İlk muayene Bu muayenenizde genel sağlık durumunuz ve varsa önceki gebelikleriniz gözden geçirilecek, bu gebeliğinizde ilave bakım almanızı gerektiren risk faktörünüz olup olmadığı belirlenecek ve buna göre bakım planınız yapılacaktır. Ultrasonografi ile gebeliğiniz tespit edilecektir. Her gebede yapılması gereken temel laboratuar testleri yapılacak, kişisel durumunuza göre başka testler ilave edilecektir. Ayrıca boyunuz, kilonuz, kan basıncınız ölçülecek, vücut kitle endeksiniz hesaplanacaktır. DOWN SENDROMU TESTLERİ Down Sendromu nedir? Sağlıklı bir insanın her hücresinde 46 tane kromozom vardır. Bu kromozomların 23’ü annemizin yumurtasından, 23’ü babamızın sperminden gelir. İkişerli gruplar halinde 23 çift olarak denge halindedirler. Herhangi bir nedenle bu bu kromozom çiftlerinde iki yerine üç kromozom olması (trizomi) sayısal dengeyi bozacaktır. Üç kromozom durumu 21. kromozomda oluşursa buna Down Sendromu (Trizomi 21) denir. Down Sendromu yaşamla bağdaşan ve en sık görülen sayısal kromozomal bozukluktur. Canlı doğan her 650700 bebeğin birinde rastlanır. İlerleyen anne yaşıyla birlikte görülme sıklığı artar. Bunun nedeni kromozom ayrılmalarının ileri yaşlarda daha düzensiz olmasıdır. Down sendromlu çocuklar genelde daha yavaş büyürler, daha yavaş öğrenirler, problem çözmede ve karar vermede daha çok zorlanırlar. Zekâ geriliği her zaman vardır. Yaklaşık üçte birinde ağır derecede kalp hastalıkları görülür. Ailelerin böyle bir bebekleri olup olmayacağını erkenden öğrenebilmelerini sağlamak amacıyla gebelik döneminde sonuç veren testler geliştirilmiştir. Kesin tanı testleri Gebelikte Down sendromunun kesin olarak belirlenebilmesi ancak bebeğin kromozomlarının incelenmesiyle mümkündür. Bunun içinse bebeğin hücrelerinin kullanılması gerekir. Gebeliğin erken aylarında bu iki yolla yapılabilir: Birincisi, bebekle aynı genetik özelliğe sahip plasentadan (eşinden) örnek almaktır. Bu işleme “CVS”adı verilir. İdeal olarak 1114. haftalarda yapılır. Önce ultrason ile bebeğin ve plasentanın yeri belirlenir. Daha sonra ultrason ren amniosentezin getirdiği riskin üzerine çıkar. Bu nedenle, bebeğini doğuracağı tarihte 35 yaşından gün alacak anne adaylarına doğrudan amniosentez önerilmektedir. Fakat “yaş”a dayanarak yapılan amniosentezlerle Down sendromlu bebeklerin ancak %2530’u saptanabilmektedir. Yani büyük çoğunluk gözden kaçmaktadır. Daha genç anne adaylarının da taranabilmesi için son 30 yıl içinde yeni testler geliştirilmiştir. İkinci trimester tarama testi (üçlü test veya 16-18. hafta testi): Bu testle anne adayından kan alınır ve AFP, hCG ve estriol isimli hormonlar ölçülür. Anne adayının yaşı da dahil edilerek risk hesaplanır. Testin gösterdiği risk, yaşa bağımlı riskin üzerindeyse ve özellikle 1/250'den fazlaysa “tanı” testi önerilir. Bu taramanın en uygun tanı testi “amniosentezdir”. Bu şekilde tüm Down sendromluların %65’i saptanabilmektedir. Birinci trimester tarama testi (ikili test veya 11-14 hafta testi): Önce ultrason ile bebeğin “ense cildi kalınlığı” ölçülür. Down sendromlu bebeklerde ense cildi daha kalındır. Ultrasonu izleyen 24 saat içinde anne adayının kanında PAPPA ve serbest beta-hCG isimli hormonlar ölçülür. Yaş da dahil edilerek Down sendromu riski hesaplanır. Testin gösterdiği risk, yaşa bağımlı riskin üzerindeyse ve özellikle 1/300'den fazlaysa “tanı” testi önerilir. Bu taramanın ardından en çabuk uygulanacak tanı testi “CVS”dir. Bu şekilde tüm Down sendromluların %85’i saptanabilTarama testleri mektedir. CVS’in yapılamadığı yerlerde 16. hafta beklenerek Down sendromu için kullanılan en “amniosentez” de yapılabilir. eski ve en basit tarama testi anne adayının “doğum yapacağı tarih- Bu bilgiler ışığında Down Sendteki yaşı” dır. Down sendromlu be- romuyla ilgili izlenecek yol konusunda tercih sizindir... bek taşıma riski 35 yaşından itiba- gözlemi altında ince bir iğne ile plasentaya girilerek yaklaşık 40 mg hücre elde edilir. İkincisi ise bebeğin etrafını saran ve içinde bebeğin vücudundan dökülen hücrelerin de olduğu sıvıdan örnek almaktır. Bu işleme “Amniosentez” adı verilir. İdeal olarak 16-18. haftalarda yapılır. Yine ultrason ile bebeğin ve plasentanın yeri belirlenir. Sonra ultrason gözlemi altında bebek ve plasentadan uzak bir yerden ince bir iğne ile girilerek yaklaşık 20 ml amnion sıvısı alınır. Elde edilen hücreler genetik laboratuarına gönderilir. Bebeğin tüm kromozom yapısını gösteren “karyotip tayini” sonucu, CVS testinde bir hafta içinde, amniosentezde ise 2-3 hafta içinde çıkar ve yüzde 99.9 güvenilirdir. Böylece en geç 20. haftada bebeğin Down sendromlu olup olmadığı anlaşılmış olur. Bu haftalarda düşük yaptırılan bebeklerin yaşayabilmeleri mümkün değildir. Bu iki “kesin tanı” testinin en önemli riski, işlemin iğne ile yapılmasından dolayı, az da olsa gebeliğin düşükle sonuçlanması ihtimalidir. CVS yapılan her 100 işlemden birinde bunun olabileceği kabul edilir. Amniosentez içinse bu ihtimal her 200 işlemde birdir. Ayrıca bu testlerin getirdikleri işgücü, zaman ve ekonomik yükler nedeniyle tüm gebelere uygulanabilmesi pratik olarak mümkün değildir. Bu nedenle, bu testlerin sadece yüksek risk taşıyan gebelerde yapılması yoluna gidilmektedir. Yüksek riskli gebeleri ayıklamak içinse “tarama” testleri kullanılır. 