Okul Gazetemizi Okumak İçin Tıklayınız

YENİLENİYORUZ
Fethiye Anadolu İmam Ha p Lisesi Yeni Binası Yeni Yerinde Yükseliyor
GEÇMİŞTEN GELECEĞE FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ Değirmenbaşı Mevkiinde Yükselen Yeni Okulumuzun İnşaatı Hızla Devam Ediyor.
2010 yılında planlamaya alınan
ve 2014 yılının Ocak ayında temeli atılan yeni okulumuz ve
pansiyonumuzun inşaatı hızla
devam etmekte. Okul binası ve
erkek öğrenci pansiyonuyla tam
bir eğitim yuvası haline gelecek
olan yeni okulumuz Fethiye’nin
20 yıllık ihtiyacını giderecektir.
Okul binamızın 2015-2016 eğitim
öğretim yılına yetiştirilmesi
planlanmaktadır. Okulumuz fiziki yapısı, teknolojik donanımı,
sosyal tesisi ve çevre düzenlemesi ile modern bir okul haline gelerek öğrencilerimizin daha nezih bir ortamda eğitim öğretim
görmeleri sağlanacaktır.
EMPATİ KÜLTÜRÜ
AYRILIK
Kenardan izlemesini bilenler için dünyamız
o kadar tuhaf bir gezegen ki. Bir taraftan
dünya dönerken, diğer taraftan da üstündekiler sürekli birbirlerinin boğazlarına sarılıp duruyorlar. Her kafadan bir ses çıkıyor;
herkes var gücüyle bağırıyor, sözünü dinletmeyince daha çok bağırıyor ve bu kısır
döngü böylece devam edip duruyor. De-
2014-2015 Eğitim Öğretim yılına büyük bir
coşkuyla giren okulumuzda bir de hüzün
vardı. Devamı 3. Sayfada
vamı sayfa 3’te...
1975 te eği me açılan Fethiye Anadolu imam –Ha p Lisesi 2014 eği m öğre m yılına kadar 1700 civarında öğrenci mezun etmiş r. Aradan geçen 39 yıl zar nda mezbahanede başlayan süreç dolgu sahasında hayırsever halkımızın katkılarıyla yapılan binada devam etmektedir. O günden bugüne yöre halkımızın teveccühü okula zaman zaman engellemeler sıkın lar yaşansa da devam etmiş r. Ar k bu okulların önü açılmış r. Çalışan ,gayret eden öğrencilerimiz istediği üniversiteye gidebilecek r. Yapılacak iş kaliteyi ve başarıyı ar racak yapılanma çalışmalarının daha da hızlandırılmasıdır. Bu Okuldan mezun olan kardeşlerimiz memleke n her tara nda bugün çeşitli görevlerde bulunmakta vatana , millete hizmet etmektedir. İyi bir çalışmayla okullarımız daha önceki vizyonunu yakalayabilir daha üst seviyelere çıkabilir. İmam- Ha p liseleri geçmişten günümüze bizleri içinde ye ş rmiş, ruh kazandırmış, dava insanı haline ge rmiş r. Her birimizin gönlüne hakka ve halka hizmet etme duygusunu kazandırmış r. Sorumluluk duygusu vermiş r. Bugün bu okullardan mezun olanlardan kime sorarsanız bu okullardan mezun oldukları için mutludurlar. Bu okulların kendisine mahsus ruh hali vardır, bu burada kazanılır ve yaşanılır. 2010 yılında burada göreve başladığım zaman öğrenci sayımız 350 lerde iken yıldan yıla artarak2013
-2014 eği m yılında750 lere ulaş .2014-2015 Eği m yılında sayının 900 civarında olacağı, okulumuzun bu öğrenci kapasitesini taşıyamayacak hale geleceği düşünüldü ve kapasiteyi geliş rme çalışmalarına devam edildi. Yapılan is şareler sonucunda okulumuzun kız ve erkek olarak ayrılmasına karar verildi. Yapılan çalışmalar ve yazışmalarla 2014- 2015 eği m yılına iki İmam –Ha p Lisesiyle eği me girdik. Şimdi 450 öğrencisiyle eği m veren bir Kız Anadolu İmam –
Ha p Lisemiz, 440 öğrenciyle eği m veren bir erkek Anadolu İmam –Ha p Lisemiz var. Her okulun velileri, öğrencileri ve öğretmenleri bundan memnunlar. Bu süreçteki çalışmalarda katkıda bulunanlara, camia olarak teşekkür ediyor, Allah razı olsun diyoruz. Yapılan bu çalışmalar Fethiye'deki İmam-Ha p Liseleriyle ilgili fiziki kapasite sıkın sını bi rmiş r. Yeni okulunda 2015-2016 Eği me girmesiyle öğrencilerimiz daha iyi şartlarda eği m imkanına kavuşacakr. Bu çalışmalar ve yapılacak yenileşme çalışmaları ile önümüzdeki zamanda okullarımızdaki kalite artacak başarı çıtası daha yükseklere çıkacakr .Bundan sonraki zamanda da okullarımız tercih edilen, is kbali açık okullar olacak r. Bu yıl yine bizlerin sesi olacak bir gazeteyle sesimizi duyurmak okuyucularımızla sohbet edip dertleşelim istedik. İsterim ki bu çalışma bundan sonra sürekli olarak devam etsin. Bu çalışmayı yapan öğrenci ve öğretmenlerimize başarılar diliyorum, destek verenlere de teşekkür ediyorum Allahuteala'nın herkese sağlık sıhhat, afiyet vermesi, hepimizi hak ve adale en ayırmaması, bizi nefsimizin oyuncağı haline ge rmemesi, güzel günlerde, hayırlı işlerde buluşturması dileğiyle. Tevfik ENGİN Fethiye Anadolu İmam Ha p Lisesi Müdürü GÜNCEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
91 YILLIK SEVDAMIZ CUMHURİYET
Cumhuriyet Bayramımızı Yine Coşkuyla, Heyecanla ve Gururla Kutladık
Cumhuriye mizin 91. yıl etkinlikleri içerisinde Fethiye Şehir Stadında düzenlenen Cumhuriyet Bayramı Kutlama Töreni muhteşem görüntüler sunarak tüm izleyenleri coşkulu anlar yaşa . Okulumuz Edebiyat Öğretmeni Muammer Şahin önderliğinde gerçekleş rilen etkin-
liklerde cumhuriye mizin kuruluşu ve Atatürk’ün zeybek oynadığı sahnenin canlandırılması büyük alkış aldı. Muammer hocamızın eşsiz anla mıyla izleyiciler duygu yüklü anlar yaşayarak gözyaşlarına hakim olamadı. Törende Kaymakamımız konuşmasında Kara-
man’da maden kazası geçiren işçilerimizi de unutmadı. Akşam ise görkemli bir fener alayı düzenlendi. Cumhuriyet coşkusu tüm Fethiye’de olduğu gibi okulumuzda da çeşitli etkinliklerle kutlandı. GÜNCEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EMPATİ KÜLTÜRÜ
Baş tarafı 1. sayfada
Amerikan filmlerinde geçen bir replik hep
hoşuma gitmiştir; “Bugün
söylediğiniz her şey yarın
aleyhinizde delil olarak
kullanılacaktır.’’ Her ne kadar bu uyarı –
durumunun ve kanunun gerektirdiği
zorunlulukla – suçluya yönelik yapılıyorsa da her insan potansiyel suçlu olduğu
için bütün insanlar ve onların yaptıkları
bütün uygulamalar için de geçerli görüyorum. Ancak maalesef insanlar yaşadıklarından ders çıkarmıyorlar. Dünün
şikayetçileri, bugün aynı hataları yapıyorlar; hata yapıcılar da daha önce
yaptıkları şeylerin benzerleriyle karşılaşınca mızmızlanıyorlar. Peki, yarın nasıl
olacak diyorsanız onu da söyleyelim;
Bugün şikâyetçi konumundakiler şikayet
edilecekler; şikayet edilenler de şikayetçi olacaklar.
