TEPKİSEL (KLASİK) KOŞULLANMA

TEPKİSEL (KLASİK)
KOŞULLANMA
1. TEPKİSEL (KLASİK) KOŞULLANMA

Tepkisel koşullanma, aralarında doğal hiçbir ilişki
bulunmayan iki uyarıcının birbirleriyle ilişkilendirilmesi
sonucunda, birine koşulsuz (doğal) olarak verilen
tepkinin, diğerine de koşullu (yapay) olarak verilir hale
gelmesidir.
Limon gördüğümüzde, hatta adını duyduğumuzda ağzımız
sulanır, ama daha önce hiç limon yememiş bir çocuğun limon
görmesi ya da adını duyması halinde ağzı sulanmaz.
 Yolda giderken, keskin bir fren sesi bizi endişelendirecektir,
ama böylesi bir sesle ilk kez karşılaşacak bir çocuk sadece
irkilir.

Pavlov`un Deneyi



Pavlov, daha önce zil sesine hiç tepki vermeyen
köpeğin zil sesinin hemen ardından et verilerek
beslenmesi halinde, bir süre sonra zil sesine de
salya salgıladığını deneyle göstermiştir.
Deneyde zil sesi başlangıçta organizma için hiçbir
anlam ifade etmeyen nötr uyarıcıdır.
Et ise tüm köpeklerde hiçbir koşula bağlı olmadan
salya tepkisi oluşturan koşulsuz uyarıcıdır.


Zil sesi nötr bir uyarıcıyken, koşulsuz uyarıcı olan et
ile ilişkilendirilmiş, böylece köpeğin zil sesine de
salya tepkisinde bulunmasını sağlamıştır. Zil sesi
artık koşullu uyarıcı haline gelmiştir.
İnsan ve hayvanların önceden tepkide
bulunmadıkları bir uyarıcıya, belirli koşullar
sonucunda tepkide bulunmayı öğrenmesine
koşullanma yoluyla öğrenme denir. Bazı
insanlarda görülen korku, antipati, tiksintilerin de
gerçek nedeni çoğunlukla bu tür koşullanmalardır.
A. Koşulsuz (Doğal) Uyarıcı

Organizma üzerinde etkisi doğuştan var olan
öğrenilmemiş uyarıcılardır. Yani doğduğumuz ilk
günden beri bu uyarıcıya otomatik olarak tepki
veririz.
 Yüksek
ses duyduğumuzda irkiliriz.
 Bozulmuş yiyecek yersek midemiz bulanır.
 Hava sıcak olursa terleriz.
 Dilimize limon değdiği an, hemen ağzımız sulanır.
 Elimizi soğuk suya sokarsak kan damarlarımız büzüşür.
B. Koşulsuz (Doğal) Tepki


Koşulsuz uyarıcıya verilen tepkilere koşulsuz tepki
denir. Koşulsuz uyarıcı gibi koşulsuz tepki de
öğrenilmemiştir.
Doğduğumuz ilk günden beri sahip olduğumuz
tepkilerdir.
 Yüksek
ses duyduğumuzda irkiliriz.
 Bozulmuş yiyecek yersek midemiz bulanır.
 Hava sıcak olursa terleriz.
 Dilimize limon değdiği an, hemen ağzımız sulanır.
 Elimizi soğuk suya sokarsak kan damarlarımız büzüşür.
C. Nötr (İlişkisiz) Uyarıcı


Organizma için herhangi bir anlam ifade etmeyen
yani herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcıdır.
Tepkisel koşullanma sürecinde amaç, nötr uyarıcının
bir süre sonra tepki üretme gücüne kavuşmasıdır.
 Yeni
doğmuş bir bebek için «kalem», «para», «aferin»
vb. nötr uyarıcı konumundadır.
D. Pekiştirme (Pekiştireç)


Klasik koşullanmada koşulsuz uyarıcı pekiştireç
görevi üstlenir. Buna «pekiştirme ilkesi» denir.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta,
organizmanın pasif konumda oluşudur.
Pekiştireç (koşulsuz uyarıcı) organizmanın
tepkisinden önce verilmektedir. Yani organizma bir
tepkide bulunduğu için pekiştireç almamakta, aksine
pekiştirildiği için tepkide bulunmaktadır.
E. Bitişiklik (Uyaranlar Arasındaki
Zaman Aralığı)


