Başvuru dilekçelerinin PDF sürümüne buradan erişebilirsiniz

EK-1
BİREYSEL BAŞVURU FORMU
I- KİŞİSEL BİLGİLER
KEREM ALTIPARMAK & YAMAN AKDENİZ
TARAFINDAN 07.04.2014 TARİHİNDE ANAYASA MAHKEMESİ’NE
SUNULAN DİLEKÇENİN KOPYASIDIR.
A- GERÇEK KİŞİLER İÇİN
Başvurucu
1- T.C. KİMLİK NUMARASI :
2- ADI:
3 - SOYADI :
4- CİNSİYETİ: ERKEK :
T.C.
ANAYASA MAHKEMESİ
KADIN :
5- UYRUĞU: Türkiye Cumhuriyeti
6- MESLEĞİ: Öğretim Üyesi……………… GÜN
7- DOĞUM YERİ VE TARİHİ : ……………..…
AY
/
YIL
/
8- YAZIŞMA ADRESİ:
………………………………………………………..
9- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ
a- EV : ……………………………………………
BİREYSEL BAŞVURU FORMU
b- İŞ : ……………………………………………..
c- CEP : ………………………………………….
İçtüzüğün 68. maddesi uyarınca öncelik verilmesi talebi
vardır
ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ :
AVUKATININ
1- ADI :……………………... 2 - SOYADI :………….
3 - YAZIŞMA ADRESİ :…
…………………………………………………..….
………………………………………………………
4- TELEFON NUMARASI VE ELEKTRONİK POSTA ADRESİ
a- EV
:……………………………………….
b- İŞ
:…
c- CEP
……………………….
ç- ELEKTRONİK POSTA ADRESİ :………
/
II- AÇIKLAMALAR
A- Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:
1. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyesi olan müvekkilim Prof. Dr.
Yaman
Akdeniz
YouTube
sitesinin
uzun
yıllardır
kullanıcısıdır
(bkz
http://www.youtube.com/channel/UCW4KpLJxD1kOioKN7_bH3vw). Müvekkil YouTube
sitesini sadece bilgi edinmek için değil aynı zamanda içerik sağlayıcı sıfatı (5651 Sayılı
Kanun, Madde 4) ile bilgi paylaşımı için de kullanmaktadırlar. Müvekkilin Youtube sitesine
kendi hesabından yüklediği videolar bulunmaktadır. Bu nedenle hem ifade hem de bilgiye
ulaşma hakları karardan etkilenmektedir.
2. 27.03.2014 tarihinde YouTube adlı İnternet sitesinde “seçim güdümü” isimli bir hesapta
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bakanlık Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı
Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’in Suriye politikası hakkındaki
görüşmelerinin ses kayıtlarının yayınlanmasının ardından aynı tarihte Youtube.com sitesine
Türkiye’den erişim engellenmiştir. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, söz konusu
kayıtların tutulması ve paylaşılması “casusluk faaliyeti” olarak yorumlanmıştır (bkz EK 1:
Dışişleri Bakanlığı, Güncel Açıklamalar No: 98, 27 Mart 2014, Süleyman Şah Saygı
Karakoluna İlişkin Olarak Sosyal Medyada Yayınlanan Ses Kaydı Hk.).
3. Müvekkil siteye 27.03.2014 tarihinde erişmeye çalıştığında siteye erişiminin engellendiğini
ve “5651 sayılı Kanun uyarınca yapılan teknik inceleme ve hukuki değerlendirme sonucunda
bu İnternet sitesi (youtube.com) hakkındaki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın
27/03/2014 tarih ve 490.05.01.2014.-48125 sayılı kararına istinaden Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı tarafından İDARİ TEDBİR uygulanmaktadır.” ibaresiyle karşılaşmıştır.
02.04.2014 tarihinde basında yer alan açıklamalarda ve TİB site sorgulama sayfasından elde
edilen bilgilerde youtube.com sitesinin erişime engellenme gerekçesi Gölbaşı Sulh Ceza
Mahkemesinin 27/03/2014 tarihli ve 2014/358 Değişik İş No.lu Kararı ve 5651 sayılı
Kanunun 8 inci maddesinin 1/b bendi (25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine
İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar) olduğu anlaşılmıştır. Bir başka deyişle,
Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararı müvekkil tarafından ancak 2.4.2014 tarihinde
öğrenilmiştir.
