NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2014 EDİTÖRDEN Bültenimizin 3. Sayısında siz değerli akademisyen ve sanayicilere daha dinamik bir bülten sunmak adına sektörden haberler bölümümüzü genişlettik. Bu sayımızda; Başarı Hikâyesinde E-Kütüphane Türkiye Projesinin başarıya giden yolunu E-Kütüphane Türkiye Projesinin Tanıtım Sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Çelik’ten dinledik. HT-TTM Uzman Görüşünde Proje Ofisi Koordinatörü Gözde Akgün ile Fon Programlarının önemi ve proje ofisinin çalışma sistematiği ile ilgili keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Akademisyen görüşünde ise Makine Mühendisliği Bölümü hocalarından Dr. Özgür Ünver ile üniversite işbirliği ile ilgili keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 1 BAŞARI HİKAYESİ Prof. Dr. Ahmet Çelik Kütüphan-e Türkiye Projesi Bill ve Melinda Gates Vakfının fonladığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğünün kolaylaştırıcı kurum olduğu ve HT-TTM’nin yürütücü kurum olarak yer aldığı Kütüphan-e Türkiye Projesinin tanıtım sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Çelik ile Kütüphan-e Türkiye Pilot Projesini konuştuk. Projenin Amacı ve Türkiye’ye Katkısı Nedir? Projenin amacı, özellikle dezavantajlı kişilerin bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimlerinin önündeki engelleri halk kütüphaneleri aracılığıyla azaltmak ve kaldırmaktır. Avrupa Birliği’nde halk kütüphaneleri toplumun dezavantajlı kesimlerinin bilgi ihtiyaçlarını karşılayan en önemli kurumlardan biridir. Amerika’da halk kütüphanelerinin neredeyse hepsinde internete erişim ücretsiz sağlanmakta, yoksulluk sınırının altındaki nüfus internet erişimi için halk kütüphanelerini kullanmaktadır. Bu bağlamda Kütüphan-e Türkiye Pilot Projesi, Türkiye’de yedi bölgeyi temsil eden 26 ildeki 78 halk kütüphanesinde, toplumdaki dezavantajlı bireylerin internete ulaşmalarındaki altyapıyı kurmak, bu kütüphanelerdeki kütüphanecilere ve vatandaşlara bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmaları konusunda gereksinim duydukları eğitimleri vermeyi hedeflemektedir. Projenin sonunda ise sürdürülebilirliğinin sağlanması için bir model sunulacaktır. Projenin Türkiye’ye katkısı; düşük gelirli, yaşlı, sakat, eğitim düzeyi düşük, ev hanımları gibi dezavantajlı kesimlerin yaşam kalitelerinin nasıl yükseltilebileceğinin araştırılması ve elde edilen sonuçlarla ülke planı hazırlanmasıdır. Böylelikle ülke kalkınmasına ve gelişmesine projenin ve halk kütüphanelerinin önemli katkısı hedeflenmektedir. HT-TTM’nin Sürece Katkısı Nedir? HT-TTM projemizin yürütücüsüdür. Tüm çalışmalarımız HT-TTM’nin sorumluluğu altında gerçekleşmektedir. Bu tür uluslararası kurumlarca desteklenen birden fazla kurumun ortağı olduğu projelerde kurumlar arası eşgüdümün sağlanması ve projenin hızını etkileyecek bürokratik engellerin ortadan kaldırılması son derece önemlidir. HT-TTM yapısı itibari ile sözü edilen eşgüdüm ve hızlı çalışma imkânlarını bize sağlamaktadır. Yine benzer biçimde, farklı üniversite ve kurumlarda çalışan uygun nitelikteki uzman ve danışmanların hizmetlerinden kolayca yararlanma olanağı HTTTM tarafından sunulmuştur. Dolayısıyla, projenin başarıya ulaşması konusunda HTTTM son derece değerli olanakları sunmaktadır. Gelinen Durum Nedir? Projemiz 1 Temmuz 2013 tarihi itibari ile başladı. Öncelikle masa üstü araştırmalar gerçekleştirildi. Farklı konulara göre uzmanlık alanları belirlenip dört alanda çalışma grubu oluşturulmuştur (Eğitim Grubu, Etki Ölçme Grubu, Tanıtım Grubu, Bilgi Teknolojileri