12. hafta muayenesi Tercih ettiğiniz takdirde, Down sendromu taraması için ultrasonografiyle ense kalınlığı (NT) ölçümü yapılacak, kanınızda PAPP-A ve Free-beta HCG hormonları ölçülecektir. Bunların sonuçları birleştirilerek Down Sendromu riskiniz hesaplanacaktır. Ayrıca kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. EGZERSİZLER Gebelikte rahimin büyümesi ve vücut ağırlığının artmasına bağlı olarak vücudun duruşu değişir. Vücut duruşundaki değişiklik bel, sırt ağrılarına neden olur: —Gebelikte ortaya çıkan duruş bozukluklarını gidermek, —Sırt ağrılarını azaltmak, —Doğum sırasında gerekli soluma ve gevşemeyi öğretmek, —Karın ve perine kaslarının elastikiyet ve kuvvetini arttırmak, —Anne adayını ruhsal olarak doğuma hazırlamak, —Anne adayının bilinçli olarak doğuma yardımını sağlamak ve doğumu kolaylaştırmak amacıyla gebelikte egzersiz yapılmalıdır. Yan: Baş altında yastık, gövde öne doğru, arkadaki kol düz yanda, bacaklar hafif bükülü ve bacaklar arasında yastık olmalıdır. Öndeki kol bir yastık üzerinde desteklenebilir Gevşemeyi yapabilen kişi doğumun ilk devresinde rahim ağzının açılmasına yardımcı olacaktır Sırt ve bel ağrılarını azaltan egzersizler Pelvik Tilt: Gebe sırt üstü dizler bükülü yatar. Baş altında ince bir yastık vardır, elini yatağa doğru bastırıp 10’a kadar sayar ve gevşer. Bu egzersizi otururken ve ayakta iken yapar. —Pelvik tilt ile birlikte anne adayı Ne zaman başlanmalıdır? dizlerini karnına doğru çeker ve İlk üç aydan sonra egzersiz prog- düzeltir. Dizlerini düzeltirken nefes ramına başlanmalı ve haftada bir alır karnına çekerken verir. kez düzenli olarak doğuma kadar —Sırt üstü yatar, dizler bükülü podevam edilmelidir. Her kadın psi- zisyonda iken başını kaldırıp dizlekolojik ve fiziksel açıdan farklıdır. rine doğru bakar ve bırakır. Başını Bu nedenle her gebe bir fizyotera- indirirken nefes alır, kaldırırken vepist tarafından değerlendirilmeli ve rir. Bu egzersiz yine pelvik tilt ile egzersiz programı planlanmalıdır. beraber yapılmalıdır. Doğum öncesi yapılan egzersiz- —Yine dizler bükülü sırt üstü yaler tarken tüm sırtını yatağa bastırır, 10’a kadar sayar ve gevşer. Solunum egzersizleri doğumun ikinci döneminde ağrılar esnasın- —Yine aynı pozisyonda kalçalarını da anne adayının nefesini kontrol- sıkarak birbirine birleştirmeye çalışır, 10’a kadar sayar ve gevşer. lü kullanarak, etkili bir biçimde —Sırt üstü yatarken bacaklarını ıkınmasını sağlar. Gevşeme egzersizleri; doğumun çaprazlar ve bir evvelki egzersizi ağrısız döneminde, anne adayına yineler. nasıl gevşeyeceğini öğreterek be- —Sırt üstü, dizler bükülü, dizlerini beğin doğumu için gerekli enerji yana açarak yere değdirir ve gevbirikimini sağlar ve gücünü yararlı şer. olarak kullanmasına yardımcı olur. —Sırt üstü, dizler bükülü, bir sağ En uygun gevşeme pozisyonları bir sol yana bacakları değdirme. Sırt üstü: Baş altında ince bir yas- Bu hareket tek bacakla da yapılabilir (bir sağ bacak, bir sol bacak). tık, dizler bükülü ve diz altında —Eller ve dizler üzerinde sırt düz yastık olmalı; ayak doğal pozisolarak harekete başlar. Sırtını yonda durmalıdır. kamburlaştırıp başını aşağı büker- ken nefes verir, sırtını düzeltip çukurlaştırarak başını yukarı kaldırırken nefes alır. —Bebeğin büyümesi, ağırlığın artması ile bacaklarda ağrı ve dolaşım bozuklukları oluşabilir. Bunu önlemek için anne adayı sırt üstü ayaklarını yastıkla yükselterek yatar ve bilekten ayağı aşağı yukarı çeker ve ayak bileğinden dairesel hareketler yapar. —Bağdaş kurarak oturur. Ellerle dizlerini yere doğru esnetir ve bırakır. Aynı hareket ayak tabanları bitişik olarak tekrarlanır. —Ayaklar 20 cm aralı iken bacakları kalçadan dışa çevirir, çömelir ve kalkar. —Ayna karşısına geçer ve vücut duruşunu düzeltir. Günde kaç defa yapılmalıdır? Egzersizlerin her biri düzenli olarak her gün 5–6 kez tekrarlanmalıdır.Daha önceden egzersiz yapmakta olan gebeler ağır olmamak şartı ile aynı egzersiz programına devam edebilir. Anne adayı günlük hareketlerde nelere dikkat etmelidir? —Ev işleri yaparken, toz alırken, yerleri temizlerken dizleri üzerinde durmalıdır. —Sırt üstü yatarken kalkıp oturmak için önce yan dönüp sonra kollardan kuvvet alarak kalkmalıdır. —Sandalyeden, ağırlığını bacaklarına verip destek alarak kalkmalıdır. Anne adayının yapmaması gereken hareketler nelerdir? —Ani hareketler, —Ağır kaldırmak, —Gebeliğin son döneminde çömelerek oturmak veya iş yapmak. 16. haftamuayenesi Bu kontrolünüzde ultrasonografi yaptıracaksınız. Eğer Down sendromu taraması için 11-14 haftalar arasında yapılan testi kaçırdı iseniz, tercih ettiğiniz takdirde, 16-20. haftalar arasında 3’lü tarama adı verilen kan testini yaptırmalısınız. Bu testle Down Sendromu riskiniz hesaplanacaktır. Ayrıca muayenenizde kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. ULTRASONOGRAFİ Ultrason cihazı nasıl çalışır? Ultrason testi (sonogram), anne karnındaki bebeği veya karın içi organlarının görüntülenmesini sağlayan, ağrısız bir muayene yöntemidir. Ultrasonografi, doktorun elinde tuttuğu “transducer” adı verilen bir alet ile ses dalgaları yollar. Bu ses dalgaları vücudunuzun içinde yayılır ve geriye yansımalar yapar. Transducer bu yansıyan dalgaları toplar ve bunları küçük bir ekranda görüntü halinde gösterir. Vücut sıvıları ses dalgalarını geriye yansıtmadığı için ekranda siyah renkli görünürler. Kemikler ise ses dalgasını çok fazla geriye yansıttığı için beyaz renkli izlenir. Gebelik Ultrasonografisi Ultrasonografi incelemeleri, gerek fetus (doğmamış bebek), gerekse anne adayının durumu hakkında kesin olmayan, ancak hekimin izlemesinde yardımcı olabilecek bulguların elde edilmesini sağlar. Gebelik takipleri sadece ultrasonografi ile yapılmaz. İdeal olanı: gebeliğin ilk anlaşıldığı günden sonraki haftada, ayrıca 12, 22, 32 ve 38. haftalar civarında ve doğum öncesinde kurallarına uygun olarak ultrasonografi tetkiki yapılmasıdır. İlk aylarda gebeliğin iç mi dış mı olduğu, gebeliğin yaşı, embriyo sayısı, embriyonun yaşayıp yaşamadığının değerlendirilmesi