Tepkisel (Klasik) Koşullanma

KPSS KONU ANLATIMI
Web: http://www.rehberlik.biz.tr
Mail: [email protected]
3. ÜNİTE
ÖĞRENME KURAMLARI
BÖLÜM:1 DAVRANIŞÇI
KURAMLAR
KPSS’de bu bölümden her yıl
ortalama 5-8 arası soru gelmektedir.
Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi
veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi
sorusu şeklindedir.
ÖĞRENME KURAMLARI
DAVRANIŞÇI KURAMLAR
BİLİŞSEL KURAMLAR
BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇILAR
DİĞER KURAMLAR
4
ÖĞRENME KURAMLARI
I. DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI
1.
2.
3.
4.
Tepkisel (Klasik) Koşullanma (Pavlov)
Bitişiklik Kuramları (Watson, Guthrie)
Bağlaşımcı (Bağ) Kuram (Thorndike)
Edimsel Koşullanma (Skinner)
II. BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMLARI
1. Gestalt Kuramları
a) Sezgisel Öğrenme (Köhler)
b) Yaratıcı Düşünme (Wertheimer)
2. Bilgiyi İşleme Kuramı (Piaget, Gagne)
3. Keşif Yoluyla Öğrenme (Bruner)
III. BİLİŞSEL AĞIRLIKLI DAVRANIŞÇI KURAMLAR
1. Sosyal Öğrenme Kuramı (Bandura)
2. İşaret-Gestalt (Amaçlı Davranışçılık) (Tolman)
IV. DİĞER KURAMLAR
1. Yaşam Alanı Kuramı (Kurt Lewin)
2. Dizisel Kuram
3. Hümanistik Kuram (Rogers, Maslow)
4. Yapılandırmacı Kuram (Piaget, Vygotsky, Bruner)
5. Beyin Temelli Kuram
5
 Davranışçı kuramlara göre öğrenme, uyarıcı ile tepki arasında
kurulan bağdır.
 Bilişsel kuramlara göre öğrenme, algıların belli kurallara göre
zihinde yeniden organize edilmesidir.
 Yapılandırmacılara göre öğrenme, öğrenenlerin somut (aktif)
yaşantıları sonucunda öznel bilgiyi oluşturma sürecidir.
 Beyin temelli kuram öğrenmeyi, beyindeki sinir hücrelerinin
(sinaps) arasındaki biyo-kimyasal bağlara göre ele alır.
6
I- TEPKİSEL (KLASİK)
KOŞULLANMA
I. DAVRANIŞÇCI KURAMLAR
Temsilcileri; Pavlov, Thorndike, Skinner, Watson,
Guthrie, Hull
 Öğrenmeyi; doğrudan gözlenebilen uyarıcı ile
davranış arasındaki ilişki olarak gören yaklaşımdır.
 İnsan ve hayvan davranışlarının gözlenebilir
olduğunu ve birbirine benzeyen yönlerin
olduğunu savunmuşlardır.
 Uyarıcı (Uyaran): Duyu organlarını harekete geçiren
ve organizmayı harekete geçiren her türlü iç (açlık,
susuzluk) ve dış etkene (ışık, ses) denir.
 Tepki
(davranım):
Uyarıcıların
organizmayı
etkilemesi sonucu organizmada meydana gelen
fizyolojik ve psikolojik değişmelerdir.
 Davranış: Organizmanın içten veya dıştan gelen
uyarıcılara karşı gözlenebilen, incelenebilen ve
ölçülebilen her türlü tepkisidir.
 Koşullanma: Organizmaya koşullu uyaranla birlikte
uygulanan ilişkisiz (nötr) bir uyaranın, yeterince
yinelendiğinde koşulsuz uyaranınkine benzeyen etkiler
yapabilmesidir.
Davranışçı Kuramın Temel İlkeleri
 Davranışçılık kuramı pragmatizm (faydacılık) ve empirizm
(deneycilik) felsefi akımlarına dayanır.
 Davranışlara göre insanın doğuştan hiçbir bilgisi yoktur (Zihin
boş bir levhadır). Bütün davranışlar öğrenilmiştir (refleksler
hariç) ve yine öğrenmeyle değiştirilebilir.
 Öğrenme ve davranış büyük ölçüde çevresel etmenlerin etkisiyle
oluşur. Ve birey öğrenme sürecinde durumda pasiftir (Klasik
koşullanmada pasif U-T, edimsel koşullanmada aktiftir T-U).
 Öğrenmenin temeli deney (yaşantı, tecrübe: deneme yanılma
yoluyla öğrenme) ve gözlem (model alma yoluyla öğrenme) dir.
 Öğrenme süreçlerinde yaparak-yaşayarak öğrenme önemli bir
öğrenme ilkesi sayılmıştır.
 Öğrenmede süreçten çok ürüne önem verirler.
 Bilgi nesneldir ve öğrenenden bağımsızdır. Öğrenciye bilgi hazır
verilir.
 İnsanların duygu, düşünce, algı gibi özellikleri doğrudan
gözlenip ölçülemez ve bilimsel olarak ele alınamaz.
Davranışçılar için, gözlemlenebilen ve ölçülebilen davranışlar
temeldir. Öğrenme için mutlaka gözlenebilir bir davranış söz
konusu olmalıdır. Çünkü öğrenme ancak performanstan
açıklanabilen içsel bir süreçtir.
 Öğrenmede tekrar
önemsenmiştir.
ve
dıştan
verilen
pekiştireç
(not)
 Tüm öğrenmeler aynı basit kurallara göre işler. Davranışçılar
nedensellik (determinizm) ilkesine göre davranışları açıklar.
Determinizm ilkesine göre belirli nedenler, aynı koşullarda
aynı sonuçları doğurur. Buna göre öğrenme, uyarıcı-tepki
arasında kurulan bağdır, çağrışımdır.
 İnsanların ve hayvanların öğrenmeleri birbirlerine benzer. Bu
nedenle hayvanların öğrenmesi üzerinde yapılan çalışmalarla
insanların öğrenmesi açıklanabilir.
 Öğrenme sürecinde, doğru davranışlar pekiştirilmiştir. Olumlu
pekiştirmenin cezadan daha etkili olduğu kabul edilmiştir.
 Ölçme ve değerlendirme, kontrol ve değişme için yapılır.
Annesi, 11 aylık Ceren’i uyuması için yatağına yatırdığında,
her seferinde çiçekli battaniyesini üstüne örtmektedir.
Ceren, uyku saati olmasa da çiçekli battaniyesini gördüğü
zaman uyumak istemektedir.
Ceren’de görülen bu durum aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanır?
A)
B)
C)
D)
E)
Zincirleme
Koşullanma
Şekillendirme
Kendiliğinden geri gelme
Genelleme
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ İLE
İLGİLİ ORTAK SORU
Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. İnsan davranışını
anlamak için gözlenebilir davranışlar incelenmelidir. Bir davranış ne
kadar karmaşık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar
incelendiğinde bir uyarıcı tepki bağlantısı görülecektir.
Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangisiyle doğrudan ilgilidir?
A) Davranışçı yaklaşım
B) Yapısalcılık
C) Biyolojik yaklaşım
D) Sosyal öğrenme
E) Fenomenolojik yaklaşım
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ İLE
İLGİLİ ORTAK SORU
Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil kütlesi
gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişiliklerini bir heykeltıraşın kil
kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde şekillendirir.
Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Davranışçı
B) Psikoanalitik
C) Bilişsel
D) Ekolojik
E) Yapısalcı
DAVRANIŞÇI KURAMLAR
1-)
• Tepkisel koşullanma (Pavlov)
2-)
• Bitişik kuramları (Watson, Guthrie)
3-)
• Çağrışım-Bağ kuramı (Thorndike)
4-)
• Edimsel Koşullanma (Skinner)
1. TEPKİSEL (KLASİK)
KOŞULLANMA ÖĞRENME
Temsilcisi ve kurucusu Pavlov’dur.
Klasik koşullanma, organizmanın doğal bir
uyarıcıya (ET) gösterdiği doğal tepkiyi
(SALYA) onun yerine geçen yapay bir uyarıcıya
da (ZİL) göstermeyi öğrenmesidir. Yani amaç
en başta tepki verilmeyen bir nötr uyarıcıya (zil)
doğal tepki (salya) verilmesini sağlamaktır.
İvan Pavlov (1846-1936)
Klasik koşullanma bir yapay uyarıcıdan (zil)
sonra doğal uyarıcının (et) verilmesine ve bu
olayın koşullanma gerçekleşinceye kadar
tekrarlanmasına dayanır.
PAVLOV DENEYİ
Köpeklerin doğal uyarıcı olan et karşısında doğal bir
refleks/tepki olarak salya tepkisi gösterdiğini biliriz. Pavlov
köpeğin bu salya tepkisini zil karşısında da göstermesini
öğretmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla Pavlov köpeklere et
vermeden önce zil uyarıcısı vermiştir. Köpekte zile karşı hiç
tepki vermemiştir.
Daha sonraları, her et verilmesinden hemen önce, zil sesi
uyarıcısı verilmiştir ve köpek salya tepkisi göstermiştir. Bu
işlem birçok defa (20-30 kere) tekrarlanmıştır ve köpek bir
süre sonra zil ile et arasında bir bağ kurmayı öğrenmiştir.
Sonra köpeğe sadece zil sesi uyarıcısı verildiğinde köpek
salya tepkisi gösterebilmiştir.
.
