T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI FAZ DEĞİŞİMLİ ENERJİ DEPOLAMA MADDELERİNDE ISIL İLETKENLİĞİN ZENGİNLEŞTİRİLMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan: Ali KARAİPEKLİ Danışman: Doç. Dr. Ahmet SARI TOKAT–2006 FAZ DEĞİŞİMLİ ENERJİ DEPOLAMA MADDELERİNDE ISIL İLETKENLİĞİN ZENGİNLEŞTİRİLMESİ ALİ KARAİPEKLİ YÜKSEK LİSANS TEZİ KİMYA ANABİLİMDALI TOKAT – 2006 i ÖZET FAZ DEĞİŞİMLİ ENERJİ DEPOLAMA MADDELERİNDE ISIL İLETKENLİĞİN ZENGİNLEŞTİRİLMESİ ALİ KARAİPEKLİ Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 62 sayfa Danışman: Doç. Dr. Ahmet SARI Jüri: Prof. Dr. Adem ÖNAL Jüri: Prof. Dr. Gazanfer ERGÜNEŞ Jüri: Doç. Dr. Ahmet SARI Enerjiyi gizli ısı halinde depolayan sistemlerin enerji verimliliğini etkileyen faktörlerden biride faz değişim maddesinin (FDM) ısıl iletkenliğidir. Bu nedenle, yüksek erime gizli ısısına ve uygun erime sıcaklığına sahip fakat ısıl iletkenliği düşük bir FDM’nin bu tip sistemlerde kullanılmadan önce ısıl iletkenliğinin arttırılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmada, ısıl iletkenlik arttırıcı olarak genişletilmiş grafit (GG) ve karbon fiber (Kf)’in gizli ısı enerji depolama (GIED) maddeleri olarak parafin ve stearik asidin (SA) ısıl iletkenliği üzerine etkisi incelendi. Parafin ve SA içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%2, 4, 7 ve 10) GG ve Kf ilave edildi. Hazırlanan parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımlarının ısıl iletkenlikleri sıcak tel metoduyla ölçüldü. İlave edilen GG ve Kf ile ısıl iletkenlik artışı arasında doğrusal bir ilişkinin olduğu bulundu. Kütlece %10 GG ve %10 Kf ilavesiyle, parafin (0.22W/(mK)) ve SA’nın (0,29W/(mK)) ısıl iletkenliği sırasıyla, %272,7, 266,6, 227,35 ve 217,2 oranında arttırıldı. Parafin ve SA’ya GG ve Kf ilavesiyle ısıl iletkenlikte meydana gelen artış saf parafin ve saf SA’nın erime ve katılaşma süreleri ile kompozit FDM’ler içerisindeki parafin ve SA’nın erime ve katılaşma süreleri mukayese edilerek test edildi. Ayrıca, ilave edilen GG ve Kf’in parafin ve SA’nın erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları üzerine etkisi diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) tekniği kullanılarak ölçüldü. Deneysel bulgulara dayanarak, özellikle %10 oranında GG ve Kf ilaveli söz konusu kompozit FDM’lerin erime gizli ısılarında önemli bir azalma olmaksızın ısıl iletkenliklerinin önemli derecede arttırıldığı söylenebilir. Anahtar kelimeler: Parafin, Stearik asit (SA), Genişletilmiş grafit, Karbon fiber, Kompozit FDM, Isıl iletkenlik, Gizli ısı depolama. ii ABSTRACT THERMAL CONDUCTIVITY ENHANCEMENT OF PHASE CHANGE ENERGY STORAGE MATERIALS ALİ KARAİPEKLİ Gaziosmanpaşa University Graduate School of Natural and Applied Science Department of Chemistry Science Master Thesis, 62 pages Supervisor: Associate Prof. Dr. Ahmet SARI Jury: Prof. Dr. Adem ÖNAL Jury: Prof. Dr. Gazanfer ERGÜNEŞ Jury: Associate Prof. Dr. Ahmet SARI Thermal conductivity of phase change material (PCM) is one of the factors, which affect energy efficiency of latent heat energy storage system. Therefore, the enhancement of thermal conductivity of PCM which have suitable melting temperature and high latent heat of fusion but low thermal conductivity is important for these type systems. In this regard, in this study the influences of expanded graphite (EG) and carbon fiber (CF) as thermal conductivity promoters on thermal conductivity improvement of paraffin and stearic acid (SA) as latent heat energy storage (LHES) materials have been investigated. EG and CF in different weight combination ratios (2, 4, 7 and 10%) were added to paraffin and stearic acid. Thermal conductivities of the prepared paraffin/EG, paraffin/CF, SA/EG and SA/CF composite mixtures were measured by hot-wire method. A linear relationship between EG and CF loaded to the PCMs and the increased thermal conductivity was found. The thermal conductivity of paraffin (0,22 W/(mK)) and stearic acid (0,29W/(mK)) were increased by 272,7, 266,6, 227,35 and 217,2% by loading 10wt% EG and 10wt% CF, respectively. The improvement occurred in thermal conductivity of the paraffin and stearic acid with addition of EG and CF was experimentally tested by comparing melting and solidifying times of paraffin and stearic acid in the composite PCMs with that of pure paraffin and stearic acid. Furthermore, the effects of added EG and CF on the melting temperature and latent heat of fusion of the paraffin and stearic acid were investigated by using differential scanning calorimeter (DSC) technique. Based on the experimental results, especially it can be concluded that thermal conductivities of composite PCMs with loading 10 wt % EG and 10 wt % CF were significantly enhanced without significant lost of latent heat of fusion of the PCMs. Key words: Paraffin, Stearic acid (SA), Expanded graphite, Carbon fiber, Composite PCM, Thermal conductivity, Latent heat storage. iii TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerini benden esirgemeyen, büyük ilgi ve anlayışıyla her türlü problemin üstesinden gelmemde bana yardımcı olan, sabırla beni dinleyip olumlu yönlendirmeleriyle yanımda olan danışman hocam Doç. Dr. Ahmet SARI’ya en içten teşekkürlerimi sunarım. Ders ve tez dönemlerinde bana katkılarını esirgemeyen bölümdeki bütün hocalarıma, araştırma görevlilerine ve öğretim görevlilerine teşekkür ederim. Deneysel çalışmaların yapılmasında ve çalışmanın her safhasında yardım ve desteklerini esirgemeyen yüksek lisans öğrencisi Murat AKÇAY’a yardımlarından dolayı en içten teşekkürlerimi bir borç bilirim. Bu tez çalışmasında DSC ölçümleri esnasında yardımlarını esirgemeyen Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim üyeleri Doç. Dr. Orhan UZUN’a, Yrd. Doç. Dr. Uğur KÖLEMEN’e ve Arş. Gör. Fikret YILMAZ’a teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, hayatımın her safhasında maddi-manevi, destek, anlayış, sevgi ve dualarını eksik etmeyen aileme teşekkürlerimi sunarım. Ali KARAİPEKLİ Tokat, 2006 iv İÇİNDEKİLER ÖZET ..............................................................................................................................i ABSTRACT....................................................................................................................ii TEŞEKKÜR ...................................................................................................................iii İÇİNDEKİLER ..............................................................................................................iv ŞEKİLLER LİSTESİ ....................................................................................................vi ÇİZELGELER LİSTESİ ..............................................................................................viii SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ..............................................................ix 1. GİRİŞ ..........................................................................................................................1 2. LİTERATÜR ÖZETLERİ........................................................................................4 2.1. Enerji Depolama Tipleri ........................................................................................4 2.1.1. Duyulur Isı Depolama .........................................................................................5 2.1.2. Gizli Isı Depolama................................................................................................7 2.2. GIED Sistemlerinde Kullanılan FDM’ler.............................................................8 2.2.1. Tuz Hidratlar .......................................................................................................10 2.2.2. Parafinler..............................................................................................................12 2.2.3. Parafin Olmayan Organik Katılar.....................................................................15 2.2.3.1. Yağ Asitleri........................................................................................................15 2.2.4. Ötektik Karışımlar ..............................................................................................18 2.2.4.1. Tuz Hidrat Ötektik Karışımlar .......................................................................18 2.2.4.2. Yağ Asidi Ötektik Karışımları.........................................................................19 2. 3. GIED Sistemlerinde Isı Transfer Arttırılması İçin Kullanılan Yöntemler ......21 2.4. GIED Sistemlerinde FDM’nin Isıl iletkenliğinin Arttırılması............................24 3. MATERYAL ve METOT .........................................................................................26 3.1. Deneysel Çalışmalarda Kullanılan Maddeler ......................................................26 3.2. Deney Düzenekleri ..................................................................................................27 3.2.1. Isıl İletkenlik Ölçüm Hücresi..............................................................................30 3.2.2. Enerji Depolama Ünitesi .....................................................................................30 3.2.3. Güç Kaynağı.........................................................................................................31 3.2.4. Veri Toplayıcı.......................................................................................................32 v 3.2.5. Termoçift ..............................................................................................................32 3.2.6. Sıcaklık Banyoları ve Diğer Elemanlar .............................................................32 3.3. Isıl İletkenlik Ölçümü İçin Sıcak Tel (Hot-Wire) Metodu..................................33 3.3.1. Metodun Tanımı ..................................................................................................33 3.4. Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (DSC) Tekniği ............................................36 3.5. Deneyler ...................................................................................................................38 3.6. Kompozit FDM’lerin Erime-Katılaşma Sürelerinin Belirlenmesi.....................39 4. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME ...................................................................40 4.1. Parafin ve Stearik Asidin (SA) Genişletilmiş Grafit (GG) ve Karbon Fiber (Kf) İle Uygunluğu .........................................................................40 4.2. Isıl İletkenlik Ölçüm Sonuçlarının Değerlendirilmesi.........................................41 4.3. Kompozit FDM’lerin Erime ve Katılaşma Süreleri ............................................47 4.3.1. Saf Parafin, Parafin/GG ve Parafin/Kf Kompozit Karışımlarının Erime ve Katılaşma Süreleri...............................................................................47 4.3.2. Saf SA, SA/GG ve SA/Kf Kompozit Karışımlarının Erime Sürelerinin Belirlenmesi ..........................................................................49 4.4. Parafin/GG Karışımlarının DSC Isıl Analizleri ..................................................51 4.5. SA/GG Karışımlarının DSC Isıl Analizleri ..........................................................53 5. SONUÇ VE ÖNERİLER...........................................................................................55 KAYNAKLAR ...............................................................................................................57 ÖZGEÇMİŞ ...................................................................................................................62 vi ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil Sayfa 2.1. Bazı maddelerin birim ünite başına enerji depolama kapasiteleri .............................8 2.2. GID için kullanılan FDM’lerin sınıflandırılması.......................................................10 2.3. Isıl iletkenlik arttırmada kullanılan çeşitli ısıl iletkenlik arttırıcılar ..........................23 3.1. Çalışmalarda kullanılan maddelerin fotoğraf görüntüleri..........................................26 3.2. Isıl iletkenlik ölçümlerinin yapıldığı deney düzeneğinin şematik görünümü............28 3.3. Isıl iletkenlik ölçüm düzeneğinin fotoğraf görüntüsü................................................28 3.4. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan düzeneğin şematik görünümü ...................................................................29 3.5. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan düzeneğin fotoğraf görüntüsü ...................................................................29 3.6. Isıl iletkenlik ölçümlerinin yapıldığı hücrenin fotoğraf görüntüsü............................30 3.7. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan enerji depolama sisteminin fotoğraf görüntüsü .........................................................31 3.8. Tipik sıcaklık artış eğrisi (a) ideal eğri (b) ideal olmayan eğri..................................35 3.9. Deneysel cihazın şematik gösterimi ..........................................................................36 4.1. Kompozit karışımların fotoğraf görüntüsü (a) saf parafin, (b) parafin/%4GG kompozit karışımı (c) parafin/%4 Kf kompozit karışımı...........................................40 4.2. Saf SA’nın ısıl iletkenlik ölçümü için kalibrasyon grafikleri ....................................41 4.3. Parafin içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) GG ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler ......................................................................................43 4.4. Parafin içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) Kf ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler.......................................................................................43 4.5. SA içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) GG ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler.......................................................................................44 4.6. SA içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) Kf ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler.......................................................................................44 4.7. İlave edilen GG ve Kf’in hacimce yüzdesine göre parafinin ısıl iletkenliğindeki artış.............................................................................................46 vii 4.8. İlave edilen GG ve Kf’in hacimce yüzdesine göre SA’nın ısıl iletkenliğindeki artış.............................................................................................46 4.9. Saf parafin, parafin/%4 GG ve parafin/%10 GG karışımı için erime eğrileri ..........48 4.10. Saf parafin, parafin/%4 GG ve parafin/%10 GG karışımı için katılaşma eğrileri ....48 4.11. Saf parafin, parafin/%4 Kf ve parafin/%10 Kf karışımı için katılaşma eğrileri .......49 4.13. Saf SA, SA/%4 GG ve SA/%10 GG karışımları için erime eğrileri.........................50 4.14. Saf SA, SA/%4 Kf ve SA/%10 Kf karışımları için erime eğrileri............................51 4.15. Saf parafin ve parafin/%10 GG kompozit karışımı için DSC eğrileri.......................52 4.16. Saf SA ve SA/%10 GG kompozit FDM’nin DSC eğrisi ...........................................54 viii ÇİZELGELER LİSTESİ Çizelge Sayfa 2.1. Bazı duyulur ısı depolama maddelerinin 300 K sıcaklığındaki ısıl-fiziksel özelikleri ...................................................................................................................6 2.2. Bazı tuz hidratların erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları......................................11 2.3. Parafinlerin erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları..................................................14 2.4. Yağ asitlerinin erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları.............................................17 2.5. Bazı inorganik ötektik karışımlar .............................................................................19 2.6. Yağ asidi ötektik karışımlarının ısıl-fiziksel özellikleri ...........................................20 3.1. Deneysel çalışmalarda kullanılan faz değişim maddeleri.........................................27 3.2. Isıl iletkenliği arttırmak için kullanılan maddelerin bazı ısıl-fiziksel özellikleri......27 3.3. DSC analiz cihazının teknik özellikleri ve ısıl analiz şartları...................................37 4.1. Saf parafin, saf SA, parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları için ölçülen ısıl iletkenlikleri ..................................................................42 4.2. Saf parafin ve parafin/GG karışımlarının ölçülen erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları .......................................................................................................53 4.3. Saf SA ve SA/GG karışımlarının ölçülen erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları ...54 ix SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ Simgeler Te FDM’nin erime sıcaklığı (oC) X Mol kesri (birimsiz) HE Erime gizli ısısı (kJ.kg-1) ΔT Sıcaklık farkı (oC) m Kütle (g) wt % Ağırlıkça yüzde miktar qd Depolanan ısı To Başlangıç sıcaklığı (oC) Ts Son sıcaklık (oC) q Isı akışı ρ Yoğunluk(kg/m3) γ 0,5772 değerine sahip Euler sabiti c eγ =1,781 Euler sabiti üssü µ Deneysel parametre α Isıl yayılım (m2/s) Ck Katı haldeki özgül ısı (J/kgK) Cs Sıvı haldeki özgül ısı (J/kgK) Cp Sabit basınçtaki özgül ısı (kJ/kgoC) T Sıcaklık (oC) Qı Ünite uzunluğu için elektrik gücü (W/m) V Gerilim (V) I Akım (A) L Sıcak tel uzunluğu (m) r Doğrusal kaynaktan uzaklık (m) t Zaman (s) XKf Karbon fiberin hacimce yüzdesi (%) XGG Genişletilmiş grafitin hacimce yüzdesi (%) x K Isıl iletkenlik (W/mK) KFDM Faz değişim maddesinin ısıl iletkenliği (W/mK) Kc Kompozit FDM’nin ısıl iletkenliği (W/mK) Kısaltmalar FDM Faz değişim maddesi IED Isıl enerji depolama GID Gizli ısı depolama GIED Gizli ısı enerji depolama GG Genişletilmiş grafit Kf Karbon fiber e.n Erime noktası (oC) DSC Diferansiyel taramalı kalorimetri FT-IR Fourier Transform Infrared KA Kaprik asit LA Laurik asit SA Stearik asit PVC Poli (vinil klorür) YGG Yüzeyi genişletilmiş grafit 1 1. GİRİŞ 21. Yüzyıla girerken, artan nüfus ve sanayileşmeden kaynaklanan enerji gereksinimi ülkemizin kısıtlı kaynaklarıyla karşılanamamakta, enerji üretimi ve tüketimi arasındaki açık hızla büyümektedir. Bu durumda, mevcut enerji kaynaklarımızdan daha etkili bir biçimde yararlanmak giderek artan bir önem kazanmaktadır. Enerji talebindeki hızlı artışın karşılanmasında, yenilenebilir enerji kaynaklarından en etkin biçimde yararlanılması amacıyla enerjinin verimli bir şekilde depolanması ve ihtiyacı karşılayacak en uygun dönüşümlerin geliştirilmesi yararlı olacaktır. Enerji ihtiyacının büyük bir kısmının karşılanmasında kullanılan geleneksel enerji üretim yöntemleri bugün çevre kirliliğinin önemli nedenlerinden biridir ve bu yöntemlerde kullanılan fosil yakıtların tüketiminin, çevre konusundaki uluslararası taahhütler nedeni ile azaltılması gündemde olan bir konudur. Ayrıca, fosil yakıtların bir süre sonra tükeneceği gerçeği de bilinmektedir. Bütün gelişmiş ülkeler çevre dostu, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmaya olağanüstü bir önem vermektedir. Yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları olarak isimlendirilen bu alternatif kaynaklardan yararlanılması, bugüne kadar arzulanan düzeye ulaşamamıştır. Bununla birlikte, jeotermal, pasif güneş, rüzgâr ve modern biokütle enerjisi teknolojileri, bugün dünya enerji pazarlarında yer almaya başlamıştır. Yeraltında ısıl enerjinin depolanması, özellikle gelişmiş ülkelerde hızlı bir yaygınlaşma sürecine girerken, güneş enerjisini depolama teknolojisinde yoğun araştırmaların sürdürüldüğü gözlenmektedir (Tübitak, 2003). Bu yönüyle gelecek yüzyıl, diğer tükenmez ve temiz enerji kaynakları kullanımında atılım yapılacak bir yüzyıl olma görünümündedir. Bu enerji kaynakları güvenli olup yaygın olarak kullanılabilirler ve ileri teknoloji gerektirmemektedirler. Ayrıca, kullanımları sırasında hiçbir çevre kirliliğine neden olmazlar ve tükenmeyen enerji kaynakları oluşları, dışa bağımlı olmayışları ve işletme masraflarının düşük olması gibi avantajlarının yanında, 2 yatırım maliyetlerinin yüksek olması ve geniş alanlara ihtiyaç göstermesi gibi dezavantajları da vardır. Enerjinin depolanması, bir yandan enerjinin kullanıldığı alanlarda oluşan atık enerjiyi depolama (örneğin sanayi ve endüstrideki atık ısının depolanması gibi), diğer yandan yalnız belirli zamanlarda enerji verebilen (örneğin güneş enerjisi gibi) yenilenebilir enerji kaynaklarının enerjisini depolayarak, enerji temin zamanı ile talebi arasında doğabilecek farkı gidermeyi amaçlamaktadır. Enerji depolama, enerji sistemlerinin performansını düzenler ve verimini artırır. Özellikle, enerjinin depolanması ile yardımcı enerji kaynağına duyulan ihtiyaç azaltılır. Böylece, değerli olan fosil yakıt rezervleri (kömür, petrol ve doğal gaz gibi) muhafaza edilmiş olur. Yukarıda yapılan açıklamalardan, enerji depolamanın önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Enerji depolama, özellikle teknoloji uzmanlarının ve bilim adamlarının günümüzde en yoğun uğraştıkları konuların başında gelmektedir. Bu konu üzerine yapılan çalışmaların temel amacı, enerjinin en verimli şekilde depolanması ve ihtiyacı karşılayabilecek en uygun dönüşümün geliştirilmesidir. Enerjinin en verimli şekilde depolanması ve etkin bir biçimde kullanılmasında verimli, ekonomik ve güvenli bir enerji depolama metodu önemli bir rol oynamaktadır. Enerji mekanik, elektrik, kimyasal ve ısıl enerji depolama gibi farklı şekillerde depolanabilir. Bu enerji depolama yöntemleri arasında en verimli ve ekonomik olanı ısıl enerji depolama yöntemidir. Isıl enerji depolamada enerji; duyulur ve gizli olmak üzere iki şekilde depolanabilir. Gizli ısı depolama; yüksek ısı depolama yoğunluğu ve küçük sıcaklık aralığında ısı yükleme ve boşaltma özelliklerinden dolayı ısıl enerji depolama yöntemleri arasında en cazip olan metottur. Gizli ısı depolama sistemlerinde enerji, bir faz değişim maddesi (FDM)’nin erimesi esnasında depolanır ve soğuması esnasında da geri kazanılır. Faz değişimi yoluyla enerji depolama konusunda yapılan çalışmaların büyük bir kısmı, yeni tip FDM’lerin geliştirilmesi ve bunların farklı iklim şartlarına göre ısıl enerji depolama (IED) için ısıl karakteristiklerinin iyileştirilmesi üzerine odaklanmıştır. Düşük 3 sıcaklıkta ısıl enerji depolayan maddeler içerisinde yağ asitleri ve parafinler diğer FDM’lere kıyasla birçok üstün özelliklere sahiptirler. Bu özellikler; ısıtma ve soğutma amaçlı ısı depolama için uygun faz değişim sıcaklığı, yüksek gizli ısı depolama kapasitesine sahip olma, aşırı soğuma davranışı, faz ayrımı göstermeme ve depolandığı kapta (eğer metal ise) korozyon oluşturmama, kolay temin edilebilme, iyi bir ısıl ve kimyasal kararlılığa sahip olma şeklinde sıralanabilir. Parafin (e.n: 42-44°C) ve stearik asit (SA, e.n: 69,1°C) gizli ısı depolama maddeleri olarak yukarıda belirtilen tüm özelliklere sahiptirler. Ancak, bu maddelerin düşük ısıl iletkenliğe sahip olmaları erime-katılaşma işlemleri süresince ısı depolama/boşaltma hızlarının düşük olmasına neden olur ve bu durum IED sisteminin performansını azaltır. Düşük ısıl iletkenliğe sahip olmaları bu maddelerin IED sistemlerinde etkin kullanımlarını kısıtlamaktadır. Bu nedenle düşük ısıl iletkenlik problemi iklim şartlarına göre binaların aktif veya pasif yolla ısıtılması, elektronik cihazların soğutulması gibi IED uygulamalarında enerjiyi faz değişimi yoluyla depolayan bu maddelerin kullanımına engel teşkil etmektedir. Bu yüzden, bu maddelerden daha etkin bir şekilde yararlanabilmenin yolu, ısıl iletkenliklerinin iyileştirilmesidir. Bu çalışmada, güneş enerjisiyle pasif yolla bina ve seraların ısıtılması ve konutlarda su ısıtma gibi bazı ısıl uygulamalarda gerekli enerjinin depolanması için yüksek ısıl iletkenliğe sahip parafin/genişletilmiş grafit (GG), parafin/karbon fiber (Kf), SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımlarının hazırlanması ve ısıl özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Böylece, ısıl iletkenliği zenginleştirilmiş olarak hazırlanan bu kompozit karışımlar IED konusundaki literatüre kazandırılmış olacaktır. 4 2. LİTERATÜR ÖZETLERİ 2.1. Enerji Depolama Tipleri Enerjinin insan hayatındaki vazgeçilmezliği insanları yeni arayışlara zorlamıştır. Yapılan çalışmaların başlıca amacı; enerjinin en verimli şekilde depolanması ve ihtiyacı karşılayacak en uygun dönüşümün geliştirilmesidir. Enerji depolama tanımı ve enerjinin çeşitli şekillerde depolanması önemli uygulamalardan biridir ve bu konuda kapsamlı araştırmalar yapılmaktadır. Genel olarak enerji aşağıda belirtilen şekillerde depolanabilir (Kılkış ve Kakaç, 1989; Dinçer, 2002; Yang, 1989). • Kimyasal o Termokimyasal o Fotokimyasal o Sentetik yakıtlar o Elektrokimyasal (Bataryalar ve yakıt hücreleri) • Elektriksel o Kapasitör o Süperiletken manyetik enerji depolama • Mekaniksel o Sıkıştırılmış hava ile enerji depolama o Flywheel (mekanik bataryalarda) enerji depolama o Hidrolik akümülatör • Potansiyel o Hidro elektrik • Isıl enerji depolama o Duyulur ısı depolama o Gizli ısı depolama Enerji depolama yöntemleri arasında en verimli ve ekonomik olanı IED yöntemidir. Bu yöntem duyulur ve gizli ısı depolama olmak üzere ikiye ayrılır. a) Duyulur ısı depolama (sıvılar, katılar) b) Gizli ısı depolama (katı-katı, katı-sıvı, katı-gaz, sıvı-sıvı, sıvı-gaz) 5 Faz değişimli bir enerji depolama sisteminde kimyasal bir değişme meydana gelmiyorsa termodinamiğin birinci kanununa göre sabit basınçta ısıl enerji depolama Te Ts To Te q d = ∫ C k dT + H E + ∫ C s dT (1) şeklinde yazılabilir. Burada Ck ve Cs (kJ/kgoC) sırasıyla katı ve sıvının sabit basınçtaki özgül ısıları; HE(kJ/kg) erime gizli ısısı, Te(K) erime sıcaklığı, To ve Ts sırasıyla FDM’nin ilk ve son sıcaklığını göstermektedir. Bu eşitliğe göre enerji; 1-Maddenin ısı kapasitesiyle (sıcaklığı arttırılarak) 2-Maddenin erime gizli ısısıyla (sabit sıcaklıkta) depolanmaktadır. Enerjinin maddenin ısı kapasitesinden yararlanılarak depolanmasına duyulur ısı depolama, sabit bir faz geçiş sıcaklığında “faz değişimi yoluyla depolanmasına” gizli ısı depolama denir (Kılıç ve Öztürk,1983; Sharma ve Sagara, 2005). Enerjiyi bu şekilde depolayan maddeler “faz değişim maddesi” olarak adlandırılırlar. 