kelebeğin fırtınası retorik

marketing europe & anatolia
Tarih: Nisan 2014 Sayı: 28
retorik
Özleyeceğimi hiç
düşünmemiştim...
kelebeğin
fırtınası
Savaş ve Barış
şarkıları...
ız
s
ım
ğ
a
b i
m
Ta derg
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı:28 Tarih: Nisan 2014
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Ekim Sölemez
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Kısa Kısa
04 - 07
Yeni Ürünler
10 - 11
Medya Dünyası
12 - 13
Röportaj
14 - 17
kelebeğin fırtanası
19
Reklam Dünyası
20 - 23
Röportaj
24 - 27
retorik
29
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.
Deniz Ap. No: 21 /15
Kadıköy - İstanbul - Tr.
Tel: +90 555 233 24 41
e-mail: [email protected]
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
mobil: http://m-mea.eksantrik.com
http://www.facebook.com/meadergi
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
Kampanyalar
31 - 41
Gezi
42 - 47
Kültür Sanat
48 - 49
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / [email protected]
( editörden)
Tam bağımsız olmak neden önemli?...
Bu dergiyi çıkardığımız günden bugüne tam bağımsız bir dergi çıkardığımızı, hiçbir,
gruba, partiye ya da cemaate hizmet etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu
ısrarlı açıklamamız belki bazı okuyucularımız tarafından yersiz bir söylem olarak
değerlendirilmiş olabilir. Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları bizim bu iddiamızı
dile getirirken aslında ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.
Bağımsızlık neden bu kadar önemli. Çünkü, aksi olduğunda doğruları yazmak için bir
kez daha düşünmek, Ankara'dan ya da deniz aşırı ülkelerden icazet almak ve belki
de doğruları hiç söyleyemeden yalan yanlış bilgilerle dezenformasyon yapmak şart
olacaktı ki sektörel yayınlar da dahil olmak üzere birçok yayın malesef bu kıskaca
kendisini teslim etmiş durumdadır.
marketing europe & anatolia'nın hiç böyle bir kaygısı olmadı. Tek amacımız her ay
doğru haber ve yazılarla hazırlanmış tarafsız, bağımsız bir dergiyi okuyucumuzla
buluşturmak oldu. Bu çalışmalarımız sırasında bizi zora sokacak herhangi bir
ilişkinin içerisine girmemek için iki yılı aşkın süredir, tek kuruş gelir elde etmeden
çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Gönül isterdi ki bu dik duruşumuz, ilan verenler ve ilanları yönlendiren dostlarımız
tarafından da takdir edilsin ve dergimiz, en azından kendini geliştirebilecek bir ilan
gelirine kavuşabilsin. Belki bundan sonra dostlarımız ilanlarını bizimle paylaşıp
yaşamamıza ve gelişmemize katkı vermek için daha duyarlı davranabilirler.
Kalın sağlıcakla...
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
“Ölçümlemeliyiz ve büyümeliyiz”...
Reklamverenler Derneği Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Pura, Derneğin 13. Olağan Genel Kurulu’nda
yaptığı konuşmada, “Ülkemizdeki
reklam yatırımlarının büyümesi için
küçüğünden büyüğüne her paydaşın gelişmeye katkı sağlaması gerekir. Günü kurtarmak yerine, uzun
vadeli stratejiler oluşturmalıyız”
dedi.
Reklamverenler Derneği’nin (RVD)
13. Olağan Genel Kurul Toplantısı,
12 Mart Çarşamba günü gerçekleştirildi. RVD Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Pura, 2014 yılı başta olmak üzere önümüzdeki yıllarda da reklam mecrası içinde taşların oynamaya devam
edeceğini belirterek, “Ancak, 10 milyar TL ve ilerisi 20 milyar TL
yatırımı hedeflemesi gereken ülkemizde, küçüğünden büyüğüne, reklamvereninden mecrasına kadar her paydaşın bu konuda
gelişmeye katkı sağlamak adına çaba göstermesi kurumsal ve
sektörel sorumluluğudur” dedi.
Ayrıca, ölçümün reklamın sağlığı olduğu gerçeğinden hareketle disipline edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu gerekçeyle, tüm
mecra ölçümlerinin bağımsız tek çatı altında konuşlanması hayalimizi gerçekleştirmek adına yoğun çaba harcayacağız.”
RVD’nin Yeni Yönetim Kurulu seçildi
13. Olağan Genel Kurul’da seçilen ve Mart 2016 tarihine kadar
görev yapacak Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Disiplin Kurulu üyelerinin listesi şöyle:
Yönetim Kurulu
Ahmet Pura – Colgate Palmolive
Yeşim Koçyiğit - Pınar
Hakan Turalı – B/S/H
Ayşen Akalın - Eczacıbaşı
Gizem Keçeci -Vodafone
Alkan Eraltan –Yıldız Holding
Suat Sözen – İş Bankası
Şule Şamlı - Eti
Asaf Ardak - Oyak
Burak Sevilengül -Turkcell
Caner Tunaman–Reckitt Benckiser
İpek Z.Süel – Coca Cola
Murat Göllü - Akbank
Oya Canbaş – P&G
Aslı Günaydın – Unilever
Gökhan Akça - Koç / Zer
Mehmet A. Akarca–Türk Telekom
A.Dehşan Ertürk – Avea
Deniz Güloğlu – BP
Tunç Berkman – Vestel
Mustafa B. Hazer – Nivea Beiersdorf
Koç Holding’in 50.Olağan Genel Kurul’u yapıldı...
Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli Koç
Holding’in 50.Olağan Genel Kurul’u gerçekleşti. Genel Kurul’un
açılış konuşmasını yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa V. Koç, Koç Topluluğu’nun 88 yıldır başarılı ve öncü
çizgisini sürdürdüğünü belirterek, “Geçmişimizden aldığımız
güç ile, tüm iş ortaklarımızla birlikte yarınımızı inşa ediyor; uzun
soluklu hedeflerimize, yatırımlarımıza ve istihdam yaratmaya
devam ediyoruz. Tarihimizin en büyük organik yatırım döneminden geçerken, ülkemiz için çalışmaktan, değer yaratmaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz” dedi. Genel Kurul’da Koç
Holding’in yatırımcıları, pay sahipleri, iş ortakları ve çalışanlarına
seslenen Mustafa V.Koç, Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşu
Koç Holding’in bu yıl 50. Genel Kurul’unu yaptığını vurgulayarak, “50 yıldır aralıksız olarak genel kurul toplantılarımızda
hissedarlarımızla bir araya geliyoruz. Yarım asırdır başarılı
stratejiler, verimli operasyonel beceriler, sağlam bir bilanço ve etkin risk yönetimimizle sürdürülebilir bir iș modelini yürütmenin ve
ülkemize sağladığımız katkının haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.
Koç Holding’in yeni yönetim üyeleri şu isimlerden oluşmaktadır:
Rahmi M. Koç – Şeref Başkanı
Mustafa V. Koç – Yönetim Kurulu Başkanı
Temel Atay – Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Ömer M. Koç – Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Semahat Arsel – Üye
4 / marketing europe & anatolia
İnan Kıraç – Üye
Ali Y. Koç – Üye
Dr. Bülent Bulgurlu – Üye
Prof. Dr. John H. McArthur – Üye
Prof. Dr. Heinrich V. Pierer – Üye
Muharrem Hilmi Kayhan – Bağımsız Üye
Kutsan Çelebican – Bağımsız Üye
Sanford I. Weill – Bağımsız Üye
Peter Denis Sutherland – Bağımsız Üye
Kwok King Victor Fung – Bağımsız Üye
Kısa Kısa
Çelik İhracatçıları Birliği
ilk çeyrek...
Avrupa’ya kimya
ihracatı yüzde 6,3 arttı...
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık
Ekinci; “Sektörümüz, 2014 yılının ilk çeyreğini geçen yılın
aynı dönemine göre değerde
yüzde 8,9 ve miktarda yüzde
11’lik oranlarda ihracat kaybı
ile kapattı. 2013 yılında yaşadığımız olumsuzlukların etkisi
maalesef halen hissediliyor.
Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2014 yılı
ilk çeyrek verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9
azalış ile 3,4 milyar dolar, miktar bazında ise yüzde 11
düşüş ile 4,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Çelik sektörünün ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren
demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin OcakMart dönemindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında
4,8 milyon ton; değer bazında ise 4 milyar dolara ulaştı.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve
Mamülleri İhracatçıları Birliği
(İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, ihracat gündemine yeniden dönme zamanının geldiğini belirterek şunları
söyledi: “Uzun süredir gündemimizi seçimler oluşturuyordu.
Yoğun seçim döneminde çoğu
üretici firmamız gelişmelere bağlı olarak uzun vadeli anlaşma yapmaktan çekiniyordu. Bu süreç sona erdi. Artık Türkiye’nin kriz senaryosundan çok 2023 yılı ihracat
stratejisine yoğunlaşması gerekiyor.”
Türkiye ihracatını sırtlayan kimya, yılın ilk çeyreğinde ihracatını 4 milyar 326 milyon dolara yükseltti. Bu dönemde Irak, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri en fazla ihracat
yapılan ülkeler olarak sıralanırken; Malta, Almanya, İtalya, Rusya, İran, ABD ve Ürdün ise üst sıralarda yer alan
diğer ülkeler oldu. İlk çeyrekte Avrupa ekonomisindeki
canlanmanın kimya ihracatına olumlu etkisi sürdü ve
sektör AB’ye ihracatını yüzde 6,3 oranında artırdı
Nissan, ilk çeyrek...
Otomotiv, zirve yaptı...
Yenilikçi teknolojisini sıradışı tasarımları ile birleştiren Nissan, 2014
yılının ilk çeyreğinde geçen yıla oranla yüzde 47 büyüyerek yüzde 4,1’lik
pazar payı elde etti.
Nissan, 2014 yılı için öngördüğü pazar payı ve satış
adedi hedefinde emin adımlarla ilerliyor. Mart ayı sonu
itibariyle, yılın ilk çeyreğinde toplam otomotiv pazarı, bir
önceki yıla göre yüzde 24,46 daralırken Nissan yüzde
4,1 pazar payı elde ederek geçen yıla oranla yüzde 47
büyüme gösterdi.
Mart ayında ise performans ve tasarrufun ön plana çıktığı yeni Qashqai modelinin gördüğü yoğun talep ile gerçekleşen 2 bin 375 adetlik satış ile yüzde 5’lik tarihi bir
pazar payına sahip oldu.
Otomotiv
Distribütörleri
Derneği’nin (ODD) verilerine
göre, otomobil ve hafif ticari
araç pazarı 2014 yılı OcakMart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde
24,46 daralarak 115 bin 272
adete geriledi. Bu rakam 2013
yılının ilk üç ayında 152 bin
604 adet olarak gerçekleşmişti.
İç pazardaki daralma 2014 Mart’ında en yüksek seviyeye ulaştı, otomobil ve hafif ticari araç pazarında satışlar
yüzde 30,82 oranında azaldı.
Döviz kurlarındaki yükseliş, ÖTV oranlarının artırılması,
BDDK’nın kredi işlemlerine yönelik getirdiği sınırlamalar ve seçim sürecinin gerekçe gösterildiği daralma ile
sıkıntılı günler yaşayan otomotiv sektörü, çıkış yolunu
ihracatta buldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2014 Ocak-Mart döneminde otomotiv sektörünün ihracatı yüzde 8,1 artışla 5 milyar 132 milyon
dolardan 5 milyar 546 milyon dolara yükseldi.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
En çok staj imkanı
bilişimde...
Lokal Enerji 16 adet
Mercedes-Benz Actros...
Gerek
akademik
gerekse
mesleki eğitimin önemli bir
parçası olan staj için, bahar ayı
itibariyle öğrencilerin arayışları
başlarken, şirketlerin stajyer
ilanlarında gözle görülür bir
artış yaşanıyor. Eleman.net’in
rakamlarına göre aylık bazda
yüzde 120 artan stajyer ilanları,
geçen yıla göre yüzde 20 artış gösterdi. En çok staj
yayınlayan sektör ve departman ise bilişim oldu.
Bahar aylarıyla beraber, eğitim sezonunun sonuna
yaklaşılırken, öğrencilerin staj arayışları da artıyor. Bu
dönemde özellikle kurumsal şirketlerin stajyer ilanlarında
da önemli bir artış göze çarpıyor.
Eleman.net’in rakamlarına göre, stajyer ilanlarında şubat
ayında bir önceki aya göre yüzde 120 artış yaşanırken,
stajyer ilanları yıl bazında da dikkate değer bir artış
kaydediyor. 2013 yılında Eleman.net üzerinden verilen
staj ilanı 1.370 olurken, bir önceki yıla göre yüzde 20’lik
bir artış söz konusu oldu.
Lokal Enerji araç parkını Mercedes-Benz Actros 1841 LSNRA ile genişletti. Mercedes-Benz
kamyonları içerisinde
amiral gemisi olarak adlandırılan Actros çekicilerden memnuniyetleri
sebebiyle yeniden bir alıma giden Lokal Enerji firması, 2012 yılında da 100 adet
Mercedes-Benz Actros çekiciyi filosuna dahil etmişti.
Mercedes-Benz Türk ve Lokal Enerji ara-sındaki işbirliğinin devamı niteliğinde olan bu satış Tuzla’da yapılan
bir teslimat töreniyle kutlandı. Törene Lokal Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yıldırım, Lokal Enerji Lojistik
Mü-dürü Halil Kadri Tamas, Mercedes-Benz Türk Yetkili
Bayii Gelecek Otomotiv Kamyon Filo Satış Müdürü İsmail Taşkın ve Mercedes-Benz Türk Kamyon Filo Satış
Danışmanı Cem Demirel katıldılar.
IAB Türkiye Dijital
Reklam Harcamaları...
BoraJet Havacılık
Publicis Bold’u Seçti...
IAB Türkiye Başkanı Ahmet Pura
dijitalin milyar TL sınırını aştığını vurgulayarak, “PwC Outlook
2013 raporu, küresel reklam endüstrisinin 2012 ile 2017 arasında %5.7 büyüyerek 461 milyar
$’dan 609 milyar $’a çıkacağını öngörüyor. Toplamın içinde özel bir yere sahip olan mecra
ise her zamanki gibi internet. Zira bu dönemde internetin büyüme oranının %13 olması bekleniyor. Aralarında
Türkiye’nin de bulunduğu 46 ülkenin, 2017’ye kadar çift
haneli rakamlarla büyüyeceği de raporda öngörülenler
arasında. Türkiye, 2013’te %24’lük bir büyüme oranı yakalayarak beklentileri doğruladı.” dedi. Sözlerini, “Her yıl
internet reklam yatırımlarını açıklarken içinde bulunduğumuz dönemde öne çıkacak konuları dile getiriyorum.
2014 için yapılan araştırmalardan hareketle bu yıl sektörün mobil, içerik pazarlaması, insan kaynağı ihtiyacı ve
dijital kanalların entegrasyonu üzerine yoğunlaşacağını
söyleyebilirim.” diyerek tamamladı.
6 / marketing europe & anatolia
BoraJet’in yakın dönemde açtığı ve kreatif ajansını
belirlediği 3 aşamalı konkur süreci tamamlandı. BoraJet, konkur sürecinin son aşamasının ardından tasarım
çalışmaları için küresel bir güç olan Publicis Bold ile
çalışmaya karar verdi. Publicis Bold, 82 ülkedeki 200’ü
aşkın ofisi ve 9.000’den fazla uzman çalışanı bulunan
Publicis network bünyesinde yer alıyor.
Nisan 2014 itibariyle BoraJet’in tüm kreatif süreçleri
Publicis Bold tarafından yürütülecek.
Kısa Kısa
TARİŞ Kooperatifçilik Strateji Belgesi...
TARİŞ
Zeytin
ve
Zeytinyağı
Birliği Başkanı
Cahit
Çetin,
Türkiye’de
kooperatifçiliğin
AB
düzeyine
ulaşabilmesi için
hazırladıkları
Kooperatifçilik
Stratejisi’nin kooperatifçilik bilincinin tabana yayılması ve kooperatifçiliğin
Türkiye ekonomisine daha etkin katkı yapabilmesi için
etkili bir belge olduğunu söylüyor. Strateji Belgesi’ni
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na da sunduklarını dile getiren Çetin, Bakanlık’tan da bu çalışmaları nedeniyle bir
Teşekkür Belgesi aldıklarını belirtiyor. Birlik Başkanı Cahit Çetin: “Yeniden yapılanma stratejisi, kooperatifçiliği
AB düzeyine çıkarma kararlılığımızın belgesidir.
Kooperatifçiliği tabana daha çok yayacak ve daha çok
üreticiyi bu örgütlenmenin içine katacağız. Hedefimiz üreticinin kazanması, gıda üretiminin de dışa bağımlı hale
gelmemesi.”
Kooperatifleşme, üreticiyi korurken, ulusal sermayenin
güçsüz kalıp, erimesini önleyen ve küresel kriz dönemlerinde de ekonomiyi domino etkilerinden koruyan bir
örgütlenme modeli. Avrupa Birliği’nin tarımsal ve gıda
alanındaki üretim ve pazarlamasında yüzde 50 ve üzerinde pay sahibi olan kooperatifçilik, Türkiye’de hala zor
zamanlar yaşıyor. Bazı kooperatifler kapanıyor, etkin
stratejiler geliştiremeyen kooperatifler de küçülüp, gücünü
yitirme riski yaşıyor.
