PDF SAYI 98 - Hayat Online

Sayfa: 14
Sayfa: 17
Sayfa: 06
IGMG Köln Gençlik Teşkilatı
“Abi Kardeş’’ Kampı
Hicret Camii Çocuk Kulubü
Frankenthal’de Çevre
Temizlik Gününe Katıldı
Yunus Emre Camii’nin
Minaresinin Temeli Atıldı
Sayfa: 10
153.374 Hisse Kurbanla
3 Milyondan Fazla İnsana Ulaşıldı
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın Ýçinde Gizlidir
Aylık Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung • S a y ı / N r . : 9 8 • Yıl/Jahre: 11 • K asım / November 2014 / M uhar rem 1436
u te
ho
sal
la
se
Aramızda
Selamı
Yaymak
j
he
me
rhaba
m
la
aam
sal
Gr
üß Gott
Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Yaptığınız takdirde
birbirinizi seveceğiniz bir şey
söyleyeyim mi?
ün aleyküm
Aranızda selamı yayınız”
İslam
SGK Uzmanı Erhan NACAR
Dr. Yusuf IŞIK
Barış
Yırtık
Dinidir
Pantalon
05 Mahmut AŞKAR
Selam
Olsun
Es-Selam’ın
Kullarına
Murat KUBAT
15 Habib YAZICI
Gurbet
Mektupları
11
M.Salih AYDIN
21 Erhan NACAR
07
Selam
09
Yurtdışı
Emeklilik İle
En Yüksek
Maaşı
Alabilirsiniz
17
SGK Uzmanı Erhan NACAR
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Aramızda
Selamı Yaymak
[email protected]
Impressum / Künye
S
Sinan AKTÜRK
iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde
birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim
mi? Aranızda selâmı yayınız!” (Müslim,
İman 93-94)
Bakin Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed ne diyor; Birbirinizi
sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. İman
etmenin yolu sevmekten geçiyor. Galiba
bizler sevgi kavramını ya anlayamadık ya da
işimize geldiği şekilde uyguluyoruz.
Selam vermeyi sadece uzaktan bir el hareketi gibi algıladığımız için herhalde Cenab-ı Allah aramızdaki ünsiyeti çekip aldı.
Selam vermemizdeki yapmacıklık hayattaki
tüm meselerimizde kendisini gösterir oldu.
Selam vermek sadece el hareketi değil,
selam veren kişi selam verdiği yerden emin
olduğunu ve kendisinin de emin olduğunu
bildiriyor demektir. Her türlü şekilde kendisinden emin olunan kişi toplum tarafından
da sevilen kişi demektir. Selam; kişinin başına jandarma, polis dikilmesini değil kalbine jandarma, polis dikilmesini sağlamak demektir. Kişinin kalbi selamette ise toplum
da selamettedir.
Mümin müminin açığını araştıran değil
Selam vermek sadece el hareketi değil,
selam veren kişi selam verdiği yerden
emin olduğunu ve kendisinin de emin olduğunu bildiriyor demektir. Her türlü şekilde kendisinden emin olunan kişi toplum tarafından da sevilen kişi demektir.
kapatan olmalıydı bizim inancımızda. Maalesef bizler yaşantısı ile örnek olmak yerine
kendimize başkalarını örnek alır olduk.
Aileler maalesef medyanın etkisi ile birbirine sanki birer yabancı gibi davranır oldu. Geçenlerde duyduğum bir örnek beni
ziyadesiyle üzdü. Bir dostum, yakın çevrsinden bir yakınının hanımının anlattıkları
karşısında adeta donup kalmış, tabiki biz de.
Bekarlık döneminde çalışıp biriktirdiği parasını bankada muhafaza eden hanımefendi
bu paraya dokunmuyor, iş yapma kabiliyeti
olan eşine de destek olarak vermiyormuş.
Sebebi de şu imiş; bu para benim garantim.
Ne olur ne olmaz belki boşanırsam bana lazım olur diye. Buyrun buradan yakın. Herhalde bu hanımefendi evlenirken daha boşanmayı göze almış. Bu evlilikten ne hayır
çıkar buyrun siz düşünün.
Bizler selamı evimizin içine sokmakta
zorlanırsak, çevremize nasıl yayabiliriz.
Gelin ister müslüman olsun ister başka
bir dine mensup, ister Türk olsun ister başka bir milletten çevremizdekilerle aramızdaki selamı yaygınlaştıralım. Sadece söz olarak
değil fiiliyat olarak da. Çevremizdekiler de
bilsinler ki müslümanlar selam verdi mi selametteyizdir.
Sevgili dostlar!
Hac farizamızı yerine getirmek için yeniden Kutsal Topraklara gitme fırsatımız oldu.
Bu fırsatın doğmasında bizlere destek olan
IGMG Hac Umre Seyahat Acentası Müdürü Tahir Köksoy Bey`e teşekkürü bir borç
biliyoruz. Tahir Bey`in daveti üzerine gazeteci kimliğimizle Merkez İki Hafta kafilesi
ile Hac Farizamızı yerine getirdik. İki haftalık zaman zarfı içerisinde kafilemizde bulunan 160 kişi ile çok güzel ve özel anlar yaşadık. Herbiri bir değer olan hacı kardeşlerime
buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Rabbim Haccımızı mebrur eylesin.
Bu vesile ile Cenab-ı Allah çalışmalarımızı bereketlendirsin, şuurlandırsın.
Çalışmak bizden başarı Allah`tandır.
Allah`a emanet olun.
HAYAT
Yayın Kurulu
Aylık Ücretsiz Gazete
Kasım - November 2014
Muharrem 1436
Dr. Yusuf Işık, Mehmet Ateş, Bilal Demiroğlu, Fikret Ekin,
Mustafa Uyanık, Mahmut Aşkar, Yaşar Cimşit, Cengiz Şahbaz,
M. Salih Aydın, Habib Yazıcı, Gülsen Aktürk, Sinan Aktürk,
İskender Güngör, Ali Atik, Halit Erdemir
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Sinan AKTÜRK
editör
Gazetemizde Yayınlanan Yazıların ve Reklamların İçeriğinden Sorumlu Değiliz.
hasbihalhasbihal hasbihal hasbihal hasbihal hasbihal
evgili dostlar!
Artık evlerimizde, işyerlerimizde, dost meclislerinde herkesin ortak şikayeti ne olacak bu memleketin hali,
ne olacak bu insanlığın hali şeklinde sürüp
gitmektedir. İnsanlar artık eskisi gibi birbirlerine dostça yaklaşamıyor. Herkes birbirinin arkasından acaba bana bir zararı dokunur mu diye şüphe ile bakıyor. Sıkıntılı günlerimizde birbirimize destek olan bizler, başka bir kardeşimizin sıkıntılı günlerini ve durumlarını gördüğümüzde aman beni görmesin aman benden herhangi bir ima yolu ile
bile olsa destek görmesin diye köşe bucak
kaçmayı tercih eder hale geldik. Tamam belki bunu genellemek doğru değil ama maalesef yaşadığımız zaman bunu geneller hale
getirdi diye düşünüyoruz.
Bendeniz 1997 senesinde Almanya`ya
gelmiş biriyisim. Zaman zaman bazı kardeşlerimizin anlattığına göre 70’li 80’li yıllarda
birisi maddi ve manevi dara düştü mü hemen yakınındaki ne yapar eder o kardeşinin
sıkıntısını gidermek için kendisine haber
vermeden gerekeni yaparmış. Ve sıkıntısı giderilene de; -müsait olduğunda hallederiz
diyerek o kardeşini rahatlatırmış.
Birisi taşınırsa müsait olan herkes elinden geldiği kadar yardım ederek taşınan kardeşinin yükünü en aza indirirmiş.
Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.
Maalesef örnekleri verirken mişli geçmiş zaman dilini kullanır olduk. Bizler; “komşusu
açken kendisi tok yatan bizden değildir” sözüne muhatap olan müslümanlar olarak sadece kendi dindaşlarımızdan değil, çevremizdeki tüm komşularımızdan da mesulüz. Bu
anlayışa sahip bir dinin mensubu olan bizler
öyle bir hale geldik ki; maalesef biraz ağır
olacak, birbirimize selam bile vermek istemiyoruz ki aman belki bir talepte bulunuruz
diye.
Aşağıdaki hadis-i şerifte Peygamber
Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:
-“Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
❬
❬ 03 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
Merkez
Königsbergerstr. 16
61169 Friedberg
Tel: 06031-162411
Fax: 06031-738644
E-Mail: [email protected]
Web: www.hayatonline.eu
Baskı: Sunprint GmbH Offenbach
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Almanya’da Camiler Yanıyor ve
Hiç Kimse Bunu
Umursamıyor
lmanya’da birkaç gün içinde farklı şehirlerde üç cami kundaklanmıştır. Bu kundaklamaların ikisinde zanlılar ateşi caminin içinde daha
fazla alana yayabilmek için için bizzat
Kur’an-ı Kerim nüshalarını kullanmıştır.
Böylece bu saldırıların, özellikle İslam’a
ve Müslümanların inanç değerlerine yönelik olduğunu göstermişlerdir. Aynı zamanda Federal Almanya Hükûmeti’nin
Federal Alman Meclisi’nde verilen bir
soru önergesine verdiği cevaptan elde
edilen sonuçlara göre, camilere ve müslümanlara yapılan saldırılarda bir artış
gözlenmektedir. Ancak bu durum karşısında, Almanya çapında yayın yapan medya organlarının, camilerin kundaklanması haberlerine çok az yer vermesi de ayrıca düşündürücüdür. Aynı şekilde bu olaylar hakkında çok az siyasinin olaylardan ancak
birkaç gün sonra ve müslümanların bariz
bir şekilde bu umursamazlığa şaşkınlıklarını ifade etmelerinden sonra beyanat
vermeleri de üzüntü vericidir. Özellikle
NSU skandalının ortaya çıkmasından
sonra toplumun ve siyasetin bu son kundaklamalar karşısında şiddete ve nefrete
karşı tavır alma yerine yine umursamazlık göstermeleri, çoğu müslüman için
anlaşılamaz bir durumun da ötesindedir. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) olarak kime yönelik olursa olsun,
cami, kilise, sinagog ve diğer ibadethanelere ve müntesiplerine yapılan her türlü
saldırı ve şiddet eylemini büyük kararlılık ve nefretle bir kez daha kınıyoruz.
Başka dini kurumların benzeri saldırılara
uğradıklarında resmi makamların ve siyasilerin gösterdikleri hassasiyetin aynısını Almanya’daki Müslümanlara ve onların kurumlarına yönelik ırkçı saldırılar
söz konusu olduğunda da göstermelerini
bekliyoruz.
Kamuoyunun bilgisine saygı ile duyurulur.
A
❬ 04 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
haber
Artan Cami Yangınları Ciddi Bir
Toplumsal Sorunun Belirtisidir
slam Toplumu Millî Görüş
Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, 11.10.2014 saat 3 sularında Bad Salzuflen’de Vahdet Cami’sinin bulunduğu binanın giriş
kapısının kimliği belirsiz kişiler tarafından ateşe verilmesi üzerine bir
açıklama yaptı. “Özellikle son 2 ay
içerisinde Almanya genelinde artan cami yangınları, bu saldırılarla
güçlü bir mücadele ihtiyacını yeniden ortaya koymaktadır.” diyen
Yeneroğlu sözlerine şöyle devam
etti:
“Almanya’da son iki ayda kamuoyuna yansıdığı kadarıyla 9 camiye, içinde Kur’anların yakılması, hayvan dışkılarının bırakılması
ve tahrip gibi eylemlerin de bulunduğu saldırılar düzenlendi. Art arda gerçekleştirilen ve önceki senelere göre büyük oranda artış gösteren cami saldırıları, siyasi ve hukuki alanda hâlâ etkin önlemler alın-
İ
madığını ortaya koymaktadır.
İbadet yerlerine yönelik saldırılar, toplum için de yüksek derecede tehlike arz eden hoşgörüsüzlüğün tezahürüdür. Ciddi bir toplumsal sorunun belirtisi olan bu
saldırılar hakkında, İslam karşıtı
suçlar resmî olarak kayıt altına
alınmadığı için sağlıklı analizler
bile yapılamamaktadır. Burada daha önce de ısrarlı bir şekilde yaptığımız, İslam karşıtı suçların resmi
kayıtlara geçmesi çağrısını tekrarlıyoruz.
İtfaiye ekiplerinin müdahalesi
sonucu alevlerin binayı sarmadan
söndürülmesi ve binada oturan 2
ailenin 9 ferdinin ağır dumana
maruz kalmalarına rağmen ciddi
zarar görmeden binadan tahliye
edilmeleri tek tesellimiz olurken,
saldırıların en kısa zamanda ve
tüm ayrıntıları ile aydınlatılması
en büyük arzumuzdur.
Yine cami cemaatimize bu sıkıntılı zamanlarda tüm desteğimizi sunacağımızı duyuruyor, saldırıdan mağdur olan cemiyetimizle
dayanışma gösteren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
ATİB’in 27. Kuruluş Yıldönümü Münasebetiyle Genel Başkan İhsan Öner’in Kutlama Mesajı:
Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) 27 Yaşında
TİB’in 27. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle Genel
Başkan İhsan Öner aşağıdaki kutlama mesajını yayımladı:
ATİB, böylesi bir 17 Ekim günü, Türk-İslam davasına gönül verenler tarafından 1987 yılında
Mainz/Nieder-Olm’da kuruldu.
Avrupa Göçmen Türkleri olarak, bu kültür coğrafyasında ilelebet kendi değerleriyle varlığını
muhafaza ederken, yaşadığı ülkenin hukuki düzeni ve kültürel değerlerine de son derece saygılı ve
uyumlu bir gelecek için, 17 Ekim
1987’de ilk adım atıldı.
Kurulduğu günden beri siyasi
A
ve dini akımlar üstü bir duruş sergileyen ATİB, Avrupa Türklerine
hizmet yolunda ilk adımı atan ve
ilk sözü söyleyenlerin başında gelir.
Şüphesiz ki ATİB, bugünlere
maddi ve manevi fedakârlıklar yapan, inanmış gönül erlerinin
omuzlarında yükselerek geldi.
Hakk’ın rahmetine kavuşmuş olan
ATİB’li kardeşlerimize Allah’tan
rahmet diliyorum.
“Hak neredeyse biz oradayız”
şiarına sadık kalarak, Avrupa
Türk-İslam Birliği çatısı altında insanlarımıza ve insanlığa hizmet yolunda emeği geçen ve mücadeleye
devam eden gönüldaşlarıma, kardeşlerime, ülküdaşlarıma da bu vesileyle bir daha şükranlarımı sunuyorum.
Almanya’da Son Aylarda Camilere Yönelik Kundaklama Müslümaları Endişelendiriyor
ürk Toplumu RheinlandPfalz Eyaleti (TGRLP e.V.)
Derneği Başkanı İhsan Altındaşoğlu yapmış olduğu açıklamada; “Almanya’da son aylarda çoğalarak devam eden bir çok camiye
yönelik kundaklama ve tahrip eylemlerin artması burada yaşayan
Müslümanları endişelendirmektedir.
Önceki yıllara göre bu türlü
Camilere yönelik saldırıların artması, siyasilerin ve iktidarın ciddi
şekilde düşünmeleri, hukuki olarak etkin önlemlerin alınması ge-
T
rekliliğini ortaya koymaktadır.
Hangi inanç gurubundan olursa olsun, İbadet yerlerine saldırı ve
kundaklamalar toplumu tehlikeli
bir sürece sürükler.
Bu türlü tehlikeli ve olumsuz
olaylar, beraber yaşama kültürünü
ortadan kaldırarak ciddi toplumsal
sorunları beraberinde tetikler.
Türk Toplumu Rheinland-Pfalz
olarak saldırıya uğrayan Camilere
geçmiş olsun dileklerimizi bildirir,
müslümanların sağduyulu ve soğukkanlı olamalarını, beraber yaşamış olduğumuz toplumun huzur
ve barışı için, suçluların bir an önce yakalanarak cezalandırılmasını
talep ederiz” dedi.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
İslam Barış
Dinidir
[email protected]
slâm öncesi Arap toplumunda sosyal
ilişkiler temelde savaş esasına dayalıydı.
