Karbondioksit

Endüstriyel Gazlar
Su gazı
Sentez Gazı
Jenerator gazı
Kükürt dioksit
Karbondioksit
Amonyak
Oksijen
Azot
Argon
Asetilen
Helyum
Hidrojen
Gıda Gazları;
Dalış gazları
Kriyojenik?
Havanın Sıvılaştırılması…
Gazların sıvılaştırılması çeşitli yöntemlerle bir gazın sıvı durumuna getirilmesidir. Bu yöntemler
bilimsel ticari ya da endüstriyel amaçlar için kullanılabilir. Çoğu gaz normal atmosfer basıncı altında
basitçe soğutularak sıvı haline getirilebilir. Karbon dioksit gibi birkaç gaz için de ayrıca basınç
altında tutma işlemi uygulanması gerekir.
Sıvılaştırma gaz moleküllerinin temel özelliklerinin analizinde ve gazların depolanmasında kullanılır.
Her bir gaz kendine has kritik bir sıcaklığın altında
sıvılaştırılabilir. CO2’nin kritik sıcaklığı 31°C
(304°K)dir. Bu gaz kolayca sıvılaştırılıp endüstride
kullanma gayesiyle basınçlı çelik silindirler içinde
depo edilir. Hava Oksijen Azot Hidrojen ve
Helyumun kritik sıcaklıkları ise çok daha düşüktür.
Joule&Thomson ???
Linde Hampson metodu
1895 yılında Alman Kimyageri Karl von Linde İngiliz Fizikçisi William Hampson aynı
zamanda bir jeneratif (geribesleme) sistemi keşfettiler. Bir jikleyi terk eden gazdan
faydalanarak giren sıkıştırılmış gazın soğutulması sağlandı. Giren gazın sıcaklığı o kadar
düşük olur ki çıkan gazın bir kısmı sıvılaşır. Diğer kısmı ise giren gazın ön soğutmasını
sağlamak üzere devamlı geri beslenir.
Hampson’un hava sıvılaştırıcısında sıkıştırılmış hava bir ısı eşanjörünün borularından
beslenir ve daha sonra bir jikleden geçer. Gazın bir kısmı sıvı hava olur. Geri kalan kısmı
boruların dışından geçirilerek içeri sıkıştırılmış havanın soğutulmasında kullanılır. Bu
metodla neon hidrojen ve helyum hariç herhangi bir gaz sıvılaştırılabilir.
Linde Hampson metodu
Claude metodu
1902’de Fransız Kimyacısı George Claude adyabatik genleştirme yoluyla.
Pistonlu bir makinanın içindeki yüksek basınçlı hava çevresiyle herhangi bir ısı alışverişinde
bulunmadan iş yapmaktadır.
Havanın iş yapması, iç enerjisinin azalmasına dolayısıyla sıcaklığının düşmesine sebep olur.
Soğutulmuş olan havanın bir kısmı bir sıvılaştırıcının tüplerinin içine gönderilip sıvılaştırılır.
Diğer bir kısmı ise pistonlu makinaya gelen yüksek basınçlı havayı önsoğutmaya tabi tutmak
için kullanılır. Ön-soğutmadan geçen yüksek basınçlı havanın bir kısmı ise sıvılaştırıcının
tüplerinin dış kısmına gönderilir. Pistonlu makinanın teteranlı kullanılması sonucu soğuk
tüplerin üzerinden geçen hava sıvılaşır ve sıvılaştırıcının dibinde birikir. C.W.P Heylandt da
adiyabatik genleşmeyi kullanan bir hava sıvılaştırıcısı geliştirmiştir. Onun metodunun Claude
metodundan farklılığı pistonlu makinadaki adiyabatik genleşmeyi Linde-Hampson metoduna
ilave olarak kullanmasıdır.
Claude metodu
Kaskat işlemi
1877 yılında İsviçreli fizikçi Raoul Pictet buharlaşmanın soğutma ve basıncın sıvılaştırma
etkilerini müştereken kullanarak oksijeni sıvılaştırdı. Oksijenin kritik sıcaklığın altındaki 140°C(133°K) sıcaklığına inmek için iki kademe kullanmıştır. İlk kademede SO2
sıkıştırılarak sıvılaştırıldı ve sonra buharlaştırıldı. Böylece yine sıkılaştırılarak sıvılaştırılmış
CO2 ihtiva eden ikinci kademenin soğutulması sağlandı. Bunun da buharlaştırılması ile
üçüncü kademedeki O2 soğutuldu ve 500 atmosferlik bir basınç altında sıkıştırılıp sıvı
Oksijen elde edildi. Sıcaklık kademeler halinde düşürüldüğü için Pictet’in metoduna
kaskat işlemi denir. Bu işlem helyum veya hidrojeni sıvılaştırmada kullanılamaz. Çünkü
hiçbir madde buharlaştırılarak Hidrojenin kritik sıcaklığı olan -240°C(33°K) elde edilemez.