TEPKİSEL KOŞULLANMA OLUŞMA SÜRECİ
İşlem
Sırası
1. Uyarıcı
1
---------
2
Zil
(nötr)
Koşullanma
Sırası
3
Zil
(nötr)
Koşullanma
Sonrası
4
Zil
(koşullu/yapay)
Koşullanma
Öncesi
2. Uyarıcı
Tepki
Et
Salya
(koşulsuz/doğal) (koşulsuz/doğal)
---------
Tepki yok
Et
Salya
(koşulsuz/doğal) (koşulsuz/doğal)
---------
Salya
(koşullu/yapay)
Bu deneyde zil sesi başlangıçta nötr uyarıcıdır. Yani önce
tepki uyandırmaz. Koşullanmadan sonra zil sesi koşullu
uyarıcı olur. Zil sesine karşı salya salgılanması ise koşullu
tepkidir.
 Nötr uyarıcı: Organizmanın başlangıçta herhangi bir tepki
vermediği yapay uyarıcıdır. Mesela; yeni doğmuş bir bebek
için para, Pavlov deneyi öncesinde (başlangıçta) zil nötr bir
uyarıcıdır.
 Doğal uyarıcı (Koşulsuz uyarıcı): Organizmanın bir
koşula gerek kalmaksızın doğal, otomatik tepki verdiği
uyarıcıdır.
Yani öğretilmemiş uyarıcıdır.
Mesela;
sıcaklık, soğukluk, yiyecek, su, gürültü, Pavlov
deneyinde ise; et doğal uyarıcıdır.
 Yapay uyarıcı (Koşullu uyarıcı): Başlangıçta nötr uyarıcı
olan, sonrasında koşulsuz uyarıcı (et) ile birlikte verilmesine
bağlı olarak tepki verilmesi öğrenilen uyarıcıdır. Yani
öğretilmiş uyarıcıdır. Pavlov deneyi sonunda zil, artık
koşullu uyarıcı haline gelmiştir.
Birçok sosyal davranışımızın devamını sağlayan sosyal pekiştireçler
pekiştirici değerlerini öğrenme yoluyla kazanırlar.
Buna göre, sosyal pekiştireçler ile tepkisel koşullanma sürecinde
yer alan aşağıdaki öge ya da süreçlerden hangisi arasında bir
paralellik kurulabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Koşullu uyarıcı
Uyarıcı genellemesi
Alışma
Koşulsuz uyarıcı
Koşullu tepki
İkincil pekiştireçler pekiştirici değerlerini, öğrenme yoluyla
kazanırlar.
Buna göre, ikincil pekiştireçlerle tepkisel koşullanmada yer alan
aşağıdaki ögelerden hangisi arasında bir paralellik kurulabilir?
A) Koşullu uyarıcı
B) Uyarıcı genellemesi
C) Nötr uyarıcı
D) Tepki genellemesi
E) Koşulsuz uyarıcı
Göze üflenen hava, otomatik olarak, göz kırpma tepkisini ortaya
çıkarır. Yanıp sönen bir ışık ise, böyle bir tepkiyi ortaya çıkarmaz.
Ancak, hava üflenmeden hemen önce bir ışık yanıp söner, ardından
da göze hava üflenir ve bu olay birkaç kez tekrarlanırsa yanıp sönen
ışık tek başına göz kırpma tepkisini ortaya çıkarmaya başlar.
Yukarıda anlatılan tepkisel (klasik) koşullanma sürecinde, yanıp
sönen ışık, göz kırpma tepkisini ortaya çıkarmaya başlamadan
önce ne tür bir uyarıcıdır?
A) Pekiştirici
C) Ayırt edici
B) Koşullu
D) Koşulsuz
E) Nötr
Bir restorantta yediği yemekten zehirlendiği için midesi yıkanan
Remzi ne zaman bu restorantın önünden geçse midesinin
bulandığını hissetmektedir?
A)
B)
C)
D)
E)
Ceza
Koşullu uyarıcı
Birincil pekiştireç
Koşulsuz uyarıcı
Olumsuz pekiştireç

Doğal tepki (Koşulsuz tepki): Organizmanın doğal
uyarıcıya verdiği tepkidir. Canlının doğuştan sahip
olduğu tepkidir. Yani öğrenme ürünü değildir. Mesela;
soğuk ortamda titreme, hapşırma, Pavlov deneyinde ete
verilen salya tepkisi doğal tepkidir.
 Şartlı tepki (Koşullu tepki): Organizmanın koşullu
uyarıcıya verdiği tepkidir. Belli bir şarta bağlı olarak
verilen tepkidir. Mesela; sınavı düşündüğünde mide
ağrısı yaşamak, Pavlov deneyi sonunda zilden sonra
salya salgılamak şartlı tepkidir..
Aşağıdakilerden hangisi koşulsuz tepki örneğidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Yılan görünce korkma
Utanınca yanakların kızarması
Komik bir olaya gülme
Sıcak havada terleme
Oyunda hile yapılmasına öfkelenme
Aşağıdakilerden hangisi koşullu tepki örneğidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Soğuk suya dalınca titreme
Ani ve şiddetli bir gürültüde yerinden sıçrama
Sıcak bir nesneye değince elini geri çekme
Kar yağdığını görünce ürperme
Burna toz kaçınca hapşırma
Meral otomobiliyle işe giderken kaza yapmış ve ciddi biçimde yaralanmıştır.
Otomobil kullanmaktan çok hoşlanan Meral bu olaydan sonra otomobil
kullanmaktan korkmaya başlamıştır. Aradan bir süre geçtikten sonra
arkadaşlarının ısrarıyla tekrar otomobil kullanmaya başlayan Meral’in korkusu
giderek azalmış ve sonuçta ortadan kalkmıştır.
Meral’in kazada yaralanmasını, otomobil kullanma korkusunu ve bu
korkunun giderek ortadan kalkmasını açıklayan tepkisel koşullama
kavramları aşağıdakilerden hangisinde doğru sırada verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Koşulsuz tepki, koşullu uyarıcı, gölgeleme
Nötr uyarıcı, koşullu tepki, sönme
Koşulsuz uyarıcı, koşulsuz tepki, kendiliğinden geri gelme
Koşullu tepki, koşullu uyarıcı, koşullu tepki
Koşulsuz uyarıcı, koşullu tepki, sönme
Şiddetli gürültüden korkan bir çocuk birkaç kez gök gürlemesinden önce
şimşek çıktığına tanık olur. Daha sonra şimşek çakar çakmaz henüz gök
gürlemeden korku tepkisi vermeye başlar.
Bir tepkisel koşullama olayını anımsatan bu örnekte (I) gök gürültüsü,
(II) şimşekten korkma, (III) gök gürültüsünden korkma ve (IV) şimşek
çakmasına işaret eden kavramlar aşağıdakilerin hangisinde doğru sırada
verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
I
Koşulsuz uyarıcı,
Koşulsuz uyarıcı,
Koşullu uyarıcı,
Koşulsuz tepki,
Koşulsuz uyarıcı,
II
Koşullu tepki,
Koşulsuz tepki,
Koşullu tepki,
Koşulsuz uyarıcı,
Koşullu uyarıcı,
III
Koşulsuz tepki,
Koşullu tepki,
Koşulsuz tepki,
Koşullu tepki,
Koşulsuz tepki,
IV
Koşullu uyarıcı
Koşullu uyarıcı
Koşulsuz uyarıcı
Koşullu uyarıcı
Koşullu tepki
Dişine dolgu yapılan bir birey, diş oyma aleti dişine değdiğinde canı yandığı için kasılır,
aletin çıkardığı ses karşısında ise böyle bir tepki vermez. Ancak diş oyma aletinin
çalışmaya başlamasının hemen ardından canı yandığı için birey bir süre sonra alet
dişine değmeden, aletin sesini duyar duymaz kasılma tepkisi vermeye başlar.
Bu duruma ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A)
B)
C)
D)
E)
Aletin sesi koşullu uyarıcı, bu ses duyulunca verilen kasılma tepkisi koşullu
tepkidir.
Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz uyarıcı, bu acı karşısında verilen
kasılma tepkisi koşulsuz tepkidir.
Aletin sesi koşullanma gerçekleşmeden önce nötr, koşullanma gerçekleştikten
sonra koşullu uyarıcıdır.
Aletin sesi koşulsuz uyarıcı, bu ses duyulunca verilen kasılma tepkisi koşullu
tepkidir.
Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz, aletin sesi koşullu uyarıcıdır.
Günlük Hayattan Klasik Koşullanmaya Örnekler
 Yemek kokusunun açlık hissini uyarması,
 Limonu gören birinin ağzının sulanması,
 Sık sık tekrarlanan reklâmlar ile insanların
koşullandırılması,
 İnsanlarda ortaya çıkan fobi, hobi, tutum, önyargı, batıl
inançlar, öğrenilmiş çaresizlik, kaçma gibi duygu,
düşünce ve davranışların temelinde klasik koşullanma
vardır.
A. Tepkisel Koşullanma Özellikleri
1. Klasik şartlanma refleksif ve doğuştan getirilen
davranışlara dayalı olarak geliştirilmiştir. Yani daha
önceden var olan refleksif ve doğuştan getirilen ve koşulsuz
uyarıcılar karşısında sergilenen bir tepki başka bir uyarıcıya
(koşullu uyarıcı) yönlendirilir.
2. Klasik şartlanmada organizma pasiftir, etkin rol oynamaz.
Tepki, çevreden gelen uyarıcılarla başlar.
3. Klasik şartlanmada aralıklı bir şekilde yapılan tekrar (etin
verilmesi) öğrenme için temeldir.
4. Klasik şartlanmada çok karmaşık ve psikomotor davranışlar
kazandırılamaz. Daha çok basit tepkiler ile duyuşsal
davranışlar (fobi, hobi, tutum, önyargı) kazandırılır.