Bu kısır döngüyü kırmanın bir
yolu yok mu? Var ama insan için pahalı
külfetli bir çare. İnsanın bencilliğine ve
onunla bağlantılı olarak menfaat düşkünlüğüne neşter vuran, ağır darbe
indiren bir çare. İnsanlar ne zaman bu
yabani taraflarını törpüleyecek yola
girer, karşısındakinin de kendisi gibi bir
varlık olduğunu, dolayısıyla kendisi
kadar hak hukuka sahip olması gerektiğini, buna bağlı olarak bencil duygularından ve peşin hükümlerinden kendini
arındırabilme olgunluğunu gösterirse
denge oturur.
Roma hükümdarlarından Ulpius
Crinitus Traiantus hem en sevilen hem
de kendi döneminde devletin en geniş
sınırlara sahip olduğu bir yöneticiydi.
Kibirli çevresinden herkese karşı aşırı
derecede nazik davrandığı için kendisini
kınayanlara;”Bir imparator olarak sade
vatandaşlara, kendisi bir sade vatandaş
olarak imparatorlardan nasıl bir davranış şekli bekliyorsa, bir imparator olarak
kendisinin de sade vatandaşlara aynı
şekilde davrandığını” söyler.
Unutmayalım ki en kötü bildiğimiz
insanın iyi tarafları; en iyi bildiğimiz
insanınsa muhakkak ki kötü tarafları
vardır. Hayatında şeytanla özdeşleşen
bir yazarımızın ölürken bütün mal varlığını çocukları yerine kimsesiz çocuklara
bırakmasını birinci tip insanlara örnek
gösterebiliriz. İkinci tip insanın da örnekleri çoktur. Sizleri kimlerin çok büyük
hayal kırıklıklarına uğrattıklarını bulursunuz. Öyleyse severken de kızarken
de ölçülü olmak zorundayız yoksa hayal
kırıkları ve pişmanlıklar hep bizimle
yaşar.
Son olarak bir test sorusu (serde
öğretmenlik var ya): Kendinize benzetmeye çalıştığınız bir insanın, sizi kendisine benzetmesini ister misiniz? Hayır,
mı diyorsunuz? Peki, o zaman derdiniz
ne? Kendinizi mihenk taşı mı sanıyorsunuz? Bu kadar çok inanç, mezhep ve
meşrep ile bu kadar farklı ideoloji, parti
ve klikin hüküm sürdüğü bir dünyada
sizin yeriniz neresi? Somut bir argümanınız var mı elinizde?Var mı diyorsunuz? Korkarım ki vehimlerinizi bulunmaz Hint kumaşı vehmediyorsunuz.
Sadettin ÖZGÜN
2014-2015 Eğitim öğretim yılı okulumuzda coşkuyla başladı. İlk günün
heyecanıyla okula koşan öğrencilerimiz üç aylık bir aranın ardından birbirleriyle hasret giderdiler. Bu sene aramıza yeni katılan 9. sınıftaki kardeşlerimizin heyecanlı olduğu gözlendi. Okul müdürümüz Tevfik Engin’in coşkulu konuşmasıyla başlayan yeni eğitim öğretim yılında aramızdan ayrılarak yeni açılan okullarına taşınan kız kardeşlerimizin okuldan ayrılışı hüzünle karşılanırken bir yandan da vedalaşmalar yaşandı.
Fethiye Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde eğitim ve öğretimlerine devam edecek olan kız kardeşlerimizin yeni okullarının hayırlı olmasını ve
ÇINTAR SEZONU AÇILDI Ç
ıntar sezonu bu sene erken geldi. Fethiye Arpacık yakınlarında Kurban Bayramının 2. ve 3. gününde köylüler tara ndan toplanan çıntar mantarı her zamankinden erken çık . Hem gelir kapısı olan hem de besin değeri ve lezze açısından severek tüke len çıntar Muğla ve çevresinde geleneksel bir lezzet halinde tüke lmekte. Sonbaharın habercisi de sayılan çıntar ha a sonlarında dağ havası almak isteyen doğaseverler için de etkinlik anlamına gelmekte. BuKurbanBayramıdaGeçti Kimine göre mutlu, kimine göre hüzün dolu bir bayram daha geç . Yine insanlar bayramlaşmak için camilere akın e ler. Her sene olduğu gibi et yemeyen kalmasın diye kesilen kurbanlar paylaşıldı. Dayanışmanın ar ğı bu günlerde insanlığın ve kardeşliğin de bugünü en zor yaşayanlar şehit aileleriydi. Mezarlıkların ağızlarına kadar taş ğını gördük. Tüm Türkiye de olduğu gibi Fethiye de yaşayan halkımızı da bu bayramı heyecanla beklediği ar ğını gördük. Kimi zaman görüldü. Nice mutlu baybarışa vesileydi bugünler. ramlara dileklerimizle… Kimi zaman özleme. Belki Belkıs UYAR GÜNCEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
DEMOKRASİ ve KARDEŞLİK KAZANDI
Okulumuzdaki
2014‐2015 baş‐
kanlık seçimleri
çok
heyecanlı
geç . Demokra‐
sinin gereği dost‐
luk ve kardeşlik
içerisinde yerine
ge rildi.
O
kulumuzda yapılan Okul Meclisi Başkanlığı seçimleri dostluk ve kardeşlik havası içerisinde demokrasi şöleni olarak yapıldı. Seçimlerde aday olan dört öğrenci programlarını, vaatlerini, icraatlarını seçmenlere anlatmaya çalış . Sınıf gezileri ve bahçe konuşmalarıyla oy toplamaya çalışan adaylar yoğun bir seçim dönemi geçirdiler. Seçim kurulunda yer alan öğretmenlerimiz Nihan İyibilir ve Hakan Demiröz iyi bir seçim dönemi geçirilmesi için ellerinden geleni yap lar. 24 Ekim Cuma günü gerçekleşen seçimden Arif Cengil aldığı 207 oyla başkanlığa hak kazanırken diğer adaylardan Muhammet Necip Gencer 140, Kemal Şenyürek 41, Tayyip Camuzcu ise 16 oy aldılar. Cuma günkü bayrak töreninde seçim sonuçları okul müdrümüz tara ndan açıklandı ve yeni başkan Arif Cengil öğrenci kardeşlerimizin huzuruna davet edildi. Öğrenciler tara ndan coşkuyla karşılanan Arif Cengil okul müdürümüz Tevfik Engin tara ndan tebrik edildi. Seçimde ikinci en fazla oyu alan M. Necip Gencer de öğrencilerin huzuruna davet edilerek tebrik edildi. Bir seçim heyecanı da böylece sona erdi. FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
GÜNCEL
KIŞ GELİYOR CAMİLER HAFTASI
Camilerin toplum hayatındaki önemini hatırlamak,
halkımızın camiler ile daha
sık ve olumlu bir ilişki kurmalarına vesile olmak, camilerin ve çevresini umumi
bakım ve temizliğini yapmak amacıyla 1986 yılından itibaren 01-07 Ekim
tarihleri arasında Camiler
haftası olarak kutlanmaya
başlanmıştır.
2003 yılından itibaren haftanın ismi Camiler ve Din
Görevlileri Haftası olarak
değiştirilmiştir. Etkinliklerinin çeşitliliği arttırılmış, içeriği zenginleştirilmiştir ve
ilke genelinde açılış merasimleri düzenlenmeye başlanmıştır.