Grubu). Bu gruplar kendi yol haritalarını hazırlayarak aktif olarak saha çalışmaları gerçekleştirmektedirler. Pilot proje kapsamında 78 kütüphanenin personel ve teknoloji altyapısına yönelik veriler değerlendirilmiş, kütüphane ziyaretlerimiz devam etmektedir. Ayrıca pilot kütüphane kullanıcılarına ve kütüphane kullanmayan vatandaşlara yönelik anket çalışması yapılmış olup, yapılan anketler değerlendirme aşamasındadır. Bütün bunların yanı sıra, önce pilot bölgelerdeki kütüphane çalışanlarına daha sonrada ilgili bölgelerdeki vatandaşlara eğitim verilmesi planlanmıştır. 17-19 Mart 2014 tarihinde Ankara’da kütüphane yöneticilerine proje savunuculuğu, 26-28 Mart tarihinde de eğiticilerin eğitimi gerçekleştirilmiştir. Eğitimler sonuncunda değerlendirmeler yapılıp, değerlendirme sonuçlarına göre eğitim ve uygulama faaliyetlerine devam edilecektir. Gözde Akgün Proje Ofisi Koordinatörü Bize Proje Ofisinden ve Faaliyetlerinden Bahsedebilir misiniz? HT-TTM proje ofisi 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerinin proje fikirlerini hayata geçirebilmek için hizmet vermeye başladı. HT-TTM proje ofisi Hacettepe Üniversitesi’nin proje ofisidir. Akademisyenlerimizin ulusal ve uluslararası fon programlarından etkin bir şekilde yararlanmaları için hiçbir ücret almadan proje yazım desteği vermekteyiz. İsterseniz size çalışma sistematiğimizden bahsedeyim. Öncelikle tüm ulusal ve uluslararası fon programlarının takibini yapıyoruz. Akademisyenlerimiz ve sanayi için uygun fon programlarını mail yolu ile duyuruyoruz. Daha sonra proje fikri olan hocalarımızın ve sanayicilerin proje fikirlerini değerlendirip uygun fon programlarına yönlendiriyoruz. Bu değerlendirmemizde projenin Ar-Ge niteliğini, ortak gerekliliğin, proje bütçesini göz önünde bulunduruyoruz. Daha sonraki aşamada ise fon programın usul ve esaslarına göre gerekli hazırlığın yapılıyoruz. Gereken durumlarda başvuru dosyasının hazırlanmasına da destek veriyoruz. Bunların yanı sıra, düzenli olarak fakülte ve enstitülülere fon programları ile ilgili bilgilendirme sunumları yapmaktayız. Fon Programlarından Faydalanmanın Avantajları Nelerdir? Hızla değişen dünyamızda teknoloji ve bilim ekonomik kalkınmanın ana faktörlerindendir. Gelişmiş ekonomiler teknoloji ve sanayinin iç içe olduğu gelişmiş teknolojilere sahiptirler. Bu nedenle Türkiye’nin gelişmiş ekonomilerle rekabet edebilmesinin yolu Ar-Ge faaliyetlerinden geçmektedir. Sürdürülebilir bilgi akışı için; bireysel seviyede, devletler seviyesinde ve sistemik seviyede Ar-Ge çalışmalarının önemi yadsınamaz bir gerçekliktir. Ulusal ve uluslararası fon programları, akademisyenlerimizin projelerini fonlayarak, yeni bilgiler üretilmesi, bilimsel yorumların yapılması ve teknolojik problemlerin çözümlenmesine katkıda bulunmaktadırlar. Bu projelerin yürütülmesi bilimsel içerikli yayın sayısını ve patentlenebilir buluşların ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. Ayrıca bu projeler bilime toplumsal refaha, ekonomiye katkı sağlayacak ve toplumun Araştırma ve geliştirme kabiliyetini geliştirecektir. Bu fırsatı değerlendirmesi için Hacettepe Üniversitesi tarafından kurulan Hacettepe Teknoloji Transfer Merkezi (HT-TTM); üniversitedeki akademik ve teknik bilgi birikimini endüstriye aktarma, üniversite, sanayi ve uluslararası teknoloji ağları arasında ara yüz olma amacıyla çalışmaktadır. Proje Ofisi Olarak Hangi Fon Programlarına Destekte Bulunuyorsunuz? TÜBİTAK, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Ajansı, Ulusal Ajans, EuropeAid Projeleri, Horizon 2020 gibi projelere