marketing europe & anatolia Tarih: Nisan 2014 Sayı: 28 retorik Özleyeceğimi hiç düşünmemiştim... kelebeğin fırtınası Savaş ve Barış şarkıları... ız s ım ğ a b i m Ta derg İçindekiler marketing europe & anatolia Sayı:28 Tarih: Nisan 2014 İmtiyaz Sahibi Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. e-mail: [email protected] P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşler Müdürü Elvin Ekşioğlu e-mail: [email protected] P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr. Haber ve Fotoğraflar Agency Europe & Anatolia Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu İlan Rezervasyon Ayşe Yılmaz Kısa Kısa 04 - 07 Yeni Ürünler 10 - 11 Medya Dünyası 12 - 13 Röportaj 14 - 17 kelebeğin fırtanası 19 Reklam Dünyası 20 - 23 Röportaj 24 - 27 retorik 29 Yayın Türü Süreli Yayın Yönetim Yeri Agency Europe & Anatolia Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad. Deniz Ap. No: 21 /15 Kadıköy - İstanbul - Tr. Tel: +90 555 233 24 41 e-mail: [email protected] marketing europe & anatolia Agency Europe & Anatolia tarafından Süreli yayınlanan bir e-dergidir. Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Bu derginin yayınlanma sürecinde hiçbir ağaç zarar görmemiştir. mobil: http://m-mea.eksantrik.com http://www.facebook.com/meadergi Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur. Kampanyalar 31 - 41 Gezi 42 - 47 Kültür Sanat 48 - 49 marketing europe & anatolia / 1 Köşe Elvin Ekşioğlu / [email protected] ( editörden) Tam bağımsız olmak neden önemli?... Bu dergiyi çıkardığımız günden bugüne tam bağımsız bir dergi çıkardığımızı, hiçbir, gruba, partiye ya da cemaate hizmet etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu ısrarlı açıklamamız belki bazı okuyucularımız tarafından yersiz bir söylem olarak değerlendirilmiş olabilir. Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları bizim bu iddiamızı dile getirirken aslında ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu. Bağımsızlık neden bu kadar önemli. Çünkü, aksi olduğunda doğruları yazmak için bir kez daha düşünmek, Ankara'dan ya da deniz aşırı ülkelerden icazet almak ve belki de doğruları hiç söyleyemeden yalan yanlış bilgilerle dezenformasyon yapmak şart olacaktı ki sektörel yayınlar da dahil olmak üzere birçok yayın malesef bu kıskaca kendisini teslim etmiş durumdadır. marketing europe & anatolia'nın hiç böyle bir kaygısı olmadı. Tek amacımız her ay doğru haber ve yazılarla hazırlanmış tarafsız, bağımsız bir dergiyi okuyucumuzla buluşturmak oldu. Bu çalışmalarımız sırasında bizi zora sokacak herhangi bir ilişkinin içerisine girmemek için iki yılı aşkın süredir, tek kuruş gelir elde etmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gönül isterdi ki bu dik duruşumuz, ilan verenler ve ilanları yönlendiren dostlarımız tarafından da takdir edilsin ve dergimiz, en azından kendini geliştirebilecek bir ilan gelirine kavuşabilsin. Belki bundan sonra dostlarımız ilanlarını bizimle paylaşıp yaşamamıza ve gelişmemize katkı vermek için daha duyarlı davranabilirler. Kalın sağlıcakla... marketing europe & anatolia / 3 Kısa Kısa “Ölçümlemeliyiz ve büyümeliyiz”... Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, Derneğin 13. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Ülkemizdeki reklam yatırımlarının büyümesi için küçüğünden büyüğüne her paydaşın gelişmeye katkı sağlaması gerekir. Günü kurtarmak yerine, uzun vadeli stratejiler oluşturmalıyız” dedi. Reklamverenler Derneği’nin (RVD) 13. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 12 Mart Çarşamba günü gerçekleştirildi. RVD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, 2014 yılı başta olmak üzere önümüzdeki yıllarda da reklam mecrası içinde taşların oynamaya devam edeceğini belirterek, “Ancak, 10 milyar TL ve ilerisi 20 milyar TL yatırımı hedeflemesi gereken ülkemizde, küçüğünden büyüğüne, reklamvereninden mecrasına kadar her paydaşın bu konuda gelişmeye katkı sağlamak adına çaba göstermesi kurumsal ve sektörel sorumluluğudur” dedi. Ayrıca, ölçümün reklamın sağlığı olduğu gerçeğinden hareketle disipline edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu gerekçeyle, tüm mecra ölçümlerinin bağımsız tek çatı altında konuşlanması hayalimizi gerçekleştirmek adına yoğun çaba harcayacağız.” RVD’nin Yeni Yönetim Kurulu seçildi 13. Olağan Genel Kurul’da seçilen ve Mart 2016 tarihine kadar görev yapacak Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Disiplin Kurulu üyelerinin listesi şöyle: Yönetim Kurulu Ahmet Pura – Colgate Palmolive Yeşim Koçyiğit - Pınar Hakan Turalı – B/S/H Ayşen Akalın - Eczacıbaşı Gizem Keçeci -Vodafone Alkan Eraltan –Yıldız Holding Suat Sözen – İş Bankası Şule Şamlı - Eti Asaf Ardak - Oyak Burak Sevilengül -Turkcell Caner Tunaman–Reckitt Benckiser İpek Z.Süel – Coca Cola Murat Göllü - Akbank Oya Canbaş – P&G Aslı Günaydın – Unilever Gökhan Akça - Koç / Zer Mehmet A. Akarca–Türk Telekom A.Dehşan Ertürk – Avea Deniz Güloğlu – BP Tunç Berkman – Vestel Mustafa B. Hazer – Nivea Beiersdorf Koç Holding’in 50.Olağan Genel Kurul’u yapıldı... Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli Koç Holding’in 50.Olağan Genel Kurul’u gerçekleşti. Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç Topluluğu’nun 88 yıldır başarılı ve öncü çizgisini sürdürdüğünü belirterek, “Geçmişimizden aldığımız güç ile, tüm iş ortaklarımızla birlikte yarınımızı inşa ediyor; uzun soluklu hedeflerimize, yatırımlarımıza ve istihdam yaratmaya devam ediyoruz. Tarihimizin en büyük organik yatırım döneminden geçerken, ülkemiz için çalışmaktan, değer yaratmaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz” dedi. Genel Kurul’da Koç Holding’in yatırımcıları, pay sahipleri, iş ortakları ve çalışanlarına seslenen Mustafa V.Koç, Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşu Koç Holding’in bu yıl 50. Genel Kurul’unu yaptığını vurgulayarak, “50 yıldır aralıksız olarak genel kurul toplantılarımızda hissedarlarımızla bir araya geliyoruz. Yarım asırdır başarılı stratejiler, verimli operasyonel beceriler, sağlam bir bilanço ve etkin risk yönetimimizle sürdürülebilir bir iș modelini yürütmenin ve ülkemize sağladığımız katkının haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. Koç Holding’in yeni yönetim üyeleri şu isimlerden oluşmaktadır: Rahmi M. Koç – Şeref Başkanı Mustafa V. Koç – Yönetim Kurulu Başkanı Temel Atay – Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer M. Koç – Yönetim Kurulu Başkan Vekili Semahat Arsel – Üye 4 / marketing europe & anatolia İnan Kıraç – Üye Ali Y. Koç – Üye Dr. Bülent Bulgurlu – Üye Prof. Dr. John H. McArthur – Üye Prof. Dr. Heinrich V. Pierer – Üye Muharrem Hilmi Kayhan – Bağımsız Üye Kutsan Çelebican – Bağımsız Üye Sanford I. Weill – Bağımsız Üye Peter Denis Sutherland – Bağımsız Üye Kwok King Victor Fung – Bağımsız Üye Kısa Kısa Çelik İhracatçıları Birliği ilk çeyrek... Avrupa’ya kimya ihracatı yüzde 6,3 arttı... Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci; “Sektörümüz, 2014 yılının ilk çeyreğini geçen yılın aynı dönemine göre değerde yüzde 8,9 ve miktarda yüzde 11’lik oranlarda ihracat kaybı ile kapattı. 2013 yılında yaşadığımız olumsuzlukların etkisi maalesef halen hissediliyor. Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2014 yılı ilk çeyrek verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9 azalış ile 3,4 milyar dolar, miktar bazında ise yüzde 11 düşüş ile 4,6 milyon ton olarak gerçekleşti. Çelik sektörünün ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin OcakMart dönemindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 4,8 milyon ton; değer bazında ise 4 milyar dolara ulaştı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, ihracat gündemine yeniden dönme zamanının geldiğini belirterek şunları söyledi: “Uzun süredir gündemimizi seçimler oluşturuyordu. Yoğun seçim döneminde çoğu üretici firmamız gelişmelere bağlı olarak uzun vadeli anlaşma yapmaktan çekiniyordu. Bu süreç sona erdi. Artık Türkiye’nin kriz senaryosundan çok 2023 yılı ihracat stratejisine yoğunlaşması gerekiyor.” Türkiye ihracatını sırtlayan kimya, yılın ilk çeyreğinde ihracatını 4 milyar 326 milyon dolara yükseltti. Bu dönemde Irak, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri en fazla ihracat yapılan ülkeler olarak sıralanırken; Malta, Almanya, İtalya, Rusya, İran, ABD ve Ürdün ise üst sıralarda yer alan diğer ülkeler oldu. İlk çeyrekte Avrupa ekonomisindeki canlanmanın kimya ihracatına olumlu etkisi sürdü ve sektör AB’ye ihracatını yüzde 6,3 oranında artırdı Nissan, ilk çeyrek... Otomotiv, zirve yaptı... Yenilikçi teknolojisini sıradışı tasarımları ile birleştiren Nissan, 2014 yılının ilk çeyreğinde geçen yıla oranla yüzde 47 büyüyerek yüzde 4,1’lik pazar payı elde etti. Nissan, 2014 yılı için öngördüğü pazar payı ve satış adedi hedefinde emin adımlarla ilerliyor. Mart ayı sonu itibariyle, yılın ilk çeyreğinde toplam otomotiv pazarı, bir önceki yıla göre yüzde 24,46 daralırken Nissan yüzde 4,1 pazar payı elde ederek geçen yıla oranla yüzde 47 büyüme gösterdi. Mart ayında ise performans ve tasarrufun ön plana çıktığı yeni Qashqai modelinin gördüğü yoğun talep ile gerçekleşen 2 bin 375 adetlik satış ile yüzde 5’lik tarihi bir pazar payına sahip oldu. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) verilerine göre, otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2014 yılı OcakMart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,46 daralarak 115 bin 272 adete geriledi. Bu rakam 2013 yılının ilk üç ayında 152 bin 604 adet olarak gerçekleşmişti. İç pazardaki daralma 2014 Mart’ında en yüksek seviyeye ulaştı, otomobil ve hafif ticari araç pazarında satışlar yüzde 30,82 oranında azaldı. Döviz kurlarındaki yükseliş, ÖTV oranlarının artırılması, BDDK’nın kredi işlemlerine yönelik getirdiği sınırlamalar ve seçim sürecinin gerekçe gösterildiği daralma ile sıkıntılı günler yaşayan otomotiv sektörü, çıkış yolunu ihracatta buldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2014 Ocak-Mart döneminde otomotiv sektörünün ihracatı yüzde 8,1 artışla 5 milyar 132 milyon dolardan 5 milyar 546 milyon dolara yükseldi. marketing europe & anatolia / 5 Kısa Kısa En çok staj imkanı bilişimde... Lokal Enerji 16 adet Mercedes-Benz Actros... Gerek akademik gerekse mesleki eğitimin önemli bir parçası olan staj için, bahar ayı itibariyle öğrencilerin arayışları başlarken, şirketlerin stajyer ilanlarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Eleman.net’in rakamlarına göre aylık bazda yüzde 120 artan stajyer ilanları, geçen yıla göre yüzde 20 artış gösterdi. En çok staj yayınlayan sektör ve departman ise bilişim oldu. Bahar aylarıyla beraber, eğitim sezonunun sonuna yaklaşılırken, öğrencilerin staj arayışları da artıyor. Bu dönemde özellikle kurumsal şirketlerin stajyer ilanlarında da önemli bir artış göze çarpıyor. Eleman.net’in rakamlarına göre, stajyer ilanlarında şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 120 artış yaşanırken, stajyer ilanları yıl bazında da dikkate değer bir artış kaydediyor. 2013 yılında Eleman.net üzerinden verilen staj ilanı 1.370 olurken, bir önceki yıla göre yüzde 20’lik bir artış söz konusu oldu. Lokal Enerji araç parkını Mercedes-Benz Actros 1841 LSNRA ile genişletti. Mercedes-Benz kamyonları içerisinde amiral gemisi olarak adlandırılan Actros çekicilerden memnuniyetleri sebebiyle yeniden bir alıma giden Lokal Enerji firması, 2012 yılında da 100 adet Mercedes-Benz Actros çekiciyi filosuna dahil etmişti. Mercedes-Benz Türk ve Lokal Enerji ara-sındaki işbirliğinin devamı niteliğinde olan bu satış Tuzla’da yapılan bir teslimat töreniyle kutlandı. Törene Lokal Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yıldırım, Lokal Enerji Lojistik Mü-dürü Halil Kadri Tamas, Mercedes-Benz Türk Yetkili Bayii Gelecek Otomotiv Kamyon Filo Satış Müdürü İsmail Taşkın ve Mercedes-Benz Türk Kamyon Filo Satış Danışmanı Cem Demirel katıldılar. IAB Türkiye Dijital Reklam Harcamaları... BoraJet Havacılık Publicis Bold’u Seçti... IAB Türkiye Başkanı Ahmet Pura dijitalin milyar TL sınırını aştığını vurgulayarak, “PwC Outlook 2013 raporu, küresel reklam endüstrisinin 2012 ile 2017 arasında %5.7 büyüyerek 461 milyar $’dan 609 milyar $’a çıkacağını öngörüyor. Toplamın içinde özel bir yere sahip olan mecra ise her zamanki gibi internet. Zira bu dönemde internetin büyüme oranının %13 olması bekleniyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 46 ülkenin, 2017’ye kadar çift haneli rakamlarla büyüyeceği de raporda öngörülenler arasında. Türkiye, 2013’te %24’lük bir büyüme oranı yakalayarak beklentileri doğruladı.” dedi. Sözlerini, “Her yıl internet reklam yatırımlarını açıklarken içinde bulunduğumuz dönemde öne çıkacak konuları dile getiriyorum. 2014 için yapılan araştırmalardan hareketle bu yıl sektörün mobil, içerik pazarlaması, insan kaynağı ihtiyacı ve dijital kanalların entegrasyonu üzerine yoğunlaşacağını söyleyebilirim.” diyerek tamamladı. 