Buna göre aralarında herhangi bir anlaşma (hilf ) kabileler birbirlerinin doğal düşmanı kabul ediliyordu. Dolayısıyla Arap kabileleri
arasında yağma amaçlı saldırı ve kan dâvâsının
tetiklediği savaşlar hiç eksik olmuyordu. Belki de
bu sebeple cahiliye dönemi Arap hayatının en
bariz görüntüleri kabile savaşlarıydı.
Oysa İslâm dünya görüşünün getirdiği değişime göre insanlar ve toplumlar arasındaki asıl ve
temel ilişki biçimi savaş değil barıştır. Savaş ise
normal bir ilişki biçimi, bir geçim ve yağma aracı değil, ancak bir mecburiyet sonucu, yani başka türlü hareket etmek imkânı olmadığı durumda en son seçenek olarak başvurulan bir zorunluluktur.
İslâm Dîni, tek tek şahıslara ve tüm insanlığa
rûhî sükûnet ve zihnî saadet vermek üzere ve insanlar yeryüzünde barış ve refah içinde yaşayabilsinler diye gelmiştir.
Kur’ân’da bu husus açıkca vurgulanmıştır;
-“...Gerçekten size Allah’tan bir nur ve açık bir
kitap geldi. Onunla Allah, rızasının peşinde gidenleri esenlik yollarına iletiyor ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir
yola iletiyor.” (Mâide: 15-16)
Buradaki “doğru yol” ifadesi “es-Sebîl” ya da
“Sırât el-Müstekîm” tabirlerini tam olarak karşılayamaz.
O bir hayat tarzıdır ki, bir insanın bütün
kuvvet, meleke ve kabiliyetlerini ahenkli bir şekilde geliştirmesine imkân tanır, vücudunun ve
ruhunun bütün iştiyak, dürtü ve duygularını fıtratına uygun bir tarzda tatmin eder, ayrıca diğer
insanlarla olan türlü karmaşık ilişkilerinde dengeyi sağlamasına doğrudan rehberlik eder.
O, öyle bir yoldur ki, birey o toplumun mânevî, sosyal, ekonomik, politik ve uluslararası meselelerini doğru, dengeli ve âdil bir tarzda da halletmesine imkân tanır.
“İslâm” kelimesi doğrudan “Barış” anlamına
gelir. Bunun yanısıra İslâm kâinatın yaratıcısı,
sahibi ve hakimi olan Allah’ın emirlerine itaat ve
bağlılık da demektir. Eğer bir kişi “doğru yolu”
bulmak için kendiliğinden Allah’a yönelir ve
O’nun kılavuzluğunu dilerse, ona, barış ve saadet bahşedecek İslâm yol gösterir.
Eğer bütün toplum, ya da bütün insanlık alelâde işlerinde olduğu kadar politik, ekonomik
önemli meselelerde ve hayatlarının daha geniş
yönlerini kapsayan mânevî meselelerde de Allah’ın kılavuzluğuna yönelirse, neticede onlar barış yolunu tutmuş olurlar. Çünkü O’nun yolunu
İ
❬
❬ 05 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
Dr. Yusuf IŞIK
dosya
Günümüz dünyasında İslâm’ın barış dîni olduğu
gün gibi ortadayken, ne yazık ki, bu güzel dîne en
büyük zararı İslâm kimliğine bürünmüş sapkınlar
vermektedir. Bu sapkınlar, kuklacıların kuklaları
olduklarını ne zaman anlıyacaklar acaba?..
Ama şu gerçek de iyi bilinmelidir ki, Güneş
balçıkla sıvanmaz. Köpeklerin havlaması bulutlara
zarar vermez.
izlemek barış ve refahın ilk müjdesidir. Gerçekten de Allah, Kitabının ve Peygamberinin Sünnetinin ışığında yürümek isteyenlere barış ve
esenliğin yollarını gösterir.
Öyle ki, mü’minler her yol ayırımında bu
“ışığın” yardımıyla güvenli yolu ayırt ettikleri
için yanlış fikir, düşünce, davranış ve kötü sonlardan uzak kalırlar. Zira Allah, barış ve kemâlin
kaynağıdır ve kim O’na yönelirse barışa, saadete
ve kemâle mazhar olur.
-“O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her
türlü eksiklikten uzak) , barış ve esenliğin kaynağı,
güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak
koştuklarından uzaktır.” (Haşr: 23)
Hz. Muhammed (s.a.v)’in getirdiğine ve tebliğ ettiğine inanmak ve tâbî olmak, aslında gönüllü olarak barışa tâbî olmak demektir. Zira Allah hiç kimseyi barışa erme yoluna girmeye zorlamaz. Son Peygamber Allah’ın mesajını tebliğ
etmekle görevini yapmıştır. Onun yolunu izlemek veya arzuladıkları başka yollara yönelmek
insanların kendi iradelerine bırakılmıştır. Allah
yolunu takip edenler kendi liyakatleri ile barış ve
saadet yoluna eriştirilirler. Başka yollara sapanlar
ise kendi bağımsız seçimleriyle cehalet ve karanlık yollarına saparlar.
Barışı esas alan İslâm, insan hayatına çok büyük önem vermiş ve insan hayatını kurtarmak ve
korumak için mümkün olan her tedbiri almıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur;
-“De ki; Gelin, Rabbinizin size (neleri) haram
kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizi de onları da biz besliyoruz. Kötülüklerin açığına da, kapalısına da yaklaşmayın ve haksız yere Allah’ın yasakladığı cana
kıymayın! Düşünesiniz diye Allah size bunları tavsiye etti.” (En’âm: 151)
Bu, Allah tarafından insan hayatının kutsallığının îlân edilmesidir. Bir insan başkalarının yaşama hakkına saygı gösterdiği sürece, hiç kimseye onu öldürme izini verilmez. İnsan hayatına
saygı göstermek aynı zamanda doğru ve sâlih kişilerin özelliklerinden biridir.
Allah (c.c) şöyle buyurur:
-“Ve onlar ki, Allah ile beraber başka ilâha yalvarmazlar. Allah’ın haram ettiği canı haksız yere
öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa günahı (nın cezasını) bulur.” (Furkan: 68)
Bu prensip insanlık tarihi boyunca Allah’ın
bütün Peygamberleri tarafından gözetilmiştir.
Bu âyet, İslâm’da hayatın kudsiyetini bir kez daha vurgulamaktadır. Çünkü bu kutsiyet insan
hayatının kurtarılması ve korunması için esas
teşkil eder. Bu sebepledir ki, insanlara emin ve
güvenli yaşama imkânı ve insan hayatının korunmasına esas olacak şartları sağladığı için İslâm’da barış, hayatın asıl gerçeği kabul edilir.
İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) ölmeden önce yayınladığı son mesajında şöyle demişti;
-“Sizin mallarınız ve canlarınız Rabbinize kavuşuncaya kadar tıpkı bu günün, bu ayın kutsallığı gibi kutsaldır. Allah sizin yaptıklarınızdan dolayı sizi sorguya çekecektir...” (Buharî)
İslâm’da hayat kutsaldır ve saygıya değerdir.
İslâm barışı hayatın temel prensibi olarak savunur. onu korumak uğruna gerekli bütün tedbirleri alır. Fakat toplum hata yapmayan meleklerden meydana gelmemiştir. Bu sebeple insanlar
arasında vahşî ve saldırgan olan ve diğerlerinin
barış ve güvenlik içinde yaşamalarına izin vermeyen bireyler olduğu gibi fraksiyonlar da vardır.
Bunlar bütün mânevî ve ahlâkî sınırları aşarak
haksız yere diğer insanların haklarına tecavüz
ederler. Böyle kişi ve gurupların, diğerlerinin barış içerisinde yaşamalarını temin için, kontrol altında tutulmaları icap eder.
İslâm Dîni, adında da ifade edildiği gibi barışı önemsemesi ve insanlığın barış ortamında yaşamasını tercih etmesine rağmen, tarih boyunca
İslâm’ın barış veya savaş dîni oluşu ile ilgili değerlendirmeler tartışma konusu olmaya devam
etmektedir. Bu konu daha ziyade dînî ve ideolojik bakış açılarıyla tenkit etme veya buna karşı
savunma şeklinde ele alınmaktadır.
Bilhassa batı dünyası ve fanatik İslâm karşıtları İslâm’ın savaş dîni olduğu, O’nun Peygamberinin de kan dökücü, dînini kılıç zoruyla yayan bir din önderi olduğunu iddia ederlerken;
buna karşılık müslümanlar da İslâm’ın bizzat
adından da anlaşılacağı gibi bir barış dîni olduğunu, bu dînin Peygamberinin ise bir merhamet
elçisi olarak bütün insanlığa gönderildiğini isbatlamaya çalışmışlardır.
Günümüz dünyasında İslâm’ın barış dîni olduğu gün gibi ortadayken, ne yazık ki, bu güzel
dîne en büyük zararı İslâm kimliğine bürünmüş
sapkınlar vermektedir. Bu sapkınlar, kuklacıların
kuklaları olduklarını ne zaman anlıyacaklar acaba?..
Ama şu gerçek de iyi bilinmelidir ki, Güneş
balçıkla sıvanmaz. Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 06 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
haber
Yunus Emre Camii’nin Minaresinin Temeli Atıldı
üsseldorf bölgesi Krefeld DİTİB Yunus Emre
Camii’nin minaresinin temeli dualar eşliğinde
atıldı.
Törene; DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat
Yaşar Aşıkoğlu, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat
Okuyan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Ilıkkan,
Krefeld Büyükşehir Belediye Başkanı Gregor Kathstede, KRV DİTİB Eyalet Birliği Başkanı Ersin Özcan,
resmi kurum ve kuruluş temsilcileri, kilise ve siyasi
parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Krefeld DİTİB Yunus Emre Camii Dernek Başkanı Kenan Kiraz
bir selamlama konuşması yaptı. Yunus Emre Camii
hakkında bilgi veren Başkan Kiraz şöyle konuştu:
“Derneğimizin kuruluşundan bu güne komşularımızla güzel bir ortam oluşturmanın gayreti içerisinde olduk ve olmaya devam ediyoruz. 1985 tarihinde kurulan cami derneğimizin, eksik olan minaresinin yapılması için çalışmalara başladık. Bize desteklerini esirgemeyen Belediye Başkanımıza, resmi kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum.”
Krefeld Belediye Başkanı Gregor Kathstede de konuşmasında Krefeld şehrinin cami ve minaresiyle şehre yeni bir kimlik kazandırdığını, minarenin şehrin silüetine ayrı bir renk katacağını söyledi.
D
Temel atma merasimine katılan diğer konuşmacılar da camilerin ve diğer mabedlerin, dinler ve kültürler arası ilişkilerin ve barışın merkezi olduğuna vurgu
yaptılar.
Üç bayramı birlikte yaşıyoruz
DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu da konuşmasında, “Bugün Müslümanların bayramı Cuma günü, dini bayramlarımızdan ikincisi Kurban Bayramı’nın arafe günü, ayrıca iki Almanya’nın
birleştiği gün. Sizlerin Kurban bayramınızı, Alman
dostlarımızın da bu gününü kutluyorum” dedi.
Minare, güzel bir birlikteliğin sembol olsun
Cami saldırılarına değinen Genel Başkan Prof. Dr.
Aşıkoğlu şöyle konuştu: “Son günlerde camilere yönelik üzücü saldırılar oluyor. Bu saldırılara karşı Alman
dostlarımızla beraber ortak duruş sergileyerek, saldırıları kınayarak yaşanan üzücü olayların ortadan kalkacağına inanıyor ve ümid ediyorum. Krefeld şehrinde,
derneğimizle başta belediye, şehir idarecileri olmak
üzere komşularla güzel bir birliktelik oluşturulmuş,
güzel bir ortam oluşmuş. Temelini atacağımız minarenin de bu birlikteliğin devamı için bir sembol olmasını diliyorum.”
Barış ve huzur ortamı için
elimizden geleni yapmalıyız
Prof. Dr. Aşıkoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Alman düşünür Hans Küng, bütün dünyada dinler
barış için gayret sarf edebilirler, din müttesipleri insan
hakları, barış için, sevgi için, adalet için, özgürlük için
birlikte çalışabilirler, ortak ahlaki değerler oluşturabilirler diyor. Bu güzel barış ortamının oluşması için
hem din adamlarının desteğine, hem de sivil toplum
kuruluşlarının desteğine ihtiyaç var. Barış, huzur ve
kardeşlik ortamının oluşabilmesi ve her iki toplumun
barış içerisinde yaşayabilmesi için elimizden geleni
yapmalıyız. Temelini attığımız minarenin buna vesile
olmasını diliyorum.”
Konuşmaların ardından yapılan dua sonrası DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu,
DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat Okuyan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Ilıkkan, Krefeld Büyükşehir Belediye Başkanı Gregor Kathstede, KRV DİTİB
Eyalet Birliği Başkanı Ersin Özcan ve diğer davetliler
hep birlikte temele ilk harcı koydular.
Almanya’daki Mültecilere Kurban Eti İkram Edildi
avaşların ve kötü yaşam şartlarının hakim olması sebebiyle ülkelerini terkederek daha iyi
yaşam koşulları için yollara çıkan mülteciler
Avrupa’ya gelmeye devam ediyor. Suriye, Afrika ve
Afganistan’dan Yunanistan, Malta ya da İtalya üzerinden Avrupa’ya girmeye çalışan mültecilerin umuda yolculukları kimi zaman acı sonla noktalanıyor.
Mültecilerin bu dramını anlatan acı örneklerden bir
tanesi geçtiğimiz sene Ekim ayında yaşandı. Afrika’dan botlarla kaçarak Avrupa’ya sığınmak isteyen
366 mülteci Lampedusa Adası yakınlarında gemilerinin batması sonucu hayatını yitirdi. İnsanca yaşayabilmek için tehlikeli yolculukları göze alan bu insanlar Avrupa’ya ulaştıklarında da sıkıntıları bitmiyor. Hasene Derneği Kerpen ve Herfold’ta bulunan
mültecilerle bir araya geldi ve onlara kurban eti ikram etti.
İlk defa böyle güzel yemek yedim
Hasene Derneği Kuzey Ruhr Bölge Temsilcisi Uğur
Çıtak’ın öncülüğünde, Hasene gönüllüsü Ahmet Kılıç’ın
organizesiyle Herfold’ta 120 kadar mülteciyi bir araya getiren bir program düzenlendi ve mültecilere kurban eti
ikram edildi. Programa katılan mülteciler arasında çoğunluğu Balkan kökenli mülteciler olmak üzere Suriye’den ve Çin’den de mülteciler yer aldı.
“Mülteciler bu tür programların daha çok yapılmasını istiyor” diye konuşan Hasene gönüllüsü Kılıç mültecilerin programa ilgisini şöyle anlattı: “Programımıza katılan mülteciler yemekleri çok beğendiklerini, programa
gelebilmek için 2-3 km mesafeyi yürüdüklerini söyledi-
S
ler. Hatta Suriyeli mültecilerden bir tanesi ilk defa böyle
güzel bir yemek yediğinden bahsetti. Alman yemeklerine
alışamadıkları için zorlandıklarını söyledi. Bundan dolayı kalan etleri de kaplara koyarak götürmek için bizden
izin istediler. Hiçbir yemek artmadı, israf olmadı.”
Programda çocukları da unutmadıklarını söyleyen
Kılıç şöyle konuştu: “Mülteci ailelerin çocuklarının yüzünde bir tebessüm oluşturabilmek gayesiyle 30 kadar
çocuğa hediye paketleri verdik. Hasene’nin hediye ettiği
hediye paketlerinin içerisinde kalemlik, boyama seti, su
kabı, balon ve şekerler yer aldı. Çocuklar program bitişinde dekor olarak kullanılan Hasene balonlarını alarak
aileleriyle memnun bir şekide ayrıldılar.”