2.1.1. Duyulur Isı Depolama Duyulur ısı depolama; enerjinin katı ya da sıvı haldeki bir maddenin ısı depolama kapasitesinden yararlanılarak depolanmasıdır. Isı depolama maddesinin sıcaklığı arttırılarak enerji duyulur şekilde depolanır. Duyulur ısı depolamada ısı yükleme ve boşaltma işlemi süresince depolama ortamının sıcaklığı değişir. Depolanan ısıl enerji miktarı ortamın özgül ısısına Cp, sıcaklık değişimine ΔT ve depolama maddesinin miktarına (m) bağlıdır. 6 Ts Q = ∫ mC p dT = mC p (Ts − Ti ) = vρC p ΔT (2) Ti Eşitlikde v (m3) maddenin hacmi, ρ (kg/m3) maddenin yoğunluğu ve Cp (kJ/kgK) sabit basınçtaki özgül ısıdır. Eşitlik belli bir hacimde ve ΔT sıcaklık farkında depolanacak ısının miktarı maddenin hacimsel özgül ısısı (ρ.cp) ile orantılıdır (Dinçer ve Dost, 1996). Duyulur ısı depolamada kullanılan maddenin ısı kapasitesinin büyük olması yanında yanma ve alevlenme özelliğinin olmaması, maddenin uzun süre (yaklaşık olarak 10–15 yıl) özelliklerini koruması, zehirli ve korozif olmaması istenir. Aynı zamanda depolama maddesinin kolay elde edilebilir ve ucuz olması gerekir. Elde edilebilme kolaylığı ve ucuzluğu sebebiyle daha çok su veya çakıl taşı tercih edilmektedir. Çizelge 2.1’de bazı duyulur ısı depolama maddelerinin ısıl-fiziksel özellikleri verilmiştir (Dinçer, 2002; Kılkış ve Kakaç, 1989; Yang, 1989). Çizelge 2.1. Bazı duyulur ısı depolama maddelerinin 300 K sıcaklığındaki ısıl-fiziksel özellikleri (Dinçer, 2002; Çengel, 2003) Malzeme Yoğunluk Isı iletim kat. Özgül ısı Isı yayılım kat. Isı kapasitesi (kg/m3) (W/mK) (J/kg K) (10-6m2/s) (106 J/m3K) Odun 721 0,159 1260 0,17 0,91 Beton 1600 0,790 840 0,59 1,34 Tuğla 1920 0,900 790 0,59 1,52 Cam 2710 0,760 837 0,33 2,27 Alüminyum 2702 2237,000 903 97,13 2,44 (Mn≤%1,Si<%0,1) 7854 60,500 434 17,75 3,41 Saf demir 7870 80,200 447 22,80 3,52 Çakıl taşı 2050 1,730 1840 0,46 3,77 Su 996 0,615 4178 0,15 4,16 Karbon çeliği 7 2.1.2. Gizli Isı Depolama Gizli ısı depolama; sabit bir sıcaklıkta maddenin faz değişimi süresince iç enerjindeki artışla birlikte ile birlikte ısı enerjisi depolamasına denir. Maddenin katı-katı, katı-sıvı, katı-gaz, sıvı-sıvı ve sıvı-gaz şeklindeki faz değişimi süresince enerji, gizli ısı olarak absorplanır ya da salıverilir. Katı-gaz ve sıvı-gaz geçişleri daha yüksek gizli ısı değerine sahiptir fakat faz geçişi esnasında büyük hacim değişiminin meydana gelmesi yüksek basınca dayanıklı kapların kullanılmasını gerektirdiği için bu tip faz geçişleri yoluyla IED sınırlı konuma sahiptir. Faz değişimi sırasında hacimdeki büyük değişim sistemin dizaynını oldukça karmaşık yapar. Sıvı-sıvı dönüşümlerinde depolanabilecek enerji çok azdır. Katı-katı geçişlerinde; madde bir kristal yapıdan başka bir kristal yapıya dönüşürken ısı depolar. Bu geçiş genellikle katı-sıvı geçişinden daha küçük gizli ısı değerine ve hacim değişimine sahiptir (Wang ve ark., 2000; Pillai ve Brinkwarth, 1976). Katı-katı dönüşümleri sıvı-gaz dönüşümleri ile mukayese edildiğinde daha küçük gizli ısı değerine sahiptirler. Katı-sıvı geçişleri ekonomik bakımından ısı depolama sistemleri için en uygun faz değişim tipidir. Ayrıca, bu faz değişimi esnasında hacim değişimi (% 10 veya daha az) oldukça küçüktür. FDM’li bir gizli ısı enerji depolama (GIED) sisteminin enerji depolama kapasitesi Te Ts To Te Q = ∫ mC p dT + mH E + ∫ mC p dT [ ] (3) = m H E + C k (Te − Ti ) + C s (Ts − Te ) Bu ifadede Ck ve Cs (kJ/kgK) sırasıyla katı ve sıvı fazın sabit basınçtaki özgül ısıları; To (K) başlangıç sıcaklığı, Te (K) erime sıcaklığı ve Ts (K) son sıcaklık ve HE(kJ/kg) erime gizli ısısıdır. Bu eşitlikteki birinci ve üçüncü terim FDM’nin duyulur ısısını, ikinci terim ise, erime gizli ısısını ifade eder. 8 Gizli ısı depolama sistemleri; duyulur ısı depolama sistemleri ile karşılaştırıldığında önemli iki avantaja sahiptirler. (i) Birim kütle ve birim hacim başına daha yüksek enerji depolama yoğunluğuna sahip olmalarıdır (Şekil 2.1.). (ii) Enerji depolama ve boşaltma işlemi için sabit sıcaklıkta gerçekleşmesidir (Sharma ve Sagara, 2005). ΔT = 15 K Su Taş Odun Plastik FDM Şekil 2.1. Bazı maddelerin birim ünite başına enerji depolama kapasiteleri 2.2. GIED Sistemlerinde Kullanılan FDM’ler Uygun bir sıcaklık aralığında faz değişimine uğrayan maddeler ısı enerjisini depolamak için kullanılabilirler. Ortam sıcaklığı arttığı zaman FDM faz değişimine (katısıvı) uğrar. Faz değişim işlemi endotermiktir ve FDM, bu süreçte ısı absorplar. Faz değişim sıcaklığına ulaşıldığı zaman erimeye başlar ve bu işlem tamamlanıncaya kadar sıcaklık sabit kalır. Madde faz değişim işlemi (erime) esnasında enerjiyi gizli ısı olarak depolar. Katı-sıvı faz değişimi yoluyla 0-100 oC sıcaklık aralığında GID uygulamaları için uygun birçok organik ve inorganik türde uygun FDM’ler mevcuttur. Bu FDM’ler Şekil 2.2’deki gibi sınıflandırılabilirler. IED sistemlerinin dizaynında kullanılacak ısı depolama maddelerinin istenilen bazı termodinamik, kinetik ve kimyasal özelliklere sahip olmaları gerekmektedir (Hale ve ark., 1971; Garg ve ark., 1985; Budhi ve Sawhney, 1994). Ayrıca, 9 bu maddeler ekonomik olarak cazip ve kolay temin edilebilir olmalıdırlar. FDM’lerde istenilen özellikler şöyle sıralanabilir: (A) - Isıl-fiziksel özellikler • İstenilen sıcaklık aralığında erime sıcaklığına sahip olmalı • Birim hacim ya da kütle başına yüksek erime gizli ısısına sahip olmalı • Duyulur ısı depolamaya ek olarak yüksek özgül ısıya sahip olmalı • Yüksek ısıl iletkenliğe sahip olmalı • Depolama kabı problemini azaltmak için çalışma sıcaklığında düşük buhar basıncına sahip olmalı ve faz değişiminde küçük hacim değişimi göstermeli • Düzenli erime ve katılaşma davranışı göstermeli (B) - Kinetik Özellikler • Sıvı fazın aşırı soğumasını önlemek için çekirdekleşme hızı yüksek olmalı • Isının hızlı geri kazanımı için kristal büyüme hızı yüksek olmalı (C) - Kimyasal Özellikler • Kimyasal kararlılık göstermeli • Tamamen tersinir erime/katılaşma dönüşümüne sahip olmalı • Çok sayıda erime/katılaşma dönüşümünden sonra kimyasal kararlılık göstermeli • Yapı malzemelerine karşı korozif olmamalı • Toksik, yanıcı ve patlayıcı olmamalı (D) - Ekonomik Özellikler • Kolay temin edilebilir olmalı • Düşük maliyete sahip olmalı 10 Şekil 2.2. GID için kullanılanFDM’lerin sınıflandırılması (Zalba ve ark., 2003) 2.2.1. Tuz Hidratlar Tuz hidratlar M.nH2O formülü ile karakterize edilirler ve M burada bir inorganik bileşiktir. Tuz hidratlar ısı depolama yoğunluklarından dolayı ısı depolama maddelerinin önemli bir sınıfını oluştururlar. Çizelge 2.2’de bazı tuz hidratların ısıl-fiziksel özellikleri verilmiştir. Bu maddelerin FDM olarak kullanılmaları sırasında karşılaşılan en büyük problem düzensiz erime davranışı göstermeleridir. Erime esnasında yoğunluk farkından dolayı katı faz depolama kabının alt kısmında birikir. Bu nedenle özel önlemler alınmazsa katılaşma işlemi süresince katı faz gerçek tuz hidratı oluşturmak için doygun çözelti ile birleşemez. Tuz hidratların kullanımı sırasında karşılaşılan diğer bir problem, sıvı tuz hidratın aşırı soğumasına neden olan düşük çekirdekleşebilme özelliğidir. Uygun önlemler alınarak aşırı soğuma önlenebilir ya da azaltılabilir. 11 Çizelge 2.2. Bazı tuz hidratların erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları (Lane, 1983; Abhat, 1983; Garg ve ark., 1985; Buddhi ve Sawhney, 1994; Hale ve ark., 1971; Sharma, 1999) FDM Erime Yoğunluk Isıl Gizli ısı Erime sıcaklığı (kg/m3) iletkenlik (kJ/kg) davranışı (oC) KF.4H2O K2HO4.4H2O (W/mK) 18 - - 330 Düzenli 18,5 144720C - 231 - 170-192 Düzensiz 145518C 14806C CaCl2.6H2O 29-30 156232C 24C 1802 0,56161,2C 23C 1,008 LiNO3.3H2O 30 - - 189-296 Düzenli Na2SO4.10H2O 32 148524C 0,544 251-254 Düzensiz Na2CO3.10H2O 33-36 1442 - 247 Düzensiz Na2HPO4.12H2O 35 1522 - 256-281 Düzensiz Zn(NO3)2.6H2O 36 182836C 0,46439,9C 134-147 Düzenli 193724C 0,46961,2C 206514C K3PO4.7H2O 45 - - 145 - Na2S2O3.5H2O 48 1600 - 209 - CH3COONa.3H2O 58 - - 270-290 Düzensiz Ba(OH)2.8H2O 78 193787C 0,65385,7C 265-280 Düzenli 207024C 0,67898,2C 2180 1,25523C - - Sr(OH)2.8H2O Mg(NO3)2.6H2O 89 89-90 1550 94C 163625C 370 95C 0,490 162-167 Düzensiz Düzenli 0,502110C 0,61137C 0,69955,6C (NH4)Al(SO4).6H2O 95 - - 269 - 12 2.2.2. Parafinler Parafinler, oda sıcaklığında wax kıvamına sahip büyük oranda ağır hidrokarbonlardan oluşan maddelerdir. Kimyasal olarak parafin wax’lar başlıca zincir sonlarında 2-metil grupları gibi düşük miktarda kuvvetli zincire sahip hidrokarbonlardan oluşurlar. CnH2n+2 kimyasal formülü ile karakterize edilen parafinler birbirlerine çok benzer özelliklere sahiptirler. Serideki ilk dört alkan (metan’dan (CH4)-pentan’a (C5H10)) oda sıcaklığında, atmosfer basıncında gazdır. Karbon sayıları C5 ve C15 arasında bulunan parafinler sıvı halde, geriye kalanlar wax’lı katılar halinde bulunurlar. Parafin wax’ın yapısında bulunan n-alkan genellikle %75’in üzerindedir ve bazen %100’e ulaşabilir. Parafinler yapılarında bulunan alkanın zincir uzunluğuna bağlı olarak düz zincirli (n-alkan) ya da dallanmış (izo-alkan) olabilir. Saf parafinler sadece alkanlardan oluşur ve en iyi bilinen parafin oktadekan (C18H38) dır. Alkanların erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları karbon sayısının artmasıyla artar. C14-C40 aralığındaki alkanların erime noktaları 6-80 oC sıcaklık aralığındadır ve bu alkanlar genellikle parafinler olarak adlandırılırlar (Abhat, 1983). Parafinler, yüksek erime gizli ısısına sahip olmaları ve geniş bir sıcaklık aralığı içinde bulunmalarından dolayı gizli ısı depolama maddeleri olarak nitelendirilirler. Bazı parafinlerin özellikleri Çizelge 2.3’de verilmiştir. Parafinler kolaylıkla temin edilebilirler ve genellikle tuz hidratlardan daha pahalıdırlar (Lane, 1983; Hale ve ark., 1971). FDM olarak parafinlerin sahip oldukları üstün özellikler şöyle sıralanabilir. • Erime esnasında faz ayrışması göstermezler. • Kimyasal olarak kararlıdırlar. • Erime noktaları geniş bir sıcaklık aralığı içindedir. • Erime gizli ısıları yüksektir. • Korozif ve toksik özellik göstermezler. • Düşük buhar basıncına sahiptirler. 13 • Aşırı soğuma davranışı göstermezler ve bu nedenle çekirdekleştirici gerektirmezler. • Düşük maliyete sahiptirler. • Kolay temin edilebilirler. • Düşük yoğunluğa sahiptirler. • Erime esnasında küçük hacim değişimi gösterirler. Parafinler istenilen özelliklerinin yanında bazı istenmeyen özelliklere de sahiptirler. Bu dezavantaları; • Düşük ısıl iletkenliğe sahiptirler. • Sabit bir erime sıcaklığına sahip değillerdir. • Yanıcı özelliğe sahiptirler. Sharma ve ark., (1998; 2002) ticari saflıktaki parafin waxların 1500 ısıl dönüşümden sonra kararlı özelliklere sahip olduklarını rapor etmişlerdir. Parafin wax’lar yüksek erime ısısına sahiptirler (Çizelge 2.3). Aşırı soğuma eğilimi göstermedikleri için çekirdekleştirici madde ilavesi gerektirmezler (Lane, 1983; Buddhi ve Sawhney, 1994; Hasnain, 1998; Sharma, 1999). Metal kaplar üzerinde korozyona neden olmazlar ve bu sebeple de GIED sistemlerinde tuz hidratlara göre tercih edilirler (Lane, 1983). 14 Çizelge 2.3. Parafinlerin erime noktaları ve erime gizli ısıları (Lane, 1983; Abhat, 1983; Garg ve ark., 1985; Buddhi ve Sawhney, 1994; Hale ve ark., 1971; Sharma, 1999) Bileşik “C” atomu Erime Yoğunluk Isıl iletkenlik Gizli ısı sayısı Noktası(oC) (kg/m3) (W/mK) (kJ/kg) n-Dodekan 12 -12 750 0,21K - n-Tridekan 13 -6 756 - n-Tetradekan 14 4,5-5,6 771 231 n-Pentadekan 15 10 768 0,17 K n-Hekzadekan 16 18,2 774 n-Heptadekan 17 22 778 n-Oktadekan 18 28,2 814K , 775S 0,35K, 0,149S 245 N-Nonadekan 19 31,9 912K, 769S 0,21K 222 n-Eikosan 20 37 247 n-Heneikosan 21 41 215 n-Dokosan 22 44 249 n-Trikosan 23 47 234 n-Tetrakosan 24 51 255 n-Pentakosan 25 54 238 Parafin wax - 32 785K, 749S 0,514K, 0,224S 251 n-Hekzakosan 26 56 770 0,21 257 n-Heptakosan 27 59 773 236 n-Oktakosan 28 61 910K, 765S 255 n-Nonakosan 29 64 240 n-Triakontan 30 65 252 n-Hentriakontan 31 n-Dotrikontan 32 70 - n-Tritrikontan 33 71 189 K: katı; S: sıvı 930K, 830S 0,21 207 238 215 - 15 Parafinler Çizelge 2.3’den görülebileceği gibi katı halde düşük ısıl iletkenliğe sahiptirler. Düşük ısıl iletkenlik katılaşma dönüşümü süresince yüksek ısı transfer hızı gerektiği zaman bir problem teşkil eder. Velraj ve ark., (1998) bu problemin kanatçıklı kaplar, metalik dolgular kullanılarak yada gizli/duyulur ısı depolama sistemlerinin bir kombinasyonu oluşturularak azalabileceğini rapor etmişlerdir. Tuz hidratların aksine ticari parafinler genellikle sabit bir erime noktasına sahip değillerdir. Parafinler yanıcıdır fakat, bu sorun özel depolama kaplarının kullanılması ile kolaylıkla giderilebilir (Himran ve ark., 1994; Hale ve ark., 1971, Hasnain, 1998). 