için kullanılır. İlerleyen aylarda bebeğin iç organlarının ve büyümesinin ve plasentanın önde gelip gelmediğinin araştırılması için kullanılır. Fetusa ait yapısal anormalliklerin çoğu 20. hafta civarında yapılacak olan detaylı bir inceleme ile saptanabilir. Özellikle erken gebelik döneminde bazen vajinal sonografi yapılması gerekebilir. Daha yakından bakıldığı için bu yöntem daha detaylı görüntü sağlar. Acı ya da rahatsızlık verici bir işlem değildir. Güvenlidir. Enfeksiyona, kanamaya ya da düşüğe yol açmaz. Muayene hakkında Ultrasonografi muayenesi ortalama 15-20 dakika süren bir muayenedir.Aksi doktor tarafından size söylenmedikçe bu muayene için idrara sıkışarak gelmeniz gerekmez. Muayene odasına alındığınızda karnınızın tamamı görünecek şekilde muayene masasına uzanmanız gerekecek. Takiben, ses dalgalarının daha iyi iletilmesi için karnınızın üzerine jel sürülecek ve transducer karnınızda gezdirilerek görüntü alınacaktır. Bu sırada siz de bebeğinizi ekrandan izleyebilirsiniz. Eşiniz de sizinle birlikte bulunabilir. Eğer ultrasonografi muayenenizi kaydetmek istiyorsanız, önceden bu durumu bildirin. Günümüzde videokasete veya CD üzerine kayıt yapmak mümkündür. Aynı zamanda yanınızda getireceğiniz bir video kayıt cihazıyla kendiniz de kayıt yapabilirsiniz. Ultrasonografi ile bebeğinizin cinsiyetini görmek genellikle 16. haftadan sonra mümkün olabilir. Bebeğinizin pozisyonu cinsiyet tespitinde çok önemli olan bir faktördür. Bazen uzunca bir zaman bebek cinsiyetini göstermeyebilir. Eğer bebeğinizin cinsiyetini öğrenmek istemiyorsanız, muayeneden önce bu durumu bildirin. bebek üzerine olumsuz etkisi saptanmamıştır. Hamilelikte ultrason uygulamaları ile ilgili en büyük risk özellikle yeterli tecrübeye sahip olmayan kişiler tarafından yapılan incelemelerde bazı fetal anomalilerin gözden kaçırılması riskidir. Siz bebeğinizi görmek istediğiniz için gerekenden sık ve uzun süre yapılması doğru değildir. Kullanılan ses dalgaları, uzun süren ultrasonografi muayenelerinde dokulardaki ısının artmasına yol açabilir. Bu durumun bilinen bir zararı yoktur ancak yinede istenmeyen bir durumdur. Ultrasonografinin etkinliği Ultrasonografi, anne rahminde gelişmekte olan bebeğin sahip olabileceği tüm anormallikleri saptayamaz. Çünkü görüntülemeye dayalı bir testtir ve anormalliklerin hepsi yapısal değildir. Ultrasonografi ile bir bebeğin normal olarak izlenmesi, onun tamamen normal ve sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Gebeliklerin yaklaşık %2’sinde bebekte yapısal anormalliklere rastlanır.Ultrasonografi ile 10–14. gebelik haftalarında bunların yaklaşık %40’ı, 22–24. haftalarında %80’i tanınabilir. Her organın kendine özel bazı hastalıkları gebeliğin ancak belirli dönemlerinden sonra fark edilebilecek hale gelebilir. Hatta yeni bir bulgunun ortaya çıkışı doğumdan sonraki döneme kadar sarkabilir. Bu nedenle yapılmış olan bir inceleme ancak o anki durum hakkında. bilgi verir Ayrıca, yapılan taramalarda, yaklaşık %10 oranında, aslında var Ultrasonografi Riskli midir? olmayan bir sorun varmış gibi göUltrasonografi tüm dünyada yay- rünebilir ve endişe yaratabilir. gın olarak yaklaşık 40 yıldır yapılmaktadır. Anne veya karnındaki 20. haftamuayenesi Bu kontrolünüzde bebeğinizin gelişiminin değerlendirilmesi için ultrasonografi yaptıracaksınız. Ayrıca muayenenizde kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. GEBELİKTE SIK RASTLANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Memelerde Hassasiyet: Erken ve geç gebelik döneminde rahatsızlığa neden olabilir. Öneri: —24 saat süre ile uygun sütyen kullanılmalıdır. Sütyen, kan dolaşımını sağlayarak hassasiyeti azaltır. Vajinal akıntı: Normalde gebelerde artan östrojen miktarına bağlı olarak, kokusuz, kaşıntı yapmayan yumurta akı kıvamındaki akıntı görülür. Kokulu, vajinada yanma, kaşıntı yapan sarı-yeşil veya kesilmiş süt kıvamında beyaz renkli akıntı enfeksiyon belirtisidir. Öneriler: —Her gün iç çamaşırı değiştirilmelidir. —Tuvalet temizliğine dikkat edilmelidir (hazneden makata doğru). —Vajina asla yıkanmamalıdır. —Vajinal deodorantlar ve parfümlü sabunlar kullanılmamalıdır. Sık idrar yapma: Gebeliğin ilk yarısında artan böbrek kan dolaşımı ve hormonların etkisiyle, son yarısında ise bebeğin önde gelen kısmının mesaneye yaptığı bası sonucunda sık idrar yapma isteği ortaya çıkar. İdrar yaparken yanma ve idrar renginde değişiklik olması enfeksiyon belirtileridir. Enfeksiyon yok- sa sık idrara çıkma normaldir. Geceleri tuvalete kalkmak zor geliyorsa, akşamları daha az su içilmelidir. Bacak Krampları: Kaslarda ani kasılmalara kramp denir. Kalsiyum azlığı veya fosfor fazlalığı sonucu ortaya çıkar. Öneriler: —Bacaklara masaj yapılmalıdır. —Bölgesel (kramp giren yerlere) sıcak uygulanır. —Uyanırken bacaklar aniden gerilmemelidir. —Yürürken önce topukla yere basılmasına dikkat edilmelidir. Kabızlık ve hemoroid (basur) oluşumu: Hormonal etki ile mide-barsak hareketlerinin gebelikte yavaşlaması ve büyüyen rahimin bağırsaklar üzerine yaptığı bası sonucu kabızlık ve hemoroid gelişebilir. Öneriler: —İhtiyaç duyulduğunda bekletmeden tuvalete gidilmelidir. Düzenli jimnastik ya da haftada 3 gün yarım saat yürüyüş yapılmalıdır. —Kuru kayısı, kuru erik, kuru incir kompostolarının içilmesi kabızlığı önleyebilir. —Bol çiğ sebze ve meyve yenmelidir. Bol sıvı gıda alınmalıdır. Sa- BEBEĞİNİZ 24. Gebelik döneminin en önemli haftalarından birihafta sidir. Fetus 650-700 gram ağırlığa ulaşmıştır. Akciğerinde yer alan damar yapıları olgunlaşır. Hemen hemen bütün organları artık görev yapabilmektedir. Bu nedenle 24. hafta “viabilite” sınırı olarak kabul edilir. Viabilite