Koşullanmanın etkili şekilde gerçekleşmesi için nötr
uyarıcının verilme zamanı ile koşulsuz uyarıcının
verilme zamanı arasındaki dilim çok kısa olmalıdır.
Organizma bu sayede iki uyarıcı arasında ilişki
kurabilmektedir.
Zil sesinin 0.5 saniye ardından et verilirse
koşullanmanın en etkili olduğu, sürenin 5 ile 30
saniye arasında değişebileceği belirtilmektedir.
Buna göre aradaki süre arttıkça, koşullanmanın etki
derecesi de azalacaktır.
F. Koşullu Uyarıcı


Organizma için başlangıçta herhangi bir tepki
oluşturmayan uyarıcının (nötr uyarıcı), koşulsuz
uyarıcıyla eşleştirilmesi sonucunda, nötr uyarıcı,
koşullu uyarıcı haline dönüşür.
Bütün koşullu uyarıcılar başlangıçta (koşullanmadan
önce) nötr uyarıcı konumundadır. Buna göre koşullu
uyarıcı öğrenilmiş bir uyarıcıdır.
G. Koşullu Tepki


Koşullu uyarıcıya verilen tepkidir. Koşullu uyarıcı
öğrenilmiş olduğuna göre koşullu tepki de
öğrenilmiştir.
Salya tepkisi, koşullanma sonrasında refleks olarak
değil, koşullu (şartlı) refleks olarak adlandırılır.
B. KOŞULLANMA İLKELERİ


1. Bitişiklik (Uyaranlar Arasındaki Zaman Aralığı
– Yakınlık)
Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki zaman
dilimine bitişiklik adı verilir.
2. Habercilik (Uyaran Sıralaması)


Eğer bir uyarıcı, başka bir uyarıcının geleceğini ya
da devam etmekte olan uyarıcının bittiğinibiteceğini bildiriyorsa, bu tip uyarıcılara haberci
uyarıcı adı verilir. Bütün koşullu uyarıcılar aynı
zamanda haberci uyarıcı niteliği taşır.
«Benim ardımdan başka bir uyarıcı gelecek» diyen
haberciler, olumlu habercidir. «Devam etmekte
olan uyarıcı artık bitti-bitecek» diyen haberciler
olumsuz habercidir.
A. Olumlu Habercilik
(İleriye Koşullanma)

Pavlov`un deneyinde önce zil sesi hemen ardından
et verilmektedir. Bir süre sonra köpek zil sesine de
salya akıttığına göre zil sesi organizmaya haber
vermektedir. «Benim ardımdan et gelecek» Köpek
et beklentisiyle salya akıtmaktadır. Zil sesi hem
koşullu bir uyarıcı hem de olumlu habercidir.
 Savaş
yıllarında yüksek tepelere yerleştirilen sirenlerin
sesini duyan halk, uçak saldırısı olacağını anlar ve
hemen sığınaklara girer.
B. Olumsuz Habercilik
(Geriye Koşullanma)
 Yapılan
deneyde köpeğin kaçma şansı olmaksızın
bulunduğu bölüme ansızın elektrik şoku verilir. Şok
devam ederken 3. saniyede bir zil çalar ve zilin hemen
ardından şok kesilir. Köpek bir süre sonra zil sesinin
şokun sona ereceğini bildirdiğini anlar. Zil sesi hem
koşullu uyarıcı hem de olumsuz habercidir.
 Savaş yıllarında düşman uçaklarının saldırısı geçtikten
sonra farklı seste bir siren sesi çalarak sığınaktaki
insanlara tehlikenin geçtiği bildirilir.
3. Pekiştirme