Allah sadakanızı kabul etsin
Kerpen’de içlerinde Suriye, Çeçenistan, Balkanlar,
Bangladeş, Hindistan ve Afrika’dan mültecilerin
bulunduğu 170 kişilik mülteci yurdunda kurban
eti dağıtımı yapıldı. Dağıtıma Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar, IGMG Kadınlar Teşkilatı’ndan Züleyha Bozkurt ve IGMG Çocuk Kulübü’nden Ayşe Akova ve arkadaşları katıldı. Yaklaşık
beşer kiloluk vakumlanmış kurban etleri ailelere verildi. İçerisinde ufak hediyelerin yer aldığı Hasene
hediye paketleri çocukları mutlu etti. Eline iki şeker
verilen bir çocuğun bir şekerini arkadaşı ile paylaşması gözlerden kaçmadı.
Dağıtımlar esnasında tanıştığımız 19 yaşındaki
Halid bu mülteci yurdunda yaşayan mültecilerden
bir tanesi. Halepli olan Halid Suriye’de üniversiteye
kimya bölümüne kayıt yaptırmış ama savaşın dozunun artması yüzünden ülkesini terketmek zorunda
kalmış. Üç aydır Almanya’da olduğunu söyleyen Halid
Almanya’ya Yunanistan üzerinden geldiğini ve yolculuğunun tehlikeli geçtiğini söylüyor. Almanya’ya gelmeden
önce bir yıl İstanbul’da kalmış ama ağır çalışma şartları
onu Avrupa’ya doğru tehlikeli bir yolculuğa itmiş. Yaşadığı sıkıntıları “İstanbul’da kaldığım dükkanda sadece tuvalet vardı, banyo yapacak bir imkanım dahi yoktu” diye
anlatıyor.
Ailesinin Afrin’de olduğunu söyleyen Halid ailesiyle
sürekli görüştüğünü, ailesinin kendisini merak ettiğini
anlatıyor. Geleceğe dair hiçbir şey düşünemediğini söyleyen Halid’in tek isteği ise yüksek öğrenimini bir şekilde
tamamlamak. Doğduğu toprakları özleyip özlemediğini
sorduğumuzda ise hüzünlü bir şekilde ‘evet’ cevabını aldım.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Yırtık
Pantalon
[email protected]
htiyar adam, karşısında oturan delikanlının üzerindeki yırtıp-pırtık pantolunu görünce, önce içi bir cız etti,
sonra buna bir mana veremedi. Kendi çocukluk, hatta delikanlılık yıllarını hatırladı... Yoksulluğun gözü kör olsun! Yoksulluk kötü bir
şeydi. Lastik ayakkabılara yama atıldığı gibi,
yıpranan, yırtılan pantolon veya ceketleri de
analar veya hanımlar yamardı. O yüzden, yamalı pantolon ayıp sayılmazdı ama bu torunu olacak delikanlının, çıplak derisinin göründüğü
pantolonla dolaşmak çok ayıp sayılırdı. Gelin
hanım bu çocuğun yırtığını görmüyor muydu?
Yıllar sonra misafir olarak geldiği oğluna sormaya hazırlanıyordu ki, bolluk içinde yaşadıklarını
aniden hatırlayınca, sormaktan da vazgeçti. Sormaktan vazgeçti fakat görmüş geçirmiş adamın
merağı geçmemiş, tam tersine daha da artmıştı.
Acaba neden?... Dolapların tıka basa kıyafetle dolu olduğu bu evde delikanlı torunu, sanki
bir köpeğin dişinde parçaladığı görünümünü
veren bir pantolonu giymeği neden tercih etmişti? Bu, yokluktan olamazdı... Merağı içinde
kalması pahasına, sormaktan da vazgeçti.
Anadolu, coğrafik yapısı, iklimi, tarih zenginliği ve taşıdığı medeniyet izleri bakımından
çok farklı bir karaparçası özelliği taşır. Bu topraklar üzerinde yetişen insanların mayasındaki
irfanî derinliğin de kaynağı, Anadolu’dur. Anadolu’nun değişik bölgelerinde yıllarca ilkokul
öğretmenliği yapmış olan bu emekli öğretmen,
bir kendi çocuklarına, bir de etrafını saran torunlarına baktı… Toplumun her
kesiminden öğrencileri geldi gözünün önüne: Varı, yoku, acıyı, mutluluğu daha ilkokul çağlarında tadan, yaşayan ve öğrenen öğrencileri… Şimdi bu çocuklar, sevinmesini unutmuş, varlığın kıymetini bilmez, yokluğu görmemişler.
Emekli öğretmenin kendi çocukları, kendisiyle çocukları arasında kalmıştı. Oğlu, yırtık pantolonlu oğlundan dolayı mahcubiyet çekerken, biraz da babasından anlayış
bekler bir hali vardı.
Kızından olan torunları henüz
daha küçük olduklarından, onlara
özenerek seçip aldığı kıyafetleri paketten açarken, çocuklar oralık bile
olmadılar. Dışa yansıtmamaya gayret etse de, gücüne gitmişti. Hâlbuki çocukların, büyük bir sevinçle
İ
❬
❬ 07 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
Mahmut AŞKAR
dosya
Yırtılmışın, parçalanmışın en kötüsü ve
tamiri mümkün olmayanı da, dildir.
Görüyorum ki, pantolonun yırtığını
tercih eden evlatlarımızın dilinde Türkçe’miz de lime lime olmuş dökülürken,
siz de buna seyirci kalmaktasınız.
kıyafetleri hemen giymelerini beklemişti…
Adamın aklı kendi çocuklarına gitti. Bu kadar
kaliteli olmasa da, hediyesini alan her çocuk
sanki dünyalar kendisine bağışlanmış gibi sevinirdi. Demek ki bu çocuklar artık sevinemiyordu. Peki, bunun sebebi ne olabilirdi…. Bu kadar bolluğun, hatta israfın içinde yüzen yetişmiş
torunlarından birisi yırtık-sökük kıyafeti tercih
ederken, daha çocuk yaştaki diğerine alınan hediyeye ilgi duymuyor. Hani giyip de beğenmezlik etse, yaşlı adam anlayacak da… Zaman zaman etrafında halka oluşturan evlatlarını anlamaya, hâl ve hareketlerinden onları çözmeğe çalıştı. Farklı bir kültürün ve buna bağlı hayat anlayışının hâkim olduğu buralarda yetişmenin
getirdiği değişimin yanısıra, içinde bulundukları refah düzeyi, onları farklılaştırmıştı. Bir de,
sözde dünya görmüş anne-babalarının aşırı ve
yanlış ilgisi, çocukların neredeyse herşeyden
doymalarına sebep olmuştu.
Yaşlı adam düşünceye dalınca, kızının dikkatini çekti:
-Neyin var baba senin? Seni derin düşüncelere daldıran nedir?
Meslek hayatı boyunca yüzlerce çocuğun
eğitimine ve kimliğinin oluşumuna katkıta bulunmuş tecrübeli baba dedi ki:
-Sizden sonraki çocuklarımızdır kızım… Biraz şaşırdın değil mi? Bak anlatayım: İtiraf edeyim, kendi torunlarımı ilk defa bu kadar yakından tanıma imkânı buldum. Zaten uzun zamandır da görmemiştim. Mesele, birinin yırtık
pantolon giymesi, diğerinin kulağına küpe takması veya ötekinin saçını şöyle veya böyle kestirmesi değil… Bu çocukları siz değil; seyrettikleri filmler, oynadıkları oyunlar ve oyuncaklar
ve neticede sizin dışınızdaki sosyal çevre bunları şekillendirmiş, siz de seyretmişsiniz. Bu çocuklar son derece mutsuzlar! Sevinmesini bilmiyorlar çünkü bunlara ‘yok’u tattırmamış ve
‘yok!’ dememişsiniz. Kendi mutfağımızın hazzına varmadan dışarıdan hazır yiyeceklerle beslenmelerini adeta teşvik etmiş, onları buna alıştırmışsınız. Bunlardan da önemlisi; sizin çocuklarınızın davranış biçimleri ne kendimize ne de
başka milletlere benziyor. Her kültürün kendine has davranış biçimleri var. Mesela kendisinden büyüğün karşısında ayak ayaküstüne atmamak gibi bir kural var mı Alman kültüründe?
Erkek kardeşin büyüğüne “ağabey” veya “abi”,
kızkardeşin de büyüğüne “abla” demek gibi bir
adetleri var mı?
Babasını pür dikkat dinleyen kızı, kesin bir
ifadeyle “hayır” dedi. Babasını dediklerine kulak kabartan oğlu da; “Ama baba sen de dâhil,
hepimiz gençlik yaşadık. Her devrin kendine
has modası var. Şimdi de, yırtık kot pantolon
giymek moda oldu.” dedi.
Hayat tecrübesiyle dolu adam, çocuklarını
dinledikten sonra kaldığı yerden devam etti:
-Sevgili evlatlarım, yırtılan keşke sadece pantolon olsaydı... Fakat o pantolondaki yırtık, aslında bizim medeniyet kalemizin surlarında açılan bir gediktir. Nakış nakış dokuduğumuz törelerimizin, tıpkı şu pantolondan
sarkan iplikler gibi, ilmik ilmik sökülüşüdür. Aslında anlayabilseniz,
haya perdemize atılan bir bıçak izi,
haremimize indirilen hançer yarası gibidir, çocuklarımızın özene
bezene giydikleri şu yırtık pantolonlar. Bu gidişat, bu boyun eğme,
irademizin ipotek altına alınmasından başka ne olabilir... Bu çılgınca tüketime ne zaman “kafi!”
diyeceksiniz? Cimrilik gibi israfın
da haram olduğunu, bu çocuklar
sizden duydular mı hiç?
Yırtılmışın, parçalanmışın en
kötüsü ve tamiri mümkün olmayanı da, dildir. Görüyorum ki,
pantolonun yırtığını tercih eden
evlatlarımızın dilinde Türkçe’miz
de lime lime olmuş dökülürken,
siz de buna seyirci kalmaktasınız.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 08 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
haber
IGMG Kadınlar Teşkilatı Başkanı Hatice Şahin
Nasıl Bir Mirasa Sahip Olduğumuzun Farkında Olmalıyız
GMG Kadınlar Teşkilatının (KT)
2014-2015 sezonunun ilk Bölge
Başkanları Toplantısı (BBT) yoğun
bir katılım ve heyecanla gerçekleşti. 35
bölgeden, 28 Bölge Kadınlar Teşkilatı
Başkanı (2’si vekil) ve 22 İrşat Başkanı
(8’i vekil) katıldı.
Toplantı, Bremen Bölgesi yeni KT
Başkanı Fatma Kutluay hanımefendinin
açılış Kur’an-ı Kerimi ile başladı.
KT Başkanı Hatice Şahin konuşmasına “NASIL BİR MİRASA SAHİP OLDUĞUMUZUN FARKINDA OLMALIYIZ. Gemi limana varana kadar
terk edilmez. An o andır. Biz yorulmak için varız. Nelere vesile olduğumuzun farkında değiliz” sözleriyle başladı.
Son BBT’den itibaren yapılan
çalışmalar, eğitim kurslarının önemi, Ramazan faaliyetleri, teşkilatlanma, açılan yeni okullar, İrfan
Evleri, 11. Kur’an-ı Kerim Yarışması için yapılacak hazırlıklar, Kurban kampanyası ve 2015’te desteklenecek projeler hakkında bilgiler
verildi.
Sosyal Hizmetler Başkanı Selma Zor sözlerine Hz. Hatice’nin
“Allah’ım beni kendine ve sevdiğine yakın kıl” sözleriyle başladı.
Selma hanım kurban kampanyası, kampanya raporları ve cenaze
yıkama kursu konuları hakkında
bilgi vererek konuştu. “Kurban
kampanyasına çok önem verdiklerini belirterek hayır işleri için başlattığımız kampanyalara hep birlikte imza atalım” sloganı ile kampanyamızın son gününe kadar titizlikle
takip edilmesine vurgu yaptı. 2. Elbise projesi aktuel 450.000 cıvarında olduğunu bildirdi. Özel olan ve
camilerimize artık küçük konteyner konularak bu toplananlar ile
başka projelerimiz destekleneceğini
bildirdi. Yeni yılda alt projesinin
“Hasenat” hazırlık aşamada olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.
AT Sosyal Hizmetlerden İbrahim Kaygısız, Genel Merkeze üye-
I
lik hakkında sunum yaptı. “Küçük damlalardan büyük göller oluşur. İnandığımız şeyler uğruna fedakarlık yapıyorsak,
karşımızda hiçbir engel kalmaz, bu dava
aşktır. Çalışmalarımızdan sonuç almak
istiyorsak kendimize inanacağız. Aidiyet
ve mensubiyet bilincini oluşturmalıyız”
dedi.
Hasene Derneği Başkanı Mesut Gülbahar, kumanya kampanyasının sloganıyla sözlerine başladı, “unutma, unutturma” diyerek mazlum ve mağdurların
daima yanında olmamız gerektiğini vur-
guladı. Kurban Kampanyasının önemini
anlatan Mesut Bey, “Kurbanla Allah’a
yaklaşırken, paylaşmayı öğretelim” sözleriyle sonlandırdı.
KT Teşkilatlanma Başkanı Hacer
Demiray; “Cihat her nefeste farzdır, hayatım her şeyim Alemlerin Rabbi içindir. Çok mübarek günlerdeyiz. Sara, Asiye annelerimizin mücadelelerini örnek
almalıyız. Hizmette asıl olan samimiyettir. Sağlık ve boş zaman, değerini bilmediğimiz iki eşsiz nimet. Kurtuluşun şartı
iman, kul olmanın şartı amel-i salihtir.
“Ruhumuz bedenimizden ayrılmadan
Allah gayretlerimizi durdurmasın inşallah” sözleriye Bölge Başkanlarına yol
gösterdi.
KT Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı
Zehra Akdeniz, camilere üyelik konusunda ne gibi çalışmalar yapılabilir hususunda başkanlara fikirler verdi. Bilançoların durumu, çalışma takvimleri
BYK, ŞYK ders takibi, bölge karne değerlendirmesi konuları hakkında bilgi
verdi. Camilere üyelik konusunda seminer verdi.
KT Eğitim Başkanı Handan
Yazıcı “ne mutlu sicili sağ elinden
verilenlere! Gayretlerimizin neticesini mahşer alanında yaşayacağız
inşaallah” sözleriyle konuşmasına
başladı. Eğitim bilgilendirme, tatil
kursları, İslami ilimler kursları,
YEK, Hocahanımlar İleri Eğitim
kursu, eğitim ve sosyal hizmetler
fuarı, kurum çalışmaları ve çocuk
kulübü hakkında bilgi verdi.
Hatice Çevik selamlama videosu izletildi. Hac’da görev yapan 5
genel merkez ve 23 bölgeden kutsal topraklara hizmet için gönderilen görevliler ve hizmetleri hakkında bilgi verildi. Medine’den Safiye
Gül: “Yüce dinimiz İslam’ın doğduğu, Peygamber Efendimizin ve
her biri birer yıldız olan sahabelerin üzerinde yürüdüğü yerlerden
sizleri Allah’ın selamı ile selamlıyorum.
İslam kardeşliğinin ne demek
olduğunu mahşerin provasında
burada yaşıyoruz.” sözleriyle duygularını dile getirdi.”
Erasmus staj hareketliliği ile
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden staj için gelen öğrenciler
Rukiye Bozatlı, Perihan Özer,
Merve Pabuççu ve Ayşe Sena
Genç; Afrika, Amerika, Asya ve
Avrupa kıtalarındaki Müslümanların durumu hakkında bilgi verildi.
BBT toplantısını 2 gün boyunca dolu dolu geçiren Kadınlar Teşkilatı Bölge Başkanlarının dilek ve
temennileriyle sonlandı.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Selam
Habib YAZICI
[email protected]
elam barış ve esenlik dileğidir. Her toplumda o toplumun mensupları arasında
iletişimin ilk adımı selamdır. Bu genel geçer toplumsal kaide İslam toplumları için de geçerlidir. Müslümanlar kendi aralarında veya Müslüman olmayan toplumlarla Kur’an’ın ifadesi ve
Efendimiz (s.a.v)’in uygulamalarını temel alarak
selamlaşırlar.
Arap dilinden neşv-ü nema bulmuş ve dünya
müslümanlarının ortak parolası haline gelmiş bu
ifade “Es-Selamu Aleykum”dur. Aslında açılımı
“Selamu-l-lahu Aleykum” olan bu hitabın dilimizdeki anlamı ise “Allah’ın selamı üzerinize olsun” demektir.
