Sayfa: 14 Sayfa: 17 Sayfa: 06 IGMG Köln Gençlik Teşkilatı “Abi Kardeş’’ Kampı Hicret Camii Çocuk Kulubü Frankenthal’de Çevre Temizlik Gününe Katıldı Yunus Emre Camii’nin Minaresinin Temeli Atıldı Sayfa: 10 153.374 Hisse Kurbanla 3 Milyondan Fazla İnsana Ulaşıldı Hayat Gerçekler “Hayat”ın Ýçinde Gizlidir Aylık Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung • S a y ı / N r . : 9 8 • Yıl/Jahre: 11 • K asım / November 2014 / M uhar rem 1436 u te ho sal la se Aramızda Selamı Yaymak j he me rhaba m la aam sal Gr üß Gott Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? ün aleyküm Aranızda selamı yayınız” İslam SGK Uzmanı Erhan NACAR Dr. Yusuf IŞIK Barış Yırtık Dinidir Pantalon 05 Mahmut AŞKAR Selam Olsun Es-Selam’ın Kullarına Murat KUBAT 15 Habib YAZICI Gurbet Mektupları 11 M.Salih AYDIN 21 Erhan NACAR 07 Selam 09 Yurtdışı Emeklilik İle En Yüksek Maaşı Alabilirsiniz 17 SGK Uzmanı Erhan NACAR HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir Aramızda Selamı Yaymak [email protected] Impressum / Künye S Sinan AKTÜRK iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!” (Müslim, İman 93-94) Bakin Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed ne diyor; Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. İman etmenin yolu sevmekten geçiyor. Galiba bizler sevgi kavramını ya anlayamadık ya da işimize geldiği şekilde uyguluyoruz. Selam vermeyi sadece uzaktan bir el hareketi gibi algıladığımız için herhalde Cenab-ı Allah aramızdaki ünsiyeti çekip aldı. Selam vermemizdeki yapmacıklık hayattaki tüm meselerimizde kendisini gösterir oldu. Selam vermek sadece el hareketi değil, selam veren kişi selam verdiği yerden emin olduğunu ve kendisinin de emin olduğunu bildiriyor demektir. Her türlü şekilde kendisinden emin olunan kişi toplum tarafından da sevilen kişi demektir. Selam; kişinin başına jandarma, polis dikilmesini değil kalbine jandarma, polis dikilmesini sağlamak demektir. Kişinin kalbi selamette ise toplum da selamettedir. Mümin müminin açığını araştıran değil Selam vermek sadece el hareketi değil, selam veren kişi selam verdiği yerden emin olduğunu ve kendisinin de emin olduğunu bildiriyor demektir. Her türlü şekilde kendisinden emin olunan kişi toplum tarafından da sevilen kişi demektir. kapatan olmalıydı bizim inancımızda. Maalesef bizler yaşantısı ile örnek olmak yerine kendimize başkalarını örnek alır olduk. Aileler maalesef medyanın etkisi ile birbirine sanki birer yabancı gibi davranır oldu. Geçenlerde duyduğum bir örnek beni ziyadesiyle üzdü. Bir dostum, yakın çevrsinden bir yakınının hanımının anlattıkları karşısında adeta donup kalmış, tabiki biz de. Bekarlık döneminde çalışıp biriktirdiği parasını bankada muhafaza eden hanımefendi bu paraya dokunmuyor, iş yapma kabiliyeti olan eşine de destek olarak vermiyormuş. Sebebi de şu imiş; bu para benim garantim. Ne olur ne olmaz belki boşanırsam bana lazım olur diye. Buyrun buradan yakın. Herhalde bu hanımefendi evlenirken daha boşanmayı göze almış. Bu evlilikten ne hayır çıkar buyrun siz düşünün. Bizler selamı evimizin içine sokmakta zorlanırsak, çevremize nasıl yayabiliriz. Gelin ister müslüman olsun ister başka bir dine mensup, ister Türk olsun ister başka bir milletten çevremizdekilerle aramızdaki selamı yaygınlaştıralım. Sadece söz olarak değil fiiliyat olarak da. Çevremizdekiler de bilsinler ki müslümanlar selam verdi mi selametteyizdir. Sevgili dostlar! Hac farizamızı yerine getirmek için yeniden Kutsal Topraklara gitme fırsatımız oldu. Bu fırsatın doğmasında bizlere destek olan IGMG Hac Umre Seyahat Acentası Müdürü Tahir Köksoy Bey`e teşekkürü bir borç biliyoruz. Tahir Bey`in daveti üzerine gazeteci kimliğimizle Merkez İki Hafta kafilesi ile Hac Farizamızı yerine getirdik. İki haftalık zaman zarfı içerisinde kafilemizde bulunan 160 kişi ile çok güzel ve özel anlar yaşadık. Herbiri bir değer olan hacı kardeşlerime buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Rabbim Haccımızı mebrur eylesin. Bu vesile ile Cenab-ı Allah çalışmalarımızı bereketlendirsin, şuurlandırsın. Çalışmak bizden başarı Allah`tandır. Allah`a emanet olun. HAYAT Yayın Kurulu Aylık Ücretsiz Gazete Kasım - November 2014 Muharrem 1436 Dr. Yusuf Işık, Mehmet Ateş, Bilal Demiroğlu, Fikret Ekin, Mustafa Uyanık, Mahmut Aşkar, Yaşar Cimşit, Cengiz Şahbaz, M. Salih Aydın, Habib Yazıcı, Gülsen Aktürk, Sinan Aktürk, İskender Güngör, Ali Atik, Halit Erdemir Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sinan AKTÜRK editör Gazetemizde Yayınlanan Yazıların ve Reklamların İçeriğinden Sorumlu Değiliz. hasbihalhasbihal hasbihal hasbihal hasbihal hasbihal evgili dostlar! Artık evlerimizde, işyerlerimizde, dost meclislerinde herkesin ortak şikayeti ne olacak bu memleketin hali, ne olacak bu insanlığın hali şeklinde sürüp gitmektedir. İnsanlar artık eskisi gibi birbirlerine dostça yaklaşamıyor. Herkes birbirinin arkasından acaba bana bir zararı dokunur mu diye şüphe ile bakıyor. Sıkıntılı günlerimizde birbirimize destek olan bizler, başka bir kardeşimizin sıkıntılı günlerini ve durumlarını gördüğümüzde aman beni görmesin aman benden herhangi bir ima yolu ile bile olsa destek görmesin diye köşe bucak kaçmayı tercih eder hale geldik. Tamam belki bunu genellemek doğru değil ama maalesef yaşadığımız zaman bunu geneller hale getirdi diye düşünüyoruz. Bendeniz 1997 senesinde Almanya`ya gelmiş biriyisim. Zaman zaman bazı kardeşlerimizin anlattığına göre 70’li 80’li yıllarda birisi maddi ve manevi dara düştü mü hemen yakınındaki ne yapar eder o kardeşinin sıkıntısını gidermek için kendisine haber vermeden gerekeni yaparmış. Ve sıkıntısı giderilene de; -müsait olduğunda hallederiz diyerek o kardeşini rahatlatırmış. Birisi taşınırsa müsait olan herkes elinden geldiği kadar yardım ederek taşınan kardeşinin yükünü en aza indirirmiş. Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Maalesef örnekleri verirken mişli geçmiş zaman dilini kullanır olduk. Bizler; “komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir” sözüne muhatap olan müslümanlar olarak sadece kendi dindaşlarımızdan değil, çevremizdeki tüm komşularımızdan da mesulüz. Bu anlayışa sahip bir dinin mensubu olan bizler öyle bir hale geldik ki; maalesef biraz ağır olacak, birbirimize selam bile vermek istemiyoruz ki aman belki bir talepte bulunuruz diye. Aşağıdaki hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: -“Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de ❬ ❬ 03 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 Merkez Königsbergerstr. 16 61169 Friedberg Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 E-Mail: [email protected] Web: www.hayatonline.eu Baskı: Sunprint GmbH Offenbach HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir Almanya’da Camiler Yanıyor ve Hiç Kimse Bunu Umursamıyor lmanya’da birkaç gün içinde farklı şehirlerde üç cami kundaklanmıştır. Bu kundaklamaların ikisinde zanlılar ateşi caminin içinde daha fazla alana yayabilmek için için bizzat Kur’an-ı Kerim nüshalarını kullanmıştır. Böylece bu saldırıların, özellikle İslam’a ve Müslümanların inanç değerlerine yönelik olduğunu göstermişlerdir. Aynı zamanda Federal Almanya Hükûmeti’nin Federal Alman Meclisi’nde verilen bir soru önergesine verdiği cevaptan elde edilen sonuçlara göre, camilere ve müslümanlara yapılan saldırılarda bir artış gözlenmektedir. Ancak bu durum karşısında, Almanya çapında yayın yapan medya organlarının, camilerin kundaklanması haberlerine çok az yer vermesi de ayrıca düşündürücüdür. Aynı şekilde bu olaylar hakkında çok az siyasinin olaylardan ancak birkaç gün sonra ve müslümanların bariz bir şekilde bu umursamazlığa şaşkınlıklarını ifade etmelerinden sonra beyanat vermeleri de üzüntü vericidir. Özellikle NSU skandalının ortaya çıkmasından sonra toplumun ve siyasetin bu son kundaklamalar karşısında şiddete ve nefrete karşı tavır alma yerine yine umursamazlık göstermeleri, çoğu müslüman için anlaşılamaz bir durumun da ötesindedir. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) olarak kime yönelik olursa olsun, cami, kilise, sinagog ve diğer ibadethanelere ve müntesiplerine yapılan her türlü saldırı ve şiddet eylemini büyük kararlılık ve nefretle bir kez daha kınıyoruz. Başka dini kurumların benzeri saldırılara uğradıklarında resmi makamların ve siyasilerin gösterdikleri hassasiyetin aynısını Almanya’daki Müslümanlara ve onların kurumlarına yönelik ırkçı saldırılar söz konusu olduğunda da göstermelerini bekliyoruz. Kamuoyunun bilgisine saygı ile duyurulur. A ❬ 04 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 haber Artan Cami Yangınları Ciddi Bir Toplumsal Sorunun Belirtisidir slam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, 11.10.2014 saat 3 sularında Bad Salzuflen’de Vahdet Cami’sinin bulunduğu binanın giriş kapısının kimliği belirsiz kişiler tarafından ateşe verilmesi üzerine bir açıklama yaptı. “Özellikle son 2 ay içerisinde Almanya genelinde artan cami yangınları, bu saldırılarla güçlü bir mücadele ihtiyacını yeniden ortaya koymaktadır.” diyen Yeneroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Almanya’da son iki ayda kamuoyuna yansıdığı kadarıyla 9 camiye, içinde Kur’anların yakılması, hayvan dışkılarının bırakılması ve tahrip gibi eylemlerin de bulunduğu saldırılar düzenlendi. Art arda gerçekleştirilen ve önceki senelere göre büyük oranda artış gösteren cami saldırıları, siyasi ve hukuki alanda hâlâ etkin önlemler alın- İ madığını ortaya koymaktadır. İbadet yerlerine yönelik saldırılar, toplum için de yüksek derecede tehlike arz eden hoşgörüsüzlüğün tezahürüdür. Ciddi bir toplumsal sorunun belirtisi olan bu saldırılar hakkında, İslam karşıtı suçlar resmî olarak kayıt altına alınmadığı için sağlıklı analizler bile yapılamamaktadır. Burada daha önce de ısrarlı bir şekilde yaptığımız, İslam karşıtı suçların resmi kayıtlara geçmesi çağrısını tekrarlıyoruz. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu alevlerin binayı sarmadan söndürülmesi ve binada oturan 2 ailenin 9 ferdinin ağır dumana maruz kalmalarına rağmen ciddi zarar görmeden binadan tahliye edilmeleri tek tesellimiz olurken, saldırıların en kısa zamanda ve tüm ayrıntıları ile aydınlatılması en büyük arzumuzdur. Yine cami cemaatimize bu sıkıntılı zamanlarda tüm desteğimizi sunacağımızı duyuruyor, saldırıdan mağdur olan cemiyetimizle dayanışma gösteren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.” ATİB’in 27. Kuruluş Yıldönümü Münasebetiyle Genel Başkan İhsan Öner’in Kutlama Mesajı: Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) 27 Yaşında TİB’in 27. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle Genel Başkan İhsan Öner aşağıdaki kutlama mesajını yayımladı: ATİB, böylesi bir 17 Ekim günü, Türk-İslam davasına gönül verenler tarafından 1987 yılında Mainz/Nieder-Olm’da kuruldu. Avrupa Göçmen Türkleri olarak, bu kültür coğrafyasında ilelebet kendi değerleriyle varlığını muhafaza ederken, yaşadığı ülkenin hukuki düzeni ve kültürel değerlerine de son derece saygılı ve uyumlu bir gelecek için, 17 Ekim 1987’de ilk adım atıldı. Kurulduğu günden beri siyasi A ve dini akımlar üstü bir duruş sergileyen ATİB, Avrupa Türklerine hizmet yolunda ilk adımı atan ve ilk sözü söyleyenlerin başında gelir. Şüphesiz ki ATİB, bugünlere maddi ve manevi fedakârlıklar yapan, inanmış gönül erlerinin omuzlarında yükselerek geldi. Hakk’ın rahmetine kavuşmuş olan ATİB’li kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. “Hak neredeyse biz oradayız” şiarına sadık kalarak, Avrupa Türk-İslam Birliği çatısı altında insanlarımıza ve insanlığa hizmet yolunda emeği geçen ve mücadeleye devam eden gönüldaşlarıma, kardeşlerime, ülküdaşlarıma da bu vesileyle bir daha şükranlarımı sunuyorum. Almanya’da Son Aylarda Camilere Yönelik Kundaklama Müslümaları Endişelendiriyor ürk Toplumu RheinlandPfalz Eyaleti (TGRLP e.V.) Derneği Başkanı İhsan Altındaşoğlu yapmış olduğu açıklamada; “Almanya’da son aylarda çoğalarak devam eden bir çok camiye yönelik kundaklama ve tahrip eylemlerin artması burada yaşayan Müslümanları endişelendirmektedir. Önceki yıllara göre bu türlü Camilere yönelik saldırıların artması, siyasilerin ve iktidarın ciddi şekilde düşünmeleri, hukuki olarak etkin önlemlerin alınması ge- T rekliliğini ortaya koymaktadır. Hangi inanç gurubundan olursa olsun, İbadet yerlerine saldırı ve kundaklamalar toplumu tehlikeli bir sürece sürükler. Bu türlü tehlikeli ve olumsuz olaylar, beraber yaşama kültürünü ortadan kaldırarak ciddi toplumsal sorunları beraberinde tetikler. Türk Toplumu Rheinland-Pfalz olarak saldırıya uğrayan Camilere geçmiş olsun dileklerimizi bildirir, müslümanların sağduyulu ve soğukkanlı olamalarını, beraber yaşamış olduğumuz toplumun huzur ve barışı için, suçluların bir an önce yakalanarak cezalandırılmasını talep ederiz” dedi. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir İslam Barış Dinidir [email protected] slâm öncesi Arap toplumunda sosyal ilişkiler temelde savaş esasına dayalıydı. Buna göre aralarında herhangi bir anlaşma (hilf ) kabileler birbirlerinin doğal düşmanı kabul ediliyordu. Dolayısıyla Arap kabileleri arasında yağma amaçlı saldırı ve kan dâvâsının tetiklediği savaşlar hiç eksik olmuyordu. Belki de bu sebeple cahiliye dönemi Arap hayatının en bariz görüntüleri kabile savaşlarıydı. Oysa İslâm dünya görüşünün getirdiği değişime göre insanlar ve toplumlar arasındaki asıl ve temel ilişki biçimi savaş değil barıştır. Savaş ise normal bir ilişki biçimi, bir geçim ve yağma aracı değil, ancak bir mecburiyet sonucu, yani başka türlü hareket etmek imkânı olmadığı durumda en son seçenek olarak başvurulan bir zorunluluktur. İslâm Dîni, tek tek şahıslara ve tüm insanlığa rûhî sükûnet ve zihnî saadet vermek üzere ve insanlar yeryüzünde barış ve refah içinde yaşayabilsinler diye gelmiştir. Kur’ân’da bu husus açıkca vurgulanmıştır; -“...Gerçekten size Allah’tan bir nur ve açık bir kitap geldi. Onunla Allah, rızasının peşinde gidenleri esenlik yollarına iletiyor ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola iletiyor.” (Mâide: 15-16) Buradaki “doğru yol” ifadesi “es-Sebîl” ya da “Sırât el-Müstekîm” tabirlerini tam olarak karşılayamaz. O bir hayat tarzıdır ki, bir insanın bütün kuvvet, meleke ve kabiliyetlerini ahenkli bir şekilde geliştirmesine imkân tanır, vücudunun ve ruhunun bütün iştiyak, dürtü ve duygularını fıtratına uygun bir tarzda tatmin eder, ayrıca diğer insanlarla olan türlü karmaşık ilişkilerinde dengeyi sağlamasına doğrudan rehberlik eder. O, öyle bir yoldur ki, birey o toplumun mânevî, sosyal, ekonomik, politik ve uluslararası meselelerini doğru, dengeli ve âdil bir tarzda da halletmesine imkân tanır. “İslâm” kelimesi doğrudan “Barış” anlamına gelir. Bunun yanısıra İslâm kâinatın yaratıcısı, sahibi ve hakimi olan Allah’ın emirlerine itaat ve bağlılık da demektir. Eğer bir kişi “doğru yolu” bulmak için kendiliğinden Allah’a yönelir ve O’nun kılavuzluğunu dilerse, ona, barış ve saadet bahşedecek İslâm yol gösterir. Eğer bütün toplum, ya da bütün insanlık alelâde işlerinde olduğu kadar politik, ekonomik önemli meselelerde ve hayatlarının daha geniş yönlerini kapsayan mânevî meselelerde de Allah’ın kılavuzluğuna yönelirse, neticede onlar barış yolunu tutmuş olurlar. Çünkü O’nun yolunu İ ❬ ❬ 05 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 Dr. Yusuf IŞIK dosya Günümüz dünyasında İslâm’ın barış dîni olduğu gün gibi ortadayken, ne yazık ki, bu güzel dîne en büyük zararı İslâm kimliğine bürünmüş sapkınlar vermektedir. Bu sapkınlar, kuklacıların kuklaları olduklarını ne zaman anlıyacaklar acaba?.. Ama şu gerçek de iyi bilinmelidir ki, Güneş balçıkla sıvanmaz. Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez. izlemek barış ve refahın ilk müjdesidir. Gerçekten de Allah, Kitabının ve Peygamberinin Sünnetinin ışığında yürümek isteyenlere barış ve esenliğin yollarını gösterir. Öyle ki, mü’minler her yol ayırımında bu “ışığın” yardımıyla güvenli yolu ayırt ettikleri için yanlış fikir, düşünce, davranış ve kötü sonlardan uzak kalırlar. Zira Allah, barış ve kemâlin kaynağıdır ve kim O’na yönelirse barışa, saadete ve kemâle mazhar olur. -“O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak) , barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.” (Haşr: 23) Hz. Muhammed (s.a.v)’in getirdiğine ve tebliğ ettiğine inanmak ve tâbî olmak, aslında gönüllü olarak barışa tâbî olmak demektir. Zira Allah hiç kimseyi barışa erme yoluna girmeye zorlamaz. Son Peygamber Allah’ın mesajını tebliğ etmekle görevini yapmıştır. Onun yolunu izlemek veya arzuladıkları başka yollara yönelmek insanların kendi iradelerine bırakılmıştır. Allah yolunu takip edenler kendi liyakatleri ile barış ve saadet yoluna eriştirilirler. Başka yollara sapanlar ise kendi bağımsız seçimleriyle cehalet ve karanlık yollarına saparlar. Barışı esas alan İslâm, insan hayatına çok büyük önem vermiş ve insan hayatını kurtarmak ve korumak için mümkün olan her tedbiri almıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur; -“De ki; Gelin, Rabbinizin size (neleri) haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizi de onları da biz besliyoruz. Kötülüklerin açığına da, kapalısına da yaklaşmayın ve haksız yere Allah’ın yasakladığı cana kıymayın! Düşünesiniz diye Allah size bunları tavsiye etti.” (En’âm: 151) Bu, Allah tarafından insan hayatının kutsallığının îlân edilmesidir. Bir insan başkalarının yaşama hakkına saygı gösterdiği sürece, hiç kimseye onu öldürme izini verilmez. İnsan hayatına saygı göstermek aynı zamanda doğru ve sâlih kişilerin özelliklerinden biridir. Allah (c.c) şöyle buyurur: -“Ve onlar ki, Allah ile beraber başka ilâha yalvarmazlar. Allah’ın haram ettiği canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa günahı (nın cezasını) bulur.” (Furkan: 68) Bu prensip insanlık tarihi boyunca Allah’ın bütün Peygamberleri tarafından gözetilmiştir. Bu âyet, İslâm’da hayatın kudsiyetini bir kez daha vurgulamaktadır. Çünkü bu kutsiyet insan hayatının kurtarılması ve korunması için esas teşkil eder. Bu sebepledir ki, insanlara emin ve güvenli yaşama imkânı ve insan hayatının korunmasına esas olacak şartları sağladığı için İslâm’da barış, hayatın asıl gerçeği kabul edilir. İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) ölmeden önce yayınladığı son mesajında şöyle demişti; -“Sizin mallarınız ve canlarınız Rabbinize kavuşuncaya kadar tıpkı bu günün, bu ayın kutsallığı gibi kutsaldır. Allah sizin yaptıklarınızdan dolayı sizi sorguya çekecektir...” (Buharî) İslâm’da hayat kutsaldır ve saygıya değerdir. İslâm barışı hayatın temel prensibi olarak savunur. onu korumak uğruna gerekli bütün tedbirleri alır. Fakat toplum hata yapmayan meleklerden meydana gelmemiştir. Bu sebeple insanlar arasında vahşî ve saldırgan olan ve diğerlerinin barış ve güvenlik içinde yaşamalarına izin vermeyen bireyler olduğu gibi fraksiyonlar da vardır. Bunlar bütün mânevî ve ahlâkî sınırları aşarak haksız yere diğer insanların haklarına tecavüz ederler. Böyle kişi ve gurupların, diğerlerinin barış içerisinde yaşamalarını temin için, kontrol altında tutulmaları icap eder. İslâm Dîni, adında da ifade edildiği gibi barışı önemsemesi ve insanlığın barış ortamında yaşamasını tercih etmesine rağmen, tarih boyunca İslâm’ın barış veya savaş dîni oluşu ile ilgili değerlendirmeler tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Bu konu daha ziyade dînî ve ideolojik bakış açılarıyla tenkit etme veya buna karşı savunma şeklinde ele alınmaktadır. Bilhassa batı dünyası ve fanatik İslâm karşıtları İslâm’ın savaş dîni olduğu, O’nun Peygamberinin de kan dökücü, dînini kılıç zoruyla yayan bir din önderi olduğunu iddia ederlerken; buna karşılık müslümanlar da İslâm’ın bizzat adından da anlaşılacağı gibi bir barış dîni olduğunu, bu dînin Peygamberinin ise bir merhamet elçisi olarak bütün insanlığa gönderildiğini isbatlamaya çalışmışlardır. Günümüz dünyasında İslâm’ın barış dîni olduğu gün gibi ortadayken, ne yazık ki, bu güzel dîne en büyük zararı İslâm kimliğine bürünmüş sapkınlar vermektedir. Bu sapkınlar, kuklacıların kuklaları olduklarını ne zaman anlıyacaklar acaba?.. Ama şu gerçek de iyi bilinmelidir ki, Güneş balçıkla sıvanmaz. Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 06 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 haber Yunus Emre Camii’nin Minaresinin Temeli Atıldı üsseldorf bölgesi Krefeld DİTİB Yunus Emre Camii’nin minaresinin temeli dualar eşliğinde atıldı. Törene; DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat Okuyan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Ilıkkan, Krefeld Büyükşehir Belediye Başkanı Gregor Kathstede, KRV DİTİB Eyalet Birliği Başkanı Ersin Özcan, resmi kurum ve kuruluş temsilcileri, kilise ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Krefeld DİTİB Yunus Emre Camii Dernek Başkanı Kenan Kiraz bir selamlama konuşması yaptı. Yunus Emre Camii hakkında bilgi veren Başkan Kiraz şöyle konuştu: “Derneğimizin kuruluşundan bu güne komşularımızla güzel bir ortam oluşturmanın gayreti içerisinde olduk ve olmaya devam ediyoruz. 1985 tarihinde kurulan cami derneğimizin, eksik olan minaresinin yapılması için çalışmalara başladık. Bize desteklerini esirgemeyen Belediye Başkanımıza, resmi kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum.” Krefeld Belediye Başkanı Gregor Kathstede de konuşmasında Krefeld şehrinin cami ve minaresiyle şehre yeni bir kimlik kazandırdığını, minarenin şehrin silüetine ayrı bir renk katacağını söyledi. D Temel atma merasimine katılan diğer konuşmacılar da camilerin ve diğer mabedlerin, dinler ve kültürler arası ilişkilerin ve barışın merkezi olduğuna vurgu yaptılar. Üç bayramı birlikte yaşıyoruz DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu da konuşmasında, “Bugün Müslümanların bayramı Cuma günü, dini bayramlarımızdan ikincisi Kurban Bayramı’nın arafe günü, ayrıca iki Almanya’nın birleştiği gün. Sizlerin Kurban bayramınızı, Alman dostlarımızın da bu gününü kutluyorum” dedi. Minare, güzel bir birlikteliğin sembol olsun Cami saldırılarına değinen Genel Başkan Prof. Dr. Aşıkoğlu şöyle konuştu: “Son günlerde camilere yönelik üzücü saldırılar oluyor. Bu saldırılara karşı Alman dostlarımızla beraber ortak duruş sergileyerek, saldırıları kınayarak yaşanan üzücü olayların ortadan kalkacağına inanıyor ve ümid ediyorum. Krefeld şehrinde, derneğimizle başta belediye, şehir idarecileri olmak üzere komşularla güzel bir birliktelik oluşturulmuş, güzel bir ortam oluşmuş. Temelini atacağımız minarenin de bu birlikteliğin devamı için bir sembol olmasını diliyorum.” Barış ve huzur ortamı için elimizden geleni yapmalıyız Prof. Dr. Aşıkoğlu konuşmasını şöyle tamamladı: “Alman düşünür Hans Küng, bütün dünyada dinler barış için gayret sarf edebilirler, din müttesipleri insan hakları, barış için, sevgi için, adalet için, özgürlük için birlikte çalışabilirler, ortak ahlaki değerler oluşturabilirler diyor. Bu güzel barış ortamının oluşması için hem din adamlarının desteğine, hem de sivil toplum kuruluşlarının desteğine ihtiyaç var. Barış, huzur ve kardeşlik ortamının oluşabilmesi ve her iki toplumun barış içerisinde yaşayabilmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Temelini attığımız minarenin buna vesile olmasını diliyorum.” Konuşmaların ardından yapılan dua sonrası DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat Okuyan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Ilıkkan, Krefeld Büyükşehir Belediye Başkanı Gregor Kathstede, KRV DİTİB Eyalet Birliği Başkanı Ersin Özcan ve diğer davetliler hep birlikte temele ilk harcı koydular. Almanya’daki Mültecilere Kurban Eti İkram Edildi avaşların ve kötü yaşam şartlarının hakim olması sebebiyle ülkelerini terkederek daha iyi yaşam koşulları için yollara çıkan mülteciler Avrupa’ya gelmeye devam ediyor. Suriye, Afrika ve Afganistan’dan Yunanistan, Malta ya da İtalya üzerinden Avrupa’ya girmeye çalışan mültecilerin umuda yolculukları kimi zaman acı sonla noktalanıyor. Mültecilerin bu dramını anlatan acı örneklerden bir tanesi geçtiğimiz sene Ekim ayında yaşandı. Afrika’dan botlarla kaçarak Avrupa’ya sığınmak isteyen 366 mülteci Lampedusa Adası yakınlarında gemilerinin batması sonucu hayatını yitirdi. İnsanca yaşayabilmek için tehlikeli yolculukları göze alan bu insanlar Avrupa’ya ulaştıklarında da sıkıntıları bitmiyor. Hasene Derneği Kerpen ve Herfold’ta bulunan mültecilerle bir araya geldi ve onlara kurban eti ikram etti. İlk defa böyle güzel yemek yedim Hasene Derneği Kuzey Ruhr Bölge Temsilcisi Uğur Çıtak’ın öncülüğünde, Hasene gönüllüsü Ahmet Kılıç’ın organizesiyle Herfold’ta 120 kadar mülteciyi bir araya getiren bir program düzenlendi ve mültecilere kurban eti ikram edildi. Programa katılan mülteciler arasında çoğunluğu Balkan kökenli mülteciler olmak üzere Suriye’den ve Çin’den de mülteciler yer aldı. “Mülteciler bu tür programların daha çok yapılmasını istiyor” diye konuşan Hasene gönüllüsü Kılıç mültecilerin programa ilgisini şöyle anlattı: “Programımıza katılan mülteciler yemekleri çok beğendiklerini, programa gelebilmek için 2-3 km mesafeyi yürüdüklerini söyledi- S ler. Hatta Suriyeli mültecilerden bir tanesi ilk defa böyle güzel bir yemek yediğinden bahsetti. Alman yemeklerine alışamadıkları için zorlandıklarını söyledi. Bundan dolayı kalan etleri de kaplara