terimi, annesine bağımlı olmadan, annesinin vücudu dışında “yaşamını devam ettirebilme” anlamında kullanılır. Ancak fetusun viabilitesi pratikte hiç kolay olmaz. Solunum, sindirim ve vücut ısısını korumak gibi yaşamsal işlevlerinin çok iyi desteklenmesi ve enfeksiyonlardan korunması gerekir. Bu kadar küçük bebekler ülkemizde ancak belirli merkezlerde yaşatılabilmektedir. . bah aç karnına bir su bardağı ılık şekerli su içilmesi yarar sağlar. Ödem: Hormonların etkisiyle vücutta su tutulması nedeniyle olur. Gebeliğin geç döneminde ve sadece bacaklarda ortaya çıkan ödem tedavi gerektirmez. Ödem; sabahları, el, yüz ve bacaklarda meydana geliyorsa, gebelik zehirlenmesi belirtisidir. Tedavisi gerekir. Öneriler: —Uzun süre ayakta durulmamalı —Sıkı-lastikli çorap ve iç çamaşırı giyilmemeli —Bacaklar yükseğe kaldırılarak dinlenilmeli. Varis oluşumu: Gebelikte büyüyen rahimin yaptığı basıya bağlı olarak bacaklarda, labium majör ve labium minörlerde varis meydana gelebilir. Öneriler: —Uzun süre ayakta durulmamalıdır. —Önceden varis varsa veya gebelikte ortaya çıkmışsa gebeliğin erken döneminden itibaren elastik varis çorabı giyilmelidir. —Bacaklar yükseğe kaldırılarak dinlendirilmelidir. —Ayaklara düzenli egzersiz yapılmalıdır. —Dolaşımı artırmak için ayak bileklerine daireler çizdirilebilir. SİZ Diş eti kanamaları görülebilir. Gebelik hormonları etkisi ile epulis gravidarum adı verilen diş eti hastalığı görülebilir. Dişinizi fırçalarken ve hatta ağzınızı çalkalarken bile kanamalar olabilir. Diş etleriniz çekilebilir. Hastalığın en ileri şeklinde dişlerde dökülmeler bildirilmektedir. Bu nedenle eğer benzer yakınmalarınız varsa ihmal etmeden diş hekimine başvurmalısınız. Yine bu haftalardan itibaren erken doğum belirtilerine karşı dikkatli olmayı öğrenmelisiniz. 24. hafta muayenesi Bu kontrolünüzde risk durumunuza göre ultrasonografi ile rahim ağzı (serviks) uzunluğu ölçümü, Doppler (kan akımı) incelemesi, bebeğin detaylı kalp incelemesi veya detaylı vücut incelemesi yapılabilir. Ayrıca muayenenizde kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. BEBEĞİNİZ 25. Bu haftanın en önemli olayı bebeğinizin tat duyuhafta sunun büyük ölçüde gelişmiş olmasıdır. Tat duyusu ile birlikte bebeğinizin süt dişleri de gelişiyor. Bebeğin cildi hala ince ve kırılgandır. Ancak vücudu orantılı bir şekilde doluyor, cilt altı yağ dokuları olgunlaşıyor. Artık rahim içinde kapladığı alan nispeten artmaya başladı. Bu da hareket edebilmesi için kendisine kalan boş alanın giderek azalacağı anlamına geliyor. Sonuç ise hareketlerinin daha sert hissedilmesi olacak. SİZ Bu haftalarda yorgunluk hissedebilirsiniz. Bu gebeliğin normal yakınmalarından birisidir. Aynı zamanda gözlerinizin ışığa karşı oldukça duyarlı olduğunu fark edebilirsiniz. Sorunun üstesinden gelebilmek için yapay gözyaşı kullanabilirsiniz. Büyüyen rahmin bası yapması ve dolaşımın bozulması nedeni ile bacaklarda ve belde ağrılar olabilir. Bazı gebelerde ise el parmaklarında dahi ağrılar olabilir. Bu gibi durumlarda soğuk tatbiki oldukça yararlı olmaktadır. 26. Bebeğinizin akciğerlerinde hava kesecikleri hafta oluşmaya başladı. Doğumda hava solumayı sağlamak için akciğerler sürfaktan adı verilen bir madde üretirler. Bu madde, minik hava keseciklerinin sönmesine engel olur. Bu sayede her nefes alışında kesecikler hava ile dolar. Bu haftada bebeğinizin akciğerleri sürfaktan üretmeye başladı, ancak miktarı tabii ki yeterli değil. Erken doğum tehdidi yaşayan anne adaylarına yapılan bazı enjeksiyonlar ile bu maddenin yapımı hızlandırılmaya çalışılır. Yapılan çalışmalarda 26 haftalık bebeklerin beyin dalgaları incelendiğinde dokunmaya beyin dalgaları ile cevap verdiği saptanmıştır. Ayrıca ilginç bir bulgu da karnınıza kuvvetli bir ışık kaynağı dayadığınızda bebeğin kafasını o yöne çevirmesidir. Bu haftalarda durup dururken karnınızda bir sertleşme hissedebilirsiniz. Endişelenmeyin. Bu, normalde görülen ve Braxton-Hicks olarak isimlendirilen kasılmalardır. Erken doğum tehdidinde ise kasılmalar sürekli ve belirli aralıklarla gelir. Düzenli kasılmaları saptamak için eşinizden yardım isteyebilirsiniz. Eşiniz, elinin ayasını rahminizin tam üstüne koyarak beklemeli. Bu haftada rahmin en üst sınırı göbek deliğinin yaklaşık 5 santimetre yukarısındadır. Eşiniz 20 dakika kadar bu şekilde bekleyerek kasılmaların varlığını ve sıklığını saptayabilir. Bu işlemi kendiniz de yapabilirsiniz. Kasılmaları siz ağrı olarak hissetmeyebilirsiniz ya da çok hafif adet sancısı şeklinde fark edebilirsiniz. Eğer bunların sıklığı konusunda endişeleriniz varsa hemen doktorunuz ile temasa geçiniz. 27. Bebeğinizin göz rengi artık belli ve gözünü açıp hafta kapamaya başlıyor. Beyin olgunlaşması hızla devam ediyor ve sese verdiği tepkiler arttı. Boyu 25 santimetreye yaklaştı ve kilosu 1000 gram civarında. Ultrason incelemelerinde artık bebeğinizi bir bütün olarak göremediğinizi fark etmişsinizdir. Artık bebek kısım kısım incelenmekte. Yapılan ölçümler ile kilosu gerçeğe yakın ölçülerde tahmin edilebilmekte. Solunum ve uyku problemleri yaşayabilirsiniz. Özellikle yattığınız zamanlarda nefes darlığı ortaya çıkabilir. Çoğu anne adayı bu dönemlerde uykunun dinlenmeden çok sıkıntı yarattığını söylemekteler. Bilinçaltında yaşanan endişeler uykuda kâbus olarak kendini gösterebilir. Uykuya dalmada zorluk yaşayabilirsiniz. Daha rahat uyuyabilmek için, yatarken kullandığınız yastık sayısını arttırmalısınız. 28. Bebeğiniz sürekli uyuma ve uyanma dönemleri hafta geçirmektedir. Zaman zaman gözlerini açıp kapayabilir. Kaşları gelişimini tamamlamıştır. Vücudu yağ depolamaya devam etmektedir. 