2.2.3. Parafin Olmayan Organik Katılar Parafin olmayan organik katılar, GID için en geniş FDM kategorisini oluştururlar. Lane (1983; 1989), Abhat (1983) ve Buddhi ve ark., (1994) organik maddeler üzerine yoğun araştırmalar yaparak, enerji depolama için FDM’ler olarak uygun çok sayıda ester, yağ asidi, alkol ve glikol belirlemişlerdir. Parafin olmayan organik katılar farklı özelliklere sahip çok sayıda FDM’den oluşur. Bu maddelerin her biri çok benzer özelliklere sahiptir. Bu maddeler yanıcıdırlar ve aşırı derecede yüksek sıcaklığa, ateşe ya da oksitleyici maddelere maruz bırakılmamalıdırlar. 2.2.3.1. Yağ Asitleri Yağ asitleri, kimyasal formülleri CH3(CH2)2nCOOH şeklinde gösterilen ve parafinler gibi çok benzer karakteristiklere sahip olan organik FDM’lerdir. Yağ asitleri, trigliserit adı verilen yağlardan elde edildiklerinden dolayı bu adı taşırlar. Bütün yağ asitleri bir ucunda bir metil grubu, diğer uçta ise karboksil grubu ihtiva eden uzun hidrokarbon zinciri şeklinde bulunurlar. Düşük karbon sayısına sahip olanlar oda sıcaklığında sıvı halde bulunurken karbon sayıları arttıkça viskoziteleri de artar ve daha yüksek karbon sayılı olanlar katı halde bulunurlar. Düşük karbon sayısına sahip olan yağ asitleri suda çözünürler ve zayıf asit özelliği gösterirler. Bu maddeler sıvı fazda bir adsorban maddenin (polimer, kil vb.) yapısında tutulabilecek kadar yüksek yüzey 16 gerilimine (2-3x10-4 N/m) sahiptirler. Yağ asitlerinin ham maddeleri yenilebilir bitkisel ve hayvansal kaynaklardan elde edilmektedir (Rozanna ve ark., 2004). Yağ asitleri, özellikle tuz hidratlarda görülen problemlerin hiç birini taşımazlar. Ayrıca, enerji depolama için gerekli tüm termodinamik, kinetik, kimyasal ve ısıl kriterlere sahiptirler. Diğer FDM’lerle ile mukayese edildiklerinde sahip oldukları bazı avantaj ve dezavantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir: Avantajları; • Düzenli erime ve katılaşma davranışı gösterirler • Yüksek erime gizli ısısına sahiptirler • Kendiliğinden çekirdekleşebilme özelliğine sahiptirler • Düşük buhar basıncı gösterirler • Erime esnasında faz ayrımı göstermezler • GIED için uygun bir faz değişim sıcaklığına sahiptirler • Faz değişimi esnasında düşük hacim değişimi gösterirler • Tekrarlanan erime/katılaşma dönüşümlerinden sonra iyi ısıl ve kimyasal kararlılık gösterirler • Zehirli değildirler ve kolay temin edilebilirler Dezavantajları; • Düşük ısıl iletkenliğe sahiptirler • Yanıcıdırlar ve maliyetleri diğer FDM’lere kıyasla daha fazladır. Enerji depolama amaçlı kullanılan bazı yağ asitleri ve onların ısıl-fiziksel özellikleri Çizelge 2.4’te gösterilmiştir. 17 Çizelge 2.4. Yağ asitlerinin erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları (Lutton, 1967; Formo ve ark., 1979; Baıley 1950; Ferguson ve Lutton, 1941; Malkin, 1952; Zalba ve ark., 2003; Sharma ve Sagara, 2005) Erime Gizli ısı Isıl iletkenlik Yoğunluk sıcaklığı (oC) (kJ/kg) (W/mK) (kg/m3) Propil palmiat 10 186 - - İzopropil palmiat 11 100 - - 13,5-16,3 - 0,188672,5C 86360C FDM Oleik asit 0,178390C İzopropil stearat Kaprilik asit Butil stearat 14-19 140-142 - - 16 148 0,14939C 90130C 16,3 149 0,14567,7C, 86280C 98113C 0,14820C 103310C - - 19 140 123-200 Vinil stearat Metil palmitat Kaprik asit 17-29 122 - 29 205 - 32 152,7 31,5 153 38,5C 0,153 0,15255,5C, 87845C 88640C, 100424C 0,14940C Metil-12- 42-43 120-126 - - 42-44 178 0,192172,5C 86260C, 100724C hidroksi-stearat Laurik asit 0,185290C Miristik asit Palmitik asit Stearik asit - 86155C 49-51 205 54 187 64 185,4 0,16268,4C 85065C 61 203,4 0,15980,1C 84780C 69 202,5 0,17270C 84870C 60-61 186 84480C 96524C 18 2.2.4. Ötektik Karışımlar Bir ısı depolama maddesinde faz değişimi için istenilen sıcaklık nadiren saf bir maddenin erime sıcaklığı ile çakışır. Bu nedenle, erime sıcaklığını ayarlayacak bir metodu kullanmak gerekir. Bu metot, molekül ağırlığı küçük olan bir FDM’nin molekül ağırlığı yüksek olan FDM’ye istenen mol ya da kütle oranında katılarak ötektik karışım oluşturulması şeklinde tanımlanabilir. Ötektik karışım; kristallenme süresince bileşen kristallerinin bir karışım oluşturduğu, her birinin düzenli olarak eridiği ve katılaştığı iki veya daha fazla bileşenin minimum erime noktalı karışımıdır (Lane, 1989; Sharma, 2005; Sarı ve ark., 2005). Saf bileşenlerden ayrı olarak, spesifik iklim şartlarına uygun erime sıcaklığına sahip ötektikler GIED uygulamaları için kullanılabilirler (Tunçbilek, 2005). Bu amaçla, birçok tuz hidrat ve yağ asidi ötektik karışımlarının ısıl-kimyasal-fiziksel özellikleri detaylı olarak araştırılmıştır. Literatürde en fazla yer alan inorganik ve organik ötektik karışım tipleri aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir. 2.2.4.1. Tuz hidrat Ötektik Karışımlar Tuz hidrat ötektik karışımları literatürde en fazla yer alan ötektik FDM’lerdir. Binaların ısıtılması ve soğutulması, konutlarda sıcak su temini gibi IED amacına uygun erime noktasına ve erime gizli ısısına sahip tuz hidrat ötektik karışımların hazırlanması ve ısıl özelliklerinin belirlenmesine ilişkin literatürde bir çok çalışma vardır (Kimura ve Kai, 1988; 1991; Abhat, 1983; Zalba ve ark., 2003). İncelenen bazı tuz hidrat ötektik karışımları ve ısıl özellikleri Çizelge 2.5’da verilmiştir. 19 Çizelge 2.5. Bazı inorganik ötektik karışımlar (Zalba ve ark., 2003) Karışım Erime Erime gizli Isıl iletkenlik o sıcaklığı ( C) ısısı (kJ/kg) (W/mK) %66,6 CaCl2.6H2O + 25 127 %33,4 MgCl2. 6H2O %48 CaCl2 + %4,3 NaCl + 26,8 188 %0,4 KCl + %47,3H2O %47 Ca(NO3)2.6H2O + 30 136 %53 Mg(NO3)2. 6H2O %60 Na(CH3COO).3H2O 31,5 226 + %40 CO(NH2)2 %61,5 Mg(NO3)2. 6H2O + 52 125,5 0,494 (65 oC) %38,5 NH4NO3 0,515 (88 oC) 0,552 (36 oC) %58,7 Mg(NO3)2. 6H2O + 59 132,2 0,510 (65 oC) %41,3 MgCl2. 6H2O 0,565 (85 oC) 0,678 (38 oC) %66 üre + %33,4 NH4Br 76 161 0,331 (79 oC) 0,324 (92 oC) 0,649 (39 oC) %32,5 LiF + %50,5 NaF + 632 %17 MgF2 Yoğunluk (kg/m3) 1590 1640 1515 (65 oC) 1596 (20 oC) 1550 (50 oC) 1630 (24 oC) 1440 (85 oC) 1548 (24 oC) 2105 (sıvı) 2810 (25 oC) 2.2.4.2. Yağ Asidi Ötektik Karışımları Yağ asitleri diğer FDM’lere kıyasla, üstün bazı ısıl, fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip oldukları için, bu asitlerden oluşturulacak ötektik FDM karışımlarının da benzer özellik göstermesi beklenebilir. Bu sebeple, yağ asidi ötektik karışımları, literatürde en fazla yer alan organik ötektiklerdir. Yağ asitleri ötektik karışımları konusunda literatürde birçok çalışmaya rastlamak mümkündür. Çizelge 2.6’da bazı yağ asidi ötektik karışımları ve ısıl-fiziksel özellikleri verilmiştir. Zhang ve ark., (2001) laurik, palmitik, stearik asit ve bunların ikili sistemlerinin katı-sıvı faz değişimini diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve Fourier Transform Infrared (FT-IR) metotları ile incelediler. İkili sistemler için katı-sıvı faz geçiş sıcaklığını 32,84 ± 0,71 ºC ve erime ısısını 146,5–195,1 J.g-1 aralığında belirlediler. Dimaano ve Escoto, (1998) kaprik asit (%65 mol KA) ve laurik asit (%35 mol LA) karışımını, düşük sıcaklık (soğutma amaçlı) IED sistemleri için uygun bir FDM olarak değerlendirmiştir. Ayrıca, bu asitlerin farklı bileşimlerdeki karışımlarının ısıl özelliklerini 20 DSC analizi ile belirleyerek, mevcut literatür bilgileriyle karşılaştırmışlardır. Kauranen ve ark., (1991) yeni bir metot kullanarak belirli iklim şartlarına göre güneş enerjisinin ısıtma ve soğutma amaçlı depolanması için uygun erime noktasına sahip yağ asidi ikili ötektik karışımları hazırlamış ve karışımların ısıl özelliklerini DSC metoduyla ölçmüşlerdir. Dimaano ve Watanabe, (2002) %65 - %35 (mol) bileşimdeki kaprik - laurik asit ötektik karışımının ısıl performansını inceleyerek bu karışımın yüzey soğutma amaçlı GIED için potansiyel bir FDM olduğunu ifade etmişlerdir. Sarı ve Kaygusuz, (2002) DSC analiz metoduyla laurik asit (LA) - stearik asit (SA) ikili sisteminin ötektik bileşim oranını; %75,5 LA – %24,5 SA (kütlece), ötektik erime sıcaklığını; 37,0oC ve erime gizli ısısını; 182,7 J.g-1 olarak belirlemişlerdir. Ayrıca, bu çalışma grubu bir enerji depolama ünitesi içerisinde depolanan LA-SA ötektik karışımının ısıl ve ısı transfer karakteristiklerini belirleyerek, iklim şartlarına göre yüzey ısıtma ve sera ısıtma uygulamaları için uygun FDM olarak kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Çizelge 2.6. Yağ asidi ötektik karışımlarının ısıl-fiziksel özellikleri (Baran ve Sarı, 2003; Kauranen ve ark., 1991; Zalba ve ark., 2003) Yağ asidi karışımı Bileşim oranı Erime Erime ısısı (J/g) sıcaklığı (°C) (% wt) Yoğunluk (kg/m3) Isıl iletkenlik (W/mK) Kaprik – laurik 61,5 - 38,5 18 148 888 (25oC) 0,164 (39,1oC) 1018 (1oC) 0154 (61,2 oC) Kaprik – miristik 73,5 - 26,5 24 147,7 - - Kaprik – palmitik 75,2 - 24,8 22,1 152 - - Kaprik – stearik 86,6 - 13,4 26,8 160 - - Laurik – miristik 62,6 - 37,4 32,6 156 - - Laurik – palmitik 64,0 - 36,0 32,8 165 - - Laurik – stearik 75,5 - 24,5 37,3 171 - - Miristik– palmitik 51,0 - 49,0 42,6 169,7 - - Miristik – stearik 65,7 – 34,3 44,2 181 - - Palmitik – stearik 64,9 – 35,1 52,3 181,7 - - 21 2.3. GIED Sistemlerinde Isı Transfer Arttırılması için Kullanılan Yöntemler GIED sistemlerinde ısı transfer hızı arttırılarak depolama veriminin yükseltilmesi konusunda literatürde birçok çalışmaya rastlamak mümkündür. Erek ve Acar (2003), yaptıkları çalışmada iç yüzeyi sabit sıcaklıkta olan radyal kanatlı bir boru çevresinde faz değişimi ile enerji depolanmasını sayısal olarak incelemişlerdir. Farklı kanat parametreleri (kanat aralığı, kanat kalınlığı, kanat çapı) ve farklı yüzey sıcaklıkları için sayısal çözümlemeler elde etmişlerdir. Sonuçta her bir değişkenin depolanan enerjiye ve katılaşma miktarına olan etkileri grafiksel olarak gösterilmiş ve ilgili bağıntıların kullanılmasıyla enerji depolama için en uygun sistemin tasarlanabileceğini ifade etmişlerdir. İlken ve Toksoy (1991), GIED sistemlerinde ısı transfer hızını düşüren önemli faktörlerden biri olan, yüzey üzerinde katılaşan kütlenin oluşturduğu ısıl direncin etkisini azaltmak için kanatlı yüzeyler içeren enerji depoları kullanmışlardır. Sonuçta eşit uzunluğa sahip ince kanatçıklarla daha iyi ısı transferi sağlanacağı ve ısı depolanacağı sonucuna varmışlardır. Hoogendoorn ve Bart (1992), içinden su geçirilen silindirik boruların etrafında FDM’nin depolandığı bir GIED sistemi oluşturdular. Sistemde ısı iletimini arttırmak için FDM olarak kullandıkları parafin içerisine %1,6’lık hacim kaplayan bir metal kafes yerleştirmişlerdir. Böylece borularda akan suyun ölçülen giriş ve çıkış sıcaklığını zamanın bir fonksiyonu olarak belirlemişlerdir. Sonuçta; parafin türü maddelerin en önemli dezavantajı olan düşük ısıl iletkenliğin ve dolayısıyla ısı transferinin böyle bir yöntemle önemli ölçüde arttırılabileceğini rapor etmişlerdir. Liu ve arkadaşları (2005), FDM olarak stearik asidin kullanıldığı bir GIED ünitesinin performansı üzerine çalışmalar yürütmüşlerdir. Stearik asidin ısıl iletkenliğini arttırmak için elektrikli bir ısıtıcı çubuk üzerine bakırdan yapılı kanatçıklar yerleştirmişlerdir. Bu kanatçıklar sayesinde stearik asidin ısıl iletkenliğinin üç kat 22 artırılabileceğini bulmuşlardır. Elde edilen sonuçlar, yeni tip kanatçığın FDM’nin hem kondüksiyonla hem de doğal konveksiyonla ısı transferini arttırabileceğini göstermiştir. Ayrıca kanatçık boyutu ve yüksekliğinin ısıl iletkenlik artışı üzerine etkilerini de inceleyerek bu iki parametrenin ısıl iletkenliğin arttırılmasında önemli derecede etkili olduğunu belirlemişlerdir. Zhang ve arkadaşları (2001), içten kanatçıklı tüp kullanılarak GIED sisteminde ısı transferindeki artışı incelemişlerdir. Elde ettikleri deneysel sonuçlar ısı transfer akışkanı olarak düşük ısıl iletkenliğe sahip bir akışkan kullanıldığı zaman iç kanatçık ilave edilmesinin ısı transferinin arttırılmasında için çok etkili olduğunu göstermiştir. Ettouney ve arkadaşları (2004), iç içe geçmiş silindirik iki borudan oluşan bir GIED sisteminde ısı transferindeki zenginleşmeyi incelemişlerdir. Deneysel çalışmaları FDM olarak kullanılan parafinin içine yerleştirilen metal kafes/küre’lerin sayısı ve çapının fonksiyonu olarak yürütmüşlerdir. Sonuçta parafinin hacimce %2’si kadar metal küre/kafes kullanarak büyük bir ısı transfer zenginleşmesi elde edilebildiğini göstermişlerdir. Velraj ve ark. (1997), yapmış oldukları deneysel çalışmada dairesel iki boruyu eş merkezli ve dikey olarak yerleştirdikleri bir GIED düzeneğinde FDM olarak parafin kullanmışlardır. İçteki boruda bulunan FDM’nin içine ise dikdörtgen kesitli kanatçıklar yerleştirmişlerdir. Böylece ısı transferinde gerçekleşen iyileşmeyi incelemişlerdir. Kullandıkları kanatçıklar vasıtasıyla parafinin ısıl iletkenliğinin birkaç kat daha