Youtube.com sitesine erişim engelleme ve koruma tedbiri uygulaması ile ilgili kararlar
incelendiğinde özetle:
a) Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27/03/2014 tarih ve 2014/1051 sayılı yazısı ile, siyasal
ve askeri casusluk ile gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçu ile ilgili olarak yapılan
soruşturma kapsamında, devlet üst düzey sivil ve askeri yöneticilerin arasında; devletin
güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken
konuşmaların kayda alınarak İnternet ortamında yayınlandığına ilişkin deliller
bulunduğundan, bu bilgilerin İnternet ortamında yayınlanmasının ve bu şekilde suçun
işlenmesinin durdurulması bakımından 15 özgül YouTube adresine (URL tabanlı) ve aynı
nitelikteki diğer linklere erişimin engellenmesi, bu içerik ve aynı nitelikteki diğer içeriklerin
tamamen kaldırılıncaya kadar erişime engelin devam edilmesine karar verilmesi Gölbaşı
Sulh Ceza Mahkemesi’nden talep edilmiştir.
b) 27/03/2014 tarihinde Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi 2014/358 değişik iş no'lu kararında
ilgili yayınların devlet sırlarını ifşa ve faaliyetini ihtiva ettiğinden gecikmesinde sakınca
olduğuna hükmederek Anayasa’nın 22/2. Maddesi ve TCK’nın 328/1, 330/1 maddeleri
gereğince belirtilen linklere erişimin engellenmesine karar vermiştir. Mahkeme aynı
zamanda TİB tarafından bahse konu içeriklerin erişime engellenmesinin Youtube sitesine
bildirimine rağmen Youtube tarafından bildirilen süre içerisinde gereğinin yerine
getirilmemesi durumunda IP ve alan adından sitedeki tüm yayına erişimin
engellenmesine ve söz konusu içerikler ve aynı nitelikteki diğer içerikler tamamen
kaldırılıncaya kadar erişime engelin devam edilmesine karar vermiştir.
c) 04/04/2014 tarihinde Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığı’nın itirazına istinaden verilen 2014/381 değişik iş sayılı kararla Anayasa 153/6
ışığında 2014/358 değişik iş sayılı kararın yeniden gözden geçirildiği belirtilerek sadece ihlal
konusu linklere erişimin engellenmesine dair kararın aynen devamına karar verilerek
“Youtube.com” isimli İnternet sitesinin tüm kullanıcılarının Anayasa’nın 26. maddesinde
güvence altına alınan ifade özgürlüğü haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle tüm yayına
erişimin engellenmesine dair kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkeme
yeniden değerlendirdiği kararında Anayasa Mahkemesi'nin 02/04/2014 tarih ve
2014/3986 sayılı Twitter sitesi ile ilgili kararına atıf yaparak youtube.com sitesine erişimin
engellenmesinin yalnızca engellemeye dayanak gösterilen ve URL bazlı verilen kararla
mümkün iken ülkemizde milyonlarca kullanıcısı olan bir video paylaşım sitesi olan
“youtube.com” isimli İnternet sitesine tamamen erişimin engellenmesinin Youtube
kullanıcılarının hepsi açısından ifade özgürlüğüne yönelik ağır müdahale niteliğinde
olduğunu, sınırlamanın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin kriterlere
aykırılık oluşturduğunu, özel hayatın korunması ile ifade özgürlüğü arasındaki dengenin
mahkeme tarafından sağlanamadığını bu nedenle de ilgili siteye İnternet erişiminin tamamen
engellenmesine ilişkin kısmının Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence
altına alınan ifade ve haberleşme hürriyetini kısıtlayabilecek nitelikte olduğunu belirtmiştir.
d) İlgili karara Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 04/04/2014 tarihinde itiraz
edilmiştir. Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/04/2014 tarihli ve 2014/81 Değişik İş
sayılı kararıyla, ilgili İnternet sitesi tarafından gereğinin yerine getirilmemesi durumunda
Youtube.com İnternet sitesinin tüm yayınına erişimin engellenmesine ve suça konu içerikler
kaldırılıncaya kadar erişim engellemenin devamına hükmedilmiştir.
e) TİB tarafından belirtildiği üzere bu kararlara istinaden Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığı tarafından KORUMA TEDBİRİ uygulanmaktadır.