28. haftada dünyaya gelen bebeklerin yaklaşık %90'ı yaşatılmaktadır. Ancak, bu bebeklerde yoğun bakım şartlarında solunum desteği gerekmektedir. Bu hafta ile birlikte son üç aya girmiş oluyorsunuz. Bu haftada bebeğiniz hızla büyümeye devam edecek ve rahim içini dolduracak. Rahim büyüklüğünüz neredeyse kaburgalarınızın seviyesine ulaştı. Bu haftalarda bacaklarınızdaki varislerde artış ve şişme fark edebilirsiniz. Yine hemoroid probleminiz varsa kötüleşebilir, ya da bacaklarınızda sık sık kramplar yaşayabilirsiniz. 28. haftamuayenesi Bu kontrolünüzde ultrasonografi yaptıracaksınız. 75 gram şeker yükleme testi ile şeker hastalığı varlığı, kan sayımı yapılarak kansızlık varlığı araştırılacaktır. Kan uyuşmazlığı riskiniz var ise IDC testi tekrarlanacak ve koruyucu iğne yapılacaktır. Ayrıca muayenenizde kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. BEBEĞİNİZ Bebeğinizin kafası ve gövdesi arasındaki oran artık normale yakındır. Kendi vücut ısısını ayarlayabilme yeteneğine sahiptir. Kemik iliği sürekli kırmızı kan hücreleri yani alyuvar üretiyor. Gözleri ise hareket etmeye başladılar bile. Zaman zaman içinizde aniden bir hareket hissederseniz şaşırmayın ve korkmayın, çünkü bebeğiniz hıçkırıyor! SİZ Hamileliğinizi artık iyice hissetmeye başladığınızı fark edeceksiniz. Bu haftalarda karın cildinizde kaşınmalar hissetmeniz normaldir. Bunun yanı sıra karın içi basıncındaki ve dolaşım sistemindeki değişiklikler sonucunda hemoroid (basur) problemi görülebilir. Ayrıca nefes darlığı, midede yanma, bacaklarda kramplar gibi yakınmalar ortaya çıkabilir. Bunların hepsi geçici ve tedavi ile üstesinden gelinebilecek şikayetlerdir. 30. hafta Bebeğinizin cildini kaplayan ve lanugo adı verilen ince tüyler artık yavaş yavaş kaybolmaya başladı. El ve ayak tırnakları yavaş yavaş uzuyor. Kemik iliği kan hücresi üretimini tamamen karaciğerden devraldı. Rahmin içi genellikte zifiri karanlık gibi düşünülse de anne adayının bulunduğu çevreye bağlı olarak aydınlık ya da karanlık olabilir ve bebek bunun ayrımını yapabilir. Erkek bebeklerde testisler torbaya iniş sürecini tamamlamak üzeredir. Bebeğin ağrılığı doğumda olacağı ağırlığın üçte ikisine ulaşmıştır. Bu haftalarda anne adayı artık hamilelikten iyice sıkılmaya başlar. Uyuyamamak ve mide yanmaları sık görülen problemlerdir. Zaman zaman kasıklarınızda bir ağrı ya da kasılma hissedebilirsiniz. Bunlar rahmin gerginliğini sağladığı küçük ve önemsiz kasılmalardır ve Braxton Hicks kasılmaları olarak adlandırılırlar. Bir anlamda, rahminiz doğum için antrenmanlara başladı denilebilir. Ancak, vaktinde bir doğum için daha epey var; en azından 37 hafta tamamlanmalıdır. 31. hafta Bebeğinizin beyni hızla olgunlaşmasına devam ediyor. Hızla gelişen bir başka bölüm ise bebeğin kemikleri… Bebeğiniz bu haftalarda her zamankinden daha fazla kalsiyuma gereksinim duyuyor. Bu nedenle süt ve süt ürünleri tüketmelisiniz. Bebeğinizin göz bebeği ışığa reaksiyon vererek açılıp kapanmaya başladı bile. Büyüyen bebek ve rahim göğsünüzde sıkışmaya neden olabilir ve göğüs ağrısı ortaya çıkabilir. Bebek ile içinde yüzdüğü sıvı arasındaki oran bebek lehine bozulduğu için ona kalan alan daralmıştır. Bu nedenle bebeğinizin hareketlerini daha fazla hissedebilirsiniz. Küçük hareketler bile sizi rahatsız edebilir. 32. hafta Bebeğin tırnakları tamamen gelişti ve parmak uçlarına kadar uzadılar. Buna karşın, bebeğin büyüme hızı azalmaya başladı. Cilt altı yağ dokusu gelişmeye devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan pembeye doğru dönmeye başlar. Bu haftada bebeğinizin hareketlerinin iyice arttığını fark edebilirsiniz. Bebeğin hareketleri iyilik halinin bir göstergesidir. Erken doğum ile ilgili belirtileri takip etmelisiniz. Sindirim sistemi ile ilgili sorunları azar azar ama sık sık yüksek lifli yiyecekler tüketerek ve bol sıvı içerek azaltabilirsiniz. Bacaklarda kramp çok sık rastlanılan bir bulgudur ve sizin kalsiyum ihtiyacınızın bir belirtisi olabilir. 29. hafta 32. haftamuayenesi Bu kontrolünüzde ultrasonografi yaptıracaksınız. Bu inceleme ile bebeğinizin büyümesi ve gelişmesi değerlendirilecek, bu dönemlerde görülebilir hale gelen bazı yapısal anormallikler kontrol edilecektir. Ayrıca muayenenizde kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. BEBEĞİNİZ Son haftalara yaklaştıkça bebeğinizin beyninde oluşmuş olan ve nöron adı verilen milyarlarca sinir hücresi de onun rahim içi yaşantısında etrafındakileri öğrenmesine yardımcı olur. Bebeğiniz duyabilir, hissedebilir ve görebilir. Bu haftalarda bebeğinizin baş çapı eskiye oranla daha hızlı büyümeye başlar. Bebeğinizin göz bebekleri tıpkı sizinkiler gibi ışıkta küçülüp karanlıkta büyüme yeteneğini kazanmıştır. Bebeğiniz bu sayede bulanık olarak görebilir. Yenidoğanlar gibi bebeğiniz zamanının büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Bebeğinizin akciğerleri artık gelişimi ve olgunlaşmasını neredeyse tamamlamıştır. Koruma ve doğum sonrası vücut sıcaklığını koruma görevi yapan cilt altı yağ dokusu kalınlaşmaya devam etmektedir. Bebekler hamileliğin son dönemlerinde hızlı kilo alırlar. rumdur. SİZ Sonlara yaklaştıkça siz de daha hızlı kilo aldığınız fark edebilirsiniz. Ellerde ve ayaklarda hafif ödem olması normaldir ancak baş ağrılarınız varsa, çakan ışıklar ya da noktacıklar görüyorsanız, şişliklerde ani bir artış varsa, karın ağrısı, bulantı ve kusmanız oluyor ise preeklampsi açısından dikkatli olmalı ve zaman kaybetmeden doktorunuzla görüşmelisiniz. Eğer bebeğiniz çok iriyse ya da ikiz ya da üçüz bebek bekliyorsanız karnınızın içindeki aşırı şişlik nedeniyle midenize olan bası ve rahatsızlık hissi nedeniyle iştahınızda azalma olabilir. Bebeğinizin diz ve