İLİM NEDİR? İlim Nedir? İlim Adamı Kime Denir? A. Deneysel, gözlemsel olarak ortaya çıkan sistematik bilgi, ve bunların incelenmesidir. B. “Self-konpraansiyon, self-refleksiyon, self-referans, ve self-konstriksiyon kapasitesine sahip bir aklın, süpernatürel liyakat ve yeteneklerinin tezâhürii olan bir aktivite”dir! Veya daha konpakt bir form’da, ilim, “transandant (süpernatürel) entrinsik (öz’den olan, gelen) merit aktivitesidir! Self-konpraansiyon: Kendi-kavrayıp anlayan, yani açık olarak, birbirinden rölâtif olarak bağımsız görülen kognitif modüllerinin üst yapılı semantik ağ içinde entegrasyonunun kavramsallaştırılması, ve böylece “prosedürel bilgi form’unun” “deklaratif bilgi ’ yapısına dönüştürülmesi, Self-refleksiyon: Kendi düşünebilen ve bunu yansıtabilen, Self-Referans: Kendi bilgisine başvuran, Self-konstrüksiyon: Kendikuran, yapılandırabilen İlim Adamı: İlmin tarifinde verdiğimiz aktiviteyi o çerçevede başarabilen aktivatör'dür”. İlmi İspat: Öne sürülen bilginin “herkes tarafından (bunu yaptığını iddia edenler de dahil) herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda, her istenildiğinde tekrarlanabildiği ve aynı neticeleri verdiği, en güvenilir statistik deneylerle dahi kanıtlanması" dır. İlim Çalışanın yapması gerekenler a. Kendi zihinsel folyasyon yapılarını keşfetmeleri, b. Zihinsel föyler arasındaki tranzisyonları mümkün kılacak efektif eksitasyonları yakalayabilmeleri yönünden, “doğru” akademik “soru” ve “düşüncelere” yönelmeleri, c. Operasyonel araştırma, sibernetik ve matematik mantık, ve ilmi metodolojiyi öğrenmeye büyük çaba ve özen göstermeleri ve öğrenmeleri zorunludur! İlmin Gayesi: “Her çağda, o çağın konsistan ve komple endüktif-dedüktif aksiyomatik formal sistemi içinde, doğal fenomenlerin enternal ufkuna inmeye çalışarak fenomenin kod’unu içeren “minimum” programı keşfetmek, bulmak, ve anlamaktır”. İlim Adamının Gayesi: Anlamaktır Anlamak: Biz burada, sibernetik ve matematik mantık çerçevesinde şu tarifi vereceğiz. “Giren enformasyon veya data akışında, regülaritelerin, ve birbirinden rölatif olarak bağımsız görünen kognitif modüllerin entegrasyonunun üst yapılı semantik ağ içinde konseptüalizasyonu (kavramsallaştırılması) ve böylece “prosedürel bilgi” formu’nun “deklaratif bilgi” yapısına dönüştürülerek semantik hâfıza ünitesinde algılananın kod'unu çözebilmek”tir. A1 İlim Nedir? İlim Adamı Kime Denir? Bio Alan: Fiziki cihazlarla ortaya konamayan ve özellikle de insan gibi canlılar tarafından üretilebilen bir alandır. Data Prosesleme: , Data prosesleme şu üç birim yoluyla icra edilmektedir: 1) İkonik (çok kısa-vadeli vizüel, görsel) hâfıza birimi. Vizüel enformasyon, yaklaşık saniyenin üçte biri kadar bir süre bir ikon (imaj) olarak muhafaza edildikten sonra ya ortadan kalkar veya başka bir ikona, büyük bir olasılıkları da verbal (sözlü) reprezantasyona dönüşebilir, 2) Primer hâfıza birimi. Sonlu hacimde data’nın tekrar’la muhafaza edildiği kısavadeli hâfıza birimi. Bu birim, herkeste var olan bir komünikasyon kanalı, bir prosedürel prosesör olup, bilginin (data bankasının) statik strüktür olarak kaydedildiği bir birimdir. Repetisyonla ezberlenenler bu birimde kaydedilir. Güncel yaşantımızda normatif (norm’sal) akılsal fonksiyonlarımız bu biri çerçevesindedir. Onun için primer (başlıca, asıl) hâfıza birimi diyoruz. Ancak, semantik hâfıza biriminin kullanılması için, bir gelişme sürecinin ilk dönemi olarak niyet ediliyorsa, “primitif" hâfıza da diyebiliriz. 