koyarak götürmek için bizden izin istediler. Hiçbir yemek artmadı, israf olmadı.” Programda çocukları da unutmadıklarını söyleyen Kılıç şöyle konuştu: “Mülteci ailelerin çocuklarının yüzünde bir tebessüm oluşturabilmek gayesiyle 30 kadar çocuğa hediye paketleri verdik. Hasene’nin hediye ettiği hediye paketlerinin içerisinde kalemlik, boyama seti, su kabı, balon ve şekerler yer aldı. Çocuklar program bitişinde dekor olarak kullanılan Hasene balonlarını alarak aileleriyle memnun bir şekide ayrıldılar.” Allah sadakanızı kabul etsin Kerpen’de içlerinde Suriye, Çeçenistan, Balkanlar, Bangladeş, Hindistan ve Afrika’dan mültecilerin bulunduğu 170 kişilik mülteci yurdunda kurban eti dağıtımı yapıldı. Dağıtıma Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar, IGMG Kadınlar Teşkilatı’ndan Züleyha Bozkurt ve IGMG Çocuk Kulübü’nden Ayşe Akova ve arkadaşları katıldı. Yaklaşık beşer kiloluk vakumlanmış kurban etleri ailelere verildi. İçerisinde ufak hediyelerin yer aldığı Hasene hediye paketleri çocukları mutlu etti. Eline iki şeker verilen bir çocuğun bir şekerini arkadaşı ile paylaşması gözlerden kaçmadı. Dağıtımlar esnasında tanıştığımız 19 yaşındaki Halid bu mülteci yurdunda yaşayan mültecilerden bir tanesi. Halepli olan Halid Suriye’de üniversiteye kimya bölümüne kayıt yaptırmış ama savaşın dozunun artması yüzünden ülkesini terketmek zorunda kalmış. Üç aydır Almanya’da olduğunu söyleyen Halid Almanya’ya Yunanistan üzerinden geldiğini ve yolculuğunun tehlikeli geçtiğini söylüyor. Almanya’ya gelmeden önce bir yıl İstanbul’da kalmış ama ağır çalışma şartları onu Avrupa’ya doğru tehlikeli bir yolculuğa itmiş. Yaşadığı sıkıntıları “İstanbul’da kaldığım dükkanda sadece tuvalet vardı, banyo yapacak bir imkanım dahi yoktu” diye anlatıyor. Ailesinin Afrin’de olduğunu söyleyen Halid ailesiyle sürekli görüştüğünü, ailesinin kendisini merak ettiğini anlatıyor. Geleceğe dair hiçbir şey düşünemediğini söyleyen Halid’in tek isteği ise yüksek öğrenimini bir şekilde tamamlamak. Doğduğu toprakları özleyip özlemediğini sorduğumuzda ise hüzünlü bir şekilde ‘evet’ cevabını aldım. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir Yırtık Pantalon [email protected] htiyar adam, karşısında oturan delikanlının üzerindeki yırtıp-pırtık pantolunu görünce, önce içi bir cız etti, sonra buna bir mana veremedi. Kendi çocukluk, hatta delikanlılık yıllarını hatırladı... Yoksulluğun gözü kör olsun! Yoksulluk kötü bir şeydi. Lastik ayakkabılara yama atıldığı gibi, yıpranan, yırtılan pantolon veya ceketleri de analar veya hanımlar yamardı. O yüzden, yamalı pantolon ayıp sayılmazdı ama bu torunu olacak delikanlının, çıplak derisinin göründüğü pantolonla dolaşmak çok ayıp sayılırdı. Gelin hanım bu çocuğun yırtığını görmüyor muydu? Yıllar sonra misafir olarak geldiği oğluna sormaya hazırlanıyordu ki, bolluk içinde yaşadıklarını aniden hatırlayınca, sormaktan da vazgeçti. Sormaktan vazgeçti fakat görmüş geçirmiş adamın merağı geçmemiş, tam tersine daha da artmıştı. Acaba neden?... Dolapların tıka basa kıyafetle dolu olduğu bu evde delikanlı torunu, sanki bir köpeğin dişinde parçaladığı görünümünü veren bir pantolonu giymeği neden tercih etmişti? Bu, yokluktan olamazdı... Merağı içinde kalması pahasına, sormaktan da vazgeçti. Anadolu, coğrafik yapısı, iklimi, tarih zenginliği ve taşıdığı medeniyet izleri bakımından çok farklı bir karaparçası özelliği taşır. Bu topraklar üzerinde yetişen insanların mayasındaki irfanî derinliğin de kaynağı, Anadolu’dur. Anadolu’nun değişik bölgelerinde yıllarca ilkokul öğretmenliği yapmış olan bu emekli öğretmen, bir kendi çocuklarına, bir de etrafını saran torunlarına baktı… Toplumun her kesiminden öğrencileri geldi gözünün önüne: Varı, yoku, acıyı, mutluluğu daha ilkokul çağlarında tadan, yaşayan ve öğrenen öğrencileri… Şimdi bu çocuklar, sevinmesini unutmuş, varlığın kıymetini bilmez, yokluğu görmemişler. Emekli öğretmenin kendi çocukları, kendisiyle çocukları arasında kalmıştı. Oğlu, yırtık pantolonlu oğlundan dolayı mahcubiyet çekerken, biraz da babasından anlayış bekler bir hali vardı. Kızından olan torunları henüz daha küçük olduklarından, onlara özenerek seçip aldığı kıyafetleri paketten açarken, çocuklar oralık bile olmadılar. Dışa yansıtmamaya gayret etse de, gücüne gitmişti. Hâlbuki çocukların, büyük bir sevinçle İ ❬ ❬ 07 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 Mahmut AŞKAR dosya Yırtılmışın, parçalanmışın en kötüsü ve tamiri mümkün olmayanı da, dildir. Görüyorum ki, pantolonun yırtığını tercih eden evlatlarımızın dilinde Türkçe’miz de lime lime olmuş dökülürken, siz de buna seyirci kalmaktasınız. kıyafetleri hemen giymelerini beklemişti… Adamın aklı kendi çocuklarına gitti. Bu kadar kaliteli olmasa da, hediyesini alan her çocuk sanki dünyalar kendisine bağışlanmış gibi sevinirdi. Demek ki bu çocuklar artık sevinemiyordu. Peki, bunun sebebi ne olabilirdi…. Bu kadar bolluğun, hatta israfın içinde yüzen yetişmiş torunlarından birisi yırtık-sökük kıyafeti tercih ederken, daha çocuk yaştaki diğerine alınan hediyeye ilgi duymuyor. Hani giyip de beğenmezlik etse, yaşlı adam anlayacak da… Zaman zaman etrafında halka oluşturan evlatlarını anlamaya, hâl ve hareketlerinden onları çözmeğe çalıştı. Farklı bir kültürün ve buna bağlı hayat anlayışının hâkim olduğu buralarda yetişmenin getirdiği değişimin yanısıra, içinde bulundukları refah düzeyi, onları farklılaştırmıştı. Bir de, sözde dünya görmüş anne-babalarının aşırı ve yanlış ilgisi, çocukların neredeyse herşeyden doymalarına sebep olmuştu. Yaşlı adam düşünceye dalınca, kızının dikkatini çekti: -Neyin var baba senin? Seni derin düşüncelere daldıran nedir? Meslek hayatı boyunca yüzlerce çocuğun eğitimine ve kimliğinin oluşumuna katkıta bulunmuş tecrübeli baba dedi ki: -Sizden sonraki çocuklarımızdır kızım… Biraz şaşırdın değil mi? Bak anlatayım: İtiraf edeyim, kendi torunlarımı ilk defa bu kadar yakından tanıma imkânı buldum. Zaten uzun zamandır da görmemiştim. Mesele, birinin yırtık pantolon giymesi, diğerinin kulağına küpe takması veya ötekinin saçını şöyle veya böyle kestirmesi değil… Bu çocukları siz değil; seyrettikleri filmler, oynadıkları oyunlar ve oyuncaklar ve neticede sizin dışınızdaki sosyal çevre bunları şekillendirmiş, siz de seyretmişsiniz. Bu çocuklar son derece mutsuzlar! Sevinmesini bilmiyorlar çünkü bunlara ‘yok’u tattırmamış ve ‘yok!’ dememişsiniz. Kendi mutfağımızın hazzına varmadan dışarıdan hazır yiyeceklerle beslenmelerini adeta teşvik etmiş, onları buna alıştırmışsınız. Bunlardan da önemlisi; sizin çocuklarınızın davranış biçimleri ne kendimize ne de başka milletlere benziyor. Her kültürün kendine has davranış biçimleri var. Mesela kendisinden büyüğün karşısında ayak ayaküstüne atmamak gibi bir kural var mı Alman kültüründe? Erkek kardeşin büyüğüne “ağabey” veya “abi”, kızkardeşin de büyüğüne “abla” demek gibi bir adetleri var mı? Babasını pür dikkat dinleyen kızı, kesin bir ifadeyle “hayır” dedi. Babasını dediklerine kulak kabartan oğlu da; “Ama baba sen de dâhil, hepimiz gençlik yaşadık. Her devrin kendine has modası var. Şimdi de, yırtık kot pantolon giymek moda oldu.” dedi. Hayat tecrübesiyle dolu adam, çocuklarını dinledikten sonra kaldığı yerden devam etti: -Sevgili evlatlarım, yırtılan keşke sadece pantolon olsaydı... Fakat o pantolondaki yırtık, aslında bizim medeniyet kalemizin surlarında açılan bir gediktir. Nakış nakış dokuduğumuz törelerimizin, tıpkı şu pantolondan sarkan iplikler gibi, ilmik ilmik sökülüşüdür. Aslında anlayabilseniz, haya perdemize atılan bir bıçak izi, haremimize indirilen hançer yarası gibidir, çocuklarımızın özene bezene giydikleri şu yırtık pantolonlar. Bu gidişat, bu boyun eğme, irademizin ipotek altına alınmasından başka ne olabilir... Bu çılgınca tüketime ne zaman “kafi!” diyeceksiniz? Cimrilik gibi israfın da haram olduğunu, bu çocuklar sizden duydular mı hiç? Yırtılmışın, parçalanmışın en kötüsü ve tamiri mümkün olmayanı da, dildir. Görüyorum ki, pantolonun yırtığını tercih eden evlatlarımızın dilinde Türkçe’miz de lime lime olmuş dökülürken, siz de buna seyirci kalmaktasınız. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 08 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 haber IGMG Kadınlar Teşkilatı Başkanı Hatice Şahin Nasıl Bir Mirasa Sahip Olduğumuzun Farkında Olmalıyız GMG Kadınlar Teşkilatının (KT) 2014-2015 sezonunun ilk Bölge Başkanları Toplantısı (BBT) yoğun bir katılım ve heyecanla gerçekleşti. 35 bölgeden, 28 Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı (2’si vekil) ve 22 İrşat Başkanı (8’i vekil) katıldı. Toplantı, Bremen Bölgesi yeni KT Başkanı Fatma Kutluay hanımefendinin açılış Kur’an-ı Kerimi ile başladı. KT Başkanı Hatice Şahin konuşmasına “NASIL BİR MİRASA SAHİP OLDUĞUMUZUN FARKINDA OLMALIYIZ. Gemi limana varana kadar terk edilmez. An o andır. Biz yorulmak için varız. Nelere vesile olduğumuzun farkında değiliz” sözleriyle başladı. Son BBT’den itibaren yapılan çalışmalar, eğitim kurslarının önemi, Ramazan faaliyetleri, teşkilatlanma, açılan yeni okullar, İrfan Evleri, 11. Kur’an-ı Kerim Yarışması için yapılacak hazırlıklar, Kurban kampanyası ve 2015’te desteklenecek projeler hakkında bilgiler verildi. Sosyal Hizmetler Başkanı Selma Zor sözlerine Hz. Hatice’nin “Allah’ım beni kendine ve sevdiğine yakın kıl” sözleriyle başladı. Selma hanım kurban kampanyası, kampanya raporları ve cenaze yıkama kursu konuları hakkında bilgi vererek konuştu. “Kurban kampanyasına çok önem verdiklerini belirterek hayır işleri için başlattığımız kampanyalara hep birlikte imza atalım” sloganı ile kampanyamızın son gününe kadar titizlikle takip edilmesine vurgu yaptı. 2. Elbise projesi aktuel 450.000 cıvarında olduğunu bildirdi. Özel olan ve camilerimize artık küçük konteyner konularak bu toplananlar ile başka projelerimiz destekleneceğini bildirdi. Yeni yılda alt projesinin “Hasenat” hazırlık aşamada olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı. AT Sosyal Hizmetlerden İbrahim Kaygısız, Genel Merkeze üye- I lik hakkında sunum yaptı. “Küçük damlalardan büyük göller oluşur. İnandığımız şeyler uğruna fedakarlık yapıyorsak, karşımızda hiçbir engel kalmaz, bu dava aşktır. Çalışmalarımızdan sonuç almak istiyorsak kendimize inanacağız. Aidiyet ve mensubiyet bilincini oluşturmalıyız” dedi. Hasene Derneği Başkanı Mesut Gülbahar, kumanya kampanyasının sloganıyla sözlerine başladı, “unutma, unutturma” diyerek mazlum ve mağdurların daima yanında olmamız gerektiğini vur- guladı. Kurban Kampanyasının önemini anlatan Mesut Bey, “Kurbanla Allah’a yaklaşırken, paylaşmayı öğretelim” sözleriyle sonlandırdı. KT Teşkilatlanma Başkanı Hacer Demiray; “Cihat her nefeste farzdır, hayatım her şeyim Alemlerin Rabbi içindir. Çok mübarek günlerdeyiz. Sara, Asiye annelerimizin mücadelelerini örnek almalıyız. Hizmette asıl olan samimiyettir. Sağlık ve boş zaman, değerini bilmediğimiz iki eşsiz nimet. Kurtuluşun şartı iman, kul olmanın şartı amel-i salihtir. “Ruhumuz bedenimizden ayrılmadan Allah gayretlerimizi durdurmasın inşallah” sözleriye Bölge Başkanlarına yol gösterdi. KT Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Zehra Akdeniz, camilere üyelik konusunda ne gibi çalışmalar yapılabilir hususunda başkanlara fikirler verdi. Bilançoların durumu, çalışma takvimleri BYK, ŞYK ders takibi, bölge karne değerlendirmesi konuları hakkında bilgi verdi. Camilere üyelik konusunda seminer verdi. KT Eğitim Başkanı Handan Yazıcı “ne mutlu sicili sağ elinden verilenlere! Gayretlerimizin neticesini mahşer alanında yaşayacağız inşaallah” sözleriyle konuşmasına başladı. Eğitim bilgilendirme, tatil kursları, İslami ilimler kursları, YEK, Hocahanımlar İleri Eğitim kursu, eğitim ve sosyal hizmetler fuarı, kurum çalışmaları ve çocuk kulübü hakkında bilgi verdi. Hatice Çevik selamlama videosu izletildi. Hac’da görev yapan 5 genel merkez ve 23 bölgeden kutsal topraklara hizmet için gönderilen görevliler ve hizmetleri hakkında bilgi verildi. Medine’den Safiye Gül: “Yüce dinimiz İslam’ın doğduğu, Peygamber Efendimizin ve her biri birer yıldız olan sahabelerin üzerinde yürüdüğü yerlerden sizleri Allah’ın selamı ile selamlıyorum. İslam kardeşliğinin ne demek olduğunu mahşerin provasında burada yaşıyoruz.” sözleriyle duygularını dile getirdi.” Erasmus staj hareketliliği ile Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden staj için gelen öğrenciler Rukiye Bozatlı, Perihan Özer, Merve Pabuççu ve Ayşe Sena Genç; Afrika, Amerika, Asya ve Avrupa kıtalarındaki Müslümanların durumu hakkında bilgi verildi. BBT toplantısını 2 gün boyunca dolu dolu geçiren Kadınlar Teşkilatı Bölge Başkanlarının dilek ve temennileriyle sonlandı. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir Selam Habib YAZICI [email protected] elam barış ve esenlik dileğidir. Her toplumda o toplumun mensupları arasında iletişimin ilk adımı selamdır. Bu genel geçer toplumsal kaide İslam toplumları için de geçerlidir. Müslümanlar kendi aralarında veya Müslüman olmayan toplumlarla Kur’an’ın ifadesi ve Efendimiz (s.a.v)’in uygulamalarını temel alarak selamlaşırlar. Arap dilinden neşv-ü nema bulmuş ve dünya müslümanlarının ortak parolası haline gelmiş bu ifade “Es-Selamu Aleykum”dur. Aslında açılımı “Selamu-l-lahu Aleykum” olan bu hitabın dilimizdeki anlamı ise “Allah’ın selamı üzerinize olsun” demektir. “Es-Selam” Esmau-l Hüsna’dandır. Yani Allah (c.c)’nun doksandokuz güzel isminden biridir. Mana olarak da mutlak barış ve esenliğin kaynağı, teslimiyet ve saadetin menbaı anlamlarını ihtiva etmektedir. Allah’a karşı kayıtsız şartsız teslimiyet gösteren her canlı bu barış ve esenlik kaynağından beslendiğinde hem kendi ile hem de Rabbi ve çevresindeki mahlukatla barış ve esenlik temelli ilişki kurabilecektir. Kozmik düzenin mükemmel ahenk ve işleyişinde işte bu temel teslimiyet prensibi bulunur. İşte bu prensiplerin insanı inşa etmek üzere vaz edilmiş halinin adı da İslam’dır! Hergün eda ettiğimiz beş vakit namazın ilk ve son oturuşlarında okuduğumuz “Tahiyyat” duasında Allah’ın Efendimiz (s.a.v)’i selâmlamasına Efendimizin cevabı “Es Selamu Aleyna ve ala ibadillahis-Salihîn” olmuştur. Sebep ise aşikardır. Farz namazlardan sonra müezzinin haykırdığı hakikat bize Allah’ın bizatihi “Es-Selam” olduğu ve selamın Al- S ❬ ❬ 09 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 dosya Es Selam’ın himayesi altında Dar-us-Selam’ı bina etmek isteyen Müslüman “elinden ve dilinden diğer insanların selamette olduğu” kişidir. Cennete girebilmenin yolu da içinde yaşadığımız toplum, ülke ve dünyadaki tüm müslümanları seven bir mümin imanına sahip olmaktan geçmektedir. lah’tan olduğudur. Bu sebeple bizatihi Zatı Selam olan Allah’a selam verilemezdi. Onun Zatına verilemiyen selamı Efendimiz “Selam bizim ve Allah’a kulluk eden Salih müminlerin üzerine olsun” diyerek almıştır. Selam İbrahim’in misafirlerinin ifadesi olduğu gibi Cennet bahçelerine alınacak olan müminlere Cennet bekçisi meleklerin de hitap şeklidir. “Selamun Aleykum tıbtum fadkhuluha khalidîn”. Yani “girin size Rabb’imiz tarafından vadedilen Cennetlere. Selam sizlerin üzerinize olsun. Hoş geldiniz. Girin ve orada ebedi kalın”. Bu anlamda Cennet Daru-s-Selam, yani barış ve esenlik yurdudur. Bu güzel yurdu ahiretinde elde etmek isteyen müminler Daru-s-Selam’ı dünyalarında bina etmelidirler. Es Selam’ın himayesi altında Dar-us-Selam’ı bina etmek isteyen Müslüman “elinden ve dilinden diğer insanların selamette olduğu” kişidir. Cennete girebilmenin yolu da içinde yaşadığımız toplum, ülke ve dünyadaki tüm müslümanları seven bir mümin imanına sahip olmaktan geçmektedir. Bu aşkın davanın yolcusunun elindeki anahtarlardan biri de “selamı yaymak”tır. Selamı yaymak kuru bir ifadeden ibaret olmamalıdır. Selamla beraber emniyet ve barışı da yaygınlaştırmalı; huzur ve güven içinde yaşayan insanlardan oluşan bir toplum inşa etmeliyiz. Bu inşa hareketi bizi birbirimize sevdirecek, imanımızı gerçekten inanmış mümin imanı olgunluğuna ulaştıracaktır. İşte bu cehdin neticesi dünya ve ahirette esenlik yurdudur. Bu duygu ve düşüncelerle tüm okurları ve müslümanları Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Es-Selamu Aleykum! IGMG Hessen Bölgesi Hanau Cemiyeti Kapılarını ve Gönüllerini Misafirlere Açtı GMG Hessen Bölgesi Hanau Cemiyeti her sene olduğu gibi bu sene de 3 Ekim tarihinde Camii kapılarını İslam’ı ve Müslüman’ları tanıtmak için açtı. Belediye ve Kilise yetkililerinin yanı sıra yerel halk tarafından Açık Camii Günü etkinliğine yoğun ilgi vardı. Etkinliğe katılan Misafirlere Camii de günlük gerçekleşen faaliyetler, Cemiyetin haftalık düzenlediği programlar ve Müslümanların yaptıkları ibadetlerden bahsedildi. Ayrıca bu senenin Açık Camii Günü sloganı olan ‘Sosyal Sorumluluk – Müslümanlar toplumda inisiyatif alıyor’ konusu hakkında da misafirlere tanıtım yapıldı. İkindi namazını müteakip yapılan Çay ve Pasta ikramının ardından sona eren programdan memnun bir şekilde ayrılan misafirler Program Sorumlularına teşekkürlerini sunup seneye yapılacak programı sabırsızlıkla beklediklerini dile getirdiler. I “Uygulamalı Din Hizmetleri–Sertifika B” Semineri Tamamlandı İTİB Akademisi tarafından, Almanya’da bulunan üniversitelerin ilahiyat bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak yapılan “Uygulamalı Din Hizmetleri Modül B” eğitim seminerinin ikinci aşaması, gerçekleştirilen sertifika programı ile sona erdi. Seminerde Frankfurt ve Münster Üniversiteleri İlahiyat Bölümlerinden katılan 16 öğrenciye “Dini Sosyal Hizmetlerin Temelleri, Kur’an-ı Kerim, Kur’an-ı Kerim Öğretim Metodları, Cami İçi Din Hizmetleri Mesleki Uygulama ve Din Bilgisi, Cami İçi Dini Bilgiler Eğitimi İlke ve Yöntemleri ile Materyal Tasarımı, Manevi Rehberlik ve Danışmanlık” konularını kapsayan 140 saatlik ders verildi. DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat Okuyan ve Yönetim Kurulu D Üyesi Ramazan Ilıkkan‘ın katıldığı Uygulamalı Din Hizmetleri – Sertifika B kapanış programı Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. DİTİB Akademisi sorumlusu ve Eğitim, Araştırma ve Yayın Hizmetleri Merkezi Müdür Vekili Taner Yüksel, Kastamonu Eğitim Merkezi Öğretim Görevlisi Cihan Eker ve öğrencileri temsilen Kübra Usta seminer hakkındaki duygu ve düşüncelerini aktardılar. Prof. Dr. Aşıkoğlu yaptığımız iş güzel, doğru bir iş, iyi yoldayız Seminerle ilgili duyduğu memnunniyeti dile getiren DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu şöyle konuştu: “Gözleri ışıl ışıl parlayan, heyecan içerisinde olan öğrencilere hitap etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bir ay boyunca dersler aldınız, eğitiminize takviye olacak şekilde bilgiler edindiniz. Bu edinmiş olduğunuz bilgilerden ve burada bulunmaktan mutlu olmanız bizi de son derece mumnun etti. Demek ki yaptığımız iş, güzel, doğru bir iş, iyi yoldayız. Seminerlere katılarak almış olduğunuz bilgiler eğitiminize destek niteliğindedir. Çok güzel bir çalışma neticesinde A ve B programları tamamlandı, inşallah C kurunda da sizlerle birlikte olmayı arzu ediyor, üniversite ve bundan sonraki hayatınızda başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.” “Uygulamalı Din Hizmetleri – Sertifika B” kapanış programı öğrencilere sertifikalarının verilmesi ile sona erdi. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 10 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 haber 153.374 Hisse Kurbanla 3 Milyondan Fazla İnsana Ulaşıldı 2 010 yılında kurulan Hasene Derneği bu sene beşincisini düzenlediği kurban kampanyasıyla yeni bir rekora imza attı. Her yıl kurban hisse sayısını artıran dernek geçtiğimiz seneye oranla yaklaşık 20 bin daha fazla hisse toplayarak 153 bin 374 hisse kurbanı 4 kıtada, 86 ülke ve bölgede, 411 gözlemci nezaretinde üç milyondan fazla ihtiyaç sahibine ulaştırdı. Ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri olmak üzere Avusturalya ve Kanada’dan toplanan kurban hisseleri Afrika kıtasındaki ülkeler yoğunluklu olarak, Asya, Orta ve Güney Amerika, Ortadoğu ve Balkanlar’daki onlarca ülkede milyonlarca mazlum ve mağdura umut oldu. Yoğun bir çalışma dönemi geçiren Hasene derneği bölge temsilcileri kendilerine verilen hedefleri aşarak bir başarının altına imza attı. 411 kurban gözlemcisi bulundukları ülke ve bölgelerde yaptığı çalışmalarla kurban kampanyasına ve kampanyanın tanıtımına destek sağladı. Toplanan kurban hisseleri kıtalara ve ülkelere ayrıldı. 153.374 hisse kurbanın 92.323’ü Afrika kıtasında 37 ülkede, 32.949’u Asya kıtasında 21 ülkede, 4.351’i Balkanlar’da 12 ülke ve bölgede, 1.680’i Güney Amerika’da 7 ülkede ve 22.071’i Ortadoğu’da yer alan 9 ülkede yaşayan ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Kesim ve dağıtımlara bizzat katılan gözlemciler görev yaptıkları ülkelerde binlerce km mesafe katederek çalışmaları yerinde takip etti. Yetimler, dullar, Kur’an kursu öğrencileri, fakir aileler, hastalar, ihtiyaç sahipleri, yaşlılar ve öğrenci yurtlarına ulaştırılan kurban etleri vesilesiyle dualar alındı. Her bir aileye en az 3,5 kilo olmak kaydıyla 5 kiloya kadar kurban etleri pay edildi. “Kurbanla yaklaş ve paylaş” sloganı ile yürütülen kurban kampanyasının Türkiye ayağında ise çalışmalar 66 ilde yapıldı. Toplam hisse sayısından 20.300 hisse kurban Türkiye için ayrıldı. Sivas, Şanlıurfa, Artvin, Aydın ve Elazığ illeri olmak üzere 5 ilde yapılan kesimler diğer illere dondurucusu bulunan tırlar aracılığı ile ulaştırılarak ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Suriye’de yaşanan savaştan dolayı ülkelerini terketmek zorunda kalan ve Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin bulunduğu illere ağırlık verildi. Gaziantep’te merkez, Nizip, Islahiye ve Karkamış; Şanlıurfa’da Akçakale, Harran, Ceylanpınarı, Viranşehir ve Suruç; Kilis ve Osmaniye olmak üzere buralarda bulunan Suriyeli mültecilere kurban etleri dağıtıldı. Kurban kampanyasını ve toplamda ulaştıkları kurban hisse sayısını değerlendiren Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar bunun açık bir teveccüh olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: “153 bin 374 hisse kurbanın toplanması yardımseverlerin bize olan teveccühünü ve güvenini yansıtmaktadır. Dünyanın farklı kıtalarında, farklı ülke ve bölgelerinde farklı mağduriyetler içerisinde yaşayan 3 milyondan fazla insana ula- şacak bir çalışmayı organize etmek ve bu organizeyi süreli bir zamanda tamamlamak büyük bir iş. Kampanyayı başarıyla tamamlamış olmanın, milyonlarca insanın duasını almanın huzurunu yaşıyoruz.” Yaptığı değerlendirmede Avrupa’ya akın eden mültecilerin dramını da dile getiren Gülbahar kurban kampanyasında Avrupa’da yaşayan mültecilere de yardım yaptıklarını söyledi: “Geçtiğimiz sene İtalya yakınlarında kendilerini getiren geminin batması sonucu hayatını yitiren 366 mülteci Avrupa’ya daha iyi bir yaşam hayali ile yola çıkmışlardı. Avrupa’ya mülteci akını halen devam ediyor. İnsanlar büyük tehlikeler atlatarak Avrupa ülkelerine sığınmaya çalışıyor. Dünyanın farklı yerlerindeki sıkıntılardan kaçarak umuda yolculuk başlatan mültecilerin yolculukları kimi zaman hedeflerine ulaşmadan tamamlanıyor; şanslı olanlar Avrupa’ya ulaşıyor ama bu defa kendilerini neyin beklediğini bilmediği bir tabloyla karşı karşıya kalıyorlar. On binlerce km mesafe uzakta yaşayan mağdurları gözetirken yanıbaşımızdaki mağdurları unutamazdık. Bulunduğumuz ülkelerde de sosyal sorumluluğun bir gereği olarak kurban kampanyası kapsamında Herford ve Kerpen’de mültecilerle bir araya geldik ve onlara kurban etlerinden ikram ettik. Herford’da 30 mülteci çocuğa değişik hediyeler verdik ve 120 mülteciye kurban eti ikramında bulunduk. Kerpen’de içlerinde Suriyeli, Çeçen, Boşnak, Bangladeşli, Hindistanlı ve Afrika’dan mültecilerin bulunduğu 170 kişilik mülteci yurdunda kurban eti dağıttık. ” Kurban kampanyasının sosyal sorumluluğu artırıcı yönüne vurgu yapan Gülbahar bu çalışma toplumlarda yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma bilincine büyük katkı sağladığını söyledi ve çalışmaya destek veren herkese teşekkür etti: “Dünyada savaşlar ve zulüm insanların yerlerinden yurtlarından ettiği gibi milyonlarca insanı bir lokma ekmeğe muhtaç ve mağdur ediyor. İslam dini barış dinidir. İslam’ın kelime manası barış ve esenlik demektir. Müslümanlar kendilerini Allah’a yakınlaştıran bir ibadet olarak kurbanları kimsesiz, yoksul ve aç olan insanlara yollamakla dünyadaki kardeşliğin ve barışın artmasına katkı sağlamaktadır. Dünyada milyonlarca insan açlık çekiyor. Bu mağduriyetlere dur diyecek, paylaşmayı gündemde tutacak çalışmalara ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Yeryüzünde barış ve huzurun oluşması için bu tür paylaşma ve dayanışma örneklerinin artması gerekmektedir. Aslolan mazlum ve mağdurlara umut olmaktır, ki bu çalışmalarımız bu umudu kıtalar ötesine taşımıştır. 