İDARE M E C İD İYE S O K A K 11-13 T E L : 2824 ia H i ür^ ri atta tutar^ .n"‘- tn>UW S 4 Y ıl :l uV£un ' »»«me'Oe ; blf “ i f k ab u le"'def f lk r; u" c(i «A stu î aSt-^3 'Ususu ^ esas 8aye fa r adilan ıe vecj. etmek «e, rıci °lm ası İİ erı 1 '‘ükkm- * *e '^enıej h U k tim ver ‘Î 2 k« “ *'« p..„ n a d ığ ,: ırin b ir )*# . nad' güven, ve Jrşılık o ld u 8 u, ma. k a d a r F.lenlek la n rek u . ve «eyfı |,a b ir atmos. ığ ı; itim adın yal t İ a n la y ış gfc j j f v’e Anayasa lâvedilmesi Y u n a n ıs ta m tutan siyasi »enzer gayj | ’a sa y a • aylan eketlerden kı s /am anla te- j An a y a s a M a b J ■ına » ö r t , h ı B hükümleri H * :e t etmekle a r u r i b ir duıc a g ı ne dt < ım halinde diy e tkile rin e u<endi yetkileri v e y a bir ki y a n m a u a n halü k te d ir olma- belediyelerin ık u l ve gay k de daiıilj riflin kadeı düzenlen- n, BAŞYAZI J| J ü p fe »ri İ Maktul Ahmet Cemalin po D E N Y A Y A GİDEN DEVRİM lis olarak vazife gördüğü sıra EKİBİ Y A Z IY O R da çekilmiş bir resmi. Muhtar “ cinayet mi işltdi Ka lâh sesi işitilmiş ve Rum polis ra Haşan? Ne istiyordunuz?’ ler geri, Ahmet Cemal’ır: evi Perşembe akşamı lJenyaiı diye sormuş. Polisler de “ o bil ne doğru “ yani köy dışına Koç Ahmet Cemal’in Rum olduğu diğin meseledir” diye cevap çinotrimitiya tarafına doğru” tahmin edilen şahıslar tarafın vermişler. Polisler muhtara koşarak kaçmağa başlamışlar dan öldürülmesi Türk cemaati “ bizi zabit Kemal efendi yolla ve gözden kaybolmuşlar. Koç arasında büyük bir in'ıal ya di” diye ilâve etmişler. Muh çinotrimitıa da tamamen Rum ratmıştır. Siyasî çevreler bu tar: “ Ben gece inmem. Evini larla meskûn bir köydiir konuda şimdilik hiçbir açıkla bulmak isterseniz falan yere Maktülün yanında dört boş mada bulunmamakla beıaber, gidersiniz, avlusunda bir selvi iki tane de dolu kırkb^lik ta Rum cemaatinden ge'en bu vardır” diye Kara Hasan'ın e- banca kurşunu bulunmuştur. tahriklere karşı soğuk kanlı vini tarif etmiş. Polisler Kara Ahmet Cemalin kaı ısının davranmalarını istemişlerdir. Hasan’ın evine doğru yürüdü iddiasına göre, vuranlar DenDün öğleden sonra Denya’ler. Kara Hasan'ın komşusu yalı olmuş olsaydı tanıyacak ya giden muhabirimiz maktu nun köpeği havlamağa başla tı. Kadın kocasını Denyalı ollün eşi ve köy muhtarı ile ko mış. Dışarı çıkan Kara Haşan mıyan Rumların vurduğunu id nuşmuşlardır. Bu arada Türk dia etmektedir. baktıyse de birşey göremedi. Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Ahmet Cemal 29 j aşında, Biraz sonra polisler Ahmet Raif Denktaş ve Türk Cemaat Cemal’in evine gitmişler. Bu fakir bir rençberdi. 4 çocuğu Meclisi İcra H eyeti üyelerin ev Kara Hasan’ın evinden u- vardır. En büyüğü 6 yaşında den bazıları da Denya’ya gide zak köy dışında bir evdir. Ka en küçüğü 15 aylıktır, köyde rek maktulün eşi ile görüşüp pıyı açması için “ aç, bi/ poli herkesle iyi geçinen birisi idi. başsağlığı dilemişlerdi'. siz... bizi muhtarın evine gö Eskiden beri Rumlar kendisi Muhabirimiz Denya’daki o- tür.... Kara Hasan'ın ifadesini ne şüpheli gözle bakar, sık layı şu şekilde anlatmaktadır. alacağız” demişler Burun üze sık takip ederlerdi. Ahmet Ce Denya 130 - 140 Türk 200 rine Ahmet Cemal kapıyı açtı mal köyün Rum tarafında otu kadar Rum nüfuslu olan bir “ polislerden bir tanesi esmer ruyordu. köydür. Akşam (9. 5. 19C3) sa uzun boylu” diye tarif edili B IÇ AK LAM A OLA VI at 9 sularında köyün Türk Hatırlarda olduğu gibi bay yor. İçeriye girdi. Ahmet Ce muhtarı Halil Salih’in evine 2 mal giyininceye kadar orada ramda, köyde, bir Türk çoban polis gitti. Çok iyi Rumca ko durdu ve Ahmet Cemal ile bir ile iki Rum çoban arasında çı nuşuyorlardı. Adı ile kendisi likte çıktılar. Çıkarken Ahmet kan kavga neticesinde iki Rum ni çağırdılar. Muhtar ptııcere- Cemalin karısı “ Saat Kaçtır?” , .bıçaklanmıştı. O hâdiseden bu dan baktığı zaman, polisler diye sormuş: Polislerden biri yana Rumlar “ tek bir Rum kendisine, “ gel, bize Kara Ha- si de “ saat 10.30 dur” demiş. genci hariç” Türk kahvesine san’ın evlerini göster, kendi Bunlar evden çıkınca kapı dı gelmez olmuş ve köyün Türk sinden ifade alacağız" dediler. şoförlerinin Lefkoşaya getir şarıdan kilitlenmiş. Kara Haşan köyde bit* çoban mekte olduğu iki Rum genci dır. Geçenlerde Rumlar şüphe K O C A M I N İÇ İN ÖLDÜRÜ ne geçen Cumartesi günü ile Kara Hasan'ın Rumlara a- YORSUNUZ? “ Türklerle gitmiyeceksin” em Kapının kilitlendiğini gören rini vermiştir. Akşam Türk it torbaları yırttığını iddia et mişler ve meseleyi pohre şikfi kadın pencereden gidenleri gö kahvesinden bu genci iki Rum yet etmişlerdi. Muhtar, bu şi zetlemiş evden birkaç dönüm | aramış fakat kahvede olmadı kâyetin önünü almış, ‘‘yırtılan ileride de bir silâh sesi işit ğını söyleyince “ belki K:zkartorbalan ben veririm” d'yerek miş ve Rumca “ Kocamı ne di deşine gitti” diyerek oradan ye öldürüyorsunuz?” diye sor ayrılmışlardır. meseleyi halletmişti. Polisler bu şekilde telince muş. Akabinde üç el daha siBıçaklama hâdisesinden bu yana Denya’ya meçhul Rum gençleri gelmekte ve Ttirklere « rotMA |i; iaie jiy e l? .' t"1511’ edilen İMİP- k» haline ptir keşmekeş ması gerekti- s am im i ö®’ ı mış ^ vat> elerin ksM vertı*' sonKeçin» olü H0- ^e\ec* r\ma,ş e k lin * ı»h? r ; Igukkan- • ahrikte-e J | .n ». * * .hrik'ere^ rs s ? de eğimiz \ \ t & bU’ j. etıü" * voi» let „ * htiy»c,n' *"in5f» :t*r- ımjll* ,ların L i f » wzl W. , d»11 „ Tl*r a Ttesın t p tn » c 0 JS Bu gün Amerikadaki Mark Twain Cemiyetine Ataurkten sonra ikinci üye kabul edilen dünyac tanınmış ünlü Türk hikâyecisi Sait Faik Abasıya■nık’ın dokuzuncu ölüm yıllıdır. 47 yıl yaşayan san’atcı edebi yatımıza Sarnıç,, Semaver, Lü zumsuz adam, Mahalle Kahve si, Havada Bulut, Şahmerdan, Ortak Pazar Çalışmaları Snna Erdi Denya’da Rumca konuşa n iki şahıs tarafından katle dildiği tahmin edilen Ahmet Cemal’in eşi ve çocukları. gözdağı vermeğe çalışmakta dır. 20 gün kadar evvel de bir Türke mal satacak olan Kostas Italo isminde bir Rumu tehdit etmişler ve ttalo da ma lım satmaktan vazgeçmiştir. olayı ile ilgili olarak iki Rum aramaktadır. Bu iki Kum’un 5-8 boyunda oldukları ve polis elbisesi giydikleri bildirilmek tedir. Polis başkumandanlığı nezdinde yaptığımız soru-;lurmalardan hiç bir netice elde ede İK İ RUM AR AN IYO R medik. Vazifeli polis subayı Polise yakın çevrelerden ak (henüz hiç bir şey bilmiyorum şam geç vakitte öğrendiğimize çok işim var) diyerek cevap göre polis Denyadaki vurma vermekten kaçınmıştır. bulunmaktadır. İnsan hak ve hukukunu daima ayaklar altına alarak çiğnemek istiyen, yalnız kendi ırkdaşla rina yaşamak hakkı tanıyan, başkalarına bu hakkı vermek istemiyen bu insanları gelecekle rine şüphe ile bakabiliriz. Bu şüphe hiç bir za man görünüşte bir şey değil gerçeğin ta kendi sidir, ve inanıyoruz ki, bu şüphe, yanlış yolda olanları çok ama çok kötüye götürecek bir şe kil almaktadır. Ortada bir dava var. Kanunların, Anayasanın Birleşik Amerika Türkiye'ye Büyük önem Veriyor Ankara 10 (Basın Yayın ) merika hava kuvvetleri tarafın dan Türkiye’nin hava gücünü kuvvetlendirmek amacıylt veri ien F-104 STARFİGHTER ti pindeki on altı uçaktan müte şekkil filo bu gün İzmir 2. ha va üssünde yapılan bir 1ören le Türk Hava Kuvvetlerine tes lim edilmiştir. Gönül Yazar teminatı altında bir dav&. Adalet divanı tarafın den kesin bir karara bağlanan dâva. Buna rağ men bu dâvayı ayaklar altına alarak, kendi menfaatleri lehine çevirmek için mücadele edenler var. Olabilir, fakat unutulmasın ki hiç bir zaman kânunlar tek taraflı işleyemez, Ana yasa tek taraflı keyfi bir şekilde değiştirilerek tatbik sahasına konamaz. Belediyelerin arzettiği durum da budur. Rum liderliği keyfi bir şekilde Anayasayı değiştir mek, kânunları lehine çevirmek için çırpınıp durmaktadır. Fakat kesin olarak söyleyelim ki bu fırsatı hiç bir zaman onlara vermiyeceğiz. Haklarımız Anayasa dahilinde teminat altında bulunduğu için, bütün gücümüzle, dâvamızı tahakkuk ettirmek için sonuna kadar savaşa cağız. Gerçekleri ne şekilde tevil ederlerse -<5 değiştlrmiycek. e , , 4r. k '* lertiP H Bunun böyle bilinmesini mek azmi içindeyiz. Her ne pahasına olursa ol sun Anayasa tatbik edilecek, Anayasa işler bir hale getirilecek. DFVRİM Türk perdesinde olduğu kadar ünlü bir de les yıldızı ola n Gönül Yazar’la bu konuda bir röportajımızı bu gün üçün cü sahifemizde bulacaktanız. S A YFA Fransız Başbakanı Ankara'ya Gidecek yaret yapacaktır. Fransa Başbakanı ile Dışiş leri Bakanı Türkiyenin çeşitli şehirlerini gezmek amacıyle ziyaretlerini 21 Temmuz’a ka dar uzatacaklardır. Sait Faik'in ■ ■■ ■■ olum gunu böyle kabul edilmesini istiyoruz. Her şeye, her memlekette hâkim Anayasadır .-«/ıp to tro F İA T I: 15 M » Ankaraa 10 (Basın Yayın ) Fransa Başbakanı tel aka tin de Fransa dışişleri Bakanı Hü kûmeti davetlisi olarak cnbeşonyedi Temmuz 1963 tarihle rinde Ankara’ya resmi bir zi etsinler, hiç bir şey değişmiyecek, hiç bir şey Bizim memleketimizde de bunu tahakkuk ettir îT «I" A N A Y A S A HAKİM DİR BUtUn dünya milletleri kurdukları bir kanun la, bağlandıkları bir anayasa ile sevk ve idare edilmektedirler. Hiçbir devlet, hiçbir millet anayasanın, kanunun dışına çıkmış, memleket lerin anarşiye sürüklemiş değildir. Fakat esef le kaydedelim ki, bizim memleketimizde ka nun namına, anayasa namına birşey bırakma mak için ellerinden geldiği bir şekilde müeadeel eden, bundan pay arayan bir takım kimseler n dan v-utgeçil emleketa S A H İB İ: HİKMET A F İF M APO LAR -I iıiufeu ve bu n Sayı . 16 DENYA CİNAYETİNDE İKİ RUM ARANIYOR m* * ; > pi BASIMEVİ G İR N E Y O L U T E L : 73838 LEFKOŞE HERGiiN 11 Mayıs 1963 Cumartesi Bu münasebetle bu sabah İzmir’e gelen Hava Kuvvetleri Komutam Korgenerali İrfan Tansel, Türkiye’deki Ameri kan Yardım H ey’eti başkanı Tümgeneral Messenger’:e yar dım Hey’et'ı Hava gurubu Baş kanı ortak bir basın toplantısı tertip etmişlerdir. Bu basın taplantısında ilk sözü, Türkiye’deki Amerikan Askeri Yardım Hey’eti Başka nı Mesenger almış ve Türk Ha va Kuvvetlerine, Amerikan Askeri yardım programı gere ğince verilen F-104 STARFİG HTER jet uçaklarının, Türk sı lahlı Kuvvetlerinin ve NATOnun bu hayatı sahada büyük ölçüde kuvvetlenmesini ifade etmişdir. Daha sonra konuşan Am eri kan Yardım Hey’eti Hava Gu rubu Başkanı, Uçaklar hakkın da teknik bilgi vermiştir... Hava Kuvvetleri Komutam Korgeneral İrfan Tansel deyap tığı konuşmada, dost ve müt tefik Amerika Birleşik devlet lerini Türk Silahlı Kuvvetleri ni modernleştirme gayesiyle verdiği bu uçakların hür dünya’nın savunmasında büyük rolü olacağını ve Ttirk pesone ninin bu vazifeleri başaracak larından emin bulunduğunu söylemiştir. Verilen bilgiye göre Ameri ka’da halen 133 Türk persone li ile dört pilot F-104 uçaklar ile ilgili olarak özel bir eğitirr görmektedirler. F-104’ler şimdiye kadar yal mz Türk Hava Kuvvetlerinf verilmiştir. Kumpanya, Havuz Baş;, Son Kuşlar, Bir Takım İnsanlar, Alemdağında Var Bir Yılan adlı hikâye kitaplarıyla Kayıp Aranıyor adlı bir roman ve Şimdi Sevişme Vakti adlı bir Şiir kitabı kazandırmıştı: Adapazarmda doğmuş Istan bulda siroz hastalığından öl müştür. Bir Tiirk Bıçaklandı Dün öğleden sonra saat 7,00 da Küçük Kaymaklılı Yusuf İsmail isimli 34 yaşlarında bir şahıs bıçaklanmıştır Lefkoşa genel hastahanesinc kal dırılan Yusufun durumu tehli keli değildir. Yılın Annesi Seçildi Ankara 10 (Basın Yayın ) Türk Kadınlar Birliği Anne lerini seçmiştir. Görevli olarak bulundukları Trakya’da donarak ölen >üksel Kasapbaşı ile Abidin E ^ b u r’ un anneleri (Yılın annelerin ) seçilmişlerdir. YARIN DEVRiM ’de... Ankara 10 (Basın Yayın ) Ortak Pazar Bakanlar Kon seyi çalışmaları dün gece ta mamlanmış ve bir bildiri yayın lamıştır. Bildirinin Türkiye ile ilgili bölümünde konseyin, Türkiye ile Ortak Parac ara sındaki bir ortaklık konusunda kı görüşmelerde, askıda kalan bazı ticarî meseleleri ve mahal li yardım meselelerini incele diği ve ilgili komisyona Türki ye ile müzakerelerde bulunma sı için yetki verdiği bildiril mektedir. Konsey Başkanmın celırttiğine göre, Türkiyenin ihraç mallarından dört kalemin indi rimli gümrük tarifesine t*bi tutulması ve bu arada hazırlık devresinde Türkiyeye i <5.000. 