destek vermekteyiz. Her bir kurumun verdiği çeşitli fon programları var. Detaylı olarak belirtmek gerekirse: TÜBİTAK • 1001- Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Desteleme Programı • 1002- Hızlı Destek Programı • 1003-Öncelikli Alanlar AR-GE Projeleri Destekleme Programı • 1005-Ulusal Yeni Fikirlere Destek Programı • 1007-Kamu Kurumları Araştırma Destek Programı • 1505- Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı • 3001- Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı • 3501-Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı • San-Tez Kalkınma Ajansı • Mali Destek Programları AB Fon Programları • Horizon 2020 • EuropeAid • Ulusal Ajans Hocalarımızın Proje Fikri Varsa Fon Programlarından Yararlanmak İstiyorsa Önce Sizinle mi İrtibat Kurmalı? Evet, hocalarımız proje fikirleri olduğunda üniversitenin proje ofisi olan HT-TTM Proje Ofisine gelmelidirler. Böylelikle hocalarımızla birlikte proje fikirlerini değerlendirip, bu fikirlerini hayata geçirmek için adım atabiliriz. Tüm hocalarımız her zaman bilgi masamızı arayarak bizle iletişime geçebilirler . HT-TTM Proje Ofisi Tel: (312) 227 03 22 E-mail: [email protected] [email protected] Dr. Özgür Ünver Üniversite-sanayi işbirliğinin öneminden bahsedebilir misiniz? Üniversite-Sanayi iş birliği günümüzde sıklıkla duyduğumuz ve devletin sürekli desteklediği bir konu haline gelmiştir. Üniversite-Sanayi işbirliğinde üniversite, işin bilgi üretimi kısmında ana yüklenici, sanayi ise bu bilginin uygulanabilir hale getirilerek ürünleştirilmesi kısmında ana yüklenici olmalıdır. Üniversitelerin bir misyonu; sanayinin ihtiyacı olan, sanayici tarafından tanımlanmış ve kısa sürede ürüne dönüşebilecek bir bilgi platformu oluşturmaktır. Burada konu özelinde derinlemesine bilgi gereksinimi vardır ve firma bu konu özelinde derinlemesine bilgi sahibi olan yüksek maliyetli mühendisi sürekli bünyesinde barındırmak istememektedir. Bu bilgi platformunun üniversiteden alınması uzun vadede sanayici için daha ucuz maliyetli olduğu gibi üniversiteden alındığı için de daha güvenilirdir. Üniversitelerin bir diğer misyonu da; sanayiye Ar-Ge kültürünü aşılamak ve deneme yanılmaları asgari seviyeye indirip, bunun yerine tasarım sürecini uzatarak ürüne giden toplam süreci ve maliyeti en alt seviyeye çekmektir. Ayrıca, ürün maliyetlerini inceleyerek gerekli noktalarda süreç ve tasarım iyileştirmeleri ile kaliteli ürünü ucuz maliyetlerle satılabilir hale getirilmesine de destek olmaktır. Bu görev tanımı genelde firma mühendislerine vizyon ve teknoloji transferi şeklinde gerçekleştirilmektedir. Üniversitelerin bir başka misyonu da; laboratuvar ortamında testleri yapılmış yeni teknolojiler üretmektir. Bu teknolojiler çoğunlukla tak çalıştır mantığı ile doğrudan son kullanıcıya sunulabilir halde değildir, işte bu noktada Sanayici devreye girmeli ve bu teknolojileri piyasa ve üretim tecrübesi ile birleştirerek ürünleştirme noktasına getirmelidir. Sonuç olarak, bir ülke ancak üniversitesi ve sanayisi ile beraber hareket edebildiğinde daha yeni, verimli, ucuz ve kaliteli teknolojiler üretebilir, bu teknolojileri kullanılabilir hale getirebilir ve bu teknolojiyi kullanıcıya sunabilir, ancak bu şekilde bir ülke dışa bağımlı olmaktan kurtularak ekonomik bağımsızlığını ilan edebilir. Bildiğiniz üzere üniversite ve sanayinin algıları, yapıları oldukça farklı bu bağlamda projeleriniz yaşadığınız zorluklar nelerdir? Üniversite-Sanayi işbirliğinin önündeki belki de en temel engellerden bir tanesi karşılıklı empati eksikliğidir. Üniversite