İşte Ege Bölgesi’nde 32 kooperatifte 28 bin ortağa sahip
olan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği de, Türkiye’de
kooperatifçiliğin gelişerek, AB düzeyine ulaşabilmesi için
Strateji Belgesi 2014-2018’i yayınladı. Strateji Belgesi,
TARİŞ özelinde kooperatifleşmenin üreticilere ve Türkiye
ekonomisine katkısının artırılması için çok sayıda önlem
ile adımı içerirken, Türkiye’deki diğer kooperatifler için de
etkili bir yol haritası sunuyor.
TÜGİAD Yunanistan temsilciliği açıldı...
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği üyesi 11 ülkeden 300
bin girişimcinin üye olduğu JEUNE’e üye kabul edilen
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) uluslararası çalışmalarının ivmesini yükseltiyor. Yunanistan’ın
Selanik kentinde Avrupa’daki temsilciliklerine bir yenisini ekleyen TÜGİAD yeni açılımlarının hazırlıklarını
da sürdürüyor. Öncelikle Türk ve Yunan işadamlarının
sonra da diğer bölge ülke işadamlarının işbirliğinin Ege
Denizinde ve Doğu Avrupa’da kalıcı refah ve barışı getireceğini söyleyen TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; “Biz
işadamıyız, gelecek için çalışırız. Beraber iş yaparak
Ege denizinin iki yakasını bir araya getireceğiz.”dedi.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) hem Türkiye hem de uluslararası platformlarda çalışmalarını
güçlü bir şekilde sürdürürken, Yunanistan’ın Selanik
kentindeki TÜGİAD Temsilciliği Türk ve Yunan işadamlarının geniş katılımıyla açıldı. Temsilcilik protokolü imza
töreninde bulunan işadamları, açılış nedeniyle düzenlenen etkinliklere ve B2B oturumlarına katılarak işbirliği
olanaklarını tartıştı. TÜGİAD’ın Yunanistan ziyareti kapsamında aynı zamanda, TÜGİAD ile Kuzey Yunanistan
Yunan-Türk Ticaret Odası arasında işbirliği protokolü imzalandı.
TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, TÜGİAD’ın yeni temsilciliğiyle ilgili olarak, “Avrupa’daki ağımızı genişletmek hedefiyle Yunanistan’da temsilcilik açmaya karar verdik ve şehri de Atatürk’ün emaneti olduğu için Selanik olarak seçtik”
dedi.
Yunanistan temsilciliği açılışı nedeniyle Selanik’e giden TÜGİAD üyesi işadamları, Yunanlı meslektaşlarıyla
B2B oturumlarında buluşarak iş olanaklarını tartıştı ve
Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret ederek ulu önderi saygıyla
andı.
marketing europe & anatolia / 7
Yeni Ürünler
Escort Joye, yeni tablet modeli...
Bir döneme damgasını vuran ünlü teknoloji markası Escort,
Joye tablet bilgisayar modelleri ile geçtiğimiz ay sektöre yeniden hızlı bir giriş yapmıştı. Uygun fiyat ile performansı bir
arada sunmaya devam eden Escort Joye ( ES1010G) 10.1”
3G özellikli tabletini satışa sunduğunu duyurdu. Yüksek
performansa ihtiyacı olan kullanıcıların uygulamalarının sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlayan özellikleri ile Escort
Joye tabletler piyasaya oldukça iddalı bir giriş yaptı .
Çok daha net ve keskin görüntü özelliğine sahip 10.1” IPS2
Ekranı ile 1280x800 piksel çözünürlük sunan bu tablet modelin de 2 GB RAM bulunuyor. Escort Joye modellerinde
bulunan GPS yani konum belirleme özelliği rakiplerinde
olduğu gibi kablosuz ağ üzerinden (A-GPS) değil gerçek
S-GPS alıcısı üzerinden çalışıyor. Bu sayede cihaz konum
belirlerken birkaç metreye kadar doğrulukla ölçüm yapabiliyor. Işık sensörü ile ortam ışığına göre ekran parlaklığını
kendi ayarlıyor. Bu sayede hem gözleriniz yorulmuyor hem
de pil kullanım süresi artıyor. Escort Joye 10,1” tabletlerinin,
Akıllı Kılıf ile son kullanıcıların beğenisine sunmaktadır. 10.1
inçlik tablet modelleriyle beraber verilen akıllı kılıf yardımı ile
tablet uyku moduna girmeden ekran kilitleniyor.
Samsung, Smart fotoğraf makinesi...
Samsung’un yeni Smart fotoğraf makinesi NX mini ile
tarzınızdan ödün vermeden en iyi kareyi yakalayın
Selfie’den sonra fotoğrafseverlerin yeni trendi “wefie”, NX
mini ile hayat buluyor. Stil sahibi renk seçenekleri ile satışa
sunulacak olan NX mini, dünyanın en ince değiştirilebilir
lensli fotoğraf makinesi olma özelliği taşıyor.
Samsung Electronics, dünyanın en ince ve en hafif değiştirilebilir lensli fotoğraf makinesi* NX mini’yi tanıttı. Şık ve
zarif görünüme sahip NX mini, yüksek kalitede fotoğraflar
çekebilmeyi mümkün kılıyor. NX Mini’nin sunduğu NFC ve
Wi-Fi bağlantı desteği sayesinde, hızlı ve kolayca çekeceğiniz fotoğrafları sevdiklerinizle eş zamanlı paylaşabilirsiniz. Beyaz,, nane yeşili, kahverengi ve siyah olmak üzere
4 farklı renk seçeneğine sahip NX mini, Türkiye’de Nisan
ortasında satışa sunulacak.
Başkan Yardımcısı ve Samsung Electronics Görüntüleme
Ekibi Başkanı Myoung Sup Han, NX mini ile ilgili olarak şunları söyledi: “Trendleri belirleyenlerin, mükemmel fotoğraf
kalitesi ile yaşamlarından kareler yakalamaları için kusursuz
bir cihaz olan NX Mini, hem şık hem de güçlü… Samsung
2011’de selfie trendinin lideri olarak, ilk döndürülebilir dokun-
10 / marketing europe & anatolia
matik ekranı tanıttı ve cihazı gelişen tüketici taleplerine göre
tasarladı. Selfie trendinin heyecanına yönelik olarak özel tasarlanan, 3.0 inç döndürülebilir ekranı ve geniş açılı merceği
ile NX Mini bu konuda önemli bir örnek. Hafif tasarımı ise
NX Mini’yi rahatça cebinizde taşımanıza olanak tanıyor ve
böylece her yerde fotoğraf çekmeyi sağlıyor.”
Yeni Ürünler
ZyxEL yüksek hız ve güvenli erişim ...
ZyXEL çevre dostu özellikleri ile dikkat çeken Kablosuz
AC1600 VDSL2/ ADSL2+ Multi WAN Gigabit Modem/
Router’ı (VMG8924-B10A) pazara sundu. Vectoring, Bonding ve Multi WAN özelliklerine de sahip olan ürün, yeni nesil
802.11ac standardının getirdiği üstün kablosuz veri aktarım
hızı ile birlikte yüksek çözünürlüğe sahip videoları, diğer dijital medya içeriklerini en yüksek performans ve kalitede, güvenli bir şekilde kablosuz olarak aktarabilmek için optimize
edildi.
İnternet erişim çözümleriyle zengin ürün portföyüne sahip ZyXEL, yeni ürünleri ile pazardaki iddiasını sürdürüyor.
VMG8924-B10A, eş zamanlı çift bantlı 802.11ac kablosuz ağ
teknolojisine sahip. VMG8924-B10A hem 2.4 GHz, hem de
5 GHz bantlarında eş zamanlı veri paketlerinin taşınabilmesini sağlayan dual bant teknolojisi ile fark yaratıyor. 5 GHz
bandını tercih eden kullanıcılar, yoğun olarak kullanılan 2.4
GHz bandındaki trafikten uzaklaşarak daha hızlı ve verimli
kablosuz erişimin olanaklarından faydalanabiliyorlar.
Kullanıcı beklentilerini en üst seviyede ve esnek kullanım
avantajıyla karşılayan cihaz, VPN (Virtual Private Network Sanal Özel Ağ) avantajı sağlayarak, internet üzerinden farklı
lokasyonlar arasında güvenli bağlantı kurulabilmesine olanak tanıyor.
Cihaz, Dual Mod VDSL2/ADSL2+ ve Multi WAN (DSL, 3G
Yedekleme ve Gigabit Ethernet bağlantısı) gibi farklı özellikler de sunuyor. Esnek bir yapıda sunulan bu özelliklere,
kolayca erişebilen aboneler hem ADSL2+ hem de VDSL2
aboneliklerinde ürünü kullanabiliyorlar, FTTH/FTTB/FTTC
gibi değişik fiber optik uygulamalarında da kullanılan cihaz,
birçok erişim tipine birden destek verebiliyor.
Sony, yeni Dijital Ses Kayıt Cihazı...
Sony’nin dijital ses kayıt cihazlarının iki yeni modeli, ses
perdesinde hiçbir değişiklik olmaksızın çalma hızının 0,50
ila 2,00 kat aralığında artırılmasına imkân veren Çalma
Hız Kontrolü gibi fonksiyonları ile rahat ve çok yönlü ses
kaydı sunuyor. İster kişisel olarak not almak için kullanın,
isterse iş veya sınıf ortamında, bu cihazlar düşüncelerinizin
ve ihtiyaç duyduğunuz her türlü bilginin kaydını tutmanıza
yardımcı oluyor.
Profesyoneller için geliştirilen ICD-PX440, kolay
taşınmasını sağlayan kompakt bir tasarıma sahip. Daha
iyi kayıt için dahili stereo mikrofonu olan cihazın, PC’ye
doğrudan USB çıkışından bağlantısı sayesinde dosya
transferi de hiç olmadığı kadar kolaylaşıyor.
Ayrıca, 96 saatlik uzun pil ömrü1 ile, kaydın ortasında
cihazın pilinin biteceğinden endişelenmeye de gerek
kalmıyor. ICD-PX440 aynı zamanda Memory Stick Micro
veya microSD kart yuvası ile medya kartında saklama
imkânı da sunuyor.
USB kablo üzerinden kişisel bilgisayarlara daha kolay
bağlanabilen ve Çalma Hız Kontrolü fonksiyonu da bulunan
kayıt cihazı, tüm profesyoneller, öğrenciler ve hatta şarkıcı
adaylarının temel kayıtları için kullanışlı bir seçenek oluyor.
marketing europe & anatolia / 11
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
Star Gazetesi’nin, kurumsal iletişim müdürü Elif Akdağ oldu.
Taraf gazetesi, Mete Göktürk’ü yazar kadrosuna ekledi.
Markar Esayan, yayın hayatına yeni başlayan Daily Sabah’taki yazılarına başladı.
Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Bekir Coşkun ile yayının yolları ayrıldı.
Hürriyet gazetesi yeni reklam direktörü Zeynep Tandoğan
oldu.
Akşam gazetesi muhabir olarak görev yapan Nebahat Koç ile
yollarını ayırdı.
Yavuz Baydar ve İbrahim Saraçoğlu Bugün gazetesinde köşe
yazarlığı görevlerine başladılar.
Karşı gazetesi, ünlü oyuncu Fırat Tanış’ı yazar kadrosuna dahil etti. Oyuncu Salı ve Perşembe günleri Selam Çeşmesi adlı
köşesiyle okurlarıyla buluşacak.
Akşam gazetesi kültür sanat servisinde görev yapan Sibel
Oral ile yayının yolları ayrıldı.
Milliyet gazetesi köşe yazarı Nagehan Alçı, Daily Sabah gazetesinde de yazmaya başladı.
Hürriyet gazetesi web tv müdürü Orhan Can’ın yayın ile yolları
ayrıldı.
Trendsetter dergisi yeni genel yayın yönetmeni Aykun Taşdöner oldu.
Bekir Coşkun, Sözcü gazetesindeki yazılarına başladı. Coşkun gazetede Pazartesi hariç her gün yazacak.
Türkiye gazetesi genel yayın yönetmeni Nuh Albayrak gazeteden ayrıldı, yerine İsmail Kapan getirildi.
Türkiye gazetesi genel müdürü Mustafa
Asım Gök’ün yayın ile yolları ayrıldı, yerine vekaleten Hamit Arvas getirildi.
Balçiçek İlter, Türkiye gazetesi köşe yazarlığı görevinden ayrıldı.
Fotomaç gazetesi dış haberler editörü
Çağdaş Doğan’ın yayın ile ilişiği kesildi.
Karşı gazetesi yazı işleri müdürü Oğuzhan Beyaz gazete ile yollarını ayırdı.
Murat Büyükçelebi, Güneş gazetesindeki genel yayın yönetmenliği görevinden
ayrıldı, yerine Akşam gazetesi genel
yayın koordinatörü Murat Kelkitoğlu getirildi.
Pınar Hiçdurmaz, Akşam gazetesi hafta
sonu eklerinde yazı işleri müdürlüğü görevine getirildi.
Daily Sabah gazetesi İlnur Çevik’i yazar kadrosuna kattı.
Karşı gazetesi köşe yazarları içerisinde yer alan R. İhsan Eliaçık, Ece Zereycan, Şebnem Sönmez ve Emine Arslaner’in
yayın ile yolları ayrıldı.
Birgün gazetesi, Bir Gün Bir Konuk köşesi ile her hafta Çarşamba ve Cuma günleri ünlü yazar, sanatçı ve siyasetçilere
sayfalarını açıyor. Geçtiğimiz hafta ise Merdan Yanardağ ve
Deniz Bayramoğlu gazeteye konuk oldular.
Zaman gazetesinde uzman olarak görev yapan Salim Gören
ve dış baskılar sayfa editörü Şemsettin Özkan’ın yayın ile yolları ayrıldı.
Bugün gazetesi ekonomi muhabiri Zeynep Ceylan, gazeteden
ayrıldı.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
Elif Akdağ, Kanal 24’ün kurumsal iletişim müdürü oldu.
Habertürk TV’de haber müdür yardımcısı olarak görev yapan
Hikmet Atansay ve editör Ömer Tekerek’in kanal ile yolları ayrıldı.
Serdar Ali Çelikler Show TV’ye spor koordinatörü olarak atandı.
TRT haber merkezinde adliye muhabiri olarak görev yapan
Seyit Kılıç görevinden alındı.
Elif Akkuş, TRT Haber’deki muhabirlik görevinden alınarak
12 / marketing europe & anatolia
teknik serviste görevlendirildi.
Habertürk spikeri Firdevs Çavuşoğlu kanal ile yollarını ayırdı.
Ömer Özgüner, Star TV genel müdürlüğü görevine atandı.
TV EM’de daha önceleri Çıdam Yücel’in sunduğu ana haber
bültenini bundan böyle hafta içi her gün Gülay Özdem sunacak. Hafta sonu haberlerini ise Serhan Başbahçıvan sunacak.
Ümit Zileli’nin bir süreliğine ana haberden ayrılmasının ardından Ulusal Kanal’ın akşam haberlerini Gülgün Feyman Budak
üstlendi.
Dilhun Gençdal Habertürk TV haber merkezinde göreve başladı.
Medya Dünyasından Diğer Haberler
Survivor yarışması, yeni bölümleriyle her Cumartesi-Pazar
saat 20:00’da yine Star TV ekranlarında başladı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, sürekli basın kartı sahibi
Semih Yurga hayatını kaybetti.
Show TV’de ekranlara gelen Pis Yedili dizisi yayın hayatına
ara verdi. Dizi, Haziran ayından itibaren yayına devam edecek.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önceki başkan yardımcılarından,
ilk kadın muhabir Vasfiye Özkoçak hayatını kaybetti.
Show TV, Ana Haber Bülteni’nin süresini kısalttı. Bundan böyle 18:15’te başlayıp 18:45’te sona erecek.
Başrollerini Melis Birkan, Muhammet Uzuner ve Meral
Çetinkaya’nın paylaştığı ‘Saklı Kalan’ dizisi kısa bir aradan
sonra yeni bölümleriyle Pazar akşamları Show TV ekranlarında olacak.
Kanal D’ de Cumartesi akşamları yayınlanan
Galip Derviş dizisi bundan böyle Pazar akşamları 23:00’de yayınlanacak.
Daha önceleri TRT 1 ekranlarında yayınlanan
Süper Dadı programı bundan sonra Çarşamba akşamları 23:30’da Star TV ekranlarında.
Kanal D’nin başrollerini Aslıhan Gürbüz, Tayanç Ayaydın, Salih Bademci, Ayça Varlıer ve
Zerrin Sümer’in paylaştığı Zeytin Tepesi dizisi
bundan böyle Çarşamba akşamları 22:15’te
ekranlarda olacak.
Kanal D ekranlarında yayınlanan X Factor
Star Işığı adlı yarışma programı yayın hayatına ara verdi. Program, Haziran ayında yeni
bölümleriyle devam edecek.
Sunuculuğunu Yüksel Aytuğ’un üstlendiği,
daha önceleri Kanaltürk ekranlarında yayınlanan Medyatik programı bundan sonra hafta içi her gün
18:20’de Beyaz TV’de..
Daha önceleri Mucize Lezzetler – Refika’nın Mutfağı adıyla
NTV’de yayınlanan programın yeni bölümleri Mucize Lezzetler
adıyla Cumartesi günleri saat 13:00’te Star TV, Pazar günleri
ise 12:15’te NTV ekranlarında olacak.
