri ve bu fikirlerin özellikle savaş deneyimleri yüzünden travma yaşayan Birinci Dünya Savaşı gazileri üzerinde nasıl uygulanacağı konularında eğitim veriyordu. **1948 yılında sosyal hizmet uzmanları ilk defa ikisi de New York’ta bulunan Psikanaliz için Ulusal Psikoloji Topluluğu ve Akıl Sağlığı Lisansüstü Merkezi gibi psikanalitik enstitülere kabul edilmişlerdir.Freud’un üç öğrencisi;Alfred Adler,Carl Jung ve Otto Rank daha sonra kendi düşünce okullarını kurmuşlardır. **Adler,Viyana’daki ilk çocuk rehberliği kliniğinin kurulmasında etkili olmuştu.Adler “bireysel psikoloji” sistemini tanıtan kişiydi. **Jung, analitik psikoloji alanında çalışmış ve terapist ile terapötik faktör arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. **Otto Rank,terapist olarak çalışmış ve psikoanalizin kültürel ve teknik yönlerine dair yazılar yazmış ve psikoterapötik felsefe üzerinde durmuştur. **Sosyal hizmet uzmanlarının psikolojik alanda bu kadar ısrarla durmalarının en önemli nedeni Amerikan Kızılhaç’ının ev hizmetleri bölümünün kurulması ile ilgilidir.Bu bölümde çalışan sosyal hizmet uzmanları asker ailelerine yardım etmekte idiler. EKONOMİK KRİZ VE SONRASI ABD’nde 1930’lu yıllarda gündeme gelen mali kriz nedeniyle bireylerle sosyal hizmetin bu kez de psiko-sosyal nitelik kazanmaya başlamıştır.Freud’un izleyicilerinden olan Rank’ın geliştirdiği irade (will) teorisinin uygulamada kullanılmaya başlaması bu döneme rastlar.Sosyal yardım kurumları yeni programlarla insanların maddi ihtiyaçlarını cevaplamaya çalışırken,kliniklerde görevli sosyal hizmet uzmanları da bireyler arasındaki ilişki sorunlarını ele almışlardır.Bu uygulamalar meslek elemanlarının bilgi ve becerilerinin zenginleşmesini sağlamıştır.Para yardımı bireyin kendini geliştirmesi ve sorunlarını çözebilecek gücü kazanması için önemli bir araç kabul edilmiştir.Bu dönemde acil destek hareketi,iş gelişimi yönetimi,kamu çalışması yönetimi ve sivil iletişim gibi birçok program ortaya çıkmıştır.Bu nedenle krizin en önemli çıktısı,kamu yardımı programlarının ortaya çıkması olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın Etkisi=Bireylerle sosyal hizmetin psikososyal niteliğe kavuştuğu 1940-1950 döneminin belli başlı özellikleri şunlardır: •Bireylerle sosyal hizmet uygulamalarına davranış bilimleri ve sosyal bilimlerden yoğun bilgi aktarımı olmuştur.•Psikanalitik teorinin uygulamalar için geçerli olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştır(Zira bu teori,sorunların sosyal nedenlerini açıklamak için yeterli değildi).•Bireylerle sosyal hizmet yöntemi ile ilgili ampirik çalışmalara bu dönemde başlanmış,uygulamadan elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. •Sosyal hizmet eğitiminde,meslek elemanlarının bireylerle sosyal hizmet,gruplarla sosyal hizmet ve toplumla sosyal hizmet yöntemlerini uygulayabilecek şekilde eğitilmelerini öngören genelci eğitim modeli benimsenmiştir. **1940’lı yıllar boyunca uzmanlar,stres zamanlarındaki değişik baş edebilme ve uyum kapasitelerine göre yapılmış gözlemlere dayalı ego psikoloji formüllerine maruz kalmışlardı.1950’lerde sosyal hizmette özel uygulamalar başladı.Profesyonel ajanlar,bireyle sosyal hizmet alanında gelişmeye başladı.Artık bireyle sosyal hizmet,bireylerin sorunlarını çözerek dolaylı yoldan toplum ve toplum sorunları ile ilgilenmeye başladı.Sosyal hizmet için yerleşme,gelişme ve dönüşüm dönemiydi. TÜRKİYE’DE BİREYLE SOSYAL HİZMETİN GELİŞİMİ=Osmanlı İmparatorluğu döneminde sosyal yardımlarla ilgili en önemli teşkilatlar,vakıflar olmuştur.Vakıfların bilhassa “Avarız” ve “Müessesatı Hayriye”adlarını taşıyanları,muhtaç kişilere yönelik sosyal yardımları organize edici bir karaktere sahip olmuştur. **11 Haziran 1868 tarihinde “Mecruhin ve Mardayı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti” adıyla bugünkü Kızılay kurulmuştur. **1872 yılında,Darüşşafaka,çocuklara yönelik sosyal hizmetleri yürütmek üzere faaliyet göstermeye başlamıştır. **1895 yılında “Dilenciliğin Yasaklanmasına Dair Tüzük” kabul edilmiş ve 1896 yılında da Darülaceze açılmıştır. **15 Haziran 1921 tarihinde,Büyük Millet Meclisi Sosyal Yardım Komisyonu oluşturulmuştur. **30 Haziran 1921’de, Ankara’da, Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu (Himayei Etfal Cemiyeti) kurulmuş. **1928 yılında Yardım Sevenler Derneği faaliyet göstermeye başlamıştır. **1930 yılında 1580 sayılı Belediyeler Kanunu kabul edilmiş ve belediyelere sosyal hizmetlerle ilgili çeşitli görevler verilmiştir. **1957 yılında, 6972 sayılı Korumaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. **1963 yılında 225 sayılı Kanun ile Sağlık Yardım Bakanlığı merkez teşkilatı bünyesinde Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulmuştur. **1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanun ile bir kısım yaşlı ve özürlü vatandaşlara parasal sosyal yardımlar sağlanabilmesi mümkün olmuştur. **1982 yılında kabul edilen yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası,sosyal hizmetleri ayrıntılı hükümlerle ele almış ,60’ıncı maddesinde;“Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir.Devlet,bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” ifadesine yer verilerek sosyal güvenlik hakkının “genelliği”, “kanunlarla kişilerin elinden alınamayacağı” ve“Devlete ait bir görev olduğu” hususları açıklığa kavuşturulmuştur. **Anayasa, “sosyal güvenlik” kavramı ve kapsamı içinde gerek parasal sosyal yardımlara gerek sosyal bakım,yetiştirme ve rehabilitasyon uygulaması şekillerinde sunulan nesnel sosyal yardımlara yer vermekte;ve bu,uygulamada, daha çok “sosyal hizmet” kavramı ve teşkilatları bünyesinde yer alan sosyal hizmetlerin yürütülmesi için gerekli hukuki zemini yaratmaktadır. **24.5.1983 tarihinde 2828 sayılı Kanununla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kurulması ile,sosyal hizmetler alanında, Sosyal Hizmetler Enstitüsü’nün kurulmasından sonraki ikinci büyük gelişme kaydedilmiştir. 1. SHÇEK Kanunu ile, sosyal güvenlik sistemine,ilk kez sosyal yardım mahiyetindeki sosyal güvenlik hizmetlerini doğrudan yürütmek üzere kurulmuş bir kamu teşkilatı dahil edilmiştir.SHÇEK,Türk sosyal güvenlik sistemi açısından eksikliği duyulan temel bazı sosyal yardım hizmetlerini; ve önceden,dağınık belirli bir standarttan yoksun ve koordinesiz olarak yürütülen bir kısım sosyal refah hizmetlerini, bünyesinde birleştirmiş olmaktadır. 2.SHÇEK,sosyal sigorta programlarından faydalanma imkânını bulamayan muhtaç kişilere,parasal sosyal gelirler yanında mal ve hizmet türündeki nesnel gelirler sağlamak yönünde de fonksiyoneldir.Ayni ve nakdi yardımlar,kaynakların yeterliliği ile sınırlanmıştır. 3.Kurum,sosyal yardım kavramının ve kapsamının asli hedef grupları olan ekonomik yönden yoksunluk çeken ve geçimini insan haysiyetiyle bağdaşmayacak şekilde,asgari ölçüler içinde dahi karşılayamayan kişiler yanında;yalnız kalmış olmak, duygusal problemlere sahip olmak,uyumsuzluk içinde bulunmak,bakıma ihtiyaç duymak ve sosyal yoksunluk içine düşmek gibi sebeplerle sosyal refah karakterli hizmetlere ihtiyaç duyan kişileri de kapsamaktadır. 4. Kurum, katma bütçeli mali yapısı ve kendisine ait özel gelir kaynakları ile sosyal yardımların finansmanında,Devlet bütçesi yanında toplum kaynaklarını da kullanması sebebiyle, kendine özgü bir karakter taşımaktadır. 5.Kurum,“doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucunda,yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmeleri nedeniyle normal yaşamın gereklerine uyamama durumunda olup bakım,rehabilitasyon, ve desteğe” ihtiyaç duyan engellilere;“sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde bulunmaları sebebiyle yardıma ihtiyaç duyan yaşlılara ve kontrolleri dışında oluşan maddi,manevi ve sosyal yoksunluklar sebebiyle;yardıma ihtiyaç duyan ailelere”,hem sosyal yardım hem de sosyal refah esaslarına dayalı parasal veya nesnel türdeki hizmetleri ve sosyal hizmet mesleğinin bilgisine ve insanlarla çalışma ihtisasına dayalı destekleme,rehberlik,yönlendirme faaliyetlerini sağlamak imkânına sahiptir.Buna karşılık,korunmaya muhtaç çocuklar,sadece sosyal yardım karakterli para, mal ve hizmet türündeki imkânlardan ve sosyal hizmet mesleğinin rehberliğinden ve desteklemelerinden faydalandırılmaktadır. 6. Kurum, “kişi ve ailelerin sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunması ve gündüzlü çocuk bakımı ve yaşlıların huzurlu bir ortamda hayatlarını sürdürmelerini temin edici ve ailevi uyumsuzlukların giderilmesi yönündeki hizmetleri yürütmekle birlikte,bu hizmetler açısından tek sorumlu durumunda değildir.Kamu kuruluşları ile gönüllü ve özel kuruluşlar da bu yönde icraatta bulunmaya yetkilidir.Kurum’un bu alanlardaki esas fonksiyonu, ihtiyacın bütününü karşılamaktan çok, örnek olmak,standart tespit etmek, açılış izni vermek,rehberlik etmek ve denetlemelerde bulunmakla sınırlıdır. SOSYAL HİZMETLER ENSTİTÜSÜ VE SOSYAL HİZMETLER AKADEMİSİ Sosyal Hizmetler Enstitüsü’nün kuruluşunu, sosyal hizmetler alanında dönüm noktası olarak kabul etmek mümkündür.Sosyal Hizmetler Enstitüsü Kurulmasına Dair Kanun Tasarısına ait gerekçede:“Sadaka ve hayrat esasına dayanan sosyal yardım sisteminin kuvvetten düştüğü ve “assistance publique” şeklinde bir devlet yardımı da bulunmadığı için,yoksulluğun meydana çıktığı ve sosyal hayat bakımından sarsıntılara yol açıldığına” da işaret edilmektedir. SOSYAL HİZMETLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1963 yılında,225 sayılı Kanun ile; Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı merkez teşkilatı bünyesinde, “her türlü sosyal yardım ve sosyal güvenlik hizmetlerini düzenlemek,korunmaya muhtaç çocuklarla sakatların ve ihtiyarların bakım,yetiştirme ve rehabilitasyonu ve çalışma gücünden yoksun fakir kimselerin sosyal güvenliğini sağlamak ve Sosyal Hizmetler Enstitüsü’nün idari ve bilimsel işlerini kovalama ve denetimini yapmak” görevleri verilen Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulmuştur. SOSYAL HİZMET ÇERÇEVESİNDE BİREYLE SOSYAL HİZMETİN ÖNEMİ Sosyal hizmette bireyle sosyal hizmet,kişinin sorunlarını çözerek toplum içinde daha iyi işlev kazanabilmesine ve kendi kapasitesine erişebilmesine yardımcı olmayı amaçlar.Bireyle sosyal hizmet,ikili etkileşim gerektiren bir yöntemdir.Bu etkileşim,insan psikolojisi ve içinde çalışılan toplumun kültürel güçleri arasındadır. UNITE=3 **Yetkin ve becerili bir yardım etme işi bireylerle sosyal hizmet olarak adlandırılabilir.Müdahale sürecini sorunu ve ilgili müracaatçı sistemini tanıma ve tanımlama, veri toplama, durum saptama ve hareket planını yapma, müdahaleyi yerine getirme, değerlendirme ve sonuçlandırma aşamaları biçiminde düşünebiliriz. Sosyal hizmet uzmanlarının her büyüklükteki sistemi hedefleyen eklektik bilgi temeline sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır. **!!Sosyal hizmet uzmanları müracaatçıların güçlerinin değerlendirilmesini vurgulayan yedi basamaklı planlı değişim sürecini kullanır. Bu basamaklar tanışma, bağlantı kurma, ön değerlendirme, planlama, uygulama, son değerlendirme, bağlantıyı kesme, sonlandırma ve izlemedir. **Bireylerle sosyal hizmetin amacı, birbirleriyle ve yaşadıkları çevredeki kurumlarla ilişkilerinde sıkıntıları olan bireylerin sorunlarını çözerek sosyal işlevlerini, yani kendilerinden beklenen görev ve sorumluluklarını, gereken biçimde yerine getirmelerini sağlamaktır. **Hazırlık, bir işe başlamadan önce yapılacak iş doğrultusunda belirlenen plan ve düzenlemelerdir. Bir işi başarabilmek, amaca ulaşabilmek ve müracaatçımızın karşılaştığı sorunları çözebilmek için etkili bir hazırlık yapılması kaçınılmazdır. Etkili bir hazırlanmada var olan sorun doğrultusunda çeşitli kaynaklardan yararlanmak ya da konu, sorun ya da durum ile ilgili olarak daha önce yapılan çalışmalardan yararlanmak etkili bir hazırlık yapmada sosyal hizmet uzmanına yardımcı olabilecektir. **Sosyal hizmet uzmanları kapsamı oldukça geniş müracaatçılar için kendini bedensel, bilişsel, duyuşsal ve davranışsal olarak hazırlamalıdır. Hazırlanmak, yapılacak iş için gerekli unsurları bir araya getirmek, düzenlemek ve müdahalelerde bulunmaktır. Yapmak istenen şey için gerekenler, gerekli olanların nasıl ve ne şekilde olacağı bir süre düşünülmeli ve karara bağlanmalıdır. **sosyal hizmet uzmanı da bireyin sorununu çözmek için en etkili sosyal hizmet müdahalesi konusunda hazırlık yapmalıdır. İlişki kurma becerilerine ilişkin kısa bilgiler 1. Empati- ‘başkalarının ayakkabılarında yürüyebilme’ becerisi, kişinin durumunu anlamak ve uygun bir yolla cevaplamak. 2. Saygı- bireyin biricikliğine inanıp inançlarını uyumlayabilme becerisine ve bireyin problemlerle başa çıkabilecek potansiyeli olduğuna inanmak 3. Sıcaklık- diğer bireyin insani yönlerine kibarca, yargılamadan cevap vermek 4. Somutluk- duygular, deneyimler ve davranışları doğru şekilde etiketlemek 5. İçtenlik- başkalarıyla dürüstçe ve otantik bir şekilde ilgilenmek – statüleri insanoğlu olarak değerli olduğundan böyle bir içtenliği hak ettikleri algılarıdır. 6. Kendini açma- sosyal hizmet uzmanının düşüncelerini, davranışlarını ve ilgili deneyimlerini müracatçının algılayabilmesi için çalışmacının kendini uygun kullanımı 7. Yüzleştirme- düşünce ve hareketler arasındaki çelişkileri ilişkiye zarar vermeden gösterebilme becerisi (örneğin, müracaatçıdaki korku ve utanç çalışmacıya kızgınlık olarak yansıyabilir veya müracaatçının endişesinde artış olabilir) 8. Anlık olmak- müracaatçı ve çalışmacıda bulunan ‘şimdi ve burada’ etkileşim düzeyine cevap verebilme becerisi. HAZIRLIK YAPMADA YETKİNLİK: BİLİŞSEL BECERİLER **Bilişsel beceriler, etkileşimden elde edilen sadece gerçek bilgileri değil ayrıca daha az ortada olan bilgileri analiz etmek için kullanılan mental fonksiyonlardır. Bunlar, göz kontağı, vücut dili, duygusal ve davranışsal hareketler ile kendimizin ve müracaatçının görüşme sırasında gerçekleşen duyguları gözlemlemektir. ***Sosyal hizmet uzmanının sahip olması gereken bilişsel beceriler aşağıda yer almaktadır: 1. Bir bireyi/problemi/durumu (sosyal durumu) toplumdaki ortak özellikler açısından incelemek. Sürecin neresinde olursanız olun, kızgınlık, depresyon, korku gibi ortaya çıkabilen belirli insan tepkilerini ve ortak özellikleri göstermek için onları belirleyebilme becerisidir. 2. İlişkinin sözel ve sözel olmayan içeriğini yorumlayabilmek. Gözlemlemek ve bunları bilgi için yorumlamak, arkadaşla profesyonel bir sosyal çalışmacı olma arasındaki farktır. 3. İyi olmayı engelleyen bireysel ve sosyal engelleri belirlemek. Herhangi bir hareket planı oluştururken, zaman, para, yasallık ve diğerleri hareketimizi engelleyebilir. 4. Problemi bölümlere ayırmak. Tüm bir endişe setini oluşturmak, müracaatçının neyin tümden umutsuz bir karışık vaka olarak göründüğünü netleştirmesinde yardımcı olabilir. 