View/Open

Adana Ulu Camii
A.Osman
SBi
ünümüzde artık iyice gelişerek o|gunlaşmaya başlayan Anadolu T ü r k
anştvmahrında; Türklerin
mimarf' bbiklmler,
doğudan
Mimarisi
getirdikleri
Anadolu'ya geklikten
sonra
Bizans, Ermeni, güneydeki islâm sanat çevrele­
rinden aMikları biçim ve süsleme öğelerinin neler
oidukhn aşağı-yukan
tamamen
bilinmekte
ve
çevre kültürlerden gelen bu unsuriarın, A n a d o l u ' y a
ulaşırken geçtiği yollar; tarihi bilinen somut ör­
neklerle ortaya konulmaya
çalışılmaktadır.
Bu
arada, eMeki verilerin yeterszliği nedeniyle tam
açricianamayan; fakat, ister mimari' b i ç i m l e n i ş t e ,
ister ddcorasyonda olsun hissedilen etkileşimle­
rin; somut ömdcIer verilmeden ve sağlam mesnetlere dayandrıbnadan e t k i kaynağı olan bölgenin
sadece ismi verilerek geçiştirikiiğine de şahit o l u ­
yoruz. Türk Sanatı Tarihi araştırmalarmda zaman
zaman karşıtaştiğımız bu tür yuvarlak
SzelEkle; henüz
herşeyiyle
ifadeler,
incelenmemiş
UYSAL
deleşme e ğ i l i m i ve mermer kaplamaların kullanılması(2) . . . v.b. gibi y e n i l i k l e r i n ; "daha ç o k , Ana­
dolu'nun
batı
bölgelerinde
hüküm sürmüş
olan
Saruhan ( 1 3 0 0 - 1 4 1 0 ) , A y d m ( 1 3 0 0 - 1 4 0 3 ) , Men­
teşe ( 1 3 0 0 - 1 4 2 5 ) , Germiyan ( 1 3 0 0 - 1 4 2 8 ) ve Osmanoğullaıı'nın
kurmuş oldukları cami ve med­
reselerde gerçekleşmiş görürüz."(3)
Adana ve çevresinde 1353'den 1608'e kadar
hüküm süren ve ç o ğ u n l u k l a Memluklere t â b i ola­
rak yaşayan Ramazanoğulları ile, Maraş-Elbistan
civarında, 1339'da Memlûklerin onayıyla beylik
kuran Dulgadıroğullan'nm (1339-1521 )(•») mimârîlerinde ise; Selçuklu Sanatı'ndan ziyâde, Su­
riye ve Mısır etkilerinin ağır bastığı bilinen bir
gerçektir. Yalnız, hiç bir zaman gözden ırak t u ­
tulmaması gereken önemli bir nokta var k i ; o da,
bu etkilerin biçimsel o l m a k t a n ç o k , dekoratif ka­
rakterli oluşlarıdır.
olan
"Beyfikler Devri Sanatı" söz konusu edildiğinde
Fakat
Anadolu'ya
karşınıza çıkmaktadr.
Anadoki Selçuklu Devleti'nin, Kösedağ Savaşı'nı müteakip çökmeye başlaması üzerine kuzey,
batı, güney, orta ve güneydoğu Anadolu bölgele­
rinde kurulan ç o k sayıdaki beyfiklerin m i m a r l ı k
uygulamaları; —getirdikleri yenilik ve değişiklik­
lerin yanı sıra- Selçuklu g e l e n ^ i n i n bir devamcısı
olarak, Türk MimaiTsi'ndeki gelişmenin önemli bir
halkasmı okıştururtar.
nemde
"Suriye ve Mısır p a t e n t l i " unsurların
ilk girişler, 14 y y . gibi geç bir dö­
değildir.
Daha
erken
devirlere
bir
göz
atıldığında; " 1 2 ve 13. yy.larda Anadolu Mimârisi'ni etkileyen bölgeler
arasında Irak, Suri>e ye
M ı s ı r " l 5 ) ı n da olduğu görülecektir. Bu ytizyıllarda, A r t u k l u l a r l a sıkı kültürci-politik ilişkiler kur­
muş olan Zengî ve E y y u b î Devletlerinin egemen­
likleri altındaki Suriye ve Mısır; Selçuklulardan al­
dıkları m i m a r i unsurlar ve m o t i f l e r l e , Fatımi Sa-
13. yy. ikinci yarısından itibaren Anadolu Selçukkı Devletinden kopmaya başlayan bu beylik­
lerden Karamanoğulları (1256-1483) ve Eşrefoğulbn'nm (13. y y . ikind yarısı - 1327) yapı sanatı
(1) A s l a n a p a . O . , Türk S m a t ı , R e m z i Kitabevl. l i t a n h u i .
1 9 8 4 . s. 204 ;
Yetkin.
s. 1 5 5 .
S.K.,
Tirk. M i m a r i » .
Ankara.
1970
(1).
büyük ölçüde Selçukhi geleneğini devam e t t i r m i ş -
(2) Y e t k i n , S . K . . a - R . c , s . 1 5 5 .
leıdir.d) Hamitoğlulları Beyliği'nin de Selçuklu-
(3) Y e t k i n , S . K . , a . R . c . , s . 1 5 5 .
hr'ın mimirf anlayışından kopamadığı, mevcut
( 4 ) R a m a z a n o ğ u l l a r ı ve D u l o a ö j r i ı i a r icın t)Kz.: U.'urt,^r.
51lı. İ . H . , A n a d o l u B e y l i k l e r i vc . \ k k ( i \ unlu-Karakcıy u n l u D r v l c l i r v i . T u r k l a ı ı h K u ı u n ı u H.ıtnı.vvı, A n ­
k a r a . 1 9 6 9 , s . 1 76 - 1 79 ; 1 6 9 - 1 7 5 .
örneklerden anlaşılmaktadır.
Mekân
anlayışının
değişmeye başlaması, revaklı avlunun cami bünye­
sine katılması, son cemaat y e r i , portallerdeki sa­
( 5 ) K u D a n , D . , . \ n a d o l u imi.
S o r u n l a n , 1st. 1 9 6 5 . s. 5 9 .