000 dolar kredi açılması karar laştırılmıştır. Almanya “ Avukat olmak isteyen Savunma Bakanı öğrenmeni artist oldu” Tiirkiyede Savunma bakanlığının bu gün bonn’da açıkladığ-na göre batı Almanya donanma Mufet tişi Tuğgeneral Kari -Adolf bir haftalık ziyaret jç-n önü müzdeki pazar günü uçakla i Türkiyeye gidecektir. Meselesi Laos Başbakanı Prens Souvanna Phouma, dün aktam, yeniden bir sivil harbin çıka bileceğini söylemiştir. Bir kabul resminde konuşan Laos Başbakanı böyle bir har bin neticede Laos krallığını or tadan kaldırabileceğini, hatta bütün dünyaya yayılabileceği ni söylemiştir. Bazı hareketlerinin yanlış anlaşıldığını ve önüne güçlük ler çıkarıldığım söyleyen pr ens Souvanna Phouma bundan dolayı Laos problemi dahili bir mesele olmaktan çınmış ve Uluslar arası bir mesele ol muştur demiştir. G. Atrikada Burum Karışık Amerikanın İkinci Haberleş tır. Bu surette AvrupalIlar bu me Peyki Telstar II, 11 Mayıs uçuşu BUtUn teferruatıs le sey salı günü dünya etrafında 22 redebileceklerdir. devirlik bir uçuş yapacak olan Resimde Amerikanınll ha Astronot Cooper’in uçuşunu berleşme peyki Testar II gö naklen Avrupaya yayır.hyacak rülmektedir. Afrikadaki Poko tethiş teştir. İlk olarak da üyelerinden, kabile reislerini katleden altı kişi Preoria da idam e.lilmiştir. DEVRİM'in Dünkü Sayısı 6310 adet basılmıştır MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR SAYFA : 2 O R İJİN AL H İKAYELE RLE MEŞHURLAR : 9 Son Sözii; “ Alıkoyma Beni’ Dinleyeceksiniz, Beyler Belediyeler problemi hususundaki konuşmaların tam bir çıkmaza girdiği açıklanmış bulunmaktadır. Bu nun sebebi, Lefkoşadakl Türk siyasi çevrelerinin de belirttiği gibi. Anayasa kararına, Ankarada Amerikan, Ingiliz ve Türk Dışişleri Bakanları arasında Anayasa nın tatbik edilmesi gerektiği hususunda mutnbıkata varılmış olmasına ve Yunan Başkan Yardımcısı Kanelopulos'un. Antlaşmaların en iyi hal çaresi olduğunu Parlâmentoda beyan etmesine rağmen Başpiskopos Makarios’un problemle ilgisi olmadığı aşikâr elan bir hissi tutumle ve maksadı mahsusla, belediyeleri birleş tirmek tezinde ısrar etmesidir. Tezini desteklemek için Başpiskopos cenaplarının İleri sürdüğü yeğine sebep, Ananyasanın ayrı beledi yeler maddesinin tatbik kabiliyetine sahip olmadığı iddiasıdır. Ama bu iddia, sadece kendisi tarafından! leri sürülmektedir. Biz Türkler, belediyelerin ayrılma sının tamamen mümkün olduğunu ve neteklm Anaya sanın hazırlanışından evvel de ayrı olduklarını ve \nayasanııı ancak ‘de facto’ bir durumu ‘de jure’ hale getirdiğini iddia ediyoruz. Belediyelerin ayrılmasının mümkün olduğunu gös teren diğer mühim bir husus, bu problemin Rum'ar ta rafından kasten yaratılmasından evvelki devrede ay rılma esası üzerinde konuşmalar yapılmış olması ve konuşmaların, sadece, Makarios’la Dr. Küçük arasında coğrafi hudutların tesbitinde anlaşmaya varılmamış olmalından dolayı bir netice elde edilememiş bulun ması hakikatidir. Kuvvetle muhtemeldir ki Başpisko pos Makarios, bu hudut tesbiti işinde kasden tasarla dıkları problem için zemini hazırlamak istemiş ve böy le bir plâna göre hareket etmiştir. Zaten, daha Anayasanın hazırlanış] ve İmzalanışı sırasında, belediyeler maddesiyle diğer bazı maddele rin sonradan babalanmasının ve tatbikten alıkonmasının Kumlar tarafından tasarlandığını gösteren kuvvet li emareler vardır. Yani, Türk tarafının samimiyetlneı ve Antlaşmalarla Anayasayı tatbik etmekteki hüsnü niyetine rağmen Rumlar, ‘şimdi iırzalıyalım da sonra dan tatbik etmeyiz,’ zihniyetiyle hareket etmiş ve Cum huriyet ilân edilir edilmez de, şimdi artık klâsikleşmiş bulunan ‘tatbik kabiliyetini haiz değildir’ iddiasıyla muhtelif maddeleri baltalamak yoluna sapmıştır. Yal nız baltalamakla da kalmamış, gayrı kanuni olduğunu bilmeleri icap eden bir takım karar ve tedbirleri de tek taraflı olarak tatbik etmek gibi son derecc tehlike li bir yola sapmıştır. Samimiyetsizlik, iyi - niyet eksikliği ve kanun ve nizam tanımıyaıı işlemlere girişmek temayülü devlet idaresini ellerinde bulunduranların daima ka- Dünyada bugüne kadar saralı olup da en önemli eserler vermiş biri aranılırsa ilk akla gelen Fiodor Dostoyevski olur. 30 Ekim 1821 tarihinde MosKOvada doğan, yedi yaşında ilk sara krizini geçiren, onüç yaşında Kutsal Kitabı, VValter Scott’u, Binbir Gece Masallarını okumağa başlıyan 1838 de Petersburg’ta ki Askeri Yüksek Mühendis Okuluna giren bu kişi nin anası bir tüccar kızı, babası da askerî bir doktor du. Karısını döven, çocuklarına azap çektirmekten hoşlanan merhametsiz, zalim ve ayyaş bir adam olan babası okula girdiği gün köleleri trafından katledil di. 1843 de Yüksek öğrenimini başarıyla bitiren, a s teğmen rütbesiyle ayni okulun bulunduğu şehirde ödevlendirilen Dostoyevski bu sırada B alzac’m Eugenie Gradet’i Rusçaya çevirdi, ödevinde bir yıldan faz çınması ve hiçbir zaman tecviz etmemesi gereken şey terdendir. Hayır Beyler! Bu tutumdan vazgeçmenizin zama nı gelmiştir. Belediyeler halen ayrılmış bulunmakta dır ve ayrı olarak kalacaktır. Birleştirilmelerini İcap ettiren hiçbir sebep yoktur. İdarede ve Hükümetle ek seriyettesiniz diye Anayasanın bir maddesini tatbik ten alıkoyabilirsiniz, fakat istek ve iradenizi Türk ce maatine hiçbir zaman empoze edemezsiniz. Zaten bü tün bu belediye problemi boyunca takındığınız iavır da belediyelerin hiçbir zaman birleşmemesi gerektiği ni ve birleştiği takdirde Türklerin bütün hak ve men faatlerinin haleldar edileceğini gösteren en kuvvetli ve inkârı imkânsız bir delildir. İşte bu takındığınız tav rı biz çok iyi bildiğimiz içindir ki Anayasaya, I ürklerln hak ve menfaatlerini koruyucu maddelerin konma sında ısrar ettik ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin desteğiyle ve onun garantisi altında olarak bunu sağ ladık. Bütün olup bitenleri dünyanın görmediğini mi zannediyorsunuz? Burada elçilikler vardır ve bütün gelişmeleri en ince teferruatına kadar iyice biliyorlar. Evvelâ coğrafi taksimatın teferruatında kasden anlaşmadan kaçmıyorsunuz. Sonra, Anayasanın İlgili maddesine göre daha önce çıkarılan muvakkat kanun temdidini. Temsilciler Meclisindeki ekseriyetinizi kul lanarak rddediyorsunuz. Bunun arkasından, belediye kanunu yok diye belediye işleri anarşiye terkedilemez diyerek, bu işleri tedvire memur Encümenler kuruyor sunuz. Kabinedeki Rum Bakanların, Türklerin şiddetli itirazına rağmen aldığı Encümenlerle ilgili karar ve tedbirlerin, Anayasaya aykırı olduğunu, her türlü ka nun ve nizam anlayışını ayaklar altına aldığını biz değil herhalde hukuk müşavirleriniz de size söylüyor. Fakat siz, biz kanun tanımıyoruz; Anayasa tanımıyo ruz, diyorsunuz ve bunu, aldığınız kararlan tatbik edecek kuvvete sahip olmadığınızı bilerek yapıyorsu nuz. Sonra bütün İlgili devletler hatalı bir yolda oldu ğunuzu size açıkça bildiriyor; ama siz, biz kimseyi dinlemiyoruz, diyorsunuz. Dinleyeceksiniz, Beyler! Biz istediğimizi yapacağız, diyorsunuz. Yapamıvacaksınız, Beyler! Yirminci Asnrt ikinci yarısında, adalet, eşitlik, hürriyet ve demokrasi prensiplerini hükümran kılmak için bütün hür dünyanın çetin bir mücadeleye atıldığı bir devirde siz, kanuft ve nizamı ayaklar altına alarak başkalarının hak ve hürriyetine tecavüz ede mezsiniz, Beyler! Bunu İyice anlamalısınız, Beyler! >■* ^ Y ı İ d ı I la kalmıyarak istifa etti. İstifasından hemen sonra ilk kitabını yazmağa başladı. 1846 da “ insancıklar” yayınlandı. Bu eser idaresine karşı ihtilâlci fikir cereyanları kaynaşıyor du. Bütün çağdaşlan gibi George Sand’ın, Saint Simon’un, Proudhon’un veF ou rier’in insanlığa yeni mutluluklar vadeden yazılarının etkisinde olan Dos toyevski devlet aleyhindeki siyasi bir komploya ka tılmak suçuyla 23 Nisan 1849 da tevkif edildi. Sekiz ay hapiste yatırıldıktan sonra diğer dokuz suikastçı ile kurşuna dizilmek üzereyken af kararı okundu, ö lüm cezası, dört yıl kürekj altı yıl da âdi hapis ceza sına çevrilerek Slbiryadaki Omsk kalesine sürüldü. ,â I r v m eler bekleyiniz. Sevineceksiniz. B O C A B U R C U : (21 Nisan - 20 M a yıs) — Durumunuzu R A D YO V.ılıah yayını : UJ.-SS» A ç ılış ve prog<. »♦*. lieraber şarkılar n esi - Am erikada Ü n iversite Kapanıp M ecm uası 1) S p or hal e r le ri mu - T a rım program ı. Ç ı.ışrm b a : H aberler şarkılar J laden iz olacak. B eklediğiniz iki haber var. Bun» r- dan bi- Derm an .Ses ve m elodiler lh.45 C oca C'ola program ı 1.’ 00 K â m ur an A z iz ve arka p ıo g m ıu I ît».30 M üziK li bulmaca Birleşmiş M ill-tlc r haberler 21.10 Beraber ve so •> şarkılar Lon dra M ecm u »*» 71.45 Saz eserleri • O nlardan çekinm eyin. Sevineceksiniz. I K O V A B U R C U . (21 Ocak - İ0 Şubat) — N efsin ize gü SİNEMA * _| veniniz olsun. Teşebbüslerinizde, önem siz cnğeMcr cesare- LEFKOŞA tinizi kırm am alıdır. E nerjik olunuz. B A L I K B U R C U : (21 Şubat - ->0 M a rt) — 3 ir ve-den bek Z a fe r : Iho R ü yalar âlem inde (ediğin iz paranın bir kısmı elin ize geçecek. Bir dedikodu canınızı sık ıyor. Buna ön em vermeyin. ken, Çar, bir fermanla kölelik rejimini kaldırdı. m üziği Ç;-m.şak izi (y e n i T ü rk çe) YAKUT M üzikal İngilizce I ıM ASOL T ı ksim : Güneş D oğm asın Şahin : Ü M İT D EN İZ Tefkira No. İfi Z eh ir H a fiy e I ozan : I I l.tV İZ Y O N 19 00 B r D em et Yasem en A ç ılış 19.02 Ç ocuk t. RN AK A köşesi ( c ıı net : 20.00 R ose ailesi 20.27 Lefk osa Rum Cımnas- yosu bando, k .ııo ve dans grubunun fin g r a m ı 21.02 Fen h o b trleıı Ç ifte Kum ru lar RAF Yeşilova : Sonbahar Y ap rak ları BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 5 6 7 □ □ □ □ □ □ □ □ ■ 8 9 D D □ □ ■ □ □ □ □ Soldan sağa 1. Kıbrıslı bir filosof; bir yalvaç (peygamber) 2. Cesurluk satma 3. Bir geyik; olgunlaşmamış üzUm 4. Merkep; tersi vilâ yet 5. Halk söyleyişinde “ işte” ; öpülmek isleneni nasırlı olmalı denilir; ca mı meydana getiren mad delerden biri 6 Bir tatlı 7. Kalebent 8. Tok'clm ayan 9. Çalma değil; sayı. Yukarıdan aşağıya*. I. Altın veya bir k:z a dı; durma git 2. Sona S getirilirse Türkiye’nin ta rihsel bir yeri olur, ilk half atılırsa ne kadara? 3. Büyükanne; yabancı 4. Bir emir; çay onsuz tad sız olur 5. Kolayın paslan maz bir maden; içkili eğ lence yerlerinden 6. Bir yakıt maddesi; R eklenir se Müzeyyen’in soyadı olur 7. Tersi kan 8. Büyük 9. Doktor; Om. Kâğıdı yiyecek gibi kont rol etti. Sonra gözleri bilârdo masasındaki kırık biblo parçalarına kaydı. K'Kİi mev zuunda o benden daha fazla malûmat sahibi idi galiba!. — “ Evet, ben de aynı şe yi düşündüm. Paşanın kedi ye karşı hususi bir alAkası olmalı. Koltuğun başlığını ve kitap açacağını dr gör dün herhalde?...” Başıyla tasdik işareti yap tı. — “ Sonra, bunu 1a bana attılar!...” Bu sefer de mendile sarıp iç cebime soktuğum bıçağı çıkarıp ona uzattım. Tecrübe li elleri ile, bıçağın gövdesi ne dokunmadan mendili aç tı ve hançeri muayene etti Dişlerinin arasından hafif bir ıslık çaldı. Ben devam ettim: — "Bunun da parmak iz lerini aldır!” — "Bunu nerede ve ne za ([P ü n k ü B u lm a c a n ın [ i B a l I e d j İ m iı'J S « k 'f f i Soldan sağa ve yukarıdan aşağıya : 1. Toto; Sunu 2. Olgun luk 3. Tuzak; Uma (r) 4. (T ) oma; uçak 5. LK; A L ; N l 6. Su; Uluğ 7. U.uç 8. Numan; Aka 9. Akaki; M . - . Izmirde doğdum B u ığ apul, enayi b ir şey! Ye< ise cin/ /falı f Masada oç Kişi. Numan Ali Levent Bener Hakeri hiç değilse on yıllık arkada şım. Bayramın birinci günü Kitap Sarayı’nda yakaladı beni, “ Bizim gazeteye niye ya7 ini yorsun?” diye tutturdu. Cevabımı beğenmedi, daha fazla konuşmak, anlaşmak için Şen Bar da yarıda bıraktığı masasına davet etti Seni. Gittim, Fikret Demirağ da vardı orada. İçtik ve konuştuk. Bener şair arkadaştır, çenesine kuvvetli arkadaştır. Bundan ötürü, daha çok o konuştu, biz dinledik. Bener konuşurken ben etrafa bakıyorum, Banko’da üç kişi tek yıldızlı içiyor, kafaları yüklerini aldıklarından daima aşağıya eğik, üçü birden konuşuyor, üçü birden gülüy .rdu. Karşımızdaki masada dört kişi V.O. İçiyor. Sık sık; şiirden, hikâyeden bahseden Şener'e, dolayısıyla bize bakıyorlar. Duvarlarda Cemal Gürsel Paşa’mn, ismet Paşa’nın, İhsan Kalmaz’m resimleri. Çerçeveli, çerçevesiz,. Rap* tiyelerle, speedfixle tutturulmuş... Bunların arasında birtakım artist resimleri... Kadın, er^ kek... Renkli, siyah - beyaz... Karmakarışık Çok usluyumiıo u - ı bal ■jbr.Oyuncakları severdim! M oymaklarım yoktu. A lıtpkyken, annemleba-j ja amalarıydım. Okul ça-j jthşlımış annem tekrar lluımklı.