“Es-Selam” Esmau-l Hüsna’dandır. Yani Allah
(c.c)’nun doksandokuz güzel isminden biridir. Mana olarak da mutlak barış ve esenliğin kaynağı, teslimiyet ve saadetin menbaı anlamlarını ihtiva etmektedir. Allah’a karşı kayıtsız şartsız teslimiyet
gösteren her canlı bu barış ve esenlik kaynağından
beslendiğinde hem kendi ile hem de Rabbi ve çevresindeki mahlukatla barış ve esenlik temelli ilişki
kurabilecektir. Kozmik düzenin mükemmel ahenk
ve işleyişinde işte bu temel teslimiyet prensibi bulunur. İşte bu prensiplerin insanı inşa etmek üzere
vaz edilmiş halinin adı da İslam’dır!
Hergün eda ettiğimiz beş vakit namazın ilk ve
son oturuşlarında okuduğumuz “Tahiyyat” duasında Allah’ın Efendimiz (s.a.v)’i selâmlamasına Efendimizin cevabı “Es Selamu Aleyna ve ala ibadillahis-Salihîn” olmuştur. Sebep ise aşikardır. Farz namazlardan sonra müezzinin haykırdığı hakikat bize
Allah’ın bizatihi “Es-Selam” olduğu ve selamın Al-
S
❬
❬ 09 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
dosya
Es Selam’ın himayesi altında Dar-us-Selam’ı bina etmek isteyen Müslüman “elinden
ve dilinden diğer insanların selamette olduğu” kişidir. Cennete girebilmenin yolu da
içinde yaşadığımız toplum, ülke ve dünyadaki tüm müslümanları seven bir mümin
imanına sahip olmaktan geçmektedir.
lah’tan olduğudur. Bu sebeple bizatihi Zatı Selam
olan Allah’a selam verilemezdi. Onun Zatına verilemiyen selamı Efendimiz “Selam bizim ve Allah’a
kulluk eden Salih müminlerin üzerine olsun” diyerek almıştır.
Selam İbrahim’in misafirlerinin ifadesi olduğu
gibi Cennet bahçelerine alınacak olan müminlere
Cennet bekçisi meleklerin de hitap şeklidir. “Selamun Aleykum tıbtum fadkhuluha khalidîn”. Yani
“girin size Rabb’imiz tarafından vadedilen Cennetlere. Selam sizlerin üzerinize olsun. Hoş geldiniz.
Girin ve orada ebedi kalın”. Bu anlamda Cennet
Daru-s-Selam, yani barış ve esenlik yurdudur. Bu
güzel yurdu ahiretinde elde etmek isteyen müminler Daru-s-Selam’ı dünyalarında bina etmelidirler.
Es Selam’ın himayesi altında Dar-us-Selam’ı bina etmek isteyen Müslüman “elinden ve dilinden
diğer insanların selamette olduğu” kişidir. Cennete
girebilmenin yolu da içinde yaşadığımız toplum,
ülke ve dünyadaki tüm müslümanları seven bir
mümin imanına sahip olmaktan geçmektedir. Bu
aşkın davanın yolcusunun elindeki anahtarlardan
biri de “selamı yaymak”tır. Selamı yaymak kuru bir
ifadeden ibaret olmamalıdır. Selamla beraber emniyet ve barışı da yaygınlaştırmalı; huzur ve güven
içinde yaşayan insanlardan oluşan bir toplum inşa
etmeliyiz. Bu inşa hareketi bizi birbirimize sevdirecek, imanımızı gerçekten inanmış mümin imanı
olgunluğuna ulaştıracaktır. İşte bu cehdin neticesi
dünya ve ahirette esenlik yurdudur.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm okurları ve müslümanları Allah’ın selamı ile selamlıyorum.
Es-Selamu Aleykum!
IGMG Hessen Bölgesi
Hanau Cemiyeti Kapılarını ve
Gönüllerini Misafirlere Açtı
GMG Hessen Bölgesi Hanau Cemiyeti her
sene olduğu gibi bu sene de 3 Ekim tarihinde Camii kapılarını İslam’ı ve Müslüman’ları tanıtmak için açtı.
Belediye ve Kilise yetkililerinin yanı sıra yerel halk tarafından Açık Camii Günü etkinliğine yoğun ilgi vardı.
Etkinliğe katılan Misafirlere Camii de günlük gerçekleşen faaliyetler, Cemiyetin haftalık
düzenlediği programlar ve Müslümanların yaptıkları ibadetlerden bahsedildi.
Ayrıca bu senenin Açık Camii Günü sloganı olan ‘Sosyal Sorumluluk – Müslümanlar toplumda inisiyatif alıyor’ konusu hakkında da misafirlere tanıtım yapıldı.
İkindi namazını müteakip yapılan Çay ve
Pasta ikramının ardından sona eren programdan memnun bir şekilde ayrılan misafirler
Program Sorumlularına teşekkürlerini sunup
seneye yapılacak programı sabırsızlıkla beklediklerini dile
getirdiler.
I
“Uygulamalı Din Hizmetleri–Sertifika B” Semineri Tamamlandı
İTİB Akademisi tarafından, Almanya’da bulunan üniversitelerin ilahiyat bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak yapılan “Uygulamalı
Din Hizmetleri Modül B” eğitim seminerinin ikinci aşaması, gerçekleştirilen sertifika
programı ile sona erdi.
Seminerde Frankfurt ve Münster Üniversiteleri İlahiyat Bölümlerinden katılan 16 öğrenciye “Dini Sosyal Hizmetlerin Temelleri,
Kur’an-ı Kerim, Kur’an-ı Kerim Öğretim
Metodları, Cami İçi Din Hizmetleri Mesleki
Uygulama ve Din Bilgisi, Cami İçi Dini Bilgiler Eğitimi İlke ve Yöntemleri ile Materyal
Tasarımı, Manevi Rehberlik ve Danışmanlık” konularını kapsayan 140 saatlik ders verildi.
DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat
Yaşar Aşıkoğlu, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Suat Okuyan ve Yönetim Kurulu
D
Üyesi Ramazan Ilıkkan‘ın katıldığı Uygulamalı Din Hizmetleri – Sertifika B kapanış
programı Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
DİTİB Akademisi sorumlusu ve Eğitim,
Araştırma ve Yayın Hizmetleri Merkezi Müdür Vekili Taner Yüksel, Kastamonu Eğitim
Merkezi Öğretim Görevlisi Cihan Eker ve
öğrencileri temsilen Kübra Usta seminer hakkındaki duygu ve düşüncelerini aktardılar.
Prof. Dr. Aşıkoğlu yaptığımız iş güzel,
doğru bir iş, iyi yoldayız
Seminerle ilgili duyduğu memnunniyeti
dile getiren DİTİB Genel Başkanı Prof. Dr.
Nevzat Yaşar Aşıkoğlu şöyle konuştu: “Gözleri ışıl ışıl parlayan, heyecan içerisinde olan
öğrencilere hitap etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bir ay boyunca dersler aldınız, eğitiminize takviye olacak şekilde bilgiler edindiniz. Bu edinmiş olduğunuz bilgilerden ve burada bulunmaktan mutlu olmanız bizi de son
derece mumnun etti. Demek ki yaptığımız
iş, güzel, doğru bir iş, iyi yoldayız. Seminerlere katılarak almış olduğunuz bilgiler eğitiminize destek niteliğindedir. Çok güzel bir
çalışma neticesinde A ve B programları tamamlandı, inşallah C kurunda da sizlerle birlikte olmayı arzu ediyor, üniversite ve bundan sonraki hayatınızda başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.”
“Uygulamalı Din Hizmetleri – Sertifika
B” kapanış programı öğrencilere sertifikalarının verilmesi ile sona erdi.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 10 ❭
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
haber
153.374 Hisse Kurbanla
3 Milyondan Fazla İnsana Ulaşıldı
2
010 yılında kurulan Hasene Derneği bu sene beşincisini düzenlediği kurban kampanyasıyla yeni
bir rekora imza attı. Her yıl kurban hisse sayısını artıran dernek geçtiğimiz seneye oranla yaklaşık 20
bin daha fazla hisse toplayarak 153 bin 374 hisse kurbanı 4 kıtada, 86 ülke ve bölgede, 411 gözlemci nezaretinde üç milyondan fazla ihtiyaç sahibine ulaştırdı.
Ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri olmak üzere Avusturalya ve Kanada’dan toplanan kurban hisseleri Afrika
kıtasındaki ülkeler yoğunluklu olarak, Asya, Orta ve
Güney Amerika, Ortadoğu ve Balkanlar’daki onlarca
ülkede milyonlarca mazlum ve mağdura umut oldu.
Yoğun bir çalışma dönemi geçiren Hasene derneği
bölge temsilcileri kendilerine verilen hedefleri aşarak
bir başarının altına imza attı. 411 kurban gözlemcisi
bulundukları ülke ve bölgelerde yaptığı çalışmalarla
kurban kampanyasına ve kampanyanın tanıtımına
destek sağladı. Toplanan kurban hisseleri kıtalara ve
ülkelere ayrıldı. 153.374 hisse kurbanın 92.323’ü Afrika kıtasında 37 ülkede, 32.949’u Asya kıtasında 21
ülkede, 4.351’i Balkanlar’da 12 ülke ve bölgede,
1.680’i Güney Amerika’da 7 ülkede ve 22.071’i Ortadoğu’da yer alan 9 ülkede yaşayan ihtiyaç sahiplerine
dağıtıldı. Kesim ve dağıtımlara bizzat katılan gözlemciler görev yaptıkları ülkelerde binlerce km mesafe katederek çalışmaları yerinde takip etti. Yetimler, dullar,
Kur’an kursu öğrencileri, fakir aileler, hastalar, ihtiyaç
sahipleri, yaşlılar ve öğrenci yurtlarına ulaştırılan kurban etleri vesilesiyle dualar alındı. Her bir aileye en az
3,5 kilo olmak kaydıyla 5 kiloya kadar kurban etleri
pay edildi.
“Kurbanla yaklaş ve paylaş” sloganı ile yürütülen
kurban kampanyasının Türkiye ayağında ise çalışmalar 66 ilde yapıldı. Toplam hisse sayısından 20.300
hisse kurban Türkiye için ayrıldı. Sivas, Şanlıurfa, Artvin, Aydın ve Elazığ illeri olmak üzere 5 ilde yapılan
kesimler diğer illere dondurucusu bulunan tırlar aracılığı ile ulaştırılarak ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Suriye’de yaşanan savaştan dolayı ülkelerini terketmek
zorunda kalan ve Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin bulunduğu illere ağırlık verildi. Gaziantep’te
merkez, Nizip, Islahiye ve Karkamış; Şanlıurfa’da Akçakale, Harran, Ceylanpınarı, Viranşehir ve Suruç; Kilis ve Osmaniye olmak üzere buralarda bulunan Suriyeli mültecilere kurban etleri dağıtıldı.
Kurban kampanyasını ve toplamda ulaştıkları kurban hisse sayısını değerlendiren Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar bunun açık bir teveccüh olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: “153 bin 374 hisse
kurbanın toplanması yardımseverlerin bize olan teveccühünü ve güvenini yansıtmaktadır. Dünyanın farklı
kıtalarında, farklı ülke ve bölgelerinde farklı mağduriyetler içerisinde yaşayan 3 milyondan fazla insana ula-
şacak bir çalışmayı organize etmek ve bu organizeyi
süreli bir zamanda tamamlamak büyük bir iş. Kampanyayı başarıyla tamamlamış olmanın, milyonlarca
insanın duasını almanın huzurunu yaşıyoruz.”
Yaptığı değerlendirmede Avrupa’ya akın eden mültecilerin dramını da dile getiren Gülbahar kurban
kampanyasında Avrupa’da yaşayan mültecilere de yardım yaptıklarını söyledi: “Geçtiğimiz sene İtalya yakınlarında kendilerini getiren geminin batması sonucu hayatını yitiren 366 mülteci Avrupa’ya daha iyi bir
yaşam hayali ile yola çıkmışlardı. Avrupa’ya mülteci
akını halen devam ediyor. İnsanlar büyük tehlikeler
atlatarak Avrupa ülkelerine sığınmaya çalışıyor. Dünyanın farklı yerlerindeki sıkıntılardan kaçarak umuda
yolculuk başlatan mültecilerin yolculukları kimi zaman hedeflerine ulaşmadan tamamlanıyor; şanslı
olanlar Avrupa’ya ulaşıyor ama bu defa kendilerini neyin beklediğini bilmediği bir tabloyla karşı karşıya kalıyorlar. On binlerce km mesafe uzakta yaşayan mağdurları gözetirken yanıbaşımızdaki mağdurları unutamazdık. Bulunduğumuz ülkelerde de sosyal sorumluluğun bir gereği olarak kurban kampanyası kapsamında Herford ve Kerpen’de mültecilerle bir araya geldik
ve onlara kurban etlerinden ikram ettik. Herford’da
30 mülteci çocuğa değişik hediyeler verdik ve 120
mülteciye kurban eti ikramında bulunduk. Kerpen’de
içlerinde Suriyeli, Çeçen, Boşnak, Bangladeşli, Hindistanlı ve Afrika’dan mültecilerin bulunduğu 170 kişilik mülteci yurdunda kurban eti dağıttık. ”
Kurban kampanyasının sosyal sorumluluğu artırıcı yönüne vurgu yapan Gülbahar bu çalışma toplumlarda yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma bilincine
büyük katkı sağladığını söyledi ve çalışmaya destek veren herkese teşekkür etti: “Dünyada savaşlar ve zulüm
insanların yerlerinden yurtlarından ettiği gibi milyonlarca insanı bir lokma ekmeğe muhtaç ve mağdur ediyor. İslam dini barış dinidir. İslam’ın kelime manası
barış ve esenlik demektir. Müslümanlar kendilerini
Allah’a yakınlaştıran bir ibadet olarak kurbanları kimsesiz, yoksul ve aç olan insanlara yollamakla dünyadaki kardeşliğin ve barışın artmasına katkı sağlamaktadır. Dünyada milyonlarca insan açlık çekiyor. Bu
mağduriyetlere dur diyecek, paylaşmayı gündemde
tutacak çalışmalara ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.
Yeryüzünde barış ve huzurun oluşması için bu tür
paylaşma ve dayanışma örneklerinin artması gerekmektedir. Aslolan mazlum ve mağdurlara umut olmaktır, ki bu çalışmalarımız bu umudu kıtalar ötesine
taşımıştır. 3 milyondan fazla ihtiyaç sahibine ulaşmamıza vesile olan, kampanyamıza destek veren başta
gönüllülerimiz ve gözlemcilerimiz olmak üzere tüm
hayırseverlere teşekkür ediyoruz. Allah kurbanlarınızı
kabul etsin.”
M
Mazlum
azlum vve
eM
Mağdurlar
ağdurlar İçin El Ele
IGMG S
Sosyal
osyal Y
Yardım
a dım Derneği
ar
IGMG HilfsHilfs- und S
Sozialverein
ozialverein e
e.. V
V..
T +49 2237 92942-11 | F +49 2237 92942-42
haseneorg
www.hasene.org | [email protected]
[email protected] |
www.hasene.org
haseneor
g
7(ù(..h5/(5
.XUEDQ.DPSDQ\DVÕ¶QGDD÷ÕUOÕNOÕ$YUXSDROPDN]HUH$YXVWUDO\DYH
.DQDGD¶GDQWRSODQDQKLVVHNXUEDQ$YUXSD¶QÕQIDUNOՁONHOHULQGHQ
J|]OHPFLQLQNDWÕOÕPÕLOHWRSODPONHYHE|OJHGH7UNL\H¶GHLOGHNHVLPYH
GD÷ÕWÕPODUÕJHUoHNOHúWLUGLNYHLKWL\DoVDKLSOHULQHXODúWÕUGÕN
PLO\RQGDQID]ODLQVDQDXODúDQEXoDOÕúPDSD\ODúPDGD\DQÕúPDYH
\DUGÕPODúPDQÕQHQJ]HOWLPVDOLROPXúWXU.XUEDQNDPSDQ\DVÕQDGHVWHNYHUHQ
J|]OHPFLYHJ|QOOOHULPL]HED÷ÕúWDEXOXQDQKD\ÕUVHYHUOHUHWHúHNNUHGL\RUX]
Fotoğraf: Kırgızistan, 2013
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 12 ❭
haber
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
UETD Hessen Bölgesi 2014/15 Çalışma Yılı İlk
Bölge Toplantısını Stadtallendorf’ta Yaptı
ETD Hessen Bölgesi 2014/15 çalışma yılı
ilk bölge toplantısını Stadtallendorf ’taki şube merkezinde gerçekleştirdi.