6 / marketing europe & anatolia BoraJet’in yakın dönemde açtığı ve kreatif ajansını belirlediği 3 aşamalı konkur süreci tamamlandı. BoraJet, konkur sürecinin son aşamasının ardından tasarım çalışmaları için küresel bir güç olan Publicis Bold ile çalışmaya karar verdi. Publicis Bold, 82 ülkedeki 200’ü aşkın ofisi ve 9.000’den fazla uzman çalışanı bulunan Publicis network bünyesinde yer alıyor. Nisan 2014 itibariyle BoraJet’in tüm kreatif süreçleri Publicis Bold tarafından yürütülecek. Kısa Kısa TARİŞ Kooperatifçilik Strateji Belgesi... TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, Türkiye’de kooperatifçiliğin AB düzeyine ulaşabilmesi için hazırladıkları Kooperatifçilik Stratejisi’nin kooperatifçilik bilincinin tabana yayılması ve kooperatifçiliğin Türkiye ekonomisine daha etkin katkı yapabilmesi için etkili bir belge olduğunu söylüyor. Strateji Belgesi’ni Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na da sunduklarını dile getiren Çetin, Bakanlık’tan da bu çalışmaları nedeniyle bir Teşekkür Belgesi aldıklarını belirtiyor. Birlik Başkanı Cahit Çetin: “Yeniden yapılanma stratejisi, kooperatifçiliği AB düzeyine çıkarma kararlılığımızın belgesidir. Kooperatifçiliği tabana daha çok yayacak ve daha çok üreticiyi bu örgütlenmenin içine katacağız. Hedefimiz üreticinin kazanması, gıda üretiminin de dışa bağımlı hale gelmemesi.” Kooperatifleşme, üreticiyi korurken, ulusal sermayenin güçsüz kalıp, erimesini önleyen ve küresel kriz dönemlerinde de ekonomiyi domino etkilerinden koruyan bir örgütlenme modeli. Avrupa Birliği’nin tarımsal ve gıda alanındaki üretim ve pazarlamasında yüzde 50 ve üzerinde pay sahibi olan kooperatifçilik, Türkiye’de hala zor zamanlar yaşıyor. Bazı kooperatifler kapanıyor, etkin stratejiler geliştiremeyen kooperatifler de küçülüp, gücünü yitirme riski yaşıyor. İşte Ege Bölgesi’nde 32 kooperatifte 28 bin ortağa sahip olan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği de, Türkiye’de kooperatifçiliğin gelişerek, AB düzeyine ulaşabilmesi için Strateji Belgesi 2014-2018’i yayınladı. Strateji Belgesi, TARİŞ özelinde kooperatifleşmenin üreticilere ve Türkiye ekonomisine katkısının artırılması için çok sayıda önlem ile adımı içerirken, Türkiye’deki diğer kooperatifler için de etkili bir yol haritası sunuyor. TÜGİAD Yunanistan temsilciliği açıldı... Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği üyesi 11 ülkeden 300 bin girişimcinin üye olduğu JEUNE’e üye kabul edilen Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) uluslararası çalışmalarının ivmesini yükseltiyor. Yunanistan’ın Selanik kentinde Avrupa’daki temsilciliklerine bir yenisini ekleyen TÜGİAD yeni açılımlarının hazırlıklarını da sürdürüyor. Öncelikle Türk ve Yunan işadamlarının sonra da diğer bölge ülke işadamlarının işbirliğinin Ege Denizinde ve Doğu Avrupa’da kalıcı refah ve barışı getireceğini söyleyen TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; “Biz işadamıyız, gelecek için çalışırız. Beraber iş yaparak Ege denizinin iki yakasını bir araya getireceğiz.”dedi. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) hem Türkiye hem de uluslararası platformlarda çalışmalarını güçlü bir şekilde sürdürürken, Yunanistan’ın Selanik kentindeki TÜGİAD Temsilciliği Türk ve Yunan işadamlarının geniş katılımıyla açıldı. Temsilcilik protokolü imza töreninde bulunan işadamları, açılış nedeniyle düzenlenen etkinliklere ve B2B oturumlarına katılarak işbirliği olanaklarını tartıştı. TÜGİAD’ın Yunanistan ziyareti kapsamında aynı zamanda, TÜGİAD ile Kuzey Yunanistan Yunan-Türk Ticaret Odası arasında işbirliği protokolü imzalandı. TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, TÜGİAD’ın yeni temsilciliğiyle ilgili olarak, “Avrupa’daki ağımızı genişletmek hedefiyle Yunanistan’da temsilcilik açmaya karar verdik ve şehri de Atatürk’ün emaneti olduğu için Selanik olarak seçtik” dedi. Yunanistan temsilciliği açılışı nedeniyle Selanik’e giden TÜGİAD üyesi işadamları, Yunanlı meslektaşlarıyla B2B oturumlarında buluşarak iş olanaklarını tartıştı ve Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret ederek ulu önderi saygıyla andı. marketing europe & anatolia / 7 Yeni Ürünler Escort Joye, yeni tablet modeli... Bir döneme damgasını vuran ünlü teknoloji markası Escort, Joye tablet bilgisayar modelleri ile geçtiğimiz ay sektöre yeniden hızlı bir giriş yapmıştı. Uygun fiyat ile performansı bir arada sunmaya devam eden Escort Joye ( ES1010G) 10.1” 3G özellikli tabletini satışa sunduğunu duyurdu. Yüksek performansa ihtiyacı olan kullanıcıların uygulamalarının sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlayan özellikleri ile Escort Joye tabletler piyasaya oldukça iddalı bir giriş yaptı . Çok daha net ve keskin görüntü özelliğine sahip 10.1” IPS2 Ekranı ile 1280x800 piksel çözünürlük sunan bu tablet modelin de 2 GB RAM bulunuyor. Escort Joye modellerinde bulunan GPS yani konum belirleme özelliği rakiplerinde olduğu gibi kablosuz ağ üzerinden (A-GPS) değil gerçek S-GPS alıcısı üzerinden çalışıyor. Bu sayede cihaz konum belirlerken birkaç metreye kadar doğrulukla ölçüm yapabiliyor. Işık sensörü ile ortam ışığına göre ekran parlaklığını kendi ayarlıyor. Bu sayede hem gözleriniz yorulmuyor hem de pil kullanım süresi artıyor. Escort Joye 10,1” tabletlerinin, Akıllı Kılıf ile son kullanıcıların beğenisine sunmaktadır. 10.1 inçlik tablet modelleriyle beraber verilen akıllı kılıf yardımı ile tablet uyku moduna girmeden ekran kilitleniyor. Samsung, Smart fotoğraf makinesi... Samsung’un yeni Smart fotoğraf makinesi NX mini ile tarzınızdan ödün vermeden en iyi kareyi yakalayın Selfie’den sonra fotoğrafseverlerin yeni trendi “wefie”, NX mini ile hayat buluyor. Stil sahibi renk seçenekleri ile satışa sunulacak olan NX mini, dünyanın en ince değiştirilebilir lensli fotoğraf makinesi olma özelliği taşıyor. Samsung Electronics, dünyanın en ince ve en hafif değiştirilebilir lensli fotoğraf makinesi* NX mini’yi tanıttı. Şık ve zarif görünüme sahip NX mini, yüksek kalitede fotoğraflar çekebilmeyi mümkün kılıyor. NX Mini’nin sunduğu NFC ve Wi-Fi bağlantı desteği sayesinde, hızlı ve kolayca çekeceğiniz fotoğrafları sevdiklerinizle eş zamanlı paylaşabilirsiniz. Beyaz,, nane yeşili, kahverengi ve siyah olmak üzere 4 farklı renk seçeneğine sahip NX mini, Türkiye’de Nisan ortasında satışa sunulacak. Başkan Yardımcısı ve Samsung Electronics Görüntüleme Ekibi Başkanı Myoung Sup Han, NX mini ile ilgili olarak şunları söyledi: “Trendleri belirleyenlerin, mükemmel fotoğraf kalitesi ile yaşamlarından kareler yakalamaları için kusursuz bir cihaz olan NX Mini, hem şık hem de güçlü… Samsung 2011’de selfie trendinin lideri olarak, ilk döndürülebilir dokun- 10 / marketing europe & anatolia matik ekranı tanıttı ve cihazı gelişen tüketici taleplerine göre tasarladı. Selfie trendinin heyecanına yönelik olarak özel tasarlanan, 3.0 inç döndürülebilir ekranı ve geniş açılı merceği ile NX Mini bu konuda önemli bir örnek. Hafif tasarımı ise NX Mini’yi rahatça cebinizde taşımanıza olanak tanıyor ve böylece her yerde fotoğraf çekmeyi sağlıyor.” Yeni Ürünler ZyxEL yüksek hız ve güvenli erişim ... ZyXEL çevre dostu özellikleri ile dikkat çeken Kablosuz AC1600 VDSL2/ ADSL2+ Multi WAN Gigabit Modem/ Router’ı (VMG8924-B10A) pazara sundu. Vectoring, Bonding ve Multi WAN özelliklerine de sahip olan ürün, yeni nesil 802.11ac standardının getirdiği üstün kablosuz veri aktarım hızı ile birlikte yüksek çözünürlüğe sahip videoları, diğer dijital medya içeriklerini en yüksek performans ve kalitede, güvenli bir şekilde kablosuz olarak aktarabilmek için optimize edildi. İnternet erişim çözümleriyle zengin ürün portföyüne sahip ZyXEL, yeni ürünleri ile pazardaki iddiasını sürdürüyor. VMG8924-B10A, eş zamanlı çift bantlı 802.11ac kablosuz ağ teknolojisine sahip. VMG8924-B10A hem 2.4 GHz, hem de 5 GHz bantlarında eş zamanlı veri paketlerinin taşınabilmesini sağlayan dual bant teknolojisi ile fark yaratıyor. 5 GHz bandını tercih eden kullanıcılar, yoğun olarak kullanılan 2.4 GHz bandındaki trafikten uzaklaşarak daha hızlı ve verimli kablosuz erişimin olanaklarından faydalanabiliyorlar. Kullanıcı beklentilerini en üst seviyede ve esnek kullanım avantajıyla karşılayan cihaz, VPN (Virtual Private Network Sanal Özel Ağ) avantajı sağlayarak, internet üzerinden farklı lokasyonlar arasında güvenli bağlantı kurulabilmesine olanak tanıyor. Cihaz, Dual Mod VDSL2/ADSL2+ ve Multi WAN (DSL, 3G Yedekleme ve Gigabit Ethernet bağlantısı) gibi farklı özellikler de sunuyor. Esnek bir yapıda sunulan bu özelliklere, kolayca erişebilen aboneler hem ADSL2+ hem de VDSL2 aboneliklerinde ürünü kullanabiliyorlar, FTTH/FTTB/FTTC gibi değişik fiber optik uygulamalarında da kullanılan cihaz, birçok erişim tipine birden destek verebiliyor. Sony, yeni Dijital Ses Kayıt Cihazı... Sony’nin dijital ses kayıt cihazlarının iki yeni modeli, ses perdesinde hiçbir değişiklik olmaksızın çalma hızının 0,50 ila 2,00 kat aralığında artırılmasına imkân veren Çalma Hız Kontrolü gibi fonksiyonları ile rahat ve çok yönlü ses kaydı sunuyor. İster kişisel olarak not almak için kullanın, isterse iş veya sınıf ortamında, bu cihazlar düşüncelerinizin ve ihtiyaç duyduğunuz her türlü bilginin kaydını tutmanıza yardımcı oluyor. Profesyoneller için geliştirilen ICD-PX440, kolay taşınmasını sağlayan kompakt bir tasarıma sahip. Daha iyi kayıt için dahili stereo mikrofonu olan cihazın, PC’ye doğrudan USB çıkışından bağlantısı sayesinde dosya transferi de hiç olmadığı kadar kolaylaşıyor. Ayrıca, 96 saatlik uzun pil ömrü1 ile, kaydın ortasında cihazın pilinin biteceğinden endişelenmeye de gerek kalmıyor. ICD-PX440 aynı zamanda Memory Stick Micro veya microSD kart yuvası ile medya kartında saklama imkânı da sunuyor. USB kablo üzerinden kişisel bilgisayarlara daha kolay bağlanabilen ve Çalma Hız Kontrolü fonksiyonu da bulunan kayıt cihazı, tüm profesyoneller, öğrenciler ve hatta şarkıcı adaylarının temel kayıtları için kullanışlı bir seçenek oluyor. marketing europe & anatolia / 11 Medya Dünyası Görev değişiklikleri... Yazılı Basında Görev Değişiklikleri Star Gazetesi’nin, kurumsal iletişim müdürü Elif Akdağ oldu. Taraf gazetesi, Mete Göktürk’ü yazar kadrosuna ekledi. Markar Esayan, yayın hayatına yeni başlayan Daily Sabah’taki yazılarına başladı. Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Bekir Coşkun ile yayının yolları ayrıldı. Hürriyet gazetesi yeni reklam direktörü Zeynep Tandoğan oldu. Akşam gazetesi muhabir olarak görev yapan Nebahat Koç ile yollarını ayırdı. Yavuz Baydar ve İbrahim Saraçoğlu Bugün gazetesinde köşe yazarlığı görevlerine başladılar. Karşı gazetesi, ünlü oyuncu Fırat Tanış’ı yazar kadrosuna dahil etti. Oyuncu Salı ve Perşembe günleri Selam Çeşmesi adlı köşesiyle okurlarıyla buluşacak. Akşam gazetesi kültür sanat servisinde görev yapan Sibel Oral ile yayının yolları ayrıldı. Milliyet gazetesi köşe yazarı Nagehan Alçı, Daily Sabah gazetesinde de yazmaya başladı. Hürriyet gazetesi web tv müdürü Orhan Can’ın yayın ile yolları ayrıldı. Trendsetter dergisi yeni genel yayın yönetmeni Aykun Taşdöner oldu. Bekir Coşkun, Sözcü gazetesindeki yazılarına başladı. Coşkun gazetede Pazartesi hariç her gün yazacak. Türkiye gazetesi genel yayın yönetmeni Nuh Albayrak gazeteden ayrıldı, yerine İsmail Kapan getirildi. Türkiye gazetesi genel müdürü Mustafa Asım Gök’ün yayın ile yolları ayrıldı, yerine vekaleten Hamit Arvas getirildi. Balçiçek İlter, Türkiye gazetesi köşe yazarlığı görevinden ayrıldı. Fotomaç gazetesi dış haberler editörü Çağdaş Doğan’ın yayın ile ilişiği kesildi. Karşı gazetesi yazı işleri müdürü Oğuzhan Beyaz gazete ile yollarını ayırdı. Murat Büyükçelebi, Güneş gazetesindeki genel yayın yönetmenliği görevinden ayrıldı, yerine Akşam gazetesi genel yayın koordinatörü Murat Kelkitoğlu getirildi. Pınar Hiçdurmaz, Akşam gazetesi hafta sonu eklerinde yazı işleri müdürlüğü görevine getirildi. Daily Sabah gazetesi İlnur Çevik’i yazar kadrosuna kattı. Karşı gazetesi köşe yazarları içerisinde yer alan R. İhsan Eliaçık, Ece Zereycan, Şebnem Sönmez ve Emine Arslaner’in yayın ile yolları ayrıldı. Birgün gazetesi, Bir Gün Bir Konuk köşesi ile her hafta Çarşamba ve Cuma günleri ünlü yazar, sanatçı ve siyasetçilere sayfalarını açıyor. Geçtiğimiz hafta ise Merdan Yanardağ ve Deniz Bayramoğlu gazeteye konuk oldular. Zaman gazetesinde uzman olarak görev yapan Salim Gören ve dış baskılar sayfa editörü Şemsettin Özkan’ın yayın ile yolları ayrıldı. Bugün gazetesi ekonomi muhabiri Zeynep Ceylan, gazeteden ayrıldı. Görsel Basında Görev Değişiklikleri Elif Akdağ, Kanal 24’ün kurumsal iletişim müdürü oldu. Habertürk TV’de haber müdür yardımcısı olarak görev yapan Hikmet Atansay ve editör Ömer Tekerek’in kanal ile yolları ayrıldı. Serdar Ali Çelikler Show TV’ye spor koordinatörü olarak atandı. TRT haber merkezinde adliye muhabiri olarak görev yapan Seyit Kılıç görevinden alındı. Elif Akkuş, TRT Haber’deki muhabirlik görevinden alınarak 12 / marketing europe & anatolia teknik serviste görevlendirildi. Habertürk spikeri Firdevs Çavuşoğlu kanal ile yollarını ayırdı. Ömer Özgüner, Star TV genel müdürlüğü görevine atandı. TV EM’de daha önceleri Çıdam Yücel’in sunduğu ana haber bültenini bundan böyle hafta içi her gün Gülay Özdem sunacak. Hafta sonu haberlerini ise Serhan Başbahçıvan sunacak. Ümit Zileli’nin bir süreliğine ana haberden ayrılmasının ardından Ulusal Kanal’ın akşam haberlerini Gülgün Feyman Budak üstlendi. Dilhun Gençdal Habertürk TV haber merkezinde göreve başladı. Medya Dünyasından Diğer Haberler Survivor yarışması, yeni bölümleriyle her Cumartesi-Pazar saat 20:00’da yine Star TV ekranlarında başladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, sürekli basın kartı sahibi Semih Yurga hayatını kaybetti. Show TV’de ekranlara gelen Pis Yedili dizisi yayın hayatına ara verdi. Dizi, Haziran ayından itibaren yayına devam edecek. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önceki başkan yardımcılarından, ilk kadın muhabir Vasfiye Özkoçak hayatını kaybetti. Show TV, Ana Haber Bülteni’nin süresini kısalttı. Bundan böyle 18:15’te başlayıp 18:45’te sona erecek. Başrollerini Melis Birkan, Muhammet Uzuner ve Meral Çetinkaya’nın paylaştığı ‘Saklı Kalan’ dizisi kısa bir aradan sonra yeni bölümleriyle Pazar akşamları Show TV ekranlarında olacak. Kanal D’ de Cumartesi akşamları yayınlanan Galip Derviş dizisi bundan böyle Pazar akşamları 23:00’de yayınlanacak. Daha önceleri TRT 1 ekranlarında yayınlanan Süper Dadı programı bundan sonra Çarşamba akşamları 23:30’da Star TV ekranlarında. Kanal D’nin başrollerini Aslıhan Gürbüz, Tayanç Ayaydın, Salih Bademci, Ayça Varlıer ve Zerrin Sümer’in paylaştığı Zeytin Tepesi dizisi bundan böyle Çarşamba akşamları 22:15’te ekranlarda olacak. Kanal D ekranlarında yayınlanan X Factor Star Işığı adlı yarışma programı yayın hayatına ara verdi. Program, Haziran ayında yeni bölümleriyle devam edecek. Sunuculuğunu Yüksel Aytuğ’un üstlendiği, daha önceleri Kanaltürk ekranlarında yayınlanan Medyatik programı bundan sonra hafta içi her gün 18:20’de Beyaz TV’de.. Daha önceleri Mucize Lezzetler – Refika’nın Mutfağı adıyla NTV’de yayınlanan programın yeni bölümleri Mucize Lezzetler adıyla Cumartesi günleri saat 13:00’te Star TV, Pazar günleri ise 12:15’te NTV ekranlarında olacak. İşitsel Basında Görev Değişiklikleri NTV Spor Radyo genel yayın yönetmenliği görevini yürüten Mehmet Ayan yayından ayrıldı. Best FM’de Arzu’nun İnleyen Nağmeleri’nin sunucusu ve yapımcısı Arzu Çağlan’ın yayın ile yolları ayrıldı. Seyit Kılıç, bundan böyle TRT İstanbul Radyosu’nda görev yapacak. Hopdedik Ayhan, hafta içi her akşam 18:00 – 20:00 saatleri arasında Radyo Viva’da olacak. Elektronik Basında Görev Değişiklikleri Eyüp Can Sağlık, Hürriyet Dünyası dijital yayınlar direktörlüğü görevine atandı. Haber Ajansında Görev Değişiklikleri Cihan Haber Ajansı muhabiri Kübra Kara’nın ajans ile yolları ayrıldı. Gazeteci – yazar Köksal Akpınar, Cihan Haber Ajansı’ndan ayrıldı. Medya Dünyası marketing europe & anatolia / 13 Vars Röportaj sa Yoksa Kliksa... Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan Sabancı Topluluğu’nun en genç şirketi olan Kliksa, 2012 yılının Mart ayında kuruldu. Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki gücünü e-ticaret sektörüne taşıyarak, sektörün en önemli oyuncuları arasında yer alma hedefiyle yola çıktık. Hedefimize doğru ilerlemek adına teknik altyapımızı kurduk, tedarikçi ağımızı geliştirdik, lojistik sistemimizi güçlendirdik ve bizim için çok önemli olan yetkin insan kaynaklarımıza çok ciddi yatırım yaptık. Röportaj Elvin Ekşioğlu [email protected] - Kliksa ne zaman faaliyetlerine başladı? Kliksa’nın gelişim sürecinden bahseder misiniz? Sabancı Topluluğu’nun en genç şirketi olan Kliksa, 2012 yılının Mart ayında kuruldu. Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki gücünü e-ticaret sektörüne taşıyarak, sektörün en önemli oyuncuları arasında yer alma hedefiyle yola çıktık. Hedefimize doğru ilerlemek adına teknik altyapımızı kurduk, tedarikçi ağımızı geliştirdik, lojistik sistemimizi güçlendirdik ve bizim için çok önemli olan yetkin insan kaynaklarımıza çok ciddi yatırım yaptık. -Kliksa 2013 yılını nasıl geçirdi? Kliksa’nın 2014 yılı ve gelecek dönem hedefleri neler? 2013, ilk tam yılımızdı. Geçtiğimiz yıla çok hızlı başladık ve birçok olağanüstü sıçrama gerçekleştirdik. İnsan kaynaklarına yatırımlarımızı 2013’te büyük bir ivmeyle artırarak, çalışan sayımızı 3 katına çıkardık. Müşterilerimizle daha iyi iletişim kurabilmek için, 2013 yılı Kasım ayında 7/24 hizmet veren çağrı merkezimizi açtık. Satış sonrası hiz- metlere verdiğimiz önemle, e-ticarette ilk “Hemen Gelsin” diyen biz olduk. Müşterilerimize aynı gün teslimat ve hızlı teslimat seçeneklerini sunmaya başladık. Tüketici odaklı yaklaşımımız sayesinde yaptığımız hamleler, 2013’ü, Kliksa için olağanüstü bir performans yılı haline getirdi. 2013 yılında ziyaret sayısında 6 kat, müşteri adedinde 6 kat, sipariş adedinde 6 kat, sayfa görüntülemede 8 kat ve ciroda ise 6 kat büyüdük. Sonuç olarak; ilk tam yılımız olan 2013’ü bir önceki yıla göre %500 büyümeyle tamamlayarak, Türkiye’de B2C segmentinde çoklu kategoride “en hızlı büyüyen online alışveriş şirketi” olduk. 2014 hedeflerimize gelince… Bugün Kliksa, oto aksesuardan anne&bebek ürünlerine, elektronikten beyaz eşyaya kadar birçok kategoride yüzbinlerce ürünü müşterilerine sunuyor. E-ticaret sektöründe en çok rağbet gören ve bizim de güçlü olduğumuz elektronik ve beyaz eşya kategorilerinin dışında da büyüyeceğiz. Büyümeyi hedeflediğimiz öncelikli alanlar; “Anne & bebek”, “Spor marketing europe & anatolia /15 Röportaj & outdoor”, “Ev düzeni” ve “Oto Aksesuarları” olacak. 2014’te ciromuzu 3 katına çıkararak 360 milyon TL’ye ulaşmayı hedefliyoruz. Nihai amacımız ise Kliksa’yı, ilk akla gelen online alışveriş sitesi yapmak. -Kliksa’nın yenilenen yüzü ve yapılanmasından bahseder misiniz? Yeni yüzünüz ve yapılanmanız için nasıl bir iletişimsel altyapı hazırladınız? Yeni yüzümüzü Kliksa’nın karakterine uygun olarak tasarladık. Çünkü biz yenilikçi, güçlü, genç ve çevik bir şirketiz… Yeni yüzümüzün için, çalışma alanı strateji ve marka yaratmak olan BrandSeers ile birkaç ay süren çalışmalar gerçekleştirdik. Yeni yüzümüzü ve yapılanmamızı oluştururken, bizi en iyi şekilde yansıtması amacıyla, şirket çalışanlarımızın da sürece katılımını sağladık. Teknik tarafta ise web altyapısının ve önyüzün geliştirilmesini fazlara böldük. Ancak yeniliklere nokta koymuş değiliz. Gelecek dönemlerde yeni gelişmelerle müşterilerimizin karşısına çıkacağız. Özellikle 2. çeyreğin sonu itibariyle mobil uygulamalarımızı lanse ediyor 16 / marketing europe & anatolia Yeni yüzümüzün için, çalışma alanı strateji ve marka yaratmak olan BrandSeers ile birkaç ay süren çalışmalar gerçekleştirdik. olacağız. Markamızı, yenilenen yüzü ve gelişmiş hizmet anlayışıyla vazgeçilmez bir “Lovemark” haline getirmek istiyoruz. -Yeni yüzünüz ve yapılanmanız için ne kadar yatırım yaptınız? Yeni yüzümüzle birlikte, marka çalışmasına yaptığımız yatırım söz konusu. Değerlerimiz; neşe, sadelik, iyimserlik ve inovasyon… Bu değerleri müşterilerimize her alanda yansıtarak, onlarla uzun süreli bir bağ yaratmak istiyoruz. Bu amaçla müşterilerimize ulaşacağız tüm iletişim kanallarına da ciddi yatırım yapıyoruz. Reklam, pazarlama ve iletişim faaliyetleriyle Kliksa’nın bilinirliğinin %50 seviyede artırmayı amaçladık. Ayrıca lojistik, iletişim ve teknik altyapı gibi birçok alana da yatırım yapmay devam edeceğiz. -Kliksa’yı diğer online alışveriş sitelerinden ayıran özellikler neler? Biz Kliksa olarak, Sabancı güvenini Sabancı Topluluğu’nun perakendedeki alım gücü ile birleştiriyoruz. Y kuşağının yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımını da “memnuniyete adanmışlık” ilkemizle harmanlıyoruz. Elbette uygun fiyat, ürün çeşitliliği gibi yönlerden de kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz; Röportaj ancak en önemli farklılaşma noktamız satış sonrası hizmetler... Sektöre girençıkan çok oyuncu var; her sene tecrübe ediyoruz. Kliksa olarak biz buna uzun soluklu bakıyoruz. Bir tarafta Sabancı sermaye gücü, diğer tarafta harmanladığımız tüm bu değerlerle satış sonrası hizmetlerde fark yaratarak müşterilerimize alışveriş sırasında ve sonrasında mükemmel bir deneyim sunmayı hedefliyoruz. -“Satış sonrası destek” konusunun öncelikli farklılaşma noktanız olduğunu belirttiniz. “Satış sonrası destek”te nasıl bir altyapı ve organizasyon oluşturdunuz? Farklılaşmak istediğimiz asıl alan, “Satış Sonrası Hizmetler”… Bu noktada, müşterilerimiz için fark yaratan çözümler sunuyoruz. Müşterilerimizin çeşitlenen ihtiyaçlarına her açıdan cevap verebiliyor olmak bizim açımızdan son derece önemli. Sadece fiyat ve çeşitle değil, sunulan satış sonrası hizmetlerimizle de fark yaratmayı hedefliyoruz. Online alışveriş siteleri arasında ilk “Hemen Gelsin” diyen platform olduk. Farklılaşmak istediğimiz asıl alan, “Satış Sonrası Hizmetler”. Bu noktada, müşterilerimiz için fark yaratan çözümler sunuyoruz. “Hemen Gelsin” hizmetiyle; müşterilerimiz belirli bir ücret karşılığında “Aynı Gün Teslimat” ve “Hızlı Teslimat” fırsatlarından yararlanabiliyor ve ürünlerini en kısa sürede teslim alabiliyor. Öncü olduğumuz hizmetlerden bir diğeri beyaz eşyayı kapıya kadar çıkararak teslim etmemiz. E-ticarette sadece biz bunu sunuyoruz. İptal/iade süreçlerini müşterilerimizin talebiyle birlikte başlatmak da bir diğer farklılaşma noktamız. -Kliksa’da toplam kaç kategori ve ürün çeşidi yer alıyor? Ve en çok hangi kategorileri rağbet görüyor? Günümüz itibariyle Kliksa, televizyon, görüntü sistemleri, cep telefonu, bilgisayar, beyaz eşya, spor ve outdoor, anne, bebek ve oyuncak, oto aksesuarları, züccaciye ve ev düzeni, saat, gözlük ve aksesuar gibi kategorilerde 250 bini aşkın ürünü bünyesinde bulunduruyor. Güçlü olduğumuz ve en çok rağbet gören kategorilerimiz elektronik ve beyaz eşya. Ancak dile getirdiğimiz üzere, “Anne & bebek”, “Spor & outdoor”, “Ev düzeni” ve “Oto Aksesuarları” kategorilerinde de büyümeyi ve bu alanları da en çok rağbet gören kategoriler haline getirmeyi hedefliyoruz. Mevcut üye sayınız ne kadar? Yıl sonunda üye hedefiniz nedir? 500 bini aşkın üyemiz var. Hedefimiz mevcut üye sayımızı 1.5 milyon seviyesine taşımak… Pazar lideri olmak için kaç yıllık bir perspektif planlıyorsunuz? Hedefimiz, akla gelen ilk online alışveriş sitesi olmak… 5 yıl içinde “sektör lideri” olmayı hedefliyoruz. “Türkiye’nin Amazon’u olma” yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. -Yeni yüzünüz ile ilgili reklam filmlerinize gelen ilk tepkiler nasıl oldu? Reklam kampanyamızda kreatif ajans olarak Titrifikir ile çalıştık. Titrifikir yenilenen Kliksa’mızı “Varsa Yoksa Kliksa” sloganıyla müşterilerimizle buluşturdu. Reklam filmlerimiz sayesinde, değerlerimiz; neşe, sadelik, iyimserlik ve inovasyonu müşterilerimize aktardığımızı görüyoruz. Reklamdaki karakterlerimiz Tolga, Merve ve kargocu Ferdi çok sevildi. Aldığımız ilk geri bildirimler oldukça pozitif ve motive edici. Bu da bizi çok mutlu etti tabii… -Gelecek dönemde yeni reklam filmleri görecek miyiz? Belirttiğim üzere yeniliklere nokta koymuş değiliz. Yeni yüzümüz ve yapılanmamızın ardından, gelecek dönemlerde yeni gelişmelerle ve yeni reklam filmlerimizle müşterilerimizin karşısına çıkacağız. Bizi takip etmeye devam edin… marketing europe & anatolia / 17 Köşe Nurgül Eryıldır Günay / [email protected] Savaş ve Barış Şarkıları... Mart ayı boyunca hepimiz seçimlere kilitlendik. Birbiri ardına gündeme bomba gibi düşen tapelerin izlenme oranı tüm dizilerin reytingini geçti. O kadar ki seçim tarihi biraz daha geç olsaydı tape arası reklam filmleri bile olabilirdi. Sosyal medya özellikle Twitter seçim yarışında en çok kullanılan mecra oldu. 140 karakterle nerdeyse herkesin karakteri ortaya çıktı. O hale geldi ki devlet için tehdit oluşturduğuna karar verilip Twitter yasaklandı. Ama ileri demokrasi ülkesi olduğumuz için Cumhurbaşkanı'mız bu yasaklamayı uygun bulmadığını yasak olan Twitter'dan açıkladı! Yasaklar karşısında sesini duyurmaya devam etmek isteyen halkımız bir günde internet teknolojisini çözdü. Bir yanda trafolara girerek elektrikleri kesen kediler, diğer yanda DNS uzmanı Ayşe teyzeler. Çok ilginç günler yaşıyoruz çok. Gelelim seçim döneminin olmazsa olmazı seçim şarkılarına... Ak Parti'nin Dombra'sı orijinal şarkısı müzikal anlamda çok etkileyici, coşturan, heyecanlandıran bir duygu yaratıyor. Nogay halk müziği sanatçısı Arslanbek Sultanbekov'un bu parçası Rus, Alman, Kazak ve Amerikan ortak yapımı Moğol üçlemesinin ilk filmi olan Cengiz Han filminin savaş sahnelerinde yer alıyor. Ak Parti'nin paralel devlet olarak gördüğü cemaate savaş açtığı bu seçim döneminde savaş filmi müziğini kullanması ''zamanlama manidar'' sözünü akla getiriyor :) Ak Parti'nin seçimin son günlerine doğru yayınladığı bayraklı reklamı da oldukça tartışmalara yol açtı. Göndere çekilmiş dev Türk bayrağının karanlık biri tarafından ipleri kesilerek yere indirmeye çalışmasıyla başlayan film, aşağı inen bayrağın gölgesinin halkın tüm kesimleri üzerine düşmesi umutsuzluk ve korku yaratıyor. Sonra birdenbire herkes koşarak bir kule oluşturup bayrağı göndere çekiyor. Arka fonda Başbakan'ın etkili ses tonuyla İstiklal Marşı'nı seslendirdiği film devleti yıkmaya çalışan dış mihraklar ve paralel yapıya karşı kitleleri kenetlemek konusunda başarıya ulaşmış gibi görünüyor. Birkaç gün yayınlandıktan sonra Yüksek Seçim Kurulu gelen başvuruları değerlendirerek reklamın yayınlanmasını ( kelebeğin fırtınası) durdurma kararı aldı. Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu'nda Türk bayrağının propaganda için kullanımını yasaklayan maddesine istinaden oy birliği ile yayının durdurulmasına karar verdi. Daha sonraki günlerde Türk bayrağı yerine Ak parti sloganı olan bayrak kullanılarak film yayınlanmaya devam etti. Filmde kullanılan insanların koşturarak yığınlar halinde kule oluşturduğu sahnenin çalıntı olduğu iddiaları sosyal medyada çok yankı buldu. Hırsızlık ve yolsuzluk iddialarıyla gündemin çok sıcak olduğu günlerde, bayraklı reklamın Sony'nin Playstation 2 reklamına çok benzemesi filmin başarısına gölge düşürdü. Ak parti bu filmlerle gündemdeyken CHP, özellikle İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül farklı bir seçim stratejisi izledi. Bölünme noktasına gelen halkı birleştiren bir kampanya yürüttü. Sarıgül'ün TV'lerde yoğun olarak gösterilen ''Ötekisi Olmayan Türkiye'' sloganlı reklamı ''Oyum Sarıgül'e'' diyen Zeynep Teyze'nin sevimli, içten haliyle geniş kitlelerin diline dolandı. Seçimin son günlerine doğru CHP'nin hazırladığı diğer bir reklam filmi yayına girdi: Hayat Bayram Olsa... Türkiye'nin çeşitli illerindeki büyükşehir belediye başkan adaylarının birlikte seslendirdikleri şarkı, iyice gerilmiş olan sinirlerimize iyi geldi. Coşturan, savaşa değil barışa çağrı yapan, pozitife eden müziği ve sözleri ihtiyacımız olan sevgi ve saygıyı biraz daha içimizde hissetmemize yardımcı oldu. Sırrı Süreyya Önder'in yeni partisi HDP logosuyla dikkatimi çekti. Gezi olaylarının simgesi ağaçları logosuna taşıyan HDP, seçmeni ikna etmek için logo göndermesinin yeterli olmadığını, simgelerin içini doldurmak gerektiğini bize bir kez daha gösterdi. Bu sayıdaki yazım canım oğlum, yakışıklı prensim, olmazsa olmazım Bulut'um için. iyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın. Çok yaşa, güzel yaşa, sağlıklı yaşa... marketing europe & anatolia / 19 Reklam Dünyası Activia’nın yeni yüzü Shakira Oldu... Grammy ödüllü Shakira, Danone markası Activia’nın “Hayatı İçinden Geldiği Gibi Yaşa” kampanyasının yüzü oldu. Activia’nın uluslararası çapta başlattığı işbirliği kapsamında Shakira tüm kadınlara “için rahatsa hayata hep gülümsersin” diye sesleniyor. Activia’nın Shakira’nın yeni albümündeki “Dare La La La” adlı şarkısı eşliğinde çektiği reklam filmi Türkiye dahil 50’den fazla ülkede aynı anda yayına girecek. Bugüne dek ilk defa global bir pazarlama kampanyası başlatan Activia’nın “Hayatı İçinden Geldiği Gibi Yaşa” kampanyasının yüzü Shakira oldu. Activia’nın başlattığı “Hayatı İçinden Geldiği Gibi Yaşa” kampanyasının ana teması, kişisel mutluluğun vücut sağlığına özen göstermekten geçtiği üzerine kurulu. Bu temadan yola çıkarak Shakira ile bir reklam filmi çeken Activia, reklam filminde Shakira’nın 25 Mart 2014 tarihinde çıkacak yeni albümündeki Dare La La La adlı şarkısını izleyicilerle buluşturuyor. Türkiye dahil 50’den fazla ülkede yayınlanan ve Barselona’da çekilen yeni reklam filminde Shakira bir hayal ormanında üzerine yağan altın tozlarının altında kendisini ne kadar iyi hissettiğini göstermek için dans ediyor. Total Reklam Atağı...... TOTAL Madeni Yağları dünyada 150’den fazla ülkede, otomotiv, endüstri, taşımacılık, tarım, inşaat ve denizcilik sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Yılda 2 milyon tonun üzerindeki ürünü tüketiciler ile buluşturan TOTAL Madeni Yağları, doğayı koruyan teknolojilere uyumlu, enerji ve yakıt tasarrufunu ön plana çıkaran yeni nesil madeni yağlarının üretilmesi hususunda oldukça iddialıdır. Total Madeni Yağları, sahip olduğu bütün tecrübe ve işbirliklerinin ürünü olarak üretilen son teknolojiye sahip Total Quartz Motor Yağlarını keyifli bir reklam kampanyası ile Nisan ayı itibariyle TV-Radyo ve Dijital Platformlarda tüketicilere tanıtmayı planlamaktadır. Üstün özelliklere sahip Total Quartz Motor Yağlarını kullanan bir motorun RoboQuartz’a dönüştüğü eğlenceli reklam kampanyası ile 04 Nisan 2014’den itibaren birçok ulusal TV ve Radyo kanalından tüketicinin dikkatini çekecek olan Total Madeni Yağları, Türkiye’nin her yerindeki akaryakıt istasyonlarında ve sanayilerinde yapacağı saha aktiviteleriyle de kampanyaya destek vermeyi planlamaktadır. 20 / marketing europe & anatolia Reklam Dünyası Cornetto’nun 2014 marka yüzü Yalın... Yalın, bu yıl da Cornetto’nun marka yüzü olarak farklı projelere imza atıyor. Cornetto için yeni bir şarkı besteleyerek klip çeken Yalın, markanın nisan ayında ekranlarda olacak yeni reklam filminde de rol alacak. Şarkıcı Yalın ve Cornetto işbirliği bu yıl da devam ediyor. Cornetto’nun yeni marka yüzü olan Yalın, geçen yaza damgasını vuran Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda’dan sonra Cornetto için “Yeniden” isimli yeni bir şarkı daha yaptı. Aranjörlüğünü Ozan Çolakoğlu’nun yaptığı şarkının klip çekimleri Mallorca’da tamamlandı. Yayınlandığı tüm mecralarda izleyicilerden büyük ilgi gören ve yıla damga vurması beklenen Yeniden, Cornetto’nun nisan ayında yayına girecek yeni reklam filminin de müziği olacak. Geçtiğimiz yıl dünya çapındaki bir proje için aşk konulu kısa filmler çeken Cornetto, Türkiye’de Yalın ile işbirliğine gitmiş ve proje kapsamında ortaya Yalın’ın ilk oyunculuk denemesinin yanı sıra, geçtiğimiz yazın aşk şarkısı olan “Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda” çıkmıştı. Yayınlandığı tüm platformlarda büyük ilgi gören şarkının klibi 30 milyonun üzerinde izlenmeyle, 2013 senesinde Dünya’nın en fazla paylaşılan 6. Viral videosu olmuştu. Nike #riskeverything 2014... Nike #riskeverything 2014 futbol kampanyasının ilk kısmını başlattı. Cristiano Ronaldo, Neymar ve Wayne Rooney’nin rol aldığı film, dünyanın en iyi oyuncularının dünyanın en büyük sahnesine çıkmak için hazırlanırken hissettiği baskıyı gözler önüne seriyor. Film, Ronaldo’nun düşünceleriyle baş başa hava alanına giderken, çevresinin kahramanlarını bir an görebilmek için tezahürat eden coşkulu hayranlarıyla sarılmasıyla başlıyor. Bu kargaşa, CR formaları ve reklam panolarıyla çevrelenmiş Lizbon sokaklarında, Ronaldo stada doğru giderken de devam ediyor. Geçen gecenin yorumu radyoda duyuluyor: “Ronaldo vurdu gol oldu! Ronaldo atmayacak da kim atacak!?” Etrafındaki fanatizm kontrol edilemeyecek noktaya geliyor. Yaratıcı çalışmasını Wieden + Kennedy’nin yaptığı filmi Jonathan Glazer yönetti. Nike Pazarlama Başkanı, Davide Grasso “Ülkesi için oynamak her futbolcunun isteyeceği bir gurur ancak bu gurur beraberinde çok yoğun bir baskı ve sorumluluk getiriyor” diyor ve ekliyor, “Film, dünyanın en iyi futbolcularının her şeyi riske atma isteğiyle yaşadıkları baskıya rağmen nasıl başarıya ulaştıklarını gösteriyor.” marketing europe & anatolia /21 Reklam Dünyası Seçimin Medya Karnesi... Türkiye’nin dört gözle beklediği 30 Mart yerel seçimleri sona erdi. Peki, partiler seçmenlerine ulaşırken medyayı ne kadar ve nasıl kullandı? Seçime dair reklamlar hangi mecralara verildi? Medya Takip Merkezi (MTM), siyasi partiler, liderler ve belediye başkan adaylarının medya yansımalarını araştırdı. Medya Takip Merkezi’nin, 01- 31 Mart tarih aralığındaki yazılı basın taraması sonucu hazırladığı raporda siyasal partiler, liderler ve belediye başkan adaylarının medyadaki görünürlükleri yerel, ulusal ve genel olmak üzere 3 farklı biçimde incelendi. Araştırmaya göre, ulusal basında en çok ilan veren parti Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ikinci sırada yer alırken, ulusal basına en çok ilan veren bir diğer parti ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oldu. Yerel basına baktığımızda da, ilk sıra değişmedi. Ak Parti yerel basına verdiği 3 bin 911 ilanla listede zirveye oturdu. Ulusal basında listenin üçüncü sırasında yer alan MHP, yerel basına verdiği 2 bin 90 ilan adedi ile listede ikinci sırada yer aldı. MHP’yi Cumhuriyet Halk Partisi izledi. CHP de bin 993 ilanla listede üçüncü oldu. Yazılı basın ilanlarında AK Parti lider MTM, 30 Mart yerel seçimleri öncesi parti liderlerinin medyadaki görünürlüklerini araştırdı. Bu sonuca göre, ulusal basına en çok ilan veren siyasal parti, AK Parti oldu. Reklamlarında Başbakan Erdoğan’ı öne çıkartan AK Parti, ulusal basına 379 ilan verirken; 90 ilan veren MHP ikinci, 65 ilan veren CHP ise üçüncü oldu. Yerel basın ilanlarında da AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, öne çıktığı 144 ilan ile ilk sıraya oturdu. CHP’nin 55 ilan verdiği yerel basına MHP de 50 ilan verdi. Çalışmada, ulusal ve yerel basına verilen aday ilanları, ayrı olarak hesaplandı. Ulusal basında Sarıgül lider Medya Takip Merkezi’nin aynı araştırmasına göre, 30 Mart yerel seçim sürecinde belediye başkan adayları da yazılı basın ilanlarını yoğun kullandılar. CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, yazılı basın ilanlarını en fazla kullanan aday oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını, kesin olmayan sonuçlara göre yazılı basına hiç ilan vermeyen Kadir Topbaş’a kaptıran Mustafa Sarıgül, 167 ilan adedi ile listenin ilk sırasında yer aldı. İzmir Konak Belediye Başkanı Adayı Hakan Tartan, 85 ilan ile listede ikinci sırada yer aldı. Konak Belediyesi’nin mevcut başkanı olan Hakan Tartan yerel seçimlerden sonra koltuğunu CHP’den Sema Pekdaş’a kaptırdı. Ulusal basına en çok ilan veren bir diğer başkan adayı ise AK Parti Çankaya Belediye Başkan Adayı Barış Aydın oldu. Barış Aydın, 84 ilan ile listenin üçüncü sırasında yer aldı. Ulusal basında en çok reklam veren 3 adayın da ortak noktası seçimi kazanamamaları oldu. Yerel basında Recep Altepe lider Yerel basında seçmenlerine en çok ilan vererek seslenen 22 / marketing europe & anatolia başkan adayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe oldu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ikinci kez seçilen Recep Altepe, 144 ilan adedi ile seçmenlerine ulaşarak yerel basında en çok ilan veren başkan adayı sıralamasında da ilk sırada yer aldı. AK Parti Afyon Kara Hisar Belediye Başkan Adayı Burhanettin Çoban yerel basına verdiği 128 ilan ile ikinci sıraya yerleşirken yine AK Parti’li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Harun Karacan ise 108 ilan adedi ile üçüncü oldu. Yerel basını tercih eden 3 adaydan sadece Harun Karacan seçimi kaybederken, diğer iki aday seçimleri zaferle noktaladı. CHP ulusal basında Posta, Hürriyet, Milliyet ve Zaman gazetelerine ilan verirken; yerel basında Haberdar, Gazete İstanbul, Gerçek ve Karadeniz’den Güne Bakış gazetelerine ağırlık verdi. MHP ulusal basında Ortadoğu, Zaman, Posta ve Hürriyet; yerel basında ise Yeni Haber, Kuzey Ekspres, Yenigün ve Hakimiyet gazetelerine tercih etti. Siyasi parti liderlerinin öne çıktığı reklamlara baktığımızda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 523 ilanla listede ilk sırada yer alırken, 140 ilan ile MHP Genel Başkanı ikinci, 120 ilan veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise üçüncü oldu. Siyasal partilerin kurumsal ilanlarında liderlerini kullandıkları dikkat çekti. Partileri genel olarak ele aldığımızda, ulusal ve yerel basında ilk sırada yer alan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, genel sıralamadaki yeri değişmedi. AK Parti, 4 bin 964 adet ilan ile seçmenlerine seslendi. CHP’nin toplamda 2 bin 688 ilan ile ikinci olduğu sıralamada 2 bin 559 ilan veren MHP ise üçüncü oldu. Büyükşehir Belediye Başkanları ve Belediye Başkan adaylarının ilanlarını genel tabloda incelediğimizde ise CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, 174 ilan ile zirveye oturdu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ikinci kez seçilen Recep Altepe 171 ilanla ikinci, Antalya Büyükşehir Başkanlığına seçilen Menderes Türel 152 ilan ile üçüncü sırada yer aldı. Görsel Medyada AK Parti açık ara önde Medya Takip Merkezi’nin, 1 – 28 Mart arasında 13 televizyon kanalı üzerinden yaptığı araştırmada, siyasal partilerin görsel medya reklamlarını ne ölçüde kullandığı da belirlendi. AK Parti 4 bin 35 reklam adedi ile en çok reklam veren siyasi parti olurken, 2 bin 725 reklam veren CHP ikinci, 136 reklam veren MHP de üçüncü oldu. Siyasal partilerin en çok tercih ettiği kanalların da belirlendiği araştırmada en çok tercih edilen NTV’nin bin 348 reklam aldığı; NTV’yi 752 adet siyasi reklam alan Kanal D ve 737 reklam ile Star TV’nin izlediği ortaya çıktı. 01 – 28 Mart tarihleri arasında toplamda 49 saati aşkın ekranlarda yer alan AK Parti, ilk sırada tercih ettiği NTV’ye 774 reklam verirken; NTV’yi, 536 reklamla TGRT Haber ve 485 reklamla Kanal 24 izlediler. Toplamda 23 saatin üzerinde reklam veren CHP’nin de ilk tercihi NTV oldu. 412 CHP reklamının yayınlandığı NTV’yi 391 reklam ile CNN Türk ve 378 adet reklamla Kanal D izlediler.Yazılı basın ilanlarını etkili kullanan MHP’nin tv reklamlarında bu kadar agresif olmadığı gözlendi. , MHP’nin en fazla reklam verdiği televizyon kanalı 92 reklam ile CNN Türk olurken; bu kanalı 32 reklam verdiği NTV ve 11 reklam verdiği Habertürk izledi. Reklam Dünyası Digital yasaklardan nasıl etkilenecek... Ülkemizde internet yasakları devam ederken, Milli piyango idaresi şöyle bir açıklamada bulundu. “Son günlerde sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak ortaya çıkan hızlı ve ani gelişmelerin, İdaremiz tarafından izin verilen kampanyalara katılımda yaşanan sıkıntılar başta olmak üzere kampanyalara ve bu kampanyalara iştirak eden tüketicilere olumsuz etkileri değerlendirilmekte olup, herhangi bir mağduriyet yaşanmaması adına, değerlendirme sürecine bağlı olarak, anılan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılan karşılığı nakit olmayan piyango ve çekiliş düzenleme başvurularına, kampanyaların sosyal paylaşım siteleri yerine kurumsal internet siteleri üzerinden düzenlenmesi halinde izin verilmektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 03/04/2014 ANKARA” marketing europe & anatolia olarak bu açıklamanın digital reklamcılık üzerindeki etkilerini Hiperaktif Başkan yardımcısı Eren Erentay’a sorduk. “Dijitalciler” için her günün yeni sürprizler getirdiği bir dönemden geçiyoruz. Önce Youtube ve Twitter yasakları, ardından da sosyal medya üzerinde yürütülen ödüllü kampanyaların durdurulması... Üstelik işin en acı tarafı da, bu gelişmelerin hiçbiri hakkında bilgi almak için bir muhatap bulamamız. Geçtiğimiz haftaya, gündem zaten yeterince kalabalık değilmiş gibi, Milli Piyango İdaresi’nin Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal ağlarda markaların kampanya başvurularına olumsuz cevap verdiği iddiasıyla başladık. “İddia” diyorum zira resmi bir cevap almamız için aradan yaklaşık bir hafta geçmesi gerekti. Ve aldığımız cevap, iddiaların bürokratik bir üslupla onaylanmasından başka bir şey değildi. Haliyle kararın alınma sebepleri ilgili, merkezinde hükümetin sosyal medyaya karşı son dönemde şiddetlenen tutumunu içeren pek çok fikir üretilmeye başlandı. Peki bu karar sosyal medya pazarlama sektörünü nasıl etkileyecek? Son dönemde gündemi meşgul eden her radikal kararda olduğu üzere, sebepleri bir kanara koyarak sonuca odaklanmamız ve yeni aksiyon planları geliştirmemiz gerekiyor. Sosyal medya kampanyaları, özellikle algoritma değişikliği sonrasında organik erişimi azaltan Facebook için etkileşimi artırmanın en etkili yollarından biriydi. Ancak meşru zeminde çare yolları tükenmez. Kulislerde çare yolları konuşulmaya başlandı bile. Kampanyaları mikrositelerde düzenlemek ve o sitelere Facebook ve Twitter ile bağlanmaya davet etmek bunlardan bir tanesi. İlerleyen aylarda konunun daha da netlik kazanacağı görüşündeyim. marketing europe & anatolia /23 Röportaj Her Çin malı zarar Gülden Parlak Uluslararası İlişkiler Müdürü Sinerji Uluslararası Fuarcılık Günümüzde dünyaca ünlü birçok markanın Çin’de fabrikası bulunuyor ve bu fabrikalar yüksek kalitede üretim yapıyorlar. Standartlara uygun olarak üretilen hiçbir Çin malı zararlı değildir. Doğru hammadde, kaliteli malzeme ve sağlıklı koşullarda yapılan tüm ürünler sağlıklıdır. Röportaj Elvin Ekşioğlu [email protected] - Her Çin malı zararlı mıdır? 