3 milyondan fazla ihtiyaç sahibine ulaşmamıza vesile olan, kampanyamıza destek veren başta gönüllülerimiz ve gözlemcilerimiz olmak üzere tüm hayırseverlere teşekkür ediyoruz. Allah kurbanlarınızı kabul etsin.” M Mazlum azlum vve eM Mağdurlar ağdurlar İçin El Ele IGMG S Sosyal osyal Y Yardım a dım Derneği ar IGMG HilfsHilfs- und S Sozialverein ozialverein e e.. V V.. T +49 2237 92942-11 | F +49 2237 92942-42 haseneorg www.hasene.org | [email protected] [email protected] | www.hasene.org haseneor g 7(ù(..h5/(5 .XUEDQ.DPSDQ\DVÕ¶QGDD÷ÕUOÕNOÕ$YUXSDROPDN]HUH$YXVWUDO\DYH .DQDGD¶GDQWRSODQDQKLVVHNXUEDQ$YUXSD¶QÕQIDUNOÕONHOHULQGHQ J|]OHPFLQLQNDWÕOÕPÕLOHWRSODPONHYHE|OJHGH7UNL\H¶GHLOGHNHVLPYH GD÷ÕWÕPODUÕJHUoHNOHúWLUGLNYHLKWL\DoVDKLSOHULQHXODúWÕUGÕN PLO\RQGDQID]ODLQVDQDXODúDQEXoDOÕúPDSD\ODúPDGD\DQÕúPDYH \DUGÕPODúPDQÕQHQJ]HOWLPVDOLROPXúWXU.XUEDQNDPSDQ\DVÕQDGHVWHNYHUHQ J|]OHPFLYHJ|QOOOHULPL]HED÷ÕúWDEXOXQDQKD\ÕUVHYHUOHUHWHúHNNUHGL\RUX] Fotoğraf: Kırgızistan, 2013 HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 12 ❭ haber Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 UETD Hessen Bölgesi 2014/15 Çalışma Yılı İlk Bölge Toplantısını Stadtallendorf’ta Yaptı ETD Hessen Bölgesi 2014/15 çalışma yılı ilk bölge toplantısını Stadtallendorf ’taki şube merkezinde gerçekleştirdi. Şube yönetim kurulu üyeleri ile gençlik ve kadın kollarının tamamının katıldığı toplantı tanışma, çalışma prensipleri, birim başkanlıkları istişare toplantıları, genel bilgilendirme ve değerlendirmelerle bugüne kadar görülmemiş bir verimlilikte cereyan etti. Katılan herkesin heyecan ve çalışma motivasyonunu arttıran bu tür toplantıların daha sık yapılması gerektiğinde bütün katılımcılar hemfikir oldular. U Rheinland-Pfalz Eyaletinde Göç ve Uyum Meclisleri Seçimi ısa adı TGRLP olan “Türkische Gemeinde Rheinland-Pfalz”, 23 Kasım 2014 tarihinde Rheinland-Pfalz eyaletinde yapılacak “Göç ve Uyum Meclisleri” seçimlerine dikkat çekerek kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyor. Konuyla ile ilgili TGRLP Başkanı İhsan Altındaşoğlu yapmış olduğu açıklamada: “TGRLP olarak her beş yılda bir yapılan ‘’Göç ve Uyum Meclisleri’’ (Beirat für Migration und Integration) seçimlerini önemsiyoruz. Başta Türk Vatandaşları olmak üzere tüm yabancı kökenlilerin katılmalarını önemle tavsiye ediyoruz. TGRLP olarak her şehirde aday olacak arkadaşları bilgilendirme ve son yıllarda elde ettiğimiz tecrübe ve bilgilerimizi paylaşma hizmetini devam ettirmekteyiz. Türk kökenli vatandaşların mutlaka sandığa giderek kendi tercihlerini yansıtarak demokratik haklarını kullanmalarını tavsiye ediyoruz”. Göç ve Uyum Meclislerinin başlıca görevleri toplumun içinde yaşayan tüm milletlerin bir arada barış ve huzur içinde yaşamaları için sorunlarıni siyasi arenada gündeme getirip çözüm imkanlarını tesbit etmektir. Bu meclisler din, kültür, ırk ve vatandaşlık farkı gözetmeden entegrasyon sürecini teşvik ederek siyasi ve toplumsal katılımı sağlamakla görevlidir. Yabancı kökenli insanlar ile alakalı tüm konuları belediye meclisleri, yerel yönetim idaresi ve kamuoyuyla paylaşarak ortak çözümler arar. Başkan Altındaşoğlu devamında şunları kaydetti: “Bu yıl yapılacak seçimlerde bazı yeniliklerin olduğunu bütün bunların tamamını bağlı oldukları şehir yetkililerinden öğrenebilecekleri gibi seçimi organize eden AGARP’tan da temin edebilirler. Bu seçimlerde önemli bir yeniliği hatırlatmak isterim. 16 yaşından gün almış göçnem veya göçmen kökenli gençlerde oy kullanabileceklerdir. TGRLP olarak bu seçimleri çok önemsiyoruz ve tüm göçnem veya göçmen kökenli insanımızın seçimlere katılmalarını bekliyoruz” dedi. K HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 13 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 haber Yunus Emre Enstitüsü Wustrau ve Mannheim‘da “Türk-Alman Müzik Etkileşimleri” Konserleri Yaptı arihsel yönleriyle Türk-Alman Müzik etkileşimleri iki konserle gösterildi. İlk konser Yunus Emre Enstitüsü ile Brandenburg Prusya Müzesi tarafından ortaklaşa düzenlendi. Etkinlik tarihi Wustrau Klisesinde yapıldı. Konserde Clemens Flick yönetiminde‚ Kapelle Schloss Seehaus’ yeraldı. Konser Almanlar tarafından büyük ilgi gördü ve 500 seyirci tarafından takip edildi. Prusya Müzesi Başkanı Dr. Bödecker yaptığı açılış konuşmasında, sergi süresince yapılan etkinliklerde doğu-batı etkileşimi konusunun ilgi uyandırdığını gördüklerini söyledi. Konser Müzikolog Dr. Jost Lehne tarafından yapılan bir sunum ile başladı. Ardından verilen müzik şöleninde rönesanstan klasik döneme, doğu etkisinde oluşan opera ve bale müziği örnekleri vokal ve oda müziği şekliyle icra edildi. Konserde, Oswald von Wolkenstein, Orlando di Lasso, Jean-Baptiste Lully, W. Amadeus Mozart‘ ın eserleri çalındı ve seslendirildi. Prusya Müzesinde Yunus Emre Enstitüsü işbirliğinde sekiz ay önce açılan ‚Brandenburg-Berlin’de Türkler ve Tatarlar’ sergisinin kapanış programları T çerçevesinde yapılan etkinlik, Prusya Müzesinde yapılan sergi süresince, Yunus Emre Enstitüsü ve Prusya Müzesi ortaklaşa konferans, konser ve kitap çevirisi faaliyetlerinde bulunuldu. Mannheim’daki Konserde Türk Müziğine Avrupa etkisi gösterildi Mannheim Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz’un himayelerinde gerçekleşen ikinci etkinlikte ise, Dr. Evren Kutlay ve Mannheim Akademie Kuartet sahne aldı. Mannheim’ın ünlü kültür salonu olan Rosengarten’da gerçekleşen konser, ‚Dersaadet’te Avrupa Müziği‘ adını taşıdı ve Osmanlı Devletinin son dönemlerindeki batı müziği etkisini yansıtıldı. Köln Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Köln müdürü Dr. Yılmaz Bulut açılış konuşmasında; Müziğin Dil gerekmeden diyaloğa yaptığı katkıyı iki ayrı konserle ortaya koymaktan duyduğu memnuniyeti belirtti. Konserde G. Donizetti, C. Guatelli, Sultan Abdülaziz, Sultan IV. Murat, Yesevizade Ahmed Necip Paşa, Italo Selvelli‘den seçilen eserler icra edildi. TÜRKÇE ÖĞRETEN SÖZLÜK (2 Cilt) Tür kçe Öğre te n Söz lük çocuklara ve gençlere Türkçenin özünü kavramalarını, doğru ve güzel konuşup yazmayı öğrenmelerini sağlayacak bir başvuru kaynağıdır. T ürkç e Öğr eten Sözl ük’ü kullananlar aradıkları sözcüğe anında ulaşabilecekleri gibi hem de söz konusu sözcükle aynı sayfada bulunan diğer sözcüklere de göz atarak kelime hazinelerini geliştirme fırsatı bulacaklardır. T ürkç e Öğr eten Sözl ük’te yaklaşık 10.000’i aşkın madde başı sözcük, 25.000’e yakın tanım cümlesi, 15.000’i 40,-€ Almanya İçi Posta Ücreti Dahil aşkın örnek cümle, 1000’i aşkın resim, binlerce eş ve yakın anlam ile karşıt anlam maddesi, atasözü, deyim ve özdeyiş bulunmaktadır. Sözlüğün her sayfasında, ulusal kültürümüzün değerlerinden Nasrettin Hoca’yla ilgili en az bir resim ve buna ilişkin örnek bir cümle yer almaktadır. 21x25,5 cm Büyük Ciltli Renkli resimli Sıvama kapak 2 Cilt 1288 Sayfa Sipariş İçin: [email protected] · Handy: 0171-1970212 HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 14 ❭ haber Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 IGMG Köln Gençlik Teşkilatı “Abi Kardeş’’ Kampına İlgi Büyüktü GMG Köln Gençlik Teşkilatları Avrupa sathında bir ilki gerçekleştirerek “Abi Kardeş’’ çok katılımlı dev bir organizasyona imza attı. Sosyal sanal medyadan zengin bir reklam patlamasıyla hedefi yüksek tutan gençler, üç günün sonunda Köln’e geri döndüler. İlahiyatçı Ömer Döngeloğlu, TRT sanatçısı Bekir Develi, sanatçı Mustafa Cihat, Hilaltv`den Nur Haktan Köln Gençliğinin proğramını sosyal sanal hesaplarından duyurdular. IGMG Avrupa üst düzey bazı yönetici ve sorumluları ilk olan etkinliği yerinde inceleyerek Köln gençliğine moral desteği sağladılar. Köln Bölgesine bağlı tüm cemiyetlerdeki gençler çok özel hazırlanan eğitim eğlence, çalışma, düşünce kampında uzun yıllar unutamayacakları üç gün yaşadılar. Hızlandırılmış üç güne irfan saatinden, köy sohbetine kadar temalar, seçkin isimlerce gençlere sunuldu. Piyanodan, golf turnavasına bilardodan topla oynanan oyunlara kadar gençler az zamana çok etkinliği sığdırabildiler. Proğramın ana sorumlusu IGMG Köln Bölge Gençlik Başkanı Yusuf Soysal başta IGMG Genel Merkezde geriye dönük Gençlik teşkilatları Genel Başkanlığı yapan 3 ismin katılımı yanında, Avusturalya (Sydney) Bölge Başkanı bir rastlantı sonucu ziyaret ettiği kampta hayretlerini gizleyemediğini ilettiğini bildirdi. Yusuf Soysal Köln Bölge Başkan ve yürütme kurulunun kendilerini ziyaretine oldukça memnun olduklarını belirterek tüm emeği geçenlere teşekkür etti. I İBADETE DAHA FAZLA ZAMAN AYIRIN DİYE... HACI ADAYLARININ DİKKATİNE HEDİYELİK HAC MALZEMELERİNİ HİZMETİNİZE SUNUYORUZ Daha Pek Çok Çeşit Hediyelik Hac Malzemesi İle Hizmetinizdeyiz www.hacdunyasi.de - HAC'DA YÜK PROBLEMİNE SON 11.90 - KALİTE GARANTİSİ - İADE GARANTİSİ - LÜX HEDİYELİK PAKET - 20 SET VE ÜZERİ SİPARİŞLERDE POSTA ÜCRETİ BİZDEN Daha fazla bilgi için sayfamızı ziyaret edin veya bizi arayın: Schützenstraße 5 64283 Darmstadt zum Festnetztarif. Mo. - Fr.: 10:00 - 17:00 Uhr *Gilt nur in Verbindung mit einem 24 Monate Laufzeitvertrag. Alle Preis inkl. 19% MwSt. Druckfehler, Änderungen und Irrtümer vorbehalten. HEDİYELİK SETİMİZDE BULUNAN MALZEMELER seccade - takke - kina - tesbih - esans - misvak - sürme - namaz başörtüsü iTiBAR EN euro'dan HED HAC S İYELİK ETLER İMİZ Bonner Straße 40 . 65428 Rüsselsheim Tel: 06142-2309224 Web: www.hacdunyasi.de . E-Mail: [email protected] HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 15 ❭ Selam Olsun Es-Selam’ın Kullarına [email protected] s-Selam Allah’ın güzel isimlerinden biridir. O Es-selamdır; huzur ve mutluluğun kaynağıdır. Müslüman kalıcı huzur ve mutluluğu arayan kişidir. Namazlarımızın içerisinde okuduğumuz ‘Rabbena’ duasıyla hem bu dünyada hem de ahirette iyilik ve güzellikler istediğimizi dillendiririz. Bu iyilik ve güzelliklerdir, bizlere huzuru ve mutluluğa taşıyacak olan; akıbetimizi/ahiretimizi selamete çevirecek olan. Bu iyilik ve güzelliklerin ortaya çıkmaması için uğraşanlar, kötülüğün temsilcisi olanlar ahirette selamet yurduna da ulaşmayacak olanlardır. Dünyamızın esenliğe ne kadar da ihtiyacı var; huzura, barışa ve kardeşliğe. İnsanlık tarihi boyunca insanoğlu hiç bu kadar kitlesel tehditlerle karşı karşıya kalmamıştı. Ülkeler silahlanmada birbirleriyle bu derece yarışır hale gelmemiş; güvenlik özgürlüğün önüne bu kadar geçmemişti. Yaratılmışların en şereflisi olma payesini taşıyan insanoğlunun vazgeçilmez emniyetleri bu derece ayaklar altına alınmamıştı. Oysa inanç, akıl, can, mal ve nesil emniyetinin sağlanması zaruri olmalıydı. Bu emniyetlerin sağlanamadığı yerde huzuru ara ki bulasın. Dünyamıza adalet, barış, huzur değil; savaş, terör, anarşi, kargaşa ve zulüm daha hakim. İnsanlar kitlesel olarak ölüyor, topyekün olarak yerlerinden ve yurtlarından ediliyor. Dünyanın bir kısmının diğer bir kısmının sıkıntılarının umurunda olmadığı bir dünyada huzurdan bahsedebilir miyiz? Bugün yeryüzünde bir yerde olan bir olay diğer bir yerinde rahatlıkla duyuluyor; hatta etkisi oralara kadar ulaşabiliyor. Savaşlardan kaçan insanların Batı’ya ulaşmak için yaptıkları yolculuğu bu kabilden sayabiliriz. Kısaca dünya huzur ve mutluluğu arıyor. İnsanlık esenliğe ihtiyaç duyuyor. Kendilerine İslam’a nispet eden birilerinin ortaya koyduğu E Murat KUBAT olumsuz tavırlar İslam’a mal edilemez; tüm Müslümanlara teşmil edilemez. Kötü örnekler üzerinden birileri bugün İslam olumsuz kelimelerle özdeşleştirmeye çalışıyor. İslam da Müslüman da malesef yanlış kelimelerle anlatılıyor ve anlaşılıyor. Birileri tanımak için değil tanımlamak için gayret sarfediyor; İslam’ı selam anlamı dışında görmek ya da göstermek istiyor. İslam ve ona tabi olan Müslümanlar her ne kadar kötü gösterilmeye çalışılsa da Es Selam’a iman etmiş, İslam’ı kabul etmiş Müslümanlar dünyada barış ve huzurun hakim olmasını istiyor. “Aranızda selamı yaygınlaştırınız” diye tavsiyede bulunan bir Peygamberin ümmetidir onlar. Tanımlamayı meslek edinenler, barışın ve huzurun hakim olmasını tavsiye eden Peygamberi de olumsuz ifadelerle niteleyerek çok kolayca hakaret edebiliyor ve ona haksızlık edebiliyor. Hakikat güneş gibidir; ışıkları ne kadar kapatılmaya çalışılırsa çalışılsın bir yerden sızdırır. Güneş balçıkla sıvanmaz. Oysa esenlik yurduna talip olanlar yakıp yıkmaz. Peygamberi örnek alanlar bozgunculuk çıkarmaz. Müslüman iyilik ve güzelliği yaygınlaştırmak isteyen kişi demektir; bozgunculuk ve talan yapmak ona yakışmaz. Müslüman olmak selam ve esenliğin temsilcisi olmak; selamın yayılması için çabalayan kişi demektir. Müslüman; dünyanın diğer bir ucunda bir mazlum olsa, ❬ dosya Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 Selam olsun bu dini en iyi şekilde temsil edenlere. Selam olsun bulunduğu yerde iyilikleri çoğaltabilenlere; barış ve huzura katkı sağlayabilenlere. Selam olsun anlamı selam olan bu dini yüreğinde, düşüncesinde, ailesinde ve cemiyette yaşayabilenlere. Selam olsun selamı yaygınlaştırabilenlere. bir mağdur bulunsa dini, rengi, ırkı ne olursa olsun onun mazlumiyetinin ve mağduriyetinin ortadan kalkması için çalışır ve çabalar. ‘Bana ne canım!’ demez, demeyi kendisine yakıştıramaz. Zira EsSelam olana iman etmiştir. Hem dünyada hem de ahirette huzur ve saadeti talep etmektedir. Bunu sadece kendisi için değil tüm insanlık için istemektedir. Bunun için Müslümanın tarafı bellidir; zulüm kimden gelirse gelsin zalime karşı olmak; zulüm kime yapılırsa yapılsın mazlumun yanında yer almaktır. Bizim mesajımızın özü selamdır. Bizim gerek kendimiz için gerekse de insanlık için barış ve huzuru dileriz. İnsanların insanca yaşamasını, zulmün ve adaletsizliğin ortadan kalkmasını isteriz. Kendimiz için istediğimizi tüm insanlık için istemekten geri durmayız. Yaşadığı toplumda barış, huzur toplumu olması için çalışır; iyilik yapmanın ve iyiliği çoğaltmanın derdinde oluruz. Düşüncede, gönülde, eylemde ve toplumsal ilişkilerde hayır öncelikli davranırız. Zira biz Es-Selam’ın kullarıyız. Selam olsun bu dini en iyi şekilde temsil edenlere. Selam olsun bulunduğu yerde iyilikleri çoğaltabilenlere; barış ve huzura katkı sağlayabilenlere. Selam olsun anlamı selam olan bu dini yüreğinde, düşüncesinde, ailesinde ve cemiyette yaşayabilenlere. Selam olsun selamı yaygınlaştırabilenlere. IGMG Schmelz Şubesinden Örnek Davranış GMG RNS Bölgesine bağlı olarak topluma ve vatandaşlarımıza hizmet etmeyi kendilerine şiar edinen Schmelz Cemiyeti geçtiğimiz günlerde belediyenin yardımlarıyla hizmete giren Kindergarten`e 350 euroluk katkıda bulundu. Açılışa Schmelz Belediye Başkanı Herr Armin Emanuel, Landkreises Saarlouisden Herr Patrik Lauer, Schmelz Milli Görüş Cemiyet Başkanı Hasan Gül ve idarecileri çok sayıda cemaat ve kurum ve kuruluşlar katıldılar. Program Belediye Başkanı Herr Emanuelin açılış konuşması ile başladı. Belediye Başkanı konuşmasında bu anaokuluna katkıda bulunanlara çok teşekkür etti. Çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlanmsı gerektiğini söyledi. Daha sonra yapılan ikramların ardından açılış gerçekleştirildi. I IGMG Alem-i İslam’da Çocuk Şenliği slam Toplumu Milli Görüş RNS Bölgesinde hizmetlerini çeşitli alanlarda sürdüren Ludwigshafen Alem-i İslam Camii bayram sonrası çocuklara bayram şenliği adı altında bir etkinlik düzenledi. İlginin fazla olduğu gözlenen program çocuklar tarafından begeni ile takip edildi. Çeşitli aktivitelerin yanı sıra misafirlere et ikramı yapıldı. RNS Kadınlar Teşkilatı Başkanı Selime Ökten katılanlara teşekkür etti ve çocukları IGMG`nin Çocuk Kulubüne üye olmaya davet etti ve faaliyetlerini anlattı. Programın sonunda çocuklara hediyeler verilerek bir dahaki programlarda buluşmak üzere vedalaşıldı. İ HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 16 ❭ haber Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 Türk Havayolları Nürnberg Havalimanında Bayram Kutladı THY Nürnberg Müdürlüğünün gelenek haline getirdiği bayram kutlama programı havalimanında satış bankosu önünde gerçekleştirilmiştir. Kutlamaya Hava Limanı CEO’su Dr. Hupe ekibiyle, Emniyet Müdürü Lesko ekibiyle, Kule yönetimi, Handling şirketi yetkilileri ve çalışanları, güvenlik birimleri, diğer hava yolu şirketleri ve çalışanları, acenteler ve yolcular büyük ilgi gösterdiler. THY Nürnberg Müdürlüğü personelinin büyük desteğiyle gerçekleşen program havalimanına renk “ kattı. Bayramlaşma programı kurumsal ve bireysel ilişkilerin gelişmesinde etkin rol oynamıştır. THY- çevre ilişkisi olumlu etkilenmiş olup daha çekici bir taşıyıcı olma özelliği taşımıştır. Hayatımıza, kültürel zenginlik katan program çeşitli ikramlar, TK ürününün tanıtımı ve innovativ özellikler ortaya koymuştur. THY Nürnberg’e 41 yıldır uçmakta ve bölgenin kalkınmasına ve dünya ile ilişkisinin etkinleşmesine UETD Almanya Ruhr Bölge Başkanları YTB’yi Ziyaret Etti katkı sağlamaktadır. Avrupa’nın dört defa en iyi ödülünü alan THY aynı zamanda 1. FCN’in ve Nürnberg Messe’nin de clup partneridir. Kışın günde iki, yazın da günde üç sefere sahip olan THY Nürnberg Müdürlüğü 2015 yılında oldukça iddialı görünüyor. Yolcu memnuniyetini birinci sıraya koyan müdürlük, ideal uçuş saatlerine sahiptir. Yüksek kalite ve düşük ücretle insanlığa hizmet sunan THY’nın hedeflerini iyi belirlediği dikkati çekmektedir.” TÜRKÇE ÖĞRETEN SÖZLÜK (2 Cilt) Türkçe Öğreten Sözlük çocuklara ve gençlere Türkçenin özünü kavramalarını, doğru ve güzel konuşup yazmayı öğrenmelerini sağlayacak bir başvuru kaynağıdır. lmanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan Ruhr Bölgesi’nin UETD’ye bağlı teşkilatlarından 64 katılımcı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nı ziyaret etti. Toplantıya YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül, UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ve YTB Başkan Yardımcısı Dr. Gürsel Dönmez katıldı. İstişare toplantısında yurtdışında oy kullanma oranları, gençlik daireleri ve özellikle Avrupa’da artış gösteren İslamofobi gibi yurt dışında yaşayan vatandaşların yaşadığı güncel problemler hakkında konuşuldu. YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül: “UETD’nin yönü bulunduğu ülkeye dönük olmalı” YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül yaptığı konuşmada: “UETD’nin öncelikli çalışması siyasal alanlar üzerine olmalıdır. Bunu yaparken de gerçekten o alandaki boşlukları iyi doldurmak gerekir. Yurt dışında etkin olmak önemlidir. Sizlerin orada olması Türkiye ve ilgili ülke ilişkilerini rahatlatacaktır. Bu toplumun değerleriyle çok barışık olmayan unsurların ilgili ülkelerde etkin olması doğal olarak Türkiye ve yaşanılan ülke ilişkilerine çok katkı sağlamıyor. Sizler, özellikle bu alanı iyi bir şekilde doldurarak bulunduğunuz ülkede çok etkin olmak için gereken yöntemleri hep birlikte geliştirmemiz ve bu konuda YTB olarak bizlerin de sizlere katkı vermemiz gerekiyor” diye konuştu. A Türkçe Öğreten Sözlük’ü kullananlar aradıkları sözcüğe anında ulaşabilecekleri gibi hem de söz konusu sözcükle aynı sayfada bulunan diğer sözcüklere de göz atarak kelime hazinelerini geliştirme fırsatı bulacaklardır. Türkçe Öğreten Sözlük’te yaklaşık 10.000’i aşkın madde başı sözcük, 25.000’e yakın tanım cümlesi, 15.000’i 40,-€ Almanya İçi Posta Ücreti Dahil aşkın örnek cümle, 1000’i aşkın resim, binlerce eş ve yakın anlam ile karşıt anlam maddesi, atasözü, deyim ve özdeyiş bulunmaktadır. Sözlüğün her sayfasında, ulusal kültürümüzün değerlerinden Nasrettin Hoca’yla ilgili en az bir resim ve buna ilişkin örnek bir cümle yer almaktadır. 21x25,5 cm Büyük Ciltli Renkli resimli Sıvama kapak 2 Cilt 1288 Sayfa Sipariş İçin: [email protected] · Handy: 0171-1970212 HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 17 ❭ Yurtdışı Emeklilik İle En Yüksek Maaşı Alabilirsiniz Erhan NACAR www.erhannacar.de 6552 Sayılı Kanun ile yurtdıv Hanımları yurtdışına çıktığı tarih Türkiye’de şında yaşamakta olan gurbetçileribaşlangıcı ilk işe giriş baş- mize Torba Yasa ile Mahkemesiz langıcı olarak saydırıyo- Emeklilik hakları getirilmiştir. ruz. Türk Vatandaşlığından çıkan Formül Sosyal Güvenlik Uz- bulundukları ülke vatandaşlığına manı Erhan Nacar tarafından An- geçenlere ise SOSYAL GÜVENkara Sıhhiye Sosyal Güvenlik Ku- LİK KURUMU artık sen Türk varumuna Frankurt`ta yaşayan ismitandaşı değilsin diyemicekler. ni vermek istemeyen bir ev hanımı SGK kapısı Avrupa`da çalışan Almanya giriş ev hanımlığı süresince saydırarak 1.234-TL aylık ile işçilere ve de işverenlere sen de ge43.650-TL ödeterek en yüksek lip Türkiye`den emeklilik şartlarını yerine getiriyorsan gel emekli ol emekli maaşını bağlattık. Yurtdışında yaşayan ev kadınla- deniliyor artık. İşte bu sebep ile ALMANYA` rı emekli müracatlarını yapmadan önce www.ilkeemeklilik.com 00 da birkaç kendini bilmez avukat ve 90 444 0 860 numaramızı araya- de sözde Sosyal Güvenlik Uzmanı rak konu hakkında detaylı bilgi ve olduklarını söyleyenlere dikkat ücretsiz yurtdışı emeklilik danış- edin. manlık hizmeti alabilirler. Şimdi de yeni bir sahtekarlık ile ALMANYA`DAKİ karşımıza geliyorlar. Neymiş (SSK) GURBETÇİLERİMİZ SGK’dan herkes emekli müracaatı DİKKAT! yaptığından hiç yer kalmamış. Bel- E Frankenthal Yabancılar Bayramında Mehteran Coşkusu ❬ dosya Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 T.C. Berlin Büyükelçisi Karslıoğlu TGRLP Heyetini Kabul Etti li bir tarihe kadar süre varmış hemen müracaatlarınızı yapın denilerek insanlardan haksız yere YiNE PARA almak isteniyor. Şimdi sizlere soruyorum sizce SGK`da şu ana kadar emekli olan sayısı 7.5 milyon civarında vatandaşımız var. SGK kapasitesini ben değil Sayın Çalışma Bakanı Faruk Çelik bile bilemez. Sadece çalışan kişi sayısında hangi tarihlerde emekli olabileceklerini yaklaşık tahmin edebilirler. Almanya`daki bazı sözde avukat ve uzmanlar nasıl bir teknik ve sistemleri Varki SGK`da numara kalmadığını artık herkes BAĞKUR`dan emekli olucaklar söylemini çıkarıyorlar. Doğrusu şaşkınlık içindeyim. Öyle bir sistemleri varsa Çalışma Bakanlığına satsınlar ileride doğabilecek mali sorunları önceden çözelim. rankenthal Belediyesi ve Uyum Meclisinin her sene geleneksel hale getirdiği Yabancılar Bayramı muhteşem ol- F du. Katılımın oldukça yoğun olduğu programa Frankenthal Milli Görüş Hicret Camii kurmuş olduğu büyük bir tanıtım standı ile yaptığı çalışmaları ve aktivitelerini Almanca broşürlerle İslam hakkında oluşmuş önyargıları bir nebze olsun gidermeye çalıştı. Çeşitli derneklerde programa katılarak kendi çalışmalarını sergilediler. Program Uyum Meclis Başkanı Eda Şahin tarafından açıldı. Eda Şahin: “Gayemiz ısa adı TGRLP e.V. olan Türk Toplumu Rheinland Pfalz heyeti T.C. Almanya Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ile görüştü. Rheinland Pfalz Eyaletindeki son gelişmelerin ele alındıgı toplantıda Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler ve mevcut sorunların çözüm yolları hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. TGRLP Başkanı İhsan Altındaşoğlu “Berlin Büyükelçimiz bizleri çok güzel ağırladı. Kendisinin fikir ve tavsiyelerini dikkate alarak hizmetlerimizi her alanda daha kaliteli sunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Altındaşoğlu ayrıca “önemli olan yaşadığımız bu toplumda değerlerimizi koruyarak Entegrasyonu teşvik edip Eğitim, Siyasi ve Sosyal alanlarda başarıyı sağlamaktır” açıklamasında bulundu. Geleneksel hale gelen RLP Türk Günü 2014 Komite Başkanı Yaşar Cimşit yapılan etkinlikten ve Türk Gününün Rheinland-Pfalz eyaleti için bir zenginlik olduğunu beyan etti. Türk Günü 2015 yılı çalışmalarının başlatıldığını, STK katılımlarıyla, RLP Eyalet Başbakanlığının ve Mainz Başkonsolosluğunun himayelerinin de devam ettiği bu önemli güne davet etti. K toplumla içiçe yaşayarak kaynaşmak” dedi. Ardından Frankenthal Belediye Başkanı Theo Wieder bir selamlama konuşması yaptı. İlerleyen dakikalarda podyumda derneklerin gösterileri sergilendi. Belediye Başkanı Wieder standları gezerek bilgi aldı. Ayrıca gazeteci Kamil Yılmaz da herzamanki gibi Türk toplumunun çalışmalarını yaptığı röportajlarla dinleyenlerine aktardı. Programın sonunda IGMG Hicret Camiinin organize ettiği Germersheim`den gelen mehter takımı göz kamaştırdı ve izleyenleri duygulandırdı. Çocuklar Güzel Bir Gün Geçirdi Hicret Camii Çocuk Kulubü Frankenthal’de Çevre Temizlik Gününe Katıldı slâm Toplumu Milli Görüş Wuppertal Yunus Emre CaGMG İslam Toplumu Milli Görüş RNS Bölgesi Hicret mii`nin düzenlediği Bayram ve Çocuk Şenliği prograCamii Çocuk Kulübü, Frankenthal Belediyesi`nin dümı yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. zenlemiş olduğu cevre temizlik gününe büyük bir ilgi Programda çocuklar eğlencenin tadını çıkardılar. Çoile katıldı. cukların birbirinden güzel oyunları sundukları Şölen`de Belediyenin her sene geleneksel hale getirdiği aksiyon ayrıca çocuklar arasında çeşitli yarışmalar yapıldı. Çocuk Şenliği, yarışmalarda dereceye giren çocuklara çocuklar tarafından benimsendi. Çocuklara çevre temizliği bilinci aşılandı ve dinimiz açısından da temizlik imandanhediyelerin takdim edilmesiyle sona erdi. İ I dır hadisi anlatıldı. Jakopsplatz`da yapılan temizliğin ardından belediyenin vermiş olduğu yiyecek ve içecekler afiyetle yendi. Organizenin takibini yapan Frankenthal Uyum Meclis Üyesi ve RNS Bölgesi Basın Yayın Başkanı Mehmet Calay belediyenin bu tür faaliyetlerine her zaman katılacaklarını dile getirdi ve katılan çocuklara teşekkür etti. HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 18 ❭ haber Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 T.C. Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş YTB’yi Anlattı 62. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak göreve başlayan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, kendisine bağlı kurumlardan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın çalışma alanlarını, hedeflerini ve bundan sonraki yol haritasını anlattı. BAŞBAKAN YARDIMCISI PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ: “YTB GENİŞ BİR COĞRAFYAYA HİZMET EDİYOR” Öncelikle bize bağlı olarak çalışan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın yapmış olduğu çalışmalarla hem biz hükümet olarak iftihar ediyoruz hem de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın iftihar etmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Fevkalade hizmetler yapılıyor. Öncelikli olarak bu hizmetler birincisi yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımız ikincisi bizim akraba topluluklar dediğimiz yani Türkiye’nin medeniyet havzasında bulunan; Balkanlarda, Kafkaslarda ve Orta Doğu’da hatta dünyanın birçok yerinde bizim medeniyet havzamızın insanları olarak gördüğümüz insanlar üçüncü faaliyet alanımız ise yurt dışından Türkiye’ye gelen gençlerin bursları. Yani çok geniş bir coğrafyaya hitap ediyor. Nerede bir vatandaşın sorunları varsa onunla ilgileniyor, sorunları çözmeye çalışıyor. Türkiye’ye karşı hem bizim medeniyet coğrafyamızdan hem çok geniş anlamda bütün dünyadan insanların buraya gelmesini sağlamaya çalışıyor. YTB çok önemli bir faaliyet alanı içerisindedir. Güzel işler yapılıyor ve her yıl bu işler katlanarak artıyor. Yurt dışında yaklaşık 6 milyon Türk vatandaşımız var. Bunun 5 milyonu Avrupa’da yaşıyor. Avustralya’da 50 bin insanımız var. ABD’de yaşayan on binlerce insanımız var. Latin Amerika’da dahil yaşan Türk vatandaşlarımız var. Tüm dünyada yaşayan Türk vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenmeye çalışıyoruz. Vatandaşlık işlemlerinden, mavi kart meselesine kadar. Yurt dışındaki STK’ların varlığı ve onların canlı bir şekilde hayatın içerisinde olmasına kadar elinden gelen her türlü desteği sağlamaya çalışıyor. Ayrıca başta Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde bizim kültür mirasımızın sahiplenilmesi, oradaki akraba topluluklar dediğimiz akraba toplulukların işlerinin kolaylaştırılması bakımından da çok ciddi çalışmalar yapıyor “AVRUPA’DA İSLAMOFOBİA ve IRKÇILIK GİDEREK ARTAN BİR SORUNDUR” Tabii Avrupa’da yaşadığımız başka bir sorunumuz da giderek artan bir şekilde yükselen Avrupa’daki Irkçılık ve İslamofobia. Yani maalesef özellikle son dönemlerde artarak gelişen koyu bir ırkçılık problemi var. Hiçbir şekilde göçmenleri istemeyen, kendi vatandaşı olsa bile yabancı kökenli insanlardan rahatsızlık duyan bir kitle var. Bunu tabii Avrupa’nın geneline yansıtmak mümkün değil. Almanya’da, Fransa’da ve başka ülkelerde de var ama sonuçta bu ciddi bir tehlike oluşturuyor. Özellikle İslam algısı üzerinde ciddi bir takım operasyonların olduğu, bir tarafta IŞİD ve benzeri örgütlerin ötekileştiren, İslamı kan ve terörle özdeşleştiren benzeri terör örgütleri bir taraftan bunu kullanarak son derece koyu bir İslamofobia lobisi var. Dolayısıyla bütün bunlara karşı uyanık olmamız lazım. Medeniyetimizin, kültürümüzün önemli bir parçasını oluşturan, İslam’ın gülen yüzünü Batı dünyasında ortaya koyabilmemiz hem de İslamofobia da artan ırkçılığın saldırılarından vatandaşlarımızı koruyabilmek için orada gerekli çalışmaları, kültürel çalışmaları yapabilmemiz gerekiyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları bir tarafıyla da bu konu hakkında çalışıyor. Elimizden geldiği kadarıyla hem Türkiye’nin algısını hem İslam’ın pozitif algısını ve gülen yüzünü dünyaya tanıtabilecek, oradaki vatandaşlarımızı bu anlamda rahatlatabilecek çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. BAŞBAKAN YARDIMCISI PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ’UN BAYRAM MESAJI Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş kurban bayramı mesajında şunları söyledi: “yurt dışında yaşayan bütün yurttaşlarımızın hepsinin esenlik temennilerine dua edeceklerini bilerek onların kurban bayramlarını tebrik ediyorum. Bu kurban bayramı dolayısıyla gerçekten paylaşmayı, dostluğu, arkadaşlığı yeniden hatırlayacaklarını biliyorum. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ne kadar Türkiye özlemi çektiklerini ve bu özlemlerinin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. Onlar da bu vesileyle aileleriyle selamlaşacaklar. Herkese aydınlık bir yarın diliyorum. Türkiye kökenli bütün kardeşlerimizin huzur ve barış içerisinde sağlık ve afiyetle nice bayramlara erişmelerini diliyorum. Eskilerin o güzel tabiriyle Allah bütün umdukları güzellikleri nail etsin bütün korktuklarından emin kılsın diyor, herkesin bayramını tebrik ediyorum. Cansel Kızıltepe: Uyum Konusunda Daha Çok Yol Almamız Gerekiyor Bugün Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz tarafından açıklanan 10. Yabancılar Raporu vesilesiyle bir değerlendirmede bulunan SPD Federal Milletvekili Cansel Kızıltepe, “Rapor, Almanya’da uyum konusunda daha kaydedecek uzun bir yolumuz olduğunu gösteriyor” dedi. Son bir yılda opsiyon modeli uygulamasının kaldırılması başta olmak üzere gibi bir dizi yeni karar alındığını hatırlatan Kızıltepe, ancak raporun da gösterdiği gibi, eğitim ve diğer alanlarda göçmen kökenlilerin toplumsal yaşama katılımını artıran önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Kızıltepe açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Sayın Özoğuz tarafından açıklanan 10. Yabancılar Raporu, göçmenlerin uyumu ve yaşamın her alanında katılımlarını sağlama konusunda atılması gereken acil adımlara işaret ediyor. Rapor, özellikle eğitim alanında göçmen kökenli çocukların başarısını artırmamız için çok daha fazla çaba göstermemiz gerektiğini gösteriyor. Göçmen kökenli çocukların eğitim alanında yüzde yüzde 11,4 oranında bir ilkokul diploması alamadan okulu terk etmiş olmaları kabul edilebilecek bir durum değil. Aynı şekilde, 20-29 yaş grubundaki her üç göçmenden birinin meslek eğitimi görmemiş olması da sorunun vehametini gösteriyor. Federal Hükümetin ilk Yabancılar Danışmanı olan Heinz Kühn tarafından 1979 yılında yayımlanan raporda dikkat çekilen sorunların bugün hala kısmen devam ediyor olması da, 35 yıldır Federal Hükümetlerin sorunların çözümü konusunda ne denli yetersiz kaldığını gösteriyor. Onun tarafından dile getirilen ‘yabancılara yerel düzeyde seçme-seçilme oy hakkı tanınması’ talebi başta olmak üzere, göçmenlerin toplumsal yaşamın her alanında katılımlarını sağlamak için yasal çerçevenin sunulması, bugün hala bir görev olarak önümüzde duruyor. Rapor, SPD Federal Meclis Grubu olarak opsiyon modelinin kaldırılması konusunda gösterdiğimiz çabaları artırarak sürdürmemiz gerektiğini bir kez daha göstermiştir.” “ HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 19 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 özel köşe Genel Başkan Prof. Dr. Aşıkoğlu, İlahiyat Öğrencileriyle Buluştu iyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, Almanya’nın değişik üniversitelerinin İlahiyat Bölümlerinde okuyan öğrencilerle bir araya geldi. DİTİB Akademisi tarafından ‘Uygulamalı Din Hizmetleri Modül B’ adı altında yürütülen özel bir eğitim programının ikinci aşamasına katılan öğrencilerle bir araya gelen Genel Başkan Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu, beraberinde DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat Okuyan ve Köln Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Dilek ile birlikte öğrencilerle bir süre sohbet etti. İlahiyat alanı, farklı branşlardan oluşan disiplinler arası bir alandır. İlahiyat eğitiminin kendisine münhasır özelliği olduğuna işaret eden Genel Başkan Prof. Dr. Aşıkoğlu: İlahiyat eğitiminin, diğer bilimlerden daha değişik olarak çok farklı branşların ve alanların birbirleriyle kombinasyonlarından bir araya geldiğini ve interdisipliner bir alan olduğunu söyledi. Bu bağlamda İslam bilimleri, din bilimleri ve yardımcı bilimler alanlarının birlikte ilahiyat alanını oluşturduklarını belirtti. Kendini iyi yetiştiren ve geliştiren ilahiyatçıların gelecek ile ilgili kaygısı olmaz. D İlahiyat eğitiminde alanların birbirlerinden bağımsız gözükse de bir bütün olduğunu ve birbirleriyle çok yakın ilişkileri bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Aşıkoğlu konuşmasını şöyle tamamladı: “İlahiyatta edinilen bilgileri takviye eden sosyal bilimler ya da din bilimleri İlahiyat alanının olmazsa olmazlarındandır. İslam bilimleri ile din bilimleri birbirini tamamlar. Alanlar birbirlerinden bağımsız gözükse de bir bütündür parçalarıdır. Eksiklik duyduğunuz alanlarda genç ilahiyatçılar olarak kendinizi yetiştiriniz. Bir ilahiyatçı, çok bilgi ile donanmış olabilir. Fakat bu bilgi ve birikimin başkalarına aktarımında da yeterli formasyona sahip olmalıdır. Mümkün oldukça tahsil döneminizde ilahiyatın farklı alanlarındaki bilgilerinizi geliştirin. Bu seminerlerin bir özelliği de budur. Farklı kaynakları takip ederek kendinizi yetiştirebilirsiniz. Kendini iyi yetiştiren ve geliştiren bir ilahiyatçının gelecek ile ilgili kaygısı olamaz. Kendini iyi hazırlayan, yararlı hizmetler üreten kişiler mutlaka bir yerde istihdam edilir. Bilgi dağarcığınızı iyi doldurunuz. Eksiklik duyduğunuz alanların farkına varıp, o açığı nasıl kapatırım diye bir arayış içerisinde olunuz. DİTİB bu konuda sizlere yardımcı olmaktadır. Programa katılımınızdan dolayı sizleri tebrik ediyor, başarılar diliyorum.” Freiburg İslami İlimler Yeni Yerinde GMG Freiburg-Donau Bölgesi (KT) Kadınlar teşkilatı bünyesinde hizmet veren İslami İlimler Kursu, artık yeni yerinde hizmet veriyor. 10 yıl gibi Aldingen de hizmet veren İslami İlimler bundan sonra Bölge Eğitim Merkezi Robert Bosch Str. 11 78048 Villingen`de devam edecek. Geçtiğimiz günlerde 11 öğrenciye "seviye tesbit sınavı" yapıldı ve velilerle biraraya gelindi. Toplantıya IGMG Freiburg Donau Bölge Başkanı Ahmet Ölmez, Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı Ayşe Hümeyra Ergün, İslami İlimler Müdiresi Enise Bayraktar, ders verecek olan hocahanımlar, öğrenciler ve veliler katıldılar. Gazetemize verilen bilgilere göre, yaşları 16-25 arası 10 öğrenciye daha ihtiyaç duyuluyor. İlgi duyanların bir an önce kayıt için Enise Bayraktar'a başvurmaları gerekiyor. İslami ilimlerde verilecek dersler; Kur`an-ı Kerim, Fıkıh, Türkçe, Arapça, Peygamberler Tarihi, Ahlak, Tefsir'dir. Kurs 3 artı 1 yıl olmak üzere 4 yıl sürüyor. Her Pazar saat 09.00-16.30 arası eğitim verilecek. Toplantı kapanış Kur`an-ı Kerimi ve ikram ile son buldu. I Esselamu Aleykum Şengül USLU • [email protected] ağlarla, taşlarla, bulutlarla hatta ağaçlarla selamlaşmış Yüce Peygamberin ümmetleri. Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Selam verin evrene. Selam verin evrenin de ötesine. Selam verin dağlara ki, gölgesini salsın üstünüze. Selam verin bulutlara da rahmetiyle kucaklaşın Yaradanın. Ve selam verin güneşe, bir yudum günışığını yudum yudum tatmak için. Bir ağaca, bir çiçeğe, kelebeğe. Sevgiyi dağlar boyu büyütmek için. Sımsıkı tutun dostların ellerinden, daha bi güçlenmek için. Pasparlak bir gülücük saçın tüm çehrelere, sisli geceyi aydınlatmak için. Sıcacık bir bakışla dokunsun tüm gözler, kara kara kışların karını eritebilmek için. Uzanıversin eller sevgi için, aşk için, dostluk için. Aramızda selamı yayalım dostlar bir tahiyyat hatrı için. En büyük dostun bir tahiyyat miktarı gülüşü için. Yüce Peygamber; kendisine cennetin anahtarı sunulan en büyük sevgili. Ve ucundan tuttuğu anahtarı ümmetine uzatan nur parçası. Yeşil cennetin altın anahtarları... Diyordu ki aşk parçası; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. İşlediğiniz takdirde birbirinizi sevmeye vesile olacak bir amel göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız.” D Asr-ı Saadet’ten esip gelen sıcacık bir yel gibi sözleri. Geçmişten bugüne bakar gibi hâlâ pırıl pırıl gözleri. Sevmeyi unutan biz nankör ümmetine aşkı öğretir gibi. Dipdiri... Kardeş olun diyordu O. Allah için seven, gönülleri bu sevgi ile dolup taşan, ve bu sevgi ile Yaradana ulaşan can kardeşler. Koca bir köprü gerin tüm yaradılanlarla aranızda selamdan. O Yüce Yaradan’ın döktüğü Yüce Kelamdan. Koca bir merhaba yollayın evrene sevinç çığlıklarınızla. Güneşin gündüze hükmü misali. Ayın geceye, suyun çiçeğe. Ve boyayan siz olun, çaresiz bir hastanın sararmış çehresini kırmızıya boyayan. Son bir dua serpin, göğe bakan ellerinizle teneşirde yatana. Dopdolu aminlerle. Ve umut dolu Fatihalarla. Ve aşk dolu Selavatlarla. Güç siz olun güçsüzlerin bileğinde. Ama sımsıkı. Zalim olmaktansa bir damla gözyaşı olun mazlumların âhında. Bembeyaz mendile yoldaş gibi. Kurumasa da mendil. Bazen kuru, bazen yaş gibi. Küçücük bir çocuğun elindeki şeker siz olun, çenesinden şıpır şıpır akmış gibi. Yaşlı bir teyzeciğin alnında çizgi olun, yılları görüp geçirmiş gibi. Bir dedenin sakalında ak olun, acıyı ve sevinci şerbet edip içmiş gibi. Emektarın şakağında