Aşağıda açıklanacağı üzere gerek Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi’nin gerek Gölbaşı Asliye Ceza
Mahkemesi’nin kararları 5651 Sayılı Kanunun 8inci maddesine dayanmamaktadır. Çünkü karara
konu olan videoların hiçbiri anılan hükümde sayılan katalog suçlar kapsamında değildir. Gerekçesi
siyasal anlamda ne kadar güçlü olursa olsun, hukuki olarak bu kapsamda bir işlem yapılması
mümkün değildir. Bu nedenle, açıkça Yasanın 8. maddesine dayanmayan bu kararları TİB'in sanki
5651 Sayılı Yasanın 8. maddesine göre alınmış gibi duyurmasının da hiçbir açıklaması yoktur.
B- Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin
edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:
hangi
nedenlerle
ihlal
İfade Özgürlüğü Açısından (Anayasa md. 26, 27 ve 28, AİHS md. 10)
1. Youtube isimli sosyal medya platformu, dünya çapında yüz milyonlarca kişinin video,
görüntü, şarkı vs. paylaştığı, ayda bir milyardan fazla kişi tarafından ziyaret edilen popüler
bir sitedir. Sitenin Türkiye'de de milyonlarca kullanıcısı olduğu tahmin edilmektedir.
Youtube üzerinden bilimsel, görsel ve sanatsal bilgi, haber, düşünce ve eser paylaşımı
yapılmaktadır. Dünya çapında bir çok haber kanalı da Youtube üzerinden haber yayını
yapmaktadır. Hatta Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün de YouTube üzerinde resmi yayın
yaptığı bir hesabı vardır (bkz https://www.youtube.com/user/cumhurbaskani). Son yıllarda
YouTube özellikle “yurttaş gazetecilik” kavramı çerçevesinde bireyler tarafından bağımsız
habercilik ve demokratik iletişim amaçlı olarak yaygın şekilde ülkemizde ve dünya
2.
3.
4.
5.
genelinde kullanılmaktadır. Ayrıca bilimsel konferans, seminer ve toplantılar da Youtube
üzerinden yayımlanmaktadır. Dolayısıyla, YouTube demokratik toplumun temellerinden
olan ifade özgürlüğünün en etkin kullanıldığı platformlardan birisi haline gelmiştir. Bu
nedenlerden dolayı, sitenin Türkiye’den erişime engellenmesi hem bilgiye ulaşma imkanını
hem de bilgiyi yayma imkanını ciddi şekilde zedelemiştir. Başta Anayasanın "Herkes,
düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın
haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar" hükmüyle ifade edilen ifade
özgürlüğü, hem 27. maddesinde korunan bilim ve sanat özgürlüğü, hem de 28. maddede
korunan basın özgürlüğü ihlal edilmektedir.
Aynı şekilde yakın tarihte bir başka sosyal medya platformu Twitter.com isimli İnternet
sitesine erişim TİB tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve bazı mahkemelere verilen
kararlara istinaden koruma tedbiri uygulanarak engellenmiştir. Anayasa Mahkemesi,
milyonlarca kullanıcısı olan bir sosyal paylaşım sitesine erişimin engellenmesinin bu
kişilerin demokratik toplumun temellerinden olan ifade özgürlüğünü sınırlayıcı etkisi dikkate
alındığında, bu tür sınırlamaların hukuka uygunluğunun acilen denetlenmesi ve hukuka
aykırılık tespiti halinde sınırlamanın hemen kaldırılmasının demokratik hukuk devleti
açısından bir zorunluluk olduğunu belirtmiştir (2/4/2014 tarih ve 2014/3986 Başvuru nolu
karar, para. 26). Mahkeme söz, yazı, resim veya başka ifade araçlarının düşünceyi açıklama
ve yaymak için kullanılabileceğini ve tüm bu araçların anayasal korumadan faydalanması
gerektiğinin altını çizmiştir.
Aynı kararda mahkeme "İnternetin sağladığı sosyal medya zemini kişilerin bilgi ve
düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymaları için vazgeçilmez niteliktedir. Bu
nedenle düşünceyi açıklamanın günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerinden biri haline
gelen internet ve sosyal medya araçları konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda
devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır." demektedir (para.