Mimah»inin
>va>ıui
vr
A. OSMAN U Y S A L
278
natrndan kalan repertuarı uyumkı bir tarzda yoğu­
rarak, geliştirme yolundadr. Kuzeydeki komşu
kültütün, böylesine bir sentezden faydalanmak is­
temesi ve etki altında kalmasından daha tabii bir
şey olamazdı. Gerçekten de; Artuklu cami ve med­
reselerinin cephelerine, avhı ve portallerine biçim
makU olup; kıble duvarına paralel sıralanan d ö r t
sütun üzerine hafif sivri kemerlerle beş b ö l ü m l ü
iki sahna ayrılmıştır.!ı*) Sahınların üzeri çapraz
tonozlarla; mihrab
önü ise, oniki
kenarlı
bir
tambur üzerinde yükselen bir kubbe ile ö r t ü l m ü ş ­
tür.
veren dilimli kemer; Suriye Z e n ^ Mimârfsi'yle
Buna karşılık üst yapmın dış b i ç i m l e n i ş i n d e
yakın benzerlikler içindedir.(6) Suriye ve Mısr'm
daha değişik bir görünümle karşılaşıyoruz. Ş ö y l e
renkli taş uygulamalannın Anadolu'ya taşıyıcısı
ki; içten tonozla örtüldüğünü söylediğimiz h a r i m ,
olarak kabul edilen Artuklubr; en fazla bu özellik­
dıştan kırma çatılı bir kuruluş gösterir ( R e s i m : 3 ) .
leriyle, Güneydoğu Anadolu, Orta ve Batı Anado­
Kırma çatıdan yukarıya doğru f r l a y a n p o l i g o n a !
lu'da etkili oiabilmişlerdir.(7)
tamburun her bir kenarına birer pencere açılmış­
Artukluların 1409, Hasankeyf EyyubtIerinin
1S24te tarih sahnesinden çekilmelerine kadar ge­
çen süre içerisinde güneyden gelen etkilerin Ana­
dolu'ya aktarılmasında; Artukkılar kadar, -Mem­
luk tâbiyetindeki- D u ^ ı r i ı ve Ramazonoğuilarının da rolleri vardır.
son iki
yükselen
kubbe,
Mısır
kubbelerinin esinlendiğini belli eder bir b i ç i m d e
yüksek sivri kemer kesitten hareketle elde e d i l m i ş
soğanvari bir form gösterir. Harimin b i t i ş i ğ i n d e k i
türbenin kubbesi de aynı özelliktedir.
Mihrab
önü kubbesi ile türbe kubbesi, Osmanlı m i m a r i s i n ­
de okluğu gibi kurşunla kaplanırken; revak k u b b e ­
Biz, bu kısa araştrmamızda; yukarıda zikret­
tiğimiz
tır. Tamburun üstünde
beylikten
Ramazanoğullannm
leri, Antalya Yivli Minare ya da Balat llyas B e y ' i n
kubbelerini a n d r r bir biçimde oluklu
kiremitle
Adana Ulu Camii'ndeki, Memlûk yoluyla gelen
kaplanmıştır (Resim: 4). Oluklu kiremit,
Suriye ve Mısır etkilerine değinmeye çalışacağız.
hemen bütün Akdeniz bölgesi ülkeleri için karak­
Bu
teristiktir.
arada Irak'tan, Anadolu'da ise Selçuklu ve
Osmanlı'dan kaynaklanan unsurlara da yer ve­
receğiz.
*
eser; Ulu Cami Mahallesi'nin o r u kısmlarmda
alır.O) Üzerindeki kitabelerden anlaşıMığı
kadarıyla, 913 H. (1513 m).-948 H. (1541 m.) yıl­
ları arasında inşa edilmiştir.(9) Yapımına 1513 M.de Ramazanoğlu Halil Bey tarafından başlanan
cami ,-(10) daha sonra Halil Beyin oğlu PirT Paşa
tarafından 926 H. (1520 M.) ve 948 H. (1541 M.)
yıllarındaki) y ^ t r ı l a n çalışmalarla son şeklini
almıştır.
Adana Ulu Camii, batıda esas kütleden dışa
doğru çıkıntı yapan bk>k dikkate alınmazsa kare­
ye
yakın ölçülerdedir ve enine d i k d ö r ^ n avkı
ile bunun güneyindeki harim ve tiirbeden meyda­
na gelir (Resim: 1).
Batı kenarından bir ve kuzeyden iki sıra revaklarla kuşatılan avluya, doğu cephesindeki ve
batıya doğru çıkıntı yapan bfoğun batı cephesin­
deki
portallerden geçilmektedir. "16. yüzyıMa
yapılmış olan batı portali, üç kubbeli ve iki odaIı"(i2>
kuruluşuyla değişik
bir giriş mekânı
düzeni gösterir. Batı revağına geçit veren bu kuleli
blok tuğla malzemesi ve değişik üslubuyla ayrı
bir yapı olduğunu gdstermektedir.d^) Doğu porUli,
Harimin doğusunda kalan 1540 t a r i h l i
kare
plânlı türbeye, çapraz tonozkı ve mihrabiyeli b i r
Kendi adıyla anılan külliyenin camii olan
yer
hemen
avlunun kuzeyini kuşatan revaklardan dışta-
kinin, doğu duvarıyla birleştiği yerde kurulan
minarenin güneydoğu köşesinde bulunmaktadır.
Enine dikdörtgen plânlı harim, kuzey cephe­
sindeki üç kemerli açıklıkla (Resim: 2) avluya açıl-
ön mekân ile, harimdeki kapı çıklıklarından geçilebilmektedir. İçerisinde Ramazanoğullarına ait üç
çinili lahit vardr. Türbe duvarlarını z e m i n d e n i t i ­
baren 2 metreye kadar olan kısımlarını k a p l a y a n
çiniler 18-19. yüzyıl İstanbul i m â l â t ı d ı r . d s ) Tür­
benin altında beşit tonozlu
bir mumyalık
yer
alır.
Ulu Camiin genel şemasını kısaca v e r d i k t e n
sonra, dışa-ıdan başlamak üzere ç e ş i t l i y a p ı ele(6) Altun, A . , Anadolu'da Artuklu Devri Türk Mımarifi'nin Gelişmcti, Kültür B a k a n l ı ğ ı V a y ı n l a r ı : 1 6 4 ,
TOrk Sanat Eserleri S e r i s i : 3 , İ s t a n b u l . 1 9 7 8 , s . 3 0 0 .
