YAŞLILARDA ENFEKSİYON HASTALIKLARI Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILARDA ENFEKSİYON HASTALIKLARI Yaşlanmayla birlikte vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan bağışıklık sistemi de zayıflar. Bu yüzden yaşlıların enfeksiyon hastalığına yakalanma riski gençlere göre çok daha fazladır. YAŞLILARDA SIK GÖRÜLEN ENFEKSİYONLAR Yaşlılarda rastlanan ve tedavi geciktiğinde ölümle sonuçlanabilen başlıca enfeksiyon hastalıkları şunlardır: Zatürre (pnömoni) ve grip Verem (tüberküloz) İdrar yolu enfeksiyonu Karın içi iltihaplanmalar Cilt ve yumuşak doku enfeksiyonları Zona hastalığı (herpes zoster) Menenjit Kalp kası enfeksiyonu Eklem enfeksiyonu ZATÜRRE VE GRİP Zatürre yaşlılarda gençlere göre daha ağır geçirilir. Gribe yakalanma sıklığı yaşla beraber artmaz ama 65 yaştan sonra bu hastalığa yakalanınca iyileşme gençlere göre daha zor olur. Kalp hastalarında griple birlikte akciğerde sıvı toplanması görülebilir. Bu durum ölümle sonuçlanabilir. Yaşlıda gribi takiben bakteriyel zatürre gelişebilir. ZATÜRRE VE GRİP 70 yaş üstü hastaneye yatan yaşlıların %50’sinin hastalığı griptir ve ölümlerin %75–80’i bu hastalık nedeniyle gerçekleşmektedir. Sonbahar başında yapılan grip aşısı, risk grubundaki yaşlılarda ölümcül grip hastalıklarını azaltmada etkilidir. İNFLUENZA (GRİP) Influenza infeksiyonu en sık gözlenen viral enfeksiyondur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 10 kişiden 1-4’ü bu hastalığa yakalanmakta ve yılda 500-1000 ölüm olmaktadır. Pandemi yapabilen bir virustür. 1918 ekiminde başlayan pandemide 7 ay içerisinde 21 milyon kişi ölmüştür. 1957-1958’deki Asya gribi ve 1968-69’daki Hong Kong gribindeki pandemilerde ise 6 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. İNFLUENZA (GRİP) İlk 1997 Hong Kong’da saptanan H5N1 influenza virüsü günümüzde pandemi açısından en korkulan influenza türüdür. Pandemik hastalık genetik yapısı değişmiş yeni influenza türüne bağlıdır ve daha evvel bu tür ile karşılaşmamış, bağışık sistemi zayıf olan toplumlarda gözlenir. Evcil kümes hayvanlarındaki salgınlar insana virusun geçebilmesi nedeni ile de önemlidir. İNFLUENZA (GRİP) Ateş Öksürük Bulantı Baş ağrısı Nefes darlığı Kas ağrısı GRİP İLE NEZLE ARASINDAKİ FARKLAR BELİRTİLER GRİP SOĞUK ALGINLIĞI Yüksek Ateş (38ºC) Nadir Baş Ağrısı Sıklıkla Nadir Kas Eklem Ağrısı Sıklıkla Hafif Şiddetli ve günlerce sürer Yok Hafif Belirgin Hapşırma Kimi zaman Sıklıkla Öksürük Kuru, orta şiddette Hafif Yatak İstirahati Gerektirir Gerektirmez Komplikasyon Sinüzit, orta kulak ilt., zatürre Kulak ağrısı Ateş Bitkinlik Burun Akıntısı İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI Yaşlılarda idrar yolu enfeksiyonları ile karşılaşma sıklığı çok yüksektir. Yaşlının öz bakımının bozulması, Parkinson, Alzheimer, mesanede idrar birikmesi ve geriye idrar kaçırma, idrar yoluna uzun süreli olarak sonda takılması, erkeklerde prostat, kadınlarda mesane sarkması, kadınlık hormonu (östrojen) eksikliği vb. nedenlerle idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlık vardır. MENENJİT 65 yaş ve üstü yaşlılarda menenjit genellikle verem, zatürre ve diğer mikroplu hastalıklarda mikrobun yayılması sonucu ortaya çıkar. Menenjit geçiren yaşlılarda ölüm oranı çok yüksektir. MENENJİT Menenjitin Tipik Belirtileri: Ateş Şiddetli baş ağrısı Kusma Parlak ışıktan rahatsız olma Boyunda sertleşme Kas ağrısı Uykululuk Zor uyanma Bilinç bulanıklığı Asabiyet ENFEKSİYONA BAĞLI KALP HASTALIĞI Son yıllarda yaşlı hastalarda enfeksiyona bağlı kalp hastalığı görülme sıklığı giderek artmıştır. Yaşlılara uygulanan kalp cerrahisi ve protez kalp kapakları bu enfeksiyondan sorumlu tutulmaktadır. Hastalığın gidişatı genellikle kötü olmaktadır. ENFEKSİYONA BAĞLI KALP HASTALIĞI Bu tip hastaların protez kalp kapaklarında pıhtı veya iltihap oluşmasını ve buna bağlı birçok hastalığı önlemek için ömür boyu kan sulandırıcı ilaç kullanılmalı ve en az ayda bir kere kan pıhtılaşma testi yaptırılmalıdır. ENFEKSİYONA BAĞLI KALP HASTALIĞI Ömür boyu tuzsuz ve yağsız perhiz yapılmalı, spor yapılmalı ve damar sertliğinden korunmak için bazı koruyucu ilaçlar kullanılmalıdır. Tuzsuz perhiz ile kastedilen, ekmeği tuzsuz yemek, yemeğe tuz koymamaktır. Günde bir çay kaşığı tuz (5 gram) sağlıklı bir kişi için yeterlidir. Kaldı ki salça vb. birçok gıda maddesinin içinde zaten tuz vardır. 