39) Mahkemeye göre, sosyal medyada belli olay ve olgulara ilişkin olarak paylaşılan haber
ve düşüncelerin zamanın geçmesiyle güncelliğini yitirip etki ve değerini kaybedebileceği
açıktır. (2/4/2014 tarih ve 2014/3986 Başvuru nolu karar, para. 26).
Bilindiği gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de İnternet yayımcılığını ifade
özgürlüğü kapsamında değerlendirmektedir. (Editorial Board of Pravoye Delo and
Shtekel/Ukraine, no. 33014/05, 05.05.2011; Yıldırım/Türkiye, no. 3111/10, 18.12.2012;
Delfi AS/Estonya, no. 64569/09, 10.10.2013). AİHM, Times Newspaper Ltd/BK kararında
(no. 3002/03 ve 23676/03, para. 29) İnternetin kamuyu ilgilendiren bilginin yayılmasındaki
önemine dikkat çekmiştir. Özellikle Twitter, Facebook gibi sosyal medya platformlarıyla
beraber Youtube.com sitesinin bu anlamdaki önemi yadsınamaz.
Erişim engelleme uygulaması ifade özgürlüğü hakkını iki yönlü olarak sınırlandırmaktadır.
Bir yandan, Youtube.com' da bugüne kadar paylaşılan tüm içeriğe erişim engellenmekte, bir
yandansa bundan sonra paylaşılacak olan milyarlarca içeriğe erişim engellenmektedir.
Kararın bu ikinci yönü, Anayasa'da mutlak olarak yasaklanmış olan sansürü mümkün
kılmaktadır. Ekim 2009’da AİHM, tedbir kararlarının tek başına, AİHS’nin ifade
özgürlüğünü koruyan 10. maddesine aykırı olmadığını; ancak bir gazetenin, yargı organı
tarafından henüz içeriği bilinmeyen gelecek sayılarının tamamının yayınının durdurulması
halinde durumun farklı olacağını Ürper ve Diğerleri v. Türkiye (Applications nos. 14526/07,
14747/07, 15022/07, 15737/07, 36137/07, 47245/07, 50371/07, 50372/07 and 54637/07)
pilot kararında belirtmiştir. AİHM’e göre gelecek sayıların yayınının mahkemeler
tarafından durdurulması bir sansür uygulaması olarak değerlendirilecektir. Ürper
kararının sadece gazete ve dergilerle sınırlanmış olduğu düşünülemez ve karar İnternet
yayıncılığı için de geçerlidir. İnternet sitelerine erişim yasağının getirilmesi AİHS 10.
maddeye ve Anayasa’nın 26. maddesine bir müdahale niteliğindedir ve bu uygulama Ürper
pilot kararı ışığında sadece sansür olarak tanımlanabilir. Erişim engelleme kararı ile
müvekkilin sadece mevcut bilgiye ulaşma hakkı ihlal edilmemiş, aynı zamanda erişime
engellenen sitede ileri tarihlerde yayınlanacak olan binlerce bilgi ve belgeyi ulaşılmaz
kılarak bilgiye ulaşma hakkı da ihlal edilmiştir.
6. Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere ilişkin sınırlandırmalar kanunla
öngörülmeli ve sınırlamalar kanuna uygun olmalıdır. Kanunda öngörülmeyen bir sınırlama
nedeni, ne kadar yüksek menfaatleri koruduğu iddia edilirse edilsin temel hak ve
özgürlüklerin sınırlandırılması için gerekçe olamaz. Aksinin kabulü, yasama yetkisinin
devredilemez olduğunu belirten Anayasa'nın 7. maddesine ve hiç kimse veya organın
kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamayacağını belirten 6. maddesine
aykırı olur. Yukarıda açıklandığı gibi Gölbaşı Sulh ve daha sonra Asliye Ceza Mahkemesi
kararları engelleme kararını ve koruma tedbirini iki farklı hususa dayandırmaktadır. Ancak,
söz konusu unsurların hiçbiri Youtube.com sitesinin erişime engellenmesini mümkün kılacak
nitelikte değildir.