Tepkisel koşullanmada pekiştirme, koşulsuz
uyarıcının yaptığı işe verilen addır ve tepkiden
önce verilir. Böylece tepkinin ortaya çıkması
sağlanır.
Birincil pekiştireçler öğrenilmemiştir. Koşulsuz
uyarıcının kendisidir. (Et, su, çikolata, elektrik şoku,
sevgi vb.)
İkincil pekiştireçler öğrenilmiştir. Koşullu uyarıcının
kendisidir. (Zil sesi, para, okul vb.)
4. Alışma

Koşullu uyarıcı bir süre tek başına verildiğinde, önce
tepki miktarında azalma görülür. Yani organizma bu
uyarıcıya eskisinden daha az tepki verir. Bu
aşamada alışma gerçekleşmiştir.
5. Sönme (Deneysel Çözülme)


Organizmanın daha önce tepki verdiği bir uyarıcıya
pekiştirme yapılmaması sonucu artık tepki
vermemeye başlaması sönme olarak adlandırılır.
Pekiştirilmeyen davranışlar söner. Sönme olayı
gerçekleşince koşullu uyarıcı eski haline geri döner,
yani tekrar nötr uyarıcı olur.
6. Kendiliğinden Geri Gelme

Sönmüş tepkinin, bir süre sonra tekrardan ortaya
çıkmasıdır. Bu durum sönmüş bir tepkinin yok
olmadığının ispatıdır. Ancak pekiştirilmezse kısa
sürede ortadan kalkar.
7. Genelleme


Genelleme denince akla öncelikle uyarıcı
genellemesi gelmelidir.
Organizmanın benzer uyarıcılara aynı tepkiyi
vermesidir.
 Zil
sesine salya tepkisi veren köpeğin, metronom sesine
de aynı tepkiyi vermesi
 Denizde boğulmanın eşiğinden dönmüş bir kişinin
havuzdan da korkması
 Fareden korkan bir çocuğun, tüylü bütün hayvanlardan
korkması
8. Ayırt Etme

Organizmanın arada benzerlik olsa bile, koşullu
uyarıcıyı diğer uyarıcılardan ayırarak, sadece koşullu
uyarıcıya tepkide bulunmasıdır. Genellemenin tam
tersidir.
Denizde boğulma tehlikesi geçirdiği için havuzdan da
korkan çocuk, bir süre sonra sadece denizden korkmaya
başlar, havuza olan korkusu ortadan kalkar.
 Önceleri hastanede gördüğü bütün beyaz önlüklü
hemşirelerden korkan çocuk, bir süre sonra sadece kendisine
iğne yapan hemşireden korkmaya başlar.

9. Korku Koşullanması


Koşullu bir uyarıcıyla korku tepkisi eşleştirildiğinde
korku koşullanması ortaya çıkar.
Yapılan deneyde bebeğin kucağına beyaz bir tavşan
konur. Bebeğin beyaz tavşana olumlu ya da olumsuz bir
tepki vermediği görülür. Ertesi gün bebeğin kucağına
beyaz tavşan konduktan hemen sonra yüksek frekanslı
bir ses ortama eklenir. Ses bebekte refleksif olarak
ağlama tepkisine yol açar. Bu aşama birkaç kez
tekrarlandıktan sonra bebeğin sadece beyaz tavşanı
görünce de ağlamaya başladığı görülmüştür.
10. Geçici Koşullanma

Koşullanma sürecinde sadece koşulsuz uyarıcının
kullanıldığı şeklidir. Koşulsuz uyarıcı organizmaya eş
zaman aralıklarıyla verilir. Böylece eş zaman
aralıklarının koşullu uyarıcı haline geleceği
varsayılır.
 Köpeğe
saat başı et verildiğini düşünelim. Et koşulsuz
uyarıcıdır. Bu çalışma bir süre tekrar edildiğinde «her
saat başı» köpek için koşullu bir uyarıcı haline
gelecektir.
11. Birden Fazla Uyarıcıya Koşullanma
(Üst Düzey Koşullanma)


Organizmanın birden fazla sayıda koşullu uyarıcıya
aynı tepkiyi vermesinin sağlanması üst düzey
koşullanma olarak adlandırılır.
Eğer koşullanılan uyarıcı sayısı iki ise ikinci dereceden
koşullanma, üç ise üçüncü dereceden koşullanma
şeklinde isimlendirilir.