1,5 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’ne girmesiyle ekonomik anlamda büyük bir ivme kazandı. Bununla birlikte 0.62 $/saat gibi en ucuz maliyetle üretim yapan Çin, Asya’nın en büyük pazarıdır. Günümüzde dünyaca ünlü birçok markanın Çin’de fabrikası bulunuyor ve bu fabrikalar yüksek kalitede üretim yapıyorlar. Standartlara uygun olarak üretilen hiçbir Çin malı zararlı değildir. Doğru hammadde, kaliteli malzeme ve sağlıklı koşullarda yapılan tüm ürünler sağlıklıdır. Dünyanın en büyük ekonomisi ABD, ikinci büyük ekonomisi ise Çin Halk Cumhuriyeti’dir. Made in P.R.C etiketiyle piyasada bulunan birçok ürünü çoğu kişi kullanıyor. Bu ürünlerin maddi anlamda uygun ve kolay bulunabilir olması tüketiciyi cezbediyor aslında. - Standartlara uygun olarak üretilmeyen mallar hangi hastalıklara yol açar? Üretim standartlarına uygun yapılmayan mallar insan sağlığına ciddi zarar24 / marketing europe & anatolia lar verebilir. Bu ürünler sadece Çin’den değil, dünyanın herhangi bir ülkesinden de ithal edilebilir. Kalite kontrolünden geçmeyen ayakkabılar, sağlık ve kozmetik ürünleri, cep telefonları, banyo ve mutfak malzemeleri, tekstil gibi ürünlerin yanı sıra kullanılan birçok ithal mal; kanser, alerji, gibi hastalıklara yol açabiliyor. - Çin’de üretilen her mal Çin malı mı sayılır? Bir malın menşei ile bir markanın menşei birbirine karıştırılmamalıdır. Tüm dünyanın bildiği gibi Japonlar elektronikte, Almanlar ise mekanikte oldukça iyidir. Bu iki ülkenin de Çin, sınırları içinde fabrikaları vardır ve kendi standartlarında üretim yapmaktadırlar. Dünyaca ünlü hiçbir marka, marka değerini kaybettirecek, marka değerini sarsacak bir ürününü piyasaya sürmez. Kalite standartlarına uygun ürünleri tüketiciyle buluşturur. Dünyaca ünlü bazı elektronik markaları Made in China etiketi yerine, Assembled in China(Çin’de montajı yapılmıştır) olarak piyasaya sürüyor. rlı mıdır?... Röportaj Çin’de üretimi yapılan her ürün Çin malıdır. Unutulmamalıdır ki, Çin’de üretimi gerçekleşen birçok ürün kaliteli ve kullanışlı bir yapıya sahiptir. Çin’de üretim yapan Dünyaca ünlü birçok marka, aynı ürününü farklı ülkelerde de üretebilir. Bu ürünler arasında kalite olarak hiçbir fark yoktur. Sadece maliyetten kaynaklanan satış fiyatları farklı olabilir. - Ülkemize gelen Çin malı ürünler neden çok ucuz? Çin’den ithal edilen ürünler piyasaya ilk sürüldüğünde ucuz fiyat politikası sayesinde müşteriye cazip kılındı. Temelde Çin malları uygun fiyatlıdır. Bunun nedeni kalitesiz oldukları için değildir. Bu konunun birçok nedeni vardır. Çalışkan bir halka sahip olan Çin’de, kişi başına düşen milli gelir düşüktür ve buna bağlı olarak da işçilik ucuzdur. Günümüzde ucuz iş gücü göz önünde bulundurularak Çin’e ciddi anlamda yabancı sermaye akışı vardır. Yabancı sermaye ile birlikte Çin, gelen becerilerden de fazlasıyla faydalanıyor. Çin’in üretim tesisleri komple yenileniyor, yeni teknolojiler deneniyor. Üretim sayısı çok olunca birim başına düşen maliyet de azalıyor. Kısacası; Çin malları kalitesiz olduğu için 26 / marketing europe & anatolia Yabancı sermaye ile birlikte Çin, gelen becerilerden de fazlasıyla faydalanıyor. Çin’in üretim tesisleri komple yenileniyor, yeni teknolojiler deneniyor. ucuz değildir. Aynı ürünün pahalısı da var ucuzu da. Her ürünün maliyeti farklı olduğundan ucuz olana kalitesiz demek doğru bir ifade değildir. Bir ürün düşük fiyata mal edilebilir ve ucuza satılır, yüksek maliyetli üretilir ve pahalıya satılır. Son yıllarda Çin mallarına karşı olan kötü imajı silmek için ciddi adımlar atıldı ve olumlu sonuçlar alındı. Çin mallarına karşı kötü imajın oluşmasının en büyük nedeni ise; taklit mallardı. Yakın dönemde Apple gibi ünlü markaların bile bire bir aynısı Çinliler tarafından üretime geçirildi. Garanti kapsamı bulunmayan bu ürünleri alan tüketiciler, daha sonra bu ürünlerin kötülüğünden ve dayanıksızlığından şikayet etti. Tüm bunların nedeni ülkemize denetimsiz bir şekilde sokulan mallar. Bu ürünlerin ithalatı sadece Çin’den değil dünyadaki diğer ülkelerden de yapılmaktadır. - Zararlı ve zararsız malları nasıl ayırt edebiliriz? Her malın bir ederi vardır ve bir ürünün minimum üretim maliyeti söz konusudur. Kaliteli hammadde ve işgücü gibi ürünün temel üretim maliyetini etkileyen faktörler göz önünde bulundurulduğunda tüketici aldığı ürünün kalitesini sorgulayabilir. Ortalama 2 bin liralık bir cep telefonu 100 liraya da alınıyorsa, bu ürünün kalitesiz ve sağlıksız olması kaçınılmazdır. Bu anlamda tüketiciler dikkatli olmalı, ucuz diye her malı sorgulamadan almamalıdır. Türkiye’ye ithal edilen ürünler yeterli kontrollerden geçmeden ülkeye sokulduğunda problemler yaşanabiliyor. Kontrol edilmeyen ürünlerde kalite problemi yaşanabilir. Bu ürünler de hem insan sağlığına zarar verir hem de dayanıksızdır. Bu mallar sadece Çin’den değil, dünyanın her yerinden ithal edilmiş olabilir. Yıllar öncesinde Çin mallarına karşı oluşan olumsuz eleştirilerde Çin Halk Cumhuriyeti, stratejik bir itibar yönetimi gerçekleştiremedi. Tüm uzak doğu ülkelerinin de belli bir dış ticaret hacmi vardır. Ama hiç birine Çin gibi olumsuz düşünce yoktur. - Made in P.R.C’ ile ‘Made in China’ arasındaki fark nedir? Firmalar neden böyle bir değişikliğe gitmiştir? Hangisi daha sağlıklı, kaliteli ve dayanıklı üretim yapıyor? Made in China (Çin’de yapılmıştır) ile Made in P.R.C (Çin Halk Cumhuriyeti’nde yapılmıştır) arasında herhangi bir fark yoktur. Artık tüm dünyada Made in China bir markadır. Çin’de üretilen kaliteli ürünlerle birlikte dünyaca ünlü birçok önemli marka ürünlerinde ‘Made In China’ yazmaktan çekinmiyor. Sadece Made in P.R.C daha resmi bir ifadedir. İki etiket arasın- Röportaj da dayanıklılık, sağlık ve kalite olarak herhangi bir fark yoktur. Bazı ürünlerde ürünün menşei hakkında bir etiket bulunmuyor. Fakat tüketiciler, barkod numaralarından da o ürünün nerede üretildiği hakkında bilgi sahibi olabilir. 690-691-692 ile başlayan barkod numaraları Çin’e aittir. 2013 ithalat ve ihracat rakamlarına baktığımız zaman; Çin, dış ticaret hacminde ilk kez ABD’yi geçti. Çin’in 2013 yılı ihracat ve ithalat toplamı 4,16 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. ABD ise 3.57 trilyon dolar ile ikinci sırada yer aldı. Ticaret hacminin bu kadar yüksek olduğu bir ülke nasıl kalitesiz ve sağlıksız ürün üretebilir. - Her yıl Çin’den ne kadar mal ithal ediliyor? Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK ) verilerine göre; Türkiye’nin genel ithalat rakamı 2013 yılı itibariyle 251 milyar 650 milyon 560 bin dolardır. 2012 yılına oranla yüzde 6.4 büyüme sağlanmıştır. Bu rakamın 24 milyar 686 milyon 554 bin dolarlık kısmı Çin’den ithalattır. 2012 yılı ile kıyaslandığında %15,9’luk Fakat tüketiciler, barkod numaralarından da o ürünün nerede üretildiği hakkında bilgi sahibi olabilir. 690-691-692 ile başlayan barkod numaraları Çin’e aittir. re ve eğitim almak isteyenlere inovatif bir takım ürün ve hizmetlerle ilgili eğitim seminerleri veriyoruz. Bu çalışmamızla ayrıca sektörle üniversiteleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Her sene kendi alanında dünyanın en iyisini getiriyoruz. Açılış yılında Karim Rashid’i getirdik. Sonrasında bizim üretici ve mimarlarımızın,Amerikalı mimariyle ilgili bilgi almasını istedik.Bu amaçla da geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik. Konsept Projeler ile birlikte organize edeceğimiz Essentials Seminer bir artış söz konusudur. Yıllık ithalatımızın yaklaşık yüzde 10’u Çin’dendir. Programları’nın bu seneki ana konuş- Çin malının ülke ekonomimize za- macısı ise İtalyan tasarımcı ve mimar rarları var mıdır? Massimo Iosa Ghini olacak. Iosa Ghini Tüketicinin ihtiyacına göre üretim ya- 30 yıllık kariyeri olan ve başta dünyapan Çin, Türkiye’deki üreticilerin fiyatla- nın en çok bilinen ve en prestijli tasarım rını aşağıda tutma baskısı yapıyor. Çin ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü mallarının enflasyonun düşüşüne olum- olmak üzere birçok ödüle sahip bir isim. lu etkisi vardır. Çin malları ile rekabet Kendisi Ferrari gibi dünyanın en bilinen etmek durumunda kalan yerli üreticiler markalarının store ve showroomlarını kar marjlarını düşürmek durumunda tasarlıyor. Aynı zamanda mobilya parkalıyorlar. Tüketici alacağı yerli ya da çaları da tasarlıyor ki asıl güzelliğin yabancı ürünü yüksek kar marjları ol- ayrıntıda saklı olduğu düşünülürse tamadan satın alıyor, bütçesini koruyor. sarımın en ince detaylarına hakim olduZOW Essentials ile fuarı ziyaret edenle- ğunu söyleyebiliriz. marketing europe & anatolia / 27 Köşe Abdullah Ekşioğlu / [email protected] ( retorik) Özleyeceğimi hiç düşünmemiştim... Demokrasimizin bu kadar gelişmediği, ileri demokrasiye geçmediğimiz, şimdi iktidar olan partinin yönetiminin ve tabanının %10'unun temsil ettiği fikirlerin zulme uğradığının iddia edildiği seçim dönemlerini özlemedim desem yalan olur. Hiçbir darbeyi onaylamıyorum ama darbe dönemlerinin o anti demokratik seçim atmosferlerini bile özledim. Şimdi o dönemleri ya yaşı müsait olmadığı ya da hafızası müsait olmadığı için hatırlamayıp, başbakanlık makamını işgal eden kişiden dinlediklerini gerçek sananlar, benim ne kadar da "CHP" zihniyetinin seçkinciliği ile halkı aşaladığımı ileri sürecekler. Birinci yanılgı ben hiç bir partinin ya da cemaatin üyesi değilim. İkinci yanılgı sizin kaynağınız yalan söylüyor. Evet ülkemizde demokrasi hiç yeterince iyi olmadı. Ne halk ne de yönetim kadroları demokrasiyi hiç bir zaman yeterince sindiremedi. Ancak şöyle de bir gerçek var ki 1980 askeri darbe dönemi de dahil olmak üzere hiç bir dönemde hükumeti temsil eden iktidar sahipleri demokrasiye hiç AKP kadar tecavüz etmemişti. Kendisi için özgürlüklerin yolunu açmayı hedefleyen bir parti, hiç bu kadar pervasızca kendi düşüncelerini paylaşmayanların haklarını gaspetmemiş, hukuka olan güveni hiç bu kadar sarsmamıştı. Evet başörtülü diye birkaç mekana sokulmayan çok küçük bir azınlık vardı. Ama bir partinin düşüncelerine itiraz ettiği için polis tarafından öldürülüp, başbakanlık makamını işgal eden kişi tarafından cenazesi meydanlarda yuhalatılmamıştı. Seçim öncesinde iktidar ve muhalefetin devlet kanallarını kullanma oranları hiç bu kadar mantıksızca iktidar lehine bozulmamıştı. Darbe döneminde bile her parti TRT'de eşit miktarda yer alabilmişti. Benim hatırladığım her dönemde siyasi parti liderleri seçim dönemlerinde daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, refah ve ilerleme vaadederek oy istemişlerdi. Bugüne kadar hiç bir siyasi parti lideri ben özgürlükleri kısıtlayacağım, 14 yaşındaki çocukları sokaklarda öldürttüm, öldürtmeye devam edeceğim, hukuku kendi çıkarlarıma göre baskı altına alacağım, yolsuzluk yaptım bunu da hukuka değil, meclisteki çoğunluğuma dayanarak aklayacağım vaadiyle oy istemek cürretkarlığını göstermemiş. Kendi seçmenini bu kadar geri zekalı yerine koymamış, sonra da rakiplerini kendi seçmenine geri zekalı demekle suçlamamıştı. İşin en acı tarafı da hiç bir dönemde % 44 seçmen refah, özgürlük, demokrasi, eşitlik vaadetmeyen hatta bunların tam tersini vaadeden bir partiye oy vermemişti. Uzun lafın kısası, devlet imkanlarının iktidar tarafından babasının malı gibi kullanıldığı, muhalefetin her araçla susturulduğu, insanlığın 100 bin yıllık tüm değerlerinin ayaklar altına alındığı bir seçim dönemi yaşadık. Halkımızın % 44'ü bu kampanya döneminde daha fazla diktatörlük, daha fazla yobazlık, daha fazla hukuksuzluk, daha fazla hırsızlık vadeden iktidar partisine oy vermeyi uygun buldu. Halkın bu tercihine saygı duymamı kimse beklemesin ama demokrasiye inanan biri olarak bu sonuçları kabulleniyorum. Şimdi birileri diyebilir ki bunlar senin dediğin gibi diktatör olsalar bunları yazamazdın. Evet bunu söyleyecek kişiler kadar kendi çıkarlarımı toplumun çıkarlarının önüne koyan biri olsaydım yazamazdım. Onun için bunu söyleyenlerden beni anlamalarını beklemiyorum. Hukuki olarak suç teşkil edecek hiçbirşey yazmadım. Yine de bu yazdıklarımın bir sonucu olacaksa bu sonuç ancak yazılanların ispatı olabilir. Onun için hiç kaygılanmıyorum. Bu karanlık dönemlerin bir an önce geçmesi ve daha demokratik seçim dönemlerinin şölen gibi yaşandığı bir Türkiye umuduyla yerel seçimlere aday olarak ya da oy kullanarak katılan herkesi kutluyorum. marketing europe & anatolia / 29 Kampanyalar Biscolata Mood’un yeni fal konsepti... İçi çikolata kremalı incecik çıtır bisküvisiyle dikkat çeken Biscolata Mood’un yeni fal konseptli ürünü için çektiği reklam filminde Biscolata erkekleri yine başrolde yer alıyor. Üzerinde 29 farklı desen bulunan