İşitsel Basında Görev Değişiklikleri
NTV Spor Radyo genel yayın yönetmenliği görevini yürüten
Mehmet Ayan yayından ayrıldı.
Best FM’de Arzu’nun İnleyen Nağmeleri’nin sunucusu ve yapımcısı Arzu Çağlan’ın yayın ile yolları ayrıldı.
Seyit Kılıç, bundan böyle TRT İstanbul Radyosu’nda görev
yapacak.
Hopdedik Ayhan, hafta içi her akşam 18:00 – 20:00 saatleri
arasında Radyo Viva’da olacak.
Elektronik Basında Görev Değişiklikleri
Eyüp Can Sağlık, Hürriyet Dünyası dijital yayınlar direktörlüğü
görevine atandı.
Haber Ajansında Görev Değişiklikleri
Cihan Haber Ajansı muhabiri Kübra Kara’nın ajans ile yolları
ayrıldı.
Gazeteci – yazar Köksal Akpınar, Cihan Haber Ajansı’ndan
ayrıldı.
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 13
Vars
Röportaj
sa Yoksa Kliksa...
Kliksa Genel Müdürü
Nevgül Bilsel Safkan
Sabancı Topluluğu’nun en genç şirketi olan Kliksa, 2012 yılının
Mart ayında kuruldu. Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki
gücünü e-ticaret sektörüne taşıyarak, sektörün en önemli
oyuncuları arasında yer alma hedefiyle yola çıktık. Hedefimize
doğru ilerlemek adına teknik altyapımızı kurduk, tedarikçi ağımızı geliştirdik, lojistik sistemimizi güçlendirdik ve bizim için çok
önemli olan yetkin insan kaynaklarımıza çok ciddi yatırım yaptık.
Röportaj Elvin Ekşioğlu [email protected]
- Kliksa ne zaman faaliyetlerine başladı? Kliksa’nın gelişim sürecinden
bahseder misiniz?
Sabancı Topluluğu’nun en genç şirketi
olan Kliksa, 2012 yılının Mart ayında
kuruldu. Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki gücünü e-ticaret sektörüne
taşıyarak, sektörün en önemli oyuncuları arasında yer alma hedefiyle yola
çıktık. Hedefimize doğru ilerlemek adına teknik altyapımızı kurduk, tedarikçi
ağımızı geliştirdik, lojistik sistemimizi
güçlendirdik ve bizim için çok önemli
olan yetkin insan kaynaklarımıza çok
ciddi yatırım yaptık.
-Kliksa 2013 yılını nasıl geçirdi?
Kliksa’nın 2014 yılı ve gelecek dönem hedefleri neler?
2013, ilk tam yılımızdı. Geçtiğimiz yıla
çok hızlı başladık ve birçok olağanüstü
sıçrama gerçekleştirdik. İnsan kaynaklarına yatırımlarımızı 2013’te büyük bir
ivmeyle artırarak, çalışan sayımızı 3
katına çıkardık. Müşterilerimizle daha
iyi iletişim kurabilmek için, 2013 yılı
Kasım ayında 7/24 hizmet veren çağrı merkezimizi açtık. Satış sonrası hiz-
metlere verdiğimiz önemle, e-ticarette
ilk “Hemen Gelsin” diyen biz olduk.
Müşterilerimize aynı gün teslimat ve
hızlı teslimat seçeneklerini sunmaya
başladık.
Tüketici odaklı yaklaşımımız sayesinde
yaptığımız hamleler, 2013’ü, Kliksa için
olağanüstü bir performans yılı haline
getirdi. 2013 yılında ziyaret sayısında
6 kat, müşteri adedinde 6 kat, sipariş
adedinde 6 kat, sayfa görüntülemede 8
kat ve ciroda ise 6 kat büyüdük. Sonuç
olarak; ilk tam yılımız olan 2013’ü bir
önceki yıla göre %500 büyümeyle tamamlayarak, Türkiye’de B2C segmentinde çoklu kategoride “en hızlı büyüyen online alışveriş şirketi” olduk.
2014 hedeflerimize gelince… Bugün
Kliksa, oto aksesuardan anne&bebek
ürünlerine, elektronikten beyaz eşyaya kadar birçok kategoride yüzbinlerce
ürünü müşterilerine sunuyor. E-ticaret
sektöründe en çok rağbet gören ve bizim de güçlü olduğumuz elektronik ve
beyaz eşya kategorilerinin dışında da
büyüyeceğiz. Büyümeyi hedeflediğimiz
öncelikli alanlar; “Anne & bebek”, “Spor
marketing europe & anatolia /15
Röportaj
& outdoor”, “Ev düzeni” ve “Oto Aksesuarları” olacak. 2014’te ciromuzu 3
katına çıkararak 360 milyon TL’ye ulaşmayı hedefliyoruz. Nihai amacımız ise
Kliksa’yı, ilk akla gelen online alışveriş
sitesi yapmak.
-Kliksa’nın yenilenen yüzü ve yapılanmasından bahseder misiniz?
Yeni yüzünüz ve yapılanmanız için
nasıl bir iletişimsel altyapı hazırladınız?
Yeni yüzümüzü Kliksa’nın karakterine uygun olarak tasarladık. Çünkü biz
yenilikçi, güçlü, genç ve çevik bir şirketiz… Yeni yüzümüzün için, çalışma
alanı strateji ve marka yaratmak olan
BrandSeers ile birkaç ay süren çalışmalar gerçekleştirdik. Yeni yüzümüzü
ve yapılanmamızı oluştururken, bizi en
iyi şekilde yansıtması amacıyla, şirket
çalışanlarımızın da sürece katılımını
sağladık. Teknik tarafta ise web altyapısının ve önyüzün geliştirilmesini fazlara
böldük.
Ancak yeniliklere nokta koymuş değiliz.
Gelecek dönemlerde yeni gelişmelerle
müşterilerimizin karşısına çıkacağız.
Özellikle 2. çeyreğin sonu itibariyle
mobil uygulamalarımızı lanse ediyor
16 / marketing europe & anatolia
Yeni yüzümüzün için,
çalışma alanı
strateji ve marka
yaratmak olan
BrandSeers ile birkaç ay
süren çalışmalar
gerçekleştirdik.
olacağız. Markamızı, yenilenen yüzü
ve gelişmiş hizmet anlayışıyla vazgeçilmez bir “Lovemark” haline getirmek
istiyoruz.
-Yeni yüzünüz ve yapılanmanız için
ne kadar yatırım yaptınız?
Yeni yüzümüzle birlikte, marka çalışmasına yaptığımız yatırım söz konusu.
Değerlerimiz; neşe, sadelik, iyimserlik
ve inovasyon… Bu değerleri müşterilerimize her alanda yansıtarak, onlarla
uzun süreli bir bağ yaratmak istiyoruz.
Bu amaçla müşterilerimize ulaşacağız
tüm iletişim kanallarına da ciddi yatırım
yapıyoruz. Reklam, pazarlama ve iletişim faaliyetleriyle Kliksa’nın bilinirliğinin %50 seviyede artırmayı amaçladık.
Ayrıca lojistik, iletişim ve teknik altyapı
gibi birçok alana da yatırım yapmay devam edeceğiz.
-Kliksa’yı diğer online alışveriş sitelerinden ayıran özellikler neler?
Biz Kliksa olarak, Sabancı güvenini
Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki alım gücü ile birleştiriyoruz. Y kuşağının yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımını
da “memnuniyete adanmışlık” ilkemizle harmanlıyoruz. Elbette uygun fiyat,
ürün çeşitliliği gibi yönlerden de kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz;
Röportaj
ancak en önemli farklılaşma noktamız
satış sonrası hizmetler... Sektöre girençıkan çok oyuncu var; her sene tecrübe
ediyoruz. Kliksa olarak biz buna uzun
soluklu bakıyoruz. Bir tarafta Sabancı
sermaye gücü, diğer tarafta harmanladığımız tüm bu değerlerle satış sonrası
hizmetlerde fark yaratarak müşterilerimize alışveriş sırasında ve sonrasında
mükemmel bir deneyim sunmayı hedefliyoruz.
-“Satış sonrası destek” konusunun
öncelikli farklılaşma noktanız olduğunu belirttiniz. “Satış sonrası
destek”te nasıl bir altyapı ve organizasyon oluşturdunuz?
Farklılaşmak istediğimiz asıl alan, “Satış Sonrası Hizmetler”… Bu noktada,
müşterilerimiz için fark yaratan çözümler sunuyoruz. Müşterilerimizin çeşitlenen ihtiyaçlarına her açıdan cevap
verebiliyor olmak bizim açımızdan son
derece önemli. Sadece fiyat ve çeşitle
değil, sunulan satış sonrası hizmetlerimizle de fark yaratmayı hedefliyoruz.
Online alışveriş siteleri arasında ilk
“Hemen Gelsin” diyen platform olduk.
Farklılaşmak istediğimiz
asıl alan,
“Satış Sonrası Hizmetler”.
Bu noktada, müşterilerimiz
için fark yaratan çözümler
sunuyoruz.
“Hemen Gelsin” hizmetiyle; müşterilerimiz belirli bir ücret karşılığında “Aynı
Gün Teslimat” ve “Hızlı Teslimat” fırsatlarından yararlanabiliyor ve ürünlerini
en kısa sürede teslim alabiliyor. Öncü
olduğumuz hizmetlerden bir diğeri beyaz eşyayı kapıya kadar çıkararak
teslim etmemiz. E-ticarette sadece biz
bunu sunuyoruz. İptal/iade süreçlerini
müşterilerimizin talebiyle birlikte başlatmak da bir diğer farklılaşma noktamız.
-Kliksa’da toplam kaç kategori ve
ürün çeşidi yer alıyor? Ve en çok
hangi kategorileri rağbet görüyor?
Günümüz itibariyle Kliksa, televizyon,
görüntü sistemleri, cep telefonu, bilgisayar, beyaz eşya, spor ve outdoor,
anne, bebek ve oyuncak, oto aksesuarları, züccaciye ve ev düzeni, saat,
gözlük ve aksesuar gibi kategorilerde
250 bini aşkın ürünü bünyesinde bulunduruyor.
Güçlü olduğumuz ve en çok rağbet gören kategorilerimiz elektronik ve beyaz
eşya. Ancak dile getirdiğimiz üzere,
“Anne & bebek”, “Spor & outdoor”, “Ev
düzeni” ve “Oto Aksesuarları” kategorilerinde de büyümeyi ve bu alanları da
en çok rağbet gören kategoriler haline
getirmeyi hedefliyoruz.
Mevcut üye sayınız ne kadar? Yıl sonunda üye hedefiniz nedir?
500 bini aşkın üyemiz var. Hedefimiz
mevcut üye sayımızı 1.5 milyon seviyesine taşımak…
Pazar lideri olmak için kaç yıllık bir
perspektif planlıyorsunuz?
Hedefimiz, akla gelen ilk online alışveriş sitesi olmak… 5 yıl içinde “sektör
lideri” olmayı hedefliyoruz. “Türkiye’nin
Amazon’u olma” yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
-Yeni yüzünüz ile ilgili reklam filmlerinize gelen ilk tepkiler nasıl oldu?
Reklam kampanyamızda kreatif ajans
olarak Titrifikir ile çalıştık. Titrifikir yenilenen Kliksa’mızı “Varsa Yoksa Kliksa”
sloganıyla müşterilerimizle buluşturdu.
Reklam filmlerimiz sayesinde, değerlerimiz; neşe, sadelik, iyimserlik ve inovasyonu müşterilerimize aktardığımızı
görüyoruz. Reklamdaki karakterlerimiz
Tolga, Merve ve kargocu Ferdi çok sevildi. Aldığımız ilk geri bildirimler oldukça pozitif ve motive edici. Bu da bizi çok
mutlu etti tabii…
-Gelecek dönemde yeni reklam filmleri görecek miyiz?
Belirttiğim üzere yeniliklere nokta koymuş değiliz. Yeni yüzümüz ve yapılanmamızın ardından, gelecek dönemlerde yeni gelişmelerle ve yeni reklam
filmlerimizle müşterilerimizin karşısına
çıkacağız. Bizi takip etmeye devam
edin…
marketing europe & anatolia / 17
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
Savaş ve Barış Şarkıları...
Mart ayı boyunca hepimiz seçimlere kilitlendik. Birbiri
ardına gündeme bomba gibi düşen tapelerin izlenme oranı
tüm dizilerin reytingini geçti. O kadar ki seçim tarihi biraz
daha geç olsaydı tape arası reklam filmleri bile olabilirdi.
Sosyal medya özellikle Twitter seçim yarışında en çok
kullanılan mecra oldu. 140 karakterle nerdeyse herkesin
karakteri ortaya çıktı. O hale geldi ki devlet için tehdit
oluşturduğuna karar verilip Twitter yasaklandı. Ama ileri
demokrasi ülkesi olduğumuz için Cumhurbaşkanı'mız bu
yasaklamayı uygun bulmadığını yasak olan Twitter'dan
açıkladı! Yasaklar karşısında sesini duyurmaya devam
etmek isteyen halkımız bir günde internet teknolojisini
çözdü. Bir yanda trafolara girerek elektrikleri kesen kediler,
diğer yanda DNS uzmanı Ayşe teyzeler. Çok ilginç günler
yaşıyoruz çok.
Gelelim seçim döneminin olmazsa olmazı seçim
şarkılarına...
Ak Parti'nin Dombra'sı orijinal şarkısı müzikal anlamda çok
etkileyici, coşturan, heyecanlandıran bir duygu yaratıyor.
Nogay halk müziği sanatçısı Arslanbek Sultanbekov'un
bu parçası Rus, Alman, Kazak ve Amerikan ortak yapımı
Moğol üçlemesinin ilk filmi olan Cengiz Han filminin savaş
sahnelerinde yer alıyor. Ak Parti'nin paralel devlet olarak
gördüğü cemaate savaş açtığı bu seçim döneminde savaş
filmi müziğini kullanması ''zamanlama manidar'' sözünü
akla getiriyor :)
Ak Parti'nin seçimin son günlerine doğru yayınladığı
bayraklı reklamı da oldukça tartışmalara yol açtı. Göndere
çekilmiş dev Türk bayrağının karanlık biri tarafından
ipleri kesilerek yere indirmeye çalışmasıyla başlayan
film, aşağı inen bayrağın gölgesinin halkın tüm kesimleri
üzerine düşmesi umutsuzluk ve korku yaratıyor. Sonra
birdenbire herkes koşarak bir kule oluşturup bayrağı
göndere çekiyor. Arka fonda Başbakan'ın etkili ses tonuyla
İstiklal Marşı'nı seslendirdiği film devleti yıkmaya çalışan
dış mihraklar ve paralel yapıya karşı kitleleri kenetlemek
konusunda başarıya ulaşmış gibi görünüyor. Birkaç
gün yayınlandıktan sonra Yüksek Seçim Kurulu gelen
başvuruları değerlendirerek reklamın yayınlanmasını
( kelebeğin
fırtınası)
durdurma kararı aldı. Seçimlerin Temel Hükümleri
Kanunu'nda Türk bayrağının propaganda için kullanımını
yasaklayan maddesine istinaden oy birliği ile yayının
durdurulmasına karar verdi. Daha sonraki günlerde Türk
bayrağı yerine Ak parti sloganı olan bayrak kullanılarak film
yayınlanmaya devam etti.
Filmde kullanılan insanların koşturarak yığınlar halinde
kule oluşturduğu sahnenin çalıntı olduğu iddiaları
sosyal medyada çok yankı buldu. Hırsızlık ve yolsuzluk
iddialarıyla gündemin çok sıcak olduğu günlerde, bayraklı
reklamın Sony'nin Playstation 2 reklamına çok benzemesi
filmin başarısına gölge düşürdü.
Ak parti bu filmlerle gündemdeyken CHP, özellikle İstanbul
büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül farklı
bir seçim stratejisi izledi. Bölünme noktasına gelen halkı
birleştiren bir kampanya yürüttü. Sarıgül'ün TV'lerde yoğun
olarak gösterilen ''Ötekisi Olmayan Türkiye'' sloganlı
reklamı ''Oyum Sarıgül'e'' diyen Zeynep Teyze'nin sevimli,
içten haliyle geniş kitlelerin diline dolandı.
Seçimin son günlerine doğru CHP'nin hazırladığı diğer bir
reklam filmi yayına girdi: Hayat Bayram Olsa...
Türkiye'nin çeşitli illerindeki büyükşehir belediye başkan
adaylarının birlikte seslendirdikleri şarkı, iyice gerilmiş
olan sinirlerimize iyi geldi. Coşturan, savaşa değil barışa
çağrı yapan, pozitife eden müziği ve sözleri ihtiyacımız
olan sevgi ve saygıyı biraz daha içimizde hissetmemize
yardımcı oldu.
Sırrı Süreyya Önder'in yeni partisi HDP logosuyla dikkatimi
çekti. Gezi olaylarının simgesi ağaçları logosuna taşıyan
HDP, seçmeni ikna etmek için logo göndermesinin yeterli
olmadığını, simgelerin içini doldurmak gerektiğini bize bir
kez daha gösterdi.
Bu sayıdaki yazım canım oğlum, yakışıklı prensim,
olmazsa olmazım Bulut'um için. iyi ki doğmuşsun, iyi ki
varsın. Çok yaşa, güzel yaşa, sağlıklı yaşa...
marketing europe & anatolia / 19
Reklam Dünyası
Activia’nın yeni yüzü Shakira Oldu...