Gölbaşı Mahkemelerinin almış olduğu erişim engelleme kararının hukuken dayanağı yoktur
7. Öncelikle, Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi ve Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararları
incelendiğinde erişim engelleme kararlarının yukarıda da belirtildiği üzere siyasal ve askeri
casusluk ile gizli kalması gereken bilgileri açıklama suçu ile ilgili olarak yapılan bir
soruşturma kapsamında verildiği görülmektedir. 5651 sayılı Kanun, hakimler tarafından
verilen erişim engelleme kararlarını koruma tedbiri olarak tanımlamaktadır. Bu hükme göre,
erişim engelleme tedbiri kamuyu ilgilendiren katalog suçlar için öngörülmüş istisnai bir
durumdur. 8. madde Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlarda erişim engelleme kararı
verilebilecek suç tiplerini tahdidi bir şekilde (numerus clausus) olarak saymıştır. 8. Madde
kapsamındaki katalogda sayılmayan suçlar için TCK’nın 328/1 (Siyasal veya askerî
casusluk), 330/1 (Gizli kalması gereken bilgileri açıklama) maddeleri veya Terörle Mücadele
Kanunu) bu koruma tedbirine başvurulması mümkün değildir. Yasa koyucu eğer TCK 328
ve 330’da öngörülen suçlar için de erişim engelleme kararı verilebileceğini düşünseydi 8.
madde de bunları sayabilirdi. Aksinin kabulü halinde 5651 sayılı yasadaki listenin gereksiz
yere düzenleneceği kabul edilecektir ki yasa koyucunun abesle iştigal etmeyeceği hukukun
temel ilkelerindendir.
8. Dolayısıyla, Youtube.com sitesinin tamamına ve/veya 15 özgül YouTube adresine (URL
tabanlı) mahkeme kararı ile erişimin engellenmesi kararının hukuki bir dayanağı yoktur.
Benzer bir başvuruda Anayasa Mahkemesi, Twitter sitesine uygulanan erişim engelleme
uygulamasının hukuki dayanağının olmamasını Anayasa’nın 26. maddesinde korunan
ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerektirdiğini belirtmiştir (2/4/2014 tarih
ve 2014/3986 Başvuru nolu karar).
Gölbaşı Sulh ve Asliye Ceza Mahkemelerinin Kararları Nitelik Olarak Koruma Tedbiri
Değildir, Yetki Saptırması Niteliğindedir
9. Burada bir hususun daha altı çizilmelidir. Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi, kararını istenen
videoların Youtube'dan kaldırılmaması nedeniyle erişim engelleme kararı verdiğini
belirtmektedir. Erişim engelleme kararı, 5651 sayılı Yasada da belirtildiği gibi bir koruma
tedbiridir. Koruma tedbiri, ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin
sonunda verilecek kararların kağıt üzerinde kalmamasını ve muhakeme masraflarının
karşılanmasını sağlamak amacıyla, kural olarak, ceza muhakemesinde karar verme yetkisini
haiz olan yetkililer tarafından verilen ve bazı temel hak ve özgürlüklere müdahaleyi
gerektiren bir önlemdir. Bu özelliği nedeniyle koruma tedbiri bir amaç değil araçtır
(Hakeri/Ünver, Ceza Muhakemesi, s. 152). Aynı nedenle koruma tedbirleri geçici
önlemlerdir ve koruma tedbirlerinden beklenen amaca ulaşıldığında tedbirin derhal sona
ermesi gerekir. (Öztürk ve Diğerleri, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 384; Cihan/Yenisey, no.
257; Hakeri/Ünver, s. 153)
10. Bilindiği gibi koruma tedbirlerinin, bir yabancı şirketi tehdit amaçlı kullanılması gibi bir
olasılık söz konusu değildir. Youtube'un istenilen videoları çıkarmadığı için erişime
engelleme kararının verilmesi, aslında ortada bir koruma tedbiri olmadığını göstermektedir.
Eğer amaç bir suçun işlenmesinin engellenmesi ise 5651 sayılı Yasanın 8. maddesi
mahkemelere bu yönde bir yetki vermemektedir.
11. Eğer kararın amacı milli güvenlik için önemli bilgilerin Youtube sitesinde yayımlanmasıysa,
artık bu yönde bir kararın anlamı kalmamıştır. Çünkü artık bu bilgiler gizli değildir.
Türkiye'den milyonlarca insanın bu bilgilere ulaşmış olması bir yana, sitenin Türkiye'den
erişime engellenmiş olması, bu videolara başka sitelerden ve yurtdışından ulaşılmasını
engellememektedir. AİHM, Observer ve Guardian/Birleşik Krallık davasında, casusluk
bilgilerine ilişkin bir kitabın ABD'de yayımlanması üzerine Birleşik Krallık'ta bu kitaba
ilişkin verilmiş tedbir kararının uygulanmaya devam etmesinin artık demokratik bir
toplumda kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. (Observer ve Guardian/Birleşik Krallık, no.