5. Müracaatçının asıl endişelerini açık ifadelerle açıklamak. Çoğunlukla bunaltıcı bir problem korkular, endişeler ve ‘bilmiyorum neden’lerin yer aldığı bir karışımla sonuçlanmıştır. **Sosyal hizmet uzmanı için hazırlık süreci ve hazır olma durumunun temel amacı müracaatçılara en etkili hizmeti verebilmektir. Hazırlık süreci sosyal hizmet uzmanıiçin soruna ilişkin farkındalık kazanma sürecidir. **Hazırlık sürecinde sosyal hizmet uzmanı, sosyal hizmet müdahalesi için ilk olarak kendi kendisini hazırlamalıdır. Sosyal hizmet uzmanının kendisini hazırlaması uygun ortam, süreç ve müracaatçıyı hazırlamasının dışında psikolojik olarak hazırlanmasını da içerir. Kendisinin düşünme süreci, yapılacak işlerdeki püf noktaları ve mesleki literatür konusunda da kendisini hazırlamalıdır. **Bireyle sosyal hizmet müdahalesinin gerçekleştirileceği yer hazırlanırken sosyal hizmet uzmanı, görüşme zamanını ve yerini belirlemeye etki edecek faktörleri göz önünde bulundurmalıdır. rahat bir bekleme odası, görüşme yapılacak ortamın uygun bir şekilde döşenmiş olması, hazırlık sürecinde uygun görüşme ortamı için yapılması gereken işlerdir. **Görüşme için planlanan zaman dilimi de çok kısa ya da çok uzun olmamalıdır. Sosyal hizmet uzmanı, uzun bir zaman dilimini kapsayan görüşmelerle müracaatçının vaktini fazla almamalı ve onu sıkmamalıdır. **Sosyal hizmet uzmanı hazırlık için görüşmeden önce görüşme içeriğini ve planını da düşünmelidir. Görüşmenin içeriği düzenlenirken sosyal hizmet uzmanı sosyal hizmet literatürünü, etik ve ahlaki ilkeleri, sosyal hizmet yöntem ve tekniklerini aklından geçirmeli, ayrıca hizmetin amacını, hedefini bilmeli, bu görüşme için bir amaç ve hedef belirleyip tanımlamalıdır. Neler yapılacağına dair yol haritası çıkarmalı ve kendisine basamaklar oluşturmalıdır. Neyin ne şekilde yapılacağını müracaatçının istek ve arzularını göz önünde tutarak onun yüksek yararı için planlamalıdır. **Sosyal hizmet uzmanı her türlü sorun karşısında iş birliğine girebileceği, onlardan destek sağlayabileceği ve oralara yönlendirme yapabileceği bütün kurum ve kuruluşların müracaatçı grubu hakkında amaç ve hizmetleri hakkında gerekli bilgilere sahip olmalıdır. Sosyal hizmet uzmanı müracaatçının sorununa göre nasıl üstesinden gelineceği konusunda çalışır ve çözüm için gerekli olan işlemleri belirlemektedir. Sorunların çözümü her zaman sadece görüşmeler yaparak çözülmemekte ve sorun çözümü için gerekli kurum kuruluşlarla iş birliği hâlinde olunmalıdır. **Hazırlanma ve hazırlık süreci sosyal hizmet uzmanları için görüşmelerin başarılı geçmesi adına oldukça önemli bir süreçtir. Sosyal hizmet uzmanları gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra sosyal hizmet uygulamasına başlayabilirler. Uygulama aşamasının başarılı bir şekilde geçmesi için hazırlık süreci iyi düşünülüp gerçekleştirilmeli ve gerekli değişimler sağlanıp müdahalelerde bulunulmalıdır. Planlı değişim süreci aşamalarının her birinin başarılı olması bir önceki aşamanın başarısına bağlıdır ve hazırlık süreci ilk aşama olduğu için tüm planı etkileyebilmektedir. **Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında sosyal hizmet uzmanı, muktedir kılıcı, aracı, savunucu, eğitim gibi rolleri üstlenir. Bir sosyal hizmet uzmanının temel beceri ve rolü danışmanlık yapmakla ilgilidir. Danışmanlık yapma ve ilişki kurma becerileri sosyal hizmet uzmanları tarafından sahip olunması gereken en önemli beceriler arasındadır. **Sosyal hizmet uzmanları, bireylerle sosyal hizmet uygulamasını gerçekleştirirken bütüncül yaklaşımı benimserler. Bu yaklaşımla herhangi bir sorun çoklu müdahale düzeylerinden analiz edilebilir ve çözülebilir. Sosyal hizmet uygulaması sorunları ve konuları ele alırken sadece bireyleri değil, aynı zamanda grupları, örgütleri ve temel sosyal politikaları da göz önünde bulundurur. Bir başka ifadeyle değişim hedefi olarak mikro, mezzo ve makro sistemler ile ilgilenir. **Sosyal hizmet uzmanları bireylerle sosyal hizmet uygulamasını gerçekleştirirken sistem yaklaşımını göz önünde bulundurur. Birey sistemdir, ancak duruma bağlı olarak diğer sosyal sistemlerin alt sistemi de olabilir. İnsanlar siyasal sistemlerin, kültürel sistemlerin, toplumsal sistemlerin, aile sistemlerinin, arkadaşlık sistemlerinin, komşuluk sistemlerinin, iş (çalışma) sistemlerinin, ekonomik sistemlerin, dinsel sistemlerin vb. parçasıdır. İnsanlar birey olarak biyolojik sistemler, inanç sistemleri, duygusal sistemler, güdüsel sistemler, karar verme ve sorun çözme sistemleri ile birlikte diğer sistemlerden oluşur. **bireylerle sosyal hizmet yöntemi, önceleri yoksul ve muhtaç insanlara yardım etme amacıyla kullanılmış, toplumsal değişmenin gündeme getirdiği yeni sorunlar ve gereksinimler karşısında uygulama çerçevesi giderek genişlemiştir. Bireylerle sosyal hizmet günümüzde, resmî, özel ve gönüllü kuruluşlarda, sosyal yardım, aile refahı, çocuk refahı, yaşlı refahı, sağlık, eğitim, ıslah, endüstri vb. alanlarda her yaş ve sosyo-ekonomik düzeydeki kişilere ve ailelere uygulanan işlevsel bir yöntem niteliğine kavuşmuş bulunmaktadır. **Mesleki uygulamalarının büyük bir bölümünü de bireylerle sosyal hizmet müdahalesi biçiminde gerçekleştirmektedirler. Bireylerle sosyal hizmet, insanlara kişisel ve sosyal sorunlarını çözmek için bire bir temelde yardım etmeyi amaçlamaktadır. **Bireylerle sosyal hizmet müdahalesi evden kaçan gençleri bilinçlendirme, işsiz insanlara eğitim ve istihdam sağlamak için yardım etme, intihar davranışını sergilemiş bir kişiye danışmanlık, kimsesiz bir çocuğu devlet korumasına alma, ona koruyucu aile ya da evlat edinme hizmeti verme, istismara uğramış bir çocuk ve ailesine koruyucu hizmetler sağlama, hastanede yatarak tedavi görmesi gerekmeyen felçli bir hasa için bakımevi bulma, cinsel işlev bozukluğu olan bireylere danışmanlık, alkolik bireylere içme sorunu olduğunu kabul etmesine yardım etme, terminal dönemdeki hastalara danışmanlık verme, gözetim ve denetim tedbiri altındaki bireylere gözetim yapma, tek ebeveyn olan anne ya da babalara destek hizmetleri sağlama, AIDS hastalığı ile yaşayan bireyler için gereksinim duyulan hizmetleri organize etme ve eş güdüm sağlama gibi çeşitli hizmetleri kapsamaktadır. **bireylerle sosyal hizmet müdahalesi esas olarak bir sorun çözme işlemidir. Bu uygulama gelişimsel bir süreç izler. Müracaatçı-sosyal hizmet uzmanı, varlığı onaylanmış, kabul edilmiş ve üstlenilmiş bir sorun üzerinde çalışır. Bu sorunu değerlendirir, analiz eder ve amaçları belirler. Amaca ulaşmak için motivasyon durumunu ve çeşitli çözümleri göz önüne alır. Çözüm odaklı aktiviteler gerçekleştirir ve elde edilen sonuçları değerlendirir. Tüm süreci ve ilgili etmenleri inceler ve amacın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini ve başarma düzeyini göz önünde bulundurur. **Müracaatçılarla yapılacak görüşmeler sosyal hizmet uzmanlarının ofisinde, müracaatçıların evinde, hastanede, hapishanede, toplum merkezinde veya her ikisi için de uygun bir yerde gerçekleştirilebilir. Görüşmenin rahat, gizliliği koruyan, rahatsızlık verici unsurlardan uzak ve müracatçıların özel gereksinimlerinin (tekerlekli sandalye için yer ve tercüman gibi) karşılandığı bir ortamı sağlamak sosyal hizmet uzmanlarının sorumluluğudur. Sosyal hizmet uzmanlarının uygun kıyafet giymesi, görüşme zamanına uyması gereklidir. **Sosyal hizmet uzmanlarının yardım ilişkisini etkileyebilecek kuruma dair unsurlara da duyarlı olması beklenir. **Hazırlık Yapma Takip Çizelgesi Uygun yer seçildi mi? Evet - Hayır Zaman planlaması yapıldı mı? Evet - Hayır Görüşme için bilgi verildi mi? Evet - Hayır Toplanacak bilgi belirlendi mi? Evet - Hayır Görüşme oturumunun basamakları saptandı mı? Evet - Hayır Görüşme stratejisi belirlendi mi? Evet - Hayır Görüşme için uygun atmosfer hazırlandı mı? Evet – Hayır ** Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının başarılı olabilmesi için müracaatçının “kendi kendine konuşma” adının verilebileceği süreci yaşaması ve belli bir düşünce ve inanç düzeyine ulaşması gerekmektedir. Bu düzey müracaatçı için bir hazırlık dönemidir. Hazırlık dönemine, soruna ilişkin farkındalık kazanma dönemi adı da verilebilir. Bu aşamada müracaatçıların kendi kendilerine “Benim sorunum var ve bu sorunu çözmek için bir şeyler yapmam gerekir” demesi gerekir. ** Gönülsüz müracaatçılar yardım alması için zorlanan müracaatçılardır. Sosyal hizmet uzmanları koruyucu ve önleyici hizmetler, ıslah kurumları, bazı okul sorunları, akıl sağlığı hizmetleri, bakım evleri ve hastaneler gibi çok farklı ortamlarda gönülsüz müracaatçılarla karşı karşıya gelebilir. **yardım ilişkisinin oluşturulmasında kritik bir öneme sahip olduğundan, sosyal hizmet uzmanları ilk karşılaşma için mümkün olduğu ölçüde hazırlık yapmalıdır. Müracaatçıların başarısız, şüpheli, cesareti kırılmış, profesyonel ilişkiye girmeye isteksiz olabileceği düşünülerek yapılacak hazırlık, sosyal hizmet uzmanlarına yardımcı olacaktır. Eğer müracaatçı isteksizse, kızgınsa ya da kırgınsa, bu hazırlık daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle, özellikle deneyimsiz sosyal hizmet uzmanlarının isteksiz, ulaşılması zor, rol yapan ya da tehlikeli müracaatçılarla ilk karşılaşmada ortaya çıkabilecek durumlara hazırlanmak için, bu gibi müracaatçılarla çalışma konusundaki kaynakları gözden geçirmeleri gereklidir. Böyle durumlara sosyal hizmet uzmanı kendisini hazırlamalı, bu duruma saygı göstermeli, müracaatçıyı anlamaya çalışmalı, müracaatçının neden isteksiz olduğunu hem kendisine hem de ona anlatmasını sağlayıp olumsuz duygularını düzeltmeye çalışmalıdır. **Sorun olduğuna dair verileri toplayıp bunu müracaatçıya sosyal hizmetin etik kuralları çerçevesinde sunmalıdır. Eğer müracaatçı hala sorunu olduğunu inkâr ediyor ve sosyal hizmet müdahalesini reddediyorsa bu durumda sosyal hizmet uzmanı buna saygı duymalı ve ne zaman isterse görüşme yapabileceklerini kendisine söylemelidir. **İsteksiz müracaatçılar genellikle hizmete gereksinim duyduklarını görmez, yardım alabileceklerine inanmaz ve sosyal hizmet uzmanıyla ilişkilerini geliştirmede zorluklar yaşar. ** Müracaatçının ilgileri ve istekleri üzerine odaklanan yargılayıcı olmayan bir yaklaşım, isteksiz bir müracaatçıya eşsiz bir yardım deneyimi sağlayabilir ve yardım etmek için direnci azaltabilir. Müracaatçı veya müracaatçının sorumluluğunda olan bir kişi tehlikedeyse, sosyal hizmet uzmanlarının bu müracaatçıyı yardım ilişkisine çekme sorumluluğu vardır. Bunu yaparken, sosyal hizmet uzmanları mümkün olduğunca müracaatçıların referans çerçevesiyle ilişkiye girmeli ve müracaatçıların iletişim kalıplarını kullanmalıdır. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara sorunların kaynağını ve sorun çözülmezse bunun sonuçlarının neler olabileceğini anlatmalılardır. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların saldırgan veya tamamen durgun olması ile açıkça ilgilenmeli ve onların güçlü yönlerini desteklemelidir. Dirençli müracaatçılarla çalışırken, sosyal hizmet uzmanları sahip oldukları otoriteyi dikkate almalı ve sahip olduğu otoriteyi dikkatli şekilde kullanmalıdır. ** Dirençli bir müracaatçıyla çalışırken, sosyal hizmet uzmanları direncin kaynağını belirlemeli ve eğer mümkünse ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. İsteksiz/gönülsüz müracaatçı ile karşılaşan sosyal hizmet uzmanlarının öncelikle müracaatçının gerçekten isteksiz/gönülsüz olduğunu kabul etmesi, kendisini müracaatçının yerine koyması, müracaatçının olumsuz duygularını ifade etmesine yardımcı olması ve bunları tanımlaması, otoritesinin ve müracaatçı üzerindeki etkisinin sınırlarını tanıması, müracaatçının istekleri konusunda ne yapabileceğini açığa kavuşturması, umut aşılaması ve destek vermesi, müracaatçının sosyal hizmet uzmanına ve müdahaleye güvenmesi için zaman tanıması ve müracaatçının sosyal hizmet uzmanıyla iş birliğine girme ya da girmeme konusundaki nihai kararın kendisinde olduğu gerçeğini kabul etmesi gereklidir. ** Sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıların sorunun varlığını kabul etmesini sağlayacak bir yol bulması gerekir. ** Kişi sorunu inkâr ediyorsa, sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıların neden sorun olmadığına inandığı konusuna odaklanması, inkâr üzerinde durması ve sorunun varlığını belgelemek için kanıt toplaması gereklidir. Ardından müracaatçılar bu kanıtla uygun bir tarzda yüzleştirilmelidir. Bu yüzleştirmeden sonra, müracaatçılar sorunun varlığını hâlâ inkâr ediyorsa, sosyal hizmet uzmanları müracaatçıların soruna sahip çıkmadığı gerçeğini kabul etmelidir. Böyle bir durumda, müracaatçıya ileride konuşmak isterse ona zaman ayırabileceği söylenebilir. ** Bir sorunu olduğunu kabul eden bir kişinin, bunu bir başkasıyla birlikte ele alıp almama hakkı vardır. Eğer kişi bunu kendi başına çözmeye karar verirse, sosyal hizmet uzmanları bu karara saygı duymalı; ancak “ileride bu konuda konuşmak isterseniz, kapı size her zaman açık olacaktır” gibi bir şey söyleyerek gelecekte ulaşılabilir olduğunu belirtmelidir. Hazırlık yapma aşamasında sosyal hizmet uzmanlarının meslektaşlarıyla işbirliği yapması gerekebilir. ** Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara yardım etmek için gereksinim duyduğu bazı bilgilere sahip olan ya da müracaatçının sorunlarını çözme ve gereksinimlerini karşılama çabasına destek olacak veya kaynak sağlayacak diğer önemli kişilerle de etkileşimde bulunması gereklidir. İlk görüşme için olası müracaatçı hakkında her türlü ulaşılabilir bilgiyi toplamak ve gözden geçirmek, sosyal hizmet uzmanlarına yardımcı olacaktır. HAZIRLIK YAPMA AŞAMASINDA YAPILMASI GEREKEN DÜZENLEMELER **Herhangi bir görüşmeye hazırlanırken sosyal hizmet uzmanlarının görüşmenin gerçekleşeceği ortamı düzenlemesi, görüşmenin içeriğini planlaması ve kendini hazırlaması gerekir. ** Görüşme ortamının rahat olması ve bu ortamda dikkati dağıtan nesnelerin bulunmaması gereklidir. ** Görüşmede not alma veya teyp kullanma planlanıyorsa, müracaatçıların bilgisi dâhilinde ve dikkati dağıtmayacak şekilde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. ** Görüşmenin zamanına dikkat edilmelidir. ** Görüşmenin içeriğini planlarken, sosyal hizmet uzmanları hizmetin amacını ve hedefini aklında tutmalı ve bu görüşme için hedefi tanımlamalıdır. Sosyal hizmet uzmanları, varsa önceki görüşmenin notlarını gözden geçirmelidir. Görüşmenin yapısı ve sorulacak sorular planlanmalıdır. ** sosyal hizmet uzmanları esnek olmalı, eğer müracaatçının beklenmeyen gereksinimleri varsa değişiklikler yapmalıdır. ** Sosyal hizmet uzmanları etkili iletişimi kesintiye uğratabilen, kendi duygu ve tutumlarının farkında olmalıdır. ** Sosyal hizmet uzmanlarının görüşme için hazır olması, müracaatçılara ve birlikte çalışmaya önem verdiği anlamına gelir. Sosyal hizmetuzmanlarının görüşme için hazır olması, etkili iletişime altyapı sağlar. ** Planlı değişim süreci, sosyal hizmet uygulamasının temellerine dayanmaktadır. Sosyal hizmet uzmanlarının bu süreci başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için bilgi, beceri ve değer temeline sahip olmalıdır. Bireylerle sosyal hizmet uygulaması planlı değişimi ve aşamalı bir süreci ifade etmektedir. Ünite 4=TANIŞMA BAĞLANTI KURMA Bu basamağın başarılı bir şekilde gerçeklesebilmesi için shuların mikro düzeyde sosyal hizmet uygulamasi becerileri olmalıdır.bu basamak bir çok ilave boyutu içerir; -sıcaklık -empati -doğallık -nezaket -kendiliğindenlik -içtenlik -somutluk -yeterlik -nesnellik *müracaatçı shudan bilgili , yardimsever, donanimi güçlü ,algılama ve yorumlama yeteneği gelişmiş davranıslar bekler. *Etkili yardm ilişkisinde; kapsamlı araştırmalar empati, olumlu bakış, kişisel sıcaklık, samimiyet. *müraccatçı shu için muhtemelen kafasında 3 kaygıya kapılacaktır: 1-yardım edici, iyi niyetli biri mi ? 2-benim sorunlarimı çözebilecek profesyonel uzmanliği veya becerileri var mı? 3-yeterli anlayişa sahip mi ? *araştırma evresi oldukça önmli bir evredir. Uzmanin sürece temel olarak katılimi ile başlar.müracaatçinin tedaviyi kabul edip veya etmediği ve yine müracaatçinin tedviye alınip alinmayacaği belli olmayan evredir. *shu müracaatçiya müdahale sürecinde ne olacağini mümkün olduğunca göstermelidir.Shu bunu ; 1-müracaatçinin ne söylediğini ve duygularini dikkate alarak. 2-müracaatçiya yardim etmek için istekli olduğunu ve bilgili olduğunu göstererek. 3-müracaatçinin durumu ve sorunu için aktif olarak hazırda bekleyerek. 4- müracaatçinin sahip olduğu açığa çikmamiş sorulara cevap aramaya çalişarak . ETKİLİ MESLEKİ İLİŞKİ KURMANİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER 1-farkli yaşam deneyimleri ve kültürel geçmişleri olan kişille ilişki kurma 2-müracaatçilarin korkuları 3-shu larin genellikle bürokratik bir örgütte görevli olması. 4-müracaatçi ve shularin kültürlerinin farkli olmasıyla birlikte yetersiz iletişim olması. 5-shularin amaçlari 6-shularin durumu açiklamak için tercih ettiği kuram ve varsayım **Bireylerle sosyal hizmet uygulamasinda tanişma bağlantı kurma basamaği planli değişim sürecinin ilk basamağidir. Bireylerle sosyal hizmet uygulamasi ; 1-bireyselleştirme 2-duygularin amaçli olarak ifade edilmesi 3-denetimli duygusal tepki verme 4-kabul etme 5-yargilayici olmayan tutuma sahip olma 6-gizlilik ilkeleri *tanişma bağlantı kurma aşamasında fiziksel düzenlemede iki kişilik görüşmelerde sandalyeler karşilikli , aile görüşmesinde ise dairesel şeklinde koyulmalidir. Oda sıcakliği, shu nun beden dili, giyimi , duruşu , bakışı çok önemlidir. *planlı değişme süreci ; 1-tanişma /bağlantı kurma 2-ön değerlendirme 3-planlama 4-son değerlendirme 5-sonlandırma 6-izleme (UNITE 5) **Ön değerlendirme:Bir kişinin veya durumun anlaşılması ya da bir sorunun çözülmesi ya da en aza indirilmesi için bireyselleştirilmiş yardım müdahalesi için temel oluşturmak amacıyla sorunların, insanların,durumların ve bunların birbirleriyle karşılıklı ilişkilerinin, farklılaşmış,bireyselleştirilmiş ve doğru bir şekilde mikro,mezzo ve makro açılardan incelenmesi ve belirlenmesidir. **Ön değerlendirme sürecine başlamak shu müracaatçının kim olduğuna ve kime yardım edilmesi gerektiğine karar vermelidir. **Ön değerlendirme bir sorunun çok boyutlu olarak anlaşılması üzerine odaklanmaktadır. Ön değerlendirmede müracaatçı ve çevresindeki önemli kişiler hakkında bilgitoplanmalıdır **Gereksinim duyulan bilgi ön değerlendirmenin mikro,mezzo ve makro düzeylerine ilave olarak insan farklılığı unsurlarının (ırk,etnik köken,yaş,coğr, din,değerler,kültür, yönelim, fiziksel ve ruhsal sağlık ve farklılaşan diğer yanlar) dikkate alınmasını içeren dört ana kategoriyi kapsamaktadır. **Değerlendirme:Herhangi bir konuyu olumlu,olumsuz tüm yönleriyle ele alma, gözden geçirme, inceleme,tartışma ve anlamlandırma sürecidir. **Değerlendirme bireyden bireye farklılık gösterir.Değerlendirme süreci konu, durum ve probleme göre değişiklik gösterir. **Mesleki anlamda özellikle birey ve aile için değerlendirme genellikle iki şekilde yapılır: -Yöntem uygulamasından alınan sonuçları değerlendirmek -Değerlendirme konusunda araştırma yapmaktır. !!!