arttığını rapor etmişlerdir. Cabeza ve ark. (2002), yaptıkları çalışmada FDM olarak su/buz ile çalışan bir soğutma sisteminde ısı transferini arttırmak için üç farklı zenginleştirme metodu (paslanmaz çelik, bakır ve FDM-Grafit kompoziti) kullanmışlardır. FDM içine paslanmaz çelik parçaların ilavesinin ısı akışını önemli derecede arttırmadığı, bakır parçaların ilave edilmesinde özellikle erime esnasında önemli bir ısı transfer zenginleşmesi sağlandığı ve grafit kompozit karışımların kullanılmasının bakır ile elde edilen ısı transfer zenginleşmesinde daha büyük bir artış sağladığını belirlediler. Sonuçta FDM içine 23 yerleştirilen metal parçaların ısı transferi üzerine etkisinin sadece yüksek iletken madde (bakır ve grafit matriks) kullanıldığı zaman meydana geldiği sonucuna vardılar. Lacroix (1993), içinde ısı transfer akışkanının sirküle olduğu eş merkezli iki silindirik boru arasında depolanan FDM’nin faz değişim davranışını incelemek amacıyla teorik bir model geliştirmiştir. Deneysel çalışmaları kanatçıklı ve kanatçıksız tüpler üzerinde yürütmüştür. Sonuçta kullanılan silindirik boruların çapı, akışkan giriş sıcaklığı, kütlesel akış debisi ve içteki borular üzerine kanatçık yerleştirilmesinin depolama ünitesinin performansını iyileştirmek için dikkate alınması gereken parametreler olduklarını ortaya koymuştur. Yukarıda verilen literatür bilgilerine bakıldığında, yapılan çalışmaların düşük ısıl iletkenlik problemini aşmak için Şekil 2.3’de gösterildiği gibi ince şerit metal, ince duvarlı halkalar, gözenekli metaller, gözenekli grafit, metal tozları, metal köpük matriks kullanımı üzerine olduğu açıkça görülmektedir. Epoksi kaplanmış ince kanatçıklı ısı değiştirici Metal tozları İnce duvarlı halkalar Grafit Matriks Kanatçıklı ısı değiştirici Metal köpük Şekil 2.3. Isıl iletkenlik arttırmada kullanılan çeşitli ısıl iletkenlik arttırıcılar 24 2.4. GIED Sistemlerinde FDM’nin Isıl iletkenliğinin Arttırılması GIED sistemlerinde ısı transferini arttırmak amacıyla kullanılan metotların sistemin ağırlığını arttırma, yoğunluk farkı oluşturma, korozyona neden olma ve maliyeti arttırma gibi dezavantajları vardır. Özellikle son yıllarda FDM’lerin ısıl iletkenlikleri silika katalizör, aktif karbon ve genişletilmiş grafit (GG) gibi gözenekli maddeler içinde depolanmasıyla arttırılmaktadır. Maddenin gözenek boyutları erimiş haldeki FDM’nin akmasını önleyen kapiler kuvvetleri etkilediği için erimiş FDM’nin tutulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle yukarıdaki araştırmalar göz önüne alındığında ısıl iletkenlik arttırıcı olarak genişletilmiş grafit (GG) ve karbon fiber (Kf) aşağıdaki avantajlara sahiptirler: — Farklı yönlerde ısı transferine izin verirler. — Ticari olarak mevcutturlar. — Kimyasal reaksiyonlara karşı inert özelliktedirler. — Organik FDM’lerle fiziksel olarak uyumludurlar. — Yüksek ısıl iletkenliğe sahiptirler (GG için ısıl iletkenlik: 4-100 W/mK, Kf için ısıl iletkenlik: 190 W/mK). GG ve Kf kullanılarak GIED sistemlerinde kullanılan FDM’nin ısıl iletkenliğinin iyileştirilmesi konusunda yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Khan ve Rohatgi (1994), alüminyum-silikon ve kurşun bazlı kompozit içinde grafit, alümina, demir ve bakır içeren silindirik bir destek içerisinde katılaşma süresince ısı transfer karakteristiklerini incelemişlerdir. Bununla birlikte erime işlemi sırasında ara yüzey hareket hızının büyük ölçüde zenginleştiricinin ısıl iletkenliğine bağlı olduğunu rapor etmişlerdir. Fukai ve ark. (2000), FDM’lerde ısı transferini arttırmak için karbon fiberlerden yapılı fırçalar geliştirmişlerdir. Ayrıca geliştirdikleri fırçayı bir silindirik kap içerisinde depolanan parafin wax’ın ısıl iletkenliğini arttırmak için kullanmışlardır. Bununla beraber FDM-fiber kompozitindeki fiberlerin yönleri için etkili ısıl iletkenliğin teorik olarak maksimum değere ulaştığını deneysel olarak gözlemişlerdir. Sonuçta FDM ve ısı transfer 25 akışkanı arasında ısı değişimini arttırmak için karbon fırçaların gerekli olduğunu göstermişlerdir. Py ve ark. (2001), yaptıkları çalışmada sıkıştırılmış, genişletilmiş doğal grafit matrix içinde parafinin kapiler kuvvetler tarafından tutulduğu yeni bir kompozit faz değişim maddesi hazırlamışlardır. Sonuçta ağırlıkça %65-95 aralığında hazırlanan bu kompozit FDM’lerin ısıl iletkenliklerinin 4-70 W/mK arasında olduğunu belirlemişlerdir. Xiao ve ark. (2002), yaptıkları deneysel çalışmada termoplastik bir elastomer poli(stiren-bütadien-stiren) ile parafini karıştırarak sıcaklığın parafinin erime sıcaklığının üzerine çıkılması halinde bile bir katı halde şeklini koruyan şekilce kararlı kompozit FDM’leri incelemişlerdir. Kararlı yapıdaki bu kompozit FDM’lerin parafin ile aynı faz değişim karakteristikleri gösterdiklerini ve erime gizli ısısının parafinin gizli ısısının %80’i kadar olduğunu belirlemişlerdir. Kararlı yapıdaki kompozit FDM’ye yüksek ısıl iletkenliğe sahip yüzeyi genişletilmiş grafit (YGG) ilave ederek ısıl iletkenliğin YGG ilave edilmesiyle önemli derecede arttığını gözlemişlerdir. Frusteri ve ark. (2005), karbon fiberlerin bir organik FDM44’ün ısıl iletkenliğinin zenginleşmesi üzerine etkisini incelemişlerdir. Bununla beraber farklı uzunluktaki fiberleri FDM44 içine dağıtarak elde edilen kompozitlerin ısıl iletkenliklerini sıcak tel (hot-wire) metodu kullanarak ölçmüşlerdir. Ayrıca eklenen karbon fiberler ve ısıl iletkenlik artışı arasındaki doğrusal ilişkinin büyük miktarda (ağırlıkça %10’a kadar) karbon fiber katılması ile elde edileceğini rapor etmişlerdir. Bununla birlikte, bu maddeleri kullanarak yüksek ısıl iletkenliğe sahip kompozit karışımların hazırlanması, ısıl-fiziksel özelliklerinin belirlenmesi ve bir enerji depolama ünitesinde ısıl performanslarının deneysel olarak belirlenmesi konusunda yapılan çalışmaların sayısı birkaç makaleyle sınırlıdır. Dolayısıyla, parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımlarının ısıl özelliklerinin ve ısıl enerji depolama performanslarının belirlenmesi bu konudaki eksikliği gidermek bakımından oldukça önemlidir. 26 3. MATERYAL ve METOT 3.1. Deneysel Çalışmalarda Kullanılan Maddeler Bu çalışmada parafin/GG, parafin/Kf, stearik asit/GG ve stearik asit/Kf kompozit karışımlarını hazırlamak için Merck firmasından temin edilen parafin wax (e.n: 42-44oC) ve stearik asit ((SA) e.n: 67-69oC), ısıl iletkenliği arttırıcı olarak Astaş firmasından temin edilen grafit ve Teknoyapı firmasından temin edilen karbon fiber kullanıldı. Deneylerde kullanılan bu maddelerin fotoğraf görüntüleri Şekil 3.1’de gösterilmiştir. FDM olarak kullanılan parafin ve SA’nın DSC analiziyle belirlenen ısıl-fiziksel özellikleri Çizelge 3.1’de ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Parafin GG SA Kf Şekil 3.1. Çalışmalarda kullanılan maddelerin fotoğraf görüntüleri 27 Çizelge 3.1. Deneysel çalışmalarda kullanılan faz değişim maddeleri FDM Yoğunluk (kg/m3) Parafin Stearik asit 785 940 Erime Erime sıcaklığı entalpisi (J/g) (ºC) 41,6 68,8 194,6 198,8 Isıl İletkenlik (W/mK) Spesifik ısı (J/g.ºC) Saflık derecesi katı halde sıvı halde 1,93 2,38 %98 2,12 2,32 %97 0,21-0,24 0,29-0,30 GG yaklaşık olarak 35-75µm partikül boyutuna ve 15m2/g yüzey alanına, karbon fiberler 6 µm kalınlığa ve 5mm uzunluğa sahiptir. Kullanılan bu maddelerin üretici firmalar tarafından belirtilen özellikleri Çizelge 3.2’de verilmiştir. Çizelge 3.2. Isıl iletkenliği arttırmak için kullanılan maddelerin bazı ısıl-fiziksel özellikleri Genişletilmiş grafit Yoğunluk Isıl İletkenlik Partikül boyutu (μm) (GG) (kg/m3) (W/mK) 1,3 4-100 35-75 Karbon fiber Yoğunluk Isıl İletkenlik Lif çapı (μm) (Kf) (kg/m3) (W/mK) 1,4 190 6 3.2. Deney Düzenekleri Deneysel işlemlerde kullanılan düzenekler Bölümümüz Fizikokimya Araştırma Laboratuvarında oluşturuldu. Isıl iletkenlik ölçümlerinin yapıldığı sıcak tel (hot-wire) düzeneği başlıca; numunenin eritilerek konulduğu hücre, orta noktasına bir termoçift yerleştirilmiş platin tel, dijital volt ve akım göstergeli güç kaynağı, platin teli gergin tutacak bir yay, veri toplayıcı (data logger) ve bilgisayardan oluşmaktadır. Bu bileşenleri içeren deney düzeneğinin şematik görünümü ve fotoğraf görüntüsü sırasıyla Şekil 3.2 ve Şekil 3.3’de gösterilmiştir. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan deney düzeneği de temel olarak; enerji depolama ünitesi, 28 sıcaklık kontrollü su banyoları, bağlantı boruları, veri toplayıcı (data logger) ve bilgisayardan ibarettir. Erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan deney düzeneğinin şematik görünümü ve fotoğraf görüntüsü sırasıyla, Şekil 3.4 ve Şekil 3.5’de verilmiştir. Şekil 3.2. Isıl iletkenlik ölçümlerinin yapıldığı deney düzeneğinin şematik görünümü Şekil 3.3. Isıl iletkenlik ölçüm düzeneğinin fotoğraf görüntüsü 29 Şekil 3.4. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan düzeneğin şematik görünümü Şekil 3.5. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan düzeneğin fotoğraf görüntüsü 30 3.2.1. Isıl İletkenlik Ölçüm Hücresi Deney düzeneğinin bu kısmı ısıl iletkenliği belirlenecek olan saf parafin, SA ve bu maddelere kütlece farklı oranlarda GG ve Kf katılarak hazırlanan karışımların eritilerek konulduğu 4 mm et kalınlığına sahip PVC malzemeden yapılı bir ünitedir. Bu ünite yatay konumda tutulan 3,2 mm, 105 mm ve 22 mm ebatlarındaki bir dikdörtgenler prizmasından ibarettir. Hazırlanan parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları erimiş halde bu hücre içerisine üst kısmından dolduruldu. Isıl iletkenlik ölçüm hücresinin fotoğraf görüntüsü Şekil 3.6’da verilmiştir. Şekil 3.6. Isıl iletkenlik ölçümlerinin yapıldığı hücrenin fotoğraf görüntüsü 3.2.2. Enerji Depolama Ünitesi Enerji depolama ünitesi, erime ve katılaşma süreleri belirlenecek kompozit karışıma depoluk görevi yapmaktadır. Bu ünite iç içe geçmiş pyrex camdan yapılı iki cam sistemden ibarettir. Dıştaki cam kap 77 mm uzunluğunda 50 mm çapında ve 2 mm et kalınlığındadır. İçteki cam kap ise, 66 mm uzunluğunda, 30 mm çapında ve 2 mm et 31 kalınlığındadır. Sıvı halde kompozit karışımlar, içteki cam kap içerisine üst kısımdan dolduruldu. Ünitenin 1/5’lik kısmı faz değişimi esnasında meydana gelebilecek muhtemel hacim değişiminden dolayı, boş bırakıldı. Depolama ünitesine üst kısımdan bir adet termoçift monte edildi. Enerji depolama ünitesinin fotoğraf görüntüsü Şekil 3.7’de verilmiştir. Şekil 3.7. Kompozit FDM’lerin erime ve katılaşma sürelerinin belirlenmesinde kullanılan enerji depolama sisteminin fotoğraf görüntüsü 3.2.3. Güç Kaynağı Isıl iletkenlik ölçümlerinde platin telden akım geçişini sağlamak için NET PS1502D marka LED ekranlı güç kaynağı kullanıldı. Güç kaynağının her iki çıkış noktasındaki ölçüm değerleri cihaz üzerinde bulunan dijital voltmetre ve ampermetre ekranları üzerinden okunabilmektedir. 32 Güç kaynağının özellikleri: Çıkış Voltaj: 0-15V, Çıkış Akım: 0-1,5A, Besleme: AC 220V ± %10, Regülasyon: Komitatörlü, Ebatlar: 125x145x180mm, Ağırlık: 2,2kg 3.2.4. Veri Toplayıcı Veri toplayıcı sistem (data logger), ısıl iletkenlik ölçüm hücresi içerisindeki platin tele orta noktasından temas edecek şekilde yerleştirilen termoçift tarafından algılanan sıcaklık verilerini programlanan zaman aralığı içinde kaydetmektedir. Termoçiftde oC olarak algılanan sıcaklık sinyali DC voltaja dönüşerek 12 bite’lik AD/DA karta aktarılmaktadır. Elde edilen bu sinyaller bu kart tarafından bilgisayar ortamındaki kaydedici programa aktarılmaktadır. 3.2.5. Termoçift Isıl iletkenlik ölçüm hücresinin merkezinden geçen platin telin içerisine kompozit karışımlar boşaltıldıktan sonra uygulanan gerilim vasıtasıyla platin telin ve enerji depolama sistemi içinde depolanan kompozit karışımların sıcaklık değişimlerini zamana bağlı olarak ölçmek için termoçiftler kullanıldı. 20 mm uzunluğunda olan bu termoçift, LM 335H isimli elektronik sıcaklık sensörünün pirinç malzemeden yapılı bir kapsül içine yerleştirilmesiyle hazırlanmıştır. Bu termoçift 0-100oC sıcaklık aralığında ±0,01oC hassasiyette kullanılabilmektedir. Bu termoçift 1m uzunluğa sahip kablo yardımıyla veri toplayıcıya bağlanmıştır. 3.2.6. Sıcaklık Banyoları ve Diğer Elemanlar FDM’nin erimesini sağlayan sıcak su deposu ve katılaşmasını sağlamak amacıyla soğuk su depolarından oluşan iki adet sabit sıcaklık banyoları kullanılmıştır. Bu banyolar 53x33x23 cm ve 32x17,5x16,5 cm ebatlarında paslanmaz çelik malzemeden yapılıdır. Deneyler sırasında ısı transfer akışkanı olarak kullanılan suyun sıcaklığı Lauda ve Grant marka kontrollü ısıtıcılarla istenilen sıcaklık değerine ayarlandı. 