Zor bir matematik probleminde ilk defa kareköklü ifadelerle
karşılaşan Metin, içinde karekök geçen tüm soruları sıkıntılı ve
anlaşılmaz olarak değerlendirmektedir. Bu tür bir soru gördüğünde
kaygılanmakta ve çözemeyeceğini hissetmektedir. Bunun sonucunda
da soruyu çözmekten hemen vazgeçmekte ve başka bir soruya
geçmektedir.
Metin’in kareköklü soruları sıkıntılı ve anlaşılmaz olarak
değerlendirmesi ve kaygılanması aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Klasik koşullanma
Alışkanlık
Edimsel koşullanma
Transfer
Genelleme
Ayhan içinde yaşadığı çevrede adı hep olumsuz sıfatlarla birlikte anılan
bir sosyal gruba karşı olumsuz duygular beslediğini hissetmekte, ancak
bir yandan da hayatında hiçbir üyesiyle bir kez dahi karşılaşmadığı hâlde
niçin bu gruba karşı olumsuz duygular hissettiğini merak etmektedir.
Ayhan’ın söz konusu sosyal gruba karşı hissettiği olumsuz duygular
aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
İşaret öğrenme
Tepkisel koşullama
Gestalt öğrenme
Edimsel koşullama
Gruba uyma
Caddede karşıdan karşıya geçerken duyduğu bir korna sesinin hemen
ardından kendisini arabanın altında bulan bir kişi, bu olaydan sonra ne
zaman bir korna sesi duysa kapalı bir mekânda olsa bile yerinden
sıçramaktadır.
Bu kişinin korna sesini duyunca yerinden sıçramasının temelinde
davranışçı yaklaşıma göre aşağıdakilerden hangisi yatmaktadır?
A)
B)
C)
D)
E)
Bilinçaltı süreçler
Tepkisel koşullanma
Ayırt etme
Edimsel koşullanma
Genelleme
Üyesi olduğumuz elektronik posta haberleşme grubunun bir üyesi
sürekli olarak bizi öfkelendiren iletiler yollarsa bir süre sonra, gelen
posta kısmında bu üyenin ismini görünce öfkeleniriz.
Başlangıçta bizde olumlu ya da olumsuz bir duygusal tepki
uyandırmayan bu ismin bizi öfkelendirir hâle gelmesi, aşağıdaki
süreçlerden hangisinin sonucudur?
A) Öğrenmenin genellenmesi
B) Tutum değişmesi
C) Sosyal karşılaştırma
D) İçgörü kazanma
E) Tepkisel koşullanma
Bir anne bebeğini sevmek üzere parmaklarını oynatarak yaklaşıp onun
karnını gıdıklamış; bebek, gıdıklanmaya karşı gülme ve kasılma tepkisi
vermiştir. Bu olay birkaç kez tekrarlandıktan sonra bebek annesinin
parmaklarını oynatarak kendisine yaklaştığını görür görmez gülme ve
kasılma tepkisi vermeye başlamıştır.
Bebeğin annesinin parmaklarını oynattığını görünce gülme tepkisi
vermesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
A) Karşıt tepki oluşturma
B) Kavrama yoluyla öğrenme
C) Olumlu pekiştirme
D) Duyarlılık kazanma
E) Tepkisel koşullanma
Aşağıdakilerden hangisi tepkisel koşullanmanın ayırt edici özelliğidir?
A) Öğrenilecek davranışın zihinsel şemasının oluşturulması
B) Önceden aralarında bağlantı bulunmayan bir uyarıcı ile bir tepki
arasında bağ kurulması
C) Davranışın tekrarlama olasılığının kendi yarattığı sonuca bağlı olarak
değişmesi
D) Bir bütünün parçaları arasındaki ilişkilerin çeşitli durumlar
denenerek öğrenilmesi
E) Bir dizi yaşantı sonucunda koşulsuz bir uyarıcıya tepki verilmeye
başlanması
B. Tepkisel Koşullanma İlkeleri
Bitişiklik (Bağ Kurma)
Koşullanma sürecinde koşullu (başlangıçta nötr) (zil) ve koşulsuz
uyarıcının (et) peş peşe verilmesi durumudur.
Koşullu uyarıcı (zil), koşulsuz uyarıcıdan (et) önce verilmelidir.
Koşullu (başlangıçta nötr) ve koşulsuz uyarıcıların verilme
zamanı birbirine yakın olmalıdır. Pavlov’a göre en etkili
koşullanma için en ideal süre yarım saniyedir. Araya uzun
zaman giriyorsa (30 saniyeden fazla) koşullanma olmaz.
Bitişiklik 3 şekilde ortaya çıkar.
a) Eş zamanlı koşullanma
b) Gecikmeli koşullanma
c) İze koşullanma
a) Eş zamanlı koşullanma: Nötr (koşullu)
uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı birlikte verilir.
Koşulsuz tepki ortaya çıktığı zaman koşulsuz
uyarıcıya son verilir. Mesela; zil ve et aynı
zamanda verilir ve köpek salya salgılamaya
başlayıncaya kadar zil devam eder.
b) Gecikmeli koşullanma: Önce nötr (koşullu)
uyarıcı verilir, nötr uyarıcı verilmeye devam
edilirken bir süre geçtikten sonra koşulsuz
uyarıcı verilir. Mesela; zil çalınır ve zil çalmaya
devam ederken bir süre sonra et verilir. Salya
salgılamaya başlayınca zil sesi kesilir.
c) İze koşullanma: Önce nötr (koşullu)
uyarıcı verilir ve sonlandırılır. Nötr uyarıcı
sonlandırıldıktan sonra koşulsuz uyarıcı
verilir. Mesela; zil çalınır ve çalması
sonlandırılır. Daha sonra et verilir.
Öğretmenler öğrencilerinin bazı matematiksel işlemleri daha
kolay ve çabuk yapabilmeleri için öğrencilerine çarpım tablosunu
ezberletir.
Bu uygulamayı yapan öğretmenlerin aşağıdaki koşullanma
ilkelerinden hangisini kullandığı söylenebilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Bitişiklik
İşaret öğrenme
Ayırt etme
Uyarıcı genellemesi
Genelleme
Ali, araba kullanan babasını izlerken acı bir fren sesi duymuş ardından
arabaları öndeki araca çarpmıştır. Bu olaydan sonra Ali ne zaman bir
fren sesi duysa korku tepkisi vermeye başlamıştır.
Ali’nin fren sesi duyunca korku tepkisi vermeye başlaması
aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
A) Fren sesi ve kaza bitişikliği nedeniyle tepkisel koşullama
B) Sonraki tekrarlarda fren sesini duyması nedeniyle edimsel
koşullama
C) Babasını o anda gözlediği için model alma yoluyla öğrenme
D) Babasını izlemekle meşgul olsa da, kaza yapıldığı anda arabanın
içinde olduğu için gizil öğrenme
E) Kaza olayına tanık olduğu için gözlem yoluyla öğrenme
Geçici (Zamana) Koşullanma
Koşullanma sürecinde yalnızca koşulsuz uyarıcının sabit zaman
aralıklarında birkaç kez kullanılarak koşullu tepkinin ortaya
çıkarılmasıdır. Sabit zaman aralıkları başlangıçta nötr uyarıcı
iken, bir süre sonra koşullu uyarıcıya dönüşür.
Örnekler;
 İkindi simidi,
 Beş çayı,
 Pavlov, deneyde köpeğe koşulsuz uyarıcıyı (et) 30’ar dakikalık
zaman dilimlerinde birkaç kez vermiş, köpek bu ritmik zaman
aralıklarını anlamış ve her 30 dakika da bir et verilmese de
salya tepkisi vermiştir.
Habercilik
Koşullu uyarıcının (zil), koşulsuz uyarıcı (et) hakkında bilgi
vermesidir.
Bu bilgi verme iki türlü gerçekleşir:
a) Olumlu Habercilik (ileriye koşullanma): Koşullu uyarıcı
koşulsuz uyarıcıdan önce gelir ve koşullu uyarıcı koşulsuz
uyarıcının geleceğini haber verir.
Örnekler;
 Pavlov’un deneyindeki zil sesi (koşullu uyarıcı), etin
(koşulsuz uyarıcı) geleceğinin habercisidir.
 Derste çalan zil, teneffüs geldiğini,
 Maçın başlama düdüğü ise maçın başladığını bildirir.
b) Olumsuz Habercilik (geriye koşullanma): Koşullu
uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan sonra gelir ve koşullu
uyarıcı, koşulsuz uyarıcının verilmeyeceğini, ortadan
kalkacağını, geri kaldığını, bittiğini haber verir.
Örnekler;
 Pavlov deneyinde elektrik şoku (koşulsuz uyarıcı), zil
(koşullu uyarıcı) olursa, önce elektrik şoku sonra zil sesi
verildiğinde, zil sesinden sonra elektrik şokunun sona
erdirilmesi, zil sesi şokun geride kaldığının habercisi olur.
 Teneffüs sırasında çalan zil, teneffüsün,
 Maçın bitiş düdüğü ise maçın geride kaldığını haber
verir.
Olumlu ve Olumsuz Habercilik Farkı
Bir şeyin geleceği haber ediliyorsa olumlu,
biteceği haber ediliyorsa olumsuz haberciliktir.
48
Pekiştireç ve Pekiştirme
Davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcıya pekiştireç,
pekiştireç kullanılarak davranışın yapılma olasılığını artırma
işlemine ise pekiştirme denir.
 Klasik koşullanmada pekiştireç, koşulsuz uyarıcıdır (et).