350-400 gramlık bir ekmekte 7,2 gram tuz vardır. Yapılan araştırmalarda Türkiye’de günlük kişi başı 18 gram (1 çorba kaşığı) tuz alındığı saptanmıştır. Bu durum genel olarak tuz tüketiminin ihtiyacın üzerinde olduğunu göstermektedir. Özellikle salamura, konserve, zeytin ve turşu gibi tuz içeren besinlerin tüketimini azaltmak gereklidir. ENFEKSİYONA BAĞLI KALP HASTALIĞI ENFEKSİYONA BAĞLI EKLEM İLTİHABI Belirtileri: Hâlsizlik İştah ve kilo kaybı Sabah uyuşukluğu Sürekli yorgunluk Parmak eklemleri gibi küçük eklemlerde iğ şeklinde şişme Çoğunlukla el sırtında şişme Ağrı çoğalması ve hareket azlığı ENFEKSİYONA BAĞLI EKLEM İLTİHABI Hastanın en çok şikâyet ettiği rahatsızlığı parmak eklemlerindeki ağrıdır. Özellikle soğuk suda (örneğin sebze ve bulaşık yıkarken) ağrı duyar. TÜBERKÜLOZ (VEREM) Tüberküloz (Verem) bir çeşit bakterinin yol açtığı bir hastalıktır. Çok eski çağlardan beri bilinen bu hastalık ile savaş henüz kazanılmaktan çok uzaktır. Dünya sağlık örgütü (DSÖ) tüm dünyaya hastalık için “acil durum” ilan etmiştir. Son yıllardaki DSÖ verilerine göre dünya nüfusunun 1/3’ü tüberküloz ile enfektedir ve %40’ı 15 yaşın altındadır. TÜBERKÜLOZ (VEREM) Şu sebeplerin bir ya da birkaçı yaşlıların vereme yakalanma riskini arttırmaktadır: Daha önce verem geçirilmiş olması Vücut direncinin zayıflaması Öz bakımın bozulması Yeterince beslenilememesi Bakımsız kalınması Şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği ve kanser gibi vücut direncini zayıflatan hastalıklar TÜBERKÜLOZ (VEREM) Ciddi seyirli, ilaçlara dirençli bir hastalıktır. Öncelikle akciğerleri tutar. İnsandan insana bulaşır. Belirtileri: Öksürük Kan tükürme Açıklanamayan kilo kaybı Ateş ve titreme Gece terlemesi Yorgunluk, bitkinlik TÜBERKÜLOZ (VEREM) Korunma: BCG aşısı Yerleştiği Diğer Organlar: Böbrekler Omurga Beyin Genital organlar TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Mikrobik bir hastalıktır. Hastalık etkeni tetanoz bakterisidir. Bulaşıcı değildir. Hastalıktan korunmak mümkündür. Aşılama ile uzun süre bağışıklık kazanılır. Bakteri çevremizde yaygın olarak bulunur. Dış ortamda spor formundadır ve dirençlidir. Oksijensiz ortamı sever. Cansız dokularda ve yaralarda çok iyi ürer. TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Tetanoz etkeni hepimizin bildiği gibi sadece ‘paslı çivi’ ya da ‘küflü teneke’ ile bulunmaz. Toprağın üst tabakalarında, insan ve hayvanların bağırsak kanalında bulunur ve buradan dış dünyaya yayılır. Bu nedenle tetanoz mikrobuna yeryüzünün her yerinde rastlamak mümkündür. TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Hastalık tüm dünyada yaygındır, fakat gelişmiş ülkelerde neredeyse kaybolmuş gibidir. Endüstrileşmiş ülkelerde çoğunlukla deri yaralanmaları ve yanıklardan, seyrek olarak da cerrahi girişimlerden sonra ortaya çıkar. TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelerde göbek bağının uygun olmayan şartlarda (taş, steril olama-yan bıçak veya jilet gibi aletlerle) kesilmesi sonucu oluşan yeni doğan tetanozu çok sık görülür. Ve buna bağlı yenidoğan ölümleri yaklaşık %10 civarındadır. TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Yenidoğan tetanozundan bebeği korunmanın yolu gebelik döneminde yaptırılan tetanoz aşısı’dır. Tetanoz aşısı hem anne adayını hem de bebeği doğum ve doğum sonu dönemde tetanoz