Fettah Şekerci
Uzun süren bir yaz mevsiminden sonra Fethiye ye kış yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladı. 13.10.2014 saat
17.00 civarında başlayan yağmur Fethiyelilerin yüzünü güldürdü.Uzun zamandır beklenen yağmur Fethiye de yarım
saat kaldı. Yağmura hazırlıksız yakalananlar komik görüntüler oluşturdu. Muhammet Ece
YGS YAKLAŞIYOR
2014 2015 Eği m öğre m yılının başlaması ile son sını a olan öğrencilerin hayatlarını değiş recek olan YGS sınavı da gün geç kçe yaklaşıyor. Öğrenci- konuda çok duyarlı. Aç ğı leri büyük bir heyecan kap- kurslar ve programlarla öğlarken fedakar öğretmenler renciler bu yılki YGS sınavına tam anlamıyla hazırlanıyor. Yap ğı çalışmalarından dolayı okul yöne mine teöğrencilere destek oluyor. şekkür eder sınava girecek öğrencilere başarılar dileOkul içinde düzenlenen kurslara öğrenciler büyük ilgi riz… gösteriyor. Okul idaresi bu Muhammet ECE
GÜNCEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
Sıtkı Aslanhan Fethiye'mize Konuk Oldu
C
ramının yapımcısı Kişisel Gelişim
Uzmanı Sayın Sıtkı ASLANHAN
bey Fethimize misafir oldu.17 Ekim
Cuma günü 13:50 de Fethiye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerine hitap ederken, saat 20:00 de Fethiye halkına hitap etti.
ami ve Gençlik
Haftası
münasebetiyle Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü
Sayın Hasan Doğan ve İlçe
Müftümüz Sayın Oğuzhan
Kadıoğlu emeğiyle Akra FM
Belkıs Uyar
“Duyarlı Gençlik” radyo prog-
HURİYE KOYUNCU YATILI KIZ KUR’AN
KURSU TÖRENLE AÇILDI
Cami ve Din görevlileri haftasında Fethiye’nin
ilk yatılı Kur’an kursu olan Huriye Koyuncu Yatılı Kız Kur’an Kursu’nun açılışı törenle yapıldı.
Kursun açılışında Dünya Kur’an –ı Kerim güzel
okuma yarışmasının birincisi tarafından Kur’an –
ı Kerim ziyafeti verildi . Bununla birlikte konuşmalar, dualar ve mehter takımının sergilendiği
gösteri de açılışta yer aldı.
MUĞLA EĞİTİMDE BİLGE HAREKETİ
BİLGİLENDİRME TOPLANTISI
FETHİYEDE YAPILDI
2014-2015 Eğitim Öğretim yılında düzenlenmesi planlanan projeler tanıtıldı...
Muğla Milli Eğitim Müdürlüğü’nün
yürüttüğü Eğitimde BİLGE Hareketi
bilgilendirme toplantısı Otelcilik Turizm Meslek Lisesi uygulama Oteli
toplantı salonunda yapıldı. Her okuldan bir idareci , bir öğretmen ve bir
öğrencinin katıldığı toplantıda 20142015 eğitim yılında yapılması planlanan projeler hakkında bilgiler verildi.
İlgiyle izlenen toplantı Muğla ARGE
sorumluları tarafından düzenlendi.
DİNİMİZ
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
Kur’an Pınarı
َ َ‫ﷲ َوالَّذِينَ آ َم ُنو ْا أ‬
‫ش ُّد‬
ِ ّ ‫ﷲ أَندَاداً ُي ِح ُّبو َن ُھ ْم َك ُح ِّب‬
ِ ّ ‫ُون‬
ِ ‫اس َمن َي َّت ِخ ُذ مِن د‬
ِ ‫َومِنَ ال َّن‬
ّ
َ
َ
ّ‫اب أن‬
َ ‫ُح ًّبا ِّ ِ َولَ ْو َي َرى الَّذِينَ َظلَ ُمو ْا إِ ْذ َي َر ْونَ ا ْل َع َذ‬
َ ‫ﷲ‬
ِ ‫شدِي ُد ا ْل َع َذا‬
‫ب‬
َ ّ َّ‫ا ْلقُ َّو َة ِ ّ ِ َجمِيعا ً َوأَن‬
İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler.
Müminlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman
bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi.
Hadis Deryası
َ ‫ﷲ َحي ُْث َما ُك ْن‬
‫اس‬
‫ِا َّت ِق‬
َ ‫و َخال ِِق ال َّن‬,‫ا‬
َ ‫ت َو أَ ْت ِب ِح ال َّس ِّي َئ َة ْال َح َس َن ِة َتمْ ُح َھ‬
َ
‫ِب ُخلُ ٍق َح َس ٍن‬
“Nerede olursan ol, Allah’tan kork ve o’na karşı saygılı ol!
Günahın arkasından hemen iyilik yap ki onu siliversin. İnsanlarla muamelende güzel ahlaktan ayrılma!”
Hazırlayan: Ömer Faruk ALÇİÇEK
KUR’AN’ın ÖNEMİ
Allah'ın son indirdiği kitaptır. Hz. Muhammed'i bize
Kur’an-ı Kerimi anlatmak
için göndermiştir. Allah
Kur’an-ı Kerim’de tüm insanlara seslenmiştir. Her-
O
nu biz indirdik.
Çok mübarektir.
(Fayda ve bereketi çoktur). Artık
buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki
merhamet
olunasınız." (En'âm, 6/155). "Onlar,
hâlâ Kur'an'ın Allah kelâmı
olduğunu ve mânasını düşünmeyecekler mi? Eğer o, Al-
lah'tan başkası tarafından
olsaydı, muhakkak ki içinde
birbirini tutmayan birçok söz
ve ifadeler bulurlardı." (Nisâ,
4/82). "Bu Kur'an, akıl sâhiplerinin, âyetlerini iyice düşünüp anlamaları ve ders almaları için, sana indirdiğimiz saadet kaynağı bir kitabtır."
(Sâd,38/29).
Hazırlayan: Fatih ÇOBAN
kes yapması gerekeni, nasıl
davranması
gerektiğini
Kur’an-ı Kerim’den öğrenir.
Kur’an-ı Kerim ile ilgili ayetler: "İşte bu Kur'an muazzam bir kitaptır.
DİNİMİZ
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
HZ. HIZIR NASIL GÖRÜNÜR
Bir zamanlar yaşlı
bir kadıncağız duymuş ki, Hazreti Hızır
her gün yatsı namazında, Yeni Câmii’de
görülürmüş. Kendisi
de zâten Hızır Aleyhisselâm´ı görmeyi
öteden beri çok istermiş. Duyduğu söz
üstüne ertesi gün
kocasına
durumu
bildirip, ondan izin
alarak yatsı namazına Yeni Câmii’ye
gitmiş. Namaz çıkışında, avluda bir kenara çekilmiş ve
başlamış çıkanlara
dikkatli
dikkatli
bakmaya.
O pür
dikkat
çıkanları tâkip
ederken,
karşısından
bir yaşlı
amca çıkagelmiş.
- Neye bakarsın
hâtun?
- Dediler ki, bu
câmîde her gece Hızır Aleyhisselâm görünürmüş. Onu görmeye geldim.
- Peki onu görsen
nasıl tanıyacaksın?
- Bilmem.
- O zaman buradan
geçse, sen onu tanıyamazsın.
- Doğru, nasıl da akıl
edemedim.
- Bak öyleyse, sana
onu nasıl tanıyaca-
ğını öğreteyim.
- Olur
- Arkamdaki câmîyi
görüyor musun?
- Evet
- Işıklarına bak. Söndü mü şimdi?
- A evet, söndü.
- Şimdi bir daha bak,
ışıklar tekrar yandı
mı?
- Baktım. Evet şimdi
de yandı.
- Peki öyleyse. İşte
aynı böyle, arkasında duran câmînin
ışıklarını olduğu yerden kıpırdamadan
yakıp söndüren birisini görürsen, işte o
Hızır´dır.
- Doğru mu?