Şube yönetim kurulu üyeleri ile gençlik ve kadın
kollarının tamamının katıldığı toplantı tanışma, çalışma prensipleri, birim başkanlıkları istişare toplantıları, genel bilgilendirme ve değerlendirmelerle bugüne kadar görülmemiş bir verimlilikte cereyan etti.
Katılan herkesin heyecan ve çalışma motivasyonunu arttıran bu tür toplantıların daha sık yapılması
gerektiğinde bütün katılımcılar hemfikir oldular.
U
Rheinland-Pfalz
Eyaletinde
Göç ve Uyum
Meclisleri Seçimi
ısa adı TGRLP olan “Türkische Gemeinde Rheinland-Pfalz”, 23 Kasım
2014 tarihinde Rheinland-Pfalz eyaletinde yapılacak “Göç ve Uyum Meclisleri” seçimlerine dikkat çekerek kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyor.
Konuyla ile ilgili TGRLP Başkanı İhsan
Altındaşoğlu yapmış olduğu açıklamada:
“TGRLP olarak her beş yılda bir yapılan ‘’Göç
ve Uyum Meclisleri’’ (Beirat für Migration
und Integration) seçimlerini önemsiyoruz.
Başta Türk Vatandaşları olmak üzere tüm yabancı kökenlilerin katılmalarını önemle tavsiye ediyoruz. TGRLP olarak her şehirde aday
olacak arkadaşları bilgilendirme ve son yıllarda
elde ettiğimiz tecrübe ve bilgilerimizi paylaşma
hizmetini devam ettirmekteyiz. Türk kökenli
vatandaşların mutlaka sandığa giderek kendi
tercihlerini
yansıtarak
demokratik
haklarını kullanmalarını tavsiye ediyoruz”.
Göç ve Uyum Meclislerinin başlıca görevleri toplumun içinde yaşayan tüm milletlerin
bir arada barış ve huzur içinde yaşamaları için
sorunlarıni siyasi arenada gündeme getirip çözüm imkanlarını tesbit etmektir. Bu meclisler
din, kültür, ırk ve vatandaşlık farkı gözetmeden entegrasyon sürecini teşvik ederek siyasi ve
toplumsal katılımı sağlamakla görevlidir. Yabancı kökenli insanlar ile alakalı tüm konuları
belediye meclisleri, yerel yönetim idaresi ve kamuoyuyla paylaşarak ortak çözümler arar.
Başkan Altındaşoğlu devamında şunları
kaydetti: “Bu yıl yapılacak seçimlerde bazı yeniliklerin olduğunu bütün bunların tamamını
bağlı oldukları şehir yetkililerinden öğrenebilecekleri gibi seçimi organize eden AGARP’tan
da temin edebilirler.
Bu seçimlerde önemli bir yeniliği hatırlatmak isterim. 16 yaşından gün almış göçnem
veya göçmen kökenli gençlerde oy kullanabileceklerdir.
TGRLP olarak bu seçimleri çok önemsiyoruz ve tüm göçnem veya göçmen kökenli insanımızın seçimlere katılmalarını bekliyoruz”
dedi.
K
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 13 ❭
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
haber
Yunus Emre Enstitüsü Wustrau ve Mannheim‘da “Türk-Alman Müzik Etkileşimleri” Konserleri Yaptı
arihsel yönleriyle Türk-Alman Müzik etkileşimleri iki konserle gösterildi. İlk konser
Yunus Emre Enstitüsü ile Brandenburg
Prusya Müzesi tarafından ortaklaşa düzenlendi. Etkinlik tarihi Wustrau Klisesinde yapıldı. Konserde
Clemens Flick yönetiminde‚ Kapelle Schloss Seehaus’ yeraldı. Konser Almanlar tarafından büyük ilgi gördü ve 500 seyirci tarafından takip edildi. Prusya Müzesi Başkanı Dr. Bödecker yaptığı
açılış konuşmasında, sergi süresince yapılan etkinliklerde doğu-batı etkileşimi konusunun ilgi uyandırdığını gördüklerini söyledi. Konser Müzikolog
Dr. Jost Lehne tarafından yapılan bir sunum ile
başladı. Ardından verilen müzik şöleninde rönesanstan klasik döneme, doğu etkisinde oluşan opera ve bale müziği örnekleri vokal ve oda müziği şekliyle icra edildi. Konserde, Oswald von Wolkenstein, Orlando di Lasso, Jean-Baptiste Lully, W. Amadeus Mozart‘ ın eserleri çalındı ve seslendirildi. Prusya Müzesinde Yunus Emre Enstitüsü işbirliğinde sekiz ay önce açılan ‚Brandenburg-Berlin’de
Türkler ve Tatarlar’ sergisinin kapanış programları
T
çerçevesinde yapılan etkinlik, Prusya Müzesinde
yapılan sergi süresince, Yunus Emre Enstitüsü ve
Prusya Müzesi ortaklaşa konferans, konser ve kitap
çevirisi faaliyetlerinde bulunuldu.
Mannheim’daki Konserde Türk Müziğine Avrupa etkisi gösterildi
Mannheim Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz’un
himayelerinde gerçekleşen ikinci etkinlikte ise, Dr.
Evren Kutlay ve Mannheim Akademie Kuartet sahne aldı.
Mannheim’ın ünlü kültür salonu olan Rosengarten’da gerçekleşen konser, ‚Dersaadet’te Avrupa
Müziği‘ adını taşıdı ve Osmanlı Devletinin son dönemlerindeki batı müziği etkisini yansıtıldı.
Köln Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Köln
müdürü Dr. Yılmaz Bulut açılış konuşmasında;
Müziğin Dil gerekmeden diyaloğa yaptığı katkıyı
iki ayrı konserle ortaya koymaktan duyduğu memnuniyeti belirtti.
Konserde G. Donizetti, C. Guatelli, Sultan Abdülaziz, Sultan IV. Murat, Yesevizade Ahmed Necip Paşa, Italo Selvelli‘den seçilen eserler icra edildi.
TÜRKÇE
ÖĞRETEN
SÖZLÜK
(2 Cilt)
Tür kçe Öğre te n Söz lük çocuklara ve gençlere Türkçenin
özünü kavramalarını, doğru ve güzel konuşup yazmayı
öğrenmelerini sağlayacak bir başvuru kaynağıdır.
T ürkç e Öğr eten Sözl ük’ü kullananlar aradıkları sözcüğe
anında ulaşabilecekleri gibi hem de söz konusu sözcükle
aynı sayfada bulunan diğer sözcüklere de göz atarak
kelime hazinelerini geliştirme fırsatı bulacaklardır.
T ürkç e Öğr eten Sözl ük’te yaklaşık 10.000’i aşkın madde
başı sözcük, 25.000’e yakın tanım cümlesi, 15.000’i
40,-€
Almanya İçi Posta
Ücreti Dahil
aşkın örnek cümle, 1000’i aşkın resim, binlerce eş ve
yakın anlam ile karşıt anlam maddesi, atasözü, deyim ve
özdeyiş bulunmaktadır.
Sözlüğün her sayfasında, ulusal kültürümüzün
değerlerinden Nasrettin Hoca’yla ilgili en az bir resim ve
buna ilişkin örnek bir cümle yer almaktadır.
21x25,5 cm Büyük Ciltli
Renkli resimli
Sıvama kapak
2 Cilt 1288 Sayfa
Sipariş İçin: [email protected] · Handy: 0171-1970212
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 14 ❭
haber
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
IGMG Köln Gençlik Teşkilatı “Abi Kardeş’’ Kampına İlgi Büyüktü
GMG Köln Gençlik Teşkilatları Avrupa sathında bir ilki
gerçekleştirerek “Abi Kardeş’’ çok katılımlı dev bir organizasyona imza attı.
Sosyal sanal medyadan zengin bir reklam patlamasıyla hedefi yüksek tutan gençler, üç günün sonunda Köln’e geri döndüler.
İlahiyatçı Ömer Döngeloğlu, TRT sanatçısı Bekir Develi,
sanatçı Mustafa Cihat, Hilaltv`den Nur Haktan Köln Gençliğinin proğramını sosyal sanal hesaplarından duyurdular.
IGMG Avrupa üst düzey bazı yönetici ve sorumluları ilk
olan etkinliği yerinde inceleyerek Köln gençliğine moral desteği sağladılar.
Köln Bölgesine bağlı tüm cemiyetlerdeki gençler çok özel
hazırlanan eğitim eğlence, çalışma, düşünce kampında uzun
yıllar unutamayacakları üç gün yaşadılar.
Hızlandırılmış üç güne irfan saatinden, köy sohbetine kadar temalar, seçkin isimlerce gençlere sunuldu. Piyanodan, golf
turnavasına bilardodan topla oynanan oyunlara kadar gençler
az zamana çok etkinliği sığdırabildiler.
Proğramın ana sorumlusu IGMG Köln Bölge Gençlik
Başkanı Yusuf Soysal başta IGMG Genel Merkezde geriye dönük Gençlik teşkilatları Genel Başkanlığı yapan 3 ismin katılımı yanında, Avusturalya (Sydney) Bölge Başkanı bir rastlantı
sonucu ziyaret ettiği kampta hayretlerini gizleyemediğini ilettiğini bildirdi.
Yusuf Soysal Köln Bölge Başkan ve yürütme kurulunun
kendilerini ziyaretine oldukça memnun olduklarını belirterek
tüm emeği geçenlere teşekkür etti.
I
İBADETE DAHA FAZLA
ZAMAN AYIRIN DİYE...
HACI ADAYLARININ DİKKATİNE
HEDİYELİK HAC MALZEMELERİNİ
HİZMETİNİZE SUNUYORUZ
Daha Pek Çok Çeşit Hediyelik Hac Malzemesi İle Hizmetinizdeyiz
www.hacdunyasi.de
- HAC'DA YÜK
PROBLEMİNE SON
11.90
- KALİTE GARANTİSİ
- İADE GARANTİSİ
- LÜX HEDİYELİK PAKET
- 20 SET VE ÜZERİ
SİPARİŞLERDE POSTA
ÜCRETİ BİZDEN
Daha fazla bilgi için sayfamızı ziyaret edin veya bizi arayın:
Schützenstraße 5
64283 Darmstadt
zum Festnetztarif. Mo. - Fr.: 10:00 - 17:00 Uhr
*Gilt nur in Verbindung mit einem 24 Monate Laufzeitvertrag. Alle Preis inkl. 19% MwSt. Druckfehler, Änderungen und Irrtümer vorbehalten.
HEDİYELİK SETİMİZDE
BULUNAN MALZEMELER
seccade - takke - kina - tesbih - esans
- misvak - sürme - namaz başörtüsü
iTiBAR
EN
euro'dan
HED
HAC S İYELİK
ETLER
İMİZ
Bonner Straße 40 . 65428 Rüsselsheim Tel: 06142-2309224
Web: www.hacdunyasi.de . E-Mail: [email protected]
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 15 ❭
Selam Olsun
Es-Selam’ın
Kullarına
[email protected]
s-Selam Allah’ın güzel
isimlerinden biridir. O
Es-selamdır; huzur ve
mutluluğun kaynağıdır. Müslüman kalıcı huzur ve mutluluğu
arayan kişidir. Namazlarımızın
içerisinde okuduğumuz ‘Rabbena’
duasıyla hem bu dünyada hem de
ahirette iyilik ve güzellikler istediğimizi dillendiririz. Bu iyilik ve
güzelliklerdir, bizlere huzuru ve
mutluluğa taşıyacak olan; akıbetimizi/ahiretimizi selamete çevirecek olan. Bu iyilik ve güzelliklerin
ortaya çıkmaması için uğraşanlar,
kötülüğün temsilcisi olanlar ahirette selamet yurduna da ulaşmayacak olanlardır.
Dünyamızın esenliğe ne kadar
da ihtiyacı var; huzura, barışa ve
kardeşliğe. İnsanlık tarihi boyunca
insanoğlu hiç bu kadar kitlesel
tehditlerle karşı karşıya kalmamıştı. Ülkeler silahlanmada birbirleriyle bu derece yarışır hale gelmemiş; güvenlik özgürlüğün önüne
bu kadar geçmemişti. Yaratılmışların en şereflisi olma payesini taşıyan insanoğlunun vazgeçilmez
emniyetleri bu derece ayaklar altına alınmamıştı. Oysa inanç, akıl,
can, mal ve nesil emniyetinin sağlanması zaruri olmalıydı. Bu emniyetlerin sağlanamadığı yerde
huzuru ara ki bulasın. Dünyamıza
adalet, barış, huzur değil; savaş,
terör, anarşi, kargaşa ve zulüm daha hakim. İnsanlar kitlesel olarak
ölüyor, topyekün olarak yerlerinden ve yurtlarından ediliyor.
Dünyanın bir kısmının diğer bir
kısmının sıkıntılarının umurunda
olmadığı bir dünyada huzurdan
bahsedebilir miyiz? Bugün yeryüzünde bir yerde olan bir olay diğer
bir yerinde rahatlıkla duyuluyor;
hatta etkisi oralara kadar ulaşabiliyor. Savaşlardan kaçan insanların
Batı’ya ulaşmak için yaptıkları
yolculuğu bu kabilden sayabiliriz.
Kısaca dünya huzur ve mutluluğu
arıyor. İnsanlık esenliğe ihtiyaç
duyuyor.
Kendilerine İslam’a nispet
eden birilerinin ortaya koyduğu
E
Murat KUBAT
olumsuz tavırlar İslam’a mal edilemez; tüm Müslümanlara teşmil
edilemez. Kötü örnekler üzerinden birileri bugün İslam olumsuz
kelimelerle özdeşleştirmeye çalışıyor. İslam da Müslüman da malesef yanlış kelimelerle anlatılıyor ve
anlaşılıyor. Birileri tanımak için
değil tanımlamak için gayret sarfediyor; İslam’ı selam anlamı dışında görmek ya da göstermek istiyor. İslam ve ona tabi olan Müslümanlar her ne kadar kötü gösterilmeye çalışılsa da Es Selam’a
iman etmiş, İslam’ı kabul etmiş
Müslümanlar dünyada barış ve
huzurun hakim olmasını istiyor.
“Aranızda selamı yaygınlaştırınız”
diye tavsiyede bulunan bir Peygamberin ümmetidir onlar. Tanımlamayı meslek edinenler, barışın ve huzurun hakim olmasını
tavsiye eden Peygamberi de olumsuz ifadelerle niteleyerek çok kolayca hakaret edebiliyor ve ona
haksızlık edebiliyor.
Hakikat güneş gibidir; ışıkları
ne kadar kapatılmaya çalışılırsa
çalışılsın bir yerden sızdırır. Güneş
balçıkla sıvanmaz. Oysa esenlik
yurduna talip olanlar yakıp yıkmaz. Peygamberi örnek alanlar
bozgunculuk çıkarmaz. Müslüman iyilik ve güzelliği yaygınlaştırmak isteyen kişi demektir; bozgunculuk ve talan yapmak ona yakışmaz. Müslüman olmak selam
ve esenliğin temsilcisi olmak; selamın yayılması için çabalayan kişi
demektir. Müslüman; dünyanın
diğer bir ucunda bir mazlum olsa,
❬
dosya
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
Selam olsun bu dini en iyi şekilde temsil
edenlere. Selam olsun bulunduğu yerde iyilikleri çoğaltabilenlere; barış ve huzura katkı
sağlayabilenlere. Selam olsun anlamı selam
olan bu dini yüreğinde, düşüncesinde, ailesinde ve cemiyette yaşayabilenlere. Selam
olsun selamı yaygınlaştırabilenlere.
bir mağdur bulunsa dini, rengi, ırkı ne olursa olsun onun mazlumiyetinin ve mağduriyetinin ortadan
kalkması için çalışır ve çabalar.