 Klasik koşullanmada pekiştirme işlemi koşulsuz uyarıcının
(etin) tekrar verilmesi yoluyla yapılır.

 Klasik koşullanmada pekiştirme, öğrenilen tepkinin
organizmaya yerleşmesi ve devam etmesi için yapılan
işlemdir.
 Klasik koşullamada pekiştireç tepkiye bağlı olarak verilmez,
tepkiden önce verilir. Yani pekiştireci (et) aldıktan sonra
tepkide (salya tepkisi) bulunur.
 Klasik koşullanmada pekiştireç her zaman ödül yerine
geçmez.
 Klasik koşullanma iki türlü pekiştireç kullanılır.
a) Birincil (öğrenilmemiş) pekiştireç: Koşulsuz tepkiyi
meydana getiren koşulsuz uyarıcılardır. Mesela; et, pasta,
su, sevgi, ses, ışık.
b) İkincil (öğrenilmiş) pekiştireç: Koşullu tepkiyi meydana
getiren koşullu uyarıcılardır. Mesela; not, para, zil, aferin,
teşekkür.
Sönme
Klasik koşullanmada, koşullanma yoluyla oluşmuş koşullu
davranışın, pekiştireç (doğal uyarıcı: et) verilmemesi sonucu
zaman içerisinde kaybolmasıdır.
İyi sonuçlar alan takımının maçlarına düzenli olarak giden
bir taraftarın, takımının üst üste birkaç kez yenilmesinin
ardından maça gitmekten vazgeçmesi aşağıdakilerden
hangisiyle açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Kaçma
Kaçınma
Olumsuz pekiştirme
Sönme
Ketlenme
Oğluna paltosunu sağa sola atmak yerine vestiyere asma alışkanlığı kazandırmak
isteyen bir anne, paltosunu vestiyere her astığında onun bu davranışını değişik bir ödül
vererek pekiştirmiş ve sonuçta çocuk paltosunu vestiyere asmaya başlamıştır. Anne
oğlunun palto asma davranışını pekiştirmeye bir süre daha devam ettikten sonra artık
paltosunu asma alışkanlığını kazandığını düşünerek bu davranışını pekiştirmeyi
durdurmuştur. Ancak bu düşüncesinin aksine anne oğlunun yavaş yavaş paltosunu
tekrar sağa sola atmaya başladığını fark eder.
Çocuğun paltosunu tekrar sağa sola atmaya başlamasının edimsel koşullanma yoluyla
öğrenme çerçevesinde yapılabilecek en uygun açıklaması aşağıdakilerden hangisidir?
A) Farklı ödüller kullanılarak pekiştirildiği için palto asma davranışı tam olarak
alışkanlık hâline gelmemiştir.
B) Pekiştirecin durdurulması palto asma davranışından kaçınma tepkisinin ortaya
çıkmasına yol açmıştır.
C) Pekiştireç tarafından izlenmediği için palto asma davranışı sönmeye başlamıştır.
D) Pekiştirecin durdurulması uyarıcı ile tepki arasındaki bağın kopmasına yol açmıştır.
E) Palto asma davranışı aynı ödüller kullanılarak pekiştirilmediği için pekiştireçle
davranış arasında bağ kurulamamıştır.
Bindiği uçağın düşmekten kıl payı kurtulması nedeniyle Mehmet Bey’de
uçma korkusu gelişmiştir. Ancak görevi gereği sık sık uçakla seyahat etmek
zorunda olan Mehmet Bey’in uçma korkusu daha sonraki uçuşlarında
herhangi bir korkutucu durum yaşanmaması nedeniyle giderek zayıflamış
ve sonuçta ortadan kalkmıştır.
Mehmet Bey’in uçma korkusunun gelişmesi ile bu korkunun zayıflayarak
ortadan kalkmasının temelinde yatan süreçler aşağıdakilerin hangisinde
doğru sırada verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Tepkisel koşullanma – Sönme
Ceza – Alışma
Duyarlılık oluşması – Sönme
Bilişsel öğrenme – Kaçınma
Tepkisel koşullanma – Duyarsızlaşma
Sokakta oynarken, arkadaşları isteklerini yerine getirmeyince hemen gidip
onları abisine şikâyet eden Bahar, okula başladığında da, tartıştığı
arkadaşlarını, koşarak öğretmenine şikâyet etmiştir. Ancak, öğretmeni abisi
gibi, arkadaşlarına kızmamıştır. Bahar, başlangıçta her tartıştığında
arkadaşlarını öğretmenine şikâyet etmesine karşın, bir süre sonra benzer
durumlarda artık hiç kimseyi şikâyet etmemeye başlamıştır.
Bahar’ın arkadaşlarını şikâyet etmekten vazgeçmesi aşağıdakilerden
hangisinin sonucudur?
A) Karşıt tepki oluşturma
B) Sönme
C) Karşıt koşullama
D) Sistematik duyarsızlaştırma
E) Alışma
Anaokuluna başladığı ilk gün bir başka çocuk tarafından rahatsız
edilen Ayşe’de bir okul korkusu oluşmuş, ancak ilerleyen günlerde
benzer bir olayın meydana gelmemesi nedeniyle bu korku giderek
azalmış ve sonuçta ortadan kalkmıştır.
Ayşe’de okul korkusunun oluşması ile bu korkunun zayıflayarak
ortadan kalkması aşağıdakilerin hangisinde verilen süreçlerle
açıklanabilir?
A) Ceza / alışma
B) Edimsel koşullanma / duyarsızlaşma
C) Bilişsel öğrenme / karşıt tepki oluşturma
D) Tepkisel koşullanma / sönme
E) Aralıklı pekiştirme / sönme
Kendiliğinden Geri Gelme ve Koşullu Canlandırma
Kendiliğinden geri gelme: Sönen davranışın pekiştirilmemesine
rağmen tekrar kendiliğinden ortaya çıkmasıdır. Sönme
gerçekleştikten sonra organizma belli bir süre sonra tekrar koşullu
uyarıcıyla (zil) karşılaştığı zaman, ona karşı gösterdiği tepkinin
yeniden ortaya çıkmasıdır.
Koşullu canlandırma: Bazen sönen bir tepki, deney işleminin
tekrarlanması sonucu geri getirilebilir. Yani sönme meydana
geldikten sonra koşulsuz uyarıcının (et) yeniden verilmesine bağlı
olarak tepki tekrar ortaya çıkar.
Bakıcısı yemeğini yedirdikten sonra iki yaşındaki bebeğin ellerini ve ağzını
sabunlu bir bezle sert bir biçimde silmektedir. Bir süre sonra bebek yemeğin
ardından bakıcının sabunlu bezi eline aldığını görür görmez ağlamaya başlar.
Bunun farkına varan bakıcı elinde bulunan bezle sadece mama iskemlesini siler
ve bir iki gün içinde bebek artık bakıcısı sabunlu bezi eline aldığında ağlama
tepkisi vermez. Ancak, bakıcısını görmediği hafta sonu tatilinin ardından bebek
bakıcısının elinde sabunlu bezi görünce tekrar ağlama tepkisi vermeye başlar.
Bebeğin hafta sonu tatilinin ardından sabunlu bezi görünce ağlamaya tekrar
başlaması aşağıdaki kavramlardan hangisiyle en iyi açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Gecikmeli koşullama
Kendiliğinden geri gelme
İkinci dereceden koşullama
Olumsuz aktarma
Gölgeleme
Kırmızı ışık yandığında kafesinin duvarında bulunan renkli bir daireyi gagaladığı
takdirde yiyecek elde edeceğini öğrenen bir güvercinin bu davranışı, kırmızı
ışığın yanmasının ardından daireyi gagalamasına rağmen yiyecek verilmeyerek
söndürülmüş ve güvercin artık daireyi gagalamaz olmuştur. Ancak, aradan
birkaç gün geçtikten sonra güvercin kafese konduğunda kırmızı ışık yanar
yanmaz daireye doğru yönlenmiş ve gagalamaya başlamıştır.
Kafese konduğunda güvercinin kırmızı ışık yandığında renkli daireyi tekrar
gagalamaya başlaması aşağıdaki süreçlerden hangisinin sonucudur?
A)
B)
C)
D)
E)
Psikolojik tepkisellik
Ayırt etmeyi öğrenme
Tanıma
İkinci derece (üst düzey) koşullanma
Kendiliğinden geri gelme
Koşullu Canlandırma Sorusu
Antrenmanlarda son derece gayretli bir şekilde çalıştığı hâlde teknik direktörü
tarafından maçlarda oynatılmayan bir futbolcu antrenmanlarda giderek daha
az çalışır hâle gelmiş ancak teknik direktörün kendisini bir maçta oynatmasının
ardından antrenmanlarda tekrar aynı gayretle çalışmaya başlamıştır.
Yukarıda verilen örneğe dayanarak aşağıdaki sonuçlardan hangisine
varılabilir?
A) Bir davranışın devamının sağlanmasında sürekli pekiştirme aralıklı
pekiştirmeden daha etkilidir.
B) Sönen bir davranış pekiştirilmese de kendiliğinden geri gelebilir.
C) Bir bireyin güdülenme düzeyini artırmak için önce onu engellemek
yaralıdır.
D) Sönmeye yüz tutan bir davranışın yeniden gösterilmesi için birkaç kez
pekiştirilmesi yeterli olabilir.
E) Davranışlarının pekiştireçle sonuçlanmaması bireyde olumsuz duyguların
oluşmasına yol açar.