- Doğru
- Hay Allah
râzı olsun,
demiş
ve
kadın beklemeye
devâm etmiş. Fakat
tabiî herkes
dağıldığı halde, târife uygun kimse çıkmamış. Bizimki de
mahzun eve dönmüş. Kocası sormuş:
- Gördün mü Hızır
Aleyhisselâm´ı?
- Yok, göremedim.
- Vah vah.
- Olsun, göremedim
ama, nasıl görülür
çok iyi öğrendim
Kübranur ATALAR
Fethiye
Kız And. İ.H.L.
10/A 502
CÖMERT FAKİR
Cömertliği dillere de- hilindedir. Bunu
sizden esirgemem
stan olan Hatim-i
hiç uygun olur mu?
Tai’ye derler ki:
Bunu dinleyen arka- Kendinden daha
cömert birini gördün daşları tekrar
sorarlar:
mü?
- Yetim gencin
- Evet gördüm.
ikramına karşılık siz
- Kimmiş o?
de ona bir şey ver-
- Yetim bir gence
misafir olmuştum.
Bana bir koyun kesip
ikram etti. Koyunun
bir yeri çok hoşuma
gitti. Yemin ederek
(burası çok lezzetliymiş) dedim. Genç,
dışarı çıktı. On koyunu varmış. Birisini
daha önce kesmişti.
Dokuzunu da şimdi
kesmiş. Benim
sevdiğim kısımları
pişirip önüme getirdi.
Ben olanların farkında değildim.
Giderken kapının
önündeki kanları
görünce sitemle sordum:
diniz mi?
Hatim-i Tai der ki:
- Verdim ama pek
mühim sayılmaz.
- Ne verdiniz?
- Üç yüz deve ile beş
yüz koyun.
- O halde sen ondan
daha cömertsin.
Hayır o genç benden
daha cömerttir. Zira
o malının tamamını
verdi. Ben ise
malımın çok azını
verdim. Bir fakirin,
yarım ekmeğinin
tamamını misafire
vermesi mi mühimdir, yoksa bir
- On koyunun onu da zenginin sürüsünden
kesilir mi?
bir deveyi misafirine
- Sübhanallah bunda ikram etmesi mi?
şaşılacak ne var? Bir
şey sizin hoşunuza
Berat KOÇ 12/C
gitmiş. Bunu yapmak
da benim gücüm da-
DİNİMİZ
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
HAC
lümanların tek gaye etra nda bir araya gelmeHac; belli zamanda, belli yerleri özel bir şesi ve hep birlikte Allah’a yönelmesi İslam karkilde ziyaret etmek r. Hac İslam’ın beş şarndan beşincisidir. Hicre n dokuzuncu yılında farz kılınmış r. deşliğini güçlendirir. Zengin/fakir her Müslümanın ihrama gireHac hem mal, hem de rek aynı kıyafet içinde bulunbeden ile yapılan bir ması insanlara eşitlik fikrini ibade r. Belirli şartları vererek mahşer gününü hataşıyan Müslümanların rla r. Hac konusunda Peyömründe bir defa hacgamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır; “Kim Allah için ca gitmesi farzdır. Alhac eder de kötü söz ve davlah’ın her emrinde olduğu gibi haccın farz ranışlardan sakınırsa, annekılınmasında da birçok sinden doğduğu günkü gibi hikmetler ve faydaları günahlarından arınmış olavardır. Mesela; çeşitli rak döner.” ülkelerden kutsal topENESHAN MUTLU raklara gelen, dilleri ve 9/C renkleri ayrı olan Müs-
ra ilk yediğin kazığı ha rlıyorsun. Canından çok sevdiğin kardeşin BEYAZ ÖLÜM
uğruna öleceğin kızı takmış kolu Bir ölüm düşün birden ge- na geziyor. Sana gülmeyen kız len, gelirken acılar ge ren. Her ona gülücükler saçarken üzülüne kadar kötü de olsa adı beyaz yorsun. Ama yine içine a yorsun olan bir ölüm düşün. Ölüyorsun, susuyorsun... fark ediyorsun, korkuyorsun. Sonra üniversite yılların Kendinle savaşıyorsun ama galip geliyor aklına. Haya an koptugelen bedenin oluyor. Sen sende ğun anlar beliriyor gözünün kalıyorsun ama ruhun özgürlüğü- önünde..... Aradığın kurtuluş yolne kavuşuyor. Film şeridi oluveri- ları, dayanamadığın annesizlik, yor haya n. İlk anlarını ha rlıyor- yaşadığın mutsuz hayat acı yor sun o saf, masum, temiz hallerini. içini. Kalbin yine paramparça oluHafif bir tebessüm oluşuyor sura- yor. İlerledikçe mutlu olmaya nda. Büyüyorsun zaman geç k- başladığın anlar geliyor. Uyuştuçe. İlk ağladığın zaman aklına ge- rucu da bulduğun daha doğrusu liyor. İçinden diyorsun ki "Sus, bulduğunu zanne ğin huzuru erkek adam ağlamaz." dedikten ha rlıyorsun ilk etkisi güldürüyor sonra başlıyorsun ağlamaya. Ama seni. Sokağa çıkıp herkesi annen sessiz hıçkırıklarını yine kimseye sanıp "Annem ölmemiş baba " göstermiyorsun. O anda bile sen- diye bağırışlarını ha rlıyorsun. den taviz vermiyorsun. İlerledik- Yap ğının saçma olduğunu biliçe ilk aşkını görüyorsun. Elma yorsun ama annenin yaşadığını yanaklı, çilek kokulu kızını. Kalbi- sanmak bile mutlu ediyor seni. nin ritmini değiş riyor yine. Son- Yavaş yavaş uyuşuyorsun ar k. Hikaye
Çaresizlik hissi kaplıyor bedenini. Son anlarda kalbini sıkıyor sanki vicdanın. Pişman oluyorsun yapklarından. Âmâ yapamadıklarını düşününce de keşke diyorsun keşke yapsaydım. Oysa her şey için geç kaldın. Ölüm hissi ürkütüyor ne yapacağını bilemiyorsun. Son anların olduğunu anlıyorsun ama bir ümit kurtulmayı bekliyorsun yine... Ar k göz kapakların ağır geliyor. Ölüm son çağrısını yapıyor. Azrail sıldıyor kulağına gel bekletme ar k diyor beyaz ışık içine çekiyor seni. Gi kçe kayboluyorsun. Hiçliğe ulaşıyorsun. Beyazla başlayıp beyazla biten bir ölüm tadıyorsun. Ar k ne acı kalıyor ne de keder... Hazırlayan: FATIMATÜ ZEHRA ÇAY Kız A. İ. H.L. 10/A 504 AKTÜEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
ÖĞRETMENLERİMİZİ YAKINDAN TANIYALIM
10 PARMAĞINDA 100 MARİFET
MUAMMER ŞAHİN
Öğretmenlerimizi her yönüyle tanıtmayı planladığımız bu
köşemizde, ilk olarak çok yönlülüğü ve çalışkanlığı ile
tanınan edebiyat öğretmenimiz Muammer Şahin’i tanımaya çalışacağız.
Hocam bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
M.Ş. – Nerden başlayacağımı bilemiyorum ama doğumumdan bu güne hayatımı özetleyeyim isterseniz. 20 Nisan 1965
yılında dünyaya geldim. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi
İzmir’de tamamladım. 1983 yılında girdiğim Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldum ve aynı
yıl Ordu ili Ünye ilçesinde edebiyat
öğretmeni olarak göreve başladım. Zorunlu bölge hizmeti için gittiğim Siirt
ilinde öğretmen ve idareci olarak görev
yaptım. 1995 yılında Muğla iline tayin
istedim ve 1996 yılında Fethiye’de göreve başladım. 1998 yılından bu yana da
Fethiye Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak görev
yapmaktayım.