‘Bana ne canım!’ demez, demeyi
kendisine yakıştıramaz. Zira EsSelam olana iman etmiştir. Hem
dünyada hem de ahirette huzur ve
saadeti talep etmektedir. Bunu sadece kendisi için değil tüm insanlık için istemektedir. Bunun için
Müslümanın tarafı bellidir; zulüm
kimden gelirse gelsin zalime karşı
olmak; zulüm kime yapılırsa yapılsın mazlumun yanında yer almaktır.
Bizim mesajımızın özü selamdır. Bizim gerek kendimiz için gerekse de insanlık için barış ve huzuru dileriz. İnsanların insanca
yaşamasını, zulmün ve adaletsizliğin ortadan kalkmasını isteriz.
Kendimiz için istediğimizi tüm
insanlık için istemekten geri durmayız. Yaşadığı toplumda barış,
huzur toplumu olması için çalışır;
iyilik yapmanın ve iyiliği çoğaltmanın derdinde oluruz. Düşüncede, gönülde, eylemde ve toplumsal ilişkilerde hayır öncelikli davranırız. Zira biz Es-Selam’ın kullarıyız.
Selam olsun bu dini en iyi şekilde temsil edenlere. Selam olsun
bulunduğu yerde iyilikleri çoğaltabilenlere; barış ve huzura katkı
sağlayabilenlere. Selam olsun anlamı selam olan bu dini yüreğinde, düşüncesinde, ailesinde ve cemiyette yaşayabilenlere. Selam olsun selamı yaygınlaştırabilenlere.
IGMG Schmelz Şubesinden
Örnek Davranış
GMG RNS Bölgesine bağlı olarak topluma
ve vatandaşlarımıza hizmet etmeyi kendilerine şiar edinen Schmelz Cemiyeti geçtiğimiz günlerde belediyenin yardımlarıyla hizmete
giren Kindergarten`e 350 euroluk katkıda bulundu.
Açılışa Schmelz Belediye Başkanı Herr Armin Emanuel, Landkreises Saarlouisden Herr
Patrik Lauer, Schmelz Milli Görüş Cemiyet Başkanı Hasan Gül ve idarecileri çok sayıda cemaat
ve kurum ve kuruluşlar katıldılar.
Program Belediye Başkanı Herr Emanuelin
açılış konuşması ile başladı. Belediye Başkanı
konuşmasında bu anaokuluna katkıda bulunanlara çok teşekkür etti. Çocuklarımızı geleceğe en
iyi şekilde hazırlanmsı gerektiğini söyledi.
Daha sonra yapılan ikramların ardından açılış gerçekleştirildi.
I
IGMG Alem-i İslam’da
Çocuk Şenliği
slam Toplumu Milli Görüş RNS Bölgesinde hizmetlerini çeşitli alanlarda sürdüren
Ludwigshafen Alem-i İslam Camii bayram
sonrası çocuklara bayram şenliği adı altında
bir etkinlik düzenledi.
İlginin fazla olduğu gözlenen program çocuklar tarafından begeni ile takip edildi. Çeşitli aktivitelerin yanı sıra misafirlere et ikramı
yapıldı. RNS Kadınlar Teşkilatı Başkanı Selime Ökten katılanlara teşekkür etti ve çocukları IGMG`nin Çocuk Kulubüne üye olmaya
davet etti ve faaliyetlerini anlattı.
Programın sonunda çocuklara hediyeler
verilerek bir dahaki programlarda buluşmak
üzere vedalaşıldı.
İ
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 16 ❭
haber
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
Türk Havayolları Nürnberg Havalimanında Bayram Kutladı
THY Nürnberg Müdürlüğünün gelenek haline
getirdiği bayram kutlama programı havalimanında satış bankosu önünde gerçekleştirilmiştir.
Kutlamaya Hava Limanı CEO’su Dr. Hupe ekibiyle, Emniyet Müdürü Lesko ekibiyle, Kule yönetimi, Handling şirketi yetkilileri ve çalışanları, güvenlik birimleri, diğer hava yolu şirketleri ve çalışanları,
acenteler ve yolcular büyük ilgi gösterdiler.
THY Nürnberg Müdürlüğü personelinin büyük
desteğiyle gerçekleşen program havalimanına renk
“
kattı.
Bayramlaşma programı kurumsal ve bireysel ilişkilerin gelişmesinde etkin rol oynamıştır. THY- çevre ilişkisi olumlu etkilenmiş olup daha çekici bir taşıyıcı olma özelliği taşımıştır. Hayatımıza, kültürel
zenginlik katan program çeşitli ikramlar, TK ürününün tanıtımı ve innovativ özellikler ortaya koymuştur.
THY Nürnberg’e 41 yıldır uçmakta ve bölgenin
kalkınmasına ve dünya ile ilişkisinin etkinleşmesine
UETD Almanya Ruhr
Bölge Başkanları
YTB’yi Ziyaret Etti
katkı sağlamaktadır. Avrupa’nın dört defa en iyi ödülünü alan THY aynı zamanda 1. FCN’in ve Nürnberg Messe’nin de clup partneridir.
Kışın günde iki, yazın da günde üç sefere sahip
olan THY Nürnberg Müdürlüğü 2015 yılında oldukça iddialı görünüyor. Yolcu memnuniyetini birinci sıraya koyan müdürlük, ideal uçuş saatlerine sahiptir. Yüksek kalite ve düşük ücretle insanlığa hizmet sunan THY’nın hedeflerini iyi belirlediği dikkati çekmektedir.”
TÜRKÇE
ÖĞRETEN
SÖZLÜK
(2 Cilt)
Türkçe Öğreten Sözlük çocuklara ve gençlere Türkçenin
özünü kavramalarını, doğru ve güzel konuşup yazmayı
öğrenmelerini sağlayacak bir başvuru kaynağıdır.
lmanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan Ruhr Bölgesi’nin UETD’ye bağlı teşkilatlarından 64 katılımcı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nı ziyaret etti.
Toplantıya YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül,
UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ve YTB Başkan
Yardımcısı Dr. Gürsel Dönmez katıldı.
İstişare toplantısında yurtdışında oy kullanma oranları, gençlik daireleri ve özellikle Avrupa’da artış gösteren İslamofobi gibi yurt dışında yaşayan vatandaşların
yaşadığı güncel problemler hakkında konuşuldu.
YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül:
“UETD’nin yönü bulunduğu ülkeye dönük olmalı”
YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül yaptığı konuşmada: “UETD’nin öncelikli çalışması siyasal alanlar
üzerine olmalıdır. Bunu yaparken de gerçekten o alandaki boşlukları iyi doldurmak gerekir. Yurt dışında etkin olmak önemlidir. Sizlerin orada olması Türkiye ve
ilgili ülke ilişkilerini rahatlatacaktır. Bu toplumun değerleriyle çok barışık olmayan unsurların ilgili ülkelerde
etkin olması doğal olarak Türkiye ve yaşanılan ülke ilişkilerine çok katkı sağlamıyor. Sizler, özellikle bu alanı
iyi bir şekilde doldurarak bulunduğunuz ülkede çok etkin olmak için gereken yöntemleri hep birlikte geliştirmemiz ve bu konuda YTB olarak bizlerin de sizlere katkı vermemiz gerekiyor” diye konuştu.
A
Türkçe Öğreten Sözlük’ü kullananlar aradıkları sözcüğe
anında ulaşabilecekleri gibi hem de söz konusu sözcükle
aynı sayfada bulunan diğer sözcüklere de göz atarak
kelime hazinelerini geliştirme fırsatı bulacaklardır.
Türkçe Öğreten Sözlük’te yaklaşık 10.000’i aşkın madde
başı sözcük, 25.000’e yakın tanım cümlesi, 15.000’i
40,-€
Almanya İçi Posta
Ücreti Dahil
aşkın örnek cümle, 1000’i aşkın resim, binlerce eş ve
yakın anlam ile karşıt anlam maddesi, atasözü, deyim ve
özdeyiş bulunmaktadır.
Sözlüğün her sayfasında, ulusal kültürümüzün
değerlerinden Nasrettin Hoca’yla ilgili en az bir resim ve
buna ilişkin örnek bir cümle yer almaktadır.
21x25,5 cm Büyük Ciltli
Renkli resimli
Sıvama kapak
2 Cilt 1288 Sayfa
Sipariş İçin: [email protected] · Handy: 0171-1970212
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 17 ❭
Yurtdışı Emeklilik
İle En Yüksek Maaşı
Alabilirsiniz
Erhan NACAR
www.erhannacar.de
6552 Sayılı Kanun ile yurtdıv Hanımları yurtdışına
çıktığı tarih Türkiye’de şında yaşamakta olan gurbetçileribaşlangıcı ilk işe giriş baş- mize Torba Yasa ile Mahkemesiz
langıcı olarak saydırıyo- Emeklilik hakları getirilmiştir.
ruz.
Türk Vatandaşlığından çıkan
Formül Sosyal Güvenlik Uz- bulundukları ülke vatandaşlığına
manı Erhan Nacar tarafından An- geçenlere ise SOSYAL GÜVENkara Sıhhiye Sosyal Güvenlik Ku- LİK KURUMU artık sen Türk varumuna Frankurt`ta yaşayan ismitandaşı değilsin diyemicekler.
ni vermek istemeyen bir ev hanımı
SGK kapısı Avrupa`da çalışan
Almanya giriş ev hanımlığı süresince saydırarak 1.234-TL aylık ile işçilere ve de işverenlere sen de ge43.650-TL ödeterek en yüksek lip Türkiye`den emeklilik şartlarını yerine getiriyorsan gel emekli ol
emekli maaşını bağlattık.
Yurtdışında yaşayan ev kadınla- deniliyor artık.
İşte bu sebep ile ALMANYA`
rı emekli müracatlarını yapmadan
önce www.ilkeemeklilik.com 00 da birkaç kendini bilmez avukat ve
90 444 0 860 numaramızı araya- de sözde Sosyal Güvenlik Uzmanı
rak konu hakkında detaylı bilgi ve olduklarını söyleyenlere dikkat
ücretsiz yurtdışı emeklilik danış- edin.
manlık hizmeti alabilirler. Şimdi de yeni bir sahtekarlık ile
ALMANYA`DAKİ
karşımıza geliyorlar. Neymiş (SSK)
GURBETÇİLERİMİZ
SGK’dan herkes emekli müracaatı
DİKKAT!
yaptığından hiç yer kalmamış. Bel-
E
Frankenthal Yabancılar Bayramında Mehteran Coşkusu
❬
dosya
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
T.C. Berlin Büyükelçisi
Karslıoğlu TGRLP
Heyetini Kabul Etti
li bir tarihe kadar süre varmış hemen müracaatlarınızı yapın denilerek insanlardan haksız yere YiNE
PARA almak isteniyor.
Şimdi sizlere soruyorum sizce
SGK`da şu ana kadar emekli olan
sayısı 7.5 milyon civarında vatandaşımız var. SGK kapasitesini ben
değil Sayın Çalışma Bakanı Faruk
Çelik bile bilemez. Sadece çalışan
kişi sayısında hangi tarihlerde
emekli olabileceklerini yaklaşık
tahmin edebilirler.
Almanya`daki bazı sözde avukat ve uzmanlar nasıl bir teknik ve
sistemleri Varki SGK`da numara
kalmadığını artık herkes BAĞKUR`dan emekli olucaklar söylemini çıkarıyorlar. Doğrusu şaşkınlık içindeyim. Öyle bir sistemleri
varsa Çalışma Bakanlığına satsınlar ileride doğabilecek mali sorunları önceden çözelim.
rankenthal Belediyesi ve Uyum Meclisinin her sene geleneksel hale getirdiği Yabancılar Bayramı muhteşem ol-
F
du.
Katılımın oldukça yoğun olduğu programa Frankenthal Milli Görüş Hicret Camii
kurmuş olduğu büyük bir tanıtım standı ile
yaptığı çalışmaları ve aktivitelerini Almanca
broşürlerle İslam hakkında oluşmuş önyargıları bir nebze olsun gidermeye çalıştı.
Çeşitli derneklerde programa katılarak
kendi çalışmalarını sergilediler.
Program Uyum Meclis Başkanı Eda Şahin tarafından açıldı. Eda Şahin: “Gayemiz
ısa adı TGRLP e.V. olan Türk
Toplumu Rheinland Pfalz heyeti T.C. Almanya Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ile
görüştü.
Rheinland Pfalz Eyaletindeki son
gelişmelerin ele alındıgı toplantıda Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler
ve mevcut sorunların çözüm yolları
hakkında fikir alışverişinde bulunuldu.
TGRLP Başkanı İhsan Altındaşoğlu “Berlin Büyükelçimiz bizleri çok güzel ağırladı. Kendisinin fikir ve tavsiyelerini dikkate alarak hizmetlerimizi her
alanda daha kaliteli sunmak istiyoruz”
ifadelerini kullandı.
Altındaşoğlu ayrıca “önemli olan
yaşadığımız bu toplumda değerlerimizi koruyarak Entegrasyonu teşvik edip
Eğitim, Siyasi ve Sosyal alanlarda başarıyı sağlamaktır” açıklamasında bulundu.
Geleneksel hale gelen RLP Türk
Günü 2014 Komite Başkanı Yaşar
Cimşit yapılan etkinlikten ve Türk
Gününün Rheinland-Pfalz eyaleti için
bir zenginlik olduğunu beyan etti.
Türk Günü 2015 yılı çalışmalarının
başlatıldığını, STK katılımlarıyla, RLP
Eyalet Başbakanlığının ve Mainz Başkonsolosluğunun himayelerinin de devam ettiği bu önemli güne davet etti.
K
toplumla içiçe yaşayarak kaynaşmak” dedi.
Ardından Frankenthal Belediye Başkanı
Theo Wieder bir selamlama konuşması yaptı.
İlerleyen dakikalarda podyumda derneklerin gösterileri sergilendi. Belediye Başkanı Wieder standları gezerek bilgi aldı. Ayrıca gazeteci Kamil Yılmaz da herzamanki
gibi Türk toplumunun çalışmalarını yaptığı
röportajlarla dinleyenlerine aktardı.
Programın sonunda IGMG Hicret Camiinin organize ettiği Germersheim`den gelen mehter takımı göz kamaştırdı ve izleyenleri duygulandırdı.
Çocuklar Güzel Bir Gün Geçirdi Hicret Camii Çocuk Kulubü Frankenthal’de Çevre Temizlik Gününe Katıldı
slâm Toplumu Milli Görüş Wuppertal Yunus Emre CaGMG İslam Toplumu Milli Görüş RNS Bölgesi Hicret
mii`nin düzenlediği Bayram ve Çocuk Şenliği prograCamii Çocuk Kulübü, Frankenthal Belediyesi`nin dümı yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.
zenlemiş olduğu cevre temizlik gününe büyük bir ilgi
Programda çocuklar eğlencenin tadını çıkardılar. Çoile
katıldı.
cukların birbirinden güzel oyunları sundukları Şölen`de
Belediyenin her sene geleneksel hale getirdiği aksiyon
ayrıca çocuklar arasında çeşitli yarışmalar yapıldı.
Çocuk Şenliği, yarışmalarda dereceye giren çocuklara çocuklar tarafından benimsendi. Çocuklara çevre temizliği
bilinci aşılandı ve dinimiz açısından da temizlik imandanhediyelerin takdim edilmesiyle sona erdi.
İ
I
dır hadisi anlatıldı.
Jakopsplatz`da yapılan temizliğin ardından belediyenin
vermiş olduğu yiyecek ve içecekler afiyetle yendi.
Organizenin takibini yapan Frankenthal Uyum Meclis
Üyesi ve RNS Bölgesi Basın Yayın Başkanı Mehmet Calay
belediyenin bu tür faaliyetlerine her zaman katılacaklarını
dile getirdi ve katılan çocuklara teşekkür etti.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 18 ❭
haber
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
T.C. Başbakan Yardımcısı Prof. Dr.