Bir teknik direktör maçlarda sürekli olarak hakeme itiraz ettiği için oyundan
atılarak takımı güç durumda bırakan bir oyuncusunun bu davranışını her
seferinde onu cezalandırarak engellemeye çalışmış ve oyuncu artık hakeme
itiraz etmez olmuştur. Ancak, sezon sona erip oyuncuların tamamen
dinlenerek geçirdikleri tatil dönemi bittikten sonraki ilk maçta bu oyuncu
tekrar hakeme itiraz ettiği için oyundan atılmıştır.
Oyuncunun tatil dönüşü ilk maçta hakeme itiraz etmesi, aşağıdaki
kavramlardan hangisiyle en iyi açıklanabilir?
A) Kendiliğinden geri gelme
B) Tepki genellemesi
C) Karşıt tepki oluşturma
D) Duyarsızlaştırma
E) Unutma
Sınıfta dikkat çekmek için sürekli olarak espri yapan Serkan’ın bu
davranışının sıklığı öğretmen ve arkadaşlarının esprileri duymazdan
gelmeleri nedeniyle giderek azalmış ve sonuçta ortadan kalkmıştır.
Ancak, bir süre sonra Serkan sınıfta tekrar espri yapmaya başlamıştır.
Serkan’ın sınıfta tekrar espri yapmaya başlaması aşağıdaki edimsel
koşullanma kavramlarından hangisiyle açıklanabilir?
A) Ara verme
B) Alışma
C) Aralıklı pekiştirme
D) Sönme
E) Kendiliğinden geri gelme
Genelleme
Klasik koşullanmada genelleme, uyarıcı genellemesi biçimindedir.
Uyarıcı genellemesi: Koşullu uyarıcıya (zil) karşı gösterilen tepkinin (salya
tepkisi), koşullu uyarıcıya benzeyen diğer uyarıcılara da gösterilmesidir.
Benzer birçok uyarıcıya karşı aynı (benzer) tepkinin gösterilmesidir (tepki
tektir, uyarıcı çoktur).
Uyarıcı Genellemesi
Uyarıcı 1
Tepki
Uyarıcı 2
Uyarıcı 3
Örnekler;
 Pavlov deneyinde köpek, zil sesine benzeyen çan sesine karşı
da salya salgılama tepkisi göstermiştir.
 Bir çocuğun her sakallıya dede demesi,
 Beyaz önlüklü bir doktordan korkan bir çocuğun, beyaz
giyinmiş (eczacı, kasap, öğretmen vb.) herkesten korkması,
 Köpek tarafından ısırılan bireyin tüm köpeklerden korkması.
 Duyduğu süren sesinin itfaiye aracına ait olduğunu öğrenen
çocuk bu sese benzer sesler duyduğunda da (polis aracı,
ambulansın siren sesi gibi) bu seslerin itfaiye aracına ait
olduğunu söylemesi.
Oğuz Öğretmen’in okuttuğu bir deste zorlanan öğrenciler, onun verdiği
diğer derslerden de ürkmeye başlamışlardır.
Öğrencilerin Oğuz Öğretmen’in verdiği diğer derslerden de ürkmeye
başlamalarının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oğuz Öğretmen’e uyarıcı genellemesi oluşması
B) Öğrencilerin Oğuz Öğretmen’den aldıkları dersteki davranışlarının
olumsuz pekiştirilmesi
C) Oğuz Öğretmen’e tepki genellemesi oluşması
D) Derslere uyarıcı genellemesi oluşması
E) Oğuz Öğretmen’in dersinde zorlanmalarının öğrencilerde psikolojik
tepkisellik durumu ortaya çıkarması
Babası tarafından sık sık cezalandırılan bir çocuğun bir süre
sonra sadece babasından değil, yanına yaklaşan tüm
erkeklerden korkması öğrenmeyle ilgili aşağıdaki kavramlardan
hangisiyle açıklanabilir?
A) Olumsuz aktarma
B) İkinci derece koşullama (üst düzey)
C) İleriye doğru ket vurma
D) Genelleme
E) İtici uyarıcı
Evlerindeki köpeğe “kuçu kuçu” demeyi öğrenen Can, bir gün
bahçelerine giren kuzuya da “kuçu kuçu” demiştir.
Can’ın bu davranışı aşağıdakilerden hangisine örnektir?
A) Algısal değişmezlik
B) Uyarıcı genellemesi
C) Ayırt etme
D) Algı çarpıtması
E) Öğrenmenin aktarılması
Ayırt Etme
Klasik koşullamada uyarıcı genellemesinin tam tersidir.
Organizmanın koşullu uyarıcıya benzeyen uyarıcılar içerisinde
koşullu uyarıcıyı seçerek sadece koşullu uyarıcıya tepkide
bulunması ve diğerlerine aynı tepkiyi vermemesidir.
Örnekler;
 Bireyin kendisini ısıran sokak köpeği ile komşusunun evinde
beslediği köpeği ayırt etmesi.
 Bir çocuğun itfaiye aracının siren sesini, polis ve ambulans
seslerinden ayırt etmeyi öğrenmesi.
 Bebeğin birkaç bayan arasından sadece annesini gördüğünde
sevinme tepkisini göstermesi.
Birden Fazla Uyarıcıya Koşullanma (Birleşik Koşullanma)
Koşullanma sürecinde iki nötr uyarıcının (zil, ışık) aynı anda
sunulması ve ardından koşulsuz uyarıcının (et) verilmesi sonucu
organizmanın her iki nötr uyarıcıya birden koşullanarak
koşullu tepkiyi vermesi (salya tepkisi) birleşik koşullanmadır.
Mesela; Pavlov deneyinde birinci nötr uyarıcıdan (zil sesinden)
hemen sonra, ikinci nötr uyarıcı (ışık) verilir. Sonra hemen
arkasından koşulsuz (doğal) uyarıcı (et) verilerek, her iki uyarıcı
birden koşullandırılır. Yani köpek hem zile hem de ışığa karşı
koşullanarak salya tepkisi gösterecektir.
Gölgeleme
Koşullanma sürecinde, koşulsuz bir uyarıcı (et) ile aynı anda eşleşen
iki nötr uyarıcı (zil ve ışık) birlikte sunulduğunda yalnızca birinin
koşullu uyarıcıya dönüşerek koşullu tepkiyi ortaya çıkarmasıdır.
Koşullanma dikkati çeken ve baskın olan uyarıcıya karşı oluşmakta,
diğeri etkisiz kalmaktadır.
Mesela; hem köpekten hem de yüksekten korkan bir kişinin köpekten
kaçıp yüksek bir yere tırmanması gölgelemedir (Köpek korkusu
yükseklik korkusunu gölgelemiştir yani bastırmıştır). Bir erkeğin
karşıdan gelen iki kızdan daha güzel olanı beğenmesi (güzel olan güzel
olmayanı gölgelemiştir).
Ayşegül Öğretmen dersindeki bazı konuları bilgisayarda hazırladığı
sunular yardımıyla öğrencilere öğretmeye çalışır. Konunun öğrencilerin
dikkatini çekmesi için sunu sayfalarına renkli ve hareketli resimler
koyar. Ancak bir süre sonra, öğrettiği konularla ilgili öğrencilerin neler
hatırladığını test ettiğinde, öğrencilerin sunularda verilen bilgilerden
çok, renkli ve hareketleri resimleri hatırladıklarını görür.
Öğrencilerin, asıl öğretilmek istenen konuları hatırlamak yerine, daha
çok dikkat çekici resimleri hatırlamaları öğrenmede aşağıdakilerden
hangisiyle açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Sönme
Gölgeleme
Yetersiz koşullanma
Yanlış kodlama
Yakınlık ilkesi
Trenle yolculuk yapmayı seven Ayşe Öğretmen İzmir’e giderken çok fazla
gürültü yapan bir grup yolcuyla tartışmış ve bu olaydan sonra trenle seyahat
etmekten vazgeçmiştir. Ancak Ayşe Öğretmen, yarıyıl tatilinde yolların karlı
olması nedeniyle kara yolları güvenli olmadığı için yeniden trenle yolculuk
yapmıştır.
Ayşe Öğretmen’in trenle seyahat etmekten vazgeçmesini ve tekrar treni
tercih etmesini açıklayan kavramlar aşağıdakilerin hangisinde doğru sırada
verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Gölgeleme – Kendiliğinden geri gelme
Sönme – İkinci derece koşullama
Ceza – Gölgeleme
Sönme – Duyarsızlaşma
Ceza – Kendiliğinden geri gelme
Engelleme (Bloklama etkisi)
İlk önce nötr bir uyarıcı (zil) ile koşullu uyarıcı (et) arasında bir
koşullanma oluşturduktan sonra yeni nötr bir uyarıcı (ışık) ile
koşulsuz uyarıcı (et) arasında yeni bir koşullanma (bağ kurulmak
istendiğinde) oluşturulmak istendiğinde, eski koşullu uyarıcının
(zil) bu koşullanmaya (ışık ile et arasındaki) engel olması
durumudur.
Mesela; annesi ile parka giden ve sevinen bir çocuğun, babası ile
parka gidince sevinmemesi. Anne, babayı engellemiştir.
Gölgeleme ile Engelleme arasındaki farklar;
 Gölgelemede iki uyarıcı aynı anda verilir,
engellemede ise iki uyarıcı art arda verilir.
 Gölgelemede daha çok dikkat çeken
uyarıcının baskınlığı vardır, engellemede ilk
uyarıcı ikinci verilen uyarıcıya engel
olduğundan öncelik etkisi vardır.
75
İkinci Derecede Koşullanma (Üst Düzey Koşullanma)
Başlangıçta nötr uyarıcı (zil) olan bir koşullu uyarıcıya (zile)
karşı geliştirilen koşullu tepkinin (salya),
koşullanma
gerçekleştikten sonra bu koşullu uyarıcı (zil) yeni bir nötr uyarıcı
(ışık) eşleştirildikten sonra nötr uyarıcıya (ışık) karşı da
sergilenmesine denir.