33 3.3. Isıl İletkenlik Ölçümü İçin Sıcak Tel (Hot-Wire) Metodu 3.3.1. Metodun Tanımı Sıcak tel metodu, bir test maddesi içine yerleştirilmiş elektriksel olarak ısıtılan telin zamanla sıcaklık artışının ölçümüne dayanan standart dinamik bir tekniktir. Isıl iletkenlik belirli zaman aralıklarında sıcaklıktaki değişimden türetilebilir. Metodun ideal matematiksel modeli, sıcak telin homojen ve sabit başlangıç sıcaklığına (To) sahip madde tarafından çevrelenen, sonsuz incelikte ve uzun doğrusal bir ısı kaynağı olması varsayımına dayanır. Özellikle bu metot Carslaw ve Jaeger’in teorisinde önerildiği gibi doğrusal ısı kaynağı ve sonsuz kütle için kurulur (Carslaw ve Jaeger, 1959). Bu teoriye göre ısı sıcak tele göre ortagonal yönün yanı sıra sistem boyunca difüze olan bir elektrik akımının akışı ile üretilir. Sıcak tel t=0 anında birim ünite tel uzunluğu başına sabit ısı akışı (q) ile ısıtıldığında tel çevresinde radyal ısı akışı meydana gelir. Elektrik gücünün değerinin sabit olduğu durumda aşağıdaki eşitlik yazılabilir. Q T (r , t ) = 4πα ∞ ⎛ r2 ⎞ e −u Q ∫ u du = − 4πα Ei ⎜⎜⎝ 4αt ⎟⎟⎠ 2 r / 4πα (8) Burada Ei aşağıdaki kanuna göre güç serisi olarak geliştirilmiş bir integral üssüdür. ∞ u ⎛ r2 ⎞ e ⎟⎟ = − Ei (− x ) = ∫ du − Ei ⎜⎜ u ⎝ 4πα ⎠ x (9) x’in küçük değerleri için E i (− x ) = γ + ln( x ) − x + 1 2 x + Ο( x 3 ) 4 (10) 34 Burada O (x3) güç serisinin korelasyon (karşılıklı ilişki) faktörüdür. Genişletilmiş zaman 2 aralığı için x = r «1 serinin üçüncü ve dördüncü terimleri ihmal edilebilir, böylece 4 kt eşitlik (10) aşağıdaki gibi olur. T (r , t ) = − Qı ⎛ r 2 ⎞ Qı ⎟⎟ − γ ln⎜⎜ 4πK ⎝ 4αK ⎠ 4πK Q= Burada Qı , ρ .c p (11) α= K ρ .c P Başlangıç sıcaklığı ve telin boyutu dikkate alındığında eşitlik aşağıdaki gibi olur. T (r0 , t ) − T0 = Q ı ⎛⎜ ⎛ 4αt ln⎜ 4πK ⎜⎝ ⎜⎝ c.r02 ⎞⎞ ⎟⎟ ⎟ ⎟ ⎠⎠ (12) γ Burada c = e = 1.78 Eşitlik 11’in türetilmesiyle aşağıdaki eşitlik elde edilir. ⎛ Qı K = ⎜⎜ ⎝ 4π ⎞ ⎟⎟ /(dT / d (ln t )) ⎠ (13) L uzunluğuna sahip elektrik direnci tarafından sağlanan güç dikkate alındığında ısıl iletkenlik ölçümü için eşitlik aşağıdaki gibi olur. t ⎛ VI ⎞ ⎛ VI ⎞ K =⎜ ⎟ /(ΔT / ln( 2 ) ⎟ / (dT / d (ln t ) ) = ⎜ t1 ⎝ 4πL ⎠ ⎝ 4πL ⎠ (14) Eşitlik 14’de L (m) resistans telin uzunluğunu, V (volt) uygulanan gerilimi, I (amper) telden geçen akımı, t (s) zamanı ve ∆T, t1 ve t2 arasındaki sıcaklık farkını ifade etmektedir. 35 Bu eşitliğe göre zamanın fonksiyonu olarak ∆T sıcaklık artışının ölçümü grafiğe geçirilerek elde edilen grafikten sıcaklık artışı ∆T’nin doğrusal kısmının eğiminin hesaplanmasıyla ısıl iletkenlik K belirlenir. Sıcak telin sıcaklık artışı genel olarak 10oC ye kadar yükselir ve telin zamanla sıcaklık artış eğrisi Şekil 3.8.’de görüldüğü gibi olur. Şekil 3.8. Tipik sıcaklık artış eğrisi (a-ideal eğri b-ideal olmayan eğri) Kullanılan sıcaklık algılayıcıların konumu ve sıcaklık artışı ölçüm yolu bakımından direnç tekniği, standart (çapraz tel) teknik ve paralel tel olmak üzere üç tür ölçüm tekniği mevcuttur. Çapraz tel tekniğinde doğrusal ısı kaynağı olarak çapı 0,1-0,4 mm aralığında olan platin, mangan, Cr-Ni gibi resistans teller kullanılır. Zamana karşı sıcaklık artışı ısıtıcı telin orta noktasıyla temasta olan termoçift vasıtasıyla ölçülür. Termoçift ısıtıcı tel ile doğrudan temastadır ve numunenin tam merkezine yerleştirilir. Şekil 3.9’da çapraz tel tekniğini kullanan ölçüm düzeneğinin şematik gösterimi verilmiştir. Direnç tel tekniğinde platin tel sıcaklık sensörünün yanı sıra ısıtıcı tel olarak davranır. Potansiyel uçlar numunenin sonundan yaklaşık 1,5 cm de ısıtıcı tele birleştirilen ince platin tellerden oluşur. Prob metodunda ikisi de seramik mikrokapiler içerisine yerleştirilen ısıtıcı tel ve sıcaklık sensöründen oluşan silindirik bir prob kullanılır. 36 Şekil 3.9. Deneysel cihazın şematik gösterimi Üç sıcak tel cihazı farklı maddeler ve ölçüm şartları için ayarlanabilir. Bilgisayar kontrollü bir sıcak tel cihazı 20-120 oC sıcaklık aralığı içinde katılar, tozlar, kum ve tanecikli maddelerin ısıl iletkenliklerinin belirlenmesinde kullanılır. Ayrıca yüksek sıcaklık uygulamaları için yeni yalıtkan ürünlerin geliştirilmesinde de kullanılabilir (Davis, 1984; Wechsler, 1992). 3.4. Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (DSC) Tekniği Çalışmamızın bu aşamasında, parafin/GG ve SA/GG kompozit karışımlarının erime sıcaklığı (Te) ve erime gizli ısısı (ΔHE) gibi ısıl-fiziksel özellikleri ölçüldü. Bu işlem için diferansiyel taramalı kalorimetri (DSC) ısıl analiz tekniği kullanıldı. Analiz işlemleri Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Araştırma Laboratuarında gerçekleştirildi. Analizde kullanılan DSC cihazının teknik özellikleri ve analiz şartları Çizelge 3.3’de verilmiştir. DSC analiz metodu, önceden belirlenmiş bir programa göre numune ve referans ısıtılırken numune ve referans arasındaki enerji farkının, sıcaklığın veya zamanın fonksiyonu olarak incelendiği bir ısıl yöntemdir. Bundan dolayı bu yöntemin adı diferansiyel taramalı kalorimetredir. DSC analiz tekniği genellikle nicel enerji değişimlerinin belirlenmesinde kullanılır. DSC analiz tekniğinin temeli numune ve referans 37 arasında sıcaklık farkı meydana gelmesinin önlenmesidir. Bu nedenle DSC, numune sıcaklığı ve referans sıcaklığının aynı olması için numuneye veya referansa uygulanan enerjiyi ölçer. Çizelge 3.3. DSC analiz cihazının teknik özellikleri ve ısıl analiz şartları. DSC analiz cihazının teknik özellikleri Marka SETARAM DSC131 Sıcaklık aralığı (-180) – 600 ºC Numune kapları Alüminyum Diferansiyel termoçift Cr-Al / Al Kalorimetrik algılama 0,05 – 50 m cal/s Kalorimetrik hassasiyet ± % 0,1 (metal numunelerde) Isıl Analiz Şartları Numune miktarı 4-6 mg. Ölçüm ortamı Argon Atmosferi Isıtma hızı 5 ºC /dak. Isıtma aralığı 20-80ºC Bu çalışmada, SETARAM DSC 131 model ve ısı akışlı bir DSC cihazı kullanıldı. Bu tür cihazlarda analiz işlemi süresince, ısı akışı numune ve referans maddenin her ikisine ait elektrikli ısıtıcılar üzerinden sağlanır. Numune ve referans madde alüminyumdan yapılı küçük krozeler içine konulup, disk üzerindeki platformların üzerine yerleştirilir. Daha sonra önceden belirlenmiş bir programa göre numune ve referans aynı ortamda ısıtılır. Isı, diskler üzerinden krozelere, oradan da numune ve referansa iletilir. Numune ve referansa diferansiyel ısı akışı termoçiftler ile izlenir ve numune ile referans krozeleri arasındaki diferansiyel ısı akışı her iki termoçiftin çıkışları arasındaki fark ile doğru orantılıdır. Yapılan analiz işlemi sonucunda elde edilen termogramda, yatay eksen numune sıcaklığını, düşey eksen ise ısı akışını gösterir. Termogram değerlendirilirken öncelikle, bir temel çizgi çizilir ve daha sonra elde edilen pikin maksimum eğilimli kısmından temel 38 çizgiye teğet çizilir ve teğetin temel çizgiyi kestiği noktaya eşlenik gelen sıcaklık noktası numunenin faz değişim sıcaklığı olarak alınır. Ayrıca, pik altında kalan alanın integrali hesaplanarak numunenin faz değişim gizli ısısı (entalpisi) bulunur. Bütün bu işlemler DSC cihazına ait ısıtma programı vasıtasıyla yapılır. 3.5. Deneyler Deneysel işlemlerde ısıl iletkenlik ölçümleri Şekil 3.2’deki deney düzeneği kullanılarak gerçekleştirildi. Kompozit karışımlar erimiş haldeki parafin ve SA’ya ağırlıkça %2, %4, %7 ve %10 oranında GG ve Kf ilave edilerek hazırlandı. Hazırlanan karışımlar GG ve Kf’lerin FDM içerisinde homojen bir şekilde dağılmasını sağlamak için dikkatli bir biçimde karıştırıldı. Hazırlanan kompozit karışımlar sıvı halde ısıl iletkenlik ölçüm hücresi içine dökülerek oda sıcaklığına kadar soğutuldu. Daha sonra ısıl iletkenlik ölçümü için ilgili hücreye yaklaşık 1,5V’luk sabit gerilim bir dakika süreyle uygulandı ve platin tel boyunca elektrik akımı sirkülasyonunun neden olduğu sıcaklık artışı kaydedildi. Bu işlem tek bir ölçümün alınmasıyla ortaya çıkacak hatayı azaltmak için 3 kez tekrarlandı. Isıl iletkenlik ölçümü için uygulanan gerilim, platin telden geçen akım ve sıcaklık artışı deneysel parametreler olarak alındı. Sıcaklık artışı zamanın logaritmik fonksiyonu olarak grafiğe geçirilerek elde edilen doğrunun eğiminden ısıl iletkenlik katsayısı aşağıdaki eşitlik kullanılarak hesaplandı. ⎛ VI ⎞ K =⎜ ⎟ / (dT / d (ln t ) ) ⎝ 4πL ⎠ (15) FDM örneklerine ısıl iletkenlik ölçümleri uygulamadan önce sistemin ölçüm doğruluğu saf parafin örneği kullanılarak hesaplandı. Literatür bilgilerine göre parafinin ısıl iletkenliği 0,26-0,32 W/mK arasında değişmektedir (Bansal ve Budhi, 1992). Ölçüm oda sıcaklığında uygulanmıştır ve elde edilen değerler literatürde rapor edilen değerlere çok yakındır. 39 3.6. Kompozit FDM’lerin Erime-Katılaşma Sürelerinin Belirlenmesi GG ve Kf ilavesiyle parafin ve SA’nın ısıl iletkenliklerinde meydana gelen artışı doğrulamak için hazırlanan kompozit karışımların erime ve katılaşma süreleri ölçüldü. Deneylere başlamadan önce karışımlar birkaç kez erime-katılaşma işlemine tabi tutularak homojen hale gelmeleri sağlandı. Bu periyot süresince, karışımların erime sıcaklıklarının üzerindeki bir sıcaklığa sahip ısı transfer akışkanı (su) kompozit etrafındaki cam bölmeden sirküle edildi. Erime periyodu süresince sıcaklığı söz konusu kompozitin erime sıcaklığının 10oC üstündeki ısı transfer akışkanı sistemden sirküle edildi. Bu işlem, karışımın sıcaklığı erime sıcaklığının üzerine çıkıncaya kadar sürdürüldü. Isıtma işlemi boyunca sıcaklık değişimleri 1 dakika aralıklarla kaydedildi. Soğuma periyodu için sıcaklığı kompozit FDM’nin erime sıcaklığının altında bulunan su sistemden sirküle edildi. Sıcaklıklar ısıtma periyodunda olduğu gibi 1 dakika aralıklarla kaydedildi. Daha sonra kaydedilen erime ve katılaşma sıcaklıkları zamana karşı grafiğe geçirilerek karışımların erime ve katılaşma süreleri belirlendi. Elde edilen erime katılaşma süreleri saf parafin ve saf SA’nın aynı sistemden elde edilen erime ve katılaşma süreleri ile kıyaslanarak ısıl iletkenlikteki iyileşme test edildi. 40 4. BULGULAR VE DEĞERLENDİRME 4.1. Parafin ve Stearik asidin (SA) Genişletilmiş Grafit (GG) ve Karbon Fiber (Kf) İle Uygunluğu Parafin ve stearik asidin sıvı haldeki yoğunlukları (parafin için: 0,785 g/cm3; SA için: 0,940 g/cm3) GG ve Kf (GG için: 1,3 g/cm3; Kf için: 1,4 g/cm3) parçacıklarının yoğunlukları ile kıyaslandığında kompozitin erime-katılaşma dönüşümleri esnasında GG ve Kf’in alt kısma göç edeceği beklendi. Ancak GG ve Kf’in parafin ve SA ile fiziksel olarak uygunluklarından dolayı kompozitler içerisinde homojen bir biçimde dağıldığı gözlendi (Şekil 4.1). Ayrıca GG ve Kf ile sözkonusu FDM’ler arasında hiçbir kimyasal reaksiyonun meydana gelmediği belirlendi. Dolayısıyla, GG ve Kf’in fiziksel bakımdan parafin ve SA ile uyumlu olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca, bu maddelerin söz konusu FDM’lerle herhangi bir kimyasal reaksiyon vermediği gözlendi. (a) (b) (c) Şekil 4.1. Kompozit karışımların fotoğraf görüntüsü (a) Saf parafin, (b) parafin/%4GG kompozit karışımı (c) parafin/%4 Kf kompozit karışımı 41 4.2. Isıl İletkenlik Ölçüm Sonuçlarının Değerlendirilmesi Parafin ve SA’nın ısıl iletkenliklerini arttırmak için erimiş halde bu maddelere kütlece farklı oranlarda (%2, %4, %7 ve %10) GG ve Kf ilave edilerek kompozit karışımlar hazırlandı ve homojenliğin yüksek olması için karıştırıldı. Kompozit karışımların platin tel ile temasını sağlanmak için sıvı halde karışımlar dikkatli bir şekilde ölçüm hücresi içerisine boşaltıldı. Karışımlar tamamen katılaşıncaya kadar oda sıcaklığında soğumaya bırakıldı. Ölçüm sistemine gerilim uygulanmasıyla platin tel üzerinden geçen akımın neden olduğu sıcaklık artışı kaydedildi. Tek bir ölçüm sonucu doğacak hatayı azaltmak için bu işlem 3 kez tekrarlandı. Sıcak tel metoduna göre sıcaklık artışı zamanın logaritmik fonksiyonu olarak grafiğe geçirildi ve elde edilen doğrunun eğiminden kompozit numunenin oda sıcaklığında ısıl iletkenliği (K) hesaplandı. Saf SA için ardışık olarak uygulanan üç ölçüm süresince zamanın fonksiyonu olarak platin telde meydana gelen ortalama sıcaklık artışı Şekil 4.2’de gösterilmiştir. Elde edilen doğru eğimlerinin birbirine yakın olması ölçümlerin tekrarlanabilir olduğunu göstermektedir. Ölçüm değerlerindeki sapmanın ± 0,01 W/mK olduğu bulundu. İlave edilen GG ve Kf miktarına bağlı olarak parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit FDM’lerin ısıl iletkenliklerindeki değişim sırasıyla Şekil 4.3-4.6’da gösterilmiştir. Şekil 4.2. Saf SA’nın ısıl iletkenlik ölçümü için kalibrasyon grafikleri 42 Farklı kütle oranlarında GG ve Kf ilave edilerek hazırlanan parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları için ölçülen ısıl iletkenlik değerleri Çizelge 4.1’de verilmiştir. Çizelge 4.1. Saf parafin, saf SA, Parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları için ölçülen ısıl iletkenlikleri Saf FDM ve Kompozit FDM Isıl iletkenlik % Artış (W/mK) Saf FDM ve Kompozit FDM Saf parafin 0,22 - Parafin/2%wt GG 0,39 Parafin/4%wt GG Isıl iletkenlik % Artış (W/mK) Saf SA 0,29 - 77 SA /2%wt GG 0,36 24 0,50 127 SA /4%wt GG 0,60 107 Parafin/7%wt GG 0,66 200 SA /7%wt GG 0,72 148 Parafin/10%wt GG 0,80 263 SA /10%wt GG 1,10 279 Parafin/2%wt Kf 0,33 50 SA /2%wt Kf 0,37 28 Parafin/4%wt Kf 0,36 64 SA /4%wt Kf 0,46 59 Parafin/7%wt Kf 0,52 136 SA /7%wt Kf 0,81 179 Parafin/10%wt Kf 0,72 227 SA /10%wt Kf 0,92 217 Çizelge 4.1’de verilen deneysel bulgulardan aşağıdaki sonuçları çıkarmak mümkündür: (1)Parafin ve SA’ya GG ve Kf katılmasıyla, ısıl iletkenlik değerleri saf haldeki ısıl iletkenlik