(7) A l t u n , A . , a . g x . , s . 3 0 1 .
(8)
TürMye'de Vakıf Abidekt ve î i k i Eserleı,
1972, s. 2 .
1, A n k a r a .
(9) öztOrk, Ş . , Adana tünde Ramazanoğullarına Ait Ak­
ça Meıdt-Ulu Camfi ve Yağ Camii, A . ü . D . T . c . F a kOltesi, Sanat T a r i h i B ö l ü m ü ( Y a y ı n l a n m a m ı ş ö ğ r e n ­
ci lisans t e z i ) . A n k a r a . 1 9 6 6 , s . 8 ; Y ı l d ı z , F . , A d a n a
Kentindeki Cami-Mesciticr ve Bunlann Dekorasyonu,
A.O. D.T.C.FakOltesi, Sanat T a r i h i B ö l ü m ü ( Y a y ı n ­
lanmamış öğrenci lisans t e z i ) , A n k a r a . 1 9 7 3 / 7 4 ,
s. 5 .
(10) GOndoğdu H . , Türk Mimarisinde Figüriü T a ş Plastik,
I. O . E d . Fakültesi, S a n a t T a r i h i B ö l ü m ü ( Y a y ı n l a n ­
mamış doktora t e z i ) , 1st. 1 9 7 9 . s . 3 6 4 .
(11) Aslanapa, O . , T ü r k S a n a t ı , C . I I , İ s t a n b u l . 1 9 7 3 , s .
2 4 1 i Y ı l d ı z , F . . » . g . e . , ı . 6 ; ö z t ü r k , Ş . , a . g . e . , s. 8 .
(12) GOndoğdu, H . ,
i.gje.,
s. 364.
Osmanlı öncesi Anadolu Türk Mimarisin­
de Av*ı Gdijimi, K . T . O . Inşaat-IVlimarlık F a k ü l t e s i ,
(13) DIlaver, S . ,
M i m a r l ı k Bölümü ( Y a y ı n l a n m a m ı ş
Trabzon. 1976. s . 109.
Doçentlik
(14) GOndoğdu, H . . a.g.e., s . 3 6 4 .
(15) Aslanapa, O . ,
Tüık Sanaü, C .
i i, s . 2 4 3 .
tezi),
ADANA U L U CAMİİ
nunlarını mukayeseli olarak incelemeye geçebiEriz:
Uhı Camiin biraz masif bir görünüm arzeden
doğu cephesi hariç, diğer cepheleri bol sayıda
pencerelerle hareketlendirilmiştir. Pencerelerin duvarlara oturtuluş biçimleri ve renkli mermer işçiBkleri, Mısır'daki Memluk yapılarında sık karşı­
laştığımız bir düzenin uzantıları olduklarını açık­
lıkla ortaya koyarlar. Özellikle türbenin cephele­
rindeki ve eski yapı oMuğu ileri sürülen bölümün
kuzey cephesindeki pencereler Memlûk etkilerini
hissettirirler. Türbenin pencereleri, Kahire'deki
Sultan Baybars Camii (1226)'nin p o r u l cephesin­
deki nişler, Sancar el-Gavli Medresesi, Sultan
Hasan Medresesi (1356/1362) gibi yapıların
pencere kompozisyonlarıyla akrabadır. Türbeyi
aydınlatan, düşey dikdörtgen çerçeveli üç pence­
reden her biri; temeklen saçağa kadar yükselen
ve tela derin olmayan nişlerin alt yanlan içine
yerfeştirilmişlerdir. Yatay kuşaklar halinde üstüste
alternatifli olarak sıralanan mermer kaplamaların
çerçevelediği pencerenin sağında ve solunda
birer sütuncc yer almaktadır. Geometrik düğümfi profilleriyle Zengî Sanatı'ndan etkilendiği
belG olan sütuncelerin basit başlıkları vardır.
Pencere lentosunun üzerindeki memıer geçmeleri
(chveaux) Suriye yapılarında, örneğin, Eyyûbiler tarafından büyük ölçüde yenilenen Halep Ka­
lesi (1223) cephesindeki pencere açıklıklarında gö­
rebiliyoruz. Aynı geçmelerle. Kahire Berkuk Med­
resesi kapı açıklıklarının üstündeki düz atkıların
yüzeylerinde karşılaşmak mümkün.
Burada nişin üst kenarını hareketlendiren
mukamaslı frizin orijini ise, doğrudan Memlûk
Mimâft dekorasyonuna dayanmaktadır.d^) Fatımîlerin El-Akmer Camii'nden çok şey aklığı an­
laşılan Suttan Baybars Camii'nin portal cephelerin­
deki difimE kemerli nişlerin dikdörtgen çerçevele­
rinin üst kenarında ve Sultan Hasan Medresesi tür­
be cephesindeki nişlerde, pencere kompozisyo­
nunda çok tutulan mukamaslı frizi görebiliyoruz.
Sultan Hasan'daki pencereler, tıpkı Adana Uhı Camn'ndeki pbi yüksek, fakat derin olmayan bir niş
içerisine açılmışlardR-. Şu farkla ki;Sultan Hasan'da her nişte altta ve üstte olmak üzere ikişer pence­
re açdcbğı mevcuttur. Ayrıca, hemen hemen saça­
ğa kadar ulaşan nişin üst kenan, Adana'da olduğu
gi>i, düz değil, üç dilimli bir sağır kemer biçimin­
dedir.
Anadolu'da Memlûk Sanatı'ndan ilham alına­
rak mukarnaslı olarak yapılmış pencere çerçeve­
lerine; Anadolu Selçuklularının Çay Taş Medre­
sesi (1279) gibi yapılarında ve Beylikler Dönemi'nde Selçuk isa Bey (1374) Camii'nde rastlıyoruz.
Bu bakımdan, Anadokı'nun en uzak köşelerine
279
kadar uzanan bu m e m l û k kompozisyonunun
Adana U l u Camii'nde görülmesini yadırgamamak
gerekiyor.