-Okulumuzdaki görevinizin yanında,
Fethiye Belediyesi Kültür Merkezinde
de idareci olarak görev yapıyorsunuz. Bu konuda neler
söyleyeceksiniz.
M.Ş. – 2004 yılının Mart ayında, Belediye başkanımız Behçet
Saatcı ikinci kez belediye başkanı olarak seçilince, o yıl hizmete giren Kültür Merkezi’nin yöneticiliğine beni getirmek
istediklerini söyledi. Ben de çalışkanlığı, başarısı ve kişiliğiyle gönlümüzde taht kurmuş olan bir başkanın yanında çalışmaktan onur duyacağımı söyledim ve görevi kabul ettim.
Gerekli yazışmalar yapıldı ve öğretmenlik görevini aksatmamak kaydıyla, Kültür Merkezinde görev yapabileceğime karar verildi. Yaklaşık 11 yıldır iki görevi birlikte yürütüyorum.
- Bildiğimiz kadarıyla çok sayıda ödülünüz var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz.
M.Ş. - Ben 27 yıl boyunca şuna şahit oldum ki, bu millet
ciddi anlamda kadirşinas. Siz yeter ki bir şeyler başarın, karşılığını fazlasıyla alıyorsunuz. İlk teşekkür belgesini 1988
yılında henüz stajer öğretmenken aldım. Sonra bu belgelerin
ardı arkası kesilmedi. 27 yılda çeşitli kurumlar tarafından
verilen 57 teşekkür, 9 takdir, 5 Başarı ve 1 üstün başarı belgesinin yanında, 30 dan fazla plaketle ödüllendirildim. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından iki kez köşkte kabul
edildim. Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, Milli Eğitim
Bakanları Nevzat Ayaz ve Hikmet ULUĞBAY, İçişleri Bakanlığı döneminde Abdülkadir Aksu tarafından ödüllendirildim. Cumhuriyetin 75. yılı münasebeti ile yazdığım “Atatürk
Çizgisinde Çağdaş Eğitim ve Öğretmen” adlı makale Muğla
Birincisi ve Türkiye üçüncüsü olunca, Rahmetli Sakıp Sabancı tarafından 30 cumhuriyet altını ve Milli Eğitim Bakanı
tarafından devlet hatıra altını ile ödüllendirildim. Hasılı alın
terimin karşılığını bu ülkenin insanları fazlasıyla verdi.
-Hocam tiyatro oyunculuğunuzun olduğunu ve çeşitli dizi
ve sinema filmlerinde oynadığınızı da biliyoruz. Birazda
bunlardan söz eder misiniz?
M.Ş. – Tiyatro benim çocukluk aşkımdı diyebilirim. Edebiyat
öğretmeni olunca tiyatrodan kopmadım. Öğrencilerimle birçok oyun sahneye koydum. Kültür Merkezindeki görevime
başladıktan sonra tiyatroyla daha yakından ilgilenme fırsatı
buldum. Yönetmen arkadaşlarım oyunculuk yeteneğimi keşfedince, başta Reis Bey olmak üzere, Keşanlı Ali Destanı,
İstanbul Efendisi, Çatallı Köy, Teneke, Kart Horoz, Kabzımal
Cemile, Bay Cinayettin gibi oyunlarda baş rol oyuncusu olarak yer aldım. Son olarak yeni sezona Haydi Karına Koş adlı
oyunla hazırlanıyoruz. Sinema filmi olarak Ateşin Düştüğü
Yer, televizyon dizisi olarak da Ümit
Milli adlı oyunlarda rol aldım.
- Biraz da yazdığınız eserlerden söz
eder misiniz?
M.Ş. - 1993 yılında Siirt ilini tanıtan
Siirt İl Yıllığı’nı kaleme almıştım. Daha sonra tiyatro oyunları yazdım.
“Çanakkale Geçilmedi” adlı tiyatro
oyunu hem ilçemizde hem de birçok
ilde sahnelendi. 2008 yılında ilçemizi
her yönüyle tanıtan “Turizmin Yükselen Işığı – Fethiye” adlı kitabın yazımını ve belediye başkanlığımız tarafından basımı sağlanan ve
her biri on bin adet basılan 9 ayrı kitabın yazımını sağladım.
“Derviş Yunus” adlı bir çalışmam da devam ediyor.
- Gerek tiyatro oyuncusu olarak, gerekse konferans vermek ve gerekse Türk Kültürünü tanıtmak amacıyla çeşitli
ülkelere gittiniz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz.
M.Ş. – Özellikle kültür merkezi yöneticiliğine getirildikten
sonra, ilçemizi yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak amacıyla
birçok çalışma gerçekleştirdik. Kayaköy’ün barış köyü olması amacıyla Türk – Yunan Dostluk Günleri düzenledik. Bu
amaçla Rodos Adası, Atina, Karditsa ve Selanik’te kültür
etkinlikleri gerçekleştirdik. Sergiler açtık, konserler verdik,
halk oyunları gösterileri yaptık. Keşanlı Ali Destanı adlı tiyatro oyununu Bulgaristan’ın Şumnu şehrinde sergiledik.
Ukrayna’da ve Kırım’da Türk kültür etkinlikleri düzenledik.
Makedonya ve Kıbrıs’ta düzenlenen Türk Dünyası Gençlik
Buluşmaları’na konuşmacı olarak katıldım. Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen Anadolu Festivali’ne 7 dalda katıldık. Sergiler açtık, konserler verdik ve gösteriler yaptık. Daha
birçok ülke var ama gazeteyi bunlarla doldurmayalım isterseniz.
- Gerek kültür merkezindeki görevinizden, gerekse kültür
ve sanatla ilişkinizden dolayı birçok ünlü sima ile tanışma
fırsatı buldunuz. Birazda bunlardan söz eder misiniz?
Acun Ilıcalı başta olmak üzere, Genco Erkal, Tarık Akan,
Sinan Bengier, Sunay Akın, Behiç Ak, Ebru Akel, Füsun
Erbulak gibi televizyon ve sinema sanatçılarının yanında birçok yazarla da birlikte çalışma ve onlarla tanışma fırsatı buldum. Açıkçası bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum.
- Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
M.Ş. – Ben teşekkür ederim. Kolay gelsin diyor başarılar
M. Halit Artan-Furkan Karabekiroğlu
diliyorum.
AKTÜEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
Fethiye Müftüsü Sayın Oğuzhan Kadıoğlu ile Söyleşi
Müftümüz Sayın Oğuzhan Kadıoğlu ile Camiler Haftası ve gençliğin camilere olan ilgisiyle ilgili söyleşi yaptık. Bize vakit ayırdığı için sayın müftümüze teşekkür ederiz.
‐ Neden gençlik ? Gençlerin camiye
ka lımlarının az olduğunu mu düşünü‐
yorsunuz ?
Az olduğunu düşünmüyoruz ancak gençlerden beklen miz daha yüksek. Camilerde namaz kılan genç sayısının artmasını is yoruz. Sloganımızda zaten "Geç Kalma Genç Gel Şehrin Kalbinde Buluşalım" Amacımız dikkat çekici bir slogan kullanıp sadece bu ha a da gençleri camiye çekmek değil bunu daimi kılmak. Gönlümüzden geçer ki mü ülüğümüzün bir gençlik teşkila olsun . Biz, siz gençlerin bu konunun idrâkine varabileceğinize inanıyoruz. ‐Fethiye mü ülüğü olarak daha
önce camiler ve din görevlileri
ha ası ile ilgili bir çalışma yap‐
mış
mıydınız?