İlk gruba giren değerlendirmeler yapılmadıkça ikinci tür değerlendirme yapılamaz **Değerlendirme süreklidir. **Değerlendirme karşılıklıdır. **Değerlendirme iki uçludur.Hem müracaatçı açısından hem de shu açısından, iki boyuta ait süreçtir. **Değerlendirme yapabilmek için mikro,mezzo ve makro düzeylerde becerilere sahip olmak gerekir: Bireyselleştirme,katılım,insan gelişimi,sistemik etkileşimler **Değerlendirme yapılırken müracaatçının durumu her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. **Her bir müracaatçı için değerlendirme yapmada belirli bilgilere sahip olunmalıdır.Birey açısından gerekli bilgiler;kişisel bilgileri,adı,adresi,doğum tarihi ,doğum yeri,medeni durumu,ailevi bilgileri,anne,babanın,çocukların,kardeşlerinin adları,doğum tarihleri,ölüm tarihleri,ikamet yeri .. **Bireyin güçlü yönleri,baş etme mekanizmaları,ilgileri,yetenekleri, becerileri, motivasyonu,değişim kapasitesi,probleme çözüm arayıp aramadığı, zaafları, güçsüz yönlerine de dikkat edilmelidir. **Shu,değerlendirme sürecinde esnek olmalıdır.(Hoşgörülü olma,toleranslı olma ve sabit bir yöne saplanıp kalmama) **Değerlendirme sürecinde sosyal desteğin belirlenmesi çok önemlidir. MÜRACAATÇIYI ANLAMA **Müracaatçıyı anlamamızı sağlayan temel olarak üç temel aktivite;gerçeklerin aslını öğrenme,anlamlarını düşünme ve yardım yöntemlerine karar verme **Müracaatçının ailesini değerlendiren shu;ailenin ilk zamanlarını özellikle şekillendiren etkiler,ailenin sorunu ve müracaatçıyı nasıl ilişkilendirdiği,ailenin uzman müdahalesine olan tepkisi üzerinde odaklanabilir. ÖN DEĞERLENDİRMEDE KULLANILAN ARAÇLAR VE TEKNİKLER **Değerlendirmenin döngüsel bir özelliği vardır.Uygulama sırasında değerlendirme asla bitmez. =>Skidmore ve Thackeray’ın belirttiği gibi;değerlendirme akışkan ve dinamiktir, sürekli değişir.Araştırma evresinde başlayıp sonlandırma evresine kadar devam eder. **Hamilton’ın dediği gibi değerlendirme;müracaatçının şuan ki ihtiyacını gerçekçi,düşünceli,samimi ve ‘bilimsel’ olarak anlama girişimidir **Belirsiz çıkartımlar yapmak ilk görüşme ile başlar ve vaka boyunca gözlemleme devam eder. **Bu evrede uzmanın görevlerinden biri sorun hakkında daha detaylı bir tanımlama bulmaktır **Uzmanın bir diğer görevi ise nedensellik ilişkisi kurmaktır. **Uzman sürekli olarak müracaatçının güçlerini ve sınırlarını gözden geçirir ve müracaatçının durum ile nasıl başa çıktığını değerlendirir. **Kişilik ya da toplumla ilgili olan herhangi bir insan davranışını anlamaya odaklanmış bilgi gövdeleri önemlidir. **Sosyal değerlendirmenin temel ilkeleri:İçerik (müracaatçının ne olduğunu anlatması),süreç (mevcut problem yanında görüşmede neler olduğu) ve değerlendirme. ÖN DEĞERLENDİRMENIN SINIFLANDIRILMASI >>Dinamik Ön Değerlendirme:Müracaatçının şu an ki sorunlarını ve iç dünyasında ,sosyal çevresinde ve kendisi ile sosyal çevresi arasında etki gösteren güçlerin anlaşılmasını sağlar.Soruna sebep olan psikolojik,biyolojik,sosyal ve çevresel faktörlerin rolü öğrenilir. Yaşam öyküsü derinlemesine incelenmez. >>Klinik Ön Değerlendirme:Müracaatçıyı sorununun/hastalığının özelliklerine göre sınıflandırma çabasıdır.Sadece kişilik bozukluğunun,sosyal bozukluklar yarattığı durumlarda kullanılabilir. Kişi,hastalığının özelliğine göre (şizofren, sosyopat,tifo vb gibi) tanımlanır.Tıbbi uygulamalarda kullanılır.Sosyal hizmet uygulamalarında en az kullanılır. >>Etiyolojik Ön Değerlendirme:Müracaatçının sorununun hayatı içindeki geçmişi ile açıklanmasıyla ilgilenir.Sunulan zorlukların nedenleri ve gelişimini açıklamaya çalışır.Kişisel geçmiş alınır.Sınırlılıklar göz önüne alınmaz. >>Psikososyal İnceleme:Müracaatçının bugünü,ilgili geçmişi ve olası gelecekteki stresli durumlara ve yaşam koşullarına uyum sağlayabilmesinin ilk değerlendirmesidir. **Perlman,bireylerle sosyal hizmet çalışmaları için aşağıdaki içerikleri sıralamıştır: 1.Sunulan sorunun özellikleri 2.Sorunun önemi 3.Sorunun nedenleri,başlangıcı ve hızlandırıcıları 4.Sorunu çözmek için gösterilen çabalar 5.Çözümün veya kurumdan beklenen sonuçların özellikleri 6.Kurumun kendi özellikleri ve müracaatçının sorununa yönelik kullanacağı sorun çözme yollarının özellikleri **Psiko-sosyal inceleme araçları;görüşme rehberi ve planı,hayat tablosu,aile etkileşiminin video kaydı,görüşme sırasında ses kaydı,görüşmeler,kontrol listesi ve envanter ile doğrudan gözlem GÖRÜŞME PLANININ FORMATI 1.Sorunun tarihçesi 2.Kişisel geçmiş, 3.Aile geçmişi, 4.Sorunlu alanlar, 5.Tedavi planı Ön değerlendirmenin İçeriği 1.Sunulan sorunun özellikleri ve müracaatçının bu sorun ile ilişkisinde beklediği hedefler 2.Soruna sahip ve sorunla ilgili yardım veya ihtiyaç duyan kişinin özellikleri 3.Kurumun amacı ve özellikleri,sunabileceği ve imkân yaratabileceği yardımlar Ön değerlendirme Süreci **Alakasız bilgilerden alakalı olanları ayırma **Gerçekleri bir düzene koymak ve bunları ilgili hale getirmek **Faktörlerin birbirine uyması için yollar aramak Sonuçta ortaya çıkan anlamı bir bütün olarak ortaya koymak Ön değerlendirme Aşamaları 1.Uzman,sorunlu davranışlar üzerine odaklanmaya başlar.Müracaatçının hem işlevsel hem de işlevsel olmayan davranışları incelenir.Müracaatçının güçleri ve çevresi değerlendirilir. 2.Uzman,hedef davranışları belirler. 3.Temel bilgiler,sorunlu davranışları kontrol ettiği görülen olayları belirlemek için toplanır. 4.Tedavideki en önemli sorunun tahmin edilebilmesi için toplanan bilgiler bir araya getirilir ve tedavi için amaçlar belirlenmeye başlanır. 5.Tedavi için önceliklerin belirlenmesi,ön değerlendirmenin son basamadığıdır. TANI EKOLÜNE GÖRE ÖN DEĞERLENDİRME İLKELERİ Ön değerlendirme,aşağıdaki prensiplere dayanmaktadır: 1.Ön değerlendirme süreci; müracaatçı ve durumunun ve karşılaştığı zorluğun detaylı ve doğru özelliklerini anlamak amacıyla hangi yardım türünün gerektiği konusundaki çabalardan oluşur. 2.Ön değerlendirme süreci;uzmanın müracaatçıyı etkileyen sosyal ve psikosoyal faktörlerin etkileşimi hakkındaki bilgisine dayanır. 3.Müracaatçıyı etkileyen iç ve dış faktörlerin etkileşimi hakkındaki bilgi,ön değerlendirme süreci için yardımcı ve terapötiktir. 4.Bireyin sahip olduğu her sorun,çoklu faktörler teorisi ışığında anlaşılmaya çalışılmalıdır. 5.Başlangıç aşamasında müracaatçının üstündeki stres ve baskıların azaltılması shu'nun ön değerlendirmeyi doğru yapmasına yardımcı olur. 6.Kişiliğin ve motivasyonların ilk değerlendirilmesi ve bunların müracaatçının sorunlarının gelişimindeki önemi,bu sorunların çözülmesi için yapılacak planın temellerini oluşturur. 7.Müracaatçının sorununun çözümü için müracaatçının şuan ki çalışma kapasitesi ve davranışlarının altındaki güdüler hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. 8.Müracaatçının kişiliğindeki psikodinamik ve patalojik semptomların anlaşılması,ne çeşit bir yardım sunulabileceği konusunda kesin bir temel oluşturur. İŞLEVSEL EKOLE GÖRE ÖN DEĞERLENDİRME **İşlevsel yaklaşım uygulaması,Pennsylvania Üniversitesi’ndeki fakülte üyeleri tarafından geliştirilmiştir.Otto Rank’ın kişilik teorisi üzerine kurulmuştur. **İşlevsel ekole göre,bireyle sosyal hizmet,insanlara sosyal aracılar tarafından sağlanan özel servisler ile yardım etme yöntemidir. **İşlevsel ekolün birbirinden ayrılamaz iki temel özelliği vardır:Kişiye yapılacak yardım,var olan hizmetin içinde doğal olarak bulunmaktadır;hizmeti kullanan insanların sorunlarının aynı olması göz önüne alınmaksızın,bu aracıların sağladıkları hizmetlerin kullanımdan doğan psikolojik deneyim kişiler için her zaman farklı olacaktır. **Bu ekol;insanların kategorilere ayrılamayacağını ve belirli bir hizmet için yapılan planın potansiyel büyüme ve gelişmeyi kötü etkileyebileceğine inanır. Ön değerlendirme;kişinin kendisi için ne tür bir yardım aradığı konusunda karar verirken özgür olduğu bir insan ilişkisi kurma sürecidir. **Sosyal inceleme raporunda;Sorun,Sorunun belirtileri,Sorunun tarihi,Şu anki durum,Aile geçmişi, Eğitim ve çalışma geçmişi,Müracaatçının amaçları,shu'nun değerlendirmesi ve shu'nun önerileri olmak üzere bilgiler yer alır. **Sorunları derinlemesine keşfetmek için shu'lar ve müracaatçıların,birlikte, sorunun şiddetini,sorunun ne zamandan beri var olduğunu,nedenlerini,sorun hakkında müracaatçıların ne hissettiğini, müracaatçıların sorunla başedebilmek için sahip olduğu fiziksel ve ruhsal kapasitesini ve güçlerini incelemesi gerekir. **Müracaatçıların karşılaştığı sorunlar;kişilerarası çatışmalar,sosyal ilişkilerden memnun olmama,resmi kurumlarla yaşanan sorunlar,rol performansı ile ilgili güçlükler,toplumsal geçiş sorunları,ruhsal ve davranışsal sorunlar,kaynak yetersizliği,karar vermede güçlükler yaşama,kültürel çatışmalar ve sorunları önceliklerine göre sıralayamama **Yetkin bir shu hassas bir konuyu ele alırken,müracaatçının kaygılı hâle gelip gelmediğine, ses tonundaki değişmeye,huzursuzluğuna,oturma biçimine,yüz ve çevre kaslarının sertleşmesine, esnemesine,katılaşmasına,yüzünün kızarmasına ya da terlemesine dikkat eder. (ÜNİTE-6)=PLANLAMA ALT BASAMAKLARI >Müracaatçı ile Çalışma >Sorunları Önceliklerine Göre Sıralama >Sorunları Gereksinimler Biçiminde Tanımlama >Müdahale Düzeylerini Belirleme >Amaçları Oluşturma >Hedefleri Belirleme >Sözleşme Hazırlama MÜRACAATÇI İLE ÇALIŞMA **Planlama sürecinde müracaatçının güçlerinden yararlanılmalıdır (özel ilgiler ve aktiviteler,aile ve arkadaşlara sahip olma,eğitim ve iş geçmişi,sorun çözme ve karar verme becerileri,inançlar ve değerler,kişisel nitelikler ve özellikler,fiziksel ve maddi kaynaklar,profesyonel hizmetler,tutumlar ve bakış açıları,duygusal ve zihinsel sağlık,destek sistemleri ile diğer güçlü yönlerin karışımı olarak sıralanabilir) **Planlama,problem tanımlamadan çözüm aramaya taşınır,harekete bir amaç getirir. **Planlama sürecinde müracaatçıları ya da müracaatçıyı içeren en sık kullanılan yöntem sözleşmedir. **Bir planın gelişiminde müracaatçı merkezli bir perspektifi ve süreci korumak ve sürdürmek önemlidir. **Müracaatçılar tamamıyla planlama sürecine katılmadıkları zaman başarısızlık şansı artar.Çünkü onlar daha güçlü olma fırsatından yoksun olurlar ve problem çözme becerilerinin gelişmesinden de yoksun kalırlar,kendi kararını verme hakları zayıflar.Planlar müracaatçıyla birlikte yapılmalıdır yada bitirilmeden önce müracaatçı tarafından tekrar gözden geçirilmelidir. **Plan,müracaatçının geçmişine ve içinde bulunduğu duruma duyarlı olmalıdır. **Yoksulluk,cinsiyet,ırk,etnik köken,yaş,özürlülük ya da cinsel tercih nedeniyle ortaya çıkan ayrımcılık ve baskı riskleri özellikle planlama ihtiyacını ortaya çıkarır. SORUNLARI ÖNCELİKLERİNE GÖRE SIRALAMA **Sorunlar,açık ve net bir şekilde tanımlanabilir olmalıdır;sorunların açık ve net olarak tanımlanması, sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının çözüm bulmak amacıyla hareket etmesine olanaksağlayacaktır. **Shu ve müracaatçı,sorunla ilgili olarak bir şeylerin yapılması gerektiğine inanmalıdır. **Sorunları önceliklerine göre sıralayabilmek için; ~İlk olarak müracaatçı için önemli olan sorunlar belirlenmelidir.Bu belirleme yapıldıktan sonra her bir sorun davranışsal terimlerle ifade edilmelidir (Bir sorunun davranışsal terimlerle ifade edilmesi demek ölçülebilir olması,somut olması ve değişim için bir temel oluşturması anlamına gelmektedir) ~Ardından var olan sorunlar müracaatçı için önemine göre sıralanmalıdır. ~Son olarak,öncelikli olarak ele alınacak sorunla ilgili olarak müracaatçı ile bir anlaşmaya varılmalıdır. SORUNLARI GEREKSİNİMLER BİÇİMİNDE TANIMLAMA **Sorunların gereksinimler biçiminde tanımlanması sosyal hizmet uzmanına ne yapacağı konusunda yol göstericidir. **Sorun;varlığından rahatsızlık duyulan fiziksel,bilişsel,duyuşsal ve davranışsal bir şey iken, gereksinim;yokluğundan rahatsızlık duyulan fiziksel,bilişsel,duyuşsal ve davranışsal bir şey. **Sorunlar,zihin karıştırıcıdır ve stres kaynağıdır.Gereksinimler;yaşamak,iyilik hali ve doyum almak için fiziksel,ruhsal,ekonomik,kültürel ve sosyal gerekliliklerdir. Örn;alkol bağımlılığı sorununda gereksinim ayık kalma,çocuk istismarı sorununda gereksinim istismarı durdurma,duygusal denetim ve çocuk bakım tekniklerinin öğretilmesi. MÜDAHALE DÜZEYLERİNİ BELİRLEME ~İlk olarak,müracaatçının gereksinimi üzerinde odaklaşılır ve en öncelikli sorunla başlanır. ~Müracaatçı ile olası çözümler tartışılır.Olası çözümler mikro,mezzo ve makro düzeyde değişim üzerinde odaklanmayı gerektirebilir. Mikro düzeyde=>Müracaatçının ne yapacağını kapsamalıdır.Örn;olası çözümlerden birisi müracaatçının davranışlarını değiştirmesi ile ilgili olabilir=>Madde kullanan bir müracaatçı alkol ve madde kullanım tedavisi programına katılabilir.Bir başka taktik,yeni ve daha uygun bir iş bulmasına yardımcı olmak olabilir. Mezzo düzeyde=>Müracaatçılar benzer sorunları yaşayan insanların oluşturduğu destek grubuna katılabilir. Makro düzeyde=>Değişiklikler gerçekleştirme ile ilgilidir. **Olası çözümler belirlenirken mümkün olduğu ölçüde müracaatçının katılımı sağlanmalı ve alternatif eylem planı seçilmelidir. **Shu'lar müdahale düzeyini değerlendirir ve strateji belirlenirken öncelikle müracaatçıların gereksinimleri üzerinde odaklanmalıdır.Ardından gereksinimi karşılamak için alternatif stratejileri belirlemesi,stratejiyi belirlerken müracaatçıların güçlü yönlerini vurgulaması,her bir stratejinin artılarını ve eksilerini göz önünde bulundurması,en verimli ve en etkili stratejiyi seçmesi ve uygulaması gerekir. **Shu'nun müracaatçıya “Bu sorunu çözmenin yolları hakkında düşündün mü?” sorusunu ya da buna benzer bir soru sorması alternatif çözümleri keşfetmeyi kolaylaştıracaktır. **Eğer müracaatçılar,işe yarayabilecek bir seçenek bulamamışsa,shu bazı seçenekleri gündeme getirmeli ve bu seçeneklerin fırsatları ve kısıtlıkları da gözden geçirilmelidir. **Sosyal hizmet müdahalesinin başarılı olabilmesi için,müracaatçıların “Farklı eylem seçeneklerimin olduğunu görüyorum ki,durumum hakkında bir şey yapabilirim” demesi gerekir. !!!Tavsiye vermek ve müracaatçı için seçim yapmak,shu'nun birincil rolü değildir. **Shu'nun seçim yapması durumunda olası iki sonuç bulunmaktadır: -Olası sonuç müracaatçı için istenir olmayabilir.Bu durumda müracaatçı tavsiye için muhtemelen sosyal hizmet uzmanlarını suçlayacak ve ilişki ciddi bir şekilde zarar görecektir. -Seçim müracaatçı için yararlı olabilir.Bu sonuç istenir bir şeydir;ancak müracaatçıların shu'ya aşırı bağımlı hâle gelmesi tehlikesini taşır,gelecekte neredeyse her karar için shu'nun tavsiyesini isteyebilir ve kendi kararını verme konusunda çekingen olabilir. **Tavsiye vermeme ilkesi=>Shu'nun sorumluluğu olası seçenekleri önermek ve müracaatçılar ile birlikte keşfetmektir.-->“Sanırım bunu yapmalısın” gibi bir öneriden ziyade,“……. hakkında düşündün mü?” sorusunu sorması gerekir. **Müracaatçıların kendi kararını verme hakkı,seçilen eylemin başkalarına ya da kendilerine ciddi bir zarar verme olasılığı taşıması durumunda uygulanmaz.Örn;bir ebeveynin bir çocuğu istismar etmeyi sürdürme olasılığı yüksekse veya bir müracaatçı yaşamını sonlandırma girişiminde bulunuyorsa,shu müdahale etmesi önerilmektedir. AMAÇLARI OLUŞTURMA **Amaçlar oluşturulurken,gerçekten neyin gerçekleştirilmek istendiği,müracaatçının hangi temel gereksinimlerinin karşılanacağı ile temel ve gerekli nihai sonuçların neler olacağı belirlenmelidir. **Amaçlar yardım sürecinin yönünün ve sürekliliğinin belirlenmesine olanak verir ve gereksiz kayıpları önler. **Amaçlar müdahale yapmayı sağlayacak stratejileri belirlemeye,formüle etmeye ve değerlendirmeye yardımcı olur. **Amaç ifadeleri,hedefler biçiminde tanımlanmalıdır. **Amaç ifadesi kesin olmasına rağmen,planların değiştirilebilmesi için bir açık kapı olmalıdır. **Amaçların sayısı,süreç boyunca üçten fazla olmamalıdır. **Amaçlar ayrıca müracaatçı sisteminin güçlü yanları kadar çevrenin güçlü yönleri ile orantılı olarak oluşturulmalıdır. **Amaçlar mümkün olduğunca akılcı olmalıdır. **Amaçlar negatif ifadelerden ziyade bir pozitif sonuçlu ifadeleri içermelidir,amaçlar “yapmayacak”dan ziyade “yapacak” şeklinde belirtilmelidir. **Shu,amaç ve hedeflerin oluşturulması sürecinde yaşam tarzı ve kültürel faktörleri dikkate almalıdırlar. **Farklı durumlar değişimin farklılıklarından ve amaçların farklılıklarından bahsederler: 1.Bir ilişkiyi sürdürmek:Durum içindeki bireyin değişimi için şansın olmadığı ve kişinin ihtiyacına destek veren önemli birinden yoksun kaldığı durumlarda kullanılır. 