ve her desenin farklı bir yorumu simgelediği ürünün reklam filmi, kadınların fal baktırma iç görüsünden yola çıkılarak hazırlandı. Filmde, kutudan çıkan her Mood’la birlikte farklı bir Biscolata erkeği sürpriz bir şekilde ekranda beliriyor ve kadınların modunu değiştiriyor. Yaratıcı ajansı Proximity İstanbul olan filmin, yönetmen koltuğuna Can Ulkay otururken prodüksiyon ajansı olarak ise Dijital Sanatlar çalıştı. Kampanyanın Künyesi Reklam Ajansı: Proximity İstanbul Kreatif Ekip: Biscolata Kreatif Ekibi Müşteri İlişkileri: Selen Öngör, Özge Budunç Stratejik Planlama: Mehmet Aksu Yönetmen: Can Ulkay Müzik: Mehmet Can Erdoğan Reklamveren: Şölen Reklamveren Temsilcisi: Uğur Öğlü, Hayat Kapukaya, Ülkü Vural marketing europe & anatolia / 31 Kampanyalar AXE’la rekabete hazır mısın? AXE’ın, Dark Temptation’dan sonra şimdi de Gold Temptation’ı birlikte sunduğu yeni reklam filmi aşk kokan sahneleriyle dikkat çekiyor. Çikolatanın cazibesinden esinlenilerek tasarlanan AXE Dark Temptation ile kadınların diğer tutkusu olan altının karşı konulmazlığından ilham alan yeni AXE Gold Temptation’un rekabetini aşk temasıyla anlatan film, erkekler kadar kadınların da ilgisini çekecek bir senaryo ve kurguya sahip. Reklam filmi, romantik, eğlenceli ve büyüleyici Dark erkeği ile çekici, baştan çıkarıcı ve karizmatik Gold erkeğinin rekabetini etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor. Altının vazgeçilmez büyüsü ve çikolatanın karşı konulmaz aromasıyla kadınları etkilemek isteyen erkeklerin artık rekabet halinde olduklarını vurgulayan reklam filmi, hem erkeklere hem kadınlara aynı soruyu soruyor: “Dark mı Gold mu?” Kampanyanın Künyesi Reklamın başlığı: Axe Dark mı, Axe Gold mu? Reklamveren: Unilever/Axe Reklamveren yetkilisi: Özge Özmen, Alperen Özkan Reklam ajansı: Brandit Group Yaratıcı yönetmen: Farah Nasser Yaratıcı grup: Selin Soylu, Cansel Şanlı, Emin Erdem Müşteri ilişkileri grubu: Burak Bozkaya, Zeynep Tezerdi Medya ajansı: Mindshare Medya planlamacı: Engin Bilaç, Arif Topçu, Şebnem Çankırı, Hande Civan, Yücel Çilingir Kullanılan mecralar: TV, Dergi, Gazete, Digjtal, Outdoor Kolay ulaşılır, zor vazgeçilir... Sıradışı cömert boyutlar ve modülerliği bir araya getiren Lodgy’nin kampanyasında ulaşılabilir fiyatlarına da “Kolay ulaşılır, zor vazgeçilir” sloganı ile dikkat çekiliyor. Kampanyada TV reklamının yanı sıra gazete ve dijital mecralar da kullanılacak. Açıkhavada duvar kullanımları olacak. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Dacia Reklam Ajansı: Publicis Yorum Yaratıcı Yönetmen: Adnan Elmasoğlu Reklam Yazarı: Şölen Yücel, Begüm Arduç Sanat Yönetmeni: Mehtap Korkmaz Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil Stratejik Planlama: Selda Sedeş, Zeynep Bortaçina Müşteri Grubu: Yeşim Uzuner, Ezgi Ataseven, Alp Sayınlı, Sanem Türkmen Yapım Şirketi: Böcek Yapım Prodüktör: Tolga Baysal Dacia Lodgy’nin geniş hacmiyle şehirli kalabalık ailelerin haYönetmen: Ömer Faruk Sorak yatını kolaylaştırdığına dikkat çekilen filmde, Roberto Carlos Görüntü Yönetmeni (D.O.P): Klaus Krieger ilk kez aile içinde görülüyor. Medya Planlama: MEC Roberto Carlos ve Nurhayat’ın uyumu da reklam filminin öne Mecra: TV, Radyo, Dijital çıkan özellikleri arasında bulunuyor. 32 / marketing europe & anatolia Kampanyalar HSBC’den Büyük Adım... HSBC’nin büyük adımı ve bu büyük adımdan ilham alarak kendi hayallerini gerçekleştirenlerin, pozitif, enerjik ve duygu dolu hikayesini anlatan iki ayrı filmle devam ediyor. Grey İstanbul tarafından hayata geçirilen ve iki farklı televizyon filmi bulunan kampanyanın çekimleri, yaklaşık 100 kişilik bir ekiple, HSBC Merkez Şube, İstanbul Erkek Lisesi ve Film Sokağı stüdyolarında, 3 günde tamamlandı. Dede torun hikayesini anlatan ilk filminin ardından yayına giren evlilik teklifi filminin paraşütle atlama planları, profesyonel ekipler tarafından Antalya’da gerçekleştirildi. Müziklerini Ömer Ahunbay’ın yaptığı filmlerin yönetmenliğini ise Taylan Biraderler üstlendi. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: HSBC Türkiye Reklamveren Temsilcisi: Ayşegül Şenalp, Didem İzgi, Aylin Gürsoy Cengiz, Gamze Berkel Reklam Ajansı: Grey İstanbul Kreatif Direktör: Engin Kafadar, Erdinç Mutlu Kreatif Ekip: Taner Ardalı, Deniz Yenihayat, Emre Reisoğlu, Ece Ok, Ahmet Balaban, Barış Erel Müşteri İlişkileri: Goncafem Başçelik, Esra Erol, Suna Gülru Talayman Strateji: Kerem Sabuncu Prodüksiyon: Meltem Köse, Dilan Davutoğlu Yönetmen: Taylan Biraderler Müzik: Ömer Ahunbay Prodüksiyon Şirketi : Anima İstanbul Mecra: TV, Outdoor, Dijital Ne lazımsa CarrefourSA... 40 kişilik bir cast ekibinin rol aldığı filmde, birçok CarrefourSA personeli de yer aldı. TBWA\ISTANBUL’un hazırladığı yeni reklam kampanyası, CarrefourSA’nın, işini severek yapan personelini ve mutlu müşterilerini bir arada görüyoruz. Yıllardır kulaklarımızın en çok aşina olduğu müziklerden biri bu reklamda karşımıza çıkıyor. Türk sinemasının en büyük klasiklerinden olan Gülen Gözler ve Neşeli Günler filmlerinden hatırlayacağımız Melih Kibar’ın ölümsüz eseri! Bu eser, Emre Irmak tarafından filmimiz için yeniden düzenlendi. Ali Taner Baltacı’nın yönettiği filmin prodüksiyon sürecini 25 Film üstlendi. Çekimler gece gündüz toplam 2 gün sürdü. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: CarrefourSA Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO/ECD: İlkay Gürpınar Kreatif Group Head: Zeynep Karakaşoğlu Yaratıcı Ekip: Emre Gökdemir, Zeynep Orbay, Kerem Çar, Levent Yalgın Marka Ekibi: Güler Balta, Denizhan Çakıl CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Gülşah Batıbeki, Ceren Özen Prodüksiyon Şirketi: 25 Film Yönetmen: Ali Taner Baltacı Post Prodüksiyon: Telesine Productions Müzik: Emre Irmak-Jingle Jackson Medya Ajansı: Mediacom Kullanılan Mecralar: TV, radyo marketing europe & anatolia / 33 Kampanyalar Sek’ten yeni reklam... kolatalı çimenleri çok seviyor. Yedikçe yiyor ve sütü çikolatalı oluyor.Reklam filminde anlatılan masal, origami tekniğiyle resmedildi. Animasyonu, Anima tarafından yapıldı. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: TAT Gıda / SEK Reklamveren Yetkilileri: Banu Pekkoç, Burcu Özbakır Tül, Elif Eskin Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB Kreatif Direktör: Gökhan Erol Yaratıcı Grup Başkanı: Ayşe Aydın Yaratıcı Ekip: Mehmet Güney, Gizem Hız, Necmi Mutlu Müşteri İlişkileri: Yiğit Kariş, Selika Özcan, Nazlı Tüzüner Stratejik Planlama: Pınar Karaatlı, Ayça Eriş Ajans Prodüktörü: Ümit Bak Prodüksiyon Şirketi: Anima Prodüktör: Gizem Ergezgin Yönetmen: Koray Güzey Post Prodüksiyon: Anima Müzik: Jingle House Medya Ajansı: Mindshare Reklam filminde SEK’in ineği Möömu’nun yolu bir gün çiKullanılan Mecralar: TV, Basın, Dijital menlerin çikolatadan olduğu bir ülkeye düşüyor. Möömu, çi- Varsa Yoksa Kliksa... Kliksa, “Varsa Yoksa Kliksa” sloganıyla lansman kampanyasını başlattı. Kampanya çerçevesinde yayınlanan reklam filmlerinde izleyici, eşinin her istediğini almasına rağmen bütün alkışı Kliksa’ya kaptıran ana karakterin eğlenceli isyanına şahit oluyor. Reklam filmlerinde eşini Kliksa’dan kıskanan karakteri, başarılı oyuncu Ozan Akbaba canlandırıyor. Prodüksiyonunu FilmColony’nin, yönetmenliğini Can Evrenol’un yaptığı reklam filmleri Titrifikir tarafından hazırlandı. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Kliksa Reklamveren Yetkilileri: Aylin Daylan, Elçin Kıratlı Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Özgür Akpınar Kreatif Ekip: Bora Adalı, Oğuzhan Dilek, Necati Kaya, Lina Nil Gürdal, Barış Mirzaei Müşteri İlişkileri Direktörü: Melda Doyduk Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Seray Hut Demirel Stratejik Planlama Direktörü: Kerem Sabuncu Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin 34 / marketing europe & anatolia Yapım Şirketi: FilmColony Yönetmen: Can Evrenol Medya Planlama/Satınalma: Mediacom Mecralar: TV, internet, radyo, outdoor Kampanyalar Lipton Ice Tea’den parlak bir fikir... karakterinin hikayesi de devam ediyor. Kampanya, Doruk ve kendinden uzun boylu kız arkadaşı Buse üzerinden esprili bir dille anlatılıyor. Filmin sonunda, Doruk’un içinden çıkamadığı bir soruya yine Lipton Ice Tea sayesinde bulduğu parlak bir fikirle cevap verdiği görülüyor. Kampanyanın Künyesi PepsiCo / Lipton Ice Tea Reklamveren: PepsiCo Reklamveren Yetkilileri: Zeynep İzgi, Tansu Cimitay, Yasemin Demiroğlu Reklam Ajansı: Titrifikir Kreatif Direktör: Özgür Akpınar Kreatif Ekip: Bora Adalı, Oğuzhan Dilek, Necati Kaya, Müşteri İlişkileri Direktörü: Melda Doyduk Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Seray Hut Demirel Ajans Prodüktörü: Ediz Alptekin Lipton Ice Tea, başlattığı büyük kapak altı promosyon kam- Yapım Şirketi: Böcek Yapım panyasını yeni reklam filmiyle duyurdu. Yönetmen: Ömer Faruk Sorak Kampanya için çekilen reklam filminde daha önce Lipton Medya Planlama/Satınalma: MindShare Ice Tea’nin “Sizin aile kaç litre” filminde gördüğümüz Doruk Mecralar: TV, outdoor Yok böyle bir sevgi. Varsa Söyle... Elidor’un yeni reklam filminde Elidor ışıltısı Serenay Sarıkaya’yla ekranlara yansıyor. Bir zamanların dillere pelesenk olan şarkısı “Varsa Söyle”ye de yeni bir anlam kazandıran reklam filminde Serenay Sarıkaya’ya dünyaca ünlü Kampanyanın Künyesi Reklamın başlığı: Elidor ve Ben / Yok böyle bir sevgi. Varsa Söyle! Reklamveren: Unilever Reklamveren yetkilisi: Handem Çelenkler, Tarık Bayar, Bahadır Elezoğlu, Nilay Gözegir Reklam ajansı:MANAJANS / JWT Yaratıcı yönetmen: Sami Basut Yaratıcı grup: Tunçhan Kalkan, Kerem Önuçak Müşteri ilişkileri grubu: Mehmet Numanoğlu, Mila Telyaz, Göksu Karaman Stratejik planlama: Aylin San, Sema Özyurt Ajans prodüktörü: Şafak Serter İnteraktif İletişim Direktörü: Emre Süvari Dijital Proje Yöneticisi: Gökhan Akıncı Dijital Art Direktör: Aytaç Şahin Yapım şirketi:Depo Film Yönetmen: Thor Medya ajansı: Mindshare marketing europe & anatolia / 35 Kampanyalar Doğanın iyiliği ve canlılığı seninle... hayvan animasyonu konusunda uzman yapım şirketlerinden İsveçli firma Fido ile çalışıldı. Erikli yeni iletişim kampanyası, 3 Mart tarihinde televizyondaki yerini almaya başlarken, dijital medya, sinema ve satış noktaları desteği ile pazarlama iletişimine devam edecek. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Erikli Reklamveren yetkilileri: Ergin Akman, Begüm Ersoy, Duygu Özşahin Reklam Ajansı: ALICE BBDO Kreatif Direktör: Derya Tambay Yaratıcı Ekip: Ali Burak Erkan, Cem Öztürk, Umut Pehlivanoğlu, Mahir Karaçam Stratejik Planlama: Onur Erdoğan, Beliz Top Marka Ekibi: Sibel Özgündoğdu, Ecem Güzel Ajans Prodüktörü: Umut Tangör Güney Afrika’da Cape Town’a yakın bir bölgede çekilen, Yapım şirketi: Edcommercials- Istanbuldogz yönetmenliğini Paulo Henriques üstlendiği reklam filmi, ALYönetmen: Paulo Henriques ICE BBDO tarafından hazırlandı. Filmin en dikkat çeken Müzisyen: Dani Espinet bölümü olan sincapların canlandırması için de dünyada İkea’dan çocuk odası reklamı... TBWA\ISTANBUL’un ikea için hayata geçirdiği yeni çocuk odası filmi yayına girdi. Emre Irmak’ın yeniden düzenlediği Sezen Aksu’nun “Küçüğüm” şarkısı eşliğinde, 3 ayrı yaş grubundan çocuğun IKEA çocuk odalarındaki dünyalarını bu filmde izliyoruz. IKEA çocuk ürün grubunda her yaştan çocuk için çeşit çeşit mobilya ve aksesuarın bulunduğunu gösteren ve ürünlerin farklı tasarımlarıyla çocukların hayal gücüne katkısını anlatan bu filmin yönetmenliğini Uygar Kutlu gerçekleştirdi. Filmin prodüksiyon kısmı Autonomy’ye ait. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: IKEA Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar Kreatif Direktör: Volkan Karakaşoğlu Kreatif Ekip: Güney Soykan, Orkun Önal, Serhat Bayram, Kerem Tüten, Sungu Hacışabanoğlu, Yıldırım Çakmakçıoğlu Marka Ekibi:Ayşe Erdoğan, Nazlı Tümen, Oya Berk CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi:Tuğyan Çelik, Nisan Danışman 36 / marketing europe & anatolia Ajans Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Selma Mehmetoğlu, Merve Evirgen Film Prodüksiyon: Autonomy Yönetmen: Uygar Kutlu Müzik: Emre Irmak / Jingle Jackson Post-Prodüksiyon: İMAJ Medya Ajansı: MEC Kullanılan Mecralar: TV, outdoor, gazete Kampanyalar Aras Kargo’dan yeni reklam filmi... geleneğini sürdüren Yemenici Hayri Usta markası sahibi Orhan Çakıroğlu’nun Aras Kargo’nun Aras Tahsilatlı hizmetini kullanarak ürünlerini film setlerine nasıl ulaştırdığı anlatılıyor. Aras Kargo’nun yeni reklam filminde Truva, 300 Spartalı ve Harry Potter gibi Holywood yapımlarına ayakkabı yapan Yemenici Hayri Usta ile Aras Tahsilatlı başrolü paylaşıyor. Kargo sektörünün öncü ve yenilikçi markası Aras Kargo Aras Tahsilatlı hizmeti için Gaziantep’te ve Sarıyer’in Garipçe Köyü’nde yeni bir reklam filmi çekti. Filmde, Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’ndaki küçük dükkânında 4 kuşaktır aile Kampanya Künyesi Reklamveren: Aras Kargo Reklamveren Yetkilisi: Burçun İmir Reklam Ajansı: Big CCO: Güngör Türkömer Yaratıcı Yönetmen: Kemal Hayit Reklam Yazarı: Cem Yolal Sanat Yönetmeni: Gözde Menemenlioğlu Ajans Prodüktörleri: Tuğba Özkan Stratejik Planlama: Aslı Eti, Nilay Akhan Müşteri Grubu: Aslı Seyhan, Cihan Gediz, Aslı Eti Yapım Şirketi: Otomat Prodüktör: Arda Erkmen Yönetmen: Emre Aypar Medya Planlama: Media Teamwork Mecra: TV, gazete, dergi, internet, açıkhava, radyo Joly reklam filmi yayında... Hızlı tüketim sektöründe, ev bakım, hijyen ve temizlik kağıtları kategorilerinde faaliyet gösteren Hayat Kimya, yeni girdiği yetişkin bezi kategorisinde, Joly markasının ilk reklam filmini yayınladı. Dermatolojik olarak Alman Dermatest Kurumu tarafından onaylı Joly, pazardaki