Oksijen
DİKKAT ...! Renksiz, yakıcı bir gazdır. Diğer kimyasallarla çabuk reaksiyona girer.
Oksijen demir ve çelik üretiminde ergitmenin hızlandırılmasında, Ark ocaklarında ergitilecek hurdaların
ocak içinde kesilmesi ve ergimiş metal içinde karbon düşürmede kullanılır.
Yanıcı gazlar ile karıştırıldığında, kaynak, kesme ve metal işleme için gerekli ısı kaynağını sağlar. Isıl işlem
fırınlarında, kâğıt fabrikalarında ve cam üretiminde fırın veya brülörle kullanımı sayesinde üretim ve
verim artışı yanı sıra, alüminyum ‘un ergitilmesinde çevreyi kirletici yanma yan ürünlerinde önemli
azalmalar sağlanmaktadır. Tıpta akciğer enfeksiyonlarında, roketlerde hidrojen ile birlikte yakıt olarak,
İçme suyu filitrasyonunda, Balık çiftliklerinde suyun oksijen seviyesinin yükseltilmesinde kullanılır.
Azot
Azot sıvı haldeyken oldukça soğuktur. Bu özellikler Azot emniyetli bir dondurucu olup soğutuculuk görevi
yapar. Kimyasal olarak reaksiyona girmez,inert bir gazdır. Azot atmosferi altında yanma reaksiyonlarının
yanı sıra birçok kimyasal reaksiyonun gerçekleşmesi engellenebilir.
Azot kimyasalların depolanmasında yanma ve patlamalara önlem olarak, petrol, solvent, yakıt, LNC
nakillerinde tank ve boru hatlarının süpürülmesinde, elyaf üretiminde, gıda paketlemede, kontrollü
atmosfer oluşturmak amacıyla gıda dondurma paketleme, soğutma ve taşınmasında, tıpta doku
dondurma, saklama ve nakillerde, kalıplamada, proses ekipmanlarında soğutucu olarak, meşrubat
paketleme, fresh gıdaların paketlenmesinde, elektronik sanayiinde, ampul imalatında kullanılır.
Argon
Modern endüstride Argon; kesme ve kaynak işlemlerinde koruyucu gaz olarak kullanılır.
Argonun ayrıca ampul ve floresan lambalar imalatında,elektronik sanayinde,metallerin
saflaştırılması,merkezi yangın söndürme sistemlerinde kullanılır.
Karbondioksit
İlk olarak katı karbondioksid 1835 de üretildi.1924 e kadar endüstriyel olarak kullanılmadı. Katı halde iken
doğrudan süblimleşerek gaz fazına geçer. Karbondioksit soğutucu olarak da kullanıldığı gibi yangın
söndürme ve gazaltı kaynak işlemlerinde koruyucu gaz olarak da kullanılır. Çözünebilirliği sayesinde aynı
zamanda bütün içeceklerin içinde köpük oluşturan bir gazdır. Karbondioksit,Gıda sektöründe
şoklamada,yangın söndürme cihazlarında,döküm sanayinde kalıp ayırma işlemlerinde,deodorant
imalatlarında taşıyıcı gaz olarak,suyun PH dengelemesini yapmak için,sera yetiştiriciliğinde kullanılır
Karbondioksit, suni olarak baca gazlarından arıtılarak ya da doğal yollardan artezyen kazılarak elde edilir.
Asetilen
Asetilen Oksi-Asetilen alevle kesme işlemlerinde en çok kullanılan yanıcı gazlardandır. Kimyasal kalitede
saf Asetilen, kokusuz, renksizdir. Yoğun ve isli bir alevle yanar. Yüksek alev sıcaklığına ihtiyaç duyulan
yerlerde, Oksi-Asetilen kaynaklarında,metal kesimlerinde, deniz fenerlerinde,kimya sanayinde,cam
sanayinde kullanılır.