İ l k yapıya ait olduğu zannedilen ve cami bün­
yesinden dışa d o ğ m taşıntı yapan kütlenin kuzey
cephesindeki pencere k u r u l u ş u ise daha değişik­
t i r . Burada, yine ç o k yüksek verilen niş, düşey
dikdörtgen bir çerçeve içine yerleştirilmiş dilimli
i k i sağır kemerden oluşmaktadır. Nişin alt kıs­
mına açılan pencerenin pervazları, p o l i k r o m i k
taşların nöbetleşe dizilmesinden meydana gelmiş­
t i r . Pencere lentosunun hemen üzerindeki mermer
kaplama, türbe cephesindekilerle aynı özelliği
gösterir. Pencerenin iki yanına gelecek şekilde
nişin köşelerine yerleştirilen sütuncelerde Zengi
üslubundaki düğümler göze çarpar. Burada gördü­
ğümüz d i l i m l i kemerle doğu portali kavsarasmda
tekrar karşılaşacağız. Anadolu'da özellikle A r t u k l u
medreselerinin portal kavsaralarında karşımıza
çıkan d i l i m l i kemerin geçmişi Samarra'ya (9. y y . )
kadar gitmektedir. Samarra yapılarında üç ya da
beş d i l i m l i olarak yer alan d i l i m l i kemer, buradan
İspanya Emevilerine kadar ulaşmış ve Kurtuba
Ulu Camii'nin I I . Hakem ilâvelerinin destek sis­
teminde taşıyıcı eleman olarak en son kullanım
imkânlarıyla ve büyük bir ustalıkla denenmiştir.
Mısır'daki M e m l û k yapılannm portallerinde sık
karşılaştığımız kemer f o r m u n u n A r t u k l u yapılarını
etkilediğini söyleyemiyoruz. Çünkü bu tip kemer
f o r m u Mısır'a Eyyûbiler tarafından taşınmış olma­
lıdır. Suriye'deki E y y û b î yapılarında gördüğümüz
d i l i m l i portal kemerleri A r t u k l u portallerinde de
ortaya k o n u l m u ş ; sonra Anadolu'ya atlamış olma­
lıdır.
Eski yapının batı cephesindeki panelin kütlesi
beden duvarlarından daha yüksek t u t u l m u ş t u r . Dü­
şey dikdörtgen portal çerçevesinin ortasına açılan
niş, kaş kemerli bir dış çerçeve içine yerleştirilmiş
Bursa t i p i kemer ve mukamaslı kavsara ile kadcmclenmiştir. Bursa kemerli girişin iki yanında mukar­
naslı mihrabiyelcr ve nişin köşelerinde birer sülün­
ce vardır. Sadeliğiyle Selçuklu porıallcrindcn ayrı­
lan batı portalindeki Bursa tipi kemer ve mukarnaslardan sarkan plastik sarkıtlar Osmanlı Mimarisi'nden gelmektedir. P o r u l i Uçlandıran bitkisel
karakterli dişli mazgallar ise, Memlûk yapılarının
hemen hepsinde beden duvarlarını taçlandıran kla­
sik bir m o t i f t e n başka birşcy değildir. Orijini Pcrs
ve Sasaniler'e kadar inen dişli mazgalları; Darius
Sarayı'nda ( M . ö . 6 - 5. y y . ) , M . ö . 4 . yüzyıldan Sus
Sarayı'nda ve M.S. 5 - 6. yüzyıldan kalma Sarvistan
( 1 6 ) " B u nişlerin İlk örneği E l - A k m e r C a m i i ' n i n ( 1 1 ? 5 )
portalinin iki y a n ı n d a k i nişler o l m a k l a d ı r . " O d e k a n .
A . , Osmanlı ör\cc»i .\nadolu l'urk Mimari*i'ntlr .Mukamatlı Portal örtüleri, I . T . ü . M i m a r l ı k r a k u U e J l .
IstanDul. 1977, s. 3 5 .
A . OSMAN U Y S A L
280
Sarayı gibi yapılarda bulabiiiyoruz.(i') Bundan
Emevilere geçen mazgallar, İslam oıduhıiyb bir­
likte EndfilOs (İspanya)'e kadar ulaşmış; ll.yOzyıi
başlannda tamamlanabilen Kurtuba UluCunii'nin
cephelolni süslemiştir. Mısır'da Tolunoğlu Camii'yle birlikte buMuğumuz bu motif, El-£zher
Camii'nde de göriHdOgü gibi Fatımî Dönemi mima­
risinde unutulmamış; Eyyfflıiler'in ardından Mısır^
ve Suriye'ye hâkim olan MemhıkB mimari uyguhmalannın aynimaz bir parçası olmuştur. Bu neden­
le mazgal motifinin Memlûkluiar'dan devredilerek
Adana Ulu Camii'nde tekıarlandığını söyİeyebiliAdana Ulu Camîi'nden başka, yine bir Ramaunoğhı eseri olan A d a u Yağ CamH (1558) portalinde de mazgal uygulamasına rastbyonız.
motiflerini; Çankırı Darüşşifa'sından (1235) Bur­
dur Susuz Han'a (13. y y . ortası); Ani Kalesi'nden
Diyariıakır Kalesi'ne ve Erzurum Çifte Minareli'den
Akşehir K i l e d Mescidi'ndeki ahşap kapı ka-
natiarına kadar Anadolu'nun birçok bölgesinde,
çok d ^ i ş i k yapı tiirierindeki farklı malzemeler
üzerinde görmek mümkündür.«24)
Yukarıdaki örneklerden de anlaşıldığı
gibi.
Adana Ulu Camii'ndeki ejder ç i f t i ; Selçuklu gelen ^ r a n bu 16. yüzyıl yapısında hatrlanmasmdan
başka birşey değildir.