Üçkız kardeştik I Km ‘ #. Göçebe olmuştuk lıvtMimşehirdeğiştirdikçei kokııldeğiştiriyordum, lığım ilk okulu,/ tertipledi■ Buhayat Sigorta po büyükistikbal ve menfa Bir gece ölmüşseniz ailer darsenede £300 alacak,; -lira. Keza ölümünüm £2000tutarında yekûn p; mekki Şahsınız için sigo radır. Keza emekliye a finiz müddetçe faydalar (Devamı 6’ncı sayfada) vergiden de m u a i Haftada ödeyeceğiniz MERHABA Haftada ödeyeceğiniz j('liracaat: ENDER ACI Evkaf İŞ HAİ LEFKOŞA Te Thpmas Mann’ın “ Değişen Kafalar' adlı eserini okumanızı istiyorum okumamışsanız, öylesine anlamlı bir efsanedir ki bu kitap, gö rünüşe bakarak değerlendirmekten önler kl* Demek istediğim şu ; Görünüşe aldanma yın. Bakarsınız her şeyi bilen, hergeyden anla yan bir insan olduğunu iddia eder gibi davra nan kişioğullan gerçekte bir başka kafaya İh tiyaçları olanlardır, Halbuki bu olabilir olsa bile bu kez de yapılışları kafalarına uymadı ğından gene bir acaip kişi olarak kalacaklar dır. Şahin : MACUSA Cumbula! : z.; .00 Kapanış KÖŞEMDEN şiyi. Gam şakızı (yen i T ü rk çe) Beş K ardeştiler 22.00 H aber bülteni T a til 20 O c a k ) — Çtf.-rrnirde- dostlarınızın yardım ı, sizi bir güç durumdan sıyıracak. riya'yla 1857 de evlendi. Nihayet iki yıl sonra, hürriyete kavuşarak Peters burg'a döndü, Bir dergide yayınlanmaya başlayan “ ö lü Bir Evde Hâtıralar” bütün Rusya'da büyük he yecan yarattı, Çar II, Aleksandr bile, Sibirya sürgü nünün dehşetini anlatan ve canlandıran sahifeleri gözyaşlanyla okudu. 1801 de “ Ezilenler” yayınlanır Stili Bcyond haberleri 22.15 I ki renmeğe koyuldu. Dürt yıl sonunda, kürek zincirinden kurtularak er rütbesiyle kışla hizmetine verildi. Küçük bir me mur karısı olan Marlya Dimitriyevna’yla tanışmak ve bu kadına gönül kaptırmak, donuk hayatım biraz renklendirdi. Kocasının ölümü üzerine dul ka’ an Ma Taktım : Sp or dünyasından 2 .. 15 M ü zet m elodileri 2.'.30 llerli- yen ilim - H aftan ın olayları. C-’etra ld a z (H in tçe - yen i film <5 l ûnitis p rogra m 21.ü(» CLm & rtesi : H ab erler * risi sizi yakında sevindirecek. I O Ğ L A K B U R C U : (21 A ra lık • > -ni film ) m üziği • -• -0 H aber üült:ni 2'J 10 rt mu - San'at dünyası. p ro g ramı daşlarının oldukça çetin bir iş var. BunJan k açın ıyo ru m u '. M e n fa atin izle ilg ili olduğundan çekinm eyiniz. I Y A Y B U R C U : (21 KaSım - 20 A ra lık ) — Bir isten i>tı- 17.30 Dans ve caz m üziği IV.20 G ita r meıfele- C ı.nıa : H aberler - Hal>er y o I/.00 İn ci A ta la y ’dan şarkılar 18.30 İtalya'dan zhiiu Çi - y o ıu m u - Panoram a. A ç ılış ve program Saz Topluluğunun ve sizleri düşündürdü I y i halletm ek im kânlarını elde edeceksiniz. A K R E P B U R C U : (21 E kim - 20 K asım ) — Başarılması Pt ışem be : H aberler - H aber Aksam yayım : H akkı İn giliz ce Serisi) bülteni i.< 45 Kapanı-# ;tt IX) i dan beri askıda bulunan c i dersleri (Konuşulan İn g iliz I.’ 25 A ra m üziği H aber 1 niz hatalı, gayretlerinizi artırınız. | T E R A Z İ U U R C U : (21 Kylül - 20 E kim ) — N e S q I i : H aberler - H a o e r yoru m S * Ö i l e m elod ileri »J.OO Nesrin S ip a h iY < ıi İlk romanını yirmklördünde yazmıştı. Son roma nı olan “ Karamazof K a rd eşleriyse altmışında biti recekti. Otuzaltı yıl süren edebi faaliyetinin on yılı “ ölü e v ” dediği.bu Sibirya sürgününde geçmiştir. 4 yıl kürek mahkûmluğunda insanlık haysiyeti ayak lar altında çiğnendi. Âdi suçlular gibi iki kolu damga landı. Kafasınınyarısı usturayla traş edildi. Kamçılı nöbetçinin gözcülüğü altında sıfırın altında kırk dere cede taş kırdı, tuğla taşıdı, Fakat asıl ıztırabı “ yaz mak hakkından yoksun oluşu” ydu, Suç ve ceza kav ramlarının sırrını gözünün önündeki örneklerdi n öğ kından meşgul olm alınınız başkalarından yardım beklem e 2) M ülakat ve röportaj. havaları - Başarma çıkacak fırsatlardan istifade ediniz. N etice lehinize olacaktır. B A Ş A K B U R C U : (21 Ağustos - 20 E y lü l) — Işır izle ya Pazartesi : H ab erler - R adyo I? 00 Tü rk ü ler ve «> un 1j 30 sını düşündüğünüz iş için önühüze hayatı. C kj- y a ı « n l •.*') A ç ılış ve program müsbet haberler atacaksı nız. lyin iyetli davranm aktan ayrılm ayınız. A S L A N B U R C U : (21 T em m u z - 20 A ğu stos) l*ezaı : H aberler - Basın derle- m üziği O J.M çevrenizdekileri ilgilendirecek I >. 31 m . kısa d a lga OH. 10 O rg ve akordiyon bekleyiniz. Bu kokuda ya kın dostlarınızın yardim ın ı göreceksiniz. Y E N G E Ç B U R C U : (21 H aziran - 20 T em m u ?) — A ile orta dalga Y a y ım ın tekrarı : 20. 0 - 21.00 07.30 H aber bülteni C7.4' İK İ Z L E R B U R C U : (21 M ayıs - 20 H aziran ) — M esleği-, n izle ilg ili olarak gelişm eler 19. 31. 41. 49 m - k u s 238 m. 07.00 Sabah m elod ils ı düşündüğünüz teşebbüs bakı mından zam an ç o k elverişlidir. İhm al etm eyin iz. G ünlük yayım : 19.30 - 20.00 Belediyeler Rumca gazetelerde günlltı en önemli konusunu, belediye lerle ilgili çıkmaz, Cumhurbaş Açıkladı” kanı Yardımcısı Dr. KU^ük ile Cumhurbaşkanı Makaıios’un Elefterla gazetesi yukarıda dün yayınladıkları bildiriler ki başlık altında Yunarı Haber teşkil etmektedir. Gaz<!te|«r ler Ajansı ve Royter’e atfen yazı ve haberlerini nu ballıklar Atina kaynaklı şu haber, ya altında ya vınlamaktadwl*r yınlamaktadır: CYPKUS MAIL: “ B*t "Yunan Dışişleri Bakanı Alerle ilgili yeni davran^' verof dün gece, Yunan Milli za amirleri devralıyor', Meclisinde söz alarak, Kıbnskanlar Kurulu ç taki duruma temas etmiş ve •' mak için harekat* *«rtı\ Yunanlstanın, yeni K'brıs FlLELEFTHEROS: Cumhuriyetinin doğması için Liderlerinin İddiaların.( vermiş olduğu imzay ı sadık kalacağını açıklamıştır. Yuna le n kati cevap” , Türkler, nistan bu konuda takcık değiş İt «üyeleritı taksiminden tirmiyecektir. Fakat antlaşma hal çaresi kabul e lardaki bazı hükümlerin gayri Cumhur başkanı, halkın men faatlerine gör* hareket ’ 'm m kabili tatbik olduğu tesbit ekonunun en doğru dildiğinden, Yunanistan, bu hükümlerin tadili lehimledir. alınması, Belediyelerin Yunan Muhalefet Partisine meşini gerektiriyor” , destekHv mensup bazı milletvekillerinin Makarios’u — Yeni bir Gogol doğdu! diye oağırdı. Kıbrıs’a verilen hal şeklini en M AHİ: * Belediyeler k< Eseri ünlü eleştirmeci Bivelinski de övdü. Adını kötü hal çaresi olarak vasıf esaslı surette ele landırarak Yunan hükumeti- “ Halk Makarlosun safhı duyurmuştu artık. Bütün dergiler yazılarına acıktı ni tenkid etmelerine işaret eELEFTERİA: artık. den bakan, demecini şöyle tav rin vatandaşlara temin tnsancıklar’dan sonra yayınladığı “ Ev Sahibesi” zih etmiştir: ‘Fakat bu pibi ta hizmetlerle İlgili İlk “ Beyaz Geceler” , “ Nietoçka Nezvanova” ayni ilgiyle dilât, ikili bir anlaşma, dost “ kaza amirleri, yollar ve luk ve işbirliği esprisi içinde kanunu gereğince verilen karşılanmadı. kileri kullanacaklar” . yapılmalıdır." O zamanlarda Rusya’da I. Nikola’nın müstebit —- nasebetleriniz bulunan kim selerle aranızda ınO.*bf» geliş düzeltm ek için girişm eği Yunanlstanın, Ant la şm a la rd a k i Bazı Hükümle rin Tadili Lehinde Olduğunu ! yayınlanır yayınlanmaz ozan Nekrassov: K O Ç B U R C U : (21 M art - 20 N isan ) — K en d ileriyle mü AM ER İKANIN SESİ ri(O G RA M LA RI MAYIS A Y I PROGRAMI “ Averof .. | zaman attılar?" — "Hâdiseden hemen beş on dakika sonra... Cinayet mahalline giden korulukta." — Kimseyi görmedin mi? — “ Hayır, yalnız avak ses leri duydum.” — “ Peki, senden ne isti yorlarmış?..” — "Bilmiyorum. Cesedi bulunca, benden şüphelen mi': olacaklar.” — "Herhalde dışarıda tah kikat yaptıktan sonra dönü yor olmalıydın?” — "Evet, iyi bildin!. ” — “ Şüphelendiğin kimse var mı?” — “ Şimdilik birşe> söylemiyecegim.” Sonra tutup ona, bizim patronun anlattıklarını söy ledim: — "Bana kalırsa, psşanın' akrabalarından tut da, bura daki hizmetçi ve uşağa ka dar herkes şüpheli durumda Ama kim? Veya kimler? iş te onu kestirmekten âcizım. Ha, sonra bir de şoför ınese lesi var...” — "Biliyorum. Partinin so nuna doğru birden oltadan kaybolmuş..” — “ Hayır, kaybolmamış. Muhtar beyden hastalık ba hanesiyle izin almış.. Adam demin yukarıda bana anlat ıl.” Gözlerinde mâni olamadı ğı bir takdir pırıltısı aolaştı — “ Sen bu aileyi ne za mandan beri tanırsın?” — “ Aileyi tanımam. Ahbablıgım yalnız Aylin’ledir. Onunla geçen sene bir par tide tanışmış ve birbirimiz den çok hoşlanmıştık. Bir kaç kere beraber old1k MU nasebetimiz fazla ciddileş meden ben seyahate çıktım. Sonra, sık görüşmeye pek vakit bulamadık. Bu akşam paşa ile bu mevzuu konuş mak üzere buraya geldim ama, görüyorsun ki, hiç mu vaffak olamadım...” Necdet düşünceli düşıiııce li başını salladı.. — “ Peki, şimdi nr yap mayı düşünüyorsun?” — “ Doğrusunu isteıscn, şimdi hemen eve dönüp te miz bir uyku çekmeüi düşü nüyorum. Zira, kafam o ka dar karışık ki, herhangi bir faraziye kurmaya kalksam, yanlış bir yola sapacağımı biliyorum. Onun için, düşün meye asıl yarından sonra başlıyacağım.” — "Yâni bugünden sonra” — “ Evet, haklısın... Bu günden sonra...” — “ Peki Murat, gidebilir sin!...’* Yerinden dogruldj Be nim istifimi bozmadığ'mı gö rünce, hayretle bakakaldı. Bir sigara tüttürdü. — “ Hayrola!” dedi “ Uy kudan vaz mı geçtin?...” — "Hayır ama, df-.ha ko nuşmamızın bittiğini zannet medim de....” Bir kaşını kaldırın dişleri ni sıktı.. — “ Yani ne söylememi is tiyorsun? Senin bildiklerin, benimkinden çok daha faz la... Sonra kaldı ki, herkesin sorgusunu da bitirmi*; deği lim!...” Masanın üzerindeki biblo kırıklarını işaret etti: — “ Onları sen toplattın değil mi?” O tarafa bakmak lüzumu nu hissetmedi bile: — “ Nolacak nolaıak?..” — "Anlat!... Paşaya ve ke diye dair ne biliyorsun?” Elimden kurtulanvyacagını anlamıştı: — “ Fazla birşey değil... Herkesin bildiği kadarını..’’ — “ Nedir o?..” Numara yapıp yapmadığı mı anlamak ister gibi, dik katle beni süzdükten sonra, kanaat getirmiş olacak ki, başladı: — "Abdürrezzak Paşa, Berlin Şehbenderliği sırasın da, her eski hariciyeci gibi, antika eşya toplamaya baş lamıştı. Bu arada, Avrupayı birbirine katan meşhur bir hırsızlık hâdisesine karşı da bigâne kalamadı...” Necdet de karşımdaki kol tuğa geçip bir sigara yaktı tekrar anlatmağa başladı: BAYRAM DOLAYlStYl U«JZ KİTAP SATIŞI Başaran Tic; ^ . « ( b u g ü 1gam ına kadar c h y , k ita p ta ^ «U ze<.... t ^edilmiştir. En iyisi Thomas Mann gibi bir sanatçı varolsa ve bizim anlatmak istediğimiz kişileri jlk defa olarak mü< fu h ü U C U Z K t f; düşünerek “ Değişmeyen Kafalar” diye Dir ye nisini yazşa hiç de fena olmaz, sanıyorum. ______________ mak 'Çin acele «dit B A ŞA BENER HAKERÎ * kızıl taşlar, bugünkü para~| ile en az 10 milyon lira kıy metinde idi. O sıralarda Ko re’de çıkan bir ihtilal, bu heykelin de yağma edilmesi ne sebep oldu. Bu yakutlar dan o sırada “ Gözler’ diye bahsedilirmiş... “ Aradan yıllar ve psırlar geçti. Gözler’e ilk defa 16. yüzyılda Kanuni Sultan Sü leyman devrinde Osmanlı İm paratorluğu hâzinesinde tek rar rastlandı. “ Gözler” artık ulu Türk hakanının malı ol muştu. Kıratlara ve İmpara torlara hükmeden Padişah mavi gözlerine âşık olduğu bir İngiliz kadınına sahip olabilmek için, bu nâdide taş ları ona hediye etti. İngiliz kadını her Havva kızı gibi, bu nftdide taşların cazibesi ne karşı koyarak Kanııni’nin haremine girmeğe razı oldu. — "Hikâye uzundur; sa Aradan altı ay geçti. Bir sa na kısaca hülâsa edebim: bah mavi gözlü güzel İngi "Milâttan 167 sene evvel liz kadınını odasında boğul Kore’de bir mâbette muaz muş buldular. “Gözlet” sır zam bir Budha heykeli var ra kadem basmıştı. dı. Bunun gözleri yerinde "Aradan yine senelet geç kocaman yakut bulunuyor ti. Bu defa yakutları 15 Luidu. Dünyanın en büvUk mü nin sarayında dilber madam cevherlerini teşkil eden bu Pompndtırıın r’tlz.-'l n>V;stinil süslerken görüyoruz. 0 sıra da gerek Avrupa gerek Fran sa büyük kargaşalıklar için dedir. Nitekim “ Yedi sene harpleri’’ sonunda, Kralın gözdesi bu kıymetli taşlan bir Rus asilzadesine sattı ve aldığı muazzam mebllğı Fransız monarşisinin uğru na sarfetti. Böylelikle Ma dam Pompadur, âşığı Kirala son borcunu ödüyordu. “ Rusyada “Gözler ”in başı na neler geldiğini hiç kimse bilemedi. Son olarak bu na dide yakutlar 1894 de mejhur mücevher hırsızı Alman Klaus Gudden’in elinde gö rüldü. Fakat ne çare ki, »• dam bunları bir türlü satnl* ga muvaffak olamıyordu. Bir iki kere Hollandaya çip bu taşları ufalttırmak is tedi ise de, hiçbir yontucu buna cesaret edemedi. Esa sen polis de yakutların âklbetini bu şekilde öğlenmiş oldu. Bundan sonra Klau« Gudden ile polis arasında korkunç bir kovalamaca baş ladı. O devirde şimdiki gM lnterpol olmadığı için. Kla«s Devamı Y A Z L IK K u m S' Selka PUrJeMerin° Lanta* Manı Vur MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR ‘Çin mu »I M»' yıs s ı* dEVRİM >» M a y s 19<»3 Sayfa 3 -I SES KRALİÇESİ SECİLEN Mm, , ar<lırnr. *• Cui rb M kt,m u - ya^niadlklM^a, y a S â 'l :S 5 f § ; .tejrteiL» Gönül Yazar Ben, basit bir elbise giymiştim Vali Hayri özgül, başıma taç takmış, o yılın güzellik krali çesi Özgül Gimzal buket ver mişti. Vali taç takarken, jüri ye döndü, ‘‘Siz seçtiniz ama, ben bu küçük kızı dinlemedim Bir şarkı daha söylesin.” dedi. Törene katılan Vali beyin ar zusunu kıramadım ve hiç unut mam. Ne bahar kaldı, ne gül... ne de bülbül sesi var, şa.kisını söyledim. Kraliçe seçilince, İz mir radyosundan sesimi duyur mak istediler. Helecandan titri yordum (o) bana cesaret veri yordu...” "«ıSîS:»»aU «evan» Çaresi * n' vm u " hM «hur başı,- Hn* i £ ‘UnUl* tn d«ftnTr*ket et«N ••naşı, b«. “r « C «iırt g.rekt,riy" * ,hl S ,kar^ ’u dLT’ " H MAH,: *' Beledi ‘•r’’,' <* [8'k ^akariosun ' Valandaşiara Gönül Yazar’ın O deaiğ'i ilk kocası Necdet Yazar’dı. Prog ram bitince, İzmir Radyosu Müdürü Rüştü Sagdağ, 13 ya şındaki kızı, evine Necdet Y a zarın bırakmasını istemiş, yol da konuşmuşlar, o günden son ra Necdet Yazar Gönül a musi kî dersleri vermeğe başlamış. Hoca derken, koca olmu.?... İlk evliliği bir buçuk yıl sürmüş Gönülün... Sonra anlaşamamış lar, boşanmışlar. Lâkin Gö nül bu zaman içinde, rnüzik kültürünü genişletmiş. Bildiği şarkı beste sayısını çoğaltmış. Kararı karar : Ses san atkârı olcak. Olmuş’da. Kaç yıl var’ki Ankaranın ve Istanbulun en meşhur alaturka musikî salon larında, gecede ikiyüz liradan eksik almamak şartı ile şarkı söylüyor, tnımyor, seviliyor... Gönül Yazar 26 yaşında gü zelliği ve şöhretiyle, film pro- .f'"4’ El efterja. , hll«l»>, * * * £metlerle »Kili J la2a a*nirleri, J * ^ V ;n“ nu « e r e t C t . ^ ,erl ku|lanacatuar^ m çK İŞİ I- , ‘‘1938 da lzmirde doldum. Bursa’da Setbaşı’nda bitirdim. Küçükken aptal, enayi bir şey Yedi yaşında kızamığa yaka ^ m «A U U ,«m ' landım. Olur’a ! Çocukluk has dim. Şişkoydum. Simdi ise cin talığı di mi ? Öyle ci'iil... Üvey • »* o » y ı l ı * » r k ^ ^gibiyim. Çok usluydum o za babam beni istemiyordu. A n « l a p Sarayı'nda manlar. Oyuncakları severdim nemle birbirlerine cirdilf-r ; « " y e nlys ya, m. Ama oyuncaklarım yoktu. A l Dondurucu bir kış günü an tı yaşındayken, annemle ba- nem beni teyzeme taşıdı. Kıza -evabımı beğenmedi, Ben ortancalarıydım. Okul ça mıklı kızamıklı laşmak için Şen Rarl ölebilirdim... ğım başlamış annem tekrar Bu kötü günlerde, bu tatsız ço ısına davet etti W|, bam ayrıldı. Üç kız kardeştik, cukluktan kurtulmak’çin evlen la vardı orada. İçtik evlenmişti. Göçebe olmuştuk dim. 13 yaşındaydım.. Evlen arkadaştır, çenesine evce Ailem şehir değiştirdikçe meden önce, tzmir’de “ Sanat,n de okul değiştiriyordum. ğı bir ses yarışmasında kraliçe dan ötürü, daha çok Jmirde başladığım ilk okulu, seçildim. Bütün müsabıklar tu dütörlerinin de dikkatini çeke kâr Sesi gazetesinin tertipledi- valetler, süsler içindeydiler. li dörr. yıl oldu. “ tpekçi!er” in en etrafa bakıyorum, arka arkaya çevirdikler, üç filj min.. üçüncüsünde, ‘‘Taşbebek de” Göksel Arsoy ile oynıyarak beyaz perdeye geçti. Taş bebek başarılı bir film olmadı ama Gönül Yazar rahat oyunu ve fotoğraflarda da güze! çık masının neticesi, yeni teklifler aldı. Onu “ şam” nda gene Gök sel Arsoy ile oynattılar. Mem leketin en en şöhretli aktörü lie ard arda iki filmde oyna ması, Gönül Yazar’m sinema da devamını sağladı Be-Ya seven bir mizacı vardı. Zvlilik zeki kadınlarından bindir. Ha terinde bedbaht olmasının aşıl zır cevaplığı ile tanınmıştır. sebebini bunda aramalıydı. Modaya uygun ve pahalı giyi Çeşitli gönül maceralanna adı nir. Geçen yıl hususi biı oto karışmışken, bir kenara çekildi mobil almış, bir de şolör tut muştu. Gece hayatını çek se Sonra Murat Film-’in “ Ateş ven Gönül'ün, son derece ge li Kan” için yaptığı teklifi ka niş bir çevresi vardır. Dostla bul etti. Baş rolde oynayacak olan aktör, son iki yılda sine rının çoğu tanınmış kişi:erdir. maya gelenlerden biriydi. Bir İyi kalpli eli açık, gerektiği za veya iki film yapmış olmasına | man yardım etmekten kaçınrağmen seyirci beğenmişti. Bir mayan arkadaş canlısı bir inekiple dış sahneleri çekmek i- sandır. İki dir elinden kaçır çin Gölcük’e gittiler, işte, ne dığı mutluluğu bu defa devam Film'le iki film karşılığı 50 bin j 0ıduysa bu Gölcükte oldu, ön lı olursa, sinema hayatı da uliralık kontrat vardı. İkinci fil ce dedikodula rduyuldu. Sonra zun ve daha başarılı olacaktır. mi Orhan Günşiray’la çevirdi. beraber göründüler. İki ay ön İki yıldır vizyona girmeyen ce de Çalışma hayatında, kendine evlendiler. Geçenlerde “ Bir Gecelik Gelin” için Gö bir zabıta haberi ile gazı telere tam bir itimadı vardır. Bir mi nül, “ En iyi filmim” diyor, de konu olan bu evliliğin ilk sal : Geçen ay As Filrr’in tek-"“ tı. Kocası ünlü “ Çapa” ailesi hikâyesi, “ Gönül Yazarın, K o lifini kabul etmiş şöhretli bir nin erkeklerinden biriydi. A r cası özden Çelik tarafından, aktörle oynayacağı fümin se tık çalışmıyacaktı. Dinlenecek bir otomobilin içinde, Mecidi ti. Evinin kadını olacakı.. Sah ye köyünde tokatlanmayıydı..” naryosu hazırlanmıştı. Gönül neyi de perdeyi de bırakmıştı. Mesele büyümeden kapandı. afişlerde adının, o şöhretli ak Lâkin, bir kaç ay sonra ümit Karı-koca anlaşıyorlardı, ara törle eşit büyüklükte ve yan leri kırık, ikinci evliliğinden larında gerçek bir âşk\ardı... yana yazılmasını istemiş, “ ha yır” cevabını alınca, mukavele de aradığını bulamamış olma Gönül Yazar sinemanın en yi bozmuş, film çevrilmemiş... nın yıkıntısı içinde, bir gece kulübünde şarkı sövıtmiye başladı. İ959’da Amerika ya bir kaçamak yapmış, dönüşte caz şarkıları söylemiye başlamıştı. Gönülü ikinci evliliğinden he men sonra görenler şaşırıyorBu arada bir daha evlenmiş lardı : Zayıflamış, bir deri-bir kemik kalmıştı. Fakat çalışma ğa mecburdu. Çalıştı. Kısa za manda kendisini toparladı. Caz şarkılarını bıraktı. Gene alatur kaya başladı... 11.000 STERLING üçü birden gülüyordu, dön Wi*i V.O. içiyor, Bu hayat Sigorta poliçesi ailenizin en büyük istikbal ve m enfaatlerini temin eder. Bir gece ölmüşseniz aileniz 1993 senesine ka dar senede £300 alacak, yani 30 X £300— 9000 — lira. K eza ölümünüzden sonra aileniz £2000 tutarında yekûn para alacaktır. D e mek ki Şahsınız için sigortanız £11.000— li radır. K eza em ekliye ayrıldığınızda yaşadı ğınız müddetçe faydalar ve nakdi paralar. tden bahseden Bener'e, oriar. Duvarlarda Cema! ■t Paşa'nın, İhsan Kalçeveli, çerçevesiz-. Rap. Bu/ılannj- t re s im le ri... Kadın, er- >eyaz.„ Karmakar# (Devamı S'ntı sayfada) V E R G İD E N DE M U A F T U T U L U R S U N U Z . Haftada ödeyeceğiniz taksid 13/— asgari Haftada ödeyeceğiniz taksid 15/— azami IflB A Uracaat: ENDER A C E N T E L İĞ İ E vkaf İŞ H A N I LE F K O Ş A T e l : 5932 D e ğ iş e n Kafalar adi o ru m o k u m a m ı»»» s a n e d ir kİ bu kitap, gö»n d irm e k te n önler M1 BAYRAM D O LA Y ISÎY LE U C UZ KÎTAP SATIŞI ; Görünüşe aldanın»- ; ^ bilen, herşeyden anlî Başaran Ticaretevi’nde ı i d d i a e d e r gibi » ete b ir başka kafaya İhıilbukl bu olabilir olsa an kafalarına u y ı» kişi olarak kalacaklar- 2 Mayıs, 1963 (bugünden itibaren 13 Mayıs 1963 akşamına kadar çeşitli Edebî roman, şiir ve hikâye kitapları çok ucuz bir fiatla satışa arzedilmiştir. tik defa olarak müessesemizin yapmakta olduğu bu U C U Z K İT A P S A T IŞ I’ndan fayda lanmak için acele ediniz. la n n g «.lW , “ " * * ak istediğin®'2 ^ B A Ş A R A N TİCARETEVİ Şehitler Caddesi No. 3A (Türk Lisesi karşısında) Tel: 74152 sn Kafalar” g| 3 ENER haKE* sa bflyük Kiteki"1 Y A Z L IK K U M A ŞL A R D A YEN İLİK S. Selka dedir. harple»-1 kıymet“ u. g ö * * 81 bir Ru* aS" S. Selka Pure Merino ve Lantax Mamulleri için mutlaka G Ü N E R Ö ZD İL Erkek Kumaşları Mağazasına uğrayınız. „ ->* son borc-n Rusya<k d5S m ıs in * * »1” t«ı 1 raflı olarak Anayasayı değiştirmek yoluna gi diyor. İşte çıkmazı doğuran başlıca senep te budur. Rum liderliği, başta Cumhurbaşkanı Makarios olmak şartiyle, yedisinden yetmişine bütün Rumlar, Türk toplumunun menfaatleri ni çiğnemek, Anayasada teminat altına alın mış bulunan bu haklardan Türk toplumunu yoksun etmek için gayretler sarfediyorlar. Hakkı çiğniyen, âdalet prensiplerine en küçük bir saygı dahi göstermiyen bu gayret lerin, lehlerine hiçbir zaman iyi bir sonuç ve receğini kabul edemeyiz. Çünkü Kıbrıs mese lesi tek taraflı halledilecek, yürütülecek bir mesele değildir. Bu gerçeği bile anlamaktan yoksun olanlarla, realist bir açıdan meselele ri tartışmağa imkân ve ihtimal var mı? Biz sanmıyoruz. Sanmıyoruz ama, onlar gene de bildikleri gibi haeket etmekte, bütün iyi niyet lerimize rağmen, sorumluluğu gene de bize yüklemeğe çalışmaktadırlar. Biz bu tutumu hiç de memleket lehine ola rektiğini Rum ortaklarımıza bir kere daha, hem de çok samimîbirşekilde hatırlatmak is BUGÜNE K A D A R KIBRIS BASINI’N IN Y A P M A DIĞI BİR HAMLE D AH A YA PIY O R U Z : Rüyaların Dili teriz. Palavraların, tehditlerin, baskıların hiç bir sonuç vermiyeceği kanımız dün olduğu gi bi bugün de kuvvetlidir. İrademize hâkim in sanlar olarak dâvamızı hak ve hukuk prensip leri çerçevesinde sonuna kadar savunmak az Okurlarımızın görüp te bize yazdıkları rüyaları bu konuda ehliyetli olan kişiler tefsir edecektir. Bize gördüğünüz rüyayı, isminizle birlikte yazınız. Gön derdiğiniz her rüyanın anlamı günü gününe sütunları mızda verilecektir. mi ve kuvveti içindeyiz. Çıkmazı yaratanlar Rumlardır, her konu daki, her ihtilâftan sorumlu gene onlardır. Ne kadar bağırsalar, ne kadar çağırsalar bu so O K A Y ŞÖFER O K U L U rumluluğu üzerlerinden