Helyum
Helyum havada çok az miktarlarda bulunduğundan çok kıymetli bir gaz çeşididir. Havadan hafif bir gazdır
bu nedenle her tür balonun şişirilmesi için en doğal ve emniyetli gazdır. Sıvılarda çözünmeyen ve sıvı hali
bilinen en soğuk madde olan bir gazdır. Helyum kaynak esnasında koruyucu gaz olarak da kullanılır.Derin
sukuba dalışlarında helyum karışımlı dalış gazları tavsiye edilir. Ayrıca Helyum Lazer gazı ve analitik
cihazlarda roket itici gaz sistemlerinde ve hassas kaynaklarda kullanılır.
Hidrojen
DİKKAT…!Hidrojenin Oksijenle ve diğer kimyasallarla çabuk reaksiyona girer. Renksiz, yanıcı bir gazdır.
Cam üretiminde, plastik enjeksiyon işlemlerinde, enerji santralleri ekipmanlarının soğutulmasında,
bitkisel yağ üretiminde, roket yakıt karışımlarında Hidrojen kullanılmaktadır. Son yıllarda gelişen
otomotiv sektöründe Hidro yakıt olarak da kullanılmaktadır
Gıda Gazları;
Gıda gazları genelde mamülün raf ömrünü uzatmak, uzun süre bozulmadan mikroorganizmalar, enzimler,
böcek ve parazitler, sıcaklık, nem, havanın oksijeni ve ışık gibi birçok etkenden korumak amacıyla
kullanılır Karışımlar inertlerin.
Promete
Kalbinde her dakîka şu ulvî tahassürün
Minkâr-ı âteşini duy, dâimâ düşün:
Onlar niçin semâda, niçin ben çukurdayım?
Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım? ...
Yükselmek âsmâna ve gülmek ne tatlı şey!
Bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa... Ey
Müştâk-ı feyz ü nûr olan âtî milletin
Meçhul elektrikçisi, aktâr-ı fikretin
Yüklen, getir -ne varsa- biraz meskenet-fiken,
Bir parça rûhu, benliği, idrâki besleyen
Esmar-ı bünye-hîzini; boş durmasın elin.
Gör dâimâ önünde esâtîr-i evvelin
Gökten dehâ-yı nârı çalan kahramânını...
Varsın bulunmasın bilecek nâm-ü şanını.
Tevfik Fikret…
Doğal gaz ne olduğu anlaşılmadan önce
insanlara gizemli bir olay gibi görünmüştür.
Yeraltındaki gaz sızıntıları şimşek çakması
nedeniyle yanmaya başlamış,
Bu tip alevlerin en meşhur olanı antik
Yunanistan’daki Parnasus dağında (M.Ö. 1000
dolayları) bir çoban tarafından görülmüş ve
bunun bir kehanet olduğu düşünülerek alevin
oluştuğu yere bir mabet yapılmıştır.
Mabette Delhi Kahini olarak bilinen bir kadın
papaz oturur ve alevden yayılan kehanetleri
bildirirdi.
M.Ö. 500 yıllarında Çinliler bu alevlerden yararlanmaya başlamışlardır; gaz
sızıntılarının bulunduğu alanları belirleyerek bambulardan boru hatlarıyla gazı
çeşitli bölgelere taşımış ve deniz suyunu ısıtarak tuzundan arındırıp içme suyu
elde etmişlerdir..
Doğal gaz taşımacılığı 1891’de boru hatlarıyla başladı ve dolayısıyla kullanımı da
evler, iş yerleri, sanayi, elektrik üretimi gibi alanlarda da hızla genişledi ve
gelişti. Geliştirilen güvenli taşıma ve depolama yöntemleri doğal gazın popüler
bir enerji kaynağı olmasını sağladı.
DOĞAL GAZ
Doğal gaz metan, etan, propan, bütanlar, pentanlar ve heksanlar karışımıdır.