1986` dan bu yana camiler ha ası kutlanıyor. Camiler ha asına daha sonraki yıllarda din görevlileri de ka ldı. Bu seferde ha anın adı' Camiler ve Din görevlileri Ha ası' oldu. Fakat camiler ve din görevlileri ha ası ile alakalı yapılan programlar son yıllarda biraz daha belirgin hale geldi. Bunun da sebebi Diyanet İşleri Başkanlığımızın seçmiş olduğu temalardır. Billboardlarda, radyolarda, televizyonlarda , internet sitelerinde , cami önlerindeki afişlerde , raketlerde , yapılan tanı mlarda bu tema güzel bir şekilde işlendi ve vatandaş , halkımız, cemaa miz , toplumun her kesimi daha dikkatli bir şekilde camiler ve din görevlileri ha asını ön görmeye başladı. Dikkat ederseniz bizim bu ha adaki toplan larımızda din görevlileri ha asını bir öğretmenler günü gibi ya da zabıtalar günü gibi değil de daha çok camileri ve toplumun cami ile ilgili sorunları ‐Bize zaman ayırdığınız için teşekkür
hakkında bilgilendireederiz.
rek işlemeye çalışBende sizin bu konuya ilginizden dolayı maktayız. teşekkür ederim. Yardımcı olabildiysek ‐Yap ğınız
önceki ne mutlu bize. çalışmaların topluma
faydaları olduğunu
düşünüyor musunuz?
Camilerde
Namaz Kılan
Genç Sayısı‐
nın Artmasını
İs yoruz
Kesinlikle faydaları olduğunu düşünüyorum .Örneğin geçen senelerde işlenen konulardan biri olan 'Cami ve Engelliler' temasının Türkiye genelinde etkileri çok büyük oldu. Bu sebeple de bu sene gençleri ele aldık. Hzl. Dilara Musilioğulları Kız A.İ.H.L.
10/C
AKTÜEL
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
TARİHTE BU AY
Sezai Karakoç ‘’Gökte yapılıp yere indirilen şehir ‘’der o’nun için. Bütün inananların kalbinde göklerin emane dir Kudüs. Yaşananları her dem taze ,derin ,acı ha ralar saklar sinesinde… Caddeler, sokaklar, binalar konuşur sanki. Haykırır sinesinde büyü üklerini… Kudüs öyle bir şehirdir ki ; Allah’ın resulü (s.a.v)’’Allah benden sonra Aris’ ten Fırat’a kadar Şam bölgesini nasip edecek. Oranın erkekleri , kadınları , ve dulları kıyamete kadar sinir bekçisidirler. Hangi biriniz Şam sahillerinden birini Yahut Beyt-i Makdis’i (Kudüs) seçerse kıyamete dek cihat halindedir ‘’ buyurmuştur. O göklerin emane olan şehir hep yanlış insanlara emanet edilmiş.Haçlıların zulmüne düşmüştü. Yapılan hunharlıklar şehrin su tanklarını kana bulayacak kadar, sokaklarda 3 gün boyunca oluk ,oluk kan akacak kadar dehşet vericiydi.’’ Haçlılar Doğu sahillerine geldiklerinden beridir, Müslümanlar böyle bir zafer kazanmamışlardı. Diğer hü-
durumunu şu muhteşem sözlerle anlatmış : "O, Kudüs hakkında o kadar gamlı idi ki onun bu gam ve kederini dağlar kaldıramazdı. O çocuğunu kaybetmiş bir ana gibi şaşırmış kalmış . A nı bir yerden bir yere koşturup Müslümanları Kudüs'ü kurtarmak için cihada davet ediyordu. Daima hüzünle gözyaşı döküyor, göz pınarları hiç kurumuyordu. Hele Akka'ya bak ğı zaman kendine bir türlü hâkim olamıyor, halkına yapılan zulüm ve işkenceleri ha rlamak istemiyordu. Boğazına bir türlü yemek girmiyordu. O şöyle diyordu: "Kudüs ve Mescid-i Aksa Haçlıların işgalinde olduğu müddetçe ben nasıl olur da gülebilidirememiş . İslamın ilk kubbesi ve Kairim, sevinebilirim, istediğim gibi rahat na n efendisi Hz. Muhammed ‘in(s.a.v) yemek yiyebilirim ve hele gözüme nasıl uyku girebilir!" Miraca yükseldiği mukaddes beldenin Haçlı sultasında bulunmasını kabullene- Kudüs’ü birçok yönden kuşa Selahadmemiş . Onun için haramdı ; yedin Eyyubi . mek ,uyumak, gülmek . Kudüs’ün fethine Nihaye nde kavuştu fa hine Kudüs. dek çadırda kalacak . 2 Ekim 1187 yılında fethedildi KUDÜS. Bahaüddin b. Seddad ,şarkın sultanının Hazırlayan: Belkıs UYAR Sultan Mahmut'un Adağı
için adakta bulunmuşsunuz ve Allah’ın yardımı ile savaşı kazanmışsınız. Bu durumda sizin gibi âdil bir sultan, bir daha Allah’tan yardım isteyeceğini düşünüyorsa hiç durmayıp adağını yerine ge rmelidir. Ben bir daha Allah’tan bir şey istemem diye düşünürseniz adamlarınızı dinleyip ganime hazineye götürün.” Sultan Mahmut bu akıl ve bilgi dolu sözlerden sonra o gün ele geçen ganime n hepsini fakirlere dağı rdı. Abdestsiz İş Yapmayan Padişah
II. Abdülhamid Han, dinimiz İslâm’ın emirlerini yerine ge rmekte çok hassas bir insandı. Kızı adiye Sultan ha ralarında onun için şöyle diyor: “Babam çok sıhhatli bir insandı, sağlam bir bünyesi ve idmanlı bir vücudu vardı. Küçüklüğümde, onun yalnızca bir defa hastalandığını ha rlarım. Çünkü o çok az uyurdu ve mutlaka şafaktan önce kalkardı. Beş vakit namazını düzenli bir şekilde kılar, daima Kur’ân-ı Kerîm ve Hadis-i erif okurdu. Dindar, Allah’a (c. c.) son derece bağlı, samimi bir Müslüman idi ve çok çalışkandı.” Sultan II. Abdülhamid Han, acil bir iş ortaya çıkınca gecenin çok geç bir vak nde bile olunsa mutlaka uyandırılmasını ister ve işlerin ertesi güne bırakılmasına asla razı olmazdı. Abdestli olmaya çok dikkat eder, her ne vakit olursa olsun rsat bulduğu ilk Sultan Mahmut Gazne'den kalkıp Hintlilerle savaşa gi . Karşısında kalabalık bir ordu görünce şaşırdı. O adil sultan: “Eğer bu askerleri yenersem, elde edeceğim bütün ganime fakirlere dağıtacağım.” şeklinde bir adakta bulundu. Nihayet savaştan galip çık ve müthiş bir ganimet elde e . Elde edilen ganime n küçük bir bölümü bile paha biçilemeyecek kadar kıymetliydi. Sultan derhâl adamlarından birini çağırıp: “Bu ganimetleri fakirlere dağıt; çünkü savaştan önce Allah\'a adakta bulundum. Şimdi adağımı yerine ge rmem lâzım.” dedi. Demesine dedi, ama çevresinde bulunup bu emri duyan hemen herkes: “Bunca mal, bunca al n, değer bilmez bir avuç fakire verilir mi? Ya askere verin, memnun olsun, savaşlara daha iyi hazırlansın; yahut emredin, hazineye götürsünler.” şeklinde şikâye e bulundu. Sultan birden tereddüte düştü, düşünceye daldı. O civarda Hüseyin denilen zeki bir adam vardı. O sıralarda ordunun içinden geçiyordu. Sultan onu uzaktan görünce: “Hah!” dedi, “Şu adamı yanıma ge rteyim. Ona sorayım ve ne derse yapayım. Çünkü o ne asker tanır ne sultan. Söyleyeceği sözü tarafsız söyler.” Sultan onu huzuruna çağırdı ve olayı olduğu gibi anla . Bilge kişi: “Sultanım.” dedi. “Savaştan önce Allah’a dua ederken ganime fakirlere dağıtmak kümdarların yapamadığını Allah, Kudüs ‘ün ikinci Fa hine , Selahaddin ‘e nasip edecek .’’ Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin sin-
anda hemen abdes ni alırdı. Yatağının başucunda, Hazre Ali Efendimiz’in oğullarından Hazre Hüseyin’in şehit edildiği yer olan Kerbelâ’nın toprağından yapılma bir tuğla bulundurduğu bilinir. Bu tuğla ile daha yatağından kalk ğı ilk anda hemen teyemmüm abdes alır ve lavaboya gidip su ile abdest alana kadar da olsa yere abdestsiz basmak istemezdi. Bu konuda mabeyn (saray) başkâ bi Esat Bey diyor ki: “Bir gece yarısı, çok önemli bir belgenin imzalanması için padişahımızın kapısını çaldım. Fakat kapı açılmadı. Bir müddet bekledikten sonra tekrar çaldım, yine açılmadı. Acaba padişahımıza bir şey mi oldu diye çok endişelendim. Bu korkuyla, tam da kapıyı kırıp içeri girmeyi düşünürken kapı birden açıldı. Padişahımız, elindeki havlu ile yüzünü kurulayarak beni karşıladı. Bana bakıp tebessüm ederek, —Evladım, bu vaki e çok önemli bir iş için geldiğinizi anladım. Daha kapıyı ilk vuruşunuzda uyandım. Hemen abdest aldım. Onun için gecik m. Kusura bakma. Ben bu kadar zamandır bu mille n hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım. Ge r imzalayayım, dedi. Besmele çekerek belgeyi imzaladı.” Hzl. Rumeysa Uyar YAŞAM
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
sistemini güçlendiriyor. Ilıman iklimlerde ye şen bir meyve olan nar; kalbi koruMalumunuz sonbaharın gel- duğu gibi tansiyonu düşürüyor. Narı içindeki zarlar ile mesiyle nar yendiğinde mevsimi de başmide ülserilamış oldu. Binni önlediği lerce yılık hikabilinmekteyesi ile Türküledir.