Grammy ödüllü Shakira, Danone markası Activia’nın “Hayatı İçinden Geldiği Gibi Yaşa” kampanyasının yüzü oldu.
Activia’nın uluslararası çapta başlattığı işbirliği kapsamında
Shakira tüm kadınlara “için rahatsa hayata hep gülümsersin” diye sesleniyor. Activia’nın Shakira’nın yeni albümündeki “Dare La La La” adlı şarkısı eşliğinde çektiği reklam filmi
Türkiye dahil 50’den fazla ülkede aynı anda yayına girecek.
Bugüne dek ilk defa global bir pazarlama kampanyası başlatan Activia’nın “Hayatı İçinden Geldiği Gibi Yaşa” kampanyasının yüzü Shakira oldu.
Activia’nın başlattığı “Hayatı İçinden Geldiği Gibi Yaşa” kampanyasının ana teması, kişisel mutluluğun vücut sağlığına
özen göstermekten geçtiği üzerine kurulu. Bu temadan yola
çıkarak Shakira ile bir reklam filmi çeken Activia, reklam
filminde Shakira’nın 25 Mart 2014 tarihinde çıkacak yeni
albümündeki Dare La La La adlı şarkısını izleyicilerle buluşturuyor. Türkiye dahil 50’den fazla ülkede yayınlanan ve
Barselona’da çekilen yeni reklam filminde Shakira bir hayal
ormanında üzerine yağan altın tozlarının altında kendisini
ne kadar iyi hissettiğini göstermek için dans ediyor.
Total Reklam Atağı......
TOTAL Madeni Yağları dünyada 150’den fazla ülkede, otomotiv, endüstri, taşımacılık, tarım, inşaat ve denizcilik sektörlerinde faaliyet göstermektedir.
Yılda 2 milyon tonun üzerindeki ürünü tüketiciler ile buluşturan TOTAL Madeni Yağları, doğayı koruyan teknolojilere
uyumlu, enerji ve yakıt tasarrufunu ön plana çıkaran yeni
nesil madeni yağlarının üretilmesi hususunda oldukça iddialıdır.
Total Madeni Yağları, sahip olduğu bütün tecrübe ve işbirliklerinin ürünü olarak üretilen son teknolojiye sahip Total Quartz Motor Yağlarını keyifli bir reklam kampanyası ile Nisan
ayı itibariyle TV-Radyo ve Dijital Platformlarda tüketicilere
tanıtmayı planlamaktadır.
Üstün özelliklere sahip Total Quartz Motor Yağlarını kullanan bir motorun RoboQuartz’a dönüştüğü eğlenceli reklam
kampanyası ile 04 Nisan 2014’den itibaren birçok ulusal TV
ve Radyo kanalından tüketicinin dikkatini çekecek olan Total
Madeni Yağları, Türkiye’nin her yerindeki akaryakıt istasyonlarında ve sanayilerinde yapacağı saha aktiviteleriyle de
kampanyaya destek vermeyi planlamaktadır.
20 / marketing europe & anatolia
Reklam Dünyası
Cornetto’nun 2014 marka yüzü Yalın...
Yalın, bu yıl da Cornetto’nun marka yüzü olarak farklı projelere imza atıyor. Cornetto için yeni bir şarkı besteleyerek klip
çeken Yalın, markanın nisan ayında ekranlarda olacak yeni
reklam filminde de rol alacak.
Şarkıcı Yalın ve Cornetto işbirliği bu yıl da devam ediyor.
Cornetto’nun yeni marka yüzü olan Yalın, geçen yaza damgasını vuran Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda’dan sonra Cornetto için “Yeniden” isimli yeni bir şarkı daha yaptı. Aranjörlüğünü Ozan Çolakoğlu’nun yaptığı şarkının klip çekimleri
Mallorca’da tamamlandı. Yayınlandığı tüm mecralarda izleyicilerden büyük ilgi gören ve yıla damga vurması beklenen
Yeniden, Cornetto’nun nisan ayında yayına girecek yeni reklam filminin de müziği olacak.
Geçtiğimiz yıl dünya çapındaki bir proje için aşk konulu kısa
filmler çeken Cornetto, Türkiye’de Yalın ile işbirliğine gitmiş
ve proje kapsamında ortaya Yalın’ın ilk oyunculuk denemesinin yanı sıra, geçtiğimiz yazın aşk şarkısı olan “Keyfi
Yolunda Aşkı Sonunda” çıkmıştı. Yayınlandığı tüm platformlarda büyük ilgi gören şarkının klibi 30 milyonun üzerinde
izlenmeyle, 2013 senesinde Dünya’nın en fazla paylaşılan
6. Viral videosu olmuştu.
Nike #riskeverything 2014...
Nike #riskeverything 2014 futbol kampanyasının ilk kısmını
başlattı. Cristiano Ronaldo, Neymar ve Wayne Rooney’nin
rol aldığı film, dünyanın en iyi oyuncularının dünyanın
en büyük sahnesine çıkmak için hazırlanırken hissettiği
baskıyı gözler önüne seriyor.
Film, Ronaldo’nun düşünceleriyle baş başa hava alanına
giderken, çevresinin kahramanlarını bir an görebilmek
için tezahürat eden coşkulu hayranlarıyla sarılmasıyla
başlıyor. Bu kargaşa, CR formaları ve reklam panolarıyla
çevrelenmiş Lizbon sokaklarında, Ronaldo stada doğru
giderken de devam ediyor. Geçen gecenin yorumu radyoda
duyuluyor: “Ronaldo vurdu gol oldu! Ronaldo atmayacak
da kim atacak!?” Etrafındaki fanatizm kontrol edilemeyecek
noktaya geliyor. Yaratıcı çalışmasını Wieden + Kennedy’nin
yaptığı filmi Jonathan Glazer yönetti.
Nike Pazarlama Başkanı, Davide Grasso “Ülkesi için oynamak her futbolcunun isteyeceği bir gurur ancak bu gurur
beraberinde çok yoğun bir baskı ve sorumluluk getiriyor”
diyor ve ekliyor, “Film, dünyanın en iyi futbolcularının her
şeyi riske atma isteğiyle yaşadıkları baskıya rağmen nasıl
başarıya ulaştıklarını gösteriyor.”
marketing europe & anatolia /21
Reklam Dünyası
Seçimin Medya Karnesi...
Türkiye’nin dört gözle beklediği 30 Mart yerel seçimleri sona
erdi. Peki, partiler seçmenlerine ulaşırken medyayı ne kadar
ve nasıl kullandı? Seçime dair reklamlar hangi mecralara verildi? Medya Takip Merkezi (MTM), siyasi partiler, liderler ve
belediye başkan adaylarının medya yansımalarını araştırdı.
Medya Takip Merkezi’nin, 01- 31 Mart tarih aralığındaki yazılı basın taraması sonucu hazırladığı raporda siyasal partiler,
liderler ve belediye başkan adaylarının medyadaki görünürlükleri yerel, ulusal ve genel olmak üzere 3 farklı biçimde
incelendi. Araştırmaya göre, ulusal basında en çok ilan veren parti Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) oldu. Cumhuriyet
Halk Partisi (CHP) ikinci sırada yer alırken, ulusal basına
en çok ilan veren bir diğer parti ise Milliyetçi Hareket Partisi
(MHP) oldu.
Yerel basına baktığımızda da, ilk sıra değişmedi. Ak Parti
yerel basına verdiği 3 bin 911 ilanla listede zirveye oturdu.
Ulusal basında listenin üçüncü sırasında yer alan MHP, yerel
basına verdiği 2 bin 90 ilan adedi ile listede ikinci sırada yer
aldı. MHP’yi Cumhuriyet Halk Partisi izledi. CHP de bin 993
ilanla listede üçüncü oldu.
Yazılı basın ilanlarında AK Parti lider
MTM, 30 Mart yerel seçimleri öncesi parti liderlerinin medyadaki görünürlüklerini araştırdı. Bu sonuca göre, ulusal basına en çok ilan veren siyasal parti, AK Parti oldu. Reklamlarında Başbakan Erdoğan’ı öne çıkartan AK Parti, ulusal
basına 379 ilan verirken; 90 ilan veren MHP ikinci, 65 ilan
veren CHP ise üçüncü oldu.
Yerel basın ilanlarında da AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, öne çıktığı 144 ilan ile ilk sıraya
oturdu. CHP’nin 55 ilan verdiği yerel basına MHP de 50 ilan
verdi. Çalışmada, ulusal ve yerel basına verilen aday ilanları, ayrı olarak hesaplandı.
Ulusal basında Sarıgül lider
Medya Takip Merkezi’nin aynı araştırmasına göre, 30 Mart
yerel seçim sürecinde belediye başkan adayları da yazılı basın ilanlarını yoğun kullandılar. CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, yazılı basın ilanlarını
en fazla kullanan aday oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığını, kesin olmayan sonuçlara göre yazılı basına
hiç ilan vermeyen Kadir Topbaş’a kaptıran Mustafa Sarıgül,
167 ilan adedi ile listenin ilk sırasında yer aldı. İzmir Konak
Belediye Başkanı Adayı Hakan Tartan, 85 ilan ile listede ikinci sırada yer aldı. Konak Belediyesi’nin mevcut başkanı olan
Hakan Tartan yerel seçimlerden sonra koltuğunu CHP’den
Sema Pekdaş’a kaptırdı. Ulusal basına en çok ilan veren bir
diğer başkan adayı ise AK Parti Çankaya Belediye Başkan
Adayı Barış Aydın oldu. Barış Aydın, 84 ilan ile listenin üçüncü sırasında yer aldı. Ulusal basında en çok reklam veren 3
adayın da ortak noktası seçimi kazanamamaları oldu.
Yerel basında Recep Altepe lider
Yerel basında seçmenlerine en çok ilan vererek seslenen
22 / marketing europe & anatolia
başkan adayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep
Altepe oldu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ikinci
kez seçilen Recep Altepe, 144 ilan adedi ile seçmenlerine
ulaşarak yerel basında en çok ilan veren başkan adayı sıralamasında da ilk sırada yer aldı. AK Parti Afyon Kara Hisar
Belediye Başkan Adayı Burhanettin Çoban yerel basına verdiği 128 ilan ile ikinci sıraya yerleşirken yine AK Parti’li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Harun Karacan
ise 108 ilan adedi ile üçüncü oldu. Yerel basını tercih eden 3
adaydan sadece Harun Karacan seçimi kaybederken, diğer
iki aday seçimleri zaferle noktaladı.
CHP ulusal basında Posta, Hürriyet, Milliyet ve Zaman gazetelerine ilan verirken; yerel basında Haberdar, Gazete İstanbul, Gerçek ve Karadeniz’den Güne Bakış gazetelerine
ağırlık verdi.
MHP ulusal basında Ortadoğu, Zaman, Posta ve Hürriyet;
yerel basında ise Yeni Haber, Kuzey Ekspres, Yenigün ve
Hakimiyet gazetelerine tercih etti.
Siyasi parti liderlerinin öne çıktığı reklamlara baktığımızda
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 523 ilanla
listede ilk sırada yer alırken, 140 ilan ile MHP Genel Başkanı
ikinci, 120 ilan veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
ise üçüncü oldu. Siyasal partilerin kurumsal ilanlarında liderlerini kullandıkları dikkat çekti.
Partileri genel olarak ele aldığımızda, ulusal ve yerel
basında ilk sırada yer alan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin,
genel sıralamadaki yeri değişmedi. AK Parti, 4 bin 964 adet
ilan ile seçmenlerine seslendi. CHP’nin toplamda 2 bin 688
ilan ile ikinci olduğu sıralamada 2 bin 559 ilan veren MHP
ise üçüncü oldu.
Büyükşehir Belediye Başkanları ve Belediye Başkan
adaylarının ilanlarını genel tabloda incelediğimizde ise
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, 174 ilan ile zirveye oturdu. Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanlığı’na ikinci kez seçilen Recep Altepe 171
ilanla ikinci, Antalya Büyükşehir Başkanlığına seçilen Menderes Türel 152 ilan ile üçüncü sırada yer aldı.
Görsel Medyada AK Parti açık ara önde
Medya Takip Merkezi’nin, 1 – 28 Mart arasında 13 televizyon kanalı üzerinden yaptığı araştırmada, siyasal partilerin
görsel medya reklamlarını ne ölçüde kullandığı da belirlendi.
AK Parti 4 bin 35 reklam adedi ile en çok reklam veren siyasi
parti olurken, 2 bin 725 reklam veren CHP ikinci, 136 reklam
veren MHP de üçüncü oldu.
Siyasal partilerin en çok tercih ettiği kanalların da belirlendiği
araştırmada en çok tercih edilen NTV’nin bin 348 reklam
aldığı; NTV’yi 752 adet siyasi reklam alan Kanal D ve 737
reklam ile Star TV’nin izlediği ortaya çıktı.
01 – 28 Mart tarihleri arasında toplamda 49 saati aşkın
ekranlarda yer alan AK Parti, ilk sırada tercih ettiği NTV’ye
774 reklam verirken; NTV’yi, 536 reklamla TGRT Haber ve
485 reklamla Kanal 24 izlediler.
Toplamda 23 saatin üzerinde reklam veren CHP’nin de ilk
tercihi NTV oldu. 412 CHP reklamının yayınlandığı NTV’yi
391 reklam ile CNN Türk ve 378 adet reklamla Kanal D
izlediler.Yazılı basın ilanlarını etkili kullanan MHP’nin tv
reklamlarında bu kadar agresif olmadığı gözlendi. , MHP’nin
en fazla reklam verdiği televizyon kanalı 92 reklam ile CNN
Türk olurken; bu kanalı 32 reklam verdiği NTV ve 11 reklam
verdiği Habertürk izledi.
Reklam Dünyası
Digital yasaklardan nasıl etkilenecek...
Ülkemizde internet yasakları devam ederken, Milli piyango idaresi şöyle bir açıklamada bulundu. “Son günlerde sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak ortaya çıkan
hızlı ve ani gelişmelerin, İdaremiz tarafından izin verilen
kampanyalara katılımda yaşanan sıkıntılar başta olmak
üzere kampanyalara ve bu kampanyalara iştirak eden
tüketicilere olumsuz etkileri değerlendirilmekte olup,
herhangi bir mağduriyet yaşanmaması adına, değerlendirme sürecine bağlı olarak, anılan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılan karşılığı nakit olmayan piyango ve çekiliş düzenleme başvurularına, kampanyaların
sosyal paylaşım siteleri yerine kurumsal internet siteleri
üzerinden düzenlenmesi halinde izin verilmektedir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 03/04/2014 ANKARA”
marketing europe & anatolia olarak bu açıklamanın digital reklamcılık üzerindeki etkilerini Hiperaktif Başkan
yardımcısı Eren Erentay’a sorduk.
“Dijitalciler” için her günün yeni sürprizler getirdiği bir dönemden geçiyoruz. Önce Youtube ve Twitter yasakları, ardından
da sosyal medya üzerinde yürütülen ödüllü kampanyaların
durdurulması... Üstelik işin en acı tarafı da, bu gelişmelerin
hiçbiri hakkında bilgi almak için bir muhatap bulamamız.
Geçtiğimiz haftaya, gündem zaten yeterince kalabalık değilmiş gibi, Milli Piyango İdaresi’nin Facebook, Twitter ve
Instagram gibi sosyal ağlarda markaların kampanya başvurularına olumsuz cevap verdiği iddiasıyla başladık. “İddia”
diyorum zira resmi bir cevap almamız için aradan yaklaşık
bir hafta geçmesi gerekti. Ve aldığımız cevap, iddiaların bürokratik bir üslupla onaylanmasından başka bir şey değildi.
Haliyle kararın alınma sebepleri ilgili, merkezinde hükümetin
sosyal medyaya karşı son dönemde şiddetlenen tutumunu
içeren pek çok fikir üretilmeye başlandı.
Peki bu karar sosyal medya pazarlama sektörünü nasıl etkileyecek? Son dönemde gündemi meşgul eden her radikal
kararda olduğu üzere, sebepleri bir kanara koyarak sonuca odaklanmamız ve yeni aksiyon planları geliştirmemiz
gerekiyor. Sosyal medya kampanyaları, özellikle algoritma
değişikliği sonrasında organik erişimi azaltan Facebook için
etkileşimi artırmanın en etkili yollarından biriydi. Ancak meşru zeminde çare yolları tükenmez. Kulislerde çare yolları konuşulmaya başlandı bile. Kampanyaları mikrositelerde düzenlemek ve o sitelere Facebook ve Twitter ile bağlanmaya
davet etmek bunlardan bir tanesi. İlerleyen aylarda konunun
daha da netlik kazanacağı görüşündeyim.
marketing europe & anatolia /23
Röportaj
Her Çin malı zarar
Gülden Parlak
Uluslararası İlişkiler Müdürü
Sinerji Uluslararası Fuarcılık
Günümüzde dünyaca ünlü birçok markanın
Çin’de fabrikası bulunuyor ve bu fabrikalar
yüksek kalitede üretim yapıyorlar.
Standartlara uygun olarak üretilen hiçbir
Çin malı zararlı değildir.
Doğru hammadde, kaliteli malzeme ve
sağlıklı koşullarda yapılan tüm ürünler sağlıklıdır.
Röportaj Elvin Ekşioğlu [email protected]
- Her Çin malı zararlı mıdır?