3) Semantik (veya uzun-vadeli) hâfıza birimi. İnsanoğlunun kognitif proseslerinin (persepsiyon, atansiyon, doğru düşünme, anlama, non-konvensiyonel yorumlama, prediksiyon gibi), ve kognitif proseslerin strüktürel modellerinin kurulması,, analiz-sentezi, bu dinamik hâfıza biriminin görevidir Personalite: “Biogenic (biyojenik), psychogenic (psikojenik), ve sociogenic (sosyojenik) bileşenlerinin mütüel (karşılıklı) adaptasyon ve konjügasyonundan meydana gelen bir “aktör” sistem dir. Tekabüliyet Prensibi: Bir yeni teori, eskisinin kurulduğu şartlar altında eski teoriye dönüştürülebilmek zorunluluğundadır. Yeni teorinin görevi, bu şartları çok daha dikkatle ve büyük bir titizlikle gözden geçirerek eski teorinin uygulanabilirlilik sınırlarının belirlemek ve onu daha rafine hale getirmektir. Olgun Bir İlim: 1) Deneylerle de desteklenen bir geçerlilik domenine sahip, 2)Horizontal (yatay), koherans’a (yani farklı branşlardaki teoriler ile ilişkilerinde uyum ve tutarlılık) sahip 3) Vertikal (dikey) koherans’a (yani, kendi kategorisinden olan diğer olgun teorilerle olan ilişkilerindeki uyum ve tutarlılık), ve konsistan bir matematik yapıya sahip olmakla karakterize edilir. Olgun bir ilim, işte bunların kümesidir. Self Koreksiyon: Kendi kendini düzeltme. Bu ilmi bir prosedürdür. bir “geçici dedüksiyon”dur. Endirekt verifikasyön metodunun sonucunun kanıtında yanlış düşünce yapılanmaları mevcut olabilir, teori zamansız bir doğruluk” içerebilir, tamamen sübjektif yapılı olabilir, ve neticelerinin, realite yapısını, ve karakterini gösterdiğine inanılabilir. Fakat bilelim ki hiç kimse, realitenin mümkün olan bütün teorilerini bilmediğinden ve bilemeyeceğinden, ortaya konan mevcut teorilerinin tekliği hemen tesis edilemez. Zaman geçtikçe ve yeni anpirik enformasyon kazanıldıkça, kullanılan postulalarda değişiklik yapılacağı veya tamamen terk edilebileceği gayet mümkündür. Her ne kadar hiç bir teoriyi A2 İlim Nedir? İlim Adamı Kime Denir? bütün zamanlar için geçerli kılacak olan bir dedüktif formülasyon mevcut değilse de, dedüktif metod ve onun endirekt anpirik verifikasyonu, ve deneme-yanılma yöntemi ile, mümkün görünen mevcut teoriler arasında, maksimum genişlikteki anpirik data spektrumunu minimal sayıda kabüller ile, teorinin ve bu data’nın korelasyonunu yapabilecek kapasiteli bir seçim mümkündür. Sübjektif karakterli yapılar asla rol oynamaz. Kozalite: “Verilen bir lokalde, bir fiziki olay veya fenomenin aynı sebeplerinin aynı neticelerinin tekrarlanabileceği gibi, başka bir aynı lokalde herhangi bir zamanda aynen tekrarlanabileceğini, veya, bir sistemin hâlihazırdaki hâlinin teorik veva anpirik determinasyonunun, fiziğin tariflediği şekilde, sistemin gelecek halini de lojik olarak tarifleyebileceğini ifadeden ibarettir. Burada bahsettiğimiz kozalite, Hume anlamında (daha doğrusu ümidinde olma) yani, duyu data’sına hâlihazırda refakat eden duyu çağrışımlarının kendilerini tekrarlayabileceği anlamında değildir. Bu farka dikkatinizi çekmek isterim İlmi Metodoloji. Gerek gözlemlerle, ve gerekse deney ve duyularla algılanan data akışını; objektif-mantıksal senplisite çerçevesinde, endüktif-dedüktif proseslerle semantik olarak koordine ederek (korelasyon kurarak), ilmi realitenin ortaya konması için bir mantal yapılanmanın (veya yapının) formülasyonudur. İlmi Metodoloji Gereçleri: -Maksimum genlikli korelasyon (semantik koordinasyon) -Objektif-Mantıksal Sefiplisite -Süreklilik ve Stabilite Prensibi -Matematik Mantık, ve Sibemetik -Paradigma (Semiotilc Modeller dahil) - Maksimum Epistemolojik Analiz - Deneysel Verifikasyon Prosedürel Bilgi: Prosedürel bilgi yönü hiç bir çağda değişmez. Dekleratif Bilgi: Enplisit olarak içerilen ilmi disiplinlerin semantik ağı içerisinde ve seçilen epistemolojik seviyede, endüktif-dedektif kognitif proseslerle, beyanın, kendisini meydana getiren alt birimlere partisyonunu