re konu olmuş , Binlerce Yıllık Şifa
Kaynağı NAR…
içi dışı şifa kaynağı olan narın faydaları saymakla bitmiyor. Başta meme kanseri olmak la birlikte birçok kanser türüne de iyi geliyor. İçerdiği flovanoid , vitamin ,polifenol ,antosiyanin, taninler nedeniyle bağışıklık Narın Faydaları : *Nar mideyi temizler . * Boğaz ve akciğerlere faydalıdır. *İdrar söktürür. *İshali ve kusmayı önler. *Kalp ve mide ağrılarına iyi gelir. BELKIS UYAR BUNLARI BİLİYOR MUYDUN? İnsan kalbi bir ömür süresince ortalama 2.900.000.000 kere atar. İnsan vücudundaki en güçlü kas dil kasıdır. Fenerbahçe kulübünün ilk adı “siyah çoraplılar’’ dır. Erkeklere yıldırım çarpma olası-lığı kadınlara göre 6 kat fazladır. Örümcek ağının kimyasal yapısı örnek alınarak çelik yelek yapılır. Kaplumbağalar hiçbir şey yemeden 3-4 yıl yaşayabilirler. Sinek kuşları saniyede 60 kez kanat çırpar. Güneş ısı verdikçe küçülür. Bir bal arısı bir kaşık bal yapa-bilmek için 4.200 çiçeğe konar. Deve kuşunun gözü beyninden büyüktür. Bir kilo limonda bir kilo çilektekinden daha fazla şeker vardır. Çin’ de yüz benzerliğinden dolayı 44 milyon kadın kayıp r.. Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe kadar şkırtabilecek kadar güçlüdür. Japonya’daki 8.9’luk deprem camdan atlayıp ölen kişi Türk’tür Bir insan burnunu karsa "nnnnn" sesini çıkaramaz. Osmanlı’da bir evde hasta varsa evin penceresine kırmızı çicek konurdu. O çiçeği gören sa cılar sessizce geçer, çocuklar başka sokakta oynardı. Çekirgeler dizleriyle duyarlar. 1880’de Tayland’ın kraliçesi herkesin gözü önünde boğularak ölmüştür.hiç kimse kurtarma girişiminde bile bulunmamış r. Çünkü kraliçeye dokunmak yasak r... Bi er çikolata 3 saat boyunca kan akışhızıını ar rır. HIRSIZ
KİM ?
Polis bir hırsızlık
olayıyla ilgili şüp‐
helendiği 4 kişiyi
sorguluyor.
Verdikleri ifaden
yola çıkarak hırsı‐
zın kim olduğunu
buluyoruz.
Bakalım hırsızı bu‐
labilecek miyiz?
MELİH:’’ Gece dördümüz kahvedeydik. Hava kararıncaya kadar bahçede oturduk. Hava soğuyunca veliye üzerimdeki montu verdim. Üstünde sadece şört vardı. Montun evin önünde ne aradığını bilmiyorum. Mont benim ama evi ben soymadım, inanın bana. Mehmet kalk , sonra Veli kalk . Serdarla ikimiz kaldık sonra evimize gi k, film izleyip uyuduk. Ama gece kalk ğımda oturma odasında yır k gömlek vardı. Mont benim am ben yapmadım.’’ SERDAR:’’ Dün gece hep beraber kahvedeydik. Veli Karslıdır. Soğuğa alışkın olduğunu söyler durur. O günde üstünde bir şört vardı. Veli üşüyünce Melihin montunu aldı. Gözlerimle gördüm . Masadan önce Mehmet kalk sonrada Veli. Bizde melihle kaldığımız bekar evine gidip film izledik, sonra da uyuduk. Sabah kalk ğımda masanın üzerinde bir gömlek gördüm. Mont Melih de kaldı yani.’’ VELİ: ‘’ Mehmet ile aynı evde kalıyoruz. Dün akşam beraberdik. Kahvenin bahçesinde çok üşüdüm. Melih’in montunu alıp giydim. Mehmet benden önce kalk , bende hemen ardından eve gi m ve mont üzerimdeydi. Bir saat sonra montu vermek için; Serdarı aradım çünkü Melihin telefonu yoktu. Sonra buluştuk montu Serdara verdim. Evin önüne nasıl gi ğini bilmiyorum. Sadece Mehmet sanki eve geldiğimde evde yoktu emin değilim. ‘’ MEHMET: ‘’Velinin çaldığını gözlerimle gördüm. Mont Melihin montu ama Melih üşüdüğü için almış . Dördümüz kahvede oturuyorduk. Ben kalk m eve doğru gidiyordum. Yolda biraz oyalandım. Zaten soyulan evde bizim yolun üzerindeydi. Veli de hemen arkamdan kalkmış ,koşarak kaldırımın karşısına geç . Galiba beni fark etmedi hava karanlık ve etra a kimse yoktu. Cama rmanırken montuyla gömleği demire takıldı. Montu çıkarıp yere a . Camdan girdi hiç beklemezdim . ‘’ Sence hırsız kim? Cevaplarını bekliyoruz. KÜLTÜR SANAT
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
Tefrika* ROMAN KÖR MEVLÜT Tefrika No: 1 Aydın Adnan GÜMÜŞ D
süreceğini düşündü. Ha a birazda içinde ışarı adım atar at- lardı. maz yüzüne sıcak bir rüzgâr Turan, elindeki bavulu Salih’in dokundu. Ağaçlar, dağlara dayanmış gökyüzünü solurken soluk soluğa kalmış otobüsün babasının arabasına koydu. Önce Salih’in gözlerindeki yeşilliği yakaladı sonra “nasılsın?” diyebildi. muavini; onca bavulları indirmiş, en al a-
burada. Ankara’dan beri çıplak bir yeryüzü gözlerinin önünden geçip giderken Denizli’den beri ağaçlarla kaplı yeşillik larının bazılarını olmadığını gördü ve sonra gözünün birinin de olmadığını görünce şaşırdı. Salih, hiçbir zaman babasından bu Amca’dan gözünü ayırdıktan sonra dağa Salih, otobüsten inen üniversiten arkadaşına doğru yöneldi. Saatlerce onun gelmesini beklemiş . Salih’i karşısında gören Turan’ın gözleri sır nı dağlara dayayan ağaçlarda idi. Salih ve Turan, üç aylık ayrılıktan sonra ilk defa karşılaşmış-
boyaları dökülmüş, bazı yerleri küflenmiş arabanın içinde endişeli gözlerle etra anısını anlatmaya başladı. Amca’nın elini öperken elindeki parmak-
şekilde bahsetmemiş . Turan, Mevlüt vardı. çalış rır çalış rmaz yola koyuldu. Turan, izliyordu. Bunu gören Mevlüt Amca, bir Turan, Salih’in babası Mevlüt ki mavi bavulu çıkarıp tekrar çıkardıklarını geri koyarken… Dağların çıplaklığı yoktu korku oluştu. Mevlüt Amca, renosunu bak . Gideceği köy bu dağın arkasındaydı. Ama oraya nasıl gidileceğini merak ediyordu. “Dağın sise, toprağın yağmura doyduğu, çam ağaçlarından bazılarının yola serildiği şuba n uzun gecelerinden birinde yeni öğrendiğim arabayı sürme hevesi ile kırmızı BMC’ye binip Andızlık’a maden çekmeye gi m. Hep BMC ile vakit geçirmek is yordum. Devamı gelecek sayıda...