1,5 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’ne girmesiyle
ekonomik anlamda büyük bir ivme kazandı. Bununla birlikte 0.62 $/saat gibi
en ucuz maliyetle üretim yapan Çin,
Asya’nın en büyük pazarıdır. Günümüzde dünyaca ünlü birçok markanın
Çin’de fabrikası bulunuyor ve bu fabrikalar yüksek kalitede üretim yapıyorlar. Standartlara uygun olarak üretilen
hiçbir Çin malı zararlı değildir. Doğru
hammadde, kaliteli malzeme ve sağlıklı koşullarda yapılan tüm ürünler sağlıklıdır. Dünyanın en büyük ekonomisi
ABD, ikinci büyük ekonomisi ise Çin
Halk Cumhuriyeti’dir. Made in P.R.C etiketiyle piyasada bulunan birçok ürünü
çoğu kişi kullanıyor. Bu ürünlerin maddi
anlamda uygun ve kolay bulunabilir olması tüketiciyi cezbediyor aslında.
- Standartlara uygun olarak üretilmeyen mallar hangi hastalıklara yol
açar?
Üretim standartlarına uygun yapılmayan mallar insan sağlığına ciddi zarar24 / marketing europe & anatolia
lar verebilir. Bu ürünler sadece Çin’den
değil, dünyanın herhangi bir ülkesinden
de ithal edilebilir. Kalite kontrolünden
geçmeyen ayakkabılar, sağlık ve kozmetik ürünleri, cep telefonları, banyo ve
mutfak malzemeleri, tekstil gibi ürünlerin yanı sıra kullanılan birçok ithal mal;
kanser, alerji, gibi hastalıklara yol açabiliyor.
- Çin’de üretilen her mal Çin malı mı
sayılır?
Bir malın menşei ile bir markanın menşei birbirine karıştırılmamalıdır. Tüm
dünyanın bildiği gibi Japonlar elektronikte, Almanlar ise mekanikte oldukça
iyidir. Bu iki ülkenin de Çin, sınırları içinde fabrikaları vardır ve kendi standartlarında üretim yapmaktadırlar. Dünyaca
ünlü hiçbir marka, marka değerini kaybettirecek, marka değerini sarsacak bir
ürününü piyasaya sürmez. Kalite standartlarına uygun ürünleri tüketiciyle buluşturur. Dünyaca ünlü bazı elektronik
markaları Made in China etiketi yerine,
Assembled in China(Çin’de montajı yapılmıştır) olarak piyasaya sürüyor.
rlı mıdır?...
Röportaj
Çin’de üretimi yapılan her ürün Çin malıdır. Unutulmamalıdır ki, Çin’de üretimi
gerçekleşen birçok ürün kaliteli ve kullanışlı bir yapıya sahiptir. Çin’de üretim
yapan Dünyaca ünlü birçok marka, aynı
ürününü farklı ülkelerde de üretebilir.
Bu ürünler arasında kalite olarak hiçbir
fark yoktur. Sadece maliyetten kaynaklanan satış fiyatları farklı olabilir.
- Ülkemize gelen Çin malı ürünler neden çok ucuz?
Çin’den ithal edilen ürünler piyasaya ilk
sürüldüğünde ucuz fiyat politikası sayesinde müşteriye cazip kılındı. Temelde
Çin malları uygun fiyatlıdır. Bunun nedeni kalitesiz oldukları için değildir. Bu
konunun birçok nedeni vardır. Çalışkan
bir halka sahip olan Çin’de, kişi başına
düşen milli gelir düşüktür ve buna bağlı
olarak da işçilik ucuzdur. Günümüzde
ucuz iş gücü göz önünde bulundurularak Çin’e ciddi anlamda yabancı sermaye akışı vardır. Yabancı sermaye ile
birlikte Çin, gelen becerilerden de fazlasıyla faydalanıyor. Çin’in üretim tesisleri
komple yenileniyor, yeni teknolojiler deneniyor. Üretim sayısı çok olunca birim
başına düşen maliyet de azalıyor. Kısacası; Çin malları kalitesiz olduğu için
26 / marketing europe & anatolia
Yabancı sermaye ile
birlikte Çin,
gelen becerilerden de
fazlasıyla faydalanıyor.
Çin’in üretim tesisleri
komple yenileniyor,
yeni teknolojiler deneniyor.
ucuz değildir. Aynı ürünün pahalısı da
var ucuzu da. Her ürünün maliyeti farklı
olduğundan ucuz olana kalitesiz demek
doğru bir ifade değildir. Bir ürün düşük
fiyata mal edilebilir ve ucuza satılır, yüksek maliyetli üretilir ve pahalıya satılır.
Son yıllarda Çin mallarına karşı olan
kötü imajı silmek için ciddi adımlar atıldı ve olumlu sonuçlar alındı. Çin mallarına karşı kötü imajın oluşmasının en
büyük nedeni ise; taklit mallardı. Yakın
dönemde Apple gibi ünlü markaların
bile bire bir aynısı Çinliler tarafından
üretime geçirildi. Garanti kapsamı bulunmayan bu ürünleri alan tüketiciler,
daha sonra bu ürünlerin kötülüğünden
ve dayanıksızlığından şikayet etti. Tüm
bunların nedeni ülkemize denetimsiz
bir şekilde sokulan mallar. Bu ürünlerin
ithalatı sadece Çin’den değil dünyadaki diğer ülkelerden de yapılmaktadır.
- Zararlı ve zararsız malları nasıl
ayırt edebiliriz?
Her malın bir ederi vardır ve bir ürünün minimum üretim maliyeti söz konusudur. Kaliteli hammadde ve işgücü gibi ürünün temel üretim maliyetini
etkileyen faktörler göz önünde bulundurulduğunda tüketici aldığı ürünün
kalitesini sorgulayabilir. Ortalama 2
bin liralık bir cep telefonu 100 liraya
da alınıyorsa, bu ürünün kalitesiz ve
sağlıksız olması kaçınılmazdır. Bu
anlamda tüketiciler dikkatli olmalı,
ucuz diye her malı sorgulamadan almamalıdır.
Türkiye’ye ithal edilen ürünler yeterli kontrollerden geçmeden ülkeye
sokulduğunda problemler yaşanabiliyor. Kontrol edilmeyen ürünlerde kalite problemi yaşanabilir. Bu ürünler de
hem insan sağlığına zarar verir hem
de dayanıksızdır. Bu mallar sadece
Çin’den değil, dünyanın her yerinden ithal edilmiş olabilir. Yıllar öncesinde Çin
mallarına karşı oluşan olumsuz eleştirilerde Çin Halk Cumhuriyeti, stratejik bir
itibar yönetimi gerçekleştiremedi. Tüm
uzak doğu ülkelerinin de belli bir dış ticaret hacmi vardır. Ama hiç birine Çin
gibi olumsuz düşünce yoktur.
- Made in P.R.C’ ile ‘Made in China’
arasındaki fark nedir? Firmalar neden böyle bir değişikliğe gitmiştir?
Hangisi daha sağlıklı, kaliteli ve dayanıklı üretim yapıyor?
Made in China (Çin’de yapılmıştır) ile Made in P.R.C (Çin Halk
Cumhuriyeti’nde yapılmıştır) arasında herhangi bir fark yoktur. Artık tüm
dünyada Made in China bir markadır.
Çin’de üretilen kaliteli ürünlerle birlikte dünyaca ünlü birçok önemli marka
ürünlerinde ‘Made In China’ yazmaktan çekinmiyor. Sadece Made in P.R.C
daha resmi bir ifadedir. İki etiket arasın-
Röportaj
da dayanıklılık, sağlık ve kalite olarak
herhangi bir fark yoktur.
Bazı ürünlerde ürünün menşei hakkında bir etiket bulunmuyor. Fakat tüketiciler, barkod numaralarından da o
ürünün nerede üretildiği hakkında bilgi
sahibi olabilir. 690-691-692 ile başlayan barkod numaraları Çin’e aittir.
2013 ithalat ve ihracat rakamlarına
baktığımız zaman; Çin, dış ticaret hacminde ilk kez ABD’yi geçti. Çin’in 2013
yılı ihracat ve ithalat toplamı 4,16 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. ABD
ise 3.57 trilyon dolar ile ikinci sırada yer
aldı. Ticaret hacminin bu kadar yüksek
olduğu bir ülke nasıl kalitesiz ve sağlıksız ürün üretebilir.
- Her yıl Çin’den ne kadar mal ithal
ediliyor?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK ) verilerine göre; Türkiye’nin genel ithalat
rakamı 2013 yılı itibariyle 251 milyar
650 milyon 560 bin dolardır. 2012 yılına
oranla yüzde 6.4 büyüme sağlanmıştır.
Bu rakamın 24 milyar 686 milyon 554
bin dolarlık kısmı Çin’den ithalattır.
2012 yılı ile kıyaslandığında %15,9’luk
Fakat tüketiciler,
barkod numaralarından
da o ürünün nerede
üretildiği hakkında
bilgi sahibi olabilir.
690-691-692 ile başlayan
barkod numaraları
Çin’e aittir.
re ve eğitim almak isteyenlere inovatif
bir takım ürün ve hizmetlerle ilgili eğitim seminerleri veriyoruz. Bu çalışmamızla ayrıca sektörle üniversiteleri bir
araya getirmeye çalışıyoruz. Her sene
kendi alanında dünyanın en iyisini getiriyoruz. Açılış yılında Karim Rashid’i
getirdik. Sonrasında bizim üretici ve
mimarlarımızın,Amerikalı
mimariyle
ilgili bilgi almasını istedik.Bu amaçla
da geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik. Konsept Projeler ile birlikte organize edeceğimiz Essentials Seminer
bir artış söz konusudur. Yıllık ithalatımızın yaklaşık yüzde 10’u Çin’dendir.
Programları’nın bu seneki ana konuş- Çin malının ülke ekonomimize za- macısı ise İtalyan tasarımcı ve mimar
rarları var mıdır?
Massimo Iosa Ghini olacak. Iosa Ghini
Tüketicinin ihtiyacına göre üretim ya- 30 yıllık kariyeri olan ve başta dünyapan Çin, Türkiye’deki üreticilerin fiyatla- nın en çok bilinen ve en prestijli tasarım
rını aşağıda tutma baskısı yapıyor. Çin ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü
mallarının enflasyonun düşüşüne olum- olmak üzere birçok ödüle sahip bir isim.
lu etkisi vardır. Çin malları ile rekabet Kendisi Ferrari gibi dünyanın en bilinen
etmek durumunda kalan yerli üreticiler markalarının store ve showroomlarını
kar marjlarını düşürmek durumunda tasarlıyor. Aynı zamanda mobilya parkalıyorlar. Tüketici alacağı yerli ya da çaları da tasarlıyor ki asıl güzelliğin
yabancı ürünü yüksek kar marjları ol- ayrıntıda saklı olduğu düşünülürse tamadan satın alıyor, bütçesini koruyor.
sarımın en ince detaylarına hakim olduZOW Essentials ile fuarı ziyaret edenle- ğunu söyleyebiliriz.
marketing europe & anatolia / 27
Köşe
Abdullah Ekşioğlu / [email protected]
( retorik)
Özleyeceğimi hiç düşünmemiştim...
Demokrasimizin bu kadar gelişmediği, ileri demokrasiye
geçmediğimiz, şimdi iktidar olan partinin yönetiminin
ve tabanının %10'unun temsil ettiği fikirlerin zulme
uğradığının iddia edildiği seçim dönemlerini özlemedim
desem yalan olur. Hiçbir darbeyi onaylamıyorum
ama darbe dönemlerinin o anti demokratik seçim
atmosferlerini bile özledim.
Şimdi o dönemleri ya yaşı müsait olmadığı ya da hafızası
müsait olmadığı için hatırlamayıp, başbakanlık makamını
işgal eden kişiden dinlediklerini gerçek sananlar, benim
ne kadar da "CHP" zihniyetinin seçkinciliği ile halkı
aşaladığımı ileri sürecekler. Birinci yanılgı ben hiç bir
partinin ya da cemaatin üyesi değilim. İkinci yanılgı sizin
kaynağınız yalan söylüyor.
Evet ülkemizde demokrasi hiç yeterince iyi olmadı.
Ne halk ne de yönetim kadroları demokrasiyi hiç bir
zaman yeterince sindiremedi. Ancak şöyle de bir
gerçek var ki 1980 askeri darbe dönemi de dahil olmak
üzere hiç bir dönemde hükumeti temsil eden iktidar
sahipleri demokrasiye hiç AKP kadar tecavüz etmemişti.
Kendisi için özgürlüklerin yolunu açmayı hedefleyen
bir parti, hiç bu kadar pervasızca kendi düşüncelerini
paylaşmayanların haklarını gaspetmemiş, hukuka olan
güveni hiç bu kadar sarsmamıştı.
Evet başörtülü diye birkaç mekana sokulmayan çok
küçük bir azınlık vardı. Ama bir partinin düşüncelerine
itiraz ettiği için polis tarafından öldürülüp, başbakanlık
makamını işgal eden kişi tarafından cenazesi
meydanlarda yuhalatılmamıştı.
Seçim öncesinde iktidar ve muhalefetin devlet kanallarını
kullanma oranları hiç bu kadar mantıksızca iktidar lehine
bozulmamıştı. Darbe döneminde bile her parti TRT'de
eşit miktarda yer alabilmişti.
Benim hatırladığım her dönemde siyasi parti liderleri
seçim dönemlerinde daha fazla demokrasi, daha fazla
özgürlük, refah ve ilerleme vaadederek oy istemişlerdi.
Bugüne kadar hiç bir siyasi parti lideri ben özgürlükleri
kısıtlayacağım, 14 yaşındaki çocukları sokaklarda
öldürttüm, öldürtmeye devam edeceğim, hukuku kendi
çıkarlarıma göre baskı altına alacağım, yolsuzluk
yaptım bunu da hukuka değil, meclisteki çoğunluğuma
dayanarak aklayacağım vaadiyle oy istemek
cürretkarlığını göstermemiş. Kendi seçmenini bu kadar
geri zekalı yerine koymamış, sonra da rakiplerini kendi
seçmenine geri zekalı demekle suçlamamıştı.
İşin en acı tarafı da hiç bir dönemde % 44 seçmen refah,
özgürlük, demokrasi, eşitlik vaadetmeyen hatta bunların
tam tersini vaadeden bir partiye oy vermemişti.
Uzun lafın kısası, devlet imkanlarının iktidar tarafından
babasının malı gibi kullanıldığı, muhalefetin her araçla
susturulduğu, insanlığın 100 bin yıllık tüm değerlerinin
ayaklar altına alındığı bir seçim dönemi yaşadık.
Halkımızın % 44'ü bu kampanya döneminde daha fazla
diktatörlük, daha fazla yobazlık, daha fazla hukuksuzluk,
daha fazla hırsızlık vadeden iktidar partisine oy vermeyi
uygun buldu. Halkın bu tercihine saygı duymamı kimse
beklemesin ama demokrasiye inanan biri olarak bu
sonuçları kabulleniyorum.
Şimdi birileri diyebilir ki bunlar senin dediğin gibi diktatör
olsalar bunları yazamazdın. Evet bunu söyleyecek
kişiler kadar kendi çıkarlarımı toplumun çıkarlarının
önüne koyan biri olsaydım yazamazdım. Onun için bunu
söyleyenlerden beni anlamalarını beklemiyorum.
Hukuki olarak suç teşkil edecek hiçbirşey yazmadım.
Yine de bu yazdıklarımın bir sonucu olacaksa bu
sonuç ancak yazılanların ispatı olabilir. Onun için hiç
kaygılanmıyorum. Bu karanlık dönemlerin bir an önce
geçmesi ve daha demokratik seçim dönemlerinin şölen
gibi yaşandığı bir Türkiye umuduyla yerel seçimlere aday
olarak ya da oy kullanarak katılan herkesi kutluyorum.
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
Biscolata Mood’un yeni fal konsepti...
İçi çikolata kremalı incecik çıtır bisküvisiyle dikkat çeken Biscolata Mood’un yeni fal konseptli ürünü için çektiği reklam
filminde Biscolata erkekleri yine başrolde yer alıyor. Üzerinde 29 farklı desen bulunan ve her desenin farklı bir yorumu
simgelediği ürünün reklam filmi, kadınların fal baktırma iç
görüsünden yola çıkılarak hazırlandı. Filmde, kutudan çıkan her Mood’la birlikte farklı bir Biscolata erkeği sürpriz bir
şekilde ekranda beliriyor ve kadınların modunu değiştiriyor.
Yaratıcı ajansı Proximity İstanbul olan filmin, yönetmen koltuğuna Can Ulkay otururken prodüksiyon ajansı olarak ise
Dijital Sanatlar çalıştı.
Kampanyanın Künyesi
Reklam Ajansı: Proximity İstanbul
Kreatif Ekip: Biscolata Kreatif Ekibi
Müşteri İlişkileri: Selen Öngör, Özge Budunç
Stratejik Planlama: Mehmet Aksu
Yönetmen: Can Ulkay
Müzik: Mehmet Can Erdoğan
Reklamveren: Şölen
Reklamveren Temsilcisi: Uğur Öğlü, Hayat Kapukaya,
Ülkü Vural
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
AXE’la rekabete hazır mısın?