değerine göre önemli ölçüde artış göstermiştir. (2) GG’in ısıl iletkenliği (4-100 w/mK), Kf’in ısıl iletkenliğinden (190 W/mK) daha düşük olmasına rağmen kompozitlerin ısıl iletkenlikleri üzerindeki zenginleştirme etkisi daha yüksektir. Bu durum GG’in Kf’e göre parafin ve SA içinde daha homojen bir biçimde dağılmasından ve bu FDM’lerle kaynaklanmıştır. fiziksel bakımdan daha uyumlu olmasından 43 Isıl iletkenlik (W/mK) 1 0,8 0,6 0,4 0,2 0 0 2 4 6 8 10 12 İlave edilen GG (wt %) Şekil 4.3. Parafin içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) GG ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler Isıl iletkenlik (W/mK) 0,8 0,6 0,4 0,2 0 0 2 4 6 8 10 12 İlave edilen Kf (wt %) Şekil 4.4. Parafin içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) Kf ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler 44 Isıl iletkenlik (W/mK) 1,2 1 0,8 0,6 0,4 0,2 0 0 2 4 6 8 10 12 İlave edilen GG (wt %) Şekil 4.5. SA içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) GG ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler Isıl iletkenlik (W/mK) 1 0,8 0,6 0,4 0,2 0 0 2 4 6 8 10 12 İlave edilen Kf (wt %) Şekil 4.6. SA içerisine farklı kütle bileşim oranlarında (%) GG ilavesiyle ısıl iletkenlikteki değişimler 45 Kompozit FDM’lerin ısıl iletkenliklerinin saf parafin ve SA’nın ısıl iletkenliklerine oranı olarak ifade edilen etkili ısıl iletkenlik (KC/KFDM), ilave edilen GG ve Kf’in hacimce yüzdesine karşı grafiğe geçirildi (Şekil 4.7.). Grafikler göz önüne alındığında etkili ısıl iletkenlik ve ilave edilen GG ve Kf arasında doğrusal bir ilişkinin olduğu söylenebilir. Parafin içerisindeki GG’nin hacimce yüzdesi; XGG=0.01, 0.02, 0.036 ve 0.052 için etkili ısıl iletkenlik değerleri sırasıyla, 1.56, 2, 2.64 ve 3.2 bulundu. Parafin içerisindeki Kf’in hacimce yüzdesi XKf = 0.010, 0.022, 0.038 ve 0.056 iken etkili ısıl iletkenlik değeri sırasıyla, 1.32, 1.44, 2.08 ve 2.9 olarak bulundu. Şekil 4.8’den görüldüğü gibi, SA içerisindeki GG’nin hacimce yüzdesi XGG=0.011, 0.022, 0.040 ve 0.058 için etkili ısıl iletkenlik sırasıyla, 1.2, 1.58, 2.81 ve 3.67, SA içerisindeki Kf’nin hacimce yüzdesi XKf = 0.010, 0.021, 0.038 ve 0.055 için etkili ısıl iletkenlik sırasıyla, 1.23, 2.07, 2.47 ve 3.13 olarak hesaplanmıştır. Kf kullanılarak elde edilen ısıl iletkenlik değerleri (Çizelge 4.1) aynı ısıl iletkenlik arttırıcılar için literatürde verilen değerlerle kıyaslandığında sonuçlar arasında küçük farklılıkların olduğu söylenebilir. Örneğin; Frusteri ve ark. (2005), inorganik FDM’ye (Mg(NO3)26H2O-MgCl26H2O-NH4NO3) ağırlıkça %7 oranında karbon fiber katılmasıyla ısıl iletkenliğin dört kat arttığını belirlemiştir. Bu sonuç, Kf’nin FDM’nin ısıl iletkenliği üzerindeki etkisinin FDM tipine de bağlı olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, ısıl iletkenlik ölçümüyle elde edilen deneysel bulguları esas alarak parafin ve SA’nın ısıl iletkenliklerinin GG ve Kf ilavesiyle önemli ölçüde arttırılabileceğini ifade etmek mümkündür. 46 3,5 3 K C/KFDM 2,5 2 1,5 1 Genişletilmiş grafit (GG) 0,5 Karbon fiber (Kf) 0 0 0,02 X (vol %) 0,04 0,06 Şekil 4.7. İlave edilen GG ve Kf’in hacimce yüzdesine göre parafinin ısıl iletkenliğindeki artış 4 3,5 3 KC/KFDM 2,5 2 1,5 1 Genişletilmiş grafit (GG) 0,5 Karbon fiber (Kf) 0 0 0,01 0,02 0,03 0,04 0,05 0,06 0,07 X (vol %) Şekil 4.8. İlave edilen GG ve Kf’in hacimce yüzdesine göre SA’nın ısıl iletkenliğindeki artış 47 4.3. Kompozit FDM’lerin Erime ve Katılaşma Süreleri Çalışmamızın bu aşamasında, GG ve Kf ilavesiyle parafin ve SA’nın ısıl iletkenliğinde meydana gelen artışı doğrulamak için hazırlanan kompozit karışımların erime süreleri ölçüldü. Bu amaçla, ısınma periyodu süresince elde edilen sıcaklık verileri zamana karşı grafiğe geçirilerek toplam erime ve katılaşma süreleri belirlendi. 4.3.1. Saf Parafin, Parafin/GG ve Parafin/Kf Kompozit Karışımlarının Erime ve Katılaşma Süreleri Parafin içerisine kütlece farklı oranlarda GG ve Kf ilave edilmesinin parafinin ısıl iletkenliğinde meydana getirdiği etki saf parafin ve kompozit içerisindeki parafinin erime ve katılaşma süreleri mukayese edilerek incelendi. Isıtma ve soğutma işlemi süresince elde edilen sıcaklık verileri zamana karşı (Şekil 4.9-4.11) grafiğe geçirildi. Bu eğrilerde parafinin erime süresi aynı başlangıç sıcaklığından (25 oC) parafinin erime sıcaklığının üst limit değerine (42 oC) ulaşması için geçen süre olarak alındı. Saf parafin, %4 ve %10 oranında GG içeren kompozit içerisindeki parafinin erime süreleri sırasıyla, 93, 80 ve 66 dakika olarak bulundu. Bu sonuçlar; parafin içerisine %4 ve %10 oranında GG ilavesiyle saf parafinin erime süresinde sırasıyla, %10,2 ve %25’lik bir azalmanın meydana geldiğini göstermektedir. Aynı şekilde, saf parafin, parafin/%4 GG, parafin/%10 GG, parafin/%4 Kf ve parafin/%10 Kf kompozit karışımları içerisindeki parafinin katılaşma süreleri sırayla; 95, 64, 48, 80 ve 61 dakika olarak belirlendi. Elde edilen bu sonuçlar parafine kütlece % 4 ve %10 oranında GG ilavesiyle katılaşma süresinin %33 ve %49 oranında, %4 ve %10 oranında Kf ilavesiyle katılaşma süresinin %16 ve %36 oranında azaldığını gösterdi. 48 Şekil 4.9. Saf parafin, parafin/%4 GG ve parafin/%10 GG karışımı için erime eğrileri Şekil 4.10. Saf parafin, parafin/%4 GG ve parafin/%10 GG karışımı için katılaşma eğrileri 49 Şekil 4.11. Saf parafin, parafin/%4 Kf ve parafin/%10 Kf karışımı için katılaşma eğrileri 4.3.2. Saf SA, SA/GG ve SA/Kf Kompozit Karışımlarının Erime Sürelerinin Belirlenmesi SA içerisine kütlece farklı oranlarda GG ve Kf ilave edilmesinin SA’nın ısıl iletkenliğinde meydana getirdiği zenginleşme saf SA ile SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları içerisindeki SA’nın erime sürelerinin mukayese edilmesiyle doğrulandı. Elde edilen sıcaklık verileri zamana karşı grafiğe geçirildi (Şekil 4.12 ve Şekil 4.13). Bu eğrilerden SA’nın erime süresi aynı başlangıç sıcaklığından (30oC) başlanarak SA’nın üst erime sıcaklık değerine (69 oC) ulaşılması için geçen süre olarak alındı. Saf SA, %4 ve %10 oranında GG içeren kompozit içerisindeki SA’nın erime süreleri sırasıyla, 95, 75 ve 50 62 dakika olarak belirlendi. Bu sonuç, SA’nın içerisine %4 ve %10 oranında GG ilave edilmesiyle SA’nın erime süresinde sırasıyla, %21 ve %38 oranında bir azalmanın meydana geldiğini göstermektedir. Aynı şekilde %4 ve %10 oranında Kf ilave edilerek hazırlanan kompozit karışımlar içerisindeki SA’nın erime süreleri sırasıyla, 78 ve 60 dakika olarak belirlendi. Bu sonuç, SA içerisine kütlece %4 Kf ve %10 Kf ilavesiyle erime süresinde sırasıyla %18 ve %37 oranında azalmanın meydana geldiğini göstermektedir. Kompozit karışımlar içerisindeki SA’nın erime sürelerinde meydana gelen bu azalmalar ısı yükleme periyodu süresince kompozit içerisinde GG ve Kf tarafından arttırılan kondüksiyon ve konveksiyon ısı transferinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, elde edilen veriler SA’nın ısıl iletkenliğindeki zenginleşmeyi doğrulamaktadır. Şekil 4.13. Saf SA, SA/%4 GG ve SA/%10 GG karışımları için erime eğrileri 51 Şekil 4.14. Saf SA, SA/%4 Kf ve SA/%10 Kf karışımları için erime eğrileri 4.4. Parafin/GG Karışımlarının DSC Isıl Analizleri Parafin içerisine kütlece farklı oranlarda GG ilavesiyle bu FDM’nin ısıl-fiziksel özelliklerindeki değişimleri belirlemek için DSC analizleri yapıldı. Saf parafin ve parafin/%10 GG karışımının DSC eğrisi Şekil 4.15’de verilmiştir. Ayrıca, farklı bileşimli kompozit karışımlar için DSC eğrilerinden elde edilen bulgular Çizelge 4.2’de verilmiştir. Kompozit karışımlar için erime sıcaklıkları; parafin/%2 GG karışımı için; 41,1 oC, parafin/%4 GG karışımı için; 41,0 oC, parafin/%7 GG karışımı için; 40,7 oC, parafin/%10 GG karışımı için; 40,2 oC olarak ölçülmüştür. Kompozit karışımlar için erime gizli ısıları; parafin/%2 GG karışımı için; 192,6 J/g, parafin/%4 GG karışımı için; 188,0 J/g, parafin/%7 GG karışımı için; 181,9 J/g, parafin/%10 GG karışımı için; 178,3 J/g olarak belirlendi. Saf parafin içerisindeki GG bileşimi artarken erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları azalmaktadır. Çizelge 4.2’de parafin/GG kompozitleri içerisindeki parafinin erime sıcaklığı saf haldeki erime sıcaklığı ile mukayese edildiğinde çok az bir değişimin olduğu söylenebilir. Bu değişim, parafin/%2 GG karışımı için; -0,5 oC, parafin/%4 GG karışımı 52 için; -0,6 oC, parafin/%7 GG karışımı için; -0,9 oC, parafin/%10 GG karışımı için; -1,4 oC o C’dir. Ayrıca, her bir kompozit FDM için erime gizli ısılarındaki değişim; parafin/%2 GG karışımı için; % -1,03, parafin/%4 GG karışımı için; % -3,40, parafin/%7 GG karışımı için; % -6,52, parafin/%10 GG karışımı için; % -8,37’dir. Şekil 4.15. Saf parafin ve parafin/%10 GG kompozit karışımı için DSC eğrileri Çizelge 4.2’de verilen DSC analiz bulgularından şu üç sonuç çıkarılabilir: (1) Parafine GG katılmasıyla, erime sıcaklığı saf haldeki erime sıcaklığına göre azalmaktadır. Fakat bu azalma düzenli değildir. (2) Karışımdaki GG oranının artmasıyla parafinin erime gizli ısısı azalmaktadır. (3) Kompozit karışımlar içerisindeki parafinin ve saf haldeki parafinin erime sıcaklığı ve erime gizli ısısı karşılaştırıldığında; erime sıcaklıkları ve erime gizli ısılarındaki değişim gizli ısı ısıl enerji depolama uygulamaları için kabul edilebilir bir düzeydedir. 53 Çizelge 4.2. Saf parafin ve parafin/GG karışımlarının ölçülen erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları Erime sıcaklığı (oC) Erime gizli ısısı (kJ/kg) Saf parafin 41.6 194.6 Parafin/2%wt GG 41.1 192.6 Parafin/4%wt GG 41.0 188.0 Parafin/7%wt GG 40.7 181.9 Parafin/10%wt GG 40.2 178.3 FDM 4.5. SA/GG Karışımlarının DSC Isıl Analizleri SA içerisine kütlece farklı oranlarda GG ilavesiyle bu FDM’nin ısıl-fiziksel özelliklerindeki değişimler DSC analizleri ile belirlendi. Saf SA ve SA%10 GG kompozit karışımları için elde edilen DSC eğrileri Şekil 4.16’da verilmiştir. Ayrıca, farklı bileşimli karışımlar için bulunan erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları Çizelge 4.3’de verilmiştir. Şekil 4.16’da görüldüğü gibi kompozit karışımlar için erime sıcaklıkları; SA/%2 GG karışımı için; 66,7 oC, SA/%4 GG karışımı için; 66,6 oC, SA/%7 GG karışımı için; 67,1 oC, SA/%10 GG karışımı için 66,9oC olarak ölçülmüştür. Kompozit karışımları için erime gizli ısıları; SA/%2 GG karışımı için; 196,4 J/g, SA/%4 GG karışımı için; 193,6 J/g, SA/%7 GG karışımı için; 193,4 J/g, SA/%10 GG karışımı için 182,3 J/g olarak belirlenmiştir. Bu değerlerden görüldüğü gibi saf SA içerisindeki GG bileşimi arttığı zaman erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları azalmaktadır. Çizelge 4.3’de SA/GG kompozitleri içerisindeki SA’nın erime sıcaklıkları saf haldeki erime sıcaklığı ile mukayese edildiğinde çok az bir değişimin olduğu söylenebilir. Bu değişim; SA/%2 GG karışımı için; -2,1 oC, SA/%4 GG karışımı için; -2,2 oC, SA/%7 GG karışımı için; -1,7 oC ve SA/%10 GG karışımı için; -1,9 oC’dir. Ayrıca, her bir kompozit FDM için erime gizli ısılarındaki değişim; SA/%2 GG karışımı için; % -1,0, SA/%4 GG karışımı için; % -2,42, SA/%7 GG karışımı için; % -2,52, SA/%10 GG karışımı için; % -8,11’dir. 54 Şekil 4.16. Saf SA ve SA/%10 GG kompozit FDM’nin DSC eğrisi Çizelge 4.3. Saf SA ve SA/GG karışımlarının ölçülen erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları Erime sıcaklığı (oC) Erime gizli ısısı (kJ/kg) Saf SA 68.8 198.4 SA/2%wt GG 66.7 196.4 SA /4%wt GG 66.6 193.6 SA /7%wt GG 67.1 193.4 SA /10%wt GG 66.9 182.3 FDM SA’nın saf haldeki ve SA/GG karışımları içindeki erime sıcaklıkları ve erime gizli ısıları karşılaştırıldığında; erime sıcaklıkları ve erime gizli ısılarındaki değişimin ısıl enerji depolama uygulamaları için kabul edilebilir bir düzeyde olduğunu söylemek mümkündür. 55 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu çalışmada güneş enerjisiyle doğrudan veya dolaylı olarak bina ya da sera ısıtılması, elektronik cihazların soğutulması, güneş destekli ısı pompası ile yüzey ısıtma ve konutlarda sıcak su temini gibi bazı ısıl uygulamalarda enerjiyi faz değişimi yoluyla depolayan bazı FDM’lerin ısıl iletkenliklerinin GG ve Kf ilavesiyle zenginleştirilmesi incelendi. Bu amaçla parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları hazırlandı ve ısıl iletkenlikleri, ısıl-fiziksel özellikleri ve erime-katılaşma süreleri belirlendi. Düşük ısıl iletkenliğe sahip FDM’ler yüksek ısı transfer hızı gerektiren GIED uygulamalarında doğrudan kullanılamazlar. Isıl iletkenlik arttırıcı maddeler olarak içerisine belirli oranlarda GG ve Kf ilave edilerek hazırlanan kompozit FDM’ler ısı kaynağından sağlanan ısıyı daha hızlı bir şekilde iletme ve böylece ısıyı hızlı bir şekilde depolama ve boşaltma avantajlarına sahiptirler. Bu amaçla, GIED uygulamaları için ısıl iletkenlikleri iyileştirilmiş parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları hazırlandı. Deneysel çalışmalarda sırasıyla aşağıdaki sonuçlar elde edildi: 1. Hazırlanan parafin/GG, parafin/Kf, SA/GG ve SA/Kf kompozit karışımları için gerçekleştirilen ısıl iletkenlik ölçümleri sonucunda, ilave edilen GG ve Kf miktarına bağlı olarak ısıl iletkenliğin arttığı belirlendi. Bu sonuç kompozit karışımlar içerisindeki GG ve Kf miktarıyla ısıl iletkenlik arasında doğrusal bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. Isıl iletkenlik arttırıcı olarak GG ve Kf’den eşit miktarda ilave edilerek hazırlanan kompozit karışımların ısıl iletkenlikleri arasındaki fark, ısıl iletkenlik arttırıcının FDM ile fiziksel olarak uygunluğundan ve kompozit karışımın homojenlik derecesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, her iki faktörün etkisi ne kadar yüksek ise ısıl iletkenlik artışının da o derece yüksek olacağı sonucuna varılabilir. 