2.Belirli davranışsal değişim:Bir müracaatçı belirli bir semptom veya davranış biçiminden rahatsız olduğunda ve genellikle aksi hâlde kendi durumundan hoşnut olduğu zaman kullanılır. 3.İlişki değişimi:Sorun,bir sorunlu ilişki olduğunda ve bir başka insanın problemin bir parçası olduğunun fark edildiği durumlarda kullanılır. 4.Çevresel değişim:Problemin bir parçasının,çevrenin bazı kesimlerinin sorumluluğunun eksikliğinin olduğunun fark edildiği durumlarda ve böyle bir değişim sebebinin olduğu durumlarda kullanılır. 5.Yönsel değişim:Değerler çatışıyorsa veya açık değilse çalışmanın yönetimi veya amaçlar hakkında müracaatçı sistemi açık değilse veya büyük amaçlar aşılması zor ve imkânsız bir tarzda engelleniyorsa kullanılır. HEDEFLERİ BELİRLEME Hedef;belirli,somut ve ölçülü olmalıdır.Hedefler spesifiktir.Kimin neyi,ne zaman ve nasıl yapacağını içerir. Anne-babalar için hedefler listesi: •Bütçe yapmak ve faturaları dikkatle takip etmek •Sağlıklı yemekler hazırlamak •Ev temizliğine dikkat etmek •Günlük bakım,danışma ve yasal hizmetleri bulmak ve kullanmak •Günlük stresle başa çıkmak ve zaman planlaması yapmak •Arkadaşlık kurmak,insanlarla birarada olmak ve bunun rahatlığını hissetmek. •Çocuk/larına karşı daha fazla ilgi göstrmek •İş bulmaya yardımcı olacak beceriler öğrenmek •Eşle iyi geçinmek ve iyi ilişki kurmak •Riskli bir iş yapıldığında pişman olunabileceğini öğrenmek •Çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak bir yol izlemek •Daha iyi ve daha güvenli bir yaşam planlamak •Çocukları dövmeden,onları incitmeden kontrol ve disiplin sağlamak •Shu ile konuşmak ve onun sağlayabileceği yardımları kullanır kılmak •Sinirli ve gergin olduğu zaman kendini sakinleştirmeyi öğrenmek •Yardımcı,ilgili,anlayışlı arkadaşlar ve destek grupları bulmak •Çocuklardan ne umacağımı bilmek ve her yaşın normal davranışının ne olduğunu bilmek •Daha iddalı olmak ve düşüncce ile duygularımın başkalarınca bilinmesinde dolaylı olmamak •Alkol ve ilaç kullanmadan uyum sağlamak veyaşamak •Anne-baba ve diğer arkadaşlarla nasıl tartışacağını bilmek •Acil durumlarla ve kendini bunalmış hissedilen durumlarla nasıl başedeceğimi öğrenmek •Suçluluk,üzüntü,korku,kızgınlık gibi güçlü duygularla başaçıkmayı öğrenmek. HEDEFLERİ BELİRLEMEDE PERFORMANS, KOŞULLAR VE STANDARTLAR **İyi bir hedef cümlesinin nesnellik,açıklık ve hedefe ulaşıldığını gösterme ölçütlerini karşılaması gereklidir. **Hedefler performans,koşullar ve standartları karşılayacak şekilde hazırlanmalı,yani ölçülebilir olmalıdır. @Performans,belli bir hedefe ulaşabilmek amacıyla belli bir etkinliği yapması gereken müracaatçı,sosyal hizmet uzmanı veya diğer bireylerle ilgilidir=>“Hangi eylem ya da davranış hedefe ulaşma ile ilgilidir?”sorusunun yanıtı da performansa karşılık gelir. @Koşullar,belli bir aktiviteyi gerçekleştirmek için ne tür malzemelere gereksinim olduğu,belli bir aktivitenin tek başına mı yoksa yardım alarak mı yapılacağı,belli bir zaman diliminin geçerli olup olmadığı koşulları ortaya koymaktadır. @Standart,performansın,aktivitenin ya da davranışın ne kadar iyi,ne kadar çabuk ya da hangi sıklıkta yapılacağı ile ilgilidir. ÖRN;Olgu 1: E.,83 yaşında,büyük bir yaşlı bakımevinde yaşamaktadır.Artiriti nedeniyle ellerini kullanamamakta ve hastalığı ilerlemektedir. Böyle bir müracaatçı için; Performans:E. el-göz koordinasyonunu geliştirecek ve sürdürecek Koşullar:Haftada 4 kez düzenlenen el işleri aktivitesine katılacak Standartlar:Haftada 4 kez düzenlenen bu aktivitenin en az 3üne devam edecek SÖZLEŞME HAZIRLAMA **Bir sözleşme,karşılıklı olarak görüşülüp kabul edildiği zaman,ortak amacı oluşturmaya yardımcı olur. **Sözleşme,müdahale sürecinde nelerin yapılacağını spesifik hâle getirir **Sözleşme,amaçları,yöntemleri,zamanı ve karşılıklı yükümlülükleri içerir. **Sözleşme,yazılı,sözlü ya da ima edilmiş olabilir. **Sözleşme,müracaatçı ve shu arasındaki anlaşmayı resmileştirir. **Sözleşmeler,esnek anlaşmalardır.(Bu tarzıyla yasal sözleşmelerden farklılaşır) <Yasal sözleşmeler kolayca değiştirilemez.> ÜNİTE 7=MÜDAHALE AŞAMASI Bireylerle sosyal hizmet uygulaması karşılaşılan sorunların çözümü için yapılan girişimleri ifade eder. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET EKOLLERİ Tanısal Ekol=Tanısal ekol temel olarak Freud’un psikanaliz teorisine dayanmaktadır. Mary Richmond bu düşüncelerin bir ekol olarak düzenlenmesi için şeklini veren kişidir. Richmond, bireylerle çalışma alanında ilk kitabı (Sosyal Teşhis) 1917 yılında yazmıştır. Tanı Prensipleri:Tanı, aşağıdaki prensiplere dayanmaktadır: 1) Tanı koyma süreci müracaatçı ve durumunun ve karşılaştığı zorluğun detaylı ve doğru özelliklerini anlamak amacıyla hangi yardım türünün gerektiği konusundaki çabalardan oluşur. 2) Tanı koyma süreci uzmanın müracaatçıyı etkileyen sosyal ve psikosoyal faktörlerin etkileşimi hakkındaki bilgisine dayanır. 3) Müracaatçıyı etkileyen iç ve dış faktörlerin etkileşimi hakkındaki bilgi,tanı koyma süreci için yardımcı ve terapötiktir. 4) Bireyin sahip olduğu her sorun, çoklu faktörler teorisi ışığında anlaşılmaya çalışılmalıdır. 5) Başlangıç aşamasında müracaatçının üstündeki stres ve baskıların azaltılması uzmanın doğru tanı koymasına yardımcı olur. 6) Kişiliğin ve motivasyonların ilk değerlendirilmesi ve bunların müracaatçının sorunlarının gelişimindeki önemi, bu sorunların çözülmesi için yapılacak planın temellerini oluşturur. 7) Müracaatçının sorununun çözümü için müracaatçının şuan ki çalışma kapasitesi ve davranışlarının altındaki güdüler hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. 8) Müracaatçının kişiliğindeki psikodinamik ve patalojik semptomların anlaşılması, ne çeşit bir yardım sunulabileceği konusunda kesin bir temel oluşturur. Tedavi Prensipleri=Tedavinin temel amacı, müracaatçının endişesini ve kişi-durum sistemindeki işlevsizliği azaltmaktır. Bazı prensiplere dayanmaktadır: 1) Görüşme sırasındaki tartışmalar soruna ve çözüm yollarına odaklanmıştır. Çözümün önünde duran davranışsal ve durumsal engellerin anlaşılmasına odaklanmak gereklidir. 2) Sosyal ve psikososyal faktörlerin özellikleri ve boyutları her durum için değişiklik gösterir. 3) Tedavinin amaçları ve yöntemleri, müracaatçının ihtiyaçları tam olarak anlaşılıp çalışıldıktan sonra planlanmalıdır. 4) Tedavi programının başarısı, amaca yönelik kurulan ilişkinin kullanımına bağlıdır. 5) Bireyle çalışma alanındaki tedavi yöntemleri; sosyal terapi ve psikoterapidir. Yöntemlerin Kullanımı Yöntemler şunlardır: teşvik etme, duygusal boşalma, rahatlatma, destekleme,öneride bulunma, rehberlik etme, yönlendirme, yeni deneyimler yaşatma, açıklık getirme, yorumlama ve benzeri. İşlevsel Ekol=Bu yaklaşım, Otto Rank’ın kişilik teorisi üzerine kurulmuştur. İşlevsel ekole göre bireyle çalışma, insanlara sosyal aracişlevsel ekolün birbirinden ayrılamaz iki temel özelliği vardır: 1) Bir kişiye yapılacak yardım, var olan hizmetin içinde doğal olarak bulunmaktadır. Müracaatçılar ve onların bu servisleri kullanma yolları farklı olsa da, aracıların verdikleri hizmetin çeşidi ve amacı aynıdır. 2) İki hizmeti kullanan insanların sorunlarının aynı olması göz önüne alınmaksızın, bu aracıların sağladıkları hizmetlerin kullanımdan doğan psikolojik deneyim kişiler için her zaman farklı olacaktır. Tanı=Belirli bir hizmet ihtiyacı ile alakalıdır ve hizmet sağlanırken gelişebilen bir kavramdır. Tanı koyma sürecinde her müracaatçı kendi hakkındaki tanıyı kendi koymalıdır. Tanı koyma, kişinin kendisi için ne tür bir yardım aradığı konusunda karar verirken özgür olduğu bir insan ilişkisi kurma sürecidir. Tedavi=İşlevsel ekol, tedavi kelimesi yerine yardım etme süreci kavramını tercih etmektedir. Uzman, tedavinin pasif alıcısı olan kişinin tedavi edilmesinden sorumlu değildir. Çünkü bu ekol değişimin temelinin müracaatçının kendi içinde olduğuna inanır. Tanı koyma süreci, bireyle çalışmada yardımcı olarak işlev görür. Bütün bireyle çalışma süreci üç evreyi kapsar: başlangıç, orta ve bitiş. Başlangıç evresinde; uzman, müracaatçıyı anlamaya (veya müracaatçının uzmanı anlamasına) engel olan tüm olguları ortadan kaldırarak bir ilişki kurar. Orta evrede; müracaatçının sorumlulukları artar ve ilişki daha yakın bir hale gelmeye başlar. Son evre ise müracaatçının uzmandan ayrılmasıdır. Tanısal ve İşlevsel Ekollerin Arasındaki Farklar 1) Tanısal ekol Freud’un geliştirdiği “kişilik” teorisini kullanırken işlevsel ekol Otto Rank’in geliştirdiği “irade” teorisini kullanır. 2) Tanısal Ekol, kişiliğin birçok gücün etkileşim halinde olduğu bir toplam olduğuna ve sadece birbirleri ile etkileşimli olmadıklarını aynı zamanda isteyerek veya istemeyerek sosyal çevreyi etkilediğine inanmaktadır. İşlevsel Ekol de kişilik gelişimi sürecinin kişinin içsel ihtiyaçlar ile çevresinin etkileşime girmesinden kaynaklandığını düşünür ama bu etkileşim insanların doğuştan gelen bireysel gelişim ve özerklik iradesi tarafından gerçekleştirildiğine inanır. 3) Tanısal Ekol’e göre ego temel ruhsal enerjidir ve onun gücü kişinin psikososyal çevresi tarafından belirlenir. Ama İşlevsel Ekol’e göre ego (kendilik), içsel ve dışsal deneyimlerin “irade” ile yaratıcı bir şekilde kullanılması sonucunda ortaya çıkar. Ego, iç ve dış güçlerin etkileşiminin bir sonucu değildir. 4) Tanısal Ekol’de tedavinin amacı, kişinin ego kapasitesini yükseltmek iken İşlevsel Ekol, kişinin içsel duygu, organizasyon ve eylem kapasitesini serbest bırakmasına yardımcı olmaya çalışır. 5) Bireyin terapötik ilişkide rol almasını sağlamak için Tanısal Ekol’e göre müracaatçının ego işlevselliği, kişiliği, motivasyonları, baskılar ve şuan ki duyguları hakkında tam bilgiye sahip olmak gerekir. İşlevsel Ekol ise kişinin sorunlarını çözmesine yardımcı olacak o anki hisleri önemlidir, diğer tüm bilgiler ikincildir. 6) Tanısal Ekol, hem psikolojik hem sosyal olarak planlanmış ve amaç odaklı bir yaklaşımı uygular. İşlevsel Ekol ise müracaatçıya kendi değişim sürecini yönlendirmesi için tamamen özgürlük verir. Aracı hizmetler sağlar. 7) Tanısal Ekol, müracaatçının kapasitesi ve güçsüzlüklerini değerlendirmek ve kişisel gelişim için yapılacakları düzenlemek konularında sorumluluk kabul eder. İşlevsel Ekol ise kendi kararlarını vermesinin yapıcı etkisi nedeniyle müracaatçının seçim ve hedef belirlemesi yapmasına hak tanır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMETTE TEDAVİ YÖNTEMLERİ Pratik Hizmetlerin Yönetimi=Müracaatçıya toplum tarafından sunulan sosyal kaynaklardan seçim yapması ve kullanması için yardım eder. Para, tıbbi bakım, yasal yardım, iş bulmasına ve eğitim kurumlarına kabul edilmesi için yardım etme, yaşlı evleri, bakım evleri, hobi kurumları vb gibi hizmetler, kişinin günlük hayatındaki sorunlarını çözmesi için yardımcı olabilecek pratik hizmetlerdir. Çoğu zaman müracaatçı ne istediğinin farkındadır ama bunları nasıl ve nerede alacağını bilemez. Dolaylı Tedavi (Çevresel Manipülasyon)=Kişinin sosyal koşullarını değiştirerek yaşadığı yoğun stres ve baskıdan kurtulmasını amaçlar.Çevresel manipülasyon sadece müracaatçının üzerindeki çevresel baskının kontrolü dışında olduğu durumlarda uzman tarafından uygulanabilir ama uzman tarafından değiştirilebilir.Burada üzerinde durulan nokra durumun değiştirilmesidir.Odak noktası, fiziksel çevrenin değiştirilmesi veya müracaatçının daha işlevsel olabilmesi için gereken sosyal sistemlerde değişiklik yapılmasıdır. Direkt Tedavi=Müracaatçının bilgi eksikliği, endişesi ve ego gücü konularında yönlendirilmeye ihtiyacı olduğu durumlarda kullanılır. Direkt tedavi; evlilik, iş, aile, okul vb. konularında danışma, terapötik görüşme (aile ve evlilik terapisi), açıklık getirme, yorumlama, psiko-sosyal destek , kaynak kullanımı ve çevresel değişim konularında yardımcı olacak yorumlamalar ve açıklamalar yoluyla uygulanır. Rehberlik teknikleri, müracaatçı- uzman iletişiminin başlangıcı olan destekleyici tekniklerini kapsar ve profesyonel ilişki için gereklidir.Rehberlik teknikleri her zaman bir veya daha fazla destekleyici teknik ile takip edilse de destekleyici teknikler her zaman rehberlik tekniklerini takip etmez.Rehberlik etmek, kişinin sorunlarını çözmesi, çatışma ve sorunlarını açıkça anlaması, değişik seçenekleri tartışması ve karar vermesi için mantıklı bir şekilde yardım etme amacındadır. Bazı önemli rehberlik yöntemleri şunlardır: Yansıtıcı tartışma, tavsiye verme,motivasyon sağlama, açıklık getirme, algıları düzeltme, model olma, ileriye dönük rehberlik, rol yapma, gerçeğe odaklanma, parçalama, yorumlama, evrenselleştirme ve yüzleştirme. Destekleyici teknikler:Duyguların ifade edilmesinin kolaylaştırılması, müracaatçının duyguları açığa vurmasına yardım eden bir tekniktir. Akreditasyon ve öz güven oluşturmak, uzmanın müracaatçının güçlü yönlerini göstermesi ve verilen görevleri yapabileceğine dair müracaatçıya itimat etmesi anlamına gelmektedir.Sosyal hizmet uzmanları müracaatçıların karşılaştığı sorunların çözümü için beden hareketleri (jimnastik), kas gevşetme, düşünce yapısını değiştirme, kendine emir verme, model olma, strese karşı bağışıklık kazandırma, empati, yorumlama,gerçekle yüz yüze getirme, oyun tedavisi, takdir etme, görüşme sonuna doğru kısa ara verme, genelleştirme, seçme imkanı tanıma, kalıplaşmış tutum ve davranışları değiştirme ve hayal kurma tekniklerinden yararlanabilir. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET TEORİLERİ Tüm insan davranışlarını açıklayan tek bir kişilik teorisi yoktur. Benzer şekilde, bireylerle sosyal hizmette birleştirilmiş bir uygulama teorisi yoktur. Bu nedenle, eklektik bir yaklaşımı benimsemek gerekir. Eklektik yaklaşım uzman üzerinde ağır beklentiler oluşturur ve oldukça fazla bilgi ve pratik yetenek gerektirir. Analiz etmeli ve değerlendirmelidir. Daha önemlisi, yeni prosedürler denemek için kendisinin esnek ve sabırlı olması gerekir. Eklektizm, birçok farklı teoriden faydalı olan en iyi bilgilerin toplanması anlamına gelir. Bilgilendirilmiş eklektizm ise kişinin seçtiği teoriden aldığı prensip ve eylem prosedürlerinin derinlikli bilgisi demektir. Eklektizmin temeli, müracaatçı için uygun olan prosedürü seçmektir. Müracaatçıyı bu prosedüre uygun hâle getirmek değildir. MÜDAHALE GÖRÜŞMELERİ ARASINDA YAPILMASI GEREKENLER Toplantılar Arasındaki Aktiviteler için Rehber Aktivite Türü= Gözlem yoluyla bilgi toplama Bireylerle, gruplarla, hizmetlerle ve durumlarla temas kurmasını sağlama ya da temasını kesme Olumlu davranışları sürdürme ve yineleme Amaca ulaşma yönünde küçük adımlar atma Yapılandırma= Müracaatçının devam etme isteğini belirleme Karşılıklı görüşmeler yoluyla olası aktiviteleri oluşturma Amaca uygunluğu, başarı olasılığı ve müracaatçının yapma motivasyonunu temel olarak yapılacak aktiviteleri belirleme Uygulama= Deneysel olarak tanımlama Açık, somut ve basit uygulama yapma Tarafların tamamının rollerini tanımlama Sözlemeye uyulup uyulmadığını izleme Tam ve doğru anlamayı sağlamak için sözleşmeyi tekrar etme İzleme=Bir aktivite tamamlandığı zaman Sonuçlarını ayrıntılı olarak konuş İlgili tüm üyelerden bilgi topla Bakış açılarındaki farklılıkları kabul et Her bir katılımcının görüşlerini dikkate al Aktivite sürecinde müracaatçının ortaya koyduğu güçlere ve becerilere dikkat çek Beklenen ve beklenmeyen çözümleri not et İzleme aktivitesini yapılandır teşvik et Bir aktivite tamamlanmadığı zaman adımlarla ilerlemeye dikkat et Müracaatçı aktiviteyi tamamlamayı istemediği zaman et etmesini sağlamak için müracaatçının amaçlarını güncelleştir. **Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının yetersizlikleri telafi edici, bireye yapıcı deneyimler kazandırıcı bir beraberliği ifade eden yönü bulunmaktadır. Çalışmanın başlangıcında kurulan mesleki ilişkinin ileri aşamada ortaya çıkan yeni bir durum nedeniyle bozulma olasılığı vardır. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİNİN ÖZELLİKLERİ Etkili bir şekilde uygulama yapabilmek için bireylerle sosyal hizmetin aşağıdaki özelliklerini aklınızda tutmanız da fayda var. **Bireylerle sosyal hizmet, benzer durumlar için değişik faktörleri değerlendirerek her bir müracaatçıya farklı tepkiler verir. *Birey,etkileşim içinde bütün (düşünen, hisseden, davranan) olarak kabul edilir. **Sosyal hizmet uzmanı olarak kurumun amaçlarını yerine getirmeye çalışırken, bilginizi ve yetkinliğinizi de geliştirmelisiniz. *Bir kurum tarafından sunulan hizmetler sektöründe değişim ajanı olarak çalışırsınız. *Her zaman kendi kişiliğinizin farkında olmak ve bunun profesyonel hayatınızı etkilemediğinden emin olmalısınız. *Bireylerle sosyal hizmet uygulamalarında önemli olan tek şey müracaatçının sorunlarıdır ve ağır duygusal özellikler gösterirler. **İnsan sorunları, karmaşık ve çok boyutludur. *bireylerle sosyal hizmet uygulamaları kurumlar arası iş birliği gerektirir. *Bireylerle sosyal hizmet; önleme, ilerleme, tedavi, rehabilitasyon, yerleştirme, bilgilendirme, hafifletici bakım ya da sosyal çevre değişimi için uygulanabilir. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİNİN BELİRLEYİCİLERİ a) Kişi bağlamında:(Buradaki bağlam; kişinin sosyal çevresini içeren bir anlamda kullanılmıştır) Örneğin; görme bozukluğu olan erkek yetişkin, eşi tarafından terk edilmiş orta yaşta bir kadın veya yuvaya terk edilmiş bir çocuk. b) Yardım gerektiren sorunlar ve durumlar: Yoksulluk,yaşam şeklinde büyük değişiklikler gerektiren kronik hastalıklar, madde bağımlılığı,rehabilitasyon, ciddi kazalardan sonra yaşanan ciddi travmalar, rol karmaşası, yas, yer değiştirme. c) Yardım sağlayan mekanlar: Hastane, okul, çocuk bakım kurumları, huzurevleri, ıslah evleri ve sığınma evleri gibi. İhtiyaçlar Yaklaşımı a) Ortak İnsan İhtiyaçları: Yaşamda kalma ihtiyaçlarının yanında, tüm insanlar ilgi, güvenlik, başarı ve ait olma ihtiyaçlarına sahiptir. b) Özel İnsan İhtiyaçları: Kişi bir engele sahipse,yeni doğmuş veya yaşlı olduğu durumlarda özel insan ihtiyaçları ortaya çıkar. c) Toplum Kaynaklı İhtiyaçlar: Ayrımcı uygulamalar, baskı, yoksunluk veya gelişim projeleri nedeniyle yerlerinden edilmek. NOT=İhtiyaçlar prensibi, Müracaatçı ve sosyal çevresi üzerinde karşılanmamış ihtiyaçlarının etkisini görmesine yardımcı olur. Yaşam Süresi Yaklaşımı a) İnsan hizmetleri organisazyonları: Bu organizasyonların amacı ‘hizmet’ etmektir.Okullar, hastaneler, ıslah evleri, sosyal refah ve gelişme kurumları ve benzeridir. İnsan hizmetleri organizasyonları; a) hedefler ve amaçlar, b) özel müracaat grupları, c) personel, d) program ve servisler, e) hizmet iletme sistemleri, f) maddi kaynaklar ve ağlar ile şekillenir. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET UYGULAMALARI ALANLARI Bireylerle sosyal hizmet alanındaki uygulamaları anlamak için iki bileşene bakmak gerekir. Bunlar; belirli sorunlara ve durumlara sahip müracaatçı grupları ve müracaatçıların bu sorunlar için yardım aldıkları ortamlardır. Birey: Kişinin sosyal çevresi ile olan etkileşimi birçok faktörden oldukça etkilenir. Buna göre ise uzmandan beklentileri değişir.Bu faktörlerden bazıları şunlardır: -Yaş: Bireyin (ya da belirli bir yaş grubunun), duruma nasıl baktığı, durum hakkında ne istediği ve neyin ele alınması gerektiği yaşa göre değişir. –Cinsiyet. -Sınıf: Bireyin hayattaki hedeflerini ve değişme isteğini gelir durumu belirler.Bu sınıflar şunlardır: a) düşük gelir grubu, b) orta gelir grubu, c) varlıklı grup ve d) yoksulluk sınırının altında olan grup. -Bölge: Kırsal, kentsel veya kabilesel alanlara ait olan insanlar belirli tepki kalıpları ve tercihleri gösterirler. -Aile:Aileler sorumluluklarını, çocuklarını toplum içinde sosyalleştirme süreci ile gerçekleştirirler. Ailenin baş etme kapasitesi üzerinde baskıya neden olan sorunların bazıları; ciddi evlilik uyuşmazlığı, aile içi şiddet, çocuk istismarı, ensest ve işsizliktir. Ailenin baş etmeye çalıştığı sorunların çeşitlerini ve uzmanın ailelere, bireylere veya gruplara ne çeşit sosyal hizmet uygulayabileceğini anlamak için bu başlıkların temel özelliklerini açıklayalım. Hastaneler:Hastalıkların ve hastaneye yatmanın psiko-sosyal ve kültürel boyutlarını fark etmek hastanelerde çalışan eğitimli sosyal hizmet uzmanlarının görevidir. Bireylerle sosyal hizmet, ayakta tedavi bölümlerinde, koğuşlarda ve özel kliniklerde kullanılır.Sosyal hizmet uzmanlarından aracı, muktedir kılıcı, hizmet kordinatörü, vaka yöneticisi (hastane ve toplum kaynaklarının ailelere ulaşımı) ve mesleki eleman rollerini alması beklenir. Ruh Sağlığı Bakımı Sağlayan Kurumlar: Sosyal hizmet uzmanı; psikiyatristler, psikologlar ve terapistlerden oluşan bir mesleki ekibin içinde çalışır. Psikiyatristler, ruh sağlığı bozuk ve ruh sağlığı ile ilgili hastalıkları olan bireylerle ilgilenen temel meslek elemanlarıdır. Sosyal hizmet uzmanının temel görevi; hastanın ailesi ve doktorlar arasında bağlantı kurmak, hastalara danışmanlık hizmeti vermek, taburcu olma ve sonrasındaki bakım ile ilgilenmektir. Kronik veya Ölümcül Hastalıklar:Ölümcül hastalıkları olan bireylerle çalışmanın ilk ikilemi hastayı ve ailesini hastalık hakkında bilgilendirmekle başlar. AIDS veya kanser gibi ölümcül hastalıkları olan hastalar kendi ölümlerinden sonra ailelerinin durumunun ne olacağı hakkında endişelenirler. Bu noktada sosyal hizmet uzmanının görevleri şunlardır: a) Acıyı ve rahatsızlık hissini azaltmak için yardımcı tedaviler sağlamak,b) Ölüm hakkında konuşmak, c) Ölümünden sonra ailenin durumu tartışılırken hastayı da bu sürece dahil etmek, d) Aile üyelerinin ölüm ve ölmek konularında duygularını ifade etmeleri için fırsat sağlamak, e) Aileye/hastaya duygusal ve maddi destek sağlamak. **AIDS durumunda ise uzman, bu hastalıkla ilişkilendirilmiş utanç duygusu üzerine çalışmalı ve hastalığın diğer aile üyelerine geçmiş olabileceğinin olasılığı üzerinde durmaklıdır. Okullar: Müfredata aşırı bağımlı kalmak ve disiplin sağlamak üzerine odaklandıkları için öğretmenler öğrencilerinin durumlarını bireysel olarak değerlendiremez ve bu durumda ortaya ‘sorunlu çocuk’ çıkar. Bu nedenle çocuklara yardımcı olmak için bireyselleştirilmiş bireylerle sosyal hizmete ihtiyaç vardır. Bireylerle sosyal hizme,; aileler ve öğretmenler arasındaki bağlantıdır. Uzman; aracı, muktedir kılıcı, öğretici, savunucu (okul normalarının ve uygulamalarının çocuk üzerindeki olumsuz etkilerinin altını çizer), okul sistemlerinin ve uygulamalarının iyileştirilmesi için değişim ajanı olma ve çocukların ihtiyaçları ve iyilik durumları hakkında personele danışman olma rollerini üstlenir. Yatılı Kurumlar:Bu kurumlar, bireyler doğal ortamlarından alınma ve başka bir ortama yerleştirilme gereği duyulduğu zaman kullanılır. Bireylerle sosyal hizmet uygulamasında karşımıza çıkan kurumlar: Çocuk Evleri: Muhtaç, yetim, kaçtıkları evlerine geri teslim edilemeyecek, şiddet gösteren,hasta ebeveynlere sahip çocuklar genellikle çocuk evlerine yerleştirilirler.Geçici bakım sağlarlar. Yaşama koşulları bazen yurt şeklinde, bazen kulübe şeklinde olabilir. **Sosyal hizmet uzmanı, her bir çocuğun kurum içindeki hayata uyum sağlaması ve psiko-sosyal gelişme göstermeleri için çalışır. Uzman, pastoral bir bakım sunmalıdır. Çocukların eğitim almak için gittikleri okullarla bağlantılarını sağlamalı, çocuğun kurum içinde olumlu ilişkiler geliştirmesine yardm etmeli ve kurumdan çıktıktan sonraki hayata kendini hazırlaması için çalışmalıdır. Islah Kurumları: Islah kurumları, gençler için özel okul veya evler; hapishaneler, gözlem evleri, yoksul evleri vb gibidir. Temel amaç bu insanların rehabilite olmaları ve evlerine geri döndükleri zaman sosyal olarak yapıcı olan aktivitelere katılabilmelerini sağlamaktır. Uzman, bu kurumlarda şartlı tahliye memurları, psikologlar,psikiyatristler, eğitimciler ve mesleki danışmanlar içinde çalışır. Yaşlı Evleri:Bu kurumlarda çalışan uzmanlar,müracaatçılarının sevilen kişilerin kaybıyla baş etme, hastalık, enerji eksikliği,yalnızlık, ekonomik özgürlüğün kaybedilmesi ve yaklaşan ölüm kaygısı gibi konularda yardımcı olur. Uzman, müracaatçının kendine saygısını devam ettirmesi için çalışır. Uzman, ailelere de bastırılmış ya da açık suçluluk duygusunun üstesinden gelerek daha samimi bir ilişki kurmaları için yardımcı olur. Kadınlar İçin Yatılı Kurumlar:Bireylerle sosyal hizmetin uygulanabileceği kurumlar; geçici evler, sığınma evleri, nari niketalar, dul evleridir. Engelli Bireylerle Çalışılan Kurumlar:Engelli bireyler için yatılı ve yatılı olmayan kurumlar bulunmaktadır. Kurumun hedeflerini gerçekleştirirken uzmanın şu görevleri yerine getirmesi gerekir: a)bakım, b) rehabilitasyon (mesleki eğitim, eğitim –kapasiteye bağlı olarak- ve istihdam), c) hükûmet fonlarına ve özel kararlara göre hizmetler sunmak, d)engellilere yöneltilen toplumsal ayrımcılığın azaltılıp ortadan kaldırılması için savunuculuk yapma ve e)bireyin kendi durumunu ve potansiyelini anlayıp kabul etmesine çalışmak. Felakat Mağdurları ile Çalışılan Kurumlar: Doğal afet madurları; sel, deprem veya kuraklık yaşamışlardır. İnsan yapımı falaketler ise toplu şiddet olayları (isyan), ciddi kazalar ve mega yapım projeleri olabilir. Müracaatçılar durumlarını mantıksal olarak değil duygusal olarak algılar. Ama travmadan çıktıkları zaman bu değişir. Bir eylem planı hazırlanması ve uygulanması müracaatçının rehabilite olması ve umutsuzluktan kurtulmasına yardımcı olur. Kadınlarla Çalışan Kurumlar: Sosyal hizmet uzmanları; aile danışma merkezlerinde, hükümlü kadın koğuşlarında, yasal yardım merkezlerinde, aile mahkemelerinde ve kadın kaynakları merkezlerinde çalışırlar. Uzman, aileleri polis, mahkeme, hastane,okul ve rehabilitasyon merkezleri ile bağlantılandırır. UNITE=8 Son değerlendirme; sosyal hizmet uzmanının çabalarının sonuç verip vermediğinin, kullanılan yöntemlerin amaca hizmet edip etmediğinin ve hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının anlaşılması için önemlidir.Yaklaşımın değerlendirilmesinden çıkan sonuçlar müracaatçı ile berabergözden geçirilmelidir ve müracaatçı hedefine ulaşması için teşvik edilmelidir. Müdahale süreci zaman zaman değerlendirilmelidir. Yöntemler test edilmeli,araştırılmalı ve en önemlisi gerçekliklerini korumalıdırlar. DEĞERLENDİRMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER Sosyal hizmet uzmanları yaptıkları çalışmaların etkililiğini görmek istemekle birlikte değerlendirmenin önündeki engelleri de bilmelidir. Bu engeller; elde edilen sonuçları genelleştirme sorunu, değerlendirme araçlarının yanlış seçimi,değerlendirme sürecine müracaatçıların katılamaması, personelin korkuları ve güvensizliği, değerlendirmenin hizmet sunumuyla iç içe girmesi, program çıktıları için alternatif açıklamaların olması ve önceden tahmin edilemeyen sonuçlar olmak üzere yedi başlık altında ele alınabilir. DEĞERLENDİRME TÜRLERİ Değerlendirme toplamsal değerlendirme, biçimsel değerlendirme olarak sınıflanabilir. Ayrıca değerlendirme bireyin değerlendirilmesine karşı programın ya da kurumun değerlendirilmesi, niteliksel değerlendirmeye karşı niceliksel değerlendirme, klinik değerlendirmeye karşı yönetimsel değerlendirme ve katı değerlendirmeye karşı yumuşak değerlendirme olmak üzere dört türdür. **Bireylerle sosyal hizmet uygulamasının değerlendirilmesi amacıyla tek birimlik desenler, amaca ulaşma ölçeklemesi, görevi başarma ölçeklemesi, müracaatçı doyumu değerlendirmesi ve hedefsorun ölçeklemesi gibi farklı tasarımlar kullanılabilir. Uygulamanın değerlendirilmesi, sosyal hizmet uzmanlarının yaptıkları müdahalelerin etkili olduğunu göstermesi anlamına gelir. Her bir amaç ulaşılma açısından değerlendirilmelidir. Buna bağlı olarak vakanın sonlandırılıp sonlandırılmayacağı ve yeni amaçlar için yeniden değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hakkında karar verilmelidir. TEK BİRİMLİK DESENLER (ZAMAN SERİLİ DİZAYN) 1960’lı yıllarda zaman-serili dizaynlar insana ilişkin araştırmalar için kullanışlı olarak öneriliyordu. Aralıklı zaman-serili dizaynların zaman süreci içinde arşivsel veri toplayan yapılar için ideal olduğunu öne sürülmüş ve birbirini izleyen koşullarda ortaya çıkan bazı değişiklikleri gösterilmiştir.Örselenmiş çocuklar üzerinde davranışsal tekniklerin etkilerini değerlendirmek için tek birimlik zaman-serili dizaynların kullanımını ortaya koyulmuştur.Bu modeller, geleneksel vaka raporundan müdahalenin açıkça belirlenmesi,ölçülebilirliği ve müdahale sonuçlarının ölçülebilirliği kriteri ve iki değişken arasındaki ilişkiyi ayırt ederek belirlenmesi yönleriyle ayırt edilebilirler.Tek birimlik dizaynlar birçok klinik yapıda geleneksel grup araştırmayı yürütmenin pratik ve etik güçlükleri nedeniyle önerilmekte. KLİNİSYENLER İÇİN TEK BİRİMLİK DİZAYNLAR 1970’lerde birçok sosyal hizmet okulu öğrenci klinisyenlere tek birim yaklaşımını öğretmeye başladılar. Model hem bir araştırma hem de bir klinik araç olarak öğretildi. Yenilikçi bir biçim olarak bu modelin öğretilmesinde en istekli çaba Washington Üniversitesi Sosyal Hizmet Okulu’nda okulun dekanı olan Scott Briar’ın rehberliği altında geliştirildi. Sosyal hizmet uzmanlarının daha fazla görgül olarak tanımlanabilmesi için okul klinik araştırma ve değerlendirmenin öğrenilmesini klinik yöntemlerin öğrenilmesi ile bütünleştiren bir müfredat program geliştirdi. TEK BİRİM METODOLOJİSİ Bağımsız ve bağımlı değişkenler: Tüm deneysel araştırmalarda olduğu gibi klinik uygulamada tek birim metodolojisinin üç temel parçaya gereksinimi vardır: bir müdahale (veya bağımsız değişken), çıktı ölçümü (bağımlı değişken) ve ikisi arasındaki ilişkinin karşılaştırılabildiği bir dizayn. Dizayn seçimi: Tek birimlik dizaynlar sadece tek birim veya tek birim olarak kabul edilen tek bir grup için kullanılır – çok birim temelli dizaynlara göre – (çok birim temelli dizaynın bir değişkeninde müdahale iki veya daha fazla birimle art arda yapılabilir). Bu nedenle bir kontrol grubu veya birimi yoktur. Farklı koşullar altında elde edilen veriler arasında karşılaştırma yapılabilmesi için birimin mantıklı bir şekilde ve mutlaka farklı koşullarla maruz bırakılması gereklidir. *Çalışmaları planlamada ve sonuçlarını analiz etmede zaman serilerinin üç temel parçaya gereksinimi vardır. Bunlar, a) değişkenliği, b) eğilimi, c) düzeyi ***Tek birimlik dizaynlar klinisyenlere kendi uygulamalarını değerlendirme olanağı sağladığı kadar bilimsel değeri olan sorulara yanıt bulmasına da yardımcı olur.1970’li yıllarda tek birimlik dizaynların kullanımı yönünde büyük bir ilgi varken,1980’li yıllarda bu ilgi ve çekicilik uygulamadaki sosyal hizmet uzmanları için dizaynın uygulanabilirliği hakkındaki uyarılar nedeniyle azalmıştır. ***herhangi bir sistematik veri toplama süreci takip edilmek isteniyorsa kuramsal destek mutlaka sağlanmalıdır. Tek birimlik dizaynı müracaatçıların gelişimini izleme açısından klinisyenler yararlı bulabilirken, bu dizaynlardan elde edilen veriler sistematik olarak karşılaştırılmasına uygun gibi görülmemektedir. AMACA ULAŞMA ÖLÇEKLEMESİ sosyal hizmet uzmanlarınca yapılan müdahale sonucunda meydana gelen değişmeleri değerlendirmek için kullanılan bir başka değerlendirme aracıdır.Amaca ulaşma ölçeklemesi kullanma süreci müracaatçının sorunlarını belirleme, her bir soruna göreli bir ağırlık verme ve değerlendirme, her sorun için belirlenen amaçları listeleme, ulaşılan çıktılar hakkında veri toplama ve müracaatçı için ortalama bir değer oluşturmayı kapsamaktadır. ÖRNEĞİN;Ergenin başarı düzeyi tabloda gösterilir. Her bir amaç için göreli bir ağırlık verilir ve düzey kolonunda belirtilen puanla çarpılır ve toplam amaca ulaşma ölçeklemesi puanı elde edilir. Örneğin ilk amaca, bu amaç müracaatçı en önemli sorunun çözümü ile ilgilidir, 10 puan verilebilir ve beklenen başarı düzeyi 0 puan olarak belirlenebilir. Gerçekleştirilmesi istenen ikinci ve üçüncü amaçlara 8’er puan verilebilir ve gelişme düzeyi olarak sonuç 1 puan yani “beklenenden iyi” olarak saptanabilir. Basit bir hesaplama ile sonuç 10x0=0, 8x1=8 ve 8x1=8 olmak üzere 16’dır. AMACA ULAŞMA ÖLÇEKLEMESİNİN BASAMAKLARI Basamak :1 Müracaatçının sorunlarını belirleme Basamak 2: Üzerinde çalışılacak sorunları seçme Basamak 3: Kullanılacak davranış ölçeğini belirleme Basamak 4: Amaca ulaşma ölçeklemesi tablosunu doldurma Basamak 5: Çıktıları değerlendirme Basamak 6: Toplam amaca ulaşma ölçeklemesi ve her ölçek puanını belirleme ***Bir sorunla ilgili olarak başarı düzeyi “En istenmedik sonuç= -2 puan”,“Beklendik başarıdan düşük=-1”, “Beklendik başarı düzeyi=0 puan”, “Beklenendüzeyden daha iyi=+1 puan” ve “En istendik sonuç=+2 puan” olarak belirlenebilir. ÖLÇEKLEMENİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI Amaca ulaşma ölçeklemesinin en önemli avantajı esnek, güvenilir ve geçerli bir ölçme aracının olmasıdır. Amaca ulaşma ölçeklemesi çok sayıdaki amacı ve bunların müracaatçı için göreli önemini görmeye yardımcı olur.aynı zamanda en istenmedik ve en istendik sonucu görmeye ve müracaatçı için en uygun amaca ulaşma düzeyini belirlemeye yardımcı olur. Dezavantajları müdahale aşamasında bir amacın göreli ağırlığının değişmesi söz konusu olabilir ve bu durum amaca ulaşma ölçeklemesinin güncellenmesini gerektirir. Bir başka sınırlılık bazı amaçlar diğerleri gibi kolayca ölçeklenemez. Amaçları ve başarı düzeyleri kesin olarakbelirlenemezse amaca ulaşma ölçeklemesini sonlandırmak yararlı olacaktır. Belirsizamaç ifadeleri bu değerlendirme aracını ciddi bir şekilde değersizleştirir. UNITE=9 Sonlandırma, sosyal hizmet uzmanları ile müracaatçılar arasındaki çalışma ilişkisinin sonudur.sosyal hizmet uzmanları sonlanma aşamasında yerine getirmesi gereken görevler, sonlandırmanın zamanlaması ve sonlandırmaya hazırlanma, sonlandırmanın nedenleri, sonlandırma aşamasında verilen tipik tepkiler ve gerektiğinde uygun havaleleri yapma konusunda bilgi sahibi olmalıdır. SONLANDIRMADA ZAMANLAMA Mesleki çalışmanın müracaatçı tarafından tek taraflı ve zamansız sonlandırılması, kurum hizmetleriyle ilgili darboğazlar nedeniyle çalışmanın sonlandırılması, zaman sınırı nedeniyle mesleki çalışmanın sonlandırılması,zamanlamayı dikkate almadan çalışmanın sonlandırılması ve çalışmanın, uzmanın özel nedenlerle görevinden ayrılması nedeniyle sonlandırılması olmak üzere beş tür bulunmaktadır. 