Bileşen
%
Metan (CH4)
70-90
Etan (C2H6)
5-15
Propan (C3H8) ve Bütan (C4H10)
<5
CO2, N2, H2S, vb.
geriye kalanı
Su molekülleri kendi aralarında hidrojen bağlarıyla bağlanarak, geniş oyukları
olan kafese benzer bir yapı (kapan) meydana getirirler; bu oyuklara gaz
molekülleri (etan, propan, bütan, izobütan, nitrojen, karbondioksit ve
hidrojen sülfür) yerleşir ve van der Waals kuvvetleriyle içinde bulundukları
kafesle bağlantı kurarlar.
kuyu başlarına veya yakınına ısıtıcılar ve sıyırıcılar yerleştirilerek çekilen gazın sıcaklığının belirli
sınırlar altına düşmesi önlenir. Bunun nedeni, düşük sıcaklıklarda, doğal gazda bulunabilecek az
miktardaki su ile katı veya yarı-katı doğal gaz hidratların oluşmasına engel olmaktır
Doğal gazın kuru ve kaliteli hale getirilmesi oldukça komplekstir; çeşitli safsızlıkların ayrılması
ve giderilmesi genellikle dört temel prosese dayanır:
• Yağ ve kondensat uzaklaştırma,
• Su uzaklaştırma,
• Doğal gaz sıvılarını uzaklaştırma,
• Sülfür ve karbon dioksit uzaklaştırma.
Yağ ve Kondensat Ayırma
Ham doğal gaz bulunduğu bölgelere göre değişik bileşimlerdedir, dolayısıyla petrolde çözünmüş
olarak bulunan doğal gazın işlenebilmesi ve taşınması için öncelikle içinde çözündüğü petrolden
ayrılması gerekir.
Su Ayırma
Doğal gazda nemin belirli seviyelere indirilmesi hidrat oluşumuna engel olmak bakımından
önemlidir. Hidratlar, gaz boru hatlarındaki basınç ve sıcaklıklarda hidrokarbon gazları ve su
arasındaki reaksiyonla oluşan beyaz, katı bileşiklerdir.
1.Glikol Dehidrasyon ( Mono Etilen Glikol, DEG, TEG kullanılır)
2.Katı Desikant (Kurutucu) Dehidrasyon
Doğal Gaz Sıvılarını (NGL-Natural gas liquids) Ayırma
NLG, doğal gazlardan ve hampetrolde çözünmüş olarak bulunan gazlardan yoğunlaştırılan, etandan
pentanlara kadar olan hidrokarbonlardan oluşur. NGL atmosfer basıncında petrolle beraber taşınırlar.
Orta doğudan çıkarılan hampetrollerin hemen hepsinde NGL vardır. Bu gazların en önemli özelliği
yüksek konsantrasyonlarda etan içermesidir; etan, etilen üretiminde kullanılan önemli bir ham
maddedir.
NGL üretim teknolojisi seçilirken genel olarak üç kriter dikkate alınır,
• Propan + NGL öncelikli olabilen seçimli proses
• Etan + NGL öncelikli olabilen seçimli proses
• C4’ler veya diğer hidrokarbonlar öncelikli olabilen esnek seçimli proses.
Sülfür ve Karbon Dioksit Ayırma
Doğal gazdaki asit gazlar hidrojen sülfür ve karbon dioksittir; bunlar, doğal gazın, kolaylıkla rejenere
edilebilen bazik bileşiklerle işlemlendirilmesiyle uzaklaştırılırlar.
Bu amaçla en çok kullanılan bazlar mono ve dietanolaminlerdir (MEA ve DEA). Acı gaz amin çözeltisi
içinden geçirilerek içerdiği hidrojen sülfür ve karbon dioksit, sülfürler, karbonatlar ve bikarbonatlara
dönüşür; sonra etanolaminler buharla işlemlenerek rejenere edilirler. Bu aminlerden dietanol amin
daha çok kullanılır; nedeni, korozyon hızının ve amin kaybının düşük, işletme masrafının az olmasıdır.
Doğal Gazdan Sülfür ve Karbon Dioksit Ayırma
Tipik bir doğal gaz
Katı yakıtların Gazlaştırılması
Gazlaştırıcılar katı haldeki bir yakıtı gaz halindeki yakıta çeviren makinelerdir. Bir
gazlaştırıcı sistem şu elemanlardan oluşur: Yüklenen yakıt, gazlaştırıcı sistem, gaz ölçüm
ve temizleme sistemleri, alev veya motorda yakma sistemi.
Biyokütle içerisindeki uçucu organik moleküller yakıtın yaklaşık % 80’nini
oluşturduğundan gazlaştırılmada temel görev bu uçucu maddeleri sürekli gazlara
çevirmektir. İkinci iş ise oluşan kömürü gazlaştırmaktır.