13585/88, para. 66-70). Türkiye'de Youtube'un erişime engellenmesinde durum daha açıktır.
ABD'de yayımlanan kitaba, çok az sayıda İngiliz vatandaşı ulaşabilmişken gizlilik anlamsız
kalmıştır. Milyonlarca insanın kolayca ulaştığı bir bilginin gizli olduğunu söylemenin ise
hiçbir anlamı yoktur.
12. Bu uygulamanın bir başka sonucu şudur. Mahkeme, erişim engelleme kararını belirsiz bir
süre için vermiştir. Eğer Youtube istenilen videoları çıkarmazsa, hiçbir yargılama
yapılmayacak bir ceza davası yüzünden ebediyen erişime engelli kalacaktır. Böylesi bir
müdahalenin ifade özgürlüğü hakkının özüne dokunacağı şüphesizdir. AİHM'in Cumhuriyet
Vakfı ve Diğerleri davasında belirttiği gibi süresi ve kapsamı belirsiz bu tip tedbir kararları
demokratik bir toplumda kabul edilemez. (Cumhuriyet Vakfı ve Diğerleri/Türkiye, no.
28255/07, 8.10.2013, para. 62-76)
.
13. Anayasa Mahkemesi de bir sosyal medya ağı olan twitter.com sitesine erişimin tamamen
engellenmesini öngören işlemin sınırları belirsiz bir yasaklama kararı ile engellenmesinin
demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale
oluşturduğunu ifade ederek ifade özgürlüğünün ağır bir şekilde ihlal edildiğine karar
vermiştir.
14. Benzer şekilde AİHM, Youtube.com’a göre çok daha az kullanıcısı olan Google Sites'ın
erişime engellenmesinin tartışıldığı Ahmet Yıldırım/Türkiye kararında: "66. AİHM, bununla
birlikte, itirazı inceleyen hâkimlerin özellikle Google Sites’a erişiminin tamamen
engellenmesi gerekliliğini değerlendirerek, ihtilaf konusu olaydaki çeşitli yararlar arasındaki
dengeyi araştırmaya çalışmadıklarını gözlemlemektedir. AİHM’in nazarında, bu eksiklik,
Sözleşme’nin 10. maddesi bağlamında kendisi tarafından uygulanan ve ifade edilen kriterler
dikkate alındığında, yalnızca hâkimlere “Google Sites” isimli yer sağlayıcısının tümden
erişime kapatılmasının gerekliliği hakkında değerlendirmede bulunma zorunluluğu
yüklemeyen 5651 sayılı Kanunun 8. maddesinden kaynaklanmaktadır. Aslında, sözü edilen
bu yükümlülük, doğrudan Sözleşme ve AİHM içtihadından doğmaktadır. Hâkimler,
kararlarında, sadece bu bağlamda verilen tedbir kararına uygun olarak ihtilaf konusu siteye
erişimi engellemenin tek yolunun Google Sites’a erişimin tamamen engellenmesi olduğunu
ifade etmişlerdir. Oysa AİHM, özellikle İnternette bulunan bilgilerin büyük çoğunluğuna
erişimi engelleyen benzer tedbir kararları nedeniyle İnternet kullanıcılarının haklarına
büyük ölçüde zarar verildiğini ve önemli dolaylı etkiler oluşabileceğini hâkimlerin
dikkate almaları gerektiği kanaatindedir." (Ahmet Yıldırım/Türkiye, no. 3111/10).
15. Türkiye’de kullanılan DNS ve IP adresi engelleme yöntemlerinde işlem, siteyi barındıran
sunucunun web adresi üzerinden yapıldığından, sunucu üzerindeki içeriğin tümü engellenmiş
olmakta, bu da aşırı-engelleme ve engellemenin maksadı aşması sonucunu doğurmaktadır.