1.Müracaatçının taşınması,2. müracaatçının sosyal hizmet uzmanıyla ya da sosyal hizmet uzmanının müracaatçıyla çalışmayı sürdürmeyi istememesi, 3.sözleşmede belirtilenlerin başarıyla gerçekleştirilmesi,4. yapılacak işler olmasına rağmen sözleşme süresinin dolması, 5.sosyal hizmet uzmanının taşınması-hastalanması ve emekli olması gibi çeşitli nedenler hizmetlerin onlanabileceğine işaret etmektedir. SOSYAL HİZMET UZMANLARININ SONLANDIRMA AŞAMASINDAKİ GÖREVLERİ Sosyal hizmet uzmanlarının sonlanma aşamasındaki 5 görevi= &-ilişkinin ne zaman sonlanacağına karar verme, &-hedeflerin başarılma düzeyini belirleme, &-gelişmeyi koruma ve sürdürme, &-sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının duygusal tepkilerini çözümleme &-uygun havaleleri gerçekleştirme **Bazı sonlanmalar önceden tahmin edilebilir, bazıları da tahmin edilemez. Sosyal hizmet uzmanlarının planlanmamış sonlanmaların oldukça yaygın olduğunu bilmesi ve mümkün olduğu ölçüde sonlandırmayı planlaması ve sonlandırma sürecine müracaatçıyı dâhil etmesi gereklidir. Müdahale edilecek sorunun yanlış seçilmiş olması, amaçların gerçekleştirilebilir olmaması, uygun seçeneklerin seçilmemesi, yanlış müdahale yapılması, sözleşmenin çok basit ya da çok karmaşık beklentileri içermesi de sonlanma nedenleri arasında yer almaktadır. ETİK SORUMLULUKLAR HİZMETLERİN SONLANDIRILMASI •Sosyal hizmet uzmanları, verilen hizmetlere ve ilişkiye gereksinim duyulmaması ya da müracaatçının gereksinimlerine yanıt verememesi durumunda müracaatçıya verilen hizmetleri ve ilişkiyi Sonlandırmalıdır. •Sosyal hizmet uzmanları hizmetlere gereksinimi devam eden müracaatçıları terketmekten kaçınmalıdır. Sosyal hizmet uzmanları,olağanüstü durumlar hariç hizmetleri alelacele sonlandırmamalıdır.İçinde bulunulan durum hakkında tüm faktörleri dikkate almalıdır ve olası yan etkileri en aza indirmek için özen göstermelidir. Sosyal hizmet uzmanları, gerekli olduğu zaman hizmetlerin sürekliliği için gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. •Ücret karşılığı hizmet veren kuruluşlarda çalışan sosyal hizmet uzmanları başlangıçta ücretle ilgili konular açıklama yapılmışsa,çalışmayı sonlandırma müracaatçıya ve başkalarına zarar vermeyecekse, ücretleri ödememenin klinik ve diğer sonuçları konusu başlangıçta ele alınmışsa, ödeme yapamayan müracaatçılara hizmet vermeyi sonlandırabilir. •Sosyal hizmet uzmanları, hizmetleri müracaatçıyla sosyal, parasal ya da cinsel ilişki kurmak için sonlandırmamalıdır. •Hizmetlerin sonlanacağını ya da kesileceğini tahmin eden sosyal hizmet uzmanı, müracaatçıyı bilgilendirmeli, onun gereksinimlerine ve tercihlerine uygun olarak hizmetlerin devamını sağlamak için transfer, havale olanağını araştırmalıdır. •Çalıştığı kurumdan ayrılan sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıyı bilgilendirmeli, hizmetlerin sürekliliği için uygun seçenekleri aktarmalı ve bunların olumlu ve olumsuz yönlerini anlatmalıdır. HAVALE Havale, müracaatçının sorunlarının çözümüne yardımcı olabilmek amacıyla yapılan bir işlemdir.mümkünse belirli bir kişiye yapılmalıdır.Kişinin düşüncelerine ve önceliklerine saygılı olunmalı ve havale yeni bir yardım sürecinin ilk basamağı olarak görülmelidir.Sosyal hizmet uzmanının havaleyi gerçekleştirdikten sonra, havale edilen yer ve kişi ile temas kurulup kurulmadığını denetlemesi gereklidir. Müracaatçının yeni hizmet kurumundan yararlanma ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek sorunlarda kendisiyle bağlantı kurabileceği de söylenmelidir. **Kurum, müracaatçı tarafından istenen hizmeti sağlayamadığı zaman havale yapılmalıdır. Özel bir kişiyle çalışabilecek bilgi ve deneyiminin olmaması ve değerler, tutumlar, dini inanışlar ve dilin işlevsel bir yardım ilişkisini geliştirmede bir engel olarak görülmesi durumlarında da havale işlemi yapılabilir. **Genel bir kural olarak, müracaatçıların mümkün olduğunca sorumluluğu üzerine alması beklenir. Eğer bir havale, müracaatçılar için kritik bir öneme sahipse müracaatçılar ile havale edilen sistem arasındaki bağı oluşturabilmek için ne gerekiyorsa yerine getirilmelidir. Eğer bir kuruma gitme konusunda kafaları karışık ya da korku doluysalar bazı durumlarda müracaatçılara eşlik edilebilir. Aile üyeleri,arkadaşlar ya da gönüllüler de bu yardımı sağlayabilir. **Etkili bir havale yapabilmek için var olan kaynaklar bilinmelidir.Havale yapıldıktan sonra süreç değerlendirilmelidir. **Müracaatçıların havale edilen kurumdan gerekli yardımı alıp alamadığını belirleyebilmek için, havale sonrası süreç takip edilmelidir. Bu süreçte elde edilen bilgiler, sosyal hizmet uzmanlarının gelecekteki havale etme sürecine yardımcı olacaktır. ETKİLİ SONLANMA En etkili sonlanma biçimi çözülme ve dengenin sağlanması sürecini takip eden sonlanmadır. İdeal olarak sonlandırma, verilen hizmetin amacına ulaşması sonucunda sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının ortak kararı ile gerçekleşir.Müracaatçıların amaçları gerçekleştirmeden önce ilişkiyi sonlandırmaya karar vermesi nadir görülen bir durum değildir ve bazı durumlarda da sosyal hizmet uzmanı haber vermeksizin sonlandırmaya karar verebilir. &-Havale ya da sonlandırmanın nedenleri ve koşulları vaka dosyasına açık bir şekilde yazılmalıdır. &-Sosyal hizmet uzmanları sonlandırma ya da havaleyi mümkün olduğu ölçüde olumlu bir deneyim haline getirmelidir. &-Sonlandırma sürecinde sosyal hizmet uzmanı; başlangıçtaki hedefleri, sonradan değişen hedefleri, yardım etme sürecindeki başarılardan, amaçlara ulaşmaya engel veya yardımcı olan faktörleri, başarı seviyesini korumak için gereken çabaları ve sonlandırmadan dolayı ortaya çıkacak hisleri değerlendrlir İZLEME AŞAMASI İzleme, müdahalenin tamamlanmasından sonra müracaatçının içinde bulunduğu durumun kimi açılardan yeniden incelenmesidir.Müracaatçılarla bağlantının tam olarak kesilmesi zamanının gelip gelmediğini belirlemek ya da yeni hizmetlere gereksinim olup olmadığını belirleyebilmek amacıyla izleme çalışması gereklidir.temel amacı, müracaatçıların müdahale sürecindeki kazanımlarını koruyup korumadığını belirlemektir. İzlemenin bir diğer amacı, müdahale oturumlarının etkisini pekiştirmektir. Pekiştirmenin amacı, müracaatçıların sahip olduğu becerileri, en azından, sosyal hizmet müdahalesi sonlandığı zamanki düzeye getirmek ya da yeni beceriler kazandırmaktır. **Birçok sosyal hizmet uzmanı düzenli aralıklarla izleme görüşmeleri yapmayı lüks bulabilir, ancak mümkün olduğu ölçüde izleme yapılmalıdır. Mümkünse 3., 6. ve 12. aylarda izleme görüşmeleri yapılmalıdır. Sosyal hizmet uzmanlarının hizmetin sonlanmasını takip eden altı ay sonrasında müracaatçı ile 1-2 telefon teması kurması uygun olacaktır.İzleme görüşmesinin yapılacağı tarihten 1-2 hafta önce görüşmeyi anımsatmak için müracaatçıyla temas kurulmalıdır. **Sonuç olarak izleme müdahale sürecinde önemli bir basamaktır. İzleme müracaatçıların gelişmeyi sürdürüp sürdürmediğini ve kendi başlarına işlevsel olup olmadığını belirleme ile ilgilidir. İzleme basamağında “Müracaatçılar, yeni bir müdahale için yeniden değerlendirilmeye gereksinim duymakta mıdır?” sorusunun yanıtı aranır. Bu yanıtın niteliğine göre bireylerle sosyal hizmet uygulamasının uygun basamağına dönülür ya da bireylerle sosyal hizmet uygulaması sonlandırılır. UNITE 10 KAYIT TUTMA VE BELGELEME Sosyal hizmet uygulamalarında kayıt tutma yasal bir zorunluluktur. Kayıt tutmanın en temel işlevlerinden biri, yasal çatışmalarda sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında hizmet veren sosyal hizmet uzmanlarının yanı sıra müracaatçıyı da korur. Kayıt tutma sosyal hizmet uzmanlarının karar vermesinde yardımcı olur ve bireylerin kendi sorumluluklarını paylaşmasına yardım eder. **Yazma ve kayıt tutma becerisindeki eksiklikler, uzman ve müracaatçının etkili bir iletişim kurmasını engelleyebilir,uzman ya da öğrencinin iletişim kurmasını imkânsız kılabilir,sosyal hizmet uzmanının,müracaatçının sahip olduğu güçlü yönlerini ve becerilerini görememesine neden olabilir,bireyin gerçekten yüksek profesyonel becerilere sahip olduğuna ikna etmeyi engelleyecektir. **Kayıt ve yazma becerilerinin geliştirilmesinde meslektaşların ve süpervizörlerin model olarak kullanılmaları da yararlıdır.Benzer disiplinlerden olan ve benzer müracaatçı gruplarıyla çalışan meslek elemanlarıyla iletişim hâlinde olma, kayıt tutma açısından yararlıdır. **Kayıt tutma müracaatçıyı ve müracaatçının gereksinimini tanımlama,hizmetleri belgeleme, vakanın sürekliliğini takip etme, profesyoneller arası iletişim sağlama, bilgiyi müracaatçıyla paylaşma, süpervizyon, konsültasyon, süreci ve hizmetin etkisini izleme, öğrencileri ve diğer profesyonelleri eğitme, yönetimsel görevler için veri sağlama ve araştırmalara veri sağlama bakımından büyük bir önemi bulunmaktadır. ***bilgiyi kayıt altına alma, digger meslek elemanlarına detaylı bilgi sağlama açısından en etkili ve verimli araçlardan biridir, bilgiyi kayıt altına alma ve onu yazılı olarak paylaşma müracaatçıyla ilgili olan kişilerle en etkili ve verimli araçlardan biridir. ***Meslektaş incelemesi, bir bireyin geçmişteki veya mevcut durumunun, digger meslek elemanları tarafından resmi olarak bir bütün hâlinde değerlendirilmesidir. **Meslektaş incelemesi, bir bireyin yetkinliği ya da spesifik işlerini uygun meslektaşlar tarafından yapılan resmî değerlendirmedir. Kimi kurum ve kuruluşlar uygulayıcının çalışması ile ilgili düzenli inceleme yapar. Bu inceleme olumsuz ya da yıkıcı olarak yapılmadığı ve yetkin bir şekilde yapıldığı zaman bu inceleme yeni, daha etkili müdahale teknikleri ve yöntemleri için beyin fırtınası işlevi görür. BİREYLERLE SOSYAL HİZMET KAYITLARINDA YER ALAN BİLGİLER Müracaatçı ile Etkileşim Tarihi:Müracaatçı ile etkileşime geçilen tarihi kayıt altına almak, ilerleyen süreçlerde müracaatçıdaki değişimi görmek adına fayda sağlar. Müracaatçı Hakkında Temel Bilgiler:tanımlayıcı bilgi olarak adlandırılır.Müracaatçıdan alınan bilgiler, müracaatçı hakkındaki ilk izlenimin elde edilmesi açısından önem teşkil etmektedir. Müracaatçı ile Görüşme Nedeni:Müracaatçının sorunu ve durumu nedir? Yardım almak için müracaatçı size ve kuruma niçin gelmektedir?sorularına cevap aranır. Bilgi Toplama Yolları ve Kullanılan Kaynaklar:ziyaret edilen kişi ve kurumlar hakkında gerekli açıklamalar yapılır. Bu bağlamda görüşme ve ziyaretlerin sayısı ve bunların nerelerde gerçekleştirildiği hakkında bilgiler verilir. Bu bölümde, incelenen belge ve kayıtlardan da söz edilir. İstenildiği hâlde görüşülemeyen kişi ve kuruluşlar da açıklanır. Müracaatçının Sorunu ve Durumu Hakkında Ayrıntılı Bilgi:Müracaatçının durumu ile ilgili en geçerli bilgi burada verilir. Güçlü yanlar kapsamlı bir şekilde yazılır. Kurum ya da kuruluştaki ilk görüşme sırasında alınan bilginin türü ve miktarı oldukça farklılık gösterebilir. Bu işlem müracaatçıya kurum ya da kuruluştaki hizmetler, hizmetlerden yararlanma koşulları ve ücret gibi konularda bilgi verir. Aynı zamanda müracaatçı hakkındaki gerekli bilgi, müracaatçının sorunu ve sorun çözme motivasyonu hakkındaki ilk saptamalar ve hizmet tasarımı hakkındaki bilgiler kayıt edilir. Uygulama Sürecinin Görünümü:bireyin değerlendirilmesi ile ilgili olarak izlenimleriniz, spesifik müdahale planlarınız, müracaatçı ve diğerleri ile kurduğunuz temaslar,meydana gelen gelişme ve ilerlemeler ve bireyle sosyal hizmet müdahalesinin nasıl sonlandırılacağı hakkındaki bilgileri kapsar.Tarih atılması kayıt tutarken çok önemlidir. İzleme Bilgisi:İzleme görüşmesinin kim tarafından, nasıl ve ne zaman yapılacağı bilgisinin eklenmesi gereklidir. Yorumlar, Süpervizör ya da Diğer Uzmanlarla Tartışma Soruları:Bireyle ilgili olarak kanıtlanamayan ya da geçerli kılınamayan konular ve yanıtlanması istenen soruların kayıt altına gereklidir.Bu bölümde müracaatçı hakkında sosyal hizmet uzmanının yorumları ve süpervizor ya da diğer meslektaşlarla ele almayı istediği konular bulunur. BİREYLE SOSYAL HİZMETTE KAYIT TÜRLERİ Süreç kaydı, kamera ve ses kaydı, gelişme notları, teşhis özeti kaydı, vaka toplantıları özeti, problem odaklı kayıt, standart şekiller, mektuplar, toplantı dakikaları bunlardan bazılarıdır. SÜREÇ KAYDI:özele indirgenmiş ve çok detaylı bir kayıt türüdür. Müdahale sürecinde yer alan her şey “Ben …. dedim, müracaatçı … dedi” tarzında kayıt altına alınır. Sosyal hizmet uzmanı müracaatçı ile ilgili gözlemlerini, hangi sorunla geldiğini, nasıl bir planlı müdahale sürecinden geçtiğini, gelişim basamaklarını ve duygu, düşünce ve anlatımlarını kayıt altına alır. Kısaca sosyal hizmet uzmanı duyduğu ve gözlemlediği her şeyi yazar.Zaman alıcıdır.Bu tür kayıtlar, genel olarak staj yapan öğrenciler için kullanılır. GÖRSEL VE İŞİTSEL KAYIT CİHAZI KULLANMA:Müracaatçıyla olan oturumunuzu kaydetmek size mülakat ve problem çözme tarzınız hakkında ve spesifik geribildirim sağlar. Süpervizörünüzün görüntü ve dinleme kayıtlarını görmesi ve dinlemesi, size oturumunun önemli yerlerinde ne söylemeniz veya nasıl yaklaşabileceğiniz konusunda önemli öneriler almanızı sağlar. Bu yolla alternatifler ve belki de daha etkili stratejiler hakkında fikir sahibi olmanızı sağlar.Video ve ses kayıt kullanımında ilk olarak müracaatçıdan izin almak gerekir. Müracaatçının bilgisi olamadan kayıt yapılmamalıdır. İlk aşama,Süpervizörünüzün oturum boyunca sizi tek yanlı aynadan izlemesi yaratıcı bir video tekniğidir. İkinci aşamada faaliyet kaydedilirken, asıl kaydı yapmaktır.Üçüncü basamakta yapılan kayıt sırasında söylenenlerin tamamını kelime kelime yazmaktır.Dördüncü aşama, bütün oturum sırasında ne olduğunu belki de yapılandırılmamış bir özeti, yani kaydedilmemiş oturumun özetini yazmayı içerir.Beşinci aşama kaydı yeniden gözden geçirmenizi içerir.Altıncı aşamada bu tartışma sırasında öğrendiklerinizin adapte edilmesini ve kurumunuzun alışageldik ve kabul gördüğü bir rapor yazmayı içerir. GELİŞME NOTLARI:Gelişme notları veya süreç notları, müracaatçının durumu ve hizmetin düzenli aralıklarla değerlendirilmesi ve tanımlanmasıdır.Gelişme notları birçok amaç için kullanılabilir. Bunlar kurumun gelişimini etkileyen yeni bilgileri kaydetmek, tedavi planı ve tanımında değişiklik yapmak, planın son halini formüle etmek, tedavinin kesinliğini belirlemek, açıklanabilirliğini muhafaza etmek, tedavi sürecini kaydetmek, süpervizyon veya konsültasyon için gerekli verileri sağlamak ve idarenin karar alması için istenen bilgileri sağlamaktır. **Gelişme notları toplantı tarihleri, katılan kişilerin adları, müracaatçının sağladığı önemli gelişmeleri,müracaatçıya kurumunun politikası hakkında verilen bilgileri, müracaatçının yaşam döngüsünde olan değişiklikleri ve tedavide varılan aşama gibi bir dizi kapsamlı bilgileri içerebilir. TEŞHİS ÖZETİ KAYDI:müdahale sürecinin analizi ve önerilere dair önemli noktaların rapor edilmesidir. Birçok özellik içerir. İlki müdahale sürecindeki ilerlemenin özetlerini içerir.İkincisi ise teşhis özeti kayıtları biçim açısından büyük farklılıklar gösterebilir. Başlıklarda ve başlıkların düzeninde kurumdan kuruma değişiklikler olabilir.