Yeni nötr uyarıcı (ışık) koşullu uyarıcının (zil) yerine geçerek
koşullu tepkiyi ortaya çıkarır. Bu nedenle birinci koşullu uyarıcı
(zil) sürecin 2. aşamasında koşulsuz uyarıcıya dönüşür.
Mesela; bir öğretmenden azar işiten çocuğun
öğretmenden korkmaya başladıktan sonra öğretmeni
arabasında görüp daha sonra öğretmenin arabasını
görünce de korkmaya başlaması da üst düzey
koşullanmadır.
Çünkü çocuk önce öğretmene koşullanmış, daha sonra
öğretmeni araba ile eşleşince çocuk arabaya karşı da
korku tepkisi vermeye başlamıştır.
Bazı ana ve babalar çocukları büyüdükçe onları hatalarından ve
başarısızlıklarından dolayı daha fazla eleştirmektedir. Bunun
sonucunda, çocuklarda başarısızlık kaygıya neden olmaktadır.
Başarısızlık kaygısı olan bazı bireyler de daha sınav salonuna
giderken kaygı yaşamaya başlamaktadır.
Buna göre, bir öğrencinin sınav salonuna giderken sınav kaygısı
yaşamaya başlaması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Genelleme
Ayırt etme
Kendiliğinden geri gelme
Üst düzey koşullanma
Olumsuz pekiştirme
Oynadığı balonun aniden patlaması nedeniyle balonlara karşı korku
tepkisi geliştiren iki yaşındaki bir bebek, elinde balonla kendisine birkaç
kez yaklaşmasının ardından iki yaş büyük abisini görünce elinde balon
olmasa bile korku tepkisi vermeye başlamıştır.
Bebeğin abisine karşı korku tepkisi vermeye başlaması
aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
A)
B)
C)
D)
E)
İkinci derece koşullanma
Edimsel koşullama
Tepki genellemesi
Gecikmeli koşullama
Olumsuz pekiştirme
Klasik müzikten çok hoşlanan Ayhan Bey gittiği tüm konserlerde
gözüne ilişen bir kişiye sokakta rastlar ve hiç tanımadığı hâlde bu
kişiye karşı bir sempatisinin olduğunu fark eder.
Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Uyarıcı kontrolü
B) Tepki genellemesi
C) Yansıtma
D) İkinci derece (üst düzey) koşullanma
E) Gizil öğrenme
Kendisini ısıran bir köpekle her karşılaştığında korku tepkisi veren bir
çocuk, birkaç kez bu köpeği sahibiyle birlikte gördükten sonra köpek
yanında olmasa bile sahibini görünce korku tepkisi vermeye başlar.
Çocuğun, köpeğin sahibinden de korkmaya başlaması aşağıdaki
süreçlerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Uyarıcı genellemesi
B) İkinci dereceden koşullanma
C) Tepki genellemesi
D) Etki yayılması
E) Psikolojik tepkisellik
Duyusal Ön Koşullanma
Genelleştirme özelliği olmayan iki nötr uyarıcının önce birlikte
sunulması, sonra bu nötr uyarıcılardan birinin koşulsuz uyarıcıyla
eşleştirilerek koşullanma sağlanması, en sonra diğer nötr
uyarıcının da genelleme yapılarak (yaşantı geçirmediği halde)
organizmada koşullu tepki yaratmasıdır.
Mesela; Sevgi ve annesi her zaman akşam yemeklerini birlikte
hazırlamaktadır. Sevgi, evde annesinin olmadığı bir gün akşam
yemeğini kendisi hazırlamaya çalışırken elini tencerede yakmış ve
canı çok yanmıştır. Bu olay esnasında annesi yanında olmadığı
halde; Sevgi annesini görünce de canının yandığını hissetmiştir.
Garcia etkisi (olumsuz tat koşullanması)
Garcia, klasik koşullanmadaki “Bitişiklik” ilkesine karşı
çıkmıştır. Yani koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki
sürenin kısa olması gerektiğine karşı çıkmıştır. Garcia’ya göre
koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasında bitişiklik olmadan da
koşullanma gerçekleşebilir.
Mesela; öğle yemeğinde pizza yiyen birey, akşam midesi
bulandığı zaman, pizza ile mide bulantısı arasında ilişki kurarak,
mide bulantısını yediği pizzaya bağlaması.
Garcia Farelerle yaptığı deneyde;
Plastik bardak + Radyasyonlu oda =
Hastalık
(nötr uyarıcı)
(koşulsuz uyarıcı)
(koşulsuz tepki)
Bu deneyin üzerinden 6-8 saat geçtikten sonra farelerde hastalık
belirtileri başlıyor. Farelerde plastik bardağa karşı koşul
oluşuyor. Başka bir cam bardakta su ve plastik bardakta su
normal bir ortama konduğunda fareler cam bardaktan içmeyi
tercih etmişlerdir. Fareler hastalığının sebebini bitişiklik
olmadan da bağ kurabiliyorlar. Çünkü fareler su içtikten 6-8 saat
sonra mide rahatsızlığı yaşıyorlar.
Garcia’nın olumsuz tat kaçınması konusunda yaptığı deneyler tepkisel
koşullanmanın daha önce doğru olarak kabul edilen hangi ilkesinin
aslında doğru olmayabileceğini göstermiştir?
A) Bir davranışı değiştirmede olumlu pekiştirme cezadan daha etkilidir.
B) Koşullanmanın gerçekleşmesi için koşulsuz uyarıcı koşullu
uyarıcının hemen ardından gelmelidir.
C) Öğrenme, sadece bir tepki pekiştireçle izlendiği takdirde
gerçekleşebilir.
D) Koşullanma gerçekleştikten sonra koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcı
tarafından izlenmeksizin verilmesi, koşullu tepkinin sönmesine yol
açar.
E) Aralıklı pekiştirilen bir davranış sürekli pekiştirilen bir davranışa
göre sönmeye karşı daha dirençli olur.
Akşama doğru midesi bulanan Esra, öğle yemeğindeki mayonezden
zehirlendiğini düşünmüş ve bu olaydan sonra uzun süre mayonez
yememiştir.
Esra’nın uzun süre mayonez yememesi aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
A) İkinci derece koşullama (üst düzey)
B) Batıl davranış
C) Ayırt etme
D) Koşulsuz tepki
E) Olumsuz tat koşullaması (Garcia etkisi)
Çikolatayı çok seven Arda bir gün çok fazla çikolata yediği için
hastalanmış ve kusmuştur. Bu olaydan sonra ne zaman çikolata görse
Arda’nın midesi bulanmaya başlamaktadır.
Çikolata gördüğünde Arda’nın midesinin bulanmaya başlaması
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Olumsuz tat koşullanması (Garcia etkisi)
Aşırı uyarılma
II. tip ceza
Dolaylı öğrenme
Olumsuz pekiştirme
Garcia, Pavlov’un savunduğu “her türlü uyarıcı ile
koşulsuz uyarıcı arasında bağlantı kurulur” düşüncesine
karşı çıkarak, uyarıcılar arasında aşinalığın (organizmanın
hazırlanmışlığı) olmadığı durumlarda koşullanmanın
gerçekleşmeyeceğini savunur.
Yani Garcia’ya göre “her türlü uyarıcı ile koşulsuz
uyarıcı arasında bağlantı kurulamaz.”
Garcia etkisinin farklı anlamı
 Garcia etkisi literatürde, “bir olayla ilgili yaşanan
olumlu veya olumsuz durumun, bu olayla ilgili diğer
öğelere de genellenmesi” şeklinde de ele alınmaktadır.
Yani, bir uyarıcıya karşı gösterilen tepkinin o uyarıcıyı
çağrıştıran diğer uyarıcılara karşıda gösterilmesi de
Garcia etkisi olarak ele alınmaktadır.
Mesela; okulda yaşanan olaylarla ilgili olumsuzluk, okul ve
okulla ilgili diğer öğelere de (eğitime, okula, öğretmenlere)
genellenebilir.
Garcia ile Uyarıcı Genellemesi Farkı
 Uyarıcı genellemesi benzer uyarıcılara verilen tepkidir.
Mesela;
tüm
doktorlardan
korkmak
uyarıcı
genellemesidir.
 Garcia etkisinde ise doktoru zihinde çağrıştıran her
şeyden (hastane, önlük, ilaç, eczane, iğne) korkmak
şeklinde gerçekleşir.
Yani Garcia etkisinde uyarıcılar arasında benzerlik ve
bitişiklik ilişkisi kurulmaz. Garcia etkisinde zihinsel olarak
bir ilişki kurmak vardır. Uyarıcıyı zihinde çağrıştıran ilgili
diğer uyarıcılarla ilişki kurulur. İlişki kurulan bu uyarıcılarla
yaşantı geçirilmediği halde koşullu tepki gösterilir.
Mesela; Ali matematik dersinde, yanındaki arkadaşlarıyla
konuştuğu için öğretmeni tarafından cezalandırılır. Bu
yaşantıdan sonra matematik öğretmeninden korkan Ali,
öğretmenin arabasına, çantasına, ders kitaplarına vb.
çağrışım kurulan diğer uyarıcılara da (bitişiklik kurulmadığı
halde; yani matematik öğretmeninin yanında görmediği
halde) aynı tepkiyi gösterir.
Denizde boğulma tehlikesi yaşayan ve çok korkan Taner’in
su topunu, plaj havlusunu, oteli, su kaydırağını, kayığı
gördüğünde de korkması garcia etkisidir.