Ayşe Hanım ne zaman bebeğini yıkayacak olsa önce yere
kırmızı bir örtü sermektedir. Sonra bebeğinin küvetini bu
örtünün üzerine koymakta, son olarak da içini suyla
doldurarak bebeğini yıkamaktadır. Bir süre sonra bebeğin
kırmızı örtüyü ya da küvetini gördüğünde yıkanacakmış gibi
mutlu olduğu görülür.
12. Öğrenilmiş Çaresizlik

Organizma istediği sonuca ulaşmak için önce birkaç
denemede bulunur. Bu denemelerin başarısızlıkla
sonuçlanması halinde, «Ben bu işte başarılı
olamayacağım» demeye başlar. Bu ifadeler
öğrenilmiş çaresizliğin başlangıcıdır.
 Matematik
dersinin 1. ve 2. sınavlarından zayıf not
alan bir öğrenci, «Ne kadar çalışırsam çalışayım, ben
Matematik dersinin 3. sınavından da zayıf alıp sınıfta
kalacağım» demiş ve çalışmamaya başlamıştır.
13. Garcia Etkisi
(Olumsuz Tat Koşullanması)

Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının verilme süresi arasında, bitişiklikle
açıklanamayacak kadar uzun bir süre olsa bile koşullanmanın
gerçekleşebileceğini anlatır.



Akşam midesi bulanan çocuk, bunun nedenini öğlen yediği yağlı böreğe
bağlar.
Öğle vaktinde prizi tamir etmeye çalışırken elektrik şokuna kapılan bir
kişi, akşam kalbi sıkıştırınca bunun nedenini öğle vaktinde elektrik şokuna
kapılmış olmasına bağlayabilir.
Gündelik yaşamda bir uyarıcıya karşı oluşan olumlu – olumsuz
duyguların, organizma tarafından zihinsel olarak bu uyarıcıyla
ilişkili olduğuna inanılan uyarıcılara genellenmesi de garcia
etkisiyle açıklanabilir.

Çok sevdiği kız arkadaşı tarafından kendi evinde aldatılan bir genç,
kız arkadaşından nefret ettiği gibi zamanla o evden, apartmandan,
hatta evin bulunduğu sokaktan, derken o şehirden bile nefret edebilir.
C. TEPKİSEL KOŞULLANMA YOLUYLA OLUŞAN
DAVRANIŞLARI YOK ETME YÖNTEMLERİ


1. Karşı Koşullanma
Organizmanın istenmeyen bir davranışa
koşullanması halinde, bu davranışın tam ters yani
istenen davranışlar çeşitli yollarla pekiştirilerek, bir
yandan istenmeyen davranışın söndürülmesi, bir
yandan da istenen davranışa koşullanmanın
sağlanması, karşıt koşullanma olarak açıklanır.
 Bilgisayar
oyunlarında başarısız olan ve bu nedenle
bilgisayar oyunlarını hiç sevmeyen çocuğun, bir oyunda
başarı elde ettikten sonra bilgisayar oyunlarını
sevmeye başlaması

Karşıt koşullanma bazen farkında olmadan bir
uyarıcıya karşı olumlu tutumun, olumsuz hale
gelmesine de yol açabilir.
 Denize
girmekten çok hoşlanan Ahmet, bir gün denizde
ayağına kramp girince boğulma tehlikesi yaşar. O
günden sonra denizden çok korkmaya başlar.
2. Sistematik Duyarsızlaştırma

Organizmanın korku duyduğu, istemediği uyarıcı zaman
içinde, yavaş yavaş, aşama aşama organizmaya
yaklaştırılır. Böylece korkunun (istenmeyen davranışın)
ortadan kaldırılması amaçlanır.
Köpeklerden çok korkan çocuğa, önce ufak-şirin köpek
resimleri gösterilir. Ardından çocuğun yakınına ufak-şirin bir
köpek getirilir. Ardından normal bir köpek yavaş yavaş
çocuğa yaklaştırılır.
 Topluluk önünde konuşmaktan korkan bir öğrenciye, önce 35 kişi önünde konuşma yaptırılır. Sonra 10-20 kişi karşısında,
giderek artan dinleyici kitlesi karşısında konuşma
yaptırılarak bu korkusu ortadan kaldırılır.