Üçüncüsü temelde ifade formatını içerir. Başka bir deyişle her bir başlığın altındaki numaralı ifade paragraflarının vakaların ilerlemesini doğru gramerle kullanılmasıdır. **Süreç kaydı ile özet kaydı arasında 5 fark bulunur. Süreç kaydında öykü aynen yazılır, özet kaydında ise içerik özetlenir.Süreç kaydında birçok detaya değinilirken, özet kaydında temel ve önemli olan olaylar ele alınmaktadır. Üçüncüsünde sadece ana noktalar alınmakta birçok detaylar atılmaktadır. Dördüncü olarak özet kaydı sadece müdahalenin sonucunu içerir.Kullandığınız teknikleri içermez. Beşincisi bilgiler değişik başlıklar altında toplanır. VAKA DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI ÖZETİ Vaka değerlendirme toplantıları sosyal hizmet kurumları ve başka organizasyonlar içerisinde profesyonel kadroların bir araya gelmesi ile müracaatçı sorunları,amaçlar, hedefler, müdahale planları ve sonuçlarının tartışılması amacıyla düzenlenir.Vaka değerlendirme toplantılarının müracaatçının problemini net olarak tanımlama ve tespit etme, müracaatçının davranışlarını ve durumunu profesyonel olarak kavramayı artırma, hedeflerin tekrar gözden geçirilmesi ve müdahale planının oluşturulması için alan sağlamak ve kaynak ve hizmet koordinasyonu için bir yol gösterici olma şeklinde sıralanabilecek dört amacı bulunmaktadır.Vaka değerlendirme toplantılarındaki sunumunuzda; müracaatçı ya da sorun hakkında bir cümle, müracaatçı hakkındaki gözleminiz, müracaatçıyla nasıl tanıştığınız - hizmet planının tarihi, verdiğiniz hizmetin ve kullandığınız müdahalenin sonuçlarının özeti, başka sosyal hizmet uzmanlarıyla özel bilgilerin paylaşılmasının nedeni gibi bilgilerin yer alması gerekir. PROBLEM ODAKLI KAYIT Problem odaklı kayıtta, müdahale planında izlenilecek olan aşamaların listelenmesini sağlayacak spesifik formatlar kullanılır.Problem odaklı kayıt; temel veriler, sorunlar listesi, uygulama planı ve uygulama planındaki ilerlemeler olmak üzere dört temel parçadan oluşur. A-TEMEL VERİLER:Yürütülen çalışmalar sırasında toplanmış bilgilerden ve müracaatçıyı kuruma getiren problem ve problemin kaynağından oluşur. B-PROBLEM LİSTESİ:Problemler, değerlendirme tarzı sürecinde müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı tarafından müracaatçının ilişkilendirildiği bütün tanımlamaları içerir.Problemlerin hangi sırayla ele alınacağı ve hangi sırayla çözümlenebileceği üzerinde anlaşmalıdırlar. C-UYGULAMA PLANI:Planlar, çözümü düşünülen sorunun numarasına karşılık gelecek şekilde düzenlenmelidir ve düzenli aralıklarla gözden geçirilmelidir. Müracaatçının sorunlarının değişmesi ve gereksinimlerinin farklılaşmasına bağlı olarak yeni planların hazırlanması gerekli olabilir. D-UYGULAMA PLANINDAKI İLERLEME:Planın hayata geçirilmesine bağlı olarak ortaya çıkan yeni gelişmeler ve ilerlemelerin kaydedilmesi gereklidir. Bu süreçte öznel bilgiler, nesnel bilgiler, değerlendirme ve plan yer alır. STANDART FORMLAR Standart formlar sosyal hizmet uzmanını gereksinim duyulan spesifik bilginin elde edilmesine yönlendirir ve veri toplama sürecini hızlandırır.Standart formlar müracaatçılara sağlanan hizmetlerin belgelenmesini kolaylaştırır. Standart formlar bilginin bilgisayar ortamına aktarılmasını kolaylaştırır, elde edilen bilgiler kolayca sınıflandırılabilir, nicel hale getirilebilir, değerlendirilebilir ve farklı bilgilerle karşılaştırılabilir.Müraccatçı kendi başına doldurabilir buda uzman için zamandan tasarruf olur. MEKTUP YAZMA Mektup yazılmadan önce kısa ve dikkatli bir plan ve taslak hazırlanmalıdır.Hazırlanan taslak yazım aşamasında yeniden gözden geçirilmeli ve prova edilmelidir.Profesyonel bir mektubun içeriğinde mektup başlangıcı, tarih, adres,sıralanmış tavsiyeler veya konular, selamlama, gelişme ve kapanış bölümü imza ve kaşe bulunmalıdır. Ayrıca mektubun bir çerçeve içine alınması da gerekir mektubun yazılma sebebi ve anlamı da belirtilmelidir. **Müracaatçılara veya diğer meslek elamanlarına yazılan mektuplarda her zaman daktilo yazısı kullanılmalıdır.Mektubun alt tarafında imzanız ve yasal unvanınız bulunmalıdır. Mektubun bir kopyası alınmadan gönderilmemelidir. Çünkü bu mektup kurumla ya da müracaatçı ile daha sonraki ilişkilerimizde faydalı olabilir. HATIRLATMA YAZISI Bu türden yazılar bir kişiye ya da kuruma önemli bir olayı veya durumu hatırlatmak için kullanılabilir. Hatırlatma yazısı kısa ve öz olmalıdır. Açık ve anlaşılır olmalıdır. Laf kalabalığı yapılmamalı ve okuyucunun vakti alınmamalıdır. Hatırlatma, alıcı kişiye yanıt verebilmesi için gerekli zaman tanınacak şekilde gönderilmeli, konuyu düşünmesine zaman tanınmalıdır. Hatırlatılan durum yazının başında açıkça belirtilmeli, okuyucu mektubun içeriğini anlayabilmelidir. TOPLANTI KAYITLARI Toplantılarda kayıt tutmanın temeli gündemi ve o esnada yaşananları özetleyebilmektir. Gündem, toplantıda ele alınan konuların öncelik sırasına göre,düzenli olarak sıralanmalıdır. Bu sıralama grup üyeleri arasında ne görüşüleceğinin parçalar hâlinde aktarılmasıdır. TEKNOLOJİK İLERLEMELER VE KAYIT TUTMA Geniş bir iletişim ağı hem de kayıt imkânı sağlayan teknolojik ilerlemeler, mesleki uygulamalarda sistematik bir ve zaman tasarrufu sağlamaktadır. Bu alanda bilgisayar, e-posta ve faks kullanılmakta. BİLGİSAYAR:Kayıt tutma ve sistemleriyle problemlerin bilgisayara kaydedilmesi, hesap verilebilirliği ve gizliliği sürdürme işlemleri arasında da çıkan zıtlıklar üzerinde odaklaşır. Müracaatçılara etkili hizmetlerin sağlanması ve kaynakların karşılanması mesuliyetini kurma ve diğer karar yapıcılar için yeterli bilginin kazanılması ve kaydedilmesi gerekir. Yine müracaatçının gizliliği mümkün olabildiği ölçüde gözetilmelidir. E-POSTA:E-posta, dökümasyonları ve mesajları çok hızlı ve kolay bir şekilde yollamayı sağlamaktadır. Bununla birlikte, olası bir dizi problem ortaya çıkabilir. E-posta oldukça sıradan ve rahat bir şekilde gönderilebilir. Bir kere yollandıktan sonra, eposta değiştirilemez ya da yeniden ele geçirilemez. Bu nedenle ne söylediğin ve yolladığına ilişkin olarak özenli olmalıdır. FAKSLAR:Fakslar hâlihazırda yazılan dökümasyonların telefon ve makine yolu ile nakledilmesidir. Genellikle e-posta ile karşılaştırıldığında bilgi gönderilmeden hemen önce yazılır. Fakslar bozulmadığı sürece hızlı ve etkili iletişimi kolaylaştırabilir. UNITE 11 BİREYLERE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİ YÖNTEM VE TEKNİKLERİ sosyal hizmet uzmanı, sorununun niteliğine göre, o sorunu çözmede en etkili olan yöntemin tekniklerinden yararlanarak vaka çalışmasını gerçekleştirir. Biz bunu kuramsal olarak “eklektik” (seçici) bilgi-beceri temeli şeklinde adlandırıyoruz. Sorunun çözümü için en çok yararlı olan yöntemi tercih etmek, müdahale öncesi tamamlanması gereken en önemli işlem adımıdır. MÜDAHALE YÖNTEMLERİ 1970’li yıllara kadar sosyal hizmet uzmanları tarafından kullanılan temel yöntem psikososyal vaka çalışması olmuştur. Bu yöntemin temelleri, Sigmund Freud’un psikoanalitik kuramına dayalıdır. Yöntem, uzun zaman dilimine yayılan görüşmeler gerektirir ve bireyin geçmişinin şimdiki yaşantısına olan etkileri üzerinde durulur. Bu yöntemde sosyal hizmet uzmanının rolü, müracaatçıyı terapötik bir ilişki sürecinde tutmak ve bugünkü davranışını düzenlemek için geçmiş yaşantılarını çözümlemesini sağlamaktadır. YÖNTEM SEÇİMİ Bireyle sosyal hizmet uygulamasında kullanılan müdahale yöntemleri hem birbirine karşıtlık gösteren hem de birbirini tamamlayan kuramsal temellere dayalıdır. Her yöntemin kendisine özgü değerlendirme ve müdahale süreçleri vardır.Kullanılacak yöntemi belirlemek için değerlendirme aşamasının başında müracaatçının temel niteliklerini anlamamıza ve onu sosyal çevresi içinde tanımamıza olanak veren görüşmeler yapılır. Bireyin sorunlarını nasıl aktardığı,sorunlarıyla geçmiş yaşamı arasında nasıl bağ kurduğu gibi konular aydınlığa kavuşturulur. **Bireyin sorununu çözebilecek müdahale yönteminin seçiminde sosyal hizmet uzmanının yaklaşımı belirleyicidir.yöntem seçimi, uzmanın o yöntemde yeterli olmaması veya yöntemi etik yönden uygun görmemesi nedeniyle güç olabilir. **Günümüzde, psikososyal yöntem ve davranışçı yöntem bu nedenlerle sosyal hizmet uzmanlarının görece daha az tercih ettikleri yöntemler arasındadır.Seçilmiş bir yöntemi kullanarak müracaatçı ile haftalık aralıklarla çalışmak sosyal hizmet uzmanının her vaka için en az 2-4 saat arası zaman ayırmasını gerektirir.Sosyal hizmet uzmanının vaka yükünü belirlerken, diğer ifadeyle çalışması gereken bireyleri seçerken bazı ölçütlere göre değerlendirme yapması gerekir: Sorun acil müdahale gerektiriyor mu? · Eğer aciliyet varsa bazı pratik desteklerle sorun çözülebilir mi? ·Bunun yerine yapılandırılmış müdahale yöntemleri kullanılması gerekir mi? · Sosyal hizmet uzmanı, yapılandırılmış çalışmayı sınırlı süpervizyon ve izleme ile sonlandırabilir mi? · Sorunun, kuruluşun amaç ve öncelikleriyle nasıl bir bağlantısı vardır? Bu sorulara verilecek yanıtlar yoluyla, uzmanın vaka seçimini ve genel vaka yükünü belirlemesi, bunları öncelik sırasına göre dizmesi ve müdahale yöntemlerini yapılandırması mümkün olur. Yapılandırılmış yöntemlerin kullanıldığı vakalar uzmanın mesai saatlerinin önemli bir kısmını alacaktır. Dolayısıyla, yapılandırılmış müdahale yöntemi kullanılarak çalışılabilecek vaka sayısı haftalık olarak en çok 5- 6’dır. Her vaka için 4 saat zaman harcandığı düşünülürse bir haftada 20-24 saati müdahale sürecine ayırmak gerekecektir. Bu oldukça yoğun bir profesyonel performans gerektirir. Özetleyecek olursak görev-merkezli ve davranışçı yöntemlerin ortak noktaları şunlardır: · Güncel sorunlarla çalışma, · Bilişsel süreçler ağırlıkta, · Eylem odaklı, · Kısa süreli, · Faaliyetler ölçülebilir. **Sosyal hizmet uzmanlarının yöntem portföyünde öncelikli olarak yer alması gereken yöntemlerin başında ise görev-merkezli vaka çalışması yöntemi gelmektedir. GÖREV-MERKEZLİ VAKA ÇALIŞMASI (Kısa dönem sorun çözme odaklı sosyal hizmet müdahalesi) 1970’lerde, sosyal hizmet uzmanları William Reid ve Laura Epstein tarafından geliştirilmiş olan görev-merkezli yöntemin (task-centered casework) kökenleri sosyal hizmet disiplinine aittir.Bu yöntem, sorunların nedenleri yerine, yol açtığı sonuçlar ve uygulama yoluyla ulaşılacak hedefler üzerine odaklanır ve müracaatçının gerçekleştireceği eylemlerle sosyal işlevselliğini geliştirme amaçlanır Yöntemin önemli bir özelliği, sosyal hizmetin bütün sorun ve uygulama alanlarında, çok çeşitli müracaatçılarla kullanılabilmesidir. Bununla birlikte görevmerkezli vaka çalışması özellikle şu nitelikteki sorunlarda etkili bir yöntem olabilir: · Kişiler arası anlaşmazlıklar · Sosyal ilişkilerdeki sorunlar · Resmi örgütlerle yaşanan sorunlar · Rol ve sorumluluklara ilişkin sorunlar · Karar sorunları · Tepkisel duygusal stres durumları · Kaynak yetersizlikleri · Psikolojik ve davranışsal sorunlar. **Yöntemin güçlendirici yönü, insanların sorunlarına ilişkin kişisel algılarına önem verilmesidir. İlaveten yöntem, insanları içinde bulundukları yaşam koşullarını değiştirebilecek kapasiteye sahip kişiler olarak görmektedir.Oturumlar çoğunlukla bu görevlerin tanımlanması, planlanması ve hazırlık yapılmasına; eğer mevcutsa çözüme engel olan sorunların tartışılmasına ayrılır. Planlı değişim sürecinin temel aşamaları olan; değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son değerlendirme süreçlerinin tümü izlenir.Başlangıç aşamasından itibaren beklenen çalışma süresi belirlenmiştir. Birçok vakada bu süre 6-12 görüşme, 3-4 ay ile sınırlıdır. DEĞERLENDİRME Değerlendirmenin en çok ilk 4 görüşmede tamamlanması gereklidir.sorunun belirlenmesi, hedeflerde anlaşma ve amaçların belirlenmesi adımlarını içerir.Değerlendirme aşaması uzmanın hangi rolü üstleneceği (planlayıcı, yürütücü ya da vaka yöneticisi), gizlilik konusu ve gizliliğin sınırları,müracaatçının müdahale sürecinden beklentileri gibi konular netliğe kavuşturulur.Burada uzmanın kullandığı temel beceri, müracaatçısının belirlenen alandaki tüm zorluklarını açığa çıkarmasını ve duygularını rahatlıkla ifade etmesini sağlama becerisidir. MÜDAHALE Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı bir sorun haritası çıkardıktan sonra her bir soruna daha yakından bakmaya başlarlar. Burada uzmanın temel becerisi,inceleme yapmaktır. Uzman her bir sorun alanına ilişkin ayrıntıları ortaya koyma;açık uçlu sorular ile müracaatçının daha ayrıntılı düşünmesini sağlama; “ne, kim, ne zaman, nerede, neden ve nasıl” sorularını yanıtlayarak durumu netleştirme sorumluluğundadır. **Sorunun önceliklerini saptamada, sorunun aciliyeti, sorunu çalışmanın olası sonuçları, sorunun çözüm olasılığı, sorunun çözümünde kuruluşun ve uzmanın yardımcı olabilme durumu, müracaatçının dışarıdan aldığı destek gibi birçok faktör değerlendirilmelidir. **Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı amaçlar ve müdahale süresi konusunda uzlaşma sağladıktan sonra, görevleri seçer ve uygulamalarını planlarlar. Görev, müracaatçının sorunu azaltmak için yapması gereken eylemdir.Görev planlamasında uzmanın en önemli işlevi, görevi engelleyebilecek potansiyel sorunların ortaya konmasına yardımcı olmak ve bu engelleri en aza indirecek planlamalar yapmaktır. Uzman müracaatçıya hangi durumlarda görevin başarısızlıkla sonuçlanacağını sorarak bunu sağlayabilir. SONLANDIRMA-SON DEĞERLENDİRME Sonlandırmanın yapıldığı görüşmede elde edilen başarılar üzerinde durulmalı ve kendisine kazanımları hatırlatılarak müracaatçı güçlendirilmelidir. Başarılı bir müdahalenin ardından, kişinin sorun çözme kapasitesini artırdığı, görevlerini tamamlayarak birçok hedefi karşıladığı belirtilmelidir. Karşılaşılması olası yeni sorunlarda uygulanan yöntemin yeniden kullanılabileceği bireye söylenebilir. DAVRANIŞÇI YÖNTEM Gözlenebilir ve değiştirilebilir davranışı odak aldığı için görev-merkezli yaklaşımdan daha dar bir çerçevesi vardır.Bu yöntem kullanılırken yalnızca görünen sorunlar üzerinde çalışılır, öğrenilmiş ve söndürülebilir (ortadan kaldırılabilen) davranışlara odaklanılır. **Sosyal hizmet, davranışçı terapiyi geniş ölçüde Goldstein’ın (1981) çalışmalarını dikkate alarak 1980’li yıllarda bir müdahale yöntemi olarak uyarlamıştır.Yöntemin temelini büyük oranda öğrenme kuramı oluşturur. Öğrenme kuramı sosyal hizmet uzmanının gözlenebilir davranışlar üzerinde çalışmasına olanak tanıyan dört ana kuramsal çerçeve içinde yer alır. Bunlar; tepkisel ve edimsel koşullanma ile sosyal ve bilişsel öğrenmedir. Yöntemin kuramsal bakışına göre, toplum için uygun olan veya olmayan davranış kalıpları vardır. Müdahaleler bireyin uygun davranış kalıpları geliştirmesine yöneliktir. Uygun davranış kalıbı ile kastedilen, toplum tarafından “normal” olarak görülen eylemlerdir. **Davranışçı yöntemin ilk geliştiği yıllarda uzmanın aktif bir eğitimci rolü vardı.Müracaatçı ise pasif bir alıcı konumundaydı. Yöntem bir güç eşitsizliği üzerine kurulmuştu. İlerleyen yıllarda yöntemin gelişmesiyle birlikte uzman – müracaatçı eşitsizliği azalmıştır. **Davranışçı yöntemin uygulama süreci diğer yöntemlerde olduğu gibi, değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son değerlendirme aşamalarını içerir. DEĞERLENDİRME:İlk aşamada üzerinde çalışılacak olan davranış kalıpları belirlenir. Vurgu hiç şüphesiz şimdiye ilişkin davranışlardadır. Özellikle sıklıkla sergilenen davranışlar üzerinde durulur. Hangi olayların ne sıklıkla gerçekleştiği değerlendirmede tanımlanır. Üzerinde çalışılacak olan davranışın öncesinde ne olduğu, davranışın nasıl gerçekleştiği ve yine davranışın hangi sonuçlara yol açtığı somut olarak açıklığa kavuşturulur.Birey; nedenler, oluşan davranış ve davranışın sonuçları olmak üzere üç başlık altında durum değerlendirmesi yapabilir. **Değerlendirme sürecinin sonunda bireyle bir anlaşmaya varmak gereklidir.Anlaşmayı oluştururken bireyin kişisel hikâyesinin içinde davranışlarına etkide bulunan faktörleri de çok yönlü olarak hesaba katmak önemlidir. Anlaşma,müracaatçının istenen davranış kalıplarını geliştirmesine yönelik hedefleri içerir. MÜDAHALE: Müdahalede önemli olan, uzman ve müracaatçının belirlenmiş zaman sınırları içinde birlikte çalışmasıdır. Temel görev, uygulama amaçlarına ulaşılmasını sağlayacak stratejilerin kullanılmasıdır. Müdahalede kullanılacak stratejiler mümkün olduğunda somut, açık ve anlaşılır olmalıdır.Müdahale stratejileri,davranışın nedenlerine, davranışın kendisine, sonuçlarına veya bunların tümüne yönelik olarak geliştirilebilir. **Görev-merkezli yöntemde olduğu gibi, ilerleyen süreç bireyin güçlü yönlerine ve geliştirdiği yeni becerilere vurgu yapılarak değerlendirilir. Ne var ki davranışçı yöntemde ödüllendirmenin tersi de oluşabilmekte, bireyin güçsüz kalan yönleri veya yetersizlikleri vurgulanabilmektedir. Eğer müracaatçı istenen davranışları geliştirememiş ise, bireyin yetersizliğine vurgu yapılmamalıdır. SONLANDIRMA-SON DEĞERLENDİRME Belirlenen sorunlar çözüldüğünde müdahale sona erer. Bununla birlikte müdahalenin mekanik olarak bir anda sona erdirilmesi güç olabilir. Sosyal hizmet uzmanı ve birey arasında kurulmuş olan mesleki bağı uygun teknikler kullanarak ve zamana yayarak azaltmak gerekebilir.Davranışçı yönteme dayalı müdahalenin son değerlendirmesi belirli ölçütleri dikkate alarak yapılabilir. Vaka kayıtları, hedeflerle ilgili kaydedilen ilerlemeler vb. kaynaklar incelenebilir. DAVRANIŞÇI YÖNTEMİN GÜÇLÜ YÖNLERİ Davranışçı sosyal hizmet uygulamasının en güçlü yanı, bireyi bir “sorun” olarak görmek yerine, belirli davranışlara nedenleriyle birlikte odaklanmasıdır.Yöntemin görev-merkezli ve zaman sınırlı yapısı bireyin bilişsel becerilerini daha çok kullanmasını sağlar.Yöntemin zamanla sınırlı olmasının önemli bir diğer yararı ise,profesyonel ilişki uzun sürmeyeceği için müracaatçıda uzmana veya kuruma karşı bağımlılık gelişmesi riskinin azalmasıdır.Güçlü bir diğer özelliği müdahalenin ölçülebilir ve değerlendirilebilir olmasıdır. UNITE 12 BİREYLERLE SOSYAL HİZMET MÜDAHALESİ YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II Psikososyal vaka çalışması ise 1970’lerden itibaren daha az sayıda uzman tarafından tercih edilmektedir.Risk altında bulunan ve yaşamları kaotik olan müracaatçıların durumlarını uzmanların anlayabilmesini psikososyal yöntem mümkün kılmaktadır. Ayrıca bu durumdaki müracaatçıların kısa süreli müdahale yöntemleriyle çözülemeyen sorunları yine psikososyal yöntemin “derinlikli” bakışı sayesinde çözüme kavuşturulabilmektedir.Krize müdahale ve psikososyal vaka çalışması yöntemlerinin önemli bir diğer ortak yönü, müdahalelerin ölçülebilirliğinin zorluklar içermesidir. PSİKOSOSYAL VAKA ÇALIŞMASI Psikososyal vaka çalışması (psychosocial casework), bireylerin sorunlarını çözebilmek için etkili baş etme stratejileri geliştirmesini sağlayan bir müdahale yöntemidir.Yöntemde temel olarak, bireylerin dış çevreleriyle (aile, okul, iş, kültür, toplum vb.) ilişkileri analiz edilmekte, bu unsurlarla nasıl bağlantılar kurduğu anlaşılmakta ve bu ilişkilere bakılarak kişiliklerinin nasıl geliştiğine ilişkin bir “içgörü” oluşturulmaktadır. **Yöntem bireylerin düşüncülerini ve duygularını gözden geçirmesini sağlamayı hedefler. Bu yüzden müdahalenin belirli bir zaman sınırı yoktur.Mary Richmond (1922) ve Florence Hollis (1964, 1972) psikososyal yöntemi mesleğin bireyle sosyal hizmet müdahalesi bilgi repertuvarına kazandıran isimlerin başında yer alırlar.Psikososyal yöntemin temelinde, temellerini Sigmund Freud’un attığı kişilik ve gelişim kuramları yer almaktadır.Kuramların yöntemin başvurduğu önemli kavramlarını şöyle sıralayabiliriz: Geçmişin bugüne etkileri Savunma mekanizmaları Bilinç dışı ve bilinç dışının eylemlerimizi ve yanıtlarımıza yaptığı etkiler. ***Kişilik kuramı, id, ego ve süperego arasındaki bilinç dışı dengeleri ve çatışmaları açıklayan Freudyen ilkelere dayalıdır.