sanayicinin zamanla yarış halinde olduğunu, her geçen gün rakiplerinin arttığını, rekabetin çetinleştiğini ve ekonomik zorluklar yaşadığını genelde algılayamaz, bu nedenle üniversite sanayicinin çabuk sonuca gitme ihtiyacına cevap vermekte zorluk yaşar. Bunun yanında sanayici ise Ar-Ge’nin olmazsa olmazlarından olan tasarım sürecinin uzun olmasının doğallığı kavramında problemler yaşar. Bunun temel sebebi sanayicimizin bugüne kadar hep üretim ve alım satım gibi kısa sürede sonuç veren, somut ve nesnel tabanlı çalışmış olmasıdır. Bu yüzden sanayicimiz bir ERP yazılım ya da teknik çizim programı CD’sine onbinlerce dolar vermek istememektedir. Çünkü sanayicimizin bu programlarda somut olarak gördükleri bir CD’dir ve CD kırtasiyelerde çok ucuza satılmaktadır, dolayısı ile bu yazılımlar bu kadar pahalı olmamalıdır. Sonuç olarak sanayicimiz, bir an önce üretip satmaya odaklanmış ancak ürününün değerini ve kalitesini arttıran masa başında geçirilen kısımları atlamıştır. Ayrıca tasarımı iyi yapılan bir ürünün deneme yanılma zaman döngüsü ile toplamdaki prototipleme maliyeti de daha az olacaktır. Bu yüzden sanayicimizin bu Ar-Ge döngüsünü yaşayarak tecrübe etmesi önemlidir. Bir başka sorun ise üniversitedeki ürün algısı ile sanayinin ürün algısı arasındaki farktır. Üniversiteler için kavram kanıtlama yeterli bir sonuçtur ve üniversite hocalarının motivasyonu olan yükselme kriterlerindeki en temel bileşeni olan makale yazımı için yeterlidir. Oysa kavram kanıtlama gerçek dünyada bir ürün değildir ve bu haliyle sanayinin motivasyonu olan para kazandırma işlevini görmez. Gerçek bir ürün olması için kavramsal olarak kanıtlanmış bir üründe maliyet iyileştirmesi, tasarım değişiklikleri, standartlara uygunluk gibi daha bir çok konuda değişiklik yapılması gerekmektedir. İşte bu yüzden sanayicinin istekleri ile üniversitenin verdikleri genelde karşılıklı tatminsizlik yaratmaktadır. Bir diğer sorun ise akademisyenlerin motivasyonunun makale yazmak olmasıdır. Bir bilimsel makalenin kabul edilmesi için dünya çapında yeni bir bilgi içermesi gerekmektedir. Dünya çapında yeni bir bilgi yaratmak için ya çok vizyoner olmak, ya da belirli bir doygunluğa ulaşmış konuların kıyısında köşesinde kalmış ancak son ürüne çok ciddi etki etmeyen konularla uğraşmak gerekmektedir. Bu yüzden akademi genelde var olan net problemlere odaklanmakta zorlanır ve işin net görünen ve en önemli kısımlarını atlayabilir. Bir başka sorun da sanayicinin mühendislerini genelde üretim bazlı kullanması ve Ar-Ge konularına önem vermemesidir. Hal böyle olunca katma değerli işlerin geliştirilmesi de pek mümkün olmamaktadır. Ülkemiz sanayicisi ürününün tonunu 10-20 bin dolar arasında sattığında katma değerli bir iş yaptığını düşünmektedir. Oysa bir savaş uçağının tonu 1 milyon dolar civarındadır ve Ar-Ge’ye yapılan yatırımın değeri çok belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. HT-TTM’nin üniversite-sanayi işbirliği sürecine katkısı nedir? Ülkemizde üniversiteler ile sanayi yerleşkeleri birbirlerinden fiziksel olarak uzak yerleşkelerdir. Bu fiziksel uzaklıklar çoğu zaman gündelik telaşeler ile birleştiğinde birbirleri ile kesişmeyen iki yerleşkeler oluşturmaktadır. Sanayicimiz genelde problemlerinin cevabını yine sanayi içinde aramakta, üniversite hocalarımız ise akademik yoğunluk içerisinde günlerini geçirmektedir. Bu nedenle, şu hali ile sanayi-üniversite 8 işbirliği platformu oluşamamaktadır. Bu platformun sağlıklı çalışması için öncelikle HT-TTM gibi bir üçüncü oluşuma ihtiyaç vardır. Bu oluşum tarafsız olmalı ve bir çok