3. İtici Uyarıcıya Koşullama

Organizmanın koşullandığı uyarıcının çekiciliği
azaltılmak için, bu uyarıcı itici (istenmeyen) bir
uyarıcıyla eşleştirilir.
 Emziği
bırakma yaşı geçtiği halde bir türlü
bırakamayan Berke`ye annesi emziği acı biberin
suyuna değdirerek vermeye başlar. Böylece emzik ile
acı biber eşleştirilmiş olur.
4. Karşı Karşıya Getirme

Organizmanın korku duyduğu bir uyarıcıyla bir süre
aynı ortamda kalması sağlanır. Böylece korku
tepkisi ortadan kaldırılmaya çalışılır.
 Kedilerden
korkan bir çocuk, çok sayıda kedinin olduğu
bir odaya götürülür ve bir süre burada kedilerle
birlikte kalması sağlanır.
KPSS 2006






Aşağıdakilerden hangisi, tepkisel koşullanmanın
ayırt edici özelliğidir?
A) Öğrenilecek davranışın zihinsel şemasının
oluşturulması
B) Önceden aralarında bağlantı bulunmayan bir
uyarıcı ile bir tepki arasında bağ kurulması
C) Davranışın tekrarlama olasılığının kendi yarattığı
sonuca bağlı olarak değişmesi
D) Bir bütünün parçaları arasındaki ilişkilerin çeşitli
durumlar denenerek öğrenilmesi
E) Bir dizi yaşantı sonucunda koşulsuz bir uyarıcıya
tepki verilmeye başlanması
KPSS 2006







İkincil pekiştireçler pekiştirici değerlerini, öğrenme
yoluyla kazanırlar.
Buna göre, ikincil pekiştireçlerle tepkisel
koşullanmada yer alan aşağıdaki öğelerden
hangisi arasında bir paralellik kurulabilir?
A) Koşullu uyarıcı
B) Uyarıcı genellemesi
C) Nötr uyarıcı
D) Tepki genellemesi
E) Koşulsuz uyarıcı
KPSS 2006



Otobüsüyle seyahat eden bir kişi, aniden acı bir
fren sesi duymuş, ardından otobüs, karşıdan gelen
araca büyük bir gürültüyle çarpmıştır. Bu kazada
ciddi biçimde yaralanan bu kişi, aradan uzun yıllar
geçmesine rağmen, her fren sesi duyduğunda
korkuyla yerinden fırlamaktadır. Bu örnekte, fren
sesi kişinin korku tepkisini ortaya çıkaran ne tür
bir uyarıcıdır?
A) Pekiştirici
B) Koşulsuz C) Uyandırıcı
D) Nötr
E) Koşullu
KPSS 2006






Koşullu bir tepkiyi ortaya çıkaran bir uyarıcının
tekrar tekrar verilmesi sonucunda bu uyarıcının söz
konusu tepkiyi ortaya çıkarma gücünün azalması,
aşağıdaki süreçlerden hangisiyle en iyi açıklanabilir?
A) Kendiliğinden geri gelme
B) Sönme
C) Alışma
D) Karşıt koşullama
E) Tepkisel koşullama
KPSS 2006







Anaokuluna başladığı ilk gün bir başka çocuk tarafından
rahatsız edilen Ayşe'de okul korkusu oluş­muş, ancak
ilerleyen günlerde benzer bir olayın meydana gelmemesi
nedeniyle bu korku giderek azalmış ve sonuçta ortadan
kalkmıştır.
Ayşe'de okul korkusunun oluşması ile bu korkunun
zayıflayarak ortadan kalkması, aşağıdakilerden
hangisinde verilen süreçlerle açıklanabilir?
A) Ceza / alışma
B) Edimsel koşullanma / duyarsızlaşma
C) Bilişsel öğrenme / karşıt tepki oluşturma
D) Tepkisel koşullanma / sönme
E) Aralıklı pekiştirme / sönme
KPSS 2007