Öğrenilmiş çaresizlik
Organizmanın bir problem durumunda tüm çabalarının etkisiz
kaldığını gördüğünde durumu kabullenmesi ve yeni çözüm
denemelerinde bulunmamasıdır. Organizma ne kadar çaba
harcarsa harcasın durumu ve sonucu değiştiremeyeceğini düşünür
ve artık çaba harcamaz (pasif kalır).
Batıl inanç
Mantıksal bir temele dayanmayan inançlara denir. Klasik
koşullanmayla daha çok kazanılır.
Mesela; kara kedi görmek uğursuzluk getirir. Nazar boncuğu
nazardan korur.
Sınıf öğretmeni, okul rehber öğretmenine Tülay’ın öğrenme
güçlüğü olduğundan şüphelendiğini söyler. Tülay ile görüşen
rehber öğretmen, Tülay’ın annesinin, kızının okurken yaptığı en
ufak hatada “Sen zaten okumayı öğrenemeyeceksin.” diyerek
ona ceza verdiğini, Tülay’ın da bu nedenle çaba göstermeyi
bıraktığını fark eder.
Tülay’ın yaşadığı deneyim aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Öğrenilmiş çaresizlik
Gerileme
Kaygı
Tükenmişlik
Dışsallaştırma
Arkadaşları Altan’a sürekli olarak tatsız şakalar yapmaktadır. Altan başlangıçta
arkadaşlarının kendisine bu tür şakalar yapmalarını engellemek için kavga
etmeden küsmeye, rica etmekten aldırmaz görünmeye kadar uzanan çeşitli
yollar denemiş ancak başarılı olamamıştır. Çok üzülmesine rağmen Altan artık
arkadaşlarının kendisine bu tür şakalar yapmasını engellemek için herhangi bir
çaba göstermemektedir.
Altan’ın arkadaşlarının şaka yapmalarını engellemek için çaba göstermemesi
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Duyarsızlaşma
Alışma
Gölgeleme
Davranışta kontrast
Öğrenilmiş çaresizlik
Tıp fakültesini iyi bir dereceyle bitiren Ali, birkaç kez girdiği Tıpta Uzmanlık
Sınavında başarısız olmuştur. Ailesinin ısrarıyla bu yıl da sınava
başvurmasına rağmen Ali bu sınav uygulaması devam ettikçe hayalini
kurduğu dahiliye uzmanlığı eğitimini hiçbir zaman alamayacağını
düşünmektedir.
Ali’nin bu düşüncesi aşağıdakilerden hangisinin göstergesi olabilir?
A) Öğrenilmiş çaresizlik
B) Dışsal denetim odağı
C) Kendini gerçekleştiren kehanet
D) Mantığa bürünme
E) Kolektif yeterlik inancının düşük olması
Önceki yıl gelişim ve öğrenme psikolojisi derslerinde başarısız olan ve
bu yıl aynı derslerin iki ara sınavından da kötü not alan bir öğrenci, ne
kadar çalışırsa çalışsın bu derslerde başarılı olamayacağını düşünerek
genel sınava çalışmaktan vazgeçmiştir.
Öğrencinin genel sınava hazırlanmaktan vazgeçmesini en iyi açıklayan
kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Genelleme
B) Batıl davranış
C) Öğrenilmiş çaresizlik
D) Kendini gerçekleştiren kehanet
E) Olumsuz aktarma
İlköğretim eğitimi boyunca her arkadaşlık kurma girişimi
başarısızlıkla sonuçlanmış bir öğrencinin tüm lise eğitimi
boyunca teneffüslerde bile yalnız dolaşması hatta hiçbir sosyal
ilişki kurma çabasına girmemesi aşağıdakilerden hangisine
örnektir?
A)
B)
C)
D)
E)
Öğrenilmiş çaresizlik
Bastırma
Kaçınma
Alışma
Sönme
Duyusal Uyum ve Alışma
İnsan çevreye uyum sağlayabildiği gibi duyu organlarının
da çevreye uyum sağlama yeteneği vardır. Buna “duyusal
uyum” denir. Duyusal uyum, çeşitli sebeplerle (karanlık
veya aşırı aydınlık gibi) zorlanan duyu organının kendini
ayarlaması ve duyum sürecini yeniden başlatmasıdır. Duyu
organlarının bu çevreye uyum sağlama yeteneğine
duyusal uyum denir.
Mesela; parlak bir gün ışığından karanlık bir yere
girildiğinde, önceleri çok az şey görülür. Bu sırada duyusal
alıcılarda uyum süreci başlar, bir süre sonra göz karanlığa
uyum yapar ve ortam (çevredekiler) görülmeye başlanır.
Alışma ise bir uyarıcının tekrarlanması sonucu ortaya çıkar.
Alışma, duyu organlarının aynı şiddet seviyesini koruyan
bir uyarıcıya sürekli maruz kalması sonucu bu uyarıcının ilk
etkisini giderek kaybetmesi ve bu uyarıcıya karşı tepkinin
giderek zayıflaması veya tepkinin ortadan kalkmasıdır.
Farklı tanımla alışma; “koşullu bir tepkiyi ortaya çıkaran
bir uyarıcının tekrar tekrar verilmesi sonucunda bu
uyarıcının söz konusu tepkiyi ortaya çıkarma gücünün
azalmasıdır.”
Mesela; uyuduğumuz odadaki saatin tik tak seslerini
kulağımızın bir süre sonra duymaması (sese alışma),
sürülen parfüm kokusunu burnumuzun bir süre sonra
alamaması (kokuya alışma).
Bir otomobil tamir ustası, çırak olarak işe başlayan bir genci teşvik etmek
amacıyla bir şeyler öğrenmek için gösterdiği her çabayı aferin diyerek
pekiştirmiş ve başlangıçta her aferin deyişinden sonra çırağın öğrenme
gayretinin biraz daha arttığını gözlemiştir. Ancak bir süre sonra usta, aferin
demesinin çırağı ilk günlerdeki kadar gayrete getirmediğini fark etmiştir.
Ustanın övgüsünün çırağı gayrete getirme işlevinin bir süre sonra azalmasının
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çırak, neyi iyi neyi kötü yaptığını kendisi değerlendirebilecek duruma
gelmiştir.
B) Çırağın ustasına duyduğu sevgide azalma olmuştur.
C) Öğrenme davranışı koşulsuz uyarıcı tarafından izlenmediği için sönmeye
başlamıştır.
D) Uyarıcı ile tepki arasındaki bağlantı kopmuştur.
E) Alışma nedeniyle övgünün pekiştirici değeri azalmıştır.
Bir ilköğretim okulu öğretmeni bir öğrencisine düzenli olarak ödev yapma
alışkanlığı kazandırmak amacıyla her ödev yapışında onu arkadaşlarının
önünde överek ödüllendirir. Bunun sonucunda öğrenci ödevlerini düzenli
olarak yapmaya başlar. Ancak bir süre sonra, öğretmenin onu aynı şekilde
ödüllendirmeye devam etmesine karşın öğrencinin ödev yapmayı ihmal
etmeye başladığı görülür.
Öğrencinin ödev yapmayı ihmal etmeye başlaması aşağıdaki süreçlerden
hangisiyle açıklanabilir?
A) Alışma
B) Sönme
C) Kendiliğinden geri gelme
D) Koşullanma
E) İleri doğru ket vurma
Koşullu bir tepkiyi ortaya çıkaran bir uyarıcının tekrar tekrar
verilmesi sonucunda bu uyarıcının söz konusu tepkiyi ortaya
çıkarma gücünün azalması aşağıdaki süreçlerden hangisiyle en
iyi açıklanabilir?
A) Kendiliğinden geri gelme
B) Sönme
C) Alışma
D) Karşıt koşullama
E) Tepkisel koşullama
Duyarlık kazanma (Duyarlılaşma, Hassaslaşma)
Duyarlılaşma da uyarıcının tekrarlanması sonucu gelişir.
Fakat bu defa, tekrarlanan uyarıcının etkisi giderek artar, bu
uyarıcıya karşı ortaya çıkan davranış giderek kuvvetlenir.
Mesela; alnınıza düşen yağmur damlaları normalde sizi
etkilemez, fakat bu uyarımın sürekli tekrarlaması sizde
rahatsızlık yaratabilir.
Yani duyarlılaşma, organizmanın çevresindeki belli bir
uyarıcıya normal olarak beklenenin üstünde tepki
göstermesidir. Mesela; bir annenin derin uykusuna
rağmen bebeğinin sesine hemen uyanması, kazadan sonra
uçağa her binildiğinde heyecanlanma.
Duyarsızlaşma (Duygusal alışma)
Bireyin aşırı üzüntü, acı ve sevinç gibi iç uyarıcılarla tekrar
tekrar karşılaşması sonucunda önceleri gösterdiği duygusal
davranışının zayıflaması durumuna denir. Bu zayıflama
durumunda artık birey bu uyarıcılara eskisi gibi tepki vermez,
verse de bu tepki çok az olmaktadır.
Mesela; sürekli azarlanan bir çocuğun, bir süre sonra artık
bu azardan etkilenmemesi, sürekli ölü gören bir doktorun bir
süre sonra ölüm olaylarına tepki vermemesi.
 Alışma ve duyarlılaşma birbirine zıt süreçlerdir.
 Alışma duyu organlarında oluşan biyolojik
temelli (ses, koku, tat) bir durumken,
duyarsızlaşma duygularda oluşan psikolojik
temelli (korku, kaygı, sevinç) bir durumdur.