İd, kalıtımla gelen, doğuştan var olan ve ruhsal enerjinin kaynağını oluşturan kişiliğin ilkel bileşenidir. İd,(haz alma ilkesi çerçevesi ) biyolojik özellikle dürtüsel davranış kalıplarını içerir.Yeme, içme, cinsellik, saldırganlık gibi.İd gerçekçi değildir ve tamamen bilinç dışıdır.Ego, haz alma ilkesi yerine, gerçeklik ilkesine göre hareket eder. Ego; gerçekçi,mantığa uygun, akılcı bir biçimde davranan, gerçek dünyayla temas ederek bilinci kontrol eden kişilik parçasıdır. Ego; id’in isteklerine doyum bulma çabasını kontrol etmeye ve denetim altında tutmaya çalışır. Süperego, toplumun ve ailenin kurallarını temsil ettiği için, kişiliğin ahlaki,yargısal ve vicdan yanını oluşturur. Süperego, egonun ahlaki kurallar ve değerler doğrultusunda hareket etmesine çalışarak mükemmel olmak ister. Uygulama Süreci:Psikososyal vaka çalışması yönteminin uygulama süreci diğer yöntemlerde olduğu gibi, değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son değerlendirme aşamalarını içerir. Bu aşamalara devam eden başlıklar altında yer veriyoruz. Değerlendirme:Değerlendirmede mevcut durumu içinde kişiyi tanımaya vurgu yapılır.Kişinin içsel ve dışsal dünyalarının sistematik bir analizi yapılır.Değerlendirme süreci şu öğeleri içerir: 1. Sorunun ne olduğunu anlama 2. Soruna katkıda bulunan şeyleri belirleme 3. Neyin değiştirilebilir veya düzeltilebilir olduğunu belirleme. Değerlendirme süreci aynı zamanda psikososyal yöntemin terapötik bir bileşeni olduğu için belirli bir zaman sınırına sahip değildir. Müdahale:Durum değerlendirmesi yapıldıktan sonraki aşama bireyin değişimini sağlayacak uygun tekniklerin belirlenmesidir.psikososyal yöntem kapsamında kullanılabilecek bazı müdahale teknikleri geliştirilmiştir. Bu tekniklerden iki tanesi olan sürdürme ve düzeltme,uzman ve müracaatçının belirlenmiş hedefler üzerinde çalışmasında oldukça kolaylaştırıcıdır. Sürdürme:Sürdürme tekniğinde sosyal hizmet uzmanı, bireyin durumuna ilgi gösterir,duygusal ve pratik destekler önerir.sürdürmenin bir tür “konuşma ilacı” olduğunu belirtebiliriz.Kuşkusuz bu tekniğin kullanımı hem sözlü hem de sözsüz iletişim becerilerinin geliştirilmiş olmasını gerektirir. Düzeltme:Düzeltmede bireylerin ego güçleri geliştirilmekte ve baş etme yetenekleri dış çevrenin yarattığı baskılara uygun yanıtlar verecek düzeyde artırılmaktadır.Bu teknikte, kişilerin kendilerine ve dünyaya ilişkin algılarının gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi yapılmaktadır. Düzeltme tekniği kullanan sosyal hizmet uzmanı şunlara başvurmaktadır: -farkındalığını artırmaya yarayan geri bildirime dayalı iletişim kurma ki bağlantıları açığa çıkartma. Bununla birlikte müdahalede hangi teknik kullanılırsa kullanılsın niyet aynıdır: Davranışlarının kökenleri hakkında bireylerin içgörü geliştirmesini sağlamak Kullanılan savunma mekanizmalarını göstermek Değişim sağlamak için gerekli adımları keşfetmek. Bu çalışma yöntemi oldukça zaman alıcıdır. Bireylerin duygu ve düşünce birikimleri bir anda ortaya çıkmaz ve çıktığında da bir anda değişmez. ***Örneğin, uzmanlar tarafından psikososyal bir araç olarak “hayat hikâyesi kitabı” kullanılmaktadır (Ryan, 1993). Bu araç, bireylere nereden geldiklerini, yaşadıkları olayların davranışlarını ve duygularını nasıl etkilediğini anlamalarını sağlamaktadır. Sürdürme ve düzeltme teknikleri hayat hikayesi çalışması sürecinde kullanılabilmektedir. Süreci şöyle sıralayabiliriz: 1. Sürdürme aşamasında, sosyal hizmet uzmanı müracaatçının önceden bastırmış olduğu duygularını aktarması için geçmiş olayları dökmesini ister. 2. Birey anlattıkça duyguları da yeniden canlanır ve dillenerek ortaya çıkar. 3. Süreçte bilgi desteği sağlanarak geçmiş olaylara ilişkin yetersiz algıların yeniden gözden geçirilmesi sağlanır. 4. Uzman desteğiyle geçmiş olaylara daha gerçekçi ve akılcı açıklamalar getirilir. 5. Ardından bireylerin sorunlu olarak algılanan davranışlarının düzeltilmesine geçilir. Sonlandırma ve Son Değerlendirme:Sosyal hizmet uzmanının yardımıyla kişinin ilerleme kaydetmesi sağlanır ve bu başarıldığında müdahalenin sonlandırılması aşamasına geçilir. Sonlandırma aşamasına geçildiğinde, bireyle yapılan düzenli görüşme seanslarının aralığı genişlemeye başlar. Bu sürede bireylerin kişisel yaşamlarını bağımsız olarak daha fazla kontrol altında tutmaları beklenmektedir.Bu yöntemin merkezinde birey vardır. Dolayısıyla sonlandırmada kurum veya sosyal hizmet uzmanı etkin değildir.Psikososyal yöntemde son değerlendirme ise güçlükleri olan bir aşamadır. KRİZE MÜDAHALE **Krize müdahale Amerikalı psikiyatrlar tarafından geliştirilmiş önleyici bir uygulama yöntemidir. Sosyal hizmette 1970’lerden itibaren kullanılmaya ve yaygınlık kazanmaya başlamıştır. **Krize müdahale kısa süreli bir yöntemdir (görev-merkezli yöntem gibi).bugünkü anlamıyla kriz kavramının ele alınışı Erich Lindemann’ın çalışmalarıyla başlamıştır. Lindemann, toplumun geniş kesiminde duygusal huzursuzluklara yol açabilecek durumlara ve sosyal olaylara verilen tepkiler üzerinde çalışmıştır. Şok, inkâr, pazarlık, kızgınlık /öfke, depresyon ve uyum süreçleri kriz yaratan yaşam olaylarına bireylerin verdikleri tepkiler dizisidir. Bu dizi her zaman aynı sırada da ilerlemeyebilir. **Kriz durumundaki kişi kendisini çok çaresiz hisseder, büyük bir sıkıntı yaşar.Artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünür. Kişi kendisini adeta kapana kısılmış hisseder.Kuramsal olarak incelediğimizde krizler iç ve dış değişikliklerin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İç değişiklikler bir hastalık veya travmanın ardından ortaya çıkan değişiklikleri, dış değişiklikler ise bir kişinin kaybı veya uyum kapasitesini aşan değişikliklerdir. Ayrıca çevre şartları ve bireyin krize yatkınlığı da krizin gelişmesinde etkili olabilmektedir. Krizler ve bu sürede yapılan krize müdahale genelde en çok 6 hafta sürmektedir. Temelde krizler iki boyutta ele alınmaktadır : 1. Travmatik krizler 2. Gelişimsel krizler (değişim krizleri) Travmatik Krizler:Travmatik krizler bir anda ortaya çıkan, acı veren, ruhsal durumu, sosyal işlevselliği ve kişinin güvenliğini tehdit eden yaşantılardır. Bir yakının ani ölümünü,hastalık tanısı almayı, bir özrün oluşmasını, trafik kazalarını ve doğal afetleri travmatik krizlere örnek olarak verebiliriz.Travmatik krizlerde süreç 4 dönemden oluşur. 4-6 hafta arasında sürer. 1. Dönem= Şok. Bu dönemde gerçek mümkün olduğunca uzak tutulmaya çalışılır. Dışarıdan herşey düzgün ve yolunda gibi görünse de içte herşey karmakarışıktır. Bu dönemde amaçsız aktiviteler oluşabilir. 2. Dönem= Tepki. Bu dönemde gerçekle yüzleşme artık kaçınılmazdır. Savunma mekanizmaları devreye sokularak gerçek, mümkün olduğu kadar uyumlu bir şekilde kabul edilmeye çalışılır. Bu dönemde en çok kullanılan savunma mekanizmaları; bastırma, inkâr ve akılcılaştırmadır (rasyonalizasyon). Bunlar ağırlıklı olarak duygu odaklı savunma mekanizmalarıdır. Kişide alkol ve madde bağımlılığı gibi yıkıcı eğilimler ortaya çıkabilir. 3. Dönem= İşlem. Bu dönemde yavaş yavaş travmadan uzaklaşılır. Kişinin ilgileri yeniden ortaya çıkar ve gelecek konusunda planlar yapılmaya başlanır. 4. Dönem= Yeniden uyum. Bu dönemde kişinin benlik saygısı yeniden yükselmiştir. Yeni ilişkiler kurulur ve devam ettirilir. Gelişimsel Krizler:Yaşam değişikliği krizleri olarak da adlandırdığımız gelişimsel krizler, yaşama ait olan ve kişi tarafından olumlu olarak yaşanan durumlardır. Ana-baba evinden ayrılma, evlenme, hamilelik, çocuk sahibi olma, taşınma, emeklilik gibi yaşam olayları gelişimsel krizlere örnek olabilir. Bu krizler de 6 haftaya kadar olan sürede ortaya çıkmakta ve yine 4 döneme ayrılmaktadır. 1. Dönem= Sorunla/durumla karşılaşan kişi artan gerginliğine karşı duygusal dengesini yeniden kurmak için alışageldiği sorun çözme yöntemlerine başvurur. 2. Dönem= Bu dönemde alışılagelen sorun çözme yöntemlerinin başarısız olduğu, tehdidin sürdüğü, gerginliğin daha da artarak yetersizlik duygularının ortaya çıktığı dönemdir. Birey dağılma yaşar. 3. Dönem= Bu dönemde, sorun çözme konusunda başarısızlık sürmektedir.Gerginlik artmıştır. Bu ise acil ve yeni sorun çözme yollarının harekete geçirilmesi için bir uyaran oluşturur. Bütün iç ve dış kaynaklar kullanılır. Bunun sonunda bazen krizin üstesinden gelinir. Ulaşılmaz görünen amaçların bir kısmından vazgeçilir,teslimiyet duygusu yaşanır. Bir tür kaçınma davranışı seçilir. 4. Dönem= Bu dönemde sorun devam etmektedir, çözümlenmektedir. Eğer giderek artarsa kriz tablosu gelişebilir. Bu dönemde gerginlik katlanılamayacak ölçüdedir. Kişilikte dağılma şiddetle kendini gösterebilir. Davranış bozuklukları, örneğin; antisosyal, saldırgan davranışlar, depresyon, gerginlik, intihar vb. sorunlar oluşabilir. Eğer sorun çözülmüş ise bu sorunlar yaşanmaz ve kişi yeniden uyum sürecine girer. Uygulama Süreci:Krize müdahale yönteminin uygulama süreci diğer yöntemlerde olduğu gibi,değerlendirme, müdahale, sonlandırma ve son değerlendirme aşamalarını içerir. Değerlendirme:Bireyi değerlendirme amaçlı görüşmelerde bireyin bilişsel yapısı ve duygudurumu inceleneceği için birey de duygularını ve görüşlerini aktaracaktır. Bu aktarım da bireyin rahatlamasını ve uyum sürecine doğru ilerlemesini mümkün kılacaktadır. Bu nedenle değerlendirmede yapılan birçok terapötik uygulama aynı zamanda müdahalenin de yapılmasını sağlamış olur. Kriz olgusunun değerlendirmesinde krizi tetikleyen durum üzerinde çok durulmaz. Neden sorusu sorularak, neyin yanlış gittiği sorgulanmaz. Bunların yerine bireylerin: başlarına gelenleri anlamalarına bunlara nasıl yanıt vereceklerine kendilerini nasıl hissettiklerini paylaşmalarına geçmiş hangi etkili baş etme mekanizmalarını kullandıklarını bulmalarına sahip oldukları sosyal destek ağlarından nasıl yararlanacaklarına yardımcı olunur. Müdahale:Krize müdahale yönteminde müdahale zaman sınırı nedeniyle dikkatlice planlanmalı ve belirli bir mantığı izlemelidir. Krize müdahale yönteminin dinamik bir yapısı vardır. Dolayısıyla bu yöntemde müdahale süresince değerlendirme de devam eder. Görüşmeler süresince bireyden elde edilen yeni bilgilere göre müdahalede ele alınacak konular değişebilir. Sonlandırma ve Son Değerlendirme:Sonlandırma yöntemin önemli bir aşamasıdır. Sosyal hizmet uzmanının ağırlığının fazla olduğu diğer yöntemlerde olduğu gibi bu yöntemde de sonlandırmanın dikkatlice planlanması gerekmektedir.Krize müdahale yönteminin son eğerlendirmesi karmaşık bir süreçtir. Krize müdahale gelecek odaklı bir yöntemdir ve elde edilen başarıları değerlendirmek güç olabilir. Bunların etkileri belki de müdahaleden birkaç hafta sonra ortaya çıkacaktır. ***Krize müdahale yönteminin en hassas yönü, sosyal hizmet uzmanının birey üzerindeki gücünün bireyi güçsüzleştirme olasılığıdır. Profesyonel, vakanın geleceğini şekillendiren bir “uzman” rolü sergilemekten kaçınmalı ve bireyin yaşamıyla her kararında kendisinin söz sahibi olmasını sağlamalıdır. Bireye onun ne istediğini ve neleri yapabileceğini gösteren, vakasına öneri sunan bir rol üstlenmelidir.Yöntemin diğer hassas yönü, bireyin “içsel” psikolojik süreçlerine aşırı vurgu yapma olasılığıdır. Bunun yerine hem içsel hem de kriz sürecine etkide bulunan dışsal durumlara odaklanılr. ÜNİTE 13 1.GÖRÜŞME-TANIŞMA ve ÖNDEĞERLENDİRME:Görüşme, önceden belirlenmiş ve ciddi bir hedefe yönelik yapılan, karşıdakine soru sorma yöntemiyle yanıtlar alan etkileşime dayalı bir iletişim sürecidir.Görüşmede amaç; somut veriler elde etmektir.Ön değerlendirme bireyselleştirilmiş yardım müdahalesi için temel oluşturmak amacıyla; sorunların, insanların, durumların ve bunların birbirleriyle karşılıklı ilişkilerinin, farklılaşmış, bireyselleştirilmiş ve doğru bir şekilde belirlenmesi ve değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Ön değerlendirme belirli bir soruna veya meseleye etki eden değişkenlerin mikro, mezzo ve makro açılardan incelenmesi ve belirlenmesidir. Müracaatçılarla yapılacak görüşmeler sosyal hizmet uzmanlarının ofisinde,müracaatçıların evinde, hastanede, hapishanede, toplum merkezinde veya her ikisi için de uygun bir yerde gerçekleştirilebilir. Görüşmenin rahat, gizliliği koruyan, rahatsızlık verici unsurlardan uzak ve müracatçıların özel gereksinimlerinin (tekerlekli sandalye için yer ve tercüman gibi) karşılandığı bir ortamı sağlamak sosyal hizmet uzmanlarının sorumluluğudur. 2. GÖRÜŞME: EVDE MÜLAKAT:Müracaatçı ile yüz yüze gelme, bazı durumlarda, ev ziyaretleri sırasında gerçekleşebilir. Böyle bir durumda, sosyal hizmet uzmanlarının işyerinde müracaatçılara gösterdiği davranışların niteliği, görüşme yerinin müracaatçının evi olması nedeniyle farklılaşır. **Sosyal hizmet uzmanlarının evdeki görünüme dikkat etmeli ve bunun değerlendirme sürecinin bir parçası olduğunu aklında tutmalıdır. Hazırlık yapma aşamasında sosyal hizmet uzmanlarının meslektaşlarıyla işbirliği yapması gerekebilir. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara yardım etmek için gereksinim duyduğu bazı bilgilere sahip olan ya da müracaatçının sorunlarını çözme ve gereksinimlerini karşılama çabasına destek olacak veya kaynak sağlayacak diğer önemli kişilerle de etkileşimde bulunması gereklidir. **Ön değerlendirme bir sorunun çok boyutlu olarak anlaşılması üzerine odaklanmaktadır. Ön değerlendirmede müracaatçı ve çevresindeki önemli kişiler hakkında bilgi toplanmalıdır. Gereksinim duyulan bilgi ön değerlendirmenin mikro, mezzo ve makro düzeylerine ilave olarak insan farklılığı unsurlarının dikkate alınmasını içeren dört ana kategoriyi kapsamaktadır. Her bir kategoride sorunlar tanımlanmalı ve güçler belirlenmelidir. ÜNİTE 14 Müdahale, müracaatçı ve uzmanın beraber karar verdikleri hedeflerle başlar.Hedefler, daha önce belirtildiği gibi aracı kurumdaki hizmetler yetersiz kaldığın dış kaynakların uygunluğu ve müracaatçının ihtiyaçları ile belirlenir. Uzmanın temel amacı, müracaatçının stresini azaltmak, işlev bozukluğunu azaltmak, müracaatçının rahatlığını, memnuniyetini ve öz farkındalığını arttırmaktır. Bu noktada müracaatçının motivasyonuna ve güçlü yönlerine bakmalı ve durumun nasıl değiştirileceğine odaklanılmalıdır. **Sosyal hizmet sürecinin devam eden bir parçası olarak son değerlendirme,sosyal hizmet müdahalesinin amaca ulaşıp ulaşmadığını ortaya çıkarmanın bir aracıdır. Son değerlendirme, amaçlara ve hedeflere ulaşmak için kullanılan araçları gözden geçirmeyi içerir. Son değerlendirme, sosyal hizmet uygulaması sonucunda ortaya çıkan olumlu, olumsuz ve hesaba katılmayan çıktıları tanımlamaya yardımcı olur. Son değerlendirme, beklenenlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya çıkarıldığı bir aşamadır.
© Copyright 2024 Paperzz