tamazlar, dünya ge nel efkârını kandırmak yolunda da hiçbir za 176 GİRNE CADDESİ * En seri metodlarla ve cazip bir ücret mukabi linde Şoförlük öğretilir. * K E N D İN -SÜ R (Z ) Arabalarım ız uzun müddetler için em rinizedir kısa veya P L A K TEKİN M. BİRİNCİ M ER AK LILAR IN A K İTAP SA R A Y I A D A N IN EN B Ü Y Ü K TÜ R K K İTAPLIĞI En son çıkan her çeşit 45 devreli Türkçe İn giliz ce plâklar müessesemizde satılmaktadır. Mecidiye Sokak 11-13 FOTO ŞIK Lefkoşa. Lefkoşa T e l: 72232 Uzun yıllardan beri Türk kültürüne hizmet et mekte olan K İT A P S A R A Y I beğeneceğiniz telif ve lercüme romanlar deposudur. Onbinlerce cilt ara sından siz de beğeneceğiniz kitapları seçebilirsiniz. K İR ALIK H A N E K İT A P S A R A Y I aynı zamanda Tü rkiye’nin belli Lefkede Rum semtinde başlı gazete ve dergilerini günü gününe ithal eden, bir ev kiralıktır. tevzi eden en büyük bayiilik teşkilâtlarından birine Müracaat: Niyazi A. Uzunoğlu sahiptir. Lefke. K İT A P S A R A Y I her zaman için emrinizdedir. Her istediğinizi, her aradığınız yalnız K İT A P S A R A Y I’n da bulabilirsiniz. Mağusa Türk Kadınlar O K U Y A C A Ğ IN IZ K İT A P L A R I K A L İT E L İ SEÇEBİL Birliğinin Tertiplediği M EK İÇ İN K İT A P S A R A Y IN A B A Ş V U R U N U Z. 28 Mayıs “D EVR İM ” Balosuna Hazırlanınız. Kitap Sarayı Tel. 2824. ‘ ------ ----- İYİ SİG AR A D O S T U N U Z Y I L D I Z TEMİZLEME EVİ Elbiselerinizi en erken zamanda itinayla ucuz fiyatlarla, En modern usul lerle Temizleyen en ta nınmış Türk müessesesidir. U Ğ U R T İY A T R O S U 19 Mayıs 1963 Saat 8.30 da Baf Okullar Salonunda Müftü Ziyaî Efendi Sokak No. 32 - Lefkoşa. BU G Ü N E K A D A R M E M D U H A N A Milli, içtimai piyes 3 Perde. ER D A L T İC AR ETEVÎ’N İ EDEN H A N IM L A R IM IZ IN HEPSİ DE F İY A T L A R IN Ö TÜ R Ü M E M N U N O L M U Ş L A R D IR . Z İY A R E T UCU ZLUĞ U ND AN Bazı çeşitlerimizi veriyoruz : * Kadın şapka v e iç çamaşırlar, Kötüsü Düşmanmızdır * Plise kadın elbiseleri, Türk sigaralarının nefaseti ve nikotin nic betinin düşüklüğü bütün dünyaca tanınm ıştır Bu hakikati tahliller de teyid eder. nuz. man başarıya ulaşamazlar. D AVE T 12 Mayıs 1963 Pazar gü nü öğleden sonra saat * İy i durumda ve ucuz ikinci el satılık arabala 4.30 da açılacak olan T a t lısı K ö y Kadın Kursunun rım ız mevcuttur. sergisine sayın halkımızın * Y en i Lambretta m otosikletleri ve Citroen ara teşrifi reca olunur. baları için satış acenteliğim iz sizlere en iyi şartları Tertip Heyeti. temin eder. T el :5302 Buzlu «GÜNEŞ» limonatası içiniz S r â Î5 ' s nin kurulmamasıdır. Fakat ayrı belediyelere gidilmediği takdirde, Anayasanın ihlâl edildi ğini, Rum liderliği takdir edemiyor ve tek ta kalmışlar, daima hayal peşinde koşrak mese leleri halletmek yoluna gitmişlerdir. Unutma ( sınlar ki, bu memlekette, bu memleketin ger çek sahipleri olarak yaşıyan yüzyirmi bin Türk, hiçbir zaman Rum çoğunluğunun insaf ve merhametine terkedilmiyecektir. Yüzyirmi bin Türk hiçbir zaman hâmisiz değildir ve hâ- Neşeli, hayatı pek ciddiye almayan, değişikliği hareketi ■■■ ^— ı— »-U-U— Ln_n_r ■ dam Belediyeler konusunda Rum liderliği bir kere daha menfî tutumunu açığa vurmuş bu lunuyor. Bütün gaye, ayrı Türk belediyeleri misiz kalmıyacaktır. Meselelere realist bir açıdan bakılması ge daima a^afeıya egSk, ta olmaz, san‘' ° C ık ıa zı Yarjlanlar rak kabul edemeyiz. Çünkü Anayasa çerçeve sinden çıkanların niyetleri daima bozuktur. Rum ortaklarımızın son hareketleri bunu ye teri derecede ispatlamaktadır. Fakat ne ka dar acıdır ki, onlar daima gerçeklerin dışında IdızU içiyor, kafalan u ç u ru lm u ş ... GÖRÜŞLER AFİF MAPOIAR Türk sigarası içerek sıhhatinizi koruyu- * Fisto blûzlar, * R afya çantalar, * Pli etek kostümler, * Tu valet eşyaları * vs. vs. vs. TÜRK TÜ T Ü N LE R İ (KIBRIS) LTD. Şti. nr, T B Ü TÜ N H A N IM L A R M Ü ESSESEM İZD EN A L D IK L A R I Ç E ŞİTLE R İN R E K L A M !™ Y A P M A K T A D IR L A R . B U N L A R A SİZLE R DE K A T IL A B İ LİR S İN İZ . MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR A ___ __ h. S, D SAYFA: 4 • • U 1 i “ B det lük öze dar rak se, öne ger yor uza yol vey “ h. duj nı k a r' S şıd; han b a s ' yerJ kah • Z ( ğ f « ( Behiye Aksoy Hazırlayan, ö zer Kahvtcioğlu | essirdir ki ağlayan çocuk MUzik; melodi, ritm ve armo ( susar, uyur. Deve yatında gelecek bir yolda terkip ve | ki ağır yükü istihfaf, uzak imtizaç ettirmek sanatıdır. | mesafeleri istikrar tder ve Müzik melodi, ritm ve aımo hissettiği neşeden adeta niden doğan bir ses ilmidir. mest o.’ur. — Musiki İlâhi bir sanattır. — Müzik beşeriyetle i.eraber — Müzik seslerin mimr>risidir. doğmuş ve zamanla tekem — Musiki hayatın neşesi, ru mül etmiştir. hu, sürııru ve her şeyidir. — Müzik milli karakterin en — Müzik ruhu terbiye eden sadık bir aynasıdır, biricik vasıtadır. — Sanatın her şübesi gibi o— Bâki kalan bu kubbede hoş nun da vatanı cihandır. bir sadâ imiş. — Musiki, şahlanmış olan en — Batı musikisini sevdiğim asil duygularımızı >'e heye için Türk musikisini sevi canlarımızı sözle veya ya yorum. zı ile ifadeden aciz kaldığı — MUzik yalnız bir milletin mız anlardaki izhâr ve ifa değil, cihanın da dilidir. de lisanımızdır. — Müzik gökle yer arasında — Müzik şiirin müten.mimi ki her varlığı hiç kimsenin dir. tahayyül bile edenıiyeceği — Söz fikirlerin stenografisi, bir kudretle sarsar. halbuki müzik hislenmizin — MUzik halkın dili ve dün doğrudan doğruya dilidir. yanın timsalidir. Doğumun — Musiki aşkın lisanıdır dan ölümüne kadar müzik — Müzik aşkı besler. ten mütehassis olmıyan bir — Teganni, söz anlamıyan sa insan var mıdır?... biye ve belâdeti tah’ı ma lûm olan deveye bi le mü Hangi Tarz Miiziği Seviyorlar ? Ankara Radyosu’nun güzel) kılmaz, sarsılmaz temellerin ü Canınız sıkılıyor. Ya maddi nuz meselelerden alıp, bam veya manevi bir endişeniz var başka bir hayal âlemine sürük sesli, sevimli, sempatik bir san zerinde kopmaz bağlarla bağ lanmıştı. Şu halde eşinin ka Belki cebinizde paraıi'z yok. leyebilir. Hele müziği çok se atkâr hanım vardı. Müzisyen olan eşinin teşvik ııatları altında İstanbul’a gele Belki de aşıksınız. Veya bun viyorsanız, o takdirde hiç bir lardan ayrı bir derdiniz de ola zaman dertli görünmiyeceksi- ve yardımlarıyla hergtm biraz rek içkili gazinolarda okuma daha ileri gidiyordu. sında mahzur kalmamışü... bilir. Bütün bunlara lağınen niz demektir. Evet sesi birazcık değil, pek ' Behiye Aksoy sevimliydi, gü kısa bir süre için sizi meselele is a many splendored thing” rinizden çekip götüren, ayrı ve “ La Violettera” yı, Tuık mü çok Müzeyyen Senar’a benzi zeldi, sempatikti, güzel de oku yordu amma ne yapsın bu bir yordu. Fakat sahne hayatı da bir âleme sürükliyen imkânla ziğinden de “ Bir Rüzgârdır” yaradılıştı. Sesi doğuştan Se- ha değişik bir tabirle (piyasa) rınız mevcut olabilir. Meselâ, ve “ Bir Bahar Akşamı” adlı nar’a benziyorsa O nun kaba bambaşkaydı. kendinizi kaybedinceye kadar şarkıları sık ısk dinliyor. “ Kötü Adam" Öztürk Seren hati ne idi ?... Dinleyicilerin alâkasını top içebilirsiniz. Ama ertesi gün Umumiyetle parlak neşriyat lamak, onların daima değişen kalktığınızda bir daha içme gil “ Pepito” ve “ Çamlıca Y o lar yapıyordu bu hanım Beğe arzularını yerine getirn.ek pek mek için tövbe edebi l'rsiniz. lundamı diğerlerine tercih niliyor, seviliyordu. . Şimdi O’- zordu. Bir hayli tecrüte bir Üstelik bazılarınız içkiden za ediyor. Eşref Kolçak, Türk müziğin na yeni bir isim daha bulmuştu hayli alışkanlık lâzımdı Behi rar da görebilirsiniz. İçki iç Müzeyyen... ye Aksoy ışıl, ışıl neonlu bu meyince de derdiniz debreşir de, klâsik olmamak üzere bü bazıları : Küçük Sonra günlerden bir pün, is gazinoda bir müddet okudu ne durur. Tabii, içkiden daha mü tün kürdili hicazkâr parçala kemmel bir formül bulamaz rı, batı müziğinden de Ravelin tanbul’un pek meşhur bu gazi tice tam nıanasıyle pa; lak de sınız. Oysa yeryüzünde mil “ Bolero” su ile “ Ponciana” ad nosuna kocaman neonlarla bu ğildi. Dinleyiciler Ankara Rad san’atkârın ismi asıldı... Gala yocu’nun bu genç saıı’atkârı yonlarca insan bu formülü bul lı parçayı seviyor. Turgut Özatay “ Manduba- tasaray’dan Taksime ç kanla yerine isimlerini ezberledikleri muşlar. Anlıyorsunuz herhal la” ve “ Erenler” , Serpil Gül rın rahatça okuyacakları bir diğer büyük şöhretler tercih de, müzikten bahsediyorum. ediyorlardı galiba. Gerçekten de en dertli bir “ Faccination” ve “ Mehtapsız yerdi bu isim : Bir müddet sonra bu büyük ânınızda radyonuzun, pikabı Geceler” , Sezer Sezin “ Angus r Behiye Aksoy lambaların Ankara Radyosu ndan, gazi gazinodaki neon nızın veya teypinizin üiiğrne- tia” ve “ Bir cefa görsem sa sin'i çevirdiniz mi, şayet klâ nem senden” , Gülistan Güzey noya, hem de İstanbul gibi bir söndüğü göründü... Acaba ne olmuştu ? Eu sua Bayan Aksoy daha evvelce sik müzikten hoşlanıyorsanız “ De Gitar” ve “ Akşam Yine lin cevabı kısa bir zaman son Çaykovski’nin “ Romeo ve Jü- Akşam” , Muallâ Kavur “ Res- de şehirde... İstanbul gazinolarından bil ra kendiliîğinden açıklanmıştı. liet” Uvertürünü veyahut da takume” ve “ Gel Gitme Kal Zira bu defa Bayan Aksoy’hassa Kristal gazinosundan Rahmaninof’un iki numaralı ınasın Gözüm Yollarda” adlı piyano konçertosunu, hafif ba parçaları sık sık dinleyen şöh teklif almıştı. Fakât bir çok un adı bir başka gazinoda ve mâniler ve bilhassa yaptığı iz bir başka san’atkârın isminin tı müziğinden hoşlanıyorsa retli yıldızlarımızdır. Genç şöhret Türkftn Şoray divacın pek yeni oluşu bu ca altında idi. nız “ Angustia” veyahut "PeEvet, hem arkadaş, hem de zip teklifleri kabul etmesi için pito” adlı parçalar, Türn mü ise, hafif batı müziğinden “ Adio Adio” adlı parçayı, bir setti... izdivacın pek yeni ses’daşı Müzeyyen Senar. Bu ziğinden hoşlanıyorsanız "Mehtapsız Geceler” veyahut Türk müziğinden de ‘ Son ü- oluşu bu cazip teklifleri kabul sevimli san’atkarla birlikte ça lışmayı tercih etmişti... etmesi için bir setti... “ Leylâ” isimli şarkılar, bir an midim de bitti” adlı şarkıyı Behiye Aksoy şimdi daha em Devamı beşinci sayfada Artık eşi Udi Halil Aksoyla da sizleri içinde bulunduğu kurduğu evlilik müessesesi yı- niyette idi. Yerine zamanın ve — ( — < yaklaştıkları sırada Hamza bey fısıltı halinde: — İmparatorun mühürlü kâğıdına kanacaklar mı? de di. — Öyle olması lâzım, di ye cevap verdi Rüstern bey. Bizi Kerkoporta’vı müdafaa edenlere yardımcı göndermi yorlar mı? — Öyle yapıyorlar. — Konuşmıyalım! Tam 52 gündenberi Türk topları ile dövülen surlar, birer harabeye dönmüştü. Güllelerden bazıları surların üstünü de aşarak şehrin için de büyük, inanılmaz çukur lar açmış, bazı evleri, küçük manastırları yıkmış, yolları tamamiyle bozmuştu. Sur lardan yollara devriltn taş yığınları ise, görülecek şey di.. Hepsi birer küçük dağ' halini almışlardı. Üç arkadaş tam Kerkopor ta önüne gelince, üçu de dik katle buraya baktılar Ger çekten en çok harap olan yer burasıydı. O derecede ki kapının altın geçebilmek için zorluk çektiler. Nihayet bir kUçt'tk demir kapı önüne gelince durdular. Rüsteın bey yüksek sesle: — Heeey, burada kimse yok mu? diye bağırdı Bu sesle mazgallardan bir kaç taş parçası kopup aşağı ya akarken Hamza bey ço cukça bir heyecana kapıldı. İçinden: “ İşte buradan içe riye girseler...” diye düşün dü. Bir ayak sesi duyulmuş tu. Yaşlıca bir Bizans suba yı kapı altında göründü: — İmparatorun askerleri, buyurun. Ben buranın komu tanıyım, dedi. solistine göre, solist yardımcı lığı veya ikinci solist olmaksolist olmaktan daha tehlikesiz ve daha emindi. Çünkü daima, gazinonun boş veya doııı olma sında baş solistin adı zikredi lir ve “ bravo falancay» gazina kalabalık” veya bırak feşmekanı yahu baksana gazino bomboştu” denir.. Bayan