Doğu cephenin kuzey köşesine yakın bir yer­
de, minarenin güneyine bitişik olarak yükselen d o ­
ğu portalin'ın çerçevesi, hafifçe dışa doğru taş­
maktadır (Resim: 6). Düşey dikdörtgen portal cep-
Portal kOtleanin hemen gerisinden yiScselen
heânin ortasındi yüksek sivri kemer çerçeveli niş
külevari iri mukamaslı örtOnOn Anadolu'da ikinci
yer almaktadır. Cephe, mukarnaslı kavsara ve k i t a ­
bir ö m ^ i yoktur. Kökeni
çok nicen dönemlere
be hariç tamamen renkli mermerle kaplanmıştır.
inen ve iran kökenli olduğu sanılan mukamasın
Yatay kuşaklar halinde cephedeki kornişe kadar
11. yözyıldan itibaren islam dOnyasındat^s), doğu­
nöbetieşe dizilen siyah, açık kahverengi ve açık
dan batıya doğru bir yayılma çizgisi doğrultusun­
renk mermer kaplamalar Suriye etkisini yansıtır.
da kullanılmaya başlandığı bilinmektedir. İrak'taki
Suriye'den Mısır'a kadar uzanan; Endülüs'te bile
mukamashrm öncüsü Samarra'daki Beytü'l-Hali-
karşımıza ıçıkan; sözün kısası Akdeniz'li bir karak­
fe'nin ardından; yine Samarra yakınlarındaki 1094
ter arzeden düzenlemenin Anadolu'daki uzantıla­
tarihli imam Dur (Müslim ibn Kureyş) Türbesi'n-
rından birisi de Adana Ulu Camii'dir. B u özellikle­
de, islam dünyasında yapılmış ilk mukamaslı kub­
rin Anadolu'ya Zengî-Eyyûbi ve Memlûk y o l u y l a
beyle karşılaşıyoruz.(i9) Kübik alt yapının üzerin­
girdiği şüphesizdir.
de bir kule gibi yükselen bu örtü sistemi
Irak'ta
birçok tOriıede kullanılmaya devam edilmiştir.
Bu türbeler arasında 13. yüzyıla tarihlenen Sitte
Zübeyde<20)-yi, Irak'ta Cezire, Musul ve Şeyk
Adi"deki tiiri)eleri sayabiliriz.
Kulevari mukamaslı örtüye diğer İslam ülkele­
rinde tesadüf edemediğimize göre; Adana Ulu Ca­
mii'nin batı portalini taçlandıran bu kuruluşun
Irak kökenli okluğunu kabul etmemiz gerekiyor.
Ancak, örtüyü taşıyan poligonal kasnağı çepeçevre
kuşatan; mukanas nişleri arasındaki bir hayat ağa­
cı k^artmasına doğru uzanan simetrik ejder mo­
tiflerinin Anadolu'lu olduğu kesindir (Resim: 5).
Kayseri Tuz Hisan Sultan Hanı (1326) Köşk
Mescidi'nin(2i> kemer yüzeyinde bir benzerine
rastladığımız
karşılıklı ejder kompozisyonuna;
bundan önce, Selçuklular'ın Suriye'deki uzantısı
olan Zentlilerden Nureddin Z e n ^ ^1146 -1174)
döneminde büyük ölçüde tamir edileni^^) Halep
Kalesi'nin içi kale kapısında ve Selçuklu nesîhiyle
yazılmış
kitabesinden 1221 tarihinde yapıldığını
anladığımız Bagdad Kalesi Tılsımlı Kapısı'nda orta­
Portalde, dikdörtgen giriş açıklığının üstünde­
ki atkının yüzeyi kilim motifini andırır bir biçimde
geçmeli menner kaplamalarla süslenmiştir. B u n u n
hemen üzerindeki yatay bordürün yüzeyini kapla­
yan kitabe; dört taraftan beyaz mermerle kasetlenmiştir. Kitabe bordürünün
portal cephesindeki
uzantısında da siyah-beyaz kontrastıyla verilmiş
kasetlemeyi görüyoruz. Kavsaranın içindeki m u -
(17) B k z . : O n a l . B . , Mimari Tarihi, I . Y . T . O . Y a y ı n l a r ı ,
Sayı. 5 3 , 1 s t . 1967, s . 2 0 4 , R a s . 1 8 3 ; s . 2 0 7 , R e s .
İ 9 1 ; S . 224. Res. 2 1 2 .
( 1 8 ) ö d e k a n , A , . a^x.,
s. 16.
(19) ö d e k a n . A . , »jg*., s . 2 7 .
(20) SItte Z l l b e y d e T O r b e s r n l n planı ve ö r t ü s i s t e m i i c i n
b k z . : R u m p l e r , M., La Coupole D a n s L ' A r c h i t e c t u r e
Byzantine et Masabnaiie, S t a r a s b o u r g 1 9 5 6 , p . 4 6 ;
R u m p l e r , m u k a m a s l ı ertOnQn i l k h o m o j e n u y g u l a m a ­
sı o l a r a k , B a ğ d a d y a k ı n ı n d a İnşa e d i l e n ve 1 3 . y u z y ı i
ba$larınatarihlenen Sitte Z a b e y d e V i g ö s t e r m e k t e d i r :
m«x., P. 4 7 .
(21) Oney, G., Anadofaı Selçuklu Mimarisi'nde Süsleme ve
ElS^natün, TOrkiye i$ Bankası KOitUr Y a y ı n l a n , A n ­
kara. 1 9 7 8 , s . 4 5 , R e s . 3 1 .
ya konmuştu.<23> Selçuklular'ın Suriye'deki tem­
(22) e o n d o ğ d u , H., a.g.e.,s. 1 1 3 .
silcisi Zen^erin sanatında, gördüğümüz çifte ejder
(23) GOndoğdu,
motifi; Tılsımlı Kapı'yla hemen hemen aynı tarihli
(24) A n a d o l u S e l ç u k l u Ç a ğ ı e j d e r f i g ü r l e r i h a k k ı n d a a y ­
rıntılı bllsl İçin b k z . : ö n e y , G . , " A n a d o l u S e l ç u k S a natı'nda Ejder F i g ü r l e r i " , Belleten, C . X X X I i l . S a y ı .
1 3 0 , T . T . K u r u m u Basımevi, A n k a r a . 1 9 6 9 , s . 1 7 1 1 8 4 ; y i n e a y n ı y a z a r ı n , Anadolu Selçuklu M i m a r i ­
si'nde Sfiıleme ve E l Sanatları, A n k a r a . 1 9 7 8 , s .
49 - 5 4 .
Konya Kalesi'nde (1220 dvan) ve adasından Tuz
Hisarı Sultan Hanı'nda uygulanmıştır. Bunların
dışında Anadolu Selçuklu Mimaıîdekorasyonunda
çeşitli kompozisyonlar içerisinde verilmiş ejder
H.,a,g.e., s .
115 - 1 1 6 .