Numan Kurtulmuş YTB’yi Anlattı
62. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak göreve başlayan Prof.
Dr. Numan Kurtulmuş, kendisine bağlı kurumlardan Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın çalışma alanlarını, hedeflerini ve bundan sonraki yol haritasını anlattı.
BAŞBAKAN YARDIMCISI PROF. DR.
NUMAN KURTULMUŞ: “YTB GENİŞ BİR
COĞRAFYAYA HİZMET EDİYOR”
Öncelikle bize bağlı olarak çalışan Yurtdışı Türkler
ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın yapmış olduğu
çalışmalarla hem biz hükümet olarak iftihar ediyoruz
hem de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın iftihar
etmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Fevkalade hizmetler yapılıyor. Öncelikli olarak bu hizmetler
birincisi yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımız
ikincisi bizim akraba topluluklar dediğimiz yani Türkiye’nin medeniyet havzasında bulunan; Balkanlarda,
Kafkaslarda ve Orta Doğu’da hatta dünyanın birçok
yerinde bizim medeniyet havzamızın insanları olarak
gördüğümüz insanlar üçüncü faaliyet alanımız ise yurt
dışından Türkiye’ye gelen gençlerin bursları. Yani çok
geniş bir coğrafyaya hitap ediyor. Nerede bir vatandaşın sorunları varsa onunla ilgileniyor, sorunları çözmeye çalışıyor. Türkiye’ye karşı hem bizim medeniyet coğrafyamızdan hem çok geniş anlamda bütün dünyadan
insanların buraya gelmesini sağlamaya çalışıyor. YTB
çok önemli bir faaliyet alanı içerisindedir. Güzel işler
yapılıyor ve her yıl bu işler katlanarak artıyor. Yurt dışında yaklaşık 6 milyon Türk vatandaşımız var. Bunun
5 milyonu Avrupa’da yaşıyor. Avustralya’da 50 bin insanımız var. ABD’de yaşayan on binlerce insanımız var.
Latin Amerika’da dahil yaşan Türk vatandaşlarımız var.
Tüm dünyada yaşayan Türk vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenmeye çalışıyoruz. Vatandaşlık işlemlerinden, mavi kart meselesine kadar. Yurt dışındaki
STK’ların varlığı ve onların canlı bir şekilde hayatın
içerisinde olmasına kadar elinden gelen her türlü desteği sağlamaya çalışıyor. Ayrıca başta Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde bizim kültür mirasımızın sahiplenilmesi, oradaki
akraba topluluklar dediğimiz akraba toplulukların işlerinin kolaylaştırılması bakımından da çok ciddi çalışmalar yapıyor
“AVRUPA’DA İSLAMOFOBİA ve IRKÇILIK
GİDEREK ARTAN BİR SORUNDUR”
Tabii Avrupa’da yaşadığımız başka bir sorunumuz
da giderek artan bir şekilde yükselen Avrupa’daki Irkçılık ve İslamofobia. Yani maalesef özellikle son dönemlerde artarak gelişen koyu bir ırkçılık problemi var.
Hiçbir şekilde göçmenleri istemeyen, kendi vatandaşı
olsa bile yabancı kökenli insanlardan rahatsızlık duyan
bir kitle var. Bunu tabii Avrupa’nın geneline yansıtmak
mümkün değil. Almanya’da, Fransa’da ve başka ülkelerde de var ama sonuçta bu ciddi bir tehlike oluşturuyor.
Özellikle İslam algısı üzerinde ciddi bir takım operasyonların olduğu, bir tarafta IŞİD ve benzeri örgütlerin
ötekileştiren, İslamı kan ve terörle özdeşleştiren benzeri terör örgütleri bir taraftan bunu kullanarak son derece koyu bir İslamofobia lobisi var. Dolayısıyla bütün
bunlara karşı uyanık olmamız lazım. Medeniyetimizin,
kültürümüzün önemli bir parçasını oluşturan, İslam’ın
gülen yüzünü Batı dünyasında ortaya koyabilmemiz
hem de İslamofobia da artan ırkçılığın saldırılarından
vatandaşlarımızı koruyabilmek için orada gerekli çalışmaları, kültürel çalışmaları yapabilmemiz gerekiyor.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları bir tarafıyla da
bu konu hakkında çalışıyor. Elimizden geldiği kadarıyla hem Türkiye’nin algısını hem İslam’ın pozitif algısını ve gülen yüzünü dünyaya tanıtabilecek, oradaki vatandaşlarımızı bu anlamda rahatlatabilecek çalışmaları
yapmaya çalışıyoruz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI PROF. DR.
NUMAN KURTULMUŞ’UN BAYRAM MESAJI
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş
kurban bayramı mesajında şunları söyledi: “yurt dışında yaşayan bütün yurttaşlarımızın hepsinin esenlik temennilerine dua edeceklerini bilerek onların kurban
bayramlarını tebrik ediyorum. Bu kurban bayramı dolayısıyla gerçekten paylaşmayı, dostluğu, arkadaşlığı yeniden hatırlayacaklarını biliyorum. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ne kadar Türkiye özlemi çektiklerini ve bu özlemlerinin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. Onlar da bu vesileyle aileleriyle selamlaşacaklar. Herkese aydınlık bir yarın diliyorum. Türkiye kökenli bütün kardeşlerimizin huzur ve barış içerisinde
sağlık ve afiyetle nice bayramlara erişmelerini diliyorum. Eskilerin o güzel tabiriyle Allah bütün umdukları güzellikleri nail etsin bütün korktuklarından emin
kılsın diyor, herkesin bayramını tebrik ediyorum.
Cansel Kızıltepe:
Uyum Konusunda
Daha Çok Yol
Almamız Gerekiyor
Bugün Göç, Mülteciler ve Uyumdan
Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz
tarafından açıklanan 10. Yabancılar Raporu vesilesiyle bir değerlendirmede bulunan
SPD Federal Milletvekili Cansel Kızıltepe,
“Rapor, Almanya’da uyum konusunda daha
kaydedecek uzun bir yolumuz olduğunu
gösteriyor” dedi. Son bir yılda opsiyon modeli uygulamasının kaldırılması başta olmak
üzere gibi bir dizi yeni karar alındığını hatırlatan Kızıltepe, ancak raporun da gösterdiği
gibi, eğitim ve diğer alanlarda göçmen kökenlilerin toplumsal yaşama katılımını artıran önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Kızıltepe açıklamasında şu görüşlere yer
verdi:
“Sayın Özoğuz tarafından açıklanan 10.
Yabancılar Raporu, göçmenlerin uyumu ve
yaşamın her alanında katılımlarını sağlama
konusunda atılması gereken acil adımlara
işaret ediyor. Rapor, özellikle eğitim alanında
göçmen kökenli çocukların başarısını artırmamız için çok daha fazla çaba göstermemiz
gerektiğini gösteriyor. Göçmen kökenli çocukların eğitim alanında yüzde yüzde 11,4
oranında bir ilkokul diploması alamadan
okulu terk etmiş olmaları kabul edilebilecek
bir durum değil. Aynı şekilde, 20-29 yaş grubundaki her üç göçmenden birinin meslek
eğitimi görmemiş olması da sorunun vehametini gösteriyor.
Federal Hükümetin ilk Yabancılar Danışmanı olan Heinz Kühn tarafından 1979 yılında yayımlanan raporda dikkat çekilen sorunların bugün hala kısmen devam ediyor
olması da, 35 yıldır Federal Hükümetlerin
sorunların çözümü konusunda ne denli yetersiz kaldığını gösteriyor. Onun tarafından
dile getirilen ‘yabancılara yerel düzeyde seçme-seçilme oy hakkı tanınması’ talebi başta
olmak üzere, göçmenlerin toplumsal yaşamın her alanında katılımlarını sağlamak için
yasal çerçevenin sunulması, bugün hala bir
görev olarak önümüzde duruyor. Rapor,
SPD Federal Meclis Grubu olarak opsiyon
modelinin kaldırılması konusunda gösterdiğimiz çabaları artırarak sürdürmemiz gerektiğini bir kez daha göstermiştir.”
“
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 19 ❭
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
özel köşe
Genel Başkan Prof. Dr. Aşıkoğlu, İlahiyat Öğrencileriyle Buluştu
iyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yaşar Aşıkoğlu,
Almanya’nın değişik üniversitelerinin İlahiyat Bölümlerinde okuyan öğrencilerle bir araya geldi.
DİTİB Akademisi tarafından ‘Uygulamalı Din
Hizmetleri Modül B’ adı altında yürütülen özel bir
eğitim programının ikinci aşamasına katılan öğrencilerle bir araya gelen Genel Başkan Prof. Dr. Nevzat
Yaşar Aşıkoğlu, beraberinde DİTİB Genel Başkan
Yardımcısı Suat Okuyan ve Köln Din Hizmetleri
Ataşesi Ahmet Dilek ile birlikte öğrencilerle bir süre
sohbet etti.
İlahiyat alanı, farklı branşlardan oluşan
disiplinler arası bir alandır.
İlahiyat eğitiminin kendisine münhasır özelliği
olduğuna işaret eden Genel Başkan Prof. Dr. Aşıkoğlu: İlahiyat eğitiminin, diğer bilimlerden daha değişik olarak çok farklı branşların ve alanların birbirleriyle kombinasyonlarından bir araya geldiğini ve interdisipliner bir alan olduğunu söyledi. Bu bağlamda
İslam bilimleri, din bilimleri ve yardımcı bilimler
alanlarının birlikte ilahiyat alanını oluşturduklarını
belirtti.
Kendini iyi yetiştiren ve geliştiren
ilahiyatçıların gelecek ile ilgili kaygısı olmaz.
D
İlahiyat eğitiminde alanların birbirlerinden bağımsız gözükse de bir bütün olduğunu ve birbirleriyle çok yakın ilişkileri bulunduğunu söyleyen Prof.
Dr. Aşıkoğlu konuşmasını şöyle tamamladı: “İlahiyatta edinilen bilgileri takviye eden sosyal bilimler ya
da din bilimleri İlahiyat alanının olmazsa olmazlarındandır. İslam bilimleri ile din bilimleri birbirini tamamlar. Alanlar birbirlerinden bağımsız gözükse de
bir bütündür parçalarıdır. Eksiklik duyduğunuz alanlarda genç ilahiyatçılar olarak kendinizi yetiştiriniz.
Bir ilahiyatçı, çok bilgi ile donanmış olabilir. Fakat
bu bilgi ve birikimin başkalarına aktarımında da yeterli formasyona sahip olmalıdır. Mümkün oldukça
tahsil döneminizde ilahiyatın farklı alanlarındaki bilgilerinizi geliştirin. Bu seminerlerin bir özelliği de
budur. Farklı kaynakları takip ederek kendinizi yetiştirebilirsiniz. Kendini iyi yetiştiren ve geliştiren bir
ilahiyatçının gelecek ile ilgili kaygısı olamaz. Kendini
iyi hazırlayan, yararlı hizmetler üreten kişiler mutlaka bir yerde istihdam edilir. Bilgi dağarcığınızı iyi
doldurunuz. Eksiklik duyduğunuz alanların farkına
varıp, o açığı nasıl kapatırım diye bir arayış içerisinde olunuz. DİTİB bu konuda sizlere yardımcı olmaktadır. Programa katılımınızdan dolayı sizleri tebrik ediyor, başarılar diliyorum.”
Freiburg İslami İlimler Yeni Yerinde
GMG Freiburg-Donau Bölgesi (KT) Kadınlar teşkilatı bünyesinde hizmet veren İslami İlimler Kursu,
artık yeni yerinde hizmet veriyor.
10 yıl gibi Aldingen de hizmet veren İslami İlimler
bundan sonra Bölge Eğitim Merkezi Robert Bosch Str.
11 78048 Villingen`de devam edecek.
Geçtiğimiz günlerde 11 öğrenciye "seviye tesbit sınavı" yapıldı ve velilerle biraraya gelindi.
Toplantıya IGMG Freiburg Donau Bölge Başkanı
Ahmet Ölmez, Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı Ayşe
Hümeyra Ergün, İslami İlimler Müdiresi Enise Bayraktar, ders verecek olan hocahanımlar, öğrenciler ve veliler
katıldılar.
Gazetemize verilen bilgilere göre, yaşları 16-25 arası 10 öğrenciye daha ihtiyaç duyuluyor. İlgi duyanların
bir an önce kayıt için Enise Bayraktar'a başvurmaları
gerekiyor.
İslami ilimlerde verilecek dersler; Kur`an-ı Kerim,
Fıkıh, Türkçe, Arapça, Peygamberler Tarihi, Ahlak, Tefsir'dir.
Kurs 3 artı 1 yıl olmak üzere 4 yıl sürüyor. Her Pazar saat 09.00-16.30 arası eğitim verilecek.
Toplantı kapanış Kur`an-ı Kerimi ve ikram ile son
buldu.
I
Esselamu Aleykum
Şengül USLU • [email protected]
ağlarla, taşlarla, bulutlarla hatta ağaçlarla selamlaşmış Yüce Peygamberin ümmetleri. Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Selam verin evrene. Selam verin evrenin de ötesine.
Selam verin dağlara ki, gölgesini salsın üstünüze. Selam verin bulutlara da rahmetiyle kucaklaşın Yaradanın. Ve selam verin güneşe, bir yudum günışığını yudum yudum tatmak için. Bir ağaca, bir çiçeğe, kelebeğe. Sevgiyi dağlar boyu büyütmek için.
Sımsıkı tutun dostların ellerinden, daha bi güçlenmek için. Pasparlak bir gülücük saçın tüm çehrelere, sisli geceyi aydınlatmak için. Sıcacık bir bakışla
dokunsun tüm gözler, kara kara kışların karını eritebilmek için. Uzanıversin eller sevgi için, aşk için,
dostluk için.
Aramızda selamı yayalım dostlar bir tahiyyat hatrı için. En büyük dostun bir tahiyyat miktarı gülüşü
için.
Yüce Peygamber; kendisine cennetin anahtarı sunulan en büyük sevgili. Ve ucundan tuttuğu anahtarı ümmetine uzatan nur parçası. Yeşil cennetin altın
anahtarları...
Diyordu ki aşk parçası; “İman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. İşlediğiniz takdirde birbirinizi sevmeye vesile olacak bir amel göstereyim mi? Aranızda selamı yayınız.”
D
Asr-ı Saadet’ten esip gelen sıcacık bir yel gibi sözleri. Geçmişten bugüne bakar gibi hâlâ pırıl pırıl gözleri. Sevmeyi unutan biz nankör ümmetine aşkı öğretir gibi. Dipdiri...
Kardeş olun diyordu O. Allah için seven, gönülleri bu sevgi ile dolup taşan, ve bu sevgi ile Yaradana
ulaşan can kardeşler. Koca bir köprü gerin tüm yaradılanlarla aranızda selamdan. O Yüce Yaradan’ın
döktüğü Yüce Kelamdan. Koca bir merhaba yollayın
evrene sevinç çığlıklarınızla. Güneşin gündüze hükmü misali. Ayın geceye, suyun çiçeğe.
Ve boyayan siz olun, çaresiz bir hastanın sararmış
çehresini kırmızıya boyayan. Son bir dua serpin, göğe bakan ellerinizle teneşirde yatana. Dopdolu aminlerle. Ve umut dolu Fatihalarla. Ve aşk dolu Selavatlarla. Güç siz olun güçsüzlerin bileğinde. Ama sımsıkı. Zalim olmaktansa bir damla gözyaşı olun mazlumların âhında. Bembeyaz mendile yoldaş gibi. Kurumasa da mendil. Bazen kuru, bazen yaş gibi. Küçücük bir çocuğun elindeki şeker siz olun, çenesinden
şıpır şıpır akmış gibi. Yaşlı bir teyzeciğin alnında çizgi olun, yılları görüp geçirmiş gibi. Bir dedenin sakalında ak olun, acıyı ve sevinci şerbet edip içmiş gibi.
Emektarın şakağında ter olun, süzülüp inmiş gibi.
İnsana yoldaş siz olun, arkasından gidilen en güzel
yoldaş gibi...