AXE’ın, Dark Temptation’dan sonra şimdi de Gold
Temptation’ı birlikte sunduğu yeni reklam filmi aşk kokan
sahneleriyle dikkat çekiyor. Çikolatanın cazibesinden esinlenilerek tasarlanan AXE Dark Temptation ile kadınların diğer tutkusu olan altının karşı konulmazlığından ilham alan
yeni AXE Gold Temptation’un rekabetini aşk temasıyla anlatan film, erkekler kadar kadınların da ilgisini çekecek bir
senaryo ve kurguya sahip. Reklam filmi, romantik, eğlenceli
ve büyüleyici Dark erkeği ile çekici, baştan çıkarıcı ve karizmatik Gold erkeğinin rekabetini etkileyici bir biçimde gözler
önüne seriyor.
Altının vazgeçilmez büyüsü ve çikolatanın karşı konulmaz
aromasıyla kadınları etkilemek isteyen erkeklerin artık rekabet halinde olduklarını vurgulayan reklam filmi, hem erkeklere hem kadınlara aynı soruyu soruyor: “Dark mı Gold mu?”
Kampanyanın Künyesi
Reklamın başlığı: Axe Dark mı, Axe Gold mu?
Reklamveren: Unilever/Axe
Reklamveren yetkilisi: Özge Özmen, Alperen Özkan
Reklam ajansı: Brandit Group
Yaratıcı yönetmen: Farah Nasser Yaratıcı grup: Selin Soylu, Cansel Şanlı, Emin Erdem
Müşteri ilişkileri grubu: Burak Bozkaya,
Zeynep Tezerdi Medya ajansı: Mindshare
Medya planlamacı: Engin Bilaç, Arif Topçu,
Şebnem Çankırı, Hande Civan, Yücel Çilingir
Kullanılan mecralar: TV, Dergi, Gazete, Digjtal,
Outdoor
Kolay ulaşılır, zor vazgeçilir...
Sıradışı cömert boyutlar ve modülerliği bir araya getiren
Lodgy’nin kampanyasında ulaşılabilir fiyatlarına da “Kolay
ulaşılır, zor vazgeçilir” sloganı ile dikkat çekiliyor.
Kampanyada TV reklamının yanı sıra gazete ve dijital mecralar da kullanılacak. Açıkhavada duvar kullanımları olacak.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Dacia
Reklam Ajansı: Publicis Yorum
Yaratıcı Yönetmen: Adnan Elmasoğlu
Reklam Yazarı: Şölen Yücel, Begüm Arduç
Sanat Yönetmeni: Mehtap Korkmaz
Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil
Stratejik Planlama: Selda Sedeş, Zeynep Bortaçina
Müşteri Grubu: Yeşim Uzuner, Ezgi Ataseven, Alp Sayınlı,
Sanem Türkmen
Yapım Şirketi: Böcek Yapım
Prodüktör: Tolga Baysal
Dacia Lodgy’nin geniş hacmiyle şehirli kalabalık ailelerin haYönetmen: Ömer Faruk Sorak
yatını kolaylaştırdığına dikkat çekilen filmde, Roberto Carlos
Görüntü Yönetmeni (D.O.P): Klaus Krieger
ilk kez aile içinde görülüyor.
Medya Planlama: MEC
Roberto Carlos ve Nurhayat’ın uyumu da reklam filminin öne
Mecra: TV, Radyo, Dijital
çıkan özellikleri arasında bulunuyor.
32 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
HSBC’den Büyük Adım...
HSBC’nin büyük adımı ve bu büyük adımdan ilham alarak
kendi hayallerini gerçekleştirenlerin, pozitif, enerjik ve duygu dolu hikayesini anlatan iki ayrı filmle devam ediyor. Grey
İstanbul tarafından hayata geçirilen ve iki farklı televizyon
filmi bulunan kampanyanın çekimleri, yaklaşık 100 kişilik bir
ekiple, HSBC Merkez Şube, İstanbul Erkek Lisesi ve Film
Sokağı stüdyolarında, 3 günde tamamlandı. Dede torun
hikayesini anlatan ilk filminin ardından yayına giren evlilik
teklifi filminin paraşütle atlama planları, profesyonel ekipler tarafından Antalya’da gerçekleştirildi. Müziklerini Ömer
Ahunbay’ın yaptığı filmlerin yönetmenliğini ise Taylan Biraderler üstlendi.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: HSBC Türkiye
Reklamveren Temsilcisi: Ayşegül Şenalp, Didem İzgi,
Aylin Gürsoy Cengiz, Gamze Berkel
Reklam Ajansı: Grey İstanbul
Kreatif Direktör: Engin Kafadar, Erdinç Mutlu
Kreatif Ekip: Taner Ardalı, Deniz Yenihayat, Emre Reisoğlu,
Ece Ok, Ahmet Balaban, Barış Erel
Müşteri İlişkileri: Goncafem Başçelik, Esra Erol,
Suna Gülru Talayman
Strateji: Kerem Sabuncu
Prodüksiyon: Meltem Köse, Dilan Davutoğlu
Yönetmen: Taylan Biraderler
Müzik: Ömer Ahunbay
Prodüksiyon Şirketi : Anima İstanbul
Mecra: TV, Outdoor, Dijital
Ne lazımsa CarrefourSA...
40 kişilik bir cast ekibinin rol aldığı filmde, birçok CarrefourSA personeli de yer aldı.
TBWA\ISTANBUL’un hazırladığı yeni reklam kampanyası,
CarrefourSA’nın, işini severek yapan personelini ve mutlu
müşterilerini bir arada görüyoruz. Yıllardır kulaklarımızın en
çok aşina olduğu müziklerden biri bu reklamda karşımıza
çıkıyor. Türk sinemasının en büyük klasiklerinden olan Gülen Gözler ve Neşeli Günler filmlerinden hatırlayacağımız
Melih Kibar’ın ölümsüz eseri! Bu eser, Emre Irmak tarafından filmimiz için yeniden düzenlendi.
Ali Taner Baltacı’nın yönettiği filmin prodüksiyon sürecini 25
Film üstlendi. Çekimler gece gündüz toplam 2 gün sürdü.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: CarrefourSA
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
CCO/ECD: İlkay Gürpınar
Kreatif Group Head: Zeynep Karakaşoğlu
Yaratıcı Ekip: Emre Gökdemir, Zeynep Orbay, Kerem Çar,
Levent Yalgın
Marka Ekibi: Güler Balta, Denizhan Çakıl
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman
Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Gülşah Batıbeki,
Ceren Özen
Prodüksiyon Şirketi: 25 Film
Yönetmen: Ali Taner Baltacı
Post Prodüksiyon: Telesine Productions
Müzik: Emre Irmak-Jingle Jackson
Medya Ajansı: Mediacom
Kullanılan Mecralar: TV, radyo
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Sek’ten yeni reklam...
kolatalı çimenleri çok seviyor. Yedikçe yiyor ve sütü çikolatalı
oluyor.Reklam filminde anlatılan masal, origami tekniğiyle
resmedildi. Animasyonu, Anima tarafından yapıldı.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: TAT Gıda / SEK
Reklamveren Yetkilileri: Banu Pekkoç, Burcu Özbakır Tül,
Elif Eskin
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB
Kreatif Direktör: Gökhan Erol
Yaratıcı Grup Başkanı: Ayşe Aydın
Yaratıcı Ekip: Mehmet Güney, Gizem Hız, Necmi Mutlu
Müşteri İlişkileri: Yiğit Kariş, Selika Özcan, Nazlı Tüzüner
Stratejik Planlama: Pınar Karaatlı, Ayça Eriş
Ajans Prodüktörü: Ümit Bak
Prodüksiyon Şirketi: Anima
Prodüktör: Gizem Ergezgin
Yönetmen: Koray Güzey
Post Prodüksiyon: Anima Müzik: Jingle House
Medya Ajansı: Mindshare
Reklam filminde SEK’in ineği Möömu’nun yolu bir gün çiKullanılan Mecralar: TV, Basın, Dijital
menlerin çikolatadan olduğu bir ülkeye düşüyor. Möömu, çi-
Varsa Yoksa Kliksa...
Kliksa, “Varsa Yoksa Kliksa” sloganıyla lansman kampanyasını başlattı. Kampanya çerçevesinde yayınlanan reklam
filmlerinde izleyici, eşinin her istediğini almasına rağmen bütün alkışı Kliksa’ya kaptıran ana karakterin eğlenceli isyanına şahit oluyor.
Reklam filmlerinde eşini Kliksa’dan kıskanan karakteri, başarılı oyuncu Ozan Akbaba canlandırıyor. Prodüksiyonunu
FilmColony’nin, yönetmenliğini Can Evrenol’un yaptığı reklam filmleri Titrifikir tarafından hazırlandı.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Kliksa
Reklamveren Yetkilileri: Aylin Daylan, Elçin Kıratlı
Reklam Ajansı: Titrifikir
Kreatif Direktör: Özgür Akpınar
Kreatif Ekip: Bora Adalı, Oğuzhan Dilek, Necati Kaya,
Lina Nil Gürdal, Barış Mirzaei
Müşteri İlişkileri Direktörü: Melda Doyduk
Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Seray Hut Demirel
Stratejik Planlama Direktörü: Kerem Sabuncu
Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin
34 / marketing europe & anatolia
Yapım Şirketi: FilmColony
Yönetmen: Can Evrenol
Medya Planlama/Satınalma: Mediacom
Mecralar: TV, internet, radyo, outdoor
Kampanyalar
Lipton Ice Tea’den parlak bir fikir...
karakterinin hikayesi de devam ediyor. Kampanya, Doruk ve
kendinden uzun boylu kız arkadaşı Buse üzerinden esprili
bir dille anlatılıyor. Filmin sonunda, Doruk’un içinden çıkamadığı bir soruya yine Lipton Ice Tea sayesinde bulduğu
parlak bir fikirle cevap verdiği görülüyor.
Kampanyanın Künyesi
PepsiCo / Lipton Ice Tea
Reklamveren: PepsiCo
Reklamveren Yetkilileri: Zeynep İzgi, Tansu Cimitay,
Yasemin Demiroğlu
Reklam Ajansı: Titrifikir
Kreatif Direktör: Özgür Akpınar
Kreatif Ekip: Bora Adalı, Oğuzhan Dilek, Necati Kaya,
Müşteri İlişkileri Direktörü: Melda Doyduk
Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Seray Hut Demirel
Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin
Lipton Ice Tea, başlattığı büyük kapak altı promosyon kam- Yapım Şirketi: Böcek Yapım
panyasını yeni reklam filmiyle duyurdu.
Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Kampanya için çekilen reklam filminde daha önce Lipton Medya Planlama/Satınalma: MindShare
Ice Tea’nin “Sizin aile kaç litre” filminde gördüğümüz Doruk Mecralar: TV, outdoor
Yok böyle bir sevgi. Varsa Söyle...
Elidor’un yeni reklam filminde Elidor ışıltısı Serenay
Sarıkaya’yla ekranlara yansıyor. Bir zamanların dillere pelesenk olan şarkısı “Varsa Söyle”ye de yeni bir anlam kazandıran reklam filminde Serenay Sarıkaya’ya dünyaca ünlü
Kampanyanın Künyesi
Reklamın başlığı: Elidor ve Ben / Yok böyle bir sevgi.
Varsa Söyle!
Reklamveren: Unilever
Reklamveren yetkilisi: Handem Çelenkler, Tarık Bayar,
Bahadır Elezoğlu, Nilay Gözegir
Reklam ajansı:MANAJANS / JWT
Yaratıcı yönetmen: Sami Basut
Yaratıcı grup: Tunçhan Kalkan, Kerem Önuçak
Müşteri ilişkileri grubu: Mehmet Numanoğlu, Mila Telyaz,
Göksu Karaman
Stratejik planlama: Aylin San, Sema Özyurt
Ajans prodüktörü: Şafak Serter
İnteraktif İletişim Direktörü: Emre Süvari
Dijital Proje Yöneticisi: Gökhan Akıncı
Dijital Art Direktör: Aytaç Şahin
Yapım şirketi:Depo Film
Yönetmen: Thor
Medya ajansı: Mindshare
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Doğanın iyiliği ve canlılığı seninle...
hayvan animasyonu konusunda uzman yapım şirketlerinden
İsveçli firma Fido ile çalışıldı.
Erikli yeni iletişim kampanyası, 3 Mart tarihinde televizyondaki yerini almaya başlarken, dijital medya, sinema ve satış
noktaları desteği ile pazarlama iletişimine devam edecek.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Erikli
Reklamveren yetkilileri: Ergin Akman, Begüm Ersoy,
Duygu Özşahin
Reklam Ajansı: ALICE BBDO
Kreatif Direktör: Derya Tambay
Yaratıcı Ekip: Ali Burak Erkan, Cem Öztürk,
Umut Pehlivanoğlu, Mahir Karaçam
Stratejik Planlama: Onur Erdoğan, Beliz Top
Marka Ekibi: Sibel Özgündoğdu, Ecem Güzel
Ajans Prodüktörü: Umut Tangör
Güney Afrika’da Cape Town’a yakın bir bölgede çekilen,
Yapım şirketi: Edcommercials- Istanbuldogz
yönetmenliğini Paulo Henriques üstlendiği reklam filmi, ALYönetmen: Paulo Henriques
ICE BBDO tarafından hazırlandı. Filmin en dikkat çeken
Müzisyen: Dani Espinet
bölümü olan sincapların canlandırması için de dünyada
İkea’dan çocuk odası reklamı...
TBWA\ISTANBUL’un ikea için hayata geçirdiği yeni çocuk
odası filmi yayına girdi.
Emre Irmak’ın yeniden düzenlediği Sezen Aksu’nun “Küçüğüm” şarkısı eşliğinde, 3 ayrı yaş grubundan çocuğun IKEA
çocuk odalarındaki dünyalarını bu filmde izliyoruz.
IKEA çocuk ürün grubunda her yaştan çocuk için çeşit çeşit
mobilya ve aksesuarın bulunduğunu gösteren ve ürünlerin
farklı tasarımlarıyla çocukların hayal gücüne katkısını anlatan bu filmin yönetmenliğini Uygar Kutlu gerçekleştirdi. Filmin prodüksiyon kısmı Autonomy’ye ait.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: IKEA
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
CCO: İlkay Gürpınar
Kreatif Direktör: Volkan Karakaşoğlu
Kreatif Ekip: Güney Soykan, Orkun Önal, Serhat Bayram,
Kerem Tüten, Sungu Hacışabanoğlu, Yıldırım Çakmakçıoğlu
Marka Ekibi:Ayşe Erdoğan, Nazlı Tümen, Oya Berk
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi:Tuğyan Çelik, Nisan Danışman
36 / marketing europe & anatolia
Ajans Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin,
Selma Mehmetoğlu, Merve Evirgen
Film Prodüksiyon: Autonomy
Yönetmen: Uygar Kutlu
Müzik: Emre Irmak / Jingle Jackson
Post-Prodüksiyon: İMAJ
Medya Ajansı: MEC
Kullanılan Mecralar: TV, outdoor, gazete
Kampanyalar
Aras Kargo’dan yeni reklam filmi...
geleneğini sürdüren Yemenici Hayri Usta markası sahibi
Orhan Çakıroğlu’nun Aras Kargo’nun Aras Tahsilatlı hizmetini kullanarak ürünlerini film setlerine nasıl ulaştırdığı
anlatılıyor.
Aras Kargo’nun yeni reklam filminde Truva, 300 Spartalı ve
Harry Potter gibi Holywood yapımlarına ayakkabı yapan Yemenici Hayri Usta ile Aras Tahsilatlı başrolü paylaşıyor.
Kargo sektörünün öncü ve yenilikçi markası Aras Kargo Aras
Tahsilatlı hizmeti için Gaziantep’te ve Sarıyer’in Garipçe
Köyü’nde yeni bir reklam filmi çekti. Filmde, Gaziantep’te
Bakırcılar Çarşısı’ndaki küçük dükkânında 4 kuşaktır aile
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Aras Kargo
Reklamveren Yetkilisi: Burçun İmir
Reklam Ajansı: Big
CCO: Güngör Türkömer
Yaratıcı Yönetmen: Kemal Hayit
Reklam Yazarı: Cem Yolal
Sanat Yönetmeni: Gözde Menemenlioğlu
Ajans Prodüktörleri: Tuğba Özkan
Stratejik Planlama: Aslı Eti, Nilay Akhan
Müşteri Grubu: Aslı Seyhan, Cihan Gediz, Aslı Eti
Yapım Şirketi: Otomat
Prodüktör: Arda Erkmen
Yönetmen: Emre Aypar
Medya Planlama: Media Teamwork
Mecra: TV, gazete, dergi, internet, açıkhava, radyo
Joly reklam filmi yayında...
Hızlı tüketim sektöründe, ev bakım, hijyen ve temizlik kağıtları kategorilerinde faaliyet gösteren Hayat Kimya, yeni girdiği yetişkin bezi kategorisinde, Joly markasının ilk reklam
filmini yayınladı.
Dermatolojik olarak Alman Dermatest Kurumu tarafından onaylı Joly, pazardaki güven veren uzman duruşunu
Türkiye’nin önemli ürologlarından biri ile tüketiciye aktarıyor.
Filmde Uzman Operator Dr. Ahmet Gençbay Joly ürün ailesini tanıtıyor ve inkontinans, yani idrar tutamama sorunu
yaşayan kişilere Joly yetişkin bezini tavsiye ediyor. Pazara
sunduğu en kaliteli ve en yenilikçi ürünlere Joly=Güven konumlandırmasıyla iletişim desteği veren Joly, reklam kampanyasıyla yetişkin bezi kategorisinde kısa zamanda farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Hayat Kimya – Joly
Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer,
Nilay Özyurt, Zeynep Ersayan
Reklam Ajansı: Vietnam
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın
Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya, Kenan Çetinkaya,
Erdem Güngör
Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran
Yönetmen: Barış Berberoğlu Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu
Yapım Şirketi: Ter Film
Yapımcı: Erhan Orhanoğlu
marketing europe & anatolia / 37
Kampanyalar
Mini Brownie Cazibesi...
paylaşılan, iki kişilik rüya gibi lezzetler oldukları vurgulanıyor.