ter olun, süzülüp inmiş gibi. İnsana yoldaş siz olun, arkasından gidilen en güzel yoldaş gibi... Demişti ki o büyük yoldaş ümmetine; selam verildiğinde size, daha bir güzeliyle mukabele edin sevdiklerinize. Değil miydi ki, bulut selam verince çorak toprağa, gülüverdi toprak, pembe bir çiçek, küçük bir filizcikle. Rüzgar okşayınca ağacın yaprağını şevkatle, meyvecikler eğiliverdi öpmek için rüzgarın ellerine. Sen de kıyıver gülücüklerine. O gülyüzlü peygamber hürmetine. Ve esirgeme yüzünü, güven veren gözünü. Ve açıver gönlünü, gönüllerin penceresine. Acıları paylaşmak, mutluluğu bölüşmek, dertlere ortak olmaktı selamın gerçek adı. Bir sığınak olmaktı titreyen yüreklere. Isıtabilmekti üşüyen kalpleri. Koruyabilmekti mahzun gönülleri. Tutabilmekti aman dileyerek uzanan bütün elleri. Bu kadar mı zor paylaşmak, mutlu, minik bir selam? İmkansız mı ulaşmak, hiç de değil vesselam! Tutmaksa ellerinden, sevilesi dostların Ya da sevmek yürekten, en candan arkadaşın. En büyük mirasıdır tebessümü Nebînin Ya da esintisidir Asr-ı Saadetinin Dost dolu şu dünyada yalnızlaşmak ne için? Uzanıversin eller güneşi tutmak için. Selam, selamı yayanların üzerine olsun! HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 20 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 biyografi Bilge Kral (Dedo) Alija İzetbegoviç Habib YAZICI · [email protected] azmak okumaktan zordur. Okudukça daha da zorlaşır yazmak. Bir de seçtiğim konu işin tuzu biberi olur. Neleri nasıl yazmak istediğimi düşündükçe “en iyisi sen vazgeç bu sevdadan” derim kendi kendime. Yazıp yırttığım yazılarım da olmuştur, şiirlerimde. Bu kez Hayat okurları için yazıyorum. Yani umarım bu yazımı yırtıp atmayacağım. Ekim ayı sonbaharın bütün güzellikleri ile sardı bizi. Hüznü, yalnızlığa doğru giden yolda iki kişi kalmış olmanın ürpertisi ve ıslak soğuğu ile önümüz kış diyor. Yapraklar sararıp düşmeye başladı dallarından. Takvim yaprakları 19 Ekim 2014’ü gösterirken bir not beni tam on bir yıl öncesine götürdü. “Alija İzetbegoviç’in ölümü”. Tarih 19 Ekim 2003. Yine yağmurlu ve soğuk bir Ekim günü. Her söz ve davranışı ile yüreklerimizi ısıtan, her kitabı ile bizde yeni ufuklar açan Alija İzetbegoviç’in tekbirlerle taşınan ve gözyaşlarımızın güz yağmurlarıyla birleşip Saraybosna sokaklarını yıkadığı büyük hüzünle kefenlenmiş cenaze namazındayız. Yüzbinlerce insan tekbirlerle şehadet ediyorlardı Alija’nın kimliğine. Kovaçi şehitliği en değerli oğlunu kucaklamak arzusuyla açmıştı göğsünü. Boşnakların modern çağdaki Ayvaz Dedesi ya da Sarı Saltuk’u “Dedo” diye seslendikleri Alija İzetbegoviç için. Bosna Hersek milli marşının coşkulu melodisi takıldı zihnime. Bir türlü söylemeyi beceremediğim sözleri yine yalnız bıraktı zihnimdeki ve ruhumdaki melodiyi. Allah’ın mavi arşına mabetlerden tekbirler yükseliyor bunlar benim ülkemin şarkılarıdır bütün ovalar, bütün dağlar bu şarkıları haykırıyor. kanlı toprak üzerine kurulmuş sevgili kız, haşin kız bosna’m benim iki gözüm gibi korurum seni çünkü ben senin oğlunum, ben seninim senin. ............... eğer düşman senin sınırlarına şanlı atalarının hatıralarına dokunursa, bu dağlar, bu ovalar için canlarını verecek şehitlerin kanlarında boğulacaktır. Sözleri Alija’ya ait bu marş 1999 yılında Sırp Dusan Sestiç’in bestelediği yeni marşla değiştirildiğinde savaş sonrası sıkılan bir kurşuna daha hedef olmuştı yeşil Zambaklar ülkesi Bosna. Alija İzetbegoviç’i 14 Arlık 1995’te Dayton Barış Antlaşması’na imza attıktan sonra “en iyi savaşın bile bundan iyi olamayacağı”nı ifade ettiği barış Bosna’ya ve Bosnalılar’a nefes aldırmıştı. Bu halka nasıl “savaşmaya devam ediyoruz” diyebilirdim diyerek şekillendirdiği ifadelerinde barış an- Y Kur’an’ı bir hayat kitabı olarak gören Alija dînin en büyük düşmanı olarak da hurafeleri işaret etmiştir. “Din hurafeleri yok etmezse hurafeler dini yok edecektir” diyerek gerçek dini muhafazanın yolunu göstermiş; içinde bulunduğu dönem itibarı ile İslam dünyasının halini yerinde tahlil edebilmiştir. tlaşmasına ve dayatılan çözüme ne kadar gönülsüzce evet dediğini hep hissetmişimdir. Lakin sorumlu bir devlet adamı gibi davranmış; halkını ve vatanını yeni bir maceradan uzak tutmuştur. Savaş sırasında Boşnak esirleri ve sivil halkı öldüren Sırp ve Hırvat çetecilerine karşı intikam almak isteyen askerlerini itidalli olmaya çağırmış; onlara “Sırplar bizim düşmanımız, öğretmenimiz değil” diyerek en zor zamanda bile Hak ve Adaleti üstün tutma gayretinde olmuştur. Savaş sırasında ve sonrasında yapmış olduğu diplomatik görüşmelere atfen “Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına” demişti. O’nun için hayatın içindeki “her güzel şeyin adıdır İslam”. İslam Deklerasyonu’nu yazdığı için 14 yıla mahkum edildiği meşhur “Saraybosna Davası”nda “Yugoslavya’yı seviyorum. Ama yönetimini değil” diye seslenmiş; suçlandığı Yugoslavya’da İslami Devlet kurma isteğini “İslam Devleti sadece halkı Müslüman olan ve halkının İslam Devletini istediği bir coğrafyada kurulabilir” diyerek reddetmişti. Sadece diğer etnisite mensupları ile eşit haklara sahip ve Müslüman olarak yaşamak istediklerini ifade etmişti. İslam’ın evrensel mesajını çok iyi anlamış ve çağın belası milliyetçilik akımlarının dar deli gömleğini giymeyi reddetmiş olan Begoviç reçeteyi de “Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın” diyerek yazmıştır. Kur’an’ı bir hayat kitabı olarak gören Alija dînin en büyük düşmanı olarak da hurafeleri işaret etmiştir. “Din hurafeleri yok etmezse hurafeler dini yok edecektir” diyerek gerçek dini muhafazanın yolunu göstermiş; içinde bulunduğu dönem itibarı ile İslam dünyasının halini yerinde tahlil edebilmiştir. Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır uyarısını yapan Alija yine de “geleceklerini geçmişte aramıyacaklarını vurgulamış, kin ve intikam peşinde olmayacaklarını da beyan etmiştir. Bu kararlı duruşu savaş öncesinde Bosna Hersek Parlementosunda Karadziç’e karşı gösteren Alija “herşeye Kadir Allah’a anadolsun ki köle olmayacağız” diyerek tarihe not düşmüştü. Hayatı yeterince uzun yaşadığını söyleyen Begoviç yorulduğunu ve Rabb’ine kavuşmak istediğini belirttiği röportajlarının ardından 19 Ekim 2003 tarihinde tedavi gördüğü hastanede Rabb’inin rahmetini umarak O’na döndü. İnna lillahi ve İnna ileyhi Raciun... HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir Gurbet Mektupları-11 [email protected] azdığım bunca yazılardan sonra yine bir güz akşamı klavyenin tuşlarına basmak zorundayım. Çünkü siz dostlarla ancak böyle halleşiyoruz. Hal hatır soruyoruz. Evet; yine bir güz akşamı selam olsun dostlarım. Selam olsun Türkiye’den. İşte yine dünya ve dünyadan yansıyanlar ve yüreğimdeki ateş. Sinemde yine ateş oldu, acılarla yanan şu ızdırab çiçekleri. Yandım dedikçe, ateşi harladılar adeta. Yüreğimde patladı düşmanın kinleri. Vardıkça ileriye, cehennemi ateşti çekilen. Vurdukça, gümbürtüsü kulakları tırmaladı. Gözyaşlarını göremedi, kör gözler ve vicdanlar. Sadece evet sadece kan ve gözyaşı bırakarak gittiler. Kendi hükümranlıklarını ilan etmek için. Mazlumların ahları gökyüzünü tuttu. Demediler bu ahlar seyri sefer edip bizi bulur. Ah ne figanlar, ne figanlar tarumar olmuş yurtlar ve nice acınası acı hikayeler. İnsan eşrefi mahlukat, ne hallere düştü, ne günlere kaldı. Ve davaları, dertleri, hedefleri madde olmuş, din ve inançları para olmuş, hak, hukuk lafta kalmış, dostluklar çıkar olmuş bir dünyada yaşıyoruz artık. Huzuru, dandik işler sanarak, kıymetli vakitlerimizi boşa harcıyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz ahlar alarak defterimize kara lekeler oluşturuyoruz. Bu muhasebe ile iflas ettiğimizi ilan etmiş olmamıza rağmen dalavere ile hayata devam ediyoruz. Ve bütün uygunsuz işlerimizi bir sözle destekliyoruz. Gemisini yürüten kaptandır. Gemiyi batırdık, kimsenin haberi yok. Ah etmiş sinemdeki vicdanım kefen sarmış görmek istemez. Yıkılmış merhametin duvarları, olanları duymak istemez. Kırılsın kalplerdeki dünya sevgisi, olanları bilmek istemez. Tutulsun dilleri kem sözleri yıkılsın sömürdükleri düzenleri. Gözyaşları üzerine kurulan tahtlar ve figan eden analar babalar ve evlatlar. Bilim kurgu üzerine kurulmuş nice hesaplar nice garibanın heder olan ömürleri. Kıymet biçilen nice kıymetsizler ve kıymetli kişiliklerin boşa harcanışı. Tahtının altındaki nice mazlum ve bir çare sesleri duyulmazken dünyada gününü abur cuburla geçiren Müslüman. Y ❬ ❬ 21 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 M. Salih AYDIN Besmele çeken fincanlar hoş geldin diyen kapı zilleri ve akan kan gölleri. İnsanca yaşama hakkı olmayan, kendileri aç zenginlikleri sömürülen, nice dünya halkları. Haktan hukuktan konuşan medeni boyayla boyanmış insancıklar. Tut garibanın elinden eksilmez beden. Birazcık gülümse, umut ver, umudunu yitirmiş güllere. Açsın yeniden sürgün versin. Kararmış gönüller aydınlık günlere hazırlansın. Bu bayram olur, sevgi olur, inanç olur. Yedi veren gülleri hasretin bülbülüne yurt olur. Değilmi ki; umutlar tükenmemiş taptaze filizler topraktan fışkırsın sinelerden bahar kokuları yükselsin ufuklara. Yüzlerde tebessümler eksilmesin. Baki kalsın Allahu Ekber sesleri kulaklarda çınlasın. Hakikatin nuru alınlarda parlasın. Yürüsün hak yolunda müminler. Yürüsün Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te yediveren güller. Barış sevgi kaynasın insanlık. Ufuktan doğsun umut yelleri, gülen yüzlere. Tarihin akışında nice huzur bozan simalar varmış. Şimdi Tarihin derinliklerinde kötü isimleri ile anılıyorlar. Kimleri evlerinden barklarından ve huzurundan ettiler. Ve bu durumdan ders almayan zamanın despotları aynı zulümleri yapmaya devam ediyorlar. Nice asırlarca emek verilen medeniyet birikimleri kül olup gidiyor. İnsanlara değer vermeyen bunca despotlar madde için gerçek değerleri yok etmede adeta yarışıyorlar. Dünya hırsı bütün insanlığı kapladı ve şimdi yok edenler ve yok olanlar uğraşır oldu. Hayatta kalmak, insan olmak emek ister. Ölüm anlık. Bayramlar bile kan gölü, yürekler buruk geçer oldu. Ama biz umutları tüketmedik. Umut varız ve olacağız. Bir demet gülle ve güler yüzümüzle dünya barışı için uğraşacağız. Büyük insanlar dediklerimiz ne düşünür bilmem. Lakin, bir şeylerin bu dünyada yanlış gittiği malum. Bütün bunlara rağmen herkes görevine devam edecek. Yaptığı hasen işlerden (hasen) güzellikler oluşacak ve mükafatını Rabbimden alacak inşallah. Bu güzel işlerde emek veren kardeşlerden Allah razı olsun. Sizleri ALLAH’a emanet ediyorum dostlar. Selam ve dua ile. özel köşe IGMG Freiburg Bölgesi 2014-2015 Sezonunun İlk Başkanlar Toplantısını Yaptı GMG Freiburg Donau Bölgesi 1. ŞBT (Şube başkanlar toplantısı)nı yaptı. Toplantı bölge merkezinde gerçekleşirken, ayrıca yeni Gençlik Başkanı da seçildi. IGMG Freiburg Donau Bölge Başkanı Ahmet Ölmez konuşmasında katılımcıları selamladı ve yapacakları yeni dönem faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Birimlerin (Teşkilatlanma, Sosyal hizmetler, Hac-Umre, Hasene, Ev sohbetleri birimi, Eğitim, Kurumsal iletişim) konuşmalarının ardından IGMG Gençlik Teşkilatı Teşkilatlanma Başkanlığından Abdullah Saral bir konuşma yaptı. Ve yeni Bölge Gençlik Başkanını katılımcılara açıkladı. 3.5 yıl bölgede Gençlik Başkanlığı görevini yapan Ahmet Koç, görevini Fevzi Şükün’e devretti. Ahmet Koç ise Kurumsal İletişim Başkanlığına getirildi. Koç bir konuşma yaparak desteklerinden dolayı herkese teşekkür etti ve helallik istedi. Yeni başkan ise, kendisini göreve layık görenlere teşekkür ederek, yardımlarına ihtiyacı olduğunu söyledi. Dilek ve temennilerin ardından, toplantı verilen bir ikram ile son buldu. I IGMG Freiburg Bölgesi KT 2014-2015 Sezonunun İlk Başkanlar Toplantısını Yaptı GMG Freiburg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı, 20142015 dönemi ilk ŞBT (Şube Başkanlar Toplantısı) nı yaptı. Toplantı, Villingen Bölge Merkezinde gerçekleşirken, toplantıya başkanların yanı sıra, şubelerin Sosyal hizmetler ve Eğitim başkanları da katıldılar. IGMG Freiburg Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı Ayşe Hümeyra Ergün katılımcıları selamladı ve çalışmalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Birimlerin konuşmalarının ardından, zekat-fitre de ve Kurban kampanyasında başarı gösteren cemiyetlere plakat takdimi yapıldı. Zekat ve Fitrede; 1. Balingen 2. Tuttlingen 3. Hüfingen Kurban da ise; 1. Freiburg 2. Villingen 3. Tuttlingen oldular. Dilek ve temennilerin ardından, kapanış konuşması ve ikram ile toplantı sona erdi. I HAYAT Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir ❬ 22 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436 bulmaca igmgkt | igmgorg
© Copyright 2024 Paperzz