Demişti ki o büyük yoldaş ümmetine; selam verildiğinde size, daha bir güzeliyle mukabele edin sevdiklerinize. Değil miydi ki, bulut selam verince çorak
toprağa, gülüverdi toprak, pembe bir çiçek, küçük
bir filizcikle. Rüzgar okşayınca ağacın yaprağını şevkatle, meyvecikler eğiliverdi öpmek için rüzgarın ellerine.
Sen de kıyıver gülücüklerine. O gülyüzlü peygamber hürmetine. Ve esirgeme yüzünü, güven veren
gözünü. Ve açıver gönlünü, gönüllerin penceresine.
Acıları paylaşmak, mutluluğu bölüşmek, dertlere
ortak olmaktı selamın gerçek adı. Bir sığınak olmaktı titreyen yüreklere. Isıtabilmekti üşüyen kalpleri.
Koruyabilmekti mahzun gönülleri. Tutabilmekti
aman dileyerek uzanan bütün elleri.
Bu kadar mı zor paylaşmak, mutlu, minik bir selam?
İmkansız mı ulaşmak, hiç de değil vesselam!
Tutmaksa ellerinden, sevilesi dostların
Ya da sevmek yürekten, en candan arkadaşın.
En büyük mirasıdır tebessümü Nebînin
Ya da esintisidir Asr-ı Saadetinin
Dost dolu şu dünyada yalnızlaşmak ne için?
Uzanıversin eller güneşi tutmak için.
Selam, selamı yayanların üzerine olsun!
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 20 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
biyografi
Bilge Kral (Dedo)
Alija İzetbegoviç
Habib YAZICI · [email protected]
azmak okumaktan zordur. Okudukça daha
da zorlaşır yazmak. Bir de seçtiğim konu
işin tuzu biberi olur. Neleri nasıl yazmak istediğimi düşündükçe “en iyisi sen vazgeç bu sevdadan” derim kendi kendime. Yazıp yırttığım yazılarım da olmuştur, şiirlerimde. Bu kez Hayat
okurları için yazıyorum. Yani umarım bu yazımı
yırtıp atmayacağım.
Ekim ayı sonbaharın bütün güzellikleri ile sardı bizi. Hüznü, yalnızlığa doğru giden yolda iki
kişi kalmış olmanın ürpertisi ve ıslak soğuğu ile
önümüz kış diyor. Yapraklar sararıp düşmeye başladı dallarından.
Takvim yaprakları 19 Ekim 2014’ü gösterirken bir not beni tam on bir yıl öncesine götürdü.
“Alija İzetbegoviç’in ölümü”.
Tarih 19 Ekim 2003. Yine yağmurlu ve soğuk
bir Ekim günü. Her söz ve davranışı ile yüreklerimizi ısıtan, her kitabı ile bizde yeni ufuklar açan
Alija İzetbegoviç’in tekbirlerle taşınan ve gözyaşlarımızın güz yağmurlarıyla birleşip Saraybosna sokaklarını yıkadığı büyük hüzünle kefenlenmiş cenaze namazındayız. Yüzbinlerce insan tekbirlerle
şehadet ediyorlardı Alija’nın kimliğine. Kovaçi şehitliği en değerli oğlunu kucaklamak arzusuyla
açmıştı göğsünü. Boşnakların modern çağdaki
Ayvaz Dedesi ya da Sarı Saltuk’u “Dedo” diye seslendikleri Alija İzetbegoviç için.
Bosna Hersek milli marşının coşkulu melodisi
takıldı zihnime. Bir türlü söylemeyi beceremediğim sözleri yine yalnız bıraktı zihnimdeki ve ruhumdaki melodiyi.
Allah’ın mavi arşına
mabetlerden tekbirler yükseliyor
bunlar benim ülkemin şarkılarıdır
bütün ovalar, bütün dağlar
bu şarkıları haykırıyor.
kanlı toprak üzerine kurulmuş
sevgili kız, haşin kız bosna’m benim
iki gözüm gibi korurum seni
çünkü ben senin oğlunum, ben seninim senin.
...............
eğer düşman senin sınırlarına
şanlı atalarının hatıralarına dokunursa,
bu dağlar, bu ovalar için canlarını verecek
şehitlerin kanlarında boğulacaktır.
Sözleri Alija’ya ait bu marş 1999 yılında Sırp
Dusan Sestiç’in bestelediği yeni marşla değiştirildiğinde savaş sonrası sıkılan bir kurşuna daha hedef olmuştı yeşil Zambaklar ülkesi Bosna.
Alija İzetbegoviç’i 14 Arlık 1995’te Dayton
Barış Antlaşması’na imza attıktan sonra “en iyi savaşın bile bundan iyi olamayacağı”nı ifade ettiği
barış Bosna’ya ve Bosnalılar’a nefes aldırmıştı. Bu
halka nasıl “savaşmaya devam ediyoruz” diyebilirdim diyerek şekillendirdiği ifadelerinde barış an-
Y
Kur’an’ı bir hayat kitabı olarak gören Alija dînin en büyük düşmanı olarak da hurafeleri işaret etmiştir. “Din
hurafeleri yok etmezse hurafeler dini yok edecektir” diyerek gerçek dini muhafazanın yolunu göstermiş; içinde bulunduğu dönem itibarı ile İslam dünyasının halini yerinde tahlil edebilmiştir.
tlaşmasına ve dayatılan çözüme ne kadar gönülsüzce evet dediğini hep hissetmişimdir. Lakin sorumlu bir devlet adamı gibi davranmış; halkını ve
vatanını yeni bir maceradan uzak tutmuştur.
Savaş sırasında Boşnak esirleri ve sivil halkı öldüren Sırp ve Hırvat çetecilerine karşı intikam almak isteyen askerlerini itidalli olmaya çağırmış;
onlara “Sırplar bizim düşmanımız, öğretmenimiz
değil” diyerek en zor zamanda bile Hak ve Adaleti üstün tutma gayretinde olmuştur. Savaş sırasında ve sonrasında yapmış olduğu diplomatik görüşmelere atfen “Ben Avrupa’ya giderken kafam
önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın
ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere
saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına” demişti.
O’nun için hayatın içindeki “her güzel şeyin
adıdır İslam”. İslam Deklerasyonu’nu yazdığı için
14 yıla mahkum edildiği meşhur “Saraybosna Davası”nda “Yugoslavya’yı seviyorum. Ama yönetimini değil” diye seslenmiş; suçlandığı Yugoslavya’da İslami Devlet kurma isteğini “İslam Devleti
sadece halkı Müslüman olan ve halkının İslam
Devletini istediği bir coğrafyada kurulabilir” diyerek reddetmişti. Sadece diğer etnisite mensupları
ile eşit haklara sahip ve Müslüman olarak yaşamak
istediklerini ifade etmişti.
İslam’ın evrensel mesajını çok iyi anlamış ve
çağın belası milliyetçilik akımlarının dar deli
gömleğini giymeyi reddetmiş olan Begoviç reçeteyi de “Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye
başlayın” diyerek yazmıştır.
Kur’an’ı bir hayat kitabı olarak gören Alija dînin en büyük düşmanı olarak da hurafeleri işaret
etmiştir. “Din hurafeleri yok etmezse hurafeler dini yok edecektir” diyerek gerçek dini muhafazanın yolunu göstermiş; içinde bulunduğu dönem
itibarı ile İslam dünyasının halini yerinde tahlil
edebilmiştir.
Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan
soykırım tekrarlanır uyarısını yapan Alija yine de
“geleceklerini geçmişte aramıyacaklarını vurgulamış, kin ve intikam peşinde olmayacaklarını da
beyan etmiştir. Bu kararlı duruşu savaş öncesinde
Bosna Hersek Parlementosunda Karadziç’e karşı
gösteren Alija “herşeye Kadir Allah’a anadolsun ki
köle olmayacağız” diyerek tarihe not düşmüştü.
Hayatı yeterince uzun yaşadığını söyleyen Begoviç yorulduğunu ve Rabb’ine kavuşmak istediğini belirttiği röportajlarının ardından 19 Ekim
2003 tarihinde tedavi gördüğü hastanede
Rabb’inin rahmetini umarak O’na döndü.
İnna lillahi ve İnna ileyhi Raciun...
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Gurbet
Mektupları-11
[email protected]
azdığım bunca yazılardan sonra yine bir güz
akşamı klavyenin tuşlarına basmak zorundayım.
Çünkü siz dostlarla ancak böyle halleşiyoruz.
Hal hatır soruyoruz.
Evet; yine bir güz akşamı selam olsun dostlarım.
Selam olsun Türkiye’den.
İşte yine dünya ve dünyadan yansıyanlar ve yüreğimdeki ateş.
Sinemde yine ateş oldu, acılarla yanan şu ızdırab çiçekleri.
Yandım dedikçe, ateşi harladılar adeta.
Yüreğimde patladı düşmanın kinleri.
Vardıkça ileriye, cehennemi ateşti çekilen.
Vurdukça, gümbürtüsü kulakları tırmaladı.
Gözyaşlarını göremedi, kör gözler ve vicdanlar.
Sadece evet sadece kan ve gözyaşı bırakarak gittiler.
Kendi hükümranlıklarını ilan etmek için.
Mazlumların ahları gökyüzünü tuttu.
Demediler bu ahlar seyri sefer edip bizi bulur.
Ah ne figanlar, ne figanlar tarumar olmuş yurtlar ve
nice acınası acı hikayeler.
İnsan eşrefi mahlukat, ne hallere düştü, ne günlere
kaldı.
Ve davaları, dertleri, hedefleri madde olmuş, din ve
inançları para olmuş, hak, hukuk lafta kalmış, dostluklar çıkar olmuş bir dünyada yaşıyoruz artık.
Huzuru, dandik işler sanarak, kıymetli vakitlerimizi boşa harcıyoruz.
Hesabını veremeyeceğimiz ahlar alarak defterimize
kara lekeler oluşturuyoruz.
Bu muhasebe ile iflas ettiğimizi ilan etmiş olmamıza rağmen dalavere ile hayata devam ediyoruz.
Ve bütün uygunsuz işlerimizi bir sözle destekliyoruz.
Gemisini yürüten kaptandır.
Gemiyi batırdık, kimsenin haberi yok.
Ah etmiş sinemdeki vicdanım kefen sarmış görmek
istemez.
Yıkılmış merhametin duvarları, olanları duymak istemez.
Kırılsın kalplerdeki dünya sevgisi, olanları bilmek
istemez.
Tutulsun dilleri kem sözleri yıkılsın sömürdükleri
düzenleri.
Gözyaşları üzerine kurulan tahtlar ve figan eden
analar babalar ve evlatlar.
Bilim kurgu üzerine kurulmuş nice hesaplar nice
garibanın heder olan ömürleri.
Kıymet biçilen nice kıymetsizler ve kıymetli kişiliklerin boşa harcanışı.
Tahtının altındaki nice mazlum ve bir çare sesleri
duyulmazken dünyada gününü abur cuburla geçiren
Müslüman.
Y
❬
❬ 21 ❭ Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
M. Salih AYDIN
Besmele çeken fincanlar hoş geldin diyen kapı zilleri ve akan kan gölleri.
İnsanca yaşama hakkı olmayan, kendileri aç zenginlikleri sömürülen, nice dünya halkları.
Haktan hukuktan konuşan medeni boyayla boyanmış insancıklar.
Tut garibanın elinden eksilmez beden.
Birazcık gülümse, umut ver, umudunu yitirmiş güllere.
Açsın yeniden sürgün versin.
Kararmış gönüller aydınlık günlere hazırlansın.
Bu bayram olur, sevgi olur, inanç olur.
Yedi veren gülleri hasretin bülbülüne yurt olur.
Değilmi ki; umutlar tükenmemiş taptaze filizler
topraktan fışkırsın sinelerden bahar kokuları yükselsin
ufuklara.
Yüzlerde tebessümler eksilmesin.
Baki kalsın Allahu Ekber sesleri kulaklarda çınlasın.
Hakikatin nuru alınlarda parlasın.
Yürüsün hak yolunda müminler.
Yürüsün Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te yediveren
güller.
Barış sevgi kaynasın insanlık.
Ufuktan doğsun umut yelleri, gülen yüzlere.
Tarihin akışında nice huzur bozan simalar varmış.
Şimdi Tarihin derinliklerinde kötü isimleri ile anılıyorlar.
Kimleri evlerinden barklarından ve huzurundan ettiler.
Ve bu durumdan ders almayan zamanın despotları
aynı zulümleri yapmaya devam ediyorlar.
Nice asırlarca emek verilen medeniyet birikimleri
kül olup gidiyor.
İnsanlara değer vermeyen bunca despotlar madde
için gerçek değerleri yok etmede adeta yarışıyorlar.
Dünya hırsı bütün insanlığı kapladı ve şimdi yok
edenler ve yok olanlar uğraşır oldu.
Hayatta kalmak, insan olmak emek ister.
Ölüm anlık.
Bayramlar bile kan gölü, yürekler buruk geçer oldu.
Ama biz umutları tüketmedik.
Umut varız ve olacağız.
Bir demet gülle ve güler yüzümüzle dünya barışı
için uğraşacağız.
Büyük insanlar dediklerimiz ne düşünür bilmem.
Lakin, bir şeylerin bu dünyada yanlış gittiği malum.
Bütün bunlara rağmen herkes görevine devam edecek.
Yaptığı hasen işlerden (hasen) güzellikler oluşacak
ve mükafatını Rabbimden alacak inşallah.
Bu güzel işlerde emek veren kardeşlerden Allah razı
olsun.
Sizleri ALLAH’a emanet ediyorum dostlar.
Selam ve dua ile.
özel köşe
IGMG Freiburg Bölgesi
2014-2015 Sezonunun İlk
Başkanlar Toplantısını Yaptı
GMG Freiburg Donau Bölgesi 1.
ŞBT (Şube başkanlar toplantısı)nı
yaptı.
Toplantı bölge merkezinde gerçekleşirken, ayrıca yeni Gençlik Başkanı da
seçildi.
IGMG Freiburg Donau Bölge Başkanı Ahmet Ölmez konuşmasında katılımcıları selamladı ve yapacakları yeni
dönem faaliyetleri hakkında bilgiler
verdi.
Birimlerin (Teşkilatlanma, Sosyal
hizmetler, Hac-Umre, Hasene, Ev sohbetleri birimi, Eğitim, Kurumsal iletişim) konuşmalarının ardından IGMG
Gençlik Teşkilatı Teşkilatlanma Başkanlığından Abdullah Saral bir konuşma
yaptı. Ve yeni Bölge Gençlik Başkanını
katılımcılara açıkladı. 3.5 yıl bölgede
Gençlik Başkanlığı görevini yapan Ahmet Koç, görevini Fevzi Şükün’e devretti. Ahmet Koç ise Kurumsal İletişim
Başkanlığına getirildi.
Koç bir konuşma yaparak desteklerinden dolayı herkese teşekkür etti ve
helallik istedi. Yeni başkan ise, kendisini göreve layık görenlere teşekkür ederek, yardımlarına ihtiyacı olduğunu
söyledi.
Dilek ve temennilerin ardından,
toplantı verilen bir ikram ile son buldu.
I
IGMG Freiburg Bölgesi KT
2014-2015 Sezonunun İlk
Başkanlar Toplantısını Yaptı
GMG Freiburg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı, 20142015 dönemi ilk ŞBT (Şube Başkanlar Toplantısı) nı
yaptı.
Toplantı, Villingen Bölge Merkezinde gerçekleşirken, toplantıya başkanların yanı sıra, şubelerin Sosyal
hizmetler ve Eğitim başkanları da katıldılar.
IGMG Freiburg Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı
Ayşe Hümeyra Ergün katılımcıları selamladı ve çalışmalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Birimlerin konuşmalarının ardından, zekat-fitre de
ve Kurban kampanyasında başarı gösteren cemiyetlere
plakat takdimi yapıldı.
Zekat ve Fitrede; 1. Balingen 2. Tuttlingen 3. Hüfingen
Kurban da ise; 1. Freiburg 2. Villingen 3. Tuttlingen oldular.
Dilek ve temennilerin ardından, kapanış konuşması ve ikram ile toplantı sona erdi.
I
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 22 ❭
Kasım · November 2014 · Muharrem 1436
bulmaca
igmgkt |
igmgorg