Bu yaklaşım, filmdeki iştah açıcı yakın çekim ürün görselleri
ve romantik bir atmosferle tamamlanıyor.
Carte d’Or Selection Mini’nin yeni çeşitlerine özel reklam filmi de Nisan ayından itibaren ekranlarda yer almaya başladı.
Filmde genç bir adam, bir buket çiçeğin içerisine sakladığı
Carte d’Or Selection Mini Brownie Cazibesi ile sevgilisine
tatlı bir sürpriz yapıyor; dondurmanın karşı konulmaz lezzetiyle onlar için rüya gibi bir gece başlıyor
Carte d’Or Selection Mini reklam filminde Selection Mini’nin
leziz çeşitlerinin, çiftlerin romantizm yaşadıkları anlarda
Kampanyanın Künyesi
Kampanya Adı: Carte d’Or Selection Mini
Reklamveren: Unilever Algida
Reklamveren Yetkilisi: Ayşe Akbudak, Behiye Gurpınar
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB & Adam and Eve DDB
Yaratıcı yönetmen: Gökhan Erol & Simon Learman
Yaratıcı grup: Erçin Sadıkoğlu, Eren Koçaker, Buse Şay,
Serkan Un, Jonathan John, David Mackersey
Müşteri ilişkileri grubu: Elif Önen Sakin, Nesrin Şamlı,
Charlie Elliott, Charlotte Gallagher
Ajans prodüktörü: Ümit Bak, Michael McCarthy
Yapım şirketi: Pulse Films
Prodüktör: Lucy Kelly
Yönetmen: Helen Downing
Medya ajansı: Mindshare
Medya planlamacı: İpek Dorak
Kullanılan mecralar: TV, sinema, mağaza içi, dijital
Avea inTouch 3...
Avea’nın, kendi markasını taşıyan en yeni akıllı telefonu
Avea inTouch 3, eğlenceli bir reklam filmiyle tanıtılıyor.
Yayınlanmaya başlayan reklam filmiyle, Avea inTouch 3’ün,
hayatın her anını güzelleştirme teknolojisi hayattan sunulan örneklerle izleyiciye aktarılıyor. Çekimleri Point Otel ve
Esteworld’de gerçekleşen reklam filmi setinde yaklaşık 80
kişi görev aldı. Reklam filmi, Avea reklamlarına sesiyle hayat
veren Okan Bayülgen’in anlatımıyla izleyiciyle buluşuyor.
Kampanyanın Künyesi
Reklam veren: Avea
Reklam Veren Yetkilileri: Gelincik Onan, Beren Akdeniz,
Gözde Sabuncu, Bilge Tütüncü
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
ECD: Emre Kaplan
Yaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Ali Erkmen
Marka Ekibi: Canan Ayvacı, Zeynep Begüm Derinöz,
Sinem Tacir
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman,
Emirhan Çelikbilek
38 / marketing europe & anatolia
Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte,
Gülşah Batıbeki, Ceren Özen
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
Yönetmen: Cemal Alpan
Post Prodüksiyon: Sinefekt
Müzik: Cenk Çelebioğlu
Medya Ajansı: People Communications
Kullanılan Mecralar: TV, dijital, outdoor, basın
Kampanyalar
Akbank’ın Zıt İkizler kampanyası...
Akbank’ın Zıt İkizler kampanyası, İhtiyaç Kredisi filmiyle devam ediyor.
TBWA\ISTANBUL’un Akbank için hazırladığı filmde
kahramanlarımız, Olimpiyat Şampiyonu Milli Halterci nam-ı
diğer Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu ile karşılaşıyor.
Cep Herkülü’ne verdiği sözü tutamayan Nuri, Naim’in onu
görmesiyle büyük bir korkuya kapılıyor. Bakalım Ali, ikizi
Nuri’yi güçlü haltercinin elinden kurtarabilecek mi? Filmin
yönetmenliğini Mete Özok, yapımını ise Film Park üstlendi.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Akbank
Reklamveren Yetkilisi: Murat Göllü, Ayşegül Ögelman,
Banu Harputlu
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL
CCO: İlkay Gürpınar
ECD: Emre Kaplan
Yaratıcı Ekip: Kerim Gürsel, Berat Kösemen, Doğu Göçük,
Gamze İçhedef, Şükran Genç, Ahmet Bülent İlterberk, Metin
Akın, İlker Kayserilioğlu, Cantekin Güngör, Demet Toprak
Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Melis İnceer, Yasemin Tolunay,
Melis Şenol, Ece Akbulut
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Ceren Şehitoğlu,
İdil Açıkalın
Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Pelin Güneş,
Melis İnceoğlu
Prodüksiyon Şirketi: Film Park
Yönetmen: Mete Özok
Medya Ajansı: Mediacom
Kullanılan Mecralar: TV, sinema, outdoor, basın, internet
Kıllanan Adam, Enpara.com da...
Finansbank Enpara.com kuruluşunun ikinci yılında, Ahmet
Yılmaz’ın geçmişte Leman dergisinde yayınlanan efsane
tiplemesi “Kıllanan Adam” karakteriyle hazırlanan yeni reklam kampanyasında. Reklam Enpara.com’da hesap işletim,
EFT ve havale ücretlerinin alınmaması, eğlenceli bir dille anlatıyor.
Işık, Aslı Filis, Öznur Sönmez Bilgiç, Deniz Yükselci,
Ömer Elver
Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Pınar Yazıcıoğlu
Stratejik Planlama: Oğuz Savaşan
Ajans Prodüktörü: Saadet Bektaş
Medya Ajansı: People
Yapım Evi: Anima
Kampanyanın Künyesi
Yönetmen: Durul Taylan, Yağmur Taylan
Reklamveren: Finansbank Enpara.com
Post Prodüksiyon: Anima
Reklam Ajansı: Rabarba
Müzik: Nil İşleri
Reklamveren Yetkilisi: Ebru Günal Majoo, Ayşegül Sınar
Vokal: Nil Karaibrahimgil
Yaratıcı Ekip: Ozan Yurtsever, Pemra Ataç Açıktan, Ufuk Mecra: Tv, Sinema, Outdoor, Dijital
marketing europe & anatolia / 39
Kampanyalar
Filenin Sultanları reklamlarda...
Komili’nin yeni saç bakım serisi Volkanik Mineraller reklam
filmi yayına girdi. Türk Milli Bayan Voleybol Takımı’nın ünlü
isimleri Neslihan Demir, Neriman Özsoy ve Buse Kayacan’ın
rol aldığı filmde, enerjik saçlarla gelen güzelliğe vurgu yapılıyor.
Kampanyanın Künyesi
Reklamın başlığı: Komili Volkanik Mineraller
Reklamveren: SCA Yıldız Holding
Reklamveren yetkilisi: Pınar Adabağ
Reklam ajansı: DDB
Yaratıcı yönetmen: Can Ulkay
Yaratıcı grup: Mert Kunç, Erdem Köksal, Hakan Bıçakçı,
Pınar Özkan
Müşteri ilişkileri grubu: Aslı Bleda, Miray Türker, Emre Küçüksöz
Stratejik planlama: Derya Tombuloğlu
Ajans prodüktörü: Nedret Gürlek
Yapım şirketi: Dijital Sanatlar
Medya ajansı: Open
Beyno, Demet Akbağ ile ses buluyor...
Pınar Beyaz, çok sevilen maskotu Beyin’den sonra şimdi de
dişi Beyno ile ekranlara konuk oluyor. “Ben de yiyeceğim,
ben de yiyeceğim” diye çocuklara seslenen Beyno’yu ünlü
oyuncu Demet Akbağ seslendiriyor.
Çocuklara kahvaltıyı sevdiren Pınar Beyaz’ı, çocuklardan
fırsat bulamadığından yiyemeyen Beyno, her reklam filminde farklı bir aksesuar ile gözüküyor.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Pınar Beyaz
Reklamveren Yetkilisi: Serpil Veral, Bahar Zinler,
Can Erdoğan
Reklam Ajansı: Alametifarika
Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal
Reklam Yazarı: Güldeniz Şeşen
Sanat Yönetmeni: Kerem Şeşen
Grafiker: Yaşar Ezbider
Marka Direktörü: Dilek Sezen
Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin
Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel
Yapım Şirketi: Anima
40 / marketing europe & anatolia
Yönetmen: Polat Korkmazel
Müzik: Jingle House
Seslendiren: Demet Akbağ
Post prodüksiyon: Post 43
Kampanyalar
Trafik Dedektifleri...
jeyle gelecekte trafik kazalarının büyük oranda engellenmesi planlanıyor. Proje için hazırlanan şarkı ve dans performansının öne çıktığı reklam filminde ‘trafik kazalarının
yaşanmadığı, trafik konusunda bilinçli bir Türkiye için tüm
çocuklar ve aileleri projeye davet ediliyor. ‘Trafik Dedektifleri’ şarkısı Emre Irmak tarafından hazırlandı, dans ise genel
sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı Anadolu
Ateşi çocuk dans grubu Kıvılcımlar’ın imzasını taşıyor.
Kampanyanın Künyesi
Marka: OPET
Adı: Opet Trafik Dedektifleri TVC
Reklam Ajansı: RAFİNERİ
Trafikte bilinçli nesiller yetiştirmek için yola çıkan OPET,
Trafik Dedektifleri Projesi’ne özel bir reklam filmi hazırladı.
Türkiye’nin hemen her ilinde milyonlarca çocuk ve gence,
okullarında trafik eğitimi vermek üzere hayata geçirilen pro-
Yaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu
Metin Yazarı: Can Erdoğan
Sanat Yönetmeni: Can Güven
Marka Takımı: İlke Güner, Virna Estroti, Gizem Gürzoğlu
Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoglu, Can Çalışkan
Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli, Selin Ceylan
Yapım Şirketi: Anima İstanbul
Yönetmen: Walky Talky
Sofia Ormanları Yok Etmez...
M.A.R.K.A. Reklam Ajansı’nın çektiği ve yönetmenliğini
Dağhan Celayir’in yaptığı ‘Sofia Ormanları Yok Etmez’ reklam filminde; 80’li yıllarda TRT Çocuk Korosu tarafından
söylenen ve o dönemdeki çocukların her daim tekrarladığı
‘Tohumlar Fidana’ şarkısı söyleniyor. Yok olmak üzere olan
bir ormanda şarkı söyleyen bir çocuğun görüntüsüyle başlayan filmde, bir öğretmen ve 12 kişiden oluşan bir çocuk
korosu yer alıyor. Tohumlar Fidana şarkı sözlerinin değiştirilerek söylendiği reklam filminde; bu sırada melodi kesiliyor
ve çocuk korosu isyan eden bir ifadeyle “Ormanlar Kağıt
Havluya Dönmemeli Yurdumda” diyerek kampanyanın asıl
mesajını veriyor.
Kampanyanın Künyesi
Reklamveren: Lila Kağıt / Sofia
Reklamveren Temsilcisi:
İlke Tuncay, Sevinç Bilge
Reklam Ajansı: M.A.R.K.A.
Yaratıcı Ekip: Zeynel Özer, Ece Berktav, Can Yalçın,
Nafiz Oksar, Emrehan Gültekin, Senem Öztürk
Stratejist: Engin Tezcan
Müşteri İlişkileri: İlkay Ünlü, Beril Mardin, Ayşenur Baş
Ajans Prodüktörü : Candaş Kaflı
Müzik : Ömer Ahunbay - Jingle House
Prodüksiyon Firması : Digital Sanatlar
Yönetmen: Dağhan Celayir
Kullanılan Mecralar: Televizyon, radyo, outdoor, internet,
POP
marketing europe & anatolia / 41
Gü
Gezi
ünü birlik Edirne...
Meriç Köprüsü,
Edirne - Karaağaç yolunda,
Meriç Nehri’nin üzerinde.
1842’de Abdülmecit zamanında yapımına
başlanmış 1847’de bitirilmiş. 263 m. uzunluğunda.
7 m. genişliğinde.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]
Bizim, doğayı ve yoldan çıkmayı seven
arkadaşlardan oluşan bir grubumuz
var. Aslında bir dernek; Beykoz Off
Road Spor Kulübü Derneği. Bu kulüp
2010 yılında kuruldu ve her yıl 2 tane
10 numara 5 yıldız, off road oyunu düzenledi. Bu oyunlar sayesinde Türkiye’
nin her yerinden can insanlar tanıdık.
Ortak hobile böyle güzel insanlar katıyor işte insanların hayatlarına.
Bu etkinlikleri düzenleyen, yani işin
mutfağında olan arkadaşlarla uzun zamandır, Edirne ve ciğer lafı edip duruyorduk. En sonunda gözmüzü karartıp
gitmeye karar verdik. Fakat “bizim arabalarla o yol bitmez” denince minibüs
kiralayalım dedik. O oldu, midibüs, ona
da sığmadık, oldu otobüs.Ömer kardeş
sağolsun bize bir tane en güzelinden
otobüs ayarladı. Fakat kendisi hayırlı
bir iş sebebiyle geziye gelemedi.
Öyleydi böyleydi derken, bizim ekip
9 Mart sabahı saat 06:30’ dan sonra
Maslak İspark’ ta toplaşmaya başladı.
06:45’ de de ekip tamamlanıp yola
koyuldu.
Yol üzerinden geri kalan ekibi de alarak İstanbul’ u ardımızda bıraktık.
Çoluk çombalak çıktığımız gezi de
bebeler de yolculuğumuz şenlendirdi.
Fırsat bu fırsat bebeleri sevdik :)
Off road aracı sürmekten yorulan Cenk
arkadaşımız da bebe araması sürmenin tadına vardı.
Keyifli bir yolculuğun ardından Edirne’
de bizi Murat Timurçin arkadaşımız
karşıladı. Minik oğluşu Yalın ve sevgili
eşi de bizleri yalnız bırakmadılar. Otobüsümüz, Murat’ ı takip ederek Karaağaç’ taki Lalezar restaurant’ a vardı.
Yolda ayakkabıları kemirmeye başlayacaktık ki, zor bela vardık mekana.
Yalnız nasıl acıktıysak o yol bitmek
bilmedi.
Açlıktan kan sekerimiz düştüğü için
hafif asabi vaziyetteydik, üzerine bir de
mekanın garsonlarının large tavırları
eklenince ekipten bazı arkadaşların
şalter attı. Neyse ki kimse kimseyi
yemedi. O yüzden bu mekanı gidecek
olan arkadaşlara tavsiye etmiyoruz.
Mekanın müşterilere karşı tutumunu
değiştirmesi lazım.
Kahvaltı ve mekan çalışanları kötü
olsa da Meriç Nehri manzarası muhteşemdi.
Kahvaltıdan sonra dışarıda çaylarımızı
içip fotoğraf çekildik. Sonrasında da
yediklerimizi sindirip Meriç Nehrini izlemek için Meriç Köprüsünde minik bir
yürüyüş yaptıık. Yalnız hava o kadar
soğuktu ki köprünün yarısını yürüyüp
geri döndük.
Meriç Köprüsü, Edirne - Karaağaç
yolunda, Meriç Nehri’nin üzerinde.
1842’de Abdülmecit zamanında yapımına başlanmış 1847’de bitirilmiş. 263
m. uzunluğunda. 7 m. genişliğinde.
marketing europe & anatolia / 43
Gezi
13 ayak üzerinde. 12 sivri kemerli bir
taş köprü olup yanlara doğru eğimlidir.
Ayaklar arasında ayrıca boşaltma gözleri de bulunmakta. Ortasındaki yazıtlı
köşkü mermerden. Daha önce kubbesinde güneş motifi bulunduğu bilinir.
Tekrar otobüse doluşup Karaağaç Tren
İstasyonu’ na vardık.
Karaağaç İstasyonu, Edirne’nin Karaağaç kasabasında bulunan ve II. Abdülhamit devrinde yaptırılan istasyon
binası. Edirne Tren Garı olarak inşa
edilmiş olan bina günümüzde Trakya
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
olarak kullanılıyor.
Edirne Tren Garı, İstanbul’daki Sirkeci
Garı örnek olarak yapılmış gar binalarından biri. Şark Demiryolları Şirketi
adına Mimar Kemalettin Bey tarafından neoklasik üslupta inşa edilmiş. Üç
katlı, dikdörtgen planlı ve 80m. uzunluğunda bir yapı. İstanbul’u Avrupa’ya
bağlayan demiryolunun en önemli
istasyonlarından birisi imiş.
Bu eski tren bizi direk çocuk moduna
soktu.
Ve burada trene ne kadar hasret kaldığımızı farkettik. Resmen istila ettik
treni :)
44 / marketing europe & anatolia
Edirne Tren Garı
olarak inşa edilmiş
olan bina günümüzde
Trakya Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi olarak
kullanılıyor.
Trenin altında girdik üstünden çıktık.
Kurcalamadığımız yeri kalmadı :)
Bir Titanik değil. (“bir Alex değil” repliğinden aklıma geldi :) )
Bizimkiler gayet mutlu mesut.
Trenin ihtişamı karşısında Lozan Anıtı
pek ilgi görmedi tabii.