A D A N A U L U CAMİİ
sıralan tepede dilimli bir yarım kubbecikle
1 ulaşmaktadır. Portol çerçevesinin üst kena1 iki a r a halinde dizilmiş palmet kabartmaları,
didli bordOrler arasına alınmıştır. Bitkisel
bu saçak kornişi. Kahire Sultan Hasan
â'nin cephderini boydan boya kateden ve
de taçlandıran mukamaslı saçak kornişini
Birçok bakımdan Anadolu S e l İîî
portallerinden etkilendiği belli olan S u l t a n
ıfa^n
Medresesi portalinin Ost kenarındaki mukar-
^- 'âasiı açak kornişi, Ramazanoğullan'ndan başka
281
Zeyneddin Y u s u f (1298),EmirSungurSadi (1315);
Kayıtbay ve El-Müeyyed Camii'leri ile Sultan Ha­
san portalleri örnek verilebilir.
Portal kavsarasındaki dilimü yarım kubbeciğin, Anadolu'nun en batısındaki tek örneği Selçuk
İsa Bey (1374) portalindekidir. Renkli taş işçiliği,
mukarnaslı pencere kuruluşları, yüksek beden du­
varları ve portalindeki geometrik düğümlü geçme­
lerle Suriye ve Mısır mimarilerinin özelliklerini
yansıtan Selçuk İsa Bey Camii, İjeylikler dönemi
cami mimarisinin ilgi çekici eserierinden birisidir.
Aidcoyunlular'i ve Karamanoğullan'nı da etkilemi«efoennyiEMr.Mardin'de 1 5 . yüzyıl sonlannda^^s)
Adana Ulu'nun doğu portalinin polikromik iş­
'^ckoyuıilular tarafından inşa edildiği ileri sürülen,
çiliğine gelince; hiç şüphesiz, yine Suriye ile işe
5yffert
khabesi bulunmayan Kasımiye Medresesi
başlamak gerekecek. Fakat, orijini -İslam Sana­
^ ' ' Î ^ H t a i cephesinin üst kenarındaki silmenin hemen
tı'nda- 6-7. yüzyıllara kadara inen polikromik iş­
ahtnda gorOlen tek sıra mukamas korniş; ancak
çiliğin çok yaygın olarak, geniş bir coğrafya üze­
14 - 15. yüzyıllarda Suriye'de güçlü bir biçimde
rinde uygulandığını unutmayalım. Zengllerin ve
kendini hissettiren Memluk kültürüyleC^e) açıkla-
Eyyûbilerin dinî, askerî yapılarının portal, pencere,
r
labiIir.Aynı şekilde Karamanoğlu Ali Bey'in 1 4 0 9
mihrap gibi öğelerini; aynı şekilde Memlûk ca-
'
tarihG Niğde A k
süsleyen
mi-medrese, tirbe binalarının —mihrap, portal, mi­
ımdamaslı kornişin orijini araştırılırken; K a r a m a n ­
nare, cephe, pencere... g i b i - çeşitli elemanlarını
Medrese'si portalini
lılarla MemlGk'lar arasındaki sıkı kültürel ve poli­
tik ilişkiler hatırdan çıkarılmamalıdır.
'
du.
Ulu CamFı doğu portalinin kavsarası ise tam
Anadolu'da daha Selçuklular devrinde Konya
lilr sentez teşkil eder. Mukamasların sarkıtları i ç i n ,
Alaeddin (1220) Camii Karatay Medresesi (1250)
Oananlı - Türic Sanatı'ndan başka bir etki kaynağı
ve Sahip Ata Külliye«'nde geometrik Zengî düğü-
verebilecek durumda değiliz. A m a , sivri U ş k ı n ke-
müyle birlikte; ayrıca yine Selçukluların Zazadtn
merformlu portal kemerinin sınırladığı kavsaranın,
Han'ında (1237) kendini gösteren polikromik kap­
ımdanas dizilerini ve yarım kubbeciği içine alan
lamalarıma)
dlfimli kemer ve dilimli y a n m kubbecik için birkaç
sonra batıya kaymış ve Selçuk Isa Bey'in poruline
Artuklu
yapılarında
uygulandıktan
konu olmuş; arkasından 1522 tarihli Çoban Musta­
şeysSylenebîfir:
Herşeyden once, dilimli kemerin orijini k o n u ­
sunda daha evvel söz ettiğimizi belirtelim. F a k a t ,
bunun portal kompozisyonu içinde uygulanışına
'
renkli mermer veya taş kaplamalar dekore ediyor­
fa Paşa Külliyesi'nden İstanbul'a sıçrayarak Topkapı
Sarayı
Harem
Dairesi'ne kadar
ulaşmayı
başarmıştır.
bir göz atmak gerekirse; Eyyûbi medreselerinde
Adana Ulu Camii'nde doğu portalinden başka,'
hissedilen bu form. Sultan Hasan Medresesi'nin
pencere pervazlarında, harimin avkıya bakan cep­
(1356/1362) portalinde, 1420 tarihli El-Müeyyed
hesindeki kemer yüzeylerinde (Resim: 7), mihrap
Cam» portalinde ve 1474 tarihli Kayıtbay C a m i i ' n de karşmıza çıkar. B u arada, 138S'de Artuklular
tuaAndan inşa edilen Mardin Zindriye Portalinde
ve Akkoyunlular'ın Kasımiye'sinde dilimli kemeri
buiabiliyonız.
önü kubbesinin kasnağında ve minarede renkli taş
ve mermer işçiliğine yer verilmiştir. Aynı malzeme
ve teknijc, yapmm mihrabında ve türbe mihrabiyesinde de uygulanmıştır.
Doğu portaline bitişik olarak inşa edilen mi­
Mukamasların üzerinde yükselen ve " c o n c a "
tatm-edilen dilimli yarım kubbeciğe ilk olarak 1 3 .
narede (Resim: 8) kare
kaide üzerine poligonal
olarak yükselen gövde, mukarnaslı şerefe altlığıyla
yüzyıl EyyCbi yapılarında rastlıyoruz. 1223 tarihli
Şam Adiliye Medresesi, Halep Zahiriye
(1220)
Medresesi ^ b i yapılarında sekiz veya oniki dilimS(27) olarak denenen ''conca" Eyyûbiler vasıtasıy­
la Memlûklara geçmiş olmalıdır. Gerçekten de eski
reprodöksiyonlanndan anlaşıldığına göre ilk olarak
Suhan Bayfoars Medresesi'nde (1262/63) rastlanan
mdcamaslı yarım kubbeler, genel kompozisyonhnyla Suriye portallerine benzerler.(2 8 ) Yapıların
kavsaralan dilimli kemer formu gösterir. B u tarza,
(25) Gabriel.