Ayrıca bu erişim engelleme kararı ile iddia edilen ihlaller durdurulamamaktadır. Bu
bağlamda erişim engelleme kararı ile cezalandırılanlar aslında hukuka aykırı olduğu iddia
edilen içerikleri Youtube.com’a yükleyen kişilerden ziyade, bu başvuru sahibi müvekkil gibi
bu sitelerin kullanıcılarıdır. Dolayısıyla, söz konusu kararlara dayanarak Youtube.com’un
tamamen erişime engellenmesi, müvekkilin de içinde bulunduğu milyonlarca insanın bilgi
alma ve aktarma hakkını hiçe saymaktadır. Bu niteliğiyle karar demokratik bir toplumda
zorunlu olmadığı gibi ölçülü değildir ve açıkça ifade özgürlüğü hakkının özüne
dokunmaktadır.
16. Dolayısıyla, AİHM’in Ahmet Yıldırım/Türkiye, no. 3111/10 kararı ve Anayasa
Mahkemesi’nin 02/04/2014 tarih ve 2014/3986 sayılı Twitter kararı göz önünde
bulundurulduğunda söz konusu tedbir kararının keyfi sonuçlar doğurduğunu ve bu bağlamda,
sadece ihtilaf konusu içeriğe (15 özgül YouTube adresi) erişimin engellenmesinin
hedeflendiğinden söz edilemeyeceği, zira bu tedbir kararının YouTube platformunda yer alan
tüm içeriğe erişimin genel olarak engellemeyi hedeflediği izahtan varestedir.
Etkili Başvuru Yolu Açısından (Anayasa md. 40, AİHS md. 13)
1. Anayasamızın 40. maddesine göre "Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen
herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına
sahiptir".
2. 5651 sayılı Yasa ifade özgürlüğü sınırlandırılanların ne şekilde bir başvuru hakkına sahip
olacağını düzenlememektedir. Bu yapısal sorun, TİB'in ve mahkemelerin keyfi ve yasal
dayanaktan yoksun erişim engelleme kararları ile daha da ağır bir soruna yol açmaktadır.
3. Başvuru konusu olayda da Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi, belirsiz bir süreyle
başvurucuların hesabının bulunduğu Youtube.com adresini erişime engellemiştir. Bu karara
karşı hiçbir etkili başvuru yolu bulunmamaktadır. Asliye Ceza Mahkemesi bu kararı
kaldırmadığı sürece yıllarca sitenin erişime engelli kalma ihtimali bulunmaktadır.
C- Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının
açıklanması:
1. Yukarıda da belirtildiği gibi müvekkil uzun yıllardır youtube.com web sitesini
kullanmaktadır. Bunun yanında müvekkil YouTube vasıtasıyla çalıştığı alana ilişkin Avrupa
Konseyi’nin, Birleşmiş Milletler’in ve diğer akademisyenlerin paylaşımlarına da
ulaşabilmektedir. AİHM, Ahmet Yıldırım kararında yapılan müdahalenin Sözleşme
açısından yeterli düzeyde olduğunu şu şekilde ifade etmiştir: "AİHM, kısacası, ihtilaf konusu
tedbirin, internet sitesine erişimin engellenmesine ilişkin verilen karar neticesinde getirilen
bir sınırlama olarak değerlendirildiği kanaatindedir: Mahkeme, bu tedbir kararının
uygulanması amacıyla, aynı zamanda TİB’in talebi üzerine, başvuranın web sitesinin yer
sağlayıcısı olan “Google Sites’a” erişimin engellenmesine karar vermiştir. Bu nedenle,
başvuranın kendi web sitesine erişmesi imkânsız hale gelmiştir. Bu unsur, AİHM’in, haber
veya bilgi alma ve verme özgürlüğünün tamamlayıcı bir unsuru olan ilgilinin ifade
özgürlüğüne, söz konusu tedbir kararı nedeniyle “kamu makamlarınca müdahale edildiği”
sonucuna varması için yeterlidir. (bkz, mutatis mutandis, Ayşe Öztürk v. Türkiye, n°
24914/94, 42, 15 Ekim 2002) (Ahmet Yıldırım/Türkiye, para. 55).