107
C. Klasik Şartlanmayı Ortadan Kaldırma Yöntemleri
1. Sistematik duyarsızlaştırma: Klasik koşullanma yoluyla
öğrenilen korku, fobi, kaygı gibi duyuşsal tepkilerin ortadan
kaldırılmasında kullanılır.
Organizmanın korku duyduğu, istemediği uyarıcının zaman içinde
yavaş yavaş ve aşamalı olarak (en az korktuğu durumdan en çok
korktuğu duruma doğru) organizmaya yaklaştırılması sonucu
korkunun ya da istenmeyen davranışın ortadan kaldırılması
yöntemidir.
Millî Eğitim Bakanlığı, ilköğretim 1. sınıfa başlayan öğrencilerin ana
babalarından ayrılmalarını kolaylaştırmak ve korkularını yenmelerine yardımcı
olmak için öğretim yılının başında uyum haftası düzenlemiştir. Bu haftada;
öğrencilerin öğretmenlerini, sınıf arkadaşlarını, sınıflarını ve okul binalarını
tanımalarını sağlayan eğlenceli etkinlikler yapılmıştır. Bu etkinliklerle
öğrencilerin okuldaki idarecilerle ve çalışanlarla tanışmaları sağlanmıştır. En
sonunda öğrencilere sınıflarına geçip sıralara oturmaları söylenmiştir.
Okula yeni başlayan öğrencilerin okula uyumunu kolaylaştırmak ve
korkularını yenmelerine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen bu uygulamayı
en iyi açıklayan yöntem veya teknik aşağıdakilerden hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Zincirleme yöntemi
Eşik yöntemi
Sistematik duyarsızlaştırma
Programlı öğretim
Öz düzenleme
Köpeklerden korkan bir çocuğa, bu korkusunu yenmesi için, önce
köpek resimleri, daha sonra oyuncak köpekler gösterilmiştir.
Bunların ardından, çocuğun canlı bir köpeği önce uzaktan, daha
sonra yakınlaşarak izlemesi sağlanmıştır. Son aşamada ise çocuk
köpeğe dokunarak onu sevmiştir.
Bu uygulamada aşağıdaki tekniklerden hangisi kullanılmıştır?
A) Aralıklı pekiştirme
B) Kaçınma koşullaması
C) Sistematik duyarsızlaştırma
D) Bilişsel terapi
E) Model alma
Ayşe anaokuluna gitmeyi çok istediği hâlde gittiği ilk gün annesinden ayrılmak
istememiş ve yoğun bir ayrılık kaygısı yaşamıştır. Öğretmeni ilk gün Ayşe’nin
annesiyle birlikte sınıfa girmesine izin vermiştir. İkinci gün annesinin sınıfın
hemen dışında beklemesi sağlanmıştır. Takip eden iki üç gün anne okulun veli
bekleme salonunda bekletilmiştir. Daha sonra Ayşe’ye “Annen sen okulda iken
eve gidip senin için yemek yapmak istiyor. İzin verir misin?” denilmiştir. Ayşe o
günden sonra annesinden ayrılmaktan korkmadan okula devam edebilmiştir.
Bu örnekte Ayşe’nin korkusunu yenebilmesi için hangi teknik uygulanmıştır?
A)
B)
C)
D)
E)
Üst düzey koşullama
Sistematik duyarsızlaştırma
Karşı karşıya getirme
Korku koşullaması
Gölgeleme
Sistematik duyarsızlaştırma ile eşik arasındaki
farklar
Özünde sistematik duyarsızlaştırma eşik yöntemine
dayanır. Eşik tekniği, sistematik duyarsızlaştırmayı
kapsar. Yani temelde ikisi aynı tekniktir. Her ikisinde
de istenmeyen bir davranış ortadan kaldırılmaktadır.
Aralarındaki fark ise; sistematik duyarsızlaşma
sadece korku-fobi tedavisi için geçerliyken, eşik
tekniği, korku dışında da bazı istenmeyen alışkanlık ve
durumları da kapsayan bir tekniktir.
Eşik tekniği günümüzde modern psiko-terapistler
tarafından
da
kullanılmaktadır.
Sistematik
duyarsızlaştırma da bu yollardan biridir.
112
2. Davranışın sönmesini bekleme: Koşullu uyarıcıdan (zil) sonra
koşulsuz uyarıcı (et) verilmezse (yani koşullu uyarıcı olan zil tek
başına verilirse) bir süre sonra koşullu tepki (salya tepkisi) ortadan
kalkar, yani sönme gerçekleşir. Kısacası pekiştirilmeyen
davranışlar söner.
3. İtici uyarıcıyla davranış kontrolü: Bu teknikte organizma için
istenen uyarıcı (durum) itici bir uyarıcı ile ilişkilendirilip
istenen uyarıcıya duyulan çekicilik azaltılarak istenen uyarıcıya
verilen istenmeyen tepki ortadan kaldırılmaya çalışılır. Yani bu
teknikte, olumlu bir bağın olumsuza çevrilmesi söz konusudur.
Olumsuz tepkiler, olumsuz uyarıcılarla yok edilir. Fakat
uyarıcılar arasında rekabet yoktur.
Mesela; emziği bıraktırmak için bebeğin emziğine acı biber
sürmek. Sigara içen bir kişiye sigara içmeden bir süre önce
tiksindirici, mide bulandırıcı ilaç içirmek.
Aşırı kilolu olan Ayşen Hanım, bir diyetisyenin tavsiyesine uyarak kek,
kurabiye ve benzeri kilo yapan yiyecekleri düşük miktarda elektrik şoku
veren metal bir tabağa koyar. Tabağa her uzandığında elektrik çarpar ve
elini çekmek zorunda kalır. Ayşen Hanım, tabağa verdiği elektrik
akımının şiddetini birkaç günde artırır ve sonuçta tabaktan yiyecek alma
girişiminde bulunmaktan vazgeçerek kilo vermeye başlar.
Ayşen Hanım’ın kilo vermek için uyguladığı teknik aşağıdakilerden
hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Kademeli yaklaşma
Karşıt koşullama
İtici uyarıcıyla davranış kontrolü
Pekiştirme yoluyla davranış kontrolü
Ayırt etme eğitimi
4. Karşıt (Karşı) Koşullama: Belli bir tepkiye neden olan
koşullu uyarıcının, karşıt bir tepkiye neden olan bir uyarıcıyla
eşleştirerek istenmeyen (olumsuz) tepkinin tersine çevrilmesini
sağlamaktır. Bu teknikte olumsuz tepkilerin olumluya
çevrilmesi söz konusudur.
Karşıt koşullamada olumsuz (istenmeyen) tepkiler olumlu
uyarıcılarla yok edilir. İki uyarıcı da ortamda aynı anda yoktur
ve uyarıcılar rekabet ettirilmez.
Mesela; Asık suratlı öğretmenlerden dolayı okuldan nefret eden
bir öğrencinin, güler yüzlü başka bir öğretmen sayesinde
okulunu sevmesi.
Dişçiden korkan bir çocuk duvarları rengarenk boyanmış, içi
oyuncaklarla dolu bir odada dişçiyle oyun oynadıktan sonra
dişçiyi sevmeye başlayabilir.
Bireylerin tutumları öğrenme yoluyla oluşur. Bu öğrenme bazen sadece
tutum nesnesinin isminin olumsuz duygusal anlamları olan kelimelerle
eşleşmesi sonucunda gerçekleşir.
Bu şekilde öğrenilen olumsuz bir tutumu, tutum nesnesinin ismini
olumlu duygusal anlamları olan kelimelerle eşleştirerek olumlu hâle
getirmek isteyen bir psikolog, aşağıdaki tekniklerden hangisini
kullanmaktadır?
A)
B)
C)
D)
E)
Davranış şekillendirme
Karşıt koşullama
Davranış kontrolü
Sistematik duyarsızlaştırma
Karşıt tepki oluşturma
Sınav kaygısından yakınan bir öğrenciye verilebilecek aşağıdaki
yanıtlardan hangisi karşıt koşullanma tekniğine uygundur?
A) Kaygını azaltmak için başarı hedeflerini küçültmelisin.
B) Sınavda başarısızlığın her alanda başarısızlık olmadığını
anlamalısın.
C) Kaygını azaltmak için derslerine çok çalışmalısın.
D) Kaygılı olduğun zamanlar ders çalışmayı bırakmalısın.
E) Kaygı duyduğun anda sınavla ilgili geçmişteki hoş yaşantılarını
düşünmelisin.
Melek, ilköğretimin ilk yıllarında matematik derslerinde başarılı
olamamış ve matematiğe karşı olumsuz bir tutum geliştirmiştir. Altıncı
sınıfa başladığında matematik öğretmenini çok seven ve onun yakın
ilgisinden mutlu olan Melek, matematik çalışmaktan hoşlanmaya
başlamıştır.
Melek’in matematikten hoşlanmaya başlaması aşağıdakilerden
hangisiyle en iyi açıklanabilir?
A) Sosyal öğrenme
B) İşaret öğrenme
C) Kendiliğinden geri gelme
D) Karşıt koşullanma
E) Kavrama yoluyla öğrenme
5. Karşı karşıya getirme (maruz bırakma, taşırma):
Organizmaya korku, kaygı veren, nesne veya durumu
organizmayla bir süre karşı karşıya getirerek söz konusu
korku, kaygı veren durumu ortadan kaldırma yöntemidir.
Mesela; fareden korkan bir bireyi birkaç farenin
bulunduğu bir odaya koyup odada tutulursa birey
zamanla, farenin zararsız olduğunu anlar ve bu korkusu
ortadan kalkabilir.
Hayvanlardan korkan bir çocuğu hayvanat bahçesine
götürerek korkusu azalıncaya kadar kalmasını sağlama