Behiye Aksoy emindi iyi idi, rahattı. Başarı or.u bek liyordu. Ve bu sevimli san’atkâr, birinci solist kadar itibar görüyor hattâ beğeniliyordu doğrusu... Şimdi en mühim me sele bu başarıyı devam ettir mekti... Nihayet Türkiye’nin en bü yük ismi ile birlikte çalışmak nasip olmuştu. Behiye Aksoy’a Zeki Müren ve Belliye Aksoy Bütün dinleyicileri fethetmeğe kafi gelebilirdi bu bi’ leşme Zeki Müren beğeniyordu yar dımcısını, hattâ şöyle söylü yordu : — Biz burada iki sofist gibi çalışan arkadaşlarız.. Müren hakikaten seviyordu Bayan Aksoy’u, O’na fazlasıyle itibar ve iltifat ediyordu. O nunda fon perdesi değişiyordu Zeki MUrenin itibar ettiği bir san’atkâra dinleyiciler bitabii iltifat ediyorlardı.. Fakat !. Unutmamalıydı ki ZeKİ Mü ren, Zeki Müren’di işte. Büyük isim, büyük ses, büyük zekâ hasılı büyüktü. Bu büyüklüğe göre, ona kar şı hareketlerini de çok ölçülü olması icap ederdi. Müren’in şayet varsa ufak kaprislerine saygı göstermek şarttı hattâ icap ederdi. ÇUnki sevimliliği, sesi meyanırda al dığım alkışlar bir kısmını her halde baş soliste medyun olma lıydı. Fakat olmadı. Bu gtizel san’ atkSr düo’su ayrıldı, kabaha tin kimde olduğunu siz tayin ve takdir edin muteren1okuyu cular... Behiye Aksoy bu yazı An kara’da geçirdi. Orad in gelen haberler san’atkârın beğenildi ği yolunda idi. Buna eminiz Bayan Aksoy Ankara’da, mem leketinde elbet beğenilmeli ve takdir edilmeliydi. Bu kış için Behiye AKfoyun Ankara'da mı yoksa istanbulda mı okuyacağı heniu belli değil hayırlı olsun. Ankara Radyosu’nda ıııuhte lif kıymetlerden ders aıan ve bilhassa eşi Halil Aksoyun’da yardımıyla yetişen Belliye Ak soy’un bugün sevilen ve beğe nilen bir ses olduğunu herhal BiZANS'LI BEYAZ GÜVERCİN Tefkira No. 16 Rüstem bey göğsünden ru lo halinde katlanmış bir kâ ğıt çıkarıp uzattı: — İmparatorun eniridir, sizi Kinejiyon kapısına ta yin ettiler. Yaşlı asker rulo kâğıdı gözden geçirdikten sonra içini çekti: — Neresi olursa olsun, hepsi bir, dedi. Ama Mer yem ananın evlâtları, düş man bu kapının halini bir bilse... — İmparator da bunu bil diği için bizi gönderdi — Mukaddes Panaiya sizi takdis etsin. İşte burası. Yu karı mazgallarda da 28 aske rim var. Komutan hanginiz siniz? — Ben, dedi Rüstem bey bu da yardımcım (Lenger Amedi gösterdi), bu da İm paratorla, diğer komutanlar la haberleşmemi sağlayacak olan arkadaşım (Hamza be yi parmağı ile işaret etti). Koynundan bir rulo daha çıkararak Lenger Ahrred’e uzattı. — Beraber Kınijon kapı sına gideceksiniz, bu arka daşa yeni vazifesini göstere DEVRiMln Hikâyesi Bir Zamanlar Zeki Miiren’le Çalışan Sempatik Rağıp Şevki YEŞİM çeksiniz. İhtiyar asker hiç sesini çı karmadan kılıcının kayışını kapı altındaki bir çividen çı karıp aldı: — Tanrı sizinle neraber olsun, Erakilyus surunda ol mak isterdim ama, İmpara torun emri bu dedi ve yürü dü. Lenger Ahmet te peşine düştü. Hamza beyle Rüstem bey yalnız kalınca bir müddet etrafı dinlediler. Yukarıda mazgallarda arkasında bir takım ayak sesleri duyulu yordu. Hamza bey çok kısık bir sesle: — Allah vere de Lenger le Muğla!, çabuk hallederler işi, dedi. — ö yle olması lâzım, di ye fısıldadı Rüstem bey. Tam Kinijon kapısı ağzında bir sarnıç var, adamı oraya atmaları lâzım. — Görünmeden ten’ izleye bilirlerse... — Beyaz Güvercin bu işi kolaylaştıracak. Haydi gecik miyelim, sura çıkalım Gü vercin yanında mı? — Koynumda.. .— Hemen salıvermeliyiz. İki arkadaş kapı altından hızla merdivenlere yöneldi ler. Yukarı çıktıkları zaman dört BizanslI askerin maz gallardan dışarısını seyret tiklerini gördüler. Hamza bey: — Sen onları etrafına top la, meşgul et, dedi, ben ku şu salıvereyim. — Öyle olması lâzım, de di Rüstem bey, ama I enger yoldaşın attığı adımlurı hesab et.. — Ederim. ği saatin bittiğini kestirince elini hayvanın sırtından çek ti, sonra ayağına gevşek bir tarzda bir ip bağladı, ipin öteki ucunu da kule pence resinin demirine düğümledi. Hayvan ayağındaki düğüm leri gagasıyla çözmeğe alış tırılan bir hayvandı Hamza bey bu işi bitirin ce beyaz güvercinin biı de fa daha sırtını okşıyarak sessizce çekildi, sonra ora dan kendisini gösterircesine sur üstüne çıktı. Rüstem bey surdaki bütün Bizans askerlerini kuytu bir köşeye toplamış konuşuyor du. Hamza beyin ayaİc sesle rini duyunca: Rüstem bey, Bizans asker lerinin arasına yürürken Hamza bey görünmeden sağ taraftaki küçük kuleye doğ ru sıyrılıp girdi. Yukarıda herhangi bir kimsenin bulu — İşte benim sadık yar nup bulunmadığını anlama dımcım da geldi, dedi. Ona ya çalışıyordu. Hayır, kimse Mitikiyadis derler. İn paraler yoktu. Kulenin pencere torun sadık bir çocuğu . sine gelince koynundan bir Konuşmaları bitmiş gibi beyaz güvercin çıkardı, sır ellerini kalçalarına kovarak: tını okşadı, sonra bekleme — Bu kadar, dedi, ı erkes ğe başiadı. Belekledi, bekle şimdi istirahate çekilsin, ödi, bekledi. Lenger Alm etle nümüzdeki saatler sizlere ihtiyar BizanslInın vol alışla büyük işler düşecektir nnı hesab ediyordu. Onla Yüzleri gözleri toz top rın gidişlerini gözleriyle tarak içinde bulunan, kirden kib eder gibiydi. pastan tanınmaz hale gelen Nihayet artık tahmin etti- BizanslI askerler yc^un ar de söylemek icap eder.. O’nu daima alkışlamak ve takdir etmek isteriz. Fakat kendisine de daima itidal, sa bır temenni ederiz. Sonra ga zetecilerle bizzat konuşması, karşı karşıya gelmesi de en bü yük temennimizdir. Bu kendisi için çok daha iyi olacaktır. Bu sözlerimize ken disinin olduğu kadar eşi. değer li san’atkir Udi Halil Aksoyun dr. inanmasını dileriz. Behiye Aksoy herşeyden ev vel bir sanatçı olarak halkın ve toplumun malı olarak ken disini onlara vermesi ve onlar la daima bir temasta bulunma sı gerekir. insanlar Fikret “ İnanmıyorum sana.” “ Galdık bok gibi orta- “ Sunarlarsan, tak" dedi. “ Derviş, yap . yok?” “ N ’olsun be usta? Gör düğün gibi yaz işte. K o nuşmak istiyorum biraz sennen. Vaktin vaısa eğer...” “ Söyle” dedi. “ Şey...” dedim. Ben girdiğimde, konu şur bulduğum oğlan: “ Neyse...” dedi. “ Söy lediğim gibi...” V “ Olur, olur.” dedi, Sa I GİRNEDE ŞA H LIK lim Usta. | EVLER Oğlan çıktı. Birer san T “ Blue House ” mevI kiindeki Habart’tan aldalye çektik, oturduk. * mış olduğumuz malın “ Şu bizim Osman var S ikinci bölümünün satı şına önümüzdeki hafta . > ya..” başlanacaktır. Öde ' ’ “ Haa, brak keratayı. mede kolaylıklar ya tılır. Dün sepetledim, gitsin Müracaat adresi: gideceği yere.” dedi. Sabri Tahiı “ Niye kovdun sanki?” Girne “ Ayolum, herif pisin * * * * * * * * * * * * * * * * biri. Gelen geçenin gızına...” “ Para çalmış demiş sin sen.” “ Yo, o işin mahana ta rafı.” “ Zira o çocuk...” "Çalmaz, çalmaz” de di. "Nemelâzım, pis mis ama...” “ Dili öyle be usta. K e sip atamaz ki.” "K aç deta dedim. Yok oğlu yok. Adam kopuk” gın Rüstem beyin yanından ayrıldılar. Üçer beşer hepsi •'bağışla bu seferlik. birer tarafa çekildiler. Ha.' benim hatırım için” İki arkadaş yalnız kalır "Hatırın başımın üs kalmaz Rüstem bey Hamza tünde, ama...” ( beyin kolundan çekti, maz "N e aması, yahu? Bir gallardan birinin önünü gel diler. kez daha dene, baka- j 5 — Tamam mı? — Evet... Hayvan ipe alış tırılmıştır. Az sonra baca ğındaki düğümü çözerek ha valanır. — Küçük kuleye girdiği ni kimsenin görmediğine emin misin? — Evet.. Hah, işte bak, hayvan havalandı. Gerçekten beyaz güvercin birdenbire güneş ışığı için de pırıldayarak hızla hava landı. Önce surun önünde bir müddet uçtu, sonrı geri döndü, şehre doğru kanatla nnı çırparak Vlanga istika metinde uçup kayboldu. işte o anda, bütün surla rın da beklemediği bir şey oldu: Likos vadisinin Malice uzanan ayağında, Türk ordu sundan bir kaç top Kinijon kapısının bulunduğu surları döğmeğe başladı. BizanslıDevamı var lım ..” Düşündü biraz. Saçla rının dibini kaşıdı. İki üç nefes çekti sigaradan “ Nerede şim di?' “ Kahvede.” “ Gambur Derviş’in?” “ Evet, evet.” “ Bak, senin hatırın için, bu defalık...” “ Evet, evet. Bir dene yelim.” "Gideyim , söyleyim .” “ Dur, ben gideyim ön ce. İşin esasım çakma sın. Sanki ben konuşma dım da seninle, sen ken din..” - -1 dil b** san ki kahve bize." muştu biraz. “ Sigara alayım ben. Geliyorum.” dedim. Dışarıda, ıslak, taze bir toprak kokusu çarp tı burnuma. Köşebaşındaki sigara satıcısı yaş sigara.” Uzattım. Aldı. “ E, daha ne var, ne 3 “ Gördün?” dedi » ti» kü dediğin...” “ Birer kahve ha?” dedim. yerde.” “ Bir iş arıyalım sana.” “ İş hani be? Okutma dı bizi bubamız olacak herif. Cırt cırt çıkarttı lar, bıraktılar.” Yağmur diner £<bi ol yordu. “ Merhaba” dedim. “ O, merhaba. Napan?” “ îylik vallahi. Y ak bir .tlfn ' liyordu Osman. T u * 'un “ Benimki orta olsun dedi Osman. rden us» Sonra gitti, radyoyu sonuna kadar açtı. “ Sağır yok burada." dedim. k *ı bu htsls v tn Biraz kıstı. Geldi. Bu Radyo p*0* 1 sırada, Salim Usta gö ründü kapıda. Görünce P * bizi sukutu h suratı asıldı Osman'ın. Usta ile göz göze gel^ 'T lm e s i cidden fay*1 dik. “ Merhaba.” dedi. vermek mür Bir sandalye çekti, oturdu. Osman kafasını dışarı çevirmişti. Par makları•ı, sinirli sinirli *• ı feafat tamlaması kâğıtlar in karıştırıyordu. | ,„,7rt’in ‘güzelliği"' b,r lı kadına: “ Bir Matinee.” dedim. “ Kibrit?” dedi, “ istem ez.” dedim Çıkardım bir tane yak tim. Osman’ın ustasının dükkânı sokağın az yukansındaydı. Kapıdan girdiğimde, genç hir oğ lanla birşeyler konuşu Halbuki onun, basın mensup larına ve bilhassa radvo ile il gili yazılara karşı, kocası Udi Halil Aksoy’u kalkan olarak kullanmaması biraz mânidar. Daha evelki bir tarihle, özel olarak Ankaraya gönderdiği miz arkadaşımızı da aya; şekil de ve ayni atmosfer içerisinde kocası karşılamış ve röportajı kocası yapmıştır. Halbuki şunun şurası mu hakkak ki, bir insanın kocası ile kendi arasında, görüş ayrı lıkları olduğu muhakkaktır. Durum böyle iken. Behiye Ak soy’un halâ bu konu üzerinde ısrarla durması luzumsuzdur. San’atkâr eşlere kucak do lusu selamlar... u » * 1 .nUVtf Esse-* “ Ne?” dedi Salim Us ta. “ Ktisdük şindi?” ^ Bu teklifi nasıl k a b ı “ Ne küsmesi’ ” dedi. Osman. I iniyoruz. “ Annamayık sanki." Heie başağnsı, mide bu “ Kavgayı bırakın.” de sırlan tedavi eden bir ha dim. “ Osman, ustan gy} Brçmızı en fazla ağrıtan, n di oğlum. Konuşacak se landıranda o... İçinde : ninle.” yor“....muhteviyatının biri “ Gonuşacak ne var?" “.terkibindeki maddeler r “ Yarın dükkâna gel” mekiçin..”. dedi Salim Usta. “ İşin Yani sizin anlıyacagır hazır.” ûaçriülecek: içindekiler h “ Ne geleyim? Hırsı te^p başarılı bir çare el zım ben.” Mikroskopik düşünceler, t “ Naz da eder adam?" Anlaşılan Kıbns Rady “ Naz maz eddiğim yok kendi kendini reklâm ediy İş bulurum ben.” “ Osman be.” dedim. “ Kısa kes yahu. Başla yarın işe. Başka iş nere de bu zamanda?” DENİZ MEVSİMİN “ N e yavu?” dedi “ İki BAŞARAN TİCARETEV sözünden biri hırsız, ko I TERDİGt ÇEŞİTLERİN > puk...” (< İ müşterilerin* “ Gabahat bende” de di Salim Usta. “ Geldik ____ j GRES senin gibi adamın aya ____ •W ı m»skeler v« «v b ğına.” Kalktı, omuzuna vur du hafiften. “ Ben büirim mal'mı.." dedi. “ Ne dedim sana?” Sustum. Salim Usta çıktı, gitti. “ İyi etmedin.” dedim Osman’a. “ Sen giddin da söyle din, değil?” “ Y oo.” “ Sen giddin, sen Bili jj tuiyanmtanınmu I ;| «reHI lUlyan F«brlkas„ N t deniz gözlükleri ve - ^yolar V4. V4. I R e m iz d e , y n c t) I Htr türlü kırtMiye eiys y ı rim.” “ Evet.” dedim. Gürültüyle kapı açıl dı o sırada. Dağınık saç lı bir oğlan, kulağına i* ğildi Osman’ın, birşey ler fısıldadı. O söy’.edik çe Osman kafasını sallı yordu. Sonunda da: “ Y ok be?” dedi. “ Yaa.” dedi öbürü. Eliyle, havada bir ka dının — daha doğrusu bir kip cihazının — s»lü etini çizdi. “ Bomba gibi garı." de di. “ Vay anasını.” dedi Osman. “ Hade.” dedi öbürü. Kalkmağa davrandı Osman. Sonra caydı. “ Boş ver.” dedi oğla' na. “ Eyi mana deyil buOnun bunun garısma Eyı. Biraz soğram ge .irim ben.” “ Bak be. Adam di„ biz da seni.” dedi' büfü Kahveye döndüğümde iadyodan türküleri din- * ..Ben y0ğum” dedi (Devam| sayfa 5te) MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMI ?TIR m ev sim ^ h S A Y fa : DEVRİM 11 Mayıs 19<İ3 1 •totet Aylâk insanlar BİR D OKUN a s r Kendi Kendine Reklâm sayfa dörtten kalan man. Kıbrısta son yıllarda reklâm cılığa önem m io t « W . '■•«cdc A O d f t CH^rrtı- ?