Bu müze ve anıt, Trakya Üniversitesinin öncülüğü ile Rektörlük Kampüsünün bulunduğu Karaağaç semtinde
kurulmuş. Lozan Zaferi ve dünya barışını simgeleyen anıt, yanında “Lozan
ve İsmet İnönü’ belgelerini sergileyen
müze ile birlikte önemli bir ziyaret noktası olmuş ama o soğukta bizden pek
ilgi göremedi.
Trende epey vakit geçirdikten sonra
çil yavrusu gibi dağılan grubu İzzet
ağabey topladı ve donmadan önce
otobüse bindik.
Sıra da Sarayiçi var.
Sarayiçi’ ne vardığımızda rüzgar iyice
artıp bizi epey üşüttü. Ona rağmen
pehlivan heykellerini görmeden geçmedik.
Hızlı adımlarla yürüyüp eskiden Edirne
Sarayı olarak anılan bölgeye geldik.
Sol tarafta bulunan Balkan Şehitliğini
Gezi
ziyaret ettik.
1912-1913 Balkan Savaşında kutsal vatan topraklarının savunulması
uğruna can veren asker-sivil 300 bini
aşkın şehidimizle 1913 yılında Edirne
Sarayiçi’nde aç bırakılarak ölüme terk
edilen 20 bin şehidimizin yüce anılarını
yaşatmak amacıyla yapılmış :)
Soğuk sebebiyle hızlıca dolaşıp Adalet
Kulesinin oraya geri döndük.
Adalet Kasrı (Kulesi), Kanuni Sultan
Süleyman tarafından 1561 yılında
Mimar Sinan’a yaptırılmış. Zeminle
beraber dört katlı olup üst katında
mermer fıskiyeli bir havuz bulunuyor.
Divan-I i-Hümayun (Bakanlar Kurulu)
ve Yargıtay olarak kullanılmaktaymış.
Sarayiçi’ ni de hızlıca gezdikten sonra
tekrar otobüsümüze binip Edirne’ nin
merkezine vardık. Öncelikle Selimiye
Camii’ ni gezdik.
Mimar Sinan‘ın 80 yaşında yarattığı
ve “ustalık eserim“ diye nitelediği yapıt
olan Selimiye Camii, Osmanlı-Türk
mimarlık tarihinin olduğu kadar, dünya
mimarlık tarihinin de başyapıtları arasında gösterilme. Edirne’nin ve aynı
zamanda Osmanlı Döneminin simgesi
olan cami; 1569-1575 yılları arasında
II. Selim’in emriyle yaptırılmış. Çok
uzaklardan dört minaresi ile göze
çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle
Mimar Sinan’ın aynı zamanda usta bir
şehircilik uzmanı olduğunu da gösteri-
Selimiye Camii,
yerden yüksekliği 43.28 metre
olan 31.30 metre çapındaki
kubbesiyle ilgi çekiyor.
Kubbe, 6 metre genişliğindeki
kemerlerle birbirine bağlanan 8
büyük payeye oturuyor. Mimar
Sinan’ın yarattığı 8 dayanaklı
cami planının en başarılı örneği.
yor. Kesme taştan yapılan cami iç
bölümüyle 1620 metrekare, tümüyle
ise toplam 2475 metrekarelik bir
alanı kaplamakta. Selimiye Camii,
yerden yüksekliği 43.28 metre olan
31.30 metre çapındaki kubbesiyle ilgi
çekiyor.
Kubbe, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük
payeye oturuyor. Mimar Sinan’ın
yarattığı 8 dayanaklı cami planının
en başarılı örneği. Caminin 3.80 cm
çapında, 70,89 m yüksekliğindeki
marketing europe & anatolia /45
Gezi
üçer şerefeli dört zarif minaresi var.
Giriş yönündeki her şerefeye ayrı ayrı
yollardan, diğer ikisine ise tek yolla
çıkılmakta.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği
yanında taş, mermer, çini, ahşap ve
sedef gibi süsleme özellikleriyle de
son derece önemli. Mihrap ve mimberi
mermer işçiliğinin başyapıtlarından.
Ortasındaki 12 mermer sütuna oturan
müezzin mahveli, altın varaklı edirnekari kalem işleriyle klasik dönemin
en güzel örneklerinden. Yapının çini
süslemelerinin, Osmanlı ve dünya sanatında ayrı bir yeri var. 16. yy. çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler,
sıratlı tekniğinde olup İznik’te yapılmış.
Selimiye Camii’nin taş duvarlarla çevrili
geniş dış avlusunda, Dar-ül- Sübyan,
Dar-ül-Kurra ve Dar-ül-Hadis yapıları
bulunmakta. Bu yapılardan Dar-ülHadis bölümü Türk-İslam eserleri
müzesi olarak kullanılmakta. Dar-ül
Kura bölümü ise Vakıf Eserleri müzesi. Cami terasının altında yer alan
Arasta çarşısı, III.Murat zamanında
Selimiye’ye gelir sağlaması amacıyla yaptırılmış. İlk sırası Mimar Sinan
tarafından yapılmış, daha sonra Mimar
46 / marketing europe & anatolia
Selimiye Camii’nin
taş duvarlarla çevrili
geniş dış avlusunda,
Dar-ül- Sübyan, Dar-ül-Kurra
ve Dar-ül-Hadis yapıları
bulunmakta.
Davut Ağa tamamlamış.
Bu muhteşem camiyi de gezdikten
sonra hemen aşağısında ki Eski Cami’
ye çevirdik rotayı.
Eski Cami (Cami-iAtik – Ulu Cami),
Edirne’de Osmanlılardan günümüze
ulaşmış en eski anıtsal yapı. 1403’te
Emir Süleyman zamanında yapımına
başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet
zamanında 1414’de bitirilmiş. Mimarı Konyalı Hacı Alaeddin, kalfası ise
Ömer İbni İbrahim. Çok kubbeli “Ulu
camiler’ tipine giriyo. Mermer kapısı
ve iç kısımdaki dekoratif yazı örnekleri
dikkat çekici.
Edirne mimari eserler olarak çok zengin bir şehir. Bizim gezemediğimiz Üç
Şerefeli Cami de örnek eserlerden biri.
Onu gezemesek de biraz bilgi verelim.
Üç Şerefeli Cami, 1433-1447 yılları
arasında. II.Murat’ın yaptırdığı Cami
Osmanlı Sanatının erken ve klasik
dönem üslubu arasında yar alıyor.
Burada ilk kez uygulanan bir planla
karşılaşılma. 24 m. çapındaki büyük
merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar
paye olmak üzere altı dayanağa oturuyor. Yanında daha küçük ikişer kubbe
ile örtülü kare bölümler var. Yapı, bir
Gezi
yenilik olarak enine dikdörtgen bir yapı.
Böylece enine gelişen mekana ulaşılmak istenmiş. Bu planı Mimar Sinan
İstanbul camilerinde daha gelişmiş
biçimiyle uygulamış. Ayrıca, Osmanlı
mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmış. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiş. Üç Şerefeli
Cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapı. Revak
kubbelerindeki özgün kalem işleri
Osmanlı camilerindeki en eski örneklerden. Camiye adını veren üç şerefeli
anıtsal minare, 67,62 m. yüksekliğinde.
Her şerefeye ayrı yollardan çıkılıyor.
Minare kırmızı taştan zikzaklar ve ak
karelerle devinim kazanmış.
Veeee, sıra geldi gezinin amacına :)
Buz tutmuş burunlar ve ellerle hızlı
hızlı Bizim Ciğer’ e attık kendimizi.
Hemen bizim için ayrılmış en üst kata
çıktık. Üst kata sığmayınca bir kaç
tehlikeli şahış alt kata oturmak zorunda
kaldı. Zaten ne olduysa ondan sonra
oldu. Ciğerler bir türlü gelmek bilmedi. Meğer bu tehlikeli kişiler alt katta
porsiyon porsiyon ciğerleri mideye
indiyormuş. Dolayısıyla da yukarıdaki
ekip beklemekten zafiyet geçirdi :)
Masaya önce acı biber ve yoğurt geldi.
Yoğurt muteşem görünüyordu ve biz
hemen girişip 1 dakikada hallettik
Edirne ve Trakya
tarafında bol bol
badem ağacı var. Biz de
bu ağaçların nimetlerinden
yararlanmak için
Kahkecizade’ ye
uğradık tabii :)
Önce bir kaç çeşidin tadına
bakıp gevezelik ettik. Sonra da
badem ezmelerimizi alıp
sahlep içmeye gittik.
yoğurdu. Ardında da nefis kelle çorbası
geldi :)
Bir süre bekledikten sonra beklenen an
geldi.
Ciğeri çok seven biri olaraktan tadına
mest oldum. Nerede İstanbul’daki ciğer
nerede bu. Porsiyonlar fazla bir kere.
Bu arada ciğer severlere de bir mekan
önereceğim parantez içinde (Kadıköy’
deki Deniz Yıldızı. Çok güzel yaprak
ciğer yapıyorlar. Yanına rakı veya bira
da eşlik edebiliyor. Sıkıntı yok)
Karnımızı doyurduktan sonra hepimiz
dışarı salındık. Fakat hava o kadar
soğuktu ki kimse şehri gezmemiş.
Ya da Bedesten’ e ya da pastanelere
sığınmış ekip.
Edirne ve Trakya tarafında bol bol
badem ağacı var. Biz de bu ağaçların
nimetlerinden yararlanmak için Kahkecizade’ ye uğradık tabii :) Önce bir kaç
çeşidin tadına bakıp gevezelik ettik.
Sonra da badem ezmelerimizi alıp
sahlep içmeye gittik.
Gezi soğuk sebebiyle tahminimizden
bir saat önce bitti ve otobüste toplanıp yola koyulmak için hocamızın da
rızasını aldık.
Veeeee, hayırlısıyla yola koyulduk.
Benim son derece eğlenip keyif aldığım bir gezi oldu. Dönüşte de hala
oldum. O gece minik bir yeğenim oldu.
İnşallah yine bu güzel insanlarla farklı
geziler yapmak kısmet olur :)
marketing europe & anatolia / 47
Kültür - Sanat
GalataPerform’un yeni oyunu “Dil”...
GalataPerform’un yeni oyunu “Dil” 22 Mart’tan itibaren her
Perşembe, Cuma ve Cumartesi akşamları 20:30’da izleyici ile buluşuyor. GalataPerform’un kaybolmak üzere olan
bir sosyal sınıfın gündelik hayatını grotesk bir çerçevenin
içinden anlatan yeni oyunu ‘Dil’ 22 Mart’ta başlıyor! Gündelik dille pop kültür dilini, tüketim diliyle politik dili ustaca
melezleyen oyun yarattığı fantastik atmosferde toplumun
tüm kayıplarının izini sürüyor…
GalataPerform tarafından 2006 yılından itibaren yürütülen Yeni Metin Yeni Tiyatro Projesi kapsamında gerçekleşen oyun yazarlığı atölyesinin katılımcılarından Şenay
Tanrıvermiş’in yazdığı oyun bu yıl GalataPerform’da sahneleniyor.
Orta sınıf bir ailenin yaşadığı modern bir apartman dairesi, günlerden sanki bugündür. Oyunun başrol kişisi Arzu
30’larının sonunda hoş bir hanımdır. Marrylou ipek kaşmirli
parmaksız eldiveninin tekini kaybetmiş, hiç durmadan onu
aramaktadır. Bir süre sonra oyunda beliren ve oğlu olduğunu anladığımız Yiğit’le annesi arasında tüketim, merkeziyetçilik, şehirleştirme çılgınlığı üzerine gerçeküstü ama
“Kids’ Lab” projesi...
BASF’nin,
çocuklara
kimyayı
sevdirme
misyonuyla hayata geçirdiği
Kids’ Lab projesi, küçüklerin yoğun ilgisiyle devam
ediyor. Çocukların özel
eğitmenler eşliğinde, interaktif deneyler yapmasına
imkan tanıyan Kids’ Lab
Mart ayında İstanbul Modern’de 6-12 yaş arası çocuklarla buluşmaya basladi. Yıl boyunca devam edecek ve
her ay 4 gün düzenlenecek etkinliğin ikinci fazı 23-27
Nisan tarihleri arasındagerçekleşecek.
BASF, geçen yıl 6 bin çocuğun kimya ve bilimle tanıştığı
Kids’ Lab’te bu yıl da 5 bin çocuğu ağırlamayı hedefliyor. Kids’ Lab, her ayın 4 günü İstanbul Modern’de,
çocukların özel eğitmenlerle gerçekleştireceği deneylere ev sahipliği yapacak. Kids’ Lab’te ilk olarak suyun
depolanması (water storage) deneyi yapılacak ve
yıl içinde çocuklara yepyeni deneyler yapma fırsatı
sunulacak.
48 / marketing europe & anatolia
bir yandan bir
o kadar da gerçekçi anlamda
bir oyunun içine
gireriz.
Orta sınıf bir
ailenin
şehir
merkezindeki
yaşamı, tüketim
dışında her şeyi
ötekileştirdiği,
aşağıladığı ve
yok saydığı ortamları, aslında kendi içinde
gerçek bir dram
i ç e r m e k t e d i r.
Özlem Saraç, Şirvan Akan ve Sezer Arıçay’ın yer aldığı
oyunun yönetmenliğini Yeşim Özsoy Gülan yapıyor.
“Aşk-ı Nebi” sergisi...
Diyanet İşleri Başkanlığı,
2014 yılı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında
Kültür ve Turizm Bakanlığı
ile ortaklaşa büyük bir sergiye imza atacak. Bugüne kadar bir arada sergilenmemiş
eşsiz değerdeki eserler, Ülker markasını da bünyesinde barındıran Yıldız Holding
sponsorluğunda, “Hicaz’dan İstanbul’a Hz. Peygamber
Sevgisi” temasıyla hazırlanan “Aşk-ı Nebi” sergisinde
sanatseverlerle buluşacak.
Hz. Peygamber’in doğumunun 1443. yılında, 2014 yılı
Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında, ‘Hicaz’dan
İstanbul’a Hz. Peygamber Sevgisi; Aşk-ı Nebi Sergisi’
Topkapı Sarayı Enderun Hazine Koğuşu ve Ayasofya’da
olmak üzere iki aşamalı olarak gerçekleştirilecek. 8 Nisan Salı günü Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah
İşler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve Diyanet
İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla
resmi açılışı yapılacak olan sergiler 15 Temmuz’a kadar
açık kalacak.
Kültür - Sanat
İnternetin son fenomenleri...
Hayatın farklı yollarından yürüyen, farklı yerlerden gelen,
farklı yeteneklere sahip dört adamın bir tesadüfle birleşip
kurdukları The Piano Guys grubu, 11 Nisan’da Zorlu Center PSM’de İstanbul seyircisine unutulmayacak bir konser
deneyimi yaşatmaya geliyor. İsmini, Utah’daki bir piyano
mağazasından alan The Piano Guys grubu, bir piyano mağazası sahibi, bir video-grafiker, bir piyanist ve bir çellistten oluşuyor. Eski şarkılara yeni bir ekleme, yeni şarkılara
klasik bir dokunuş yapmayı seven grup, klasik müzik, film
notaları, rock ve pop müziğin eklektik bir karışımı olan ve
kıyas kabul etmeyen, kendilerine özgü bir stil yaratıyor.
The Piano Guys grubu, hobi amacıyla yaptıkları videolarını internete yükledi ve kısa zamanda bir fenomen haline
geldi. Grubun videoları, 1 milyon 800 binden fazla abonesi
olan Youtube kanalından, bugüne kadar 90 milyondan fazla görüntülendi. Facebook’ta da 600 bini aşkın takipçiye
ulaşan The Piano Guys, kitleleri etkisi altına alan özgün
stilini 11 Nisan akşamı Zorlu Center PSM’de İstanbullularla paylaşmaya geliyor. Grup ayrıca, Türkiye’deki dinleyicilerine bir sürpriz yapmaya hazırlanıyor.
“Sizin Perşembeniz”...
Kültür ve sanat etkinliklerini geniş kitlelere ulaştırmak için
bugüne kadar pek çok farklı projeyi destekleyen Yıldız Holding, İstanbul Modern’in “Sizin Perşembeniz” uygulamasının da destekçisi oldu. Uygulama kapsamında, Perşembe
günleri ziyaretçiler İstanbul Modern’i Yıldız Holding’in desteği ile ücretsiz gezebilecek.
İstanbul Modern, sanatı her kesimden ziyaretçinin kültürel yaşamının bir parçası yapma amacıyla, Perşembe
günleri kapılarını ücretsiz olarak tüm ziyaretçilere açıyor.
Yıldız Holding’in desteği ile, Türkiye’de ikamet eden herkes, her perşembe 10.00-20.00 saatleri arasında İstanbul
Modern’deki tüm sergileri ücretsiz olarak gezebilecek, etkinliklere katılabilecek, film gösterimlerini ücretsiz izleyebilecek.
Sizin Perşembeniz Sanatçı Atölyeleri; sanatçıların yaratım
süreçlerini ve sanatsal deneyimlerini katılımcılarla paylaştıkları atölye çalışmaları, kısa söyleşiler ve sanat uygulamalarından oluşuyor. Bu etkinliklerle ziyaretçilerini müzeyi,
sanat yapıtlarını ve sanatsal üretim süreçlerini keşfetmeye
davet eden İstanbul Modern, aynı zamanda sanatçıları
tanıyarak, onlarla birlikte üretmenin kazandıracağı zengin
deneyime kapı açıyor.
marketing europe & anatolia / 49