güven veren uzman duruşunu Türkiye’nin önemli ürologlarından biri ile tüketiciye aktarıyor. Filmde Uzman Operator Dr. Ahmet Gençbay Joly ürün ailesini tanıtıyor ve inkontinans, yani idrar tutamama sorunu yaşayan kişilere Joly yetişkin bezini tavsiye ediyor. Pazara sunduğu en kaliteli ve en yenilikçi ürünlere Joly=Güven konumlandırmasıyla iletişim desteği veren Joly, reklam kampanyasıyla yetişkin bezi kategorisinde kısa zamanda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Hayat Kimya – Joly Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer, Nilay Özyurt, Zeynep Ersayan Reklam Ajansı: Vietnam Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya, Kenan Çetinkaya, Erdem Güngör Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu Ajans Prodüktörü: Begüm Baran Yönetmen: Barış Berberoğlu Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu Yapım Şirketi: Ter Film Yapımcı: Erhan Orhanoğlu marketing europe & anatolia / 37 Kampanyalar Mini Brownie Cazibesi... paylaşılan, iki kişilik rüya gibi lezzetler oldukları vurgulanıyor. Bu yaklaşım, filmdeki iştah açıcı yakın çekim ürün görselleri ve romantik bir atmosferle tamamlanıyor. Carte d’Or Selection Mini’nin yeni çeşitlerine özel reklam filmi de Nisan ayından itibaren ekranlarda yer almaya başladı. Filmde genç bir adam, bir buket çiçeğin içerisine sakladığı Carte d’Or Selection Mini Brownie Cazibesi ile sevgilisine tatlı bir sürpriz yapıyor; dondurmanın karşı konulmaz lezzetiyle onlar için rüya gibi bir gece başlıyor Carte d’Or Selection Mini reklam filminde Selection Mini’nin leziz çeşitlerinin, çiftlerin romantizm yaşadıkları anlarda Kampanyanın Künyesi Kampanya Adı: Carte d’Or Selection Mini Reklamveren: Unilever Algida Reklamveren Yetkilisi: Ayşe Akbudak, Behiye Gurpınar Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB & Adam and Eve DDB Yaratıcı yönetmen: Gökhan Erol & Simon Learman Yaratıcı grup: Erçin Sadıkoğlu, Eren Koçaker, Buse Şay, Serkan Un, Jonathan John, David Mackersey Müşteri ilişkileri grubu: Elif Önen Sakin, Nesrin Şamlı, Charlie Elliott, Charlotte Gallagher Ajans prodüktörü: Ümit Bak, Michael McCarthy Yapım şirketi: Pulse Films Prodüktör: Lucy Kelly Yönetmen: Helen Downing Medya ajansı: Mindshare Medya planlamacı: İpek Dorak Kullanılan mecralar: TV, sinema, mağaza içi, dijital Avea inTouch 3... Avea’nın, kendi markasını taşıyan en yeni akıllı telefonu Avea inTouch 3, eğlenceli bir reklam filmiyle tanıtılıyor. Yayınlanmaya başlayan reklam filmiyle, Avea inTouch 3’ün, hayatın her anını güzelleştirme teknolojisi hayattan sunulan örneklerle izleyiciye aktarılıyor. Çekimleri Point Otel ve Esteworld’de gerçekleşen reklam filmi setinde yaklaşık 80 kişi görev aldı. Reklam filmi, Avea reklamlarına sesiyle hayat veren Okan Bayülgen’in anlatımıyla izleyiciyle buluşuyor. Kampanyanın Künyesi Reklam veren: Avea Reklam Veren Yetkilileri: Gelincik Onan, Beren Akdeniz, Gözde Sabuncu, Bilge Tütüncü Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL ECD: Emre Kaplan Yaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Ali Erkmen Marka Ekibi: Canan Ayvacı, Zeynep Begüm Derinöz, Sinem Tacir CSO: Toygun Yılmazer Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan Danışman, Emirhan Çelikbilek 38 / marketing europe & anatolia Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte, Gülşah Batıbeki, Ceren Özen Prodüksiyon Şirketi: Kala Film Yönetmen: Cemal Alpan Post Prodüksiyon: Sinefekt Müzik: Cenk Çelebioğlu Medya Ajansı: People Communications Kullanılan Mecralar: TV, dijital, outdoor, basın Kampanyalar Akbank’ın Zıt İkizler kampanyası... Akbank’ın Zıt İkizler kampanyası, İhtiyaç Kredisi filmiyle devam ediyor. TBWA\ISTANBUL’un Akbank için hazırladığı filmde kahramanlarımız, Olimpiyat Şampiyonu Milli Halterci nam-ı diğer Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu ile karşılaşıyor. Cep Herkülü’ne verdiği sözü tutamayan Nuri, Naim’in onu görmesiyle büyük bir korkuya kapılıyor. Bakalım Ali, ikizi Nuri’yi güçlü haltercinin elinden kurtarabilecek mi? Filmin yönetmenliğini Mete Özok, yapımını ise Film Park üstlendi. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Akbank Reklamveren Yetkilisi: Murat Göllü, Ayşegül Ögelman, Banu Harputlu Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL CCO: İlkay Gürpınar ECD: Emre Kaplan Yaratıcı Ekip: Kerim Gürsel, Berat Kösemen, Doğu Göçük, Gamze İçhedef, Şükran Genç, Ahmet Bülent İlterberk, Metin Akın, İlker Kayserilioğlu, Cantekin Güngör, Demet Toprak Marka Ekibi: Ela Bilgisel, Melis İnceer, Yasemin Tolunay, Melis Şenol, Ece Akbulut Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Ceren Şehitoğlu, İdil Açıkalın Prodüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Pelin Güneş, Melis İnceoğlu Prodüksiyon Şirketi: Film Park Yönetmen: Mete Özok Medya Ajansı: Mediacom Kullanılan Mecralar: TV, sinema, outdoor, basın, internet Kıllanan Adam, Enpara.com da... Finansbank Enpara.com kuruluşunun ikinci yılında, Ahmet Yılmaz’ın geçmişte Leman dergisinde yayınlanan efsane tiplemesi “Kıllanan Adam” karakteriyle hazırlanan yeni reklam kampanyasında. Reklam Enpara.com’da hesap işletim, EFT ve havale ücretlerinin alınmaması, eğlenceli bir dille anlatıyor. Işık, Aslı Filis, Öznur Sönmez Bilgiç, Deniz Yükselci, Ömer Elver Müşteri İlişkileri: Birçim Akfırat, Pınar Yazıcıoğlu Stratejik Planlama: Oğuz Savaşan Ajans Prodüktörü: Saadet Bektaş Medya Ajansı: People Yapım Evi: Anima Kampanyanın Künyesi Yönetmen: Durul Taylan, Yağmur Taylan Reklamveren: Finansbank Enpara.com Post Prodüksiyon: Anima Reklam Ajansı: Rabarba Müzik: Nil İşleri Reklamveren Yetkilisi: Ebru Günal Majoo, Ayşegül Sınar Vokal: Nil Karaibrahimgil Yaratıcı Ekip: Ozan Yurtsever, Pemra Ataç Açıktan, Ufuk Mecra: Tv, Sinema, Outdoor, Dijital marketing europe & anatolia / 39 Kampanyalar Filenin Sultanları reklamlarda... Komili’nin yeni saç bakım serisi Volkanik Mineraller reklam filmi yayına girdi. Türk Milli Bayan Voleybol Takımı’nın ünlü isimleri Neslihan Demir, Neriman Özsoy ve Buse Kayacan’ın rol aldığı filmde, enerjik saçlarla gelen güzelliğe vurgu yapılıyor. Kampanyanın Künyesi Reklamın başlığı: Komili Volkanik Mineraller Reklamveren: SCA Yıldız Holding Reklamveren yetkilisi: Pınar Adabağ Reklam ajansı: DDB Yaratıcı yönetmen: Can Ulkay Yaratıcı grup: Mert Kunç, Erdem Köksal, Hakan Bıçakçı, Pınar Özkan Müşteri ilişkileri grubu: Aslı Bleda, Miray Türker, Emre Küçüksöz Stratejik planlama: Derya Tombuloğlu Ajans prodüktörü: Nedret Gürlek Yapım şirketi: Dijital Sanatlar Medya ajansı: Open Beyno, Demet Akbağ ile ses buluyor... Pınar Beyaz, çok sevilen maskotu Beyin’den sonra şimdi de dişi Beyno ile ekranlara konuk oluyor. “Ben de yiyeceğim, ben de yiyeceğim” diye çocuklara seslenen Beyno’yu ünlü oyuncu Demet Akbağ seslendiriyor. Çocuklara kahvaltıyı sevdiren Pınar Beyaz’ı, çocuklardan fırsat bulamadığından yiyemeyen Beyno, her reklam filminde farklı bir aksesuar ile gözüküyor. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Pınar Beyaz Reklamveren Yetkilisi: Serpil Veral, Bahar Zinler, Can Erdoğan Reklam Ajansı: Alametifarika Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal Reklam Yazarı: Güldeniz Şeşen Sanat Yönetmeni: Kerem Şeşen Grafiker: Yaşar Ezbider Marka Direktörü: Dilek Sezen Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel Yapım Şirketi: Anima 40 / marketing europe & anatolia Yönetmen: Polat Korkmazel Müzik: Jingle House Seslendiren: Demet Akbağ Post prodüksiyon: Post 43 Kampanyalar Trafik Dedektifleri... jeyle gelecekte trafik kazalarının büyük oranda engellenmesi planlanıyor. Proje için hazırlanan şarkı ve dans performansının öne çıktığı reklam filminde ‘trafik kazalarının yaşanmadığı, trafik konusunda bilinçli bir Türkiye için tüm çocuklar ve aileleri projeye davet ediliyor. ‘Trafik Dedektifleri’ şarkısı Emre Irmak tarafından hazırlandı, dans ise genel sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı Anadolu Ateşi çocuk dans grubu Kıvılcımlar’ın imzasını taşıyor. Kampanyanın Künyesi Marka: OPET Adı: Opet Trafik Dedektifleri TVC Reklam Ajansı: RAFİNERİ Trafikte bilinçli nesiller yetiştirmek için yola çıkan OPET, Trafik Dedektifleri Projesi’ne özel bir reklam filmi hazırladı. Türkiye’nin hemen her ilinde milyonlarca çocuk ve gence, okullarında trafik eğitimi vermek üzere hayata geçirilen pro- Yaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu Metin Yazarı: Can Erdoğan Sanat Yönetmeni: Can Güven Marka Takımı: İlke Güner, Virna Estroti, Gizem Gürzoğlu Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoglu, Can Çalışkan Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli, Selin Ceylan Yapım Şirketi: Anima İstanbul Yönetmen: Walky Talky Sofia Ormanları Yok Etmez... M.A.R.K.A. Reklam Ajansı’nın çektiği ve yönetmenliğini Dağhan Celayir’in yaptığı ‘Sofia Ormanları Yok Etmez’ reklam filminde; 80’li yıllarda TRT Çocuk Korosu tarafından söylenen ve o dönemdeki çocukların her daim tekrarladığı ‘Tohumlar Fidana’ şarkısı söyleniyor. Yok olmak üzere olan bir ormanda şarkı söyleyen bir çocuğun görüntüsüyle başlayan filmde, bir öğretmen ve 12 kişiden oluşan bir çocuk korosu yer alıyor. Tohumlar Fidana şarkı sözlerinin değiştirilerek söylendiği reklam filminde; bu sırada melodi kesiliyor ve çocuk korosu isyan eden bir ifadeyle “Ormanlar Kağıt Havluya Dönmemeli Yurdumda” diyerek kampanyanın asıl mesajını veriyor. Kampanyanın Künyesi Reklamveren: Lila Kağıt / Sofia Reklamveren Temsilcisi: İlke Tuncay, Sevinç Bilge Reklam Ajansı: M.A.R.K.A. Yaratıcı Ekip: Zeynel Özer, Ece Berktav, Can Yalçın, Nafiz Oksar, Emrehan Gültekin, Senem Öztürk Stratejist: Engin Tezcan Müşteri İlişkileri: İlkay Ünlü, Beril Mardin, Ayşenur Baş Ajans Prodüktörü : Candaş Kaflı Müzik : Ömer Ahunbay - Jingle House Prodüksiyon Firması : Digital Sanatlar Yönetmen: Dağhan Celayir Kullanılan Mecralar: Televizyon, radyo, outdoor, internet, POP marketing europe & anatolia / 41 Gü Gezi ünü birlik Edirne... Meriç Köprüsü, Edirne - Karaağaç yolunda, Meriç Nehri’nin üzerinde. 1842’de Abdülmecit zamanında yapımına başlanmış 1847’de bitirilmiş. 263 m. uzunluğunda. 7 m. genişliğinde. Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected] Bizim, doğayı ve yoldan çıkmayı seven arkadaşlardan oluşan bir grubumuz var. Aslında bir dernek; Beykoz Off Road Spor Kulübü Derneği. Bu kulüp 2010 yılında kuruldu ve her yıl 2 tane 10 numara 5 yıldız, off road oyunu düzenledi. Bu oyunlar sayesinde Türkiye’ nin her yerinden can insanlar tanıdık. Ortak hobile böyle güzel insanlar katıyor işte insanların hayatlarına. Bu etkinlikleri düzenleyen, yani işin mutfağında olan arkadaşlarla uzun zamandır, Edirne ve ciğer lafı edip duruyorduk. En sonunda gözmüzü karartıp gitmeye karar verdik. Fakat “bizim arabalarla o yol bitmez” denince minibüs kiralayalım dedik. O oldu, midibüs, ona da sığmadık, oldu otobüs.Ömer kardeş sağolsun bize bir tane en güzelinden otobüs ayarladı. Fakat kendisi hayırlı bir iş sebebiyle geziye gelemedi. Öyleydi böyleydi derken, bizim ekip 9 Mart sabahı saat 06:30’ dan sonra Maslak İspark’ ta toplaşmaya başladı. 06:45’ de de ekip tamamlanıp yola koyuldu. Yol üzerinden geri kalan ekibi de alarak İstanbul’ u ardımızda bıraktık. Çoluk çombalak çıktığımız gezi de bebeler de yolculuğumuz şenlendirdi. Fırsat bu fırsat bebeleri sevdik :) Off road aracı sürmekten yorulan Cenk arkadaşımız da bebe araması sürmenin tadına vardı. Keyifli bir yolculuğun ardından Edirne’ de bizi Murat Timurçin arkadaşımız karşıladı. Minik oğluşu Yalın ve sevgili eşi de bizleri yalnız bırakmadılar. Otobüsümüz, Murat’ ı takip ederek Karaağaç’ taki Lalezar restaurant’ a vardı. Yolda ayakkabıları kemirmeye başlayacaktık ki, zor bela vardık mekana. Yalnız nasıl acıktıysak o yol bitmek bilmedi. Açlıktan kan sekerimiz düştüğü için hafif asabi vaziyetteydik, üzerine bir de mekanın garsonlarının large tavırları eklenince ekipten bazı arkadaşların şalter attı. Neyse ki kimse kimseyi yemedi. O yüzden bu mekanı gidecek olan arkadaşlara tavsiye etmiyoruz. Mekanın müşterilere karşı tutumunu değiştirmesi lazım. Kahvaltı ve mekan çalışanları kötü olsa da Meriç Nehri manzarası muhteşemdi. Kahvaltıdan sonra dışarıda çaylarımızı içip fotoğraf çekildik. Sonrasında da yediklerimizi sindirip Meriç Nehrini izlemek için Meriç Köprüsünde minik bir yürüyüş yaptıık. Yalnız hava o kadar soğuktu ki köprünün yarısını yürüyüp geri döndük. Meriç Köprüsü, Edirne - Karaağaç yolunda, Meriç Nehri’nin üzerinde. 1842’de Abdülmecit zamanında yapımına başlanmış 1847’de bitirilmiş. 263 m. uzunluğunda. 7 m. genişliğinde. marketing europe & anatolia / 43 Gezi 13 ayak üzerinde. 