Bir anne bebeğini sevmek üzere parmaklarını oynatarak
yaklaşıp onun karnını gıdıklamış; bebek, gıdıklanmaya karşı
gülme ve kasılma tepkisi vermiştir. Bu olay birkaç kez
tekrarladıktan sonra be­bek annesinin parmaklarını
oynatarak kendisine yaklaştığını görür görmez gülme ve
kasılma tepkisi vermeye başlamıştır.
Bebeğin annesinin parmaklarını oynattığını görünce
gülme tepkisi vermesi aşağıdakiler-den hangisinin
sonucudur?
A) Karşıt tepki oluşturma B) Kavrama yoluyla öğrenme
C) Olumlu pekiştirme
D) Duyarlılık kazanma
E) Tepkisel koşullanma
KPSS 2007





Annesi tarafından banyo yaptırılırken birkaç kez
gözüne sabun kaçan bir bebek, annesinin elinde ne
zaman banyo havlusunu görse ağlamaya
başlamaktadır.
Banyo havlusu, koşullanma yoluyla öğrenme
sürecinde yer alan aşağıdaki öğelerden
hangisine karşılık gelmektedir?
A) Nötr uyarıcı
B) Koşulsuz uyarıcı
C) Ceza
D) Pekiştirici uyarıcı
E) Koşullu uyarıcı
KPSS 2007







Evlerindeki köpeğe 'kuçu kuçu' demeyi öğrenen Can,
bir gün bahçelerine giren kuzuya da 'kuçu kuçu'
demiştir.
Can`ın bu davranışı, aşağıdakilerden hangisine
örnektir?
A) Algısal değişmezlik
B) Uyarıcı genellemesi
C) Ayırt etme
D) Algı çarpıtması
E) Öğrenmenin aktarılması
KPSS 2007







Melek, ilköğretimin ilk yıllarında matematik dersinde
başarılı olamamış ve matematiğe karşı olum­suz bir tutum
geliştirmiştir. Altıncı sınıfa başladığında matematik
öğretmenini çok seven ve onun yakın ilgisinden mutlu olan
Melek, matematik çalışmaktan hoşlanmaya başlamıştır.
Melek'in matematikten hoşlanmaya başlaması
aşağıdakilerden hangisiyle en iyi açıkla­nabilir?
A) Sosyal öğrenme
B) İşaret öğrenme
C) Kendiliğinden geri gelme
D) Karşıt koşullanma
E) Kavrama yoluyla öğrenme
KPSS 2008






Ali, araba kullanan babasını izlerken acı bir fren sesi duymuş
ardından arabaları öndeki araca çarp­mıştır. Bu olaydan sonra Ali
ne zaman bir fren sesi duysa korku tepkisi vermeye başlamıştır.
Ali'nin fren sesi duyunca korku tepkisi vermeye başlaması
aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
A) Fren sesi ve kaza bitişikliği nedeniyle tepkisel koşullama
B) Sonraki tekrarlarda fren sesi duyması nedeniyle edimsel
koşullama
C) Babasını o anda gözlediği için model alma yoluyla öğrenme
D) Babasını izlemekle meşgul olsa da, kaza yapıldığı anda
arabanın içinde olduğu için gizil öğrenme
E) Kaza olayına tanık olduğu için gözlem yoluyla öğrenme
KPSS 2008





Hamileliği dolayısıyla midesi bulanan bir anne adayı,
sabahlan bir yandan midesi bulanırken bir yan­dan da
televizyondaki bir sabah programını İzlemektedir. Anne,
doğum yaptıktan sonra, ekranda ne zaman aynı
programın sunucusunu görse, yine midesinin bulandığını
hissetmektedir.
Yukarıdaki örnekte yer alan program sunucusu,
aşağıdakilerden hangisinin işlevini gör­mektedir?
A) Koşulsuz uyarıcı
B) Koşullu tepki
C) Pekiştirici uyarıcı
D) Koşullu uyarıcı
E) Nötr uyarıcı
KPSS 2008