Biyokütle + ısı
Biyokütle + kısmi O2
Biyokütle + yeterli O2
Gazlaştırıcıdaki farklı bölgeler
Mangal kömürü, yağ, gaz (piroliz için)
Gaz yakıt (gazlaştırma için)
Sıcak yanma ürünleri (yanma için)
Gazlaştırıcıdaki sıcaklık dağılımı
Hava akışı, yakıt akışına ters olarak ve gaz
üretecinin mümkün olduğu kadar alt kısmından
sağlanmıştır. Üretilen gaz ise gazlaştırıcının üst
kısmından alınmaktadır.
Updraft gazlaştırıcı
Damıtma ve kurutma bölgesinde meydana gelen
ürünler ise; su, katran ve yağ buharları olup bunlar
oksitlenme bölgesine geçmezler. Bu nedenle bu
gazlaştırıcılarda yüksek uçucu maddeye sahip
yakıtların gazlaştırılması yapılıyorsa, üretilen gaz
yüksek oranda katran içerecektir. Gaz kalitesini
artırmak ve sıcaklığı külün ergime noktasının
altında tutmak için bir çok üretici nemli hava
kullanmaktadır. En önemli tasarım parametreleri
ise şunlardır: Hava yüklemesinin yöntemi, gaz
çıkışının pozisyonu, ızgaranın tipi ve boyutu, nemli
hava girişi için ortalama buharlaşan su miktarı, ateş
kutusu içi, beklenen özgül gazlaştırma oranı, yakıt
yatağının yüksekliği.
Downdraft gazlaştırıcı
Updraft gazlaştırıcıda üretilen gaz yüksek oranda
katran içerdiğinden içten yanmalı motorlarda
kullanılması zordur. Bu problemi ortadan kaldırmak
için ‘’Downdraft’’ gazlaştırıcılar geliştirilmiştir. Bu
tipte gönderilen hava, yakıtla aynı yönde yani
aşağıya doğrudur ve gaz da gazlaştırıcının alt
kısmından dışarı alınmaktad
Bu tip gazlaştırıcıların en büyük dezavantajları ise;
gaz çıkış sıcaklığının yüksek olması, yüksek gaz hızı,
CO2 indirgemesinin zayıf olmasıdır. Crossdraft
gazlaştırıcılarda gaz çıkışı da diğer tiplerden
farklıdır. Birçok durumda diğer gazlaştırıcılardan
farklı olarak kül, ateşleme ve indirgeme bölgeleri
bir ızgara ile ayrılmamıştır.
Şekil 11.
Karbondioksit
İlk olarak katı karbondioksid 1835 de Thilorier tarafından üretildi.
1924 e kadar endüstriyel olarak kullanılmadı.
Katı halde iken doğrudan süblimleşerek gaz fazına geçer.
Karbondioksit soğutucu olarak da kullanıldığı gibi yangın söndürme ve gazaltı kaynak
işlemlerinde koruyucu gaz olarak da kullanılır.
Çözünebilirliği sayesinde aynı zamanda bütün içeceklerin içinde köpük oluşturan bir gazdır.
Gıda sektöründe şoklamada, yangın söndürme cihazlarında, döküm sanayinde kalıp ayırma
işlemlerinde, deodorant imalatlarında taşıyıcı gaz olarak, suyun PH dengelemesini yapmak
için, sera yetiştiriciliğinde kullanılır
Süperkritik karbondioksit extraksiyonu …??
Karbon bulunan maddelerin yakılmasında %10-18
Dekstrozun alkol ve karbon diokside parçalanmasında yan ürün olarak %99
Karbonatların oksitlere kalsine edildiği kireç işletmelerinde yan ürün olarak elde edilir. % 1040
Karbondioksit
Moleküler Ağırlık
44.01
Kaynama Noktası (1 atm)
-78°C
Yoğunluk (b.pt, likit, 1 atm)
1.178 kg/l
Spesifik Isı (25 °C ,1 atm)
850 J/kg K
Yoğunluk, gaz (15 °C ,1 atm)
1.874 kg/m3
Hacimsel Genleşme oranı (likitten gaza,1atm) 629
Spesifik ağırlık,gaz (Hava:1)
1.54
Kritik Sıcaklık
31°C
Kritik Basınç
73.82
Asetilen C2H2
%80’i kimyasal sentez için kullanılır
%20’lik bölümü ise oksiasetilen kesim, ısı uygulamaları ve kaynak işlerinde
Oksijen ile yanması sonucu 3300 C civarında ısı
Ayrıca çeliğin, fırına sığamayacak ebatlarda olduğu durumlarda karbonlanması için…
Asetilen katılma ve polimerleşme tepkimeleri verir.