dirsek vurmalarını ayırt edebilirsiniz. Zaman zaman içerde bebeğin hopladığını hissettiğinizde telaşlanmayın. Bu bebeğinizin hıçkırmalarıdır ve tamamen normal bir du- 34. hafta Bebeğinizin akciğerlerinde büyük bir olasılıkla artık surfaktan adı verilen madde yeterince vardır. Bebeğinizin akciğerlerinde yeterince surfaktan olması, doğum durumunda solunum problemi yaşama olasılığının çok azaldığı anlamına gelir. Bebeğinizin ağrılığı 2 kilo civarındadır. Boyu ise yaklaşık 42 santimetredir. Bebeğinizin böbrek üstü bezlerinden (adrenal) salgılanan hormonlar sizde süt üretimini başlatabilir. Bebeğinizin bağışıklık sistemi gelişmektedir, basit ve hafif enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeteneği kazanmıştır. Bebeğiniz uyurken sizin gibi davranır. Yani artık gözlerini uyurken kapatıp uyanıkken açık tutar. Bu haftalarda halsizlik ve yorgunluk pek çok hamile kadının en önemli şikâyet sebeplerinden birisidir. Uyuma güçlükleri, kilo artışı ve buna bağlı olarak hareket yeteneğinde azalma sorun yaşamanıza neden olacaktır. Bu dönemde cinsel isteksizlik yaşayabilirsiniz. Herhangi bir zararının olduğu gösterilmemiş olsa da eğer cinsel ilişki istemiyorsanız eşinizin anlayışlı olması zamanıdır. Bu haftalarda yaşanan bir başka sorun da doğum ve doğuma ait konularla ilgili endişelerdir. Dünyada her gün binlerce kadının doğum yaptığını ve bunların sadece çok az bir kısmının sorun yaşadığını düşünmeye çalışın. 35. hafta Bu haftadan sonra artık erken doğum sancılarınız başlasa bile doktorunuz bunu durdurmaya çalışmayacaktır. Bebeğiniz doğum sonrası genelde sorunsuz ya da az bir bakım ile yaşamını devam ettirebilir. Bebeğinizin yağ depolaması devam ediyor. Bu haftada kol ve bacaklarda yağ tutulumu başlıyor. Ağırlığı 2000 gramın olabilir. üzerindedir. Tüm organ sistemleri gelişim ve olgunlaşmasını tamamladı. Artık son rötuşlar yapılıyor. Artık içinde yüzdüğü suya oranla rahim içinde daha fazla yer kaplamaya başladığından hareketleri daha az ama daha güçlü olacaktır. Uykusuzluk başlayabilir ya da probleminiz artış gösterebilir. Uykusuzluğun bir nedeni de bebeğin yavaş yavaş aşağı inmesi nedeniyle mesaneye bası yapması ve sık aralıklarla tuvalete gitme gereksinimi duymanız olabilir. Gece yatmadan önce sıvı alımınızı kısıtlamanız yardımcı 33. hafta 35. haftamuayenesi Bu kontrolünüzde ultrasonografi yaptıracaksınız. Bu inceleme ile bebeğinizin büyümesi ve gelişmesi değerlendirilecektir. Ayrıca muayenenizde kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. 38. haftamuayenesi Bu kontrolünüzde bebeğin tahmini doğum ağırlığı, kemik çatının uygunluğu ve doğum şeklinin konuşulması, doğumun planlanması için yapılacak son ziyaret olup, ultrasonografi ve vajinal muayene yapılacaktır. Gerekli olursa ağrısız doğum için anestezi uzmanıyla görüşeceksiniz. Yine kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. BEBEĞİNİZ Doğuma sadece 4 hafta kaldı (eğer sezaryen olacaksanız 2 hafta var demektir). Bebek ise hemen hemen hazır. Diş etleri de olgunlaşmasını tamamladı ve artık sert. Bu haftada yağ birikimi diz ve dirseklerde hızlanıyor. Boyun ve bilekleri de unutmamak lazım. Yaklaşık 2.750 gram ağırlığında. Bebeğinizin hareketleri dışarıdan rahatlıkla izlenebilir. Bu haftada bebeğiniz genelde son duruş pozisyonunu almıştır ve artık dönmesi çok nadir olarak görülür. SİZ Karnınızın üst kısmında bir boşluk ve rahatlama hissedebilirsiniz. Bu bebeğinizin doğum kanalına doğru indiğini belirtir“angajman” ve olarak adlandırılır. Midenizdeki baskı ortadan kalkacağı için iştahınız yeniden açılabilir. Bu haftalarda kilo artışınız (hem bebeğin hem de sizin) hızlı olabilir. Benzer şekilde akciğerlerinizdeki baskı da azalacağından soluk alıp vermeniz kolaylaşır. İdrara çıkma sıklığınız hamileliğinizin ilk başlarındaki gibi artacaktır. Bebeğinizin hareketleri canınızı yakabilir. 37. hafta 37. haftayı tamamladığınızda bebeğiniz ve hamileliğiniz miadını doldurmuş olarak kabul edilir. Ancak büyümesi daha durmamıştır. Vücudu yağ depolamaya devam eder ve günde yaklaşık 15 30 gram kadar alırlar. Genelde erkek bebekler kız bebeklerden daha fazla yağ depolarlar ve bu nedenle daha ağır doğarlar. Bebeğiniz rahim içinde soluk alıp verme hareketleri yapar ve bunların ultrasonda izlenmesi bebeğinizin iyi durumda olduğunun göstergesidir. Amniyon sıvısına göre hacmi daha çok arttığından bebeğinizin hareket etmesi zorlaşır, hareketlerinde azalma fark edebilirsiniz. Bu haftaya kadar rahim ağzınız ve onu rahim içine bağlayan kanal sümüğümsü bir tıkaç tarafından doldurulmaktaydı. Bu mukus tıkacın amacı rahminizin içini ve bebeğinizi vajinadan gelebilecek mikroplara karşı korumaktır. Bu mukus tıkacın atılması doğumun belirtilerinden biridir ve halk arasında "nişan gelmesi" olarak adlandırılır. Nişan doğumdan birkaç hafta önce gelebileceği gibi sadece bir kaç saat önce de gelebilir. Nişanı genelde kanlı sümüğümsü bir akıntı şeklinde fark edersiniz. 38. hafta Bu haftada bebeğinizin kafa çevresi ile karın çevresi yaklaşık olarak birbirine eşittir. Yağ birikimi giderek yavaşladığından kilo alımı da yavaşlar. Aynı şekilde siz de daha az kilo almaya başlarsınız. Yanakları ve emme kasları tamamen geliştiğinden bebeğiniz sürekli içinde yüzdüğü amniyon sıvısını yutar. Bu sıvı ile birlikte sindirim sisteminden, cildinden dökülen hücreler ile tüyler bağırsak içeriğini yani dışkısını oluşturur. Bu dışkıya "mekonyum" adı verilir. Mekonyum koyu yeşil-siyah renkli bir maddedir ve bebek herhangi bir nedenle sıkıntıya girdiğinde ilk olarak kakasını yapar. Bu haftadan itibaren 42nci haftanın sonuna kadar olan doğumlar, ince ince gün hesabı yapılmaksızın “vaktinde” yani normal doğum olarak kabul edilirler. Bu nedenle doğum valiziniz ve doğum başladığında nasıl hareket edeceğine dair planınız hazır olsun. Eşiniz doğuma girmek istemiyorsa onu size eşlik etmesi için ikna etmeye çalışmalısınız. Eğer eşiniz doğuma katılmak istiyorsa ancak siz bundan rahatsızlık duyacaksanız eşinize durumu açıkça anlatarak size anlayış göstermesini isteyebilirsiniz. Zaman zaman bacaklarınızda elektrik çarpmasına benzer yakınmalar olabilir. Bunun nedeni bebeğiniz hareket ederken ve pelvis içinde yerleşirken rahmin etrafındaki sinirlere dokunmasıdır. 