%t oı. V»> * n M İM . ^ “ Kopuk mopuk deller ama, bakma esasında gaibim iz tem izdir.” Kalktı. Gitm eğe dav randı. “ N ereye?" dedim. “ Dolaşacağım biraz.” dedi. “ Gideceksin değil mi yarın işe?” “ Bilmem.” dedi “ G it” dedim. “ Beni dinlersen...” “ Gideyim?” dedi. “ Böyle daha mı iyi Yıllardanberi reklâm işleri servisi yapmak ta olan Kıbrıs Radyosunun maalesef bunu, ge rektiği şekilde ifa etmediği görülmektedir. Reklâmcılık bir yana, doğru dürüst bir Türk- * O k ıtf^ . r “ Neym iş?” dedim. “ Ivır, zıvır...” dedi. “ iy i çocuksun sen.” dedim. rine zarar getirdiği hakikati ise üzerinde du rulması icabeden önemli bir konudur. Reklâmda aranan şey nedir? Önce, muhak kak ki iyi bir Türkçe... Sonra akıcı cümlelerin reklâmcılık anlayışı içinde sıralan m ası.. »an «Uy Dağınık saçlı oğlan çıktı, gitti. verildiği; fakat yine de bu sanatta gerekenin yapılmadığı, yapılamadığı bir hakikattir, İyi bir şekilde hazırlanmıyan reklâmın, fayda y e çenin kullanılmaması bu üzüntümüzü daha da artırmaktadır. Bu yüzden şimdilik Radyo rek lâmlarının sadece dil bakımından ele almağı uygun buluyoruz, ön c e kullanılan dil Türkçe- W ye benzesin; reklâmcılık san’ati sonraya kal Us^ sın. taa* Bu meselede, her Türk’ün, kulak tırm ala yıcı cümle ve ibarelerden usandığını söyler “»»ç a rp . >► * sek hataya düşmediğimiz kanısındayız. Pek fazla okuması, yazması olmıyan bir vatanda pC B î y a * sanki?” dedim. “ O da doğru ya..” de şın bile görebileceği bu htaların radyo men 4 *d im î»k na veremiyoruz. Radyo programlarında konu şulan Türkçe ile reklâm Türkçesi arasındaki muazzam fark, bizi sukutu hayale uğratmak dik. »taantm tur<fo- Osm*, öır og- ce bir iki tanesini yazm akla iktifa ediyoruz: Meselâ bir reklâmda “ güzel le z z e t” diye bir sıfat tamlaması geçiyor. Biz maalesef bu ‘lezzet’in ‘güzelliğini’ bir türlü göremedik. çevimi Honuşu "«klan, njjf kâğıtları 1 ^ Jim. upan?'' “ NerdedS* İAk bir ta. "Kus# jjjf “Ne küfflsFı Başka bir reklâmda şöyle deniyor: “ ... fir ması s iz e .... iç çamaşırlarile giym enizi teklif eder.” Bu teklifi nasıl kabulleneceğimizi de bilmiyoruz. Osman. “Annarnajisi ir, ne Hele başağrısı, mide bulanması gibi rahat “ Kavgayı tak dim “OsiT:r Gör ) di oğlua Kûaş; :r Ko- nink.' biraz “Gonuşacaks' ısa e* “Yarın düi <j«li Safim fa hazır” “Ne EeleyiB?i Vcmu- zun ben‘Naz daedcı llan: •Söy- Anlaşılan Kıbns Radyosu, firm aları değil, “Naz mazeö1 kendi kendini reklâm ediyor. BlN A H DİNLE. buhmm^ i». Sa- “ Osman te ‘ ••Kısa te rer san rduk. m var yarm de buzsa» “Ne söıümSto'* Lem tayı. gitsin dcO.1sanki?” |n t P»»n in gi2‘denıiV »M O » u Müjde..... Müjde ^ıllcu. ^ •Ben% çlKU' ^ TERDİĞİ ÇEŞİTLERİN V A S IL O LD U Ğ U N U m ü ş t e r il e r in e : m ü j d e l e r Y *n® ,t* |yanın ânınmış balık avı İçin tüfekler Pireili İtalyan Fabrikasının imal ettiği her çeşit deniz gözlükleri ve maskeler. Mayolar v.s. v.s. Müessesemizde aynca, Her türlü kırtasiye eşyaları da bulunmaktadır de- pis m** Y o* kopuk Mm s e fe r i»* »m S ‘n Son SE YAH AT EDECEKLERE Otomobilleri ile Türkiye veya Avrupaya seyahat ede ceklere Trafik Sigorta poliçe lerinin gidecekleri memleket lerde muteber olması için Si gorta Acenteliğimiz tarafın dan istenilen müddet için “ GREEN CARD " verildiği saygı ile bildirilir. “ RÜSTEM SİGORTA ACENTELİĞİ” Londra Sokağı, Tel: 4334 Lefkoşa. DAVET Deniz mevsimindeki ihtiyaçlarınızı alma dan önce Baaşran Ticaretevini mutlaka ziya ret ediniz. Mahrumiyet bölgelerinden kaçış Yazan : llter VEZİRO G LU Son zamanlarda cem iyetim ize hizmet ko nusunda bu toprakların uzak köşelerinin y a dırgandığını ve mahrumiyet bölgelerinden bir kaçış olduğunu biliyoruz. ö t e yandan şehirlere büyük bir çoğunlu ğun koştuğunu ve bir düşkünlük halini aldığı nı da görüyoruz. Hele daha okulunu bitirm eyen veya bitir mekte olan birçok gençlerin Lefkoşa gibi şe hirlerde va zife almak için kıvrandıklarını gör müş ve isteklerini işitmişizdir Bütün aydınları şehirlere verip diğer böl geleri açık bırakmak kabil değildir. Buna göre şehirlerde va zife almak için istekli olan kim seler çeşitli m azeretler ileri sürerek muratla rını mümkün kılmağa çalışırlar. Bazıları da iltimas ve kayırmalarla bunla ra m uvaffak oluyorlar. M uvaffak olmıy:ınlar çalmadıkları kapı katlanmadıkları düşüklük kalmaz. Bizce, muratlarına eremiyen kimseler uzak köylere gidince iç sürgünü içinde bulu j nurlar. Böyleleri ise o yerlere gerçek ve can dan hizmet edeceklerine şüpheli bulunuyoruz. Madem ki gaye cem iyete faydalı olm ak tır, mahrumiyet bölgesi olsun neresi olursa olsun, gitm em iz lâzımdır. Karşıkı unsuru y e tişip geçmek için rahatsızlıklara katlanmak zaruridir. Bu vatanın her tarafını kalkındırmak için seve seve bütün yurt köşesine koşmamız lâ zımdır. -I Küçük yaştaki çocukla rını ihmal ve terketrne su ÜÇ R UM G EN C İ TEVKİF N İC E R Y A Batı N ijeryada bir ağa çu ile dün Lefkoşa Kaza EDİLDİ cın geçm ekte olan bir Mahkemesi huzuruna çıLefkoşa Polisi 12 ile 13 otobüsün üzerine düşerek kanlan Lefkoşalı bir Türk yaşlarında Kıbrısl' üç onu hemen hemen ikiye kadım mahkemece suçlu Rum çocuğunun tasarru bölmesi sonunda içindeki bulunarak üç ay hapse funda bazı bisiklet parça 31 yolcudan 14'ü ölmüş mahkûm edilmiştir. lan bulunmuş ve bunlan ve 12’si de ağır surette ya --------- ------------------ } 1963 Nisan ayı zarfında ralenmıştır. HIRSIZ A R A N IY O R Rum cemaat meclisi ile i ö t e yandan bugün er 8 ile 9 Mayıs 1963 gece- Athineon sineması dışın ken saatlerde batı Ceza~si Kasabalı Petrakis Evan daki bisikletlerden çaldık yirde şiddetli yağm urlar thi K on ioti’nin evi açıla larını kabul etm eleri üze sonucu meydana gelen bir rak 12 lira kıym et:nde rine kendilerini tevk if et toprak kaymasında, kaya muhtelif mücevherat ça miştir. Suçlular mahkeme lar ve toprak altında ka lınmıştır. Kasaba polisi ye sevkedileceklerdir lan dağ yamacındaki bir soruşturma yapmaktadır. evde yaşamakta olan iki POLİS BA N D O SU aileye mensup 10 kişi ö l İN G İLİZ ASKFRİ Polis veJandarma ban müştür. TEVKİF EDİLDİ dosu, 12 Mayıs 1963 Pa Tasarrufunda hırsızlık Gücü mensubu, 10 Mayıs zar günü, saat 17.oo de Girne Limanı yak nında olduğundan şüphe edilen 1963 tarihinde Larnaka halka bir konser veı ecek- bir kadın bisikleti bulun Polisi tarafından tevk if Bir bakıma gidilen yerler ve orada ömür sürmek zor olabilir. Bunlara katlanma kararı ve zorluklara karşı koyma cesareti insana ne ler kazandırmaz. duran bir Kıraliyet Hava .edilmiştir. tir. Kıbrıs gibi ufacık memlekette uzaklık de nen birşey, mahrumiyet bölgesi yerler yok di yebiliriz. HER K İTAP Y E N İ BİR UFUKTUR. Kıbrıs’ta aradığınız her cins kitabı Şu sözlerim le bütün aydın gençleri kas tetmediğimi de aynca belirtm ek isterim. Nice gençlerim iz de vardır ki vatana hizmet için ne reye olsa koşar. O koşmıyanlar yalnız Ö ZK E R Y A Ş IN K tT A B E V t’nde bulabilirsiniz. Mecidiye Sokak 15A Lefkoşa — Tel: 73151 rahata ve nimete göz dikeceklerdir. 12 Mayıs 1963, Pazar günü ö.e. saat l l ’de açılıp İS Ma yıs, 1963, Pazartesi günü ö.s. saat 4’e kadar devam eriecek. olan Boğaziçi (Aytotro ■ LârHERKES BOSFOR OTEL’E G İD İYO R naka) Köy Kadın Kursu sergi — Y a z geldi, tebdili hava için nereye gidiyorsunuz? sine teşrifiniz saygı i!e rica — Bu yaz biz yerim izi BOSFOR O TE L ’den ayırt olunur. Tertip Heyeti tık. H er sene konforsuz e v kiralayıp, eşya nakli, ev tem izliği, yem ek pişirmek, çamaşır yıkamak v s. zah metten kocam beni kurtardı. D ENİZ M EVSİM İNE GİRERKEN BAŞARAN TİCARETEVİ A Ş A Ğ ID A GÖS fi»’ Italyanın tanınmış GRESSİ marka deniz göz di S»!®1 lükleri, maskeler ve av bıçakları.. senin S® dediSustu®; dı. sızl,*tlan tedavi eden bir hap reklâmı var ya.. Başımızı en fazla ağrıtan, midemizi en çok bu landıran da o... İçinde şu şekilde lâflar geçi yor: “ ....muhteviyatının birlikte çalışma tarzı” “ ...terkibindeki maddeler midenizi tanzim et mek için..’’ . Yani sizin anlıyacağınız, mahut hap su da eritilecek; içindekiler hep birlikte hareke te geçip başarılı bir çare elde edilmiş olacak Mikroskopik düşünceler, uzun uzun lâflar... ıslaktı Saçla rını atkuyruğu yapmış bir kız geçiyordu sokak tan. Ü veyik gözleri var rimiz müsait olm adığı için elim izde bulunan birçok misalleri verm ek mümkün değil, sade Blr sadjljt, Ben de çıktım. Sokaklar tadır. Aynı dil derecesinin reklâmlarda muha faza edilmemesi cidden şayanı teessüftür. Y e "Merhaba/^ a* yu- 1.1. di. Çıktı. subu tarafından ihmale uğratılmasına bir ma Çocuklarını Terkeden Kadın üç Ay Hapse Mahkûm Oldu MEMLEKET M ESE LELER İ: LEFKOŞA A TA TÜ R K İLKOKULU m ü d ü rlü ğ ünd en — BOSFOR O T E L ’in lüks salonlan, nefis yem ek leri, itinalı servisi, güzel manzara ve havası içinde güzel tatil geçirebilirsiniz. Okulumuz fakir öğrencileri — Bu yaz siz de yerinizi BOSFOR O T E L ’den ayır yararına 19.4.1963 tarihinde tınız. Fiatlar her bütçeye uygundur. tevzi edilen rozet hasılatının £153.000 olduğu, seve seve teberrüde bulunan sayın hal kımıza duyurulur. ı ♦♦❖❖❖❖❖•{••{••M** Hü s e y in ş iş m a n M AĞAZASI H er nevi ucuz bakkali ye çeşitleri yanında av m alzem eleri ve içki çe şitlerini ucuz olarak her zaman tedarik edebilirsi niz.. Prensibimiz az kâr la fazla satış yapmaktır. Deneyiniz. Ziyaretiniz menfaatımzadır. H. ŞİŞM AN Tel: 5606. Lefkoşa. m N a z /h . fa c f Ç a m ---------------- SERGİYE D A V E T ----------------Ozanköy (Kazafana) Köy Kadın Kursu’nun N AK IŞ, D İKİŞ, / Ct / M G ü \ '£ N L £ K ül a ş i r l a r /m z ^ TEMİZ Ç A M A Ş IR ve Y E M E K SERGİSİ 11 M A Y IS 1963 C U M A R TE S İ Ö.S. S A A T 4 de L A N /M /Z ...'. O Z A N K Ö Y İL K O K U L U N D A A Ç IL A C A K T IR . Kurs öğretmeni ve köy idare heyeti sergiyi ziyaret etmenizi özlerler... Sergi Pazar günü de (12 Mayıs 1963) ö. e. 9 - 12 ve ö. s. 3 -6 açıktır. HANG İ TA R Z VİYO R LAR ı{ MÜZİĞİ SE Sayfa dörtten kalan seviyor. J Bizim sinema dünyamızda da müziksever bir çok artisti miz var. Herhalde onlaı da müziğin iyi bir şey olduğunu takdir edenlerden. Film çalış malarından, galalardan boş va kit kaldı mı, radyolarıyla, te ypleriyle, pikaplarıyla başbaşa kalmayı tercih ediyorlar. Meselâ beyazperdemizin kral aktörü Ayhan Işık, fırsat buldukça, Çaykovrki’nin “ Ku ğu Gölü” nü dinliyor. Tabii ye rine göre, Türk müziğini de ihmal edenlerden deği’. Biz den en çok dinlemeği sevdiği şarkı da “ Vuslatından gayrı el çektim, yeter ey bi vefa” Muzaffer Nebioğlu “ Portofino” nun yanında, “ BeİKi bir sabah gelecek” adlı şarkıyı se viyor. TEMİZ /Y s f ? T Rejisör ve aktör Orhan Elmas’ın “ Fascination” ı, Türk müziğinden de “ Ne zaman dö neceksin” var. Genç yıldızlarımızdan Sem-... ra Sar Batı müziğinden “ l.ove : **er HEDİYE verilir. b r t e m Yi k a r ş e / n ' z paket TEM İZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardağı MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR D DEVRİM II Mayıs I9ıı;ı Eleme Maçlarının 2. Haftasında 1 i "B der 'Uk Öze dar rak se, Anadolu Genç Karmasında Kaptan Olarak Oynayan Nejat Onat Röportaj Yılmaz.H.HAKERt — Spora ne zaman, nasıl ve nerede başladınız ? “ 1943’de Balıkesirde doğ dum, ailemde spora karşı bir soğukluk vardı. Bu sebepten dolayı on yedi yasıma kadar hiç bir spor alanında çalışma dım. Sivas’a tahsil iç’n gitti ğim zaman şimdi karşıyakada senterhaf bulunan Ahmet Tunanın ısrarı ile basketbola baş ladım. Daha sonraları sol oçık olarak oynadım. Lise takımın da oynadım. Orada başarıları mın neticesini Sivas 4Evlülde lisansiyer futbolcu olarak al dım” — Yabancı gözüyle Kıbrıs futbolu hakkında görümleriniz nelerdir ? “ Kıbrıs’ta yalnız i-.