*Tefrika: Roman veya hikayelerin gazete veya dergilerde bölüm bölüm yayınlannu geçince Turan iyice şaşırdı. Nasıl araba masıdır. Mevlüt Amca, arabanın direksiyo-
AYIN KİTABI
“Çünkü insana en çok ki‐
tap yakışıyor ve mürekke‐
bin kur duğ yerde kan akıyor !“ Franz KAFKA Nazan Bekiroğlu’nun Timaş Yayınları’ndan çıkan “ NAR AĞACI ”
kitabı ile buluşturmak istedim sizi.
Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacı romanı Trabzon, Tebriz, Tiflis,
Batum, Bakü ve İstanbul hattında geçen çok güzel bir hikaye sunuyor
bize. Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı’na uzanan bir
öykü…
Bence Nar Ağacı tarih kadar gerçek bir hikaye. Okumak için
farklılıkla kucaklaşmak isteyenlere naçizane tavsiyemdir…
Hzl. Meryem Naile KOÇER
SANAT
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
SELAM !
“ Sesini değil, sözünü
yükseltmeli insan! Çünkü gök
gürültüleri değil,
yağmurlardır
yaşatan.” diyor Hz. Mevlana. Biz
de sesimizi değil,
sözümüzü
yükseltmek için hayallerimizi, düşüncelerimizi yeşertmek için bir
gazete çıkarmaya karar verdik.
Yüreğimizin ve dilimizin
gücü yettiğince gönül penceremizi araladık. Hayallerimizi, düşüncelerimizi, dertlerimizi taşısın diye; bugünlere, yarınlara selam
olsun diye gazetemizi çıkardık.
Öğrencilerimizle birlikte ilk
sayıyı çıkarmanın heyecanını ve
mutluluğunu yaşıyoruz. Ve sizlere sunuyoruz,
beğeneceğinizi
umarak…
Her ay çıkacak olan gazetemizde tarihten, edebiyata; dini
sayfamızdan, mizaha kadar pek
çok konuda haberlere, bilgilere
yer verdik.
Öğrencilerimiz haber yapmanın, araştırmanın, birlikte çalışmanın zevkini yaşadılar.
Dersler bittikten sonra herkes
evine giderken onlar okulda bizimle kalarak gazete için çalıştılar ve çalışmaya da devam edecekler.
Bizi destekleyen herkese
teşekkür ederek günleri, mevsimleri ve sizleri selamların en güzeli
ile selamlıyoruz.
Meryem Naile KOÇER
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
GÜLDESTE
“ Rabbim, Rabbim, bu işin bildim neymiş
Türkçesi;
Senin aşkın ateş r, ateşin gül bahçesi “
Necip Fazıl Kısakürek
“ Ya ümitsizsiniz ya ümit “ siz ” siniz.
Ya çaresizsiniz ya çare “siz “ siniz.”
Behçet Neca gil
“ ömrüm bir tepeye vurmuş gün gibi
Şöyle böyle derken aş
neyleyim…”
Karacaoğlan
“ Gerek yok her sözü, laf ile beyana:
Bir bakışın bin söz eder, bakıştan anlaya‐
na…”
MEVLANA
“ Seni bulmaktan önce aramak isterim
Seni sevmekten önce anlamak isterim
Seni bir yaşam boyu bi rmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim “
Özdemir Asaf
SPOR
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
OKULUMUZDA FUTSAL ELEMELERİ BAŞLADI
Okulumuzda ilk defa uygulanacak olan futsal takımı için seçmeler başladı. Okulumuz Beden eği mi öğretmeni Volkan Koyuncu önderliğinde yapılan seçmeler için öğrenciler kıyasıya bir rekabet içinde. Fethiye’de ki belli liseler boy göstereceği futbol turnuvası için ayıran Volkan Hoca çalışmalarını büyük bir zlik içinde yürütmekte olup sahamızın futbol çizgilerinin olmayışı da ayrıca bir handikap yaratmaktadır. Berat GÜN CUMHURİYET SATRANÇ TURNUVASI
Okulumuz Edebiyat Öğretmeni Aydın Adnan Gümüş yöne minde kurulan satranç kulübü öğrencileri çalışmalara başladı. İlk olarak Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri çerçevesinde satranç turnuvası düzenlendi. Turnuvaya ka lan öğrenciler birbirleriyle kıyasıya mücadele e ler. Karşılaşmalar sonucunda turnuvayı kazanan öğrencilere madalya dağı mı yapıldı. 1. İsa Hacıekiz, 2. Oğuz Hammaloğlu, 3. Mehmet Mahsun Çi çi oldu. Kuruluş Tarihi: Ekim 2014 Yayın Türü: Süreli Okul Gazetesi Fethiye Anadolu İmam Ha p Lisesi Adına Sahibi Tevfik ENGİN Yazı İşleri: Yayın ve İle şim Kulübü Adına Nihan İYİBİLİR ve Meryem Naile KOÇER Muhabirler: Yayın ve İle şim Kulübü Öğrencileri Yöne m yeri: Fethiye Anadolu İmam Ha p Lisesi Tuzla Mah. Muzaffer Dontlu Cad. No 2 Fethiye Yazıların sorumluluğu yazarına ai r. MİZAH
FETHİYE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
Beden eğitimi dersinde öğretmen şimdi yere
yatın ve bisikletle bir yoldaymış gibi ayağınızla
pedal çevirin. Herkes harıl harıl yaparken Alpay ayaklarını hareket ettirmez. Öğretmen
sorar:
Yavrum sen niye yapmıyorsun?
Alpay cevap verir:
Ben yokuş aşağı gidiyorum öğretmenim.
Bir gün Hasan koşarak odaya girdi ve elindeki karneyi babasına uzattı. Baba karneye şöyle bir göz attı, kaşları çatıldı, sertçe;
-İyi bir iş yapmış gibi bu karneyi bana gösteriyorsun değil
mi? dedi. Şu karnenin haline bak!.. Beden Eğitiminden
başka iyi bir not var mı şunda? -Ama babacığım kızma!..Bu benim değil, senin, tavan arasında bulduğum eski karnenmiş.
Hzl. Cezmi ÇOBANOĞLU