36. hafta 39. hafta 40. hafta BEBEĞİNİZ Bebeğinizin ağırlığı 3000 gramın üzerindedir ve rahmin büyük bir kısmını doldurmaktadır. Oksijen ve besin maddelerini bebeğinize taşıyan göbek kordonunun uzunluğu yaklaşık 50, çapı ise 1.3 santimetre civarındadır. Bebeğinizin cildini kaplayan ve verniks adı verilen kremsi madde ortadan kaybolmaya başlar. Benzer şekilde lanugo adı verilen tüyler de büyük ölçüde dökülmüştür. Sizden geçen antikorlar bebeğinizin doğum sonrası en az 6 ay süreyle enfeksiyonlara karşı mücadelesinde yardımcı olacaktır. SİZ Vücudunuzun denge merkezi iyice değiştiğinden dengenizi sağlamakta güçlük yaşayabilirsiniz. Bu günler size çok uzun gelebilir. Sabırlı olmaya çalışmalısınız. Siz herhangi bir ağrı hissetmeseniz bile rahim ağzınız yavaş yavaş açılmaya başlamış olabilir. Su kesesi açılabilir ve sularınız gelebilir. Bazen bardaktan boşalırcasına hızlı ve fazla miktarda olan bu olay bazen de çok yavaş olabilir. Hatta kendinizi idrar kaçırırmış gibi hissedebilirsiniz. Miktarı ne olursa olsun sularınızın geldiğini düşünüyorsanız zaman kaybetmeden hastaneye gitmelisiniz. Sizden salgılanan hormonların bebeğinizin dolaşımında da bulunması nedeniyle erkeklerde torbalar, kızlarda da labiumlar normalden daha büyük görünecektir. Hatta doğum sonrası memelerinden süt dahi gelebilir. Bu hem kız hem de erkek bebeklerde rastlanabilen bir durumdur ve bir kaç gün içinde kendiliğinden kaybolur. Aşağıdaki belirtilere karşı hazırlıklı olun. Bunlar doğumun başladığının habercisi olabilirler. Bel ve sırt ağrıları: Gerçek doğum ağrılar ı10 dakika içinde 2–3 kez gelen, 45–50 saniye süren, karında sertlik oluşturan ve şiddeti giderek artan ağrılardır. Düzenlidir, sadece bir noktada hissedilmez; belde, kasıkta ve karında her noktada aynı şekilde hissedilir, istirahat etmekle yatışmaz. Kanlı akıntı:Rahim ağzını tıkayan salgı tıkacı, bu bölgenin çok az açılması sonucu oradaki damarlardan bulaşan kanla birleşerek kanlı bir sıvı (Nişan) şeklinde gelir. Su kesesinin açılması: Başka hiçbir belirti olmadan sadece su kesesinin açılması doğumun başlayabileceğinin belirtisidir. Aniden bol miktarda suyun vajenden dışarıya akması su kesesinin açıldığını gösterir. 40. haftamuayenesi Bu, doğumdan önceki planlı son kontrolünüzdür. Ultrasonografi yaptıracaksınız. Bu inceleme ile bebeğinizin sağlık durumu değerlendirilecektir. Kan basıncınız ve kilonuz ölçülecektir. Ayrıca vajinal muayene ile rahim boynunuzun doğuma hazır olup olmadığı değerlendirilebilir. DOGUMU BEKLERKEN Doğum ağrıları başlayan bir gebeye hastaneye ilk başvurusunda neler yapılır? —Gebelik süresi, ağrıların başlangıç zamanı ve sıklığı, suların gelip gelmediği sorulur. —Vajenden muayene ile rahim agzının açılıp açılmadığına bakılır. 3 cm’den fazla açılmış ise aktif doğum eylemi başlamış demektir. —Bağırsakları boşaltıcı lavman yapılır. Böylece bebeğin doğum kanalında kolayca ilerlemesi ve doğum sırasında kaka ile bulaşmaması sağlanır. —Anne adayı doğum eyleminin takip edileceği odaya alınır, cecelik veya özel önlük giydirilir. —Doğuma kadar ağızdan katı gıda verilmez. İlaç verilebilmesi ve beslenmesi amacıyla kolundan serum takılır. —Rahim kasılmalarının kaç dakikada bir geldiği, ne kadar sürdüğü ve şiddetinin ne olduğu kaydedilir. Bebeğin kalp sesi düzenli aralıklarla dinlenir. —Vajenden muayenelerle rahim yapılır. ağzının açıklığı ve bebeğin başının doğum kanalındaki ilerleyişi takip edilir. —Rahim ağzı açıklığı 10 cm. olmuş, baş doğum kanalının son kısmına gelmiş ise anne adayı doğum masasına alınır. —Doğum masasında doğum bölgesi antiseptik solüsyonla silinir; etrafı steril örtülerle örtülür. —Rahim kasılmalarıyla birlikte anne adayına ıkınması söylenir. —Gerek görüldüğü durumda anne adayına epizyotomi açılır. Epizyotomi, doğum kanalının son kısmını oluşturan kas ve cildin uygun bir yerden kesilmesidir . Neden epizyotomi yapılır? —Hiç doğum yapmamış olanlarda doğum kanalının son kısımdaki kaslar elastik değildir, esnemez ve kolayca yırtılırlar. Bu yırtıklar gözle görülmese bile sonraki yıllarda idrar tutamama ve rahimin dışarı doğru sarkmasına neden olur. Doğum kanalının son kısmı epizyotomi ile genişletilerek doğum kolaylaştırılır, bebeğin sıkıntıya girmesi önlenir. Ağrısız Doğum Yapılabilir mi? Hiç ağrı duymadan ya da çok hafif ağrıyla doğum yapılabilir. Ağrısız doğum için anneye verilen ilaç rahim kasılmalarını bozmaz. Anne kasılmaları fark eder, fakat hissetmediği için rahat ve huzurludur. Doğumdan sonra anneye neler yapılır? —Plasentanın çıkması beklenir. Süresi en çok 30 dakikadır. —Doğum kanalından dışarı çıkan plasenta, rahim içinde parçasının kalıp kalmadığını anlamak için kontrol edilir. —Anneye rahmin kasılmasını kolaylaştırıcı, kanamayı azaltıcı iğne —Vajen duvarları ve rahim ağzı doğum sırasında yırtık olup olmadığını anlamak için kontrol edilir, varsa yırtıklar dikilir. —Varsa epizyotomi dikilir. —Rahimin kasılması, karın duvarından kontrol edilir. —Anne yatağına alınır. Doğumdan sonra bebeğe neler yapılır? —Başı doğum kanalından çıkar çıkmaz ağzının içi bir gazlı bezle silinerek ağzındaki