A.,
Voyagc»
Archcologiquci Dam
La
Turquie Oricntalc, Paris. 1 9 4 0 , p. 3 7 ; S 6 z * n , M .
Anadolu'da AJıkoyunlu Mimaıifi,
T ü r k i y e T u r i n g ve
Otomobii Kurumu Yayını, Utanbul. 1981.«. 119.
Anadolu Türk Mimansindc Gramrtıik
Süslcmelcr-Sclçuklu Çağı-, Kültür ve T u r i z m B a k a n l ı ­
(26) Mülayim, S . ,
ğı Y a y ı n l a r ı : 5 0 3 , S a n a t E s e r l e r i D i z i l i . 1, A n k a r a .
1982,5.62.
( 2 7 ) ö d e k a n . A . , a.t5.e^ 5. 2 9 - 3 0 .
(28) ö d e k a n . A . , a - g * . , s. 3 3 .
(29) Mülayim, S.,a.g.e.,i. 64.
kesilir. B u ı t ^ soması ise; I
.
.
sdc lorsiiaşıbn bir küfulu$ ortaya koyar:* Altı îötuncenin taşıdığı kOlah kısmı, impinafnr â ^ i ı f h ı
andıran bir tepelikle sona erer. Minarenin kaklesîndeki yuvarlak profilli madalyon içine açılan dilimfi
dairevi pencereyi ve dairevi madalyonu biz. Baybars Camii'nde (1266) de buluyoruz. Bundan baş­
ka gövdedeki kSçÜk penceıeakier, profilfi yüzeysel
sağır kemerler Memlfik minareleri İçin karakteristiktir. Gövdede görittendOğCmHi bordörier veZengt
dîgöma. oluşturan koner profilleri, Kayıtbay
minaresinde daha değişik bir tarzda işlenmiştir.
Minare gövdelerini, profilIcMen oluşan yOzeysel
dilimli kemerterie sOsleme geleneği Hatep Ulu
Camii minaresinden (1090/1094) Hasankeyf
ve Mardin minarelerine; bir bölgede hakimdir.
Yapınm mihrabı söz konusu edildiğinde,
form itibariyle. Memlûk mihraplarıyb doğrudan
bir ilişki kuramıyoruz. Ancak, belki mermer kap­
lamaları bir d«eceye kadar Memlûk Sanatı'm
akla getirir. Bu arada kenar bordüriindeki döğüm»
kompozisyon, sadece Zengf dekorasyonuna.bağlanabilir. Mihrap alınlığındaki çini süslemeler ise, hnik'ten getirtilmiş çinilerden oluşur. 1520'de y ^
tınlan minber için de ZengT etkileri söz konusudur.
"Sade fakat zarif minber, ımıkamaslı kapısı, mtîi
kabartmalı ve siyahİMHdGriö üçgenlerle çevrili yan
kanatlarıyla Z e n ^ Osiubüna yaklaşır."(30)
Eserde duvar yüzeyleri ve türi>eyi süsleyen çini
purolar ise, çoğunluMa 16. yüzyıldan kalmadır.
Ancak geç dönemde de çini panoların eklendiği
biliniyor.
GöriildOğü gibi,b!r 16. yü;^ıl eseri olan Adana
Ulu Camii, her ne kadar Osmanlı Mimarisi'nin zir­
veye ulaşarak ağıriiğım Iriitün ihtişamiyle ortaya
koyduğu bir dönemde yapılmış da olsa; adeta bu
gelişmelerden h^ersiz bir çevrede yapılmışcasına
değişik bir düzen göstermektedir. Yapı, plan özel­
likleri açısından, daha çok güneydağu Anadolu'da
sık uygulanan bir düzen içerisinde, mihrap önü
kubbeli şemayı ortaya koyar. Bunun yanı sıra
Arap cami gelen^ini de çağrıştırır. Aynı durum
hadm biçimlenişinde de göze çarpar. Adana Uhı
Camii'nde Osmanlı dini yapılarının yOkselTd karak­
terini bulamıyoruz. T^ıkı, Suriye, Mısır ve Mağrip
camilerinde okluğu gibi yatay bir yöneEş hissedil­
mektedir. Mihrap önü kubbesi ve türbe mekânmn
kubbesinin yOkseEci zoriamahrı bu etkiyi biraz
hafifletmektedir.
Eser, türt)eyle harimin aynı yapı içinde kay­
naştırılması, kubbeleri, minare, pencere kompozis­
yonları bakımından; polikromik işçilik ve bazı mi­
marî elemanlar nedeniyle SuriyeWisir; dolayısıyla
ZengT-EyyÛbi ve Memlûk etkilerini bünyesinde top­
lamaktadır. Bu arada Irak bölgesinden, Anadolu
Sâçırida ve Osmanlı Mimarisi'nden gelen unsurlara
da y » ^ I r m ' i t i r . Böylesine değişik bölge etkileri­
ni yiıöitması açısından; Anadolu Türic Mimarisi'nd^'İSÜk bir örnek olarak bilinen Adana Ulu CariiS'nde, sözkohusu sanat çevrelerinden alınan
unsuriaria bir "sentez oluşturulmuştur" denile­
mez. Burada, sadece; Irak, Suriye, Mısır, Anadolu'­
da Selçuklu ve Osmanlı'dan devşirilen bir takım
öğeler; bir bütünlük ya da harmoni kaygusu duyulmalcMzın bir araya getirilmişlerdir.
BİBÜOGRAFYA:
K U B A N . D., Anxdohi T ö r k M î m a m i ' n i n K a y n a k v e S o m ı k n , ist. 1965.
M O L A V İ M . S . , AittdUtt Tfitk Mimatisi'nde G e o m e t r i k
Sfidemeier - S d ç a k l u Ç a ğ ı - . KOltOr v e T u r i z m B a tcsnlıSı Y a y ı n l a n : 5 0 3 , S a n a t E s e r l e r i D i z i s i : 1, A n k a ­
ra. 1 9 8 2 .