…………………………………………………………………………………………………
III- BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLDİĞİNE İLİŞKİN BİLGİLER
A- Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:
1. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolu tamamlayıcı bir yargı yoludur. Bu nedenle
öncelikle diğer başvuru yollarının Anayasa Mahkemesi'ne başvurmadan önce tüketilmesi
gerekmektedir. Aksi takdirde her başvurunun direk Anayasa Mahkemesinin önüne gelme riski
bulunmaktadır. Ancak, AİHM bu kuralın insan haklarını koruma bağlamında yer aldığını göz
önünde tutularak, aşırıcı biçimcilikten uzak ve belirli bir esneklikle uygulanması gereğini
vurgulamaktadır. Başvuru yollarının mevcudiyeti sadece teorik olarak değil, ama aynı zamanda
pratik olarak da yeterince belirgin olmalıdır.
2. Yukarıda açıklandığı gibi TİB 27 Mart 2014 tarihi gecesi öncelikle gerekçesini belirtmeden
“490.05.01.2014.-48125” sayılı kararı dayanak göstererek idari tedbir uygulamış daha sonra
Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına istinaden ve de “ayrıca” 5651 sayılı Yasa’nın 8.
Madde 1/b bendi uyarınca youtube.com adresine koruma tedbiri uygulamıştır. Aynı
mahkeme kararı 04.04.2014 tarihinde yeniden değerlendirerek erişim yasağını kaldırmış
fakat yine aynı gün içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığı üzerine yapılan itiraz üzerine karar
yeniden gözden geçirilerek bir üst mahkeme olan Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi
tarafından erişimin engellenmesinin devamına karar vermiştir.
3. Müvekkil, kararın gerekçesini 2.4.2014 tarihinde öğrenebilmiştir, henüz itiraz süresi
dolmadan Türkiye Barolar Birliği'nin yaptığı itiraza ilişkin karar, 4.4.2014 tarihinde karara
bağlanmış, hemen akabinde Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine Gölbaşı Asliye Ceza
Mahkemesi erişimin engellenmesine karar vermiştir. Bu karara karşı gidilebilecek herhangi
bir hukuk yolu bulunmamaktadır.
…………………………………………………………………………………………………
B- Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarih:
c. Esastan yapılacak inceleme sonucunda, ihlalin tespiti yanında 6216 sayılı Kanunun 50.
maddesinin 1. fıkrası uyarınca erişim engelleme kararının kaldırılması için gereğinin Gölbaşı
Asliye Ceza Mahkemesi ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına bildirilmesine,
d. İşbu başvuru için yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin başvurucuya ödenmesine
karar verilmesi için gereğini bilgilerinize vekaleten arz ve talep ederim.
Saygılarımla,
Avukat
Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu; formda
belirtilen bilgilerde, adreslerimde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir
değişiklik meydana geldiğinde Mahkemeye bildireceğimi beyan ederim.
Başvurucu : Yaman Akdeniz Temsilcisi/Avukatı :……………………………….
Aşağıdaki belirtilen karar ve gerekçesi 2 Nisan 2014tarihinde öğrenilmiştir:
a. Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi 27/03/2014 tarih ve 2014/358 değişik iş nolu kararı
Aşağıda belirtilen kararlar 04 Nisan 2014 tarihinde öğrenilmiştir:
b. Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi’nin 04/04/2014 tarihli ve 2014/381 değişik iş sayılı kararı
c. Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/04/2014 tarihli ve 2014/81 değişik iş sayılı kararı
B- Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebi ve bunun
gerekçesi:
:
2-TALEBİ VAR
:
0
2
7
4
0
0
4
3
2 0
0
0
1
4
4
4
İmza :
IV- DİĞER BİLGİLER
1-TALEBİ YOK
Tarih :
×
×
EKLER
1- Yetki belgesi veya vekâletname
2- Başvuru harcının ödendiğine dair belge
3- Nüfus cüzdanı örneği, başvurucu yabancı ise geçerli kimlik belgesi
4- Dayanılan belgelerin asılları ya da onaylı örnekleri
TEDBİR TALEBİ
YOK
V- SONUÇ TALEPLERİ
Açıklanan gerekçelerle;
a. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın a) Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi 27/03/2014 tarih ve
2014/358 değişik iş nolu kararı b) Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/04/2014 tarihli ve
2014/81 Değişik İş No.lu kararlarının müvekkilin ifade, bilim ve sanat özgürlüğümü (AY md. 26
ve 27, AİHS md. 10) ve etkili başvuru hakkını (AY md. 40, AİHS md. 13) ihlal ettiğine,
b. Başvurunun önemine binaen Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 68. maddesi uyarınca
incelenmesine öncelik verilmesine,
!