-rtlere inhisar ediyor, onun için dai ma ayni sonuçlar alınıyor Fakt Türkiyeden gelen antroner ner sayesinde, takımların oyu nu gerek teknik bakımından ve diğer yönlerden düzel e bi tan Enver, Çetinkaya’ılan Ergündür. En çok takdir ettiği takımlar D.T.B. den sonra Y. A.K. ve M.T.G. gelir. — Buradaki spor faaliyetle ri yeterli mi? Eğer bu alanda En çok sol iç mevkiinde oyna eksikler görüyorsam/, bunlar maktan hoşlanır. nelerdir? — İleride tekrar Anavatana "Hayır! Çünkü spor yalnız dönmek İhtiyacını hissediyor futbol manasına alınmış, diğer musunuz? Böyle bir düşünce kollar fazlasiyle ihmal edilmiş niz varsa şahsi da olsa, sebep hatta unutulmuş bile. Örneğin lerini açıklayabilir misiniz? basketbol ve atletizm. Bunlar “ Nejt bu soru karşıyında bi okullara yerleşmişse de maa raz durakladı, sonra gülerek... lesef kulüplerde bunlar ala “ İlerde Anavatana dönece nında hiçbir faaliyet göze ğim elbet fakat bunun sebebi çarpmıyor. ne gelince... Olsa olsa Anava İlk olarak Sivas dört Eylül tan hasretidir. de oynamış Necat.. Dah-ı son — Sahalarımız ve kulüpleri ra Ankarada Gençler Birliğine mlz hakkında görüşleriniz ne trasfer olmuştur. N. Onat ko lerdir? Cevabınızı verirken yu GalatasaraylIdır. Bu Gala- Anavatandakilerle kıyaslama tasaraylılığı oyndığı kulüp D. yı reca ediyorum? T. B. nin lenkleri ise sarı - lâ“ Sahalar genel olarak Anavert olmasında bir mahsur ta vatandakilere nazaran olduk şımıyor. Türkiyede benimsedi ça kötüdür. Bugün Türkiyenin futbolcular başta Metin Oktay en ücra köşesine bile modem lir. Can Bartu, Suat Mamat ve sahalar yapılıyor. — Necatın beğendiği futbolcu Gençler Birliğinden Tuncay — Sporun tehlikeli birşey İra başta takım arkadaşları M. Özçeri ve Tevfik Kuliay’dır. olduğunu söylüyorlar “ bilhasT.G.den H. Galliga D.T li den Sevim ve Osman Uçaner, K.K den Özer, Ü.Y dan Üner, L.T. S.K. dan Önder Natık, Y.A.K. M A SA D A ÜÇ KİŞİ om ;-. ger yor uza yol I vey “ h> duy nı g kar S şıdi han bas| yeri; kah vey de keti'* mıy Dah (ma mad tı kı gült rınd nin . 7in ; mek gerçcillik İ ıfeüb İde de Jdeğil t«risi Yere başk: kendi cek r sanm |düşüş; ve a ıkendi ska rülelıV ktnjif İÇİ<İ ö Oy.‘ düşmı verme Tahk^ sadecj) sumU/ yere c 2İ v k c maşım r Yılın Sporcusu ve Hakemi Kuponunu Yayınlamıya Başladık Y IL IN SPORCUSU VE H A K E M İN İ SEÇİNİZ Anketim ize katılacak olan okurlarımıza çok kıymetli hediyeler vereceğiz. Cumadan itibaren yayına başladığımız Y IL IN SPORCUSU ve Y IL IN HAKEMİ müsa bakamız 30 gün devam edecektir. Aşağıda sunduğumuz kupondan 30 adet doldurup bize gönderen okurlarımız Y IL IN SPORCUSU ile Y IL IN HÂKEM İne oy verecek lerdir. Her şahıs dilediği kadar kupon doldura bilir. Y IL IN SPORCUSU ile Y IL IN H A K E M İN İ seçen okurlarımız arasında muhtelif hediyeler dağıtacağız. Seçilecek olan Y fL IN SPORCUSU ile H AKEM İNE kıymetli birer kupa, diğer okurlarımıza da şu hediyeler verilecektin 1 — BÎR CEP RADYOSU 2 — BİR KOL SA A Tİ 3 — BİR GÖMLEK 4 — BİR K R A V A T 36 kişiye de muhtelif kitaplar. İŞ TİR A K KU PONU İSİM ADRES - m Şanslı Pogru Mu/ BEĞENDİĞİNİZ SPORCU BEĞENDİĞİNİZ HÂKEM N _g; çıkarr Ani» bir ha soura gece ı — ( ranın! nizi kı ise çık ceğiz.^ NOT: K U PO N LA R IN IZI, DEVRİM GAZETESİ (Anket Servisi) P.K. No. 363 LEFKOŞA — ( padişa bu çac tı, der geldiyi sin di} Nihs diler 1* sızan l meleri m çıka fa yen Yuk. r aksetti f — 1 Derviş çıktı . komad Haydi, Ham damıyl mirini itti, ka disi, sc ve uz Hamza yerine j duran örttü. — °! Osman' M. Karşıya ASPAVA Lefkoşa’n'n en şahane yerinde, Türk semtinin iftiharı, en modern bir şekilde tefriş edilmiş, huzur ve sükûn kaynağı A S P A V A sayın müşterilerinin ilgisini bekler. A S P A V A Bar ve Resturantı, aile yuvanızın sı caklığında, temizliğinde çok müstesna bir eğlence ye ridir. Partileriniz, düğünleriniz için A S P A V A en cazip bir yerdir. Hemen yemekler için abone olabilirsiniz. Yeni ilıtas edilmiş bulunan abonman usülünden herkes faydalanabilir. TE M İZ LİK , İT İN A , GÜZEL SERVİS, BOL MEZE, K A L İT E L İ YEM EKLER EM RİNİZDEDİR A S P A V A BAR RESTURAN T Girne Yolu Lefkoşa. cü-Mağusa Türk Gücü maçı iEleme mçlarımn ikir.ci haft çin başlanacak. sc> futbol alanında” buna siz sına bu gün taksim saht sında oynanacak olan Genç!:k GüSaat dörtde başlıyacak olan de İnanıyor musunuz? maç hakkında önceden oir şey Spor tehlikeli değildir. Çün söylemek boşuna konuşmak kü belirli kurallarla yapılır. demektir. Her iki tal:;mın da Fakat bu kurallrın dışına çıkıl denk galibiyet şansı olduğuna dığı zaman oyuncuda ne göz inandığımız bu maçta beraber kalır, ne kulak... lik en normal neticedir Ama Nejat Onat Kıbrısta bulun beraberlik sonunda 30 dakika duğu zaman zarfında Türkiye ek konacağını da unutmamalı. amatör millî takım kadrosuna 120 dakikalık oyun müdde çğnlmış oyuncularımızdandır. tinde nasıl olmasa şans, bir Ayrıca Anadolu genç karma tarafa dah çok yardım edecek sında kaptan olarak oynamış tir. tır. N. Onat’ın amacı pıofesyo Daha doğrusu, han£: takı nel bir futbolcu olarak yetiş mın ön oyuncuları fırsatları mek ve Türk sporuna olduğun dan fazla hizmet etmektir. Genç futbolcuya başarılar.... Tür Rt dha iyi kullanırsa galibiyet o takımın olacak. Gençlik Gücü, galip gele bil mesi için geçen haftaki Lefke galibiyetine güvenmeıııelidir Türk Gücü, galip gelebilmesi için liklerin sonlarına doğru aldıkları kötü neticelerin etki sinden kurtulmuş olaran maç’a çıkması lâzımdır. Gençlik Gücü başkanı Yu suf Sâlih’in bu maç hakkında düşündükleri şöyledir. "Gençlik Gücü’nün eskisine nazaran morali hayli yükselmiştir. Sporculnma tUvenim tamdır. Yarınki maçın netice sinden ümitliyim.” -rJSlSET» Sayımızda 34 Defa Milli ö f ® * ? Fnrmayı Giyen, Balkanlarda Eşi Olmıyan Atletimiz Dalkılıç’ı Tanıtıyoruz J 2 rL # e d fle » bu JJJJn Rumların bu 2 w v.mıksıttı tutumu us- Anayasanın (Sayfa 2’den kalan) bir düzen. Pikapta plâklar... Ardı sıra düşü yor. Bankodaki üç kişilik grup bazan pikaptan] gelen sese uyarak sağa sola sallanıyordu. Benerin konuşması önce “ acunda mutlu yaşamak için neler yapmalıdır?” üzerine idi. Bu konuyu “ İntihar etmek de bir cesarettir” le bitirdi. Ve Kıbnstaki sanat hareketlerine ge tirdi. Birleşelim, bir dergi çıkaralım dedi önce Sonra birtakım isimler saydı kadroya a1,na Fenerbahçe kalecisi hazım cak. Bunların çoğunun adını duymamıştım;.] dan sonra en az gol y.’ iniş bu bir kısmını da şair diye tanımak pek mürıkün lunan Turgay, kaburga kemi değildi. ğinin çatlaklığı dolayısıyle hay Benerin uzun süren konuşması beni dü li zamandan beri antremanla ra bile inemiyordu. şündürdü. Sırf bir sanat ve edebiyat dergisi yayınlamak için henüz sanatta ne oldukları İnanılır kaynaklardan öğre — ne olacakları demiyorum — bilinmiyen bir’j nildiğine göre Turğay gelen takım kişilerin adı sıralanıyor. 1953 - 19.55 yıl hafta içinde antrenmanlara larında yayınlanan tek hikâyeleri ile usta hibaşlayacktır. kâyeci diye anılan kişiler yerine şimdi yayın Bir hafta önce askeıliği so lanan bir iki şiiriyle usta şairlerden bahsedili naeren Ergun’un terhis olduk yor. Bunun adı genci teşvik etmektir, sanatı.î tan sonra ilk işi Fenerbahçe’ alkışlamaktır. Klişe ve Baskı : de antremanlara katılmak ol DEVRİM BASIEMEVİ muştur. Bu konudaki tutumumdan ötürü bana Lefkoşa. Kısa zamanda Ergur. un ta “ menfi düşünüşlü” diyen Hikmet A fif Mapo- jft kımdaki yerini alabiıereğine lar’m bir yazısına da değinmek istiyorum sıraf? inanılmaktadır. sı gelmişken. Efendim, bizde zaman zaman m birtakım armağanlardan bahsedilir. Pir za » » » » » » » » ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ » ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ » »«i» manlar Lefkoşa Türk Bankası Ltd., verecek dediler, daha sonra büyük iddialarla “ amatör şairler” için Halkın Sesi bir armağan dti.'.enliyecek dediler. Bu iki armağan hakkındaki gö-'j M A L VE C A N IN IZ IN KO RUYU CUSU D UR nişlerimizi o zaman yayınlanan İz dergisinde yayınlamıştık. Bunun için bu konuya yeniden dönmiyelim. Ama Hikmet A fif Mapolar'ın E M N İYE TTİR . G A R A N T İD İR S Ü R A TT IIl “ Sanatın, sanatçının sözü edilir olmasını sağ lamak ve Sanat armağanları tertiplemek için snatçıların ve - dikkat buyurun - sanatsever lerin birleşmesi” fikrine kısaca değinmek isti yorum. Sanatçılar bir dernek kurar, olur. Ama.j bu dernekte sanatseverlerin işi ne olabilir? Sonra bu derneğin sanat armağanı düzenle mekle ilgisi...? Kim kime armağan verecek, * doğrusu ben anlıyamadım. Sonra “ esaslı bir dernekten yoksun hiçbir sanatçı grubuna her hangi bir kurum ‘sanat armağanı’ tertiplemek hakkını vermez belki.” yollu bir anlatımı var Mapolar’ın. Bir sanatçı grubu bir “ armağan” düzenliyecekse diğer ku rumlara ne ki? Sonra kim kimin için “ arma ğan” düzenlivecek? Bildiğim, kurumlar belli birtakım ilkeler için “ armağan” düzenliyebilirler. Bu ilkeleri gerçekleştiren yapıtların iyi-|| lerine de armağan verilir. Fakat şimdiye ka-gjjjj Kıbrıs Müm essili: dar armağan vermek için ortaya çıkan bir b a -s j C A N KARDEŞLER LTD. ŞTİ. bayiğit kurum göremedik. Tüm işler dedikodu 50, Atatürk Meydanı, Lefkoşa. T c i : C351çağında kalıyor. 5668 P.K. 885 Daha önce de yazmıştım yine yazayım Şübeler: “ Armağan” düzenleme teklifi bel bağladığı M AG U SA : Otello Seyahat Bürosu. Tel. mız şu bankadan ya da irili ufaklı kurumlar4481 dan gelmedikçe biz susalım. Ama istiyenin L  R N A K A : JET Sevahat Bürosu. Tel 2381 bir yüzü, vermiyenin iki yüzü kara derseniz, 3101, 3170. o zaman iş değişir tabiî. B A F : 2310. araş ettiği ■ * « " J k ft * * * * * ' 2§)m4İ mentol*"Jtiaedeğistinnrk istejjltjtri ifade edılmiftır Rtaiiyıri çevrelen#» konuşandı Vâ&takaıı Muavım artfıûa yıymlanı» be ynıtı emp verme te «üfekram Anıvataya Ngijkietüa samımıv M lı ortaya koydu£u beymun basında belir tfaiştir OZUŞMAZUK İTHAMI Mlerin Anıma ya .«yet, Anayasa'vı ’atbik «koram! pvretlermı ttum to, / vasıflantayı çaldın Rumların kuithamı kesin bir gefcil fc reddedilmek'• ve 'feliftn Anıvttj'vı feı ^vtîûrtt 'hakiann JjjlÇan tasımlanın ut w etmem* sivate*i iyi JW*e amimıyrt ter» « fa * kabil edilir *ı uzlaşmazlık' itham 2 ' «lenfle kabu tara 1rtenmet tçflır. j S S * * »henkiı 1 2 * »fanaltrv, »İm, eUer'ndeı ? ™ her »evi GiiNEŞ Sigorta Ltd. Şti. GiiNEŞ Sigorta SAD IKO G LU TEM İZLEM E L V İ Y avuz Selim Sokak No. 6, 7, 9 Modem Tesislerimizde, her sınıf halkımı zı her bakımdan tatmin etmenin huzuru için deyiz. Uzun Yılların, önemli çalışmaların sonucu edindiğimiz büyük tecrübe, sanatımızın ge lişmesinde ciddi bir rol oynamaktadır. Bu bakımdan SAD IKO G LU TEMİZLE ME E V İN İ tercih ediniz. Güvenebileceğiniz bir servise sahip olduğunuzu iftiharla Büyü yebiliriz. SABRI GAZ Sabri Gaz en önem lı ihtiyacınızı karşılar. Sabri Gaz ada üze rinde yegâne olan bir müessesenin ma mulüdür. Herhangi bir şikâye ti müessesemiz mem nunlukla karşılar ve şikâyetinizin •)ncn*'e üzerinde durur. Sabri Gaz’ı kuilanm j<la zaman'* ılı ‘-.ız<'rmış olursunuz Her tUrlil müracaat Sabri Gaz adresi : Müessesesi Girne BİLDİRİ Evdim Camiî şerifi in; şasi için tertiblenen yem bir Taksi piyango biletle rinin büyük bir kısmı sa tılmadığından çekiliş 23 Nisanda yapılmamıştıf' Bilet sahihlerinin plletlerini muhafaza etmesini uca ederiz. Bakanlıkû®*1 lâzım olan ruhsat temin edildiğinde yeni. çekıHS tarihini bildireceğiz. Sayg ılarım ı *18 Evdim Cami Komisy<>I,u H ? SÜS? K î * •« : r ? i MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMI! I
© Copyright 2024 Paperzz