Platin, palladyum, nikel gibi katalizörler yardımıyla hidrojenlenmesi sonucu sırasıyla etilen ve
etan elde edilir.
Halojenler ve halojenli asitlerle katılma tepkimeleri verir.
400-500°C’de üç asetilen molekülü polimerleşerek benzen oluşturur (Berthelot, 1866).
İki asetilen molekülünün dimerleşmesi sonucu vinil asetilen verir.
Reppe sentezleri yardımıyla vinillendirme (vinil grubunun sokulması), etikilendirme (üçlü bağ
içeren bileşiklerin elde edilmesi), karbonnillendirme (doymamış asitlerle bunların ester ve
amidlerinin elde edilmesi) işlemleri yapılır
Asetilen C2H2
 Asetilen bitümlü kömürlerin damıtılması sırasında az miktarda oluşur ve kömür gazı
içinde bulunur.
 Hidrojen atmosferinde iki karbon elektrot arasında elektrik arkı oluşturularak … verim
çok düşüktür (yaklaşık % 4).
 Metanın 1400°C’de elektrik ark yardımıyla bozundurulmasından % 15 endüstriyel
önemi vardır.
 Kalsiyum karbürün (Karpit) suyla tepkimesi sonucunda.
 Termal Kırılım(Hidrokarbon Hammaddesi İle)..
hidrokarbonların yanması esasına dayanır. İhtiyaç duyulan karbon, doğal gaz, etan, nafta
ve LPG ürünlerinden temin edilir. Asetilen çeşitli hidrokarbonların atomik bağlarını
koparacak sıcaklığa kadar ısıtılması suretiyle üretilir. Hidrokarbonlar bağları koptuktan
sonra farklı maddeler oluşturmak için yeni bağlar oluşturabilir. Bu proses yakıt veya
doğalgazın çeşitli kimyasallara dönüştürülmesi için birçok alanda kullanılıyor.
Kullanılan hammaddeye ve sıcaklık yükseltme metoduna bağlı olarak bu prosesin birkaç
farklı çeşidi bulunuyor. Hammaddeyi ısıtmak için elektrik arkının yanı sıra, hidrokarbonları
yakan ateşleme odası da kullanılabiliyor. Etilen üretmek için uygulanan buharla parçalama
prosesinin yan ürünü olan asetilen bu yöntemle de elde edilebiliyor.
Kısmi Oksidasyon-Ateşleme Odaları
Metan yaklaşık 650 C sıcaklığına kadar ısıtılır. Bu şekilde ön ısıtma işlemine tabi tutmak, gazın
kendiliğinden tutuşmasını sağlayarak yanması için daha az oksijene ihtiyaç duymasını mümkün kılıar.
Isınan gaz venturi olarak adlandırılan dar boru hattından geçirilerek burada içerisine oksijen ilave edilir.
Sıcak gaz ve oksijen karışımı difüzörden geçirilerek hızının belirli bir seviyede tutulması sağlanır. Bu
süreçte eğer hız yüksek ise, gelen gaz yakıcının içindeki alevi söndürebilir. Hızın gereğinden düşük
olması durumunda ise alev canlanıp gazın yanıcıya ulaşmadan tutuşmasına sebep olur.
Gaz karışımı 100 adet dar kanaldan oluşan yanıcıya iletilir. Gaz her bir kanaldan geçerken, kendiliğinden
tutuşarak sıcaklığı 1500C olan alevler oluşturur. Burada az miktarda oksijen ilavesi yapılarak yanma
işleminin kararlılığı sağlanır.
Yanan gaz reaksiyon odasına alınarak birkaç milisaniye içerisinde metanın üçte birinin asetilene
dönüşmesi sağlanır.
Asetilene dönüşüm oranının en yüksek olduğu noktada yanan gaz su püskürtülerek söndürülür.
Soğuyan gaz yüksek oranda karbon monoksit ve hidrojen, az miktarda da karbon kurumu, karbon
dioksit, asetilen ve metan ihtiva eder.
Gaz, yıkayıcıdan geçirilerek karbon kurumundan arındırılır. Ardından iletilen ikinci yıkayıcıda da Nmethylpyrrolidinone püskürtülerek asetilenin emilimi sağlanır.
Ayrıştırma kulesinde ise asetilen buharlaştırılıp kulenin üst tabakasında gaz olarak birikirken, solventin
tabanda kalması sağlanır. Bu şekilde solvent ve asetilen birbirinden ayrılmış oluyor.