görev üstlenmelidir. Bu üçüncü oluşumun görevlerinden bazıları; sanayiye ziyaretler düzenleyerek her bir firma ile görüşmeler sonucunda firma ve sanayi bazında problemleri belirlemek, sanayinin problemlerine cevap verebilecek uygun akademisyenleri ya da programları belirlemek, üniversite ve sanayi ekibini ilk ortak toplantı için birbirlerine hazırlamak ve aynı noktaya getirmek, toplantılar sırasında moderatörlük görevi üstlenmek, iş birliği sürecini idari olarak takip ederek gerekli noktalarda işleyişe etki etmek, sanayi ya da üniversite ekibinde yaşanabilecek sorunları alarak işbirliğinin devamlılığını sağlayacak çözümler üretmek, işbirliğine engel olabilecek tüm problemlerden haberdar olarak bunlara karşı fikirler üretmek veya gerekli mercilere başvurmak, hem sanayi hem de üniversite ekibini sözleşmeler ile korumak, sistemde tarafsız ekip rolü üstlenmek, destekler hakkında sürekli bilgilenerek sanayiciyi uygun desteklere yönlendirmek ve sahada edindiği tecrübeleri bakanlıklara ileterek ilgili iyileştirmelerin yapılmasında aktif görev almak. Sonuç olarak, verimli bir üniversite sanayi işbirliği için HT-TTM gibi üçüncü bir oluşum şarttır ve bu oluşumun ülkemiz ekonomik bağımsızlığı için üstendiği görev çok ciddi olmalıdır. 9 SEKTÖRDEN HABERLER Apple - Samsung Patent Davası Sonuçlandı Uzun süredir devam eden Apple ve Samsung arasında ABD merkezli geniş çaplı patent davası nihayet sonuçlandı. Yeni nesil akıllı modellerini henüz tanıtan Samsung, tazminat ödeyecek! Mahkeme patent ihali nedeniyle Samsung‘un Apple‘a 930 milyon dolar ödemesine karar verirken, Apple’ın Samsung cihazların satışının yasaklanması talebini reddetti. Yani Samsung ceza ödeyecek, ancak ürünlerini ABD’de özgürce satmaya devam edecek. İlk olarak 2012 yılında başlayan geniş çaplı patent davasında ilk tahminler Samsung’un 1.05 milyar dolar ödeyeceği yönünde olmuş, ancak Samsung’un itirazı sonucu bu rakam 929 milyon dolara indirgenmişti. Şimdi ise tamamen kapatılan davada Samsung 930 milyon dolar ödeyerek cihazlarını satmaya devam edecek. Ancak iki firma arasındaki patent savaşları tabii ki tamamen bitmedi. Apple, ödemeyi teslim alırken Samsung’un Galaxy S3 ve S4 modellerinde, yine iPhone’a ait bir patenti ihlal ettiği gerekçesiyle yeniden dava açtı. Buluşların Ticarileştirilmesi için Patente Vergi Teşviği Patentli buluşların ticarileştirilmesi ve üretimi için önemli vergi teşvikleri getiren düzenleme yürürlüğe girdi. 6518 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeye göre patent hakkının kiralanması (lisanslanması), devri veya satışı sonucunda elde edilen kazançlar ile patentli buluşun üretime tabi tutularak pazarlanması sonucunda elde edilen kazançların %50’si için kurumlar vergisi veya gelir vergisi alınmayacaktır. Ayrıca lisans ve devir işlemleri de Katma Değer Vergisinden istisna tutulacaktır. 10 Patent veya Faydalı Model Belgesi Şartı 01 Ocak 2015 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanacak olan vergi istisnasından faydalanmak için buluşun ortaya çıkmasındaki Ar-Ge ve yenilik faaliyetinin ve üretimin Türkiye’de gerçekleştirilmiş olması ve buluşların 551 Sayılı KHK kapsamında incelemeli patent belgesi veya araştırma raporu sonucunda faydalı model belgesi almış olması gerekiyor. Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin desteklenmesinin yanı sıra bu desteklerin etkinliğinin artırılması amacıyla buluşların ticarileştirilmesi alanındaki ihtiyaçların giderilmesi de önemli bir unsurdur. Bu bağlamda, 6518 sayılı Kanunla getirilen vergi teşviki düzenlemesinin, ülkemizde buluşların ticarileştirilmesi alanında önemli bir ivme sağlayacağı ve bu yolla ülkemizin rekabet gücünü artıracağı öngörülüyor. Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülmekte olan programlar kapsamındaki projelerde görev alabilme limitlerinde önemli iyileştirmeler yapıldı. Yürütücü olmaya engel idari görevi olmayan diğer idari görevlilerin (*) projelerde görev alabilme limitleri kaldırıldı. Bu görevleri yürüten bilim insanları, hiç bir idari görevi olmayan tam zamanlı bir bilim insanı ile aynı limitlere sahip olacak. (1007 programı hariç).Ayrıca, hiç bir idari görevi olmayan tam zamanlı bir bilim insanının projelerde görev alabilme limitleri de %50 oranında arttırıldı. Akademisyeneler TÜBİTAK destekli (**) üç projede yürütücü veya altı projede araştırmacı veya bir projede yürütücü dört projede araştırmacı veya iki projede yürütücü iki projede araştırmacı olarak yer alabilecek. Bunlara ek olarak, HORIZON 2020 kapsamında proje başvurusu yapmış ve eşik değeri geçmiş olan araştırmacılara ise; 1001/1003/1007 programlarından herhangi birinde bir proje yürütücüsü daha olma hakkı sağlanacak. Uygulama, 01/03/2014 tarihinden sonra proje başvurusunda bulunacak araştırmacılarımız için geçerli olacak. (*) Dekan, Dekan Yrd., Yüksek Okul Müdürü, Yüksek Okul Müdür Yrd., Meslek Yüksek Okul Müdürü, Meslek Yüksek Okul Müdür Yrd., Genel Sekreter, Enstitü Müdürü, Enstitü Müdür Yrd., Bölüm Başkanı, Araştırma Enstitüsü Müdürü, Daire Başkanı, Merkez Müdürü (**) Hızlı destek ve uluslararası projelerdeki görevler hariç Fuarlar • 03.04.2014-06.04.2014 tarihleri arasında İDEX 2014 12. İstanbul Ağız-Diş Sağlığı Cihaz ve Ekipmanları Fuarı İstanbul’da gerçekleşecektir. • 03.04.2014- 06.04.2014 tarihleri arasında EKSPOMED 21. Uluslararası İstanbul Tıbbi Analiz, Teşhis, Tedavi, Koruma ve Rehabilitasyon Ürün, Cihaz, Sistem, Teknoloji, Donanım ve Hastaneler Fuarı gerçekleşecektir. • 03.04.2014-06.04.2014 tarihleri arasında LABTEKMED EURASIA 17. Uluslararası İstanbul Medikal Laboratuvar Teknoloji, Sistem ve Donanımları Fuarı gerçekleşecektir. 11 • 10.04.2014-12.04.2014 tarihleri arasında 7.Uluslararası Solarex İstanbul Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı İstanbul’da gerçekleşecektir. • 24.04.2014-26.04.2014 tarihleri arasında ICCI- 20. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı İstanbul’da gerçekleşecektir. • 02.05.2014-04.05.2014 tarihleri arasında İlaç Eczacılık Fuarı ve Kongresi İstanbul’da gerçekleşecektir. • 15.05.2014-18.05.2014 tarihleri arasında Ansaf’14 Ankara 3. Sanayi Fuarı gerçekleşecektir. • 04.06.2014-06.06.2014 tarihleri arasında CPHI İstanbul 2014 1. İlaç Bileşenleri Fuarı gerçekleşecektir. • 12.06.2014-14.06.2014 tarihleri arasında REW İstanbul 2014 10. Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Fuarı İstanbul’da gerçekleşecektir. Fon Programları: • Horizon 2020 Biyoteknoloji 2014-2015 Çağrısı, Horizon 2020 Gıda, Tarım, Denizcilik ve Biyoekonomi 2014-2015 Çağrısı, Horizon 2020 Sağlık Demografik Değişim ve Refah 2014-2025 Çağrısı açıldı. • TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı I. Dönem başvuruları online 28 Mart, Basılı Kopya 4 Nisan olarak belirlendi. • Ankara Kalkınma Ajansı 2014 yılı teklif çağrısı kapsamında “İleri Teknolojilerde İhracat Odaklı Kalkınma Mali Destek Programı” (Referans No:TR51/14/İLTEK) ve “Sosyal Kalkınma Altyapısının Güçlendirilmesi Mali Destek Programı” (Referans No:TR51/14/ SOSKA) olmak üzere iki ayrı mali destek programı açtı. Tel: 312 227 03 22 [email protected] [email protected] 8
© Copyright 2024 Paperzz