yaparak, aralarında semantik koordinasyon (korelasyon) kurarak Kod’u, “mümkün olabilirlilik” bazında maksimum genlikli “anlama”ya çalışmak gayretini ifade eder! Deklaratif bilgi yapısı yönünden Kur'an’ın; enplisit olarak, ve insanoğlunun idraki çerçevesinde, “topolojiyi, kuantum mekaniğini, enformasyon, konpleksite, ve genel sistem teorilerini içerdiğini, ve maksimum genlikti epistemolojik analizle analizlenmesi gereken, nonlineer, sosyolojik, dinamik, sibernetize entegre Allah Kelâmı Sistemi olduğunu daima hatırlayalım. A3 İlim Nedir? İlim Adamı Kime Denir? İzomorfik Tasvir: Sı gibi bir objeler sistemi göz önüne alalım, ve bunlar arasında geçerli olan temel ilişkileri R,R' ile gösterelim. S2 diğer bir objeler sistemi olsun. Bu sistemin elemanları arasında geçerli olan temel ilişkiler (bağıntılar), Sı deki R,R'; temel bağıntıları ile aynı ismi de kullanılabilir (ancak anlamlar tamamen farklı olabilir). Şayet Sı ve S2 sistemlerinin bu temel bağıntıları arasında bir korelasyon kurmak mümkün olursa, öyle ki Sı sisteminin elemanları ile S2 sisteminin elemanları mütüel olarak (karşılıklan olarak) tek şekilde, yani bire-bir olarak, çift’lendirildiğinde, Sı elemanları arasında geçerli olan temel bağıntılar, S2’nin tekâbül eden elemanları arasında aynı isimli temel bağıntılar olarak geçerli olsun. Sı ve S2 sistemleri birbirine “izomorf’tur diyeceğiz. Bahis konusu olan korelasyon (veya korelasyon kurma kaidesi) “izomorfik tasvir” olarak bilinir. Yani Sı’i S2’ye izomorfik tasvirler. İzomorfik domenler aynı yapıya (strüktüre) sahiptir. Sı’e ilişkin her doğru önerme (hangi anlamda olduğu Sı içindeki R,R'…….; bağıntılarının anlamlarıyla belirlenir) için, S2’ye ilişkin tekâbül eden ve idantik olarak ifade edilen bir önerme mevcuttur. S1’in objelerine ilişkin belirtilen hiç bir ifade yoktur ki S2’de aynı eşitlikte geçerli olmasın! Entropi: Fizikte Entropi, bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek termal enerjisini temsil eden termodinamik terimidir. Çoğunlukla bir sistemdeki rastgelelik ve düzensizlik olarak tanımlanır ve istatistikten teolojiye birçok alanda yararlanılır. Sembolü S'dir. Termodinamiğin 2. yasasıdır. Fen Bilimlerinin en önemli yasası herşeyin yıprandığını söyleyen yasadır. Canlılar yaşlanır ve ölür, otomobiller paslanır ve evrendeki düzensizlik artar. Bilim adamları düzensizliği Entropi adı verilen nicelik ile ölçerler. Sistemlerdeki düzensizlik arttıkça, entropi de artar. Bu durum da faydalı (iş yapabilir) enerji miktarını azaltır. Faydasız enerjiyi (entropi) arttırır. Eğer bir sistem tamamı ile düzenli ise entropisi sıfır olabilir. Entropi, enerji gibi korunan bir özellik değildir. Bütün enerji değişimlerinde çevre ile sistemin entropi değişimlerinin toplamı daima pozitiftir. Bu da evrendeki toplam entropinin sürekli artmasına sebep olur. Mesela Dünya'daki yaşam Güneş'ten gelen Entropiyle beslenir. Bitkiler büyümeleri için gerekli enerjiyi güneş ışığından aldıkları zaman evrene bir miktar düzen katılır ve bu nedenle entropi azalır. Fakat Dünya'daki bu entropi(belirsizlik) azalması, bütün bir evrendeki entropi artışı yanında küçücük kalır Güneş'in yıpranma oranı, dünyamıza kattığı düzene göre çok büyüktür. Bir diğer örnek olarak yapboz verilebilir. Yapbozdaki resim, bilgiler birer birer yerine konulup entropi azaltılarak tekrar bir araya getirilebilir ancak resimde yeniden sağlanan düzen, yapbozu yapan kişiyi hayatta tutmak için evrenin başka bir yerinde ortaya çıkan düzensizlikten her zaman daha azdır. Kendimizi düşünürsek, yaşamak için gerekli enerjiyi gıdalardan alırız, bu enerjinin kaynağı ise Güneş'teki yıpranma sonucu çıkan güneş ışığıdır. A4
© Copyright 2024 Paperzz