hastalığından korur. Annede oluşan antikorlar plesanta youluyla bebeğe geçer, böylece bebek yenidoğan tetanozundan korunmuş olur. TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Bu ortamı vejetatif forma dönüşürler ve toksin salgılarlar. Klinik bulgular bu toksinin sinir sistemi üzerine olan etkileri sonucu ortaya çıkar. Hastalığın gelişimi yavaştır, 1-7 gün içerisinde belirtiler ortaya çıkar. Dış uyarılarla ortaya çıkan şiddetli kas kasılmaları olur. Bu tablo bir hafta veya daha uzun sürer. Ölümle sonuçlanır. TETANOZ İÇİN RİSKLİ DURUMLAR Hastaların % 70'i 50 yaş üzerindedir. Yanıklar, damardan ilaç kullanımı, kulak delinmesi, açık yaranın etraftan bulaşması, donuklar, deri yaraları, ameliyat yaraları, doğum sonrası dönem tetanoz enfeksiyonu açısından riskli durumlardır. TETANOZDAN KORUNMA Yeryüzünde bu kadar yaygın bulunan bir bakteri ile karşılaşma oranı bu kadar yüksek, tanı ve tedavisi güç ve ölüm oranı yüksek olan Tetanozdan en önemli korunma yolu ‘AŞILANMA’dır. Tetanoz aşısı % 95 oranında hastalıktan koruyucudur. TETANOZDAN KORUNMA Aşılama bebeklerde; doğumdan sonraki 2–3–4. aylarda birer doz (toplam üç doz) daha sonra 16–18. ayda; ilkokul 1. ve 8. sınıflarda yine birer rapel doz şeklinde uygulanır. Gebelerde ise; birer ay ara ile toplam iki doz aşılama yapılarak tetanozdan korunma sağlamaktadır. Unutmamak gerekir ki bağışıklığın devamı için 5-10 yılda bir tek rapel doz aşı yaptırmak gerekmektedir. TETANOZ İÇİN RİSKLİ KİŞİLER Özellikle yeni doğan bebekler, çocuklar, gebeler, 50 yaş üzeri yaş grubu, toprak ve bahçe işleriyle uğraşanlar, bedensel güçle çalışıp travmaya maruz kalma riski yüksek olan kişiler yüksek risk altında oldukları için aşılanma konusunda daha duyarlı davranılmalıdır. TETANOZ (KAZIKLI HUMMA) Tetanoz mikrobunun yol açtığı iltihap yerel doku bölgelerinde sınırlı kalır. Etken yüksek etkiye sahip toksinini yalnızca oksijensiz koşullarda üretebilir. Vücuda giren mikrobun hastalık belirtisi vermesi için geçen kuluçka süresi 2 -14 gündür. İçinde yabancı cisim bulunan, doku harabiyetinin yüksek, kan, pıhtı ve ölü doku parçalarının olduğu yaralanmalarda bu sürenin 24 saate kadar indiği görülmüştür. Kuluçka döneminin ardından hastalık belirtileri ortaya çıkar, soluk borusunu ve solunum kaslarını da etkileyen ağrılı kas spazmları ve ağır merkezi sinir sistemi harabiyeti sonucunda ölüm gelişir. Çocuklarda ve ilerleyen yaşlarda ölüm oranı yüksektir, % 60 – 80 inde ölüm gelişmektedir. APANDİSİT Apandisit her yaş grubunda görülmekle beraber ölüm oranı 60 yaş ve üstündeki hastalarda gençlere ve orta yaş grubundakilere göre % 20 daha yüksektir. Ayrıca apandisit ameliyatı yüzünden bağırsak delinmesi, yara enfeksiyonu, abse ve zatürre gelişmesine yaşlı hastalarda daha sık rastlanmaktadır. SAFRA KESESİ İLTİHABI Safra kesesi ve yollarının taşlı veya taşsız iltihabı 70 yaş üstü kişilerde gençlere göre % 50 daha fazladır. Yaşlılarda safra kesesi iltihabı önemli ölüm nedenlerinden biridir. CİLT VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARI Yaşlanma ve çevresel faktörlerle beraber deri yıpranır. Yıpranma belirtileri incelme, kuruma, kabalaşma, kırışma, esnekliğin azalması sonucu gevşeme ve sarkmadır. CİLT VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARI Yıpranmayla da bağlantılı olarak cilt ve yumuşak doku enfeksiyonları yaşlılarda sık rastlanan problemlerdir. Bu enfeksiyonların nedeni alkol kullanımı, beslenme alışkanlığı bozukluğu, kanser, şeker hastalığı ve ciddi yaralanmalardır. CİLT VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARI Yaşlılarda cildin korunması ve bakımı önemlidir. Düzgün beslenmek, alkol ve sigara kullanmamak, düzenli uyumak, su temelli nemlendirici kremler kullanmak, yaşlanmaya bağlı cilt sorunları ağırsa cildiye uzmanına başvurmak başlıca korunma önlemleridir.
© Copyright 2024 Paperzz