2. Saf parafin ve SA içerisine GG ve Kf ilave edilmesiyle ısıl iletkenlikte meydana gelen zenginleşme saf parafin, saf SA ve kompozit karışımlar içerisindeki parafin ve SA’in erime ve katılaşma sürelerinin karşılaştırılmasıyla analiz edildi. Elde edilen erime ve 56 katılaşma sürelerindeki azalma parafin ve SA’nın GG ve Kf ilavesiyle ısıl iletkenlikteki artışa paralel bulundu. 3. Kütlece farklı oranlarda GG içeren parafin/%2GG, parafin/%4GG, parafin/%7GG, parafin/%10GG, SA/%2GG SA/%4GG, SA/%7GG ve SA/%10GG kompozit karışımlarının erime sıcaklıkları; 41.1, 41.0, 40.7, 40.2, 66.7, 66.6, 67.1 ve 66.9 o C ve erime gizli ısıları; 192.6, 188.0, 181.9, 178.3, 196.4, 192.6, 193.4, 182.3 J/g olarak belirlendi. Parafin ve SA’nın erime sıcaklığında çok az bir değişimin meydana geldiği ve gizli ısısındaki azalmanın teorik olarak beklenenden daha az olduğu belirlendi. 4. Hazırlanan kompozit karışımların ısıl iletkenlikleri ve faz değişim gizli ısıları enerji depolama amaçlı kullanılan bazı FDM’lerin (tuz hidratlar ve polialkoller gibi) gizli ısılarıyla mukayese edilebilecek kadar yüksektir. Dolayısıyla, bu karışımlar GIED uygulamalarında hızlı bir ısı transferi sağlama potansiyeline sahiptirler. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda GG ve Kf’in FDM’lerin ısıl iletkenliğini arttırmak için uygun maddeler olduğu belirlendi. Enerji depolama sistemlerinde FDM’lerin erime/katılaşması esnasında oluşan kondüksiyonel ısıl direncin ısı yükleme ve boşaltma hızı üzerindeki etkisinin GG veya Kf ilavesiyle büyük oranda azaltılabileceği söylenebilir. Özellikle hazırlanan kütlece %10 oranında GG ve Kf içeren kompozit FDM’ler erime gizli ısılarında çok fazla bir azalma olmaksızın, artan ısıl iletkenlikleri bakımından GIED sistemleri için oldukça uygundurlar. Fakat, bu kompozitlerin sahip oldukları ısıl-fiziksel özelliklere bakılarak gerçek bir ısıl uygulamadaki performansı konusunda kesin bir yargıya varılamaz. Bu nedenle, geliştirilen bu kompozit FDM’lerin gerçek bir GIED sistemindeki performansı, yapılacak ileri bir çalışmayla ortaya konulmalıdır. Ayrıca, geliştirilen bu tür FDM’lerin tekrarlanan erime katılaşma işlemleri sonrasında homojenliğinin bozulması (ısıl iletkenlik arttırıcı ile FDM’nin ayrılması), GIED sistemlerinde uzun süreli performans bakımından oldukça önemlidir. Bu nedenle, GG ve Kf ilavesiyle hazırlanan kompozit FDM’lerin çok sayıda tekrarlanan erime/katılaşma işlemlerine maruz bırakılmalarıyla meydana gelebilecek olası değişimlerin önceden belirlenmesi gereklidir. 57 KAYNAKLAR ABHAT, A. 1983. Low temperature latent heat thermal energy storage: heat storage materials. Solar Energy 30 (4): 313–331. BAILEY, A. E., 1950. Melting and Solidification of Fats and Fatty Acids Interscience: New York. BANSAL, N.K., BUDHI, D., 1992. An Analyltical Study of Latent Heat Storage System in a Cylinder. Energ. Convers. Manage. 33, 235-242. BARAN, G., SARI, A., 2003. Phase change and heat transfer characteristics of a eutectic mixture of palmitic and stearic acids as PCM in a latent heat storage system. Energy Conversion and Management 44: 3227–3246. BUDDHI, D., SAWHNEY, R.L., 1994. Proceeding of thermal energy storage and energy conversion. School of energy and environmental studies. Devi Ahilya University. Indore, India. February 24–25. CABEZA, L.F., ROCA, J., NOGUES, M., ZALBA, B., MARIN, J.M. (2002). Transportation and conservation of temperature sensitive materials with phase change materials: state of the art. IEA ECES IA Annex 17. 2nd Workshop. Ljubljana, Slovenia. April 4–5. CARSLAW, H. S., JAEGER, J. C., 1959. Conduction of Heat in Solids, Cladendon Press, Oxford ÇENGEL, Y. A., 2003. Heat Transfer A Pratical Approach (Second Edition), McGrawHill DAVIS W. R, 1984. Hot-Wire Method for the Measurement of the Thermal Conductivity of Refractory Materials, in Maglić K D, Cezairliyan A, Peletsky V E, (Eds.) Compendium of Thermophysical Property Measurement Methods, Vol. 1 Survey of Measurement Techniques, New York, London, Plenum Pres DİNÇER, İ., DOST, S., 1996. A perspective on Thermal Energy Storage Systems for Solar Energy Applications. International Journal of Energy Research, 20 (6): 547-557. DİNÇER, İ., 2002. "Thermal energy storage and phase-change materials", Course on Porous Media, 17-21 June, Evora, Portugal. DIMAANO, R. M. N., ESCOTO, A.D., 1998. Preliminary assesment of a mixture of capric and lauric acids for low temperature thermal enegy storage, Energy, 23 pp. 421-427. 58 DIMAANO, R. M. N., WATANABE, T., 2002. Performance investigation of the capric and lauric acid mixture as latent heat energy storage for a cooling system, Solar Energy, 72 pp.205- 215. EREK AYTUNÇ, ACAR M. ALİ, 2003. D.E.Ü Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi 5. cilt 2. sayı ETTOUNEY, H.M., ALATIQI, I., AL-SAHALI, M., AL-ALI, S.A., (2004). Heat transfer enhancement by metal screens and metal spheres in phase change energy storage systems. Renewable Energy 29: 841–860. FERGUSON, R. H., LUTTON, E. S., 1941. The polymorphic forms or phases of triglyceride fats. Chem. Rev. 29: 355–384. FORMO, M. W., JUNGERMANN, E., NORRIS, F. A., SONNTAG, N. O. V., 1979. Bailey’s Industrial Oil and Fat Products John Wiley & Sons: New York FRUSTERI, F., LEONARDI, V., VASTA, S., RESTUCCIA, G., 2005. Thermal Conductivity Measurement of a PCM Based Storage System Containing Carbon Fibers. Appl. Thermal Eng. 25, 1623–1633. FUKAI, J., MAKOTO, M., KODAMA, Y., MIYATAKE, O., 2000. Thermal Conductivity Enhancement of Energy Storage Media Using Carbon Fibers. Energ. Convers. Manage. 41, 1543–1556. GARG, H.P., MULLICK, S.C., BHARGAVA, A.K., 1985. Solar Thermal Energy Storage. Dordrecht, Holland: D. Reidel Publishing Co. HALE, D.V., HOOVER, M.J., O’NEILL, M.J., 1971. Phase Change Materials Hand Book, Report no. HREC- 5183-2LMSC-HREC D225138. NASA. Marshal Space Flight Center. Alabama. HASNAIN, S., 1998. Review on sustainable thermal energy storage technologies, part I: heat storage materials and techniques. Energy Conservation and Management 39: 1127–1138. HIMRAN, S., SUWONDO, A., MANSOORI, G., 1994. Characterization of alkanes and paraffin waxes for application as phase change energy storage medium. Energy Sources 16: 117–128. HOOGENDOORN, C.J., BART, C.C.J., 1992. Performance and modeling of latent heat stores. Solar Energy 48: 53–58. İLKEN, Z., TOKSOY, M., 1991. “Two Dimensional Phase Change in a Finned Thermal Energy Storage Unit.” TÜBİTAK, Doğa -Turkish Journal of Engineering and Environmental Sciences 15(1): 17-28. 59 KAURANEN P, PEIPPO K, LUND PD. 1991. An Organic System with Adjustable Melting Temperature. Solar Energy, 46 (5): 275-278. KHAN, M.A., ROHATGI, P.K., (1994). Numerical solution to a moving boundary problem in a composite medium. Numer Heat Transfer 25: 209–221. KILKIŞ, B., KAKAÇ, S., 1989. "Importance of Energy Storage", Energy Storage Systems, NATO ASI Series, Kluwer Academic Pub., The Netherlands. KILIÇ A., ÖZTÜRK A. 1983. Güneş Enerjisi Kipaş basımevi, İstanbul 207. KIMURA, H., KAI J., 1988. Mixtures of Calcium Chloride Hexahydrate with Some Salt Hydrates or Anhydrous Salts as Latent Heat Storage Materials. Energy Conversion and Management, 28 (3): 197-200. LACROİX, M. (1993). Study of the heat transfer behavior of a latent heat thermal energy storage unit with a finned tube. Int J Heat Mass Transfer 36: 2083–2092. LANE, G. A., 1983. Solar Heat Storage: Latent Heat Materials, Vol. I. Boca Raton, Florida: CRC Press. LANE, G.A., 1989. Phase Change Thermal Storage Materials. In: Hand Book of Thermal Design. In: Guyer, C., ed. McGraw Hill Book Co. LIU, Z., SUN, X., MA, C., 2005. Experimental investigations on the characteristics of melting processes of stearic acid in an annulus and its thermal conductivity enhancement by fins. Energy Conversion and Management, 46 (6): 959-969 LUTTON, E. S., 1967. Fatty Acids: Their Chemistry, Properties, Production and Uses., Part 4. 2nd ed.; Markley, K. S., Ed.; Interscience: New York. MALKIN, T., 1952. Progress in the Chemistry of Fats and Other Lipids Pergamon Press: New York. Vol. 1. PILLAI, K.K., BRINKWARTH, B.J., 1976. The storage of low grade thermal energy using phase change materials. Applied Energy 2: 205–216. PY, X., OLIVES, R., MAURAN, S., 2001. Paraffin/porous-graphite-matrix composite as a high and constant power thermal storage material. International Journal of Heat and Mass Transfer, 44 (14) 2727-2737 ROZANNA, D., CHUAH, T.G., SALMIAH, A., THOMAS CHOONG, S.Y., SA’ARI, M., 2004. Fatty acids as phase change materials (PCMs) for thermal energy storage: Review International Journal of Green Energy Vol:1 1-19. 60 SARI, A., KAYGUSUZ, K., 2002. Thermal performance of a eutectic mixture of lauric and stearic acids as PCM encapsulated in the annulus of two concentric pipes. Solar Energy 72(6): 493-504. SARI, A., TARHAN S., KAYGUSUZ, K., 2005. Enerjiyi düşük sıcaklıkta gizli ısı olarak depolayan kimyasal maddeler. Yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları sempozyumu. Kayseri. SHARMA, S. D., BUDDHI, D., SAWHNEY, R.L., 1998. Accelerated thermal cycle tests of industrial grade phase change materials. Proc. National Solar Energy Convention-97: Towards Commercialization of Clean Energy. Chennai. India. Anna University: 73-77. SHARMA, S. D., 1999. Study of thermal energy storage in phase change materials for low temperature solar applications. Ph.D. Dissertation, Devi Ahilya University, Indore, India. SHARMA, A., SHARMA, S.D., BUDDHI, D., 2002. Accelerated thermal cycle test of acetamide, stearic acid and paraffin wax for solar thermal latent heat storage applications. Energy Conversion and Management 43: 1923-1930. SHARMA, S. D., SAGARA, K., 2005. Latent Heat Storage Materials and Systems: A Review. International Journal of Green Energy 2: 1-56 TÜBİTAK. 2003.Yenilenebilir enerji kaynakları platformu bölüm 6 TUNÇBİLEK K. 2005. Laurik-palmitik asit ötektik karışımının enerji depolama karakteristiklerinin belirlenmesi, Yüksek lisans Tezi. VELRAJ, R., SEENIRAJ, R.V., HAFNER, B., FABER, C., SCHWARZER, K., 1997. Experimental analysis and numerical modelling of inward solidification on a finned vertical tube for a latent heat storage unit Solar Energy, 60 (5): 281-290 VELRAJ, R., SEENIRAJ, B., HAFNER, B., FABER, C., SCHWARZER, K., 1998. Heat transfer enhancement in a latent heat storage system. Solar Energy, 65: 171– 180. WANG, X., LU, E., LIN, W., LIU, T., SHI, Z., TANG, R., WANG, C., 2000. Heat storage performance of the binary systems neopentyl glycol/pentaerythritol and neopentyl glycol/trihydroxy menthylaminomethane as solid phase change materials. Energy Conservation and Management 41: 129-134. WECHSLER A. E, 1992. The Probe Method for Measurement of Thermal Conductivity in Maglić K D, Cezairliyan A, Peletsky V E, (Eds.) Compendium of Thermophysical Property Measurement Methods, Vol. 2 Recommended Measurement Techniques and Practices, New York, London, Plenum Pres 61 XIAO, M., FENG, B., GONG, K., 2002. Preparation and performance of shape-stabilized phase change thermal storage materials with high thermal Conductivity. Energy Conversion and Management, 43: 103-108. YANG, W. J., 1989. "Thermal Energy Storage Systems and Their Dynamic Behavior", Energy Storage Systems, NATO ASI Series, Kluwer Academic Pub., The Netherlands. ZALBA, B., MARIN J.M., CABEZA, L.F., MEHLING, H., 2003. Review on thermal energy storage with phase change: materials, heat transfer analysis and applications. Applied Thermal Engineering 23: 251-283. ZHANG, J. J., ZHANG, J. L., HE, S. M., WU, K.Z., LIU, X. D., 2001. Thermal Studies on The Solid-Liquid Phase Transition Binary System of Fatty Acids, Thermochim Acta, 369 Pp.157-160. 62 ÖZGEÇMİŞ 1981 yılında Bergama’da doğdu. İlkokulu Hürriyet İlkokulunda, ortaokulu ve liseyi Bergama Lisesinde bitirdi. 2000 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya bölümünü kazandı. 2004 yılında bu bölümden Kimyager ünvanı ile mezun oldu. 2004 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı Fizikokimya Bilim Dalı Yüksek Lisans Programına başladı. Halen Fen Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı olarak Kimya Bölümünde 50/d kadrosunda araştırma görevlisi olarak görev yapmaktadır.
© Copyright 2024 Paperzz