sıvının akciğerlerine gitmesi önlenir. —Tümüyle doğmasından sonra göbek kordonu kesilir. —Kan grubu, kan sayımı, kan şekerini belirlemek için göbek kordonundan kan alınır. —Göbek kordonu kesildikten sonra; ağzı ve burnu tekrar aspiratör adı verilen aletle temizlenir. —Kalp ve solunum sesleri dinlenir. —Sıcak kuru bir bezle tüm vücudu silinerek temizlenir. —Göbek kordonu bağlanır. —K vitamini yapılır. Gözlerine antibiyotikli damla damlatılarak doğum kanalından geçerken almış olabileceği mikropların üremesi önlenir. —Kilosu ve boyu ölçülür. İlk genel muayenesi yapılır ve giydirilir. —Bileğine, üzerinde soyadı yazılı bileklik takılır. Sezaryen nedir? Sezaryen vajinal yoldan doğurmanın mümkün olmadığı hallerde bebeklerin, karın duvarı ve rahim açılarak doğurtulmasını sağlayan bir ameliyattır. Ne zaman Sezaryen yapılır? —Bebeğin başı doğum kanalından geçemeyecek kadar büyük veya doğum kanalı normalden dar ise —Daha önceden rahim üzerinde iz bırakan ameliyat geçirilmişse, —Su kesesinin açılmasından sonra göbek kordonu vajenden dışarı sarkarsa, —Bebeğin, herhangi bir nedenle kol, omuz veya yüzü ile gelmesi halinde, —Plasentanın; rahim ağzını kapatacak şekilde alt kısma yerleşmesi yani önde gelmesi halinde —Plasentanın bebeğin doğumundan önce yerinden ayrılması halinde, —Bebeğin; doğum ağrıları sırasında sıkıntıya girmesi, kalp atışlarının bozulması halinde. DOGUMDAN SONRA Lohusalık nedir? Anne bebeği ne zaman emzirme- lidir? Doğum eylemi sırasında, plasentanın doğum kanalından dışarıya çıkmasıyla başlayıp, üreme organlarının gebelikten önceki normal haline dönmesine dek geçen 6 haftalık süredir. Eğer annenin sağlık durumu uygun ise bebek doğumdan hemen sonra anneye verilerek emzirmesi sağlanır. Lohusalık döneminde ne gibi değişikler olur? Lohusalıkta 3 önemli değişiklik görülür. —Vajen yolu ile loşi adı verilen akıntı olur. Doğumdan sonra; plasentanın ayrıldığı yerden dökülen doku parçaları, kan ve serumdan oluşan loşinin akışı 10–15 gün devam eder. Loşi ilk üç gün kırmızı, 4–5 gün sonra sarı-pembe, 7–8 gün sonra beyaz renklidir. Mikropların üremesine uygun ortam sağladığı için, bu dönemde temizliğe dikkat edilmelidir. İç çamaşırı ve kullanılan petler sık değiştirilerek tuvalet ihtiyacını takiben önden arkaya doğru antiseptik bir solüsyonla temizlik yapılmalıdır. —Rahim giderek küçülür, doğumdan 10 gün sonra artık karın duvarında hissedilmez. Rahim ağzının açıklığı doğumdan 2 ay sonra normale döner. —Süt salgılanması: Memelerden hormonların etkisiyle süt salgılanır. İlk üç gün süt miktarı azdır. Bebek emdikçe süt artar. Emzirmeden önce meme uçları ılık kaynatılmış suya batırılmış temiz bir gazlı bezle silinir, kurulanır ve emzirmeye başlanır. Her meme 20 dakikadan fazla emzirilmemelidir. Emzirme bittikten sonra meme uçları ılık suyla temizlenip yumuşatıcı bir pomat sürülür. Yirmi dört saat süreyle uygun bir sutyen takılmalıdır. Emzirme sonunda memeler tamamen boşalmamışsa bir pompa yardımıyla veya sağılarak boşaltılmalıdır. Lohusaya hastaneden çıkarken neler önerilir? —En az 1 ay her gün 1–2 saat dinlenmeli, ev işlerinin tümünü birden yapmamalıdır. —Eve gider gitmez duş yapabilir, oturarak banyo yapması mikrop alması açısından sakıncalıdır. —Epizyotomisi varsa, hekimin vereceği antiseptik solusyonla tuvalette önden arkaya doğru temizlik yapılmalıdır. —Epizyotomi varsa; çömelmek, ıkınmak sakıncalıdır. 4–5 gün epizyotomi üzerine oturmamalıdır. —Meme bakımını, emzirme süresince titizlikle yapmalıdır. Doğumdan sonra cinsel ilişkiye ne zaman izin verilir? Doğumdan 6 hafta sonra tüm genital organlar gebelik öncesi normal durumlarına dönerler. Bu nedenle cinsel ilişkiye, doğumdan 6 hafta sonra, hekim kontrolünü takiben izin verilir. Hangi korunma yöntemleri kullanılabilir? İki gebelik arasındaki ideal süre 2 yıldır. Bu nedenle doğumdan hemen sonra bir korunma yöntemi seçip, uygulanmalıdır. —Bebeği emzirmeyi düşünen anne eğer, hap ile korunmak istiyorsa, doğumdan bir hafta sonra sütü kesmeyen ve bebeğe zarar vermeyen mini hapları kullanmaya başlayabilir. Her gün aynı saatte bir tane alır (ancak, bu haplar, halen ülkemizde bulunmamaktadır). —Herhangi bir nedenle anne bebeğini emzirmiyorsa, normal korunma haplarına doğumdan 15 gün sonra başlayabilir. Bu hapları da her gün aynı saatte almak gerekir. —Rahim içi araçlarla korunmak isteyenler, normal doğumdan 6 hafta sonra, sezaryenden 2 ay sonra hekim kontrolünü takiben rahim içi araçlar taktırabilirler. Adet görmek şart değildir. —Bir daha gebelik istemeyen kadın doğumdan 48 saat sonra veya 6 hafta sonra tüplerini bağlatabilir. Tüpler; ufak bir cerrahi girişimle bağlanır. Tüplerin bağlanması; sadece ovum ile spermiumun karşılaşmasını önler. Eşlerin cinsel yaşamını etkilemez. Adet düzenini bozmaz. Erken menopoza neden olmaz. En etkili korunma yöntemidir. —Emziren kadınlar için 3 aylık enjeksiyon yöntemi, gebelikten korunmada doktor kontrolünde kullanılabilir. Doğumdan 6 hafta sonra adetli olsun ya da olmasın yaptırabilirler. —Doğumdan 6 hafta sonra deri altı implantı uygulanabilir. —Vazektomi: Erkekte tohum kanallarının bağlanarak erkeğin üreme sıvısında tohum olmamasını sağlayan bir işlemdir. Artık hiç çocuk sahibi olmak istemeyenlere uygun bir yöntemdir. —Diğer yöntemler; vajene konan fitiller, kılıf, dışarı boşalma vs. etkili korunma yöntemleri değildir. Bu yöntemlerle korunanların gebe kalma riski çok yüksektir. Emziren kadın gebe kalabilir mi? Eğer düzenli emzirmiyorsa gebe kalabilir. Düzenli emziren ve adet görmeyen kadında, 6 aydan sonra gebe kalma şansı çok yüksektir. Bu nedenle doğumdan hemen sonra bir korunma yöntemi seçip, uygulanmalıdır.
© Copyright 2024 Paperzz