O t S E K A N , A.I O m a n h O n c e f i A n a d o l u T ü r k M i m a r i s i ' n ıfe Mnlounadt Portal Ortnlcri, I . T . O . M i m a r l ı k F a k ü l , ^ l j 1 s . 1977.
O N E V . G . , "Anadolu Selçuk Sanatı'nda E j d e r F i g ü r l e r i "
Bdletoıi, C . X X X I I I . Sayı. 130. T . T . K . Basımevi, A n ­
kara. 1 9 6 9 . s . 1 7 1 - 1 8 4 .
O N E Y , Q., Anadolu Seiçnkln M i m a ı i r i ' n d c Süsleme ve E l
S a n a t t a n . T O r k l y e İ ş BankaS4 KOltDr Y a y ı n l a n , A n k a ­
ra. 1978.
O Z T O R K , 5 . . Adana İBnde R a m a z a a c ^ u l l a n n a A i t A k ç a
İMcKit-UIn CanıH v e Y a ğ C a m n . A . O . D . D . c . F a k ü i > ttoSI S a n a t T a r i h i BeithnO ( Y a y ı n l a n m a m ı ş ö ğ r e n c i
,
Tezi), Ankara. 1966.
R U M P L E B î M.. L a C o n p o l e D a n » L ' A ı c h i t e c t u r e
^
e t iMusabnanc, S t r a s b o u r g . 1 9 5 6 .
Byzan-
s b İ Z E N , M., A n a d o l u ' d a A k k o y u n l u M i m a r i s i , T ü r k i y e
f T u r i n g v e O t o m o b i l K u r u m u Y a y ı n ı , 1st, 1 9 8 ı .
T B d â y e ' d e V a k ı f A b i d d e r v e E s k i E s e r l e r . I,
G e n e l MfldOrlOSO Y a y ı n l a n , A n k a r a . 1 9 7 2 .
Vakıflar
U Z U N Ç A R Ş I L I , I. H . , A n a d o l u B e y l i k l e r i v e A k k o y u n ' hhlCankoynnhı D c ^ e ı i , T . C . A t a t ü r k K ü l t ü r . D i ı
v e T a r i h YOHsek K u r u m u T . T . K , Y a y ı n l a r ı V l t l . O i z l
^ 8 J İ , T . T . K , Basımevi, A n k a r a . 1 9 8 4 ( 3 ) .
O L K E N , H.Z., t l a m Sanatı, I . T . O . M i m a r l ı k F a k . Y a y ı n ­
larından N o . 1 4 0 , T e k n i k O n i v e r s l t e M a t b a a s ı , 1st.
1948.
O N S A L , B., Mimari T a ı i l ü , İ . Y . T . O . Y a y ı n l a r ı , S a y ı . 5 3 ,
İstanbul. 1967.
Y E T K İ N , S . K . , İ s l a m M i m a r i s i , A . O . I l a h i y a t F a k . T ü r k ve
İslam Sanatları T a r i h i Enstitüsü Y a y ı n l a r ı : 2 , D o ğ u ş
L t d . Şirketi Matbaası, A n k a r a . 1 9 5 9 ( 2 ) .
Y E T K İ N , S.K., TirkMimarisi, Ankara. 1970 (1).
Y E T K İ N , S . K . , İslam O i k e i e r i n d e S a n a t . J s t . 1 9 7 4 .
Y I L D I Z , F . , A d a n a K e n t i n d e k i C a m i - M e s d t l e r ve B u n l a ımDelcoıasyona, A . O . D . T . C . Fakültesi S a n a t T a r i h i
BOlOmO ( Y a y ı n l a n m a m ı ş ö ğ r e n c i L i s a n s T e z i ) , A n k a ­
ra. 1 9 7 3 / 74.
A L T U N , A., Anadolu'da Artuklu D e v r i T ü r k Mimarisi'nin
GcEjmesi,
KDltOr
Bakanlığı y a y ı n l a r ı : 2 6 4 , TUrk
S a n a t Eserleri S e r i s i : 3 , i s t a n b u l . 1 9 7 8 .
A S L A N A P A , O . , T S r k S a n a t ı , C . 11, B a ş b a k a n l ı k K ü l t ü r
MOsteşarlığı Y a y ı n l a r ı , M . E . B a s ı m e v i , 1 s t . 1 9 7 3 ( l ) .
A S L A N A P A , O., T ü r k Sanatı. R e m z i K i t a b e v i , 1st. 1 9 8 4
(1).
(30) Asianapa, O . , T ü r k Sanatı, C . I I , s . 2 4 2 .
ADANA U L U CAMİİ
s Osmanlı öncesi Anadolu Türk Mimarisi nde Avlu Gehşımi. K . T . O . Inşaat-MImarlık F a k ü l t e s i
DİLAVER.
M i m a r l ı k BöiamO ( Y a y ı n l a n m a m ı ş D o ç e n t l i k T e z l i
Trabzon. 1976.
GABRIEL, A.,
Voyages Archeologiqucs Dans La Tunniie
Orientale. Paris. 1 9 4 0 .
^
283
G O N D O Ğ D U . H . . Türk Mimaıisi'nde Figüriü Taş Plastik,
I. O . E d . Fakültesi S a n a t T a r i h i B ö l ü m ü ( Y a y ı n l a n ­
m ı ş D o k t o r a T e z i ) , 1st. 1 9 7 9 .
K A R T E K İ N , E . , RamazanoguUar.
B a s ı m e v i , 1st. 1 9 7 9 .
Bcyüği Tarihi,
<
Alpay
f y
V
-©•-
iftgrijqnpj:
T.
RESİM: 1
A d a n a U l u C a m i i Planı ( T O r k l y e ' d e V a k ı f A b i d e l e r . . . .
I'den.
RESİM: 2
Avlu ve l u r i m c e p h e s i n d e n bir görünüş.
RESİM: 4
Revak k u b b e l e r i n i n M i n a r e d e n görünüşü.
RESİM: 3
Ortü S i s t e m i
RESİM: 5
K a s n a k t a k i ejder k a b a r t m a l a r ı
RESİM:6
Doğuportali
RESİM: 7
Harim cephesindeki kemerlerden detay