Akşama doğru midesi bulanan Esra, öğle yemeğindeki
mayonezden zehirlendiğini düşünmüş ve bu olaydan
sonra uzun süre mayonez yememiştir.
Esra'nın uzun süre mayonez yememesi
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A) İkinci derece koşullama (üst düzey)
B) Batıl davranış
C) Ayırt etme
D) Koşulsuz tepki
E) Olumsuz tat koşullaması (Garcia etkisi)
KPSS 2009





Üyesi olduğumuz elektronik posta haberleşme grubunun
bir üyesi sürekli olarak bizi öfkelendiren iletiler yollarsa
bir süre sonra, gelen posta kısmında bu üyenin ismini
görünce öfkeleniriz.
Başlangıçta bizde olumlu ya da olumsuz bir
duygusal tepki uyandırmayan bu ismin bizi
öfkelendirir hale gelmesi, aşağıdaki süreçlerden
hangisinin sonucudur?
A) Öğrenmenin genellenmesi B) Tutum değişmesi
C) Sosyal karşılaştırma
D) İçgörü kazanma
E) Tepkisel koşullanma
KPSS 2009







Dişine dolgu yapılan bir birey, diş oyma aleti dişine değdiğinde canı
yandığı için kasılır, aletin çı­kardığı ses karşısında ise böyle bir tepki
vermez. Ancak diş oyma aletinin çalışmaya başlamasının hemen ardından
canı yandığı için birey bir süre sonra alet dişine değmeden, aletin sesini
duyar duymaz kasılma tepkisi vermeye başlar.
Bu duruma ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Aletin sesi koşullu uyarıcı, bu ses duyulunca verilen kasılma tepkisi koşullu
tepkidir.
B) Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz uyarıcı, bu acı karşısında
verilen kasılma tepkisi ko­şulsuz tepkidir.
C) Aletin sesi koşullanma gerçekleşmeden önce nötr, koşullanma
gerçekleştikten sonra koşullu uyarıcıdır.
D) Aletin sesi koşulsuz uyarıcı, bu ses duyulunca verilen kasılma tepkisi
koşullu tepkidir.
E) Alet dişe değdiğinde duyulan acı koşulsuz, aletin sesi koşullu uyarıcıdır.
KPSS 2009







Ders zili çaldığı halde sınıfa girmeyip bahçede oynamaya
devam ettiği için öğretmeninden azar işiten Ayşe, izleyen hafta
sonunda gittiği sinemada filmin başlayacağını belirten zilin
sesini duyar duymaz annesinin elini tutarak salona doğru
koşmaya başlamıştır.
Ayşe'nin sinemada zil sesini duyunca salona doğru koşması
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Olumsuz aktarma
B) Tepkisel koşullanma
C) Ayırt etmeyi öğrenme
D) Öğrenmenin genellenmesi
E) İkinci dereceden koşullanma
KPSS 2009







Kendisini ısıran bir köpekle her karşılaştığında korku tepkisi
veren bir çocuk, birkaç kez bu köpeği sahibiyle birlikte
gördükten sonra, köpek yanında olmasa bile sahibini
görünce korku tepkisi ver­meye başlar.
Çocuğun, köpeğin sahibinden de korkamaya başlaması
aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Uyarıcı genellemesi
B) İkinci dereceden koşullanma
C) Tepki genellemesi
D) Etki yayılması
E) Psikolojik tepkisellik
KPSS 2009







Tıp fakültesini iyi bir dereceyle bitiren Ali, birkaç kez girdiği
Tıpta Uzmanlık Sınavında başarısız olmuştur. Ailesinin
ısrarıyla bu yıl da sınava başvurmasına rağmen Ali bu sınav
uygulaması devam ettikçe hayalini kurduğu dahiliye
uzmanlığı eğitimini hiçbir zaman alamayacağını
düşünmektedir.
Ali'nin bu düşüncesi aşağıdakilerden hangisinin
göstergesi olabilir?
A) Öğrenilmiş çaresizlik
B) Dışsal denetim odağı
C) Kendini gerçekleştiren kehanet
D) Mantığa bürüme
E) Kolektif yeterlik inancının düşük olması