12 sivri kemerli bir taş köprü olup yanlara doğru eğimlidir. Ayaklar arasında ayrıca boşaltma gözleri de bulunmakta. Ortasındaki yazıtlı köşkü mermerden. Daha önce kubbesinde güneş motifi bulunduğu bilinir. Tekrar otobüse doluşup Karaağaç Tren İstasyonu’ na vardık. Karaağaç İstasyonu, Edirne’nin Karaağaç kasabasında bulunan ve II. Abdülhamit devrinde yaptırılan istasyon binası. Edirne Tren Garı olarak inşa edilmiş olan bina günümüzde Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılıyor. Edirne Tren Garı, İstanbul’daki Sirkeci Garı örnek olarak yapılmış gar binalarından biri. Şark Demiryolları Şirketi adına Mimar Kemalettin Bey tarafından neoklasik üslupta inşa edilmiş. Üç katlı, dikdörtgen planlı ve 80m. uzunluğunda bir yapı. İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan demiryolunun en önemli istasyonlarından birisi imiş. Bu eski tren bizi direk çocuk moduna soktu. Ve burada trene ne kadar hasret kaldığımızı farkettik. Resmen istila ettik treni :) 44 / marketing europe & anatolia Edirne Tren Garı olarak inşa edilmiş olan bina günümüzde Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılıyor. Trenin altında girdik üstünden çıktık. Kurcalamadığımız yeri kalmadı :) Bir Titanik değil. (“bir Alex değil” repliğinden aklıma geldi :) ) Bizimkiler gayet mutlu mesut. Trenin ihtişamı karşısında Lozan Anıtı pek ilgi görmedi tabii. Bu müze ve anıt, Trakya Üniversitesinin öncülüğü ile Rektörlük Kampüsünün bulunduğu Karaağaç semtinde kurulmuş. Lozan Zaferi ve dünya barışını simgeleyen anıt, yanında “Lozan ve İsmet İnönü’ belgelerini sergileyen müze ile birlikte önemli bir ziyaret noktası olmuş ama o soğukta bizden pek ilgi göremedi. Trende epey vakit geçirdikten sonra çil yavrusu gibi dağılan grubu İzzet ağabey topladı ve donmadan önce otobüse bindik. Sıra da Sarayiçi var. Sarayiçi’ ne vardığımızda rüzgar iyice artıp bizi epey üşüttü. Ona rağmen pehlivan heykellerini görmeden geçmedik. Hızlı adımlarla yürüyüp eskiden Edirne Sarayı olarak anılan bölgeye geldik. Sol tarafta bulunan Balkan Şehitliğini Gezi ziyaret ettik. 1912-1913 Balkan Savaşında kutsal vatan topraklarının savunulması uğruna can veren asker-sivil 300 bini aşkın şehidimizle 1913 yılında Edirne Sarayiçi’nde aç bırakılarak ölüme terk edilen 20 bin şehidimizin yüce anılarını yaşatmak amacıyla yapılmış :) Soğuk sebebiyle hızlıca dolaşıp Adalet Kulesinin oraya geri döndük. Adalet Kasrı (Kulesi), Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1561 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmış. Zeminle beraber dört katlı olup üst katında mermer fıskiyeli bir havuz bulunuyor. Divan-I i-Hümayun (Bakanlar Kurulu) ve Yargıtay olarak kullanılmaktaymış. Sarayiçi’ ni de hızlıca gezdikten sonra tekrar otobüsümüze binip Edirne’ nin merkezine vardık. Öncelikle Selimiye Camii’ ni gezdik. Mimar Sinan‘ın 80 yaşında yarattığı ve “ustalık eserim“ diye nitelediği yapıt olan Selimiye Camii, Osmanlı-Türk mimarlık tarihinin olduğu kadar, dünya mimarlık tarihinin de başyapıtları arasında gösterilme. Edirne’nin ve aynı zamanda Osmanlı Döneminin simgesi olan cami; 1569-1575 yılları arasında II. Selim’in emriyle yaptırılmış. Çok uzaklardan dört minaresi ile göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle Mimar Sinan’ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da gösteri- Selimiye Camii, yerden yüksekliği 43.28 metre olan 31.30 metre çapındaki kubbesiyle ilgi çekiyor. Kubbe, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük payeye oturuyor. Mimar Sinan’ın yarattığı 8 dayanaklı cami planının en başarılı örneği. yor. Kesme taştan yapılan cami iç bölümüyle 1620 metrekare, tümüyle ise toplam 2475 metrekarelik bir alanı kaplamakta. Selimiye Camii, yerden yüksekliği 43.28 metre olan 31.30 metre çapındaki kubbesiyle ilgi çekiyor. Kubbe, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük payeye oturuyor. Mimar Sinan’ın yarattığı 8 dayanaklı cami planının en başarılı örneği. Caminin 3.80 cm çapında, 70,89 m yüksekliğindeki marketing europe & anatolia /45 Gezi üçer şerefeli dört zarif minaresi var. Giriş yönündeki her şerefeye ayrı ayrı yollardan, diğer ikisine ise tek yolla çıkılmakta. Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş, mermer, çini, ahşap ve sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemli. Mihrap ve mimberi mermer işçiliğinin başyapıtlarından. Ortasındaki 12 mermer sütuna oturan müezzin mahveli, altın varaklı edirnekari kalem işleriyle klasik dönemin en güzel örneklerinden. Yapının çini süslemelerinin, Osmanlı ve dünya sanatında ayrı bir yeri var. 16. yy. çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, sıratlı tekniğinde olup İznik’te yapılmış. Selimiye Camii’nin taş duvarlarla çevrili geniş dış avlusunda, Dar-ül- Sübyan, Dar-ül-Kurra ve Dar-ül-Hadis yapıları bulunmakta. Bu yapılardan Dar-ülHadis bölümü Türk-İslam eserleri müzesi olarak kullanılmakta. Dar-ül Kura bölümü ise Vakıf Eserleri müzesi. Cami terasının altında yer alan Arasta çarşısı, III.Murat zamanında Selimiye’ye gelir sağlaması amacıyla yaptırılmış. İlk sırası Mimar Sinan tarafından yapılmış, daha sonra Mimar 46 / marketing europe & anatolia Selimiye Camii’nin taş duvarlarla çevrili geniş dış avlusunda, Dar-ül- Sübyan, Dar-ül-Kurra ve Dar-ül-Hadis yapıları bulunmakta. Davut Ağa tamamlamış. Bu muhteşem camiyi de gezdikten sonra hemen aşağısında ki Eski Cami’ ye çevirdik rotayı. Eski Cami (Cami-iAtik – Ulu Cami), Edirne’de Osmanlılardan günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapı. 1403’te Emir Süleyman zamanında yapımına başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414’de bitirilmiş. Mimarı Konyalı Hacı Alaeddin, kalfası ise Ömer İbni İbrahim. Çok kubbeli “Ulu camiler’ tipine giriyo. Mermer kapısı ve iç kısımdaki dekoratif yazı örnekleri dikkat çekici. Edirne mimari eserler olarak çok zengin bir şehir. Bizim gezemediğimiz Üç Şerefeli Cami de örnek eserlerden biri. Onu gezemesek de biraz bilgi verelim. Üç Şerefeli Cami, 1433-1447 yılları arasında. II.Murat’ın yaptırdığı Cami Osmanlı Sanatının erken ve klasik dönem üslubu arasında yar alıyor. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılma. 24 m. çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar paye olmak üzere altı dayanağa oturuyor. Yanında daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler var. Yapı, bir Gezi yenilik olarak enine dikdörtgen bir yapı. Böylece enine gelişen mekana ulaşılmak istenmiş. Bu planı Mimar Sinan İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamış. Ayrıca, Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmış. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiş. Üç Şerefeli Cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapı. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri Osmanlı camilerindeki en eski örneklerden. Camiye adını veren üç şerefeli anıtsal minare, 67,62 m. yüksekliğinde. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılıyor. Minare kırmızı taştan zikzaklar ve ak karelerle devinim kazanmış. Veeee, sıra geldi gezinin amacına :) Buz tutmuş burunlar ve ellerle hızlı hızlı Bizim Ciğer’ e attık kendimizi. Hemen bizim için ayrılmış en üst kata çıktık. Üst kata sığmayınca bir kaç tehlikeli şahış alt kata oturmak zorunda kaldı. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu. Ciğerler bir türlü gelmek bilmedi. Meğer bu tehlikeli kişiler alt katta porsiyon porsiyon ciğerleri mideye indiyormuş. Dolayısıyla da yukarıdaki ekip beklemekten zafiyet geçirdi :) Masaya önce acı biber ve yoğurt geldi. Yoğurt muteşem görünüyordu ve biz hemen girişip 1 dakikada hallettik Edirne ve Trakya tarafında bol bol badem ağacı var. Biz de bu ağaçların nimetlerinden yararlanmak için Kahkecizade’ ye uğradık tabii :) Önce bir kaç çeşidin tadına bakıp gevezelik ettik. Sonra da badem ezmelerimizi alıp sahlep içmeye gittik. yoğurdu. Ardında da nefis kelle çorbası geldi :) Bir süre bekledikten sonra beklenen an geldi. Ciğeri çok seven biri olaraktan tadına mest oldum. Nerede İstanbul’daki ciğer nerede bu. Porsiyonlar fazla bir kere. Bu arada ciğer severlere de bir mekan önereceğim parantez içinde (Kadıköy’ deki Deniz Yıldızı. Çok güzel yaprak ciğer yapıyorlar. Yanına rakı veya bira da eşlik edebiliyor. Sıkıntı yok) Karnımızı doyurduktan sonra hepimiz dışarı salındık. Fakat hava o kadar soğuktu ki kimse şehri gezmemiş. Ya da Bedesten’ e ya da pastanelere sığınmış ekip. Edirne ve Trakya tarafında bol bol badem ağacı var. Biz de bu ağaçların nimetlerinden yararlanmak için Kahkecizade’ ye uğradık tabii :) Önce bir kaç çeşidin tadına bakıp gevezelik ettik. Sonra da badem ezmelerimizi alıp sahlep içmeye gittik. Gezi soğuk sebebiyle tahminimizden bir saat önce bitti ve otobüste toplanıp yola koyulmak için hocamızın da rızasını aldık. Veeeee, hayırlısıyla yola koyulduk. Benim son derece eğlenip keyif aldığım bir gezi oldu. Dönüşte de hala oldum. O gece minik bir yeğenim oldu. İnşallah yine bu güzel insanlarla farklı geziler yapmak kısmet olur :) marketing europe & anatolia / 47 Kültür - Sanat GalataPerform’un yeni oyunu “Dil”... GalataPerform’un yeni oyunu “Dil” 22 Mart’tan itibaren her Perşembe, Cuma ve Cumartesi akşamları 20:30’da izleyici ile buluşuyor. GalataPerform’un kaybolmak üzere olan bir sosyal sınıfın gündelik hayatını grotesk bir çerçevenin içinden anlatan yeni oyunu ‘Dil’ 22 Mart’ta başlıyor! Gündelik dille pop kültür dilini, tüketim diliyle politik dili ustaca melezleyen oyun yarattığı fantastik atmosferde toplumun tüm kayıplarının izini sürüyor… GalataPerform tarafından 2006 yılından itibaren yürütülen Yeni Metin Yeni Tiyatro Projesi kapsamında gerçekleşen oyun yazarlığı atölyesinin katılımcılarından Şenay Tanrıvermiş’in yazdığı oyun bu yıl GalataPerform’da sahneleniyor. Orta sınıf bir ailenin yaşadığı modern bir apartman dairesi, günlerden sanki bugündür. Oyunun başrol kişisi Arzu 30’larının sonunda hoş bir hanımdır. Marrylou ipek kaşmirli parmaksız eldiveninin tekini kaybetmiş, hiç durmadan onu aramaktadır. Bir süre sonra oyunda beliren ve oğlu olduğunu anladığımız Yiğit’le annesi arasında tüketim, merkeziyetçilik, şehirleştirme çılgınlığı üzerine gerçeküstü ama “Kids’ Lab” projesi... BASF’nin, çocuklara kimyayı sevdirme misyonuyla hayata geçirdiği Kids’ Lab projesi, küçüklerin yoğun ilgisiyle devam ediyor. Çocukların özel eğitmenler eşliğinde, interaktif deneyler yapmasına imkan tanıyan Kids’ Lab Mart ayında İstanbul Modern’de 6-12 yaş arası çocuklarla buluşmaya basladi. Yıl boyunca devam edecek ve her ay 4 gün düzenlenecek etkinliğin ikinci fazı 23-27 Nisan tarihleri arasındagerçekleşecek. BASF, geçen yıl 6 bin çocuğun kimya ve bilimle tanıştığı Kids’ Lab’te bu yıl da 5 bin çocuğu ağırlamayı hedefliyor. Kids’ Lab, her ayın 4 günü İstanbul Modern’de, çocukların özel eğitmenlerle gerçekleştireceği deneylere ev sahipliği yapacak. Kids’ Lab’te ilk olarak suyun depolanması (water storage) deneyi yapılacak ve yıl içinde çocuklara yepyeni deneyler yapma fırsatı sunulacak. 48 / marketing europe & anatolia bir yandan bir o kadar da gerçekçi anlamda bir oyunun içine gireriz. Orta sınıf bir ailenin şehir merkezindeki yaşamı, tüketim dışında her şeyi ötekileştirdiği, aşağıladığı ve yok saydığı ortamları, aslında kendi içinde gerçek bir dram i ç e r m e k t e d i r. Özlem Saraç, Şirvan Akan ve Sezer Arıçay’ın yer aldığı oyunun yönetmenliğini Yeşim Özsoy Gülan yapıyor. “Aşk-ı Nebi” sergisi... Diyanet İşleri Başkanlığı, 2014 yılı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortaklaşa büyük bir sergiye imza atacak. Bugüne kadar bir arada sergilenmemiş eşsiz değerdeki eserler, Ülker markasını da bünyesinde barındıran Yıldız Holding sponsorluğunda, “Hicaz’dan İstanbul’a Hz. Peygamber Sevgisi” temasıyla hazırlanan “Aşk-ı Nebi” sergisinde sanatseverlerle buluşacak. Hz. Peygamber’in doğumunun 1443. yılında, 2014 yılı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında, ‘Hicaz’dan İstanbul’a Hz. Peygamber Sevgisi; Aşk-ı Nebi Sergisi’ Topkapı Sarayı Enderun Hazine Koğuşu ve Ayasofya’da olmak üzere iki aşamalı olarak gerçekleştirilecek. 8 Nisan Salı günü Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla resmi açılışı yapılacak olan sergiler 15 Temmuz’a kadar açık kalacak. Kültür - Sanat İnternetin son fenomenleri... Hayatın farklı yollarından yürüyen, farklı yerlerden gelen, farklı yeteneklere sahip dört adamın bir tesadüfle birleşip kurdukları The Piano Guys grubu, 11 Nisan’da Zorlu Center PSM’de İstanbul seyircisine unutulmayacak bir konser deneyimi yaşatmaya geliyor. İsmini, Utah’daki bir piyano mağazasından alan The Piano Guys grubu, bir piyano mağazası sahibi, bir video-grafiker, bir piyanist ve bir çellistten oluşuyor. Eski şarkılara yeni bir ekleme, yeni şarkılara klasik bir dokunuş yapmayı seven grup, klasik müzik, film notaları, rock ve pop müziğin eklektik bir karışımı olan ve kıyas kabul etmeyen, kendilerine özgü bir stil yaratıyor. The Piano Guys grubu, hobi amacıyla yaptıkları videolarını internete yükledi ve kısa zamanda bir fenomen haline geldi. Grubun videoları, 1 milyon 800 binden fazla abonesi olan Youtube kanalından, bugüne kadar 90 milyondan fazla görüntülendi. Facebook’ta da 600 bini aşkın takipçiye ulaşan The Piano Guys, kitleleri etkisi altına alan özgün stilini 11 Nisan akşamı Zorlu Center PSM’de İstanbullularla paylaşmaya geliyor. Grup ayrıca, Türkiye’deki dinleyicilerine bir sürpriz yapmaya hazırlanıyor. “Sizin Perşembeniz”... Kültür ve sanat etkinliklerini geniş kitlelere ulaştırmak için bugüne kadar pek çok farklı projeyi destekleyen Yıldız Holding, İstanbul Modern’in “Sizin Perşembeniz” uygulamasının da destekçisi oldu. Uygulama kapsamında, Perşembe günleri ziyaretçiler İstanbul Modern’i Yıldız Holding’in desteği ile ücretsiz gezebilecek. İstanbul Modern, sanatı her kesimden ziyaretçinin kültürel yaşamının bir parçası yapma amacıyla, Perşembe günleri kapılarını ücretsiz olarak tüm ziyaretçilere açıyor. Yıldız Holding’in desteği ile, Türkiye’de ikamet eden herkes, her perşembe 10.00-20.00 saatleri arasında İstanbul Modern’deki tüm sergileri ücretsiz olarak gezebilecek, etkinliklere katılabilecek, film gösterimlerini ücretsiz izleyebilecek. Sizin Perşembeniz Sanatçı Atölyeleri; sanatçıların yaratım süreçlerini ve sanatsal deneyimlerini katılımcılarla paylaştıkları atölye çalışmaları, kısa söyleşiler ve sanat uygulamalarından oluşuyor. Bu etkinliklerle ziyaretçilerini müzeyi, sanat yapıtlarını ve sanatsal üretim süreçlerini keşfetmeye davet eden İstanbul Modern, aynı zamanda sanatçıları tanıyarak, onlarla birlikte üretmenin kazandıracağı zengin deneyime kapı açıyor. marketing europe & anatolia / 49
© Copyright 2024 Paperzz